İndir - Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü

Transkript

İndir - Su Ürünleri Merkez Araştırma Enstitüsü
T.C.
TARIM ve KÖYøùLERø BAKANLIöI
TARIMSAL ARAùTIRMALAR GENEL MÜDÜRLÜöÜ
KARADENøZ ALABALIöI
(Salmo trutta labrax PALLAS, 1811)’NIN
YETøùTøRøCøLøöø
VE
BALIKLANDIRMA
AMACIYLA KULLANIMI
PROJE SONUÇ RAPORU
(TAGEM / HAYSÜD / 2001 / 07 / 01 / 20)
Proje Liderleri
Eyüp ÇAKMAK
Dr. ølker Zeki KURTOöLU
Araútırmacılar
Yahya ÇAVDAR
ùirin FøRøDøN
Nilgün AKSUNGUR
Dr. Nadir BAùÇINAR
Hülya ESENBUöA
Bayram ZENGøN
Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü
TRABZON – 2004
ÖNSÖZ
Bu çalıúmada Karadeniz Alabalı÷ının yo÷un úartlarda üretimi ve yetiútiricilik
imkanlarının araútırılması amaçlanmıútır. Uluslar arası anlaúmalar ile korunan ve
Bölgeye has endemik bir tür olan Karadeniz alabalı÷ının, aúırı avcılık, yaúam
ortamlarının kirlenmesi ile yanlıú kullanım (kum-çakıl ocakları) sonucu soyu giderek
tükenmektedir. Bu nedenle enstitümüzce kuruldu÷u dönemden itibaren baúlatılan
çalıúmalar, türün kültürü ve balıklandırma programlarında kullanılmasına yönelik
denemeler içeren bu proje ile devam ettirilmiútir. Proje, Tarımsal Araútırma Genel
Müdürlü÷ü ve Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü imkanları ile
yürütülmüútür.
Projenin teklifini yapan ve bir dönem proje liderli÷i yürüten Dr. ølker Zeki
KURTOöLU’na ve proje çalıúmalarında araútırmacı olarak görev yapan
mühendisler Yahya ÇAVDAR, Nilgün AKSUNGUR, Hülya ESENBUöA, Dr. Nadir
BAùÇINAR’a, biyolog ùirin FøRøDøN’e, Laborant Bayram ZENGøN’e üstün
gayretleri ve çalıúmalarından dolayı teúekkür ederim.
Arazi, deneme, verilerin de÷erlendirilmesi ve proje raporunun yazımı
aúamasındaki yardımlarından dolayı Muharrem AKSUNGUR’a, veri kaydı ve arazi
çalıúmalarındaki katkılarından dolayı O÷uzhan EROöLU’na, arazi çalıúmalarındaki
katkılarından dolayı Hamza POLAT, A.Osman KARAKAù, Hasan ERGÜN, ølhan
AYDIN ve B.Belgüzar KÖKCAN’na, hastalık problemlerinin giderilmesinde
yardımcı olan veteriner hekim Hacı SAVAù’a, kimyager ølyas KUTLU’ya,
fikirlerinden dolayı Dr. Mustafa ZENGøN ve Dr. Yaúar GENÇ’e ayrıca projenin
yürütülmesinde gerekli deste÷i sa÷layan di÷er enstitü personeline teúekkürü bir borç
bilirim.
Bu projenin yürütülmesinde desteklerini esirgemeyen her türlü imkanı bizlere
sa÷layan enstitü idaresine, aynı zamanda projenin koordinatörlü÷ünü yapan, fikirleri
ile çalıúmalarımıza yön veren Karadeniz Teknik Üniversitesi, Rize Su Ürünleri
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. øbrahim OKUMUù’a úükranlarımı sunarım.
Çalıúmalarımızda tesis imkanlarını esirgemeyen Maçka De÷irmendere
üzerinde faaliyet gösteren Coúandere, ùeremet ve Altıntaú alabalık iúletmelerine
teúekkür ederim.
Hazırlanan bu sonuç raporunda, ülkemizde önemli ticari türlerden olan
Karadeniz Alabalı÷ının kültüre alınması ve ıslahı ile su ürünleri yetiútiricilik
sektörüne katkı sa÷layaca÷ı ve yeni çalıúmalara ıúık tutaca÷ı inancındayım. Yakın
gelecekte yaygın olarak yetiútiricili÷inin yapılmasını diledi÷im bu türle ilgili olarak,
kültür koúullarındaki problemlerin çözümü, ıslah, genetik ve seleksiyon konularında
yeni proje çalıúmalarımız devam ettirilecektir.
Eyüp ÇAKMAK
Proje Lideri
II
øÇøNDEKøLER
Sayfa no
SUNUù ………………………………………………….…………………….. II
øÇøNDEKøLER………………………………………………………………… IV
ùEKøLLER LøSTESø………………………………………………………….. VII
TABLOLAR LøSTESø………………………………………………………… IX
ÖZ……………………………………………………………………………… XI
ABSTRACT…………………………………………………………………… XII
1. GøRøù ……………………………………………………………………….
1
1.1. Projenin Amacı ve Gerekçesi………………………...……….………..
1
1.2. Genel Bilgiler…………………………………………………...……...
3
1.3. Salmo trutta (Kahverengi Alabalık)… ……………...…………………
4
1.4. Ülkemizde Bulunan Kahverengi Alabalık (Salmo trutta) Alt Türlerinin
Ayırıcı Özellikleri………………………………………….…………...
7
1.5. Alt Tür : Salmo trutta labrax PALLAS, 1811………………………….
8
1.5.1. Deniz (marina) ekotipi…………………………………………….
9
1.5.2. Göl (lacustris) ekotipi …………………………………………….
9
1.5.3. Dere (fario) ekotipi ……………………………………………….
9
1.6. Üreme ve Döl Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler…………………… 10
1.6.1. Çevresel Faktörler………………………………………………… 10
1.6.2. Yumurta Verimi ve Yumurta Büyüklü÷ü………………………… 11
1.6.3. Yumurta Kalitesi …………………………………………………. 12
1.7. Büyümeyi Kontrol Eden Faktörler…………………………………….. 12
1.7.1. Su Sıcaklı÷ı……………………………………………………….. 12
1.7.2. Tuzluluk…………………………………………………………... 14
1.7.3. Çözünmüú Oksijen ……………………………………………….. 17
1.7.4. Büyümeyi Etkileyen Di÷er Faktörler…………………...………… 18
2. LøTERATÜR ÖZETø ………………………………………………………. 19
3. MATERYAL VE METOT……………..…………………………………...
30
3.1. Materyal………………………………………………………………... 30
3.1.1. Döl Alımı…………………………………………………………. 30
3.1.2. Deniz Suyunun Büyüme Üzerine Etkisi ………………..………... 31
3.1.2.1. Tanklar………………………………………………………. 31
3.1.2.2. Yavru Balıklar ………………………………………………. 32
3.1.2.3. Yem………………………………………………………….. 32
3.1.3. Smoltifikasyonun øzlenmesi ………………………...………...…. 33
3.1.4. Karadeniz Alabalı÷ı’nda Larval Geliúim………………………….
3.1.5. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin
33
Belirlenmesi……………………………………………………….
3.1.5.1. Damızlık Materyali……………………………………..…… 33
III
3.1.5.2. Yavru Materyali……………………………………………...
3.1.5.3. Tank Ortamı………………………………………………….
3.1.5.4. Su Da÷ıtım Sistemi ………………………………………….
3.1.6. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü
ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri………………
3.1.6.1. Balık………………………………………………………….
3.1.6.2. Yemler………………………………………………………..
3.1.6.3. Ortam………………………………………………………...
3.1.7. Kullanılan Di÷er Ekipmanlar……………………………………...
3.2. Metot…………………………………………………………………....
3.2.1. Döl Alımı………………………………………………………….
3.2.1.1. Yumurta Sa÷ımı ve Gerekli Ölçümlerin Alınması…………..
3.2.1.2. Yumurtaların Kuluçkalanması ve Yaúama Oranının Tespiti..
3.2.2. Büyütme Denemeleri……………………………………………...
3.2.2.1. Çalıúma I …………………………………………………….
3.2.2.2. Çalıúma II ……………………………...…………………….
3.2.3. Smoltifikasyonun øzlenmesi ..…………………………………….
3.2.4. Kan Plazması Analizleri…………………………………………..
3.2.5. Karadeniz Alabalı÷ı’nda Larval Geliúim………………………….
3.2.6. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin
Belirlenmesi……………………………………………………….
3.2.6.1. Yavru Balıkların Deneme Tanklarına Yerleútirilmeleri……..
3.2.6.2. Yem ve Yemleme Stratejisi………………………………….
3.2.7. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü
ve Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri………………
3.2.7.1. Balıkların Yerleútirilmesi ve Yemleme……………………...
3.2.7.2. Bazı Vücut Oranlarının Belirlenmesi………………………...
3.2.7.3. A÷ırlık ve Boy Ölçümü………………………………………
3.2.7.4. Büyümenin Belirlenmesi…………………………………….
3.2.7.5. Kondisyon Faktörünün Hesaplanması (K)…………………..
3.2.7.6. Yem De÷erlendirme Oranının Hesaplanması………………..
3.3. Verilerin Analizleri……………………………………………………..
3.4. Markalama Çalıúmaları………………………………………………...
3.4.1. Markalama, Salıverme ve Yeniden Yakalama Çalıúması…………
3.4.2. Damızlıkların Markalaması……………………………………….
4. BULGULAR VE TARTIùMA……………………………………………...
4.1. Çevresel Parametreler………………………………………………….
4.2. Döl Verimi……………………………………………………………...
4.3. Deniz Suyunda Büyütme……………………………………………….
4.3.1. Çalıúma I…………………………………………………………..
4.3.2. Çalıúma II……………………………………………………….…
IV
33
33
34
34
34
34
34
35
35
35
35
37
37
38
40
40
41
41
41
42
42
42
42
42
43
43
43
43
43
46
47
47
50
57
57
62
4.4. Smoltifikasyon …………………………………………………………
4.4.1. Smoltifiasyonun Morfolojik Kontrolü…………………………….
4.4.2. Smoltifikasyon Sürecinin øzlenmesi………………………………
4.5. Larval Geliúim Çalıúması………………………………………………
4.6. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi...
4.7. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve
Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri…………….………...
4.7.1. Çevresel Parametreler……………………………………………..
4.7.2. Büyüme Performansı……………………………………………...
4.7.3. Vücut oranları……………………………………………………..
5. ÖNERøLER ………………………………………………………………...
6. ÖZET ………………………………………………………………………..
7. SUMMARY…………………………………………………………………
8. LøTERATÜR LøSTESø …………………………………………….……….
9. LøFLET ÖRNEöø…………………………………………………………...
10.YÜRÜTÜCÜLERøN ÖZGEÇMøùø………………………………………...
11. BøBLøYOGRAFøK BøLGø FORMU.………………………………………
V
66
66
67
79
85
90
90
91
92
93
94
95
96
102
120
ùEKøLLER LøSTESø
ùekil 1.
ùekil 2.
ùekil 3.
ùekil 4.
ùekil 5.
ùekil 6.
ùekil 7.
ùekil 8.
ùekil 9.
ùekil 10.
ùekil 11.
ùekil 12.
ùekil 13.
ùekil 14.
ùekil 15.
ùekil 16.
ùekil 17.
ùekil 18.
ùekil 19.
ùekil 20.
ùekil 21.
ùekil 22.
ùekil 23.
ùekil 24.
ùekil 25.
ùekil 26.
ùekil 27.
Sayfa no
Kahverengi alabalı÷ın yayılım sahası (Baglinière, 1991)………...
5
Kahverengi alabalı÷ın do÷al yayılım alanı (taralı alan dere
ekotipine, kesik çizgili alan deniz ekotipine ait yayılım sahası)
(Eliot, 1994)………………………………………………………
5
Yumurta kalitesi üzerine etki eden faktörler (Bromage ve
Roberts, 1995)……………………………………………………. 13
Teleost balıklarda osmoregülesyon (A: Deniz, B: Tatlısu)
(Okumuú, 2000)…………………………………………………... 16
Karadeniz alabalı÷ı (Salmo trutta labrax) damızlıkları………….. 30
Deniz ve dere ekotipi Karadeniz alabalı÷ı……………………….. 31
Diúi Karadeniz alabalı÷ının plastik bir kap içerisine sa÷ımı……... 35
Yumurtaların sa÷ımı ile kuluçkalanması arasında izlenen
prosedür…………………………………………………………... 36
Kan örneklerinin santrifüj edilmesi………………………………. 38
Santrifüj edilmiú kan örne÷i……………………………………… 39
‰18 ve ‰30 tuzlu suya 28 gün büyütülen Karadeniz alabalı÷ı
bireyleri…………………………………………………………... 39
Üç periyot boyunca uygulanan yemleme planı…………………... 41
Balıkların farklı renklerdeki sıvı plastik markalar ile
markalanmasının úematik görünümü…………………………….. 44
Yanbolu Deresi üzerinde belirlenen dört istasyon……………….. 45
Serpme (A) ve elektroúok cihazı (B) yardımıyla yeniden
yakalama faaliyetleri……………………………………………... 45
Damızlıkların markalanması (A. Markanın enjektör yardımıyla
yerleútirilmesi, B. Markanın yeri ve görünümü)…………………. 46
Yeni yakalanmıú (A) ve 3 yıl kültür úartlarında yetiútirilen (B)
anaçların yumurtalarındaki pigment farklılı÷ı………….………… 51
2002-2003 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi
iliúkisi…………………………………………………………….. 52
2002-2003 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta
verimi iliúkisi……………………………………………………... 53
2003-2004 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi
iliúkisi…………………………………………………………….. 54
2003-2004 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta
verimi iliúkisi……………………………………………………... 54
Deneme boyunca farklı iki su ortamında yapılan 4 grup deniz
alabalı÷ının a÷ırlık artıúı (Toplam kütlenin birey sayısına
bölümüyle bulunan ortalama a÷ırlık de÷erleri kullanılmıútır)…… 58
Tatlısu (A ve B) ve deniz suyunda (C ve D) yetiútirilen balıkların
aylara ortalama boyları (±SD)……………………………………. 59
Gruplara ve aylara göre kondisyon faktörü de÷erinin de÷iúimi….. 61
Gruplara göre spesifik büyüme oranı de÷erlerindeki de÷iúim…… 61
Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince boyca
büyümesi (tX1 ve tX2 tatlısu grupları, dX1 ve dX2 deniz suyu
grupları)…………………………………………………………... 62
Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince a÷ırlıkça
büyümesi (tX1 ve tX2 tatlısu grupları, dX1 ve dX2 deniz suyu
VI
ùekil 28.
ùekil 29.
ùekil 30.
ùekil 31.
ùekil 32.
ùekil 33.
ùekil 34.
ùekil 35.
ùekil 36.
ùekil 37.
ùekil 38.
ùekil 39.
ùekil 40.
ùekil 41.
ùekil 42.
ùekil 43.
ùekil 44.
ùekil 45.
ùekil 46.
ùekil 47.
ùekil 48.
ùekil 49.
ùekil 50.
ùekil 51.
ùekil 52.
ùekil 53.
grupları)…………………………………………………………...
Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince kondisyon
de÷iúimi (tX1 ve tX2 tatlısu grupları, dX1 ve dX2 deniz suyu
grupları)…………………………………………………………...
5 ay süreyle Karadeniz tuzlulu÷unda (‰18) yetiútirilen
balıklardaki parr markalarının kayboluúuna göre tahmin edilen
smoltlaúma boyu…………………………………………………..
Deneme süresince örneklenen balıkların boy da÷ılımları………...
Denemede elde edilen ortalama hematokrit de÷erleri de÷iúimi…..
Deneme süresince örneklenen balık etlerinin kuru madde
yüzdeleri de÷iúimi………………………………………………...
Deneme süresince örneklenen balık etlerinin ya÷ içerikleri (kuru
madde üzerinden % ya÷ içeri÷i olarak hesaplanmıútır) de÷iúimi…
I. denemede tatlısu ve Karadeniz suyunda muhafaza edilen
balıkların sodyum iyonu de÷erleri de÷iúimleri……………………
I. deneme süresince örneklenen kanların potasyum iyonu
de÷erleri de÷iúimleri………………………………………………
I. deneme süresince örneklenen kanların Klor iyonu de÷erleri
de÷iúimleri………………………………………………………...
II. denemede elde edilen ortalama hematokrit yüzde de÷erleri
de÷iúimi…………………………………………………………...
II. denemede elde edilen sodyum ve klor iyonu konsantrasyonu
de÷iúimleri (A: ‰18 ve B: ‰30 tuzlulukta muhafaza edilen
balıkların kan plazması iyon de÷iúimi)…………………………...
II. denemede elde edilen potasyum de÷iúimleri (A: ‰18 ve B:
‰30 tuzlulukta muhafaza edilen balıkların kan plazması iyon
de÷iúimi)…………………………………………………………..
Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı boy artıúı…..
Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı yaú toplam
a÷ırlık (YTA) artıúı……………………………………………….
Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru toplam
a÷ırlık (KTA) de÷iúimi……………………………………………
Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru larva
a÷ırlı÷ı (KLA) artıúı………………………………………………
Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru kese
a÷ırlı÷ı (KKA) de÷iúimi…………………………………………..
Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kurumadde
(KM) de÷iúimi…………………………………………………….
D ve K guruplarında periyotlar boyunca biyokütle artıúı…………
Deneme boyunca ölen bireyler çıkıldıktan sonra guruplara göre
bireysel a÷ırlık artıúı………………………………………………
Çalıúma periyotlarında gerçekleúen SBO de÷erleri………………
D Gurubu tankların ortalama kondisyon faktörü de÷iúimleri…….
K Gurubu tankların ortalama kondisyon faktörü de÷iúimleri…….
Çalıúma periyotlarında guruplara göre gerçekleúen ölüm
de÷erleri…………………………………………………………...
Çalıúma boyunca ölçülen günlük ortalama su sıcaklıkları (°C)…..
Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (W; g)…………………………….
VII
63
63
67
68
68
68
69
70
70
71
71
72
73
79
80
81
82
82
83
86
86
87
88
88
89
90
91
TABLOLAR LøSTESø
Sayfa no
Tablo 1.
Bazı Salmonidae türleri, kültür potansiyeli (Okumuú, 2000a) ve
2002 yılı küresel üretim miktarları (ton) (FAO, 2004)……….…..
Tablo 2.
Dünya ve Türkiye su ürünleri yetiútiricili÷i miktarları (ton)
(FAO, 2004) ……………………………………………..……….
Tablo 3.
Ülkemizde yıllara göre yetiútirilen türler ve miktarları (ton)
(FAO, 2004)………………………………………………………
Tablo 4.
Karadeniz alabalı÷ına di÷er araútırıcılar tarafından verilen
sinonimler (Froese ve Pauly, 2004)………………………….…...
Tablo 5.
Karadeniz alabalı÷ının di÷er ülke ve dillerdeki adları (Froese ve
Pauly, 2004)………………………………………………….…...
Tablo 6.
Araútırmada kullanılan yemin içeri÷i (üretici firma beyanatı) …...
Tablo 7.
Çalıúmada kullanılan yemlerin biyokimyasal içerikleri (üretici
firmalar tarafından beyanatı)……………………………………...
Tablo 8.
Kuluçkahane ve Altındere Deresi’ne ait su kalite kriterleri (Ort:
Ortalama, Std: standart sapma, Min: minimum, Maks:
Maksimum) …………………………………………………….
Tablo 9.
Liman, kuluçkahane ve Altındere’ye ait su sıcaklıkları (Ort:
Ortalama, Std: standart sapma, Min: minimum, Maks:
Maksimum)……………………………………………………….
Tablo 10. Kasım – Aralık 2001 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları……..
Tablo 11. Anaç a÷ırlı÷ına ba÷lı olarak sa÷ımı yapılan yumurta guruplarının
açılım süreleri ……………………………………………….……
Tablo 12. Kasım 2002 - Ocak 2003 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları....
Tablo 13. Kasım 2003 - Ocak 2004 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları…
Tablo 14. Yem de÷erlendirme oranının gruplara ve periyotlara göre
de÷iúimi…………………………………………………………...
Tablo 15. Deneme periyotları boyunca gruplara göre yem tüketim de÷erleri
(g/kg canlı a÷ırlık)………………………………………………...
Tablo 16. Nisan 2002’de yapılan ölçümde deniz suyu ve tatlısu
gruplarından elde edilen ortalama boy ve a÷ırlık de÷erleri……….
Tablo 17. Yumurtadan çıkıú (396 Gün-derece (GD)) ve dıú beslenmenin
öncesinde (682 GD), 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait
yumurtadan çıkan larvaların boy (B; mm), yaú toplam a÷ırlık
(YTA; mg), kuru kese a÷ırlı÷ı (KKA; mg), kuru larva a÷ırlı÷ı
(KLA; mg) ve kuru toplam a÷ırlıkları (KTA; mg), toplam (vücut
+ kese) kuru madde oranlarının (KMO; %) ortalama ve standart
sapma (Std), minimum ve maksimum (min-maks) de÷erleri……..
Tablo 18. 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların
besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR), günlük kuru besin
kesesi tüketimi (BKT; mg/gün), günlük boyca büyüme oranı
(BBO; mm/gün ve %), günlük a÷ırlıkça büyüme oranı (ABO;
mg/gün ve %)……………………………………………………..
Tablo 19. 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların
örnekleme periyotları boyunca gösterdikleri besin kesesi
de÷erlendirme randımanı (KDR)…………………………………
VIII
2
3
4
10
10
32
34
47
48
50
51
52
53
58
58
60
84
84
85
Tablo 20.
Tablo 21.
Tablo 22.
Tablo 23.
Tablo 24.
Çalıúma boyunca ölçülen su kalite kriterlerinin de÷iúim sınırları.
Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (g)………………………………...
Çalıúma boyunca a÷ırlıkça spesifik büyüme oranı………………..
Çalıúmanın baúı ve sonunda kondisyon faktörü de÷erleri………...
Çalıúmanın sonunda baú, karaci÷er, karkas ve iç organ oranları
(%)………………………………………………………………...
IX
90
91
92
92
92
ÖZ
Bu çalıúmada, Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde yayılım gösteren Karadeniz
alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) yetiútiricilik performansı belirlenmiú ve azalan
stokların takviyesi amacıyla kullanım imkanları araútırılmıútır.
Elde edilen bulgulara göre yumurtadan çıkıú 11.5°C’de 477-489 günderecede tamamlanmıútır. Balıkların %50’sinin 11.3-11.5 cm boyda smoltifikasyon
boyuna ulaútıkları gözlenmiútir.
Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR) çıkıútan ilk beslenme öncesine
kadar 4.7 mm grubunda 0.649, 5.1 mm grubunda 0.688 ve 5.5 mm grubunda 0.606
olarak hesaplanmıútır
Do÷adan yakalanmıú ve kuluçkahanede yetiútirilmiú anaçların yavrularının
toz yem, canlı yem ve karıúık olarak ön beslemeye alınmalarında, büyüme
performansı açısından önemli bir farklılık oluúmamıútır.
Protein / ya÷ de÷erleri sırasıyla, 50/18, 48/18 ve 48/16 olan yemlerle beslenen
balıklarda, en iyi büyüme performansı 48/18 grubunda belirlenmiútir.
Anahtar kelimeler: Karadeniz alabalı÷ı, Salmo trutta labrax, döl verimi, larval
geliúim, Büyüme performansı, smoltifikasyon, yem
X
ABSTRACT
In this study, culture performance, and supporting decreasing stocks of the
Black Sea trout (Salmo trutta labrax) living in the Eastern Black Sea Region have
been planned.
It was determined that, hacthing of eggs were completed 477-489 degree-days
at 11.5°C. It was observed that, fish of over 50% reached smoltification size in 11.311.5 cm length.
Yolk conversion efficiency were calculated from hatching to swim up stage
as 0,649, 0,688, and 0.606 in 4,7, 5,1, and 5.5 mm egg size groups, respectively.
Growth performance between hatchery and captured Black Sea trout
broodstock larvae fed artificial diet, live food, and their mixed showed no significant.
The best growth performance of the juvenile fish was determined fed with
48/18 (protein% / oil%) food than 50/18 and 48/16.
Key words: Black Sea trout, Salmo trutta labrax, reproduction, larval development, growth
performance, smoltification, food
KISALTMALAR
mOsm/kg : miliosmole/kilogram (Osmolarite birimi)
mmol/l : milimol/litre
K: Kondisyon faktörü
FCR: Yem de÷erlendirme oranı
GD: Gün-derece
YTA: Yaú toplam a÷ırlık (mg)
KKA: Kuru kese a÷ırlı÷ı (mg)
KLA: Kuru larva a÷ırlı÷ı (mg)
KTA : Kuru toplam a÷ırlıkları (mg)
KMO: Kuru madde oranlarının (%)
KDR: Besin kesesi de÷erlendirme randımanı
BKT: Kuru besin kesesi tüketimi (mg/gün)
BBO: Günlük boyca büyüme oranı (mm/gün ve %)
ABO: Günlük a÷ırlıkça büyüme oranı (mg/gün ve %)
SBO: Spesifik büyüme oranı (%)
12
1. GøRøù
1.1. Genel Bilgiler
Salmonidler, üzerinde en fazla çalıúılmıú olan türlerdir. Bunun nedenleri ise;
ilginç hayat hikayeleri, gerek türler arası (Ovenden ve ark, 1993) gerekse aynı türün
farklı ortamlarda yaúayan stokları arasındaki genetik farklılıklar (Liskauskas ve
Ferguson, 1991; Ferguson ve ark, 1995), dıú görünüúünün ilgi çekici olması, et
özellikleri (Okumuú ve ark, 1998) ve yetiútiricilik çalıúmalarında baúarı oranının
di÷er türlere nazaran yüksek olmasıdır (Çelikkale, 1994). Ayrıca Salmonidler sportif
avcılıkta popüler türlerdir.
Sazan (Cyprinus carpio)'dan sonra yetiútiricili÷i baúarı ile yapılan ilk tür
Salmonidlerden gökkuúa÷ı alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss)’dır. ølk gökkuúa÷ı
alabalı÷ı yumurtası transferi 1874 yılında Kaliforniya'dan New York'a yapılmıútır.
ABD Balık Komisyonu gökkuúa÷ı yumurtası almaya 1879 yılında baúlamıútır. ølk
baúarılı deniz aúırı gökkuúa÷ı alabalı÷ı transferi ise 1877 yılında Kuzey Amerika'dan
Tokyo'ya, ardından 1885'de Londra ve Stirling'e gerçekleútirilmiútir (Gall ve
Crandel, 1992). Avrupa'da ilk yetiútiricili÷i yapılan Salmonid türü ise kahverengi
alabalık (Salmo trutta)’dır. Bu türün ilk suni dölleme ve inkübasyonun Jacobi
tarafından Almanya’da yapıldı÷ı bildirilmiútir (Duhamel du Monceau, 1773;
Bromage ve Roberts, 1995’den alınmıútır).
Günümüzde yetiútiricilik yoluyla üretilen Salmonidlerin küresel miktarı ise
2003 yılında 1815412 tona ulaúmıútır (FAO, 2005). Genellikle, salmonlar, fileto,
tütsülenmiú ve konserve halinde tercih edildiklerinden 1 kg civarında, alabalıklar ise
150-250 g arasında pazarlanmaktadır.
Dünya genelinde yetiútiricili÷i yapılan ve deneme aúamasında olan bir çok
Salmonidae türü mevcuttur. Bu salmonidlerin hepsi yetiútiricilik için arzu edilen
özelliklere sahip de÷ildir (Tablo 1) (Okumuú, 2000). Yetiútiricilik için, hızlı büyüme
yetene÷ine sahip ve ortam úartlarına iyi uyum sa÷layabilen balıklar tercih
edilmektedir. Bu amaçla yapılan ıslah çalıúmaları hızlı bir úekilde devam etmekte ve
önemli geliúmeler kaydedilmektedir.
DøE 2003 yılı yetiútiricilik verilerine göre ülkemizde yetiútiricili÷i yapılan
türler; gökkuúa÷ı alabalı÷ı, aynalı sazan (Cyprinus carpio), çipura (Sparus aurata),
deniz levre÷i (Dicentrarchus labrax) ve midye (Mytilus galloprovincialis)’dir. Bu
türlerden gökkuúa÷ı alabalı÷ı ve aynalı sazan içsularda, di÷erleri ise denizde
üretilmektedir. Dolayısıyla içsularda üretilen türlerin çeúitlendirilmesi, tüketicilere
yeni alternatifler sunulması yararlı olacaktır.
Bu çalıúma ile yetiútiricilikte alternatif so÷uksu türlerinden biri olabilece÷i
düúünülen ve Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde do÷al olarak yayılım gösteren Karadeniz
alabalı÷ı de÷erlendirmeye alınmıútır.
1.2. Projenin Amacı ve Gerekçesi
Günümüzde gelinen nokta, di÷er türlerin yanında, önemli iç su balıklarından
ekonomik bir tür olan alabalık stoklarının, insan elinden uzak olan bölgelerde
kendini bir ölçüde korumasına ra÷men, ço÷u su kaynaklarında yok olma tehlikesi ile
yüz yüze kalmıú oldu÷udur.
2
Tablo 1. Bazı Salmonidae türleri, kültür potansiyeli (Okumuú, 2000) ve 2003 yılı
küresel üretim miktarları (ton) (FAO, 2005).
Alabalıklar
Salmonlar
Tür Adı
Gökkuúa÷ı alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss)
Katrot alabalık (Salmo clarki)
Kahverengi alabalık (Salmo trutta)
Kaynak alabalı÷ı (Salvelinus fontinalis)
Alp alası (Salvelinus alpinus)
Göl alası (Salvelinus namaycush)
Atlantik salmonu (Salmo salar)
Pembe salmon (Oncorhynchus gorbuscha)
Chum (keta) salmon (Oncorhynchus keta)
Koho salmonu (Oncorhynchus kisutch)
Sokeye salmonu (Oncorhynchus nerka)
Kral salmonu (Oncorhynchus tshawytscha)
Masu salmon (Oncorhynchus masou)
Kültür Potansiyeli
Çok yüksek
Fazla yaygın de÷il
Düúük
Düúük
Düúük
Çok düúük
Çok yüksek
Çok düúük
Çok düúük
Yüksek
Çok düúük
Düúük
Çok düúük
Üretim
490 652
9 238
1 007
1 711
1 131 241
2
105 869
22 030
-
Bu projede, Kuzey-Do÷u Anadolu co÷rafyasına has bir tür olan Karadeniz
alabalı÷ının (Salmo trutta labrax PALLAS, 1811) yo÷un úartlarda üretimi
amaçlanmıútır. Enstitümüzde 2001 yılında tamamlanan “Karadeniz Alabalı÷ının
Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması Projesi”
kapsamında, türün birçok do÷al davranıúı ortaya konulmuútur. Ancak, kültür
ortamında alınan jenerasyonların cinsi olgunluk yaúı, döl verim özellikleri, larval
geliúimleri ve beslenmeleri, denize göç esnasında smolt balıklarda meydana gelen
de÷iúimler, denize göç davranıúları gibi konular tam netlik kazanmamıútır.
Türün kültür potansiyeli irdelenerek, yörede yaygın olarak faaliyet gösteren
alabalık iúletmelerine alternatif kültür formu sunmak amaçlanmaktadır. Elde edilecek
veriler do÷rultusunda yetiútiricilik yapan özel iúletmeler bilgilendirilecek, ekonomik
bulundu÷u takdirde iúletmelere anaç balık temini sa÷lanabilecektir.
Türün do÷al stoklarını zenginleútirmek amacıyla, örneklenen anaçlardan elde
edilecek yavruların bir bölümünün do÷aya bırakılması hedeflenmiútir.
Bilimdeki geliúmelere paralel olarak, gıda kaynaklarının geliútirilmesi
çabaları ve bunun sonucunda da tarımsal üretimde son sınırlara ulaúılması, insanları
yeni arayıúlara itmiútir. Dünyanın dörtte üçünü oluúturan sucul ekosistemlerden gıda
üretimi, bu arayıúların baúında gelmektedir. Dünya Sa÷lık Örgütü (WHO) ve Dünya
Gıda ve Tarım Teúkilatı (FAO) gibi örgütler, bitkisel protein a÷ırlıklı beslenen
ülkeler için, su ürünleri üretimini bir kurtuluú olarak görmektedir. Ülkemiz açlık
tehlikesine uzak olmasına ra÷men, günümüzde geliúmiúlik düzeyinin de bir
göstergesi olan hayvansal protein kullanımında yeterli düzeyde bulunmamaktadır.
Çin, Japonya, Endonezya, Hindistan vb. ülkelerde oldu÷u gibi su ürünleri
üretimimizin geliútirilmesi gerekmektedir.
Ülkemizdeki ekonomik balık stoklarının son yıllardaki azalıúına ba÷lı olarak
yetiútiricilik faaliyetleri önemli sayılabilecek bir geliúme kaydetmiútir. Ancak bütün
bu geliúmelere ra÷men ülkemizde birey baúına tüketilen balık etinde önemli bir artıú
sa÷lanamamıútır. Geliúme düzeyini belirleyen birçok kıstas gibi balık üretimi ve kiúi
baúına tüketilen balık eti miktarına bakıldı÷ında, ülkemizin bu konuda henüz yeterli
bir düzeye ulaútı÷ı söylenemez.
3
Dünya genelinde avcılık yöntemiyle balıkçılık üretiminde, son 10 yılda kayda
de÷er bir artıú gerçekleútirilememiútir. øyimser bir varsayımla yıllık artıúın %1-2
düzeyinde devam etmesi halinde bile sürdürülebilir üretimin 100 milyon tonu
geçmeyece÷i kabul edilmektedir. Buna karúın yetiútiricilik ile su ürünleri üretiminde
sürekli bir artıú, avcılık yoluyla balıkçılıktaki durgunlu÷a ra÷men toplam su ürünleri
artıúında da süreklilik sa÷laması gerçekleúmiútir (Çelikkale ve ark., 1999).
Dünya su ürünleri üretiminin %37’si 2003 yılında yetiútiricilik yoluyla elde
edilmiútir (FAO, 2005). Asya ülkeleri di÷er ülkelere göre daha hızlı ve planlı bir
geliúme kaydetti÷inden, dünyada yetiútiricilikle elde edilen üretimin büyük bir kısmı
bu ülkeler tarafından gerçekleútirilmektedir. Dünya su ürünleri üretiminde son
yıllarda hızlı bir artıú göstermiú ve 54 milyon tonu aúmıútır. 2001 yılında meydana
gelen ekonomik krize ba÷lı olarak yem ve balık maliyetinin artıúından dolayı
ülkemizin su ürünleri yetiútiricilik miktarı azalmıú, ancak 2003 yılında ise yeniden
toparlanarak 2000 yılı seviyelerine ulaúmıútır (Tablo 2) (FAO, 2005)
Tablo 2. Dünya ve Türkiye su ürünleri yetiútiricili÷i miktarları (ton) (FAO, 2005)
Yıllar
Türkiye
Dünya
1990
5 782
16 831 540
1991
7 835
18 283 026
1992
9 085
21 192 802
1993
12 438
24 456 561
1994
15 998
27 777 490
1995
21 607
31 198 343
1996
33 201
33 912 118
1997
45 450
3 592 5652
1998
56 700
39 160 447
1999
63 000
43 069 859
2000
79 031
45 679 764
2001
67 244
48 427 066
2002
61 165
51 385 912
2003
79 943
54 785 841
Yurdumuzda 1950’li yılların baúlarında baúlayan yetiútiricilik faaliyetleri
2000 yılına kadar çok hızlı bir geliúme göstermiútir. Ancak, 2000 yılından sonra
yetiútirilen tür sayısı beúe düúmüú ve bu türlerin miktarları ise azalmıútır (Tablo 3).
Yapılması gerekenlerden birisi de yetiútirilen tür sayısını arttırmaktır. Bu projede
üzerinde araútırma yapılan tür Karadeniz alabalı÷ıdır, kültüre yeni alınmıútır ve
gelecek vaat etmektedir.
Ege ve Akdeniz’de yo÷unlaúan deniz balıkları üretimi yanında, yetiútiricilik
yoluyla yapılan üretimin yarısını Salmonidae familyasına mensup balıklar
oluúturmaktadır. Bunun da tamamına yakını gökkuúa÷ı alabalı÷ı (Oncorhynchus
mykiss)’dır. Dünyanın hemen hemen her yerinde yetiútiricili÷i yapılan gökkuúa÷ı
alabalı÷ının, ülkemizde ancak iç tüketime yönelik olarak üretilmesi, ihracat úansı
olan yeni türlerin kültüre alınması arayıúlarını gündeme getirmiútir.
4
Tablo 3. Ülkemizde yıllara göre yetiútirilen türler ve miktarları (ton) (FAO, 2005).
