Otomagazin`e özel

Transkript

Otomagazin`e özel
Aygaz Euro LPG+’ın hediyesidir.
Ekim - Kasım - Aralık 2012
Sayı 46
Gol’ün yorumcularından
Otomagazin’e özel
1
2
MERHABA
Aygaz Otomagazin bu kez tam bir kışa hazırlık sayısıyla
karşınızda. Çocuklarımız okula, biz işlerimizin başına döndük. Şehir yaşamı hareketli, ama gecelerimiz daha uzun
ve sessiz. Günün yoğunluğundan ve buz gibi havasından
kaçıp renklenen televizyon ekranlarının başına geçiyoruz
yeniden. Küçük kaçamaklar yapıp, gerçek bir dinlenme fırsatı bulabilirsek ne alâ…
Bu sayımız hepimize unuttuklarını hatırlatan bolca tavsiye
içeriyor. Öncelikle emniyetli bir sürüş için kış gelmeden önlemlerinizi alın ve otomobilinizi kışa hazırlayın diyoruz.
Tabii ki, kendinizi de ihmal etmeyin. Kış mevsiminde yaşadığımız halsizlik ve yorgunluğun, direnci düşen vücudumuzun bize verdiği sinyaller olduğunu unutmayın. Sağlıklı bir
kış için verdiğimiz ipuçlarını değerlendirin.
Televizyon ekranları renklendi demişken, 2012-2013 futbol
sezonu yorumlarını sadece izlemekle kalmayın, bu kez hem
okuyun hem de sevilen yorumcuları biraz daha yakından
tanıyın. Güntekin Onay ve Emek Ege ile NTVSpor’da yayınlanan Gol programı öncesinde yaptığımız neşeli sohbeti
beğeneceğinizi umuyoruz.
Güncel konular ve haberlerin yer aldığı dergimizin bu sayısında tabii ki, çok daha fazlası var: Okul çağındaki çocuklarının başarısı için ailelere düşenleri ve Koç Holding’in
başlattığı Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Kampanyası’ndan
güncel gelişmeleri de sizinle paylaşıyoruz. Her sayımızda
olduğu gibi kaliteli hizmetle öne çıkan bir istasyonumuzu
ve bir dönüşüm firmasını sizlerle buluşturuyoruz.
Bu arada son bir önerimiz var: Hem aracınız hem de vücudunuz kışa hazırsa, yaz mevsiminin tatil anılarıyla avunmaktan vazgeçin ve kısacık bir mola verin. Sonbahar ve kış
aylarında bize en güzel manzaraları sunan gezi duraklarına
doğru harekete geçin.
Yeni sayımızda görüşmek dileğiyle…
Aygaz A.Ş.
İÇİNDEKİLER
HABER
Otomobilinizi kışa hazırlayın
2
RÖPORTAJ
Gol’ün yorumcularından canlı canlı
6
AYGAZ İSTASYONU
Adapazarı Akarhan Petrol
8
SAĞLAM VÜCUT
Vücudunuzu dinleyin
10
SOSYAL SORUMLULUK
Yaşam için engel tanımayanlar
12
14
DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜ
Dönüşümcüyü kazanmak, müşteriyi kazanmaktır
16
YAŞAM
Başarılı adımlar için ailenin rehberliği
18
GEZİ
Sonbahardan kışa gezi durakları
20
KÜLTÜR SANAT
NASA ile dünden bugüne uzay yolculuğu
Yayın Türü
Yaygın yayın / G. siyasi
Aygaz A.Ş. Adına İmtiyaz Sahibi
Yağız Eyüboğlu
Aygaz Otomagazin AYGAZ A.Ş.’nin üç ayda bir
yayınlanan yayın organıdır. Parayla satılmaz.
Aygaz Hizmet Hattı 444 4 999
www.aygaz.com.tr
Aygaz A.Ş. bir Koç Holding şirketidir.
Bu dergi geri dönüşümlü
kağıt kullanılarak üretilmiştir.
Sorumlu Müdür
Ercüment Polat
Yayın Kurulu
Ercüment Polat, Burcu Cihan Işık,
Aycan Varol, Asu Ege
Genel Yayın Yönetmeni
Leyla Atay
Yönetim
Aygaz A.Ş.
Büyükdere Caddesi No.145/1
Zincirlikuyu 34394 İstanbul
Tel: 0212 354 15 15
Yapım
Demirbağ Yayın ve Tasarım
Barbaros Bulvarı No: 42/6
Balmumcu / İstanbul
Tel: 0212 347 47 80
www.demirbag.net
Editör
Çağla Güneşler
[email protected]
Görsel Yönetmen
Neziha Mühürcü
Renk Ayrımı ve Baskı
Katkıda Bulunanlar
Levent Pakdamar,
Aykut Karadere (Fotoğraf)
100. Yıl Mah. Matbaacılar Sit. 2. Cad.
Gezegen Tanıtım
NO: 202/A Bağcılar, İstanbul
Tel: 0212 325 71 25 (pbx)
1
HABER
Otomobilinizi kışa hazırlayın
Emniyetli bir sürüş
için kış gelmeden
önlemlerinizi alın…
Soğuk, sisli, yağmurlu ve karlı
havalarda araç kullanımı her zamankinden daha risklidir. Bu nedenle kış
öncesi araçları koruyucu kış bakımdan
geçirmek güvenliğinizi sağlamanın
önkoşullarından biridir. Özellikle
soğuk havalarda yakıtınızın donması, aküdeki problemler nedeniyle
aracınızın çalışmaması gibi sorunlara
hazırlıksız yakalanmak istemiyorsanız
önerilerimizi mutlaka okuyun ve vakit
varken aracınızın kışlık bakımlarını
yaptırın.
Dondurucu soğukla başa
çıkmak
Bildiğiniz gibi soğuk havalarda motorun çalışması için daha fazla enerji
gerekir ve bu nedenle aküleri kışın
oldukça zor bir görev bekler. Akünün
kontrolünü yaptırmak sizi yaşayacağınız muhtemel problemlerden uzak
tutar. Eğer servise gitmeye henüz vakit bulamadıysanız kutupları ve kablo
başlarını tel fırçayla fırçalayıp, tüm
yüzeyleri temizleyerek ve bağlantıları
sıkarak önlem alabilirsiniz.
2
Soğutma sistemini korozyona karşı
korumak için yaz-kış kullanılması gereken antifriz, kışın soğutma sisteminin donmasını önler. Radyatör sistemindeki suyun donmaması ve antifriz
miktarının azalmaması için her zaman
özel sıvılar kullanın. Araçlara özel
sıvılar yerine su kullanmak, sudan
kaynaklı kireçlenmelere, kireçlenmeler
de su kaçaklarına ve hararet problemine yol açabilir. Diğer yandan yaz
aylarında genişleyen V kayışı, özelliğini kaybedebileceğinden bu mevsimde
mutlaka kontrol edilmelidir. Çünkü
gevşek kayış şarjı etkiler, vantilatörün
devir daimini yavaşlatır ve otomobilin
sağlıklı çalışmasını etkiler.
Sağlıklı görüş çok önemli
Özellikle yağmurlu ve soğuk havalarda araç camları çok buğulanır ve
etrafınızı göremezsiniz. Alkol içermeyen uygun bir cam silecek sıvısı,
cam yıkama sistemini sıfır dereceye
kadar, donmaktan koruyabilir. Yolcu
konforu ve sürücü görüşünün açık
tutulması için, ısıtıcı ve defrosterin
iyi durumda olması gerekir. Mevsim
öncesi sistemin ısıtma, buğu çözme
ve diğer fonksiyonlarını, arka camdaki buharlaşmayı önleyen rezistansını
kontrol ettirin.
Ön cam sileceklerinin kış ayarlarının
zorlu koşullarında iyi performans
göstermesi için buzlanmaya karşı
kış silecek lastikleri alın. Cam silecek
suyuna donmayı engelleyecek katkılar
ekleyin.
Kışa özel Aygaz Otogaz’ın
formülündeki propan oranı, aracın
kışın da yüksek performans sağlaması
için %50 seviyelerine yükseltiliyor.
Güvenli sürüş için sağlam durun
Kış aylarında buzlanma nedeniyle kayganlaşan yollarda güvenle
ilerlemek için fren hidroliği, balatalar ve diğer fonksiyonların emniyeti
sağlanmalıdır. Frenlerin eşit tuttuğundan emin olmalısınız, çünkü aracın bir tarafa çekmesi tehlikeli kaymalara sebep olabilir. Fren sisteminden sonra sıra lastiklerinizde: Eski lastiklerle kışa girmeyin. 7 derece ve
altındaki hava sıcaklıklarında, mutlaka kış lastiği kullanın. İleri teknoloji
ürünü olan bu lastiklerin kilitleme tümsekleri aracın fren sistemine
destek sağlar.
Görüntüsüne önem verenler için
Kışın yollar buzlanmaya karşı tuzlanır. Yol tuzlarının aracınızın metal
kısımlarını çürütmemesi, boyasını bozmaması için kış öncesinde iyi bir
cilalama gerekir. Cila yağışla gelen kirleticilerin araç yüzeyine yapışmasını önler. Aynı kirleticiler lastiklerinize de zarar verir. Onlar için de
koruyucu sıvılar kullanarak ömürlerini uzatabilirsiniz.
Kış mevsiminde yakıt tasarrufu
Soğuk havalarda yakıt sistemindeki nemin donmasını önlemek için,
deponuza ayda bir kez, bir şişe buz önleyici katık eklemelisiniz. Yakıt
deponuzu yarıdan fazla dolu tutarak borulardaki donmanın önüne
geçebilirsiniz. Diğer yandan aracınızın çalışacağı iklim koşulları motor
yağının viskozitesini doğrudan etkiler. Düşük viskozite ile ilk çalışmada
pompa daha az zorlanır ve daha fazla yağın motora gönderilmesi sağlanır. Bununla birlikte akü de daha az zorlanacağından motor normal
çalışma sıcaklığına daha çabuk ulaşır ve yakıttan daha fazla verim alınır.
