Sarten Ambalaj

Transkript

Sarten Ambalaj
SARTEN
WORLD
2013 / 06
Sarten Ambalaj iç iletişim yayınıdır
4 ayda bir yayınlanır
Sarten Petpak Plastik Fabrikası
PLASTİĞİN
UZMANI
* Akkim’in gelecek planları * Teksüt’ün yeni dönem rotası
* Çakırlar Matbaacılık’ın başarı sırları
www.sarten.com.tr
Editör
Yeniliklerin yılı
Sarten World Dergisi’nin elinizde tuttuğunuz bu yeni sayısı birçok bakımdan “özel” bir
anlam taşıyor. 2013 yılının son dergisini sizlere sunarken, yeni bir yıla da “Merhaba” diyoruz.
Sarten bünyesinde gerçekleştirdiğimiz pek çok çalışmanın sonucunu, elde ettiğimiz ödülleri,
yeniliklerimizi ve Sarten’den önemli haberleri sizinle yine dergimiz aracılığıyla paylaşıyoruz.
2014 yılına ilişkin hedeflerimizden önce 2013 yılında gerçekleştirdiğimiz birkaç başarıdan
söz etmek istiyorum. Sarten olarak Ambalaj Sanayicileri Derneği’nin eylül ayında düzenlediği
“Ambalaj Ay Yıldızları” yarışmasında 4 ödül birden kazanmanın haklı gururunu yaşıyoruz. Aldığımız
bu ödüllerin sadece bizim değil, bizim eko sistemimizde yer alan siz değerli paydaşlarımızın
desteğiyle gerçeğe dönüştüğünün bilincindeyiz.
Bunun yanında sektörünün lider şirketi olma özelliğini her yıl tescil ettiren Sarten, Capital
Dergisi’nin 500 dev şirket sıralamasına göre bu yıl da ambalaj sektörünün lideri oldu. Her yıl
yayınlanan İSO’nun açıkladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırması sonuçlarına göre
de şirketimiz, 126’ncı sırada yer alarak, sektör bağımsız büyüklüğünü bir kez daha ortaya koymayı
başardı.
2014 yılında sonuçlarını görmeye başlayacağımız yeni bir projeye de start verdik ve bilgi
altyapımızı yenileme kararı aldık. Satıştan muhasebeye, üretimden insan kaynaklarına akla
gelen tüm fonksiyonlarımızı kapsayan entegre bir bilgi sistemi olan ERP’ye (Kurumsal Kaynak
Planlama) geçme kararı aldık. Bunun için sektörünün önde gelen oyuncularından SAP’nin iş ortağı
Itelligence ile çalışmaya başladık. Projemizin ilk fazını Nisan 2014’te tamamlamayı planlıyoruz. Bize
hız, verimlilik ve esneklik sağlayacak bu projeyle ilgili çarpıcı detayları Sarten World’ün ilerleyen
sayfalarında okumanız mümkün.
Hiç kuşkusuz bu başarıların ve yeni projelerin arkasında Sarten Ailesi’nin payı büyük. Yeni
dönemde de geniş Sarten Ailesi’yle birlikte yeni projelere ve pek çok ilke imza atmak için
çalışacağız.
Yeni yıla yönelik yine iddialı hedeflere sahibiz. Sizlerin de desteğiyle ambalaj sektöründeki
liderliğimizi sürdürmeyi amaçlıyoruz. Bildiğiniz gibi sektörde lider olmaktan çok bu liderliği
sürdürmek ayrı bir beceri ve çalışma ister. Biz bunun bilincinde olarak yeni yatırımlara imza atmayı
sürdüreceğiz. En önemlisi sektörümüzün en yenilikçi şirketlerinden biri olma misyonumuza daha
fazla vurgu yapacağız. Sarten için 2014 yılı yeniliklerin yılı olacak.
Birlikte gerçekleştirdiğimiz ve her geçen gün geliştirdiğimiz yeni projelerimizle, 41 yıllık geçmişe
sahip şirketimizi her geçen gün bir adım daha ileri götüreceğiz. Bunu yaparken siz tedarikçilerimiz
ve müşterilerimizle olan ilişkilerimize azami özeni göstererek, ambalaj sektöründeki yenilikleri ilk
olarak sizlerin hizmetine sunmak, her zaman olduğu gibi 2014 yılında da ana stratejimiz olacak. Bu
amaçla kaliteli, öncü ve yenilikçi çalışmalarımıza yeni dönemde de devam edeceğiz.
İyi okumalar diliyoruz.
Sarten World
Yayın Kurulu
2013/06 - SARTEN WORLD
3
İçindekiler
04 S arten’den haberler
Dairy Pak’ta Yemin Töreni
Ödül Yağmuru
Yeni Eğitimler
Fuarlarda Sarten Rüzgarı
Ambalajın Lideri
Sarten Heyeti EMPEC’te
Yeni yıl hediyeleri öğrencilerden
08
08 Plastiğin uzmanı
Manisa Petpak Plastik Fabrikası, yıllık 130 milyon adetlik üretim
kapasitesiyle Sarten’in plastik fabrikaları arasında 3’üncü sırada.
Gıda, kozmetik, kimya, zirai ilaç, madeni yağ alanlarına hizmet
veren üretim merkezi, gücünü ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’ndeki
bu sektörlerden alıyor.
14 A nahtar teslim kalite anlayışı
14
Sarten’in geçmişinde kalite kontrolün önemi büyük. Şirket,
kurulduğu ilk yıldan bu yana bu konuya özel önem veriyor.
Bu nedenle şirket bünyesinde kalite kontrolün geçmişi oldukça
eskilere dayanıyor.
18 ”İstikrarlı büyüyoruz”
OMV Petrol Ofisi, Türkiye’nin ikinci en büyük özel sektör şirketi.
20,2 milyar TL’lik cirosuyla akaryakıt sektörünün n de önde gelen
oyuncularından biri. Türkiye madeni yağ sektöründe 3 yıldır
liderliğini koruyan şirketin ticari satışlar ve madeni yağlar
direktörü Sezgin Gürsu’yla konuştuk.
22 ”Geleceğe yönelik planlarımız hazır”
Akkim, yapı kimyasalları sektörünün önemli markalarından biri.
12 yaşındaki genç şirket, ürettiği ürünleri Türkiye dışında 80 ülkeye
18
4
SARTEN WORLD - 2013/06
22
KÜNYE
ihraç ediyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali Akdemir,
daha fazla ülkede, daha fazla müşteriye ulaşabilmek için ürün
içeriklerini sürekli genişlettiklerini söylüyor.
26 “Kalite anlayışımız bizi başarıya taşıdı”
57 yıllık bir marka olan Teksüt’ün yönetim kurulu başkanı
Cevdet Arınık’la, şirketin önemli gıda üreticileri arasına nasıl
girdiğini ve son yıllarda gerçekleştirdiği büyüme ivmesinin
detaylarını konuştuk.
30 “Katma değeri yüksek işler yapıyoruz”
Matbaacılık sektörünün önde gelen şirketlerinden Çakırlar
Matbaacılık Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Çakırlar’la yaşadıkları
dönüm noktalarını ve Sarten’le olan ilişkilerini konuştuk.
34 “Daha verimli çalışacağız”
Sarten Ambalaj, Ocak 2013’te bilgi altyapısını yenileme kararı aldı.
Ardından ekip kuruldu ve yola çıkıldı. Projenin ilk fazının Nisan
2014’te tamamlanması planlanıyor. Şirketin yönetim kurulu üyesi
Zeynep Oğuz, sistemle birlikte çalışanların asıl işlerine odaklanma
imkanına kavuşacağına dikkat çekiyor.
37 “Sarten bizim için bir gereklilik”
Sarten’in 6 yıldır müşterisi olan Cosmos Lac, sprey boya
sektöründe yıllık 2 milyon kutu üretim hacmiyle dikkat çeken
şirketlerden biri. Cosmos Lac’in kurucuları olan 3 kardeş Achilles,
Tasos ve Vasilis Segkos, sektörlerinde ambalajın önemini anlattı.
40 “Müze insanın hayatını değiştirir”
Türk edebiyatına damgasını vurmuş isimlerden Sunay Akın’la,
son göz ağrı olan müzeciliği konuştuk. Akın’ın 20 yılını verdiği
müzecilikle ilgili yorumları oldukça dikkat çekici.
46 Ortadoğu’da misafirperver bir kent
48 Saatte Dünya köşesinde Ürdün’ün başkenti Amman’ı mercek
altına aldık. Hareketli günlerin yaşandığı bölgede durumu yerinde
inceledik. Arap misafirperverliği ve mutfağından aklımızda
kalanlar bu sayfalarda.
46 Gezi: İstanbul’dan hızlı kaçış
İstanbul’da yaşamak zor. İş stresi, kalabalık, trafik derken
zaman akıp gidiyor. Oysa İstanbul’a yakın mesafede, yaz kış
demeden her fırsatta kaçabileceğiniz pek çok tatil mekanı var.
Dinlenmek, şehrin gürültüsünü geride bırakıp huzur bulmak
istiyorum diyorsanız ve bunun için de uzaklara gidecek zamanınız
yoksa işte kısa sürede ulaşabileceğiniz beş rota…
İmtiyaz sahibi
SARTEN Ambalaj San. ve
Tic. A.Ş. adına
Zeki Sarıbekir
Yayın Kurulu
Zeki Sarıbekir
Zeren S. Güzelbahar
Banu Bayıksel
Ege Tayman
Editörler
Banu Bayıksel, Ege Tayman
Ayşe Işık, Nesrin Kaya
Tasarım
Tolga Çoruh
Fotoğraf
Çağrı Kılıçcı
Baskı
Karagön Ofset ve Matbaacılık
Reklam San. ve Tic. Ltd. Şti.
Cemal Nadir Sok. No:24
Eminönü/Cağaloğlu - İstanbul
Tel: 0212 511 27 29
İletişim
Müjde Kösemen
SARTEN Ambalaj San. ve Tic. A.Ş.
Merkez
Tel : +90 212 275 76 60
Faks : +90 212 272 34 17
Adres :
Barbaros Bulvarı, No:68/7 34349
Balmumcu İstanbul / TÜRKİYE
E-mail : [email protected]
www.sarten.com.tr
SARTEN
WORLD
50 İngilizce
2013/06 - SARTEN WORLD
5
Sarten’den Haberler
ÖDÜL YAĞMURU
A
DAIRY PAK’TA
YEMİN TÖRENİ
Geçtiğimiz aylarda
Dairy Pak Fabrikası’nda
yemin töreni yapıldı.
Törene Plastik Tedarik
Zincir Grup Müdürü Ziya
Lekesiz ve Plastik Grup
Müdürü Nurlan İdemen
de katıldı. Düzenlenen
yemin törenine tam
kadro olarak katılan
Dairy Pak çalışanları,
kalite seviyesini her
geçen gün daha da
yükseklere taşımak ve
müşteri memnuniyetini
sağlayabilmek adına söz
verdi. Bu sözlerini de
kalite yemin panosuna
el izlerini bırakarak
gösterdiler.
mbalaj Sanayicileri Derneği (ASD)
tarafından düzenlenen Ambalaj Ay
Yıldızları 2013 Yarışması ödül töreni, 2 Eylül
2013 tarihinde Four Seasons Bosphorus
Hotel’de gerçekleştirildi. Gecede 12 altın,
16 gümüş, 16 bronz ve 52 yetkinlik ödülü
sahiplerini buldu. Sarten Ambalaj da ödül
töreninden başarıyla döndü. Şirket 2 gümüş,
1 bronz ve 3’te yetkinlik ödülü aldı. Chirton
Ecco 300 ML oda spreyi ile Kahve Dünyası
250 GR. kahve kutusu şirkete 2 gümüş ödül
getirirken Denizatı 4 LT madeni yağ şişesi
bronz ödül kazandırdı. Yetkinlik ödülleri
ise Bunge Salat 5 LT formalı madeni yağ
tenekesi, Denizatı 1 LT madeni yağ şişesi ve
Koçak 4 LT madeni yağ şişesinin oldu.
YENİ EĞİTİMLER
G
FUARLARDA SARTEN RÜZGARI
SARTEN “KADIN
DOSTU” SEÇİLDİ
S
SARTEN
WORLD
6
SARTEN WORLD - 2013/06
arten Ambalaj,
faaliyet alanıyla
ilgili fuarları yakından
takip ederek bu fuarlara
iştirak ediyor. Bu yılın
önemli fuarlarından biri
olan Rosupak Fuarı,
18-21 Haziran tarihleri
arasında Moskova’da
gerçekleştirildi. Sarten
Ambalaj, bu fuarda
başarıyla yerini aldı. Bir
başka önemli fuar olan
Avrasya Ambalaj Fuarı
ise 12-15 Eylül tarihleri
arasında TÜYAP’ta
gerçekleştirildi. Sarten
Ambalaj, standında
müşterilerini ve
ziyaretçilerini ağırladı. 2426 Eylül tarihleri arasında
İspanya’nın Madrid
kentinde gerçekleştirilen
Aerosol Kongre’sinde de
Sarten Ambalaj başarıyla
temsil edildi.
eçtiğimiz temmuz ayında
Sarten Ambalaj’ın Gebze
Fabrikası’nda eğitim toplantısı
düzenlendi. Toplantıya, Support
yazılım şirketinin temsilcisi Cihan
Türkan katılırken Sarten Ambalajı,
IT departmanından Ozan Babacan
ile kalite departmanı ekibi temsil
etti. Toplantıda e-isoftDOC,
e-isoftAUDIT, e-isoftDÖF ve
e-isoftCCARE konu başlıkları ele
alındı. Bu konu başlıklarıyla ilgili
olarak yeni eğitim ve güncellemeler
talep edildi.
C
apital Dergisi, Türkiye’de ilk kez
kadın istihdam rakamlarıyla
öne çıkan şirketleri ortaya koyan
“Kadın Dostu Şirketler” araştırmasını
yayınlandı. Derginin aralık sayısında
okuyuculara sunulan araştırmada,
Türkiye’nin kadın dostu 100 şirketi
belirlendi. Sarten Ambalaj da bu
araştırmada 87. sırada yer aldı.
Araştırmada, Türkiye’nin en büyük 500
şirketi, öne çıkan holdingleri ve finans
kuruluşları değerlendirildi. 2012 yılı
rakamlarına göre 1978 çalışanı olan
Sarten Ambalaj’da, 490 kadın çalışan
istihdam ediliyor. Yani çalışanların
yüzde 24,8’ini kadınlar oluşturuyor.
YENİ YIL HEDİYELERİ
ÖĞRENCİLERDEN
L
ions Leo Dernekleri Esen İbak Özel Eğitim
İş Uygulama Merkezi (Okulu), Lions
Kulübü, Silivri Belediyesi ve hayırsever iş
insanlarının desteğiyle kuruldu. Orta ve ileri
düzeyde zihinsel engelli öğrencilerin eğitim
gördüğü okula, Sarten Ambalaj da destek
verecek. Şirket, müşterilerine göndereceği
yeni yıl hediyelerini bu öğrencilerin katılımıyla
hazırlayacak. Öğrenciler, Karacabey Sarten
DairyPak’ta üretilen yeni plastik kutulara,
çikolatalı drajeleri yerleştirerek hediyeleri
hazırlayacak. Bu anlamlı hediyeler de Sarten
müşterilerine ulaştırılacak. Böylece şirket,
okula manevi ve maddi destek vermiş olacak.
SARTEN HEYETİ
EMPAC’TE
PİLOT PROJE
A
vrupa’daki büyük metal ambalaj
üreticileriyle çelik ve kimyasal madde
üreticilerini, ilgili birlik ve dernekleri de
bünyesinde bulunduran EMPAC’in yıllık
toplantısına, Zeki Sarıbekir başkanlığındaki
Avni Topsak ve Rıdvan Eğin’den oluşan
Sarten heyeti de katıldı. Toplantıda, çeşitli
sunumlar yapılarak çalışma grup faaliyetleri
gerçekleştirildi. Ayrıca EMPAC’in yıllık
faaliyetleri de değerlendirildi. Ambalaj
sektörünün en sıcak konularının ele alınıp
tartışıldığı bu toplantıda, Sarten olarak
EMPAC’in faaliyetlerinde daha aktif olarak yer
alınması kararı alındı.
AMBALAJIN LİDERİ
S
arten Ambalaj, Türkiye’nin en büyük
şirketlerinin değerlendirildiği çeşitli
sıralamalarda başarısını artırıyor. Türkiye’nin
lider iş dergisi Capital’in, “Türkiye’nin en
büyük 500 özel şirketinin”
sıralandığı Capital500
Araştırması’nda, Sarten
Ambalaj 244. oldu. Bir
önceki yıla göre 4 basamak
yükselen şirket, aynı
araştırmanın sektörel
sınıflandırmasında kağıt ve
ambalaj sektörünün lideri
durumunda. Yine her yıl
İstanbul Sanayi Odası tarafından yayınlanan,
üretimden satışlara göre şirketleri sıralayan
“500 Büyük Sanayi Kuruluşu” sıralamasında
ise Sarten Ambalaj, 126. sırada yerini aldı.
AŞAMA AŞAMA DEĞİŞİM
S
arten Ambalaj, SAP geçiş
sürecinde büyük bir dönüşüm
yaşıyor. Bu değişimin her aşamasında
ise bilgilendirme amaçlı toplantılar
düzenleniyor. Geçtiğimiz haziran ayında
kavramsal tasarım toplantılarına
başlayan QM modülü, SAP toplantılarına
katılamayan diğer kalite şeflerini de
alınan kararlarla ilgili bilgilendirmek ve
ortak bir kararda buluşabilmek adına
temmuz ayı içerisinde bir araya geldi.
Geçtiğimiz mayıs ayında Sarten
Ambalaj Silivri Fabrikası’nda
yalın üretim çalışmalarına teorik
ve uygulamalı olarak başlandı.
Yaklaşık 3 yıl sürecek olan
çalışmalar hızla sürüyor.
Silivri Fabrikası’ndaki yalın
üretim çalışmaları, pilot proje
niteliği taşıyor. Bu pilot çalışma
ilerleyen zamanlarda diğer
fabrikalara da taşınacak.
Yalın üretim çalışmalarının
ilk aşamasında Nezih Soydan
tarafından eğitimler verildi.
Ardından teorik ve uygulamalı
çalışmalara geçildi. Bu
kapsamda Nezih Soydan ile
birlikte kapasite çalışmaları
ve gelecek durum haritalarının
çıkartılmasından sonra talep
tahminleriyle ilgili çalışmalar
devam ediyor. Lemi Güngördü
ile birlikte de 5S, SMED ve
Kaizen ile ilgili çalışmalara
başlandı. Her ayın ilk günü 5S
denetlemesi, Volkan Okusun
tarafından üretim bölümlerinde
ve ofislerde gerçekleştiriliyor.
5S aksiyon planında belirlenen
aksiyonların durumunun
değerlendirilmesine göre
puanlamanın yapıldığı
çalışmada, bir önceki ayda
belirlenen aksiyonlar yerine
getirilmediğinde puan düşüşü
yaşanırken alınan puan
karşılığında ise altın, gümüş
ve bronz bayraklardan biri
veriliyor. Ayrıca her bölümde
Kaizen konuları tespit edilerek
çalışmalar başladı.
SARTEN
WORLD
2013/06 - SARTEN WORLD
7
Fabrika / Petpak
Manisa Petpak Plastik Fabrikası
Plastiğin uzmanı
Manisa Petpak Plastik Fabrikası, yıllık 130 milyon adetlik üretim kapasitesiyle Sarten’in plastik fabrikaları
arasında 3’üncü sırada. Gıda, kozmetik, kimya, zirai ilaç, madeni yağ alanlarına hizmet veren üretim merkezi,
gücünü ağırlıklı olarak Ege Bölgesi’ndeki bu sektörlerden alıyor. Petpak Fabrika Müdürü Erkan Özmekik,
“Müşterilerimize yakın olmak ve ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek bizim en büyük avantajımız. Manisa’daki
konumumuz, müşterilerimizle daha yakın bir iletişim kurmamızı da sağlıyor” diye konuşuyor.
8
SARTEN WORLD - 2013/06
S
arten Manisa Yerleşkesi’nde yer
alan Petpak Fabrikası, Amerikan
Tech Group ile Sarten Ambalaj’ın
ortaklığında 1997 yılında kuruldu. Manisa
Organize Sanayi Bölgesi’nde yüksek teknoloji ürünü makinelerle Eylül 1997’de üretime
başlayan fabrika, dar ve geniş ağızlı PET
ambalaj üretmek amacıyla faaliyete geçti.
O dönem, Ege Bölgesi’ndeki tarıma dayalı
üretici şirketlerle gıda şirketlerinin plastik
ambalaj ihtiyacını karşılamak temel hedefti.
Fabrika, çağın ambalajı olarak bilinen PET
ürünleri ile evsel kullanıma ve başta gıda olmak üzere kozmetik, kimya, sağlık gibi sektörlere ürünleriyle farklı bir soluk getirdi.
Petpak’ı Fabrika Müdürü Erkan Özmekik, o
dönemde alternatif tasarımlar ve özel kullanımlara yönelik bilgisayar destekli yeni
tasarımlar sunulduğunu söylüyor. Sağlanan
servis, güvence, ürün kalitesi ve farklı modellerle bu ürünlerin piyasada kendini kısa
sürede kabul ettirdiğini anlatıyor.
sarten petpak
fabrikası
çağın ambalajı
olarak
bilinen pet
ürünleriyle
evrensel
kullanıma
ve başta gıda
olmak üzere
kozmetik,
kimya,
sağlık gibi
sektörlere
ürünleriyle
farklı bir
soluk getirdi.
SARTEN
WORLD
Kurulduğu ilk yıl 2 adet pet makinesiyle
üretime başlandı. Bir yıl sonra 1 makine daha ilave edilerek büyüme sürdü. Pet makinelerinden sonra PET şişirme makinelerinin de gelmesiyle fabrika, hızlı bir şekilde büyümesini
sürdürdü. Bu büyümeye paralel olarak kimya,
kozmetik gibi sektörlerin müşteri portföyüne
eklenmesiyle sektörel çeşitlilik de sağlandı.
Piyasaya yeni bir soluk getiren Petpak,
2005 yılı Ekim ayında tamamen Sarten bünyesine katıldı.
BÜYÜK KAPASİTE
Petpak Fabrikası, bugün gelinen noktada
8 Stretch Blow Molding ve 18 Blow Molding
makineye ulaştı. Enjeksiyon makinelerinin de
olduğu fabrika, 2012 yılına kadar 3 prosesin
bir arada çalıştığı bir yapıya sahipti. Ancak,
Karacabey’de uzman bir fabrikanın kurulmasıyla Nisan 2012’de enjeksiyon bölümü buraya
taşındı.
Bugün Petpak Plastik Fabrikası, yıllık 130
milyon adetlik üretim kapasitesine sahip.
