6 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası

Transkript

6 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası
Ekonomi Dergisi
u
Yıl: 2 • Sayı: 6
u
Sahibi
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Adına Yönetim Kurulu Başkanı
Rıfat SARSIK
u
Sorumlu Müdür
Önder ALKAN
u
Yayın Kurulu
Rıfat SARSIK
Önder ALKAN
Mehmet KÖKTÜRK
Alper PÜREN
Kâmuran MISIRLI
u
Reklam ve Mali İşler
Recep ACAR
u
Yönetim Yeri
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Atatürk Bulvarı No: 12
Çaycuma / ZONGULDAK
Tel: 0372 6151073
Faks: 0372 6157326
www.caycumatso.tobb.org.tr
e-mail: [email protected]
u
Yapım
EKOL Medya Ltd. Şti.
435. Sokak No:5/7
Yüzüncüyıl/ANKARA
Baskı Aydoğdu Ofset:
Baskı Tarihi: 07.07.2011
u
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası
Ekonomi Dergisi 3 ayda bir
yayınlanmakta olup, 1500 adet
basılmaktadır.
u
Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası Ekonomi Dergisi’nde yer
alan yazılar aksi belirtilmedikçe
Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası’nın görüşünü yansıtmaz,
imzalı yazılarda belirtilen
görüşler sadece yazarlarına aittir.
u
Dergiden kaynak belirtilerek
alıntı yapılabilir.
içindekiler
4
Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi
binasında geri sayım...
8
6
Filyos Vadisi Başbakanımızın
ikinci çılgın projesi olsun
Gülşen: İnanılmaz birçok
projeyi hayata geçirdik
İş kuracaklara KOSGEB desteği
“Biz Birlikte Güçlüyüz”
16
Filyos’ta ikinci Liman
yapılmasına karşıyız
17
25
22
Sivil Havacılık A.Ş.’nin Ortakları
Çaycuma TSO’yu ziyaret etti
26
Hisarcıklıoğlu: Tarihi “İpek Yolunu”
yeniden hayata geçireceğiz
34
2011’in 2. yarısında ekonomi
daha da soğutulabilir
30
Bu Teşvik
Bir Harika,
Haydi
İşverenler
İŞKUR’a
41
Diyabet
Filyos Vadi Projesi Osmanlı’nın II. Abdülhamit döneminden bugüne uzanan hayat bulamamış, ancak önemli mesafeler kat edilmiş büyük
bir projedir. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası;
yıllardır Filyos Vadisi’nin yatırımlar için en uygun
alan olduğunu vurgulamakta ve bölgenin yatırımcılara en kısa sürede sunulmasının en uygun
yolunun Filyos Vadisi üzerinde Endüstri Bölgesi ilan edilmesi olduğu üzerinde durmaktadır.
Bunun için de kamulaştırılmış ve altyapısı neredeyse tamamlanmış en uygun alana sahip Filyos
Serbest Bölgesi’nin tamamının veya önemli bir
bölümünün Filyos Endüstri Bölgesi’ne dönüştürülmesi yapılması gereken en önemli iştir.
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası, Endüstri
Bölgesinin ilan edilmesi konusunun üzerinde
ısrarla ve hassasiyetle durmaktadır. Başbakanlığa bağlı olarak faaliyet gösteren Yatırım Destek
Ajansı’nın bölgemize özel bir ilgi gösterdiği söylenmektedir. Filyos için yatırımcıların kuyrukta
beklediğini, özellikle termik santral, tersane ve
bazı yatırım faaliyetleri için projesi olan büyük
grupların bölge ile ilgilendiği duyumları olmasına rağmen odamıza bir yatırım talebi, ya da
net bir yetkili açıklaması bulunmamaktadır. Bölgemizle ilgilenen yatırımcıların bürokratik makamlara başvurup beklemektense Odamızla da
irtibat kurmaları sağlanırsa; işlemleri ve talepleri
daha seri ve müspet bir şekilde gerçekleşecektir. Bu açıdan kuyrukta beklediği belirtilen 47
yatırımın hayata geçirilmesini de sabırsızlıkla
beklemekteyiz. Söz konusu yatırımların bölgeye
çekilebilmesi de “Endüstri Bölgesi” ilan edilmesi
ile olacaktır.
Biz Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak
bölgeyi en güzel şekilde yatırımcılara açmak
istiyoruz, ancak bu konuda tek kıstasımız vardır; çevre kirliliğine yol açmamak. Enerji üssü
olacağız diye çevremizin katledilmesine de göz
2
yumulamaz. Özellikle termik santrallere karşıyız. Çünkü Çatalağzı Termik Santrali ve yaşanan
sıkıntılar gözümüzün önündedir.
Serbest Bölgelerin amaç, işlev ve faaliyetlerini
Endüstri Bölgeleri ile karşılaştırmak bölgemiz için
Endüstri Bölgesi’ne daha çok ihtiyaç olduğunu
ortaya koyacaktır. Bu karşılaştırmayı ana hatları
ile yapacak olursak; Serbest Bölgeler dış ticaret
hacminin gelişmesi, ithalat ve ihracatı kolaylaştırma, sanayileşme, teknoloji transferi, istihdam
artırma gibi amaçlarla kurularak ihracata yönelik
kalkınma stratejisini benimsemektedir. Endüstri
Bölgelerindeki temel amaç da kurulduğu bölgenin lokomotifi olacak sektörü ya da sektörleri,
daha sonra da aynı sanayi potansiyel ve yapısına uygun yeni sektörleri bölgeye kazandırmak
ve bölgeyi daha ileriye götürecek bilgi, teknoloji
ve yenilikleri o bölgeye kazandırmaktır. Endüstri
bölgesinin varlığı zaten başlı başına büyük yatırımcıların bölgeyi tercih etmelerine vesile olacaktır. Türkiye’den serbest bölgeye yapılan mal
ve hizmet satışı ihracat sayıldığından, söz konusu mallar ve hizmetler katma değer vergisinden
muaftır. Serbest bölgelerde kâr transferi, vergi
muafiyetleri, kaynak kullanımı destekleme fonu
muafiyeti, ucuz enerji kullanımı, resim harç ve
fonlar ile banka muamele vergisinden muafiyet
gibi avantajlar var iken; endüstri bölgesinde yatırım ortamının önündeki engelleri kaldırmak
için, idari, hukuksal ve kurumsal alanda birçok
kolaylık sağlayan düzenlemeler bulunmaktadır. OSB’lerden de farklı olan birçok yönüyle
Ekonomi / Başyazı
daha avantajlı olan endüstri bölgesinin Filyos
Vadisi’ne, Çaycuma’ya kazandırılması zorunluluktur. Bölgemizdeki, sanayi potansiyeli, sahip
olduğu organize sanayi bölgesi ve sanayi siteleri
ile her yönüyle yeni sanayi merkezlerinin kurulmasına hazırdır.
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak yıllardır Filyos Vadisi’nin yatırımcılar için en uygun
alan olduğunu ve bölgenin yatırımcılara en kısa
sürede sunulması için en ideal çalışmanın Filyos
Serbest Bölgesi’nin Endüstri Bölgesi ilan edilmesi olduğunu vurguluyoruz. Tekrar altını çizerek
diyoruz ki; bunun için de kamulaştırılmış ve altyapısı neredeyse tamamlanmış en uygun alana
sahip olduğumuz Filyos Serbest Bölgesi olarak
ilan edilen alanın Filyos Endüstri Bölgesi’ne dönüştürülmesi yapılacak en önemli iştir.
Son olarak vurgulamak isterim ki, Filyos Bölgesi ve Vadi yatırımcılar için idealdir. Yurtdışında
örneklerini çok gördüğümüz ve bölgemizde de
gerçekleşeceğine inandığımız gelişmiş yatırımların, çevreyle bütünleşmiş fabrikaların doldurduğu bir Endüstri Bölgesi’nin hayata geçmemesi
için hiçbir sebep yoktur. Pratikliği ve yatırımcılara sağlayacağı avantajları düşünüldüğünde
Endüstri Bölgesi bölgemiz için daha uygundur.
Bu yüzden de Bölgemiz bir an önce Endüstri
Bölgesi’ne kavuşturulmalıdır. Bu konuda, başta
siyasilerimiz olmak üzere tüm kurum ve kuruluşlar, bölge halkı adına sözü olan herkes üzerine düşen vazifeyi yerine getirmelidir.
Biz bu talebimizde Bölgemizin geleceğini ifade eden “çocuğun” adını koyulmasını bekliyoruz. Bu geleceğe sahip çıkacak, hayatta tutacak
çalışma ve desteği de siyasilerimizden istiyoruz.
Sadece biz değil Çaycuma halkı başta olmak
üzere tüm bölge halkı Filyos Vadisi üzerinde Endüstri Bölgesi’ni bekliyor.
Yine bölgemiz için yapılacak en önemli yatırımlardan biri de TTK’nın modernizasyonu ve
üretim koşullarının iyileştirilmesi olacaktır. Bölgemizin bir gerçeği olan TTK’nın bir zamanlar
40 binin üzerinde çalışanı olduğunu biliyoruz.
Zonguldak’ın markası olan taşkömürünün değeri her geçen gün daha da artıyor. Ancak biz
taşkömürü memleketinde taşkömürünü uygulanan yanlış politikalar neticesinde kullanamıyoruz. Taşkömürünün Zonguldak ekonomisindeki
yeri sadece işçi maaşları ile yer almamalı diye
düşünüyoruz. TTK gibi bir dev kurum; yapılacak
modernizasyonla bir dönüşüm yaşamalı ve yine
bir ekonomi devi olarak yan sektörleri ile Zonguldak ekonomisini oldukça önemli bir noktaya
getirebilmelidir.
Bu arada Çaycuma’ya kazandırmak için yoğun bir çaba gösterdiğimiz Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi’nin okul binası neredeyse bitmiştir. 1 yıl bile olmadan bu örnek okulu
tamamlayarak Çaycuma’ya eğitim açısından
önemli bir katkı sağladığımızı düşünüyorum. Bu
konuda üyelerimiz başta olmak üzere tüm ilgililerin bizlere verdiği destek ve katkıları ile sergilediğimiz işbirliği ve çalışma birçok kurum ve
kuruluşa da örnek olacaktır ve Çaycuma eğitim
konusunda da önemli gelişmeleri yaşayacaktır.
Saygılarımla.
Rıfat SARSIK
Başkan
3
Ekonomi / Kapak
Ekonomi
4
EkonomiEkonomi
/ Kapak
Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi binasında
geri sayım başladı. Binanın üstün gayretlerle kısa
sürede tamamlanması Çaycuma’nın başarısıdır
Çaycuma TSO Anadolu
Öğretmen Lisesi binasında
mutlu sona yaklaşıldı
Temelinin atılmasının üzerinden bir yıl bile
geçmeden tamamlanmak üzere olan Çaycuma
TSO Anadolu Öğretmen Lisesi okul binası tüm
bölgeye örnek olacaktır.
Bu yıl 60 öğrencisi ile geçici binasında eğitim
ve öğretime başlayan okul yeni kurulmuş
olmasına rağmen Çaycuma’daki lise dengi
okullar arasında en tercih edilen okul oldu.
Bunu mevcut öğrencilerinin üstün başarıları ile
perçinlemesini bekliyoruz.
Temelin atıldığı Ağustos 2010’dan itibaren
Çaycuma TSO Anadolu Öğretmen Lisesi’nde
bugün gelinen noktayı fotoğraflarıyla
paylaşmak istedik. Çünkü bu okul Çaycuma
TSO’nun üyeleri başta olmak üzere tüm bağış
verenlerin katkıları ile bu noktaya getirilmiştir.
Tüm üyelerimize ve ilgililere teşekkür ederiz.
Saygılarımızla…
Çaycuma TSO
5
Ekonomi / Kapak
Filyos Vadisi
Başbakanımızın
2. çılgın projesi olsun
6
Ekonomi / Kapak
F
ilyos Vadisi Projesini halkımızın uzun yıllardır duyuyor,
biliyor. Siyasilerimiz de her konuşmasında Filyos Projesi’nden
söz ediyorlar. Filyos Projesi vardır
ama net bir şekilde Filyos Vadisi
Projesinin konumuna ve ne olduğuna dair bir ifadeye yer verilmiyor. Hep genel ifadelerle anlatılmaya çalışılan bu büyük projenin
öncelikle adını koymak gerekiyor.
Biz Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası olarak Filyos Vadisi’nin adı
“Filyos Endüstri Bölgesi” olarak
konulsun ve bu kamuoyuna duyurulsun istiyoruz. Siyasetçilerimizden de bizleri temsil ettikleri sürece her platformda bunun sözünü
vermelerini bekliyoruz.
Elbette bunun için Filyos
Limanı’nın öncelikli olarak yapılması gereklidir. Biz göreve geldiğimizden itibaren geçen 7 yılda
barajlar ve Filyos nehrinin ıslahı
için yapılan çalışmalarla ilgili net
bir sonuç yoktur. Serbest bölge
diye kamulaştırmalar yapılmıştır ama kamulaştırılan alanlarda
yapılacak yatırımlar konusunda
henüz bir gelişme yoktur. Devlet
Bakanımız Sayın Zafer ÇAĞLAYAN da yapmış olduğumuz görüşmelerde de burada yapılması
gereken en önemli çalışmanın
bölgenin “endüstri bölgesi” ilan
edilmesi olduğunu belirtmişlerdir.
Ayrıca Filyos nehri için seddeler yapılıyor. Çaycuma’ya kadar
nehir kanal içine alınsın ve Filyos
Vadi Projesi de Sayın Başbakanımızın İstanbul için açıkladığı
“çılgın proje” gibi ikinci bir çılgın
proje olsun istiyoruz. Bu kamuoyunda da ilgiyle karşılanacaktır.
Ayrıca Filyos nehrinin yapısal
özelliğinden dolayı kanal içine
alınması ile derinliği de doğal bir
liman oluşturacaktır. Bizi temsil
eden siyasilerimiz Sayın Başbakana konuyu aktarabilirler. Bizler
de bölge insanı adına bu konuda
müjdelerini bekliyoruz. Filyos
Vadisi ile ilgili yapılması gerekenlere iktidar ya da muhalefet
olarak bakmamak gerekmektedir.
Bölge insanı olarak en büyük bek-
lentimiz Filyos Vadisi ile ilgili konulara elbirliği ile sahip çıkılması
ve kararlı bir şekilde adımların
atılmasıdır.
Çaycuma
olarak
Filyos
Vadisi’nin ve projelerinin merkezinde olmamıza rağmen bazı gelişmelerin engellemelere maruz
kalıyoruz. Mesela üniversite için
en ideal kampüs alanını sunduk.
Çaycuma adını taşıyan bir fakültemiz vardı, Çaycuma kampüsündeki fakülte binası bitince taşınmasını beklediğimiz bu fakültemiz
elimizden alındı. Adından “Çaycuma” çıkartıldı ve fakültede merkez kampüste kaldı. Sayın Meclis
Başkanımız Zeki YURTBAY
kampüste dört yıllık bir okul açılması için bir bina yapıyor. Gerekirse ikinci binayı da biz yaparız.
Çünkü Çaycuma dört yıllık okullar bekliyor. Çaycuma’da Meslek
Yüksekokulumuzun gelişmesini
ve aynı kampüste birkaç tane de
dört yıllık okul açılmasını istiyoruz. Bu konuda üzerimize düşeni
de yapmaya hazırız.
Yine sanayi merkezi olarak
Çaycuma; karayolu, demiryolu,
havayolu ve denizyolu olarak tüm
ulaşım imkânlarına sahiptir. Buna
rağmen ulaşım açısından sorunlarımız vardır. Bir önceki Zonguldak
ziyaretinde Sayın Başbakanımızın
da değindiği gibi özellikle kara
ulaşımında sorunlar yaşamaktayız. Bu yüzden karayollarımızın
iyileştirilmesi ve sorunlarının giderilmesi de bizim en büyük beklentilerimizdendir.
Bütün bunlar aynı zamanda
bölgemizin endüstri bölgesi olması için altyapının oluşturulması
anlamındadır ve tekrar belirtmek
isteriz ki başlı başına bir “çılgın
proje” olan Filyos Vadisi’nin adı
“Filyos Endüstri Bölgesi” olarak
konulmalıdır.
7
Ekonomi / Röportaj
Çaycuma Belediye Başkanı dergimizin
sorularını cevaplandırdı.
Gülşen: İnanılmaz birçok
projeyi hayata geçirdik
Ç
aycuma Belediye Başkanı
Mithat Gülşen dergimizin
sorularını cevaplandırarak bugüne kadar yaptıklarını ve bundan
sonra yapmayı hedeflediği projeleri anlattı. Gülşen, göreve geldikleri günden bu yana yaptıklarıyla
“İnanılmaz birçok projeyi hayata
geçirmeyi başardık” dedi.
Gülşen’in dergimizin sorularına verdiği cevaplar şöyle:
Çaycuma’da son yedi yıldır
“Mithat Gülşen” dönemi yaşanıyor belediye çalışmalarında. Öncelikle Belediye başkanı olurken
hedefleriniz nelerdi? Bu hedeflerin hangileri gerçekleşti ve hangileri gerçekleşiyor?
Öncelikle geçmişte başkanlığını yapmaktan onur duyduğum
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığımızın ilgilerinden ve desteklerinden dolayı ben teşekkür
ediyorum, saygı ve sevgilerimi
sunuyorum. Tabi; 7 yıldır Çaycuma Belediye Başkanı olarak bu
görevi sürdürüyoruz. Özellikle ticaretin içinden gelmemiz, saygın
ve sevilen bir kurum başkanlığında görev almamız bizim belediye
başkanlığı görevimizi de büyük
ölçü de kolaylaştırmıştır. Biz bu
göreve gelirken Çaycumamız için
“mega projeleri ile bütünleşen bir
Çaycuma’yı düşünüyoruz” demiştim. Çok şükür bu nokta itibarı ile
havaalanımızın açılması, Filyos
Serbest Bölgemizin resmi anlamda işlerlik kazanması, Filyos Li-
8
Mithat Gülşen kimdir?
1958 yılında Çaycuma’da doğdu. Çaycuma Lisesinden mezun olduktan sonra Hacettepe Üniversitesi Zonguldak Maden
Yüksekokulunu bitirdi.