Türler
Sazan
Alabalık
Alabalık
Deniz
Levre÷i
Çipura
Atlantik
Salmonu
Karides
Midye
Karagöz
Ortam/Yıl
øçsu
øçsu
Deniz
Deniz
Deniz
Deniz
Deniz
Deniz
Deniz
1990
1 025
3 212
-
102
1 031
300
-
-
1
1991
364
4 146
-
777
910
1 500
-
-
100
1992
251
6 271
-
808
937
680
-
-
100
1993
544
6 848
-
3 158
1 029
791
-
35
33
1994
288
6 977
-
2 229
6 070
434
-
-
-
1995
424
12 689
-
2 773
4 847
654
40
180
-
1996
780
17 180
1 330
5 210
6 320
193
270
1 918
-
1997
800
26 500
2 000
6 300
7 500
50
300
2 000
-
1998
950
32 340
2 290
8 660
10 150
40
270
2 000
-
1999
900
36 870
1 700
12 000
11 000
-
30
500
-
2000
813
42 572
1 961
17 877
15 460
-
27
321
-
2001
687
36 827
1 240
15 546
12 939
-
-
5
-
2002
590
33 707
846
14 339
11 681
-
-
2
-
2003
543
39 674
1 194
20 982
16 735
-
-
815
-
Bu tecrübelerden yola çıkılarak bölgede var olan potansiyelin Karadeniz
alabalı÷ı ile yeniden harekete geçirilmesi mümkün gözükmektedir. Bu amaç
do÷rultusunda çalıúma bölgemizde yer alan akarsu ve deniz ortamında da÷ılım
gösteren Karadeniz alabalı÷ının, aúırı avcılık, yaúam ortamlarının aúırı kirlenmesi
(evsel atıklar, gübre ve zirai ilaçlar vb) ve yanlıú kullanımı (kum ve çakıl ocakları)
sonucu soyu giderek tükenmektedir. Bu nedenle ülkemiz do÷al faunasında ekonomik
bir tür olan Karadeniz alabalı÷ı üzerine çalıúma gere÷i duyulmuútur.
1.3. Salmo trutta (Kahverengi Alabalık)
Kahverengi alabalık, tatlısu ve deniz (daha ziyade acısu) arasında fırsatçı göç
davranıúına sahip bir Salmonidae türüdür. Farklı çevre úartlarına yüksek adaptasyon
kabiliyetine sahiptirler. Bu özellikleri, tür içerisindeki önemli ölçüde polimorfizmin
kayna÷ı olarak gösterilmektedir. Bundan dolayı farklı bilimsel isimlerle
adlandırılmaktadırlar. Alabalıklarda polimorfinin kısmen genetik farklılıklardan
oluútu÷u Krieg ve Guyomard (1985) tarafından bildirilmekteyse de, Linnaeus’un
ortaya attı÷ı, “Salmo trutta tek bir türdür” tezi en muhtemel olanıdır (Baglinière,
1991).
Bazı bilim adamları arasındaki, S. trutta’nın bazı alt türlerinin Salmo cinsinin
bir türü olarak kabul edilip edilmeyece÷i ihtilafından dolayı, Salmo cinsinin
sistematikteki yeri tam olarak netleúmemiútir (Baglinière, 1991).
Kahverengi alabalık, bütün Avrupa kıtasında birçok farklı ekotiplerde (deniz,
dere ve göl ekotipi) yaygın olarak mevcuttur. Da÷ılımının kuzey sınırı øzlanda’dan
Rusya’nın kuzeyine (Volga’nın kuzeyi), øskandinavya’nın kuzey sınırı olarak
belirlenmiútir. Güney sınır ise, Sicilya ve Sardunya adaları dahil, Atlas Da÷ları’dır
(Fas, Cezayir). Kahverengi alabalık, Avrupa’nın Atlantik önlerinden Hazar Denizi ve
Aral Denizi’ni içine alan Himalaya’nın eteklerine kadar yayılım gösterir (ùekil 1).
5
Deniz ekotipi, beslendikleri Beyaz Deniz, Ceskaya Körfezi, Baltık Denizi,
Kuzey Denizi, ørlanda Denizi, øngiliz Kanalı, Atlantik Okyanusu, Biskay Koyu’na
kadar, Karadeniz, Hazar Denizi ve Aral Denizi’nde lokalize olmuútur. Kahverengi
alabalık, Akdeniz’de mevcut de÷ildir (ùekil 2) (Muir ve Robert, 1993; Arslan ve
ark., 2000).
ùekil 1. Kahverengi alabalı÷ın yayılım sahası (Baglinière, 1991).
ùekil 2. Kahverengi alabalı÷ın do÷al yayılım alanı (taralı alan dere
ekotipine, kesik çizgili alan deniz ekotipine ait yayılım sahası) (Eliot, 1994).
6
Göl ekotipi; Alpler, øskandinavya, Büyük Britanya ve Orta Avrupa’da birçok
gölde mevcuttur. Kahverengi alabalı÷ın Kuzey-Güney da÷ılımı; yaz aylarında su
sıcaklı÷ının 20 °C’yi aúmadı÷ı, üreme döneminde ise 4-10 °C arasında seyretti÷i, su
hızının orta ve güçlü, pH de÷erinin nötr oldu÷u, üreme için tercih edilebilir alanların
varlı÷ı (temiz zemin, kaba çakıl) ile yakından iliúkilidir.
Kahverengi alabalı÷ın asıl da÷ılım alanı insanlar tarafından iki yolla
etkilenmektedir:
- Temel olarak son iki yüzyıldır endüstriyel ve zirai geliúime ba÷lı olarak
sınırlandırma (baraj setleri inúaatı, kirlilik, su seviyelerinin artıúı v.s.),
- Stok takviyesi ve yeni stoklamalarla yayılımın geniúlemesi (Baglinière,
1991).
Dünya çapında birçok transfer çalıúmaları yapılmıútır. Bu çalıúmaların birincil
nedeni türün olta balıkçılı÷ındaki cazibesidir. Bu çalıúmaların ço÷u baúarılı olmuútur.
Kahverengi alabalık 24 ülkenin do÷al sularına kazandırılmıútır. Baúarısızlık,
Meksika, Jamaika, Malavi, Uganda, Kolombiya ve Ekvator gibi su kalitesi uygun
olmayan ülkelerde sözkonusu olmuútur (MacCrimmon ve ark., 1970). Hem göl
ekotiplerinde (Yeni Zelanda, ùili, Kerguelen Adası), hem de deniz ekotiplerinde
(Kerguelen Adasında), Amerika Birleúik Devletleri’nin Kolombiya vadisinde, bazı
durumlarda yerleúik populasyonlar göçer ekotipler oluúturmuúlardır (Baglinière,
1991).
Alabalıkların transferi, yerli balık türlerinin varlı÷ı ve biyolojileri üzerinde
ciddi etkilere sahip oldu÷u bildirilmiútir. Kahverengi alabalık, Kuzey Amerika’da,
çevresel úartlardaki de÷iúime daha iyi adapte olabildi÷inden dolayı, bazen kaynak
alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis) yerini alması için ortama transfer edilmiútir. Aynı
yolla Avustralya’da, Galaxidae’nin mevcut türlerinin yok olmasını, türler üzerine
olan yüksek avcı baskısından dolayı, alabalıklar sorumlu tutulmaktadır. Yeni Zelanda
nehirlerinde, kahverengi alabalık transferinin balık avlanma (predasyon) rejiminde
önemli de÷iúimlere neden oldu÷u bildirilmiútir (McIntosh ve Townsend, 1995).
Transfer edilen Salmonid türlerinin içinde, kahverengi alabalık kendi orijinal
da÷ılımını en iyi ayarlayabilen türdür. Çevresel úartlardaki de÷iúime adaptasyon
yetene÷inin yüksek oluúu, yeni bölgelere transferinde baúarının kontrol edilmesinde
en önemli faktördür. Bununla birlikte en önemli belirleyici faktör su sıcaklı÷ıdır
(Baglinière, 1991).
Kahverengi alabalık, ticari tatlısu kuluçkahanelerinde üretim de÷erlili÷i
açısından ele alındı÷ında temel olarak düúük büyüme hızı ve stoklama seviyeleri
bakımından asla gökkuúa÷ı alabalı÷ına rakip olamayacaktır. Bugüne kadar,
kahverengi alabalık asıl olarak stok zenginleútirme amacıyla yavru üretiminde
kullanılmıútır (Baglinière, 1991).
Bununla birlikte, son yıllarda kültür balıkçılı÷ında ekonomik baskılar ve ürün
çeúitlili÷inin
zorunlulu÷u,
kahverengi
alabalık
bireylerinin
denizlerde
yetiútiricili÷inin geliútirilmesi iste÷ini zorunlu hale getirmiútir. Gerçekte, çok iyi yaz
yaúama oranı, 10-11 aylık yaútan sonra sonbaharda denize transfer edilebilmesi ve
deniz suyunda tatlısudan daha hızlı geliúmesi, steril ve triploid bireylerin üretimiyle
cinsi olgunluk enerji kaybının sınırlandırılması özellikleri, bu türün kültür
balıkçılı÷ında kullanımını güçlendirmektedir (Baglinière, 1991).
Kahverengi alabalık ülkemizde do÷al olarak bulunan tek alabalık türüdür
(Kuru, 1975; Aras, 1976; Geldiay ve Balık, 1996). Dünyada Anadolu, Batı Asya,
7
Avrupa ve Kuzey Afrika ülkeleri sularında bulunmaktadır (Arslan ve ark., 2000).
Salmo trutta labrax’ın, Anadolu’nun Kuzey ve Kuzey-Do÷u Bölgesindeki
akarsularla, Karadeniz’e dökülen nehirlerde yaúadı÷ı bildirilmektedir (Aras, 1976;
Geldiay ve Balık, 1996).
Kahverengi alabalık, üstün et kalitesine sahip oldu÷undan dolayı, ticari ve
sportif amaçlı olarak iç sularda en çok tercih edilen türlerden biridir. Bu nedenle,
ülkemizde yo÷un bir úekilde avcılı÷ı yapılmaktadır. Ayrıca, zirai mücadele,
endüstrileúme, karayolu inúaatları, dere ıslah çalıúmaları, kum-çakıl iúletmecili÷i,
evsel ve endüstriyel atıklar ve ormanlık arazilerin yıpratılması sonucu artan erozyon
ve su kirlili÷inin de giderek artması ile, bilhassa iç sularda di÷er ekonomik türlerin
yanında, kahverengi alabalı÷ın populasyonun giderek azalmasına neden olmaktadır.
Togan ve ark. (1999) proje çalıúmalarında, Türkiye’de bulunan kahverengi
alabalık populasyonlarının, uzak co÷rafi bölgelerdeki akrabalarına yakın bir genetik
yapı göstermediklerinden dolayı, populasyonların saf oldu÷unu öne sürmüúlerdir.
1.4. Ülkemizde Bulunan Kahverengi Alabalık (Salmo trutta) Alt Türlerinin
Ayırıcı Özellikleri
Kahverengi alabalık (Salmo trutta sp.) Atlas ve Pasifik Okyanusları’nın
kuzey kısımlarında, 42° N enleminin kuzeyinde tüm Avrupa’da yayılım göstermiú,
Karadeniz, Hazar ve Aral Denizleri’nde geçici ve yerli türleri oluúturmuútur. Son
dönemde genetik sonuçlarla da desteklenen sistematik çalıúmalara göre Avrupa’da
dokuz farklı alt tür bildirilmiútir (Baglinière ve Maisse, 1999). Ülkemizde hemen her
akarsuda kayna÷a yakın kirlenmemiú bölgelerde (Fırat’ın yukarı kısımlarında, Do÷u
Anadolu’nun yüksek kesimlerinde, Toros Sırada÷ları’ndan do÷an akarsularda, Batı
Anadolu’da ve Karadeniz kıyısı boyunca) yayılım göstermektedir. Karadeniz
havzasında bir deniz ve iki tatlı su ekotipi mevcuttur.
Slastenenko (1956)’ya göre
1.a- Göçmen balıktır. Denizlere göçerek, hızlı bir büyüme göstermektedir.
Solungaç etaminleri 16-19 arasında, genellikle 18 tanedir. Kuyruk sapı yüksektir.
Karadeniz’de yaúar........................................................... S. trutta labrax natio marine
b-Dere sularında, tatlısu göllerinde, denize çıkmayan ufak balık..................2
2.a- Vücudun üzerinde etrafı açık renkte olan kırmızı lekeler bulunur. Dere
sularında yaúayanların a÷ırlı÷ı genel olarak 1-2 kg dan fazla de÷ildir ……………
……………………………………………………………...S. trutta labrax natio fario
b- Vücudun üzerinde kırmızı lekeler bulundu÷u taktirde kenarları açık renkli
de÷ildir. Çok iri balıklardır............................................. S. trutta labrax natio lacustris
Geldiay ve Balık (1988)’a göre
1.a- Omur sayısı en fazla 57 dir. L. lateral boyunca genellikle muntazam bir
sıra üzerinde dizilmiú ve küçük nokta kümelerinden oluúmuú 10–12 adet siyah leke
vardır ...................................................................................Salmo trutta macrostigma
8
b - Omur sayısı daima 57 nin üzerindedir. Siyah lekeler L. lateral üzerinde
muntazam dizilmiú iri benekler úeklinde de÷il, vücudun her tarafına düzensiz úekilde
da÷ılmıú küçük siyah benekler halindedir……............................................................2
2 a- Vücudun yan taraflarında kırmızı lekeler yoktur....Salmo trutta abanticus
b-Vücudun yan taraflarında kırmızı lekeler vardır..........................................3
3.a- Kırmızı lekeler vücudun genellikle her tarafına da÷ılmıútır ve her birinin
etrafında beyaz haleler vardır. Preoperküller üzerinde her zaman açıkça görülebilen
siyah birer benek vardır …............................................................ Salmo trutta labrax
b-Kırmızı lekeler ço÷u zaman L. lateralin altında ve vücudun anteriyöründe
görülür ......................................................................................... Salmo trutta caspius
1.5. Alt Tür : Salmo trutta labrax PALLAS, 1811
ølk bulunuú yeri (Terra typica) : Sivastopol-Ukrayna
Türkçe : Alabalık, Deniz alası, Karadeniz alabalı÷ı
Diagnostik Özellikler:
D
: III-IV 9-11
A
: III-IV 8-9
L.lateral : 112-125
Omur sayısı : 58-60
Plorik çekum sayısı : 47-48
Slastenenko (1956), Karadeniz alabalı÷ının yurdumuzda birbirinden farklı üç
ekotipinin var oldu÷unu (deniz, dere ve göl ekotipi) ileri sürmektedir. Gerek yanak
bölgesinde belirgin bir siyah leke bulunması, gerekse vücudun yan taraflarında
kırmızı beneklerin yer alması, özellikle dere ekotiplerin Salmo trutta macrostigma’ya
çok benzemesine yol açmaktadır. Fakat omur sayısının daha fazla ve boyutlarının
daha büyük oluúuyla ayırt edilirler.
1.5.1. Deniz (marina) ekotipi: Slastenenko (1956)’ya göre, bugün
Karadeniz’de, boyları 100 cm’e ve a÷ırlıkları 26 kg’a ulaúan alabalıklar
yaúamaktadır. Bu balıklar hayatlarının büyük bir kısmını ve özellikle beslenme
periyodunu içeren zamanı denizde geçirmektedir. Üreme dönemlerinde ise
Karadeniz’e akan nehirlere girerek kıú aylarında çakıllı ve taúlık alanlarda
yumurtalarını bırakır. Dolayısıyla bu ekotipteki balıklar tatlısu ile deniz arasında
belirli zamanlarda göç yapmaktadır. Bu úekilde göç eden ekotiplere deniz ekotipi
(natio marina) denilmiútir (Svetovidov, 1984; Geldiay ve Balık, 1996).
1.5.2. Göl (lacustris) ekotipi : Salmo trutta labrax Pallas, 1811 ırkının bazı
ekotipleri belli bir gölde kapalı olarak kalmıú olup, hayatlarının tümünü orada
geçirmektedirler. Yani üreme ve beslenme periyotları esnasında deniz ile tatlısu
9
arasında herhangi bir göç yapmazlar. Böyle ekotipler da göl ekotipi (natio lacustris)
adı verilmiútir (Slastenenko, 1956; Çelikkale, 1994; Geldiay ve Balık, 1996).
1.5.3. Dere (fario) ekotipi : Göl ekotipine benzer úekilde, bazı tatlısu
ekotipleri bir akarsuya ba÷lanmıú olup, bütün yaúamlarını orada sürdürmektedirler.
Bunlar, deniz ve akarsular arasında göç etmedikleri halde, akarsu ortamında, kaynak,
yan kollar ve dere a÷zı arasında kısa mesafeli göçler yapmaktadırlar. ùöyle ki;
beslenme periyodu olan ilkbahar ve yaz mevsimlerinde akarsuyun aúa÷ı havzalarına
kadar inerler; üreme periyodu olan kıú mevsiminde ise, yumurtalarını sı÷ ve zemini
çakıllı yerlere bırakmak için akarsuyun yukarı havzalarına yani kayna÷ına do÷ru
çıkarlar (Slastenenko, 1956; Geldiay ve Balık, 1996).
Salmo trutta labrax Pallas, 1811 ırkının üç ekotipinde de renk yönünden
büyük varyasyonlar görülür. Örne÷in, deniz ekotipi deniz ve tatlısu arasında göç
edici bir ekotip oldu÷undan, genç yavrularla ergin bireyler arasında morfolojik
bakımdan ve özellikle renk ve desen yönünden büyük farklar görülmektedir. Bu
ekotipin genç yavruları tatlısularda iken vücutlarının yan taraflarında da÷ınık siyah
benekler ve kırmızı lekeler taúıdıkları halde, denize döndüklerinde bu renk ve
desenlerini yavaú yavaú kaybederek gümüú beyazı bir renge dönüúür ve denizdeki
ebeveynlerinin rengini alırlar (Slastenenko, 1956; Svetovidov, 1984).
Deniz ekotipinde böyle bir durum görülürken, göl ve dere ekotiplerinde
yavru ve erginler arasında belirgin bir renk ve desen farkı görülmemektedir.
Özellikle dere ekotipinde yavrularda çok daha karakteristik olan kırmızı benekler,
büyüdükleri zamanda aynı kalmakta ve hayatları boyunca kaybolmamaktadır
(Svetovidov, 1984; Çelikkale, 1994).
Karadeniz alabalı÷ı daha önce bazı araútırıcılar tarafından farklı úekilde
isimlendirilmiútir. Bu isimlerden Salmo trutta labrax ve Salmo labrax geçerlili÷ini
sürdürmektedir (Tablo 4).
Tablo 4. Karadeniz alabalı÷ına di÷er araútırıcılar tarafından verilen
sinonimler (Froese ve Pauly, 2004).
øsim
Salmo fario alba
Salmo labrax
Salmo trutta labrax
Fario marsilii
Salmo microlepis
Salmo pallasii
Salmo lacustris excelsa
Trutta ungeri
Araútırıcı
Meidinger, 1794
Pallas, 1814
Pallas, 1814
Heckel, 1851
Günther, 1866
Günther, 1866
Fatio, 1890
Yásárhelyi
Statü
Di÷er
Orijinal kombinasyon
Yeni kombinasyon
Tartıúılabilir
Tartıúılabilir
Genç sinonim
Tartıúılabilir
Tartıúılabilir
Ülkemizde Karadeniz alabalı÷ı “deniz alabalı÷ı” ve “deniz alası” olarak da
isimlendirilmiútir. Di÷er ülkelerdeki isimlendirmeler Tablo 5’de verilmiútir.
10
Tablo 5 . Karadeniz alabalı÷ının di÷er ülke ve dillerdeki adları (Froese ve
Pauly, 2004).
Ad
Ülke
Dil
Deniz alabalı÷ı
Deniz alası
Black Sea salmon
Chernomorskii losos
Pastrav de mare
Pstruh obecnı cernomorskı
Sortehavsørred
ɤɭɦɠɚ ɱɟɪɧɨɦɨɪɫɤɚɹ
㤤ᶏ㠢
Türkiye
Türkiye
Rusya Federasyonu
Rusya Federasyonu
Romanya
Çek Cumhuriyeti
Danimarka
Rusya Federasyonu
Çin
Türkçe
Türkçe
øngilizce
Rusça
Romence
Çekçe
Danimarkaca
Rusça
Çince
1.6. Üreme ve Döl Verimi Üzerine Etki Eden Faktörler
1.6.1. Çevresel Faktörler
Üreme ve döl verimi üzerine etki eden çevresel faktörler arasında su sıcaklı÷ı
ve fotoperiyot önemli yer tutmaktadır. Çevresel úartlardaki de÷iúimler cinsi olgunluk
yaúı, sa÷ım zamanı, yumurta verimi ve yumurta kalitesini önemli ölçüde etkileyebilir
(Okumuú ve ark. 1997).
Bromage ve Cumaranatunga (1988) tarafından, yumurta kalitesi üzerine su
sıcaklı÷ının önemli etkisi oldu÷u, 10°C’den çok düúük veya çok yüksek su
sıcaklı÷ında yumurta kalitesinde önemli düúüú oldu÷u belirlenmiútir. Stevenson
(1987), su sıcaklı÷ının 18°C’den daha yüksek oldu÷u durumlarda yumurtaların
açılmadı÷ını, 4°C’lik su sıcaklıklarında ise bazı ölümlerin oldu÷unu, yumurtalar
gözlenmeden önce su sıcaklı÷ı 5°C’nin altına düúmedi÷i sürece yaúama oranının
yüksek oldu÷unu, gözlendikten sonra su sıcaklı÷ı 4°C’nin altına düúse bile kayıp
oranının yüksek olmadı÷ını bildirmektedir.
Yumurtaların oksijen ihtiyacı su sıcaklı÷ı ve embriyonun geliúme devreleri ile
de÷iúmektedir. Örne÷in; bir alabalık yumurtasının oksijen ihtiyacı 10°C'de,
0°C'dekine nazaran 30 kat daha fazladır. Yumurtanın döllenmesinden hemen sonraki
oksijen ihtiyacı da açılmadan hemen önceki embriyonun ihtiyacı olandan 20 kat daha
azdır. Bir yumurta açılıúa kadar 3 mg oksijen harcar. Buna ra÷men, yumurtadan
çıkmıú larvanın oksijen ihtiyacı yumurtadan 10 kat daha fazladır (Çelikkale, 1994).
Gonadlarının geliúiminin gün uzunlu÷u ve ıúık úiddetindeki de÷iúimlerce
baúlatıldı÷ı türlerin hemen hepsi, gün uzunlu÷unun yıllık olarak de÷iúen döngüsünde
spesifik fazlarda yumurtlarlar. Salmonidae türlerinin ço÷unlu÷u kuzey yarım kürede
azalan ve kısa gün uzunlu÷unda, sonbahar sonu ve kıú aylarında yumurtlarlar. Buna
karúın, di÷er fotoperiyodik türler yılın farklı zamanlarında yumurtlarlar. Örne÷in;
ço÷u yassı balık türleri, günlerin uzun oldu÷u ilkbahar aylarında, buna karúın, çipura
ve levrek yılın erken aylarında kısa, fakat uzamaya baúlamıú gün uzunlu÷unun etkisi
altında yumurtlarlar (Okumuú, 2001).
Salmonidae türleri ve deniz levre÷inde fotoperiyodun mevsimsel de÷iúim
oranının bir yıldan daha kısa veya uzun süreye ayarlanması, sırasıyla yumurtlama
zamanının öne alınmasını ve geciktirilmesini sa÷lamıútır. Bu de÷iúim yumurta ve
larva kalitesi üzerinde önemli bir negatif etkiye sahip gözükmemektedir. Sabit uzun
11
gün uygulamasını izleyen kısa günlerde benzer úekilde yumurtlama zamanının 3-4 ay
öne alınmasını sa÷lar. Balıklar yıl boyunca sabit kısa gün uygulamasına veya sabit
uzun günler tarafından izlenen kısa günlere maruz tutularak 3-4 aylık bir gecikme
sa÷lanabilir (Okumuú, 2001).
Sabit fotoperiyot uygulamaları, kesinlikle modifiye edilmiú mevsimsel
fotoperiyot döngüleri kadar kompleks de÷ildir ve bu yüzden ticari çiftliklerde
uygulanması ve yönetimi daha kolaydır.
1.6.2. Yumurta Verimi ve Yumurta Büyüklü÷ü
Yumurta verimleri bakımından balık türleri arasında önemli farklılıklar
mevcuttur. Örne÷in; Salmonidler sadece bir kaç bin yumurta üretirken, yassı balıklar
ve di÷er deniz türleri bir yumurtlamada milyonlarca yumurta bırakırlar (Bromage ve
Cumaranatunge, 1988). Ayrıca bir çok deniz balı÷ı günlük ve/veya haftalık
aralıklarla partiler halinde yumurta bırakırlar ve yumurtlama mevsimi 2-3 ay devam
eder. Buna karúın, Salmonidler yumurtalarını bir defada bırakırlar veya sa÷ılırlar. Bu
tür farklılıklar damızlık stok tesislerinin planlanması ve yönetimi üzerinde çok büyük
öneme sahiptir.
Yumurta verimi ve yumurta büyüklü÷ünü etkileyen faktörlerden birisi de
damızlık balı÷ın büyüklü÷üdür. Genel olarak anaç balı÷ın büyüklü÷ü arttıkça,
yumurta verimi ve üretilen yumurtaların çapı da artar. Bu, özellikle Salmonidlerde
görülebilir. Bununla beraber, gökkuúa÷ı alabalı÷ında anaç balık büyüklü÷ünün
artması ile yumurta veriminde göreceli olarak azalan bir artıú söz konusudur
(Bromage ve ark., 1990; 1992). Buna göre, daha büyük anaçlar daha düúük nisbi
yumurta verimine (yani, anaç balı÷ın sa÷ım sonrası birim a÷ırlı÷ı baúına üretilen
yumurta miktarı) sahiptirler.
Yumurta verimi ve yumurta büyüklü÷ünü belirleyen üçüncü bir faktör de
anaçların genotipik yapısıdır. Bromage ve ark. (1990), 12 ticari gökkuúa÷ı alabalı÷ı
sto÷u ve Abée ve Hindar (1990), dokuz do÷al kahverengi alabalık populasyonu
üzerinde çalıúmıúlardır. Kovaryans analizi ile anaçlar arasındaki büyüklük farkını
yok ettikten sonra, maksimum yumurta verimine sahip sto÷un en düúük yumurta
verimine sahip olanların iki katı yumurta verdiklerini belirlemiúlerdir. Buna karúın,
damızlık stokları arasında yumurta büyüklü÷ü bakımından gözlenen farklılık daha az
(en büyük ve en küçükler arasındaki farklılık %10 civarında) bulunmuútur. Sonuç
olarak bu bulgular damızlık seçimi veya seleksiyonun, üretilecek yumurta sayısı ve
büyüklü÷ü üzerinde çok önemli etkilere sahip olabilece÷ini göstermektedir.
Balı÷ın hızlı büyümesini sa÷layarak yumurta verimi üzerine indirekt etki
yapan besleme, yumurta verimi ve yumurta büyüklü÷ü üzerinde direkt etkilere de
sahiptir. Buna göre, gökkuúa÷ı alabalıklarının yıl boyunca normal günlük yem
miktarlarının yarısı veya üçte biri ile beslenmesi yumurta veriminin önemli oranda
azalmasına neden olur (Bromage ve ark, 1992).
1.6.3. Yumurta Kalitesi
Yumurta kalitesi, yaúama gücünü belirleyen yumurta özelli÷i olarak
tanımlanabilir. Genel olarak bir çok türün yetiútiricili÷inde, örne÷in; levrek, çipura,
kalkan vs yumurtalarında ölüm oranı çok yüksek olup, yapay yeme baúlama evresine
kadar olan yaúama oranı ço÷u kez %5'den daha azdır. Sadece Salmonidler yüksek
12
yumurta ve larva kalitesine sahiptirler. Bunlarda bile kuluçkahanede ilk birkaç ayda
yumurta ve larvaların 2/3'ü zayi olabilir (Bromage ve ark., 1992).
Bir çok faktörün muhtemel nedenler olarak ileri sürülmesine ra÷men (ùekil
3), yumurta kalitesini belirleyen faktörler hakkında çok az bilgi mevcuttur. Aynı
zamanda yumurta kalitesinin belirlenmesinde kullanılabilecek güvenilir metotlar ile
ilgili olarak fikir birli÷i de yoktur. E÷er yumurta ve larva kalitesini belirleyen
faktörlerle ilgili kesin bir sonuca varılacaksa standart metot veya metotların
geliútirilmesi zorunlu bir ön úarttır. Ayrıca söz konusu metodların yetiútirici
tarafından kullanılabilmesi için basit, çıkıú veya yaúama gücü olmayan yumurtalarla
kuluçkahane ünitelerinin boú yere iúgal edilmesini ve personelin zamanının boú yere
harcanmasını önleyebilmek için bu yöntemler yumurtaların kuluçka süresinin erken
evrelerinde uygulanabilir olmalıdır.
ùekil 3. Yumurta kalitesi üzerine etki eden faktörler (Bromage ve Roberts, 1995).
1.7. Büyümeyi Kontrol Eden Faktörler
Bu bölümde, büyüme üzerine etkileri önemli olan bazı parametreler
verilmiútir. Bu bilgiler büyük oranda Heen ve ark. (1993) ve Okumuú'a (2000)
dayanmaktadır.
13
1.7.1. Su Sıcaklı÷ı
Yetiútiricili÷i yaygın olarak yapılan tüm su canlıları so÷ukkanlı
(poikilotermik) olarak kabul edilmektedir. Bununla beraber, bu tam anlamıyla do÷ru
de÷ildir.
Çünkü
bir
çok
poikilotermik
canlı
vücut
sıcaklıklarını
düzenleyememektedirler. Fizyolojik ve davranıú mekanizmaları için vücut sıcaklı÷ını
belirli sınırlar içinde tutmak zorundadırlar. Bu mekanizmalar, ıúık, arama, göç
hareketleri, vücut yüzeyinde sirkülasyonun azaltılması veya arter ve venalar arasında
karúılıklı ısı de÷iúimidir.
Poikilotermik olmaları nedeniyle, su hayvanlarının metabolik oranları,
immünolojik tepkileri ve üreme fizyolojileri sıcaklık de÷iúimlerine ba÷lı olarak
de÷iúir. Bu canlıların bazıları kısmen vücut sıcaklıklarını düzenleyebilmelerine
ra÷men, büyüme ve üreme gibi fizyolojik faaliyetler esas olarak su sıcaklı÷ı
tarafından belirlenir. Bu nedenle, yetiútiricili÷i yapılan türün iyi geliúip üreyebildi÷i
sıcaklık olan optimum sıcaklık de÷erlerinin yetiútirici tarafından sa÷lanmaya
çalıúılması gerekir. Ayrıca, gazların suda çözünürlü÷ü, biyolojik oksijen ihtiyacı,
kirleticilerin toksititesi ve balık patojenlerinin geliúimi de sıcaklık tarafından kontrol
edilir.
Farklı türler farklı optimum sıcaklık sınırlarına ve bu sınırların ötesinde bir
stres zonuna sahiptirler. Belirli sıcaklık de÷erlerinin üstünde ve altında ölüm
meydana gelir. Gerçek optimal sıcaklık, vücutta meydana gelen kimyasal
(ço÷unlukla enzimatik) reaksiyonların etkilerinin bileúimine dayanır. Farklı enzimler
nisbeten farklı sıcaklıklarda maksimuma ulaúan etkilere sahip olmasına ra÷men,
optimum sıcaklık, reaksiyonların ço÷unun maksimuma yakın etkinlikte cereyan
etmesini sa÷layan sıcaklıktır. Bu nedenle, sıcaklı÷a ba÷lı olarak büyümeyi tahmin
etmek mümkündür. Çünkü di÷er koúullar uygun oldu÷u takdirde büyümeyi kontrol
eden yegane faktör su sıcaklı÷ıdır. Sıcaklık uygun oldu÷u takdirde metabolik
faaliyetler maksimuma yakın, buna ba÷lı olarak da yem tüketimi ve büyüme de
maksimuma yakın olacaktır.
Sıcaklık optimum sınırların altına düútü÷ünde metabolik faaliyet oranları da
düúece÷inden büyüme yavaúlar. Özellikle mevsimsel sıcaklık de÷iúimlerinin önemli
oldu÷u ılıman sahil kesimlerinde yaúayan canlılar su sıcaklı÷ındaki tedrici
de÷iúikliklere adapte olabildi÷i halde, sıcaklıktaki ani de÷iúimler subletal veya letal
olabilir. Bazı durumlarda (örne÷in, taúıma) su sıcaklı÷ı özellikle düúürülebilir. Aynı
úekilde yüksek sıcaklıklar da olumsuz etkiler yaratır. Çünkü sıcaklı÷ın artıúı canlının
metabolizmasını hızlandırarak O2 gereksinimini arttırırken, suyun O2 içeri÷ini
düúürür. Su sıcaklı÷ının daha da artması enzimlerin parçalanmasına veya normal
faaliyetlerini sürdürememelerine neden olur. Ayrıca, gerek yetiútiricili÷i yapılan
canlının savunma mekanizmasının zayıflaması, gerekse bakteri sayısının artması
nedeniyle yüksek su sıcaklıklarında hastalık sorunları da artar.
Salmonidler genel olarak buz örtüsünün altında ve 25 °C'ye kadar
sıcaklıklarda yaúayabilir. Bununla beraber 18 °C'nin üzerinde oksijenin
çözünebilirlili÷i sınırlı olur ve balıklar, metabolik atıkların tüketimini azaltmak için
aç bırakılır. Yumurtanın inkübasyonu 13 °C'nin altındaki sıcaklıklarda yapılmalıdır.
Yukarıda da de÷inildi÷i gibi balıklar belirli sınırlar içinde yüksek ve düúük
sıcaklıklara adapte olabilirler. Bu yüzden sıcaklık artıúları, uzun zaman
periyodundaki tedricen artan sıcaklıklardan daha fazla stres oluúturur.
Karadeniz'de sahil sularının (yüzey) sıcaklı÷ı 7-25 °C arasında de÷iúir.
Sıcaklık hazirandan eylüle kadar sürekli artıú gösterir. Do÷u ile Batı Karadeniz
14
arasındaki sıcaklık farklılı÷ı 0.5 °C civarındadır. Karadeniz için potansiyel türler olan
salmon ve alabalıklar için bu sıcaklık haziran-ekim periyodu dıúında uygundur.
1.7.2. Tuzluluk
Tuzluluk, deniz veya acısu suları ile ilgili bir kriter olup, 1000 g deniz
suyundaki esas çözünmüú inorganik elementlerin g cinsinden a÷ırlı÷ı olarak
tanımlanabilir. Açık deniz veya okyanus suları ‰35 tuzlulu÷a sahiptir. Ülkemiz
deniz sularının tuzlulu÷u Karadeniz'de ‰15-18; Marmara'da yüzeyde ‰21-24,
Ege'de ‰35-38 ve Akdeniz'de ‰36-39.5 civarındadır.
Her ne kadar tatlısu karıútırmak ve sentetik deniz tuzları ilave etmek suretiyle
tuzlulu÷u ayarlamak mümkünse de, ticari seviyedeki bir üretim için böyle bir
uygulama pratik gözükmemektedir. E÷er eurihalin (geniú tuzluluk sınırlan içinde
normal fizyolojik faaliyetlerini sürdürebilen) bir türün yetiútiricili÷i yapılıyorsa,
yetiútirici tuzlulu÷u yükseltmek veya düúürmek suretiyle di÷er istenmeyen tür veya
parazitlerin barınmasını engelleyebilir.
Her türün normal fizyolojik faaliyetlerini sürdürebilece÷i tuzluluk de÷iúim
sınırları vardır. Optimum de÷erler türe oldu÷u kadar hayat evresine ba÷lı olarak
de÷iúir. Ayrıca, büyüme için farklı, üreme ve yavru geliúimi için farklı tuzluluk
de÷erleri tercih edilebilir. Deniz levre÷i ve gökkuúa÷ı alabalı÷ı gibi balıklar oldukça
geniú tuzluluk de÷iúim sınırları içinde büyüyebilirler. Örne÷in, deniz levre÷i
tatlısudan tam deniz suyuna kadar bütün tuzluluklarda bulunabilir. Fakat çok düúük
tuzluluklarda döl veremez. Tatlısu türü olan gökkuúa÷ı alabalı÷ı tuzlu suda daha iyi
büyümektedir. Salmon ise <‰30 tuzlulu÷a gereksinim duyar.
Deri ve pullar birlikte su ve tuzların geçiúine nisbeten geçirimsiz bir bariyer
oluúturmasına ra÷men, yine de tuzların kontrol dıúı geçiúleri söz konusudur. Bununla
beraber, geçirgen ve solunum gazlarının etkili bir úekilde de÷iúimi için geniú bir
yüzeye sahip olmak zorunda olan solungaçların yüzeyinde meydana gelen kazanç ve
kayıplar çok daha önemlidir.
