PDF - Journal of Neurological Sciences

Transkript

PDF - Journal of Neurological Sciences
J.Neurol.Sci.[Turk]
Journal of Neurological Sciences [Turkish] 30:(2)# 36; 411-417, 2013
http://www.jns.dergisi.org/text.php3?id=668
Olgu Sunumu
Tuzaklanmış Sinüslü Bir Olguda İndirekt Karotiko-Kavernöz Fistülün Tromboze
Süperior Oftalmik Ven Yoluyla Endovasküler Tedavisi
Suzan GÜVEN YILMAZ1, Celal ÇINAR2, Ayşe YAĞCI1, İsmail ORAN2, Figen GÖKÇAY3,
Neşe ÇELEBİSOY3
1
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Göz Hastalıkları Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye 2Ege
Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye 3Ege Üniversitesi Tıp
Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye
Özet
İndirekt karotiko-kavernoz fistüllerin (KKF) endovasküler tedavisinde, embolizasyon işlemi
çeşitli nedenlerden dolayı (vasküler anomaliler, trombozlar, tuzaklanmış sinüs) transfemoral
yaklaşımla ile uygulanamadığında kullanılabilecek başlıca yol superior oftalmik vendir
(SOV). SOV kavernöz sinüse direkt erişim sağlar. Ancak bazı vakalarda SOV tromboze
olabilir. Bu durumda venin tanınması ve kanalizasyonu oldukça güçtür. Buna rağmen,
trombozun segmenter olduğu durumlarda, anjoket ile tromboz geçilerek başarılı bir şekilde
veni kataterize etmek mümkündür. Bu yazıda, tuzaklanmış sinüs nedeniyle tromboze SOV
yoluyla sıvı ajan Onyx 18 kullanarak embolizasyon işlemini gerçekleştirdiğimiz indirekt KKF
(Barrow Tip D)'li 58 yaşında bir kadın olgumuzu sunmayı amaçladık. Hastanın klinik
özellikleri, endovasküler embolizasyon tekniği ve sonuçları tartışıldı.
Anahtar Kelimeler: Endovasküler tedavi, indirekt karotiko-kavernöz fistül, tromboze
süperior oftalmik ven, tuzaklanmış sinüs
Endovascular Treatment of Indirect Carotid-Cavernous Fistula via Thrombosed
Superior Ophthalmic Vein in Patient with Trapped Sinus
Summary
In the endovascular treatment of indirect carotid-cavernous sinus fistulas (CCF's) when access
to the cavernous sinus via transfemoral approach could not be obtained due to various reasons
(vascular variation, thrombosis, trapped sinus), superior ophthalmic vein (SOV) is the main
way that can be used. SOV provides direct access to the cavernous sinus. However, SOV may
be thrombosed in some cases. In these cases the recognization and catheterization of SOV is
quite diffucult although successful catheterization is possible with the angiojet passing
through thrombosis in case of which thrombosis is segmental. Herein we aimed to report a 58year- old woman who underwent embolization of indirect CCF (Barrow Type D) through
thrombosed SOV with liquid agent Onyx 18 because of trapped sinus. Clinical features,
endovascular embolization technique and results are discussed.
Key words: Endovenous treatment, indirect carotid-cavernous fistula, thrombosed superior
ophthalmic vein, trappered sinus
411
J.Neurol.Sci.[Turk]
kavernöz sinüse ulaşılamayacağı için SOV
yoluyla
embolizasyon
işlemini
gerçekleştirdiğimiz
indirekt
KKF'lü
hastamızı sunduk. Ön orbitotomi ile SOV'a
ulaşıldığı ve ön bölümü tromboze olmasına
rağmen içinden ilerletilen kateter ile
embolizasyon işleminin başarı şekilde
tamamlandığı bu olgudaki deneyimimizi
paylaşmayı amaçladık.
GİRİŞ
Karotiko-kavernöz fistüller (KKF) karotid
arter ile kavernöz sinüs arasındaki anormal
bağlantılardır.