Petpak, Sarten’in plastik fabrikaları arasında
kapasite ve makine parkuru sayısı açısından
Karacabey ve Gebze’den sonra 3’üncü sırada
yer alıyor. 20 bin m2 alan üzerine kurulu,
2013/06 - SARTEN WORLD
9
Fabrika / Petpak
Çok katmanlı
(coex) şişe
üretebilen makine
sayımız fazla.
Hem 4 katmanlı
hem de 6 katmanlı
üretimler
yapabiliyoruz.
Pet bölümünde
ise büyük
hacimli kavanoz
üretebilen
makineler sadece
bu fabrikada var.
SARTEN
WORLD
5 bin 9 bin m2 kapalı alana sahip üretim merkezinde, 26 adet makinenin yanında etiketleme makineleri ile slevleme yapılan body sleev
makineleri de mevcut. Tek katmanlı ve çok
katmanlı şişeler üretebilen üretim merkezinde,
hem küçük hacimli şişeler hem büyük hacimli
kavanoz pet ambalajlar üretilebiliyor. Fabrika
müdürü Erkan Özmekik, fabrikayı benzerlerinden ayıran önemli özellikleri ise şöyle sıralıyor:
“Önemli özelliklerimizden biri, makine
parkurumuzun çeşitliliğidir. Çok katmanlı
(coex ) şişe üretebilen makine sayımız fazla.
Hem 4 katmanlı hem de 6 katmanlı üretimler
yapabiliyoruz. Pet bölümünde ise büyük hacimli kavanoz üretebilen makineler sadece
bu fabrikada var. Personel mevcudu olarak
plastik fabrikaları arasında en fazla çalışana
sahip fabrikayız.”
AVANTAJLI KONUM
“Müşteriye yakın olmak”, Sarten Ambalaj’ın
ana felsefelerinden biri. Bu fabrikanın Manisa’da kurulmasının arkasında da bu felsefe
yatıyor. Erkan Özmekik, fabrikanın stratejik
konumunu şöyle anlatıyor:
“Ege Bölgesi’nin tüm illerinde tarıma dayalı
sanayi üretimi yapılıyor ve yine bu bölgede kurulu kozmetik, zirai ilaç ve madeni yağ firmaları
var. Bu bölgedeki gıda, kozmetik, zirai ilaç ve
madeni yağ şirketlerine yakın olmak ve ihtiyaçlarına hızlı cevap verebilmek bizim en büyük
avantajımız. Manisa’daki konumumuz, müşterilerimizle daha yakın bir iletişim kurmamızı
da sağlıyor. Ayrıca fabrikamız, organize sanayi
bölgesinde olduğu için buranın tüm avantajlarından da yararlanıyoruz. Organize sanayi, kendi elektriğini ve doğalgazını üretebiliyor, atık
su ve yağmur suyu toplama ve taşıma hizmeti
verebiliyor. Bunun dışında enerji santralinin yan
ürünü olarak çıkan sıcak su ve buhar, sanayicilerin hizmetine sunuluyor, kullanma suyu temini
ve dağıtımı yapılıyor; sağlık merkezi, itfaiyesi,
çevre laboratuvarı, lojistik hizmetleri, sosyal
tesisleri ile hizmet veren bir organize yapının
içinde olmak da büyük bir avantaj.”
Fabrikanın müşterileri arasında Opet,
Total, BP, Lukoil, Colgate, Dalan Kimya, Pınar, Eczacıbaşı, Tukaş, Tat, Yudum, Assan,
Eker, Baktat, Yörsan, Agri Sciences, Agro-
“FABRİKAYI BAŞARILI NOKTALARA TAŞIMAK İSTİYORUM”
SARTEN’DE KARİYER 1979 yılı Zonguldak
Devrek doğumlu Erkan Özmekik, Sakarya
Üniversitesi Makine Mühendisliği
Bölümü’nden mezun oldu. İş hayatına, 2003
Haziran ayında Sarten Ambalaj’ın Gebze
Fabrikası’nda plastik bölümünde başlayan
Özmekik, 3 yıl üretim şefi olarak görev
aldıktan sonra Gemlik Fabrikası’na üretim
şefi olarak geçti. Burada 2 yıl üretim şefi
olarak çalıştı ve ardından 4 yıl boyunca
da fabrika müdürlüğü yaptı. 2012 Ağustos
ayında ise Manisa Petpak Fabrikası’na
10
SARTEN WORLD - 2013/06
fabrika müdürü olarak atandı.
HEDEF DENEYİM 10 yıldır Sarten’li olan
Özmekik, ilk hedefinin Petpak Fabrikası’nı
daha başarılı noktalara taşımak ve
kendisine de yönetici olarak daha fazla
tecrübe kazandırmak olduğunu söylüyor.
Özmekik, “Üretimi sevdiğim için kendime
ilk etapta kariyer hedefi olarak da Sarten’in
tüm plastik üretim operasyonlarında
deneyim kazanmayı ve görev almayı
belirledim” diye konuşuyor.
best, Burcu, Olca, Sibaş, Yonca, Sultan Gıda,
Çelenlioğlu öne çıkıyor. Petpak’ta yurtdışı
müşterilere de üretim yapılıyor. Bu müşteriler arasında ise Macaristan’da Kallos KFT,
Kuzey Kıbrıs’tan Arsal Gıda, İsrail’den Rosenfeld, Yunanistan’dan Kozat adlı şirketler
yer alıyor. Bunun dışında Beyrut, İngiltere ve
Romanya’ya da ihracat yapılıyor.
BAŞARILI BİR YIL
2012’de 71 milyon kutu üretiminin yapıldığı
fabrika, yüzde 55 kapasiteyle çalıştı. 2012’de
yeni müşteri katılımlarının yanı sıra mevcut
müşterilerle birçok proje geliştirerek yeni
ürünleri devreye aldıklarını söyleyen Özmekik, stok ürün yelpazelerinin geniş olması nedeniyle pet müşterilerinde artış sağlandığını
söylüyor. Özmekik, 2012’de yaptıkları çalışmaları şöyle anlatıyor:
“Plastik ambalaj, ürünün dış görünüşüdür.
Dolayısıyla müşterilerimizle yeni dış görünüşler yaratma adına sıkı bir çalışma içinde
olduk ve 2012’yi yeni projeler ve yeni ürünler
açısından verimli geçirdik. Güngör ve Baktat
şirketlerinde çeşitli hacimlerde yeni zeytin
2013/06 - SARTEN WORLD
11
Fabrika / Petpak
“HER ALANDA
KULLANILIYOR”
SEKTÖRDE ÖNEMLİ
Ambalaj, Türkiye’de
plastiklerin yoğun olarak
kullanıldığı sektörlerin
başında geliyor. Kullanılan
ambalaj malzemelerinin
değer olarak üçte biri
plastik. Türkiye’de kişi
başına düşen plastik ambalaj
tüketimi ise 24,7 kg. Plastik
ambalaj ihracatı, sektörün
toplam ihracatı içinde yüzde
67 paya sahip.
YAYGIN KULLANIM Plastik
ambalajlar çok geniş bir
hammadde jeneriğinden
üretilen binlerce çeşit
malzemeyle ambalaj
endüstrisinin her alanında
kullanılıyor. Kolay şekil
almaları, gazlara karşı
koruyucu olmaları, hafif
olmaları ve hijyenik olmaları
nedeniyle özellikle kap,
şişe, tepsi gibi ambalaj
üretimlerinin en önemli
hammaddeleri arasında yer
alıyor.
AVANTAJLI MI? Plastik
ambalajların avantajları,
darbelere karşı iyi
dayanması ve kırılma
durumunda bile etrafa
saçılmaması, hafif olması,
estetik görünüm ve
ultraviyole ışığına karşı
koruma açısından çeşitli
renklerde üretilebilmesi,
şeffaf olması, kısa süreli
üretimlerde ekonomik
olması, cam ambalajla
karşılaştırıldığında
çok çeşitli şekillerde
üretilebilme olanağının
olmasıdır.
SARTEN
WORLD
12
SARTEN WORLD - 2013/06
pet kavanozları, Eker’de 1 LT ve 1,5 LT pet ayran şişeleri, Dalan’da yeni sıvı sabun şişeleri, Sultan Gıda’da ketçap-mayonez şişeleri,
Assan’da ketçap şişeleri, Olca Gıda’da 1780
ML ve galon pet kavanozları, Opet’te yeni
Fuchs ürünlerini kapsayan birçok yeni ürün
projemiz oldu. 2012’de toplamda 32 yeni ürün
için kalıp yapımı, AR-GE departmanımız tarafından gerçekleştirildi.”
2013’ün ilk 8 ayını da başarıyla geride bırakan fabrika, bir önceki yılın aynı dönemine göre üretim adedini yüzde 14 oranında artırmayı
başardı. Hammadde kullanım miktarı, yine
bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 25
arttı. Buna bağlı olarak kapasite kullanımı da
yükseldi. 2013’ün ilk 8 ayında mevcut müşterilerle yeni projelerin sürdüğünü ve yeni ürünleri devreye aldıklarını söyleyen Özmekik, yeni
müşterilerin de kazanıldığını açıklıyor.
İLK SIRADA GÜVENLİK VAR
29 beyaz ve 135 mavi yakalı olmak üzere
164 kişiye iş sağlayan fabrikanın çalışanlarının yüzde 55’i kadınlardan oluşuyor. Fabrika,
3 vardiya ve 24 saat sistemiyle faaliyetlerini
sürdürüyor.
Üretim merkezinde çalışanlara büyük önem
veriliyor. Bu amaçla çalışanlara yönelik yıllık
düzenli eğitim planları gerçekleştiriliyor. Ayrıca çalışanların eksik yanlarını geliştirebilme
adına da sürekli tek nokta eğitimleri yapılıyor.
Bunun dışında iş güvenliği fabrikanın birinci
öncelikleri arasında sayılıyor. Bu nedenle fabrikada planlar dahilinde iş sağlığı ve güvenliği
eğitimleri düzenleniyor. Özmekik, çalışanlara
yönelik uygulamaları şöyle aktarıyor:
“Her ay düzenli olarak iş sağlığı ve güvenliği
kurul toplantıları yapılıyor ve bu toplantılarda
işçi temsilcilerimizle birlikte konuşulan ve alınması gereken tedbirleri karara bağlayarak
tüm riskleri ortadan kaldırmaya çalışıyoruz.
Tüm makinelerimizdeki risk analizlerini gerçekleştirerek makine güvenlik formlarını makine başlarında koyduk. Çalışanlarımızın her
yıl sağlık kontrollerini yapıyoruz. Ayrıca fabrika doktorumuz da çalışanlara hizmet veriyor.”
AJANDADA NE VAR?
Fabrika müdürü Erkan Özmekik, ajandasının
ana başlıklarını iş güvenliği, kalite, verimlilik,
planlama ve disiplin olarak sıralıyor. 2013’te de
bu konulara ağırlık verdiğini anlatan Özmekik,
iyi bir planlamanın verimliliği, verimliliğin kaliteyi, kalitenin de iş güvenliğini beraberinde getirdiğini anlatıyor. Bunları başarmanın yolunun
ise disiplinli bir çalışmadan geçtiğini belirtiyor.
Ona göre bu döngü ne kadar iyi başarılırsa hem
çalışanların hem de müşterilerin memnuniyeti
daha çok artıyor.
Bunların dışında ajandasında 2013’ün sonlarına doğru ve 2014 içinde makine yerleşim
planının değişmesine yönelik yoğun bir çalışmanın olduğunu söyleyen yönetici, 2014’te
iç ve dış çehresi değişmiş bir fabrika oluşturacaklarına dikkat çekiyor. Diğer hedeflerini
ise şöyle aktarıyor: “Yeni müşteri ve yeni ürün
kazanımlarına devam ederek kapasitemizi ar-
tırmak ve maliyet azaltıcı verimlilik projeleri
üretmek istiyoruz. Makine parkurumuzu yeni
ürün ve projeler için artırmayı planlıyoruz. Bu
yıl içinde fabrika binasına ilave olarak yeni bir
depo inşaatı yapıldı. Bu deponun yapılmasıyla
fabrikanın mevcut üretim alanı genişleyecek.
Makinelerimizin yerleşim planını değiştireceğiz ve bu plan dahilinde yeniden bir yerleşim
yapacağız. İlerleyen yıllarda da makine parkurumuzu artırmayı planlıyoruz.
Çalışanlarımıza verdiğimiz eğitimler de artacak. Çalışanlarımız için daha fazla etkinlik
yapmayı da planlarımız arasına aldık. 2013’te
maliyetleri azaltma ve tasarruf çalışmalarına
ağırlık verdik.” S
29 beyaz ve 135 mavi yakalı
olmak üzere 164 kişiye
iş sağlayan fabrikanın
çalışanlarının yüzde 55’i
kadınlardan oluşuyor. Fabrika,
3 vardiya ve 24 saat sistemiyle
faaliyetlerini sürdürüyor.
“ÇEVRE DAHA FAZLA KORUNUYOR”
PLASTİK YÜKSELİYOR Ambalaj
sektöründe plastiklerin kullanımı,
dünyada olduğu gibi ülkemizde de hızla
artıyor. Gıda endüstrisi ise bu trendde
başı çekiyor. Artık sayısız gıda ürünü
soframıza plastik ambalajlar içinde
geliyor. Gıdalarımızı koruyan, ömrünü
uzatan ve hijyen sağlayan plastikler,
ambalaj sektörü tarafından en çok tercih
edilen malzeme olarak dikkat çekiyor.
Ekonomik gelişmeler, kullanım kolaylığı,
enerji tasarrufu ve çevresel faktörlerin
etkisiyle ambalaj sektöründe plastiklerin
kullanımı, her geçen gün artırıyor.
Çalışan kadın nüfusunun artmasıyla
hızlı tüketimin yaygınlaşması ve hazır
yemek sektörünün gelişmesi de bu
ürünlere karşı olan ilgiyi artırıyor.
RAF ÖMRÜNÜ UZATIYOR Gıda
ambalajlarında plastik kullanımının
sebeplerine bakıldığında düşük
maliyet, taşıma kolaylığı, geri dönüşüm
avantajı, değişik üretim teknolojilerinin
uygulanabilmesi, hafiflik, saydamlık
gibi faktörler ön plana çıkıyor. Plastik
ambalajlar, özellikle meyve ve sebze, et,
balık ve kümes hayvanları, dondurulmuş
gıdalar, hazır yemekler, kuru gıda,
şekerleme, fırın ürünleri, süt ürünleri,
içecekler, bebek maması ambalajlarında
tercih ediliyor. Gıda sektörünün
plastik ambalaja yönelmesi gıdaların
raf ömrünü uzatırken, gıda israfını da
önlüyor.
TASARRUF SAĞLIYOR Plastiklerin
gıda ambalajlarında kullanımı, ürünlerin
lojistiği sırasında daha az enerji
harcanmasını sağlıyor. Bu daha az enerji,
daha az karbon salımı ve çevrenin
daha fazla korunması demek. Plastik
olmasaydı ambalajların ortalama ağırlığı
4 katına, ambalaj üretimi için harcanan
enerji 2 katına, ambalajın hacmi ise 2,5
katına çıkacaktı.
2013/06 - SARTEN WORLD
13
Departman / Kalite
Anahtar teslim kalite anlayışı
Sarten, kalite konusunda sektörünün önde gelen şirketlerinden. Şirket bünyesinde yer alan kalite departmanı,
Sarten kurulduğu günden bu yana faaliyetini sürdürüyor. Hatta Sarten, sektöründe ISO 9001 belgesini ilk alan
şirketler arasında yer alıyor. Sarten Kalite Departmanı, 4 kişilik merkez ve 12 fabrikaya yayılan 81 kişilik kalite
ekibiyle müşterilerine anahtar teslim hizmet vermesiyle de dikkat çekiyor. Sarten Kalite Koordinatörü Rıdvan
Eğin, bu hizmeti müşteriyi dinleyerek oturttuklarını söylüyor ve “Çok farklı standartlara uygun hizmet üreten
ve müşterilerimizin başarılı olmasına dayanan bir anlayışa sahibiz” diye konuşuyor.
14
SARTEN WORLD - 2013/06
“Bizim çok
cepheli bir
yapımız var.
Çok standartlı,
çok farklı
beklentilere
yönelik hizmet
veren ve
müşterilerimizin
başarılı
olmasına
dayanan bir
anlayışa sahibiz.”
SARTEN
WORLD
S
arten’in geçmişinde kalite anlayışının önemi büyük. Şirket, kurulduğu ilk yıldan bu
yana bu konuya özel önem veriyor. Öyle ki
Sarten, ISO 9001 sistemini ilk kuran şirketlerden
biri. Bu nedenle şirket bünyesinde kalite güvence
anlayışının geçmişi oldukça eskilere dayanıyor.
Sarten Kalite Kontrol Departmanı’nda merkezde 4 kişi görev yapıyor. Sarten Kalite Koordinatörü Rıdvan Eğin önderliğinde ilerleyen departmana fabrikalardaki kalite güvence ekipleri
de destek veriyor. Sarten’in yurtiçinde dağılmış
12 fabrikasında 81 kişi kalite departmanında çalışıyor. Merkez ekipte Rıdvan Eğin dışında kalite
güvence müdürlüğü yapan Hakan Sertçe, kalite
denetim uzmanı Sevim Koç ve kalite mühendisi
Duygu Gündüz de yer alıyor.
ÇOK CEPHELİ YAPI
Ambalajda diğer sektörlerden farklı bir yapı
mevcut. Sektörün tüm alanlara hizmet veriyor
olması, standartların ve beklentilerin çeşitlenmesine neden oluyor. Rıdvan Eğin, “Biz müşterilerimizin nihai müşterilerini düşünerek hareket
etmek zorundayız” diye konuşuyor. Bu nedenle
şirket olarak hem kendi kalite gereklerine hem
de ilgili sektörlerdeki gereklere uygun, nihai
müşteriyi de hedef alan bir kalite anlayışına sahip
olmaları gerektiğini söylüyor ve ekliyor: “Dolayısıyla çok cepheli bir yapımız var. Çok standartlı,
çok farklı beklentilere yönelik hizmet veren ve
müşterilerimizin başarılı olmasına dayanan bir
anlayışa sahibiz. Müşterimiz bizden dolayı başarılı olursa biz de kendimizi başarılı hissediyoruz.
Müşterimizin başarısı bizim başarımızdır. Kalite
departmanı olarak biz ürünün üretilmesinden
teslimine kadar her noktada varız. Hammadde
giriş kontrolü, tedarikçi denetimleri, ürünün fabrikaya girişi, siparişin alınması, siparişin gözden
geçirilmesi, üretimin gerçekleşmesindeki ara
operasyonlar, depoya gidiş gibi tüm süreçlerin
kontrolüne biz dahil oluyoruz.”
“GELECEK YIL DAHA DA İLERİDE OLACAĞIZ”
AMAÇ İLERİ GİTMEK Sarten Kalite Departmanı’nın
gelecek planları da oldukça iddialı. Rıdvan Eğin,
amaçlarının gelecek yıl bu yıldan daha ileride olmak
olduğunu söylüyor. Bunu nasıl sağlayacaklarını iyi
bildiklerini belirtiyor. “Kalite yolculuğu bir merdivendir”
diyen Eğin, bir sonraki basamakta neler yapmaları
gerektiğini çok iyi bildiklerini belirtiyor. Sarten’in
kalite ve teknoloji anlayışıyla ilgili de şu yorumlarda
bulunuyor:
TEKNİK KADRO ÇOK İYİ “Teknoloji kalite için çok
önemli bir konu. Burada önemli bir teknolojik yatırım
var zaten. Bu teknolojik yatırımın istenen amaca uygun
olması, hata üretmemesi, istenen performansı vermesi
lazım. Bu açıdan Sarten’in teknik kadrosu oldukça güçlü.
Bu konuyu bilen, sadece kendi süreçlerini değil müşteri
süreçlerini de yakından takip eden bir kadroya sahibiz.
İLERİ AR-GE ÇALIŞMALARI Kalite şefi arkadaşlarımız
da müşteri süreçlerine son derece hakim kişiler. AR-GE
departmanımızdaki çalışmalar oldukça ileri seviyede.
Biz şu anda kendi makinelerimizi adapte edebilir,
kalıplarımızı yapabilir noktadayız. Bu bizim sektörde çok
önemli. “
2013/06 - SARTEN WORLD
15
Departman / Kalite
“Müşterimiz
bizden dolayı
başarılı olursa
biz de kendimizi
başarılı
hissediyoruz.
Müşterimizin
başarısı bizim
başarımızdır.”
SARTEN
WORLD
KALİTE KAPIDA ORTAYA ÇIKIYOR
Sarten’in “anahtar teslim kalite” yaklaşımı, şirketi rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerden
biri. Rıdvan Eğin, Sarten’in kalitesinin müşterinin
kapısında ortaya çıktığını söylüyor. Bu nedenle
geniş yelpazeli bir kalite anlayışıyla hizmet verdiklerini belirtiyor ve kalite stratejilerine dair
şu bilgileri veriyor: “Kalite departmanında bazı
arkadaşlarımız sadece satış sonrası destek vermeye yönelik çalışıyor. Müşterileri geziyorlar, onların hatlarına ve makinelerine bakıyorlar. Makinelerin ayarlarıyla ilgili teknik destek veriyorlar.
Biz kalite sistemle, kalite kontrolü birbirinden
ayırma taraftarı değiliz. İkisinin de birbiriyle iç
içe olması gerektiğini düşünüyoruz. Bu stratejimiz nedeniyle her noktadaki arkadaşımızın çift
şapkası var.”
Müşterilerin Sarten’den beklentisiyle ilgili de
yorum yapan Eğin, iyi ürün ve bu ürünün kalitesinin sürdürülebilir olmasının önemine değiniyor.
Sürdürülebilirliğin bir işaretinin sistem belgeleri
olduğunu söylüyor ve “ISO 9001, çok temel olmazsa olmaz her yerde olan bir belge. Gıda fab-
rikalarında ISO 22000 belgelerimiz var. Çevreye
dost olmak artık günümüzde son derece önemli
bir konu. Bu nedenle ISO 14001 belgemiz de mevcut. Çalışanlarla ilgili kriterler, etik değerler uygulamalarını kapsayan SEDEX belgemiz de var”
diye konuşuyor.
ORTAK KALİTE PROJELERİ
Kalite tarafında ne tür problemler yaşandığına
gelince... Rıdvan Eğin, müşterilerin beklentileriyle sunulan ürün arasında bir uyumsuzluk varsa o
zaman sorunun ortaya çıktığını söylüyor. Sektörde en büyük problemlerin iletişim kaynaklı
ortaya çıktığına dikkat çekiyor. “Biz bu iletişim
sorununu aşmak için çeşitli kanallar kullanıyoruz.
Müşteri ziyaretleri, fuarlar, düzenlediğimiz kalite bülteni bu iletişim araçlarından sadece birkaçı” diye konuşuyor.