Deniz ve tatlısu ortamlarında su ve tuzların hareketleri farklılık gösterir.
Balıkların vücut sıvıları 300-400 mOsm/kg tuz konsantrasyonuna veya ‰11
tuzlulu÷a ya da yaklaúık -0.55 °C'lik bir donma noktasına sahiptirler. Balı÷ın
çevresindeki suyun tuzlulu÷u genel olarak 5 mOsm/kg'dan daha düúük oldu÷u tatlısu
ortamlarında, balıklar tuz kaybetme ve su alma e÷ilimindedirler (ùekil 4). Buna
karúın deniz suyunda balıklar çevrelerindeki sudan (1100 mOsm/kg, ‰35 veya 2.03°C donma noktası depresyonu) daha düúük konsantrasyona sahiptirler ve bunun
sonucu olarak tuz alır ve su kaybederler. Bu nedenle, deri ve solungaç yolu ile
meydana gelen kontrolsüz su ve tuz kazanç ve kayıplarını geri döndürecek
düzenleyici bir sürecin var olması gerekir. Bu osmoregülasyon adı verilen
düzenlemede solungaç ve böbrekler önemli rol oynar.
Tatlısularda, balıklar çok az su içerler, fakat bol miktarda seyreltik ürin
üretirler. Tuzlar böbrekler tarafından absorbe edildi÷inden ürin içerisinde çok az
miktarda tuz bulunur. Tuzlar ortamdaki suda ikincil lamellaların diplerinde bulunan
özel klorid hücreleri tarafından solungaçlar yoluyla aktif olarak (enerji gerektirir)
elde edilir. Tuzlar, yem ve besinlerle de vücuda girer. Solungaçlar ve böbrekler
tarafından aktif tuz alımı, su boúaltımı ile birlikte tatlısuda balıklar tarafından
yaúanan tuz kaybını ve su kazancını dengeler. Deniz suyunda ise balıklar önemli
miktarda (günde vücut a÷ırlı÷ının %15'i kadar) su içer, solungaçlar vasıtasıyla
15
fazlalık sodyum ve klorid gibi monovalent iyonları salgılar ve çok az konsantre
azotlu sıvı üretir. Aynı úekilde, kandaki fazla tuzun alınmasından ve dıú ortama su
aktarılmasından solungaçlardaki klorid hücreleri sorumludur. Deniz balıklarının
solungaçlarında daha fazla klorid hücresi bulunur ve salmonidlerin anadrom
türlerinde bu hücrelerin sayısı smoltifikasyonda artar, yumurtlamak amacıyla
tatlısuya girdiklerinde azalır. Bu süreçlerin net etkisi, solungaçlar ve deri yüzeyi
yoluyla pasif olarak oluúan osmotik kayıpları karúılamak amacıyla deniz suyundan
tatlısu elde etmek ve fazla tuzları dıúarı atmaktır. Bu kontroller balık ve çevresindeki
deniz suyu arasında iyonik konsantrasyondaki 3 kat farklılı÷a müsaade eder.
Kaynak alabalı÷ının deniz suyuna göreceli olarak alıútırılması yaúama
oranını artırır. Solungaç Na+, K+, -ATPaz aktivitesinin tuzlulukla artıúı deniz suyuna
alıúmanın meydana geldi÷ini göstermektedir. Denize göç eden kaynak
alabalıklarının 15 cm (çatal boy) büyüklükten itibaren akarsu a÷ızlarına geldikleri ve
18 cm boya ulaútıktan sonra denize geçiú yaptıkları belirlenmiútir. Bu durum,
kaynak alabalı÷ının denize yaptı÷ı göçün balık büyüklü÷üne ba÷lı oldu÷unu ve
kaynak alabalı÷ında smoltifikasyonun geliúmedi÷ini göstermektedir (McCormick ve
ark, 1985).
Salmonidlerin parr-smolt transformasyonları süresince osmotik ve iyonik
ayarlamaları ile ilgili yapılmıú fizyolojik çalıúmaların sonuçları úu úekilde
özetlenebilir:
ùekil 4. Teleost balıklarda osmoregülesyon (A: Deniz, B: Tatlısu) (Okumuú,
2000).
16
1. Tüm salmonid türleri, tuzlulu÷a karúı belirli oranlarda dayanıklılık
gösterebilir.
2. Bir populasyon içindeki büyük bireyler, küçük bireylere nazaran daha
büyük tuzluluk toleransına sahiptirler.
3. Tuzlulu÷a karúı tolerans, sıcaklık ve gün uzunlu÷u gibi çevresel de÷iúimler
tarafından etkilenen hormonal döngü nedeniyle mevsimsel de÷iúim gösterir.
4. Balıklar, denize göçün en üst seviyesinde deniz suyu için davranıúsal
tercihler gösterirler.
5. Deniz suyuna giriúten sonra, kan ve doku elektrotlarında transit de÷iúimler
meydana gelir ve tatlısuda kalan hemcinslerine yakın yeni de÷erler bir hafta içinde
dengelenir.
6. Tatlısudan deniz suyuna kademeli geçiú, direkt olarak geçiúten daha
toleranslıdır.
7. Smolt evresi kısa oldu÷unda, balık deniz suyuna girmez ve parr úartlarına
geri döner.
8. Smolt transformasyonu gerçek anadrom türlerde, deniz suyunda baúarılı
büyütme için kritiktir.
1.7.3. Çözünmüú Oksijen
Tüm canlılar gibi yetiútiricili÷i yapılan canlılar da yaúamlarını sürdürebilmek
için çözünmüú oksijene gereksinim duyarlar. Fotosentezi sürdürebilecek miktarda
güneú ıúı÷ı ve CO2'in bulunması halinde fitoplankton ve di÷er algler gereksinimleri
olan O2‘i kendileri üretebilirler, fakat hayvansal canlılar sudaki O2’i kullanmak
zorundadırlar.
Su canlıları sudaki O2’i genellikle çok iyi kullanabilirler. Balıklar ve geliúmiú
omurgasızlar bunu geniú yüzey alanına sahip ince dokuları olan solungaç ve bunun
gibi oluúumlar ile yaparlar. Su solungaçların yüzeyinden geçerken içerisindeki
çözünmüú oksijen kana veya lenfe geçer ve hemoglobin gibi bir pigment molekülü
ile taúınırlar. Su solungaçlardan geçerken oksijenin yaklaúık olarak %60'ı (O2 de÷eri
düúük oldu÷u takdirde %10'a kadar düúebilir) alınabilir. Sudaki yüksek atık oranı
veya kirleticilerin bulunması, zehirler veya mikrobiyal enfeksiyonlar solungaç
lamellerinin membranlarına zarar vererek O2-CO2 de÷iúim alanının azalmasına neden
olur.
Atmosferin O2 içeri÷i %20 civarında olmasına ra÷men sudaki O2 miktarı
bunun çok az bir bölümüdür ve çeúitli faktörlere göre de÷iúim gösterir.
Oksijenin suda çözünürlü÷ünü etkileyen baúlıca üç fiziksel faktör söz
konusudur: Sıcaklık, tuzluluk ve basınç. Sıcaklık ve tuzluluk arttıkça O2 düúer,
atmosferik basınç artıkça O2 artar, yükseklerde azalır.
Alabalıklarda O2 gereksinimi dinlenme anında 100-300 mg O2/kg/saat ve
aktif halde 300-1000 mg O2/kg/saat arasında de÷iúir. Ancak, balık türlerinin
kullanabilecekleri minimum O2 seviyelerinin gözden kaçırılmaması gerekir. Bu
de÷er salmonidler için >5.0 mg/1, levrek ve çipura için 3-4 mg/1 ve salmonid
yumurtaları için 7 mg/1 civarındadır. Görüldü÷ü gibi özellikle salmonidler için tercih
17
edilen sıcaklık de÷iúiminin üst sınırına do÷ru balıkların kullanabilece÷i çok az O2
mevcuttur ve böyle durumlarda yetiútiricinin havalandırma ve bunun gibi yollarla
tam doymuúlu÷u sa÷laması gerekir. Sıcaklık arttıkça balıkların yem alımı da
artaca÷ından ve bu yüzden mevcut O2 hızlı bir úekilde kullanılaca÷ından, böyle
durumlarda aúırı stoklama ve kritik sıcaklıktan sonra (salmonidler için 20°C)
yemlemeden kaçınılarak O2 tüketimi minimuma indirilmelidir.
O2 stresinin ilk belirtisi balıkların davranıúlarındaki de÷iúimdir (su yüzeyinde
veya su giriúine yakın kesimde birikme, a÷zı açarak hava yutmaya çalıúma gibi).
Uzun süre devam ederse düúük çözünmüú O2 önemli subletal veya letal etkilerle
sonuçlanabilir.
Salmonidler için O2 gereksinimi ve yetersizli÷in etkileri:
0.8-4.0 mg/l: Letal olabilir; 4.0-6.0 mg/1: Subletal olabilir (yavaú büyüme,
kötü yem de÷erlendirme, hastalıklara direncin azalması); >6.0 mg/l: Normal büyüme
ve üreme; >7.0 mg/1: Kuluçkahaneler için tavsiye.
Balıklarda oksijen tüketimi üzerine etki eden faktörler aúa÷ıdaki úekilde
özetlenebilir:
- Su sıcaklı÷ı ve tuzluluk: Normal olarak sıcaklı÷ın artması O2 gereksinimini
arttırır. Su, yüksek sıcaklıklarda daha az O2 içerdi÷inden problem yaratabilir.
Sıcaklı÷ın optimal de÷erlere yaklaúması ile metabolik faaliyetler hızlanır ve bu
sıcaklıklarda yem alımı en üst düzeylere ulaúır. Yem alımını takiben O2 kullanımı
artar.
Sudaki tuz konsantrasyonu da metabolizma üzerine etki etmektedir. Örne÷in
alabalıklarda, ‰7.5’lik tuzlulukta oksijen kullanımı en azdır, ‰15’lik tuzlulukta
oksijen kullanımı artar ve ‰30’luk tuzlulukta ise oksijen kullanımı en üst
seviyededir (Çelikkale, 1994).
- Balık büyüklü÷ü: Küçük balıkların enerji ihtiyaçları büyük balıklardan daha
fazladır. Örne÷in aktif metabolizma durumunda oksijen tüketimi 1 g büyüklü÷ündeki
alabalıklarda 1000 mgO2/kg/saat iken 100 g a÷ırlı÷ındaki alabalıklarda ise 400
mgO2/kg/saat’tir (Çelikkale 1994).
- Beslenme: Alınan yemin sindirebilmesi için O2 gerekli oldu÷undan
yemlemeden sonra oksijen gereksinimi artar.
- Aktivite: Aktif haldeki balık daha fazla O2’e gereksinim duyar.
- Stres: Stresteki balık daha fazla O2’ne gereksinim duyar. E÷er balıklar O2’in
düúük oldu÷u veya su kalitesinin iyi olmadı÷ı anlarda strese girerse ciddi problemlere
neden olabilir.
1.7.4. Büyümeyi Etkileyen Di÷er Faktörler
a) Balık büyüklü÷ü: A÷ırlık veya boydaki artıúla birlikte büyüme oranı azalır,
yem de÷erlendirme randımanı düúer ve de÷erlendirme oranı artar. Bu, daha düúük bir
büyüme oranının oransal olarak daha yüksek metabolik harcamaya neden olmasından
ileri gelir.
b) Cinsi geliúme: Cinsi olgunlu÷a ulaúmadan sonra büyüme oranı düúer.
Ayrıca yıl içerisinde gonadların geliúme evrelerinde büyüme oranı azalır.
c) Iúık: Hem ıúık yo÷unlu÷u hem de gün uzunlu÷u büyümeyi etkileyebilir.
Genellikle balıklar direkt aúırı ıúıktan rahatsız olurlar. Salmonidler ıúıklı ortamda
18
karanlık ortamdan daha iyi büyürler, ayrıca gün uzunlu÷unun suni olarak artırılması
da büyümeyi artırabilir.
d) Stoklama yo÷unlu÷u: Yetiútiricilikte amaç birim alan veya hacimde
maksimum üretim yapmaktır. Stoklama yo÷unlu÷u belirli bir sınıra kadar yem
de÷erlendirmeyi ve büyümeyi olumlu yönde etkiler, ancak yo÷unlu÷un belirli bir
de÷erin üzerinde artması ile normal aktivite için hacim azalır metabolik atık miktarı
artar ve kullanılabilir oksijen seviyesi düúer. Bunun sonucu olarak balıklar strese
girer, yem de÷erlendirme ve büyüme düúer.
e) Besin gereksinimlerinin karúılanması: Kültür balıkları tamamen yapay
yeme ba÷lı olduklarından, gereksinim duydukları mikro ve makro besin
elementlerini içeren uygun özelliklere (büyüklük vs.) sahip yemlerle yeterince
beslenmeleri gerekir.
f) Balı÷ın sa÷lık durumu: Parazitler ve bulaúıcı hastalıklar, yem tüketimi ve
de÷erlendirme oranını ve bunun sonucu olarak büyümeyi olumsuz úekilde etkiler.
g) Sosyal hiyerarúi ve dinamiklik: Bireysel farklılıktan kaynaklanan
dinamiklik ve hiyerarúi, di÷er pasif bireyler üzerinde baskı oluúturmaktadır.
Dolayısıyla pasif bireylerin yem alımında korkak davranıú göstermeleri ve stres
büyümeyi olumsuz etkilemektedir.
19
2. LøTERATÜR ÖZETø
Bu bölümde Salmonidler üzerine yurtdıúında ve ülkemizde yapılan
çalıúmaların özetleri verilmiútir.
Damsgård ve Arnesen (1998) Atlantik salmonunda smoltlaúma ve deniz suyu
geçiú sırasında beslenme, büyüme ve sosyal etkileúimi irdelemiútir. Norveç’te
gerçekleútirilen çalıúmada, kuluçkahanede üretilen Atlantik salmonlarının beslenme
alıúkanlıklarının de÷iúimleri incelenmiútir. Smoltlaúma ve deniz suyuna adaptasyon
sırasında, bireysel yem alımları ve hipoozmoregülasyon kabiliyetleri, X-radyografi
tekni÷i ve 24 saatlik deniz suyu de÷iúim testi kullanılarak gözlemlenmiútir. Deniz
suyuna alındıktan bir hafta sonra yem alımında nisbeten bir düúüú oldu÷u ve yem
almayan salmon sayısında artıú oldu÷u gözlenmiútir. Dört hafta sonunda, balıkların
büyümesi durmuú ve a÷ırlıkta, yem alımında ve büyüme oranında bir farklılık
olmamıútır. Tatlısuda tutulan ve deniz suyuna transfer edilenlerin her ikisinde de yem
alımı ile hipoozmoregülasyon yetene÷i arasında zayıf bir iliúki bulunmuútur.
Smoltlaúma ve deniz suyuna adaptasyon sırasında yem alımı varyasyon katsayısında
bir de÷iúim olmamıútır. Tatlısu fazında a÷ırlık, yem alımı veya büyüme ve deniz
suyunda ulaúılan yem alımı arasında iliúki belirlenmemiútir. Çalıúma, deniz suyuna
transferden sonra yem alımındaki düúüúün sosyal etkileúimdeki davranıú de÷iúikli÷i
olarak meydana gelebilece÷ini, fakat deniz suyuna tedrici geçiúin bunu azaltaca÷ını
ortaya koymuútur.
Heinimaa ve ark. (1998) Finlandiya’da, Teno nehrine karıúan üç kolda
Atlantik salmonlarının fizyolojik durumlarındaki de÷iúimleri incelemiúlerdir.
Örnekler ya smolt göçünün en yo÷un anında ya da hemen öncesinde toplanmıútır.
Nehirlerin ikisi yumurtlama nehirleri olmayıp, balıkçıklar ana koldan yukarı
çıkmaktadırlar. Bu kollardaki smoltlar yumurtlama kollarındakilerden önemli
derecede büyüktürler. Bütün kollardaki balıklar deniz suyu adaptasyon testinde
yaúamalarına ra÷men, nehirler arasında smoltların fizyolojik smoltlaúma verileri
arasında önemli farklılıklar bulunmuútur. Smoltların enerji depoları yumurtlama
nehirlerinde di÷er iki nehre nazaran önemli derecede düúük tespit edilmiútir. Ana
göçün baúlangıcında örneklenen smoltlar yüksek plazma glikoz konsantrasyonu ve
düúük klorid iyonu konsantrasyonu göstermiúlerdir. Nehirler arasındaki smoltların
büyüklük farklılıkları smoltların fizyolojik farklılıklarını açıklamamıú, fakat
smoltların fizyolojik durumları nehirlere ba÷lanmıútır.
Björnsson ve ark. (1998) do÷al aydınlık rejimi (LDN) ve sürekli ıúık
rejiminde (LL) muhafaza ettikleri Atlantik salmon yavrularının tatlısuya (kontrol
gurubu) ve üç farklı tuzlulu÷a (‰28, 35 ve 40), parr-smolt de÷iúimi periyodu
süresince (úubat-haziran arasında) beú farklı tarihte yerleútirmiúlerdir. Yaúama
oranları kaydedilmiú ve deniz suyuna nakilden 12, 24, 48, 96 ve 192. saat sonra
plazma örnekleri analiz edilmiútir. Yaúama oranları ve plazma sodyum seviyeleri
hipoozmoregülasyon kabiliyetlerinin belirlemek için kullanılmıú ve plazma büyüme
hormonu (GH) düzeyleri smoltlaúan salmonların tuzlulu÷a toleranslarında bu
hormonların muhtemel rollerinin izah edilmesi için ölçülmüútür. LL aydınlık
rejiminde de÷iúimler sınırlı oluúurken, LDN rejimine maruz bırakılan balıkların
plazma GH düzeylerinde, hazirandaki hipoozmoregülasyon yetene÷indeki artıú kadar
iyi bir úekilde, önemli artıú gözlenmiútir. Deniz suyu muamelesi dolaúım sistemi GH
düzeyinin geçici olarak artıúına sebep olmuútur. Muamele tarihi, fotoperiyot rejimi
ve tuzluluk düzeyi bu etkinin sorumlusu olarak belirtilmiútir. Çalıúma verileri,
20
tatlısudaki Atlantik salmon smoltlarının plazma GH düzeylerindeki yükseliúin deniz
suyundaki sonuç hipoozmoregülasyon yetene÷indeki önemini ortaya koymuútur.
Bununla birlikte; takibi tuzluluk muamelesinin GH’nundaki geçici artıúın spesifik
kısa süreli hipoozmoregülasyon rolü olup olmadından úüphelenildi÷i bildirilmiútir.
Shrimton ve McCormick (1998) sirkülasyon halindeki plazma kortizol ve
solungaç kortikosteroid reseptörlerinin (CR) Atlantik salmonları smoltlaúmalarıyla
iliúkilerinde mevsimsel de÷iúimleri gözlemlemiúlerdir. Bu de÷iúimlerin mevsimsel
mi yoksa genetik mi oldu÷unu ortaya koymak için yavru Atlantik salmon parrları
eylülde büyüklük olarak yüksek (UM) ve düúük mod (LM) olarak ayrılmıúlardır.
Balıklar aylık olarak plazma kortizol, solungaç Na+, K+, ATPase aktivitesi ve CR
zenginli÷i (Bmax) ve aktiflik sabiti (kD) için örneklenmiútir. UM LM’den önemli
derece yüksek bulunmuú ve nisan-mayıs’ta smoltlar gümüúi görünüm karakteristi÷i
göstermiúlerdir. LM balıklarının ki 1.5 kat artarken, UM balıklarının solungaç
Na+K+ATPase aktiviteleri baharda 6 kat artmıútır. Plazma kortizol seviyeleri Mayısta
LM balıklarında artıú olmazken, UM balıklarında önemli derece artıú göstermiútir (10
kat). Solungaç CR Bmax çalıúma süresince her iki grupta da 5 kat artıú göstermiútir.
CR kD ekimde en düúük, mayısta en yüksek olmuútur (LM ve UM balıklarının her
ikisinde de sırasıyla 1.8 ve 2 kat olarak gerçekleúmiútir). UM balıklarında plazma
kortizol düzeylerinin bahardaki artıúları, smolt karakteristiklerinin artıúıyla uyuútu÷u
belirlenmiútir.
Finstad ve Ugedal (1998) Kuzey Norveç’te deniz alabalıklarının (Salmo
trutta L.) smoltlaúmalarını çalıúmıúlardır. Deniz suyu toleransı ve tiroksin ve kortizol
hormon geliúimi 1995 smoltlaúma periyodunda kuluçkahanede üretilen 2 yaúlı deniz
alabalı÷ı smoltlarında ele alınmıútır. Balıklar do÷al fotoperiyotta ve do÷al su sıcaklı÷ı
úartlarında yetiútirilmiúlerdir. Balıklar iki farklı boy gurubuna bölünmüúlerdir. Küçük
boy gurubu balıklarında (ortalama 180 mm ve 143-210 mm arasında) ilk örnekleme
zamanından itibaren deniz suyuna toleranslarında bir artıú olmuú, haziranın sonunda
plazma klorid düzeyi 160 mmol/l de÷erini geçmiútir. Aynı zamanda, bu gurubun
tiroksin ve plazma kortizol konsantrasyonlarında sırasıyla mayısın ortalarında ve
haziranın sonunda tepe oluúmuútur. Küçük balık gurubuna uygulanan ıúık ve sıcaklık
rejimlerinin uygulandı÷ı büyük deniz alabalı÷ında (ortalama 199 mm ve 172-228
mm arasında) deniz suyu toleransı küçük balık gurubundan 2 hafta önce oluúmuútur.
Büyük balık gurubunun ozmoregülasyon kabiliyetlerinin küçük balık gurubuna
nazaran daha iyi oluútu÷u belirlenmiútir. Çalıúmada deniz alabalıklarında balık
büyüklü÷ünün hipoozmoregülasyon yetene÷i geliúimi için önemli oldu÷u sonucuna
varılmıútır. Aynı zamanda çalıúma deniz alabalı÷ının smoltlaúma sırasında di÷er
salmonid türleriyle aynı hormonal modele (tiroksin ve kortizol) sahip oldu÷unu da
göstermiútir.
Iversen ve ark. (1998) kuluçkahanede yetiútirilen Atlantik salmon
smoltlarının yükleme ve nakil streslerinden kurtulmalarını analiz etmiúlerdir.
Deneme balıkların Eidfjord’dan Bondhus nehrine (4.5 saat), Lundamo’dan Surna
nehrine ve Eikesdal’dan Eira nehrine rutin nakilleri sırasında yürütülmüútür. Kan
örnekleri balıklardan nakilden önce (kontrol), yüklemeden 30 dakika sonra ve
nakilden 1, 24 ve 48 saat sonra alınmıútır. ølave olarak kan örnekleri 24 saatlik deniz
suyu adaptasyon testi sonunda, nakilden önce ve sonra alınmıútır. Kan örnekleri
hematokrit, plazma kortizol, laktat, glikoz ve sodyum için analiz edilmiútir. Plazma
kortizol konsantrasyonları di÷er de÷erlerden 15 kat fazla çıkmıú, nakilden 1 saat
sonra tepe yapmıútır. Tatlısu ve deniz suyu ozmoregülasyon yetene÷indeki ciddi
21
farklılık nakilden sonraki 24 ve 48. saatlerde gözlenmiútir. Kuluçkahanede üretilen
salmon smoltlarının düúük geri yakalama ve yaúama oranlarının serbest bırakmadan
önce kısmen, smoltların ellenmesi ve nakledilmesine ba÷lanmaktadır.
Ugedal ve ark. (1998) yaptıkları çalıúmalarında, kuluçkahanede üretilen 2
yaúlı kahverengi alabalık bireyleri deniz suyu toleransı ve akıntıya karúı göç
davranıúı çalıúılmıútır. Bu balıklarla Kuzey Norveç’te tuzaklar kullanılarak 1994 ve
1995 yılları baharında akıntıya göç eden do÷al balıklarla karúılaútırılmıúlardır.
Stoklamadan önce deniz suyu testleri kuluçkahanede üretilenlerin deniz suyuna olan
toleranslarında farklılaúmanın hemen hemen yarısının balık büyüklü÷ünden
kaynaklandı÷ını göstermiútir. %44-51’i stoklama anında deniz suyuna tolerans
gösterirken (deniz suyu adaptasyon plazma kloridi ”160 mmol/l), ortalama olarak
stoklanan balıkların %34’ü akıntıya göç etmiúlerdir. Kuluçkahanede üretilen
balıkların göç e÷ilimleri stoklama anındaki balık büyüklü÷ünün artıúı ile artmıútır.
Kuluçkahanede üretilen ve ilk kez göç eden do÷al balıkların göçleri, iyi geliúmiú
hipoozmoregülasyon kapasitesi göstermiútir.
Lysfjord ve Staurnes (1998) anadrom Atlantik salmonları (Salmo salar),
deniz alabalıkları (Salmo trutta) ve Alp alaları (Salvelinus alpinus) smoltlarının
denize göçlerinde solungaç Na+-K+-ATPase aktivitesi ve hipoozmoregülasyon
aktivitesi
ve
kabiliyetlerini
çalıúmıúlardır.
Solungaç
Na+-K+-ATPase
hipoozmoregülasyon kabiliyetleri her üç türün bir arada bulundu÷u nehir
sistemlerinde karúılaútırılmıútır. Deniz alabalıkları önemli derece büyük olmasına
ra÷men (ortalama 19,1 cm) göç eden Atlantik salmonları ve Alp alaları benzer
büyüklükte tespit edilmiúlerdir (sırasıyla ortalama boy 13,3 ve 14,6 cm). Alp alası
smoltları en düúük kondisyon faktörüne sahip ve deniz alabalıkları da en yüksek
de÷erlere sahip bulunmuúlardır. Her üç türün göç eden smoltları solungaç Na+-K+ATPase aktivitesi bakımından benzer bulunmuútur. 24 saatlik deniz suyu muamelesi
sonucunda ortalama plazma Cl- konsantrasyonu Atlantik salmonu ve deniz
alabalıkları arasında önemli derecede farklı bulunmamıútır (sırasıyla yaklaúık 150 ve
160 mmol/l). Alp alalarında önemli derecede yüksek tespit edilmiútir (yaklaúık 180
mmol/l). Atlantik salmonu ve deniz alabalıklarının her ikisinin smoltları deniz
suyuna erken adapte olmuúlar, muhtemelen salmon smoltları küçük boylarına
ra÷men daha iyi adapte olabilmiúlerdir. Alp alalarının ilk kez göç eden küçük boylu
balıkları tamamen alıúılmadık olan deniz suyuna adaptasyonları düúük oldu÷unu
ortaya koymuúlardır.
Morgan ve Iwama (1998) yaptıkları çalıúmalarında koho salmon
(Oncorhynchus kisutch) balıkçıkları oksijen tüketimi, solungaç Na+-K+-ATPaz ve
iyon düzenlemelerinde tuzlulu÷un etkisini araútırmıúlardır. Koho salmon
balıkçıklarının farklı tuzluluklara olan metabolik tepkileri ozmoregülasyon
aktiflerinin belirteci olan tüm hayvansal oksijen tüketim oranları ve solungaç Na+K+-ATPaz aktivitesi kullanılarak araútırılmıútır. Koho salmon smoltları tatlısuya
(FW), izoozmotik tuzlulu÷a (ISO, ‰10 S ) ve deniz suyuna (SW, ‰28 S) alıútırılmıú
ve plazma kortizol seviyeleri, glikoz ve iyon (Na+, K+, Cl-) düzeyleri, solungaç Na+K+-ATPaz aktivitesi ve oksijen tüketimi oranları için 6 hafta sonra örnekleme
yapılmıútır. Baúlangıç uyum periyodunu takiben 21. güne kadar deniz suyu balıkları
plazma içerikleri deniz suyuna adapte edilen balıkların gösterdi÷i tatlısu düzeylerine
düútü÷ünü belirlemiúlerdir. 21. ve 42. günlerdeki solungaç Na+, K+-ATPaz
aktiviteleri ISO’da en düúük, FW’de yüksek ve SW’da en yüksek tespit oldu÷u
edilmiútir. Bu sonuç, izoosmotik çevrede hücre dıúı ve sıvı ve su arasındaki iyonik
22
de÷iúimin en az oldu÷u iyon dengesini sa÷lamak için ihtiyaç duyulacak daha az
enerji iddiasıyla uyuúmaktadır. Bununla birlikte yüzen balıkların (1 boy s-1) oksijen
tüketim oranları 6 hafta sonunda 3 tuzluluk testi arasında önemli derece farklı
bulunmadı÷ı bildirilmiútir. Bu çalıúmanın sonucu tuzluluk de÷iúimleri için balıkçık
boy salmonidlerin metabolik tepkilerinin yaúam evrelerine ba÷lı oldu÷unu (örne÷in
larva veya smolt gibi) ve oksijen tüketim oranlarının ozmoregülasyona karúılık
olarak önemli bir de÷iúimin olmayaca÷ı sonucunu ortaya koymuútur.
Nielsen ve ark. (1999) smoltlaúma bulgusunu Danimarka kuluçkahanelerinde
üretilen kahverengi alabalıkları çalıúmıúlardır. Belirli aralıklarla 24 saatlik deniz suyu
(SW) (‰28, 10°C) de÷iúim testleri maksimum hipoozmoregülasyon kabiliyetinin
mart-nisan aylarında 3-4 haftalık periyotlarda geliúti÷ini ortaya koymuútur. Plazma
ozmolalitesinin, kas su içeri÷inin ve plazma toplam [Mg] de÷erlerinin düzenlenme
yetene÷inin ilerlemesi ba÷ımsız bir úekilde geliúmiútir. Bu da solungaçlarda, sindirim
sisteminde ve böbreklerdeki geliúim de÷iúiminin smoltlaúma sırasında öncelikli
olarak oluúmadı÷ının belirteci oldu÷u sonucuna varılmıútır.
Sundel ve ark. (1998) øsveç’de yaptıkları çalıúmada, do÷al ve
kuluçkahanelerde üretilen S. trutta üyelerinin parr-smolt de÷iúimlerinde
smoltifikasyonla iliúkili özelliklerin farklılaúmasını ele almıúlardır. Parr-smolt
dönüúümü sırasında morfolojik de÷iúimler genellikle kuluçkahanede üretilen
balıklarda do÷adakilerden daha az belirgin bir úekilde görülmektedir. Parr-smolt
dönüúümünde en düúük plazma sodyum düzeyiyle iliúkilendirilen solungaç Na+, K+ATPaz aktivitelerinde bir zirve söz konusudur. Do÷al balıklar nisbeten yüksek
solungaç Na+, K+-ATPaz aktivitesine sahipken, kuluçkahanede üretilen balıklarla
kıyaslandı÷ında daha düúük plazma sodyum seviyelerine sahip bulunmuúlardır.
Kuluçkahanelerde üretilen balıkların kondisyon faktörleri nisbeten yüksek
bulunurken araútırmanın gerçekleútirildi÷i her iki nehir sisteminden elde edilen do÷al
balıkların kondisyon faktörleri smoltifikasyon periyoduna do÷ru düúüú göstermiútir.
Çalıúma sonunda kuluçkahanede üretilen anadrom kahverengi alabalık bireylerinde
kuluçkahane úartlarının do÷al parr-smolt dönüúümünü modifiye etti÷i, bunun deniz
suyuna göçte ve yaúama oranlarında olumlu etkisinin olabilece÷i sonucuna
varılmıútır.
Jonsson ve ark. (1994) kuluçkahanede üretilen kahverengi alabalıkların
yaúama oranları üzerine deniz suyu adaptasyonunun ve stoklama sahalarının
etkilerini araútırmıúlardır. Stoklamadan önce kuluçkahanede üretilen anadrom ve
tatlısularda yerleúik olan kahverengi alabalık deniz suyuna adaptasyonlarının ergin
evrede yaúama oranlarını artırıp artırmadı÷ını tespit etmek için smoltlar stoklamadan
önceki 0, 2, 4 ve 8 haftalı÷ına deniz suyunda tutulmuúlardır. Toplam geri yakalama
oranı kontrol gurubuna kıyasla stoklamadan önce 4 ve 8 hafta deniz suyunda
bekletilen smoltlarda arttı÷ı gözlenmiútir. Bu e÷ilim tatlısuda yerleúik olanlarda
anadrom olanlardan daha belirgin seyretmiútir. Tatlı suda geri yakalama oranları
nehirlerde stoklanan kahverengi alabalıklar için R. Drammen Fiyord’undakilerden
daha yüksek, fakat R. Imsa’dakilerden düúük oldu÷u gözlenmiútir. Her iki durumda
da en çok balık denizde yakalanmıútır. Di÷er nehirlere nisbeten, Imsa nehrine
girenler nehir a÷ızlarında stoklanan balıklar fiyortlara stoklananlardan (%47) daha
yüksek (%93) oranda oldu÷u görülmüútür. Geri yakalama oranlarından çıkarılan
sonuca göre; nehirlerin a÷ızlarında da salıverilse fiyordlarda da salıverilse denizde
yaúama oranı benzerdir denilebilir.
23
Hutchison ve Iwata (1998) yaptıkları çalıúmada parr-smolt dönüúümü
sırasında dört Salmonid türünün saldırgan davranıúlarında azalmada tiroksinin
etkilerini araútırmıúlardır. Bir yaúındaki denize dönen kahverengi alabalık, çelikbaú
(Oncorhynchus mykiss), masu salmon (O. masou) ve kaynak alabalı÷ının (Salvelinus
fontinalis) presmoltlarına üç gün boyunca tiroksin (T4;1 mg/g yemle) uygulanmıútır.
T4 uygulanan kahverengi alabalık, çelikbaú ve masu salmon bireyleri kontrol
balıkları ile kıyaslandı÷ında saldırgan davranıúlarında önemli derecede düúme
görülmüútür. Anadrom olmayan kaynak alabalı÷ında T4 uygulamasından sonra
saldırganlıkta bir de÷iúmenin olmadı÷ı gözlemlenmiútir. Bu veriler smoltlaúma
sırasında plazma T4 de÷erinin yükselmesinin nehir aúa÷ı göçte saldırgan davranıúı
düúürdü÷ü fakat anadrom olmayan kaynak alabalıklarının saldırgan davranıúlarını
etkilemedi÷ini ortaya koymuútur.
Landergen (2001) tatlı ve acı sularda parr deniz alabalıklarının yaúama ve
büyümelerini araútırmıútır. Çalıúmaları sonunda, Baltık Denizi tatlı ve acı suyunda
(‰6.7) bir yaúlı deniz alabalıklarının (Salmo trutta) 63 gün boyunca yaúama oranları
ve büyüme oranlarında bir farklılı÷ın olmadı÷ını ortaya koymuúlardır. Buna ra÷men
smoltlaúmaksızın yumurtadan çıktıkları Baltık kıyısal bölgesindeki tatlısu
habitatından göçen böyle deniz alabalı÷ı parrları yaúama ve büyümede çok az veya
hiç fizyolojik bedel ödemeye gereksinim duymadıkları sonucuna varmıúlardır.
Tanguy ve ark. (1994) çalıúmalarında kahverengi alabalıkların anadrom
ekotiplerinde parr-smolt dönüúümünün varlı÷ını araútırmıúlar, fakat aynı fotoperiyot
ve sıcaklı÷a tabi tutulan yerleúik ekotiplerde böyle bir de÷iúimin olmadı÷ını ortaya
koymuúlardır. Smoltifikasyon anadrom büyük kahverengi alabalık bireylerinde martnisan aylarında ve salmonlarda nisan-mayıs aylarında gerçekleúmiútir. Her iki
salmonda ve deniz ekotipi S. trutta gümüúileúme, solungaç Na+, K+-ATPaz aktivitesi
ve plazma prolaktin düzeyindeki takibi düúüú gözlemlenmiútir. Boy da÷ılımında
uyumsuzluk ve büyüme hormonunda ani artıú sadece Atlantik salmonlarında
gözlenmiútir. Anadrom kahverengi alabalı÷ın küçük bireylerinde (<13 cm) veya
yerleúik ekotiplerinde hiçbir morfolojik ve fizyolojik de÷iúim gözlenmemiútir.
Hipoozmoregülasyon yetene÷i Na+, K+-ATPaz aktivitesi maksimum düzeye
ulaútı÷ında en yüksek olmuú ve smoltlaúmanın tersine bütün kahverengi alabalık
örneklerinde baharda artmıútır. Çalıúmada smoltlaúmanın, kahverengi alabalık
bireylerinde, Atlantik salmonlarında oldu÷u kadar iyi geliúmemiú oldu÷u, bunun
kahverengi alabalık bireyleri için deniz suyuna adaptasyonu için önemli olmadı÷ı
sonucuna varılmıútır. Bu aynı zamanda her iki sto÷un orijinine ve balık büyüklü÷üne
ba÷lı oldu÷u sonucuna varılmıútır.
