www.serhatkultur.com
Transkript
www.serhatkultur.com
‹Ç‹NDEK‹LER tarih - kültür - haber dergisi Yay›n Sahibi, Yaz› ‹flleri Müdürü: M. Caner Aras Kültür Sanat Yönetmeni: Türkan Narin Tarih: Yard. Doç. Dr. Gürsoy Solmaz Yay›n Kurulu: Prof . Dr. Oktay Belli Prof. Dr. Esin Derinsu Day› Doç. Dr. Ali Murat Aktemur Sait Küçük Dr. Yaflar Kalafat ‹hsan Özköseli Sezai Yaz›c› Nevzat Erda¤ Ziya Zakir Acar ‹lhan Polat Tamer Varl› Hikmet Aksu Hukuk Dan›flman›: Av. Erkan Karagöz Dizgi- Sayfa Tasar›m: Ömer Güzel 0 536 580 36 00 Bask› Ege Bas›m Sanatlar› Ltd. fiti. Esatpafla Mah. Ziyapafla Cad. No: 4 Ataflehir/‹STANBUL Tel: (0216) 470 44 70 ‹dare ve Yaz›flma Adresi: fiirinevler Mh. Maraflal Çakmak Cd. Meriç Sk. Halis Ahmet ‹fl Mrk. No: 6 Kat: 8-34 Bahçelievler- ‹stanbul Gsm. 0535 258 56 33 web. www.serhatkultur.com e-mail. [email protected] [email protected] Yerel Süreli Yay›n 7. Uluslararas› KARS AfiIKLAR BAYRAMI Coflkuyla Geçti; Çocuklar›n Gözünde Durdum Dünyan›n Seyrine... OLCAY KASIMO⁄LU 5’de AfiIK fiENL‹K’‹N HAYATI;6’da Kaybolan Ifl›k, Kaybolan Ziya…; ABBAS GÖKÇE 8’de Afl›k fienlik Kültür Etkinlikleri 2012; Gizli Tan›k (!); Av. HAL‹S ÖZDEM‹R 16’da Gönül Dostlar›n›n Toplant›s›; Sevgi Yuma¤›m 5-C 29’a Türkiye Azerbaycan Dostluk Gecesi; Dr. Gökmen KILIÇO⁄LU 30’da Gül Gülebilirsen (1); ‹HSAN ÖZKÖSEL‹ 34’de Sazl› Sözlü Piknik fiöleni 35’de 10’da ‹stanbul Azerbaycan Kültür ve Sanat Derne¤i Ola¤an Genel Kurulu Yap›ld›; 15’de 17’de Türkiye’nin Starlar›ndan Kalpten Destek; 36’da Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤i “fiairler At›flma Antolojisi” Kitab›n› Ç›kard› 38’de Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Çal›fltay›; DR. YAfiAR KALAFAT 40’da Zor Olan Umut Etmek, Umudu Diri Tutmak, Yaflatmak; NEVZAT ERDA⁄ 18’de Unutulmaya Yüz Tutmufl Çocuk Oyunlar›m›z… (2); TAMER VARLI 44’de KAI VAKFI Yeni Baflkan›n› Seçti; 20’de Yöremizden Bir Nefes; Orhan DEM‹R 46’da Komflum; HASAN A⁄BAHÇE 22’de Yazarlar›m›zdan fiiirler; 23’de Tatilin Düflündürdükleri; ABBAS GÖKÇE 48’de ---------------------------------------------- S›cak Kurabiyeler; ✓ Yay›nlanmayan yaz›lar iade edilmez. ✓ Yaz›lar›n hukuki sorumlulu¤u yazar›na aittir. ✓ Dergiden yaz›l› izin al›nmadan iktibas yap›lamaz. ✓ Reklamlar›n sorumlulu¤u firmalara aittir. HÜLYA DEM‹RA⁄ 2012 • Serhat Kültür 2’de De¤erli Halk Ozan›m›z Afl›k Mürsel Sinan ‹le Söylefli; CAFER AKYOL 24’de Kapak Resim: Aydan GÜRLÜYER 47’de Kapak Tasarım: Ömer GÜZEL www.serhatkultur.com Serhat Kültür 7. Uluslararas› KARS AfiIKLAR BAYRAMI Coflkuyla Geçti SERHAT KÜLTÜR HABER U y›l 7’ncisi düzenlenen Uluslararas› Kars Afl›klar Bayram› bu y›lda büyük coflkuyla geçti. Kars Belediyesi’nin düzenlemifl oldu¤u Uluslararas› Kars Afl›klar Bayram› yurt içinden ve yurt d›fl›ndan çok say›da afl›klar›n kat›l›m›yla yap›ld›. Kültür ve Turizm Bakanl›¤› B ■ 2 Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür Araflt›rma ve E¤itim Genel Müdürlü¤ü, UNESCO’nun somut olmayan kültür miras› çal›flmalar› kapsam›nda, Türkiye’nin 2010 y›l› “Yaflayan ‹n- 2012 Temmuz - A¤ustos san Hazineleri” seçilen de¤erli ozan›m›z Afl›k Maksut Feryadi Koca, 7 y›ldan beri Uluslar aras› Kars Afl›klar Bayram› jüri baflkanl›k diva- n›nda görev almaktad›r.Bu anlaml› Kars Afl›klar Bayram›’n› de¤erli ozan›m›z Maksut Feryadi’ye sorduk. Özetle flunlar› söyledi: 3■ Serhat Kültür “7 y›ldan beri jüri baflkanl›k divan›nda görev almaktay›m. Kars Afl›klar Bayram› her geçen y›l daha da güzellefliyor, daha da olgunlafl›yor ve afl›kl›k gelene¤inin geliflmesine katk› sa¤l›yor. Kars denilince akla afl›klar gelir. Bu nedenle Kars’ta afl›klar bayram›n›n olmas› çok önemlidir ve afl›kl›k gelene¤ine önemli katk›lar sa¤layaca¤›na inan›yorum. Afl›kl›k gelene¤inin s›k›nt›l› oldu¤u bu dönemde özellikle Kars gibi ■ 4 afl›kl›k gelene¤inin befli¤i olan bir yerden güçlü afl›klar›n ç›kmas› çok önemlidir. Geçen afl›klar bayramlar›na bakt›¤›m›zda bu y›lki bayram›n daha verimli oldu¤unu gözlemledim. Yar›flmalar 5 ayr› dalda yap›ld› ve de¤erlendirildi. 100 civar›nda afl›¤›n kat›ld›¤› bu bayramda bu y›l birincilik, ikincilik yerine belli puan›n üzerindeki isimler dereceye girmifl oldu. Bu sistem yeni yetiflen gençler için de çok önemlidir ve daha iyi yetiflmesine sebep olacak. Bu organizasyonu düzenleyen Kars Belediye Baflkan› Sn. Nevzat Bozkufl’a ve eme¤i geçen herkese teflekkür ediyorum” dedi. Serhat Kültür Dergisi olarak Belediye Baflkan› Say›n Nevzat Bozkufl’un flahs›nda bu etkinli¤e eme¤i geçenleri kutlar, Afl›kl›k gelene¤inin kuflaktan kuflaklara artarak geçmesini temenni ederiz. Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür Çocuklar›n Gözünde Durdum Dünyan›n Seyrine... AH B‹R ÇOCUK OLSAYDIM! Yine sokaklarda top kofltursam Yine köflelerinde saklambaç oynasam Yine en kuytu köfleyi ben buldum sevincine girsem OCUKLARIN insanca büyümeleri için;gösterifle, teknoloji’ye de¤il, Ç özgüvene ve sevgiye ihtiyaçlar› var. Teknoloji’nin henüz evimizi talan etmedi¤i günler de anneler evde, babalar iflte, biz de yafl›m›z›n gerektirdi¤i yerlerde yaflam›n içindeydik. Benim çocuklu¤um da eve gelirken evi anahtarla açt›¤›m›z› hiç hat›rlamam. Evde yaflayan hiç kimse de anahtar olmazd› varsa da bir tane oda herkesin bildi¤i bir yerde sadece baflka bir diyara gidersek usule uygun kilit kap›ya vurulurdu o kadar. Kap› öyle çelikten falan da de¤ildi. En büyük e¤lence sokaklar, oyuncaklar s›n›rs›zd› sanki evren bizim için yarat›lm›flt›. Oynamak için belli bir yerin olmas› flart› yoktu. Hiç kimse bize oyunu para karfl›l›¤›n da satmazd›. Arkadafllar›m›z›n hepsi birbirinin ayn›s›yd› zengin, fakir fark›m›z yoktu, biz aram›za s›n›rlar koymay› ö¤renmemifltik. Bizim oyunlar›m›z hepimize eflit mesafedeydi. Servisi bilmezdik. Eskiyen ayakkab›lara inat tüm yollar› arfl›nlard›k. Yol sadece yürümek, bir yerlere varmak için de¤ildi. Yol arkadafll›¤›n›n ne çok e¤lencesi ne çok oynaflmas› olur bizim gibi yol arkadafll›¤›na duranlar bilir. Çantalar›m›z muflambadan, en kalitelisi flile bezinden bir ötesi kumafltan ama hepsi gösteriflten uzak bizim çocuklu¤umuza gölge etmeyen s›rt›m›z›n tafl›y›c›lar›yd›. Okuldan döner dönmez kald›r›m kenarlar› çantalar› bekler, bir-iki oyun oynad›ktan sonra eve girerdik. Kirlenmek bizim ruhumuzu a盤a ç›kar›r, dingin, yorgun kendimizi evde bulurduk. En çokta sokakta oynarken ekmek aras› yer birde kimin evi yak›nsa pefli s›ra ayn› bardaktan suyu içerdik. Bize ait özel eflyalar›m›z çantam›z›n üzerinde dururdu kimse dokunmazd›, hiç kimse çal›n›r korkusu bilmezdi. Sokaklar evimiz gibi güvenliydi. Hiç bir zaman çocuk kavgalar›m›z karakol yüzü bilmezdi. En fazla saç, 2012 Temmuz - A¤ustos Hani yine paçalar› k›sa,burnu sümüklü o çocuk ben olsam OLCAY KASIMO⁄LU Yazar-fiair bafl olur, tekme atar, eflekli küfürlerle kavgay› bitirir ama kin gütmezdik en fazla baflka bir oyunda yine buluflurduk. Çocuk yan›m›z örselenmemifl çiçekler gibiydi. Dikeni de gülü de baflka güzeldi. Yaralar›m›z ekmekle flifa bulurdu, k›r›lan kafalar›m›z flekere bulan›rd› bunlar bile bize oyun gibiydi. Yaz temizlikleri, hal› y›kamalar hepsi mahallede flölen havas›nda geçerdi. Biz temizlikçi kad›n diye bir fleyde bilmezdik. Komflunun odununu tafl›r elimize konulan flekere bayram ederdik. Evlerimiz insan, anne, kardefl kokard›. Çok lüks yaflamazd›k ama do¤al hayatt› bizim ki. ‹nsan› insanla buluflturan, geceleri y›ld›zlarla konuflturan içimizin aynas› gülen gözlerimiz. fiimdi çok lüks evler var içi insans›z, parklar sürüyle içinde çocuklar yok. Her y›l sökülüp yenilenen kald›r›mlar var. Sokaklar kimsesiz, çocu¤a hasret. her taraf›m›z beton y›¤›n›, sol taraf›m›z kimsesiz, yapay insanlar sürüsü gibiyiz. Koca ç›narlar dedi¤imiz dedeler, neneler yok, sanki yeralt› dünyas›n da yafl›yorlar sahi masallar›m›z›n sahibi koca ç›narlar›m›za ne oldu? Kap›lar›m›z kapal›, yüreklerimiz yaral›, taksitlere bölünmüfl yaflam›n biçare bekçileri bizler, her yerimiz talana dönmüfl. Ne oldu bize? Birbirimize yabanc›, birbirimize yasakl›. Biz mi istemifltik? Yoksa birileri mi böyle istedi?.. “Her toplum hak etti¤i gibi yönetilir” derler ya,biz mi böyle olmas›n› istedik, biz mi dünyaya yeni ferman verdik, yeni dünyalar, yeni bulufllar için insanl›¤›n suyuna kibrit suyu dedik, baflka ne denilebilir ki! Düflmekten dizlerim yara bere içinde kalsa Ç›kt›¤›m elma a¤açlar›n›n yine dal› k›r›lsa düflsem bir taraflar›m ac›sa Vars›n oyun bozan desinler kurduklar› bütün kuleleri y›ksam Onlarda tekrar tekrar yapsa bende gülüfllerde kaybolsam Onlarda pefli s›ra arkamdan tafl ya¤muruna tutsalar Cam k›rman›n keyfini ancak çocuklar bilir Oyunlara kurban verdi¤imiz can›m pencereler Ah yeniden, yeniden çocuk olsam Kurba¤alar› fliflirsem Hatta bakkal amcan›n leblebi tozuna katt›¤› una tekrar flahit olsam Topraktan çamur yapt›¤›m›z sonra hayatlar infla etti¤imiz O canim hayallerimi yapt›¤›m hünerli ellerime tekrar kavuflsam Hani hep derler ya tahtadan oyuncaklar bizim ki Tahtayla hayat bulmufl nice bulufllar vard› oyun sofram›zda Ah yeniden çocuk olsam, olsam da fiekere,sak›za hasret düfllerimi avutsam Sonra rengarenk bilyelerimin say›s›n› unutmasam Torbamda tafl›man›n hakl› gururunu yaflasam Yaflasam da anlatsam çocuk olman›n s›n›rlar› yok bu dünyada Dünya en çok çocuklarla bar›fl›k Çünkü çocuk yüre¤i kar›flmam›flt› kurtlar sofras›na Yüzlerimiz yan›k, yüreklerimiz pakt›. 5■ Serhat Kültür AfiIK fiENL‹K’‹N HAYATI (1850 – 1913) ENL‹K, 1850 y›l›n›n yaz aylar›nfi da Ç›ld›r’›n Suhara (Afl›kflenlik) Beldesinde dünyaya gelmifltir. Babas›, köyün yerli ailelerinden Kadirgillerin Molla Kadir’dir.Çiftçilikle u¤raflan ve kümes hayvanlar›na çok merakl› olan Kadir, orta halli bir köylüdür. fienlik’in annesi Zeliha, okuma yazma bilen, zeki görgülü ve bilgili bir kad›nd›. Sabah namaz›nda evine dönmekte olan Molla Kadir’i kap›da karfl›layan köyün ebe kad›n›, bir o¤lu- ■ 6 nun oldu¤unu müjdeleyerek, “hasene”(hay›r) vermesini söyler. Ebe kad›n›n hasene sözünü heyecandan hasan fleklinde anlayan Molla Kadir, çocu¤una “Hasan” diye seslenir. Böylece çocu¤un ad› Hasan kal›r. Aradan y›llar geçer, küçük Hasan büyür, 11-12 yafllar›na gelir. Sabah›n ilk ›fl›klar›yla beraber önüne katt›¤› koyunlarla köyden ç›kar, akflama kadar da¤larda çay›rlarda koyun otlat›rd›. Ç›ld›r uzun y›llar Rus iflgalinde kalm›fl, iki devlet aras›nda s›n›r oluflturan bir bölge olarak, zaman zaman birçok savafla sahne olmufltur. Ard› arkas› kesilmeyen bu savafl ve göç felaketler, halk dilinde yan›k destan ve türkülerin oluflmas›na sebep olmufltur. Genç yaflta ölen yi¤itler, murad›n› alamayan genç k›zlar, babalar, analar, dedeler, yetim yavrular, bu deyifllerin konular›d›r. Birçok evliya ve flehit menk›beleri anlat›l›r. Da¤lar ve ovalar isimsiz flehit mezarlar›yla doludur. Uzun k›fl geceleri, bütün Do¤u Anadolu köylerinde oldu¤u gibi suhara’da da a¤›t destanlar›n›n söylenmesi ve flehit menk›belerinin anlat›lmas›yla geçirilirdi. Bazen de köy imam›n›n okudu¤u, Ahmediye, Battal Gazi, ve Hz. Alinin cenkleri gibi dini kahramanl›k kitaplar› dinlenirdi. Afl›klar, hikayelerini, bayat› ve türkülerini bu olaylar üzerinde koflar, gençler bu duygularla yetiflirlerdi. Küçük Hasan gözünü aç›p çevresine bakt›¤› zaman bu olaylar› görmüfl, yurduna, milletine koflulan bu bayat›lar›, türküleri, destanlar› ve hikayeleri iflitmiflti. ‹flte Hasan’› ça¤›n›n büyük afl›¤› yapan çevresindeki bu olaylar ve bu ortamd›. Edebi kiflili¤i yurt mücadelesi duygular› içerisinde geliflmiflti. Akflamlar› evinde afl›n› ekme¤ini yedikten sonra bütün köy çocuklar› gibi, babas›n›n elinden tutup ya afl›k meclisine veya cenk kitaplar›n›n anlat›ld›¤› komflu odalar›na giderdi. Geceleri buralarda anlat›lanlar› büyük bir merakla dinleyen Hasan, gündüzleri bunlar› hayal eder, uzun uzun düflüncelere dalard›. Hasan 14 yafl›na geldi¤inde, onda büyük bir av tutkusu bafllam›flt›. Babas›n›n av tüfe¤ini al›r, Karasu’nun geçti¤i “Kulaklar” denilen yerde pusuya girer. Saatlerce yabani ördek beklerdi. Yine bir ikindi zaman›, Kulaklar’da pusuya yatar. Bir kaç saat sonra, üzerine bir a¤›rl›k çöker, uyur-uyan›k bir halde rüyalar alemine dalar. ‹kinci günün akflam›na kadar burada kal›r. Hasan’›n eve dönmedi¤ini gören babas›, köy halk› ile birlikte o¤lunu aramaya bafllar. Hasan’› bayg›n bir halde bulurlar. Yaflad›¤› alemden uyand›¤›na piflman bir halde, etraf›na toplanan halk› süzer. Köyün imam›’n›n, “O¤lum Hasan sana ne oldu, neden böyle duruyorsun, niçin konuflmuyorsun?” demesi üzerine, Hasan, fiu sözlerle cevap verir; Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür Rüya-y› alemde yatt›¤›m yerde Neçe yüzmin hayal güfluma geldi ܤbe üç cismine sald› atefl Sevdi¤im salat›n düfluma geldi Ayn›na geymiflti gaflet lüzum Kör oluban açmayayd›m gözümü Bir tagayy›r keyfte gördüm özümü O kadar möhübbeti hofluma geldi fienlik’em hakine gettim yüzünen Bir kelme dan›flt›m fliirin sözünen Hay›f ki bakmad›m k›yar gözünen Sürahi gameti karfl›ma geldi Hasan’›n sözleri bitince köy imam›n›n sevinçle gözleri ›fl›ldar. Kadir A¤a’n›n kula¤›na e¤ilerek göz ayd›n› verir. Öteki köylüler bundan bir fley anlamazlar, Hasan’› eve getirirler. Bilgiç bir kifli olan köy imam› Hasan’› karfl›s›na alarak, “Hasan, biraz önce bize bir türkü söyledin, sevdi¤in salat›ndan bahsettin. Bunu bize anlat bakal›m, nas›l gördün, türkünün sonunda tapfl›rd›¤›n “fienlik” kimdir?” diyince, evde bulunan köylülerin hayretli bak›fllar› önünde ikinci türküsünü söyler: Y›¤›l›n ahbaplar yaren yoldafllar Bir sa¤almaz derde düfltüm bu gece Hikmet-i pir ile ab-› zülalden Kevser Bula¤›ndan içtim bu gece Kudret mektebinden verdiler dersi Zahirde göründü arfl ile kürflü H›fz›mda zapt oldu Arabi farsi Lügat-i imrani seçtim bu gece Sefil fienlik Hak’tan buldu kemali Bu fikirle vasf-› halin demeli Bedirlenmifl gördüm güzel cemali Tagayy›r hal oluf flaflt›m bu gece 2012 Temmuz - A¤ustos Hasan, bu rüyalar aleminde, pir elinden bade içerek, sevdi¤i salat›na olan aflk›n›, hem de flairlik kudretini buldu¤unu anlatmaktad›r. Ayr›ca ilahi kudretten Arapça, Farsça ve ‹mran (‹brani) dilini ö¤rendi¤ini, tanr›’n›n cemalini gördü¤ünü haber verir. Bu günden sonra Hasan “Afl›k fienlik” ad›yla bilinip tan›nmaya bafllar. Yöre halk› bu “Badeli Halk Afl›¤›” n› görüp dinlemeye gelir. Dü¤ün ve derneklerine Afl›k fienlik’i ça¤›r›rlar. Ünü h›zla etrafa yay›lmaya bafllar. Gizlice sevdi¤i Huri adl› k›z›n baflka bir köye gelin gitmesi fienlik’i çok etkilemifltir. Bu ayr›l›¤›n ac›s› fliirlerinde aç›k bir flekilde görülmektedir. Bir müddet sonra ayn› köyden Abdullah’›n k›z› Mürüvet’le evlenir. Çocuklar› olmay›nca üç y›l sonra ikinci defa, yine Suhara’dan eski sevgilisi Huri’ye benzetti¤i, Kral Hasan’›n k›z› Huri ile evlenir. Fakat afl›k gönlü ikinci evlili¤inde de huzuru bulamaz. Kar›lar›n›n kavgalar›, evde yaratt›klar› huzursuzluk, fienlik’i can›ndan bezdirmifltir. Daima mutlulu¤u arar, fakat gerçek hayatta bunu asla bulamaz. Bu yüzden olacak ki, tasnif etmifl oldu¤u hikayelerinde kahramanlar› iki sevgiliyle mutlu yaflatm›fl, böylece kendi bulamad›¤› mutlulu¤u ve aile huzurunu kahramanlar›na vermifltir. Ölümü ve Mezar› Afl›k fienlik’in erken ölümüne sebep olan Revan yolculu¤u flöyledir; 1913 y›l› yaz aylar›nda, Revan Hanlar›ndan birinin büyük bir dü¤ünü olur. Bu dü¤üne çeflitli yörelerden bir çok afl›k kat›l›r. Gele- neklerine göre, Hanlardan birinin “Toy Babas›” olmas› gerekiyordu. Çok flerefli ve gösteriflli bir unvan olan toy babal›¤› için Hanlar aras›nda büyük çekiflmeler olur. Bu hanlar›n her birinin himayesinde bir veya birkaç hikayeci usta afl›k bulunurdu. Sonunda, hangi Han›n afl›¤› hiç duyulup iflitilmemifl yeni bir hikaye anlat›rsa, o Han›n toy babas› olmas›na karar verilirdi. Daha önce fienlik’in ç›rakl›¤›n› yapm›fl Revanl› Afl›k Bala Memmet’te, Hanlardan birinin himayesinde bu dü¤üne kat›larak, ustas› Afl›k fienlik’in “Latif fiah” adl› hikayesini anlat›r. Çok be¤enilen Latif fiah hikayesini anlatan Afl›k Bala Memmet’i zorlayarak, hikayenin as›l sahibini ö¤renir ve Ç›ld›rl› Afl›k fienlik’i Revan’a getirmesi için kendisine bir ayl›k süre verirler. Bala Memmet Ç›ld›r’a gelir ve ustas›na durumu anlat›r. Bunun üzerine Afl›k fienlik, ç›ra¤› ile birlikte Revan’a gider. Revan Hanlar›n›n afl›klar›ndan baz›lar›, fienlik’in daha önceleri Gümrü, Tiflis