İş hayatına başladığı günden itibaren, SHP İlçe Başkanlığı, İl Genel Meclis Üyeliği, Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim
Kurulu Üyeliği, 1999-2004 yılları arasında Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanlığı, Çaycumaspor Kulübü Başkanlığı, Çaycuma
ve Zonguldak Spor Yönetim kurulu üyeliği yaptı. Çaycuma’da
kuyumculuk, tekstil ve hazır giyim işi ile iştigal eden Mithat
GÜLŞEN, 2004’de Belediye Başkanlığına seçildi ve 2009’a kadar Çaycuma Belediye Başkanı olarak görev yaptı.
29 Mart 2009 Yerel Seçimlerinde ikinci kez Çaycuma Belediye Başkanı seçildi. Halen Belediye Başkanlığı görevini sürdüren Mithat GÜLŞEN, evli ve 2 çocuk babasıdır.
Ekonomi / Röportaj
man Projesi’nin yap-işlet-devret
modeli ile ihale edilecek aşamada
olması, Çaycuma’ya çok ihtiyaç
duyulan olan ikinci bir köprünün
kazandırılması, Sosyal tesislerimizin kamu adına belediyemize
kazandırılması, oradaki binaların 400 kişilik öğrenci evi olarak
ekonomiye ve eğitime kazandırılması, Meslek Yüksekokulumuzun kampüsümüzün açılması,
diğer binalarımızın sosyal amaçlı
kullanımının sağlanması, Sosyal
Hizmetler Müdürlüğümüze devrettiğimiz binaların huzur evi olarak tahsis edilmesi, kültür sokağı
olarak diğer binaları oluşturmamız, kent ormanlarımızla, parke
üretimi ve sahada yol uygulamalarımızla, sıcak asfalt çalışmalarımızla, hali hazır haritamızı İller
Bankası’na bedelsiz yaptırmamızla ve daha sonra imarımızın
da 120 bin nüfus projeksiyonuyla
revize edilmesi ve Meclisimizde
ve İller Bankası’nda kabul edilmesi, belediyemize yeni araçların
alınması ile beraber toplumsal
ve sosyal alanda tüm hizmetlerin
gerçekleştirilmesi anlamında belediyemiz çok önemli mesafe kat
etmiş durumdadır.
Çaycuma’yı emsalleri ile karşılaştırdığımızda konumu nedir?
Merkez olarak baktığımızda
yapılaşmada önemli sorunlarımız
yoktur. İleride belediye sınırlarına
yeni dahil olan mahallelerimizde
kentsel dönüşüm uygulamaları
gerekebilir ama henüz o noktada
değiliz. Gerekirse önümüzdeki
yıllarda kentsel dönüşüm projeleri de uygulanabilir. Çaycuma,
şehirleşme açısından emsalleri
arasında konumuna baktığımızda,
gerçekten son yıllarda oldukça
önemli gelişme kat eden modern
bir şehircilik anlamında mini bir
Avrupa görüntüsündedir. Başlatmış olduğumuz bazı yer üstü
düzenlemelerimiz ve altyapı çalışmaları da tamamlanınca daha
da pozitif bir noktaya doğru hızlı bir şekilde ulaşacaktır. Bizim
9
Ekonomi / Röportaj
amacımız Çaycuma’yı bir marka
şehir haline getirmektir. Özellikle
havaalanımızın burada olması ve
uluslar arası bir statü kazanması
bizlere ciddi avantajlar kazandırmaktadır. Her yıl dış ülkeleri
geziyoruz. Yurtdışındaki şehirleşme ve kentleşmeyi yerinde görüp
olumlu durumları Çaycuma’da
uygulamaya gayret ediyoruz.
Özellikle Filyos nehrimizin şehrin ortasından geçmesi, yeşiliyle,
doğasıyla ve gökyüzünde mavisiyle birleştiğinde Çaycuma
havadan çok güzel görünmekte.
Dışarıdan ilk kez gelenler, -hatta
Çaycuma’ya inen uçakların havayolları şirketlerinin çalışanları
bizlere buranın özellikle gökyü-
10
zünden- dışarıdaki pek çok yerden daha muhteşem bir manzara
sunduğunu iletmekteler. Bunlar
ayrı bir güzellik yaratmaktadır ve
bizim aynı hedefe doğru ilerlememize ayrı bir katkı vermektedir.
“Çaycuma 2023” için de hedeflerimiz var. Çaycuma Belediye
başkanlığı olarak yerleşim alanlarımızı, sosyal alanlarımızı, resmi
alanlarımızı ve kurumlara dönük
bir takım yapılaşma alanlarımızı
2023 projeksiyonuna göre planlamaktayız. Şehrimizin yerleşim
alanlarını yayarak imarda da olduğu gibi Çaycuma’ya ilerideki
yıllarda Ahatlı ışıklarından üçüncü bir köprü kazandırmayı; Yem
sanayinin karşısından da dördün-
cü köprü olarak çevre yolu köprüsünü kazandırmayı da hedeflemekteyiz. Ayrıca Çaycumamızın
yıllardır özlemle beklediği, Şehiriçi DSİ Taşkın Önleme Uygulama Projesi’nin proje çalışması da
resmen başlamış bulunmaktadır.
Köprümüzün 3 km. aşağısı 3. km
yukarısı karşılıklı düşündüğümüzde olarak düşündüğümüzde
toplam 12 km.’lik sedde için bu
senenin sonunda yapım, yani uygulama ihalesine DSİ tarafından
çıkılacaktır. 3 yıl içinde de sedde
ilçemize kazandırılmış olacaktır.
Bu da demektir ki, ırmak boyunca sahil doldurulacak ve kazanılan alanlarda “sahil projesi” ya da
“ırmak projesi” adı altında rekreasyon çalışması yapacağız ve
oralarda yeşil alanlar, dinlenme
alanları, yeme içme ve bölgesel
ürünler için satış alanları oluşturacağız. Yani Bartın Ankara karayolu üzerinden bakıldığında da
Çaycumamız için daha güzel bir
görüntü sunulacaktır. Çaycuma
hepimizin bildiği gibi kültürel anlamda da, tarihi anlamda da çok
büyük zenginliğe sahip. Son olarak Filyos’taki antik şehrin kazıları, Kadıoğlu köyündeki Zeugma
benzeri Roma dönemine ait tarihi
mozaiklerinde gün yüzüne çıkarılması ile de bir kültür merkezi olacağız. Tabi bunun yanında Filyos
Ekonomi / Röportaj
Vadimizde, özellikle serbest bölge ilan edildikten sonra kamulaştırma çalışmaları hız kazanmıştır.
85 milyon liralık ödenek kullanılarak tamamlanan kamulaştırmaların da bölge ekonomisine büyük
bir katkısı olduğu kanaatindeyim.
Havaalanımızın büyümesi ile ilgili çalışmalara da ciddi anlamda
destek veriyoruz. Diğer yandan
karayolu olsun, demiryolu olsun
ulaşımla ilgili her tür çalışmamız
da devam etmektedir. Organize
Sanayi Bölgemizin yakınından da
geçecek ve Batın limanına kadar
uzanacak olan çift raylı sistemli
bir demiryolunun da proje çalışmaları da devam etmektedir.
Bölgemizin geleceği olan
Filyos Vadi Projesinin merkezinde Çaycuma yer aldığı için
Çaycuma Belediyesi olarak sizlere de önemli görevler düşüyor.
Şehirleşme ve altyapı açısından
bu mega projeye hazırlık olarak
Çaycuma Belediyesi’nin yaptığı
özel çalışmalar var mı?
Vardır. Öncelikle Filyos Vadisinin özellikle sanayileşme
açısından, ilan edilmesi muhtemel bir endüstri bölgesi olarak
mevcut bölgemizle beraber sedde
çalışmalarına, liman projemizin
yap-işlet-devret modeli ile ihaleye çıkarılması noktasında şe-
hircilik çalışmalarına çok önem
veriyoruz. Bunların birkaçını
sıralayacak olursak; altyapıdan
kaynaklanan yağmursuyu, atık su
arıtma projemizi, doğalgazla ile
ilgili ihale çalışmalarımızı yetkili
kurum ve kuruluşlarla yapmaya
gayret ediyoruz. Ayrıca Başkent
Elektrik’le şehir içi elektrik şebekesinin yeraltına alınması ve
modern aydınlatma sisteminin
ilçemize konuşlandırılması ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor.
Merkez meydan projemiz için de
bu ayın sonuna doğru kazmayı
vuruyoruz. Yaklaşık 250 araçlık
otopark projemiz bitti, uygulama
aşamasına geldik. Bunun yanında
yine iki tane kapalı pazaryeri projemiz var. Belediye olarak hem
merkezde hem de İstasyon’da
kapalı pazaryeri projemizi uygulayacağız. Bunlarda da ihale aşamasına gelinmiştir. İnsanlarımızın rahat spor yapabileceği, bazı
aktiviteleri gerçekleştirebileceği,
yeşiliyle doğasıyla faydalanabileceği sosyal yaşam alanlarıyla,
yürüyüş alanları ile spor alanları, park ve bahçelerimize de çok
önem veriyoruz. Bu sene mevcut stadımızın yanındaki sahaya
Kaymakamlığımız ve Gençlik
ve Spor Müdürlüğümüzle Futbol
Federarasyonu’na bir sentetik
çim yaptırıyoruz. Şu anda altya-
pısı yapılıyor ve beş altı ay içinde
Çaycuma Avrupai bir sentetik çim
sahaya kavuşacaktır. Yine Kültür
Sarayı inşaatımız bir aya kadar
bitiyor. Kültür Bakanlığı 4.5 milyon liralık bir kaynak ayrılmıştır,
tamamlanması için kaynak sorunumuz yoktur. 380 kişilik bir
gösteri salonu olan Kültür Sarayı;
çeşitli kültüre etkinliklere yönelik
olarak da eğitim, fuaye ve diğer
etkinlik salonları, çalışma odaları
ile yaklaşık 6000 metrekarelik bir
alanda hizmet verecektir. Böylece
Kültür Sarayını da Çaycumamıza
kazandırmış olduk. Ayrıca ilçemizde mevcut Hastanemiz yoğunluğa cevap verememektedir.
Ek binamızın Sağlık Bakanlığı
tarafından yapılan projelendirme
çalışması son noktaya gelmiştir.
Yetkililerden projenin ufak tefek
bir iki eksiği kaldığını ve bunlar
tamamlanır tamamlanmaz inşaat
ihalesine çıkılacağını, projenin
çok güzel ve modern bir proje
olduğunu ve hayata geçtiğinde
de mevcut hastanemizin ek binanın yanında küçük kalacağını
öğrendik. Aynı zamanda imarda
18 uygulamalarına önem veriyoruz. Topbaşı’nda 770 dönümlük
18 uygulaması son aşamaya geldi. Yapmış olduğumuz planları
doğrultusunda da münferit 18
uygulamalarımız şehir içinde de
devam edecek. Modern şehircilik
anlamında çok büyük mesafe kat
ettiğimiz ortada. Tüm bunların
yanında eğitime de çok önem veriyoruz. Yeri gelmişken Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanımız Sayın
Rıfat SARSIK başta olma üzere,
yönetim kurulumuza ve tüm camiaya da Anadolu Öğretmen Lisesini Çaycuma’mıza kandırdıkları
için çok teşekkür ediyorum. Okulumuzun yeri için tüm resmi prosedürlerin yerine getirilmesi anlamında da Kaymakamlığımızla da
el ele verdik ve yer sorununu çözdük. Okulumuzu hızlı bir şekilde
Çaycumamıza hep beraber kazandırıyoruz. Türkiye’de bunun bir
11
Ekonomi / Röportaj
başka örneği de yoktur, Odamızın
bu konuda bir ilki gerçekleştirdiğini düşünüyorum ve gerçekten
bunun altını çizerek söylüyorum.
Odamızla gurur duyuyorum. Ben
şahsen bugün bir devlet memuruyum, malum eskiden Oda başkanı
idim ve göreve gelince ticari varlığımı eşime devrettim, eşim ve
kardeşlerim şimdi Odamızın üyesidir. Elbette Ticaret ve Sanayi
Odamız bugün sadece okul yapmakla kalmıyor. Sanayinin gelişmesi, doğalgazın bölgeye getirilmesi, Filyos Vadisi’nin harekete
12
geçirilmesi başta olmak üzere her
türlü sosyal aktivitede Odamızı görüyoruz. Bundan dolayı da
tebrik ve teşekkürlerimi sunuyorum. Tabi bu okul bittikten sonra
ikinci bir okulla ilgili Başkanımız
Rıfat SARSIK’ın bir talebi var.
Belediye olarak bunu da müspet olarak değerlendireceğimizi
ümit ediyorum. Çaycuma olarak
bu yıl Milli Eğitim Bakanlığı’na
Çaycuma Anadolu Lisesi’ni yatırım programına aldırdık. İstasyon
Mahallesi’nde yeri tespit edildi, arsanın jeolojik etüdü yapıldı
ve Orman Bakanlığı’ndan Milli
Eğitim Bakanlığı’na devri yapıldı. Çok kısa zamanda burası
da ihaleye çıkarılacak. Bunlara
ilave olarak hepimiz ilgilendiren
bir konuyu daha sizle paylaşmak istiyorum. Ticaret ve Sanayi
Odası’nda görevde olduğumuz
dönemde bölgemize doğalgaz
getirilmesi konusunda çok büyük
gayret sarf etmiştik. O zaman bir
takım çevreler Zonguldak’ta bunun mümkün olmadığını düşündü, kömür şehri olduğumuzu ve
buna gerek olmadığını düşünerek
karşı çıkanlar oldu, o zaman maalesef doğalgaza ilgisiz kalındı.
Ama gün geldi ki; bugün gerek
Zonguldak gerek Çaycuma gerekse Bartın’da hava kirliliği son
derece ciddi boyutlara ulaştı. Biz
bu sene itibari buna çözüm bulmaya çalışıyoruz. Daha yakında
Enerji Piyasası Denetleme Kurulu
Doğalgaz Dağıtım Daire Başkanı
İsmail KARAHAN’la görüştük.
Yedi tane firma doğal gaz dağıtımı için yeterlilik belgesi almış,
eksikler tamamlanıyor, yakında
yapım ihalesine çıkılacak. Bunun
müjdesini de verdiler. Umarım
firmalar katılır ve en kısa zamanda evlerimizde de doğalgazı kullanarak Çaycuma’yı daha temiz
bir havaya kavuştururuz.
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak Filyos Serbest
Bölgesi’nin Endüstri Bölge olmasını istiyoruz. Bu konuda siz
ne düşüyorsunuz?
Evet, serbest bölge ilan edildiği günden bu yana bölgenin
endüstri bölgesi ilan edilmesi için
çok büyük bir mücadele verdik.
Bugün sizlere onu da bir müjde
olarak vermek istiyorum. Son 3
yıldır, bölgemizde tekrar Serbest
Bölge ilan edilmesinin ardından
yapılan çalışmalarla ilgili şunları
söyleyebiliriz: Bölgeye kamulaştırmalar için 85 trilyonluk kaynak
aktarıldı. Serbest Bölge’de olan
bir takım teknik sıkıntılar çerçevesinde üç bölümden oluşan Ser-
Ekonomi / Röportaj
best Bölge’de birinci Serbest Bölge Alanının iptal edilip buranın
endüstri bölgesine dönüştürülmesi ile ilgili Ankara’da toplantılar
yapıldı. Başbakanlık Yatırım Kalkınma Ajansı başkanlığında Sayın Valimizin ve kurumlarımızın
da mevcudiyeti ile orada endüstri
bölgesi kurulması ile ilgili ortak
bir karar çıktı. Bu kararı Çaycuma Belediyemiz, Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğümüz, diğer belediye ve meslek kuruluşlarımızla
beraber altyapı çalışmaları ile
ilgili teknik durum yerinde incelendi ve Sanayi Bakanlığı Küçük
Sanatlar ve Sanayi Bölgeleri ve
Siteleri Genel Müdürü Sayın Ramazan YILDIRIM tarafından kurum görüşleri toplanıyor. Endüstri
Bölgesi’nin ilan edilmesi ile ilgili
son aşamaya gelindi. Çok ciddi
takip ediyoruz. Toplanacak olan
bu kurum görüşlerinin ardından
mevzuata uygun olarak kurumlar bir araya gelecek ve endüstri
bölgemiz ilan edilecektir. Oranın
küçük parseller halinde değil,
8-10 sanayiciye uygun bir şekilde
200 dönümden az olmamak kaydıyla büyük parseller halinde ele
alınacak şekilde imarı yapılacak.
Gelelim liman projesine… Liman
bölgenin olmazsa olmazıdır. Liman projesinin yap işlet devret
modeli ile ihale edilmesi için de
çok büyük çaba sarf ettik. Orada da mutlu sona yaklaştık. Yine
kurum görüşleri toplandı. Genel
Kurmay’a ait tesisler bir engeldi
ve dün itibarı ile Genel Kurmay
tesislerini Hazine’ye devretmiştir.
Liman sahasında jeoteknik çalışmaları Ulaştırma Bakanlığı DLH
Genel Müdürlüğü yapıyor. Oranın hâlihazırda imarla ilgili haritalarını da Zonguldak Bayındırlık
Müdürlüğü ve İl Özel İdare ortaklaşa yapıyor. Limanın dosyası
hazır, yakın zamanda yap işlet
devret modeli ile de ihaleye çıkarılacaktır. Bu çok önemli bir gelişmedir. Aynı zamanda DSİ’nin 4
+ 4, 8 km.lik taşkın önleme proje-
si de devam ediyor. Vadi belediye başkanları olarak milletvekillerimizin de belki daha ötesinde
bizim görevimizdir diyerek Vadi
ile ilgili konuları takip ederek
siyasilerimize, bürokratlarımıza
taşımak kaydıyla eksik kalanları
da tamamlayarak işleri çözmeye
gayret ediyoruz. Çok ciddi bir
noktaya geldiğimiz de ortada.
