Afrika Ülke Raporları - Afrika Ekonomik ve Sosyal Uygulama ve

Transkript

Afrika Ülke Raporları - Afrika Ekonomik ve Sosyal Uygulama ve
Afrika Ülke Raporları
Fas
Genel Bilgiler ______________________________________________________________ 1
Siyasal Sistem ______________________________________________________________ 3
İdari Yapılanma ____________________________________________________________ 4
Bölge _________________________________________________________________________ 4
Büyükşehirler ve İller ___________________________________________________________ 6
Komünler (Belediyeler) __________________________________________________________ 6
Siyasi Sistem ve İdari Yapıya Dair _______________________________________________ 12
Ekonomik Durum __________________________________________________________ 13
Ekonomiye Genel Bakış ________________________________________________________ 13
Dış Ticaret ___________________________________________________________________ 14
Temel Sektörler _______________________________________________________________ 15
Tarım ve Hayvancılık _________________________________________________________________ 15
Sanayi _____________________________________________________________________________ 16
Elektrik-Elektronik Sanayi _____________________________________________________________ 17
Madencilik _________________________________________________________________________ 17
Türkiye ile Ekonomik İlişkileri Üzerine Genel Değerlendirme ________________________ 17
Dış Politika _______________________________________________________________ 18
Analitik Çerçeve ______________________________________________________________ 18
Fas Dış Politikası ______________________________________________________________ 19
Bölgesel Ülkelerle İlişkiler ______________________________________________________ 19
Magrib Ülkeleri İle İlişkiler ____________________________________________________________ 19
Ortadoğu (Maşrık) Ülkeleri İle İlişkiler ___________________________________________________ 21
Avrupa Ülkeleri İle İlişkiler ____________________________________________________________ 22
Uluslararası Boyuttaki Ülkeler İle İlişkiler ________________________________________________ 23
Kaynakça ________________________________________________________________ 25
Genel Bilgiler
Fas, Afrika kıtasının Kuzey-Batı’sında yer almaktadır. Fas’ın Atlantik Okyanusuna ve
Akdeniz’e kıyısı bulunmaktadır. Arap Baharı’nın yumuşak geçişle yaşandığı, Kuzey
Afrika’daki Mağrip (Fas, Libya, Moritanya, Tunus, Cezayir) ülkelerinden biri olan Fas, 19121956 yılları arasında Fransız ve İspanyol himayesinde kalmıştır.
Bağımsızlığın ilanı ile beraber ülkede anayasal monarşi sistemi kurulmuştur. Fas 1956
yılında bağımsızlığına kavuşmuş olsa da ülke geçmişi oldukça eskilere dayanmaktadır. Fas
Krallığı 1996 yılında kabul edilen 4. Anayasasına göre, kendisini; devlet dini İslam, Resmi
dili Arapça olan bir demokratik monarşi olarak tanımlamaktadır.(Euler Hermes Economic,
2015) Kuzey Afrika’da bir Arap ülkesi olan Fas’ın başkenti Rabat’tır. Kral kanun koyucu
aynı zamanda da dini ve ahlaki bir lider konumundadır. Kral, Başbakanı hükümet üyeleri,
ordu komutanlarını ve üst düzey yetkilileri kendisi atamaktadır. Parlamentonun yetkileri
sınırlıdır.
Fas, Batı Sahra Cezayir ve İspanya ile komşudur. Fas ile İspanya arasında Cebelitarık Boğazı
yer almaktadır. Yüzölçümü 724.730 kilometrekare, nüfusu yaklaşık 32 milyondur. Halkın
1
%45’i şehirlerde yaşamaktadır. Resmi dil Arapça’dır ancak bunun yanı sıra Berberice dili de
konuşulmaktadır. (www.enfal.de, 17.01.2016). Ayrıca Fas’ın resmi para birimi Dirham olup,
Dirham’ın değeri Euro ve Dolardan oluşan bir sepet üzerinden hesaplanmaktadır.
Devlet Başkanı
Kral 6. MUHAMMED (30 Temmuz 1999’dan beri)
Başbakan
Abdelillah BENKIRANE (EKİM 2011’den beri)
Yönetim Şekli
Anayasal Monarşi
Yüzölçümü
446,550 km2
Nüfusu
33 867 888 (2015 yılı itibariyle)
Okuma yazma oranı
% 68,5
Resmi Diller
Tamazight, Tachelhit, Tarifit, Guaragigna, Arapça ve
Fransızca
Başlıca Şehirler
Rabat (Başkent), Casablanca
Para Birimi
Fas Dirhamı (MAD) 1 USD = 8,24 MAD
Zaman Dilimi
GMT +0
Arap ülkelerinin diğer kralları gibi VI. Muhammed’ de ülkedeki modernleşme
çalışmalarına katkıda bulunmaya ve ülkeyi demokratikleştirmeye söz vermiştir. Yeni kralın
öncelikle odaklandığı nokta başta AB olmak üzere Fas’ın uluslararası ilişkileri olmuştur.
Tahta çıktığından bu yana yapılan genel seçimlerde Kralın, mevcut hükümetlere destek
verdiği görülmektedir. Önümüzdeki dönemde Fas’ta politik sistemin istikrarını sürdürmesi
beklenmektedir (mfa.gov.tr).
Ülkede muhalif partiler hükümeti eleştirme hakkına sahiptir ancak, monarşinin,
İslam’ın ve Batı Sahra sorununun eleştirilmesi yasaktır. Fas’ta istikrarlı bir politik sisteme ek
olarak güvenli bir yaşam ortamı vardır. Yabancılar kabul görmekte, iş adamları rahat hareket
edebilmektedir.
Nüfus yerleşimine bakılacak olursa çöl bölgeleri az sayıda nüfus barındırırken,
okyanus ve deniz sahilleri bulunan bölgelerde nüfusun yoğunlaştığı görülmektedir. Nüfusun
büyük bölümü Berberi ve Araplardan oluşmaktadır. Demografik profil ülkenin genç bir
nüfusa sahip olduğunu göstermektedir. 15 yaşın altındaki nüfus toplam nüfusun %31’ine
karşılık gelmektedir (CIA FactBook). Ülkede yaşayan yabancılar genellikle Fransız, İtalyan
ve İspanyollardan oluşmaktadır. 1,7 milyon Faslı yurtdışında yaşamaktadır.
Yurtdışında
yaşayan Faslıların tamamına yakını Avrupa ülkelerinde, büyük bir kısmı ise Fransa’da
yaşamaktadır.
2
Kuzey Fas’ın Atlas Okyanus’u kesiminde, özellikle Kasablanca-Kenitra ve Fas-Rabat
eksenlerinde şehirleşme yoğundur. Şehirleşme hızla artmaktadır. Nüfus artışı hızlıdır. 20.
yüzyılın başında Fas’ın nüfusu 5 milyondan az iken 1954 yılında 10 milyona ulaşan nüfus
1985-1990 yıllarında 22 milyona ulaşmıştır. Fas nüfusunun 2015 yılı itibarıyla 33,8 milyon
civarında olduğu belirtilmektedir (CIA FactBook).
Siyasal Sistem
Fas, Temsilciler Meclisi ve Danışmanlar Meclisi olmak üzere iki meclisli parlamenter
monarşi rejimiyle idare edilmektedir. Kral hem Devlet Başkanı, hem de dini liderdir (Emir elMuminin/İnananların Emiri). Fas’ın küreselleşmeye ve uluslararası yeni parametrelere uyum
sağlamasını amaçlayan ve demokratik ve şeffaf bir yönetim sürecine geçişini başlatan adım
13 Eylül 1996 tarihli Anayasa referandumuyla atılmıştır. Anayasa referandumundan sonra,
Parlamento, milletvekillerinden oluşan Temsilciler Meclisi (TM) ve sivil toplum örgütlerinin
(meslek odaları, yerel halk) temsilcilerinden oluşan Danışmanlar Meclisi (DM) olmak üzere
iki kanatlı bir yapıya kavuşturulmuştur (www.mfa.gov.tr, 30.09.2015).
395 üyeden oluşan Temsilciler Meclisi, beş yıllığına genel oyla tek dereceli seçimle iş
başına gelmektedir. TM Başkanı, ilk olarak beş yıllık yasama döneminin başında üç yıllığına,
daha sonra ise üçüncü yılın Nisan ayında yasama dönemi sonuna kadar tekrar seçilmektedir.
Danışmanlar meclisi 270 üyeden oluşmaktadır. Üyelerin 3/5'i her bölgede, yerel yönetimlerin
temsilcilerinden oluşan seçim kurulunca (yerel danışmanlar), kalan 2/5'lik kısmı ise her
bölgede, meslek odalarınca seçilen temsilciler ile ulusal boyutta ücretlilerin temsilcilerinin
oluşturduğu seçim kurulunca seçilmektedir. Danışmanlar Meclisi üyeleri 9 yıllığına
seçilmekte ancak, her üç yılda bir 1/3'i yenilenmektedir. Danışmanlar Meclisi Başkanı, her üç
yıllık dönemin başında Ekim ayında yeniden seçilmektedir (www.mfa.gov.tr, 30.09.2015).
20 Şubat 2011’de Tunus ve Mısır’dan sonra Fas’ta da Arap Baharı rüzgârları esmeye
başlamıştır. Kuzey Afrika Bölgesi’nin en istikrarlı ülkelerinden biri olan Fas’ta Arap Baharı
dalgası birçok kentte yürüyüş ve gösterilerle başlamış, kralın yetkilerinin azaltılması halk
tarafından talep edilmiştir. Bu gelişmeler Arap Baharı’nın yaşandığı diğer ülkelerdekine
nazaran uzlaşmayla son bulmuştur. Kral VI. Muhammed, protesto hareketlerine hızlı bir
şekilde cevap vermiş, gösterilerin başlamasından kısa bir süre sonra demokratik hak ve
özgürlüklere geniş çapta yer veren kapsamlı bir anayasanın yapılacağını açıklamıştır
(Temelat, 2013).
3
1 Temmuz 2011’de yapılan anayasa referandumunda katılım % 73,5 oranında
olmuştur. Bu katılımın % 98,5’i “evet” oyu kullanmıştır. Oluşturulan yeni anayasada çağdaş
demokratik toplumlardan yer alan hak ve özgürlüklerin büyük bir kısmı güvence altına
alınmıştır. 25 Kasım 2011’de yapılan Temsilciler Meclisi erken seçimlerinde Adalet ve
Kalkınma Partisi (PJD) oyların %27’sini almıştır. PJD, 395 sandalyenin 107’sini kazanarak
seçimden birinci parti olarak çıkmıştır. Seçim sonucunda, PJD, İstiklal Partisi (PImuhafazakâr-milliyetçi), Halk Hareketi (MP-muhafazakâr-Berberi) ve İlerleme ve Sosyalizm
Partisi'nden (PPS) müteşekkil bir koalisyon hükümeti kurulmuştur. Hükümet, 3 Ocak 2012
tarihinde Kral VI. Muhammed tarafından atanmış ve 26 Ocak 2012 tarihinde güvenoyu alarak
görevine resmen başlamıştır.
