www.serhatkultur.com

Transkript

www.serhatkultur.com
‹Ç‹NDEK‹LER
tarih - kültür - haber dergisi
Yay›n Sahibi,
Yaz› ‹flleri Müdürü:
M. Caner Aras
Kültür Sanat Yönetmeni:
Türkan Narin
Tarih:
Yard. Doç. Dr.
Gürsoy Solmaz
Yay›n Kurulu:
Prof . Dr. Oktay Belli
Prof. Dr. Esin
Derinsu Day›
Doç. Dr. Ali Murat
Aktemur
Sait Küçük
Dr. Yaflar Kalafat
‹hsan Özköseli
Sezai Yaz›c›
Nevzat Erda¤
Ziya Zakir Acar
‹lhan Polat
Tamer Varl›
Hikmet Aksu
Hukuk Dan›flman›:
Av. Erkan Karagöz
Dizgi- Sayfa Tasar›m:
Ömer Güzel
0 536 580 36 00
Bask›
Ege Bas›m Sanatlar› Ltd. fiti.
Esatpafla Mah.
Ziyapafla Cad. No: 4
Ataflehir/‹STANBUL
Tel: (0216) 470 44 70
‹dare ve Yaz›flma Adresi:
fiirinevler Mh. Maraflal
Çakmak Cd. Meriç Sk. Halis
Ahmet ‹fl Mrk. No: 6 Kat: 8-34
Bahçelievler- ‹stanbul
Gsm. 0535 258 56 33
web. www.serhatkultur.com
e-mail. [email protected]
[email protected]
Yerel Süreli Yay›n
7. Uluslararas› KARS
AfiIKLAR BAYRAMI
Coflkuyla Geçti;
Çocuklar›n Gözünde Durdum
Dünyan›n Seyrine...
OLCAY KASIMO⁄LU 5’de
AfiIK fiENL‹K’‹N HAYATI;6’da
Kaybolan Ifl›k, Kaybolan
Ziya…;
ABBAS GÖKÇE
8’de
Afl›k fienlik Kültür
Etkinlikleri 2012;
Gizli Tan›k (!);
Av. HAL‹S ÖZDEM‹R 16’da
Gönül Dostlar›n›n
Toplant›s›;
Sevgi Yuma¤›m 5-C
29’a
Türkiye Azerbaycan
Dostluk Gecesi;
Dr. Gökmen KILIÇO⁄LU 30’da
Gül Gülebilirsen (1);
‹HSAN ÖZKÖSEL‹
34’de
Sazl› Sözlü
Piknik fiöleni
35’de
10’da
‹stanbul Azerbaycan Kültür ve
Sanat Derne¤i Ola¤an Genel
Kurulu Yap›ld›;
15’de
17’de
Türkiye’nin Starlar›ndan
Kalpten Destek;
36’da
Anadolu Kültür Sanat ve
Mozaik Derne¤i
“fiairler At›flma Antolojisi”
Kitab›n› Ç›kard›
38’de
Türk Dünyas›
Araflt›rmalar› Çal›fltay›;
DR. YAfiAR KALAFAT 40’da
Zor Olan Umut Etmek,
Umudu Diri Tutmak,
Yaflatmak;
NEVZAT ERDA⁄
18’de
Unutulmaya Yüz Tutmufl
Çocuk Oyunlar›m›z… (2);
TAMER VARLI
44’de
KAI VAKFI
Yeni Baflkan›n› Seçti;
20’de
Yöremizden Bir Nefes;
Orhan DEM‹R
46’da
Komflum;
HASAN A⁄BAHÇE
22’de
Yazarlar›m›zdan
fiiirler;
23’de
Tatilin Düflündürdükleri;
ABBAS GÖKÇE
48’de
----------------------------------------------
S›cak Kurabiyeler;
✓ Yay›nlanmayan yaz›lar iade edilmez.
✓ Yaz›lar›n hukuki sorumlulu¤u yazar›na
aittir.
✓ Dergiden yaz›l› izin al›nmadan iktibas
yap›lamaz.
✓ Reklamlar›n sorumlulu¤u firmalara aittir.
HÜLYA DEM‹RA⁄
2012 • Serhat Kültür
2’de
De¤erli Halk Ozan›m›z Afl›k
Mürsel Sinan ‹le Söylefli;
CAFER AKYOL
24’de
Kapak Resim:
Aydan GÜRLÜYER
47’de
Kapak Tasarım:
Ömer GÜZEL
www.serhatkultur.com
Serhat Kültür
7. Uluslararas›
KARS
AfiIKLAR BAYRAMI
Coflkuyla Geçti
SERHAT KÜLTÜR HABER
U y›l 7’ncisi düzenlenen
Uluslararas› Kars Afl›klar
Bayram› bu y›lda büyük coflkuyla geçti.
Kars Belediyesi’nin düzenlemifl oldu¤u Uluslararas›
Kars Afl›klar Bayram› yurt
içinden ve yurt d›fl›ndan çok
say›da afl›klar›n kat›l›m›yla
yap›ld›.
Kültür ve Turizm Bakanl›¤›
B
■
2
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
Araflt›rma ve E¤itim Genel
Müdürlü¤ü, UNESCO’nun somut olmayan kültür miras› çal›flmalar› kapsam›nda, Türkiye’nin 2010 y›l› “Yaflayan ‹n-
2012 Temmuz - A¤ustos
san Hazineleri” seçilen de¤erli ozan›m›z Afl›k Maksut
Feryadi Koca, 7 y›ldan beri
Uluslar aras› Kars Afl›klar
Bayram› jüri baflkanl›k diva-
n›nda görev almaktad›r.Bu
anlaml› Kars Afl›klar Bayram›’n› de¤erli ozan›m›z Maksut
Feryadi’ye sorduk. Özetle
flunlar› söyledi:
3■
Serhat Kültür
“7 y›ldan beri jüri baflkanl›k
divan›nda görev almaktay›m.
Kars Afl›klar Bayram› her geçen y›l daha da güzellefliyor,
daha da olgunlafl›yor ve afl›kl›k gelene¤inin geliflmesine
katk› sa¤l›yor.
Kars denilince akla afl›klar
gelir. Bu nedenle Kars’ta afl›klar bayram›n›n olmas› çok
önemlidir ve afl›kl›k gelene¤ine önemli katk›lar sa¤layaca¤›na inan›yorum. Afl›kl›k gelene¤inin s›k›nt›l› oldu¤u bu dönemde özellikle Kars gibi
■
4
afl›kl›k gelene¤inin befli¤i olan
bir yerden güçlü afl›klar›n ç›kmas› çok önemlidir.
Geçen afl›klar bayramlar›na bakt›¤›m›zda bu y›lki bayram›n daha verimli oldu¤unu
gözlemledim.
Yar›flmalar 5 ayr› dalda yap›ld› ve de¤erlendirildi. 100 civar›nda afl›¤›n kat›ld›¤› bu
bayramda bu y›l birincilik,
ikincilik yerine belli puan›n
üzerindeki isimler dereceye
girmifl oldu.
Bu sistem yeni yetiflen
gençler için de çok önemlidir
ve daha iyi yetiflmesine sebep olacak.
Bu organizasyonu düzenleyen Kars Belediye Baflkan›
Sn. Nevzat Bozkufl’a ve eme¤i geçen herkese teflekkür
ediyorum” dedi.
Serhat Kültür Dergisi olarak Belediye Baflkan› Say›n
Nevzat Bozkufl’un flahs›nda
bu etkinli¤e eme¤i geçenleri
kutlar, Afl›kl›k gelene¤inin kuflaktan kuflaklara artarak geçmesini temenni ederiz.
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
Çocuklar›n Gözünde Durdum
Dünyan›n Seyrine...
AH B‹R ÇOCUK
OLSAYDIM!
Yine sokaklarda top kofltursam
Yine köflelerinde saklambaç oynasam
Yine en kuytu köfleyi ben buldum sevincine girsem
OCUKLARIN insanca büyümeleri
için;gösterifle, teknoloji’ye de¤il,
Ç
özgüvene ve sevgiye ihtiyaçlar› var.
Teknoloji’nin henüz evimizi talan
etmedi¤i günler de anneler evde, babalar iflte, biz de yafl›m›z›n gerektirdi¤i yerlerde yaflam›n içindeydik.
Benim çocuklu¤um da eve gelirken evi anahtarla açt›¤›m›z› hiç hat›rlamam. Evde yaflayan hiç kimse de
anahtar olmazd› varsa da bir tane oda
herkesin bildi¤i bir yerde sadece baflka bir diyara gidersek usule uygun kilit kap›ya vurulurdu o kadar. Kap› öyle
çelikten falan da de¤ildi.
En büyük e¤lence sokaklar, oyuncaklar s›n›rs›zd› sanki evren bizim için
yarat›lm›flt›. Oynamak için belli bir yerin olmas› flart› yoktu. Hiç kimse bize
oyunu para karfl›l›¤›n da satmazd›.
Arkadafllar›m›z›n hepsi birbirinin ayn›s›yd› zengin, fakir fark›m›z yoktu, biz
aram›za s›n›rlar koymay› ö¤renmemifltik. Bizim oyunlar›m›z hepimize
eflit mesafedeydi.
Servisi bilmezdik. Eskiyen ayakkab›lara inat tüm yollar› arfl›nlard›k.
Yol sadece yürümek, bir yerlere varmak için de¤ildi. Yol arkadafll›¤›n›n ne
çok e¤lencesi ne çok oynaflmas› olur
bizim gibi yol arkadafll›¤›na duranlar
bilir.
Çantalar›m›z muflambadan, en
kalitelisi flile bezinden bir ötesi kumafltan ama hepsi gösteriflten uzak
bizim çocuklu¤umuza gölge etmeyen
s›rt›m›z›n tafl›y›c›lar›yd›. Okuldan döner dönmez kald›r›m kenarlar› çantalar› bekler, bir-iki oyun oynad›ktan
sonra eve girerdik. Kirlenmek bizim
ruhumuzu a盤a ç›kar›r, dingin, yorgun kendimizi evde bulurduk.
En çokta sokakta oynarken ekmek aras› yer birde kimin evi yak›nsa
pefli s›ra ayn› bardaktan suyu içerdik.
Bize ait özel eflyalar›m›z çantam›z›n üzerinde dururdu kimse dokunmazd›, hiç kimse çal›n›r korkusu bilmezdi. Sokaklar evimiz gibi güvenliydi.
Hiç bir zaman çocuk kavgalar›m›z
karakol yüzü bilmezdi. En fazla saç,
2012 Temmuz - A¤ustos
Hani yine paçalar› k›sa,burnu sümüklü o çocuk ben olsam
OLCAY KASIMO⁄LU
Yazar-fiair
bafl olur, tekme atar, eflekli küfürlerle
kavgay› bitirir ama kin gütmezdik en
fazla baflka bir oyunda yine buluflurduk. Çocuk yan›m›z örselenmemifl çiçekler gibiydi. Dikeni de gülü de baflka güzeldi.
Yaralar›m›z ekmekle flifa bulurdu,
k›r›lan kafalar›m›z flekere bulan›rd›
bunlar bile bize oyun gibiydi.
Yaz temizlikleri, hal› y›kamalar
hepsi mahallede flölen havas›nda geçerdi. Biz temizlikçi kad›n diye bir fleyde bilmezdik. Komflunun odununu tafl›r elimize konulan flekere bayram
ederdik.
Evlerimiz insan, anne, kardefl kokard›. Çok lüks yaflamazd›k ama do¤al hayatt› bizim ki. ‹nsan› insanla buluflturan, geceleri y›ld›zlarla konuflturan içimizin aynas› gülen gözlerimiz.
fiimdi çok lüks evler var içi insans›z, parklar sürüyle içinde çocuklar
yok. Her y›l sökülüp yenilenen kald›r›mlar var. Sokaklar kimsesiz, çocu¤a
hasret. her taraf›m›z beton y›¤›n›, sol
taraf›m›z kimsesiz, yapay insanlar sürüsü gibiyiz.
Koca ç›narlar dedi¤imiz dedeler,
neneler yok, sanki yeralt› dünyas›n da
yafl›yorlar sahi masallar›m›z›n sahibi
koca ç›narlar›m›za ne oldu? Kap›lar›m›z kapal›, yüreklerimiz yaral›, taksitlere bölünmüfl yaflam›n biçare bekçileri bizler, her yerimiz talana dönmüfl.
Ne oldu bize?
Birbirimize yabanc›, birbirimize
yasakl›. Biz mi istemifltik? Yoksa birileri mi böyle istedi?..
“Her toplum hak etti¤i gibi yönetilir” derler ya,biz mi böyle olmas›n› istedik, biz mi dünyaya yeni ferman verdik, yeni dünyalar, yeni bulufllar için
insanl›¤›n suyuna kibrit suyu dedik,
baflka ne denilebilir ki!
Düflmekten dizlerim yara bere içinde
kalsa
Ç›kt›¤›m elma a¤açlar›n›n yine dal› k›r›lsa
düflsem bir taraflar›m ac›sa
Vars›n oyun bozan desinler kurduklar› bütün kuleleri y›ksam
Onlarda tekrar tekrar yapsa bende
gülüfllerde kaybolsam
Onlarda pefli s›ra arkamdan tafl ya¤muruna tutsalar
Cam k›rman›n keyfini ancak çocuklar
bilir
Oyunlara kurban verdi¤imiz can›m
pencereler
Ah yeniden, yeniden çocuk olsam
Kurba¤alar› fliflirsem
Hatta bakkal amcan›n leblebi tozuna
katt›¤› una tekrar flahit olsam
Topraktan çamur yapt›¤›m›z sonra
hayatlar infla etti¤imiz
O canim hayallerimi yapt›¤›m hünerli
ellerime tekrar kavuflsam
Hani hep derler ya tahtadan oyuncaklar bizim ki
Tahtayla hayat bulmufl nice bulufllar
vard› oyun sofram›zda
Ah yeniden çocuk olsam, olsam da
fiekere,sak›za hasret düfllerimi avutsam
Sonra rengarenk bilyelerimin say›s›n›
unutmasam
Torbamda tafl›man›n hakl› gururunu
yaflasam
Yaflasam da anlatsam çocuk olman›n
s›n›rlar› yok bu dünyada
Dünya en çok çocuklarla bar›fl›k
Çünkü çocuk yüre¤i kar›flmam›flt›
kurtlar sofras›na
Yüzlerimiz yan›k, yüreklerimiz pakt›.
5■
Serhat Kültür
AfiIK fiENL‹K’‹N HAYATI
(1850 – 1913)
ENL‹K, 1850 y›l›n›n yaz aylar›nfi
da Ç›ld›r’›n Suhara (Afl›kflenlik)
Beldesinde dünyaya gelmifltir. Babas›, köyün yerli ailelerinden Kadirgillerin Molla Kadir’dir.Çiftçilikle u¤raflan ve kümes hayvanlar›na çok
merakl› olan Kadir, orta halli bir köylüdür. fienlik’in annesi Zeliha, okuma yazma bilen, zeki görgülü ve bilgili bir kad›nd›.
Sabah namaz›nda evine dönmekte olan Molla Kadir’i kap›da karfl›layan köyün ebe kad›n›, bir o¤lu-
■
6
nun oldu¤unu müjdeleyerek, “hasene”(hay›r) vermesini söyler. Ebe kad›n›n hasene sözünü heyecandan
hasan fleklinde anlayan Molla Kadir, çocu¤una “Hasan” diye seslenir. Böylece çocu¤un ad› Hasan kal›r.
Aradan y›llar geçer, küçük Hasan büyür, 11-12 yafllar›na gelir.
Sabah›n ilk ›fl›klar›yla beraber önüne katt›¤› koyunlarla köyden ç›kar,
akflama kadar da¤larda çay›rlarda
koyun otlat›rd›.
Ç›ld›r uzun y›llar Rus iflgalinde
kalm›fl, iki devlet aras›nda s›n›r oluflturan bir bölge olarak, zaman zaman
birçok savafla sahne olmufltur. Ard›
arkas› kesilmeyen bu savafl ve göç
felaketler, halk dilinde yan›k destan
ve türkülerin oluflmas›na sebep olmufltur. Genç yaflta ölen yi¤itler, murad›n› alamayan genç k›zlar, babalar,
analar, dedeler, yetim yavrular, bu
deyifllerin konular›d›r. Birçok evliya
ve flehit menk›beleri anlat›l›r. Da¤lar
ve ovalar isimsiz flehit mezarlar›yla
doludur.
Uzun k›fl geceleri, bütün Do¤u
Anadolu köylerinde oldu¤u gibi suhara’da da a¤›t destanlar›n›n söylenmesi ve flehit menk›belerinin anlat›lmas›yla geçirilirdi. Bazen de köy imam›n›n okudu¤u, Ahmediye, Battal Gazi,
ve Hz. Alinin cenkleri gibi dini kahramanl›k kitaplar› dinlenirdi. Afl›klar, hikayelerini, bayat› ve türkülerini bu
olaylar üzerinde koflar, gençler bu
duygularla yetiflirlerdi.
Küçük Hasan gözünü aç›p çevresine bakt›¤› zaman bu olaylar›
görmüfl, yurduna, milletine koflulan
bu bayat›lar›, türküleri, destanlar›
ve hikayeleri iflitmiflti. ‹flte Hasan’›
ça¤›n›n büyük afl›¤› yapan çevresindeki bu olaylar ve bu ortamd›.
Edebi kiflili¤i yurt mücadelesi duygular› içerisinde geliflmiflti. Akflamlar› evinde afl›n› ekme¤ini yedikten
sonra bütün köy çocuklar› gibi, babas›n›n elinden tutup ya afl›k meclisine veya cenk kitaplar›n›n anlat›ld›¤› komflu odalar›na giderdi. Geceleri buralarda anlat›lanlar› büyük
bir merakla dinleyen Hasan, gündüzleri bunlar› hayal eder, uzun
uzun düflüncelere dalard›.
Hasan 14 yafl›na geldi¤inde,
onda büyük bir av tutkusu bafllam›flt›. Babas›n›n av tüfe¤ini al›r, Karasu’nun geçti¤i “Kulaklar” denilen
yerde pusuya girer. Saatlerce yabani ördek beklerdi. Yine bir ikindi zaman›, Kulaklar’da pusuya yatar. Bir
kaç saat sonra, üzerine bir a¤›rl›k
çöker, uyur-uyan›k bir halde rüyalar
alemine dalar. ‹kinci günün akflam›na kadar burada kal›r. Hasan’›n eve
dönmedi¤ini gören babas›, köy halk› ile birlikte o¤lunu aramaya bafllar. Hasan’› bayg›n bir halde bulurlar. Yaflad›¤› alemden uyand›¤›na
piflman bir halde, etraf›na toplanan
halk› süzer. Köyün imam›’n›n, “O¤lum Hasan sana ne oldu, neden
böyle duruyorsun, niçin konuflmuyorsun?” demesi üzerine, Hasan,
fiu sözlerle cevap verir;
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
Rüya-y› alemde yatt›¤›m yerde
Neçe yüzmin hayal güfluma geldi
ܤbe üç cismine sald› atefl
Sevdi¤im salat›n düfluma geldi
Ayn›na geymiflti gaflet lüzum
Kör oluban açmayayd›m gözümü
Bir tagayy›r keyfte gördüm özümü
O kadar möhübbeti hofluma geldi
fienlik’em hakine gettim yüzünen
Bir kelme dan›flt›m fliirin sözünen
Hay›f ki bakmad›m k›yar gözünen
Sürahi gameti karfl›ma geldi
Hasan’›n sözleri bitince köy
imam›n›n sevinçle gözleri ›fl›ldar.
Kadir A¤a’n›n kula¤›na e¤ilerek göz
ayd›n› verir. Öteki köylüler bundan
bir fley anlamazlar, Hasan’› eve getirirler. Bilgiç bir kifli olan köy imam›
Hasan’› karfl›s›na alarak, “Hasan,
biraz önce bize bir türkü söyledin,
sevdi¤in salat›ndan bahsettin. Bunu
bize anlat bakal›m, nas›l gördün,
türkünün sonunda tapfl›rd›¤›n “fienlik” kimdir?” diyince, evde bulunan
köylülerin hayretli bak›fllar› önünde
ikinci türküsünü söyler:
Y›¤›l›n ahbaplar yaren yoldafllar
Bir sa¤almaz derde düfltüm bu gece
Hikmet-i pir ile ab-› zülalden
Kevser Bula¤›ndan içtim bu gece
Kudret mektebinden verdiler dersi
Zahirde göründü arfl ile kürflü
H›fz›mda zapt oldu Arabi farsi
Lügat-i imrani seçtim bu gece
Sefil fienlik Hak’tan buldu kemali
Bu fikirle vasf-› halin demeli
Bedirlenmifl gördüm güzel cemali
Tagayy›r hal oluf flaflt›m bu gece
2012 Temmuz - A¤ustos
Hasan, bu rüyalar aleminde, pir
elinden bade içerek, sevdi¤i salat›na olan aflk›n›, hem de flairlik kudretini buldu¤unu anlatmaktad›r. Ayr›ca ilahi kudretten Arapça, Farsça
ve ‹mran (‹brani) dilini ö¤rendi¤ini,
tanr›’n›n cemalini gördü¤ünü haber
verir. Bu günden sonra Hasan “Afl›k
fienlik” ad›yla bilinip tan›nmaya
bafllar. Yöre halk› bu “Badeli Halk
Afl›¤›” n› görüp dinlemeye gelir. Dü¤ün ve derneklerine Afl›k fienlik’i
ça¤›r›rlar. Ünü h›zla etrafa yay›lmaya bafllar.
Gizlice sevdi¤i Huri adl› k›z›n
baflka bir köye gelin gitmesi fienlik’i
çok etkilemifltir. Bu ayr›l›¤›n ac›s› fliirlerinde aç›k bir flekilde görülmektedir. Bir müddet sonra ayn› köyden
Abdullah’›n k›z› Mürüvet’le evlenir.
Çocuklar› olmay›nca üç y›l sonra
ikinci defa, yine Suhara’dan eski
sevgilisi Huri’ye benzetti¤i, Kral Hasan’›n k›z› Huri ile evlenir. Fakat
afl›k gönlü ikinci evlili¤inde de huzuru bulamaz.
Kar›lar›n›n kavgalar›, evde yaratt›klar› huzursuzluk, fienlik’i can›ndan bezdirmifltir. Daima mutlulu¤u arar, fakat gerçek hayatta bunu
asla bulamaz. Bu yüzden olacak ki,
tasnif etmifl oldu¤u hikayelerinde
kahramanlar› iki sevgiliyle mutlu yaflatm›fl, böylece kendi bulamad›¤›
mutlulu¤u ve aile huzurunu kahramanlar›na vermifltir.
Ölümü ve Mezar›
Afl›k fienlik’in erken ölümüne
sebep olan Revan yolculu¤u flöyledir; 1913 y›l› yaz aylar›nda, Revan Hanlar›ndan birinin büyük bir
dü¤ünü olur. Bu dü¤üne çeflitli yörelerden bir çok afl›k kat›l›r. Gele-
neklerine göre, Hanlardan birinin
“Toy Babas›” olmas› gerekiyordu.
Çok flerefli ve gösteriflli bir unvan
olan toy babal›¤› için Hanlar aras›nda büyük çekiflmeler olur. Bu
hanlar›n her birinin himayesinde
bir veya birkaç hikayeci usta afl›k
bulunurdu. Sonunda, hangi Han›n
afl›¤› hiç duyulup iflitilmemifl yeni
bir hikaye anlat›rsa, o Han›n toy
babas› olmas›na karar verilirdi.