Havaalanımızla ilgili de çok büyük gayret sarf ettik. Gerçekten
bunu siyasi anlamda söylemek
istemiyorum ama muhalefet başta olmak üzere, gurbetçilerimiz,
Çaycuma ve çevre halkı da dahil
bunun gerçekleşeceğine inanmıyorlardı. Çünkü orada gerçekten
engel teşkil edecek bir durum da
vardı. Ankara’da çok çetin mücadeleden sonra havaalanımız
faaliyet geçmiştir. Havaalanı Müdürümüz Hasan ÖZŞAHİN’in
de burada çok büyük gayretleri
olmuştur, kendisine de ayrıca teşekkür ediyoruz. Biz inanılmazı
başardık. Şu anda 3 senedir Avrupa uçuşlarımız devam ediyor,
yurt içi uçuşlarımız da bu ayın
sonunda tekrar başlayacak. Orada
ikinci tıraşlama başladı. O tıraşlamada şahsımın çok büyük gayreti
vardır. Çünkü İstanbul’daki Türk
Dünyası Belediyeler Birliği toplantısında TBMM Başkanımız
Sayın Mehmet Ali ŞAHİN’den
bizzat yardım istedim. Sayın Valimiz de yazı ile talep ettiler ve
Zonguldak’a 5,3 milyon lira para
geldi. Bunun da 1,5 - 2 milyon
lirası tıraşlamaya ayrıldı. Tıraşlama devam ediyor. İkinci bir tıraşlama da muhtemelen Saltukova
tarafından başlayacak. Yolcuoğlu
Mahallesi tarafında 152 kotu var.
Oradaki taşı ocağını da ruhsatlandırıyoruz ve Çaycuma’daki sedde
çalışmasında kullanacağız. Yani
bir taşla iki kuş vuracağız. Ayrıca
havaalanımızın büyümesi ve gelişmesi ile ilgili Saltukova belediye hudutları içinde yaklaşık 40
dönümlük bir alanın kamulaştırılması gerekiyor. Oraya bir airless
cihazı koymamız lazım. O cihaza
yer açmalıyız, Çünkü bulutlu ve
sisli, yağışlı havalarda uçağımız
inemiyor. Bu konudaki taleplerimizi Sayın Başbakanımıza Zonguldak mitngleri dönüşünde kullandığı Havaalanımızda ilettik.
Kendileri de yardımcı olacaklarını belirterek seçimlerden sonra bana bu konuyu takip etmem
konusundaki talimatlarını bizzat
verdiler. Ayrıca gurbetçilerimizin
havaalanımıza sandık konulması
ile ilgili taleplerini dile getirmeleri üzerine de gurbetçilerimizin
mağduriyetlerini gidermek üzere Havaalanımızın geçici hudut
kapısı statüsünün değiştirilerek
“daimi hudut kapısı”na dönüştürülmesi için gerekli talimatı da
ilgililere vermişlerdir. Yine geri
kalan serbest bölge alanımızda ne
13
Ekonomi / Röportaj
olacağına hep beraber bakacağız.
Öyle umut ediyorum ki, Filyos
Vadisine çok yatırımcı talebi olduğu bize söyleniyor, orada yatırımlar için kazma vurulduğu noktada inanılmaz bir şekilde, gözle
görülür gelişmeler yaşanacak.
Çaycumamız da güzel bir kent ve
yerleşim merkezi olarak bu gelişmelere ev sahipliği yapacaktır
diye düşünüyorum.
Üniversite ile ilgili yapılan çalışmalardan az önce bahsettiniz.
Üniversite kampüsünün gelişmesi için Belediye olarak yaptığınız
Öğrenci evleri çalışmanızda oldukça önemli bir çalışma olarak
ulusal düzeyde de takdir gördü.
Bu konuda “Çaycuma Fakültesini İstiyor” diye özetlenebilecek
bir genel bir düşünce hakim. Siz
bu konuda neler düşünüyorsunuz?
Çok teşekkür ederim. Elbette
biz de ilçemizde fakülte istiyoruz.
Çünkü kampüs alanımız coğrafi açıdan da çok uygun, alanı da
oldukça büyük ve müsait. Bakıyoruz büyükşehirler, örneğin ve
Eskişehir, Konya, Sakarya, Çanakkale, İzmit gibi, son yıllarda
komşumuz Bartın ve Karabük öğrenci kenti oldu. Biz de kesinlikle öğrenci kenti olmalıyız. Hem
ekonomik olarak, hem sosyal ve
kültürel kalkınma değerlerimizi
olarak bunu çok önemsiyoruz ve
hak ediyoruz. Biliyorsunuz mevcut Meslek Yüksekokulumuz var.
Aslında Çaycuma adı ile dört yıllık iktisadi ve idari bilimler fakültemiz vardı. Maalesef geçmişte
bu üniversite tarafından uygun
görülmedi. Elbette biz bunu bu
zamana kadar hep saygıyla karşıladık ama içimizde de ukde olarak kalmıştır. Yeni rektörümüzle
görüşmelerimizde; yapılan ilave
bölümlerle beraber, mevcut binamızı ve diğer ön hazırlık sınıfı, Sayın Ali Osman ve Hikmet
Odabaş’ın yaptırdıkları bina ve
Sayın Zeki Yurtbay’ın yaptırmakta olduğu bina ile beraber önü-
14
müzdeki yıllarda öğrenci sayımızın 5000’lere varacağını, buraya
kesinlikle dört yıllık okulların
açılması konusunu ilettik. Sayın
rektörümüz de bu talebimizi müspet karşıladı. Çaycuma sinemasıyla, kültürel ve sosyal etkinleri
ile medeni ve sosyal yapısı ile
öğrenci şehri olmak için hazırdır.
İnşallah bu dönem, Sayın Rektörümüz Mahmut ÖZER döneminde bunu gerçekleştirebileceğimizi
umut ediyoruz. Görüşmelerimiz
de bu yönde pozitif olarak devam
ediyor. Herkesin destek verdiğine
ve vereceğine yürekten inanıyoruz. Belediye olarak şimdiden öğrencilerin yoğunlaşacağı zamanki
trafik akışını hazırlıyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde hep beraber bunun gerçekleştiğini de
göreceğiz.
Bölgemiz ekonomisinin belkemiği nedir sizce?
Çaycuma istikrarlı ve hızlı büyüyen bir ilçedir. Şimdiki
durumda merkez nüfusumuz 18
binlerden 25 binlere ulaşmıştır.
Artık Çaycuma’dan göç olayı pek
yoktur. Tabi 110 bin nüfuslardan
95 binlerde düştük. Özellikle Filyos Vadisi projelerinin de hayata
geçmesi ile bu göçün geriye döneceğine inanıyoruz. Gerek yerel anlamda gerekse devletin bir
takım ciddi yatırımları anlamında Çaycuma’mız çok büyük bir
mesafe kat etti. Organize Sanayi
Bölgesi olan ilçe Türkiye’de çok
azdır. Tabi teşvikler konusunda
en avantajlılar arasında olamadığımızdan, kısmi teşviklerin de
azlığından beklenen doluluğa ulaşamadık, çok canlandıramadık.
Ama hemen burnumuzun dibinde
Filyos Vadisi’nin hareketlenmesi ile yan sanayilerinde burada
konuşlandırılması ve istihdam
yaratılması konusunda önümüzü
açacaktır. Biz önce sanayi diyoruz tabi ki. Burası ayrıca bir tarım
bölgesidir. Oldukça verimli topraklara sahiptir. Süt ve besi hayvancılığı konusunda da yetkililer
ve ilgili kurumlarımız da ciddi çalışmalar yapıyorlar. Ben özellikle
Çaycuma’mızın müteşebbis ruh
olarak, işini takip etme açısından
–ki hepimize bu konuda çok görev düşüyor- diğer ilçelere bakarak daha şanslı ve bir adım önde
olduğunu düşünüyorum. Çünkü
biz mücadeleyi bırakmıyoruz,
bu mücadelede tüm kurumlarla
beraber, sanayide olsun, kentleşmede olsun altyapıda olsun sürekli projeler üretip bölgemizin
kalkınmasına ve yarınlarımıza iyi
bir mekân bırakmak istiyoruz. Bu
arzu ve inançla çalışmalarımız da
özverili bir şekilde devam etmektedir.
Bu anlattıklarınızla birlikte
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası faaliyetleri ile ilgili düşüncelerinizi de alabilir miyiz?
Öncelikle şunu söylemek isterim: Ticaret ve Sanayi Odamıza
çok teşekkür ediyorum. İnanın bu
göreve Ticaret ve Sanayi Odası
Başkanlığından gelmiş olmamız
bizi onurlandırıyor. Ben yedi yıldır bu makamda bunun çok büyük
faydasını gördüm. Çünkü devlet
bürokrasisinde olsun, reel ve rasyonel düşünce ekseninde camia
olarak biz öncelikle icraat ve fikir
insanlarıyız ve her zaman pratik
düşünmek durumundayız. Kurumlar olarak da biz çok konuşup
az iş yapan değil az konuşup çok
iş yapan; projeleriyle, hizmetiyle,
geleceği ile dünyadaki bir takım
ekonomik gelişmeleri, küreselleşme neticesindeki hızlı değişimi ve
dönüşümü ile pozitif gelişmeleri
düşünen insanlarız. Şahsen yedi
yıldır belediyemizde bunu uyguladım. Başarılı olduğumuzu da
halktan aldığım pozitif bir yakınlık ve yansılamalarda görüyorum.
Genel seçimler dolayısıyla girdiğimiz seçim atmosferinde de yaptığımız çalışmalarda bunun olumlu etkisini hissediyoruz. Çaycuma
Ticaret ve Sanayi Odası, gerçekten bölgemizin açılmasında, ciddi
fikir üretme noktasında oldukça
Ekonomi /Röportaj
büyük bir mesafe kat etmiştir.
Arkadaşlarımı bu konuda kutluyorum bu anlamda çok teşekkür
ediyorum. Özellikle doğalgazın
getirilmesinde, sanayileşmemizde, üyelerini bilgilendirme, fuar
ve benzeri katılımlarıyla, eğitime
vermiş oldukları destekle, yapmış
oldukları okulla ve bundan sonra bu okulun devamının da geleceğine inanıyorum. Bu anlamda
Odamız Türkiye’ye örnek bir
model olacaktır. Mithat GÜLŞEN
olarak Türkiye’de çeşitli dernekler ve kurumlar ve kuruluşlarca
yılın en başarılı belediye başkanı arasında görülüyor isek bunun
altında yatan halktan aldığımız
desteğin yanında birlik ve beraberlik, saygınlık ve kurumların
bütünlük ve dinamikleri ile birbirini desteklemeleridir. Yapılan işlerde “ortak akıl” çok önemlidir.
Şimdi Çaycuma olarak agresifleşmeden, şahsiyete girmeden şahsi
çekişmelere girmeden iktidarı ve
muhalefeti ile ortak akılla hareket edecek, projeler üretecek, boş
konuşmayacak, sivil toplum kuruluşlarımız da dinamik olacak,
gerçekçi olan projelere destek
verecek, engel olmayacak şekilde çalışmalıyız. İlk dönemimizde
beş yıl makam olarak çok sıkıntılar çektik. Çöp transfer istasyonu
olsun, öğrenci evleri olsun, huzur
evlerine, doğalgaza, köprüye,
hatta okula karşı çıkıldı. Şimdi de
bazı projelerimize karşı çıkılıyor.
Açıkçası buna son derece canım
sıkılmıyor değil. Ama biz her gö-
rüşü de saygıyla karşılıyoruz. Her
kurumda olacaktır bunlar. İnsanlara yapılan hizmetleri anlatmamız için zaman gerekebiliyor, sıkıntılar yaşıyoruz ama o hizmetler
hayata geçtiği nokta itibarı ile de
halkımızın da bundan çok mutlu
olduğunu görüyoruz. Mutluluk ve
huzur duyuyoruz. Belediye olarak okullarımıza çok önem veriyoruz. Sadece şehir merkezindeki
okullara değil, diğer okullarımıza
cami ve diğer sosyal alanlara da
büyük destek veriyoruz. Çünkü
belediyemiz üretiyor, uyguluyor.
Gerçekten biz belediyemizin de
bütçesini beş katına çıkarmak
suretiyle -ki bunu ara ara söylemek gerekiyor- artık belediyemiz
maaşını sorunsuz ödeyebilen asli
hizmetlerini de en güzel şekilde yerine getiren hatta bunun da
ötesinde yollarımızın tamamlanması noktasındadır. Yolarımızın
yüzde yetmişi tamamlandı, yüzde otuzunu da üç yıl içinde tamamlayacağımız ortadadır. Tabi
siyasi gözle bakmıyoruz hiçbir
şeye. Tamamen kamuoyu ve toplum menfaatini ön planda tutmak
kaydıyla bütün projelerimizi ona
göre değerlendirme kaydıyla hizmetlerimizi sürdürmeye devam
ediyoruz. Üç sene daha bu şekilde
gayret edeceğiz.
Bunların dışında okurlarımıza iletmek isteğiniz mesajınız var
mı?
Tabi öncelikle genel seçimlerimizde tüm milletvekili aday-
larımıza başarılar diliyoruz. Bu
dönem bizim de adımız adaylar
listesi için çok dile getirildi. Ama
biz seçilirken belediye başkanlığına beş yıl için geldiğimizi ve
eksik kalan bu projelerimizi bu
dönemde
tamamlayacağımıza
söz vermiştik. Sayın Başbakanımız da bu şekilde düşündüğü
için belediye başkanlarının adına sıcak bakmamıştır. Bu dönem
aday olmadık ama görülüyor ki
gerçekten bundan sonraki hayat
çizgimiz ne olur bilemiyoruz bu
yapı, düşünceler bu şekilde pozitif yönde devam ederse belki bir
dört yıl sonrası için milletvekilliği düşüncemiz olabilir. Biliyorsunuz görev alınmaz, görev verilir.
Halktan o mesajı alırsam da seve
seve aday olurum. Belediye Başkanlığı için de biliyorsunuz bana
görev verdiler, yapılan anketlerde
ön plana çıkmamız dolayısıyla
bize bu görev verilmiştir. Biz de
iki dönemdir halkımızın sevgisi
ve saygısı ile çok ciddi hizmetlerimizle bu görevimizi yerine getirmeye gayret ediyoruz. Ben bu
söyleşi ile ilçemizdeki en saygın
ve büyük sivil toplum kuruluşu
olan Ticaret ve Sanayi Odasına,
tüm arkadaşlarıma tekrar teşekkür ediyorum, saygı ve sevgilerimi sunuyorum.
Sayın Mithat Gülşen’e bizlere vakit ayırıp Çaycuma ile ilgili
tüm çalışmalarını aktardığı bu
söyleşiyi gerçekleştirme imkânı
verdiği için teşekkür ederiz.
15
Ekonomi / Haber
TOBB 66. Genel Kurulu Ankara’da yapıldı
“Biz Birlikte Güçlüyüz”
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin (TOBB)
66. Genel Kurulu Ankara’da TOBB Ekonomi
ve Teknoloji Üniversitesi (ETÜ) Salonu’nda gerçekleştirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve CHP
Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun yanı sıra
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan,
Devlet Bakanı Zafer Çağlayan, Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün, CHP Genel Başkan Yardımcıları
Umut Oran, İzzet Çetin, Faik Öztrak, Gürsel Tekin,
Genel Sekreter Bihlun Tamaylıgil, TOBB delegeleri
ve misafirlerin de katıldığı Genel Kurul’un açılış konuşmasını yapan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, kavgaya ve çatışmaya değil, huzura ve diyaloğa
ihtiyaç olduğunu belirterek, “Biz birlikte güçlüyüz”
mesajı verdi. Genel Kurula Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık ve Genel Sekreter
Alper Püren katıldı.
TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu “Demokrasi ve kalkınmayı sekteye uğratacak her girişimin
karşısında duralım. Türkiye’yi güçlü ekonomisiyle,
kaliteli demokrasisiyle, yükselen yıldız haline getirelim. Geçmişle hesaplaşmaya takılıp kalmayalım.
Geçmişimizdeki yanlışlarla yüzleşelim, ama yüzü-
16
müzü daha aydınlık olan ortak geleceğimize çevirelim. Bir taraftan ekonomimizi büyütürken, diğer yandan eğitimiyle, sağlığıyla, güvenliğiyle bütün yaşam
kalitesini yükseltelim.” dedi.
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat
Sasrık Genel Kurul sonrasında şunları söyledi: “Çok
olumlu bir ortamda gerçekleşen 66. genel kurulumuzda dün başka ülkelere bakıp imrenirken bugün
imrenilen bir ülke haline geldiğimiz bir kez daha anlaşılmıştır. TOBB çatısı altında tüm Oda ve Borsalarımızın etkinliği ile özel sektörde birlikten doğan gücü
oluşturduk. Birlik olduğumuz için sesimiz daha gür
çıktı, daha net duyuldu. Siyasetçilerimizden de istikrar ve reformlar için daha fazla bir araya gelmelerini, diyalog ve uzlaşma içinde olmalarını bekliyoruz.
Ortak amacımız ülkemizin kalkınmasıdır. Ayrıca 14
Mayıs’ta Odamızın da ortağı olduğu Gümrük Turizm
İşletmeleri AŞ (GTİ)’nin Genel Kurul Toplantısını da
gerçekleştirdik. Gümrüklerin yenilenmesi ve sorunsuz bir şekilde işletilmesi konusunda oldukça önemli
mesafeler kaydedilmesinde payımızın olmasından
dolayı da ayrı mutluluk duymaktayız.”
Ekonomi / Haber
Çaycuma TSO girişimcilik eğitimi tamamlandı
İş kuracaklara KOSGEB desteği
Ç
aycuma TSO tarafından açılan ve 30 kişinin katılımı
ile gerçekleştirilen “Uygulamalı
Girişimcilik Eğitimi” tamamlandı. Eğitim kapsamında girişimci
adayları toplam 72 saatlik uygulamalı girişimcilik eğitimi alarak
sertifikasına kavuşacaklar.
KOSGEB Zonguldak Hizmet
Merkezi Müdürlüğü ile yapmış olduğu protokol çerçevesinde kursu
başarıyla tamamlayarak işini kurmak isteyenler de KOSGEB’ten
“Yeni Girişimci Desteği” olarak
ilk etapta 27.000 lira hibe destek
kullanabilecek. Ardından işletmenin başarılı olması halinde bu
destek 100 bin liraya kadar çıkarılabilecek.