Hükümet ortaklarından İstiklal Partisi (PI), 11 Mayıs 2013 tarihinde Hükümet’ten
çekilme kararı almıştır. Fas Temsilciler Meclisi'nde 60 sandalyesi bulunan PI’nın 9 Temmuz
2013’te resmen koalisyondan çekilmiştir. Bunun üzerine, TM’de 54 sandalyesi bulunan
Bağımsızlar Ulusal Birliği (RNI-merkez-sağ) koalisyona katılmıştır (www.mfa.gov.tr,
30.09.2015).
Bölgedeki tek krallık olan Fas’ta 2011 ayaklanmaları sonucunda rejim demokrasiye
geçişe izin vermiş ama Kral kritik yetkileri elinde tutmuştur. Kral Abdullah, Maliye, İçişleri
ve Dışişleri bakanlıkları gibi kritik mevkilere atama yetkisini kendinde toplamayı
sürdürmüştür.
Kuzey Afrika’da sosyo-ekonomik ve siyasi açıdan diğer ülkelerin model aldığı Fas,
Birleşmiş Milletler İnsani kalkınma Raporu’na (UNDP) göre, maalesef son sıralarda yer
almaktadır. BM UNDP 2014 yılı İnsani Gelişme Raporu’ndaki sıralamaya göre Fas, 187 ülke
arasından 129. sırada bulunmuştur (UNDP, 2014).
İdari Yapılanma
Fas’ta idari yapılanma; merkezi yönetim, bölge, büyükşehir, il, kentsel ve kırsal
komünlerden oluşmaktadır (Rao and Chakraborty, 2006).
Bölge
Fas, 1997 yılına kadar 7 bölgeden oluşmaktaydı. Bu tarihe kadar, bölge yönetimlerinin
esasen çok etkili oldukları söylenemez. Fas’ta merkezi hükümet ve yerel yönetim kuruluşları
ile iş birliği içerisinde ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmeyi hızlandırmak adına 1997
yılında bölge yönetimleri konusunda önemli gelişmeler yaşanmıştır. 1997 yılında bölge sayısı
4
16’ya çıkarılmış ve geniş yetkilerle donatılmıştır. 2010 yılında bölge sayısı 12’ye
düşürülmüştür. 2010 yılından bu yanan Fas’ta 12 bölge yer almaktadır.
Bölge yönetimleri, bölge konseyi ve bölge başkanından oluşmaktadır. Konsey üyeleri
3 yıllığına yerel yönetim meclis temsilcilerinden ve profesyonel meslek gruplarından
seçilirler. Bölge başkanı konsey üyeleri arasından seçilir. Diğer bir ifade ile 1997 yılından
2010 yılına kadar 16 bölge, doğrudan kral tarafından atanan valiler ve doğrudan genel oyla
seçilen bölgesel konsey ve konsey üyeleri arasından seçilen başkanlar arasında işbirliği ile
yönetilmiştir. Bölge konseyi; ulusal mekânsal, ekonomik ve sosyal kalkınma planı amaçları
ve ilkeleri doğrultusunda yerel mekânsal, ekonomik ve sosyal kalkınma planı gelişim planını
belirlemek ve uygulamakla yükümlüdür.
Birçok Orta Doğu ve Kuzey Afrika ülkesi gibi Fas da yerel yönetimlerin yapısını
değiştiren bir desantralizasyon sürecine girmiştir. Yönetim ve yönetişim yapısı Batı ve Orta
Afrika’ya kıyasla hala merkezi bir yapıdadır. Aynı zamanda bütçe ve arazilerin tahsisi yüksek
oranda sömürge dönemini andıran bir sistemle merkezi yönetimin kontrolündedir (UCLG
2008). Bu doğrultuda bölgeler, bölgesel ekonomik ve sosyal kalkınma planı ve bölgesel
mekânsal gelişim planını hazırlamakla yükümlüdür (CSSR, 2013).
Bölge yönetimlerinin diğer sorumlulukları: özel yatırımların teşviki, profesyonel
eğitim ve istihdam olanakları, çevre koruma ve geliştirilmiş su kaynakları yönetimi olarak
sıralanmaktadır. Bölge düzeyinde yürütme erki vali tarafından temsil edilir.
Bu yapılanma, kökleri Fransız sistemine dayanan Türkiye’deki il yapılanması ile
benzerlik göstermektedir. Türkiye’de merkezi idarenin taşra birimi olarak il yönetimi ve ilin
mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçlarını karşılamak üzere oluşturulan ve yerel yönetim birimi
olarak bilinen il özel idareleri mevcuttur. Fas’taki bölge yönetimine benzer bir şekilde ilde
merkezi idarenin taşra temsilcisi olarak vali ilin genel yönetiminden sorumludur ve valiler
merkezi idare tarafından doğrudan atanırlar. Ve ilin mahalli müşterek ihtiyaçlarından sorumlu
seçilmiş üyelerden oluşan il genel meclis mevcuttur.
Yukarıda ifade edilen görevlerin yanında valiler Fas’ta bölge yönetiminin işleyiş ve
düzeninden de sorumludurlar. Vali tarafından alınan bütün kararların bölgesel konsey başkanı
tarafından uygulanması gerekmektedir. Diğer bir ifade ile merkezin gücü valiler aracılığı ile
yerel yönetimler üzerinde ağırlıklı olarak hissedilmektedir. Aynı durum Türkiye için de
geçerlidir. Zira Türkiye’de merkezi hükümetin temsilcisi olarak vali, bir yerel yönetim birimi
olan ve karar organları halk tarafından oluşturulan il özel idarelerinde yürütmenin başıdır ve il
genel meclislerince alınan kararlar valinin onayı olmaksızın yürürlüğe girememektedir.
5
Fas’ta bölge yönetimleri ve valinin aldığı kararlar, İçişleri Bakanlığı ve Ekonomi ve
Maliye Bakanlığı tarafından denetlenir. Bu kararlar: krediler, vergiler, ücretlendirmeler,
harcamalar vb. kararlardır.
Büyükşehirler ve İller
Fas yerel yönetimlerinde bölgeler büyükşehir ve illerden oluşmaktadır. 2002 yılında
Kraliyet kararnamesi ile kentsel alanların sosyal ve ekonomik kalkınmasından büyükşehirler,
kırsal alanların kalkınmasından ise iller sorumlu tutulmuştur. Kırsal kalkınma ve yatırımları
teşvik etmek için (merkezi hükümet, bölgesel ve yerel yönetimlerle iş birliği içerisinde)
sosyal, ekonomik, kültürel girişimlerde bulunulmuştur. İl ve büyükşehir meclisleri, komün
meclislerinden seçilen kişilerden oluşmaktadır. İl ve büyükşehir meclis başkanları meclis
üyeleri arasından seçilmektedir.
Büyükşehir ve illerin yönetim kademesinde yeri aynıdır. İller birkaç küçük kasaba
veya bizdeki karşılığı olan ilçelerden oluşmaktadır. Büyükşehirler daha geniş kentsel alanları
kapsamaktadır. Büyükşehir ve illerin birleşimi bölgeleri meydana getirmektedir.
Komünler (Belediyeler)
Fas’ta 249 kentsel ve 1298 kırsal komün bulunmaktadır. 2002 yılında komünlerin
ekonomik ve sosyal kalkınmaları, sağlık, çevre sosyo-kültürel aktiviteler ve bu doğrultuda
oluşturulacak olan planlama faaliyetleri komün yönetimlerinin sorumluluğuna devredilmiştir.
Buna ek olarak, komünler içme suyu da dâhil olmak üzere elektrik, atık, toplama, ulaşım gibi
temel kamu hizmetlerinin temin ve dağıtımından sorumludurlar. Ayrıca belediye kanununda
katılımın sağlanması açısından belediyelere çeşitli yerel alt gruplarla müzakere yapma ve
ortaklıklar kurma yetkisi vermiştir. Belediyelerde doğrudan halk tarafından seçilen üyelerden
oluşan belediye meclisi vardır. Belediye başkanları ise meclis üyeleri arasından seçilirler
(Global Security, 2011).
Yerel yönetimlerin denetiminden İçişleri Bakanlığı sorumludur. Yerel otoritelerin
görevi kötüye kullanması durumunda merkezi idare duruma müdahale edebilir ve yerel
seçilmiş organları görevden alabilir (UCLG, 2008; Quota Project, 2013).
Fas’ta adem-i merkezi yapı ve bölgelerin genel çerçevesi, Anayasa’da tanımlanmıştır.
Bunlar şu şekilde sıralanabilir:
•
Konsey üye sayıları ve seçilme şartları
•
Seçim sistemi
•
Başkanın kararları müzakere etme ve uygulama koşulları
•
Mali düzenlemeler
6
•
Yetki devri ve paylaşımlar (İSS, 2013).
Fas’ta desantralizasyon sürecinin kökleri 1960’lı yıllara kadar uzanmaktadır.
1960’larda merkezi hükümet, yerel sosyal tepkileri azaltmak için belirli hizmetleri yerel
birimlere devretmiştir. Yerel yönetimlerle ilgili ilk kanun, 1973 yılında yürürlüğe girmiştir.
1986 ve 1992 yıllarında yapılan Anayasal reformlar yerel yönetimlerle ilgili önemli
değişiklikleri barındırmıştır. Bu anayasal reformlar ile birlikte yerel yönetimlerin ve diğer alt
otoritelerin yetkileri artırılmıştır. Fakat mali yetkilerin transferi konusundaki sınırlamaların
devam etmesi ve yerel yönetimlerin kendi öz kaynaklarını kullanmada sınırlı yetkiye sahip
olmaları yerel idarelerin özerkliğini çok sınırlı bir seviyede bırakmıştır (Wunsch 2001; Ewijk,
2013).
97 seçimleri Fas için yeni bir dönemin başlangıcı sayılmaktadır. Bu dönemde
desantralizasyon politikaları hız kazanmıştır. Bu dönemde ilk defa gerçekten bir yaptırım
gücü ve otoritesi olan belediyeler için seçim yapılıyor olması önemli bir değişim olarak
görüldü. Her ne kadar merkezi yönetimin sıkı vesayeti altında olsalar da kendilerine ait özerk
bir finansal kaynağı olan belli bir hareket kapasitesi olan belediyeler ortaya çıkmıştır
(www.orsam.org).
1999 yılında Kral VI Muhammed yerel yönetimlere daha fazla mali kaynak ve daha
fazla yetki verilmesini içeren değişiklikler yapılacağını açıkladı. 2002 yılında yeni Belediye
Kanunu kabul edildi. Bu kanunda, belediye meclislerinin sorumluluk alanlarının
genişletilmesi, büyük kentsel alanlara özel statü verilmesi gibi yerel yönetimlere geniş haklar
tanıyan düzenlemeler yer alıyordu (Ewijk, 2013).
Arap Baharı’ndan sonra ilk seçim olan 2015 Fas belediye seçimleri yerel siyasette
önemli dönüm noktalarından birini teşkil etmektedir. Seçimlerde Adalet ve Kalkınma
Partisi’nin galibiyeti görülmüş ve özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (JDP)
popülaritesinin daha da artmış olduğu sonucu ortaya çıkmıştır (ACRPS, 2015).
2015 Fas belediye seçimlerine katılım oranı %53,67 düzeyinde gerçekleşmiştir. 15
milyona yakın seçmenin bulunduğu Fas’ta resmi seçimlere göre, belediye seçimlerinde Asalet
ve Çağdaşlık Partisi birinci olurken, ilk defa halk tarafından oylanan bölgesel meclis üyeliği
seçiminde Adalet ve Kalkınma Partisi birinci olmuştur. Belediye meclis üyeliğinde Asalet ve
Çağdaşlık Partisi %21,12 oy oranıyla 6655 belediye meclis üyeliği alırken, İstiklal Partisi
%16,22 oy oranıyla 5106 belediye meclis üyeliğine sahip olmuştur. Adalet ve Kalkınma
partisi ise, %15,94 oy oranı ile 5021 belediye meclis üyeliği kazanmıştır.
Belediye seçimleri neticesinde Fas’ın en büyük muhalefet partisi Asalet ve Çağdaşlık
Partisi galip gelmiştir. Bölge meclisi, yani bizdeki karşılığı il genel meclisleri seçimlerinde
7
Adalet ve Kalkınma partisi %25,66 oy oranıyla 174 bölge meclisi üyesi, Asalet ve çağdaşlık
Partisi %19,47 oy oranıyla 132 bölge meclisi üyesi ve İstiklal Partisi %17,55 oy oranıyla 119
bölge meclisi üyesi çıkarmıştır. 2009 yerel seçimlerine göre, belediye meclis üyeliği sandalye
sayısını 1513'ten 5021'e çıkaran Adalet ve Kalkınma partisi, 3508 yeni sandalye kazanmıştır.
Diğer yandan Asalet ve Çağdaşlık Partisi 660 yeni sandalye ile 2009 yerel seçimlerinde
kazandığı 6 bin15 sandalye sayısını 2015 seçimlerinde 6 bin 655'e çıkardı.
2015 seçimleri birçok açıdan önem arz etmektedir. Örneğin; bölge meclisi seçimleri,
daha önce belediye meclisi üyeleri tarafından seçilmekteyken, 2015 yılında yapılan seçimle
ilk defa halk tarafından doğrudan seçilmiştir. Öte yandan, 2015 seçimlerinde seçmenler artık
seçmen kartı ile değil, kendi kimlik kartları ile oy kullanabilmişlerdir. Bu gelişme, bütün
partiler, siyasetçiler ve halk tarafından desteklenmiştir. Çünkü bu uygulama sayesinde
seçimlerde olası hilelerin önüne geçilmesi kolaylaşacaktır. Ayrıca İçişleri Bakanlığı,
seçmenleri arayarak veya SMS göndererek onların kimlik numaraları ile seçim yerlerini ve
yoklama istasyonlarını öğrenmelerini sağlayacak uygulamayı kullanmalarını sağlamıştır
(www.northafricapost.com,
10.10.2015).
2015
seçimleri,
seçimlerin
şaibesiz
gerçekleştirilmesi çalışmaları konusunda önem arz etmektedir. Buna rağmen, hilelerin önüne
tamamen geçildiği elbette söylenemez. Seçimler öncesinde tartışma gündemi oluşturan
partilerin yerel yönetimlerde iktidarı ele geçirmek için oy satın aldıkları iddiası uzun zaman
gündemi meşgul etmiştir (Varol, www.yeniakit.com, 10.09.2015). Ülkede nispi temsil sistemi
uygulandığından; yerel seçimler, genel seçimlerle ilgili önemli ipuçları vermektedir.
Kapsamlı reformlar içeren ve referandum yoluyla kabul edilen yeni Anayasa, sınırlı
yetki devrini ve Bölgeselleşme Danışma Komitesi önerilerini takiben kaynak tahsis etme
sisteminde yurt dışına açılma konusunda yenilikler getirmiştir. Ayrıca, yönetim temsilcileri
yerine seçmenler tarafından seçilen bölge kurullarını güçlendirip, bölgeden merkeze uzanan
kaynaklar ve yetki konularında bir değişiklik yapılmasını öngörmüştür (ARLEM, 2012).
Fas’ın desantralizasyon yapısı dekonsantrasyon1 olarak tanımlanabilir (Jari, 2010).
Öyle ki, yerel yönetimlerin merkezi hükümetin sıkı kontrolü altında olduğu görülmektedir.
2011 yılında gerçekleştirilen reformlar bölgelerin yönetimde rolünü biraz daha genişletse de
kralın yerel ve merkezi otorite üzerindeki konumu sarsılmamıştır.
Fas’ta yerel seçimlerde kadınlara %12 kota hakkı tanınmıştır. Bu cinsiyet kotası 2008
yılından sonra oluşturulmuştur. Kadınların seçme ve seçilme hakkına 1963 yılında kavuştuğu
1
Dekonsantrasyon, (idari desantralizasyon) idari sorumlulukların mevcut merkezi hükümet yapısı içinde
yeniden tahsisi anlamına gelmektedir.
8
Fas’ta, Eylül 2002 seçimleri öncesinde Kral 6. Muhammed kadın kotası koyarak 325
sandalyeli meclisin 30 sandalyesini kadınlar için ayırmıştır ( Tahri, Quota Project, 2013).
Yerel yönetimlerin ve siyasi partilerin karar alma mekanizmalarında kadınların temsili
2009 yılından sonra önemli ölçüde artmıştır ve artamaya devam etmektedir. 2009 yılı
öncesinde kadınların yerel düzeyde seçimlere katılımı en fazla %1 düzeyinde iken 2009 yılına
kadar sadece 2 kadın belediye başkanlığı koltuğuna oturmuştur. Yukarıda bahsedildiği gibi
2008 yılında yapılan düzenlemeye göre, kadınlara yerel ve genel meclislerde minimum %12
kota hakkı verilmiştir. Düzenlemeyi müteakiben yapılan seçimlerde sadece Marakeş’te 12
kadın belediye başkanlığına veya belediye meclislerinde üst pozisyonlara seçilmiştir
(www.state.gov.tr, 30.09.2015).
Fas yerel yönetimlerinde büyük oranda Fransız ve İspanyol motifleri hâkimdir. Fakat
nihai
otorite
İçişleri
Bakanlığı
aracılığı
ile
krala
ait
görünmektedir
(www.nationsencyclopedia.com, 28.09.2015).
Fas, gelişmiş bölgesel ve desantralizasyon çerçevesinde birleşik bir devlet olarak
tanımlanmaktadır. Bu nedenle, yeni Anayasa’nın merkez-yerel (dikey) düzeyde tam anlamıyla
bir desantralizasyona çok büyük katkı yaptığı söylenemez (Madani, Maghraoui ve Zerhouni,
2011).
Fas’ta yerel yönetimlerde katılımı artırmak adına ilk olarak 1997 yılında ülke, Kral II.
Hasan’ın iktisadi açıdan oluşturduğu bölge sayısı 7’den 16’ya çıkarılarak desantralizasyon
yolunda önemli bir adım atılmıştır. 1999 yılında Kral Muhammed, yerel yönetimlere daha çok
saygı ve özgürlük tanınacağını belirten kamu hizmetinin yeni konseptini açıkladı. 2000
yılında yeni Belediye Kanunu kabul edildi. Bu kanun, sivil toplum kuruluşları ve yerel halk
ile belediyenin ortaklık oluşturması için belediye meclisine sorumluluk ve yetki vermiştir.
Bölgeselleşme, merkezi hükümet tarafından yerel ve bölge yönetimlerine bütçe ve bir
takım idari yetkilerin devredilmesini sağlamıştır. Ayrıca her yerel konseye kendi kalkınma
önceliklerini belirleme yetkisi verilmiş ve böylelikle hizmet kalitesinin ve yaşam standardının
arttırılması hedeflenmiştir.
2005 yılında insani gelişmeyi desteklemek adına ulusal girişimlerde bulunulmuş ve
yerel yönetim mekanizmasında karar alma süreçlerinde şeffaflığın, saydamlığın ve hesap
verebilirliğin sağlanabilmesi için katılımın güçlendirilmesine özen gösterilmiştir. 2011 yılında
Fas’ta bölgeselleşmenin geliştirilmesi adına Anayasa değişikliğine gidilmiştir. Anayasa’da
yerel bölgesel yönetimlerin özerkliği güvence altına alınmıştır (Moroccan American Center,
2011).
9
Yossef Ben-Meir’e göre Fas’ın desantralizasyon modeli;
merkezi düzeyde
desteklenen, kamuoyu ve toplum odaklı insani gelişmeyi sağlamaya yönelik özel sektör ve
sivil toplum ortaklığını vurgulamaktadır. Öyle ki; belediye yasası, merkezden aktarılan
kaynak desteği ile yerel seçilmiş organların halkın katılımıyla kalkınma planlarını
oluşturabilmeleri insani gelişmenin mükemmel bir adem-i merkeziyetçi yoludur (Ben-Meir,
2014). Ancak, uygulamalarda eksiklikler söz konusudur.
Son on yılda sivil toplumun dönüşümünde Fas’ta önemli gelişmeler yaşanmıştır. II.
Hasan ve babası V. Muhammed’in krallığındaki uzun dönemde, sivil toplumun gelişimi
yavaştan kendini göstermeye başlamıştır. Hızlı değişim süreci Kral II. Hasan Dönemi’nde
başlamıştır. Kral II. Hasan döneminin son zamanlarında sivil toplum kuruluşlarının sayısı
oldukça hızlı bir şekilde artmaya başlamıştır (Dimitrovova 2010; Sater 2007).
Merkezi hükümet, son on yılda yerel yönetimlerin rolünü güçlendirmek ve sivil
toplum katılımını arttırmak adına iki temel girişimde bulunmuştur. Birincisi 2002 yılında
oluşturulan Belediye Kalkınma Planı’dır (Plan Communal de Développement–PCD). Bu plan;
yerel yönetişim, işbirliği, katılım ve ortaklıklar üzerine odaklanmıştır (Royaume du Maroc
2009; Bergh 2010). Plan ayrıca kamu hizmetlerine eşit erişimin yanı sıra; şeffaflık,
sorumluluk, vatandaş odaklılık gibi iyi yönetişim unsurlarını içermektedir (Laghrissi 2010).
Plan, nüfusu 500.000’den fazla olan yerler için özel düzenleme getirmiştir.
Ayrıca 2005 yılında başlatılan ulusal insani kalkınma girişimi, hükümet dışı
kuruluşların sayısının artmasına yardımcı olmuştur. İnsani kalkınma girişimi, yoksul
bölgelerdeki sosyo-ekonomik koşulların iyileştirilmesine odaklanmıştır. 2010 yılında insani
kalkınma programı 1,1 milyar dolar bütçe ile 5 milyon insan üzerine odaklanmıştır (Bergh
2009). Sivil toplum kuruluşları ve hükümet dışı organizasyonların temelinde İslami motifler
görülmektedir. Sivil toplum kuruluşları ve hükümet dışı örgütlerin yerel yönetimler tarafından
sağlanmayan her türlü yerel hizmetin sağlanmasında önemli rol oynamaktadırlar. Tüm sivil
toplum kuruluşları halka en yakın birimler olarak görülmektedir.
Belediyeler, Fas Krallığının uluslararası işbirliği yaptığı herhangi bir ülkede faaliyette
bulunmakta veya o ülkedeki yerel yönetimlerle işbirliği içerisinde olmakta serbesttirler
(Royaume du Maroc, 2010). Yerel yönetimlerin uluslararası değişim fonu için finansal
kaynağın sınırlı olmasından dolayı, ağırlıklı olarak uluslararası partnerlerin finansal desteği ile
ilişkiler geliştirilmektedir. Fas Ulusal Yerel Yönetimler Birliği (ANCLM), 2002 yılında
kurulmuştur. ANCML, uluslararası değişimi desteklemede küçük bir role sahiptir. ANCML,
2007 yılında ilk kez uluslararası forum düzenlemiştir. Forumda uluslararası işbirliği
konusunda genellikle Fransız yerel yönetimleri üzerinde durulmuştur. Fransa’nın yanı sıra
10
Mağrip ve USIAD2 ve diğer Afrika ülkeleri ile yerel yönetimler konusunda işbirliği üzerinde
odaklanılmıştır (http://www.anclm.ma).
2006 yılında Kazablanka’nın Sidi el Bernoussi Belediyesi’nde Birleşmiş Milletler
Eğitim, Bilim ve Kültür Kurumu (UNESCO) ve İslam Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü
(ISESCO) tarafından ortak finanse edilen, bilgi iletişim teknolojilerinin kullanımı için bir
bilgi sistemi başlatıldı. Böylelikle bilgiye evrensel erişim için bir ortam oluşturulması
yönünde katkı sağlanmıştır. Bu uygulamanın, aynı zamanda demokratik yönetimin ana
koşullarından olan yönetimde şeffaflığın ve hesap verebilirliğin önünü açmaya yardımcı bir
etken olacağı düşünülmüştür. UNESCO aynı zamanda stratejik, katılımcı ve insan hakları
temelli bir yönetim inşa etmek için desantralizasyonun önemine vurgu yapmıştır
(www.portal.unesco.org, 30.09.2015).
UNESCO ve ISESCO bu unsurları dikkate alarak, Orta Doğu ve Kuzey Afrika Medya
Özgürlüğü Merkezi’nin (MENA CMF) işbirliği ile bilgi ve iletişim teknolojilerinin kullanımı
için pilot projeyi Sidi el Bernoussi Belediyesi’nde başlatmıştır. Proje şu unsurları
içermektedir:

İyi yönetişimin altı çizilerek bilgiye erişim kolaylığını sağlamaya çalışmak

Vatandaşa daha iyi hizmet sunabilmek için belediye bünyesinde bir web sitesi
oluşturarak, halkla iç içe, halkın istek ve düşüncelerinin yönetime yansıdığı ve
yönetimin aldığı kararların ve yürüttüğü faaliyetlerin şeffaf bir biçimde halka
yansıdığı bir sistem oluşturmaya çalışmak

Son olarak; iyi yönetişimi inşa etmek için yerel otoriteler ve belediye arasında
işbirliği yolunda adımlar atmak
Bu pilot proje sayesinde, e-yönetişim uygulamaları Fas’ın diğer belediyelerine de
uzatılarak halkla iç içe daha şeffaf bir yönetim sağlanmış olacaktır (www.portal.unesco.org,
30.09.2015).
Fas’ta başlatılan reform süreci ve özellikle ilerlemiş bölgeselleşme uygulamalarında
Eorro-Mediterranian Regional and Local Assembly (ARLEM) ile işbirliği içerisinde
çalışmalar yapılmaktadır. ARLEM, kamu hukuku yasa tasarısının sağlaması beklenen
bölgesel düzenlemenin öncülüğünü yapmaktadır (ARLEM, 2012).
Fas’ta eyaletler ve iller çok sınırlı bir güce sahip durumdadır. Merkezi hükümetin sıkı
vesayeti altında bütçe özerkliğinden söz etmek zor görünmektedir. Bu açıdan tam anlamıyla
bir adem-i merkeziyetten söz etmek mümkün değildir (IDEA, 2012). Merkezi hükümet
2
Yoksullukla küresel düzeyde mücadele eden ve demokratik toplumlar inşa etmek adına çalışan bir ABD
hükümet kuruluşudur.
11
tarafından atanan valilerin bölgesel seçilmiş güçlerden daha önemli ve üstün yetkileri vardır
(www.lovaldemocracy.net, 30.09.2015).
Fas’ta yerel yönetimler üzerinde Türkiye’deki mevcut duruma benzer bir denetim söz
konusudur. İçişleri Bakanlığı’nın ve Maliye Bakanlığı’nın yerel yönetimler üzerinde vesayet
denetimi vardır. Bütçe Maliye Bakanlığı tarafından onaylanmaktadır. Maliye Bakanlığı’nın
bütçeyi onaylamaması durumunda bütçe onayı Başbakanlığa gönderilir.
Siyasi Sistem ve İdari Yapıya Dair
Fas’ın demokrasi adımları 1950’lı yılların sonunda bağımsızlığını elde etmesiyle
başlamıştır. Bu tarihten sonra peyderpey ilerleyen çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma ve
demokrasi süreci 80’li yıllardan sonra hız kazanmıştır. Şüphesiz bu açıdan en radikal adımlar
Arap Baharı’ndan sonra atılmıştır. Özellikle 2011 yılında referandumla kabul edilen yeni
Anayasa’da temel hak ve özgürlükler genişletilmiş, merkezi ve yerel yönetimlerde demokrasi
rüzgârları etkisini hissettirmiştir.
Kültürel ve siyasal çoğulculuğu benimseyen yeni Anayasa, Berber dilini Arapça’nın
yanında resmi dil olarak kabul etmiştir. Diğer azınlık dillerini de koruma altına alan Anayasa,
buna bağlı olarak ileri bir desantralizasyona ulaşmayı hedeflemiş durumda. Ulusal birlik ve
toprak bütünlüğü esas alınarak, sübsidiarite ilkesinin temel ilke kabul edildiği yeni bir
yerinden yönetim yapılanması çerçevesinde bölge yönetimlerine önemli roller çizilmiştir.
Bölge yönetimlerine, belediyelere ve diğer yerel idarelere mali ve idari özerklik açısından
daha geniş yekiler verileceği garanti altına alınmıştır. Yeni Anayasa’dan sonra yapılan ilk
yerel seçimler 2015 yılında gerçekleşmiştir. Bölge seçimleri ve belediyelerde sonuçların
mozaik bir tablo çizmesi çoğulculuğun ve buna paralel demokrasinin daha baskın şekilde
hissedilmeye başlandığının göstergesi olmuştur.
Yeni Anayasa’da siyasal açıdan da çoğulculuk benimsenmeye çalışılmıştır. Öyle ki
yeni düzenleme, tek parti rejimini illegal olarak nitelendirmiştir. Ayrıca, kurumsal açıdan yeni
bir denge oluşturulmuştur. Bakanlar Kurulu, Temsilciler Meclisi’ne karşı siyasi sorumluluğa
sahip kılınırken hükümet başkanına da fesih yetkisi tanınmıştır. Kral’a, Temsilciler
Meclisi’nde en fazla sandalye kazanan partinin içinden birisini hükümet başkanı olarak atama
zorunluluğu getirilmiştir. Bakanların ataması ise hükümet başkanının önerisi doğrultusunda
Kral tarafından yapılacaktır (www.radikal.com.tr, 20.10.2015).
Tüm bu gelişmeler ışığında Fas’ı desantralizasyon konusunda gelişmekte olan ülkeler
kategorisinde değerlendirebiliriz. Bağımsızlığından bu yana yerel kalkınma ve demokrasinin
kurumsallaşması açısından etkisi çok net olmasa da birçok adım atılmıştır. Özellikle küresel
12
düzeyde yerel yönetimlerin diğer ülkelerle işbirliği içinde olması çağdaş yönetim
parametrelerini yakalamasına yardımcı olmaktadır. Mevcut durum, merkezi yönetimin yerel
üzerinde sıkı denetimini ve yerel yönetimlerin mali ve idari açıdan özerkliğinin tam olarak
sağlanamadığını gösterse de yapılan çalışmalar, Fas’ta gelecekte ileri bir yerelleşmenin
oluşabileceğinin emareleridir.
Ekonomik Durum
Ekonomiye Genel Bakış
2011
2012
2013
2014
GSYİH (Milyar $)
99.210
95.903
103.914
107.004
Büyüme Hızı (%)
4.98
2.66
4.38
2.90
İhracat(Milyar $)
31.84
32.33
32.61
33.14
İthalat (Milyar $)
45.90
47.01
47.42
48.08
Rezerv(Milyar $)
16.95
17.24
19.26
20.97
Dış Borç Stoku (Milyar
29.90
33.81
39.26
15.024
8.08
8.62
8.40
8,40
$)
Fas
Dirhamı:
ABD
Doları
Kaynak: CIA Factbook (2015)
Fas ekonomisi tarım, balıkçılık, imalat sanayii, turizm gelirleri ve literatürde
“remittance” olarak bilinen işçi gelirleri yani yurtdışında yaşayan Faslı insanların ülkelerine
gönderdikleri paralar ile ayakta durmaktadır. Fas, fosfat yatakları zenginliği ile dünyada
birinci sıradadır. 1980’li yıllardan itibaren Fas, IMF ve Dünya Bankası ile işbirliği içinde
başarılı bir ekonomik reform sürecine girmiştir. Bu anlaşma sonucunda liberal kararlar ve
uygulamalar almaya başlamıştır. Bunlardan bazıları: dış ticaret rejiminin liberalleştirilmesi,
yeni yatırım kanunu, özelleştirme programı ve bankacılık sisteminin iyileştirilmesidir.
Fas ekonomisinin gelişmesine paralel olarak son 10 yılda tarım ve fosfat sektörlerine
olan bağımlılığı azalarak imalat ve hizmet sektörlerinin GSYH’deki payları artmıştır. GSYİH,
ülkedeki tarım sektörünün performansına göre yıllar itibariyle değişkenlik göstermektedir.
13
Ülkede yöneticilerin öncelikli hedefi işsizlik oranını düşürmek ve ekonomik
durgunluğa bağlı olarak artan fakirliği azaltmaktır. Ülkede ekonomik aktivite Kasablanka ve
Rabat etrafında yoğunlaşmıştır. Hükümet, az nüfuslu bölgelerdeki iş imkânlarını geliştirmek
ve köyden kente göçü engelleyip kırsaldaki nüfus azalması ve buna bağlı geri kalmayı
önlemek amacıyla yatırım teşvikleri uygulamaktadır. Uygulanan çeşitli önlemlere karşın
köyden kente göç önlenememektedir.
Fas, Dünya Bankası tarafından önerilen bir ekonomik programı yürütmektedir.
Ülkedeki sosyal ve ekonomik eşitsizliğin büyümedeki en önemli engel olduğu
belirtilmektedir. Orta ve uzun vadeli hedefler içeren Dünya Bankası programı yıllık ortalama
büyümenin %5-6 düzeyinde gerçekleşmesi gerektiği yönündedir (The Economist Intelligence,
2009). Diğer taraftan ülkenin serbest piyasa ekonomisine geçmesine kuşku ile bakan bir
kesim de bulunmaktadır.
Ülkede tarım ve imalat sektörlerinde faaliyet gösteren yerel firmaların rekabet
gücünün düşük olması sebebiyle olası Avrupa’dan gelecek olan firmalar ile rekabet edememe
ve yerel firmaların iflas edeceği korkusu taşınmaktadır. Hükümet bu çerçevede yerel
firmaların rekabet gücünü artırmalarına katkı sağlayacağına dair planlar ortaya koymaktadır.
Ülkenin coğrafi konumu, tarihi dokusu ve iklimi dolayısı ile gelişmekte olan turizm gelirleri,
ülke için en önemli döviz girdi kaynağı konumundadır. Diğer önemli döviz kaynakları yurt
dışında çalışan Faslı işçilerin gönderdikleri dövizler ve fosfat ihracatından elde edilen
gelirlerdir.
Fas orta gelir düzeyinde bir ülke olarak kabul edilmektedir. Gayri Safi Yurtiçi
Hasıla’nın yaklaşık üçte ikisi hizmetler sektörüne dayanmaktadır. İmalat sektörü GSYH’nin
yaklaşık % 13’ünü, tarım sektörü ise GSYH’nin yaklaşık % 12’sini oluşturmaktadır.
Madencilik sektörü ise GSYH’nin yaklaşık % 4’ünü oluşturmaktadır (Kurulu, 2012). Dış borç
yükünün fazla olmaması nedeniyle yaşanan küresel ekonomik krizden göreceli olarak daha az
etkilenmiştir. Orta vadede ekonominin güç kazanması beklenmektedir.
Dış Ticaret
2011
2012
2013
2014
İhracat (milyar$)
31.84
32.33
32.61
33.14
İthalat (milyar$)
45.90
47.01
47.42
48.08
Hacim
77.74
79.34
80.03
81.22
14
-13.25
Denge
-14.68
-14.81
-14.94
Kaynak: CIA Factbook (2015)
Fas’ın ihracatı önemli ölçüde fosfat ve madencilik ürünlerine dayalı olmakla birlikte
ihracat gelirleri dünya fiyatlarındaki değişmelere karşı hassasiyet göstermektedir. Diğer
önemli ihracat kalemleri altın, tekstil ürünleri, motorlu taşıtlar, et, bakliyat, et ve et ürünleri,
canlı hayvan ve değerli taşlardır (CIA FactBook).
2011 yılında 45,9 milyar, 2012 yılında 47,01 milyar dolar, 2013 yılında 47,42 milyar
dolar, 2014 yılında ise 48,08 milyar dolar olarak gerçekleşen ithalatta petrol ve petrol
ürünleri, makinalar, telekomünikasyon gereçleri, demir-çelik, plastik, buğday, gaz ve elektrik,
tarım ürünleri ilk sıralarda yer almıştır (CIA FactBook).
Fas’ın ihracatında %22’lik pay ile İspanya ilk sırada yer alırken %20,7 ile Fransa,
%4,6 ile Brezilya, %4,3 ile İtalya izlemiştir. İthalatta ise %13,4’lük pay ile İspanya ilk sırada
yer alırken onu %13,3 ile Fransa, %7,6 ile Çin, %7 ile ABD, %5,4 ile Suudi Arabistan ve %
5,2 ile Almanya izlemiştir (CIA FactBook).
Temel Sektörler
Tarım ve Hayvancılık
Fas’ta tarıma elverişli toprak yoğunluğu ülkenin denize kıyısı bulunan bölgelerinde
bulunmaktadır. Her yerde olduğu gibi Fas‘ta da iklim ve hava koşulları tarımda verimliliği
etkileyen faktörlerin başında gelmektedir. Bunun haricinde balıkçılık önemli bir gelir
kalemidir. Tarım sektörü iş gücünün % 40’ını (kadın işgücünün %60’ı) istihdam etmekte olup
son yıllarda GSMH’nin %11-18’ni oluşturmaktadır. Fas’ta 8,7 milyon hektar ekili alan
bulunmaktadır (Seltzer, 2012).
Tarıma verilen önem ve tarımın ülke ekonomisindeki yeri dolayısıyla ülkede sadece
ihracat yapılması için üretim yapan modern ve gelişmiş çiftlikler yer almaktadır. Bu
çiftliklerde genellikle narenciye ürünlerinin üretimi yapılmaktadır. Sektörde başta gelen tarım
ürünleri, tahıl, baklagiller, zeytin ve narenciye olarak sıralanabilir. Sektör, yağışlara bağımlı
olduğundan tarım sektörünün verimi, yıldan yıla değişkenlik göstermektedir. Tarımda
kullanılan makine ve teçhizattaki yetersizlik, verimlilik sorunu, gübrede kalite problemi ve
kuraklıklar sektörü olumsuz etkileten faktörlerin başında sayılabilir.
15
Ülke, süt ve süt ürünlerinin üretimi ve tüketimi konusunda herhangi bir ithalat
desteğine ihtiyaç duymadan kendine yetmekte iken çay, yağ ve tahıl gibi ürünleri ithal yoluyla
temin ederek tüketimi karşılamaktadır. Diğer taraftan, meyve suyu, şarap, kurutulmuş ürünler,
zeytin ve kapari ihracata yönelik olarak üretimleri desteklenen ürünlerdir. En önemli tarımsal
ihraç ürünleri; narenciye, domates, taze patates, şaraplık üzüm olan Fas’ta zeytin ve
zeytinyağı üretimi hem yurtiçi tüketim, hem de ihracata yönelmektedir (W. Bank, 1980).
Fas’ın tarım ürünleri daha çok Avrupa Birliği ülkeleri tarafından ithal edildiği için söz
konusu ülkelere tarım ürünü ihraç eden Yunanistan, Türkiye gibi ülkeler ile bu sektörde
rekabet içindedir. Tarım sektörünün ülke ekonomisindeki yeri ve önemi dolayısıyla sektör
devlet tarından en fazla koruma tedbiri alınan sektördür. Ülkede birçok sayıda balıkçılık
limanı bulunmasına rağmen politika gereği daha fazla liman yapılması beklenmekte ve bu da
balıkçılık sektörünün ülke içinde gelecek vaat ettiğinin bir göstergesi olarak görülmektedir.
Sanayi
Ülkede imalat sektörünün en önemli merkezi olarak Kasablanka gösterilebilir. İmalat
sektöründeki olumsuz faktörlerin başında gelen yüksek işçi ve enerji maliyetleri, verimlilik
sorunu sektörü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Gıda işleme ve imalatı sektöründe ise
başta gelen ürünler konserve meyve, balık, un ve bitkisel yağlardır. Bu sektörde ihracat için
ve iç tüketim için üretim yapılmaktadır. İhracata yönelik imalatı yapılan gıda ürünleri
konserve meyve, balık ve sebze ise iç tüketime yönelik imalatı yapılan gıda ürünleri ise un,
bitkisel yağlar ve şekerdir. Bahsi geçen olumsuz etkenlerden ötürü sektöre yatırım ilgisi
zayıftır.
Ülke ekonomisinin büyümesinde önemli bir paya sahip olan tekstil sektörü ise ülke
ihracatı için en önemli sektördür. Tekstil sektöründe hammaddelerin birçoğu ithal edilme
şeklinde temin edilip hazır ürünler ihraç edilmektedir. Fas bu sektörde Hindistan ve Çin ile
yoğun bir rekabet içerisindedir.
İmalat sektöründe önemli sayılabilecek bir diğer sektör ise ilaç sanayiidir. Artan nüfus
ve kentlere göç sonucunda artan ilaç talebi sektörün hızla büyümesine ortam hazırlamıştır.
Hâlihazırda yapılan ilaç üretiminin tamamına yakın bir kısmı iç talebi karşılamaktadır. Çok
küçük bir kısmı Fas haricindeki diğer Kuzey Afrika ülkelerine ihraç edilmektedir. Ülkede ilaç
sanayii gelişmiş olsa da azda olsa ilaç ithalatı devam etmektedir.
