14 - KadıköyŞifa Sağlık Grubu

Transkript

14 - KadıköyŞifa Sağlık Grubu
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
İçindekiler
06
04
IVF
Üreme sağlığınızın değerlendirilmesi...
20
GENEL CERRAHİ
Fazla kilolarınızdan kurtularak...
32
KLİNİK PSİKOLOJİ
Engelli bir çocuğa sahip olmak...
40
GÖĞÜS HASTALIKLARI
Bahar alerjisi ile ilgili en önemli sorular...
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
Geç de olsa anne olmak
08
BİZDEN HABERLER
KadıköyŞifa blog anneleri ile...
24
26
PEDAGIJİ
ÇOCUK SAĞLIĞI VE HASTALIKLARI
Çocuğunuz çok mu kaygılı?
Anne sütü bebekleri ishalden koruyor.
34
36
NÖROLOJİ
DERMATOLOJİ
MS’te bilgi kirliliği korkutuyor
Güneş koruyucusu nasıl seçilmeli?
42
48
BESLENME VE DİYET
KİTAP
Çocuğunuzun ne kadar sıvı ihtiyacı...
Kurucumuz
DR. AHMET EMİNOĞLU
Bülteni Hazırlayanlar
AYŞEN ÖZKUL
Pazarlama Müdürü
Yönetim Kurulu Başkanı
LEVENT EMİNOĞLU
FARUK GÜR
Görsel İletişim Sorumlusu
İcra Kurulu Başkanı
BUKET PİLAVCI
SEDA EVRAN
Kurumsal İletişim Sorumlusu
Yeni çıkanlar, en çok okunanlar
İletişim Bilgileri
Işıklar Cad. No: 31
Ataşehir, İstanbul
444 2 574
www.kadikoysifa.com
[email protected]
2
14
KADIN HASTALIKLARI VE DOĞUM
Doğum yöntemini belirlerken...
30
ÜROLOJİ
HPV Virüsünden korunmanın en etkin...
38
PSİKİYATRİ
Masum görünen takıntılarınız hastalık...
50
İNSAN KAYNAKLARI
Yangın Eğitimi
Baskı
Form-Ar
Matbaacılık ve Ambalaj San.
Tel: 0212 512 16 31
Canından daha öte gördüğü bir varlığı; koşulsuz sevebilmek gerçekten
olağanüstü bir duygu.
Anne olmayı isteyen her kadın; bu güzel beklentiyle hareket eder kuşkusuz.
Ancak bu süreç bazı zorunluluklar nedeniyle ertenebiliyor ve sırf bu
yüzden de çocuk sahibi olamama riski ile karşı karşıya kalınabiliyor. Çünkü
doğurganlık, kişiden kişiye değişkenlik gösteren bir oran. Yeni yasal zemin
ve yeni metodlarla çok daha geç veya düşük olasılıklarda dahi bu oranı
yükseltebilen uzmanlar; bu konuda artık anne adaylarının daha çok pozitif
sonuçlara ulaşmasını sağlayabiliyor.
Bizler ise; her zaman olduğu gibi, tüm tıbbi gelişmeleri, bilimsellik ve sosyal
fayda çerçevesinde kalarak hastalarımıza yansıtma amacında olacağız.
Buket Pilavcı
İcra Kurulu Başkanı
3
IVF
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
ÜREME SAĞLIĞINIZIN
DEĞERLENDİRİLMESİ
SİZE DOĞURGANLIĞINIZI
ZAMANLAMA ŞANSI
SAĞLAYACAKTIR.
İnsanoğlunun en önemli içgüdüsü
üreme ve nesillerinin devamını
sağlamaktır. Modern toplumlarda
uzayan hayat süresi, bireylerin kariyer
planlamaları ve evlenme yaşının
ileriye alınmasına neden olmuştur.
Erkeklerde ergenlik dönemi ile
başlayan üreme yetisi ölünceye kadar
sürebilmekte oysa kadınlarda bu
süre ergenlik ve menapoz arasındaki
25-30 sene ile sınırlanmaktadır.
Özellikle tüp bebek tedavilerinin
tanım ve uygulamaları sonrası
üreme sağlığı ile ilgili farkındalık
artmaya başlamıştır. Üreme sağlığının
zamanında değerlendirilmesi; Kişilere
özel doğum kontrol yöntemlerinin
belki de gereksiz kullanılması ya da,
üremeyi sağlayan erkek ve dişi üreme
hücrelerinin doğurganlık planına
uygun ileri zamanlarda kullanılmasına
yönelik saklanması anlamına
gelmektedir. Bireylerin 25-30 sene ile
sınırlı bu dönem ise bu şekilde sağlıklı
biçimde kendi kontrollerinde olmasını
sağlamaktadır.
Tüm dünyada uygulanan ve kadınların
üreme şansının ileri yaşlara
taşınmasını sağlayan “oosit (yumurta)
dondurma” yöntemi sayesinde şimdi
ileri yaşlarda da sağlıklı doğurganlık
dönemi başlıyor. Bu güne kadar
sadece yumurtalıkların alınması ya
da kanser ve benzeri hastalıklarda
kullanılan tedavilerin hem
erkek hem de kadın
üreme hücrelerinin
yok olmasına neden
olduğu durumlarda saklanabilen
yumurta hücreleri artık yumurta
sayısının azalacağı durumlarda da
saklanabilmektedir. 10 Eylül 2014
tarihinde yayınlanan son tüp bebek
yönetmeliği ile oosit dondurma
yöntemi, hücrelerin canlılığına zarar
vermeden yumurta hücrelerinin
sağlıklı şekilde saklanabilmesini
sağlamaktadır.
Sağlıklı üreme konusundaki
gelişmeleri değerlendiren
KadıköyŞifa Hastanesi Yardımcı
Üreme Teknikleri Direktörü Dr.
Engin Enginsu “Kadın ve erkeklerde
üremeye yönelik fonksiyonların
ölçülebilir olması ve tıbbi olarak bu
konuda karşılaşılabilecek sorunların
çözülebilir hale gelmesi ile önem
kazanmaya başlayan üreme
sağlığı konusunda tüm dünya gibi
Türkiye’de de önemli adımlar atılıyor.
Son yıllarda üreme hücreleri ya da
embriyolarda uygulanmaya başlanan
hızlı dondurma (vitrifikasyon) yöntemi
ile artık yumurta hücrelerinin
üreme fonksiyonlarını koruyarak
dondurulması ve çözüldüğünde
sağlıklı embriyoların gelişmesi
mümkün olmuştur. Azalmış
yumurta rezervi
(yumurtalıklarındaki
4
Tüp Bebek Ünitesi Direktörü
Dr. Engin Enginsu
yumurta sayısının yaşa göre daha
az sayıda olması / azalması) ya da
ailesinde erken menopoz hikayesi
olan kadınların yumurtalarının evlilik
öncesinde dondurulabilmesinin
ülkemizde de yasallaşmasının
ardından, artık ileri yaşta da sağlıklı
doğurganlık mümkün,” dedi.
Yumurta saklama işlemi nasıl
yapılıyor?
Yumurtalıklardaki yumurta
hücrelerinin öncelikle olgunlaştırılması
gerekiyor. Bu işlem ise tüp bebek
uygulamalarındaki gibi yumurtalıkların
ilaçlar ile uyarılmasıyla sağlanıyor.
Olgunlaştırılan yumurta hücreleri
vajinal yoldan yapılan, yumurta
toplama işlemi adı verilen hafif
anestezi altında ortalama 10
dakika süren bir işlem sonrasında
laboratuvara ulaştırılıyor. Yumurta
hücreleri daha sonra vitrifikasyon
yöntemi ile dondurularak özel saklama
tanklarında saklanıyor.
TÜP BEBEK MERKEZİ
1997 yılında Anadolu yakasının ilk Tüp Bebek Merkezi olarak açılan KadıköyŞifa Tüp Bebek
Merkezi, uzman kadrosu ile hizmet vermektedir. Amacımız çocuk sahibi olmak isteyen çiftlere
gerek tanı gerekse tedavi aşamalarında hasta bazında yaklaşım sağlamaktır.
Dr. M. Engin Enginsu
5
KADIN HASTALIKLARI
VE DOĞUM
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
35 yaşından sonraki
gebelikler için kullanılan
bu tanım günümüzde çocuk
sahibi olmayı erteleyen
kadınların modern zaman
hayatında başka önceliklere yer verip sonrasında
çocuk sahibi olmak için
gayret sarf ettiği bir
dönemdir.
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Op. Dr. Yasemin Yakut
KadıköyŞifa Sağlık
Grubu Ataşehir Hastanesi Kadın Hastalıkları
ve Doğum Uzmanı Op.
Dr Yasemin Yakut, ileri
yaş gebeliğini kimlerin
tercih ettiğini açıklarken ideal biyolojik
doğum yaşının 18-28
arası olduğunu belirterek, 35 yaşından sonra
yumurtalık fonksiyonlarının azaldığını ve gebe
kalmanın güçleştiğini
önemle vurguluyor.
Kulağa hoş gelen ama birazda
huzursuz eden bir başlık.
Yüzyılın getirdikleri ile birlikte, biz
kadınların iş hayatında başarılı
olması ve bu yolda ilerlemeleri
ile başladı her şey….
Üniversite bitsin, bir işe
gireyim, ekonomik özgürlüğümü
kazanayım, kariyer planlarım
derken ……. aaa yıllar çabucak
geçmiş. Aile kurmak, bu
kutsal kurumun meyvesi olan
çocuk sahibi olmak için geç mi
kalmışım ?
Şu cümleleri de duyar gibiyim ;
“Ben çok şanslıyım eşimle
üniversite yıllarında tanıştım.
6
Evliliğimiz çok iyi gidiyor. Yıllar
akıp gitti. Ancak bugün ailelerin
baskısı ile bebek sahibi olmaya
karar verdik.
Geç mi kalmışız?”
Günümüzde çocuk sahibi olmayı
erteleyen kadınların ortak
nedenleri:
*Uzun süren eğitim
*Eğitim sonrası iş sahibi olma
arayışı
*Kariyer planları
*Ekonomik kaygılar
*Çiftlerden birinin doğacak
çocuğun sorumluluğu için
kendini hazır hissetmemesi
Geç genç anne adaylarının
üstesinden gelebiliyoruz hatta
bebek sahibi olmak için çiftlere gebeliklerinin zorluklarını
bahsederken karamsar bir
yardım ediyoruz.
tablo ile karşılaşmış olsak
ta bu dönemde tıbbi olarak
Kadının adetlerinin düzenli
olması bebek sahibi olmak için yapabileceklerimizin farkında
olmak elbette bizi mutlu ediyor.
yeterli değil.
Hiçbir şey için geç değildir
Erkeğin ejekülatının olması
………..Çünkü ;
yeterli ve düzgün spermlerin
olduğunun göstergesi değildir.
İleri yaş gebeliklerinde anneler
yaşam telaşını geride bırakmış
Biz bu duruma üreme yetisi
oldukları için çocuklarının
diyoruz. Bebek sahibi olmak
İleri yaş annelerin gebelikgelişimi esnasında , çocukluk
için baş vuran infertil çiftlerde
lerinde sıkça karşılaştığımız
döneminde onunla daha
(çocuğu olmayan çiftlerde)
sorunlar:
dolu dolu ve kaliteli zaman
öncelikle yumurtlama
• Yaş ilerledikçe görülen Tip
geçiriyorlar. İş ve maddi telaş
kapasitesi ve spermogram
2Diabet, Gestasyonel Diabet
yaparak kadın ve erkeğin üreme olmadan çocuklarına daha
• Yüksek tansiyon
fazla vakit ayırarak , onların
• Ödem , tansiyon yükselmesi fonksiyonlarına bakıyoruz.
büyümesini bakıcılara kendi
ve idrarda albümin çıkması
ebeveynlerine bırakmadan
Aslında üreme sağlığında
• Düşük yapma olasılığının
farkındalığın kırılma noktası tüp birebir üstlenerek topluma
yüksek olması
• Dış gebelik olasılığının yüksek bebek. Modern yüzyılımızda tüp mutlu nesiller yetiştirmek için
sonsuz katkıda bulunuyorlar.
bebek ünitelerinde uygulanan
olması
• Başta Down Sendomu olmak tedavi protokolleri ile infertil
üzere anomalili bebek doğurma çiftlerin çocuk sahibi olmasında İleri yaş gebeliklerinde anneler
büyük başarılar elde edilmiştir. çocuklarının gelişimi esnasında
riskinin artması
, çocukluk döneminde onunla
• Gebelik sırasında plasenta
daha dolu dolu ve kaliteli zaman
10 Eylül 2014 tarihide
dediğimiz bebeğin eşine ait
geçiriyorlar. İş ve maddi telaşı
tüp bebek yönetmeliğinde
problemler
aşmış oldukları için çocukları ile
yapılan değişiklik ile geç
• Çoğul gebelik riski
birlikte oldukları vakitler çalışan
anne adaylarına büyük bir
• Bebekte gelişme geriliği ve
annelere göre daha fazla oluyor.
fırsat verilmiştir. Yumurtlama
erken doğum riski
kapasitesi düşük olan ve hiç
İleri yaş gebeliklerinde doğum, doğurmamış, aile öyküsün de
erken menopoz olan, kanser
anne , bebek ile ilgili riskler
öncüsü hücre tespit edilip
artarken doğum hekiminin de
yumurtalıkları cerrahi olarak
sorumlulukları artıyor elbette.
çıkarılacak adaylar, yine
meme kanseri gibi kemoterapi
İleri yaş gebeliklerin
zorluklarından bahsettik ancak ve radyoterapi gerekli
olan durumlarda toplanan
günümüzde modern tıbbın
yumurtaların saklanması
bize kattıklarından dolayı biz
bahsedilen medikal sorunların ülkemizde yasallaştırılmıştır.
Bir kadının gebelik için en
ideali 18-28 yaş sınırıdır. 35
yaşından sonra yumurtalık
fonksiyonlarının azaldığını ve
gebe kalmanın güçleştiğini
biliyoruz. İleri yaşlarda gebe
kalmak sorun olabileceği gibi
, ileri yaş anne gebeliklerinde
bebeklerde de doğum
anomalileri görülme olasılığı
artıyor.
7
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
8
9
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
10
11
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
12
13
KADIN HASTALIKLARI
VE DOĞUM
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
DOĞUM YÖNTEMİNİ
BELİRLERKEN
SEÇME HAKKI
ANNENİN...
Doğumun, anne-baba adayları ve hatta yakın
çevreleri için çok özel ve yaşamlarında ki en
güzel deneyimlerden biri olduğunu vurgulayan
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Birgül
Karakoç günümüzde gebelik ve doğuma temel
yaklaşımın, doğumun fizyolojik bir olay olduğu ve
çok az tıbbi girişim gerektirdiği yönünde olduğunu
belirtiyor.
Doğal doğum, “mümkün olduğu
kadar” müdahale edilmeden, kendiliğinden başlayarak yapılan, doğum
sonunda anne-bebeğin kesintisiz ten
tene temasının sağlandığı doğumlardır. Gereksiz yapılan her türlü
müdahalenin doğumun işleyişi ve
hormonların salınımı üzerine negatif
etkiler yapmaktadır.
Doğal Doğum Felsefesi:
Doğum, normal, doğal ve sağlıklıdır.
Kendi doğum şekline karar vermek
her kadının hakkıdır. Müdahaleler
sadece gerektiğinde uygulanmalıdır. Doğum tecrübesi anne, baba ve
aileyi derinden etkiler. Anne ve bebek
arasındaki güven ve bağlanma ilişkisi
doğum tecrübesi ile yakından ilgilidir.
Kadının doğal dürtüleri doğumu
yönlendirir. Kadın ve bebek bunun için
gerekli içsel zekaya sahiptir.
Doğal doğumun avantajları nelerdir?
Vücudunuzun kontrolünü mümkün
olduğu kadar fazla elinizde tutmak,
doğum sürecine aktif şekilde katılmak
ve minimum müdahale olsun istiyorsanız, doğuma doğal, ilaçsız bir yaklaşım
Kadın Hastalıkları ve Doğum
Op. Dr. Birgül Karakoç
•Bebeğin TTN (yenidoğan bebeğin
akciğerlerinden su atılamaması) dahil
belli bazı solunum problemleri olma
olasılığı daha azdır. TTN ciddi bir sorun
değildir ve tedaviyle 2 ile 7 gün arasında temizlenir. Prematüre bebeklerde
ve sezaryen ile normal zamanında
doğan bebeklerde daha çok görülür.
•Doğum kanalından geçerken oluşan
basınç bebeğin akciğerlerindeki bu
•Bu doğum yapmanın daha doğal
ekstra sıvının sıkışarak dışarı çıkmasıyoludur. Vücudunuz herhangi bir
tıbbi müdahale olmadan vajinal yolla na yardımcı olur. Ayrıca doğal doğum
doğum yapmak üzere programlanmış- akciğerlerden sıvıları temizleyen
epinefrin hormonunun salgılanmasını
tır. Doğum rahim ağzının açılmasıyla
başlar ve yeni doğan bebekle biter.
tetikler.
•Birçok kadın, doğum sırasında yoğun •Vajinal olarak doğan bebeklerde ilerbir güçlenme hissi ve sonrasında da
leyen yaşlarda astım, yiyecek alerjileri
önemli bir iş başarmış olma hissi du- ve laktoz intoleransı görülme ihtimayar. Acı çekmelerine rağmen çoğu bir linin daha az olduğu bildirilmektedir.
Bunun nedeni doğum kanalından
sonraki doğumda da ilaçsız doğumu
geçerken bebeğin yararlı bakterilere
seçeceklerini söyler.
maruz kalması olabilir.
•Çocuk doğurma deneyimine aktif
olarak katılırlar.
•İkinci ve sonraki hamileliklerde, do•Vajinal doğum sonrası hastane
ğum daha kısa sürebilir ve daha hızlı
yatışının daha kısa olmaktadır (Doğum ilerleyebilir.