ve Borcal›’da görüflüp, tan›flt›¤›ve yar›fl›p üstün geldi¤i afl›klard›r. Bu nedenle fienlik’ten çekiniyorlard›. fienlik Revan’da Hanlar’›n en ünlü afl›klar›yla karfl›lafl›p,üstün gelir. Afl›klar› yenilen ve dolay›s›yla kendi itibarlar› daazalan Hanlar,bu Osmanl› Afl›¤›n›n yeme¤ine zehir koydururlar. Revan’da hastalanan fienlik.Gümrü’ye kadar trenle, oradan da öküz arabas›yla Ç›ld›r’a gelirken, Arpaçay’›n Dalaver köyünde ölür. Cenazesi Suhara’ya getirilir. Mezar› Suhara (Afl›kflenlik Beldesi)’ded›r. Kaynak: Afl›kflenlik Belediyesi web sitesi 7■ Serhat Kültür Kaybolan Ifl›k, Kaybolan Ziya… dünyam›zda var olan IlerifiI⁄I; fleyleri görmemize ve renkbirbirinden ay›rmam›za yarayan bir enerji kayna¤› olarak tarif etmek mümkündür. Yazarken, konuflurken ›fl›k yerine ziya ya da nur kelimelerini de kullan›r›z ço¤u kez... Ifl›k; kuflkusuz bir fleyin oluflumundaki atomik etkileflim sonucunda meydana ç›km›fl ve ›fl›yarak yay›lm›flt›r. Ifl›k olmasayd›, insano¤lu güzellikleri bu kadar fark edebilir miydi, acaba?.. Allah hiç kimseyi karanl›¤a düflürüp, onu ›fl›ktan, ziyadan, nurdan mahrum etmesin. Allah kimsenin ›fl›¤›n›, nurunu, ziyas›n› elinden almas›n. Gözlerdeki ›fl›k için; kalp gözünün, sevgi gözünün ve aflk gözünün bir ›fl›¤› da oldu¤u ... söylenebilir. ‹nsan için en kötü fley gözlerdeki ›fl›¤›n› kaybetmifl olmas›d›r. “Kaybolan Ifl›k” ad›ndaki bir eseri Türkçeye çevrilmifl olan Michael Conelly der ki: – “Gezinirken orman›n karanl›¤›nda görürsün ufukta c›l›z, ama güçlü olaca¤›n› bildi¤in bir ›fl›¤›....” – “Koflarak gidersin tutmak, tutunmak için. Sevmek ■ 8 ABBAS GÖKÇE [email protected] Kurucu Meclis ve Dan›fltay E. Üyesi ve yaflamak için ona...” S›ms›k› tutars›n y›llarca onu... Sonra nedense kaymaya bafllar birden bire...” – C›l›zlaflm›fl haliyle yaflamaya baslars›n, fakat yine de son hamlelerle üstüne at›l›rs›n gittikçe kaybolan, fakat asla gitmesini istemedi¤in ›fl›¤›n... Ama ›fl›k ya kaybolmaya bafllam›flt›r ya da biz onu öyle görmek istiyoruz bu yaflamda...” – Nur ile ›fl›k ve par›lt› anlam›na gelen ziya kelimesine Kur’an’da da s›kça rastlanmaktad›r. Orada ziya’ nura göre daha asli bir ›fl›k olarak belirlenmifltir. – Ayetlerde “ziya” günefl “ay ise” nur olarak gösterilmifltir. – Yine bu ayetler, güneflin ›fl›¤› olan ziyay›; ay›n ›fl›¤› olan nura göre daha temel bir ›fl›k... halinde vermektedirler. – Ifl›k; yaln›z Allaha mahsus bir s›fatt›r. Baflkas›na ait olamaz,i tek varl›k olan Allaha ait bir niteliktir ›fl›k. Fakat Türkçemizde her zaman karanl›¤a karfl› ›fl›k kelimesi kullan›lmaktad›r. Türk flairleri de, edebiyat›m›zdaki birçok fliirlerinde karanl›¤›n yan›nda; ›fl›k, nur ve ziyay› da fliir konusu yapm›fllard›r. Keflke bunlardan bir k›sm›n› da hat›rlay›p yazabilsem: ◊ Abdühakhamit efli için yazd›¤› fliirinde: “Her yer karanl›k, pür nur o mevki...” demifltir. ◊ Tevfik Fikret “fiüphe bir nura koflmakt›r ifadesinde bulunmufltur. ◊ Mehmet Akif Ersoy’un; “Âtiyi karanl›k görerek azmi b›rakmak...” m›sra› vard›r. ◊ Yahya Kemal Beyatl›’n›n da bir fliirinde; “ Etraf› okfluyor may›s›n taze rüzgâr›;/ Karfl›mda köhne Üsküdar’›n dost ›fl›klar›.” dizesi bulunmaktad›r. ◊ Ifl›kl› dünyada, toplumun yapt›klar›na tahammül edemeyen Necip Faz›l K›sakürek: bir fliirinde: “Ne ›fl›kta gezeyim, ne göze görüneyim; / Ifl›klar sizin olsun, verin karanl›klar›, / Islak bir yorgan gibi iyice bürüneyim; / Örtün üstüme örtün; / Serin karanl›klar›...diye yazm›flt›r. fiiir yazmaya bafllad›¤›m günlerden beri; “›fl›k”, “ziya”, “nur” ve “karanl›k” kelimeleri benim fliirlerimde de yer alm›flt›r. Ancak benim fliirlerimde geçen “›fl›k” kelimeleri karanl›¤›n karfl›l›¤› olarak kullan›lm›flt›r, Allah›n s›fatlar›ndan biri olan “›fl›k” anlam›na de¤il. ‹nsan ömrü dönemeçlerle doludur. En son dönemecin nihayetine Tanr› taraf›ndan konulan noktaya biz “ölüm” Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür diyoruz. Bunu tatmak her canl›n›n de¤ifltirilemez kaderidir. Dünya ve ahiret ikilisine inand›¤›m için; bence, ömrün sonuna konulan bu nokta hem bir sonuç, hem de bafllang›çt›r. Her ölüm ac›d›r ve ›st›rap getirir ölünün yak›nlar›na... Bu gerçe¤i tatmak, nice keder, elem, feryat ve ac›lara sürükler ölünün yak›nlar›na... A¤larken bayati ve mersiye niteli¤inde sözler, deyimler yank›lan›r ölenin evinde... Bu ac› gerçe¤i daha yeni yaflad›m kardeflim y›llard›r kanserle mücadele eden Ziya’y› kaybetmekle... Ifl›k ve Ziya Yine her yer karard›; ›fl›¤›m yok, ziyam yok, ‹brahim’den sonra da art›k benim Ziya’m yok! Ben neyleyim Yarabbi, flimdi Ziya’dan sonra; Bütün dünyam y›k›ld›, yaflanacak dünyam yok! O, gönlümde an›tt›, sevgi, sayg› an›t›; B›rak›p gitti beni; gerçe¤im yok, rüyam yok! Ac›m o derece büyüktü ki; a¤lamak, s›zlamak yetmedi. Ayr›ca onun aziz hat›ras›na hürmetle ve göz yafllar› içinde fliirler de yazd›m. Çünkü benim ›fl›¤›m, nurum, ziyam elimden gitti. Aff›n›za ve müsamahan›za s›¤›narak bunlar› size sunuyorum, fliirlerimi... Zira bu sütunlar bana de¤il, sizlere aittir. Sensiz art›k bu dünya bir yaland›r, yok bana Tükenmez ki saymakla bunca dertler çok bana Ar›yorum her yerde,sorup dosta, yabana; Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?.. Senden yetim kalm›fl›m, sanki ben bu yafl›mda; Akl›m, fikrim kalmad› art›k benim bafl›mda; Kendin yoksun velâkin, hep hayalin karfl›mda; Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?.. Makam› cennet olsun ve Allah›n duas› Bunu böyle bilirim, benim baflka duam yok! Ziya’ can, Ziya!.. Seve, seve yoluna can verirdim Billâhi; Buna Allah flahittir; yalan›m yok riyam yok!.. Niçin birden eriyip, bittin , Ziya’ can, Ziya; Niye bizi b›rak›p, gittin Ziya’ can, Ziya!.. Ziya, Ziya Nerdesin?.. Sen bir ›fl›k ve nurdun benim fani dünyamda, Canl› bir heykeldin gerçe¤imde, rüyamda, Her an senin ad›n var nefesimde, havamda Bir gecenin koynunda, bitiverdi rüyam›z; Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?.. Bizi b›rak›p gittin, yetim kald› dünyam›z; Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?.. Niye birden eriyip, bittin , Ziya’ can, Ziya; Neden bizi b›rak›p, gittin Ziya’ can, Ziya!.. Sen benim ›fl›¤›md›n, nurumdun, ziyamd›n Gerçe¤im ve hayalim, özlemim, rüyamd›n... Tüm varl›¤›m,servetim, hayat›m ve dünyamd›n; Seni arar gözlerim; Ziya, Ziya nerdesin?.. 2012 Temmuz - A¤ustos Senden sonra halimi görebilse gözlerin Duymasam da sesini, kula¤›mda sözlerin Dünyam seninle dolu silinmiyor izlerin; Niçin birden eriyip, bittin , Ziya’ can, Ziya; Niye bizi b›rak›p gittin Ziya’ can, Ziya!.. 9■ Serhat Kültür Afl›k fienlik Kültür Etkinlikleri 2012 Dünden Yar›na Kültürümüz SERHAT KÜLTÜR HABER OSYAL Destek Projesi kapsam›nda yap›lan “Dünden Yar›na Kültürümüz” adl› Afl›k fienlik Kültür Etkinlikleri büyük bir coflkuyla kutland›. Afl›k fienlik Beldesinde yap›lan kutlamaya çok say›da konuk kat›ld›. S Afl›k fienlik bir halk kahraman›d›r. Özellikle Kafkasya Türkleri taraf›ndan çok iyi bilinmekte ve sevil- mektedir. Herhangi bir örgün e¤itim kurumuna devam etmedi¤i halde yaflad›¤› dönemim yayg›n e¤itim Afl›k fienlik Belediye Baflkan› M.Mülazim KARAÇAY, yap›lan bu anlaml› etkinlik hakk›nda bir konuflma yaparak duygular›n› flöyle anlatt›: ■ 10 Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür imkanlar›ndan yararlanarak kendisini yetifltirmifl olan fienlik Baba eserlerinde yans›tt›¤› engin kültürü informal olarak kazanm›flt›r. Eserlerinden anlafl›laca¤› gibi Afl›k fienlik’in yaflad›¤› çevrede Kafkaslardan gelerek Anadolu’da etkili olan çok zengin bir Halk Kültürü kuflaktan kufla¤a aktar›larak yaflamaktayd›. fienlik afl›k meclislerinde dinledi¤i bölge afl›klar›ndan, köydeki odalarda yap›lan sohbetlerden ve oku- 2012 Temmuz - A¤ustos nan cenk kitaplar›ndan, cami de yap›lan dini e¤itimden üstün zekas› sayesinde çok iyi faydalanm›flt›r. 1877-1878 Osmanl›-Rus savafl›n›n oldu¤u dönemde fienlik kahramanl›k destanlar›yla, koçaklamalar› ile yöredeki milis kuvvetlerin direnç kayna¤› olmufltur. Hatta 93 koçaklamas› fliiri bölgede ‹stiklal Marfl› olarak kullan›lm›flt›r. Bölgede ve Kafkaslarda bir Halk Kahraman›d›r. Beldemize ad›n› veren Afl›k fienlik’in daha genifl kesimlere tan›t›larak gelecek kültürlere ve kuflaklara aktar›lmas› ve bu sayede kültür turizmi ve yöre potansiyelinin tan›t›lmas›, Belediye ve Afl›k fienlik Kültür Derne¤i taraf›ndan 7 y›ld›r “Afl›k fienlik Kültür Festivali” düzenlenmektedir. Bu festivale her y›l ülkemizden ve komflu ülkelerden, özellikle Azerbaycan, Gürcistan’dan kat›l›mc›lar gelmektedir. Bu festivalde çeflitli etkinlikler düzenlen- 11 ■ Serhat Kültür mekte, Ozan tan›t›lmaya ve yaflat›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Son y›llarda festivale 45 bin kifli kat›lmaktad›r. Bu halk ozan› ve kahraman› bu kadar ilgi uyand›rmas›na ra¤men yaflam› ve eserleri hakk›nda çok düzenli bir çal›flma yap›lmam›flt›r. Bu ozan›m›zla ilgili çal›flman›n yap›l›p gelecek kuflaklara aktar›lmas› gerekmektedir. Ardahan Üniversitesi’nden 1 ö¤retim görevlisinin ve Afl›k fienlik’i ■ 12 bilen Gürcistan, Azerbaycan gibi ülkelerden ozanlar›n kat›l›m› ile panel ve söylefliler yap›larak genifl kesimlere ulafl›lacakt›r. DÜNDEN YARINA KÜLTÜRÜMÜZ adl› Sosyal Destek (SODES) projemiz ile Afl›k fienlik’in bilinmeyenlerini ortaya ç›karmak, öyküleriyle gerek yaz›l› ortamda gerekse dijital ortamda kayda geçirmek üzere bu proje çal›flmas›na girdik, unutulmakta olan Halk kültürü içerisinde kaybolmak üzere olan Afl›kl›k gelene¤ini yar›nlara tafl›mak amac›yla çok say›da kat›l›mc›n›n bulundu¤u bir ortamda yap›ld›. Afl›k fienlik Belediye Baflkan› M.Mülazim KARAÇAY’›n flahs›nda Bu anlaml› etkinli¤e eme¤i geçenleri kutlar afl›kl›k gelene¤inin yar›nlara tafl›nmas›nda amac›yla gelecek y›llarda da sürmesini temenni ederiz. Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür 2012 Temmuz - A¤ustos 13 ■ Serhat Kültür ■ 14 Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür ‹stanbul Azerbaycan Kültür ve Sanat Derne¤i Ola¤an Genel Kurulu Yap›ld› SERHAT KÜLTÜR HABER Azerbaycan Kültür ve Sanat Derne¤i Ola¤an Genel Ku‹ruluSTANBUL Yap›ld› ‹stanbul Azerbaycan Kültür ve Sanat Derne¤i Genel Kurulu 18. 06. 2012 Pazartesi günü saat 19.30’da Dernek Merkezinde yap›ld›. Toplant› salt ço¤unlu¤un kat›l›m›yla gerçekleflti. Gündem maddeleri okunup oylamaya sunularak kabul edildi. Nevzat Erda¤’›n Divan Baflkanl›¤›nda, Divan Heyetine Samet Yolcu ve Ali Karayel, seçildi. Genel kurulda tek liste sunularak kat›l›mc›lar›n oy çoklu¤u ile kabul edilen, Hikmet Elp Baflkanl›¤›ndaki Yönetim Kuruluna afla¤›da isimleri yaz›lanlar seçilmifltir. Yönetim Kurulu Baflkan› Hikmet Elp, seçildikten sonra üyelere hitaben yapm›fl oldu¤u konuflmas›nda yönetim olarak yapmay› hedeflediklerini özetle flöyle anlatt›: Küskünlükleri ortadan kald›r›p, birlik ve beraberlik içinde yürüyece¤imizi; Azerbaycan kültür dernekleri aras›nda iflbirli¤ini sa¤layaca¤›m›z›; Faaliyetlerimizde genifl kat›l›m sa¤lamak için ilçe ve mahalle düzeyinde tabana yayaca¤›m›z›; "Ben" yerine "biz" odakl› olaca¤›m›z›; Hemflerilerimiz aras›nda varl›kl› yoksul ayr›m› yapmadan, her kese eflit davranaca¤›m›z› taahhüt ediyoruz. SAYGILARIMIZLA Serhat Kültür Dergisi olarak ‹stanbul Azerbaycan Kültür ve Sanat Derne¤i’ni yapm›fl oldu¤u kültürel çal›flmalar›ndan dolay› kutlar, bu anlaml› bayrak yar›fl›nda yeni yönetim kurulu baflkanl›¤›na seçilen Hikmet Elp ve tüm yönetim kurulu üyelerine baflar›l› çal›flmalar dileriz. Hikmet Elp Mehmet Emin Ifl›kl› Gökmen K›l›ço¤lu Cafer Akyol fiahin Ayr›m Samet Yolcu Murat Karaca 2012 Temmuz - A¤ustos 15 ■ Serhat Kültür Gizli Tan›k (!) ‹R‹M‹NOLOG‹A (Suç, suçC lu ve ceza) ile ilgili kitab›n yazar›, Ceza Alimi GAROFALO, kitab›n›n bafllang›ç›nda “ bu kitap, adalet mant›¤› ile ifltimai (sosyal) menfaat aras›ndaki aç›k ahenksizli¤i halletmek için yaz›lm›flt›r”. demektedir. Kitab›nda suçlu tiplerini de belirtmifltir. Ellili y›llarda çal›flmakta oldu¤um yörenin A¤›r Cezas›na çevre ilçelerden birisinden Sorgu Kararnamesi ile, adeta keyif için, Nagant tabancas› ile adam öldürmekten san›k birisini göndermifllerdi. O zaman SORGU YARGIÇLI⁄I’DA vard›. Savc› taraf›ndan talepname ile sorguya dava aç›l›r, Sorgu da gerekli tahkikatdan sonra bir kararname ile görevli mahkemeye davay› açard›. Kararname ile birlikte görevli Savc› da ‹DD‹ANAME düzenlerdi. (Seksenli y›llarda sorgu Yarg›çl›¤› kald›r›lm›flt›r.) San›k, tam bir suçlu tipinde birisi. Orta boylu yüzünden yumruk yemifl gibi, içeriye dönük birisi. S›rf dedikodu ile doldurulmufl san›k, çay›rda çal›flmakta olan adam›n yan›na giderek hiçbir neden olmadan elindeki toplu tabanca ile av›n› yakalam›fl y›rt›c› yarat›k gibi teti¤i çekmifl ve av›n› yerlere sermifl. Adam daha ölmemifl, flüpheliye yalvar›yor, bu yaralarla ölmem; üç çocu¤um, bir de eflim var, onlara ac›. Bu sefer katil, elindeki Nagant tabancas›n›n namlusunu uzatarak a¤z›na al seni öldürmeyece¤im der. Yaral› da mecburen Nagant’›n uzunca namlusunu alabildi¤i kadar a¤z›na al›nca katil teti¤i çeker. Olay› gören birçok tan›k var. ■ 16 Av. HAL‹S ÖZDEM‹R [email protected] ‹stanbul Barosu Fakat hiçbirisi korkular›ndan konuflam›yorlar. Sorgu Yarg›çl›¤›nda “olay› bilmiyoruz diye geçifltirirler” A¤›r Ceza Mahkemesi huzurunda da sorguda oldu¤u gibi durumu ayd›nlatacak beyanda bulunmad›lar. Sayg› de¤er yafll› bir Baflkan, tan›klar›n a¤z›ndan beyan alam›yor. Buna karfl›n tan›klar› olabildi¤ince s›k›flt›r›yor ve olay› biliyorsunuz aç›klamal›s›n›z diye bast›r›yor. Tan›klar yine de kem küm ediyorlarsa da, teker teker dinlenirlerken yüzlerinden so¤uk, so¤uk boncuk gibi terler ak›t›yorlar. Dizleri tir tir titriyor. Bacaklar yay gibi alçal›p yükseliyorlar; suratlar› de¤ifliyor. ‹flte tam bu ola¤an d›fl› jest, mimik ve di¤er hareketleri Baflkan taraf›ndan t›pk› bir film gibi teker teker tutana¤a geçirildi. Yarg›lama sonunda da a¤›r bir ceza verildi. G‹ZL‹ TANIK dinlenmelerinde Yarg›ç’›n, tan›¤›n hareketlerinden, beyanlar›ndan kanaat edinemez.. Çünkü tan›k görülmüyor. Gaipten gelen bir ses gibi. As›l mühim olan, aleyhine beyanda bulunulan san›k da tan›¤›n kim oldu¤unu bilmedi¤i gibi vucut hareketlerini de göremedi¤i için tepkisini beyan ve zapta geçiremiyor. B‹R BAfiKA OLAY; Yine altm›fll› y›llarda A¤›r Ceza Mahkemesinde görülmekte olan davada san›¤›n bu kez sa- vunma Avukat›y›m. Çevrede tan›nm›fl birisi adam öldürmekten yarg›lan›yor. Köylerinin birkaç kilometre ilerisinde ölüm olay› var. Ölünün taflla veya benzer sert cisimlerle kafas› parçalanm›fl. Sorgu kararnamesi ve Savc›l›ktan düzenlenen iddianame ile hakk›nda idam cezas› isteniyor. Tahkikat bitmifl ( bana göre daha bitmemifl) Savc› mütelaas›nda TCK’nu nun 450/3. f›kras›n›n uygulanmas›n› istedi. Bu madde ve f›kras›nda “Canavarca bir his sevki ile veya iflkence ve tazip (azap ve eziyet vermek) ile ifllenirse fail idam cezas› ile cezalan›r” demektedir. Savunma nedeniyle mehil ald›m ve ertesi günkü duruflmaya dek tutuklu olan San›k için Cezaevinde görüflüp, aleyhine beyanda bulunan kifli ile aralar›nda herhangi bir husumetin olup olmad›¤›n› sordum. Elbette var dedi ve “ Bu tan›k köyümüzde ö¤retmendi.Köy halk› ile aras›nda para al›fl-verifli (tefecilik) yap›yordu. Ben de köyün muhtar› olarak Valili¤e flikayet de bulundum dedi. Savunma yapaca¤›m ilk duruflmada durumu heyete arzettim. ‹ste¤im yerinde görülerek durum valilikten soruldu; Gelen cevap da Savunmam›z› do¤rulad›; San›k da beraat ettirildi. Yukar›da k›saca arz›na çal›flt›¤›m olaylar gösteriyor ki; Gizli tan›¤›n beyan› gaipten gelen bir ses gibidir. Gerek Yarg›lamay› yapan heyet ve gerekse aleyhinde beyanda bulunulan san›k hiçbir suretle bir itiraz yapmak için neden bulamayacaklar. Zira tan›¤› tan›mad›klar› gibi, varsa yalan beyanlar›n› aç›klarken yalanla ilgili tan›¤›n jest, mimik vs. hareketlerini de göremeyeceklerdir. Hak için insanlar›n en son müracaat mercii olan Hukuk, dolay›s›yle Mahkemelerde de gizli tan›k uygulamas› yarg›s›z infaz olacakt›r. Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür Gönül Dostlar›n›n Toplant›s› “Gönül Dostlar›”n›n Mevsim Sonu Toplant›s›; 09 Haziran Cumartesi günü Üsküdar fiemsipafla Havac›lar Gazinosunda, her zamanki gibi doyumsuz bir hava içerisinde yap›lm›flt›r. Bilindi¤i gibi; "Gönül Dostlar›" grubu; k›rk y›l Ankara’da oturduktan sonra, birkaç y›l önce, gelip ‹stanbul’a yerleflmifl bulunan A¤abeyimiz Abbas Gökçe’nin etraf›nda kendili¤inden oluflmufltur. Grubun her ferdi kendisini; bu grubu oluflturan etmen, ya da lider gibi görmektedirler onu. Genel olarak ayda bir kez yap›- 2012 Temmuz - A¤ustos lan ve geleneksel bir kimlik kazanan bu toplant›larda; anlat›lan f›kra, an› anekdot ve flakalardan kat›lan herkes büyük bir hazla duymakta ve böylece s›las›n›, gençli¤ini, geçmiflini nostaljik bir hava içinde doya,doya solumaktad›rlar. Her zaman oldu¤u gibi; an›, f›kra, taklit, anekdot ve karfl›l›kl› sevgiler içerisinde gerçekleflen bu son toplant› da büyük bir dostluk, sempati ve ahenk içinde geçmifltir. Yap›lan mevsim sonu toplant›s›na da kat›lan herkes o güzel hava ve yaflant›y› solumufl ve bu güzel birlikteli¤in s›k, s›k tekrarlan- mas›n› ifade etmifllerdir. Ancak yazl›k, tatil ve yaz mevsimine girmifl bulundu¤umuzdan toplant›n›n biraz ertelenmesi temayülü belirlenmifltir. Bütün bu sebeplerle; imkânlar gözden geçirilmifl ve son yeme¤e kat›lanlar›n da oy birli¤iyle gelecek toplant›n›n 22 Eylül 2012Cumartesi günü Kofluyolu Ö¤retmenevi’nde yap›lmas› uygun görülmüfltür Bu toplant›ya ait fotografileri okuyucular›m›za sunmaktan memnuniyet duymaktay›z. 17 ■ Serhat Kültür Zor Olan Umut Etmek, Umudu Diri Tutmak, Yaflatmak ELK‹, ALLAH yanl›fl insanlarla tan›flmam›z› istedi, do¤ru insan› tan›madan önce, Böylece en sonunda do¤ru insanla tan›flt›¤›m›zda, bu hediyenin ne yüce oldu¤unu anlamam›z için. Belki, mutluluk kap›s› kapand›¤›nda, baflkas› aç›l›yordur, Böyle zamanlarda kapanan kap›ya öyle uzun bakar›z ki, bizim için aç›lan di¤er kap›y› görmeyiz bile. Belki, en iyi arkadafll›k, karfl›l›kl› birer koltukta, tek bir kelime etmedi¤iniz, gözlerimizle anlaflt›¤›m›z ve giderken bunun hayat›n›zdaki en iyi sohbet oldu¤unu düflündü¤ünüz kiflilerde sakl›d›r. Belki, elimizde olan›n k›ymetini kaybetti¤imizde anlad›¤›m›z do¤ru olabilir, Elimize gelene kadar neler kaç›rd›¤›m›z›n fark›na varamad›¤›m›z da do¤rudur. Belki, Cumhuriyet’in de¤erini bilmenin, bir arada dostça yaflayabilmenin, zorluklara birlikte gö¤üs gerebilmenin, özgürlü¤ü hissedebilmenin, yar›nlara güvenle bakabilmenin de¤erini bilmek; oldu¤unu henüz anlayamam›fl›zd›r B ■ 18 NEVZAT ERDA⁄ www.nevzaterdag.com Mali Müflavir - E¤itimci/Yazar [email protected] Belki, Çanakkale’de, Conk Bay›r›nda canlar› pahas›na mücadele eden binlerce isimsiz kahraman›m›z›n bu vatanda kurdu¤u Cumhuriyet yönetiminin, çok büyük fedakârl›klarla kazan›lan ölüm kal›m savafl›nda yitirdi¤imiz binlerce flehidin, binlerce gazinin ölüm harc› oldu¤unu, Kurulan bu büyük eserin her yönü ile geliflmesi, gelifltirilmesi, do¤abilecek her türlü tehlikeden titizlikle korunmas›n›n kaç›n›lmaz bir görev oldu¤unu da onun yoklu¤unda anlayaca¤›z. Son günlerde kaybetme korkusu, tehlikesi bizi sarm›flken belki de en çok konuflulan kelime “UMUT”. Gazete bafll›klar›ndan, kafelerdeki sohbetlere kadar her cümleye egemen olan UMUT. En ihtiyac›m›z olan fley. Etraf›m›zda geliflen olaylar bizleri kuflatma alt›na alm›fl. Ne dünü, nede gelece¤i görmek mümkün. Umut sand›¤›m›z her fley bizleri yolda b›rak›yor. Ekonomik sistemler bir gecede çökebiliyor, Güvendi¤imiz insanlar bizleri bir anda yolda b›rakabiliyor. Üniversite mezunu olmak veya yabanc› bir dil bilebilmek yetmiyor art›k. ‹flsizlik var. ‹çlerimizde kaybolan fleyler var her gün, her gün hayal k›r›kl›klar›yla ve olamad›klar›m›zla yüzleflmek zorunday›z. Yaflamlar›m›z elimizden gelip geçiyor. Ne an› tutabiliyoruz, nede bir sonrakini. Her gece yorgunlukla evlerimize dönüp, kronik yaln›zl›¤›m›zla ve tüm gün bizleri takip eden, arkam›zdan alayc› laflar atan, tafllayan kaybolufllu¤umuz geceleyin daha çok güç kazan›yor bize karfl›. Her an, en derinlerden bir fleyler bizi öldürüyor. Sessizce a¤lamay› sessizce kabul etmeyi ö¤reniyoruz. Karanl›kta yap›lacak en iyi fley gözlerini kapatmakt›r, ta ki ayd›nl›¤a kadar, sabaha ayd›nl›¤a dirilme ümidiyle. Ama fikri bile korkutucuydu. Kim isterdi yeniden ayn› k›s›r döngüye, ayn› ölüme dirilmeyi? Evet, yukar›da çizdi¤imiz gibi umutsuzluk senaryolar›, söylevleri asl›nda o kadar kolayd›r ki, birço¤unu belki de yafl›yoruz. Oysa zor olan umut etmek, umudu diri tutmak, yaflatmak. Yaflamda ayakta kalabilmenin yolu umut, san›r›m umuda sar›lanlar›n, Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür do¤umla ölüm aras›nda geçen o zaman süresinde, hemen her dönemeçte umudun mutlaka bir biçimde var oldu¤unu, insanlar›n flöyle veya böyle bir umuda sar›larak yaflamlar›n› sürdürdüklerini, zorluklar›n üstesinden bu flekilde geldiklerini görürsünüz. Umut, insan›n gelece¤e dair beklentileri, özlemleri, hayalleri ve hedefleridir. “Umutsuz yaflanmaz” denir. Öyledir gerçekten, insan umutsuz yaflayamaz. Kald›r bafl›n› gö¤e! Bir umut hep vard›r. Günefl her gün do¤ar Günefle aç yüre¤inin perdelerini Ne varsa gecenin karanl›¤›nda Her sabah y›ka, ar›t... Her gün yeni bir bafllang›çt›r Her gün tazelenir umut seslenir sana “Bak ben yine buraday›m Y›lma, yorulma”... Bir umut hep vard›r. Kime ait oldu¤unu bilmedi¤im ama çok sevdi¤im afla¤›daki öyküyü sizlerle paylaflmak isterim... Mumlar›n Öyküsü! “”Dört tane mum usul usul yan›yordu... Ortal›k o kadar sessizdi ki, mumlar›n konuflmalar›n› duyabiliyordunuz... Birinci mum dedi ki: 2012 Temmuz - A¤ustos ‘’Ben BARIfi’›m. Ama kimse benim yanmama yard›mc› olmuyor. San›r›m yak›nda sönece¤im.’’ Alevi h›zla azald› ve sonunda tamamen söndü. ‹kinci mum: ‘’Ben VEFA’y›m. Ne yaz›k ki art›k vazgeçilmez de¤ilim. Onun için, bundan sonra yan›p durmam›n bir anlam› kalmad›.’’ Sözlerini tamamlad›¤›nda esen hafif bir rüzgâr onu tamamen söndürdü... S›ras› geldi¤inde üçüncü mum, hüzünlü bir sesle dedi ki: ‘’Ben SEVG‹’yim! Yanacak gücüm kalmad›. ‹nsanlar beni unuttu, de¤erimi anlam›yorlar. En yak›nlar›n› sevmeyi bile unuttular.’’ SEVG‹ ‘de daha fazla beklemeden sönüp gitti... Ans›z›n. Odaya bir çocuk girdi ve üç mumunda yanmad›¤›n› gördü. ‘’Neden yanm›yorsunuz? Sizin sonsuza kadar yanman›z gerekmiyor muydu?’’ dedi. Ve ard›ndan a¤lamaya bafllad›... O zaman dördüncü mum konuflmaya bafllad›: ‘’Korkma, ben yand›¤›m sürece öteki mumlar› da yeniden yakabiliriz, ben UMUT’um!’’ Çocuk parlayan gözleriy- le UMUT mumunu ald› ve öteki mumlar› birer birer yakt›... UMUT ›fl›¤› yaflam›m›zdan hiç eksik olmamal›... ...Ki hepimiz onunla birlikte VEFA’y›, BARIfi’› ve SEVG‹’yi yaflatabilelim...”” Yaflama Umutla, inançla bakmak, mutlu olup olmamak tamam›yla kiflinin tercihi. Bak›n›z Roosevelt bu konuda ne diyor; “‹zniniz olmad›kça kimse size zarar veremez.” Gandi ise; “Biz kendi elimizle teslim etmedikçe, onlar özsayg›m›z› alamazlar.” diyerek üzüntülerin ve mutsuzluklar›n kayna¤›n›n kiflinin kendisi oldu¤unun üzerini vurguluyor. Hiç kimse iznimiz olmadan bizi üzemez, flayet mutsuzsak bu kendi tercihimizdir. Kendimizin mutsuz olmas›na izin vermeyelim... Yaflama inat, do¤du¤umuzda, biz a¤larken kahkahalarla gülen çevremizdekilere inat, inançlar›m›z sevgilerimiz, mecnunsu aflklar›m›z, tertemiz yüre¤imiz, sevgi dolu kalbimiz dostane, babacan tavr›m›z ile bir gün yaflama elveda dedi¤imizde a¤layan biz de¤il çevremizdekiler olsun. Bizse kahkahalarla gülen ölümü bile dimdik ayakta karfl›layanlardan olal›m Yolunuz yüre¤iniz kadar ayd›nl›k, u¤urunuz ve baht›n›z aç›k olsun. Mutlu Umut’lu yar›nlara... 19 ■ Serhat Kültür KAI VAKFI Yeni Baflkan›n› Seçti SERHAT KÜLTÜR HABER ARS ARDAHAN I⁄DIR Kalk›nma Vakf›, Ola¤an Genel Kurul Kongresini Balmumcu’da bulunan vak›f merkezinde gerçeklefltirdi. Aç›l›flta bir konuflma yapan Vak›f Baflkan› Turan Çelik, üyelere hofl geldiniz temennisinde bulunduktan sonra, Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK ve silah arkadafllar› an›s›na bir dakikal›k sayg› duruflu ve ard›ndan ‹stiklal Marfl›m›z› okumaya davet etti. Yap›lan sayg› duruflundan sonra Divan baflkanl›¤›na Prof. Dr. Esfender Korkmaz, Divan baflkan yard›mc›l›¤›na Av. Mahmut Öztürkler, Divan katipli¤ine Ali Aflan ve Seyfettin Aksu seçildiler. K ■ 20 Divan Baflkan› Prof. Dr. Esfender Korkmaz konuflmas›nda flunlar› söyledi: “Sizlerle birlikte bu çat› alt›nda olmaktan gurur duyuyorum. Yöresel vak›flar aras›nda bizim vakf›n yeri çok önemlidir. Yapt›¤›m›z ifllerin reklam›n› yapm›yoruz. Biz yapm›fl oldu¤umuz hizmetleri bir ibadet gibi say›yoruz. Her zaman vakf›m›z› siyaset üstü olarak görüyoruz. Ben ve di¤er iki hemflerimiz milletvekili olduktan sonra vak›f ile siyaset iliflkilerini bir birine kar›flt›rmad›k. Hemflerilerimizin her alanda yapm›fl oldu¤u çal›flmalara hep destek olduk. Bunlardan daha önemli ayr›cal›¤›m›zda imkan› olan ifl adamlar›m›z bölgemize yat›r›mlar yapt›lar. Bunun d›fl›nda baflka hay›rseverlere bölgemize yat›r›m yapmaya vak›f olarak önderlik yapt›k. Bu ifl adamla- r›ndan biri de ‹smail Aytemiz’dir. Kendisi rahats›zl›¤› nedeniyle aram›zda yok. Ama beni arayarak sizlere selam ve sevgilerini bildirdi. Ben de kendisine huzurlar›n›zda teflekkür ediyorum. Kendisi bir de¤erdir. Yaln›z Kars’›n de¤il, Türkiye’nin bir de¤eridir. Vakf›m›z› kendi evlad› gibi görüyor. Kendisine flükranlar›m› bildiriyorum.. Biz bu vakf› çok zor flartlarda kurduk. ‹nflallah gençlerimiz bu vakf› daha da ileriye tafl›yacaklar.. Benim kurucu baflkanl›¤›mdan sonra, ‹smail Aytemiz, ‹skender Bozdemir, Y›ld›z Laçiner, Turan Çelik vakf›m›za büyük hizmetler yapt›lar kendilerine teflekkür ederim” dedi. Denetim raporu Av. Nac› Art››fl›k taraf›ndan okundu. Raporlar›n okunarak oylamas›ndan sonra aralar›nda eski vak›f baflkan› ‹skender Bozdemir, Dr.Erdal Polat, Ekrem Esmeray, Alican Mengüverdi’de oldu¤u vak›f üyeleri söz alarak yap›c› elefltirilerde bulundular. Konuflmalar›n ve raporlar›n okunmas›ndan sonra Tek liste olarak seçime gidildi. Cihangir Güngör, Kars-Ardahan- Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür I¤d›r Kalk›nma Vakf›n›n Yeni baflkanl›¤›na üç y›ll›¤›na seçildi. Üyeler bir teflekkür konuflmas› yapan Yeni vak›f baflkan› Cihangir Güngör; “Öncelikle genel kurulumuza kat›lan vak›f üyelerimize,eski vak›f baflkanlar›ma,de¤erli bas›n mensuplar›ma teflekkür ediyorum. Bu 2012 Temmuz - A¤ustos bir bayrak yar›fl›d›r. Bu bayra¤› hep beraber daha ileriye tafl›ma gayreti içinde olaca¤›z. Bu anda 750 olan burs say›m›z› önümüzdeki dönemde inflallah 1000-1500’lere ç›karaca¤›z. Vakf›m›z› hak etti¤i yere tafl›yaca¤›ma söz veriyorum. Bayrak yar›fl› olarak gördü¤ü- müz bu hizmet yar›fl›nda bayra¤› yükseklere götürme çabam›z devam edecek. Esfender Hocam›zla bafllayan bayrak yar›fl› ‹smail a¤abeyimizle çok yüksek seviyelere ç›km›flt›r. ‹skender Bozdemir kardeflimle daha da yükse¤e ç›kan vak›f bayra¤›m›z bir cumhuriyet kad›n› olan Y›ld›z han›m ile bafllayan Avrupa Birli¤i hibe projesiyle yeni bir boyut kazanm›flt›r.Turan Çelik’te bu arkadafllar›m›z›n yapt›klar›n›n üstüne yeni hizmetler koymufl ve bölgemize gerek kendisi gerek ifl adamlar›m›z›n yat›r›mlar yapmas›na vesile olmufltur.” dedi. Serhat Kültür Dergisi olarak Kars Ardahan I¤d›r Kalk›nma Vakf› Yönetim Kurulu Baflkan› Cihangir Güngör’ün flahs›nda Yönetim Kurulunu kutlar birlik ve beraberli¤in sa¤lanmas› ve hizmet bayra¤›n›n en üst seviyeye ç›kmas›n› temenni eder, baflar›lar dileriz. 21 ■ Serhat Kültür Komflum ILLAR önce kirac› olarak girdi¤imiz evin sahibi, “evimi satacaY ¤›m ve size vermek isterim” deyince itiraz edemeyip eflten dosttan derledi¤imiz paralarla, k›r›p-sar›p alm›flt›k. Gerçi ald›¤›m›z günden itibaren eflim, kendi üzerime alm›fl olmamdan dolay› olmad›k eziyetler etti, gidip senin üzerine yapt›ral›m düflünceme de raz› gelmedi ama kirac› olmaktan kurtulmak fena olmam›flt›. Y›llar y›llar› kovalarken ayn› evde biri erkek di¤eri k›z iki çocuk sahibi olduk. S›radan bir hayat yaflay›p gidiyorduk. Üst kat›m›zda yafll› bir teyzemiz vard›. Bir o¤lu iki k›z› vard› ama yaln›z kal›yordu. Eflinden kalan emekli maafl› ihtiyaçlar›n› karfl›lamaya yetiyor, kimseye muhtaç olmadan yaflay›p gidiyordu. ‹lerlemifl yafl›na karfl›n tüm ihtiyaçlar›n› kendisi karfl›lar, çarfl›-pazar, temizlik, yemek vs. ifllerini tümüyle kendisi yapard›. Bankadan maafl›n› çekmem için kart›n› her aybafl›nda bana verir, paras›n› getirdi¤imde uzun dualar ederdi “e¤er o¤lum çekse, bana para vermez” diyerek. Haa... bir de gece yaln›zl›¤› yenmek için televizyonu yüksek seste açar arkas›ndan uyuya kal›rd› ki gece ilerleyince -ev kartondan m›d›r nedir- ses oldu¤u gibi alta iner “gece bültenini” rahatl›kla dinlerdik. Son çare üst kat›n koridoruna ç›kar, elektrik saatinin panosundan flalteri indirip kald›rarak televizyonu çok uzaktan kumandayla kapat›p gürültüden kurtulurduk. Topra¤› bol olsun. Bir ba¤›rsak dü¤ümlenmesi sonucu çok ac› çekmeden göçüp gitti. Sa¤l›¤›nda “nas›ls›n anne” demeyen güruh, ölümüyle birlikte evi nakite çevirip paylaflma telafl›na düfltüler. Bir müddet “sahibinden sat›l›k” yaz›s› as›l› kald›. Duyduk ki nihayet sat›lm›fl. Yeni ev sahibi hummal› bir faaliyet tutturdu. Gece bültenine dua edip, ne olur geri gelsin diyecek kadar, ziyade- ■ 22 HASAN A⁄BAHÇE siyle gürültü yaflad›k. Ehh... tamirat tadilat gürültüsüz olmaz, katlanmak gerek. Gürültü bitti. Küçük bir kamyonetin arkas›na konulmufl birkaç parça eflya tafl›nd›. Arkas›ndan d›flar›dan kurulan asansörle daha kalabal›k bir eflya daireye ç›kar›ld›. Bari bu gürültü son olsa dileklerimizi dilden düflürmeden izledik gelenleri. Tabii birkaç gün de eflyan›n yerlefltirilmesinden kaynaklanan t›k›rt›lar eksik olmad›. Olacak elbette komfluluk kolay m›? O seslerin bitifli huzurun bafllang›c› olur diye düflünmüfltük. Yok öyle olmad›. Yeni çiftlerde ola¤an karfl›lamak gerek. Gece hafif bir müzik eflli¤inde küçük inlemeler devam etti uzun süre... saadet güzel fley, vars›n olsun. “Mutlu AileMutlu Toplum.” Aksilik bu ya! Benim mesaimle yukar›dakilerin mesai saatleri hiç ayn› olmad›. Halbuki, benzeflse ne iyi olurdu. Ben uykuya var›rken onlarda varmak üzere olurlard›. Her iki tarafta geceyi gece gibi yaflard›k. Sabah ayn› saatlerde ifl... Yani s›k›nt›s›z olurdu. Olmad›! Her gece müzi¤in eflli¤inden s›k›lm›fl olmal›lar ki ikili hayk›r›fllar bafllad›. Eh neyse gençtirler... Her fley normal. Kural d›fl›l›k yok. Zaman su misali, h›zla ak›p gitmeye devam etti. Olacak tabii. Üst taraf›n gürültüleri renk de¤ifltirmeye durdu. Sanki... sanki zarif inlemeler hafif h›rlamaya, homurtuya do¤ru yönelmifl gibiydi. Kulak yan›lmas› olabilir. Ancak “h›rlamalar›n” s›kl›¤› kulaklar› temize ç›karmaya yetti. - Ne diyorsun sen lan... ne diyorsun? - ... ki diyorum! Muhabbet, her geçen gün biraz daha dayan›lmaza do¤ru kay›yordu. Bir gece; sesin yetmedi¤i yere gelmifl olmal›lar ki kovalama-kaç›fl, yakalama-vurufl, hayk›rma-a¤›t... Gürültüden öteye taflan fliddet(li) kavga. Kap›lar çarp›l›yor. - Gel gel kaçma! - Dur yakalayaca¤›m, öldürece¤im... daha say›lmas› mümkün olmayan sözler s›raland›, duvarlara ve eflyalara (beklide birbirlerine) inen sert yumruklar eflli¤inde gece boyu. Eyvah! Tan›madan sevmek, görme engelli aflk... sessizlik f›rt›naya yakalanm›flt›. ‹çimiz burkularak çoktan ayr› düfltü¤ümüz uyku, Kaf Da¤›’n›n arkas›ndayd› art›k. Kendimizi balkona att›k, gece havas›, kasveti da¤›t›r diye. Gürültülerin azald›¤›n› fark ediyorduk. ‹çeri geçmek üzere iken sitenin önünde sinirlerine yenilmifl bir ma¤lubun sars›la sars›la yürüyüflünü gördük. ‹nsan bu kadar m› olmal›yd›? Hepsi bu muydu? Bunun izah› var m›yd›? Ya da izah edilebilir miydi? Yok, ne gezer. Ne insan, ne izah› var, ne... “üflenmifl balç›k” o kadar. Aradan üç-befl gün geçti. Yukar›s› ola¤anüstü sessiz. Sabah ifle gitmek için site kap›s›ndan ç›k›yorum. Apartman görevlisiyle karfl›laflt›k. Karfl›l›kl› sabah›m›z› esenledik. O ara önde kolu sar›l›, rengi uçuk, yürümekte zorlanan bir bayan ve arkas›nda ona destek olmakla-olmamak aras›nda bocalayan, yüzünde a¤›r suçlar›n faili görüntüsüyle “...azman›” biri kap›ya do¤ru yöneldiler. Hastanede tedaviye muhtaç olunacak kadar vahflice fleyler yaflanm›flt› o gece. Elimde olmadan, araya konulan karbonla insana benzetilmeye çal›fl›lm›fl bal盤›n gözlerinin içine katledecek kadar sert bakt›m. H›zl›ca bak›fllar›n› kaç›rd›. Bak›fl›yla karfl›l›k verse ne yapard›m? -Çok fley... o geceki daya¤›n rövanfl›n› tereddütsüz... Çünkü ben bir k›z babas›y›m... Hala üst kat sessiz ve hep böyle kalacak