Daha önce fienlik’in ç›rakl›¤›n›
yapm›fl Revanl› Afl›k Bala Memmet’te, Hanlardan birinin himayesinde bu dü¤üne kat›larak, ustas›
Afl›k fienlik’in “Latif fiah” adl› hikayesini anlat›r. Çok be¤enilen Latif
fiah hikayesini anlatan Afl›k Bala
Memmet’i zorlayarak, hikayenin
as›l sahibini ö¤renir ve Ç›ld›rl› Afl›k
fienlik’i Revan’a getirmesi için
kendisine bir ayl›k süre verirler.
Bala Memmet Ç›ld›r’a gelir ve ustas›na durumu anlat›r. Bunun üzerine Afl›k fienlik, ç›ra¤› ile birlikte
Revan’a gider. Revan Hanlar›n›n
afl›klar›ndan baz›lar›, fienlik’in daha önceleri Gümrü, Tiflis ve Borcal›’da görüflüp, tan›flt›¤›ve yar›fl›p
üstün geldi¤i afl›klard›r. Bu nedenle fienlik’ten çekiniyorlard›. fienlik
Revan’da Hanlar’›n en ünlü afl›klar›yla karfl›lafl›p,üstün gelir. Afl›klar›
yenilen ve dolay›s›yla kendi itibarlar› daazalan Hanlar,bu Osmanl›
Afl›¤›n›n yeme¤ine zehir koydururlar. Revan’da hastalanan fienlik.Gümrü’ye kadar trenle, oradan
da öküz arabas›yla Ç›ld›r’a gelirken, Arpaçay’›n Dalaver köyünde
ölür. Cenazesi Suhara’ya getirilir.
Mezar› Suhara (Afl›kflenlik Beldesi)’ded›r.
Kaynak: Afl›kflenlik Belediyesi
web sitesi
7■
Serhat Kültür
Kaybolan Ifl›k,
Kaybolan Ziya…
dünyam›zda var olan
IlerifiI⁄I;
fleyleri görmemize ve renkbirbirinden ay›rmam›za
yarayan bir enerji kayna¤›
olarak tarif etmek mümkündür.
Yazarken, konuflurken
›fl›k yerine ziya ya da nur
kelimelerini de kullan›r›z ço¤u kez...
Ifl›k; kuflkusuz bir fleyin
oluflumundaki atomik etkileflim sonucunda meydana
ç›km›fl ve ›fl›yarak yay›lm›flt›r.
Ifl›k olmasayd›, insano¤lu güzellikleri bu kadar
fark edebilir miydi, acaba?..
Allah hiç kimseyi karanl›¤a düflürüp, onu ›fl›ktan, ziyadan, nurdan mahrum etmesin. Allah kimsenin ›fl›¤›n›, nurunu, ziyas›n› elinden almas›n.
Gözlerdeki ›fl›k için; kalp
gözünün, sevgi gözünün ve
aflk gözünün bir ›fl›¤› da oldu¤u ... söylenebilir.
‹nsan için en kötü fley
gözlerdeki ›fl›¤›n› kaybetmifl olmas›d›r.
“Kaybolan Ifl›k” ad›ndaki
bir eseri Türkçeye çevrilmifl
olan Michael Conelly der ki:
– “Gezinirken orman›n
karanl›¤›nda görürsün ufukta c›l›z, ama güçlü olaca¤›n›
bildi¤in bir ›fl›¤›....”
– “Koflarak gidersin tutmak, tutunmak için. Sevmek
■
8
ABBAS GÖKÇE
[email protected] Kurucu Meclis ve Dan›fltay E. Üyesi
ve yaflamak için ona...”
S›ms›k› tutars›n y›llarca
onu... Sonra nedense kaymaya bafllar birden bire...”
– C›l›zlaflm›fl haliyle yaflamaya baslars›n, fakat yine
de son hamlelerle üstüne
at›l›rs›n gittikçe kaybolan, fakat asla gitmesini istemedi¤in ›fl›¤›n... Ama ›fl›k ya kaybolmaya bafllam›flt›r ya da
biz onu öyle görmek istiyoruz bu yaflamda...”
– Nur ile ›fl›k ve par›lt› anlam›na gelen ziya kelimesine Kur’an’da da s›kça rastlanmaktad›r. Orada ziya’
nura göre daha asli bir ›fl›k
olarak belirlenmifltir.
– Ayetlerde “ziya” günefl “ay ise” nur olarak gösterilmifltir.
– Yine bu ayetler, güneflin ›fl›¤› olan ziyay›; ay›n ›fl›¤› olan nura göre daha temel bir ›fl›k... halinde vermektedirler.
– Ifl›k; yaln›z Allaha mahsus bir s›fatt›r. Baflkas›na ait
olamaz,i tek varl›k olan Allaha ait bir niteliktir ›fl›k. Fakat
Türkçemizde her zaman karanl›¤a karfl› ›fl›k kelimesi
kullan›lmaktad›r.
Türk flairleri de, edebiyat›m›zdaki birçok fliirlerinde
karanl›¤›n yan›nda; ›fl›k, nur
ve ziyay› da fliir konusu yapm›fllard›r. Keflke bunlardan
bir k›sm›n› da hat›rlay›p yazabilsem:
◊ Abdühakhamit efli için
yazd›¤› fliirinde: “Her yer
karanl›k, pür nur o mevki...” demifltir.
◊ Tevfik Fikret “fiüphe
bir nura koflmakt›r ifadesinde bulunmufltur.
◊
Mehmet Akif Ersoy’un; “Âtiyi karanl›k görerek azmi b›rakmak...” m›sra›
vard›r.
◊ Yahya Kemal Beyatl›’n›n da bir fliirinde; “ Etraf›
okfluyor may›s›n taze rüzgâr›;/ Karfl›mda köhne Üsküdar’›n dost ›fl›klar›.” dizesi
bulunmaktad›r.
◊ Ifl›kl› dünyada, toplumun yapt›klar›na tahammül
edemeyen Necip Faz›l K›sakürek: bir fliirinde: “Ne
›fl›kta gezeyim, ne göze görüneyim; / Ifl›klar sizin olsun,
verin karanl›klar›, / Islak bir
yorgan gibi iyice bürüneyim;
/ Örtün üstüme örtün; / Serin
karanl›klar›...diye yazm›flt›r.
fiiir yazmaya bafllad›¤›m
günlerden beri; “›fl›k”, “ziya”, “nur” ve “karanl›k”
kelimeleri benim fliirlerimde
de yer alm›flt›r. Ancak benim
fliirlerimde geçen “›fl›k” kelimeleri karanl›¤›n karfl›l›¤›
olarak kullan›lm›flt›r, Allah›n
s›fatlar›ndan biri olan “›fl›k”
anlam›na de¤il.
‹nsan ömrü dönemeçlerle
doludur. En son dönemecin
nihayetine Tanr› taraf›ndan
konulan noktaya biz “ölüm”
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
diyoruz. Bunu tatmak her
canl›n›n de¤ifltirilemez kaderidir.
Dünya ve ahiret ikilisine
inand›¤›m için; bence, ömrün sonuna konulan bu
nokta hem bir sonuç, hem
de bafllang›çt›r.
Her ölüm ac›d›r ve ›st›rap
getirir ölünün yak›nlar›na...
Bu gerçe¤i tatmak, nice
keder, elem, feryat ve ac›lara sürükler ölünün yak›nlar›na...
A¤larken bayati ve mersiye niteli¤inde sözler, deyimler yank›lan›r ölenin
evinde...
Bu ac› gerçe¤i daha yeni
yaflad›m kardeflim y›llard›r
kanserle mücadele eden Ziya’y› kaybetmekle...
Ifl›k ve Ziya
Yine her yer karard›; ›fl›¤›m yok, ziyam yok,
‹brahim’den sonra da art›k benim Ziya’m yok!
Ben neyleyim Yarabbi, flimdi Ziya’dan sonra;
Bütün dünyam y›k›ld›, yaflanacak dünyam
yok!
O, gönlümde an›tt›, sevgi, sayg› an›t›;
B›rak›p gitti beni; gerçe¤im yok, rüyam yok!
Ac›m o derece büyüktü ki;
a¤lamak, s›zlamak yetmedi.
Ayr›ca onun aziz hat›ras›na
hürmetle ve göz yafllar› içinde fliirler de yazd›m. Çünkü
benim ›fl›¤›m, nurum, ziyam
elimden gitti.
Aff›n›za ve müsamahan›za s›¤›narak bunlar› size
sunuyorum, fliirlerimi... Zira bu sütunlar bana de¤il,
sizlere aittir.
Sensiz art›k bu dünya bir yaland›r, yok bana
Tükenmez ki saymakla bunca dertler çok
bana
Ar›yorum her yerde,sorup dosta, yabana;
Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?..
Senden yetim kalm›fl›m, sanki ben bu
yafl›mda;
Akl›m, fikrim kalmad› art›k benim bafl›mda;
Kendin yoksun velâkin, hep hayalin
karfl›mda;
Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?..
Makam› cennet olsun ve Allah›n duas›
Bunu böyle bilirim, benim baflka duam yok!
Ziya’ can, Ziya!..
Seve, seve yoluna can verirdim Billâhi;
Buna Allah flahittir; yalan›m yok riyam yok!..
Niçin birden eriyip, bittin , Ziya’ can, Ziya;
Niye bizi b›rak›p, gittin Ziya’ can, Ziya!..
Ziya, Ziya Nerdesin?..
Sen bir ›fl›k ve nurdun benim fani dünyamda,
Canl› bir heykeldin gerçe¤imde, rüyamda,
Her an senin ad›n var nefesimde, havamda
Bir gecenin koynunda, bitiverdi rüyam›z;
Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?..
Bizi b›rak›p gittin, yetim kald› dünyam›z;
Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?..
Niye birden eriyip, bittin , Ziya’ can, Ziya;
Neden bizi b›rak›p, gittin Ziya’ can, Ziya!..
Sen benim ›fl›¤›md›n, nurumdun, ziyamd›n
Gerçe¤im ve hayalim, özlemim, rüyamd›n...
Tüm varl›¤›m,servetim, hayat›m ve
dünyamd›n;
Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?..
2012 Temmuz - A¤ustos
Senden sonra halimi görebilse gözlerin
Duymasam da sesini, kula¤›mda sözlerin
Dünyam seninle dolu silinmiyor izlerin;
Niçin birden eriyip, bittin , Ziya’ can, Ziya;
Niye bizi b›rak›p gittin Ziya’ can, Ziya!..
9■
Serhat Kültür
Afl›k fienlik Kültür Etkinlikleri 2012
Dünden Yar›na Kültürümüz
SERHAT KÜLTÜR HABER
OSYAL Destek Projesi
kapsam›nda yap›lan
“Dünden Yar›na Kültürümüz” adl› Afl›k fienlik Kültür
Etkinlikleri büyük bir coflkuyla kutland›. Afl›k fienlik
Beldesinde yap›lan kutlamaya çok say›da konuk kat›ld›.
S
Afl›k fienlik bir halk kahraman›d›r. Özellikle Kafkasya Türkleri taraf›ndan
çok iyi bilinmekte ve sevil-
mektedir. Herhangi bir örgün e¤itim kurumuna devam etmedi¤i halde yaflad›¤› dönemim yayg›n e¤itim
Afl›k fienlik Belediye
Baflkan› M.Mülazim KARAÇAY, yap›lan bu anlaml›
etkinlik hakk›nda bir konuflma yaparak duygular›n›
flöyle anlatt›:
■
10
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
imkanlar›ndan yararlanarak
kendisini yetifltirmifl olan
fienlik Baba eserlerinde
yans›tt›¤› engin kültürü informal olarak kazanm›flt›r.
Eserlerinden anlafl›laca¤› gibi Afl›k fienlik’in yaflad›¤› çevrede Kafkaslardan
gelerek Anadolu’da etkili
olan çok zengin bir Halk
Kültürü kuflaktan kufla¤a
aktar›larak yaflamaktayd›.
fienlik afl›k meclislerinde
dinledi¤i bölge afl›klar›ndan, köydeki odalarda yap›lan sohbetlerden ve oku-
2012 Temmuz - A¤ustos
nan cenk kitaplar›ndan, cami de yap›lan dini e¤itimden üstün zekas› sayesinde çok iyi faydalanm›flt›r.
1877-1878 Osmanl›-Rus
savafl›n›n oldu¤u dönemde
fienlik kahramanl›k destanlar›yla, koçaklamalar› ile
yöredeki milis kuvvetlerin
direnç kayna¤› olmufltur.
Hatta 93 koçaklamas› fliiri
bölgede ‹stiklal Marfl› olarak kullan›lm›flt›r. Bölgede
ve Kafkaslarda bir Halk
Kahraman›d›r. Beldemize
ad›n› veren Afl›k fienlik’in
daha genifl kesimlere tan›t›larak gelecek kültürlere ve
kuflaklara aktar›lmas› ve bu
sayede kültür turizmi ve yöre potansiyelinin tan›t›lmas›, Belediye ve Afl›k fienlik
Kültür Derne¤i taraf›ndan 7
y›ld›r “Afl›k fienlik Kültür
Festivali” düzenlenmektedir.
Bu festivale her y›l ülkemizden ve komflu ülkelerden, özellikle Azerbaycan,
Gürcistan’dan kat›l›mc›lar
gelmektedir. Bu festivalde
çeflitli etkinlikler düzenlen-
11 ■
Serhat Kültür
mekte, Ozan tan›t›lmaya ve
yaflat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Son y›llarda festivale 45 bin kifli kat›lmaktad›r. Bu
halk ozan› ve kahraman›
bu kadar ilgi uyand›rmas›na ra¤men yaflam› ve eserleri hakk›nda çok düzenli
bir çal›flma yap›lmam›flt›r.
Bu ozan›m›zla ilgili çal›flman›n yap›l›p gelecek kuflaklara aktar›lmas› gerekmektedir. Ardahan Üniversitesi’nden 1 ö¤retim görevlisinin ve Afl›k fienlik’i
■
12
bilen Gürcistan, Azerbaycan gibi ülkelerden ozanlar›n kat›l›m› ile panel ve söylefliler yap›larak genifl kesimlere ulafl›lacakt›r.
DÜNDEN YARINA KÜLTÜRÜMÜZ adl› Sosyal
Destek (SODES) projemiz
ile Afl›k fienlik’in bilinmeyenlerini ortaya ç›karmak,
öyküleriyle gerek yaz›l› ortamda gerekse dijital ortamda kayda geçirmek
üzere bu proje çal›flmas›na
girdik, unutulmakta olan
Halk kültürü içerisinde kaybolmak üzere olan Afl›kl›k
gelene¤ini yar›nlara tafl›mak amac›yla çok say›da
kat›l›mc›n›n bulundu¤u bir
ortamda yap›ld›.
Afl›k fienlik Belediye
Baflkan› M.Mülazim KARAÇAY’›n flahs›nda Bu anlaml› etkinli¤e eme¤i geçenleri kutlar afl›kl›k gelene¤inin yar›nlara tafl›nmas›nda amac›yla gelecek y›llarda da sürmesini temenni
ederiz.
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
2012 Temmuz - A¤ustos
13 ■
Serhat Kültür
■
14
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
‹stanbul Azerbaycan Kültür ve Sanat
Derne¤i Ola¤an Genel Kurulu Yap›ld›
SERHAT KÜLTÜR HABER
Azerbaycan Kültür ve
Sanat Derne¤i Ola¤an Genel Ku‹ruluSTANBUL
Yap›ld›
‹stanbul Azerbaycan Kültür ve
Sanat Derne¤i Genel Kurulu 18.
06. 2012 Pazartesi günü saat
19.30’da Dernek Merkezinde yap›ld›.
Toplant› salt ço¤unlu¤un kat›l›m›yla gerçekleflti. Gündem maddeleri okunup oylamaya sunularak
kabul edildi. Nevzat Erda¤’›n Divan Baflkanl›¤›nda, Divan Heyetine Samet Yolcu ve Ali Karayel, seçildi.
Genel kurulda tek liste sunularak kat›l›mc›lar›n oy çoklu¤u ile kabul edilen, Hikmet Elp Baflkanl›¤›ndaki Yönetim Kuruluna afla¤›da
isimleri yaz›lanlar seçilmifltir.
Yönetim Kurulu Baflkan› Hikmet Elp, seçildikten sonra üyelere
hitaben yapm›fl oldu¤u konuflmas›nda yönetim olarak yapmay› hedeflediklerini özetle flöyle anlatt›:
Küskünlükleri ortadan kald›r›p,
birlik ve beraberlik içinde yürüyece¤imizi;
Azerbaycan kültür dernekleri
aras›nda iflbirli¤ini sa¤layaca¤›m›z›;
Faaliyetlerimizde genifl kat›l›m
sa¤lamak için ilçe ve mahalle düzeyinde tabana yayaca¤›m›z›;
"Ben" yerine "biz" odakl› olaca¤›m›z›;
Hemflerilerimiz aras›nda varl›kl› yoksul ayr›m› yapmadan, her kese eflit davranaca¤›m›z› taahhüt
ediyoruz.
SAYGILARIMIZLA
Serhat Kültür Dergisi olarak ‹stanbul Azerbaycan Kültür ve Sanat
Derne¤i’ni yapm›fl oldu¤u kültürel
çal›flmalar›ndan dolay› kutlar, bu
anlaml› bayrak yar›fl›nda yeni yönetim kurulu baflkanl›¤›na seçilen
Hikmet Elp ve tüm yönetim kurulu üyelerine baflar›l› çal›flmalar dileriz.
Hikmet Elp
Mehmet Emin Ifl›kl›
Gökmen K›l›ço¤lu
Cafer Akyol
fiahin Ayr›m
Samet Yolcu
Murat Karaca
2012 Temmuz - A¤ustos
15 ■
Serhat Kültür
Gizli Tan›k (!)
‹R‹M‹NOLOG‹A (Suç, suçC
lu ve ceza) ile ilgili kitab›n
yazar›, Ceza Alimi GAROFALO, kitab›n›n bafllang›ç›nda “
bu kitap, adalet mant›¤› ile ifltimai (sosyal) menfaat aras›ndaki aç›k ahenksizli¤i halletmek
için yaz›lm›flt›r”. demektedir.
Kitab›nda suçlu tiplerini de belirtmifltir.
Ellili y›llarda çal›flmakta oldu¤um yörenin A¤›r Cezas›na çevre ilçelerden birisinden Sorgu
Kararnamesi ile, adeta keyif
için, Nagant tabancas› ile adam
öldürmekten san›k birisini göndermifllerdi. O zaman SORGU
YARGIÇLI⁄I’DA vard›. Savc› taraf›ndan talepname ile sorguya
dava aç›l›r, Sorgu da gerekli tahkikatdan sonra bir kararname ile
görevli mahkemeye davay›
açard›. Kararname ile birlikte
görevli Savc› da ‹DD‹ANAME
düzenlerdi. (Seksenli y›llarda
sorgu Yarg›çl›¤› kald›r›lm›flt›r.)
San›k, tam bir suçlu tipinde birisi. Orta boylu yüzünden yumruk
yemifl gibi, içeriye dönük birisi.
S›rf dedikodu ile doldurulmufl
san›k, çay›rda çal›flmakta olan
adam›n yan›na giderek hiçbir
neden olmadan elindeki toplu
tabanca ile av›n› yakalam›fl y›rt›c› yarat›k gibi teti¤i çekmifl ve
av›n› yerlere sermifl. Adam daha ölmemifl, flüpheliye yalvar›yor, bu yaralarla ölmem; üç çocu¤um, bir de eflim var, onlara
ac›. Bu sefer katil, elindeki Nagant tabancas›n›n namlusunu
uzatarak a¤z›na al seni öldürmeyece¤im der. Yaral› da mecburen Nagant’›n uzunca namlusunu alabildi¤i kadar a¤z›na
al›nca katil teti¤i çeker.
Olay› gören birçok tan›k var.
■
16
Av. HAL‹S ÖZDEM‹R
[email protected]
‹stanbul Barosu
Fakat hiçbirisi korkular›ndan konuflam›yorlar. Sorgu Yarg›çl›¤›nda “olay› bilmiyoruz diye geçifltirirler” A¤›r Ceza Mahkemesi huzurunda da sorguda oldu¤u gibi
durumu ayd›nlatacak beyanda
bulunmad›lar. Sayg› de¤er yafll›
bir Baflkan, tan›klar›n a¤z›ndan
beyan alam›yor. Buna karfl›n tan›klar› olabildi¤ince s›k›flt›r›yor
ve olay› biliyorsunuz aç›klamal›s›n›z diye bast›r›yor. Tan›klar yine de kem küm ediyorlarsa da,
teker teker dinlenirlerken yüzlerinden so¤uk, so¤uk boncuk gibi
terler ak›t›yorlar. Dizleri tir tir titriyor. Bacaklar yay gibi alçal›p
yükseliyorlar; suratlar› de¤ifliyor.
‹flte tam bu ola¤an d›fl› jest, mimik ve di¤er hareketleri Baflkan
taraf›ndan t›pk› bir film gibi teker
teker tutana¤a geçirildi. Yarg›lama sonunda da a¤›r bir ceza verildi.
G‹ZL‹ TANIK dinlenmelerinde Yarg›ç’›n, tan›¤›n hareketlerinden, beyanlar›ndan kanaat
edinemez.. Çünkü tan›k görülmüyor. Gaipten gelen bir ses gibi. As›l mühim olan, aleyhine
beyanda bulunulan san›k da tan›¤›n kim oldu¤unu bilmedi¤i gibi vucut hareketlerini de göremedi¤i için tepkisini beyan ve
zapta geçiremiyor.
B‹R BAfiKA OLAY;
Yine altm›fll› y›llarda A¤›r Ceza Mahkemesinde görülmekte
olan davada san›¤›n bu kez sa-
vunma Avukat›y›m. Çevrede tan›nm›fl birisi adam öldürmekten
yarg›lan›yor. Köylerinin birkaç
kilometre ilerisinde ölüm olay›
var. Ölünün taflla veya benzer
sert cisimlerle kafas› parçalanm›fl. Sorgu kararnamesi ve Savc›l›ktan düzenlenen iddianame
ile hakk›nda idam cezas› isteniyor. Tahkikat bitmifl ( bana göre
daha bitmemifl) Savc› mütelaas›nda TCK’nu nun 450/3. f›kras›n›n uygulanmas›n› istedi. Bu
madde ve f›kras›nda “Canavarca bir his sevki ile veya iflkence
ve tazip (azap ve eziyet vermek)
ile ifllenirse fail idam cezas› ile
cezalan›r” demektedir.
Savunma nedeniyle mehil ald›m ve ertesi günkü duruflmaya
dek tutuklu olan San›k için Cezaevinde görüflüp, aleyhine beyanda bulunan kifli ile aralar›nda
herhangi bir husumetin olup olmad›¤›n› sordum. Elbette var
dedi ve “ Bu tan›k köyümüzde
ö¤retmendi.Köy halk› ile aras›nda para al›fl-verifli (tefecilik) yap›yordu. Ben de köyün muhtar›
olarak Valili¤e flikayet de bulundum dedi. Savunma yapaca¤›m
ilk duruflmada durumu heyete
arzettim. ‹ste¤im yerinde görülerek durum valilikten soruldu;
Gelen cevap da Savunmam›z›
do¤rulad›; San›k da beraat ettirildi.
Yukar›da k›saca arz›na çal›flt›¤›m olaylar gösteriyor ki; Gizli
tan›¤›n beyan› gaipten gelen bir
ses gibidir. Gerek Yarg›lamay›
yapan heyet ve gerekse aleyhinde beyanda bulunulan san›k
hiçbir suretle bir itiraz yapmak
için neden bulamayacaklar. Zira
tan›¤› tan›mad›klar› gibi, varsa
yalan beyanlar›n› aç›klarken yalanla ilgili tan›¤›n jest, mimik vs.
hareketlerini de göremeyeceklerdir.