KKF'ler
etiyolojileri
(spontan ya da travmatik), akım hızları
(yüksek ya da düşük hızlı), ya da anatomik
özelliklerine (direkt ya da indirekt arteryel
beslenme) göre sınıflandırılabilirler. En
yaygın kullanılan sınıflandırma arteryel
beslenme esas alınarak yapılmıştır. Bu
sınıflamaya göre KKF'ler, kavernöz sinüse
açılan arteryel damarın çeşidine göre 4
gruba ayrılırlar (Barrow sınıflaması, tip AD).(2) Barrow B-D tipleri kavernöz sinüs
duvarındaki meningeal arterlerin sinüse
açılmasına bağlı olarak gelişirler.(4,11)
OLGU SUNUMU
Bir yıldır diplopi şikayeti olan 58 yaşında
kadın hastamız, Nöroloji Birimi tarafından
bir süre Myastenia Gravis tanısıyla
izlenmiş, pyridostigmin ve sistemik steroid
tedavisi almıştı. Sistemik hastalık olarak
13 yıldır HT ve diabetes mellitusu
mevcuttu. Üç yıl önce kolesistektomi ve 5
yıl önce total histerektomi cerrahisi geçiren
hastanın travma öyküsü yoktu. Hasta
Myastenia Gravis tedavisinden fayda
görmemiş mevcut şikayetlerine son 6 ayda
göz kapaklarında şişlik, düşüklük, gözlerde
ekzoftalmus ve kızarıklık eklenmişti.
Bunun üzerine hasta KKF şüphesi ile
tetkik edildi. Orbital manyetik rezonans
görüntülemede (MRG) tetkikinde her iki
gözde rektus kaslarında kalınlaşma ve
intrakonal yağ dokusunda sinyal artışı
saptandı (Şekil-1A). Yapılan Bilgisayarlı
Tomografi (BT) Anjiografi tetkikinde
arteriyel fazda sağ SOV'un erken dolduğu
ve ön segmentinin tromboze olduğu izlendi
(Şekil-1B).
Dijital
Subtraksiyon
Anjiografide (DSA) sağ kavernöz sinüs
seviyesinde ipsilateral eksternal karotid
arterin dural dallarından ve internal karotid
arterin meningeal dallarından beslenen,
interkavernözal ven ile bilateral SOV'a
erken venöz drenajı gözlenen Barrow tip D
indirekt KKF saptandı (Şekil-1C). Ayrıca
inferior ve superior petrozal venlerin, her
iki kavernöz sinüsün, her iki SOV ön
segmentlerinin ve periorbital alanda
anguler venlerin tromboze olduğu izlendi
(tuzaklanmış sinüs). Venöz drenajın
bilateral retrobulber alandaki venöz
konneksiyonlara olduğu görüldü.
KKF yüksek arteryel basıncın süperior
oftalmik ven (SOV) aracılığıyla orbitaya
yansımasına neden olur. Bunun sonucunda
proptozis, episkleral venlerde dilatasyon,
tortuozite artışı ve venöz staz retinopati
gibi orbital venöz göllenme belirtileri,
maküla ödemi, neovasküler glokom, optik
nöropati
ve
kalıcı
görme
kaybı
(4,10,14,19)
Seyrek
olarak,
gelişebilir.
kavernöz sinüs rüptürüne bağlı kafaiçi
kanama
ve
ani
ölüm
meydana
gelebilir.(5,11,19)
İndirekt KKF'ler kendiliğinden kapanabilse
de, hastaların çoğunda tedaviye gerek
duyulur. En sık başvurulan yöntem,
transfemoral yolla transvenöz olarak
kavernöz
sinüsün
embolizasyonudur.