Forsman ve ark. (1998) haziranın sonundan kasım ortalarına kadar bir yaúında
deniz alabalı÷ı ve iç sularda yerleúik olarak bulunan kahverengi alabalık tanklarının
haftada 1-4 kez 3 dakikalı÷ına tamamen boúaltılarak smoltlaúmada kronik stresin
etkilerini araútırmıúlardır. Araútırma tanklarında bireysel göçü izleyerek ve fizyolojik
parametreleri inceleyerek smoltlaúma durumu ortaya konulmaya çalıúılmıútır.
ùubatın sonundan haziranın ortalarına kadar göç geliúimi bütün grupların nehir aúa÷ı
göçe aynı zamanda baúladıklarını, en yo÷un dönemin mayıs ortalarından haziran
ortalarına kadar olan periyotta oldu÷unu ortaya koymuútur. Denemelerdeki göç
aktiviteleri arasında bir farklılı÷a tesadüf edilmemiútir. Fizyolojik parametreler strese
maruz bırakılanlar ile bırakılmayan deniz alabalıkları arasında çok küçük bir
farklılı÷ın oldu÷unu göstermiútir (strese maruz bırakılan ve deniz suyuna bırakılan
balıklarda kas su içeri÷inin daha yüksek bulunmuútur). Fakat yerleúik yaúayan
24
Kahverengi alabalık bireylerinde strese maruz kalanlarla kalmayanlar arasında
herhangi bir farklılık gözlenmemiútir. ølkbaharda aynı göç uygulamasına maruz
bırakılmasına ra÷men, deniz ekotipleri dere ekotipi kahverengi alabalıklara nazaran
daha iyi bir hipoozmoregülasyon kabiliyetine sahip bulunmuúlardır.
Munakata ve Forsman (2000) kuluçkahanede üretilen honmasu salmonu
parrlarının (Oncorhynchus rhodurus x O. masou) stoklama sonrası adaptasyon
geliúimlerini araútırmıúlardır. Nehir ekosisteminde bulunan do÷al balıklarda bir artıú
olmazken, kuluçkahanede üretilen ve Haziran 24 de stoklanan masu salmonları
parların büyüme hormon düzeylerinin stoklamadan bir gün sonra yükselmeye
baúladı÷ı ve 23 A÷ustosa kadar devam etti÷i tespit edilmiútir. Serbest bırakıldıktan
bir gün sonra çok çeúitli do÷al organizmalar ile beslenmeye baúlamıúlardır. Bununla
birlikte, stoklamadan sonraki ilk hafta içinde mide doluluk oranlarının do÷al
balıklara nazaran daha düúük oldu÷u tespit edilmiútir. Stoklanan balıkların tripsin
aktivitesi, stoklamadan sonraki iki ay boyunca, 23 A÷ustosa kadar artıú göstermiútir.
Sonuçlar stoklanan balıkların birkaç hafta içerisinde do÷al nehir ekosistemine adapte
olabildi÷ini ortaya koymuútur. Büyüme hormonu ve ekzokrin pankreas aktivitesiyle
endokrin kontrolleri stoklamadan sonraki adaptasyon uyumlarında önemli roller
oynadı÷ı görülmüútür.
Pirhonen ve Forsman (1998) Finlandiya’da yürüttükleri çalıúmalarında
smoltlaúma periyodunda kahverengi alabalı÷ı ve deniz alabalı÷ının (Salmo trutta L.)
Na+, K+-ATPaz aktivitesi ve göç davranıúları arasındaki iliúkiyi araútırmıúlardır.
Kanal akıúlı tanklarda smolt göçü izlenen PIT-markalı 2 yaúındaki kahverengi
alabalık ve deniz alabalı÷ı 3 farklı zamanda (11 Mayıs, 30 Mayıs ve 11 Haziran)
solungaç Na+, K+-ATPaz aktiviteleri araútırılmıútır. Her üç durumda da en yüksek
de÷erler nehir aúa÷ı göç aktivitesinin en yüksek oldu÷u Mayısın sonlarında tespit
edilmiútir. Mayısın sonlarında kahverengi alabalı÷ın Na+, K+-ATPaz aktivitesi deniz
alabalı÷ına kıyasla daha yüksek çıkarken di÷er iki tarihte bir farklılı÷a
rastlanmamıútır. Bireysel düzeyde, Na+, K+-ATPase aktiviteleri ve nehir aúa÷ı
göçlerde istatistiksel bir iliúkiye rastlanmamıútır. Çalıúma sonunda; e÷er smoltlaúma
sırasında iki Salmo trutta ekotipinin solungaç Na+, K+-ATPaz aktivitelerinde genel
olarak bir yükseliú varsa, bireysel düzeyde nehir aúa÷ı göç davranıúında eú zamanlı
olarak de÷iúimlerin varlı÷ı zorunlu olmadı÷ı ortaya konulmuútur.
Elliott (1995) deniz alabalı÷ı yuvalarının yumurta verimi ve yumurta
yo÷unlu÷unu çalıúmıútır. Kuzey-Batı øngiltere’de 3 nehirden örneklenen deniz
alabalı÷ı (S. trutta) için yumurta verimi ve balık boyu arasındaki iliúkinin körvlineer
oldu÷unu ve her iki de÷iúkenin logaritmik dönüútürülmesinden sonra, lineer
regresyonla iliúkilendirilen iyi bir iliúkinin oldu÷u ortaya konulmuútur. Üç nehirden
alınan balıklar için regresyon eúitli÷i istatistiki olarak farklı bulunmamıútır (P<0,05).
Nehirlerin birinin ana nehre açıldı÷ı yerde her bir yuvada tespit edilen yumurta ve
diúi balık büyüklü÷ü arasındaki iliúki logaritmik dönüútürmeden sonra iyi bir lineer
regresyon iliúkisi ortaya koymuútur. Yumurta verimi genellikle her bir yuvada
belirlenen yumurtadan daha yüksek çıkmıútır ve bu farklılık diúi büyüklü÷ü ile
artmıútır. Ortalama yumurta veriminin yüzdesi olarak izah edilen her bir yuvadaki
ortalama yumurta verimi 240 mm boydaki diúilerde %100’den 650 mm boydaki
diúilerde %79’a düúmektedir. Aynı büyüklükteki diúilerin belirlenen yumurta
verimleri arasındaki karúılaútırma populasyonlar arasındaki büyük farklılık ve
yukarıda anlatıldı÷ı gibi muhtemel sebeplerle izah edilmektedir.
25
Bebak ve ark. (2000) Alp alasında (S. alpinus) gözlenmiú yumurtaların ve
besin keseli yavruların yaúama oranlarında su sıcaklı÷ının etkisini çalıúmıúlardır. 69°C arasında de÷iúen su sıcaklıklarında gözlenmeden açılmadan sonraki 90 günlük
evreye kadar gözlenen Alp alalarının Labrador ve Nauyuk (Kanada) varyetelerinin
açılma baúarıları açılma sonrasındaki yaúama oranları belirlenmiútir. Bütün test
edilen su sıcaklıklarında açılma baúarıları %90 ve daha yüksek gerçekleúmiútir.
12°C’nin altında kuluçkalanan, açılan ve yetiútirilen gruplarda açılma sonrası yaúama
oranı %78-97 arasında belirlenmiútir. 12°C de sabit su sıcaklı÷ında açılma sonrası
yaúama oranı %65-73 arasında seyretmiútir.
Landergren ve Vallin (1998) acı sularda deniz alabalı÷ının (Salmo trutta, L.)
yumurtlamasının kayıp oranını ve baúarı stratejisini ele almıúlardır. Acı sularda deniz
alabalı÷ının baúarılı bir úekilde üretilmesi için faktörlerin önemini belirlemek için,
yumurtaların döllenme ve gözlenmeleri yaklaúık 4°C de farklı tuzluluklarda ele
alınmıútır. Buna ilaveten sperm hayvancıklarının farklı tuzluluklardaki
hareketlili÷inin süresi 11 erkekten alınan semenin gözlenmesiyle sınıflandırılmıútır.
Sonuçlar øsveç, Gotland’ın Baltık adası civarında suların tuzluluk karakteristiklerinde
(‰6,7) döllenmenin mümkün oldu÷unu, fakat bunu takiben yumurtaların geliúiminin
‰4’ü aúan tuzluluklarda sınırlandırıldı÷ı ve Baltık denizi su karakteristi÷inde
yumurta açılımının mümkün olmadı÷ını ortaya koymuútur. Çalıúmada, deniz
alabalı÷ının Gotland boyunca yumurtlamakta oldu÷u gözlemlenmiútir fakat, deniz
alabalı÷ı populasyonuna bu aktivitenin kazancı açısından bakıldı÷ında önemli bir
katkısının olmadı÷ı sonucuna varılmıútır.
Tatar (1983), yaptı÷ı çalıúmada Anadolu’da yapılan bilinçsiz avlanma
sebebiyle stokları azalan Munzur alabalı÷ının kültür koúullarında üretilmesi ve yavru
büyüklü÷üne kadar yetiútirilme olanaklarını irdelemiútir. Çalıúma Tunceli’nin Ovacık
ilçesindeki Milli Parklar ve Avcılık Genel Müdürlü÷üne ait alabalık üretim
tesislerinde gerçekleútirilmiútir. 10.8°C de 120 gün devam eden denemede, Munzur
nehrinden yakalanan Munzur alabalı÷ının (Salmo trutta labrax, Pall.) vücut
a÷ırlıklarının %20’si kadar yumurta verebildikleri tespit edilmiútir. Ortalama çapları
5.02mm yumurtaların 255 Gün-Derece (GD)’de gözlendikleri, 427 GD’de açıldıkları
belirlenmiútir. Yavrular besin keselerini 885 GD’de tüketmiúlerdir. Çalıúma sonunda
anaç balıkların toplandıkları su kaynaklarının do÷al alabalıklar yönünden
zenginleútirilmeleri amacıyla Munzur alabalı÷ının üretiminin ve yetiútiricili÷inin
yapılabilece÷i kanaatine ulaúılmıútır.
Heggenes ve Treaen (1988) Norveç’te dört Salmonidae türü larvalarının
tatlısu kanallarında gün ıúı÷ı etkilerini araútırmıúlardır. Serbest beslenme evresine
giren kahverengi alabalık (Salmo trutta), Atlantik salmonu (S. salar), göl alabalı÷ı
(Salvelinus namaycush) ve kaynak alabalı÷ı (S. fontinalis) larvalarını farklı
sıcaklıklarda ve su akıntılarında tatlısu kanallarında tercihleri test edilmiútir. Atlantik
salmonları üzerlerinin örtülmesine oldukça fazla olumlu tepki vermiúlerdir. S. trutta
üyeleri ılımlı bir tercih izlerken göl alabalıkları 12.4-19.2°C lik yüksek su
sıcaklıklarını tercih etmiúlerdir. Kaynak alabalıkları üzerlerinin örtülmesine bir tepki
vermemiúlerdir. Çalıúmada sıcaklı÷ın, Atlantik salmonları ve kahverengi
alabalıklarda tank üzerinin örtülmesi gereklili÷ini artırdı÷ı sonucuna varılmıútır.
Jonnson ve Jonnson (1998) kahverengi alabalık bireylerinin kas biyokimyasal
kompozisyonlarını ve enerji kullanımını çalıúmıúlardır. Güney Norveç’in küçük
akarsularından örneklenen, henüz olgunlaúmamıú parr ve smoltlarla olgunlaúmıú dere
ekotipi ve anadrom kahverengi alabalık bireylerinin enerji içerikleri, ya÷, protein ve
26
karbonhidrat içeri÷inden belirlenmiútir. Henüz cinsi olgunlu÷a ulaúmamıú olanlarda
ya÷ içeri÷i sonbahardaki parrlarda en yüksek bulunmuútur. Ortalama ya÷ içeri÷i
smoltlarda artmazken, sonbaharda örneklenen parrlarda yaúla birlikte önemli
derecede artmıútır (0+ yaúında %1.5, 3+ yaúında %3.4). ølkbahardaki ya÷
konsantrasyonu benzer yaúlı smoltlarda önemli bir farklılık oluúturmamıútır. Bunun
tersine, oransal su içeri÷i sonbaharda parrlarda yaúla birlikte düúmüú, smoltlarda
yaúla birlikte artmıútır. Smoltlarda tespit edilen ortalama de÷erler (%78) parrlarda
belirlenenden (%77) daha yüksek bulunmuútur. Protein ve karbonhidrat de÷erleri
olgunlaúmamıú balıklarda yaúla bir de÷iúim göstermezken, ortalama protein
konsantrasyonu sonbaharda ve ilkbaharda parrlarda ve smoltlarda sırasıyla %
18.0,17.5 ve 16.8 olarak bulunmuútur. Anadrom balıklar arasında yaúla önemli bir
de÷iúim olmazken, yerleúik yaúayan 1 yaú grubu balıklarda ya÷ konsantrasyonu
nisbeten daha düúük ve su içeri÷i daha yüksek bulunmuútur. 2+ yaúlı smoltların enerji
konsantrasyonları (349 kJ 100 g-1) sonbaharda 0+ yaúlı parrlarınki ile benzer tespit
edilmiútir. Tatlısularda yerleúik balıkların sonbaharda ortalama somatik enerji
yo÷unlu÷u 1+ (407 ve 387 kJ 100 g-1) yaúındaki parrlardan 1.1 kat daha yüksek
oldu÷u belirlenmiútir ve marjinal olarak 2+ yaúındakilerle farklı (sırasıyla 462 ve
426387 kJ 100 g-1) oldu÷u belirlenmiútir. Yerleúik balıkların her ünite vücut
kütlesindeki enerji içeri÷i aynı yaú smoltlarınkinin 1.3-1.6 katı olarak belirlenmiútir.
Anadrom balıkların ortalama somatik enerji yo÷unlukları (504 kJ 100 g-1) yerleúik
yaúayan balıklarınkinden (455 kJ 100g-1) daha yüksek bulunmuútur. Somatik enerji,
ya÷ ve protein konsantrasyonları yaú ve cinsiyet guruplarında bütün yaúamları
boyunca su içeri÷i ile yüksek ölçüde iliúkili bulunmuútur.
Jonnson ve Jonnson (1997) kahverengi alabalık varyetelerinde enerji
kullanımını çalıúmıúlardır. Dere ekotipi ve deniz ekotipinin cinsi geliúimleri sırasında
enerji kullanımını belirlemek için bütün güney Norveç’ten üç küçük akarsudan elde
edilen iki farklı grubun erginlerin vücut kompozisyonları ve enerji içerikleri analiz
edilmiútir. Anadrom yumurtlayanların birim ünite vücut kütlelerinin enerjileri
(5.0±0.6 kJ g-1) göç etmeyenlerden 1.1 kat daha yüksek bulunmuútur. Bu farklılık
anadrom balıklarda (%4.9±1.5) ya÷ içerikleri olarak ele alındı÷ında göç etmeyen
balıklardan 1.4 kat daha yüksek tespit edilmiútir. Yerleúik yaúayan balıklarda her
ünite için vücut protein ve karbonhidrat içerikleri anadrom olanlardan daha yüksek
bulunmuútur. Bu de÷erler, dere ekotipi balıklarda vücut enerji içeri÷iyle birlikte
do÷rusal bir artıú gösterirken anadrom balıklarda bu gerçekleúmemiútir. Sürekli
tatlısuda yaúayanlardaki bu artıú anadrom olanların aksine balık büyüklü÷ü ile ya÷
içeri÷inin önemli derecede artıúına ba÷lıdır. Yerleúik yaúayan balıkların
ovaryumlarının oransal kütle enerji içeri÷i (yaú a÷ırlık olarak 8.4±0.4 kJ g-1) anadrom
balıklardakinden (yaú a÷ırlık olarak 7.81±0.5 kJ g-1) daha yüksek bulunmuútur. Bu
yerleúik diúi balıklarda, anadrom diúi balıklardakinden daha yüksek olan her ünite
kütledeki yüksek ya÷ ve protein içeriklerine ba÷lıdır. Erkek balıklarda varyeteler
arasında benzer bir farklılık gözlenmemiútir (yaú a÷ırlık olara 5,9±0.8 kJ g-1).
Ovaryumların kütlesel enerji içerikleri testislerinkinden 1.4 kat daha fazla
bulunmuútur. Esasen her ünite yumurta kütlesinin 2.3-2.6 kat daha fazla ya÷ içeri÷ine
sahip olması buna sebep olmuútur. Anadrom olan diúilerdeki ortalama
gonadosomatik indeks (34.0±9.4) yerleúik olanlardakinden (28.6±5.5) daha yüksek
bulunmuútur, fakat erkek balıklarda böyle olmamıútır. Diúilerde balıkların vücut
enerjileri artıúıyla gonadal enerji de do÷rusal olarak artmıútır, fakat erkeklerde
artmamıútır.
27
Landergren (1999) øsveç’te yaptı÷ı çalıúmada, anadrom gökkuúa÷ı
alabalı÷ının (O. mykiss, Walbaum) yumurtlama ve deniz alabalı÷ı (S. trutta, L.)
populasyonlarına muhtemel tehditlerini araútırmıúlardır. Deniz alabalı÷ı gibi Salmo
trutta’nın yavrularıyla aynı habitatın yerli türü olmayan anadrom gökkuúa÷ı alabalı÷ı
arasında alan ve besin kaynakları paylaúımında meydana gelen rekabet kontrollü
úartlarda çalıúılmıútır. Ayrıca, iki anadrom türün yumurta verimi, yumurta
büyüklü÷ü, alevin büyüklü÷ü, büyüme hızı ve yumurtlama göçünün zamanlaması
karúılaútırılmıútır. Araútırma yapılan akarsuda parrların göçleri sırasında oluúan
rekabet ele alınmıútır. Sonuçlar, çalıúmanın yapıldı÷ı nehrin uzaklarında deniz
alabalı÷ının göçleri üzerine negatif bir etkinin sözkonusu oldu÷unu ortaya
koymuútur. Çalıúmanın yapıldı÷ı yerdekilerle birlikte test edildiklerinde, eúit boydaki
balıkların spesifik büyüme oranlarının düútü÷ünü ortaya koymuútur. Yumurtlama
periyodundaki farklılıklara sebep olan belirli büyüklük avantajları beklendi÷i gibi
bulunmuútur. Daha küçük gökkuúa÷ı alabalık parrları sistemden dıúarıya hareket
ederken veya deniz alabalı÷ının olmadı÷ı sahalarda kalırken, deniz alabalı÷ı parrları
araútırmanın yapıldı÷ı derede kalmıúlardır. Bu çalıúma gökkuúa÷ı alabalı÷ı sayısının
Gothland’da bir çok nehirde arttı÷ı bildirilmesi üzerine ele alınmıútır. Yumurtlayan
gökkuúa÷ı alabalıklarının deniz alabalı÷ı yuvalarını tahrip etti÷i gözlenmiútir.
Gökkuúa÷ı alabalı÷ı bir çok nehirde yumurtlamasına ra÷men, bu anadrom gökkuúa÷ı
alabalıklarından yalnızca birinin azaldı÷ı belirlenmiútir.
Türkiye’de bulunan kahverengi alabalık populasyonlarının uzak co÷rafi
bölgelere yakın bir genetik yapı göstermediklerinden dolayı, populasyonların saf
oldu÷u öne sürülmüútür. Deniz alabalıklarının bulundu÷u bölgeye has bir allel
gözlenmedi÷inden dolayı, çalıúılan genetik markalar açısından deniz alasına has bir
özel genetik yapının olmadı÷ı sonucu literatürle desteklenmiútir. Yapılacak
muhtemel stoklama çalıúmalarında, hibridasyonun önüne geçmek için, farklı
filogenetik
grupta
olanların
karıútırılmaması,
populasyonların
sa÷lıklı
sürdürülebilmeleri amacıyla gerekli görülmüútür. Zira ait olmadıkları gruplardan
gelen bireylerle desteklenen populasyonlar karıúık (saf olmayan) populasyonlar
olarak tanımlanmaktadırlar. Böyle populasyonların verim özelliklerinde düúüú
gözlenmesinin beklendi÷i bildirilmiútir (Togan ve ark. 1999).
Görüldü÷ü gibi Salmo trutta’nın biyo-ekolojik (da÷ılımı, hayat evreleri,
anadromik özellikleri, büyüme ve geliúme) ve genetik özellikleri, balıklandırma,
sportif ve ticari üretim amacıyla yetiútiricili÷i özellikle kıta Avrupa’sında detaylı
olarak çalıúılmıútır. Ülkemizde ise, son yıllarda yapılan bazı biyo-ekolojik
çalıúmalara ra÷men (Arslan ve ark. 2000; Tabak ve ark, 2001; Tatar, 1983), halen
türün stoklar arası farklılıkları, deniz ekotipinin hayat döngüsü ve yetiútiricilik
potansiyeli gibi unsurlar üzerinde çalıúmalar devam etmektedir.
Tabak ve ark. (2001) tarafından yürütülen Karadeniz Alabalı÷ının
Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması
çalıúmasında türün Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde biyolojik davranıúları konusu ele
alınmıútır. Yumurtlama amacıyla diúi ve erkek balıkların nisan-haziran aylarında
dereye girdikleri belirlenmiútir. Bu proje kapsamında Karadeniz alabalı÷ının
yumurtlama zamanı, cinsi olgunluk yaúı, yumurtlama alanları, smolt boyları, kuluçka
özellikleri tespit edilmiútir. Çalıúma sonunda; kuluçkahanede yetiútirilen anaçların
yumurta verimiyle do÷al bireylerin kıyaslanması, smoltifikasyon sırasında balıkta
meydana gelen de÷iúimlerin belirlenmesi, kültür formu olarak türün kullanılabilmesi
28
amacıyla maksimum büyüme úartlarının ve performansının belirlenmeleri
çalıúmalarının yapılması gereklili÷i ortaya konulmuútur.
Pirhonen ve ark. (1997), düúük sıcaklıkta (2.7-3 °C) kuluçkahane kökenli 1+
ve 2+ yaúlı kahverengi alabalıkların (Salmo trutta) beslenmeleri arasındaki
farklılıkları araútırmıú ve günlük yemin %60’ın üzerinde gündüz tüketildi÷ini, ancak
1+ yaúlı balıkların geceleri daha fazla beslenme hareketi gösterdi÷ini bildirmiútir.
Jonnson ve ark. (1994), kahverengi alabalıkların (Salmo trutta) yaúama
oranları üzerine deniz suyuna adaptasyonun ve serbest bırakma sahalarının etkilerini
irdelemiú, erginlerin yaúama oranlarını artırmak için balıkları denize serbest
bırakmadan önce deniz suyuna alıútırılmalarının önemli olup olmadı÷ını test etmiú ve
kontrol amaçlı olarak geri yakaladı÷ı bireylerde, serbest bırakılmadan önce deniz
suyunda 4 ve 8 haftada tutulan smoltlarda toplam geri yakalama de÷erini yüksek
bulmuútur.
Grande ve Andersen (1990), kahverengi alabalık, Atlantik salmonu ve kaynak
alabalı÷ında, dip (20 m) ve yüzeyden alınan farklı sıcaklı÷a sahip su sıcaklıklarının
kuluçka süresi üzerine etkilerini araútırdıkları çalıúmalarında dipten alınan ve yüzeye
nazaran daha sıcak olan suyun daha erken çıkıúa neden oldu÷unu gözlemiúlerdir.
Bonnet ve ark (1999), diploid ve triploid kahverengi alabalı÷ı (Salmo trutta)
deniz suyunda, gökkuúa÷ı alabalı÷ını tatlısuda ticari büyüklü÷e ulaúıncaya kadar
büyüme parametreleri üzerine genetik de÷iúimleri irdelemiú ve kahverengi alabalıkta,
balık a÷ırlı÷ı, boy ve kondisyon faktörleri üzerine aileler arasındaki genetik
de÷iúimlerin tüm evreler boyunca önemli (P<0.001) oldu÷u sonucuna varmıútır.
Rubin (1994), deniz alabalı÷ı (Salmo trutta) yumurtalarının Batlık Denizi’nin
tuzlu suyunda (‰0.0, 2.8, 4.3, 5.1, 5.8 ve 6.2) yaúama oranı ve geliúimini irdelemiú
ve tuzlulu÷un artması ile ölüm oranının ve günderece olarak inkübasyon zamanının
arttı÷ını bildirmiútir.
Arzel ve ark. (1994), deniz suyunda yetiútirilen kahverengi alabalıkların
(Salmo trutta) büyüme performansı ve vücut kompozisyonu üzerine yemdeki ya÷ın
etkisini araútırmak için mısır ve morina ya÷ı kullanarak dört farklı rasyon hazırlamıú
ve sonuçta morina ya÷ı ile hazırlanan rasyondaki çoklu doymamıú ya÷ asitlerinin
mısır ya÷ına göre fazla bulunmasının büyüme, yaúama oranı ve vücuttaki ya÷ oranı
üzerine çok fazla etkisinin bulunmadı÷ını bildirmiútir.
Jobling ve ark. (1998), düúük sıcaklıkta tekli ve ikili olarak yetiútirilen Baltık
Salmonu (Salmo salar) ve kahverengi alabalı÷ın (Salmo trutta), yemleme zamanı,
yem alımı ve büyümesini araútırmıú ve sonuçta, kahve rengi alabalı÷ın tekli veya adı
geçen tür ile ikili olarak yetiútirilmesinin büyüme üzerine önemli etkisinin
olmadı÷ını, ancak salmonun ikili yetiútirmede yem alımı ve büyümede çekinik
oldu÷unu bildirmiútir.
Jensen ve Berg (1993), farklı sıcaklıklarda (1.8, 6.8, 9.1, 13.9 ve 14.8 °C)
pelet yem ile beslenen farklı a÷ırlıklardaki (6.8-23.8 g) kahverengi alabalıkların
(Salmo trutta) yem miktarları ve mide boúaltım oranını irdelemiú ve sonuçta balık
büyüklü÷ü ve sıcaklık ile yem alımı ve mide boúaltımı arasındaki iliúkileri
modellemiútir.
Fausch ve White (1986), ABD’nin Great Gölleri’nde koho salmonu ile
kaynak alabalı÷ı ve kahverengi alabalıklar arasındaki rekabet ortamını irdelemiú ve
koho salmonu larvalarının birkaç hafta önce yumurtadan çıktı÷ını ve büyüklük farkı
nedeniyle bu iki tür üzerinde baskın oldu÷unu bildirmiútir.
29
Killeen ve ark. (1999), farklı sıcaklıklarda kahverengi alabalı÷ın larval
geliúimini 40 aúamada irdelemiú, düúük sıcaklıklarda geliúimin yavaúladı÷ını
bildirmiútir.
Jungwirth ve Winkler (1984), Thymallus thymallus, Hucho hucho, Alp alası
(Salvelinus alpinus) ve kahverengi alabalıkda (Salmo trutta fario) embriyonik
geliúimin sıcaklı÷a ba÷ımlılı÷ını irdelemiú, kahverengi alabalıkta sıcaklık ile
embriyonik geliúim süresi arasında y=746/(x-0.5323)1.2233 úeklinde bir iliúki
bulmuútur.
Arai ve Wilkins (1987), kahverengi alabalı÷ın sıcaklık úoku ile
triplodizasyonunu irdelemiú, en yüksek triploid oranının 32°C’de 6 dakika bekletme
ile elde edildi÷ini bildirmiútir.
Hansen (1985), deniz alabalı÷ının besin kesesi absorpsiyonu, ölüm oranı ve
ilk beslenme boyunca büyüme oranı üzerine suni kuluçka substratının (astro-turf ve
flat screen) etkisini irdelemiútir. Çalıúma sonucunda astro-turf ortamında besin kesesi
absorbe oranının hızlandı÷ı ve daha randımanlı de÷erlendirildi÷i, büyüme oranının
daha iyi oldu÷u ve ölümün daha düúük oldu÷u sonucuna varılmıútır.
Ojanguren ve ark. (1996), kahverengi alabalıkta form ve ilkbahar geliúimi
üzerine yumurta büyüklü÷ünün etkilerini irdelemiú, diúi a÷ırlı÷ı ile yumurta ve larva
büyüklü÷ü arasında pozitif iliúki oldu÷unu bildirmiútir.
Aras ve ark. (2003), Çoruh Havzası Kazandere Çayı’nda yaúayan olgun
Salmo trutta labrax’ların farklı dokularındaki ya÷ asidi kompozisyonlarını
araútırmıútır. Çalıúma sonucunda, yüksek rakımda yakalanan bu balıkların ya÷ asidi
profillerinin etkilenmiú olabilece÷ini ve n-3 PUFA bakımından zengin bir potansiyel
oldu÷unu bildirmiútir.
3. MATERYAL VE METOT
3.1. Materyal
3.1.1. Döl Alımı
Damızlık balık olarak, 1998-2001 yılları arasında yürütülen “Karadeniz
Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin
Belirlenmesi” projesi kapsamında, Do÷u Karadeniz Bölgesi’nden denize dökülen
Fırtına, Kapistre, Ça÷layan, Baltacı ve Solaklı Dereleri’nden örnekleme yapılmıútır.
Az sayıda damızlık adayı ise Karadeniz alabalı÷ı (ùekil 5) denizden nehir a÷zına
yakın kurulan a÷ materyalleri ile örneklenmiútir.
Projede anaç balıkların ço÷u, 2001 Kasım ayı içerisinde yumurtladıktan sonra
denize dönüúte, “çit” olarak anılan tuzaklarla, bazı balıklar ise yılın her döneminde
serpme ve galsama a÷ları ile balı÷ın yo÷un olarak bulundu÷u derelerin çeúitli
kesimlerinden yakalanmıútır.
Ƃ
ƃ
ùekil 5. Karadeniz alabalı÷ı (Salmo trutta labrax) damızlıkları.
Yakalanan bireyler, Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü’nün
oksijenlendirme tertibatı bulunan tankları taúıyan araçları ile nakledilmiúlerdir.
Henüz yakalanmıú olan balıkların stres düzeyleri yüksek olduklarından geniú ve bol
su akıúlı havuzlara bir an evvel taúınmalarına özen gösterilmiútir. Trabzon ili, Maçka
ilçesine 10 km mesafede, De÷irmendere üzerinde, Altındere Alabalık øúletmesindeki
6 m çap ve 0,9 m su derinli÷ine sahip beton havuzlara nakledilmiútir. Görsel olarak,
31
cinsi olgunlu÷a ulaúmıú olanlar ve henüz cinsi olgunlu÷a ulaúmamıú bireyler ayrı
havuzlara yerleútirilmiútir. Boy guruplarına göre yerleútirilen balıklar sa÷ım
dönemine kadar ticari alabalık yemiyle beslenmiúlerdir.
Ocak 2002’ye kadar olgunlaúan balıkların sa÷ımı burada gerçekleútirildikten
sonra, balıklar Enstitünün Yomra limanındaki kafes ünitesine transfer edilmiútir.
Kalan balıkların sa÷ımı ve yumurtaların döllenmesi burada gerçekleútirilmiútir.
Karaeniz alabalı÷ının deniz ve dere ekotipleri ayrı ayrı sa÷ılmıútır (ùekil 6). Alınan
yumurtaların tamamı, gerekli ölçümler yapıldıktan sonra, Maçka’da bulunan özel bir
alabalık iúletmesi kuluçkahanesindeki Enstitüye ait kuluçka dolaplarına
yerleútirilmiútir.
ùekil 6. Deniz ve dere ekotipi Karadeniz alabalı÷ı.
Rize ili, Ardeúen ilçesinde özel bir iúletmede bulunan deniz alabalıkları da
çalıúmada döl alımında kullanılmıútır. Sa÷ım ve dölleme iúlemini takiben su alarak
úiúen yumurtaların büyüklükleri (çapları) ve toplam hacimleri belirlendikten sonra
yarısı bu tesisteki kuluçka dolabına, di÷er yarısı ise Maçka’daki di÷er yumurtaların
bulundu÷u dolaba yerleútirilmiútir.
Yumurtaların kuluçkalanmasında 10’ar tablalı iki sıra halinde dizilmiú, 40 cm
çapındaki alüminyum tavalardan oluúan kuluçka dolapları kullanılmıútır.
Damızlıkların kalitelerini belirlemek amacıyla bireysel markalama yapılmıútır
(Bakınız Bölüm 3.4.2).
3.1.2. Deniz Suyunun Büyüme Üzerine Etkisi
3.1.2.1. Tanklar
Çalıúma I’de balıklar, 115x115x50 cm boyutlarında fiberglas tanklara
yerleútirilmiútir. Bu tanklardan iki adedi Maçka Altındere’de bulunan Enstitümüz’e
ait araútırma birimine yerleútirilmiútir. Ocak 2002 tarihinde tesisteki inúaat
32
çalıúmalarından dolayı, tanklar Coúandere üzerinde bulunan özel alabalık iúletmesine
transfer edilmiútir.
Aynı ölçülerdeki iki tank, Enstitü Merkez Kampüsü’nde bulunan araútırma
birimine yerleútirilmiútir. Bu tanklara 16 l/dak deniz suyu ba÷lanmıútır. Herhangi bir
su kesilmesine karúı hava kompresörüne ba÷lı hava taúlarıyla havalandırma
sa÷lanmıútır.
Çalıúma II’de ise için Maçka’daki özel bir alabalık iúletmesinde tatlısu,
Enstitü Araútırma ünitesinde deniz suyu grupları oluúturulmuútur. Her iki ortamda da
200x200 cm ebatlarındaki tanklarda yürütülen çalıúmada su hacmi 2000 l, su
de÷iúimi ise günde 10-12 kez olacak úekilde ayarlanmıútır.
Her iki gurup (deniz ve tatlısu) 2 nolu ticari ekstrude alabalık yemiyle, günde
üç ö÷ün yemlenmiútir.
3.1.2.2. Yavru Balıklar
Çalıúma I’de besleme ve deniz suyuna adaptasyon denemeleri 11 aylık
(ortalama 11.2± 4.47 g) balıklarla baúlatılmıútır. Balıklar, do÷adan yakalanan
bireylerden sa÷ılan yumurtalardan elde edilmiútir. Sa÷ım sırasında, görünümü
itibarıyla kırmızı benekli olanlarla (dere veya tatlısu ekotipi), denize giren formların
(deniz ekotipi) yumurtalarının döllenmesinde, yine aynı özellikteki erkek bireylerin
sütü kullanılmıútır. Bu yavrular içerisinden sadece gümüúi görünümdeki anaçların
yavrularından deniz ve tatlısu grubu için 100’erli iki tekerrür oluúturmak üzere
toplam 400 balık bu denemede materyal olarak kullanılmıútır.
Çalıúma II’de ise yaklaúık 14 aylık ortalama 19.1±6.1 g a÷ırlı÷ında 140’er
adet balık dört tanka tesadüfi olarak yerleútirilmiútir. Her guruptan 35’úer adet balık
rasgele örneklenerek boy (mm) ve a÷ırlık (g) de÷erleri alınmıú, toplam biyokütleyi
belirlemek için tanklardaki balıkların toplam a÷ırlı÷ı ölçülmüútür.
3.1.2.3. Yem
Hem çalıúma I’de, hem de çalıúma II’de yavru balıkların beslenmelerinde de
aynı firmanın 2 nolu pelet yavru yemi kullanılmıútır. Yemin içeri÷i Tablo 6’da
verilmiútir.
Tablo 6. Araútırmada kullanılan yemin içeri÷i (üretici firma beyanı).
Yemin boyutu
Ham protein
% (min)
Ham ya÷
% (min)
2 mm
47
13
Ham selüloz Ham kül
% (maks)
% (maks)
3
13
Karadeniz alabalı÷ı larvalarının ilk beslenmelerinde, ticari bir firma
tarafından üretilen, 480 µm’luk Artemia sp. nauplileri kullanılmıútır. Artemia sp.
nauplileri ile besleme bir süre devam edildikten sonra, ticari olarak üretilen alabalık
baúlangıç yemine kademeli olarak geçiú yapılmıútır.
33
3.1.3. Smoltifikasyonun øzlenmesi
Balıklar, 3 Aralık 2001 tarihinde, bu amaçla ayrılan 115x115 cm
ebatlarındaki bir adet tatlısu (Maçka Altındere iúletmesinde) ve bir adet deniz suyu
(Enstitü Merkezinde) tankına yerleútirilmiúlerdir.
Örneklemelerde iki ortamdan da 5’er adet birey örneklenmiútir. Kan
örneklerinin plazma ve katı kısmının ayrılmasında santrifüj kullanılmıútır. Kan
örneklerinin serum kısmı mikroopipetlere alınarak derin dondurucuda (-20 °C)
muhafaza edilmiútir.
Balık etlerinde kuru madde (etüv) ve ya÷ tayinleri (Soxleth) Enstitü kimya
laboratuarında gerçekleútirilmiútir.