Hak için insanlar›n en son
müracaat mercii olan Hukuk,
dolay›s›yle Mahkemelerde de
gizli tan›k uygulamas› yarg›s›z
infaz olacakt›r.
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
Gönül Dostlar›n›n Toplant›s›
“Gönül Dostlar›”n›n Mevsim
Sonu Toplant›s›; 09 Haziran Cumartesi günü Üsküdar fiemsipafla
Havac›lar Gazinosunda, her zamanki gibi doyumsuz bir hava içerisinde yap›lm›flt›r.
Bilindi¤i gibi; "Gönül Dostlar›"
grubu; k›rk y›l Ankara’da oturduktan sonra, birkaç y›l önce, gelip ‹stanbul’a yerleflmifl bulunan A¤abeyimiz Abbas Gökçe’nin etraf›nda kendili¤inden oluflmufltur. Grubun her ferdi kendisini; bu grubu
oluflturan etmen, ya da lider gibi
görmektedirler onu.
Genel olarak ayda bir kez yap›-
2012 Temmuz - A¤ustos
lan ve geleneksel bir kimlik kazanan bu toplant›larda; anlat›lan f›kra, an› anekdot ve flakalardan kat›lan herkes büyük bir hazla duymakta ve böylece s›las›n›, gençli¤ini, geçmiflini nostaljik bir hava
içinde doya,doya solumaktad›rlar.
Her zaman oldu¤u gibi; an›,
f›kra, taklit, anekdot ve karfl›l›kl›
sevgiler içerisinde gerçekleflen bu
son toplant› da büyük bir dostluk,
sempati ve ahenk içinde geçmifltir.
Yap›lan mevsim sonu toplant›s›na da kat›lan herkes o güzel hava ve yaflant›y› solumufl ve bu güzel birlikteli¤in s›k, s›k tekrarlan-
mas›n› ifade etmifllerdir. Ancak
yazl›k, tatil ve yaz mevsimine girmifl bulundu¤umuzdan toplant›n›n
biraz ertelenmesi temayülü belirlenmifltir.
Bütün bu sebeplerle; imkânlar
gözden geçirilmifl ve son yeme¤e
kat›lanlar›n da oy birli¤iyle gelecek
toplant›n›n 22 Eylül 2012Cumartesi günü Kofluyolu Ö¤retmenevi’nde yap›lmas› uygun görülmüfltür
Bu toplant›ya ait fotografileri
okuyucular›m›za
sunmaktan
memnuniyet duymaktay›z.
17 ■
Serhat Kültür
Zor Olan Umut Etmek,
Umudu Diri Tutmak, Yaflatmak
ELK‹, ALLAH yanl›fl insanlarla tan›flmam›z› istedi, do¤ru insan› tan›madan
önce,
Böylece en sonunda do¤ru insanla tan›flt›¤›m›zda, bu
hediyenin ne yüce oldu¤unu
anlamam›z için.
Belki, mutluluk kap›s› kapand›¤›nda, baflkas› aç›l›yordur,
Böyle zamanlarda kapanan kap›ya öyle uzun bakar›z ki, bizim için aç›lan di¤er
kap›y› görmeyiz bile.
Belki, en iyi arkadafll›k,
karfl›l›kl› birer koltukta, tek bir
kelime etmedi¤iniz, gözlerimizle anlaflt›¤›m›z ve giderken bunun hayat›n›zdaki en
iyi sohbet oldu¤unu düflündü¤ünüz kiflilerde sakl›d›r.
Belki, elimizde olan›n k›ymetini kaybetti¤imizde anlad›¤›m›z do¤ru olabilir,
Elimize gelene kadar neler kaç›rd›¤›m›z›n fark›na varamad›¤›m›z da do¤rudur.
Belki, Cumhuriyet’in de¤erini bilmenin, bir arada
dostça yaflayabilmenin, zorluklara birlikte gö¤üs gerebilmenin, özgürlü¤ü hissedebilmenin, yar›nlara güvenle
bakabilmenin de¤erini bilmek; oldu¤unu henüz anlayamam›fl›zd›r
B
■
18
NEVZAT ERDA⁄
www.nevzaterdag.com Mali Müflavir - E¤itimci/Yazar
[email protected]
Belki,
Çanakkale’de,
Conk Bay›r›nda canlar› pahas›na mücadele eden binlerce isimsiz kahraman›m›z›n bu vatanda kurdu¤u
Cumhuriyet yönetiminin, çok
büyük fedakârl›klarla kazan›lan ölüm kal›m savafl›nda
yitirdi¤imiz binlerce flehidin,
binlerce gazinin ölüm harc›
oldu¤unu,
Kurulan bu büyük eserin
her yönü ile geliflmesi, gelifltirilmesi, do¤abilecek her
türlü tehlikeden titizlikle korunmas›n›n kaç›n›lmaz bir
görev oldu¤unu da onun
yoklu¤unda anlayaca¤›z.
Son günlerde kaybetme
korkusu, tehlikesi bizi sarm›flken belki de en çok konuflulan kelime “UMUT”. Gazete bafll›klar›ndan, kafelerdeki sohbetlere kadar her
cümleye egemen olan
UMUT. En ihtiyac›m›z olan
fley.
Etraf›m›zda
geliflen
olaylar bizleri kuflatma alt›na alm›fl. Ne dünü, nede
gelece¤i görmek mümkün.
Umut sand›¤›m›z her fley
bizleri yolda b›rak›yor.
Ekonomik sistemler bir gecede çökebiliyor, Güvendi¤imiz insanlar bizleri bir
anda yolda b›rakabiliyor.
Üniversite mezunu olmak
veya yabanc› bir dil bilebilmek yetmiyor art›k. ‹flsizlik
var. ‹çlerimizde kaybolan
fleyler var her gün, her gün
hayal k›r›kl›klar›yla ve olamad›klar›m›zla yüzleflmek
zorunday›z.
Yaflamlar›m›z elimizden
gelip geçiyor. Ne an› tutabiliyoruz, nede bir sonrakini.
Her gece yorgunlukla evlerimize dönüp, kronik yaln›zl›¤›m›zla ve tüm gün bizleri takip eden, arkam›zdan alayc›
laflar atan, tafllayan kaybolufllu¤umuz geceleyin daha
çok güç kazan›yor bize karfl›. Her an, en derinlerden bir
fleyler bizi öldürüyor. Sessizce a¤lamay› sessizce kabul
etmeyi ö¤reniyoruz.
Karanl›kta yap›lacak en
iyi fley gözlerini kapatmakt›r,
ta ki ayd›nl›¤a kadar, sabaha
ayd›nl›¤a dirilme ümidiyle.
Ama fikri bile korkutucuydu.
Kim isterdi yeniden ayn› k›s›r döngüye, ayn› ölüme dirilmeyi?
Evet, yukar›da çizdi¤imiz gibi umutsuzluk senaryolar›, söylevleri asl›nda o kadar kolayd›r ki, birço¤unu belki de yafl›yoruz. Oysa zor olan umut
etmek, umudu diri tutmak,
yaflatmak. Yaflamda ayakta
kalabilmenin yolu umut, san›r›m umuda sar›lanlar›n,
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
do¤umla ölüm aras›nda geçen o zaman süresinde, hemen her dönemeçte umudun mutlaka bir biçimde var
oldu¤unu, insanlar›n flöyle
veya böyle bir umuda sar›larak yaflamlar›n› sürdürdüklerini, zorluklar›n üstesinden
bu flekilde geldiklerini görürsünüz. Umut, insan›n gelece¤e dair beklentileri, özlemleri, hayalleri ve hedefleridir.
“Umutsuz yaflanmaz” denir.
Öyledir gerçekten, insan
umutsuz yaflayamaz.
Kald›r bafl›n› gö¤e!
Bir umut hep vard›r.
Günefl her gün do¤ar
Günefle aç yüre¤inin perdelerini
Ne varsa gecenin karanl›¤›nda
Her sabah y›ka, ar›t...
Her gün yeni bir bafllang›çt›r
Her gün tazelenir umut
seslenir sana
“Bak ben yine buraday›m
Y›lma, yorulma”...
Bir umut hep vard›r.
Kime ait oldu¤unu bilmedi¤im ama çok sevdi¤im
afla¤›daki öyküyü sizlerle
paylaflmak isterim...
Mumlar›n Öyküsü!
“”Dört tane mum usul usul
yan›yordu...
Ortal›k o kadar sessizdi
ki, mumlar›n konuflmalar›n›
duyabiliyordunuz...
Birinci mum dedi ki:
2012 Temmuz - A¤ustos
‘’Ben BARIfi’›m.
Ama kimse benim yanmama yard›mc› olmuyor.
San›r›m yak›nda sönece¤im.’’
Alevi h›zla azald› ve sonunda tamamen söndü.
‹kinci mum:
‘’Ben VEFA’y›m.
Ne yaz›k ki art›k vazgeçilmez de¤ilim. Onun için, bundan sonra yan›p durmam›n
bir anlam› kalmad›.’’
Sözlerini tamamlad›¤›nda
esen hafif bir rüzgâr onu tamamen söndürdü...
S›ras› geldi¤inde üçüncü
mum, hüzünlü bir sesle dedi
ki:
‘’Ben SEVG‹’yim!
Yanacak gücüm kalmad›.
‹nsanlar beni unuttu, de¤erimi anlam›yorlar. En yak›nlar›n› sevmeyi bile unuttular.’’
SEVG‹ ‘de daha fazla
beklemeden sönüp gitti...
Ans›z›n.
Odaya bir çocuk girdi ve
üç mumunda yanmad›¤›n›
gördü.
‘’Neden yanm›yorsunuz?
Sizin sonsuza kadar yanman›z gerekmiyor muydu?’’ dedi.
Ve ard›ndan a¤lamaya
bafllad›...
O zaman dördüncü mum
konuflmaya bafllad›:
‘’Korkma, ben yand›¤›m
sürece öteki mumlar› da yeniden
yakabiliriz,
ben
UMUT’um!’’
Çocuk parlayan gözleriy-
le UMUT mumunu ald› ve
öteki mumlar› birer birer yakt›...
UMUT ›fl›¤› yaflam›m›zdan hiç eksik olmamal›...
...Ki hepimiz onunla birlikte VEFA’y›, BARIfi’› ve SEVG‹’yi yaflatabilelim...””
Yaflama Umutla, inançla
bakmak, mutlu olup olmamak tamam›yla kiflinin tercihi.
Bak›n›z Roosevelt bu konuda ne diyor;
“‹zniniz olmad›kça kimse
size zarar veremez.”
Gandi ise; “Biz kendi elimizle teslim etmedikçe, onlar özsayg›m›z› alamazlar.”
diyerek üzüntülerin ve mutsuzluklar›n kayna¤›n›n kiflinin kendisi oldu¤unun üzerini vurguluyor. Hiç kimse iznimiz olmadan bizi üzemez,
flayet mutsuzsak bu kendi
tercihimizdir.
Kendimizin
mutsuz olmas›na izin vermeyelim...
Yaflama inat, do¤du¤umuzda, biz a¤larken kahkahalarla gülen çevremizdekilere inat, inançlar›m›z sevgilerimiz, mecnunsu aflklar›m›z, tertemiz yüre¤imiz,
sevgi dolu kalbimiz dostane,
babacan tavr›m›z ile bir gün
yaflama elveda dedi¤imizde
a¤layan biz de¤il çevremizdekiler olsun. Bizse kahkahalarla gülen ölümü bile
dimdik ayakta karfl›layanlardan olal›m Yolunuz yüre¤iniz
kadar ayd›nl›k, u¤urunuz ve
baht›n›z aç›k olsun. Mutlu
Umut’lu yar›nlara...
19 ■
Serhat Kültür
KAI VAKFI
Yeni Baflkan›n› Seçti
SERHAT KÜLTÜR HABER
ARS ARDAHAN I⁄DIR Kalk›nma Vakf›, Ola¤an Genel
Kurul Kongresini Balmumcu’da
bulunan vak›f merkezinde gerçeklefltirdi. Aç›l›flta bir konuflma
yapan Vak›f Baflkan› Turan Çelik, üyelere hofl geldiniz temennisinde bulunduktan sonra, Büyük
önder Mustafa Kemal ATATÜRK
ve silah arkadafllar› an›s›na bir
dakikal›k sayg› duruflu ve ard›ndan ‹stiklal Marfl›m›z› okumaya
davet etti.
Yap›lan sayg› duruflundan
sonra Divan baflkanl›¤›na Prof.
Dr. Esfender Korkmaz, Divan
baflkan yard›mc›l›¤›na Av.
Mahmut Öztürkler, Divan katipli¤ine Ali Aflan ve Seyfettin
Aksu seçildiler.
K
■
20
Divan Baflkan› Prof. Dr. Esfender Korkmaz konuflmas›nda
flunlar› söyledi: “Sizlerle birlikte
bu çat› alt›nda olmaktan gurur
duyuyorum. Yöresel vak›flar
aras›nda bizim vakf›n yeri çok
önemlidir. Yapt›¤›m›z ifllerin
reklam›n› yapm›yoruz. Biz yapm›fl oldu¤umuz hizmetleri bir
ibadet gibi say›yoruz. Her zaman vakf›m›z› siyaset üstü olarak görüyoruz. Ben ve di¤er iki
hemflerimiz milletvekili olduktan
sonra vak›f ile siyaset iliflkilerini
bir birine kar›flt›rmad›k. Hemflerilerimizin her alanda yapm›fl oldu¤u çal›flmalara hep destek
olduk. Bunlardan daha önemli
ayr›cal›¤›m›zda imkan› olan ifl
adamlar›m›z bölgemize yat›r›mlar yapt›lar. Bunun d›fl›nda baflka hay›rseverlere bölgemize
yat›r›m yapmaya vak›f olarak
önderlik yapt›k. Bu ifl adamla-
r›ndan biri de ‹smail Aytemiz’dir.
Kendisi rahats›zl›¤› nedeniyle
aram›zda yok. Ama beni arayarak sizlere selam ve sevgilerini
bildirdi. Ben de kendisine huzurlar›n›zda teflekkür ediyorum.
Kendisi bir de¤erdir. Yaln›z
Kars’›n de¤il, Türkiye’nin bir de¤eridir. Vakf›m›z› kendi evlad›
gibi görüyor. Kendisine flükranlar›m› bildiriyorum.. Biz bu vakf›
çok zor flartlarda kurduk. ‹nflallah gençlerimiz bu vakf› daha
da ileriye tafl›yacaklar.. Benim
kurucu baflkanl›¤›mdan sonra,
‹smail Aytemiz, ‹skender Bozdemir, Y›ld›z Laçiner, Turan Çelik vakf›m›za büyük hizmetler
yapt›lar kendilerine teflekkür
ederim” dedi.
Denetim raporu Av. Nac›
Art››fl›k taraf›ndan okundu.
Raporlar›n okunarak oylamas›ndan sonra aralar›nda eski
vak›f baflkan› ‹skender Bozdemir, Dr.Erdal Polat, Ekrem Esmeray, Alican Mengüverdi’de
oldu¤u vak›f üyeleri söz alarak yap›c› elefltirilerde bulundular. Konuflmalar›n ve raporlar›n okunmas›ndan sonra Tek
liste olarak seçime gidildi. Cihangir Güngör, Kars-Ardahan-
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
I¤d›r Kalk›nma Vakf›n›n Yeni
baflkanl›¤›na üç y›ll›¤›na seçildi. Üyeler bir teflekkür konuflmas› yapan Yeni vak›f baflkan›
Cihangir Güngör; “Öncelikle
genel kurulumuza kat›lan vak›f
üyelerimize,eski vak›f baflkanlar›ma,de¤erli bas›n mensuplar›ma teflekkür ediyorum. Bu
2012 Temmuz - A¤ustos
bir bayrak yar›fl›d›r. Bu bayra¤› hep beraber daha ileriye tafl›ma gayreti içinde olaca¤›z.
Bu anda 750 olan burs say›m›z› önümüzdeki dönemde inflallah 1000-1500’lere ç›karaca¤›z. Vakf›m›z› hak etti¤i yere
tafl›yaca¤›ma söz veriyorum.
Bayrak yar›fl› olarak gördü¤ü-
müz bu hizmet yar›fl›nda bayra¤› yükseklere götürme çabam›z devam edecek. Esfender
Hocam›zla bafllayan bayrak
yar›fl› ‹smail a¤abeyimizle çok
yüksek seviyelere ç›km›flt›r.
‹skender Bozdemir kardeflimle
daha da yükse¤e ç›kan vak›f
bayra¤›m›z bir cumhuriyet kad›n› olan Y›ld›z han›m ile bafllayan Avrupa Birli¤i hibe projesiyle yeni bir boyut kazanm›flt›r.Turan Çelik’te bu arkadafllar›m›z›n yapt›klar›n›n üstüne
yeni hizmetler koymufl ve bölgemize gerek kendisi gerek ifl
adamlar›m›z›n yat›r›mlar yapmas›na vesile olmufltur.” dedi.
Serhat Kültür Dergisi olarak
Kars Ardahan I¤d›r Kalk›nma
Vakf› Yönetim Kurulu Baflkan›
Cihangir Güngör’ün flahs›nda
Yönetim Kurulunu kutlar birlik
ve beraberli¤in sa¤lanmas› ve
hizmet bayra¤›n›n en üst seviyeye ç›kmas›n› temenni eder,
baflar›lar dileriz.
21 ■
Serhat Kültür
Komflum
ILLAR önce kirac› olarak girdi¤imiz evin sahibi, “evimi satacaY
¤›m ve size vermek isterim” deyince itiraz edemeyip eflten dosttan
derledi¤imiz paralarla, k›r›p-sar›p
alm›flt›k. Gerçi ald›¤›m›z günden itibaren eflim, kendi üzerime alm›fl olmamdan dolay› olmad›k eziyetler
etti, gidip senin üzerine yapt›ral›m
düflünceme de raz› gelmedi ama
kirac› olmaktan kurtulmak fena olmam›flt›.
Y›llar y›llar› kovalarken ayn› evde biri erkek di¤eri k›z iki çocuk sahibi olduk. S›radan bir hayat yaflay›p gidiyorduk. Üst kat›m›zda yafll›
bir teyzemiz vard›. Bir o¤lu iki k›z›
vard› ama yaln›z kal›yordu. Eflinden kalan emekli maafl› ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya yetiyor, kimseye
muhtaç olmadan yaflay›p gidiyordu. ‹lerlemifl yafl›na karfl›n tüm ihtiyaçlar›n› kendisi karfl›lar, çarfl›-pazar, temizlik, yemek vs. ifllerini tümüyle kendisi yapard›. Bankadan
maafl›n› çekmem için kart›n› her
aybafl›nda bana verir, paras›n› getirdi¤imde uzun dualar ederdi “e¤er
o¤lum çekse, bana para vermez”
diyerek. Haa... bir de gece yaln›zl›¤› yenmek için televizyonu yüksek
seste açar arkas›ndan uyuya kal›rd› ki gece ilerleyince -ev kartondan
m›d›r nedir- ses oldu¤u gibi alta
iner “gece bültenini” rahatl›kla dinlerdik. Son çare üst kat›n koridoruna ç›kar, elektrik saatinin panosundan flalteri indirip kald›rarak televizyonu çok uzaktan kumandayla kapat›p gürültüden kurtulurduk. Topra¤› bol olsun. Bir ba¤›rsak dü¤ümlenmesi sonucu çok ac› çekmeden
göçüp gitti. Sa¤l›¤›nda “nas›ls›n anne” demeyen güruh, ölümüyle birlikte evi nakite çevirip paylaflma telafl›na düfltüler. Bir müddet “sahibinden sat›l›k” yaz›s› as›l› kald›.
Duyduk ki nihayet sat›lm›fl. Yeni ev
sahibi hummal› bir faaliyet tutturdu.
Gece bültenine dua edip, ne olur
geri gelsin diyecek kadar, ziyade-
■
22
HASAN A⁄BAHÇE
siyle gürültü yaflad›k. Ehh... tamirat
tadilat gürültüsüz olmaz, katlanmak
gerek. Gürültü bitti. Küçük bir kamyonetin arkas›na konulmufl birkaç
parça eflya tafl›nd›. Arkas›ndan d›flar›dan kurulan asansörle daha kalabal›k bir eflya daireye ç›kar›ld›.
Bari bu gürültü son olsa dileklerimizi dilden düflürmeden izledik gelenleri. Tabii birkaç gün de eflyan›n
yerlefltirilmesinden kaynaklanan t›k›rt›lar eksik olmad›. Olacak elbette
komfluluk kolay m›?
O seslerin bitifli huzurun bafllang›c› olur diye düflünmüfltük. Yok
öyle olmad›. Yeni çiftlerde ola¤an
karfl›lamak gerek. Gece hafif bir
müzik eflli¤inde küçük inlemeler
devam etti uzun süre... saadet güzel fley, vars›n olsun. “Mutlu AileMutlu Toplum.” Aksilik bu ya! Benim
mesaimle yukar›dakilerin mesai saatleri hiç ayn› olmad›. Halbuki, benzeflse ne iyi olurdu. Ben uykuya var›rken onlarda varmak üzere olurlard›. Her iki tarafta geceyi gece gibi yaflard›k. Sabah ayn› saatlerde
ifl...
Yani s›k›nt›s›z olurdu. Olmad›!
Her gece müzi¤in eflli¤inden s›k›lm›fl olmal›lar ki ikili hayk›r›fllar bafllad›. Eh neyse gençtirler... Her fley
normal. Kural d›fl›l›k yok. Zaman
su misali, h›zla ak›p gitmeye devam
etti. Olacak tabii.
Üst taraf›n gürültüleri renk de¤ifltirmeye durdu. Sanki... sanki zarif inlemeler hafif h›rlamaya, homurtuya do¤ru yönelmifl gibiydi.
Kulak yan›lmas› olabilir. Ancak
“h›rlamalar›n” s›kl›¤› kulaklar› temize ç›karmaya yetti.
- Ne diyorsun sen lan... ne diyorsun?
- ... ki diyorum!
Muhabbet, her geçen gün biraz
daha dayan›lmaza do¤ru kay›yordu. Bir gece; sesin yetmedi¤i yere
gelmifl olmal›lar ki kovalama-kaç›fl,
yakalama-vurufl, hayk›rma-a¤›t...
Gürültüden öteye taflan fliddet(li)
kavga. Kap›lar çarp›l›yor.
- Gel gel kaçma!
- Dur yakalayaca¤›m, öldürece¤im... daha say›lmas› mümkün olmayan sözler s›raland›, duvarlara ve
eflyalara (beklide birbirlerine) inen
sert yumruklar eflli¤inde gece boyu.
Eyvah! Tan›madan sevmek,
görme engelli aflk... sessizlik f›rt›naya yakalanm›flt›. ‹çimiz burkularak çoktan ayr› düfltü¤ümüz uyku,
Kaf Da¤›’n›n arkas›ndayd› art›k.
Kendimizi balkona att›k, gece havas›, kasveti da¤›t›r diye. Gürültülerin azald›¤›n› fark ediyorduk. ‹çeri
geçmek üzere iken sitenin önünde
sinirlerine yenilmifl bir ma¤lubun
sars›la sars›la yürüyüflünü gördük.
‹nsan bu kadar m› olmal›yd›?
Hepsi bu muydu? Bunun izah› var
m›yd›? Ya da izah edilebilir miydi?
Yok, ne gezer. Ne insan, ne izah›
var, ne... “üflenmifl balç›k” o kadar.