Sarten bünyesinde kalite ortak diye bir email sistemi de mevcut. Aynı zamanda iç iletişim
toplantılarıyla da iletişimde yaşanabilecek olası
sıkıntıların önüne geçiliyor. Güncel müdahaleler
yapılabiliyor. Rıdvan Eğin, bu yıl başında müş-
“İNSANCIL GERİ DÖNÜŞ ÇOK ÖNEMLİ”
HAKAN SERTÇE/ KALİTE GÜVENCE MÜDÜRÜ
BİREBİR GÖRÜŞME Sarten Kalite Departmanı
olarak yıl sonlarına doğru müşterilerimizle
birebir görüşmeler yapıyoruz. Özellikle
ürünlerimize, bizim ambalajımıza eli değen
kişilerle görüşmeye çalışıyoruz. Bizim
gönderdiğimiz kutuyu alıp onun içine bir şey
dolduran, tekrar kendi ürünü olarak ortaya
çıkaran kişiler bizim için özel öneme sahip.
ANKETLER DÜZENLİYORUZ Bu görüşmelerin
çoğuna da ben katılıyorum. Bu görüşmelerden
aldığımız geri dönüşler bizim için çok
değerli. Bunun yanında standart olarak anket
formlarımız var. Bunlar sayısal değerler
içeriyor. Bunları da istatistiki verileri
16
SARTEN WORLD - 2013/06
ölçmek için kullanıyoruz. Ancak özellikle
müşterilerimizin istediği insancıl geri
dönüşler, müşteri ziyaretleri çok önemli bizim
için.
GENİŞ SERVİS AĞI FARKLILIĞI Biz
müşterimizin her zaman yanındayız. Bu
bir Sarten anlayışı aslında. Bizim kadar
geniş servis veren rakibimiz yok. Belki
büyüklüğümüz de buradan geliyor. Son tüketici
rafta bizim müşterimizin ürününü değil, bizim
ambalajımızı görüyor. Bu nedenle her şeye
dikkat etmek zorundayız. Bazı müşterilerimizin
tek tedarikçisiyiz. Müşterinin üretiminin
aksamaması bizim için çok önemli.
terilerle ortak kalite projeleri de yürütmeye
başladıklarını söylüyor ve ekliyor: “Yaptığımız
bu ortak projelerin sayısını giderek artıracağız. Kalite seviyesini daha yukarı çekmeye ve
müşterilerimizle birbirimizi daha iyi tanımaya
yönelik çalışmalar bunlar. Birtakım ortak kararlarla şikayetleri azaltmak hatta mümkünse giriş
kontrol seviyesi uygulamasını aradan kaldırıp
doğrudan birbiriyle çalışan taraflar olmak için
çalışıyoruz. Bu çalışmalarımızın sonucunda da
müşterilerimizden çok iyi tepkiler alıyoruz.”
AYNI DİLİ KONUŞMAK ÖNEMLİ
Sarten’de müşteriyle ortak proje yürütmenin
en önemli amacı, iki şirketin yakın çalışması sayesinde çoklu kontak sistemine geçilmesini sağlamak. Rıdvan Eğin, karşılıklı şirketlerin birbirini
iyi anlamasıyla tüm sürecin başladığını söylüyor.
“Aynı dili konuşmak çok önemli” diye konuşuyor.
Müşteriyle kurulan iletişimde dikkat ettikleri
noktaları ise şöyle sıralıyor: “Bir kere tanışmak
lazım. Bunun dışında müşterinin beklentisini,
onun sahasında, makinesinde yaşanan sıkıntıyı
Sarten’deki operatörün bilmesi lazım. Sonuçta
üretici bir sıkıntı yaşandığı zaman bunun nereden kaynaklandığını tam olarak bilmeyebilir. Belki hata kendi uyguladığı bir süreçten ileri geliyor.
Ya da beklentisi çok gerçekçi değil. Bunların karşılıklı konuşulması gerekli. Hataların nasıl kontrol edileceği, nasıl ölçüleceği konusunda mutabakatın sağlanması lazım. Biz müşterilerimizle
karşılıklı iyileştirmeler de yapıyoruz. Birbirimize
eğitimler veriyoruz. Tüm bunlar müşterilerimizle
aynı ekibin parçası gibi çalışmamıza olanak sağlıyor. Bu da erken uyarı sistemlerini çalışmasına ve
verimin artmasına neden oluyor.”
SARTEN’İN FARKI
Müşterilerle ortak projeler geliştirmek Sarten’i
rakiplerinden ayıran en önemli özelliklerinden biri.
Ancak kalite çatısı altında şirketin tek farklılığı
bundan ibaret değil. Rıdvan Eğin, Sarten’in çağdaş
bir yaklaşımla hizmet verdiğini söylüyor. Bu çağdaş yaklaşıma ise şu örnekleri veriyor: “Mesela bir
görsel fabrika konseptimiz var. Bu görsel fabrika
konseptimiz pilot uygulama olarak bazı fabrikalarda başlamış durumda. Yazılı bir talimat olmadan, sadece görsel olarak her şeyi tarif ediyoruz.
Aynı şekilde iç talimatlarımızı ve hata tanımlarını
görsel talimatlar haline getirmek için çalışıyoruz.
Sonuçta bizim işimizde en önemli kişi operatördür. Onların eli kutuya değiyor. Onlara bütün
süreçleri anlatma noktasında bu sistem bize büyük avantaj sağlayacak. Eğitim ise Sarten’in çok
önemli bir diğer yönü. Sarten Akademi bizim için
çok önemli. Kalite formasyonunu da değiştirmeyi
amaçlıyoruz. Bu da bize özel bir uygulama olacak.
Bahsettiğim görsel fabrikayla uyumlu olarak hata
“MÜŞTERİNİN SESİ”Nİ DİNLİYORUZ
DUYGU DURSUN GÜNDÜZ/ SARTEN KALİTE MÜHENDİSİ
ANINDA GERİ BİLDİRİM Sarten
bünyesinde oluşturduğumuz
Müşterinin Sesi (voice of
customer) isimli bir sistemimiz
var. Müşterilerimiz bu sisteme
internetten giriş yapabiliyor
ve ürünlerimizle ilgili her türlü
geri bildirimi bu kanaldan bize
iletiyorlar.
5 GÜN İÇİNDE DÖNÜŞ
Bu geri bildirimler ilk önce
pazarlama departmanı kanalıyla
fabrikalarımıza ulaşıyor. Kalite
şeflerimiz 5 gün içinde problemle
ilgili bir geri dönüş yapmak
zorunda. Bu geri dönüş problemin
direkt çözümüne yönelik olmak
zorunda değil. En azından problemi
ele aldığımıza dair bir geri
bilgilendirme mutlaka yapıyoruz.
yapıyoruz. Her fabrikadan tüm
kalite şefleri bu toplantıya
katılıyor. Bu toplantılarda
şikayetlerden, fabrikalarda yapılan
iyileştirme çalışmalarına kadar
pek çok konuyu paylaşma şansımız
oluyor. Bu sayede bir fabrikada ne
oluyorsa diğer fabrikalar da anında
bunu öğrenebiliyor.
HIZLI PAYLAŞIM Biz kendi
bünyemizde 2 ayda bir kalite
koordinasyon toplantıları
“Bizim merkez
grubu
olarak ana
fonksiyonumuz
fabrikalardaki
durumu izlemek.
Fabrikalar
arasındaki bilgiyi,
uygulamaları
arı gibi taşıyor,
pişiriyor ve
eksiklikleri
görüp aksiyon
alıyoruz.”
SARTEN
WORLD
tanımlama sistemi oluşturuyoruz. Bütün hataları
görsel hale getirip bir istatistiki tabana oturtuyoruz. Bunu da müşterilerimize ve tedarikçilerimizi
kalite sözleşmeleri mantığıyla yansıtacağız. Bu,
önemli bir adım. Yine bunun arkasından gelen iç
müşteri uygulaması mantığı var. Bunlar oldukça
ileri ve sektörde görülmeyen adımlar.”
YERELDEN GENELE ÇALIŞMA
Sarten, daha kaliteli hizmet için pek çok fabrikasında iyileştirme projeleri de geliştiriyor.
Rıdvan Eğin, iyileştirme projeleri için ilk önce
pilot fabrikalar seçildiğini söylüyor. Yeni uygulamalarda da benzer bir yaklaşımla ilerlediklerini
belirtiyor ve ekliyor: “Mesela Silivri fabrikamızda bir yalın üretim projesi var. Bu sistem burada
oturduktan sonra buradaki iyi uygulamalar diğer
fabrikalara yansıtılacak. Bunun yanında Gebze
fabrikamızda operatörlerin eğitiminin etkinliğini
ölçmeye yönelik bir operatör denetim uygulamasına başladık. Bu uygulama Gebze’de oldukça iyi
sonuçlar verdi. Şimdi bu uygulamayı diğer fabrikalara da aktardık. Biz hep yerelden genele taşımalar yapıyoruz. Bizim merkez grubu olarak ana
fonksiyonumuz fabrikalardaki durumu izlemek.
Fabrikalar arasındaki bilgiyi, uygulamaları arı gibi taşıyor, pişiriyor ve eksiklikleri görüp aksiyon
alıyoruz.” S
2013/06 - SARTEN WORLD
17
Müşterilerimiz / Akaryakıt
“Petrol Ofisi Madeni Yağları,
Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da
26 ülkeye ihraç ediliyor. Yılda
yaklaşık 10 bin ton madeni yağ
ihracatı gerçekleştiriyoruz.”
“İstikrarlı büyüyoruz”
OMV Petrol Ofisi, Türkiye’nin ikinci en büyük özel sektör şirketi. 20,2 milyar TL’lik cirosuyla akaryakıt
sektörünün de önde gelen oyuncularından biri. Türkiye madeni yağ sektöründe 3 yıldır liderliğini koruyan
şirketin ticari satışlar ve madeni yağlar direktörü Sezgin Gürsu, başarılarının sırrını, “doğru takım, doğru
strateji ve doğru iletişim” üzerine kurulan yol haritasıyla açıklıyor. Bu yol haritasının istikrarlı bir büyüme ve
başarı getirdiğini söylüyor ve “Bu yolda emin adımlarla ilerlemeye devam ediyoruz” diye konuşuyor.
18
SARTEN WORLD - 2013/06
O
MV Petrol Ofisi, 20,2 milyar TL’lik cirosuyla Türkiye akaryakıt sektörünün
en büyük oyuncularından biri. Türkiye
madeni yağ sektöründe 3 yıldır liderliği kimseye kaptırmayan şirket, 2012 yılında toplamda 95 bin ton madeni yağ satışı gerçekleştirmiş durumda. OMV Petrol Ofisi Ticari Satışlar
ve Madeni Yağlar Direktörü Sezgin Gürsu,
başarılarının arkasında doğru takım, doğru
strateji ve doğru iletişim üzerine kurulan
yol haritasının olduğunu söylüyor. Bu harita
sayesinde istikrarlı bir büyüme gerçekleştirdiklerini belirtiyor. Bu yolda emin adımlarla
ilerlemeye devam edeceklerinin de sinyallerini veriyor. Gürsu, sektördeki en büyük farklarının son teknolojileri, dünyayla aynı anda
takip etmeleri olduğunu söylüyor. “Gelişen
motor teknolojisi ve otomotiv üreticilerinin
talepleri doğrultusunda yüksek teknolojili
ürün geliştirme ve üretim çalışmaları yapıyoruz” diye konuşuyor.
Sezgin Gürsu’yla OMV Petrol Ofisi’nin sektördeki konumunu, son dönemde yaptığı inovatif çalışmaları ve sektöre yön veren trendleri konuştuk:
Petrol Ofisi’nin madeni yağ sektöründeki
mevcut konumu nedir?
2012 yılında 20,2 milyar TL’lik satış geliri
elde ettik. OMV Petrol Ofisi olarak Türkiye’nin
en büyük ikinci özel sektör şirketiyiz. Türkiye
madeni yağ sektöründe 3 yıldır liderliğimizi
koruyoruz. Madeni yağ ve kimyasallardan
oluşan toplam madeni yağ pazarına da liderlik ediyoruz. 2012 yılında ihracat da dahil
olmak üzere toplam 95 bin ton madeni yağ
satışı gerçekleştirdik. Özellikle hedeflenen
ürün gruplarında satış tonajı ve pazar payı artışı sağlayarak PETDER 2012 verilerine göre
madeni yağ ve kimyasallardan oluşan toplam
madeni yağ sektöründe Petrol Ofisi olarak
yüzde 4’lük bir büyüme ile yüzde 25,1 pazar
payı elde ettik ve pazar lideri konumumuzu
koruduk. 2011 yılı rakamlarına göre de yine ihracat da dahil olmak üzere 91 bin ton madeni
yağ satışı yaptık ve yılı yüzde 24,4 pazar payıyla tamamladık.
Bu alanda Petrol Ofisi liderliğini sürdürebilmek
için ne tür çalışmalar yapıyor?
“Doğru takım, doğru strateji ve doğru iletişim” üzerine kurguladığımız yol haritamızın
bize istikrarlı bir büyüme ve başarı getirdiğine inanıyoruz. Bu yolda emin adımlarla
ilerlemeye devam ediyoruz. Diğer taraftan
müşterilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarını belirlemek için çeşitli araştırmalar yürütüyoruz.
Bu araştırmaların sonuçlarını analiz ediyoruz.
“SARTEN ANA
TEDARİKÇİMİZ”
Sarten’le nasıl bir işbirliği
içindesiniz? Sarten’i
sektördeki konumu itibarıyla
nasıl değerlendirirsiniz?
Son beş yıl içinde sürekli artan
iş hacmiyle Sarten, plastik ve
teneke ambalaj tedariğinde
ana tedarikçimiz konumuna
yükseldi. Sarten firmasının
çalışmaları, müşterileriyle olan
işbirlikleri ve yatırımlarının
sürekliliği sayesinde
sektöründe lider konumda
olduğunu görüyoruz.
SARTEN
WORLD
Aynı zamanda Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi’mizde (POTEM), özel katkı maddelerinde
uzmanlaşmış dünyanın önde gelen global şirketleri ve araç üreticileri işbirliğiyle kapsamlı
AR-GE faaliyetleri gerçekleştiriyoruz.
Ne tür inovatif ve yeni ürünler ortaya çıkardınız
son yıllarda? Bunların müşterilerinize katma
değeri nedir?
Farklı ihtiyaçlara farklı çözümler sunan, en
ileri teknolojiyle üretilmiş ürünlerimizle portföyümüzü her geçen gün daha da genişletiyoruz. 300’ü aşkın madeni yağ ve gres ürününün
yer aldığı geniş bir portföye sahibiz. 2013
yılının ilk yarısında farklı sektörlerin çeşitli ihtiyaçlarına yönelik yeni ürünleri de portföyümüze ekledik. Uzun ömürlü ve yüksek koruma
sağlayan Turbine Oil TX Serisi yeni nesil türbin
yağlarını ve enerji tasarrufu sağlayan, çevreye
zararlı çinko gibi içeriklerden arındırılmış özel
formülasyonlu Hydro Oil HVI-TX Serisi hidrolik sistem yağlarını yeni ürünlerimize
2013/06 - SARTEN WORLD
19
Müşterilerimiz / Akaryakıt
“İyi ve kaliteli
ambalajın
markalaşma
açısından
vazgeçilmez
olduğunu
düşünüyoruz
ve tedarikçi
seçimimizde
bunu ön planda
tutuyoruz.”
örnekler arasında sayabiliriz. Yeni ürünlerimiz
çevreyi korumaya yardımcı olurken, tasarruf
da sağlayarak kaynaklarımızın daha verimli
kullanılmasına katkıda bulunuyor. Ayrıca geçtiğimiz yıl yeni nesil Petrol Ofisi MAXIMUS
10W-40 dizel motor yağları ailesi için yüzde
50’ye varan daha az eksiltme” vaadiyle başlattığımız kampanyamıza bu yıl kapsamını daha
da genişleterek devam ediyoruz. “Eksiltme
kontrollü yeni formülü” ve sentetik teknolojisiyle MAXIMUS 10W-40 ürün ailesi en ağır
şartlara dayanarak, maksimum koruma ve
tasarruf sağlıyor. Ayrıca ağır vasıta sürücüleri, araçlarının yağını daha az kontrol etme
ihtiyacı duyuyor ve kullanım boyunca ekleme
miktarı da yarıya düştüğü için sürücülerin
daha rahat bir sürüş keyfi yaşarken tasarruf
sağlamaları da mümkün oluyor.
Petrol Ofisi olarak madeni yağ sektöründe
rakiplerinizden farklılaştığınız konular neler?
Ürünlerimizi Türkiye’nin ve yakın coğrafyanın kendi alanında en kapsamlı teknoloji üssü
olma özelliği taşıyan İzmit-Derince’deki Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi’mizde (POTEM)
geliştiriyoruz. Fabrikamız yıllık 140 bin tonluk
üretim kapasitesine sahip. 2012 yılında toplam 91 bin 500 ton üretim gerçekleştirdik.
POTEM’de en son teknolojileri, dünyayla
aynı anda takip ediyor, gelişen motor teknolojisi ve otomotiv üreticilerinin talepleri doğrultusunda yüksek teknolojili ürün geliştirme ve
üretim çalışmaları yapıyoruz. Bu çalışmaları
yaparken dünyanın önde gelen teknoloji ortaklığı yaptığımız global firmalar ve OEM’lerle
işbirliği yapıyoruz. Pazara sunduğumuz ürünlerin, araç ve motor üreticilerinin beklenti ve
standartlarına uygunluğuna önem veriyoruz.
Petrol Ofisi Teknoloji Merkezi’nde yürütülen
ürün geliştirme ve üretim çalışmalarının yanı
sıra aralarında Opel GM, MAN, Karsan, Wirtgen, Hidromek gibi binek araç, ağır vasıta ve
iş makinelerine kadar uzanan farklı segmentlerde önde gelen seçkin OEM’lerle AR-GE konularında işbirliklerimiz var.
“PAZARDA REKABET YOĞUN”
Bu alanda Türkiye’deki rekabeti nasıl değerlendirirsiniz?
DOYGUN PAZAR Oldukça doygun sayılabilecek Türkiye madeni yağ
pazarında yer alan yerli oyuncuların yanı sıra 50-60 yıldan bu yana Türkiye’de
faaliyet gösteren büyük global şirketler de mevcut.
GLOBALLER ÜST SIRADA Bunların hepsi madeni yağ üretimlerini
Türkiye’de gerçekleştiriyor. Bu global oyuncular genellikle de sıralamanın üst
basamaklarında yer alıyor. Dolayısıyla pazarda agresif ve yoğun bir rekabet
söz konusu, diyebiliriz.
20
SARTEN WORLD - 2013/06
İHRACATTA
YENİ PAZARLAR
HEDEFTE
l Önümüzdeki dönemde ihracat
gerçekleştirdiğiniz pazarlarda bir
çeşitlenmeye gidecek misiniz?
Yeni dönemde yeni pazarlarla
portföyümüzü genişletmenin yanı
sıra mevcut pazarlara ihracatımızı da
artırmayı hedefliyoruz.
l Mevcut ihracat potansiyeli içinde
sizin için en değerli olan ülkeler
nereler? Neden?
Bizim için ihracat potansiyeli yüksek
olan ülkelerin başında Rusya, Irak,
Libya, Türkmenistan ve Azerbaycan
geliyor. Bu ülkelerde hızlı büyüyen
ve gelecek vadeden pazarlar var. Belli
bir şekilde doymuş pazarlara göre bu
ülkelerde daha fazla yatırım fırsatları
bulunuyor.
Madeni yağ alanında özellikle hangi sektörlere
hizmet veriyorsunuz?
Motor yağları, endüstriyel yağlar, gresler
ve antifrizler olmak üzere yaklaşık 300’ü aşkın ürünü kapsayan geniş bir ürün yelpazemizle otomotiv, sanayi ve denizcilik sektörlerinin her türlü ihtiyacına cevap veriyoruz.
Bu alanda mevcut ihracatınız nedir? 2012 yıl
sonu ihracatınız ne kadardı?
Petrol Ofisi Madeni Yağları, Türkiye pazarının yanı sıra başta Rusya, Irak, KKTC, Azerbaycan, Libya, Gürcistan, Türkmenistan, Yunanistan, Makedonya, Kosova ve Bosna Hersek
olmak üzere Avrupa, Afrika ve Ortadoğu’da
26 ülkeye ihraç ediliyor. Yılda yaklaşık 10 bin
ton madeni yağ ihracatı gerçekleştiriyoruz.
Madeni yağ alanında ambalajın önemi nedir? İyi
ve kaliteli ambalaj bu alanda ne anlama geliyor?
Ambalaj, üreticiyle tüketici arasındaki bilgi
kanalıdır, markanın imajıdır. İyi ve kaliteli ambalajın markalaşma açısından vazgeçilmez
olduğunu düşünüyoruz ve tedarikçi seçimimizde bunu ön planda tutuyoruz.
Sizin ürettiğiniz ürünlerde kaç tip ambalaja
sahipsiniz? Bunlar arasından inovatif açıdan
son dönemde ortaya çıkan ambalajlar ve özellikleri neler?
Ürünlerimize ait ambalajları hacimsel olarak ele alacak olursak 17 cins ambalaja sahibiz. Son dönemde araç sektöründeki geliş-
melere bağlı olarak 11 litre ve 9 litre ambalaj
kullanımına da başladık.
Madeni yağ ürünlerinizi hangi kanallardan
satışa sunuyorsunuz? OMV Petrol Ofisi’nin
mevcut bayi ağı nedir? Yaygın bir bayi ağına
sahip olmanın önemi nedir sizin için?
Türkiye geneline dağılmış Petrol Ofisi akaryakıt istasyonları, maxima ve MAXIMUS yağ
değişim merkezleri ve yaygın distribütör ağı
sayesinde ulaşılan 15 bin 500 satış noktasında müşterilerle buluşuyor. Bu yılın ilk yarısında aramıza katılan 3 yeni distribütörümüzle
birlikte ürünlerimizin tüketicilerle buluştuğu
nokta sayımızı daha da yukarılara taşımak
için çalışıyoruz. Daha geniş müşteri kitlesine
ulaşmanın en kısa yolunun buradan geçtiğine
inanıyoruz. Ürettiğimiz Petrol Ofisi Madeni
Yağları aynı zamanda doğrudan tarafımızdan
kamu ve özel sektör kuruluşlarıyla yetkili otomotiv servislerine satılıyor. S
YENİ TRENDLER NELER?
TEKNOLOJİK ÜRÜNLERE GEÇİŞ
Türkiye binek ve ticari araç pazarında, teknolojik ürünlere geçiş trendi
hız kazanıyor. Hem binek hem ağır vasıta araç parkında sentetik düşük
viskoziteli yağların etkinliği her geçen gün artıyor. Binek araç üreticileri
ise yeni ürettikleri araçlarında kendi markalarına uygun sentetik düşük
viskoziteli yağları şart koşuyor.
SENTETİK YAĞ YÜKSELİŞTE
Bu trend çerçevesinde pazardaki binek araçlar için sentetik motor yağı ürün
sayısındaki artış sürüyor. Sanayiye yönelik endüstriyel madeni yağ ürünleri
pazarında ise ürün kalitesinin garantisi anlamına gelen makine ekipman
üreticilerinin onaylarına sahip özel ürünler tercih ediliyor.
