NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
ŞUBAT 2016 SAYI: 402
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
“Hazar Koridoru”nda
İyileşmeler devam ediyor
Türkiye-İran e-TIR pilot projesi tanıtıldı
UND sektörün 2015 yılını değerlendirdi
içindekiler
Şubat
2016
41
34
18 UND lojistik sektörünün 2015 yılını değerlendirdi
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin
(TİM) ev sahipliğinde 2 Şubat’ta düzenlenen toplantıda 2015 yılını değerlendirerek, 2016 yılı hedef ve önceliklerini paylaştı. UND Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu, küresel ekonomide artan risk faktörleri, giderek
tırmanan mülteci krizi, küresel terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen
siyasi gerginlik, çatışma ve bloklaşmaların getirdiği olumsuzlukların
2016 yılında da devam edeceğini öngördüklerini belirterek, sektörün
ve UND’nin 2023 hedeflerine ilerlerken çok daha büyük sorumluluklar
almaya hazırlandıklarını söyledi.
24 CEO’lardan tedarik zinciri yöneticilerine çağrı:
Dijital dünyayı fark edin!
Satın alma kararlarının şirket başarısına ve ekonomilere etkisini
değerlendiren Finansbank, BOSCH ve Siemens Yönetim Kurulu
Başkanları dijitalleşme vurgusu yaptı.
26 UND heyeti, 3 bakan ile sektör meselelerini
görüştü, talep ve önerilerini sundu
27 Ocak’ta Ankara’da 3 ayrı bakanlığa resmî ziyaretler gerçekleştiren UND
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu başkanlığındaki heyet, sektörümüzün temel sorunları ile birlikte dernek yönetimi ve üyelerinden gelen
öneriler doğrultusunda geliştirdiği projeleri bakanlara bizzat aktardı.
42 TSE onaylı Fil Filtre kaliteden taviz vermiyor
Fil Filtre yetkililerinden Tuna Barın, Ar-Ge’ye yönelik inovatif çalışmalarının
TSE tarafından onaylanmasının hem kendileri hem de Türkiye için bir kazanç
olduğunu ifade ediyor. Barın, otomotive yönelik parça imalatı yapan yan
sanayicinin Türkiye’de orijinale eşdeğer kalitede parça üretilebildiğini de
vurguluyor.
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
www.locamedya.net
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Ahmet Doğan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Şubat 2016
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
33
29
44 Brisa CEO’su Yiğit Gürçay: Filo müşterilerimizin
operasyonel verimliliğini artırıyoruz
Brisa Genel Müdürü Yiğit Gürçay, geleneksel Ticari Ürünler Değerlendirme
Toplantısı’nda, Profleet ile filoların toplam operasyon maliyetini düşürmeye odaklandıklarını belirterek,“2015 yılında sistemimize kaydettiğimiz
1 milyondan fazla lastiğin düzenli takibini yapıyor, filo müşterilerimizin
verimliliğini arttıran çözümler sunmaya devam ediyoruz” dedi.
46 Mercedes-Benz Türk Aksaray Fabrikası’nda
113 milyon avro tutarında yeni yatırımı ile
bin 200 kişiye istihdam sağlayacak
Mercedes-Benz Türk, Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 2018 sonuna kadar 113
milyon euro’luk yatırımla üretim kapasitesini ikiye katlayacak. 2015 yılında Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 19 bin 688 adet kamyon üreterek kendi rekorunu
kıran Mercedes-Benz Türk, artan kapasiteyi büyük oranda ihracata yönlendirmeyi hedefliyor.
35
50 Doğuş Otomotiv sahalarındaki araç
elleçleme hizmeti Borusan Lojistik’te
Kaliteli hizmetleri, deneyimi ve bilgi birikimi ile otomotiv sektöründeki
ağırlığını sürekli artıran Borusan Lojistik bu sektörde yeni bir başarıya
imza attı. Otomotiv sektörünün önde gelen kuruluşlarından Doğuş
Otomotiv’in sahalarındaki araç elleçleme hizmetini 1 Ocak 2016 itibarı ile
Borusan Lojistik üstlendi.
52 AB finansörlüğünde 2.7 milyon EURO
bütçeli projenin açılışı yapıldı
AB Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA-I) 2012 Yılı Programlaması
kapsamında yer alan “Türk Gümrük İdaresinin Modernizasyonu VIII”
proje paketinin son bileşeni, Kurumsal Yeniden Yapılanma ve İnsan
Kaynakları Yönetimi Teknik Destek Projesi’ nin açılışı yapıldı.
32
55 Scania, ağır ticari araç sektöründe
standartları belirliyor
Dünyanın önde gelen ağır ticari araç üreticilerinden Scania,
kullanıcılarının hizmetine sunduğu teknolojilerle ağır ticari araç
pazarının geleceğine yön veriyor.
56 Tırsan’ın Almanya yatırımı
yeni işbirlikleri ile güçleniyor
Tırsan’ın Almanya’nın Goch şehrindeki üretim tesisi, Kreis Kleve Bölgesi
Valisi Wolfang Spreen öncülüğündeki bir heyet tarafından ziyaret edildi,
olası işbirlikleri değerlendirildi.
36
BAŞYAZI
Değerli Dostlarım,
2
015 yılını geride bıraktık. 2015’te dünyamızı, ülkemizi ve
sektörümüzü yakından ilgilendiren olaylar yaşandı. 2015 yılında ihraç taşımalarında yüzde 4 civarında bir azalma oldu.
2015 yılında Türkiye’den dış pazarlara 1,5 milyon ihracat
seferi gerçekleşti. Genel olarak tüm sınır kapılarımızdan karayoluyla
gerçekleştirilen ihracatımıza baktığımızda; son 1 yılda ihracatımızdaki
yüzde 9’luk düşüşe paralel olarak ihraç taşımalarımızda yüzde 4 civarında azalma kaydedildi. 2015 yılında ülkemizden dış pazarlara 1,5
milyon ihracat seferi gerçekleşirken, bunun beşte biri yabancı ülke
taşımacılarına ait araçlarla gerçekleşti. İhracat taşımalarında en büyük
düşüşler, BDT ve Orta Asya pazarına yönelik taşımalarımızda yaşanırken; Rusya ve Irak taşımalarımız siyasi gerginlik ve çatışmalardan
dolayı durma noktasına geldi. Sınır kapılarımızdan özellikle Kapıkule,
İpsala ve Sarp çıkışlı ihracat taşımalarında yabancı araçlar karşısında
pazar payı kaybının devam ettiği görüldü.
İran’a baktığımızda ise İran’ın hem kendi ülkesiyle hem de transit olarak bizim için bir anlamı var. İran’a yönelik ihraç taşımalarımızda son
iki senede ikili taşımalarda yüzde 70 artış kaydettik. Türkiye olarak
ambargoların kalkması sonrası İran’ın özellikle Avrupa ile ticaretindeki
artışın temel transit güzergahı olmaya adayız. 144 milyar dolara gerileyen ihracat performansımızın taşıma performansımıza yansımalarının, küresel ekonomide artan risk faktörleri, giderek tırmanan mülteci
krizi, küresel terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen siyasi gerginlik,
çatışma ve bloklaşmaların gölgesinde girdiğimiz 2016 yılında da süreceğini öngörüyoruz. Sektörün ve UND’nin, 2023 hedeflerine ilerlerken çok daha büyük sorumluluklar almaya hazırlandığının da altını
çizmekte fayda bulunmaktadır.
Dünyanın ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerine lojistik penceresinden baktığımızda, lojistik iş süreçlerinin disipline edildiğini ve
sektörün tanımlandığını görüyoruz. Sektörlerin tanımlanması, taşların yerli yerine oturtulması sektör oyuncularının daha rahat nefes
almasını ve efektif, inovatif çalışmasını beraberinde getirmektedir.
Ülkemizde de bu alanda ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kurulduğunu ve bu kuruldan sektör olarak beklentilerimizin yüksek
olduğunu ifade etmek istiyorum. Lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde
faaliyet gösteren kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma prensiplerini belirlemek, aralarındaki koordinasyonu sağlamak üzere ‘Lojistik
Koordinasyon Kurulu’ oluşturuldu. Söz konusu politika çerçevesinde lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde faaliyet gösteren kamu kurum
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
ve kuruluşlarının üstlenecekleri rolleri belirlemek, müşterek konularda eşgüdüm tesis etmek, ortak karar alınmasını gerektiren
hallerde prensip kararları almak ve lojistik mevzuatı düzenlemelerinin koordinasyonunu sağlamak üzere, Ulaştırma Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı Müsteşarı’nın başkanlığında, Bilim, Sanayi
ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, Ekonomi, Gümrük ve
Ticaret, İçişleri ve Kalkınma Bakanlıkları Müsteşarları ile Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) Başkanlarının katılımlarıyla ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’
oluşturuldu. Kurul bünyesinde genel müdür seviyesinde çalışma
grubu oluşturulacak, ihtiyaç duyulması halinde daha alt seviyede
çalışma grupları da kurulabilecek. Diğer kamu kurum ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri çalışma
gruplarına dahil edilebilecek. Kurul tarafından yürütülecek çalışmalarda ve alınan kararların uygulanmasında ihtiyaç duyulacak
her türlü destek ve yardım, bütün kamu kurum ve kuruluşlarınca
sağlanacak. Lojistik sektöründe uzun zamandır ihtiyaç duyulan
eşgüdümlü çalışma ortamı nihayet sağlanmış olacak.
2015 yılında en önemli olaylardan biri de kuşkusuz ki “TürkiyeAB Karayolu Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” oldu. Türkiye-AB
arasında 20 yıl sonra yeniden değerlendirmeye alınan Gümrük
Birliği’nin Güncellenmesi Müzakereleri’nin ana gündemleri arasına
girmesine vesile olan UND, geçtiğimiz günlerde TBMM’de onaylanan DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması’nın ticaretimizi taşıyan
araçlara yurtdışında serbest transit geçiş haklarının da takipçisi olacak. Aynı şekilde, Türk vatandaşı profesyonel TIR şoförlerine 2009
yılında AB Adalet Divanı tarafından tanınmış olan “hizmet sağlayıcı”
statüsünün zorunlu kıldığı “vize muafiyeti” hakkının geri verilmesinin ve Avrupa Komisyonu’nun bağımsız araştırmacılara yaptırdığı
ve taşıma kotaları nedeniyle Türkiye-AB ticaretinin 3,5 milyar euro
azaldığını açık ve net olarak ortaya koyan “Türkiye-AB Karayolu
Taşımacılığı Anlaşması Etki Analizi” sonuçlarının da takipçisi olacağız. Karşılıklı ticaretimizin Gümrük Birliği’ne rağmen arzu edilen
düzeye bir türlü erişememesinin en temel nedenlerinden olan “tarife
dışı kısıtlamaların” kaldırılması konusunda Avrupa Komisyonu’nun
gayretlerine yoğun desteğimiz sürecek; ancak eş zamanlı olarak
2015 yılında UND ve TİM olarak Avusturya ve Macaristan’da açtığımız davalar ve Avrupa Komisyonuna 7 ülkeye yönelik şikayetimiz
çerçevesinde başlattığımız uluslararası hukuk mücadelemiz de bu
süreci takviye edecek.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Şubat 2016
Editör’den
“Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Azerbaycan
ve Türk basınında yer alan yoğun haberler ve Ulaştırma, Ekonomi
ve Dışişleri Bakanlıklarımızın verdiği büyük destek sonucunda,
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in talimatıyla
ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Sayın Şahin Mustafayev
Başkanlığında “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları
Koordinasyon Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına
başladı. Kazakistan’a ve Türkmenistan’a gitmek için Rusya’dan
transit geçiş yapmalarına izin verilmeyen Türk TIR’ları Azerbaycan
üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu ülkelere
ulaşıyor. ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şura Başkanı Şahin Mustafayev’in daveti üzerine Bakü’ye
gittik, yapılan görüşmeler sonucunda sektörümüzü rahatlatan
önemli kararlar alındı.”
Merhaba,
U
luslararası Nakliyeciler Derneği başarılarına bir yenisini daha ekledi. Rusya ile aramızdaki gerginlikten dolayı kafalarda hep ‘acaba şimdi ne olacak,
taşımalar nasıl gerçekleşecek, lojistik sektörü bu
krizi nasıl aşacak, bu durum sektörümüzü yaralayacak mı?’
gibi sorular vardı. UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve
kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Azerbaycan ve Türk basınında yer alan yoğun
haberler ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın
verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in talimatıyla ekim ayında Ekonomi
ve Sanayi Bakanı Sayın Şahin Mustafayev Başkanlığında
“Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı. Kazakistan’a ve Türkmenistan’a gitmek için Rusya’dan
transit geçiş yapmalarına izin verilmeyen Türk TIR’ları Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek
bu ülkelere ulaşıyor. ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük
Taşımaları Koordinasyon Şura Başkanı Şahin Mustafayev’in
daveti üzerine Bakü’ye gittik, yapılan görüşmeler sonucunda sektörümüzü rahatlatan önemli kararlar alındı. Bunlar:
Azerbaycan gümrük girişi için Aktau için Bakü Limanı’nı
kullanmayan araçlar 25 dolar şehir giriş ücreti ödemeyecek.
Mühürlü araçlara gümrük girişinde yapılan kantar ölçümü yol
boyunca yapılan kontrollerde de geçerli sayılacak ve kantar
kaynaklı ölçüm farklarına ayrıca bir işlem uygulanmayacak.
Tehlikeli madde tanımlamasında ADR Konvansiyonu listesi
esas alınacak. Kazakistan-Aktau Limanı’ndaki muhtelif masraflarla ilgili girişimler devam ediyor. Bakü Aktau Ro-Ro ücretlerinde de önemli iyileştirmeler sağlandı. Bakü-Aktau için
her Salı ve Cuma Günü Bakü’den, Aktau-Bakü için her Çarşamba ve Cumartesi Aktau’dan düzenli seferler yapılacak.
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Berdimuhammedov’un,
ikinci Türkmen gemisinin Hazar’da seferlerine başladığında
bu güzergahta indirim yapılması konusunda da UND’ye bir
müjdesi oldu. Türkmenistan’ın ikinci gemisi Hazar’a ulaştı.
Bakü-Türkmenbaşı güzergâhındaki iyileştirmeler ‘şimdilik’
olup bu geminin sefere başlamasıyla birlikte Azerbaycan tarafı da Türkmenistan ile aynı anda indirim yapacak. UND ve
Transit Şurası arasında kurulan sürekli iletişim hattı ile uygulamalar yakından takip edilecek olup farklı uygulamaların
olması halinde sürücüler UND’yi bilgilendirecek ve sağlanan
iletişim ile Transit Şura’sı olaya anında müdahale edecek ve
uygulamaların eskiye dönmesine izin verilmeyecek. Hazar
Koridoru’nda UND olarak tam saha pres yaptık, çok çalıştık
ve inandık. İnanmadan hiçbir şey olmaz. Kamu’nun gerekli
kesimleri ile birlikte hareket ederek bu işi başardık. Bölgesel
bir güç olan Türkiye’nin ulaştırma alanında çok daha efektif
ve inovatif olması gerekiyor. UND, takım olarak bu ve benzeri konularda yılmadan çalışıyor. Hazar koridoru, alternatif bir
yoldur. Türkiye olarak her zaman alternatiflerimizin olması gerekmektedir. Mustafa Kemal Atatürk, bundan yıllar önce Türki
Cumhuriyetler’e yönelik bu ülkelerin bir gün bağımsızlıklarına
kavuşacaklarını ve Türkiye’nin buna hazırlıklı olması gerektiğğini ifade etmiştir. Atatürk’ün bu sözünden de anlaşılacağı
üzere Türki Cumhuriyetler dediğimiz o bölgelerde ülkemizin
daha fazla söz sahibi olması gerekiyor. Bunun gerçekleşebilmesinin ön koşulu da ‘güçlü ekonomiden’ geçiyor. Güçlü
ekonomi için güçlü bir lojistiğin olması gerektiğini çeşitli panellerimizde ve konferanslarımızda dile getirmiştik. Güçlü lojistik/güçlü ekonomi sarmalı içerisinde bu bölgelere M. Kemal
Atatürk’ün dediği gibi hazır olmalıyız. Bu bölgelerin ihtiyaçlarına cevap verebilecek donanım ve profesyonollikte olmalıyız.
Hazar Koridoru’nu bu bağlamda çok önemli görüyorum. Bir
sonraki sayıda buluşunaya kadar hoşçakalın.
Saygılarımla…
10
UND’den
Macaristan sözünden döndü... Mücadeleye devam!
26-27 Ocak tarihlerinde
Macaristan’ın Budapeşte şehrinde
düzenlenen son KUKK toplantısında, Macaristan heyeti yine sözünde durmadı ve ülkemizin 2015 yılı
Şubat ayında her iki ülke tarafından
da kabul edilerek imzalanan KUKK
protokolüne uyulması çağrıları
cevapsız kaldı. KUKK toplantısında,
her iki ülke taşımalarının daha fazla
olumsuz etkilenmemesi amacıyla
2015 yılında kullanılmakta olan kota
miktarlarının devam ettirilmesi hususunda anlaşmaya varıldı. Buna göre;
kota kapsamındaki ücretsiz geçiş
belgeleri önümüzdeki hafta içinde
ülkemize iletilecek olup, Macaristan
geçiş belge fiyatları değişmedi. Diğer
taraftan, uluslararası ticaretin temel
şartlarından biri olan “Transit Serbestisi” kuralının, 162 DTÖ üyesi ülkede
etkin şekilde uygulanmasını sağlayacak olan Dünya Ticaret ÖrgütüTicaretin Kolaylaştırılması Anlaşması,
TBMM onayından geçerek 27 Ocak
tarihli Resmi Gazete’de yayınlandı
ve ülkemiz söz konusu anlaşmaya taraf oldu. 5 Ekim 2015’te AB
Parlamentosu’nun, Macaristan’ın da
içinde olduğu 28 üye ülkesi adına
onay verdiği ve “Transit Serbestisi”
sağlayacak olan anlaşmaya taraf
olması akabinde, “Transit Ülke” olmanın sorumluluğunu yerine getiren
ülkemiz, aynı Anlaşmaya onay veren
AB Parlamentosu üye ülkelerinden
biri olan Macaristan’dan da üzerine
düşen sorumluluğu yerine getirmesini
bekliyor. Macaristan’ın, transit taşımalarımıza getirdiği ayrımcı engelleri
kaldırması konusunda UND’nin haklı
mücadelesi devam edecek. Toplantıya ülkemiz heyetine Karayolu
Düzenleme Genel Müdür Yardımcısı
Nurhan Tüfekçioğlu başkanlık etti.
UND’yi temsilen UND İkinci Başkanı
Şerafettin Aras ve İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Katılım gösterdi.
UND heyeti Polonya Başkonsolosluğu’ndan
‘tam destek’ sözü aldı
Avrupa’ya taşımacılık faaliyeti
gerçekleştiren ülkemiz karayolu
taşımacılığı firmaları açısından
Polonya önemli bir konumda yer
alıyor. Gerek tarihi bağımız gerek
Şubat 2016
ise ticari ilişkilerimiz ile Polonya ve
Türkiye ilişkileri olumlu mesafeler
kat ediyor. Bu iyi ilişkilerin karayolu taşımacılığına yansımaları ve
muhtemel kazanımlarını görüşmek
amacı ile UND heyeti, Polonya
Başkonsolosluğu’nu ziyaret etti.
Verimli geçen görüşmede, Türk
taşımacılarının Avrupa’daki transit
geçiş hakları konusunda Dünya
Ticaret Örgütü kuralları ve TürkiyeAB ortaklık hukuku çerçevesinde
destek talebinde bulunulurken,
Başkonsolos Grzegorz Michalski
çözüm için tam destek sözü verdi.
Diğer taraftan Polonya’nın vize
konusunda ülkemizde faaliyet
gösteren taşımacılık firmalarına
yönelik olumlu yaklaşımın devam
etmesini önemi vurgulandı ve davetiye zorunluluğu vb. konularda
profesyonel sürücüler ve firmalarının karşılaştığı sıkıntıların ortadan
kaldırılmasına yönelik işbirliği önerilerinin değerlendirilmesi kararlaştırıldı. Toplantıya UND adına İcra
Kurulu Başkanı Fatih Şener, İcra
Kurulu Başkan Yardımcısı Alper
Özel ve Avrupa Ülkeleri Uzmanı
Kadir Çirkin katıldı.
12
UND’den
UND gümrük ve antrepo çalışma grubu toplantısı gerçekleştirildi
Sektörümüzün gümrük ve antrepo kapsamına giren uygulama ve
sorunlarının ele alındığı Gümrük ve
Antrepo Çalışma Grubu toplantısı 18 Şubat’ta UND merkezinde
gerçekleştirildi. Toplantıda Erenköy ve
Bursa Gümrük Müdürlükleri’nde yaşanan sorunlar ele alındı ve Gümrük ve
Ticaret Bakanı’na UND Yönetim Kurulu heyetince yapılan ziyaretin detayları
paylaşıldı ve gümrük idarelerinde
yaşanan sorunlar ve uygulamalar
istişare edildi. Gerçekleşen toplantıya, Gümrük ve Antrepo Çalışma
Grubu Başkanı Mustafa Kemal
Avcı (Mars Lojistik), Çalışma
Grubu Başkan Yardımcısı Yalçın
Karakoç (Sittnak), Çalışma Grubu
Üyesi Metin Yılmaz, Mustafa Şensoy (YGS), UND Yönetim Kurulu
Başdanışmanı Cahit Soysal, Cumhur Erzurumluoğlu (Çobantur),
Alper Gürler (Ekol), Necati Çelen,
Cemil Demirel (Logitrans), Salih
Koca (Tobbund), UND İcra Kurulu
Üyesi Erman Ereke ve UND Operasyon Uzmanı Gürol Gülbeyaz
katılım sağladı.
Rus TIR’larının geçişine 3 şartla izin verilecek
2016 yılı karayolu geçiş belgelerini
teslim etmediği için 1 Şubat’tan
bu yana Rus TIR’ların Türkiye’ye
girişine izin verilmiyor. Türk tarafı,
Rusya’ya yeniden geçiş izni vermek için Rus hükümetinin üç şartı
yerine getirmesini istiyor. Rusya
ile Türkiye arasındaki karayolu
Şubat 2016
taşımalarının durmasından Rus
tarafının daha olumsuz etkilendiğini
vurgulayan Türk nakliyeciler, bu
ülkenin TIR’larına yeniden geçiş
izni verilmesi için üç şartı yerine
getirme çağrısında bulundu. Rusya
Cumhurbaşkanı Vladimir Putin’e
seslenen UND yetkilileri, anlaşma-
larla belirlenen geçiş belgelerinin
Türk tarafına teslim edilmesini,
sürücülerin yeniden vizeden muaf
tutulmasını ve Rusya tarafından
taşımacıların siyasi krizin dışında
tutulmaları ve yardımcı olunması
konusunda kamuoyuna bir çağrı
yapılmasını istedi.
13
Şubat 2016
14
UND’den
UND Heyeti Kazakistan Ankara Büyükelçiliği’ni ziyaret etti
UND Heyeti Kazakistan
Ankara Büyükelçiliği’ni
ziyaret ederek sorunları
iletti. UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener öncülüğündeki UND heyeti
limanlardan, boş dönen
araçlara kadar birçok
alanda bilgilendirmelerde ve çözüm önerilerinde bulundular.
Orta Koridorun ve özellikle Hazar
güzergahında Aktau Limanı’nın
artan önemi çerçevesinde UND,
taşımacılarımızın yaşadığı sorunları
ve taleplerini Kazakistan Ankara
Büyükelçiliği Müsteşarları Ayan Kolbay ve Alimkhan Yessengeldİyev’e
İletmek üzere ziyarette bulundu.
Gerçekleştirilen görüşmede UND
tarafından iletilen sorunlar ve alınan
cevaplar şu şekilde sunuldu:
5 günlük ikamet, 30 günlük
oturum sorunu, geçiş belgelerinin 1 ay geçerli olması
Limana girişte sürücünün kaydını
yaptırması durumunda 5 günlük
oturum süresinin başlaması, çıkışta
ise Atrau’ya gelindiğinde yapılacak
yeni bir kayıt ile 30 gün kalış süresinin
başlatılması yönündeki çalışmaların
sürdüğü Kazak yetkililerce ifade edildi.
Transit araçlara konvoy
uygulamasının zorlukları ve
süre kaybı
Kazakistan üzerinden transit
geçen Türk araçların tamamının
konvoy uygulamasına tabi olduğu
ve ilave maliyetlere katlanıldığı
UND’ce belirtilerek, taşımacılarımızın mağduriyeti dile getirildi.
Türkiye’deki Araç Takip Sistemi
cihazları ile uygulamanın çok
daha kolay hale geldiği ve ücretsiz şekilde elektronik ortamda
araç takibinin yapıldığı UND’ce
paylaşılarak, benzer uygulamanın
Kazakistan’da da denenebileceği UND heyeti tarafından dile
getirildi. Kazak heyeti uygulamayı bildiklerini, incelediklerini
Şubat 2016
ve Kazakistan’da da uygulanması
amacıyla çalışmaların başlatılmış
olduğunu belirtti.
Kazakistan’a taşıma yapan
araçlarımızın çoğunlukla boş
geri dönüş yapması
Kazakistan’da özellikle buğday, tahıl
cinsi yüklerin Türkiye’ye gönderildiği
ve bu yüklerin Türk araçları tarafından
taşınabileceği ifade edildi.
Kazakistan’da ödenen
yüksek ücretler
İlave maliyetler nedeniyle Kazakistan
taşımalarında navlun bedellerinin
yükseldiği ve ürünün pazara giriş
fiyatının arttığı ve her iki ülkenin de bu
durumdan zarar gördüğü UND tarafından belirtildi. İlave maliyet yaratan
uygulamaların ve gayri resmi ödemelerin kaldırılması için destek talep
edildi. Kazak heyeti, limanlarda çağrı
merkezlerinin olduğu, gayri resmi
ödeme taleplerinde direkt olarak bu
telefonlardan bilgilendirme yapılması
gerektiğini, bu amaç doğrultusunda
kurulmuş bir ekibin bu tarz sorunlar
ile ilgilendiğini UND heyetine aktardı.
Limanlardaki ve gümrüklerdeki
uzun süreli beklemeler
Limanlarda ve gümrüklerde yaşanan
uzun süreli beklemelerin sefer sürelerini uzattığı ve buna dayalı olarak
navlun bedellerinin yükseldiği UND
heyetince belirtildi. Çin ile Türkiye ve
komşu ülkelerin karayolu taşımacılığı
anlaşması için gerekli görüşmelerin
sürmekte olduğu ve orta koridorun
gelecekteki potansiyelinin korunması
ve geliştirilmesi için Aktau Limanı’nda
gerekli iyileştirmelerin bir an önce
tamamlanması gerektiği Kazakistan
Ankara Büyükelçiliği Müsteşarı ve
beraberindeki bürokratlara UND
tarafından ifade edildi. Aktau Limanı
dışında Atrau gibi alternatif limanların
Hazar güzergahında hizmet vermesinin de değerlendirilebilmesi Kazak
heyetine ifade edildi. Kazakistan
heyeti Aktau Limanı’ndan ülkenin iç
kesimlerine ulaşımı sağlayacak, yol
inşaatının bitmek üzere olduğunu
belirtti, alternatif liman ile ilgili ise çalışmaların sürdüğünü açıkladı. UND
ayrıca ülkelerimiz arasında ticaretin
ve taşımacılığın gelişebilmesi için ikili
ve transit geçiş belgesi kotalarının
kaldırılması için Kazakistan Ankara
Büyükelçiliği’nden destek talep etti.
UND’yi toplantıda İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Başkan Yardımcısı Evren Bingöl, İcra Kurulu Üyesi
Erman Ereke ve Ankara Temsilcisi
Nejla Albayrak temsil etti.
15
Şubat 2016
16
UND’den
UND’den Bankalar Birliği’ne 4T Çağrısı
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkanı Çetin Nuhoğlu, Rusya ile yaşanan kriz nedeniyle sektörde “3T” olarak da bilinen Turizm, Tarım ve Ticaret sektör temsilcileri ile bir araya gelen Türkiye Bankalar Birliği’ne; lojistik sektörünün
önemini vurgulayarak 4’üncü T olarak; ekonomiyi taşıyan taşımacılığın da aynı
kapsamda değerlendirilmesi çağrısında bulundu.
Çetin Nuhoğlu; “3T’nin yanında “Taşımacılık” yani 4’üncü T
unutulmamalıdır. Taşımacılık olmadan hiçbir şey olmaz.”