Yaklaşık bir aylık süre içinde
haftanın belirli günlerinde Çaycuma TSO’nun toplantı salonunda
ücretsiz verilen teorik ve uygulamalı derslerden oluşan bu eğitimde katılımcıların tek yapması gereken derslere devam etmek ve iş
fikirlerini bir plana dökmekti.
Çaycuma TSO Başkanı Rıfat
SARSIK eğitim çalışması ile ilgili
olarak yaptığı açıklamada; “Üyelerimizin ve çevremizde iş kurmak isteyenlerin talepleri üzerine
gerçekleştirdiğimize bu eğitimle
özellikle gençlerimizin işlerini
kurmasını ve başarılı bir şekilde
yürüterek ekonomik hayattaki
yerlerini almalarını hedefledik.
Kurs sonunda KOSGEB’ten ala-
cakları desteğin de kendilerine
önemli bir avantaj sağlayacağını
düşünüyoruz. Oda olarak eğitim
konusundaki çalışmalarımıza daha
fazla önem veriyoruz. Çünkü eğitim yanında başarıyı da getiriyor.
İlgi ve talep olduğu sürece benzer eğitim çalışmalarımız devam
edecektir. Bu konuda talepleri her
zaman için karşılamaktan büyük
mutluluk da duymaktayız.”
Almanya’dan müjdeli haberler var
Çaycuma TSO Başkanı Rıfat SARSIK; Yönetim Kurulu üyesi
Mehmet KÖKTÜRK ile birlikte Türk Alman Ticaret Odası’nın davetlisi olarak gittiği Almanya’dan müjdeli haberlerle döndü.
Hem Türk Alman Ticaret Odası yetkilileri ile hem de Almanya’da
yatırımları olan Türkler ile çeşitli toplantı ve görüşmeler yaptıklarını belirten Rıfat SARSIK şunları söyledi: “Üyesi olduğumuz Türk
- Alman Ticaret Odası’nın daveti ile bulunduğumuz Almanya’da
Çaycuma ve bölgemizle ilgili konularda hem bilgi vermek hem de
çeşitli yatırımcılarla birebir görüşerek onları bölgemize davet etme
fırsatı bulduk. Yaklaşık bir hafta süren olan bu ziyaret programımız
neticesinde müjdeli yatırım haberlerini bekliyoruz. Görüştüğümüz
Türk ve Alman yatırımcıları ile bu konuda önemli adımlar da atmış
bulunmaktayız.”
17
Ekonomi / Haber
Zonguldak ürünleri tanıtıldı...
Çaycuma TSO “Zonguldak” standı
ile 2. Yöresel Ürünler Fuarı’na katıldı
A
ntalya Ticaret Borsası, Antalya Ticaret ve Sanayi Odası ile Antalya Batı Akdeniz Ekonomisini Geliştirme Vakfı’nca
Antalya’da düzenlenen 2. yöresel Ürünler Fuarı (YÖREX)’nda
Zonguldak’ta faaliyet gösteren Ticaret ve Sanayi Odaları
Zonguldak’a özgü ürünleri tanıtmak amacıyla ortaklaşa Zonguldak standı açtılar. Zonguldak
TSO, Çaycuma TSO, Devrek
TSO, Kdz. Ereğli TSO ve Alaplı
TSO’nun temsilcileri üyelerinin
ürünlerini bu stantta sergileyerek
ziyaretçilere Zonguldak ve ürünler hakkında bilgi verdiler. Hisarcıklıoğlu konuşmasında ürünlerin
mutlaka şehirlerin adıyla markalaşmasını önerdi ve Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Ticaret ve
Sanayi Odası’nın büyük düşünerek YÖREX’i EXPO’ya dönüştürme görevi verdiğini söyleyerek YÖREX’in bir yıl yurtiçinde,
bir yıl yurtdışında düzenlenmesini tavsiye etti ve ‘’Kars’ın kaşarını dünyaya tanıtsak, Hollanda,
Fransa’nın peyniri hepsini sallarız’’ dedi. Türkiye’yi il il gezdiğini ve her yerde ‘’Daha fazla kazanmak istiyorsanız bunun yolu,
18
yaptığınız iş ne olursa olsun,
bunu marka haline getirmektir’’
dediğini kaydeden M. Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘’Artık sadece üretmek de yetmiyor, ürettiğini tanıtacaksın, pazarlayacaksın. Bunun
için de kaliteye ve markalaşmaya
önem vereceksin’’ diye konuştu. Anadolu’da, yöresinin adıyla
tanınan, tescillenen çok sayıda
gıda, el sanatı ve sanayi ürünü
olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu,
‘’Ama bunlar bilinmiyor. Bilinmediği için de ithal ürünler arasında sıkışıp kayboluyor. Halen
140 yörenin ürünü, ülkemiz içinde coğrafi tescil almış durumda.
Ama bu yetmez’’ dedi. Yıllardır
Anadolu’da yapılan yoğurda bile
sahip çıkılamadığından yakınan
Hisarcıklıoğlu, şunları söyledi:
‘’Hepimiz küçükken annemizin yoğurdumuza reçel, pekmez
kattığını ve bize öyle yedirdiğini
hatırlarız. Ama bunu biz dünyaya
sunamadık. İşin ilginci, yoğurdun tatlı ile karıştırılıp yenilmesi
de bize ait. Ama annelerimizin
bu büyük icadını biz dünyaya ya-
Ekonomi / Haber
yamadık. Sonra Fransızlar bunu
becerdiler ve bütün dünyaya ve
yoğurdun asıl vatanı olan ülkemize meyveli yoğurdu yediriyorlar.
Dünyanın en güzel peyniri, kaşarı
bizde. Ama Ezine, Erzincan peynirini, Kars kaşarını değil, ithal
olanını biliyoruz. Biz kendi değerimizi bilmez, sahip çıkmazsak,
işte böyle hazırdan yiyen oluruz.
Dolayısıyla, bu önemli fuarın,
önce tanıtım, sonra da markalaşmanın gelişmesi açısından büyük
faydası olacağına inanıyorum’’
Konuşmaların ardından törene katılanlar fuarı gezerek
Türkiye’nin birçok iline ait yöresel ürünleri inceledi. Konuklar
yöresel gıda ürünlerini de tattı.
Çaycuma TSO Genel Sekreteri Alper Püren ve Genel Sekreter Yardımcısı Recep Acar’ın da
Çaycuma’ya ait ürünleri tanıttığı Zonguldak standı 1 Mayıs’a
kadar ziyaretçileri ağırlayacak.
Açılış günü yoğun bir katılımın
gerçekleştiği fuarın hafta sonu
daha kalabalık olmasını beklediklerini belirten Alper Püren;
“Türkiye’nin her yerinden, yörelerinin adıyla anılan ve geldikleri
yerlerin bir nevi markası olarak
anılan ağılıkla gıda ürünlerinin
yer aldığı bu fuarda Çaycumalı
üreticilerimizin de ürünlerinin
sergilenmesi bizim açımızdan
oldukça önemlidir. TOBB Başkanımız Sayın Rifat Hisarcıklıoğlu
başta olmak üzere CHP eski genel başkanı ve Antalya milletvekili Sayın Deniz Baykal ve diğer
değerli katılımcıların da ziyareti ile onurlandıkları Zonguldak
standının gördüğü ilgi ise ayrıca
sevindiricidir.
Zonguldak’taki
tüm Ticaret Ve Sanayi Odaları
olarak değerli arkadaşlarımızla
ortaklaşa gerçekleştirdiğimiz bu
katılımla ilimizin tanıtımını en
güzel şekilde yapmaktayız.”dedi.
Çaycuma TSO’dan
seramik fuarı çıkartması
Ç
aycuma Ticaret ve Sanayi Odası üyelerini Seramik Fuarına
götürdü. Odamız üyesi dört firmanın da stant açtığı fuara ilgi
büyüktü. TÜYAP’ın 98 bin metrekareye ulaşan sergi salonlarında
bu yıl UNICERA’ ya 19 ülkeden 226 firma ve firma temsilciliği ve
60 bin ziyaretçi katıldı.
Her yıl olduğu gibi bu yılda üyelerinden gelen talep üzerine
bu geziyi organize ettiklerini söyleyen Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Rıfat Sarsık; “Fuarların takip edilmesi ve ziyaret
edilmesi hem iş geliştirme, hem yeni pazarlar oluşturma açısından
oldukça önemlidir. Rekabetin yoğunluğu bizleri en yeniyi, en güzeli ve en kaliteliyi ortaya çıkarmaya itmektedir. İşimizle ilgili tüm
bunları da en rahat fuarlardan takip edebiliriz düşüncesindeyiz. Bu
nedenle üyelerimizin ve diğer ilgililerin de bu tür gezilerle fuarları
ziyaret etmesini sağlamaya çalışıyoruz. Üyelerimiz Yurtbay Seramik A.Ş., Ece Seramik Ltd. Şti., Den-Ko Banyo ve Mutfak Ltd.
Şt. ile Erduş Ltd. Şti.’nin de stant açarak uluslararası düzeydeki bu
fuarda ilçemizi ve bölgemizi temsil etmeleri bizim için ayrıca gurur vericidir. Gezimize katılan üyelerimiz hem kendi işlerini geliştirmek için gittikleri fuarda hem de stant açan firmalarımızı ayrıca
ziyaret ederek bu firmalarımıza da destek vermişlerdir. ” dedi.
19
Ekonomi / Haber
Çaycuma TSO yeni TTK seminerine katıldı
Şirketler yeni döneme
uyum için hazırlık yapmalı
Y
eni Türk Ticaret Kanunu
(TTK) ile ilgili olarak TOBB
Birlik Merkezi’nde gerçekleştirilen seminere Çaycuma Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık, Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Köktürk, Meclis Üyesi ve
TOBB Delegesi A. Sadi Baruönü
ve Genel Sekreter Alper Püren katıldı.
Seminerde 2012’de yürürlüğe
girecek olan Türk Ticaret Kanunu, 6111 sayılı Torba Kanun ve
Borçlar Kanunu projesi hakkında
da bilgi verildi.
Seminerin açılış konuşmasını
yapan TOBB başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu; yeni Ticaret ve Borçlar
Kanunlarının sanayicinin, tüccar
ve esnafın anayasası olduğunu,
bu yüzden her iki Kanuna büyük önem verdiklerini belirtti ve
‘’2011 yılında, 1950 model arabayla daha fazla yol alabilmemiz
mümkün değil’’ dedi.
Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Rıfat Sarsık seminer sonrası şunları söyledi: “Küresel krizin ardından dünyada yeni
20
bir rekabet haritasının şekillendiğini bu yeni ortama uyum sağlayan ülkelerin daha hızlı büyüdüğünü, zenginleştiğini görüyoruz.
Türkiye’de ekonomiyi büyüten,
yatırımları ve istihdamı sağlayanın özel sektördür ve özel sektörü güçlendirecek her adım bizim
için önemlidir. Yıllardır Meclis
gündeminde bekleyen bu iki kanunun öncelikle yasalaşması da
önemli bir adım olmuştur. Yeni
Ticaret ve Borçlar Kanunlarıyla
Türkiye ekonomisinde uluslararası standartlarda kurallar, ticari
hayata hakim olacaktır. Şirketlerimizin, özellikle de KOBİ’lerin bu
yeni döneme uyum sağlaması için
önemli hazırlıklar yapması gerekiyor. Bu hazırlığı yapmayan veya
geciktiren şirketlerimiz, rekabette
zorlanacaklardır. Şirketlerin mali
tabloları ve hazırlanma ilkeleri,
uluslararası anlamda standartlaşmakta, şirketler web sayfaları
aracılığıyla şeffaflaşmaktadır. Bu
arada yeni kanunla, göstermelik
paylarla yapay şirketler kurulması
dönemi kapanmakta, gerçek duruma uygun, gerçek ortağı yansıtan,
tek ortaklı şirketlerin kurulması
olanağı getirilmektedir. Bu konuda Oda olarak bizlerde tüm üyelerimize gereken desteği sağlamak
için gerekli bilgi donanımına sahip olduk.”
Ekonomi / Haber
Çaycuma MYO Öğrencileri
Odamızı ziyaret etti
Ç
aycuma Meslek Yüksekokulu Büro Yönetimi ve Sekreterlik Bölümü öğrencileri, Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nı
ziyaret ettiler.
Ziyarette Çaycuma TSO’nun
kuruluşu, işlevi, işleyişi ve yapısı ile ilgili bilgi alan öğrencilere Çaycuma TSO Başkanı Rıfat
SARSIK ve Genel Sekreter Alper
PÜREN bilgi verdi.
Öğretim görevlisi Umut Üzmez eşliğinde, mezun olduklarında çalışacakları ortamları görmek,
tanımak amacıyla çeşitli kurum
ve kuruluşları gezerek yerinde
incelemek istediklerini belirten
öğrenciler Çaycuma TSO’nun
çalışma ortamını oldukça güzel
bularak bu tarz bir işyerinde çalışmak istediklerini söylediler ve
ziyaretlerinden duydukları memnuniyetleri belirttiler.
21
Ekonomi / Haber
Filyos’ta ikinci Liman
yapılmasına karşıyız
F
ilyos’taki Kardemir’in liman
talebini karşılamaya yönelik ÇED Raporunun onay süreci
-sessiz sedasız- yeniden başlatılmıştır. Tesadüfen öğrendiğimiz bu
süreçte takip ettiğimiz kadarıyla
Filyos’ta Kardemir’in özel bir liman yapabilmesi için bazı yetkililer Filyos’un kaderiyle oynamak
pahasına ilginç bir tavır sergilemektedirler.
Hatırlatmak gerekirse; daha
öncede yerel ve ulusal kamuoyunda da defalarca gündeme gelen
Kardemir A.Ş.’nin Filyos’ta 5 milyon ton kapasiteli yeni bir liman
yapımı için hazırlıklara başlaması
ve Filyos Belediye Başkanı’nın bu
konuda işin sahibi gibi açıklamalar yapması üzerine de tepkimizi
dile getirmiştik.
Filyos Projesi dahilindeki Filyos Limanı’nın yapımını daha
önce üstlenmiş ve sonra bu limanı yapmaktan vazgeçmiş olan
Kardemir’in bu kez aynı yerde,
yeni liman hazırlıkları yapmasının
gerekçesi “ne olabilir?” diye düşünüyoruz.
22
Kendine özel bir liman yapmak isteyen Kardemir’in ithalat
ve ihracatı ne kadardır? 5 milyon ton kapasiteli bir liman ne
kadar gereklidir? Kardemir daha
önce yapımını üstlendiği Filyos
Limanı’ndan neden vazgeçmiştir?
Bunun arkasında hangi engeller,
sorunlar ya da olumsuzluklar vardır? Acaba ne olmuştur da yeni
bir liman için hazırlıklara başlamışlardır? 25 milyon tonluk kapasite ile tüm Batı Karadeniz’in
liman ihtiyacını karşılayacak olan
“Filyos Limanı”ndan vazgeçip,
onun beşte biri kadar kapasiteli ve
en fazla 40 - 45 yıl ömrü olacak
“Kardemir Limanı” için tüm belde halkını ve çevre dostlarını hayrete düşüren bir ısrar ve zorlama
projeyi -üstelik oldu bittiye getirerek- hayata geçirme yolunu neden
tercih etmişlerdir? Hâlihazırda
1960’lardan beri Kardemir’in
kullandığı bir iskele bulunmaktadır. Kardemir yeni bir liman
yapmaktansa mevcut iskelenin
kapasitesini artırarak bu konudaki
ihtiyacını rahatlıkla karşılayabilir.
Ama yeni bir yatırım atağı yapacak, ihracatını da artıracak olan
Kardemir’in büyük bir limana
ihtiyacı var ise Filyos Limanı’nın
yap – işlet - devret modeli ile yapılması konusunu yeniden almalı
ve onu hayata geçirmelidir. Bu şekilde önemli bir zaman tasarrufu
yapar, hem kendi adına daha kârlı
hem de insanların yıllardır hayal
ettiği bir yatırımı gerçekleştirmiş
olur.
Mevcut 25 milyon ton kapasiteli Filyos Limanı Projesi’nin
hayata geçmesi için Ulaştırma
Bakanlığı Demiryolları Limanlar
ve Hava meydanları İnşaatı Genel
Müdürlüğü yoğun bir şekilde çalışıyor. Bu limanın yapımı için herkesin de aynı çabayı göstermesi
gerekirken 5 milyon tonluk ikinci
bir liman çabası uygun değildir.
Ayrıca birbirine bu kadar yakın
mesafede yapılacak iki liman çevre açısından da sıkıntı yaratacaktır. Çünkü yeni liman için düşünülen mevcut mendirek alanında
yeterli yer olmadığı açıktır. Araştırmalarımıza göre 5 milyon ton
Ekonomi / Haber
kapasiteli bir alan için 90 dönümlük bir alan gerekmektedir. Firma
bu alanı nasıl yaratacaktır? Denizi
doldurmakla mı? Bu sahilin yok
edilmesi anlamına gelmektedir.
Şehrin göbeğindeki bu alana liman yapmak çevreyi düşünmeden
katletmek demektir.
Filyos Vadi Projesi’nin kalbinde yer alan Filyos Belediyesi de
öncelikle var olan Filyos Liman
projesine sahip çıkmalıdır. Balıkçı barınağı gözlerinin önündedir.
Yetkililer Filyos’un geleceğine
sahip çıkmalı, önemli bir turizm
potansiyeli olduğunu göz ardı
etmemelidir. Filyos gerçektende bölgede tarihi dokusu, doğası
ve sahili ile bir turizm cennetine
dönüştürülebilecek tek alandır.
Filyos’taki bu doku, tahrip edilerek değil, korunup geliştirilerek
geleceğe taşınmak zorundadır.
Filyos’a yapılacak olan bu özel
liman konusunda cevaplarını merakla beklediğimiz sorular var;
• Yeni liman projesi her şeyiyle projesi hazır olan ve üstlenicisini bekleyen Filyos
Limanı’nın geleceğini baltalamayacak mı?
• Her firma ihtiyacım var diyerek
istediği yerde liman yaparsa sahillerimizin hali ne olacak?
• Filyos Limanı ve geri sahası
için gerekli olan önemli kısmı kamulaştırılan 7,5 milyon
m2’lik alan ne olacak?