3.1.4. Karadeniz Alabalı÷ı’nda Larval Geliúim
Çalıúmada, ortalama yumurta çapları 4.7±0.10 mm (4.5-4.9), 5.1±0.12 mm
(4.8-5.4) ve 5.5±0.15 mm (5.1-5.8) olarak hesaplanan üç diúi Karadeniz alabalı÷ının
yumurtaları kullanılmıútır. Kuluçka süresince su sıcaklı÷ı ortalama 11.0±0.5 °C
(10.0-12.0) olarak hesaplanmıútır.
3.1.5. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi
3.1.5.1. Damızlık Materyali
2003 yılı Kasım ayında sa÷ımı yapılan anaçlardan örnekleme yapılmıútır.
Do÷adan yakalanan bu balıkların 4 ve 3 yaúındaki yavruları döl alımında
kullanılmıútır. Damızlık balıkların bakımı iki gurupta, kuluçka bakımı anaç bireylere
göre ayrı ayrı yürütülmüútür. Guruplardan birincisi do÷adan yakalanmıú olan ve 5
yaúın üzerindeki anaçlardan oluúturulmuútur. Di÷er gurup ise 4 ve 3 yaúındaki, kültür
koúullarında yumurtadan çıkan ve büyütülen anaçlardan oluúturulmuútur.
3.1.5.2. Yavru Materyali
Kuluçkahane kökenli 9 aileden ve do÷adan yakalanan 4 aileden örnekleme
yapılmıútır. Gurup içindeki anaçların guruba katkılarının eúit olması için, en az yavru
sayısı olan aile göz önünde bulundurularak, her bir aile yavrularından eúit toplam
a÷ırlıkta (159,67 g / yavru / anaç) yavru örneklenmiútir. Çalıúma için bu guruptan
rasgele örneklemeyle 9 adet tanka do÷al kökenli, 9 tanka ise kuluçkahane kökenli
gurup yerleútirilmiútir.
3.1.5.3. Tank Ortamı
Yavru balıkların ön besleme denemelerini takip için, 50 l hacimli plastik
kovaların alttan su de÷iúimi sa÷layacak úekilde planlanmıú ve su çıkıú kısmı
çimentoyla ayarlanarak, kullanılabilir 30 l tank hacmi oluúturulmuútur. Bu tanklardan
9 tanesinin içine do÷al kökenli, 9 tanesinin içine ise kuluçkahane kökenli yavru
yerleútirilmiú ve takibi yapılmıútır.
34
3.1.5.4. Su Da÷ıtım Sistemi
Tesiste kullanılmakta olan kuyu suyu yavru büyütmede kullanılmıútır.
Yavrularda kullanılacak su, önce bir rezerv tankına alınmıútır. Burada kabaca filtre
edildikten sonra, deneme tanklarına eúit ölçüde da÷ıtılmıútır.
3.1.6. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve
Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri
3.1.6.1. Balık
Araútırmada ortalama 24.9±5.58 g a÷ırlık ve 13.3±0.93 cm boya sahip 450
adet Karadeniz alabalı÷ı kullanılmıútır. Bu balıklar, Trabzon Su Ürünleri Merkez
Araútırma Enstitüsü Maçka – Altındere Üretim Tesisi’nde 2000 yılı Ocak ayında
yumurtadan çıkanlar arasından rasgele örnekleme metodu ile alınmıútır.
3.1.6.2. Yemler
Balıkların beslenmesinde üç farklı yem kullanılmıútır. Bunlar, ticari balık
yemi üreten firmalar tarafından üretilen, farklı biyokimyasal kompozisyonlara sahip,
2 mm çaptaki 2 nolu ekstrude yemlerdir. Kullanılan yemlerin biyokimyasal içeri÷i
Tablo 7’de verilmiútir. Kullanılan yemlerin içeriklerinden yola çıkılarak yemlere
50/18, 48/18 ve 46/16 isimleri verilmiútir. Burada ilk sayılar yemin protein, ikinci
sayılar ise ya÷ içeri÷ini ifade etmektedir.
Tablo 7. Çalıúmada kullanılan yemlerin biyokimyasal içerikleri (üretici firma
beyanı).
Yem
50/18
48/18
48/16
92
8
50
18
8
4382
88
12
48
18
12
4223
88
12
48
16
12
4054
Temel besin maddeleri
Kuru madde (%)
Su (%)
Ham protein (%)
Ham ya÷ (%)
Ham kül (%)
Sindirilebilir enerji (kcal/kg)
3.1.6.3. Ortam
Bu çalıúmada kenar uzunlu÷u 115 cm ve kullanılabilen su hacmi 400 l olan
dokuz adet fiberglas tank kullanılmıútır. Çalıúmada kullanılan tankların her birine 4-6
l/dak’lık debi ile tatlısu verilmiútir. Her bir tankın kullanılan su hacmi yaklaúık olarak
0.2 m3’e ayarlanmıútır.
35
3.1.7. Kullanılan Di÷er Ekipmanlar
Anaç balık a÷ırlıkları 30±0.001 kg, yavru balık a÷ırlıkları ise 3000±0.01 g
tartım yapabilen hassas terazi yardımıyla ölçülmüútür.
Boy ölçümlerinde anaç balıklar için 100±0.1cm, yavru balıklar için 30±0.1cm
ölçekli boy tahtaları kullanılmıútır. Yumurta çapları Von Bayer teknesi yardımıyla
belirlenmiútir (Piper ve ark. 1982).
3.2. Metot
3.2.1. Döl Alımı
3.2.1.1. Yumurta Sa÷ımı ve Gerekli Ölçümlerin Alınması
Balıkların sa÷ımında bayıltıcı olarak Tranquil (6 damla/3.8 l) ve Benzocaine
(50 ppm) kullanılmıútır. Balıkların yumurta olgunluk kontrolleri, bir önceki proje
çalıúmasında alınan veriler ıúı÷ında, 2002 Ekim ayı sonu itibarıyla baúlatılmıútır. ølk
sa÷ım 15 Kasım 2002’de yapılmıútır.
Sa÷ımda, öncelikle olgun ve yumurta sa÷ımına gelmiú diúi balıklar bir havuza
ayrılmıúlardır. Diúi sayısına göre erkek balıkların sütü temiz bir beher içerisine
alınarak depo edilmiútir. Erke÷in boy farklılı÷ının etkisini elimine etmek amacıyla
büyük ve küçük boy erkek balıklardan alınan süt karıútırılmıútır.
Olgun diúiler iyice kurulandıktan sonra sa÷ım öncesi a÷ırlıkları 1 g, boyu 1
mm hassasiyetle belirlenmiútir. Diúiler, içi kuru ve pürüzsüz plastik kaplara
sa÷ılmıútır (ùekil 7). Yumurta verimlerini do÷ru olarak belirlemek için, yumurtaların
tamamı alınmaya çalıúılmıútır. Diúilerin sa÷ım sonrası a÷ırlıkları alındıktan sonra,
temiz ve bol su akıúlı havuzlara yerleútirilmiútir. Yeteri miktarda süt enjektör
yardımıyla sa÷ılan yumurtalar üzerine ilave edilerek, el ve telek yardımıyla yumuúak
hareketlerle karıútırılmıútır.
ùekil 7. Diúi Karadeniz alabalı÷ının plastik bir kap içerisine sa÷ımı.
36
Beú dakika döllenmeye bırakılan yumurtaların üzerine su ilave edilerek 25-30
dakika úiúmesi beklenmiútir (ùekil 8). Daha sonra yumurtaların toplam a÷ırlıkları
ölçülmüú ve içerisinden 40 adet yumurta laboratuarda incelenmek üzere örneklenerek
Bouin’s Sıvısı [10 litre sıvı için : 7.07 litre Distile su, 2.37 litre Formalin (%37-40’lık
CH2O), 476 ml Glacial Asetik Asit (CH3COOH), 71.0 g Picric Asit (2,4,6(NO2)3C6H2OH)]’nda muhafaza edilmiútir. Yumurtalar kuluçka dolabına
yerleútirilmeden önce %10’luk Iodine çözeltisinde (3 ml iodine / 5 litre su) 5 dakika
süre ile dezenfekte edilmiútir.
ƃ
Ƃ
ùekil 8. Yumurtaların sa÷ımı ile kuluçkalanması arasında izlenen prosedür.
Ortalama yumurta çapları Von Bayer teknesiyle 200-210 mm’ye tekabül eden
yumurta sayısı belirlenerek hesaplanmıútır.
Örneklenen yumurtaların sayısı, örneklenen yumurtaların a÷ırlı÷ı ve toplam
yumurta a÷ırlı÷ı verilerine dayanılarak, bir anacın yumurta verimi, F = n x G / g
formülünden yararlanılarak hesaplanmıútır (FAO, 1974). Burada; F: Yumurta verimi
(adet), n: Örnekteki yumurta sayısı, G: tüm yumurtaların a÷ırlı÷ı (g), g =Örnek
a÷ırlı÷ı (g)’dır.
20’úer yumurta döllenmeyi kontrol için ayrılmıú ve laboratuara getirilmiútir.
Sa÷ımı takiben 7-12 saat sonra, yumurta çekirdekleri binoküler mikroskop altında
gözlenmiú, ikili ve dörtlü hücre bölünmesi görüldü÷ünde, örnekler %9’luk
formaldehit içeren saklama solüsyonu içine alınmıúlardır.
37
3.2.1.2. Yumurtaların Kuluçkalanması ve Yaúama Oranının Tespiti
Kuluçka dolapları ve donanımı, yumurta sa÷ım kapları, kurulama havluları ve
di÷er kuluçkahane ekipmanları hipoklorit solüsyonu (150 ppm) ile dezenfekte
edilmiú, sa÷ımda ve kuluçka evresindeki parazit kontaminasyonu önlenmeye
çalıúılmıútır.
Kuluçkahanede kaynak suyu kullanılmıútır. Rezerv havuzunda biriktirilen
kaynak suyu, borularla tesisteki kuluçkalıklara ve yavru bakım ünitesine
da÷ıtılmıútır.
Ölen yumurtalar, hortum ile sifon edilerek veya pens kullanılarak
ayıklanmıútır. Yumurtalar mantarlaúmaya karúı formaldehit solüsyonuyla (150 ppm
%37 lik formalin/10 dakika) muamele edilmiútir. Su sıcaklı÷ı günlük olarak
ölçülmüú, ölen yumurtalar ilk 36 saatten sonra gözlenme evresine kadar çok önemli
olmadıkça ayıklanmamıútır.
Ölen yumurta sayıları her ayıklama sonrası kaydedilmiútir. Daha sonra ölen
yumurta sayısı, toplam yumurta sayısına oranlanarak, yaúama ve ölüm oranları
belirlenmiútir.
3.2.2. Büyütme Denemeleri
3.2.2.1. Çalıúma I
Deniz suyunun büyüme performansı üzerine etkisinin belirlenmesi amacıyla
iki gurup tatlısuya, iki gurup deniz suyuna yerleútirilmiútir. 2 Kasım 2001 tarihinde
Maçka Altındere’de tatlısu denemesi kurulmuútur. Deniz suyu etkisinin belirlenmesi
için, iki adet tank da Enstitü Araútırma ünitesinde yerleútirilmiútir.
Her iki ortamda da 115x115 cm ebatlarındaki tanklarda yürütülen çalıúmada
su hacmi 200-250 l, su de÷iúimi ise 6-8 l/dak olacak úekilde ayarlanmıútır.
Yaklaúık 11 aylık ortalama 11.2±4.47 g a÷ırlı÷ında 100’er adet balık dört
tanka tesadüfi olarak yerleútirilmiútir. Her guruptan 50’úer adet balık rasgele
örneklenerek boy (mm) ve a÷ırlık (g) de÷erleri alınmıú, toplam biyokütleyi
belirlemek için tanklardaki balıkların toplam a÷ırlı÷ı ölçülmüútür.
Her iki gurup (deniz ve tatlısu) 2 nolu ticari ekstrude alabalık yemiyle, günde
üç ö÷ün yemlenmiútir. Ocak 2002’de yapılan tartımdan itibaren, elle yemlemeden
kaynaklanabilecek hatayı elimine edebilmek için, bantlı otomatik yemlikler
kullanılmaya baúlanmıútır.
Aylık olarak yapılan biyokütle ölçümleri ve her tanktan örneklenen 25 bireyin
boy ve a÷ırlık ölçümleri ile aylık a÷ırlık artıúı, kondisyon faktörü, yem
de÷erlendirme oranları belirlenmiútir. Deneme sonunda deniz suyunun tatlısuya
nazaran büyüme ve yem de÷erlendirmeye olan etkileri de÷erlendirilmiútir.
3.2.2.2. Çalıúma II
06 Mart 2003 tarihinde deniz suyunun büyüme performansı üzerine etkisinin
belirlenmesi amacıyla ikinci çalıúma baúlatılmıútır. Bu çalıúma için Maçka’daki özel
bir alabalık iúletmesinde tatlısu, Enstitü Araútırma ünitesinde deniz suyu grupları
oluúturulmuútur.
Her iki ortamda da 200x200 cm ebatlarındaki tanklarda yürütülen çalıúmada
su hacmi 2000 l, su de÷iúimi ise günde 10-12 kez olacak úekilde ayarlanmıútır.
38
Yaklaúık 14 aylık ortalama 19.1±6.1 g a÷ırlı÷ında 140’er adet balık dört tanka
tesadüfi olarak yerleútirilmiútir. Her guruptan 35’úer adet balık rasgele örneklenerek
boy (mm) ve a÷ırlık (g) de÷erleri alınmıú, toplam biyokütleyi belirlemek için
tanklardaki balıkların toplam a÷ırlı÷ı ölçülmüútür.
Her iki gurup (deniz ve tatlısu) 2 nolu ticari ekstrude alabalık yemiyle, günde
üç ö÷ün yemlenmiútir.
3.2.3. Smoltifikasyonun øzlenmesi
Temmuz 2001 tarihinde tamamlanmıú olan “Karadeniz Alabalı÷ının
Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması”
projesinde Karadeniz alabalı÷ının deniz suyuna adaptasyonunun ortalama 13 cm
boyda gerçekleútirildi÷i bildirilmiútir. Bundan dolayı eldeki 11 aylık yavrular kabaca
üç farklı boya ayrıldıktan sonra (sırasıyla 7.0, 11.2 ve 15.0 g), çalıúma, ortalama 11.2
g olan guruptan ayrılan balıklarla gerçekleútirilmiútir.
Aralık 2001 itibarıyla deniz suyuna adaptasyon süresince meydana gelen
de÷iúimlerin gözlenmesi amacıyla her iki su ortamına 60’ar balık yerleútirilmiútir.
Analizler için rutin yemleme devam ederken iki farklı su ortamındaki stoktan rasgele
5’er balık örneklenmiútir. Örnekleme 1, 3, 7, 17, 24, 31, 38, 45. ve 52. günlerde
yapılmıútır. Her örneklemede guruplardan alınan 5’er balık kuyruk saplarından
kesilerek hematokrit çubuklarla kan alımı gerçekleútirilmiútir. Alınan kan 5000
devir/dak ile 5 dakika santrifüj edilmiútir (Iversen ve ark. 1998) (ùekil 9).
ùekil 9. Kan örneklerinin santrifüj edilmesi.
Her bir çubuktan okunan hematokrit de÷erleri % olarak belirlenmiútir (ùekil
10). Daha sonraki hesaplamalarda bir balık için bu de÷erlerin ortalaması
kullanılmıútır. Hematokrit çubuk katı kısım ile sıvı kısmın kesiúti÷i yerden kırılarak,
kan serumu mikro pipet yardımıyla toplanmıútır. Ucu yakılarak köreltilmiú plastik
mikropipet ucu içerisine her balı÷ın kan serumu ayrı olacak úekilde toplandıktan
sonra a÷ızları parafilmle kapatılmıútır. Sodyum, potasyum ve klor analizleri için,20°C’de muhafaza edilmiútir (Iversen ve ark. 1998). 52. günde örnekleme
tamamlanmıútır. Kan serumları, sodyum, potasyum ve klor de÷erlerindeki
smoltifikasyona ba÷lı muhtemel de÷iúimin gözlenmesi için analiz edilmiútir.
39
Denemede kesilen balıkların baú, iç organlar, derisi ve kemiksi yapıları
ayrılan balıkların et numunelerinde kuru madde, kül ve her gurup için mevcut 5’er
balı÷ın etleri birleútirilerek ya÷ tayini yapılmıútır.
ùekil 10. Santrifüj edilmiú kan örne÷i.
Literatürde araútırıcıların deniz alabalı÷ının “do÷al smoltifikasyon” sezonu
olarak belirttikleri mart ayında deneme tekrarlanmıútır. Bu amaçla, biri Karadeniz
tuzlulu÷unda (‰18), di÷eri okyanus tuzu ile yo÷unlaútırılmıú olan (‰30) iki farklı
deniz suyu ortamına rasgele örneklenen 25’er balık yerleútirilmiútir (ùekil 11).
Balıklar gün aúırı, 2 nolu pelet alabalık yemiyle yemlenmiútir. Bu balıklardan 1, 3, 7,
14, 21. ve 28. günlerde üçer balık rasgele örneklenmiútir. Her guruptan (deniz ve
tatlısu) 3’er birey örneklenmiútir.
ùekil 11. ‰18 ve ‰30 tuzlu suya 28 gün büyütülen Karadeniz alabalı÷ı
bireyleri.
40
Balıklardan kan yine kuyruk sapı kesilerek hematokrit çubuklar yardımıyla
alınmıútır. 5000 devir/dakikada 5 dakika santrifüje edilen kan hematokrit de÷erleri
kaydedilmiútir. Kan serumu balıklara göre depolanarak -20°C ye yerleútirilmiútir.
Et verimi, kuru madde, ya÷, kül de÷erleri için balıklar kimya laboratuarında
iúleme tabi tutulmuúlardır.
3.2.4. Kan Plazması Analizleri
Balıklardan heparinize tüpler yardımıyla alınan kan örnekleri, aynı gün
santrifüje edilerek hematokrit de÷erleri okunmuútur. Kan örneklerinin serum
kısımları her bir balık için ayrı olacak úekilde toplanmıú, analize kadar –20°C’de
muhafaza edilmiútir (Iversen ve ark. 1998).
Analizler özel bir tıp merkezinde yaptırılmıútır. Radyometere cihazı ile
gerçekleútirilen analizlerde, yeterli kan serumu bulunmayan örnekler belirli oranlarda
(1/1-1/5) deiyonize suyla seyreltilerek analize alınmıúlardır. I. denemede her bir
gurupta beúer balı÷ın kan plazması analize edilirken, II. denemede her bir gurup için
3’er balı÷ın kan plazması analize alınmıútır. Analizde kan plazması sodyum,
potasyum ve klor iyonu konsantrasyonları mMol/l cinsinden okunmuútur.
3.2.5. Karadeniz Alabalı÷ı’nda Larval Geliúim
Larvaların yaklaúık yarısının yumurtadan çıkıúını takiben üç-dört günde bir
olmak üzere 10 adet larva rasgele örnekleme ile alınarak boy ve a÷ırlıkları ölçülmüú
ve %10’luk formaline konularak muhafaza edilmiútir. Örneklemeler, kuluçkalamanın
baúlangıcı 0 (sıfır) kabul edilerek, 396, 440, 484, 528, 561, 605, 638. ve 682. günderecelerde yapılmıútır. Larvaların besin keselerini tüketerek serbest yüzmeye
geçtikleri dönemde ise örneklemeye son verilmiútir. Larvalar, besin keseleri ve
vücutlarından ayrılarak ayrı ayrı kurutma kaplarına konmuú, etüvde 60 °C’de en az
48 saat sabit tartıma gelinceye kadar kurutulmuútur (Hansen, 1985).
x Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR):
KDR = (Lt – L0) / (K0 - Kt)
x Kuru besin kesesi tüketimi (BKT; mg/gün):
BKT = (K0 - Kt) / t
x Günlük boyca büyüme oranı (BBO; mm/gün ve %):
BBO (mm/gün) = (Bt – B0) / t ve BBO (%) = 100 x (ln Bt – ln B0) / t
x Günlük a÷ırlıkça büyüme oranı (ABO; mg/gün ve %):
ABO (mg/gün) = (At – A0) / t ve ABO (%) = 100 x (ln At – ln A0) / t
eúitlikleri ile belirlenmiútir. Burada; t: süre (gün), L0 ve Lt: baúlangıç ve t anındaki
larvanın kuru a÷ırlıkları (mg), K0 ve Kt: baúlangıç ve t anındaki kesenin kuru
a÷ırlıkları (mg), B: Boy (mm), A: A÷ırlık (mg) dır. Kuru a÷ırlıkların tercih nedeni,
41
besin kesesinin ayrılması esnasında bir miktar sıvının dıúarı akması ve miktarının bu
nedenle belirlenememesidir (Hansen ve Møller, 1985; Baúçınar, 2001).
3.2.6. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi
3.2.6.1. Yavru Balıkların Deneme Tanklarına Yerleútirilmeleri
Do÷al ve kuluçkahane kökenli anaçların yavruların tutuldu÷u tanktan
örneklenen 25 yavrudan boy ve a÷ırlık, baúlangıç yavru a÷ırlık da÷ılımı belirlemek
amacıyla da toplam 25 yavrudan sadece a÷ırlık alınmıútır.
Her bir deneme tankına yaklaúık 50 g serbest yüzmeye baúlayan yavru
yerleútirilmiútir. Tanklara yaklaúık 6 l/dak su sa÷lanmıútır.
3.2.6.2. Yem ve Yemleme Stratejisi
Yavru balıkların yemlenmesinde canlı yem olarak taze açılmıú Artemia naupli
ve granül yem kullanılmıútır. Tanklar 3 kısma ayrılarak ølk 6 tank toz yemle, ikinci 6
tank ise yarı toz - yarı canlı yemle ve son 6 tank ise tamamen canlı yemle
yemlenmeye baúlanmıútır. Yemleme uygulaması ùekil 12’de verilmiútir.
1, 3 ve 5 nolu tanklarda bulunan do÷al anaçlara ait yavru gurubu (D grubu) ile
2, 4 ve 6 nolu tanklardaki kuluçkahane kökenli anaçlara ait yavru gurubu (K grubu)
çalıúmanın baúlangıcından itibaren toz yemle yemlenmiútir.
7, 9, 11 nolu tanklarda D grubu ve 8, 10, 12 nolu tanklarda ise K grubu takip
edilmiútir. Bu guruplara çalıúmanın ilk periyodunda sabahları ilk ö÷ünde canlı yem
ve gün arasında bir ö÷ün canlı yem; ikinci periyotta sadece gün arasından bir ö÷ün
canlı yem; üçüncü ve çalıúmanın son periyodunda sadece toz yem verilmiútir (ùekil
12).
ùekil 12. Üç periyot boyunca uygulanan yemleme uygulaması.
42
13, 15 ve 17 nolu D grubu ile 14, 16 ve 18 nolu K grubunda ise çalıúmanın ilk
periyodunda sadece canlı yemle, ikinci periyotta sabah ve gün arasında olmak üzere
iki ö÷ün canlı yem, son periyotta ise sadece gün arasında bir ö÷ün canlı yemle
yemleme yapılmıútır.
Bu úekilde yürütülen çalıúmada, do÷adan yakalanan anaçların yavrularının
suni yem uygulamasına tepkisi ile kuluçkahane kökenli anaçlardan elde edilen
yavruların suni yem uygulamasına tepkileri irdelenmeye çalıúılmıútır.
3.2.7. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve
Vücut Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri
3.2.7.1. Balıkların Yerleútirilmesi ve Yemleme
Balıkların, 14 Haziran 2004 tarihinde ilk boy ve a÷ırlık ölçümleri alınarak
araútırmaya baúlanmıú ve 10 A÷ustos 2004 tarihinde (toplam 8 hafta) son ölçümler
yapılarak tamamlanmıútır. Çalıúmanın baúlangıcında ve sonunda her tanktan rasgele
alınan 10 adet balı÷ın boy ve a÷ırlıkları alınmıútır.
Balıklar, biyokütleleri ±0.01 g hassasiyetle elektronik terazi ile tartılarak her
bir tanka 50 adet olacak úekilde dokuz tanka stoklanmıútır. Çalıúma üçer tekerrürlü
yürütülmüútür. Tanklara gelen suyun sıcaklı÷ı günlük, oksijen içeri÷i ve pH de÷eri
ise iki haftalık olarak alınmıútır. Çalıúmada, balıklar 09:00, 13:00 ve 17:00’de olmak
üzere günde üç kez elle doyuncaya kadar yemlenmiútir.
3.2.7.2. Bazı Vücut Oranlarının Belirlenmesi
Çalıúma sonunda her guruptan 9’ar adet balık rasgele olarak alınmıú ve bazı
vücut oranlarının belirlenmesi amacıyla laboratuarda makas yardımıyla kesilmiútir.
Baú kaidesinden solungaçlarda alınarak kesilmiú ve baú oranı, karın açılarak
karaci÷er çıkarılmıú ve tartılarak karaci÷er oranı belirlenmiútir. Solungaçlar, tüm iç
organlar, karaci÷er ve karın boúlu÷undaki ya÷lar birlikte tartılarak iç organ oranı
úeklinde hesaplanmıútır. Geride kalan kısımlar (karkas, yüzgeçler ve deri) ise karkas
oranı olarak ifade edilmiútir.
3.2.7.3. A÷ırlık ve Boy Ölçümü
Balıkların a÷ırlıklarının belirlenmesinde ±0.01 g’lık elektronik terazi, boy
ölçümünde ±1 mm’lik ölçü tahtası kullanılmıútır. øçinde su bulunan kovanın darası
alınmıú, balıklar boy ve a÷ırlı÷ı alınırken 50 ppm Benzocaine çözeltisinde
bayıltılmıúlar ve bir havlu ile kurulanarak ölçülmüúlerdir.
3.2.7.4. Büyümenin Belirlenmesi
Çalıúma süresince her periyotta meydana gelen günlük spesifik büyüme
oranının (SBO) belirlenmesinde aúa÷ıdaki formül kullanılmıútır:
SBO (%) = (ln W2- ln W1) x 100 / (t2 – t1)
Burada; W1: ilk a÷ırlık, W2: son a÷ırlık, t2-t1:iki tartım arasındaki süre (gün)
dir.
43
3.2.7.5. Kondisyon Faktörünün Hesaplanması (K)
Balıklarda a÷ırlık ile boy arasındaki iliúkiyi açıklayan di÷er bir ba÷ıntı
kondisyon faktörüdür. Mutlak de÷er olarak türlere göre farklılık gösteren kondisyon
faktörü aynı zamanda balı÷ın iyi beslenip beslenmedi÷inin de bir ölçüsüdür. Bu
faktör K = (W x 100 / L3) formülü ile hesaplanmıútır.
3.2.7.6. Yem De÷erlendirme Oranının Hesaplanması
Yem de÷erlendirme oranının (FCR) hesaplanmasında aúa÷ıdaki formülden
yararlanılmıútır:
FCR = Fo / ((Ws+m)-Wi)
Burada; Fo: Bir periyotta tüketilen yem miktarı (g), n: birey sayısı, m: ölen
balıkların a÷ırlı÷ı (g) ve Wi ve Ws: daha önce belirtildi÷i gibidir.
3.3. Verilerin Analizleri
Denemelerden elde edilen verilerin analizinde ve grafiklerin hazırlanmasında
MøNøTAB (temel istatistik, t-testi, ANOVA) ve EXCEL bilgisayar paket programları
kullanılmıútır.
3.4. Markalama Çalıúmaları
Bu çalıúma iki gurup halinde yürütülmüútür. Bunlardan birinci markalama,
akarsuya salıverme yeniden yakalama çalıúması, ikincisi ise damızlıkların bireysel
olarak markalanmasıdır.
3.4.1. Markalama, Salıverme ve Yeniden Yakalama Çalıúması
Do÷adan yakalanan damızlıklardan elde edilen yavru balıklar guruplar halinde
markalanmıútır. Gurup markalanmasında, kırmızı, sarı, yeúil ve turuncu renkli sıvı
plastik marka kullanılmıútır. Markalar gözün gerisindeki úeffaf doku içerisine enjekte
edilmiútir (ùekil 13). Balıkların 448 adedi sol göz gerisine sarı, 304 adedi sol göz
gerisine turuncu, 299 adedi sa÷ göz gerisine kırmızı ve 300 adedi sa÷ göz gerisine
yeúil renkli marka ile markalanmıútır.
Balıklandırma çalıúmasında, Trabzon øli, Arsin ølçesi sınırlarından denize
dökülen Yanbolu Deresi üzerinde dört istasyon belirlenmiútir. Bu istasyonlardan
birincisi mansaptan 600 m, ikincisi 6 km, üçüncüsü 20 km ve dördüncüsü ise 31 km
yukarıdadır (ùekil 14). ølk istasyona sarı markalı 448 adet, ikinci istasyona turuncu
markalı 304 adet, üçüncü istasyona kırmızı markalı 299 adet ve dördüncü istasyona
yeúil markalı 300 adet olmak üzere, toplam 1351 adet balık 06 ùubat 2003 tarihinde
salıverilmiútir.
44
ùekil 13. Balıkların farklı renklerdeki sıvı plastik markalar ile markalanmasının
úematik görünümü.
Do÷aya salıverilen balıklar, serpme ve elektroúok cihazı yardımıyla yeniden
yakalamaya çalıúılmıútır (ùekil 15).
Do÷adan geri yakalama çalıúması baúarısızlıkla sonuçlanmıútır. Bunların
sebepleri úu úekilde özetlenebilir:
9 Balıklandırma amacıyla kullanılan balık sayısının istenen seviyelere
çıkarılamaması,
9 Deredeki aúırı ve bilinçsiz avcılı÷ın devam etmesi,
9 Dere boyunca köylere çıkan yollarda geniúletme ve yeni yol yapım
faaliyetleri,
9 Aúırı ya÷ıúlar nedeniyle çalıúmanın ilk aylarında meydana gelen sel felaketi,
9 ølk kullanımdan sonra elektroúok cihazının arızalanması ve tamiratının uzun
sürmesi.
Üçüncü ve dördüncü istasyonlarda yapılan yakalama faaliyeti sonucunda iki
adet birey örneklenmiútir. Ancak bu bireyler çalıúmanın tamamlanması için yetersiz
kalmıútır.
45
KARADENøZ
YOMRA
ARSøN
1. østasyon (600 m)
ARAKLI
YOMRA DERESø
YANBOLU DERESø
2. østasyon (6 km)
DAöBAùI
KARA DERE
3. østasyon (20 km)
4. østasyon (31 km)
ùekil 14. Yanbolu Deresi üzerinde belirlenen dört istasyon.
A
B
ùekil 15. Serpme (A) ve elektroúok cihazı (B) yardımıyla yeniden yakalama
faaliyetleri.
46
3.4.2. Damızlıkların Markalaması
Daha önce tamamlanan “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin
Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması Projesi” çalıúmalarında do÷adan
yakalanan ve üretilen 4+ yaúlı, ve bu proje çalıúmaları neticesinde üretilen 2+ ve 3+
yaúlı kuluçkahane kökenli damızlıklar harf ve seri numaralı markalar ile
markalanmıútır. Markalar, balıklar 50 ppm’lik Benzocaine çözeltisi içerisinde
bayıltıldıktan sonra enjektör yardımıyla gözün arka tarafındaki úeffaf doku içerisine
enjekte edilmiútir. Bu esnada balıklar, çırpınmalarını ve yaralanmalarını engellemek
amacıyla havlu ile sarılmıútır (ùekil 16).
A
ùekil 16. Damızlıkların markalanması (A. Markanın enjektör yardımıyla
yerleútirilmesi, B. Markanın yeri ve görünümü).
B
4. BULGULAR VE TARTIùMA
4.1. Çevresel Parametreler
Proje çalıúmaları boyunca üç farklı su kayna÷ı kullanılmıútır. Bunlar, özel bir
iúletmedeki kuluçkahane suyu, Enstitümüze ait kafeslerin bulundu÷u Liman suyu ve
Enstitümüzce øl Özel ødaresi’nden kiralanan Maçka - Altındere Üretim øúletmesi’nin
bulundu÷u Altındere akarsuyudur. Kuluçkahane ve Altındere sularına ait çözünmüú
oksijen, pH, sülfat, nitrat, nitrit, fosfat, iletkenlik, bulanıklık, toplam sertlik ve
organik madde de÷erleri Tablo 8, tüm sulara ait sıcaklık de÷erleri Tablo 9’da
verilmiútir. Sıcaklık tablolarındaki boúluklar, o dönemde bu suların kullanılmadı÷ını
ifade etmektedir.
Tablo 8. Kuluçkahane ve Altındere deresine ait su kalite kriterleri (Ort: ortalama, std:
standart sapma, min: minimum, maks: maksimum).
Parametre
Çözünmüú Oksijen
pH
Sülfat
Nitrat Azotu
Nitrit Azotu
Fosfat
E. øletkenlik
Bulanıklık
Toplam Sertlik
Organik Madde
Çözünmüú Oksijen
pH
Sülfat
Nitrat Azotu
Nitrit Azotu
Fosfat
E. øletkenlik
Bulanıklık
Toplam Sertlik
Organik Madde
Birim
mg/l
mg/l
mg/l
mg/l
mg/l
mS/cm
NTU
FS
mg/l
mg/l
mg/l
mg/l
mg/l
mg/l
mS/cm
NTU
FS
mg/l
Ort
8.50
7.64
13.19
1.40
0.00
0.68
0.19
2.44
9.38
1.77
Kuluçkahane
Std
Min
1.6
6.0
0.26
7.2
5.37
1.0
0.51
0.4
0.01
0.0
0.64
0.1
0.07
0.0
2.09
0.0
3.91
4.0
1.14
0.6
Maks
11.6
8.0
18.0
2.1
0.0
2.5
0.3
7.0
15.0
4.7
10.13
7.81
10.18
2.18
0.00
0.34
0.10
5.06
8.03
2.43
Altındere
1.76
7.0
0.28
7.4
4.95
1.0
4.71
0.2
0.00
0.0
0.17
0.1
0.05
0.04
5.30
0.0
3.24
4.0
1.24
1.24
13.0
8.4
17.0
20.4
0.01
0.65
0.23
19.0
15.0
5.80
Ay
Ocak
ùubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
A÷ustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Ocak
ùubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
A÷ustos
Eylül
Ekim
Kasım
Aralık
Ocak
ùubat
Mart
Nisan
Mayıs
Haziran
Temmuz
A÷ustos
Yıl
2002
2002
2002
2002
2002
2002
2002
2002
2002
2002
2002
2002
2003
2003
2003
2003
2003
2003
2003
2003
2003
2003
2003
2003
2004
2004
2004
2004
2004
2004
2004
2004
0.4
0.4
0.4
1.1
2.1
0.6
1.4
0.6
0.5
0.4
0.7
0.7
0.9
1.7
1.7
2.3
0.9
0.5
0.7
1.0
1.2
2.0
2.0
1.1
0.4
27.2
23.7
23.7
9.4
9.1
7.4
25.4
26.1
23.7
20.5
14.9
11.5
9.7
8.6
9.1
11.3
14.7
20.6
24.4
26.1
24.0
23.7
21.0
17.0
11.0
10.2
8.7
7.2
7.2
8.5
11.0
17.7
22.0
25.7
8.5
7.0
5.7
26.0
22.0
22.7
8.0
7.0
8.0
8.5
13.5
Liman
Std
Min
8.5
8.4
8.8
10.4
17.2
Ort
26.7
27.3
27.3
24.3
18.7
13.0
11.5
9.8
10.7
13.2
18.7
23.0
26.0
26.7
10.0
10.0
9.3
28.5
26.7
24.7
10.0
9.0
9.5
14.0
21.5
Maks
10.2
11.3
13.9
14.6
12.5
10.4
4.8
3.0
2.2
2.5
3.5
5.1
7.5
10.8
13.4
15.4
Ort
1.9
1.5
0.8
1.0
1.9
2.1
1.9
1.2
0.6
1.1
1.6
1.6
0.7
1.4
1.2
0.7
6.8
8.7
12.3
12.0
9.2
4.7
2.0
1.5
0.5
0.8
1.0
1.5
6.7
7.7
10.5
14.5
Altındere
Std
Min
14.0
14.0
15.3
16.3
16.0
13.0
7.8
4.8
3.3
4.8
6.0
7.7
9.0
12.8
16.5
16.7
Maks
13.3
12.3
11.2
9.0
8.7
9.1
10.9
13.0
13.8
14.0
13.7
12.2
Ort
0.3
0.8
0.4
0.6
0.4
0.3
1.4
0.0
0.3
0.0
0.5
0.3
13.0
11.0
10.5
8.0
8.0
8.5
9.0
13.0
13.0
14.0
13.0
12.0
Kuluçkahane
Std
Min
Tablo 9. Liman, kuluçkahane ve Altındere deresine ait su sıcaklık de÷erleri (Ort: ortalama, std: standart sapma, min: minimum,
maks: maksimum).