S
uriye ve Mısır krizleri sebebiyle Ortadoğu taşımalarında,
Rusya ambargosu sebebiyle
Rusya ve Rusya üzerinden Orta
Asya taşımalarında sorunlar yaşayan Lojistik sektörü, Krizin etkilerini
değerlendirmek üzere Turizm, Tarım
ve Ticaret sektörleri (3T) ile bir araya
gelen ve sorunu bu sektörlerle işbirliği
halinde atlatma kararını açıklayan
Bankalar Birliğine çağrıda bulundu.
Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan UND Başkanı Çetin Nuhoğlu,
“Turizm, Ticaret ve Tarım sektörü
temsilcileri ile bir araya gelen Bankalar Birliği Başkanı Sayın Hüseyin
Aydın, krizden etkilenen 3 sektör
temsilcisinin katıldığı toplantıda,
Rusya krizinin ekonomiye yansımalarına ilişkin olarak “Herkesin kaybettiği
ortamda biz kazanmayız veya bizim
kazandığımız ortamda herkes kaybetmiyor. Hep birlikte sorun neyse,
problem neyse imkânlarımız ölçüsünde bunları yönetebileceğimizin altını
çizmek istiyorum” diyerek çok yapıcı
bir yaklaşım sergilemiştir. Rusya’nın,
Türk mallarına kapılarını kapatmaŞubat 2016
sından en fazla etkilenen sektörlerden
birinin de taşımacılık sektörü olduğunu
belirten UND Başkanı Çetin Nuhoğlu,
“Transit geçişler için Hazar geçişi kısa
sürede devreye sokularak Orta Asya
taşımaları büyük ölçüde sorunsuz olarak
gerçekleştirilmeye başlanmış olup
Rusya sorununun çözümü konusunda
beklentilerimiz iyimserdir. Özellikle Habur
sınır kapısının bir ay süre ile kapanması
sonucunda yaklaşık 1 milyar USD değerindeki ihracatın geçişi durmuş binlerce
aracımız da kontak kapatmak zorunda
kalmıştır. Geçtiğimiz hafta itibariyle
Habur’da geçişlerin normale dönmesi
ile bu sorun da büyük ölçüde aşılmış
durumdadır” şeklinde konuştu.
Kalıcı hasarların oluşmaması için
artçı etkilerle mücadele edilmeye
çalışılmaktadır
“İçinde bulunduğu ekonomideki gelişmelere duyarsız kalmayan Bankalar Birliği Yönetimi benzer krizlerde ekonomiyi
taşıyan sektörümüzü de monitörüne
almalıdır” diyen UND Başkanı Nuhoğlu şöyle konuştu: “Lojistik konusu ilk
kez 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda
hedefler arasında yer almış Sayın
Başbakanımız tarafından açıklanan
öncelikli dönüşüm programlarından
biri olarak ilan edilmiş ve bu konuda
Bakanlıklarımızda yoğun bir çalışma
başlatılmıştır. Özellikle Uluslararası
taşımacılar ülkemiz ihracatını dış
pazarlara en hızlı ve ekonomik
şartlarda ulaştırarak çok stratejik
bir rol üstlenmektedir. Dönemsel
krizlerde zaman zaman sıkıntılar
yaşayan sektörümüz bu konuma
yaklaşık yüzde 90 oranında kendi
imkanları ile ve desteksiz ulaşmıştır.
Ülke ihracatını en rekabetçi şartlarda taşımanın yanında sektörümüz,
2014 yılında gerçekleşen 50 Milyar
dolar tutarındaki hizmet ihracatında,
Turizm sektörünün ardından 14.4
milyar dolar ile ekonomiye katkı
sağlayan Hizmet İhracatçısı sektörler arasında 2. sırada gelmektedir.
Sadece bu rakam bile sektörümüzün mevcut krizden etkilenen 3T ile
bir bütünlük içinde dikkate alınması
ve değerlendirilmesi gerektiğinin kanıtını oluşturmaktadır. Sektörümüz
yaşanmakta olan Güncel krizlerin ilk
dalgasını savuşturmuş, kalıcı hasarların oluşmaması için artçı etkilerle
mücadele edilmeye çalışılmaktadır.
Kamu yönetimi Lojistik sektörünü
bu gözle izlemeye devam etmektedir. Bankalar Birliğimiz de Bölgesel
Lojistik Merkez ve bölge ticareti için
en stratejik transit güzergahı olma
potansiyeli olan ülkemizde Taşımacılık sektörünü izlemeye, desteklemeye özen göstermelidir. Bankalar
Birliği’nin Sayın Başkanı’nın da ifade
ettiği gibi, ülke varlıklarının ve kazanımlarının en iyi şekilde korunması
amacıyla Finans sektörünün böyle
dönemlerde olumsuz etki altında
kalan temsilcileriyle iş birliği yapması
yararlı olacaktır. Krizden etkilenme
oranı ve Stratejik önemi dikkate alındığında Taşımacılık sektörü işbirliği
yapılacak en öncelikli sektördür.
Bu duyarlılığı sektörümüz adına
bekliyoruz…”
17
Şubat 2016
18
UND lojistik sektörünün
2015 yılını değerlendirdi
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ev
sahipliğinde 2 Şubat’ta düzenlenen toplantıda 2015 yılını değerlendirerek, 2016
yılı hedef ve önceliklerini paylaştı. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu,
küresel ekonomide artan risk faktörleri, giderek tırmanan mülteci krizi, küresel
terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen siyasi gerginlik, çatışma ve bloklaşmaların getirdiği olumsuzlukların 2016 yılında da devam edeceğini öngördüklerini
belirterek, sektörün ve UND’nin 2023 hedeflerine ilerlerken çok daha büyük
sorumluluklar almaya hazırlandıklarını söyledi.
Şubat 2016
19
U
luslararası Nakliyeciler
Derneği’nce (UND) lojistik
sektöründe Türkiye’de ve
Dünya’da yaşanan gelişmeler hem
sektörel hem de ekonomik açıdan
değerlendirildiği basın toplantısı, Türkiye
İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) ev sahipliğinde 2 Şubat’ta gerçekleştirildi. UND
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu
ve tüm yönetim kurulu üyelerinin hazır
bulunduğu toplantıda; lojistik sektöründe
geçtiğimiz yıl özellikle komşu ülkelerdeki
siyasi karmaşa ve çatışmalar sonucu
dış ticaretteki düşüşe paralel yaşanan
olumsuzluklar dile getirilirken, 2016 yılına
ilişkin değerlendirmeler aktarıldı.
2015 ihraç taşımalarında
yüzde 4 civarında azalma oldu
Toplantıda konuşan Çetin Nuhoğlu,
2015 yılında Türkiye’den dış pazarlara yaklaşık 1,5 milyon ihracat
seferi gerçekleştiğini belirterek, şunları
söyledi: “Genel olarak tüm sınır kapılarımızdan karayoluyla gerçekleştirilen
ihracatımıza baktığımızda; son 1 yılda
ihracatımızdaki yaklaşık yüzde 9’luk
düşüşe paralel olarak ihraç taşımalarımızda yüzde 4 civarında azalma
kaydedildi. 2015 yılında ülkemizden
dış pazarlara yaklaşık 1,5 milyon
ihracat seferi gerçekleşirken, bunun
beşte biri yabancı ülke taşımacılarına
ait araçlarla gerçekleşti. İhracat taşımalarında en büyük düşüşler, BDT ve Orta
Asya pazarına yönelik taşımalarımızda
yaşanırken; Rusya ve Irak taşımalarımız
siyasi gerginlik ve çatışmalardan dolayı
durma noktasına geldi. Sınır kapılarımızdan özellikle Kapıkule, İpsala ve Sarp
çıkışlı ihracat taşımalarında yabancı
araçlar karşısında pazar payı kaybının
devam ettiği görüldü. İran’a baktığımızda ise İran’ın hem kendi ülkesiyle hem
de transit olarak bizim için bir anlamı
var. İran’a yönelik ihraç taşımalarımızda
son iki senede ikili taşımalarda yüzde 70 artış kaydettik. Türkiye olarak
ambargoların kalkması sonrası İran’ın
özellikle Avrupa ile ticaretindeki artışın
temel transit güzergahı olmaya adayız.” Çetin Nuhoğlu, 144 milyar dolara
gerileyen ihracat performansımızın
taşıma performansımıza yansımalarının,
küresel ekonomide artan risk faktörleri,
giderek tırmanan mülteci krizi, küresel
terör faaliyetleri ve ülkemizi çevreleyen
siyasi gerginlik, çatışma ve bloklaşmaların gölgesinde girdiğimiz 2016 yılında da
süreceğini öngördü. Nuhoğlu, sektörün
ve UND’nin, 2023 hedeflerine ilerlerken
çok daha büyük sorumluluklar almaya
hazırlandığını belirtti.
Nuhoğlu: “Lojistik
Koordinasyon Kurulu” kuruldu
Lojistikle ilgili iş ve hizmetlerde faaliyet
gösteren kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma prensiplerini belirlemek,
aralarındaki koordinasyonu sağlamak
üzere “Lojistik Koordinasyon Kurulu”
oluşturulduğunu belirten Çetin Nuhoğlu şunları söyledi: “Söz konusu
politika çerçevesinde lojistikle ilgili iş
ve hizmetlerde faaliyet gösteren kamu
kurum ve kuruluşlarının üstlenecekleri
rolleri belirlemek, müşterek konularda eşgüdüm tesis etmek, ortak karar
alınmasını gerektiren hallerde prensip
Şubat 2016
20
UND’den
kararları almak ve lojistik mevzuatı
düzenlemelerinin koordinasyonunu
sağlamak üzere, Ulaştırma Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşarının başkanlığında, Bilim, Sanayi
ve Teknoloji, Çevre ve Şehircilik,
Dışişleri, Ekonomi, Gümrük ve
Ticaret, İçişleri ve Kalkınma Bakanlıkları Müsteşarları ile Türkiye
Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB)
ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
Başkanlarının katılımlarıyla “Lojistik
Koordinasyon Kurulu” oluşturuldu.
Kurul bünyesinde genel müdür
seviyesinde çalışma grubu oluşturulacak, ihtiyaç duyulması halinde
daha alt seviyede çalışma grupları
da kurulabilecek. Diğer kamu kurum
ve kuruluşları ile sivil toplum kuruluşları ve özel sektör temsilcileri çalışma
gruplarına dahil edilebilecek. Kurul
tarafından yürütülecek çalışmalarda
ve alınan kararların uygulanmasında
ihtiyaç duyulacak her türlü destek
ve yardım, bütün kamu kurum ve
kuruluşlarınca sağlanacak. Lojistik
sektöründe uzun zamandır ihtiyacı
duyulan eşgüdümlü çalışma ortamı
nihayet sağlanmış olacak ” dedi.
Dış ticaretin paydaşlarının
eşgüdüm içinde
çalışmasının önemi
Karayolu taşıma kotalarından ve
ihracatın GSYİH’daki payından da
bahseden Nuhoğlu, şunları söyledi:
“Türkiye-AB arasında 20 yıl sonra
yeniden değerlendirmeye alınan
Gümrük Birliği’nin Güncellenmesi
Müzakereleri’nin ana gündemleri
arasına girmesine vesile olan UND,
Şubat 2016
geçtiğimiz günlerde TBMM’de
onaylanan DTÖ Ticareti Kolaylaştırma
Anlaşması’nın ticaretimizi taşıyan
araçlara yurtdışında serbest transit
geçiş haklarının da takipçisi olacak.
Aynı şekilde, Türk vatandaşı profesyonel TIR şoförlerine 2009 yılında
AB Adalet Divanı tarafından tanınmış
olan “hizmet sağlayıcı” statüsünün zorunlu kıldığı “vize muafiyeti”
hakkının geri verilmesinin ve Avrupa
Komisyonu’nun bağımsız araştırmacılara yaptırdığı ve taşıma kotaları
nedeniyle Türkiye-AB ticaretinin 3,5
milyar Euro azaldığını açık ve net
olarak ortaya koyan “Türkiye-AB
Karayolu Taşımacılığı Anlaşması
Etki Analizi” sonuçlarının da takipçisi olacağız. Karşılıklı ticaretimizin
Gümrük Birliği’ne rağmen arzu edilen
düzeye bir türlü erişememesinin en
temel nedenlerinden olan “tarife dışı
kısıtlamaların” kaldırılması konusunda
Avrupa Komisyonu’nun gayretlerine
yoğun desteğimiz sürecek; ancak
eş zamanlı olarak 2015 yılında
UND ve TİM olarak Avusturya ve
Macaristan’da açtığımız davalar
ve Avrupa Komisyonuna 7 ülkeye
yönelik şikayetimiz çerçevesinde
başlattığımız uluslararası hukuk
mücadelemiz de bu süreci takviye
edecek. Türkiye İhracatçılar Meclisi
Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin
açıkladığı üzere 2015’i 722 milyar
dolar seviyesinde GSYİH ile tamamladığımız tahmin edilirken, ihracatımızın GSYİH’deki payının, bugüne dek
görülmemiş şekilde yüzde 20 seviyesine çıktığı, mal ihracatımızın ilk kez
ekonomimizin beşte birini oluşturduğu tespit edildi. UND olarak ‘ihracata
dayalı ulusal kalkınma modelimiz’
çerçevesinde her türlü engellemelere
ve ayrımcı muamelelere karşı azimle
mücadele vererek ihracatımızı hedef
pazarlarına taşıyan bir sektörü temsil
ediyoruz. Bizler, turizmden sonraki en
büyük hizmet ihracatçısı olan uluslararası taşımacılık ve lojistik sektörünün, dış ticaretin tüm paydaşlarıyla
daha fazla eşgüdüm ve işbirliği içinde
çalışmasının gerekliliğine inanıyoruz.”
21
Şubat 2016
22
UND’den
DTÖ:Yeni ticareti kolaylaştırma
anlaşması ile dünya ihracatı 1
trilyon dolar kazanacak
Konuşmasında Başkan Nuhoğlu,
DTÖ’ye atıfta bulunarak 2013 yılında
Bali’de 159 ülke tarafından imzalanan yeni “Ticareti Kolaylaştırma
Anlaşması” ile Dünya Ticaret Örgütü,
küresel ticarette önemli serbestleşmeler getirmeyi amaçladığını
belirtti. 2015 yılı boyunca DTÖ Genel
Sekreteri’nin yoğun lobi çalışmaları
sayesinde anlaşmayı onaylayan
ülke sayısının (Türkiye dahil) 67’ye
ulaştığını ifade eden Nuhoğlu, (Ocak
2016 itibarıyla 69 oldu) 108 DTÖ üye
ülkesi tarafından onaylanması halinde 162 DTÖ üye ülkesinde yürürlüğe
girmesi beklenen bu anlaşmanın
dünya ticaretine sağlayacağı kazanımların, DTÖ araştırmasına göre
şu oranlarda tahmin edildğinin altını
çizdi: Küresel mal (emtia) ticaretinin
yıllık olarak 750 milyar dolar ila 1
trilyon dolar arasında artması, Gelişmekte olan ülkelerde yıllık 170 milyar
dolar ila 730 milyar dolar ihracat artışı, Gelişmiş ülkelerde yıllık 310 milyar
dolar ila 580 milyar dolar ihracat
artışı, Dünya genelinde yıllık yüzde
2.7 ihracat artışı, Dünya genelinde
yıllık yüzde 0.5 üretim artışı, Geliş-
mekte olan ülkelerde ihraç edilen yeni
ürünlerde yüzde 20 artış (bu artış en az
gelişmiş ülkelerde yüzde 35’i bulacak),
Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 30
daha fazla dış pazara giriş (en az gelişmiş ülkelerde yüzde 60 artış)
KOBİ’ler daha fazla
ihracat yapabilecek
“Ticaretin kolaylaştırılmasına yönelik
yeni kurallar sayesinde taşıma maliyetleri büyük ölçüde düşecektir, DTÖ
üyelerinin ticaret maliyetlerinde ortalama yüzde 15,5 azalma bekleniyor.
Sınırlardaki gecikmelerin azalmasıyla
idari yüklerinden kurtulacak KOBİ’ler
daha fazla ihracat yapabilecek” diyen
Nuhoğlu, gelişmekte olan ülkelerin
ticaretini artırmak amacıyla küresel
değer zincirlerine daha fazla katılmak,
teknolojiden daha fazla faydalanmak
ve üretkenliklerini artırmak için çalışmalar yaptıklarını belirtti. Ara malların
taşınmasında hız ve öngörülürlük küreseldeğer zincirlerinin başarılı şekilde
yönetilmesinde kilit önem taşıdığını
ifade eden Başkan Nuhoğlu, Ticareti
Kolaylaştırma Anlaşması sayesinde
teslim süreleri azalınca gelişmekte olan
ülkelerin küresel değer zincirlerine daha
fazla girebileceğini ifade etti.
Küresel lojistik pazarında ümit
vaat eden pazarlar değişiyor
Küresel lojistik pazarında ümit vaat
eden pazarların değiştiğine dikkat çeken UND Yönetim Kurulu Başkanı Nuhoğlu şunları söyledi. “Dünya çapında
tedarik zinciri yöneticileri, Çin ekonomisindeki yavaşlama, petrol fiyatlarındaki
dalgalanmalar ve ABD ekonomisinin
zayıflama olasılığına rağmen 2016’da
gelişmekte olan pazarlarda gelişme
trendi bekliyor. 7 yıldır yayınlanan ve
45 ülkeyi büyüklük, iş ortamı, altyapı ve
diğer lojistik cazibe faktörleri açısından
değerlendiren Agility 2016 Emerging
Markets Logistics Index (2016 Yeni
Gelişen Pazarlar Lojistik Endeksi)
Şubat 2016
kapsamında gerçekleştirilen araştırmaya katılan 1100 lojistik sektörü
yöneticilerinin yüzde 61’i 2016’da
küresel ekonomide belirsizlik ve
kırılganlık öngörüyor. IMF’in yeni
gelişen pazarlar için tahmin ettiği
yüzde 4.7 büyüme oranına karşılık,
2015’te bu pazarların yüzde 36
ila yüzde 4.2 arasında büyüdüğü
tahmini yapılıyor. Araştırmaya göre
en fazla büyüme vaat eden ülke
Hindistan olurken, başbakan narendra Modi’nin reformları ve güçlü
ekonomik performans ile 2 sıra
yükselerek Çin ve BAE’nin ardına
yerleşti. Dünyanın ikinci en büyÜk
ekonomisi olan Çin büüyk farkla
en önde gelen yeni gelişen pazar
olarak değerlendiriliyor. Endeksin ilk
10 sıralamasına göre sırasıyla BAE,
Hindistan, Malezya, Suudi Arabistan, Brezilya, Endonezya, Meksika,
Rusya ve Türkiye lojistik yatırımlar
için en cazip ilk 10 pazar konumunda. Endekse göre iş ortamına en
elverişli ülkeler BAE, Katar ve Umman gibi Körfez ülkeleri olurken; dış
dünyaya “bağlanabilirlik” açısından
en iyi altyapılar ve ulaşım bağlantıları
ve en etkin gümrük ve sınır yönetimi
ile BAE, Malezya, Çin ve Şili öne
çıkıyor. Suriye ve Ukrayna politikaları nedeniyle Batının yaptırımlarından zarar gören ve izole edilen
Rusya Endeks’te 9. sıradan 7.
sıraya geriledi.” 2016 için en büyük
risk faktörlerinin petrol fiyatları, Çin
ekonomisinin Asya-Pasifik ekonomilerinde yaratacağı ekonomik
şok (yüzde 38 ) olurken; Afrika’da
Nijerya, Güney Afrika, Gana ve
Kenya en ümit vaat eden pazarlar
olarak görüldüğünü ifade eden
Nuhoğlu, lojistik sektörünün, ambargoların kalkmasıyla İran’ın ticaret
sistemine geri dönmesinin getirdiği
olumlu beklentilerin 27. sıradan 15’e
çıkararak 12 sıra yükselterek ortaya
koyduğunu vurguladı.
23
Şubat 2016
24
GÜNCEL
CEO’lardan tedarik zinciri yöneticilerine çağrı:
Dijital dünyayı fark edin!
Satın alma kararlarının şirket başarısına ve ekonomilere etkisini değerlendiren Finansbank, BOSCH ve Siemens Yönetim Kurulu Başkanları dijitalleşme vurgusu yaptı.
lere ihtiyacımız var” dedi. Siemens
olarak önümüzdeki yıllarda KOBİ’lere
daha fazla destek vereceklerini belirten Gelis, “Türkiye ekonomisi deyince
aklımıza büyük şirketler geliyor ama
aslında ekonomiyi sırtlayan KOBİ’ler.
Belli standartlara gelmeleri için onlara
destek vereceğiz” dedi.
Bosch Başkanı’ndan
dijitalleşme uyarısı
S
ürdürülebilir ekonomiler
yaratmada tedarik zincirinin
üstlendiği rol I.Tedarik Zinciri
Yönetimi Konferansı kapsamında TEDAR tarafından düzenlenen panelde
masaya yatırıldı. Finansbank’ın ev
sahipliğinde Kristal Kule’de yapılan konferansın moderatörlüğünü
TEDAR Başkanı Tuğrul Günal yaptı.
Günal açılış konuşmasında TEDAR’ın
amacına ve çalışmalarına değinerek,
geçmiş ve gelecek dönem faaliyetleri
ile ilgili bilgi verdi. Ayrıca dünyada Tedarik Zinciri Yönetimi fonksiyonunun
önemini, tedarik zinciri konusunda
çeşitli araştırma şirketleri tarafından
yapılan araştırma sonuçlarını baz
alarak, katılımcılarla paylaştı. Toplantıda Finansbank Yönetim Kurulu
Başkanı ve Grup CEO’su Ömer Aras,
Siemens Yönetim Kurulu Başkanı
ve CEO’su Hüseyin Gelis ve Bosch
Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven
Young değerlendirmelerde bulundu.
Aras: Dönüşümün
öncülüğünü üstlendik
Konuşmasında satın alma bölümünün
önemine değinen Ömer Aras, Finansbank olarak Satınalma Birimi’nin
Genel Müdür Yardımcısı seviyesinde
Şubat 2016
temsilini sağladıklarını ve satın alma işlemlerine bankacılık işlemlerindeki gibi
analitik yaklaştıklarını belirtti. Şirketlerin
sürdürülebilirliği yakalamasında tedarik zincirinin önemli rol üstlendiğini ve
bu süreçte dijitalleşmenin öne çıktığını
belirten Aras, “Teknolojinin, dijitalleşme sürecinin yakalanması gerekiyor.
Türkiye bankacılık sektörüne 20042010 arasında çok fazla yabancı
oyuncu geldi ama hiçbiri teknoloji
getirmedi. Çünkü biz onlardan daha
öndeydik. Finansbank olarak dijitalleşme adımlarımızın en önemlisini de
banka içinde banka diyebileceğimiz
Enpara.com’u kurarak attık” dedi.
Aras ayrıca, TEDAR’ın sektörde eğitim konusunda öncü olmasını istedi.
Siemens KOBİ tedarikçileri
destekleyecek
Siemens Yönetim Kurulu Başkanı ve
CEO’su Hüseyin Gelis, “Eskiden satın
almadan bahsederdik. Şimdi tedarik
zincirinden bahsediyoruz. Eskiden
bir şey almak isterken kriterlerimiz
kalite ve ucuzluktu. Şimdi verimlilik ve
sürdürülebilirlik üzerine gidiyoruz. Artık
partnere ihtiyacımız var. Çünkü artık
her şeyi kendimiz yapmak istemiyoruz. Verimlilik için güvenilir tedarikçi-
Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı
Steven Young’ın konuşmasında da
dijitalleşme öne çıktı. Young şunları
söyledi: “Şirketin içeride ve dışarıda
ortakları vardır. Tedarikçilerimizi de iş
ortağı olarak görürsek daha rekabetçi olabiliriz. İş ortakları olarak tedarikçilerin ve bizlerin aynı dili konuşmamız lazım. Tedarikçilerimizi bu yönde
eğitmemiz gerekiyor. Başarılı olmak
için bizimle aynı kurumsal değerleri
yakalamalarını sağlamalıyız. Bu noktada dijitalleşmeye yeniden bakalım.
Türkiye tedarik zincirinde 4.0 teknolojisini bilmiyor. Bizim halihazırda en
büyük ihracat pazarımız olan Avrupa
ise hızla dijitalleşiyor. Bu da bizim de
hızla adapte olmamızı gerektiriyor.
Aksi halde onlarla yakında aynı dili
konuşamayacağız. Tedarikçilerimiz
bizimle aynı dijital platformu kullanırsa
kazanırız. Ve bölge ülkeleri içinde de
öne geçerek bu tehlikeyi fırsata dönüştürebiliriz. Biz Alman firmaları ile
Türkiye tedarikçilerimizin bu yöndeki
farkındalığını artırmak için 2016’da
özel çalışmalar yapacağız. TEDAR’ın
da bu farkındalığı artırmaya yoğunlaşması gerektiğine inanıyorum.”
Panelden sonra Deloitte Türkiye
Tedarik Zinciri Hizmetleri Direktörü
Murat Kılıç “Satın almanın Yarını,
Trendler ve CPO’ların Gündemi”
konulu bir sunum yaptı. Sunumunda, geleceğin tedarik zincirleri için
ne gibi farklılıklar getireceği, satınalma profesyonellerinin bu değişime
nasıl cevap verdikleri ve gelecekte
satınalmanın rolünün nasıl olmasının
beklendiği gibi konularda Deloitte
Türkiye tarafından yapılan araştırma
sonuçlarına yer verdi.
25
Şubat 2016
26
LOJİSTİK
UND heyeti, 3 bakan ile sektör meselelerini
görüştü, talep ve önerilerini sundu
27 Ocak’ta Ankara’da 3 ayrı bakanlığa resmî ziyaretler gerçekleştiren UND
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu başkanlığındaki heyet, sektörümüzün
temel sorunları ile birlikte dernek yönetimi ve üyelerinden gelen öneriler doğrultusunda geliştirdiği projeleri bakanlara bizzat aktardı. Gümrük ve Ticaret Bakanı
Bülent Tüfenkci, tüm sorunları teknik detaylarına kadar bildiklerini ifade ederken Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’dan da destek talebinde bulunuldu.
27 Ocak’ta Ankara’da 3 ayrı bakanlığa resmî ziyaretler gerçekleştiren
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu başkanlığındaki heyet,
sektörümüzün temel sorunları ile
birlikte dernek yönetimi ve üyelerinden gelen öneriler doğrultusunda
geliştirdiği projeleri bakanlara bizzat
aktardı. Ankara ziyaret programı
kapsamında ilk olarak ziyaret edilen
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu’ya, sektörün
kanayan yarası “çalışma barışı ve
iş hukuku sorunları” hakkında bilgilendirme yapıldı. Yargıtay, Adalet
Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı ile yürütülen çalışmalar ve hukukçularla sektörü bir
araya getiren Çalıştaylar ile gelinen
aşama, sektörümüz ile ilgili iş davalarında karşılaşılan sorunlar ve buna
bağlı büyük mağduriyetler Bakanımıza aktarılırken, kalıcı çözüm için
kendilerinden destek talep edildi.
Bakanlıklar arası eşgüdüm
ve mevzuat alanlarında
tıkanıklıklar yaşanıyor
Görüşmeye katılan Müsteşar Yardımcısı Ali Kemal, “süreçler hakkın-
Şubat 2016
da önceden de bilgi sahibi olduğunu ve sektörün yaşamış olduğu
sıkıntıları bildiğini ancak bakanlıklar
arası eşgüdüm ve mevzuat alanlarında bazı tıkanıklıkların yaşandığı”
şeklinde görüş bildirdi. Sayın Bakanımız ise, sektörün bu durumdan
dolayı yaşamakta olduğu sıkıntıların
Bakanlıklar ve Yargıtay ile yapılacak
olan istişareler ile giderilmesi husu-
sunda elinden geleni yapacağını
ifade etti. UND’nin Kamu ile etkin
işbirliği araçlarının başında gelen
“Arama Konferanslarının” önemine
dikkat çeken Sn. Müsteşarımız,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ile
ortaklaşa kararlaştırılan hedeflerin
benzer bir konferansta yeniden
gözden geçirilmesi önerisine de
sıcak bakıldığını belirtti.
27
projelerine de yakın ilgi gösteren Bakan
Tüfenkci, iç ve sınır gümrüklerindeki süreç
analizlerinin hızla hayata geçirileceğinin
sözü verdi.
Ulaştırma Bakanı Yıldırım’dan
destek talep edildi
Bakan Tüfenkci: Tüm
sorunları teknik detaylarına
kadar biliyoruz
UND Heyetinin resmî ziyaret programının ikinci durağı, Gümrük ve
Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci oldu.