Aradan üç-befl gün geçti. Yukar›s› ola¤anüstü sessiz. Sabah ifle
gitmek için site kap›s›ndan ç›k›yorum. Apartman görevlisiyle karfl›laflt›k. Karfl›l›kl› sabah›m›z› esenledik. O ara önde kolu sar›l›, rengi
uçuk, yürümekte zorlanan bir bayan ve arkas›nda ona destek olmakla-olmamak aras›nda bocalayan, yüzünde a¤›r suçlar›n faili görüntüsüyle “...azman›” biri kap›ya
do¤ru yöneldiler. Hastanede tedaviye muhtaç olunacak kadar vahflice fleyler yaflanm›flt› o gece.
Elimde olmadan, araya konulan
karbonla insana benzetilmeye çal›fl›lm›fl bal盤›n gözlerinin içine katledecek kadar sert bakt›m. H›zl›ca
bak›fllar›n› kaç›rd›. Bak›fl›yla karfl›l›k verse ne yapard›m?
-Çok fley... o geceki daya¤›n
rövanfl›n› tereddütsüz... Çünkü ben
bir k›z babas›y›m...
Hala üst kat sessiz ve hep böyle kalacak gibi. T›pk› ayn› ›rmakta
iki kez y›kanamamak kadar olanaks›zca... Konya- 08.05.2012
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
S›cak Kurabiyeler
HÜLYA DEM‹RA⁄
AfiLI kad›n tek düze ama
duygusal bir sesle “Arkadafllar›n sürekli arad›lar. Hülya
bizimle vedalaflmadan nas›l gider, dediler. Beni zorlad›lar; gidece¤in otobüsün saatini vermedim. Ben, hepsine dilimin
döndü¤ünce: bak k›z›m, kardefliyle bile vedalaflmad›. Dayanamam diyor. Ne olur zorlamay›n, tek bafl›na otobüsüne binip gitmek istiyor. Evini bile
toplayamayaca¤› için Tamer’le
ben toplay›p, nakliyeye verip
arkadan gidece¤iz, dedim.
Hülya annesine cevap vermedi. Bavulunu asansöre tafl›d›. Dü¤meye bast›. Bu dü¤me,
köklerinden ac›mas›zca zorlan›p ç›kart›lm›fl bir a¤ac› savurmak üzere çal›flt›. Kulaklar›nda
önceki geceden beri ince bir
tar sesi, enstrümantal bir Azeri
ezgisi, taksiye bindi.
Ankara’dan ‹stanbul’a zorunlu göç. Rüyas›n› bile görse
kabustu. fiimdi ac›mas›zca bu
kabusun içindeydi. Kader denen fley var m›yd› acaba?
Onyedisini doldurmadan
baflkente gelifl, ac› tatl› bir sürü an›, dünya güzeli bir sürü
dost, arkadafl... Ankara Ankara
güzel Ankara!
O ünlü otobüs firmas›n›n
terminaline vard›. Taksiden indi. Bavulunu teslim etti. Kafeteryaya do¤ru yöneldi, vazgeçti. Birkaç dergi almak üzere büfeye do¤ru çark etti. Asl›nda
araçta okuyamazd› ya.
Y
2012 Temmuz - A¤ustos
O anda Nesrin’i gördü!
Nesrin korkak, ürkek, annesinden dayak yiyece¤i kesin bir
çocuk gözbebe¤iyle bak›yordu
Hülya’ya. Bafl› hafif yana e¤ik,
gözlerinde kesif bir üzüntü,
boynu içe gömük, koltu¤unun
alt›nda alelacele piflirilip buhar›yla kutuya yerlefltirip getirdi¤i
kurabiyeler...
Onun bu görüntüsünün Hülya’n›n beynine resmedilip kaz›naca¤›ndan, her akl›na geldi¤inde a¤layaca¤›ndan hiç haberi olmayacakt›. Hülya bir
bakt›, bakt›, gözleri yand›. Bu
yang›n ömür boyu sürecekti, o
an› hat›rlad›kça. Bunu henüz
bilmiyordu.
“Ee Nesrinci¤im, iflte böyle.
Irksal bir yazg› m› bu, yoksa
çekirge gibi s›çrama harekat›
m›, ne dersin?” Birkaç saniyelik suskunluk. Nesrin ac› bir gülümsemeyle bakt›, bir fley diyemedi. Bu suskunlu¤u yine Hülya bozdu.
“Lisede
kökenlerimizin
danslar›n› yapt›¤›m›zda birtak›m militarist fliirler vard›. Biz
dans ederken okunan “Kafkaslar’dan Balkanlar’a...” diye.
Böyle iflte. Dedelerimiz Kafkaslar’da do¤du, biz Kars’ta.
Baflkent’te serpildik, e¤itim
yapt›k, yuva kurduk, çocuklar›m›z oldu. Hatta ben Ankara’da
Hülya oldum. 25 y›l, dile kolay.
fiimdi hedef Balkanlar! Savulun geliyorum Balkanlar! “Hadi
Nesrin’cim baay...” Nesrin flaflk›n ama haz›rcevap “Orta Asya’y› unuttun.” ‹ki kad›n kahka-
halarla güldü. Arkas›ndan ikisinin de gözleri doldu. Ama hemen toparlan›p usulca kafeteryan›n uzak bir köflesine oturdular. Sakin sakin havadan sudan konufltular. Hülya’n›n küçük, Nesrin’in büyük k›z› yafl›tt›. ‹kisi de Nirvana hayran›yd›.
Kurt Cobain’e afl›kt›. Bundan
bahsedip gülüfltüler.
Nesrin, yafll› kad›na dedi¤i
o yürek burkan fleyleri söylemedi. “Hülya, sen gidersen benim yar›m gider” demedi. Aksine, g›rtlaklar›ndaki dü¤üme
ra¤men dingin bir halleri vard›.
Genç kad›n›n kula¤›ndaki o
zarif tar sesine, sanki oralardan bir yerlerden garmon sesi
efllik etti. ‹ki k›z kafkas giysileri
ile karl› bir da¤da peri k›z› gibi
süzülüp, ipek örtüleri uçarak
dans ediyorlard› sanki. Gülümseyerek. Çünkü o dans gülerek
yap›l›rd›.
Yar›m saati gülerek hatta
kahkahalarla geçirdiler.
Hareket saati gelince Hülya
otobüse seyirtti. Nesrin elindeki kutuyu Hülya’ya verdi. Kutu
hala s›cakt›. Elini ›s›tt›. Sakin
bir kucaklaflma, öpüflme töreninden sonra otobüse bindi.
Tatl›, uslu k›zlar gibi elini zarifçe sallad›. Motor homurtusu ile
birlikte, o karl› da¤daki dansa
beyaz kalpakl›, siyah çuhal›, siyah çizmeli çat›k kafll› bir sürü
erkek; araflg›nl›, ipek elbiseli,
Kafkas giysili bir sürü k›z kat›ld›. Garmon ve tardaki ezgi, na¤ara eflli¤inde sertleflti. Hepsi
döne döne, erkekler ayak uçlar›n› topuklar›n› vura vura, kad›nlar daha h›zl› süzülerek
dans etmeye bafllad›.
Otobüs terminal binas›n› arkas›nda b›rak›rken, karl› da¤dakiler ç›lg›n bir ritimle dans
ediyordu. Ama a¤layarak...
fieyh fiamil, Lezginka, Kazaska...
23 ■
Serhat Kültür
De¤erli Halk Ozan›m›z
Afl›k Mürsel Sinan ‹le Söylefli
Çok de¤erli Hemflerimiz
afl›kl›k gelene¤inin önemli
isimlerinden Müzik Ö¤retmeni, Halk Ozan› Afl›k Mürsel S‹NAN. Do¤du¤umuz yerlerin
hasretini bizlerle paylaflan,
bizlere memleket havalar›n›
gönül telimizde yaflatan saz›yla, sözüyle hikâyeleriyle gönüllerimizi fetheden, hele
“Anam” ve “Ben Köyümden
Göçer miydim” türküleriyle
büyük bir be¤eni kazanan
Ozan›m›z Mürsel S‹NAN’› bu
say›m›zda a¤›rlamak bizi çok
mutlu etti.
De¤erli hemflerimiz Halk
Ozan› Afl›k Mürsel S‹NAN’a
hayata ve yaflama dayal› sorular sordum:
Akyol: Nerede do¤dunuz,
k›saca yaflam hikâyenizi bizimle paylafl›r m›s›n›z?
Mürsel Sinan: Kars Merkez
Dikme köyünde do¤dum. A¤abeyimin Ba¤lama çalmas›ndan
etkilenerek ö¤rendim, daha sonra Babam beni Kars Afl›klar
Kahvesine götürdü. Orda Çobano¤lu ve di¤er birçok usta Afl›klarla tan›flt›m. Böylece Çobano¤lu beni kendi çocu¤u gibi yetifltirdi ve büyüttü, di¤er ustalardan da çok bilgiler edindim. ‹lk
Orta ö¤renimi bitirdikten sonra
Müzik e¤itimime bafllad›m. ‹lk
Müzik ve Nota e¤itimimi fiahin
Karaflahin ve Salih fiahin’den ald›m. Ayr›ca flu anda TRT ve Kültür Bakanl›¤› Sanatç›lar› olan
Burhan fiahin, Adnan fiahin’den
de bilgiler edindim. 1979’da ‹stanbul’a göçtüm. Müzik e¤itimime Arif Sa¤ Müzik Okulu’nda ve
Eminönü Halk E¤itimi Merkezi’nde 5 y›l gibi bir süre devam
ettim. Müzik bilgim Afl›k havala■
24
CAFER AKYOL
[email protected]
E¤itimci-Yazar
[email protected] - [email protected]
r›n› daha düzenli ve bilinçli söylememe çok faydas› oldu. Halen
Zeytinburnu Halk E¤itimi Merkezi’nde Usta ö¤retici müzik ö¤retmeni olarak çal›flmaktay›m.
Akyol: Öncelikle flunu sormadan geçemeyece¤im; halk
ozan› deyince afl›kl›k gelene¤inin yo¤un bir flekilde yafland›¤› yer Kars ilidir. Bunun sebebini aç›klar m›s›n›z?
Mürsel Sinan: fienlik Baban›n Kars ve çevresinde çok
önemli etkisi ve de¤eri vard›r, bu
yüzden burada büyük bir kaynak
ve ana damar oluflmufltur. Dolay›s› ile Afl›klar›n yetiflmesine temel kaynak ve sebep olmufltur.
Baba fienli¤imiz ama flunu söyleyeyim fienlik Baba çok iyi anlafl›lmam›fl ve de anlat›lmam›fl
ve de bilgilerinden bilinçli flekilde
faydalan›lmam›flt›r. Burada bir
Afl›k fienlik E¤itim ve Uygulama
Okulu aç›lmal›yd›. Daha bilgili,
daha kültürlü Afl›klar yetiflmeliydi ama maalesef çok mücadele
ettim ve çok yere müracaat ettim
yan›t bulamad›m. Afl›¤›n da okulu olur mu dediler. Afl›k fienlik
babada halk›n ba¤r›nda Hak ve
Halk okulunda yetiflmedi mi ama
her fleye ra¤men yine de u¤rafl›yorum. Bu e¤itimin projesi var
bende, bir gün bu e¤itimi gerçeklefltirecek bir gönül adam› bir
babayi¤idimiz ç›kacakt›r elbette
sab›rla bekliyoruz.
Akyol: UNESCO, âfl›kl›k ge-
lene¤i temsilcisi olarak; “Yaflayan ‹nsan Hazinesi” seçilen
afl›kl›k gelene¤ini yurtiçinde
ve yurt d›fl›nda tan›tan yöremiz ozanlar›ndan de¤erli büyü¤ümüz, fieref Tafll›ova ile
birçok etkinlikte birlikte çal›p
söylediniz. fieref Tafll›ova ile
ilgili anlatmak istedi¤in neler
var?
Mürsel Sinan: Murat Çobano¤lu ve fieref Tafll›ova yöremizin Ustalar›ndand›r. Afl›kl›k gelene¤ini dünyaya tan›tm›fllard›r
ama Feyzi Hal›c› bunlara birçok
kap› açm›flt›r. ‹lk Afl›klar Bayram›n› Konya’da düzenlemifl ve
Konya’dan dünyaya yay›lmas›na
vesile olmufltur. Feyzi Hal›c› olmasa bu ifl bu kadar çabuk ve
kolay yay›lmazd›. ‹flte as›l demek istedi¤im bu bir Feyzi Hal›c›
●
Cafer AKYOL
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
Konya’dan kalk›p bu sanata de¤er verip sahip ç›k›yor ama kendi insan›m›zdan bir yi¤it ç›k›p bu
sanata bu de¤ere sahip ç›km›yor, iflte problem burada. Kendileriyle çok an›lar›m›z var, hepsi
de çok güzel ama en kötü an›m›z bu, ben onlara bu sanat›n
e¤itimini kural›m dedikçe onlar
kulak ard› yapt›lar. Hâlâ anlam›fl
de¤ilim ve en çok bu an›ya üzgünüm. Kiflinin kendisine faydas› oldu¤u kadar gençli¤e ve gelece¤e de faydas› olmal›d›r. Kifli
kendisine flan flöhret edindikçe
çevresine daha duyarl› olmal›d›r,
onu flana flöhrete kavuflturanlar›n çocuklar›n›nda gün gelir flan
flöhrete kavuflmas› ve toplumuna hizmet eder duruma gelmesi
için temel oluflturmak gerek. ‹flte
as›l mesele budur. Ebedi flan
flöhret budur.
Akyol: Geçmifl y›llarda
Konya Afl›klar Bayram›’nda birincili¤in var. Bundan bahseder misin?
Mürsel Sinan: Evet birçok
yerde birçok dalda birinciliklerim,
ödüllerim var ama ben kendi birinciliklerimi ve ödüllerimi önem-
- Mürsel S‹NAN
2012 Temmuz - A¤ustos
semiyorum. Bu bilgilerimi bir e¤itimle halk›ma yararl› duruma getirmedikçe kendimi de¤erli saym›yorum. Afl›klar E¤itim mektebi
aç›lmad›kça bu de¤erlerde bizimle çürüyüp gidecek buna yanar›m. Bir bilim adam›m›z der ki,
“Bilim ve Sanat taktir görmedi¤i
yerden göçer ve kaçar.” Biz takdir görmedik diyemem belki yeteri kadar de¤il ama bizleri bu
duruma getiren yine halk›m›zd›r,
biz baz› imkâns›zl›klardan göçtük ama özümüzden kaçmad›k,
hala bu kültürü yaflatmak için
mücadele ediyoruz ama yeteri
kadar destek görmüyoruz. Halk›m›z›n daha duyarl›, daha sahipkar olmas›n› diliyorum. Bu sanata adamak›ll› ve samimice sahip
ç›kmalar›n› ve gerekti¤inde bizlerin de hatalar›n› söylemelerini,
yap›c› olarak elefltirmelerini ve
ba¤r›nda yo¤urarak yetifltirmelerini temenni ediyorum.
Akyol: Do¤du¤unuz yer
Kars’ta y›llar önce Afl›klar
Kahvesi vard›. O kahveyi o
günkü haliyle anlat›r m›s›n›z?
Mürsel Sinan: Evet as›l
önemli konu burada demin arz
etti¤im e¤itim okulu diye iflte o
kahve en de¤erli e¤itim okulu idi.
Ben de ilk temel e¤itimimi oradan ald›m, bütün kurallar› orada
ö¤rendim, gelene¤in en püf noktalar› orada ifllenirdi. Çok güzel
ve demokratik bir rekabet vard›,
herkes birbirinden bir fleyler ö¤renirdi, has›mane bir samimiyet
vard›, birbirimizi k›rard›k, elefltirirdik ve böylece birbirimizin ö¤retmeni idik. K›z›p ba¤›rsak da
asla birbirimize kötülük etmezdik, kin gütmezdik, kendi ç›kar›m›z› gözetti¤imiz kadar karfl›y›
da düflünürdük. Çok müthifl bir
hoflgörü ve olgunluk vard›, sayg›
sevgi hat safhada idi, o yüzden
oras› baflka bir dünya idi, bir
edebiyat p›nar› idi, sürekli akard›
hiç bitmezdi. Bizler de o p›nardan içer kanard›k, edep ile adap
ile, aflk ile yanard›k, oray› ebedi
san›rd›k, cehaleti k›nard›k. Atalar›, dedeleri, tarihi kültürü orada
anard›k, ama ne yaz›k ki oran›n-
da k›ymeti bilinmedi, tez zamanda yok oldu duyars›zlar›n sayesinde bu sayenin gün gelip bozulmas›n› ve yok olmas›n› dilerim.
Akyol: Do¤up büyüdü¤ümüz, “Ana kuca¤›” dedi¤imiz
çocukluk ve gençlik y›llar›n›z
Kars’ta geçmifltir. Unutamad›¤›n›z bir an›n›z› bizimle paylafl›r m›s›n›z?
Mürsel Sinan: Kars’ta yaflad›¤›m her an ve her an› çok yüce bir de¤erdir. Afl›klar kahvesinde türküler söylerken bir anda
bir ses duydum, dool dool dool
diye. ‹flte bu ses beni çok büyüledi tetikledi. Dünya mal› amca
idi bu sesin sahibi, benden dinledi¤i türkülerden çok etkilendi¤inin ifadesi dool dool idi. Bunun
manas› türkülerin içeri¤inin ne
kadar derin ne denli önemli ne
denli anlaml› oldu¤unu gösterir
bir hayk›r›flt› bu, biz de bu hayk›r›fllardan etkilenerek daha bir
coflard›k, daha samimi bir aflk ile
türkülerimizi söylerdik, ve bu ölçülerle yetifltik. fiimdi günümüzde bu samimiyet yok, bu de¤er
ve ölçüler yok. Niye yok, insanlar maneviyattan uzak, hatta habersiz, bu yüzden dostluk, arkadafll›k, akrabal›k menfaatten ibaret hale geldi. Kabahat kimde,
insanlar›n kendi zay›fl›¤›nda,
kendi duyars›zl›¤›ndad›r. Kimse
kimseyi dinlemez, dinlemeyen
anlamaz, anlamayan inlemez,
inlemeyen kupkuru bir odun gibi
çürür yok olur gider. Zenginlik elden giderse çal›flarak tekrar bulunur ama kültür giderse bulman›n imkân› yoktur. Bu de¤erlerimizi çok itina ile korumak gerek.
Akyol: Rahmetli Murat Çobano¤lu’nun ç›ra¤› olarak yetifltiniz. Ç›rakl›¤› anlat›r m›s›n›z?
Ç›rakl›ktan yola ç›karak
flunu sormak isterim: Siz rahmetli Çobano¤lu’ndan ald›¤›n›z e¤itimi (afl›kl›k gelene¤ini )
bugünkü nesillere tafl›yorsunuz. Gelecek nesillere tafl›mak
için sizin ç›ra¤›n›z veya bu konuda çal›flman›z var m›?
25 ■
Serhat Kültür
Mürsel Sinan: Usta ç›rak
iliflkisi hassas bir e¤itim konusudur. Birebir e¤itimdir, çok faydal›d›r, kifliye özel e¤itimdir, çoklu
zekâ sistemine uygun e¤itimdir.
Örne¤in bir s›n›fta k›rk ö¤renci
var, her ö¤rencinin anlama kavrama uygulama zekâs› farkl›d›r.
Hiç kimse geri zekâl› de¤ildir,
ama ö¤retmen çok yönlü anlatam›yorsa o ö¤rencinin hepsinin
anlamas› mümkün de¤il. ‹flte usta ç›rak e¤itiminde çoklu zekâ
sistemi var ama bu sistemi her
ö¤retici bilmiyor. Bizim eski ustalar›m›z bunu teknik olarak bilmezdi ama do¤all›kla birlikte
kendili¤inden oluflmaktad›r, tabiki daha detayl› incelersek çok iyi
sonuçlar ediniriz seminerler ve
■
26
sempozyumlar düzenleyerek
daha iyi çözümlere ulafl›r›z.
Akyol: Hepimiz en az her
y›l Kars’a bir defa da olsa gidiyoruz. Baflta Sar›kam›fl fiehitleri olmak üzere; havas›, suyu,
k›fl sporlar›, yaz›n Göl ve Kaflar Festivali, hayvanc›l›k, Organik Tar›m, bal ve daha nice
zenginliklerimiz var. fiehir
merkezinin her yerinde geçmiflin izlerini yaflatan tarihi miraslar›m›z bunlar›n yan›nda on
bin y›l önce yaflanan bir tarih:
Ani fiehri. Bir ozan olarak ‹stanbul’dan, “Do¤du¤umuz yer
Ana kuca¤› Memleketimiz
Kars” özlemini nas›l gideriyorsunuz?
Mürsel Sinan: Üstad derki
flurada bir köy var uzakta o köy
bizim köyümüzdür. Gitmesek de
gelmesek de o köy bizim köyümüzdür. Ben de bir türkümde
“Ele Göresmiflem (Özlemiflem)
ay köyüm seni ve bu türkümde
Memleketimi yafl›yor ve anlat›yorum, özlemimi böyle giderme¤e çal›fl›yorum. Memleketimin
her zerresi gözümde ruhumda
özümde yaflar, bende onunla
yaflar›m. Benim köyüm Dikme
köyü derne¤inin her y›l düzenledi¤i programa kat›l›r›m, köyümü
ve bütün yöremizin özlemini giderme¤e çal›fl›yorum, zaten türkülerimde hep vard›r. Üç gardaflt›r s›n›rlar› bekçisi gitmez yüre¤imden, Kars’›n sevgisi Yeflil
I¤d›r’›mda bereket süsü Güzel
Ardahan’a bir selam söyle.
Akyol: E¤itimci kimli¤inizle; Afl›kl›k gelene¤inin devam›n› nas›l görüyorsunuz? Biraz daha soruyu netlefltirecek
olur isem; Bundan 40 y›l öncesi, bugünkü ve 40 y›l sonras›n› nas›l görüyorsunuz bir k›yaslama yapar m›s›n›z?
Mürsel Sinan: 40 y›l öncesi
çok iyi, bugün çok kötü ama gelecek bizim elimizde, iyi çal›fl›rsak, mücadele edersek, temel
e¤itimi oluflturursak sahip ç›karsak her fley çok iyi olacak.
Akyol: “Anam” ve “Ben
Köyümden Göçer miydim”
türküleriniz sizinle özdeflleflti.
Onlar çok seviliyor. Bu türkülerin hikâyesini anlat›r m›s›n›z?
Mürsel Sinan: Türkülerimin
hikâyesi halk›md›r, yaflant›md›r,
halk›mdan ald›¤›m ilhamd›r.
Anam benim en yüce de¤erimdir. Çok erken kaybettim, anama
ne kadar güzel söz desem yetmez, onun eme¤ini unutmam,
onu hep özlerim, hep gönlümde
yaflat›r›m ve bütün Analar› anam
bilir, kaybetti¤im Anam›n hasretini onlarla gideririm. Benim sevgilim anam babam ve Vatan›md›r. Bu üçünü efl de¤erde tutar›m. Ama vatan›m› ilk s›rada tutar›m, çünkü Vatan› olmayan›n
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
ne Ana de¤eri, ne baba de¤eri
ne de kendi de¤eri olmaz. Ayr›ca Türkiye’mde yaflayan dini, dili, rengi ne olursa olsun asla ayr› görmem. Bizim hepimiz bu
memleketin çocuklar›y›z, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz. ‹hanet etmeyen, bozgunculuk yapmayan herkesi seviyorum.