48
13.5
13.0
11.5
10.0
9.0
9.5
13.0
13.0
14.0
14.0
14.0
12.5
Maks
49
4.2. Döl Verimi
2001-2002 Üreme Dönemi
2001 Ekim sonundan itibaren anaç balıkların sa÷ım olgunlu÷una gelip
gelmedi÷i, iki haftada bir kontrol edilmiútir. Sa÷ım olgunlu÷una eriúen bireyler
sa÷ılarak yumurtalar kuluçka dolaplarına yerleútirilmiútir.
Sa÷ımlar süresince erkek balıklarda süt olgunlu÷u diúilerin sa÷ımından önce
kontrol edilmiú ve olgun erkek balıklardan alınan süt bir mezür içerisinde
biriktirilmiútir. Sa÷ılan yumurtaların döllenmesinde bu stok kullanılmıútır.
Spermatozoa hareketlili÷i, alınan süt örneklerinin ‰9’luk izotonik serum içerisinde
mikroskop altında 10x10 büyütme ile incelenmiútir. Berrak beyazlı÷ını kaybetmiú süt
örneklerinin hareketlili÷inin nispeten zayıf oldu÷u görüldü÷ünden, dölleme için
berrak beyaz sütün kullanılmasına özen gösterilmiútir.
15 Kasım 2001’de Ardeúen’de bulunan özel bir alabalık tesisindeki anaçlardan
iki diúinin olgunlaútı÷ı belirlenmiú ve bu balıkların sa÷ımı aynı gün
gerçekleútirilmiútir. 19 Kasım’da, Enstitümüze ait tesiste, bakımları sürdürülen
anaçlar kontrol edilmiú, olgunlaútıkları belirlenen 4 adet diúi sa÷ılmıútır. Sa÷ılan
diúilerin yalnızca bir tanesinin dere alabalı÷ı (Uzungöl’den yakalanmıú) oldu÷u
belirlenmiútir. Ardeúen’de, 26 Kasım’da 3 diúi deniz ekotipi, 11 Aralık’ta 1 deniz
ekotipi, 2 adet dere ekotipinin sa÷ımı gerçekleútirilmiútir. Bu anaçlara ait bulgular
Tablo 10’da verilmiútir.
Tablo 10. Kasım – Aralık 2001 sa÷ım dönemine ait üreme bulguları.
Do÷al (n=12)
Boy (cm)
53.6 ± 5.75
Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g)
1562.5 ± 612.33
Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g)
1315.2 ± 513.27
Toplam yumurta verimi
2564 ± 1208
Nispi yumurta verimi
2060 ± 863
Yumurta çapı (mm)
5.56 ± 0.38
Sa÷ılan 12 balı÷a ait yumurta verimleri ile boy ve a÷ırlık de÷erleri arasında
önemli iliúki bulunamamıútır.
Yumurtaların Bakım ve Yaúama Oranları
Sa÷ılıp döllenen ve su alarak úiúen yumurtalar; kan, dıúkı, üre, sperm kalıntıları
vb gibi organik atıklardan arındırıldıktan sonra, balık markasına göre kavanozlara
konulmuútur. Alınan yumurta örnekleri laboratuara getirildikten sonra, çapları ve
a÷ırlıkları ölçülmüútür. Kalan yumurtalar kuluçka dolabına yerleútirilmiútir.
Sa÷ımda do÷adan yeni yakalanan bireylerden alınan yumurtaların renk
pigmentlerinin, 3 yıldır kültür úartlarında muhafaza edilen bireylerden daha koyu
oldu÷u görülmüútür (ùekil 17).
50
A
B
ùekil 17. Yeni yakalanmıú (A) ve 3 yıl kültür úartlarında yetiútirilen (B)
anaçların yumurtalarındaki pigment farklılı÷ı.
Yumurtalar açılıma kadar izlenmiútir. Bu süre zarfında ölenler sayılarak
uzaklaútırılmıútır. Bazı anaçların yumurtaları ikiúer tablaya bölünerek paralel gözlem
yapılmıútır. Yumurtaların geliúimleri bu sistemde izlenmeye devam edilmiútir. Anaç
a÷ırlı÷ına göre, 900 g’dan küçük, 900-1500 g arası ve 1500 g’dan büyük anaçların
yumurta geliúimleri ayrı ayrı takip edilmiútir. Elde edilen bulgular Tablo 11’de
verilmiútir.
Tablo 11. Anaç a÷ırlı÷ına ba÷lı olarak sa÷ımı yapılan yumurta guruplarının
süreleri.
Balık Anaç Balık
Çıkıú Baúlangıcı
%50 Çıkıú
Tam Çıkıú
Sa÷ım tarihi
No
A÷..
(Gün)
(Gün)
(Gün)
5
19 Kas 01
25 Ara 01 (37) 30 Ara 01 (42)
5*
19 Kas 01
21 Ara 01 (33)
25 Ara 01 (37) 28 Ara 01 (42)
< 900 g
6
19 Kas 01
23 Ara 01 (35)
25 Ara 01 (37) 28 Ara 01 (40)
12
11 Ara 01
18 Oca 02 (39) 22 Oca 02 (42)
3
19 Kas 01
23 Ara 01 (35)
29 Ara 01 (41) 30 Ara 01 (42)
*
3
900 19 Kas 01
23 Ara 01 (35)
29 Ara 01 (41) 30 Ara 01 (42)
4 1500 g
19 Kas 01
23 Ara 01 (35)
25 Ara 01 (38)
*
4
19 Kas 01
22 Ara 01 (34)
24 Ara 01 (36) 25 Ara 01 (38)
1
15 Kas 01
20 Ara 01 (36) 22 Ara 01 (38)
2
15 Kas 01
20 Ara 01 (36)
21 Ara 01 (37) 23 Ara 01 (39)
2*
15 Kas 01
20 Ara 01 (36)
22 Ara 01 (38) 25 Ara 01 (41)
7
26 Kas 01
28 Ara 01 (33)
04 Oca 02 (40)
*
7
26 Kas 01
25 Ara 01 (30)
04 Oca 02 (40)
8
26 Kas 01
30 Ara 01 (35)
04 Oca 02 (40)
>1500 g
8*
26 Kas 01
28 Ara 01 (33)
04 Oca 02 (40)
9
26 Kas 01
30 Ara 01 (35)
04 Oca 02 (40)
9*
26 Kas 01
30 Ara 01 (35)
04 Oca 02 (40)
10
11 Kas 01
19 Oca 02 (40)
22 Oca 02 (42)
11
11 Kas 01
19 Oca 02 (40) 22 Oca 02 (42)
12
11 Ara 01
18 Oca 02 (39) 22 Oca 02 (42)
*: Farklı bölmelerde kuluçkalanan aynı anacın yumurtaları.
açılım
Çıkıú
(GD)
497.0
497.0
473.3
496.0
496.0
496.0
449.7
449.7
444.0
455.7
479.0
477.0
477.0
477.0
477.0
477.0
477.0
496.0
496.0
496.0
51
2002-2003 Üreme Dönemi
Kasım 2002 - Ocak 2003 sa÷ım döneminde 48 adet anaç (24 kuluçkahane, 24
do÷al kökenli) sa÷ılmıú olup, toplam 106570 adet yumurta elde edilmiútir. Do÷al ve
kuluçkahane kökenli anaçların nispi yumurta verimi, yumurta çapı (mm), yumurta
a÷ırlı÷ı ve yumurta kayıpları de÷erleri arasındaki farklılıklar istatistiksel olarak
önemsiz, di÷erleri ise önemli bulunmuútur (Tablo 12).
Tablo 12. Kasım 2002 - Ocak 2003 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları.
Boy (cm)
Kuluçkahane
(n=24)
40.7±4.34
Do÷al
(n=24)
48.6±10.87
Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g)
850.0±321.1
1435.1±924.2
P<0.05
Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g)
714.7±286.1
1186.9±747.2
P<0.05
Toplam yumurta verimi (adet/anaç)
1636±904
2804±2347
P<0.05
Nispi yumurta verimi (adet/kg)
2345±823
2318±941
P>0.05
Toplam yumurta a÷ırlı÷ı (g)
131.8±64.4
237.1±188.6
P<0.05
Yumurta çapı (mm)
5.08±0.24
5.23±0.29
P>0.05
Yumurta a÷ırlı÷ı (mg/adet)
81.06±7.72
87.67±15.58
P>0.05
Yumurta kaybı (ilk 36h) (%)
2.64±2.81
3.03±4.27
P>0.05
21.52±28.28
P>0.05
Yumurta kaybı (döllenme-çıkıú) (%) 30.24±32.14
ANOVA
P<0.01
Do÷al ve kuluçkahane kökenli balıkların boyları ile mutlak yumurta verimleri
arasında önemli iliúkiler tespit edilmiútir (ùekil 18 ve 19).
10000
2
y = 173.55x - 5631.8 ; R = 0.65; P<0.001
Yumurta verimi (adet/anaç)
9000
8000
7000
6000
5000
4000
3000
2000
1000
0
30
40
50
60
70
80
Boy (cm)
ùekil 18. 2002-2003 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi.
52
2
Yumurta verimi (adet/anaç)
6000
y = 120.81x - 3283.3 ; R = 0.34; P<0.05
5000
4000
3000
2000
1000
0
30
35
40
45
50
55
Boy (cm)
ùekil 19. 2002-2003 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi
iliúkisi.
2003-2004 Üreme Dönemi
Kasım 2003 - Ocak 2004 sa÷ım döneminde 104 adet anaç (84 kuluçkahane, 20
do÷al kökenli) sa÷ılmıú olup, bu sa÷ım dönemine ait üreme özellikleri irdelenmiútir.
Do÷al ve kuluçkahane kökenli anaçların toplam yumurta verimi, yumurta çapı (mm)
ve yumurta kaybı (döllenme-çıkıú; %) de÷erleri arasındaki farklılıklar istatistiksel
olarak önemsiz, di÷erleri önemli bulunmuútur (Tablo 13).
Tablo 13. Kasım 2003 - Ocak 2004 sa÷ım dönemine ait üreme bulguları.
Boy (cm)
Kuluçkahane
(n=84)
48.67±7.55
Do÷al
(n=20)
52.70±10.10
Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g)
1536.0±782.1
1901.0±1070.7
P>0.05
Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g)
1261.3±654.3
1595.6±954.0
P>0.05
Toplam yumurta verimi (adet/anaç)
3402±1566
3545±1611
P>0.05
Nispi yumurta verimi (adet/kg)
2802±696
2458±987
P>0.05
299.6±149.6
329.0±148.3
P>0.05
5.17±0.27
5.28±0.32
P>0.05
87.81±13.78
92.53±15.06
P>0.05
Yumurta kaybı (ilk 36h) (%)
1.8±5.1
1.6±2.9
P>0.05
Yum. kaybı (döllenme-çıkıú) (%)
4.6±11.9
9.2±10.5
P>0.05
Toplam yumurta a÷ırlı÷ı (g)
Yumurta çapı (mm)
Yumurta a÷ırlı÷ı (mg/adet)
ANOVA
P<0.05
53
2003-2004 dönemi do÷al ve kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta
verimi iliúkileri ise önemli bulunmuú ve ùekil 20 ve 21‘de verilmiútir.
7000
2
y = 113.76x - 2449.1 ; R = 0.5087; P<0.05
Yumurta verimi (adet/anaç)
6000
5000
4000
3000
2000
1000
0
30
40
50
60
70
80
90
Boy (cm)
ùekil 20. 2003-2004 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi
iliúkisi.
2
y = 181.15x - 5416.2; R = 0.763; P<0.001
Yumurta verimi (adet/anaç)
12000
10000
8000
6000
4000
2000
0
30
40
50
60
70
80
90
Boy (cm)
ùekil 21. 2003-2004 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi
iliúkisi.
54
ølk sa÷ım 15 Kasım 2001 tarihinde, iki deniz ekotipi diúisinde
gerçekleútirilmiútir. Anaç bireylerin en yo÷un yakalandı÷ı Fırtına Deresi su
kayna÷ında bakım beslemesi yapılan bireylerin sa÷ım öncesi a÷ırlıkları 1920 ve 2000
g olarak ölçülmüútür. Bu bireylerin nispi yumurta verimleri sırasıyla 1628 ve 1154
adet/kg anaç olarak belirlenmiútir. Dere ekotipi bireylerden ilk sa÷ım 19 Kasım
itibarıyla gerçekleútirilmiútir. Son sa÷ım ise uygun su sıcaklı÷ı periyodunda deniz
suyunda, su sıcaklı÷ının artmasına müteakip Maçka-Coúandere mevkiine taúınan
bireylerden elde edilmiútir. Aylar itibarıyla, kasım ayında 8 deniz ekotipi, 1 dere
ekotipi, aralık ayında 5 deniz ekotipi 2 dere ekotipi ve ocak ayında 2 deniz ekotipi ve
8 dere ekotipi sa÷ımı gerçekleútirilmiútir. Buna göre deniz ekotipin de yumurtaların
daha erken olgunlaútı÷ı söylenebilir.
Yumurta çapları, balık büyüklü÷üne göre bariz bir farklılık göstermemiútir.
Küçüklerde deniz ve dere ekotiplerinde 5.0 (n=3) ve 4.9 mm (n=2), orta boy
balıklarda 5.3 (n=3) ve 5.9 mm (n=1) ve büyük boy anaç bireylerde dere ekotipi
bireyi bulunmayıp deniz ekotipi anaçların yumurta ortalaması 5.7±0.33 mm (n=6)
olarak hesaplanmıútır.
Yumurtaların açılımı bakımından küçük ve orta boy gurubu anaçların
yumurtalarında bariz bir farklılık görülmezken (488.8 GD), büyük boy gurubu
anaçların yumurtaları 10 GD erken açılım göstermiútir (477.2).
Her üç guruba ba÷lı sa÷ılan anaçların kondisyon faktörleri literatürde verilen
anaç balık kondisyon faktörlerinden daha düúük bulunmuútur.
Gjedrem ve Gunnes (1978), çalıúmalarında dört tür salmonidin büyüme
oranlarını karúılaútırmıúlardır. Deniz alabalı÷ının (Salmo trutta) yumurta çaplarının
5.2 mm oldu÷unu belirlemiúlerdir. Döllenen yumurtaların ortalama 220 GD’de
gözlendiklerini ve 490 GD’de açıldıklarını belirtmiúlerdir. Yavruların serbest
yüzmeye geçiúleri açılıútan itibaren 270 GD’de gerçekleúmiútir.
Grande ve Andersen (1990), derinden ve yüzeyden alınan suların yavru
Salmonidlerin geliúimlerine olan etkilerini incelemiúlerdir. 20 m derinden alınan
suda yetiútirilen kahverengi alabalık yumurtaları 49 günde (273 GD) gözlenmiú, 126
günde (406 GD) açılmıú ve açılmayı takiben larvalar 194. günde (273 GD) serbest
yüzmeye baúlamıúlardır. 1 m derinden alınan suya maruz bırakılan yumurtaların
gözlenmeleri 126 gün (195 GD), açılmaları 176 gün (250 GD) sürmüú ve açılmayı
takiben larvaların 204. günde (387 GD) serbest yüzmeye geçtikleri bildirilmiútir.
Landergen (1999), øsveç’te yaptı÷ı çalıúmasında 15 Ekim’den 12 Ocak’a kadar
olgun deniz alabalı÷ının tuzaklar yardımıyla yakalandı÷ını bildirmiútir. Ortalama
boylarının 59.0±7.45 cm, toplam yumurta verimlerinin 3222±131 adet/anaç
oldu÷unu bildirmiútir. Çalıúmasında yumurta çapını 5.33±0.17 mm olarak
belirlemiúlerdir. Nispi yumurta verimini anaç balı÷ın uzunlu÷una göre 56.3±13.1
yumurta/cm olarak hesaplamıútır. Sa÷ım öncesi ölçümlere göre yapılan
hesaplamalarda, anaç balıkların kondisyon faktörlerinin 1.16±0.15 oldu÷u
bildirilmiútir.
Jonsson ve Jonsson (1999), Norveç’te yaptıkları çalıúmalarında, kahverengi
alabalıkların yumurta kütlelerini ve yumurta sayılarını çalıúmıúlardır. Hostadelva ve
Vesbekken bölgelerinde, ilk kez yumurta veren balıkların yumurta a÷ırlıkları ile
vücut a÷ırlıkları arasında önemli bir iliúkiye rastlanmazken, Strokkbekken bölgesinde
yumurta a÷ırlı÷ının vücut a÷ırlı÷ı artıúıyla düúük, fakat pozitif bir iliúkinin oldu÷unu
hesaplanmıútır.Yumurta a÷ırlıkları açısından yapılan de÷erlendirmede, populasyonlar
arasında farklılıkların oldu÷u belirlenmiútir. Bütün populasyonların topluca
de÷erlendirilmesinde, yumurta a÷ırlı÷ı ile vücut a÷ırlı÷ı arasında zayıf, fakat artan
55
bir iliúkinin varlı÷ı tespit edilmiútir. Kuluçkahanede yetiútirilen 300 g ve 500 g
a÷ırlı÷ındaki balıkların yumurta a÷ırlıkları, sırasıyla 0.0674 ve 0.0701 g olarak
belirlenmiútir. øki stok için, ikinci kez yumurtlayan balıklarda yumurta a÷ırlı÷ı ile
vücut a÷ırlı÷ı arasında önemli bir iliúki bulunamazken Vesbekken populasyonunda
zayıf bir iliúki oldu÷u (r2=0.094, d.f.=44, P=0.04) sonucuna varılmıútır. Her üç
kuluçkahane çıkıúlı bireyler için veriler birleútirildi÷inde, iki de÷er açısında bir
iliúkinin olmadı÷ı belirlenmiútir. Her üç populasyon için ilk kez ve ikinci kez sa÷ılan
diúilerde, kuluçkahanede yetiútirilen balıkların yumurta verimlerinin vücut a÷ırlıkları
ile arttı÷ı belirlenmiútir.
Elliot (1995), øngiltere’de, do÷al deniz alabalıkları üzerinde yaptı÷ı
çalıúmasında, yumurta verimi ve anaç balık büyüklü÷ü arasında bariz bir artıú
oranının gittikçe azaldı÷ı bir lineer iliúkinin oldu÷u sonucuna varmıútır. Her iki
de÷iúkenin logaritmik dönüúümünden sonra lineer regresyonla açıklanabilecek bir
iliúki tespit etmiúlerdir. Yumurta verimini 1764 adet/kg olarak belirlediklerini
bildirmiúlerdir.
Tatar (1983), Munzur Çayı kahverengi alabalıklarında yaptı÷ı çalıúmasında
do÷al balıkların yumurta verimleri ve kültür potansiyellerini de÷erlendirmiútir.
Çalıúmasında sa÷ım öncesi a÷ırlıklarının 970-1555 g arasında de÷iúti÷ini bildirmiútir.
Yumurta çaplarının balık büyüklü÷ü ile artıú gösterdi÷ini, 4.83-5.20 mm arasında
de÷iúti÷ini tespit etmiútir. Toplam yumurta hacminin ise 864-2565 adet/anaç arasında
de÷iúim gösterdi÷ini belirtmiútir. Kuluçkalanan yumurtaların gözlenmeye 23. gün
(255 GD) itibarıyla baúladı÷ı, bu aúamaya kadar kaybın %21 olarak gerçekleúti÷i
bildirilmiútir. Açılım 39. günde (427 GD) baúlamıútır. Bu evrede yavru kaybının %29
olarak gerçekleúti÷ini bildirmiúlerdir. Larvalar, serbest yüzmeye 82. günde (885 günderece) baúlamıútır. Bu evredeki kaybın %19 olarak bulundu÷u belirtilmiútir.
Heggenes ve Traaen (1988), kapalı bir ortamda tutulan dört farklı Salmonid
türünde [Atlantik salmonu (Salmo salar), kahverengi alabalık (Salmo trutta), kaynak
alabalı÷ı (Salvelinus fontinalis) ve göl alabalı÷ı (Salvelinus namaychus)], yavru
balıkların gün aydınlı÷ına cevabını irdelemiúlerdir. Çalıúmalarında henüz serbest
yüzmeye baúlayan yavruların 26.08±1.12 mm total boyda ve 0.129±0.02 g a÷ırlıkta
(n=40), iki haftalık bireylerin ise 32.1±2.83 mm toplam boyda ve 0.323±0.074 g
a÷ırlıkta (n=26) olduklarını tespit etmiúlerdir. Çalıúma sonunda kahverengi alabalık
ve Atlantik salmonlarının su sıcaklı÷ı istemi ve direk gün ıúı÷ına karúı tepkilerinin
farklı oldu÷unu ortaya koymuúlardır.
Landergen (1998), anadrom gökkuúa÷ı alabalı÷ının (Oncorhynchus mykiss)
yumurtlamasını, deniz alabalı÷ı (Salmo trutta) populasyonuna olan muhtemel
etkilerini irdelemiútir. Çalıúmada do÷adan elde edilen anaç balıkların kondisyonları
deniz alabalıkları için 1.16±0.15 ve tam boyları 590±74.5 mm olarak tespit
edilmiútir. Toplam yumurta verimleri 3222±130.7 adet, nispi yumurta verimleri
56.3±13.1 adet/cm olarak belirlenmiútir. 5.33±0.17 mm olan yumurtalardan çıkan
alevin boyu da 16.93±0.48 mm olarak elde edilmiútir.
4.3. Deniz Suyunda Büyütme
Deniz suyunda büyütme çalıúması farklı dönemlerde iki kez yapılmıútır.
56
4.3.1. Çalıúma I
Çalıúmada ölçümler, aylık olarak yapılmıú ve periyot olarak adlandırılmıútır.
Deniz suyu ve tatlısu grupları iki tekerrürden oluúturulmuútur.
2 Kasım, 3 Aralık, 2 Ocak, 1 ùubat ve 4 Mart tarihlerinde, gurupların
kondisyon faktörleri ve büyüklük da÷ılımının gözlenmesi için, her iki guruptan
rasgele örneklenen yaklaúık 25’er balı÷ın tam boyu (±1 mm) ve a÷ırlı÷ı (±0.1 g)
ölçülmüútür.
Gurupların ortalama bireysel a÷ırlıkları, periyot sonundaki toplam biyokütle
tartımının guruptaki birey sayısına bölünmesiyle belirlenmiútir. ølk iki periyot
sonunda deniz suyu gurubu büyüme performansı bakımından daha iyi görülse de,
tatlısu gurubunun son iki periyotta aradaki farkı kapattı÷ı görülmüútür (ùekil 22).
4 Mart’ta yapılan ölçümlerde, tatlısu gurubu ortalama 28.8 g iken, deniz suyu
gurubu ortalaması 25.7 g olarak ölçülmüútür. Bu tarihten sonra tatlısu gurubunun
büyüme performansının deniz suyu gurubuna nazaran daha iyi seyretti÷i
gözlenmiútir.
Ancak son periyotlarda deniz suyu gurubunun standart sapmasının yüksek
oluúu, belirli boyun altındaki bireylerin adaptasyon güçlü÷ü çektiklerini, geliúimin
di÷erlerine nazaran daha zayıf oldu÷unu göstermektedir (ùekil 23).
Çalıúma baúlangıcında yem de÷erlendirme oranı deniz suyu gurubu lehine
görülse de, tatlısu guruplarında ilerleyen tartımlar da iyileúme görülmüútür.
Otomatik yemli÷in kullanılmaya baúlamasıyla yem kaybı biraz daha
azaltılmıútır. Çalıúmanın ilerleyen aúamalarında, balı÷ın suni úartlara alıúması, balık
materyalinin davranıúlarına bakıcının kendini ayarlaması (yemleme için tanka yavaú
yaklaúma, yemlemenin yavaú ve uzun bir periyotta yapılması, zorunlu olmadıkça
tanka birinin yaklaúmasının engellenmesi vs.) gibi sebeplerle yem de÷erlendirme
de÷eri beklenen de÷erlere ulaúmıútır (Tablo 14). Son periyotta, tatlı su guruplarının
daha iyi yem de÷erlendirdikleri belirlenmiútir. Çalıúma periyotları boyunca elde
edilen a÷ırlık baúına yem tüketim de÷erleri Tablo 15’de verilmiútir.
Tablo 14. Yem de÷erlendirme oranının guruplara ve periyotlara göre de÷iúimi.
Tatlısu 1
Tatlısu 2
Deniz suyu 1 Deniz suyu 2
03 Ara. 01
*
*
1.3
4.4
02 Oca. 02
2.4
3.5
1.4
1.5
01 ùub. 02
1.0
0.9
2.0
1.8
04 Mar. 02
0.6
1.0
1.9
2.5
04 Nis. 02
0.9
0.6
1.3
1.3
* : Belirlenememiútir.
Tablo 15. Deneme periyotları boyunca guruplara göre yem tüketim de÷erleri
(g/kg canlı a÷ırlık).
Tatlısu 1
Tatlısu 2
Deniz suyu 1 Deniz suyu 2
02 Oca. 02
2.83
2.02
0.96
0.94
01 ùub. 02
1.82
2.44
1.58
1.86
04 Mar. 02
1.47
1.34
1.32
1.25
04 Nis. 02
0.80
1.05
1.07
1.04
50
Tatlısu 1
Tatlısu 2
Deniz Suyu 1
Deniz Suyu 2
40
30
20
Ni
s.0
2
M
ar
.02
ùu
b.0
2
Oc
a.0
2
Ar
a.0
1
10
Ka
s.0
1
Ortama A÷ırlık (g)
57
TartımZamanı
02 Kas.01
03 Ara.01
02 Oca.02
01 ùub.02
04 Mar.02
04 Nis.02
Tatlısu 1
11.29
11.64
14.25
20.83
29.36
40.04
Tatlısu 2
11.26
12.12
14.68
21.32
28.19
43.808
Deniz Suyu 1
11.23
13.70
18.71
22.31
26.17
36.195
Deniz Suyu 2
11.24
13.34
18.46
22.35
25.23
34.711
ùekil 22. Deneme boyunca farklı iki su ortamında yapılan 4 gurup deniz
alabalı÷ının a÷ırlık artıúı (Toplam kütlenin birey sayısına bölümüyle bulunan
ortalama a÷ırlık de÷erleri kullanılmıútır).
Kasım 2001 tarihinden itibaren yapılan ölçümlerde her dört guruptan yaklaúık
25’er adet balı÷ın boy ve a÷ırlıkları ve gurupların toplam a÷ırlıkları alınmıútır. Nisan
2002 tarihinde yapılan tartım sonuçlarından alınan verilere göre, büyüklük
bakımından guruplar arasında önemli istatistiksel bir farklılık gözlenmemiútir. Nisan
2002 tarihi tartımın da yapılan bireysel ölçümlerde, 2 numaralı deniz gurubu
balıkların kondisyonları 0.8 olarak gerçekleúmiútir. En düúük ve en yüksek
rakamlarla standart sapmalar guruplar arasında birbirine oldukça yakın
gerçekleúmiútir.
Nisan ayı tartımlarında guruplardan örnekleme yapılarak boy ve a÷ırlıkları 1 g
hassasiyetle alınmıútır. Ortalama de÷erler Tablo 16’de verilmiútir. Deniz suyu
gurubunda elde edilen bireysel a÷ırlıkların ortalaması tatlısu gurubundan nispeten
düúük gerçekleúmiútir. Ancak, yapılan istatistiksel analizde guruplar arasında
istatistiki bir farklılı÷ın olmadı÷ı hesaplanmıútır.
58
Tatlısu-1 grubu balıkların aylara göre boy de÷erleri
19
Total boy (cm)
17
A
15
13
11
9
KASIM
ARALIK
ùUBAT
OCAK
MART
NøSAN
±Std. Dev.
±Std. Err.
Mean
Ay
Tatlısu-2 grubu bireylerin aylara göre boy de÷erler
19
17
B
T_BOY
15
13
11
9
KASIM
ARALIK
OCAK
ùUBAT
MART
NøSAN
±Std. Dev.
±Std. Err.
Mean
AY
Denizsuyu-1 grubu balıkların aylara göre boy de÷erleri
20
18
C
Total boy (cm)
16
14
12
10
NøSAN
±Std. Dev.
±Std. Err.
Mean
NøSAN
±Std. Dev.
±Std. Err.
Mean
8
KASIM
ARALIK
OCAK
ùUBAT
MART
Ay
Denizsuyu-2 grubu balıkların aylara göre boy de÷erleri
20
18
D
Total boy (cm)
16
14
12
10
8
KASIM
ARALIK
OCAK
ùUBAT
MART
Ay
ùekil 23. Tatlısu (A ve B) ve deniz suyunda (C ve D) yetiútirilen balıkların aylara
göre ortalama boyları (±SD).
59
Tablo 16. Nisan 2002’de yapılan ölçümde deniz suyu ve tatlısu guruplarından
elde edilen ortalama boy ve a÷ırlık de÷erleri.
Boy (cm)
N
Ortalama
Minimum
Maksimum
SD
Tatlısu 1
26
16.1
13.0
19.0
1.86
Tatlısu 2
26
16.1
12.5
20.6
2.24
Deniz 1
25
15.2
11.3
27.7
3.33
Deniz 2
25
16.4
12.2
21.1
2.24
A÷ırlık (g)
Tatlısu 1
99
40.05
10.6
84.7
17.33
Tatlısu 2
99
43.82
7.9
90.8
16.95
Deniz 1
82
36.20
7.0
89.0
17.57
Deniz 2
83
34.71
7.0
82.0
17.07
Hes aplanan K ondüs y on Der÷erleri
Her iki gurupta da kondisyon faktörü de÷eri periyotlar boyunca artıú
göstermiútir. Suni úartlardaki muameleye giderek alıúan balıklarda günlük yemleme
anında oluúan strese ba÷lı hareketlili÷in giderek azaldı÷ı gözlenmiútir. Tatlısu 2
gurubunun kondisyon de÷eri ocak ayından itibaren artıú göstermesine karúın nisan
ayında di÷er tatlısu gurubuyla aynı konuma gelmiútir. Deniz suyu gurubunun
kondisyon faktörü de÷eri, sürekli tatlısu gurubunun altında gerçekleúmiútir (ùekil
24).
Tatlıs u1
Tatlıs u2
Deniz Suyu 1
Deniz Suyu 2
1,05
1
0,95
0,9
0,85
0,8
Kas.01
Ara.01
Oca.02
ùub.02
Mar.02
Nis.02
Tartıma Ait Dönemler
02 Kas. 01
03 Ara. 01
02 Oca. 02
01 ùub. 02
04 Mar. 02
04 Nis. 02
Tatlısu 1 Tatlısu 2
0.88
0.90
0.90
0.89
0.92
0.91
0.90
0.99
0.95
0.99
1.00
0.98
Deniz 1
0.88
0.90
0.90
0.89
0.92
0.93
Deniz 2
0.87
0.89
0.93
0.89
0.89
0.91
ùekil 24. Guruplara ve aylara göre kondisyon faktörü de÷erinin de÷iúimi.
60
Gurupların deneme periyodundaki spesifik büyüme oranları (SBO) ùekil 25’de
görüldü÷ü gibi varyasyon göstermiútir. Tatlısu gurubu balıklarda SBO de÷erinin
nispeten her iki deniz suyu gurubundan yüksek seyretti÷i gözlenmiútir.
Tatlısu 1
1,60
Tatlısu 2
Deniz 1
Deniz 2
1,40
1,20
SBO
1,00
0,80
0,60
0,40
0,20
0,00
Kas.01
Ara.01
Oca.02
ùub.02
Mar.02
Ölçüm Periotları
02 Kas. 01
03 Ara. 01
02 Oca. 02
01 ùub. 02
04 Mar. 02
Tatlısu 1
0,10
0,67
1,26
1,14
1,03
Tatlısu 2
0,25
0,64
1,24
0,93
1,47
Deniz Suyu 1
0,66
1,04
0,59
0,53
1,08
Deniz Suyu2
0,57
1,08
0,64
0,40
1,06
ùekil 25. Guruplara göre spesifik büyüme oranı de÷erlerindeki de÷iúim.
4.3.2. Çalıúma II
Mart 2003’de baúlatılan büyüme performanslarının irdelenmesi denemesinde;
eúit yemleme koúullarında, Karadeniz tuzlulu÷u úartlarına yerleútirilen 2 gurup ile
tatlı su úartlarına yerleútirilmiú 2 gurup balı÷ın geliúimi gözlenmiútir. Aylık olarak
veri alımı yapılan gurupların bakımı A÷ustos 2003’de sona ermiútir. Baúlangıçta
140’ar balıkla baúlayan denemede deneme devam ettikçe ölen balıklar
uzaklaútırılmıútır. Guruplara göre boy, a÷ırlık ve kondisyon faktörü de÷erleri ùekil
26, 27 ve 28’de verilmiútir.
Deniz 2 gurubunda mayıs-haziran periyodunda meydana gelen hastalık
probleminden dolayı yo÷un ölümler gerçekleúti÷inden deniz suyunun etkisi deniz
suyu 1 gurubunun takibiyle ortaya konulmaya çalıúılmıútır. Kalan balıklarda a÷ustos
ayında yapılan ölçümler grafi÷e iúlendi÷inde, takip eden besleme periyotlarında
gurubun toparlandı÷ını görmek mümkündür.
Tatlısu gurubunda mayıs-haziran periyodunda her iki tatlısu gurubunun a÷ırlı÷ı
da sabit kalmıútır. Yemleme tekni÷inden kaynaklandı÷ı düúünülen problemlerden
dolayı a÷ırlık sabit kalırken boy artıúının devam ediyor olması kondisyon faktörü
de÷erini her iki gurupta da ortalama 0.6’ya kadar düúürmüútür. Takip eden
dönemlerde alınan önlemlerle a÷ırlık artıúı tekrar hızlanmıú, grafikte görüldü÷ü gibi
bir e÷ri çizmiútir.
61
20
t X1
t X2
d X1
Boy (cm)
18
d X2
16
14
12
1
2
3
4
5
6
Süre (ay)
ùekil 26. Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince boyca büyümesi
(tX1 ve tX2 tatlısu gurupları, dX1 ve dX2 deniz suyu gurupları).
100
80
tX1
A÷ırlık (g)
tX2
dX1
60
dX2
40
20
0
1
2
3
4
5
6
Süre (ay)
ùekil 27. Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince a÷ırlıkça büyümesi
(tX1 ve tX2 tatlısu gurupları, dX1 ve dX2 deniz suyu gurupları).
62
1,3
tX1
tX2
dX1
dX2
Kondisyon faktörü
1,1
0,9
0,7
0,5
1
2
3
4
5
6
Süre (ay)
ùekil 28. Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince kondisyon
de÷iúimi (tX1 ve tX2 tatlısu gurupları, dX1 ve dX2 deniz suyu gurupları).
Araútırmanın deniz suyu - tatlısu büyütme aúamasında kasım ayından itibaren
aylık olarak toplam biyokütle tartımından ortalama a÷ırlık artıúı, bireysel ölçümlerle
de boy - a÷ırlık de÷iúiminin guruplara göre farklılaúması gözlenmiútir.
Çalıúmaya; her 4 gurupta da 11.2 g ortalama a÷ırlıkla baúlanmıútır. Araútırma
sonunda tatlısu guruplarında 16.1±1.86 (13.0-19.0) cm ve 16.1±2.24 (12.5-20.6) cm
bulunurken, deniz suyu gurubunda 15.2±3.33 (11.3-27.7) cm ve 16.4±2.24 12.221.1) cm boya ulaúılmıútır. Tatlı su ve deniz suyu guruplarının a÷ırlıkları ise
sırasıyla 40.1±17.33 g, 43.8±17 g ve 36.2±17.6 g ve 34.71±17.1 g de÷erlerine
ulaúılmıútır.
Her iki farklı su ortamında hesaplanan spesifik büyüme de÷erleri tatlısu gurubu
lehine yüksek bulunmuútur (tatlısu gurubunda 1.03-1.47, deniz suyu gurubunda 1.061.08) (P<0.05).
Deneme boyunca, tatlısu gurubunda yem de÷erlendirme de÷erleri 0.6-3.5
arasında de÷iúirken, deniz suyu gurubunda de÷erler 1.3-4.4 arasında de÷iúmiútir.
Birim a÷ırlık baúına yem tüketim de÷erine bakıldı÷ında tatlı su gurubunda çalıúma
sonunda 0.8-1.1 g yem/kg canlı a÷ırlık de÷erleri elde edilirken, deniz suyu
guruplarında yem tüketimi 1.1 g yem/kg olarak bulunmuútur. Araútırmada son
periyot ölçümlerinden elde edilen kondisyon faktörleri tatlısu gurubunda nisbeten
daha iyi bulunmuútur (Tatlısu gurubu kondisyon faktörü de÷erleri 0.98-1.00,
denizsuyu gurubu kondisyon faktörü de÷erleri 0.91-0.93).
Galbreath ve Thorgaard (1997), yaptıkları çalıúmalarda triploid Atlantik salmon
ile kahverengi alabalık hibritlerinin deniz suyu performanslarını irdelemiúlerdir.