Sayın Bakan, gümrük işlemleri ve sınır
beklemeleriyle ilgili sorunları aktaran
UND Heyeti’ne, tüm sorunları teknik
detaylarına kadar bildiğini, bakanlığın
tüm personel ve bürokratlarının gümrüklerden hızlı geçişi sağlamak için
teyakkuzda olduklarını, bakanın şahsi
hedefinin taşıma ve gümrük evrakını
mümkün olduğu kadar elektronik ortama aktarmak olduğu ve bu alandaki
projelere (e-TIR vb) öncelik vereceğini
ifade etti. Gerek sınır kapıları gerek
ise iç gümrük idarelerinde kaybedilen
zaman ve maliyetleri asgariye indirmek için ivedi şekilde etkin risk analizi
çalışmalarına başladıklarını aktaran
Bakan Tüfenkci, Yetkilendirilmiş
Yükümlü Statüsü sahibi firma sayısının
artırılması amacıyla yapılan çalışmaların devam ettiğini ve bu proje ile hız ve
maliyet anlamında önemli bir kazanım
sağlanacağını, gümrük işlemlerinin
elektronikleştirilerek insan unsurunun
azaltılması için çalışma yaptıklarını
ve böylelikle suiistimallerin ortadan
kalkacağını, ülkemizin 2023 yılı
ihracat hedeflerinin yakalanabilmesi
amacıyla gerekli mevzuat değişiklikleri
üzerinde çalışıldığını, ithalat ayağında
ise mevcut kaliteyi korumak adına
kontrollü yapının devam ettirileceğini
ve doğru yapılan çalışmaların haksız
rekabet şartlarında kaybolmasına izin
vermeyerek gelişen dünyadaki en iyi
uygulama örneklerini ülkemizde de
uygulamaya konulacağını ifade etti.
UND’nin sınır geçişlerinin hızlandırılması amacıyla hayata geçirdiği
UND Heyeti, Gümrük ve Ticaret Bakanımızdan sonra, Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanımız Binali Yıldırım’ı
da makamında ziyaret ederek sektörle
ilgili güncel meseleler hakkında bilgi paylaşımında bulundu. Karayolu Düzenleme
Genel Müdürlüğü’nden sorumlu Müsteşar Yardımcılığı görevine yeni atanan
Şaban Atlas, Genel Müdür Hamza
Demirdelen ve Daire Başkanı Mahmut
Gürses’in de katıldığı görüşmelerde,
bakanlık ile birlikte UND’nin Karayolu Taşıma Mevzuatı Analizi projesinin
sonuçları, sektörde kaydedilen iyileşmelerle ve çözüm bekleyen sorunlar da ele
alınırken; 2013 yılında Ulaştırma Bakanlığımızın da katıldığı “Kamu-UND Arama
Konferansı”nın, önümüzdeki dönemde
mevzuata ilişkin gözden geçirmeyi de
kapsayacak benzer bir organizasyon ile
yinelenmesi önerisi de gündeme alındı.
Toplantıda Ulaştırma Bakanı’na son
zamanlarda yaşanan küresel krizin yansımaları ile birçok firmanın C Belgesi’ni
kaybettiği, kanun ve yönetmelikte mücbir
sebep olmadığından sıkıntı yaşandığı,
son zamanlarda sınır kapılarında yaşanan gecikmeler ile ticaretin sekmeye
uğradığı ve bununla ilgili yeni yönetmelik
çalışması yapılarak krizin atlatılmasına
kadar bakanlığın daha esnek davranması hususu; yabancı araçların Türkiye’de
ceza almaması, yol ve köprü ücretlerinin
olmaması, yol denetim istasyonlarının
acil kurulması konuları ele alındı. Ziyaretlerde UND Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu’na, İkinci Başkan İzzet
Salah, Başkan Yardımcıları Nagihan
Soylu ve Cavit Değirmenci, Yönetim
Kurulu Üyesi Abdullah Özel, Ankara
Temsilcisi Nejla Albayrak eşlik etti.
Şubat 2016
28
LOJİSTİK
Türkiye-İran e-TIR pilot
proje tanıtım töreni yapıldı
İran, son dönemlerde
Türkiye lojistik pazarı açısından en önmli
ülkelerden biri konumuna geldi. Gümrük ve
Ticaret Bakanı Bülent
Tüfenkci İran ile ülkemiz
arasındaki e-TIR projesinin iki ülke ticaretine
de hız kazandıracağını
ifade ediyor.
T
ürkiye-İran e-TIR pilot proje
tanıtım töreni, Gümrük ve Ticaret
Bakanı Bülent Tüfenkci, İran
İslam Cumhuriyeti Büyükelçisi Alireza
Bikdeli, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve IRU Genel Sekreteri Umberto
de Pretto’nun katılımıyla yapıldı. Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci,
e-TIR Projesi’nin 64. hükümet programında acil eylem planı kapsamında
hayata geçirilecek projeler arasında yer
aldığını belirterek, “Uygulamaya koyduğumuz e-TIR Projeleri ile ulusal gümrük
sistemleri ve diğer paydaşlar arasında
güvenli veri değişimini sağlamayı ve
eşyanın ülkeler arası düzenli ve güvenli
aktarımını mümkün kılmayı amaçlıyoruz” dedi.
Tüfenkci: Ülkemiz ile İran
arasındaki e-TIR Pilot Projesi
dünyada ilk uygulama örneği
Tüfenkci, Türkiye-İran e-TIR Pilot Projesi
tanıtım töreninde yaptığı konuşmada, iki ülke arasında başlatılan e-TIR
Pilot Projesi’nin dünyada ilk uygulama
örneği olduğunu belirterek, “Biliyorsunuz Cumhuriyetimizin 100’üncü
kuruluş yıldönümü olan 2023 yılı için
hedeflerimiz var. Ülke olarak bu süre
zarfında ihracatımızı 500 milyar dolara
çıkarmayı hedeflemekteyiz. Söz konusu
hedeflerin hayata geçirilmesinin yegane
yolu ise üretmekten ve üretilenin yurtdışı
piyasalara arzından geçmektedir” diye
konuştu. Bakan Tüfenkci, yurt dışındaki
piyasalara arzın kolaylaştırılmasının
önemli ayaklarından biri taşımacılık
sektörünü hızlandırmak ve kolaylaştırŞubat 2016
mak olduğunu vurgulayarak, “Mevcut
ihracatımızın yaklaşık üçte birinin
sevkiyatını gerçekleştiren karayolu
taşımacılığının bu amacı gerçekleştirmede özel bir önemi bulunmaktadır.
Karayolu taşımacılığının içerisinde özel
konumuyla TIR Sistemi ise ayrı bir
değeri haizdir. Bugün TIR Sistemi 69
Akit Tarafa sahip ve 58 ülkede bilfiil
uygulamada olan küresel bir gümrük
transit rejimine dönüşmüştür. Tır
sözleşmesi, Birleşmiş Milletler bünyesinde oluşturulan evrensel bir gümrük
transit sistemidir. Bu sistem, günümüze kadar hazırlanan en başarılı uluslararası transit rejimi olmakla birlikte aynı
zamanda küresel düzeyde uygulanan
tek gümrük transit sözleşmesidir”
ifadelerini kullandı.
Çalışmalarımızla ticareti
kolaylaştırmayı ve işlemlerin
güvenilirliğini sağlıyoruz
Türkiye’nin 2012 yılında katıldığı ve
34 ülkede uygulanan Ortak transit karar alıcı komitelerinin dönem
başkanı olduğunu hatırlatan Tüfenkci,
şöyle devam etti: “Ülkemizin dönem
başkanlığında önce Makedonya’nın
katılım işlemlerini tamamladık ki, 1
Temmuz 2015’de dahil oldular. Şimdi
de Sırbistan’ın işlemlerini tamamlıyoruz. Böylelikle 2016 yılı şubat ayında
sisteme katılabilecekler. Bu iki katılım
ülkemiz için önemliydi. Çünkü bu
sayede Türkiye-Avrupa arası taşımacılarda ‘coğrafi boşluk’ otomasyon
ortamındaki taşımacılık açısından
kapanmış olacak. Bakanlığımızın, ulusal
kefil kuruluşumuz olma vazifesini de
yürüten TOBB ile birlikte, Afganistan’a
verdiğimiz destekle Afganistan da bu
sistemi 2013 yılında yeniden uygulamaya başlamıştır. Pakistan’ın da TIR
Sistemi’ne 2016 yılı ocak ayı içinde katılım sağlaması, bu çabalarımızın sonucudur. Tır sisteminin amacı karayoluyla
yapılacak nakliyatta araçlara özel bir
belge olan TIR Karnesi verilmesi ve bu
karneye sahip araçlar ile bu sözleşmeye
taraf ülkeler arasında yapılacak transit
taşımacılıkta ilave teminat aranmasıdır.
TIR Sistemi, standart belge ve kontroller yoluyla sınır geçişlerini kolaylaştırmakta, formalitelerin azaltılmasıyla
taşıma maliyetlerini düşürmekte ve nihai
halde ticaret ve taşımacılık işlemlerini
hızlandırmaktadır.” Tüfenkci, söz konusu sözleşmeye katılmakla Avrupa’ya
yönelik taşımalarda nakliyecilere yeni bir
yol açtıklarını vurgulayarak, “Tamamen
nakliyecilerimiz ve dolayısıyla ihracatçılarımızın hizmetinde olan mevcut iki
sistem; Ortak Transit ve TIR Sistemi,
birbirini tamamlayacak şekilde işlemektedir. Her ikisinin de başarısını ve etkin
olarak kullanımını destekliyoruz. Ülke
olarak yıllık basılan yaklaşık 2 milyon
TIR Karnesi’nin ortalama yüzde 25’ini
kullanmaktayız. Bu sayıyla sistemin
en büyük uygulayıcısı konumunda
bulunmaktayız. Türkiye’de bin 500’ün
üzerinde nakliye firmamız ve 60 binden
fazla araç filomuz TIR rejimi altında
29
taşıma yapmaktadır. Bu sebeple, TIR
Sistemi’nin coğrafi genişlemesine ve işlemlerin elektronik ortama aktarılmasına
özel önem atfetmekte ve bu doğrultuda
faaliyetlerimizi hızlı bir biçimde sürdürmekteyiz” değerlendirmesinde bulundu.
Eşyanın ülkelerarası güvenli
aktarımını mümkün kılmayı
amaçlıyoruz
e-TIR Projesi’nin 64’üncü Hükümet
programında acil eylem planında
hayata geçirilecek projeler arasında
yer aldığını anlatan Tüfenkci, “e-TIR
Sistemi’nin dünya çapında düzgün bir
şekilde başlamasına ve tam otomasyona geçilmesine Türkiye öncülük etmiş
olacak. Uygulamaya koyduğumuz
e-TIR Projeleri ile ulusal gümrük sistemleri ve diğer paydaşlar arasında güvenli
veri değişimini sağlamayı ve eşyanın
ülkelerarası düzenli ve güvenli aktarımını
mümkün kılmayı amaçlıyoruz. Aynı
zamanda, TIR işlemlerinin etkinliğinin
ve güvenliğinin artırılmasını, teminat
sisteminin anlık takibinin yapılabilmesin
ve usulsüz uygulamaların elektronik veri
değişimiyle en aza indirgenmesini hedeflemekteyiz” diye konuştu. Tüfenkci,
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik
Komisyonu (BMAEK) ile Uluslararası
Karayolu Taşımacılığı Birliği’nin (IRU)
ortaklığında geliştirilen projeyi, Türkiye
ve İran’ın uyguladığını ifade ederek,
şunları kaydetti: “Pilot projelerden elde
edilen sonuçlar sayesinde sistemde
varsa aksaklıklar tespit edilecek ve
gerekli düzenlemeler yapılacaktır. e-TIR
Pilot Projemizin İşleyiş Kuralları Belgesi 26 Ekim 2015 itibarıyla yürürlüğe
girmiş, 5 Kasım 2015’te ön testler
gerçekleştirilmiştir. Bu testlerin başarısı
üzerine de pilot proje, ilk pilot sevkiyatlar ile Türkiye’den İran’a karşılıklı olarak
27 ve 28 Kasım 2015 tarihlerinde
başlatılmıştır. İzmir-Tahran arası gidiş
sevkiyatlarının başarıyla tamamlanması üzerine, dönüş sevkiyatlarının
da proje kapsamında yapılması
idarelerimizce uygun bulunmuş ve bu
sevkiyatlar da başarıyla gerçekleştirilmiştir. İran ve Türk TIR’ları, elektronik
teminat kullanma suretiyle, tüm işlem
ve bilgi aktarımını elektronik ortamda
yapmışlardır. Tüm proje ortakları,
tüm işlemleri anlık olarak elektronik ortamda takip edebilmişlerdir.”
Projenin, gümrükten iş dünyasına-iş
dünyasından gümrüğe elektronik veri
değişimini tesis etmek üzere hazırlandığını vurgulayan Tüfenkci, “Sistemin
işleyeceğine önce inanmak, sonra
da gerçekleştirmek üzere takım çalışmasıyla çok mesafeler kat ettik. İlk
sevkiyatların ve hatta dönüş yolculuklarının da başarıyla tamamlandığını
memnuniyetle gördük ve bu başarı
uluslararası düzeyde kaydedildi.
Önümüzdeki günlerde bir Türk firmasını daha inşallah projemize ekleyeceğiz ve böylece elektronik imzayı
test edeceğiz. Bugün ülkemizden
başlayarak, ticaretin kolaylaştırılması,
işlemlerin basitleştirilmesi ve aynı
zamanda da etkinliğinin sağlanması
için, kağıt ortamda yapılan işlemleri
elektronik ortama aktarma sürecini
başlattık. Başta e-TIR olmak üzere,
tüm çalışmalarımızla bir yandan
ticareti kolaylaştırmayı, diğer yandan
işlemlerin güvenilirliğini sağlamayı
hedeflemekteyiz” ifadelerini kullandı.
Türkiye ve Gürcistan arasında
E-TIR Projesi imzalandı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent
Tüfenkci ve Gürcistan Maliye Bakanı
Nodar Khaduri ve beraberlerinde-
ki heyetler ile yapılan görüşmelerin
ardından, E-TIR Projesi imzalandı.
Türkiye’nin 1966 yılından bu yana
kesintisiz bir şekilde TIR Sistemi’ni
uyguladığını belirten Bakan Tüfenkci,
“Uluslararası Karayolu Taşımacılığı
Birliği (IRU) tarafından basılan yıllık
yaklaşık 2 milyon civarı TIR Karnesi’nin
neredeyse dörtte birini tek başımıza
kullanmakta ve kullanım rakamları
açısından sistemin en büyük uygulayıcısı konumunda bulunmaktayız” dedi.
İki Bakan arasında imzalanan E-TIR
Projesiyle ilgili basın mensuplarına bilgi
veren Bakan Tüfenkci şunları kaydetti:
“Yıllardır kağıt ortamında işleyen, TIR
Karnesi ve TIR karnesi kullanımı ile
ilgili sair işlemleri, elektronik ortamda
yürüterek, gümrükten gümrüğe veri
paylaşmak, istendiğinde TIR sisteminde yer alan firmaların bilgilerini
Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik
Komisyonu bünyesindeki veri tabanına
bağlanarak kontrol etmek, bu projenin
ana unsurlarıdır. Böylelikle hem taşıma
sisteminin güvenliği artacak, hem de
modern çağın ihtiyaçları doğrultusunda, kırtasiyeciliğin, bürokrasinin ve beklemelerin azalmasıyla, sistemin etkinliği
artacaktır. Doğal olarak, bu gelişmenin
tüm sektöre rekabet gücünün artması
olarak yansıması beklenmektedir.TIR
Sistemi, standart belge ve kontroller
yoluyla sınır geçişlerini kolaylaştırmakta, formalitelerin azaltılmasıyla taşıma
maliyetlerini düşürmekte ve nihai halde
ticaret ve taşımacılık işlemlerini hızlandırmaktadır.”
e-TIR vizyonuna dünya
çapında öncülük ediyoruz
Bakan Tüfenkci E-TIR Porjesiyle ulusal
gümrük sistemleri ve diğer paydaşlar
arasında güvenli veri değişimini sağlamayı ve eşyanın ülkeler arası düzenli
ve güvenli aktarımını mümkün kılmayı
amaçladıklarını belirtti. Bakan Tüfenkci
ayrıca şunları ifade etti: “Bu sayede, ön
kargo bilgisi tedariki ve gerçek zamanlı
veri aktarımı yöntemleriyle, TIR işlemlerinin hızlanması ve dolayısıyla uluslararası
ticaretin artması sağlanmış olacaktır.
Büyük bir mutlulukla ifade etmek isterim
ki, e-TIR Sistemi’nin dünya çapında
düzgün bir şekilde başlayabilmesine ve
tam otomasyona geçilmesine öncülük
ediyoruz. Bu proje, Gümrükten gümrüğe elektronik veri değişimini tesis etmek
üzere hazırlanmıştır.” Bakan Tüfenkci,
bu sene içerisinde projenin pozitif
sonuçlarını dünyaya rapor edeceklerini
sözlerine ekledi.
Şubat 2016
30
LOJİSTİK
Gümrükler online olarak izleniyor
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı içerisinde son teknoloji kullanılarak inşa edilen Komuta Kontrol Merkezi faaliyete açıldı. Bu merkez sayesinde gümrük süreçleri ile
güvenlik ve kaçakçılık risk unsurları 24 saat takip edilebilecek. Merkezin açılışını yapan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, ilk olarak 2013 yılında
faaliyete geçen merkezin, değişen teknolojiyle birlikte yenilenmesi ihtiyacının
doğduğunu söyledi.
S
on teknolojiyle inşa edilen komuta merkezinde,
gümrük süreçleri 24 saat
gözetim altında tutuluyor. Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı içerisinde son
teknoloji kullanılarak inşa edilen
Komuta Kontrol Merkezi faaliyete açıldı. Bu merkez sayesinde
gümrük süreçleri ile güvenlik ve
kaçakçılık risk unsurları 24 saat
takip edilebilecek. Merkezin
açılışını yapan Gümrük ve Ticaret
Bakanı Bülent Tüfenkci, ilk olarak 2013 yılında faaliyete geçen
merkezin, değişen teknolojiyle
birlikte yenilenmesi ihtiyacının
doğduğunu söyledi. Bakan
Tüfenkci yaptığı konuşmada merkeze kazandırılan yeniliklerden ve
teknolojik donanımdan bahsetti.
Bakan Tüfenkci, “12 operatör ve
24 izleme ekranı ile faaliyet gösteren salon, yapılan yeniliklerle,
442 metrekarelik bir alanda 58
izleme ekranında 27 operatörün
görev yapabileceği bir merkeze
dönüştürüldü” dedi.
14 kara sınır kapısı ile
4 deniz limanı eşzamanlı
olarak izlenebilecek
Merkezin 24 saat çalışarak tüm kapı
ve limanları izleyeceğini vurgulayan
Bakan Tüfenkci şunları kaydetti, “Kapalı Devre Kamera Sistemleri (CCTV)
ile 14 kara sınır kapımız ile 3 deniz
Şubat 2016
31
limanı ve 2 iç gümrük idaresi olmak
üzere 19 gümrük sahası eşzamanlı
olarak izlenmekte, ülkemiz üzerinden
transit olarak geçen araçların uydu
üzerinden Araç Takip Sistemi ile takibi
yapılmakta, ayrıca Akaryakıt Takip Sistemi ile transit akaryakıt yükü taşımasına izin verilen firmaların tüm araçları da
uydu üzerinden izlenmekte, alarm ve
şüpheli durumlarda mobil operasyon
ekiplerinin ivedi olarak müdahalesi sağlanmakta, kara sularımızda ulusal ve
uluslararası taşımacılık yapan gemiler
eş zamanlı olarak Gemi Takip Sistemleri vasıtasıyla izlenmekte, Gümrüklü
yer ve sahalarda bulunan araç ve konteyner tarama sistemlerinden alınan
tarama görüntüleri, merkezde görev
yapan X-Ray Operatörleri tarafından
tekrar analize tabi tutulabilmekte,
kara, hava ve deniz sınır kapılarında
kurulan radyoaktif veya nükleer madde
uyarısı veren Radyasyon İzleme
Sistemi sayesinde gerekli müdahaleler
anında yapılmaktadır.” Bakan Tüfenkci, Komuta Kontrol Merkezi’nin takip
ve müdahalesi ile bugüne kadar 44
olayda 35 milyon TL değerinde kaçak
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
içerisinde son teknoloji kullanılarak inşa edilen Komuta Kontrol
Merkezi faaliyete açıldı. Bu merkez
sayesinde gümrük süreçleri ile
güvenlik ve kaçakçılık risk unsurları 24 saat takip edilebilecek.
Merkezin açılışını yapan Gümrük
ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci,
ilk olarak 2013 yılında faaliyete
geçen merkezin, değişen teknolojiyle birlikte yenilenmesi ihtiyacının
doğduğunu söyledi.
eşya yakalaması yapıldığını belirterek,
“Bakanlık olarak öncelikli görevlerimiz, Türkiye’nin “ticaretin daha kolay
ve daha güvenli yapıldığı bir ülke”
olduğunu göstermektir.”dedi.
Avrupa’da bir ilk olarak,
16 bin kimyasal maddenin
tespitini yapan yeni
cihazlar aldık
Tüm bu teknolojik donanımın ve yatırımın amacının yasadışı faaliyetleri önlemek amacıyla yapıldığını söyleyen
Bakan Tüfenkci, kaçakçılık verilerine dikkat çekti. Bakan Tüfenkci,“Uyuşturucu
madde kaçakçılığı ile mücadele kapsamında, özellikle sentetik uyuşturucular ile
patlayıcı maddelerin teşhisinde kullanılan
ve 16 bin kimyasal maddenin tespitini yapabilen 10 adet yeni cihaz alımı
yapılmıştır. Hızlı ve etkili sonuç verebilen
bu cihazları Avrupa’da ilk kullanan ülke
olduğumuzu da belirtmek istiyorum”
değerlendirmesinde bulundu.
Yüz tanıma sistemleri kurduk
Bakan Tüfenkci, Doğu ve
Güneydoğu’da bulunan gümrük
kapılarının tamamında saha denetim
ve güvenliğinin sağlanması yanında,
ülkemize yasadışı girişlerin önlenmesi
amacıyla yüz tanıma sistemleri kurulduğunu söyledi. Konuşmasının ardından
Bakan Tüfenkci, Bakan Yardımcısı Fatih
Çiftçi, Müsteşar Cenap Aşçı ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürü Abdullah
Soylu ile kurdeleyi keserek, merkezin
açılışını gerçekleştirdi. Bakan Tüfenkci,
daha sonra basın mensuplarına merkez
hakkında bilgi verip kullanılan sistemleri
tanıttı.
Şubat 2016
32
GÜNCEL
Dijital ekonomi kaderimizi belirleyecek
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı (TEPAV) ve Dünya Bankası’nın
“2016 Dünya Kalkınma Raporu” tanıtım toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu imza
töreni TEPAV’da gerçekleştirildi.
T
ürkiye Ekonomi Politikaları
Araştırma Vakfı (TEPAV) ve
Dünya Bankası’nın “2016
Dünya Kalkınma Raporu” tanıtım
toplantısı ve Türkiye Yatırım Fonu
imza töreni TEPAV’da gerçekleştirildi. TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 2016 Dünya Kalkınma
Raporu tanıtım toplantısı ve Türkiye
Yatırım Fonu imza töreninde yaptığı
konuşmada raporun ana temasının
“dijital ekonomi” olduğuna işaret
ederek, “Dijital ekonomiden ne
kadar faydalandığımız belki de önümüzdeki on yıllarda ülkelerin kaderini belirleyecek” ifadesini kullandı.
Şubat 2016
Hisarcıklıoğlu: En tehlikeli
uçurum KOBİ’ler için
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu burada yaptığı konuşmada artık internet
olmayan bir hayatın düşünülemez
hale geldiğine işaret ederek, “Önümüzdeki dönemde internet ekonomisinin, sadece G-20 ülkelerinde
yılda yaklaşık yüzde 8 büyümesi
bekleniyor. Eğer internet ekonomisi
bir ülke ekonomisi olsaydı dünyada
beşinci sırada olacaktı” değerlendirmesinde bulundu. İnternetin bir
yandan yeni fırsatlar getirirken, bir
yandan da yeni uçurumlar oluşturduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu,
“En tehlikeli uçurum da KOBİ’ler
için. Yapılan araştırmalar gösteriyor
ki KOBİ’lerin büyümesinin temelinde inovasyona yönelik yatırımlar
var. Bunun yolu da dijital teknolojilerin etkin kullanımından geçiyor.
Bu teknolojileri etkin kullanamayan
KOBİ’ler rekabet yarışında geride
kalacak” diye konuştu.
İş dünyasının 5 beklentisi
İş dünyası olarak internetle ilgili
kurallar konusunda beş beklentileri
olduğunu aktaran Hisarcıklıoğlu,
“Kurallar interneti kısıtlayan değil,
internetin önünü açan bir rol üst-
33
lenmelidir. Kurallar hızlı teknolojik
gelişime ayak uydurabilecek şekilde
sade ve esnek olmalıdır. Kurallar özel sektörün görüşü alınarak
konmalıdır. Kurallar girişimcilere
işini nasıl yapacağını dayatmamalı,
sadece bir genel çerçeve çizmelidir.
Kuralların devletler arasında uyumlu
olmasına özen gösterilmelidir” dedi.
Türkiye Yatırım Fonu’nun yenilikçi
şirketlere ve internet ekonomisine
yönelik yeni nesil ilk destek modeli
olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu,
“Biz artık ‘desteklenecek şirketi
bürokrat seçmesin’ diyoruz. Kamu,
kaynağını internet ekosistemini
geliştirmekte kullansın. Girişim sermayesi fonları bu ekosistem içinde
doğru şirketleri seçerek kaynak
aktarsın. Girişim sermayedarları yatırım yaptıkları şirketlere sadece mali
kaynakla değil, mentorluk ve yeni
bağlantılar sağlayarak da destek
olsun” değerlendirmesinde bulundu.
Başbakan Yardımcısı Mehmet
Şimşek: Teknolojik gelişmeler
ve dijitalleşme
Ekonomiden Sorumlu Başbakan
Yardımcısı Mehmet Şimşek ise
konuşmasında, yatırımların artırılmasına yönelik olarak, “Sadece
2007’de çekilen küresel doğrudan
yatırım tutarı, 22 yılda çektiğimizden
daha fazla. Bu küresel koşullarla
kısmen ilişkili ama tesadüf değil. Bu
yatırım ikliminin iyileştirilmesi, yapısal
reformlar, siyasi istikrar ve güçlü
liderlik sayesinde sağlanmıştır.
Bugün de yine aynı eşiğin arifesindeyiz” dedi. Şimşek, “Sanayi 4.0”
kapsamındaki teknolojilerin birçok
kesime yeni fırsatlar, verimlilik artışı
ve inovasyon imkanları sunduğunu
söyledi. Engelli insanların önemli bir
Raporda neler var?
Dünya Bankasının ‘Dünya Kalkınma
Raporu 2016: Dijital Faydalar” raporunda, yeni dijital çağın kalkınma vaatlerinden tam olarak yararlanabilmek
için iki temel eylem tavsiye ediliyor.
Raporda, interneti evrensel, uygun
maliyetli, açık ve güvenli hale getirerek
dijital uçurumu kapatmanın yanı sıra,
işletmeler arasında rekabeti sağlayan
düzenlemeleri güçlendirerek çalışanların becerilerini yeni ekonominin taleplerine uygun hale getirip kurumların
hesap verebilirliğini sağlamak öneriliyor.
Dijital kalkınma stratejilerinin, bilgi ve
iletişim teknolojileri stratejilerinden çok
daha geniş kapsamlı olması gerektiğine yer verilen raporda, ülkelerin en
fazla faydayı elde edebilmek amacıyla
teknoloji için doğru ortamı yaratmalarının önemine işaret ediliyor. Raporda
işletmeleri daha üretken ve yenilikçi
hale getirmek için önerilen önlemler
arasında temel altyapıya yatırım yapılması, iş yapma maliyetinin düşürülmesi, ticaretin önündeki engellerin
azaltılması, yeni kurulan işletmelerin
piyasaya girişlerinin kolaylaştırılması,
rekabet kurumlarının güçlendirilmesi
ve dijital platformlar arasında rekabetin
sağlanması yer alıyor.
kısmının gelişmekte olan ülkelerde
bulunduğuna işaret eden Şimşek,
teknolojik gelişmeler ve dijitalleşmeyle bu kişilerin bulundukları
yerden katma değer üretimine
inanılmaz derecede katkıda bulunabileceklerini vurguladı.
Zutt: Türkiye bazı
zorluklarla karşı karşıya
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Johannes Zutt da, “Türkiye
çok kısa zamanda orta gelirli ülke
haline geldi. Fakat ülkenin üst
gelir grubuna geçebilmesi için bazı
zorluklarla karşı karşıya” dedi. Zutt,
Dünya Bankasının ‘Dünya Kalkınma Raporu 2016: Dijital Faydalar”
raporunun tanıtım toplantısı ve
Türkiye Yatırım Fonu kurulmasına
ilişkin imza törenindeki konuşmasında, büyüme, istihdam ve hizmetin, dijital yatırımların en önemli
geri dönüşümleri olduğunu söyledi.
Zutt, “Rapor dijital teknolojilerin,
şirketlerin daha verimli olacağını,
insanların nasıl fırsatları yakalayacağını ve hükümetlerin nasıl daha iyi
kamu hizmeti vereceğini gösteriyor”
diye konuştu. Dijital teknolojilerin,
firmaların, kişilerin ve kamunun
ekonomik ve sosyal masraflarını
önemli miktarda düşüreceğini ifade
eden Zutt, şunları kaydetti: “Cep
telefonu ve diğer dijital teknolojiler
gelişmekte olan dünya genelinde
hızla yaygınlaşırken; daha yüksek
büyüme, daha fazla istihdam ve
daha iyi kamu hizmetleri gibi öngörülen dijital faydalar beklentilerin
gerisinde kaldı. Dünya nüfusunun
yüzde 60’ı, sürekli genişleyen dijital
ekonominin kapsama alanı dışındaki konumunu koruyor. Ayrıca dünya
genelinde internet kullanıcılarının
sayısının 2005 yılından bu yana
üç kattan fazla artmasına rağmen,
dört milyar kişinin halen internet
erişimi bulunmuyor. Birçok münferit
başarı hikayesi olmasına rağmen,
teknolojinin küresel üretkenlik,
yoksullara ve orta sınıfa yönelik
fırsatların çoğaltılması ve hesap
verebilir yönetişimin yaygınlaştırılması üzerindeki etkisi şu ana kadar
beklenenden az oldu.”
Sak: Milli geliri 10 bin dolardan
25 bin dolara çıkarmak istiyoruz
Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırmaları Vakfı (TEPAV) İcra Direktörü Güven Sak ise konuşmasında
Türkiye ekonomisinin son 14 yılda
başarılı performans ortaya koyduğu
ifade ederek, “Şimdi milli geliri 10
bin dolardan 25 bin dolara çıkarmak
istiyoruz ama biliyoruz bunun kolay
olmayacağını. Onun için yeni yollar
aramalıyız. Dijitalleşme sürecini
anlamaya çalışmamız son derece
önemli. Dolayısıyla bizim gibi gelişme sürecindeki ülkelerin teknolojideki gelişmelere hazırlıklar yapması
gerekiyor” dedi.
Şubat 2016
34
UND İcra Kurulu Başkanı Şener:
Hazar Koridoru’na
inandık ve çok çalıştık
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Hazar Koridoru’ndaki başarının asıl
nedenini “inanmak” olarak özetliyor. İnanmadan hiçbir şeyin yapılamayacağını
belirten Şener, “İnandık, çok çalıştık ve çalışmaya devam ediyoruz” diyor.
U
luslararası Nakliyeciler Derneği başarılarına bir yenisini
daha ekledi. Rusya ile aramızdaki gerginlikten dolayı kafalarda
hep ‘acaba şimdi ne olacak, taşımalar nasıl gerçekleşecek, lojistik sektörü bu krizi nasıl aşacak, bu durum
sektörümüzü yaralayacak mı?’ gibi
sorular vardı. UND’nin son iki yıldır
sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu
ziyaretler sonuca ulaştı. Azerbaycan
Transit Yük Taşımaları Koordinasyon
Şurası Başkanı Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’ni
bilgilendirmesi ile 30 Kasım 2015 tarihinde Bakü’ye giden UND İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener’in görüşmeleri
sonucunda sektörümüz için önemli kararlar çıktı. UND, Türkiye-Rusya
arasındaki gerginliği dikkatli izleyerek
Hazar Koridoru’nda mutlu sona ulaşarak sektörü rahatlattı. Lojistik sektörünün en etkili ve büyük çatı kuruluşu
olan UND, daha önceki çalışmalarıyla
da sektörün önünü açarak taraflı taŞubat 2016
rafsız herkesin takdirini kazanmıştı.
UND’nin Hazar Koridoru özelinde
gerçekleştirdiği bu başarı da sektörde herkesin takdirini kazandı.
Hazar Koridoru’nda müjde
UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Son dönemde
UND’nin yoğun girişimlerinin yanı
sıra Azerbaycan ve Türk basınında
yer alan yoğun haberler ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı
İlham Aliyev’in talimatıyla 2015 yılı
Ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığında “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit
Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı.
UND’nin çabalarının sonucu
Kazakistan’a
ve
Türkmenistan’a
gitmek için Rusya’dan transit geçiş yapmalarına izin verilmeyen Türk TIR’ları
Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu ülkelere
ulaşıyor. UND’nin yoğun girişimlerinin
yanı sıra Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri
Bakanlığı’nın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı
İlham Aliyev’in talimatıyla Ekim ayında
Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığı’nda ‘Azerbaycan
Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası’ adıyla bir komite kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştı. Rusya
uçağından kaynaklanan gelişmeler üzerine Türk TIR’larının Rusya sınır kapılarında bekletilmesinin ardından Uluslararası
Nakliyeciler Derneği (UND) harekete geçti. Azerbaycan Ekonomi ve Sanayi Bakanı
ve aynı zamanda ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon
Şura Başkanı Şahin Mustafayev’in daveti
üzerine Uluslararası Nakliyeciler Derneği
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Bakü’ye
gitti. Yapılan görüşmeler sonucunda sektörü rahatlatan önemli kararlar alındı.
35
Şener: İnandık ve çok çalıştık
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Hazar Koridoru’nda UND olarak tam saha pres
yaptıklarını, çok çalıştıklarını ve inandıklarını söylüyor. “İnanmadan hiçbir şey olmaz”
diyen UND İcra Kurulu Başkanı Şener, kamu’nun gerekli kesimleri ile birlikte hareket
ederek bu işi başardıklarını da sözlerine ekliyor. Bölgesel bir güç olan Türkiye’nin
ulaştırma alanında çok daha efektif ve inovatif olması gerektiğini belirten Şener,
UND’nin takım olarak bu ve benzeri konularda yılmadan çalıştığının altını çizdi.
Gerçekleşen iyileşmeler
Çalışmalarını sürdüren Şura Başkanı
Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin Bakü
Büyükelçiliği’nin bilgilendirmesi ile 30
Kasım’da Bakü’ye giden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in görüşmeleri sonucunda sektörümüz için önemli kararlar
çıktı. Kuruluşundan itibaren bir ay gibi kısa
bir sürede önemli çalışmalara imza atan
“Transit Yük Taşımaları Koordinasyon
Şurası”nın yaptığı iyileştirmeler Rusya ile
yaşanan uçak krizi sonrasında zorlaşan
Kazakistan taşımaları için de nefes aldıracak sonuçlar içeriyor.
1 Aralık 2015 tarihinden itibaren
Azerbaycan’da uygulamaları başlatılan
iyileştirmeler şöyle;
-Türk araçlarının Azerbaycan’ı transit
geçişlerinde ve Azerbaycan’a ikili taşımalarında ödenen muhtelif giderler
kaldırıldı. Bu gelişme ile Türk araçlarının Azerbaycan’a ikili taşımalarında ve
Azerbaycan üzerinden transit geçiş maliyetlerinde yüzde m56 oranında azalma
sağlandı.
-Türk
araçlarının,
Aktau’ya
ve
Türkmenbaşı’na geçmek üzere Bakü
limanında ödedikleri muhtelif giderler
kaldırıldı. Bu gelişme ile Bakü –Aktau
hattı taşıma maliyetleri yüzde 37 ve Bakü-Türkmenbaşı hattı taşıma maliyetleri
yüzde 24 oranında indirildi.
-1 Ocak 2016 tarihinden itibaren Yeşilkart
Sigortası Azerbaycan’da geçerli hale geldi.
-Tehlikeli Madde tanımlamasında ADR
Konvansiyonu listesinin esas alınması talep edildi. Uygulamanın en kısa zamanda hayata geçirilmesi bekleniyor ve takip
ediliyor.
Yapılan çalışmalar Kazakistan’da
da önemli kazanımlar getirdi
UND 3 Şubat 2016 tarihinde Kazakistan
Ankara Büyükelçiliği’ni ve ardından 4 Şubat 2016 tarihinde Aktau Limanı’nı ziyaret etti! Tarihi İpekyolu Orta Koridoru’nun
en önemli mevkilerinden biri olan Hazar
güzergâhının önemi, Rusya’nın araçları-
COORDINATING COUNCIL
OF THE REPUBLIC OF AZERBAIJAN
ON TRANSIT FREIGHT
mızın transit geçişine engel koyması
ile daha da artmıştı. Kazakistan’a ihracatımızın ve taşımalarımızın devam
etmesi için Aktau Limanından iyileştirmelerin yapılması şarttı.
Öncelikle, Kazakistan Ankara Büyükelçiliği Müsteşarları ziyaret edildi. Söz
konusu ziyarette, 5 günlük ikamet
süresi, 30 günlük oturum süresi sorunu, geçiş belgelerinin 1 ay geçerli
olması, transit araçlara konvoy uygulamasındaki zorluklar ve süre kayıpları, Kazakistan’da ödenen yüksek ücretler, limanlardaki ve gümrüklerdeki
uzun süreli beklemeler detaylı olarak
aktarıldı ve bu sorunlarına aşılması yönünde destekler talep edildi.
4 Şubat tarihinde ise, olayların
yerinde tespit edilmesi için Aktau Başkonsolosluğumuz Korhan
Küngerü’nün önemli destekleri ve katkılarıyla Aktau’ya gidildi.
Aktau’da önce liman imkânları ve
incelemeleri yapıldı ve sonrasında
Aktau Vali Yardımcısı ziyaret edildi.
Aktau Limanı’nın ağırlıklı olarak petrol, buğday ve metal taşıması için yapılmış bir liman olduğu ve TIR araçlarının hareketine, geçişine, manevra
ve park yapmasına uygun bir liman
olmadığı, limana gelen TIR araçlarının yol kenarlarında park etmek durumunda kaldığı ve gemiden inecek
araçların liman sahasına indirilmesinde sıkıntılar yaşandığı tespit edildi.
Ayrıca, kayıt dışı ödemelerle ilgili yapılan tespitlerde ise limanda ödenecek
masrafların 45 dolar civarında olması
gerekirken, limanda bulunan Kazak
Memurlarla iletişimi sağlayan aracılar
sayesinde bu ücretlerin gidişte 400
dolar, dönüşte ise 450 dolara çıktığı
da tespitler arasında idi. Kazak Yerel Yetkilileri ile yapılan görüşmelerde, bundan sonra sürücülerin liman
sahasında evrak ve diğer işlemleri kendilerinin gerçekleştirmesinin
sağlanması ve söz konusu kayıt dışı
ödemelerin kaldırılması talepler arasında iletildi ve Kazak yetkililerden
bu ücretlerin alınmayacağının sözü
alındı.
Şubat 2016
36
DOSYA
Ayrıca, limanda yapılacak işlemlere ilişkin bir ücret tarife listesi temin edildi ve
limanda araç girişinde yapılacak işlemler
için ibraz edilecek belgeler ile ilgili kapsamlı bir kılavuz hazırlanarak paylaşıldı.
Diğer yandan, Kazakistan’ı transit geçecek araçlara mesafe bazlı uygulanacak
ücret listesi temin edildi.
Başbakan Davutoğlu ve heyeti
Astana’da temaslarda bulundu
5 Şubat 2016 tarihinde ise Başbakan
Ahmet Davutoğlu’nun heyeti ile birlikte Astana’da temaslarda bulundu.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun katılımıyla gerçekleşen Astana Ekonomi
Forumu’na UND olarak katılım sağlandı. Başbakanımızın iş dünyasıyla yaptığı
toplantıda ihtiyaçlarımız Başbakana bir
kez daha sunuldu. Başbakan tarafından
daha önce Kazakistan Başbakan Yardımcısı ile gerçekleştirilen görüşmelerde
limanlarda alınan kayıt dışı ödemelerin
artık alınmayacağına yönelik karar verildiği, araçların polis eşliğinde konvoy
uygulamasına tabi tutulması durumda
konvoyla gidecek araçlardan alınan 38
Euro’nun alınmamasına yönelik görüşmenin gerçekleştiği söylendi. Sektöre
sürücü bilgilendirme kılavuzu, fiyat listesi ve refakat ücret listesi gönderilerek
işlemlerin bizzat sürücüler tarafından
yapılması ve talep edilen ilave ücretlerin
ödenmemesi konusunda çağrı yapıldı.
Bu konuda ayrıca Başbakan Davutoğlu
tarafından iki ülke ekonomi bakanlarının
her ay canlı olmasa bile telekonferans
yoluyla düzenli görüşeceklerini, bundan
sonra oluşabilecek tüm problemlerin
ekonomi bakanları tarafından çözülmesine yönelik çalışmaların başlatılacağına
dair bilgi alındı.
Kazakistan’da
sağlanan gelişmeler
Kazakistan Aktau Limanına Girişte
Ödenen 400$ ve Limandan Çıkışta Ödenen 450$ Gayrı Resmi Ödemeler Kaldırıldı. Kazakistan’ı Transit
Geçerek Kırgızistan’a Yapılan Taşımalarda Ödenen 1.000€ Gümrük
İşlem Ücreti Kaldırıldı ve TIR Karnesi
ile Transit Geçiş Mümkün Hale Geldi. Aktau Liman Gümrüğü’nde 1-2
Günü Bulan Gümrük İşlemlerinin
Hızlandırılması Sağlandı.
DEİK Başkanı Vardan: Ro-Ro
seferleriyle Türkiye-Kazakistan arasındaki transit yolun
Kazakistan’a kadar uzatılması
çözüm oluşturacak
18 Şubat’ta İstanbul’da gerçekleştirilen Kazakistan Ekonomisi ve Yatırım
Fırsatları Toplantısı’nda, Hazar üzerinden yapılacak Ro-Ro seferleri ile Türkiye-Kazakistan arasındaki transit yolun
Kazakistan’a kadar uzatılmasının iki
ülke arasındaki ulaştırma sorunlarına
daha etkin ve kalıcı bir çözüm oluşturacağını ifade eden Başkan Vardan,
“Ulaştırma alanındaki problemlere dikkat çekerek, mermerin bile uçak ile
taşınması sözkonusu ise ticaretin gelişmesinden bahsedemeyiz. Ulaştırma ve
dolayısıyla nakliye sorunlarını çözersek
ticaretin gelişimi için önemli oranda yol
kat etmiş olacağız” dedi.
Hazar Koridoru’nda
Sonuca Giden Adımlar
İpek Yolu Orta Koridor Güzergâhı’nın (Hazar) canlandırılması için yapılan çalışmaları
UND’nin Sesi Dergisi olarak sizler için derledik. UND’nin adım adım başarıya giden
hikayesini tarihsel zaman dilimi içerisinde siz değerli okuyucularımıza sunuyoruz.
İnanan, çalışan ve Hazar Koridoru’nda mutlu sona ulaşan, sektörün bu alandaki
ihtiyaçlarını karşılayan UND ekibi, bu sonuca ulaşmak için bakın neler yaptı?
1. 4-5 Haziran 2014 tarihlerinde,
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği
Konseyi IV. Zirvesi vesilesiyle dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah
Gül’e, Hazar güzergahının önemi ve
canlandırılması hususunda bilgi notu
gönderildi.
2. 2014 Yılı Eylül ayında İran-Türkmen Sınır Kapısı Lütfabad’ı ziyaret
edildi.
Şubat 2016
37
3. 2014 Yılı Aralık ayında UND olarak Bakü Limanı ziyaret edildi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu
ile paylaşıldı.
4. 18 Aralık 2014 tarihinde Hazar
7. 10 Şubat 2015 tarihinde, Ekonomi Bakanlığı’nda düzenlenen
toplantıya katılım sağlandı ve Hazar
güzergahına ilişkin kapsamlı bir sunum yapıldı.
Güzergahı ile ilgili basın bülteni yapıldı.
5. 22 Aralık 2014 tarihli UND yazısı ile Hazar güzergahına ilişkin
UND tarafından hazırlanan bilgi notu
dönemin Ekonomi Bakanı Nihat
Zeybekçi’ye gönderildi.
6. 15 Ocak 2015 tarihinde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham
Aliyev’in Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan’ı ziyareti kapsamında Hazar Bilgi Notu ve talepler
yazılı olarak ve bilgi notu beraberinde; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Yardımcısı
Yalçın Akdoğan, Dönemin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanı Lütfi Elvan, Enerji ve Tabi
Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız,
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi,
Çalıştayı’na katılım sağlandı ve İran’a
alternatif Hazar güzergahının canlandırılması hususunda sunum yapıldı
ve konuya ilişkin bilgi notları Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile paylaşıldı.
9. Ekonomi Bakanlığı, Ulaştırma,
11. 25-26 Mayıs 2015 tarihinde
Pekin’de gerçekleştirilen toplantıda
“Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile
Çin Halk Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Karayoluyla Uluslararası Yük
ve Yolcu Taşımacılığı Anlaşması”
taslağı detaylı bir şekilde görüşüldü
ve karşılıklı olarak parafe edildi. Resmi süreçlerin ardından 2017 yılında
Türkiye ve Çin arasında karayolu taşımacılığının başlaması hedef olarak
belirlendi.
10. 5-6 Mayıs 2015 tarihinde Ankara’da düzenlenen BTK
12. 28-29 Temmuz 2015 tarihinde
İstanbul’da, IRN Organizasyonu ve
HASEN İşbirliği ile düzenlenen 1. Güney Hazar Taşımacılık Zirvesi’ne katılım sağlandı ve Hazar Güzergahı’na
ilişkin sunum yapıldı.
8. 7 Nisan 2015 tarihli UND yazısı
ile, Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov tarafından Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanına muhatap mektubuna
cevaben, Azerbaycan’da Türk taşımacılarının karşı karşıya olduğu
sorunlar paylaşıldı.
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, TİM,
UND ve UTİKAD’ın katılımları ile 1417 Nisan 2015 Bakü ziyareti yapıldı.
Şubat 2016
38
DOSYA
13. 6 Ağustos 2015 tarihinde
Başkanı Sayın Şahin Mustafayev
ile bir dizi görüşmeler gerçekleştirildi. Bu görüşmelerin akabinde,
Azerbaycan’dan transit geçişlere
ilişkin taleplerimizin büyük bir kısmı
çok hızlı olarak devreye alındı.
Türkmenistan Devlet Başkanı’nın
ülkemizi ziyaretinde kendisi ile görüşme fırsatı elde edildi ve Hazar
Güzergâhı’nda ve Türkmen Vizesi
temininde iyileştirmeler yapılması
hususunda işbirliği yapılması paylaşıldı.
14. 10 Ağustos 2015 tarihinde
UND’yi ziyaret eden Bakü Limanı Baş Direktör Müşaviri ile Hazar
güzergâhının canlandırılması için
yapılması gereken çalışmalar ve öncelikli faaliyetlerin belirlenmesi konusunda toplantı gerçekleştirildi.
15. 16 Eylül 2015 tarihinde, “Mo-
dern İpek Yolu Üzerindeki Kağıt Duvarları Ortadan Kaldırma” çağrısıyla
Uluslararası Karayolu Federasyonu
IRF tarafından düzenlenen, “1.IRF
Avrupa ve Orta Asya Bölge Kongresi Ortak Panel Oturumu”na katılım
sağlandı ve panelist olarak katılımcılara sunum yapıldı.
16. 9 Ekim 2015 tarihinde, tarihinde Bakü’de Türkiye-AzerbaycanTürkmenistan Hazar Geçişleri Üçlü
Teknik Komitesi I. Toplantısı gerçekleştirildi.
Şubat 2016
19.
17. Türk ve Azeri basınına yansıyan
çalışmalar ses getirdi ve Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in
talimatı ile 21 Ekim 2015 tarihinde
“Azerbaycan Cumhuriyeti Transit
Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” kuruldu ve Şura’nın Başkanlığına
Azerbaycan Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev getirildi.
18. 30 Kasım 2015 tarihinde,
Bakü’de Hazar Koridoru üzerinden yapılan taşımalarda gelişmeler
sağlanması amacıyla, Azerbaycan
Ekonomi ve Sanayi Bakanı ve Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük
Taşımaları Koordinasyon Şurası
1 Aralık 2015 tarihinden
İtibaren“Orta Asya ülkelerine taşımalar için Rusya’ya ve Türk Cumhuriyetlerine yapılan taşımalar için
İran’a alternatif güzergah olan “İpek
Yolu Orta Koridoru”nun canlandırılması yönünde Azerbaycan’da
önemli kazanımlar elde edildi.
-Azerbaycan üzerinden transit geçiş maliyetleri yüzde 56 oranında
indirdi,
-Bakü – Aktau Gidiş-Dönüş Ro-Ro
maliyetleri yüzde 37 oranında indirildi,
-Bakü-Türkmenbaşı tek yön Ro-Ro
maliyetleri yüzde 24 oranında indirildi,
-1 Ocak 2016 tarihinden itibaren
Yeşilkart Sigortası Azerbaycan’da
geçerli hale geldi.
20. 3 Şubat 2016 tarihinde Kazakis-
tan Ankara Büyükelçiliği ziyaret edildi.
Ziyarette, Orta Koridor’un ve özellikle
39
ve taleplerimize ilişkin bir sunum
yapıldı.
24. 10 Şubat 2016 tarihinde, Aşkabat Türk Büyükelçisi ile toplantı yapıldı ve Türk taşımacılarının
Türkmenistan’a taşımalarında karşı karşıya kalınan sorunlar ve çözüm önerileri aktarıldı. Ayrıca Hazar
güzergahı için Türkmenistan’dan
beklentiler paylaşıldı.
25. 12 Şubat 2016 tarihinde, Aktau Limanı’nda ödenen masraflar
850 dolardan 160 dolara indirildi.
Hazar güzergahında Aktau Limanı’nın
artan önemi UND, taşımacılarının yaşadığı sorunlar ve talepler Kazakistan
Ankara Büyükelçiliği Müsteşarları Ayan
Kolbay ve Alimkhan Yessengeldiyev’e
iletildi.
21. 4 Şubat 2016 tarihinde Aktau Başkonsolosluğumuz Korhan
Küngerü’nün önemli destekleri ve
katkılarıyla Aktau Limanı ziyaret edildi. Aktau’da önce liman imkânları ve
incelemeleri yapıldı ve sonrasında
Aktau Vali Yardımcısı ziyaret edildi.
22. 5 Şubat 2016 tarihinde Başbakan
Ahmet Davutoğlu; Bakanları, Tuğrul
Türkeş, Binali Yıldırım, Mustafa Elitaş ve
Kazakistan’da yatırım yapmış iş adamlarının da bulunduğu Astana’da yapılan
toplantıya katılım sağlandı. Orta Asya’ya
ulaşmada Taşıma sorunlarına ilişkin değerlendirmelerimiz ve önerilerimiz aktarıldı.
23. 9–10 Şubat 2016 tarihinde, Ekonomi Bakanı ve beraberindeki resmi heyete
katılım sağlandı ve Türkmenistan İş Konseyi Toplantısı’nda Hazar güzergahına
Şubat 2016
40
DOSYA
Bakan Elitaş: Türkmenbaşı şehrinin Orta Asya’nın en
önemli lojistik merkez olmasını istiyoruz
Büyükelçimiz Mustafa Kapucu’nun
destekleri ile en üst düzeyde randevular ayarladı. Bu randevular
çerçevesinde, Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı
Sayın Satlık Satlıkow başkanlığında
Kara, Deniz ve Demiryolu Bakanları
ile toplantı yapıldı ve çok faydalı gelişmeler içeren toplantı sonucunda
15 gün içinde yapılacak çalışma ile
indirim konusunda nihai kararların
alınabileceği bilgisi temin edildi.
Berdimuhammedov da gemi
ücretlerinde indirim olacağını
belirtmişti
E
konomi Bakanı Mustafa Elitaş
9 Şubat’ta, Türkmenistan’da
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu
(DEİK) Türkiye-Türkmenistan İş Konseyi tarafından organize edilen İş Forumu ile Aşkabat Türk İhraç Ürünleri
Fuarı’na katıldı.
Türkmenistan’a varış
süremiz 15-20 günden
4-5 güne düşecek
Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş,
Türk-Türkmen İş Forumu’nda yaptığı konuşmada, “Türkmenistan’ın
Ro-Ro gemilerinin Hazar hattında
faal hale getirilmesi bizim açımızdan
da önemlidir. Bu gemilerin Türkiye
ile Türkmenistan arasında çalışan
taşımacılarımıza tavsiye edilmesi
durumunda İstanbul’dan yola çıkan
bir malın Türkmenistan’a varış süreci 15-20 günden 4-5 güne düşecektir. Türkiye’nin çok önem verdiği
Hazar koridorunun gerçekleşmesi
Türkmenistan’ın Hazar Denizi’nin
doğu yakasındaki stratejik konumunu güçlendirecektir. Rahmetli
Türkmenbaşı’nın adını taşıyan Türkmenbaşı şehrinin Orta Asya’nın en
önemli lojistik merkez olmasını istiyoruz. Hazar koridoru meselesi yalnızca ikili ticari ilişkilerimiz açısından değil tüm Türk dünyasını birleştirecek,
bölgedeki ekonomiyi canlandıracak
önemli bir adım olarak görüyoruz.
Hazar koridorundaki Ro-Ro taşıma-
Şubat 2016
cılığının ekstra maliyetlerinin ortadan
kaldırılması ile birlikte ürünlerin hem
daha hızlı hem daha ucuz maliyette
ülkeler arasında transfer imkanı bulacağından dolayı bunu da görüşmelerimiz sırasında dikkate alacağımızı
ifade etmek istiyorum” dedi.
Türkiye-Türkmenistan İş Forumu’nda
UND İcra Kurulu Başkanı tarafından
da, Hazar Güzergahının canlandırılması ve ülkelerimiz arasındaki ticaretin geliştirilmesi amacıyla
Türkmenistan’dan beklentilere ilişkin
bir sunum yapıldı. Bakan Elitaş’ın değindiği konuları da içeren sunumda
ayrıca, Türkmenistan vize sürecinde iyileştirme yapılmasının olmazsa
olmaz olduğunun altı bir kez daha
çizildi. Türkmenistan seyahatinde,
Türkmenistan
Devlet
Başkanı
Berdimuhammedov’un, 6 Ağustos
2015 tarihinde ülkemize yapmış
olduğu ziyarette kendisi ise görüşme imkanı elde edilmiş ve mevcut
haliyle Hazar’daki taşımacılığın
çok pahalı olduğu, ancak fiyatların
indirilmesi halinde Orta Asya’dan
gelecek olan trafiğin bir kısmının
Hazar’a çevrilebileceği kendisi ile
paylaşıldığında, ikinci Türkmen gemisinin seferlerine başlaması ile taşıma fiyatlarında indirim yapılabileceği devlet başkanı tarafından ifade
edilmişti.
Şener: İnancımız ve çalışmalarımız devam edecek, mart
ayında Kazakistan ve Türkmenistan resmi heyetleri ile
görüşmelerimiz var
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Azerbaycan ve
41
Kazakistan’da sağlanan önemli gelişmelerin bu hattın hedeflenen ölçüde kullanılması için yeterli olmayacağını ifade ederek
Türkmenistan’da da benzer gelişmelerin
sağlanmasının büyük önem taşıdığını belirtti. Bu amaçla, 3-6 Mart tarihlerinde Türkmenbaşı Limanı’na bir resmi ziyaret olacağını ve tüm taleplerin Türkmen yetkililere bir
kez daha anlatılarak somut gelişmeler sağlanması için çaba gösterileceğini ifade etti.
Şener, Hazar Güzergahındaki uygulamaların
standartlaştırılması amacıyla yapılan tespitler için çalışmalarımız hızla devam ediyor
dedi ve bölge ülkelerde standartlaştırılması
için çalışılan konu başlıklarını paylaştı.
