İş dünyası tek yürek - Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri

Transkript

İş dünyası tek yürek - Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:41 Page 1
suthattı
Sektör
2
l
Keçi sütünden dondurma
2
l
Sektöre acil eylem planı
2
l
Röportaj: Dilşat Uyguroğlu
3
l
Hedef, sürdürülebilir gelecek
4
l
Tek bir önlem yetmez
4
Ekonomi
l
l
l
6
Fiyatlarda mevsim etkisi
6
CAOBISCO’nun sütteki
öncelikleri
6
8
8
l
İhracat geliştirilmeli
l
Hayvancılık destekleri arttırıldı 8
l
Bakanlık’tan süt tozuna destek 9
10
10
l
Hedefleri büyük
l
Avrupa’nın birincisi Finlandiya11
l
Gurular Antalya’daydı
Dosya - Türkiye’nin peynirleri
CAOBISCO’nun sütteki öncelikleri
Trakya, AB standartlarının üzerinde
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii
Dernekleri Federasyonu, bu yıl başlattığı
iletişim kampanyası ile yaşam döngüsünde
yer alan herkesin belli sorumlulukları
olduğuna dikkat çekiyor. S.6
Avrupa Çikolata, Bisküvi ve Şekerleme
Endüstrileri Derneği (CAOBISCO) “AB
Sütçülük Pazarının Geleceğine İlişkin
Durum Raporu”nu yayımladı.
Edirne’nin Menekşesofular ve Avarız
köylerindeki süt toplama merkezlerinden
alınan sütlerin analizi, Türkiye’nin en
hijyenik ve kaliteli sütünün Trakya’da
olduğunu gösterdi. S.19
S.6
İş dünyası tek yürek
Prof. Dr. Gökhan Hotamışlıgil
Harvard Halk Sağlığı Akademisi
Genetik ve Kompleks Hastalıklar
Bölümü Başkanı
Son dönemde bazı medya kuruluşlarında gıda
12
l
e-Röportaj: Suzanne Swan
12
Afyon Kaymağı’nın sırrı
Perakende
Odası, İstanbul Sanayi Odası ve İstanbul Ticaret Borsası ortak bir
açıklama yaparak; basın kuruluşlarından, gıda sektöründeki firmaların ticari itibarlarına zarar vermekten kaçınmaları konusunda hassasiyet beklediklerini ifade etti.
Prof. Dr. Gökhan
Hotamışlıgil ve çalışma
ekibi tarafından yapılan
yeni bir araştırmaya göre;
süt, içinde bulunan trans
palmitoleik asit sayesinde
diyabet riskini düşürüyor.
S.10
Sayfa 10
Süt tozu desteğinin kapsamı genişletildi
desteklenecek. Bu destekle piyasadan 380 bin ton çiğ sütün çekilmesi planlanıyor.
13
13
14
l
Perakendenin 2011’i
14
l
Kişisel ürünler yolda
14
Beslenme
n Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu,
Türkiye İhracatçılar Meclisi, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği, İstanbul Ticaret
12
Dünyanın peyniri
l
ve derneklerden ortak açıklama geldi.
Açıklamada; "Türkiye Cumhuriyeti'nin sanayide elde ettiği başarının gururu hepimize ait olduğu gibi, ürünlerinin kalitesiyle tüm
dünyada rekabet etme becerisini
gösteren, sektörünü ileriye taşıyan
öncü kurumlarımıza sahip çıkmak
da hepimizin vazifesidir. Halk da
gıda sektörü de bizimdir. İkisi de
korunup kollanmayı hak etmektedir." ifadesine yer verildi.
11
l
Geleneksel
w w w .suthatti.com.tr
Sürdürülebilir sorumluluğumuz
ürünlerine yönelik yer alan haberlerin ardından oda
Gündem
İki ay da bir y ay ımlanır
6
Türkiye süt ürünleri üretim
rakamları - 2010
Kapak
Mart - Nisan 2011
Araştırma
Bu say ıda:
Sayı: 3
16
l
Süt, tansiyonu dengeler
16
l
Kefir sağlığın hizmetinde
16
Mevzuat
18
Çiftlik
19
Çevre - Inovasyon
20
Sütteki mitler
n Süt ürünleri hakkında hâlâ bazı yanlış inanışlar var. Michigan
Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeynep Üstünol’un görüşleri süt
ürünleri hakkındaki efsaneleri ve
gerçekleri ortaya koyuyor.
İşin özü; süt ve ürünleri, diyetimizde gerekli olan en az 10 temel
besin ögesini sağlıyor. Yoğurt gibi
fermente süt ürünleri, gastrointestinal sağlık için önemli olduğu bilinen probiyotik organizmalar ve
prebiyotikler için mükemmel taşıyıcılar olarak değerlendiriliyor.
S.16
Sür d ür ül eb i l i r l i k çal ışm al ar ı i n cel en d i
Bu y ıl , 18 b i n t o n u i ç t ük et i m , 20 b i n t o n u i h r acat am acıy l a o l m ak üz er e
t o p l am 38 b i n t o n süt t o z u ür et i m i d est ek l en ecek .
n 2011 yılında hayvancılık destekleri için ayrılan kaynak 440
milyon TL arttırılarak, 1 milyar
700 milyon TL’ye çıkartıldı. Arttırılan kaynağın 390 milyon TL’si
besicilik, 50 milyon TL’si ise süt
tozu ihracatını desteklemek için
kullanılacak. Bu destekle birlikte
2011 yılında hayvancılığa verile-
cek toplam destek miktarı 1 milyar 700 milyon TL’ye çıkartıldı.
Ayrılan ek kaynakla birlikte 2009
ve 2010 yıllarında uygulanan süt
tozu desteğinin kapsamı 2011 yılında genişletilmiş oldu. Bu yıl, 18
bin tonu iç tüketim, 20 bin tonu
ihracat amacıyla olmak üzere toplam 38 bin ton süt tozu üretimi
Yine 2011 yılı desteklemeleri
içerisinde 2010 yılına göre süt primi desteği de %50 arttırılıyor.
İnek sütünde litresi 4 kuruş olan
prim desteği 6 kuruşa çıkarılıyor.
2011 Yılı Tarımsal Desteklemeleri’ni 22 Şubat’ta düzenlediği basın
toplantısında kamuoyuyla paylaşan Tarım ve Köyişleri Bakanı
Mehdi Eker, “Son üç yıl içinde
toplam yıl içi desteklemelerimizin
%90’ının üzerinde miktarını ödüyoruz. 2010 yılında da öyle yaptık, 2009 yılında da… Bu sene de
öyle olacak, planımız programımız
o şekilde. Süt prim desteğini, besi
hayvanı desteğini ve süt tozu desteğini yıl içinde ödemiş olacağız.”
dedi.
S.8
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:41 Page 2
2 Sayfa
Sektör
Ba ş k a n ’ ı n
kalem in d en
Mart - Nisan 2011 suthattı
Pastörize keçi sütünden dondurma
Harun Çallı
Sektör
suthattı Mart - Nisan 2011
Röportaj: Dilşat Uy g uroğlu -
9 milyar euroluk pazara
ihracat yapamıyoruz
üretilen çiğ sütün kalitesinin Avrupa seviyesine,
Sektörün dayanacak gücü kalmadı
fiyatların ise dünya fiyatları ile rekabet
S
edebileceğimiz seviyeye gelmesi lazım.”
Durumu okuyucularımızla birlikte tekrar gözden geçirmek istiyorum: TÜİK, 2010 yılında entegre süt işletmeleri tarafından toplanan süt miktarının 6.745.011 ton
olduğunu açıkladı. Bu veri aynı zamanda kayıt altına alınabilmiş çiğ
süt miktarını gösteriyor. Bunun
manası şudur: Geriye kalan 6 milyon tona yakın süt gerek ekonomik
gerekse sağlık bakımından denetimsiz bir şekilde alınıp satılıyor ve
bu kayıt dışılık, hiçbir ekonomik ve
ahlâki kurala uymayacak şekilde
çiğ süt fiyatlarında istikrarsızlığa
sebep oluyor.
Bu durumda sanayici nasıl rekabet edecek ve hayatiyetini devam
ettirecek; sektörde istikrar nasıl
sağlanacak?
Çiftçimizin en önemli sorunu ise
girdi fiyatlarının son derece pahalı
olması. Örneğin çiftçimiz, yem fiyatlarında görülen aşırı yükselme
ile üretimini sürdüremez hale geldi.
Çiğ süt üretimindeki plansız artış
da bir başka sorunumuz. İç tüketim, bu hıza ayak uyduramıyor ve
gelişmiş ülkelerin çok altında. Oysa Sağlık Bakanlığı ve uzmanlar,
süt ve süt ürünlerinin temel besinlerden olduğunu ve tüm yaş gruplarının her gün tüketmesi gerektiğini vurguluyor. Diğer taraftan süt
ürünleri ihracatımız da çok düşük.
22 Şubat’ta Tarım ve Köyişleri Bakanı’nın 20 bin tonluk süt tozuna
ihracat teşviki verileceğini açıklamasını, sütümüzün değerlendirilmesi ve kalıcı pazarlar elde edilmesi bakımından çok olumlu bir adım
olarak görüyoruz.
Sonuç olarak, her vesileyle tekrarladığımız gibi ilgili kamu kurum
ve kuruluşları, çiğ süt üreticileri,
bilim adamları, basın ve yayın kuruluşları, sanayiciler ve hatta tüketici örgütleri konuya aynı bakış açısı ile yaklaşmak ve sektörün sorunları karşısında aynı duruşu sergilemek zorundadır.
n Her mevsimde, her yerde ve
her yaşta tüketebilirsiniz. Her damağa uygun lezzetleri, her isteğe
uygun çeşitleriyle çekici, mutluluk
veren, rengârenk, eğlenceli... Dondurmadan söz ediyoruz!
n Üniversite-Sanayi iş birliği çerçevesinde, Abant İzzet Baysal Üniversitesi ve Bolu Kalite Yem Sanayi A.Ş. tarafından ortak yürütülen,
‘Pastörize Keçi Sütünün Dondurulması ve Dondurularak Depolanması Sırasında Sütte Meydana
Gelen Değişmeler’ adlı proje, keçi
sütünün pastörize edilerek dondurulmasının ve raf ömrünün uzatı-
labilmesinin mümkün olduğunu
ortaya koydu.
Projenin hayata geçmesi ile birlikte özellikle inek sütüne alerjisi
olan çocuklar için yeni ürünler elde edilebileceği belirtiliyor.
Proje ortağı Bolu Kalite Yem Sanayi A.Ş. ise proje kapsamında,
Civril mevkiinde daha önceden süt
fabrikası olarak kullanılan bir yapıyı devraldı. Şirketin, dondurma
ve süt fabrikasını devreye sokmak
için proje çalışmaları devam ediyor. AB standartlarında üretim yapacak olan tesisin projeye başlandıktan sonra 5–6 ay içerisinde faaliyete geçmesi planlanıyor. Yeni
fabrika 5 ton/gün kapasiteli olacak
ve 50 kişiye istihdam sağlayacak.
ARGE çalışmaları ile oldukça
büyük bir üretim hacmine ve çeşitliliğe ulaşan dondurma sektörü,
süt ve süt ürünleri sektörünün en
önemli ayaklarından biri ancak yakalanan ivmeye rağmen sektörün
hala aşamadığı bir sorun var: İhracatın önündeki engeller! Sektörü
konuşmak için bir araya geldiğimiz Algida Fabrika Müdürü Dilşat
Uyguroğlu da ihracatta yaşanan
sorunlara işaret ediyor ve “Maalesef Avrupa Birliği’nin Türkiye kaynaklı süt ve süt ürünlerine uyguladığı engel yüzünden 9 milyar eu-
roluk Avrupa pazarına ihracat yapamıyoruz.” diyor.
Tüketimi arttırmanın yollarını
anlatırken tüketiciye yeni tatlar
sunmak gerektiğini söyleyen Uyguroğlu’na göre, aslında sektör bu
konuda oldukça başarılı fakat dondurmanın besleyici özelliğinin daha çok anlatılması gerekiyor.
Kişi başına dondurma tüketimimiz oldukça düşük. Tüketimi
arttırmak için neler yapılmalı?
Ülkemizde dondurma üretimi yakın bir geçmişe kadar ev, pastane
ve otel üretimiyle sınırlıydı. Algida’nın Türkiye’de faaliyete geçmesiyle pazar büyüdü ve bugün toplam üretim 200 milyon litreye
ulaştı; kişi başına tüketim ise 0,5
litre iken bugün 3 litreye yaklaş-
mış durumda. Ancak tüketim hâlâ
çok düşük seviyede.
Türkiye’de düşük dondurma tüketiminin en önemli sebebi, dondurmanın sadece yazın tüketilecek
bir ürün olduğu ve boğaz ağrısı gibi rahatsızlıklara yol açtığı yönündeki yanlış inanışlar. Halbuki çok
soğuk İskandinav ülkelerinde bile
bizim 3-4 katımız dondurma tüketiliyor. Ağız ve diş sağlığına dikkat
edilirse boğaz ağrısı yapmaz.
Buna ek olarak, paketli ve markalı dondurmalar, açıkta satılan
dondurmalara oranla içerdikleri
buz kristalleri daha küçük olduğu
için boğaz ağrısı riskini de minimize eder. Bunları tüketicilere daha
iyi anlatmamız gerekiyor. Tüketimi arttırmanın bir yolu da tüketiciye yeni tatlar sunmak. Sektör bu
konuda oldukça başarılı.
İhracat ne durumda?
Algida Türkiye, global krize rağmen ihracatta büyümeye devam
etti: Makedonya, Bosna Hersek,
Bulgaristan, Arnavutluk, Kosova,
Sektöre acil eylem planı
Kurulu Başkanı Mahmut Eskiyörük, acil bir
eylem planı gerektiğini belirtti.
En b üy ük çab a san ay i d en
Fi y at l ar ın d üşm esi n i n so r u m l u su san ay i ci y m i ş g i b i d av r an ıl ıy o r . O y sa çi ğ
süt f i y at l ar ın ın d üşm em esi i çi n en b üy ük çab ay ı, k am u o y u n a d a sık sık
açık l ad ığı çöz üm ön er i l er i y l e, y i n e san ay i ci g öst er i y o r .
“Aynı koşulların yaşandığı iki yıl
öncesinde üreticilerimiz çaresizlikten dolayı binlerce süt ineğini kestirmek zorunda kaldı ve bunun sonucunda et krizi oluştu. Bu açığı
Bu y ay ında % 100
İm t i y az Sah i b i v e
So r u m l u Y az ı İşl er i M üd ür ü
Comart Kurumsal İletişim Hizmetleri Ltd. Şti. adına
İl k n u r M en l i k
i m en l i k @ co m ar t .co m .t r
Y ay ın Ko o r d i n at ör ü
D r . İsm ai l M er t
i sm ai l .m er t @ su t h at t i .co m .t r
Gen el Y ay ın Y ön et m en i
M et i n Er t u n ç
m et i n .er t u n c@ su t h at t i .co m .t r
Ed i t ör
Sed a Y ıl d ız
sed a.y i l d i z @ su t h at t i .co m .t r
Red ak t ör
Y ay ın T ür ü: Y ay g ın - Sür el i
Bet ül Y ıl m az b i l en
Bask ı T ar i h i : 03/03/2011
Say f a T asar ım
Çev r e - U l u sl ar ar ası Reg ül asy o n
N az an M ar aş - n az an .m ar as@ su t h at t i .co m .t r
İl l üst r asy o n
U l u sl ar ar ası İl i şk i l er
Ro d o l p h e d e Bo r ch g r av e r o d o l p h e.d eb o r ch g r av e@ ar cad i a- i n t er n at i o n al .n et
D an i el T r ao n
d an i el .t r ao n @ ar cad i a- i n t er n at i o n al .n et
Fi g en Ko cam an , M u r at T u z cu o ğl u
M ah m u t Esk i y ör ük
“İk i y ıl ön ce, ür et i ci l er i m i z
çar esi z l i k t en b i n l er ce süt i n eği n i
k est i r m ek z o r u n d a k al d ı.”
dığını ve serbest piyasadaki fiyatların düştüğünü söyledi. Bahar aylarında süt üretiminin artmasıyla sorunun daha da büyüyeceğini sözlerine ekleyen Eskiyörük, sorunların
tırmanmaya başladığı bugünlerde,
acil bir eylem planı gerektiğini belirtti.
www.suthatti.com.tr
g eri dönüştürülmüş kağıt kullanılmıştır
Per ak en d e
Fi k r i T ür k el - f i k r i .t u r k el @ su t h at t i .co m .t r
A l i Reşat Y ıl m az b i l en - [email protected]
A RGE - I n o v asy o n
El i f A v cı - el i f .av ci @ su t h at t i .co m .t r
Son yıllarda devletin hayvancılığa sağladığı destekler sonucu süt
üretiminde sağlanan artışın, bugün iç tüketime aynı düzeyde yansımadığını ve ihracatın yeterli seviyede olmaması sebebiyle üretimde
arz fazlası oluştuğunu söyleyen Eskiyörük, süte talebin azalması ile
sanayicinin sütü bırakmaya başla-
Y ön et i m Y er i : Cey h u n A t ıf Kan su Cad .
1386. So k ak N o : 8/8 Bal g at /A N KA RA
T el : 0.312 284 77 78 Fax : 0.312 284 77 79
D ağıt ım : Ku r y en et A .Ş. T el : 0.212 444 93 93
Lev en t Ko cao ğl u
Bask ı: El m a T ek n i k Basım M at b aacıl ık
Fo t o ğr af
İsm ai l H ak k ı Eser
T el : 0 312 229 92 65 Fak s : 0 312 231 67 06
W eb m ast er
Reklam Rez erv asy o n
A l i Er d em Ko cab at m az
Melek Karaman -
M u st af a Büy ük p eh l i v an o ğl u
0.312 284 77 78
A SÜD Bi l i m Ku r u l u : Pr o f . D r . A d em Şah i n ,
Pr o f . D r . A t i l a Y et i şem i y en , Pr o f . D r .
Er d o ğan Gün eş, Pr o f . D r . İr f an Er o l , Pr o f .
D r . Kad i r H al k m an , Pr o f . D r . M eh m et
D em i r ci , Pr o f . D r . M et i n A t am er , Pr o f . D r .
M üb er r a Bab ao ğu l , Pr o f . D r . N ev z at A r t ık ,
Pr o f . D r . Öz er Kın ık , Pr o f . D r . T an j u Besl er .
Çat al So k . 11/A M al t ep e/A n k ar a
I SSN : 1309- 9442
[email protected]
Çorlu Fabrikamız, imalat kalitesi ve maliyet yapısıyla birçok Avrupa dondurma fabrikasından çok
daha iyi durumda olmasına rağmen, maalesef Avrupa Birliği’nin
Türkiye kaynaklı süt ve süt ürünlerine uyguladığı engel yüzünden
9 milyar euroluk Avrupa pazarına
ihracat yapamıyoruz.
İhracat sorununu aşabilmemiz
için ülkemizde çiğ sütün kalitesinin Avrupa seviyesine, fiyatların
ise dünya fiyatları ile rekabet edebileceğimiz seviyeye gelmesi lazım. Kurucu Üyesi olduğumuz
ASÜD bünyesindeki en önemli
ajandamız da Türkiye süt endüstrisinin Avrupa yolunu açmak.
Algida’nın Türkiye pazarına girmesinden itibaren, gelişen iletişim,
ulaşım ve lojistik hizmetlerinin de
etkin kullanımıyla pazar büyüdü.
Yerli firmaların da yatırımlarıyla
endüstriyel dondurma sektörü;
kapasite, rekabet ve kalite bakımlarından güçlü bir yapıya ulaştı.
Tüketimin arttırılmasında, ürün
çeşitliliğinin ve tanıtımların da
önemli etkisi var. Türkiye’de bulunan ARGE merkezimiz, Orta ve
Doğu Avrupa bölgeleri arasında lider konumda. Örneğin geleneksel
tatlılar ve dünya tatlıları dondurma ile birleştirilerek aynı ambalaj
içinde tüketiciye sunuluyor.
girdiğini belirten Tire Süt Kooperatifi Yönetim
ithalat ile çözmek durumunda kaldık. Gerekli müdahalenin zamanında yapılmamasından dolayı
üretici ve milli ekonomi büyük
kayba uğradı.”
Moldova, Irak, Suriye, KKTC,
Gürcistan, Kazakistan, Birleşik
Arap Emirlikleri, Azerbaycan ve
Türkmenistan’a ihracat yapıyoruz.
Bu ülkelere yakın zamanda Tacikistan da katılacak. Türkiye’nin
dondurma ihracatı da ağırlıklı olarak bu ülkelere.
Sektörün geleceği ile ilgili öngörüleriniz nelerdir?
Süt sektörünün bugün büyük bir kriz sürecine
n Üreticinin bugünkü koşullarda
zarar ettiğini belirten Eskiyörük,
üreticinin sürdürebilirliği sağlayabilmesi için dünya ölçeğinde kriter
olan 1 L süt ile en az 1.5 kg yem
alabilmesi gerekirken, bugün gelinen noktada birim yem fiyatının
süt fiyatını geçtiğini söyledi ve sözlerine şöyle devam etti:
Süt h at t ı, A SÜD (A m b al aj l ı Süt v e Süt
Ür ün l er i San ay i ci l er i D er n eği ) i ş b i r l i ği i l e
Co m ar t t ar af ın d an y ay ım l an m ak t ad ır .
Her türlü y ay ın hakkı, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu g ereğince
Comart’a aittir. Tanıtım amacıy la y apılacak kısa alıntılar dışında,
y ay ıncının y azılı izni olmaksızın hiçbir y olla çoğaltılamaz.
3
Alg ida Fabrika Müdürü
“İhracat sorununu aşabilmemiz için ülkemizde
üt sektörünün her yıl tekrarlanan sorunu yine başladı: Mevsimselliğe bağlı olarak azalan süt
tüketimi ve yine aynı dönemde artan çiğ süt arzı, çiğ süt fiyatlarının
endişe verici biçimde düşme eğilimine girmesine sebep oldu. Bu kronik sorunun çözümü için tedbirler
alınması gerekirken, fiyatların düşmesinin sorumlusu sanayiciymiş gibi davranılıyor.
Sayfa
D i l şat U y g u r o ğl u
“1990’d an b u y an a T ür k i y e’d e d o n d u r m a sek t ör ün e 400 m i l y o n eu r o l u k al t y ap ı y at ır ım ı y ap t ık .”
Diğer yandan 3 litrelik kişi başı
tüketim, dünyanın birçok ülkesine
göre oldukça düşük seviyede. İhra-
catımız son 5 yılda 5 kattan fazla
artmış olmakla birlikte hem miktar hem getiri bakımından hâlâ
kat edilecek çok mesafe var.
Algida’nın Unilever organizasyonundaki yeri hakkında bilgi
verir misiniz?
Unilever, dünyanın 115 ülkesinde
2,3 milyar litre dondurma satıyor.
Türkiye’de ise Algida, 1990’da 10
milyon litre kapasite ile üretime
başlamıştı. Çorlu Fabrikamız, bugün yılda 200 milyon litre kapasitesi ile Unilever‘in 3. büyük fabrikası konumunda. Her gün 140 bin
perakendeciye ulaşıyoruz ve 200
bin kabinimiz var. Bunun yanı sıra
Türkiye’de toplam 3200 kişiye istihdam sağlıyoruz. Üretimde kullandığımız girdilerin büyük bölümünü Türkiye’den tedarik ediyoruz. 1990’dan bu yana Türkiye’de
dondurma sektörüne 400 milyon
euroluk altyapı yatırımı yaptık.
Yakın bir zamanda gerçekleştireceğimiz yeni yatırım haberlerimizi
sizlerle de paylaşacağız.
Ayrıca sahip olduğumuz global
uzmanlıkla Türkiye’de 20 yıldır
“dondurma kültürü”nün oluşturulması ve geliştirilmesi sürecine
liderlik ediyor ve sürdürülebilir kalitede dondurma üretiminin yanı
sıra “dondurma ile gelen yaşam sevinci” kavramını da yaymayı hedefliyoruz. 2011 yılında da tüketicilerimize yeni sürprizlerimiz var.
İyi bir dondurma tüketicisi olduğunuzu söyleyebilir misiniz?
Kesinlikle… Ailece yaz-kış dolabımızdan dondurma eksik olmuyor.
Benim favorim Cornetto ve Magnum. Çocuklarım Twister’e bayılıyor. Eşim ise Twister ve düşük kalorili Apollo ürününü tercih ediyor. Ailece Türkiye’nin kişi başı
dondurma ortalamasının epey üstünde olduğumuzu söyleyebilirim.
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:42 Page 4
4 Sayfa
Sektör
Mart - Nisan 2011 suthattı
Hedef, sürdürülebilir gelecek
Unilever Türkiye, üç ana hedef ve 50’den fazla
sosyal, ekonomik ve çevresel taahhüt içeren
“Sürdürülebilir Yaşam Planı”nı açıkladı.
Be y a z k ö ş e
İlknur Menlik
n Unilever Asya, Afrika, Orta ve
Doğu Avrupa Başkan Yardımcısı
ve Unilever Türkiye CEO’su İzzet
Karaca, Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı, Türkiye’nin ilk LEED sertifikalı yeşil ofisi Unilever Türkiye
Merkez Ofisi’nde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı.
Daha fazla iş birliği
D
ünyamızı terk edip giden
2010 yılının belki de en kötü mirası, bir türlü dizginleyemediğimiz emtia fiyatları oldu. Biz
dünyalılar redd-i miras da yapamıyoruz. Şimdi kucağımızdaki bu sorunla baş etmek mecburiyetindeyiz. Altın, petrol gibi madenlerin
yanı sıra tarımsal emtialarda da fiyatlar durmaksızın yükseliyor. Daha bir hafta önce Hindistan’da 50
bin kişi, artan gıda fiyatlarını protesto etmek için sokaklara döküldü. Hindistan Hükümeti geçtiğimiz yıl gıda fiyatlarını kontrol altında tutabilmek için birkaç kez
faiz arttırımına gitmişti ama kalıcı
bir çözüm sağlanamadığı görüldü.
2008 gıda krizini atlatan dünya
muhakkak bu yükselişe de bir çare
bulacak ama sürprizler bitmiyor.
Geçtiğimiz yıl Japonya’yı geçerek
dünyanın en büyük 2. ekonomisi
olmayı başaran Çin’deki kuraklığın tahmin edilenin çok ötesinde
olduğunun ve milyonlarca ton
buğdayın tarlalarda çürüdüğünün
ortaya çıkması, endişeleri yine arttırdı. Çünkü Çin, uzun yıllardır
kendine yetecek üretimi yapıyordu. Şimdi dünya piyasalarına buğday ithalatçısı olarak çıkması, yeni
bir fiyat artışı dalgası anlamına geliyor. Öyle görünüyor ki Çin, bununla da kalmayacak, süt ürünleri,
soya ve yağlı tohumlar piyasalarını
da etkileyecek. Tabii bu haber ve
tahminlerin hedge fonların ekmeğine yağ sürdüğünü belirtmeliyim.
Unilever, bu planla ortaya üç
büyük hedef koyuyor: Unilever
ürünlerinin çevrede bıraktığı ayak
izlerini yarı yarıya azaltmak, ürünlerde kullanılan tarım ham maddelerinin yüzde 100’ünü sürdürü-
G-20’nin gündeminde artan gıda fiyatları ve bu nedenle hissedilen enflasyonist baskı var. AB Euro Bölgesi Ocak ayı enflasyonu 2,4
puan çıktı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Trichet, 100 doları aşan petrol ve yüksek seyrini
devam ettiren gıda fiyatları nedeniyle enflasyon konusunda kısa vadede yukarı yönlü riskler olduğunu açıkladı. ABD Çalışma Bakanlığı da son açıklamasında gıda ve
akaryakıt fiyatlarındaki artışa paralel olarak TÜFE’nin yüzde 0,4
yükseldiğini açıkladı. Ülkemizde
ise geçtiğimiz yıl gıda enflasyonu,
tahminlerin altında kaldı. Yağlı tohumlarda açığın giderilmesi için
sıfır gümrükle ayçiçeği ithalatının
yapılması, yine ithalatın önünün
açılarak artan et fiyatlarının regüle
edilmesi, besicilik ve süt sektörlerine verilen desteğin arttırılması gibi önlemler alınıyor. Örnekler
olumlu olsa da dünyadaki gelişmelere bakıldığında en güzeli, kalıcı
önlemler almak.
Bu anlamda, uygulanan politikalar ve alınan tedbirlerde tüm
paydaşlarla daha fazla iş birliği,
gözümüzde büyüttüğümüz sorunların kısa zamanda çözümüne yardımcı olacak!
İzzet Karaca, planla ilgili olarak
“Unilever Türkiye olarak, dünyanın her yerinde çevre üzerindeki
etkimizi azaltmayı amaçlıyoruz.
Bu doğrultuda hayata geçirdiğimiz ‘Sürdürülebilir Yaşam Planı’
2020’ye kadar gerçekleştirilmesi
hedeflenen 50’den fazla sosyal,
ekonomik ve çevresel taahhüt içeriyor. Felsefemiz; en başta kirliliği
İzzet Karaca, Unilever çalışanlarını da günlük yaşamlarında, evlerinde ve iş yerlerinde küçük dokunuşlarla büyük farklar yaratmaya
teşvik ettiklerini belirtirken, Unilever Türkiye olarak, tüm paydaşlarıyla birlikte çalışarak, ülkemizde ve tüm dünyada toplum sağlığı
hedeflerine ulaşılmasına yardımcı
olacaklarını söylüyor.
Tek bir önlem yetmez
“Devasa bir sektörün sorunlarının tek bir argümanla
tam olarak çözülmesi beklenmemeli!”
Sevgiler…
n Süt sektörünün gelişimi için
çalışmalarına hız veren Ulusal Süt
Konseyi (USK), tüm paydaşlarını
bir araya getirerek sektörün sorunlarına yönelik çözüm önerilerini
tartıştı. Arz fazlası sütün, süt tozu
şeklinde depolanması ve ithal edilen süt tozu miktarının azaltılması
yönündeki önerilerinin yetkili makamlar tarafından destek gördüğünü belirten USK Başkanı Harun
Çallı, süt tozu desteğinin sektörün
içinden geçtiği bu zor dönemde
verilmesinin, sektörde önemli bir
rahatlama sağladığını belirtti. Süt
sektörünün çok büyük bir sektör
Y en i b i r f i y at ar t ış d al g ası k ap ıd a m ı?
Çi n ’d ek i k u r ak l ığın t ah m i n ed i l en i n ço k öt esi n d e o l d u ğu n u n v e
m i l y o n l ar ca t o n b u ğd ay ın t ar l al ar d a çür üd üğün ün o r t ay a çık m ası
en d i şel er i y i n e ar t t ır d ı.
A j a n d a
U lu slararası etkin likler:
lebilir kaynaklardan sağlamak, insanların sağlık ve esenliklerini arttırmak için harekete geçmelerine
yardımcı olmak.
üretmemek, daha sonra kaynağında ayırıp geri kazanmak. Faaliyetlerimizdeki en büyük farkı, tüketicilerimizin alışkanlıkları üzerindeki etkimiz sayesinde yaratacağımıza inanıyoruz. Merkez ofisimizin
seçimi ve tasarımı da çevresel farkındalığımızı eyleme geçirdiğimizin önemli bir göstergesi.” diyor.
olduğunu ve yaşanan sorunların
tek bir argümanla çözülemeyeceğini söyleyen Çallı, ihracatın arttırılması için yeni pazarlar oluşturulması ve içme sütüne ve süt ürünlerine ihracat desteği verilmesi gerektiğini ifade etti.
Toplantıda 2011 yılını ve süt
sektöründeki gelişmeleri değerlendirdiklerini kaydeden Çallı, toplantıdan çıkan çözüm önerilerini
sıralarken şöyle konuştu;
“Süt hayvancılığının en önemli
girdisi olan yemin daha ucuza temin edilebilmesi için, ithal edilen
ham maddelerin gümrük vergileri
ile karma yemin KDV’si düşürülmeli. Böylece üreticilerimiz daha
ucuza yem alabilecek, süt üretim
maliyeti düşecektir.
Ülkemizin bazı bölgelerinde hala sıcak süt toplanmakta. Hijyenik kalitenin düşmesine sebep
olan bu uygulamanın kesin olarak
bitirilmesi sağlanmalıdır. Çiğ Süt
ve Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri
Tebliği değiştirilmeli ve ülkemiz
şartlarına uyarlanmalıdır. Tüm
bunların yanında devlet politikası
haline getirilmesi ve çocuk sağlığının korunarak malnütrisyonun
engellenmesi için “Okul Sütü”
projesinin hayata geçirilmesi gerekmektedir.”
M art - Kasım 2011
• 2011 Sütçülük Sürd ürüleb ilirliği Sem p o z y u m u : 25 - 26 M ay ıs 2011, Ch i cag o , I l l i n o i s, A BD . • Sütçülük Etkin liği v e
Çiftlik H ay v an ları Serg isi: 6- 7 Ey l ül 2011, Bi r m i n g h am , İn g i l t er e. • U lu slararası Sütçülük Şo v u – G lo b al Süt En d üstrisi İçin A m b alajlam a, İşlem e v e
T ekn o lo ji Çöz üm leri: 19- 21 Ey l ül 2011, A t l an t a, Geo r g i a, A BD . • 7. N IZO Sütçülük Ko n feran sı - A ro m a v e T ekstür: Sütçülükte In o v asy o n lar: 21- 23
Ey l ül 2011, Pap en d al , H o l l an d a
Y aklaşan ID F etkin likleri:
• ID F Y erel Süt T ed ariki v e T alep Sistem leri Bölg esel Ko n feran sı: D en ey im lerd en
D ersler: 26- 29 N i san 2011, Sau l , Gün ey Ko r e. • ID F U lu slararası Ko y u n , Keçi v e İn ek D ışın d aki H ay v an Sütü Sem p o z y u m u : 16- 18 M ay ıs 2011, A t i n a,
Y u n an i st an . • ID F/ISO A n alitik H aftası: 23- 27 M ay ıs 2011, Li o n , Fr an sa. • ID F D ün y a Sütçülük Zirv esi 2011: 15- 19 Ek i m 2011, Par m a, İt al y a
T ürkiy e etkin likleri:
• G ıd a Ko n g resi 2011 - G lo b al G elecek G lo b al İşb irliği: 21- 23 Kasım 2011, Çeşm e, İz m i r
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:43 Page 6
27.5x40.5 ilan suthattiC 2/14/11 11:47 AM Page 1
C
6 Sayfa
Ekonomi
A nahtar veriler *
Fiyatlarda mevsim etkisi
Türkiy e süt ürünleri üretimi
BM Gıda Ajansı tarafından yayımlanan Gıda Fiyatları
* TÜİK – Süt Ürünleri Üretim İstatistikleri - 2010
Ür ün
İndeksi, global süt ve süt ürünleri fiyatlarının Ocak
A r alık 2010
2010 y ıl ı t o p l am
544,004
6,745,011
İçm e süt ü ür et i m i
98,118
1,090,605
Pey n i r ür et i m i
37,958
473,057
Y o ğu r t ür et i m i
75,437
908,269
A y r an
32,982
397,935
İn ek süt ü*
ayında diğer gıda kategorilerindeki fiyatlardan çok daha
fazla artış kaydettiğini ortaya koydu.
* En t eg r e süt i şl et m el er i
t ar af ın d an t o p l an an i n ek süt ü
CAOBISCO’nun sütteki öncelikleri
Avrupa Çikolata, Bisküvi ve Şekerleme Endüstrileri
Derneği (CAOBISCO) “AB Sütçülük Pazarının
Geleceğine İlişkin Durum Raporu”nu yayımladı.
n Raporda,
CAOBISCO’nun
uzun vadeli hedefi, sürekli tedarik
güvencesinin sağlandığı ve kısıtlamaların kaldırıldığı bir süt pazarına geçiş olarak verilirken, sütçülük
sektörüne yön veren “Ortak Tarım
Politikası”nın daha az yönetim
aracı kullanılarak sadeleştirilmesi
gerektiği de vurgulandı.
CAOBISCO’nun her geçen gün
genişleyen dünya pazarında AB
sütçülük endüstrisinin önemli rolünü desteklediğinin belirtildiği
raporda ayrıca, “AB politikası sektörü etkili, verimli, rekabetçi ve
bağımsız olmak konusunda teşvik
Mart - Nisan 2011 suthattı
etmeli ve doğrudan desteklemelidir.” ifadesi yer aldı. CAOBISCO
firmalarının artan global tüketici
talebi avantajını kullanabilmeleri
için AB’de uygun maliyet desteği
sağlanarak dünya pazarında rekabet gücüne sahip olmaları gerektiği de vurgulandı.
2015 Sütçülük Pazarı Reformu
için öncelik ve beklentilerin sıralandığı raporda; “Sütçülük Sağlık
Kontrolü” anlaşması uyarınca üretim kotalarının kaldırılması, özel
depolama sisteminin ve müdahaleye ilişkin kurallarının gözden geçirilmesi gerektiği belirtildi. Üretim
ve tüketimin mevsimselliği nedeniyle sütçülük pazarının istikrarı
için stok yönetiminin çok büyük
önem taşıdığına dikkat çekilirken,
bunun fiyat kontrolü için bir araç
olarak kullanılmaması gerektiğinin altı çizildi. İhracat iadeleri ve
ithalat vergilerinin kaldırılması ve
sütçülük endüstrisinin ihracatta
rekabet gücünün arttırılması CABISCO’nun öncelikli gördüğü konular arasında yer aldı. Kırsal kalkınma kapsamında verilecek özel
destekle az gelişmiş üretim alanlarının korunması ve tedarikçiler ile
geleceği bütçelendiren ve planlayanlar için güvenilir bir finansal
araç olarak başarılı bir sütçülük
vadeli işlemler piyasasının geliştirilmesi de raporda yer alan diğer
beklentiler.
n Birleşmiş Milletler Gıda Ajansı
Tarafından aylık olarak yayımlanan İndeks’e göre, Ocak ayındaki
süt fiyatları Aralık ayının %6.2
üzerinde gerçekleşirken, diğer gıda
ürünlerinde ortalama %3.4’lük bir
artış oldu. Ancak süt ve süt ürünlerindeki bu aylık artış, Kasım
2007’deki en yüksek değerin %17
altında gerçekleşti. Gıda ve Tarım
Örgütü (FAO) verilerine göre, tereyağı fiyatları ton başına 4925
dolara yükselerek, Aralık 2010’daki 4500 doların üzerine çıktı.
Ocak ayında yağsız süt tozu fiyatları 3075 dolardan 3500 dolara,
tam yağlı süt tozu fiyatları ise ton
başına 3550 dolardan 3801 dolara
yükseldi.
FAO analisti Merritt Cluss,
Avustralya’daki şiddetli yağmur ve
sellerin üretimi olumsuz etkilediğini belirterek, AB üretim açığını
okyanus ülkeleri doldurduğu için
global süt ve süt ürünleri fiyatları
üzerindeki mevsimsel etkilerin giderek arttığını vurguladı.
Cluss bunun nedenini, Yeni Zelanda ve Avustralya’daki çiftliklerde gerçekleşen üretim miktarlarının, meraların kalitesine ve mevsimlere bağlı olmasıyla açıkladı.
Fiyatlardaki artışın yalnızca tedarikle ilgili olmadığını da söyleyen Cluss, artışların gıda kategorilerindeki genel eğilim bağlamında
gerçekleştiğini ifade etti.
Y en i Z el an d a
A B ür et i m açığın ı, o k y an u s ül k el er i d o l d u r d u ğu i çi n g l o b al süt v e süt
ür ün l er i f i y at l ar ı üz er i n d ek i m ev si m sel et k i l er g i d er ek ar t ıy o r .
Geleceğin sorumluluğu üzerimizde
Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu,
“Gıda Zincirinde Sürdürülebilirlik” iletişim kampanyası
ile farkındalık yaratmayı hedefliyor.
n Son yıllarda en çok duyduğumuz kavramlardan biri “sürdürülebilirlik”… Enerji kaynaklarını,
sosyal ve kültürel değerleri tüketmeden gelecek nesillere aktarabilmek, sürdürülebilirlik kavramının
temelini oluşturuyor.
Gerek ülkemizin gerekse tüm
dünyanın gündemini meşgul eden
konular arasında yer alan sürdürülebilirlik, özelikle küresel ısınmadan söz edilmeye başlandığı andan
itibaren herkesin katkı sağlaması
gereken bir alan oldu. Konunun
öneminin bilincinde olan kişi,
kurum ve kuruluşlar konuyla ilgili olarak kafa yoruyor,
çözüm önerileri üretiyor ve
bunları hayata geçirmeye çalışıyor. Kendisini sürdürülebilirlik konusunda sorumlu hisseden kurumlardan biri de Türkiye
Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu. Federasyon’un
amacı, gıda zincirinde sürdürülebilirlik konusunda farkındalık yaratmak.
Gıda ve içecek sanayinin faaliyet alanı, tarımsal ham maddelerin satın
alınmasını ve sonra da işle-
nerek yüksek kaliteli gıda ve içecek ürünlerine dönüştürülmesini
kapsıyor. Bu sürecin odak noktasında yer alan üretim aşamasındaki en önemli konular; enerji kullanımı, sera gazı emisyonları, kaynak ve atık yönetimi, su ve atık su
yönetimi ve ambalajlama olarak
öne çıkıyor. Ancak önemli çevresel
etkiler, ürün işleme sürecinin öncesinde ve sonrasında da oluşuyor.
Her iki aşamada sorumlulukları
olan, farklı faaliyet alanlarından
paydaşların her birinin çevreye
farklı etkileri bulunuyor.
TGDF; çiftçiler, sanayiciler, tedarikçiler, nakliyeciler, satıcılar,
tüketiciler ve kamu otoriteleri gibi
gıda zincirinde yer alan paydaşlarını bilgilendirmeyi amaçlayan bir
site hazırladı ve sitenin tanıtımı
için bir kampanya başlattı.
6000’in üzerinde web sayfasında,
çeşitli iş ve ekonomi dergilerinde
yer alan kampanya reklamları aracılığıyla bugüne kadar beş yüz binin üzerinde kişiye ulaşıldı. Kampanya halen internet kullanıcılarına ulaşmaya devam ediyor.
“Sürdürülebilir Sorumluluğumuz” temasıyla hazırlanan web si-
tesinde; sürdürülebilir tarım, sürdürülebilir gıda üretimi, sürdürülebilir gıda güvenliği ve sürdürülebilir tüketim olmak üzere dört ana
başlıkta toplanan konular, gıda ve
içecek zincirinde sürdürülebilirlik
için herkesin belli sorumlulukları
olduğuna dikkat çekiyor.
www.tgdf.org.tr adresinden ulaşılabilen sitede, kaynakların verimli kullanılmasından su ve enerji
tasarrufuna, kalite sistemlerinden
ambalajlama ve lojistiğe kadar birçok bilgi yer alıyor.
Bu doğrultuda TGDF, “Sürdürülebilir Sorumluluğumuz” sitesi
ile gıda zincirinde sürdürülebilir
üretim ve tüketim için geliştirilecek akılcı bir stratejinin mutlaka
yaşam döngüsünün tüm aşamalarını kapsaması gerektiğinin altını
çiziyor ve şu mesajı veriyor: “Öncelikle her paydaş; çevresel, ekonomik ve toplumsal boyutta faaliyetlerini sürekli iyileştirmeye çalışmalı. Buna ek olarak yine her paydaş,
gıda zincirinde yer alan diğer
oyuncuların, gıda zincirinin tamamını etkileyen faaliyetlerini iyileştirmeleri için yardımcı olabilmeli
ve onları teşvik edebilmeli.”
Composite
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:43 Page 8
8
Kapak
Sayfa
Görüş: A li Osman Mola -
ASÜD Genel Koordinatörü
İhracat geliştirilmeli
n 2011 yılı desteklemelerini Süthattı’na değerlendiren Ambalajlı
Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri
Derneği Genel Koordinatörü Ali
Osman Mola, “Bakanlığımızın
açıkladığı destekleri olumlu karşılıyoruz. Bu destekler, süt ve süt
ürünleri sektörünün gelişmesi ve
istikrarı açısından özellikle orta ve
uzun vadede etkisini gösterecektir.
Önemli olan bu desteklerin yasal
altyapısının da hazırlanarak sürekli hale getirilmesidir.” dedi.
Ali Osman Mola
ASÜD Genel Koordinatörü
“Destekler, sektörün
gelişmesi ve istikrarı
açısından orta ve
uzun vadede etkisini
gösterecektir. Önemli
olan bu desteklerin
yasal altyapısının da
hazırlanarak sürekli
Görüş
hale getirilmesidir.”
Sorunun kronik olduğunu ifade
eden Mola, artık çözüme odaklanma zamanının geldiğini söyledi.
Üretimi arttırırken tüketimin arttırılması için de çareler düşünülmesi gerektiğini ifade eden Mola,
özellikle içme sütü tüketimimizin
gelişmiş ülkelerin çok altında olduğunu, oysa Sağlık Bakanlığı’nın, süt ve süt ürünlerinin her
yaşta tüketilmesi gereken temel
besinlerden biri olduğunu vurguladığını belirtti. Mola, “Okul Sütü” uygulamasının çocuklara ve
gençlere süt ve süt ürünleri tüketimi alışkanlığı kazandırmak bakımından önemli olduğunun altını
çizerek, bunun yanı sıra oldukça
düşük seviyede olan ihracatımızın
da geliştirilmesi gerektiğini söyledi. Mola ayrıca, sektörün tüm taraflarının temsil edildiği bir kurum
olarak Ulusal Süt Konseyi’nin yetkilerinin arttırılması gerektiğine
işaret etti.
Mart - Nisan 2011 suthattı
Kapak
suthattı Mart - Nisan 2011
Sayfa
9
Hayvancılık destekleri arttırıldı
Bakanlık’tan süt tozu desteği
440 milyon TL
arttırılan destekle 2011
yılında hayvancılığa
verilecek toplam destek
miktarı 1 milyar 700
milyon TL’ye çıkartıldı.
Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, 18 bin tonu iç tüketim,
20 bin tonu ihracat amacıyla olmak üzere toplam 38
bin ton süt tozu üretimini destekleyeceğini açıkladı.
n 2011 Yılında Yapılacak Tarımsal Desteklemelere İlişkin Karar,
Resmi Gazete’de yayımlandı. Karar’ın Bakanlar Kurulu’nda imzadan çıkmasının ardından basın
toplantısı düzenleyen Tarım ve
Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, 440
milyon TL arttırdıkları destekle
2011 yılında hayvancılığa toplam
1 milyar 700 milyon TL destek vereceklerini açıkladı.
Toplantıya AKP Bursa Milletvekili ve Türkiye Süt Üreticileri Merkez Birliği Başkanı Ali Koyuncu,
Ulusal Süt Konseyi Başkanı Harun
Çallı, Türkiye Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Bülent Tunç ve
Bakanlık bürokratları katıldı.
Besi hayvancılığına ilk defa
2011 yılında destek getirildiğini
söyleyen Eker, mevcut besi hayvanını kestirip yerine yerli besi hayvanı bağlayan üreticiye, hayvan
başına 300 TL destek verileceğini;
süt priminin de %50 oranında arttırıldığını kaydetti. Söz konusu
ödemeler, 2011 yılı içerisinde üçer
aylık dönemler halinde yapılacak.
Besicilere ayrılan kaynağın 390
milyon TL olduğunu belirten
Eker, “Biliyorsunuz 2010 yılının
Ağustos ayından itibaren, faizsiz
kredi uygulamasıyla kredi maliyetlerini düşürmeye yönelik bir
destekleme mekanizması getirmiştik. Besicilerimiz Ağustos’tan Aralık sonuna kadar 1,5 milyar lira faizsiz kredi kullandı. Bu yıl hayvan
başına 300 lira destek öngörüyoruz. Bu şekilde besicilerimizin sı-
Mer tçe
Dr. İsmail Mert
Geç kalmayalım
H ay v an cıl ığa 440 m i l y o n T L ek d est ek
2011 y ıl ı t ar ım sal d est ek l em el er i n i b i r b asın t o p l an t ısı d üz en l ey er ek
açık l ay an T ar ım v e Köy i şl er i Bak an ı M eh d i Ek er , b u y ıl i l k d ef a
b esi h ay v an cıl ığın a d a d est ak g et i r i l d i ği n i söy l ed i .
kıntılarını bir nebze de olsa çözecek, maliyetlerini düşürecek bir
destekleme uygulaması yapacağız.” dedi.
Bakan Eker konuşmasında hayvancılığa verilen desteklemelerle
ilgili ayrıca şu bilgilere yer verdi:
“Ülkemizin şartlarına çok uygun
bir üretim alanı olan küçükbaş
hayvan yetiştiriciliğinde de bir dizi
destek uygulamasına geçildi. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliği için
hayvan başına verilen destek yüzde
50 arttırılarak 10 TL’den 15 TL’ye
çıkarıldı. Böylece, koyun ve keçi
sütüne inek sütüne göre 2,5 kat
fazla destek uygulaması hayata
geçti. Ayrıca; ‘Halk Elinde Islah
Projesi’ daha önce 12 ilde uygulanırken, 2011 yılında ülke genelinde uygulamaya geçilerek daha verimli hayvan materyali elde etme
imkânı ülke geneline yayılmış oldu.”
“Organik hayvancılık yapan
üreticiler de destekleme kapsamına alındı ve tüm desteklerin yüzde
50 oranında arttırılması kararlaştırıldı. Yem bitkileri destekleri de
arttırılırken, diğer destekleme uygulamaları 2010 yılında olduğu
şekliyle devam ediyor.”
Destek %26 oranında arttı
“2011 yılı desteklemeleri içerisinde süt primi desteği %50 arttırılıyor. İnek sütünde litresi 4 kuruş
olan prim desteği 6 kuruşa çıkarılıyor. Buzağı desteği %25, manda
desteği %20 arttırıldı, koyun ve
keçi yetiştiriciliğine de ayrıca özel
bir artış getirilerek destek %50
oranında arttırıldı. Hayvan başına
yani koyun keçi başına, kayıtlı olmak ve küpe takılmak kaydıyla,
10 lira olarak verilen destek, 15 liraya çıkarıldı. Ayrıca yem bitkilerine verilen destek, slajlık mısırda
dekar başına 50 liradan 55 liraya,
korungada 80 liradan 90 liraya,
yoncada ise 125 liradan 130 liraya
çıkarıldı. Bunlar Türkiye’de faizsiz
kredi uygulamasında 2011 yılında
yine devam edecek.”
T
arım ve Köyişleri Bakanlığı’nın ve süt sanayicisinin yoğun gayretleri ile son bir yıldır
0,730 -750 lira/litre aralığında devam eden çiğ süt fiyatları sürdürülemez hale gelmiş durumda. Bunun en önemli nedeni de mevsimsel dalgalanma. Yaklaşık 20-25 senedir süt arzı Ocak ayından itibaren artmaya başlıyor ve Mayıs ayı-
ürünleri tüketiminde tahminlerin
üzerinde azalış görülmesi. Marketlerin ciroları bize bunu gösteriyor.
na kadar arz fazlalığı oluşuyor, talep ise bunun tersine aynı aylarda
düşüşe geçiyor. Bu sene bu genel
mevsimsel dengesizliğe iki neden
daha eklendi. Bunlardan birincisi
Bakanlığın teşvik kapsamında uyguladığı sıfır faizli kredi politikasının yeni müteşebbislerin sektöre
girmesine neden olması ve süt üretimi artışı. İkincisi ise süt ve süt
Diğer yandan süt fiyatlarının
aşağıya doğru gitmesinin anlamını
bilen Hükümet, fiyatları dengede
tutmak için 2009’da başlattığı süt
tozu desteklemesini yeni boyutlara
taşımak istiyor.
Nasıl derseniz: Önce vergiler
yükseltilerek süt tozu ithalatı zorlaştırıldı ve ardından adeta ithalat
yasaklandı. DİR kapsamında da
olsa süt tozu ithalatı zorlaştırıldı.
İthal edilen yaklaşık 18.000 ton
süt tozunun tamamı yurt içinde
üretilecek. İthalat maliyeti ile yurt
içi maliyet arasındaki fark devlet
tarafından karşılanacak.
“Kararname yeni uygulamalar
getiriyor. Süt regülasyonu ile besiciliğe verdiğimiz destek dışında,
organik hayvancılığa da destek geliyor. Hangi hayvancılık faaliyeti
yapılıyorsa o hayvancılık faaliyeti,
organik olduğu takdirde, aldığı
desteğin %50 fazlasını alacak.”
Destekler yılında ödeniyor
“Eskiden destekler yıl içinde belirsiz tarihlerde ödenirdi. Biz son üç
yıl içerisinde Bakanlık olarak her
ay hangi desteği ödeyeceğimizi
önceden açıklıyoruz. Yıl başında,
bir yıl içinde hangi ayda hangi
destekleri ödeyeceğimizi önceden
ilan ediyoruz. Örneğin Ocak ayında hububat ve hayvancılığa 530
milyon lira ödeme yaptık. Bu ay 1
milyar 920 milyon lira, Mart’da 1
milyar 300 milyon civarında ödememiz var. Nisan ayında keza öyle… Son üç yıl içinde toplam yıl içi
desteklemelerimizin %90’ının
üzerinde miktarını ödüyoruz.
2010 yılında da öyle yaptık, 2009
yılında da… Bu sene de öyle olacak, planımız programımız o şekilde. Süt prim desteğinin bu ayki
ödemesi 120 milyon lira. Eskiden
toptan müteakip yılda ödenirdi.
Biz bunu her üç ayda bir icmaller
toplandıkça hemen ödüyoruz. Süt
prim desteğini, besi hayvanı desteğini ve süt tozu desteğini de yıl
içinde ödemiş olacağız.”
Süt f i y at l ar ı d üşt üğü t ak d i r d e ür et i m d en p ar a k az an am ay an çi f t çi
h ay v an l ar ın ı k esi m e g ön d er ecek .
Global gýda arz ve talebini gelecekte neler bekliyor?
geliþtirme kapasitelerini nasýl arttýrabilirler?
bir regülasyon ortamýna ihtiyaç var?
ve Medya
2011 yılında, 18 bin ton süt tozu, ihracat yapan imalatçı-ihracatçı firmaların ihtiyaç duyduğu süt
Hükümetin, fiyatları dengede
tutmak için başvurmak istediği
başka bir yol ise süt ve süt ürünlerinde ihracat teşviki getirmek.
Umarım Hükümet bu teşvikte geç
kalmaz.
Kesi l m esi n
Ticaret ve Rekabet
n Süt fiyatlarındaki düşüşün önlenmesi amacıyla 2009 ve 2010
yıllarında uygulanan süt tozu desteğinin kapsamı bu yıl genişletiliyor. Hayvancılık sektörüne yönelik
bir dizi yeni uygulamayı hayata
geçiren Bakanlık, 2011 yılında
hayvancılık destekleri için ayrılan
kaynağı 440 milyon TL arttırdı.
Arttırılan kaynağın 50 milyon
TL’si süt tozu ihracatını desteklemek için kullanılacak.
Destekleme uygulaması ile Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, belirli
dönemlerde çiğ sütün değerlendirilmesi, ülkemiz süt üretiminin geliştirilmesi, kayıt altına alınması ve
çiğ süt fiyatlarında istikrarın oluşturulmasını hedefliyor.
İt h al at v er g i l er i i l e süt ür et i ci si d est ek l en i y o r .
Can l ı h ay v an v e et i t h al at ın d an al ın an v er g i g el i r l er i , b esi ci l i k v e süt
f i y at i st i k r ar ı i çi n k u l l an ıl m ay a b aşl an d ı.
Üreticiler yüksek kaliteli, güvenli ve katma deðerli ürün
Dýþa açýk ve rekabet gücü daha yüksek bir gýda ve içecek endüstrisinin oluþmasý için nasýl
Uluslararasý ticaret hacmini geliþtirmek için atýlabilecek adýmlar. Beslenme, Saðlýk, Tüketici
Endüstrinin tüketici memnuniyetinin saðlanmasýnda karþýlaþtýðý fýrsat ve zorluklar.
beslenme ve yaþam tarzýndaki deðiþiklikleri nasýl ele alabiliriz?
Tüketicilerin seçme özgürlüðünü kýsýtlamadan
Endüstri, Avrupa'da giderek artan obezite, gýda alerjileri ve intoleranslarý
Endüstri ve diðer paydaþlar, tüketicileri hareketsiz yaþam tarzýndan kaçýnma, bilinçli
gibi beslenmeyle ilgili sorunlarý nasýl ele alabilir?
gýda tercihleri, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konusunda nasýl teþvik edebilir?
tüketici taleplerine nasýl karþýlýk veriyor ve tüketici tercihlerini nasýl yönlendiriyor?
temel bir sistematik deðiþim için ne gereklidir? Çevre
alanýnda nasýl liderlik yapýyor?
tozunun yurt içinde üretilmesi ve
temin edilmesine yönelik olarak,
20 bin tonu ise doğrudan ihracat
amacıyla olmak üzere toplam 38
bin ton süt tozu üretimi desteklenecek. Bu destekle piyasadan 380
bin ton çiğ sütün çekilmesi planlanıyor.
Gýda güvenliði ve ürün geliþtirme alanlarýnda endüstri,
Tüketicileri daha saðlýklý yaþam tarzlarýna teþvik edecek
Tarýmsal gýda endüstrisi, gýda zincirinde çevre performansýný geliþtirerek sürdürülebilirlik
Tüketici tercihlerinde çevreyle ilgili kaygýlarýn etkisi artýyor mu? Üreticiler, ürünlerinin çevresel sürdürülebilirlik
performansýný arttýrma çabalarýný tüketicilere etkili bir þekilde nasýl gösterebilir?
endüstrisi için ne gibi fýrsatlar sunuyor? Gýda Güvenliði
ve üretim zincirinde gýda güvenliði.
Gýda zincirinde "yeþil" uygulamalar, global gýda ve içecek
Gýda güvenliði, gýda zinciri yaþam döngüsü ve paydaþ iþ birliði.
Tedarik
Gýda güvenliði yönetim sistemleri, global ihtiyaçlara cevap verebiliyor mu?
Çi f t çi y e v er i l en d est ek l er
D e st ek l er
Süt p r i m d est eği
Br u cel l a aşı d est eği
M an d a d est eği
Rakam l ar
O r an l ar
A r t ış %
4 Kr /L’d en
6 Kr /L’y e
50
20 T L/BA Ş’t an
25 T L/BA Ş’a
25
Efes
Bergama
Meryem Ana Klazomenai
www.globalgelecekglobalisbirligi.com
250 T L/BA Ş’t an
300 T L/BA Ş’a
20
Bu z ağı d est eği *
60 T L/BA Ş’t an
75 T L/BA Ş’a
25
Ko y u n v e k eçi d est eği
10 T L/BA Ş’t an
15 T L/BA Ş’a
50
Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Üyeleri
10 Kr /L’d en
15 Kr /L’y e
50
Ambalajlý Su Üreticileri Derneði • Ambalajlý Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneði • Bal Paketleyicileri, Ýhracatçýlarý ve Sanayicileri Derneði • Bira ve Malt Üreticileri Derneði • Bitkisel Yað Sanayicileri Derneði • Diyabetik ve Fonksiyonel Gýda Üreticileri
Si l aj l ık m ısır
50 T L/d a’d an
55 T L/d a’a
10
Derneði • Gýda Katký ve Yardýmcý Madde Sanayicileri Derneði • Meþrubatçýlar Derneði • Meyve Suyu Endüstrisi Derneði • Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneði • Niþasta ve Glikoz Üreticileri Derneði • Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri
Ko r u n g a
80 T L/d a’d an
90 T L/d a’a
12
125 T L/d a’d an
130 T L/d a’a
4
Ko y u n süt ü d est eği
Y o n ca
Derneði • Pirinç Deðirmencileri Derneði • Salça Ýhracatçýlarý ve Ýmalatçýlarý Derneði • Þekerli Mamül Sanayicileri Derneði • Susam, Tahin, Helva ve Reçel Ýmalatçýlarý Derneði • Þarap Üreticileri Derneði • Tarým Ürünleri, Hububat, Bakliyat Ýþleme ve
Paketleme Sanayicileri Derneði • Trakya Bitkisel Yað Sanayicileri Derneði • Tüm Gýda Dýþ Ticaret Derneði • Türkiye Makarna Sanayicileri Derneði • Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneði • Türkiye Süt, Et, Gýda Sanayicileri ve Üreticileri Birliði
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:43 Page 10
Gündem
10 Sayfa
İş dünyası tek yürek
kuruluşlarında yer alan haberlerin ardından oda ve
derneklerden ortak açıklama geldi: “Medyanın gıda
haberleri konusunda daha hassas davranması gerekiyor.”
n Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii
Dernekleri Federasyonu Başkanı
Şemsi Kopuz, Türkiye İhracatçılar
Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, Türkiye İşveren Sendikaları
Konfederasyonu Başkanı Tuğrul
Kudatgobilik, Müstakil Sanayici
ve İşadamları Derneği Başkanı
Ömer Cihat Vardan, İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş, İstanbul Sanayi Odası Başkanı
Tanıl Küçük ve İstanbul Ticaret
Borsası Başkanı Atilla Sümer’in
imzalarını taşıyan açıklamada; basın kuruluşlarından daha duyarlı
ve dikkatli olmaları, gıda sektöründeki firmaların markalarına ve
ticari itibarlarına zarar vermekten
kaçınmaları konusunda hassasiyet
beklentisi ifade edildi. Gıda sektörünün üretim kapasitesi, yarattığı
istihdam ve gerçekleştirdiği ihra-
Ri f at
H i sar cık l ıo ğl u
Şem si
Ko p u z
cat ile ülke ekonomisine sağladığı
katma değerin vurgulandığı açıklamada, “Son günlerde, bazı medya organlarında gıda sektörümüzü
de yakından ilgilendiren tartışma
ve haberler yer almakta, bu haberlerde yer alan yanlış bilgilendirmeler nedeniyle ‘Türkiye’de üretilen
gıda ürünleri sağlığa zararlıdır’ algısına neden olabilecek negatif
yaklaşımlar dikkat çekmektedir.”
ifadesine yer verildi.
Ayrıca, bu suçlamaların sadece gıda sektöründe üretim yapan firmaların itibarına değil, tüm gıda
sanayisinin itibarına ve çıkarlarına
zarar verdiğine dikkat çekildi.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Yanlış bilgilendirmeler ‘Türk Malı’ imajını zedelemekte, tüketicinin
Türk markalarına olan güvenini
haksız yere sarsmaktadır. Uluslararası kalite ve standartları yakala-
M eh m et
Büy ük ek şi
Araştırma: Prof. Dr. Gökhan S. Hotamışlıg il -
T u ğr u l
Ku d at g o b i l i k
suthattı Mart - Nisan 2011
Hedefleri büyük
Avrupa’nın birincisi Finlandiya
n 1,1 milyon çiftçiye hizmet sağlayan Türkiye Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, 2011 yılında çiftçiye 3,1 milyar lira kredi
kullandırmayı amaçlıyor.
Son dönemde gıda ürünlerine yönelik bazı medya
Basın k u r u l u şl ar ı d ah a d u y ar l ı v e d i k k at l i o l ar ak , g ıd a sek t ör ün d ek i
f i r m al ar ın i t i b ar l ar ın a z ar ar v er m ek t en k açın m al ıd ır .
mak anlamında büyük bir atılım
gerçekleştiren firmalarımız; topluma ve tüketiciye olan sorumluluğunun bilincinde olarak, gerek
yerli gerekse ithal olan tüm ham
madde ihtiyacını, resmi makamların denetim ve kontrolleri altında,
Türk Gıda Kodeksi’ne uygun olarak temin etmekte ve uluslararası
standartlarda üretim gerçekleştirmektedir. Türkiye Cumhuriye-
Öm er Ci h at
V ar d an
M u r at
Y al çın t aş
ti’nin sanayide elde ettiği başarının
gururu hepimize ait olduğu gibi,
ürünlerinin kalitesiyle tüm dünyada rekabet etme becerisini gösteren, sektörünü ileriye taşıyan öncü
kurumlarımıza sahip çıkmak da
hepimizin vazifesidir. Bir kez daha
altını çizmek gerekirse, sağlığı korunan halk da gıda sektörü de bizimdir. İkisi de korunup kollanmayı hak etmektedir.”
T an ıl
Küçük
A tilla
Süm er
5 Şubat 2011 tarihinde, Ramada
Plaza Otel’de gerçekleştirilen basın toplantısıyla 2010 yılının genel
bir değerlendirmesini yapan
TTKKB Genel Müdürü Bedrettin
Yıldırım, Kurum olarak 2011 yılına yönelik hedeflerini kamuoyuyla
paylaştı. Yıldırım, 2002 yılından
başlayarak bugüne kadar 5 milyon
200 bin çiftçiye toplam 12,5 milyar lira kredi kullandırdıklarını belirterek, bu kredinin 9,5 milyar lirasının düşük faizli olduğunu söyledi. Yıldırım sözlerine, çiftçilere
2011 yılında 600 milyon lirası
hayvancılık sektörüne olmak üzere, toplam 3,1 milyar lira kredi
kullandırmayı hedeflediklerini belirterek devam etti.
Yapılan değişikliklerle Tarım
Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği’nin daha demokratik ve özerk
bir hale getirildiğini söyleyen Genel Müdür Yıldırım, Kurum’un
herhangi bir banka ya da finans
kurumuna borcu olmadığını vurguladı. Sağlanan kredilerin geri
dönüş oranında ise geçen yıl %95
düzeyine ulaşıldığını, 2010 yılı itibarıyla da kefilsiz kredi uygulamasına
başlandığını
söyleyen
TTKKB Genel Müdürü, 2010 yılında 1 milyon 127 bin ton gübre,
199 milyon litre motorin ve 315
bin ton yem dağıtıldığını açıkladı.
Avrupa Birliği kapsamında yapılan beslenme
araştırmasında Finlandiya, yıllık kişi başı 134
litre ile süt tüketim oranı en yüksek Avrupa
ülkesi oldu. Türkiye ise son sırada.
n Finlandiya Süt ve Süt Ürünleri
Beslenme Konseyi’nden beslenme
uzmanı Anne Pohju, yaptıkları
araştırmalara göre Finlandiya’da
yıllık süt tüketiminin kişi başına
140 litreye kadar çıktığını belirtiyor. Finlandiya’da süt; kahvaltı,
öğlen ve akşam öğünlerinde standart içecek olarak tüketiliyor.
H er öğün d e süt
Fi n l an d i y a’d a süt ; k ah v al t ı, öğl en v e ak şam öğün l er i n d e
st an d ar t i çecek o l ar ak t ük et i l i y o r .
Prof. Dr. Gökhan S.
Hotamışlıgil
Araştırma
Süt, peynir, yoğurt ve tereyağında bulunan bir yağ asidi olan ve
trans-palmitoleik asit adı verilen
bu bileşik vücut tarafından üretilmiyor, yalnızca beslenme yoluyla
alınabiliyor.
HSPH Genetik ve Metabolizma
Bölümü Öğretim Üyesi ve Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı Prof. Dr. Gökhan S.
Hotamışlıgil ve HSPH Epidemiyoloji Bölümü ve Harvard Tıp Fakültesi Kalp Damar Bölümü’nden
Doç. Dr. Dariush Mozaffarian öncülüğündeki araştırmacılar, süt ve
süt ürünleri açısından zengin beslenerek alınan trans-palmitoleik
asidin tip 2 diyabet ve bununla
ilişkili metabolik anormalliklerin
HSPH uzmanları, “Ulusal Kalp,
Ciğer ve Kan Enstitüsü”nde 20 yıl
boyunca yetişkinlerde kardiyovasküler risk faktörlerinin incelenmesi amacıyla gözlenen 3736 kişiyi,
tip 2 diyabet gelişme riski açısından incelediler ve kandaki kolesterol düzeyleri, inflamatuvar belirteçleri, insülin seviyeleri ve insülin
duyarlılığı ile trans-palmitoleik
asit arasında ilişki olduğunu tespit
ettiler. Ayrıca kan dolaşımında
trans-palmitoleik asit düzeyi fazla
olan kişilerde diyabet riskinin
%60 oranında azaldığı da görüldü.
Hotamışlıgil, bu oranda bir risk
azalışının önemini vurgulayarak,
“Bu, son derece güçlü bir koruyucu etki. Diyabetle mücadelede bildiklerimizden çok daha güçlü.
Sonraki adımda insanlarda tedavi
edici değerine ilişkin çalışmalar da
yapılacak.” dedi.
Trans-palmitoleik asidin doğal
bir madde olduğunu kaydeden
Hotamışligil, bu sebeple klinik çalışmaların yürütülmesinin de
mümkün olduğunu ifade ederek,
“Bu çalışma, temel bilim ile toplum araştırmalarında köprü kuran
disiplinler arası bir çalışmanın, heyecan verici dönüştürülebilir olasılıklarını anlama gücünü ortaya
koydu.” şeklinde konuştu.
tığını söylüyor. Laaksonen’e göre,
bu dönüşüm sayesinde Finliler sütte bulunan laktozu kolayca hazmeden bir bünye geliştirdiler.
Diğer yandan Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik
Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju
Besler, Türkiye’de süt tüketiminin
azlığına dikkat çekerek düşüncelerini şöyle ifade ediyor:
Gıda ve enerji proseslerinde dünyanın en büyük
sistem tedarikçilerinden olan GEA Grup,
Türkiye’deki beşinci yılını düzenlediği “Süt
Teknolojisi Semineri” ile kutladı.
“Vücudun kalsiyum ihtiyacını
karşılaması sütün en bilinen özelliği. Bir yetişkinin günlük süt ihtiyacı ise 800 miligram. İki bardak
süt ve iki kase yoğurt günlük kalsiyum ihtiyacını karşılar.
n “Verimlilik” sloganıyla 50’yi
aşkın ülkede hizmet veren
GEA’nın proses teknolojisindeki
son yeniliklerini anlatmak amacıyla düzenlediği “Süt Teknolojisi Semineri” 20-22 Ocak tarihlerinde
Antalya’da gerçekleştirildi. Pastörizasyon, ESL, UHT, evaporasyon
ve kurutma konularında GEA’nın
Almanya ve İtalya’dan gelen uzmanları tarafından verilen seminerlerde, katılımcılar ilk ağızdan
bilgi edinme fırsatı buldu. Sektörün yoğun ilgi gösterdiği seminer-
“Yıllık kişi başına süt tüketim
oranı en yüksek Avrupa ülkesi ise
134 litre ile Finlandiya. Finlandiya'yı 106 litre ile İngiltere, 94 litre
ile İspanya izliyor. Türkiye ise 23
litre ile maalesef sonuncu sırada
yer alıyor.”
C
görülme riskini azalttığını Annals
of Internal Medicine’ın 21 Aralık
2010 tarihli sayısında açıkladılar.
Çalışma: Ulusal Sağlık Enstitüleri, Ulusal Beslenme Takviyeleri
Enstitüsü, Ulusal Nörolojik Hastalıklar ve Felç Sağlık Ofisi, Ulusal
Kalp, Akciğer ve Kan Enstitüsü
ile Ulusal Diyabet, Sindirim ve
Böbrek Hastalıkları Enstitüsü’nce
desteklendi.
Yağ asidi ölçümleri Searle Scholar Award tarafından yapıldı.
Composite
11
Gurular Antalya’daydı
275x20danette OFS.fh11 2/17/11 5:54 PM Page 1
Süt ürünlerinin diyabet hastalığına karşı koruyucu etkisi olduğu bulundu
Süt ürünlerinde
bulunan transpalmitoleik asitin ile
kandaki kolesterol
düzeyleri ve insülin
seviyeleri arasında ilişki
olduğu tespit edildi.
Finlandiya’nın önde gelen süt
üreticisi Valio’dan beslenme uzmanı Marika Laaksonen ise kuzey kıtada yerleşik hayata geçişle birlikte, sütün soğuk hava şartları ve yaşam koşullarında kolayca bulunan
önemli bir besin maddesi olduğunu ve bu durumun Finlilerde genetik açıdan bir dönüşüme yol aç-
Sayfa
“Avrupa ülkeleri arasında kişi
başı yıllık süt tüketiminde sonuncu sıradayız. Ülkemiz, süt üretimi
açısından dünyada ilk 15 arasında
olmasına rağmen, süt tüketiminde
Avrupa sonuncusu.”
Harvard Halk Sağlığı Akademisi Genetik ve Kompleks Hastalıklar Bölümü Başkanı
n Harvard Halk Sağlığı Akademisi (HSPH) uzmanları, diğer kuruluşların da katkılarıyla bir çalışma yaparak süt yağında bulunan
doğal bir maddenin, tip 2 diyabet
riskini önemli oranda düşürdüğünü ortaya koydu.
Gündem
Mart - Nisan 2011 suthattı
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
lerin açılışında konuşan ASÜD
Genel Koordinatörü Ali Osman
Mola, “Türkiye Süt Ürünleri Sektörü” üzerine bir konuşma yaptı.
Yaşanan sorunlarda, sanayi vizyonu ile aksiyon alabilecek kurumsal
bir yapı oluşturduklarını anlatan
Mola, “Tüketicilerin ihtiyaçlarının
‘gıda güvenliği’ şartları içinde karşılandığı sağlıklı bir sektörel yapının oluşmasına katkı sağlıyoruz.”
diyerek, bu misyon ve vizyona sahip firmaları ASÜD çatısı altına
davet etti.
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:44 Page 12
Dosya
12 Sayfa
Dünyanın peyniri
Mart - Nisan 2011 suthattı
e-Röportaj: Suzanne Sw an
peyniri, çökelek ve lor dışındaki geleneksel
aile tarafından, çömleğin içinde birkaç ay
bekletilerek yapılan Erzincan peyniriydi.”
n Suzanne Swan… Kanadalı bir
yazar; gezi rehberi ile de çıkabiliyor karşınıza, inceleme kitabıyla
da. Onu bizim için özel kılan, Türkiye ile kurduğu bağ. Swan, Türkiye’de geçirdiği 20 yılın ardından
Kanada’ya döndü. Kendisine ulaşarak “Türkiye’nin Peynir Hazineleri” kitabı üzerine bir e-röportaj
gerçekleştirdik. Swan, “Türkiye’deki 20 yılım, hayatımın en ilginç dönemiydi. Kalben bir Türk
oldum ve hâlâ kendimi Türkiye’ye
yakın hissediyorum.” diyerek başladı sözlerine.
n Geleneksel lezzetimiz peynir,
kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi
olarak görülse de öğle yemeği ve
akşam yemeğinin de bir parçacı aslında. Peki, ülkemizde yaygın olarak tüketilen beyaz peynir, kaşar
peyniri, çökelek ve lor dışındaki
geleneksel peynir zenginliğimizden ne kadar haberdarız?
Geleneksel peynirlerimizin birçoğu üretildikleri bölgede sınırlı
kalmış ve yörenin sosyoekonomik
koşullarının değişmesine bağlı olarak unutulmaya terk edilmiş olsa
da yöresel peynirlerin çeşitliliği,
özellikle lezzetleri, son 20 yılda
kırsal alanlardan büyük kentlere
yaşanan göçlerle fark edilerek, daha geniş kitlelerce tanındı. Sanayinin yöresel ürünleri pazara kazandırmaya başlamasıyla da bugün
kentli nüfus, mevcut peynir çeşitlerimizin küçük bir kısmını tanımaya ve tüketmeye başladı. Küçük bir kısım diyoruz çünkü her ne
kadar tam bir envanter çıkartılmamış olsa da 160’ın üzerinde peynir
çeşidimiz olduğu biliniyor. Bu çe-
şitlerin çoğu da lezzetleri ile dünyanın gözünü Türkiye’ye çevirebilecek nitelikte.
Ülkemizin peynir çeşitleri dünyaca üne kavuşabilecek lezzette
iken, Artun Ünsal’ın “Süt Uyuyunca-Türkiye Peynirleri” kitabında belirttiği gibi peynir çeşitlerinin
zenginliği ile ünlü ülkeler denince
akla gelen ülkeler arasında nedense Türkiye yer almaz.
30’un üzerinde şehri gezerek
Türkiye’nin peynir çeşitlerini araştıran ve belki de adını bile duymadığımız çeşitleri kitabına taşıyan
Swan, eserini “Türk kültürünün
çok önemli bir parçası olan peynir
hakkında kültürel bir kitap”, peyniri ise “hayatı bahşeden” sözcükleriyle tanımlıyor. Kitabı yazma
fikrinin nasıl oluştuğunu sorduğumuzda ise “Kaş’ta yaşadığım dö-
nemde peynir satıcısı Kalkanlı
Emin Bey, her Cuma günü markete en az 40 veya 50 peynir kalıbı
getirirdi. Yerel halk genellikle yalnızca beyaz peynir, belki de kaşar
peyniri alırdı; burunlarının dibinde
duran ve hiç tatmadıkları şirin
peynirler kalakalırdı.
Türk peynirleri hakkında, İngilizce uygulamalı bir kitap da yoktu. Fikir böyle oluştu.” diyor.
Türk peynirleri oldukça doğal
yöntemlerle üretilmesine rağmen dünyada tanınmıyor. Bunun nedeni sizce nedir?
Çünkü Türk peynirleri profesyonel
olarak pazarlanmıyor. Eğer bu yapılabilseydi birçok insan bu peynirleri beğenir, diğerlerine anlatır
ve daha fazla satın alırdı. Bu bir
keşif ve marka yaratma sorunudur.
Çözüm nedir peki?
Peynir üreticilerinin; birlikte çalışmaya, yöresel peynirlerin tanıtımı
Peynirlerin bu kadar çok çeşitli
tip ve lezzette olmasını ise kullanılan süt ve yapılış tekniklerindeki
farklılıklar belirliyor. İnek, koyun
ve keçi sütleri tek tek kullanılabildiği gibi karışım halinde de kullanılabiliyor. Bu sütler dışında manda ve deve sütlerinin kullanıldığı
peynir çeşitlerimiz de mevcut.
Yapılması gereken, üretildikleri
coğrafyaya sıkışıp kalan bu peynirlerin sanayiye kazandırılması. Bu,
muhakkak ki ciddi bir yatırım ve
emek isteyen bir süreç olacaktır.
Ancak fırsat maliyetine bakıldığında sonuç buna değecektir.
Su z an n e Sw an
“T ür k i y e’d ek i 20 y ıl ım , h ay at ım ın
en i l g i n ç d ön em i y d i . Kal b en b i r
T ür k o l d u m v e h âl â k en d i m i
T ür k i y e’y e d i ğer ül k el er d en d ah a
y ak ın h i ssed i y o r u m .”
için bir birlik oluşturmaya ve Türkiye’nin yöresel peynirleri için güçlü bir marka varlığı yaratmaya gereksinimleri var. Birlik sağlanmadan herhangi bir ürünün başarılı
bir şekilde pazarlanması çok güç.
Kanada’nın Québec eyaletinde;
peynir imalatçıları, eyalet hükümeti, süt pazarlama heyeti ve diğer küçük süt ürünleri üreticileri,
Québec yöresel peynirlerini tanıtmak için birleştiler. Bu, çok tatminkâr bir başarı öyküsü oldu.
Köy pazarındaki satıcılardan,
çiftlik sahiplerine kadar birçok
insanla tanıştınız. Peynir, onlar
için ne ifade ediyor?
Göçebe insanlar açısından peynir,
ürettikleri başlıca ürün ve beslenmelerinin de önemli bir parçasını
oluşturuyor. Çünkü peynir önemli
bir protein kaynağı. Toptancıya
süt ve peynir satmak ise geçim
kaynakları açısından hayatidir. Fakat maalesef göçebelik hayatı giderek yok oluyor.
Tattığınız peynirler arasında size en çok hangisi hitap etti?
Kar s Gr av y er i
T ür k i y e’n i n y ör esel p ey n i r l er i i çi n g üçl ü b i r m ar k a y ar at m ay a i h t i y acı v ar .
B150:
Çið sütte protein, yað, laktoz, kuru madde ve
donma noktasý tayini
SCC150:
Çið sütte somatik hücre sayýsýnýn tayini
Bactocount IBC-m:
Çið sütte toplam bakteri sayýsý ve
somatik hücre sayýsý tayini
13
Afyon Kaymağı’nın sırrı sütünde
“Şimdiye kadar yediğim en lezzetli peynir; bir
peynir zenginliğimizden ne kadar haberdarız?
Sayfa
G elen ekten b ilim e
Peynir, hayatı bahşeder
Yaygın olarak tüketilen beyaz peynir, kaşar
Geleneksel
suthattı Mart - Nisan 2011
Niğde mavi peynirini diğer peynirlerden daha iyi bulduğumu söylemeliyim. Erzincan, Bolu, Ezine
ve Edirne de beğendiğim peynirler
arasında. Fakat şimdiye kadar yediğim en lezzetli peynir; bir aile tarafından çömleğin içinde aylarca
bekletilerek yapılan Erzincan peyniriydi.
RABIT:
Ýmpedans yöntemle
bakteri tanýmlanmasý ve sayýsý
Anaerobik Ekim Kabini:
Su, gýda ve týbbi örneklerden anaerobik ve
mikroaerofillerin izolasyonu
Atýf Bey Mah. 5/3 Sok. No:5 Kat:4 Daire:8 Becergen Apt. Gaziemir - Ýzmir Tel: (0232) 251 08 51 - 251 49 31 Fax: (0232) 251 62 69 [email protected] • www.bentleymerkim.com.tr
Tecrübe ve beceri
isteyen bir süt zanaatı
dışına pek
çıkarılamayan Afyon
Kaymağı üretimi,
küçük aile
işletmelerinde
standart olmayan
tekniklerle yapılıyor
ve pazarlanmasına da
gerekli özen
gösterilmiyor.
n Kaymak, sütün yağlı kısmının
değerlendirildiği bir ürün. Türkiye’de, genellikle manda ineğinin
fazla bulunduğu yörelerde (Afyon,
Edirne, Kocaeli, İstanbul, Bursa ve
Ankara) aile işletmelerinde üretilen kaymağın, üretildiği yörede
alışılagelen yapım tekniğine bağlı
olarak Afyon Kaymağı, lüle kaymağı gibi çeşitleri mevcut.
Afyon Kaymağı ise manda sütünün tekniğine uygun bir ısıl işlemden geçirilmesi ve daha sonra da
tekniğine uygun olarak soğutulması ile elde edilen bir ürün. Kaymak üretiminde, çeşitli hayvan
sütleri kullanılmakla beraber daha
çok manda sütü tercih edilir. Çünkü manda sütünün kaymak bağlama özelliğinin yüksek olması, yağ
renginin de beyaz olması, kaymak
üretiminin hem ekonomik olmasına hem de tüketicinin tercih etmesine sebep olur. Son yıllarda Afyon’da sulak alanların azalması,
manda verim özelliklerinin yeterince geliştirilememesi, manda sayısında ve dolayısıyla yöreye özgü
manda kaymağı üretiminde önemli azalmalara yol açtı. Bununla beraber Afyon çevresindeki satış yerlerinde ve dinlenme tesislerinde
kaymak tüketiminin son yıllarda
önemli bir artış gösterdiği, tatil
mevsimi dışındaki dönemlerde
günde 600-800 kilogram kaymak
satışının yapıldığı biliniyor.
Kaymak yapımında, en önemli
faktörlerden biri kullanılacak sütün nitelikleri. Sütteki yağ oranı
ne kadar fazla olursa, birim sütten
alınan kaymak miktarı da o ölçüde
fazla olur. Sütün kimyasal bileşiminin yanı sıra lezzet ve aroması,
mandanın rasyonuyla yakından ilgilidir. Manda sütü, inek sütüne
göre yağda çözünen vitaminler bakımından zengindir ve bir glikoprotein olan ‘laktoferrin’i yüksek
oranda içerdiğinden bozulma riski
daha düşüktür. Manda sütünün bu
özelliği, soğutma imkânlarından
kısmen yoksun bulunan yörelerde
inek sütüne göre avantaj sağlar.
Afyon’da kaymak üretiminin modern araç ve gereçlerden yoksun iş-
letmelerde, geleneksel tekniklerle
yapılması nedeniyle üretimde fazla
tecrübe ve beceri gerekiyor.
Önemli ölçüde tecrübe ve beceri
isteyen bir süt zanaatı dışına pek
çıkarılamayan Afyon Kaymağı
üretimi, genellikle hijyenik koşullardan yoksun küçük aile işletmelerinde standart olmayan tekniklerle yapılıyor; muhafaza ve pazar-
Yrd. Doç. Dr. Zeki Gürler
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Besin Hijyeni ve
Teknoloji Bölümü Öğretim Üyesi lanmasına da gerekli özen gösterilmiyor. Afyon Kaymağı’nın alışıla
gelen üretim teknolojisinin ve kalitesinin geliştirilmesi ancak bir dizi araştırmanın yapılmasıyla mümkün görünüyor.
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:45 Page 14
Tetrapak_Basketci_275x405_2 09/02/2011 6:18 PM Page 1
C
14 Sayfa
Perakende
Mart - Nisan 2011 suthattı
Per aken d eh at t ı
Perakendenin 2011’i
Krize rağmen 2009 yılında yüzde 15 büyüme
gösteren perakende sektörü, 2010 yılında da yüzde
20 civarında bir büyüme yakaladı. 2011 yılı için
hedeflenen büyüme ise yüzde 25.
Fikri Türkel
Globalleşmeyi planlayan
perakendecilerin, etkin ve
sonuç odaklı stratejileri
olması gerekiyor. Uzun
vadeli yatırımlar yapmaya
hazır olmalılar.
n Dünyanın en büyük perakende
devleri dikkatlerini Türkiye’ye çevirirken, yerli perakendeciler yeniden konumlanmaya başlıyor. Hedef, yurt dışı pazarlara açılmak.
Deloitte, yayımladığı “Yeni Pazarlara Açılmak: Perakendenin
Küresel Güçleri 2011” raporunda
şirketlerin masrafları azaltma ve
stokları düzenleme çalışmalarının
olumlu sonuçlandığını belirtiyor.
Dünyanın en güçlü ilk 250 perakende şirketinin toplam net kârının, 2008’de yüzde 2,4 iken,
2009’da yüzde 3,1’e yükseldiği
görülüyor. “İlk 250 Global Perakendeci” sıralamasındaki Migros
Ticaret ve BİM, aynı zamanda “En
Hızlı Büyüyen İlk 50 Perakendeci”
sıralamasında da yer alıyor.
Raporda yer alan, “Dünyanın En
Hızlı Büyüyen İlk 50 Perakendeci”
sıralamasında, Afrika/Ortadoğu
Bölgesi’nde Migros Ticaret 4’üncü, BİM ise 6’ncı sırada bulunuyor.
Rapora göre; ABD perakende
satışlarını iyileştirmeye çalışırken,
Avrupa’nın kredi piyasasının gergin olduğu, global ekonomik büyümenin ağırlıklı olarak gelişmekte olan pazarlarda devam ettiği görülüyor ve bu ülkelerdeki perakendeciler, kendi pazarları yavaş büyüyeceği için yeni bölgelere geçiş
W al - M ar t l i d er
“İl k 250 Gl o b al Per ak en d eci 2009” l i st esi n i n i l k sır asın d a W al - M ar t v ar .
yapmaya çalışıyor. Globalleşmeyi
planlayan perakendecilerin etkin
ve sonuç odaklı stratejileri olması
gerekiyor. Uzun vadeli yatırımlar
yapmaya hazır olmaları, yerli satı-
cılara kendilerini tanıtmaları ve
müşteri bağlılığı konusunda dikkatli çalışmalar yapmaları önem
vermeleri gereken konular arasında yer alıyor.
Değer ve Değerler: “Değer”
kavramı da içerik değiştiriyor.
Müşteriler sadece “değeri” değil,
çevre ve sosyal sorumluluk gibi
“değerleri” de talep etmeye başladılar. Şirketler bu değerlere yönelik stratejiler geliştiriyor.
mağazaların cirolarının bu yıl 175
milyar doları geçmesi bekleniyor.
Kişisel ürünler yolda
Son 20 yılda çok kullanılan “Müşteri Memnuniyeti”
kavramının yerini “kontrol müşteride” deyimi alıyor.
n Dünyanın en önemli telekom
şirketlerinden Verizon, Fortune 50
listesindeki şirketler arasında dikkat çekici bir araştırma yaptı.
Araştırmada beş önemli eğilim öne
çıkıyor. Bunlardan biri de “Akıllı
Cep” denilen internete bağlı tele-
fonların ABD’deki kullanım oranının %50’yi geçecek olması. Bu telefonların mobil pazarlamada sıçrama yaptırması bekleniyor. Bunun alışverişi nasıl etkileyeceğinin
göstergelerinden biri de tatil rezervasyonlarının yüzde 8’inin cep telefonlarıyla yapılmış olması.
Gelin bu eğilimlere hep birlikte
bakalım: Kontrol Müşterilerde:
Son 20 yılda çok kullanılan “Müşteri Memnuniyeti” kavramının yerine “kontrol müşteride” deyiminin kullanılacağını söylemek zor
olmasa gerek. Yukarıda ifade ettiğimiz akıllı telefonların etkisi bütün alışveriş süreçlerini etkileyecek.
Promosyonlar: İskonto, indirim gibi uyarıcı levhalar artık dikkatimizi çekmiyor. Perakendeciler
daha eğlenceli ve yaratıcı yöntemler bulmak zorundalar.
Özgünlük ve Esneklik: Fauxthencity diye bir kavram çıktı ortaya. Moda değil, özgünlük ve farklılık üzerinde duruluyor. Bir alışveriş merkezine girdiğinizde sizi tanımlayacak bir konsept oluşturma
gayreti içine giriliyor.
Kişiselleştirme: Gömlek kollarında baş harflerinizin olması gibi,
pek çok üründe kişiselleşmiş hizmetlerin satışla sunulması mümkün.
Sürekli Online: Akıllı telefon
denilen araçlarla yer, zaman, mekân fark etmeden sürekli hatta
olabiliyorsunuz. Online olmanın
pek çok avantajı bulunuyor.
Ticaretin Her Çeşidi: Sadece
mobil değil, her çeşit alışveriş yönteminde canlılık yaşanacak. Sadece
tek kanallı olarak da değil; her perakendeci, alışverişin bütün yöntemlerini birlikte kullanacak.
Mağaza Deneyim Merkezleri:
Mağazalar, ürünleri karşılaştırmak, denemek, kişiselleştirmek gibi uygulamalarla duygusal ve deneysel bir bağ kuruyorlar.
Akıllı Tüketim: Rekabet, müşteriye bir nevi ihale imkânı sunuyor. Tüketici kredilerini sunan şirketler arasındaki rekabet bunu
sağlayacak. Nasıl sigorta brokerları sizin durumunuza göre farklı sigorta şirketlerinin hizmetleriyle
özgün bir fiyat ve sigorta poliçesi
oluşturuyorsa, sizin durumunuza
uygun bir otomobil modeli ve ödeme şekli de sunacaklardır. Aynı
yöntem niye konutta, ev eşyalarınızda olmasın? Peki tatil projenizde de böyle bir yöntem avantajlı
olmaz mı?
Lüksün Dönüşü: Lüks satışlar
tekrar yükselişe
geçiyor. Kriz öncesi 170 milyar
dolar olan lüks
2011 yılının en dinamik sektörünün perakende olacağı öngörülüyor. Bu dinamizm içinde kendinizi fark ettirecek bir yöntem bulduğunuz takdirde avantajınızı devam ettirebileceksiniz.
Vintage Perakende: Vintage’ın
karşılığı, eskinin yeniden değer kazanması ama ikinci el pazarlar için
kullanılıyor. İkinci el; kitap, otomobil, giysi, mobilya ve benzerleri
için dünyada yeni ve etkili bir perakende alanı olarak görülüyor.
Ki şi sel l eşt i r i l m i ş ür ün l er e r ağb et ar t ıy o r
Göm l ek k o l l ar ın d a b aş h ar f l er i n i z i n o l m ası g i b i , p ek ço k ür ün d e k i şi sel l eşm i ş
h i z m et l er i n sat ışl a b i r l i k t e su n u l m ası m üm k ün .
M
Y
CM
MY
CY CMY
K
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:45 Page 16
275 x 405
16 Sayfa
Beslenme
Mart - Nisan 2011 suthattı
Kefir sağlığın hizmetinde
Sü t l e b e sl e n m e
Süt, tansiyonu dengeler
Prof. Dr. H. Tanju Besler
HÜ Sağlık Bilimleri Fakültesi
Beslenme ve Diyetetik Bölümü
Öğretim Üyesi
Optimal kan basıncının
sağlanmasında ve sağlığın
devam ettirilmesinde,
günde 3-4 porsiyon süt ve
ürünlerinin tüketimi
öneriliyor.
n Sütün; osteporoz, diyabet, obezite ve kanser gibi kronik hastalıklarla ilişkisi üzerine bugüne kadar
çok sayıda bulguya ulaşıldı. Yetişkinlik dönemindeki kronik hastalıklar; yaşamın başlangıcından alınıp, yaşam boyu sürdürülecek
yaklaşımlarla önlenebilir. Bunların
temelinde yeterli ve dengeli beslenmenin yattığı, süt ve süt ürünlerinin de bunun ayrılmaz bir parçası olduğu unutulmamalı.
1980’li yıllardan sonra diyet ve
kan basıncı arasındaki ilişki araştırılırken, kalsiyum ile hipertansiyon
arasındaki ilişki ortaya konulmaya
başlandı. Süt ürünleri tüketiminin
kan basıncı üzerine etkileri de dikkatleri çekti. Bunun yanı sıra kalsiyum, magnezyum ve fosforun az
tüketiminin, bireysel veya toplumsal olarak arteriyel kan basıncı artışı ve hipertansiyon insidansı ile
ilişkili olduğu saptandı.
sürdürülebilir tarým
ması ile kan basıncının düzenlenmesi hedefleniyor. DASH diyetinin temel yaklaşımı, yağı azaltılmış, sebze ve meyve içeriği bol ve
az yağlı süt ve süt ürünleri tüketiminin arttırılması. Optimal kan
basıncının sağlanmasında ve sağlığın devam ettirilmesinde, günde
3-4 porsiyon süt ve ürünlerinin tüketimi öneriliyor.
sürdürülebilir gýda üretimi
Yüksek kan basıncını, kilo kaybı
ve tuz sınırlaması gibi faktörlerden
bağımsız olarak düşüren ve lif, potasyum, kalsiyum ve magnezyum
yönünden zengin olan bu diyet ile
sadece kan basıncının değil kolesterolün de düştüğü belirtiliyor. Yapılan bir çalışmada, DASH diyetinin LDL (kötü kolesterol)’yi yüzde 10 civarında düşürebileceği
gösteriliyor.
sürdürülebilir gýda güvenliði
n Journal of Medical Food dergisinde yayımlanan araştırmaya göre
probiyotik içeren bir fermente süt
ürünü olan kefir, Helicobacter
pylori (H. pylori) enfeksiyonunun
üçlü tedavisinde etkiyi arttırıyor.
Yapılan çalışmalarda, kan basıncı ve hipertansiyon insidansı ile süt
ve süt ürünleri ilişkisinin, sütün
içerisinde bulunan kalsiyum ve potasyum ile ilgili olduğu bildiriliyor.
Kalsiyum alımının azalması arteriyel kan basıncını arttırıyor fakat
bu minerallerin alımı arttırılarak
kan basıcında azalma sağlanabiliyor.
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden araştırmacılar, hazımsızlık belirtileri olan ve H. pylori enfeksiyonu, üre nefes testi ile kabul
edilmiş olan 82 hasta üzerinde çift
kör çalışma yürüttüler. 14 gün boyunca günde iki kez hastalara uygulanan üçlü tedaviye (lansopirazol, amoksisilin ve klaritiromisin)
ek olarak günde iki kez 250 mL
kefir verilirken, plasebo olarak 250
mL süt verildi.
Hipertansiyonu engellemek için oluşturulan diyet
yaklaşımı DASH çalışmasında gerekli mineraller ve diyet
lifi arttırılırken, yağın azaltıl-
Etkiler, tedaviden 15 gün sonra
yapılan standart anket ve 45 gün
sonrasında yapılan üre nefes testi
ile belirlendi. H. pylori eradikasyonu, üçlü tedavi ve kefir kullanılan
hastaların
büyük
kısmında
(%78.2) plasebo grubuna kıyasla
belirgin şekilde daha yüksek bulundu.
Ayrıca kefir içen grupta çok daha az yan etki gözlendi. Araştırmayı yapan bilim adamları, 14
gün boyunca uygulanan rejimde
üçlü tedavi ile kefirin birlikte kullanımının, sadece üçlü tedavi uygulamasından çok daha etkin bir
H. pylori eradikasyonu sağladığı
sonucuna vardılar.
sürdürülebilir sorumluluðumuz
Sütteki mitler ve gerçekler
Süt ürünleri hakkında hâlâ bazı yanlış inanışlar var.
Michigan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Zeynep
Üstünol’un görüşleri, süt ürünleri hakkındaki
efsaneleri ve gerçekleri ortaya koyuyor.
n İşin özü şu ki, süt ve süt ürünleri, diyetimizde gerekli olan en az
10 temel besin ögesini sağlıyor. 3
porsiyon süt ya da eş değeri, birçok
insanın günlük kalsiyum ihtiyacının karşılanmasında tavsiye ediliyor. Ek olarak, yoğurt gibi fermente süt ürünleri, gastrointestinal
sağlık için önemli olduğu bilinen
probiyotik organizmalar ve prebiyotikler için mükemmel taşıyıcılar
olarak değerlendiriliyor.
sürdürülebilir tüketim
Süte dair yanlış bilgilere ve işin
gerçeğine birlikte bakalım.
Süt ürünleri tüketimi kilo almaya
yol açabilir: Yürütülen araştırmalar, 3 porsiyon düşük yağlı süt ürünü içeren kalori kontrollü bir diyetin, çok daha başarılı kilo vermeye
yardımcı olacağını belirtiyor.
Klinik denemeler, artan kalsiyum alımı ile azalan vücut ağırlığı
ve vücut yağ oranı arasında bağ olduğunu gösteriyor.
Ispanak da süt gibi çok iyi bir kalsiyum kaynağıdır: 1 kase sütte, 16
kase ıspanaktan daha fazla miktarda kalsiyum bulunuyor. Bir kişinin
önerilen günlük kalsiyum alımını
sağlamak için 48 kaseden daha
fazla ıspanak tüketmesi gerekiyor.
Dahası süt, kalsiyum emilimini
arttıran D vitaminini de içeriyor.
Laktoz intoleransı olan bireyler
süt ürünlerinden uzak durmalıdır: Laktoz intolerans, süt alerjisi
ile karıştırılıyor. Laktoz intolerans,
süt ürünlerine karşı alerjik bir reaksiyon değil, süt şekeri laktozun sindirilmesindeki yetersizliktir.
nezyum gibi diğer yüksek kalitedeki besin ögelerini de sağlar.
Laktozsuz süt ve yoğurt, laktoz
intoleransı olan bireyler için iyi alternatiflerdir. Araştırmalara göre
laktoz intoleransı olan birçok insan
günde 1 bardak süt içebilir.
Süt, mukusa neden olur: Bazı insanlar, tam yağlı süt içtikten sonra
ağızlarındaki ve boğazlarındaki ince tabaka ya da kalıntıyı yanlış anlıyor. Bu, süt yağının vücut sıcaklığına yakın eriyen normal kremsi
yapısıdır ve ekstra mukus değildir.
Kalsiyum takviyesi alıyorsanız süte ihtiyacınız yoktur: Süt, kalsiyum için tek kaynak değildir ancak aynı zamanda yüksek kalitede
protein, A, D, B12 vitamini ve riboflavin, çinko, potasyum ve mag-
Süt içmek, böbrek taşına neden
olabilir: Sütteki kalsiyumun, gıdalardaki okzalatları bağladığı ve dolayısıyla vücut tarafından emilimini
engelleyerek, böbrek taşı oluşumu
riskini azalttığı belirtilmektedir.
Türkiye Gýda ve Ýçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu Üyeleri
www.tgdf.org.tr
Ambalajlý Su Üreticileri Derneði • Ambalajlý Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneði • Bal Paketleyicileri, Ýhracatçýlarý ve Sanayicileri Derneði • Bira
ve Malt Üreticileri Derneði • Bitkisel Yað Sanayicileri Derneði • Diyabetik ve Fonksiyonel Gýda Üreticileri Derneði • Gýda Katký ve Yardýmcý Madde
Sanayicileri Derneði • Meþrubatçýlar Derneði • Meyve Suyu Endüstrisi Derneði • Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneði • Niþasta ve
Glikoz Üreticileri Derneði • Organik Ürün Üreticileri ve Sanayicileri Derneði • Pirinç Deðirmencileri Derneði • Salça Ýhracatçýlarý ve Ýmalatçýlarý
Derneði • Þekerli Mamul Sanayicileri Derneði • Susam, Tahin, Helva ve Reçel Ýmalatçýlarý Derneði • Þarap Üreticileri Derneði • Tarým Ürünleri,
Hububat, Bakliyat Ýþleme ve Paketleme Sanayicileri Derneði • Trakya Bitkisel Yað Sanayicileri Derneði • Tüm Gýda Dýþ Ticaret Derneði • Türkiye
Makarna Sanayicileri Derneði • Türkiye Maden Suyu Üreticileri Derneði • Türkiye Süt, Et, Gýda Sanayicileri ve Üreticileri Birliði
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:45 Page 18
18 Sayfa
Mevzuat
Mart - Nisan 2011 suthattı
Kimyasallara düzenleme
Çevre ve Orman Bakanlığı, Çevre Yönetimi Genel
Müdürlüğü, kimyasalların AB standartlarında
sınıflandırılmasını, etiketlenmesini ve ambalajlanmasını
sağlayacak bir uyumlaştırma projesi başlattı.
n “Madde ve Karışımların Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve
Etiketlenmesi Tüzüğü’nün Türkiye’de Uyumlaştırılması Projesi”ne
ilişkin yapılan açıklamada, CLP
Tüzüğü’nün Türkiye’de uygulanmasıyla, kimyasallar hakkında çok
daha güçlü bir tehlike iletişiminin,
dolayısıyla da daha güvenli kullanımın sağlanacağı belirtildi.
Bunun yanı sıra kimyasalların
tehlikelerinden kaynaklanan sağlık sorunlarının ve çevre kirliliğinin giderilmesi için gereken maliyetlerin azalacağı, kimyasallardan
kaynaklanan kazaların en aza indirilebileceği ve uygulamayla, ticarette karşılaşılan teknik engellerin
önüne geçilebileceği vurgulandı.
Açıklamada ayrıca Tüzüğün
Türkiye’de mümkün olan en kısa
Anahtar teslimi proje
Gemak tecrübeli ve uzman kadrosuyla, Tarım ve Kırsal Kalkınma Hibe Destek projeleri,
AB Hibe projeleri, IPARD projeleri ve her türlü yatırım ve AR-GE projelerinde sizleri destekliyor.
Hizmetlerimizden faydalanmak için Proje Bölümüz ile irtibata geçebilirsiniz.
zamanda uygulanmasının, başta
insan sağlığı ve çevrenin daha etkin korunması olmak üzere, birçok
açıdan fayda sağlayacağı belirtildi.
Kimyasallara yönelik birçok uygulamanın mevcut halinin AB mevzuatı ile uyum gösterdiği, eksikliklerin bulunduğu alanlarda ise yürütülen yeni çalışmalar sayesinde
AB kriterlerinin kısa sürede yakalanacağı ifadelerine yer verildi.
CLP Tüzüğü
CLP T üz üğü, M ad d el er i n v e
Kar ışım l ar ın Sın ıf l an d ır ıl m ası,
Et i k et l en m esi v e A m b al aj l an m asın a i l i şk i n EC/1272/2008
say ıl ı A v r u p a Par l am en t o su
v e Ko n sey i Kar ar ı, 30 A r al ık
2008 t ar i h i n d e y ay ım l an m ış
v e 20 O cak 2009 t ar i h i n d e y ür ür l üğe g i r m i şt i . T üz üğe g ör e,
A B üy esi ül k el er d e f aal i y et
g öst er en , k i m y asal m ad d e v e
k ar ışım ür et en v ey a i t h al
ed en f i r m al ar ın , söz k o n u su
m ad d e v e k ar ışım l ar ı CLP T üz üğü u su l v e esasl ar ın a g ör e
sın ıf l an d ır m a, et i k et l em e v e
am b al aj l am a y ük üm l ül üğü
v ar . D üz en l em e ay n ı z am an d a
1907/2006/EC say ıl ı REA CH
T üz üğü k ap sam ın d a A B ül k el er i n d e y er l eşi k ür et i ci v e i t h al at çıl ar a d a b el l i y ük üm l ül ük l er g et i r i y o r .
12 Ocak tarihinde başlatıldığı
belirtilen Proje’nin 4 ay sürmesi
planlanıyor.
Tüzüğün uyumlaştırılması projesi ile Türkiye piyasasında mevcut
olan kimyasalların, dünya standartlarında sınıflandırılması, etiketlenmesi ve ambalajlanması sağlanarak güvenli kullanımı amaçlanıyor.
Çevreye duyarlı çiftçiler kazanacak
AB, çevreyi gözeten Türk çiftçilerine destek verecek
bir proje geliştiriyor. Proje ile çevre dostu Türk
çiftçilere toplam 950 bin euro teşvik verilecek.
re, üretimde çevre dostu yöntemleri daha fazla kullanmaları yönünde mali teşviklerin verilmesi amaçlanıyor.” dedi.
Hollandalı, Estonyalı ve İspanyol ortakların Tarım ve Köyişleri
Bakanlığı ile yakın bir iş birliği
içinde çalışacakları proje faaliyetleri arasında yer alan konular ise
şöyle sıralanıyor:
n Projeye ilişkin bir açıklama yapan AB Türkiye Delagasyonu projenin amacının; AB’nin “Tarım ve
Kırsal Kalkınma Politikaları” bağlamında, tarımsal-çevre tedbirleri
olarak adlandırılan tedbirler ile
Türkiye’deki kurumların yasal,
idari ve teknik kapasitelerini geliştirmek olduğunu belirtti.
AB Türkiye Delegasyonu Mali
İş Birliği Başkanı Odoardo Como,
açıklamasında “Şu anda tarımı
“Şap”la mücadelede ek önlemler
Çiftlik
suthattı Mart - Nisan 2011
desteklemek üzere kullanılan yöntemler, çoğu zaman kimyevi gübre
ve ilaçların kullanımı dolayısıyla su
kaynaklarının kirletilmesi de dâhil
olmak üzere, çevreye zarar veren
tarımsal üretimin yoğunlaşmasını
teşvik ediyor.
Erozyon ise Türkiye’nin karşı
karşıya bulunduğu ve kısmen uygun olmayan tarımsal uygulamalardan kaynaklanan önemli bir
çevre sorunu. Bu proje ile çiftçile-
Hayvan refahı iyileştiriliyor
Avrupa Komisyonu, hayvan refahı politikalarını
güncelleyecek altyapı hazırlıklarına başladı.
İyi tarım uygulamaları konusunda mevcut Türk mevzuatının ve bu
mevzuatın tarımsal-çevre ödemelerine ilişkin AB’deki yapının ana
hatlarıyla uygunluğunun değerlendirilmesi, ilgili bilimsel kurumlarla
seçilmiş faaliyetlere dayalı olarak
gerçekleştirilecek iş birliği için ödeme oranlarının hesaplanması, daha
fazla yaygın hale getirilmeden tarımsal-çevre tedbirlerinin geliştirilmesi için pilot bölgelerin oluşturulması, tarımsal-çevre tedbirlerinin
oluşturulması ve uygulanması konusunda Türk paydaşların ve seçecekleri tarımsal-çevre faaliyetlerinde çiftçilere rehberlik edecek danışmanların eğitilmesi.
Sayfa
Çiftlikhattı: A fy on Kocatepe Ünv. Hay vancılık A raştırma ve Uy g ulama Merkezi
Manda sütü değerleniyor
n Mandanın taşıdığı özellikler,
onu bilhassa mera yetiştiriciliğinde
inekten daha ekonomik kılıyor ve
Türkiye’de ilk defa Afyon Kocatepe Üniversitesi, manda araştırma
sürüsü ile manda sütünün değerlenmesi için çalışıyor.
Merkeze ait arazideki tesislerde,
damızlık olarak kullanılan Pırlak
koyun, manda, Esmer gibi tür ve
ırklardan boğa, koç, malak, buzağı
ve kuzular yetiştiriliyor. Hayvanların kaba yem ve tahıl ihtiyacının
bir kısmı da yine arazide üretilen
yemlik bitkilerden sağlanıyor.
Çiftlikte ayrıca Veteriner Fakültesi öğrencilerine derslere ilişkin
uygulama imkânı sunulurken, çiftçilere yönelik eğitim ve bilgilendirme faaliyetleri de yürütülüyor.
Merkez yetkilileri, hedeflerini;
hayvan varlığının içinde çevre şartlarına dayanıklı, hastalıklara dirençli, düşük kaliteli kaba yemlerden faydalanma kabiliyeti yüksek,
ekonomik bir süt, et ve iş hayvanı
Edirne’nin Menekşesofular ve Avarız köylerinde
sağılan sütler, Türkiye’nin en hijyenik ve kaliteli
n Süt sağımının el değmeden yapıldığı Menekşesofular ile Avarız
köylerindeki süt toplama merkezinde, sağılan sütler hemen soğutularak depolanıyor.
Bal, yoğurt, peynir, içme sütü ya da meyva suyu…
Gıda üretiminde yüksek kalite ve hijyen için
GEMAK üretim hatlarını tercih edin.
Süt toplama ve soğutma merkezleri için komple hatlar, süt alım ve pastörizasyon hatları, pastörize içme sütü ve UHT süt hatları,beyaz peynir, lor, kaşar, dil,
örgü, hellim, krem peynir, edam ve gouda gibi birçok peynir çeşidi için üretim hatları yoğurt ve ayran, smetan, kaymak ve tereyağı üretim hatları, süt tozu ve
peyniraltı suyu tozu üretim hatları, meyve suyu, reçel, marmelat ve pekmez üretimhatlarıyla dondurma ve sütlü tatlı üretim hatları, meşrubat, kolalı içecekler,
çikolata, margarin, salça vb. üretimi yapan işletmeler için özel ekipman temini ile gıda sektörüne yönelik anahtar teslimi modern tesisler kurulması, Alfa Laval
plakalı ısı değiştiricileri,paslanmaz çelik akış ekipmanları ve hijyenik pompaları, Frautech temizleme ve krema separatörleri, Danisco kültür ve kültür medyası,
Flowell paslanmaz çelik yer süzgeçleri ve kanalları, HPM homogenizatörleri, KSB pompa, vana ve hidroforları için mühendislik hizmetleri, ekipman temini,
servis ve yedek parça hizmetleri.
Plakalı Isı Değiştiricileri
Hijyenik Akış Ekipmanları
Hijyenik Pompalar
Kültür ve
medya
Santrifüj
separatörler
Pompa,
vana, hidrofor
Ağaç İşleri Sitesi 1354. Cad. 1376. Sok. No:12 06370 İvedik OSB / ANKARA / TURKEY
Tel:+90 (312) 394 77 94 (pbx) Fax:+90 (312) 394 77 95 [email protected]
Homozenizatörler
Dondurma üretim
makinaları
Atık su sistemleri
11 Haziran 2010 tarihli ve 5996
sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki
Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun
4’üncü maddesine dayanılarak ve
şap hastalığının kontrolüne ilişkin
2003/85/EEC sayılı Konsey Direktifi’ne paralel olarak hazırlanan
Yönetmelik; virüsün tipi ne olursa
olsun, şap hastalığı salgını durumunda uygulanacak asgari kontrol
önlemleri ile şap hastalığı konusunda çiftçilerin bilinç düzeylerinin, yetkili birimlerin ve tarım
sektörünün hazırlık durumunun
arttırılmasını amaçlayan belirli koruyucu önlemleri kapsıyor.
Yönetmelik’te, “Şap Hastalığı
Salgınının Bildirimi, Önlemler ve
Kontrolü” kuralları belirlenirken;
“Şap Hastalığı Salgınının Doğrulanması ve Alınacak Önlemler”,
“Özel Durumlarda Uygulanacak
Önlemler”, “Farklı Epidemiyolojik
Üretim Birimlerinden Oluşan İşletmeler ve Temastaki İşletmeler”,
“Koruma ve Gözetim Bölgeleri”,
“Bölgeselleşme”, “Hareketlerin
Kontrolü ve Tanımlama”, “Şap
Hastalığı Aşılarının Kullanımı,
Üretimi, Satışı ve Kontrolleri” konularına ilişkin hususlar yer aldı.
Ayrıca şap virüsü üzerine çalışan
laboratuvarlar ve kuruluşların detaylandırıldığı Yönetmelik’te; şap
hastalığının tanısı, acil eylem planları ve gerçek zaman uyarı uygulamaları, kontrol merkezleri ve uzman grubu, antijen ve aşı bankaları, diğer hayvan türlerinde şap hastalığı ve şap hastalığının önlenmesi ve kontrolüne yönelik ek önlemler de yer alıyor.
Tesisler kurulmadan önce köyde
sağılan sütlerde yapılan analizlerde
1 gram sütte milyarlarca bakteri
tespit edilirken, süt sağım merkezlerinin kurulmasından sonra yapılan günlük analizlerde bu sayının
10 binlere düştüğü tespit edildi.
Edirne Merkez Süt Üreticileri
Birliği Başkanı Mustafa Suiçmez,
n Komisyon, “Hayvan Refahında
AB Politikasının Değerlendirilmesi ve Gelecek İçin Politika Seçenekleri” adlı raporunu ve 20112015 yılı için AB hayvan refahı
stratejilerini birlikte yayımladı.
Rapor, AB Sağlık ve Tüketici
Koruma Genel Müdürlüğü tarafından AB hayvan refahı politikasının bağımsız analizi için ve olası
AB hayvan refahı stratejilerini değerlendirmek üzere yayımlandı.
Mevcut AB yasası, çiftlik hayvanlarını (çiftlikte, taşınmasında
ve kesimde), deney hayvanlarını ve
hayvanat bahçelerinde tutulan
hayvanları kapsıyor. Raporda bulunulan tavsiyeler ise mevcut mevzuatın artan seviyede uygulanması; mevcut mevzuatın tüm yönlerinin netleştirilmesi; AB refah mevzuatının, aynı zamanda diğer spesifik hayvanlara ilişkin mevzuat ve
genel AB hayvan refahı yasası ile
pet hayvanları gibi diğer gruplar
için hedefinin genişletilmesi (yasal
çerçeveye bağlı kalarak); refahı geliştirmek için yasaların dışında yeni yolların araştırılması; refah kalitesi refah değerlendirme protokollerinin ve hayvan refahı iletişim
stratejilerinin geliştirilmesi konularını kapsıyor.
olan bir çiftlik hayvanının ve bu
hayvandan elde edilen ürünlerin
yaşatılmasını sağlamak olarak aktarıyor. Ayrıca merkezin, bölgedeki damızlık ihtiyacının karşılanmasında tek kaynak haline getirilmesi amaçlanıyor.
Ülkemizin 12 milyon tonu aşan
yıllık süt üretiminin yaklaşık 30
bin tonunu manda sütü oluşturuyor. Başta kaymak olmak üzere
yoğurt, peynir ve dondurma üretiminde kullanılan manda sütü, krema yapımında da önemli bir yer
tutuyor. Afyon Kocatepe Üniversitesi, merkezde gerçekleştirdiği çalışmalarla manda sütünün ekonomik değerine dikkat çekerken,
mandacılığın geliştirilmesi için
önemli projeleri hayata geçiriyor.
Trakya, standartların üstünde
sütleri.
n “Şap Hastalığının Kontrolüne
İlişkin Yönetmelik” 4 Şubat 2011
tarihli ve 27836 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Yönetmelik ile
şap hastalığına karşı hazırlıklı olmak, hastalıktan korunmak ve
hastalıkla mücadele etmek için
alınması gereken tedbirlere ilişkin
usul ve esasların düzenlenmesi
amaçlanıyor.
19
analiz sonuçlarının övünülecek bir
durum olduğunu belirterek;
“Amacımız, bu tesislerle ülke ekonomisine katkı sağlamak ve yüksek standartlara uygun üretim yaparak dünya ülkelerine ihraç yolu
açmaktır. AB standartlarında somatik hücre sayısı 400 bin, bakteri sayısı ise 100 bindir. Biz, Avarız
ve Menekşesofular köylerinde yaptırdığımız tahlillerde bakteri sayısının 20 bin civarında, somatik
hücre sayısının da 100 bin civarında olduğunu tespit ettirdik. Görüldüğü gibi bu sayılar AB’nin be-
lirlediği oranların çok altında.”
şeklinde konuştu.
Elde ettikleri bu sonuçların AB
ülkelerinin de dikkatini çektiğini
ve bu konuda kendilerinden bilgi
almak için iletişime geçildiğini belirten Suiçmez, amaçlarının Trakya
Bölgesi’ni tarım ve hayvancılıkta
cazibe merkezi haline getirmek olduğunu söyledi.
Süt destekleme primlerinin
2011 yılında arttırıldığını ve süt
tozu ithalatı konusunda sektörün
önünü açacak ciddi önlemler alındığını da belirten Suiçmez, “En yakın gelecekte, AB ülkeleri başta
olmak üzere, bazı dünya ülkelerine
süt ve süt ürünleri ihraç eder duruma geleceğiz.” dedi.
süthattı sayı 3_Layout 1 04.03.2011 16:45 Page 20
20 Sayfa
Çevre - Inovasyon
Mart - Nisan 2011 suthattı
Yüksek basınçta daha yoğun kıvam
Annelerin içi rahat
Geliştirilen yeni bir yöntem, daha yoğun kıvamlı
“Ülker Hero Baby” ve “İçim” iş birliğiyle
ve erimeye karşı daha dirençli dondurma üretimi
sağlayacak.
n Bilim adamlarının yaptığı yeni
bir çalışma, yüksek basınçta işlemenin dondurma üreticilerinin
kullandığı katkı maddelerini azaltacağını ve daha iyi, düşük yağlı
ürünler yapmaya olanak sağlayacağını öne sürüyor.
International Dairy Journal’da yayımlanan araştırmayı yürüten
Cork Üniversitesi, Nizo Gıda
Araştırma ve Guelph Üniversitesi’nden bilim adamları, yüksek basıncın dondurma üretimindeki et-
kilerini ve değişikliklerin olası mekanizmalarını değerlendirmeyi
amaçladılar. Bu yöntem, daha yoğun kıvamlı ve erimeye karşı daha
dirençli dondurma üretimi sağlayacak.
Yüksek basınçta işlemenin, gıda
koruma ve sterilizasyon yöntemi
olarak popülaritesi artıyor; ayrıca
yöntem, son zamanlarda süt proteinlerinin fonksiyonelliğini geliştirme aracı olarak da bilim adamlarının ilgisini çekti.
Araştırma ekibinden Thom
Huppertz, yüksek basınçta işlemenin, dondurma üreticilerinin kullanımı için hazır ve gerekli ekipmanın ticari olarak ulaşılabilir olduğunu söyledi. İrlanda hükümetine bağlı “Enterprise Irelandise”da araştırma için destek verdi.
Bilim adamları, araştırma sonuçlarının yüksek basınçta işlemenin dondurma üreticileri için sayısız fayda yaratabileceğini gösterdiğini de söylüyor. Beklenen faydalar arasında yağı azaltılmış dondurma üretiminin geliştirilmesi ve
genelde buz kristalizasyonunu önlemek için kullanılan katkı maddesi olmaksızın yapılabilecek üretim de yer alıyor.
geliştirilen “Ülker İçim Hero Baby Devam Sütleri”
raflarda yerini aldı.
n Bebeklerin sağlıklı büyümesi
ve gelişmesi için ilk 6 ay boyunca
en sağlıklı besin anne sütüdür ve
bu dönemde anne sütü tek başına
yeterlidir. Ancak ilk altı aydan sonra ve anne sütünün yeterli olmadığı durumlarda; vitamin ve mineral
içeriği ile protein yapısı, büyüyen
bebeklerin ihtiyaçları göz önüne
alınarak hazırlanmış devam sütleri
tercih edilmelidir.
Ülker İçim Hero Baby Devam Sütleri, özel olarak geliştirilmiş formülü ile 6-12 aylık bebeklere ve
12-36 aylık küçük çocuklara sağlıklı bir gelecek sunuyor.
İnek sütünün faydaları ile biberon mamalarının sunduğu besinleri bir araya getiren Ülker İçim Hero Baby Devam Sütleri; demir, kalsiyum, çinko ve fosfor ile sağlıklı
büyüme ve gelişmeyi desteklerken,
omega - 3 ve omega - 6 ile beyin
hücrelerinin gelişmesine yardımcı
oluyor.
Ülker İçim Hero Baby Devam
Sütleri, bebeğin günlük demir ve
çinko ihtiyacının %75’ini karşılarken, günlük D vitamini ve C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor.
Er i m ey en d o n d u r m a
Bi l i m ad am l ar ın a g ör e, ar aşt ır m a so n u çl ar ı, y ük sek b asın çt a i şl em en i n d o n d u r m a ür et i ci l er i i çi n
say ısız f ay d a y ar at ab i l eceği n i g öst er i y o r .
Yeni nesil çözümler
Tetra Pak, teknik çalışmalarını tamamladığı yeni
jenerasyon ambalajların saha çalışmalarına 2012
yılında başlamayı hedefliyor.
n Tetra Pak, sağlıklı bir çevre için
çözümler üretmeye devam ediyor.
Yeni jenerasyon ambalajlar, kuruluşun bu amaç doğrultusunda yürüttüğü çalışmaların önemli bir
parçasını oluşturuyor. Tetra Pak,
bir yandan gıda ürünlerini her yerde güvenli ve kolay ulaşılır kılma
vizyonuyla faaliyetlerini sürdürürken, bir yandan da bu faaliyetlerin
çevreye zarar vermeden yapılabilmesi için çözümler üretiyor. Tetra
Pak ARGE birimi, çevre dostu ambalajlar konusunda laboratuvar
altyapısı ve insan gücüyle, bu
trendlere uygun ürünler geliştirebilmek için çalışmalar yürütüyor.
Bu say f a
Bunda, dünya nüfusundaki ve ambalajlı ürün tüketimindeki artışın
yanı sıra çevre konusundaki hassasiyetlerin yükselmesinin payı da
büyük yer tutuyor.
nımını da azalttı. Tümüyle geri
kazanılabilen ambalajlar üreten firma, geri dönüşüm için yürüttüğü
faaliyetlerin yanında ormanların
sürdürülebilir olmasını destekliyor.
Yeni jenerasyon ambalajların saha çalışmalarına 2012’de başlamayı hedefleyen Tetra Pak, kaynak
tüketimini de en aza indirmeyi
planlıyor.
Firma, üretimde kullanılan her
ağacın yenilenmesine ve yenilenme
sürecinin biyolojik çeşitliliğe zarar
vermemesine özen gösteriyor.
İzmir Fabrikası’ndaki üretim
faaliyetlerinin çevre üzerindeki etkisini en aza indiren Tetra Pak,
2010 yılında sera gazı emisyonunu
2005 yılına kıyasla %10 oranında
düşürürken; karbon emisyonu salı-
Doğal kaynakların gelecek kuşaklara aktarılabilmesi için tüm
faaliyetlerine üst seviyede özen
gösteren Tetra Pak, yenilenebilir
kaynaklara odaklanmayı ve endüstriyel faaliyetlerin sürdürülebilirlik
ilkelerini gözetiyor.
k at k ıl ar ıy l a h az ır l an m ışt ır

Benzer belgeler