Diploid ve triploid Atlantik salmonlarıyla kahverengi alabalı÷ın çaprazlamasından
elde edilen bireyler ayrı stoklanmıúlar ve 376 gün süren bir besleme sürecine tabi
tutulmuúlardır. Diploid Atlantik salmonu çaprazlamalarının kondisyon faktörü 1.08
bulunurken triploid çaprazlamada 1.07 de÷erine ulaúılmıútır. Çalıúma boyunca elde
edilen spesifik büyüme oranı diploid gurupta 0.42±0.013 ve triploid gurupta
0.41±0.016 olarak hesaplanmıútır. Çalıúma sonundaki kondisyon faktörü de÷erlerinin
63
ise sırasıyla 0.88±0.010 ve 0.90±0.009 olarak hesaplandı÷ı bildirilmiútir. Çalıúma
sonunda diploid gurup 760±32.5 g a÷ırlı÷a ve 43.8 cm boya ulaúırken triploid
1010±81.6 g a÷ırlı÷a ve 46.7±1.36 cm boya ulaúmıúlardır. Hasat a÷ırlıkları arasında
yapılan istatistiksel incelemede, farklılı÷ın triploid gurup lehine önemli oldu÷u tespit
edilmiútir. Diploid gurubun yaúama oranı triploid guruba nazaran düúük
gerçekleúmiútir (Sırasıyla %43 ve %48).
Pirhonen ve ark. (1997), düúük su sıcaklı÷ı úartlarında beslenmede,
kuluçkahane kökenli 1+ ve 2+ yaúlı balıklar arasındaki farklılıkları ele almıúlardır.
Her iki yaú gurubu alabalıklar da gündüz ve gece boyunca yemlenmiúlerdir, fakat
yemlenmeyen balıkların oranları 1+ yaúlı balıklar arasında daha fazla
gözlemlenmiútir. Yemlenen balıkların ço÷u gün aydınlı÷ı saatlerinde yem aldıkları
kaydedilmiútir. Gündüz yemlenmenin genellikle 2+ yaúlı balıklarda yaygın oldu÷u,
fakat çalıúmanın baúlangıcında, gündüz saatlerinde de 1+ yaúlı alabalıklar arasında
baskın oldu÷u gözlemlenmiútir. Her iki yaú gurubu balıklarda, foto faz sırasında
günlük rasyonlarının %60’ından fazlasını tükettiklerinde, gün ıúı÷ında yem alımı
gece yem alımından daha fazla oldu÷u sonucuna varmıúlardır.
Pirhonen ve Formsan (1998), yaptıkları çalıúmalarında, kahverengi
alabalıklarda (Salmo trutta) yem sınırlamanın büyüklük farklılaúmasına, yem
tüketimine, vücut kompozisyonuna, büyümeye ve smoltlaúmaya etkilerini
irdelemiúlerdir. Spesifik büyüme oranı haftada iki kez (TW) yemlenen balıklarda
0.10 -1.08 arasında de÷iúim gösterirken, günde bir kez (OD) yemlenen balıklarda
haftada iki kez yemlenenlerden nispeten yüksek olacak úekilde 0.10-1.25 arasında bir
de÷iúim göstermiútir. Kontrol gurubunda (C) ise 0.07-1.27 arasında de÷iúim gösterip,
tüm guruplardan yüksek bulunmuútur. Kondisyon faktörü açısından yapılan
de÷erlendirmede, çalıúma içerisinde farklılaúmalar olmakla birlikte, çalıúma sonunda
her üç gurupta da benzer kondisyon faktörü de÷erlerine ulaúılmıútır. TW, OD ve C
balıkların canlı a÷ırlık ortalamaları sırasıyla 19.25±0.47 g. 18.82±0.14 ve 19.30±0.12
g iken çalıúma sonunda sırasıyla 63.08±8.12 g, 75.19 g ve 104.71±0.44 g de÷erleri
tespit edilmiútir. Ulaúılan son kondisyon faktörü de÷erleri ise 1.22±0.002, 1.23 ve
1.21±0.002 olarak tespit edilmiútir. TW, OD ve C balıkların 52 günlük çalıúma
baúında vücut su içeri÷i sırasıyla %75.9±0.9, %76.3±1.5 ve %74.3±0.1 olarak
bulunurken çalıúma sonunda bu de÷erler TW yemlenenlerde 72.3±0.0 ve C için
72.2±0.2 olarak tespit edilmiútir. Ya÷ de÷erleri TW gurubu için çalıúma sırasında
düúüú gösterirken, C ve OD guruplarında bir artıú gözlemlenmiútir. Elde edilen
de÷erler aynı sırayla çalıúma baúında 6.2±0.8, 5.3±0.8 ve 7.3±0.1, çalıúma sonunda
8.5±0.4 ve 7.9±0.0 olarak tespit edilmiútir. Aradaki farklılı÷ın önemli olmadı÷ı
yapılan analizler sonunda tespit edilmiútir. Yem de÷erlendirme de÷erleri TW, OD ve
C gurupları için 1.30±0.2, 1.14±0.1 ve 1.0±0.3 olarak tespit edilmiútir. Deniz suyu
denemesi için yerleútirilen balıklar üç gurupta ele alınmıúlardır. Tatlı suya kontrol
gurubu ve haftada iki kez yemlenen gurup, deniz suyuna da kontrol ve haftada iki
kez yemlenen gurup yerleútirilmiútir. Balıkların çalıúma baúında kas su içerikleri
oranları sırasıyla 77.83±0.15, 77.9±0.09, 73.56±0.57 ve 73.87±0.58 olarak
belirlenmiútir. Gurupların kontrol guruplarıyla istatistiki bir farklılıkları
bulunmamıútır. Çalıúma sonunda aynı de÷erler sırasıyla 77.8±0.11, 77.97±0.11,
75.49±0.35 ve 75.44±0.42 olarak gözlemlenmiútir. Araútırıcılar çalıúma sonunda da
kas su içeriklerinin kontrol guruplarıyla farklılıklarının olmadı÷ını bildirmiúlerdir.
Jobling ve ark (1998), Baltık salmonu (Salmo salar) ve kahverengi alabalı÷ın
beslenme zamanlaması, yem alımı ve büyümesini sabit düúük sıcaklıkta tekli
yetiútiricilik ve birlikte yetiútiricilik úartlarında irdelemiúlerdir. Çalıúma baúında,
64
kahverengi alabalık bireylerinin geceleri tekli yetiútiricilikte 0.55±0.15 g/kg, birlikte
yetiútiricilikte 0.63±0.17 g/kg yem alabildikleri, gündüz ise sırasıyla 0.73±0.14 g/kg
ve 1.00±0.53 g/kg yem tükettikleri görülmüútür. Çalıúma sonunda tekli yetiútiricilik
gurubundaki balıklar gece 0.43±0.09 g/kg ve gündüz 1.73±0.12 g/kg yem tüketirken
birlikte yetiútiricilik gurubu balıklar gece 0.40±0.37 g/kg ve gündüz 2.04±0.55 g/kg
yem alabilmiúlerdir. Baltık salmonunun günlük yem tüketimi tekli yetiútiricilikte
%66-87 arasında de÷iúirken kahverengi alabalıklarda %69-85 arasında de÷iúmiútir.
Birlikte yetiútiricilik guruplarında de÷iúim Baltık salmonunda %57-88 arasında,
kahverengi alabalıkta %55-85 arası bir de÷iúim gözlenmiútir.
Gjedrem ve Gunnes (1978), çalıúmalarında dört tür salmonidin büyüme
oranlarını karúılaútırmıúlardır. Tatlısu koúullarında, di÷er iki türün yanında Atlantik
salmonunun ve deniz alabalı÷ının büyümesi yavaú úekillendi÷i görülmüútür. Deniz
suyu ortamında deniz alabalı÷ının büyümesi oldukça yavaú bulunmuútur. 27 aylık bir
deneme sonunda balıkların ortalama büyüklüklerinin 2 kg’ma ulaúabildi÷i
bildirilmiútir. Bununla birlikte deniz alabalı÷ının fileto kalitesinin di÷er türlere
nazaran oldukça iyi oldu÷u da belirtilmiútir. Deniz alabalı÷ı 30 g dan hasat a÷ırlı÷ına
(2.0 kg a÷ırlı÷a) tatlı suda 16 ayda ulaúırken, deniz kafeslerinde 27 ayda ulaúmıútır.
Bu çalıúmada kondisyon faktörü kasım, aralık ve ocak aylarında deniz ve tatlısu
gurubu için benzer seyretmekteyken, ocak ayından sonra tatlısu gurubunda bariz bir
iyileúme olmuútur (tatlısu-1 1.00±0.050, tatlısu-2 0.98±0.050, deniz suyu-1
0.93±0.147 ve deniz suyu-2 0.91±0.070). Tatlısu gurubunun kondisyon faktörü,
çalıúma sonunda deniz suyu gurubundan nispeten daha iyi bulunmuútur. Ancak,
yapılan istatistiki analizde guruplar arasındaki farklılı÷ın önemsiz oldu÷u
gözlenmiútir. Çalıúmada ulaúılan maksimum de÷erler bakımından Galbreath ve
Thorgaard (1997)’ın bulgularıyla paralellik gösterirken, ortalama de÷erler açısından
araútırıcıların de÷erlerinden nispeten yüksek bulunmuútur.
Bu çalıúmada elde edilen yem de÷erlendirme de÷eri tatlısu gurupları için 0.93.5 arasında de÷iúirken deniz suyu gurubunda 1.3-4.4 arasında de÷iúim göstermiútir.
Yüksek de÷erler deniz suyuna ilk transferden sonra gerçekleúirken, yem
de÷erlendirme de÷erleri çalıúmanın ilerleyen periyotlarında sabit bir çizgi izlemeye
baúlamıútır. Bu de÷erler, Pirhonen ve Formsan (1998)’ın çalıúmalarında buldukları
de÷erlerle benzerlik göstermektedir. Çalıúmamızda elde edilen yem tüketimi Tablo
6’da verilmiútir.
Deniz suyundan beklenen, hızlı a÷ırlık artıúının olmaması, balıkların deniz
suyuna küçük a÷ırlıkta konulmuú olmalarından kaynaklanmıú olabilir. ølk aylardaki
a÷ırlık artıú de÷erinin deniz suyunda nispeten fazla oluúu, deniz suyuna adaptasyon
probleminin tahmin edildi÷i kadar olmadı÷ını ça÷rıútırmaktadır.
Farklılı÷ın asıl kayna÷ının, tatlısu sıcaklı÷ının 11.5°C’de sabit olmasına karúın,
deniz suyunda 8-9.5°C arasında de÷iúim gösteren su sıcaklı÷ı oldu÷u söylenebilir.
Bahar aylarında deniz suyunun ısınmaya baúlamasıyla deniz suyu gurubunun
büyümesinin tatlı su gurubuyla olan farkı telafi edebilece÷i tahmin edilmektedir
(ùekil 14).
Tablo 7’de görülece÷i üzere, tatlısu gurubu balıklar ortama alıútıkça zaman
içerisinde yem de÷erlendirme de÷erinde bir düzelme görülürken, deniz suyu
gurubunda de÷erler nispeten sabit bir seyir izlemiútir. Bu de÷erler, Jobling ve ark.
(1998)’nın gündüz uygulama guruplarından yüksek bulunurken, gece yemleme
guruplarından daha iyi belirlenmiútir.
Çalıúmada, deneme baúında tatlı su gurubu spesifik büyüme oranı (SBO) deniz
gurubuna göre yüksek bulunmuú, ancak tatlı su gurubu ocak baúı itibarıyla deniz
65
suyu gurubundan daha iyi bir seviyeye ulaúmıú olup takiben sabit bir seyir izlemiútir.
Tatlısu gurubunda 0.1-1.47 de÷erleri hesaplanırken, deniz suyu gurubunda 0.40-1.08
arası de÷erler elde edilmiútir. Bu de÷erler, Galbreath ve Thorgaard (1997)’nin,
de÷erlerinden büyük bulunurken, Pirhonen ve Formsan (1998)’nin haftada iki kez ve
günde bir kez gurubuyla benzer de÷erler göstermektedir.
4.4. Smoltifikasyon
4.4.1. Smoltifikasyonun Morfolojik Kontrolü
4 Mart 2002 tarihli ölçümlerde, 2 Kasım tarihinden itibaren Karadeniz
tuzlulu÷una muamele edilen balıkların tamamının boyu ölçülmüútür. Bununla birlikte
parr beneklenmesi ve vücut renginin gümüúiye dönüúümü gözlemlenerek boy
guruplarına göre balık sayıları, smoltlaúan, yarı smoltlaúan ve smoltlaúmayanlar
olarak kaydedilmiúlerdir. Elde edilen de÷erler grafi÷e iúlenerek, balıkların %50’sinin
smoltlaútı÷ı boy aralı÷ının 11.25-11.50 cm oldu÷u belirlenmiútir (ùekil 29). Buna
göre, daha küçük boyda da smolt görünüme sahip balıklar bulunsa da, büyütme veya
balıklandırma amaçlı deniz suyuna deniz alabalı÷ı transfer etmek gerekiyorsa,
balıkların boy ortalamasının 11.5 cm den büyük olması, deniz suyundan
kaynaklanacak stresi en azda tutabilecek ve deniz suyuna toleransı artıracaktır.
1
BULUNUù (% )
TAHMøN
GERÇEK
0,5
0
9
10
11
12
13
14
15
BALIK BOYU (cm)
ùekil 29. 5 ay süreyle Karadeniz tuzlulu÷unda (‰18) yetiútirilen balıklardaki
parrların beneklerinin kayboluúuna göre tahmin edilen smoltlaúma boyu.
4.4.2. Smoltifikasyon Sürecinin øzlenmesi
Karadeniz tuzlulu÷unun etkilerinin belirlenmesi için, daha önce deniz suyu ile
hiç tanıútırılmamıú 1+ yaúlı iki gurup balık deniz suyu ve tatlısu tanklarına
(115x115x50 cm) yerleútirilmiúlerdir. 3 Aralık 2001 tarihinden itibaren, her iki
guruptan 0, 3, 7, 17, 24, 31, 38, 45. ve 52. günlerde, 5’er balık örneklenmiútir. Bu
çalıúmayı takiben, kontrol çalıúması olarak, ‰18 ve ‰30 tuzluluklarda stoklanan
balıklarda yaúama oranı ve kan plazması iyon de÷iúimi gözlenmiútir. 7 Mart 2002
66
T.S. Boy (c m)
s td.s ap
D.S. Boy (c m)
s td.s ap
20
(cm )
Ölçülen De÷erler
tarihinde baúlayan bu çalıúmada ise her iki guruptan 0, 4, 7, 14, 21. ve 28. günlerde
örnekleme yapılmıútır.
Bu iki deneme döneminde yaúama oranları da takip edilmiútir. ølk denemede,
tatlısu gurubu ve ‰18 tuzlu suda 52 gün boyunca ölüm gözlenmedi. II. denemede,
‰18 tuzlulukta ölüm görülmezken, ‰30 tuzlusu gurubunda tuzlu suya alındıktan
sonraki 6. günde 12,6 cm ve 12,7 cm boyunda iki adet balık, 7. günde ise 12,9 cm
boyda bir balık ölmüútür. Ölen balıklarda herhangi bir yaralanma görülmezken,
renklerinde normalden fazla koyulaúmanın oldu÷u gözlemlenmiútir.
Deneme balıklarının bireysel boy ve a÷ırlı÷ı kaydedildikten sonra, bisturi ile
kuyruk sapı kesilerek, hematokrit tüplere mümkün oldu÷unca fazla kan alınmaya
çalıúılmıútır. Periyotlar boyunca elde edilen boy de÷iúimleri, hematokrit de÷erleri,
balık eti kuru madde de÷erleri, balık eti ya÷ de÷erleri ùekil 30, 31, 32 ve 33’de
verilmiútir.
15
10
5
0
0
3
7
17
24
31
38
45
52
Zam an (Gü n )
ùekil 30. Deneme süresince örneklenen balıkların boy da÷ılımları.
Ölçülen de÷erler (%)
T.S. %Hematok
D.S. %Hematok
std.sap
std.sap
65
55
45
35
25
15
5
-5
0
3
7
17
24
31
38
45
52
Zaman (Gün)
ùekil 31. Denemede elde edilen ortalama hematokrit de÷erleri de÷iúimi.
67
T.S. %KuruMad
D.S. %KuruMad
std.sap
std.sap
Ölçülen De÷erler (%)
25
20
15
10
5
0
0
3
7
17
24
31
38
45
52
Zaman (Gün)
ùekil 32. Deneme süresince örneklenen balık etlerinin kuru madde yüzdeleri
de÷iúimi.
T.S. %Ya÷
D.S. %Ya÷
Ölçülen De÷er (%)
16
15
14
13
12
11
10
0
3
7
17
24
31
38
45
52
Zam an (Gün)
ùekil 33. Deneme süresince örneklenen balık etlerinin ya÷ içerikleri (kuru
madde üzerinden % ya÷ içeri÷i olarak hesaplanmıútır) de÷iúimi.
øki guruptan örneklenen balıkların boy da÷ılımı, alınan et örneklerindeki kuru
madde ve ya÷ oranı de÷erleri açısından gurupların herhangi birinin lehine önemli bir
farklılık gözlenmemiútir.
Balıklarda hastalık ve di÷er stres faktörlerine ba÷lı olarak kanın katı madde
oranında bir de÷iúimin olması muhtemeldir. Çalıúmada alınan kan numunelerinin
hematokrit düzeyleri de÷erlendirilmiútir. Deniz suyu gurubu balıkların hematokrit
düzeyleri tatlısu gurubuna nazaran düúük bulunmuútur. Bu durum az yo÷un ortamdan
daha yo÷un deniz suyuna geçen balıkların su kaybını dengelemek için su içme
e÷ilimine ba÷lanmıútır.
øki farklı deneme yapılmıú, ilk denemede tatlı su ile Karadeniz tuzlulu÷unda
muhafaza edilen Karadeniz alabalı÷ı bireylerinden, deniz suyuna transfer olunan
balıkların sodyum düzeyleri ilk günden itibaren yüksek bulunmuútur. Ancak 38.
68
Ölçülen De÷er (m Mol)
günden itibaren iki guruptan elde edilen de÷erler birbirine yakınlaúmaya baúlamıútır.
17. günde alınan kan örneklerinde sodyum düzeyinin azalmaya baúlaması, balı÷ın
boúaltım yoluyla kana giren ilave iyonları baúarılı bir úekilde attı÷ını göstermektedir
(ùekil 34).
Potasyum düzeylerinde belirgin bir farklılaúma olmamakla birlikte, 38. gün
alınan kan örneklerine kadar deniz suyu gurubu balıkların potasyum de÷erlerinin
yüksek oldu÷unu söylemek mümkündür. Bu tarihten sonra deniz suyu gurubu
potasyum de÷eri, tatlı sudaki balıkların potasyum seviyelerinden giderek daha düúük
bir seviye izlemektedir (ùekil 35).
T.S. Sodyum (mMol)
std.sap
D.S. Sodyum (mMol)
std.sap
200
150
100
50
0
0
3
7
17
24
31
38
45
52
Zaman (Gün)
Ölçülen De÷er (m Mol)
ùekil 34. I. denemede tatlı su ve Karadeniz suyunda muhafaza edilen balıkların
sodyum iyonu de÷erleri de÷iúimleri.
T.S. Potasyum (mMol)
std.sap
D.S. Potasyum (mMol)
std.sap
5
4
3
2
1
0
0
3
7
17
24
31
38
45
52
Zaman (Gün)
ùekil 35. I. deneme süresince örneklenen kanların potasyum iyonu de÷erleri
de÷iúimleri.
69
Klor iyonu seviyeleri de sodyum iyonu seviyelerinin de÷iúimiyle paralellik
izlemiútir. 3. gün alınan örneklerde, deniz suyu gurubu için en yüksek seviyeye
ulaúmıútır. 7. günden itibaren sabit bir seyir izlemeye baúlasa da, çalıúma süresince
tatlısu gurubundan daha yüksek seyretmiútir (ùekil 36).
T.S. Klor (mMol)
D.S. Klor (mMol)
std.sap
std.sap
150
100
50
0
0
3
7
17
24
31
38
45
52
ùekil 36. I. deneme süresince örneklenen kanların Klor iyonu de÷erleri
de÷iúimleri.
Yapılan 52 günlük denemede, Karadeniz tuzlulu÷unda (yaklaúık, ‰18
tuzluluk), ve tatlısu guruplarında küçük farklılıklar gözlense de, bariz bir farklılık
oluúmadı÷ı görülmüútür. Bu sonuç Karadeniz tuzlulu÷unda Karadeniz alabalı÷ı için
gerçek smoltifikasyonun oluúmayabilece÷ini düúündürmüútür.
Bütün bunlar göz önünde bulundurularak ikinci denemede, daha tuzlu ortamda
balıkların iyon dengelerinde nasıl bir de÷iúmenin söz konusu olabilece÷i
de÷erlendirilmiútir. Okyanus tuzu kullanılarak, ‰30 ve ‰18’e ayarlanan iki farklı
ortama yerleútirilen balıklarla, aynı çalıúma tekrarlanmıútır. Deneme zamanı olarak
bir önceki proje çalıúmasında türün do÷al balıkların denize göç dönemi olarak
belirttikleri mart ayı seçilmiútir. Örneklenen kan serumları analiz için -20°C de
muhafazaya alınmıútır.
II. denemede alınan kan örneklerinin hematokrit de÷erleri, her iki gurupta da
çalıúmanın 4. gününe kadar bir düúme göstermiútir. ølerleyen aúamalarda normal
deniz tuzlulu÷unda (‰30) nispeten sabit bir seviye yakalanmıú, ancak Karadeniz
tuzlulu÷unda (‰18) dalgalanma tespit edilmiútir (ùekil 37).
‰18 tuzlu suya yerleútirilen balıkların kan serumunda sodyum ve klor
de÷erlerinin, ilk günden itibaren, paralel bir úekilde arttı÷ı ve deniz suyuna
transferden sonra 7. günde sabitleúti÷i görülmüútür (ùekil 38). ‰30 tuzlu suda
muhafaza edilen balıklarda, 4. gün yapılan örneklemede de÷erler doru÷a ulaúmıú, 14.
güne kadar bir artıú trendine giren sodyum ve klor de÷erleri bu tarihten sonra sabit
kalmıútır. Deneme süresince ‰30 gurubundan elde edilen de÷erler, ‰18 gurubuna
nispeten yüksek bulunurken dura÷an de÷er açısından da, ‰30 gurubu daha yüksek
bulunmuútur.
70
II. deneme, Hematokrit de÷erleri de÷iúimi
Hematokrit Oranı (%)
55
Deniz Suyu
Okyanus Suyu
50
45
40
35
30
0
4
7
14
21
28
Zaman (Gün)
ùekil 37. II. denemede elde edilen ortalama hematokrit yüzde de÷erleri de÷iúimi.
A
%o18 Tuzluluk Denemesi
260
De÷erler
(mMol/L)
220
Na
180
Cl
140
100
0
4
7
14
21
28
Örnekleme Zamanı (Gün)
De÷erler (mMol/L)
B
%o30 Tuzluluk Denemesi
260
220
180
Na
140
Cl
100
0
4
7
14
21
28
Örnekleme Zamanı (Gün)
ùekil 38. II. denemede elde edilen sodyum ve klor iyonu konsantrasyonu
de÷iúimleri (A: ‰18 ve B: ‰30 tuzlulukta muhafaza edilen balıkların iyon
de÷iúimi).
71
De÷erler (mMol/L)
II. denemede gurupların potasyum de÷erleri de÷iúimi, azalma e÷iliminde
bulunmuútur. ‰18 tuzlusu gurubu balıklarda 4. günde hemen hemen sabit seviyeye
ulaúılırken, ‰30 tuzlusu gurubunda azalma 21. güne kadar devam etmiútir (ùekil
39).
6
5
4
3
2
1
0
‰18
0
4
7
A
14
21
28
De÷erler (mMol/L)
Örnekleme Zamanı (Gün)
6
5
4
3
2
1
0
‰30
0
4
7
B
14
21
28
Örnekleme Zamanı (Gün)
ùekil 39. II. denemede elde edilen potasyum de÷iúimleri (A: ‰18 ve B: ‰30
tuzlulukta muhafaza edilen balıkların iyon de÷iúimi).
2 Kasım 2001 tarihinde baúlayan denemede, 200 adet balık ‰18 tuzlulu÷a
stoklanmıúlardır. 115x115 cm ebatlarındaki fiberglas tanklarda bakım ve beslenmesi
rutin olarak devam eden balıklar, 4 Mart 2002 tarihinde, smoltifikasyonun en belirgin
özelli÷i olan parrların beneklenmesi gözlenmiútir. Boy ölçümleri ile
iliúkilendirildi÷inde, parrların beneklerinin kaybolması bir baúka deyiúle smoltlaúma
boyunun 11.25-11.50 cm total boy oldu÷u hesaplanmıútır. Bu sonuç, Karadeniz
suyuna bırakılması planlanan balıkların minimum 11.5 cm boya sahip olması
úeklinde yorumlanmıútır. Bilhassa, çalıúmanın son periyotlarında, boy frekansı
da÷ılımında, deniz suyu gurubunda standart sapma bir artıú göstermiú, nispeten
küçük boyda deniz suyuna tanıútırılan balıklar çalıúma boyunca sürekli zayıf
kalmıúlardır.
Karadeniz tuzlulu÷una (‰18), normal deniz tuzlulu÷una (‰30) ve kontrol
gurubu olarak tatlı suya stoklanan balıklarda klor, sodyum ve potasyum iyonlarının
72
de÷iúimleri gözlenmiútir. Karadeniz tuzlulu÷u ve tatlısu paralelli 52 günlük
çalıúmada, iyon dengesinde bariz bir farklılaúma görülmüútür. 52 gün boyunca
sodyum iyonu de÷iúimi tatlı su gurubunda hemen hemen sabit kalırken, acısu
úartlarında üçüncü günde maksimum de÷ere ulaúmıú, yedinci günden itibaren sabit
ancak tatlı su gurubu de÷erlerinden yüksek seyretmiútir. Klor iyonu konsantrasyonu
da sodyum iyonu gibi, 3. günde zirve yapmıú ve 7. günden itibaren sabitleúmiútir.
potasyum iyonu ise çalıúma baúından itibaren tatlısu gurubuyla paralel bir de÷iúim
sergilemiútir. Bu denemeyi takiben, fizyolojik adaptasyon yetene÷ini irdelemek için,
balıklar normal deniz tuzlulu÷u ile Karadeniz tuzlulu÷una olacak úekilde iki farklı
tuzlulu÷a stoklanmıútır. Acı su diye adlandırdı÷ımız Karadeniz tuzlulu÷unda sodyum
ve klor de÷erleri birinci denemedeki de÷erlere paralel olarak 7. günden itibaren sabit
bir seyir izlerken, ‰30 tuzluluktaki balıkların iyon de÷erlerinin 4. günde en yüksek
ve 14. güne kadar tedrici bir azalma gözlenmiútir. øyon de÷iúiminin düzensizli÷i
yanında, deneme baúladıktan sonraki 6. günde iki, 7. günde bir balı÷ın ölmesi, ‰30
tuzlulu÷a stoklanan Karadeniz alabalı÷ının bir adaptasyon problemi yaúadıklarını
göstermektedir.
Ülkemizde, kahverengi alabalıkların deniz suyunda iyon konsantrasyonlarının
de÷iúimi ve smoltifikasyon denemelerine yönelik bir çalıúmaya rastlanmamıútır.
Ancak, di÷er ülkelerde, bilhassa Avrupa’da yayınlanmıú ileri çalıúmalar mevcuttur.
Forsman ve ark. (1998), deniz suyu ve tatlı suda yaptıkları çalıúmalarında strese
maruz bıraktıkları balıklarda yaúama oranları, kas su içerikleri, klor ve sodyum
seviyelerini çalıúmıúlardır. Tatlısu úartlarında muhafaza ettikleri balıklarda deneme
süresince ölüm görülmezken, deniz suyunda strese maruz bırakılan guruplarda % 47
oranında, strese maruz kalmayan guruplarda % 87 oranında ölümün gerçekleúti÷ini
bildirmiúlerdir. Kas su içeri÷i denemelerinde; deniz suyu gurubunda %74.23-75.84,
tatlısu gurubunda %77.85-80.54 arası de÷erler elde edilmiútir. Klor düzeyi tatlı suda
stoklanan balıkların strese maruz bırakılan gurupta 155-186 mmol/l, normal
balıklarda ise 163-193 mmol/l, olarak belirlenmiútir. Tatlı suda muamele edilen
balıklarda ise stres uygulanan ve uygulanmayan balıklarda sırasıyla 138-142 mmol/l
ve 136-143 mmol/l de÷erlerinin elde edildi÷i bildirilmiútir. Plazma sodyum de÷erleri
deniz suyu stres gurubunda 173-212 mmol/l, normal gurupta 183-220 mmol/l, tatlı
suda stres ve normal guruplarda sırasıyla 155-166 ve152-169 mmol/l olarak tespit
edilmiútir.
Heinimaa ve ark (1998), üç farklı tatlı su kayna÷ında yaptıkları çalıúmada do÷al
kahverengi alabalıkları de÷erlendirmiúlerdir. Kondisyon faktörünün 0.64-0.69
arasında de÷iúti÷i tespit edilen çalıúmada kas su içeri÷i %77.1-78.8 arasında
bulunmuútur. Hematokrit de÷erleri %36.3-38.3 arasında bulunmuútur. Kan plazma
iyon düzeyleri de÷erlendirilen çalıúmada, klor seviyesinin 130.3-141.8 mmol/l,
sodyum seviyelerinin 151.6-157.8 arasında ve potasyum de÷erlerinin 2.8-3.5 mmol/l
arasında de÷iúti÷i bildirilmiútir. Her üç nehir sto÷una ba÷lı balıkların 48 saatlik deniz
suyuna (tuzluluk ‰30) maruz bıraktıktan sonra potasyum de÷erlerinin 1.7-1.8
mmol/l , klor de÷erlerinin 8.6-17.3 mmol/l, sodyum de÷erlerinin 6.0-17.4 mmol/l
de÷erinde artıú gösterirken, kas su içeri÷inin %0.2-0.8 oranında azaldı÷ı
belirlenmiútir.
Iversen ve ark. (1998), üç farklı su kayna÷ında Atlantik salmonlarında
yaptıkları çalıúmalarında Klor düzeylerinin 48 saatlik bir periyot sonunda bir düúüú
gösterdi÷i tespit edilmiútir. 8’er bireyden alınan örneklerde çalıúma baúında 129-138
mmol/l arasında de÷erler tespit edilirken çalıúma sonunda ölçülen de÷erler 124-129
mmol/l arasında de÷iúim göstermiútir.
73
Björnsson ve ark. (1998) çalıúmalarında farklı tuzluluklara ve farklı aydınlık
düzeylerine yerleútirdikleri kahverengi alabalıkların zamana ba÷lı kan plazması
sodyum iyonu konsantrasyonu de÷iúimi irdelemiúlerdir. Çalıúma süresince tuzluluk
guruplarına göre farklılaúma gözlenmiú, çalıúmada elde edilen en yüksek de÷erler;
‰0 gurubunda 168.0 mmol/l, ‰28 gurubunda 201.2 mmol/l, ‰35 gurubunda 242.9
mmol/l ve ‰40 gurubunda 251,8 mmol/l olarak bildirilmiútir. Sürekli aydınlık
denemesinde ise baúlangıçta 156.6-162.8 mmol/l de÷eri elde edilirken, en yüksek
‰0 gurubunda 165.6 mmol/l, ‰28 gurubunda 191.7 mmol/l, ‰35 gurubunda 216.0
mmol/l ve ‰40 gurubunda 247.1 mmol/l de÷erleri elde edildi÷i bildirilmiútir.
Nielsen ve ark (1999), do÷al ve kuluçkahanede yetiútirilen kahverengi
alabalıklarda yaptıkları 6 aylık bir çalıúma gerçekleútirmiúlerdir. Kas su içeri÷i tatlı
su gurubu için sabit bir seyir izlerken, ‰28 deniz suyu gurubunda, ocaktan itibaren
mart-nisan aylarında maksimum çıkmıú, haziran ayına kadar tekrar düúüúe geçmiú ve
baúlangıç düzeylerine inmiútir. Çalıúma süresince deniz suyu gurubu kas su içeri÷i
tatlı su gurubundan düúük seyretmiútir. Kas su içeri÷inin plazma ozmolalitesiyle ters
iliúkili oldu÷u (r2=0.73) bildirilmiútir. Haziranın ortalarında yapılan tayinlerde henüz
tatlı sudaki balıkların kaslarının su içerikleri %78.2±0.1, 24 saatlik deniz suyu
muamelesinin ardından yapılan örneklemede %72.8±0.3 ve 12 günlük deneme
sonunda yapılan örneklemede %77.8±0.2 de÷erlerinin tespit edildi÷i bildirilmiútir.
Kan plazmasındaki klor ve sodyum iyonları benzer bir de÷iúim göstermiútir.
Çalıúmanın baúlarında klor de÷eri 175 mmol/l, sodyum de÷eri 200 mmol/l
seviyelerinde ölçülürken mart ve nisan aylarının ilk yarısında 24 saatlik deniz suyu
muamelesi sonucunda klor ve sodyum iyonları düzeylerinin sırasıyla 140 ve 170
mmol/l seviyelerine indi÷i belirlenmiútir. Haziran baúında deniz suyuna transfer
edilen 15 kahverengi alabalık 12 gün sonra ölmüúlerdir. Deniz suyuna toleransın
geliúmesinin bir ifadesi olan dıú yüzeyin gümüúileúmesi, çalıúma periyodu boyunca
kuluçkahanede yetiútirilen kahverengi alabalıkların smoltlaúmasının bir belirteci
olarak de÷erlendirilmiútir. 24 saatlik deniz suyu de÷iúim testinden sonucunda
balıkların su içme de÷erleri úubat-mart aylarında0.2-0.3 ± 0.02 ml kg-1 h-1
de÷erlerine kadar yükselirken, Nisan sonlarında 1.42±0.28 ml kg-1 h-1 de÷erlerine
düúmüútür.
Sundel ve ark. (1998), do÷al ve kuluçkahanelerde yetiúen kahverengi
alabalıklarda smoltifikasyon sırasında meydana gelen de÷iúimleri iki farklı su
kayna÷ında gözlemlemiúlerdir. Hem do÷al balıklarda hem de kuluçkahane menúeli
balıklarda, 24 saatlik deniz suyuna muamele sonunda sodyum seviyelerinde bariz bir
artıúın söz konusu oldu÷unu tespit etmiúlerdir. Su kaynaklarının birinde nisan
baúından itibaren mayıs baúına kadar hem kuluçkahane orijinli hem de do÷al stok
bireylerinin plazma sodyum iyonu konsantrasyonunda bir artıú gözlenirken, mayıs
sonuna kadar düúüú belirlenmiútir. Daha sonraki bir aylık dönemde ise sabit bir seyir
izlemiútir. Di÷er su kayna÷ında mart ayından itibaren bir artıú gözlenirken
kuluçkahane orijinli balıklarda nisan sonundan itibaren azalmanın oldu÷u
gözlenmiútir.
Eliassen ve ark. (1998), iki farklı su kayna÷ında, Alp alalarında (Salvelinus
alpinus, L.) deniz suyunun etkilerini irdelemiúlerdir. Çalıúmada kas su içeri÷inin
çalıúma baúından itibaren tatlısu ve tatlı suya geri dönen balıklarda azalan bir grafik
tespit ederken, her iki gurupta da deniz suyuna maruz bırakılan guruplarda kas su
içeri÷inin artıú e÷iliminde oldu÷unu belirlemiúlerdir. Plazma sodyum içeri÷i
bakımından yapılan irdelemede úubat sonunda baúlayan çalıúmada, tatlısu ve deniz
74
suyu gurubunda mayıs ayında maksimum de÷er gözlenirken, deniz suyu gurubu
balıklardan elde edilen de÷erlerin nispeten yüksek bulundu÷u bildirilmiútir. Klor
iyonu bakımından yapılan de÷erlendirmede de sodyum iyonuna benzer úekilde, zirve
mayıs ayında gerçekleúmiú, deniz suyu gurubu de÷erlerinin sürekli tatlısu
gurubundan yüksek oldu÷u bildirilmiútir.
Finstad ve Ugedal (1998), yaptıkları çalıúmalarında deniz alabalıklarının
(Salmo trutta L.) smoltifikasyonunu irdelemiúlerdir. øki faklı boy gurubunda yapılan
de÷erlendirmede tatlısu ve deniz suyu gurubu balıkların klor iyonu konsantrasyonları
benzerlik göstermiútir. Her iki boy gurubunun tatlısu guruplarında, nisan sonundan
haziran baúına kadar yapılan denemelerde, sabit ve benzer de÷erler tespit edilmiútir.