gibi. T›pk› ayn› ›rmakta iki kez y›kanamamak kadar olanaks›zca... Konya- 08.05.2012 Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür S›cak Kurabiyeler HÜLYA DEM‹RA⁄ AfiLI kad›n tek düze ama duygusal bir sesle “Arkadafllar›n sürekli arad›lar. Hülya bizimle vedalaflmadan nas›l gider, dediler. Beni zorlad›lar; gidece¤in otobüsün saatini vermedim. Ben, hepsine dilimin döndü¤ünce: bak k›z›m, kardefliyle bile vedalaflmad›. Dayanamam diyor. Ne olur zorlamay›n, tek bafl›na otobüsüne binip gitmek istiyor. Evini bile toplayamayaca¤› için Tamer’le ben toplay›p, nakliyeye verip arkadan gidece¤iz, dedim. Hülya annesine cevap vermedi. Bavulunu asansöre tafl›d›. Dü¤meye bast›. Bu dü¤me, köklerinden ac›mas›zca zorlan›p ç›kart›lm›fl bir a¤ac› savurmak üzere çal›flt›. Kulaklar›nda önceki geceden beri ince bir tar sesi, enstrümantal bir Azeri ezgisi, taksiye bindi. Ankara’dan ‹stanbul’a zorunlu göç. Rüyas›n› bile görse kabustu. fiimdi ac›mas›zca bu kabusun içindeydi. Kader denen fley var m›yd› acaba? Onyedisini doldurmadan baflkente gelifl, ac› tatl› bir sürü an›, dünya güzeli bir sürü dost, arkadafl... Ankara Ankara güzel Ankara! O ünlü otobüs firmas›n›n terminaline vard›. Taksiden indi. Bavulunu teslim etti. Kafeteryaya do¤ru yöneldi, vazgeçti. Birkaç dergi almak üzere büfeye do¤ru çark etti. Asl›nda araçta okuyamazd› ya. Y 2012 Temmuz - A¤ustos O anda Nesrin’i gördü! Nesrin korkak, ürkek, annesinden dayak yiyece¤i kesin bir çocuk gözbebe¤iyle bak›yordu Hülya’ya. Bafl› hafif yana e¤ik, gözlerinde kesif bir üzüntü, boynu içe gömük, koltu¤unun alt›nda alelacele piflirilip buhar›yla kutuya yerlefltirip getirdi¤i kurabiyeler... Onun bu görüntüsünün Hülya’n›n beynine resmedilip kaz›naca¤›ndan, her akl›na geldi¤inde a¤layaca¤›ndan hiç haberi olmayacakt›. Hülya bir bakt›, bakt›, gözleri yand›. Bu yang›n ömür boyu sürecekti, o an› hat›rlad›kça. Bunu henüz bilmiyordu. “Ee Nesrinci¤im, iflte böyle. Irksal bir yazg› m› bu, yoksa çekirge gibi s›çrama harekat› m›, ne dersin?” Birkaç saniyelik suskunluk. Nesrin ac› bir gülümsemeyle bakt›, bir fley diyemedi. Bu suskunlu¤u yine Hülya bozdu. “Lisede kökenlerimizin danslar›n› yapt›¤›m›zda birtak›m militarist fliirler vard›. Biz dans ederken okunan “Kafkaslar’dan Balkanlar’a...” diye. Böyle iflte. Dedelerimiz Kafkaslar’da do¤du, biz Kars’ta. Baflkent’te serpildik, e¤itim yapt›k, yuva kurduk, çocuklar›m›z oldu. Hatta ben Ankara’da Hülya oldum. 25 y›l, dile kolay. fiimdi hedef Balkanlar! Savulun geliyorum Balkanlar! “Hadi Nesrin’cim baay...” Nesrin flaflk›n ama haz›rcevap “Orta Asya’y› unuttun.” ‹ki kad›n kahka- halarla güldü. Arkas›ndan ikisinin de gözleri doldu. Ama hemen toparlan›p usulca kafeteryan›n uzak bir köflesine oturdular. Sakin sakin havadan sudan konufltular. Hülya’n›n küçük, Nesrin’in büyük k›z› yafl›tt›. ‹kisi de Nirvana hayran›yd›. Kurt Cobain’e afl›kt›. Bundan bahsedip gülüfltüler. Nesrin, yafll› kad›na dedi¤i o yürek burkan fleyleri söylemedi. “Hülya, sen gidersen benim yar›m gider” demedi. Aksine, g›rtlaklar›ndaki dü¤üme ra¤men dingin bir halleri vard›. Genç kad›n›n kula¤›ndaki o zarif tar sesine, sanki oralardan bir yerlerden garmon sesi efllik etti. ‹ki k›z kafkas giysileri ile karl› bir da¤da peri k›z› gibi süzülüp, ipek örtüleri uçarak dans ediyorlard› sanki. Gülümseyerek. Çünkü o dans gülerek yap›l›rd›. Yar›m saati gülerek hatta kahkahalarla geçirdiler. Hareket saati gelince Hülya otobüse seyirtti. Nesrin elindeki kutuyu Hülya’ya verdi. Kutu hala s›cakt›. Elini ›s›tt›. Sakin bir kucaklaflma, öpüflme töreninden sonra otobüse bindi. Tatl›, uslu k›zlar gibi elini zarifçe sallad›. Motor homurtusu ile birlikte, o karl› da¤daki dansa beyaz kalpakl›, siyah çuhal›, siyah çizmeli çat›k kafll› bir sürü erkek; araflg›nl›, ipek elbiseli, Kafkas giysili bir sürü k›z kat›ld›. Garmon ve tardaki ezgi, na¤ara eflli¤inde sertleflti. Hepsi döne döne, erkekler ayak uçlar›n› topuklar›n› vura vura, kad›nlar daha h›zl› süzülerek dans etmeye bafllad›. Otobüs terminal binas›n› arkas›nda b›rak›rken, karl› da¤dakiler ç›lg›n bir ritimle dans ediyordu. Ama a¤layarak... fieyh fiamil, Lezginka, Kazaska... 23 ■ Serhat Kültür De¤erli Halk Ozan›m›z Afl›k Mürsel Sinan ‹le Söylefli Çok de¤erli Hemflerimiz afl›kl›k gelene¤inin önemli isimlerinden Müzik Ö¤retmeni, Halk Ozan› Afl›k Mürsel S‹NAN. Do¤du¤umuz yerlerin hasretini bizlerle paylaflan, bizlere memleket havalar›n› gönül telimizde yaflatan saz›yla, sözüyle hikâyeleriyle gönüllerimizi fetheden, hele “Anam” ve “Ben Köyümden Göçer miydim” türküleriyle büyük bir be¤eni kazanan Ozan›m›z Mürsel S‹NAN’› bu say›m›zda a¤›rlamak bizi çok mutlu etti. De¤erli hemflerimiz Halk Ozan› Afl›k Mürsel S‹NAN’a hayata ve yaflama dayal› sorular sordum: Akyol: Nerede do¤dunuz, k›saca yaflam hikâyenizi bizimle paylafl›r m›s›n›z? Mürsel Sinan: Kars Merkez Dikme köyünde do¤dum. A¤abeyimin Ba¤lama çalmas›ndan etkilenerek ö¤rendim, daha sonra Babam beni Kars Afl›klar Kahvesine götürdü. Orda Çobano¤lu ve di¤er birçok usta Afl›klarla tan›flt›m. Böylece Çobano¤lu beni kendi çocu¤u gibi yetifltirdi ve büyüttü, di¤er ustalardan da çok bilgiler edindim. ‹lk Orta ö¤renimi bitirdikten sonra Müzik e¤itimime bafllad›m. ‹lk Müzik ve Nota e¤itimimi fiahin Karaflahin ve Salih fiahin’den ald›m. Ayr›ca flu anda TRT ve Kültür Bakanl›¤› Sanatç›lar› olan Burhan fiahin, Adnan fiahin’den de bilgiler edindim. 1979’da ‹stanbul’a göçtüm. Müzik e¤itimime Arif Sa¤ Müzik Okulu’nda ve Eminönü Halk E¤itimi Merkezi’nde 5 y›l gibi bir süre devam ettim. Müzik bilgim Afl›k havala■ 24 CAFER AKYOL [email protected] E¤itimci-Yazar [email protected] - [email protected] r›n› daha düzenli ve bilinçli söylememe çok faydas› oldu. Halen Zeytinburnu Halk E¤itimi Merkezi’nde Usta ö¤retici müzik ö¤retmeni olarak çal›flmaktay›m. Akyol: Öncelikle flunu sormadan geçemeyece¤im; halk ozan› deyince afl›kl›k gelene¤inin yo¤un bir flekilde yafland›¤› yer Kars ilidir. Bunun sebebini aç›klar m›s›n›z? Mürsel Sinan: fienlik Baban›n Kars ve çevresinde çok önemli etkisi ve de¤eri vard›r, bu yüzden burada büyük bir kaynak ve ana damar oluflmufltur. Dolay›s› ile Afl›klar›n yetiflmesine temel kaynak ve sebep olmufltur. Baba fienli¤imiz ama flunu söyleyeyim fienlik Baba çok iyi anlafl›lmam›fl ve de anlat›lmam›fl ve de bilgilerinden bilinçli flekilde faydalan›lmam›flt›r. Burada bir Afl›k fienlik E¤itim ve Uygulama Okulu aç›lmal›yd›. Daha bilgili, daha kültürlü Afl›klar yetiflmeliydi ama maalesef çok mücadele ettim ve çok yere müracaat ettim yan›t bulamad›m. Afl›¤›n da okulu olur mu dediler. Afl›k fienlik babada halk›n ba¤r›nda Hak ve Halk okulunda yetiflmedi mi ama her fleye ra¤men yine de u¤rafl›yorum. Bu e¤itimin projesi var bende, bir gün bu e¤itimi gerçeklefltirecek bir gönül adam› bir babayi¤idimiz ç›kacakt›r elbette sab›rla bekliyoruz. Akyol: UNESCO, âfl›kl›k ge- lene¤i temsilcisi olarak; “Yaflayan ‹nsan Hazinesi” seçilen afl›kl›k gelene¤ini yurtiçinde ve yurt d›fl›nda tan›tan yöremiz ozanlar›ndan de¤erli büyü¤ümüz, fieref Tafll›ova ile birçok etkinlikte birlikte çal›p söylediniz. fieref Tafll›ova ile ilgili anlatmak istedi¤in neler var? Mürsel Sinan: Murat Çobano¤lu ve fieref Tafll›ova yöremizin Ustalar›ndand›r. Afl›kl›k gelene¤ini dünyaya tan›tm›fllard›r ama Feyzi Hal›c› bunlara birçok kap› açm›flt›r. ‹lk Afl›klar Bayram›n› Konya’da düzenlemifl ve Konya’dan dünyaya yay›lmas›na vesile olmufltur. Feyzi Hal›c› olmasa bu ifl bu kadar çabuk ve kolay yay›lmazd›. ‹flte as›l demek istedi¤im bu bir Feyzi Hal›c› ● Cafer AKYOL Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür Konya’dan kalk›p bu sanata de¤er verip sahip ç›k›yor ama kendi insan›m›zdan bir yi¤it ç›k›p bu sanata bu de¤ere sahip ç›km›yor, iflte problem burada. Kendileriyle çok an›lar›m›z var, hepsi de çok güzel ama en kötü an›m›z bu, ben onlara bu sanat›n e¤itimini kural›m dedikçe onlar kulak ard› yapt›lar. Hâlâ anlam›fl de¤ilim ve en çok bu an›ya üzgünüm. Kiflinin kendisine faydas› oldu¤u kadar gençli¤e ve gelece¤e de faydas› olmal›d›r. Kifli kendisine flan flöhret edindikçe çevresine daha duyarl› olmal›d›r, onu flana flöhrete kavuflturanlar›n çocuklar›n›nda gün gelir flan flöhrete kavuflmas› ve toplumuna hizmet eder duruma gelmesi için temel oluflturmak gerek. ‹flte as›l mesele budur. Ebedi flan flöhret budur. Akyol: Geçmifl y›llarda Konya Afl›klar Bayram›’nda birincili¤in var. Bundan bahseder misin? Mürsel Sinan: Evet birçok yerde birçok dalda birinciliklerim, ödüllerim var ama ben kendi birinciliklerimi ve ödüllerimi önem- - Mürsel S‹NAN 2012 Temmuz - A¤ustos semiyorum. Bu bilgilerimi bir e¤itimle halk›ma yararl› duruma getirmedikçe kendimi de¤erli saym›yorum. Afl›klar E¤itim mektebi aç›lmad›kça bu de¤erlerde bizimle çürüyüp gidecek buna yanar›m. Bir bilim adam›m›z der ki, “Bilim ve Sanat taktir görmedi¤i yerden göçer ve kaçar.” Biz takdir görmedik diyemem belki yeteri kadar de¤il ama bizleri bu duruma getiren yine halk›m›zd›r, biz baz› imkâns›zl›klardan göçtük ama özümüzden kaçmad›k, hala bu kültürü yaflatmak için mücadele ediyoruz ama yeteri kadar destek görmüyoruz. Halk›m›z›n daha duyarl›, daha sahipkar olmas›n› diliyorum. Bu sanata adamak›ll› ve samimice sahip ç›kmalar›n› ve gerekti¤inde bizlerin de hatalar›n› söylemelerini, yap›c› olarak elefltirmelerini ve ba¤r›nda yo¤urarak yetifltirmelerini temenni ediyorum. Akyol: Do¤du¤unuz yer Kars’ta y›llar önce Afl›klar Kahvesi vard›. O kahveyi o günkü haliyle anlat›r m›s›n›z? Mürsel Sinan: Evet as›l önemli konu burada demin arz etti¤im e¤itim okulu diye iflte o kahve en de¤erli e¤itim okulu idi. Ben de ilk temel e¤itimimi oradan ald›m, bütün kurallar› orada ö¤rendim, gelene¤in en püf noktalar› orada ifllenirdi. Çok güzel ve demokratik bir rekabet vard›, herkes birbirinden bir fleyler ö¤renirdi, has›mane bir samimiyet vard›, birbirimizi k›rard›k, elefltirirdik ve böylece birbirimizin ö¤retmeni idik. K›z›p ba¤›rsak da asla birbirimize kötülük etmezdik, kin gütmezdik, kendi ç›kar›m›z› gözetti¤imiz kadar karfl›y› da düflünürdük. Çok müthifl bir hoflgörü ve olgunluk vard›, sayg› sevgi hat safhada idi, o yüzden oras› baflka bir dünya idi, bir edebiyat p›nar› idi, sürekli akard› hiç bitmezdi. Bizler de o p›nardan içer kanard›k, edep ile adap ile, aflk ile yanard›k, oray› ebedi san›rd›k, cehaleti k›nard›k. Atalar›, dedeleri, tarihi kültürü orada anard›k, ama ne yaz›k ki oran›n- da k›ymeti bilinmedi, tez zamanda yok oldu duyars›zlar›n sayesinde bu sayenin gün gelip bozulmas›n› ve yok olmas›n› dilerim. Akyol: Do¤up büyüdü¤ümüz, “Ana kuca¤›” dedi¤imiz çocukluk ve gençlik y›llar›n›z Kars’ta geçmifltir. Unutamad›¤›n›z bir an›n›z› bizimle paylafl›r m›s›n›z? Mürsel Sinan: Kars’ta yaflad›¤›m her an ve her an› çok yüce bir de¤erdir. Afl›klar kahvesinde türküler söylerken bir anda bir ses duydum, dool dool dool diye. ‹flte bu ses beni çok büyüledi tetikledi. Dünya mal› amca idi bu sesin sahibi, benden dinledi¤i türkülerden çok etkilendi¤inin ifadesi dool dool idi. Bunun manas› türkülerin içeri¤inin ne kadar derin ne denli önemli ne denli anlaml› oldu¤unu gösterir bir hayk›r›flt› bu, biz de bu hayk›r›fllardan etkilenerek daha bir coflard›k, daha samimi bir aflk ile türkülerimizi söylerdik, ve bu ölçülerle yetifltik. fiimdi günümüzde bu samimiyet yok, bu de¤er ve ölçüler yok. Niye yok, insanlar maneviyattan uzak, hatta habersiz, bu yüzden dostluk, arkadafll›k, akrabal›k menfaatten ibaret hale geldi. Kabahat kimde, insanlar›n kendi zay›fl›¤›nda, kendi duyars›zl›¤›ndad›r. Kimse kimseyi dinlemez, dinlemeyen anlamaz, anlamayan inlemez, inlemeyen kupkuru bir odun gibi çürür yok olur gider. Zenginlik elden giderse çal›flarak tekrar bulunur ama kültür giderse bulman›n imkân› yoktur. Bu de¤erlerimizi çok itina ile korumak gerek. Akyol: Rahmetli Murat Çobano¤lu’nun ç›ra¤› olarak yetifltiniz. Ç›rakl›¤› anlat›r m›s›n›z? Ç›rakl›ktan yola ç›karak flunu sormak isterim: Siz rahmetli Çobano¤lu’ndan ald›¤›n›z e¤itimi (afl›kl›k gelene¤ini ) bugünkü nesillere tafl›yorsunuz. Gelecek nesillere tafl›mak için sizin ç›ra¤›n›z veya bu konuda çal›flman›z var m›? 25 ■ Serhat Kültür Mürsel Sinan: Usta ç›rak iliflkisi hassas bir e¤itim konusudur. Birebir e¤itimdir, çok faydal›d›r, kifliye özel e¤itimdir, çoklu zekâ sistemine uygun e¤itimdir. Örne¤in bir s›n›fta k›rk ö¤renci var, her ö¤rencinin anlama kavrama uygulama zekâs› farkl›d›r. Hiç kimse geri zekâl› de¤ildir, ama ö¤retmen çok yönlü anlatam›yorsa o ö¤rencinin hepsinin anlamas› mümkün de¤il. ‹flte usta ç›rak e¤itiminde çoklu zekâ sistemi var ama bu sistemi her ö¤retici bilmiyor. Bizim eski ustalar›m›z bunu teknik olarak bilmezdi ama do¤all›kla birlikte kendili¤inden oluflmaktad›r, tabiki daha detayl› incelersek çok iyi sonuçlar ediniriz seminerler ve ■ 26 sempozyumlar düzenleyerek daha iyi çözümlere ulafl›r›z. Akyol: Hepimiz en az her y›l Kars’a bir defa da olsa gidiyoruz. Baflta Sar›kam›fl fiehitleri olmak üzere; havas›, suyu, k›fl sporlar›, yaz›n Göl ve Kaflar Festivali, hayvanc›l›k, Organik Tar›m, bal ve daha nice zenginliklerimiz var. fiehir merkezinin her yerinde geçmiflin izlerini yaflatan tarihi miraslar›m›z bunlar›n yan›nda on bin y›l önce yaflanan bir tarih: Ani fiehri. Bir ozan olarak ‹stanbul’dan, “Do¤du¤umuz yer Ana kuca¤› Memleketimiz Kars” özlemini nas›l gideriyorsunuz? Mürsel Sinan: Üstad derki flurada bir köy var uzakta o köy bizim köyümüzdür. Gitmesek de gelmesek de o köy bizim köyümüzdür. Ben de bir türkümde “Ele Göresmiflem (Özlemiflem) ay köyüm seni ve bu türkümde Memleketimi yafl›yor ve anlat›yorum, özlemimi böyle giderme¤e çal›fl›yorum. Memleketimin her zerresi gözümde ruhumda özümde yaflar, bende onunla yaflar›m. Benim köyüm Dikme köyü derne¤inin her y›l düzenledi¤i programa kat›l›r›m, köyümü ve bütün yöremizin özlemini giderme¤e çal›fl›yorum, zaten türkülerimde hep vard›r. Üç gardaflt›r s›n›rlar› bekçisi gitmez yüre¤imden, Kars’›n sevgisi Yeflil I¤d›r’›mda bereket süsü Güzel Ardahan’a bir selam söyle. Akyol: E¤itimci kimli¤inizle; Afl›kl›k gelene¤inin devam›n› nas›l görüyorsunuz? Biraz daha soruyu netlefltirecek olur isem; Bundan 40 y›l öncesi, bugünkü ve 40 y›l sonras›n› nas›l görüyorsunuz bir k›yaslama yapar m›s›n›z? Mürsel Sinan: 40 y›l öncesi çok iyi, bugün çok kötü ama gelecek bizim elimizde, iyi çal›fl›rsak, mücadele edersek, temel e¤itimi oluflturursak sahip ç›karsak her fley çok iyi olacak. Akyol: “Anam” ve “Ben Köyümden Göçer miydim” türküleriniz sizinle özdeflleflti. Onlar çok seviliyor. Bu türkülerin hikâyesini anlat›r m›s›n›z? Mürsel Sinan: Türkülerimin hikâyesi halk›md›r, yaflant›md›r, halk›mdan ald›¤›m ilhamd›r. Anam benim en yüce de¤erimdir. Çok erken kaybettim, anama ne kadar güzel söz desem yetmez, onun eme¤ini unutmam, onu hep özlerim, hep gönlümde yaflat›r›m ve bütün Analar› anam bilir, kaybetti¤im Anam›n hasretini onlarla gideririm. Benim sevgilim anam babam ve Vatan›md›r. Bu üçünü efl de¤erde tutar›m. Ama vatan›m› ilk s›rada tutar›m, çünkü Vatan› olmayan›n Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür ne Ana de¤eri, ne baba de¤eri ne de kendi de¤eri olmaz. Ayr›ca Türkiye’mde yaflayan dini, dili, rengi ne olursa olsun asla ayr› görmem. Bizim hepimiz bu memleketin çocuklar›y›z, hepimiz birimiz, birimiz hepimiz. ‹hanet etmeyen, bozgunculuk yapmayan herkesi seviyorum. Akyol: Gönüllerde öyle mükemmel bir tahta oturdunuz ki sahneye ç›kt›¤›n›zda, herhangi bir yerde sizleri gördü¤ümüzde içimize büyük bir sevgi ve gönlümüze yaflama sevinci doluyor, bunu neye ba¤l›yorsunuz? Mürsel Sinan: Taht bana ait de¤il, kesinlikle ve kesinlikle halk›m›za aittir. Atalar›m›zdan bize kalan bu yüce miras halk›m›z›nd›r. Bizler bütün çabam›zla en iyi flekilde temsil etme¤e çal›fl›yoruz ,ama üreterek katk› sa¤lamaya da çal›fl›yoruz. Bunu halk›m›z›n takdirine b›rakal›m, onlar bizi nereye uygun görürlerse biz ancak o kadar oluruz. Biz halk›m›za benzedi¤imiz sürece ve de halk›m›zla iyi diyalog içinde oldu¤umuz sürece bir yerlerde oluruz, ama hep birlikte olmal›y›z, hep birbirimizin gönlünde taht kurmal›y›z diye düflünüyorum. Akyol: Kaz geceleri yo¤unlukta olmak üzere gecelere ka- 2012 Temmuz - A¤ustos t›l›yorsunuz. Seyirciler hemflerilerden neleri bekliyorsunuz? Keflke bunlar› yapmasalar