Sonuçta yakıt tasarrufu sağlanır ve ilk çalışma aşınmalarının azaltılmasına katkıda bulunulur. Çok soğuk iklimlerde düşük viskoziteli yani daha
akışkan bir motor yağı seçilmelidir. Çok sıcak iklimlerde ise kış şartlarına
göre daha kalın yani daha yüksek viskoziteli yağ kullanılması, daha kalın
yağ filminin sağlanması açısından iyi bir seçenektir. Günümüzde araç
Mustafa Kemal Kızılcan (34 TEK 43): 38 yıllık
şoförüm ve 27 yıldır taksi şoförü olarak çalışıyorum. Deneyimlerime dayanarak kış gelirken bujiler
ve lastiklerin kontrolüne özellikle dikkat edilmesi
gerektiğini düşünüyorum. Ticari araçlarda kar
lastiği zorunlu hale geldi, bu güvenlik açısından
önemli bir gelişme. Yakıt kullanımı önemli ve ben
Aygaz Otogaz’ı herkese tavsiye ediyorum. Yakıtın
kış performansını da çok iyi buluyorum.
Özgür Karaçaylı: Otomobil merakım çok
küçük yaşlarda başladı. 19 yaşından bu yana
araç kullanıyorum. Havaların soğuması ve
buzlanmaya karşı uyarıların yapılmaya başlandığı dönemle birlikte otomobilimin lastiklerini
mutlaka değiştiriyorum. Aracımda takoz ve
çekme halatı, buz kıracağı gibi araçlar bulunduruyorum. Antifriz değerlerinin ve akümülatörün
kontrollerini yaptırıyorum, akü başlarındaki
oksitlenme için kendim de bakım yapıyorum.
Serpil Kuruköse: Yaklaşık beş yıldır otomobil
kullanıyorum. Kış başlangıcında her ihtimale
karşı fren sistemini kontrol ettiriyorum. Kış ve
yaz lastiklerini mevsimine göre kullanıyorum.
Karlı ve buzlu havalarda yola çıkmamaya özen
gösteriyorum. Eğer uzun yola çıkmam gerekirse
zincir, yolda yaşanabilecek aksiliklere karşı gereken araçlar, battaniye ve el feneri gibi malzemeler mutlaka bagajımda oluyor.
3
HABER
Karlı bir havada kar lastiği kullanılan araçlar 30-35 metrede durabilirken,
yaz lastiği kullanılan araçlar ancak 40-45 metrede durur.
üreticileri ürettikleri araçlarda her türlü iklim koşulu göz önüne alınarak dört
mevsim yani çok dereceli (multigrade)
yağlar önermektedir.
Aygaz’dan kışa özel
Soğuk hava nedeniyle aracınızda
sorunların meydana gelebileceği sonbahar ve kış aylarında sunulan yüksek
propanlı Aygaz Otogaz, kış şartlarında yakıta bağlı problemlerinizi aşmak
için size mükemmel bir çözüm sunuyor. 2001 yılından beri Avrupa Birliği
LPG kalite standardı EN589’a uygun
olarak sunulan Aygaz Otogaz’ın formülü her mevsim yüksek performans
sağlanması amacıyla mevsimlere göre
ayarlanıyor. LPG’nin özellikle kışın
araçlara yaşattığı sorunların üstesinden gelmek, kullanıcılarına daha
konforlu, daha performanslı, daha
keyifli bir sürüş sunmak amacıyla
geliştirilen kışa özel Aygaz Otogaz’ın
formülündeki propan oranı, aracın
kışın da yüksek performans sağla-
4
ması için %30’dan %50 seviyelerine
yükseltiliyor. Propan, bütana oranla
daha düşük sıcaklıklarda buharlaşabildiği için -20 derecelere kadar
düşen soğuk havalarda bile propanı
artırılmış Aygaz Otogaz ile araç çok
daha rahat çalıştırılabiliyor. Artırılan
propan oranı, araçların benzinden
gaza geçme süresini kısaltıyor, dahası
çok soğuk olmayan havalarda aracın
direkt otogazla çalışmasını bile sağlayabiliyor. Motor rölantide çalışırken
ortaya çıkan titreme ve vuruntu
sorunları önlenirken, aracınızın çekiş
gücü de artırılmış oluyor.
Dikkat!
Karlı ve buzlu zeminlerde araç kullanırken, görünürlüğü artırdığı için
kısa farlar mutlaka açık olmalıdır.
Gündüzleri de açık olması gereken
kısa farlara ek olarak sis farları da
yakılmalıdır. Gece tipi halinde kar
yağarken de kısa farlar ve sis farları
kullanılmalıdır. Uzun farlar, ışıkta çok
kırılarak yansıma yapar ve önümüzde
bir duvar gibi yansıma oluşturup,
görüşü düşürürler. Araç üreticileri
hafif sarı renkte farlar kullanır, çünkü
sarı renk daha az kırılır ve dolayısıyla
daha az yansıma yapar. Yaygın olarak kullanılan zenon farlar karlı, tipili
ve sisli havalarda sürüş güvenliğini
azaltır.
Kış lastikleri artık zorunlu
Yeni Karayolları Trafik Kanunu tasarısına göre sürücülerin kış şartlarıyla
daha etkili mücadele edebilmesi için,
zorunlu kış lastiği uygulamasına geçildi. Kazaların en aza indirilmesi, sürüş
kalitesinin artırılması ve zincir gibi
uygulamaların yola verdiği zararın önlenmesi için başlatılacak uygulamayla
ticari araçlarda Aralık, Ocak, Şubat
ve Mart aylarında kış lastiği kullanılacak. Uygulama ilk etapta şehirlerarası
çalışan yolcu ve yük taşımaya yönelik
büyük araçları kapsayacak; ileriki
yıllarda diğer araçlara da yansıtılacak.
TAKSİ HABER
Taksicilerin sorunları meclise taşınacak mı?
CHP, taksici ve minibüsçülerin sorunlarının belirlenmesi için Meclis Araştırması
açılmasını istedi. TBMM Başkanlığı’na sunulan araştırma önergesinin gerekçesinde, taksi ve minibüs işletmecileri ile çalışanlarının, şehiriçi ulaşımın sağlanmasında
önemli bir paya sahip olduğu, kamusal bir hizmeti yerine getirdiği belirtildi. Buna
rağmen sayıları yüz binleri bulan bu grubun yaşadığı sorunların, görmezden gelindiğinin savunulduğu gerekçede, ‘’Çalışma koşullarından, yaşam haklarının ihlaline
kadar uzanan sorunlarla yüz yüze kalan bu yurttaşlarımızın sorunlarının çözümü,
hem insanca çalışma haklarına erişmelerini hem de sundukları hizmetlerinin de
daha kaliteli olmasını sağlayacaktır’’ denildi. Gerekçede, taksi işletmecilerinin,
kendilerine verilen sözlerin hayata geçirilmemesi nedeniyle kaçırılma, emeklerinin
gasp edilmesi ve bu olumsuzluklara direnmeleri durumunda canlarını kaybetme
riskiyle karşı karşıya kaldığı ifade edildi.
Taksi ve minibüs esnafı ile çalışanlarının sorunlarını tespit etmek, taksi ve minibüs
işletmecilerine uygulanan baskının ve yaşam tehditlerinin ortadan kaldırılmasına
yönelik çözüm önerilerinin belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasının
talep edildiği vurgulandı.
Görme engelliler için sesli taksimetre
Altı Nokta Körler Derneği ile Taksinet A.Ş., görme engellilerin daha
rahat taksi hizmeti almaları için taksimetre protokol anlaşması imzaladı. Dernek Başkanı Mustafa Demirok ile Taksinet A.Ş. Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Birtan Pabuçcu arasında imzalanan protokol
sonucunda artık görme engelliler taksimetre ile taksilerde
gidecekleri yeri, ücreti, taksi plakasını sesli dinleyebilecek.
Proje kapsamında hayata geçirilecek teknoloji sayesinde en
yakındaki taksi müşteriye hemen yönlendirilecek. Görme engelliler seyahat yaparken önlerindeki LCD panel aracılığıyla
gideceği yeri, taksi plakasını, belli periyot aralıklarıyla taksi
ücretini sesli dinleyebilecek. Ödemeler isteğe bağlı olarak
kredi kartı ya da Taksinetkartla yapılabilecek. Anlaşmaya
göre dernek üyelerine taksi hizmetinde %10 indirim sağlanacak. Altı Nokta Körler Derneği Dernek Başkanı Demirok,
görme engellilerin taksi hizmeti alırken güven sorunu
yaşadıklarını, görme sorunlarından dolayı istismar edildiklerini ifade ederek bu sistemle güven sorununun ortadan kalkacağını belirtti. Avrupa’da kullanılan bu sistemin Türkiye’de
kullanılmasını değerlendiren Birtan Pabuçcu ise, “Amacımız
kaliteli hizmet vermek olsa da bu proje sosyal sorumluluk
çerçevesinde değerlendirilmeli” dedi.
Taksi şoförünün gözünden Tarlabaşı
İstanbul’da taksi şoförlüğü yapan Şevket Şahintaş “Bir Düş Gördüm” adlı ikinci sergisini Muğla’nın Bodrum ilçesinde açtı. Taksi şoförlüğüne başladığı dönemden bu yana
yıllardır fotoğraf çektiğini belirten Şahintaş, geceleri çalıştığı için ilginç kareler yakaladığına değindi. İlk sergisinde İstanbul’da çektiği çeşitli semtlerin fotoğraflarına yer veren
taksi şoförü, ikinci sergisinde Tarlabaşı’ndaki kentsel dönüşümü gözler önüne seriyor.
Bodrum Marmara Koleji’nde açılan sergi İstanbul’un farklı bir yüzünü yansıtıyor. Fotoğraf çekmeye ilk başladığı yer olan Tarlabaşı semtinden 60 fotoğrafı sanatseverlerle
buluşturan Şahintaş taksi şoförlüğüne ise halen devam ediyor.
5
RÖPORTAJ
Gol’ün yorumcularından
canlı canlı
Sporseverlerin yakından tanıdığı
Güntekin Onay ve Emek Ege
ile NTVSpor’da yayınlanan Gol
programı stüdyosunda buluştuk.
Türkiye’nin en çok izlenen spor programlarından tanıdığımız, 20 yıldır değerli futbol
yorumlarıyla erkanda olan Güntekin Onay
ve NTVSpor’da geçirdiği 13 yılda spor
servisinde birçok görev üstlenen Emek
Ege şimdi de Gol programıyla karşımızda.
Program öncesinde NTVSpor stüdyosunda onlarla buluştuk, kariyerleri ve güncel
futbol olayları üzerine keyifle okuyacağınızı
umduğumuz bir sohbete daldık…
Tartışmaların böylesine yoğun
yaşandığı bir alanda yakaladığınız
başarıyı neye borçlusunuz?
Güntekin Onay: Ben işimi doğru ve
iyi yapmaya çalışırım. Objektif ve adil bir
insanım. Empati kurabilmenin, izleyiciye,
kişilere, kurumlara saygılı olmanın ve her
şeyden önce bilginin önemli olduğunu
düşünüyorum. Bunlar olmazsa televizyonda başarılı olamazsınız.
Emek Ege: Eleştiri bu mesleğin bir parçası ve artık sosyal medya sayesinde izleyiciyle daha yoğun ilişki içerisindeyiz. Ama
açıkçası yergiler beni çok üzmez, övgülere
de pek inanmam. Zaten en acımasız eleştirileri ben kendime yapıyorum. Konsantre
6
olmak önemli. Çünkü kamera karşısında
bir şeyler anlatmak işin kolay kısmı, o bilgileri edinmekse yoğun takip gerektiriyor. Bu
nedenle işimiz hiç bitmiyor.
Birlikte hazırlayıp sunduğunuz Gol
programından bahseder misiniz?
GO: Gol programı kendine has tarzı
olan ve Türkiye’nin aktüalitesi dışında,
dünya ve Avrupa futboluna yönelik, blog
tadında bir program. Futbolun görsel güzelliklerini ön plana çıkaran bir tarzı var.
EE: Güntekin Onay’la birlikte program
yapmak benim için çok önemli. Güntekin ki, biz ona Günto deriz, bana göre
Türkiye’nin en önemli spor programcısı.
Ancak bugüne kadar çoğunlukla moderatör rolündeydi. Gol’de ise ben ona yorum
için alanlar yaratmaya çalışıyorum. Avrupa
Futbol gündeminde konuşulanları görüntüler eşliğinde ekrana taşımaya çalışıyoruz…
2012-2013 futbol sezonu hakkında
değerlendirmeleriniz ve öngörüleriniz var mı?
GO: Ligimizdeki oyun genellikle rakibi
bozmaya yönelik. Ancak bu yıl Antal-
ya, Gençlerbirliği, Ordu gibi iyi futbol
oynayan takımların da iddialı olduklarını
görebiliyoruz. Galatasaray favori görünüyor. Fenerbahçe birçok sorunla uğraşıyor.
Beşiktaş beklentilerin üzerine çıkacak
kapasitede. Bursaspor iyi başlamadı, ama
ben toparlanıp çok iyi bir çizgiye ulaşacaklarını düşünüyorum. Puan kayıplarının çok
olacağı, kırıcı bir lig olacak. Ayrıca Trabzonspor, Colman dönerse rayına oturur.
EE: Sezon başında doğal favoriler Galatasaray ve Fenerbahçe’ydi. Ama iki takımın
beklenmedik puan kayıpları ligin zirvesinin
sıkışmasına neden oldu. Galatasaray hızlı
girdi yavaşladı, Fenerbahçe yavaş yavaş
temposunu buluyor. Beşiktaş’tan fazla
umutlu değildik ama beklentilerin üzerinde futbol oynuyorlar. Trabzonspor’un
yaşadığı kadro erozyonu nedeniyle istikrarsızlık yaşaması normal görünüyor.
Sezon öncesi transfer dönemini
nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizi
şaşırtan olaylar var mıydı?
GO: Transferde takımların politikasını
beğenmedim. Örneğin Meireles…30
yaşındaki futbolcuya, hele de forvet
değilse 10 Milyon bonservis ödenmez.
Yüksek bonservis ancak 23-25 yaşındaki
oyuncuya ödenir ki, elinizde bir asset
olsun. Amrabat benim beğendiğim bir
oyuncu değil ve çok pahalı. Burak Yılmaz
iyi bir transfer. 5 Milyon Euro’ya 33 gol
atan 25 yaşında Türk oyuncu almak başarı. Oğuzhan Beşiktaş’ın en iyi transferi ve
geleceğin yıldızı...
EE: Bence Antalyaspor’un çıkışı öngörülebilecek cinsten değil. Kadroyu tamamen
değiştiren Mehmet Özdilek’i kutlamak
lazım. Risk aldı, kazandı.
Mesleğiniz gereği dünyanın pek
çok yerindeki spor organizasyonundan Türkiye’deki spor tutkunlarına sesleniyorsunuz. Bunun
getirdiği sorumluluklar neler?
GO: Canlı yayının getirdiği sorumluluklar
farklı. Farklı fikirler olabilir. Ancak bazen
doğru bir tanedir. Önemli olan doğrunun
peşinden gitmek, hiçbir kişiye, kuruma hizmet etmeden meslek ilkelerine
uymaktır.
otel faturası vardı elimde, zorluğunu siz
düşünün…
Mesleğinizde sizi bugüne kadar
en çok heyecanlandıran anlardan
birini bizimle paylaşabilir misiniz?
GO: 1995 yılında İsveç ile deplasmanda
oynadığımız 2-2 berabere kaldığımız
maçı unutamam. İlk kez bir Avrupa şampiyonasına katılma hakkı elde etmiştik. O
maçı ben anlatmıştım. O günkü koşullarda milli takım için çok büyük olaydı.
EE: 2006 Dünya Kupası açılış maçı,
Almanya-Kosta Rika… Çocukluktan beri
hayalini kurduğum yerdeydim.
Branşı ya da güncelliği fark
etmeksizin hayranı olduğunuz
bir sporcu var mı?
GO: Biz şanslı bir jenerasyonuz.
Maradona, Michael Jordan, Michael
Schumacher, Roger Federer gibi mesleğinde rakipsiz çok büyük sporcuları
ilk günlerinden son günlerine seyretme
şansı bulduk.
EE: O kadar çok ki… Michael Jordan,
Steffi Graf, Sergei Bubka, Usain Bolt ve
Zinedine Zidane’la birlikte isimleri buraya
sığmayacak sayıda futbolcu...
Geçmişten bugüne en çok saygı
duyduğunuz spor yorumcusu
kimdir?
GO: Çok saygın, bilgili ve değerli yorumcular var. Eurosport’da ve NTVSpor’da
maç anlatıp yorum yapan Caner Eler son
dönemde en çok saygı duyduğum ve
bilgili kişi.
EE: Rıdvan Dilmen’in diğerlerinden çok
farklı olduğunu söyleyebilirim. Mehmet
Demirkol da özellikle yazılarıyla fark
yaratıyor.
EE: 2006-2008-2010’da şampiyonaları takip ettim. 2010 Güney Afrika
Dünya Kupası çok özeldi. Türkiye’ye hem
coğrafi hem de kültürel olarak uzak bir
ülkeden izlenimler aktarmak bana ayrı
bir haz vermişti. Bence büyük bir turnuvayı yurtdışında takip etmek bu mesleğin
en keyifli ama en zorlu yanlarından.
Çünkü üzerinizde sürekli yeni haber,
yeni röportaj baskısı oluyor. Bununla baş
etmek zor. 2006’da 38 gün Almanya’da
kalmıştım. Eve döndüğümde 31 değişik
Otomobillere karşı özel bir tutkunuz ya da otomobil sporlarına
ilginiz var mı?
GO: Tam adamına sordunuz! Hayatımın
büyük bölümü otomobil ve hız tutkusuyla geçti. Çok hakim olduğum bir alan.
Sol ayak freninden tutun da pandül’e
kadar farklı viraj dönme tekniklerini bile
bilip uygulayan, ancak zaman kıtlığından
pistlerde veya rallilerde yarışmamış safkan bir otomobil tutkunuyum. Mekanik
olarak da biraz bilirim. İki çocuk sahibi
olduktan sonra ayağını gazdan çekenlerdenim… Ari Vatanen dönemlerinden
beri ralli sevdalısıyım. Formula 1’i de
yıllarca tutkuyla izledim, ancak son 2-3
yıldır bu sporlarda heyecan ve rekabet
azaldı.
Tüm otomobil segmentlerinde
yaygınlaşan otogaz kullanımı
hakkındaki düşüncelerinizi
öğrenebilir miyiz?
GO: Türkiye akaryakıt pahalılığında
dünya birincisi. Otogaz, ekonomik çözüm
arayanlar için vazgeçilmez bir tercih
olarak görünüyor.
EE: Devir ekonomi devri… Kullanıcılar
performans açısından otogazın her geçen
gün daha verimli olduğunu söylüyorlar.
Bence önemli bir alternatif yakıt.
Sürücülere araç kullanımı hakkında nasıl bir tavsiyede bulunmak
istersiniz?
GO: Ülkemizde ne yazık ki sürücülerin
büyük bölümü başkalarına saygı göstermiyor, kuralları bilmiyor veya riayet etmiyor.
Japonya ve Amerika dahil Avrupa’nın da
her ülkesinde araba kullanmış biri olarak
kurallar ve saygı konusunda şunu söyleyebilirim ki, en kötüsü biziz.
EE: Klişe ama kurallara uymalarını tavsiye
edeceğim. Özellikle mesleği direksiyon
başında olan kişilerde, “Ben çok iyi araba
kullanırım’’ düşüncesi hakim. Belki bu
doğru, ama trafik müşterek bir alan ve
sizin nasıl kullandığınızın yanı sıra diğerlerinin de ne yaptığı önemli. Dolayısıyla diğer
araçlara her zaman bir hata payı bırakın.
7
AYGAZ İSTASYONU
Sistemli
büyümeye devam!
Akarhan Petrol dördüncü Aygaz Opet istasyonunu Adapazarı’nda
açtı. Şirketin sahibi Bilal Kubilay Yaşar, akaryakıt sektörü ve
Aygaz ile ilişkileri üzerine sorularımızı yanıtladı.
Sizi tanıyabilir miyiz?
1973 doğumluyum Urfalıyım. 1994’te İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Farklı
sektörlerde çalıştım. Daha sonra ortağımla bir araya geldik
ve akaryakıt sektörüne yöneldik. Aygaz Opet’in sektördeki
gelişimi ve Koç Grubu’na bağlı olması bizi doğru bir firmayla
iş ortağı olmamız gerektiğine inandırdı. Ağustos 2009’da
Maşukiye’de bir Opet istasyonunu devralarak ilk istasyonumuzu açtık. Şu anda ikisi İzmit’te ikisi Adapazarı’nda olmak
üzere dört istasyon işletiyoruz. Opet ve Aygaz’ın marka değerinin net duruşu, insanların güveni tercihimizin doğruluğunu
bize gösterdi. Bir ürünü neredeyse anlatmadan satabilmek
ile kendinizi, iş gücünüzü, mesainizi ortaya koyarak satmak
arasında büyük fark var...
8
Akaryakıt sektörünün durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Akaryakıt sektörünün şekil değiştirdiğini söyleyebiliriz. Artık
birden fazla istasyon kurmak gereklilik haline geldi. Yatay
büyüme hedefleniyorsa, doğru lokasyonlarda birden fazla
istasyon sahibi olmak ve ortak giderleri dağıtmak gerekiyor.
Biz de tüm gider kalemlerini ortak hale getirip aynı şirket
altındaki kârlılığı doğru kullanmaya gayret ediyoruz. Kendi
adıma şöyle düşünüyorum: Ya çok doğru bir lokasyonda
çok iyi bir istasyona ya da tamamen perakendeye ve binek
araca yönelik iskontosuz satışlar yapabileceğiniz bir istasyona sahip olursunuz ve kârlılıklarınız sizi tatmin eder. Bu
tip bir lokasyona sahip olamıyorsanız, mümkün olduğunca
farklı müşteri tiplerine ulaşabileceğiniz, sektörel etkilenme-
“Müşterilerimizin istasyon sahasına girdiği andan
çıktığı ana kadar geçen 3–5 dakikalık süreyi en
iyi şekilde değerlendirmeye gayret ediyoruz.”
leri en aza indireceğiniz bir yapıya gitmeniz gerekir. Her
istasyonun müşteri potansiyeli birbirinden çok farklı. Bu
nedenle doğru yerlerde yapacağınız doğru uygulamalarla,
müşteriyi doğru yönlendirerek ve uzun vadeli düşünerek
ilerlemek gerekiyor.
Bize ekibinizden bahseder misiniz?
Akarhan Adapazarı temmuz ayında faaliyete geçti. 10 pompa
görevlisi, iki marketçi, iki yıkama ve bir saha elemanı, istasyon
müdürümüz ve iki muhasebe elemanımız var. Kadrolarımız,
satış rakamlarına göre değişiyor, mesela İzmit’in merkezinde
daha kalabalık bir ekiple çalışıyoruz. Tüm istasyonlarımızdaki
çalışan sayısı toplam 86.
Müşterilerin Aygaz’a olan yaklaşımlarını diğer markalarla kıyasladığınızda ne düşünüyorsunuz?
Marka algısını ve satışları, bölgedeki istasyon sayısı ya da istasyon kalitesi, istasyonların müşteriye verdiği hizmet, dilden
dile dolaşan söylenti ve önyargılar, ayrıca ulusal ya da yerel
reklam kampanyaları etkiliyor. Aygaz, müşteriler tarafından
performansı çok yüksek olarak değerlendiriliyor. Aygaz’ın
kilometre performansını beğeniyorlar. Çevremizde fiyat
rekabetinin çok yüksek olduğu dönemlerde bile satış zorluğu
yaşamıyoruz.
Hizmet kalitesinde fark yaratmak için belirli uygulamalarınız var mı?
Müşterinin istasyon sahasına girdiği andan çıktığı ana kadar
geçen 3–5 dakikalık süreyi en iyi şekilde değerlendirmeye
gayret ediyoruz. Tüm araçların düzgün yıkanmış, temiz bir
şekilde istasyondan ayrılmasını sağlamak için çalışıyoruz. Her
istasyonumuzda müşterilerimizin meşrubatları ücretsiz temin
edebilecekleri makineleri sağlıyoruz. Marketlerin 24 saat açık
olmasına ve insanların ihtiyaç duyabileceği her türlü ürünü
bulundurmaya özen gösteriyoruz.
İleriye dönük hedefleriniz nelerdir?
Bu sektörde büyümeyi hedefliyoruz. Hedeflediğimiz noktalara
gelmemiz için daha çok yolumuz var. Sektördeki kuvvetli konumundan dolayı Aygaz-Opet markası bizim için iş ortaklığını
geliştireceğimiz tek firma olacak.
Opet ve Aygaz ile ilişkilerinizden bahsedebilir misiniz?
Gerek sahada gerek şirketin diğer departmanlarında çalışan tüm
arkadaşlarımızla yakın diyalog kurabilmemiz, onlara hatta üst
kademeye de kolay ulaşabilmemiz, sıkıntılarımızı net ve açıkça
aktarabilmemiz, karşılığında hızlı cevap alabilmemiz bize güven
veriyor. Bu bir nevi aile ortamı daha sıcak, daha yakın ilişkiler ve
uzun vadeli düşünmek konusunda bizi cesaretlendiriyor.
“Aygaz performansıyla fark yaratıyor”
Ramazan Arslan, Pompa Görevlisi
5,5 senedir bu işi yapıyorum. Buradaki çalışma koşullarından çok memnunum.
Müşteri memnuniyetinin diğer markalara kıyasla daha iyi olduğunu görüyorum. Aygaz Otogaz diğer markalara kıyasla araçların performansında yaklaşık
30-35 km fark yaratıyor. Aracın çekişinde güzel bir kuvvetlilik var, herhangi
bir problemle karşılaşmadım. Yani “Performans isteyen Aygaz’a gelir” sloganı
kesinlikle yerini bulmuş.
9
SAĞLAM VÜCUT
Vücudunuzu dinleyin
Kış mevsiminde yaşadığımız halsizlik ve yorgunluk, direnci düşen
vücudumuzun verdiği sinyaller, bu günlerde sağlığımıza daha fazla
dikkat etmemiz gerektiğine işaret ediyor…
Bütün bir yaz boyu sıcaklardan şikayet etmiş olsak da
genellikle kıpır kıpır geçen yaz günlerini, karamsar ve soğuk kış mevsimine tercih ederiz. Kışa girerken yaşadığımız halsizlik ve yorgunluk, mevsimler değişirken direnci
düşen vücudumuzun verdiği sinyaller, bu günlerde sağlığımıza daha fazla dikkat etmemiz gerektiği konusunda
bizi uyarır. Vücut direncimizin azalmasıyla mikrobik
hastalıkların yaygın olduğu soğuk günlerde grip ve soğuk algınlığına yakalanma riskimiz artar. Sağlam Vücut
sayfalarında sizlere bu dönemi “sağlıcakla” atlatmanız
için bazı önerilerimiz ve hatırlatmalarımız var…
Dengeli beslenme
Yeterli ve dengeli beslenmek yani gün içerisinde her
besin grubundan yeterli miktarda almaya özen göstermek, protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineralleri
10
dengeli bir şekilde almak bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmek için çok önemlidir. Doku yapımı ve onarımındaki
güçlü etkileri nedeniyle proteinler, günlük beslenmeden
eksik edilmemelidir. Enfeksiyon geçirilen dönemlerde
özellikle süt, yoğurt, peynir, yumurta, et, tavuk ve balık
gibi protein kaynaklarının yeterli tüketilmesine dikkat
edilmelidir.
Egzersiz şart
Soğuk günlerde kapalı ortamlarda vakit geçirmeyi tercih
ederiz. Fiziksel aktivite yoğunluğumuzda azalma olur.
Ancak kilo artışının önüne geçmek ve vücut direncimizi
güçlü kılmak için egzersiz şart ve hepimizin bildiği gibi,
yürüyüş en etkili egzersiz. İlginç ama oldukça etkili bir
önerimiz var: Soğuk kış günlerinde, yürüyüş yapmak için
parkur olarak alışveriş merkezlerini tercih edebilirsiniz.
Vücudunuzu kışa hazırlayın:
• Vitamin - mineral tabletlerini doktorun önerisi dışında tüketmeyin.
• Halsizlik şikayeti olanlar, çok üşüyenler ve yoğun çalışanlar, sabah aç karnına bir
bardak sütün içerisine, bir tatlı kaşığı balı ve bir çay kaşığı tarçını karıştırıp içerlerse
olumlu etkisini hissedecekler.
• Haftada iki kez mercimek, barbunya, nohut gibi kuru baklagiller tüketin.
• Karaciğer sağlığı için kışa girerken iki hafta, düzenli olarak aç karna 10 dal maydanoz,
yarım limon suyu ve bir bardak suyu mikserden geçirip içmek zindelik kazandıracaktır.
• Gıdaların doğal antibiyotiği sarımsak ve soğan özellikle artırılmalı, mümkünse her
sabah bir diş sarımsak yutulmalıdır.
• Soğuklarla birlikte su tüketimindeki azalma yorgunluk hissetmemize sebep olur.
Vücut ısısını dengede tutabilmek için bol sıvı alımı gerekmektedir.
• Her gün yiyeceğiniz bir avuç çörek otu iyi bir antioksidan kaynağıdır.
• Yapılan araştırmalar uzun süre televizyon izlemenin uyku kalitesini düşürdüğünü
ortaya koyuyor. Günlük televizyon izleme sürenizi yarı yarıya düşürürseniz, uyku kalitenizin arttığını fark edeceksiniz.
• Hava kapalı olsa bile, her gün beş dakika güneş almalısınız. Vücudunuzdaki D
vitamini miktarı ciddi şekilde artacaktır.
• Bağışıklık sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan
vitaminlerden zengin havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzeleri mutlaka tüketin.
• Yemeklerde veya öğün aralarında tüketilen bol miktardaki salata da bize ihtiyacımız olan vitaminleri sağlayacaktır.
Vitamin dengesi
Mevsim geçişlerinde hissettiğimiz
halsizliğin giderilmesi için aldığımız
vitamin dengesine de dikkat etmemiz gerekir. C vitamini, direncimiz
için iyi bir destektir, A, D ve E vitaminlerine de kışın daha fazla ihtiyaç
duyulur. Hepimizin bildiği gibi, kış
meyvesi portakal iyi bir C vitamini
kaynağıdır. Bu noktada ek bir hatırlatmamız olacak: 100 gr kuşburnunda bulunan C vitamini dokuz,
4-5 adet yeşil sivri biberde bulunan
C vitamini ise iki orta boy portakal
veya limonunkine eşittir. Eğer taze
kuşburnuyla enfes bir çay demlemek isterseniz, dikkat etmeniz gereken şey metal eşya kullanmamaktır.
Çünkü C vitamini kolay okside olup
bozulur ve değerini yitirir.
Kilolara dikkat
Kış mevsiminde sosyal hayatımız
ve beslenme şeklimizde değişiklik-
ler olur. Yağlı ve şekerli besinlere
eğilimimiz artar. Gecelerin uzaması
nedeniyle televizyon başında daha
fazla zaman geçirir, atıştırmalıklarla
kilo almaya çanak tutarız. Soğuk
havalarla birlikte gelen hareket
isteksizliğinin kilo artışını kaçınılmaz
bir hale getireceğini unutmayın
ve egzersizi hayatınızdan eksik
etmeyin.
Kuşburnu şurubu
Sıcak ve soğuk olarak içilebilecek her derde deva bir şurup için malzemeler:
500 gram kuşburnu, bir çay kaşığı safran, beş çay kaşığı aspir.
Hazırlanışı: Kuşburnu sert bir meyve olduğu için şurubu hazırlamadan bir gece
önce 2,5 litre suda ıslatılması gerekir. Bu şekilde içeriğindeki vitaminlerin korunması sağlanan kuşburnu meyvesi, ertesi gün aynı su içinde 20 dakika kaynatılır.
Ocak söndürüldükten sonra, kuşburnuna bir çay kaşığı safran ve beş çay kaşığı
aspir eklenir. Karışım soğuyunca kuşburnu taneleri ezilerek süzülür. Bu şurup
buzdolabında beş gün kadar saklanabilir. Şurup çay demi gibi, biraz sıcak suyla
karıştırılarak çay şeklinde veya soğuk su eklenerek şurup olarak tüketebilir.
11
SOSYAL SORUMLULUK
Yaşam için
engel tanımayanlar
Koç Holding, tüm Koç Topluluğu şirketleri, çalışanları ve bayileriyle
başlattığı Ülkem İçin Engel Tanımıyorum Projesi ile Türkiye’de yaşayan
engellilerin iş hayatı ve sosyal hayatta yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine
destek olacak uygulamalara rol model olarak toplumsal bilinç ve duyarlılık
oluşturmayı amaçlıyor.
25 Haziran / AYDER tarafından düzenlenen ilk Fakındalık Eğitimi: Tofaş Tiyatro Salonu
Kalkınma Bakanlığı ve TÜİK tarafından açıklanan verilere göre
Türkiye’de 8,5 milyon engelli yaşıyor. Nüfusun yaklaşık %12’sini
engelli bireyler oluşturuyor. Ne var ki, günlük yaşantımızda,
cadde ve sokaklarda çok sayıda engelliyle karşılaşmıyoruz. Bu
çoğunluğu göremiyoruz; çünkü engellilerin yardım almadan dış
mekanlardan faydalanması neredeyse olanaksız. Araştırmalar
gösteriyor ki, Türkiye’de engellilerin temel sorunu sosyal hayata
katılamamaları ve bu konudaki en büyük engel ise sosyal paylaşım alanlarının engelli erişimi için uygun olmaması.
Ülkemizde engellilik kavramının bir sorun olmaktan çıkarak,
hak temelli bir yaklaşımla ele alınmasını amaçlayan Koç Holding, bu temel soruna odaklanarak toplumsal farkındalık yaratma yolunda yepyeni adımlar atıyor. Kurucusu Vehbi Koç’un
“Ülkem varsa ben de varım” sözünden yola çıkarak 2006
yılında başlattığı Ülkem İçin Projesi’nin 2012–2013 yılı uygulaması olarak Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP)
ve Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) işbirliğinde “Ülkem İçin
Engel Tanımıyorum” uygulamasını hayata geçiriyor. Proje, Koç
12
Holding şirketleri, çalışanları ve bayilerinin katılımıyla engellilerin sosyal hayatta yaşam kalitelerinin iyileştirilmesine destek
olurken engellilik konusunda toplumsal bilinç ve duyarlılığın
oluşturulmasını hedefliyor.
Yaşamın tam içinde olmak
Engelli vatandaşların yaşamın tam içinde olmasına ve hayatlarının kolaylaşmasına destek vererek kurumsal vatandaş
olmanın gereğini yerine getirmeyi arzulayan Koç Holding şirketleri, projede üç temel konuya odaklanıyor. Bu çalışmaların
sonucunda oluşacak toplumsal algı değişikliğiyle engellilerin
sosyal hayata katılımlarıyla ilgili önemli gelişmeler kaydedilmesi amaçlanıyor.
Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri: Engellilik ve erişilebilirlik
konularında toplumsal bilincin yayılmasına destek olmayı amaçlayan Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri iki yıllık süreçte toplam
çalışan sayısının %70’ine verilecek. İllerde ise bu eğitimler Ülkem
İçin Elçileri olan bayiler aracılığıyla yaygınlaştırılacak.
Koç Topluluğu genelinde bugüne
kadar 15 binden fazla kişi Alternatif
Yaşam Derneği’nin desteğiyle
geçekleştirilen Engelliliğe Doğru
Yaklaşım Eğitimleri’ne katıldı.
9 Ekim / Bünyesinde engelli müzisyenlerin de yer aldığı
Social Inclusion Band konseri: Aygaz Genel Müdürlük
Alternatif Yaşam Derneği (AYDER) tarafından düzenlenen ilk
Fakındalık Eğitimi 25 Haziran’da Tofaş Tiyatro Salonu’nda gerçekleştirildi. Koç Topluluğu genelinde projeye başlandığından
bu yana 15 binden fazla kişi eğitimlere katıldı. İlk eğitimlerin
ardından farkındalık eğitimleri her şirketin kendi gönüllü eğitmeni olan çalışanları tarafından veriliyor. Engelliliğe Doğru Yaklaşım Eğitimleri’nin yaygınlaştırılması konusunda tüm şirketler
başarılı iç iletişim çalışmaları ve şirket yapısına göre planlanmış
eğitim programlarıyla öne çıkıyor.
Engelli Dostu İşyeri: Kampanya kapsamında Koç Topluluğu şirketlerinin ve bayilerinin fiziki şartlarının engelliler için
erişilebilirliği gözden geçiriliyor. Gerekli iyileştirmelerin iki yıllık
süreçte tamamlanması hedefleniyor.
Engelli Dostu Ürün ve Hizmet: Tüm Koç Topluluğu şirketlerinin engelli dostu ürün ve hizmet geliştirmesi yolunda atılan
adımların büyütülmesi hedefleniyor.
Gönüllüler engelleri aşıyor
Her iki yılda bir farklı toplumsal sorunlara odaklanarak çözümün bir parçası olmayı amaçlayan “Ülkem İçin” Projesi’nin
2012-2013 Engel Tanımıyorum uygulamasında şirket içi eğitimler, fiziki şartlarının iyileştirilmesi, destekleyici ürün ve hizmetler geliştirilmesi konusunda çalışmalar başladı. Koç Holding
şirketlerindeki 45 proje sorumlusu, farklı departmanlardan
temsilcilerin oluşturduğu toplam 135 kişilik proje ekibi, Koç
Holding Kurumsal İletişim Direktörlüğü ve AYDER tarafından
verilen eğitmen eğitimlerini alan 389 gönüllü eğitmen kendi
şirketlerinde görevlerini yerine getiriyor.
Aygaz yoluna tam gaz devam ediyor
Proje boyunca Aygazlılara 27 gönüllü eğitmen aracılığıyla verilecek Farkındalık Eğitimleri, tüm birimlerde sürdürülüyor. Ürün
ve hizmetlerin engelli dostu hale getirilmesi için planlamalar yürütülüyor. Ana projeyi destekleyici sosyal sorumluluk çalışmaları herkesin kendini projenin bir parçası hissetmesi adına önemli
bir rol oynuyor. Tüm bayileri ve çalışanlarıyla projeye büyük
katma değerler sağlamayı amaçlayan Aygaz’da, engellilerin hayat kalitesinin yükseltilmesi ve toplum yaşamına kazandırılması
için her Aygazlı bir elçi olarak projeyi sahipleniyor.
Ayder Hakkında: Alternatif Yaşam Derneği (AYDER),
“Dalmak Özgürlüktür”, “Alternatif Kamp” ve “Düşler Akademisi”
gibi yenilikçi projelerle engellilik sorununa alternatif çözümler üretmeyi, engelli ve sosyal dezavantajlı bireylerin sosyal hayata tam
ve eşit katılımına destek vermeyi amaçlıyor. 2002 yılında kurulan
dernek, Engellilerin Haklarına Dair Birleşmiş Milletler Sözleşmesi
temelinde oluşturduğu “Ayder Engelsiz Yaşam İlkeleri” ile yürüttüğü çalışmalarına yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri ve özel
sektörle geliştirdiği güçlü işbirlikleriyle devam ediyor.
Ülkem İçin Projesi’nde adımlar
• 2006-2007 yılları uygulaması olarak yerel kalkınmaya
destek olan 387 yerel proje hayata geçirildi.
• 2008-2009 yılları uygulaması olarak ülke geneline yaygın
olarak yeşeren 7 Ülkem İçin Ormanı’nda 1.084.000 fidan
dikildi ve 18.000 çocuğa çevre eğitimi verildi.
• 2010-2011 yılları uygulaması olarak gönüllü ve
düzenli kan bağışçısı kazanım kampanyasıyla103.000
kişi bilinçlendirildi ve 83.579 ünite kan bağışlandı.
10 Ekim / Engel Tanımıyorum
Farkındalık Eğitimleri:
Aygaz Eskişehir
Tesis Yöneticiliği
13
DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜ
Dönüşümcüyü kazanmak,
müşteriyi kazanmaktır
1997 yılından bu
yana Adapazarı’nda
güvenli dönüşümün
adresi İsar Otogaz’ın
iki ortağından biri
olan Necmi Yılmaz’a
dönüşüm sektörü ve
Aygaz Dönüşümcü
Kulübü hakkındaki
düşüncelerini sorduk.
Bize kendinizden ve İsar
Otogaz’ın geçmişinden bahsedebilir misiniz?
İsar Otogaz 1997’den beri otogaz sektöründe faaliyet gösteriyor. Ortağım ve
ben işimizin yanı sıra teknik öğretmenliğe devam ediyoruz. Bu konuda ikimiz
de yüksek lisans yaptık. Ben yüksek lisansımı Sakarya Üniversitesi’nde tamamladım. Üniversite mezunu bir muhasebe
müdürümüz, yüksek lisansını tamamlamış bir makine mühendisimiz, ustalık
belgelerini almış üç ustamız ve çırak
eğitim mezunu bir arkadaşımızla hizmet
veriyoruz. Teknik kurallara uygun, dürüst
bir şekilde çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
Aldığımız eğitim ve meslekte edindiğimiz
tecrübeler, işimizi daha bilinçli yapmamıza olanak sağlıyor.
1997’den bu yana sektörde
yaşanan değişiklikleri anlatabilir
misiniz?
Öncelikle müşterilerimiz değişti. Daha
14
bilgili, bilinçli ve duyarlı bir kitle oluştu. Teknolojiyle birlikte araçlar değişti,
her şey elektronikleşti. Otomotiv
sanayinde çok yol kat edildi. Ben
sektöre tam zamanında girdiğimizi
düşünüyorum. İsar Otogaz olarak
1997’de yola çıktığımızda bugünkü
gibi bir rekabet ortamı yoktu. Kaliteli
bir markayla yola çıktığımız için diğer
firmaların karşılaştığı sorunları yaşamadık. Bu bizim için bir avantaj oldu.
Günümüzde LPG sektörünün
müşteri potansiyelini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Son dönemde bir daralma olduğu
görülüyor. Ama bizim avantajımız,
sektör genelinde kurumsal çalıştığımız firmalar olması. 0 km araçlarda
dönüşüm uyguluyoruz. Siz servise
gidip aracı seçiyorsunuz. Seçtiğiniz
bu aracı LPG’li istediğiniz zaman,
servis bize geliyor. Biz de tamamen
dağıtıcı firmanın bize verdiği şekilde,
onun istediği parçayı, istediği şekilde
montaj etmek şartıyla LPG takıyoruz.
Müşteri bu işlemi serviste yaptırdığı
için hem motor garantisi bozulmuyor,
hem de LPG garantisi devam ediyor.
Bu da müşterinin güvenini artırıyor.
Fabrika çıkışı LPG ile müşteri artık
“LPG, motoruma zarar verir” diye
düşünmüyor. Bu da bize bir kapı
açıyor açıkçası. Diğer yandan benzin
ile otogaz arasındaki fiyat farkı ideal
seviyede ve otogaz tercih edilmeye
devam ediyor.
LPG’nin araca ve çevrenin korunmasına ne gibi katkıları var?
LPG, Türkiye ve dünyada iki nedenle tercih ediliyor. Dünyada hem
ekonomik hem çevreci olduğu için.
Türkiye’de ise daha çok ekonomik
olduğu için… Ülkemizde 3,5 milyon
LPG’li araç olduğunu düşünecek
olursanız, LPG tercihi çevreyi koruma
bilinciyle yapılmasa da büyük bir yarar
Aygaz’ın farkından ve avantajından
kesinlikle bahsedecektir, bunu biliyoruz. Bence satış rakamları da müşterinin Aygaz’ın kalitesine güvendiğini
gösteriyor.
sağlanmış oluyor. İstatistiki bilgim yok
ama dönüşüm doğru uygulandığı takdirde, sektörde sıralı otogaz sistemine
geçiş ve anlık yakıt sarfiyatını ayarlayan bilgisayarlı sistemler sayesinde
doğaya olan zararlar daha da azalıyor. LPG artık devletler tarafından
destekleniyor. Türkiye’de de böyle
gelişmeler yaşanacağını umuyoruz.
Araç sahipleri LPG dönüşümü
yaptırırken neye dikkat etmeli?
Öncelikle servisin kalitesine dikkat
etmeliler. Çünkü servis markadan
daha önemlidir. Ben güzel bir montaj
yapmazsam, iyi bir servis vermezsem,
kaliteli yedek parça kullanmazsam
müşteri sıkıntıya girer. Bizim sektörde arkadaş tavsiyesi seçim yaparken
büyük rol oynar ama markayı iyi
araştırmak gerekiyor. Son dönemde
müşteriler forumları okuyup geliyor,
artık araçlar gibi onlar da kaliteli.
Şunu da unutmamalılar, bu sektörde
fiyata endeksli rekabet doğru değil.
Aygaz Dönüşümcü Kulübü’nün
sektöre olan katkılarından bahsedebilir misiniz?
Aygaz, Dönüşümcü Kulübü ile
sektörde çok doğru bir yol izledi.
Yaklaşık 2,5 yıl önce Aygaz Dönüşümcü Kulübü’ne üye olduk. Bugüne
kadar kulübün pek çok avantajını
gördük. Ramazan kolileri alıyoruz,
yazın çeşitli hediyeler geliyor. Geçen
ay gizli müşteri denetiminde bu
bölgenin birincisi olduk. Bir iPhone
hediye edildi. 16-17 yıldır bu sektördeyiz, gerçekten başarılı bir firmayız
ama hiçbir zaman böyle ödüllendirilmedik. Hediye ve çalışmalarıyla
Aygaz’ın desteğini ve yardımlarını
hissediyoruz. Bu bizim için gerçekten
çok değerli. Çünkü dönüşümcüyü
kazanmak, müşteriyi kazanmaktır.
Aygaz Euro LPG’nin farkı sizce
nedir?
Biz müşterilerimize daima Aygaz
Euro LPG kullanmalarını öneriyoruz.
Biz önermesek de müşterilerimiz
farklı gazlarla ne kadar performans
aldıklarını biliyor ve Aygaz’ı tanıyor.
Herhangi bir müşteriye sorarsak
Dönüşüm firmalarının markaya
olan katkıları nelerdir?
Eğer ürünü düzgün kullanmazsak,
servisini, montajını doğru yapıp
müşteri memnuniyetini sağlamazsak,
müşteri o üründen verim alamaz.
Yıllar önce bölgemizde çok büyük
markalar vardı, ama artık yok. Kaliteli montaj ve kaliteli yedek parça
kullanımı, hizmet kalitesine gösterdiğimiz özen bizi ayakta tutan unsurlar
arasında.
Dönüşüm sektöründe dernekleşmenin sağladığı yararlar
nedir?
Özellikle “merdiven altı” çalışan
firmalar bize çok zarar verdi.
Mühendisi olmayan, sigortasız işçi
çalıştıran, yasal zorunlulukları yerine
getirmeyen firmalar haksız rekabete yol açtı. Derneklerin en büyük
katkısı bu firmaların önüne geçilmesi
oldu. Doğru ve ilkeli şekilde rekabet
sağlanması çok önemli. Ben derneklerin denetleme yapması gerektiğine
inanıyorum. Böylece kalite artar ve
hizmet iyileşir. Kesinlikle ciddi bir iş
yapıyoruz ve bir çürük elma sektöre
de zarar verir, insanlara da.
İzmir’de otomotiv sektörü yükselişte
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)‘nun son açıklamasına göre
Ağustos 2012’de 91 bin 193 taşıtın trafiğe kaydı yapıldı.
Bunların %29’unu İstanbul, %7’sini Ankara oluştururken
İzmir, trafiğe kaydı yapılan 5 bin 372 araçla Türkiye
genelinin %6’sına ulaştı. Ağustos ayında trafiğe kaydı
yapılan motorlu taşıt sayısında önceki aya göre %18,5’lik
azalma olurken trafiğe kayıtlı otomobillerin %40’ının yakıt
olarak LPG kullandığı belirlendi.
LPG kullanımı artıyor
Son açıklanan rakamlarla birlikte sektörle ilgili DHA’ya bir
değerlendirme yapan EGOD Yönetim
Kurulu Başkanı Mustafa İduğ, İzmir’de
otomotiv sektörü hacminin yükseldiğine
değindi ve bunun inşaat sektöründeki
hareketlenmeyle yakından ilişkili
olduğunu belirtti. Kentte otomobil satın alma alışkanlıklarını
değerlendiren İduğ, İstanbul ve Ankara’nın aksine İzmir’de
ithal araçlara ve lüks otomobillere çok fazla yönelim
olmadığını belirterek İzmir’de memnun kalınan markaya
sadakatin yüksek olduğunu ve LPG kullanımında her geçen
gün artış yaşandığını sözlerine ekledi.
15
YAŞAM
Başarılı adımlar için
ailenin rehberliği
Çocuklarımızın eğitim yaşamında başarılı, sosyal hayatta mutlu ve
huzurlu bireyler olabilmesi için neler yapabiliriz?
Babanın olumlu
ve nitelikli ilgisi,
çocuklarda liderlik,
uyum yeteneği,
matematik başarısı ve
olumlu cinsel kimlik
gelişimiyle yüksek
oranda ilişkilidir.
16
Okula başlamak ailenin dışındaki sosyal
çevreye girişin ilk adımıdır. Ailenin
koruyan ve kollayan kabuğunun kırıldığı
noktadır. Yeni arkadaşlar, yetişkin bireyler,
onların istek ve beklentilerini saygıyla
yerine getirme sorumluluğu, kısacası
bambaşka bir dünya… Bu dünyaya
adapte olabilmek göründüğü kadar
kolay değil, bu nedenle ailelere önemli
sorumluluklar düşüyor. Aslında fazlasıyla
koruyucu ailelerde büyüyen ve okul öncesi
eğitim almamış çocukların uyum sürecini
daha zor atlattığı biliniyor. Çünkü okula
başlamak psikolojik, sosyal ve fiziksel bir
hazırlık gerektiriyor. Anne babalar çocuklarının eğitim hayatına ilişkin kaygıları
başlangıçtan itibaren içinde taşıyor. Ne
var ki çocuğunuz okula yeni başladıysa ve
alışmakta zorlanıyorsa yapabileceğiniz en
olumlu şey, heyecanınızı ya da kaygınızı
ona yansıtmamaktır. Okulla ilgili sorularını
cevaplamak, yeni şeyler öğrenmenin
eğlenceli yanlarını onunla paylaşmak ve
öğretmenleri hakkında olumlu konuşmak
ilk etapta yapabileceklerimizden bazıları…
Yol gösteren rehber olun
Peki, çocuklarımızın sorumluluk duygusunu geliştirmek adına neler yapabiliriz?
Aslında bu okul çağından önce kazandırılması gereken bir davranış modeli. Sorumluluk almak ve başladığı işi bitirmek,
kendini yönetebilmek, davranışlarının
sonuçlarını üstlenebilmek çocuğunuza
yaşına, yeteneğine ve cinsiyetine uygun
görevler vererek güven duygusunu
pekiştirmenizle mümkündür. Yalnız
dikkat, önemli olan baskıcı olmak yerine
onun kendini tanımasına yardımcı olmak,
ilgi alanlarını izlemek, onu yönlendirmek
ve cesaretlendirmektir. Çocuğunuzun
güçlü ve zayıf yanlarını gözlemleyin, ama
sadece zayıf yanlarına odaklanmak yerine
güçlü yanlarını desteklemeye çalışın. Çünkü hem aile hem de öğretmenler neye
odaklanırsa, çocuklar da ona odaklanacaktır. Başarısızlıklara, hatalara, kusurlara
odaklanmak, kendine güvenemeyen,
şevki kırılmış dolayısıyla başarısız çocuklar
ortaya çıkaracaktır.
Neden başarısız?
Öğrencilerdeki kaygının çok yüksek ya da
çok düşük olması, motivasyon eksikliği
başarısızlığın en büyük nedenlerindendir.
Kendine güvenmeyen, soru sormaktan
çekinen ve heyecanlandığı için bildiği
soruları dahi yapamayan kaygılı kişilik yapısına sahip olmak başarısızlıkta büyük rol
oynar. Geçmişte yaşanan başarısızlıklar
sonucunda, aynı konularla yeniden karşılaşıldığında tekrar başarısız olma endişesi
de sık karşılaşılan bir durumdur.
Çocukların kendilerine hedef koymayı
başaramaması bir sorun olabilir, ama velilerin kendi yapamadıklarını çocukları için
hedeflemeleri de başarısızlık nedenidir.
Düşünün kandan korkan bir çocuk hekim
olabilir mi? Kendinize bir kez daha sorun:
Her gün bir arada olduğunuz çocuğunuzu, onun yeteneklerini ve ilgi alanlarını yeterince tanıyor musunuz? Unutmayın ki,
hedefler çocuğunuzun boyunu aşıyorsa,
ümitsizliğe kapılıp onların altında ezilmesi
kaçınılmazdır. Genç bir öğrencinin anne
babasına karşı duyduğu, ancak doğrudan
ifade edemediği kızgınlık sonucunda
otoriteyi reddetmek için, başarısızlıkla
ailesinden intikam almaya çalışması da
ergenlik döneminin sorunlarındandır.
Unutmayın, günümüzde artık başarı
sadece bilgi ve becerilerle ölçülmüyor. Bu
nedenle aile olarak çocuğunuzun kişilik
değerini okuldaki ders başarısıyla ölçmediğinizi ona anlatmalısınız. Başarılarının
karşılığında onu ödüllendirmelisiniz; ama
asıl ödülün başarının yaşattığı gurur ve
mutluluk olduğunu da gösterebilmelisiniz.
Yaygın hataya siz düşmeyin
Ailede, çocuğun eğitimi ve bakımından
genellikle anneler sorumlu tutulsa da
babanın sorumluluğu oldukça önemlidir... Türkiye’de yaygın durum ise baba
çocuk arasındaki muhtemel iletişimin bile
anneye yüklenmesi ve bu iletişimsizlik
nedeniyle annenin arabulucu olarak
konumlanmasıdır.
Psikolojik Danışman Şenol Yiğit bu duruma gündelik hayattan diyaloglarla örnek
veriyor. Bakalım size de tanıdık gelecek
mi: “Baba, çocuğunun öğretmenine ‘Bizim çocuğun dersleriyle annesi ilgileniyor,
onunla görüşseniz daha faydalı olur!”
der. Baba, anneye: “Çocuğa söyle eve
geç gelmesin!” der. Annesi aracılığıyla
iletişim kurmaya alışan çocuk da “Babamdan izin alır mısın? Akşam arkadaşlarımda
kalacağım!” demeyi öğrenir.
Babalar ve çocukları
Psikolog Menderes Başçı, çocuk yaşamında babanın rolünün en az anne
kadar önemli olduğuna değinerek,
“Baba yokluğunun çocukların özellikle
zihinsel işlevlerini etkilediği bilinmektedir.
Babanın uzun süre yokluğunda çocuklarda saldırgan davranışlar, hırçınlık, okul
başarısında düşme ve uyum sorunları
gözlenmektedir” diyor. Başçı, babanın
olumlu ve nitelikli ilgisinin çocuklarda,
liderlik, uyum yeteneği, matematik
başarısı ve olumlu cinsel kimlik gelişimiyle yüksek oranda ilişkili olduğunu ifade
ediyor. Eğer iş yoğunluğu nedeniyle çocuğunuzla uzun vakitler geçiremiyorsanız, kısıtlı zamanların niteliğini artırmaya
çalışmalısınız.
Ne yapmalı?
• Başarılı olmuş kişileri ona sevdirin ve rol modelleri olmasını destekleyin.
• Onu arkadaşlarıyla rekabete sürüklemeyin.
• Psikolojik durumuna dikkat edin.
• Onu ders, sınavlar ve gelecek konusunda paniğe sürüklemeyin.
• Zamanı iyi planlaması ve kullanması için küçük yaşlardan itibaren ona yardım edin.
• Dikkat eksikliği ya da görme kayıpları gibi fiziksel sınırlılıkları olup olmadığına dikkat edin.
• Eğitim seminerlerine katılarak çocuğunuza rehber olma yolunda kendinizi geliştirin.
• Tutum ve davranışlarınızla çocuklarınızın rol modeli olun.
• Onlara okuma ve yazma alışkanlığı kazandırmak için siz de kitaplarla barışın.
• Sanatsal ve sportif faaliyetlerin sadece boş zaman aktiviteleri olmadığını, dahası çocuğunuzun bu konulardaki
ilgisinin onu başarıya götürebileceğini göz ardı etmeyin.
Kaynaklar: www.acev.org, www.radikal.com.tr, www.aktuelpsikoloji.com, okulweb.meb.gov.tr, www.tedantalya.k12.tr
17
GEZİ
Sonbahardan kışa
gezi durakları
Kapadokya
Deniz, kum ve güneş üçlüsünü geride bıraktık. Şimdi sisli dağlara,
ormanlara ve göllere yolculuk yapma vakti…
Tatilin mevsimi olur mu sizce? Dinlenmek için hep geniş zamanlar ve bolca para mı beklemeliyiz? Güneş yeniden içimizi
ısıtana kadar evlerimize mi çekilmeliyiz? Doğru, çocuklarımız
okulda dersleriyle haşırneşir, bizse ev ve iş arasında bitmek
bilmeyen bir koşuşuturmacanın içindeyiz. Yine de bu uzun
maratonda hepimiz küçük molalara ihtiyaç duyuyoruz. Siz
de biraz nefes almak isterseniz sonbahar ve kış aylarında ayrı
bir güzelliğe bürünen mekanları mutlaka görmelisiniz. Birkaç
gününüzü alacak başlı başına bir tatil için önerimiz Kapadokya
ve Kazdağları, haftasonu kaçamakları içinse Kıyıköy, Trilye,
Mürefte, Abant, Kartepe, Sülüklügöl ve Aytepe. Seçim sizin…
görebilirsiniz. Vadideki Ağaçaltı ve Yılanlı Kilisesi’ni gezdikten
sonra Narlıkuyu Krater Gölü’nün kenarında dinlenmek için
mola verebilirsiniz. Bu bölgede Hititlerden kalma Derinkuyu
Yer Altı Şehri’ni mutlaka görmelisiniz. Kapadokya’ya ulaştıktan
sonra görmeniz gereken daha pek çok yer olacak: Avanos,
Ürgüp, Göreme, Akvadi, Uçhisar ve Ortahisar Kaleleri, El Nazar Kilisesi, Aynalı Kilise, Güvercinlik Vadisi, Güllüdere Vadisi,
Paşabağ-Zelve, şarap mahzenleri, halı atölyeleri ve daha niceleri… İmkanınız varsa balon turuna katılmanızı da mutlaka öneriyoruz. Dönüş yolunuzda Aksaray üzerinden Şereflikoçhisar’a
giderek, Tuz Gölü’nün üzerinde yürüyüş yapmayı unutmayın.
Masallar diyarı: Kapadokya
Nevşehir, Kırşehir, Niğde, Aksaray ve Kayseri illerine yayılan
Kapadokya bölgesindeki peri bacaları, 60 milyon yıl önce
Erciyes, Hasandağı ve Güllüdağ’ın püskürttüğü lav ve küllerin
oluşturduğu yumuşak tabakaların milyonlarca yıl boyunca
yağmur ve rüzgar tarafından aşındırılmasıyla ortaya çıkmış.
Tarih boyunca peribacalarının içlerine ev, kilise oyarak, bunları
fresklerle süsleyen topluluklar, binlerce yıl önce yaşayan medeniyetlerinin izini günümüze bırakmış.