Hazar’da kalıcı bir çözüm için,
1-KARAYOLU GEÇİŞ ÜCRETLERİNİN KALDIRILMALI
2-GÜMRÜK İŞLEMLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMASI AMACIYLA ORTAK
KAPI, TEK DURAK, YEŞİL HAT VE TEK PENCERE PROJELERİNİN
UYGULAMAYA KONULMALI
3-AĞIRLIK VE BOYUT KONTROLLERİNİ VE MEVZUATLARININ
UYUMLAŞTIRILMASININ SAĞLANMALI
4-VİZE PROSEDÜRLERİNİN KOLAYLAŞTIRILMALI
5-KONVANSİYONLARA TARAF OLUNMALI
6-LİMANLARDAKİ GEMİ YANAŞMA MALİYETLERİNİN
STANDARTLAŞTIRILMALI
7-SİGORTA PROSEDÜRLERİNİN STANDARTLAŞTIRILMALI
8-GÜMRÜKLERDE “İLK GİREN İLK ÇIKAR” KURALININ
STANDARTLAŞTIRILMALI
HAZAR KORIDORUNDA ÜCRET %36 DÜSTÜ
Yayın Adı : Yeni Safak
Ili
: Istanbul
Periyod : Günlük
Sayfa : 7
Tarih : 03.12.2015
Tiraj : 110.115
1/1
AZERBAYCAN
Yayın Adı : Star
Ili
: Istan
DAN TÜRK TIR
INA YAHSI IND
Periyod : Günlük
Sayfa : 5
bul
www.medyatakip.com
NALDIYE SEKTÖRÜNE CAN SUYU PROJESI
Yayın Adı : Yeni Safak
Ili
: Istanbul
Periyod : Günlük
Sayfa : 7
Tarih : 07.01.2015
Tiraj : 109.793
1/1
A
KIS
015
1.2
29.1 .929
h:
9
Tari j : 10
a
Tir
1/1
k
ünlü
:G
yod 4
Peri fa :
Say
R
IDO
OR
RK
ZA
HA
ID
ES
AF
ES
UM
A
AH
k
yın
Ya
Ili
Safa
eni l
ı : Y tanbu
: Is
Ad
www.medyatak
ip.com
Şubat 2016
IRIM
Tarih : 03.12.20
15
Tiraj : 103.189
1/1
42
GÜNCEL
TSE onaylı Fil Filtre kaliteden taviz vermiyor
Fil Filtre yetkililerinden Tuna Barın, Ar-Ge’ye yönelik inovatif çalışmalarının
TSE tarafından onaylanmasının hem kendileri hem de Türkiye için bir kazanç
olduğunu ifade ediyor. Barın, otomotive yönelik parça imalatı yapan yan sanayicinin Türkiye’de orijinale eşdeğer kalitede parça üretilebildiğini de vurguluyor.
1966 yılında İskenderun’da temelleri atılan Fil Filtre, Türkiye’nin en
büyük filtre fabrikası olma özelliğiyle
birlikte; genç,dinamik ve atılımcı kişiliğiyle Türkiye’nin gelecek yüzünü
oluşturuyor. 1966’da İskenderun’da
kurulan firma, 1974’te İngiliz Wix
Filter firması ile lisans anlaşması
yaptı. 1978 yılında İngiliz Wix Filter
firması ile yapılan lisans anlaşması
amacına ulaştı ve karşılıklı olarak
feshedildi. 1995’te firma bugünkü
sahipleri tarafından satın alındı ve
faaliyetlerine devam etmesi sağlandı. 1997 yılında yeni yönetim
hedefleri doğrultusunda; yönetim
ve üretim sistemlerinde, kapasite ve
standartları geliştirmek üzere ilk teknolojik ve eğitim yatırımları hamlesi
başladı. 1999 yılında TS-EN-ISO
9002 Sistemi Kalite Sertifikası alındı.
1999 yılında yurt içinde ve yurt
dışında , birden çok araç üreticisine
OEM ve OES nitekli ürün tedarikçisi oldu. 2000 yılında kapasite ve
standartlarını geliştirmek üzere ikinci
kez teknolojik ve eğitim yatırımları
hamlesi başladı. 2003 yılında ISO/
TS 16949:2002 Sistem Kalite
Sertifikası alındı. 2007 yılında TOFAŞ Türk Otomobil Fabrikası A.Ş.
tarafından ‘yan sanayi kalite ödülü’
verildi. 2008 yılında yurt içi ve yurt
dışı bir çok araç üreticisi için global
tedarikçi konumuna gelen Fil Filtre
; yeni üretim teknolojileri ile kapsitesini artırmak üzere yeni bir fabrika
kurma kararı aldı. 2009 yılında ISO
14001:2004 Çevre Yönetim Sistemi
Sertifikası alındı ve yeni fabrika
inşaatı için çalışma başlatıldı, yeni
makine ve cihaz siparişleri verildi.
2010 yılında yeni fabrika inşaatının
yüzde 80 ‘i bitti , yeni makine ve
cihazlar teslim edilmeye başlandı.
TSE Onaylı Eşdeğer
Parça Belgesi’ni aldı
Firma, bir yıla yakındır çalışmalarını yürüttüğü, TSE Onaylı
Eşdeğer Parça belgesini 28
Ekim 2015 tarihinde TSE Genel
Şubat 2016
Müdürlüğü’nde düzenlenen bir törenle
TSE Başkanı’nın elinden aldı. Konuyla
ilgili olarak Fil Filter yetkililerinden Tuna
Barın, “Türkiye’de bugün için eşdeğer
parça belgesi vermeye tek yetkili kurum olan TSE ile yaptığımız çalışmalar
ve günümüz otomotiv standartlarına
göre yapılan testler sonucu üretmiş
olduğumuz filtrelerimizin orijinale
eşdeğer olduğunun TSE kurumunca
tescil edilmesi ve bugün için tescil edilen ilk ve tek filtre firması olmamız bizi
gururlandırmış ve ayrıca ticari olarak
da pazarda ürünümüze duyulan güvenin tescil edilmiş olmasıdır” dedi. Bu
belgeyi TSE kurumundan Türkiye’de
alan ilk firmasınız. Bu konuda neler
diyeceksiniz sorumuza ilişkin Barın,
“TSE kurumunun bu belgelendirme
için ilk firmamızı seçmesi ve ürünlerini
test edip onaylaması tabi ki manidardır. 50. yılında olan firmamızın son 10
yılda yapmış olduğu milyonlarca dolar
yatırımda Ar-Ge, laboratuvar ve eğitim
yatırımlarıda var idi bu temelde almış
olduğumuz bu belge, yeni otomasyon prosesler ile ürettiğimiz ürünlerde
ulaşmış olduğumuz standartların yeni
bir tescilidir” dedi. Elde edilen bu başarının pazara yansıması hakkında Barın, “Kendilerini orijinal filtre kullanmak
zorunda hisseden ve yurt içi piyasada
yetkili bir kurumdan onaylı eşdeğer
filtre markası bulamayan satıcı ve
tüketiciler için artık onaylı bir ürün
markası var bu da Fil Filtre, aynı
zamanda sigorta firmaları eşdeğer
parça olarak filtrelerimizi önerebilecek kullanabilecek, dolayısı ile bu
belge pazar payımızın artışında
aktif rol oynayacak” dedi. Barın,
otomotive yönelik parça imalatı
yapan yan sanayicinin Türkiye’de
de orijinale eş değer kalitede
parça üretilebildiğini, TSE kurumuna eşdeğer olarak tescil ettirip
göstermesini hem ülkemiz üretilen
ürünlere güven açısından hem de
yerli ürünlerin markalı ithalllere karşı
pazar paylarını artıracak olması
bakımında öemsediklerinin altını
önemle çizdi.
43
Özgür: Yasadışı ticaret ile
mücadele umudumuzu artırıyor
Marka Koruma Grubu, Dünya Gümrük Günü’nde yaptığı açıklamada, ekonomiyi
tehdit eden yasadışı ürün ticareti için alınan önlemlere dikkat çekti. Marka
Koruma Grubu Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, Türkiye’de sahte ve korsan ürün
ticaretinin yılda 11 milyar dolara yaklaştığını belirterek, “Yasadışı ürün ticareti
nedeniyle Türkiye ekonomisi milyarlarca lira kayba uğruyor, şirketlerin fikri
mülkiyet hakları zarar görüyor, tüketici güvenliği ve sağlığı tehdit ediliyor.
Yasadışı ürün ticaretiyle mücadele konusunda devletimizin kararlı çalışmaları,
gelecek için umudumuzu artırıyor” dedi.
T
ürkiye’de yasadışı ticaret ile
mücadeleye ve ticari marka
haklarının etkin bir biçimde
korunmasına odaklanan Marka
Koruma Grubu (MKG), Dünya
Gümrük Günü nedeniyle bir açıklama yaptı. Fikri mülkiyet haklarının etkin şekilde korunmasının
yatırımcılar açısından hayati önem
taşıdığına vurgu yapılan açıklamada, yasadışı ürün ticaretinin ulaştığı boyuta dikkat çekildi. MKG
Sözcüsü Dr. Ali Ercan Özgür, sahte, kaçak ve taklit ürün ticaretinin
dünya genelinde yüzlerce milyar
dolarlık hacme sahip olduğunu,
Türkiye’de de ekonomiyi ve yatırımları olumsuz etkileyecek boyuta
ulaştığını belirterek şunları söyledi:
“BASCAP (Sahtecilik ve Korsanla
Mücadele İçin İş Dünyası Hareketi) verilerine göre Türkiye’deki
sahte ve korsan ürün ticaretinin
yıllık boyutu 11 milyar dolara yaklaştı. Sahte, taklit ve korsana ilave
olarak kaçak ticareti de her yıl milyarlarca liralık vergi kaybına neden
oluyor. Türkiye örneğin; her yıl
kaçak akaryakıt nedeniyle 5 milyar
lira ÖTV, kaçak sigara nedeniyle
5,5 milyar lira vergi gelirinden
mahrum kalıyor. Yasadışı ticaret
ayrıca, Türkiye’ye ciddi yatırımlar
yapan, on binlerce kişiye istihdam sağlayan, vergi geliri üreten
yatırımcıların fikri mülkiyet haklarını
da gasp ediyor. Bu durum, yeni
yatırımların önünü kesme riskini
beraberinde getiriyor. YASED’in
yaptığı bir araştırmaya göre, fikri
mülkiyet haklarının korunmasında
yapılacak yüzde 1 iyileştirme, yatırımlarda 1.9 milyar artış sağlıyor.
Yasadışı ticaret ile mücadele bu
yüzden ülkemiz için büyük önem
taşıyor. Gümrük İdareleri ise bu
BASCAP (Sahtecilik ve Korsanla Mücadele İçin İş Dünyası Hareketi) verilerine göre
Türkiye’deki sahte ve korsan
ürün ticaretinin yıllık boyutu
11 milyar dolara yaklaştı.
Sahte, taklit ve korsana ilave
olarak kaçak ticareti de her yıl
milyarlarca liralık vergi kaybına
neden oluyor
mücadelede önemli bir görev
üstleniyor. Özellikle gümrük
denetimleri mücadele sürecinin
önemli bir parçasını oluşturuyor.
Son dönemde atılan adımlar ve
açıklanan planlar, gelecek için
umudumuzu artırıyor.”
Vatandaşlar ALO 136’yı arayarak mücadeleye
destek verebilir
Dr. Ali Ercan Özgür, yasadışı
ürün ticaretinin, tüketici güvenliği
ve sağlığı açısından da önemli bir
tehdit oluşturduğunu belirterek
şunları söyledi: “Tüketicilerin sahte
ürünler nedeniyle uğradıkları mağduriyeti, hatta ölümle sonuçlanan
trajedileri gazetelerden okuyoruz,
televizyonlardan izliyoruz. Resmi
kurum ve kuruluşlar, meslek örgütleri, şirketler bu tür felaketlere
neden olan yasadışı ticaretle mücadele konusunda önemli adımlar
atıyor. Cezaların caydırıcılığının
artırılması, sıkılaştırılan denetimler
sayesinde yakalamaların artması
sadece birkaç örnek. Ancak tüm
bu çabaların başarıya dönüşebilmesi için vatandaşların duyarlılığı da bir o kadar önem taşıyor.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bu
konuda çok güzel bir adım attı.
ALO 136 İhbar Hattı’nı yeniden
aktif hale getirerek, mücadeleye
ortak olmak isteyen tüketiciler için
bir iletişim platformu oluşturdu.
2013 yılında sorumlu vatandaşların aramaları sayesinde 19 milyon
liralık kaçakçılık olayı ortaya
çıkarıldı. Ayrıca ihbarda bulunup,
yasadışı ürünlerin yakalanmasını
sağlayan vatandaşların ikramiye ile
ödüllendirilmesi uygulaması da hayata geçirildi. 2014’te 5-6 milyon
TL para ödülü dağıtıldığı açıklandı.
Bu olumlu çalışmaları hayata geçiren tüm gümrük yetkililerini tebrik
eder, Dünya Gümrük Günü’nü
kutlarken, vatandaşlarımızdan da
duyarlılıklarını artırarak sürdürmelerini bekliyoruz.”
Şubat 2016
44
GÜNCEL
LASTİK
Brisa CEO’su Yiğit Gürçay: Filo müşterilerimizin
operasyonel verimliliğini artırıyoruz
Brisa Genel Müdürü Yiğit Gürçay, geleneksel Ticari Ürünler Değerlendirme
Toplantısı’nda, Profleet ile filoların toplam operasyon maliyetini düşürmeye
odaklandıklarını belirterek,“2015 yılında sistemimize kaydettiğimiz 1 milyondan
fazla lastiğin düzenli takibini yapıyor, filo müşterilerimizin verimliliğini arttıran
çözümler sunmaya devam ediyoruz” dedi.
Brisa, 2016 yılı Ticari Ürünler Değerlendirme Toplantısı’nı, Genel Müdür Yiğit
Gürçay ve Ticari Ürünler Pazarlama ve
Satıştan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Egemen Atış’ın ev sahipliğinde
gerçekleştirdi. Ticari lastikler segmentini
etkileyen global trendlere,dünyada ve
Türkiye’de sektörün durumuna ilişkin
bilgilerin aktarıldığı toplantıda, Brisa’nın
gelecek vizyonu ve filoların operasyonel
maliyetlerini azaltmaya yönelik çözümleri
üzerinde duruldu. Filoların en büyük maliyet kalemi olanyakıt tüketiminin önemine
dikkat çekilen toplantıda,Brisa’nınProfleet
kapsamında sunduğu ürün ve hizmetler
ile yakıt tasarrufu sağlarken, aynı zamanda karbon salımını düşürerek,çevre
üzerindeki olumsuz etkileri azaltmanın da
mümkün olduğu anlatıldı.
Gürçay: Ticari araçların toplam
karbon salımını sınırlayan
düzenlemeler yolda
Karayolu ulaşımının, Avrupa Birliği’nin
toplam karbon salımının yüzde 20’sinin
kaynağını oluşturduğunu vurgulayan
Gürçay, Avrupa Komisyonu’nun 2050
yılında ulaşım ve taşımadan kaynaklanan karbon salımını yüzde 60 oranında
azaltmayı hedeflediğini hatırlattı. Bu
doğrultuda Avrupa’da binek ve hafif
ticari araçların karbon salımına aşamalı
olarak ciddi kısıtlamalar getirildiğini
belirten Gürçay, “Ticari araçlar için şu
anda ticari araçların sadece motordan
kaynaklanan karbon salımını kısıtlayanŞubat 2016
regülasyonlar olsa dayakın gelecekte
toplam karbon salımını sınırlamaya
yönelikregülasyon hazırlıkları gündemde” dedi. Öte yandan, her sektörde
etkisini gösteren dijitalleşme akımının,
otomotiv sektörünü de birçok açıdan
etkilediğini belirten Gürçay, “Bugün
önde gelen tüm otomotiv firmalarının, dijitalleşmeye ve sürdürülebilir
teknolojilere yatırım yaptığını biliyoruz.
Bu doğrultuda biz lastik üreticilerinden
de beklentiler değişiyor. Brisa olarak,
geleceği şimdiden görüyor ve müşteri
odaklı inovatif çözümler geliştiriyoruz”
dedi. Global trendleri yakından takip
ederek, sürekli değişen müşteri ihtiyaçlarını müşterilerden önce farkedip,
yenilikçi çözümler geliştirmeyi hedeflediklerini belirten Gürçay, “Profleet
kapsamında geliştirdiğimiz Aspects+
adlı yazılımla filolarda yaptığımız tüm
ölçümlerikaydediyor,takip, raporlama
ve zamanındaaksiyonlar ile lastiklerin
kullanım ömrünü ve performansını
arttırıyoruz. Sadece bu yıl 100 binden
fazla araçta inceleme yaparak, 1
milyonun üzerinde lastiğe dokunduk.
Bridgestone tarafından geliştirilen
B-Tag teknolojisi ilede lastiklerin performansına etki eden basınç,sıcaklık,
yük gibi değerlerin takibini sağlıyoruz. Türkiye’deki ilk uygulamamızı
da Tüprag Altın Madeni’nde çalışan
kaya kamyonlarının57 inç çapındaki
Bridgestone lastikleri için yaptık. Ticari
araç kullanıcıları için geliştirdiğimiz
TPMS ve yüke göre basınç hesaplamaya yönelik mobil uygulamalar da
dijital çözümlerimize örnek gösterilebilir” şeklinde konuştu. Brisa’nın
performansına da değinen Gürçay,
“2015 yılının ilk dokuz aylık döneminde
yurt içi satışlarımızı adet bazında ve
geçen yılın aynı dönemine göre yüzde
11, net satışlarımızı ise tüm kanallarda
toplam yüzde 6 oranında artırmayı
başardık. Brisa’nın 2015 yılının dokuz
aylık döneminde net satış geliri 1.282
milyon TL olarak gerçekleşti. 2015
yılında inovasyon, dijitalleşme, çevresel
sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk
başta olmak üzere çeşitli alanlarda 12
ödüle layık görüldük” dedi.
Bridgestone’nun yetiştirdiği
‘Guayule’ bitkisi sektörün
geleceği olabilir
Bridgestone’nun Amerika’da kurduğu araştırma tesislerinde, çölde
yetiştirilen Guayule bitkisinden doğal
kauçuk üretmeye başladığına dikkat
çeken Gürçay, “Bu sayede lastik
sektörü Güneydoğu Asya’dan gelen
kauçuk hammaddesine bağımlı
olmadan sürdürülebilir bir hammadde
kaynağı bulabilecek” dedi. Brisa’nın
sadece ekonomik değil, çevresel ve
toplumsal sürdürülebilirliğe de büyük
önem verdiğini belirten Gürçay, 2015
yılında Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik
endeksinde yer almaya hak kazanarak, CDP (CarbonDisclosure Project /
Karbon Saydamlık Projesi) tarafından
Türkiye’den yalnızca beş şirketin sahip
olduğu İklim Saydamlık Lideri ödülüne
layık görüldüklerinide sözlerine ekledi.
Kauçuğu yalnızca
lastiklerimizde kullanmıyoruz
Kauçuğu yalnızca lastikte değil, yapısektöründe de kullandıklarını belirten
Gürçay, “Bir deprem bölgesi olan
Japonya’da Bridgestone tarafından
geliştirilenve geçtiğimiz yıl Türkiye
45
pazarına sunduğumuz sismik izolatör
teknolojisi, yapılarda bir tampon altyapı
görevi görüyor.Esnek kauçuk maddesi,
depremin sarsıntılarını emerek, hasarı
önemli ölçüde azaltıyor. Japonya’da
700-800 kadar yapıda kullanılan bu
teknoloji, özellikle hastane, fabrika, yol
yapıları (viyadükler, köprüler vb) gibi
yapılarda tercih ediliyor” dedi.
Atış: “Filolar doğru lastik
seçimiyle yakıt tasarruf yapıyor”
Brisa Ticari Ürünler Pazarlama ve Satış
Genel Müdür Yardımcısı Egemen Atış
da yaptığı konuşmada, günümüzde filoların en büyük maliyet unsurunun yakıt
olduğunu bildiklerini, bu sorunu çözmek
için çalışmalar yaptıklarını söyledi. Atış,
“Bridgestone teknolojisiyle geliştirilen,
yuvarlama direnci düşük ticari araç lastikleri ile hem yakıt tasarrufu sağlamak,
hem de çevreye verilen zararı azaltmak mümkün. Lastiklerin yuvarlanma
direncinin düşük olması sayesinde yakıt
tüketimi de azalıyor. Örneğin; 10 adet
TIR çekicisi olan bir filo sahibi doğru
lastik seçimi yaptığı taktirde yıllık 177
bin TL tutarında yani %5,9’luk bir yakıt
tasarrufu sağlayabilir” dedi. 2015’te
hayata geçirdikleri bir hizmet inovasyonu olan Probox’a da değinen Atış,
“Mobil servis noktamız Probox ile filo
müşterilerimize yerinde lastik değişimi
ve servis hizmeti sunarak, operasyonel
verimliliklerini artırıyoruz. Bu kapsamda
Türkiye’nin en büyük şantiyelerinden
biri olan 3. Havaalanı şantiyesinde
birçok firmaya hizmet veriyoruz” diye
konuştu. Filolara özel yol yardım hizmetlerine de değinen Atış,“Filofix” ileyalnızca Türkiye’de değil, Bridgestone
Avrupa işbirliğimizle Avrupa yollarında
da filo müşterilerimizin yanında olarak
iş sürekliliklerine katkıda bulunuyoruz.
Batı Avrupa’da hizmet süremizi 40
dakikaya kadar düşürmeye başardık”
dedi.
Kaplama için yeni
teknoloji yatırımı
2015 yılında müşterilerin hurdaya
ayırdığı lastiklerin yüzde 20’sini kullanıma geri kazandıran Brisa,Bandagile
bu yıl 120 binden fazla ticari lastiği
kaplayarak, 36 bin varil petrol ve 2 bin
400 ton çeliğe eşdeğer maddenin do-
ğaya atılmasını önlemiş oldu. Bugün
pazarda kaplanan her 3 lastikten biri
Brisa markalarının imzası taşıyor. Bu
yıl Bandag’ın 2 hizmet noktasında uygulanmaya başlanan “shearography”
teknolojisiyle,lastiklerin kaplanmaya
uygun olup olmadıkları tıraşlamaya gerek kalmadan saptanabiliyor; böylece
lastiklerinömür planlamasıen doğru
şekilde yapılabiliyor. Bu teknolojinin,
2016’da yaygınlaştırılması planlanıyor.
Şubat 2016
46
TİCARİ ARAÇ
Mercedes-Benz Türk Aksaray Fabrikası’nda
113 milyon avro tutarında yeni yatırımı ile
bin 200 kişiye istihdam sağlayacak
Mercedes-Benz Türk, Aksaray Kamyon Fabrikası’nda 2018 sonuna kadar 113 milyon
Avro’luk yatırımla üretim kapasitesini ikiye katlayacak. 2015 yılında Aksaray Kamyon
Fabrikası’nda 19 bin 688 adet kamyon üreterek kendi rekorunu kıran Mercedes-Benz
Türk, artan kapasiteyi büyük oranda ihracata yönlendirmeyi hedefliyor. Yeni yatırımla istihdama önemli katkı yapan Mercedes-Benz Türk, 2018 yılına kadar Aksaray
Kamyon Fabrikası’nda 3 vardiyalı üretime geçerek çalışan sayısını bin 800’den 3
bine yükseltmeyi planlıyor. Mercedes-Benz Türk Finansman ve Controlling Direktörü
Stefan Baasner, “Türkiye’ye güveniyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak Türkiye ekonomisine katkıda bulunmaya devam ediyoruz” dedi.
G
eçen yıl kendi rekorunu
kırarak 19 bin 688 araç
kamyon ve çekici üreten
Mercedes-Benz Türk’ün Aksaray
Fabrikası, yeni rekorları getirecek
113 milyon Avro tutarında yatırımla gerçekleştirilecek kapasite
arttırımı için ilk adımı attı. İç Anadolu
Bölgesi’nde 1986 yılından bu yana
Türkiye ekonomisine üretim ve
istihdam alanlarında önemli katkılarda bulunan Mercedes-Benz Türk
Aksaray Kamyon Fabrikası’nda yeni
yatırıma yöneliktemel atma töreni
Şubat 2016
düzenlendi. Tören Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanı Fikri Işık’ın yanı sıra
Mercedes-Benz Türk Finansman ve
ControllingDirektörü Stefan Baasner
ve Mercedes-Benz Türk Kamyon
Fabrikası Direktörü Prof. Dr. Frank
Lehmann’ın katılımıyla gerçekleştirildi.
Fikri Işık: Mercedes-Benz’i
yabancı değil, Aksaraylı bir
yatırımcı olarak görüyoruz
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
Fikri Işık, törende yaptığı konuş-
mada Evliyalar şehri Aksaray’da
Mercedes-Benz Türk’ün yeni yatırımının temelini atmaktan doyduğu
heyecanı ifade ederek, Türkiye’nin
AB’de otobüs ve hafif ticari araç
üretiminde birinci, kamyon üretiminde ikinci sırada yer aldığını
anımsattı. Bu yatırımla birlikte bu
özelliğin perçinlenmesi temennisini
dile getiren Bakan Işık, Türkiye’nin
genel olarak otomotiv sektöründe,
özelde ise kamyon üretiminde ciddi
bir potansiyele sahip olduğunun
altını çizdi. Bakan Işık, sözlerini
47
şöyle sürdürdü: “Biz ülke olarak,
sadece üretim için değil, Ar-Ge
ve tasarım faaliyetleri için de bir
cazibe merkezi olmak istiyoruz.
Biz, Mercedes-Benz’in de Ar-Ge
faaliyetlerine çok büyük önem
verdiğini, firmanın dünya genelinde
yaptığı yıllık Ar-Ge harcamasının
6 milyar dolar civarında olduğunu
biliyoruz. Mercedes-Benz’in üretimi
artıran yeni yatırımlarından büyük memnuniyet duyuyoruz. Dün
çok önemli eylemler içeren Ar-Ge
Reform Paketimizin TBMM Genel
Kurulu’ndaki görüşmelerine başladık. Mercedes-Benz, 2009 yılında
Aksaray Kamyon Fabrikası teknik
donanımı, bilgi seviyesi, tecrübeli
yöneticileri ve çalışanlarıyla daha
fazlasını yapmaya hazır. Bu yatırımlaihracatımıza ciddi bir ivme kazandırmak istiyoruz. Uzun yıllardır
Türkiye’de kamyon üretiminin içinde bulunuyor, 6 ton ve üzeri kamyon pazarında son 14 yıldır aralıksız
pazar liderliğimizi koruyoruz. 2015
yılında, yine kendi rekorumuzu kırarak 19.060 adet kamyon satışıgerçekleştirdik.Mercedes-Benz Türk
olarak biz Türkiye’ye ve Türk insanına inanıyoruz. Bu inancı başarılı
işlere çevirmek için bugün sizlerle
çalışanla 3 vardiya çalışarak daha
yüksek üretim adetlerine ulaşmayı
hedefliyoruz. Bu fabrika 2015 yılında
19.688 adet kamyon üreterek kendi
rekorunu yeniden kırmayı başardı. Kalite standardı yüksek olan
araçlarımızın önümüzdeki yıllarda
dünyanın birçok ülkesinde daha yoğun olarak görülmesini planlıyoruz.
Bunun için üretimimizi her daim yeni
teknolojilerle güçlendiriyor, süreçlerimizi optimize etmeye devam
ediyoruz.”
2018 yılında çalışan sayısı
3 bine çıkacak
İç Anadolu Bölgesi’nin en büyük
yatırımlarından biri olan MercedesBenz Türk Aksaray Kamyon
Fabrikası, 1986 yılında 290 çalışanla
üretime başladı. Bugün toplamda
1.800 kişiye istihdam sağlanıyor.
Çalışan sayısını 3 yıllık süre içerisinde, kademeli olarak artırarak 3.000
kişiye yükseltmek isteyen fabrika
yönetimi, ekibe dahil olacak çalışanların yüzde 75’inin mavi yakalı, geri
kalan kısmının ise beyaz yakalılardan
oluşacağını öngörüyor.
Türkiye’de en erken Ar-Ge Merkezi
kuran firmalarımızdan birisidir. Şu
anda Ar-Ge merkezinde 274 ArGe personeli çalışmaktadır. Şunu
açık ve net bir şekilde ifade etmek
isterim. Bu ülkede yatırım, üretim
ve ihracat yapan sanayicilerimizin
her zaman yanında olduk, bundan
sonra da her zaman yanlarında
olacağız. Bu vesileyle, 1.200 kişiye
istihdam oluşturacak olan 113 milyon Avroluk bu yatırımı gerçekleştiren Mercedes Benz’e huzurlarınızda
bir kere daha teşekkür ediyorum.
Kendilerini ülkemizde bir yabancı
yatırımcı gibi görmediğimizi, artık
buralı, Aksaraylı bir yatırımcı olarak
gördüğümüzü de vurgulamak istiyorum.”