dedi¤iniz nelerdir? Mürsel Sinan: Çok iyi hat›rlatt›n›z, kaz gecesi diye bir flölen, bir konser ya da festival olmaz. Böyle bir isim yanl›flt›r. Örne¤in Kars Kültür ve Sanat Etkinli¤i vs. Menümüzde kaz yeme¤imiz vard›r gibi olursa daha iyi olacakt›r diyorum. Kabul edilir ya da edilmez, bu sadece benim görüflümdür demeyece¤im çünkü Halk›m›z›n da ço¤unlu¤u böyle düflünmektedir. Kaz gecesi ismi yanl›fl anlafl›lmaktad›r, alay konusu olmaktad›r ama Kars Ardahan gibi yörelerimizde Kaz festivali düzenlenebilirse çok faydal› olur. Ama konu kaz olur, kaz›n özellikleri, lezzeti yap›l›fl› beslenifli vs. anlat›l›r, hatta kaz yeme¤inde ne gibi de¤ifliklikler, gelifltirmeler yap›labilir? Bunlar› anlat›rsak olur. fiimdi kültür sanat, tan›flma dayan›flma gecesinin ad›n› kaz gecesi koymak yanl›flt›r bence. Bu sebeple dernek baflkanlar›m›z›n duyarl› ve hassas olmalar›n› temenni eder, baflar›lar dilerim. Akyol: Eski Kars ile yeni Kars’› bir k›yaslar m›s›n? 70’li y›llar ile bugünü. Mürsel Sinan: Kars hep güzeldir ve de hep de¤erlidir, ama eski Kars ve Karsl›lar biraz farkl›d›r. Eskiden Karsl›lar›n hepsinde birlik beraberlik ve dayan›flma en üst düzeydeydi. Zamanla di¤er yörelerde oldu¤u gibi bizlerde de de¤er yarg›lar›nda de¤iflimler oldu. Burada biz sanatç›lara, Sivil Toplum Örgütlerine, e¤itimcilere, anne ve babalara çok ifl düflüyor. Eskiden oldu¤u gibi güvenilir, mert ve dürüst insanlar›n ço¤almas›. Tabi ki her yörede olumsuz tav›rlar sergileyen insanlar ç›kabilir, bu o yöreye mal edilemez. Geçmifl zamanlarda Karsl›lar ifle al›nmaz diye ilanlar gördük içimiz yand›. Ama ne yapal›m demek ki daha dikkatli ve sab›rl› olmam›z gerekiyor. Hoflgörülü olmam›z gerekiyor ama özellikle bozulanlar›m›z›n kendisini düzeltmesi gerekiyor, çünkü kifli bir ifl yaparken sadece kendini düflünerek de¤il, Kars Ardahan I¤d›r ve bunlar›n ilçeleri ve hatta köylerini de düflünmesi gerek. Birimizin yapt›¤› yanl›fl bizlere de mal ediliyor. Onun için daha dikkatli olmam›z gerekiyor, memleketimiz ad›na sayg›l› olmam›z gerekiyor. Akyol: Bunu hep sorar›m, keflke bunlar› yapsayd›m veya keflke bunlar› yapmasayd›m dedi¤iniz olaylar› bizimle paylafl›r m›s›n? Mürsel Sinan: Evet keflke genç y›llar›mda bu bilgim ve de bu tecrübem olsayd›, bu sanata, bu kültürümüze daha çok katk›da bulunsayd›m daha çok çal›flsayd›m. En az üç dil bilen Afl›klar yetifltirip, tüm dünyaya bu sanat›n ne kadar önemli derin ve e¤itici yan› oldu¤unu anlatsayd›k diye hep akl›mda gönlümde yaflat›r›m. Keflke bunu yapmasayd›m dedi¤im hemen hemen yok gibi. Ama niye daha çok çal›flmad›m diye hep hay›flan›r›m. Akyol: En büyük hayaliniz nedir? Mürsel Sinan: En büyük hayalim bir afl›klar okulunun aç›lmas›d›r. Usta ç›rak sistemini de baz alarak özünü özelli¤ini boz- 27 ■ Serhat Kültür madan daha daha en iyisini yapmakt›r. Bekleyelim, mücadele edelim, görelim neler olacak. Ama bir gün olacak, biz yapamasak da gelecek nesil çok ak›ll›, onlar›n yapaca¤›na inan›yorum. Akyol: Sizi sevenin sizin için neler yapmas› hoflunuza gider? Mürsel Sinan: fiahs›ma bir fley istemem, bu kültürümüze bu efli benzeri dünyada bulunmayan sanat›m›za sahip ç›k›lmas›n› çok yürekten isterim. Bir de en önemlisi korsan CD veya müzik eserini almas›nlar, alanlar› uyars›nlar. Bu en kötü h›rs›zl›kt›r. Bunu yapmas›nlar ve yapt›rmas›nlar. Bizlere en büyük yard›m› böylece yapm›fl olurlar. Akyol: Yaflam›n›zda en çok hoflland›¤›n›z fley nedir, olmazsa olmaz›n›z? Mürsel Sinan: En çok hoflland›¤›m fley, iflimi en güzel ve en do¤ru yapmakt›r. Zaten bu söz hep hofluma gitmifltir “Vatan›n› Milletini en çok seven, iflini görevini en iyi ve en do¤ru yapand›r.” ‹flte buradan yola ç›karak iflimi iyi ve do¤ru yapmak benim en hofluma giden olmazsa olmaz›md›r. Akyol: Hayatta en çok k›ymet verdi¤iniz fley nedir? Mürsel Sinan: Sevgi, sayg›, hoflgörü, birlik, dostluk, dürüstlük en çok de¤er verdi¤im konulard›r. Düflünki bir toplum sayg›s›zsa, sevgisizse, hoflgörüsüzse orada yaflamak ne ac› olur. Günümüzde sayg› çok gevflemifl, bozulmufl, kimse kimseyi saym›yor dinlemiyor, ö¤renci ö¤retmeni saym›yor, küçük büyü¤ü saym›yor, büyük küçü¤ü sevmiyorsa bu de¤erlerimiz, ortak de¤erlerimiz yok olup giderse halimiz nice olur. Yaflamam›z ne kadar zorlafl›r, huzurumuz ne kadar kaçar düflününce çok rahats›z oluyorum. Büyük flehirlerde bu de¤erlerin ço¤u kay›p olmak üzere. Ama bizim yörelerimizde durum çok iyi. Bunlar› ne kadar ■ 28 önemsersek gelece¤imiz o kadar güzel olur. Akyol: Korkular›n›z var m›, varsa nelerdir? Mürsel Sinan: Evet bu konuda bir fliirim birincilik ödülüne uygun görülmüfltü. K›saca birkaç k›tas›n› söyleyeyim: Bazen korkak olmak efendiliktir Çekinirim senden ondan korkar›m Kardefl kardefliyle kavga ederse Ara yerde akan kandan korkar›m ‹çimde kötülük varsa kovar›m Vatandafla kötü demem överim ‹nsan isem tüm insan› severim Düflmanl›k istemem kinden korkar›m Afl›kl›k eylerim üç telli sazla Türküler söylerim bin türlü hazla Hiçbir fley istemem haddinden fazla Afl›r› flöhretten flandan korkar›m Sinan’›m kul hakk› yiyece¤im yok Zalimlere boyun e¤ece¤im yok Gerçek Müslümana diyece¤im yok Baz› sahte Müslümandan korkar›m. Akyol: ‹fl yaflam›nda bir gününü nas›l geçiriyorsun? Mürsel Sinan: Çal›flmakla, düflünmekle, yazmakla, bir de alemi seyretmekle, incelemekle meflgulüm. Ben alemi seyrederim Alem seyre gelsin beni Nerden geldim ne ederim Hal bilenler bilsin beni. Gâh azday›m gâh çoktay›m Y›ld›zlardan uzaktay›m fiu alemde bir noktay›m Akl› olan bulsun beni. Bu fliirim bir fleyler anlat›yor mu bilmem ama durum bu. Normal olmad›¤›m› ben de bilirim, ama bunu bana söyleyene flaflar›m dedik ötesi uzun hikâye. Akyol: Hafta sonlar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Mürsel Sinan: Bende hafta sonu ya da hafta önü yoktur. Be- nim için zaman bir bütündür. Her an her saat her dakikam› düflünerek yaflar›m. Herkes gibi yer içer dinlenirim ama yaz›n denize girmeyi çok severim. Su benim için çok kutsald›r, suyu hep çok düflünmüflüm. Su benim en çok sevdi¤imdir, ona çok sayg› duyar›m, onun ba¤r›nda kendimi çok huzurlu hissederim. Akyol: Dünyaya bir daha gelsem flu mesle¤i yapar›m dedi¤iniz hangi meslek olurdu? Mürsel Sinan: Yine bu sanat›m› yapard›m. Her iflin önemine ve kutsall›¤›na inan›r›m, ama ben kendi iflimi iyi yapmay› severim, çünkü ben iflime afl›¤›m. Bu aflk› bana veren vermifl. Ben de bu görevimi, ödevimi yapmakla yükümlüyüm. Bence ne ifl olursa olsun iflini en iyi yapan, en de¤erli insand›r. ‹yi bir çoban herhangi bir meslek sahibi kadar önemlidir, de¤erlidir. Akyol: Umudumuz yar›nlar›m›z gelece¤imizin teminat› gençlerimize mesaj›n›z ne olacak? Mürsel Sinan: Evet çok çok önemli gençlerimize önerim fludur: Çok düflünsünler ve çok çok çal›fls›nlar. Hangi meslek olursa olsun hepsi de¤erli ve önemlidir. En önemlisi de çok düflünmektir, çok çal›flmakt›r, birde çok çok daha önemlisi çok iyi dinlemektir. Neyi, kimi dinlersen dinle ama kaliteli dinle. E¤er kaliteli dinlersen kaliteli anlars›n, iyi dinlemeyen iyi anlayamaz baflar›l› da olunmaz. Baflar›n›n s›rr› iyi dinlemektir ve iyi anlamakt›r Akyol: De¤erli Ozan›m zaman›n›z› bize ay›rd›¤›n›z için çok teflekkür ederim. Ufkumuzu açt›n, yüre¤imizi ›s›tt›n. O güzel yüre¤inize sa¤l›k. Tüm ailenizle birlikte sazl› sözlü sa¤l›kl› ve mutlu bir yaflam dilerim. Mürsel Sinan: Bende bütün halk›m›za insanlar›m›za sayg›lar sevgiler sunar›m mutlu ve huzurlu günler ve iyi düflünceli anlar dilerim. Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür 2012 Temmuz - A¤ustos 29 ■ Serhat Kültür Türkiye Azerbaycan Dostluk Gecesi Haber: Dr. Gökmen KILIÇO⁄LU Uluslararas› ‹liflkiler Uzman› [email protected] ALOVA As›ls›z Ermeni ‹ddialar› ile Mücadele Derne¤i (ASEF) öncülü¤ünde Türkiye Azerbaycan Dostluk Gecesi yap›ld›. Geceyi ASEF, Yalova Y ■ 30 Belediyesi ve Azeri- Türk Kad›nlar Birli¤i organize etti. ASEF, as›ls›z soyk›r›m iddialar› ile mücadele, Türkiye ve Türk Dünyas› ile ilgili konularda önemli faaliyetler göstermekte, bir çok konferans, panel, sergi, konser organizasyonlar› gerçeklefltirmektedir. Bunun yan› s›ra konu ile ilgili kitap ve dergi yay›nlar› yapmaktad›r. Türkiye Azerbaycan kardeflli¤ine özel önem veren ASEF, Azerbaycan’›n bir sivil toplum örgütü olan Azeri - Türk Kad›nlar Birli¤i ile iflbirli¤i içerisinde güzel bir konser tertip etmifltir. Konserde yer alan sa- Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür natç›lar: Ahmet fiafak, Cavit Tebrizli, Tuna Güvenç ve Yalova Kafkas Danslar›. Yalova As›ls›z Ermeni ‹ddialar› ile Mücadele Derne¤i (ASEF) Baflkan› fiemsettin Gürtekin bir konuflma yaparak özetle flunlar› söyledi: “Yalova Belediyesine bu etkinlikte bizlerin yan›nda olmas›ndan dolay› baflkana teflekkürlerini bildirerek Türkiye-Azerbaycan kardeflli¤in gelecek kuflaklara yans›mas› için böylesine etkin- 2012 Temmuz - A¤ustos liklerin çok önemli oldu¤unu vurgulayarak” konuflmas›n flöyle devam etti; Azerbaycanda bir söz vard›r, “Ben her zaman Türk olmaktan gurur duyuyorum” Yüce yaradan›m tüm Türk devletlerini Dünya yüzeyi üzerinde yaflayan üç yüz milyon Türk’ü vatans›z ve bayraks›z b›rakmas›n. Yüce rabbim flu elimizdeki bayraklar›n sürekli gönderde dalgalanmas›n› bize göstersin nasip etsin. Ve bir gün Yalova’ya bir 31 ■ Serhat Kültür sözümüz var. Burada toy yapaca¤›z. Bu Azarbaycan’›m›n güzel bayra¤› Karaba¤ semalar›nda dalgaland›¤›nda sizlere sözümüz olsun burada dü¤ün yapaca¤›z. Diyerek sözlerine son verdi. Yalova’da bulunmaktan duydu¤u memnuniyeti dile getiren Azeri Türk Kad›nlar Birli¤i Baflkan› Tenzile Rüstemhanl›, di¤er Türk Cumhuriyetleri ile de bu tür organizasyonlar›n yap›lmas› temennisini belirtti. Tenzile Rüstemhanl›, “Böyle bir gece sizleri flafl›rtmas›n. Biz zaten dostuz, kardefliz. Bugün dünyan›n üzerimizde oynad›¤› oyunlara önlem almak, bir millet oldu¤umuzu göstermek için böyle bir organizasyon yap›ld›” sözleri ile gecenin amac›n› ve önemini de belirtti. Geceye ■ 32 kat›lan Dünya Azerbaycanl›lar Kongresi Baflkan› ve Azerbaycan Milletvekili Sabir Rüstemhanl› yapt›¤› konuflmada, Azerbaycan’›n bir yer ad› oldu¤unu ama orada yaflayanlar›n millet olarak Türk oldu¤unu ve her zaman Türk olarak kalmaya devam edeceklerini vurgulad›. Sabir Rüstemhanl›, Atatürk’ün 1932 y›l›nda Sovyetler Birli¤i da¤›lacak alt›ndan Türk Cumhuriyetleri ç›kacak, buna haz›rl›kl› olmal›y›z sözlerini hat›rlatarak, bu öngörünün 1991 y›l›nda gerçekleflti¤ini belirtti. Azerbaycan’la Türkiye’yi komflu olarak hatta iki ayr› devlet olarak görmedi¤ini “‹ki ülkenin gelece¤ini bir devlet olarak görüyoruz. Bir millet iki devlet yok. Bir millet ve bir devlet olarak görüyoruz. ‹nflallah bu olacak çünkü milletin iste¤i bu” sözleri ile vurgulad›... Dostluk Gecesinde bir konuflmada Yalova Belediye Baflkan› Yakup Koçal yapt›. Koçal, konuflmas›nda özetle flöyle dedi: “Türk dünyas›n›n herhangi problemiyle ilgili önümüze hangi yaklafl›mla hangi projeyle gelirlerse gelsinler biliniz ki de¤erli Yaloval›lar bu bizim tereddüt etmeden sonuna kadar arkas›nda durmam›z gereken projelerdir diye bak›yorum. Yalova belediyesi olarak Türk Dünyas›n›n önemsiyoruz. Türkiye’de hiç olmad›¤›n› bildi¤imiz sadece s›k›nt› yaflad›¤›nda hat›rlamak için de¤il iyi günümüzde unutmamak ad›na Yalova’da bir Türk dünyas› fiairler ota¤› kurmay› projelendirdik.‹nflallah yak›nda temelini ataca¤›z. Bir daha ki sene belki ikinci bir Azerbaycan Dostluk Gecesinde aç›l›fl›n› yapaca¤›z. Bütün Türk dünyas›n›n Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür filozoflar›n› bir araya getirece¤iz. Bizim filozoflar›m›z flairdir çünkü o flairleri gençlerimize ça¤›n teknikleriyle ça¤›n sunum biçimleriyle onlara anlatacak ve onlara her daim yaflatacak böyle bir ota¤› Türk dünyas›na önemli bir hizmet projesi olarak gördük. Evet de¤erli Yaloval›lar, sözü fazla uzatmadan biz sadece bu iflin arkas›nda durduk. Ama bu iflin or- 2012 Temmuz - A¤ustos taya ç›kmas›na sebep olan düflünen eme¤ini ortaya koyan organizasyonun her detay›nda kar›fl kar›fl eme¤i olan tabi ki Yalova’daki çok de¤erli As›ls›z Ermeni ‹ddialar› ile Mücadele Derne¤i (ASEF)’tir. Kendilerine Yaloval›lar ad›na teflekkür ediyorum. Bu önemli çal›flmalar›yla Yaloval›lar› bilinçlendirdikleri için. Yaloval›lara katk› sa¤lad›klar› için, Türk Dünya- s›na katk› sa¤lad›klar› için bu niyetle bu gecenin hem Azerbaycan dostlu¤unun gelifltirmesine hem de bir vesile e¤lenceye sebep olmas› düflüncesiyle hepinize hay›rl› akflamlar dilerken Azerbaycan’dan gelen dostlar›m›za da buradan hürmetlerimizi ve muhabbetlerimizi sunuyorum” diyerek sözlerine son verdi. 33 ■ Serhat Kültür UZAYA ATILACAK FÜZE Gül Gülebilirsen (1) Çok Sayg›de¤er Okuyucular›m, Hastal›¤›m nedeniyle bu say›daki yaz›m› yazma olana¤›n› bulamad›m. Ancak bana en büyük flifan›n yine sizlerle beraberlik oldu¤una inanarak yine sizlerle bafl bafla olman›n paha biçilmez tad›n› idrak ederek; bana ait sütun ve sahifeleri bofl b›rakmamak için, k›ymetli a¤abeyim Abbas Gökçe’nin “Gül Gülebilirsen” ad›ndaki kitab›ndan baz› f›kralar seçerek size sunman›n ve böylece sizlerle bu say›da da beraber olman›n hazz›n› yaflamak istedim. Sayg›lar›mla... DÖRT BACA⁄I KOPUNCA... Karadeniz’linin biri ilmi araflt›rmalar yapm›fl ve sonucu takdim ediyormufl: -Pirenin bir paca¤›n› kopar›p siçra dedum, siçradi. ‹ki baca¤ini kopar›p siçra dedum, siçradi. Daha sonra üç baca¤ini da kopar›p siçra deyunce s›çramadi. Haaa.... Demek ki pirenin dört paca¤› kopunca kulaklar› duymay›.... B‹LMECE Temel, Tursun’a bir bilmece sorar ve aralar›nda flu konuflma geçer: - Saridur, kafestedur, astim oni ötiyi?.. - Bildum kanaryadur... - De¤uldur. - Bulbuldür. - Pilemedun. - Peçi nedur sen söyle... - Hamsidur. - Hamsi sar› olur mu? - Boyad›m oni... - Hamsi kafeste olur mu? - Kodim oni kafese... - Eee, hamsi oter mi? - O kadarc›¤› da seni flafl›rtmak için söylüyrum daaa!... ■ 34 ‹HSAN ÖZKÖSEL‹ Amerika’l›lar, bir grup Karadeniz’linin uzaya füze atacaklar›n› duymufllar, incelemelerde bulunmak üzere haz›rlanan füzenin yan›na gelmifller. Bakm›fllar ki uzaya at›lmak istenen fley füze fleklinde yap›lm›fl teneke bir cisim. Bizimkilere sormufllar: - Bunu nereye atacaks›n›z?... - Günefle!... - S›ca¤a dayan›r m›?... - Ula Emerikal›s›n›z, velaçin (2) sizde akil yok; gece ataca¤›z oni, daaa!... Emekli Bankac› B‹LD‹⁄‹M ÇIKTI GEL BABANA Fakir bir kay›kç›, kay›¤› içerisinde, elbisesindeki y›rt›klar› dikiyormufl... Her nas›lsa i¤ne iplikten kurtulmufl ve düflmüfl denize... Deniz hayli derin, fakat i¤ne parl›yor denizin dibinde. Kay›ç› biraz düflünüyor, sonra kay›ktaki çuvald›z› bir ipe ba¤layarak, sark›t›yor denize ve türkü söyler gibi: - Cel babana!... Cel babana... Cel babana... diyor. HANG‹S‹? Bir sahil kasabas›nda Temel Çavufl, arkadafl› Harun ile birlikte iskeleye do¤ru yürüyorlarm›fl. Önlerinde ayn› yöne do¤ru yürüyen üç kifli görmüfller. Temel Çavufl: - Ha bu adam› ben hiç sevmeyrum, demifl. Harun: - Hangisinu? Temel Çavufl: - Kara flapkal›s› n›... Harun: - Üçünün bafl›nda da kara flapka var? Temel Çavufl: - Sar› çizmeli olani... Harun: - Üçü de sar› çizmeli gardaflum? Temel Çavufl: - Elinde tesbih olani... Harun: - Üçünün elinde de tesbih var. Deme¤e kalmadan, Temel Çavufl tabancas›n› çekerek önde gidenlerden ikisini vurup düflürür, ayakta kalan› Harun’a gösterir ve: - ‹flte ha fluni daaa!... der. ‹stanbul Bo¤az›, fiehir Hatlar› Vapurlar›ndan birinde, Temel güvertede, herkesten ayr› bir yere oturmufltu. Karfl›s›nda oturanlar kendisi merakla seyrediyorlard›. Çünkü Temel, baz› mimik hareketleri yap›yor, kafas›n› sall›yor ve sonra kat›la kat›la gülüyordu. Vapur yol ald›kça bu hareketlerine devam eden Temel, yine ayn› hareketleri yapt›ktan sonra, bu kez surat›n› ast›, somurttu. Karfl›s›nda oturanlar çok merak etmifllerdi; kendisine yaklaflarak ne yapt›¤›n› sordular. Temel, hiç dedi ve söylemek istemedi olanlar›. Adamlar israr edince: - Hiç... dedi, ben kendi kendime f›kralar anlat›yor, sonra da gülüyorum... Karfl›s›ndakiler: - Peki... Niçin son olarak gülmedin de öyle somurttun deyince. Temel: - Haaa!... o son f›kra bildu¤um ç›kti... der. PENGUEN ‹ki Karadeniz’li bir penguen bulmufllar, çok hofllar›na gitmifl ve Ankara sokaklar›nda gezdirip duruyorlarm›fl. Toplanan halka: - Bu nasi kufltur?... Ha boyle kufl cördünüz mü?...deyip duruyorlarm›fl. Birisi demifl ki: - Yahu yaz›kt›r!... Etmeyin eylemeyin götürün bunu hayvanat bahçesine... Karadeniz’li: - Hayvanat bahçesine cötürdük, flimdi de sinemaya cötürece¤uz, daaa!.. demifl. (1) Abbas Gökçe’nin ayn› adl› kitab›ndan al›nm›flt›r. (2) Velâkin, amma Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür Sazl› Sözlü Piknik Etkinli¤i SERHAT KÜLTÜR HABER Bu güzel etkinli¤i düzenleyenleri kutlar nice birlik ve beraberli¤in yaflanaca¤› etkinlikler dileriz. Muharrem Yirdem ve Agah Ad›güzel’in organ›ze etti¤i piknik flöleni hemflerileri bir araya getirerek hasret giderdi. Halk ozan› Afl›k Korkmaz Ikan’›n saz›yla sözüyle memleket türküleri söylendi, halaylar çekildi. Günün sonuna kadar hemfleriler aras›ndaki hasret giderilerek, birlik beraberlik ve dayan›flman›n güzel örnekleri yaflat›ld›. 