Bunun için genellikle inferior petrozal
sinüs yolu tercih edilir. Anatomik
varyasyonlar veya inferior petrozal sinüste
tromboz nedeniyle bu yolla kavernöz
sinüse
ulaşmak
bazen
mümkün
olmayabilir. Bu durumda seçeneklerden
biri, SOV yoluyla kavernöz sinüse
Ancak
SOV'un
ulaşılmasıdır.(9,15,17)
tromboze olduğu durumlarda venin
tanınması
ve
kataterizasyonu
güç
olmaktadır. Literatürde, tromboze SOV
yoluyla
KKF
embolizasyonun
gerçekleştirildiği az sayıda çalışma
vardır.(1,3,7,14) Bu yazıda, tuzaklanmış sinüs
nedeniyle diğer transvenöz yollar ile
412
J.Neurol.Sci.[Turk]
kavernöz sinüse ulaşıldı. Daha sonra venin
distalinden 3/0 ipek sütür geçildi ve SOV
içindeki kateter etrafında düğümlendi
(Şekil-4A).
Bu
işlemin
ardından
venografiler elde olundu (Şekil-4B).
Mikrokateter
ile
fistülöz
noktaya
gelindiğinde sol SOV'a drene olan
komponentte vasküler tortiosite nedeni ile
kavernöz sinüse ulaşılamayacağı görülünce
embolizasyonun koiller yerine sıvı ajan
(Onyx 18, ev3, Covidien Vascular
Therapies, Mansfield, MA, USA) ile
yapılmasına karar verildi. Kontrollü
yineleyen mikroenjeksiyon ile sağ
kavernözal sinüs ve internal kavernözal
bileşke ile birlikte her iki SOV sıvı
embolizan ajan ile dolduruldu. Kontrol
anjiografilerde;
fistülün
tamamen
kapandığı görüldü (Şekil-4C ve 4D).
Kateter SOV içinden çıkartıldı ve ven ipek
sütürlerle bağlandı. Hastaya ameliyat
sırasında sistemik heparinizasyon yapıldı.
İşlem sırasında 2500 İÜ IV heparin
infüzyonu yapılan hastaya, postoperatif
dönemde Clexan 4000 İÜ/ 0.4 mg 2 gün
boyunca 2x1 olarak uygulandı.
Hastanın oftalmolojik muayenesinde; en
iyi düzeltilmiş görme keskinlikleri Snellen
eşeli ile sağda 5/10, solda ise 4/10
düzeyinde saptandı. Her iki göz üst
kapağında ödem ve göz hareketlerinde tüm
yönlere kısıtlılık olan hastada venöz
konjesyona bağlı konjonktival venlerde
ileri derecede dilatasyon ve tortiosite artışı,
yaygın kemozis görüldü (Şekil-2A). Hertel
ekzoftalmometre ölçümleri 103 mm' de sağ
göz için 22 mm, sol göz için 24 mm idi.
Her iki göz içi basıncı 12 mmHg olarak
normal sınırlar içerisinde ölçüldü. Her iki
gözde afferent pupil defekti mevcut idi.
Arka segment bakısında venöz staz
retinopati bulguları izlendi (Şekil-3A).
Fistülün tedavisinde embolizasyon işlemi
için transarteriyel ya da transvenöz
yaklaşım yaygın tromboz nedeni ile
mümkün olmadığından, BT anjiografi
tetkikinde
ön
segmenti
tromboze,
retrobulber komponenti ise açık olduğu
görülen
sağ
taraftaki
SOV'un
kateterizasyonuna karar verildi. Hastadan
yazılı bilgilendirilmiş onam alındı ve
cerrahi işlem girişimsel radyoloji biriminde
Mart 2012 tarihinde genel anestezi altında
uygulandı.
İşlem
sırasındaki
manipülasyonların kontrolü amacı ile sağ
ana karotid arter kateterizasyonu yapıldı.
Sağ üst göz kapak kıvrım kesisiyle,
superior-medial
kadrandan
yapılan
orbitotomi yolu ile tromboze SOV'a
ulaşıldı. İçinde kan akımının olmaması
nedeniyle venin gri-beyaz renkte, sert bir
ligaman görünümünde olduğu izlendi. Ven
çevre dokulardan disseke edildi ve
tromboze olan ön kısmı 20 Gauge anjioket
ile geçilerek retrobulber alandaki patent
bölümüne ulaşıldı. Anjoket içinden
ilerletilen katater (4F intraducer) ile
Postoperatif 1. haftadan itibaren hastanın
göz bulgularında belirgin iyileşme görüldü.