• Kardemir’in yeni yapmayı düşündüğü özel liman için 394
bin m2 alan gerekli imiş. 38
dönümlük sahası mevcut olan
Kardemir geri kalan alanı denizi doldurarak ortaya çıkaracak. Deniz ve taş ocağı için
kullanılacak alan orman alanı
olarak kimin malı?
Bütün gelişmeleri yakından
takip eden bir kurumun temsilcisi olarak yeni bir liman projesini
yersiz buluyor ve ilgililerin mevcut Filyos Liman projesine sahip
çıkmasını bekliyoruz.
Vergi Dairesi yetkilileri
Odamızı ziyaret etti
Vergi Haftası etkinlikleri dahilinde Vergi Dairesi Müdürü Halil İbrahim Kırcı, Müdür Yardımcısı Fatma Akman, Şef Hayri Karaca, İsa Kayıkçı, Adnan Bayraktar ve çalışanları Huzur Arifoğlu
ile İnanç Kurtuluş’tan oluşan Vergi Dairesi heyeti Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyaret etti. Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat Sarsık’ın ev sahipliği yaptığı ziyarette Yönetim Kurulu Üyesi Halil Aakcan ve Muhasebeciler Odası Temsilcisi Ahmet Malçık da hazır bulundu.
Kamuoyunda sağlıklı bir vergi bilincinin oluşturulması ve
toplumun tüm kesimlerine benimsetilmesi için her yıl Mart ayının son haftası “Vergi Haftası” olarak çeşitli etkinliklerle kutlanılmakta olduğu belirtilerek etkinliklere sivil toplum örgütlerinin
de yoğun bir şekilde katılımının sağlanması için yapılması gerekenler görüşüldü.
Çaycuma Vergi Dairesi Müdürü Halil İbrahim Kırcı; Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası’nın sivil toplum kuruluşları arasında
önemli bir yeri olduğunu belirterek “Çaycuma TSO başta olmak
üzere, elbirliği ile Çaycuma’da mükelleflerimizin sıkıntılarını gidermek amacındayız. Vergi bilincinin oluşmasında her kuruma
önemli görevler düşmektedir. Etkinliklerimize de daha yoğun bir
katılım bekliyoruz.” dedi.
Çaycuma TSO Başkanı Rıfat Sarsık da; “Vergi haftasını kutluyoruz. Verginin kutsallığını bilen bir kurum olarak üzerimize
düşen çalışmaları yapmaktayız ve yapmaya devam edeceğiz.
Vergi haftası etkinliklerinin de ziyaretlerle sınırlı olarak gerçekleştirmektense geniş katılımlı ve ses getirici organizasyonlarla
gerçekleştirilmesi gerektiğini düşünüyorum Böylece vergi bilincini artırıcı faaliyetler daha büyük kitlelere duyurulacaktır. Oda
olarak bu konudaki faaliyetleri destekleyeceğiz.” diyerek önümüzdeki yıllarda yapılacak Vergi Haftası etkinliklerinin ortaklaşa
programlar yapılarak gerçekleştirilmesi gerektiğini söyledi.
23
Ekonomi / Haber
Çaycuma TSO heyeti İstanbul
Pencere 2011 Fuarı’na gitti...
Ç
aycuma Ticaret ve Sanayi
Odası üyelerinden gelen talep üzerine düzenlediği fuar gezilerine devam ediyor. Oda yeni fuar
gezisini 12 Mart’ta İSTANBUL
PENCERE 2011 fuarına yaptı.
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi İstanbul’da eş zamanlı olarak
gerçekleştirilen İSTANBUL PENCERE 2011 12. Uluslararası Pencere ve Panjur Sistemleri, Profil,
Üretim Teknolojileri ve Makineleri, Aksesuar, Hammadde ve Tamamlayıcı Ürünler Fuarı, GLASS
EXPO İSTANBUL 2011 Cam
Ürünleri, Üretim-İşleme Teknolojileri, Makineleri, Tamamlayıcı
Ürün ve Kimyasalları Fuarı ile
DOOR EXPO İSTANBUL 2011
3. Kapı, Kepenk, Panel, Pano,
Bölme Sistem ve Aksesuarları
Fuarı’nın yer aldığı 12 salonu da
yoğun ilgi ile gezildi.
Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Rıfat SARSIK düzenlenen fuar gezisi ile ilgili ola-
24
rak şunları söyledi: “Üyelerimizin
de oldukça yoğun ilgi gösterdiği
bu fuarlarda sektördeki öncü firmalar en son yenilikleri sergilemişlerdir. Pencere, kapı doğrama
ve diğer tamamlayıcı ürünlerle
ilgili faaliyet gösterenlere yeni
ufuklar açabilecek stantlar oldukça ilgi görmüştür. Yerli ve yabancı
profesyonel ziyaretçilerin, ihtiyaç
duydukları farklı sanayilerdeki
ürün ve teknolojiye tek seferde
ulaşabilecekleri ortamı yaratan
tüm fuarları takip etmeye çalışıyoruz. Bu yüzden üyelerimizin
de fuarları takip etmelerini ve toplu katılım yapmak istedikleri fuar
gezileri için Odamızla irtibata
geçmelerini bekliyoruz.”
Ekonomi / Haber
Sivil Havacılık A.Ş.’nin Ortakları
Çaycuma TSO’yu ziyaret etti.
Z
onguldak Sivil Havacılık
A.Ş.’nin Almanya’daki ortakları Sadettin Kuloğlu, Bahattin Emeç ve beraberinde Kemal
Durdu ile Hilmi Akar’dan oluşan
heyet Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası’nı ziyaret ettiler.
Ziyarette Çaycuma TSO Başkanı Rıfat Sarsık ve Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Köktürk’le görüşen heyet Çaycuma’da faaliyet
gösteren Saltukova Havaalanının
bölgeye kazandırılması ve Almanya seferlerinin sorunsuz devam
etmesinden duydukları memnuniyeti dile getiren ortaklar Çaycuma
Ticaret ve Sanayi Odası’nın da bu
konudaki çalışmalarından dolayı
kutladılar. Ayrıca Çaycuma TSO
Anadolu Öğretmen Lisesi’nin inşaatı konusunda Odanın oldukça
önemli bir görevi yerine getirdiğini belirterek kendilerinin de bu
konuda ellerinden gelen desteği
vermeye hazır olduklarını bildirdiler.
Zonguldak Sivil Havacılık
şirketinin işlettiği Saltukova Havaalanın gelişmesi için yapılması
gerekenler konusunda Çaycuma
TSO Başkanı Rıfat Sarsık’la görüş alışverişinde bulundular.
Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Rıfat Sarsık
da;“Arkadaşlarımızın yurt dışında yaşamalarına rağmen bölge
sorunlarına duyarlılıkları bizim
için oldukça sevindiricidir. Havaalanının faaliyete geçmesi için
verilen zorlu mücadelede başarılı
olunduysa bunda kendilerinin de
katkısı büyüktür. Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası olarak inşaatını tamamlamak üzere olduğumuz
okulumuza da katkıları olmuştur.
Kendilerine teşekkür ederim.”
dedi.
25
Ekonomi / Haber
Çaycuma TSO Başkanı Rıfat Sarsık Nusaybin sınır
kapısı temel atma törenine katıldı
Hisarcıklıoğlu:Tarihi “İpek Yolunu”
yeniden hayata geçireceğiz
T
ürkiye Odalar ve Borsalar
Birliği ile iştiraki Gümrük
ve Turizm İşletmeleri Ticaret A.Ş.
tarafından Yap-İşlet-Devret modeliyle modernizasyonu yapılacak
Nusaybin Gümrük Kapısı’nın temel atma töreni Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Suriye Maliye Bakanı
Muhammed El Hüseyin, TOBB
Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
Gümrük ve Turizm İşletmeleri
Ticaret A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Arif Parmaksız, ilgili bürokratlar, Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası Başkanı Rıfat SARSIK ve
birçok oda ve borsa başkanının da
katılımıyla gerçekleştirildi.
Törende konuşan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu,
dünyada ilk kez yapılan bir uygulama başlattıklarını vurgulayarak, “Yap-İşlet-Devret modeliyle
kamu’ya hiçbir yük getirmeden
6 sınır kapsının modernizasyonunu gerçekleştirdik. Gurur ve
sevinç içindeyiz. Ünlü politikacı
26
Ekonomi / Haber
Hanibal’ın dediği gibi “Ya bir yol
bulacaksın, ya bir açacaksın” Biz
bir yol bulduk; o da ticaretle zenginleşmek. Şimdi yeni bir yol açıyoruz. Şimdi Türkiye’yi bir sanayi
devi yapmanın yanında, bir transit
geçiş ve lojistik devi yapmaktan
bahsediyoruz. Tarihi ipek yolunu
yeniden canlandırmanın planlarını yapıyoruz. İşte TOBB olarak
üstlendiğimiz Gümrük Kapılarının modernizasyonu projelerine,
bu vizyonla yaklaşıyoruz” dedi.
Törenle ilgili olarak Çaycuma
Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Rıfat SARSIK’da şu açıklamayı
yaptı: “Nusaybin hem Türkiye
hem de Suriye için önemli bir sınır kapısı olacaktır. TOBB İpsala,
Habur, Cilvegözü, Sarp, Kapıkule, Hamzabeyli sınır kapılarının
modernizasyonunu tamamlamıştır. TOBB’un öncülüğünde kurulan, Çaycuma Ticaret ve Sanayi
Odası olarak bizim de ortağı olduğumuz Gümrük İşletmeleri Ticaret A.Ş. ile gümrük kapılarının
modernizasyonu ile bir yandan
devletin üzerindeki yatırım yükünü alıyor, diğer yandan modernize edilerek işlem hacmi büyüyen
gümrük kapılarından, devletimize
daha fazla vergi geliri kazandırıyor. Son yıllarda komşu ülkelerle geliştirilen ilişkiler ekonomik
alana da çok hızlı yansıyor özel
sektör olarak bölgenin en önemli
tedarikçisi haline gelmiş durumdayız. Yeni Nusaybin Gümrük
Kapısı, Güneydoğu Anadolu’nun
kalkınmasında da önemli bir yol
oynayacaktır. Bölgeye ekonomik
canlılık getirecektir. Ticaret, refah ve zenginliği getirir. Refah ve
zenginlik barış ve huzuru pekiştirir. Eskiden sınır kapılarını, ülkeleri ayıran yerler olarak görürdük.
Nusaybin sınır kapısıysa, Türkiye
ve Suriye’yi yakınlaştıracaktır.
Nusaybin; ticaretin, refahın, dostluğun, kültür bağının ve ortak çıkarın kapısı olacaktır. Bu kapılar
hem Türkiye’ye kazandıracak,
hem Suriye’ye kazandıracaktır.
Hayırlı olmasını dilerim”.
Karapınar İlköğretim
Okulu hentbol takımı
Çaycuma TSO’yu ziyaret etti
Z
onguldak’taki müsabakalarda “yıldız kızlar il birincisi” olarak 1-5 Mart tarihleri arasında Amasya’daki Bölge
Şampiyonası’nda ilimizi temsil edecek olan Karapınar İlköğretim
Okulu Hentbol Takımı Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odasını ziyaret etti.
Ziyaret sırasında Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı
Rıfat SARSIK’a okulları ve takımları hakkında bilgi veren öğrenciler müsabakalar için
destek talebinde bulundu.
Çaycuma Ticaret ve
Sanayi Odası Başkanı Rıfat SARSIK öğrencileri
ve okulu tebrik ederek
şunları söyledi: “Öğrencilerimizin Zonguldak
ilini temsil etmek üzere
bölge
şampiyonasına
katılması bize de gurur
vermiştir.
Öncelikle
kendilerini ve emeği
geçen değerli öğretmenlerini kutluyoruz.
Öğrencilerin eğitim ve
öğretimdeki başarılarının yanında bu tür
spor müsabakalarında
da başarılı olmalarını her zaman desteklemekteyiz. Karapınar İlköğretim Okulu bu konuda
oldukça güzel dereceler almaktadır. Amasya’da da bizleri ve ilimizi en güzel şekilde temsil edeceklerinden eminiz. Okulumuzun
başarılarını takip ediyoruz. Oda olarak bizler her zaman bu tür
başarıları desteklemeye çalışmaktayız. Kızlarımızın Amasya’dan
da bölge birincisi olarak dönmelerini bekliyoruz.”
27
Ekonomi / Haber
Genel Seçimler yapıldı
12
Haziran Genel seçimleri yapıldı. Zonguldak milletvekilliklerinin üçünü AK Parti kazanırken Cumhuriyet halk Partisi iki
milletvekilliği kazandı. AK Parti’nin
il genelinde oyların yüzde 47.21’ini
(184.297) alırken, CHP yüzde 37.47
(146.278), MHP yüzde 6.3 (24.590)
oranında oy aldı. Bu sonuçlara göre,
AK Parti’den Köksal Toptan, Ercan
Candan ve Özcan Ulupınar parlamentoya giderken, CHP’den Mehmet Haberal ile Ali İhsan Köktürk
milletvekili seçildiler.
Türkiye genelinde ise AK Parti
yüzde 49.95 oranında aldığı oyla
birinci parti olarak seçimleri kazanırken toplam 327 milletvekilliği
kazandı. CHP’nin Türkiye genelinde aldığı toplam oy oranı ise yüzde
25.94 düzeyinde kaldı. CHP’nin
parlamentoya soktuğu milletvekili
sayısı 135 olarak gerçekleşti. MHP
ise yüzde 12.98 oranındaki oyu ile
parlamentoyu 53 milletvekili gönderdi. Seçimlere bağımsız olarak
katılan adaylardan 35’i de seçimleri
kazanarak milletvekilliğine hak kazandılar. Bağımsız adayların Türkiye genelinde aldığı toplam oy oranı
ise yüzde 6.58 olarak gerçekleşti.
Zonguldak’dan seçimleri kazana-
rak milletvekili olan Köksal Toptan,
Ercan candan ve Özcan Ulupınar ile
CHP’den seçimleri kazanan Mehmet Haberal ile Ali İhsan Köktürk’e
Çaycuma Ticaret ve sanayi Odası
olarak başarılar diliyor, başarılı çalışmalarının milletvekili olarak da
sürdüreceklerine inanıyoruz.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu’nun
seçim sonuçları değerlendirmesi
T
ürkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Genel Seçim sonuçlarını değerlendirdi ve şu açıklamayı yaptı:
“Seçimler demokrasilerin bayram günüdür. 12 Haziran 2011 seçimleri
de Türkiye demokrasisi adına bir bayram edasında sorunsuz tamamlanmıştır. Ülkemizin her yerinde, insanlarımız sandık başına gitmiş, oylarını kullanmıştır.
Halkımızın iradesi tecelli etmiş, ülkemizin geleceğinde kilit bir rol
oynayacak yeni meclisimizin yapısı oluşmuştur. Adalet ve Kalkınma
Partisi, üst üste üçüncü kez halkın teveccühünü kazanarak önemli bir
başarı sağlamıştır. Yeni meclisimizde grup kuran tüm partilerimizi tebrik ediyor, yasama çalışmalarında başarılar diliyoruz.
Önümüzdeki süreçte yeni meclisimize tarihi görevler düşmektedir.
Bunların başında da toplumumuzun yeni bir anayasa talebinin karşılanması gelmektedir. Yeni Anayasa sürecinin yanı sıra Türkiye’yi yoğun bir ekonomi ve dış politika gündemi bekliyor. Ülkemiz açısından
2023’te dünyanın ilk 10 ekonomisi arasında yer almak son derece
önemlidir. Bu hedefe ulaşabilmek için ekonomimizin ihtiyaç duyduğu
reformları hayata geçirmeliyiz. Yeniden ekonominin gündemin birinci
maddesi haline gelmesi bu açıdan son derece önemlidir. Avrupa’da ve
Orta Doğu’da ciddi siyasi ve ekonomik sorunların yaşandığı bir ortamda iktisadi konumunu güçlendiren bir Türkiye bölgede önemli bir istikrar unsuru olacaktır.
Milletimizin sağduyulu demokrasi inancı 12 Haziran seçimlerinde
bir kez daha aziz milletimizce onanmıştır. TBMM çatısı altında görev
yapma onurunu elde eden tüm milletvekillerimizi kutluyor, 24.dönem
çalışmalarında başarılar diliyoruz.”
Zonguldak Milletvekilleri
Köksal
Toptan
28
Ercan
Candan
Özcan
Ulupınar
Mehmet
Haberal
Ali İhsan
Köktürk
Ekonomi / Araştırma
29
Ekonomi / Araştırma
Bu Teşvik Bir Harika,
Haydi İşverenler İŞKUR’a
Y
aklaşık 1-1,5 yıldır kamuoyunun beklediği ve umutlandığı halkın ağzıyla “af“, mevzuatla ilgilenenler tarafından ise
“torba” yasa olarak adlandırılan
yenilikler ve değişiklikler topluluğu,25.02.2011 gün ve 27857
sayı ve 6111 kanun numarasıyla
sahnelere çıkmış oldu.
Çıkan bu muhteşem single
için, bir çok afiş bastırıldı, ilgililere reklam broşürleri gönderildi.
Kimilerine “bu singılı dinlemezsen biz dinletmesini biliriz.” uyarıları içeren telefonlar edilerek,
şimdiye kadar dünyanın en büyük
reklam ajanslarının dahi yapmadığı, yapamadığı bir kampanya
uygulandı.
Böyle bir kampanya çok ses
getirdi. Mükelleflerin ya da mükellef olmamış mükelleflerin bu
yasada sunulan fırsatlardan haberdar olması ve sonunda faydalanması çok önemliydi. Belki de
böyle bir kampanya yapılmasaydı.Yasadan Haberdar olmayan bir
çok kesim olacaktı. O zamanda
yasayı bilmemek mazeret sayılmaz denilip,habersiz haberi olması gerekenler çok ama çok mağdur
olacaklardı.
Yasanın içerisine öyle bir
madde konuldu ki; Şimdiye kadar
çıkmış olan teşviklerin içerisinde en büyük ve en anlamlı teşvik
bu maddeyle doğdu. 6111 sayılı
yasanın 74. maddesi 4447 sayılı
Kanuna geçici 10. maddeyi ekledi. İşte bu makalede anlatacağım
konu, yürürlük tarihinden bu yana
henüz genelgesi yayımlanmayan
son derece önemli bir teşvikin
şartları ve uygulaması olacak.
A) TEŞVİKİN ÖMRÜ:
30
01/03/2011 den 31/12/2015
tarihine kadar. Ancak bu süre
Bakanlar Kurulu tarafından
31/12/2020 yılına kadar uzatılabilir.
B) TEŞVİKTEN YARARLANMA ŞARTLARI:
01.03.2011’den itibaren özel
sektör işverenlerince işe alınanlardan;
a) Fiilen çalıştırılma. (Fiilen
çalışmayan birisini asla teşvikten
faydalandırmayınız.)
b) İşe alındıkları tarihten önceki altı aya ilişkin SGK’na verilen prim ve hizmet belgelerinde
kayıtlı sigortalılar dışında olma
(Giriş tarihinden itibaren geriye
dönük altı ay değil Kuruma bildirimi yapılmış ve ara vermeksizin,
geriye dönük aylık bildirge sayısı
altı olacak.Aman ha dikkat)
c) Aynı döneme ilişkin (geriye
dönük son altı ay) işe alındıkları
işyerinden bildirilen prim ve hizmet belgelerindeki sigortalı sayısının ortalamasına ilave olma,
ç) Bu maddede belirtilen diğer
koşulları da sağlamak.
C) TEŞVİK UNSURLARI
a) 18 yaşından büyük ve 29
yaşından küçük erkekler ile 18
yaşından büyük kadınlardan;
1) Mesleki yeterlik belgesi sahipleri için 48 ay süreyle,
(Mesleki Yeterlilik belgesi verilen meslekler,5544 Sayılı MYK
Kanunu’nun 2. Maddesine göre
tabiplik, diş hekimliği, hemşirelik, ebelik, eczacılık, veterinerlik, mimarlık (Avrupa Birliği’nde
otomatik tanınma kapsamında
yer alan meslekler), mühendislik
mesleği ile en az lisans düzeyinde
öğrenimi gerektiren ve mesleğe
giriş şartları kanunla düzenlenmiş
olan mesleklerin dışındaki tüm
mesleklerdir. Kanun koyucunun
amacı; İşe alınacak kişinin taşıması gereken bilgi ve becerilerin
önceden bilinmesi, yanlış kişiyi
istihdam ederek para ve zaman
kaybetme riskini azaltmak, Mesleki yeterlilik belgelerine sahip
Ekonomi / Araştırma
nitelikli işgücü istihdamının yaygınlaştırılması ile tüketiciye daha
kaliteli mal ve hizmet sunulmasına katkıda bulunmaktır.
2) Mesleki ve teknik eğitim
veren orta veya yüksek öğretimi veya Türkiye İş Kurumunca
düzenlenen işgücü yetiştirme
kurslarını bitirenler için 36 ay
süreyle, (Mesleki ve teknik eğitim alanında orta öğretim diploması ile mesleki,teknik eğitim veren en az 2 yıllık yüksek öğretim
kurumundan mezun olanları ve
4904 sayılı yasayla kurulmuş olan
Türkiye İş kurumu tarafından düzenlenen kursları bitirme belgesi
sahibi olanları kapsamaktadır.)
3) (1) ve (2) numaralı alt
bentlerde sayılan belge ve niteliklere sahip olmayanlar için 24
ay süreyle,(Sadece teknik eğitimi olanları değil,teknik eğitimi
olmayanları da kapsamak tadır.)
b) 29 yaşından büyük erkeklerden (a) bendinin (1) ve (2)
numaralı alt bentlerinde sayılan
belge ve niteliklere sahip olanlar
için 24 ay süreyle,
c) (a) ve (b) bentleri kapsamına girenlerin Türkiye İş Kurumuna kayıtlı işsizler arasından işe alınmaları halinde ilave
olarak 6 ay yukardaki sürelere
eklenecektir.
Bura da şöyle bir yol
önereceğim;Yukardaki şartlara uygun bir çalışan alınacaksa,önce o
kişinin internet üzerinden Türkiye
İş Kurumu internet sitesine(www.
iskur.gov.tr) girmesi ve iş arayan
kısmından “üye ol” bölümüne girmesi buradan üyeliğini gerçekleştirmesi sağlanmalıdır. Özgeçmişin
girilmesi ve üyeliğin aktif edilip
edilmediğinin kontrol edilmesi
önemlidir.
Bu kayıt yapıldıktan sonra İşe
giriş yapılması çok önemlidir.
Bundan sonra ki aşamayı makalenin sonunda ayrıntılı olarak anlatacağımdan burada fazla girmiyorum.
ç) 5510 sayılı Kanunun 4-1(a)
bendi kapsamında çalışmakta
iken, bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarihten sonra mesleki yeterlik belgesi alanlar veya
mesleki ve teknik eğitim veren
orta veya yüksek öğretimi bitirenler için 12 ay süreyle,
Bir Örnekle açıklayacak olursak; 01.03.2011 den sonra 5510
sayılı yasanın 4/a kapsamında çalışan birinin 18 yaşından büyük
bayan olduğunu , diğer şartlarıda
sağladığını, 01.03.2011 tarihinden
önce başladığı, Açık Ticaret Lisesini, 01/08/2014 de bitirdiğini
düşünelim;
1) Öncelikle bayan çalışanımızın durumu, a/3 bendine girer ve
24 ay boyunca teşvikten faydalanır. Teşvikten faydalanma süresi
01.03.2013 de son bulur.
2) Eğer çalışanımız mesleki
orta öğretimi daha önce bitirmiş
olsaydı a/2 bendinde belirtilen 36
ay teşvikten faydalanacaktı.
Ama maddenin (ç) bendi, bu
çalışanımıza mesleki orta öğretimini 31/12/2015 den önce bitirdiği için 12 ay ek teşvik süresi
veriyor.01/08/2011
tarihinden,
yani mezuniyet belgesini ibraz
ettiği tarihten itibaren 12 ay daha
teşvikten faydalanır.Teşvik süresi
toplam 36 aya çıkar.
d) 18 yaşından büyüklerden bu
fıkranın (a), (b) ve (ç) bentlerine
girmeyenlerin Türkiye
İş Kurumuna kayıtlı işsizler
arasından işe alınmaları halinde 6
ay süreyle, uygulanır.
Örneğin; Diğer şartları sağlayan bir çalışanın mesleki yeterlilik belgesi yok, Mesleki ve teknik
ortaöğretim ya da Yüksek öğretim
mezunu değil, İşkur işgücü yetiştirme kursu da almamış.Ancak
İşkura işsiz olarak kaydını yaptırmış.Bu durumda bu çalışan 6 ay
boyunca teşvikten yararlanır.
ÖZEL DURUMLAR:
1) Bu maddede sayılan belge ve nitelikler nedeniyle destek
unsurundan yararlanabilmek için
sigortalıların sahip oldukları mesleki yeterlik, mesleki ve teknik
eğitim veren orta veya yüksek
öğretim kurumları veya Türkiye
İş Kurumunca düzenlenen işgücü
yetiştirme kurslarına ilişkin belgelerde belirtilen meslek ya da alanlarda işe alınmaları veya çalışıyor
olmaları gerekir.
2) Bu maddeyle sağlanan destek unsurundan aynı sigortalı için
bir kez yararlanılabilir.
3) Sigortalı, destek süresini
tamamlamadan işsiz kalması halinde, kalan süreden yeniden yararlanamaz.
4) 18 yaşından büyük ve 29
yaşından küçük erkekler ile 18
yaşından büyük kadınlardan,
aynı bent kapsamında yeniden
işe alınmaları ve (1) veya (2) numaralı alt bentlerde sayılan belge ve nitelikleri ;
a)Mesleki yeterlik belgesi sahipleri,
31
Ekonomi / Araştırma
b)Mesleki ve teknik eğitim
veren orta veya yüksek öğretimi
veya Türkiye İş Kurumunca düzenlenen işgücü yetiştirme kurslarını bitirenler bu dönemde temin etmeleri halinde destekten
yeniden yararlanabilirler.
Bu durumda ilk yararlanma süresi, ikincisinden düşülür
ve toplam yararlanma süresi
en son yararlanılan destek için
maddede öngörülen süreyi aşamaz.
5) İşveren hissesine ait primlerin Fondan karşılanabilmesi için
işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak; 5510 sayılı
Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerini yasal süresi içerisinde SGK’na vermesi,
6)Sigortalıların tamamına ait
sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarını yasal
süresi içinde ödemesi ve kapsama
giren sigortalının işe alındığı işyerinden dolayı Sosyal Güvenlik
Kurumuna prim, idari para cezası
ve bunlara ilişkin gecikme cezası
ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.
7) Sosyal Güvenlik Kurumuna olan prim, idari para cezası
ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borçlarının
6183 sayılı Kanunun 48. maddesine göre tecil ve taksitlendirilmiş
veya ilgili diğer kanunlar uyarınca prim borçlarının yeniden yapılandırılmış ve taksitlendirilmiş
olması, bu tecil, taksitlendirme
ve yeniden yapılandırma devam
ettiği sürece işverenlerin bu fıkra
hükmünden yararlanmasına engel
teşkil etmez.
8) Bu maddeyle sağlanan destek unsuru, 5510 sayılı Kanunun
81. maddesinin birinci fıkrasının (ı) bendi(%5 prim teşviki)
uygulandıktan sonra kalan sigorta primlerinin işveren hisselerine
ait oranı üzerinden, bu maddede
belirtilen esaslar dikkate alınarak
uygulanır.
9) Sosyal Güvenlik Destek
32
Primine tabi çalışanlar ve yurt dışında çalışan sigortalılar hakkında
uygulanmaz.
10) 5510 sayılı Kanun gereğince yapılan kontrol ve denetimlerde, çalıştırdığı kişileri sigortalı
olarak bildirmediği tespit edilen
işverenler bir yıl süreyle bu maddeyle sağlanan destek unsurlarından yararlanamaz.
11) Aşağıda belirttiğim işyerleri kapsam dışında tutulmuştur.
a) 21/4/2005 tarihli ve 5335 sayılı Kanunun 30. maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum
ve kuruluşlara ait işyerleri(genel
bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler, döner sermayeler,
fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediyeler ve il özel idareleri
tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları,
bütçeden yardım alan kuruluşlar
ile özel kanunla kurulmuş diğer
kamu kurum, kurul, üst kurul ve
kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmelerinde
ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklar)
b) 8/9/1983 tarihli ve 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa tabi
işyerleri
c) 4/1/2002 tarihli ve 4734
sayılı Kamu İhale Kanununa ve
uluslararası anlaşma hükümlerine
istinaden yapılan alım ve yapım
işleri
d) 4734 sayılı Kanundan istisna olan alım ve yapım işlerine
ilişkin işyerleri
12) 5510 sayılı Kanun kapsamında bulunanlarla aynı şartlarda
olmak üzere 506 sayılı Kanunun
geçici 20. maddesi kapsamındaki
sandıkların statülerine tabi personeli için de uygulanır.(Bu sandıklar; Bankalar, sigorta ve reasürans
şirketleri, ticaret odaları, sanayi
odaları, borsalar veya bunların
teşkil ettikleri birlikler personelinin malûllük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere, tesis
veya dernek olarak kurulmuş bulunan sandıklardır.)
E-Bildirge Sisteminde Yapılan Düzenlemeyle, 01/03/2011
den sonra işe alınan personelin
teşvikten
faydalanıp
faydalanamayacağını,kaç
ay
teşvik ten faydalanacağını görecek ve barkodlu form alacaksınız.
1.aşama; İşverenin E bildirge
şifresiyle E-Bildirge ekranına giriş yapılmalı,
2.aşama; E-Bildirge ekranına
giriş yapıldıktan sonra ‘’4447 /10
Geç. 10.md. Sigortalı giriş’’ butonu seçilmeli,
3.aşama; 2. aşamadaki giriş
yapıldıktan sonra,ikinci bir ekran
açılacaktır.Açılan ekranda Mart
ayından itibaren sigortalı girişi
yaptığınız sigortalıları göreceksiniz.
4.aşama; Her işçi için ayrı ayrı
İncele butonlarını tıkladığınızda
karşınıza üçüncü ekran açılacaktır. Bu ekrandan kişi işe yeni başlayan bir sigortalı kısmı butonunu
tıklayınız,
5.aşama; 4.aşamadaki butonu
tıkladığınızda, karşınıza dördüncü
ekran açılacaktır.
Burada seçeceğiniz alt bölümlere göre teşviklerinizin süresi tanımlı olarak karşınıza getirilecek.
Ya da çalışanlarınız teşvikten faydalanmıyorsa örneğin; ”Kişi işe
girdiği tarih itibariyle son altı ay
içerisinde çalışmıştır.” uyarısı alacaksınız.
6.aşama; Onayla butonunu
tıkladığınız zaman tekrar bir ekran açılacaktır. Ana ekran karşınıza çıkacaktır. Bazen bu ekran
gelmeyebilir. Çıkış yapı tekrar 2.
aşamadaki butonu tıkladığınızda
yeni form butonunu tıklayın ve
barkotlu formu yazıcıdan alınız.
7.aşama; Barkotlu formunuzu
aldıktan sonra ilgili belgelerle birlikte bir yazı ekinde bir ay içinde
SGK şubesine teslim edeceksiniz.
Kaynak: www.MuhasebeTR.com
Ekonomi / Araştırma
33
Ekonomi / Araştırma
2011’in 2. yarısında ekonomi
daha da soğutulabilir (*)
B
irinci çeyreğini geride bıraktığımız 2011 yılı, Kuzey
Afrika ve Orta Doğu’daki siyasi
gerginlikler ve Japonya’yı vuran
ağır deprem ve tsunami felaketi
nedeniyle şimdiden unutulmayacak bir yıl olacağını hissettirdi. İlk
üç ayda yaşanan olaylar, Türk iş
dünyası açısından yeni fırsatlar ve
beraberinde yeni zorluklar da birlikte getiriyor. Japonya’nın maruz
kaldığı deprem ve tsunami felaketi, otomotiv ve elektronik ürünler
alanında üretim ve dağıtımın, yedek parça ve ara mamul temininin Türkiye’ye kaydırılması anlamında yeni imkânları gündeme
getirirken, Kuzey Afrika ve Orta
Doğu’daki sıcak gelişmeler ise,
34
Prof. Dr. Kerem Alkin
öncelikle müteahhitlerimiz ve hiç
şüphesiz ihracatçılarımız açısından kimi zorluklara işaret ediyor.
Türkiye hayranlığı bölgede
etkisini güçlendiriyor
Bölgemizdeki 1. ve 2. kuşak
komşu ülkelerde yaşanan siyasi
gelişmeler ve toplumsal hareketlenmenin hiç şüphesiz çok sayıda
ve kimileri 30 – 40 yıl öncesine kadar uzanan gerekçeleri var.
Bununla birlikte, kimi Orta Doğu
uzmanları ve uluslararası ilişkiler
alanındaki kimi araştırmalar, son
birkaç yıldır Orta Doğu ve Kuzey
Afrika’daki siyasi hareketlenme-
nin gerekçeleri arasına, ihracatı
gerçekleştirilen “Türk Dizileri”ni
de eklemek gerekmektedir. Söz
konusu diziler, Türkiye’nin çoğunluğu Müslüman bir ülke olsa da,
çağdaş ve ilerici bir yaşam şeklini
ve bunun da ötesinde bölgemizin
refah düzeyi en yüksek ekonomisi
olma özelliğini yakaladığını gösteriyor. Bu nedenle, her ne kadar
daha ileri bir demokrasi standardına ulaşmak adına çabalarımızı
sürdürsek de, Türkiye’nin 87 yıllık
Cumhuriyet tarihinde ve özellikle
son 30 yılda kat ettiği ekonomik
ve demokratik standartlar düzeyi,
bölge ülkelerindeki toplumları da
hareketlendirmiş ve talepkâr hale
getirmiş durumdadır.
Ekonomi / Araştırma
“Komşularla sıfır sorun” politikasının ekonomik sonuçları
Türkiye’nin son 5 yıldır daha
yoğun bir şekilde yürütmekte olduğu “komşularla sıfır sorun” politikasının etkisi de unutulmamalı.
Bölge ülkelerinin büyük bir bölümü ile mutabakata varılan vize
işlemlerinin karşılıklı kaldırılması süreci, hem bölge ülkelerinden
çok sayıda turistin Türkiye’yi
ziyaret etmesini, hem de Türk iş
dünyasının etkili iş bağlantıları
yapabilmek adına bölge ülkelerini daha sıklıkla ziyaret etmelerini
sağladı. Bölge ülkelerinden gelen
turistlerin Türkiye’de sıklıkla şahit oldukları ciddi boyutlardaki
bayındırlık faaliyetleri, uluslararası standartlarda alışveriş merkezleri, rezidanslar, hava limanları,
karayolları hiç şüphesiz, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da ekonomik
dönüşümün neden bu derece geç
kaldığı ve neden Türkiye’nin çok
gerisinde kalındığı yönündeki sorgulamaları da alevlendirdi.
Türkiye’nin 2000’li yılların
başından bu yana güçlendirmekte
olduğu bölgesindeki Ekonomi ve
Ticaret Diplomasisi becerisi ve
bölgesel liderlik konumu, doğal
olarak Türkiye’nin komşu ülkelerle dış ticaretini yüzde 8’lerden
yüzde 25’lere taşıdı. Türkiye’nin
Avrupa Birliği’ne ihracatı hacimsel olarak 64 milyar dolarla bugüne kadar ki en yüksek seviyesine
2008 yılında ulaştıktan sonra, söz
konusu hacim 2009 yılında küresel
krizle birlikte 47 milyar dolara gerilemişti. Türkiye bölgemizdeki 1.
ve 2. kuşak komşu ülkelere ihracat
hamlesinde önemli başarı ve rekorlara imza atmasa idi Türkiye’nin
ihracat hacminde küresel krizden
kaynaklanan kan kaybı çok daha
dramatik olabilirdi.
Bunun yanı sıra tekstil, hammaddesi ve hazır giyim rekabeti
açısından, Türk şirketlerinin bölge ülkelerinde (QUİZ) gerçekleştirdikleri yatırımlar da, küresel
rekabet becerisi açısından önemli
açılımlar oldu. Bununla birlikte,
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da
hız kazanmış politik çalkantılardan yatırımının bir kısmını söz
konusu coğrafyaya kaydırmış olan
Türk şirketlerinin tedirgin olmaları da, bu sürecin “dikeni” olarak tanımlanabilir. Buna karşılık
Türk şirketlerinin bölge ülkelerinde personeli servisle fabrikaya
taşıma ve öğlenleri yemek verme
alışkanlıklarını sürdürmeleri ise,
bölge ülkelerindeki çalkantılarda,
o ülkenin vatandaşı olan işçilerin
Türk şirketlerine ait olan fabrikaları isyanlardan ve toplumsal hareketlerden korumaları gibi gelişmeleri de beraberinde getirdi. Türk
şirketlerinin ilk kez kendilerine
insan gibi muamele eden yabancı
yatırımcılar oldukları, Afrika ve
Orta Doğu’nun pek ülkesinde konuşuluyor.
Kuzey Afrika ve Orta
Doğu’da yeni fırsatlar gündeme
gelecek
Uluslararası yayın ve araştırma
kuruluşları tarafından düzenlenen
kamuoyu yoklamaları, iş adamlarının ve ekonomi çevrelerinin
Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki
dönüşüm sancılarının petrol ve
emtia fiyatları üzerindeki etkisi
açısından kısa vadede daha zor
bir süreç beklediklerini, bununla
birlikte bölgede artık geri dönülemez şekilde toplumlarının yaşam
standartlarının ciddi ölçüde iyileştirileceği yeni bir sürecin başladığına inandıklarını gösteriyor. Bu
durum, 400 milyonun üzerindeki
insanın alım gücünün iyileşmesiyle, beyaz eşya, elektronik eşya,
tekstil, otomotiv, konut sektörlerinde yeni fırsatlara ve bölgemizdeki 1. ve 2. kuşak ülkelerde enerji
35
Ekonomi / Araştırma
ihtiyacının artmasına, Türkiye’nin
önümüzdeki yıllarda komşu ülkelerden daha yoğun olarak gerçekleşecek ziyaretlerle, vazgeçilmez
bir turizm ve alışveriş destinasyonu olacağına işaret ediyor.
Türkiye’nin, Hükümet’in, ekonomi yönetiminin ve iş dünyasının
bu temel gerçeği hep göz önünde
bulundurarak inşaat malzemesi,
konut endüstrisi, elektronik, tekstil, enerji ve turizm alanlarında
bölge ülkelerinde ve Türkiye’de
gerçekleştirilecek ihtisas fuarlarına daha fazla ağırlık vermesi gerekecek. Türk iş dünyası ile bölge iş
dünyasının daha sıklıkla bir araya
gelmesini sağlayacak olan sözkonusu ihtisas fuarları, hiç şüphesiz
uluslararası iş dünyası ve yatırımcılar tarafından bu bölgede dikkatle takip edilecek yeni iş fırsatlarından Türkiye’nin hak ettiği ölçüde
pay almasını da sağlayacaktır.
Devletin vergi geliri beklentileri ile cari açık önlemleri çatışabilir
Bir önceki başlık altında,
MB’nın para politikası uygulaması ile Torba Yasa düzenlemesinin
birbirlerini hangi noktalarda sıkıştırabileceklerini, zora sokabileceklerini belirttik. Ancak, Torba Yasa
düzenlemesine bağlı olarak, firmaların yapmayı taahhüt ettikleri
ödemelerin MB’nın para politikası
uygulamasını zora sokabileceği iki
nokta daha var. Bunlardan birisi,
döviz kurlarının düzeyi. Hiç şüphesiz, MB’nın yeni para politikası
modeli sonrasında, dolar kurunun
1,54-1,58 TL bandına, hatta bir ara
1,58-1,62 TL bandına oturması, ithalatın bir ölçüde pahallılaşması,
ihracatın ise fiyat rekabet avantajı
yakalaması açısından, cari açığı
kontrol altına almak pek anlamlıydı. Nitekim, TCMB de PPK
toplantısı karar metninde, döviz
kurlarının düzeyinden rahatsız olmadığını özellikle belirtti.
Ancak bu süreçte, gerek TL
likiditesinde görülen kısmi ve
göreceli daralma, bankacılık sek-
36
törünün reel sektöre kullandırdığı
kredi hacmindeki artışı daha da
yavaşlatma kararı ile birleşince,
KOBİ’ler ve şirketler Torba Yasa
düzenlemesinden
yararlanmak
sonucunda taahhüt ettikleri ödemeleri gerçekleştirmek için, ellerindeki dövizleri bozdurmaya başlayacaklar. Bu durumda, önemli
bir miktarda dövizin bozulması ile
birlikte, dolar kuru 1,54-1,58 TL
bandından 1,48-1,54 bandına kayarsa, ithalatın yeniden cazibesini
arttırması ve ihracatçılar açısından
kur avantajının kısmen azalması,
cari açığın kontrol altına alınması
için ortaya konan çabaları örseleyebilir.
Söz konusu Torba Yasa düzenlemesinin gerektirdiği reel
sektör ödemeleri ile MB’nın para
politikası uygulamasının çatışmasının ikinci bir negatif etkisi ise,
reel sektörün MB’nın yeni para
modeline verdiği dolaylı desteği
azaltması olacaktır. Alınan para
politikası önlemlerinden Bankacılık sektörünün zaten mutsuz olduğunu, son birkaç gündür sektör
temsilcilerinin
açıklamalarında
son dönemlerde pek de görmeye
alışık olmadığımız sertleşmeden
zaten anlıyoruz.
Buna karşılık, finansal istikrar
riskini azaltmaya yönelik olarak
alınan önlemlerin döviz kurları
üzerindeki yukarı yönde itici etkisi, çeşitli dolaylı etkilerle azaldığında, yani ihracata odaklı reel
sektör açısından döviz kurlarındaki cazibe kısmen azaldığında, bir
de üstüne kredi hacmindeki yavaşlama geldiğinde ve piyasadaki TL
daha da daralırken, iç talepteki yavaşlama, reel sektör cephesinde de
mırıldanmaları artıracaktır. Bu durumda, şu ana kadar MB’nın yeni
para modeline destek olan reel
sektörün söz konusu desteği azaltması veya çekmesi, hiç kuşkusuz
TCMB üst yönetiminin para politikası modeline yönelik ikna çabalarını bir kat daha zorlaştıracaktır.
Belki de, bu tür bir “algı yönetimi”
sürecinde gözlenecek zorlanma
sürecini hissetmeye başlamış olan
ve başkanlık görevini resmen 18
Nisan’da tamamlayacak Başkan
Durmuş Yılmaz’ın, uygulanan
yeni ekonomi politikası modelinin etkinliğini güçlendirmek için,
başta Hazine olmak üzere, diğer
ekonomi yönetimi birimlerini de
göreve çağırmasına “zamanında”
kulak vermek yararlı olabilir.
* Sergistanbul Dergisi Nisan
2011 – sayı 47’den alınmıştır.
Ekonomi / Araştırma
37
Ekonomi / Araştırma
Kırsal Kalkınma Koyunculuk Modelleri
B
ir önceki yazımda, yem
bitkileri tarımının önemine
değinmiş, yem bitkileri yetiştiriciliği yapılmadan hayvancılığın
verimli ve karlı şekilde olamayacağını belirtmiş ve bazı uygulanabilir örnekler vermiştim.
Bu günkü yazımda ise, yöremiz ekolojisine uygun, yüksek et ve süt verimi alınabilecek
olan koyunculuk projelerine, süt
koyunculuğuna yönelik bir modelle başlamak istiyorum.
Ülke hayvancılığının uzun
yıllardır içinde bulunduğu gerileme, küçükbaş hayvan varlığımızı da olumsuz etkilemiş
ve koyun popülasyonunu çok
azaltmıştır. Yüksek verimli ve
damızlık nitelikli koyun ırklarını
yaygınlaştırmak tarımsal/kırsal
ekonomiye önemli katkı yapacaktır.
Sulama suyunun yetersiz,
arazilerin çok parçalı ve sınırlı büyüklükte oluşu, bitkisel ve
hayvansal üretimlerin günden
güne azalmasıyla, köylerimiz
uzun yıllardır şehirlere göç vermiştir. Bu ve benzeri projelerin
insanların köyünde istihdamına
büyük katkıları olabileceği gibi,
ülkenin tarımsal ekonomisine de
üretim artışı ve işsizlik oranlarının azalması yoluyla katkısı olacaktır.
Koyunculuk projeleri, gerek
6-7 ay gibi meradan faydalanılarak, gerekse meraya çıkmadan
açık ağıl sistemiyle uygulanabilmektedir. Yöremiz coğrafi
koşulları dikkate alındığında, bu
modelin daha uygulanabilir olduğu anlaşılacaktır. Meradan yararlanamayan koyunlara 6-7 ay
süresince yeşil ot verilebildiği
38
Ş. Aytuğ UYAR
Ziraat Yüksek Mühendisi
takdirde yüksek verim alınması
mümkün olacaktır. Ancak, karlı
bir hayvancılık için yem bitkileri tarımına mutlak surette ihtiyaç
vardır (yonca, korunga, hasıl ot,
silaj ve hayvan pancarı gibi).
Koyunculukta Gelirler aşağıda gösterilmiştir;
a) Damızlık gelirleri,
b) Et gelirleri,
c) Süt gelirleri,
d) Yapağı gelirleri,
e) Gübre gelirleri.
Ekonomik ve karlı bir koyunculukta, bu gelirlerin yıllık
mali analizler açısından önemi
büyüktür. Bu nedenle çok iyi
bakım ve beslenme, ucuz kaba
yem üretimi gibi bu gelirlerin
yükselmesini sağlayacak maliyet unsurlarının etkisini göz ardı
etmemek gerekir.
Süt koyunculuğunda, yöremiz ekolojisine uygunluk gösterebilecek üstün verimli koyun
ırkı olarak “Tahirova Koyunu”
öne çıkmaktadır.
Tahirova koyunu süt verimi
yüksek bir koyun ırkıdır. Trakya,
Marmara, Ege ve Batı Karadeniz
bölgelerinde, yüksek verimli bir
koyun ırkı olarak yetiştirilmektedir.
Tahirova koyunu, yerli “Kıvırcık” ırkı koyunlar ile Alman
Süt Koyunu “Ost Friz”in melezlenmesiyle elde edilmiştir. Bu
çalışma 1970’li yıllarda “Tahirova Türk-Alman Çiftliğinde”
(şimdiki Tahirova TİGEM) benim de bu çiftlikte Müdür Yardımcısı olduğum dönemde, Ege
Üniversitesinden Prof.Dr.Reşit
SÖNMEZ ekibi tarafından gerçekleştirilmiştir.
Alman “Ost Friz” ile “Kıvırcık” koyunlarının melezlenmesindeki amaç; ülkemizde koyun
eti ve koyun sütü üretiminin artırılmasına yönelik üstün verimli
bir koyun ırkının ortaya çıkarılmasıdır.
Tahirova koyununun özelliklerine kısaca değinirsek;
Vücut, baş ve bacaklar beyazdır.
Koç başı görünüm hakimdir.
Koyunlar boynuzsuz ise de
koçlarda boynuz görülebilir.
Kuyruk yapısı ince ve yapağısızdır.
Meme yapısı sütçü koyun
özelliğine sahiptir.
Canlı ağırlık, dişi ergin koyunlarda 55-60 kg., koçlarda ise
80-90 kg.dır. Et randımanı yüzde 50 dir.
Kuzuların doğum ağırlığı,
4-4.5 kg. dır. 3. ay sonu canlı
ağırlığı ise 28-30 kg. a ulaşır.
Doğumda kuzu sayısı 1.61.8 dir.
Ana koyunların laktasyon
süresi 200-240 gündür. Laktasyondaki süt verimi ise 250-300
kg. dır.
Yapağı verimi erginlerde
2-3 kg., toklularda ise yarısı
kadardır.
Tahirova koyun ırkı; ülkemizde yetiştirilen diğer yerli koyun
ırkları ile karşılaştırıldığında,
kuzu verimi, süt verimi ve et veriminin yüksekliğiyle öne çıkan
bir koyun ırkıdır.
İnsanların
beslenmesinde
çok önemli yeri olan hayvansal
kökenli protein kaynakları et ve
süt ile bunların mamulleri olan
ürünlerin üretilmesini artırmak,
öncelikle sağlıklı nesiller yetiştirebilmemiz için şarttır.
Ancak, hayli zahmetli olan
koyunculuk sektörüne yeni üreticiler kazandırmak, bunların bir
Birlik (Örneğin, Tahirova Koyun Yetiştiricileri) çatısı altında
örgütlenmesi ve yem bitkilerinin
yetiştirilmesi ve finansman dahil
her türlü teknik konuların temin
edilmesiyle mümkün olacaktır.
Günümüzde, hayvancılık üretimimizin azalmasına bağlı olarak yapılan çalışmalarla, üretim
için çeşitli teşvikler verilmekte
ve destekleme politikaları hayata geçirilmekte olup, hazırlanacak uygulanabilir projeler ve bu
projelerin uygulanması sırasında
oluşturulacak üretim Birlikleri
veya Kooperatifleri tarzı yapılanmayla toplamda maliyetlerin
düşürülmesi sağlanabilecek, dolayısıyla ülke ekonomisine yeni
bir kaynak sağlanmasından öte
yeniden kendine yeterli üretimi
yapabilen bir ülke haline gelmemiz mümkün olabilecektir.
Bu yazımda kısaca değinmeye çalıştığım Tahirova Süt
Koyunculuğu modeli haricinde,
yöremizde geçerli olabilecek,
verimli ve karlı şekilde uygulanabilecek “Romanov Koyunu”
ve “Saanen Süt Keçisi” projelerine de gelecek yazılarımda yer
vermeye çalışacağım.
İyi ve mutlu günler diliyorum, saygılarımla…
39
Ekonomi / Görüş
Şirketler yeni Ticaret
Kanuna hazır mı?
n TOBB
Başkanı M.
Rifat HİSARCIKLIOĞLU:
“Talih, hazır olanın
yüzüne gülecek”.
Y
eni Türk Ticaret Kanunu’na uyum için
şirketlerin 1 Temmuz 2012’ye kadar zamanları var. Aradaki zaman yaklaşık 14 aylık
bir süredir ve elbette çabuk geçecektir. Bu süreyi en etkin şekilde değerlendirmeli ve yeni
düzenlemelerle ilgili bir uyum sorunu yaşamadan kendilerini hazırlamalıdır.
Yeni Türk Ticaret Kanunu için yol haritası
da nerden çıktı diyecek olanlara TOBB Başkanı Rifat HİSARCIKOĞLU’nun bu konudaki
açıklamasından alıntı yapacak olursak şunu
söylemek en güzel cevap olacaktır:“Talih, hazır olanın yüzüne gülecek”.
Öncelikle şirketler yeni düzenlemeler hazır olup olmadıklarını, hazır olmak için neler
yapmaları gerektiğini tespit etmeli. Bunun bir
yolu da TTKMETRE çalışmasıdır. Şirketler
TTKMETRE’deki 43 soruya cevap vererek
eksiğini fazlasını görebilecek ve doğru yol haritalarını bu yönde oluşturabileceklerdir.
TOBB ve Deloitte Türkiye’nin işbirliği ile gerçekleştirilen bir çalışma olan
TTKMETRE’ye
www.tobb.org.tr/sayfalar/
ttkmetre.aspx ve www.deloitte.com.tr adreslerinden ulaşılabilir.
Bu anket çalışmasındaki 43 sorunun konu
başlıkları şunlar:
- Mali durum, Finansal raporlama, UFRS ile
Özdeş Türkiye Muhasebe Standartları
- Bilgi Toplumu Hizmetleri ve Bilgi Güvenliği
40
- Şirketin Temel Yapısı, Yönetim Organları
ve Pay Sahipliği Hakları
- Bağımsız Denetim
- Risk Yönetimi
- Şirketler Topluluğu.
TTKMETRE anketini dolduran şirketler
yeni TTK’ya hazırlanan şirketler arasında “hazırlık şirket notunu” da görecek ve altı konu
ve bu konuların alt başlıklarında Türkiye ortalamasında nerde olduklarını da ölçebilecek.
Şirketler ayrıca aynı ciroyu yapan şirketlerin
ortalaması arasındaki yerlerini, çalışanlar sayılarına göre dağılımına göre yerlerini, gelir büyüklüklerine göre yerlerini de görebilecekler.
Hazırlık notlarında her sorunun altında sorunun doğru cevabı da görülebilecek. Bu cevaplarla şirketler durumlarını tespit ederek uzman
görüşünden de yararlanacak ve bilgiye anında
ulaşabilecekler.
Bu çalışmada şirketlerin hazırlayacakları
yol haritası, tümüyle değişecek olan yeni ticaret şartları için bir rehber olacaktır. Eksiğini
fazlasını gören şirketler yeniden yapılanmalarını daha kolay gerçekleştirecek ve iç ve dış piyasada daha da güçlenerek rekabet avantajına
da sahip olacak.
Yeni kanunla en şeffaf hallerine bürünecek
olan şirketler böylece küresel rekabete de hazırlanmış olacaklar. İstemeseler de dış a açık
olmaya adeta itilecek olan Türk şirketleri her
türlü bilgilerini internet ortamında sunacaklardır. Bu yüzden de yeni döneme hazırlıksız ya
da gecikmeli girip hem yerel hem de küresel
rekabette zorlanmamak için yarışa birkaç adım
gecikmeli başlamak istemeyeceklerdir.
Bu yüzden üyelerimizin de bu ankete katılmaları, eksiklerini giderme konusunda da Odamızdan uzman kurum ve kişilerle eğitim vb.
destekleri talep etmeleri de önemlidir.
Ekonomi / Sağlık
Dr. Ersel MALÇIK
Çaycuma Diyabetliler Derneği Başkanı
Diyabet
Ş
eker Hasatlığı artık herkes tarafından bilinmektedir. Fakat hastalığı yaşayanlar bile çoğu zaman
ne yapacaklarını bilmemektedirler.
Gün boyunca yaptıklarımızı şöyle bir özetleyelim. Sabah kalkıyoruz işe yetişmek bahanesiyle hızlıca kahvaltımızı yapıyoruz ya da hiçbir şey yemeden
dışarı çıkıyoruz. Sonra yol üzerinden simit ya da bir
poğaça alıp iş yerimize gidiyoruz. Daha sonra bir çay
içip simit veya poğaçamızı yiyoruz. Bilgisayar varsa
onu açıp işimize bakıyoruz. Yaklaşık 2 ya da 3 saat
oturarak çalıştıktan sonra öğlen yemeğimizi yiyoruz.