2012 Temmuz - A¤ustos 35 ■ Serhat Kültür Türkiye’nin Starlar›ndan Kalpten Destek SERHAT KÜLTÜR HABER HAZ‹RAN Cuma günü kalp sa¤l›¤› konusunda fark›ndal›k yaratmak amac›yla, Club Bypass öncülü¤ünde gerçeklefltirilen, “Hayat›n Arma¤an›” sosyal sorumluluk projesi kalpleri buluflturdu. 22 Bypass ameliyat› olmufl hastalar taraf›ndan kurulan ve baflkanl›¤›n› kalp cerrah› Prof.Dr. Bingür Sönmez’in yap- ■ 36 t›¤› Club Bypass, ülkemizde gün geçtikçe artan ani kalp ölümlerine dikkat çekebilmek için “Hayat›n Arma¤an›” sosyal sorumluluk projesinde birbirinden ünlü isimleri bir araya getirdi. Bypass ameliyat› sonras› hastalar›n bir süre gö¤üs kafeslerini darbelere karfl› korumak için tafl›mak zorunda olduklar› kalpli yast›klardan yola ç›k›larak gerçeklefltirilen, Me- morial Sa¤l›k Grubu ve fiiflli Belediyesi’nin deste¤i ile hayata geçirilen projede Türkiye’nin en ünlü isimleri; tasarlad›klar› kalpli yast›klar ve verdikleri mesajlarla kalp sa¤l›¤›n›n önemine dikkat çekiyor. Saat 16.00’da Niflantafl› Abdi ‹pekçi Caddesi’nde kamuoyu ile paylafl›lan “Hayat›n Arma¤an›” kalp sa¤l›¤› bilinçlendirme projesinin yap›m ve organizasyonu Zuhal Ceran ve Yeliz Soydan fiengün, sanat direktörlü¤ünü ise moda tasar›mc›s› Murat Aytulum taraf›ndan gerçeklefltirildi. Türkiye’nin en ünlü isimleri projeye kalbini verdi Hayat›n Arma¤an› sosyal Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür sorumluluk projesine; Adnan fienses, Arda Turan, Arma¤an Ça¤layan, Balçiçek ‹lter, Bennu Gerede, Berksan, Birol Güven, Demet Akal›n, Demet Akba¤, Demet fiener Kutluay, Deniz Berdan, Deniz Türkali, Dilara Endican, Dr. Neslihan ‹skit, Ece Vahapo¤lu, Eflâtun, Emel Acar, Emre Ertürk - Emre NY, Ender Saraç, Engin Altan Düzyatan, Esin Övet, Esra Tüzün, Ezra & Tuba Çetin, Gamze Özçelik & Duygu Özçelik, Gülben Ergen, Haldun Dormen, Hülya Avflar, ‹brahim Tatl›ses, Metin 2012 Temmuz - A¤ustos Arolat, Metin Uca, Müjde Ar & Mehtap Ar, Murat Dalk›l›ç, Nebahat Çehre, Nefise Karatay, Neslihan Yarg›c›, Nil Burak, Onur Bafltürk, Orhan Gencebay, Osman Gidiflo¤lu, Oylum Talu, Ömür Gedik, Özge Özpirinççi, Özge Ulusoy, Pascal Nouma, Reyhan Karaca, Seda Sayan, Sema Çelebi, Sibel Tüzün, Sevda Barand›r, fiebnem Özinal, Sinem Kobal, fiahika Ercümen, Tar›k Ceran, Vatan fiaflmaz, Ziynet Sali tasarlad›klar› kalpli yast›klarla destek verdi. Projeye destek veren ünlü isimler ve fiiflli Belediye Baflkan› Sn. Mustafa Sar›gül’ün kat›l›m›yla gerçeklefltirilen Hayat›n Arma¤an› sosyal sorumluluk projesi sergi aç›l›fl› ve kokteyliyle “Hayat›n Arma¤an›” sosyal sorumluluk projesi kalpleri buluflturdu. Serhat Kültür Dergisi olarak; Prof.Dr.Bingür Sönmez’in flahs›nda bu anlaml› “Hayat›n Arma¤an›” sosyal sorumluluk projesinde eme¤i geçen tüm kat›l›mc›lar› kutlar sa¤l›kl› ,mutlu huzur dolu bir yaflam dileriz. 37 ■ Serhat Kültür Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤i “fiairler At›flma Antolojisi” Kitab›n› Ç›kard› SERHAT KÜLTÜR HABER ADIKÖY Aden Oteli Salonunda bir gece düzenle¤en K Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤i flairleri biraraya toplad›. Halk ozanlar›n›ndan Korkmaz ‹kan ve Metin Bulutlu sazlar›yla sözleriyle geceye renk katt›lar. Gecede bir konuflma yapan Dernek Baflkan› Mürsel Ad›güzel özetle flunlar› söyledi: “Say›n konuklar, baylar, bayanlar k›ymetli gençler, de¤erli bas›n mensuplar›. Bugün Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤inin kültürel çal›flmalar› hakk›nda sizlere bir tak›m temel bilgileri sunmak ad›na huzurlar›n›zday›m. Ülkemizde bir birinde seçkin olan flairlerimizle birlikte, çeflitli konularda yapm›fl oldu¤umuz at›flman›n ve yar›flman›n “fiair- ■ 38 ler At›flma Antolojisi “ kitab›n› ç›karm›fl bulunduk. Bu de¤erli eseri tan›tmak üzere huzurunuzday›m. Siz de¤erli konuklar›m›z›, de¤erli flairlerimizle bir arada görmekten mutlu oldu¤umuz kadar, bizleri onurland›rd›n›z. Hofl geldiniz, sevgiler getirdiniz ve de gücümüze güç katt›n›z. Teflekkür ediyor, sevgiler sayg›lar sunuyorum. De¤erli konuklar›m›z, yapm›fl oldu¤umuz çal›flmalarla ilgili sizlere baz› bilgileri de sunmak istiyorum. Elimde gördü¤ünüz bu at›flma kitab›, bir birinden de¤erli flairlerimizin düflüncelerini dörtlüklerle nas›l ifade ettiklerini göreceksiniz. fiiir insanl›¤›n var olufluyla birlikte oluflan ve insanlar›n yü- re¤inde varl›¤›n› hissettiren olmufltur. Bu his yaz›dan önce sözde, yaz›l› edebiyatta geçilmesiyle de sanatsal kal›c›l›¤›n› göstermeye bafllam›flt›r. Böylece fliir sözlü ve yaz›l› edebiyat›m›zda, sanatsal yerini alm›fl oldu. Ça¤lar boyu geliflen süreçler içinde, çok de¤erli flair ve yorumcular›m›z›n fliire bak›fllar›nda bir tak›m farkl›l›k olufltu. Bu farkl›l›klardan en büyüyü Türk Dil ve Yaz› Devrimi sonucunda, fliir sanat›nda da hayli de¤iflim görülmektedir. Bu de¤iflimde, divan fliirinin yerini hece fliiri ald›¤› gibi, hece fliirine karfl›da, hece say›s›na ba¤l› kal›nmayan serbest vezinde (ça¤dafl) fliir türü ön plana ç›kar›lm›flt›r. Ne var ki burada, hece fliiri afl›r› bir biçimde h›rpalanm›fl ve neredeyse hece fliiri yazanlar ikinci edebiyatç› durumuna düflürülmüfltür. Bu bak›fl aç›s› kültürümüzün çok önemli bir dal› olan, hece fliiri yaz›m›n›n unutulmas›na sebep olmufltur. Bu ac› ve vahim olay›n fark›na var›ld›¤›nda, geri dönüflün zor Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür oldu¤u gerçe¤ini de unutmamak gerekir. Bu vesileyle bafllatm›fl oldu¤um fikirsel at›flmalarda, hece fliirinin kökten kurallar›n› da yar›flt›rm›fl olduk. Art›k hece fliiri öksüzlükten kurtulmufltur diye düflünüyorum. fiiir hiçbir zaman zorlamayla de¤il, kültür derinli¤iyle ve yaflam›n içinde yer alan olumlu ya da olumsuzluklar›n sorumlulu¤u içinde yaz›lmal›d›r. Bence geçmiflte oldu¤u gibi, hece fliirimizin lay›k oldu¤u yerlere gelmesi u¤rafl›s›n› vermek gerekir. Çok de¤erli flairlerimizce yaz›lan hece ölçülerinde olan fliirler, âfl›klar›m›z›n ve ozanlar›m›z›n saz›nda, sözünde ve hikâyelerinde var oldu¤unu unutmamam›z gerekir. Hatta bireylerin ›sl›¤›nda, çoban›n kaval›nda, zurnan›n makam›nda ve davulun 2012 Temmuz - A¤ustos tokma¤›nda çal›nan fliirlerin oluflturdu¤u ritimle, oynayan bedenlerin titretmesinde, kendini bulmaktad›r. Bu u¤urda büyük bedeller ödemifl flairlerimizin yazd›klar› hece fliirleri, ça¤lar boyu kahramanl›klar›m›zda, dillerde destan olmufltur. Hatta sevinçlerimizde türkü ve mani olarak söylenmifltir. Üzüntülerimizde de a¤›t olarak yak›lmaktad›r. fiairlerimiz, hece fliirlerini, ön plana ç›karmak boyunlar›n›n borcudur diye, düflünüyorum. Bizler “Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤i” yöneticisi olarak, at›flmalara kat›lmak isteyen flairlerimizle çeflitli konular› ihtiva eden ve ayak vererek at›flma düzenlemeye karar verdik. Edebiyatla ilgili, Anadolu Kültür Sanat ve Mozaik Derne¤i’nin k›sa ad› (AKSM-DER) olarak, gerek eski, gerekse mevcut kültür sanat çal›flmas›n› kendimize görev sayd›k. Amac›m›z, toplumumuzun fliir sanat›na karfl› ilgisini çekmekti. Hatta okuma al›flkanl›¤› yaratman›n, fliir sanat›yla ilgili bütünleflmesini sa¤lamakt›. fiiiri tükenen de¤il, okunan ve anlafl›l›r k›lmakt›. Okudu¤unu anlayan ve bende var›m diyen bir anlay›fl› oluflturmakt›. Bu oluflumu sa¤lamak içinde, ilk olarak altm›fl dört flairimizle çeflitli konular üzerinde bu at›flmalar› gerçeklefltirmifl olduk. Beklentim o dur ki, bir ilkin akabinde daha güzel ve anlaml› çal›flmalara imza at›laca¤›na inan›yorum. Bütün flair arkadafllar›ma baflar›lar diliyor, sevgiler sunuyorum. Sizlerin burada bizlerle beraber olman›zdan mutlu oldu¤umuzu söylemek itiyorum. Kurumum ad›na, hepinize sevgiler sayg›lar sunuyorum. Sayg›lar›mla.” 39 ■ Serhat Kültür Gözlemler - Görüfller - Problemler ve Çözüm Önerileri ‹tibariyle Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Çal›fltay› (13–15 Nisan 2012 Erzurum) LUSLARARASI Türk DünU yas› Araflt›rmalar› çal›fltay›na 3 dosya ile kat›ld›k. Bunlardan birisi ad›na kat›ld›¤›m›z Türk Tarih Kurumu Dosyas›(1) di¤eri Baflkan› bulundu¤umuz Türk Halkbilim Araflt›rma Merkezi Dosyas›(2), ötekisi ise çal›fltay konusu ile ilgili gözlemlerimizi içeren dosyad›r(3). Biz bu sunumumuzda daha ziyade 1993 lerde bafllay›p 1999 y›l›na kadar devam eden Türk Tarih Kurumu görevli sosyal antropologu kimli¤i ile 1999-2006 y›llar›nda ASAM Kültür Stratejileri Masas› Baflkan› olarak ve 2006-2012 y›llar›nda Türk Halkbilim Araflt›rma Merkezi araflt›rmac› yazar› olarak Türk kültür co¤rafyas›nda yapt›¤›m›z tetkik seyahatleri, kat›ld›¤›m›z kültür flölenleri, temasta bulundu¤umuz Türklük Bilimi Kurumlar› ve Türkologlarla ilgili intibalar›m›z› çal›fltay›n amac› istikametinde arz edece¤iz. Gözlemini aktaraca¤›m›z co¤rafya; Büyük ölçüde Ulu¤ Türkistan, Kafkasya, Ural-Altay, Orta Do¤u ve Balkanlar Türk Kültür co¤rafyas›n› kapsamaktad›r. Aç›klamalar›m›zda, bu co¤rafyada 1980 den günümüze, bildirili olarak kat›ld›¤›m›z 150 civar›ndaki, Türkiye’de ve Türkiye d›fl›ndaki millî ve milletleraras› bilgi flöleni türü etkinliklerin gözlemleri üzerinde, problemler ve özüm önerileri bak›m›ndan duraca¤›z. Türklük biliminin bir alt disip■ 40 DR. YAfiAR KALAFAT [email protected] Halk Bilimci-Araflt›rmac›s› Yazar [email protected] lini olan halkbilimci kimli¤imizle, Alan çal›flmalar› yapan ve onlar› bildiri ve makaleye dönüfltüren, giderek kitaplaflt›ran bir kimse olarak bas›n yay›n ve organizasyon alanlar›nda edinebildi¤imiz deneyimleri paylaflaca¤›z. Tespitlerimizi yurt içi ve yurt d›fl› boyutlar› ile bir arada irdeleyece¤iz. Ayr›ca Türkoloji etkinli¤i gösteren yap›lanmalar ile Türkologlar aras›ndaki sorunlar› ele alaca¤›z. Türkoloji merkezleri aras›ndaki sorunlar› ve Türkologlar›n bizzat kendilerinden kaynaklanan sorunlar› irdeleyece¤iz. Türkiye Türkoloji’sinin Türkiye d›fl›ndan görünüflüne dair örneklemeler yapaca¤›z. Türkoloji merkezlerinin faaliyet ortam› sorunlar› ile Türkologlar›n zihniyet sorunlar›na yer verece¤iz. Sunumumuzda yer alan tespitlerin bir k›sm› soysal bilimler itibariyle genel olup Türkoloji alan›n› da kapsamaktad›r. Tespitlerimizden bir k›sm› ise s›radan hususlar gibi görünseler de Türkoloji çal›flmalar›nda verimi do¤rudan etkileyen, üzerinde durulmas› gereken hususlard›r. -Türkoloji ad›na bilgi flöleni gibi etkinlikler yapan veya süreli yay›n ç›karan baz› merkezler, adeta bu bilim alan›n›n, bulunduklar› kurum ad›na tekelini yapmaktad›rlar. Her kuruluflun baflkan›n›n etraf›nda oluflmufl kendi çevresi vard›r. Yay›nlara girecek yaz›lar›n veya bilgi flölenlerine daveti yap›lacak kimselerin tespitinde talebesi olmak veya bölümünden mezun olmak gibi yak›nl›k derecesi belirleyici faktör olabilmektedir. Bu ve benzeri haller Türklük biliminde, hür fikirlili¤e ve demokratik davran›fla gölge düflürebilmektedir. Di¤er taraftan yay›n organlar›n›n yaz›m ilkeleri ve hakemlerinin oluflu bu tür sorunlar›n çözümüne yard›mc› olmaktad›r. -Bilgi flöleni türünden etkinlikler için haz›rlanan duyuru metninde, “tertip komitesi”, “düzenleme kurulu”, “seçici kurul” gibi isimler alt›nda çok kere say›lar› 35-40’› bulabilen ve bildiri ile kat›lanlar›n miktar›n› çok aflan isim listeleri yer almaktad›r. Bu listelerde yer alanlar›n kimselerin büyük bir bölümünün çok kere bu etkinlikten haberi dahi olmamaktad›r. Etkinli¤e bazen itibar kazand›rmak için oluflturulan bu tür listelerdeki isimlerin büyük bir k›sm›n›n alanla iliflkisi dahi olmamaktad›r. Bu tür göstermelik isim listeleri, çok kere söz dalafl› konusu olabilmektedir. Bu ve benzeri uygulamalar Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür imkânlar›n amaç d›fl› kullan›m›na yol açabilmektedir. -Baflka ülkelerin ilgili kurulufllar› ile, iflbirli¤i sonucu yap›lan bilgi flölenlerinin davet listesinin büyük bir k›sm› turistik seyahat amaçl›, hat›r gönül ifli olmaktad›r. “Siz beni K›br›s’a davet edin ben de sizi Tiflis’e davet ettiririm” anlay›fl› giderek yayg›nlaflmaktad›r. Böylece alan›n gerçek ilgilisi de¤il yapay Türkologlar alanda sahne alabilmektedirler. -Bilgi flölenlerine uluslar aras› görünümü verebilmek için, uluslar aras›l›kla ilgisi olmayan uygulamalar yap›lmakta, Türkiye’de çal›flmakta olan soydafl veya akraba topluluklardan bir iki isimin etkinli¤in listesine al›nmas› uluslar aras›l›k için yetebilmektedir. Bu türden uygulamalar etkinliklerin sayg›nl›¤›n› olumsuz etkilemektedirler. -Soydafl veya akraba toplumlardan bir sosyal bilimcinin Türkiye’de dilbilim, halkbilim, uluslar aras› iliflkiler veya tasavvuf konular›ndaki farkl› bilgi flölenlerine birer hafta arayla kat›lmalar›na çok rastlan›lmakta ve bu “kombine bilim adaml›¤›” tipi yad›rganmamaktad›r. Bu durumlarda Türkolog kimli¤i haks›z olarak kullan›lmakta ve Türkiye, masraflar› taraf›m›zdan karfl›lanan tatil ülkesi durumuna düflürülebilmektedir. Bu uygulamalara f›rsat verilmesi Türk ilmî disiplinine gölge düflürebilmektedir. -”Kat›l›m Ücreti” anlay›fl› çok yönlü incelenmeli, Türkoloji çal›flmalar›na getirdikleri ve götürdükleri de¤iflik uygulamalarda gözden geçirilip ortak esaslara ba¤lanabilmeli. -Türkiye’nin, Türkiye ve ilgili ülkeler için yapt›¤› bir Türklük 2012 Temmuz - A¤ustos bilimi bilgi bankas› yoktur. Her yeni bilgi flöleni haz›rl›¤› döneminde, ilgili organizasyon Türkolog ismi, evsaf› ve adresi temini telafl› yaflamaktad›r. Keza bu uygulama da imkânlar›n ihtiyaçlara en do¤ru uygulanmas›na engel teflkil etmektedir. Atatürk Kültür Dil Tarih Yüksek Kurumu’nun üç büyük projesinden birisi olan bütünleflik bilgi sistemi bu sorunu çözümleyebilecek imkanlara sahiptir. -Valilik ve kaymakaml›klar ile belediye baflkanl›klar›n›n bilgi flölenleri çok kere konu itibariyle çok bafll›kl› olmaktad›r. Yörenin ziraî hayat› ile Türklük biliminin alan›na do¤rudan giren konular, do¤al olarak bir bilgi flöleni içerisinde yer alabilmektedir. Bu tür insicams›zl›klar, Türklük biliminin ilgi alan›n› dil ve edebiyatla s›n›rl› tutmamak suretiyle çözümlenebilir. Mesela çevrecilik, iskân ve benzeri konular› da içeren bir Türklük bilimi anlay›fl› bu tür sorunlarda da çözümleyici olabilir. -Türklük bilimi ilim alan› ile, do¤rudan veya dolayl› ilmî disiplin iliflkisi olan bilim dallar›n›n örgütlenmeleri aras›nda, zaruri olan organik ba¤ yoktur, maalesef bu ba¤ kurulamam›flt›r.. Türk sosyologlar›, Türk dinler tarihçileri, Türk felsefecileri tamamen ayr› örgütlenmifllerdir. Bu örgütler ayr›ca ortak bir çat› alt›nda toplanamam›flt›r. Bu hal disiplinler aras› koordinasyonun olmay›fl›na, giderek Türklük biliminden beklenilen hâs›lan›n al›namay›fl›na yol açabilmektedir. Anadolu arkeolojisi, mitolojisi ve kültür antropolojisi, filolojisinden ayr› tutuldu¤u sürece, Türklük biliminin öncelikli etkinlik alanlar›ndan birisi olan Ana- dolu’da Türk medeniyet tarihi çal›flmalar› bir bütünlük kazanamayacakt›r. Bize göre Yüksek Kurumun Bütünleflik Bilgi Sistemi ile bu sorun da çözümlenebilir. -Türklük bilimi çal›flmalar›nda, kurumlar aras› amaçta birleflme ilkesine uyulamamaktad›r. Türkiye’de, ortak Türk alfabesi konusunda, bilgi flöleni türünden çal›flma yapmam›fl kurulufl adeta kalmam›flt›r. Bu konuda, Milli E¤itim, D›fl ‹flleri, Kültür ile Devlet Bakanl›klar› ve üniversiteler çal›flmalar yapm›fllar, kararlar al›namad›¤› için her defas›nda her etkilik adeta s›f›rdan bafllat›lm›flt›r. Bu ve benzeri Koordinesizlikler, takipsizlikler, sahipsizlikler, kurumlara ra¤men kurumsallaflamam›fl olmak, Türkiye’de Türkoloji ad›na yap›lan çal›flmalar Türkiye’ye olumsuz imaj edindirmektedir. Genel