YAKINDAN TAKİP
Bu trendleri göz önünde bulundurarak Derince’deki Petrol Ofisi Teknoloji
Merkezi’mizde (POTEM) en son teknolojileri dünya ile aynı anda takip
ediyor, gelişen motor teknolojisi ve otomotiv üreticilerinin talepleri
doğrultusunda yüksek teknolojili ürün geliştirme ve üretim çalışmaları
yapıyoruz.
2013/06 - SARTEN WORLD
21
Müşterilerimiz / Endüstriyel
“Geleceğe yönelik
planlarımız hazır”
Akkim, yapı kimyasalları sektörünün önemli markalarından biri. 12 yaşındaki genç şirket, ürettiği ürünleri Türkiye
dışında 80 ülkeye ihraç ediyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali Akdemir, daha fazla ülkede, daha
fazla müşteriye ulaşabilmek için ürün içeriklerini sürekli genişlettiklerini söylüyor. Bu amaçla da araştırma
ve geliştirmeye önem verdiklerini açıklıyor. Üretim tesislerini her yıl yeni teknoloji ve üretim sistemleriyle
donattıklarını anlatan Akdemir, gelecek dönemlere yönelik yatırım planlarının da hazır olduğuna dikkat çekiyor.
A
“Bizim en büyük şansımız, alanında
uzman, gelişime açık, sorumluluk bilinci
yüksek, değer üreten ve ahlaklı bir
insan kaynağına sahip olmamızdır.”
kkim Yapı Kimyasalları, yapı malzemelerini tamamlayıcı kimyasal ürün
ve teknolojiler geliştirmek amacıyla
2001 yılında kuruldu. Daha sonra sürekli gelişim felsefesiyle hareket eden şirket, üretim
teknolojileri, AR-GE çalışmaları, kalite kontrol sistemleri ve nitelikli insan kaynağı alanlarında önemli yatırımlar gerçekleştirdi. Bu
yatırımların sonucunda ise Türkiye’nin ve bölgesinin önemli üreticileri arasında yerini aldı.
Şirket, bugün İstanbul’da 25 bin metrekarelik kapalı alanda kurulu ileri teknolojiyle donatılmış, yüksek üretim kapasitesine sahip tesislerinde poliüretan aerosol köpükler, izolasyon
silikonları, poliüretan ve akrilik bazlı mastikler,
endüstriyel yapıştırıcılar, teknik aerosol ürünler ve otomotiv bakım kimyasalları üretiyor.
Üretilen ürünler ise 80 ülkeye ihraç ediliyor.
Yönetim kurulu başkanı Mehmet Ali Akdemir,
müşterileriyle ve hatta tedarikçileriyle birlikte büyüyen bir şirket olduklarını söylüyor.
Mevcut tesisleri, her yıl yeni teknoloji ve
üretim sistemleriyle donattıklarını anlatan
Akdemir, gelecek dönemlere yönelik yatırım
planlarının hazır durumda olduğunu ve zamanı geldiğinde bu planların hayata geçirileceğini söylüyor.
İhracat yaptıkları bölgelerde ve Türkiye’de
bu ürün gruplarında öncü şirketler arasında
yer aldıklarını belirten Akdemir, “Ancak bunlar yeterli değil. Daha fazla ülkede, daha fazla
müşteriye ulaşabilmek için ürün içeriğimizi
sürekli genişletiyoruz. Bunun için de yoğun bir
AR-GE çalışması yürütüyoruz” diye konuşuyor.
“CİDDİ MESAFE
KAT ETTİK”
AR-GE’ye bakışımız nasıl?
Pazarın gelişen ihtiyaçlarına cevap
verebilmek için sürekli olarak ürün
kalitesinin ve ürün çeşidinin artırılması
gerekiyor. Bu aşamada Akkim’in en
önemli itici gücü, AR-GE’dir. Akkim,
son yıllarda araştırma geliştirme
çalışmalarına çok önemli yatırımlar
yaptı.
Üniversitelerle çalışıyoruz
Akkim, hem insan kaynağı konusunda
hem de yeni projelerin geliştirmesi
anlamında ciddi mesafe kat etti. Birçok
projeyi üniversitelerle ve yurtdışında
konusunun uzmanı kişilerden destek
alarak devam ettiriyor. Şu an yeni
ürünlere yönelik çalışmalar ise sürüyor.
Akkim, bunları zamanı geldiğinde
müşterileriyle paylaşacak.
22
SARTEN WORLD - 2013/06
Akkim Yapı Kimyasalları Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Ali Akdemir ile gerçekleştirdiğimiz sohbetin detayları şöyle…
Akkim Yapı, ne zaman kuruldu? Nasıl bir kuruluş
öykünüz var?
Akkim, yaklaşık 20 yıllık bir birikimin sonucu olarak 2001 yılında ticari faaliyetlerine
başladı. Poliüretan montaj köpükleri, derz
dolgu silikon ve mastikleri, endüstriyel yapıştırıcılar ve teknik aerosoller olmak üzere 4
ana grupta, farklı sektörlere yönelik geniş bir
yelpazede ürünler sunuyor. Bugün geldiği noktada, ülkesinin ve bölgesinin önemli üreticileri
arasında yer alıyor. İlk yıllarında sadece ürün
dolumu yapan Akkim, müşterilerine daha kaliteli, daha ekonomik ve sürdürülebilir bir hizmet sağlamak, aynı zamanda ülke ekonomisine daha fazla katma değer oluşturabilmek
için kendi ürünlerinin üretimine başladı. Bu tarihten itibaren de hızlı bir büyüme yakalayan
Akkim, bugün 80 ülkeye ihracat yapan, ürün
ve hizmet kalitesini sürekli artıran, araştırma
geliştirme çalışmalarına önemli yatırımlar
yapan, sektörel normların gelişmesine katkı
sağlayan, uluslararası oyunculardan biri oldu.
Akkim’in size göre ilk önemli dönüm noktası,
kırılım noktası ne zaman yaşandı? Büyümenize
ivme katan ilk gelişme ne oldu?
Akkim, 2006 yılında kendi fabrikasına taşınarak hem üretim çeşitliliğini artırdı hem de
daha geniş bir müşteri kitlesine hizmet vermeye başladı. Aynı zamanda daha önce sadece
dolumunu yaptığı birçok ürünün üretimini de
kendisi yapar hale geldi. Bu Akkim için önemli
bir adımdı.
Şu anda Türkiye’nin önde gelen yapı kimyasalları
şirketlerinden birisiniz. Büyümenizde kilometre
taşları neler oldu?
Akkim’in büyümesindeki en önemli kilometre taşı, müşterilerine verdiği yüksek değer ve
bunun sonucu olarak müşterilerinin Akkim’e
olan yüksek güvenidir. Kuruluş yıllarında çalışmaya başladığı şirketler, bugün Akkim’in en
büyük müşteri grubunu oluşturuyor. Akkim için
kısaca müşterileriyle ve hatta tedarikçileriyle
birlikte büyüyen bir şirket de denebilir. İkinci
olarak, dünya genelinde ve özellikle gelişmekte
olan ülkelerde ciddi bir yeniden yapılanma var.
Bu durum Akkim’in ürün ve hizmetlerinin dünyanın çok farklı ülkelerine ulaşmasında önemli
bir fırsat oluşturdu. Yurtdışında Türk firmaları
ve markalarına yönelik teveccühün artması da
Türk ihracatçısı için büyük bir avantaj sağladı.
Büyüme süresince finansmanınızı nasıl sağladınız? Kendi sermayenizle mi ilerlediniz hep?
Akkim, öncelikli olarak kendi öz kaynaklarıyla hareket etmeyi prensip edindi. Dengeli bir
büyüme planı var. Gerek olmadıkça dışarıdan
finansman kullanmamaya çalışıyor.
Büyüme aşamasında sizi en fazla zorlayan konular neler oldu?
2008 yılında yaşanılan ekonomik durgunluk,
bu konuların başında gelir. Akkim, bu dönemi,
tek bir çalışanını işten çıkarmadan ve tek bir
müşterisini kaybetmeden atlattı. Yine
2013/06 - SARTEN WORLD
23
Müşterilerimiz / Endüstriyel
“Mevcut
ürünlerin
daha geniş
coğrafyalara
ulaşması
için çeşitli
çalışmalar
yapıyoruz.
Daha farklı
müşterilere
hizmet
verebilmek
için yeni ürün
geliştirme
çalışmalarına
önem veriyoruz.
Bu iki konuda
istenilen
hedeflere
ulaşabilmek için
gerekli eylem
planlarımız
hazır.”
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK YAKLAŞIMI
Akkim Yapı’nın özellikle son yıllarda sürdürülebilir bir büyüme gösterdiği görülüyor.
Büyümeyi yakalamak zor ancak bunu sürdürülebilir kılmak daha zordur. Bunu hangi
stratejinize bağlıyorsunuz?
Akkim’in öncelikli amacı, ülke
nitelikli insan kaynağından mahrumsanız,
dünyanın en mükemmel stratejileri bile işe
yaramaz. Biz Akkim olarak alanında uzman,
gelişime açık, sorumluluk bilinci yüksek,
değer üreten ve ahlaklı bir insan kaynağına
sahibiz. Bu bizim en önemli stratejimiz.
ekonomisine katkıda bulunmak ve bunu
sürekli kılmak. Bunun için iyi tedarikçilerle
çalışıyoruz. Kaliteli insan kaynağı istihdam
ediyoruz. Kaliteli ürünler üretiyor ve iyi
müşterilerle çalışıyoruz. Akkim müşterilerini
Ürettiğiniz ürünleri de düşünürsek çevre
konusunda yaptığınız çalışmalar ve çevre
politikanız hakkında bilgi verir misiniz?
Araştırma geliştirme çalışmaları
dinliyor, pazarı anlamaya gayret edip,
içerisinde çevreci ürünlere öncelik veriliyor.
istek ve beklentilerini karşılayacak
Akkim, istikrarlı bir ekonomik hayatın
ürünlerle müşterilerinin karşısına çıkıyor.
sağlıklı bir toplumla yakalanacağı bilinciyle
Sürdürülebilir büyüme için en önemli
hareket ediyor. Tüm faaliyetlerinde çevrenin
strateji, nitelikli çalışanlara sahip olmaktır.
ve çevre sağlığının korunmasına yönelik
Yaptığınız tüm planları hayata geçirecek
tedbirler alarak üretimini devam ettiriyor.
bir diğer konu, komşu ülkelerde yönetim değişiklikleri, iç savaşlar gibi önemli gelişmeler
yaşanıyor. Bunlar büyüme aşamasındaki her
şirketi derinden etkileyebilecek gelişmeler.
Şu anda kaç müşteriniz var? Bu müşterilerin
kaçı yurtdışı, kaçı yurtiçinde yer alıyor?
Akkim, 80’in üzerinde ülkeye ürün ve hizmetlerini ulaştırıyor. Üretiminin büyük bölümünü ihraç ederek ülke ekonomisine katkıda
bulunuyor.
Özel markalı ürünler, üretiminizin ne kadarını
oluşturuyor?
Akkim, sektörünün lideri olan ve dünyanın
dört bir yanında faaliyet gösteren çok sayıda
saygın marka ve şirket için özel ürün üretimi
de yapıyor. Özel markalı ürünler, Akkim üretiminin önemli bir kısmını oluşturuyor.
Mevcut ürünlerinizdeki pazar payınız hakkında bilgi verir misiniz? Pazar payınızı artırmak
için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Poliüretan köpükler, silikon mastikler, yapıştırıcılar ve teknik aerosoller olmak üzere 4
ana ürün grubunda geniş bir çeşitliliğe ve pazar payına sahibiz. İhracat yaptığımız bölgelerde ve Türkiye’de bu ürün gruplarında öncü
şirketler arasındayız.
Ancak bunlar yeterli değil. Daha fazla ülkede, daha fazla müşteriye ulaşabilmek için ürün
içeriğimizi sürekli genişletiyoruz. Bunun için
de yoğun bir AR-GE çalışması yürütüyoruz.
Hangi ülkede, hangi müşteri grubunun neye ihtiyacı var, önce onu çözüyoruz. İhtiyaca yönelik geliştirdiğimiz ürünlerin entegre bir şekilde
iletişimini yapıyoruz. Global ve yerel müşterilerimizi ihtiyaçları doğrultusunda destekliyor,
ilerlemelerine katkıda bulunuyoruz.
Ürünleriniz arasında cironuzdan en fazla payı
hangisi alıyor? Bunun önümüzdeki dönemde
değişeceğini düşünüyor musunuz?
Dolgu ve montaj köpükleri, silikonlar ve poliüretan bazlı ürünler, Akkim cirosunun önemli
24
SARTEN WORLD - 2013/06
“İKİ ŞİRKET
BİRBİRİNİ ÇOK
İYİ TANIYOR”
Ambalajın yeri
Sektördeki ürünlerin büyük
çoğunluğu raflarda satılan
ürünler. Ürünün satış noktasına
sorunsuz bir şekilde ulaşması
ve rafta diğer ürünlerden farklı
durması için ambalaj çok kritik
bir öneme sahip. Sattığımız
her ürün, en az iki farklı
ambalaj kullanılarak tüketiciye
ulaştırılıyor. Yoğun bir ambalaj
malzemesi kullanımımız var.
Ambalajın kaliteli, sağlam
ve görsel açıdan düzgün
olması ürünlerimizin satışını
doğrudan etkiliyor. Bu da
kullanılan ambalajın ne kadar
önemli olduğunu gösteriyor.
İhtiyaçlarımızı biliyorlar
bir kısmını oluşturuyor. İlerleyen dönemlerde
yeni ürün gruplarının katılımıyla hem Akkim’in
cirosunda önemli bir artış olacak hem de çeşitlilik artacak.
Sektörünüzde kuruluş yıllarınızda nasıl bir
rekabet söz konusuydu? Şu andaki durumla
kıyasladığınızda farklılıklar neler?
Şu anki rekabet, kuruluş yıllarına oranla çok
daha zor. Kuruluş yıllarındaki rekabet daha
çok ülke içerisindeydi. Şimdi dünyanın çok
farklı coğrafyalarına hitap ediliyor. Dünyada
artık daha global bir yapı söz konusu. Farklı
coğrafyalardan rakiplerle rekabet ediyorsunuz. Teknolojinin ilerlemesi, üretici sayısının
artışı, tüketici beklentilerinin her geçen gün
daha da artması, ticarette fiziksel sınırların
gittikçe önemini kaybetmesi, artan hammadde maliyetleri, gelişmekte olan ülkelerdeki
siyasal istikrarsızlıklar gibi bugünün rekabet
koşullarını zorlaştıran en önemli etkenler
mevcut.
2012 yılı performansınız üretim ve cirosal
anlamda nasıl gelişti? 2013 yıl sonu için beklentiniz ne yönde?
Akkim, 2012 yılı içinde hedeflerine çok
yaklaştı. 2013 yılında da bu başarıyı gösterecektir.
Mevcut tesisinizi büyütme ya da yeni tesisler
açma gibi planlarınız var mı? Önümüzdeki döneme yönelik başka ne tür yatırım planlarınız var?
Akkim, mevcut tesislerini her geçen yıl
yeni teknoloji ve üretim sistemleriyle donatıyor. Gelecek dönemlere yönelik yatırım
planları ise hazır durumda. Zamanı ve yeri
geldiğinde bu planlar hayata geçirilecek.
Size yurtdışından satın alma teklifleri geliyor mu? Bu tekliflere nasıl bakıyorsunuz?
Akkim, faaliyet alanında bugün dünyanın
önde gelen üreticilerinden biri. Haliyle bu birilerinin dikkatini çekecektir. Zaman zaman
bu tür teklifler gelebilir.
Sadece Akkim’e değil, son yıllarda çok
sayıda Türk şirketine yönelik yurtdışından
ciddi satın alma talepleri var. Bu telifler karşısında adım atmadan önce ülke ekonomisine, çalışanlara, müşterilere, tedarikçilere ve
ekosisteminiz içerisindeki diğer paydaşlara
uzun vadede fayda sağlayıp sağlamayacağına bakmak gerekir. Akkim, satın alma tekliflerine bu çerçeveden bakıyor.
Şirket olarak önümüzdeki 5 yıl için stratejik
büyüme planınız nedir? Bu anlamda ne tür yeni
hedefler koymuş durumdasınız?
Öncelikli olarak mevcut ürünlerin daha
geniş coğrafyalara ulaşması için çeşitli çalışmalar yapılıyor. Aynı zamanda daha farklı
müşteri kitlesine hizmet verebilmek için
yeni ürün geliştirme çalışmalarına büyük
önem veriliyor. Bu iki konuda istenilen hedeflere ulaşabilmek için gerekli eylem planları hazır. S
Akkim kuruluş yıllarından
itibaren Sarten’le çalışıyor ve
uzun yıllar birlikte çalışmanın
getirisi olarak iki şirket de
birbirini çok iyi tanıyor.
Akkim’in neye ihtiyacı
olduğunu ve ne beklediğini
bilen Sarten, bu doğrultuda
çözümler üretiyor. Ürün ve
hizmet kalitesinin yanı sıra
müşterisiyle güçlü bir iletişim
kurabiliyor olması Sarten’in en
büyük avantajı.
Önemli üreticilerden biri
Sarten, Türkiye’nin ve
bölgesinin önemli ambalaj
üreticilerinden. Türkiye’de
ambalaj sektörünün
gelişmesinde önemli katkıları
var. Ülkenin en büyük endüstri
işletmelerinden biri. Tüm bu
özellikleri Sarten’in ülke ve
dünya pazarındaki konumunu
açıklamaya yeter diye
düşünüyorum.
Akkim, daima müşterisi için en
iyiyi üretme bilinciyle hareket
eden bir kurum. Bu nedenle
en iyi tedarikçilerle çalışmak
zorunda. Bu nedenle Sarten’le
uzun yıllardır birlikte çalışıyor
ve bundan sonrada çalışmaya
devam edecek.
2013/06 - SARTEN WORLD
25
Söyleşi / Gıda
“Kalite anlayışımız bizi başarıya taşıdı”
Teksüt, 57 yıllık bir marka. Yaşam döngüsü içerisinde çeşitli aşamalardan geçen şirket bugün Türkiye’nin önemli
gıda üreticilerinden biri. 2012 yılında 172,5 milyon TL ciro yapan şirket, bu yılı en az yüzde 15 büyüyerek kapatmayı
planlıyor. Şirketin yönetim kurulu başkanı Cevdet Arınık, “Yeni ürünler piyasaya süreceğiz ve kapasiteyi
artıracağız. Yeni fabrika inşaatımızın tamamlanmasıyla birlikte yeni ürünlerimizi de tüketicimizin beğenisine
sunacağız” diye konuşuyor.
T
eksüt, kurucusu Recep Arınık önderliğinde 1956 yılında Balıkesir Gönen’de
kuruldu. Bir aile şirketi olarak bugünlere gelen şirket, baba Recep Arınık’ın açtığı
yolda ilerleyen oğul Cevdet Arınık tarafından
bir markaya dönüştürüldü.
Yaklaşık 8 bin metrekare kapalı alanda üretim yapan şirket, 320 personeliyle günde 400
ton süt işliyor. 2012 yılını 172,5 milyon TL ciro ile
kapattıklarını anlatan Teksüt Yönetim Kurulu
Başkanı Cevdet Arınık, 2013’ü ise en az yüzde
15 büyüyerek tamamlayacaklarını söylüyor. İhraç pazarlarını da geliştireceklerini açıklayan
Arınık, “Önümüzdeki dönemde Bağdat’a da
26
SARTEN WORLD - 2013/06
Teksüt sütlerini ihraç etmeyi hedefliyoruz. İhracat miktarımızı 2013’ün sonuna kadar Teksüt
markalı sütlerimizle birlikte yaklaşık yüzde 25
artırmayı hedefliyoruz” diye konuşuyor. Bu yıl,
en çok satış alanlarını artırmak, ürün gamına
yeni çeşitler eklemek ve kapasiteyi artırmak
için çalıştıklarını açıklayan Arınık, “Yeni ürünler
piyasaya süreceğiz ve kapasiteyi artıracağız.
Yeni fabrika inşaatımızın tamamlanmasıyla
birlikte yeni ürünlerimizi de tüketicimizin beğenisine sunacağız” diye konuşuyor.
Teksüt Yönetim Kurulu Başkanı Cevdet
Arınık ile Teksüt’ün kuruluş öyküsünü ve bugün
geldiği noktayı konuştuk:
Teksüt, ne zaman, kim tarafından kuruldu? Nasıl
bir kuruluş hikayesi var?
Teksüt, 1956 yılında Balıkesir iline bağlı Gönen
ilçesinde babam Recep Arınık tarafından kuruldu. Kurucumuz babam Recep Arınık, 50’li yıllarda bakkal dükkanı işletiyordu. Köylerden süt alır,
mandıralara satardı. 1956 yılında bir gün sel olunca sütleri almaya kimse gelememiş. O da sütler
bozulup ziyan olmasın diye yoğurt mayalamış ve
satmış. Bu yoğurdu herkes çok beğenmiş, ardından tekrar talep gelmiş. Babamın yoğurtçuluğa
başlama hikayesi böyle şekilleniyor. Daha sonra
beyaz peynir ve kaşar peyniri üretimiyle devam
ediyor. İşler yolunda gidince de üreticiliğe girerek devam etmiş.
Önceleri sadece beyaz peynir üretimi üzerine
kurulmuş olan Teksüt mandırası, 1990 yılında
halen üretim yapılmakta olan modern tesislere
taşındı. 50 yılı aşan üretim süresince kaliteyi
her zaman ön planda tutarak ürün yelpazemizi
de geliştirmeyi ihmal etmedik. Beyaz peynir ile
başlayan Teksüt serüveni, bugün kaşar peyniri,
krem peynir, tereyağı, sürülebilir beyaz peynir,
labne, kaymak, yoğurt, ayran, UHT süt ve yöresel peynirler gibi farklı çeşit ve gramajlarda birbirinden leziz ürünlerle devam ediyor.
Bugün Teksüt, kapasite, büyüklük, üretim gücü
olarak hangi rakamlara geldi?
Yaklaşık 8 bin metrekare kapalı alanda 320
personelimizle hizmet veriyoruz. Günde 400
ton süt işliyoruz.
Hangi kategorilerde kaç çeşit ürünle faaliyetlerinizi
sürdürüyorsunuz?
Teksüt’te beyaz peynir, kaşar peyniri, krem
peynir, tereyağı, sürülebilir beyaz peynir, labne,
kaymak, yoğurt, ayran, UHT süt ve yöresel peynirler gibi farklı çeşit ve gramajlarda birbirinden
lezzetli ürünler sunuyoruz.
2012 yılını hangi rakamlarla kapattınız? Nasıl bir
büyüme elde ettiniz?
2012 yılını 172,5 milyon TL ciro ile kapattık.
Son iki yılda hangi alanlara yatırım yaptınız?
Yeni fabrika inşaatımızın temellerini 2012 yılında attık.
2013 yılını hangi verilerle ve nasıl kapatacaksınız?
2013 sonunda 2012 cirosunu en az yüzde 15 artırmayı hedefliyoruz.
320 çalışanınız olduğunu söylediniz. Nasıl bir İK
stratejisine sahipsiniz?
Müstesna firmalar, müstesna çalışanlara ihtiyaç duyar. Hammadde seçimimizdeki özeni,
mutlaka ki çalışan seçimimizde de gösteririz.
“KALİTELİ
ÜRÜNLER
BAŞARIYI
GETİRDİ”
ÖZENLİ YAKLAŞIM
Doğallığa ve doğallıktan
gelen ürünlere olan
özenli yaklaşımımız,
başarımızın temelini
oluşturur. Sütün
toplandığı noktadan
başlayarak müşterinin
alışveriş poşetine
girene kadar tüm
ürünlerimiz kalite
prensiplerimize göre
üretiliyor.
BAŞARININ NEDENİ
Öncelikle uluslararası
kalite standartları, daha
sonra müşterilerimizin
talepleri ile yükseltilmiş
kalite prensiplerimize
göre ürünlerimiz
üretiliyor, teşhir
ediliyor ve takibe
alınıyor. Hem yerel
hem de uluslararası
pazardaki başarımız,
kaliteye verdiğimiz
önemi ürünlerimize en
iyi şekilde yansıtmış
olmamızın sonucudur.
SARTEN
WORLD
Sorumluluk sahibi, vatanını seven, haklarının bilincinde ve tam güven içinde çalışan tüm personelimize, üretkenliğin hazzını yaşatacak çalışma
koşullarını sağlamak için elimizden gelen her
şeyi yaparız. Çalışanlarımızın sosyal koşullarına,
eğitimine ve gelişimine verdiğimiz değer, markamızın değerlenmesine temel katkıdır. Bu yüzdendir ki Teksüt ekibi her zaman, aynı tebessüm
ve aynı aidiyet duygusuyla sizi karşılar, bu da
markamıza yapılan en vazgeçilmez yatırımdır.
Teksüt’ün ihracat kapasitesi nedir, ihracat cironuzdan yüzde kaç pay alıyor? Hangi ülkelere ihracat
gerçekleştiriyorsunuz?
Teksüt olarak Irak ve ABD’ye yaptığımız
toplam ihracatın miktarı 4 milyon dolar civarında. Şu an bu ülkelere ihracını yaptığımız
“İLK SATIŞ ARACI AMBALAJDIR”
l Sarten Ambalaj’la ne zamandır çalışıyorsunuz?
Ambalaj sektöründe yükselen bir şirket olan Sarten ile 2006 yılından bu yana sürekli
şekilde çalışıyoruz. Ambalaj, tüm sektörlerde birincil öneme sahiptir. Ürün ne kadar
iyi ve kaliteli de olsa ambalaj olmadan pazarlanması imkansızdır. Bu nedenle ilk satış
aracı ambalajdır. Ürün kalitesi ise müşteride marka bağımlılığı sağlar.
2013/06 - SARTEN WORLD
27
Söyleşi / Gıda
Kısa vadeye ilişkin değişim, yatırım planlarınız
neler? Nasıl bir büyüme hedefiniz var?
Bu yıl en çok satış alanlarını artırmak, ürün
gamına yeni çeşitler eklemek, kapasiteyi artırmak için çalışıyoruz. İhracat miktarımızı ise
Teksüt markalı sütlerimizle birlikte yaklaşık
yüzde 25 artırmayı hedefliyoruz. Yeni ürünler
piyasaya süreceğiz ve kapasiteyi artıracağız.
Yeni fabrika inşaatımızın tamamlanmasıyla
birlikte yeni ürünlerimizi de tüketicimizin beğenisine sunacağız.
8 bin metrekare kapalı
alanda üretim yapan
Teksüt, günde 400 ton
süt işliyor.
çeşitler, tercihlere göre farklılık gösteriyor.
1997 yılından beri ABD’ye, 2006’dan beri de
Irak’a devamlı satışımız var. Ayrıca Libya’ya da
ürünlerimizi ihraç etmeye başladık. Satışlarımız her geçen gün artıyor. Ürün gamımıza o
bölgedeki mutfağa uygun ürünler ilave ederek
satışlarımızı artırmaya devam ediyoruz. Ayrıca Teksüt markalı sütlerimiz Erbil’de de yer
alıyor. Önümüzdeki dönemde Bağdat’a da Teksüt sütlerini ihraç etmeyi hedefliyoruz. İhracat miktarımızı 2013’ün sonuna kadar Teksüt
markalı sütlerimizle birlikte yaklaşık yüzde 25
artırmayı planlıyoruz.
Sektörünüzde hijyen çok önemli bir yere sahip.
Bu konuda felsefeniz nedir?
Biz 1956 yılında faaliyetimize başladıktan
sonra her zaman gelişim ve büyümeyi hedefledik. Bu hedefimizi her gün, her dakika
hatırladık. Alınan her kararda, yapılan her
yatırımda hedefimiz, her zaman daha kaliteli,
daha sağlıklı ve daha lezzetli ürünler üretmek
oldu. Ürün çeşitlerimizi mümkün olduğunca
müşterilerimizin istekleri doğrultusunda
oluşturduk ve onların önerilerini ve taleplerini her zaman yol göstericimiz olarak gördük.
Süt ürünlerinin ne kadar hassas yapıda olduğunu, hijyenin önemini hem kendimiz her gün
hatırladık, hem de çalışanlarımıza verdiğimiz
eğitimlerle hijyeni bir zorunluluktan öte alışkanlığa dönüştürmelerine olanak sağladık.
Ürünlerimizin içeriklerini her zaman doğal ve
sağlıklı tutmayı amaçladık. Kendi çocuklarımıza yedirmeyeceğimiz hiçbir ürünü üretmedik. Kazanılmış kalite belgelerimiz ve sürekli
gerçekleşen denetimlerin olumlu sonuçların-
KRİTİK DÖNÜM
NOKTALARI
İLK ÜRETİM BAŞLIYOR 1956 yılı Teksüt için
kritik. Çünkü bu tarihte kurucu Recep Arınık,
Gönen’deki bakkal dükkanında kalan sütleri,
bozulmasın diye mayalayarak yoğurt yapıp
lokantalara satmaya başladı. Yoğurtlar yoğun
talep alınca Arınık, sütleri mandıraya satmayı
bırakıp yoğurt yapmaya başladı. Bir sonraki
yıl bir dükkan kiraladı ve ürün gamına
Mihaliç peynirini de ekledi.
İŞLER İYİCE BÜYÜYOR 1961 yılına
gelindiğinde Gönen Rüstem Mahallesi’ndeki
3 bin 500 metrekarelik bir arsa alınarak
mandıra kuruldu ve böylelikle beyaz peynir
üretimi başladı. Rekabetin yoğun olduğu o
dönemde Recep Arınık işine ortaklar alarak
28
SARTEN WORLD - 2013/06
dan anlıyoruz ki bu amacımıza her zaman ulaşıyoruz. Kalite ve hijyen açısından Türkiye’nin
en iyi tesislerinden biriyiz.
Kaliteli ürün üretmenizin temelinde neler yatıyor?
Bulunduğumuz bölgenin, güzel Gönen’in,
iklimsel avantajlarının getirdiği yüksek süt
kalitesiyle ürettiğimiz ürünlerimizin bu kadar
kaliteli olmasının bir başka nedeni de sütün
toplandığı noktada yılların bilgi birikimi olan,
sadakatini esirgemeyen çiğ süt üreticimizin
çok deneyimli ve eğitimli olmasıdır. Lojistik
prensibimiz çerçevesinde çiğ sütün toplandığı
noktadan başlayarak market reyonuna varan
peynirin yolculuğunda bizleri destekleyen müşteri ve paydaşlarımız bizim için çok değerli.
Bütün ürünlerinizi Gönen’den mi temin ediyorsunuz?
Gönen ve çevresinde beslenen hayvanın
eti, sütü ve hatta derisi çok farklı bir kaliteye
sahip. Sütün tamamını Gönen ve çevresinden
alarak bu kaliteyi ürünlerimize de yansıtıyoruz. Gönen’in doğal güzelliğini sunuyoruz.
Peynir zor bir ürün. Bu üründe yenilikçi yaklaşımlar gerçekleştirmeyi nasıl başarıyorsunuz?
Peynir doğa ve kültürün mükemmel bir
birleşimi. Ülkemiz hem doğa hem de kültür
açısından zenginliğiyle her zaman üretimimize ilham kaynağı oldu. Peynir, mucidi tek
olsa da ürün olarak son derece gelişime açık
ve esnek bir ürün. Biz peyniri baştan icat ede-
devam etti. 5 ortaklı yapı sürmeyince
Arınık yola kendi devam etme kararı
aldı. Çarşıda kiralanan dükkan da
önemli bir dönüm noktası oldu.
ÖNCÜ DENEMELER BAŞLADI
1970 yılında çilekli yoğurtla meyveli
yoğurt denemesi yapıldı. Ancak
dönemin gıda tüzüğünün uygulayıcısı
belediyelerdi. Belediye yetkilileri,
tarla çileğini yabancı madde
sayarak meyveli yoğurt üretimine
izin vermedi. 1972 yılında yoğut
plastik kaplarla satılmaya başlandı.
Ancak belediye bunu da uygunsuz
bulunca eski sisteme dönüldü. 1974’te,
ekonomik çalkantıların yaşandığı
dönemde krema ticareti başladı.
YENİ KAPASİTE DEVREDE 1980’li
yıllarda Manyas’taki mandıra açılarak
“İhracatımızı,
Teksüt markalı
sütlerle
birlikte
yaklaşık yüzde
25 artırmayı
hedefliyoruz.
Yeni
ürünlerimizi
piyasaya
süreceğiz ve
kapasitemizi
artıracağız.”
meyiz, ancak onu mükemmelleştirmek ve en
rafine hale getirmek için tüm deneyimimizi,
emeğimizi ve varlığımızı bu işe adamış bulunuyoruz.
SARTEN
WORLD
kapasite artırıldı. 1982 yılında
ise ilk ihracat gerçekleştirilerek
bir eşik daha aşıldı. İlk ihracat
Almanya’ya 2 tır peynir gönderilerek
gerçekleştirildi. İki yıl sonra Teksüt
markasının tescili yapıldı. 88’de ise
ilk fabrikanın inşaatı başladı. 1990’da
açılan fabrika ile günde 30 ton süt
kapasitesine ulaşıldı.
YENİ ÇEŞİTLER DEVREDE 1990’lı
yıllar önemli gelişmeler sahne
oldu. Yeni fabrikada beyaz peynir,
tereyağına ilave olarak kaşar peyniri
üretimine başlandı. Bu ürünleri ayran
ve yoğurt izledi. Kıbrıslı bir ortakla
orada üretime başlayıp iç piyasaya
satış yapıldı. İhracat ayağında ise
Irak, ABD, Arnavutluk, Japonya,
Makedonya, Özbekistan pazarlarına
ulaşıldı. Ürün çeşitliliği de sürdü.
Teksüt’ün nasıl bir vizyonu var?
İlk önce misyonumuzdan bahsetmek istiyorum. Misyonumuz sağlıklı beslenmeye
katkıda bulunmak. Sağlıklı beslenme ana
prensibimiz. Peynir hem kültürel olarak hem
de doğal ihtiyaç olarak temel beslenme ürünlerinden biri. Daha çok ve daha kaliteli süt
ürünü üreterek, sağlıklı nesiller yetişmesine
katkıda bulunmak ve toplumumuzun kahvaltısına en kaliteli peyniri taşımak hedefiyle
çalışıyoruz.
Vizyonumuz ise sektörde öncü olmak üzerine kurulu. Yüksek ahlaki değerler çerçevesinde, vazgeçilmez kalite prensiplerimizle
yenilikçi, çağdaş, teknolojide güncel, damak
tadında geleneksel değerleri benimsemek ve
müşteri memnuniyetini maksimum seviyede
tutmak vizyonumuzun önemli bir parçası.
Sektörünüzdeki gelişmeleri nasıl yorumlarsınız?
1980 sonrası süt sektörü büyüme dönemine girdi. 2000 yılına kadar süt sanayisi
kalkınma hamlesini yaptı. İhracat atağı ve
desteği arttı. Ülkemiz 15 milyon ton çiğ süt
üretimiyle dünya sıralamasında üst sıralara
çıktı. 10 yıllık süreçte Tarım Bakanlığı süt
üreticiliğine büyük destek verdi. Büyüme devam edecektir. S
2013/06 - SARTEN WORLD
29
Tedarikçi / Matbaacılık
“Katma değeri yüksek işler yapıyoruz”
Orhan Çakırlar, matbaacılık sektörünün önde gelen şirketlerinden Çakırlar Matbaacılık’ın yönetim kurulu
başkanı. Bugün ulaştıkları noktada katma değeri yüksek işler yapmalarının büyük payı olduğunu söylüyor.
Müşterilerine en kaliteli, en uygun ve sorunsuz ürünü nasıl üretebilecekleri üzerine çalıştıklarını belirtiyor ve
“Önemli olan dost bildiğimiz, hizmet verdiğimiz firmaların her zaman yanımızda olmasıdır” diye konuşuyor.
Ç
akırlar Matbaacılık, matbaacılık
sektörünün önde gelen şirketlerinden biri. Gücünü Türkiye’nin
önemli markalarına yaptığı üretimden
alıyor. Çakırlar Matbaacılık Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Çakırlar, müşterilerine katma değerli ürünler ürettiklerini
söylüyor. “Bizde bas, kes, yapıştır tipi
üretim yoktur” diye konuşuyor. Kuruldukları günden bu yana bu anlayışları
nedeniyle müşterileriyle uzun soluklu
30
SARTEN WORLD - 2013/06
birliktelikleri olduğuna dikkat çeken Çakırlar, “Bizim kalitemizin güvencesi çalıştığımız şirketlerdir. Onlar bizi her zaman
destekliyor. Bizim için para kazanmak
mühim değil ancak güven çok önemli. Güven olunca zaten para kazanabiliyorsunuz” diyor. Çakırlar Matbaacılık Yönetim
Kurulu Başkanı Orhan Çakırlar’la, matbaacılık sektörüne girişlerini, yaşadıkları
dönüm noktalarını ve sektörle ilgili öngörülerini konuştuk:
Çakırlar Matbaacılık nasıl kuruldu?
Matbaamızı ben ve kardeşim Numan
Çakırlar birlikte 1978 yılında kurduk. O yıllarda küçük bir matbaaydık. Zaman içinde
büyüdük. Farklı baskı tekniklerini de bünyemize katarak alanımızın en büyük matbaalarından biri olduk.
Tam olarak hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?
Ne tür baskı teknikleri uyguluyorsunuz?
Çakırlar Matbaacılık olarak siligraf, tipo,
laminat, ofset baskının yanında, özel bir
programla plastik baskı teknolojisi kullanıyoruz. Bizim iş kapasitemizin yüzde 65’ini
plastiğe yapılan IML etiket oluşturuyor.
Bunun yanında kozmetik kutular üretiyoruz. Gıda, kozmetik ve boya sektörüne
hizmet veriyoruz. Çikolata, dondurma, yoğurt, peynir ve boya ambalajlarının etiketlerini basıyoruz. Kozmetik kutu basit bir
kutu değil. Avrupa’ya ihracatımızın büyük
bölümünü kozmetik kutular oluşturuyor.
Bunun yanında IML de ihraç ediyoruz. Bugün Sarten’e ürettiğimiz ürünler de IML.
Çikolata grubunda kimlerle çalışıyorsunuz?
Ülker Çikolata Grubu’nun tablet çikolata
grubunun dış ambalajlarını burada yapıyoruz. Bu ambalaj da oldukça özel bir ürün.
Üzerinde yaldız ve çok ince kokusuz bir lak
var. Lakı ne kadar ince atarsanız o kadar
kaliteli oluyor. Evyap’ta da metalize kutuları biz yapıyoruz. Bizde bas, kes, yapıştır
tipi kutular yok. Katma değeri yüksek olan
işler yapıyoruz. Matbaamız da teknolojik
olarak bu katma değerli işleri yapmaya elverişli durumda.
İlk kurulduğunuz yıllarda ne tür ürünler üretiyordunuz? Bu işe nasıl başladınız?
48 yıl önce Arı Matbaası’nda çalışmaya
başladık. Ustam mükemmel bir insandı.
Sanatımı orada geliştirdim. Askerliğimi de
Narlıdere Yedek Subay Okulu’nda yaptım.
Oradaki matbaada da 20 ay askerlik yap-
“Kapasitemiz ve
teknik gücümüz
çok yüksek.
Makinelerimiz
yeni, kadromuz
iyi ve
matbaamızdan
iş akışı oldukça
hızlı. Haftada
10 milyon
kozmetik kutu
ve metalize
kutu üretme
kapasitesine
sahibiz. Tahmini
olarak haftada
20-25 milyon
adet etiket
üretebiliyoruz.”
tım. Matbaacılık tecrübem askerlikte de
arttı. En çok da yönetimle ilgili bilgim arttı
diyebilirim. Dönüşte de kardeşimle birlikte
küçük bir matbaa açtık.
Matbaanızı nasıl finanse ettiniz? Ne tür zorluklar
yaşadınız?
Biz aile olarak birbirimize çok bağlıyız.
Babamız bize, “Eğer matbaacılık yapmak istiyorsanız, benim bir birikimim var, makine
almak için bunu kullanabilirsiniz” dedi. Biz
de ilk makinemizi aldık. Bu makineyle 50-60
metrekare bir yerde evrak işleri basmaya
başladık. Ülker’in evraklarını basarak işe
girdik. Restoranların adisyonlarını da basıyorduk.
SARTEN
WORLD
Hemen iyi müşterilerle çalışmaya nasıl başladınız?
1 yıl gibi kısa bir sürede biraz da şansın
yardımıyla Ülker’le çalışmaya başladık. Onlar bizi çok destekledi. Bizde bir yerde Ülker terbiyesi var. Onlardan gördüklerimizi
işimize uyguladık. O zamanlar ambalaj
“SARTEN BİZİM İLK MÜŞTERİLERİMİZ ARASINDA”
BİZE GÜVENDİLER Sarten bizim ilk müşterilerimizden.
Ben bu işe başlamadan önce Silivri’ye çok sık gidiyordum.
Oradaki mühendislerle arkadaş olmuştuk. Sarten’le çalışmaya
başladık. Bize güvendiler, devamlı çalışmak istediler.
GELİŞMELER ÇOK HIZLI OLDU Sarten’de gelişmeler çok
hızlı oldu. Bu nedenle bizim onlarla çalışma hacmimiz
de arttı. Onlar bize güveniyor. Biz de güvenlerine layık
olmaya çalışıyoruz.
KURUMSAL BİR ŞİRKET Sarten kurumsal bir şirket.
Sarten’le biz IML ve plastikte çalışıyoruz. Plastiğin etiket
kısmını biz götürüyoruz. Bazen teknik olarak da belli
zamanlarda karşılıklı yardımlaşıyoruz.
2013/06 - SARTEN WORLD
31
Tedarikçi / Matbaacılık
VERİMLİ ÇALIŞMA
FORMÜLÜ
l Maliyetlerde verimlilik
sağlamak için neler
yapıyorsunuz?
UYGUN FİYAT İÇİN
ÇALIŞIYORUZ Biz kısa
terminlerle, mevcut kalitemizde
daha uygun fiyatı vermek
için çalışıyoruz. Sonuçta
bizim malzemelerimiz belli. O
malzemeleri değiştiremiyoruz.
Ucuz maliyetli hammadde
kullanma imkanımız yok. Biz
şu anda frene basmaya çalışsak
ancak 15 milyon etiket piyasaya
gittikten sonra durabiliriz.
HER MALI KULLANMIYORUZ
Kalite kontrolün onayladığı
mal dışında başka bir malla
çalışamıyoruz. Bunun yanında
farklı mallar kullanırsak o
zaman hammadde aldığımız
yerde bir ağırlığımız kalmıyor.
Sonuçta bir yerden malzemeyi
alırsak fiyat avantajı da elde
etmiş oluyoruz.
SABİT GİDERLER YERİNDE
SAYIYOR Aslında hammadde
maliyetlerinde bir artış yok.
Fakat biz TL cinsinden satış
yaptığımız için kurdan dolayı
bir sıkıntı yaşıyoruz.
SARTEN
WORLD
“Bizim çalıştığımız şirketler
kendini sürekli yenileyen
yapılara sahip. Bu nedenle
talepler de sürekli değişiyor.”
32
SARTEN WORLD - 2013/06
yoktu. Biz de Ülker’in evrak işlerini yapıyorduk. 1985’te ambalaja girdik. Ülker’in
çikolata kutularını yapmaya başladık.
Ambalaja geçmek önemli bir dönüm noktası.
Ambalaja geçmeye nasıl karar verdiniz?
Birden karar verdik. Daha sonra da kozmetik kutu üretmeye başladık. Ben tipo’dan
geldim. Biz direkt ofset’le tanışmadık. Tipo
ayrı bir sanat. Seligraf sanatının ise sonu
yok. Tipo’dan geldiğimiz için ofset’in üzerinde neler yapabiliriz diye araştırdık. Yaldız, gofre yapabildik. Bu ürünlerin üzerine
seligraf’la bazı deneyler yaptık. Metalize
üzerine kabartmalar uyguladık. O zamana
kadar yapılmayan pek çok ilke imza attık.
Bu ilkleri hayata geçirmek nereden aklınıza
geldi peki?
Avrupa’ya da üretim yaptığımız için onlardan gelen talepleri karşıladıkça tüm bu
yenilikleri öğrendik. Tecrübe kazandık, iç
piyasaya da aynı şekilde çalışmaya başladık.
IML’e geçişiniz nasıl oldu?
Yaklaşık 15 yıl önce IML’e geçtik. O zaman
bir tek İzmir’de bir iki matbaa bu işi yapıyordu. Bu nedenle şirketler bu etiketleri
Belçika, İsrail ya da İtalya’da bastırıyorlardı. Burada bu kadar matbaa olmasına rağmen IML basılmıyordu. Biz bu teknolojileri
geliştirerek bugünlere geldik. Şu anda başka matbaalar da bu teknolojileri uygulamaya başladı.
Yurtdışıyla tanışmanız nasıl oldu?
15 yıl önce IML’le ihracata başladık. Fuarlara katıldık. Fransa, Mısır, İran ve Balkanlar’daki fuarlarda yer aldık. En büyük ihracatımızı Fransa’ya yapıyorduk. Cezayir de
bizden mal almaya başladı. Bizim maliyet
ve kalite avantajımız vardı. Termin olarak
da daha uygun hizmet veriyorduk. Daha
sonra İsviçre, Rusya, İran, Mısır, Sırbistan,
Makedonya, Bosna Hersek’e ihracat yapmaya başladık.
Yurtdışında kaç şirketle çalışıyorsunuz?
Yaklaşık 15 şirketle işbirliğimiz var. İhracat, ciromuzdan yüzdesel olarak büyük bir
pay almıyor. Çünkü biz iç piyasaya yönelik
çalışmamızı sürdürüyoruz. Bazı matbaalar
sadece yurtdışına çalışıyor. Biz bu anlamda
zoru tercih ediyoruz açıkçası. Sonuçta yurtdışında vadeler daha uygun. Biz IML’de 2 ay
vadeli çalışabiliyoruz iç piyasaya.
Yurtiçinde sürekli çalıştığınız kaç müşteriniz var?
50’ye yakın müşterimiz var. IML olarak
çok geniş çalışıyoruz. IML’de dünya markası
şirketlerin tedarikçisiyiz. Bunların arasında
Sarten gibi Türkiye’nin önde gelen markaları
var. Müşteri profilimiz büyük ölçekli şirketlerden oluşuyor.
Genelde müşterilerinizle uzun yıllara dayanan
bir geçmişiniz var. Bu sürdürülebilirliği nasıl
sağlıyorsunuz?
Bizim çalıştığımız şirketler kendini sürekli yenileyen yapılara sahip. Bu nedenle talepler de sürekli değişiyor. 35 yıldır biz onlara
yetişmek için çalışıyoruz. Sonuçta biz de
kendimizi sürekli yeniliyoruz, yeni teknolojilere yatırım yapıyoruz. Bu sayede müşterilerimizle uzun soluklu çalışıyoruz. Bizim
için önemli olan müşterilerimize en kaliteli,
en uygun ve sorunsuz ürünü üretmektir.
Sonuçta müşterilerimiz için çalışıyoruz. İyi
anılmak isteriz. Önemli olan dost bildiğimiz,
hizmet verdiğimiz firmaların her zaman yanında olmaktır.
Ne kadar sürede bir teknolojiye yatırım yapıyorsunuz?
Matbaacılıkta 10 yılda bir makine değişir.
Bizim kullandığımız makineler marka olarak
kolay satılabilen makineler. Biz de zamanı
geldiğinde makinelerimizi Avrupa’ya satıyoruz. Bu nedenle makine değiştirmek bizim
için zor olmuyor.
Üretim stratejinizden bahseder misiniz?
Biz yatırımı büyütmektense sıkı ve dar
alanda yüksek üretim yapmak için çalışıyoruz. Burası 16 bin 500 metrekarelik bir tesis.
Biz de çok çeşitli işler için ayrı ayrı makineler mevcut. Ana makine olarak adlandıracağımız baskı makinelerimizin sayısı 7, toplam
22 adet.
Standartların ve kalite anlayışının değişmesi sizin
işinize nasıl yansıdı?
Biz IML’e ilk geçtiğimiz zaman şanslıydık
açıkçası. Ufak tefek hatalarda müşteri bize
kolaylık sağlıyordu. Bu işi yapan yoktu sonuç-
ta. Biz bu işi geliştirdikçe, kalite artmaya başladı. Kalite kontroller de ortaya çıktı. Şu anda
daha önceden bastığımız işin 20’de bir hatasına iade söz konusu. Bu nedenle bu işe yeni
giren matbaaların işi biraz daha zor. Çünkü
onların belli bir teknolojiye ulaşması için yol
kat etmesi lazım. Standartlar, kalite anlayışı
değişti. Buna uyum sağlamanız da gerekiyor.
Kalite anlayışınız hakkında bilgi verir misiniz?
Bizim kalitemizin göstergesi çalıştığımız
şirketlerdir. Bir de sağ olsunlar bizi her zaman destekliyorlar. Bunu biz sürekli hissediyoruz. Bizim için bu çok önemli... Para kazanmak mühim değil ancak güven çok önemli.
Güven olunca zaten para kazanabiliyorsun.
Kapasite kullanım oranınız nedir?
Kapasitemiz ve teknik gücümüz çok yüksek.
Makinelerimiz yeni, kadromuz iyi ve matbaamızdan iş akışı oldukça hızlı. Haftada 10 milyon kozmetik kutu ve metalize kutu üretme
kapasitesine sahibiz. Tahmini olarak haftada
20-25 milyon adet etiket üretebiliyoruz. Şu anda bizim matbaamız tam kapasiteyle çalışıyor.
Ancak bazı sıkıntılar ve konjonktürel etkiler
nedeniyle kapasite kullanma oranımız yüzde
60-65’e kadar düşebiliyor. Kısacası konjonktürel ve mevsimsel etkilere göre kapasite kullanımımız etkileniyor. Bunları önceden ayarlamak
da mümkün değil. Bazen 1-2 ay yüzde 60-65
kapasiteyle, bazen 6 ay yüzde 100 kapasiteye
çalışabiliyoruz. Genelde diğer şirketler de öyle
çalışıyor. 1500-1800 ton IML kullanıyoruz yıllık
olarak. S
“Çakırlar
Matbaacılık
olarak siligraf,
tipo, laminat,
ofset baskının
yanında, özel bir
programla plastik
baskı teknolojisi
kullanıyoruz.”
SARTEN
WORLD
MATBAACILIKTA YAŞANAN SIKINTILAR
l Yeni dönemde matbaacılıkta yaşanan sıkıntılar neler?
DÖVİZDE ARTIŞ SORUN
Hammaddeyi biz nakit tedarik
ediyoruz. Dövizde artış oldukça
cari hesapta bir erime oluyor.
Bunun yanında bizim kadromuz
ve bulunduğumuz yer nedeniyle
masrafımız ağır. 7 ana makineyle
çalışıyoruz. Bu nedenle
kadromuzu azaltmamız da
mümkün değil.
MALİYET SORUN OLUYOR
Daha az makineyle çalışan
matbaaların ise eleman maliyeti
daha düşük. Bu nedenle çok
uygun fiyat verebiliyorlar.
Bu arada bu matbaaların
çoğu, büyümek için yatırım
yapıyor. Yatırımları nedeniyle
borçlandıkları için inanılmaz
indirim yapıyorlar. Bu da sıkıntılı
bir durum yaratıyor açıkçası.
KÂR MARJLARI DÜŞÜK Biz
de onlara uymak durumunda
kalıyoruz. Maliyetler de ağır.
Tüm bu nedenlerle bugün kâr
marjları çok düşmüş durumda.
Ancak bu sadece bizim sektöre
özel bir durum değil. Bakıyorum
plastikçiler arasında da büyük
rekabet var.
2013/06 - SARTEN WORLD
33
Yatırım / SAP
“Daha verimli çalışacağız”
Sarten Ambalaj, Ocak 2013’te bilgi altyapısını yenileme kararı aldı. Ardından ekip kuruldu ve yola çıkıldı.
Projenin ilk fazının Nisan 2014’te tamamlanması planlanıyor. Şirketin yönetim kurulu üyesi Didem Zeynep
Oğuz, sistemle birlikte herkesin asıl işine odaklanma imkanına kavuşacağına dikkat çekiyor. Oğuz,
“Muhasebe bilgilerine anlık ulaşabileceğimiz için denetleme, raporlama gibi konularda daha verimli
çalışacağız. Vaktikmizi daha çok analiz yapmaya ayırabileceğiz” diyor.
G
eçtiğimiz ocak ayında Sarten’de
önemli bir değişime karar verildi.
Şirket, satıştan muhasebeye, üretimden insan kaynaklarına kadar akla gelen
tüm fonksiyonlarını kapsayan entegre bir bilgi sistemi olan ERP’ye (Enterprise Resource
Planning-Kurumsal Kaynak Planlama) geçme
kararı aldı. Bunun için SAP ve iş ortağı Itelligence ile çalışmaya başlayan şirket, sürecin
ilk fazını Nisan 2014’te tamamlamayı planlıyor. Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Üyesi
Didem Zeynep Oğuz, müşterinin ilk tercihi
olmayı ve onların ihtiyaçlarına hızlı ve kaliteli
çözüm üretmeyi hedeflediklerini söylüyor.
Şirketteki ERP dönüşümünün bu hedeflere
ulaşmak için iş süreçlerini yalın yaklaşımla
yeniden yapılandırarak ihtiyaç duyulan altyapıyı oluşturacağını anlatıyor. Oğuz, sistemin
devreye girmesiyle herkesin asıl işlere odaklanma imkanına kavuşacağına da dikkat çekiyor. Sarten Ambalaj Yönetim Kurulu Üyesi
Didem Zeynep Oğuz’la ERP’ye geçiş sürecini,
beklentileri ve hedef leri konuştuk:
ERP projesi için karar ne zaman alındı? Hangi
ihtiyaçtan dolayı değişim başladı?
Ocak 2013’te bilgi işlem müdürümüz Selçuk Tonta, artık mevcut sistemin Sarten büyüklüğündeki bir şirketi kaldırmayacağı, bu
konuda bir önlem almazsak sistemin 1-2 yıl
içinde çökeceği hakkında yönetimi uyardı.
Bu konuyla ilgili bir çalışma başlatmamız için
Zeki Bey, Avni Topsak, Selçuk Tonta, Mahmut
Gürtuna, Başak Arslan, Ersin Doğan ve beni
bir araya getirdi. 5 kişilik ekibimiz çalışmaya
başlayarak müthiş bir performans sergiledi.
Yönetim kurulu 19 Nisan’da ERP değişim projemize onay verdi ve SAP çözüm ortağımız
Itelligence ile sözleşme 10 Mayıs 2013’te imzalandı.
34
SARTEN WORLD - 2013/06
“SAP’In devreye
girmesiyle
birlikte tüm
SARTEN AİLESİ,
sağlıklı
bilgilerle
asıl işlerine
daha fazla
yoğunlaşabilecek.”
“Projenin devreye girmesiyle
hammadde stoklarında yüzde
20 azalma öngörüyoruz.
Ara stok seviyelerimizde ise
yüzde 40’a varan düşüşler
bekliyoruz.”
Neden SAP ve Itelligence’ı seçtiniz?
Bunun birçok sebebi var. Ama en önemlisi,
SAP’ın uzman danışman kadrosu sayesinde
süreç analizi konusunda başka danışmanlık şirketi kullanmamıza ihtiyaç kalmaması oldu. Itelligence’ı, bize SAP önerdi.
Itelligence’ın 21 ülkede 2 bin 700 kişilik,
Türkiye’de ise 250 kişilik kuvvetli bir danışman gücü var. Bu kadroyla bize tam destek
oluyorlar.
Projede kaç kişi çalışıyor?
Projede yaklaşık 60 kişi, 8 modülden oluşan bölümlerde çalışıyor. Bu modüller, ba-
kım-onarım, kalite kontrol, üretim planlama,
satış dağıtım, maliyet muhasebesi, mali
muhasebe, insan kaynakları ve satın alma
işlemlerinden oluşuyor. Modüller arası toplantıları aynı mekanda gerçekleştirmemizin
büyük önemi olduğu için özel bir daire tuttuk
ve haftada 3-4 gün arkadaşlar, danışmanlara
iş süreçlerimizi açıklıyor, olması gereken süreçler üzerinde tartışıyorlar. Grubun büyük
çoğunluğu İstanbul dışından geliyor. Gün
sonu delege ettikleri ya da edemedikleri işlerini tamamlıyorlar. Herkes için çok özveri
ve yoğun çalışma gerektiren bir süreç. Bunu
çok takdir ettiğimizi belirtmek isterim.
2013/06 - SARTEN WORLD
35
Yatırım / SAP
“SAP ile birlikte
ürünlerimizi
rekabetçi
fiyatla üreterek
müşterilerimize
zamanında ve
kaliteli ürün
sunma hedefimize
ivme kazandırmayı
planlıyoruz.”
Proje ne zaman tamamlanacak?
Mayıs ayındaki hazırlık aşamasından
sonra 3,5 ay sürmesi planlanan Kavsamsal
Tasarım’a başladık. Daha sonra gerçekleştirme aşamasına geçip birim test çalışmasına başlayacağız. Projenin 1’inci fazının Nisan
2014’te canlıya geçmesini hedefliyoruz.
Bu projeyle neler hedefleniyor? Ne kadar bir
tasarruf sağlamayı planlıyorsunuz?
Temel hedeflerimiz, müşterinin ilk tercihi
olmak, müşteri ihtiyaçlarına kaliteli ve hızlı
cevap verebilmek. Bunun için de iş süreçlerimizi yalın yaklaşımla yeniden yapılandırarak
bunu sağlayacak bir altyapı oluşturmak istiyoruz. Projenin devreye girmesiyle birlikte
hammadde stoklarında yüzde 20 azalma,
tüm operasyonlarımızdaki ara stok seviyelerimizde ise yüzde 40’a varan düşüşler bekliyoruz.
SAP projesinin ardından şu anda yürüyen iş süreçlerinizde ne gibi değişimler olacak? Verimlilik
anlamında ne tür kazançlar elde edeceksiniz?
Temel değişim, iyileştirilmiş ve yalınlaşmış
süreçler ile sistem ana yapısının yeniden
oluşturulması olacak. Sağlıklı anlık bilgilerle
asıl işlerimize yoğunlaşmayı hedefliyoruz.
Üretim ve sevkiyat aşamasında SAP ERP çözümünden ne tür faydalar elde etmeyi düşünüyorsunuz?
SAP çalışmalarıyla tüm süreçlerimizde
olduğu gibi üretim süreçlerimiz de gözden
geçiriliyor. Bazıları yalın bir anlayışla yeniden
“EKİBİMİZ BÜYÜK ÖZVERİYLE ÇALIŞIYOR”
Ekibimiz, büyük heyecan ve özveriyle
projeyi yönlendirmeyi sürdürüyor.
Öncelikle Avni Topsak’ın üretim ve
pazarlama deneyimi, sunum hazırlama
ve sunma becerisi; Selçuk Tonta’nın bilgi
işlem deneyimi, süreçlere hakimiyeti,
gerekli temasları en hızlı şekilde
kurması; Başak Arslan’ın denetim
36
SARTEN WORLD - 2013/06
deneyimi, grubu motive eden konuşmalar
yapması ve bizi zorlayan sorular sorması;
Ersin Doğan’ın muhasebe deneyimi,
disiplin anlayışı ve düzenliliği; Mahmut
Gürtuna’nın satın alma deneyimi...
Aklıma gelen özelliklerden bazıları…
Projede emeği geçen tüm arkadaşlara
teşekkür ediyorum.
tasarlanıyor. Üretimin tüm aşamalarındaki
bildirimler ERP sisteminin sağlıklı çalışması
için en kritik aşamalardan biri. Yeni kurduğumuz yapıyla üretimin tüm aşamalarında hat
bazında bilgiler, konulacak kullanıcı ekranlarıyla toplanacak. Bu sayede veri toplama
tabana yayılarak üretimde çalışan kişilerce
sistemde oluşturulması sağlanacak. Böylece mevcut ERP sistemimize göre veri toplama iş gücünde önemli tasarruf sağlanacak
ve çok daha sağlıklı veriye sahip olacağız.
MRP kullanımıyla birlikte malzeme ihtiyacının belirlenmesi, zamanında tedarik
edilmesi ve üretim planlarının müşteri ihtiyaçlarını zamanında karşılayacak şekilde
yapılması hedefleniyor. Bununla birlikte
sevkıyat planlarının detaylı bir şekilde yapılıp nakliye giderlerinin minimize edilmesi
planlanıyor.
Muhasebe ve insan kaynakları anlamında ne tür
kazançlar elde edilecek?
Neyi, hangi maliyetle, ne zaman, ne kadar
üreteceğimiz, ne zaman sevk edeceğimiz
ve süreçlerin etkinliği bilgi teknolojileriyle
yönetilebiliyor. Muhasebe, bilgilere anlık
ulaşabileceği için üretim maliyetlerimizi denetleme, raporlama, kaynak yönetimi, yatırımların yönlendirilmesi gibi konularda daha
verimli olacağız. Vaktimizi daha çok analiz
yapmaya ayırabileceğiz.
Projeyle rekabette nasıl bir ivme kazanacağınızı
düşünüyorsunuz?
Bu sistemle birlikte ürünlerimizi rekabetçi
fiyatla üreterek müşterilerimize zamanında
ve kaliteli ürün sunma hedefimize ulaşacağımıza inanıyoruz.
Sektörünüze özel gereksinimlere daha efektif
çözümler üretebilecek misiniz?
Özel gereksinimlerimiz içinde merkezi
planlama, darboğaz yönetimi, sürecin tüm
aşamalarındaki stokların azaltılması, doğrudan sipariş üzerinden MRP ile üretim planı
ve malzeme talep planlarının oluşturulması,
müşteri sipariş süreci yönetimi ve otomasyon yer alıyor. Yeni ERP değişim projesiyle
bütün bunlara imkan sağlayacağız. S
2013/06 - SARTEN WORLD
37
Yabancı müsteri / Cosmos Lac
“Sarten bizim için bir gereklilik”
Sarten’in 6 yıldır müşterisi olan Cosmos Lac, sprey boya sektöründe yıllık 2 milyon kutu üretim
hacmiyle dikkat çeken şirketlerden biri. Cosmos Lac’in kurucuları olan 3 kardeş Achilles, Tasos ve
Vasilis Segkos, sektörlerinde ambalajın çok önemli olduğunu düşünüyor. Bu nedenle çalıştıkları
tedarikçilerde kalite, iyi hizmet, hızlı üretim, kaliteli hammadde gibi konulara çok dikkat ettiklerini
belirtiyorlar. Bu anlamda Sarten’le işbirliklerinin mükemmel gittiğine değinen Segkos Kardeşler,
Sarten’in artık şirketleri için bir gereklilik olduğuna da değiniyorlar.
Sarten, sektöründe çok ciddi bir oyuncu.
Kalite kontrol ve AR-GE departmanı, hammaddelerinin kalitesi, makinelerinin yüksek
teknolojisi bizim gördüklerimiz arasında en
iyilerinden biriydi.”
Achilles, Tasos ve Vasilis Segkos Sarten’le
nasıl çalışmaya başladıklarını ve bu işbirliğiyle
ilgili düşüncelerini konuştuk:
Sarten’le ne zamandır çalışıyorsunuz?
ACHILLES SEGKOS: Biz Sarten’le 2005
yılında Atina’daki bir ambalaj fuarında tanıştık. Ancak 2 yıl sonra çalışmaya başladık.
Başlarda bazı çekincelerimiz vardı. Bunların
en başında iki ülke arasındaki pek çok
tarihsel problem geliyordu. Bunun yanında
Cosmos Lac, Yunanistan merkezli bir şirket.
O sıralarda 20 yılı aşkın bir süredir bir Yunan
şirketiyle çalışıyorduk. Bunların dışında
ambalaj sektöründe birinci öncelik
olan servis kalitesi konusunda da
bazı çekincelerimiz vardı. Sonuçta iyi ürün ve fiyatı bulmak
çok kolay. Ancak stok tutma
kapasitesi olan, kısa sürelerde
üretim gerçekleştirebilecek ve
her zaman en iyi çözümü sunacak
bir tedarikçi bulmak çok zor.
“Sarten’le 6 yıldır
çalışıyoruz ve
işbirliğimizden oldukça
memnunuz. En önemlisi
SIFIR problemle çalışmaktan
da çok mutluyuz.”
38
SARTEN WORLD - 2013/05
2013/06
C
osmos Lac, sprey boya sektöründe
Yunanistan’ın önde gelen şirketlerinden biri. 2007 yılından bu yana
Sarten’le işbirliği yapıyor. Cosmos Lac’in 3
kurucusu Achilles, Tasos ve Vasilis Segkos,
Sarten’le çalışmaktan oldukça mutlu olduklarını söylüyor. Segkos Kardeşler, gelinen
noktada Sarten’in kendileri için bir “gereklilik”
olduğunu belirtiyorlar. Sarten’le çalışma nedenlerini ise şöyle özetliyorlar: “Takımımızla
birlikte Silivri Fabrikası’na yaptığımız ziyaret
sonrasında çok basit bazı gerçekleri gördük.
Peki tüm bu tereddütlerinize rağmen
Sarten’le çalışmaya nasıl karar verdiniz?
TASOS SEGKOS: Açıkçası 2007 yılında
Sarten’in Silivri Fabrikası’nı ziyaret edince
kafamdaki tüm bu soru işaretleri de silindi.
Her şeyden önce İstanbul’da karşılaştığımız
sıcak misafirperverlik bizi çok etkiledi. Bir
de Sarten’in misafiriyseniz sizinle ayrı ilgileniyorlar. Bu ziyaretimiz sırasında ekibimizin
kendisini rahatsız hissedeceği tek bir olayla
bile karşılaşmadık. Hatta bunun tam tersi
oldu diyebilirim. Sarten, Türk kültürü ve misafirperverliğinin en iyi temsilcilerinden biri.
Toplantılarımız sırasında çok akılcı fikirler
gündeme geldi. Bunun yanında müthiş yemekleri ve muhteşem tarihi mekan turlarını
da burada belirtmeden geçemeyeceğim.
Peki bu ziyaretiniz sırasında Sarten’in kalite
anlayışıyla ilgili ne tür ipuçları aldınız?
VASILIS SEGKOS: Takımımızla birlikte
Silivri Fabrikası’na yaptığımız ziyaret
sonrasında çok basit bazı gerçekleri
gördük. Sarten sektöründe çok ciddi bir
oyuncu. Sarten’in kalite kontrol ve AR-GE
departmanı, hammaddelerinin kalitesi,
makinelerinin yüksek teknolojisi bizim
gördüklerimiz arasında en iyilerinden
biriydi. Bu alanda pek çok şirketi de gördüğümüzü söylemek isterim. Bu şirketler
arasından Sarten açık ara farkını bize bu
ziyaretimiz sırasında gösterdi. Sarten’le 6
yıldır çalışıyoruz ve işbirliğimizden oldukça
memnunuz. En önemlisi sıfır problemle
çalışmaktan da çok mutluyuz.
Servis kalitesi anlamında Sarten’i nasıl değerlendiriyorsunuz?
ACHILLES SEGKOS: 2 bin müşteriye
sahip bir tedarikçi düşünün. Satışları 200
milyon Euro’nun üzerinde ve 40’tan fazla
ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Bunun karşısında ise biz dünyanın ekonomik anlamda
en tehlikeli çevresinden gelen yüzlerce
kodla uğraşan, küçük miktarlarla çalışan bir
müşteriyiz. Tüm bunlara rağmen biz hiçbir
zaman Sarten’in en iyi müşterisinden daha
az bir ilgiyle karşılaşmadık. Sarten’in KOBİ
olarak sabrını ve kapasitesini de test ettik.
Çok yüksek taleplerimiz vardı ve düşük
kârlılık oranları söz konusuydu. Sarten,
tüm taleplerimizde sadece başarılı olmakla
kalmadı aynı zamanda bizim için çok daha
fazlası oldu. Açıkçası Sarten bizim için bir
gereklilik haline geldi. Bizim görüşümüze
göre Sarten’in bize sunduğu hizmeti aynı
şekilde verebilecek başka bir şirket yok. S
“Ambalaj sektöründe
BİRİnci öncelik olan
servis kalitesi
konusunda da bazı
çekincelerimiz
vardı. Sonuçta
iyi ürün ve fiyatı
bulmak çok kolay.