İnsan yerleşimlerinin Paleolitik döneme kadar uzandığı
Kapadokya’nın yazılı tarihi Hititlerle başlıyor. Ama yakın tarihin
mimari dokusu da coğrafi mekanla bütünleşen yapısıyla görenleri etkiliyor. Kayalara oyulmuş geleneksel Kapadokya evleri
ve güvercinlikler yörenin özgün yapısını oluşturuyor. Eğer
Kapadokya’ya gidekceseniz yolculuğunuza Aksaray’dan başlayarak Melendiz Çayı’nın yıllar içinde aşındırdığı Ihlara Vadisi’ni
18
Çanakkale, Kaz Dağları
Mitolojinin büyülü coğrafyası: Kaz Dağları
Ege ve Marmara Bölgesi’ni birbirinden ayıran Çanakkale ve
Balıkesir sınırları içerisinde Edremit Körfezi’nin kuzeyinde yer
alan Kaz Dağları Homeros’un İlyada Destanı’nda “Bin pınarlı
İda” olarak adlandırılıyor. Çam ve
zeytin ağaçlarıyla dolu bölge oksijen
açısından dünyanın sayılı noktalarından
biri. Dağın 1993 yılında koruma altına
alınan kısmı olan Kaz Dağları Milli
Parkı’nda gezi güzergahları, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü
tarafından belirlenmiş. Parkın ve içerisindeki endemik bitkilerin korunması,
yabanıl yaşamın zarar görmemesi için
ziyaretçilerin, alan kılavuzu eşliğinde
belirlenen güzergahlarda gezmelerine
izin veriliyor. Park sınırları içerisinde
bulunan 30’a yakın akarsudan en
önemlileri Zeytinli, Kızılkeçili, Manastır
ve Güre Çayı, Ihlamur, Sarıkız, Şahin,
İskele Deresi ve Kuru Dere.
Sakin bir balıkçı köyü: Kıyıköy
Kıyıköy, Kırklareli’ne bağlı ve
İstanbul’a sadece 165 km uzaklıkta.
Pabuç ve Kazan dereleri arasına
kurulmuş olan köye Bizans kalıntıları
arasından giriliyor. Yolun sonunda
balıkçıların bulunduğu koy var. 6.
yüzyılda Jüstinyen döneminde yapılmış olan Aya Nikola Manastırı’nı görmeden ve balık yemeden Kıyıköy’ü
terk etmeyin. Dar sokaklardaki eski
evler arasında yürüyüş yapmak size
iyi gelecek.
Zeytinlikler içinde: Trilye
Mudanya’da Marmara Denizi’nin kıyısında yer alan Trilye’nin diğer adı Zeytinbağı. Adından anlaşılacağı gibi zeytinlikler
içinde bir yer. Daracık sokakları, eski
evleriyle zamanın durduğu Anadolu
yerleşimlerinden. Bölge SİT alanı olduğu
için 1920’lerden bu yana hiç değişmemiş. Osmanlı, Bizans ve Rum mimarisinden izler taşıyan Trilye’deki yedi
kiliseden üçü günümüze ulaşmış. Sahili,
balıkçıları ve çay bahçeleriyle sessiz sakin
Bolu, Abant
bir dinlence mekanı olan Trilye’ye yolunuz düşerse çok yakınındaki Kumyaka’yı
da gezebilirsiniz.
Şarap tutkunları için: Mürefte
Adı, tarihi kayıtlara göre ‘bin bir çiçek’
anlamına gelen ‘miryefton’ kelimesinden türetilen Mürefte deyince
insanın aklına hemen şarap geliyor.
Buradaki beşi büyük 30 civarında şarap
tesisinden bazılarını gezmek ve tadım
yapmak mümkün. Tekirdağ-Şarköy’e
bağlı olan Mürefte, İstanbul’a 227 km
uzaklıkta. Konaklamak için Şarköy’e
gitmek gerekiyor.
Haftasonu gezilerine katılın
Abant: Abant, en bilinen kışlık gezi
rotalarından. Göl çevresinde, karlar
içinde ortalama iki saatlik bir yürüyüş
yapabilirsiniz. Sadece çam ağaçlarının
kokusunu içinize çekmek için bile
gitmeye değer. Gölün çevresindeki
otellerde çay-kahve içerek zaman
geçirebilir, at veya faytonla gezebilirsiniz. Sucuk ekmek yemeyi sakın
unutmayın.
Sülüklügöl: Bolu’daki diğer bir durak
Mudurnu sınırında yer alan Sülüklügöl.
Rehberler, Sülüklügöl’ün kış aylarında
bir başka güzel olduğunu söylüyor.
Gölün çevresindeki manzara harika…
Üç yüzyıl önce çöküntü nedeniyle oluşan gölde hala pek çok ağaç gövdesi
bulunuyor.
Kartepe: Kış mevsimi boyunca her
haftasonu düzenlenen gezilerle İzmit’e
bağlı bir dağ olan Kartepe’de kayak
ya da yürüyüş turlarına katılabilirsiniz.
Kuzu Yayla veya Altıoluk Yaylası yürüyüş turlarındaki uğrak mekanlardan.
Geyik Alanı Zirvesi’ndeki manzaraysa
büyüleyici. Buralara kadar gelmişken
Maşukiye’yi de rotanıza ekleyebilirsiniz.
Aytepe: İzmit Yuvacık’taki Aytepe’ye
İstanbul’dan 2,5 saatlik araç yolculuğundan sonra varılıyor. Bir Karadeniz
köyü izlenimi veren Aytepe’de yürüyüş
yaparken rastladığınız küçük şelaleleri
fotoğraflamak için makinenizi yanınıza
almayı unutmayın. Karlı zamanlarda
burada yürümek ayrı bir keyif.
Bursa, Trilye
Kırklareli, Kıyıköy
İzmit, Kartepe
19
KÜLTÜR SANAT
NASA ile dünden bugüne
uzay yolculuğu
Uzayı kim merak etmez ki diyorsanız Opet sponsorluğunda
gerçekleştirilen ve insanoğlunun uzaydaki 50 yıllık macerasını
gözler önüne seren NASA Sergisi’ne davetlisiniz.
Yıldızlı bir gecede gökyüzüne baktığımızda hem bu muhteşem güzellik karşısında nefesimiz kesilir hem de yüreğimiz
merakla dolar. Aklımıza cevaplanamayacak sorular gelir… İşte bu merak yüzyıllardır insanoğlunu heyecanlandırıyor.
Yıllar önce Ay’a ayak basan insanoğlu,
günümüzde Curiosity (Merak) gibi uzay
araçlarıyla Mars gezegeninin yüzeyini
araştırıyor.
Siz de uzayı ve derinliklerini merak edenlerdenseniz, bugüne kadar 1,5 milyon
kişinin gezdiği NASA Sergisi’ne mutlaka
gitmelisiniz. 22 Aralık’a kadar devam
edecek sergi, insanoğlunun uzayla ilgili
önemli adımlarını biraraya getiriyor.
2.500 metrekarelik bir alana kurulan
sergide insanoğlunun uzaydaki 50 yıllık
macerası, NASA koleksiyonundan 110
adedi uzaya gitmiş ve geri dönmüş
parçanın yanı sıra, dönemin toplumsal
yapısı konusunda da bilgi veren 300’den
fazla ilginç parçayla anlatılıyor.
En kapsamlı uzay sergisi
Opet’in ana sponsorluğunda gerçekleştirilen sergi, bugüne kadar ABD dışında
yapılan en kapsamlı uzay sergisi olma
özelliğini taşıyor. Ziyaretçiler, bir uzay
istasyonundaki ateşleme rampasından uzay yolculuğuna çıkarak sergiyi
gezmeye başlıyorlar. 1969 yılında Neil
Armstrong’un Apollo 11 ile yaptığı ay
yolculuğunda aya inişi gibi önemli anlardan kesitler, uzaya yolculukta kullanılan
araçlar, aletler, astronot giyim malzemeleri ve aksesuarları, önemli parçaların
özel maketleri ve uzayla ilgili özel film
gösterimleri de meraklılarıyla buluşuyor.
Uzay yolculuğuna katılmak için
NASA’nın “A Human Adventure” sergisini Marmara Forum’da saat 10.00 - 22.00
arasında ziyaret edebilirsiniz.
20
Uzay boşluğuna yönelik gizemin
peşinde koşmaya, keşfetmek için soru
sormaya, araştırmaya devam…
Adres: Marmara Forum içerisinde yer
alan Expo Center, Bakırköy Çobançeşme Koşuyolu Bulvarı 3, İstanbul
Tel: 0212 414 9494
www.nasasergisi.com
NASA
Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi
(NASA), 1958 yılında Amerika’nın
uzay çalışmaları programlarından
sorumlu kurum olarak kuruldu.
Ay çalışmalarına dönük Apollo
uçuşlarında, Skylab Uzay İstasyonu ve uzay mekiği çalışmalarında
Amerika’nın uzay çalışmalarına yön
veren NASA’nın görevlerinden biri
de dünyanın iklimindeki değişiklikleri araştırmaktır. Kutup Projesi
ve Yaşayan Okyanus Projesi’ni
NASA’nın yürüttüğü programlara
örnek olarak verebiliriz.
www.pursu.com.tr
Doğal kaynak
suyu Pürsu,
eşsiz lezzetiyle
evlerinize geliyor.
Aygaz Bayileri veya 444 9 787
21
,
R
E
L
L
E
Z
Ö
,
R
E
L
İ
R
A
TİC
,
R
E
L
İ
N
E
Y
,
R
E
L
İ
L
M
E
D
I
R
K
E
L
Ü
C
Ü
R
Ü
S
E
D
’
E
Y
İ
K
.
R
R
Ü
T
O
Y
İ
D
”
Z
A
G
O
T
O
Z
A
G
“AY
aygaznerede.com
Aygaz, Türkiye'de
1 milyonu aşkın
sürücü tarafından
en çok tercih
edilen otogaz.

Benzer belgeler

HABER Haber SOSYAL SORUMLULUK

HABER Haber SOSYAL SORUMLULUK Aygaz Dünyası’nın son sayısından bu yana, Akdeniz, Ege ve Orta Anadolu Satış Müdürlüklerine bağlı Mogaz bayilerimizle Ankara, İzmir ve Adana’da buluştuk. Bu bölgesel toplantıları, şirketlerimizin b...

Detaylı

haber haber röportaj

haber haber röportaj müşteri memnuniyetinde LPG Distribütörleri arasında birinci sırada yer aldık. Türkiye’nin Kurumsal Yönetim Notu en yüksek 3. şirketi olduk. Otogaz ürünümüz için yaptığımız reklam kampanyası ile Kri...

Detaylı