müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin sosyal uyum

Transkript

müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin sosyal uyum
Selçuk Üniversitesi
Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi
Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
MÜZİK EĞİTİMİ ALAN VE ALMAYAN LİSE
ÖĞRENCİLERİNİN SOSYAL UYUM DÜZEYLERİNİN
İNCELENMESİ
Şehriban Koca
Adana Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi, [email protected]
ÖZET
Bu araştırma, müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin sosyal uyum
düzeylerinin incelenerek, müzik eğitiminin ergenlik dönemindeki öğrencilerin
sosyal uyum düzeylerine katkısının olup olmadığını tespit etmek amacı ile
yapılmıştır. Bu amaçla; altı farklı ildeki Anadolu Güzel Sanatlar Liselerine
devam eden 140 lise son sınıf müzik öğrencisi ve Adana Ramazan Atıl, Adana
Erkek Lisesi, son sınıflarına devam eden, müzik eğitimi almayan 140 öğrenci
olmak üzere toplam 280 öğrenciye Hacettepe Kişilik Envanteri uygulanarak,
müzik eğitiminin bu yaş grubu öğrencilerin sosyal uyum düzeylerinde fark
yaratıp yaratmadığı saptanmaya çalışılmıştır. Araştırmanın sonunda elde edilen
bulgular karşılaştırıldığında; Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde öğrenim gören
öğrencilerin sosyal uyum, sosyal normlar, aile ilişkileri puan ortalamalarının
genel liselerde öğrenim gören öğrencilerin puan ortalamalarından anlamlı
(p=.000) şekilde yüksek olduğu; sosyal ilişkiler puan ortalamaları bakımından
ise ‘cinsiyet’ ve ‘lise türü’nde anlamlı farklılıklar saptanmıştır. Bu sonuçlar,
müzik eğitiminin ergenlik döneminde olan bireylerin sosyal uyum düzeylerine
olumlu yönde katkısı olduğunu göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Müzik Eğitimi, Sosyal Uyum, Kişilik Envanteri
Selçuk Üniversitesi
Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi
Sayı 29, Sayfa 49 -63, 2010
ANALYSIS OF SOCIAL ADAPTATION OF HIGH SCHOOL
STUDENTS WHO TAKE AND DO NOT TAKE MUSIC
EDUCATION
Şehriban Koca
Adana Anatolian Fine Arts School, [email protected]
ABSTRACT
This research was carried out to determine whether music education has a
contribution on social congruity level of students in juvenile age by examining of
high school students who do and do not take music education. For this aim; we
tried to determine whether musical education has an effect on social congruity
level of this age group of students by applying Hacettepe Personality Inventory
to 140 high school senior class students in six different Anatolian Fine Arts
Schools and 140 high school senior class students who do not take music
education in Adana Ramazan Atıl and Adana Male High Schools. When we
compared the findings at the end of the research; it was found that the average
scores of the students who are educated in Anatolian Fine Arts Schools in social
congruity, social norms, family relations are significantly higher (p=.000) than
the students who are educated in general high schools, in terms of social
relations, we have found significant differences in “sex” and “high school type”
variants. These results show that musical education has a positive contribution
on social congruity in juvenile age.
Keywords: Music Education, Social Congruity, Personality Inventory
Müzik Eğitimi Alan ve Almayan Lise Öğrencilerinin
51
GİRİŞ
Bireyin kendisiyle ve çevresiyle iyi ilişkiler kurabilmesi ve kurduğu bu ilişkileri
sürdürebilmesi şeklinde tanımlanan uyum, insanın doğumuyla birlikte
başlamakta ve yaşamın sonuna kadar gelişim göstermektedir. Sosyal uyum ise
toplumda prestij kazanma ve statü sahibi olma gereksinimlerinin karşılanmasıdır.
Uyumun temel ölçütlerinden birisi, kişinin kendisini iyi hissedebilmesidir
(Köksal, 2000).
Gençlerin toplumsal kabulde önemli gördükleri özelliklerinden biri, başkalarının
takdir ettiği kişisel nitelikler geliştirip bunları göstermek ve toplumsal kabul
sağlayan toplumsal becerileri öğrenmektir (Miller, 1991; K.L Wise, Bundy &
L.A Wise, 1991). Genellikle yüksek benlik saygısıyla olumlu bir benlik
kavramına sahip olan bu gençler; arkadaş canlısı, mutlu, neşeli sevgi dolu, dışa
dönük, hareketli, toplumsal becerileri gelişmiş başkalarıyla pek çok etkinliğe
katılmaktan hoşlanan kişilerdir (Gifford ve Dean, 1990).
Burger (2006) sosyal etkinlikteki artışın mutluluğa yol açtığını, sosyal ilişkilerin
ise iyilik hali duygusuyla ilgisi olduğunu kanıtlayan pek çok araştırma olduğunu
(Diener,1984); insanlarla iletişim kurmak, müziksel aktivitelerde yer almak gibi
dışa dönük davranışların ise kişinin kendini toplum içerisinde daha yetkin ve
değerli hissetmesi gibi temel gereksinimleri karşıladığını belirtmiştir.
Bu görüşler doğrultusunda bireylerin müzikle ilgilenmelerinin onların kişisel
niteliklerine katkıda bulunabileceği, kazanımlarını çeşitli etkinlikler yoluyla
sergilemeleri ise başkaları tarafından takdir edilmelerini ve dolayısıyla onların
toplumca kabulünü sağlayabileceği; toplumsal becerilerini geliştiren gençlerin
ise olumlu bir benlik kavramına sahip, arkadaş canlısı, mutlu, neşeli, sevgi dolu,
dışa dönük olacakları düşünülebilir.
Bireylerin gelişim süreçlerinde bu denli etkin bir rolü olan sanatın insan
yaşamında bireysel, toplumsal, kültürel ve eğitimsel işlevleri bulunmaktadır.
“Sanatın bireysel işlevi; bireyin kendine özgü bir kimlik ve kişilik kazanması
dengeli ve doyumlu, sağlıklı ve başarılı, duyarlı ve mutlu olması için davranışları
veya davranışsal yapıları üzerinde belirli izler bırakan estetik / artistik etkime ve
tepkime biçimlerini kapsar” (Uçan, 1996:24).
“Sanatın toplumsal işlevi; bireyler ve toplum arasında iletişme-etkileşme,
anlaşma, dayanışma, kaynaşma, ortaklaşma, paylaşma, birleşme ve bütünleşme
sağlanmasında sanatın oynadığı rolleri, sanatın eğitimsel işlevi ise; sanatın
bireysel, toplumsal, kültürel ve diğer işlevlerinin düzenli, sağlıklı, etkili, verimli
ve yararlı biçimde gerçekleşmesini sağlayıcı sanatsal
öğrenme-öğretme
etkinliklerini ve bunlara ilişkin düzenlemeleri kapsar” (Uçan, 1996:26).
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
52
Ş. Koca
Sanatın önemli bir kolu ve sanat eğitiminin önemli bir parçası olan müzik, insan
yaşamının her döneminde insanları saran, duyguları harekete geçiren, insanın
doğumundan ölümüne kadar hayatın içinde var olan bir sanattır.
“Günümüzde müzik eğitiminin bireylerin kişilik gelişimine ve sosyalleşmesine
katkıda bulunduğu gerçeği giderek daha çok kabul görmektedir. Müzik eğitimi
insanın yakın çevresi ile müzik yoluyla ilişki kurabilmesini, toplumsallaşmasını,
müziği bilinçli olarak üreten ve tüketen bir birey olmasını sağlar” (Özen,
2004:57).
Müzik eğitimi bireyin kendini tanımasına, kendine güvenini artırmasına, kendini
kanıtlamasına, kendini gerçekleştirmesine, kişiliğini geliştirmesine, yaşamını
zenginleştirmesine ve böylece kendisine daha sağlıklı, mutlu bir yaşam
kurmasına olanak sağlar (Uçan, 1996). Müzik eğitimi yolu ile bireylerin bir
kimlik ve kişilik kazandığı, ruhsal açıdan dengeli ve doyumlu, çevreye duyarlı,
çevresi ile iletişiminin olumlu yönde geliştiği göz ardı edilmemelidir.
“Müzik eğitimi ve özellikle müzik etkinlikleri, bireyin çevresi ile etkileşimini
yoğunlaştırır, sosyal ve eğitsel amaçlı bu ilişkilerin daha sağlıklı ve düzenli
olmasını sağlar. Algılama ve beğeni düzeyi yönünden gelişen birey, sadece belli
bir türe koşullanmak yerine çok yönlü bir bakış açısı ile değerlendirmeyi,
eleştirmeyi ve nitelikli müziği diğerlerinden ayırt edebilmeyi öğrenir. Müzik
eğitimi sadece şarkı söylemek, çalgı çalmak, veya bu alandaki kuramsal
bilgilerin bir bölümünün öğretilmesiyle sınırlı tutulamaz. Bu eğitimin bireye
kültürel ve sosyal boyutları yanında, müzikte hedeflenen davranış
değişikliklerini kazandırması da büyük önem taşımaktadır” (Çevik, 1989:83).
Yapılan bir çok araştırma (Çoban, 2005; Ka1liopuska ve Titinen, 1991; Köksal,
2000; Kulaksızoğlu, 2000) müzik eğitimi alan, birçok etkinliğe katılan gençlerin
olumlu bir benlik kavramına sahip, kendine güvenen, kendini daha iyi tanıyan ve
ifade edebilen, dışa dönük, hareketli, toplumsal becerileri gelişmiş, daha neşeli
ve sevgi dolu olacakları görüşünü desteklemektedir. Bütün bunların yanında,
bireyin saldırganlık ve güvensizlik duygularını azaltmaya yardımcı olduğu
(Güngörmüş, 1988), birlikte bir müzik parçası çalmanın veya söylemenin
gençlerde birlik, beraberlik ve arkadaşlık duygularını geliştirdiği (Kulaksızoğlu,
2000) savunulmaktadır.
Tüm bu görüşlerin yanı sıra, yurt dışında bazı araştırmacılar (Magee ve
Davidson, 2002; Mills, 1996; Waldon, 2001) tarafından araştırılan ve geliştirilen
birçok metot ve müzikle terapi uygulamalarının çocukların, ergenlerin ve
yetişkinlerin kişisel gelişimlerine katkıda bulunması, özgüvenlerini sağlaması
davranış sorunları ve ruhsal problemlerinin giderilmesi, iletişim sorunlarının
üstesinden gelmelerini sağlaması için kullanılır olması, müziğin psikolojik
boyutlarını ortaya koymaktadır.
Buradan hareketle, ülkemizde “müzik eğitimi” ve “psikoloji” gibi farklı
disiplinleri birleştiren çalışmaların sınırlı olması yanında, müzik eğitiminin
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
Müzik Eğitimi Alan ve Almayan Lise Öğrencilerinin
53
ergenlik dönemlerini yaşayan lise öğrencilerinin sosyal uyum düzeylerinde
anlamlı bir fark yaratıp yaratmadığı düşüncesi araştırmanın çıkış noktasını
oluşturmaktadır.
Araştırmanın Amacı
Bu araştırmada, müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin sosyal uyum
düzeylerinin incelenerek, müzik eğitiminin öğrencilerin sosyal uyum
düzeylerinde fark yaratıp yaratmadığının ortaya konması amaçlanmaktadır.
Araştırmanın müzik eğitimi alanına katkı sağlayacağı ve bu türdeki çalışmalara
ışık tutacağı düşünülmektedir.
Çalışmanın problem cümlesi “Müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin
sosyal uyum düzeyleri arasında fark var mıdır, varsa farklılık düzeyleri
nelerdir?” üzerine kurulmuştur. Araştırma yaparken oluşan alt problemler ise
aşağıda sıralanmıştır:
1.
2.
3.
4.
Müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin ‘sosyal uyum’ düzey
ortalamalarında öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı bir fark var
mıdır?
Müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin ‘sosyal uyum’ düzey
ortalamalarında öğrencilerin öğrenim gördükleri lise türüne göre
anlamlı bir fark var mıdır?
Müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin ‘sosyal uyum’ alt
ölçeklerine ait ortalamalarında öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı
bir fark var mıdır?
Müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin ‘sosyal uyum’ alt
ölçeklerine ait ortalamalarında öğrencilerin öğrenim gördükleri lise
türüne göre anlamlı bir fark var mıdır?
YÖNTEM
Araştırma, müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin sosyal uyum
düzeylerinin incelenmesini amaçlayan betimsel bir çalışmadır. Araştırmada
model olarak ‘genel tarama modeli’ kullanılmıştır. Bu yöntemle Anadolu Güzel
Sanatlar Lisesi öğrencileri ve genel liselere devam eden öğrencilerin sosyal
uyum düzeyleri ‘cinsiyet’ ve ‘lise türü’ değişkenleri açısından karşılaştırmalı
olarak incelenmiştir.
Örneklem
Araştırma küme örneklem yöntemiyle seçilen Adana, Konya, İstanbul, Niğde,
Diyarbakır, Kars Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri müzik bölümlerinde öğrenim
gören 97 kız, 43 erkek toplam 140 lise son sınıf öğrencisi ile karşılaştırma grubu
olarak da Adana Ramazan Atıl Lisesi ve Adana Erkek Lisesi’nde öğrenim gören,
lise döneminde müzik dersi almayan 82 kız, 58 erkek toplam 140 öğrenci olmak
üzere 280 lise son sınıf öğrencisi oluşturmaktadır.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
54
Ş. Koca
Verilerin Toplanması
Araştırmanın dayanacağı temel gerçekleri saptamak ve konu ile ilgili yerliyabancı kaynaklardaki görüşleri derlemek için ulusal - uluslararası basılı ve
online yayınlara ulaşılarak belgesel tarama tekniği kullanılmıştır. Öğrencilerin
kişisel uyum düzeylerini ölçmek için ise İbrahim Ethem Özgüven tarafından
hazırlanan ve geliştirilen Hacettepe Kişilik Envanteri (Özgüven, 1992)
kullanılmıştır.
Araştırma küme örnekleme yöntemiyle seçilen okullardaki öğrenciler arasında
yürütülmüştür. Kişilik envanterinin uygulanması için seçilen okullardaki uygun
sınıflarda, ders öğretmenlerinin gözetiminde yapılmış olan araştırmada
katılımcılar veri toplama aracını kendileri doldurmuşlardır. Katılımcılara
araştırmanın amacı, niteliği, verecekleri cevapların gizli tutulacağı belirtilmiştir.
Araştırmada veri toplama aracı olarak kullanılan Hacettepe Kişilik Envanteri
(HKE), bireylerin kişilik özelliklerini, kişisel ve sosyal uyum düzeylerini
ölçmek, klinik ve normal vak’aları teşhis etmek ve ruh sağlığı taramaları yapmak
amacıyla Özgüven tarafından 1976’da geliştirilmiştir. Envanter üzerinde yapılan
araştırma sonuçlarına göre, 1978’de birinci ve 1982’de de ikinci revizyonu
yapılmış, 1992 yılında da Hacettepe Kişilik Envanteri (HKE) el kitabı
yayınlanmıştır.
HKE zorunlu seçme tekniğine göre hazırlanmıştır. Cevap seçenekleri “Evet” ya
da “Hayır” olmak üzere ikidir. Anahtarda belirtilen her cevap için bir puan
verilir. Alt ölçekler 20’şer maddeden oluşmuştur. Alt ölçeklerden elde edilen
puanlar 0 ile 20 arasında değişmektedir. Puanın yüksek ya da düşük olması,
bireyin bu nitelikteki davranışlarını değerlendirme olanağı sağlamaktadır. Puanın
‘yüksek’ olması uyum düzeyinin ‘yüksek’ olduğunu gösterir.
Puanlama, soldan sağa doğru yapılmakta, bir tek “anahtar” kullanılarak tüm
puanlar elde edilmektedir.Alt ölçek puanları toplanarak ‘kişisel uyum’, ‘sosyal
uyum’ ve ‘genel uyum’ puanları elde edilmektedir. Bireyin, geçerlik (g) toplam
puanı 8 üzerinden 5 ve daha az ise bireyin cevap kağıdı geçersiz sayılmaktadır.
‘Normal’ ve ‘uyumsuz’ olduğu bilinen ‘zıt gruplar’ üzerinde yapılan
araştırmalarda, envanterin alt ölçeklerinin tümünün önemli düzeyde bu grupları
birbirinden ayırt edebildiği görülmüştür. Bireyin maksatlı cevaplandırma
davranışı üzerinde ‘yanıltma’ ile ilgili çalışma sonuçları da kişinin ‘normal’
cevaplandırmadan farklı olarak kendisini önemli düzeyde ‘uyumlu’ ya da
‘uyumsuz’ göstermede başarılı olmadığını göstermiştir
Farklı gruplar üzerinde Özgüven tarafından KR-21 ve envanterin aralıklı tekrarı
yöntemiyle yapılan çok sayıdaki güvenirlik katsayılarının ortancası olarak, alt
ölçeklere ilişkin güvenirlik katsayıları, 0.58 ile , 0.92 arasında ve ortalama, 0.82
civarında, toplam puanlara ilişkin güvenirlik katsayıları ise, kişisel uyum (KU),
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
55
Müzik Eğitimi Alan ve Almayan Lise Öğrencilerinin
93; sosyal uyum (SU) ,84 ve genel uyum (GU) için, 92 olarak bulunmuştur
(Özgüven, 1992).
Verilerin Çözümlenmesi
Örnekleme seçilen öğrencilere uygulanan envanterde (HKE) öncelikle cevap
kağıdının altında bulunan G (geçerlilik) puanı ikili maddeler doğrultusunda
değerlendirilmiş, geçersiz olan kağıtlar değerlendirme dışı bırakılmıştır. Cevap
kağıtlarının, cevap anahtarının kullanılarak puanlama kurallarına uygun şekilde
puanlanması sonucunda, sosyal uyum alt ölçeklerine ilişkin ‘sosyal ilişkiler,
sosyal normlar, antisosyal eğilimler ve aile ilişkileri’ puanları elde edilmiştir.
Elde edilen veriler, bilgisayar ortamına aktarılarak gerekli istatistiksel
çözümlemeler için SPSS (The Statistical Packet for the Social Sciences) paket
programı kullanılmıştır. Verilerin analizinde istatistiksel çözümleme
tekniklerinden “iki faktörlü varyans analizi” ve ‘Tukey HSD’ testinin
uygulanması neticesinde bulgular elde edilmiştir. Sonuçların yorumlanmasında
ise ilgili alanın uzman görüşleri alınmıştır.
BULGULAR
Müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin sosyal uyum düzeyleri; sosyal
uyum alt ölçeklerinden ‘sosyal ilişkiler, sosyal normlar, antisosyal eğilimler ve
aile ilişkilerine’ ait bulgular tablolar halinde verilmiştir.
Tablo 1. Müzik Eğitimi Alan Ve Almayan Lise Öğrencilerinin ‘Sosyal Uyum’ Düzeylerinin
Karşılaştırılmasına İlişkin Bulgular
Cinsiyet
Lise
n
a.ortalama
ss
Kız
Agsl
Genel
Toplam
97
82
179
54,86
37.60
46.95
8,400
5.643
11.265
Erkek
Agsl
Genel
Toplam
Agsl
Genel
Toplam
43
58
101
140
140
280
54,14
36,57
44,05
54,64
37,17
45,90
8,340
5,897
11,192
8,358
5,751
11,305
Toplam
Varyans Kaynağı
Cinsiyet
Lise
Cins.*Lis
F
p
,935
,334
*372,736
,000
,030
,863
*p< ,05
Tablo 1’de görüldüğü gibi cinsiyet anlamlı bir farklılığa yol açmazken (,334) lise
türü faktöründe anlamlı düzeyde (,000) farklılık bulunmuştur. Ortalamalara
bakıldığında Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre
sosyal uyumlarının yüksek olduğu (54,64) görülmektedir.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
56
Ş. Koca
‘Sosyal uyum’ alt ölçeklerine ilişkin bulgular
Tablo 2. ‘Sosyal İlişkiler (Sİ) Alt Ölçeğine İlişkin Bulgular
Cinsiyet
Lise
n
a.ortalama
ss
Kız
Agsl
Genel
Toplam
97
82
179
14,87
10,34
12,79
2,907
3,274
3,814
Erkek
Agsl
Genel
Toplam
Agsl
Genel
Toplam
43
58
101
140
140
280
13,44
9,07
10,93
14,43
9,81
12,12
3,856
2,595
3,848
3,281
3,067
3,923
Toplam
Varyans Kaynağı
Cinsiyet
Lise
F
p
*11,851
,001
*129,018
,000
,037
,847
Cins.*Lis
*p< ,05
Tablo 2’de cinsiyet ve lise türü faktöründe anlamlı düzeyde ( ,001- ,000)
farklılıklar bulunmuştur. Ortalamalara bakıldığında Anadolu Güzel Sanatlar
Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre ‘sosyal ilişkiler’ alt ölçeğine ilişkin
puanlarının yüksek olduğu (14,43) görülmektedir. Bununla birlikte cinsiyet
değişkenine ilişkin bulgular incelendiğinde; Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde
öğrenim gören kız öğrencilerin sosyal ilişkiler puanlarının yüksek olduğu, erkek
öğrencilere göre daha sosyal ve uyumlu bireyler oldukları görülmektedir.
Tablo 3. Sosyal Normlar (SN) Alt Ölçeğine İlişkin Bulgular
Cinsiyet
Kız
Erkek
Toplam
Lise
n
a.ortalama
ss
Agsl
Genel
Toplam
97
82
179
12,69
9,94
11,43
2,647
2,847
3,059
Agsl
Genel
Toplam
Agsl
Genel
Toplam
43
58
101
140
140
280
13,37
9,29
11,03
12,90
9,67
11,29
2,573
2,715
3,330
2,634
2,801
3,160
Varyans Kaynağı
Cinsiyet
Lise
Cins.*Lis
F
p
0,03
,958
*100,816
,000
3,807
,052
*p< ,05
Tablo 3’de görüldüğü gibi cinsiyet anlamlı bir farklılığa yol açmazken ( ,958),
lise türü faktöründe anlamlı düzeyde ( ,000) farklılık bulunmuştur. Ortalamalara
bakıldığında Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre
‘sosyal normlar’ alt ölçeğine ilişkin puanlarının yüksek olduğu (12,90)
görülmektedir. Envantere göre ‘sosyal normlar’ puanının yüksek olması, bireyin
başkalarının haklarını anlayışla karşıladığını, kişisel isteklerini grubun
gereksinmelerine göre erteleyebildiğini ya da değiştirebildiğini gösterir.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
57
Müzik Eğitimi Alan ve Almayan Lise Öğrencilerinin
Tablo 4. Antisosyal Eğilimler (AE) Alt Ölçeğine İlişkin Bulgular
Cinsiyet
Lise
n
a.ortalama
ss
Kız
Agsl
Genel
Toplam
97
82
179
12,57
8,17
10,55
2,954
2,023
3,376
Erkek
Agsl
Genel
Toplam
Agsl
Genel
Toplam
43
58
101
140
140
280
11,88
8,24
9,79
12,36
8,20
10,28
2,753
2,793
3,302
2,901
2,363
3,363
Toplam
Varyans Kaynağı
Cinsiyet
Lise
Cins.*Lis
F
p
,851
,357
*146,490
,000
1,289
,257
*p< ,05
Tablo 4’de görüldüğü gibi cinsiyet anlamlı bir farklılığa yol açmazken ( ,357),
lise türü faktöründe anlamlı düzeyde ( ,000) farklılık bulunmuştur. Ortalamalara
bakıldığında Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre
‘antisosyal eğilimler’ alt ölçeğine ilişkin puanlarının yüksek olduğu (12,36)
görülmektedir. Envantere göre ‘antisosyal eğilimler’ puanının yüksek olması,
bireyin belli ölçüler içinde antisosyal eğilimleri olmadığına, antisosyal eğilimler
puanının düşük olması ise bireylerin genellikle sert ve öfkeyle dolu olduklarını
göstermektedir.
Tablo 5. Aile İlişkileri (Aİ) Alt Ölçeğine İlişkin Bulgular
Cinsiyet
Lise
n
a.ortalama
ss
Kız
Agsl
Genel
Toplam
96
82
178
14,89
9,15
12,24
2,554
2,986
3,976
Erkek
Agsl
Genel
Toplam
Agsl
Genel
Toplam
43
58
101
139
140
279
15,28
9,93
12,21
15,01
9,47
12,23
3,514
2,821
4,097
2,878
2,934
4,013
Toplam
Varyans Kaynağı
Cinsiyet
Lise
Cins.*Lis
F
p
2,614
,107
*231,445
,000
,288
,592
Tablo 5’de görüldüğü gibi ‘cinsiyet’ anlamlı bir farklılığa yol açmazken ( ,107),
lise türü faktöründe anlamlı düzeyde ( ,000) farklılık bulunmuştur. Ortalamalara
bakıldığında Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere göre
‘aile ilişkileri’ alt ölçeğine ilişkin puanlarının (15,01) yüksek olduğu
görülmektedir. Envantere göre puanın yüksek bulunması, bireylerin ailesiyle
sağlıklı ilişkiler içinde olduğunu, puanın düşük bulunması ise ailesi ile olan
ilişkilerinde, karışıklık ve uyumsuzluk bulunduğuna işaret eder.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
58
Ş. Koca
TARTIŞMA, SONUÇ VE ÖNERİLER
Müzik eğitimi alan ve almayan lise öğrencilerinin sosyal uyum düzeylerini
incelemeyi amaçlayan bu çalışmada örneklem olarak seçilen Anadolu Güzel
Sanatlar Lisesi ve genel liselere devam eden son sınıf öğrencilerine Hacettepe
Kişilik Envanteri uygulanmış, öğrencilerin sosyal uyum düzeyleri istatistiksel
açıdan değerlendirilmiştir.
Sosyal uyum alt ölçeklerinden elde edilen ‘sosyal uyum’ düzeylerine ilişkin
bulgulara göre; müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin sosyal uyum düzeyleri
ortalamaları almayan öğrencilere göre daha yüksektir. Bu durum Anadolu Güzel
Sanatlar Lisesi öğrencilerinin genel liselere devam eden öğrencilere göre sosyal
uyumlarının daha iyi olduğunu göstermektedir. Kalliopuska ve Titinen (1991)
de, müzik aktivitelerinden oluşan eğitim programına aldıkları çocukların
sosyalleşmelerinde eğitim programı sonucunda bir artışın olduğunu, yapmış
oldukları araştırma sonucunda belirlemişlerdir.
Çevik, Akın, Onuk ve Yalçınkaya (2003) tarafından yapılan bir araştırmada,
araştırmaya katılan öğrenciler müziğin yaşamlarındaki yeri ve işlevini %35,8 ile
“kendini ifade etme” ve “sosyalleşme aracı” olarak belirtmişlerdir. Bu bulgu
öğrencilerin önemli bir bölümünün sosyal yaşamında müziğin anlamlı bir yer
tuttuğunu açıklamaktadır. Öğrencilerin vermiş oldukları yanıtlar gençlerin
yaşamlarında müziğin psikolojik işlevlerinden yararlandığını ortaya
koymaktadır.
Müzik eğitimi alan bireylerin kazanımlarını sergilemeleri sonucu beğenilme ve
takdir edilme isteklerinin karşılandığı, bu yolla olumlu sosyal ilişkiler
kurabilecekleri ve sevdikleri bir işi yaptıkları için mutlu olabilecekleri
söylenebilir.
Sosyal uyum alt ölçeklerinden ‘aile ilişkileri’ne ait bulgular incelendiğinde;
müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin puan ortalamalarının almayan öğrencilere
göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu durum Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi
öğrencilerinin aile ilişkilerinde genel liselere devam eden öğrencilere göre daha
az sorun yaşadıklarını göstermektedir.
Sosyal uyum alt ölçeklerinden ‘sosyal ilişkiler’e ait bulgular incelendiğinde;
müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin puan ortalamalarının almayan öğrencilere
göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Bu durum Anadolu Güzel Sanatlar
Lisesine devam eden öğrencilerin sosyal ilişkilerinin genel liselere devam eden
öğrencilerden daha iyi olduğunu göstermektedir. Bununla birlikte cinsiyet
değişkenine ilişkin bulgular incelendiğinde; Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde
öğrenim gören kız öğrencilerin sosyal ilişkiler puanlarının yüksek olduğu,
envanter kriterlerine göre daha sosyal, dışa dönük, uyumlu, konuşkan,
başkalarını seven ve onlar tarafından sevilen bireyler oldukları görülmektedir.
Ergenlerin müzikle ilgilenmelerinin sosyalleşmeyi yani grup yaşantısını
öğrenmelerini ve başkalarıyla işbirliği içinde bir arada yaşamayı sağladığı
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
Müzik Eğitimi Alan ve Almayan Lise Öğrencilerinin
59
Kulaksızoğlu (2000) tarafından ifade edilmektedir. Ayrıca bir ilkokuldaki müzik
dersi saatlerinin arttırılmasının öğrencilerin sosyal ilişkileri üzerinde olumlu
etkileri olduğu gözlenmiştir (Hallam, 2001). Her ne kadar yaş grupları açısından
farklılık olsa da elde edilen bu sonuç müzik eğitiminin öğrencilerin sosyal
ilişkilerinde anlamlı farklılıklar yaratabileceği hipotezini kanıtlar niteliktedir.
Sosyal uyum alt ölçeklerinden ‘sosyal normlar’a ilişkin bulgular incelendiğinde;
müzik eğitimi alan lise öğrencilerinin puan ortalamalarının almayan öğrencilere
göre daha yüksek olduğu görülmüştür. Envanter kriterlerine göre puanın yüksek
olması Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi öğrencilerinin sosyal kural, toplum
değerleri ve başkalarının haklarına saygılı olduklarını göstermektedir.
Merriam (1964) müziğin çoğu kültürde on farklı fonksiyonu olduğunu belirterek
bunlardan bir tanesinin de ‘sosyal normlara uygunluğu güçlendirme’ olduğunu
ifade etmiştir.
Sosyal normlar toplumda uyulması beklenen sosyal kurallar anlamına
gelmektedir. Müzik yaparken müziğin kurallarına uymak, örneğin bir koro veya
orkestra içerisinde müziksel dengelere dikkat etmek, şef’e uymak, akort
yapmadan çalmaya başlamamak v.b gibi müziksel kurallar toplumsal kurallarla
benzerlik göstermektedir ( Koca, 2007).
“Alman besteci Robert Schumann: “Sanatın kuralları, ahlakın da kurallarıdır”
demiştir. Geçen yüzyılın önde gelen virtüözlerinden Amerikalı kemancı Yehudi
Menuhin de benzer bir ifade ile iyi müzisyen olabilmek için önce iyi bir insan
olmak gerektiğini vurgulamıştır. Toplulukta müzik yaparken, sanatın normları ile
günlük yaşamın toplumsal normları iç içe olduklarından bu görüşlere
katılmamak olası değildir” (Günay, 2006:162).
Bireylere verilecek müzik eğitiminin, insanın kurallara uymasını kolaylaştırdığı,
ard arda gelen melodi ve ritmlerin düzenliliğinin onlarda bir iç disiplin
geliştirdiği düşünülebilir.
Müzik bireyin saldırganlık ve güvensizlik duygularını azaltmaya da yardımcı
olmaktadır (Güngörmüş, 1988). Çoban’a (2005:286) göre “bir müzik parçasını
çalmak gibi müzikal aktivitelerdeki olumlu ilişkiler, birçok olumsuz davranışla
ters düşmektedir. Müzikal etkileşim içine giren kişiler, otomatik olarak olumsuz
davranışlarının farkına varırlar. En azından o etkinlik süresi içinde bu
davranıştan kurtulurlar. Etkinliğin sürekliliği ise, davranışın gitgide etkisini
kaybetmesini, onun yerine uygun davranışın gelmesine fırsat verir. Müzikal
etkinlikler sayesinde bireyler mevcut sağlıksız duyguları ve tepkileri ortaya
çıkarıp, onları olması gerektiği şekilde yeniden yapılandırabilir. Bu sayede,
kişilik gelişimini olumsuz yönde etkilemeye devam eden erken yaşanmış
örseleyici ve yaralayıcı olayların yarattığı bilinçdışı çatışmaları çözmek, ortaya
çıkarmak ve yeniden canlandırmak için müzikal etkinlikler kullanılır”.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
60
Ş. Koca
A.B.D ’de çeşitli okullarda okul bandolarında görev alan gençlerin kişilik
özelliklerini incelemeye yönelik yapılan bir araştırmada, bandoda görev alan
öğrencilerin görev almayanlara oranla daha olumlu kişilik özellikleri taşıdığı
belirlenmiştir. Bu bağlamda, bu etkinliklerin bireyin kişilik gelişiminde olumlu
etkiler yarattığı söylenebilir (Kütahyalı, 1994 ).
Araştırmacılar (Watson, Clark, McIntyre ve Hamaker, 1992) olumlu duyuşun
(duyguların) sosyal etkinlikle ilişkili olduğunu bulmuşlardır. Yani olumlu duyuş
özelliği yüksek insanlar, sosyal etkinliklere daha çok katılır ve bu etkinliklerden
daha çok zevk alırlar. Bu araştırmada öğrenciler ard arda 13 hafta boyunca
duygu durumlarını ölçen bir ölçeği yanıtlamışlardır. Katılımcılar ayrıca her hafta
listelenmiş 15 farklı sosyal etkinlikten hangisini kaç kere yaptıklarını da
kaydetmişlerdir (örneğin konsere gitmek gibi). Araştırmacılar, öğrencilerin
yaptıkları sosyal etkinliğin sayısı arttıkça, haftalık olumlu duyuş puanlarının da
arttığını görmüştür. Benzer bir bulgu, araştırmacıların (Clark ve Watson, 1988)
Japon öğrencilerin duygu durumunu ve etkinlik düzeyini incelediklerinde de elde
edilmiştir. Olumlu duyuşun sosyal davranışla ilgili olmasının bir nedeni, sosyal
etkinliğin olumlu duyuşa yol açmasıdır. Olumlu duyuş özelliği yüksek kişiler,
başkalarına arkadaşça davranırlar (Burger, 2006).
Araştırmanın örneklemini oluşturan Anadolu Güzel Sanatlar Liselerinde müzik
bölümü öğrencilerinin genel liselerde öğrenim gören öğrencilere göre daha çok
sosyal etkinliklerde (konser v.b) yer almaları; sosyal uyum puanlarının yüksek
olması ve uygulanan envanter sonucu olumlu kişilik özelliklerine sahip
olabileceklerinin görülmesi Burger’in görüşlerini desteklemektedir. Sosyal
etkinliklerin bireyler üzerindeki bu etkisi, Anadolu Güzel Sanatlar Liseleri’nde
öğrenim gören öğrencilerin antisosyal eğilimlerinin daha az görüldüğü
yönündeki araştırma bulgularını da destekler niteliktedir.
Bireyin sosyal uyum düzeyini etkileyen doğal olarak çok çeşitli faktörler
bulunmaktadır. Bu araştırmada sanat eğitiminin önemli bir parçası olan müzik
eğitiminin lise öğrencilerinin sosyal uyum düzeylerine etkililiği ‘cinsiyet’ ve
‘lise türü’ değişkenleri açısından karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.
Müzik eğitiminin ilke ve amaçları içinde bireyin kendini tanıma, kendini ifade
etme, duygu ve düşüncelerini rahatça açığa vurma gibi özellikler vardır. Birey
bir müzik eserini seslendirirken kendi yapabileceklerinin farkına varır ve kendi
sınırlılıklarını keşfeder.
Lise çağlarına denk gelen ergenlik döneminde her ergenin kişiliklerini
şekillendiren belli başlı istekleri vardır. Bunlar: başarma ve güven kazanma,
beğenilme ve takdir edilme, olumlu sosyal ilişkiler kurma ve mutlu olma
istekleridir. Bu dönemde ergenler hem kendisine hem de çevresine kendini kabul
ettirmek çabası içindedir (Kulaksızoğlu, 2000).
Ergenlerin okul içinde aldıkları müzik eğitimi yoluyla bir çalgı çalmaları, koro
içerisinde görev almaları ve kazanımlarını sergilemeleri neticesinde kendilerine
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
Müzik Eğitimi Alan ve Almayan Lise Öğrencilerinin
61
olan güvenlerinin artacağı ve yukarıda bahsedilen isteklerinin karşılanması
suretiyle toplumsal özgüvenleri de oluşacağı düşünülmektedir. Bu nedenlerle
müzik eğitiminin bireyin sosyal uyum düzeyinde olumlu etkiler yaratabileceği
söylenebilir.
Elde edilen araştırma bulguları neticesinde konuyla ilgili aşağıdaki öneriler
getirilmiştir.
1- Özellikle liselerde artan şiddet olayları dolayısıyla eğitim sistemimiz
içinde müzik eğitimi ihmal edilmemeli, özellikle ergenlik dönemine rastlayan
lise döneminde bütün öğrencilerin müzik eğitimi almalarının ruhsal gelişimlerini
destekleyebileceği düşünülmektedir.
2-Her okulun bünyesinde müzik öğretmenlerinin de desteğiyle okul
orkestralarının, çalgı topluluklarının oluşturulması, müziğin kültürel bir etkinlik
olmaktan çok bireylerin ruhsal ve sosyal gelişimi açısından önemi hakkında
öğrencilerin bilinçlendirilmesi sağlanmalıdır.
3- Bu çalışmanın sonuçları dikkate alınarak bu tür araştırmaların aynı
yöntem ve envanter ya da farklı kişilik envanterleri kullanılarak müzik eğitimi
alan farklı yaş gruplarında uygulanması araştırmanın geçerliliğini ortaya
koyacaktır.
4- Aynı çalışmanın ‘cinsiyet’ ve ‘lise türü’ değişkenleri dışında öğrencinin
başarısı ve sosyal uyumunda etkili olduğu düşünülen ‘çevre’ ve ‘aile yapısı’
değişkenlerinin de dahil edilerek tekrarlanması önerilmektedir.
5- Müzik eğitimine katkı sağlayacak disiplinler arası bu tür araştırmaların
daha sık yapılması ve elde edilen sonuçların karşılaştırılarak eğitim sistemine,
dolayısıyla öğrencilerin gelişimlerine katkı sağlaması hedeflenmelidir.
YAZAR NOTLARI
Bu çalışma Şubat 2007’de S.Ü Sosyal Bilimler Enstitüsünde tamamlanan
“Mesleki Müzik Eğitimi Alan Ve Almayan Lise Öğrencilerinin Genel Kişilik
Özelliklerinin Kişilik Envanterlerine Göre İncelenmesi” başlıklı doktora tezinin
bir bölümünden yararlanılarak oluşturulmuştur.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
62
Ş. Koca
KAYNAKLAR
Burger, J. M. (2006). Kişilik. (Çev. Sarıoğlu, İ.D). İstanbul: Kaknüs Yayınları, s.
320, 321, 399, 400
Clark, L. A ve Watson, D. (1988). Mood And The Mundane: Relations Between
Daily Life Events And Self-Reported Mood. Journal of Personality and Social
Psychology, 54, 296-308
Çevik, S. (1989). Ortaöğretim Kurumlarında Müzik Öğretimi Ve Sorunları
Müzik Eğitiminde Başlıca Sorunlar Paneli, Ankara: Türk Eğitim Derneği
(T.E.D.) Yayınları, s.83
Çevik, S., Akın, Ö., Onuk, Ö., Yalçınkaya, B. (2003). Cumhuriyetin 80. Yılında
Gazi Üniversitesi Gençliğinin Yaşamında Müziğin Yeri Ve İşlevi.
Cumhuriyetimizin 80. Yılında Müzik Sempozyumu. Malatya: Öncü Basımevi, s.
26, 32, 33, 37
Çoban, A. (2005). Müzikterapi, Ruh Sağlığı İçin Müzikle Tedavi. İstanbul: Timaş
Yayınları, s.151, 157
Diener, E. (1984). Subjective Well-Being. Psychological Bulletin, 95,542-575
Gifford ,V. D. ve Dean, M. M. (1990). Differences In Extra Curricular Activity
Participation, Achievement And Attitudes Toward School Between Ninth-Grade
Students Attending Junior High School And Those Attending Senior High
School, Adolescence, 25, 799- 802
Günay, E. (2006). Müzik Sosyolojisi. İstanbul: Bağlam Yayıncılık, s.162
Güngörmüş, O. (1988). Çocuk Ve Müzik, Aile ve Çocuk, Sayı:70, 25
Halam, S. (2001). Learning in Music, Issues in Music Teaching, Florence:
Routledge, 61-75
Ka1liopuska, M. ve Titinen, U. (1991). Influence Of Two Developmental
Programmes On The Empathy And Prosociability Of Preschool Children
,Perceptual And Motor Skills, 72: 323-328
Kızıltan, G. (1984). Üniversite Öğrencilerinin Kişisel Ve Sosyal Uyum
Düzeylerini Etkileyen Etmenler . Doktora Tezi. Ankara: H.Ü. Sosyal Bilimler
Enstitüsü
Koca, Ş. (2007). Mesleki Müzik Eğitimi Alan Ve Almayan Lise Öğrencilerinin
Genel Kişilik Özelliklerinin Kişilik Envanterlerine Göre İncelenmesi. Doktora
Tezi. Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s.59
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
Müzik Eğitimi Alan ve Almayan Lise Öğrencilerinin
63
Köksal, A. (2000). Müzik Eğitimi Alma, Cinsiyet Ve Sınıf Düzeyi
Değişkenlerine Göre Ergenlerin Empatik Becerilerinin Ve Uyum Düzeylerinin
İncelenmesi, Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, sayı:18 , 99- 107
Kulaksızoğlu, A. (2000). Ergenlik Psikolojisi. İstanbul: Remzi Kitabevi, s.84,
106, 112, 160,165 , 166, 180
Kütahyalı, Ö. (1994). Müziğin Toplumsal Becerileri, Orkestra Dergisi, sayı:
244, 17
Magee, W. L. ve Davidson J. W. (2002). The Effect Of Music Therapy On
Mood States In Neurological Patients: A Pilot Study, Music Therapy
Department, Royal Hospital for Neuro-disability, 39(1) :20-9, London
Merriam, A. (1964). The Anthropology of Music. Evanston, IL: Northwestern
University Press, 209-27
Miller, J. E. (1991). Birth Intervals And Perinatal Health: An Investigation Of
Three Hypotheses. Family Planing Perspectives, 23, 63-70
Mills, B. D. (1996). Effects Of Music On Assertive Behavior During Exercise
By Middle- School-Age Students, Percept Mot. Skills., Oct; 83(2): 423-6,
United States Sports Academy, USA. [email protected]
Özen, N. (2004). Çalgı Eğitiminde Yararlanılan Müzik Eğitimi Yöntemleri, Gazi
Üniversitesi Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, 24 (2), 57, Ankara
Özgüven, İ. E. (1992). Hacettepe Kişilik Envanteri El Kitabı. Ankara: Odak
Ofset Matbaacılık
Uçan, A. (1996). İnsan Ve Müzik, İnsan Ve Sanat Eğitimi. Ankara:Müzik
Ansiklopedisi Yayınları, 24, 125, 128
Waldon, E.G. (2001). The Effects Of Group Music Therapy On Mood State And
Cohesiveness In Adult Oncology Patients, Music Ther., 38(3): 212-38, Universty
of Pasific
Watson, D., Clark, L.A., McIntyre, C.W. ve Hamaker, S. (1992). Affect,
Personality, And Social Activity. Journal of Personality and Social
Psychology,63, 1011-1025
Wise, K. L., Bundy, E. A., ve Wise, L. A. (1991). Social Skills Training For
Young Adolescents. Adolescence, 26, 233-242.
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, Sayfa 49-63, 2010
64
Selçuk Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi Dergisi, Sayı 29, 2010

Benzer belgeler