Sonra bir çay daha ve ardından tekrar bir çay daha,
olmadı bir kahve ve tekrar çay, kahve. Oturarak yaklaşık 3 ya da 4 saat daha. Sonra işimiz bitiyor ve evimize gidiyoruz. Akşam yemeği yiyoruz . Çay ve televizyon faslı başlıyor. Bir iki saat program seyredip
yatıyoruz . Bu ortalama büro hayatı süren bir çalışan
için günün özeti denilebilir.
Yukarıda ki söylediklerime katılmayanlar olabilir. Hayır, efendim ben bunları yapmıyorum diyenler bence çok şanslılar. Bu hayat tarzı inanın ki şeker
hastalığı dahil bir çok hastalığa davetiye çıkarıyor.
Başta kalp ve damar hastalığı olmak üzere hiperlipidemi (kolesterol yüksekliği) ilk akla gelenlerden
oluyor.
Asıl konumuza gelecek olursak Diyabetus Mellitus (DM). Halk arasında Şeker hastalığı olarak ta
bilinen bu hastalıkla ilgili pek çok söylenecek söz ve
yapılması gereken pekçok şey var. İşte bizlerde bu
ihtiyaçtan dolayı Çaycuma’mız da diyabetliler derneğini kurduk ve daha birçok şey yapmayı planlıyoruz.
Bizlere halka ulaşmak konusunda yardımcı olan herkese ve tüm kuruluşlara minnettarız.
Şeker hastalığının Genel olarak çok yemek yemek, çok su içmek ve sık tuvalete gitmek, yara iyileşmesinin uzun sürmesi, sürekli yorgunluk ve halsizlik
gibi belirtileri de vardır.
Ancak asıl olan açlık kan şekeri ölçümüdür. Burada rakamsal değerler mutlaka önemlidir. Bu da
yeterli olmayıp tokluk kan şekeri de tedavi planlamasında önemli rol almaktadır. Bütün bunların yanında
Hemoglobin A1c de tedavinin düzenlenmesinde ve
hastanın ne kadar diyetine uygun davrandığının takibinde önemli bir göstergedir.
Bütün bunların haricinde göz dibine bakılarak yapılan göz muayenelerinde damar yapısında fark edilen bozuklukla da şeker hastalığı tanısında önemlidir.
Buradan da anlaşılacağı üzere aslında şeker hastalığı
küçük damar hastalığıdır. Yüksek kan şekeri kanın
yoğunluğunu ve yapışkanlığını artırarak kan hücrelerinin damar duvarına yapışmasını sağlamakta ve damar duvarını oluşturan hücrelerin yapısını bozmaktadır. Neticede damarların yapısı değişmekte ve kan
yeteri kadar hücreleri ve dokuları beslememektedir.
Vücudumuzda bütün bu değişiklikler olurken vücudumuz tabii ki bu değişiklikleri tamir etmekte ve son
olarak dayanamayacak hale geldiğinde şikâyetlerimiz
başlamaktadır.
41
Ekonomi / Sağlık
Yapılan bilimsel çalışmalar gösteriyor ki şeker
hastalığı aslında bir halk sağlığı sorunudur. Çünkü
toplumun neredeyse üçte biri bu hastalıkla yaşıyor.
Daha ciddi bir sorun ise toplumda kendinde hastalık
olduğunu bilmeden yaşayan birçok hasta var. Yani
şuan bu satırları okuyan sizlerden biri hasta ama farkında değil. Bunu sizi telaşlandırmak adına değil,
farkında olasınız diye belirtmek istiyorum.
Şeker hastalığının 2 büyük gurubu vardır .Birinci grup insülüne bağımlı ve erken yaşta tespit edilen TİP 1 DM. Bu hastaların pankreas beta hücreleri
doğuş tan çok az yada yoktur.Bunlar erken yaşlarda
insülin kullanmak zorunda olan, kan şekeri yüksek
hastalardır.Bu hastalar fark edilmezlerse kan şekerinin yüksekliğine bağlı olan komalarla karşımıza çıkmaktadır.
Diğer grup ise Tip 2 DM (erişkin tip diyabet).Ben asıl Tip 2 DM
ye dikkatinizi çekmek istiyorum.
Az önce bahsettiğimiz ‘’hastalığının farkında olmadan yaşayanlar’’
bu gruptadırlar. Tip 2 DM de pankeas beta hücreleri vardır ancak
yeteri kadar insülin salgılayamazlar. Söz konusu hücrelerden gerekli olan hormonun salgılanması
için( beta hücrelerini )uyaran ve
mevcut insülinin kullanılmasını
kolaylaştıran ilaçlar kullanırlar.
Tip 2 DM’ de Beta hücreleri gün geçtikçe azalmakta ve günün birinde tamamen insülin üretemez
hale gelmektedirler .İşte bu hastalarında tıp kı Tip1
DM ler gibi insülin kullanmaya başlamaları gerekmektedir.Bu hastalar kan şekerinin yüksekliğine bağlı
olarak kalp-damar rahatsızlıkları , görme bozukluğu
veya böbrek yetmezlikleri ile karşımıza çıkabilmektedirler.
Şeker hastalığında kalıtım faktörü hiçbir zaman
göz ardı edilemez . Genetik olarak sahip olduğumuz
özelliler hastalığa yakalanmamızı kolaylaştırmaktadır.Diyabetik anne ve babadan doğan çocuklar risk
gurubu oluşturmaktadırlar. Bunun yanında beslenme
özellikleri , stres , sigara ve alkol kullanımı ile riskler
giderek artmaktadır.
Yapılan bir bilimsel çalışma bizlere şunu gösteriyor; bizler hastalığı yaklaşık ‘’ 6 sene’’ sonra fark
ediyoruz. 14 yılsüren bir çalışmaya göre, ortalama
6 sene sonra şikayetlerimiz için doktora gidiyoruz.
veya tesadüfen kan şekeri ölçümleri yaparak fark
ediyoruz.
Açlık kan şekerinin 126 , herhangi bir zamanda
ölçülen kan şekerinin 200 ün üzerinde olması bizim
şeker hastası olduğumuzu gösterir.
42
Bugün için başarılı tedaviler tabiî ki mümkün
olmakla beraber asıl amaç ,hastalığa yakalanma ihtimalini azaltmaktır. Bunun için ise asıl yapmamız
gereken ise düzenli ve dengeli beslenmek, egzersiz
yapmak ve stresten uzak bir hayat sürmektir .Burada
stresi azaltmak mümkün olmaya bilir ancak yediklerimiz azaltarak ise başlayabiliriz.
İçinde doymuş yağların (katı yağlar, margarin ve
benzeri)bulunduğu gıdalardan almamak, alkol tüketimini azaltmak, tatlı gıdalardan kaçınmak gelmektedir.Günlük aldığımız kalorinin üzerinde beslenmemek gerkiyor.Fazla alınan her besin vucutta depo
edilerek, yağ dokusunu artırıyor. Yağ dokusunun
fazlalığı da insülin hormonuna direnç oluşturup, şeker hastalığına yatkınlığı arttımaktadır. Pratikte pek geçerli olmasa
da buradan şişman insanların daha
çabuk şeker hastalığına yakalanma
ihtimali olduğunu söyleyebiliriz.
Neticede ne kadar yemek yersek yiyelim mutlaka bu enerjiyi
harcamamız gerkiyor. Bunun için
de mutlaka hareket yani spor yapmamız gerkiyor.Spor tanımı herkese göre değişir. Bazıları için 15
dakikalık yürüyüş bile yeterlidir.
Önemli olan bu hareketleri düzenli
olarak hergün yapmamız ve alışkanlık haline getirmemizdir.
Günde 3 öğün ana yemek yemeli , akşamları daha
hafif beslenmeli, yeşillik ve meyve ile yemelerdeki
posa miktarını artırmalıyız.Bu ana öğünlerin haricinde ara öğünler mutlaka olmalıdır. Özellikle gençler
fast food tarzı beslenmekten kaçınmalı, bu konuda
okullarda da ve beslenme ile ilgili bilgiler verilmelidir.
Şeker hastalarında , ilerleyen dönemlerinde ellerde ve ayaklarda his kaybı olmaktadır veya yanma tariflemektedirler. Daha ciddi hastalarda ise ayaklarda
veya vücudun muhtalif yerlerinde iyileşmeyen yaralar olmaktadır.Göz dibi kanamalar sonucu görmede azalma veya böbrek fonksiyonlarında azalma her
hasta için bekleyen risk faktörleridir.
Sonuç olarak ailesel yatkınlığı olan herkesi, kendinde belirttiğim şikayetleri olanları mutlaka doktor
kontrolünden geçmeye çağırıyorum.Tüm okurlarımın yaşam tarzlarını, alışkanlıklarını gözden geçirip
, düzenlemelerini tavsiye ediyorum.
Bizler hekim olarak elimizden geleni mutlaka yaparız. Ancak kişiler bu hastalıkla bereber yaşamayı
öğrenmek zorunda ve buna göre yaşamalılar.Yoksa
sonuçları adı kadar tatlı olamayabilir.
Ekonomi / Sağlık
43
Ekonomi
FUAR TAKVİMİ
TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL
TEMMUZ
19. Malatya Fuarı;
27. Konya Ayakkabı Yan Sanayi ve Moda Fuarı (Kış Modelleri); Ordu 15. Karadeniz Sanayi ve Ticaret Fuarı (Katif 2011); Ordu 1. Gıda, Tarım ve Hayvancılık İhtisas Fuarı; Tarım ve Teknoloji Günleri; TRIKONFEX 1. Triko, Triko İpliği, Konfeksiyon ve Teknolojileri; 4. Çorlu Tarımtech (Tarım Teknolojileri) Fuarı; International Bodrum Yacht Show 2011 (31.); 06.07.2011 - 10.07.2011 tarihleri arasında,
Mişmiş Park Fuar Alanı, MALATYA
07.07.2011 - 10.07.2011 tarihleri arasında,
KTO Tüyap Konya Uluslararası Fuar Merkezi,
KONYA
08.07.2011 - 14.07.2011 tarihleri arasında,
Ordu Belediyesi Fuar Alanı, ORDU
08.07.2011 - 14.07.2011 tarihleri arasında,
Ordu Belediyesi Fuar Alanı, ORDU
21.07.2011 - 24.07.2011 tarihleri arasında,
Karaevli Köyü Açık Alan, TEKİRDAĞ
21.07.2011 - 24.07.2011 tarihleri arasında,
OFM Ortadoğu Fuar Merkezi, GAZİANTEP
27.07.2011 - 31.07.2011 tarihleri arasında,
Çorlu - Orion Alışveriş Merkezi Açık Fuar Alanı,
TEKİRDAĞ
27.07.2011 - 31.07.2011 tarihleri arasında,
Bodrum Doğuş Turgutreis Marina, MUĞLA
AĞUSTOS
22. Dini Yayınlar ve Kitap Fuarı; 30. Türkiye Kitap ve Kültür Fuarı; 30. Kitap ve Kültür Fuarı; TEXBRIDGE Tekstil ve Aksesuarları Fuarı; IFF 2011 - 12. İstanbul Moda Fuarı; Tesettür Fuarı Türkiye (4.); 3. Bijoux Expo Türkiye; Akare Yurtdışı Üniversite ve Dil Okulları Fuarı; Collection Premiere İstanbul (CPI); Akare Yurtdışı Üniversite ve Dil Okulları Fuarı; 16. Afyonkarahisar Zafer Fuarı; 01.08.2011 - 10.08.2011 tarihleri arasında,
Mişmiş Park Fuar Alanı, MALATYA
07.08.2011 - 26.08.2011 tarihleri arasında,
Sulltanahmet Camii Avlusu, İSTANBUL
07.08.2011 - 26.08.2011 tarihleri arasında,
Kocatepe Camii Avlusu, ANKARA
18.08.2011 - 20.08.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi/ Yeşilköy, İSTANBUL
18.08.2011 - 20.08.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi/ Yeşilköy, İSTANBUL
18.08.2011 - 20.08.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi/ Yeşilköy, İSTANBUL
18.08.2011 - 20.08.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi/ Yeşilköy, İSTANBUL
23.08.2011 - 23.08.2011 tarihleri arasında,
Sheraton Hotel ve Kongre Merkezi, ANKARA
23.08.2011 - 25.08.2011 tarihleri arasında,
Halkalı Tekstil Park Yerleşkesi, İSTANBUL
25.08.2011’de
The Marmara Oteli, İSTANBUL
25.08.2011 - 30.08.2011 tarihleri arasında,
Kültürpark Belediye Fuar Alanı, AFYON
Temmuz-Ağustos-Eylül 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan yurtiçi fuarlar listesi
yukarıdaki gibidir. Fuarlara katılmak isteyenlerin; davetiye temini, ulaşım ve toplu katılım gibi
organizasyonları için Odamıza müracaatlarını bekleriz.
44
Ekonomi
FUAR TAKVİMİ
TEMMUZ - AĞUSTOS - EYLÜL
EYLÜL
My Wedding Expo; 29.09.2011 - 02.10.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Collection Premiere İstanbul (CPI); 22.09.2011 - 24.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Mega Build İstanbul 2011 - Yapı İnşaat Malzemeleri ve Mimari Fuarı; 08.09.2011 - 11.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Agrotec’2011 - 15. Uluslararası Tarım ve Tarım Teknolojileri Fuarı; 08.09.2011 - 11.09.2011 tarihleri arasında,
ANFA Altınpark Fuar Merkezi, ANKARA
İzmir Enternasyonal Fuarı (80.); 08.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında,
Uluslararası İzmir Fuar Alanı, İZMİR
22. Dünya Madencilik Fuarı; 12.09.2011 - 15.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Diyarbakır 3. Oto Show Fuarı 2011; 13.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında,
Tüyap Diyarbakır Fuar ve Kongre Merkezi,
DİYARBAKIR
PROMOTURK 2011 - 26. Uluslararası Promosyon Ürünleri Fuarı; 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Outdoor & Indoor; 14.09.2011 - 17.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
NALBURİYE 2011 - Nalburiye & Hırdavat Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Yapı Market Tedarikçileri Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Avrasya Ambalaj 2011 17.Uluslararası Ambalaj Endüstrisi Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında,
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, İSTANBUL
İstanbul Gıda-Tek 2011 (6.); 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında,
Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi, İSTANBUL
IPACK 2011 - 26. Uluslararası Ambalaj, Paketleme ve 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında,
Gıda İşleme Sistemleri Fuarı; İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
GIDA 2011 - 19. Uluslararası Gıda Ürünleri ve Teknolojileri Fuarı; 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Print & Label 2011 - Baskı Teknolojileri ve Etiket Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
İstanbul Art Week; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında;
Eski Galata Köprüsü - Sütlüce, İSTANBUL
MEÇEF ‘11 - Mersin 5. Mobilya, Evlilik ve Çeyiz Fuarı; 17.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında,
Yenişehir Belediyesi Fuar Alanı, MERSİN
6. Tarımtech (Tarım Teknolojileri) Fuarı; 21.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında,
Lüleburgaz Kapalı Semt ve Fuar Merkezi,
KIRKLARELİ
15. Uluslararası Isaf Fuarı; 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında;
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
ZOW 2011 - Mobilya Endüstrisi, İç Tasarım, 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında,
Aksesuar ve Ekipmanları Fuarı; İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Z-TEC Mobilya İmalatı ve Ağaç İşleme Makineleri Fuarı; 15.09.2011 - 18.09.2011 tarihleri arasında, İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
IPSE 2011 İstanbul Public Security Exhibition; 22.09.2011 - 25.09.2011 tarihleri arasında,
İstanbul Fuar Merkezi / Yeşilköy, İSTANBUL
Temmuz-Ağustos-Eylül 2011 tarihlerinde gerçekleştirilecek olan yurtiçi fuarlar listesi
yukarıdaki gibidir. Fuarlara katılmak isteyenlerin; davetiye temini, ulaşım ve toplu katılım gibi
organizasyonları için Odamıza müracaatlarını bekleriz.
45
Ekonomi / Fuar Takvimi
46
Ekonomi / Fuar Takvimi
47
HAZIR BETON A.Ş.
Mrk. Tel : 0.372 615 84 16-17-18
Fax
: 0.372 615 74 81
Mrk. Gsm: 0.530 600 22 43
Gsm
: 0.533 613 49 78
KUM-ÇAKIL A.Ş.
Mrk. Tel
: 0.372 615 84 16-17-18
Bakacakadı: 0.372 532 71 52
Akyamaç : 0.372 663 93 05
Bartın
: 0.378 227 78 44
www.alagozler.com
YAPI İNŞAAT A.Ş.
Mrk.Tel
: 0.372 615 84 16-17-18
Fax
: 0.372 615 74 81
Zonguldak Şb : 0.372 253 70 27
Zonguldak Fax: 0.378 253 70 28
[email protected]
MADENCİLİK LTD.ŞTİ
Mrk. Tel: 0.372 615 84 16-17-18
Fax
: 0.372 615 74 81

Benzer belgeler

9 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası

9 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Yayın Kurulu Rıfat SARSIK Önder ALKAN Mehmet KÖKTÜRK Alper PÜREN Kâmuran MISIRLI u Reklam ve Mali İşler Recep ACAR u Yönetim Yeri Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Bulvarı No: 12 Çaycuma / ZO...

Detaylı

3 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası

3 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Yayın Kurulu Rıfat SARSIK Önder ALKAN Mehmet KÖKTÜRK Alper PÜREN Kâmuran MISIRLI u Reklam ve Mali İşler Recep ACAR u Yönetim Yeri Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Bulvarı No: 12 Çaycuma / ZO...

Detaylı

10 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası

10 - Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Reklam ve Mali İşler Recep ACAR u Yönetim Yeri Çaycuma Ticaret ve Sanayi Odası Atatürk Bulvarı No: 12 Çaycuma / ZONGULDAK Tel: 0372 6151073 Faks: 0372 6157326 www.caycumatso.tobb.org.tr e-mail: cay...

Detaylı