16
Fas, fosfat madeni olarak dünyanın en büyük rezervlerine sahip ülkedir. Bu maden
daha çok kimya sanayide kullanılmaktadır. Son dönemde, fosfat kimyasalları sanayiinde
üretim ve işleme hacminin artırılması amacıyla Fransa, Belçika, Hindistan ve Pakistanlı
ortaklar ile “ortak teşebbüs” oluşumuna gidilmektedir (Kurulu, 2012).
Elektrik-Elektronik Sanayi
Ülkede yapılan altyapı çalışmaları, kurulan elektrik kablo imalatına yönelik fabrikalar
bu sektörde üretime elverişli bir ortam meydana getirmiştir. Verilen teşvik ve desteklerle
sektör son yıllarda önemli bir gelişme kaydetmiştir. Sektörde üretimi yapılan ürünler arasında
elektrik motorları, transformatörler, pil ve aküler, buzdolabı, çamaşır makinesi, aydınlatma
cihazları olarak sayılabilir. Fas’ta bu sektörde yatırım yapmış yabancı firmalar arasında
Alstom, Legrand, St Micro Electronics, Valtronic, Westinghouse ve Thales Microsonic
sayılabilmektedir (Hussein, 2012).
Madencilik
Daha öncede bahsetmiş olduğumuz üzere Fas dünyanın en büyük fosfat madenlerine
sahiptir. Bundan dolayıdır ki madencilik sektörünün en önemli ayağı fosfat üretimidir.
Dünyanın en büyük fosfat rezervlerine sahip olmasına karşın Fas, fosfat üretiminde ABD ve
Rusya’dan sonra dünyada üçüncü sırda yer almaktadır. Ülkedeki toplam fosfat rezervinin 58
milyar ton olduğu tahmin edilmektedir (Euler Hermes Economic, 2015). Fas: ham fosfat,
fosforik asit ve gübre ihracatında dünyada ilk sırada yer almaktadır. Madencilik sektörünün
%95’i fosfat üretimi olsa da ülkede fosfat dışında, gümüş, bakır, çinko ve kobalt üretimi de
yapılmaktadır (World Bank Working, 2012). Hükümet fosfat üretimini elinde tutmuş; ancak
gümüş ve bakır madenlerini özelleştirmiştir.
Türkiye ile Ekonomik İlişkileri Üzerine Genel Değerlendirme
Fas, Türkiyeli ihracatçılar için tüm kıtaya açılım açısından önemli fırsatlar
sunmaktadır. Fas’ın Avrupa Birliği ve Türkiye ile serbest ticaret anlaşmaları yapmış olması da
Fas’ın Kuzey Afrika’da önemli bir pazar üssü olarak konumunu güçlendirmektedir. Fas ile
serbest ticaret anlaşması sonrasında Türkiye’nin dış ticaretinde görülen artışlar, son dönemde
bu ülkedeki özellikle turizm ve inşaat alanlarındaki yatırım projeleri ihracatçı ve yatırımcı
firmalar açısından önemli fırsatlar sunmaktadır.
17
Fas ile olan ticarette karşılaşılan sorunlar; düşük satın alma gücü, küçük boyutlu
piyasa, ulaşım zorlukları, ticari dil olarak Fransızca kullanılması, satın alma ve finansman
kolaylıkları sağlama zorluğu, iş çevrelerinin birbirlerini karşılıklı olarak iyi tanımaması olarak
özetlenebilir.
Yerli partnerleri tarafından iyi temsil edilen Fransız firmaları piyasaya hâkim olup,
bunları İspanyol, Alman ve İtalyanlar izlemektedir. Bu ülkeler hali hazırda piyasanın büyük
bir bölümünü ellerinde bulundurmaktadır.
Görece küçük bir iç piyasaya sahip olan Fas’ın diğer Afrika ülkelerine yapılacak
ihracat sırasında bir geçiş noktası olarak da değerlendirilebileceği düşünülmektedir.
Türkiyeli ihracatçıların Fas piyasasında pazar payı elde edebilmeleri ve kendilerine iş
imkânı yaratabilmelerinin, hali hazırda bu piyasada yerleşik rakiplere rağmen uygun fiyatlı ve
kaliteli, Türk ürünlerinin etkin tanıtımının gerçekleştirilmesi ile mümkün olabileceği
düşünülmektedir. İnşaat ve taahhüt sektörü ülke ekonomisinde GSYİH katkısı ve istihdam
içindeki payı dikkate alındığında önemli bir sektör konumundadır. Yeni projeler üstlenecek
firmalarımızın akdedecekleri sözleşmelerde hukuki yorum gerektirecek açık hususlar
bırakmamaları ve yurt dışı tahkim uygulamalarını hukuki metinlere dâhil etmeleri büyük
önem taşımaktadır.
Dış Politika
Analitik Çerçeve
Avrupa ile coğrafi yakınlığı bulunan ve bir arap ülkesi olan Fas, Avrupa ülkeleriyle
geçmişten günümüze kadar yakın bağlara ve yoğun ilişkilere sahip olmuştur. Bu ilişkiler, İber
Yarımadasındaki Müslüman Endülüs devleti ile kurduğu yakın ilişkilerle başlamış ve 20.
yüzyıldaki Avrupa sömürgeciliğine kadar sürmüştür.
Avrupa ile ilişkiler, Fas’ın 1956 yılında Fransız ve İspanyol sömürge yönetiminden
bağımsızlığını elde edene kadar Fas’ın Dışişleri Politikasında merkezi bir yer almıştır. Avrupa
ile ilişkilerin bu denli yoğun olmasında çeşitli etkenler bulunmaktadır. Bu etkenlerin başında,
Fas ile Avrupa ticaret seviyesinin yüksek olması ve Faslı göçmenlerin Avrupa kıtasına
yayılması bulunmaktadır. Fas, ticaretinin üçte ikiden fazlasını Avrupa ülkeleri ile
gerçekleştirmektedir.
18
Bununla birlikte, Fas Dış Politikasında kendini; Arap, İslam ve Afrika dünyasının bir
parçası olarak tanımlamaktadır. Fas’ın Arap ve İslami kimliği, daha çok Ortadoğu
meselelerinde oynadığı rollerde ortaya çıkmaktadır. Fas’ın Afrika kimliği ise, 1950’li yıllarda
çeşitli Sahra-altı Afrika ülkelerinde ortaya çıkan bağımsızlık hareketlerine verdiği desteklerde
meydana çıkmaktadır. Bununla birlikte, Fas Afrika Birliği Örgütü’nün kurucu ülkelerinden
biri olmasına rağmen şu anda bu örgütün üyesi değildir.
Fas dış politikada, bağımsızlığı elde ettiği günden itibaren iç politika ve farklı boyutlar
arasında çeşitli karmaşık dengeler kurmaya çalışmıştır. Fas’ın dış politikasında önemli rol
oynayan bu üç boyut; ülke içi, bölgesel ve uluslararası olarak adlandırılabilir. Fas Dış
Politikasını analiz etmek için ülke içi, bölgesel ve uluslararası boyutları kapsamlı bir şekilde
ele almak gerekmektedir.
Fas Dış Politikası
Ülkenin dış politika yapımında Fas’ın ülke içi ortamının etkisi önemli rol oynamakla
birlikte bu etki çok karmaşık bir görüntü sergilemektedir. Fas’ın dış politika konusunda karar
alma yetkileri sarayda daha fazla ise monarşi üzerinde yoğunlaşmaktadır (Molina, 2007).
1990’lı yıllarda ülke içinde yaşanan İslami hareketin gelişmesi monarşinin dış politika
üzerinde etkisini zayıflatmışsa da bu durum uzun sürmemiştir (Amghar, 2007). Bu nedenle
dış politika yapımı söz konusu olduğunda sürekli olarak ülke içi faktörlerin göz önünde
bulundurulması zorunlu bir hal almaktadır.
Bölgesel Ülkelerle İlişkiler
Fas'ın bölgesel çevresi olarak adlandırılan; Ortadoğu, Avrupa ve Mağribi içeren bu
bölge Fas'ın en önemli dış politika alanını oluşturmaktadır. Afrika ile Fas'ın dış ilişkileri
büyük ölçüde 1950'li yıllarda kıtanın sömürgecilikten kurtarılmasının desteklenmesi, 1970'li
yıllara kadar Afrika Birliği Örgütü’nün (OAU) organlarında Batı Sahra üzerindeki iddialarına
destek sağlamak için sınırlı kalmıştır.
1984 yılında sürgünde olan Polisario devletinin (Sahra Arap Demokratik CumhuriyetiSADR) Afrika Birliği Örgütünce (2001’de Afrika Birliği) tam üye olarak kabul edilmesi
Fas'ın Afrika Birliği Örgütü'nden çekilmesine yol açtı ve bu tarihten itibaren daha geniş bir
kıta siyasetinden büyük ölçüde kendisini izole etmesine neden olmuştur. Fas bu izolasyonu
telafi edebilmek için, Sahra Altı Afrika'nın bazı bölgeleri ile irtibatlı kalmak için Fas'ın
diplomasisi için bir fırsatı temsil eden daha küçük ölçüdeki Fransa-Afrika yıllık
toplantılarında aktif bir şekilde yer almıştır (Antıl, 2003).
19
Magrib Ülkeleri İle İlişkiler
Komşu olan Fas ve Cezayir Kuzey Afrika'nın en büyük ülkeleridir fakat farklı
sömürge tecrübesine sahiptirler ve iki ülkenin hükümetleri tamamen farklı biçimlerle
birbirlerine rakip olarak ortaya çıkmışlardır. Cezayir kanlı bir devrimin sonucunda
bağımsızlığını elde etmiştir ve askeri ya da askerden etkilenmiş hükümetlerle yönetilen bir
cumhuriyet olarak ortaya çıkmıştır. Buna karşın, Fas Fransız kontrolden daha barışçıl geçiş
yapmış asırlık bir monarşidir. Cezayir’in bağımsızlığını kazanmasından kısa bir süre sonra,
Fas bazı Cezayir topraklarının kendisine ait olduğunu iddia etmiştir. Fas, 1956 yılından
itibaren Krallığa ait olduğuna inandığı toprakların komşularının ellerinde kaldığına
inanmaktadır. Kendine ait olduğuna inanılan topraklara verilecek en önemli örnek Batı Sahra
topraklarıdır.
Fas'ın Doğu komşusu olan Cezayir ile ilişkileri Batı Sahra sorunu nedeniyle gergin bir
yol izlemiştir. Fransızlar tarafından tartışmalı bir şekilde sınırları çizilmiş iki devlet arasında
1963 yılının sonbaharında kısa bir savaş gerçekleşmiştir. Fas ve Cezayir arasındaki sınır 1972
yılına kadar belirli değildi. 1976 yılında Fas ve Cezayir’in silahlı kuvvetleri doğrudan ve çok
kısa süreli bir çatışmaya girmişlerdir. Cezayir, Polisario verdiği desteği de Fransızlara karşı
kendi kurtuluş mücadelesi ile eşit görüp Sahra halkı için self-determinasyon ilkesine
dayandığını iddia ederek destek verdiğini ifade etmiştir (Joffé, 2009).
1989 yılının Şubat ayı Arap Mağrip Birliği’nin (AMU) oluşturulması esnasında Fas ve
Cezayir arasında nispeten iyi ilişkilerin geliştiği bir dönem olmuştur. Libya, Tunus ve
Moritanya gibi Mağrip devletleriyle birlikte Fas ve Cezayir; işsizlik, borç ve kuzeyde Avrupa
Topluluğu'yla derinleşen ve genişleyen ilişkiler gibi bölgesel sorunlarla mücadele edecek bir
bölgesel örgüt oluşturmak için biraraya geldiler. Fas geleneksel olarak ılımlı ve Batı yanlısı
Tunus ile iyi ilişkilere sahipti fakat Libya ve Moritanya ile daha zor ilişki ağları içinde
bulunmaktaydı. Muammer Kaddafi'nin Fas’taki 'feodal' monarşiye ideolojik düşmanlığı
Libya’nın Polisario’nın en eski ve en coşkulu destekçilerinden biri olmasına yol açmıştır.
Bununla birlikte, Fas ve Libya arasındaki ilişkiler 1984 yılında imzalanan bir antlaşma ile
1980'li yıllarda belirgin bir şekilde düzelmiştir. Arap Mağrip Birliği, ortak pazar ve açık
sınırlar üzerine büyük söylemleri ve büyük planları olmasına rağmen verdiği sözleri yerine
getirmede başarısız olmuştur. Arap Mağrip Birliği’nin ilerlemesi Batı Sahra sorunu nedeniyle
devam etmemiştir (Boukhari, 2004).
20
Fas ve Cezayir arasındaki ilişkiler, birbirlerinin sınırları içerisindeki sabotajcıları
(Cezayir’de İslamcılar ve Fas’da Polisario) destekleme iddiaları üzerine karşılıklı suçlamalar
ile gergin kalmıştır. Bu suçlamalardan dolayı iki ülke arasındaki kara sınırı 1994 yılından beri
kapalı kalmıştır.
Batı Sahara, günümüzde ikili ilişkilerin geliştirilmesi konusunda ana engel olmuştur
ve Fas, Tunus, Cezayir, Moritanya ve Libya’dan oluşan Arap Mağrip Birliği (UMA) bu
konuda etkisiz kalmıştır. Cezayir’in Polisario’ya ev sahipliği yapması ve desteklemesi
nedeniyle Fas, Batı Sahra sorunu üzerinde uzlaşmayı reddetmektedir. Faslı yetkililer sık sık
Cezayir’in isterse Polisario’ya baskı yoluyla, Batı Sahra sorunu çözebileceği inançlarını
göstermektedir fakat Cezayir Batı Sahra sorununun iki egemen ulus (Batı Sahra ve Fas)
arasında olduğu savunarak bu uyuşmazlığa taraf olmadığını iddia etmektedir. 2004 yılının
Temmuz ayında, Fas kralı Cezayirlilerin Fas’a girmek için gerekli olan vize şartlarını kaldırdı;
2006 yılının Nisan ayında, Cezayir Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika bir jestle karşılık
verdi. 2008 yılından bu yana, Fas defalarca Cezayir’in 1994 yılından beri kapalı olan kara
sınırını yeniden açmasını istedi fakat Cezayir bu durumun ulusal güvenliğine zarar vereceğini
ve Fas’a Cezayir’den daha fazla fayda sağlayacağı gerekçesiyle bunu reddetmektedir
(Khakee, 2011).
2011 yılının başından bu yana, iki ülke arasında sınırlı bir iyileşme belirtisi ortaya
çıkmıştır. İki tarafın da üst düzey liderleri olan Fas Kralı VI. Muhammed ve Cezayir'in
Cumhurbaşkanı Buteflika da dâhil defalarca kamuoyuna ikili ilişkileri geliştirme konusunda
bir arzu içinde bulunduklarını ifade etmişlerdir. Yıl boyunca, hükümet bakanları her iki
ülkede de temaslarda bulunmak üzere bir araya gelmiş ve çeşitli ekonomik anlaşmalar
imzalanmıştır. Bu ekonomik anlaşmalar içinde Fas’ın, Cezayir’in doğal gazını ithal etmesi
anlaşması da imzalanmıştır(Khakee, 2011). Fakat iki ülke arasındaki ilişkilerin ilerletilmesi
için daha somut adımlar atılması konusunda umutlar belirsiz kalmıştır.
Ortadoğu (Maşrık) Ülkeleri İle İlişkiler
Fas'ın Ortadoğu ile ilişkisi karmaşık ve birbiriyle çelişen etkenler ile baskılara sık sık
konu olmuştur. Mağribin diğer devletleri gibi, Fas'ın Ortadoğu ile tarihi, kültürel ve dini
bağlantıları güçlüdür. Fas monarşinin konumu ve meşruiyeti, yalnızca peygamberin soyundan
gelmelerinden değil aynı zamanda bölge ile kurulan bağlarla alakalıdır.
İlk olarak, Avrupa ve Batı'ya yakın bağları olan geleneksel bir monarşi olarak Fas'ın
durumu genelde Ortadoğu'daki son 50 yılda ortaya çıkan daha radikal eğilimlere karşı ortaya
21
çıkmıştır. Mısır'da Cemal Abdünnasır’ın Fas'ın sömürgecilik karşıtı mücadelesinin Mısır
yararına kullanması, II. Hasan ve Mısır liderleri arasındaki ilişkileri etkilemiştir. Batı ile II.
Hasan'ın yakın ilişkileri ve Arap-İsrail anlaşmazlığında oynadığı rol Nasır ve Muammer
Kaddafi gibi diğer önde gelen Arap milliyetçileri ile karşı karşıya gelmesine neden olmuştur.
Fas'ın Suudi Arabistan gibi ülkelerle iyi ilişkiler içinde bulunması, Batı Sahra’da
savaşın yükseldiği sırada özellikle Körfez ülkelerinden gelen yardım önemli miktarda Fas’a
fayda sağlamıştır. Fas'ın Batı ülkeleri ile yakın ilişkisi, Ortadoğu'ya yönelik politikasını
etkileyen ikinci bir faktör olmuştur. Ortadoğu'ya yönelik Fas'ın dış politikasında üçüncü ve en
belirli faktör, İsrail devleti ile Fas Krallığı arasında alışılmadık iyi bir ilişkinin bulunmasıdır
(Molina, 2014).
Fas, Arap-İsrail anlaşmazlığında bir barış anlaşmasına varılması için en önemli
girişimlerin erken ve coşkulu bir destekçisi olmuştur. Bu durumun iki temel nedeni vardır. İlk
olarak, Fas Arap dünyasında en büyük Yahudi toplumunu içerisinde barındırmaktadır. Fas
parlamentosunda Yahudi üyelere sahip olarak Arap dünyasında benzersiz bir yere sahiptir.
İkinci olarak, İsrail'e yönelik Fas Dış Politikası büyük ölçüde Ortadoğu'daki İsrail'in rolüne
ilişkin II. Hasan’ın kişisel bakış açısından kaynaklanmıştır (Molina, 2014).
Türkiye ve Fas arasındaki ilişkiler, 1956 yılında Fas’ın bağımsızlığını ilan etmesinden
itibaren karşılıklı olarak gerçekleştirilmeye başlamıştır. Fas ve Türkiye arasındaki geçmişten
kalan dostane ilişkiler kurulan bağların sağlam temeller üzerinde oturmasını sağlamıştır. Fas
ve Türkiye, birbirlerini karşılıklı olarak önemli aktörler olarak gördükleri için stratejik
ilişkiler geliştirmek istemektedir. Son dönemde Fas ve Türkiye arasında üst düzey ziyaretler
gerçekleştirilmiştir. Bu ziyaretler kapsamında o dönem Başbakan olan Recep Tayyip
Erdoğan’ın 3-4 Haziran 2013 tarihlerinde Fas’a yaptığı resmi ziyaret önemli bir yer
tutmaktadır. Gerçekleştirilen bu resmi ziyaret sırasında Türkiye-Fas Yüksek Düzeyli Stratejik
İşbirliği Konseyi’nin (YDSK) Kurulmasına İlişkin Ortak Siyasi Bildiri imzalanmıştır.
Günümüzde Fas ve Türkiye arasındaki siyasi, diplomatik ve ekonomik ilişkiler gittikçe
artmaktadır (Dışişleri Bakanlığı, 2015).
Avrupa Ülkeleri İle İlişkiler
Fas ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki ilişkiler bazen insan hakları ve bazen de Batı
Sahra konularında gergin olmasına rağmen Fas Avrupa Birliği (AB) ile yakın bağlara sahiptir.
1 Mart 2000 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Birliği (AB) ile Fas Ortaklık Anlaşması, bir
serbest ticaret anlaşmasına yol açacağı varsayılıyordu. 2008 yılının Ekim ayında, Fas,
22
ürünlerini AB pazarlarına açan "ileri statü ilişkileri" Avrupa Birliği (AB) tarafından verilerek
Güney Akdeniz ülkesi olmuştur (Jaidi, Martín, 2010).
Fas, Avrupa Birliği’nin Avrupa-Akdeniz Ortaklığına ve 2005 yılında Komşuluk
Politikası Planına katılarak önemli miktarda Avrupa Birliği’nden (AB) yardım almaktadır.
Avrupa Birliği, Fas'ın gerçekleştirdiği siyasi reformlar konusunda güçlü bir destekçisi
olmuştur ( Strategy Paper, 2007 – 2013).
Fas geleneksel olarak eski sömürgecileri olan Fransa ve İspanya ile iyi ilişkilere sahip
olmuştur. Fas ile İspanya arasındaki ilişkiler aralıklı olarak uyumsuz olmuştur. İspanya ve Fas
arasında Fas'ın Akdeniz kıyılarında bulunan Ceuta ve Melilla adalarının İspanya tarafından
işgal edilmesi ve Batı Sahra sorunu gibi konularda anlaşmazlıklar bulunmaktadır. Bununla
birlikte Fas ve İspanya arasında Atlantik Okyanusu’nun Kanarya Adaları arasındaki kara
sularına ilişkin çözülmemiş bir anlaşmazlık bulunmaktadır (Lesser, Kemp, Alessandri ve
Wimbush, 2012).
Bölgesel anlaşmazlıkların yanında;
yasadışı göç, terörle mücadele, uyuşturucuyla
mücadele gibi konular Fas ve İspanya arasındaki işbirliği ikincil görünmektedir. Faslı askerler
Haiti’deki Birleşmiş Milletler istikrar misyonunda İspanyol komutası altında görev yapmıştır.
Bununla birlikte; Fas Cebelitarık Boğazı'ndaki yasadışı göçle mücadelede İspanyol
devriyelere katılmıştır (Lesser, Kemp, Alessandri ve Wimbush, 2012).
Uluslararası Boyuttaki Ülkeler İle İlişkiler
Fas Dış Politikası, katı bir şekilde batı yanlısı olarak tanımlanabilir. Fas, Batı içinde
eski sömürge yönetimi olan Fransa ile özel bağlar kurmuştur. Bununla birlikte, Fas bölgede
katı bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri ile ittifak kurmuştur. Batı ile ittifakın sembolü
1999 yılında II. Hasan’ın cenazesinde sembolleşmiştir. Amerika Birleşik Devletleri Başkanı
Bill Clinton ve Fransız Cumhurbaşkanı Jacques Chirac’ın yanısıra, cenaze törenine İsrail
Başbakanı Ehud Barak ve İspanya Başbakanı José Maria katılmıştır. Bu dört ülke ( ABD,
Fransa, İspanya ve İsrail) bağımsızlıktan günümüze kadar Fas Dış Politikasında önemli bir rol
oynamıştır.
Fas’ın Batı ile kurduğu ittifaklarda iki etken gözardı edilmemelidir. Bu etkenlerden
birincisi ideolojik yakınlıklar diğeri ise ticaret çıkarıdır. Fas Monarşisi ve diğer önemli
aktörler Soğuk Savaş Döneminde batıya karşı ideolojik olarak yakın durmuşlardır.
23
Fas diplomasi aracılığıyla birinci üçgenin kenarları olarak Fas, ABD ve Sovyetler
Birliği’ni bir araya getirmiştir. 1950'lerin sonlarından itibaren, Fas iki süper güçle de açık
bağlantıları olmadan ilişkilerini sürdürmüştür (Andrés, 2006). Fas ayrıca Fransa'ya karşı
ABD'yi oynamaya çalışmıştır. Fas Fransa'dan fayda elde etmek amacıyla, bağımsızlığının ilk
yıllarında ABD'yle yakın ilişkilerde bulunma konusunda Fransa’yı tehdit etmiştir.
İspanya ile Fas’ın ilişkileri çoğunlukla gergin olmuştur. 1980lerin başına kadar Lopez
Garcia ve Larramendi, Fas’ın eski sömürgeleri olduğunu tartışıyorlardı fakat bu tarihten
itibaren İspanya nihayet Fas’ın eski sömürge olduğu görüşünden vazgeçmiştir.
Soğuk Savaş'ın sona ermesiyle birlikte, ABD’nin silah ve krediler konusunda desteğini
azaltması Fas dış politikası üzerinde olumsuz bir etkiye neden olmuştur. Bununla birlikte II.
Hasan’ın Orta Doğu bölgesinde çatışmaları çözme konusunda önemli bir rol oynaması ABD
politikasında önemli bir yer tutmasına neden olmuştur. Bu durum, ABD Başkanı Clinton’ın
ülkeyi yönettiği dönemde ABD hükümetinin yeni öncelikleri nedeniyle gerçekleşmiştir. Fas
Ortadoğu'da barış sürecinin başarısı için bu çerçevede merkezi bir rol oynamıştır (Zoubir,
2006).
11 Eylül olayları Fas için soğuk savaşın sona ermesinden daha sıkıntılı bir tehdit
oluşturuyordu. Bu noktada VI. Muhammed yeni kral olmuştu ve gücü elinde tutması
konusunda zorluklar yaşayabilirdi. Fakat Kral düzgün bir şekilde ABD acı yaşarken
sempatisini göstermiş ve “Teröre Karşı Savaş”ta ABD’yi desteklemiştir (Molina, 2014). VI.
Muhammed, ABD’nin çatışmalarda arabuluculuk konusunda giderek önemli bir rol oynadığı
zamanda başka bir hareketin Fas'ın Batı Sahra’daki çıkarlarına zarar vereceği düşünmüştür.
VI. Muhammed, ABD'yi destekleme anlamına gelen bu riski göz ardı etmedi. Fas’taki İslamcı
gruplar VI. Muhammed’in hareketini kınayabilir ve yurt içinde onu zayıflatabilirdi. Fakat VI.
Muhammed Fas’ın en yüksek önceliği olan Batı Sahra sorunu konusunda risk almayı kabul
etmiştir. İstikrar denklemi için kontrol edilebilir ve potansiyel olarak daha az
gerçekleşebilecek bir İslamcı ayaklanmasından daha fazla Batı Sahra’yı kaybetme riski tehdit
oluşturuyordu. Fas Dış Politikasında bu öncelikler son 15 yıldır değişmeden kalmaya devam
etmektedir.
24
Kaynakça
ANDRÉS, Antonio Sánchez; (2006), “Political-Economic Relations Between Russia and
North Africa”, Real Instituto Elcano, pp. 1-17.
AMGHAR, Samır; (2007), “Polıtıcal Islam ın Morocco”,Centre for European Policy
Studies, pp. 1-11.
ANTIL, Alain; (2003), “Le Royaume du Maroc et sa politique envers l’Afrique Subsaharienne”, Instıtut Français des Relations Internationales (IFRI), pp. 1-79.
Arap Center for Research and Policy Studies, The September 2015 Municipal
Elections in Morocco: the Performance of the Justice and Development Party, (17.09.2015).
Bank, W. (1980). Morocco: Basic Economic Report.
BOUKHARİ, Ahmed; (2004), “ The Internatıonal Dımensıon Of The Conflıct Over The
Western Sahara And Its Repercussıons For A Moroccan Alternatıve”, Real Instituto Elcano, pp. 116.
CIA FactBook Database.
Dışişleri Bakanlığı; (2015), “Türkiye - Fas Siyasi İlişkileri”, İnternet Adresi:
http://www.mfa.gov.tr/turkiye-fas_siyasi-iliskileri.tr.mfa , Erişim Tarihi: 20.10.2015.
Eorro-Mediterranian Regional and Local Assembly (ARLEM), 2012, Akdeniz
Birliği’nin Bölgesel Boyutu İle İlgili Rapor, Euler Hermes Economic. (2015). Morocco.
Ewijk, V.E. 2013, From centralized governance to local governance networks in
Morocco, Turkey and the Netherlands, Amsterdam Institute for Social Science Research
(AISSR), PhD thesis, University of Amsterdam.
GlobalSecurity.org, 2011: “Morocco Government.”
Hussein, J. (2012). Report GCC Sovereign Fund Investments in Morocco, (January).
International Institute for Democracy and Electoral Assistance (IDEA), 2012.
ISS, International Institute of Social Studies, 2013, Decentralisation and Local
Governance in the Euro Med Region.
JAİDİ, Larabi et Martín, Iván; (2010), “Comment faire avancer le STATUT AVANCÉ UEMAROC ?”, Institut européen de la Méditerranée, pp. 1-93.
JOFFÉ, George; (2009), “Western Sahara: Conflict Without End?”, Norwegian Peace
Building Centre, pp. 1-3.
25
KHAKEE, Anna; (2011), “The Western Saharan autonomy proposal and political reform in
Morocco”, Norwegian Peace Building Centre, pp.1-12.
LESSER, Ian O., KEMP, Geoffrey, ALESSANDRİ, Emiliano ve WİMBUSH, S. Enders;
(2012), “Morocco’s New Geopolitics: A Wider Atlantic Perspective”, The German Marshall Fund
of the United States (GMF), pp. 1-74.
Madani, Maghraoui ve Zerhouni, 2011, The 2011 Moroccan Constitution: A Critical
Analysis, IDEA.
MİGDALOVİTZ, Carol; (2010), “Morocco: Current Issues”, Congressional Research
Service, pp. 1-13.
MOLİNA, Irene Fernández; (2007), “Le PJD et La Polıtıque Étrangère du Maroc : entre
L'ıdéologıe et Le Pragmatısme”, CIDOB Mediterráneo; pp. 1-91.
MOLİNA, Irene Fernández; (2014), “Morocco and the Middle East under Mohammed VI”,
HH Sheikh Nasser al-Mohammad al-Sabah Publication Series, pp. 1-32.
Seltzer, V. (2012). A Radio Report on Morocco ’ s Rentier Economy and Democracy.
Strategy Paper; (2007 – 2013), “Morocco”, European Neıghbourhood and Partnershıp
Instrument, pp. 1-38.
The Economist Intelligence. (2009). Morocco.
United Cities and Local Governments (UCLG), 2008: “UCLG Country Profiles:
Kingdom of Morocco.”
UNDP (Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı), 2014, New York, ABD.
Üskül, M.Z., “Fas Bahara Erdi Mi?”, http://www.radikal.com.tr/yorum/fas-baharaerdi-mi-1072330/, (20.10.2015).
Varol, A. “Fas Seçimleri”, http://www.yeniakit.com.tr/yazarlar/ahmet-varol/fassecimleri-11935.html, (10.09.2015).
World Bank Working. (2012). Kingdom of Morocco Promoting Youth Opportunities
and Participation, (68731)
Yossef Ben-Meir, 2014, Decentralizing Municipalities in Morocco and Arab Spring
Countries,http://www.moroccoworldnews.com/2014/07/134870/decentralizingmunicipalities-in-morocco-and-arab-spring-countries/, (01.11.2015).
ZOUBİR, Yahia H.; (2006), “American Policy in the Maghreb: The Conquest of a New
Region?”, Real Instituto Elcano, pp. 1-15.
26
http://localdemocracy.net/countries/africa-north/morocco/, (30.09.2015).
http://www.nationsencyclopedia.com/Africa/Morocco-LOCAL-GOVERNMENT.html,
(28.09.2015).
http://www.state.gov/documents/organization/160470.pdf, (30.09.2015).
SOURCE (OR PART OF THE FOLLOWING SOURCE):
http://portal.unesco.org/ci/en/ev.phpURL_ID=23320&URL_DO=DO_TOPIC&URL_SECTION=201.html, (30.09.2015).
http://northafricapost.com/9069-morocco-local-regional-elections-a-rendezvous-withhistory.html, (10.10.2015).
http://www.quotaproject.org/uid/countryview.cfm?ul=en&country=138, (10.10.2015)
27

Benzer belgeler