•Vajinal olarak doğum yapan anneler
sonrası 24 ile 48 saat hastanede
sezaryen yapanlara göre daha çabuk
kalırsınız).
•Vajinal doğum ile daha hızlı iyileşir
ve daha etkili şekilde emzirebilirler.
ve daha az doğum sonrası ağrı olur.
•Vajinal doğum sonrası hemen besize en iyi uyan yaklaşım olacaktır.
Bu yolu seçerseniz, acı ve rahatsızlık
olasılığını doğum yapmanın bir parçası
olarak kabul etmiş olursunuz. Ancak
doğru hazırlık ve destek ile kadınlar
doğal doğum yaptıklarında çoğunlukla
kendilerini güçlenmiş ve son derece
tatmin olmuş hissederler.
14
15
KADIN HASTALIKLARI
VE DOĞUM
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
bekle ten tene temas kurulacağı için
bebekle bağlantı kurmak daha kolay
olmaktadır.
•Problemsiz vajinal doğumda daha az
kanama, kan pıhtısı ve iç organ hasarı
riski vardır.
•Doğal doğum tekniği girişimsel değildir o nedenle siz ya da bebeğiniz için
zarar görme ya da yan etki potansiyeli
azdır.
•Bazı kadınlar için kontrolün kendilerinde olması acı/ağrı algısını azaltmaya yardımcı olur.
•Serbestçe gezinebilir ve sancılar
sırasında rahat olmanıza yardımcı
olacak pozisyonlar bulabilirsiniz. Ve
ıkınarak bebeğinizi doğurma zamanı
geldiğinde doğum sürecini katılabilirsiniz.
•Kasılmaları daha kuvvetlendirmek
için oksitoksin (suni sancı) müdahalesine ihtiyaç duyma, mesane katererizasyonu ya da bebeğin vakum ya da
forseps ile alınması olasılığınız epidural alan kadınlara göre daha azdır.
•Sancıları yönetmeye çalışırken eşiniz
sürece dahil olarak size yardımcı
olabilir.
kasyonlar oluşabilir.
•Vajinal doğumda perinede yırtık riskiniz olur. Bu durum, hafif yırtıklardan
kalın bağırsağa kadar giden dördüncü
derece yırtıklara kadar değişebilir. Bu
da iyileşme sürenizi uzatabilir.
•Doğum sırasında kordon dolanması
ya da başka problemler nedeniyle bebeğinizin oksijensiz kalma riski vardır.
•Bebeğiniz doğum kanalından
geçerken morarma, şişlik ve nadir durumlarda kemik kırıkları dahil fiziksel
travma yaşayabilir. Fiziksel travma
riski yardımlı vajinal doğumlarda artar
(forseps ya da vakum kullanımı).
•Vajinal doğumlar doğum sonrası
rahim, idrar torbası sarkması, idrar
kaçırma ihtimalini artırabilir.
•Çok nadir durumlarda, rahim dönmesi oluşabilir. Bu rahminizi üst kısmının
içinin dışına çıktığında görülen yaşamı
tehdit edici bir komplikasyondur.
Hemen tedavi edilmezse, ciddi kanamaya ve şoka ve annenin ölümüne yol
açabilir.
•Yırtığınız varsa ya da epizyotomi
yapılmışsa, bebeğinizin doğumunu
takip eden üç ay içinde cinsel ilişki
sırasında acı hissedebilirsiniz.
Öğrendiğiniz nefes alma egzersizlerini, •Bazen doğum sırasında kuyruk kemigöz önünde canlandırma tekniğini ve ğinizi incitebilirsiniz. Bu yaralanmalara
kendi kendine hipnozu hem doğum
sık rastlanılmaz ancak dar ya da farklı
sırasında hem sonrasında kullanabilir- bir pelvisiniz varsa ve büyük bir bebek
siniz. Birçok yeni anne emzirmenin ilk doğuruyorsanız zedelenme, kemik
günlerinde, doğum sonrası rahatsızlık- çıkması ya da kırılması daha olasıdır.
la başa çıkmaya çalışırken ya da yeni •Vajinal doğum yapan kadınlarda
doğan bir bebeğe bakmanın özellikle üriner inkontinans (idrarını tutamastresli olduğu zamanlarda kendilerini ma) oranı sezaryen yapan kadınlara
rahatlama tekniklerini kullanmalıdır.
göre daha yüksektir. Yardımla vajinal
doğum yapmak, uzun süren ıkınma
Doğal doğum yapmanın dezavantaj- aşaması ve büyük bir bebek doğurları nelerdir?
mak riskinizi artırır.
Epiduralın aksine, doğal acı azaltma
teknikleri acıyı yok etmez. O nedenle, Doğal Doğuma Yardımcı Teknikler
acı/ağrıyı hissetme ve acıya katlanBire bir doğum desteği ;
maya ilgi duymuyorsanız, epidural
Size duygusal güvence vermek ve sizi
ile daha mutlu olursuz. Ayrıca doğal
mümkün olduğu kadar rahatlatmak
yaklaşımlar özellikle de fazla uzun
için yardım etme konusunda kararlı bisüren bir doğum ya da çok fazla mürinin yanınızda olması endişe ve stres
dahale gerektiren komplike bir doğum seviyenizi önemli oradan azaltabilir.
durumunda yeterli olmayabilir.
Bu kendinizi daha kontrollü hissetmenize ve ilaç kullanmadan doğum sü•Doğum korkusu bazı kadınlar için
recinin zorluklarını aşmanıza yardımcı
anksiyete ve duygusal çalkantıya
olabilir.
neden olabilir.
•Vajinal doğumların çoğu riskli
Araştırmalar sürekli olarak profesyonel
olmasa da doğum sırasında annede
destek alan kadınların, almayanlara
kanama dahil beklenmedik kompligöre sistematik ağrı ilaçlarına ya da
16
epidurale daha az ihtiyaç duyma
olasılığı olduğunu, doğumlarının biraz
daha kısa sürdüğünü ve forseps ya
da vakum yardımıyla doğum ya da
sezaryen olma ihtimallerinin daha az
olduğunu göstermektedir. Bu durum,
sizin yanınızda olan kişinin doğum
sırasında size destek olmak ve sizi
rahatlatmaktan başka bir sorumluluğu
olmayan doğum koçu gibi bir uzman
olması durumunda özelikle doğrudur.
Nefes alma egzersizleri ve göz önünde
canlandırma ;
Birçok doğum öncesi sınıf odaklanarak
nefes alma ve göz
önünde canlandırma
tekniklerini programa alır. Siz ve eşinize pratik yapmanız
için özel nefes alma
şekiller öğretilebilir
ve eğitmeniniz göz
önünde canlandırmayı
(örneğin, sizi sakinleştiren bir yeri ya da
bebeğinizin güvenli,
kolay şekilde doğuşunu hayal etmek) kullanma konusunda size
koçluk yapabilir.
Ayrıca belirli bir kasa yoğunlaşıp onu
iyice sıkıp sonrasında mümkün olduğu
kadar gevşettiğiniz kademeli ya da
kontrollü rahatlama gibi teknikleri de
öğrenebilirsiniz.
Yoga ya da meditasyon ile ilgilenmişseniz, doğum süreci boyunca gereken
nefes tekniğinin önceden pratiğini
yapmış olabilirsiniz. Bakabileceğiniz
özel bir şeyi hastaneye getirmenin (örneğin çok sevdiğiniz bir fotoğraf) ya da
rahatlatıcı bir müziğin de rahatlamanıza yardımcı olduğunu görebilirsiniz.
Bu teknikler sancılarınızı yönetmenin
yolu olarak rahatlama ve eş desteğin-
den faydalanır. Rahatlama teknikleri
ve yoganın ağrının azalması, daha az
forseps ya da vakum yardımlı doğum
ve doğum deneyiminden daha fazla
mutluluk duyma ile ilişkilendirildiğini
öneren bazı araştırmalar vardır.
Pozisyonlar ve hareket;
negatif kayıtların pozitif olanlarla
yer değiştirmesi sağlanır. Bunun için
kullanılan teknikler bilgi, gevşeme,
karın nefesi, hipnoz ve kendi kendine
hipnozdur.
Temel felsefe bedenin korkulardan
arınarak gevşemesidir. Hipnozla
doğumda gevşeme tam olduğunda
bebek doğum kanalından kolaylıkla
çıkacaktır ve hatta ıkınmaya bile gerek
kalmayacaktır.
Epidural anestezi gibi bir ağrı kesici
yöntem kullanmadığınız zaman,
sancılar sırasında ayakta durmak ya
da eşinize yaslanmak, oturmak ve diz
çökmek - ister dik ister dört ayak üzerinde - dahil olduğu çeşitli pozisyonla- Hipnozla doğum eğitimi ve doğumun
dili tıp dilinden farklıdır. Doğumda sanrı deneyebilirsiniz.
cılar yoktur, dalgalar vardır. Olumluya
Hareket etmenin sizi rahatlattığını da odaklanmaktadır. Negatif duyguya
görebilirsiniz. Etrafta dolaşmayı ya da neden olacak sözcüklere yer verilmez.
Çünkü sözcükler duyguları, duygular
sallanan sandalyede ya da doğum pilates topu üzerinde sallanmayı dene- inançları, inançlar davranışları yaratır.
yebilirsiniz. Hareket etmek kendinizi Olumlu davranış olumlu deneyim,
daha fazla kontrollü hissetmenizi sağ- olumsuz davranışlar ise olumsuz
layarak endişe ve ağrınızı hafifletebilir. deneyimler yaratır.
Doğumun ilk evresindeki pozisyonlara
ve hareketleri inceleyen araştırmaların Hipnobirthing Doğum Felsefeleri:
bir meta analizi dik durumda olmanın Doğum, doğal, sağlıklı ve normal bir
ya da yürümenin doğumu bir saat
insan deneyimidir. Kadınların bedenlekadar kısaltabileceğini önermektedir. ri gebe kalmak, bebeklerini geliştirmek ve doğurmak üzere yaratılmıştır.
Sürekli olarak monitöre bağlı olmayı
Doğal, ilaçsız doğum yapmak isteyen
gerektiren bir durumunuz olsa bile
aileler kararlarında desteklenmeli, bayatakta farklı pozisyonlar deneyebikım ve bilgiyle doğumu olumlu, doğal
lirsiniz. Ayrıca yatağınızın kenarında
ve hatta keyifli bir deneyim olarak görayağa kalkıp, oturup ya da yatağınızın meleri için teşvik edilmelidir. Doğumlaetrafını adımlayabilirsiniz.
rının, gereksiz kimyasal, kronolojik
veya duygusal yönlendirme olmadan,
Bazı hastanelerde serbestçe hareket kendi zamanları içinde doğal şekilde
etmenize izin veren (ve telemetri
gelişmesine olanak tanınmalıdır.
olarak bilinen) kablosuz monitör
sistemleri vardır. Su geçirmez bir cihaz Normal doğuma hazırlanan sağlıklı
varsa, duş bile alabilirsiniz.
kadınlar, anormallikler ve tehlikeIkınma evresinde, dik bir duruş bebe- lerle ilgili korku uyandırıcı ve yıldırıcı
ğinizin aşağı inmesine yardımcı olabilir tartışmalardan korunmalıdır. Doğum
ve çömelmek ya da diz çökmek pelvik ekibinin ayrılmaz parçası eşlerdir ve
çıkışınızın açılmasına yardımcı olabilir. dinlenilmeyi ve kabul görmeyi hak
Bununla beraber, en iyi pozisyon sizin ederler.
için işe yarar olan pozisyondur. O
nedenle çeşitli pozisyonları denemek- Doğmamış veya yeni doğmuş bebekler
ten çekinmeyin ve sizi en rahat ettiren hamileliğe ve doğuma iştirak eden
pozisyonları kullanın.
uyanık, hassas ve hisseden varlıklardır. Bebeğin fiziksel ve duygusal
HİPNOBİRTHİNG
güvenlik-rahatlık ihtiyacını karşılamak
ve aile ilişkisinin önemine saygı gös(Hipnozla Doğum)
termek için çaba gösterilmelidir. ŞartMarry Mongan tarafından 1997
lar elverdiği sürece, ebeveynlerden
yılında oluşturulmuş bir doğuma
hazırlık yöntemidir. Eğitimin temelinde biri veya diğeri, doğumda bebeklerini
korkuların giderilmesi vardır. Hipnozla karşılamaya katılmalıdır. Kadınların
bedenlerine tıbbi aciliyet olmadan, rudoğum eğitimi, bilinç ve bilinçaltı
tin ve gereksiz yere dokunulmasından
korkularla çalışır. Geçmişte bulunan
17
kaçınılmalıdır.
Normal doğum yapmayı arzu eden
ailelere destek olan sağlık görevlileri,
karşılıklı işbirliği ve güven duygusu
içinde bir tavır görmeyi hak ederler.
KALİTELİ YAŞAM
POLİKLİNİĞİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
SELÜLİT
OLUŞUMUNDA TEK
SUÇLU KİLO DEĞİL
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi; Kaliteli Yaşam Koordinatörü Dr. Yasemin
Savaş; selülitin bilinenin aksine sadece
kilolu kişilerde değil, kilo sorunu olmayanlarda da gelişebildiğini vurguluyor ve güncel
tedavi yöntemlerini anlatıyor.
Selülit sadece kozmetik yada
görsel bir sorun değildir. Aslında
selülit bir dolaşım bozukluğudur
ve tedavi edilmezse ciddi dolaşım
problemlerine yol açabilir.
Selülit oluşumunun nedenleri
arasında; dolaşım bozukluğu,
yağlanma, genetik faktörler, yaş,
hormonal nedenler sayılabilmektedir.
Selülit üç aşamada gelişir;
Birinci aşama; dolaşım bozukluğu ile başlar. Bunun sonucu
damar duvarlarından sızan serum,
doku aralıklarında toplanarak
doku ödemeni oluşturur. Ödem
bir taraftan kan ile yağ hücreleri
arasındaki iletişimin aksamasına
ve yağ hücrelerinin metabolizmasının bozulmasına yol açarken, diğer
taraftan bağ dokusunun yapısının
bozularak sertleşmesine yol açar.
Tıpta yaşanan gelişmelere paralel
olarak selülit konusundaki teorilerin yenileri de keşfedilmektedir.
Beslenmenin bu konuda anahtar
rolü olduğu artık kabul edilmiş bir
gerçektir. Selülit her zaman çok
şişmanlık ve obezitenin sonucu
olmamasına karşılık, yağ dokusundaki azalma selülit dokusunda bir
iyileşme görülmesini sağlamıştır.
Ve tabii ki beslenmedeki yapılan
yanlışların ve özellikle bazı gıdaİkinci aşama; selülite özgü
ların selülit oluşumuna hizmet
portakal kabuğu görünümü ile
ettiği bilinmektedir. Ya da bazı
karakterizedir. Bunun sonucu
gıdaların selüliti azaltma veya
elastikiyetini kaybetmiş fibröz
oluşumuna engel olmada katkısı
bantlarla çevrili, aşırı büyümüş yağ olduğu.
dokusu hücrelerinden meydana
Örneğin;
gelmiş nodüller oluşur.
Basit şekeri ve rafine edilmiş
karbonhidrat kaynaklarını tüketÜçüncü aşama ise patolojik
memek, günde birkaç kere yeşil
sürecin devam etmesi sonucu,
çay tüketmek oluşumu engelleyen
nodüllerin birbirine yapışarak
faktörlendendir.
daha büyük nodülleri oluşturması Selülitte kolajen yıkımını önlemek
ve cildin kapitone bir görünüm
ve kolajen yapımına destek olmak
alması aşamasıdır. Bu aşamada
da tedavide önemlidir.
nodüllerin sinirler üzerine basısı
Üzüm suyu, üzüm çekirdeği eksnedeniyle ağrı oluşabilir.
tresi gibi gıdalar yıkımı önlerken, C
18
Medikal Estetik
Dr. Yasemin Savaş
vitamini içeren turunçgiller, çilek,
brokoli, karnabahar, yeşilbiber,
sebze meyveler de kolajen yapımını artırmaktadır.
Kan dolaşımını artırmak da selülitin giderilmesinde etkili bir yöntemdir. Bunun için bol su içmek,
sarımsak, soğan, kereviz, muz gibi
gıdalardan faydalanmak mümkündür. Ve tabi ki egzersizden.
Kliniğimizde selülit tedavilerinde
selülitin her evresinde etkili olan
tedavi yöntemlerinden de faydalanmaktayız.
Mezoterapi, cryo lipoliz, radyo
frekans, presso terapi, ozon
tedavisi, ultrason tedavisi, akustik
ses dalgaları ile yapılan tedaviler
gibi birçok yöntem selülitin her
üç aşamasında da en etkili tedavi
yöntemlerindendir.
Venöz ve lenfatik dolaşımı düzelterek, dokuda oluşan ödemi önlemekle kalmaz, yağları parçalayıp,
ayrıştırarak oluşan nodülleri de
küçültüp, zamanla kaybolmalarını
sağlar. Bozulan bağ dokusunu
yeniden yapılandırarak selülitik
görüntüyü düzeltir. Aynı zamanda
vücutta lokal yağlanmalarda, sarkmalarda ve vücut şekillendirmede
de etkin tedavi yöntemleridir.
Selülit oluşumunun nedenleri
arasında; dolaşım bozukluğu,
yağlanma, genetik faktörler,
yaş, hormonal nedenler
sayılabilmektedir.
Selülitin yağ birikimindeki anormallikle ilgili bir sorun olması
nedeniyle, tedavi programları
buna uygun bir şekilde özenle
yapılmalıdır. Bu yaklaşımla yapılan
uygulamalar, kilo kaybını artırır ve
tümüyle vücut sağlığında pozitif bir
değişim etkisini de beraberinde
getirirler. Konforlu ve ağrısız olan
bu uygulamalar hekim kontrolünde kişiye özel programlanmalıdır.
Tedavinin kalıcılığı konusunda
destek tedavilerle birlikte yaşam
şeklinin önemi de vurgulanmaktadır.