Deniz suyu denemesinin her iki boy gurubunda da benzerlik görülürken, çalıúma
süresince bariz bir azalma gözlemlenmiútir. Deniz suyu gurubu balıkların klor iyonu
düzeyleri tüm çalıúma süresince tatlısu gurubundan yüksek bulundu÷u ve tatlısu
guruplarıyla deniz suyu gurupları arasındaki farklılı÷ın çalıúma süresince istatistiki
olarak önemli bulundu÷u bildirilmiútir. Deniz suyu de÷iúim testinde küçük boy
gurubu balıklardaki ölüm oranının, büyük boy guruplarına nazaran yüksek oldu÷u
bildirilmiútir. Küçük boy gurubunda ölüm oranının %7-88 arasında de÷iúirken,
büyük boy gurubunda 16 Hazirandan sonra, tatlısu kontrol gurubunda hiç ölüm
olmadı÷ı belirtilmiútir. Bunun salmonidlerin genel bir özelli÷i oldu÷unu
belirtmiúlerdir.
Ugedal ve ark. (1998), do÷al ve kuluçkahane menúeli kahverengi alabalıkların
deniz suyu toleranslarını ve nehir göçlerini çalıúmıúlardır. Plazma klor seviyeleri
bakımından yapılan çalıúmada, kuluçkahanede üretilen balıkların tatlı sudaki elde
edilen de÷erleri 128-134 mmol/l arasında de÷iúirken, 72 saatlik deniz suyu
uygulamasından sonra elde edilen de÷erler 155-175 mmol/l arasında de÷iúim
göstermiútir. Çalıúma sonunda yapılan de÷erlendirmede, plazma klor seviyeleri ile
balık boyu arasında azalan bir iliúkinin varlı÷ına da iúaret edilmiútir.
Yapılan bu çalıúmada, deniz suyu ve tatlı suyun büyümeye etkisinin
belirlenmesi kısmında deniz suyunda yetiútirilen balıkların parr-smolt dönüúümü
gözlenmeye çalıúılmıútır. Parr benekleri tamamen kaybolanlarla henüz
kaybolmayanların büyüklükleri, boy ve a÷ırlıklarından Karadeniz alabalı÷ının deniz
suyuna geçiú veya transfer için en uygun boyunun tespit edilmesi amaçlanmıútır.
Balıkların %50’sinin smoltlaútıkları için büyüklük, 11.25-11.50 cm olarak tespit
edilmiútir.
52 gün boyunca süren I. Büyüme denemesinde deniz suyu ve tatlısu
karúılaútırılması yapılmıútır. Bu çalıúmanın devamı niteli÷inde II. denemede yapay
olarak hazırlanan ‰30 tuzlu suya yerleútirilen balıkların kan plazmalarındaki iyon
de÷iúimi karúılaútırılmıútır. Birinci denemede, kas su içeri÷inin sabit ve deniz suyu
gurubu ile tatlısu gurubunun benzer bir de÷iúim gösterdi÷i tespit edilmiútir (tatlısu
gurubu %78.94±0.998 (%77.2-80.5), deniz suyu gurubu %78.60±1.681 (%75.580.5)). Bulunan de÷erler Forsman ve ark (1998)’nın de÷erleri ile aynı bulunmuútur.
Nielsen ve ark. (1999)’nın Haziran ayı ile, 12 saatlik deniz suyu muamelesinden
sonraki örneklemede elde edilen sonuçlarla aynı bulunurken, aynı çalıúmada 24
saatlik deniz suyu muamelesinde elde edilen %72±0.3 de÷erinden yüksek
bulunmuútur. Çalıúmamızda, aynı zamanlamada yapılan örneklemede nispeten
yüksek de÷erler bulunmasının nedeni, çalıúmada kullanılan suyun tuzluluk miktarı
75
gösterilebilir. Zira, çalıúmada kullanılan Karadeniz tuzlulu÷u ‰18 olup acısu
niteli÷indedir.
Bu çalıúmada, kuru madde üzerinden yapılan de÷erlendirmeye göre, kasların
ya÷ içeri÷i de÷erleri bakımından, tatlısu ve deniz gurupları arasında önemli bir
farklılık gözlenmemiútir (tatlısu gurubunda %12.4±1.51, deniz suyunda
%12.1±1.22). Çalıúmada 52 günlük periyot boyunca, her iki guruptaki balıkların ya÷
de÷erleri ortalamalarında, ortama ba÷lı bir de÷iúimin olmadı÷ı gözlemlenmiútir.
Tatlısu gurubu ile deniz suyu gurubu balıklardan alınan kanın 5000
devir/dakika’da 5 dakika yapılan santrifüjü sonunda elde edilen hematokrit de÷erleri
arasında bariz bir farklılı÷a rastlanmamıútır. Ancak çalıúma baúından itibaren tatlısu
gurubunun hematokrit de÷erinin nispeten yüksek oldu÷u gözlenmiútir. Bu da Nielsen
ve ark (1999)’nın belirtti÷i gibi, tatlı sudan denize geçen balıkların su içme oranının
artıúına atfedilebilir. Heinimaa ve ark. (1998), üç farklı su kayna÷ında yaptıkları
çalıúmalarında 1000 devir/3 dk santrifüje ettikleri numunelerden okudukları de÷erleri
%38.3±13.9, %38.3±5.9 ve %36.3±18.0 olarak tespit ettiklerini bildirmiúlerdir.
Santrifüj sonrası elde edilen plazma iyon içeri÷i analiz edilmiútir. Sodyum
iyonu içeri÷inde, deniz suyu gurubunda ilk günden itibaren bariz bir artıú
görülmüútür. Üçüncü günde maksimuma ulaúan sodyum düzeyi (191.5±25.54
mmol/l), 7. Günde azalarak (173.6±17.28 mmol/l) ilerleyen günler için sabit bir
seviyede kalmıútır. Çalıúma boyunca sabit bir çizgi izleyen tatlısu sodyum içeri÷i,
deniz suyu gurubundan elde edilen de÷erlerden düúük bir seyir izlemiúse de aradaki
farklılık önemsiz bulunmuútur. Deniz suyu gurubunda tatlı suya nispeten yüksek
bulunan sodyum de÷erleri, deniz suyunun iyon yapısından kaynaklanmaktadır.
Bulunan de÷erler tatlı sular için Heinimaa ve ark. (1998) çalıúmalarında buldukları
de÷erlerle aynı bulunurken, deniz suyunda elde ettikleri de÷erler, çalıúmamızda elde
ettikleri de÷erlerden düúük bulunmuútur. Aynı çalıúmada bildirilen, balıklar deniz
suyuna maruz bırakıldıktan 48. saat sonraki artıúların çalıúmamızda da gözlenmesi,
artıúın 36 mmol/l seviyesinde oluúu, sodyum iyon de÷erinin, deniz suyuna geçtikten
sonra arttı÷ını, ancak 7. günden sonra 170 mmol/l düzeylerinde sabitleúti÷ini
göstermektedir. Forsman ve ark (1998)’nın tatlı suda buldukları de÷erlerle çalıúmada
elde edilen de÷erler oldukça benzerdir. Deniz suyu gurupları için söz konusu
de÷erler araútırıcıların tespit ettikleri de÷erlerin alt sınırları ile benzerlik göstermekle
birlikte, Forsman ve ark. (1998)’nın tespit ettikleri üst limit, çalıúmamızda elde
edilen de÷erlerden biraz yüksek bulunmuútur. Bunun sebebi çalıúmamızda kullanılan
suyun tuzluluk düzeyine ve balık büyüklü÷ünün (sırasıyla ‰18 ve 5.8-15.9 g), adı
geçen araútırıcıların irdeledikleri de÷erlerden (sırasıyla ‰ 30 ve 36.9 g)
kaynaklanmıú olabilir. Iversen ve ark (1998) çalıúmalarında üç faklı nehir sto÷u
bireylerinin kan plazmasının 5000 devir / 5 dakika santrifüj edilmesinden sonra,
buldukları sodyum de÷erlerinin kontrol guruplarında 155±9, 159±5 ve 165±6 mmol/l
oldu÷unu, aynı su kaynaklarından alınan balıkların 24 saatlik deniz suyu
muamelesinden sonra sırasıyla de÷erlerin 176±12, 211±49 ve 176±11 mmol/l
de÷erlerine ulaútı÷ı bildirilmiútir. De÷erler çalıúmamızda tespit edilen de÷erlerle
oldukça benzerlik göstermektedir. Bu çalıúmada gözlendi÷i gibi, deniz suyuna
transfer edilen balıkların kan plazması sodyum iyon de÷erleri artıúı, deniz suyu iyon
yapısının kan iyon yapısını direk etkileyen bir faktördür. Björnsson ve ark (1998)’nın
do÷al gün ıúı÷ı uygulamasında elde ettikleri sodyum de÷erleri, çalıúmamızda tatlısu
gurubu de÷erleri ile benzer bulunurken (152.7±8.61 mmol/l), deniz suyu gurubunda
gözlenen de÷erlerden (179.2±8.93 mmol/l) küçük bulunmuútur. Farklı tuzluluklarda
76
yaptıkları ‰0 gurubundaki sodyum de÷erleri çalıúmamızla benzerlik gösterirken,
‰28, ‰35 ve ‰40 tuzlulu÷a muamele edilen balıklardan elde edilen de÷erler
çalıúmamızda bulunan de÷erlerden yüksek bulunmuútur. Bu farklılı÷a, kuvvetli bir
ihtimal deniz suyu iyon dengesi neden olmuútur. II. denemede elde edilen de÷erlere
göre, okunan en yüksek kan plazması sodyum de÷eri 231 mmol/l iken en düúük
de÷er 146.7 mmol/l olarak ölçülmüútür. Bu de÷erlerin üst sınırı, Forsman ve ark.
(1998), Nielsen ve ark (1999)’nın de÷erlerinden yüksek, alt sınırı ise düúük
bulunmuútur. Heinimaa ve ark (1998)’nın çalıúmalarından bildirdikleri gibi, ‰30
tuzlulu÷a stoklanan balıkların sodyum iyonu de÷erleri birkaç gün gibi kısa bir
zamanda doru÷a ulaúmıútır.
Kan plazmasından elde edilen potasyum de÷erleri I. denemede, her iki gurupta
da çalıúma baúında azalan bir seyir izlemiútir. 38. günden itibaren çalıúma sonuna
kadar (52. Gün) tatlısu gurubunda küçük bir artıú görülmüú, deniz suyu gurubunda
ise bir azalma göze çarpmaktadır. II. denemede elde edilen 2.19±1.181 mmol/l
potasyum de÷eri I. deneme gurubunda, çalıúma boyunca elde edilen potasyum
de÷erleri, Heinimaa ve ark (1998)’nın verileriyle benzerlik göstermekte olsa da
araútırıcılar 48 saatlik deneme sonunda bir artıú gözlerken, çalıúmamızda sürekli bir
azalma gözlemlenmiútir. I. deneme süresince alınan verilerde tatlısu gurubunda
2.52±0.91 mmol/l , deniz suyu gurubunda 2.52±0.84 mmol/l oldu÷u tespit edilmiútir.
II. denemede ise bu de÷erler ‰18 deniz suyu gurubu için 2.01±1.834 mmol/l (0.835.6), ‰30 deniz suyu gurubu için 2.36±0.923 mmol/l (1.04-4.06) olarak
belirlenmiútir. De÷erler bir önceki denemeye benzer úekilde sürekli azalan bir seyir
izlemiútir.
I. denemede klor iyonu de÷iúimleri, tatlı sularda çalıúma sonuna kadar nispeten
sabit kalmakla birlikte, deniz suyu gurubunda 3. günde maksimuma ulaúmıú (174.6
mmol/l), 7. günden itibaren 125-140 mmol/l seviyelerinde sabit kalmıútır. Çalıúma
boyunca tatlısu gurubunda klor de÷eri 90.0-129 mmol/l
arasında de÷iúim
gösterirken, deniz suyu gurubunda de÷iúim 106.5-217.8 mmol/l arasında
gerçekleúmiútir. II. denemede elde edilen ‰18 gurubu klor de÷erleri de÷iúimi 7.
günde sabit düzeye eriúirken, ‰30 deniz suyu gurubunda 4. günde ulaúılan doruktan
sonra azalma 14. güne kadar sürmüútür. Her iki gurubun klor de÷eri bu aúamadan
sonra benzer úekilde devam etmiútir (ùekil 27). Tatlı su gurubu de÷erleri Forsman ve
ark. (1998)’nın yaptıkları çalıúmayla karúılaútırıldı÷ında, strese maruz bırakılan ve
bırakılmayan guruplardan daha düúük bulunmuútur. Deniz suyuna maruz bırakılan
guruplar açısından ele alındı÷ında da çalıúmamızda elde edilen de÷erler düúüktür.
Bu farklılı÷ın en muhtemel sebebi olarak balık büyüklü÷ü verilebilir. Nispeten küçük
olan balıkların (9.8±2.133 g) klorid hücreleri geliúimi bakımından, Forsman ve ark.
(1998)’nın çalıúmasındaki bireylere nazaran (36.9±7.34 g) dezavantajlı oldu÷u
söylenebilir. Çalıúmada tatlısu gurubu balıklardan elde edilen bulgular, Heinimaa ve
ark (1998)’nın çalıúmalarında tespit ettikleri de÷erlerden küçük olmakla birlikte,
deniz suyu gurubu klor de÷erleriyle oldukça benzerlik göstermektedir. Iversen ve
ark. (1998)’nın 48 saatlik deniz suyu muamelesi sonunda, çalıúmamızda elde edilen
kan plazması klor düzeylerindeki artıúın aksine bir azalma tespit etmiúlerdir. Nielsen
ve ark (1999) çalıúmalarında klor de÷erinin 175 mmol/l ’den 140 mmol/l de÷erlerine
düútü÷ü sonucuna varmıúlardır.
Her iki deneme süresince elde edilen yaúama oranları, Forsman ve ark.
(1998)’nın da bildirdiklerine paralel olarak tatlısu gurubunda ölüm görülmemiútir.
Karadeniz tuzlulu÷unda da (‰18) ölüm görülmezken, ‰30 tuzluluk gurubunda %10
77
ölüm gözlemlenmiútir. Bu bulgu, Karadeniz alabalı÷ının Karadeniz tuzlulu÷una
kolayca alıúabilece÷ini, ancak daha tuzlu ortamlarda 12-13 cm boydaki balıklar stres
altında kalmalarından dolayı yaúama oranının düúebilece÷ini ça÷rıútırmaktadır.
4.5. Larval Geliúim Çalıúması
Yumurtadan çıkıú anında ortalama larva boyu 4.7 mm gurubunda 14.45±0.44
mm, 5.1 gurubunda 14.80±0.35 mm ve 5.5 mm gurubunda ise 14.80±0.59 mm, ilk
beslenme baúlamadan önce ise bu de÷erler sırasıyla 22.85±0.58 mm, 23.20±0.67 mm
ve 23.95±1.14 mm olarak ölçülmüútür (ùekil 40 ve Tablo 17). Çıkıú anındaki
farklılıklar istatistiksel açıdan önemsiz iken, ilk beslenme öncesi 5.1 mm gurubu
di÷er guruplar ile benzerlik, 4.7 ile 5.5 mm gurupları ise farklılık göstermiútir
(P<0.05). ølk boy de÷erleri kaynak alabalı÷ı için çıkıú anında 12.07 mm, ilk beslenme
öncesi ise 19.01 mm olarak bildirilmiútir (Baúçınar, 2001). Kaynak alabalı÷ı için
bildirilen yumurta çapı 4 mm civarındadır ve bu farklılı÷ın nedenleri konusunda bilgi
vermektedir.
26
B 4.7
B 5.1
B 5.5
Do÷rusal (B 5.5)
Do÷rusal (B 5.1)
Do÷rusal (B 4.7)
24
Boy (mm)
22
20
18
16
14
12
390
440
490
540
590
640
690
Gün-derece
ùekil 40. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı boy artıúı.
78
Yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi, yaú toplam ve kuru toplam
(larva+kese) a÷ırlık de÷erleri sırasıyla 4.7 mm gurubunda 68.43±2.83 ve 95.85±4.04
mg, 25.26±0.74 ve 19.08±0.86 mg; 5.1 gurubunda 85.04±4.75 ve 125.74±8.62 mg,
30.20±1.77 ve 23.66±0.69 mg ve 5.5 mm gurubunda ise 107.68±5.38 ve 147.76±8.23
mg, 41.74±1.31 ve 30.82±2.85 olarak ölçülmüútür (ùekil 41 ve 42, Tablo 17).
Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gurupların birbirinden önemli derece farklı
oldukları bulunmuútur (P<0.0001). Yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme
öncesinde yaú toplam a÷ırlık de÷erleri sırasıyla, kaynak alabalı÷ında 72.45±5.58 ve
98.85±6.22 mg (Baúçınar ve Okumuú, 2003), gökkuúa÷ı alabalı÷ında 93 ve 125 mg
(Hodson ve Blunt, 1986); kuru toplam a÷ırlık de÷erleri kaynak alabalı÷ında 26 ve 19
mg (Baúçınar ve Okumuú, 2003), gökkuúa÷ı alabalı÷ında 35 ve 32 mg (Hodson ve
Blunt, 1986), kahverengi alabalıkta 33 ve 26 mg (Hansen, 1985), Atlantik
salmonunda 36 ve 27 mg (Hansen ve Møller, 1985) olarak bildirilmiútir.
170
150
YTA 4.7
YTA 5.1
YTA 5.5
Do÷rusal (YTA 5.5)
Do÷rusal (YTA 5.1)
Do÷rusal (YTA 4.7)
YTA (mg)
130
110
90
70
50
390
440
490
540
590
640
690
Gün-derece
ùekil 41. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı yaú toplam
a÷ırlık (YTA) artıúı.
Kuru larva a÷ırlı÷ı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi sırasıyla,
4.7 mm gurubunda 2.75±0.40 ve 14.20±0.92 mg, 5.1 gurubunda 3.68±0.33 ve
18.11±1.29 mg ve 5.5 mm gurubunda ise 3.94±0.50 ve 20.76±1.69 mg olarak
ölçülmüútür (ùekil 43, Tablo 17). Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gurupların
birbirinden önemli derece farklı oldukları bulunmuútur (P<0.0001). Kuru larva
79
a÷ırlı÷ı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesinde sırasıyla, kaynak
alabalı÷ında 2.7 ve 9.5 mg (Baúçınar ve Okumuú, 2003), gökkuúa÷ı alabalı÷ında 3 ve
13 mg (Hodson ve Blunt, 1986); kahverengi alabalıkta 4 ve 13 mg (Hansen, 1985),
Atlantik salmonunda 5 ve 18 mg (Hansen ve Møller, 1985), Alp alasında 3 ve 8 mg
olarak bildirilmiútir.
Kuru kese a÷ırlı÷ı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi sırasıyla, 4.7
mm gurubunda 22.51±0.65 ve 4.88±1.23 mg, 5.1 gurubunda 26.52±1.61 ve
5.55±1.15 mg ve 5.5 mm gurubunda ise 37.80±1.21ve 10.06±1.83 mg olarak
ölçülmüútür (ùekil 44, Tablo 17). Yapılan istatistiksel analiz sonucunda gurupların
birbirinden önemli derece farklı oldukları bulunmuútur (P<0.0001). Kuru kese
a÷ırlı÷ı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesinde sırasıyla, kaynak
alabalı÷ında 23.3 ve 9.5 mg (Baúçınar, 2001), gökkuúa÷ı alabalı÷ında 32 ve 17 mg
(Hodson ve Blunt, 1986); kahverengi alabalıkta 30 ve 13 mg (Hansen, 1985),
Atlantik salmonunda 32 ve 14 mg (Hansen ve Møller, 1985) olarak bildirilmiútir.
KTA 4.7
KTA 5.1
45
KTA 5.5
Do÷rusal (KTA 5.5)
40
Do÷rusal (KTA 5.1)
Do÷rusal (KTA 4.7)
KTA (mg)
35
30
25
20
15
390
440
490
540
590
640
690
Gün-derece
ùekil 42. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru toplam
a÷ırlık (KTA) de÷iúimi.
80
25
20
KLA 4.7
KLA 5.1
KLA 5.5
Do÷rusal (KLA 5.5)
Do÷rusal (KLA 5.1)
Do÷rusal (KLA 4.7)
KLA (mg)
15
10
5
0
390
440
490
540
590
640
690
Gün-derece
ùekil 43. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru larva
a÷ırlı÷ı (KLA) artıúı.
45
KKA 4.7
KKA 5.1
40
KKA 5.5
Do÷rusal (KKA 5.5)
35
Do÷rusal (KKA 5.1)
Do÷rusal (KKA 4.7)
KKA (mg)
30
25
20
15
10
5
0
390
440
490
540
590
640
690
Gün-derece
ùekil 44. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru kese a÷ırlı÷ı
(KKA) de÷iúimi.
81
Kuru madde oranı yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi sırasıyla,
4.7 mm gurubunda %36.95±1.36 ve %19.94±1.33, 5.1 gurubunda %35.52±1.08 ve
%18.89±1.27 ve 5.5 mm gurubunda ise %38.82±1.71 ve % 21.25±1.07 olarak
ölçülmüútür (ùekil 45, Tablo 17). Yapılan istatistiksel analiz sonucunda 5.5 mm
gurubunun di÷erlerinden önemli derece farklı oldu÷u bulunmuútur (P<0.001).
Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR) çıkıútan ilk beslenme öncesine
kadar 4.7 mm gurubunda 0.649, 5.1 mm gurubunda 0.688 ve 5.5 mm gurubunda
0.606 olarak hesaplanmıútır (Tablo 18). Örnekleme periyotlarındaki besin kesesi
de÷erlendirme randımanları Tablo 19’de verilmiútir. Dumas ve ark. (1995) kaynak
alabalı÷ı için 8-13°C'de KDR de÷erini 0.65, Baúçınar ve Okumuú (2003) yine kaynak
alabalı÷ı için 4.5-13.0 °C’de 0.50, Hansen (1985), kahverengi alabalık için 7-8.5
°C'de 0.46 - 0.68 olarak bildirmiútir.
KM 4.7
KM 5.1
KM 5.5
Do÷rusal (KM 5.5)
Do÷rusal (KM 5.1)
Do÷rusal (KM 4.7)
45
40
KM (%)
35
30
25
20
15
390
440
490
540
590
640
690
Gün-derece
ùekil 45. Karadeniz alabalı÷ı larvalarında gün-dereceye ba÷lı kuru madde
(KM) de÷iúimi.
Örnekleme periyotları arasındaki KDR de÷erlerinde bir dalgalanma söz
konusudur (Tablo 19). Bu dalgalanmanın su sıcaklı÷ından kaynaklanabilece÷i
izlenimi edinilmiú olmasına ra÷men KDR ile su sıcaklı÷ı arasında önemli bir iliúki
bulunamamıútır. Hansen ve Møller (1985), Atlantik salmonunda KDR de÷erlerinin
örnekleme periyotları arasında de÷iúim gösterdi÷ini bildirmiú, ancak su sıcaklı÷ı ile
iliúkisi konusunda bilgi vermemiútir. Kahverengi alabalıkta, yumurta büyüklü÷üne
ba÷lı kuru a÷ırlık ile KDR arasında önemli bir iliúkinin olmadı÷ı, ayrıca yumurtanın
kuru a÷ırlı÷ı ve hacminin anaç büyüklü÷ü ile do÷ru orantılı oldu÷u, ancak yaú
a÷ırlı÷ının ise önemsiz bir iliúki gösterdi÷i bildirilmiútir (Ojanguren ve ark. 1996).
82
Bu çalıúmada anaç büyüklü÷ü ve yumurta büyüklüklerine ba÷lı olarak farklı guruplar
oluúturulamadı÷ından istatistiksel analiz yapılamamıútır.
Tablo 17. Yumurtadan çıkıú (396 Gün-derece (GD)) ve dıú beslenmenin öncesinde
(682 GD), 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların
boy (B; mm), yaú toplam a÷ırlık (YTA; mg), kuru kese a÷ırlı÷ı (KKA; mg),
kuru larva a÷ırlı÷ı (KLA; mg) ve kuru toplam a÷ırlıkları (KTA; mg),
toplam (vücut + kese) kuru madde oranlarının (KMO; %) ortalama ve
standart sapma (Std), minimum ve maksimum (min-maks) de÷erleri.
GD
B±Std
(min-maks)
(mm)
YTA±Std
(min-maks)
(mg)
KKA±Std
(min-maks)
(mg)
KLA±Std
(min-maks)
(mg)
KTA±Std
(min-maks)
(mg)
KMO ±Std
(min-maks)
(%)
Yumurta Çapı = 4.7 mm
396
682
14.45±0.44
68.43±2.83
22.51±0.65
2.75±0.40
25.26±0.74
36.95±1.36
(13.5-15.0)
(61.6-71.7)
(21.6-23.9)
(2.0-3.4)
(24.0-26.2)
(34.57-38.96)
22.85±0.58
95.85±4.04
4.88±1.23
14.20±0.92
19.08±0.86
19.94±1.33
(22.0-24.0)
(88.5-100.0 )
(3.1-7.6)
(12.0-15.2)
(17.5-20.0)
(17.59- 21.95)
Yumurta Çapı = 5.1 mm
396
682
14.80±0.35
85.04±4.75
26.52±1.61
3.68±0.33
30.20±1.77
35.52±1.08
(14.5-15.5)
(77.2-91.9)
(23.8-28.9)
(3.0-4.1)
(27.5-33.0)
(34.10-37.30)
23.20±0.67
125.74±8.62
5.55±1.15
18.11±1.29
23.66±0.69
18.89±1.27
(22.0-24.0)
(114.1-139.8)
(4.1-7.4)
(16.4-20.1)
(22.8-25.3)
(16.95-20.60)
Yumurta Çapı = 5.5 mm
396
682
14.80±0.59
107.68±5.38
37.80±1.21
3.94±0.50
41.74±1.31
38.82±1.71
(14.0-15.5)
(100.0-115.1)
(36.0-39.7)
(3.2-4.8)
(39.4-43.4)
(37.09-42.50)
23.95±1.14
147.76±8.23
10.06±1.83
20.76±1.69
30.82±2.85
21.25±1.07
(22.0-25.0)
(136.5-160.4)
(6.0-12.2)
(17.4-22.6)
(23.4-33.9)
(19.45-23.15)
Tablo 18. 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların besin
kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR), günlük kuru besin kesesi tüketimi
(BKT; mg/gün), günlük boyca büyüme oranı (BBO; mm/gün ve %), günlük
a÷ırlıkça büyüme oranı (ABO; mg/gün ve %).
KDR
BKT (mg/gün)
BBO (mm/gün)
(%/gün)
ABO (mg/gün)
(%/gün)
4.7 mm
0.649
0.653
0.311
1.697
1.016
1.248
Yumurta çapı
5.1 mm
0.688
0.767
0.311
1.665
1.507
1.448
5.5 mm
0.606
1.027
0.339
1.782
1.484
1.172
83
Tablo 19. 4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların
örnekleme periyotları boyunca gösterdikleri besin kesesi de÷erlendirme
randımanı (KDR).
Periyot (Gün-derece)
Y.
396-
440-
484-
528-
561-
605-
638-
Çapı
440
484
528
561
605
638
682
4.7
0.522
1.016
0.684
0.376
0.664
0.537
0.810
5.1
0.772
0.953
0.617
0.246
0.594
0.988
0.590
5.5
0.992
0.464
0.665
0.604
0.018
1.007
1.351
4.6. Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi
Biyokütle artıúı
GURUP ORTALAMA BøYOMAS DEöERLERø
Deneme baúlarken tank baúına D ve K guruplarından 500’er g yavru
yerleútirilmiútir. 3 deneme periyodu boyunca yapılan biyokütle tartıları
gerçekleútirilmiútir. Gurup ortalamaları aúa÷ıda verildi÷i gibi gerçekleúmiútir.
Biyokütle artıú de÷erlerine bakıldı÷ında da en iyi geliúmenin canlı yem
guruplarında oldu÷u görülmektedir. Toz yem ve canlı yemin birlikte verildi÷i
guruplar da toz yem gurubundan nispeten iyi gerçekleúmiútir (ùekil 46 ve 47).
100
90
toz Y (D)
toz+canlı Y (D)
canlı Y (D)
toz Y (K)
toz+canlı Y (K)
canlı Y (K)
80
70
60
50
40
15.01.2004
25.01.2004
04.02.2004
14.02.2004
24.02.2004
05.03.2004
ÇALIùMA SÜRECø (GÜN)
ùekil 46. D ve K guruplarında periyotlar boyunca biyokütle artıúı.
84
ORTALAMA BøREY AöIRLIöI (mg)
350
300
toz Y (D)
toz+canlı Y (D)
canlı Y (D)
toz Y (K)
toz+canlı Y (K)
canlı Y (K)
250
200
150
100
15.01.04
25.01.04
04.02.04
14.02.04
24.02.04
05.03.04
DENEME SÜRECø
ùekil 47. Deneme boyunca ölen bireyler çıkıldıktan sonra guruplara göre
bireysel a÷ırlık artıúı.
Son tartımda her bir tankta bulunan yavru sayıları sayılmıútır. Geriye do÷ru
biyokütle tartılarından ölen balıklar çıkarılarak balık sayılarına oranlanarak gurup
ortalama birey a÷ırlıkları tespit edilmiútir. Bu verilere göre, en iyi geliúim D Gurubu
balıkların canlı yemle yemlemeye baúlatılan gurubunda gerçekleúmiútir. K Gurubu
balıkların toz yemle baúlanan bireylerinin di÷er guruplara nispeten yüksek oldu÷u
görülmektedir.
En zayıf geliúim K Gurubu balıkların Toz + Canlı Yem Gurubu balıklarda
gerçekleúmiútir.
Spesifik Büyüme Oranı
Çalıúma baúlarken çalıúmanın yapılaca÷ı 30L hacimli tanklara, ortalama 500
adet balık olacak úekilde (50 g yavru) stoklama yapıldı. Periyot baúlangıcında ve
bitiúinde yapılan biyokütle ölçümleriyle a÷ırlık artıúları de÷erlendirildi. Üçüncü
periyot sonunda tanklara göre biyokütle tartımı yapıldı. Periyotlarda ölüm de÷erleri
göz önüne alınarak yapılan spesifik büyüme de÷erlerinin guruplara göre de÷iúimi
ùekil 48’te verilmiútir.
Birinci periyotta en iyi SBO de÷eri Canlı Yem guruplarında iken, K Gurubu
balıkların Canlı Yem Gurubu nispeten iyi gerçekleúmiútir. En kötü SBO de÷eri ise
Toz Yem Guruplarında, en düúük de÷er D Gurubu balıkların de÷eri olarak
gerçekleúmiútir.
D Toz Yem Gurubu balıkların SBO de÷eri çalıúma sonuna kadar artıú
göstererek en iyi duruma yükselmiútir. Her iki gurubun canlı yem gurubu çalıúma
süresince, ùekil sabit bir geliúim göstermiú ve K Gurubu balıkların nispeten daha iyi
geliútikleri tespit edilmiútir.
SBO de÷erleri bakımından ele alındı÷ında, deneme sonunda en iyi geliúimi D
Gurubu balıkların Toz Yem Gurubunun gösterdi÷i görülmüútür.
85
2 ,0
toz Y (D )
toz+ c an lı Y (D )
c an lı Y (D )
toz Y (K )
toz+ c an lı Y (K )
c an lı Y (K )
ORTALAMA SBO DEöERLERø (%)
1 ,5
1 ,0
0 ,5
0 ,0
-0 ,5
-1 ,0
-1 ,5
1 . P E R øYO T
2 . P E R øYO T
3 . P E R øYO T
ùekil 48. Çalıúma periyotlarında gerçekleúen SBO de÷erleri.
Kondisyon faktörü
KONDøSYON DEöERLERø
ORTALAMA
Denemeye D Gurubu ve K Gurubu anaçlardan elde edilen yavrularlarla
baúlandı. Bir tanka toplanan deneme materyalinden eúit miktarda ve rasgele
örneklemeyle yavrular deneme tanklarına ayrıldı. Deneme sonunda, tanklardan
örneklenen 30’ar yavruda, boy a÷ırlık alınarak tanklara göre úekillenen kondisyon
de÷erleri tespit edildi. Ortalama olarak bulunan kondisyon faktörü de÷erleri K ve D
Guruplarına ve tanklara göre de÷iúimleri ùekil 49 ve 50’de verilmiútir.
0,80
0,70
0,60
0,50
0,40
0,30
0,20
0,10
0,00
1
2
3
4
5
6
7
8
9
DENEME TANKLARI
ùekil 49. D Gurubu tankların ortalama kondisyon faktörü de÷iúimleri.
KONDøSYON DEöERLERø
ORTALAMA
86
0,80
0,70
0,60
0,50
0,40
0,30
0,20
0,10
0,00
1
2
3
4
5
6
7
8
9
DENEME TANKLARI
ùekil 50. K Gurubu tankların ortalama kondisyon faktörü de÷iúimleri.
Bu verilere göre her iki gurubun da toz yem guruplarıyla canlı yem gurupları
benzer çıkarken canlı+ toz yem gurupları her iki gurupta da nispeten düúük
bulunmuútur. Bu da gerek do÷al kökenli, gerek kuluçka kökenli olsun anaçların
yavrularının suni yemle beslenebilece÷ini do÷rular niteliktedir.
Periyotlarda gerçekleúen ölü sayıları
Çalıúma serbest yüzmeye geçen aynı sa÷ım dönemi yavruları üzerinde
geçekleútirildi. Maçka ølçesi, Coúandere mevkiindeki özel bir iúletmenin
kuluçkahanesine yerleútirilen 18 adet 30 L hacimli tank içerisine yerleútirilen
yavrular takip edildi. D ve K Guruplarına eúit bakım uygulandı. Çalıúma süresince
ölen balıklar sayılarak ortamdan uzaklaútırıldı. Periyotlar itibarıyla gerçekleúen ölü
balık sayıları, guruplara göre ùekil 51’de verilmiútir.
ÖLÜ BALIK SAYISI
210
toz D
toz+canlı D
canlı D
toz K
toz+canlı K
canlı K
140
70
0
1
2
3
ÇALIùMA PERøYOTLARI
ùekil 51. Çalıúma periyotlarında guruplara göre gerçekleúen ölüm de÷erleri.
87
ølk periyotta D Gurubu balıklarda, en iyi yaúama oranı canlı yem gurubunda
gerçekleúirken, K Gurubu balıklarda ise toz yem gurubunda gerçekleúmiútir.
økinci periyotta, her iki gurupta da ölü balık sayısı en fazla toz yem gurubunda,
sonra toz+canlı yem gurubunda ve en az canlı yem gurubunda gerçekleúmiútir. Son
periyotta ise guruplar arası ölü balık sayısı de÷erleri açısından önemli bir farklılık
gözlenmememiútir.
Bu de÷erler açısından ele alındı÷ında, ilk iki periyotta K Guruplarının nispeten
avantajlı oldu÷u söylenebilirse de son periyot ölü balık sayısı de÷erlerine göre, ne toz
yem ve canlı yem açısından, ne de do÷al kökenli ve kuluçkahane kökenli yavru ölüm
de÷erleri arasında bariz bir farklılık oluúmadı÷ı gözlemlenmiútir.
Sonuç:
1. Do÷adan yakalanmıú ve kuluçkahanede yetiútirilmiú anaçların yavrularının toz
yem, canlı yem ve karıúık olarak ön beslemeye alınmalarında, ne yemlemeden ne
de anaç balık orijininden dolayı bariz bir farklılık oluúmamıútır.
2. Biyokütle artıúında, canlı yemle yemlenen yavruların nispeten iyi geliúmesi,
yeme alıúmada canlı yemin pozitif etkisini desteklemektedir. Gerek Artemia
açılıúındaki zorluk, gerek yüksek maliyeti dezavantaj oluútursa da ön beslemede
avantaj sa÷layabilecektir. Bununla birlikte guruplar arasındaki farklılı÷ın
istatistiksel açıdan önemsiz bulunuúu, bu türün kültür úartlarında yetiútiriciler
tarafından suni yemlerle titiz yemlenmesi halinde, baúarı kuvvetle muhtemeldir.
3. Spesifik büyüme oranı (SBO) ve ortalama bireysel a÷ırlık artıú de÷erlerinin
yükselmesi canlı yemle yemlemeyi destekleyici nitelikte olsa da fark önemsiz
bulunmuútur. D Gurubu yavruların, toz yemle yemlemede, deneme sonunda tüm
guruplar içerisinde en iyi de÷eri göstermesi, toz yemle ön beslemenin
yapılabilece÷inin en önemli göstergesidir.
4. Bütün bu sonuçlara ra÷men, farklı sıcaklıklarda, farklı yemleme stratejileriyle ve
farklı yemlerle jenerasyonların ön beslemelerinin denenmeleri, yeni kültüre
alınmakta olan bu türe ait ön besleme uygulamalarını daha net bir úekilde ortaya
koyabilecektir.
4.7. Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut
Oranları Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri
4.7.1. