İndir - Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü
Transkript
İndir - Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü
T.C. TARIM ve KÖYøùLERø BAKANLIöI TARIMSAL ARAùTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜöÜ KARADENøZ ALABALIöI (Salmo trutta labrax PALLAS, 1811)’NIN YETøùTøRøCøLøöø VE BALIKLANDIRMA AMACIYLA KULLANIMI PROJE SONUÇ RAPORU (TAGEM / HAYSÜD / 2001 / 07 / 01 / 20) Proje Liderleri Eyüp ÇAKMAK Dr. ølker Zeki KURTOöLU Araútırmacılar Yahya ÇAVDAR ùirin FøRøDøN Nilgün AKSUNGUR Dr. Nadir BAùÇINAR Hülya ESENBUöA Bayram ZENGøN Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü TRABZON – 2004 ÖNSÖZ Bu çalıúmada Karadeniz Alabalı÷ının yo÷un úartlarda üretimi ve yetiútiricilik imkanlarının araútırılması amaçlanmıútır. Uluslar arası anlaúmalar ile korunan ve Bölgeye has endemik bir tür olan Karadeniz alabalı÷ının, aúırı avcılık, yaúam ortamlarının kirlenmesi ile yanlıú kullanım (kum-çakıl ocakları) sonucu soyu giderek tükenmektedir. Bu nedenle enstitümüzce kuruldu÷u dönemden itibaren baúlatılan çalıúmalar, türün kültürü ve balıklandırma programlarında kullanılmasına yönelik denemeler içeren bu proje ile devam ettirilmiútir. Proje, Tarımsal Araútırma Genel Müdürlü÷ü ve Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü imkanları ile yürütülmüútür. Projenin teklifini yapan ve bir dönem proje liderli÷i yürüten Dr. ølker Zeki KURTOöLU’na ve proje çalıúmalarında araútırmacı olarak görev yapan mühendisler Yahya ÇAVDAR, Nilgün AKSUNGUR, Hülya ESENBUöA, Dr. Nadir BAùÇINAR’a, biyolog ùirin FøRøDøN’e, Laborant Bayram ZENGøN’e üstün gayretleri ve çalıúmalarından dolayı teúekkür ederim. Arazi, deneme, verilerin de÷erlendirilmesi ve proje raporunun yazımı aúamasındaki yardımlarından dolayı Muharrem AKSUNGUR’a, veri kaydı ve arazi çalıúmalarındaki katkılarından dolayı O÷uzhan EROöLU’na, arazi çalıúmalarındaki katkılarından dolayı Hamza POLAT, A.Osman KARAKAù, Hasan ERGÜN, ølhan AYDIN ve B.Belgüzar KÖKCAN’na, hastalık problemlerinin giderilmesinde yardımcı olan veteriner hekim Hacı SAVAù’a, kimyager ølyas KUTLU’ya, fikirlerinden dolayı Dr. Mustafa ZENGøN ve Dr. Yaúar GENÇ’e ayrıca projenin yürütülmesinde gerekli deste÷i sa÷layan di÷er enstitü personeline teúekkürü bir borç bilirim. Bu projenin yürütülmesinde desteklerini esirgemeyen her türlü imkanı bizlere sa÷layan enstitü idaresine, aynı zamanda projenin koordinatörlü÷ünü yapan, fikirleri ile çalıúmalarımıza yön veren Karadeniz Teknik Üniversitesi, Rize Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. øbrahim OKUMUù’a úükranlarımı sunarım. Çalıúmalarımızda tesis imkanlarını esirgemeyen Maçka De÷irmendere üzerinde faaliyet gösteren Coúandere, ùeremet ve Altıntaú alabalık iúletmelerine teúekkür ederim. Hazırlanan bu sonuç raporunda, ülkemizde önemli ticari türlerden olan Karadeniz Alabalı÷ının kültüre alınması ve ıslahı ile su ürünleri yetiútiricilik sektörüne katkı sa÷layaca÷ı ve yeni çalıúmalara ıúık tutaca÷ı inancındayım. Yakın gelecekte yaygın olarak yetiútiricili÷inin yapılmasını diledi÷im bu türle ilgili olarak, kültür koúullarındaki problemlerin çözümü, ıslah, genetik ve seleksiyon konularında yeni proje çalıúmalarımız devam ettirilecektir. Eyüp ÇAKMAK Proje Lideri II øÇøNDEKøLER Sayfa no SUNUù ………………………………………………….…………………….. II øÇøNDEKøLER………………………………………………………………… IV ùEKøLLER LøSTESø………………………………………………………….. VII TABLOLAR LøSTESø………………………………………………………… IX ÖZ……………………………………………………………………………… XI ABSTRACT…………………………………………………………………… XII 1. GøRøù ………………………………………………………………………. 1 1.1. Projenin Amacı ve Gerekçesi………………………...……….……….. 1 1.2. Genel Bilgiler…………………………………………………...……... 3 1.3. Salmo trutta (Kahverengi Alabalık)… ……………...………………… 4 1.4. Ülkemizde Bulunan Kahverengi Alabalık (Salmo trutta) Alt Türlerinin Ayırıcı Özellikleri………………………………………….…………... 7 1.5. Alt Tür : Salmo trutta labrax PALLAS, 1811…………………………. 8 1.5.1. Deniz (marina) ekotipi……………………………………………. 9 1.5.2. Göl (lacustris) ekotipi ……………………………………………. 9 1.5.3. Dere (fario) ekotipi ………………………………………………. 9 1.6. Üreme ve Döl Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler…………………… 10 1.6.1. Çevresel Faktörler………………………………………………… 10 1.6.2. Yumurta Verimi ve Yumurta Büyüklü÷ü………………………… 11 1.6.3. Yumurta Kalitesi …………………………………………………. 12 1.7. Büyümeyi Kontrol Eden Faktörler…………………………………….. 12 1.7.1. Su Sıcaklı÷ı……………………………………………………….. 12 1.7.2. Tuzluluk…………………………………………………………... 14 1.7.3. Çözünmüú Oksijen ……………………………………………….. 17 1.7.4. Büyümeyi Etkileyen Di÷er Faktörler…………………...………… 18 2. LøTERATÜR ÖZETø ………………………………………………………. 19 3. MATERYAL VE METOT……………..…………………………………... 30 3.1. Materyal………………………………………………………………... 30 3.1.1. Döl Alımı…………………………………………………………. 30 3.1.2. Deniz Suyunun Büyüme Üzerine Etkisi ………………..………... 31 3.1.2.1. Tanklar………………………………………………………. 31 3.1.2.2. Yavru Balıklar ………………………………………………. 32 3.1.2.3. Yem………………………………………………………….. 32 3.1.3. Smoltifikasyonun øzlenmesi ………………………...………...…. 33 3.1.4. Karadeniz Alabalı÷ı’nda Larval Geliúim…………………………. 3.1.5. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin 33 Belirlenmesi………………………………………………………. 3.1.5.1. Damızlık Materyali……………………………………..…… 33 III 3.1.5.2. Yavru Materyali……………………………………………... 3.1.5.3. Tank Ortamı…………………………………………………. 3.1.5.4. Su Da÷ıtım Sistemi …………………………………………. 3.1.6. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri……………… 3.1.6.1. Balık…………………………………………………………. 3.1.6.2. Yemler……………………………………………………….. 3.1.6.3. Ortam………………………………………………………... 3.1.7. Kullanılan Di÷er Ekipmanlar……………………………………... 3.2. Metot………………………………………………………………….... 3.2.1. Döl Alımı…………………………………………………………. 3.2.1.1. Yumurta Sa÷ımı ve Gerekli Ölçümlerin Alınması………….. 3.2.1.2. Yumurtaların Kuluçkalanması ve Yaúama Oranının Tespiti.. 3.2.2. Büyütme Denemeleri……………………………………………... 3.2.2.1. Çalıúma I ……………………………………………………. 3.2.2.2. Çalıúma II ……………………………...……………………. 3.2.3. Smoltifikasyonun øzlenmesi ..……………………………………. 3.2.4. Kan Plazması Analizleri………………………………………….. 3.2.5. Karadeniz Alabalı÷ı’nda Larval Geliúim…………………………. 3.2.6. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi………………………………………………………. 3.2.6.1. Yavru Balıkların Deneme Tanklarına Yerleútirilmeleri…….. 3.2.6.2. Yem ve Yemleme Stratejisi…………………………………. 3.2.7. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri……………… 3.2.7.1. Balıkların Yerleútirilmesi ve Yemleme……………………... 3.2.7.2. Bazı Vücut Oranlarının Belirlenmesi………………………... 3.2.7.3. A÷ırlık ve Boy Ölçümü……………………………………… 3.2.7.4. Büyümenin Belirlenmesi……………………………………. 3.2.7.5. Kondisyon Faktörünün Hesaplanması (K)………………….. 3.2.7.6. Yem De÷erlendirme Oranının Hesaplanması……………….. 3.3. Verilerin Analizleri…………………………………………………….. 3.4. Markalama Çalıúmaları………………………………………………... 3.4.1. Markalama, Salıverme ve Yeniden Yakalama Çalıúması………… 3.4.2. Damızlıkların Markalaması………………………………………. 4. BULGULAR VE TARTIùMA……………………………………………... 4.1. Çevresel Parametreler…………………………………………………. 4.2. Döl Verimi……………………………………………………………... 4.3. Deniz Suyunda Büyütme………………………………………………. 4.3.1. Çalıúma I………………………………………………………….. 4.3.2. Çalıúma II……………………………………………………….… IV 33 33 34 34 34 34 34 35 35 35 35 37 37 38 40 40 41 41 41 42 42 42 42 42 43 43 43 43 43 46 47 47 50 57 57 62 4.4. Smoltifikasyon ………………………………………………………… 4.4.1. Smoltifiasyonun Morfolojik Kontrolü……………………………. 4.4.2. Smoltifikasyon Sürecinin øzlenmesi……………………………… 4.5. Larval Geliúim Çalıúması……………………………………………… 4.6. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi... 4.7. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri…………….………... 4.7.1. Çevresel Parametreler…………………………………………….. 4.7.2. Büyüme Performansı……………………………………………... 4.7.3. Vücut oranları…………………………………………………….. 5. ÖNERøLER ………………………………………………………………... 6. ÖZET ……………………………………………………………………….. 7. SUMMARY………………………………………………………………… 8. LøTERATÜR LøSTESø …………………………………………….………. 9. LøFLET ÖRNEöø…………………………………………………………... 10.YÜRÜTÜCÜLERøN ÖZGEÇMøùø………………………………………... 11. BøBLøYOGRAFøK BøLGø FORMU.……………………………………… V 66 66 67 79 85 90 90 91 92 93 94 95 96 102 120 ùEKøLLER LøSTESø ùekil 1. ùekil 2. ùekil 3. ùekil 4. ùekil 5. ùekil 6. ùekil 7. ùekil 8. ùekil 9. ùekil 10. ùekil 11. ùekil 12. ùekil 13. ùekil 14. ùekil 15. ùekil 16. ùekil 17. ùekil 18. ùekil 19. ùekil 20. ùekil 21. ùekil 22. ùekil 23. ùekil 24. ùekil 25. ùekil 26. ùekil 27. Sayfa no Kahverengi alabalı÷ın yayılım sahası (Baglinière, 1991)………... 5 Kahverengi alabalı÷ın do÷al yayılım alanı (taralı alan dere ekotipine, kesik çizgili alan deniz ekotipine ait yayılım sahası) (Eliot, 1994)……………………………………………………… 5 Yumurta kalitesi üzerine etki eden faktörler (Bromage ve Roberts, 1995)……………………………………………………. 13 Teleost balıklarda osmoregülesyon (A: Deniz, B: Tatlısu) (Okumuú, 2000)…………………………………………………... 16 Karadeniz alabalı÷ı (Salmo trutta labrax) damızlıkları………….. 30 Deniz ve dere ekotipi Karadeniz alabalı÷ı……………………….. 31 Diúi Karadeniz alabalı÷ının plastik bir kap içerisine sa÷ımı……... 35 Yumurtaların sa÷ımı ile kuluçkalanması arasında izlenen prosedür…………………………………………………………... 36 Kan örneklerinin santrifüj edilmesi………………………………. 38 Santrifüj edilmiú kan örne÷i……………………………………… 39 ‰18 ve ‰30 tuzlu suya 28 gün büyütülen Karadeniz alabalı÷ı bireyleri…………………………………………………………... 39 Üç periyot boyunca uygulanan yemleme planı…………………... 41 Balıkların farklı renklerdeki sıvı plastik markalar ile markalanmasının úematik görünümü…………………………….. 44 Yanbolu Deresi üzerinde belirlenen dört istasyon……………….. 45 Serpme (A) ve elektroúok cihazı (B) yardımıyla yeniden yakalama faaliyetleri……………………………………………... 45 Damızlıkların markalanması (A. Markanın enjektör yardımıyla yerleútirilmesi, B. Markanın yeri ve görünümü)…………………. 46 Yeni yakalanmıú (A) ve 3 yıl kültür úartlarında yetiútirilen (B) anaçların yumurtalarındaki pigment farklılı÷ı………….………… 51 2002-2003 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi…………………………………………………………….. 52 2002-2003 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi……………………………………………………... 53 2003-2004 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi…………………………………………………………….. 54 2003-2004 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi……………………………………………………... 54 Deneme boyunca farklı iki su ortamında yapılan 4 grup deniz alabalı÷ının a÷ırlık artıúı (Toplam kütlenin birey sayısına bölümüyle bulunan ortalama a÷ırlık de÷erleri kullanılmıútır)…… 58 Tatlısu (A ve B) ve deniz suyunda (C ve D) yetiútirilen balıkların aylara ortalama boyları (±SD)……………………………………. 59 Gruplara ve aylara göre kondisyon faktörü de÷erinin de÷iúimi….. 61 Gruplara göre spesifik büyüme oranı de÷erlerindeki de÷iúim…… 61 Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince boyca büyümesi (tX1 ve tX2 tatlısu grupları, dX1 ve dX2 deniz suyu grupları)…………………………………………………………... 62 Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince a÷ırlıkça büyümesi (tX1 ve tX2 tatlısu grupları, dX1 ve dX2 deniz suyu VI ùekil 28. ùekil 29. ùekil 30. ùekil 31. ùekil 32. ùekil 33. ùekil 34. ùekil 35. ùekil 36. ùekil 37. ùekil 38. ùekil 39. ùekil 40. ùekil 41. ùekil 42. ùekil 43. ùekil 44. ùekil 45. ùekil 46. ùekil 47. ùekil 48. ùekil 49. ùekil 50. ùekil 51. ùekil 52. ùekil 53. grupları)…………………………………………………………... Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince kondisyon de÷iúimi (tX1 ve tX2 tatlısu grupları, dX1 ve dX2 deniz suyu grupları)…………………………………………………………... 5 ay süreyle Karadeniz tuzlulu÷unda (‰18) yetiútirilen balıklardaki parr markalarının kayboluúuna göre tahmin edilen smoltlaúma boyu………………………………………………….. Deneme süresince örneklenen balıkların boy da÷ılımları………... Denemede elde edilen ortalama hematokrit de÷erleri de÷iúimi….. Deneme süresince örneklenen balık etlerinin kuru madde yüzdeleri de÷iúimi………………………………………………... Deneme süresince örneklenen balık etlerinin ya÷ içerikleri (kuru madde üzerinden % ya÷ içeri÷i olarak hesaplanmıútır) de÷iúimi… I. denemede tatlısu ve Karadeniz suyunda muhafaza edilen balıkların sodyum iyonu de÷erleri de÷iúimleri…………………… I. deneme süresince örneklenen kanların potasyum iyonu de÷erleri de÷iúimleri……………………………………………… I. deneme süresince örneklenen kanların Klor iyonu de÷erleri de÷iúimleri………………………………………………………... II. denemede elde edilen ortalama hematokrit yüzde de÷erleri de÷iúimi…………………………………………………………... II. denemede elde edilen sodyum ve klor iyonu konsantrasyonu de÷iúimleri (A: ‰18 ve B: ‰30 tuzlulukta muhafaza edilen balıkların kan plazması iyon de÷iúimi)…………………………... II. denemede elde edilen potasyum de÷iúimleri (A: ‰18 ve B: ‰30 tuzlulukta muhafaza edilen balıkların kan plazması iyon de÷iúimi)………………………………………………………….. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı boy artıúı….. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı yaú toplam a÷ırlık (YTA) artıúı………………………………………………. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru toplam a÷ırlık (KTA) de÷iúimi…………………………………………… Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru larva a÷ırlı÷ı (KLA) artıúı……………………………………………… Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru kese a÷ırlı÷ı (KKA) de÷iúimi………………………………………….. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kurumadde (KM) de÷iúimi……………………………………………………. D ve K guruplarında periyotlar boyunca biyokütle artıúı………… Deneme boyunca ölen bireyler çıkıldıktan sonra guruplara göre bireysel a÷ırlık artıúı……………………………………………… Çalıúma periyotlarında gerçekleúen SBO de÷erleri……………… D Gurubu tankların ortalama kondisyon faktörü de÷iúimleri……. K Gurubu tankların ortalama kondisyon faktörü de÷iúimleri……. Çalıúma periyotlarında guruplara göre gerçekleúen ölüm de÷erleri…………………………………………………………... Çalıúma boyunca ölçülen günlük ortalama su sıcaklıkları (°C)….. Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (W; g)……………………………. VII 63 63 67 68 68 68 69 70 70 71 71 72 73 79 80 81 82 82 83 86 86 87 88 88 89 90 91 TABLOLAR LøSTESø Sayfa no Tablo 1. Bazı Salmonidae türleri, kültür potansiyeli (Okumuú, 2000a) ve 2002 yılı küresel üretim miktarları (ton) (FAO, 2004)……….….. Tablo 2. Dünya ve Türkiye su ürünleri yetiútiricili÷i miktarları (ton) (FAO, 2004) ……………………………………………..………. Tablo 3. Ülkemizde yıllara göre yetiútirilen türler ve miktarları (ton) (FAO, 2004)……………………………………………………… Tablo 4. Karadeniz alabalı÷ına di÷er araútırıcılar tarafından verilen sinonimler (Froese ve Pauly, 2004)………………………….…... Tablo 5. Karadeniz alabalı÷ının di÷er ülke ve dillerdeki adları (Froese ve Pauly, 2004)………………………………………………….…... Tablo 6. Araútırmada kullanılan yemin içeri÷i (üretici firma beyanatı) …... Tablo 7. Çalıúmada kullanılan yemlerin biyokimyasal içerikleri (üretici firmalar tarafından beyanatı)……………………………………... Tablo 8. Kuluçkahane ve Altındere Deresi’ne ait su kalite kriterleri (Ort: Ortalama, Std: standart sapma, Min: minimum, Maks: Maksimum) ……………………………………………………. Tablo 9. Liman, kuluçkahane ve Altındere’ye ait su sıcaklıkları (Ort: Ortalama, Std: standart sapma, Min: minimum, Maks: Maksimum)………………………………………………………. Tablo 10. Kasım – Aralık 2001 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları…….. Tablo 11. Anaç a÷ırlı÷ına ba÷lı olarak sa÷ımı yapılan yumurta guruplarının açılım süreleri ……………………………………………….…… Tablo 12. Kasım 2002 - Ocak 2003 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları.... Tablo 13. Kasım 2003 - Ocak 2004 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları… Tablo 14. Yem de÷erlendirme oranının gruplara ve periyotlara göre de÷iúimi…………………………………………………………... Tablo 15. Deneme periyotları boyunca gruplara göre yem tüketim de÷erleri (g/kg canlı a÷ırlık)………………………………………………... Tablo 16. Nisan 2002’de yapılan ölçümde deniz suyu ve tatlısu gruplarından elde edilen ortalama boy ve a÷ırlık de÷erleri………. Tablo 17. Yumurtadan çıkıú (396 Gün-derece (GD)) ve dıú beslenmenin öncesinde (682 GD), 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların boy (B; mm), yaú toplam a÷ırlık (YTA; mg), kuru kese a÷ırlı÷ı (KKA; mg), kuru larva a÷ırlı÷ı (KLA; mg) ve kuru toplam a÷ırlıkları (KTA; mg), toplam (vücut + kese) kuru madde oranlarının (KMO; %) ortalama ve standart sapma (Std), minimum ve maksimum (min-maks) de÷erleri…….. Tablo 18. 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR), günlük kuru besin kesesi tüketimi (BKT; mg/gün), günlük boyca büyüme oranı (BBO; mm/gün ve %), günlük a÷ırlıkça büyüme oranı (ABO; mg/gün ve %)…………………………………………………….. Tablo 19. 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların örnekleme periyotları boyunca gösterdikleri besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR)………………………………… VIII 2 3 4 10 10 32 34 47 48 50 51 52 53 58 58 60 84 84 85 Tablo 20. Tablo 21. Tablo 22. Tablo 23. Tablo 24. Çalıúma boyunca ölçülen su kalite kriterlerinin de÷iúim sınırları. Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (g)………………………………... Çalıúma boyunca a÷ırlıkça spesifik büyüme oranı……………….. Çalıúmanın baúı ve sonunda kondisyon faktörü de÷erleri………... Çalıúmanın sonunda baú, karaci÷er, karkas ve iç organ oranları (%)………………………………………………………………... IX 90 91 92 92 92 ÖZ Bu çalıúmada, Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde yayılım gösteren Karadeniz alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) yetiútiricilik performansı belirlenmiú ve azalan stokların takviyesi amacıyla kullanım imkanları araútırılmıútır. Elde edilen bulgulara göre yumurtadan çıkıú 11.5°C’de 477-489 günderecede tamamlanmıútır. Balıkların %50’sinin 11.3-11.5 cm boyda smoltifikasyon boyuna ulaútıkları gözlenmiútir. Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR) çıkıútan ilk beslenme öncesine kadar 4.7 mm grubunda 0.649, 5.1 mm grubunda 0.688 ve 5.5 mm grubunda 0.606 olarak hesaplanmıútır Do÷adan yakalanmıú ve kuluçkahanede yetiútirilmiú anaçların yavrularının toz yem, canlı yem ve karıúık olarak ön beslemeye alınmalarında, büyüme performansı açısından önemli bir farklılık oluúmamıútır. Protein / ya÷ de÷erleri sırasıyla, 50/18, 48/18 ve 48/16 olan yemlerle beslenen balıklarda, en iyi büyüme performansı 48/18 grubunda belirlenmiútir. Anahtar kelimeler: Karadeniz alabalı÷ı, Salmo trutta labrax, döl verimi, larval geliúim, Büyüme performansı, smoltifikasyon, yem X ABSTRACT In this study, culture performance, and supporting decreasing stocks of the Black Sea trout (Salmo trutta labrax) living in the Eastern Black Sea Region have been planned. It was determined that, hacthing of eggs were completed 477-489 degree-days at 11.5°C. It was observed that, fish of over 50% reached smoltification size in 11.311.5 cm length. Yolk conversion efficiency were calculated from hatching to swim up stage as 0,649, 0,688, and 0.606 in 4,7, 5,1, and 5.5 mm egg size groups, respectively. Growth performance between hatchery and captured Black Sea trout broodstock larvae fed artificial diet, live food, and their mixed showed no significant. The best growth performance of the juvenile fish was determined fed with 48/18 (protein% / oil%) food than 50/18 and 48/16. Key words: Black Sea trout, Salmo trutta labrax, reproduction, larval development, growth performance, smoltification, food KISALTMALAR mOsm/kg : miliosmole/kilogram (Osmolarite birimi) mmol/l : milimol/litre K: Kondisyon faktörü FCR: Yem de÷erlendirme oranı GD: Gün-derece YTA: Yaú toplam a÷ırlık (mg) KKA: Kuru kese a÷ırlı÷ı (mg) KLA: Kuru larva a÷ırlı÷ı (mg) KTA : Kuru toplam a÷ırlıkları (mg) KMO: Kuru madde oranlarının (%) KDR: Besin kesesi de÷erlendirme randımanı BKT: Kuru besin kesesi tüketimi (mg/gün) BBO: Günlük boyca büyüme oranı (mm/gün ve %) ABO: Günlük a÷ırlıkça büyüme oranı (mg/gün ve %) SBO: Spesifik büyüme oranı (%) 12 1. GøRøù 1.1. Genel Bilgiler Salmonidler, üzerinde en fazla çalıúılmıú olan türlerdir. Bunun nedenleri ise; ilginç hayat hikayeleri, gerek türler arası (Ovenden ve ark, 1993) gerekse aynı türün farklı ortamlarda yaúayan stokları arasındaki genetik farklılıklar (Liskauskas ve Ferguson, 1991; Ferguson ve ark, 1995), dıú görünüúünün ilgi çekici olması, et özellikleri (Okumuú ve ark, 1998) ve yetiútiricilik çalıúmalarında baúarı oranının di÷er türlere nazaran yüksek olmasıdır (Çelikkale, 1994). Ayrıca Salmonidler sportif avcılıkta popüler türlerdir. Sazan (Cyprinus carpio)'dan sonra yetiútiricili÷i baúarı ile yapılan ilk tür Salmonidlerden gökkuúa÷ı alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss)’dır. ølk gökkuúa÷ı alabalı÷ı yumurtası transferi 1874 yılında Kaliforniya'dan New York'a yapılmıútır. ABD Balık Komisyonu gökkuúa÷ı yumurtası almaya 1879 yılında baúlamıútır. ølk baúarılı deniz aúırı gökkuúa÷ı alabalı÷ı transferi ise 1877 yılında Kuzey Amerika'dan Tokyo'ya, ardından 1885'de Londra ve Stirling'e gerçekleútirilmiútir (Gall ve Crandel, 1992). Avrupa'da ilk yetiútiricili÷i yapılan Salmonid türü ise kahverengi alabalık (Salmo trutta)’dır. Bu türün ilk suni dölleme ve inkübasyonun Jacobi tarafından Almanya’da yapıldı÷ı bildirilmiútir (Duhamel du Monceau, 1773; Bromage ve Roberts, 1995’den alınmıútır). Günümüzde yetiútiricilik yoluyla üretilen Salmonidlerin küresel miktarı ise 2003 yılında 1815412 tona ulaúmıútır (FAO, 2005). Genellikle, salmonlar, fileto, tütsülenmiú ve konserve halinde tercih edildiklerinden 1 kg civarında, alabalıklar ise 150-250 g arasında pazarlanmaktadır. Dünya genelinde yetiútiricili÷i yapılan ve deneme aúamasında olan bir çok Salmonidae türü mevcuttur. Bu salmonidlerin hepsi yetiútiricilik için arzu edilen özelliklere sahip de÷ildir (Tablo 1) (Okumuú, 2000). Yetiútiricilik için, hızlı büyüme yetene÷ine sahip ve ortam úartlarına iyi uyum sa÷layabilen balıklar tercih edilmektedir. Bu amaçla yapılan ıslah çalıúmaları hızlı bir úekilde devam etmekte ve önemli geliúmeler kaydedilmektedir. DøE 2003 yılı yetiútiricilik verilerine göre ülkemizde yetiútiricili÷i yapılan türler; gökkuúa÷ı alabalı÷ı, aynalı sazan (Cyprinus carpio), çipura (Sparus aurata), deniz levre÷i (Dicentrarchus labrax) ve midye (Mytilus galloprovincialis)’dir. Bu türlerden gökkuúa÷ı alabalı÷ı ve aynalı sazan içsularda, di÷erleri ise denizde üretilmektedir. Dolayısıyla içsularda üretilen türlerin çeúitlendirilmesi, tüketicilere yeni alternatifler sunulması yararlı olacaktır. Bu çalıúma ile yetiútiricilikte alternatif so÷uksu türlerinden biri olabilece÷i düúünülen ve Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde do÷al olarak yayılım gösteren Karadeniz alabalı÷ı de÷erlendirmeye alınmıútır. 1.2. Projenin Amacı ve Gerekçesi Günümüzde gelinen nokta, di÷er türlerin yanında, önemli iç su balıklarından ekonomik bir tür olan alabalık stoklarının, insan elinden uzak olan bölgelerde kendini bir ölçüde korumasına ra÷men, ço÷u su kaynaklarında yok olma tehlikesi ile yüz yüze kalmıú oldu÷udur. 2 Tablo 1. Bazı Salmonidae türleri, kültür potansiyeli (Okumuú, 2000) ve 2003 yılı küresel üretim miktarları (ton) (FAO, 2005). Alabalıklar Salmonlar Tür Adı Gökkuúa÷ı alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss) Katrot alabalık (Salmo clarki) Kahverengi alabalık (Salmo trutta) Kaynak alabalı÷ı (Salvelinus fontinalis) Alp alası (Salvelinus alpinus) Göl alası (Salvelinus namaycush) Atlantik salmonu (Salmo salar) Pembe salmon (Oncorhynchus gorbuscha) Chum (keta) salmon (Oncorhynchus keta) Koho salmonu (Oncorhynchus kisutch) Sokeye salmonu (Oncorhynchus nerka) Kral salmonu (Oncorhynchus tshawytscha) Masu salmon (Oncorhynchus masou) Kültür Potansiyeli Çok yüksek Fazla yaygın de÷il Düúük Düúük Düúük Çok düúük Çok yüksek Çok düúük Çok düúük Yüksek Çok düúük Düúük Çok düúük Üretim 490 652 9 238 1 007 1 711 1 131 241 2 105 869 22 030 - Bu projede, Kuzey-Do÷u Anadolu co÷rafyasına has bir tür olan Karadeniz alabalı÷ının (Salmo trutta labrax PALLAS, 1811) yo÷un úartlarda üretimi amaçlanmıútır. Enstitümüzde 2001 yılında tamamlanan “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması Projesi” kapsamında, türün birçok do÷al davranıúı ortaya konulmuútur. Ancak, kültür ortamında alınan jenerasyonların cinsi olgunluk yaúı, döl verim özellikleri, larval geliúimleri ve beslenmeleri, denize göç esnasında smolt balıklarda meydana gelen de÷iúimler, denize göç davranıúları gibi konular tam netlik kazanmamıútır. Türün kültür potansiyeli irdelenerek, yörede yaygın olarak faaliyet gösteren alabalık iúletmelerine alternatif kültür formu sunmak amaçlanmaktadır. Elde edilecek veriler do÷rultusunda yetiútiricilik yapan özel iúletmeler bilgilendirilecek, ekonomik bulundu÷u takdirde iúletmelere anaç balık temini sa÷lanabilecektir. Türün do÷al stoklarını zenginleútirmek amacıyla, örneklenen anaçlardan elde edilecek yavruların bir bölümünün do÷aya bırakılması hedeflenmiútir. Bilimdeki geliúmelere paralel olarak, gıda kaynaklarının geliútirilmesi çabaları ve bunun sonucunda da tarımsal üretimde son sınırlara ulaúılması, insanları yeni arayıúlara itmiútir. Dünyanın dörtte üçünü oluúturan sucul ekosistemlerden gıda üretimi, bu arayıúların baúında gelmektedir. Dünya Sa÷lık Örgütü (WHO) ve Dünya Gıda ve Tarım Teúkilatı (FAO) gibi örgütler, bitkisel protein a÷ırlıklı beslenen ülkeler için, su ürünleri üretimini bir kurtuluú olarak görmektedir. Ülkemiz açlık tehlikesine uzak olmasına ra÷men, günümüzde geliúmiúlik düzeyinin de bir göstergesi olan hayvansal protein kullanımında yeterli düzeyde bulunmamaktadır. Çin, Japonya, Endonezya, Hindistan vb. ülkelerde oldu÷u gibi su ürünleri üretimimizin geliútirilmesi gerekmektedir. Ülkemizdeki ekonomik balık stoklarının son yıllardaki azalıúına ba÷lı olarak yetiútiricilik faaliyetleri önemli sayılabilecek bir geliúme kaydetmiútir. Ancak bütün bu geliúmelere ra÷men ülkemizde birey baúına tüketilen balık etinde önemli bir artıú sa÷lanamamıútır. Geliúme düzeyini belirleyen birçok kıstas gibi balık üretimi ve kiúi baúına tüketilen balık eti miktarına bakıldı÷ında, ülkemizin bu konuda henüz yeterli bir düzeye ulaútı÷ı söylenemez. 3 Dünya genelinde avcılık yöntemiyle balıkçılık üretiminde, son 10 yılda kayda de÷er bir artıú gerçekleútirilememiútir. øyimser bir varsayımla yıllık artıúın %1-2 düzeyinde devam etmesi halinde bile sürdürülebilir üretimin 100 milyon tonu geçmeyece÷i kabul edilmektedir. Buna karúın yetiútiricilik ile su ürünleri üretiminde sürekli bir artıú, avcılık yoluyla balıkçılıktaki durgunlu÷a ra÷men toplam su ürünleri artıúında da süreklilik sa÷laması gerçekleúmiútir (Çelikkale ve ark., 1999). Dünya su ürünleri üretiminin %37’si 2003 yılında yetiútiricilik yoluyla elde edilmiútir (FAO, 2005). Asya ülkeleri di÷er ülkelere göre daha hızlı ve planlı bir geliúme kaydetti÷inden, dünyada yetiútiricilikle elde edilen üretimin büyük bir kısmı bu ülkeler tarafından gerçekleútirilmektedir. Dünya su ürünleri üretiminde son yıllarda hızlı bir artıú göstermiú ve 54 milyon tonu aúmıútır. 2001 yılında meydana gelen ekonomik krize ba÷lı olarak yem ve balık maliyetinin artıúından dolayı ülkemizin su ürünleri yetiútiricilik miktarı azalmıú, ancak 2003 yılında ise yeniden toparlanarak 2000 yılı seviyelerine ulaúmıútır (Tablo 2) (FAO, 2005) Tablo 2. Dünya ve Türkiye su ürünleri yetiútiricili÷i miktarları (ton) (FAO, 2005) Yıllar Türkiye Dünya 1990 5 782 16 831 540 1991 7 835 18 283 026 1992 9 085 21 192 802 1993 12 438 24 456 561 1994 15 998 27 777 490 1995 21 607 31 198 343 1996 33 201 33 912 118 1997 45 450 3 592 5652 1998 56 700 39 160 447 1999 63 000 43 069 859 2000 79 031 45 679 764 2001 67 244 48 427 066 2002 61 165 51 385 912 2003 79 943 54 785 841 Yurdumuzda 1950’li yılların baúlarında baúlayan yetiútiricilik faaliyetleri 2000 yılına kadar çok hızlı bir geliúme göstermiútir. Ancak, 2000 yılından sonra yetiútirilen tür sayısı beúe düúmüú ve bu türlerin miktarları ise azalmıútır (Tablo 3). Yapılması gerekenlerden birisi de yetiútirilen tür sayısını arttırmaktır. Bu projede üzerinde araútırma yapılan tür Karadeniz alabalı÷ıdır, kültüre yeni alınmıútır ve gelecek vaat etmektedir. Ege ve Akdeniz’de yo÷unlaúan deniz balıkları üretimi yanında, yetiútiricilik yoluyla yapılan üretimin yarısını Salmonidae familyasına mensup balıklar oluúturmaktadır. Bunun da tamamına yakını gökkuúa÷ı alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss)’dır. Dünyanın hemen hemen her yerinde yetiútiricili÷i yapılan gökkuúa÷ı alabalı÷ının, ülkemizde ancak iç tüketime yönelik olarak üretilmesi, ihracat úansı olan yeni türlerin kültüre alınması arayıúlarını gündeme getirmiútir. 4 Tablo 3. Ülkemizde yıllara göre yetiútirilen türler ve miktarları (ton) (FAO, 2005). Türler Sazan Alabalık Alabalık Deniz Levre÷i Çipura Atlantik Salmonu Karides Midye Karagöz Ortam/Yıl øçsu øçsu Deniz Deniz Deniz Deniz Deniz Deniz Deniz 1990 1 025 3 212 - 102 1 031 300 - - 1 1991 364 4 146 - 777 910 1 500 - - 100 1992 251 6 271 - 808 937 680 - - 100 1993 544 6 848 - 3 158 1 029 791 - 35 33 1994 288 6 977 - 2 229 6 070 434 - - - 1995 424 12 689 - 2 773 4 847 654 40 180 - 1996 780 17 180 1 330 5 210 6 320 193 270 1 918 - 1997 800 26 500 2 000 6 300 7 500 50 300 2 000 - 1998 950 32 340 2 290 8 660 10 150 40 270 2 000 - 1999 900 36 870 1 700 12 000 11 000 - 30 500 - 2000 813 42 572 1 961 17 877 15 460 - 27 321 - 2001 687 36 827 1 240 15 546 12 939 - - 5 - 2002 590 33 707 846 14 339 11 681 - - 2 - 2003 543 39 674 1 194 20 982 16 735 - - 815 - Bu tecrübelerden yola çıkılarak bölgede var olan potansiyelin Karadeniz alabalı÷ı ile yeniden harekete geçirilmesi mümkün gözükmektedir. Bu amaç do÷rultusunda çalıúma bölgemizde yer alan akarsu ve deniz ortamında da÷ılım gösteren Karadeniz alabalı÷ının, aúırı avcılık, yaúam ortamlarının aúırı kirlenmesi (evsel atıklar, gübre ve zirai ilaçlar vb) ve yanlıú kullanımı (kum ve çakıl ocakları) sonucu soyu giderek tükenmektedir. Bu nedenle ülkemiz do÷al faunasında ekonomik bir tür olan Karadeniz alabalı÷ı üzerine çalıúma gere÷i duyulmuútur. 1.3. Salmo trutta (Kahverengi Alabalık) Kahverengi alabalık, tatlısu ve deniz (daha ziyade acısu) arasında fırsatçı göç davranıúına sahip bir Salmonidae türüdür. Farklı çevre úartlarına yüksek adaptasyon kabiliyetine sahiptirler. Bu özellikleri, tür içerisindeki önemli ölçüde polimorfizmin kayna÷ı olarak gösterilmektedir. Bundan dolayı farklı bilimsel isimlerle adlandırılmaktadırlar. Alabalıklarda polimorfinin kısmen genetik farklılıklardan oluútu÷u Krieg ve Guyomard (1985) tarafından bildirilmekteyse de, Linnaeus’un ortaya attı÷ı, “Salmo trutta tek bir türdür” tezi en muhtemel olanıdır (Baglinière, 1991). Bazı bilim adamları arasındaki, S. trutta’nın bazı alt türlerinin Salmo cinsinin bir türü olarak kabul edilip edilmeyece÷i ihtilafından dolayı, Salmo cinsinin sistematikteki yeri tam olarak netleúmemiútir (Baglinière, 1991). Kahverengi alabalık, bütün Avrupa kıtasında birçok farklı ekotiplerde (deniz, dere ve göl ekotipi) yaygın olarak mevcuttur. Da÷ılımının kuzey sınırı øzlanda’dan Rusya’nın kuzeyine (Volga’nın kuzeyi), øskandinavya’nın kuzey sınırı olarak belirlenmiútir. Güney sınır ise, Sicilya ve Sardunya adaları dahil, Atlas Da÷ları’dır (Fas, Cezayir). Kahverengi alabalık, Avrupa’nın Atlantik önlerinden Hazar Denizi ve Aral Denizi’ni içine alan Himalaya’nın eteklerine kadar yayılım gösterir (ùekil 1). 5 Deniz ekotipi, beslendikleri Beyaz Deniz, Ceskaya Körfezi, Baltık Denizi, Kuzey Denizi, ørlanda Denizi, øngiliz Kanalı, Atlantik Okyanusu, Biskay Koyu’na kadar, Karadeniz, Hazar Denizi ve Aral Denizi’nde lokalize olmuútur. Kahverengi alabalık, Akdeniz’de mevcut de÷ildir (ùekil 2) (Muir ve Robert, 1993; Arslan ve ark., 2000). ùekil 1. Kahverengi alabalı÷ın yayılım sahası (Baglinière, 1991). ùekil 2. Kahverengi alabalı÷ın do÷al yayılım alanı (taralı alan dere ekotipine, kesik çizgili alan deniz ekotipine ait yayılım sahası) (Eliot, 1994). 6 Göl ekotipi; Alpler, øskandinavya, Büyük Britanya ve Orta Avrupa’da birçok gölde mevcuttur. Kahverengi alabalı÷ın Kuzey-Güney da÷ılımı; yaz aylarında su sıcaklı÷ının 20 °C’yi aúmadı÷ı, üreme döneminde ise 4-10 °C arasında seyretti÷i, su hızının orta ve güçlü, pH de÷erinin nötr oldu÷u, üreme için tercih edilebilir alanların varlı÷ı (temiz zemin, kaba çakıl) ile yakından iliúkilidir. Kahverengi alabalı÷ın asıl da÷ılım alanı insanlar tarafından iki yolla etkilenmektedir: - Temel olarak son iki yüzyıldır endüstriyel ve zirai geliúime ba÷lı olarak sınırlandırma (baraj setleri inúaatı, kirlilik, su seviyelerinin artıúı v.s.), - Stok takviyesi ve yeni stoklamalarla yayılımın geniúlemesi (Baglinière, 1991). Dünya çapında birçok transfer çalıúmaları yapılmıútır. Bu çalıúmaların birincil nedeni türün olta balıkçılı÷ındaki cazibesidir. Bu çalıúmaların ço÷u baúarılı olmuútur. Kahverengi alabalık 24 ülkenin do÷al sularına kazandırılmıútır. Baúarısızlık, Meksika, Jamaika, Malavi, Uganda, Kolombiya ve Ekvator gibi su kalitesi uygun olmayan ülkelerde sözkonusu olmuútur (MacCrimmon ve ark., 1970). Hem göl ekotiplerinde (Yeni Zelanda, ùili, Kerguelen Adası), hem de deniz ekotiplerinde (Kerguelen Adasında), Amerika Birleúik Devletleri’nin Kolombiya vadisinde, bazı durumlarda yerleúik populasyonlar göçer ekotipler oluúturmuúlardır (Baglinière, 1991). Alabalıkların transferi, yerli balık türlerinin varlı÷ı ve biyolojileri üzerinde ciddi etkilere sahip oldu÷u bildirilmiútir. Kahverengi alabalık, Kuzey Amerika’da, çevresel úartlardaki de÷iúime daha iyi adapte olabildi÷inden dolayı, bazen kaynak alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis) yerini alması için ortama transfer edilmiútir. Aynı yolla Avustralya’da, Galaxidae’nin mevcut türlerinin yok olmasını, türler üzerine olan yüksek avcı baskısından dolayı, alabalıklar sorumlu tutulmaktadır. Yeni Zelanda nehirlerinde, kahverengi alabalık transferinin balık avlanma (predasyon) rejiminde önemli de÷iúimlere neden oldu÷u bildirilmiútir (McIntosh ve Townsend, 1995). Transfer edilen Salmonid türlerinin içinde, kahverengi alabalık kendi orijinal da÷ılımını en iyi ayarlayabilen türdür. Çevresel úartlardaki de÷iúime adaptasyon yetene÷inin yüksek oluúu, yeni bölgelere transferinde baúarının kontrol edilmesinde en önemli faktördür. Bununla birlikte en önemli belirleyici faktör su sıcaklı÷ıdır (Baglinière, 1991). Kahverengi alabalık, ticari tatlısu kuluçkahanelerinde üretim de÷erlili÷i açısından ele alındı÷ında temel olarak düúük büyüme hızı ve stoklama seviyeleri bakımından asla gökkuúa÷ı alabalı÷ına rakip olamayacaktır. Bugüne kadar, kahverengi alabalık asıl olarak stok zenginleútirme amacıyla yavru üretiminde kullanılmıútır (Baglinière, 1991). Bununla birlikte, son yıllarda kültür balıkçılı÷ında ekonomik baskılar ve ürün çeúitlili÷inin zorunlulu÷u, kahverengi alabalık bireylerinin denizlerde yetiútiricili÷inin geliútirilmesi iste÷ini zorunlu hale getirmiútir. Gerçekte, çok iyi yaz yaúama oranı, 10-11 aylık yaútan sonra sonbaharda denize transfer edilebilmesi ve deniz suyunda tatlısudan daha hızlı geliúmesi, steril ve triploid bireylerin üretimiyle cinsi olgunluk enerji kaybının sınırlandırılması özellikleri, bu türün kültür balıkçılı÷ında kullanımını güçlendirmektedir (Baglinière, 1991). Kahverengi alabalık ülkemizde do÷al olarak bulunan tek alabalık türüdür (Kuru, 1975; Aras, 1976; Geldiay ve Balık, 1996). Dünyada Anadolu, Batı Asya, 7 Avrupa ve Kuzey Afrika ülkeleri sularında bulunmaktadır (Arslan ve ark., 2000). Salmo trutta labrax’ın, Anadolu’nun Kuzey ve Kuzey-Do÷u Bölgesindeki akarsularla, Karadeniz’e dökülen nehirlerde yaúadı÷ı bildirilmektedir (Aras, 1976; Geldiay ve Balık, 1996). Kahverengi alabalık, üstün et kalitesine sahip oldu÷undan dolayı, ticari ve sportif amaçlı olarak iç sularda en çok tercih edilen türlerden biridir. Bu nedenle, ülkemizde yo÷un bir úekilde avcılı÷ı yapılmaktadır. Ayrıca, zirai mücadele, endüstrileúme, karayolu inúaatları, dere ıslah çalıúmaları, kum-çakıl iúletmecili÷i, evsel ve endüstriyel atıklar ve ormanlık arazilerin yıpratılması sonucu artan erozyon ve su kirlili÷inin de giderek artması ile, bilhassa iç sularda di÷er ekonomik türlerin yanında, kahverengi alabalı÷ın populasyonun giderek azalmasına neden olmaktadır. Togan ve ark. (1999) proje çalıúmalarında, Türkiye’de bulunan kahverengi alabalık populasyonlarının, uzak co÷rafi bölgelerdeki akrabalarına yakın bir genetik yapı göstermediklerinden dolayı, populasyonların saf oldu÷unu öne sürmüúlerdir. 1.4. Ülkemizde Bulunan Kahverengi Alabalık (Salmo trutta) Alt Türlerinin Ayırıcı Özellikleri Kahverengi alabalık (Salmo trutta sp.) Atlas ve Pasifik Okyanusları’nın kuzey kısımlarında, 42° N enleminin kuzeyinde tüm Avrupa’da yayılım göstermiú, Karadeniz, Hazar ve Aral Denizleri’nde geçici ve yerli türleri oluúturmuútur. Son dönemde genetik sonuçlarla da desteklenen sistematik çalıúmalara göre Avrupa’da dokuz farklı alt tür bildirilmiútir (Baglinière ve Maisse, 1999). Ülkemizde hemen her akarsuda kayna÷a yakın kirlenmemiú bölgelerde (Fırat’ın yukarı kısımlarında, Do÷u Anadolu’nun yüksek kesimlerinde, Toros Sırada÷ları’ndan do÷an akarsularda, Batı Anadolu’da ve Karadeniz kıyısı boyunca) yayılım göstermektedir. Karadeniz havzasında bir deniz ve iki tatlı su ekotipi mevcuttur. Slastenenko (1956)’ya göre 1.a- Göçmen balıktır. Denizlere göçerek, hızlı bir büyüme göstermektedir. Solungaç etaminleri 16-19 arasında, genellikle 18 tanedir. Kuyruk sapı yüksektir. Karadeniz’de yaúar........................................................... S. trutta labrax natio marine b-Dere sularında, tatlısu göllerinde, denize çıkmayan ufak balık..................2 2.a- Vücudun üzerinde etrafı açık renkte olan kırmızı lekeler bulunur. Dere sularında yaúayanların a÷ırlı÷ı genel olarak 1-2 kg dan fazla de÷ildir …………… ……………………………………………………………...S. trutta labrax natio fario b- Vücudun üzerinde kırmızı lekeler bulundu÷u taktirde kenarları açık renkli de÷ildir. Çok iri balıklardır............................................. S. trutta labrax natio lacustris Geldiay ve Balık (1988)’a göre 1.a- Omur sayısı en fazla 57 dir. L. lateral boyunca genellikle muntazam bir sıra üzerinde dizilmiú ve küçük nokta kümelerinden oluúmuú 10–12 adet siyah leke vardır ...................................................................................Salmo trutta macrostigma 8 b - Omur sayısı daima 57 nin üzerindedir. Siyah lekeler L. lateral üzerinde muntazam dizilmiú iri benekler úeklinde de÷il, vücudun her tarafına düzensiz úekilde da÷ılmıú küçük siyah benekler halindedir……............................................................2 2 a- Vücudun yan taraflarında kırmızı lekeler yoktur....Salmo trutta abanticus b-Vücudun yan taraflarında kırmızı lekeler vardır..........................................3 3.a- Kırmızı lekeler vücudun genellikle her tarafına da÷ılmıútır ve her birinin etrafında beyaz haleler vardır. Preoperküller üzerinde her zaman açıkça görülebilen siyah birer benek vardır …............................................................ Salmo trutta labrax b-Kırmızı lekeler ço÷u zaman L. lateralin altında ve vücudun anteriyöründe görülür ......................................................................................... Salmo trutta caspius 1.5. Alt Tür : Salmo trutta labrax PALLAS, 1811 ølk bulunuú yeri (Terra typica) : Sivastopol-Ukrayna Türkçe : Alabalık, Deniz alası, Karadeniz alabalı÷ı Diagnostik Özellikler: D : III-IV 9-11 A : III-IV 8-9 L.lateral : 112-125 Omur sayısı : 58-60 Plorik çekum sayısı : 47-48 Slastenenko (1956), Karadeniz alabalı÷ının yurdumuzda birbirinden farklı üç ekotipinin var oldu÷unu (deniz, dere ve göl ekotipi) ileri sürmektedir. Gerek yanak bölgesinde belirgin bir siyah leke bulunması, gerekse vücudun yan taraflarında kırmızı beneklerin yer alması, özellikle dere ekotiplerin Salmo trutta macrostigma’ya çok benzemesine yol açmaktadır. Fakat omur sayısının daha fazla ve boyutlarının daha büyük oluúuyla ayırt edilirler. 1.5.1. Deniz (marina) ekotipi: Slastenenko (1956)’ya göre, bugün Karadeniz’de, boyları 100 cm’e ve a÷ırlıkları 26 kg’a ulaúan alabalıklar yaúamaktadır. Bu balıklar hayatlarının büyük bir kısmını ve özellikle beslenme periyodunu içeren zamanı denizde geçirmektedir. Üreme dönemlerinde ise Karadeniz’e akan nehirlere girerek kıú aylarında çakıllı ve taúlık alanlarda yumurtalarını bırakır. Dolayısıyla bu ekotipteki balıklar tatlısu ile deniz arasında belirli zamanlarda göç yapmaktadır. Bu úekilde göç eden ekotiplere deniz ekotipi (natio marina) denilmiútir (Svetovidov, 1984; Geldiay ve Balık, 1996). 1.5.2. Göl (lacustris) ekotipi : Salmo trutta labrax Pallas, 1811 ırkının bazı ekotipleri belli bir gölde kapalı olarak kalmıú olup, hayatlarının tümünü orada geçirmektedirler. Yani üreme ve beslenme periyotları esnasında deniz ile tatlısu 9 arasında herhangi bir göç yapmazlar. Böyle ekotipler da göl ekotipi (natio lacustris) adı verilmiútir (Slastenenko, 1956; Çelikkale, 1994; Geldiay ve Balık, 1996). 1.5.3. Dere (fario) ekotipi : Göl ekotipine benzer úekilde, bazı tatlısu ekotipleri bir akarsuya ba÷lanmıú olup, bütün yaúamlarını orada sürdürmektedirler. Bunlar, deniz ve akarsular arasında göç etmedikleri halde, akarsu ortamında, kaynak, yan kollar ve dere a÷zı arasında kısa mesafeli göçler yapmaktadırlar. ùöyle ki; beslenme periyodu olan ilkbahar ve yaz mevsimlerinde akarsuyun aúa÷ı havzalarına kadar inerler; üreme periyodu olan kıú mevsiminde ise, yumurtalarını sı÷ ve zemini çakıllı yerlere bırakmak için akarsuyun yukarı havzalarına yani kayna÷ına do÷ru çıkarlar (Slastenenko, 1956; Geldiay ve Balık, 1996). Salmo trutta labrax Pallas, 1811 ırkının üç ekotipinde de renk yönünden büyük varyasyonlar görülür. Örne÷in, deniz ekotipi deniz ve tatlısu arasında göç edici bir ekotip oldu÷undan, genç yavrularla ergin bireyler arasında morfolojik bakımdan ve özellikle renk ve desen yönünden büyük farklar görülmektedir. Bu ekotipin genç yavruları tatlısularda iken vücutlarının yan taraflarında da÷ınık siyah benekler ve kırmızı lekeler taúıdıkları halde, denize döndüklerinde bu renk ve desenlerini yavaú yavaú kaybederek gümüú beyazı bir renge dönüúür ve denizdeki ebeveynlerinin rengini alırlar (Slastenenko, 1956; Svetovidov, 1984). Deniz ekotipinde böyle bir durum görülürken, göl ve dere ekotiplerinde yavru ve erginler arasında belirgin bir renk ve desen farkı görülmemektedir. Özellikle dere ekotipinde yavrularda çok daha karakteristik olan kırmızı benekler, büyüdükleri zamanda aynı kalmakta ve hayatları boyunca kaybolmamaktadır (Svetovidov, 1984; Çelikkale, 1994). Karadeniz alabalı÷ı daha önce bazı araútırıcılar tarafından farklı úekilde isimlendirilmiútir. Bu isimlerden Salmo trutta labrax ve Salmo labrax geçerlili÷ini sürdürmektedir (Tablo 4). Tablo 4. Karadeniz alabalı÷ına di÷er araútırıcılar tarafından verilen sinonimler (Froese ve Pauly, 2004). øsim Salmo fario alba Salmo labrax Salmo trutta labrax Fario marsilii Salmo microlepis Salmo pallasii Salmo lacustris excelsa Trutta ungeri Araútırıcı Meidinger, 1794 Pallas, 1814 Pallas, 1814 Heckel, 1851 Günther, 1866 Günther, 1866 Fatio, 1890 Yásárhelyi Statü Di÷er Orijinal kombinasyon Yeni kombinasyon Tartıúılabilir Tartıúılabilir Genç sinonim Tartıúılabilir Tartıúılabilir Ülkemizde Karadeniz alabalı÷ı “deniz alabalı÷ı” ve “deniz alası” olarak da isimlendirilmiútir. Di÷er ülkelerdeki isimlendirmeler Tablo 5’de verilmiútir. 10 Tablo 5 . Karadeniz alabalı÷ının di÷er ülke ve dillerdeki adları (Froese ve Pauly, 2004). Ad Ülke Dil Deniz alabalı÷ı Deniz alası Black Sea salmon Chernomorskii losos Pastrav de mare Pstruh obecnı cernomorskı Sortehavsørred ɤɭɦɠɚ ɱɟɪɧɨɦɨɪɫɤɚɹ 㤤ᶏ㠢 Türkiye Türkiye Rusya Federasyonu Rusya Federasyonu Romanya Çek Cumhuriyeti Danimarka Rusya Federasyonu Çin Türkçe Türkçe øngilizce Rusça Romence Çekçe Danimarkaca Rusça Çince 1.6. Üreme ve Döl Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler 1.6.1. Çevresel Faktörler Üreme ve döl verimi üzerine etki eden çevresel faktörler arasında su sıcaklı÷ı ve fotoperiyot önemli yer tutmaktadır. Çevresel úartlardaki de÷iúimler cinsi olgunluk yaúı, sa÷ım zamanı, yumurta verimi ve yumurta kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir (Okumuú ve ark. 1997). Bromage ve Cumaranatunga (1988) tarafından, yumurta kalitesi üzerine su sıcaklı÷ının önemli etkisi oldu÷u, 10°C’den çok düúük veya çok yüksek su sıcaklı÷ında yumurta kalitesinde önemli düúüú oldu÷u belirlenmiútir. Stevenson (1987), su sıcaklı÷ının 18°C’den daha yüksek oldu÷u durumlarda yumurtaların açılmadı÷ını, 4°C’lik su sıcaklıklarında ise bazı ölümlerin oldu÷unu, yumurtalar gözlenmeden önce su sıcaklı÷ı 5°C’nin altına düúmedi÷i sürece yaúama oranının yüksek oldu÷unu, gözlendikten sonra su sıcaklı÷ı 4°C’nin altına düúse bile kayıp oranının yüksek olmadı÷ını bildirmektedir. Yumurtaların oksijen ihtiyacı su sıcaklı÷ı ve embriyonun geliúme devreleri ile de÷iúmektedir. Örne÷in; bir alabalık yumurtasının oksijen ihtiyacı 10°C'de, 0°C'dekine nazaran 30 kat daha fazladır. Yumurtanın döllenmesinden hemen sonraki oksijen ihtiyacı da açılmadan hemen önceki embriyonun ihtiyacı olandan 20 kat daha azdır. Bir yumurta açılıúa kadar 3 mg oksijen harcar. Buna ra÷men, yumurtadan çıkmıú larvanın oksijen ihtiyacı yumurtadan 10 kat daha fazladır (Çelikkale, 1994). Gonadlarının geliúiminin gün uzunlu÷u ve ıúık úiddetindeki de÷iúimlerce baúlatıldı÷ı türlerin hemen hepsi, gün uzunlu÷unun yıllık olarak de÷iúen döngüsünde spesifik fazlarda yumurtlarlar. Salmonidae türlerinin ço÷unlu÷u kuzey yarım kürede azalan ve kısa gün uzunlu÷unda, sonbahar sonu ve kıú aylarında yumurtlarlar. Buna karúın, di÷er fotoperiyodik türler yılın farklı zamanlarında yumurtlarlar. Örne÷in; ço÷u yassı balık türleri, günlerin uzun oldu÷u ilkbahar aylarında, buna karúın, çipura ve levrek yılın erken aylarında kısa, fakat uzamaya baúlamıú gün uzunlu÷unun etkisi altında yumurtlarlar (Okumuú, 2001). Salmonidae türleri ve deniz levre÷inde fotoperiyodun mevsimsel de÷iúim oranının bir yıldan daha kısa veya uzun süreye ayarlanması, sırasıyla yumurtlama zamanının öne alınmasını ve geciktirilmesini sa÷lamıútır. Bu de÷iúim yumurta ve larva kalitesi üzerinde önemli bir negatif etkiye sahip gözükmemektedir. Sabit uzun 11 gün uygulamasını izleyen kısa günlerde benzer úekilde yumurtlama zamanının 3-4 ay öne alınmasını sa÷lar. Balıklar yıl boyunca sabit kısa gün uygulamasına veya sabit uzun günler tarafından izlenen kısa günlere maruz tutularak 3-4 aylık bir gecikme sa÷lanabilir (Okumuú, 2001). Sabit fotoperiyot uygulamaları, kesinlikle modifiye edilmiú mevsimsel fotoperiyot döngüleri kadar kompleks de÷ildir ve bu yüzden ticari çiftliklerde uygulanması ve yönetimi daha kolaydır. 1.6.2. Yumurta Verimi ve Yumurta Büyüklü÷ü Yumurta verimleri bakımından balık türleri arasında önemli farklılıklar mevcuttur. Örne÷in; Salmonidler sadece bir kaç bin yumurta üretirken, yassı balıklar ve di÷er deniz türleri bir yumurtlamada milyonlarca yumurta bırakırlar (Bromage ve Cumaranatunge, 1988). Ayrıca bir çok deniz balı÷ı günlük ve/veya haftalık aralıklarla partiler halinde yumurta bırakırlar ve yumurtlama mevsimi 2-3 ay devam eder. Buna karúın, Salmonidler yumurtalarını bir defada bırakırlar veya sa÷ılırlar. Bu tür farklılıklar damızlık stok tesislerinin planlanması ve yönetimi üzerinde çok büyük öneme sahiptir. Yumurta verimi ve yumurta büyüklü÷ünü etkileyen faktörlerden birisi de damızlık balı÷ın büyüklü÷üdür. Genel olarak anaç balı÷ın büyüklü÷ü arttıkça, yumurta verimi ve üretilen yumurtaların çapı da artar. Bu, özellikle Salmonidlerde görülebilir. Bununla beraber, gökkuúa÷ı alabalı÷ında anaç balık büyüklü÷ünün artması ile yumurta veriminde göreceli olarak azalan bir artıú söz konusudur (Bromage ve ark., 1990; 1992). Buna göre, daha büyük anaçlar daha düúük nisbi yumurta verimine (yani, anaç balı÷ın sa÷ım sonrası birim a÷ırlı÷ı baúına üretilen yumurta miktarı) sahiptirler. Yumurta verimi ve yumurta büyüklü÷ünü belirleyen üçüncü bir faktör de anaçların genotipik yapısıdır. Bromage ve ark. (1990), 12 ticari gökkuúa÷ı alabalı÷ı sto÷u ve Abée ve Hindar (1990), dokuz do÷al kahverengi alabalık populasyonu üzerinde çalıúmıúlardır. Kovaryans analizi ile anaçlar arasındaki büyüklük farkını yok ettikten sonra, maksimum yumurta verimine sahip sto÷un en düúük yumurta verimine sahip olanların iki katı yumurta verdiklerini belirlemiúlerdir. Buna karúın, damızlık stokları arasında yumurta büyüklü÷ü bakımından gözlenen farklılık daha az (en büyük ve en küçükler arasındaki farklılık %10 civarında) bulunmuútur. Sonuç olarak bu bulgular damızlık seçimi veya seleksiyonun, üretilecek yumurta sayısı ve büyüklü÷ü üzerinde çok önemli etkilere sahip olabilece÷ini göstermektedir. Balı÷ın hızlı büyümesini sa÷layarak yumurta verimi üzerine indirekt etki yapan besleme, yumurta verimi ve yumurta büyüklü÷ü üzerinde direkt etkilere de sahiptir. Buna göre, gökkuúa÷ı alabalıklarının yıl boyunca normal günlük yem miktarlarının yarısı veya üçte biri ile beslenmesi yumurta veriminin önemli oranda azalmasına neden olur (Bromage ve ark, 1992). 1.6.3. Yumurta Kalitesi Yumurta kalitesi, yaúama gücünü belirleyen yumurta özelli÷i olarak tanımlanabilir. Genel olarak bir çok türün yetiútiricili÷inde, örne÷in; levrek, çipura, kalkan vs yumurtalarında ölüm oranı çok yüksek olup, yapay yeme baúlama evresine kadar olan yaúama oranı ço÷u kez %5'den daha azdır. Sadece Salmonidler yüksek 12 yumurta ve larva kalitesine sahiptirler. Bunlarda bile kuluçkahanede ilk birkaç ayda yumurta ve larvaların 2/3'ü zayi olabilir (Bromage ve ark., 1992). Bir çok faktörün muhtemel nedenler olarak ileri sürülmesine ra÷men (ùekil 3), yumurta kalitesini belirleyen faktörler hakkında çok az bilgi mevcuttur. Aynı zamanda yumurta kalitesinin belirlenmesinde kullanılabilecek güvenilir metotlar ile ilgili olarak fikir birli÷i de yoktur. E÷er yumurta ve larva kalitesini belirleyen faktörlerle ilgili kesin bir sonuca varılacaksa standart metot veya metotların geliútirilmesi zorunlu bir ön úarttır. Ayrıca söz konusu metodların yetiútirici tarafından kullanılabilmesi için basit, çıkıú veya yaúama gücü olmayan yumurtalarla kuluçkahane ünitelerinin boú yere iúgal edilmesini ve personelin zamanının boú yere harcanmasını önleyebilmek için bu yöntemler yumurtaların kuluçka süresinin erken evrelerinde uygulanabilir olmalıdır. ùekil 3. Yumurta kalitesi üzerine etki eden faktörler (Bromage ve Roberts, 1995). 1.7. Büyümeyi Kontrol Eden Faktörler Bu bölümde, büyüme üzerine etkileri önemli olan bazı parametreler verilmiútir. Bu bilgiler büyük oranda Heen ve ark. (1993) ve Okumuú'a (2000) dayanmaktadır. 13 1.7.1. Su Sıcaklı÷ı Yetiútiricili÷i yaygın olarak yapılan tüm su canlıları so÷ukkanlı (poikilotermik) olarak kabul edilmektedir. Bununla beraber, bu tam anlamıyla do÷ru de÷ildir. Çünkü bir çok poikilotermik canlı vücut sıcaklıklarını düzenleyememektedirler. Fizyolojik ve davranıú mekanizmaları için vücut sıcaklı÷ını belirli sınırlar içinde tutmak zorundadırlar. Bu mekanizmalar, ıúık, arama, göç hareketleri, vücut yüzeyinde sirkülasyonun azaltılması veya arter ve venalar arasında karúılıklı ısı de÷iúimidir. Poikilotermik olmaları nedeniyle, su hayvanlarının metabolik oranları, immünolojik tepkileri ve üreme fizyolojileri sıcaklık de÷iúimlerine ba÷lı olarak de÷iúir. Bu canlıların bazıları kısmen vücut sıcaklıklarını düzenleyebilmelerine ra÷men, büyüme ve üreme gibi fizyolojik faaliyetler esas olarak su sıcaklı÷ı tarafından belirlenir. Bu nedenle, yetiútiricili÷i yapılan türün iyi geliúip üreyebildi÷i sıcaklık olan optimum sıcaklık de÷erlerinin yetiútirici tarafından sa÷lanmaya çalıúılması gerekir. Ayrıca, gazların suda çözünürlü÷ü, biyolojik oksijen ihtiyacı, kirleticilerin toksititesi ve balık patojenlerinin geliúimi de sıcaklık tarafından kontrol edilir. Farklı türler farklı optimum sıcaklık sınırlarına ve bu sınırların ötesinde bir stres zonuna sahiptirler. Belirli sıcaklık de÷erlerinin üstünde ve altında ölüm meydana gelir. Gerçek optimal sıcaklık, vücutta meydana gelen kimyasal (ço÷unlukla enzimatik) reaksiyonların etkilerinin bileúimine dayanır. Farklı enzimler nisbeten farklı sıcaklıklarda maksimuma ulaúan etkilere sahip olmasına ra÷men, optimum sıcaklık, reaksiyonların ço÷unun maksimuma yakın etkinlikte cereyan etmesini sa÷layan sıcaklıktır. Bu nedenle, sıcaklı÷a ba÷lı olarak büyümeyi tahmin etmek mümkündür. Çünkü di÷er koúullar uygun oldu÷u takdirde büyümeyi kontrol eden yegane faktör su sıcaklı÷ıdır. Sıcaklık uygun oldu÷u takdirde metabolik faaliyetler maksimuma yakın, buna ba÷lı olarak da yem tüketimi ve büyüme de maksimuma yakın olacaktır. Sıcaklık optimum sınırların altına düútü÷ünde metabolik faaliyet oranları da düúece÷inden büyüme yavaúlar. Özellikle mevsimsel sıcaklık de÷iúimlerinin önemli oldu÷u ılıman sahil kesimlerinde yaúayan canlılar su sıcaklı÷ındaki tedrici de÷iúikliklere adapte olabildi÷i halde, sıcaklıktaki ani de÷iúimler subletal veya letal olabilir. Bazı durumlarda (örne÷in, taúıma) su sıcaklı÷ı özellikle düúürülebilir. Aynı úekilde yüksek sıcaklıklar da olumsuz etkiler yaratır. Çünkü sıcaklı÷ın artıúı canlının metabolizmasını hızlandırarak O2 gereksinimini arttırırken, suyun O2 içeri÷ini düúürür. Su sıcaklı÷ının daha da artması enzimlerin parçalanmasına veya normal faaliyetlerini sürdürememelerine neden olur. Ayrıca, gerek yetiútiricili÷i yapılan canlının savunma mekanizmasının zayıflaması, gerekse bakteri sayısının artması nedeniyle yüksek su sıcaklıklarında hastalık sorunları da artar. Salmonidler genel olarak buz örtüsünün altında ve 25 °C'ye kadar sıcaklıklarda yaúayabilir. Bununla beraber 18 °C'nin üzerinde oksijenin çözünebilirlili÷i sınırlı olur ve balıklar, metabolik atıkların tüketimini azaltmak için aç bırakılır. Yumurtanın inkübasyonu 13 °C'nin altındaki sıcaklıklarda yapılmalıdır. Yukarıda da de÷inildi÷i gibi balıklar belirli sınırlar içinde yüksek ve düúük sıcaklıklara adapte olabilirler. Bu yüzden sıcaklık artıúları, uzun zaman periyodundaki tedricen artan sıcaklıklardan daha fazla stres oluúturur. Karadeniz'de sahil sularının (yüzey) sıcaklı÷ı 7-25 °C arasında de÷iúir. Sıcaklık hazirandan eylüle kadar sürekli artıú gösterir. Do÷u ile Batı Karadeniz 14 arasındaki sıcaklık farklılı÷ı 0.5 °C civarındadır. Karadeniz için potansiyel türler olan salmon ve alabalıklar için bu sıcaklık haziran-ekim periyodu dıúında uygundur. 1.7.2. Tuzluluk Tuzluluk, deniz veya acısu suları ile ilgili bir kriter olup, 1000 g deniz suyundaki esas çözünmüú inorganik elementlerin g cinsinden a÷ırlı÷ı olarak tanımlanabilir. Açık deniz veya okyanus suları ‰35 tuzlulu÷a sahiptir. Ülkemiz deniz sularının tuzlulu÷u Karadeniz'de ‰15-18; Marmara'da yüzeyde ‰21-24, Ege'de ‰35-38 ve Akdeniz'de ‰36-39.5 civarındadır. Her ne kadar tatlısu karıútırmak ve sentetik deniz tuzları ilave etmek suretiyle tuzlulu÷u ayarlamak mümkünse de, ticari seviyedeki bir üretim için böyle bir uygulama pratik gözükmemektedir. E÷er eurihalin (geniú tuzluluk sınırlan içinde normal fizyolojik faaliyetlerini sürdürebilen) bir türün yetiútiricili÷i yapılıyorsa, yetiútirici tuzlulu÷u yükseltmek veya düúürmek suretiyle di÷er istenmeyen tür veya parazitlerin barınmasını engelleyebilir. Her türün normal fizyolojik faaliyetlerini sürdürebilece÷i tuzluluk de÷iúim sınırları vardır. Optimum de÷erler türe oldu÷u kadar hayat evresine ba÷lı olarak de÷iúir. Ayrıca, büyüme için farklı, üreme ve yavru geliúimi için farklı tuzluluk de÷erleri tercih edilebilir. Deniz levre÷i ve gökkuúa÷ı alabalı÷ı gibi balıklar oldukça geniú tuzluluk de÷iúim sınırları içinde büyüyebilirler. Örne÷in, deniz levre÷i tatlısudan tam deniz suyuna kadar bütün tuzluluklarda bulunabilir. Fakat çok düúük tuzluluklarda döl veremez. Tatlısu türü olan gökkuúa÷ı alabalı÷ı tuzlu suda daha iyi büyümektedir. Salmon ise <‰30 tuzlulu÷a gereksinim duyar. Deri ve pullar birlikte su ve tuzların geçiúine nisbeten geçirimsiz bir bariyer oluúturmasına ra÷men, yine de tuzların kontrol dıúı geçiúleri söz konusudur. Bununla beraber, geçirgen ve solunum gazlarının etkili bir úekilde de÷iúimi için geniú bir yüzeye sahip olmak zorunda olan solungaçların yüzeyinde meydana gelen kazanç ve kayıplar çok daha önemlidir. Deniz ve tatlısu ortamlarında su ve tuzların hareketleri farklılık gösterir. Balıkların vücut sıvıları 300-400 mOsm/kg tuz konsantrasyonuna veya ‰11 tuzlulu÷a ya da yaklaúık -0.55 °C'lik bir donma noktasına sahiptirler. Balı÷ın çevresindeki suyun tuzlulu÷u genel olarak 5 mOsm/kg'dan daha düúük oldu÷u tatlısu ortamlarında, balıklar tuz kaybetme ve su alma e÷ilimindedirler (ùekil 4). Buna karúın deniz suyunda balıklar çevrelerindeki sudan (1100 mOsm/kg, ‰35 veya 2.03°C donma noktası depresyonu) daha düúük konsantrasyona sahiptirler ve bunun sonucu olarak tuz alır ve su kaybederler. Bu nedenle, deri ve solungaç yolu ile meydana gelen kontrolsüz su ve tuz kazanç ve kayıplarını geri döndürecek düzenleyici bir sürecin var olması gerekir. Bu osmoregülasyon adı verilen düzenlemede solungaç ve böbrekler önemli rol oynar. Tatlısularda, balıklar çok az su içerler, fakat bol miktarda seyreltik ürin üretirler. Tuzlar böbrekler tarafından absorbe edildi÷inden ürin içerisinde çok az miktarda tuz bulunur. Tuzlar ortamdaki suda ikincil lamellaların diplerinde bulunan özel klorid hücreleri tarafından solungaçlar yoluyla aktif olarak (enerji gerektirir) elde edilir. Tuzlar, yem ve besinlerle de vücuda girer. Solungaçlar ve böbrekler tarafından aktif tuz alımı, su boúaltımı ile birlikte tatlısuda balıklar tarafından yaúanan tuz kaybını ve su kazancını dengeler. Deniz suyunda ise balıklar önemli miktarda (günde vücut a÷ırlı÷ının %15'i kadar) su içer, solungaçlar vasıtasıyla 15 fazlalık sodyum ve klorid gibi monovalent iyonları salgılar ve çok az konsantre azotlu sıvı üretir. Aynı úekilde, kandaki fazla tuzun alınmasından ve dıú ortama su aktarılmasından solungaçlardaki klorid hücreleri sorumludur. Deniz balıklarının solungaçlarında daha fazla klorid hücresi bulunur ve salmonidlerin anadrom türlerinde bu hücrelerin sayısı smoltifikasyonda artar, yumurtlamak amacıyla tatlısuya girdiklerinde azalır. Bu süreçlerin net etkisi, solungaçlar ve deri yüzeyi yoluyla pasif olarak oluúan osmotik kayıpları karúılamak amacıyla deniz suyundan tatlısu elde etmek ve fazla tuzları dıúarı atmaktır. Bu kontroller balık ve çevresindeki deniz suyu arasında iyonik konsantrasyondaki 3 kat farklılı÷a müsaade eder. Kaynak alabalı÷ının deniz suyuna göreceli olarak alıútırılması yaúama oranını artırır. Solungaç Na+, K+, -ATPaz aktivitesinin tuzlulukla artıúı deniz suyuna alıúmanın meydana geldi÷ini göstermektedir. Denize göç eden kaynak alabalıklarının 15 cm (çatal boy) büyüklükten itibaren akarsu a÷ızlarına geldikleri ve 18 cm boya ulaútıktan sonra denize geçiú yaptıkları belirlenmiútir. Bu durum, kaynak alabalı÷ının denize yaptı÷ı göçün balık büyüklü÷üne ba÷lı oldu÷unu ve kaynak alabalı÷ında smoltifikasyonun geliúmedi÷ini göstermektedir (McCormick ve ark, 1985). Salmonidlerin parr-smolt transformasyonları süresince osmotik ve iyonik ayarlamaları ile ilgili yapılmıú fizyolojik çalıúmaların sonuçları úu úekilde özetlenebilir: ùekil 4. Teleost balıklarda osmoregülesyon (A: Deniz, B: Tatlısu) (Okumuú, 2000). 16 1. Tüm salmonid türleri, tuzlulu÷a karúı belirli oranlarda dayanıklılık gösterebilir. 2. Bir populasyon içindeki büyük bireyler, küçük bireylere nazaran daha büyük tuzluluk toleransına sahiptirler. 3. Tuzlulu÷a karúı tolerans, sıcaklık ve gün uzunlu÷u gibi çevresel de÷iúimler tarafından etkilenen hormonal döngü nedeniyle mevsimsel de÷iúim gösterir. 4. Balıklar, denize göçün en üst seviyesinde deniz suyu için davranıúsal tercihler gösterirler. 5. Deniz suyuna giriúten sonra, kan ve doku elektrotlarında transit de÷iúimler meydana gelir ve tatlısuda kalan hemcinslerine yakın yeni de÷erler bir hafta içinde dengelenir. 6. Tatlısudan deniz suyuna kademeli geçiú, direkt olarak geçiúten daha toleranslıdır. 7. Smolt evresi kısa oldu÷unda, balık deniz suyuna girmez ve parr úartlarına geri döner. 8. Smolt transformasyonu gerçek anadrom türlerde, deniz suyunda baúarılı büyütme için kritiktir. 1.7.3. Çözünmüú Oksijen Tüm canlılar gibi yetiútiricili÷i yapılan canlılar da yaúamlarını sürdürebilmek için çözünmüú oksijene gereksinim duyarlar. Fotosentezi sürdürebilecek miktarda güneú ıúı÷ı ve CO2'in bulunması halinde fitoplankton ve di÷er algler gereksinimleri olan O2‘i kendileri üretebilirler, fakat hayvansal canlılar sudaki O2’i kullanmak zorundadırlar. Su canlıları sudaki O2’i genellikle çok iyi kullanabilirler. Balıklar ve geliúmiú omurgasızlar bunu geniú yüzey alanına sahip ince dokuları olan solungaç ve bunun gibi oluúumlar ile yaparlar. Su solungaçların yüzeyinden geçerken içerisindeki çözünmüú oksijen kana veya lenfe geçer ve hemoglobin gibi bir pigment molekülü ile taúınırlar. Su solungaçlardan geçerken oksijenin yaklaúık olarak %60'ı (O2 de÷eri düúük oldu÷u takdirde %10'a kadar düúebilir) alınabilir. Sudaki yüksek atık oranı veya kirleticilerin bulunması, zehirler veya mikrobiyal enfeksiyonlar solungaç lamellerinin membranlarına zarar vererek O2-CO2 de÷iúim alanının azalmasına neden olur. Atmosferin O2 içeri÷i %20 civarında olmasına ra÷men sudaki O2 miktarı bunun çok az bir bölümüdür ve çeúitli faktörlere göre de÷iúim gösterir. Oksijenin suda çözünürlü÷ünü etkileyen baúlıca üç fiziksel faktör söz konusudur: Sıcaklık, tuzluluk ve basınç. Sıcaklık ve tuzluluk arttıkça O2 düúer, atmosferik basınç artıkça O2 artar, yükseklerde azalır. Alabalıklarda O2 gereksinimi dinlenme anında 100-300 mg O2/kg/saat ve aktif halde 300-1000 mg O2/kg/saat arasında de÷iúir. Ancak, balık türlerinin kullanabilecekleri minimum O2 seviyelerinin gözden kaçırılmaması gerekir. Bu de÷er salmonidler için >5.0 mg/1, levrek ve çipura için 3-4 mg/1 ve salmonid yumurtaları için 7 mg/1 civarındadır. Görüldü÷ü gibi özellikle salmonidler için tercih 17 edilen sıcaklık de÷iúiminin üst sınırına do÷ru balıkların kullanabilece÷i çok az O2 mevcuttur ve böyle durumlarda yetiútiricinin havalandırma ve bunun gibi yollarla tam doymuúlu÷u sa÷laması gerekir. Sıcaklık arttıkça balıkların yem alımı da artaca÷ından ve bu yüzden mevcut O2 hızlı bir úekilde kullanılaca÷ından, böyle durumlarda aúırı stoklama ve kritik sıcaklıktan sonra (salmonidler için 20°C) yemlemeden kaçınılarak O2 tüketimi minimuma indirilmelidir. O2 stresinin ilk belirtisi balıkların davranıúlarındaki de÷iúimdir (su yüzeyinde veya su giriúine yakın kesimde birikme, a÷zı açarak hava yutmaya çalıúma gibi). Uzun süre devam ederse düúük çözünmüú O2 önemli subletal veya letal etkilerle sonuçlanabilir. Salmonidler için O2 gereksinimi ve yetersizli÷in etkileri: 0.8-4.0 mg/l: Letal olabilir; 4.0-6.0 mg/1: Subletal olabilir (yavaú büyüme, kötü yem de÷erlendirme, hastalıklara direncin azalması); >6.0 mg/l: Normal büyüme ve üreme; >7.0 mg/1: Kuluçkahaneler için tavsiye. Balıklarda oksijen tüketimi üzerine etki eden faktörler aúa÷ıdaki úekilde özetlenebilir: - Su sıcaklı÷ı ve tuzluluk: Normal olarak sıcaklı÷ın artması O2 gereksinimini arttırır. Su, yüksek sıcaklıklarda daha az O2 içerdi÷inden problem yaratabilir. Sıcaklı÷ın optimal de÷erlere yaklaúması ile metabolik faaliyetler hızlanır ve bu sıcaklıklarda yem alımı en üst düzeylere ulaúır. Yem alımını takiben O2 kullanımı artar. Sudaki tuz konsantrasyonu da metabolizma üzerine etki etmektedir. Örne÷in alabalıklarda, ‰7.5’lik tuzlulukta oksijen kullanımı en azdır, ‰15’lik tuzlulukta oksijen kullanımı artar ve ‰30’luk tuzlulukta ise oksijen kullanımı en üst seviyededir (Çelikkale, 1994). - Balık büyüklü÷ü: Küçük balıkların enerji ihtiyaçları büyük balıklardan daha fazladır. Örne÷in aktif metabolizma durumunda oksijen tüketimi 1 g büyüklü÷ündeki alabalıklarda 1000 mgO2/kg/saat iken 100 g a÷ırlı÷ındaki alabalıklarda ise 400 mgO2/kg/saat’tir (Çelikkale 1994). - Beslenme: Alınan yemin sindirebilmesi için O2 gerekli oldu÷undan yemlemeden sonra oksijen gereksinimi artar. - Aktivite: Aktif haldeki balık daha fazla O2’e gereksinim duyar. - Stres: Stresteki balık daha fazla O2’ne gereksinim duyar. E÷er balıklar O2’in düúük oldu÷u veya su kalitesinin iyi olmadı÷ı anlarda strese girerse ciddi problemlere neden olabilir. 1.7.4. Büyümeyi Etkileyen Di÷er Faktörler a) Balık büyüklü÷ü: A÷ırlık veya boydaki artıúla birlikte büyüme oranı azalır, yem de÷erlendirme randımanı düúer ve de÷erlendirme oranı artar. Bu, daha düúük bir büyüme oranının oransal olarak daha yüksek metabolik harcamaya neden olmasından ileri gelir. b) Cinsi geliúme: Cinsi olgunlu÷a ulaúmadan sonra büyüme oranı düúer. Ayrıca yıl içerisinde gonadların geliúme evrelerinde büyüme oranı azalır. c) Iúık: Hem ıúık yo÷unlu÷u hem de gün uzunlu÷u büyümeyi etkileyebilir. Genellikle balıklar direkt aúırı ıúıktan rahatsız olurlar. Salmonidler ıúıklı ortamda 18 karanlık ortamdan daha iyi büyürler, ayrıca gün uzunlu÷unun suni olarak artırılması da büyümeyi artırabilir. d) Stoklama yo÷unlu÷u: Yetiútiricilikte amaç birim alan veya hacimde maksimum üretim yapmaktır. Stoklama yo÷unlu÷u belirli bir sınıra kadar yem de÷erlendirmeyi ve büyümeyi olumlu yönde etkiler, ancak yo÷unlu÷un belirli bir de÷erin üzerinde artması ile normal aktivite için hacim azalır metabolik atık miktarı artar ve kullanılabilir oksijen seviyesi düúer. Bunun sonucu olarak balıklar strese girer, yem de÷erlendirme ve büyüme düúer. e) Besin gereksinimlerinin karúılanması: Kültür balıkları tamamen yapay yeme ba÷lı olduklarından, gereksinim duydukları mikro ve makro besin elementlerini içeren uygun özelliklere (büyüklük vs.) sahip yemlerle yeterince beslenmeleri gerekir. f) Balı÷ın sa÷lık durumu: Parazitler ve bulaúıcı hastalıklar, yem tüketimi ve de÷erlendirme oranını ve bunun sonucu olarak büyümeyi olumsuz úekilde etkiler. g) Sosyal hiyerarúi ve dinamiklik: Bireysel farklılıktan kaynaklanan dinamiklik ve hiyerarúi, di÷er pasif bireyler üzerinde baskı oluúturmaktadır. Dolayısıyla pasif bireylerin yem alımında korkak davranıú göstermeleri ve stres büyümeyi olumsuz etkilemektedir. 19 2. LøTERATÜR ÖZETø Bu bölümde Salmonidler üzerine yurtdıúında ve ülkemizde yapılan çalıúmaların özetleri verilmiútir. Damsgård ve Arnesen (1998) Atlantik salmonunda smoltlaúma ve deniz suyu geçiú sırasında beslenme, büyüme ve sosyal etkileúimi irdelemiútir. Norveç’te gerçekleútirilen çalıúmada, kuluçkahanede üretilen Atlantik salmonlarının beslenme alıúkanlıklarının de÷iúimleri incelenmiútir. Smoltlaúma ve deniz suyuna adaptasyon sırasında, bireysel yem alımları ve hipoozmoregülasyon kabiliyetleri, X-radyografi tekni÷i ve 24 saatlik deniz suyu de÷iúim testi kullanılarak gözlemlenmiútir. Deniz suyuna alındıktan bir hafta sonra yem alımında nisbeten bir düúüú oldu÷u ve yem almayan salmon sayısında artıú oldu÷u gözlenmiútir. Dört hafta sonunda, balıkların büyümesi durmuú ve a÷ırlıkta, yem alımında ve büyüme oranında bir farklılık olmamıútır. Tatlısuda tutulan ve deniz suyuna transfer edilenlerin her ikisinde de yem alımı ile hipoozmoregülasyon yetene÷i arasında zayıf bir iliúki bulunmuútur. Smoltlaúma ve deniz suyuna adaptasyon sırasında yem alımı varyasyon katsayısında bir de÷iúim olmamıútır. Tatlısu fazında a÷ırlık, yem alımı veya büyüme ve deniz suyunda ulaúılan yem alımı arasında iliúki belirlenmemiútir. Çalıúma, deniz suyuna transferden sonra yem alımındaki düúüúün sosyal etkileúimdeki davranıú de÷iúikli÷i olarak meydana gelebilece÷ini, fakat deniz suyuna tedrici geçiúin bunu azaltaca÷ını ortaya koymuútur. Heinimaa ve ark. (1998) Finlandiya’da, Teno nehrine karıúan üç kolda Atlantik salmonlarının fizyolojik durumlarındaki de÷iúimleri incelemiúlerdir. Örnekler ya smolt göçünün en yo÷un anında ya da hemen öncesinde toplanmıútır. Nehirlerin ikisi yumurtlama nehirleri olmayıp, balıkçıklar ana koldan yukarı çıkmaktadırlar. Bu kollardaki smoltlar yumurtlama kollarındakilerden önemli derecede büyüktürler. Bütün kollardaki balıklar deniz suyu adaptasyon testinde yaúamalarına ra÷men, nehirler arasında smoltların fizyolojik smoltlaúma verileri arasında önemli farklılıklar bulunmuútur. Smoltların enerji depoları yumurtlama nehirlerinde di÷er iki nehre nazaran önemli derecede düúük tespit edilmiútir. Ana göçün baúlangıcında örneklenen smoltlar yüksek plazma glikoz konsantrasyonu ve düúük klorid iyonu konsantrasyonu göstermiúlerdir. Nehirler arasındaki smoltların büyüklük farklılıkları smoltların fizyolojik farklılıklarını açıklamamıú, fakat smoltların fizyolojik durumları nehirlere ba÷lanmıútır. Björnsson ve ark. (1998) do÷al aydınlık rejimi (LDN) ve sürekli ıúık rejiminde (LL) muhafaza ettikleri Atlantik salmon yavrularının tatlısuya (kontrol gurubu) ve üç farklı tuzlulu÷a (‰28, 35 ve 40), parr-smolt de÷iúimi periyodu süresince (úubat-haziran arasında) beú farklı tarihte yerleútirmiúlerdir. Yaúama oranları kaydedilmiú ve deniz suyuna nakilden 12, 24, 48, 96 ve 192. saat sonra plazma örnekleri analiz edilmiútir. Yaúama oranları ve plazma sodyum seviyeleri hipoozmoregülasyon kabiliyetlerinin belirlemek için kullanılmıú ve plazma büyüme hormonu (GH) düzeyleri smoltlaúan salmonların tuzlulu÷a toleranslarında bu hormonların muhtemel rollerinin izah edilmesi için ölçülmüútür. LL aydınlık rejiminde de÷iúimler sınırlı oluúurken, LDN rejimine maruz bırakılan balıkların plazma GH düzeylerinde, hazirandaki hipoozmoregülasyon yetene÷indeki artıú kadar iyi bir úekilde, önemli artıú gözlenmiútir. Deniz suyu muamelesi dolaúım sistemi GH düzeyinin geçici olarak artıúına sebep olmuútur. Muamele tarihi, fotoperiyot rejimi ve tuzluluk düzeyi bu etkinin sorumlusu olarak belirtilmiútir. Çalıúma verileri, 20 tatlısudaki Atlantik salmon smoltlarının plazma GH düzeylerindeki yükseliúin deniz suyundaki sonuç hipoozmoregülasyon yetene÷indeki önemini ortaya koymuútur. Bununla birlikte; takibi tuzluluk muamelesinin GH’nundaki geçici artıúın spesifik kısa süreli hipoozmoregülasyon rolü olup olmadından úüphelenildi÷i bildirilmiútir. Shrimton ve McCormick (1998) sirkülasyon halindeki plazma kortizol ve solungaç kortikosteroid reseptörlerinin (CR) Atlantik salmonları smoltlaúmalarıyla iliúkilerinde mevsimsel de÷iúimleri gözlemlemiúlerdir. Bu de÷iúimlerin mevsimsel mi yoksa genetik mi oldu÷unu ortaya koymak için yavru Atlantik salmon parrları eylülde büyüklük olarak yüksek (UM) ve düúük mod (LM) olarak ayrılmıúlardır. Balıklar aylık olarak plazma kortizol, solungaç Na+, K+, ATPase aktivitesi ve CR zenginli÷i (Bmax) ve aktiflik sabiti (kD) için örneklenmiútir. UM LM’den önemli derece yüksek bulunmuú ve nisan-mayıs’ta smoltlar gümüúi görünüm karakteristi÷i göstermiúlerdir. LM balıklarının ki 1.5 kat artarken, UM balıklarının solungaç Na+K+ATPase aktiviteleri baharda 6 kat artmıútır. Plazma kortizol seviyeleri Mayısta LM balıklarında artıú olmazken, UM balıklarında önemli derece artıú göstermiútir (10 kat). Solungaç CR Bmax çalıúma süresince her iki grupta da 5 kat artıú göstermiútir. CR kD ekimde en düúük, mayısta en yüksek olmuútur (LM ve UM balıklarının her ikisinde de sırasıyla 1.8 ve 2 kat olarak gerçekleúmiútir). UM balıklarında plazma kortizol düzeylerinin bahardaki artıúları, smolt karakteristiklerinin artıúıyla uyuútu÷u belirlenmiútir. Finstad ve Ugedal (1998) Kuzey Norveç’te deniz alabalıklarının (Salmo trutta L.) smoltlaúmalarını çalıúmıúlardır. Deniz suyu toleransı ve tiroksin ve kortizol hormon geliúimi 1995 smoltlaúma periyodunda kuluçkahanede üretilen 2 yaúlı deniz alabalı÷ı smoltlarında ele alınmıútır. Balıklar do÷al fotoperiyotta ve do÷al su sıcaklı÷ı úartlarında yetiútirilmiúlerdir. Balıklar iki farklı boy gurubuna bölünmüúlerdir. Küçük boy gurubu balıklarında (ortalama 180 mm ve 143-210 mm arasında) ilk örnekleme zamanından itibaren deniz suyuna toleranslarında bir artıú olmuú, haziranın sonunda plazma klorid düzeyi 160 mmol/l de÷erini geçmiútir. Aynı zamanda, bu gurubun tiroksin ve plazma kortizol konsantrasyonlarında sırasıyla mayısın ortalarında ve haziranın sonunda tepe oluúmuútur. Küçük balık gurubuna uygulanan ıúık ve sıcaklık rejimlerinin uygulandı÷ı büyük deniz alabalı÷ında (ortalama 199 mm ve 172-228 mm arasında) deniz suyu toleransı küçük balık gurubundan 2 hafta önce oluúmuútur. Büyük balık gurubunun ozmoregülasyon kabiliyetlerinin küçük balık gurubuna nazaran daha iyi oluútu÷u belirlenmiútir. Çalıúmada deniz alabalıklarında balık büyüklü÷ünün hipoozmoregülasyon yetene÷i geliúimi için önemli oldu÷u sonucuna varılmıútır. Aynı zamanda çalıúma deniz alabalı÷ının smoltlaúma sırasında di÷er salmonid türleriyle aynı hormonal modele (tiroksin ve kortizol) sahip oldu÷unu da göstermiútir. Iversen ve ark. (1998) kuluçkahanede yetiútirilen Atlantik salmon smoltlarının yükleme ve nakil streslerinden kurtulmalarını analiz etmiúlerdir. Deneme balıkların Eidfjord’dan Bondhus nehrine (4.5 saat), Lundamo’dan Surna nehrine ve Eikesdal’dan Eira nehrine rutin nakilleri sırasında yürütülmüútür. Kan örnekleri balıklardan nakilden önce (kontrol), yüklemeden 30 dakika sonra ve nakilden 1, 24 ve 48 saat sonra alınmıútır. ølave olarak kan örnekleri 24 saatlik deniz suyu adaptasyon testi sonunda, nakilden önce ve sonra alınmıútır. Kan örnekleri hematokrit, plazma kortizol, laktat, glikoz ve sodyum için analiz edilmiútir. Plazma kortizol konsantrasyonları di÷er de÷erlerden 15 kat fazla çıkmıú, nakilden 1 saat sonra tepe yapmıútır. Tatlısu ve deniz suyu ozmoregülasyon yetene÷indeki ciddi 21 farklılık nakilden sonraki 24 ve 48. saatlerde gözlenmiútir. Kuluçkahanede üretilen salmon smoltlarının düúük geri yakalama ve yaúama oranlarının serbest bırakmadan önce kısmen, smoltların ellenmesi ve nakledilmesine ba÷lanmaktadır. Ugedal ve ark. (1998) yaptıkları çalıúmalarında, kuluçkahanede üretilen 2 yaúlı kahverengi alabalık bireyleri deniz suyu toleransı ve akıntıya karúı göç davranıúı çalıúılmıútır. Bu balıklarla Kuzey Norveç’te tuzaklar kullanılarak 1994 ve 1995 yılları baharında akıntıya göç eden do÷al balıklarla karúılaútırılmıúlardır. Stoklamadan önce deniz suyu testleri kuluçkahanede üretilenlerin deniz suyuna olan toleranslarında farklılaúmanın hemen hemen yarısının balık büyüklü÷ünden kaynaklandı÷ını göstermiútir. %44-51’i stoklama anında deniz suyuna tolerans gösterirken (deniz suyu adaptasyon plazma kloridi 160 mmol/l), ortalama olarak stoklanan balıkların %34’ü akıntıya göç etmiúlerdir. Kuluçkahanede üretilen balıkların göç e÷ilimleri stoklama anındaki balık büyüklü÷ünün artıúı ile artmıútır. Kuluçkahanede üretilen ve ilk kez göç eden do÷al balıkların göçleri, iyi geliúmiú hipoozmoregülasyon kapasitesi göstermiútir. Lysfjord ve Staurnes (1998) anadrom Atlantik salmonları (Salmo salar), deniz alabalıkları (Salmo trutta) ve Alp alaları (Salvelinus alpinus) smoltlarının denize göçlerinde solungaç Na+-K+-ATPase aktivitesi ve hipoozmoregülasyon aktivitesi ve kabiliyetlerini çalıúmıúlardır. Solungaç Na+-K+-ATPase hipoozmoregülasyon kabiliyetleri her üç türün bir arada bulundu÷u nehir sistemlerinde karúılaútırılmıútır. Deniz alabalıkları önemli derece büyük olmasına ra÷men (ortalama 19,1 cm) göç eden Atlantik salmonları ve Alp alaları benzer büyüklükte tespit edilmiúlerdir (sırasıyla ortalama boy 13,3 ve 14,6 cm). Alp alası smoltları en düúük kondisyon faktörüne sahip ve deniz alabalıkları da en yüksek de÷erlere sahip bulunmuúlardır. Her üç türün göç eden smoltları solungaç Na+-K+ATPase aktivitesi bakımından benzer bulunmuútur. 24 saatlik deniz suyu muamelesi sonucunda ortalama plazma Cl- konsantrasyonu Atlantik salmonu ve deniz alabalıkları arasında önemli derecede farklı bulunmamıútır (sırasıyla yaklaúık 150 ve 160 mmol/l). Alp alalarında önemli derecede yüksek tespit edilmiútir (yaklaúık 180 mmol/l). Atlantik salmonu ve deniz alabalıklarının her ikisinin smoltları deniz suyuna erken adapte olmuúlar, muhtemelen salmon smoltları küçük boylarına ra÷men daha iyi adapte olabilmiúlerdir. Alp alalarının ilk kez göç eden küçük boylu balıkları tamamen alıúılmadık olan deniz suyuna adaptasyonları düúük oldu÷unu ortaya koymuúlardır. Morgan ve Iwama (1998) yaptıkları çalıúmalarında koho salmon (Oncorhynchus kisutch) balıkçıkları oksijen tüketimi, solungaç Na+-K+-ATPaz ve iyon düzenlemelerinde tuzlulu÷un etkisini araútırmıúlardır. Koho salmon balıkçıklarının farklı tuzluluklara olan metabolik tepkileri ozmoregülasyon aktiflerinin belirteci olan tüm hayvansal oksijen tüketim oranları ve solungaç Na+K+-ATPaz aktivitesi kullanılarak araútırılmıútır. Koho salmon smoltları tatlısuya (FW), izoozmotik tuzlulu÷a (ISO, ‰10 S ) ve deniz suyuna (SW, ‰28 S) alıútırılmıú ve plazma kortizol seviyeleri, glikoz ve iyon (Na+, K+, Cl-) düzeyleri, solungaç Na+K+-ATPaz aktivitesi ve oksijen tüketimi oranları için 6 hafta sonra örnekleme yapılmıútır. Baúlangıç uyum periyodunu takiben 21. güne kadar deniz suyu balıkları plazma içerikleri deniz suyuna adapte edilen balıkların gösterdi÷i tatlısu düzeylerine düútü÷ünü belirlemiúlerdir. 21. ve 42. günlerdeki solungaç Na+, K+-ATPaz aktiviteleri ISO’da en düúük, FW’de yüksek ve SW’da en yüksek tespit oldu÷u edilmiútir. Bu sonuç, izoosmotik çevrede hücre dıúı ve sıvı ve su arasındaki iyonik 22 de÷iúimin en az oldu÷u iyon dengesini sa÷lamak için ihtiyaç duyulacak daha az enerji iddiasıyla uyuúmaktadır. Bununla birlikte yüzen balıkların (1 boy s-1) oksijen tüketim oranları 6 hafta sonunda 3 tuzluluk testi arasında önemli derece farklı bulunmadı÷ı bildirilmiútir. Bu çalıúmanın sonucu tuzluluk de÷iúimleri için balıkçık boy salmonidlerin metabolik tepkilerinin yaúam evrelerine ba÷lı oldu÷unu (örne÷in larva veya smolt gibi) ve oksijen tüketim oranlarının ozmoregülasyona karúılık olarak önemli bir de÷iúimin olmayaca÷ı sonucunu ortaya koymuútur. Nielsen ve ark. (1999) smoltlaúma bulgusunu Danimarka kuluçkahanelerinde üretilen kahverengi alabalıkları çalıúmıúlardır. Belirli aralıklarla 24 saatlik deniz suyu (SW) (‰28, 10°C) de÷iúim testleri maksimum hipoozmoregülasyon kabiliyetinin mart-nisan aylarında 3-4 haftalık periyotlarda geliúti÷ini ortaya koymuútur. Plazma ozmolalitesinin, kas su içeri÷inin ve plazma toplam [Mg] de÷erlerinin düzenlenme yetene÷inin ilerlemesi ba÷ımsız bir úekilde geliúmiútir. Bu da solungaçlarda, sindirim sisteminde ve böbreklerdeki geliúim de÷iúiminin smoltlaúma sırasında öncelikli olarak oluúmadı÷ının belirteci oldu÷u sonucuna varılmıútır. Sundel ve ark. (1998) øsveç’de yaptıkları çalıúmada, do÷al ve kuluçkahanelerde üretilen S. trutta üyelerinin parr-smolt de÷iúimlerinde smoltifikasyonla iliúkili özelliklerin farklılaúmasını ele almıúlardır. Parr-smolt dönüúümü sırasında morfolojik de÷iúimler genellikle kuluçkahanede üretilen balıklarda do÷adakilerden daha az belirgin bir úekilde görülmektedir. Parr-smolt dönüúümünde en düúük plazma sodyum düzeyiyle iliúkilendirilen solungaç Na+, K+ATPaz aktivitelerinde bir zirve söz konusudur. Do÷al balıklar nisbeten yüksek solungaç Na+, K+-ATPaz aktivitesine sahipken, kuluçkahanede üretilen balıklarla kıyaslandı÷ında daha düúük plazma sodyum seviyelerine sahip bulunmuúlardır. Kuluçkahanelerde üretilen balıkların kondisyon faktörleri nisbeten yüksek bulunurken araútırmanın gerçekleútirildi÷i her iki nehir sisteminden elde edilen do÷al balıkların kondisyon faktörleri smoltifikasyon periyoduna do÷ru düúüú göstermiútir. Çalıúma sonunda kuluçkahanede üretilen anadrom kahverengi alabalık bireylerinde kuluçkahane úartlarının do÷al parr-smolt dönüúümünü modifiye etti÷i, bunun deniz suyuna göçte ve yaúama oranlarında olumlu etkisinin olabilece÷i sonucuna varılmıútır. Jonsson ve ark. (1994) kuluçkahanede üretilen kahverengi alabalıkların yaúama oranları üzerine deniz suyu adaptasyonunun ve stoklama sahalarının etkilerini araútırmıúlardır. Stoklamadan önce kuluçkahanede üretilen anadrom ve tatlısularda yerleúik olan kahverengi alabalık deniz suyuna adaptasyonlarının ergin evrede yaúama oranlarını artırıp artırmadı÷ını tespit etmek için smoltlar stoklamadan önceki 0, 2, 4 ve 8 haftalı÷ına deniz suyunda tutulmuúlardır. Toplam geri yakalama oranı kontrol gurubuna kıyasla stoklamadan önce 4 ve 8 hafta deniz suyunda bekletilen smoltlarda arttı÷ı gözlenmiútir. Bu e÷ilim tatlısuda yerleúik olanlarda anadrom olanlardan daha belirgin seyretmiútir. Tatlı suda geri yakalama oranları nehirlerde stoklanan kahverengi alabalıklar için R. Drammen Fiyord’undakilerden daha yüksek, fakat R. Imsa’dakilerden düúük oldu÷u gözlenmiútir. Her iki durumda da en çok balık denizde yakalanmıútır. Di÷er nehirlere nisbeten, Imsa nehrine girenler nehir a÷ızlarında stoklanan balıklar fiyortlara stoklananlardan (%47) daha yüksek (%93) oranda oldu÷u görülmüútür. Geri yakalama oranlarından çıkarılan sonuca göre; nehirlerin a÷ızlarında da salıverilse fiyordlarda da salıverilse denizde yaúama oranı benzerdir denilebilir. 23 Hutchison ve Iwata (1998) yaptıkları çalıúmada parr-smolt dönüúümü sırasında dört Salmonid türünün saldırgan davranıúlarında azalmada tiroksinin etkilerini araútırmıúlardır. Bir yaúındaki denize dönen kahverengi alabalık, çelikbaú (Oncorhynchus mykiss), masu salmon (O. masou) ve kaynak alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis) presmoltlarına üç gün boyunca tiroksin (T4;1 mg/g yemle) uygulanmıútır. T4 uygulanan kahverengi alabalık, çelikbaú ve masu salmon bireyleri kontrol balıkları ile kıyaslandı÷ında saldırgan davranıúlarında önemli derecede düúme görülmüútür. Anadrom olmayan kaynak alabalı÷ında T4 uygulamasından sonra saldırganlıkta bir de÷iúmenin olmadı÷ı gözlemlenmiútir. Bu veriler smoltlaúma sırasında plazma T4 de÷erinin yükselmesinin nehir aúa÷ı göçte saldırgan davranıúı düúürdü÷ü fakat anadrom olmayan kaynak alabalıklarının saldırgan davranıúlarını etkilemedi÷ini ortaya koymuútur. Landergen (2001) tatlı ve acı sularda parr deniz alabalıklarının yaúama ve büyümelerini araútırmıútır. Çalıúmaları sonunda, Baltık Denizi tatlı ve acı suyunda (‰6.7) bir yaúlı deniz alabalıklarının (Salmo trutta) 63 gün boyunca yaúama oranları ve büyüme oranlarında bir farklılı÷ın olmadı÷ını ortaya koymuúlardır. Buna ra÷men smoltlaúmaksızın yumurtadan çıktıkları Baltık kıyısal bölgesindeki tatlısu habitatından göçen böyle deniz alabalı÷ı parrları yaúama ve büyümede çok az veya hiç fizyolojik bedel ödemeye gereksinim duymadıkları sonucuna varmıúlardır. Tanguy ve ark. (1994) çalıúmalarında kahverengi alabalıkların anadrom ekotiplerinde parr-smolt dönüúümünün varlı÷ını araútırmıúlar, fakat aynı fotoperiyot ve sıcaklı÷a tabi tutulan yerleúik ekotiplerde böyle bir de÷iúimin olmadı÷ını ortaya koymuúlardır. Smoltifikasyon anadrom büyük kahverengi alabalık bireylerinde martnisan aylarında ve salmonlarda nisan-mayıs aylarında gerçekleúmiútir. Her iki salmonda ve deniz ekotipi S. trutta gümüúileúme, solungaç Na+, K+-ATPaz aktivitesi ve plazma prolaktin düzeyindeki takibi düúüú gözlemlenmiútir. Boy da÷ılımında uyumsuzluk ve büyüme hormonunda ani artıú sadece Atlantik salmonlarında gözlenmiútir. Anadrom kahverengi alabalı÷ın küçük bireylerinde (<13 cm) veya yerleúik ekotiplerinde hiçbir morfolojik ve fizyolojik de÷iúim gözlenmemiútir. Hipoozmoregülasyon yetene÷i Na+, K+-ATPaz aktivitesi maksimum düzeye ulaútı÷ında en yüksek olmuú ve smoltlaúmanın tersine bütün kahverengi alabalık örneklerinde baharda artmıútır. Çalıúmada smoltlaúmanın, kahverengi alabalık bireylerinde, Atlantik salmonlarında oldu÷u kadar iyi geliúmemiú oldu÷u, bunun kahverengi alabalık bireyleri için deniz suyuna adaptasyonu için önemli olmadı÷ı sonucuna varılmıútır. Bu aynı zamanda her iki sto÷un orijinine ve balık büyüklü÷üne ba÷lı oldu÷u sonucuna varılmıútır. Forsman ve ark. (1998) haziranın sonundan kasım ortalarına kadar bir yaúında deniz alabalı÷ı ve iç sularda yerleúik olarak bulunan kahverengi alabalık tanklarının haftada 1-4 kez 3 dakikalı÷ına tamamen boúaltılarak smoltlaúmada kronik stresin etkilerini araútırmıúlardır. Araútırma tanklarında bireysel göçü izleyerek ve fizyolojik parametreleri inceleyerek smoltlaúma durumu ortaya konulmaya çalıúılmıútır. ùubatın sonundan haziranın ortalarına kadar göç geliúimi bütün grupların nehir aúa÷ı göçe aynı zamanda baúladıklarını, en yo÷un dönemin mayıs ortalarından haziran ortalarına kadar olan periyotta oldu÷unu ortaya koymuútur. Denemelerdeki göç aktiviteleri arasında bir farklılı÷a tesadüf edilmemiútir. Fizyolojik parametreler strese maruz bırakılanlar ile bırakılmayan deniz alabalıkları arasında çok küçük bir farklılı÷ın oldu÷unu göstermiútir (strese maruz bırakılan ve deniz suyuna bırakılan balıklarda kas su içeri÷inin daha yüksek bulunmuútur). Fakat yerleúik yaúayan 24 Kahverengi alabalık bireylerinde strese maruz kalanlarla kalmayanlar arasında herhangi bir farklılık gözlenmemiútir. ølkbaharda aynı göç uygulamasına maruz bırakılmasına ra÷men, deniz ekotipleri dere ekotipi kahverengi alabalıklara nazaran daha iyi bir hipoozmoregülasyon kabiliyetine sahip bulunmuúlardır. Munakata ve Forsman (2000) kuluçkahanede üretilen honmasu salmonu parrlarının (Oncorhynchus rhodurus x O. masou) stoklama sonrası adaptasyon geliúimlerini araútırmıúlardır. Nehir ekosisteminde bulunan do÷al balıklarda bir artıú olmazken, kuluçkahanede üretilen ve Haziran 24 de stoklanan masu salmonları parların büyüme hormon düzeylerinin stoklamadan bir gün sonra yükselmeye baúladı÷ı ve 23 A÷ustosa kadar devam etti÷i tespit edilmiútir. Serbest bırakıldıktan bir gün sonra çok çeúitli do÷al organizmalar ile beslenmeye baúlamıúlardır. Bununla birlikte, stoklamadan sonraki ilk hafta içinde mide doluluk oranlarının do÷al balıklara nazaran daha düúük oldu÷u tespit edilmiútir. Stoklanan balıkların tripsin aktivitesi, stoklamadan sonraki iki ay boyunca, 23 A÷ustosa kadar artıú göstermiútir. Sonuçlar stoklanan balıkların birkaç hafta içerisinde do÷al nehir ekosistemine adapte olabildi÷ini ortaya koymuútur. Büyüme hormonu ve ekzokrin pankreas aktivitesiyle endokrin kontrolleri stoklamadan sonraki adaptasyon uyumlarında önemli roller oynadı÷ı görülmüútür. Pirhonen ve Forsman (1998) Finlandiya’da yürüttükleri çalıúmalarında smoltlaúma periyodunda kahverengi alabalı÷ı ve deniz alabalı÷ının (Salmo trutta L.) Na+, K+-ATPaz aktivitesi ve göç davranıúları arasındaki iliúkiyi araútırmıúlardır. Kanal akıúlı tanklarda smolt göçü izlenen PIT-markalı 2 yaúındaki kahverengi alabalık ve deniz alabalı÷ı 3 farklı zamanda (11 Mayıs, 30 Mayıs ve 11 Haziran) solungaç Na+, K+-ATPaz aktiviteleri araútırılmıútır. Her üç durumda da en yüksek de÷erler nehir aúa÷ı göç aktivitesinin en yüksek oldu÷u Mayısın sonlarında tespit edilmiútir. Mayısın sonlarında kahverengi alabalı÷ın Na+, K+-ATPaz aktivitesi deniz alabalı÷ına kıyasla daha yüksek çıkarken di÷er iki tarihte bir farklılı÷a rastlanmamıútır. Bireysel düzeyde, Na+, K+-ATPase aktiviteleri ve nehir aúa÷ı göçlerde istatistiksel bir iliúkiye rastlanmamıútır. Çalıúma sonunda; e÷er smoltlaúma sırasında iki Salmo trutta ekotipinin solungaç Na+, K+-ATPaz aktivitelerinde genel olarak bir yükseliú varsa, bireysel düzeyde nehir aúa÷ı göç davranıúında eú zamanlı olarak de÷iúimlerin varlı÷ı zorunlu olmadı÷ı ortaya konulmuútur. Elliott (1995) deniz alabalı÷ı yuvalarının yumurta verimi ve yumurta yo÷unlu÷unu çalıúmıútır. Kuzey-Batı øngiltere’de 3 nehirden örneklenen deniz alabalı÷ı (S. trutta) için yumurta verimi ve balık boyu arasındaki iliúkinin körvlineer oldu÷unu ve her iki de÷iúkenin logaritmik dönüútürülmesinden sonra, lineer regresyonla iliúkilendirilen iyi bir iliúkinin oldu÷u ortaya konulmuútur. Üç nehirden alınan balıklar için regresyon eúitli÷i istatistiki olarak farklı bulunmamıútır (P<0,05). Nehirlerin birinin ana nehre açıldı÷ı yerde her bir yuvada tespit edilen yumurta ve diúi balık büyüklü÷ü arasındaki iliúki logaritmik dönüútürmeden sonra iyi bir lineer regresyon iliúkisi ortaya koymuútur. Yumurta verimi genellikle her bir yuvada belirlenen yumurtadan daha yüksek çıkmıútır ve bu farklılık diúi büyüklü÷ü ile artmıútır. Ortalama yumurta veriminin yüzdesi olarak izah edilen her bir yuvadaki ortalama yumurta verimi 240 mm boydaki diúilerde %100’den 650 mm boydaki diúilerde %79’a düúmektedir. Aynı büyüklükteki diúilerin belirlenen yumurta verimleri arasındaki karúılaútırma populasyonlar arasındaki büyük farklılık ve yukarıda anlatıldı÷ı gibi muhtemel sebeplerle izah edilmektedir. 25 Bebak ve ark. (2000) Alp alasında (S. alpinus) gözlenmiú yumurtaların ve besin keseli yavruların yaúama oranlarında su sıcaklı÷ının etkisini çalıúmıúlardır. 69°C arasında de÷iúen su sıcaklıklarında gözlenmeden açılmadan sonraki 90 günlük evreye kadar gözlenen Alp alalarının Labrador ve Nauyuk (Kanada) varyetelerinin açılma baúarıları açılma sonrasındaki yaúama oranları belirlenmiútir. Bütün test edilen su sıcaklıklarında açılma baúarıları %90 ve daha yüksek gerçekleúmiútir. 12°C’nin altında kuluçkalanan, açılan ve yetiútirilen gruplarda açılma sonrası yaúama oranı %78-97 arasında belirlenmiútir. 12°C de sabit su sıcaklı÷ında açılma sonrası yaúama oranı %65-73 arasında seyretmiútir. Landergren ve Vallin (1998) acı sularda deniz alabalı÷ının (Salmo trutta, L.) yumurtlamasının kayıp oranını ve baúarı stratejisini ele almıúlardır. Acı sularda deniz alabalı÷ının baúarılı bir úekilde üretilmesi için faktörlerin önemini belirlemek için, yumurtaların döllenme ve gözlenmeleri yaklaúık 4°C de farklı tuzluluklarda ele alınmıútır. Buna ilaveten sperm hayvancıklarının farklı tuzluluklardaki hareketlili÷inin süresi 11 erkekten alınan semenin gözlenmesiyle sınıflandırılmıútır. Sonuçlar øsveç, Gotland’ın Baltık adası civarında suların tuzluluk karakteristiklerinde (‰6,7) döllenmenin mümkün oldu÷unu, fakat bunu takiben yumurtaların geliúiminin ‰4’ü aúan tuzluluklarda sınırlandırıldı÷ı ve Baltık denizi su karakteristi÷inde yumurta açılımının mümkün olmadı÷ını ortaya koymuútur. Çalıúmada, deniz alabalı÷ının Gotland boyunca yumurtlamakta oldu÷u gözlemlenmiútir fakat, deniz alabalı÷ı populasyonuna bu aktivitenin kazancı açısından bakıldı÷ında önemli bir katkısının olmadı÷ı sonucuna varılmıútır. Tatar (1983), yaptı÷ı çalıúmada Anadolu’da yapılan bilinçsiz avlanma sebebiyle stokları azalan Munzur alabalı÷ının kültür koúullarında üretilmesi ve yavru büyüklü÷üne kadar yetiútirilme olanaklarını irdelemiútir. Çalıúma Tunceli’nin Ovacık ilçesindeki Milli Parklar ve Avcılık Genel Müdürlü÷üne ait alabalık üretim tesislerinde gerçekleútirilmiútir. 10.8°C de 120 gün devam eden denemede, Munzur nehrinden yakalanan Munzur alabalı÷ının (Salmo trutta labrax, Pall.) vücut a÷ırlıklarının %20’si kadar yumurta verebildikleri tespit edilmiútir. Ortalama çapları 5.02mm yumurtaların 255 Gün-Derece (GD)’de gözlendikleri, 427 GD’de açıldıkları belirlenmiútir. Yavrular besin keselerini 885 GD’de tüketmiúlerdir. Çalıúma sonunda anaç balıkların toplandıkları su kaynaklarının do÷al alabalıklar yönünden zenginleútirilmeleri amacıyla Munzur alabalı÷ının üretiminin ve yetiútiricili÷inin yapılabilece÷i kanaatine ulaúılmıútır. Heggenes ve Treaen (1988) Norveç’te dört Salmonidae türü larvalarının tatlısu kanallarında gün ıúı÷ı etkilerini araútırmıúlardır. Serbest beslenme evresine giren kahverengi alabalık (Salmo trutta), Atlantik salmonu (S. salar), göl alabalı÷ı (Salvelinus namaycush) ve kaynak alabalı÷ı (S. fontinalis) larvalarını farklı sıcaklıklarda ve su akıntılarında tatlısu kanallarında tercihleri test edilmiútir. Atlantik salmonları üzerlerinin örtülmesine oldukça fazla olumlu tepki vermiúlerdir. S. trutta üyeleri ılımlı bir tercih izlerken göl alabalıkları 12.4-19.2°C lik yüksek su sıcaklıklarını tercih etmiúlerdir. Kaynak alabalıkları üzerlerinin örtülmesine bir tepki vermemiúlerdir. Çalıúmada sıcaklı÷ın, Atlantik salmonları ve kahverengi alabalıklarda tank üzerinin örtülmesi gereklili÷ini artırdı÷ı sonucuna varılmıútır. Jonnson ve Jonnson (1998) kahverengi alabalık bireylerinin kas biyokimyasal kompozisyonlarını ve enerji kullanımını çalıúmıúlardır. Güney Norveç’in küçük akarsularından örneklenen, henüz olgunlaúmamıú parr ve smoltlarla olgunlaúmıú dere ekotipi ve anadrom kahverengi alabalık bireylerinin enerji içerikleri, ya÷, protein ve 26 karbonhidrat içeri÷inden belirlenmiútir. Henüz cinsi olgunlu÷a ulaúmamıú olanlarda ya÷ içeri÷i sonbahardaki parrlarda en yüksek bulunmuútur. Ortalama ya÷ içeri÷i smoltlarda artmazken, sonbaharda örneklenen parrlarda yaúla birlikte önemli derecede artmıútır (0+ yaúında %1.5, 3+ yaúında %3.4). ølkbahardaki ya÷ konsantrasyonu benzer yaúlı smoltlarda önemli bir farklılık oluúturmamıútır. Bunun tersine, oransal su içeri÷i sonbaharda parrlarda yaúla birlikte düúmüú, smoltlarda yaúla birlikte artmıútır. Smoltlarda tespit edilen ortalama de÷erler (%78) parrlarda belirlenenden (%77) daha yüksek bulunmuútur. Protein ve karbonhidrat de÷erleri olgunlaúmamıú balıklarda yaúla bir de÷iúim göstermezken, ortalama protein konsantrasyonu sonbaharda ve ilkbaharda parrlarda ve smoltlarda sırasıyla % 18.0,17.5 ve 16.8 olarak bulunmuútur. Anadrom balıklar arasında yaúla önemli bir de÷iúim olmazken, yerleúik yaúayan 1 yaú grubu balıklarda ya÷ konsantrasyonu nisbeten daha düúük ve su içeri÷i daha yüksek bulunmuútur. 2+ yaúlı smoltların enerji konsantrasyonları (349 kJ 100 g-1) sonbaharda 0+ yaúlı parrlarınki ile benzer tespit edilmiútir. Tatlısularda yerleúik balıkların sonbaharda ortalama somatik enerji yo÷unlu÷u 1+ (407 ve 387 kJ 100 g-1) yaúındaki parrlardan 1.1 kat daha yüksek oldu÷u belirlenmiútir ve marjinal olarak 2+ yaúındakilerle farklı (sırasıyla 462 ve 426387 kJ 100 g-1) oldu÷u belirlenmiútir. Yerleúik balıkların her ünite vücut kütlesindeki enerji içeri÷i aynı yaú smoltlarınkinin 1.3-1.6 katı olarak belirlenmiútir. Anadrom balıkların ortalama somatik enerji yo÷unlukları (504 kJ 100 g-1) yerleúik yaúayan balıklarınkinden (455 kJ 100g-1) daha yüksek bulunmuútur. Somatik enerji, ya÷ ve protein konsantrasyonları yaú ve cinsiyet guruplarında bütün yaúamları boyunca su içeri÷i ile yüksek ölçüde iliúkili bulunmuútur. Jonnson ve Jonnson (1997) kahverengi alabalık varyetelerinde enerji kullanımını çalıúmıúlardır. Dere ekotipi ve deniz ekotipinin cinsi geliúimleri sırasında enerji kullanımını belirlemek için bütün güney Norveç’ten üç küçük akarsudan elde edilen iki farklı grubun erginlerin vücut kompozisyonları ve enerji içerikleri analiz edilmiútir. Anadrom yumurtlayanların birim ünite vücut kütlelerinin enerjileri (5.0±0.6 kJ g-1) göç etmeyenlerden 1.1 kat daha yüksek bulunmuútur. Bu farklılık anadrom balıklarda (%4.9±1.5) ya÷ içerikleri olarak ele alındı÷ında göç etmeyen balıklardan 1.4 kat daha yüksek tespit edilmiútir. Yerleúik yaúayan balıklarda her ünite için vücut protein ve karbonhidrat içerikleri anadrom olanlardan daha yüksek bulunmuútur. Bu de÷erler, dere ekotipi balıklarda vücut enerji içeri÷iyle birlikte do÷rusal bir artıú gösterirken anadrom balıklarda bu gerçekleúmemiútir. Sürekli tatlısuda yaúayanlardaki bu artıú anadrom olanların aksine balık büyüklü÷ü ile ya÷ içeri÷inin önemli derecede artıúına ba÷lıdır. Yerleúik yaúayan balıkların ovaryumlarının oransal kütle enerji içeri÷i (yaú a÷ırlık olarak 8.4±0.4 kJ g-1) anadrom balıklardakinden (yaú a÷ırlık olarak 7.81±0.5 kJ g-1) daha yüksek bulunmuútur. Bu yerleúik diúi balıklarda, anadrom diúi balıklardakinden daha yüksek olan her ünite kütledeki yüksek ya÷ ve protein içeriklerine ba÷lıdır. Erkek balıklarda varyeteler arasında benzer bir farklılık gözlenmemiútir (yaú a÷ırlık olara 5,9±0.8 kJ g-1). Ovaryumların kütlesel enerji içerikleri testislerinkinden 1.4 kat daha fazla bulunmuútur. Esasen her ünite yumurta kütlesinin 2.3-2.6 kat daha fazla ya÷ içeri÷ine sahip olması buna sebep olmuútur. Anadrom olan diúilerdeki ortalama gonadosomatik indeks (34.0±9.4) yerleúik olanlardakinden (28.6±5.5) daha yüksek bulunmuútur, fakat erkek balıklarda böyle olmamıútır. Diúilerde balıkların vücut enerjileri artıúıyla gonadal enerji de do÷rusal olarak artmıútır, fakat erkeklerde artmamıútır. 27 Landergren (1999) øsveç’te yaptı÷ı çalıúmada, anadrom gökkuúa÷ı alabalı÷ının (O. mykiss, Walbaum) yumurtlama ve deniz alabalı÷ı (S. trutta, L.) populasyonlarına muhtemel tehditlerini araútırmıúlardır. Deniz alabalı÷ı gibi Salmo trutta’nın yavrularıyla aynı habitatın yerli türü olmayan anadrom gökkuúa÷ı alabalı÷ı arasında alan ve besin kaynakları paylaúımında meydana gelen rekabet kontrollü úartlarda çalıúılmıútır. Ayrıca, iki anadrom türün yumurta verimi, yumurta büyüklü÷ü, alevin büyüklü÷ü, büyüme hızı ve yumurtlama göçünün zamanlaması karúılaútırılmıútır. Araútırma yapılan akarsuda parrların göçleri sırasında oluúan rekabet ele alınmıútır. Sonuçlar, çalıúmanın yapıldı÷ı nehrin uzaklarında deniz alabalı÷ının göçleri üzerine negatif bir etkinin sözkonusu oldu÷unu ortaya koymuútur. Çalıúmanın yapıldı÷ı yerdekilerle birlikte test edildiklerinde, eúit boydaki balıkların spesifik büyüme oranlarının düútü÷ünü ortaya koymuútur. Yumurtlama periyodundaki farklılıklara sebep olan belirli büyüklük avantajları beklendi÷i gibi bulunmuútur. Daha küçük gökkuúa÷ı alabalık parrları sistemden dıúarıya hareket ederken veya deniz alabalı÷ının olmadı÷ı sahalarda kalırken, deniz alabalı÷ı parrları araútırmanın yapıldı÷ı derede kalmıúlardır. Bu çalıúma gökkuúa÷ı alabalı÷ı sayısının Gothland’da bir çok nehirde arttı÷ı bildirilmesi üzerine ele alınmıútır. Yumurtlayan gökkuúa÷ı alabalıklarının deniz alabalı÷ı yuvalarını tahrip etti÷i gözlenmiútir. Gökkuúa÷ı alabalı÷ı bir çok nehirde yumurtlamasına ra÷men, bu anadrom gökkuúa÷ı alabalıklarından yalnızca birinin azaldı÷ı belirlenmiútir. Türkiye’de bulunan kahverengi alabalık populasyonlarının uzak co÷rafi bölgelere yakın bir genetik yapı göstermediklerinden dolayı, populasyonların saf oldu÷u öne sürülmüútür. Deniz alabalıklarının bulundu÷u bölgeye has bir allel gözlenmedi÷inden dolayı, çalıúılan genetik markalar açısından deniz alasına has bir özel genetik yapının olmadı÷ı sonucu literatürle desteklenmiútir. Yapılacak muhtemel stoklama çalıúmalarında, hibridasyonun önüne geçmek için, farklı filogenetik grupta olanların karıútırılmaması, populasyonların sa÷lıklı sürdürülebilmeleri amacıyla gerekli görülmüútür. Zira ait olmadıkları gruplardan gelen bireylerle desteklenen populasyonlar karıúık (saf olmayan) populasyonlar olarak tanımlanmaktadırlar. Böyle populasyonların verim özelliklerinde düúüú gözlenmesinin beklendi÷i bildirilmiútir (Togan ve ark. 1999). Görüldü÷ü gibi Salmo trutta’nın biyo-ekolojik (da÷ılımı, hayat evreleri, anadromik özellikleri, büyüme ve geliúme) ve genetik özellikleri, balıklandırma, sportif ve ticari üretim amacıyla yetiútiricili÷i özellikle kıta Avrupa’sında detaylı olarak çalıúılmıútır. Ülkemizde ise, son yıllarda yapılan bazı biyo-ekolojik çalıúmalara ra÷men (Arslan ve ark. 2000; Tabak ve ark, 2001; Tatar, 1983), halen türün stoklar arası farklılıkları, deniz ekotipinin hayat döngüsü ve yetiútiricilik potansiyeli gibi unsurlar üzerinde çalıúmalar devam etmektedir. Tabak ve ark. (2001) tarafından yürütülen Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması çalıúmasında türün Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde biyolojik davranıúları konusu ele alınmıútır. Yumurtlama amacıyla diúi ve erkek balıkların nisan-haziran aylarında dereye girdikleri belirlenmiútir. Bu proje kapsamında Karadeniz alabalı÷ının yumurtlama zamanı, cinsi olgunluk yaúı, yumurtlama alanları, smolt boyları, kuluçka özellikleri tespit edilmiútir. Çalıúma sonunda; kuluçkahanede yetiútirilen anaçların yumurta verimiyle do÷al bireylerin kıyaslanması, smoltifikasyon sırasında balıkta meydana gelen de÷iúimlerin belirlenmesi, kültür formu olarak türün kullanılabilmesi 28 amacıyla maksimum büyüme úartlarının ve performansının belirlenmeleri çalıúmalarının yapılması gereklili÷i ortaya konulmuútur. Pirhonen ve ark. (1997), düúük sıcaklıkta (2.7-3 °C) kuluçkahane kökenli 1+ ve 2+ yaúlı kahverengi alabalıkların (Salmo trutta) beslenmeleri arasındaki farklılıkları araútırmıú ve günlük yemin %60’ın üzerinde gündüz tüketildi÷ini, ancak 1+ yaúlı balıkların geceleri daha fazla beslenme hareketi gösterdi÷ini bildirmiútir. Jonnson ve ark. (1994), kahverengi alabalıkların (Salmo trutta) yaúama oranları üzerine deniz suyuna adaptasyonun ve serbest bırakma sahalarının etkilerini irdelemiú, erginlerin yaúama oranlarını artırmak için balıkları denize serbest bırakmadan önce deniz suyuna alıútırılmalarının önemli olup olmadı÷ını test etmiú ve kontrol amaçlı olarak geri yakaladı÷ı bireylerde, serbest bırakılmadan önce deniz suyunda 4 ve 8 haftada tutulan smoltlarda toplam geri yakalama de÷erini yüksek bulmuútur. Grande ve Andersen (1990), kahverengi alabalık, Atlantik salmonu ve kaynak alabalı÷ında, dip (20 m) ve yüzeyden alınan farklı sıcaklı÷a sahip su sıcaklıklarının kuluçka süresi üzerine etkilerini araútırdıkları çalıúmalarında dipten alınan ve yüzeye nazaran daha sıcak olan suyun daha erken çıkıúa neden oldu÷unu gözlemiúlerdir. Bonnet ve ark (1999), diploid ve triploid kahverengi alabalı÷ı (Salmo trutta) deniz suyunda, gökkuúa÷ı alabalı÷ını tatlısuda ticari büyüklü÷e ulaúıncaya kadar büyüme parametreleri üzerine genetik de÷iúimleri irdelemiú ve kahverengi alabalıkta, balık a÷ırlı÷ı, boy ve kondisyon faktörleri üzerine aileler arasındaki genetik de÷iúimlerin tüm evreler boyunca önemli (P<0.001) oldu÷u sonucuna varmıútır. Rubin (1994), deniz alabalı÷ı (Salmo trutta) yumurtalarının Batlık Denizi’nin tuzlu suyunda (‰0.0, 2.8, 4.3, 5.1, 5.8 ve 6.2) yaúama oranı ve geliúimini irdelemiú ve tuzlulu÷un artması ile ölüm oranının ve günderece olarak inkübasyon zamanının arttı÷ını bildirmiútir. Arzel ve ark. (1994), deniz suyunda yetiútirilen kahverengi alabalıkların (Salmo trutta) büyüme performansı ve vücut kompozisyonu üzerine yemdeki ya÷ın etkisini araútırmak için mısır ve morina ya÷ı kullanarak dört farklı rasyon hazırlamıú ve sonuçta morina ya÷ı ile hazırlanan rasyondaki çoklu doymamıú ya÷ asitlerinin mısır ya÷ına göre fazla bulunmasının büyüme, yaúama oranı ve vücuttaki ya÷ oranı üzerine çok fazla etkisinin bulunmadı÷ını bildirmiútir. Jobling ve ark. (1998), düúük sıcaklıkta tekli ve ikili olarak yetiútirilen Baltık Salmonu (Salmo salar) ve kahverengi alabalı÷ın (Salmo trutta), yemleme zamanı, yem alımı ve büyümesini araútırmıú ve sonuçta, kahve rengi alabalı÷ın tekli veya adı geçen tür ile ikili olarak yetiútirilmesinin büyüme üzerine önemli etkisinin olmadı÷ını, ancak salmonun ikili yetiútirmede yem alımı ve büyümede çekinik oldu÷unu bildirmiútir. Jensen ve Berg (1993), farklı sıcaklıklarda (1.8, 6.8, 9.1, 13.9 ve 14.8 °C) pelet yem ile beslenen farklı a÷ırlıklardaki (6.8-23.8 g) kahverengi alabalıkların (Salmo trutta) yem miktarları ve mide boúaltım oranını irdelemiú ve sonuçta balık büyüklü÷ü ve sıcaklık ile yem alımı ve mide boúaltımı arasındaki iliúkileri modellemiútir. Fausch ve White (1986), ABD’nin Great Gölleri’nde koho salmonu ile kaynak alabalı÷ı ve kahverengi alabalıklar arasındaki rekabet ortamını irdelemiú ve koho salmonu larvalarının birkaç hafta önce yumurtadan çıktı÷ını ve büyüklük farkı nedeniyle bu iki tür üzerinde baskın oldu÷unu bildirmiútir. 29 Killeen ve ark. (1999), farklı sıcaklıklarda kahverengi alabalı÷ın larval geliúimini 40 aúamada irdelemiú, düúük sıcaklıklarda geliúimin yavaúladı÷ını bildirmiútir. Jungwirth ve Winkler (1984), Thymallus thymallus, Hucho hucho, Alp alası (Salvelinus alpinus) ve kahverengi alabalıkda (Salmo trutta fario) embriyonik geliúimin sıcaklı÷a ba÷ımlılı÷ını irdelemiú, kahverengi alabalıkta sıcaklık ile embriyonik geliúim süresi arasında y=746/(x-0.5323)1.2233 úeklinde bir iliúki bulmuútur. Arai ve Wilkins (1987), kahverengi alabalı÷ın sıcaklık úoku ile triplodizasyonunu irdelemiú, en yüksek triploid oranının 32°C’de 6 dakika bekletme ile elde edildi÷ini bildirmiútir. Hansen (1985), deniz alabalı÷ının besin kesesi absorpsiyonu, ölüm oranı ve ilk beslenme boyunca büyüme oranı üzerine suni kuluçka substratının (astro-turf ve flat screen) etkisini irdelemiútir. Çalıúma sonucunda astro-turf ortamında besin kesesi absorbe oranının hızlandı÷ı ve daha randımanlı de÷erlendirildi÷i, büyüme oranının daha iyi oldu÷u ve ölümün daha düúük oldu÷u sonucuna varılmıútır. Ojanguren ve ark. (1996), kahverengi alabalıkta form ve ilkbahar geliúimi üzerine yumurta büyüklü÷ünün etkilerini irdelemiú, diúi a÷ırlı÷ı ile yumurta ve larva büyüklü÷ü arasında pozitif iliúki oldu÷unu bildirmiútir. Aras ve ark. (2003), Çoruh Havzası Kazandere Çayı’nda yaúayan olgun Salmo trutta labrax’ların farklı dokularındaki ya÷ asidi kompozisyonlarını araútırmıútır. Çalıúma sonucunda, yüksek rakımda yakalanan bu balıkların ya÷ asidi profillerinin etkilenmiú olabilece÷ini ve n-3 PUFA bakımından zengin bir potansiyel oldu÷unu bildirmiútir. 3. MATERYAL VE METOT 3.1. Materyal 3.1.1. Döl Alımı Damızlık balık olarak, 1998-2001 yılları arasında yürütülen “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Belirlenmesi” projesi kapsamında, Do÷u Karadeniz Bölgesi’nden denize dökülen Fırtına, Kapistre, Ça÷layan, Baltacı ve Solaklı Dereleri’nden örnekleme yapılmıútır. Az sayıda damızlık adayı ise Karadeniz alabalı÷ı (ùekil 5) denizden nehir a÷zına yakın kurulan a÷ materyalleri ile örneklenmiútir. Projede anaç balıkların ço÷u, 2001 Kasım ayı içerisinde yumurtladıktan sonra denize dönüúte, “çit” olarak anılan tuzaklarla, bazı balıklar ise yılın her döneminde serpme ve galsama a÷ları ile balı÷ın yo÷un olarak bulundu÷u derelerin çeúitli kesimlerinden yakalanmıútır. Ƃ ƃ ùekil 5. Karadeniz alabalı÷ı (Salmo trutta labrax) damızlıkları. Yakalanan bireyler, Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü’nün oksijenlendirme tertibatı bulunan tankları taúıyan araçları ile nakledilmiúlerdir. Henüz yakalanmıú olan balıkların stres düzeyleri yüksek olduklarından geniú ve bol su akıúlı havuzlara bir an evvel taúınmalarına özen gösterilmiútir. Trabzon ili, Maçka ilçesine 10 km mesafede, De÷irmendere üzerinde, Altındere Alabalık øúletmesindeki 6 m çap ve 0,9 m su derinli÷ine sahip beton havuzlara nakledilmiútir. Görsel olarak, 31 cinsi olgunlu÷a ulaúmıú olanlar ve henüz cinsi olgunlu÷a ulaúmamıú bireyler ayrı havuzlara yerleútirilmiútir. Boy guruplarına göre yerleútirilen balıklar sa÷ım dönemine kadar ticari alabalık yemiyle beslenmiúlerdir. Ocak 2002’ye kadar olgunlaúan balıkların sa÷ımı burada gerçekleútirildikten sonra, balıklar Enstitünün Yomra limanındaki kafes ünitesine transfer edilmiútir. Kalan balıkların sa÷ımı ve yumurtaların döllenmesi burada gerçekleútirilmiútir. Karaeniz alabalı÷ının deniz ve dere ekotipleri ayrı ayrı sa÷ılmıútır (ùekil 6). Alınan yumurtaların tamamı, gerekli ölçümler yapıldıktan sonra, Maçka’da bulunan özel bir alabalık iúletmesi kuluçkahanesindeki Enstitüye ait kuluçka dolaplarına yerleútirilmiútir. ùekil 6. Deniz ve dere ekotipi Karadeniz alabalı÷ı. Rize ili, Ardeúen ilçesinde özel bir iúletmede bulunan deniz alabalıkları da çalıúmada döl alımında kullanılmıútır. Sa÷ım ve dölleme iúlemini takiben su alarak úiúen yumurtaların büyüklükleri (çapları) ve toplam hacimleri belirlendikten sonra yarısı bu tesisteki kuluçka dolabına, di÷er yarısı ise Maçka’daki di÷er yumurtaların bulundu÷u dolaba yerleútirilmiútir. Yumurtaların kuluçkalanmasında 10’ar tablalı iki sıra halinde dizilmiú, 40 cm çapındaki alüminyum tavalardan oluúan kuluçka dolapları kullanılmıútır. Damızlıkların kalitelerini belirlemek amacıyla bireysel markalama yapılmıútır (Bakınız Bölüm 3.4.2). 3.1.2. Deniz Suyunun Büyüme Üzerine Etkisi 3.1.2.1. Tanklar Çalıúma I’de balıklar, 115x115x50 cm boyutlarında fiberglas tanklara yerleútirilmiútir. Bu tanklardan iki adedi Maçka Altındere’de bulunan Enstitümüz’e ait araútırma birimine yerleútirilmiútir. Ocak 2002 tarihinde tesisteki inúaat 32 çalıúmalarından dolayı, tanklar Coúandere üzerinde bulunan özel alabalık iúletmesine transfer edilmiútir. Aynı ölçülerdeki iki tank, Enstitü Merkez Kampüsü’nde bulunan araútırma birimine yerleútirilmiútir. Bu tanklara 16 l/dak deniz suyu ba÷lanmıútır. Herhangi bir su kesilmesine karúı hava kompresörüne ba÷lı hava taúlarıyla havalandırma sa÷lanmıútır. Çalıúma II’de ise için Maçka’daki özel bir alabalık iúletmesinde tatlısu, Enstitü Araútırma ünitesinde deniz suyu grupları oluúturulmuútur. Her iki ortamda da 200x200 cm ebatlarındaki tanklarda yürütülen çalıúmada su hacmi 2000 l, su de÷iúimi ise günde 10-12 kez olacak úekilde ayarlanmıútır. Her iki gurup (deniz ve tatlısu) 2 nolu ticari ekstrude alabalık yemiyle, günde üç ö÷ün yemlenmiútir. 3.1.2.2. Yavru Balıklar Çalıúma I’de besleme ve deniz suyuna adaptasyon denemeleri 11 aylık (ortalama 11.2± 4.47 g) balıklarla baúlatılmıútır. Balıklar, do÷adan yakalanan bireylerden sa÷ılan yumurtalardan elde edilmiútir. Sa÷ım sırasında, görünümü itibarıyla kırmızı benekli olanlarla (dere veya tatlısu ekotipi), denize giren formların (deniz ekotipi) yumurtalarının döllenmesinde, yine aynı özellikteki erkek bireylerin sütü kullanılmıútır. Bu yavrular içerisinden sadece gümüúi görünümdeki anaçların yavrularından deniz ve tatlısu grubu için 100’erli iki tekerrür oluúturmak üzere toplam 400 balık bu denemede materyal olarak kullanılmıútır. Çalıúma II’de ise yaklaúık 14 aylık ortalama 19.1±6.1 g a÷ırlı÷ında 140’er adet balık dört tanka tesadüfi olarak yerleútirilmiútir. Her guruptan 35’úer adet balık rasgele örneklenerek boy (mm) ve a÷ırlık (g) de÷erleri alınmıú, toplam biyokütleyi belirlemek için tanklardaki balıkların toplam a÷ırlı÷ı ölçülmüútür. 3.1.2.3. Yem Hem çalıúma I’de, hem de çalıúma II’de yavru balıkların beslenmelerinde de aynı firmanın 2 nolu pelet yavru yemi kullanılmıútır. Yemin içeri÷i Tablo 6’da verilmiútir. Tablo 6. Araútırmada kullanılan yemin içeri÷i (üretici firma beyanı). Yemin boyutu Ham protein % (min) Ham ya÷ % (min) 2 mm 47 13 Ham selüloz Ham kül % (maks) % (maks) 3 13 Karadeniz alabalı÷ı larvalarının ilk beslenmelerinde, ticari bir firma tarafından üretilen, 480 µm’luk Artemia sp. nauplileri kullanılmıútır. Artemia sp. nauplileri ile besleme bir süre devam edildikten sonra, ticari olarak üretilen alabalık baúlangıç yemine kademeli olarak geçiú yapılmıútır. 33 3.1.3. Smoltifikasyonun øzlenmesi Balıklar, 3 Aralık 2001 tarihinde, bu amaçla ayrılan 115x115 cm ebatlarındaki bir adet tatlısu (Maçka Altındere iúletmesinde) ve bir adet deniz suyu (Enstitü Merkezinde) tankına yerleútirilmiúlerdir. Örneklemelerde iki ortamdan da 5’er adet birey örneklenmiútir. Kan örneklerinin plazma ve katı kısmının ayrılmasında santrifüj kullanılmıútır. Kan örneklerinin serum kısmı mikroopipetlere alınarak derin dondurucuda (-20 °C) muhafaza edilmiútir. Balık etlerinde kuru madde (etüv) ve ya÷ tayinleri (Soxleth) Enstitü kimya laboratuarında gerçekleútirilmiútir. 3.1.4. Karadeniz Alabalı÷ı’nda Larval Geliúim Çalıúmada, ortalama yumurta çapları 4.7±0.10 mm (4.5-4.9), 5.1±0.12 mm (4.8-5.4) ve 5.5±0.15 mm (5.1-5.8) olarak hesaplanan üç diúi Karadeniz alabalı÷ının yumurtaları kullanılmıútır. Kuluçka süresince su sıcaklı÷ı ortalama 11.0±0.5 °C (10.0-12.0) olarak hesaplanmıútır. 3.1.5. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi 3.1.5.1. Damızlık Materyali 2003 yılı Kasım ayında sa÷ımı yapılan anaçlardan örnekleme yapılmıútır. Do÷adan yakalanan bu balıkların 4 ve 3 yaúındaki yavruları döl alımında kullanılmıútır. Damızlık balıkların bakımı iki gurupta, kuluçka bakımı anaç bireylere göre ayrı ayrı yürütülmüútür. Guruplardan birincisi do÷adan yakalanmıú olan ve 5 yaúın üzerindeki anaçlardan oluúturulmuútur. Di÷er gurup ise 4 ve 3 yaúındaki, kültür koúullarında yumurtadan çıkan ve büyütülen anaçlardan oluúturulmuútur. 3.1.5.2. Yavru Materyali Kuluçkahane kökenli 9 aileden ve do÷adan yakalanan 4 aileden örnekleme yapılmıútır. Gurup içindeki anaçların guruba katkılarının eúit olması için, en az yavru sayısı olan aile göz önünde bulundurularak, her bir aile yavrularından eúit toplam a÷ırlıkta (159,67 g / yavru / anaç) yavru örneklenmiútir. Çalıúma için bu guruptan rasgele örneklemeyle 9 adet tanka do÷al kökenli, 9 tanka ise kuluçkahane kökenli gurup yerleútirilmiútir. 3.1.5.3. Tank Ortamı Yavru balıkların ön besleme denemelerini takip için, 50 l hacimli plastik kovaların alttan su de÷iúimi sa÷layacak úekilde planlanmıú ve su çıkıú kısmı çimentoyla ayarlanarak, kullanılabilir 30 l tank hacmi oluúturulmuútur. Bu tanklardan 9 tanesinin içine do÷al kökenli, 9 tanesinin içine ise kuluçkahane kökenli yavru yerleútirilmiú ve takibi yapılmıútır. 34 3.1.5.4. Su Da÷ıtım Sistemi Tesiste kullanılmakta olan kuyu suyu yavru büyütmede kullanılmıútır. Yavrularda kullanılacak su, önce bir rezerv tankına alınmıútır. Burada kabaca filtre edildikten sonra, deneme tanklarına eúit ölçüde da÷ıtılmıútır. 3.1.6. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri 3.1.6.1. Balık Araútırmada ortalama 24.9±5.58 g a÷ırlık ve 13.3±0.93 cm boya sahip 450 adet Karadeniz alabalı÷ı kullanılmıútır. Bu balıklar, Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü Maçka – Altındere Üretim Tesisi’nde 2000 yılı Ocak ayında yumurtadan çıkanlar arasından rasgele örnekleme metodu ile alınmıútır. 3.1.6.2. Yemler Balıkların beslenmesinde üç farklı yem kullanılmıútır. Bunlar, ticari balık yemi üreten firmalar tarafından üretilen, farklı biyokimyasal kompozisyonlara sahip, 2 mm çaptaki 2 nolu ekstrude yemlerdir. Kullanılan yemlerin biyokimyasal içeri÷i Tablo 7’de verilmiútir. Kullanılan yemlerin içeriklerinden yola çıkılarak yemlere 50/18, 48/18 ve 46/16 isimleri verilmiútir. Burada ilk sayılar yemin protein, ikinci sayılar ise ya÷ içeri÷ini ifade etmektedir. Tablo 7. Çalıúmada kullanılan yemlerin biyokimyasal içerikleri (üretici firma beyanı). Yem 50/18 48/18 48/16 92 8 50 18 8 4382 88 12 48 18 12 4223 88 12 48 16 12 4054 Temel besin maddeleri Kuru madde (%) Su (%) Ham protein (%) Ham ya÷ (%) Ham kül (%) Sindirilebilir enerji (kcal/kg) 3.1.6.3. Ortam Bu çalıúmada kenar uzunlu÷u 115 cm ve kullanılabilen su hacmi 400 l olan dokuz adet fiberglas tank kullanılmıútır. Çalıúmada kullanılan tankların her birine 4-6 l/dak’lık debi ile tatlısu verilmiútir. Her bir tankın kullanılan su hacmi yaklaúık olarak 0.2 m3’e ayarlanmıútır. 35 3.1.7. Kullanılan Di÷er Ekipmanlar Anaç balık a÷ırlıkları 30±0.001 kg, yavru balık a÷ırlıkları ise 3000±0.01 g tartım yapabilen hassas terazi yardımıyla ölçülmüútür. Boy ölçümlerinde anaç balıklar için 100±0.1cm, yavru balıklar için 30±0.1cm ölçekli boy tahtaları kullanılmıútır. Yumurta çapları Von Bayer teknesi yardımıyla belirlenmiútir (Piper ve ark. 1982). 3.2. Metot 3.2.1. Döl Alımı 3.2.1.1. Yumurta Sa÷ımı ve Gerekli Ölçümlerin Alınması Balıkların sa÷ımında bayıltıcı olarak Tranquil (6 damla/3.8 l) ve Benzocaine (50 ppm) kullanılmıútır. Balıkların yumurta olgunluk kontrolleri, bir önceki proje çalıúmasında alınan veriler ıúı÷ında, 2002 Ekim ayı sonu itibarıyla baúlatılmıútır. ølk sa÷ım 15 Kasım 2002’de yapılmıútır. Sa÷ımda, öncelikle olgun ve yumurta sa÷ımına gelmiú diúi balıklar bir havuza ayrılmıúlardır. Diúi sayısına göre erkek balıkların sütü temiz bir beher içerisine alınarak depo edilmiútir. Erke÷in boy farklılı÷ının etkisini elimine etmek amacıyla büyük ve küçük boy erkek balıklardan alınan süt karıútırılmıútır. Olgun diúiler iyice kurulandıktan sonra sa÷ım öncesi a÷ırlıkları 1 g, boyu 1 mm hassasiyetle belirlenmiútir. Diúiler, içi kuru ve pürüzsüz plastik kaplara sa÷ılmıútır (ùekil 7). Yumurta verimlerini do÷ru olarak belirlemek için, yumurtaların tamamı alınmaya çalıúılmıútır. Diúilerin sa÷ım sonrası a÷ırlıkları alındıktan sonra, temiz ve bol su akıúlı havuzlara yerleútirilmiútir. Yeteri miktarda süt enjektör yardımıyla sa÷ılan yumurtalar üzerine ilave edilerek, el ve telek yardımıyla yumuúak hareketlerle karıútırılmıútır. ùekil 7. Diúi Karadeniz alabalı÷ının plastik bir kap içerisine sa÷ımı. 36 Beú dakika döllenmeye bırakılan yumurtaların üzerine su ilave edilerek 25-30 dakika úiúmesi beklenmiútir (ùekil 8). Daha sonra yumurtaların toplam a÷ırlıkları ölçülmüú ve içerisinden 40 adet yumurta laboratuarda incelenmek üzere örneklenerek Bouin’s Sıvısı [10 litre sıvı için : 7.07 litre Distile su, 2.37 litre Formalin (%37-40’lık CH2O), 476 ml Glacial Asetik Asit (CH3COOH), 71.0 g Picric Asit (2,4,6(NO2)3C6H2OH)]’nda muhafaza edilmiútir. Yumurtalar kuluçka dolabına yerleútirilmeden önce %10’luk Iodine çözeltisinde (3 ml iodine / 5 litre su) 5 dakika süre ile dezenfekte edilmiútir. ƃ Ƃ ùekil 8. Yumurtaların sa÷ımı ile kuluçkalanması arasında izlenen prosedür. Ortalama yumurta çapları Von Bayer teknesiyle 200-210 mm’ye tekabül eden yumurta sayısı belirlenerek hesaplanmıútır. Örneklenen yumurtaların sayısı, örneklenen yumurtaların a÷ırlı÷ı ve toplam yumurta a÷ırlı÷ı verilerine dayanılarak, bir anacın yumurta verimi, F = n x G / g formülünden yararlanılarak hesaplanmıútır (FAO, 1974). Burada; F: Yumurta verimi (adet), n: Örnekteki yumurta sayısı, G: tüm yumurtaların a÷ırlı÷ı (g), g =Örnek a÷ırlı÷ı (g)’dır. 20’úer yumurta döllenmeyi kontrol için ayrılmıú ve laboratuara getirilmiútir. Sa÷ımı takiben 7-12 saat sonra, yumurta çekirdekleri binoküler mikroskop altında gözlenmiú, ikili ve dörtlü hücre bölünmesi görüldü÷ünde, örnekler %9’luk formaldehit içeren saklama solüsyonu içine alınmıúlardır. 37 3.2.1.2. Yumurtaların Kuluçkalanması ve Yaúama Oranının Tespiti Kuluçka dolapları ve donanımı, yumurta sa÷ım kapları, kurulama havluları ve di÷er kuluçkahane ekipmanları hipoklorit solüsyonu (150 ppm) ile dezenfekte edilmiú, sa÷ımda ve kuluçka evresindeki parazit kontaminasyonu önlenmeye çalıúılmıútır. Kuluçkahanede kaynak suyu kullanılmıútır. Rezerv havuzunda biriktirilen kaynak suyu, borularla tesisteki kuluçkalıklara ve yavru bakım ünitesine da÷ıtılmıútır. Ölen yumurtalar, hortum ile sifon edilerek veya pens kullanılarak ayıklanmıútır. Yumurtalar mantarlaúmaya karúı formaldehit solüsyonuyla (150 ppm %37 lik formalin/10 dakika) muamele edilmiútir. Su sıcaklı÷ı günlük olarak ölçülmüú, ölen yumurtalar ilk 36 saatten sonra gözlenme evresine kadar çok önemli olmadıkça ayıklanmamıútır. Ölen yumurta sayıları her ayıklama sonrası kaydedilmiútir. Daha sonra ölen yumurta sayısı, toplam yumurta sayısına oranlanarak, yaúama ve ölüm oranları belirlenmiútir. 3.2.2. Büyütme Denemeleri 3.2.2.1. Çalıúma I Deniz suyunun büyüme performansı üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla iki gurup tatlısuya, iki gurup deniz suyuna yerleútirilmiútir. 2 Kasım 2001 tarihinde Maçka Altındere’de tatlısu denemesi kurulmuútur. Deniz suyu etkisinin belirlenmesi için, iki adet tank da Enstitü Araútırma ünitesinde yerleútirilmiútir. Her iki ortamda da 115x115 cm ebatlarındaki tanklarda yürütülen çalıúmada su hacmi 200-250 l, su de÷iúimi ise 6-8 l/dak olacak úekilde ayarlanmıútır. Yaklaúık 11 aylık ortalama 11.2±4.47 g a÷ırlı÷ında 100’er adet balık dört tanka tesadüfi olarak yerleútirilmiútir. Her guruptan 50’úer adet balık rasgele örneklenerek boy (mm) ve a÷ırlık (g) de÷erleri alınmıú, toplam biyokütleyi belirlemek için tanklardaki balıkların toplam a÷ırlı÷ı ölçülmüútür. Her iki gurup (deniz ve tatlısu) 2 nolu ticari ekstrude alabalık yemiyle, günde üç ö÷ün yemlenmiútir. Ocak 2002’de yapılan tartımdan itibaren, elle yemlemeden kaynaklanabilecek hatayı elimine edebilmek için, bantlı otomatik yemlikler kullanılmaya baúlanmıútır. Aylık olarak yapılan biyokütle ölçümleri ve her tanktan örneklenen 25 bireyin boy ve a÷ırlık ölçümleri ile aylık a÷ırlık artıúı, kondisyon faktörü, yem de÷erlendirme oranları belirlenmiútir. Deneme sonunda deniz suyunun tatlısuya nazaran büyüme ve yem de÷erlendirmeye olan etkileri de÷erlendirilmiútir. 3.2.2.2. Çalıúma II 06 Mart 2003 tarihinde deniz suyunun büyüme performansı üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla ikinci çalıúma baúlatılmıútır. Bu çalıúma için Maçka’daki özel bir alabalık iúletmesinde tatlısu, Enstitü Araútırma ünitesinde deniz suyu grupları oluúturulmuútur. Her iki ortamda da 200x200 cm ebatlarındaki tanklarda yürütülen çalıúmada su hacmi 2000 l, su de÷iúimi ise günde 10-12 kez olacak úekilde ayarlanmıútır. 38 Yaklaúık 14 aylık ortalama 19.1±6.1 g a÷ırlı÷ında 140’er adet balık dört tanka tesadüfi olarak yerleútirilmiútir. Her guruptan 35’úer adet balık rasgele örneklenerek boy (mm) ve a÷ırlık (g) de÷erleri alınmıú, toplam biyokütleyi belirlemek için tanklardaki balıkların toplam a÷ırlı÷ı ölçülmüútür. Her iki gurup (deniz ve tatlısu) 2 nolu ticari ekstrude alabalık yemiyle, günde üç ö÷ün yemlenmiútir. 3.2.3. Smoltifikasyonun øzlenmesi Temmuz 2001 tarihinde tamamlanmıú olan “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması” projesinde Karadeniz alabalı÷ının deniz suyuna adaptasyonunun ortalama 13 cm boyda gerçekleútirildi÷i bildirilmiútir. Bundan dolayı eldeki 11 aylık yavrular kabaca üç farklı boya ayrıldıktan sonra (sırasıyla 7.0, 11.2 ve 15.0 g), çalıúma, ortalama 11.2 g olan guruptan ayrılan balıklarla gerçekleútirilmiútir. Aralık 2001 itibarıyla deniz suyuna adaptasyon süresince meydana gelen de÷iúimlerin gözlenmesi amacıyla her iki su ortamına 60’ar balık yerleútirilmiútir. Analizler için rutin yemleme devam ederken iki farklı su ortamındaki stoktan rasgele 5’er balık örneklenmiútir. Örnekleme 1, 3, 7, 17, 24, 31, 38, 45. ve 52. günlerde yapılmıútır. Her örneklemede guruplardan alınan 5’er balık kuyruk saplarından kesilerek hematokrit çubuklarla kan alımı gerçekleútirilmiútir. Alınan kan 5000 devir/dak ile 5 dakika santrifüj edilmiútir (Iversen ve ark. 1998) (ùekil 9). ùekil 9. Kan örneklerinin santrifüj edilmesi. Her bir çubuktan okunan hematokrit de÷erleri % olarak belirlenmiútir (ùekil 10). Daha sonraki hesaplamalarda bir balık için bu de÷erlerin ortalaması kullanılmıútır. Hematokrit çubuk katı kısım ile sıvı kısmın kesiúti÷i yerden kırılarak, kan serumu mikro pipet yardımıyla toplanmıútır. Ucu yakılarak köreltilmiú plastik mikropipet ucu içerisine her balı÷ın kan serumu ayrı olacak úekilde toplandıktan sonra a÷ızları parafilmle kapatılmıútır. Sodyum, potasyum ve klor analizleri için,20°C’de muhafaza edilmiútir (Iversen ve ark. 1998). 52. günde örnekleme tamamlanmıútır. Kan serumları, sodyum, potasyum ve klor de÷erlerindeki smoltifikasyona ba÷lı muhtemel de÷iúimin gözlenmesi için analiz edilmiútir. 39 Denemede kesilen balıkların baú, iç organlar, derisi ve kemiksi yapıları ayrılan balıkların et numunelerinde kuru madde, kül ve her gurup için mevcut 5’er balı÷ın etleri birleútirilerek ya÷ tayini yapılmıútır. ùekil 10. Santrifüj edilmiú kan örne÷i. Literatürde araútırıcıların deniz alabalı÷ının “do÷al smoltifikasyon” sezonu olarak belirttikleri mart ayında deneme tekrarlanmıútır. Bu amaçla, biri Karadeniz tuzlulu÷unda (‰18), di÷eri okyanus tuzu ile yo÷unlaútırılmıú olan (‰30) iki farklı deniz suyu ortamına rasgele örneklenen 25’er balık yerleútirilmiútir (ùekil 11). Balıklar gün aúırı, 2 nolu pelet alabalık yemiyle yemlenmiútir. Bu balıklardan 1, 3, 7, 14, 21. ve 28. günlerde üçer balık rasgele örneklenmiútir. Her guruptan (deniz ve tatlısu) 3’er birey örneklenmiútir. ùekil 11. ‰18 ve ‰30 tuzlu suya 28 gün büyütülen Karadeniz alabalı÷ı bireyleri. 40 Balıklardan kan yine kuyruk sapı kesilerek hematokrit çubuklar yardımıyla alınmıútır. 5000 devir/dakikada 5 dakika santrifüje edilen kan hematokrit de÷erleri kaydedilmiútir. Kan serumu balıklara göre depolanarak -20°C ye yerleútirilmiútir. Et verimi, kuru madde, ya÷, kül de÷erleri için balıklar kimya laboratuarında iúleme tabi tutulmuúlardır. 3.2.4. Kan Plazması Analizleri Balıklardan heparinize tüpler yardımıyla alınan kan örnekleri, aynı gün santrifüje edilerek hematokrit de÷erleri okunmuútur. Kan örneklerinin serum kısımları her bir balık için ayrı olacak úekilde toplanmıú, analize kadar –20°C’de muhafaza edilmiútir (Iversen ve ark. 1998). Analizler özel bir tıp merkezinde yaptırılmıútır. Radyometere cihazı ile gerçekleútirilen analizlerde, yeterli kan serumu bulunmayan örnekler belirli oranlarda (1/1-1/5) deiyonize suyla seyreltilerek analize alınmıúlardır. I. denemede her bir gurupta beúer balı÷ın kan plazması analize edilirken, II. denemede her bir gurup için 3’er balı÷ın kan plazması analize alınmıútır. Analizde kan plazması sodyum, potasyum ve klor iyonu konsantrasyonları mMol/l cinsinden okunmuútur. 3.2.5. Karadeniz Alabalı÷ı’nda Larval Geliúim Larvaların yaklaúık yarısının yumurtadan çıkıúını takiben üç-dört günde bir olmak üzere 10 adet larva rasgele örnekleme ile alınarak boy ve a÷ırlıkları ölçülmüú ve %10’luk formaline konularak muhafaza edilmiútir. Örneklemeler, kuluçkalamanın baúlangıcı 0 (sıfır) kabul edilerek, 396, 440, 484, 528, 561, 605, 638. ve 682. günderecelerde yapılmıútır. Larvaların besin keselerini tüketerek serbest yüzmeye geçtikleri dönemde ise örneklemeye son verilmiútir. Larvalar, besin keseleri ve vücutlarından ayrılarak ayrı ayrı kurutma kaplarına konmuú, etüvde 60 °C’de en az 48 saat sabit tartıma gelinceye kadar kurutulmuútur (Hansen, 1985). x Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR): KDR = (Lt – L0) / (K0 - Kt) x Kuru besin kesesi tüketimi (BKT; mg/gün): BKT = (K0 - Kt) / t x Günlük boyca büyüme oranı (BBO; mm/gün ve %): BBO (mm/gün) = (Bt – B0) / t ve BBO (%) = 100 x (ln Bt – ln B0) / t x Günlük a÷ırlıkça büyüme oranı (ABO; mg/gün ve %): ABO (mg/gün) = (At – A0) / t ve ABO (%) = 100 x (ln At – ln A0) / t eúitlikleri ile belirlenmiútir. Burada; t: süre (gün), L0 ve Lt: baúlangıç ve t anındaki larvanın kuru a÷ırlıkları (mg), K0 ve Kt: baúlangıç ve t anındaki kesenin kuru a÷ırlıkları (mg), B: Boy (mm), A: A÷ırlık (mg) dır. Kuru a÷ırlıkların tercih nedeni, 41 besin kesesinin ayrılması esnasında bir miktar sıvının dıúarı akması ve miktarının bu nedenle belirlenememesidir (Hansen ve Møller, 1985; Baúçınar, 2001). 3.2.6. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi 3.2.6.1. Yavru Balıkların Deneme Tanklarına Yerleútirilmeleri Do÷al ve kuluçkahane kökenli anaçların yavruların tutuldu÷u tanktan örneklenen 25 yavrudan boy ve a÷ırlık, baúlangıç yavru a÷ırlık da÷ılımı belirlemek amacıyla da toplam 25 yavrudan sadece a÷ırlık alınmıútır. Her bir deneme tankına yaklaúık 50 g serbest yüzmeye baúlayan yavru yerleútirilmiútir. Tanklara yaklaúık 6 l/dak su sa÷lanmıútır. 3.2.6.2. Yem ve Yemleme Stratejisi Yavru balıkların yemlenmesinde canlı yem olarak taze açılmıú Artemia naupli ve granül yem kullanılmıútır. Tanklar 3 kısma ayrılarak ølk 6 tank toz yemle, ikinci 6 tank ise yarı toz - yarı canlı yemle ve son 6 tank ise tamamen canlı yemle yemlenmeye baúlanmıútır. Yemleme uygulaması ùekil 12’de verilmiútir. 1, 3 ve 5 nolu tanklarda bulunan do÷al anaçlara ait yavru gurubu (D grubu) ile 2, 4 ve 6 nolu tanklardaki kuluçkahane kökenli anaçlara ait yavru gurubu (K grubu) çalıúmanın baúlangıcından itibaren toz yemle yemlenmiútir. 7, 9, 11 nolu tanklarda D grubu ve 8, 10, 12 nolu tanklarda ise K grubu takip edilmiútir. Bu guruplara çalıúmanın ilk periyodunda sabahları ilk ö÷ünde canlı yem ve gün arasında bir ö÷ün canlı yem; ikinci periyotta sadece gün arasından bir ö÷ün canlı yem; üçüncü ve çalıúmanın son periyodunda sadece toz yem verilmiútir (ùekil 12). ùekil 12. Üç periyot boyunca uygulanan yemleme uygulaması. 42 13, 15 ve 17 nolu D grubu ile 14, 16 ve 18 nolu K grubunda ise çalıúmanın ilk periyodunda sadece canlı yemle, ikinci periyotta sabah ve gün arasında olmak üzere iki ö÷ün canlı yem, son periyotta ise sadece gün arasında bir ö÷ün canlı yemle yemleme yapılmıútır. Bu úekilde yürütülen çalıúmada, do÷adan yakalanan anaçların yavrularının suni yem uygulamasına tepkisi ile kuluçkahane kökenli anaçlardan elde edilen yavruların suni yem uygulamasına tepkileri irdelenmeye çalıúılmıútır. 3.2.7. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri 3.2.7.1. Balıkların Yerleútirilmesi ve Yemleme Balıkların, 14 Haziran 2004 tarihinde ilk boy ve a÷ırlık ölçümleri alınarak araútırmaya baúlanmıú ve 10 A÷ustos 2004 tarihinde (toplam 8 hafta) son ölçümler yapılarak tamamlanmıútır. Çalıúmanın baúlangıcında ve sonunda her tanktan rasgele alınan 10 adet balı÷ın boy ve a÷ırlıkları alınmıútır. Balıklar, biyokütleleri ±0.01 g hassasiyetle elektronik terazi ile tartılarak her bir tanka 50 adet olacak úekilde dokuz tanka stoklanmıútır. Çalıúma üçer tekerrürlü yürütülmüútür. Tanklara gelen suyun sıcaklı÷ı günlük, oksijen içeri÷i ve pH de÷eri ise iki haftalık olarak alınmıútır. Çalıúmada, balıklar 09:00, 13:00 ve 17:00’de olmak üzere günde üç kez elle doyuncaya kadar yemlenmiútir. 3.2.7.2. Bazı Vücut Oranlarının Belirlenmesi Çalıúma sonunda her guruptan 9’ar adet balık rasgele olarak alınmıú ve bazı vücut oranlarının belirlenmesi amacıyla laboratuarda makas yardımıyla kesilmiútir. Baú kaidesinden solungaçlarda alınarak kesilmiú ve baú oranı, karın açılarak karaci÷er çıkarılmıú ve tartılarak karaci÷er oranı belirlenmiútir. Solungaçlar, tüm iç organlar, karaci÷er ve karın boúlu÷undaki ya÷lar birlikte tartılarak iç organ oranı úeklinde hesaplanmıútır. Geride kalan kısımlar (karkas, yüzgeçler ve deri) ise karkas oranı olarak ifade edilmiútir. 3.2.7.3. A÷ırlık ve Boy Ölçümü Balıkların a÷ırlıklarının belirlenmesinde ±0.01 g’lık elektronik terazi, boy ölçümünde ±1 mm’lik ölçü tahtası kullanılmıútır. øçinde su bulunan kovanın darası alınmıú, balıklar boy ve a÷ırlı÷ı alınırken 50 ppm Benzocaine çözeltisinde bayıltılmıúlar ve bir havlu ile kurulanarak ölçülmüúlerdir. 3.2.7.4. Büyümenin Belirlenmesi Çalıúma süresince her periyotta meydana gelen günlük spesifik büyüme oranının (SBO) belirlenmesinde aúa÷ıdaki formül kullanılmıútır: SBO (%) = (ln W2- ln W1) x 100 / (t2 – t1) Burada; W1: ilk a÷ırlık, W2: son a÷ırlık, t2-t1:iki tartım arasındaki süre (gün) dir. 43 3.2.7.5. Kondisyon Faktörünün Hesaplanması (K) Balıklarda a÷ırlık ile boy arasındaki iliúkiyi açıklayan di÷er bir ba÷ıntı kondisyon faktörüdür. Mutlak de÷er olarak türlere göre farklılık gösteren kondisyon faktörü aynı zamanda balı÷ın iyi beslenip beslenmedi÷inin de bir ölçüsüdür. Bu faktör K = (W x 100 / L3) formülü ile hesaplanmıútır. 3.2.7.6. Yem De÷erlendirme Oranının Hesaplanması Yem de÷erlendirme oranının (FCR) hesaplanmasında aúa÷ıdaki formülden yararlanılmıútır: FCR = Fo / ((Ws+m)-Wi) Burada; Fo: Bir periyotta tüketilen yem miktarı (g), n: birey sayısı, m: ölen balıkların a÷ırlı÷ı (g) ve Wi ve Ws: daha önce belirtildi÷i gibidir. 3.3. Verilerin Analizleri Denemelerden elde edilen verilerin analizinde ve grafiklerin hazırlanmasında MøNøTAB (temel istatistik, t-testi, ANOVA) ve EXCEL bilgisayar paket programları kullanılmıútır. 3.4. Markalama Çalıúmaları Bu çalıúma iki gurup halinde yürütülmüútür. Bunlardan birinci markalama, akarsuya salıverme yeniden yakalama çalıúması, ikincisi ise damızlıkların bireysel olarak markalanmasıdır. 3.4.1. Markalama, Salıverme ve Yeniden Yakalama Çalıúması Do÷adan yakalanan damızlıklardan elde edilen yavru balıklar guruplar halinde markalanmıútır. Gurup markalanmasında, kırmızı, sarı, yeúil ve turuncu renkli sıvı plastik marka kullanılmıútır. Markalar gözün gerisindeki úeffaf doku içerisine enjekte edilmiútir (ùekil 13). Balıkların 448 adedi sol göz gerisine sarı, 304 adedi sol göz gerisine turuncu, 299 adedi sa÷ göz gerisine kırmızı ve 300 adedi sa÷ göz gerisine yeúil renkli marka ile markalanmıútır. Balıklandırma çalıúmasında, Trabzon øli, Arsin ølçesi sınırlarından denize dökülen Yanbolu Deresi üzerinde dört istasyon belirlenmiútir. Bu istasyonlardan birincisi mansaptan 600 m, ikincisi 6 km, üçüncüsü 20 km ve dördüncüsü ise 31 km yukarıdadır (ùekil 14). ølk istasyona sarı markalı 448 adet, ikinci istasyona turuncu markalı 304 adet, üçüncü istasyona kırmızı markalı 299 adet ve dördüncü istasyona yeúil markalı 300 adet olmak üzere, toplam 1351 adet balık 06 ùubat 2003 tarihinde salıverilmiútir. 44 ùekil 13. Balıkların farklı renklerdeki sıvı plastik markalar ile markalanmasının úematik görünümü. Do÷aya salıverilen balıklar, serpme ve elektroúok cihazı yardımıyla yeniden yakalamaya çalıúılmıútır (ùekil 15). Do÷adan geri yakalama çalıúması baúarısızlıkla sonuçlanmıútır. Bunların sebepleri úu úekilde özetlenebilir: 9 Balıklandırma amacıyla kullanılan balık sayısının istenen seviyelere çıkarılamaması, 9 Deredeki aúırı ve bilinçsiz avcılı÷ın devam etmesi, 9 Dere boyunca köylere çıkan yollarda geniúletme ve yeni yol yapım faaliyetleri, 9 Aúırı ya÷ıúlar nedeniyle çalıúmanın ilk aylarında meydana gelen sel felaketi, 9 ølk kullanımdan sonra elektroúok cihazının arızalanması ve tamiratının uzun sürmesi. Üçüncü ve dördüncü istasyonlarda yapılan yakalama faaliyeti sonucunda iki adet birey örneklenmiútir. Ancak bu bireyler çalıúmanın tamamlanması için yetersiz kalmıútır. 45 KARADENøZ YOMRA ARSøN 1. østasyon (600 m) ARAKLI YOMRA DERESø YANBOLU DERESø 2. østasyon (6 km) DAöBAùI KARA DERE 3. østasyon (20 km) 4. østasyon (31 km) ùekil 14. Yanbolu Deresi üzerinde belirlenen dört istasyon. A B ùekil 15. Serpme (A) ve elektroúok cihazı (B) yardımıyla yeniden yakalama faaliyetleri. 46 3.4.2. Damızlıkların Markalaması Daha önce tamamlanan “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması Projesi” çalıúmalarında do÷adan yakalanan ve üretilen 4+ yaúlı, ve bu proje çalıúmaları neticesinde üretilen 2+ ve 3+ yaúlı kuluçkahane kökenli damızlıklar harf ve seri numaralı markalar ile markalanmıútır. Markalar, balıklar 50 ppm’lik Benzocaine çözeltisi içerisinde bayıltıldıktan sonra enjektör yardımıyla gözün arka tarafındaki úeffaf doku içerisine enjekte edilmiútir. Bu esnada balıklar, çırpınmalarını ve yaralanmalarını engellemek amacıyla havlu ile sarılmıútır (ùekil 16). A ùekil 16. Damızlıkların markalanması (A. Markanın enjektör yardımıyla yerleútirilmesi, B. Markanın yeri ve görünümü). B 4. BULGULAR VE TARTIùMA 4.1. Çevresel Parametreler Proje çalıúmaları boyunca üç farklı su kayna÷ı kullanılmıútır. Bunlar, özel bir iúletmedeki kuluçkahane suyu, Enstitümüze ait kafeslerin bulundu÷u Liman suyu ve Enstitümüzce øl Özel ødaresi’nden kiralanan Maçka - Altındere Üretim øúletmesi’nin bulundu÷u Altındere akarsuyudur. Kuluçkahane ve Altındere sularına ait çözünmüú oksijen, pH, sülfat, nitrat, nitrit, fosfat, iletkenlik, bulanıklık, toplam sertlik ve organik madde de÷erleri Tablo 8, tüm sulara ait sıcaklık de÷erleri Tablo 9’da verilmiútir. Sıcaklık tablolarındaki boúluklar, o dönemde bu suların kullanılmadı÷ını ifade etmektedir. Tablo 8. Kuluçkahane ve Altındere deresine ait su kalite kriterleri (Ort: ortalama, std: standart sapma, min: minimum, maks: maksimum). Parametre Çözünmüú Oksijen pH Sülfat Nitrat Azotu Nitrit Azotu Fosfat E. øletkenlik Bulanıklık Toplam Sertlik Organik Madde Çözünmüú Oksijen pH Sülfat Nitrat Azotu Nitrit Azotu Fosfat E. øletkenlik Bulanıklık Toplam Sertlik Organik Madde Birim mg/l mg/l mg/l mg/l mg/l mS/cm NTU FS mg/l mg/l mg/l mg/l mg/l mg/l mS/cm NTU FS mg/l Ort 8.50 7.64 13.19 1.40 0.00 0.68 0.19 2.44 9.38 1.77 Kuluçkahane Std Min 1.6 6.0 0.26 7.2 5.37 1.0 0.51 0.4 0.01 0.0 0.64 0.1 0.07 0.0 2.09 0.0 3.91 4.0 1.14 0.6 Maks 11.6 8.0 18.0 2.1 0.0 2.5 0.3 7.0 15.0 4.7 10.13 7.81 10.18 2.18 0.00 0.34 0.10 5.06 8.03 2.43 Altındere 1.76 7.0 0.28 7.4 4.95 1.0 4.71 0.2 0.00 0.0 0.17 0.1 0.05 0.04 5.30 0.0 3.24 4.0 1.24 1.24 13.0 8.4 17.0 20.4 0.01 0.65 0.23 19.0 15.0 5.80 Ay Ocak ùubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz A÷ustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak ùubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz A÷ustos Eylül Ekim Kasım Aralık Ocak ùubat Mart Nisan Mayıs Haziran Temmuz A÷ustos Yıl 2002 2002 2002 2002 2002 2002 2002 2002 2002 2002 2002 2002 2003 2003 2003 2003 2003 2003 2003 2003 2003 2003 2003 2003 2004 2004 2004 2004 2004 2004 2004 2004 0.4 0.4 0.4 1.1 2.1 0.6 1.4 0.6 0.5 0.4 0.7 0.7 0.9 1.7 1.7 2.3 0.9 0.5 0.7 1.0 1.2 2.0 2.0 1.1 0.4 27.2 23.7 23.7 9.4 9.1 7.4 25.4 26.1 23.7 20.5 14.9 11.5 9.7 8.6 9.1 11.3 14.7 20.6 24.4 26.1 24.0 23.7 21.0 17.0 11.0 10.2 8.7 7.2 7.2 8.5 11.0 17.7 22.0 25.7 8.5 7.0 5.7 26.0 22.0 22.7 8.0 7.0 8.0 8.5 13.5 Liman Std Min 8.5 8.4 8.8 10.4 17.2 Ort 26.7 27.3 27.3 24.3 18.7 13.0 11.5 9.8 10.7 13.2 18.7 23.0 26.0 26.7 10.0 10.0 9.3 28.5 26.7 24.7 10.0 9.0 9.5 14.0 21.5 Maks 10.2 11.3 13.9 14.6 12.5 10.4 4.8 3.0 2.2 2.5 3.5 5.1 7.5 10.8 13.4 15.4 Ort 1.9 1.5 0.8 1.0 1.9 2.1 1.9 1.2 0.6 1.1 1.6 1.6 0.7 1.4 1.2 0.7 6.8 8.7 12.3 12.0 9.2 4.7 2.0 1.5 0.5 0.8 1.0 1.5 6.7 7.7 10.5 14.5 Altındere Std Min 14.0 14.0 15.3 16.3 16.0 13.0 7.8 4.8 3.3 4.8 6.0 7.7 9.0 12.8 16.5 16.7 Maks 13.3 12.3 11.2 9.0 8.7 9.1 10.9 13.0 13.8 14.0 13.7 12.2 Ort 0.3 0.8 0.4 0.6 0.4 0.3 1.4 0.0 0.3 0.0 0.5 0.3 13.0 11.0 10.5 8.0 8.0 8.5 9.0 13.0 13.0 14.0 13.0 12.0 Kuluçkahane Std Min Tablo 9. Liman, kuluçkahane ve Altındere deresine ait su sıcaklık de÷erleri (Ort: ortalama, std: standart sapma, min: minimum, maks: maksimum). 48 13.5 13.0 11.5 10.0 9.0 9.5 13.0 13.0 14.0 14.0 14.0 12.5 Maks 49 4.2. Döl Verimi 2001-2002 Üreme Dönemi 2001 Ekim sonundan itibaren anaç balıkların sa÷ım olgunlu÷una gelip gelmedi÷i, iki haftada bir kontrol edilmiútir. Sa÷ım olgunlu÷una eriúen bireyler sa÷ılarak yumurtalar kuluçka dolaplarına yerleútirilmiútir. Sa÷ımlar süresince erkek balıklarda süt olgunlu÷u diúilerin sa÷ımından önce kontrol edilmiú ve olgun erkek balıklardan alınan süt bir mezür içerisinde biriktirilmiútir. Sa÷ılan yumurtaların döllenmesinde bu stok kullanılmıútır. Spermatozoa hareketlili÷i, alınan süt örneklerinin ‰9’luk izotonik serum içerisinde mikroskop altında 10x10 büyütme ile incelenmiútir. Berrak beyazlı÷ını kaybetmiú süt örneklerinin hareketlili÷inin nispeten zayıf oldu÷u görüldü÷ünden, dölleme için berrak beyaz sütün kullanılmasına özen gösterilmiútir. 15 Kasım 2001’de Ardeúen’de bulunan özel bir alabalık tesisindeki anaçlardan iki diúinin olgunlaútı÷ı belirlenmiú ve bu balıkların sa÷ımı aynı gün gerçekleútirilmiútir. 19 Kasım’da, Enstitümüze ait tesiste, bakımları sürdürülen anaçlar kontrol edilmiú, olgunlaútıkları belirlenen 4 adet diúi sa÷ılmıútır. Sa÷ılan diúilerin yalnızca bir tanesinin dere alabalı÷ı (Uzungöl’den yakalanmıú) oldu÷u belirlenmiútir. Ardeúen’de, 26 Kasım’da 3 diúi deniz ekotipi, 11 Aralık’ta 1 deniz ekotipi, 2 adet dere ekotipinin sa÷ımı gerçekleútirilmiútir. Bu anaçlara ait bulgular Tablo 10’da verilmiútir. Tablo 10. Kasım – Aralık 2001 sa÷ım dönemine ait üreme bulguları. Do÷al (n=12) Boy (cm) 53.6 ± 5.75 Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g) 1562.5 ± 612.33 Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g) 1315.2 ± 513.27 Toplam yumurta verimi 2564 ± 1208 Nispi yumurta verimi 2060 ± 863 Yumurta çapı (mm) 5.56 ± 0.38 Sa÷ılan 12 balı÷a ait yumurta verimleri ile boy ve a÷ırlık de÷erleri arasında önemli iliúki bulunamamıútır. Yumurtaların Bakım ve Yaúama Oranları Sa÷ılıp döllenen ve su alarak úiúen yumurtalar; kan, dıúkı, üre, sperm kalıntıları vb gibi organik atıklardan arındırıldıktan sonra, balık markasına göre kavanozlara konulmuútur. Alınan yumurta örnekleri laboratuara getirildikten sonra, çapları ve a÷ırlıkları ölçülmüútür. Kalan yumurtalar kuluçka dolabına yerleútirilmiútir. Sa÷ımda do÷adan yeni yakalanan bireylerden alınan yumurtaların renk pigmentlerinin, 3 yıldır kültür úartlarında muhafaza edilen bireylerden daha koyu oldu÷u görülmüútür (ùekil 17). 50 A B ùekil 17. Yeni yakalanmıú (A) ve 3 yıl kültür úartlarında yetiútirilen (B) anaçların yumurtalarındaki pigment farklılı÷ı. Yumurtalar açılıma kadar izlenmiútir. Bu süre zarfında ölenler sayılarak uzaklaútırılmıútır. Bazı anaçların yumurtaları ikiúer tablaya bölünerek paralel gözlem yapılmıútır. Yumurtaların geliúimleri bu sistemde izlenmeye devam edilmiútir. Anaç a÷ırlı÷ına göre, 900 g’dan küçük, 900-1500 g arası ve 1500 g’dan büyük anaçların yumurta geliúimleri ayrı ayrı takip edilmiútir. Elde edilen bulgular Tablo 11’de verilmiútir. Tablo 11. Anaç a÷ırlı÷ına ba÷lı olarak sa÷ımı yapılan yumurta guruplarının süreleri. Balık Anaç Balık Çıkıú Baúlangıcı %50 Çıkıú Tam Çıkıú Sa÷ım tarihi No A÷.. (Gün) (Gün) (Gün) 5 19 Kas 01 25 Ara 01 (37) 30 Ara 01 (42) 5* 19 Kas 01 21 Ara 01 (33) 25 Ara 01 (37) 28 Ara 01 (42) < 900 g 6 19 Kas 01 23 Ara 01 (35) 25 Ara 01 (37) 28 Ara 01 (40) 12 11 Ara 01 18 Oca 02 (39) 22 Oca 02 (42) 3 19 Kas 01 23 Ara 01 (35) 29 Ara 01 (41) 30 Ara 01 (42) * 3 900 19 Kas 01 23 Ara 01 (35) 29 Ara 01 (41) 30 Ara 01 (42) 4 1500 g 19 Kas 01 23 Ara 01 (35) 25 Ara 01 (38) * 4 19 Kas 01 22 Ara 01 (34) 24 Ara 01 (36) 25 Ara 01 (38) 1 15 Kas 01 20 Ara 01 (36) 22 Ara 01 (38) 2 15 Kas 01 20 Ara 01 (36) 21 Ara 01 (37) 23 Ara 01 (39) 2* 15 Kas 01 20 Ara 01 (36) 22 Ara 01 (38) 25 Ara 01 (41) 7 26 Kas 01 28 Ara 01 (33) 04 Oca 02 (40) * 7 26 Kas 01 25 Ara 01 (30) 04 Oca 02 (40) 8 26 Kas 01 30 Ara 01 (35) 04 Oca 02 (40) >1500 g 8* 26 Kas 01 28 Ara 01 (33) 04 Oca 02 (40) 9 26 Kas 01 30 Ara 01 (35) 04 Oca 02 (40) 9* 26 Kas 01 30 Ara 01 (35) 04 Oca 02 (40) 10 11 Kas 01 19 Oca 02 (40) 22 Oca 02 (42) 11 11 Kas 01 19 Oca 02 (40) 22 Oca 02 (42) 12 11 Ara 01 18 Oca 02 (39) 22 Oca 02 (42) *: Farklı bölmelerde kuluçkalanan aynı anacın yumurtaları. açılım Çıkıú (GD) 497.0 497.0 473.3 496.0 496.0 496.0 449.7 449.7 444.0 455.7 479.0 477.0 477.0 477.0 477.0 477.0 477.0 496.0 496.0 496.0 51 2002-2003 Üreme Dönemi Kasım 2002 - Ocak 2003 sa÷ım döneminde 48 adet anaç (24 kuluçkahane, 24 do÷al kökenli) sa÷ılmıú olup, toplam 106570 adet yumurta elde edilmiútir. Do÷al ve kuluçkahane kökenli anaçların nispi yumurta verimi, yumurta çapı (mm), yumurta a÷ırlı÷ı ve yumurta kayıpları de÷erleri arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemsiz, di÷erleri ise önemli bulunmuútur (Tablo 12). Tablo 12. Kasım 2002 - Ocak 2003 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları. Boy (cm) Kuluçkahane (n=24) 40.7±4.34 Do÷al (n=24) 48.6±10.87 Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g) 850.0±321.1 1435.1±924.2 P<0.05 Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g) 714.7±286.1 1186.9±747.2 P<0.05 Toplam yumurta verimi (adet/anaç) 1636±904 2804±2347 P<0.05 Nispi yumurta verimi (adet/kg) 2345±823 2318±941 P>0.05 Toplam yumurta a÷ırlı÷ı (g) 131.8±64.4 237.1±188.6 P<0.05 Yumurta çapı (mm) 5.08±0.24 5.23±0.29 P>0.05 Yumurta a÷ırlı÷ı (mg/adet) 81.06±7.72 87.67±15.58 P>0.05 Yumurta kaybı (ilk 36h) (%) 2.64±2.81 3.03±4.27 P>0.05 21.52±28.28 P>0.05 Yumurta kaybı (döllenme-çıkıú) (%) 30.24±32.14 ANOVA P<0.01 Do÷al ve kuluçkahane kökenli balıkların boyları ile mutlak yumurta verimleri arasında önemli iliúkiler tespit edilmiútir (ùekil 18 ve 19). 10000 2 y = 173.55x - 5631.8 ; R = 0.65; P<0.001 Yumurta verimi (adet/anaç) 9000 8000 7000 6000 5000 4000 3000 2000 1000 0 30 40 50 60 70 80 Boy (cm) ùekil 18. 2002-2003 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi. 52 2 Yumurta verimi (adet/anaç) 6000 y = 120.81x - 3283.3 ; R = 0.34; P<0.05 5000 4000 3000 2000 1000 0 30 35 40 45 50 55 Boy (cm) ùekil 19. 2002-2003 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi. 2003-2004 Üreme Dönemi Kasım 2003 - Ocak 2004 sa÷ım döneminde 104 adet anaç (84 kuluçkahane, 20 do÷al kökenli) sa÷ılmıú olup, bu sa÷ım dönemine ait üreme özellikleri irdelenmiútir. Do÷al ve kuluçkahane kökenli anaçların toplam yumurta verimi, yumurta çapı (mm) ve yumurta kaybı (döllenme-çıkıú; %) de÷erleri arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak önemsiz, di÷erleri önemli bulunmuútur (Tablo 13). Tablo 13. Kasım 2003 - Ocak 2004 sa÷ım dönemine ait üreme bulguları. Boy (cm) Kuluçkahane (n=84) 48.67±7.55 Do÷al (n=20) 52.70±10.10 Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g) 1536.0±782.1 1901.0±1070.7 P>0.05 Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g) 1261.3±654.3 1595.6±954.0 P>0.05 Toplam yumurta verimi (adet/anaç) 3402±1566 3545±1611 P>0.05 Nispi yumurta verimi (adet/kg) 2802±696 2458±987 P>0.05 299.6±149.6 329.0±148.3 P>0.05 5.17±0.27 5.28±0.32 P>0.05 87.81±13.78 92.53±15.06 P>0.05 Yumurta kaybı (ilk 36h) (%) 1.8±5.1 1.6±2.9 P>0.05 Yum. kaybı (döllenme-çıkıú) (%) 4.6±11.9 9.2±10.5 P>0.05 Toplam yumurta a÷ırlı÷ı (g) Yumurta çapı (mm) Yumurta a÷ırlı÷ı (mg/adet) ANOVA P<0.05 53 2003-2004 dönemi do÷al ve kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkileri ise önemli bulunmuú ve ùekil 20 ve 21‘de verilmiútir. 7000 2 y = 113.76x - 2449.1 ; R = 0.5087; P<0.05 Yumurta verimi (adet/anaç) 6000 5000 4000 3000 2000 1000 0 30 40 50 60 70 80 90 Boy (cm) ùekil 20. 2003-2004 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi. 2 y = 181.15x - 5416.2; R = 0.763; P<0.001 Yumurta verimi (adet/anaç) 12000 10000 8000 6000 4000 2000 0 30 40 50 60 70 80 90 Boy (cm) ùekil 21. 2003-2004 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi. 54 ølk sa÷ım 15 Kasım 2001 tarihinde, iki deniz ekotipi diúisinde gerçekleútirilmiútir. Anaç bireylerin en yo÷un yakalandı÷ı Fırtına Deresi su kayna÷ında bakım beslemesi yapılan bireylerin sa÷ım öncesi a÷ırlıkları 1920 ve 2000 g olarak ölçülmüútür. Bu bireylerin nispi yumurta verimleri sırasıyla 1628 ve 1154 adet/kg anaç olarak belirlenmiútir. Dere ekotipi bireylerden ilk sa÷ım 19 Kasım itibarıyla gerçekleútirilmiútir. Son sa÷ım ise uygun su sıcaklı÷ı periyodunda deniz suyunda, su sıcaklı÷ının artmasına müteakip Maçka-Coúandere mevkiine taúınan bireylerden elde edilmiútir. Aylar itibarıyla, kasım ayında 8 deniz ekotipi, 1 dere ekotipi, aralık ayında 5 deniz ekotipi 2 dere ekotipi ve ocak ayında 2 deniz ekotipi ve 8 dere ekotipi sa÷ımı gerçekleútirilmiútir. Buna göre deniz ekotipin de yumurtaların daha erken olgunlaútı÷ı söylenebilir. Yumurta çapları, balık büyüklü÷üne göre bariz bir farklılık göstermemiútir. Küçüklerde deniz ve dere ekotiplerinde 5.0 (n=3) ve 4.9 mm (n=2), orta boy balıklarda 5.3 (n=3) ve 5.9 mm (n=1) ve büyük boy anaç bireylerde dere ekotipi bireyi bulunmayıp deniz ekotipi anaçların yumurta ortalaması 5.7±0.33 mm (n=6) olarak hesaplanmıútır. Yumurtaların açılımı bakımından küçük ve orta boy gurubu anaçların yumurtalarında bariz bir farklılık görülmezken (488.8 GD), büyük boy gurubu anaçların yumurtaları 10 GD erken açılım göstermiútir (477.2). Her üç guruba ba÷lı sa÷ılan anaçların kondisyon faktörleri literatürde verilen anaç balık kondisyon faktörlerinden daha düúük bulunmuútur. Gjedrem ve Gunnes (1978), çalıúmalarında dört tür salmonidin büyüme oranlarını karúılaútırmıúlardır. Deniz alabalı÷ının (Salmo trutta) yumurta çaplarının 5.2 mm oldu÷unu belirlemiúlerdir. Döllenen yumurtaların ortalama 220 GD’de gözlendiklerini ve 490 GD’de açıldıklarını belirtmiúlerdir. Yavruların serbest yüzmeye geçiúleri açılıútan itibaren 270 GD’de gerçekleúmiútir. Grande ve Andersen (1990), derinden ve yüzeyden alınan suların yavru Salmonidlerin geliúimlerine olan etkilerini incelemiúlerdir. 20 m derinden alınan suda yetiútirilen kahverengi alabalık yumurtaları 49 günde (273 GD) gözlenmiú, 126 günde (406 GD) açılmıú ve açılmayı takiben larvalar 194. günde (273 GD) serbest yüzmeye baúlamıúlardır. 1 m derinden alınan suya maruz bırakılan yumurtaların gözlenmeleri 126 gün (195 GD), açılmaları 176 gün (250 GD) sürmüú ve açılmayı takiben larvaların 204. günde (387 GD) serbest yüzmeye geçtikleri bildirilmiútir. Landergen (1999), øsveç’te yaptı÷ı çalıúmasında 15 Ekim’den 12 Ocak’a kadar olgun deniz alabalı÷ının tuzaklar yardımıyla yakalandı÷ını bildirmiútir. Ortalama boylarının 59.0±7.45 cm, toplam yumurta verimlerinin 3222±131 adet/anaç oldu÷unu bildirmiútir. Çalıúmasında yumurta çapını 5.33±0.17 mm olarak belirlemiúlerdir. Nispi yumurta verimini anaç balı÷ın uzunlu÷una göre 56.3±13.1 yumurta/cm olarak hesaplamıútır. Sa÷ım öncesi ölçümlere göre yapılan hesaplamalarda, anaç balıkların kondisyon faktörlerinin 1.16±0.15 oldu÷u bildirilmiútir. Jonsson ve Jonsson (1999), Norveç’te yaptıkları çalıúmalarında, kahverengi alabalıkların yumurta kütlelerini ve yumurta sayılarını çalıúmıúlardır. Hostadelva ve Vesbekken bölgelerinde, ilk kez yumurta veren balıkların yumurta a÷ırlıkları ile vücut a÷ırlıkları arasında önemli bir iliúkiye rastlanmazken, Strokkbekken bölgesinde yumurta a÷ırlı÷ının vücut a÷ırlı÷ı artıúıyla düúük, fakat pozitif bir iliúkinin oldu÷unu hesaplanmıútır.Yumurta a÷ırlıkları açısından yapılan de÷erlendirmede, populasyonlar arasında farklılıkların oldu÷u belirlenmiútir. Bütün populasyonların topluca de÷erlendirilmesinde, yumurta a÷ırlı÷ı ile vücut a÷ırlı÷ı arasında zayıf, fakat artan 55 bir iliúkinin varlı÷ı tespit edilmiútir. Kuluçkahanede yetiútirilen 300 g ve 500 g a÷ırlı÷ındaki balıkların yumurta a÷ırlıkları, sırasıyla 0.0674 ve 0.0701 g olarak belirlenmiútir. øki stok için, ikinci kez yumurtlayan balıklarda yumurta a÷ırlı÷ı ile vücut a÷ırlı÷ı arasında önemli bir iliúki bulunamazken Vesbekken populasyonunda zayıf bir iliúki oldu÷u (r2=0.094, d.f.=44, P=0.04) sonucuna varılmıútır. Her üç kuluçkahane çıkıúlı bireyler için veriler birleútirildi÷inde, iki de÷er açısında bir iliúkinin olmadı÷ı belirlenmiútir. Her üç populasyon için ilk kez ve ikinci kez sa÷ılan diúilerde, kuluçkahanede yetiútirilen balıkların yumurta verimlerinin vücut a÷ırlıkları ile arttı÷ı belirlenmiútir. Elliot (1995), øngiltere’de, do÷al deniz alabalıkları üzerinde yaptı÷ı çalıúmasında, yumurta verimi ve anaç balık büyüklü÷ü arasında bariz bir artıú oranının gittikçe azaldı÷ı bir lineer iliúkinin oldu÷u sonucuna varmıútır. Her iki de÷iúkenin logaritmik dönüúümünden sonra lineer regresyonla açıklanabilecek bir iliúki tespit etmiúlerdir. Yumurta verimini 1764 adet/kg olarak belirlediklerini bildirmiúlerdir. Tatar (1983), Munzur Çayı kahverengi alabalıklarında yaptı÷ı çalıúmasında do÷al balıkların yumurta verimleri ve kültür potansiyellerini de÷erlendirmiútir. Çalıúmasında sa÷ım öncesi a÷ırlıklarının 970-1555 g arasında de÷iúti÷ini bildirmiútir. Yumurta çaplarının balık büyüklü÷ü ile artıú gösterdi÷ini, 4.83-5.20 mm arasında de÷iúti÷ini tespit etmiútir. Toplam yumurta hacminin ise 864-2565 adet/anaç arasında de÷iúim gösterdi÷ini belirtmiútir. Kuluçkalanan yumurtaların gözlenmeye 23. gün (255 GD) itibarıyla baúladı÷ı, bu aúamaya kadar kaybın %21 olarak gerçekleúti÷i bildirilmiútir. Açılım 39. günde (427 GD) baúlamıútır. Bu evrede yavru kaybının %29 olarak gerçekleúti÷ini bildirmiúlerdir. Larvalar, serbest yüzmeye 82. günde (885 günderece) baúlamıútır. Bu evredeki kaybın %19 olarak bulundu÷u belirtilmiútir. Heggenes ve Traaen (1988), kapalı bir ortamda tutulan dört farklı Salmonid türünde [Atlantik salmonu (Salmo salar), kahverengi alabalık (Salmo trutta), kaynak alabalı÷ı (Salvelinus fontinalis) ve göl alabalı÷ı (Salvelinus namaychus)], yavru balıkların gün aydınlı÷ına cevabını irdelemiúlerdir. Çalıúmalarında henüz serbest yüzmeye baúlayan yavruların 26.08±1.12 mm total boyda ve 0.129±0.02 g a÷ırlıkta (n=40), iki haftalık bireylerin ise 32.1±2.83 mm toplam boyda ve 0.323±0.074 g a÷ırlıkta (n=26) olduklarını tespit etmiúlerdir. Çalıúma sonunda kahverengi alabalık ve Atlantik salmonlarının su sıcaklı÷ı istemi ve direk gün ıúı÷ına karúı tepkilerinin farklı oldu÷unu ortaya koymuúlardır. Landergen (1998), anadrom gökkuúa÷ı alabalı÷ının (Oncorhynchus mykiss) yumurtlamasını, deniz alabalı÷ı (Salmo trutta) populasyonuna olan muhtemel etkilerini irdelemiútir. Çalıúmada do÷adan elde edilen anaç balıkların kondisyonları deniz alabalıkları için 1.16±0.15 ve tam boyları 590±74.5 mm olarak tespit edilmiútir. Toplam yumurta verimleri 3222±130.7 adet, nispi yumurta verimleri 56.3±13.1 adet/cm olarak belirlenmiútir. 5.33±0.17 mm olan yumurtalardan çıkan alevin boyu da 16.93±0.48 mm olarak elde edilmiútir. 4.3. Deniz Suyunda Büyütme Deniz suyunda büyütme çalıúması farklı dönemlerde iki kez yapılmıútır. 56 4.3.1. Çalıúma I Çalıúmada ölçümler, aylık olarak yapılmıú ve periyot olarak adlandırılmıútır. Deniz suyu ve tatlısu grupları iki tekerrürden oluúturulmuútur. 2 Kasım, 3 Aralık, 2 Ocak, 1 ùubat ve 4 Mart tarihlerinde, gurupların kondisyon faktörleri ve büyüklük da÷ılımının gözlenmesi için, her iki guruptan rasgele örneklenen yaklaúık 25’er balı÷ın tam boyu (±1 mm) ve a÷ırlı÷ı (±0.1 g) ölçülmüútür. Gurupların ortalama bireysel a÷ırlıkları, periyot sonundaki toplam biyokütle tartımının guruptaki birey sayısına bölünmesiyle belirlenmiútir. ølk iki periyot sonunda deniz suyu gurubu büyüme performansı bakımından daha iyi görülse de, tatlısu gurubunun son iki periyotta aradaki farkı kapattı÷ı görülmüútür (ùekil 22). 4 Mart’ta yapılan ölçümlerde, tatlısu gurubu ortalama 28.8 g iken, deniz suyu gurubu ortalaması 25.7 g olarak ölçülmüútür. Bu tarihten sonra tatlısu gurubunun büyüme performansının deniz suyu gurubuna nazaran daha iyi seyretti÷i gözlenmiútir. Ancak son periyotlarda deniz suyu gurubunun standart sapmasının yüksek oluúu, belirli boyun altındaki bireylerin adaptasyon güçlü÷ü çektiklerini, geliúimin di÷erlerine nazaran daha zayıf oldu÷unu göstermektedir (ùekil 23). Çalıúma baúlangıcında yem de÷erlendirme oranı deniz suyu gurubu lehine görülse de, tatlısu guruplarında ilerleyen tartımlar da iyileúme görülmüútür. Otomatik yemli÷in kullanılmaya baúlamasıyla yem kaybı biraz daha azaltılmıútır. Çalıúmanın ilerleyen aúamalarında, balı÷ın suni úartlara alıúması, balık materyalinin davranıúlarına bakıcının kendini ayarlaması (yemleme için tanka yavaú yaklaúma, yemlemenin yavaú ve uzun bir periyotta yapılması, zorunlu olmadıkça tanka birinin yaklaúmasının engellenmesi vs.) gibi sebeplerle yem de÷erlendirme de÷eri beklenen de÷erlere ulaúmıútır (Tablo 14). Son periyotta, tatlı su guruplarının daha iyi yem de÷erlendirdikleri belirlenmiútir. Çalıúma periyotları boyunca elde edilen a÷ırlık baúına yem tüketim de÷erleri Tablo 15’de verilmiútir. Tablo 14. Yem de÷erlendirme oranının guruplara ve periyotlara göre de÷iúimi. Tatlısu 1 Tatlısu 2 Deniz suyu 1 Deniz suyu 2 03 Ara. 01 * * 1.3 4.4 02 Oca. 02 2.4 3.5 1.4 1.5 01 ùub. 02 1.0 0.9 2.0 1.8 04 Mar. 02 0.6 1.0 1.9 2.5 04 Nis. 02 0.9 0.6 1.3 1.3 * : Belirlenememiútir. Tablo 15. Deneme periyotları boyunca guruplara göre yem tüketim de÷erleri (g/kg canlı a÷ırlık). Tatlısu 1 Tatlısu 2 Deniz suyu 1 Deniz suyu 2 02 Oca. 02 2.83 2.02 0.96 0.94 01 ùub. 02 1.82 2.44 1.58 1.86 04 Mar. 02 1.47 1.34 1.32 1.25 04 Nis. 02 0.80 1.05 1.07 1.04 50 Tatlısu 1 Tatlısu 2 Deniz Suyu 1 Deniz Suyu 2 40 30 20 Ni s.0 2 M ar .02 ùu b.0 2 Oc a.0 2 Ar a.0 1 10 Ka s.0 1 Ortama A÷ırlık (g) 57 TartımZamanı 02 Kas.01 03 Ara.01 02 Oca.02 01 ùub.02 04 Mar.02 04 Nis.02 Tatlısu 1 11.29 11.64 14.25 20.83 29.36 40.04 Tatlısu 2 11.26 12.12 14.68 21.32 28.19 43.808 Deniz Suyu 1 11.23 13.70 18.71 22.31 26.17 36.195 Deniz Suyu 2 11.24 13.34 18.46 22.35 25.23 34.711 ùekil 22. Deneme boyunca farklı iki su ortamında yapılan 4 gurup deniz alabalı÷ının a÷ırlık artıúı (Toplam kütlenin birey sayısına bölümüyle bulunan ortalama a÷ırlık de÷erleri kullanılmıútır). Kasım 2001 tarihinden itibaren yapılan ölçümlerde her dört guruptan yaklaúık 25’er adet balı÷ın boy ve a÷ırlıkları ve gurupların toplam a÷ırlıkları alınmıútır. Nisan 2002 tarihinde yapılan tartım sonuçlarından alınan verilere göre, büyüklük bakımından guruplar arasında önemli istatistiksel bir farklılık gözlenmemiútir. Nisan 2002 tarihi tartımın da yapılan bireysel ölçümlerde, 2 numaralı deniz gurubu balıkların kondisyonları 0.8 olarak gerçekleúmiútir. En düúük ve en yüksek rakamlarla standart sapmalar guruplar arasında birbirine oldukça yakın gerçekleúmiútir. Nisan ayı tartımlarında guruplardan örnekleme yapılarak boy ve a÷ırlıkları 1 g hassasiyetle alınmıútır. Ortalama de÷erler Tablo 16’de verilmiútir. Deniz suyu gurubunda elde edilen bireysel a÷ırlıkların ortalaması tatlısu gurubundan nispeten düúük gerçekleúmiútir. Ancak, yapılan istatistiksel analizde guruplar arasında istatistiki bir farklılı÷ın olmadı÷ı hesaplanmıútır. 58 Tatlısu-1 grubu balıkların aylara göre boy de÷erleri 19 Total boy (cm) 17 A 15 13 11 9 KASIM ARALIK ùUBAT OCAK MART NøSAN ±Std. Dev. ±Std. Err. Mean Ay Tatlısu-2 grubu bireylerin aylara göre boy de÷erler 19 17 B T_BOY 15 13 11 9 KASIM ARALIK OCAK ùUBAT MART NøSAN ±Std. Dev. ±Std. Err. Mean AY Denizsuyu-1 grubu balıkların aylara göre boy de÷erleri 20 18 C Total boy (cm) 16 14 12 10 NøSAN ±Std. Dev. ±Std. Err. Mean NøSAN ±Std. Dev. ±Std. Err. Mean 8 KASIM ARALIK OCAK ùUBAT MART Ay Denizsuyu-2 grubu balıkların aylara göre boy de÷erleri 20 18 D Total boy (cm) 16 14 12 10 8 KASIM ARALIK OCAK ùUBAT MART Ay ùekil 23. Tatlısu (A ve B) ve deniz suyunda (C ve D) yetiútirilen balıkların aylara göre ortalama boyları (±SD). 59 Tablo 16. Nisan 2002’de yapılan ölçümde deniz suyu ve tatlısu guruplarından elde edilen ortalama boy ve a÷ırlık de÷erleri. Boy (cm) N Ortalama Minimum Maksimum SD Tatlısu 1 26 16.1 13.0 19.0 1.86 Tatlısu 2 26 16.1 12.5 20.6 2.24 Deniz 1 25 15.2 11.3 27.7 3.33 Deniz 2 25 16.4 12.2 21.1 2.24 A÷ırlık (g) Tatlısu 1 99 40.05 10.6 84.7 17.33 Tatlısu 2 99 43.82 7.9 90.8 16.95 Deniz 1 82 36.20 7.0 89.0 17.57 Deniz 2 83 34.71 7.0 82.0 17.07 Hes aplanan K ondüs y on Der÷erleri Her iki gurupta da kondisyon faktörü de÷eri periyotlar boyunca artıú göstermiútir. Suni úartlardaki muameleye giderek alıúan balıklarda günlük yemleme anında oluúan strese ba÷lı hareketlili÷in giderek azaldı÷ı gözlenmiútir. Tatlısu 2 gurubunun kondisyon de÷eri ocak ayından itibaren artıú göstermesine karúın nisan ayında di÷er tatlısu gurubuyla aynı konuma gelmiútir. Deniz suyu gurubunun kondisyon faktörü de÷eri, sürekli tatlısu gurubunun altında gerçekleúmiútir (ùekil 24). Tatlıs u1 Tatlıs u2 Deniz Suyu 1 Deniz Suyu 2 1,05 1 0,95 0,9 0,85 0,8 Kas.01 Ara.01 Oca.02 ùub.02 Mar.02 Nis.02 Tartıma Ait Dönemler 02 Kas. 01 03 Ara. 01 02 Oca. 02 01 ùub. 02 04 Mar. 02 04 Nis. 02 Tatlısu 1 Tatlısu 2 0.88 0.90 0.90 0.89 0.92 0.91 0.90 0.99 0.95 0.99 1.00 0.98 Deniz 1 0.88 0.90 0.90 0.89 0.92 0.93 Deniz 2 0.87 0.89 0.93 0.89 0.89 0.91 ùekil 24. Guruplara ve aylara göre kondisyon faktörü de÷erinin de÷iúimi. 60 Gurupların deneme periyodundaki spesifik büyüme oranları (SBO) ùekil 25’de görüldü÷ü gibi varyasyon göstermiútir. Tatlısu gurubu balıklarda SBO de÷erinin nispeten her iki deniz suyu gurubundan yüksek seyretti÷i gözlenmiútir. Tatlısu 1 1,60 Tatlısu 2 Deniz 1 Deniz 2 1,40 1,20 SBO 1,00 0,80 0,60 0,40 0,20 0,00 Kas.01 Ara.01 Oca.02 ùub.02 Mar.02 Ölçüm Periotları 02 Kas. 01 03 Ara. 01 02 Oca. 02 01 ùub. 02 04 Mar. 02 Tatlısu 1 0,10 0,67 1,26 1,14 1,03 Tatlısu 2 0,25 0,64 1,24 0,93 1,47 Deniz Suyu 1 0,66 1,04 0,59 0,53 1,08 Deniz Suyu2 0,57 1,08 0,64 0,40 1,06 ùekil 25. Guruplara göre spesifik büyüme oranı de÷erlerindeki de÷iúim. 4.3.2. Çalıúma II Mart 2003’de baúlatılan büyüme performanslarının irdelenmesi denemesinde; eúit yemleme koúullarında, Karadeniz tuzlulu÷u úartlarına yerleútirilen 2 gurup ile tatlı su úartlarına yerleútirilmiú 2 gurup balı÷ın geliúimi gözlenmiútir. Aylık olarak veri alımı yapılan gurupların bakımı A÷ustos 2003’de sona ermiútir. Baúlangıçta 140’ar balıkla baúlayan denemede deneme devam ettikçe ölen balıklar uzaklaútırılmıútır. Guruplara göre boy, a÷ırlık ve kondisyon faktörü de÷erleri ùekil 26, 27 ve 28’de verilmiútir. Deniz 2 gurubunda mayıs-haziran periyodunda meydana gelen hastalık probleminden dolayı yo÷un ölümler gerçekleúti÷inden deniz suyunun etkisi deniz suyu 1 gurubunun takibiyle ortaya konulmaya çalıúılmıútır. Kalan balıklarda a÷ustos ayında yapılan ölçümler grafi÷e iúlendi÷inde, takip eden besleme periyotlarında gurubun toparlandı÷ını görmek mümkündür. Tatlısu gurubunda mayıs-haziran periyodunda her iki tatlısu gurubunun a÷ırlı÷ı da sabit kalmıútır. Yemleme tekni÷inden kaynaklandı÷ı düúünülen problemlerden dolayı a÷ırlık sabit kalırken boy artıúının devam ediyor olması kondisyon faktörü de÷erini her iki gurupta da ortalama 0.6’ya kadar düúürmüútür. Takip eden dönemlerde alınan önlemlerle a÷ırlık artıúı tekrar hızlanmıú, grafikte görüldü÷ü gibi bir e÷ri çizmiútir. 61 20 t X1 t X2 d X1 Boy (cm) 18 d X2 16 14 12 1 2 3 4 5 6 Süre (ay) ùekil 26. Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince boyca büyümesi (tX1 ve tX2 tatlısu gurupları, dX1 ve dX2 deniz suyu gurupları). 100 80 tX1 A÷ırlık (g) tX2 dX1 60 dX2 40 20 0 1 2 3 4 5 6 Süre (ay) ùekil 27. Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince a÷ırlıkça büyümesi (tX1 ve tX2 tatlısu gurupları, dX1 ve dX2 deniz suyu gurupları). 62 1,3 tX1 tX2 dX1 dX2 Kondisyon faktörü 1,1 0,9 0,7 0,5 1 2 3 4 5 6 Süre (ay) ùekil 28. Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince kondisyon de÷iúimi (tX1 ve tX2 tatlısu gurupları, dX1 ve dX2 deniz suyu gurupları). Araútırmanın deniz suyu - tatlısu büyütme aúamasında kasım ayından itibaren aylık olarak toplam biyokütle tartımından ortalama a÷ırlık artıúı, bireysel ölçümlerle de boy - a÷ırlık de÷iúiminin guruplara göre farklılaúması gözlenmiútir. Çalıúmaya; her 4 gurupta da 11.2 g ortalama a÷ırlıkla baúlanmıútır. Araútırma sonunda tatlısu guruplarında 16.1±1.86 (13.0-19.0) cm ve 16.1±2.24 (12.5-20.6) cm bulunurken, deniz suyu gurubunda 15.2±3.33 (11.3-27.7) cm ve 16.4±2.24 12.221.1) cm boya ulaúılmıútır. Tatlı su ve deniz suyu guruplarının a÷ırlıkları ise sırasıyla 40.1±17.33 g, 43.8±17 g ve 36.2±17.6 g ve 34.71±17.1 g de÷erlerine ulaúılmıútır. Her iki farklı su ortamında hesaplanan spesifik büyüme de÷erleri tatlısu gurubu lehine yüksek bulunmuútur (tatlısu gurubunda 1.03-1.47, deniz suyu gurubunda 1.061.08) (P<0.05). Deneme boyunca, tatlısu gurubunda yem de÷erlendirme de÷erleri 0.6-3.5 arasında de÷iúirken, deniz suyu gurubunda de÷erler 1.3-4.4 arasında de÷iúmiútir. Birim a÷ırlık baúına yem tüketim de÷erine bakıldı÷ında tatlı su gurubunda çalıúma sonunda 0.8-1.1 g yem/kg canlı a÷ırlık de÷erleri elde edilirken, deniz suyu guruplarında yem tüketimi 1.1 g yem/kg olarak bulunmuútur. Araútırmada son periyot ölçümlerinden elde edilen kondisyon faktörleri tatlısu gurubunda nisbeten daha iyi bulunmuútur (Tatlısu gurubu kondisyon faktörü de÷erleri 0.98-1.00, denizsuyu gurubu kondisyon faktörü de÷erleri 0.91-0.93). Galbreath ve Thorgaard (1997), yaptıkları çalıúmalarda triploid Atlantik salmon ile kahverengi alabalık hibritlerinin deniz suyu performanslarını irdelemiúlerdir. Diploid ve triploid Atlantik salmonlarıyla kahverengi alabalı÷ın çaprazlamasından elde edilen bireyler ayrı stoklanmıúlar ve 376 gün süren bir besleme sürecine tabi tutulmuúlardır. Diploid Atlantik salmonu çaprazlamalarının kondisyon faktörü 1.08 bulunurken triploid çaprazlamada 1.07 de÷erine ulaúılmıútır. Çalıúma boyunca elde edilen spesifik büyüme oranı diploid gurupta 0.42±0.013 ve triploid gurupta 0.41±0.016 olarak hesaplanmıútır. Çalıúma sonundaki kondisyon faktörü de÷erlerinin 63 ise sırasıyla 0.88±0.010 ve 0.90±0.009 olarak hesaplandı÷ı bildirilmiútir. Çalıúma sonunda diploid gurup 760±32.5 g a÷ırlı÷a ve 43.8 cm boya ulaúırken triploid 1010±81.6 g a÷ırlı÷a ve 46.7±1.36 cm boya ulaúmıúlardır. Hasat a÷ırlıkları arasında yapılan istatistiksel incelemede, farklılı÷ın triploid gurup lehine önemli oldu÷u tespit edilmiútir. Diploid gurubun yaúama oranı triploid guruba nazaran düúük gerçekleúmiútir (Sırasıyla %43 ve %48). Pirhonen ve ark. (1997), düúük su sıcaklı÷ı úartlarında beslenmede, kuluçkahane kökenli 1+ ve 2+ yaúlı balıklar arasındaki farklılıkları ele almıúlardır. Her iki yaú gurubu alabalıklar da gündüz ve gece boyunca yemlenmiúlerdir, fakat yemlenmeyen balıkların oranları 1+ yaúlı balıklar arasında daha fazla gözlemlenmiútir. Yemlenen balıkların ço÷u gün aydınlı÷ı saatlerinde yem aldıkları kaydedilmiútir. Gündüz yemlenmenin genellikle 2+ yaúlı balıklarda yaygın oldu÷u, fakat çalıúmanın baúlangıcında, gündüz saatlerinde de 1+ yaúlı alabalıklar arasında baskın oldu÷u gözlemlenmiútir. Her iki yaú gurubu balıklarda, foto faz sırasında günlük rasyonlarının %60’ından fazlasını tükettiklerinde, gün ıúı÷ında yem alımı gece yem alımından daha fazla oldu÷u sonucuna varmıúlardır. Pirhonen ve Formsan (1998), yaptıkları çalıúmalarında, kahverengi alabalıklarda (Salmo trutta) yem sınırlamanın büyüklük farklılaúmasına, yem tüketimine, vücut kompozisyonuna, büyümeye ve smoltlaúmaya etkilerini irdelemiúlerdir. Spesifik büyüme oranı haftada iki kez (TW) yemlenen balıklarda 0.10 -1.08 arasında de÷iúim gösterirken, günde bir kez (OD) yemlenen balıklarda haftada iki kez yemlenenlerden nispeten yüksek olacak úekilde 0.10-1.25 arasında bir de÷iúim göstermiútir. Kontrol gurubunda (C) ise 0.07-1.27 arasında de÷iúim gösterip, tüm guruplardan yüksek bulunmuútur. Kondisyon faktörü açısından yapılan de÷erlendirmede, çalıúma içerisinde farklılaúmalar olmakla birlikte, çalıúma sonunda her üç gurupta da benzer kondisyon faktörü de÷erlerine ulaúılmıútır. TW, OD ve C balıkların canlı a÷ırlık ortalamaları sırasıyla 19.25±0.47 g. 18.82±0.14 ve 19.30±0.12 g iken çalıúma sonunda sırasıyla 63.08±8.12 g, 75.19 g ve 104.71±0.44 g de÷erleri tespit edilmiútir. Ulaúılan son kondisyon faktörü de÷erleri ise 1.22±0.002, 1.23 ve 1.21±0.002 olarak tespit edilmiútir. TW, OD ve C balıkların 52 günlük çalıúma baúında vücut su içeri÷i sırasıyla %75.9±0.9, %76.3±1.5 ve %74.3±0.1 olarak bulunurken çalıúma sonunda bu de÷erler TW yemlenenlerde 72.3±0.0 ve C için 72.2±0.2 olarak tespit edilmiútir. Ya÷ de÷erleri TW gurubu için çalıúma sırasında düúüú gösterirken, C ve OD guruplarında bir artıú gözlemlenmiútir. Elde edilen de÷erler aynı sırayla çalıúma baúında 6.2±0.8, 5.3±0.8 ve 7.3±0.1, çalıúma sonunda 8.5±0.4 ve 7.9±0.0 olarak tespit edilmiútir. Aradaki farklılı÷ın önemli olmadı÷ı yapılan analizler sonunda tespit edilmiútir. Yem de÷erlendirme de÷erleri TW, OD ve C gurupları için 1.30±0.2, 1.14±0.1 ve 1.0±0.3 olarak tespit edilmiútir. Deniz suyu denemesi için yerleútirilen balıklar üç gurupta ele alınmıúlardır. Tatlı suya kontrol gurubu ve haftada iki kez yemlenen gurup, deniz suyuna da kontrol ve haftada iki kez yemlenen gurup yerleútirilmiútir. Balıkların çalıúma baúında kas su içerikleri oranları sırasıyla 77.83±0.15, 77.9±0.09, 73.56±0.57 ve 73.87±0.58 olarak belirlenmiútir. Gurupların kontrol guruplarıyla istatistiki bir farklılıkları bulunmamıútır. Çalıúma sonunda aynı de÷erler sırasıyla 77.8±0.11, 77.97±0.11, 75.49±0.35 ve 75.44±0.42 olarak gözlemlenmiútir. Araútırıcılar çalıúma sonunda da kas su içeriklerinin kontrol guruplarıyla farklılıklarının olmadı÷ını bildirmiúlerdir. Jobling ve ark (1998), Baltık salmonu (Salmo salar) ve kahverengi alabalı÷ın beslenme zamanlaması, yem alımı ve büyümesini sabit düúük sıcaklıkta tekli yetiútiricilik ve birlikte yetiútiricilik úartlarında irdelemiúlerdir. Çalıúma baúında, 64 kahverengi alabalık bireylerinin geceleri tekli yetiútiricilikte 0.55±0.15 g/kg, birlikte yetiútiricilikte 0.63±0.17 g/kg yem alabildikleri, gündüz ise sırasıyla 0.73±0.14 g/kg ve 1.00±0.53 g/kg yem tükettikleri görülmüútür. Çalıúma sonunda tekli yetiútiricilik gurubundaki balıklar gece 0.43±0.09 g/kg ve gündüz 1.73±0.12 g/kg yem tüketirken birlikte yetiútiricilik gurubu balıklar gece 0.40±0.37 g/kg ve gündüz 2.04±0.55 g/kg yem alabilmiúlerdir. Baltık salmonunun günlük yem tüketimi tekli yetiútiricilikte %66-87 arasında de÷iúirken kahverengi alabalıklarda %69-85 arasında de÷iúmiútir. Birlikte yetiútiricilik guruplarında de÷iúim Baltık salmonunda %57-88 arasında, kahverengi alabalıkta %55-85 arası bir de÷iúim gözlenmiútir. Gjedrem ve Gunnes (1978), çalıúmalarında dört tür salmonidin büyüme oranlarını karúılaútırmıúlardır. Tatlısu koúullarında, di÷er iki türün yanında Atlantik salmonunun ve deniz alabalı÷ının büyümesi yavaú úekillendi÷i görülmüútür. Deniz suyu ortamında deniz alabalı÷ının büyümesi oldukça yavaú bulunmuútur. 27 aylık bir deneme sonunda balıkların ortalama büyüklüklerinin 2 kg’ma ulaúabildi÷i bildirilmiútir. Bununla birlikte deniz alabalı÷ının fileto kalitesinin di÷er türlere nazaran oldukça iyi oldu÷u da belirtilmiútir. Deniz alabalı÷ı 30 g dan hasat a÷ırlı÷ına (2.0 kg a÷ırlı÷a) tatlı suda 16 ayda ulaúırken, deniz kafeslerinde 27 ayda ulaúmıútır. Bu çalıúmada kondisyon faktörü kasım, aralık ve ocak aylarında deniz ve tatlısu gurubu için benzer seyretmekteyken, ocak ayından sonra tatlısu gurubunda bariz bir iyileúme olmuútur (tatlısu-1 1.00±0.050, tatlısu-2 0.98±0.050, deniz suyu-1 0.93±0.147 ve deniz suyu-2 0.91±0.070). Tatlısu gurubunun kondisyon faktörü, çalıúma sonunda deniz suyu gurubundan nispeten daha iyi bulunmuútur. Ancak, yapılan istatistiki analizde guruplar arasındaki farklılı÷ın önemsiz oldu÷u gözlenmiútir. Çalıúmada ulaúılan maksimum de÷erler bakımından Galbreath ve Thorgaard (1997)’ın bulgularıyla paralellik gösterirken, ortalama de÷erler açısından araútırıcıların de÷erlerinden nispeten yüksek bulunmuútur. Bu çalıúmada elde edilen yem de÷erlendirme de÷eri tatlısu gurupları için 0.93.5 arasında de÷iúirken deniz suyu gurubunda 1.3-4.4 arasında de÷iúim göstermiútir. Yüksek de÷erler deniz suyuna ilk transferden sonra gerçekleúirken, yem de÷erlendirme de÷erleri çalıúmanın ilerleyen periyotlarında sabit bir çizgi izlemeye baúlamıútır. Bu de÷erler, Pirhonen ve Formsan (1998)’ın çalıúmalarında buldukları de÷erlerle benzerlik göstermektedir. Çalıúmamızda elde edilen yem tüketimi Tablo 6’da verilmiútir. Deniz suyundan beklenen, hızlı a÷ırlık artıúının olmaması, balıkların deniz suyuna küçük a÷ırlıkta konulmuú olmalarından kaynaklanmıú olabilir. ølk aylardaki a÷ırlık artıú de÷erinin deniz suyunda nispeten fazla oluúu, deniz suyuna adaptasyon probleminin tahmin edildi÷i kadar olmadı÷ını ça÷rıútırmaktadır. Farklılı÷ın asıl kayna÷ının, tatlısu sıcaklı÷ının 11.5°C’de sabit olmasına karúın, deniz suyunda 8-9.5°C arasında de÷iúim gösteren su sıcaklı÷ı oldu÷u söylenebilir. Bahar aylarında deniz suyunun ısınmaya baúlamasıyla deniz suyu gurubunun büyümesinin tatlı su gurubuyla olan farkı telafi edebilece÷i tahmin edilmektedir (ùekil 14). Tablo 7’de görülece÷i üzere, tatlısu gurubu balıklar ortama alıútıkça zaman içerisinde yem de÷erlendirme de÷erinde bir düzelme görülürken, deniz suyu gurubunda de÷erler nispeten sabit bir seyir izlemiútir. Bu de÷erler, Jobling ve ark. (1998)’nın gündüz uygulama guruplarından yüksek bulunurken, gece yemleme guruplarından daha iyi belirlenmiútir. Çalıúmada, deneme baúında tatlı su gurubu spesifik büyüme oranı (SBO) deniz gurubuna göre yüksek bulunmuú, ancak tatlı su gurubu ocak baúı itibarıyla deniz 65 suyu gurubundan daha iyi bir seviyeye ulaúmıú olup takiben sabit bir seyir izlemiútir. Tatlısu gurubunda 0.1-1.47 de÷erleri hesaplanırken, deniz suyu gurubunda 0.40-1.08 arası de÷erler elde edilmiútir. Bu de÷erler, Galbreath ve Thorgaard (1997)’nin, de÷erlerinden büyük bulunurken, Pirhonen ve Formsan (1998)’nin haftada iki kez ve günde bir kez gurubuyla benzer de÷erler göstermektedir. 4.4. Smoltifikasyon 4.4.1. Smoltifikasyonun Morfolojik Kontrolü 4 Mart 2002 tarihli ölçümlerde, 2 Kasım tarihinden itibaren Karadeniz tuzlulu÷una muamele edilen balıkların tamamının boyu ölçülmüútür. Bununla birlikte parr beneklenmesi ve vücut renginin gümüúiye dönüúümü gözlemlenerek boy guruplarına göre balık sayıları, smoltlaúan, yarı smoltlaúan ve smoltlaúmayanlar olarak kaydedilmiúlerdir. Elde edilen de÷erler grafi÷e iúlenerek, balıkların %50’sinin smoltlaútı÷ı boy aralı÷ının 11.25-11.50 cm oldu÷u belirlenmiútir (ùekil 29). Buna göre, daha küçük boyda da smolt görünüme sahip balıklar bulunsa da, büyütme veya balıklandırma amaçlı deniz suyuna deniz alabalı÷ı transfer etmek gerekiyorsa, balıkların boy ortalamasının 11.5 cm den büyük olması, deniz suyundan kaynaklanacak stresi en azda tutabilecek ve deniz suyuna toleransı artıracaktır. 1 BULUNUù (% ) TAHMøN GERÇEK 0,5 0 9 10 11 12 13 14 15 BALIK BOYU (cm) ùekil 29. 5 ay süreyle Karadeniz tuzlulu÷unda (‰18) yetiútirilen balıklardaki parrların beneklerinin kayboluúuna göre tahmin edilen smoltlaúma boyu. 4.4.2. Smoltifikasyon Sürecinin øzlenmesi Karadeniz tuzlulu÷unun etkilerinin belirlenmesi için, daha önce deniz suyu ile hiç tanıútırılmamıú 1+ yaúlı iki gurup balık deniz suyu ve tatlısu tanklarına (115x115x50 cm) yerleútirilmiúlerdir. 3 Aralık 2001 tarihinden itibaren, her iki guruptan 0, 3, 7, 17, 24, 31, 38, 45. ve 52. günlerde, 5’er balık örneklenmiútir. Bu çalıúmayı takiben, kontrol çalıúması olarak, ‰18 ve ‰30 tuzluluklarda stoklanan balıklarda yaúama oranı ve kan plazması iyon de÷iúimi gözlenmiútir. 7 Mart 2002 66 T.S. Boy (c m) s td.s ap D.S. Boy (c m) s td.s ap 20 (cm ) Ölçülen De÷erler tarihinde baúlayan bu çalıúmada ise her iki guruptan 0, 4, 7, 14, 21. ve 28. günlerde örnekleme yapılmıútır. Bu iki deneme döneminde yaúama oranları da takip edilmiútir. ølk denemede, tatlısu gurubu ve ‰18 tuzlu suda 52 gün boyunca ölüm gözlenmedi. II. denemede, ‰18 tuzlulukta ölüm görülmezken, ‰30 tuzlusu gurubunda tuzlu suya alındıktan sonraki 6. günde 12,6 cm ve 12,7 cm boyunda iki adet balık, 7. günde ise 12,9 cm boyda bir balık ölmüútür. Ölen balıklarda herhangi bir yaralanma görülmezken, renklerinde normalden fazla koyulaúmanın oldu÷u gözlemlenmiútir. Deneme balıklarının bireysel boy ve a÷ırlı÷ı kaydedildikten sonra, bisturi ile kuyruk sapı kesilerek, hematokrit tüplere mümkün oldu÷unca fazla kan alınmaya çalıúılmıútır. Periyotlar boyunca elde edilen boy de÷iúimleri, hematokrit de÷erleri, balık eti kuru madde de÷erleri, balık eti ya÷ de÷erleri ùekil 30, 31, 32 ve 33’de verilmiútir. 15 10 5 0 0 3 7 17 24 31 38 45 52 Zam an (Gü n ) ùekil 30. Deneme süresince örneklenen balıkların boy da÷ılımları. Ölçülen de÷erler (%) T.S. %Hematok D.S. %Hematok std.sap std.sap 65 55 45 35 25 15 5 -5 0 3 7 17 24 31 38 45 52 Zaman (Gün) ùekil 31. Denemede elde edilen ortalama hematokrit de÷erleri de÷iúimi. 67 T.S. %KuruMad D.S. %KuruMad std.sap std.sap Ölçülen De÷erler (%) 25 20 15 10 5 0 0 3 7 17 24 31 38 45 52 Zaman (Gün) ùekil 32. Deneme süresince örneklenen balık etlerinin kuru madde yüzdeleri de÷iúimi. T.S. %Ya÷ D.S. %Ya÷ Ölçülen De÷er (%) 16 15 14 13 12 11 10 0 3 7 17 24 31 38 45 52 Zam an (Gün) ùekil 33. Deneme süresince örneklenen balık etlerinin ya÷ içerikleri (kuru madde üzerinden % ya÷ içeri÷i olarak hesaplanmıútır) de÷iúimi. øki guruptan örneklenen balıkların boy da÷ılımı, alınan et örneklerindeki kuru madde ve ya÷ oranı de÷erleri açısından gurupların herhangi birinin lehine önemli bir farklılık gözlenmemiútir. Balıklarda hastalık ve di÷er stres faktörlerine ba÷lı olarak kanın katı madde oranında bir de÷iúimin olması muhtemeldir. Çalıúmada alınan kan numunelerinin hematokrit düzeyleri de÷erlendirilmiútir. Deniz suyu gurubu balıkların hematokrit düzeyleri tatlısu gurubuna nazaran düúük bulunmuútur. Bu durum az yo÷un ortamdan daha yo÷un deniz suyuna geçen balıkların su kaybını dengelemek için su içme e÷ilimine ba÷lanmıútır. øki farklı deneme yapılmıú, ilk denemede tatlı su ile Karadeniz tuzlulu÷unda muhafaza edilen Karadeniz alabalı÷ı bireylerinden, deniz suyuna transfer olunan balıkların sodyum düzeyleri ilk günden itibaren yüksek bulunmuútur. Ancak 38. 68 Ölçülen De÷er (m Mol) günden itibaren iki guruptan elde edilen de÷erler birbirine yakınlaúmaya baúlamıútır. 17. günde alınan kan örneklerinde sodyum düzeyinin azalmaya baúlaması, balı÷ın boúaltım yoluyla kana giren ilave iyonları baúarılı bir úekilde attı÷ını göstermektedir (ùekil 34). Potasyum düzeylerinde belirgin bir farklılaúma olmamakla birlikte, 38. gün alınan kan örneklerine kadar deniz suyu gurubu balıkların potasyum de÷erlerinin yüksek oldu÷unu söylemek mümkündür. Bu tarihten sonra deniz suyu gurubu potasyum de÷eri, tatlı sudaki balıkların potasyum seviyelerinden giderek daha düúük bir seviye izlemektedir (ùekil 35). T.S. Sodyum (mMol) std.sap D.S. Sodyum (mMol) std.sap 200 150 100 50 0 0 3 7 17 24 31 38 45 52 Zaman (Gün) Ölçülen De÷er (m Mol) ùekil 34. I. denemede tatlı su ve Karadeniz suyunda muhafaza edilen balıkların sodyum iyonu de÷erleri de÷iúimleri. T.S. Potasyum (mMol) std.sap D.S. Potasyum (mMol) std.sap 5 4 3 2 1 0 0 3 7 17 24 31 38 45 52 Zaman (Gün) ùekil 35. I. deneme süresince örneklenen kanların potasyum iyonu de÷erleri de÷iúimleri. 69 Klor iyonu seviyeleri de sodyum iyonu seviyelerinin de÷iúimiyle paralellik izlemiútir. 3. gün alınan örneklerde, deniz suyu gurubu için en yüksek seviyeye ulaúmıútır. 7. günden itibaren sabit bir seyir izlemeye baúlasa da, çalıúma süresince tatlısu gurubundan daha yüksek seyretmiútir (ùekil 36). T.S. Klor (mMol) D.S. Klor (mMol) std.sap std.sap 150 100 50 0 0 3 7 17 24 31 38 45 52 ùekil 36. I. deneme süresince örneklenen kanların Klor iyonu de÷erleri de÷iúimleri. Yapılan 52 günlük denemede, Karadeniz tuzlulu÷unda (yaklaúık, ‰18 tuzluluk), ve tatlısu guruplarında küçük farklılıklar gözlense de, bariz bir farklılık oluúmadı÷ı görülmüútür. Bu sonuç Karadeniz tuzlulu÷unda Karadeniz alabalı÷ı için gerçek smoltifikasyonun oluúmayabilece÷ini düúündürmüútür. Bütün bunlar göz önünde bulundurularak ikinci denemede, daha tuzlu ortamda balıkların iyon dengelerinde nasıl bir de÷iúmenin söz konusu olabilece÷i de÷erlendirilmiútir. Okyanus tuzu kullanılarak, ‰30 ve ‰18’e ayarlanan iki farklı ortama yerleútirilen balıklarla, aynı çalıúma tekrarlanmıútır. Deneme zamanı olarak bir önceki proje çalıúmasında türün do÷al balıkların denize göç dönemi olarak belirttikleri mart ayı seçilmiútir. Örneklenen kan serumları analiz için -20°C de muhafazaya alınmıútır. II. denemede alınan kan örneklerinin hematokrit de÷erleri, her iki gurupta da çalıúmanın 4. gününe kadar bir düúme göstermiútir. ølerleyen aúamalarda normal deniz tuzlulu÷unda (‰30) nispeten sabit bir seviye yakalanmıú, ancak Karadeniz tuzlulu÷unda (‰18) dalgalanma tespit edilmiútir (ùekil 37). ‰18 tuzlu suya yerleútirilen balıkların kan serumunda sodyum ve klor de÷erlerinin, ilk günden itibaren, paralel bir úekilde arttı÷ı ve deniz suyuna transferden sonra 7. günde sabitleúti÷i görülmüútür (ùekil 38). ‰30 tuzlu suda muhafaza edilen balıklarda, 4. gün yapılan örneklemede de÷erler doru÷a ulaúmıú, 14. güne kadar bir artıú trendine giren sodyum ve klor de÷erleri bu tarihten sonra sabit kalmıútır. Deneme süresince ‰30 gurubundan elde edilen de÷erler, ‰18 gurubuna nispeten yüksek bulunurken dura÷an de÷er açısından da, ‰30 gurubu daha yüksek bulunmuútur. 70 II. deneme, Hematokrit de÷erleri de÷iúimi Hematokrit Oranı (%) 55 Deniz Suyu Okyanus Suyu 50 45 40 35 30 0 4 7 14 21 28 Zaman (Gün) ùekil 37. II. denemede elde edilen ortalama hematokrit yüzde de÷erleri de÷iúimi. A %o18 Tuzluluk Denemesi 260 De÷erler (mMol/L) 220 Na 180 Cl 140 100 0 4 7 14 21 28 Örnekleme Zamanı (Gün) De÷erler (mMol/L) B %o30 Tuzluluk Denemesi 260 220 180 Na 140 Cl 100 0 4 7 14 21 28 Örnekleme Zamanı (Gün) ùekil 38. II. denemede elde edilen sodyum ve klor iyonu konsantrasyonu de÷iúimleri (A: ‰18 ve B: ‰30 tuzlulukta muhafaza edilen balıkların iyon de÷iúimi). 71 De÷erler (mMol/L) II. denemede gurupların potasyum de÷erleri de÷iúimi, azalma e÷iliminde bulunmuútur. ‰18 tuzlusu gurubu balıklarda 4. günde hemen hemen sabit seviyeye ulaúılırken, ‰30 tuzlusu gurubunda azalma 21. güne kadar devam etmiútir (ùekil 39). 6 5 4 3 2 1 0 ‰18 0 4 7 A 14 21 28 De÷erler (mMol/L) Örnekleme Zamanı (Gün) 6 5 4 3 2 1 0 ‰30 0 4 7 B 14 21 28 Örnekleme Zamanı (Gün) ùekil 39. II. denemede elde edilen potasyum de÷iúimleri (A: ‰18 ve B: ‰30 tuzlulukta muhafaza edilen balıkların iyon de÷iúimi). 2 Kasım 2001 tarihinde baúlayan denemede, 200 adet balık ‰18 tuzlulu÷a stoklanmıúlardır. 115x115 cm ebatlarındaki fiberglas tanklarda bakım ve beslenmesi rutin olarak devam eden balıklar, 4 Mart 2002 tarihinde, smoltifikasyonun en belirgin özelli÷i olan parrların beneklenmesi gözlenmiútir. Boy ölçümleri ile iliúkilendirildi÷inde, parrların beneklerinin kaybolması bir baúka deyiúle smoltlaúma boyunun 11.25-11.50 cm total boy oldu÷u hesaplanmıútır. Bu sonuç, Karadeniz suyuna bırakılması planlanan balıkların minimum 11.5 cm boya sahip olması úeklinde yorumlanmıútır. Bilhassa, çalıúmanın son periyotlarında, boy frekansı da÷ılımında, deniz suyu gurubunda standart sapma bir artıú göstermiú, nispeten küçük boyda deniz suyuna tanıútırılan balıklar çalıúma boyunca sürekli zayıf kalmıúlardır. Karadeniz tuzlulu÷una (‰18), normal deniz tuzlulu÷una (‰30) ve kontrol gurubu olarak tatlı suya stoklanan balıklarda klor, sodyum ve potasyum iyonlarının 72 de÷iúimleri gözlenmiútir. Karadeniz tuzlulu÷u ve tatlısu paralelli 52 günlük çalıúmada, iyon dengesinde bariz bir farklılaúma görülmüútür. 52 gün boyunca sodyum iyonu de÷iúimi tatlı su gurubunda hemen hemen sabit kalırken, acısu úartlarında üçüncü günde maksimum de÷ere ulaúmıú, yedinci günden itibaren sabit ancak tatlı su gurubu de÷erlerinden yüksek seyretmiútir. Klor iyonu konsantrasyonu da sodyum iyonu gibi, 3. günde zirve yapmıú ve 7. günden itibaren sabitleúmiútir. potasyum iyonu ise çalıúma baúından itibaren tatlısu gurubuyla paralel bir de÷iúim sergilemiútir. Bu denemeyi takiben, fizyolojik adaptasyon yetene÷ini irdelemek için, balıklar normal deniz tuzlulu÷u ile Karadeniz tuzlulu÷una olacak úekilde iki farklı tuzlulu÷a stoklanmıútır. Acı su diye adlandırdı÷ımız Karadeniz tuzlulu÷unda sodyum ve klor de÷erleri birinci denemedeki de÷erlere paralel olarak 7. günden itibaren sabit bir seyir izlerken, ‰30 tuzluluktaki balıkların iyon de÷erlerinin 4. günde en yüksek ve 14. güne kadar tedrici bir azalma gözlenmiútir. øyon de÷iúiminin düzensizli÷i yanında, deneme baúladıktan sonraki 6. günde iki, 7. günde bir balı÷ın ölmesi, ‰30 tuzlulu÷a stoklanan Karadeniz alabalı÷ının bir adaptasyon problemi yaúadıklarını göstermektedir. Ülkemizde, kahverengi alabalıkların deniz suyunda iyon konsantrasyonlarının de÷iúimi ve smoltifikasyon denemelerine yönelik bir çalıúmaya rastlanmamıútır. Ancak, di÷er ülkelerde, bilhassa Avrupa’da yayınlanmıú ileri çalıúmalar mevcuttur. Forsman ve ark. (1998), deniz suyu ve tatlı suda yaptıkları çalıúmalarında strese maruz bıraktıkları balıklarda yaúama oranları, kas su içerikleri, klor ve sodyum seviyelerini çalıúmıúlardır. Tatlısu úartlarında muhafaza ettikleri balıklarda deneme süresince ölüm görülmezken, deniz suyunda strese maruz bırakılan guruplarda % 47 oranında, strese maruz kalmayan guruplarda % 87 oranında ölümün gerçekleúti÷ini bildirmiúlerdir. Kas su içeri÷i denemelerinde; deniz suyu gurubunda %74.23-75.84, tatlısu gurubunda %77.85-80.54 arası de÷erler elde edilmiútir. Klor düzeyi tatlı suda stoklanan balıkların strese maruz bırakılan gurupta 155-186 mmol/l, normal balıklarda ise 163-193 mmol/l, olarak belirlenmiútir. Tatlı suda muamele edilen balıklarda ise stres uygulanan ve uygulanmayan balıklarda sırasıyla 138-142 mmol/l ve 136-143 mmol/l de÷erlerinin elde edildi÷i bildirilmiútir. Plazma sodyum de÷erleri deniz suyu stres gurubunda 173-212 mmol/l, normal gurupta 183-220 mmol/l, tatlı suda stres ve normal guruplarda sırasıyla 155-166 ve152-169 mmol/l olarak tespit edilmiútir. Heinimaa ve ark (1998), üç farklı tatlı su kayna÷ında yaptıkları çalıúmada do÷al kahverengi alabalıkları de÷erlendirmiúlerdir. Kondisyon faktörünün 0.64-0.69 arasında de÷iúti÷i tespit edilen çalıúmada kas su içeri÷i %77.1-78.8 arasında bulunmuútur. Hematokrit de÷erleri %36.3-38.3 arasında bulunmuútur. Kan plazma iyon düzeyleri de÷erlendirilen çalıúmada, klor seviyesinin 130.3-141.8 mmol/l, sodyum seviyelerinin 151.6-157.8 arasında ve potasyum de÷erlerinin 2.8-3.5 mmol/l arasında de÷iúti÷i bildirilmiútir. Her üç nehir sto÷una ba÷lı balıkların 48 saatlik deniz suyuna (tuzluluk ‰30) maruz bıraktıktan sonra potasyum de÷erlerinin 1.7-1.8 mmol/l , klor de÷erlerinin 8.6-17.3 mmol/l, sodyum de÷erlerinin 6.0-17.4 mmol/l de÷erinde artıú gösterirken, kas su içeri÷inin %0.2-0.8 oranında azaldı÷ı belirlenmiútir. Iversen ve ark. (1998), üç farklı su kayna÷ında Atlantik salmonlarında yaptıkları çalıúmalarında Klor düzeylerinin 48 saatlik bir periyot sonunda bir düúüú gösterdi÷i tespit edilmiútir. 8’er bireyden alınan örneklerde çalıúma baúında 129-138 mmol/l arasında de÷erler tespit edilirken çalıúma sonunda ölçülen de÷erler 124-129 mmol/l arasında de÷iúim göstermiútir. 73 Björnsson ve ark. (1998) çalıúmalarında farklı tuzluluklara ve farklı aydınlık düzeylerine yerleútirdikleri kahverengi alabalıkların zamana ba÷lı kan plazması sodyum iyonu konsantrasyonu de÷iúimi irdelemiúlerdir. Çalıúma süresince tuzluluk guruplarına göre farklılaúma gözlenmiú, çalıúmada elde edilen en yüksek de÷erler; ‰0 gurubunda 168.0 mmol/l, ‰28 gurubunda 201.2 mmol/l, ‰35 gurubunda 242.9 mmol/l ve ‰40 gurubunda 251,8 mmol/l olarak bildirilmiútir. Sürekli aydınlık denemesinde ise baúlangıçta 156.6-162.8 mmol/l de÷eri elde edilirken, en yüksek ‰0 gurubunda 165.6 mmol/l, ‰28 gurubunda 191.7 mmol/l, ‰35 gurubunda 216.0 mmol/l ve ‰40 gurubunda 247.1 mmol/l de÷erleri elde edildi÷i bildirilmiútir. Nielsen ve ark (1999), do÷al ve kuluçkahanede yetiútirilen kahverengi alabalıklarda yaptıkları 6 aylık bir çalıúma gerçekleútirmiúlerdir. Kas su içeri÷i tatlı su gurubu için sabit bir seyir izlerken, ‰28 deniz suyu gurubunda, ocaktan itibaren mart-nisan aylarında maksimum çıkmıú, haziran ayına kadar tekrar düúüúe geçmiú ve baúlangıç düzeylerine inmiútir. Çalıúma süresince deniz suyu gurubu kas su içeri÷i tatlı su gurubundan düúük seyretmiútir. Kas su içeri÷inin plazma ozmolalitesiyle ters iliúkili oldu÷u (r2=0.73) bildirilmiútir. Haziranın ortalarında yapılan tayinlerde henüz tatlı sudaki balıkların kaslarının su içerikleri %78.2±0.1, 24 saatlik deniz suyu muamelesinin ardından yapılan örneklemede %72.8±0.3 ve 12 günlük deneme sonunda yapılan örneklemede %77.8±0.2 de÷erlerinin tespit edildi÷i bildirilmiútir. Kan plazmasındaki klor ve sodyum iyonları benzer bir de÷iúim göstermiútir. Çalıúmanın baúlarında klor de÷eri 175 mmol/l, sodyum de÷eri 200 mmol/l seviyelerinde ölçülürken mart ve nisan aylarının ilk yarısında 24 saatlik deniz suyu muamelesi sonucunda klor ve sodyum iyonları düzeylerinin sırasıyla 140 ve 170 mmol/l seviyelerine indi÷i belirlenmiútir. Haziran baúında deniz suyuna transfer edilen 15 kahverengi alabalık 12 gün sonra ölmüúlerdir. Deniz suyuna toleransın geliúmesinin bir ifadesi olan dıú yüzeyin gümüúileúmesi, çalıúma periyodu boyunca kuluçkahanede yetiútirilen kahverengi alabalıkların smoltlaúmasının bir belirteci olarak de÷erlendirilmiútir. 24 saatlik deniz suyu de÷iúim testinden sonucunda balıkların su içme de÷erleri úubat-mart aylarında0.2-0.3 ± 0.02 ml kg-1 h-1 de÷erlerine kadar yükselirken, Nisan sonlarında 1.42±0.28 ml kg-1 h-1 de÷erlerine düúmüútür. Sundel ve ark. (1998), do÷al ve kuluçkahanelerde yetiúen kahverengi alabalıklarda smoltifikasyon sırasında meydana gelen de÷iúimleri iki farklı su kayna÷ında gözlemlemiúlerdir. Hem do÷al balıklarda hem de kuluçkahane menúeli balıklarda, 24 saatlik deniz suyuna muamele sonunda sodyum seviyelerinde bariz bir artıúın söz konusu oldu÷unu tespit etmiúlerdir. Su kaynaklarının birinde nisan baúından itibaren mayıs baúına kadar hem kuluçkahane orijinli hem de do÷al stok bireylerinin plazma sodyum iyonu konsantrasyonunda bir artıú gözlenirken, mayıs sonuna kadar düúüú belirlenmiútir. Daha sonraki bir aylık dönemde ise sabit bir seyir izlemiútir. Di÷er su kayna÷ında mart ayından itibaren bir artıú gözlenirken kuluçkahane orijinli balıklarda nisan sonundan itibaren azalmanın oldu÷u gözlenmiútir. Eliassen ve ark. (1998), iki farklı su kayna÷ında, Alp alalarında (Salvelinus alpinus, L.) deniz suyunun etkilerini irdelemiúlerdir. Çalıúmada kas su içeri÷inin çalıúma baúından itibaren tatlısu ve tatlı suya geri dönen balıklarda azalan bir grafik tespit ederken, her iki gurupta da deniz suyuna maruz bırakılan guruplarda kas su içeri÷inin artıú e÷iliminde oldu÷unu belirlemiúlerdir. Plazma sodyum içeri÷i bakımından yapılan irdelemede úubat sonunda baúlayan çalıúmada, tatlısu ve deniz 74 suyu gurubunda mayıs ayında maksimum de÷er gözlenirken, deniz suyu gurubu balıklardan elde edilen de÷erlerin nispeten yüksek bulundu÷u bildirilmiútir. Klor iyonu bakımından yapılan de÷erlendirmede de sodyum iyonuna benzer úekilde, zirve mayıs ayında gerçekleúmiú, deniz suyu gurubu de÷erlerinin sürekli tatlısu gurubundan yüksek oldu÷u bildirilmiútir. Finstad ve Ugedal (1998), yaptıkları çalıúmalarında deniz alabalıklarının (Salmo trutta L.) smoltifikasyonunu irdelemiúlerdir. øki faklı boy gurubunda yapılan de÷erlendirmede tatlısu ve deniz suyu gurubu balıkların klor iyonu konsantrasyonları benzerlik göstermiútir. Her iki boy gurubunun tatlısu guruplarında, nisan sonundan haziran baúına kadar yapılan denemelerde, sabit ve benzer de÷erler tespit edilmiútir. Deniz suyu denemesinin her iki boy gurubunda da benzerlik görülürken, çalıúma süresince bariz bir azalma gözlemlenmiútir. Deniz suyu gurubu balıkların klor iyonu düzeyleri tüm çalıúma süresince tatlısu gurubundan yüksek bulundu÷u ve tatlısu guruplarıyla deniz suyu gurupları arasındaki farklılı÷ın çalıúma süresince istatistiki olarak önemli bulundu÷u bildirilmiútir. Deniz suyu de÷iúim testinde küçük boy gurubu balıklardaki ölüm oranının, büyük boy guruplarına nazaran yüksek oldu÷u bildirilmiútir. Küçük boy gurubunda ölüm oranının %7-88 arasında de÷iúirken, büyük boy gurubunda 16 Hazirandan sonra, tatlısu kontrol gurubunda hiç ölüm olmadı÷ı belirtilmiútir. Bunun salmonidlerin genel bir özelli÷i oldu÷unu belirtmiúlerdir. Ugedal ve ark. (1998), do÷al ve kuluçkahane menúeli kahverengi alabalıkların deniz suyu toleranslarını ve nehir göçlerini çalıúmıúlardır. Plazma klor seviyeleri bakımından yapılan çalıúmada, kuluçkahanede üretilen balıkların tatlı sudaki elde edilen de÷erleri 128-134 mmol/l arasında de÷iúirken, 72 saatlik deniz suyu uygulamasından sonra elde edilen de÷erler 155-175 mmol/l arasında de÷iúim göstermiútir. Çalıúma sonunda yapılan de÷erlendirmede, plazma klor seviyeleri ile balık boyu arasında azalan bir iliúkinin varlı÷ına da iúaret edilmiútir. Yapılan bu çalıúmada, deniz suyu ve tatlı suyun büyümeye etkisinin belirlenmesi kısmında deniz suyunda yetiútirilen balıkların parr-smolt dönüúümü gözlenmeye çalıúılmıútır. Parr benekleri tamamen kaybolanlarla henüz kaybolmayanların büyüklükleri, boy ve a÷ırlıklarından Karadeniz alabalı÷ının deniz suyuna geçiú veya transfer için en uygun boyunun tespit edilmesi amaçlanmıútır. Balıkların %50’sinin smoltlaútıkları için büyüklük, 11.25-11.50 cm olarak tespit edilmiútir. 52 gün boyunca süren I. Büyüme denemesinde deniz suyu ve tatlısu karúılaútırılması yapılmıútır. Bu çalıúmanın devamı niteli÷inde II. denemede yapay olarak hazırlanan ‰30 tuzlu suya yerleútirilen balıkların kan plazmalarındaki iyon de÷iúimi karúılaútırılmıútır. Birinci denemede, kas su içeri÷inin sabit ve deniz suyu gurubu ile tatlısu gurubunun benzer bir de÷iúim gösterdi÷i tespit edilmiútir (tatlısu gurubu %78.94±0.998 (%77.2-80.5), deniz suyu gurubu %78.60±1.681 (%75.580.5)). Bulunan de÷erler Forsman ve ark (1998)’nın de÷erleri ile aynı bulunmuútur. Nielsen ve ark. (1999)’nın Haziran ayı ile, 12 saatlik deniz suyu muamelesinden sonraki örneklemede elde edilen sonuçlarla aynı bulunurken, aynı çalıúmada 24 saatlik deniz suyu muamelesinde elde edilen %72±0.3 de÷erinden yüksek bulunmuútur. Çalıúmamızda, aynı zamanlamada yapılan örneklemede nispeten yüksek de÷erler bulunmasının nedeni, çalıúmada kullanılan suyun tuzluluk miktarı 75 gösterilebilir. Zira, çalıúmada kullanılan Karadeniz tuzlulu÷u ‰18 olup acısu niteli÷indedir. Bu çalıúmada, kuru madde üzerinden yapılan de÷erlendirmeye göre, kasların ya÷ içeri÷i de÷erleri bakımından, tatlısu ve deniz gurupları arasında önemli bir farklılık gözlenmemiútir (tatlısu gurubunda %12.4±1.51, deniz suyunda %12.1±1.22). Çalıúmada 52 günlük periyot boyunca, her iki guruptaki balıkların ya÷ de÷erleri ortalamalarında, ortama ba÷lı bir de÷iúimin olmadı÷ı gözlemlenmiútir. Tatlısu gurubu ile deniz suyu gurubu balıklardan alınan kanın 5000 devir/dakika’da 5 dakika yapılan santrifüjü sonunda elde edilen hematokrit de÷erleri arasında bariz bir farklılı÷a rastlanmamıútır. Ancak çalıúma baúından itibaren tatlısu gurubunun hematokrit de÷erinin nispeten yüksek oldu÷u gözlenmiútir. Bu da Nielsen ve ark (1999)’nın belirtti÷i gibi, tatlı sudan denize geçen balıkların su içme oranının artıúına atfedilebilir. Heinimaa ve ark. (1998), üç farklı su kayna÷ında yaptıkları çalıúmalarında 1000 devir/3 dk santrifüje ettikleri numunelerden okudukları de÷erleri %38.3±13.9, %38.3±5.9 ve %36.3±18.0 olarak tespit ettiklerini bildirmiúlerdir. Santrifüj sonrası elde edilen plazma iyon içeri÷i analiz edilmiútir. Sodyum iyonu içeri÷inde, deniz suyu gurubunda ilk günden itibaren bariz bir artıú görülmüútür. Üçüncü günde maksimuma ulaúan sodyum düzeyi (191.5±25.54 mmol/l), 7. Günde azalarak (173.6±17.28 mmol/l) ilerleyen günler için sabit bir seviyede kalmıútır. Çalıúma boyunca sabit bir çizgi izleyen tatlısu sodyum içeri÷i, deniz suyu gurubundan elde edilen de÷erlerden düúük bir seyir izlemiúse de aradaki farklılık önemsiz bulunmuútur. Deniz suyu gurubunda tatlı suya nispeten yüksek bulunan sodyum de÷erleri, deniz suyunun iyon yapısından kaynaklanmaktadır. Bulunan de÷erler tatlı sular için Heinimaa ve ark. (1998) çalıúmalarında buldukları de÷erlerle aynı bulunurken, deniz suyunda elde ettikleri de÷erler, çalıúmamızda elde ettikleri de÷erlerden düúük bulunmuútur. Aynı çalıúmada bildirilen, balıklar deniz suyuna maruz bırakıldıktan 48. saat sonraki artıúların çalıúmamızda da gözlenmesi, artıúın 36 mmol/l seviyesinde oluúu, sodyum iyon de÷erinin, deniz suyuna geçtikten sonra arttı÷ını, ancak 7. günden sonra 170 mmol/l düzeylerinde sabitleúti÷ini göstermektedir. Forsman ve ark (1998)’nın tatlı suda buldukları de÷erlerle çalıúmada elde edilen de÷erler oldukça benzerdir. Deniz suyu gurupları için söz konusu de÷erler araútırıcıların tespit ettikleri de÷erlerin alt sınırları ile benzerlik göstermekle birlikte, Forsman ve ark. (1998)’nın tespit ettikleri üst limit, çalıúmamızda elde edilen de÷erlerden biraz yüksek bulunmuútur. Bunun sebebi çalıúmamızda kullanılan suyun tuzluluk düzeyine ve balık büyüklü÷ünün (sırasıyla ‰18 ve 5.8-15.9 g), adı geçen araútırıcıların irdeledikleri de÷erlerden (sırasıyla ‰ 30 ve 36.9 g) kaynaklanmıú olabilir. Iversen ve ark (1998) çalıúmalarında üç faklı nehir sto÷u bireylerinin kan plazmasının 5000 devir / 5 dakika santrifüj edilmesinden sonra, buldukları sodyum de÷erlerinin kontrol guruplarında 155±9, 159±5 ve 165±6 mmol/l oldu÷unu, aynı su kaynaklarından alınan balıkların 24 saatlik deniz suyu muamelesinden sonra sırasıyla de÷erlerin 176±12, 211±49 ve 176±11 mmol/l de÷erlerine ulaútı÷ı bildirilmiútir. De÷erler çalıúmamızda tespit edilen de÷erlerle oldukça benzerlik göstermektedir. Bu çalıúmada gözlendi÷i gibi, deniz suyuna transfer edilen balıkların kan plazması sodyum iyon de÷erleri artıúı, deniz suyu iyon yapısının kan iyon yapısını direk etkileyen bir faktördür. Björnsson ve ark (1998)’nın do÷al gün ıúı÷ı uygulamasında elde ettikleri sodyum de÷erleri, çalıúmamızda tatlısu gurubu de÷erleri ile benzer bulunurken (152.7±8.61 mmol/l), deniz suyu gurubunda gözlenen de÷erlerden (179.2±8.93 mmol/l) küçük bulunmuútur. Farklı tuzluluklarda 76 yaptıkları ‰0 gurubundaki sodyum de÷erleri çalıúmamızla benzerlik gösterirken, ‰28, ‰35 ve ‰40 tuzlulu÷a muamele edilen balıklardan elde edilen de÷erler çalıúmamızda bulunan de÷erlerden yüksek bulunmuútur. Bu farklılı÷a, kuvvetli bir ihtimal deniz suyu iyon dengesi neden olmuútur. II. denemede elde edilen de÷erlere göre, okunan en yüksek kan plazması sodyum de÷eri 231 mmol/l iken en düúük de÷er 146.7 mmol/l olarak ölçülmüútür. Bu de÷erlerin üst sınırı, Forsman ve ark. (1998), Nielsen ve ark (1999)’nın de÷erlerinden yüksek, alt sınırı ise düúük bulunmuútur. Heinimaa ve ark (1998)’nın çalıúmalarından bildirdikleri gibi, ‰30 tuzlulu÷a stoklanan balıkların sodyum iyonu de÷erleri birkaç gün gibi kısa bir zamanda doru÷a ulaúmıútır. Kan plazmasından elde edilen potasyum de÷erleri I. denemede, her iki gurupta da çalıúma baúında azalan bir seyir izlemiútir. 38. günden itibaren çalıúma sonuna kadar (52. Gün) tatlısu gurubunda küçük bir artıú görülmüú, deniz suyu gurubunda ise bir azalma göze çarpmaktadır. II. denemede elde edilen 2.19±1.181 mmol/l potasyum de÷eri I. deneme gurubunda, çalıúma boyunca elde edilen potasyum de÷erleri, Heinimaa ve ark (1998)’nın verileriyle benzerlik göstermekte olsa da araútırıcılar 48 saatlik deneme sonunda bir artıú gözlerken, çalıúmamızda sürekli bir azalma gözlemlenmiútir. I. deneme süresince alınan verilerde tatlısu gurubunda 2.52±0.91 mmol/l , deniz suyu gurubunda 2.52±0.84 mmol/l oldu÷u tespit edilmiútir. II. denemede ise bu de÷erler ‰18 deniz suyu gurubu için 2.01±1.834 mmol/l (0.835.6), ‰30 deniz suyu gurubu için 2.36±0.923 mmol/l (1.04-4.06) olarak belirlenmiútir. De÷erler bir önceki denemeye benzer úekilde sürekli azalan bir seyir izlemiútir. I. denemede klor iyonu de÷iúimleri, tatlı sularda çalıúma sonuna kadar nispeten sabit kalmakla birlikte, deniz suyu gurubunda 3. günde maksimuma ulaúmıú (174.6 mmol/l), 7. günden itibaren 125-140 mmol/l seviyelerinde sabit kalmıútır. Çalıúma boyunca tatlısu gurubunda klor de÷eri 90.0-129 mmol/l arasında de÷iúim gösterirken, deniz suyu gurubunda de÷iúim 106.5-217.8 mmol/l arasında gerçekleúmiútir. II. denemede elde edilen ‰18 gurubu klor de÷erleri de÷iúimi 7. günde sabit düzeye eriúirken, ‰30 deniz suyu gurubunda 4. günde ulaúılan doruktan sonra azalma 14. güne kadar sürmüútür. Her iki gurubun klor de÷eri bu aúamadan sonra benzer úekilde devam etmiútir (ùekil 27). Tatlı su gurubu de÷erleri Forsman ve ark. (1998)’nın yaptıkları çalıúmayla karúılaútırıldı÷ında, strese maruz bırakılan ve bırakılmayan guruplardan daha düúük bulunmuútur. Deniz suyuna maruz bırakılan guruplar açısından ele alındı÷ında da çalıúmamızda elde edilen de÷erler düúüktür. Bu farklılı÷ın en muhtemel sebebi olarak balık büyüklü÷ü verilebilir. Nispeten küçük olan balıkların (9.8±2.133 g) klorid hücreleri geliúimi bakımından, Forsman ve ark. (1998)’nın çalıúmasındaki bireylere nazaran (36.9±7.34 g) dezavantajlı oldu÷u söylenebilir. Çalıúmada tatlısu gurubu balıklardan elde edilen bulgular, Heinimaa ve ark (1998)’nın çalıúmalarında tespit ettikleri de÷erlerden küçük olmakla birlikte, deniz suyu gurubu klor de÷erleriyle oldukça benzerlik göstermektedir. Iversen ve ark. (1998)’nın 48 saatlik deniz suyu muamelesi sonunda, çalıúmamızda elde edilen kan plazması klor düzeylerindeki artıúın aksine bir azalma tespit etmiúlerdir. Nielsen ve ark (1999) çalıúmalarında klor de÷erinin 175 mmol/l ’den 140 mmol/l de÷erlerine düútü÷ü sonucuna varmıúlardır. Her iki deneme süresince elde edilen yaúama oranları, Forsman ve ark. (1998)’nın da bildirdiklerine paralel olarak tatlısu gurubunda ölüm görülmemiútir. Karadeniz tuzlulu÷unda da (‰18) ölüm görülmezken, ‰30 tuzluluk gurubunda %10 77 ölüm gözlemlenmiútir. Bu bulgu, Karadeniz alabalı÷ının Karadeniz tuzlulu÷una kolayca alıúabilece÷ini, ancak daha tuzlu ortamlarda 12-13 cm boydaki balıklar stres altında kalmalarından dolayı yaúama oranının düúebilece÷ini ça÷rıútırmaktadır. 4.5. Larval Geliúim Çalıúması Yumurtadan çıkıú anında ortalama larva boyu 4.7 mm gurubunda 14.45±0.44 mm, 5.1 gurubunda 14.80±0.35 mm ve 5.5 mm gurubunda ise 14.80±0.59 mm, ilk beslenme baúlamadan önce ise bu de÷erler sırasıyla 22.85±0.58 mm, 23.20±0.67 mm ve 23.95±1.14 mm olarak ölçülmüútür (ùekil 40 ve Tablo 17). Çıkıú anındaki farklılıklar istatistiksel açıdan önemsiz iken, ilk beslenme öncesi 5.1 mm gurubu di÷er guruplar ile benzerlik, 4.7 ile 5.5 mm gurupları ise farklılık göstermiútir (P<0.05). ølk boy de÷erleri kaynak alabalı÷ı için çıkıú anında 12.07 mm, ilk beslenme öncesi ise 19.01 mm olarak bildirilmiútir (Baúçınar, 2001). Kaynak alabalı÷ı için bildirilen yumurta çapı 4 mm civarındadır ve bu farklılı÷ın nedenleri konusunda bilgi vermektedir. 26 B 4.7 B 5.1 B 5.5 Do÷rusal (B 5.5) Do÷rusal (B 5.1) Do÷rusal (B 4.7) 24 Boy (mm) 22 20 18 16 14 12 390 440 490 540 590 640 690 Gün-derece ùekil 40. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı boy artıúı. 78 Yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi, yaú toplam ve kuru toplam (larva+kese) a÷ırlık de÷erleri sırasıyla 4.7 mm gurubunda 68.43±2.83 ve 95.85±4.04 mg, 25.26±0.74 ve 19.08±0.86 mg; 5.1 gurubunda 85.04±4.75 ve 125.74±8.62 mg, 30.20±1.77 ve 23.66±0.69 mg ve 5.5 mm gurubunda ise 107.68±5.38 ve 147.76±8.23 mg, 41.74±1.31 ve 30.82±2.85 olarak ölçülmüútür (ùekil 41 ve 42, Tablo 17). Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gurupların birbirinden önemli derece farklı oldukları bulunmuútur (P<0.0001). Yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesinde yaú toplam a÷ırlık de÷erleri sırasıyla, kaynak alabalı÷ında 72.45±5.58 ve 98.85±6.22 mg (Baúçınar ve Okumuú, 2003), gökkuúa÷ı alabalı÷ında 93 ve 125 mg (Hodson ve Blunt, 1986); kuru toplam a÷ırlık de÷erleri kaynak alabalı÷ında 26 ve 19 mg (Baúçınar ve Okumuú, 2003), gökkuúa÷ı alabalı÷ında 35 ve 32 mg (Hodson ve Blunt, 1986), kahverengi alabalıkta 33 ve 26 mg (Hansen, 1985), Atlantik salmonunda 36 ve 27 mg (Hansen ve Møller, 1985) olarak bildirilmiútir. 170 150 YTA 4.7 YTA 5.1 YTA 5.5 Do÷rusal (YTA 5.5) Do÷rusal (YTA 5.1) Do÷rusal (YTA 4.7) YTA (mg) 130 110 90 70 50 390 440 490 540 590 640 690 Gün-derece ùekil 41. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı yaú toplam a÷ırlık (YTA) artıúı. Kuru larva a÷ırlı÷ı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi sırasıyla, 4.7 mm gurubunda 2.75±0.40 ve 14.20±0.92 mg, 5.1 gurubunda 3.68±0.33 ve 18.11±1.29 mg ve 5.5 mm gurubunda ise 3.94±0.50 ve 20.76±1.69 mg olarak ölçülmüútür (ùekil 43, Tablo 17). Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gurupların birbirinden önemli derece farklı oldukları bulunmuútur (P<0.0001). Kuru larva 79 a÷ırlı÷ı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesinde sırasıyla, kaynak alabalı÷ında 2.7 ve 9.5 mg (Baúçınar ve Okumuú, 2003), gökkuúa÷ı alabalı÷ında 3 ve 13 mg (Hodson ve Blunt, 1986); kahverengi alabalıkta 4 ve 13 mg (Hansen, 1985), Atlantik salmonunda 5 ve 18 mg (Hansen ve Møller, 1985), Alp alasında 3 ve 8 mg olarak bildirilmiútir. Kuru kese a÷ırlı÷ı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi sırasıyla, 4.7 mm gurubunda 22.51±0.65 ve 4.88±1.23 mg, 5.1 gurubunda 26.52±1.61 ve 5.55±1.15 mg ve 5.5 mm gurubunda ise 37.80±1.21ve 10.06±1.83 mg olarak ölçülmüútür (ùekil 44, Tablo 17). Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gurupların birbirinden önemli derece farklı oldukları bulunmuútur (P<0.0001). Kuru kese a÷ırlı÷ı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesinde sırasıyla, kaynak alabalı÷ında 23.3 ve 9.5 mg (Baúçınar, 2001), gökkuúa÷ı alabalı÷ında 32 ve 17 mg (Hodson ve Blunt, 1986); kahverengi alabalıkta 30 ve 13 mg (Hansen, 1985), Atlantik salmonunda 32 ve 14 mg (Hansen ve Møller, 1985) olarak bildirilmiútir. KTA 4.7 KTA 5.1 45 KTA 5.5 Do÷rusal (KTA 5.5) 40 Do÷rusal (KTA 5.1) Do÷rusal (KTA 4.7) KTA (mg) 35 30 25 20 15 390 440 490 540 590 640 690 Gün-derece ùekil 42. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru toplam a÷ırlık (KTA) de÷iúimi. 80 25 20 KLA 4.7 KLA 5.1 KLA 5.5 Do÷rusal (KLA 5.5) Do÷rusal (KLA 5.1) Do÷rusal (KLA 4.7) KLA (mg) 15 10 5 0 390 440 490 540 590 640 690 Gün-derece ùekil 43. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru larva a÷ırlı÷ı (KLA) artıúı. 45 KKA 4.7 KKA 5.1 40 KKA 5.5 Do÷rusal (KKA 5.5) 35 Do÷rusal (KKA 5.1) Do÷rusal (KKA 4.7) KKA (mg) 30 25 20 15 10 5 0 390 440 490 540 590 640 690 Gün-derece ùekil 44. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru kese a÷ırlı÷ı (KKA) de÷iúimi. 81 Kuru madde oranı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi sırasıyla, 4.7 mm gurubunda %36.95±1.36 ve %19.94±1.33, 5.1 gurubunda %35.52±1.08 ve %18.89±1.27 ve 5.5 mm gurubunda ise %38.82±1.71 ve % 21.25±1.07 olarak ölçülmüútür (ùekil 45, Tablo 17). Yapılan istatistiksel analiz sonucunda 5.5 mm gurubunun di÷erlerinden önemli derece farklı oldu÷u bulunmuútur (P<0.001). Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR) çıkıútan ilk beslenme öncesine kadar 4.7 mm gurubunda 0.649, 5.1 mm gurubunda 0.688 ve 5.5 mm gurubunda 0.606 olarak hesaplanmıútır (Tablo 18). Örnekleme periyotlarındaki besin kesesi de÷erlendirme randımanları Tablo 19’de verilmiútir. Dumas ve ark. (1995) kaynak alabalı÷ı için 8-13°C'de KDR de÷erini 0.65, Baúçınar ve Okumuú (2003) yine kaynak alabalı÷ı için 4.5-13.0 °C’de 0.50, Hansen (1985), kahverengi alabalık için 7-8.5 °C'de 0.46 - 0.68 olarak bildirmiútir. KM 4.7 KM 5.1 KM 5.5 Do÷rusal (KM 5.5) Do÷rusal (KM 5.1) Do÷rusal (KM 4.7) 45 40 KM (%) 35 30 25 20 15 390 440 490 540 590 640 690 Gün-derece ùekil 45. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru madde (KM) de÷iúimi. Örnekleme periyotları arasındaki KDR de÷erlerinde bir dalgalanma söz konusudur (Tablo 19). Bu dalgalanmanın su sıcaklı÷ından kaynaklanabilece÷i izlenimi edinilmiú olmasına ra÷men KDR ile su sıcaklı÷ı arasında önemli bir iliúki bulunamamıútır. Hansen ve Møller (1985), Atlantik salmonunda KDR de÷erlerinin örnekleme periyotları arasında de÷iúim gösterdi÷ini bildirmiú, ancak su sıcaklı÷ı ile iliúkisi konusunda bilgi vermemiútir. Kahverengi alabalıkta, yumurta büyüklü÷üne ba÷lı kuru a÷ırlık ile KDR arasında önemli bir iliúkinin olmadı÷ı, ayrıca yumurtanın kuru a÷ırlı÷ı ve hacminin anaç büyüklü÷ü ile do÷ru orantılı oldu÷u, ancak yaú a÷ırlı÷ının ise önemsiz bir iliúki gösterdi÷i bildirilmiútir (Ojanguren ve ark. 1996). 82 Bu çalıúmada anaç büyüklü÷ü ve yumurta büyüklüklerine ba÷lı olarak farklı guruplar oluúturulamadı÷ından istatistiksel analiz yapılamamıútır. Tablo 17. Yumurtadan çıkıú (396 Gün-derece (GD)) ve dıú beslenmenin öncesinde (682 GD), 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların boy (B; mm), yaú toplam a÷ırlık (YTA; mg), kuru kese a÷ırlı÷ı (KKA; mg), kuru larva a÷ırlı÷ı (KLA; mg) ve kuru toplam a÷ırlıkları (KTA; mg), toplam (vücut + kese) kuru madde oranlarının (KMO; %) ortalama ve standart sapma (Std), minimum ve maksimum (min-maks) de÷erleri. GD B±Std (min-maks) (mm) YTA±Std (min-maks) (mg) KKA±Std (min-maks) (mg) KLA±Std (min-maks) (mg) KTA±Std (min-maks) (mg) KMO ±Std (min-maks) (%) Yumurta Çapı = 4.7 mm 396 682 14.45±0.44 68.43±2.83 22.51±0.65 2.75±0.40 25.26±0.74 36.95±1.36 (13.5-15.0) (61.6-71.7) (21.6-23.9) (2.0-3.4) (24.0-26.2) (34.57-38.96) 22.85±0.58 95.85±4.04 4.88±1.23 14.20±0.92 19.08±0.86 19.94±1.33 (22.0-24.0) (88.5-100.0 ) (3.1-7.6) (12.0-15.2) (17.5-20.0) (17.59- 21.95) Yumurta Çapı = 5.1 mm 396 682 14.80±0.35 85.04±4.75 26.52±1.61 3.68±0.33 30.20±1.77 35.52±1.08 (14.5-15.5) (77.2-91.9) (23.8-28.9) (3.0-4.1) (27.5-33.0) (34.10-37.30) 23.20±0.67 125.74±8.62 5.55±1.15 18.11±1.29 23.66±0.69 18.89±1.27 (22.0-24.0) (114.1-139.8) (4.1-7.4) (16.4-20.1) (22.8-25.3) (16.95-20.60) Yumurta Çapı = 5.5 mm 396 682 14.80±0.59 107.68±5.38 37.80±1.21 3.94±0.50 41.74±1.31 38.82±1.71 (14.0-15.5) (100.0-115.1) (36.0-39.7) (3.2-4.8) (39.4-43.4) (37.09-42.50) 23.95±1.14 147.76±8.23 10.06±1.83 20.76±1.69 30.82±2.85 21.25±1.07 (22.0-25.0) (136.5-160.4) (6.0-12.2) (17.4-22.6) (23.4-33.9) (19.45-23.15) Tablo 18. 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR), günlük kuru besin kesesi tüketimi (BKT; mg/gün), günlük boyca büyüme oranı (BBO; mm/gün ve %), günlük a÷ırlıkça büyüme oranı (ABO; mg/gün ve %). KDR BKT (mg/gün) BBO (mm/gün) (%/gün) ABO (mg/gün) (%/gün) 4.7 mm 0.649 0.653 0.311 1.697 1.016 1.248 Yumurta çapı 5.1 mm 0.688 0.767 0.311 1.665 1.507 1.448 5.5 mm 0.606 1.027 0.339 1.782 1.484 1.172 83 Tablo 19. 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların örnekleme periyotları boyunca gösterdikleri besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR). Periyot (Gün-derece) Y. 396- 440- 484- 528- 561- 605- 638- Çapı 440 484 528 561 605 638 682 4.7 0.522 1.016 0.684 0.376 0.664 0.537 0.810 5.1 0.772 0.953 0.617 0.246 0.594 0.988 0.590 5.5 0.992 0.464 0.665 0.604 0.018 1.007 1.351 4.6. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi Biyokütle artıúı GURUP ORTALAMA BøYOMAS DEöERLERø Deneme baúlarken tank baúına D ve K guruplarından 500’er g yavru yerleútirilmiútir. 3 deneme periyodu boyunca yapılan biyokütle tartıları gerçekleútirilmiútir. Gurup ortalamaları aúa÷ıda verildi÷i gibi gerçekleúmiútir. Biyokütle artıú de÷erlerine bakıldı÷ında da en iyi geliúmenin canlı yem guruplarında oldu÷u görülmektedir. Toz yem ve canlı yemin birlikte verildi÷i guruplar da toz yem gurubundan nispeten iyi gerçekleúmiútir (ùekil 46 ve 47). 100 90 toz Y (D) toz+canlı Y (D) canlı Y (D) toz Y (K) toz+canlı Y (K) canlı Y (K) 80 70 60 50 40 15.01.2004 25.01.2004 04.02.2004 14.02.2004 24.02.2004 05.03.2004 ÇALIùMA SÜRECø (GÜN) ùekil 46. D ve K guruplarında periyotlar boyunca biyokütle artıúı. 84 ORTALAMA BøREY AöIRLIöI (mg) 350 300 toz Y (D) toz+canlı Y (D) canlı Y (D) toz Y (K) toz+canlı Y (K) canlı Y (K) 250 200 150 100 15.01.04 25.01.04 04.02.04 14.02.04 24.02.04 05.03.04 DENEME SÜRECø ùekil 47. Deneme boyunca ölen bireyler çıkıldıktan sonra guruplara göre bireysel a÷ırlık artıúı. Son tartımda her bir tankta bulunan yavru sayıları sayılmıútır. Geriye do÷ru biyokütle tartılarından ölen balıklar çıkarılarak balık sayılarına oranlanarak gurup ortalama birey a÷ırlıkları tespit edilmiútir. Bu verilere göre, en iyi geliúim D Gurubu balıkların canlı yemle yemlemeye baúlatılan gurubunda gerçekleúmiútir. K Gurubu balıkların toz yemle baúlanan bireylerinin di÷er guruplara nispeten yüksek oldu÷u görülmektedir. En zayıf geliúim K Gurubu balıkların Toz + Canlı Yem Gurubu balıklarda gerçekleúmiútir. Spesifik Büyüme Oranı Çalıúma baúlarken çalıúmanın yapılaca÷ı 30L hacimli tanklara, ortalama 500 adet balık olacak úekilde (50 g yavru) stoklama yapıldı. Periyot baúlangıcında ve bitiúinde yapılan biyokütle ölçümleriyle a÷ırlık artıúları de÷erlendirildi. Üçüncü periyot sonunda tanklara göre biyokütle tartımı yapıldı. Periyotlarda ölüm de÷erleri göz önüne alınarak yapılan spesifik büyüme de÷erlerinin guruplara göre de÷iúimi ùekil 48’te verilmiútir. Birinci periyotta en iyi SBO de÷eri Canlı Yem guruplarında iken, K Gurubu balıkların Canlı Yem Gurubu nispeten iyi gerçekleúmiútir. En kötü SBO de÷eri ise Toz Yem Guruplarında, en düúük de÷er D Gurubu balıkların de÷eri olarak gerçekleúmiútir. D Toz Yem Gurubu balıkların SBO de÷eri çalıúma sonuna kadar artıú göstererek en iyi duruma yükselmiútir. Her iki gurubun canlı yem gurubu çalıúma süresince, ùekil sabit bir geliúim göstermiú ve K Gurubu balıkların nispeten daha iyi geliútikleri tespit edilmiútir. SBO de÷erleri bakımından ele alındı÷ında, deneme sonunda en iyi geliúimi D Gurubu balıkların Toz Yem Gurubunun gösterdi÷i görülmüútür. 85 2 ,0 toz Y (D ) toz+ c an lı Y (D ) c an lı Y (D ) toz Y (K ) toz+ c an lı Y (K ) c an lı Y (K ) ORTALAMA SBO DEöERLERø (%) 1 ,5 1 ,0 0 ,5 0 ,0 -0 ,5 -1 ,0 -1 ,5 1 . P E R øYO T 2 . P E R øYO T 3 . P E R øYO T ùekil 48. Çalıúma periyotlarında gerçekleúen SBO de÷erleri. Kondisyon faktörü KONDøSYON DEöERLERø ORTALAMA Denemeye D Gurubu ve K Gurubu anaçlardan elde edilen yavrularlarla baúlandı. Bir tanka toplanan deneme materyalinden eúit miktarda ve rasgele örneklemeyle yavrular deneme tanklarına ayrıldı. Deneme sonunda, tanklardan örneklenen 30’ar yavruda, boy a÷ırlık alınarak tanklara göre úekillenen kondisyon de÷erleri tespit edildi. Ortalama olarak bulunan kondisyon faktörü de÷erleri K ve D Guruplarına ve tanklara göre de÷iúimleri ùekil 49 ve 50’de verilmiútir. 0,80 0,70 0,60 0,50 0,40 0,30 0,20 0,10 0,00 1 2 3 4 5 6 7 8 9 DENEME TANKLARI ùekil 49. D Gurubu tankların ortalama kondisyon faktörü de÷iúimleri. KONDøSYON DEöERLERø ORTALAMA 86 0,80 0,70 0,60 0,50 0,40 0,30 0,20 0,10 0,00 1 2 3 4 5 6 7 8 9 DENEME TANKLARI ùekil 50. K Gurubu tankların ortalama kondisyon faktörü de÷iúimleri. Bu verilere göre her iki gurubun da toz yem guruplarıyla canlı yem gurupları benzer çıkarken canlı+ toz yem gurupları her iki gurupta da nispeten düúük bulunmuútur. Bu da gerek do÷al kökenli, gerek kuluçka kökenli olsun anaçların yavrularının suni yemle beslenebilece÷ini do÷rular niteliktedir. Periyotlarda gerçekleúen ölü sayıları Çalıúma serbest yüzmeye geçen aynı sa÷ım dönemi yavruları üzerinde geçekleútirildi. Maçka ølçesi, Coúandere mevkiindeki özel bir iúletmenin kuluçkahanesine yerleútirilen 18 adet 30 L hacimli tank içerisine yerleútirilen yavrular takip edildi. D ve K Guruplarına eúit bakım uygulandı. Çalıúma süresince ölen balıklar sayılarak ortamdan uzaklaútırıldı. Periyotlar itibarıyla gerçekleúen ölü balık sayıları, guruplara göre ùekil 51’de verilmiútir. ÖLÜ BALIK SAYISI 210 toz D toz+canlı D canlı D toz K toz+canlı K canlı K 140 70 0 1 2 3 ÇALIùMA PERøYOTLARI ùekil 51. Çalıúma periyotlarında guruplara göre gerçekleúen ölüm de÷erleri. 87 ølk periyotta D Gurubu balıklarda, en iyi yaúama oranı canlı yem gurubunda gerçekleúirken, K Gurubu balıklarda ise toz yem gurubunda gerçekleúmiútir. økinci periyotta, her iki gurupta da ölü balık sayısı en fazla toz yem gurubunda, sonra toz+canlı yem gurubunda ve en az canlı yem gurubunda gerçekleúmiútir. Son periyotta ise guruplar arası ölü balık sayısı de÷erleri açısından önemli bir farklılık gözlenmememiútir. Bu de÷erler açısından ele alındı÷ında, ilk iki periyotta K Guruplarının nispeten avantajlı oldu÷u söylenebilirse de son periyot ölü balık sayısı de÷erlerine göre, ne toz yem ve canlı yem açısından, ne de do÷al kökenli ve kuluçkahane kökenli yavru ölüm de÷erleri arasında bariz bir farklılık oluúmadı÷ı gözlemlenmiútir. Sonuç: 1. Do÷adan yakalanmıú ve kuluçkahanede yetiútirilmiú anaçların yavrularının toz yem, canlı yem ve karıúık olarak ön beslemeye alınmalarında, ne yemlemeden ne de anaç balık orijininden dolayı bariz bir farklılık oluúmamıútır. 2. Biyokütle artıúında, canlı yemle yemlenen yavruların nispeten iyi geliúmesi, yeme alıúmada canlı yemin pozitif etkisini desteklemektedir. Gerek Artemia açılıúındaki zorluk, gerek yüksek maliyeti dezavantaj oluútursa da ön beslemede avantaj sa÷layabilecektir. Bununla birlikte guruplar arasındaki farklılı÷ın istatistiksel açıdan önemsiz bulunuúu, bu türün kültür úartlarında yetiútiriciler tarafından suni yemlerle titiz yemlenmesi halinde, baúarı kuvvetle muhtemeldir. 3. Spesifik büyüme oranı (SBO) ve ortalama bireysel a÷ırlık artıú de÷erlerinin yükselmesi canlı yemle yemlemeyi destekleyici nitelikte olsa da fark önemsiz bulunmuútur. D Gurubu yavruların, toz yemle yemlemede, deneme sonunda tüm guruplar içerisinde en iyi de÷eri göstermesi, toz yemle ön beslemenin yapılabilece÷inin en önemli göstergesidir. 4. Bütün bu sonuçlara ra÷men, farklı sıcaklıklarda, farklı yemleme stratejileriyle ve farklı yemlerle jenerasyonların ön beslemelerinin denenmeleri, yeni kültüre alınmakta olan bu türe ait ön besleme uygulamalarını daha net bir úekilde ortaya koyabilecektir. 4.7. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri 4.7.1. Çevresel Parametreler Çalıúma boyunca su sıcaklıkları 10 – 17 °C de÷erleri arasında de÷iúmiú ve ortalama 13.4 ± 1.67 °C úeklinde gerçekleúmiútir (ùekil 52). Di÷er su kalite kriterleri ise Tablo 20‘de verilmiútir. 88 18 T (°C) 16 14 12 10 8 0 5 10 15 20 25 30 35 40 45 50 55 t (gün) ùekil 52. Çalıúma boyunca ölçülen günlük ortalama su sıcaklıkları (°C). Tablo 20. Çalıúma boyunca ölçülen su kalite kriterlerinin de÷iúim sınırları. Parametreler Çözünmüú oksijen (mg/l) pH Sülfat (mg/l) Nitrat (mg/l) Nitrit (mg/l) o-Fosfat (mg/l) øletkenlik (mS/cm) Bulanıklık (FTU) Toplam sertlik (F°S) Organik madde (mg/l) De÷er 8.8 - 9.2 7.42 - 7.84 1 - 14 0.4 - 1.2 0.004 0.12 - 0.70 0.045 - 0.189 0-7 4-5 1.2 - 1.6 4.7.2. Büyüme Performansı Çalıúma sonunda 50/18, 48/18 ve 48/16 yemleri ile beslenen balıkların a÷ırlıkları ve spesifik büyüme oranları sırasıyla, 59.20±1.477 ve 1.55±0.04, 63.89±1.638 ve 1.69±0.04, 61.36±1.019 g ve 1.61±0.04 olarak hesaplanmıútır. 50/18 yemi ile beslenen balıkların a÷ırlıkça büyümesi ve büyüme oranı 48/18 yemi ile beslenenlere göre düúük bulunmuú (P<0.05), 48/16 yemi ile beslenen balıklarla ise benzerlik göstermiútir (ùekil 53, Tablo 21 ve 22). Çalıúma sonunda 50/18, 48/18 ve 48/16 yemleri ile beslenen balıkların kondisyon faktörleri sırasıyla, 1.140±0.090, 1.127±0.074 ve 1.085±0.060 olarak hesaplanmıútır. 50/18 yemi ile beslenen balıkların kondisyon faktörleri 48/16 yemi ile beslenenlere göre üstünlük sa÷lamıútır (P<0.05). 48/18 yemi ile beslenen balıklar için ise bu de÷erler di÷er yemlerle benzerlik göstermiútir (Tablo 23). 89 70 50/18 48/18 48/16 60 W (g) 50 40 30 20 0 1 2 3 4 5 6 7 8 t (hafta) ùekil 53. Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (W; g). Tablo 21. Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (g). t (hafta) 0 2 4 6 8 50/18 24.91±0.065 31.82±0.235 41.48±0.885 50.54±0.966 59.20±1.477a 48/18 24.86±0.068 32.41±0.095 42.62±1.927 52.01±1.631 63.89±1.638 b 48/16 ANOVA 24.87±0.065 P>0.05 31.67±0.217 P>0.05 42.56±0.907 P>0.05 51.77±2.236 P>0.05 ab 61.36±1.019 P<0.05 Tablo 22. Çalıúma boyunca a÷ırlıkça spesifik büyüme oranı (SBO). t (hafta) 0-2 2-4 4-6 6-8 0-8 50/18 2.04±0.04 1.89±0.10 1.69±0.72 1.13±0.24 1.55±0.04 a 48/18 2.21±0.19 1.95±0.31 1.38±0.10 1.47±0.05 1.69±0.04 b 48/16 2.01±0.05 2.11±0.11 1.40±0.18 1.22±0.31 1.61±0.04 ab ANOVA P>0.05 P>0.05 P>0.05 P>0.05 P<0.05 Tablo 23. Çalıúmanın baúı ve sonunda kondisyon faktörü de÷erleri. t (hafta) 0 8 50/18 1.024±0.091 1.140±0.090 a 48/18 1.029±0.097 1.127±0.074 ab 48/16 1.020±0.071 1.085±0.060 b ANOVA P>0.05 P<0.05 90 4.7.3. Vücut oranları Çalıúmanın baúında baú, karaci÷er, karkas ve iç organ oranları sırasıyla, %11.26±0.96, %2.01±0.34, %72.79±1.70 ve %15.95±1.31 olarak belirlenmiútir. Çalıúmanın sonunda karkas ve iç organ oranları; 50/18, 48/18 ve 48/16 yemleri ile beslenen balıkların sırasıyla, 72.49±3.41 ve 18.00±4.00, 75.55±2.01 ve 14.55±1.98 ve 77.16±2.66 ve 13.02±2.66 olarak belirlenmiú, 50/18 ile 48/16 arasındaki farlılıklar önemli (P<0.05), baú ve karaci÷er oranları ise benzer bulunmuútur (Tablo 24). Tablo 24. Çalıúmanın sonunda baú, karaci÷er, karkas ve iç organ oranları (%). Baú Karaci÷er Karkas øç organ 50/18 9.51±0.83 1.71±0.25 72.49±3.41 a 18.00±4.00 a 48/18 9.90±0.81 1.61 ±0.36 75.55±2.01 ab 14.55±1.98 ab 48/16 9.82±0.19 1.46 ±0.17 77.16±2.66 b 13.02±2.66 b ANOVA P>0.05 P>0.05 P<0.01 P<0.01 91 5. ÖNERøLER Projede, Do÷u Karadeniz’de yayılım gösteren ve Karadeniz alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) döl verim özellikleri, kuluçkahane orijinli yavruların tatlısu ve deniz suyunda karúılaútırmalı büyüme performansları, farklı tuzluluklarda smoltifikasyon süreçleri, besin kesesi tüketimi, larval aúamada yem tercihleri ve farklı biyokimyasal içerikli yemlerle beslendiklerinde büyüme performansları çalıúılmıútır. Yetiútiricilik açısından ulaúılacak ekonomik beklenti, türün özel sektöre kazandırılması ve kısa sürede pazarlanabilir ürün üretilebilmesidir. Proje çalıúmalarında pek çok alabalık iúletmesi ile birlikte çalıúılmıú ve türün yetiútiricilik açısından tanıtımı yapılmıútır. Zaten Do÷u Karadeniz Bölgesi’nin kendi bünyesinde da÷ılım gösteren türün, popüler olma özelli÷i oldukça eskilere dayanmaktadır. Proje çalıúmasının sonuçlarına genel olarak bakıldı÷ında, türün daha önce tamamlanan proje ile ortaya konan kültür özelliklerinin olumlu sonuçları daha da geliútirilerek yeni çalıúmalara ıúık tutulmaya çalıúılmıútır. Alabalık için genel olarak porsiyonluk büyüklü÷ü 200 g olarak kabul edilmektedir. Karadeniz alabalı÷ının bu a÷ırlı÷a ulaúma süresi iki yıla yakın bir zaman almaktadır. Oysa bu süre gökkuúa÷ı alabalı÷ı için 10-12 ay arasında de÷iúmektedir. Karadeniz alabalı÷ı için bu sürenin uzun oluúu, yetiútiricilikten kaynaklanan riskleri ve üretim maliyetini arttırmaktadır. Ancak türün pazar de÷eri gökkuúa÷ı alabalı÷ı ile karúılaútırıldı÷ında oldukça yüksektir. Renk, görünüm ve et tekstürü Karadeniz alabalı÷ını daha da cazip kılmaktadır. Yetiútiricilikde sürenin uzunlu÷u bu nedenle göz ardı edilebilmektedir. Bilimsel olarak hızlı büyüme performansı ve üreme özellikleri gösteren bireylerin seçimi ve ıslahı, belki yetiútiricilik süresinin kısaltılması için olumlu sonuçlar verebilir. Dolayısıyla hayat evrelerinin tamamı baúarılı bir úekilde tamamlanan bu türün, kültür úartlarının iyileútirilmesi ve ıslah çalıúmalarının baúlaması önem arz etmektedir. Bu projede, do÷adan ve kültür úartlarından elde edilen anaçlardan döl verim özellikleri, büyüme performansı, larval yem gereksinimi irdelenmiútir. Karadeniz alabalı÷ı üzerine Enstitümüzce tamamlanan bu ikinci projedir. Avrupa ve Kuzey Amerika’da elli yılı aúkın bir süredir en yaygın olarak yetiútirilen Salmonid türü Atlantik salmonudur. Halen bu tür üzerinde araútırma projeleri devam etmektedir. Karadeniz alabalı÷ı kültüre son yıllarda katılan, ancak özel iúletmelerce sınırlı olarak yetiútiricili÷ine baúlanmıú yeni bir Salmonid türüdür. Dolayısıyla gelecekte ıslah, genetik ve besleme ile ilgili konularda yeni projelere ihtiyaç vardır. 92 6. ÖZET Araútırmada, Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde yayılım gösteren Karadeniz alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) yetiútiricilik performansı ve azalan stokları takviye amaçlı kullanım imkanlarının araútırılması planlanmıútır. Deniz ekotipinin nispi yumurta verimi 771-6263 adet/kg, dere ekotipin de ise 1020-3199 adet/kg arasında de÷iúim göstermiútir. Yumurtadan çıkıú 11.5°C’de 477489 gün-derecede tamamlanmıútır. Kasım baúlangıcında deniz suyuna transfer edilen parrlarda beneklenme durumu mart baúlangıcında görsel olarak incelenmiú, smoltlaúma durumu ortaya konmaya çalıúılmıútır. Balıkların %50’sinin 11.3-11.5 cm boyda smoltifikasyon boyuna ulaútıkları gözlenmiútir. Karadeniz tuzlulu÷unda tutulan balıklarda sodyum iyonu seviyesinde ilk 3 günde ani bir artıú gözlenirken, 7. günden itibaren de÷erler dura÷an bir seviyede seyretmiútir. aynı de÷iúim klor iyonu seviyesinde de gözlenirken, potasyum iyonu seviyesindeki azalma 17. günden sonra sabit bir seviyeye ulaúmıútır. Buna karúın, ‰30 tuzlulu÷a transfer edilen balıkların iyon seviyesinin(Na, K, Cl )14. günden itibaren sabit düzeye ulaútı÷ı tespit edilmiútir. Yumurtada çıkıú anında ortalama larva boyu 4.7 mm gurubunda 14.45±0.44 mm, 5.1 gurubunda 14.80±0.35 mm ve 5.5 mm gurubunda ise 14.80±0.59 mm, ilk beslenme baúlamadan önce ise bu de÷erler sırasıyla 22.85±0.58 mm, 23.20±0.67 mm ve 23.95±1.14 mm olarak ölçülmüútür. Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR) çıkıútan ilk beslenme öncesine kadar 4.7 mm gurubunda 0.649, 5.1 mm gurubunda 0.688 ve 5.5 mm gurubunda 0.606 olarak hesaplanmıútır Do÷adan yakalanmıú ve kuluçkahanede yetiútirilmiú anaçların yavrularının toz yem, canlı yem ve karıúık olarak ön beslemeye alınmalarında, büyüme performansı açısından önemli bir farklılık oluúmamıútır. Protein / ya÷ de÷erleri sırasıyla, 50/18, 48/18 ve 48/16 olan yemlerle beslenen balıkların çalıúma sonunda a÷ırlıkları sırasıyla, 59.20±1.477, 63.89±1.638 ve 61.36±1.019 g olarak hesaplanmıútır. En iyi büyüme performansı 48/18 gurubunda belirlenmiútir. Anahtar kelimeler: Karadeniz alabalı÷ı, Salmo trutta labrax, Döl verimi, Larval geliúim, Büyüme performansı, Smoltifikasyon, Yem 93 7. SUMMARY In this study, culture performance, and supporting decreasing stocks of the Black Sea trout (Salmo trutta labrax) living in the Eastern Black Sea Region have been planned. Relative fecundity of marina and fario ecotypes of Black Sea trout ranged 771 -6263 and 1020-3199 eggs/kg, respectively. Hatching of eggs were completed 477489 degree-days at 11.5°C. In beginning of March, occurrence of parr markers of transferred of the juveniles in the beginning of November was observed to determination of smoltification size, and it was observed that, fish of over 50% reached smoltification size in 11.3-11.5 cm length. Blood plasma sodium level increased in three days, and than it stopped normal level from seventh day in the Black Sea salinity. While same variation observed in chlorine, decreasing of potassium level reached normal level after 17th day. Blood plasma ion levels of fish transferred ‰30 salinity reached normal levels after 14th day. Mean larva lengths were measured in hatched and swim up stages 14,45±0,44 and 22,85±0,58 mm, 14,80±0,35 and 23,20±0,67 mm, and 14,80±0,59 and 23.95±1.14 mm in 4,7, 5,1, and 5,5 mm egg size groups, respectively. Yolk conversion efficiency were calculated from hatching to swim up stage as 0,649, 0,688, and 0.606 in 4,7, 5,1, and 5.5 mm egg size groups, respectively. Growth performance between hatchery and captured Black Sea trout broodstock larvae fed artificial diet, live food, and their mixed showed no significant. End of trial, weight of fish were calculated as 59,20±1,477, 63,89±1,638 and 61,36±1,019 g fed with 50/18, 48/18 and 48/16 (protein% / oil%) diets, respectively. The best growth performance of the juvenile fish was determined fed with 48/18. Key words: Black Sea trout, Salmo trutta labrax, reproduction, larval development, growth performance, smoltification, food 94 8. LøTERATÜR LøSTESø Abée, J.H., Hindar, K., Inter Population Variation in Reproductive Traits of Anadromous Female Brown Trout, Salmo trutta L., Journal of Fish Biology, 37, 755-763, (1990). Arai, K., Wilkins N.P., Triploidization of Brown Trout (Salmo trutta) by Heat Shocks, Aquaculture, 64, 97-103, (1987). Aras, M.S., Çoruh ve Aras Havzası Alabalıkları Üzerine Biyoekolojik Araútırmalar, Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergisi, 7, 1-16, (1976). Aras, N.M., Halilo÷lu, H.ø., Ayık ,Ö. Yetim., H., Comparison of Fatty Acid Profiles of Different Tissues of Mature Trout (Salmo trutta labrax, Pallas, 1811) Caught from Kazandere Creek in the Çoruh Region, Erzurum, Turkey, Turkish Journal of Veterinary and Animal Sciences, 27, 311-316, (2003). Arslan, M., Aras, N.M. Yıldırım, A., Do÷al Alabalı÷ın Cenker Çayı (Çoruh Havzası)’nın Populasyon Yapısı ve Büyüme Özellikleri, Su Ürünleri Sempozyumu, 20-22 Eylül, Sinop, (2000) pp: 266-278 Arzel, J., Lopez, F.X.M., Métailler, R., Stéphan, G., Viau, M., Gandemer, G., Guillaume, J., Effect of dietary lipid on growth performance and body composition of brown trout (Salmo trutta) reared in seawater, Aquaculture, 123, 361-375, (1994). Baglinière, J.L., Introduction: The Brown Trout (Salmo trutta L.)- Its Origin, Distribution and Economic and Scientific Significance, Biology and Ecology of the Brown and Sea Trout, Praxis Publishing, Chichester, UK. (1999). Baglinière, J.L. Maisse, G., Biology and Ecology of the Brown and Sea Trout, Praxis Publishing Ltd, Chichester, UK (1999). Baúçınar, N., Kaynak Alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis Mitchill, 1814) Do÷u Karadeniz Koúullarında Tatlısu ve Deniz Suyunda Kültür Potansiyelinin ørdelenmesi: Optimum Çevre østekleri, Döl Verimi, Beslenme ve Büyüme Özellikleri, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, (2001). Baúçınar, N., Okumuú, ø., The Development of Brook Trout (Salvelinus fontinalis Mitchill, 1814) Embryos During Yolk Sac Period, Turkish Journal of Zoology, 27, 227-230, (2003). Bebak, J., Hankins, J.A. Summerfelt, S.T., Effect of Water Temperature on Survival of Eyed Eggs and Alevins of Arctic Char, North American Journal of Aquaculture, 62, 139-143, (2000). Björnsson, B., Stefansson, G. V., Berge, A. I., Hansen, T. Stefansson S. O. Circulating Growth Hormone Levels in Atlantic Salmon Smolts Following Seawater Transfer: Effects of Photoperiod Regime, Salinity, Duration of Exposure and Season, Aquaculture, 168, 121-137, (1998). Bonnet, S., Haffray, P., Blanc, J.M., Vallée, F., Vauchez, C., Fauré, A., Fauconneau, B., Genetic Variation in Growth Parameters until Commercial Size in Diploid and Triploid Freshwater Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiis) and Seawater Brown Tout (Salmo trutta), Aquaculture, 173, 359-375, (1999). 95 Bromage, N., Cumaranatunge, R.C., Egg Production in the Rainbow Trout, In: Recent Advances in Aquaculture, Eds: J.F. Muir, R.J. Roberts, Croom Helm, London, (1988). Pp. 63-138. Bromage, N., Hardiman, P., Jones, J., Springate, J., Bye, V., Fecundity, Egg Size and Total Egg Volume Differances in 12 Stocks of Rainbow Trout, Aquaculture Fisheries Management, 21, 269-284, (1990). Bromage, N., Jones, J., Randall, C., Thrush, M., Davies, B., Springate, J., Duston, J., Barker, G., Broodstock Management, Fecundity, Egg Quality and Timing of Egg Production in the Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss), Aquaculture, 100, 141166, (1992). Bromage, N.R., Roberts, R.J. Broodstock Management and Egg and Larval Quality, Blackwell Science, Oxford. (1995). Pp: 424. Çelikkale, M.S., øç Su Balıkları Yetiútiricili÷i, Cilt I, 2. Baskı, KTÜ Basımevi, Trabzon. (1994). Çelikkale, M.S., Düzgüneú, E., Okumuú, ø., Türkiye Su Ürünleri Sektörü Potansiyeli, Mevcut Durumu, Sorunları ve Çözüm Önerileri, østanbul Ticaret Odası Yayınları, Yayın No: 1999-2, østanbul. (1999). Damsgård, B., Arnesen, A. M., Feeding, Growth and Social Interactions During Smolting and Seawater Acclimation in Atlantic Salmon, Salmo salar L., Aquaculture, 168, 7-16, (1998). Dumas, S., Blanc, J.M., Audet, C., de la Noüe, J., Variation in Yolk Absorption and Early Growth of Brook Charr, Salvelinus fontinalis (Mitchill), Arctic Charr, Salvelinus alpinus, and Their Hybrids, Aquaculture Research, 26, 759-764, (1995). Eliasen, R.A., Johnsen, H.K., Mayer, I., Jobling, M., Contrast in Osmoregulatory Capacity of Two Arctic charr, Salvelinus alpinus (L.), Strains From Northern Norway, Aquaculture, 168, 255-270, (1998). Elliot, J.M., Quantitative ve Ecology and the Brown Trout. Oxford Univ. Press, Oxford, (1994). Pp: 286. Elliot, J.M., Fecundity and Density in Redd for Sea Trout, Journal of Fish Biology, 47,893-901, (1995). FAO, Manuel of Fisheries Science, M.J. Holden ve D.F.J. Raitt, Rome, 1974. FAO, 1950-2004 Aquaculture Production Statistics, Fishstat Plus, www.fao.org. 2004. Fausch, K.D., White, R.J., Competirion Among Juveniles of Coho Salmon, Brook Trout, and Browb Trout in a Laboratory Stream, and Implication for Great Lakes Tributaries, Trans. American Fish. Soc.,115, 363-381, (1986). Ferguson, M.M., Liskauskas, A.P., Danzmann, R.G., Genetic and Environmental Correlates of Variation in Body Weight of Brook Trout (Salvelinus fontinalis), Canadian Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 52, 307-314, (1995). Finstad, B., Ugedal, O., Smolting of Sea Trout (Salmo trutta L.) in Northern Norway, Aquaculture, 168, 341-349, (1998). Forsman, L., Pirhonen, J., Soivio, A., Effect of Long Term Stress on the Smolting of Two Forms of Brown Trout (Salmo trutta), Aquaculture, 168, 49-55, (1998). 96 Froese, R., Pauly, D. (Editors), Fishbase 2004. World Wide Web Electronic Publication, 2004. http://www.fishbase.org. Galbreath, P.F., Torgaard, G.H., Saltwater Performanceof Triploid Atlantic Salmon Salmo Salar L X Brown Trout Salmo trutta L. Hybrids, Aquaculture Research, 28, 1-8, (1997). Gall, G.A.E., Crandell, P.A., The Rainbow Trout, Aquaculture, 100, 1-10, (1992). Geldiay, R., Balık, S., Türkiye Tatlı Su Balıkları, Ege Üniversitesi, Su Ürünleri Fakültesi Yayın No: 46, Ders Kitabı Dizini No: 16, Ege Üniversitesi Basımevi, Bornova, øzmir. (1996). Gjerdem, T., Gunnes, K., Comparison of Growth Rate in Atlantic Salmon, Pink Salmon, Arctic Char, Sea Trout and Rainbow Trout Under Norwegian Farming Conditions, Aquaculture, 13, 135-141, (1978). Grande, M., Andersen, S., Effect of Temperature Regimes From a Deep and a Surface Water Release on Early Development of Salmonids, Research & Management, 5, 355-360, (1990). Hansen, T., Artificial Hatching Substrate: Effect on Yolk Absorption, Mortality and Growth During First Feeding of Sea Trout (Salmo trutta), Aquaculture, 46, 275285, (1985). Hansen, T.J., Møller, D., Yolk Absorption, Yolk Sac Constrictions, Mortality, and Growth During First Feeding of Atlantic Salmon (Salmo salar) Incubated on Astro-Turf, Canadian Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 42, 1073-1078, (1985). Heen, K., Thorpe, J., Ridler, N., Monahan, R.L., Mahnken, C., Lindbergh, J., The Distrubition of Salmon Aquaculture, In: Salmon Aquaculture, Eds: K. Heen, R.L. Monahan, F. Utter, Fishing News Book, Blackwell Scientific Publication Ltd. Oxford. (1993). Heggenes, J., Traen, T., Daylight Responses to Overhead Cover in Stream Channels for Fry of Four Salmonid Species, Holarctic Ecology, 11, 194-201, (1988). Heinimaa, S, Jaakko, E., Soivio, A., Differences in the Physiological Status of Atlantic Salmon Smolts in Three Tributaries of the River Teno, Aquaculture, 168, 85-94, (1998). Hodson, P.V., Blunt, B.R., The Effect of Time from Hatch on the Yolk Conversion Efficiency of Rainbow Trout, Salmo gairdneri, Journal Fish Biology, 29, 37-46, (1986). Hutchison, M.J., Iwata, M., Effect of Throxine on the Decrease of Aggressive Behaviour of Four Salmonids During the Parr-Smolt Transformation, Aquaculture, 168, 169-175, (1998). Iversen, M., Finstad, B., Nilssen, K., Recovery from Loading and Transport Stress in Atlantic Salmon (Salmo salar L.) Smolts, Aquaculture, 168, 387-394, (1998). Jensen, J.W., Berg, T., Food rations and rate of gastric evacuation in brown trout fed pellets, The Progressive Fish-Culturist, 55, 244-249, (1993). Jobling, M., Koskela, J., Pirhonen, J., Feeding time, feed intake and growth of Baltic salmon, Salmo salar, and brown trout, Salmo trutta, reared in monoculture and duoculture at constant low temperature, Aquaculture, 163, 73-84, (1998). 97 Jonnson, N., Jonnson, B., Hansen, L.P., Aass, P., Effects of Seawater-acclimatization and Release Sites on Survival of Hatchery-reared Brown Trout, Salmo trutta, J. of Fish Biology, 44, 973-981, (1994). Jonnson, N., Jonnson, B., Energy Allocation in Polymorphic Brown Trout, Functional Ecology, 11, 310-317, (1997). Jonnson, N., Jonnson, B., Body Composition and Energy Allocation in Life-History Stages of Brown Trout, Journal of Fish Biology, 53, 1306-1316, (1998) Jungwirth, M., Winkler, H., The Temperature Dependence of Embryonic Development of Grayling (Thymallus thymallus), Danube Salmon (Hucho hucho), Arctic Char (Salvelinus alpinus) and Brown Trout (Salmo trutta fario), Aquaculture, 38, 315-327, (1984). Killen, J, McLay, H.A., Johston, I.A., Development in Salmo truta at Different Temperatures, with a Quantitative Scoring Method for Intraspecific Comparison, Journal of Fish Biology, 55, 382-404, (1999). Kuru, M. Dicle-Fırat, Kura-Aras, Van Gölü ve Karadeniz Havzası Tatlı Sularında Yaúayan Balıkların Sistematik ve Zooco÷rafik Yönden øncelenmesi, Atatürk Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Doçentlik Tezi, Erzurum. (1975). Krieg, F., Guyomard, R., Population genetics of French brown trout (Salmo trutta L.) Large geographical differentiation of wild population and high similarity of domesticated stocks. Genet. Sel. Evol., 17, 225-242, (1985). Landergen, P., Vallin, L., Spawning of Sea Trout, Salmo trutta, L., in Brackish Waters-Lost Effort or Succesful Strategy, Fisheries Research, 35, 229-236, (1998). Landergen, P., Spawning of Anadromous Rainbow Trout, Oncorhynchus mykiss (Walbaum): A Threat to Sea Trout, Salmo trutta L., Population, Fisheries Research, 40, 55-60, (1999). Landergen, P., Survival and Growth of Sea Trout Parr in Fresh and Brackish Water, Journal of Fish Biology, 58, 591-593, (2001). Liskauskas, A.P., Ferguson, M.M., Genetic Variation and Fitness: A Test in a Naturalized Population of Brook Trout (Salvelinus fontinalis), Canadian Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 48, 2152-2162, (1991). Lysfjord, G., Staurnes, M., Gill Na+-K+-ATPase Activity and Hypoosmoregulatory Ability of Seaward Migrating Smolts of Anadromus Atlantic Salmon (Salmo salar), Sea Trout (Salmo trutta) and Arctic Char (Salvelinus alpinus) in the Hals River, Northern Norway, Aquaculture, 168, 279-288, (1998). MacCrimmon, H.R., Marshall, T.L., World Distribution of Brown Trout, Salmo trutta: Further Observations, Journal of Fisheries Research Board Canada, 27, 811-818, (1970). McIntosh, A.R., Townsend, C.R., Contrasting Predation Risks Presented by Introduced Brown Trout and Native Galaxias in New Zealand Steams, Canadian Journal of Aquatic Sciences, 52, 1821-1833, (1995). Morgan, J.D., Iwama, G.K., Salinity Effects on Oxygen Consumption, Gill Na+, K+ATPase and Ion Regulation in Juvenile Coho Salmon, Journal of Fish Biology, 53, 1110-1119, (1998). Muir, J.F., Roberts, R.J., Recent Advences in Aquaculture IV, Blackwell Scientific Publications, London, (1993). Pp 185-192. 98 Munakata, A., B., Björnsson, T.H., Björnsson, S.S., Amano, M., Ikuta, K., Kitamura, S., Kurokawa, T., Aida, K., Post-Release Adaptation Processes of HatcheryReared Honmasu Salmon Parr, Journal of Fish Biology, 56, 163-172, (2000). Nielsen, C., Madsen, S.S., Björnsson, B.T.H., Changes in Branchial and Intestinal Osmoregulatory Mechanisms and Growth Hormone Levels During Smolting in Hatchery-Reared and Wild Brown Trout, Journal of Fish Biology, 54, 799-818, (1999). Ojanguren, A.F., Reyes-Gavilán, F.G., Braña, F., Effects of Egg Size on Offspring Development and Fitness in Brown Trout, Salmo trutta L., Aquaculture, 147, 920, (1996). Okumuú, ø., Üstünda÷, C., Kurto÷lu, ø.Z., Baúçınar, N., Deniz Kafesleri ve Tatlısu Havuzlarında Stoklanan Gökkuúa÷ı Alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss) Anaçlarının Sa÷ım Zamanı, Yumurta Verimi ve Yumurta Kalite Özellikleri, IX. Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu, 17-19 Eylül, E÷irdir. (1997). Okumuú, ø., Baúçınar, N., Alkan, M. Z., Kurto÷lu, ø. Z. Kaynak Alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis) Do÷u Karadeniz Koúullarında Deniz Suyu ve Tatlısu Ortamlarındaki Büyüme Kültür Potansiyeli, III. Do÷u Anadolu Su Ürünleri Sempozyumu, 10-12 Haziran, Erzurum, (1998). Okumuú, ø., Deniz Ürünleri Yetiútiricili÷i Ders Notları, KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi, Trabzon, (2000) (Basılmamıú). Okumuú, ø., Damızlık Stok Yönetimi Ders Notları, KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi, Trabzon, (2001) (Basılmamıú). Ovenden, J.R., Bywater, R., White, R.W.G., Mitochondrial DNA Nucleotide Sequence Variation in Atlantic Salmon (Salmo salar), Brown Trout (Salmo trutta), Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss) and Brook Trout (Salvelinus fontinalis) from Tasmania, Australia, Aquaculture, 114, 217-227, (1993) Piper, R.G., Mcelwain, L.B., Mccraden, J.P, Fowler, L.G., Leonard, J.R., Fish Hatchery Management, US Fish And Wildlife Survice, Washington D.C. (1982) Pirhonen, J., Koskela, J., Jobling, M., Differences in Feeding Between 1+ and 2+ Hatchery Brown trout Exposed to Low Water Temperature, J. of Fish Biology, 50, 678- 681, (1997). Pirhonen, J., Forsman, L., Relationship between Na+, K+-ATPase Activity and Migration Behaviour Of Brown Trout And Sea Trout (Salmo trutta L.) During the Smolting Period, Aquaculture, 168, 41-47, (1998). Rubin, J.F., Survival and Development of Sea Trout, Salmo trutta (L.), Eggs in Baltic Sea Saltwater, Fisheries Research, 20, 1-12, (1994). Shrimton, J. M., McCormick, S., Seasonal Differeces in Plasma Cortisol and Gill Corticosteroid Receptors in Upper and Lower Mode Juvenile Atlantic Salmon, Aquaculture, 168, 205-219, (1998). Slastenenko, E., Karadeniz Havzası Balıkları, Çeviri: H.E Altan, Et ve Balık Kurumu Umum Müdürlü÷ü, østanbul, (1956) Pp: 711. Stevenson, J.P., Trout Farming Manual, Second Editions, Fishing New Books, England, (1987). Svetovidov, A.N., Salmonidae. In P.J.P. Whitehead, M. – L.Bauchot, J.-C. Hureau, J.Nielsen and E. Tortonese (eds.) Fishes of the North-Eastern Atlantic and the Mediterranean, Unesco, Paris, Vol.1. (1984). Pp: 373-385. 99 Sundell, K., Dellefors, C., Björnsson, B.T.H., Wild and Hatchery-Reared Brown Trout, Salmo Trutta, Differ in Smolt Related Characteristics During Parr-Smolt Transformation, Aquaculture, 167, 53-65, (1998). Tabak, ø., Aksungur, M., Zengin, M., Yılmaz, C., Aksungur, N., Alkan, A., Zengin, B., Mısır, D.S., Karadeniz Alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) Biyoekolojik Özellikleri ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması, TAGEM/HAYSUD /98/12/01/007, Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü, Proje Çalıúması, Trabzon. (2001). Tanguy, J.M., Ombredane, D., Bagliniére, J.L., Prunet, P., Aspects of Parr-Smolt Transformation in Anadromous and Resident Forms of Brown Trout (Salmo trutta) in Comparison With Atlantic Salmon (Salmo salar), Aquaculture, 121, 5163, (1994). Tatar, O., Munzur Yerli Alabalı÷ının (Salmo trutta labrax, Pall.) Kültür Koúullarında Üretilmesi ve Yavru Büyüklü÷üne Kadar Yetiútirilmesi Olanakları, E.U. Faculty of Science Journal, Series B, Suppl., (1983). Togan, ø., Ergüven, A., Emre, Y., Gezgin., F., Plan, E. , Koban, E., Abant Gölü’nde ve Batı Akdeniz’de Bulunan Do÷al Alabalık (Salmo trutta L.) Toplumlarının Genetik Yapılarının Korunması, TÜBøTAK Proje Araútırması, Proje No: VHAG1396, Ankara. (1999) Ugedal, O., Finstad, B., Damsgård, B., Mortensen, A., Seawater Tolerance and Downstream Migration in Hatchery-Reared and Wild Brown Trout, Aquaculture, 168, 395-405, (1998). 9. LøFLET Bu projede, Kuzey-Do÷u Anadolu co÷rafyasına has bir tür olan Karadeniz alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) yo÷un úartlarda üretimi amaçlanmıútır. 31 Temmuz 2001 tarihi itibarıyla Enstitümüzde tamamlanan proje çalıúmasında “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojk Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması” projesi kapsamında türün birçok do÷al davranıúı ortaya konulmuútur. Ancak, kültür ortamında alınan döllerin olgunluk yaúı, döl verim özellikleri, denize göç esnasında smolt balıklarda meydana gelen de÷iúimler, denize göç davranıúları gibi konular tam netlik kazanmamıútır. Türün kültür potansiyeli irdelenerek, yörede yaygın olarak faaliyet gösteren alabalık iúletmelerine alternatif kültür formu sunmak amaçlanmaktadır. Elde edilecek veriler do÷rultusunda yetiútiricilik yapan özel iúletmeler bilgilendirilecek, ekonomik bulundu÷u takdirde iúletmelere anaç balık temini sa÷lanabilecektir. ùekil - Maçka Altındere Alabalık Üretim østasyonu. 101 ùekil - Damızlık erkek ve diúi bireyler. ƃ Ƃ ƃ Ƃ ùekil - Yumurtaların sa÷ımı ile kuluçkalanması arasında izlenen prosedür. 102 ùekil - Damızlıkların bayıltılması amacıyla oluúturulan 50 ppm’lik Benzocaine çözeltisinin hazırlanması. ùekil - Erkek damızlıklardan sa÷ılan spermlerin bir kap içerisinde biriktirilmesi. ùekil - Diúi anaçtan yumurtanın plastik bir kap içerisine sa÷ımı. 103 ùekil – Enjektör yardımıyla spermlerin yumurtalar üzerine eklenmesi. ùekil – Tüy yardımıyla spermlerin yumurtalar ile karıútırılması. ùekil – Damızlıkların boylarının ölçülmesi. 104 ùekil – Damızlıkların a÷ırlıklarının ölçülmesi. ùekil – Yumurtaların su alarak úiúmeleri için bekletilmesi ve daha sonra sperm ve di÷er maddelerin yıkanarak uzaklaútırılması. ùekil – Kuluçka dolabının görünüúü ve tablaların markalanması. 105 ùekil – Yumurtaların tablalara yerleútirilmesi ve bir miktar yumurta örne÷inin alınması. ùekil – Gözlenmiú yumurta. ùekil – Gözlenmiú yumurta ve yeni çıkmıú larvalar. 106 ùekil –Yeni çıkmıú larva. ùekil – 10 günlük larva larva. 2001-2002 Üreme Dönemi Tablo - Kasım – Aralık 2001 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları. Do÷al (n=12) Boy (cm) 53.6±5.75 Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g) 1562.5±612.33 Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g) 1315.2±513.27 Toplam yumurta verimi 2564±1208 Nispi yumurta verimi 2060±863 Yumurta çapı (mm) 5.56±0.38 Sa÷ımda do÷adan yeni yakalanan bireylerden alınan yumurtaların renk pigmentlerinin daha bariz bir úekilde, 2-3 yıldır kültür úartlarında muhafaza edilen bireylerden koyu oldu÷u görülmüútür. 107 ùekil - Yeni yakalanmıú ve 3 yıl kültür úartlarında yetiútirilen anaçların yumurtalarındaki pigment farklılı÷ı. 2002-2003 Üreme Dönemi Tablo - Kasım 2002 - Ocak 2003 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları. Kuluçkahane (n=24) Yumurta verimi (adet/anaç) Boy (cm) 40.7±4.34 Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g) 850.0±321.1 Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g) 714.7±286.1 Toplam yumurta verimi 1636±904 Nispi yumurta verimi 2345±823 Toplam yumurta a÷ırlı÷ı (g) 131.8±64.4 Yumurta çapı (mm) 5.08±0.24 Yumurta a÷ırlı÷ı (mg/adet) 81.06±7.72 Yumurta kaybı (ilk 36h) (%) 2.64±2.81 Yumurta kaybı (döllenme30.24±32.14 çıkıú) (%) 10000 9000 8000 7000 6000 Do÷al (n=24) ANOVA 48.6±10.87 1435.1±924.2 1186.9±747.2 2804±2347 2318±941 237.1±188.6 5.23±0.29 87.67±15.58 3.03±4.27 P<0.01 P<0.05 P<0.05 P<0.05 P>0.05 P<0.05 P>0.05 P>0.05 P>0.05 21.52±28.28 P>0.05 y = 173.55x - 5631.8 ; R2 = 0.65; P<0.001 5000 4000 3000 2000 1000 0 30 40 50 60 70 80 Boy (cm) ùekil - 2002-2003 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi. 108 2 Yumurta verimi (adet/anaç) 6000 y = 120.81x - 3283.3 ; R = 0.34; P<0.05 5000 4000 3000 2000 1000 0 30 35 40 45 50 55 Boy (cm) ùekil - 2002-2003 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi. 2003-2004 Üreme Dönemi Tablo - Kasım 2003 - Ocak 2004 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları. Boy (cm) Kuluçkahane (n=84) 48.67±7.55 Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g) 1536.0±782.1 1901.0±1070.7 P>0.05 Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g) 1261.3±654.3 1595.6±954.0 P>0.05 Toplam yumurta verimi 3402±1566 3545±1611 P>0.05 Nispi yumurta verimi 2802±696 2458±987 P>0.05 299.6±149.6 329.0±148.3 P>0.05 5.17±0.27 5.28±0.32 P>0.05 87.81±13.78 92.53±15.06 P>0.05 Yumurta kaybı (ilk 36h) (%) 1.8±5.1 1.6±2.9 P>0.05 Yum. kaybı (döllenme-çıkıú) (%) 4.6±11.9 9.2±10.5 P>0.05 Toplam yumurta a÷ırlı÷ı (g) Yumurta çapı (mm) Yumurta a÷ırlı÷ı (mg/adet) Do÷al (n=20) ANOVA 52.70±10.10 P<0.05 2003-2004 dönemi do÷al ve kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkileri ise önemli bulunmuútur. 109 7000 y = 113.76x - 2449.1 ; R2 = 0.5087; P<0.05 Yumurta verimi (adet/anaç) 6000 5000 4000 3000 2000 1000 0 30 40 50 60 70 80 90 Boy (cm) ùekil - 2003-2004 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi. y = 181.15x - 5416.2; R2 = 0.763; P<0.001 Yumurta verimi (adet/anaç) 12000 10000 8000 6000 4000 2000 0 30 40 50 60 70 80 90 Boy (cm) ùekil - 2003-2004 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi. Deniz Suyunda Büyütme Çalıúma I 2 Kasım 2001 tarihi itibariyle Maçka’da kaynak suyu ve Enstitü kampüsünde deniz suyu verilen 115x115 cm ebatlarında ikiúer fiberglas tanka 100’er adet ortalama 11.2 g a÷ırlı÷ında Karadeniz alabalı÷ı stoklanmıútır. Çalıúma baúlangıcından itibaren 4 nolu granül ile baúlanan yemlemeye aynı ay içerisinde 2 nolu ekstrude alabalık yemiyle yemlemeye devam edilmiútir. Çalıúma baúlangıcında, gruplar doyana kadar yemlenmiúlerdir. 3. periyottan itibaren bantlı yemliklerle yapılmıútır. 50 Tatlısu 1 Tatlısu 2 Deniz Suyu 1 Deniz Suyu 2 40 30 20 Ni s .0 2 ar .02 M .02 ùu b .02 Oc a A Ka s ra .01 10 .01 Ortama A÷ırlık (g) 110 Tartım Zamanı ùekil - Deneme boyunca farklı iki su ortamında yapılan 4 grup deniz alabalı÷ının a÷ırlık artıúı (Toplam kütlenin birey sayısına bölümüyle bulunan ortalama a÷ırlık de÷erleri kullanılmıútır). Çalıúma II Mart 2003’de baúlatılan büyüme performanslarının irdelenmesi denemesinde; eúit yemleme koúullarında, Karadeniz tuzlulu÷u úartlarına yerleútirilen 2 grup ile tatlı su úartlarına yerleútirilmiú 2 grup balı÷ın geliúimi gözlenmiútir. Aylık olarak veri alımı yapılan grupların bakımı A÷ustos 2003’de sona ermiútir. 100 tX1 80 A÷ırlık (g) tX2 dX1 60 dX2 40 20 0 1 2 3 4 5 6 Süre (ay) ùekil - Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince a÷ırlıkça büyümesi (tX1 ve tX2 tatlısu grupları, dX1 ve dX2 deniz suyu grupları). Araútırmanın deniz suyu – tatlı su büyütme aúamasında kasım ayından itibaren aylık olarak toplam kütle tartımından ortalama balık a÷ırlık artıúı, bireysel ölçümlerle de boy a÷ırlık de÷iúiminin gruplara göre farklılaúmasının gözlenmesi amaçlanmıútır. 111 Smoltifikasyon Smoltifikasyonun Morfolojik Kontrolü 4 Mart 2002 tarihli ölçümlerde, 2 Kasım 2001 tarihinden itibaren Karadeniz tuzlulu÷una muamele edilen balıkların tamamının boyu ölçülmüútür. Bununla birlikte parr benekleri ve vücut renginin gümüúiye dönüúümü gözlemlenerek boy gruplarına göre balık sayıları, smoltlaúan, yarı smoltlaúan ve smoltlaúmayanlar olarak kaydedilmiúlerdir. Elde edilen de÷erler grafi÷e iúlenerek, balıkların %50’sinin smoltlaútı÷ı boy aralı÷ının 11.25-11.50 cm oldu÷u belirlenmiútir. ùekil - ‰18 ve ‰30 tuzlu suya 28 gün büyütülen Karadeniz alabalı÷ı bireyleri. 1 BULUNUù (% ) TAHMøN GERÇEK 0,5 0 9 10 11 12 13 14 15 BALIK BOYU (cm) ùekil - 5 ay süreyle Karadeniz tuzlulu÷unda (‰18) yetiútirilen balıklardaki parr beneklerinin kayboluúuna göre tahmin edilen smoltlaúma boyu. 112 Larval Geliúim Çalıúması Yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi, yaú toplam ve kuru toplam (larva+kese) a÷ırlık de÷erleri sırasıyla 4.7 mm grubunda 68.43±2.83 ve 95.85±4.04 mg, 25.26±0.74 ve 19.08±0.86 mg; 5.1 grubunda 85.04±4.75 ve 125.74±8.62 mg, 30.20±1.77 ve 23.66±0.69 mg ve 5.5 mm grubunda ise 107.68±5.38 ve 147.76±8.23 mg, 41.74±1.31 ve 30.82±2.85 olarak ölçülmüútür. Tablo . Yumurtadan çıkıú (396 Gün-derece (GD)) ve dıú beslenmenin öncesinde (682 GD), 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların de÷erleri. GD B±Std (min-maks) (mm) YTA±Std (min-maks) (mg) KKA±Std (min-maks) (mg) KLA±Std (min-maks) (mg) KTA±Std (min-maks) (mg) KMO ±Std (min-maks) (%) Yumurta Çapı = 4.7 mm 396 682 14.45±0.44 68.43±2.83 22.51±0.65 2.75±0.40 25.26±0.74 36.95±1.36 (13.5-15.0) (61.6-71.7) (21.6-23.9) (2.0-3.4) (24.0-26.2) (34.57-38.96) 22.85±0.58 95.85±4.04 4.88±1.23 14.20±0.92 19.08±0.86 19.94±1.33 (22.0-24.0) (88.5-100.0 ) (3.1-7.6) (12.0-15.2) (17.5-20.0) (17.59- 21.95) Yumurta Çapı = 5.1 mm 396 682 14.80±0.35 85.04±4.75 26.52±1.61 3.68±0.33 30.20±1.77 35.52±1.08 (14.5-15.5) (77.2-91.9) (23.8-28.9) (3.0-4.1) (27.5-33.0) (34.10-37.30) 23.20±0.67 125.74±8.62 5.55±1.15 18.11±1.29 23.66±0.69 18.89±1.27 (22.0-24.0) (114.1-139.8) (4.1-7.4) (16.4-20.1) (22.8-25.3) (16.95-20.60) Yumurta Çapı = 5.5 mm 396 682 14.80±0.59 107.68±5.38 37.80±1.21 3.94±0.50 41.74±1.31 38.82±1.71 (14.0-15.5) (100.0-115.1) (36.0-39.7) (3.2-4.8) (39.4-43.4) (37.09-42.50) 23.95±1.14 147.76±8.23 10.06±1.83 20.76±1.69 30.82±2.85 21.25±1.07 (22.0-25.0) (136.5-160.4) (6.0-12.2) (17.4-22.6) (23.4-33.9) (19.45-23.15) Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi ORTALAMA BøREY AöIRLIöI (mg) 350 300 toz Y (D) toz+canlı Y (D) canlı Y (D) toz Y (K) toz+canlı Y (K) canlı Y (K) 250 200 150 100 15.01.04 25.01.04 04.02.04 14.02.04 24.02.04 05.03.04 DENEME SÜRECø ùekil - Deneme boyunca ölen bireyler çıkıldıktan sonra guruplara göre bireysel a÷ırlık artıúı. 113 ùekil - Üç periyot boyunca uygulanan yemleme planı. Son tartımda her bir tankta bulunan yavru sayıları sayılmıútır. Geriye do÷ru biyokütle tartılarından ölen balıklar çıkarılarak balık sayılarına oranlanarak gurup ortalama birey a÷ırlıkları tespit edilmiútir. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri ùekil - Kullanılan tanklar Bu çalıúmada kenar uzunlu÷u 115 cm ve kullanılabilen su hacmi 400 l olan dokuz adet fiberglas tank kullanılmıútır. Kullanılan yemlerin içeriklerinden yola çıkılarak yemlere 50/18, 48/18 ve 46/16 isimleri verilmiútir. Burada ilk sayılar yemin protein, ikinci sayılar ise ya÷ içeri÷ini ifade etmektedir. Çalıúma sonunda 50/18, 48/18 ve 48/16 yemleri ile beslenen balıkların a÷ırlıkları ve spesifik büyüme oranları sırasıyla, 59.20±1.477 ve 1.55±0.04, 63.89±1.638 ve 1.69±0.04, 61.36±1.019 g ve 1.61±0.04 olarak hesaplanmıútır 114 70 50/18 48/18 48/16 W (g) 60 50 40 30 20 0 1 2 3 4 5 6 7 8 t (hafta) ùekil . Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (W; g). Markalama Çalıúmaları Bu çalıúma iki gurup halinde yürütülmüútür. Bunlardan birincisi markalama, akarsuya salıverme yeniden yakalama çalıúması, ikincisi ise damızlıkların bireysel olarak markalanmasıdır. Damızlıkların Markalaması Daha önce tamamlanan “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması Projesi” çalıúmalarında do÷adan yakalanan ve üretilen 4+ yaúlı, ve bu proje çalıúmaları neticesinde üretilen 2+ ve 3+ yaúlı kuluçkahane kökenli damızlıklar bireysel markalar ile markalanmıútır. A B ùekil - Damızlıkların markalanması (A. Markanın enjektör yardımıyla yerleútirilmesi, B. Markanın yeri ve görünümü). 115 Markalama, Salıverme ve Yeniden Yakalama Çalıúması Do÷adan yakalanana damızlıklardan elde edilen yavru balıklar guruplar halinde markalanmıútır. Gurup markalanmasında, kırmızı, sarı, yeúil ve turuncu renkli sıvı plastik marka kullanılmıútır. Markalar gözün gerisindeki úeffaf doku içerisine enjekte edilmiútir. Balıklandırma çalıúmasında, Trabzon øli, Arsin ølçesi sınırlarından denize dökülen Yanbolu Deresi üzerinde dört istasyon belirlenmiútir. Bu istasyonlardan birincisi mansaptan 600 m, ikincisi 6 km, üçüncüsü 20 km ve dördüncüsü ise 31 km yukarıdadır. ùekil - Balıkların farklı renklerdeki sıvı plastik markalar ile markalanmasının úematik görünümü. A ùekil - Serpme ve elektroúok cihazı yardımıyla yeniden yakalama faaliyetleri. . Do÷aya salıverilen balıklar daha sonra serpme ve elektroúok cihazı yardımıyla yeniden yakalamaya çalıúılmıútır 116 KARADENøZ YOMRA ARSøN 1. østasyon (600 m) ARAKLI YOMRA DERESø YANBOLU DERESø 2. østasyon (6 4. østasyon (31 k ) DAöBAùI KARA DERE 3. østasyon (20 ùekil - Yanbolu Deresi üzerinde belirlenen dört istasyon. 117 1.GENEL ÖZGEÇMøù : Eyüp ÇAKMAK DÜZENLEME TARøHø: MAYIS-2005 SOYADI,ADI: ÇAKMAK Eyüp YAZIùMA ADRESø Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü TELEFON FAKS 0 462 341 1053 2.EöøTøM ÖöRENøM DÖNEMø 1991 DOöUM TARøHø: 20.11.2005 Yorma/TRABZON E-MAIL 0 462 341 1056 [email protected] DERECE(*) Lisans ÜNøVERSøTE K.T.Ü. ÖöRENøM ALANI Balık.Tek.Müh. 3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir) GÖREV DÖNEMø GÖREV TÜRÜ KURULUù 1993-2001 Ayniyat Saymanı Vakfıkebir Devlet Hastanesi 2001-2005 4. UZMANLIK ALANLARI UZMANLIK ALANI Balık Yetiútiricili÷i Mühendis SÜMAE ANAHTAR SÖZCÜKLER TEKNOLOJø KODU (BOù BøRAKøNøZ) Alabalık GÖREV ALDIöI PROJELER "Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde Organik Balık Yetiútiricili÷i Uygulama ømkanlarının Araútırılması” Projesi (Araútırıcı) “Karadeniz’de Mersin Balı÷ı Üretim ømkanlarının Araútırılması” Projesi (Araútırıcı) ÖZGEÇMøù : ølker Zeki KURTOöLU DÜZENLEME TARøHø: 13.06.2005 SOYADI,ADI: ølker Zeki KURTOöLU DOöUM TARøHø : 05.10.1970 YAZIùMA ADRESø: Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü PK 129 TRABZON TELEFON:04623411053 FAKS: 04623411056 E-MAIL: [email protected] 2.EöøTøM ÖöRENøM DÖNEMø DERECE(*) ÜNøVERSøTE ÖöRENøM ALANI 1987-91 1992-1996 1996-2002 Lisans Yüksek Lisans Doktora Fırat Üniversitesi Karadeniz Teknik Üniv. østanbul Üniversitesi Su Ürün. Fakült. Bal Tekn. Müh. Su Ürün. Fakült. 118 3.MESLEKTE DENEYøM GÖREV DÖNEMø GÖREV TÜRÜ 1995-1999 Arú Görevlisi 1999-2004 KURULUù Fen Bilimleri Enstitüsü (KTÜ) Teknik Eleman (Araútırıcı) 4.YÖNETøM DENEYøMø GÖREV DÖNEMø 2000-2002 2003-2004 2004-2005 TAGEM - SUMAE YÖNETøM GÖREVø Yetiútiricilik Böl. Búk. Yetiútiricilik Böl. Búk. Enstitü Müdürü KURULUù TAGEM - SUMAE TAGEM - SUMAE TAGEM - SUMAE 5. UZMANLIK ALANLARI UZMANLIK ALANI ANAHTAR SÖZCÜKLER Balık Yetiútiricili÷i TEKNOLOJø KODU (BOù BøRAKøNøZ) Alabalık, Salmonidae, Adaptasyon, Damızlık yönetimi, Döl alımı, Kuluçkahane yönetimi, Balıklandırma, Semirtme, Et verimi, Tesis planlama, 6.SEÇøLMøù YAYINLAR (Dilenirse, tam liste ayrıca eklenebilir) TARø CøLT/SAYI/S DERGø/TOPLANTI ADI H AYFA 2004 6-8 July 2004 1998 10 - 12 Haziran 1998 1999 September 2 – 4, 1998 1998 22, 489-496 1999 23, 123-130 1998 10 - 12 Haziran 1998 1999 September 2 – 4, 1998 MAKALENøN/BøLDøRø BAùLIöI YAZAR(LAR) Sea Trout Symposium the Biology General Overview of Turkish Sea Trout Okumuú, ø., ùahin, and Management of Sea Trout, (Salmo trutta) Populations T., Kurtoglu, Cardiff – Wales ø.Z. and Atasaral, ù III. Su Ürünleri Sempozyumu, Gökkuúa÷ı (O. mykiss) ve Kaynak Çelikkale, M. S., Erzurum. alabalı÷ının (S. fontinalis) Et Verim Kurto÷lu, ø. Z., Özellikleri ve Etin Biyokimyasal ùahin, S., Sivri, N. Yapılarının Karúılaútırılması ve Akyol, A In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., Comparison of Chemical Contents and Köse, S., Okumus, I. and Mutlu, C. Consumer Acceptance of Albino Kurto÷lu, ø. Z., (Editors), Proceedings of First Rainbow trout (Oncorhyncus mykiss) Erkebay, C., International Symposium on with Normal Rainbow Trout and Brook De÷irmenci, A. Fisheries and Ecology, Trabzon, trout (Salvelinus fontinalis) and Baúçınar, N., TURKEY Tr. J. of Veterinary and Animal Do÷u Karadeniz Bölgesi'nde Ticari Bir Kurto÷lu, ø. Z., Sciences øúletmedeki Gökkuúa÷ı Alabalı÷ı Okumuú, ø. ve (Oncorhynchus mykiss) Anaçlarının Çelikkale, M. S Döl Verim Özellikleri ve Yavrularının Büyüme Performansının Belirlenmesi Tr. J. of Veterinary and Animal Saf ve Karıúık Olarak Yetiútirilen Okumuú, ø., Sciences Gökkuúa÷ı (Oncorhynchus mykiss) ve Çelikkale, M.S., kaynak (Salvelinus fontinalis) Kurto÷lu, ø.Z., alabalıklarının Büyüme Performansları, Baúçınar, N., Yem Tüketimi ve Yem De÷erlendirme Oranları III. Su Ürünleri Sempozyumu Trabzon Kıyılarında Su Kirlili÷inin Erüz, C., Sivri, N., Erzurum. Balıkçılık Faaliyetleri Üzerine Etkileri Boran, M. ve Kurto÷lu, ø. Z., In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., Comparsion of Growth, Food Intake De÷irmenci, A., Okumus, I. and Mutlu, C. and Conversion in Normal and Albino Çelikkale, M. S., (Editors), Proceedings of First Varieties of Rainbow Trout Okumuú, ø., 119 International Symposium on Fisheries and Ecology, Trabzon, TURKEY 2000 1999 1999 1999 1997 (Onchorynchus mykiss) 2-6 May 2000, AQUA'2000, Nice, France. pp. 515-518 A Study On Duo-Culture Possibility of Rainbow Trout, Oncorhynchus mykiss and Brook Charr, Salvelinus fontinalis September 2 – In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., Fecundity, Egg Size and Correlation of 4, 1998 Okumus, I. and Mutlu, C. Body Weight in an Brook Trout (Editors), Proceedings of First (Salvelinus fontinalis) Broodstock in International Symposium on northeastern Turkey Fisheries and Ecology, Trabzon, TURKEY September 2 – In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., The Present State and Potential of 4, 1998 Okumus, I. and Mutlu, C. Coastal Aquaculture in the Black Sea (Editors), Proceedings of First International Symposium on Fisheries and Ecology, Trabzon, TURKEY September 2 – In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., Effects of Stocking Density on Growth 4, 1998 Okumus, I. and Mutlu, C. Performance, Feed Conversion and (Editors), Proceedings of First Production of the Brook Trout, International Symposium on Salvelinus fontinalis Fisheries and Ecology, Trabzon, TURKEY 17-19 Eylül IX. Ulusal Su Ürünleri Deniz Kafesleri ve Tatlısu 1997 Sempozyumu, E÷ridir Havuzlarında Stoklanan Gökkuúa÷ı Alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss) Anaçlarının Sa÷ım Zamanı, Yumurta Verimi ve Kalite Özellikleri Erkebay, C., Yıldırım, Ö., Kurto÷lu, ø. Z., Baúçınar, N. Okumuú, ø., Baúçınar, N. ve Kurtoglu, ø.Z., Akbulut, B., Okumus, I., Bascinar, N. and Kurtoglu, I.Z. Celikkale, M.S., Okumus, I., Bascinar, N. and Kurtoglu, I.Z., Okumus, I., Bascinar, N., Kurtoglu, I.Z. and Yilmaz, K., Okumuú, ø., Üstünda÷, C., Kurto÷lu, ø.Z., Baúçınar, N., 7.DøöER GÖREV ALDIöI PROJELER Karadeniz Alabalı÷ının Yetiútiricili÷i ve Balıklandırma Amacıyla Kullanımı (2002-devam) ÖZGEÇMøù : Yahya ÇAVDAR DÜZENLEME TARøHø 25.05.2005 SOYADI,ADI ÇAVDAR Yahya DOöUM TARøHø 01.10.1972 YAZIùMA ADRESø P.K: 129 Trabzon TELEFON 0462 3411053 FAKS 0462 3411056 E-MAIL [email protected] 2.EöøTøM ÖöRENøM DÖNEMø DERECE(*) ÜNøVERSøTE ÖöRENøM ALANI 1990-1994 Lisans Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi 3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir) GÖREV DÖNEMø GÖREV TÜRÜ KURULUù 1999Ziraat Mühendisi Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü 120 1998-1999 4. UZMANLIK ALANLARI UZMANLIK ALANI Su Ürünleri Yetiútiricili÷i Ziraat Mühendisi T.K.B Yayın Dairesi Baúkanlı÷ı/ Ankara ANAHTAR SÖZCÜKLER TEKNOLOJø KODU (BOù BøRAKøNøZ) Yetiútiricilik, Anaç Stok Yönetimi, Organik Su Ürünleri Üretimi 5.SEÇøLMøù YAYINLAR (Dilenirse, tam liste ayrıca eklenebilir) TARøH CøLT/SAYI/ SAYFA DERGø/TOPLANTI ADI MAKALENøN/BøLDøRø BAùLIöI YAZAR(LAR) 2004 2004 156 / 44-47 Türktarım Dergisi Organik Tarıma Genel Bir Bakıú ve Organik Su Ürünleri Yetiútiricili÷i Çavdar, Y. 6.ÜYELøKLER ÜYELøK DÖNEMø 1998-1999 2004- ÜYELøK TÜRÜ Türktarım (Tarım ve Köy) Dergisi Yazı Kurulu Üyesi Organik Tarım Proje ve Araútırma Ulusal Komitesi Üyesi KURULUù Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı GÖREV ALDIöI PROJELER "Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde Organik Balık Yetiútiricili÷i Uygulama ømkanlarının Araútırılması” Projesi (Proje Lideri) “Karadeniz Alabalı÷ı (Salmo trutta labrax PALLAS, 1811)’nın Yetiútiricili÷i ve Balıklandırma Amacıyla Kullanımı“ Projesi (Araútırıcı) “Karadeniz’de Mersin Balı÷ı Üretim ømkanlarının Araútırılması” Projesi (Araútırıcı) “GAP Yöresi Çiftçi E÷itim ve Yayım Projesi “ Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı Yayın Dairesi Baúkanlı÷ı / Ankara ALDIöI EöøTøMLER Konusu Balık Besleme Islah ve Genetik -IIIslah ve Genetik -lTemel østatistik ve Bilgisayar Uygulamaları Balıklarda Üreme ve Fekondite Balıklarda Yaú Tayini Damızlık Stok Yönetimi Organik Tarım E÷itimi Süresi 5 gün 3 gün 5 gün 5 gün 5 gün 3 gün 5 gün 15 gün Kuruluú SUMAE-Trabzon SUMAE-Trabzon SUMAE-Trabzon SUMAE-Trabzon SUMAE-Trabzon SUMAE-Trabzon SUMAE-Trabzon T.K.B- ETO Yıl 2004 2003 2002 2002 2002 2001 2001 2001 121 ÖZGEÇMøù : Nilgün AKSUNGUR DÜZENLEME TARøHø MAYIS-2005 SOYADI, ADI : AKSUNGUR NøLGÜN DOöUM TARøHø : 12.01.1968 YAZIùMA ADRESø : Su Ürünleri Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü P.K.:129 61001 – TRABZON TELEFON : 0.462.341 10 53 FAKS : 0.462.462 10 56 E-MAIL : [email protected] 2.EöøTøM ÖöRENøM DÖNEMø DERECE(*) ÜNøVERSøTE 1986-1990 LøSANS Fırat Ü., Su Ürünleri Fak. ÖöRENøM ALANI Su Ürünleri 4.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir) GÖREV DÖNEMø GÖREV TÜRÜ KURULUù 1991-1992 Sözleúmeli Ö÷retmen K.maraú øl Milli E÷it. Müd. 1993-1996 GøH Memur Kahramanmaraú Emniyet Müd. 1996-2003 Mühendis Trabzon SÜMAE 6.DANIùMANLIK DENEYøMø DANIùMANLIK KONUSU GÖREV DÖNEMø KURULUù 8.SEÇøLMøù YAYINLAR (Dilenirse, tam liste ayrıca eklenebilir) YAZARLAR Tabak, ø. , Aksungur, M., Zengin, M., Yılmaz, C., Aksungur, N., Alkan, A., Zengin, B. Akbulut B., ùahin, T., Aksungur, N., Aksungur, M. MAKALE / BøLDøRø BAùLIöI DERGø/ TOPLANTI ADI Karadeniz Alabalı÷ı (Salmo trutta labrax, PALLAS 1811)’nın Biyoekolojik Özellikleri ve Kültüre Alınabilirli÷inin Tespiti, Proje Sonuç Raporu, Su Ürünleri Merkez Araú. Enst. Müd. TRABZON CøLT/ SAYI TARø / H SAYFA 236 s. 2001 Effect of Initial Size on Growth Rate of Turkish Rainbow Trout, Oncorhynchus mykiss, 2/ 133Fisheries and 2002 Reared in Cages on the Turkish Black Sea 136 Aquatic Sci. Coast 122 11.DøöER (Gerekli bilgiler burada verilmelidir) Enstitü tarafından yürütülen; “Karadeniz’de Çipura Yetiútiricili÷i”, “Karadeniz’de L Kafeslerinde Yetiútirilen Alabalıklarda Ekonomik Baúlangıç A÷ırlı÷ının Tespiti” ve “Karad labrax PALLAS, 1811)’nın Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷in araútırmacı olarak görev aldı. “Karadeniz’de Kalkan Balı÷ı Yetiútiricili÷inin Araútırılmas yapmıútır. 1998-1999 yıllarında TAGEM tarafından düzenlenen øngilizce e÷itimine katılmıútır olarak çalıúmalarını sürdürmektedir. Halen Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitü Müdürlü÷ünde araútırmacı mühendis olarak görev yapmaktadır. ÖZGEÇMøù :ùirin FøRøDøN DÜZENLEME TARøHø MAYIS 2005 SOYADI, ADI : FøRøDøN ùøRøN DOöUM TARøHø : 01/08/1974 YAZIùMA ADRESø :SU ÜRÜNLERø MERKEZ ARAùTIRMA ENSTøTÜSÜ TRABZON TELEFON : 0 462 341 10 53 FAKS : 0462 341 10 56 E-MAIL : [email protected] 2.EöøTøM MEZUNøYET YILI DERECE(*) ÜNøVERSøTE 1998 Lisans Atatürk Ün. Fen- Edebiyat Fak. ÖöRENøM ALANI Biyoloji 3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir) GÖREV DÖNEMø GÖREV TÜRÜ KURULUù 1998-1999 Biyolog Özel Karadeniz Hastanesi 1999-….. Biyolog Trabzon SUMAE 4.DøöER (Gerekli bilgiler burada verilmelidir) Katıldı÷ı Kurslar -Yurt içi -histoloji kursu ( numune hastanesi-2000) -balık hastalıkları kursu( Dr.Tetsuichi Nomura ve Takayoshi Yamazaki SUMAE-JICA -2000 - 2001) - balık hastalıkları kursu (Pendik Veteriner Kontrol Araútırma 2002) - balık geneti÷i ve ıslahı( SUMAE-2002) - yetiútiricilikte genetik uygulama ve ıslah metotları(2003) - balık hastalıkları epidemiyolojisi (2003) - feeding experiment for black sea turbot (2003) - kalkan balı÷ı yetiútiricili÷i (2004) - su ürünleri yetiútiricili÷i ve balıkçılık (2004) - balık hastalıkları (2004) 123 ÖZGEÇMøù : Dr. Nadir BAùÇINAR 1.GENEL DÜZENLEME TARøHø Mayıs 2005 SOYADI,ADI : BAùÇINAR Nadir YAZIùMA ADRESø DOöUM TARøHø: 11.07.1970 Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü, 61001 PK: 129 ùana TRABZON TELEFON: 0.462.3411053 FAKS 0.462.3411056 E-MAIL [email protected] 2.EöøTøM ÖöRENøM DÖNEMø 1996 2001 1991 DERECE(*) Y. Lisans Doktora Lisans ÜNøVERSøTE Karadeniz Teknik Karadeniz Teknik Karadeniz Teknik ÖöRENøM ALANI Balıkçılık Teknolojisi Mühendisli÷i Balıkçılık Teknolojisi Mühendisli÷i Balıkçılık Teknolojisi Mühendisli÷i 3.MESLEKTE DENEYøM GÖREV DÖNEMø 2003 - GÖREV TÜRÜ Mühendis KURULUù 2002 - 2003 Yrd.Doç.Dr. Çanakkale Onsekiz Mart Üniv. Su Ürünleri Fakültesi 1996 - 2001 Arú.Gör. KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi 1994 - 1996 Arú.Gör. KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü 4. UZMANLIK ALANLARI UZMANLIK ALANI ANAHTAR SÖZCÜKLER Balık Yetiútiricili÷i Büyüme performansı, döl alımı, damızlık yönetimi, larva kalitesi Besleme, yem, yemleme stratejisi Balık Besleme TEKNOLOJø KODU 5.SEÇøLMøù YAYINLAR (Dilenirse, tam liste ayrıca eklenebilir) ÜYELøK Turkish Journal of Veterinary and Animal Sciences Turkish Journal of Zoology The Influence of Daily Feeding Frequency and Feed Consumption of Rainbow Trout Fingerlings (Oncorhynchus mykiss) Reared at 18.5 - 22.5°C Saf ve Karıúık Olarak Yetiútirilen Gökkuúa÷ı (Oncorhynchus mykiss) ve Kaynak Alabalıklarının (Salvelinus fontinalis) Büyüme Performansları, Yem Tüketimi ve Yem De÷erlendirme Oranları The Early Development of Brook Trout, Salvelinus fontinalis (Mitchill): Survival and Growth Rates of Alevins The Development of Brook Trout (Salvelinus fontinalis Mitchill, 1814) Embryos During the Yolk Sac Period Baúçınar, N., Okumuú, ø., Baúçınar, N. S. ve Emiral, H. Okumuú, ø., Çelikkale, M.S., Kurto÷lu, ø.Z. ve Baúçınar N. ÜYELøK Baúçınar, N. ve Okumuú, ø. Baúçınar, N., Okumuú, ø. ve Serezli, R. Türk Veterinerlik ve Hayvancılık Dergisi The Israeli Journal of Aquaculture - Bamidgeh, Aquaculture Research The Effect of Different Numbers of Feeding Days on Feed Consumption and Growth of Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss Walbaum) Okumuú, ø. ve Baúçınar, N. Fisheries Research DERGø/TOPLANTI ADI Population Structure, Growth and Reproduction of Introduced Pacific Mullet, Mugil so-iuy, in the Black Sea MAKALENøN/BøLDøRø BAùLIöI Okumuú, ø. ve Baúçınar, N. YAZAR(LAR) 6.ÜYELøKLER KURULUù 27 / 227-230. 28 / 297-301. 23, Ek. 1 / 123-130. 53 / 80-83. 32 / 365-367. 33 / 131-137. CøLT/SAYI/SAYFA 2003 2004 1999 2001 2001 1997 TARøH 124 125 DÖNEMø 1996 2004 - TÜRÜ Üye Üye Balıkçılık Teknolojisi Mühendisleri Derne÷i Mersin Balıklarını Koruma ve Yaúatma Derne÷i 7. DøöER ÇALIùTIöI PROJELER Karadeniz’de Midye (Mytilus galloprovincialis) Populasyonunun Ekolojisi ve De÷erlendirme Olanakları – TÜBøTAK Proje No: YDABÇAG-617/G, 1998 - (Yardımcı Araútırmacı). Kültür Balıkçılı÷ını Geliútirmeye Yönelik Bilgi Eriúim Sistemi: Do÷u Karadeniz Bölgesi Pilot Çalıúması -TÜBøTAK Proje No: YDABÇAG – 100Y116, 2000 - (Yardımcı Araútırmacı). Kaynak Alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis) Do÷u Karadeniz Koúullarında Tatlısu ve Deniz Suyunda Kültür Potansiyelinin ørdelenmesi: Optimum Çevre østekleri, Döl Verimi, Beslenme ve Büyüme Özellikleri – Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No: 99.117.001.4, 1999-2001 (Doktora Tezi). Albino Gökkuúa÷ı Alabalıklarının (Oncorhynchus mykiss) Genotipik ve Fenotipik Özelliklerinin Belirlenmesi Üzerine Çalıúmalar - Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No: 99.117.001.1, 1999 - (Yardımcı Araútırmacı). Do÷u Karadeniz Bölgesi’ndeki Bazı Gökkuúa÷ı Alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss) Damızlık Stoklarının Sa÷ım Zamanı, Damızlık Performansı ve Kuluçka Randımanlarının Belirlenmesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No: 21.117.001.6, 2001 - (Yardımcı Araútırmacı). Karadeniz’deki Pasifik Kefali (Mugil so-iuy)’nin Biyoekolojik Özelliklerinin Saptanması - Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No: 95.101.010.5. 1995 – 1996 (Yüksek Lisans Tezi). Kaynak Alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis) Do÷u Karadeniz Koúullarında Deniz Suyu ve Tatlı Suda Büyüme Özellikleri - Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No: 96.101.010.9, 1996 - 1998 (Yardımcı Araútırmacı). Ordu – Perúembe A÷ Kafes øúletmelerinin øzlenmesi Projesi, Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü (Ordu øl Özel ødaresi ve Özel øúletmeler). ÖZGEÇMøù 1.GENEL 126 DÜZENLEME TARøHø:10.06.2005 SOYADI,ADI: Bayram ZENGøN YAZIùMA ADRESø DOöUM TARøHø 02.01.1973 SU ÜRÜNLERø MERKEZ ARAùTIRMA ENSTøTÜSÜ YOMRA/TRABZON TELEFON:0462 341 10 53 2.EöøTøM ÖöRENøM DÖNEMø 1988-1991 FAKS:0462 341 10 56 DERECE(*) E-MAIL:bay_zen yahoo.co.uk ÜNøVERSøTE ÖöRENøM ALANI Labaratuvar 3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir) GÖREV DÖNEMø GÖREV TÜRÜ KURULUù 1991- …… EKOLOJøK SUMAE ARAùTIRMALAR 4.DøöER GÖREV ALDIöI PROJELER 1973 yılında Adıyaman’da do÷du. ølk ve orta e÷itimini Adıyaman’da tamamladıktan sonra 1988 yılındsa Ankara Laborant Meslek Lisesini kazandı. 1991 yılında ö÷renimini bitirdikten sonra aynı yıl Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsüne tayin oldu. 1991 yılından beri Enstitünün Ekoloji Bölümünde çalıúmaktadır. Daha önce “Karadeniz’de Su Kirlili÷ine Sebep olan faktörlerin belirlenmesi” , “Deniz ve Akarsulardaki Kirlili÷in Karadeniz’deki Ekonomik De÷eri Yüksek Balıkların Stok ve Üremesine Olan Etkisinin Belirlenmesi” , “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Belirlenmesi ve Kültür imkanlarının Araútırılması” , “Do÷u Karadeniz’deki Av Gücünün Demersal Balık Stokları Üzerine Olan Etkisinin Tespiti” ve “Çıldır Gölü Tatlı Su Midyelerinin Populasyon Parametrelerinin Tespiti ve Ekonomik Olarak De÷erlendirme ømkanları” , projelerinde çalıútı. Halen 1993 yılından itibaren devam eden “Çayeli Bakır øúletmeleri Karadeniz ve Büyükdere Çevresel Ölçme ve øzleme Programı” , “Ordu Perúembe Deniz Kafeslerinde Bulunan Levrek ve Alabalık Tesisleri øzleme Projesi” ve “Karadeniz Alabalı÷ının Yetiútiricili÷i ve Balıklandırma Amacıyla Kullanımı” projelerinde çalıúmalarını sürdürmektedir 127 1.GENEL DÜZENLEME TARøHø Hülya ESENBUöA 02.07.1972 TARIM øL MÜDÜRLÜöÜ PROJE øSTATøSTøK ùUBE MÜDÜRLÜöÜ/ERZURUM 05333306143 2.EöøTøM ÖöRENøM DÖNEMø 1995-1999 FAKS DERECE(*) LøSANS [email protected] ÜNøVERSøTE ATATÜRK ÜNøVERSøTESø ÖöRENøM ALANI ZøRAAT FAK. SU ÜR. 3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir) GÖREV DÖNEMø 2001-2003 GÖREV TÜRÜ MÜHENDøS 2003- MÜHENDøS KURULUù TARBZON SU ÜRÜNLERø ARù. ENS. ERZURUM TARIM øL MÜD. 11. BøBLøYOGRAFøK BøLGø FORMU 1-Proje No : TAGEM/HAYSÜD/2001/07/01/20 2-Rapor Tarihi : Aralık 2004 3-Projenin Baúlangıç ve Bitiú Tarihleri: 01 Ekim 2001 - 01 Ekim 2004 4-Proje Adı : Karadeniz Alabalı÷ı (Salmo trutta labrax Pallas, 1811)’nın Yetiútiricili÷i ve Balıklandırma Amacıyla Kullanımı Projesi 128 5-Projenin Yürütücüsü: Eyüp ÇAKMAK Yardımcı Araútırmacılar: Dr. ølker Zeki KURTOöLU, Yahya ÇAVDAR, Nilgün AKSUNGUR, ùirin FøRøDøN, Bayram ZENGøN, D.Selim MISIR 6- Projenin Yürütüldü÷ü Kuruluú: Trabzon Su Ürünler Merkez Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü 7-Destekleyen Kuruluúların Adı ve Adresi: Bazı özel sektör iúletmeleri 8-Öz (Abstract): Araútırmada, Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde yayılım gösteren Karadeniz alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) yetiútiricilik performansı ve azalan stokları takviye amaçlı kullanım imkanlarının araútırılması planlanmıútır. Deniz ekotipinin nispi yumurta verimi 771-6263 adet/kg, dere ekotipinde ise 1020-3199 adet/kg arasında de÷iúim göstermiútir. Yumurtadan çıkıú 11.5°C’de 477-489 gün-derecede tamamlanmıútır. Kasım baúlangıcında deniz suyuna transfer edilen balıkların parr markalarının durumu Mart baúlangıcında görsel olarak incelenmiú, smoltlaúma durumu ortaya konmaya çalıúılmıútır. Balıkların %50’sinin 11.3-11.5 cm boyda smoltifikasyon boyuna ulaútıkları gözlenmiútir. Karadeniz tuzlulu÷unda kan plazması sodyum seviyesinde ilk 3 günde ani bir artıú gözlenirken, 7. günden itibaren de÷erler dura÷an bir seviyede seyretmiútir. Karadeniz tuzlulu÷unda aynı de÷iúim klor seviyesinde de gözlenirken, potasyum seviyesindeki azalma 17. günden sonra sabit bir seyire ulaúmıútır. Buna karúın, ‰30 tuzlulu÷a transfer edilen balıkların kan plazması iyon seviyesinin 14. günden itibaren sabit düzeye ulaútı÷ı tespit edilmiútir Yumurtada çıkıú anında ortalama larva boyu 4.7 mm grubunda 14.45±0.44 mm, 5.1 grubunda 14.80±0.35 mm ve 5.5 mm grubunda ise 14.80±0.59 mm, ilk beslenme baúlamadan önce ise bu de÷erler sırasıyla 22.85±0.58 mm, 23.20±0.67 mm ve 23.95±1.14 mm olarak ölçülmüútür. Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR) çıkıútan ilk beslenme öncesine kadar 4.7 mm grubunda 0.649, 5.1 mm grubunda 0.688 ve 5.5 mm grubunda 0.606 olarak hesaplanmıútır Do÷adan yakalanmıú ve kuluçkahanede yetiútirilmiú anaçların yavrularının toz yem, canlı yem ve karıúık olarak ön beslemeye alınmalarında, büyüme performansı açısından önemli bir farklılık oluúmamıútır. Protein / ya÷ de÷erleri sırasıyla, 50/18, 48/18 ve 48/16 olan yemlerle beslenen balıkların çalıúma sonunda a÷ırlıkları sırasıyla, 59.20±1.477, 63.89±1.638 ve 61.36±1.019 g olarak hesaplanmıútır. 50/18 yemi ile beslenen balıkların büyüme oranı 48/18 yemi ile beslenenlere göre düúük bulunmuútur. Anahtar kelimeler: Karadeniz alabalı÷ı, Salmo trutta labrax, Döl verimi, Larval geliúim, Büyüme performansı, Smoltifikasyon, Yem 9-Proje øle ølgili Yayın/Tebli÷lerle ølgili Bilgiler Proje raporunda yer alan bulgular Dr. ø. Zeki KURTOöLU’nun doktora tezinde kullanılmıútır. 10-Bilim Dalı: Yetiútiricilik Doçentlik B.Dalı Kodu: ISIC Kodu: Uzmanlık Alanı Kodu: 11-Da÷ıtım (*): Ŷ Sınırlı Ƒ Sınırsız 12-Raporun Gizlilik Durumu: Ƒ Gizli Ŷ Gizli De÷il