Seans sayısı selülitin evresine ve
kişinin durumuna göre değişmekle birlikte genellikle haftada bir
yada iki yapılan 10-12 seanslık bir
tedavi programı yeterli olmaktadır.
Tekrar oluşumu önlemek açısından rapellerin büyük önemi vardır.
19
BESLENME VE DİYET
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
BEBEĞİNİZ İÇİN
DOĞRU BESLENİN
Bir hamilenin ne kadar yediğinden çok daha
fazla ne yediğinin önemli olduğunu vurgulayan KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir
Hastanesi Beslenme Uzmanı Seda Bahtiyar
Tatay, hem anne adayı hem de bebek için
doğru beslenmeyi anlatıyor.
Günlük enerji ihtiyacı kişisel olarak
değişmekle beraber hamilelikte
artması gerekir. Ama bu sınırsız yemek veya iki kişilik yemek
anlamına gelmez. Hamileler için
günlük 2500- 2700 arası kalori
önerilmektedir. Bunun çeşitli
yiyecek kaynaklarında gelmesi
gerekliliğini unutmamak gerekir.
0-3 AYLAR
maya yetmezler. Bu yüzden hamile
kalmayı planlayan anne adaylarına
3 ay önceden folik asit kullanımı
ve hamileliğin ilk 3 ayına kadar
devamı önerilir.
Mide bulantılarını engellemek için
soğuk ve kokusuz yiyecekler tercih
edilmelidir. Özelikle zencefil çayı
bu dönemde ki bulantı şikâyetlerinin giderilmesine yardımcı olur.
Mide yanması gibi durumların önüne geçebilmek için bir oturuşta
aşırı büyük porsiyon yemekten ve
gece yatmaya yakın (en azından
yatmadan 2 saat önce yeme olayı
bitirilmelidir) yemek yemekten
kaçınılmalıdır. Fazla baharatlı ve
acılı ve asitli yiyeceklerden kaçınılmalıdır. Ayrıca kafein alımının
da kontrol altına alınması mide
yanmalarını kontrol altına almaya
yardımcı olacaktır.
0 - 3 ay arası günlük 100 kalorilik
bir artış bu ihtiyacı karşılamaya yeter. Birçok önemli vitamin, mineral
ve nutrientler hamilelik öncesine
göre bu dönemde daha fazla
önem kazanır. Bunları tamamlayabilmek için temel besin gruplarını
günlük beslenme düzenine katmak ve prenatal multivitaminlerin
kullanılması önerilir. Bazı mineraller vardır ki hamilelik döneminde
özellikle büyük önem taşırlar.
Bu dönemde uzak
durulması gereken
Özellikle besin değeri yüksek
yiyecekler
gıdalar tüketmek, proteinden ve
kalsiyumdan zenginden beslen• Ton balığı, kılıç balığı gibi ağır
mek gerekliliği artar.
metal içeren büyük balık ve dip
balık türleri, suşi gibi çiğ yenen
Folik asit annenin kan volümübalıklar, şarküteri etleri gibi az
nü artırmak ve bebeği nöral tüp
pişmiş etler ve çiğ yumurta tüketildeformasyonlarına karşı korumak memelidir.
için gereklidir. Sadece besinler bu • Yumuşak ve pastörize edildönemde ki artmış ihtiyacı karşıla- memiş peynir türleri ve sütler,
20
Beslenme ve Diyet
Dyt. Seda Bahtiyar Tatay
saklama koşulları güvenli olmayan
dondurmalar ve süt ürünleri tüketilmemelidir.
• Alkol ve kafein tüketimine özellikle özen gösterilmeli ve hamilelik
haberi alınır alınmaz alkol tüketimi
tamamen kesilmeli, kafein alımı
ise mümkün olduğunca kısıtlanmalıdır.
• Kaynağı belirsiz karışık bitki
çayları ve kafein, sinameki ve
mate içeren bitki çayları tüketilmemelidir.
3-6 AYLAR
Bu dönemde doktorunuzun izin
verdiği oranda düzenli egzersiz
yapmaya, sağlıklı beslenme programınızı uygulamaya devam .
Bu dönemde doktorunuzun önerdiği pre-natal multi vitamininizi,
folik asitinizi ve demir desteğinizi
almaya devam etmelisiniz.
Kansızlık hamilelikte görülen
en yaygın problemlerden biridir.
Dolayısıyla bu dönemde demirden
zengin beslenmek eğer gerekiyor
ise doktorunuz tarafından demir
desteği almak önerilebilir.
Beslenmenizi 3 Ana öğün ve 2-3
ara öğün olacak şekilde düzenlemeye çalışın.
Bu dönemde günlük toplam kalori
ihtiyacındaki artış 100 kaloriden
300 kaloriye çıkarılmalıdır. Yani
günlük ortalama 2500 kalori
tüketen bir hamilenin ihtiyacı bu
dönemde 2800 kaloriye çıkar.
Düşük kaloriden kaçınılmalıdır
unutmayın annenin yağ depoları
bebek için çok büyük önem taşır.
Düşük kalorili beslenmeler kanda
keton oranın artmasına ve bebekte zekâ geriliklerine yol açabilmektedir.
bir beslenme uzmanına danışabilirsiniz.
Pastorize edilmemiş gıdalardan,
çiğ veya az pişmiş et, tavuk veya
balığa özellikle dikkat edilmelidir.
Evde pişirme tekniklerinde çiğ
yenecek sebzelerin özellikle bu
tür besinlerle temas etmemesine,
farklı kesme tahtası ve bıçak kullanmaya özen gösterilmelidir. Nişastalı ve protein içeren gıdaların
oda sıcaklığında 2 saatten fazla
kalması gıda zehirlenmelerine yol
açabilir.
Doktorunuzun izin verdiği oranda
hafif zorlanmadan yapabileceğiniz egzersizler (yavaş yürüyüşler,
yüzme gibi) sizin ve bebeğinizin
sağlığına çok şey katacaktır.
Bunların yanında hamilelik yogası, Diğer dönemlerde olduğu gibi sağpilates gibi egzersizler de önerilen lıklı beslenme kuralları içerisinde
egzersizler içerisinde yer alır.
beslenmeye devam edilmelidir.
6-9 AYLAR
Proteinden, liften, kalsiyumdan
ve kompleks karbonhidratlardan zengin besin değeri yüksek
gıdalardan oluşan beslenmeniz bu
dönemde bebeğin gelişimi üzerine
büyük etkilere sahiptir. Bu konuda
size uygun beslenme programı için
Sebze ve Meyveler— Günlük 7
porsiyon civarında bu 2 besin
grubunda tüketilmesi önerilir.
(örneğin 3 porsiyon meyve ve 4
porsiyon sebze gibi)
Sebze ve meyveler lif, vitamin ve
mineral depolarıdır. C vitaminin-
21
Hamileler için
günlük 25002700 arası
kalori önerilmektedir.
den zengin olup bebeğinizin ve
sizin diş ve diğer dokularınızın
daha sağlıklı olmasına destek olur.
C vitamini aynı zamanda yara
iyileşmesini hızlandıracağı gibi
demirinde emilimini de artırır.
C vitamininden zengin sebze ve
meyvelere örnek olarak çilek,
kavun, portakal, domates, biber,
yeşillikler, lahana ve brokoli sayılabilir. Sebze ve meyveler ayrıca beslenmenize lif ve mineral desteği
sağlayarak daha enerjik olmanızı
sağlar Buna ek olarak koyu yeşil
sebzeler A vitamininden, demirden
ve folik asit gibi hamilelik dönemi
için çok önemli nutrientleri içerir.
GENEL CERRAHİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
FAZLA KİLOLARINIZDAN
KURTULARAK KANSERDEN
KORUNUN
2007 yılında ABD de yapılan çalışmaların; erkeklerde 34.000 kadınlarda ise 50.500 kanser vakasının obeziteden kaynaklandığını ortaya koyduğunu
söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Genel Cerrahi
Uzmanı Op. Dr. Levent Eminoğlu; obezite ve kanser ilişkisinin ispatlandığını belirtiyor ve uyarıyor.
Obezite günümüzün en önemli
sağlık sorunu. Son yirmi yıldır
özellikle gelişmiş ülkelerde çok
hızlı bir artış izleniyor.
Obezite yani aşırı kilonun
kalp hastalığı, inme , yüksek
tansiyon, şeker hastalığı , eklem
hastalıkları ve diğer bazı kronik
hastalıklara yol açtığı herkes
tarafından bilinen bir gerçek.
Ancak çok iyi
bilinmeyen bir diğer
risk de obezite ile
artan kanser riski.
Aşırı kilo yemek borusu , meme
(menopoz sonrası), rahim, kalın
bağırsak ve rektum, böbrek,
pankreas, tiroid, safra kesesi
riskinde belirgin artışa neden
oluyor.
ABD de yapılan çalışmalar 2007
yılında erkeklerde 34.000 (%
4) kadınlarda ise 50.500 (% 7)
kanser vakasının obeziteden
kaynaklandığını ortaya koyuyor.
Obeziteye atfedilen kanser
oranları organlar açısından
değişmekle birlikte rahim
iç yüzeyi ve yemek
borusunda % 40 a
kadar yükseliyor.
2030 yılı için yapılan öngörülerde
ABD de obezitenin 500.000
kanser vakasına yol açacağını
gösteriyor. Eğer her erişkin vücut
kitle endeksinde % 1 azalmayı
sağlarsa ki bu normal boylu bir
erişkinde yaklaşık 1 kiloya denk,
bunun yılda 100.000 kanseri
engelleyebileceği hesaplanıyor.
Dolayısı ile obezite; diğer tüm
sorunların ve neden olduğu
hastalıkların yanı sıra kanser
riskinde neden olduğu artış
nedeni ile de günümüzün en
önemli sağlık sorunu.
Obezite neden kanser riskini
artırıyor ?
Artmış yağ dokusu fazla miktarda
östrojen üretiyor. Yüksek
22
Genel Cerrahi
Op. Dr. Levent Eminoğlu
östrojenin özellikle meme ve
rahim kanserinde artışa yol
açtığı biliniyor.
Obez kişilerin kanında yüksek
düzeyde insülin ve insüline
benzer büyüme faktorü 1
(IGF 1) bulunuyor. Bu durum
halk arasında insülin direnci
olarak biliniyor ve bunun bazı
kanserlerin gelişiminin artırdığı
düşünülüyor.
Yağ hücreleri adipokin adı verilen
ve hücre büyümesini artıran yada
engelleyen hormonlar üretiyor.
Örneğin kilolularda yüksek olan
Leptin hücre artışını uyarırken,
adiponektin hücre çoğalmasını
engelliyor.
Yağ hücrelerinin diğer bazı
büyüme düzenleyici faktörler
(mammalian target of rapamycin
m TOR ve AMP activated protein
kinase ) üzerinde etkili olduğu
biliniyor.
Meme Kanser ve obezite
bağlantısında ne biliniyor?
Yapılan birçok çalışmada meme
kanseri ve obezite arasında
bağlantı olduğu gösterildi. Obezite
özelikle menopoz sonrası görülen
meme kanserinde artışa yol
açıyor. Bu artışın yüksek düzey
östrojene bağlı olduğu düşünülüyor.
Menopoz sonrası yumurtalıklar
hormon üretmeyi kestiğinde kadın
vücudunda en önemli östrojen
kaynağı yağ dokusu oluyor. Obez
kadınlarda yağ dokusu fazlalığı
östrojen düzeyinin de yüksek
kalmasına yol açıyor.Böylelikle
östrojene duyarlı tümörler
tetikleniyor
Meme kanseri ve Endometrium
(rahim iç yüzeyi) bağlantısında ne
biliniyor?
Aşırı kilolu kadınlarda endometrium
kanseri, menopoza bağlı olmaksızın
dört kat fazla görülüyor. Çalışmalar
özellikle menopoz sonrası ilaç
kullanmayan ve kilo artışı gösteren
kadınların riskine işaret ediyor. Bu
artmış risk için net bir neden ortaya
konmazken olası mekanizmalar
olarak diyabet, aşırı östrojen ve
azalmış hareket düzeyi öne çıkıyor.
Yemek Borusu Banseri ve Obezite
Kilolu ve obez kişilerde ösofageal
adenokarsinom olarak adlandırılan
kanser türü normal kilolu insanlara
göre iki kat daha fazla görülüyor. Bu
artışta ise en çok suçlanan obezite
ile reflüde görülen artış. Kronik
reflü yemek borusu hücrelerinde
hasara yol açıp uzun dönemde
hücresel değişime yol açıyor. Bu
durumda yaklaşık 150 kat kanser
riski artışına neden olduğundan
obezitede reflü artışına bağlı olduğu
düşünülen bir yemek borusu
kanseri riski söz konusu (Barrett
ösofagus)
Kalın Barğısak Kanser i ve Obezite
Özellikle erkeklerde kilo artışı
barsak kanser riskini belirgin
artırıyor. Bu durumda aşırı kilonun
vücutta dağılımı da önemli.
Göbek etrafında kilo artışı olarak
tanımlanan abdominal obezite en
yüksek riski oluşturuyor.Barsak
kanseri riskinin artışı ile ilgili
öngörülen mekanizmalardan en
önemlisi insülin ve insüline bağlı
büyüme faktörlerinin bağırsak
kanserini tetikleyebileceği.
2007 yılında ABD de yapılan çalışmalarda
34.000
50.500
Erkeklerde görülen
Kadınlarda görülen
obezite kaynaklı kanser vakası
obezite kaynaklı kanser vakası
23
PEDAGOJİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
Çocuk yaşta başlayan
kaygıların bireylerin tüm
yaşamlarını olumsuz
etkileyebilecek bir tehdit
olduğu konusunda uyaran
KadıköyŞifa Sağlık Grubu
Pedagoji Uzmanı Psk.
Yaprak Veziroğlu, anne
babaların çocuklarına
yardımcı olabilmek için
yapmaları gerekenleri
anlatıyor.
Başlıca Nedenleri
Kalıtım; Diğer insanlardan daha
duygusal ya da hassas olmak gibi
bir kişilik özelliği ebeveynden çocuğa geçebilir. Ancak korkular genlerle geçmez. Kalıtımsal özellikler
kişiyi sadece daha kaygılı olmaya
yatkın yapar.
Pedagoji
Psk. Yaprak Veziroğlu
soyguna/saldırıya maruz kalma,
yangın, köpek ısırması, vb. kişiyi
sonrasında daha kaygılı yapabilir.
korktukları şeyin belki de hiç meydana gelmeyeceğini öğrenemezler.
Kaygı çocuğu nasıl etkiler?
• Daha bağımlı çocuklar olurlar.
Kendilerine güvenleri düşüktür.
• Fobi geliştirebilirler. Belirli nesne
veya durumlardan korkarlar.
• Fiziksel rahatsızlıklardan şikayet
ederler.
Model alma; Anne babanın kay• Kaygılı çocuklar sosyal ortamlara
gılı olması durumunda, çocuk da
girmekten kaçınırlar. Yaşıtlarına
endişeli yapıdaysa, korkularla baş Anne babanın çocuğa teslim
göre daha az arkadaş edinme
ederken anne babasının davranış- olması; Onları korktukları şeyden
eğilimindedirler. Çoğu utangaç
uzak tutarak, çocuğun yapması
larını örnek alabilir.
gerekeni kendileri yaparak, onların olduğundan, yeni çocuklarla tanışmaktan ve sosyal etkinliklerden
Geçmişte yaşanmış üzücü, korku- korkularıyla yüzleşmelerine fırsat
kaçınırlarlar. Derste öğretmene
tucu, travmatik olaylar; örn. sevdiği vermezler.
Korkularla başa çıkma yolu olarak soru soramazlar, notları düşebilir.
birinin ölümü, boşanma, okulda
kaçma veya kaçınmayı seçerlerse • Kaygılı çocuklar titizlikleri ve
başarısızlık, kazalar, hastalıklar,
Çocuğun düşünme biçimi;
Kaygılı kişiler dünyayı tehlikeli bir
yer olarak algılarlar. Bu nedenle basit bir gürültü, veya gülünç duruma
düşmek, yaralanmak gibi düşünceler onları korkutur.
24
mükemmelliyetçilikleri sayesinde
okulda başarılı olabilirler, ancak
yeteneklerinin gerektirdiği başarıyı gösteremezler. Endişe yüzünden güvenle çalışamazlar, ödevi
bitirememe kaygısı, ödevin kötü
olacağı ve beğenilmeyeceği kaygısı,
başarısız olma kaygısı gibi nedenler
onların tüm düşüncelerini kaplar ve
derslere yeterince odaklanamazlar.
Sınavlarda başarısızlık endişesi
yüzünden odaklanamayıp notları
kapasitelerinin çok altına düşebilir.
• Utangaçlık nedeniyle meslek
seçerken göz önünde olmayı gerektirecek mesleklerden; gazetecilik,
satıcılık, siyaset, hukuk, vb. uzak
durmayı seçerler.
• Yetişkin olduklarında depresyona, hastalıklara, madde bağımlılığına daha eğilimlidirler.
Ebeveynlerin Hataları
Çocuğa fazlaca güvence vermek:
“Her şey iyi olacak, korkacak bir
şey yok” demek yanlış olmasa da
tek başına yeterli değildir. Çocuğun
yanında olduğumuzu, bize güvenebileceğini bilmesi güzeldir. Ancak
kaygılı çocuklar kendilerine zaten
güvenemez ve yalnız hissederler.
Korkularıyla başa çıkmak yerine
hep sizden yardım bekleyecekler,
kendilerine güvenleri gelişmeyecektir. Yardımı aşamalı olarak
azaltabilirsiniz. Düşüncelerindeki
gerçekçi olmayan noktaları bulup
bunları sakin düşünceyle değiştirmesine yardım edebilirsiniz.
Aşırı müdahaleci olmak: Pek
çok ebeveyn, müdahaleci doğaları nedeniyle kaygıyı körükleyen
durumlarda çocuğa ne yapacağını
söylemez. Bunun yerine çocuğun
yapması gerekenleri kendisi yapar.
Bu yöntem kısa vadede çocuğun
kaygısının azalmasına ve anne
babanın istediği şeyi elde etmesine
yardımcı olabilir, ancak uzun vadede çocuğu anne babanın yönlendirmesine bağımlı yapar.
Kaçınmasına cesaret vermek: Ara
sıra çocuğun korktuğu şeylerden
kaçınmasına izin verseniz de, bilinmelidir ki çocuk kaçınmaya devam
ettiği sürece kaygının üstesinden
gelemez.
Kaçmayı engellemek: Çocuğu
yapamayacağı şeyleri yapmaya zorlamayın. Sadece çok zor olmayan
şeyleri yapması için çocuğu teşvik
edin ve zorluk derecesini giderek
artırın.
Çocuğu anlamaya çalışmak: Çocuklar dinlenilmek ve anlaşılmak
ister. En az bunun kadar önemli
olan bir nokta da, kaygıya odaklanmak yerine bunu çözmeye teşvik
Çocuğa karşı sabırsız olmak: Çocu- etmektir.
ğa kızmak, onu daha çok korkmaktan ve bağımlı hale getirmekten
Çocuğu yapıcı olmaya teşvik
başka bir işe yaramaz. Sabrınızın
etmek: “Okulda tartışmalara
tükenmeye başladığı an, başka
katılmaktan, söz almaktan korkbirinden yardım isteyin ya da olay- tuğunu biliyorum. Ancak kendi
dan bir süre uzaklaşarak kendinizi kendine olumsuz şeyler söylemek
toparlamaya çalışın.
kendini kötü hissetmene neden
olur. Bunun yerine kendine olumlu
mesajlar ver, bunları yapabildiğini
Çocuğun Kaygısını Giderhayat et, yapabileceğini söyle.”
mek için
Yararlı Yöntemler
Cesur ve Kaygısız davranışları
ödüllendirmek: Herhangi bir cesaret örneği arayın ve bunu bol bol
övün. Sonraları çocuğun kaygısı
azaldıkça daha belirgin örnekleri
ödüllendirin. Beklentinizi yüksek
tutmayın. Size çok basit gelen bir
şeyin çocuğunuza çok zor gelebileceğini unutmayın.
İstemediğiniz davranışları görmezden gelmek: Amaç, istemediğiniz
bir davranışı gördüğünüz anda,
çocuk bu davranışı sürdürdüğü
sürece ona olan ilginizi kesmektir.
Çocuğun ilginin kesilme nedenini
ve ilginin yeniden kazanılması için
ne yapması gerektiğini tamamen
anlaması gerekir. Bu yöntemin hemen ardından, çocuğun gösterdiği
olumlu davranış özel bir övgüyle
ödüllendirilmelidir.
25
Cesur ve kaygısız davranış modeli
göstermek: En iyi model, zorluklarla karşılaştığında bunlarla yapıcı bir
şekilde başa çıkabilen bir modeldir.
Bu model tipi, hiçbir zorluk yaşamayan bir modelden daha etkilidir.
Gerçekçi düşünme, endişe ve
korkuyla baş etmek için önemlidir
ancak yeterli değildir.
Korkulardan kaçınmak yarar sağlamaz. Çocuğun korkuyla yüzleşmesi ve kendi kendini ikna etmesi
zorunludur.
Korkuları yenmek için aşamalı bir
yöntem uygulamak gerekir. En kolaydan başlayarak en fazla endişe
veren durumla yüzleşmeye doğru
ilerlemek gerekmektedir. Devam
etmeyi teşvik etmek için her başarılan aşamada çocuğu ödüllendirmek önemlidir.
ÇOCUK SAĞLIĞI VE
HASTALIKLARI
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
ANNE SÜTÜ BEBEKLERİ
İSHALDEN KORUYOR.
2 yaşına kadar bebeklerde ishal gelişiminin ileri
yaşlara kıyasla daha kolay oluştuğunu söyleyen
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Yeşim EKER, anne sütünün ishali
önleyen en iyi ve etkili korunma yöntemi olduğunu
vurguluyor.
İshal; bağırsakta hareketliliğin
artması sonucu dışkı miktarının
fazlalaşması ile günlük dışkı sayısının artması ve kıvamının bozularak
yumuşak, sulu bir görünüm almasıdır. Büyük çocuklarda günden 3
kereden fazla sayıda sulu dışkılama
ishal olarak kabul edilir. Yalnızca
sık dışkılama, kıvam bozuk değilse
ishal sayılmaz. Özellikle küçük
bebeklerde beslenme şekline göre
dışkılama sayısı değişir.
gelişimini önleyen en iyi ve etkili
korunma yöntemidir. Anne sütü ile
beslenen bebeğin, ishal yapıcı etken ile temas riski çok azdır. Ayrıca,
anne sütünün bebeğin bağışıklık
yanıtını artırma, bağırsağı koruyan
ve uygun bağırsak florasının devamını sağlayan faktörler içerme gibi
önemli koruyucu özellikleri vardır.
Anne sütü ile beslenen bebeklerde
genellikle ağır ishal görülmez.
Bağırsak sistemi enfeksiyonlarında
ishalin yanı sıra ateş, karın ağrısı,
kusma, iştahsızlık, halsizlik (ağır
vakalarda uykuya meyil, bilinç değişiklikleri) görülebilecek bulgulardır.
Dışkının cıvık veya sulu olmasının
yanı sıra dışkıda sümüksü yapıdaki
mukus veya kan görülebilir.
Dışkının cıvık ve bol miktarda olması nedeniyle vücudumuz için önem
arz eden su, besin ve minerallerin
kaybı oluşur. Beslenmesi iyi olmaİlk 2 yaşta, ileri yaşa kıyasla ishal
yan veya kusan çocuklarda bu
daha kolaylıkla oluşur. Bu durum,
maddelerin kaybı ağızdan beslenilk aylardaki çocukların besi bileşi- me yolu ile yerine konulamayabilir.
mindeki değişikliklere kolay uyum Çocuklarda sıvı kaybı fazlaysa
gösterememeleri, ayrıca ishal
gözyaşı azalır, dil ve ağız içi kuru
yapabilen birçok etkene karşı heolur, hastanın cildi esnekliğini yitirir,
nüz bağışıklık kazanmamış olmaları idrar çıkışı azalır, ağır vakalarda
ile açıklanır.
bilinç değişiklikleri görülebilir.
Yeni doğan döneminde anne sütü
alan bebeklerde sulu, altın sarısı
renginde, günde 6 kereyi bulabilen
dışkılama normal sayılır. Bundan
sonraki dönemde dışkı sayısı genellikle 2-3 tür. Ancak özellikle anne
sütü ile beslenen sağlıklı bebekler,
bazen her emzirme sonrası az
miktarda yumuşak kıvamda dışkılayabilir.
Anne sütü ile beslenme, ishal
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Uzm. Dr. Yeşim Eker
dışkı tahlili, ishalin vücudumuzu ne
kadar etkilediğini belirlemek için
kan tetkikleri istenebilir. Çocuğa
damar yolu açılarak kaybedilen
sıvı serum olarak verilebilir. Ağır vakalarda çocuk hastaneye yatırılarak
tedaviye devam edilebilir.
Mevsim geçişlerinde çocuklarda
ishal olma sıklığı artar. Çünkü mevsim geçişlerinde allerjik şikayetler
daha fazla görülür ve allerji de
enfeksiyon oluşması için gerekli
ortamı hazırlar. Ayrıca yine mevsim
geçişlerinde kapalı ortamlarda
daha fazla kalınması, solunum
yolu enfeksiyonu riskini artırır.
Solunum yolu ile hastalık yapan
bazı etkenler bağırsak enfeksiyonuna da yol açarak ishale sebep
olabilirler.
İshale neden olan enfeksiyon
etkenleri bakteriler, virüsler ve
bunların ürettiği toksinler olabileceği için her ishalin tedavisinde
mutlaka antibiyotik kullanılması
gerekmez ve hatta bakterilerin
sebep olmadığı ishallerde antibiyotik kullanmak vücudumuz için
yararlı bakterileri de öldürerek
zararlı bile olabilir.
Enfeksiyonun nedenini bulmak için Çocuğun dışkıyla çok su kaybetme-
26
Çocuklarda sıvı kaybı
fazlaysa gözyaşı azalır,
dil ve ağız içi kuru olur,
hastanın cildi esnekliğini yitirir, idrar çıkışı
azalır, ağır vakalarda
bilinç değişiklikleri
görülebilir.
diği, dışkıda mukus ve kan görülmediği, yüksek ateşinin olmadığı,
şiddetli karın ağrısının ve kusmasının olmadığı, beslenmesinin iyi
olduğu vakalarda tedavide sadece
ishal diyeti uygulamak ve ağızdan
sıvı alımını sağlamak yeterlidir.
Şekerli ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalı; yoğurt, ayran, patates püresi,
pirinç lapası, yoğurtlu çorbalar, şeftali, muz gibi yiyeceklerden zengin
bir diyet uygulanmalıdır.
kayıplarını karşılamak için verilebilir. Ateşli, mukuslu ve kanlı ishal
olgularında bakteriler ve parazitler için antibiyotik kullanılması
gerekebilir.
•İshalli bir bebekte emme iyice
azaldıysa,
•ishali olan çocukta sıvı kaybı
fazlaysa
•ateş yüksekliği,
•dışkıda kan veya mukus
gözleniyorsa,
•şiddetli karın ağrısı varsa,
•beslenme ve sıvı alımı yetersizse
•şiddetli kusmalar varsa,
mutlaka bir doktora müracaat
etmelisiniz.
Ateş varsa, ateş düşürücü ilaçlar
verilebilir. Vücudumuz için yararlı
olan bakterileri içeren probiyotik
veya prebiyotik olarak adlandırılan besin takviyeleri kullanılabilir.
Eczanelerde hazır olarak satılan ve
vücudumuz için gerekli mineralleri
Korunmak için; çiğ meyve ve sebiçeren “oral rehidratasyon sıvısı-ORS” hafif ishali olan çocukların zelerin iyice yıkanması, sıcak yaz
27
aylarında uygun koşullarda saklanmamış yiyeceklerin tüketilmemesi
ve tuvaletleri kullanırken hijyen
koşullarına uyulması yeterlidir. 0-2
yaş arası ishallerin %50’sinden
sorumlu olan ve 10 gün süreyle
günde 10 kez ve daha fazla dışkılamaya sebep olabilen rotavirüse
karşı ağız yoluyla uygulanan
aşının uygulanması büyük oranda
koruyuculuk sağlayacaktır.
Özellikle 1 yaş altında, 2 haftadan
uzun süren ve kilo kaybına yol açan
ishallerde altta yatan besin emilim
bozuklukları, gıda allerjileri, mide,
bağırsak sisteminin yapısal sorunları gibi enfeksiyon dışı nedenlerin
de akılda tutulması ve ileri tetkiki
gerekir.
KARDİYOLOJİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
KOLESTEROL,TEK
BAŞINA İNME NEDENİ
DEĞİL!
Tüm dünyada ölüm nedenleri içinde ikinci, sakatlıklarda üçüncü sırada inmenin (felç) olduğunu belirten KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi
Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Zeynep Tartan, sağlıklı
beslenme, fazla kilolardan kurtulma ve hareketli
yaşam ile bu riski azaltabileceğimiz konusunda
uyarıyor.
İnme; halk arasında felç olarak da
bilinen kalıcı sakatlık, ölüm gibi çok
ağır sonuçlarla sonlanabilen bir
damar hastalığıdır.
nedeniyle gelişir. Bu risk faktörlerinin her biri çok önemli olmakla
beraber son zamanlarda kolesterol
ile ilgili çok kafa karıştırıcı yazılar
olmasından dolayı daha çok kolesAslında inmeler, kalp ve damar
terol yüksekliği ve inme arasındaki
hastalıkları denilen damar sertliği ilişkiye değinmek isterim. Aslında
kolesterol, tek başına inmeye sehastalıklarının bir üyesidir. Kalp
bep olmaz, ancak inmeye neden
damar hastalıkları bir grup risk
faktörlerinin birlikte damarların iç olacak damar sertliği yada damar
içindeki plakların oluşumunu sağyüzünde plak denilen birikimler
lar. Ayrıca yine aynı sebepten kalp
oluşturmasına ve bu plakların
üzerinde pıhtı oluşmasıyla gelişen krizi ve buna bağlı ritim bozukluğuhastalıklardır. Bu plaklar ve damarı na sebep olur ve bunun sonucunda
beyne pıhtı atma riskini arttırır.
tıkayan pıhtı, kalp damarlarında
Birçok kalp ve damar hastalıklarınoluştuğunda kalp krizine, beyni
besleyen damarlarda oluştuğunda dan korunma ve tedavisini araştıinmelere neden olur. Daha küçük ran klinik çalışmalarda, kolesterol
bir oranda inmeler, beyin kanama- ilacı kullanan hastalarda inmelerin
de ortalama %18 oranında tedaları neticesinde olur ve bunun da
viyle azaldığı gözlenmiştir. Bunun
en sık nedeni kontrolsüz yüksek
yanı sıra, daha önce inme geçiren
tansiyondur. Beyne pıhtı atması
kişilerde, başlangıç kan kolesterol
veya damar içinde pıhtı oluşması
neticesinde oluşan ve daha sık bu düzeylerinden bağımsız olarak
uygulanan statinlerle kolesterol
sebeple oluşan inmeler, iskemik
düşürücü tedavinin, kolesterol
inmeler olarak bilinir.
düşürücü etkisinden bağımsız inmeden koruyucu olduğu gözlenmişİskemik inmeler; sigara, yüktir. Aynı etkinin statin dışı kolesterol
sek kolesterol, hipertansiyon ve
diyabet gibi kalp ve damar hastalık düşürücü tedavilerle izlenmediği
risk faktörlerinin bir arada olması bilinmektedir.
28
Kardiyoloji
Doç. Dr. Zeynep Tartan
Sonuç olarak kalp ve damar sağlığı
için yüksek kolesterol düzeyleri
zararlıdır. Bu grup hastalarda diğer
risk faktörleriyle birlikte kolesterol,
damar duvarında birikerek, plak
denilen damar içi yüzeyini bozan
oluşumlara neden olur. Bu plaklar
kan akımını engelleyerek, kalp ve
beyin gibi organların beslenmesini
bozar. Bu plaklar üzerinde oluşan
veya buralardan koparak dolaşıma
karışan kan pıhtısı damarı tıkayarak beyinde beslenmeyen alanlar
oluşturur ve kalıcı veya geçici
felçlere sebep olur.
Sağlıklı beslenerek,
fazla kiloları vererek
ve hareketli yaşayarak
kalp ve damar hastalıkları riskini azaltabiliriz.
Ancak tüm ideal koşullara rağmen
yüksek seyreden kan kolesterol
düzeyi olanlar veya bir kalp damar
hastalığı olanlar hekimin önerdiği
dozda statin denilen kan yağlarını
düşüren ilaçlardan kullanması kalp
ve damar sağlığı açısından önemlidir. Böylece tekrar edici kalp krizi
ve inme riskini de azaltmış olurlar.
29
ÜROLOJİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
HPV VİRÜSÜNDEN
KORUNMANIN EN
ETKİN YOLU
TEK
EŞLİLİK!
Genital siğiller ile genital kanser arasında yakın
ilişki olduğu konusunda uyaran KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Üroloji Uzmanı Prof.
Dr İbrahim Çevik ; en iyi korunma yönteminin tek
eşlilik olduğunu belirtiyor.
HPV, Genital Siğil veya
Kondilom nedir?
bağırsağın son kısmına da
yayılabilmektedir.
yol açabilmektedir. Bulaşma
şekli daha çok ellerde (tırnak arasına) yerleşen HPV
HPV (Human Papilloma
Peniste Genital Siğiller virüsünun makat bölgesine
Virüs) insanlara genellikle
kolaylıkla bulaşmasıyla
cinsel yolla bulaşan, genital Ne Boyutta Olur?
bölgede siğil (diğer adı ile
Erkeklerde cinsel bölgedeki oluşur. Hasta istem dışı
daha önceden yerleşen
kondilom) yapabilen bir
lezyonlar genellikle 2-10
virüs hastalığıdır.
mm çapındadır. HPV enfek- HPV enfeksiyonunu makat
ve anüs bölgesi civarına
siyonu klasik formu olan
bulaştırabilir. Makat bölgesi
kondiloma
aküminata
lezErkeklerde Genital Siğil,
veya makat içine yerleşen
yonlarında
%70-95
oranında
Kondilom En Çok Hangi
HPV virüsünün tedavisi
HPV
tip
6
ve
11
olduğu
ve
Bölgede Görülür?
mümkündür.
Peniste Siğil Görülme Yerleri kanserojen tiplerin daha
az
olduğu
bildirilirken,
beNeresidir? Bu virüsün 70
Genital Bölgede Siğil
lirti vermeyen lezyonda ise
‘in üzerinde tipi tanımlangenellikle
kanserojen
HPV
Bulunmayan Fakat HPV
mış olup bunların yaklaşık
Virüsü Taşıyıcısı Olduğu
30 tanesi makat ve genital alt tiplerinin (tip 16 ve 18)
bulunduğu bildirilmiştir.
Şüphelenilen Erkeklerbölgeye yatkınlık göstermektedir. Erkekte en sık
de Tanı Nasıl Konulur?
Anüs Bölgesinde Oluşur Hangi Yol İzlenir?
sünnet derisi, frenulum ve
mu? Tedavisi Mümkün
penisin uç-baş kısmındaTipik HPV enfeksiyonuna
ki olukta yerleşir. Tek bir
mü?
bağlı karnıbahar benzeri lezlezyon görülebileceği gibi
HPV sadece penis, kasık
yonlar kolayca tanınırken betüm genital bölgeye yayılmış bölgesinde görülmez. İnsan lirti vermeyen lezyonlar aseçok sayıda lezyon da olabilir. papilloma virusu genital
tik asit ve büyüteç altında
Erkeklerde ayrıca makat,
lezyonlara neden olabileceği inceleme ile belirlenebilir.
anüs etrafında da sıklıkla
gibi genital organlar dışında Asetik Asit Testi kullanılarak
gözlenmekte olup buradan yerleşimlerde de siğillere
görülmeyen lezyonların da
30
Üroloji
Prof. Dr. İbrahim Çevik
görünebilir hale getirilmesi
başarıyı arttırır. Bu testte
asetik asit solüsyonu sürüldükten sonra lezyonlarda
renk beyaza döner. Beyazlaşan lezyonlar bu hastalığın bulaştığı yerlerdir. Bu
bölgelerin de yok edilmesi
etkin tedavi sağlar. Prezervatif siğillerden korunmada
yetersizdir. Bu nedenle de
tedavi altında çiftlerin ilk 1
ay prezervatifle dahi ilişkide
bulunması önerilmez.
Genital Siğiller, Peniste
Siğil, HPV Virüsü Erkekte Kansere Yol açar Mı?
Genital HPV enfeksiyonu
ile genital kanser oluşumu arasında yakın ilişki
vardır. Özellikle HPV tip 16
erkekte skrotal kanserlerde tespit edilmiştir. Ayrıca
penis kanserine de sebep
olduğu bilinmektedir. Erkek
idrar kanalında da virüs
bulunabildiğinden, mesane
kanserlerinde sebep ajan
HPV başka yollardan
bulaşabilir mi?
işlemi herhangi bir ağrı, acı
ve hastaların günlük faaliEnfekte tuvalet oturağı, kapı yetlerine engel olmayacak
yöntemlerle uygulanmakta
kolu, havlu, sabun, yüzme
olup gerekli durumlarda
havuzları veya küvetten
HPV’nin geçebileceğine ait histopatolojik inceleme için
kanıt yoktur, klinik çalışma- parça da alınabilmektedir.
larda bu tür bir geçiş olduğu
HPV’yi ömür boyu taşıyagösterilememiştir. Ancak,
açıklanamayan bazı HPV
cak mıyım?
lezyonlarının oluşumunda
Bu sorunun cevabı açık
cinsel olmayan yolların olası- değildir. HPV’ye hassas testlığını ekarte ettirmez.
lerde pozitif olan kişilerin
%70’i ilk yıl içinde, %90’ı ise
2 yıl içinde negatif oldukları
Erkeklerde Genital
görülmüştür. Bu durum
Bölgede, Anüste Ve
Penisteki Siğiller Nasıl HPV’ye karşı etkin immün
cevaba bağlıdır. Bunun tam
Tedavi Edilir?
olarak ne anlama geldiği
Erkekteki HPV lezyonun
bilinmemektedir: virüs vüyaptığı genital siğillerin tedavi şekli lezyonların yerine, cuttan tamamen arındırıldı
sayısına, büyüklüğüne, has- mı, yoksa bu hassas testGenital Siğiller, HPV
lerde dahi saptanamayan
tanın uyumuna, yaşına ve
Virüsü Erkeklerde Ne
ağrı eşiğine göre değişebilir. çok düşük sayılara kadar
baskılandı mı? HPV’ye karşı
Şekilde Bulaşır ve
Virüs hastalıkları tedavietkili immün cevabı olan
Yayılır?
sinde antibiyotiklerin bir
çoğu kişide lezyon gelişmeBu HPV enfeksiyonu en sık etkisi yoktur. Bu hastalığın
cinsel ilişki sırasında bulaşır. tedavisinde amaç görünen diğinden HPV’nin tamamen
yok edilmesi veya baskılanSon yıllarda özellikle bu
ve görünmeyen lezyonları
hastalığın görülme oranının tümüyle ortadan kaldırarak ması önemli değildir. Yaşamın geri kalan döneminde
giderek arttığını gösteren
tekrar oluşma riskini ve
bağışıklık sisteminde ciddi
bir çok rapor ve yayın vardır. bulaştırıcılığının azaltılmaHPV enfeksiyonu ile ilgili en sıdır. Yok edilme ise cerrahi zayıflama olduğunda, bazı
kişilerde siğiller ve diğer
önemli risk faktörleri yaş ve olarak çıkarılması, koter
HPV lezyonları nüks edebilir.
cinsel partner sayısıdır. Has- veya karbondioksit laser
talık en çok aktif cinsel dö- uygulanması ile yakılması,
nemde görülür. Çok bulaşıcı kriyoterapiyle dondurulması HPV Bulaşıcılığından
bir virüstür, yalnızca genital veya bazı grup hastalarda
Korunmaları İçin Prezerbölgelerin yakın teması ile
krem, sıvı şeklinde ilaçlarla vatif Yeterli Midir?
veya umumi tuvaletlerden
Maalesef cinsel yolla bulayakılması ile mümkündür.
bile bulaşabilir. Kuluçka
Bu tedavi modelleri kombine şan HPV’den korunmak için
süresi 3 hafta ile 7 ay gibi
sadece prezervatif kullande edilebilir.
uzun bir süredir. Bu nedenle
mak yeterli olmamaktadır.
de etkin tedavi zordur. Hele Bu tedavi yöntemlerinden
Çünkü HPV virüsü, cinsel
evli ya da cinsel beraberliği koterizasyon en pratik ve
ilişki sırasında temas eden
olan çiftlerde tedavi çok
uygunudur. Çünkü, kriyote- bütün cilt bölgelerinden
daha zordur. Bu hastalığı
bulaşabilmektedir. Ayrıca
rapi ve karbondioksit lazer
diğer cinsel temasla bulapahalıdır, kotere üstünlüğü virüsün bulaşması için tam
şan hastalıklardan ayıran
yoktur. Krem ve solüsyonla- bir cinsel ilişki yaşamakta
en önemli farkı günlük yarın etkisi hemen görülmez, gerekmemektedir. Genital
şantısını etkileyen ŞİKAYET haftada birkaç kez hasta
bölgeye yakın kasık araOLUŞTURMAZ. Çoğu kişi
tarafından uygulanır. Lezyo- sında virüs taşıyan bir kişi
bu siğilleri taşıdığını bilir
başka bir kişinin dış genital
nun dışına taşınca normal
ama durumun ciddiyetindokuda da harabiyet oluşur. bölgesiyle sürtünme yolu
den haberdar değildir. Bu
ile temas etmesi halinde de
Görülmeyen lezyonlar yok
nedenle de doktora tedavi
virüs ciltten cilde geçebiledilemez. Ciltte leke daha
için başvurmaz.
mektedir. Prezervatif etkili
fazla kalır. Hastanemizde
olmadığı için tek eşlilik dıasetik asit ve koterizasyon
olarak araştırılmış ancak yapılan çalışmalarda HPV’nin
mesane kanseri yapmadığı
görülmüştür. Erkeklerde
penis kanserine yol açabilen
HPV ayrıca makat ve anüs
bölgesi civarında yerleştiğinde de makat ve kalın bağırsağın son kısmı olan rektum
bölgesinde kansere sebep
olabilmektedir. Bunun dışında HPV, özellikle oral seks
yoluyla erkeklerde damak,
geniz, bademcik, dil, gırtlak
kanseri ve bazı durumlarda
yemek borusu kanserine de
neden olduğu da bilinmektedir. Kısacası HPV virüsü
bulaşabildiği tüm bölgelerde
kanser oluşumu için ciddi
bir risk faktörüdür.
31
şında korunma yolu yoktur.
Genital Siğil, HPV Virüsünüz
Var İse ;
HPV lezyonu , genital siğil
veya kondilom oluşumlarını
tıraş etmeyiniz ve kesmeyiniz.
HPV virüsü tespiti için bir
kan testi yoktur, kanda HPV
tespit edilemez. Kondilom
tanısı konan kişilerin partnerleri de mutlaka muayene
olmalı ve gerekirse tedavi
edilmelidir. Çünkü tedavi
edilmemiş bir partner enfeksiyonun sürekli yeniden
bulaşmasına neden olabilir.
Sigarayı Tamamen Bırakın:
Sigara, sahip olunabilecek
en tehlikeli alışkanlıklardan
biridir. Genel sağlık üzerinde
de olumsuz etkileri vardır.
Sigara bağışıklık sisteminizi
kötü yönde etkilediğinden
HPV tedavinizde nüks ihtimalini arttırır.
HPV günümüzde çok
sayıda kişide bulunan bir
rahatsızlıktır. HPV ve benzeri herhangi bir oluşum ile
karşılaştığınızda en yakın
zamanda konu ile ilgili bir
sağlık merkezine başvurun.
Erkeklere HPV Aşısı
Uygulanmakta Mıdır?
Evet, son dönemde özellikle
Avustralya, Kanada ve
Amerika da bir çok risk
altındaki erkeğe penis ve
anüs kanserine koruyucu
olabilmesi için HPV aşısı
uygulayan merkezler vardır.
Risk altındaki erkeklere uygulanması gerektiğine dair
yapılmış bilimsel çalışmalar
devam etmektedir. Yakından
takip ettiğimiz çalışmalar
sonucu erkek hastalarımıza
uygulanan tedavi ile beraber
aşı tedavisini gerektiğinde
önermekteyiz.
KLİNİK PSİKOLOJİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
ENGELLİ BİR ÇOCUĞA
SAHİP OLMAK..
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Uzm.
Klinik Psikolog Merve Büyükkucak; engelli bir çocuğa
sahip anne babaların, her çocuğun farklı olduğunu
unutmadan kendi çocuklarının pozitif yönlerine odaklanmaya özen göstermeleri gerektiğini vurguluyor.
Her anne baba birçok zahmete katlandıktan, dokuz ay
boyunca heyecanla bekledikten sonra kucağına sağlıklı bir
bebek almanın hayalini kurar.
Nasıl bir çocuk yetiştireceklerini, ona nasıl bir hayat sunacaklarını, büyüdüğünde nasıl
bir genç kız ya da delikanlı
olacağını hayal ederler. Ne
yazık ki bazen çocuklarının
sağlıkları ile ilgili yolunda gitmeyen bir şeylerin olduğunun
sinyalini, haberini alırlar ve bu
hayallere bir dur demek zorunda kaldıkları bir durumla
karşılaşırlar.
Kuşkusuz, bir aile için en
sarsıcı durumlardan biri çocuğunun hayatı boyunca birlikte yaşayacağı bir engelinin
olduğunu öğrenmesidir. Bu
durum fiziksel ya da gelişimsel bir engel olabileceği gibi
doğumla birlikte, bir hastalık
ya da bir kaza sonrası da ortaya çıkabilir. Böyle bir aile
ani ve büyük bir kayıp sonrası
yaşanabilecek tüm duyguları
hissedebilir, büyük bir hayal
kırıklığı yaşayabilirler; zira bu
durum söz konusu çocuk için
olduğu kadar aile için de büyük bir “kayıp”tır. Ne de olsa
bu haberle birlikte çocukları için kurdukları hayalleri
de kaybederler ve daha da
önemlisi çocuklarının hayatlarının geri kalanı için endişe
duyacakları uzun bir süreç
başlamış olur.
ğunu öğrenen bir aile öncelikle kayıpla beraber gelen bir
keder hisseder. Bunun içerisine şok, inkâr, öfke, suçluluk,
üzüntü gibi duygular da dâhil
edilebilirken tüm bunların beraberinde neden bunun kendi
çocuklarının başına geldiğine
dair bir sorgulama ve isyan
söz konusu olabilir. Bu durumun kendi hataları ya da suçları olduğunu düşünebilirler.
Herkes sağlıklı bebeklere sahipken bu aileler için engelli
bir bebeğe sahip olmak bir
başarısızlık gibi görünebilir.
Çevredeki diğer sağlıklı bebekleri ve onların ailelerini
kıskanabilirler. Geleceğe dair
büyük bir belirsizlikle birlikte
öyle yoğun bir çaresizlik hissi baş gösterebilir ki bazen
bebeklerini bırakıp kaçma
istekleri dahi oluşabilir.Mükemmel bir bebek beklerken
bu bebeğin kendilerine ait
olmadığına inanmak isteyebilirler. İnsanların tepkisinden,
önyargılarından ve bu durumla nasıl başa çıkacaklarından
korkabilirler.
sahip olan bir aile için belki
de en zor olanı yaşam boyu
tekrarlayan kayıplarla yüzleşme durumudur. Bu süreçte
anne ve babalar hüzünleri ve
kederleri hiç bitmeyecek gibi
hissedebilirler. ancak zaman
içerisinde bu durumu anlamlandırabilmeye ve yaşamlarının, kendi gerçekliklerinin bir
parçası olarak kabul edebilmeye başladıklarında yavaş
yavaş rahatlayacaklardır.
Aileler Bu Durumla Nasıl
Baş ederler?
Ailelerin bu durumla nasıl baş
edecekleri elbette ki birçok
faktöre bağlıdır. Ebeveynlerin
böyle güç bir durumla nasıl
başa çıktıkları stresli durumlara ve genel olarak sorunlara yaklaşım tarzlarıyla birebir
ilintilidir. Çözüm odaklı bir
başa çıkma mekanizmasına
sahip olan ve davranışlarını
sorunlu duruma göre modifiye edebilen kişilerin bu konuda daha başarılı olabildikleri
görülmektedir. Engelliliğe dair
bakış açısını esnek tutabilen
ve çocuklarının özgürleşmesine destek olan, takım şeklinde hareket eden ebeveynlerin
bu durumla çok daha rahat
başa çıkmaları mümkündür.
Tıpkı diğer zor yaşamsal durumlarla
karşılaşıldığında
olduğu gibi ebeveynlerin bu
durumu nasıl anlamlandırdığı, bu konu hakkında kendilerine yaptıkları açıklamalar
çok belirleyicidir.
Bunların çoğu aslında çok
tahrip edici bir olaya karşı
verilen oldukça normal ve doğal tepkilerdir. Elbette zaman
içerisinde bu duygular dalgalanma gösterecek, zaman
zaman hafiflerken zaman zaman da yeni yaşamsal engellerle karşılaşıldığında (örneğin söz konusu çocuğun okula
başlaması vb.) tıpkı ilk günkü
sıcaklığında yaşanabilecektir.
Aileler Ne Yaşar?
Çocuklarının bir engeli oldu- Bu nedenle engelli bir çocuğa Örneğin anne babaların ken-
32
Klinik Psikoloji
Psk. Merve Büyükkucak
dilerine yönelik aldıkları suçlayıcı bir tutum yaşam boyu
bu engeli kabullenmelerine
ve bunu deneyimlerinin bir
parçası haline getirmelerine engel olabilir. Sadece bir
ebeveynin bu durumu nasıl
anlamlandırdığı değil aynı zamanda diğer eşin de bu olaya
verdiği tepki ve başa çıkma
tarzı da ailenin baş etme
şeklini etkileyecektir. Ailenin
fiziksel ve ruhsal sağlığının,
finansal koşullarının yerinde
olması da önemli faktörlerdir.
Özellikle annenin psikolojik
anlamda kendini ne kadar iyi
hissettiğinin anlamlı derecede önemli olduğu görülmektedir. Yakın akrabalardan ve
yakın çevreden görülen destek, çocukla kurulan ilişki ve
onun yaşam kalitesi, ebeveynlerin inanç sistemleri ve bu
durumun iş ya da özel hayatlarına ne kadar etki ettiği de
baş etme şeklini belirleyici
diğer önemli faktörler olarak
sıralanabilir.
Aile içi İlişkiler Bu Durumdan Nasıl Etkilenir?
Engelli bir çocuğa sahip olmak ailenin diğer bireyleri
arasındaki ilişkiye büyük
oranda etki edebilecek bir durumdur. Özellikle bütün enerji
ve yatırımın engelli çocuğa
yapılması riski diğer ilişkilerin
zora girmesine ve diğer aile
bireyleriyle ilişkilerin zorlanmasına sebep olabilir. Bu anlamda en çok zorlanan grupta
engelli bir kardeşe sahip ailenin diğer çocukları sayılabilir.
Araştırmalar, engelli bir
kardeşe sahip çocuklarda depresif ve anksiyöz
belirtiler görülme sıklığının sağlıklı kardeşleri
oranlara göre daha fazla
olduğunu
göstermektedir. Bu çocukların ev işlerinde daha fazla aktif rol
aldıkları, kardeşler arasında daha fazla ayrımcılık ve
özellikle annelerinden daha
az sevgi ve ilgi gördüklerini
hissettikleri de yine bilimsel
bulgular arasındadır. Böyle
bir durumda diğer çocukların da kendilerini ihmal
edilmiş hissetmesine sebep
olmamak için ebeveynlerin
evin ve çocukların sorumluluklarını paylaşarak onlar
sağlıklı çocuklarına da özel
zamanlar ayırmaya çalışmaları yardımcı olacaktır.
Eşler açısından bakıldığında
ise, bu konuda yapılan birçok araştırma engelli bir
çocuğa sahip olan çiftlerin boşanma ihtimallerinin sağlıklı çocuklara
sahip ebeveynlere oranla daha yüksek olduğunu ortaya koymaktadır.
Zira engelli bir çocuğa sahip olmak evlilik ilişkisinin
sağlamlığını da bir nevi test
edici nitelikte, er şekilde ilişki açısından süregelen bir
stres faktörüdür.
Elbette destekleyici bir ilişkiye sahip çiftler hem ilişkilerini koruyabilirler, hem
de birbirilerinin depresif
bir sürece girmesini büyük
ölçüde engelleyebilirler. Ancak yoğun bakım gerektiren
b engelli bir çocuğa sahip
olma durumu, yas ve hüzünle birleştiğinde ve tüm bunların üzerine çocuğun genel
sağlığı ile ilgili süregelen
kaygılar ve finansal güçlükler eşlik ettiğinde bir ilişkiyi
stresten koruyabilmek büyük bir mücadele ve çaba
gerektirebilir. Engelli bir çocuğa sahip olmanın finansal
yükü oldukça fazla olduğundan sırf bu gerçeklik dahi
ebeveynler açısından süregelen bir stres ve kaygı kaynağı olabilir. Araştırmalar,
anne ve babası arasında
destekleyici bir ilişki bulunan engelli çocukların
genel fiziksel ve ruhsal
sağlıklarının iyi anlaşamayan ebeveynlere
sahip olanlara kıyasla
çok daha iyi olduğunu
göstermektedir. Özellikle
eşleri tarafından desteklendiğini hisseden annelerin, eşlerinden aldıkları
yardımdan bağımsız olarak,
evliliklerinde daha mutlu ve
tatmin olmuş hissettikleri
görülmektedir. Ancak anne
ve baba arasındaki ilişki
yolunda gitmediğinde hem
annenin hem de babanın
engelli çocuğu ile ilişkisinin
olumsuz yönde etkilendiği
bilinmektedir.
Engelli bir çocuğa sahip ailelerde genellikle geleneksel
rollere paralel olarak temel
bakımın anne tarafından verildiği, babanın da finansal
desteği oluşturmak adına
çalışan ve para kazanan
taraf olduğu görülmektedir.
En ideal şekli gibi görünse
de bazen bu iş bölümünün
sonucunda bakım veren annenin tükendiği, babanın da
kendini dışarıda kalmış hissettiği durumlar mevcuttur.
Bilimsel çalışmalar özellikle engelli bir çocuğa sahip
annelerin sağlıklı çocuklara
sahip annelere oranla daha
fazla depresif belirtilere ve
anksiyete gibi ruh sağlığı
bozukluklarına sahip olduklarını
göstermektedir.
Aynı zamanda bu annelerin
fiziksel sağlık problemlerinin de daha fazla olduğu,
annelik becerileri konusunda ise kendilerini diğer
annelere kıyasla daha az
yetkin hissettikleri de ortaya
konmaktadır. Tam da bu sebeplerden, belki de hepsinden önemlisi engelli çocuğa
birincil bakım veren kişinin,
yani annenin, kendine iyi gelecek, ona iyi hissettirebilecek zaman dilimleri oluşturmasının gerekliliğidir; zira
engelli olsun olmasın her
çocuğun hem ruhen hem de
fiziken sağlıklı ve huzurlu
ebeveynlere ihtiyacı vardır.
Engelli bir çocuğa sahip olmak oldukça stresli ve yorucu bir durum olabilir. Her
çocuk aynı olmadığı gibi,
her engelli çocuk da aynı
değildir ve hepsinin kendine
göre becerileri, yetenekleri
ve özellikleri vardır. Onlar
da belirli bir hayat kalitesine
sahip olarak hayattan keyif
alma ve çevreleriyle mutlu
bir ilişki kurabilme becerisine sahiptir. Hayat kalitesi
yalnızca becerilerle belirlenemez; çocuğun ne kadar
keyifli zamanlar geçirebildiği, kendini ne kadar güvende hissettiği ve her şeyden
de öte herkes gibi ve en az
herkes kadar sevilebilir bir
varlık olduğunu hissetmesinden geçer.
Bu nedenlerle, ebeveynler her çocuğun farklı olduğunu unutmadan kendi çocuklarının pozitif
yönlerine odaklanmaya
özen göstermelidir.
33
Elbette zaman zaman çocuklarına karşı olumsuz duygulara sahip olabilirler, bu
çok anlaşılabilir bir durumdur, zira aynı durumda olan
birçok ebeveyn bu duyguları
taşıyabilir. Fakat yine de (örneğin 1 yıl sonra) üzüntü ve
keder hislerinde bir azalma
olmuyor ve bu durum giderek komplike bir hal almaya
başlıyorsa, kişinin ruh sağlığında bozulmalar söz konusu olabilir, çocuğa verilen
bakım ve diğer kişilerle kurulan ilişkiler bu durumdan
olumsuz yönde etkilenebilir.
Böyle bir durumda mutlaka
profesyonel bir yardım alınmalıdır. Özellikle çocuklarını
halen olduğu gibi kabullenmekte zorlanıyor, yaşananlarla ilgili halen tatmin edici
bir açıklamaya ihtiyaç duyuyor, kızgınlık ve suçluluk gibi
duygularla boğuşuyor ve
durumu yoluna girmeyen bir
kriz olarak görmekte ısrar
ediyorlarsa mutlaka destek
alınmalıdır.
NÖROLOJİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
MS'TE (MULTİPL SKLEROZ)
BİLGİ KİRLİLİĞİ
KORKUTUYOR
Basında üzerinde durulan hastalıklardan biri olan
MS’in; biraz da ilgili hekimlerin yanlış yönlendirmesi ve kendisine atfedilen özelliklerle birlikte bir
nevi efsanevi canavar olarak insanların korkulu
rüyası haline geldiğini söyleyen KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr.
Bahar Erbaş, sadece sağlam ve bilimsel destekli
yayınları takip etmemiz gerektiği konusunda uyarıyor.
Bağışıklık sisteminin çarpık çalışması (otoimmünite) sonucu ortaya
çıkan bu hastalık büyük oranda
yirmili ve otuzlu yaşlarda başlamaktadır. Diğer otoimmün hastalıkların birçoğu gibi kadınlarda daha
sık görülür.
malar devam etmektedir. Ailesinde
MS olan kişilerde bir miktar daha
sık görülmekle birlikte çoğu MS
hastasının ailesinde bu hastalık
görülmez. Yani ailede bir kişide
MS varsa diğer aile bireylerinde
de olacak diye bir şart yoktur ve
aileden birinin MS olduğu öğrenilBu hastalığın sıklığı ülkenin coğrafi diğinde paniğe kapılıp araştırmaya
konumuna ve ırklara göre değişgitmenin de bir anlamı yoktur.
mektedir. Kuzey ülkelerinde daha Sadece vakit ve para israfıdır. Ansık olan hastalık, güney Avrupa
cak aşağıda bahsedeceğim klinik
ülkelerinde yüz binde 15-60 sıklıbulgular sizde de ortaya çıkarsa
ğında görülmektedir.
doğal olarak bir nöroloğa başvurmanız gereklidir.
MS nedir?
Beyin ve omurilikteki sinir hücrele- MS’in sebepleri olarak tartışılan
konular arasında çeşitli virüs ve
rinin, emirleri iletmeye ve birbirbakteri infeksiyonları da vardır. Bu
leriyle iletişim kurmaya yarayan
konuda bazı deliller olsa da kesin
uzantılarının etrafında “miyelin”
kılıflar mevcuttur. MS’te bu kılıflara bir fikir birliği yoktur.
karşı bağışıklık sisteminin saldırısı söz konusudur. Bu saldırılar
Ne zaman şüphelenmeliyim?
sonucu hasarlanan kılıflar tekrar
Hastalıkta klinik belirti ve bulguları
kendini yenileme yoluna gider. Bu beyin ve omurilikte hangi bölgenin
dönemde hastanın klinik belirti
tutulduğuna göre değişir. Genelve bulguları büyük oranda düzelir. likle başlangıç bulgusu kol ve/
Hasarlı bölgeler MR’da plak olarak veya bacakların birkaç günden
ortaya çıkar ( MS’teki tek MR
fazla (en az bir gün ve bu sürede
bulgusu tipi plak değildir). Ancak
belirgin düzelme olmamalıdır)
tekrarlayan saldırılar sonucu kalıcı süren güçsüzlük ve/veya uyuşma
hasar da olabilir.
hissidir. Bazen karıncalanma hissi
de olabilir. Gece yattığınızda veya
sabah kalktığınızda ortaya çıkan
Sebebi Nedir ?
MS’e sebep olan ve onu başlatan ve dakikalar en fazla saatler içinde
düzelen uyuşmalar her gün tekrarolayların ne olduğu konusu hala
tartışmalıdır ve bu konudaki çalış- lasa dahi hemen hiçbir zaman MS
34
Nöroloji
Dr. Bahar Erbaş
değildir. MS’te hemen hiçbir zaman
bu uyuşma ve güçsüzlüklere ağrı
eşlik etmez.
MS’te göz sinirinin tutulumu da sık
bir başlangıç bulgusudur. Bu durum hemen her zaman tek gözde
olur, ancak tekrarlayan ataklarda
diğer gözde de olabilir. Bu arada
optik nörit geçiren her hasta zaman içinde MS geliştirecek diye bir
şart da yoktur ancak yine de takip
edilmelidir. Optik nörit esnasında
gözde buzlu camın arkasından bakıyormuş gibi bir görme bozukluğu
gelişir. Bu algı yine öyle saniyelik
veya saatlik değildir ve uzaklığa
bağlı olarak değişmez (yani yakını
iyi görüyorum ama uzağı göremiyorum, ya da tam tersi diyorsanız bu
optik nörit değildir ).
Ayrıca MS’te beyin ve omurilikte
tutulan yere göre farklı belirtiler de
olabilir.
Tanı nasıl konur?
MS’ten şüphelenildiğinde ilk
yapılan inceleme ilaçlı beyin MR
incelemesidir. Burada plak denen
bulgular izlenir. MS’e ait plak görüntüsünün kendine has özellikleri
olsa da bazen diğer bazı hastalıklar
da bu görüntüyü taklit edebilir ve
tanı konmasını zorlaştırabilir. Ayrıca
doktorunuz beyin MR sonrasında
(veya duruma göre onunla birlikte)
boyun MR da isteyecektir. Beyin
Ailesinde MS olan kişilerde bir miktar daha sık
görülmekle birlikte çoğu
MS hastasının ailesinde
bu hastalık görülmez. Yani
ailede bir kişide MS varsa
diğer aile bireylerinde
de olacak diye bir şart
yoktur ve aileden birinin
MS olduğu öğrenildiğinde
paniğe kapılıp araştırmaya gitmenin de bir anlamı
yoktur.
tomografisi kesinlikle MS hastalığında alternatif bir tanı aracı
değildir, MS plakları tomografide
görülemez.
MR dışında gözünüzde tutulum
olup olmadığına dair VEP testi ve
beyin omurilik sıvısı incelemesi
istenecektir. Bunun dışında başka
testler ve ek kan tetkikleri de istenebilir.
tedavi olarak ikiye ayırmalıyız.
Atak tedavisinde yüksek doz kortizon uygulaması yapılarak geride
bırakacağı sakatlığı azaltmak ve
atağın hızlı düzelmesini sağlamak
amaçlanır. Birçok hastanın aklına
uygulanan kortizonun bir zararı
olup olmayacağı sorusu gelebilir,
ki gerçekten kortizon birçok yan
etkisi olabilecek bir ilaçtır, ancak
olası yan etkiler çeşitli önlemlerle
Seyir nasıldır? Düzelme sakatlık büyük oranda engellenebilir. Sonuç
oranları nelerdir? Tedavisi var mı? olarak kararı siz vereceksiniz,
hekiminiz önerisini yapar ve siz
MS genellikle atak ve düzelme
kortizon almayı onaylamazsanız
şeklinde seyreder ( relaps-remisyonla giden tip). Atak sonrası hasta geride kalabilecek hasarın farkında
hemen hemen tam olarak düzelir. ve ayırdında olmalısınız. Ayrıca çok
hafif ve hızla düzelen ataklarda
Ataklar sonrası kısmi düzelme ile
ilerleyen veya ataksız sürekli bozul- kortizon gerekmeyebilir. Kortizon
dışında çok ağır ve kortizona yanıt
malarla giden tipleri de vardır.
vermeyen ataklarda plazmafarez
Sakatlık oranı sıfır değildir ancak
yapılabilir, ancak nadiren bu işleme
birçok hasta tedavisini uygun
gerek duyulur.
kullanması ve belirli hususlarİlerlemeyi yavaşlatacak tedavi
da dikkatli olması durumunda
enjeksiyon ve ağızdan tedavi
dışarıdan diğer insanlardan ayırt
edilemeyecek denli sağlıklı olarak olarak yapılabilir. Enjeksiyon
tedavisi haftada bir günden- günyaşayabilir.
lük tedaviye kadar değişebilir.
Enjeksiyon tedavisi daha eski bir
MS tedavisini atak tedavisi ve
ilerlemeyi yavaşlatacak (koruyucu) tedavi olduğundan yan etkileri
35
ağızdan tedavilere göre çok daha
iyi bilinmektedir. Ağızdan tedaviler
her zaman enjeksiyon tedavisinden
daha faydalı olacak diye bir şart
yoktur. Nöroloğunuz size uygun
tedavi önerilerini sunacaktır.
Son olarak şunu söylemek
isterim ki ; internetteki bilgi kirliliği ve olumsuz yazılar
sebebiyle birçok MS hastası
ve hatta MS olduğunu sanan sağlıklı insan gereksiz
yere aşırı endişe ve üzüntüye
kapılmaktadır. Çünkü çoğu
internet haberi sansasyonel
olması için abartılarak veya
kötü tecrübe yaşamış insanlar tarafından yazılmaktadır.
Sizlere naçizane önerim bu
konuda sağlam ve bilimsel
destekli kuruluşların haberlerini takip etmenizdir.
DERMATOLOJİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
GÜNEŞ KORUYUCUSU
NASIL SEÇİLMELİ?
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Rukiye Kaymaz güneşin cildimize etkileri ve güneş koruyucu seçimi ile ilgili en
önemli soruları yanıtladı.
Güneşin deri üzerindeki
olumsuz etkileri nelerdir?
Güneşin D vitamini sentezindeki
olumlu etkilerinin yanında akut
ve kronik olmak üzere iki grup
olumsuz etkisi vardır. Akut yan
etkiler yanık ve alerji, kronik yan
etkiler ise fotoyaşlanma ve deri
kanser riskinde artıştır.
Güneşten özellikle korunması
gereken kişiler kimlerdir?
Beyaz tenli, mavi gözlü ve çilli
kişiler güneş hasarına daha yatkındır; ancak herkesin cilt yapısına uygun güneş koruyucularla
güneşten çocukluk yaşlarından
itibaren korunması gerekmektedir.
Güneş koruyucu seçerken nelere dikkat edilmelidir?
Güneş koruyucu seçiminde her
türlü cilt bakım ürünü seçiminde
olduğu gibi dermatolog görüşü
almak gerekmektedir. Güneş
koruyucunun hem UVB hem de
UVA’ya karşı etkili olması, kişinin
cilt yapısına uygun olması,
aynı zamanda nemlendirme ve
antioksidan faktörler içeren dermatozkozmetik bir ürün olması
istenir.
SPF nedir?
SPF sun protective factor yani
güneşten koruyucu faktör kelimelerinin kısaltmasıdır. UVB’ye
karşı etkinliği yansıtır. Güneş
koruyucun UVA’dan korumasına
dikkat edilmelidir. Güneş ışığının
yoğun olduğu aylarda açık renklilerin minimum SPF 30 güneş koruyucular kullanması önerilir. Kış
aylarında kullanılan nemlendirici
ve makyaj ürünlerinin içinde de
güneşten koruyucu bulunmasına dikkat edilmelidir. Oluşmuş
hasarı giderici cilt bakım ürünleri
ve kimyasal soyma, lazerle cilt
36
Dermatoloji
Uzm. Dr. Rukiye Kaymaz
gençleştirme gibi dermatolojik
tedavi seçenekleri açısından
dermatolog yardımı alınması
önerilmektedir.
37
PSİKİYATRİ
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
MASUM GÖRÜNEN
TAKINTILARINIZ
HASTALIK OLMASIN
Her 100 kişiden 2-3ünde takıntıların hastalık boyutunda olduğunu belirten KadıköyŞifa Sağlık Grubu
Psikiyatri Uzmanı Dr. Aysun Genç Dişçigil; hastaları, geç kalmadan uzman desteği almaları konusunda uyarıyor. Biz istemeden aklımıza tekrar tekrar
gelen, sıkıntı veren ve aklımızdan çıkartmakta zorlandığımız düşüncelere saplantı, takıntı (obsesyon)
denir.
Temiz olduğunu bildiği herhangi bir
şeye dokunduğunda elinin kirlendiğini düşünerek (takıntı) kişinin
birçok kez el yıkama zorunluluğunu hissetmesi birçok kez elini
yıkaması zorlantı örneğidir.
Hastalığın her 100 kişiden
2-3’ünde görüldüğü saptanmıştır.
Erişkinlerde cinsiyet farkı hemen
hemen görülmezken; ergenler
arasında erkek hastalar biraz daha
fazladır.
Bir diğer örnek; Abdest alırken
gelen Tanrı’ya küfür düşünceleri
(takıntı) yüzünden kişinin abdestini bir çok kez yeni baştan almak
zorunda kalması olabilir.
Hastaların çoğunda belirtiler hafif
olduğundan doktora gitmezler ve
rahatsız oldukları belli olmaz. Bir
kısmı hastalıklarını gizlerler, kimseye belli etmek istemezler. Fakat
kendi evleri içinde açıkça bellidir.
Bazıları da yıllarca süren hastalığı
benimsemişlerdir.
Kişi takıntıların aklına gelmemesi
ya da zorlantılı hareketleri yapmamak için kendini zorlar.
Fakat zorladıkça istenmeyen
düşünceler gene gelir. İstenmeyen
hareketler tekrar tekrar yapılır.
Saplantı- zorlantı hastalığı (OKB)
genellikle genç yaşta başlar. Büyük
çoğunlukla ortalama başlama yaşı
18-25 yaşları arasındadır. Erken
dönem çocukluk yaşlarında bile
görülebilir. Zaman zaman orta
yaşlarda, hatta yaşlılıkta başladığı
görülmektedir.
Saplantı- zorlantı bozukluğu gösteren hastalarda, majör depresyon
sık görülmektedir. Çoğunlukla
saplantı ve zorlantılar bir arada
bulunmakla birlikte, bazı kişilerde
sadece saplantı bazılarında sadece zorlantılar görülebilir. Hastalık
insanların kendilerine sıkıntı vermesinin yanında çalışma, sosyal ve
aile hayatlarında da ciddi sıkıntılar
yaşamasına neden olabilmektedir.
38
Psikiyatri
Uzm. Dr. Aysun Genç Dişçigil
Nedenleri Nelerdir ?