Her iki gözün görme keskinliğinde 2'şer
sıra artış elde edildi. Afferent pupil
defektinde ve bakış kısıtlılığında düzelme,
konjonktival (Şekil-2B) ve retinal (Şekil3B) venlerde staza bağlı bulgularda
gerileme saptandı. Hastanın postoperatif 6.
ay kontrolünde sağ görme keskinliği 8/10,
sol görme keskinliği 10/10 düzeyine kadar
artış gösterdi. Kapak ödemi, kemozis ve
venöz staz bulguları tamamen geriledi.
Pupil
reaksiyonları
normal
idi.
Embolizasyon işlemi ve izlem sırasında
herhangi bir komplikasyon görülmedi.
413
J.Neurol.Sci.[Turk]
Şekil 1: İndirekt KKF (Barrow Tip D) teşhisinde yapılan görüntüleme yöntemleri
A- Orbital MRG: Aksiyel plandaki yağ baskılamalı postkontrast görüntüde bilateral ekzoftalmus, rektus kaslarında
diffüz kalınlaşma ve retrobulber bölgede intrakonal yağ dokusunda patolojik sinyal parlaklaşması izlenmekte.
B- BT Anjiografi: Sagital oblik reformat MPR görüntülerde sağ SOV'un arteriyel fazda erken opasifikasyonu ve ön
segmentinin tromboze olduğu görülmekte.
C- DSA: Lateral anjiografilerde erken arteriyel fazda indirekt KKF izlenmekte.
Şekil 2: Girişim öncesi ve sonrası orbita görünümleri Girişim öncesi iki gözde orbital konjensiyona bağlı gelişen
kemozis, konjonktival damarlarda dilatasyonun ve proptotik görünümün (A), girişim sonrası 6. ayda gerilediği
görülmekte (B).
Şekil 3: Girişim öncesi ve sonrasına ait arka segment fotoğrafları Girişim öncesi sağ ve sol fundusta (A) venöz staz
retinopatisine ait vasküler yapılarda tortiosite artışı, optik disk etrafında daha yoğun olmak üzere üst ve alt temporal
arklarda retinal hemorajiler, yumuşak eksudalar izlenmekte. Girişim sonrası 6. Ay (B) venöz staz retinopati tablosunda
belirgin regresyon mevcut. Retinal hemorajiler çekilmiş, vasküler yapılardaki tortiosite gerilemiş, optik diskler hafif soluk
izleniyor.
414
J.Neurol.Sci.[Turk]
Şekil 4: İntraoperatif fotoğraflar A-Superiormedial kadrandan yapılan ön orbitomi ile tromboze SOV'un ortaya
çıkarılması. B- Kontrast madde enjeksiyonu ile mikrokateter ucunun kavernöz sinüs içinde olduğu izlenmekte. C ve DEmbolizasyon sonrasında sağ karotid arter AP ve lateral projeksiyon kontrol anjiografilerinde KKF''ün tamamen
kapandığı görülmekte.
nedeniyle,
hastaların
%25-40'ında,
transfemoral kateterle inferior petrozal
sinüsten geçilemez.(7,11,13) Bu durumda
kavernöz sinüse erişmek için, alternatif
olabilecek yollar pterigoid venöz pleksus,
superior petrozal sinüs, fasiyal ven ve
SOV'dur. Bizim olgumuzda tuzaklanmış
sinüs nedeniyle kavernöz sinüse diğer
transarteriyel ve transvenöz yollar ile
ulaşılamayacağı için primer olarak SOV
yoluyla embolizasyon işlemi planlandı.