Stefan Baasner: Aksaray
Fabrikasıyeni rekorlara hazırlanıyor
Mercedes-Benz Türk Finansman ve
Controlling Direktörü Stefan Baasner ise,“Bugün bu basın toplantısı
ve temel atma töreniyle başlattığımız 113 milyon Avro’lukyeni yatırım
programı, Aksaray Fabrikası için
yeni bir sayfa anlamına geliyor.
birlikte yeni bir adım atıyoruz.” diye
konuştu. “Aksaray Fabrikası’nda
bir yatırımımız biter bitmez diğerine başlıyoruz” ifadesiyle yatırım
kararlarından duydukları gururu dile
getiren Stefan Baasner, “2011 –
2015 yılları arasındaki yatırımımız
henüz tamamlanmışken, 2016 –
2018 yıllarını kapsayacak yatırım
programımızı açıklamaktan büyük
mutluluk duyuyoruz.Bu yeni yatırımın da sonunda Mercedes-Benz
Türk olarak Aksaray iline yapmış
olduğumuz toplam yatırım miktarı
470 milyon Avro’yaulaşmış olacak”
şeklinde konuştu.
Frank Lehmann: 2018 itibariyle
3 vardiyalı üretime geçiyoruz
Mercedes-Benz Türk Kamyon
Fabrikası Direktörü Prof. Dr. Frank
Lehmann da, şunları kaydetti: “Aksaray Kamyon Fabrikası rekorlar
dizisini sürdürüyor. 113 milyon
Avro’lukbu yeni yatırımla fabrikamızda oluşturacağımız yeni tesisler
ve üretime dâhil edeceğimiz yeni
makine ve ekipmanlar sayesinde
üretim kapasitemizi ikiye katlayacağız. 2018 yılında daha fazla
Rakamlarla Aksaray
Kamyon Fabrikası
• 1986 yılında 3 bin 600 adetlik
üretim kapasitesiyle üretime başlayan fabrikada 2015 yılında 19.688
adetlik rekor üretime ulaşıldı.
• Fabrikada bugüne kadar toplam
223 bin 505adet kamyon ve çekici
üretildi.
• 2001 yılında ihracata başlayan
fabrika, bugüne kadar yaklaşık 32
bin 500 kamyon ihraç etti.
• 30 yıl önce 290 olan çalışan sayısı
2015 yılında bin 800’e ulaştı.
• Bugüne kadar 355 milyon Avro
olan yatırım rakamı, yeni kapasite
artırma programı sonucunda 470
milyon Avro’ya çıkacak.
Şubat 2016
48
TESLİMAT
Sertrans Logistics, 70 adet Renault Trucks ile
2016 hedefini büyütüyor
Türk lojistik sektöründe inovasyon gücüyle ön plana çıkan Sertrans Logistics,
70 adet Renault Trucks T460 çekici ile filosunu yeniliyor. Yeni yılda yatırımlarına
hız veren Sertrans, filosunu yakıt tasarrufu lideri Renault Trucks T serisi çekiciler ile güçlendiriyor.
L
ojistik sektöründe 27 seneyi
geride bırakan Sertrans
Logistics, yatırımlarına filosunu güçlendirerek devam ediyor.
Uluslararası karayolu, havayolu,
denizyolu, demiryolu ve intermodal taşımacılık hizmetlerimizin
yanı sıra, Avrupa ve Türkiye’de
bulunan yüksek kapasiteli modern
depo ve antrepoları ile çalışmalarını sürdüren Sertrans, Avrupa’da
da adından sıkça söz ettiriyor.
Son olarak Avrupa’nın en prestijli
ödüllerinden biri olan Avrupa İş
Dünyası Ödülleri’nde (European
Business Awards) ‘Ulusal Şampiyon’ seçilen Sertrans, yeni teslim
aldığı 70 adet Renault Trucks
T460 çekicisi ile büyük bir yatırıŞubat 2016
ma daha imza attı. Sertrans’ın
Türk lojistik sektöründe bir ilk
olarak “Gold Leed” sertifikasına
sahip Hadımköy tesislerinde üst
düzey yöneticilerin katılımıyla
düzenlenen teslimat töreninde
Sertrans Logistics İhracat Direktörü Orhan Gürer, Sertrans’ın
filolarından sorumlu iştirak
şirketi Transer Logistics’in
Genel Müdürü Murat Cömert,
Renault Trucks Satış Müdürü
Özkan Çelik, As-sar Otomotiv
Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Sarı, As-sar Otomotiv Filo
Satış Müdürü Ahmet Sezer ve
As-sar Otomotiv Ağır Vasıta
Koordinatörü Murat Uçaklı hazır
bulundular.
Sertrans 2016’da da
yatırımlara odaklanacak
Sertrans Logistics İhracat Direktörü Orhan Gürer teslimat töreni
sırasında yaptığı açıklamada
bugüne kadar sirkülasyonlu olarak
250 adet civarında Renault Trucks
çekici kullandıklarını belirterek;
“Sertrans Logistics olarak, karayolu ile parsiyel taşımacılık hizmeti
verdiğimiz karşılıklı direkt hatlarımızı
19 ülkeye ve 80’den fazla noktaya
ulaştırdık. 2015 yılını verimliliğe
odaklanacağımız, kaliteden ödün
vermeden temkinli büyümeyi seçeceğimiz ve maksimum yüzde 8’lik
bir büyümeyi öngördüğümüz bir yıl
olarak planlamıştık, öyle de oldu.
Bu doğrultuda 2016’da hedefleri-
49
Tırsan’dan Sertrans’a
‘buy back anlaşmalı’ 50 adet
huckepack treyler
mizi bir adım daha öteye taşıyarak
ulusal ve uluslararası lokasyonlardaki yatırımlarımızı artırıyoruz. Uluslararası karayolu taşımacılık hizmetlerimiz yanında, uluslararası havayolu,
denizyolu ve multimodal taşıma
modlarıyla da dünyanın 200’e yakın
ülkesinde, 1.800’den fazla noktaya
sunduğumuz hizmetlerle ulusal ve
uluslararası düzeyde iddialı, dünya
standartlarında hizmet veren bir
şirket olmaya devam ediyoruz. Tabi
ki hedeflerimiz doğrultusunda filo
yatırımımız da büyük önem taşıyor.
Hedeflerimizi ileriye taşırken uluslararası standartlardaki araçlarına
ve satış sonrasındaki hizmetlerine
güvendiğimiz bir markanın yanımızda olması bize güven veriyor.
Bu nedenle Renault Trucks T460
çekicilerle filomuzu geliştirmeye
devam ediyoruz” dedi. 2016 yılında
yüzde 10 oranında büyüme hedeflerinin olduğunu belirten Gürer, “Bu
doğrultuda Renault Trucks ile sağladığımız işbirliğimizden son derece
mutluluk duyuyoruz” dedi. Renault
Trucks Satış Müdürü Özkan Çelik
ise yaptığı açıklamada; sektörde
birçok yeniliğe katkı sağlayan ve
uluslararası arenada Türkiye’deki lojistik sektörünü en iyi şekilde
temsil eden Sertrans Logistics ile
Renault Trucks T serisi çekicileri
teslim ederek yaptıkları çözüm
ortaklığından büyük memnuniyet duyduklarını belirtti ve ekledi;
“Renault Trucks T serisi, nakliye
şirketlerine yakıt tasarrufu ile kabin
konforu arasında mükemmel bir
denge sunuyor. Rakiplerine göre en
ekonomik yakıt tüketimi sağlarken
performansından ödün vermeye-
rek daha fazla motor gücü, daha
yüksek tork ve daha iyi bir ticari hız
ile kullanıcılarının tüm ihtiyaçlarını
karşılayan tek araç oluyor.” Renault
Trucks yetkili bayisi olarak hizmet
veren As-sar Otomotiv Yönetim
Kurulu Başkanı Hüseyin Sarı ise
Renault Trucks çekicilerin lojistik
sektörünün tüm beklentilerini en iyi
şekilde karşıladığının altını çizerek;
“As-Sar Otomotiv olarak yaklaşık
50 yıllık tecrübemizle faaliyetlerimizi Renault Trucks markasıyla
sürdürmekteyiz. Renault Trucks
çekiciler, lojistik alanında hizmet
veren firmalara toplam sahip olma
maliyeti anlamında en avantajlı çözümleri sunuyor. Sertrans Logistics
yetkilerine bu avantajların bilincinde
olarak yeni alımlarında tercihlerini
Renault Trucks T460 çekicilerden
yana kullandıkları için teşekkür
ediyoruz. Eminiz teslim aldıkları
yeni araçlarıyla başarılı faaliyetlerini
arttırarak sürdürecekler” dedi.
Sertrans Logistic’e 2015 yılında
satışı yapılan 50 adet Tırsan Perdeli
Mega Semi-Treylerin son partisi
olan 27 adetlik aracın teslimat töreni 12 Şubat’ta, Sertrans’ın Hadımköy tesislerinde gerçekleştirildi. Törene Tırsan Treyler Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu, Sertrans
İhracat Direktörü Orhan Gürer,
Transer Genel Müdürü Murat Cömert katıldı. Tırsan Treyler Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye’deki firmaların İran, Ortadoğu,
Doğu Avrupa’ya açılması gerektiğini vurgulayarak, “Sertrans’ın Bulgaristan ve Romanya’da yapılanması
var. Bunun gibi dışarı açılabilecek
20 firmamız yer alıyor. Bu firmaların
uluslararası alana açılması gerekiyor. Uluslararası alana açılmazsak
hem bireysel kurumsal olarak mevcut durumda kalmamız çok zorlaşır
” dedi.
Filoda 350 treyler var
Transer Genel Müdürü Murat Cömert de Tırsan ile 25 yıldır işbirliğinde olduklarını ve bugüne kadar
olan işbirliğinden son derece
memnun kaldıklarını dile getirdi. Cömert’den sonra söz alan ,
Sertrans İhracat Direktörü Orhan
Gürer ise Gold Leed Sertifikası’na
sahip sektördeki ilk ve tek firmada
çalışmaktan dolayı gurur duyduğunu anlatarak, 2016 yılında yüzde 10 oranında büyümeyi planladıklarını söyledi. Filoda 350 adet
treylerin olduğu bilgisini veren
Gürer, yeni yatırımlarla Rusya, İran
ve E-ticarette önemli başarılara
imza atacaklarını söyledi.
Şubat 2016
50
İFTAR
LOJİSTİK
Doğuş Otomotiv sahalarındaki araç
elleçleme hizmeti Borusan Lojistik’te
Kaliteli hizmetleri, deneyimi ve bilgi birikimi ile otomotiv sektöründeki ağırlığını
sürekli artıran Borusan Lojistik bu sektörde yeni bir başarıya imza attı. Otomotiv sektörünün önde gelen kuruluşlarından Doğuş Otomotiv’in sahalarındaki
araç elleçleme hizmetini 1 Ocak 2016 itibarı ile Borusan Lojistik üstlendi.
Varılan anlaşma kapsamında Doğuş
Otomotiv’e bağlı Efesan Limanı, Şekerpınar tesisi ve İstanbul Park’ a gelen
tüm araçların kabulü Borusan Lojistik
tarafından yapılıyor. Satışı gerçekleşen
araçlar yurt içi bayilere sevk edilmek
üzere Borusan Lojistik tarafından nakliyecilere teslim ediliyor. Bulunduğu her
alanda olduğu gibi otomotiv lojistiğinde
de lider ve öncü şirket olarak 2004
yılında Türkiye’nin tek çok markalı Araç
Lojistik Merkezini (PDI tesisini) kuran
Borusan Lojistik, uzman kadrosu ile
otomotiv sektörünün dev oyuncularına
hizmet vermekte. Müşterileri için her zaman yüksek katma değerli işler üreten
Borusan Lojistik, bu doğrultuda inovatif
hamlelerine de devam ediyor. Şirket
2015 yılı içinde bu hamlelere bir yenisini
ekleyerek İzmit / Köseköy’de 200 bin
metrekare devasa alan üzerine kurulu
araç lojistik merkezine radyo frekansı
kullanarak nesneleri tekil ve otomatik
olarak ayırt edebilen RFID sistemini entegre etti. Borusan Lojistik ayrıca araç
parkı operasyonları kapsamında müşterilerine; tahliye, yükleme, stevedoring
hizmetlerinin yanında, gemi içi lashing,
araç yıkama, küçük ebattaki hasarların
onarımı, etiketleme, stok ve envanter
yönetimi gibi katma değerli hizmetler
sunuyor. Anlaşma sonrası Doğuş
Otomotiv’in de kendilerini seçmesiyle
Türkiye’de satılan her iki otomobilden
birini kendilerinin elleçlediğini belirten
Borusan Lojistik Türkiye, Lojistik Hizmetler Genel Müdür Yardımcısı Serdar
Erçal “Öncelikle Doğuş Otomotiv ile
yaptığımız anlaşmanın her iki kuruma
da hayırlı olmasını diliyorum. Borusan
Lojistik olarak otomotiv sektöründe
2004 yılında Türkiye’nin ilk ve tek çok
markalı Araç Lojistik Merkezi’ni kurarak
başladığımız otomotiv de fark yaratan yolculuğumuzda bugün otomotiv
sektörünün her alanında var olmanın
gururunu yaşıyoruz. Doğuş Otomotiv’in
de hizmet verdiğimiz markalara
Şubat 2016
Soldan Sağa, Tuğrul Günal , Peter Hinteregger, Serdar Erçal, Ece Özenç ve Robert Suchy.
katılmasıyla sektör liderliğimizi perçinlemiş olduk. Önümüzdeki yıllarda da
müşterilerimiz adına yaptığımız inovatif
yatırımlarımızın ve ülke ekonomisi için
katma değeri yüksek faaliyetlerimizin
devam edeceğini şimdiden müjdeleyebilirim” dedi. Otomotiv sektörü lojistik
hizmetleri alanındaki liderliğini Doğuş
Otomotiv anlaşmasıyla perçinleyen Borusan Lojistik 2015 yılı Ocak ve Kasım
ayları arasında toplam 380 bin araç
elleçlemeyi başardı.
Borusan Lojistik üst yönetiminde
nöbet değişimi
2002 yılından bu yana Borusan Lojistik
Genel Müdürlüğü görevini yürüten
Kaan Gürgenç’in 29 Şubat günü
itibarı ile görevinden ayrılacağı açıklandı.
Gürgenç’in ardından görevi Borusan
Lojistik Genel Müdür Yardımcısı İbrahim
Dölen devralacak. 1967 doğumlu olan
İbrahim Dölen, Boğaziçi Üniversitesinde
Elektronik Mühendisliği dalında lisans,
İstanbul Üniversitesinde İşletme yüksek
lisans eğitimini tamamlamıştı. 19902002 tarihleri arasında çeşitli işletmelerde görev yapan Dölen, Temmuz
2002’de Borusan Lojistik Genel
Müdür Yardımcısı olarak şirkete
katılmış ve Borusan Lojistik faaliyet
alanlarının büyük bir bölümünde üst
düzey görevlerde bulunmuştu. 2014
yılında University of Pennsylvania,
Wharton School’da AMP programını
tamamlayan İbrahim Dölen evli ve
1 çocuk babasıdır. TÜRKLİM-Türkiye Liman İşletmecileri Derneği’nde
Yönetim Kurulu üyesi olan Dölen,
BRM- Boğaziçi Üniversitesi Robert
Koleji Mezunu Sanayici, İşadamı ve
Yöneticiler Derneği’nde de çeşitli
görevlerde ve komitelerde görev alarak ülkemizin ve sektörün gelişimine
destek vermiştir.
Borusan Lojistik yılın
tedarikçisi oldu
Siemens Türkiye 28 Ocak’ta CVK
Park Boshphours İstanbul’da,
“Türkiye’de Sürdürülebilirliğe Adanmış 160 Yıl” mottosu ile bir tedarikçi
günü gerçekleştirdi. Bu özel günde
çeşitli alanlarda ürün ve hizmet satın
aldığı tedarikçilerini, iş hacmine ve
performansına göre değerlendiren
51
Siemens Türkiye, Borusan Lojistik’i,
kurumsallık, verimlilik, çözüm odaklı
yaklaşım ve artırarak devam ettirdiği iş hacmi ile lojistik dalında en iyi
hizmeti üreten tedarikçi olarak yılın
tedarikçisi ödülüne layık gördü. Ödülü
Siemens Tedarik Zinciri yönetiminden
alan Borusan Lojistik Türkiye Genel
Müdür Yardımcısı Serdar Erçal;
Siemens’ten böyle bir ödül almanın
son derece anlamlı olduğuna dikkat
çekerek konuşmasına “Ekip olarak
yarattığımız sinerji ve yüksek motivasyonla artık iş yapış şeklimiz halini
alan kurumsal ve yenilikçi yaklaşımımızın böylesi anlamlı bir ödül ile
ödüllendiriliyor oluşu tüm Borusan
Lojistik ailesini son derece gururlandırdı. Siemens ile 1,5 yıl önce
başlayan yolculuğumuzun daha uzun
yıllar sürmesini temenni ediyorum”
diyerek devam etti. 2014 yılından beri
Siemens Türkiye’nin yurt içi dağıtımını
gerçekleştiren, fabrikalar arası çalışan
servis hizmetini üstlenen Borusan Lojistik, Siemens Türkiye’ye Denizyolu,
Karayolu ithalat ve ihracatta komple
ve parsiyel taşıma hizmeti de sağlıyor.
Borusan Lojistik MAN’ı tercih etti
adına ise Satış Müdürü Mehmet
Kılıç ve Bölge Koordinatörü Doğan
Gamsız teslimat töreninde yer aldı.
Günde ortalama 3 bin sefer
Borusan Lojistik satın aldığı 25 adet
TGS 18.440 4X2 BLS çekici ile filosunu daha da yeniledi.
Borusan Lojistik, yurt içi taşımalarında MAN TGS 18.440 4x2 BLS
araçları tercih ederek MAN ile
uzun yıllara dayalı işbirliğini devam
ettirme ve geliştirme yönünde karar
aldı. Bu çerçevede MAN ile yapılan
anlaşma ile 25 adet çekici, nakliye
operasyonlarında kullanılmak üzere
MAN Bölge Bayi MAPAR tarafından
Borusan Lojistik’e teslim edildi.
Borusan Lojistik Gemlik - Liman
Tesisleri’nde Gerçekleşen Teslimat
Törenine, Borusan Lojistik Türkiye
Lojistik Genel Müdür Yardımcısı
Serdar Erçal Komple Taşımacılık
Grup Müdürü Erdoğan Yahşi, Filo
Yönetim Müdürü Alper Durdağ ve
Satınalma Yöneticisi Emel Tuna
Aktaş ile MAN adına MAN Kamyon
ve Otobüs Ticaret A.Ş. İstanbul ve
Konya Şubeleri Grup Müdürü Aydın
Yumrukçal, İstanbul Şubesi Kamyon Satış Müdürü İbrahim Altun,
Bölge Koordinatörü Kadri Başaran
ve MAPAR adına ise Bursa Genel
Müdürü Tanju Nayır ile Satış Müdürü Murat Yılmaz katıldılar. Projenin
finansmanını gerçekleştiren VDF
MAN araçlarını işletme maliyetlerindeki avantajlarının yanı sıra sağlam,
konforlu ve güvenli olmaları nedeniyle
tercih ettiklerini belirten Borusan
Lojistik Türkiye Lojistik Genel Müdür
Yardımcısı Serdar Erçal, uzun
soluklu bir anlaşmaya imza attıklarına
dikkat çekti. Günde ortalama 3 bin
sefer yaparak önemli bir hacmi yönettiklerini belirten Erçal “Türkiye kara
nakliye operasyonlarında yaptığımız
günlük 3 bin seferin yüzde 15’ini öz
mal araçlarımızla gerçekleştiriyoruz.
Müşterilerimizin taşıma konusunda hiçbir sıkıntı yaşamamaları ve
çalışanlarımızın yaptıkları işi severek
yapmalarının ön şartı olarak gördüğümüz kaza anındaki güvenlikleri
ve konforlu bir sürüş yapmaları için
3 yılda bir araçlarımızı yeniliyoruz.
Bunun yanı sıra Man ile yaptığımız
bu anlaşma mali bağlamda da çok
büyük bir avantaj yarattık. Elbette bu
avantajı müşterilerimize maliyet avantajı olarak yansıtıyor olacağız. MAN
çekiciler ile birlikte Bakım Paketi de
satın aldıklarını belirten Erçal “Araçlar
36 ay boyunca uzatılmış garanti ve
parça değişimleri dahil tüm bakımların MAN tarafından sağlanacağı
geniş kapsamlı bir paketle birlikte
satın alınmıştır” dedi. Bu sayede
müşterilerine rekabetçi fiyatlar
sunabildiklerini belirten Erçal, 36 ay
sonunda araçların MAN TopUsed
kapsamında geri satın alınacağının
da altını çizerek “Filomuzu yenilemek
adına yaptığımız bu yatırımımız 3 yılın
sonunda anlaşılan şartlar çerçevesinde belirlenmiş olan fiyatlarla aldığımız
araçlarımızı MAN’a geri satacağız.
Bu fiyatları bugünden biliyor olmak,
aracın 36 ay boyunca bakım tutarlarını
hesaplayabiliyor olmak, maliyetlerimizi kontrol edebilmemiz ve rekabetçi
olabilmemiz açısından çok önemli”
açıklamasında bulundu. MAN araçlarının gerek donanım seviyeleri gerekse
göstermiş oldukları performans ile pek
çok lojistik firmasının ilk tercihi olduğuna dikkat çeken MAN Kamyon ve
Otobüs Ticaret A.Ş İstanbul ve Konya
Şubeleri Grup Müdürü Aydın Yumrukçal ise “Balnak ile 2004 yılından beri
uluslararası nakliye tarafında süre gelen
işbirliğimiz, Borusan Lojistik’in Balnak’ı
satın alması ile devam etmekteydi. Bu
25 adetlik proje ile Borusan Lojistik’in
yurt içi operasyonlarına da dahil olarak
işbirliğimizi daha geniş bir boyuta taşıma imkanı bulduk. Borusan Lojistik’in
yurt içi taşıma işlerinde de MAN’ı tercih
etmesinden dolayı mutluyuz. İşbirliğimizin artarak devam etmesini diliyoruz”
şeklinde konuştu. Borusan Lojistik’in
filosuna eklediği MAN TGS 18.440 4x2
BLS çekiciler hakkında bilgi veren İbrahim Altun da, “Araçlarımız, otomatik
şanzıman, aeropaket, klima, ESP fren
sistemi gibi zengin donanım seviyelerinin yanı sıra düşük boş ağırlığı ile özellikle rulo saç gibi tonaj hassasiyeti olan
ürün taşımalarında sağladığı avantaj ile
ön plana çıkıyor” dedi. VDF Satış Müdürü Mehmet Kılıç ise; VDF olarak hem
2016’ya hem de MAN araç finansmanına, Borusan Lojistik gibi büyük bir
proje ile başlamaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Kılıç, farklı finansal
çözümler ile MAN müşterilerine hizmet
sunmayı hedeflediklerinide sözlerine
ekledi. Törenin ardından 25 adet MAN
TGS 18.440 4X2 BLS çekici, Borusan
Lojistik filosuna dahil olarak taşımacılık
hizmetine başladılar.
Şubat 2016
52
EKONOMİ
AB finansörlüğünde 2.7 milyon euro
bütçeli projenin açılışı yapıldı
AB Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı (IPA-I) 2012 Yılı Programlaması kapsamında yer alan “Türk Gümrük İdaresinin Modernizasyonu VIII” proje paketinin
son bileşeni, Kurumsal Yeniden Yapılanma ve İnsan Kaynakları Yönetimi Teknik
Destek Projesi’ nin açılışı yapıldı.
AB Katılım Öncesi Mali Yardım
Aracı (IPA-I) 2012 Yılı Programlaması
kapsamında yer alan “Türk Gümrük
İdaresinin Modernizasyonu VIII” proje
paketinin son bileşeni, Kurumsal
Yeniden Yapılanma ve İnsan Kaynakları Yönetimi Teknik Destek Projesi’
nin açılışı yapıldı. Yüzde 90’ı Avrupa
Birliği tarafından finanse edilen 2 milyon 681 bin 822 euro bütçeye sahip
proje, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Strateji Geliştirme Başkanlığı’nın
koordinesinde yürütülüyor. Bakanlık
konferans salonunda yapılan açılış,
Müsteşar Cenap Aşcı, Strateji Geliştirme Başkanı Fatih İslam Karaoğlu,
Bakanlık üst düzey yöneticileri, AB
Delegasyonunun ve Merkezi Finans
ve İhale Birimi temsilcilerinin katılımıyla
gerçekleşti.
Aşcı: kolay ve güvenilir
ticaret için yeni çözümler
bulma gayretindeyiz
Açılışta konuşma yapan Müsteşar
Cenap Aşcı, en kolay ve güvenilir
ticareti sağlamak için her zaman
yenilikçi adımlar atmaya hazır olduklarını söyleyerek, “Bildiğiniz gibi
ticareti kolaylaştırırken aynı zamanda
güvenliğin sağlanması birbiriyle zıt gibi
görünen iki hedefi aynı anda gerçekleştirmeyi gerektirmektedir. Bu iki
hedef arasında denge sağlamak için
iyi örnekleri de inceleyerek sürekli yeni
yollar, yeni çözümler bulma gayretinde
olduk, oluyoruz. Bugün açılışı yapılan
projemizin bu konuda bizlere büyük
katkılar sağlayacağına inancım tamdır”
dedi.Müsteşar Aşcı ayrıca, bu proje ile
bakanlık insan kaynakları yönetiminde
çağdaş uygulamalara geçileceğini ve
insan kaynaklarından en ideal ölçüde fayda sağlanacağını da sözlerine
ekledi.
Karaoğlu: Bakanlık teşkilatımız
bu projeyle baştan aşağı gözden
geçirilecek
Strateji Geliştirme Başkanı Fatih İslam
Şubat 2016
Karaoğlu ise bu projenin Bakanlığın
geleceğe hazırlanmasında önemli
olduğunu vurgulayarak, “Bakanlığımızın gerek merkez teşkilatı gerek
taşra teşkilatı bu proje vesilesiyle
baştan aşağı gözden geçirilecek,
süreçler AB standartlarına azami
düzeyde yakınlaştırılacak. Bu proje
ile uygulamaları standartlaştıracağız,
iyileştireceğiz” değerlendirmesinde
bulundu.
rulması, organizasyonel yapılandırma aşaması, insan kaynakları
modellemesi, optimum kadro
çalışması, prototip taşra idarelerinin tasarlanması, kurumsal bilgi
teknolojileri stratejisinin geliştirilmesi, kurumsal performans
yönetimi altyapısının oluşturulması, eğitim ve çalışma ziyaretleri
düzenlenmesi şeklinde 7 faaliyet
başlığı yer alıyor.
Proje ile kurumsal yapılanmada
AB standartları yakalanacak
Prototip taşra idareleri
tasarlanıyor
Proje ile Bakanlık merkez ve taşra
yapısının tüm unsurları itibariyle AB
standartları çerçevesinde gözden
geçirilerek, idari kapasitenin iyileştirilmesi ve kurumsal yapılanmanın
en ideal ölçüde tesis edilmesi
hedefleniyor. Proje kapsamında;
süreç ve kontrol noktalarının analizi ve tasarımı, uygulama yazılımının
ve sistem gereksinimlerinin oluştu-
Proje kapsamında prototip
taşra idareleri de tasarlanacak.
Bu sayede taşra idareleri, sınır
kapıları, ticaret il müdürlükleri
ve gümrük idarelerinin kurumsal
kimliğin belirgin olduğu, kullanışlı
ve standart bir tasarıma kavuşması hedefleniyor. Tüm projelerin
19 Aralık 2017 tarihine kadar
bitirilmesi hedefleniyor.
53
Barsan 450. Tırsan treylerini teslim aldı
Tırsan, 2016 yılının ilk teslimatını Barsan Global Lojistik’e gerçekleştirdi. Barsan,
2015 yılında alımını yapmış olduğu 30 adet Tırsan Perdeli Çift Katlı Mega ve 20
adet Tırsan konteyner taşıyıcıdan oluşan filonun son partisi olan 10 adet Tırsan
Perdeli Çift Katlı Mega ve 2 adet Tırsan konteyner taşıyıcıyı Tırsan Adapazarı
fabrikasında düzenlenen törende teslim aldı.
T
ırsan, 2016 yılının ilk teslimatını Barsan Global Lojistik’e
gerçekleştirdi. Barsan, 2015
yılında alımını yapmış olduğu 30
adet Tırsan Perdeli Çift Katlı Mega
ve 20 adet Tırsan konteyner taşıyıcıdan oluşan filonun son partisi olan
10 adet Tırsan Perdeli Çift Katlı
Mega ve 2 adet Tırsan konteyner
taşıyıcıyı Tırsan Adapazarı fabrikasında düzenlenen törende teslim
aldı. 28 Şubat’ta gerçekleşen
teslimat törenine, Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Barsan Global Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı A. Cengiz Çaptuğ
ve Yönetim Kurulu Üyesi Sedat
Geyik ile DAF-Tırsan Satış Müdürü
Ertuğrul Erkoç katıldı. Tırsan Treyler
Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu basın toplantısında yaptığı
konuşmada, “Bugün benim için çok
özel bir gün, 2016 yılının ilk teslimatını gerçekleştiriyoruz. Yıllardır bizim
en önemli müşterilerimizden biri
olan ve özellikle de ürün geliştirme
konusunda müşterilerinin talepleri doğrultusunda dizayn ettirdiği
treylerler ile çok özel bir filoya sahip
olan Barsan, Türkiye ekonomisine
de ciddi anlamda katkı sağlamıştır.
Bütün bunları hayata geçirirken
Barsan filo yönetimi, satış ve teknik
ekibi, Tırsan Ar-Ge ekibi ile uzun
dönem beraber çalıştı ve birlikte
ürünlerin geliştirilmesi konusunda
önemli bir başarıya imza attılar”
ifadesini kullandı.
Barsan’ın filosunda 450 adet
Tırsan treyler bulunuyor
Nuhoğlu, “Tırsan’ın iş ortağı olan
Barsan Global Lojistik’in filosunda,
2015 yılında alımını yaptıkları 50
adet treyler de dahil olmak üzere
450 adet Tırsan treyler bulunmaktadır. Çift katlı treyler üretmek, bizim
açımızdan bakıldığında ihtiyacı iyi
anladığımız sürece mümkün. Ama
bunun sürdürebilmesi için sadece
aracın çift katlı olması yetmez;bu
araçların operasyonu, ambarı,
deposu, indirilmesi, yüklenmesi,
elleçlenmesi ve dağıtımda hangi alanlarda hangi mal inecek
bu yüklerin takibi çok önemlidir.
Barsan, bu tip araçları kullanarak
operasyon yönetecek iş modelini
oluşturma konusunda Türkiye’de
öncüdür. Bundan dolayı bende
çok gurur duyuyorum. Bu nedenle
hem kendilerine sizin önünüzde
teşekkür ediyor, hem de kendilerini
tebrik ediyorum,” dedi.
Cengiz Çaptuğ:Barsan ve
Tırsan bulunduğu sektörü
yönlendiren firmalardır
Barsan Global Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ ise
yaptığı açıklamada, “Bazı şirketler vardır bulunduğu sektörün
şeklini alırlar, bazı şirketler vardır
bulunduğu sektöre şekil verir,
yönlendirirler. bu anlamda Barsan
ve Tırsan bulunduğu sektörü yönlendiren, şekillendiren ve sektörde
iz bırakan çok önemli firmalardır.
Sahada bulunan bizlerin talepleri, Tırsan’ın da bunları karşılayış
biçimiyle yaratılan inovasyon çok
net bir şekilde ortada. Başlangıcından beri kesintisiz devam eden
bu işbirliğinin devam edeceğine
inanıyorum” dedi. Cengiz Çaptuğ
açıklamalarına şu şekilde devam
etti, “Genç dinamik, yatırım iştahı
olan ve entegre lojistik hizmetini
küresel ölçekte sağlayan bir firmayız. Bugün 13 ülkede 26 ayrı lokasyonda faaliyet gösteriyoruz. Bu
rakamlara Türkiye dahil değildir. Bu
hızlı gelişimi ve dünyaya ayak uyduruşumuzu, teknolojiyi kullanan,
yenilikçi, genç ve sağlıklı düşünen,
dünyayı takip eden çalışanlarımıza borçluyuz. Ben Tırsan ile olan
işbirliğimizin ileriki dönemlerde de
artarak devam edeceğine canı
gönülden inanıyorum” dedi.
Şubat 2016
54
EKONOMİ
Ocak ayında ihracat yüzde 14.4 düşerek
9 milyar 208 milyon dolar oldu
İhracat ocak ayında geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 14,4 düşerek
9 milyar 208 milyon dolar oldu. Ocak ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke
Almanya, İngiltere, İtalya Amerika ve Irak oldu.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, 11
Ocak’ta Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tarafından açıklanan Orta
Vadeli Program’daki güncellemeleri ihracatçılar açısından sevindirici bulduklarını belirtti. Büyükekşi, Türkiye’nin,
Çin ve Hindistan haricindeki ülkelere
kıyasla büyüme konusunda en önde
gelen ülkelerin başında geldiğini ifade
etti. TİM Başkanı Büyükekşi, 2016
yılının Türkiye için bir fırsat yılı olduğunu; işgücü, enerji, bankacılık piyasalarında, kamu yönetimi ve kamu maliyesi
alanlarında gerçekleştirilecek yapısal
reformlar ile bu fırsatın realize edilmesi
gerektiğini söyledi.
‘Türkiye Markası’
Ar-Ge Reform Paketi’nin önemine
değinen TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, Reform Paketi’nin 2023 vizyonu
açısından önemine vurgu yaparak,
söz konusu reform paketi ile birlikte
2016 yılının bir dönüşüm ve atılım yılı
olacağını belirtti. İran’a uygulanan yaptırımların 17 Ocak itibariyle kaldırılmasına da değinen TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi, pazarda daha etkin ve
güçlü yer alabilmek adına Tahran’da
Türkiye Ticaret Merkezi açılacağını ve
“Ambargo Sonrası İran Ekonomisi Etki
Analizi” çalışmasını yürüttüklerini ifade
Şubat 2016
etti. TİM Başkanı Büyükekşi, AB
Ekonomisindeki olumlu gelişmelerle
birlikte, önümüzdeki dönemlerde
AB toplam ithalatından ülkemizin
aldığı payın daha da üst seviyelere
çıkmasını beklediklerini ifade etti.
Türkiye Markası ile ilgili sürdürdükleri çalışmalardan da söz eden
Büyükekşi, “Türkiye Markası önümüzdeki dönemlerde, yurtdışı fuar
organizasyonlarında da ihracatımız
için hem güven hem de ciddi bir
prestij kaynağı olacaktır” dedi.
Ocak verileri
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM),
2016 yılı Ocak ayı ihracat verilerini
açıkladı. Buna göre ihracat Ocak
ayında geçen yılın aynı dönemine
oranla yüzde 14,4 düşerek 9 milyar
208 milyon dolar oldu. Kilogram
bazında ihracat ise geçen yılın
aynı ayına göre yüzde 1 gerileme
gösterdi. 2016 yılı Ocak ayının
işgünü sayısı geçtiğimiz yılın işgünü
sayısından 1 işgünü eksik gerçekleşti. İşgünü sayısının eksikliğinin
ihracata etkisi 368 milyon dolar
oldu. İşgünü sayısı aynı olsaydı
ihracattaki düşüş yüzde 10,9
seviyesinde gerçekleşecekti.
Geçtiğimiz yıl Ocak ayında parite
ortalama 1,167 seviyesinde iken,
bu yıl Ocak ayında 1,087 seviyesine
geriledi. Dolayısıyla, Ocak ayında
parite kaynaklı ihracat kaybımız 371
milyon dolar oldu. Son 12 aylık ihracat ise geçen yılın aynı dönemine
göre yüzde 9,8 düşerek 140 milyar
635 milyon dolar oldu. Ocak ayında
en fazla ihracatı 1 milyar 515 milyon
dolar ile otomotiv sektörü yaparken,
bu sektörü 1 milyar 340 milyon
dolar ile hazırgiyim ve 1 milyar dolar
ile Kimyevi Maddeler ve Mamülleri
sektörleri takip etti. Ocak ayında en
fazla ihracat artışı yakalayan sektör
yüzde 19,4 ile Savunma ve Havacılık Sanayii olurken, Süs Bitkileri ve
Mamülleri sektörünün ihracatı yüzde
0,9, Tütün sektörünün ihracatı ise
yüzde 0,7 artış gösterdi. Ocak ayında en fazla ihracat yapılan ilk 5 ülke
Almanya, İngiltere, İtalya Amerika
ve Irak oldu. Ocak ayında en fazla
ihracat yapılan 30 ülke arasında, en
yüksek ihracat artışı yakalanan ülke
yüzde 30,5 ile Suudi Arabistan oldu.
Mısır’a ihracat yüzde 15,1 ve İsrail’e
ihracat yüzde 9 arttı. Ocak ayında
ihracat artışında öne çıkan ülkelere
bakıldığında ise Letonya’ya ihracat yüzde 180 artarken, Gana’ya
yüzde 120, Etiyopya’ya yüzde 106,
Endonezya’ya yüzde 89, Singapur’a
yüzde 45 artış gösterdi.
2016 fırsatlar yılı olabilir
2016 yılının bir fırsatlar yılı olabileceğine dikkat çeken Büyükekşi,
“Dünya ekonomisinde büyük değişimler yaşanıyor. Çin’in %10 üzerinde büyüdüğü, gelişmekte olan
ülkelerde yüksek büyüme rakamlarının oluştuğu dönem geride kaldı”
dedi. Büyükekşi, enerji ve emtia
ihraç eden ülkelerde enerji ve emtia
fiyatlarındaki yüksek oranlardaki
düşüşler nedeniyle büyük kayıplar
yaşandığını belirterek bu durumun
gelişmekte olan ülkelerde negatif
büyüme senaryolarının gerçekleşme olasılığını gündeme getirdiğini
sözlerine ekledi.
55
Scania, ağır ticari araç sektöründe
standartları belirliyor
Dünyanın önde gelen ağır ticari araç üreticilerinden Scania,
kullanıcılarının hizmetine sunduğu teknolojilerle ağır ticari araç
pazarının geleceğine yön veriyor.
T
ürkiye distribütörlük faaliyetleri Doğuş Otomotiv tarafından sürdürülen Scania,
Ar-Ge çalışmaları kapsamında geliştirdiği teknolojiler ile karayolu taşımacılığının geleceğine yön vermeye devam
ediyor. “ScaniaWinter 2016”etkinliği
kapsamında, Scania, daha verimli ve
sürdürülebilir taşımacılık için geliştirilen
yeniliklerini tanıttı.
En güçlü Euro 6 yola çıkıyor
Test Sürüşü etkinliği kapsamında
konuşan Eksin “2015 yılında Euro
6 normlarına sahip araç satışına
başladık. 2016 yılında, iş ortağımız
Scania’nın, 3 yıl önce Avrupa pazarlarında yaşanan Euro 6 geçişinin ardından yükselen pazar payı başarısını
biz de ülkemizde yakalamak istiyoruz“
dedi. En geniş motor gamına sahip
olan Scania, 9 litre320 ve 360 beygir
gücündeki 9 litrelik, 410 ve 450
beygir gücüne sahip 13 litrelik Euro 6
motorlarında sadece SCR sistemini
kullanıyor. Egzoz susturucusunun
barındırdığı Katalizör, DPF, paralel
çalışan iki SCR sistemi ve sonrasında
kaçak amonyağı yakalayan filtreler,
sürekli sıcaklık, basınç düşümü ve
NOx ölçümleyen sensörlerle birlikte
Scania motorları, adeta bir kimya
fabrikası gibi çalışıyor. 2016 model
Scania araçlarla pazara sunulacak
olan ayrılabilir retarder teknolojisi ile
sürtünme kuvvetinden kaynaklanan
kayıplar azalırken, yol koşullarına bağlı
olmakla birlikte, yaklaşık yarım litre
yakıt tasarrufu sağlanabiliyor. Ayrıca
3.500nm’den 4.100nm’ye yükselen
frenleme gücü yanında yüksek çevirme oranı ile düşük hızlarda da yüksek
performans elde ediliyor. Araçlarda
ayrıca şeritten çıkma ikaz sistemi
(LDW), gelişmiş acil durum frenleme
sistemi (AEB) ve filo yönetim sistemi
teknolojileri yer alıyor.
Alternatif yakıtlarda da öncü
Çevre dostu Scania, doğaya daha
az zarar veren alternatif akaryakıtları
araçlarına adapte etme konusunda
da üstünlüğünü koruyor. Alternatif ya-
kıtlarla karbondioksit salınımını en aza
indirirken maksimum sürdürülebilirlik,
verimlilik, güvenilirlik ve ticari kullanılabilirlik için çalışmalarına devam
ediyor. 2011 yılında Euro 5 normlarında geliştirilen sıkıştırılmış doğalgazCNG ve sıvılaştırılmış doğalgaz-LNG
yakıtlı motorlarını tanıtan Scania,
CNG ve LNG alternatif yakıt sistemlerinin kullanıldığı Euro 6 normlarında
motorları da üretti. Scania9 litrelik
280 ve 340 beygir gücündeki doğal
gazlı motorlarını müşterilerin hizmetine sunmaya başladı. 1350 ve 1600
Nm maksimum tork üreten 5 silindirli
bu motorlar, Scania’nındüşükdevirlerde yüksek tork geleneğini devam
ettiriyor.
Şubat 2016
56
LOJİSTİK
Tırsan’ın Almanya yatırımı
yeni işbirlikleri ile güçleniyor
Tırsan’ın Almanya’nın Goch şehrindeki üretim tesisi, Kreis Kleve Bölgesi
Valisi Wolfang Spreen öncülüğündeki bir heyet tarafından ziyaret edildi,
olası işbirlikleri değerlendirildi.
bir üretici olarak Rhein Waal Üniversitesi
ile işbirliği yapmanızı özellikle önermek
isterim” dedi. Yeni Goch Belediye Başkanı Bay Ulrich Knickrehm ise, “Goch
Belediye Başkanı olarak, 20 yıldır sizlerin
şehrimize yapmış olduğu yatırımların
hepsini memnuniyetle karşıladık. Yatırım
yaptığınız, istihdam ve staj imkânı sağladığınız için ayrıca teşekkür etmek isterim.
Geçmiş yönetim ekibi ile kurmuş olunan
iki taraflı sıcak ilişkinin kendi dönemimde
de devam etmesinden dolayı çok memnuniyet duyacağım,” dedi.
Heusipp:Yalın üretim anlayışınız
beni hayran bıraktı
Türkiye treyler ihracatının açık ara
lideri Tırsan’ın Avrupa’daki yatırımları
ve kurduğu işbirlikleri hızını artırarak
sürüyor. Son olarak şirketin Almanya
üretim tesisi, 18 Ocak 2016 tarihinde
Kreis Kleve Bölgesi Valisi Wolfang
Spreen öncülüğündeki bir heyet
tarafından ziyaret edildi, olası işbirlikleri değerlendirildi. 1998 yılından
bu yana Almanya’nın Kreis Kleve
bölgesindeki Goch şehrinde üretim
yapan Tırsan’ın Avrupa pazarındaki
faaliyetleri, 2002 yılından bu yana
bünyesine kattığı Almanya’nın 120
yıldan uzun geçmişi olan Kässbohrer
markasıyla gerçekleşiyor. Almanya
treyler sektöründe bilinirlik oranı %97
seviyesinde yer alan Kässbohrer’in
Goch tesisi, tüm Avrupa ülkelerine
yönelik bir ihracat ve satış sonrası
hizmet merkezi olarak hizmet veriyor.
18 Ocak tarihinde gerçekleşen
ziyarette Kreis Kleve Bölgesi Valisi
Wolfang Spreen’in yanı sıra, Goch
Belediye Başkanı Ulrich Knickrehm,
Kreis Kleve Ekonomik Kalkınma
Topluluğu Genel Başkanı HansJosef Kuypers, Kreis Kleve Sanayi
ve Ticaret Odası Genel Başkanı Dr.
Stefan Dietzfelbinger, Goch Ekonomik Kalkınma Topluluğu’nu temsilen
Rudiger Wenzel ve Rhein Waal Üniversitesi Araştırma, Yenilik ve Aktarım
Merkezi Yöneticisi Doç. Dr. Gerhard
Heusipp de hazır bulundu.
Şubat 2016
Nuhoğlu: Almanya yatırımımız
çok isabetli bir karar
Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin
Nuhoğlu, ev sahipliği yaptığı toplantıda
yaptığı konuşmada, Almanya’nın Avrupa
treyler sektöründeki lokomotif konumunu
hatırlatarak, “1996 yılında Almanya’ya
yatırım kararı alırken, seçenekler arasında
İtalya ve Hollanda olmasına rağmen o
dönemdeki Goch’daki yetkililerin destek
ve motivasyonu yatırım kararı almamızda
oldukça etkili oldu,” ifadelerini kullandı.
Tüm bölgesel kuruluşlarla işbirliklerini
artırmayı hedeflediklerini belirten Nuhoğlu, “Bugün dönüp baktığımız zaman,
Almanya’da yatırım yapma kararımızın
ne kadar isabetli olduğunu bir kez daha
görmüş olduk. Tüm Avrupa’ya yönelik
ihracat operasyonumuzu Goch’dan yönetiyoruz. Ayrıca Aachen Üniversitesi ve
Postdam’da yer alan Leibniz Enstitüsü ile
devam eden işbirliğimize ek olarak Rhein
Waal Üniversite ile yeni başarılara imza
atacağımıza eminim” dedi.
Spreen: Ar-Ge çalışmalarına ve
yenilikçiliğe yatırım yapan üretici
Kreis Kleve Bölgesi Valisi Wolfang
Spreen ise, “38 yıldır varlığını lider olarak
devam ettiren bir firma” diye tanımladığı
Tırsan’a başarılar dileyerek “Ülkemize yatırım yapan bir firma olarak sizin başarınız
bizim de başarımız olacaktır,” ifadesini
kullandı. Vali Spreen, “Ar-Ge çalışmalarına ve yenilikçiliğe bu denli yatırım yapan
“Beraber çok güzel projeler geliştirebileceğimize inanıyorum,” diyen Rhein Waal
Üniversitesi Araştırma, Yenilik ve Aktarım
Merkezi Yöneticisi Doç. Dr. Gerhard
Heusipp sözlerini şöyle sürdürdü: “Yalın
üretim anlayışınız beni gerçekten hayran
bıraktı. Hem yalın üretim, hem staj
olanakları hem de Ar-Ge işbirlikleri için
bugünün çok güzel bir başlangıç olmasını umuyorum.
Goch’tan tüm Avrupa’ya
Kässbohrer’in toplam 108 bin 000
metrekare alan üzerine kurulu olan Goch
tesisi, Birleşmiş Milletler E-karayolu ağının
bileşenlerinden olan E-31 karayolu ile
Amsterdam’dan Roma’ya uzanan E-35
karayolunun birleşiminde bulunuyor.
Almanya’nın ihracatının ve intermodal
taşımacılığının kalbinde yer alıyor. Perdeli
ve tenteli treylerlerin son montajını, tanker
ve siloların yanı sıra kutu tipi treylerlerin,
konteyner taşıyıcıların, low-loader ve
low-bed’lerin teslimat öncesi kontrollerini
gerçekleştiriyor. Ana dağıtım merkezi
olan Goch tesisinden Almanya, Hollanda, Avusturya, Polonya, İtalya ve Fransa
başta olmak üzere Avrupa ülkelerine
araç ihraç ediliyor. Montaj faaliyetlerinin
yanı sıra, Goch tesisi aynı zamanda
Tırsan’ın Kässbohrer markası için
Avrupa ana satış sonrası servis merkezi
ve yedek parça deposu olarak faaliyet
gösteriyor. Tüm orijinal parçalar ve sarf
malzemelerinin yanı sıra, tedarikçilerden
temin edilen orijinal parçalar da burada
depolanıyor.
57
Omsan ve Goodyear’a “İnsana Saygı” Ödülü
Türkiye’nin en prestijli İnsan Kaynakları ödüllerinin verildiği kariyer.net
İnsana Saygı Ödül Töreni’nde Omsan ve Goodyear sevindi.
Türkiye’nin en prestijli İnsan Kaynakları ödüllerinin verildiği kariyer.
net İnsana Saygı Ödül Töreni, İnsan
Kaynakları Zirvesi kapsamında 17
Şubat’ta Lütfi Kırdar Uluslararası
Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleştirildi. Törende Omsan, 4. kez İnsana Saygı Ödülü’ne layık görüldü. Kariyer.net İnsana Saygı Ödülleri, aday
başvurularını yüzde yüz olarak yanıtlayan, en çok istihdam sağlayan ve en
çok başvuru alan firmalara veriliyor.
Bu kapsamda kariyer.net tarafından
yapılan değerlendirmeye göre Omsan, İnsana Saygı Ödülü’nedördüncü
kez layık görüldü. Omsan’ın ödülünü,
İnsan Kaynakları ve Kalite Sistemleri
Müdürü Bilge Baykurt Özkes aldı.
Omsan’da nitelikli işgücünün varlığını,
sürdürülebilir büyüme hedeflerine
yönelik en önemli gerekliliklerden biri
olarak gördüklerini belirten Özkes,
Omsan’ın insana verdiği değerin bir
kez daha takdir edilmiş olmasından
gurur duyduklarını söyledi.Çalışanlara
verdikleri değeri ve gösterdikleri özeni
Omsan’da çalışmak üzere başvuran
adaylara da gösterdiklerini belir-
ten Özkes, bu davranış modelinin
Omsan’ın DNA’sında yer aldığınısözlerine ekledi.
Goodyear, “İnsana Saygı
Ödülü”nü kazandı
Goodyear Türkiye, Kariyer.net
tarafından verilen “İnsana Saygı
Ödülü”ne layık görüldü. 2015 yılında Kariyer.net üzerinden yaklaşık
25 bin başvuru alan Goodyear
Türkiye, tüm kriterleri de yerine
getirerek ödülün sahibi oldu. Goodyear Türkiye, Kariyer.net tarafından
2007 yılından bu yana işverenlere
sunulan “İnsana Saygı Ödülü”
nün sahibi oldu. “İnsana Saygı
Ödülü”nü, Goodyear Türkiye adına
İnsan Kaynakları İş Ortağı Ceren
Kara, Kariyer.net Özel Müşteriler
Satış Grup Müdürü Tulya Pilge’den
aldı. İşveren olarak 20 binin
üzerinde başvuru alma, yıl içinde
işe alınanların minimum 50 kişinin
Kariyer.net aracılığı ile işe başlaması ve başvuru cevaplama oranının
yüzde 99’un altına düşmemesi gibi
kriterlerin tamamında başarılı olan
Goodyear Türkiye, 2015 yılı “İnsana
Saygı Ödülü”nü almaya hak kazanmış oldu. İnsana Saygı Ödülü’nü
almaktan dolayı mutlu olduklarını
ifade eden Goodyear Türkiye İnsan
Kaynakları Direktörü Ajda Pak
Ayvat, “Goodyear Türkiye olarak
2015 yılında Kariyer.net üzerinden
yaklaşık 25.000 başvuru aldık.
Kariyer.net’in 65 bin işveren üyesi
arasından bu ödüle layık görülmek
bizi çok gurulandırdı. Ekibimizin çalışmalarını, böyle anlamlı bir ödül ile
taçlandıran Kariyer.net’e teşekkür
ediyoruz” diye konuştu.
Şubat 2016
58
LOJİSTİK
`Üç denizimizde üç büyük liman
hedefimizi gerçekleştiriyoruz`
olmasının arkasında da denizcilikle ilgili
başarılarının yattığını vurguladı. Bakan
Yıldırım, şöyle devam etti: “Bugün, bütün dünyada olduğu gibi bizim denizciliğimizin de bazı sorunları var. Dünyada barışın ve istikrarın kaybolması en
önce dünya ticaretini, ikinci olarak
da tüm taşımacılığın yüzde 85’inden
fazlasının gerçekleştiği denizcilik
sektörünü etkiliyor. Küresel anlamda
devam eden krizlerden denizciliğimizin
en az etkilenmesi için bakanlık olarak
gereken her türlü çalışmayı yapıyoruz,
gereken her türlü desteği veriyoruz ve
vermeye devam edeceğiz.”
Denizciliğe yatırım
yapmaya devam edin
“Üç denizimizde üç
büyük liman hedefimizi
gerçekleştiriyoruz” diyen
Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanı
Binali Yıldırım, denizcilik
alanında yatırım yapılması
gerektiğini vurguladı.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, İstanbul
Teknik Üniversitesi`nin (İTÜ) Tuzla
Yerleşkesi`nde gerçekleştirilen “İTÜ Denizcilik Fakültesi 131. Geleneksel Balık
Günü” etkinliğine katılarak konuşma
yaptı. Yıldırım, şu anda bütün dünyada olduğu gibi Türk denizcilerinin de
sorunları olduğunu belirterek, “Küresel
anlamda devam eden krizlerden denizciliğimizin en az etkilenmesi için bakanlık olarak gereken her türlü çalışmayı
yapıyoruz, gereken her türlü desteği
veriyoruz ve vermeye devam edeceğiz”
dedi. Yerleşkeye girişinde bando takımının performansıyla karşılanan Yıldırım,
burada öğretim görevlileri, denizciler ve
vatandaşlarla sohbet etti. Yıldırım, hayatı boyunca İTÜ ve denizcilik ailesinin
bir mensubu olmaktan hep gurur ve
mutluluk duyduğunu belirterek, buraya
geldiğinde denizcilik ailesinin mensubu olduğunu bir kez daha kalbinin en
derininde hissettiğini söyledi.
Şubat 2016
Denizciler ailesi
Bütün dünyanın övgüyle bahsettiği
Türk aile kavramının sadece çekirdek
aileyi kapsamadığını dile getiren Yıldırım, bugün gerçekleştirdikleri bu buluşmada denizciler ailesinin her geçen gün
daha da büyüdüğünün görüldüğünü
ifade etti. Yıldırım, toplantının geçmişte
Türk denizciliğine çok büyük hizmet
etmiş denizci büyükleri buluşturmakla
kalmadığını aynı zamanda denizlere
açılmayı bekleyen onların kardeşlerini,
onlarla bir araya getirdiğini anlatarak,
“Geçmişi olmayanın geleceği olmaz.
İşte geçmiş burada, gelecek de burada” dedi. “Deniz bir sevdadır, yaşam
tarzıdır. Deniz, zorluklarla mücadele
etmeyi, kısmetine razı olmayı öğretir.
Bu nedenle denize sevdalananlar bir
daha iflah olmaz” diyen Yıldırım, hayatı
boyunca hep denizle iç içe olduğunu
ve denizcilik alanında birçok görev
üstlendiğini bildirdi. Yıldırım, 2002’de
siyasete atıldığında denizlerden ayrı
düştüğünü zannettiğini ancak siyasette
de denizciliğin galip geldiğini ve Allah’ın,
kendisini denizcilikten koparmadığını
kaydetti.
Denizcilik, ülkemizin
ana konularından birisi
Yıldırım, Türkiye’nin deniz sınırlarının
kara sınırları uzunluğunun neredeyse
3 katı olduğunu belirterek, bu yüzden
denizciliğin ülkenin ana konularından
biri olduğunu, ecdadın cihana hakim
Yıldırım, yatırımcıların denize yatırım
yapmaya devam etmesini de istedi.
Bu sıkıntıların gelip geçici olduğunu
dile getiren Yıldırım, “Uzun vadede
mutlaka sektörde kararlılığını sürdüren,
ayakta kalmayı başarabilen gelecekte
çok daha etkin konuma gelecektir”
diye konuştu. Yıldırım, Mustafa Kemal
Atatürk’ün “En güzel coğrafi vaziyette
ve üç tarafı denizle çevrili olan Türkiye;
endüstrisi, ticareti ve sporu ile en ileri
denizci millet yetiştirmek kabiliyetindedir. Bu kabiliyetten istifadeyi bilmeliyiz.
Denizciliği, Türk’ün büyük ülküsü
olarak düşünmeli ve onu az zamanda
başarmalıyız” sözünü hatırlatarak “Denizciliğimiz için amaç ve vizyon budur.
Bu vizyon etrafında İTÜ Denizcilik Fakültesi ve eğitim camiamıza yaptığımız
yatırımlar devam edecek” ifadelerini
kullandı.
Bayan denizci öğrencilerimiz
için pozitif ayrımcılık
uygulayacağız
Yıldırım, bu fakülteye yabancı olmadığını belirterek, fakültenin İTÜ’ye
dahil olduğu ilk yıllardan bugüne
kadar fakülte ile ilişkilerinin devam
ettiğini söyledi. Okulda derslere
girdiğini ve denizci kardeşlerine bilgi
ve tecrübelerini aktardığını dile getiren
Yıldırım, burada gerçekleştirdikleri
bazı faaliyetlerden bahsetti. Yıldırım,
fakültenin önemli eksiklerinden olan
yurt konusunda başlattıkları çalışma
sonucu güzel bir yurdun fakülteye
59
barınağı olduğunu ifade ederek, 20032012 yılları arasında 45 balıkçı barınağını
tamamlayarak balıkçıların hizmetine verdiklerini anımsattı. Deniz ticaretinde de
önemli mesafe kat ettiklerini vurgulayan
Yıldırım, dış ticaret taşımacılığında denizciliğin payının yüzde 74’lere ulaştığını
aktardı.
Türk denizcisinin farkı
kazandırıldığını anlatarak, yıllarca tüm denizcilik sektörüne hizmet eden Akdeniz
Gemisi’nin artık kullanımda olmadığını
hatırlattı. Bakan Yıldırım, şunları söyledi:
“Akdeniz Gemisi artık yok. Fakültemizin
en önemli sorunlarından birisinin ‘staj
gemisi’ olduğunu biliyorum. Akdeniz de
devreden çıkınca genç denizci kardeşlerimizin staj konusunda çok daha büyük
sıkıntılar içine düşeceği aşikardır. Bu
konuyu buraya gelmeden önce arkadaşlarımızla konuştuk ve bugün burada
geleneksel balık gününde sizlere, sevgili
denizci öğrencilere müjdemi açıklıyorum.
Sizin 7 denizde gezebilecek en güzel staj
gemisini sağlamak için gereken neyse
onu yapacağız, hayırlı uğurlu olsun. Ayrıca bayan denizci öğrencilerimiz için de
pozitif ayrıcalık uygulayacağız eğer izniniz
olursa. Onların denizcilik ailesinde daha
fazla yer almaları, stajlarda daha fazla
imkan bulmaları için özel bir program
geliştireceğiz.”
Artık dünya denizcilik camiasında
sözümüz daha fazla geçiyor
Konuşmasının son bölümünde Türk
denizcilik sektörünün son 13 yılda
kat ettiği mesafelere değinen Yıldırım,
2002’de bakanlığa geldiğinde Türk denizciliğinin kara listede olduğunu, açılan
gemilerin en yakın limanda tutulduğunu,
denizciliğin sıkıntı yaşadığını anlattı.
Yıldırım, göreve geldiği ilk andan itibaren
denizcilerin bakanlıkta daha fazla yer
alması için adımlar attıklarını anımsattı.
Gemi tutulmalarında yüzde 84 azalma sağladıklarını, Türk denizciliğini ve
gemilerini beyaz listede en üst noktalara
çıkardıklarını bildiren Yıldırım, Türkiye’nin
Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne (IMO)
son yıllarda en yüksek oyla seçilen üye
“Denizde yaşam mücadelesi
verenin teknesini batırmaya çalışanlar denizci değildir, asla denizci
kabul edilemez. Türk denizcisinin
farkı da budur. Milliyetine bakmadan can mücadelesi verene elini
uzatır, onu hayata bağlar. Mücadele edene bir tekme de o vurup
onun hayatına son vermez. Bu
nedenle de sizlere teşekkür ediyoruz. Dünyaya verdiğiniz bu güzel
mesajdan dolayı.”
olduğunun altını çizdi. Yıldırım, “Artık
dünya denizcilik camiasında sözümüz daha fazla geçiyor. Bu yıl iki denizci kardeşimizi de IMO’da istihdam
edilmek üzere gönderiyoruz. Orada
sizlerin uluslararası sorunlarınızı yakından takip edecekler” dedi. Denizciliğe
dair eğitim veren kuruluşların sayısının
son 10 yılda önemli derecede arttığını
dile getiren Yıldırım, öğrencilere en az
5-10 yıl denizlere açılmaları önerisinde bulundu.
Yıldırım, “Cumhuriyet’in 100. yıl
dönümüne giderken 3 denizimizde 3
büyük liman hedefimizi gerçekleştiriyoruz. Karadeniz’de Kilyos, Akdeniz’de
Mersin, Ege’de Kuzey Ege limanlarını
hayata geçirmek için adımları attık ve
böylece Türkiye gelişen ekonomisiyle,
gelişen taşımasıyla limanlarını, liman
altyapılarını daha da geliştirmiş olacak”
diye konuştu. Denizcilerin denizde
yaşam mücadelesi verenleri çekip kurtarması gerektiğini belirten Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı: “Denizde yaşam
mücadelesi verenin teknesini batırmaya
çalışanlar denizci değildir, asla denizci
kabul edilemez. Türk denizcisinin farkı
da budur. Milliyetine bakmadan can
mücadelesi verene elini uzatır, onu
hayata bağlar. Mücadele edene bir
tekme de o vurup onun hayatına son
vermez. Bu nedenle de sizlere teşekkür
ediyoruz. Dünyaya verdiğiniz bu güzel
mesajdan dolayı.”
İnsansız su üstü aracı ilgi çekti
Konuşmalardan önce sergi alanını ziyaret eden Bakan Yıldırım, bütün stantları
tek tek gezdi ve öğrencilerle muhabbet
etti. Yıldırım’ın en fazla dikkatini çeken
stant ise İTÜ Denizcilik Fakültesi öğrencilerinin yaptığı kendi kendine yönünü
tayin edebilen “İnsansız Su Üstü Aracı”
oldu. Aracı uzun süre inceleyen Yıldırım,
öğrencilere çeşitli sorular sordu. Etkinlik
sonrasında ise Yıldırım ve diğer konuşmacılar, en genç, 40, 50 ve 60 yıllık
mezunlara okul nişanını verdi.
Tersanelerde 30 bin kişi
istihdam ediliyor
Yıldırım, tersanelerde hali hazırda 30
bin kişinin istihdam edildiğini belirterek, “Bu 100 bin kişilik aile demektir.
Tüm dünyadaki krize rağmen Türk
ticaret filosu dünyanın bütün yükünü
taşıyan 15 ülke arasındaki 13’üncülüğünü koruyor” diye konuştu.
Türkiye’nin 2023’te ilk 10 ekonomi
olma hedefini hatırlatan Yıldırım,
denizcilerin Türkiye’nin hedeflerinden
her zaman bir adım önde gittiğini
söyledi. Yıldırım, şu anda 384 balıkçı
Şubat 2016
60
KISALAR
Mega Liner, uluslararası nakliyecilerin gözdesi
Türkiye’de yıllık 10 bin adet üretim
kapasiteli fabrikasıyla faaliyet gösteren
Avrupa’nın lider treyler üreticilerinden Krone son olarak uluslararası
taşımacılık yapan Meryıldız Lojistik’e
12 adetlik Mega Liner teslimatı
gerçekleştirdi. Teslimat törenine
Meryıldız Firma Sahibi Ömer Yıldız, Krone Türkiye Satış Yöneticisi
Ömürden Özacar ve Krone Bölge
Satış Yöneticisi Erkan Şenyurt katıldı.
Meryıldız Lojistik Firma Sahibi Ömer
Yıldız, Krone treylerleri, yüksek kalitesi,
sağlamlığı ve kaliteli hizmet anlayışı
nedeniyle tercih ettiklerini belirtti.
Yıldız, “Krone ile çalışmaktan son
derece memnunuz. Markanın kalitesi
ve ürünlerinin sağlamlığı bizim için en
önemli unsurlardan biri. Uzun vadede
düşünen bir şirket olduğumuz için
aldığımız araçların kaliteli ve dayanıklı
olması gerekiyor. Ayrıca ikinci el değerleri de Krone’yi seçmemizde etkili
oldu” dedi. Yıldız, “Aldığımız ürünlerin
Code-XL sertifikasına sahip olması
sayesinde uluslararası yollarda sıkıntı
yaşamıyoruz. Yük güvenliği bizim için
olmazsa olmazların başında geliyor”
ifadelerini kullandı. Krone Türkiye
Satış Yöneticisi Ömürden Özacar
ise, Meryıldız Lojistik’e teslim ettikleri
kayar çatı ve kayar perdeli Mega Liner
araçların gerek hacim açısından gerek
de yükleme ve boşaltmada kullanıcısına büyük avantajlar sağladığına dikkat
çekti. Özacar ayrıca “Code-XL yük
güvenlik sertifikası özellikle Avrupa
ülkelerine taşımacılık yapan nakliye
firmaları için olmazsa olmaz halini
aldı. Krone olarak 2011 yılı itibariyle
Türkiye’yi Code-XL’li ürünlerimiz ile
tanıştırdık ve sektörde öncü olduk.
Bundan sonra da Türk nakliyecisinin
taşımacılık yaptıkları ülkelerde sorun
yaşamadan operasyonlarını yürütebilmeleri için ihtiyaç duydukları ürünleri
beğenilerine sunmaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 2010 yılında
kurulan İstanbul merkezli Meryıldız
Lojistik, Balkan ülkeleri ağırlıklı olmak
üzere, Avrupa’nın birçok ülkesine ve
ayrıca İran, Irak ve Türkmenistan’a
taşımacılık yapıyor. Filosunda 65 adet
treyler bulunan firmanın tüm araçları
uydu donanımına sahip.
Talson, Hollanda Teknik Karayolu
Taşımacılığı Derneği ile bir araya geldi
2003 yılından bu yana Tırsan
bünyesinde yer alan Hollanda’nın
lider kutu treyler üreticisi Talson,
geçtiğimiz günlerde Hollanda’nın
Teknik Karayolu Taşımacılığı Derneği (Technical Road Transport
Association-TRTA) ile bir araya gelerek işbirliği olanaklarını değerlendirdi. 1982 yılında kurulan TRTA,
Şubat 2016
bir dizi önde gelen treyler kiralama
şirketi ile treyler ve konteyner şasi
filosu sahibi tarafından oluşturulmuştur. Derneğin amacı, bu
kuruluşların AB’de kayıtlı ekipmanlarının yasal ve teknik koşullarıyla
ilgili olarak dernek üyelerinin menfaatlerini temsil etmek. Gerçekleşen toplantıda Talson, dernek
üyelerinin FNA tipi treylerler ve
ATP sertifikasına ilişkin sorularını
yanıtlama fırsatı buldu. Talson’un
FNA sınıfı ATP sertifikalı hava kargo treyler üretmekteki uzmanlığı,
şirketi Avrupa hava kargosu sektörünün lider treyler üreticisi olmaya
taşımış. Toplantı, Talson ve TRTA
arasında eskiye dayanan işbirliği
neticesinde gerçekleşti. 2007
yılında, 25. kuruluş yılı etkinlikleri
çerçevesinde TRTA, Avrupa’nın
önde gelen treyler ve treyler par-
çası üreticilerine ilişkin yürüttüğü
bir çalışma kapsamında Talson
treylerlerin de üretildiği Tırsan
Adapazarı tesislerini ziyaret etmişti.
Merkezi Hollanda’nın Venlo şehrinde bulunan Talson, Hollanda’nın
lider kutu tipi treyler üreticisi. İntermodal taşımacılık çözümleri odaklı
Talson’un geniş ürün yelpazesi
içerisinde tekstil, dağıtım ve hava
kargo tipi kutu treylerler yer alıyor.
Talfix®, TalDrive® ve TalStep®
gibi kullanım kolaylığı için geliştirilmiş teknoloji patentlerine sahip.
Özel hafif tasarıma sahip olan
Talson ürünleri, kendinden destekli şasileri ile sağlamlıktan ödün
vermeden yüksek yük kapasitesi
sunuyor. Talson treylerler, yükleme operasyonlarında maksimum
verimliliği sunmak üzere 3.030 mm
iç net yüksekliğine ulaşıyor.
61
Hatay Ro-Ro sigorta hizmetine başladı
Hatay Ro-Ro, Aktiv TK Sigorta
Aracılık Hizmetleri ile yaptığı işbirliği ile
iş ortaklarına uygun koşullarda CMR
Sorumluluk Sigortası hizmeti sunmaya başladı. Hatay Ro-Ro tarafından
sigorta hizmetlerinin başlamasından
dolayı yapılan açıklamada, “Hatay RoRo Kombine Taşımacılık İşletmeleri
olarak gerek şirketimiz ve ortakları ile
olan yoğun çalışma arzuları ve gerekse gelecek günlerdeki hizmet taleplerimize en iyi cevabı verebileceklerine
olan inancımız ile Aktiv TK Sigorta
Aracılık Hizmetleri Ltd. Şti. ile çalışma
kararı almış bulunmaktayız” denildi.
Hatay Ro-Ro Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler ise “Nakliye firmaları
olarak en riskli işlerden birisini icra
etmekteyiz. Çok pahalı ürünleri çok
düşük ücretlerle taşımaktayız. Lojistik
sektörü olarak ülke ihracatının öncüleri konumundayız. Bu kadar sorun
yaşanıyor iken, taşımacılık sektörü her
geçen gün dar boğaza girmekte iken,
kazançlarımız düşerken bile Hataylı taşımacılar olarak işimizi her yönüyle en
iyi şekilde yapmak, risklerimizi sigortalamaya çalışmaktayız. Bu çerçevede,
sürekli olarak birlikte hareket eden
Hatay Ro-Ro ortakları, bu alanda da
güç birliği sağlamış, hizmet kalitesini
ispat etmiş ve en uygun fiyatı sunan
Aktiv Sigorta ile protokol imzalanmıştır.
Bu işbirliği Hatay Ro-Ro ortaklarına,
iştiraklerine ve Aktiv Sigorta’ya hayırlı
olsun” açıklamasında bulundu.
Irak’ın enerji projelerine ‘hareket’ geldi
bacaları İskenderun Assan Limanı’ndan
teslim alarak Irak Süleymaniye Bazian
şantiyesine teslim etti. Hareket, taşıma
operasyonunda 5 dingil Faymonville
Variomax havuz dorse ve çift çeker
Volvo çekici kullandı.
Trafolar Erbil’e nakledildi
Proje taşımacılığı ve yük mühendisliği alanında Türkiye’nin lider
kuruluşu Hareket, Irak’ta proje
üstüne proje gerçekleştiriyor. Irak
enerji projeleri kapsamında ağır
nakliye desteği veren Hareket, tecrübeli ekibi ve güçlü ekipmanıyla iki
önemli projeyi başarıyla tamamladı.
Çelik bacalar Irak’a taşındı
Irak’ta devam eden enerji yatırımlarına ağır nakliye desteği vermeyi sürdüren Hareket, ağırlığı 9 ila 11 ton
arasında değişen 3 adet çelik baca
nakliyesini gerçekleştirdi. Hareket,
uzunluğu ve genişliği 6’şar metre,
yüksekliği ise 5 metreyi bulan çelik
Irak enerji projeleri kapsamında
Hareket, Erbil Doğalgaz Çevrim
Santrali’ne 165 ton ağırlığında 2
adet trafo nakletti. Trafoları ABB’nin
İstanbul Kartal’da bulunan merkezinden teslim alan ve gemiye yüklenmek üzere karayolu ile Derince
Limanı’na taşıyan Hareket, trafoların
denizyolu ile İskenderun Assan
Limanı’na ulaşmasının ardından
yeniden teslim alarak Irak Erbil’e
başarıyla taşıdı. 4.85 metre yüksekliğe sahip olan trafoların taşıması
esnasında hem Türkiye hem de Irak
güzergahı üzerinde birçok by-pass
uygulaması yapan Hareket, şantiye sahasında trafoları spindle jack
gantry sistem ve kaydırma kızağı
aracılığıyla monte etti. Proje kapsamında Hareket, İstanbul Kartal-Derince Limanı arasında 2 adet 8 dingil
havuz dorse, İskenderun Assan
Limanı-Irak Erbil arasında ise 2 adet
14 dingil hidrolik dorse kullandı.
Şubat 2016
62
TİCARİ AAÇ
Knorr Bremse
Kutup’ta testlerine devam ediyor
Ağır ticari araç ve treylere yönelik fren sistemleri üreten Knorr Bremse,
1970’li yıllardan itibaren Avrupalı otomotiv ve sistem üreticilerinin
test merkezi olan Arjeplog’ta test faaliyetlerine devam ediyor.
A
vrupa otomotiv dünyasının
test merkezi olan İsveç’in
kuzeyinde kutup dairesinin
içinde kalan Arjeplog, birçok önemli
araç ve sistem üreticilerinin ilgisini
çekmeye devam ediyor.
Arjeplog’un sakin ve zorlu kış koşullarında test yapan ilk markalardan
biri olan Knorr Bremse’nin eski
mühendislik yöneticisi ve uzman
mühendislerinden biri olan Dr
Eduard Gerum, bu bölgede testlere
ilk başladıkları zaman altyapının
neredeyse olmadığını ancak gümüş
madenine yakınlık sebebiyle uygun
ekipman ve insan gücünün geçici
bir test merkezi oluşturmaya imkan
verdiğini söylüyor.
Hala test merkezini danışman olarak ziyaret eden Dr Gerum’a göre
bölgedeki sert iklimin yeni inovasyonların ne kadar işe yaradığını
görmeye ve uzaklık henüz resmi
olarak ortaya çıkmayan ekipmanın üzerinde çalışılmasına imkan
sağlıyor.
1970’li yıllardaki demir barakadan,
yüksek teknolojili entegre bir ağır
ticari araç atölyesine ve modern
altyapılı ofislere dönüşen Knorr
Bremse’nin Arjeplog’daki test mer-
Şubat 2016
kezi bünyesinde markanın kendi
test parkuru da bulunuyor.
Uluslararası orijinal ekipman sağlayıcı (OES) olarak Knorr Bremse,
test alanında seri üretim öncesi yeni
kamyon ve treyler fren teknolojilerinin hassas ayarlarını yapıyor.
“ABS’den EBS ve ESP/RSP gibi
daha kompleks teknolojilere kadar
yılın 3-4 ayını burada bu sistemlerin
daha da geliştirilmesi için harcıyoruz” diyen Dr Gerum, sözlerine
şöyle devam ediyor: “Burada
yaptığımız çoğu ekipmanlarımızın
piyasaya sunulacak olan yeni kamyon veya treyler modellerine göre
ayarlamasını yapmak. Bu yüzden
burada çok fazla test sürüşü gerçekleştiriyoruz.”
“Küçük bir yokuştan aşağı inen
kamyonun bir tarafı buz diğer tarafı
beton zemin üzerinde tamamen
durması gerekiyor. Sürtünmedeki
yaşanabilecek mümkün olan en
büyük sapma budur ve fren sisteminin aracı stabil halde tutması
gerçek bir mücadeledir” diyen
Dr Gerum, başka hiçbir yerde
bu şartları bu kadar düşük risk
seviyesinde oluşturmanın mümkün
olmadığını da sözlerine ekliyor.
Knorr Bremse test tesisleri gerçek
bir teknik atölyenin yanındaki test
alanı ve aşağı kısımda yer alan
donmuş bir göl alanından oluşuyor.
63
Mustafa Koç hayatını kaybetti
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç, 21 Ocak’ta hayatını kaybetti.
Geçi,rdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybeden Koç’un cenaze töreninde siyaset,
ekonomi, iş dünyası, sanat ve spor dünyasının tanınmış isimleri bir araya geldi.
İstişare Kurulu Onursal Başkanı
olan Koç, Dış Ekonomik İlişkiler
Kurulu Üyesi olarak görev aldı.
2006 yılında Finlandiya İstanbul
Fahri Konsolosu oldu. İstanbul
Golf Kulübü’nün başkanlığını yaptı.
Fenerbahçe Spor Kulübü kongre
üyesi oldu. 1992’de Caroline Giraud ile evlendi; çiftin bu evlilikten iki
kız çocuğu oldu. Hobileri arasında
Golf, binicilik, havacılık ve Scuba
yer alıyor.
Çok önemli ödüllerin
sahibi oldu
İş dünyasının önemli isimlerinden Koç Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Mustafa Koç, 21 Ocak’ta
2016 hayatını kaybetti. Konuyla ilgili
Amerikan Hastanesi Genel Müdürü
Erhan Bulutcu yaptığı açıklamada,
“Sayın Mustafa Koç’u hem Beykoz
Devlet Hastanesi’nde hem de Amerikan Hastanesi’nde doktorların tüm
müdahalelerine rağmen kaybettik,
hepimizin başı sağolsun” dedi.
Rahmi Koç ve Çiğdem
Simavi çiftinin ilk çocukları
Mustafa Koç, 29 Ekim 1960 yılında
Rahmi Koç ve Çiğdem Simavi çiftinin ilk çocukları olarak Ankara’da
dünyaya geldi. 1971-1975 yılları
arasinda Sankt Georg Avusturya
Lisesi ve Ticaret Okulu’nun orta
öğrenimini tamamladı. Lise öğrenimini 1980’de İsviçre’deki Lyceum
Alpinum Zuoz’da, yüksek öğrenimini ise 1984 yılında ABD’deki George
Washington Üniversitesi’nde tamamladı. Çalışma hayatına 1984’te
TOFAŞ’ta müşavir olarak başladı.
Ram Dış Ticaret’te Satış Müdürlüğü
ve Satış Genel Müdür Yardımcılığı görevlerini üstlendi. 1992’den
itibaren Koç Holding’de Başkan
Yardımcılığı, Başkan, Yönetim Kurulu Üyeliği ve Yönetim Kurulu Başkan
Vekilliği görevlerini yürüttü. 4 Nisan
2003’te Koç Holding Yönetim
Kurulu Başkanlığı’nı babası Rahmi
Koç’tan devraldı. Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği Yüksek
21 Ocak 2016 tarihinde sabah
sporu sırasında geçirdiği kalp krizi
sonucu ilk olarak Beykoz Devlet
Hastanesi’ne kaldırıldı. Acil serviste ilk müdahele yapıldıktan sonra
Amerikan Hastanesi’ne sevk edildi
ve burada yapılan tüm müdahelelere rağmen hayatını kaybetti. 24
Ocak 2016’da Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tatbikat
Camii’ndeki cenaze töreninin
ardından, Zincirlikuyu Mezarlığı’na
defnedildi. Türkiye’deki büyük
İtalyan yatırımlarının önemli
ortaklarından olan Koç’a, 2005
yılında İtalya ile Türkiye arasındaki
kültürel ve ekonomik ilişkilerin gelişmesine olan katkıları nedeniyle
İtalya Cumhuriyeti Liyakat Nişanı
verildi. 2012’de İtalya’nın “Ekonomi
Oscar”ı olarak bilinen Uluslararası
Leonardo Ödülü’ne layık görüldü.
Ayrıca, ekonomik ve sosyal kalkınma alanındaki çalışmaları nedeniyle World Monuments Fund ve
Carnegie Vakfı ile BNP paribas gibi
kuruluşlar tarafından ödüllendirildi.
Şubat 2016
64
GÜNCEL
İntermobil dijital takografıları etkin ve
sorunsuz kullanmayı sağlayan
Yeni VDO Workshop Tab’ı tanıttı
Yeni VDO Workshop Tab, tüm takograflara kablosuz
bağlantı imkanı sunarken, basitleştirilmiş kullanımı
ile servis işleyişinde yüzde 50’ye varan zaman tasarrufu sağlıyor.
V
DO’nun Türkiye temsilcisi
İntermobil dijital takograf
kullanımında ortaya çıkabilecek sorunları hızlı, etkin ve daha az
maliyetle ortadan kaldıran yeni ürün
VDO Workshop Tab’ı tanıttı. Yeni
VDO WorkshopTab dijital takograf
muayeneleri birçok avantajıyla firmaların en büyük yardımcısı olacak.
İntermobil’in ‘’WorkshopTab’’ takograf muayenesi için tüm fonksiyonları
birleştiren ilk cihaz” olarak lanse ettiği
yeni ürün; basitleştirilmiş kullanımı ile
servis işleyişinde yüzde 50’ye varan
zaman tasarrufu sağlıyor. Hızlı ve
kolay veri girişi için darbelere dayanıklı
ince 10.1’’ (inç) dokunmatik ekranın
bulunduğu ürün ile tüm takograflara
kablosuz bağlantı kurulabiliyor.
Az maliyet yüksek hız
WorkshopTab, dijital takograf için
yenilikçi ve kullanıcı dostu çözümler
Şubat 2016
sunuyor. Cihaz atölye çalışmalarının verimliliğini artırırken; kurulum
, kalibrasyon ve muayene gibi
işlemler için gerekli olan zamanı yüzde 50 oranında azaltıyor.
Kolay bir kullanıma sahip WorkshopTab, takograf kalibrasyonları,
manipülasyon kontrolü ve test
sertifikası yazdırma gibi bir çok
önemli fonksiyonu tek bir cihazda
bir araya topluyor.
Daha verimli muayene
Sağlam dokunmatik ekran
sayesinde veriler hızlı ve kolay
bir şekilde girilip işleniyor. WorkshopTab ile muayene işlemi
daha verimli hale gelirken , daha
hızlı uygulama ve yüksek maliyet
avantajı sunuyor. WorkshopTab
dahili bir yedek batarya sayesinde
cihazın bataryası tükense dahi
işleme devam edilmesine olanak
sağlıyor. Dahili kart okuyucu ile
veriler doğrundan servis kartından
okunabiliyor. WorkshopTab ile
online olarak güncelleme yapılabiliyor. Kalibrasyon işlemi yapılırken
kalibrasyon yardımcısından destek
alınabiliyor.
Workshop App günlük
aktiviteyi kolaylaştırıyor
VDO ayrıca günlük servis işlemleri için kolaylaştırıcı bir arayüzü
DTCO Workshop App de sağlıyor. DTCO SmartLink Bluetooth
arayüzünü kullanarak; bütün
yetkili servisler, teknisyenlere
araç kabulü için gerekli datayı
tanımlamaya yarayan ve çalışma
başlamadan önce takograf kurulumunu kolaylaştıran akıllı telefon
uygulamasına erişebiliyorlar. Bu
uygulama ayrıca araç sahipleri ve
şoförleri için müşteriye özel parametrelerin kurulumunu ve cihazın
test edilmesini kolaylaştırıyor.
65
606 adetlik satışla
soğutma sisteminin lideri oldu
Doğuş Otomotiv distribütörlüğünde faaliyetlerine devam eden dünyanın önde
gelen soğutma sistemi markası Thermo King, 2015 yılında gerçekleştirdiği satışlar ile Türkiye’deki pazar liderliğini perçinledi.
2008 yılından bu yana Türkiye’de
distribütörlük faaliyetleri Doğuş Otomotiv tarafından sürdürülen Thermo
King, 2015 yılında gerçekleştirdiği
606 adetlik satış ile en çok tercih
edilen soğutucu ünite markası oldu.
Doğuş Otomotiv Thermo King Marka Müdürü Suna Türk, her geçen yıl
artan satış grafiği ile paralel olarak
liderliklerini de sürdürdüklerini belirterek “Thermo King olarak başarılı
bir yılı daha geride bıraktık. 2015
yılında sağlık sektörüne yönelik
soğuk zincir taşımacılığı ürünlerimiz
ile öne çıkarken, lider olduğumuz
treyler ünitesi pazarında SLX-e modelimiz ile pazarın üzerinde büyüme
gerçekleştirdik. Thermo King olarak
Avrupa ile aynı anda Türkiye pazarına sunduğumuz GDP sertifikalı
ünite satışında Avrupa’da 5. sıraya
yükseldik. Bu dönemde Türkiye’de
ilk kez GDP sertifikalı ünite satı-
şı gerçekleştirdik. Aynı şekilde
motordan tahrikli ünitelerimiz Ce
ve V serisinde ise büyüme hızımızı 2 kat artırdık. Tüm bu satışlar
doğrultusunda toplam pazar yüzde
11 daralırken, bir önceki yıla göre
pazar payımızı yüzde 10 oranında
artırmış bulunuyoruz.” dedi.
“Sektörlere özel
çözümler sunuyoruz”
Suna Türk, 2015 yılında müşteri
odaklı çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek “Gerçekleştirdiğimiz
etkinlikler ile müşterilerimizle birebir
görüşme fırsatı bulduk. GDP sertifikalı ünitelerimiz ile hedef kitlemize
sağlık sektöründe ilaç taşımacılığı firmaları ve lojistik şirketlerini
de katarken, e-ticaret yapan ve
hızlı tüketim gerçekleştiren sanal
marketlere de çözüm üretmeye
başladık. Thermo King Türkiye
olarak hedefimiz, genişleyen ürün
gamımızla 2015 yılındaki satış performansımızı daha da üst noktalara
çıkartarak liderliğimizi sürdürmektir”
şeklinde konuştu.
Şubat 2016
Yay
Ili ın Adı
: Za
: Ist man
anb
ul
RU
SYA
YA
IHR
AC
AT
3M
ILY
Per
i
AR
Say yod : G
DO
fa
ünlü
LA
:7
k
RA
INE
R
Tar
i
Tira h : 03.0
j :6
2
40.8 .2016
95
1/1
medya