Beyin işlevlerinde bozulma; Beynimizin çalışmasında yer alan sinir
hücrelerinin arasındaki iletişimi
sağlayan kimyasallardan serotonin
maddesinin işlevinde bozukluktan
dolayı olabileceği gösterilmiştir.
Kalıtım Faktörü; 1. Derece akrabalarında yüzde 20-25 sıklığında
görülmesi, ailesel yatkınlığın olabileceğini düşündürmektedir.
Hazırlayıcı etkenler;
Hastaların yaklaşık yarısında
belirtiler; bir yakının ölümü, gebelik gibi stresli bir olaydan sonra
birden başlayabilmektedir. Ayrıca
çocukluk çağı travmalarına maruz
kalanlarda ileri yaşamlarında
önemli bir stresle ardından OKB
ortaya çıkabilmesi erken çocukluk
dönemlerinin hastalık gelişiminde
rol oynadığını göstermektedir.
Tedavi; Günümüzde OKB’li hastaların çoğu ilaç ve davranış tedavilerinden yararlanmaktadır. Özellikle
serotonin sistemi üzerine etkili
ilaçlar tedavide faydalı olmaktadır.
N
O
Y
S
E
OBS
-
mak
i sağla inr
t
e
im
iç
es
düzen
enge v
• Bir d aları belli bir
şy
üzere e ya çalışmak
a
m
t
de tu
elli bir
ların b
ış
n
a
r
v
a
nmesi
akım d
a yinele
• Bir t
ıd
y
a
s
ve
tarzda
in
ı, evler
kaların k
la
p
il
b
o
a
• otom rını vb. saym
la
a
r
a
num
• Kişinin kendini belli nesnelere dokunmak zorunda hissetmesi
• Birçok şeyi gereksinim duymadığı halde satın alma, sahip
olunan hiçbir şeyi atamama.
• Bir şeyi ya
pıp yapma
dığıyla ilgili emin ola
mama (kap
ıyı kilitleyip
kilitlemediğ
inden, ütüy
ü prizden
çekip çekm
ediğinden
emin olamama)
a,
rzda el yıkam
• Yineleyen ta
yalaeş
i,
sürekli ev
banyo yapma,
şık
la
bu
saatlerce
rı temizleme,
ma.
ve çamaşır yıka
ili
ğlamakla ilişk
• Güvenliği sa
up
ul
ut
n prizde un
olarak (ütünü
ntko
a
rc
ı) defala
unutulmadığın
rol etmek
• Cinsellik
le ilgili sap
lantılar
(kişinin ço
cuklarıyla,
ebeveynleri
cinsel ilişk
yle
iye
ve imgeleri girdiği düşünceleri
, eşcinsel o
lmakla ilgil
korkuları iç
i
eren düşün
celer)
tı
z gibi haya
IDS, kudu
A
nr,
la
e
a
s
k
n
a
a
•K
ğa y
bir hastalı
n
e
d
e
it
d
teh
tısı
ma saplan
takıntılı
çoğu kez
e
is
;
tı
n
a
in yaptığıZorl
kovmak iç
ri
le
e
c
n
ü
ş
n hareketdü
dışı yinele
iz
m
e
d
a
ir
mız
lerdir.
39
şey
a pis bir
y
e
v
p
o
• Mikr
rm gibi)
ışkı spe ısı
d
r
a
r
d
(i
t
ası takın
bulaşm
ine veya
in kend ermek• Kişin
rv
ına zara
başkas
kması
ten kor
rin belli
e nesnele lması
v
n
rı
la
a
da o
• Eşy
ve konum
bir düzen
ı
saplantıs
rin
düşüncele
n
a
ıl
y
a
s
• Günah
esi
akla gelm
GÖĞÜS
HASTALIKLARI
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
BAHAR ALERJİSİ İLE
İLGİLİ EN ÖNEMLİ
SORULAR
Bu hastalık ilk tanımlandığında yanlış bir isimlendirme
ile “saman nezlesi” denmiştir. Daha sonra hastalığın
polenlerle ilgili olduğu belirlenmiş ancak “saman nezlesi”
terimi kullanılmaya devam edilmiştir. Polenler dışında
besin maddeleri (çilek, fındık, yumurta, balık gibi), ev
tozu, hayvan tüyleri veya mesleki ortamda karşılaşılan
maddeler de alerji yapabilir. Alerjik rinit ya da saman
nezlesi burun içi örtüsünün hapşırma ve akıntıyla birlikte
şişmesi durumudur. KadıköyŞifa Kadıköy Hastanesi
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Hakan Solak, bahar alerjisi
hakkında en çok merak edilen soruları yanıtladı.
“Saman nezlesi” hangi durumlarda ortaya çıkar?
Hastalık herhangi bir yaşta başlayabilir. Ancak genellikle genç yaşta
(1 - 20 yaş) başlar. Çoğunlukla ailede aynı hastalık mevcuttur. Anne
ya da babada alerji varsa %30, her
ikisinde de alerji varsa %60, oranında çocukta alerji görülecektir.
Diğer alerjik hastalıkların (egzama,
astım ve alerjik konjuktivit-göz
nezlesi-) görülmesi olasılığı fazladır.
Alerjik rinit ağır bir hastalık olmamasına rağmen kişiyi son derece
rahatsız edebilir; uykuyu, yemek
yeme ve yaşam şeklini olumsuz
etkiler; okul ve işgücü kaybına yol
açar. Kent yaşamı alerjik hastalıkların görülme oranını arttırmıştır.
Bunda çevre kirliliğinin rol oynadığı
düşünülmektedir. Alerjik riniti olan
kişilerde sinüs enfeksiyonları,
kulakta sıvı birikimi ile ortaya çıkan
işitme azalmaları ve burun polipleri
görülebilir. Ayrıca alerjisi olmayan
kişilere oranla astım gelişme riski
4 kez daha fazladır.
Alerjiye yol açan diğer bir madde
ise “mold” denen küflerdir. Moldlar
ekmeği küflendirir, meyvelerin
bozulmasına yol açar. Aynı zamanda kuru yapraklarda, çayırlarda,
samanda, tohumlarda, diğer bitkilerde ve toprakta bulunur. Soğuğa
dirençli olduklarından alerji sezonu
uzundur ve karın toprağı kapattığı
dönemler dışında sporları havada
bulunur. Moldlar ev içindeki bitkiler
ve topraklarda yaşar. Bodrum
katları ve çamaşır odaları gibi
nemli yerlerin yanı sıra, peynirde ve
mayalanmış içkilerde de bulunur.
Moldlardan korunmak için ev bitkilerinin sayısı azaltılmalıdır.
Göğüs Hastalıkları
Uzm. Dr. Hakan Solak
burun akıntısı, burun ve gözlerde
kaşıntı (aynı zamanda konjuktivit),
damakta ve gırtlakta kaşıntı, öksürük ve baş ağrısı görülebilir. Alerjiye
yol açan polenlerin kaynağı çeşitli
otlar ve ağaçlardır. Polenler havadan burun, göz ve boğazımıza yapışarak birikirler. İlkbaharda polenlerin kaynağı genellikle ağaçlar, yaz
ve sonbaharda ise genellikle çayır
otlarıdır. Bir bitkiye veya hayvana
ait alerjen madde vücuda girerse
bu istilayı önlemek için bağışıklık sistemi bir reaksiyon gösterir.
Normal şartlar altında bu, yararlı
ve doğal bir korumadır. Ancak bazı
kişilerde bu reaksiyon aşırı boyutlarda olmaktadır. Bu kişiler alerjik
olarak tanımlanmaktadır. Alerjen
maddeler vücudu antikor yapmak
üzere uyarırlar. Bunlar daha sonra
Belirtileri nelerdir?
alerjen maddelerle birleşip bazı
Alerjik riniti olan hastalarda burun kimyasal maddeler salgılatırlar. Bu
tıkanıklığı, hapşırma nöbetleri, sulu maddeler arasında en iyi bilineni
40
histamindir. Bu kimyasal maddeler
burun içi örtüsünün şişmesine,
kaşıntıya ve aşırı miktarda salgı
oluşmasına neden olur.
İlaç tedavisi
Alerji tedavisinde birçok ilaçtan
yararlanılmaktadır. Bunlar arasında
antihistaminikler, dekonjestanlar,
kromolin ve kortizonlu ilaçlar varTeşhis ve tedavi nasıl yapılır?
dır. Bu ilaçlar tek tek veya kombine
Alerji düşünülen durumlarda tanıyı olarak kullanılabilir. İlaç tedavisinin
kesinleştirmek için bazı testlerin
özelliği çok çabuk etki göstermeyapılması zorunludur. Bu testler
sidir. Burun içerisine uygulanarak
4 gruba ayrılır: serolojik (kan)
kullanılan kortizonlu spreylerin yan
tetkik, prick-test (derideki spesifik etkileri son derece azdır. Ancak bu
antikorların gösterilmesi), burun
ilaçların etki gösterecek en düşük
sekresyonunun kimyasal analizi
dozda ve düzenli olarak kullanılmave burun içine alerjen maddelersı yararlı olmaktadır.
le yapılan uyarı testi. Alerji tanısı
doğrulandıktan sonra uygun tedavi Hiposensibilizasyon (aşı) tedavisi
başlatılmalıdır. Tedavi 4 ayrı başlık Çevre kontrolü ve ilaç tedavisine
rağmen şikayetlerin 2 yıldan fazla
altında toplanabilir:
devam etmesi durumunda önerilir.
1- Alerjen uyaranlarla temasın
Bu yöntemle bağışıklık sisteminin
kesilmesi,
tepki mekanizması değiştirilmeye
2- İlaç tedavisi,
3- Hiposensibilizasyon (aşı tedavisi) çalışılmaktadır. Etkisi yavaş görülür
ve sadece aşıda kullanılan mad4- Cerrahi Tedavi
delere karşı iyileşme elde edilir.
Uygulama, alerjen maddelerin belirli miktarda vücuda verilmesi ile
yapılır. İşlem uzman gözetiminde
yapılır. Tedavi 3-5 yıl süreyle uygulanır. İlk 3 yıl içinde yeterli iyileşme
görülmezse tedavi sona erdirilir.
Cerrahi tedavi
Daha çok aşırı büyümüş burun
etlerinin veya poliplerin tedavisine
yönelik olarak yapılır. Bu yöntemler
tek tek veya kombine olarak kullanılabilir. En etkili tedavi yöntemi
uygulansa bile eğer alerjen maddelerle yoğun olarak karşılaşılıyorsa
başarı şansı az olacaktır.
İlkbaharda polenlerin kaynağı genellikle ağaçlar,
yaz ve sonbaharda ise genellikle çayır otlarıdır.
Bir bitkiye veya hayvana ait alerjen madde vücuda
girerse bu istilayı önlemek için bağışıklık sistemi
bir reaksiyon gösterir.
41
BESLENME VE DİYET
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
ÇOCUĞUNUZUN
NE KADAR SIVI
İHTİYACI OLDUĞUNU
BİLİYOR MUSUNUZ?
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Beslenme Uzmanı
Rabia Yurdagül; Yaklaşan yaz mevsimi,
ısınan havalar ile çocuklarda sıvı dengesinin
sağlanmasının hayati önem taşıdığını
vurguluyor.
Su başta olmak üzere, besinlerin içeriğinde bulunan, görünür görünmez su
sıvı olarak tanımlanır. Bireyin günlük sıvı
gereksinimi ise; içtiği su, diğer içecekler ile yediği besinlerin içindeki su ile
karşılanır.
Yaşam için elzem olan su; yediğimiz
besinlerin sindirimi, emilimi, hücrelere
taşınması, hücrelerde yaşam ve sağlık
için gerekli biyokimyasal tepkilerin
oluşması, hücrelerin, dokuların organ
ve sistemlerin çalışması, metabolizma sonucu oluşan zararlı maddelerin
taşınması ve atılması, vücut ısısının
denetiminin sağlanması, eklemlerin
kayganlığının sağlanması gibi önemli
görevlere sahiptir.
ateşli hastalıklarda solunum yoluyla,
ishalde ise barsak yoluyla sıvı kaybı
artar. Böyle durumlarda vücudun sıvı
gereksinmesinde de artış olur. Vücudun
sıvı gereksinimi karşılanamadığında
ise “dehidrasyon” durumu ortaya çıkar.
Vücuttaki suyun dengede tutulmasının
yaşamsal önemi vardır ve bu dengeyi
korumak için kaybedilen suyun mutlaka
yerine konması gerekir.
Yaz aylarının yaklaşması ve sıcaklıkların
artması ile birlikte, dehidrasyon çocuklar
için önemli hale gelmektedir. Çocuklarda
yeterli hidrasyonun sağlanması, sağlığın
korunması ve tıbbi sorunları önlemek
için en basit yollardan biridir.
Beslenme ve Diyet
Uzm. Dyt. Rabia Yurdagül
metod Holiday-Segar Hesaplaması’dır.
Bu metod çocuğun ağırlığına dayanır.
Buna göre ağırlığın ilk 10 kg’ı için vücut
ağırlığının kg’ı başına 100 ml, sonraki
10 kg için vücut ağırlığının kg’ı başına
50 ml ve 20 kg’ın üzerindeki her ağırlık
için vücut ağırlığı kg’ı başına 20 ml’dir.
Örneğin 10 kg bir çocuk için 1000 ml,
15 kg çocuk için 1250 ml, 25 kg çocuk
için 1600 ml gibi.
Toplam sıvı alımının %70-80’i içme suyu
ve diğer içeceklerden, geri kalanı ise besinler aracılığıyla karşılanır. Çocuklar için
temel sıvı kaynağı yetişkinlerde olduğu
gibi öncelikle sudur. Suyla birlikte meyve
ve sebze suları, süt, ayran, kefir gibi içecekler, ev yapımı limonatalar, meyve ve
Çocuğunuzun ne kadar sıvı ihtiyacı
bitki çayları, çorbalar, sebze ve meyveler
Su, dünyada ve vücudumuzda en bol
olduğunu nasıl anlayabilir siniz?
sıvı alımı sağlanabilecek diğer önemli
bulunan maddedir. Mesela 3.5 kg ağırlı- Özellikle de eğer çocuğunuz ağız yoluyla kaynaklardır. Su; karbonhidrat, protein,
ğındaki yeni doğan bir bebeğin yaklaşık sıvıları yeterli miktarda tüketmiyorsa
yağ, vitamin ve mineraller ile birlikte
2.5 kg’ı sudur. Vücudun su dengesinin
veya susama hissinin yetersiz olmasına önemli bir besin öğesidir. Fakat birçok
korunması “hidrasyon” olarak tanımbağlı olarak yine yeterli sıvıyı almıyorsa? çocuk, yaş veya aktivite düzeyine uygun
lanır. Solunum yoluyla, idrarla, terle ve
Bunun için en kolay yol çocuğun ne
yeterli suyu içmemektedir. Özellikle okul
dışkı ile kaybedilen su miktarı ile içilen
kadar idrar çıkarttığını takip etmektir.
günlerinde hafta sonuna göre daha az
su, içecekler ve yiyecekler ile alınan su Bebekler günde en az 4-8 kez alt bezle- su içilebilmektedir. Burada okulda suya
miktarı arasındaki denge ile sağlanır.
rini ıslatırlar, çocuklar ise günde 4-8 kez ulaşamama veya okul tuvaletlerinin
idrara çıkarlar. Bununla birlikte çocuğu- kullanılmak istenmemesi gibi nedenler
Besin tüketimi ile vücutta oluşan zararlı nuzun ne kadar sıvı alması gerektiğini
rol oynayabilmektedir. Gün boyunca ve
maddeleri atmak, vücut ısı dengesihesaplayabilir ve gün içinde aldığı sıvıla- okulda çocuğun yeterli suya ulaşabilir
ni sağlamak için günde yaklaşık 2.5
rın takibini yaparak hidrasyonunu sağolması önemlidir, bunun için beslenme
litre sıvı kaybı olur. Sıcak havalarda,
layabilirsiniz. Çocuğun yaşı, büyüklüğü, çantasına suyunda ilave edilmesi veya
fazla fiziksel aktivite yapıldığında, fazla
aktivite düzeyi ve tıbbi geçmişine dayalı okullardaki su sebillerinin kullanımının
proteinli ve tuzlu besinler tüketildiğinde, olarak sıvı ihtiyacı değişkenlik gösterebi- aile ve öğretmenler tarafından teşviki,
terleme ve idrarla, vücut ısısını arttıran lir. Sıvı ihtiyacını belirlemek için en basit ilgi çekici su mataralarının ve sulukların
42
Toplam sıvı alımının %70-80’i içme
suyu ve diğer içeceklerden, geri kalanı ise besinler
aracılığıyla karşılanır. Çocuklar için
temel sıvı kaynağı
yetişkinlerde olduğu gibi öncelikle
sudur.
43
BESLENME VE DİYET
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
Holiday-Segar Hesaplaması:
Bu metod çocuğun ağırlığına dayanır. Buna göre ağırlığın ilk 10 kg’ı için vücut ağırlığının
kg’ı başına 100 ml, sonraki 10 kg için vücut ağırlığının kg’ı başına 50 ml ve 20 kg’ın
üzerindeki her ağırlık için vücut ağırlığı kg’ı başına 20 ml’dir. Örneğin 10 kg bir çocuk için
1000 ml, 15 kg çocuk için 1250 ml, 25 kg çocuk için 1600 ml gibi.
alınması gibi uygulamalar çocukların
daha çok su içmelerine yardımcı
olacaktır.
azalmasına neden olur. Susuzluk
hissedildiğinde hafıza, dikkat ve
konsantrasyon gibi zihinsel performans faktörleri de %10 azalmıştır.
Su içme alışkanlığı erken yaştan
Susuzluk genellikle dehidrasyon ile
itibaren kazandırılmalıdır.
vücut ağırlığının %0.8-2’si kaybedildiÇünkü çocuklar yetişkinlerle kıyasğinde hissedilir. Bu oran 10 yaşındaki
landığında vücut kütle oranına göre
30 kg ağırlığındaki bir çocuk için 1-2
daha büyük bir yüzey alanına sahip
su bardağı (300ml) suya eşdeğerdir.
oldukları için buharlaşma ile daha
Bu esnada su içiminin acil bir uyarı ve
çok su kaybederler. Terleme yetenek- yeniden canlandırma etkisi vardır. Su
leri ve böbrek fonksiyonları daha az
içimi ile ilgili yapılan pilot okul çalışgelişmiştir. Sıcak ortamlardaki oyun
malarında, öğretmenler su ihtiyacının
veya egzersizler sırasında yetişkinlere karşılanmasının verimli bir öğrenme
göre sıcağı daha az tolere ederler,
ortamına katkıda bulunduğunu ve
ağırlıklarına göre daha fazla metabo- iyi alışkanlıklar aşılamaya yardım
lik ısı üretirler, susama duyarlılıkları
ettiğini rapor etmişlerdir. Çocuklarda
daha düşüktür ve daha fazla suya
dehidrasyon, idrar yolu enfeksiyonu,
ihtiyaçları olduklarını anlamayabiliryatak ıslatma, kabızlık gibi sağlık
ler. Bu alanda yapılan çalışmalarda
problemlerine de neden olabilir.
çocuklarda yetişkinlerle benzer bir
Erkek çocukların %1’i ve kızların %3’ü
hızda dehidrasyon geliştiği görülse
yaşamlarının ilk 10 yılında idrar yolu
de, çocukların vücut sıcaklıkları yetiş- enfeksiyonu ile karşılaşmaktadır. İyi
kinlerden daha hızlı yükseldiği için,
hidrasyon idrar yolu enfeksiyonlarının
yeterli sıvıyı almaları yetişkinlerden
önlenmesinde önemlidir.
daha önemlidir.
Çocukların sıvı gereksinimi yaşla
Sıcak havada oynayan ve egzersiz
birlikte değişir. Süt alımı azaldıkça
yapan çocukların yalnızca su içmeye içeceklerle alınan su giderek daha
teşvik edilmesi yeterli değildir,
önemli hale gelir. 0-1 yaşta anne sütü
izlenmeleri de gerekir. Sıcak havada en iyi sıvı kaynağıdır. 6. aydan itibaren
fiziksel aktivitenin bir sonucu olarak
su ve tamamlayıcı besinler (mama,
çocuklarda kolayca dehidrasyon
meyve, sebze suyu) anne sütüne
gelişebilir ve bu durum yalnızca ciddi destek olarak sıvı kaynağını oluşturur.
değildir, aynı zamanda yaşamı tehdit 1 yaş sonrası ise en iyi sıvı kaynağı
edici özelliktedir.
sudur.
Genellikle hafif dehidrasyon sık
susama ve sarı idrar gibi belirtilerle
kendini gösterirken, daha ciddi dehidrasyon ciltte, ağız ve dilde kuruluk,
gözlerde çöküklük, griye dönen deri
rengi, deride kızarma, sıcaklık ve
gevşeklik, gözyaşının olmaması,
idrar çıkışında azalma gibi belirtilere
neden olur.
Hidrasyonun sağlanamaması
çocuğun zihinsel performansını ve
öğrenme yeteneğini olumsuz etkiler.
Halsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı
ve yorgunluk oluşumunun yanı sıra
dikkat ve konsantrasyon yeteneğini
Hidrasyonun sağlanması için yaş
gruplarına göre önerilen günlük sıvı
alım düzeyleri şöyledir:
1-3 yaş için 0.9 litre,
4-8 yaş için 1.2 litre,
9-13 yaş kızlar için 1.6 litre, erkekler
için 1.8 litre,
14-18 yaş kızlar için 1.8 litre ve
erkekler için 2.6 litredir.
Kusması, ishali, aşırı terlemesi olan ,
çok yüksek sıcaklıklara maruz kalan
ve egzersiz yapan çocuklar için bu
miktarlar artırılmalıdır.
44
Su dışında sıvı olarak tüketilecek
süt, ayran, kefir gibi içecekler aynı
zamanda kalsiyum içerikleri ile kemik
sağlığını destekler. Taze sebze ve
meyveler ile bunlardan elde edilen
sebze ve meyve suları da iyi sıvı
kaynaklarıdır. Ancak meyve sularında dikkat edilmesi gereken nokta,
meyve sularının önemli vitamin ve
mineralleri içermeleri yanında yüksek
oranda da şeker içeriyor olmalarıdır.
Meyvenin kendisini yemek yerine suyunu tüketmek hem daha fazla kalori
almaya ve hem de daha az tatmin
olmaya neden olur. Ayrıca bazı meyve
suları asidiktir ve gazoz gibi şekerli
içeceklerle birlikte tüketildiğinde
dişlere zarar verir. Bu nedenle meyvelerin kendilerini yemekte sıvı alımına
destek olacağından sularından ziyade
kendileri tüketilmelidir.
Tatlarından dolayı popüler olan asitli
içecekler çocuklar için daha çekici
gibi görünse de hiçbir zaman suyun
yerine geçmezler. Kafein içerikleri
yüksek olan bu grup içecekler, yüksek
asit içerikleri ile dişler için de zararlıdır ve yüksek kalorileri nedeniyle
çocukluk çağı obezitesine zemin
hazırlarlar.
Yapılan bir çalışmaya göre, okul öncesi çocukların %15’i önerilen günlük
enerji alımlarının neredeyse yarısını
şekerli içeceklerden karşılamaktadır.
Bu içecekler besinsel açıdan yoksundur ve iştahı azalttığı için yemek
zamanı çocukların besin öğesi alımına engel olur. Ayrıca şekerli içecekler
su kadar susamaya neden olmadığı
için çocukların daha az su içmesine
neden olabilir. Ev yapımı limonatalar sıcak havalarda özellikle bu
asitli içecekler yerine alternatif olarak
kullanılabilir. Suyun tadını sevmeyen
çocuklar için suyun içerisine limon
sıkmak veya meyve, sebze eklemekte suyu daha cazip hale getirecek
uygulamalardır.
45
GÖĞÜS
HASTALIKLARI
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
DİKKAT! SICAK VE
NEMLİ HAVALAR
ASTIM NÖBETLERİNİ
TETİKLİYOR .
Astım hastaları için havadaki en uygun nem
miktarının %30 ila %50 arasında söyleyen
KadıköyŞifa Sağlık Grubu Ataşehir Hastanesi
göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Cengiz Şen yaz
aylarında yaşanan yoğun nem miktarı sebebiyle
astım nöbet sıklığının arttığını belirtiyor.
Astım hastalığı; akciğerlerimizdeki hava yollarının tıkanmasıyla
meydana gelen ve nefes darlığına yol açan bir rahatsızlıktır. Bu
tıkanmaya infeksiyonlar, alerjik
maddeler, bazı besin ve ilaçlar,
reflu hastalığı gibi birçok etken
neden olabileceği gibi, soluduğumuz havanın kirlilik derecesi, ısısı
ve nem oranı da sebep olabilmektedir.
Yaz aylarında maruz kaldığımız
sıcak hava ve yüksek nem astım
bulgularının ortaya çıkmasına
neden olan tetikleyici faktörler
arasında yer alır.
Bu nedenle yaz aylarında;
• Sıcaklığın ve nemin fazla olduğu saatlerde dışarıda olmamak
ve bu saatlerde yorucu fiziksel
aktivitelerden sakınmak
• Klimalı ortamlarda kalarak
sıcaklığın ve nemin uygun şart-
Göğüs Hastalıkları
Uzm. Dr. Cengiz Şen
larda olmasını sağlamak. Astımlı
olgular için ortamdaki havanın en
uygun nem miktarı yüzde 30–50
arasıdır.’’
• Klima kullanımında özellikle
ortam sıcaklığının fazla soğutulmamasına , klimanın direkt kişin
üzerine hava akımı vermemesine
ve klima filtrelerinin düzenli olarak
temizlenmesine dikkat edilmesi
gerekir. Aksi halde klima zarar
verebilir.
• Yaz aylarında sıklıkla kullanılan
• Küf sporları ve ev tozu akarları ve özellikle klor ile dezenfekte
yüksek nemli ortamlarda artmak- edilen havuzlar, klor duyarlığı olan
tadır. Bu konuda yüksek hassasi- astım hastalarında nefes darlığına
yol açabilmektedir.
yet gösterilmelidir.
• Astım hastası olanların tatil
için seçtiği konaklama yerlerinde
halı kaplı olmayan odaları tercih
etmesi gereklidir. Antialerjik yatak
kılıfı kullanılması ev tozu akarı
maruziyetini azaltacağı unutulmamalıdır.
46
• Mutlaka yeterince sıvı alınmalı
ve düzenli olarak kullanılan astım
ilaçlarına sizi takip eden doktorunuzun önerileri doğrultusunda
devam edilmelidir.
47
KÜLTÜR SANAT
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
YENİ BİR KİŞİSEL GELİŞİM KİTABI:
GEZGİNNAME,
BİR FARKINDALIK
YOLCULUĞU
Sen de kendi farkındalık yolculuğuna hazır mısın?
Çünkü bu kitap, seni sana senin pusulanla yaklaştıracak. Kaybedilmiş
değerleri tekrar hatırlatarak, hayata geçirilmesine ışık tutacak.
Hiçbirimiz doğduğumuz günkü saflıkta kalmayız. Büyüdükçe kalbimizin
sesi, aklımızın sesine yenik düşer. Kendimizi dünyanın maddi girdabına
kaptırırız.
Zamanla girdabın içinden çıkma isteğiyle “Ben kimim?” sorusunu
sormaya ve içimizdeki o saf çocuğun fısıltısını tekrar duymaya ihtiyaç
hissederiz.
Sen de kim olduğunu merak etmeye başladıysan ya da farklı bir bakış
açısı arıyorsan, bu kitap o soruya, çocuksu saflığın ışığında cevap
aradığın için yazıldı.
İçindeki güzelliğe pusula olsun diye...
* * *
Şeftali Ağacı lafı hiç dolandırmadı, hemen sorusunu sordu:
“Bu dünyaya hepimizin bir geliş nedeni olmalı değil mi?”
Serçe “Hepimiz zaman zaman bu soruyu kendimize sorarız. Ancak
bazılarımız cevabını bulabilir. Evet, dünyaya gelişimizin bir amacı vardır
ve her birimizin nedeni farklıdır. Ayrıca tüm canlıların bir de ortak
nedeni vardır,” dedi.
“Nasıl yani, hem hepimizin dünyaya geliş nedeni aynı, hem de farklı mı?”
diye sordu Şeftali Ağacı, “Benim geliş nedenimi de biliyor musun?”
“Bunu ancak sen bulabilirsin. Senden başka kimse bilemez,” dedi Serçe.
Yeni bir kişisel gelişim kitabı;Gezginname. Bir farkındalık yolculuğunu anlatıyor. İyiliğin, dostluğun, sevginin,
doğayla uyumlu yaşamanın ve umudun, fantastik farkındalık öyküleriyle anlatıldığı bir kitap.
Kitap, 9 yaş üstü herkesin rahatlıkla okuyabileceği bir içeriğe sahip. Şeftali Ağacı, Yelkenli, Gezginname
ve Lodosçu başlıklarıyla dört ayrı seriden oluşuyor. Her birinde kahramanlar, ayrı ayrı maceraların içinde,
yaşama, insana, doğaya yönelik farkındalıklar yaşarken, okuyucuya da ince mesajlar veriyor.
Kitap, Yitik Ülke Yayınları’ndan çıktı. Tüm kitapçılardan ve internet sitelerinden temin edilebilir.
Ve son olarak önsözden satırlarla bitirelim;
Dünya engin bir deniz, bizler de yolcuyuz. Görüp görebileceğimiz en geniş denizde, yelkenlerimizi açıp oradan
oraya savruluyoruz. Bazılarımız güvenli denizlerde geziniyor, bazılarımız da pupa yelken yeni denizlere yol
alıyor. Hepimizin yolculuğu kendine özgü, tıpkı bu kitapta okuyacağınız öyküler gibi...
Bakmayın onların ağaç, kuş, yelkenli, sincap olduğuna. Hepsi içimizden birileri. Bizim halden hale geçişlerimizin
yansımaları. Yelken açtığımız hayat yolundaki yol göstericilerimiz.
Her yolcunun öyküsü ayrı. Benim yolumdakiler “Şeftali Ağacı” ile başlayıp, “Lodosçu” ile devam ediyor. Haydi
yaslanın arkanıza, rüzgâr tam kıvamında, şimdi demir alma zamanı...
Çimen Erengezgin
48
KİTAP TANITIM
Yeni Hayat
Aykut Karlı
İkinci Adam Yayınları
Filiz ve Alper dünden razıydı, diğerleri de heyecanlanmıştı. Belki on metre ileride biten
küçük bir tünel, belki daha fazlası. Önce Özgür indi, teker teker malzemeleri verdiler. Sırasıyla aşağıya inmişlerdi. Delikten gelen ışık etkisini kaybediyordu. Tolga ve Aylin fenerleri çıkarıp yaktılar. Duvarlarda keskin bir aletle yapıldığı belli olan izler vardı. Şu ana
kadar bir yol ayrımına gelmemiş olmaları iyi idi, yoksa labirent içinde dolanıp dururlardı.
Özgür telefonlarını kontrol etmelerini istemişti. Telefonların çekim güçleri yerindeydi. Az
ileride yolun genişlediğini fark ettiler. Isı azalmıştı, fakat oksijen hâlâ çok iyiydi. Fark
edemedikleri bir yerden hava akımı vardı. Burada bir oda vardı. Kenarlarında oturacak
yükseklikler mevcuttu. Bu bölümün duvarları daha bir itinayla oyulmuştu.
llerindeki fenerleri yukarı kaldırdıklarında gördükleri şey hepsini şaşkına çevirmişti.
Yavaş Ebeveynlik
Hızla akıp giden hayatın sahibi sen misin? Birbirimize yabancılaştık. Aşırı kaygılıyız.
Kendimizden de çocuklarımızdan da beklentilerimiz çok yüksek. Çocuklarımızın tatminsizliğinden şikâyet ediyor ne kadar yorgun ve tahammülsüz olduğumuzdan dem vuruyoruz. Peki böyle mi olmalı? Ebeveynlik daha farklı yapılamaz mı?
Pınar Mermer
Altın Kitaplar
Hayatı Sadeleştirmek İçin Derle Topla Rahatla
Japon temizlik ve organizasyon uzmanı Marie Kondo, “derleyip toplama” konusunda
size yardımcı olmaya hazır. Üstelik kalıcı sonuçlar elde edeceğinizin garantisini veriyor.
Marie Kondo, bu kitapta anlattığı yöntemler ve paylaştığı sırlarla sayısını kendisinin bile
hatırlamadığı müşterilerinin hayatını değiştirdi. Şimdi sıra okuyucularında!
Marie Kondo
Epsilon Yayınları
Bir balıkçı yaka siyah kazağı diğerinden nasıl ayırt edeceğinizi bilmek, çorapları doğru
şekilde katlamak, saklama kutularını en etkili şekilde kullanmak… hayatınızda mucizeler yaratabilir. Hele fazlalıklardan kurtulmak… Kendinizi eskisinden çok daha huzurlu,
mutlu ve enerjik hissetmenizi sağlayabilir. Denemeye başlayın… Hemen, şimdi!
Trendeki Kız
Rachel her gün aynı trene binip aynı çifti izliyordu. Çiftin başına gelenleri bütün ülke
duyduktan sonra, hayatlarına dâhil olmaya karar verdi.
“Büyüleyici, sürükleyici, üst seviye bir gerilim. Mutlaka okuyun!”
-S.J. Watson“Hem karakter yaratımı hem olay örgüsü muhteşem, harika bir kitap! Yeni neslin Alfred
Hitchcock’u.” -Terry HayesPaula Hawkins
İthaki Yayınları
“Zeki, gerilim dolu ve baştan aşağıya sürükleyici bir roman.”
-Lisa Gardner-
49
ib
İNSAN KAYNAKLARI
BİZİMŞİFA 2015 SAYI 2
Bizden Haberler
Yangın Eğitim
Sertifikalarımızı aldık..
Kadıköy Şifa Kadıköy Hastanesi ve Kadıköy Şifa Ataşehir Hastanesi çalışanları
için Özel 3g Eğitim Merkezi tarafından olası bir yangın tehlikesine karşı, yangına
anında ve doğru bir şekilde müdahale etmesi için yangın söndürme eğitimi verildi.
İstanbul İtfaiye Müdürlüğü tarafından yetkilendirilen Eğitim uzmanı Atınç
Alaygüvenci kurum çalışanlarına yangın tehlikesine karşı ilk olarak yangın
söndürmede kullanılan gaz maskesi, yanmayan kıyafetler, yangın söndürme
tüpleri gibi teçhizatlar ayrıntılı olarak bilgiler verdi. Son olarak açık alanda
kurum personellerine uygulamalı olarak yangın söndürme tatbikatı yaptırılarak
tamamlandı.
50
insan
kaynakları
bizden haberler
Sifalı Miniklerimiz
Çocuklarınızla birlikte sağlıklı ve şifalı bir ömür dileriz
Evlenenler...
Çalışanlarımıza bir ömür boyu
mutluluklar diliyoruz.
SeMA ÇAyLAK
ŞeRİF KARACA
eCRİN DURU KARACA
MUSTAFA KAPLAN
eyMeN KAPLAN
KADIKÖYŞİFA SAĞLIK GRUBU
çalışanlarımıza yeni görevlerinde
başarılar diliyoruz.
MeLDA yASeMİN KÜÇÜK
HASTA DANIŞMANI
HASTA KABUL yeTKİLİSİ
eSRA AKGÜL
HASTA DANIŞMANI
HASTA KABUL yeTKİLİSİ
GÖKMeN AKÇAL
BeLL BOy
yATIŞ DANIŞMANI
ABANT GEZİSİ - 08.02.2015
51
05.04.2015

Benzer belgeler