Akyol: Gönüllerde öyle mükemmel bir tahta oturdunuz ki
sahneye ç›kt›¤›n›zda, herhangi bir yerde sizleri gördü¤ümüzde içimize büyük bir sevgi
ve gönlümüze yaflama sevinci
doluyor, bunu neye ba¤l›yorsunuz?
Mürsel Sinan: Taht bana ait
de¤il, kesinlikle ve kesinlikle halk›m›za aittir. Atalar›m›zdan bize
kalan bu yüce miras halk›m›z›nd›r. Bizler bütün çabam›zla en iyi
flekilde temsil etme¤e çal›fl›yoruz ,ama üreterek katk› sa¤lamaya da çal›fl›yoruz. Bunu halk›m›z›n takdirine b›rakal›m, onlar
bizi nereye uygun görürlerse biz
ancak o kadar oluruz. Biz halk›m›za benzedi¤imiz sürece ve de
halk›m›zla iyi diyalog içinde oldu¤umuz sürece bir yerlerde
oluruz, ama hep birlikte olmal›y›z, hep birbirimizin gönlünde
taht kurmal›y›z diye düflünüyorum.
Akyol: Kaz geceleri yo¤unlukta olmak üzere gecelere ka-
2012 Temmuz - A¤ustos
t›l›yorsunuz. Seyirciler hemflerilerden neleri bekliyorsunuz? Keflke bunlar› yapmasalar dedi¤iniz nelerdir?
Mürsel Sinan: Çok iyi hat›rlatt›n›z, kaz gecesi diye bir flölen, bir konser ya da festival olmaz. Böyle bir isim yanl›flt›r. Örne¤in Kars Kültür ve Sanat Etkinli¤i vs. Menümüzde kaz yeme¤imiz vard›r gibi olursa daha
iyi olacakt›r diyorum. Kabul edilir
ya da edilmez, bu sadece benim
görüflümdür demeyece¤im çünkü Halk›m›z›n da ço¤unlu¤u
böyle düflünmektedir. Kaz gecesi ismi yanl›fl anlafl›lmaktad›r,
alay konusu olmaktad›r ama
Kars Ardahan gibi yörelerimizde
Kaz festivali düzenlenebilirse
çok faydal› olur. Ama konu kaz
olur, kaz›n özellikleri, lezzeti yap›l›fl› beslenifli vs. anlat›l›r, hatta
kaz yeme¤inde ne gibi de¤ifliklikler, gelifltirmeler yap›labilir?
Bunlar› anlat›rsak olur. fiimdi
kültür sanat, tan›flma dayan›flma
gecesinin ad›n› kaz gecesi koymak yanl›flt›r bence. Bu sebeple
dernek baflkanlar›m›z›n duyarl›
ve hassas olmalar›n› temenni
eder, baflar›lar dilerim.
Akyol: Eski Kars ile yeni
Kars’› bir k›yaslar m›s›n? 70’li
y›llar ile bugünü.
Mürsel Sinan: Kars hep güzeldir ve de hep de¤erlidir, ama
eski Kars ve Karsl›lar biraz farkl›d›r. Eskiden Karsl›lar›n hepsinde birlik beraberlik ve dayan›flma en üst düzeydeydi. Zamanla
di¤er yörelerde oldu¤u gibi bizlerde de de¤er yarg›lar›nda de¤iflimler oldu. Burada biz sanatç›lara, Sivil Toplum Örgütlerine,
e¤itimcilere, anne ve babalara
çok ifl düflüyor. Eskiden oldu¤u
gibi güvenilir, mert ve dürüst insanlar›n ço¤almas›. Tabi ki her
yörede olumsuz tav›rlar sergileyen insanlar ç›kabilir, bu o yöreye mal edilemez. Geçmifl zamanlarda Karsl›lar ifle al›nmaz
diye ilanlar gördük içimiz yand›.
Ama ne yapal›m demek ki daha
dikkatli ve sab›rl› olmam›z gerekiyor. Hoflgörülü olmam›z gerekiyor ama özellikle bozulanlar›m›z›n kendisini düzeltmesi gerekiyor, çünkü kifli bir ifl yaparken
sadece kendini düflünerek de¤il,
Kars Ardahan I¤d›r ve bunlar›n
ilçeleri ve hatta köylerini de düflünmesi gerek. Birimizin yapt›¤›
yanl›fl bizlere de mal ediliyor.
Onun için daha dikkatli olmam›z
gerekiyor, memleketimiz ad›na
sayg›l› olmam›z gerekiyor.
Akyol: Bunu hep sorar›m,
keflke bunlar› yapsayd›m veya
keflke bunlar› yapmasayd›m
dedi¤iniz olaylar› bizimle paylafl›r m›s›n?
Mürsel Sinan: Evet keflke
genç y›llar›mda bu bilgim ve de
bu tecrübem olsayd›, bu sanata,
bu kültürümüze daha çok katk›da bulunsayd›m daha çok çal›flsayd›m. En az üç dil bilen Afl›klar yetifltirip, tüm dünyaya bu sanat›n ne kadar önemli derin ve
e¤itici yan› oldu¤unu anlatsayd›k
diye hep akl›mda gönlümde yaflat›r›m.
Keflke bunu yapmasayd›m
dedi¤im hemen hemen yok gibi.
Ama niye daha çok çal›flmad›m
diye hep hay›flan›r›m.
Akyol: En büyük hayaliniz
nedir?
Mürsel Sinan: En büyük hayalim bir afl›klar okulunun aç›lmas›d›r. Usta ç›rak sistemini de
baz alarak özünü özelli¤ini boz-
27 ■
Serhat Kültür
madan daha daha en iyisini yapmakt›r. Bekleyelim, mücadele
edelim, görelim neler olacak.
Ama bir gün olacak, biz yapamasak da gelecek nesil çok ak›ll›, onlar›n yapaca¤›na inan›yorum.
Akyol: Sizi sevenin sizin
için neler yapmas› hoflunuza
gider?
Mürsel Sinan: fiahs›ma bir
fley istemem, bu kültürümüze bu
efli benzeri dünyada bulunmayan sanat›m›za sahip ç›k›lmas›n› çok yürekten isterim. Bir de en
önemlisi korsan CD veya müzik
eserini almas›nlar, alanlar› uyars›nlar. Bu en kötü h›rs›zl›kt›r. Bunu yapmas›nlar ve yapt›rmas›nlar. Bizlere en büyük yard›m›
böylece yapm›fl olurlar.
Akyol: Yaflam›n›zda en çok
hoflland›¤›n›z fley nedir, olmazsa olmaz›n›z?
Mürsel Sinan: En çok hoflland›¤›m fley, iflimi en güzel ve
en do¤ru yapmakt›r. Zaten bu
söz hep hofluma gitmifltir “Vatan›n› Milletini en çok seven, iflini
görevini en iyi ve en do¤ru yapand›r.” ‹flte buradan yola ç›karak iflimi iyi ve do¤ru yapmak benim en hofluma giden olmazsa
olmaz›md›r.
Akyol: Hayatta en çok k›ymet verdi¤iniz fley nedir?
Mürsel Sinan: Sevgi, sayg›,
hoflgörü, birlik, dostluk, dürüstlük en çok de¤er verdi¤im konulard›r. Düflünki bir toplum sayg›s›zsa, sevgisizse, hoflgörüsüzse
orada yaflamak ne ac› olur. Günümüzde sayg› çok gevflemifl,
bozulmufl, kimse kimseyi saym›yor dinlemiyor, ö¤renci ö¤retmeni saym›yor, küçük büyü¤ü saym›yor, büyük küçü¤ü sevmiyorsa bu de¤erlerimiz, ortak de¤erlerimiz yok olup giderse halimiz
nice olur. Yaflamam›z ne kadar
zorlafl›r, huzurumuz ne kadar
kaçar düflününce çok rahats›z
oluyorum. Büyük flehirlerde bu
de¤erlerin ço¤u kay›p olmak
üzere. Ama bizim yörelerimizde
durum çok iyi. Bunlar› ne kadar
■
28
önemsersek gelece¤imiz o kadar güzel olur.
Akyol: Korkular›n›z var m›,
varsa nelerdir?
Mürsel Sinan: Evet bu konuda bir fliirim birincilik ödülüne uygun görülmüfltü. K›saca birkaç
k›tas›n› söyleyeyim:
Bazen korkak olmak efendiliktir
Çekinirim senden ondan korkar›m
Kardefl kardefliyle kavga ederse
Ara yerde akan kandan korkar›m
‹çimde kötülük varsa kovar›m
Vatandafla kötü demem överim
‹nsan isem tüm insan› severim
Düflmanl›k istemem kinden korkar›m
Afl›kl›k eylerim üç telli sazla
Türküler söylerim bin türlü hazla
Hiçbir fley istemem haddinden fazla
Afl›r› flöhretten flandan korkar›m
Sinan’›m kul hakk› yiyece¤im yok
Zalimlere boyun e¤ece¤im yok
Gerçek Müslümana diyece¤im yok
Baz› sahte Müslümandan korkar›m.
Akyol: ‹fl yaflam›nda bir gününü nas›l geçiriyorsun?
Mürsel Sinan: Çal›flmakla,
düflünmekle, yazmakla, bir de
alemi seyretmekle, incelemekle
meflgulüm.
Ben alemi seyrederim
Alem seyre gelsin beni
Nerden geldim ne ederim
Hal bilenler bilsin beni.
Gâh azday›m gâh çoktay›m
Y›ld›zlardan uzaktay›m
fiu alemde bir noktay›m
Akl› olan bulsun beni.
Bu fliirim bir fleyler anlat›yor
mu bilmem ama durum bu. Normal olmad›¤›m› ben de bilirim,
ama bunu bana söyleyene flaflar›m dedik ötesi uzun hikâye.
Akyol: Hafta sonlar›n› nas›l
de¤erlendiriyorsunuz?
Mürsel Sinan: Bende hafta
sonu ya da hafta önü yoktur. Be-
nim için zaman bir bütündür. Her
an her saat her dakikam› düflünerek yaflar›m. Herkes gibi yer
içer dinlenirim ama yaz›n denize
girmeyi çok severim. Su benim
için çok kutsald›r, suyu hep çok
düflünmüflüm. Su benim en çok
sevdi¤imdir, ona çok sayg› duyar›m, onun ba¤r›nda kendimi
çok huzurlu hissederim.
Akyol: Dünyaya bir daha
gelsem flu mesle¤i yapar›m dedi¤iniz hangi meslek olurdu?
Mürsel Sinan: Yine bu sanat›m› yapard›m. Her iflin önemine
ve kutsall›¤›na inan›r›m, ama
ben kendi iflimi iyi yapmay› severim, çünkü ben iflime afl›¤›m.
Bu aflk› bana veren vermifl. Ben
de bu görevimi, ödevimi yapmakla yükümlüyüm. Bence ne ifl
olursa olsun iflini en iyi yapan,
en de¤erli insand›r. ‹yi bir çoban
herhangi bir meslek sahibi kadar
önemlidir, de¤erlidir.
Akyol: Umudumuz yar›nlar›m›z gelece¤imizin teminat›
gençlerimize mesaj›n›z ne olacak?
Mürsel Sinan: Evet çok çok
önemli gençlerimize önerim fludur: Çok düflünsünler ve çok
çok çal›fls›nlar. Hangi meslek
olursa olsun hepsi de¤erli ve
önemlidir. En önemlisi de çok
düflünmektir, çok çal›flmakt›r,
birde çok çok daha önemlisi çok
iyi dinlemektir. Neyi, kimi dinlersen dinle ama kaliteli dinle. E¤er
kaliteli dinlersen kaliteli anlars›n,
iyi dinlemeyen iyi anlayamaz baflar›l› da olunmaz. Baflar›n›n s›rr› iyi dinlemektir ve iyi anlamakt›r
Akyol: De¤erli Ozan›m zaman›n›z› bize ay›rd›¤›n›z için
çok teflekkür ederim. Ufkumuzu açt›n, yüre¤imizi ›s›tt›n. O
güzel yüre¤inize sa¤l›k. Tüm
ailenizle birlikte sazl› sözlü
sa¤l›kl› ve mutlu bir yaflam dilerim.
Mürsel Sinan: Bende bütün
halk›m›za insanlar›m›za sayg›lar
sevgiler sunar›m mutlu ve huzurlu günler ve iyi düflünceli anlar dilerim.
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
2012 Temmuz - A¤ustos
29 ■
Serhat Kültür
Türkiye Azerbaycan
Dostluk Gecesi
Haber: Dr. Gökmen KILIÇO⁄LU
Uluslararas› ‹liflkiler Uzman›
[email protected]
ALOVA As›ls›z Ermeni ‹ddialar› ile Mücadele Derne¤i (ASEF) öncülü¤ünde Türkiye Azerbaycan Dostluk Gecesi
yap›ld›. Geceyi ASEF, Yalova
Y
■
30
Belediyesi ve Azeri- Türk Kad›nlar Birli¤i organize etti.
ASEF, as›ls›z soyk›r›m iddialar› ile mücadele, Türkiye ve
Türk Dünyas› ile ilgili konularda önemli faaliyetler göstermekte, bir çok konferans, panel, sergi, konser organizasyonlar› gerçeklefltirmektedir.
Bunun yan› s›ra konu ile ilgili
kitap ve dergi yay›nlar› yapmaktad›r. Türkiye Azerbaycan
kardeflli¤ine özel önem veren
ASEF, Azerbaycan’›n bir sivil
toplum örgütü olan Azeri - Türk
Kad›nlar Birli¤i ile iflbirli¤i içerisinde güzel bir konser tertip etmifltir. Konserde yer alan sa-
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
natç›lar: Ahmet fiafak, Cavit
Tebrizli, Tuna Güvenç ve Yalova Kafkas Danslar›.
Yalova As›ls›z Ermeni ‹ddialar› ile Mücadele Derne¤i
(ASEF) Baflkan› fiemsettin
Gürtekin bir konuflma yaparak özetle flunlar› söyledi: “Yalova Belediyesine bu etkinlikte
bizlerin yan›nda olmas›ndan
dolay› baflkana teflekkürlerini
bildirerek Türkiye-Azerbaycan
kardeflli¤in gelecek kuflaklara
yans›mas› için böylesine etkin-
2012 Temmuz - A¤ustos
liklerin çok önemli oldu¤unu
vurgulayarak”
konuflmas›n
flöyle devam etti; Azerbaycanda bir söz vard›r, “Ben her zaman Türk olmaktan gurur duyuyorum” Yüce yaradan›m
tüm Türk devletlerini Dünya
yüzeyi üzerinde yaflayan üç
yüz milyon Türk’ü vatans›z ve
bayraks›z b›rakmas›n. Yüce
rabbim flu elimizdeki bayraklar›n sürekli gönderde dalgalanmas›n› bize göstersin nasip etsin. Ve bir gün Yalova’ya bir
31 ■
Serhat Kültür
sözümüz var. Burada toy yapaca¤›z. Bu Azarbaycan’›m›n
güzel bayra¤› Karaba¤ semalar›nda dalgaland›¤›nda sizlere
sözümüz olsun burada dü¤ün
yapaca¤›z. Diyerek sözlerine
son verdi.
Yalova’da
bulunmaktan
duydu¤u memnuniyeti dile getiren Azeri Türk Kad›nlar Birli¤i
Baflkan› Tenzile Rüstemhanl›,
di¤er Türk Cumhuriyetleri ile
de bu tür organizasyonlar›n
yap›lmas› temennisini belirtti.
Tenzile Rüstemhanl›, “Böyle
bir gece sizleri flafl›rtmas›n.
Biz zaten dostuz, kardefliz.
Bugün dünyan›n üzerimizde
oynad›¤› oyunlara önlem almak, bir millet oldu¤umuzu
göstermek için böyle bir organizasyon yap›ld›” sözleri
ile gecenin amac›n› ve önemini de belirtti.
Geceye
■
32
kat›lan
Dünya
Azerbaycanl›lar
Kongresi
Baflkan› ve Azerbaycan Milletvekili Sabir Rüstemhanl›
yapt›¤› konuflmada, Azerbaycan’›n bir yer ad› oldu¤unu
ama orada yaflayanlar›n millet
olarak Türk oldu¤unu ve her
zaman Türk olarak kalmaya
devam edeceklerini vurgulad›.
Sabir Rüstemhanl›, Atatürk’ün
1932 y›l›nda Sovyetler Birli¤i
da¤›lacak alt›ndan Türk Cumhuriyetleri ç›kacak, buna haz›rl›kl› olmal›y›z sözlerini hat›rlatarak, bu öngörünün 1991
y›l›nda gerçekleflti¤ini belirtti.
Azerbaycan’la Türkiye’yi komflu olarak hatta iki ayr› devlet
olarak görmedi¤ini “‹ki ülkenin gelece¤ini bir devlet
olarak görüyoruz. Bir millet
iki devlet yok. Bir millet ve
bir devlet olarak görüyoruz.
‹nflallah bu olacak çünkü
milletin iste¤i bu” sözleri ile
vurgulad›...
Dostluk Gecesinde bir konuflmada Yalova Belediye
Baflkan› Yakup Koçal yapt›.
Koçal, konuflmas›nda özetle
flöyle dedi:
“Türk dünyas›n›n herhangi
problemiyle ilgili önümüze
hangi yaklafl›mla hangi projeyle gelirlerse gelsinler biliniz ki
de¤erli Yaloval›lar bu bizim tereddüt etmeden sonuna kadar
arkas›nda durmam›z gereken
projelerdir diye bak›yorum. Yalova belediyesi olarak Türk
Dünyas›n›n önemsiyoruz. Türkiye’de hiç olmad›¤›n› bildi¤imiz sadece s›k›nt› yaflad›¤›nda hat›rlamak için de¤il iyi günümüzde unutmamak ad›na
Yalova’da bir Türk dünyas› fiairler ota¤› kurmay› projelendirdik.‹nflallah yak›nda temelini
ataca¤›z. Bir daha ki sene belki ikinci bir Azerbaycan Dostluk Gecesinde aç›l›fl›n› yapaca¤›z. Bütün Türk dünyas›n›n
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
filozoflar›n› bir araya getirece¤iz. Bizim filozoflar›m›z flairdir
çünkü o flairleri gençlerimize
ça¤›n teknikleriyle ça¤›n sunum biçimleriyle onlara anlatacak ve onlara her daim yaflatacak böyle bir ota¤› Türk dünyas›na önemli bir hizmet projesi
olarak gördük. Evet de¤erli Yaloval›lar, sözü fazla uzatmadan biz sadece bu iflin arkas›nda durduk. Ama bu iflin or-
2012 Temmuz - A¤ustos
taya ç›kmas›na sebep olan düflünen eme¤ini ortaya koyan
organizasyonun her detay›nda
kar›fl kar›fl eme¤i olan tabi ki
Yalova’daki çok de¤erli As›ls›z
Ermeni ‹ddialar› ile Mücadele
Derne¤i (ASEF)’tir. Kendilerine
Yaloval›lar ad›na teflekkür ediyorum. Bu önemli çal›flmalar›yla Yaloval›lar› bilinçlendirdikleri için. Yaloval›lara katk›
sa¤lad›klar› için, Türk Dünya-
s›na katk› sa¤lad›klar› için bu
niyetle bu gecenin hem Azerbaycan dostlu¤unun gelifltirmesine hem de bir vesile e¤lenceye sebep olmas› düflüncesiyle hepinize hay›rl› akflamlar dilerken Azerbaycan’dan
gelen dostlar›m›za da buradan
hürmetlerimizi ve muhabbetlerimizi sunuyorum” diyerek sözlerine son verdi.
33 ■
Serhat Kültür
UZAYA ATILACAK FÜZE
Gül Gülebilirsen (1)
Çok Sayg›de¤er Okuyucular›m,
Hastal›¤›m nedeniyle bu say›daki yaz›m› yazma olana¤›n› bulamad›m. Ancak bana en büyük flifan›n yine sizlerle beraberlik oldu¤una inanarak yine sizlerle bafl
bafla olman›n paha biçilmez tad›n›
idrak ederek; bana ait sütun ve sahifeleri bofl b›rakmamak için, k›ymetli a¤abeyim Abbas Gökçe’nin
“Gül Gülebilirsen” ad›ndaki kitab›ndan baz› f›kralar seçerek size
sunman›n ve böylece sizlerle bu
say›da da beraber olman›n hazz›n› yaflamak istedim. Sayg›lar›mla...
DÖRT BACA⁄I
KOPUNCA...
Karadeniz’linin biri ilmi araflt›rmalar yapm›fl ve sonucu takdim ediyormufl:
-Pirenin bir paca¤›n› kopar›p siçra
dedum, siçradi. ‹ki baca¤ini kopar›p
siçra dedum, siçradi. Daha sonra üç
baca¤ini da kopar›p siçra deyunce
sݍramadi.
Haaa.... Demek ki pirenin dört
paca¤› kopunca kulaklar› duymay›....
B‹LMECE
Temel, Tursun’a bir bilmece sorar
ve aralar›nda flu konuflma geçer:
- Saridur, kafestedur, astim oni
ötiyi?..
- Bildum kanaryadur...
- De¤uldur.
- Bulbuldür.
- Pilemedun.
- Peçi nedur sen söyle...
- Hamsidur.
- Hamsi sar› olur mu?
- Boyad›m oni...
- Hamsi kafeste olur mu?
- Kodim oni kafese...
- Eee, hamsi oter mi?
- O kadarc›¤› da seni flafl›rtmak
için söylüyrum daaa!...
■
34
‹HSAN ÖZKÖSEL‹
Amerika’l›lar, bir grup Karadeniz’linin uzaya füze atacaklar›n› duymufllar, incelemelerde bulunmak üzere haz›rlanan füzenin yan›na gelmifller. Bakm›fllar ki uzaya at›lmak istenen fley füze fleklinde yap›lm›fl teneke bir cisim. Bizimkilere sormufllar:
- Bunu nereye atacaks›n›z?...
- Günefle!...
- S›ca¤a dayan›r m›?...
- Ula Emerikal›s›n›z, velaçin (2)
sizde akil yok; gece ataca¤›z oni, daaa!...
Emekli Bankac›
B‹LD‹⁄‹M ÇIKTI
GEL BABANA
Fakir bir kay›kç›, kay›¤› içerisinde, elbisesindeki y›rt›klar› dikiyormufl...
Her nas›lsa i¤ne iplikten kurtulmufl ve düflmüfl denize... Deniz hayli
derin, fakat i¤ne parl›yor denizin dibinde. Kay›ç› biraz düflünüyor, sonra
kay›ktaki çuvald›z› bir ipe ba¤layarak,
sark›t›yor denize ve türkü söyler gibi:
- Cel babana!... Cel babana... Cel
babana... diyor.
HANG‹S‹?
Bir sahil kasabas›nda Temel Çavufl, arkadafl› Harun ile birlikte iskeleye do¤ru
yürüyorlarm›fl. Önlerinde ayn› yöne do¤ru yürüyen üç kifli görmüfller.
Temel Çavufl:
- Ha bu adam› ben hiç sevmeyrum, demifl.
Harun:
- Hangisinu?
Temel Çavufl:
- Kara flapkal›s› n›...
Harun:
- Üçünün bafl›nda da kara flapka
var?
Temel Çavufl:
- Sar› çizmeli olani...
Harun:
- Üçü de sar› çizmeli gardaflum?
Temel Çavufl:
- Elinde tesbih olani...
Harun:
- Üçünün elinde de tesbih var.
Deme¤e kalmadan, Temel Çavufl tabancas›n› çekerek önde gidenlerden
ikisini vurup düflürür, ayakta kalan›
Harun’a gösterir ve:
- ‹flte ha fluni daaa!... der.
‹stanbul Bo¤az›, fiehir Hatlar› Vapurlar›ndan birinde, Temel güvertede,
herkesten ayr› bir yere oturmufltu.
Karfl›s›nda oturanlar kendisi merakla seyrediyorlard›. Çünkü Temel,
baz› mimik hareketleri yap›yor, kafas›n› sall›yor ve sonra kat›la kat›la gülüyordu.
Vapur yol ald›kça bu hareketlerine devam eden Temel, yine ayn› hareketleri yapt›ktan sonra, bu kez surat›n› ast›, somurttu.
Karfl›s›nda oturanlar çok merak
etmifllerdi; kendisine yaklaflarak ne
yapt›¤›n› sordular.
Temel, hiç dedi ve söylemek istemedi olanlar›. Adamlar israr edince:
- Hiç... dedi, ben kendi kendime
f›kralar anlat›yor, sonra da gülüyorum...
Karfl›s›ndakiler:
- Peki... Niçin son olarak gülmedin de öyle somurttun deyince.
Temel:
- Haaa!... o son f›kra bildu¤um
ç›kti... der.
PENGUEN
‹ki Karadeniz’li bir penguen bulmufllar, çok hofllar›na gitmifl ve Ankara sokaklar›nda gezdirip duruyorlarm›fl. Toplanan halka:
- Bu nasi kufltur?... Ha boyle kufl
cördünüz mü?...deyip duruyorlarm›fl.
Birisi demifl ki:
- Yahu yaz›kt›r!... Etmeyin eylemeyin götürün bunu hayvanat bahçesine...
Karadeniz’li:
- Hayvanat bahçesine cötürdük,
flimdi de sinemaya cötürece¤uz, daaa!.. demifl.
(1) Abbas Gökçe’nin ayn› adl› kitab›ndan al›nm›flt›r.
(2) Velâkin, amma
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
Sazl› Sözlü Piknik Etkinli¤i
SERHAT KÜLTÜR HABER
Bu güzel etkinli¤i düzenleyenleri kutlar nice birlik ve beraberli¤in yaflanaca¤› etkinlikler dileriz.
Muharrem Yirdem ve Agah Ad›güzel’in
organ›ze etti¤i piknik flöleni hemflerileri bir
araya getirerek hasret giderdi.
Halk ozan› Afl›k Korkmaz Ikan’›n saz›yla
sözüyle memleket türküleri söylendi, halaylar
çekildi. Günün sonuna kadar hemfleriler aras›ndaki hasret giderilerek, birlik beraberlik ve
dayan›flman›n güzel örnekleri yaflat›ld›.
2012 Temmuz - A¤ustos
35 ■
Serhat Kültür
Türkiye’nin Starlar›ndan
Kalpten Destek
SERHAT KÜLTÜR HABER
HAZ‹RAN Cuma günü
kalp sa¤l›¤› konusunda
fark›ndal›k yaratmak amac›yla,
Club Bypass öncülü¤ünde gerçeklefltirilen, “Hayat›n Arma¤an›” sosyal sorumluluk projesi
kalpleri buluflturdu.
22
Bypass ameliyat› olmufl
hastalar taraf›ndan kurulan ve
baflkanl›¤›n› kalp cerrah›
Prof.Dr. Bingür Sönmez’in yap-
■
36
t›¤› Club Bypass, ülkemizde
gün geçtikçe artan ani kalp
ölümlerine dikkat çekebilmek
için “Hayat›n Arma¤an›” sosyal
sorumluluk projesinde birbirinden ünlü isimleri bir araya getirdi.
Bypass ameliyat› sonras›
hastalar›n bir süre gö¤üs kafeslerini darbelere karfl› korumak için tafl›mak zorunda olduklar› kalpli yast›klardan yola
ç›k›larak gerçeklefltirilen, Me-
morial Sa¤l›k Grubu ve fiiflli
Belediyesi’nin deste¤i ile hayata geçirilen projede Türkiye’nin
en ünlü isimleri; tasarlad›klar›
kalpli yast›klar ve verdikleri mesajlarla kalp sa¤l›¤›n›n önemine dikkat çekiyor.
Saat 16.00’da Niflantafl› Abdi ‹pekçi Caddesi’nde kamuoyu
ile paylafl›lan “Hayat›n Arma¤an›” kalp sa¤l›¤› bilinçlendirme projesinin yap›m ve organizasyonu Zuhal Ceran ve Yeliz
Soydan fiengün, sanat direktörlü¤ünü ise moda tasar›mc›s›
Murat Aytulum taraf›ndan gerçeklefltirildi.
Türkiye’nin en ünlü isimleri projeye kalbini verdi
Hayat›n Arma¤an› sosyal
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
sorumluluk projesine; Adnan
fienses, Arda Turan, Arma¤an
Ça¤layan, Balçiçek ‹lter, Bennu
Gerede, Berksan, Birol Güven,
Demet Akal›n, Demet Akba¤,
Demet fiener Kutluay, Deniz
Berdan, Deniz Türkali, Dilara
Endican, Dr. Neslihan ‹skit,
Ece Vahapo¤lu, Eflâtun, Emel
Acar, Emre Ertürk - Emre NY,
Ender Saraç, Engin Altan Düzyatan, Esin Övet, Esra Tüzün,
Ezra & Tuba Çetin, Gamze Özçelik & Duygu Özçelik, Gülben
Ergen, Haldun Dormen, Hülya
Avflar, ‹brahim Tatl›ses, Metin
2012 Temmuz - A¤ustos
Arolat, Metin Uca, Müjde Ar &
Mehtap Ar, Murat Dalk›l›ç, Nebahat Çehre, Nefise Karatay,
Neslihan Yarg›c›, Nil Burak,
Onur Bafltürk, Orhan Gencebay, Osman Gidiflo¤lu, Oylum
Talu, Ömür Gedik, Özge Özpirinççi, Özge Ulusoy, Pascal
Nouma, Reyhan Karaca, Seda
Sayan, Sema Çelebi, Sibel Tüzün, Sevda Barand›r, fiebnem
Özinal, Sinem Kobal, fiahika
Ercümen, Tar›k Ceran, Vatan
fiaflmaz, Ziynet Sali tasarlad›klar› kalpli yast›klarla destek
verdi.
Projeye destek veren ünlü
isimler ve fiiflli Belediye Baflkan› Sn. Mustafa Sar›gül’ün kat›l›m›yla gerçeklefltirilen Hayat›n
Arma¤an› sosyal sorumluluk
projesi sergi aç›l›fl› ve kokteyliyle “Hayat›n Arma¤an›” sosyal
sorumluluk projesi kalpleri buluflturdu.
Serhat Kültür Dergisi olarak;
Prof.Dr.Bingür Sönmez’in flahs›nda bu anlaml› “Hayat›n Arma¤an›” sosyal sorumluluk
projesinde eme¤i geçen tüm
kat›l›mc›lar› kutlar sa¤l›kl› ,mutlu huzur dolu bir yaflam dileriz.
37 ■
Serhat Kültür
Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤i
“fiairler At›flma Antolojisi”
Kitab›n› Ç›kard›
SERHAT KÜLTÜR HABER
ADIKÖY Aden Oteli Salonunda bir gece düzenle¤en
K
Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤i flairleri biraraya
toplad›. Halk ozanlar›n›ndan
Korkmaz ‹kan ve Metin Bulutlu
sazlar›yla sözleriyle geceye
renk katt›lar.
Gecede bir konuflma yapan
Dernek Baflkan› Mürsel Ad›güzel özetle flunlar› söyledi:
“Say›n konuklar, baylar, bayanlar k›ymetli gençler, de¤erli
bas›n mensuplar›. Bugün Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik
Derne¤inin kültürel çal›flmalar›
hakk›nda sizlere bir tak›m temel bilgileri sunmak ad›na huzurlar›n›zday›m.
Ülkemizde bir birinde seçkin
olan flairlerimizle birlikte, çeflitli
konularda yapm›fl oldu¤umuz
at›flman›n ve yar›flman›n “fiair-
■
38
ler At›flma Antolojisi “
kitab›n› ç›karm›fl bulunduk. Bu de¤erli
eseri tan›tmak üzere
huzurunuzday›m.
Siz de¤erli konuklar›m›z›, de¤erli flairlerimizle bir arada
görmekten mutlu oldu¤umuz kadar, bizleri onurland›rd›n›z.
Hofl geldiniz, sevgiler getirdiniz ve de
gücümüze güç katt›n›z. Teflekkür ediyor,
sevgiler sayg›lar sunuyorum.
De¤erli konuklar›m›z, yapm›fl oldu¤umuz çal›flmalarla ilgili sizlere baz› bilgileri de sunmak istiyorum. Elimde gördü¤ünüz bu at›flma kitab›, bir birinden de¤erli flairlerimizin düflüncelerini dörtlüklerle nas›l ifade ettiklerini göreceksiniz.
fiiir insanl›¤›n var olufluyla
birlikte oluflan ve insanlar›n yü-
re¤inde varl›¤›n› hissettiren olmufltur. Bu his yaz›dan önce
sözde, yaz›l› edebiyatta geçilmesiyle de sanatsal kal›c›l›¤›n›
göstermeye bafllam›flt›r.
Böylece fliir sözlü ve yaz›l›
edebiyat›m›zda, sanatsal yerini
alm›fl oldu.
Ça¤lar boyu geliflen süreçler içinde, çok de¤erli flair ve
yorumcular›m›z›n fliire bak›fllar›nda bir tak›m farkl›l›k olufltu. Bu farkl›l›klardan en büyüyü Türk Dil ve Yaz› Devrimi
sonucunda, fliir sanat›nda da
hayli de¤iflim görülmektedir.
Bu de¤iflimde, divan fliirinin
yerini hece fliiri ald›¤› gibi, hece fliirine karfl›da, hece say›s›na ba¤l› kal›nmayan serbest
vezinde (ça¤dafl) fliir türü ön
plana ç›kar›lm›flt›r. Ne var ki
burada, hece fliiri afl›r› bir biçimde h›rpalanm›fl ve neredeyse hece fliiri yazanlar ikinci
edebiyatç› durumuna düflürülmüfltür. Bu bak›fl aç›s› kültürümüzün çok önemli bir dal›
olan, hece fliiri yaz›m›n›n unutulmas›na sebep olmufltur. Bu
ac› ve vahim olay›n fark›na var›ld›¤›nda, geri dönüflün zor
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
oldu¤u gerçe¤ini de unutmamak gerekir.
Bu vesileyle bafllatm›fl oldu¤um fikirsel at›flmalarda, hece
fliirinin kökten kurallar›n› da yar›flt›rm›fl olduk. Art›k hece fliiri
öksüzlükten kurtulmufltur diye
düflünüyorum.
fiiir hiçbir zaman zorlamayla
de¤il, kültür derinli¤iyle ve yaflam›n içinde yer alan olumlu ya
da olumsuzluklar›n sorumlulu¤u içinde yaz›lmal›d›r.
Bence geçmiflte oldu¤u gibi,
hece fliirimizin lay›k oldu¤u yerlere gelmesi u¤rafl›s›n› vermek gerekir. Çok de¤erli flairlerimizce
yaz›lan hece ölçülerinde olan fliirler, âfl›klar›m›z›n ve ozanlar›m›z›n saz›nda, sözünde ve hikâyelerinde var oldu¤unu unutmamam›z gerekir. Hatta bireylerin
›sl›¤›nda, çoban›n kaval›nda,
zurnan›n makam›nda ve davulun
2012 Temmuz - A¤ustos
tokma¤›nda çal›nan fliirlerin oluflturdu¤u ritimle, oynayan bedenlerin titretmesinde, kendini bulmaktad›r. Bu u¤urda büyük bedeller ödemifl flairlerimizin yazd›klar› hece fliirleri, ça¤lar boyu
kahramanl›klar›m›zda, dillerde
destan olmufltur. Hatta sevinçlerimizde türkü ve mani olarak söylenmifltir. Üzüntülerimizde de
a¤›t olarak yak›lmaktad›r. fiairlerimiz, hece fliirlerini, ön plana ç›karmak boyunlar›n›n borcudur
diye, düflünüyorum.
Bizler “Anadolu Kültür Sanat
ve Mozaik Derne¤i” yöneticisi
olarak, at›flmalara kat›lmak isteyen flairlerimizle çeflitli konular› ihtiva eden ve ayak vererek
at›flma düzenlemeye karar verdik. Edebiyatla ilgili, Anadolu
Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤i’nin k›sa ad› (AKSM-DER)
olarak, gerek eski, gerekse
mevcut kültür sanat çal›flmas›n›
kendimize görev sayd›k. Amac›m›z, toplumumuzun fliir sanat›na karfl› ilgisini çekmekti. Hatta okuma al›flkanl›¤› yaratman›n, fliir sanat›yla ilgili bütünleflmesini sa¤lamakt›. fiiiri tükenen de¤il, okunan ve anlafl›l›r
k›lmakt›. Okudu¤unu anlayan
ve bende var›m diyen bir anlay›fl› oluflturmakt›. Bu oluflumu
sa¤lamak içinde, ilk olarak altm›fl dört flairimizle çeflitli konular üzerinde bu at›flmalar› gerçeklefltirmifl olduk. Beklentim o
dur ki, bir ilkin akabinde daha
güzel ve anlaml› çal›flmalara
imza at›laca¤›na inan›yorum.
Bütün flair arkadafllar›ma baflar›lar diliyor, sevgiler sunuyorum. Sizlerin burada bizlerle
beraber olman›zdan mutlu oldu¤umuzu söylemek itiyorum.
Kurumum ad›na, hepinize sevgiler sayg›lar sunuyorum.
Sayg›lar›mla.”
39 ■
Serhat Kültür
Gözlemler - Görüfller - Problemler ve Çözüm Önerileri ‹tibariyle
Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Çal›fltay›
(13–15 Nisan 2012 Erzurum)
LUSLARARASI Türk DünU
yas› Araflt›rmalar› çal›fltay›na 3 dosya ile kat›ld›k. Bunlardan birisi ad›na kat›ld›¤›m›z
Türk Tarih Kurumu Dosyas›(1)
di¤eri Baflkan› bulundu¤umuz
Türk Halkbilim Araflt›rma Merkezi Dosyas›(2), ötekisi ise çal›fltay konusu ile ilgili gözlemlerimizi içeren dosyad›r(3).
Biz bu sunumumuzda daha
ziyade 1993 lerde bafllay›p
1999 y›l›na kadar devam eden
Türk Tarih Kurumu görevli sosyal antropologu kimli¤i ile
1999-2006 y›llar›nda ASAM
Kültür Stratejileri Masas› Baflkan› olarak ve 2006-2012 y›llar›nda Türk Halkbilim Araflt›rma
Merkezi araflt›rmac› yazar› olarak Türk kültür co¤rafyas›nda
yapt›¤›m›z tetkik seyahatleri,
kat›ld›¤›m›z kültür flölenleri, temasta bulundu¤umuz Türklük
Bilimi Kurumlar› ve Türkologlarla ilgili intibalar›m›z› çal›fltay›n amac› istikametinde arz
edece¤iz.
Gözlemini
aktaraca¤›m›z
co¤rafya; Büyük ölçüde Ulu¤
Türkistan, Kafkasya, Ural-Altay, Orta Do¤u ve Balkanlar
Türk Kültür co¤rafyas›n› kapsamaktad›r.
Aç›klamalar›m›zda, bu co¤rafyada 1980 den günümüze,
bildirili olarak kat›ld›¤›m›z 150
civar›ndaki, Türkiye’de ve Türkiye d›fl›ndaki millî ve milletleraras› bilgi flöleni türü etkinliklerin gözlemleri üzerinde, problemler ve özüm önerileri bak›m›ndan duraca¤›z.
Türklük biliminin bir alt disip■
40
DR. YAfiAR KALAFAT
[email protected] Halk Bilimci-Araflt›rmac›s› Yazar
[email protected]
lini olan halkbilimci kimli¤imizle, Alan çal›flmalar› yapan ve
onlar› bildiri ve makaleye dönüfltüren, giderek kitaplaflt›ran
bir kimse olarak bas›n yay›n ve
organizasyon alanlar›nda edinebildi¤imiz deneyimleri paylaflaca¤›z.
Tespitlerimizi yurt içi ve yurt
d›fl› boyutlar› ile bir arada irdeleyece¤iz.
Ayr›ca Türkoloji etkinli¤i gösteren yap›lanmalar ile Türkologlar aras›ndaki sorunlar› ele
alaca¤›z.
Türkoloji merkezleri aras›ndaki sorunlar› ve Türkologlar›n
bizzat kendilerinden kaynaklanan sorunlar› irdeleyece¤iz.
Türkiye Türkoloji’sinin Türkiye d›fl›ndan görünüflüne dair
örneklemeler yapaca¤›z.
Türkoloji merkezlerinin faaliyet ortam› sorunlar› ile Türkologlar›n zihniyet sorunlar›na
yer verece¤iz.
Sunumumuzda yer alan tespitlerin bir k›sm› soysal bilimler
itibariyle genel olup Türkoloji
alan›n› da kapsamaktad›r. Tespitlerimizden bir k›sm› ise s›radan hususlar gibi görünseler
de Türkoloji çal›flmalar›nda verimi do¤rudan etkileyen, üzerinde durulmas› gereken hususlard›r.
-Türkoloji ad›na bilgi flöleni
gibi etkinlikler yapan veya süreli yay›n ç›karan baz› merkezler, adeta bu bilim alan›n›n, bulunduklar› kurum ad›na
tekelini yapmaktad›rlar. Her
kuruluflun baflkan›n›n etraf›nda oluflmufl kendi çevresi vard›r. Yay›nlara girecek yaz›lar›n veya bilgi flölenlerine daveti yap›lacak kimselerin tespitinde talebesi olmak veya
bölümünden mezun olmak gibi yak›nl›k derecesi belirleyici
faktör olabilmektedir.
Bu ve benzeri haller Türklük
biliminde, hür fikirlili¤e ve demokratik davran›fla gölge düflürebilmektedir. Di¤er taraftan
yay›n organlar›n›n yaz›m ilkeleri ve hakemlerinin oluflu bu
tür sorunlar›n çözümüne yard›mc› olmaktad›r.
-Bilgi flöleni türünden etkinlikler için haz›rlanan duyuru
metninde, “tertip komitesi”,
“düzenleme kurulu”, “seçici kurul” gibi isimler alt›nda çok kere say›lar› 35-40’› bulabilen ve
bildiri ile kat›lanlar›n miktar›n›
çok aflan isim listeleri yer almaktad›r. Bu listelerde yer
alanlar›n kimselerin büyük bir
bölümünün çok kere bu etkinlikten haberi dahi olmamaktad›r. Etkinli¤e bazen itibar kazand›rmak için oluflturulan bu
tür listelerdeki isimlerin büyük
bir k›sm›n›n alanla iliflkisi dahi
olmamaktad›r. Bu tür göstermelik isim listeleri, çok kere
söz dalafl› konusu olabilmektedir.
Bu ve benzeri uygulamalar
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
imkânlar›n amaç d›fl› kullan›m›na yol açabilmektedir.
-Baflka ülkelerin ilgili kurulufllar› ile, iflbirli¤i sonucu yap›lan
bilgi flölenlerinin davet listesinin büyük bir k›sm› turistik seyahat amaçl›, hat›r gönül ifli olmaktad›r. “Siz beni K›br›s’a davet edin ben de sizi Tiflis’e davet ettiririm” anlay›fl› giderek
yayg›nlaflmaktad›r.
Böylece alan›n gerçek ilgilisi
de¤il yapay Türkologlar alanda
sahne alabilmektedirler.
-Bilgi flölenlerine uluslar aras› görünümü verebilmek için,
uluslar aras›l›kla ilgisi olmayan
uygulamalar yap›lmakta, Türkiye’de çal›flmakta olan soydafl
veya akraba topluluklardan bir
iki isimin etkinli¤in listesine
al›nmas› uluslar aras›l›k için
yetebilmektedir.
Bu türden uygulamalar etkinliklerin sayg›nl›¤›n› olumsuz etkilemektedirler.
-Soydafl veya akraba toplumlardan bir sosyal bilimcinin
Türkiye’de dilbilim, halkbilim,
uluslar aras› iliflkiler veya tasavvuf konular›ndaki farkl› bilgi
flölenlerine birer hafta arayla
kat›lmalar›na çok rastlan›lmakta ve bu “kombine bilim adaml›¤›” tipi yad›rganmamaktad›r.
Bu durumlarda Türkolog kimli¤i haks›z olarak kullan›lmakta
ve Türkiye, masraflar› taraf›m›zdan karfl›lanan tatil ülkesi
durumuna düflürülebilmektedir.
Bu uygulamalara f›rsat verilmesi Türk ilmî disiplinine gölge
düflürebilmektedir.
-”Kat›l›m Ücreti” anlay›fl› çok
yönlü incelenmeli, Türkoloji çal›flmalar›na getirdikleri ve götürdükleri de¤iflik uygulamalarda gözden geçirilip ortak esaslara ba¤lanabilmeli.
-Türkiye’nin, Türkiye ve ilgili
ülkeler için yapt›¤› bir Türklük
2012 Temmuz - A¤ustos
bilimi bilgi bankas› yoktur. Her
yeni bilgi flöleni haz›rl›¤› döneminde, ilgili organizasyon Türkolog ismi, evsaf› ve adresi temini telafl› yaflamaktad›r.
Keza bu uygulama da imkânlar›n ihtiyaçlara en do¤ru uygulanmas›na engel teflkil etmektedir. Atatürk Kültür Dil Tarih
Yüksek Kurumu’nun üç büyük
projesinden birisi olan bütünleflik bilgi sistemi bu sorunu çözümleyebilecek imkanlara sahiptir.
-Valilik ve kaymakaml›klar ile
belediye baflkanl›klar›n›n bilgi
flölenleri çok kere konu itibariyle çok bafll›kl› olmaktad›r. Yörenin ziraî hayat› ile Türklük biliminin alan›na do¤rudan giren
konular, do¤al olarak bir bilgi
flöleni içerisinde yer alabilmektedir.
Bu tür insicams›zl›klar, Türklük biliminin ilgi alan›n› dil ve
edebiyatla s›n›rl› tutmamak suretiyle çözümlenebilir. Mesela
çevrecilik, iskân ve benzeri konular› da içeren bir Türklük bilimi anlay›fl› bu tür sorunlarda
da çözümleyici olabilir.
-Türklük bilimi ilim alan› ile,
do¤rudan veya dolayl› ilmî disiplin iliflkisi olan bilim dallar›n›n örgütlenmeleri aras›nda,
zaruri olan organik ba¤ yoktur,
maalesef bu ba¤ kurulamam›flt›r.. Türk sosyologlar›, Türk dinler tarihçileri, Türk felsefecileri
tamamen ayr› örgütlenmifllerdir. Bu örgütler ayr›ca ortak bir
çat› alt›nda toplanamam›flt›r.
Bu hal disiplinler aras› koordinasyonun olmay›fl›na, giderek
Türklük biliminden beklenilen
hâs›lan›n al›namay›fl›na yol
açabilmektedir.
Anadolu arkeolojisi, mitolojisi
ve kültür antropolojisi, filolojisinden ayr› tutuldu¤u sürece,
Türklük biliminin öncelikli etkinlik alanlar›ndan birisi olan Ana-
dolu’da Türk medeniyet tarihi
çal›flmalar› bir bütünlük kazanamayacakt›r. Bize göre Yüksek Kurumun Bütünleflik Bilgi
Sistemi ile bu sorun da çözümlenebilir.
-Türklük bilimi çal›flmalar›nda, kurumlar aras› amaçta birleflme ilkesine uyulamamaktad›r. Türkiye’de, ortak Türk alfabesi konusunda, bilgi flöleni türünden çal›flma yapmam›fl kurulufl adeta kalmam›flt›r. Bu konuda, Milli E¤itim, D›fl ‹flleri,
Kültür ile Devlet Bakanl›klar›
ve üniversiteler çal›flmalar
yapm›fllar, kararlar al›namad›¤› için her defas›nda her etkilik
adeta s›f›rdan bafllat›lm›flt›r.
Bu ve benzeri Koordinesizlikler, takipsizlikler, sahipsizlikler,
kurumlara ra¤men kurumsallaflamam›fl olmak, Türkiye’de
Türkoloji ad›na yap›lan çal›flmalar Türkiye’ye olumsuz imaj
edindirmektedir. Genel kanaat
“Türkiye’nin imkânlar›ndan yararlanabilmek için duygusal
davranmak, hamaset yapmak,
kurumlar ve flah›slar aras›ndaki kopuklu¤u takip edebilerek
ç›kar sa¤lamak çok kolayd›r”
fleklindedir.
-Türkiye Türkolog’u günceli,
acil olan›, millî önceli¤i bulunan›, hayati olan› seçmede, sade
vatandafl› çok kere flafl›rtmaktad›r(4). Bu sorun yan›lm›yorsak
sade vatandafl›n millî politikaTürkolog ba¤lant›s›n› alg›lamadaki zorlanmas›ndan kaynaklanmaktad›r.
-Ortak Türk Tarihi, Ortak
Türk E¤itim Müfredat› gibi projelerin akim kal›fl sebebinin
“Türklük” anlay›fl› farkl›l›¤›ndan
kaynakland›¤› gerçe¤i bilinemedikten sonra, Türklük bilimi
ad›na yap›lacak bilgi flöleni türünden etkinliklerde, amaç ile
araç yer de¤ifltirmifl olmaya
devam edecek, bu alandaki gi-
41 ■
Serhat Kültür
riflimler, flah›slar›n ve merkezlerin flahsi tatminleri olmay›
aflamayacakt›r.
-Sosyal bilimler içerikli kültür
flölenlerinde yer alan bildirilerin
konular›nda çok kere tekrarlar
olabilmektedir. Bildiri çal›flmalar›nda belgeden bilgi üretme
evsaf› yoktur.
Baflka bir ifade ile yas evine
baflsa¤l›¤›na gelen “soydafl”
ve “akraba” yak›nlar evin ölüsüne de¤il kendi ölülerine a¤lamaktad›rlar
-Türkoloji içerikli bilgi flöleni
türü etkinliklerde, Türkiye ad›na genel de¤erlenme yap›lamamaktad›r. Bilgi flöleni yapabilmifl olmak, flölenlere bir yenisini ekleyerek say›y› art›rmak, art›r›lm›fl say› yar›fl›na
girmek amaç edinilmifltir. Ayn›
amaçla geçmifl y›llarda yap›lm›fl ve farkl› kurumlarca gerçeklefltirilmifl kültürel etkinliklerin, kurumlar üstü ve muayyen
dönemleri içeren verim kalitesi
ölçülememekte, etkinli¤in gerçek de¤erlendirmesi yap›lamamaktad›r. Aç›l›fl ve kapan›fl konuflmalar›nda yap›lan de¤erlendirmeler ise çok kere; kat›l›mc› say›s›, kat›lan ülkeler, ikramlar ve gezi programlar› içerikli olmay› aflamamaktad›r.
-Türkoloji kültür flölenlerinin,
devaml›l›k arz eden belirlenmifl
bir ufku yoktur, oluflturulamam›flt›r. Örneklemek gerekir ise,
bir dönem “Türk Medeniyetinin
Dünü, Bugünü ve Yar›n›” Kültür flölenleri yap›ld›. Bu etkinliklerde bir felsefe vard›. Etkinli¤e, Türk dünyas›n›n alanlar›nda aksakal isimleri yeni adaylarla birlikte kat›l›yor, faaliyetler
her y›l bir Türk devletinde yap›l›yor, belirlenen hedeften hareketle, al›nabilen mesafe her y›l
ölçülüp, müteakip toplant›n›n
hedefi, konusu ve ülkesi belirleniyordu.
■
42
Türklük bilgisi çal›flmalar›
için, Türklü¤ün gelece¤i ba¤lam›nda bu ihtiyaç, bir merkezin
olmas› halinde karfl›lanabilir.
-Kültürün bir stratejik obje oldu¤u, Türkoloji’nin Türk milleti
için bu konumda bulundu¤u,
Türklük bilimciler aras›nda henüz yeterince anlafl›lamam›fl
olmas›na ra¤men, Türkoloji oryantalizmin bafll›ca objelerindendir. Bu obje etraf›nda Fransa, Rusya ve Amerika ciddi
kültürel savafl sürdürmektedirler. Türkoloji’ye merkezlik yapabilmek dünya politikas›nda
üstünlük sa¤lay›c› bir edinimdir.
Hal bu olunca Türk Türkolog’u, dünya Türkoloji hareketlerini takip edebilmeli, Türk
Türkoloji’sinin bu takibi yapabilecek bir merkezi olabilmelidir.
-Türkiye’de, dar anlamda
Türkoloji’nin faaliyet alan›n›
belirlemifl olan Türk dili ve edebiyat› konular›nda çok sayg›n
çal›flmalar yap›lmaktad›r. Ancak Türk Türkolog’una henüz,
ço¤unlukla stratejik düflünce
birikimi kazand›r›lamam›flt›r.
Genç kadrolara ansiklopedi
maddesi olmad›klar› anlat›labilmeli, bu husus Türkoloji’nin
gündeminde bir proje olarak
yer alabilmelidir.
T‹KA’n›n, TÜRKSOY’un TÖMER’in Yurtd›fl› Türkler ve Akraba Topluluklar Baflkanl›¤›’n›n(5), Yunus Emre Vakf›’n›n,
Baflbakanl›k Tan›tma Fonu ve
benzeri gibi di¤er kurulufllar›n
mevcudiyetlerinden murat bu
stratejik alg›y› oluflturup uygulamakt›r. Biz bu noktada gelecekten ümitliyiz.
-Uluslar aras› bilgi flöleni yapacak olan valilikler, belediyeler ve üniversiteler ulusal bilgi
flöleni sürecinden geçmifl olmal›lar. Türklük bilgisi içerikli
kültür flölenlerinde zikir ve fikir
birli¤i maalesef çok kere oluflturulamamaktad›r. Türk musikisi, Türk yemekleri, Türk giysileri, Türk el sanatlar› ile ilgili
bildirilerin verildi¤i bir kültür flöleninde, haz›r piyasa kekleri
de¤il yerel-millî ikramlar, yerelmillî musiki, yerel-millî k›yafetli
görevliler, Çin mamulât› çantalar› de¤il yerel motifler içerebilen çanta türleri yer alabilmelidir. Etkinli¤in amac› ile ortam›n
havas› bir bütünlük arz edebilmelidir.
-Baz› valilikler ve belediye
baflkanlar›n›n deste¤inde uygulamaya konulan sosyal bilimler içerikli kültürel etkinliklerde, toplumun kültürel kimliklendirilmesi noktas›nda aray›fl
farkl›l›klar› do¤abilmektedir.
Demokrasilerin do¤al sonucu
olan bu ve benzeri geliflmeler
bir yana, Türkoloji; konular› ve
kadrolar› ile fakl› görüflleri ve
görüfllüleri d›fllay›c› olmamal›
kanaatindeyiz.
Ayr›ca;
-Bilgi flöleni organizasyonu
Türkolog’un edinilmifl, kay›t alt›na al›nm›fl haklar›na sayg›l›
davranmal›. De¤iflen her bakan, her rektör her vali veya
belediye baflkan› ile verilen bildirilerin ak›beti ask›ya al›nmamal› bilgi flöleni duyurusunda
vaat edilen esaslara uyulabilmelidir.
-Türkolog baflvurdu¤u kültür
flöleninde bildiri ismi, özeti gibi
safhalar›ndan geçilip hatta bildiri tam metni sunulduktan
sonra, bildirilerin kitaplaflma
safhas›nda, Kültür fiöleni duyuru metnine ra¤men, fakl›
davran›p bir k›s›m bildiri sahiplerini flölen kitab›ndan eleme
sayg›s›zl›¤› gösterilememelidir.
-Vaat edilen sürede bast›r›lamayan bildirilerin baflka yay›nlarda de¤erlendirilme hakk› bildiri sahibince kullan›l›nca, vaki
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
mükerrerlikten ilgili kurum sorumlu olabilmelidir.
Bu türden yüzeysel ve s›radan görülebilen tespitler genç
Türkolog namzedinin çal›flmalar›n› olumsuz etkileyebilmektedir.
Bize göre Türklük bilimi çal›flmalar› Türkiye içerisinde ve
Türk kültür co¤rafyas›n›n sair
kesimlerinde verimli ve sa¤l›kl›
bir yolun bafl›ndad›r. Al›nmakta
olan hâs›la yeni yap›lanmalarla
giderek artma temayülündedir.
‹kmali gereken en önemli husus, ilgili kurumlar aras›nda
gerekli iflbirli¤inin sa¤lan›labilmesi akademik çevre ile bürokrat kesimin ayn› dili konuflabilmesi ve çal›flmalara stratejik
içerik kazand›r›labilmesindedir.
Türkiye Cumhuriyetinin Türk
Cumhuriyetleri ile müflterek
politika sürdürmek politikas›
vard›r. Bu hedefin sosyal bilimler alan›nda sürdürülmesi Türkologlar›n ifli olmal›d›r.
AKDTY Kurumu’nun yeni
mevzuat› Türkiyat araflt›rmalar›n› destekleyip ikmal edip h›zland›racak özelliktedir. Tercüme Hareketi Projesi, Bütünleflik Bilgi Sistemi Projesi, Burs
Sistemi projesi metinde de¤inilen sorunlar› çözümleyici niteliktedir.
Uluslar aras› Türk Dünyas›
Araflt›rmalar› Çal›fltay› Sonuç
Bildirisi’nde al›nan kararlar;
“Koordinasyon Sonuçlar› ve
Çözüm Önerileri”, Araflt›rma
Sonuçlar› ve Çözüm Önerileri”,
“E¤itim Sorunlar› ve Çözüm
Önerileri” bafll›klar› alt›nda toplan›lm›fl müteakip çal›fltay toplant›s› için sorunlar tart›fl›lm›flt›r.
D‹PNOTLAR:
1- Bu dosya Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu dosyas› kapsam›nda, Çal›fltaya Kurum Baflkan yard›mc›s› Dr. Nazif Öztürk taraf›ndan verilmifltir.
2- Türk Halkbilim Araflt›rma Merkezi’nin tan›t›m›:
2012 Temmuz - A¤ustos
Merkez, alandan halk inançlar› derlemeleri yapar, bunlar› ve alandan yap›lm›fl derlemeleri esas alarak karfl›laflt›rmalar cihetine gider, bulgular›n kaynak eserlerdeki
yerlerine iflaret eder. Farl›l›klar› inkâr etmeden ortak noktalar üzerinde durur. Bildiri ve makaleler olarak ele al›nan
çal›flmalar, inanç dizini ve ilgili edebiyat içerikli ilaveleri
ile kitaba dönüfltürüp istifadeye sunar. Çal›flmalar UralAltay, Ulu¤ Türkistan, Ortado¤u, Kafkasya, Balkanlar
Türk kültür co¤rafyas›n› kapsar. Çal›flmalarda bu co¤rafyan›n ilgili halk› Türk kültürlü halk olarak ele al›n›r. Bu
kültürün yap›c› sahibi ve varislerinin bu halk oldu¤u esas›ndan yola ç›k›l›r. Merkez,”Sahipsiz kültür yoktur, yapan› olmayan kültür de yoktur. Eserine sahip ç›kamayan
kültür vard›r” görüflünü benimsemifltir. Merkezin sürekli
de¤iflen mensuplar›n› daha ziyade lisans ve lisansüstü
ö¤renciler ile ilgili akademisyenler teflkil eder.
Merkezde, “Türk Kültürlü Halklar Karfl›laflt›rmal› Halk
‹nançlar›”, “Türk Kültür Co¤rafyas›nda Karfl›laflt›rmal›
Halk ‹nançlar”, “Balkanlardan Ulu¤ Türkistan’a Karfl›laflt›rmal› Türk Halk ‹nançlar›” kitap setlerinden 60 kadar
içeri¤i halk inançlar› olan kitap çal›flmas› yap›lm›flt›r. Halen “Soydafl ve Akraba Topluluklar Karfl›laflt›rmal› Halk
‹nançlar›” kitap seti üzerinde çal›fl›lmaktad›r.
Merkez, “Türk kültürlü halk kesimlerinden Türkiye’nin
d›fl›nda ve içinde farkl› millî kimliklerin alt yap›s›n› oluflturmak için halk kültürü araflt›rmalar› sürdürülmekte ve
bu aray›fllar emperyalizm/Siyasi oryantalizmden destek
görebilmektedir. Halkbilim araflt›rmalar› halklar›n kültürel
tan›fl›kl›klar›n› art›r›p akrabal›k ba¤lar›n› art›rarak, onlar›,
anti demokratik ve emperyalist aray›fllar karfl›s›nda güçlendirecektir.” Anlay›fl›ndan yola ç›karak çal›fl›r.
Araflt›rma merkezinin yegâne daimi personeli baflkan›d›r. Yay›nlar›n›n telif bedelini de yay›n olarak alan merkezin bütçesi flahsi imkânlarla oluflturulmaktad›r. Donan›m yetersizli¤i ilmî hâs›lay› do¤al olarak düflürürken imkân yetersizli¤i yay›n kalitesini de olumsuz etkilemektedir.
Merkez ad›na, Prof. Dr. Tuncer Gülensoy’un “Türkoloji’nin 150 Y›l› Kitab›” gibi 2012 y›l›n›n Türk halkbilimin
100.y›l› olmas› münasebeti ile bu y›l “Türk halkbiliminin
100.y›l›nda Özgeçmiflleri ve Çal›flmalar› ile Türk Halkbilimciler Kitab›” ç›kar›lmas›n› teklif ediyoruz.
3- “Gözlemler ve Görüfller ve Problemler Çözüm
Öneriler ‹tibariyle Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Çal›fltay›”
isimli bu metin, an›lan dosyadaki konuflma metnidir. Metine çal›fltay gözlemlerinden sonra baz› aç›klamalar eklenmifltir. Bu metin çal›fltaya gidilmeden evvel taraf›m›zdan çal›fltay konular›na dair haz›rlanm›fl “Türklük BilimiHalkbilim-Ortak Türkçe” bal›kl› yaz›n›n devam› mahiyetindedir.
4- Giderek taraftar bulan bir görüfle göre önce Türkiye sonra Türk dünyas›. Bu çevrenin dil stratejisine göre
Türk dünyas› ortak dilinden evvel ortak Anadolu Türkçesi oluflturulmal›d›r. Konuyu aç›klamak ad›na baz› irdelemeler yap›labilir.
Halkbiliminden halk inançlar›ndan hareketle kültür
akrabas› oldu¤unuz halklar›n akrabal›k derecesini güçlendirme ad›na Türk destanlar› Projesine Türk soylu olmay›p akraba olan topluluklardan destanlar da al›nabilmektedir. Akrabal›¤›n en güçlü ba¤› olan dil alan›na s›ra
gelince o halklar›n dillerinden al›nm›fl kelimeler Anadolu
Türkçesinde yer almalar› çok do¤al karfl›lanmal›.
Rusça, ‹ngilizce, Almanca, Frans›zca, ‹talyancadan
% 15’e varan kelimler al›nd›l›¤› halde bozulmayan Türkçenin, Anadolu’da birlikte kader paylaflm›fl kan akrabal›¤› oluflturmufl halklar›n ortak Türkçeye muayyen miktarda kelime vermesine kap›lar›n› kapat›lm›fl olur.
Rusça gibi büyük bir dilin kelime hazinesinde Türkçe
kelime yüzdesi yer yer % 40’› bulabilmifltir. Rusçaya kelime vermemifl Türk lehçesi hemen hemen yoktur. Büyük
dil olman›n stratejisi geliflmemifl dilerden kelime alabilme
becerilerindedir. Rusçan›n Türk lehçelerini yuttu¤u için
Ruslara tepki göstermek konuyla ilgilenenler aras›nda
çok yayg›nd›r. Buna ra¤men dilde flovenistlik yapanlar
da çok kere bu çevrelerden ç›karlar.
Türkiye Cumhuriyeti dil politikalar› ile Anadolu Türkçesinde halk dilleri aras›nda bütünleflme sa¤layabilse idi
bugün gelifltirilmifl bir Türkçede birleflilmifl olunacakt›. ‹nkarc›l›k tepkisellik dilde ortak kelime hazinesinden hareketle sentezcilik sa¤lanabilse idi, gelifltirilmifl bu Türkçe,
kuzey Irak ve kuzey Suriye’nin de ortak dili olabilecekti.
Bu dil stratejisi uygulanamad›¤› için ‹ran’›n dil haritas›
Türkiye’nin Do¤u Anadolu’sunu da kapsamak üzeredir.
Türk Dünyas›nda ortak Türkçe oluflturulmaya çal›fl›l›rken; Azerbaycan, ‹ran, Türkçelerinden Özbekistan,
Türkmenistan, Afganistan Türkçelerine Farsçadan girmifl olan birçok birçok kelime bu yolla Türkiye Türkçesine de girmifl olacak. Bu Farsça kelimeler bu Türk lehçelerinin öz mal› olmufllard›r. Bu kelimeler ayn› zamanda
Kürtçede de yaflamaktad›rlar. Anadolu Türkçesinde
Arapça, Farsça ve Kürtçe kelimelerden hareketle Kütçe
belirli bir yüzde ile ortakt›rlar. Mesele bu yüzdenin makul
nispette art›r›labilmesindedir. Bir dili, ödünç al›n›p usulünce dile montaj› sa¤lan›lm›fl kelimeler de¤il, farkl› dillerin gramer kurallar› bozar.
Bu neviden hassas konular Türkologlar›n ve çal›fltaylar›n konusudurlar. Birlikte yaflayan halklar olarak, soydafl veya kültür akrabas› olal›m bize göre bu konuda netice de¤iflmemektedir. Ortak kültür paydam›z› güçlendirme¤i baflaral›m, vars›n kültür akrabalar›m›z›n özel isimleri de yaflas›n.
5- Akraba Topluluklar alg›s› Türkologlar aras›nda henüz yeterince ortak bir görüfl oluflturamam›flt›r. Akraba
Topluluklar co¤rafyas› Türk Kültür co¤rafyas› ile tamamen örtüflmekte midir? Türkiye s›n›rlar› içerisindeki akrabalar›m›z Türkiye s›n›rlar› d›fl›nda da Türk kültürünün
akraba topluluklar›m› d›rlar? Akrabalar›m›z›n Türkiye d›fl›ndaki akrabalar›n›n müstakil devletleri, kültür anlay›fllar› ile politikalar› ve do¤al olarak kültürel kimlikleri vard›r.
Buradan hareketle Türk destanlar› projesine halk kültürü
mesela halk inanmalar› orta¤›n›z olan anadili Gürcüce
olan halk›n destanlar›n› destan projenize alabilirseniz o
proje Türk Destanlar› projesi olmaktan ç›kar, proje do¤al
olarak bölgesel bir ad al›r. Zira o destan›n baflka bir ülke
de sahibidir.
Türkiye birlikte yaflamakta oldu¤u halklar› halk inanmalar› ortakl›¤›ndan hareketle kültür akrabas› saymakta,
halk kültürü ortakl›klar›n›n da bir akrabal›k ba¤› oluflturdu¤unu hakl› olarak benimsemektedir. Buradan hareketle destanlar›n çift sahiplili¤i konusuna geçilebilir.
Anadolu Türk arkeolojik varl›¤›n›n sahibi birlikte yaflayan halklarla beraber oluflturulan Türk milletidir. Türk milleti bu yurdun yeralt› ve yerüstü bütün zenginliklerinin sahibidir. Bunun için kaz›lar yapar müzeler açar.
Bu noktada Anadolu mitolojisi Anadolu Türk mitolojisinden farkl›m›d›r? Anadolu mitolojik katmanlaflmas›n›
d›fllayarak Anadolu halk inançlar›na arka plan oluflturmak mümkün de¤ildir. Destanlar dönemi, mitolojik dönem ile yaflayan halk inançlar› döneminin orta safhas›
olarak kabul edilebilir. Buradan hareketle denilebilir ki,
Türk kültür co¤rafyas›n›n siyasi s›n›rlarla ba¤›ml› de¤ildir. Anadolu kültürünü ihmal ederek Türk dünyas›n› oluflturmaya kalkarsan›z Türkiye’nin bütünlü¤ünü tehlikeye
sokars›n›z Bunun içindir ki, Dilde Fikirde iflte birlik ilkin
Türkiye içerisinde, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan Kazakistan içerisinde gerçekleflebilmelidir.
Türk Dünyas› sadece birlikte yaflayan halklardan
soydafl olanlar› içermifl ise anadili Türkçe olmayanlar
d›fllan›r ise mesela, bütünleflmifl bir Kürt dünyas› yap›lanmas›na ça¤›r›m yapmaz m›? Bu yap›lanmay› meflrulaflt›rmaz m›? Kültür akrabalar›n›z› d›fllarsan›z onlar da
aralar›nda kendi co¤rafyalar›n› kurarlar. Bu hal biteviye
ihtilafa yol açar. Bu hal biteviye ihtilafa yol açar ve kurt
bulan›k havay› seçer misali bu ortam› haz›rlayan›n amac› has›l olur
Birlikte yaflayan halklar›n demokratik ahenklerini sa¤lamak maksad›yla, halklar›n isimlerini zikretle¤e gelince,
yerin kula¤› var, derler sessiz ve derinden giderlerse
Türk Türkolog’u tercihini tercihi aç›k-kapal› tercihini soydafl halklardan yana kullan›r ise siyasi oryantalizm karfl›s›nda kültür akrabalar›m›z olan halklar sahipsiz, arkas›z,
dayanaks›z kal›rlar.
fiu soruya cevap bulmak zorunlulu¤u vard›r. Osmanl› dil co¤rafyas›nda Kafkas bölgesi Osmanl›cas› ile yaz›lan bir divan ile dönemin Bulgaristan’›nda yaz›lan bir divan›n kelime hazinesi tamamen ayn› m› idi? Bu farkl›l›k
her iki divan dilinin de Osmanl›ca oldu¤u gerçe¤ini de¤ifltirmiyordu. fiam’daki veya Erbildeki anadili Kürtçe
olan bir flairin ortak Türkçe ile ‹stanbul’da kitab›n›n bas›lmas›n› neden önlemifl olal›m. ‹stanbul’un kültür merkezi
olmas›na karfl› m›y›z? piyanist olmayan sanat ve fikir insanlar› ‹stanbul’da eser vermesinler mi?
43 ■
Serhat Kültür
Unutulmaya Yüz Tutmufl
Çocuk Oyunlar›m›z… (2)
GEÇEN SAYIDAN DEVAM
13)- ÇEMBER ÇEV‹RME: Eski bisikletten ç›kma çemberler, kimi zamanda kendimizin biraz kal›n tellerden icat
etti¤i dairesel çemberler yapard›k. Daha sonra bir de bunu çevirebilece¤imiz
di¤er bir telle uzun ve ucu çembere göre k›vr›lm›fl bu mekanizma ile, çemberimizi düz olan d›fl mekanlarda döndürerek yol al›rd›k. Döndürürken kim
çemberi yere yat›k olarak düflürürse o
yanard›. S›ra öteki arkadafl›m›za geçerdi. Fakat bu oyunumuzu sadece erkek olan çocuklarla oynard›k. Baz› mahallerde veya baflka bölgelerde, bu
çemberlerin tahta sopalar ile de döndürüldü¤üne ve oynand›¤›na flahit oluyorduk.
14)- TOPAÇ ÇEV‹RMECE: Genel’de haz›r sat›lan tahtadan yap›lan
topaçlar sat›c›lardan al›n›rd›. Eskiden
bu kadar çok oyuncak sat›lan ma¤aza
ve dükkanlar yoktu. Mahallemizdeki
bakkaldan yada sokaklarda dolaflarak
oyuncak satan seyyar sat›c›lardan bunlar› param›zla sat›n al›rd›k. O zamana
göre s›n›rl› say›daki oyuncak türlerini,
bizde kendimize göre seçer, al›r oynard›k. Topaçlardan bundan biriydi. Renk
renk olmas› da bize ayr› bir heye- can
katard›. Topaçlar, tahta torna tezgahlar›nda yap›l›r rengarenk boyan›p, ucuna
da demir bir kavala (ters çivi çak›lm›fl)
bir oyuncakt›r. Bir de bunu yerde at›p
çevirebilmemiz için, yaklafl›k bir metreye yak›n bir ipi ile beraber sat›l›rd›. Bu
ipe de ; kaytan ipi derdik. Bu ip topaçlarla sat›lan özel bir ipti. Biz erkek çocuklarda, bu ipi topac›n çevresine sarar, daha sonra genelde sert zeminler
■
44
TAMER VARLI
[email protected]
Sendikac›
seçerek, topac› ipinden tutarak yere f›rlat›r, ipini de kendimize çekerek topac›n yerde düzgün dönmesini sa¤lard›k.
‹leriki y›llarda daha küçük çocuklar ile
k›z çocuklarda oynayabilsin diye, ipe
ba¤l› ve topaca ba¤l› olarak çak›l›, dönerken de ses ç›karan ç›ng›rakl› türde
topaçlar imal edilmiflti. Bunlar azalsa
da hala ülkemizde bulmam›z mümkün.
Fakat bunlar› çevirebilece¤imiz alanlar
gün geçtik’çe azal›yor. Büyük flehirlerimize bak- t›¤›m›zda ise yok olmak üzere!
15)- ÜÇ TAfi (DAMA): Üç taflla içeride ve d›flar›da oynan bir oyundur. ‹ki
kifli karfl›l›kl› ve k›z, erkek beraber de
oynanabilirdi. Üç taflla, toplamda ise alt› taflla oyuna bafllan›rd›. Üç tafl farkl›,
di¤er üç tafl farkl› olurdu. Tafllar yerine
bazen evde olan herhangi bir fasulye,
nohut tanesi yada eski dü¤melerden
de¤iflik renklerde olanlar› üçer üçer
grup halinde oyun için kullan›rd›k.
Zevkli ve çok e¤lenceli idi,zaman›n nas›l geçti¤ini fark etmezdik. Oyunu d›flar›da oynarsak bahçede yada bir sokaktaki beton zemine tebeflirle veya kiremit, kireç parças› kullanarak yere önce
kare çizer, sonra onu tekrar her iki taraftan tekrar böler toplam dokuz köfle
oluflturarak oyun için düzenini kurard›k.
Her iki kifli kendi tafllar›n› karfl›- l›kl›
olarak birer birer köflelere koyard›.
Oyunca böylece bafllard›. Tafllar›n› kim
önce bir hiza’ya getirirse o oyunu kazanm›fl olurdu. Bu oyunu içeride oynamak istersek, ayn› sistemi bir karton
parças› üzerinde oluflturarak oyunu kurard›k.
16)- ‹P ÇEK‹fiT‹RMECE: K›z, erkek d›flar›da kar›fl›k olarak iki tak›m halinde oynanan bir oyundur. Ad›ndan da
anla- fl›laca¤› üzere; bir çizgi çizilir
uzunca kal›n bir halat ipi iki tak›m taraf›ndan kuvvetlice tak›mlar aras›nda çekifltirilir. Kimin tak›m› belli bir zaman
içerisinde, o tak›m› çizgiden kendi içerisine (taraf›na) do¤ru getirirse o oyunu
ilk kazanan olur. Ve oyun bir fleylere
olur, kaybeden taraf di¤er tak›ma örne-
¤in, gazoz gibi içilecek fleyler ›smarlan›rd›. Tabi ki, bu oyun için de genifl
alanlar tercih edilirdi.
17)- B‹RD‹RB‹R: D›fl mekanlarda,
sadece erkekler taraf›n- dan benimsenen biraz da sert bir oyundu. Bir kifli yatar di¤erleri onun üstünden kurallara
göre atlard›. “ Bu yere yat›fl, yar›m yere e¤ilerek yap›lan bir durufl fleklidir,
t›pk› namazda rukü’ya durufl gibidir,
onu and›r›r).
18)- UZUN EfifiEK: Bu oyun birdirbir oyununun biraz geniflletilmifl fleklidir. D›fl mekanlarda oynad›¤›m›z bu
oyunu hep biz erkekler oynard›k. Say›da bir s›n›rlama yoktu. ‹ki tak›m halinde
oynand›¤›nda daha bir zevkli hale gelirdi. Tak›m›n içinden önce bir kifli duvara
yasla- n›r, ayn› tak›mdan di¤erleri de
rukü fleklinde onun bacak aras›na gelerek pefl pefle s›rayla dururlar. Di¤er
tak›m ise üst üste bunlar›n s›rt›na atlard›.Biraz sert, biraz da dikkat gerektiren
bir oyundu. Hangi tak›m önce yere daha fazla çöker yada tamam yorulduk
derse o yenilir, oyun öteki tak›m için yeniden bafllard›.
19)-SAKLAMBAÇ: Evet, hepimizin
çocuklu¤umuzda çok sevdi¤i d›fl ve iç
mekanlarda oynayabildi¤imiz, k›z ve
erkek çocuklar›n da beraberce oynad›¤›m›z, ayr›ca bir- birimize kaynaflt›¤›m›z zevkli bir faaliyetimizdi. Bir kifli ebe
olur, yüzünü duvara döner ve gözünü
kapatarak sesli olarak ona, on iki’ye kadar sayard›. Di¤er kiflilerde ebe olan kiflinin son söyledi¤i flu cümleye kadar
saklan›rlard›; “ Önüm arkam, sa¤›m solum saklanmayan Ebe’dir “ bu ifade bitti¤inde herkes görünmeyece¤i ve zor
bulunaca¤› bir yere saklan›rd›. Çünkü,
ebe kifli bizleri ararken, ondan önce hareket edip belirlenen yere var›l›p saklambaç oyun- nun da ebelenmemek
için ebe den önce sobelenmemek gerekirdi. En son kim sobelenirse, yeni
ebe o olurdu. Bizler hala küçük çocuklar›m›zla yada torunlarla evlerin ( küçük
olsa da )zaman zaman iç mekan›nda
oynad›¤›m›z bir oyundur.
20)- KÖREBE: D›fl mekanlarda,
bahçelerde oynad›¤›m›z bu oyunda, ilk
tercih edilen fley, oyun mekan›n›n düz
ve tehlikesiz bir ortam olmas›d›r. Çün-
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
kü, bir kifli ebe olur ve gözleri bir yemeni ile ba¤lanaca¤›ndan sa¤a, sola yürüyerek ve de elleriyle di¤er bir kifliyi yakalanmas› istenirdi. Kendisine yani ebe
olan kifli ye gözleri ba¤l› oldu¤u için, ellerimizle alk›fl yapar yada sesli olarak
buraday›m diye seslenirdik. Bu ara da
ilk yakalanan kim olursa yeni ebe o
olurdu. Bazen bu oyun için, kal›n bir
halat ipi bulur, bunu çember flekline gelecek flekilde ba¤lar, bunun içine girerek oynard›k. ‹pi bellerimizin arkas›na
al›rd›k, ebe olan arkadafl›m›z› da yine
gözleri ba¤l› ortada tutard›k. Oyunun
ayn›s›n› ipin içinde gerçeklefltirirdik.
21)- NES‹ VAR: Evet nesi var, sizce? Bu oyunumuzda iç ve d›fl mekanlarda oynanan, yorucu olmayan biraz
da zihin olarak düflündürücü bir oyundur.Biraz bulmacalara ben- zer, fakat
çözümünde kalem kullan›lmaz zihinden çözülürdü. Önce bir arkadafl›m›z
gönüllü ebe olurdu. Daha sonra di¤erlerimiz (s›n›rs›z kifli) kendi aram›zda bir
“Nesne” seçerdik. Bu herhangi bir fley
olabilirdi. Tek kural ise ; o nesneyi, yani belirlenen obje’nin ebe olan ve di¤er
kiflilerin onu hat›rlayacak flekilde oynanan mekandan görünüyor olabilmesidir. Ebe olan kifli, di¤er- lerine tek tek
soru sorarak “ Nesi var “cümlesini ifade
ederek, sonuca ulaflmaya çal›fl›r. Kim o
nesneyi en hat›r- latacak flekilde cevap
verirse, o oyunun yeni ebesi olurdu.
K›z ve erkek beraber oynard›k. fiu anda rüyada gibisiniz de¤il mi ? Ben de
öyle bunlar› hat›rlad›kça bir anda çocuklu¤uma döndüm sanki.
O dönemler de bir çok oyunlar›m›za genç ablalar ile genç A¤abeylerde
bizlere kat›l›rlard›. O zamanda oyunlar›m›z daha bir güzel olur, daha bir anlam ve mana kazan›rd›. Bu oyunlar›m›z› onlarla da oynarken, bir çok güzel
ifadeleri onlardan ö¤renirdik. Mahalle
ve sokaklarda bir çok insan birbirini tan›rd›. Bizim çocuklu¤umuzda yine baz›
oyuncaklar›m›z› biz kendimiz yapar ve
bundan da büyük mutluluk duyard›k.
Örne¤in; bilyeli arabalar yapard›k.
Dört tane bilye bulur sonra, bunlara kal›n ç›talar ile dingil yapar, tahta çakar
2012 Temmuz - A¤ustos
üstüne de büyük limon kasas› çakard›k. Bunlarla pazarlardan bile yafll› teyzelerin filelerini tafl›rd›k. Baz›lar› da bunun karfl›l›¤›nda bizlere harçl›k verdi¤i
de olurdu. Kimi zaman da biz para almadan bu ifli oyun diye yapard›k.
Yine bilyeli kay kaylar yapard›k.
fiimdiki y›llardaki plastikten yap›lan flu
scoter’lar var ya! ‹flte onlar. Daha biz
onlar› y›llar önce kendi imkanlar›m›z ile
kendimiz yap›yorduk. Hem de tahtadan, yerli mal› olarak. Ve flimdi ki gibi
ayn› flekilde kullan›rd›k. Tabi ki, bu onad›¤›m›z oyunlar mutlaka farkl› flehirlerde oldu¤u gibi köy ve kasabalarda da
oynand›¤› muhakkakt›.
Belki isimleri farkl› olsa da, bu
oyunlar tüm Anadolu’muzun her yerinde bütün çocuklar taraf›ndan büyük ilgi
gördü¤ü hep anlat›l›rd›. Biz akl›m›za
gelenleri tekrar anlatmaya bafllayal›m.
22)-HANG‹ EL‹MDE: ‹ki kifli ile oynanan bu oyunumuz çok basittir. Hem
içeride, hem de d›flar›da oynayabiliyor-
duk. Herhangi bir küçük tafl, demir para, silgi v.s.’yi avucumuzun içine s›¤abilen bir nesneyi, arkam›zda sa¤ veya
sol avucumuza saklard›k. Daha sonra
da avuçlar›- m›z› kapal› tutarak önümüze getirir, karfl›m›zdaki arka- dafl›m›za
“ Hangi Elimizde “ diye sorard›k. Bilemez ise karfl›m›zdaki arkadafl ebe olur.
Oyun yeniden bafllard›. K›z, erkek beraberce oynayabilirdik.
23)-YUVARLAK ‹P ‹Ç‹NDE (Körebe) EBELEMECE: Kal›n bir ip bulur, sonra buna bir dü¤üm atard›k.
Sonra, bu ipi dairesel bir flekilde ettirerek içine girilirdi. ‹pi arkadan kollar›m›z›n aras›ndan geçirirdik. Önce gönüllü bir arkadafl›m›z ebe olurdu ve
gözlerini bir bez parças› ile ba¤lard›k,
ve oyun böylece bafllard›. Bizde dairesel ip içinde ses ç›kararak ve de
dönerek bu ebe olan arkadafl›n birimizi yakalamas› beklenirdi. Yakalanan arkadafl yeni ebe olur, bu sefer
de onun gözleri ba¤lanarak yeni oyunu bafllat›rd›k. K›z, erkek beraberce
de oynad›¤›m›z zaman- lar olurdu.
24)- ELDEN ELE ‹P ALMACA:
Çok basit olan bu oyun, iki kifli aras›nda oynan›rd›. ‹ç ve d›fl mekanda rahat-
ça vakit geçirmek için biraz da bulmacay› and›ran zihinsel bir oyundu. Böyle
olunca da insan bedenen de¤il, zihnen
yorulurdu. Çünkü, elimize dolam›fl oldu¤umuz çaprafl›k bu ipi, yine ayn› flekilde bozmadan kendi eline almaya çal›flan bir arkadafl olurdu karfl›m›zda.
K›z, erkek oynar- d›k.
25)- UÇURTMA UÇURMA: Kendi
uçurtmam›z› kendimiz yapar, sonrada
bunlar› çevremizde bulunan bombofl
ve yeflilliklerde alabildi¤ince özgürce
uçururduk. Önceleri çok basit olan, ad›na fieytan uçurtmas› diye isim takt›¤›m›z (Neden fieytan ismi takt›¤›m›z)
belli de¤il isim iflte, belki de çocukluktan kalan bir ifade.Bu uçurtmalar› “A4”
ka¤›tlar›ndan yada daha çok büyük boy
defter- lerimizin orta sayfalar›n› y›rtarak
yapard›k. ‹nce kuy- ru¤unu ise, yine ayn› ka¤›ttan kalan parçalar›ndan ekleyerek, ince makara ipli¤i ile uçurtmaya
çal›fl›rd›k. Daha sonraki zamanlarda ç›talardan yap›lmaya bafllayan,genifl ve
büyük uçurtmalar›, renkli renkli ka¤›tlardan özene, bezene yapar hale geldik. Bu uçurtmalar gökyüzünde uçmaya bafllay›nca, uçarken vermifl oldu¤u
renkler sayesinde bir gökkufla¤›n› and›r›rcas›na görüntü olufltururlard›. Genellikle erkek çocuklar bundan büyük
zevk al›rlard›. Güzel yaz aylar›nda. ‹leriki y›llarda k›z arkadafllar›n da bizlere
kat›ld›¤› gözlenmekteydi. Daha sonralar› haz›r uçurtmalar da sat›lmaya bafllad›, çevre- deki dükkanlarda. Seksenli
y›llar›n ortalar›nda ise ad›na uçurtma
dedikleri ‹thal uçurtmalarda, sahnede
yerini ald›. Tabi ki bizlere bu çok yabanc› geldi! Uçurtma uçurdu¤umuz çocuklu¤umuzda, yani o zamanlar her yer
bofltu. fiimdiki gibi koca koca büyük
katl› binalar yoktu. fiu an, hemen sormak gerek büyüklerimize; O Yeflil Alanlara Ne Oldu Diye !!!
DEVAM EDECEK
45 ■
Serhat Kültür
Yöremizden Bir Nefes
Foto¤raflar: Orhan DEM‹R
■
46
Temmuz - A¤ustos 2012
Serhat Kültür
Y a z a r l a r › m › z d a n fi i i r l e r
DÖRT MEVS‹M‹M YAR BEN‹M
Yaz›m k›fl›m ilkbahar›m yar benim
Dört mevsimim yar benim
S›ra s›ra dert dizili
Y›¤›n y›¤›n dert benim
Ç›kar›m yüce da¤lara
Seyrederim mor ba¤lara
Nidem otak a¤alar›
Çit yaylal› yurt benim
Gönül doymuyor güzelden
Ba¤r›m yan›kt›r ezelden
Kemiklerimde mezarda
‹nliyecek kul benim
Çay›r çimen hep açacak
‹lk bahar geri gelecek
A¤layan gözler gülecek
Say›klayan dil benim
KAZ’IM
Organik etin doyulmaz lezzetin
Özel gecelerde baflrolde yerin
Hasreti gideren özel yeme¤in
Afl›klar sözünde sen vars›n kaz’›m
Serhat Kars’›n da¤lar›na yaslan›r
Kars Çay›’n›n coflkusuyla ›slan›r
Yaylalarda çay›rlarda beslenir
Sofrada en baflta sen oldun kaz’›m
Yaz›n görüntünle k›fl›n etinle
Afl›klar›n saz›nda lezzetinle
Ç›ld›r Gölü’nde tüm zarafetinle
Serhat kültürümde sen vars›n kaz’›m
Vitamin de¤erin görsel flölenin
Her evde de¤iflmez ayr› bir yerin
Özlemle beklenen özel günlerin
Evimde bereket sen oldun kaz’›m
Fakir Seyfi havas›na
Bürünmüfltür yar yas›na
Bülbül alt›n kafesinde
Figan eder gül benim
01/08/1979
SEYFETT‹N AKSU
Cafer AKYOL
09.06.2012
HABERS‹Z G‹DEN YOLCU
KAZ ET‹
"Kardeflim Ziya Gökçe’nin aziz ruhuna…"
Bak Allah›n hikmetine,
Türlü, türlü nimetine,
Kuzu, muzu flöyle dursun;
Ben meftunum kaz etine!.
Bahar geldi güller açt›;
Sensiz bahar›n tad› kaçt›,
Hasretin ba¤r›m› deldi, geçti;
Yakt›n yüre¤imi habersiz gittin.
fiu Allah›n nimetini,
Bilen bilir k›ymetini,
Baflkas›n› bilmem amma;
Çok severim kaz etini…
Ben sensiz bilmem neylesem,
Ac›m› kimlere aç›p söylesem,
Faydas›z, feryat, figan eylesem;
Yakt›n yüre¤imi, habersiz gittin.
Tad›nda bir özellik var,
Lezzetinde, güzellik var,
O nereye girse bilin;
Oralarda hep flenlik var
Ben sak›n›rd›m seni esen yelden
Sen nazik idin gonca gülden
Ans›z›n uçup gidince elden
Yakt›n yüre¤imi, habersiz gittin.
Hele bir de ci¤erini,
Yiyen bilir de¤erini,
Çok severim ben do¤rusu;
Velhas›l ki her yerini…
Atefl düfltü¤ü yeri yaka kalm›fl,
Su akt›¤› yöne aka kal›rm›fl,
A¤abeyin, yollara baka kalm›fl;
Yakt›n yüre¤imi, habersiz gittin.
Etti¤imiz nazd›r bizim,
Yedi¤imiz kazd›r bizim,
Ve kaz eti konusunda;
Ne söylesek azd›r bizim!..
Seni kendime ben yar sanm›flt›m
Terk edip gitmeyen vefakâr sanm›flt›m
Senden baflkas›n› a¤yar sanm›flt›m;;
Yakt›n yüre¤imi, habersiz gittin.
Pendik, 01.03.2012
‹hsan ÖZKÖSEL‹
Abbas GÖKÇE
Yakac›k, 10.06.2012
2012 Temmuz - A¤ustos
47 ■
Serhat Kültür
Tatilin Düflündürdükleri
ABBAS GÖKÇE
Kurucu Meclis ve Dan›fltay
E. Üyesi
NSANLAR için tatil; çal›flmaya belli bir süre ara verme demektir. Tatil anlay›fl› bat›daki sanayi devriminden
sonra bafllam›flt›r, insan›n tabiat›n›, duygular›n›, sosyal
yaflant›s›n› ve aile iliflkilerini
ters yönde etkileyen çal›flma
hayat›n›n zorunlu sonucudur.
Tatil; yorulmufl olmakla; insan›n do¤as›n›n, duygular›-
‹
A V fi A
Bir masal ülkesi...
Öz yaflant›s› içinde insan
Öylesine hür,
Öylesine hür ki
Avfla’da!..
Kim düflünür Personel
Kanununu,
Türkiye’nin düzeninden kime
ne?
Bir yana itilmifl düflünceler;
Bütün yüzler güleç,
Bütün yüzler flen...
S›k›nt›s›ndan ar›nm›fl,
Üzüntüsünden soyunmufl
toplum;
Ç›r›lç›plak
Ve alabildi¤ine mutlu!...
Y›llanm›fl bir özlemi
ç›kar›rcas›na
Ifl›k ve renk sarmafl dolafl,
Dudak duda¤a
■
48
n›n, sosyal yaflant›s›n›n ve aile iliflkilerinin olumsuz yönde
etkilenmifl olaca¤› var say›lan
çal›flma hayat›n›n zorunlu bir
sonucudur.
Devlet bünyesi içinde tatil;
kanun gere¤ince çal›flmaya
ara verilece¤i belirtilen dinlenme süresidir.
Yani okul, meclis, adliye ve
benzeri kurulufllar›n çal›flmas›n› durdurdu¤u ya da kapal›
bulundu¤u, e¤lenmek, dinlenmek amac›yla çal›flmadan
geçirilen süredir tatil.
Kadehler dolusu içilen huzur
Tad›yla rengini vermifl flaraba
Buruk ve mor!...
Avfla’da sema,
Avfla’da günefl,
Avfla’da deniz...
Anlat›lamaz ki;
Anlatmak zor!...
ABBAS GÖKÇE
Avfla, 1973
SARIMSAKLI
Bir cennet gibisin;
Gerçek bir cennet!..
Hepsinden ayr›,
Hepsinden farkl›;
Sar›msakl›, Sar›msakl›...
Bir Sevgisin;
Masmavi...
Bir murats›n;
Yemyeflil...
Bat› âleminde “Holiday”
denilen tatil de; çal›flmaya ara
verilen süreyi ve bu süre içinde yap›lan seyahatleri de
kapsayan bir anlam kazanm›flt›r.
Geliflmifl ülkelerden birçok
gidiflat› da transfer eden Türkiye’de de tatil önemsenmekte ve yaz aylar›nda gezi, deniz ve kamping gibi seçenekler de¤erlendirilmektedir.
Tatil yerlerinin iyi seçilmifl
olmas›, ço¤u kez insan üzerinde çok k›ymetli iz ve an›lar
b›rakmaktad›r.
Gençli¤imde de benim
üzerimde çok olumlu iz b›rakm›fl ve fliirlere konu olmufl iki
fliirimi sunmak isterim. Sayg›lar›mla...
Bir gelinsin,
Taptaze;
Gül yüzlü, gülyanakl›;
Sar›msakl›, Sar›msakl›...
Yorulmufl ve durmufl gibi,
Dinlenir zaman;
Serininde s›ca¤›nda...
Sonsuzluk türküsü duyulur;
Denizinin duda¤›nda...
Rahat, huzur, mutluluk,
Birleflmifller yana¤›nda...
Övgüler almaya
Hakl›s›n, hakl›;
Sar›msakl›, Sar›msakl›...
Art›k;
Ayr›lmaz bir bütün olduk,
iç içeyiz seninle...
Bir vuslat›n ota¤›,
Mavi, yeflil sinende;
Sesim, sözüm, s›rr›m sakl›;
Sar›msakl›, Sar›msakl›...
ABBAS GÖKÇE
Sar›msakl›, 1983
Temmuz - A¤ustos 2012

Benzer belgeler