Goldberg ve ark. çalışmalarında 10
vakalarından birinde, yaygın tromboz
nedeniyle fistül embolizasyon için SOV'u
primer yol olarak tercih ettiklerini, geriye
kalan
9
olgularında
ise
SOV
kateterizasyonunu daha önce başarısız
transarteriyel
girişim
sonrası
gerçekleştirdiklerini bildirmişlerdir.(7)
TARTIŞMA
Barrow tip D KKF'ler kavernöz sinüs
duvarındaki
meningeal
arterlerin
açılmasına bağlı olup dural KKF veya
indirekt KKF olarak da adlandırılırlar.(2,4,11)
Dural KKF'ler genellikle düşük akımlı
fistüllerdir.
Sıklıkla
postmenapozal
aterosklerotik ve hipertansif kadınlarda,
kendiliğinden
ortaya
çıkarlar.(14)
Literatürde verilen özelliklere uygun
olarak bizim olgumuz da post-menapozal
idi. Sistemik hastalık olarak olgumuzda
HT ve diabettes mellitus mevcuttu. Travma
öyküsü yoktu. Fistülün düşük debili
olmasından dolayı hastamızda orbital
konjesyon bulguları son 6 aya kadar sessiz
seyretmiş ve mevcut bakış kısıtlılığı
nedeniyle hasta yanlışlıkla Myastenia
Gravis tanısı almıştı.
SOV yoluyla embolizasyon, ilk kez
1983'de Tress ve ark. tarafından
tanımlanmıştır.(15) Bu yöntemde üst
gözkapağı kesisi ve ön orbitotomi yoluyla
SOV ortaya çıkarılmaktadır. Venden
girilen ve arkaya doğru ilerletilen bir
kateterle kavernöz sinüse ulaşılarak
kavernöz sinüs kateter içinden ilerletilen
Yapılan çalışmalarda indirekt KKF'lerin
%9.4-50'sinin spontan olarak kapandığı
bildirilmiştir.(2,6,8,14) Klinik belirtilerin
sürdüğü hastalarda, en sık başvurulan
tedavi yöntemi, transvenöz transfemoral
yolla kavernöz sinüsün embolizasyonudur.
Anatomik varyasyonlar veya tromboz
415
J.Neurol.Sci.[Turk]
embolizan maddelerle doldurulmaktadır.
Bu yöntem ile SOV'a ulaşmak mümkün
olsa da tromboze olduğu durumlarda venin
tanınması
ve
çevre
dokulardan
disseksiyonu zordur. Tromboze SOV
içinde kan akımının olmamasından dolayı
ligaman görünümünde gri-beyaz renkte,
küçük ve serttir. Literatürde SOV yoluyla
başarılı bir şekilde KKF embolizasyonu
yapıldığını bildiren birçok çalışma
vardır.(9,11,13,15) Ancak tromboze SOV
yoluyla KKF embolizasyonu yapıldığını
bildiren çalışma sayısı azdır. Goldberg(7)
ve Quinones(14) çalışmalarında ikişer
hastalarında, Badilla1 ve Berlis(3) ise vaka
takdimi
şeklinde
sundukları
birer
hastalarında tromboze SOV'u kataterize
ederek KKF'yü başarıyla kapattıklarını
bildirmişlerdir.
Uçan
ve
ark.
çalışmalarında
SOV
yoluyla
KKF
embolizasyonu denedikleri 4 hastalarından
1'inde SOV'un ince ve frajil olmasından
dolayı veni kanalize edemediklerini
bildirmişlerdir.(16) SOV yoluyla girişimde
başlıca başarısızlık nedenleri, aşırı kanama
veya venin tromboze olmasıdır.(7,11) Aşırı
kanama, vendeki arterialize akıma bağlıdır.
SOV geniş ve açık olduğunda damar
diseksiyonu veya kanülasyonu sırasında
ortaya çıkabilir ve bu durum önceden
yerleştirilen
dizgin
sütürlerin
kullanılmasıyla önlenebilir. Leibovitch ve
ark(12) 12 yıllık bir dönemde, SOV yoluyla
embolizasyon yaptıkları 25 KKF'li
hastadan
6'sında
teknik
güçlükler
nedeniyle
başarısız
olduklarını
bildirmişlerdir. Yazarlar 3 hastada SOV'un
küçük, kıvrımlı, ve frajil olması ve 2
hastada SOV'un anterior segmentinin
tromboze olması nedeniyle veni kanüle
edememiş, 1 hastada orbitada SOV'un
yerini bulamamışlardır. Bu hastalardan
birinde, kanülasyon girişimi sırasında,
SOV'un arka kısmında yerleşik, geniş bir
varisten yoğun bir kanama olmuştur.
Wolfe ve ark.(18) SOV izolasyonu ve
kateterizasyonunu cerrahi mikroskop ile
yapmış ve 10 hastadan 9'unda tam bir
klinik iyileşme elde etmişlerdir. Bir
hastada küçük ve kıvrımlı olması nedeniyle
kateter SOV'un içinde ilerletilememiş,
işlem
ven
duvarının
rüptürü
ile
sonuçlanmıştır. Bizim vakamızda SOV'un
ön segmentinin tromboze, retrobulber
komponentinin ise açık olduğu önceden
radyologlar
tarafından
belirlenmiş
olduğundan, venin ortaya çıkarılması ve
kateterizasyonunda
cerraha
kolaylık
sağlanmış, tromboze segment anjoket ile
geçilebilmiştir. Yine de tromboze SOV'dan
katateri ilerletmek mümkün olmadığında
ven trasesinde geriye doğru disseksiyon
derinleştirilebilir veya Badilla ve ark.(1)
olgusunda olduğu gibi lateral orbitotomi
yaklaşımı ile SOV'un daha gerideki
tromboze olmayan segmentine ulaşılarak
kataterizasyon yapılabilir.
SOV yoluyla KKF embolizasyonunda,
önemli bir cerrahi komplikasyonlar olan
hemorajinin tromboze SOV'lu vakalarda
görülme ihtimalinin az olması, yarattığı
teknik zorluğun yanında bir avantaj olarak
görülebilir.
Sonuç olarak, diplopi yakınması ile
başvuran tedaviye dirençli oftalmoplejik
olguların ayırıcı tanısında KKF'ler akla
gelmelidir.
İndirekt
KKF'lerde
embolizasyon, çeşitli nedenlerden dolayı
(vasküler
anomaliler,
trombozlar,
tuzaklanmış sinüs) konvansiyonel damar
içi yollarla uygulanamadığında, SOV
yaklaşımı iyi bir alternatif yöntemdir. Bu
tür olgularda tromboze SOV'un tanınması
ve kanalizasyonu bazı güçlükler içerse de,
bizim bu olgudaki deneyimimiz işlemin
güvenilir bir şekilde gerçekleştirilebileceği
yönündedir.
Mevcut
görüntüleme
yöntemleri girişimin primer olarak
SOV'dan yapılması gereken olguları
belirlemede rehberdir.
İletişim:
Suzan Güven Yılmaz
E-mail: [email protected]
416
J.Neurol.Sci.[Turk]
Gönderilme Tarihi: 07 Eylül 2012
Revizyon Tarihi: 17 Nisan 2013
Kabul Tarihi: 29 Nisan 2013
10.
11.
The Online Journal of Neurological
Sciences (Turkish) 1984-2013
This e-journal is run by Ege University
Faculty of Medicine,
Dept. of Neurological Surgery, Bornova,
Izmir-35100TR
as part of the Ege Neurological Surgery
World Wide Web service.
Comments and feedback:
E-mail: [email protected]
URL: http://www.jns.dergisi.org
Journal of Neurological Sciences (Turkish)
Abbr: J. Neurol. Sci.[Turk]
ISSNe 1302-1664
12.
13.
14.
15.
16.
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
17.
Badilla J, Haw C, Rootman J. Superior ophthalmic
vein cannulation through a lateral orbitotomy for
embolization of a cavernous dural fistula. Arch
Ophthalmol 2007;125:1700-2.
Barrow DL, Spector RH, Braun IF, Landman JA,
Tindall SC, Tindall GT. Classification and treatment
of spontaneous carotid-cavernous sinus fistulas. J
Neurosurg. 1985;62:248-56.
Berlis A, Klisch J, Spetzger U, Faist M, Schumacher
M. Carotid cavernous fistula: embolization via a
bilateral superior ophthalmic vein approach. Am J
Neuroradiol. 2002;23(10):1736-8.
Chaudhry IA, Elkhamry SM, Al-Rashed W, Bosley
TM. Carotid cavernous fistula: ophthalmological
implications. Middle East Afr J Ophthalmol.
2009;16:57-63.
d'Angelo VA, Monte V, Scialfa G, Fiumara E, Scotti
G. Intracerebral venous hemorrhage in "high-risk"
carotid-cavernous
fistula.
Surg
Neurol.
1988;30:387-90.
Debrun GM, Vin˜uela F, Fox AJ, Davis KR, Ahn HS.
Indications for treatment and classification of 132
carotid-cavernous
fistulas.
Neurosurgery
1988;22:285–9.
Goldberg RA, Goldey SH, Duckwiler G, Vinuela F.
Management of cavernous sinus-dural fistulas.
Indications and techniques for primary embolization
via the superior ophthalmic vein. Arch Ophthalmol.
1996;114(6):707-14.
Halbach VV, Hieshima GB, Higashida RT, Reicher
M. Carotid cavernous fistulae: indications for
urgent treatment. Am J Neuroradiol 1987;8:627–33.
Hanneken AM, Miller NR, Debrun GM, Nauta HJ.
Treatment of carotidcavernous sinus fistulas using a
18.
19.
417
detachable balloon catheter through the superior
ophthalmic vein. Arch Ophthalmol. 1989;107:87-92.
Kirsch M, Henkes H, Liebig T, et al. Endovascular
management of dural carotid-cavernous sinus
fistulas
in
141
patients.
Neuroradiology.
2006;48:486-90.
Klisch J, Huppertz HJ, Spetzger U, Hetzel A, Seeger
W, Schumacher M. Transvenous treatment of carotid
cavernous and dural arteriovenous fistulae: results
for 31 patients and review of the literature.
Neurosurgery. 2003;53:836-56.
Leibovitch I, Modjtahedi S, Duckwiler GR,
Goldberg RA. Lessons learned from difficult or
unsuccessful cannulations of the superior
ophthalmic vein in the treatment of cavernous sinus
dural fistulas. Ophthalmology. 2006;113:1220-6.
Miller NR. Diagnosis and management of dural
carotid-cavernous sinus fistulas. Neurosurg Focus.
2007;23:E13.
Quiñones D, Duckwiler G, Gobin PY, Goldberg RA,
Viñuela F. Embolization of dural cavernous fistulas
via superior ophthalmic vein approach. AJNR Am J
Neuroradiol. 1997;18:921-8.
Tress BM, Thomson KR, Klug GL, Mee RR,
Crawford B. Management of carotid-cavernous
fistulas by surgery combined with interventional
radiology. Report of two cases. J Neurosurg.
1983;59:1076-81.
Uçan G, Yazıcı B, Hakyemez B, Türüdü S. Süperior
Oftalmik Ven Yoluyla Dural Karotiko-Kavernöz
Fistül Tedavisi. TJO 2011;41:325-9.
Uflacker R, Lima S, Ribas GC, Piske RL. Carotidcavernous fistulas: embolization through the
superior ophthalmic vein approach. Radiology.
1986;159:175-9.
Wolfe SQ, Cumberbatch NM, Aziz-Sultan MA,
Tummala R, Morcos JJ. Operative approach via the
superior ophthalmic vein for the endovascular
treatment of carotid cavernous fistulas that fail
traditional endovascular access. Neurosurgery.
2010;66(6 Suppl Operative):293-9.
Yu SC, Cheng HK, Wong GK, Chan CM, Cheung JY,
Poon WS. Transvenous embolization of dural
carotid-cavernous
fistulae
with
transfacial
catheterization through the superior ophthalmic
vein. Neurosurgery. 2007;60:1032-7.

Benzer belgeler