kanaat “Türkiye’nin imkânlar›ndan yararlanabilmek için duygusal davranmak, hamaset yapmak, kurumlar ve flah›slar aras›ndaki kopuklu¤u takip edebilerek ç›kar sa¤lamak çok kolayd›r” fleklindedir. -Türkiye Türkolog’u günceli, acil olan›, millî önceli¤i bulunan›, hayati olan› seçmede, sade vatandafl› çok kere flafl›rtmaktad›r(4). Bu sorun yan›lm›yorsak sade vatandafl›n millî politikaTürkolog ba¤lant›s›n› alg›lamadaki zorlanmas›ndan kaynaklanmaktad›r. -Ortak Türk Tarihi, Ortak Türk E¤itim Müfredat› gibi projelerin akim kal›fl sebebinin “Türklük” anlay›fl› farkl›l›¤›ndan kaynakland›¤› gerçe¤i bilinemedikten sonra, Türklük bilimi ad›na yap›lacak bilgi flöleni türünden etkinliklerde, amaç ile araç yer de¤ifltirmifl olmaya devam edecek, bu alandaki gi- 41 ■ Serhat Kültür riflimler, flah›slar›n ve merkezlerin flahsi tatminleri olmay› aflamayacakt›r. -Sosyal bilimler içerikli kültür flölenlerinde yer alan bildirilerin konular›nda çok kere tekrarlar olabilmektedir. Bildiri çal›flmalar›nda belgeden bilgi üretme evsaf› yoktur. Baflka bir ifade ile yas evine baflsa¤l›¤›na gelen “soydafl” ve “akraba” yak›nlar evin ölüsüne de¤il kendi ölülerine a¤lamaktad›rlar -Türkoloji içerikli bilgi flöleni türü etkinliklerde, Türkiye ad›na genel de¤erlenme yap›lamamaktad›r. Bilgi flöleni yapabilmifl olmak, flölenlere bir yenisini ekleyerek say›y› art›rmak, art›r›lm›fl say› yar›fl›na girmek amaç edinilmifltir. Ayn› amaçla geçmifl y›llarda yap›lm›fl ve farkl› kurumlarca gerçeklefltirilmifl kültürel etkinliklerin, kurumlar üstü ve muayyen dönemleri içeren verim kalitesi ölçülememekte, etkinli¤in gerçek de¤erlendirmesi yap›lamamaktad›r. Aç›l›fl ve kapan›fl konuflmalar›nda yap›lan de¤erlendirmeler ise çok kere; kat›l›mc› say›s›, kat›lan ülkeler, ikramlar ve gezi programlar› içerikli olmay› aflamamaktad›r. -Türkoloji kültür flölenlerinin, devaml›l›k arz eden belirlenmifl bir ufku yoktur, oluflturulamam›flt›r. Örneklemek gerekir ise, bir dönem “Türk Medeniyetinin Dünü, Bugünü ve Yar›n›” Kültür flölenleri yap›ld›. Bu etkinliklerde bir felsefe vard›. Etkinli¤e, Türk dünyas›n›n alanlar›nda aksakal isimleri yeni adaylarla birlikte kat›l›yor, faaliyetler her y›l bir Türk devletinde yap›l›yor, belirlenen hedeften hareketle, al›nabilen mesafe her y›l ölçülüp, müteakip toplant›n›n hedefi, konusu ve ülkesi belirleniyordu. ■ 42 Türklük bilgisi çal›flmalar› için, Türklü¤ün gelece¤i ba¤lam›nda bu ihtiyaç, bir merkezin olmas› halinde karfl›lanabilir. -Kültürün bir stratejik obje oldu¤u, Türkoloji’nin Türk milleti için bu konumda bulundu¤u, Türklük bilimciler aras›nda henüz yeterince anlafl›lamam›fl olmas›na ra¤men, Türkoloji oryantalizmin bafll›ca objelerindendir. Bu obje etraf›nda Fransa, Rusya ve Amerika ciddi kültürel savafl sürdürmektedirler. Türkoloji’ye merkezlik yapabilmek dünya politikas›nda üstünlük sa¤lay›c› bir edinimdir. Hal bu olunca Türk Türkolog’u, dünya Türkoloji hareketlerini takip edebilmeli, Türk Türkoloji’sinin bu takibi yapabilecek bir merkezi olabilmelidir. -Türkiye’de, dar anlamda Türkoloji’nin faaliyet alan›n› belirlemifl olan Türk dili ve edebiyat› konular›nda çok sayg›n çal›flmalar yap›lmaktad›r. Ancak Türk Türkolog’una henüz, ço¤unlukla stratejik düflünce birikimi kazand›r›lamam›flt›r. Genç kadrolara ansiklopedi maddesi olmad›klar› anlat›labilmeli, bu husus Türkoloji’nin gündeminde bir proje olarak yer alabilmelidir. T‹KA’n›n, TÜRKSOY’un TÖMER’in Yurtd›fl› Türkler ve Akraba Topluluklar Baflkanl›¤›’n›n(5), Yunus Emre Vakf›’n›n, Baflbakanl›k Tan›tma Fonu ve benzeri gibi di¤er kurulufllar›n mevcudiyetlerinden murat bu stratejik alg›y› oluflturup uygulamakt›r. Biz bu noktada gelecekten ümitliyiz. -Uluslar aras› bilgi flöleni yapacak olan valilikler, belediyeler ve üniversiteler ulusal bilgi flöleni sürecinden geçmifl olmal›lar. Türklük bilgisi içerikli kültür flölenlerinde zikir ve fikir birli¤i maalesef çok kere oluflturulamamaktad›r. Türk musikisi, Türk yemekleri, Türk giysileri, Türk el sanatlar› ile ilgili bildirilerin verildi¤i bir kültür flöleninde, haz›r piyasa kekleri de¤il yerel-millî ikramlar, yerelmillî musiki, yerel-millî k›yafetli görevliler, Çin mamulât› çantalar› de¤il yerel motifler içerebilen çanta türleri yer alabilmelidir. Etkinli¤in amac› ile ortam›n havas› bir bütünlük arz edebilmelidir. -Baz› valilikler ve belediye baflkanlar›n›n deste¤inde uygulamaya konulan sosyal bilimler içerikli kültürel etkinliklerde, toplumun kültürel kimliklendirilmesi noktas›nda aray›fl farkl›l›klar› do¤abilmektedir. Demokrasilerin do¤al sonucu olan bu ve benzeri geliflmeler bir yana, Türkoloji; konular› ve kadrolar› ile fakl› görüflleri ve görüfllüleri d›fllay›c› olmamal› kanaatindeyiz. Ayr›ca; -Bilgi flöleni organizasyonu Türkolog’un edinilmifl, kay›t alt›na al›nm›fl haklar›na sayg›l› davranmal›. De¤iflen her bakan, her rektör her vali veya belediye baflkan› ile verilen bildirilerin ak›beti ask›ya al›nmamal› bilgi flöleni duyurusunda vaat edilen esaslara uyulabilmelidir. -Türkolog baflvurdu¤u kültür flöleninde bildiri ismi, özeti gibi safhalar›ndan geçilip hatta bildiri tam metni sunulduktan sonra, bildirilerin kitaplaflma safhas›nda, Kültür fiöleni duyuru metnine ra¤men, fakl› davran›p bir k›s›m bildiri sahiplerini flölen kitab›ndan eleme sayg›s›zl›¤› gösterilememelidir. -Vaat edilen sürede bast›r›lamayan bildirilerin baflka yay›nlarda de¤erlendirilme hakk› bildiri sahibince kullan›l›nca, vaki Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür mükerrerlikten ilgili kurum sorumlu olabilmelidir. Bu türden yüzeysel ve s›radan görülebilen tespitler genç Türkolog namzedinin çal›flmalar›n› olumsuz etkileyebilmektedir. Bize göre Türklük bilimi çal›flmalar› Türkiye içerisinde ve Türk kültür co¤rafyas›n›n sair kesimlerinde verimli ve sa¤l›kl› bir yolun bafl›ndad›r. Al›nmakta olan hâs›la yeni yap›lanmalarla giderek artma temayülündedir. ‹kmali gereken en önemli husus, ilgili kurumlar aras›nda gerekli iflbirli¤inin sa¤lan›labilmesi akademik çevre ile bürokrat kesimin ayn› dili konuflabilmesi ve çal›flmalara stratejik içerik kazand›r›labilmesindedir. Türkiye Cumhuriyetinin Türk Cumhuriyetleri ile müflterek politika sürdürmek politikas› vard›r. Bu hedefin sosyal bilimler alan›nda sürdürülmesi Türkologlar›n ifli olmal›d›r. AKDTY Kurumu’nun yeni mevzuat› Türkiyat araflt›rmalar›n› destekleyip ikmal edip h›zland›racak özelliktedir. Tercüme Hareketi Projesi, Bütünleflik Bilgi Sistemi Projesi, Burs Sistemi projesi metinde de¤inilen sorunlar› çözümleyici niteliktedir. Uluslar aras› Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Çal›fltay› Sonuç Bildirisi’nde al›nan kararlar; “Koordinasyon Sonuçlar› ve Çözüm Önerileri”, Araflt›rma Sonuçlar› ve Çözüm Önerileri”, “E¤itim Sorunlar› ve Çözüm Önerileri” bafll›klar› alt›nda toplan›lm›fl müteakip çal›fltay toplant›s› için sorunlar tart›fl›lm›flt›r. D‹PNOTLAR: 1- Bu dosya Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu dosyas› kapsam›nda, Çal›fltaya Kurum Baflkan yard›mc›s› Dr. Nazif Öztürk taraf›ndan verilmifltir. 2- Türk Halkbilim Araflt›rma Merkezi’nin tan›t›m›: 2012 Temmuz - A¤ustos Merkez, alandan halk inançlar› derlemeleri yapar, bunlar› ve alandan yap›lm›fl derlemeleri esas alarak karfl›laflt›rmalar cihetine gider, bulgular›n kaynak eserlerdeki yerlerine iflaret eder. Farl›l›klar› inkâr etmeden ortak noktalar üzerinde durur. Bildiri ve makaleler olarak ele al›nan çal›flmalar, inanç dizini ve ilgili edebiyat içerikli ilaveleri ile kitaba dönüfltürüp istifadeye sunar. Çal›flmalar UralAltay, Ulu¤ Türkistan, Ortado¤u, Kafkasya, Balkanlar Türk kültür co¤rafyas›n› kapsar. Çal›flmalarda bu co¤rafyan›n ilgili halk› Türk kültürlü halk olarak ele al›n›r. Bu kültürün yap›c› sahibi ve varislerinin bu halk oldu¤u esas›ndan yola ç›k›l›r. Merkez,”Sahipsiz kültür yoktur, yapan› olmayan kültür de yoktur. Eserine sahip ç›kamayan kültür vard›r” görüflünü benimsemifltir. Merkezin sürekli de¤iflen mensuplar›n› daha ziyade lisans ve lisansüstü ö¤renciler ile ilgili akademisyenler teflkil eder. Merkezde, “Türk Kültürlü Halklar Karfl›laflt›rmal› Halk ‹nançlar›”, “Türk Kültür Co¤rafyas›nda Karfl›laflt›rmal› Halk ‹nançlar”, “Balkanlardan Ulu¤ Türkistan’a Karfl›laflt›rmal› Türk Halk ‹nançlar›” kitap setlerinden 60 kadar içeri¤i halk inançlar› olan kitap çal›flmas› yap›lm›flt›r. Halen “Soydafl ve Akraba Topluluklar Karfl›laflt›rmal› Halk ‹nançlar›” kitap seti üzerinde çal›fl›lmaktad›r. Merkez, “Türk kültürlü halk kesimlerinden Türkiye’nin d›fl›nda ve içinde farkl› millî kimliklerin alt yap›s›n› oluflturmak için halk kültürü araflt›rmalar› sürdürülmekte ve bu aray›fllar emperyalizm/Siyasi oryantalizmden destek görebilmektedir. Halkbilim araflt›rmalar› halklar›n kültürel tan›fl›kl›klar›n› art›r›p akrabal›k ba¤lar›n› art›rarak, onlar›, anti demokratik ve emperyalist aray›fllar karfl›s›nda güçlendirecektir.” Anlay›fl›ndan yola ç›karak çal›fl›r. Araflt›rma merkezinin yegâne daimi personeli baflkan›d›r. Yay›nlar›n›n telif bedelini de yay›n olarak alan merkezin bütçesi flahsi imkânlarla oluflturulmaktad›r. Donan›m yetersizli¤i ilmî hâs›lay› do¤al olarak düflürürken imkân yetersizli¤i yay›n kalitesini de olumsuz etkilemektedir. Merkez ad›na, Prof. Dr. Tuncer Gülensoy’un “Türkoloji’nin 150 Y›l› Kitab›” gibi 2012 y›l›n›n Türk halkbilimin 100.y›l› olmas› münasebeti ile bu y›l “Türk halkbiliminin 100.y›l›nda Özgeçmiflleri ve Çal›flmalar› ile Türk Halkbilimciler Kitab›” ç›kar›lmas›n› teklif ediyoruz. 3- “Gözlemler ve Görüfller ve Problemler Çözüm Öneriler ‹tibariyle Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Çal›fltay›” isimli bu metin, an›lan dosyadaki konuflma metnidir. Metine çal›fltay gözlemlerinden sonra baz› aç›klamalar eklenmifltir. Bu metin çal›fltaya gidilmeden evvel taraf›m›zdan çal›fltay konular›na dair haz›rlanm›fl “Türklük BilimiHalkbilim-Ortak Türkçe” bal›kl› yaz›n›n devam› mahiyetindedir. 4- Giderek taraftar bulan bir görüfle göre önce Türkiye sonra Türk dünyas›. Bu çevrenin dil stratejisine göre Türk dünyas› ortak dilinden evvel ortak Anadolu Türkçesi oluflturulmal›d›r. Konuyu aç›klamak ad›na baz› irdelemeler yap›labilir. Halkbiliminden halk inançlar›ndan hareketle kültür akrabas› oldu¤unuz halklar›n akrabal›k derecesini güçlendirme ad›na Türk destanlar› Projesine Türk soylu olmay›p akraba olan topluluklardan destanlar da al›nabilmektedir. Akrabal›¤›n en güçlü ba¤› olan dil alan›na s›ra gelince o halklar›n dillerinden al›nm›fl kelimeler Anadolu Türkçesinde yer almalar› çok do¤al karfl›lanmal›. Rusça, ‹ngilizce, Almanca, Frans›zca, ‹talyancadan % 15’e varan kelimler al›nd›l›¤› halde bozulmayan Türkçenin, Anadolu’da birlikte kader paylaflm›fl kan akrabal›¤› oluflturmufl halklar›n ortak Türkçeye muayyen miktarda kelime vermesine kap›lar›n› kapat›lm›fl olur. Rusça gibi büyük bir dilin kelime hazinesinde Türkçe kelime yüzdesi yer yer % 40’› bulabilmifltir. Rusçaya kelime vermemifl Türk lehçesi hemen hemen yoktur. Büyük dil olman›n stratejisi geliflmemifl dilerden kelime alabilme becerilerindedir. Rusçan›n Türk lehçelerini yuttu¤u için Ruslara tepki göstermek konuyla ilgilenenler aras›nda çok yayg›nd›r. Buna ra¤men dilde flovenistlik yapanlar da çok kere bu çevrelerden ç›karlar. Türkiye Cumhuriyeti dil politikalar› ile Anadolu Türkçesinde halk dilleri aras›nda bütünleflme sa¤layabilse idi bugün gelifltirilmifl bir Türkçede birleflilmifl olunacakt›. ‹nkarc›l›k tepkisellik dilde ortak kelime hazinesinden hareketle sentezcilik sa¤lanabilse idi, gelifltirilmifl bu Türkçe, kuzey Irak ve kuzey Suriye’nin de ortak dili olabilecekti. Bu dil stratejisi uygulanamad›¤› için ‹ran’›n dil haritas› Türkiye’nin Do¤u Anadolu’sunu da kapsamak üzeredir. Türk Dünyas›nda ortak Türkçe oluflturulmaya çal›fl›l›rken; Azerbaycan, ‹ran, Türkçelerinden Özbekistan, Türkmenistan, Afganistan Türkçelerine Farsçadan girmifl olan birçok birçok kelime bu yolla Türkiye Türkçesine de girmifl olacak. Bu Farsça kelimeler bu Türk lehçelerinin öz mal› olmufllard›r. Bu kelimeler ayn› zamanda Kürtçede de yaflamaktad›rlar. Anadolu Türkçesinde Arapça, Farsça ve Kürtçe kelimelerden hareketle Kütçe belirli bir yüzde ile ortakt›rlar. Mesele bu yüzdenin makul nispette art›r›labilmesindedir. Bir dili, ödünç al›n›p usulünce dile montaj› sa¤lan›lm›fl kelimeler de¤il, farkl› dillerin gramer kurallar› bozar. Bu neviden hassas konular Türkologlar›n ve çal›fltaylar›n konusudurlar. Birlikte yaflayan halklar olarak, soydafl veya kültür akrabas› olal›m bize göre bu konuda netice de¤iflmemektedir. Ortak kültür paydam›z› güçlendirme¤i baflaral›m, vars›n kültür akrabalar›m›z›n özel isimleri de yaflas›n. 5- Akraba Topluluklar alg›s› Türkologlar aras›nda henüz yeterince ortak bir görüfl oluflturamam›flt›r. Akraba Topluluklar co¤rafyas› Türk Kültür co¤rafyas› ile tamamen örtüflmekte midir? Türkiye s›n›rlar› içerisindeki akrabalar›m›z Türkiye s›n›rlar› d›fl›nda da Türk kültürünün akraba topluluklar›m› d›rlar? Akrabalar›m›z›n Türkiye d›fl›ndaki akrabalar›n›n müstakil devletleri, kültür anlay›fllar› ile politikalar› ve do¤al olarak kültürel kimlikleri vard›r. Buradan hareketle Türk destanlar› projesine halk kültürü mesela halk inanmalar› orta¤›n›z olan anadili Gürcüce olan halk›n destanlar›n› destan projenize alabilirseniz o proje Türk Destanlar› projesi olmaktan ç›kar, proje do¤al olarak bölgesel bir ad al›r. Zira o destan›n baflka bir ülke de sahibidir. Türkiye birlikte yaflamakta oldu¤u halklar› halk inanmalar› ortakl›¤›ndan hareketle kültür akrabas› saymakta, halk kültürü ortakl›klar›n›n da bir akrabal›k ba¤› oluflturdu¤unu hakl› olarak benimsemektedir. Buradan hareketle destanlar›n çift sahiplili¤i konusuna geçilebilir. Anadolu Türk arkeolojik varl›¤›n›n sahibi birlikte yaflayan halklarla beraber oluflturulan Türk milletidir. Türk milleti bu yurdun yeralt› ve yerüstü bütün zenginliklerinin sahibidir. Bunun için kaz›lar yapar müzeler açar. Bu noktada Anadolu mitolojisi Anadolu Türk mitolojisinden farkl›m›d›r? Anadolu mitolojik katmanlaflmas›n› d›fllayarak Anadolu halk inançlar›na arka plan oluflturmak mümkün de¤ildir. Destanlar dönemi, mitolojik dönem ile yaflayan halk inançlar› döneminin orta safhas› olarak kabul edilebilir. Buradan hareketle denilebilir ki, Türk kültür co¤rafyas›n›n siyasi s›n›rlarla ba¤›ml› de¤ildir. Anadolu kültürünü ihmal ederek Türk dünyas›n› oluflturmaya kalkarsan›z Türkiye’nin bütünlü¤ünü tehlikeye sokars›n›z Bunun içindir ki, Dilde Fikirde iflte birlik ilkin Türkiye içerisinde, Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan Kazakistan içerisinde gerçekleflebilmelidir. Türk Dünyas› sadece birlikte yaflayan halklardan soydafl olanlar› içermifl ise anadili Türkçe olmayanlar d›fllan›r ise mesela, bütünleflmifl bir Kürt dünyas› yap›lanmas›na ça¤›r›m yapmaz m›? Bu yap›lanmay› meflrulaflt›rmaz m›? Kültür akrabalar›n›z› d›fllarsan›z onlar da aralar›nda kendi co¤rafyalar›n› kurarlar. Bu hal biteviye ihtilafa yol açar. Bu hal biteviye ihtilafa yol açar ve kurt bulan›k havay› seçer misali bu ortam› haz›rlayan›n amac› has›l olur Birlikte yaflayan halklar›n demokratik ahenklerini sa¤lamak maksad›yla, halklar›n isimlerini zikretle¤e gelince, yerin kula¤› var, derler sessiz ve derinden giderlerse Türk Türkolog’u tercihini tercihi aç›k-kapal› tercihini soydafl halklardan yana kullan›r ise siyasi oryantalizm karfl›s›nda kültür akrabalar›m›z olan halklar sahipsiz, arkas›z, dayanaks›z kal›rlar. fiu soruya cevap bulmak zorunlulu¤u vard›r. Osmanl› dil co¤rafyas›nda Kafkas bölgesi Osmanl›cas› ile yaz›lan bir divan ile dönemin Bulgaristan’›nda yaz›lan bir divan›n kelime hazinesi tamamen ayn› m› idi? Bu farkl›l›k her iki divan dilinin de Osmanl›ca oldu¤u gerçe¤ini de¤ifltirmiyordu. fiam’daki veya Erbildeki anadili Kürtçe olan bir flairin ortak Türkçe ile ‹stanbul’da kitab›n›n bas›lmas›n› neden önlemifl olal›m. ‹stanbul’un kültür merkezi olmas›na karfl› m›y›z? piyanist olmayan sanat ve fikir insanlar› ‹stanbul’da eser vermesinler mi? 43 ■ Serhat Kültür Unutulmaya Yüz Tutmufl Çocuk Oyunlar›m›z… (2) GEÇEN SAYIDAN DEVAM 13)- ÇEMBER ÇEV‹RME: Eski bisikletten ç›kma çemberler, kimi zamanda kendimizin biraz kal›n tellerden icat etti¤i dairesel çemberler yapard›k. Daha sonra bir de bunu çevirebilece¤imiz di¤er bir telle uzun ve ucu çembere göre k›vr›lm›fl bu mekanizma ile, çemberimizi düz olan d›fl mekanlarda döndürerek yol al›rd›k. Döndürürken kim çemberi yere yat›k olarak düflürürse o yanard›. S›ra öteki arkadafl›m›za geçerdi. Fakat bu oyunumuzu sadece erkek olan çocuklarla oynard›k. Baz› mahallerde veya baflka bölgelerde, bu çemberlerin tahta sopalar ile de döndürüldü¤üne ve oynand›¤›na flahit oluyorduk. 14)- TOPAÇ ÇEV‹RMECE: Genel’de haz›r sat›lan tahtadan yap›lan topaçlar sat›c›lardan al›n›rd›. Eskiden bu kadar çok oyuncak sat›lan ma¤aza ve dükkanlar yoktu. Mahallemizdeki bakkaldan yada sokaklarda dolaflarak oyuncak satan seyyar sat›c›lardan bunlar› param›zla sat›n al›rd›k. O zamana göre s›n›rl› say›daki oyuncak türlerini, bizde kendimize göre seçer, al›r oynard›k. Topaçlardan bundan biriydi. Renk renk olmas› da bize ayr› bir heye- can katard›. Topaçlar, tahta torna tezgahlar›nda yap›l›r rengarenk boyan›p, ucuna da demir bir kavala (ters çivi çak›lm›fl) bir oyuncakt›r. Bir de bunu yerde at›p çevirebilmemiz için, yaklafl›k bir metreye yak›n bir ipi ile beraber sat›l›rd›. Bu ipe de ; kaytan ipi derdik. Bu ip topaçlarla sat›lan özel bir ipti. Biz erkek çocuklarda, bu ipi topac›n çevresine sarar, daha sonra genelde sert zeminler ■ 44 TAMER VARLI [email protected] Sendikac› seçerek, topac› ipinden tutarak yere f›rlat›r, ipini de kendimize çekerek topac›n yerde düzgün dönmesini sa¤lard›k. ‹leriki y›llarda daha küçük çocuklar ile k›z çocuklarda oynayabilsin diye, ipe ba¤l› ve topaca ba¤l› olarak çak›l›, dönerken de ses ç›karan ç›ng›rakl› türde topaçlar imal edilmiflti. Bunlar azalsa da hala ülkemizde bulmam›z mümkün. Fakat bunlar› çevirebilece¤imiz alanlar gün geçtik’çe azal›yor. Büyük flehirlerimize bak- t›¤›m›zda ise yok olmak üzere! 15)- ÜÇ TAfi (DAMA): Üç taflla içeride ve d›flar›da oynan bir oyundur. ‹ki kifli karfl›l›kl› ve k›z, erkek beraber de oynanabilirdi. Üç taflla, toplamda ise alt› taflla oyuna bafllan›rd›. Üç tafl farkl›, di¤er üç tafl farkl› olurdu. Tafllar yerine bazen evde olan herhangi bir fasulye, nohut tanesi yada eski dü¤melerden de¤iflik renklerde olanlar› üçer üçer grup halinde oyun için kullan›rd›k. Zevkli ve çok e¤lenceli idi,zaman›n nas›l geçti¤ini fark etmezdik. Oyunu d›flar›da oynarsak bahçede yada bir sokaktaki beton zemine tebeflirle veya kiremit, kireç parças› kullanarak yere önce kare çizer, sonra onu tekrar her iki taraftan tekrar böler toplam dokuz köfle oluflturarak oyun için düzenini kurard›k. Her iki kifli kendi tafllar›n› karfl›- l›kl› olarak birer birer köflelere koyard›. Oyunca böylece bafllard›. Tafllar›n› kim önce bir hiza’ya getirirse o oyunu kazanm›fl olurdu. Bu oyunu içeride oynamak istersek, ayn› sistemi bir karton parças› üzerinde oluflturarak oyunu kurard›k. 16)- ‹P ÇEK‹fiT‹RMECE: K›z, erkek d›flar›da kar›fl›k olarak iki tak›m halinde oynanan bir oyundur. Ad›ndan da anla- fl›laca¤› üzere; bir çizgi çizilir uzunca kal›n bir halat ipi iki tak›m taraf›ndan kuvvetlice tak›mlar aras›nda çekifltirilir. Kimin tak›m› belli bir zaman içerisinde, o tak›m› çizgiden kendi içerisine (taraf›na) do¤ru getirirse o oyunu ilk kazanan olur. Ve oyun bir fleylere olur, kaybeden taraf di¤er tak›ma örne- ¤in, gazoz gibi içilecek fleyler ›smarlan›rd›. Tabi ki, bu oyun için de genifl alanlar tercih edilirdi. 17)- B‹RD‹RB‹R: D›fl mekanlarda, sadece erkekler taraf›n- dan benimsenen biraz da sert bir oyundu. Bir kifli yatar di¤erleri onun üstünden kurallara göre atlard›. “ Bu yere yat›fl, yar›m yere e¤ilerek yap›lan bir durufl fleklidir, t›pk› namazda rukü’ya durufl gibidir, onu and›r›r). 18)- UZUN EfifiEK: Bu oyun birdirbir oyununun biraz geniflletilmifl fleklidir. D›fl mekanlarda oynad›¤›m›z bu oyunu hep biz erkekler oynard›k. Say›da bir s›n›rlama yoktu. ‹ki tak›m halinde oynand›¤›nda daha bir zevkli hale gelirdi. Tak›m›n içinden önce bir kifli duvara yasla- n›r, ayn› tak›mdan di¤erleri de rukü fleklinde onun bacak aras›na gelerek pefl pefle s›rayla dururlar. Di¤er tak›m ise üst üste bunlar›n s›rt›na atlard›.Biraz sert, biraz da dikkat gerektiren bir oyundu. Hangi tak›m önce yere daha fazla çöker yada tamam yorulduk derse o yenilir, oyun öteki tak›m için yeniden bafllard›. 19)-SAKLAMBAÇ: Evet, hepimizin çocuklu¤umuzda çok sevdi¤i d›fl ve iç mekanlarda oynayabildi¤imiz, k›z ve erkek çocuklar›n da beraberce oynad›¤›m›z, ayr›ca bir- birimize kaynaflt›¤›m›z zevkli bir faaliyetimizdi. Bir kifli ebe olur, yüzünü duvara döner ve gözünü kapatarak sesli olarak ona, on iki’ye kadar sayard›. Di¤er kiflilerde ebe olan kiflinin son söyledi¤i flu cümleye kadar saklan›rlard›; “ Önüm arkam, sa¤›m solum saklanmayan Ebe’dir “ bu ifade bitti¤inde herkes görünmeyece¤i ve zor bulunaca¤› bir yere saklan›rd›. Çünkü, ebe kifli bizleri ararken, ondan önce hareket edip belirlenen yere var›l›p saklambaç oyun- nun da ebelenmemek için ebe den önce sobelenmemek gerekirdi. En son kim sobelenirse, yeni ebe o olurdu. Bizler hala küçük çocuklar›m›zla yada torunlarla evlerin ( küçük olsa da )zaman zaman iç mekan›nda oynad›¤›m›z bir oyundur. 20)- KÖREBE: D›fl mekanlarda, bahçelerde oynad›¤›m›z bu oyunda, ilk tercih edilen fley, oyun mekan›n›n düz ve tehlikesiz bir ortam olmas›d›r. Çün- Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür kü, bir kifli ebe olur ve gözleri bir yemeni ile ba¤lanaca¤›ndan sa¤a, sola yürüyerek ve de elleriyle di¤er bir kifliyi yakalanmas› istenirdi. Kendisine yani ebe olan kifli ye gözleri ba¤l› oldu¤u için, ellerimizle alk›fl yapar yada sesli olarak buraday›m diye seslenirdik. Bu ara da ilk yakalanan kim olursa yeni ebe o olurdu. Bazen bu oyun için, kal›n bir halat ipi bulur, bunu çember flekline gelecek flekilde ba¤lar, bunun içine girerek oynard›k. ‹pi bellerimizin arkas›na al›rd›k, ebe olan arkadafl›m›z› da yine gözleri ba¤l› ortada tutard›k. Oyunun ayn›s›n› ipin içinde gerçeklefltirirdik. 21)- NES‹ VAR: Evet nesi var, sizce? Bu oyunumuzda iç ve d›fl mekanlarda oynanan, yorucu olmayan biraz da zihin olarak düflündürücü bir oyundur.Biraz bulmacalara ben- zer, fakat çözümünde kalem kullan›lmaz zihinden çözülürdü. Önce bir arkadafl›m›z gönüllü ebe olurdu. Daha sonra di¤erlerimiz (s›n›rs›z kifli) kendi aram›zda bir “Nesne” seçerdik. Bu herhangi bir fley olabilirdi. Tek kural ise ; o nesneyi, yani belirlenen obje’nin ebe olan ve di¤er kiflilerin onu hat›rlayacak flekilde oynanan mekandan görünüyor olabilmesidir. Ebe olan kifli, di¤er- lerine tek tek soru sorarak “ Nesi var “cümlesini ifade ederek, sonuca ulaflmaya çal›fl›r. Kim o nesneyi en hat›r- latacak flekilde cevap verirse, o oyunun yeni ebesi olurdu. K›z ve erkek beraber oynard›k. fiu anda rüyada gibisiniz de¤il mi ? Ben de öyle bunlar› hat›rlad›kça bir anda çocuklu¤uma döndüm sanki. O dönemler de bir çok oyunlar›m›za genç ablalar ile genç A¤abeylerde bizlere kat›l›rlard›. O zamanda oyunlar›m›z daha bir güzel olur, daha bir anlam ve mana kazan›rd›. Bu oyunlar›m›z› onlarla da oynarken, bir çok güzel ifadeleri onlardan ö¤renirdik. Mahalle ve sokaklarda bir çok insan birbirini tan›rd›. Bizim çocuklu¤umuzda yine baz› oyuncaklar›m›z› biz kendimiz yapar ve bundan da büyük mutluluk duyard›k. Örne¤in; bilyeli arabalar yapard›k. Dört tane bilye bulur sonra, bunlara kal›n ç›talar ile dingil yapar, tahta çakar 2012 Temmuz - A¤ustos üstüne de büyük limon kasas› çakard›k. Bunlarla pazarlardan bile yafll› teyzelerin filelerini tafl›rd›k. Baz›lar› da bunun karfl›l›¤›nda bizlere harçl›k verdi¤i de olurdu. Kimi zaman da biz para almadan bu ifli oyun diye yapard›k. Yine bilyeli kay kaylar yapard›k. fiimdiki y›llardaki plastikten yap›lan flu scoter’lar var ya! ‹flte onlar. Daha biz onlar› y›llar önce kendi imkanlar›m›z ile kendimiz yap›yorduk. Hem de tahtadan, yerli mal› olarak. Ve flimdi ki gibi ayn› flekilde kullan›rd›k. Tabi ki, bu onad›¤›m›z oyunlar mutlaka farkl› flehirlerde oldu¤u gibi köy ve kasabalarda da oynand›¤› muhakkakt›. Belki isimleri farkl› olsa da, bu oyunlar tüm Anadolu’muzun her yerinde bütün çocuklar taraf›ndan büyük ilgi gördü¤ü hep anlat›l›rd›. Biz akl›m›za gelenleri tekrar anlatmaya bafllayal›m. 22)-HANG‹ EL‹MDE: ‹ki kifli ile oynanan bu oyunumuz çok basittir. Hem içeride, hem de d›flar›da oynayabiliyor- duk. Herhangi bir küçük tafl, demir para, silgi v.s.’yi avucumuzun içine s›¤abilen bir nesneyi, arkam›zda sa¤ veya sol avucumuza saklard›k. Daha sonra da avuçlar›- m›z› kapal› tutarak önümüze getirir, karfl›m›zdaki arka- dafl›m›za “ Hangi Elimizde “ diye sorard›k. Bilemez ise karfl›m›zdaki arkadafl ebe olur. Oyun yeniden bafllard›. K›z, erkek beraberce oynayabilirdik. 23)-YUVARLAK ‹P ‹Ç‹NDE (Körebe) EBELEMECE: Kal›n bir ip bulur, sonra buna bir dü¤üm atard›k. Sonra, bu ipi dairesel bir flekilde ettirerek içine girilirdi. ‹pi arkadan kollar›m›z›n aras›ndan geçirirdik. Önce gönüllü bir arkadafl›m›z ebe olurdu ve gözlerini bir bez parças› ile ba¤lard›k, ve oyun böylece bafllard›. Bizde dairesel ip içinde ses ç›kararak ve de dönerek bu ebe olan arkadafl›n birimizi yakalamas› beklenirdi. Yakalanan arkadafl yeni ebe olur, bu sefer de onun gözleri ba¤lanarak yeni oyunu bafllat›rd›k. K›z, erkek beraberce de oynad›¤›m›z zaman- lar olurdu. 24)- ELDEN ELE ‹P ALMACA: Çok basit olan bu oyun, iki kifli aras›nda oynan›rd›. ‹ç ve d›fl mekanda rahat- ça vakit geçirmek için biraz da bulmacay› and›ran zihinsel bir oyundu. Böyle olunca da insan bedenen de¤il, zihnen yorulurdu. Çünkü, elimize dolam›fl oldu¤umuz çaprafl›k bu ipi, yine ayn› flekilde bozmadan kendi eline almaya çal›flan bir arkadafl olurdu karfl›m›zda. K›z, erkek oynar- d›k. 25)- UÇURTMA UÇURMA: Kendi uçurtmam›z› kendimiz yapar, sonrada bunlar› çevremizde bulunan bombofl ve yeflilliklerde alabildi¤ince özgürce uçururduk. Önceleri çok basit olan, ad›na fieytan uçurtmas› diye isim takt›¤›m›z (Neden fieytan ismi takt›¤›m›z) belli de¤il isim iflte, belki de çocukluktan kalan bir ifade.Bu uçurtmalar› “A4” ka¤›tlar›ndan yada daha çok büyük boy defter- lerimizin orta sayfalar›n› y›rtarak yapard›k. ‹nce kuy- ru¤unu ise, yine ayn› ka¤›ttan kalan parçalar›ndan ekleyerek, ince makara ipli¤i ile uçurtmaya çal›fl›rd›k. Daha sonraki zamanlarda ç›talardan yap›lmaya bafllayan,genifl ve büyük uçurtmalar›, renkli renkli ka¤›tlardan özene, bezene yapar hale geldik. Bu uçurtmalar gökyüzünde uçmaya bafllay›nca, uçarken vermifl oldu¤u renkler sayesinde bir gökkufla¤›n› and›r›rcas›na görüntü olufltururlard›. Genellikle erkek çocuklar bundan büyük zevk al›rlard›. Güzel yaz aylar›nda. ‹leriki y›llarda k›z arkadafllar›n da bizlere kat›ld›¤› gözlenmekteydi. Daha sonralar› haz›r uçurtmalar da sat›lmaya bafllad›, çevre- deki dükkanlarda. Seksenli y›llar›n ortalar›nda ise ad›na uçurtma dedikleri ‹thal uçurtmalarda, sahnede yerini ald›. Tabi ki bizlere bu çok yabanc› geldi! Uçurtma uçurdu¤umuz çocuklu¤umuzda, yani o zamanlar her yer bofltu. fiimdiki gibi koca koca büyük katl› binalar yoktu. fiu an, hemen sormak gerek büyüklerimize; O Yeflil Alanlara Ne Oldu Diye !!! DEVAM EDECEK 45 ■ Serhat Kültür Yöremizden Bir Nefes Foto¤raflar: Orhan DEM‹R ■ 46 Temmuz - A¤ustos 2012 Serhat Kültür Y a z a r l a r › m › z d a n fi i i r l e r DÖRT MEVS‹M‹M YAR BEN‹M Yaz›m k›fl›m ilkbahar›m yar benim Dört mevsimim yar benim S›ra s›ra dert dizili Y›¤›n y›¤›n dert benim Ç›kar›m yüce da¤lara Seyrederim mor ba¤lara Nidem otak a¤alar› Çit yaylal› yurt benim Gönül doymuyor güzelden Ba¤r›m yan›kt›r ezelden Kemiklerimde mezarda ‹nliyecek kul benim Çay›r çimen hep açacak ‹lk bahar geri gelecek A¤layan gözler gülecek Say›klayan dil benim KAZ’IM Organik etin doyulmaz lezzetin Özel gecelerde baflrolde yerin Hasreti gideren özel yeme¤in Afl›klar sözünde sen vars›n kaz’›m Serhat Kars’›n da¤lar›na yaslan›r Kars Çay›’n›n coflkusuyla ›slan›r Yaylalarda çay›rlarda beslenir Sofrada en baflta sen oldun kaz’›m Yaz›n görüntünle k›fl›n etinle Afl›klar›n saz›nda lezzetinle Ç›ld›r Gölü’nde tüm zarafetinle Serhat kültürümde sen vars›n kaz’›m Vitamin de¤erin görsel flölenin Her evde de¤iflmez ayr› bir yerin Özlemle beklenen özel günlerin Evimde bereket sen oldun kaz’›m Fakir Seyfi havas›na Bürünmüfltür yar yas›na Bülbül alt›n kafesinde Figan eder gül benim 01/08/1979 SEYFETT‹N AKSU Cafer AKYOL 09.06.2012 HABERS‹Z G‹DEN YOLCU KAZ ET‹ "Kardeflim Ziya Gökçe’nin aziz ruhuna…" Bak Allah›n hikmetine, Türlü, türlü nimetine, Kuzu, muzu flöyle dursun; Ben meftunum kaz etine!. Bahar geldi güller açt›; Sensiz bahar›n tad› kaçt›, Hasretin ba¤r›m› deldi, geçti; Yakt›n yüre¤imi habersiz gittin. fiu Allah›n nimetini, Bilen bilir k›ymetini, Baflkas›n› bilmem amma; Çok severim kaz etini… Ben sensiz bilmem neylesem, Ac›m› kimlere aç›p söylesem, Faydas›z, feryat, figan eylesem; Yakt›n yüre¤imi, habersiz gittin. Tad›nda bir özellik var, Lezzetinde, güzellik var, O nereye girse bilin; Oralarda hep flenlik var Ben sak›n›rd›m seni esen yelden Sen nazik idin gonca gülden Ans›z›n uçup gidince elden Yakt›n yüre¤imi, habersiz gittin. Hele bir de ci¤erini, Yiyen bilir de¤erini, Çok severim ben do¤rusu; Velhas›l ki her yerini… Atefl düfltü¤ü yeri yaka kalm›fl, Su akt›¤› yöne aka kal›rm›fl, A¤abeyin, yollara baka kalm›fl; Yakt›n yüre¤imi, habersiz gittin. Etti¤imiz nazd›r bizim, Yedi¤imiz kazd›r bizim, Ve kaz eti konusunda; Ne söylesek azd›r bizim!.. Seni kendime ben yar sanm›flt›m Terk edip gitmeyen vefakâr sanm›flt›m Senden baflkas›n› a¤yar sanm›flt›m;; Yakt›n yüre¤imi, habersiz gittin. Pendik, 01.03.2012 ‹hsan ÖZKÖSEL‹ Abbas GÖKÇE Yakac›k, 10.06.2012 2012 Temmuz - A¤ustos 47 ■ Serhat Kültür Tatilin Düflündürdükleri ABBAS GÖKÇE Kurucu Meclis ve Dan›fltay E. Üyesi NSANLAR için tatil; çal›flmaya belli bir süre ara verme demektir. Tatil anlay›fl› bat›daki sanayi devriminden sonra bafllam›flt›r, insan›n tabiat›n›, duygular›n›, sosyal yaflant›s›n› ve aile iliflkilerini ters yönde etkileyen çal›flma hayat›n›n zorunlu sonucudur. Tatil; yorulmufl olmakla; insan›n do¤as›n›n, duygular›- ‹ A V fi A Bir masal ülkesi... Öz yaflant›s› içinde insan Öylesine hür, Öylesine hür ki Avfla’da!.. Kim düflünür Personel Kanununu, Türkiye’nin düzeninden kime ne? Bir yana itilmifl düflünceler; Bütün yüzler güleç, Bütün yüzler flen... S›k›nt›s›ndan ar›nm›fl, Üzüntüsünden soyunmufl toplum; Ç›r›lç›plak Ve alabildi¤ine mutlu!... Y›llanm›fl bir özlemi ç›kar›rcas›na Ifl›k ve renk sarmafl dolafl, Dudak duda¤a ■ 48 n›n, sosyal yaflant›s›n›n ve aile iliflkilerinin olumsuz yönde etkilenmifl olaca¤› var say›lan çal›flma hayat›n›n zorunlu bir sonucudur. Devlet bünyesi içinde tatil; kanun gere¤ince çal›flmaya ara verilece¤i belirtilen dinlenme süresidir. Yani okul, meclis, adliye ve benzeri kurulufllar›n çal›flmas›n› durdurdu¤u ya da kapal› bulundu¤u, e¤lenmek, dinlenmek amac›yla çal›flmadan geçirilen süredir tatil. Kadehler dolusu içilen huzur Tad›yla rengini vermifl flaraba Buruk ve mor!... Avfla’da sema, Avfla’da günefl, Avfla’da deniz... Anlat›lamaz ki; Anlatmak zor!... ABBAS GÖKÇE Avfla, 1973 SARIMSAKLI Bir cennet gibisin; Gerçek bir cennet!.. Hepsinden ayr›, Hepsinden farkl›; Sar›msakl›, Sar›msakl›... Bir Sevgisin; Masmavi... Bir murats›n; Yemyeflil... Bat› âleminde “Holiday” denilen tatil de; çal›flmaya ara verilen süreyi ve bu süre içinde yap›lan seyahatleri de kapsayan bir anlam kazanm›flt›r. Geliflmifl ülkelerden birçok gidiflat› da transfer eden Türkiye’de de tatil önemsenmekte ve yaz aylar›nda gezi, deniz ve kamping gibi seçenekler de¤erlendirilmektedir. Tatil yerlerinin iyi seçilmifl olmas›, ço¤u kez insan üzerinde çok k›ymetli iz ve an›lar b›rakmaktad›r. Gençli¤imde de benim üzerimde çok olumlu iz b›rakm›fl ve fliirlere konu olmufl iki fliirimi sunmak isterim. Sayg›lar›mla... Bir gelinsin, Taptaze; Gül yüzlü, gülyanakl›; Sar›msakl›, Sar›msakl›... Yorulmufl ve durmufl gibi, Dinlenir zaman; Serininde s›ca¤›nda... Sonsuzluk türküsü duyulur; Denizinin duda¤›nda... Rahat, huzur, mutluluk, Birleflmifller yana¤›nda... Övgüler almaya Hakl›s›n, hakl›; Sar›msakl›, Sar›msakl›... Art›k; Ayr›lmaz bir bütün olduk, iç içeyiz seninle... Bir vuslat›n ota¤›, Mavi, yeflil sinende; Sesim, sözüm, s›rr›m sakl›; Sar›msakl›, Sar›msakl›... ABBAS GÖKÇE Sar›msakl›, 1983 Temmuz - A¤ustos 2012