Ancak stok tutma
kapasitesi olan, kısa
sürelerde üretim
gerçekleştirebilecek
ve her zaman en iyi
çözümü sunacak
bir tedarikçi bulmak
çok zor.”
SARTEN
WORLD
RAKAMLARLA COSMOS
1
Yıllık 2 milyon üretim hacmi
2
120 farklı dizayn
3
Sadece 5 gün içinde ürün teslimi
4
Sarten kutularıyla Avrupa’dan
alınmış 2 önemli dizayn ödülü
“Takımımızla birlikte Silivri
Fabrikası’na yaptığımız
ziyaret sonrasında çok basit
bazı gerçekleri gördük. Sarten
sektöründe çok ciddi bir
oyuncu. Kalite kontrol ve AR-GE
departmanı, hammaddelerinin
kalitesi, makinelerinin yüksek
teknolojisi bizim gördüklerimiz
arasında en iyilerden biriydi.”
2013/06 - SARTEN WORLD
39
Söyleşi / Müze
“Müze insanın hayatını değiştirir”
Sunay Akın, Türk edebiyatına damgasını vurmuş isimlerden biri. Aynı zamanda konuşma üstadı. Müzecilik ise
Akın’ın çok çalışarak ve emek vererek öğrendiği bir konu. “20 yılımı müzeciliği öğrenerek geçirdim” diyen Akın,
oyuncak müzesinin insan hayatını değiştiren bir deneyim yaşattığını söylüyor. Geleceği var edenin hayaller
olduğunu, insanların oyuncak müzesi sayesinde geliştiğini belirtiyor ve “Barış ve sevgi dolu bir gelecek için
çocukların hayallerine ihtiyaç var” diye konuşuyor.
40
SARTEN WORLD - 2013/06
A
slında Sunay Akın deyince herkesin aklında başka bir görüntü
beliriyor. Şair, yazar, televizyon
programcısı olan Akın, son dönemde en
fazla müzeci kimliğiyle ön planda. Müzesinde yer alan oyuncaklardan canlı varlıklar gibi söz ediyor. Her birinin hikayesini biliyor. Müzeciliği öğrenmek için ise 20 yılını
verdiğini söylüyor.
Sunay Akın’la onun için özel anlamı olan
Oyuncak Müzesi’ni kendi ağzından dinlemek için buluştuk. Bizi sıcak bir gülümseme ve oyuncaklarla dolu ofisinde karşılayan Akın, Oyuncak Müzesi’ni nasıl açmaya
karar verdiğini, kendisi için özel oyuncakları ve 20 yılı aşkın süredir oyuncaklarla
olan serüvenini anlattı:
2005 yılında oyuncak müzesini açtınız. Müzeyi açmadan önce ne kadar süre hazırlık
yaptınız?
Müzeyi açmadan önce yaklaşık 15 yıl,
oyuncağın tarihi konusunda çalışmalar yapıp oyuncak topladım. Ancak bu sürenin ilk
5 yılı hiç oyuncak almadım. Yüzlerce kitap
okuyarak hazırlandım.
Ben müzeciyim. Oyuncak koleksiyoncusu değilim. Hep müze açmayı düşünüyordum. Ancak oyuncak müzesi açmak için ilk
önce oyuncağın tarihini bilmem gerektiğini düşündüm. Her oyuncak müzeye alınmamalı sonuçta. Bu konuda insanların kafasında büyük bir yanılgı var. Bizde müzecilik
bilinmediği için benim bile evlerdeki eski
oyuncakları toplayarak müze açtığım düşünülüyor. Herkesin evinde resim de asılı.
Bunları alıp resim müzesine koymak mümkün mü? Hatta pek çok kişi de eski oyuncaklarını bana getiriyor. Bir şeyin müzeye
ait olması için kendi alanında bir ilk, öncü
ve bulunmayan olması gerekiyor.
“Geçen yıl
Avrupa Müze
Akademileri
tarafından
‘Dünyadaki
En İyi Müze’
ödülünü
aldık.
Dünyada
oyuncak
alanında
ilk 5 müze
dendiğinde
akla ilk biz
geliyoruz. “
5 yıllık araştırmanın sonunda müzeye ilk oyuncağınızı ne zaman aldınız?
5 yılın sonunda Berlin’de, bir antika oyuncakçıda beyaz bir at gördüm ve onu aldım. O zamana kadar oyuncak satan pek çok koleksiyonerle tanıştım. Çok mağazaya girdim, çıktım.
Ancak oyuncak satın almıyordum. Çünkü benim görüşüme göre ilk önce öğrenmeliydim.
Bu eğitim üzerine bile öyle hatalar yaptım ki...
Almamam gereken pek çok oyuncak aldım.
SARTEN
WORLD
Peki müze değeri olan oyuncak ne demek?
Bunu bir örnekle anlatabilirim. Benim elimde
şu anda bir Minnie Mouse oyuncağı var.
ALMAN OYUNCAKLAR FARKLIDIR
İLK OYUNCAK FABRİKALARI Alman oyuncaklar
kesinlikle çok farklıdır. Sanayi Devrimi’nden sonra ilk
oyuncak fabrikaları Almanya’da kuruldu. Almanlar bu
nedenle bütün dünya oyuncak pazarını ele geçirdi.
1900’lü yılların ilk başındaki oyuncakların etiketinde hep
Almanya yazar. Ancak 1950 yılından sonra Japonlar dünya
oyuncak pazarını ele geçirdi.
ÇİN YÜKSELİŞTE 100 yıl sonra yani 2113 yılında bu
döneme ait oyuncakların yanında hangi ülke yazacak
diye soracak olursanız, Çin derim. Bugün oyuncaklar
Çin’de yapılıyor. Dünyanın neresine gidersen git, eline bir
oyuncak al üzerinde “Made In China” yazar.
PARALLELLİK VAR Çok ilginç bir şey daha var: Almanya
oyuncak endüstrisine öncülük ediyor ve kendisi de bunun
üzerine güçleniyor. Japonya 2. Dünya Savaşı’ndan yenik
ayrılıyor. İnsanı kalmıyor. Ama çok güzel oyuncaklar
yapıyor ve sonra Japon Devrimi’ni gerçekleştiriyor. Çin,
1980’lerde oyuncak pazarını ele geçiriyor. Bugün Çin
üretimin her alanında öncü. Bir paralellik yok mu acaba?
Bunu düşünmek lazım.
2013/06 - SARTEN WORLD
41
Söyleşi / Müze
Bugün Minnie Mouse’tan binlerce adet bulabilirsiniz. Ancak onların hiçbiri elimdeki bu
oyuncak gibi müzelik değildir. Çünkü benim
elimde, Walt Disney’in tasarlamış olduğu ilk
Minnie Mouse var. Üstelik şimdikinden çok
farklı bir görünüme sahip. Minnie, ilk tasarlandığında daha çok fareye benzetilmiş. Bu
nedenle de çocuklar pek sevmemiş. Bu oyuncağı başka bir yerde bulmanız mümkün değil.
Bu tür oyuncakları satan koleksiyonerleri nasıl
buluyorsunuz?
Zamanla oturan bir yapı bu... Araştırmalarım sonucunda oyuncak koleksiyonerlerini
tanımaya başladım. Bir de Avrupa’da yılda
birkaç kez toplanıyorlar. Büyük bir galeride,
küçük tezgahlara kendi oyuncaklarını getirip
satıyorlar ya da takas ediyorlar.
“Minnie Mouse ilk
tasarladığında daha çok fareye
benziyormuş. Bu nedenle de
çocuklar pek sevmemiş”
Dünyada 500’ü aşkın oyuncak müzesi var. Sizin
bu müzeler arasındaki yeriniz nedir?
Geçen yıl Avrupa Müze Akademileri tarafından “Dünyadaki En İyi Müze” ödülünü
aldık. Dünyada oyuncak alanında ilk 5 müze
dendiğinde akla ilk biz geliyoruz.
Koleksiyonerlerden aldığınız oyuncaklarda hata
yapmamak için nelere dikkat ediyorsunuz?
Nasıl ki bir arkeolog toprağı kazıdığında,
çıkardığı bir eserin hangi döneme ait olduğunu biliyorsa ben de artık bir oyuncağı
gördüğüm zaman onun hangi döneme ait
olduğunu anlayabiliyorum. Hatta oyuncağın
hangi toplumsal ve sosyolojik olaydan etkilendiğini, onu üreten fabrikanın neresi olduğunu anlayacak entelektüel birikimim var.
Sonuçta benim oyuncaklarla olan geçmişim
20 yıla dayanıyor.
Kaç tane oyuncak topladıktan sonra müze açmaya
karar verdiniz?
Öncelikle bu aldığım oyuncaklar evimde, kütüphanemde, eşyalarımın arasında duruyordu.
Sayıları çoğalıp eve sığmamaya başlayınca
aynı apartmanda oturduğumuz annem ve babamın bir odasını işgal ettim. O esnada şu anda
içinde bulunduğumuz binayı müze şeklinde hazırlamaya karar verdik. Burada sahne tasarım
sanatçısı Ayhan Doğan devreye girdi. Bu süreç,
2 yıl sürdü. Bu sırada oyuncak da toplamaya devam ettim.
Evde nasıl korudunuz oyuncakları?
Oyuncakları korumak çok zor. Oyuncakların formları zaten iyi ancak çok da yorgunlar.
Onları korumak için bazı özel solüsyonlar, bazı
koruyucu malzemeler kullanmanız gerekiyor.
Onlar da çok pahalı. Bunları da yapmak zorundayız. Oyuncaklar camekanların içinde tozlanıyor. Onların teker teker alınıp, bakımının yapılıp
tekrar yerine konması önemli bir tıbbi operasyona benziyor. Bu konuda müze çalışanlarımız
yetişmiş durumda. Artık onlara rahatlıkla oyuncakları emanet edebiliyorum.
Müzede eskiden sizin olan oyuncak var mı hiç?
Hayır, benim annem tüm oyuncaklarımı mahalledeki ihtiyacı olan çocuklara verirdi. İyi
de yapardı.
Oyuncak sektörü ne zaman gelişmeye başladı?
Bizim çocukluğumuzda az sayıda oyuncak
vardı. Bizde oyuncak sektörü gerçek anlamda
2. Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıktı. Ondan
öncekiler hep çocuğu oyalayan oyuncaklardı.
Hayal dünyasını geliştirici oyuncaklar değildi.
Şu anda Çin malı oyuncaklar çok fazla. Bu konuda da toplumda gereksiz bir tepki var. Dünyanın en güzel oyuncakları Çin’de yapılıyor. Bu
oyuncaklar maalesef Türkiye’ye getirilmiyor.
42
SARTEN WORLD - 2013/06
“Bir şeyin müzeye
ait olması için
kendi alanında
bir ilk, öncü ve
bulunmayan
olması gerekiyor. “
SARTEN
WORLD
Neden getirilmiyor?
Bizde oyuncağa ayrılan bütçe dardır. Çocuk
tutturunca ağlayınca oyuncak alınır. Bu nedenle ekonomik olarak biraz daha yüksek fiyatlı
bir oyuncağı ithal edersen satamazsın. Bir de
Türkiye’de oyuncaktan alınan stopaj yüzde 18.
Bu hatanın düzelmesi şart. Çocukların doğru
oyuncağa ulaşması gerekir. Bu bilinç oluşsun
diye de uğraşıyorum. Çocukların dünyasının,
gelişiminin önündeki engellerin kalkması gerekiyor. Bunun için de mücadele veriyoruz.
Müze açıldıktan sonra tam olarak nasıl bir yer
olduğu anlaşıldı mı? Hemen ilgi gördü mü?
Çığ gibi büyüyen bir ilgiyle karşılaştık. Aynı
duyguyu ben Almanya’nın Nürnberg kentinde
oyuncak müzesini gezerken yaşamıştım. Çok
değişik bir duyguydu. Oyuncak müzesi insanın
hayatını değiştirir. Çünkü geleceği var edenin
hayaller olduğunu insanlar bu sayede görüyor.
Barış ve sevgi dolu bir gelecek için çocukların
hayallerine ihtiyaç var. İnsanlar önce hayal etmiş, oynamış ondan sonra onu gerçekleştirmiş.
Bunun somut belgeleri var. Oyuncak müzesindeki bir saat, bin kitabın ışığına bedeldir.
Ayrıca oyuncak müzesinde 3 kuşak bir ara-
da ve mutlu dolaşabiliyor. Dedeler, çocuklar
ve torunlar hep birlikte burayı gezebiliyorlar.
Bir araya gelip ortak mutluluğu paylaşıyorlar.
Benim amacım bu nedenlerle bu işin yayılması.
Bu nedenle aileye değer veren, hayallere değer
veren, bir ülkenin geleceğinin çocukların hayallerinde olduğunu bilen her yöneticiyi davet
ediyorum. Başka yerlerde de oyuncak müzesi
açmak konusunda yardıma açığım. S
OYUNCAĞIN HİKAYESİ OLMALI
l Dönemsel olarak baktığınızda oyuncak müzesinde hangi dönemlere ait
oyuncaklar var?
Toprak altı oyuncak kabul etmiyoruz.
Arkeolojik oyuncaklarla arkeoloji
müzeleri ilgilenmeli. Oyuncak
Müzesi’nde Sanayi Devrimi’nden
sonra ortaya çıkan oyuncaklara yer
veriyoruz. El yapımı oyuncağın da
bir değeri yok. Bunun nedeni, bu
oyuncakların çok tekrar edilmesi.
Herkesin teyzesi ona bez bebek
yapar. Oyuncağın bir hikayesi olmalı,
bir dönemi, bir şeyi anlatmalı...
Örneğin elimde şu anda bir gitar
var. Bu gitarın yıllardır peşindeydim.
20 yılda ancak bir tane bulabildim.
Neden müzelik değeri var derseniz
çünkü bu gitar, Elvis Presley’nin
patentiyle üretilmiş. Sonuçta bu
gitarda müziğin tarihi de var. Sert
plastik, 1950’lerde yapılmış, hemen
kırılır.... Ancak çok değerli.
2013/06 - SARTEN WORLD
43
48 Saatte Dünya / Amman
Ortadoğu’da misafirperver bir kent
“Ürdün’ün başkenti Amman’a gerçekleştirdiğimiz seyahatle müşterilerimizi ziyaret ederek hareketli
günlerin yaşandığı bölgede durumu yerinde inceledik. Hem hızlı ve verimli bir iş seyahati yaptık hem Arap
misafirperverliğini tanıdık hem de Arap mutfağının lezzetlerini tatma fırsatı bulduk.”
Hazırlayan: Hande Ergen
Amman
44
SARTEN WORLD - 2013/06
Ü
rdün Krallığı’nın başkenti Amman,
Ortadoğu’nun önemli sanayi merkezlerinden biri. Bu merkeze, hızlı ve verimli
bir iş seyahati gerçekleştirdik. Bu seyahatteki amacımız, müşterilerimizi ziyaret ederek
hareketli günlerin yaşandığı bölgede durumu
yerinde incelemekti. Kuzeyinde Suriye, kuzey
doğusunda Irak, güneyinde ve doğusunda Suudi Arabistan, batısında İsrail ve Batı Şeria ile
sınır komşusu olan Ürdün, Sarten Ailesi olarak
uzun yıllardır ihracat yaptığımız, stratejik part-
nerlerimizin konumlandığı ve bizlerin sıklıkla
ziyaret ettiği Ortadoğu başkentlerinden biri.
Amman, Ortadoğu ve Afrika’da iş için sık gidilen ve turistler tarafından çok ziyaret edilen
şehirler arasında sekizinci sırada yer alıyor.
Amman’a THY’nin 20:50 uçağıyla gerçekleştirdiğimiz uçuşumuz, 3 saat sürdü. Geçtiğimiz yıl
kullanıma açılan, modern mimarinin öne çıktığı,
konforun ve teknolojinin hemen fark edildiği
“Queen Alia Uluslararası Havalimanı”na indiğimizde, saatlerimiz gece yarısını geçiyordu.
Hande Ergen, Zakaria Ibrahim Qasem, Fikret Salman
Türk vatandaşları için vize uygulaması olmadığı
için hızla ülkeye giriş işlemlerimizi tamamladık ve bizleri karşılamaya gelen misafirperver
müşterilerimizin araçlarıyla otelimize doğru
yola çıktık.
ARAP MİSAFİRPERVERLİĞİ
Ertesi sabah, günümüz kahvaltılı toplantı ile
başladı. Hareketli ve uzun görüşmelerle zorlu iş
günümüzde, planladığımız tüm ziyaretlerimizi
tamamlayarak otelimize döndük. Birkaç saatlik molanın ardından, akşam yemeği için müşterimizle ve aileleriyle buluştuk. Geçmişte yazlık ev olarak kullanılan, yemyeşil bir bahçede,
gecemizi yıldızlar altında, lezzetli Arap mutfağı
yemeklerini yiyerek tamamladık ve yorgunluğumuzu unuttuk. Arap misafirperverliğinin
hissedildiği ve zengin mutfağının tanıtıldığı bu
keyifli gecede, bölgenin politik hareketliliğinden günlük hayata, bölge ülkelerini bekleyen
gelişmelerden ticaretin seyrine kadar değişik
konularda sohbet ederek fikir alışverişinde
bulunduk. Dönüş yolculuğumuzda tercihimiz
THY’nin 07:00 uçağı oldu. Sabah 10:00 itibarıyla Atatürk Havalimanı’na inerek hareketli bir
İstanbul gününe başladık.
PETRA’YI UNUTMAYIN
Her ne kadar bizim görme fırsatımız olmasa
da Amman’a gideceklerin, seyahat programlarına mutlaka Petra Antik Kenti’ni de eklemelerini tavsiye ederiz. Geçmişten günümüze kalan,
etkileyici ve görkemli dünya miraslarından biri
olarak kabul edilen Petra, 2 bin yıl önce Nebatilerin kumtaşından oyarak yarattıkları, mimari
alandaki mucizeleri ve doğal güzelliğiyle olduğu
kadar insanlığa sunduğu derslerin kalıcı olmasıyla da sadece Ürdünlüler için değil tüm insanlık
için özel bir anlam taşıyor. Salih Peygamber’in
yaşadığı bölge olarak da bilinen ve devasa kayalara nakış nakış işlenen bir antik şehir olan Petra,
Ortadoğu’nun en görülmeye değer turistik bölgesi olarak kabul ediliyor. Eğer yolunuz Amman’a
düştüyse burayı mutlaka görmenizi öneririz. S
“Amman’da Nebatilerin
kumtaşından oyarak
yarattıkları Petra Antik
Kenti, Ortadoğu’da
görülmeye değer turistik
bölgelerden biri.”
2013/06 - SARTEN WORLD
45
Gezi
İstanbul’dan hızlı kaçış
İstanbul’da yaşamak zor. İş stresi, kalabalık, trafik derken zaman akıp gidiyor. Oysa İstanbul’a yakın
mesafede, yaz kış demeden her fırsatta kaçabileceğiniz pek çok tatil mekanı var. Dinlenmek, şehrin
gürültüsünü geride bırakıp huzur bulmak istiyorum diyorsanız ve bunun için de uzaklara gidecek
zamanınız yoksa işte kısa sürede ulaşabileceğiniz beş rota…
KONAKLAMA:
ağva
Nehrin iki yanında da bol miktarda otel
mevcut. www.agvaotelleri.org adresinden
bütün otellerle ilgili bilgi bulabilirsiniz. Bizim
size birkaç önerimiz de olacak.
 Ağva Green River, bu otellerden biri. Göksu
Nehri’ne komşu olan otel, doğanın içinde
essiz ve büyüleyici atmosferiyle beğeni
topluyor.
 Ağva Acquaverde Otel’i “Bir İstanbul
Masalı” adlı dizinden hatırlarsınız.
İtalyancada yeşil su anlamına gelen otelde,
50 yatak kapasitesi var. 4,5 dönüm bahçesi,
nehir kenarında iskelesi ve restoranı bulunan
otel, kalmak için iyi alternatiflerden biri.
 Woody Wille, Ağva’ya 20 km uzaklıktaki
Akçakese Köyü’nde yer alıyor. Sessiz,
huzurlu ve sakin bir tatil isteyenler için ideal.
Green River
ROTALAR:
Ağva merkez ve civarında keşif gezilerine çıkabilirsiniz. Örneğin Kilimli Koyu,
bir doğa harikası. Mağaraları ve müthiş
kayalıklarıyla gezinizi renklendirebilir.
 Tekne turu da yapabilirsiniz. Sonbaharda doğanın müthiş renkleri ile
gözlerinizi dinlendirebilirsiniz.
 Trekking turlarına da katılabilirsiniz.
Tam günlük trekking turları bulunuyor.
 Göksu Köyü de gidenler tarafından
çok övülüyor. Yeşili, canlılığı, tarihi
değirmeni yerinde görme şansınız var.
 Hem gezerim hem fotoğraf çekerim
diyenlere de hitap edecek çok renkli
bir coğrafya olduğunu da ekleyelim.
Woody Wille
AcquaverdE
46
SARTEN WORLD - 2013/06
polonezköy
ROTALAR:
Yürüyüş burada yapabileceğiniz en önemli
aktivitelerin başında geliyor. Yapacağınız uzun
yürüyüşlerle ormanın keyfini çıkarabilirsiniz.
 Meryem Ana Kilise’si ziyaret edebileceğiniz
kültürel ortamlardan biri. Azize Anna Kilise’sinin
1894’teki İstanbul depreminde yıkılmasının ardından 1914’te bugünkü Czestochovalı Meryem
Ana Mabedi inşa edildi.
 Zofia Rizi Anı Evi, Polonezköy’ün en eski
evlerinden biridir. Halk ziyaretine açık olan
evde, Polonezköy ve Rizi ailesiyle ilgili fotoğraf
ve dokümanlar sergileniyor.
 Polonezköy Kültür Evi, “Polart Gallery”
ve “Polonezköy Kütüphanesi” olarak hizmet
veriyor. Burayı da ziyaret etmenizi öneririz.
Çünkü burada yıl içerisinde pek çok kültürel ve
sosyal aktivite düzenleniyor.
KONAKLAMA:
Polonezköy’de konaklama
için çeşitli otel ve pansiyonlar
mevcut.
 Klon Jawor Boutique
Hotel&Garden, butik otel
konseptini, 5 yıldızlı otel
hizmetiyle birleştiren
işletmelerden biri.
 Berik Pansiyon, daha
ekonomik konaklama
arayışında olanlar için uygun.
Pansiyon özel menüleriyle ilgi
topluyor.
 Hera Pansiyon da başka
bir güzel alternatif. Rum bir
ailenin işlettiği pansiyon,
menülerindeki Rum
spesiyaliteleriyle beğenilen
mekanlar arasında yer alıyor.
2013/06 - SARTEN WORLD
47
Gezi
SAPANCA
ROTALAR:
Sapanca Gölü ve civarında 76 köy bulunuyor. Bunlar arasında Ormanlık Köyü, iyi bir
alternatif olabilir. Şelale Deresi, Erdemli’den
geçerek Ormanlık Köyü’ne ulaşıyor.
 Son yıllarda SPA denilince ilk akla gelen
mekanlardan. Buradaki iki otel de ziyaretçi
akınına uğruyor.
 Rüstem Paşa Camii, çarşıda yer alıyor.
1554 yılında yapılan camiyi de ziyaret edebilirsiniz.
 100 yaşını aşan Limonlu Kahve’yi de rotanıza eklemeyi ihmal etmeyin. Çok seveceksiniz.
Feyziye Köyü’ndeki 500 yıllık değirmeni
görmeyi de sakın unutmayın.
Türkiye’de balonla uçma tecrübesini yaşayabileceğiniz iki yerden birinin Sapanca
olduğunu ekleyelim.
KONAKLAMA:
Sapanca’da çok seçkin konaklama
seçenekleri bulunuyor.
 Güral Sapanca
Wellness&Convention, bu
seçeneklerden biri. SPA
otelinde çok keyifli bir zaman
geçirebilirsiniz.
 Bir diğer SPA alternatifi ise
Richmond Nua Wellness&Spa.
Otel çarşının merkezinde
bulunuyor. Çevresinde çok güzel
balık restoranları da mevcut.
 Villa Sapanca, göle, çarşı
merkezine 100 metre mesafede
bulunuyor. Şehir konforunu
aratmayan pansiyon, country
tarzındaki odalarıyla dikkat
çekiyor.
Güral Sapanca
Wellness&Convention,
48
SARTEN WORLD - 2013/06
POYRAZKÖY
KIYIKÖY
ROTALAR:
Pabuç Dere’de mutlaka bir gezinti
yapmayı ihmal etmeyin. Sandal ve
kano kiralayabilirsiniz.
 Selves Koyu, uzun yürüyüş yapabileceğiniz bir yer. Yazın da denize
girmek mümkün.
Köyün ilk yerleşimcileri olan
Rumlar tarafından, kayalara
oyularak yapılan ama artık
harabeye dönmüş olan Aya Nikola
Manastırı’nı da rotanıza ekleyin.
 Köydeki kahveler de güzel dinlenme mekanları. Asmalı Kahve ile
Marina Kahve güzel alternatifler.
ROTALAR:
 Burada ilk durak Anadolu Feneri olmalı.
Buradaki eşsiz manzara her şeyi unutturacak güzellikte.
 Eğer arabayla gittiyseniz Akbaba Köyü’nü
rotaya dahil edin. Ceviz ağaçlarıyla ünlü köyde
çınar altı kahvede mutlaka çay için.
 Yuşa Hazretleri Türbesi de ziyaret edebileceğiniz mekanlar arasında yer alıyor.
Türbe, 17 metre uzunluğunda.
 Yoros Kalesi’ne tırmanmayı da unutmayın.
Muhteşem manzarasıyla insanı büyülüyor.
YEME İÇME
Poyrazköy’de yeme içme de neredeyse tek
alternatif var: Balık…
Anadolu Kavağı balık restoranlarıyla zengin bir yer. Her türlü deniz ürününü bulabileceğiniz bu restoranlar arasında.
İsmail’in yeri bu restoranlardan biri. Denize sıfır olan restoran 3 katlı. Zengin menüsü ve mezeleriyle beğeni topluyor.
Yosun Restaurant, 33 yıllık bir geçmişe
sahip. Anadolu Kavağı vapur iskelesinin yanında yer alan mekan, denize sıfır.
KONAKLAMA:
 Koç Pansiyon, Kale Mahallesi
Toplar mevkiinde bulunuyor. Odadan
çıkmadan denizin güzelliğini görmek
isteyenler için çok uygun. Ayın ve
güneşin doğuşunu da seyredebilirsiniz.
 Marina Konaklama, Aya Nikola
kordon boyunda yer alıyor. Burası da
konaklamak için uygun mekanlardan
biri.
 Endorfina Otel’in sahibi bir
biyolog. Özel çaylar, organik kremler
hazırlıyor. Değişik bir deneyim
yaşayabilirsiniz. Lezzetli kalkan
yemek içinde uygun bir mekan.
2013/06 - SARTEN WORLD
49
English Summary
PRODUCTION & TECHNOLOGY MANİSA PETPAK PLASTIC FACTORY
THE EXPERT OF PLASTIC
MANİSA Petpak Plastic Factory is in the 3rd place of Sarten’s plastic factories with the capacity of
production of 130 million items per year. The production center is giving service in the fields of food,
cosmetic, chemistry, agricultural medicine, lube oil. It is getting its force dominantly from these sectors
in the Agean region. Petpak Factory Manager Erkan Özmekik says that “To be close to our customers
and to respond rapidly to their needs are our greatest advantages. Our location in Manisa is gives
us the opportunuty of making a closer connection with our customers.”
P
etpak Factory is exisiting in the
sarten manisa Campus. It was
founded up in 1997 with the cooperation of Amerikan Tech Group and
sarten Package. It started to the production with the high – tech machines
in September 1997 in Manisa Organized
Industry Region. The factory started its
activities by producing thin and narrow
mouthed PET package. PETPAK joined
to the structure of Sarten in October
2005 completely. Petpak factory has 8
Stretch Blow Molding and 18 Blow Molding Machine in the point it has come
today. The factory has also injection
machines. It had a structure in which 3
processes were working together. But,
whwn an expert factory was founded up
in Karacabey in April 2012, the injection
department was carried here.
Today, Petpak Plastic Factory has a
capacity of production to 130 Millions
items per year. Petpak is in the 3rd place
between the Sarten’s plastic factories
after Karacabey and Gebze whwn compared in the sides of capacity and the
numbers of racecourse. It is founded up
over 20 thousand meter square and has
a closed area for 5.700 meter squared
production center. It has 26 machines,
additionally body sleev machines and
brandin machines are also existing.
Single leveled and multi-leveled bottles
can be produced in the production center. Both little volumed bottles and big
volumed pot pet packages can be produced. Petpak Factory Manager Erkan
Özmekik classifies the properties of
the factory which are differing it from
the simillar ones as follows: “One of the
50
SARTEN WORLD - 2013/06
most properties of us is the variety of
our machine racecourse. We have many
multi – leveled (coex) bottle producing
machines. We can make both 4 leveled
and 6 leveled productions. The machines which can produce big volumed pot
in the pet department are anly existing
in this factory. We are the factory where
the greatest number of the personnel
are working between the plastic factories.”
ADVANTAGED LOCATION
“To become close to the customer” is
one of the main philosophies of sarten
Package. The foundation of the factory
in Manisa is based on this philosophy.
Erkan Özmekik is telling the strategic
location of the factory as follows:
“In every cities in the Agean Region,
production based on the agricultura is
being performed. Founded cosmetic,
agricultural medicine and lube oil firms
are located in this region. To be closed
to food, cosmetic, chemistry, agricultural medicine, lube oil companies and to
respond to the needs of them rapidly is
our the greatest advantage. Our location in Manisa is supplying us the opportunuty of making a closer connection
with our customers. Additionally, since
our factory is in the organized industry
region, we are using all of the advantages of here. Organized industry has
the capability of producing its own
electricity and the natural gas. Wastewater treatment, rain water collecting
and transportation services can be
given. Besides, steem and hot water,
which are the secondary production
of the generating station are being given to the order of the industrialists.
It is an organized structure with the
clean water supply and distribution
are being performed. Health center,
fire brigade, environment laboratory,
logistic services, social facilities. Being located in such a structure is also a
great advantage. Opet, Total, BP, Lukoil,
Colgate, Dalan Kimya, Pınar, Eczacıbaşı,
Tukaş, Tat, Yudum, Assan, Eker, Baktat,
Yörsan,Agri Sciences, Agrobest, Burcu,
Olca, Sibaş, Yonca, Sultan Gıda, Çelenlioğlu are coming out between the custo-
mers of the factory. Petpak is making
production fort he customers abroad
too. The companies like Kallos in Hungary, Kozat in Greece, Arsal Gıda in the
Northen Cyprus are existing between
these customers. Besides, export is
being done to England, Romania and
Beirut. S
2013/06 - SARTEN WORLD
51
English Summary
OUR PLANS ARE READY FOR
THE FUTURE
Akkim is one of the most important brands of the construction chemicals sector.
The young company is 12 years old. It is exporting its products to 80 countries out
of Turkey. The president of the administration board of the company, Mehmet
Ali Akdemir says that they are making larger continuously the contents of their
products to reach more customers in more countries. That’s why they are giving
importance to R & D. He adds that they are renewing their production facilities
every year with new technology and production systems. He also stresses that their
investment plans are ready for the future terms.
A
kkim construction chemicals
has been founded up in 2001.
The company is set up over
25 thousand meter square area in
İstanbul. It has improved technology
and high production capability having
facilities. The factory is producing
polyurethane aerosol bubbles, isolation
silicones, polyurethane and acrylic
based putties, industrial splicers, tecnic
aerosol products and automotive
care chemicals. The products are
being exported to 80 countries. The
president of the administration board
of the company, Mehmet Ali Akdemir
says that they are a company which
is growing with their customers and
even the suppliers. He adds that they
are renewing their production facilities
every year with new technology and
production systems. He also stresses
that their investment plans are ready
for the future terms and these plans
will be realized when its time comes. The
details of the discussion with Mehmet
Ali Akdemir is as follows:
When was Akkim founded? What is
your foundation story?
Akkim was founded up and started to
its commerical activities in 2001 as the
result of a 20 year experience. It was
doing only product filling in the first
times. Later on, it started to produce
its own products in its own facilities.
Its aim was to produce more added
value products for the economy and to
perform a more constant and economic
service. From that time, Akkim has
caught a rapid growth rate. Today, it
is making export to 80 countries. It is
increaing its product and service quality,
making important investments to R & D.
It is making additionto the developments
of the sectoral norms. So, it has been an
international player.
According to you, when was the first
breaking point, lived? What was the
first development accelerated your
growth?
Akkim was carried to its own factory
in 2006. So, it both increased its
production kindness and started to
give service to a larger customer volume.
Besides, it started to the production of
many products, of which Akkim was only
doing their filling operations. This was an
imporetant step for Akkim.
You are one of the towering construction chemical company. What are the
milestones of your growing?
The most important milestone in the
growing of Akkim is the high value Akkim
gives to its customers and as its result,
the high confidence of customers to
Akkim. The companies, which Akkim had
started to work with, has become the
greatest customer group of Akkim today.
52
SARTEN WORLD - 2013/06
Akkim can be briefly called as a company
which is growing with its customers
and the suppliers. Secondly, a serious
reorganizing is exsisting all around the
World, especially in the developing
countries. This situation has given an
important opportunity to Akkim to make
very different countries of the world be
received the products and the services
of Akkim. The increasing of the interest
to the Turkish firms and brands abroad
has also supplied a great advantage for
the Turkish exporters.
What is the number of your customers
just now? How many of them are in Turkey and how many of them are abroad?
Akkim is giving service and making
production for 80 countries. Most of its
production is being exported, so akkim is
making addition to the economy of Turkey.
What is your strategic growing plan for
the following 5 years as the company?
In this sense, what kind of targetjs have
you put in front of yourself ?
First of all, we are making studies for
our exisiting products to be reached to
larger geographical areas. Additionally,
new product development studies are
being given much importance to give
service to different customer crews. Our
performance plansa re ready to reach
both of these goals. S
2013/06 - SARTEN WORLD
53
English Summary
WE ARE GROWING
CONSTANTLY
OMV Petrol Ofisi is the second greatest private sector company of Turkey. It has a revenue of 20,2
Billion TL. The company is keeping its leadership in the sector of lube oil for 3 years. Lube oil director of
the company, Sezgin Gürsu, is explaining their success secret with the road map based on “true team,
true strategy and true communication”. He says that “this road map is bringing a stable growth and
success. We are continuing going over this road with sure steps.”
O
MV Petrol Ofisi is one of the
most important players of the
fuel products sector with its
revenue of 20,2 Billion TL. The company
is keeping its leadership in the sector of
lube oil for 3 years. It realized 95 Thousand
tons of lube oil sales in 2012. OMV Petrol
54
SARTEN WORLD - 2013/06
Ofisi Commercial Sales and Lube Oil
Director Sezgin Gürsu is explaining
their success secret with the road map
based on “true team, true strategy and
true communication”. He says that “this
road map is bringing a stable growth
and success. We are continuing going
over this road with sure steps.” Gürsu
says that their greatest difference in the
sector is that they are following the last
technologies in the same time with the
rest of the world. He adds that they are
making production and product developing
studies in the direction of the improving
motor technology and the demands of the
automotiv producers. We have talked to
Sezgin Gürsu about the position of OMV
Petrol Ofisi in the sector, the innovative
studies in the last period and the trends
directing the sector:
What is the existing position of Petrol
Ofisi in the lube oil sector?
We had a revenue of 20,2 Billion TL.
in 2012. As OMV Petrol Ofisi, we are the
second greatest private sector company
of Turkey. We are keeping our leadership
in the sector of lube oil for 3 years. We are
also leading the total market composed
of the lube oil and the chemicals. We
realized 95 Thousand tons of lube oil
sales in 2012. Our export figure is included
to this. We have realized the growth of
the market share and the tonage of the
sales especially in the aimed product
groups. According to the 2012 datas of
PETDER, Petrol Ofisi had a growth of %
4 in the total sector composed of lube
oil and chemicals. Our market share has
been % 25.1 and we have kept our market
leadership. According to the 2011 figures,
we had a sale of 91 Thousand lube oil,
export is included, and finished the year
with a % 24.4 market share.
What kind of studies is Petrol Ofisi
doing to survive its leadership in this field?
We believe that our road map based
on “true team, true strategy and true
communication” is bringing us a stable
growth and success. We are continuing
going over this road with sure steps. On
the other hand, we are making various
investigations to determine the demands
and needs of our customers. We are
analyizing the results of these studies.
At the same time, We are performing R&D
studies in our Petrol Ofisi Technology
Center (POTEM) with the cooperation of
auto producers and the global companies
of the world experted about the special
adding materials.
How many types of packages do you
have in the productions you produce?
What are the exisiting packages in the
side of innovation in these and what are
the properties of them?
We have 17 types of package if we
talk about the volume of our packages
belonging to our products. We have
started to use 11 litres and 9 litres package
related with the developments in the auto
sector in the last periods.
From which channels are you supplying
your lube oil products? What is the
exsisting retailer network of OMV Petrol
Ofisi? What is the importance of having
a widespread retailer network for you?
We are meeting with the customers
in 15.500 sales point. This figüre is being
reached thanks to the widespread
distributor network, Petrol Ofisi Oil
Stations, maxima and MAXIMUS oil
change centers distributed all over
Turkey. 3 new distributors have joined
us in the first half of this year. We are
working for increasing our point figure
where our products and the customers
meet with these new 3 distributors. We
believe that the shortest way to reach
a larger customer volume passes from
here. Petrol Ofisi Lube Oil we produce, is
being sold directly from us to the public
and private sector establishments and to
the authorized automotive services. S
“SARTEN IS OUR MAIN SUPPLIER”
What kind of cooperation do you have with Sarten? How do you evaluate Sarten
in terms of its position in the sector?
Sarten has become our main supplier in the plastic and tin package suppliying
with its constantly increasing business volume. We see that Sarten is the leader
in its own sector thanks to its studies, cooperations with the customers and the
continuity of its investments.
Hayrettin Çaycı
2013/06 - SARTEN WORLD
55
OUR QUALITY PERCEPTION
HAS CARRIED US TO THE
SUCCESS
TEKSÜT is a brand for 57 years. It has passed from different steps in the lifecycle. Today, it
is one of the most important fod prodeuceers of Turkey. It has a revenue of 172.5 Million TL. It
is planning to close this year with a % 15 growth. The president of the administration board
of the company Cevdet Arınık is saying that “we are going to produce new products in the
market and increase the capacity. We are going to supply our new products to the taste of
our customers when the construction of our new factory will be finished.”
T
eksüt was founded up by Recep
Arınık in Balıkesir gönen in 1956.
The company has arrived these days as a
family company. It was turned into a brand
by Cevdet Arınık, the son of Recep Arınık,
who has göne forwarded in the way of his
56
SARTEN WORLD - 2013/06
father. The company is making production
over a 8 thousand meter square closed area.
It has 320 personnel and is processing 400
tons of milk per day. The president of the
Teksüt administration board of the company
Cevdet Arınık says that they closed the year
2012 with a revenue of 172.5 Million TL and
they are planning to close the year 2013
with a % 15 growth. He declares that they
are going to improve their export markets.
Arınık says that: “We are aiming to export
Teksüt milk to Baghdad in the following
period. We plan to increae our export volume
nearly % 25 until the end of the year with our
Teksüt branded milk. We have mostly tried
to increase selling fields, add new kinds to
the product line and increase the capacity.
We are going to produce new products
in the market and increase the capacity.
We are going to supply our new products
to the taste of our customers when the
construction of our new factory will be
finished.” We have talked to Cevdet Aranık
about the story of the foundation of Teksüt
and the point it has arrived today:
How, when and by whom was Teksüt founded? What is its foundation story?
Teksüt, was founded up by my father,
Recep Adınık, in Balıkesir Gönen in 1956.
Our founder Recep Arınık was a grocer in the
1950s years. He had been buying milk from
the willages and selling to mandıralar. One
day in 1956, it rains too much and nobody
comes to buy milk. My father decides to
make yoghurt with the milk for it not to be
wasted.. Everybody likes this yoghut too
much and demands again. The story of my
father’s yoghurt selling starts so. Later on,
he starts to produce cheese and yellow
cheese. Since the Works goes on well, he
goes on production by making the jobs
grower. In the beginning, Teksüt Mandıra
was only producing White cheese. In 1990, it
was carried to the modern places where still
the production is being done. We developed
our production line and the quality has
always become first for us in production
process over 50 years. Our advanture has
started with cheese production. Today,
it is surviving with tasteful products like
yellow cheese, butter, soft White cheese,
labne, clotted cream, yoghurt, ayran, UHT
milk and regional cheeses with different
kinds and weights.
What are the figures of Teksüt in the
fields of production, capacity and volume?
We are serving in 8 thousand meter
square closed area with our 320 personnel.
400 tons of milk is being processed per day.
In which categories and with how many
kinds of product are you performing?
We are supplying tasteful products like
yellow cheese, butter, soft White cheese,
labne, clotted cream, yoghurt, ayran, UHT
milk and regional cheeses with different
kinds and weights.
What is the export capacity of Teksüt?
What is its share of it from your revenue?
To which countries are you exporting?
As Teksüt, our export volume to Iraq
and USA is about 4 Million dollars. The
kinds we are exporting to these countries
now are differing according to the
choices. We have constant sales to USA
since 1997, to Iraq since 2006. Besides,
we have started to export our products
to Libya. Our sales are increasing from
day to day. We are going on to increase
our sales by adding the suitable products
available to the kitchens in that region
to our production line. Additionally, our
Teksüt branded milks are exisiting in Erbil
too. We are aiming to export Teksüt milks
to Baghdad in the following period. We
are aiming to increase our export volume
with Teksüt branded milks about % 25
until the end of 2013.
What are your investment and change
plans fort he short term? How a growing
plan do you have?
We have mostly tried to increase selling
fields, add new kinds to the product line
and increase the capacity in this year. . We
are aiming to increase our export volume
with Teksüt branded milks about % 25.
We are going to produce new products
in the market and increase the capacity.
We are going to supply our new products
to the taste of our customers when the
construction of our new factory will be
finished. S
With which figures have you closed 2012?
We have closed 2012 with a revenue of
172.5 Million TL.
Which fields did you invest in the last
two years?
We have started to the construction to
our new factory in 2012
How do you plan to close 2013 and with
which figures?
We are aiming to increase % 15 our 2012
revenue until the end of 2013.
2013/06 - SARTEN WORLD
57
English Summary
SUPPLIER
WE ARE DOING JOBS
HAVING HIGH ADDED VALUE
Orhan Çakırlar is the president of the administration board of Çakırlar Typography, which is
one of the most important companies in the typography sector. He says that the share of doing
jobs which have much added value, is high in reaching the position they have today. He declares
that they are working over how they can produce the most suitable and non – problem having
productions to their customers with the best quality. He is adding that “the important point is
to be always with you of the firms you know as friend and you serve.”
Ç
akırlar Typography is one of the
most important companies in the
typography sector. It takes its power
from the production it does fort he
important brands of Turkey. The president
of the administration board of Çakırlar
Typography, Orhan Çakırlar says that they
are producing high added value having
products for their customers. He says “we
don’t have a production type like, print,
cut, paste.” He stresses that they had
long term alignment with their customers
because of their this perception. He says
that “the confidencece of our quality is
the companies we are working with. They
are always supporting us. Confidence is
much more important for us than earning
money. When you receive confidence, you
can also receive money.” We talked to the
president of the administration board
of Çakırlar Typography, Orhan Çakırlar
about his predictions of the future of the
sector, their entrance to the typography
sector and the turning points they had
in the past:
When was Çakırlar Typography founded up?
I and my brother Numan Çakırlar founded
our press up in 1978 together. We were
a small press in those years. We have
As Çakırlar Typography, we are using the printing technologies silgraf, letterpress, offset
printing. Besides, we are using a plastic printic technology with a special program.
58
SARTEN WORLD - 2013/06
grown up as the time passed. We have
been one of the greatest press in our field
by adding different printing techniques to
our structure.
In which fields are you serving properly?
Which kind of printing techniques are
you using?
As Çakırlar Typography, we are using
the printing technologies silgraf, letterpress, offset printing. The % 65 of
our job capacity is composed of IML
label formed of plastic. Besides, we are
using a plastic printic technology with a
special program. We are serving in the
fields of food, cosmetics and painting.
We are printing the labels of the packages of chocolate, ice cream, cheese and
painting. Cosmetic box is not a simple
box. Most of the our export to the Europe is composed of the cosmetic boxes.
Besides, we are exporting IML. The productions we are producing for sarten
are IML too.
Whom are you working with in the
chocolate sector?
Ülker Group is wth us. We are producing
the outer packages of Tablet Chocolate
Group. This package is very special product
too. There is gold latten and very thin
smelless lak over it. The more lak is thin,
the more quality it has. That’s why we
are using Switzerland manufactured
machines. We are producing metalized
boxes in Evyap too. We do not have print,
cut, paste type boxes. We are doing added
value having jobs. Our press is suitable to
produce for these value added jobs.
Which kinds of products were you producing in your first years? How did you
start this job?
We had started in Arı Press 48 years
ago. My expert was a perfect person. I
developed my art there. I have performed
my military service in Narlıdere reserve
Staff School. I had 20 months in the
press there. My typography experience
increased in my military service. I can
say that my information about the
management has increased most. When
I retuned, I opened a small press with my
brother. S

Benzer belgeler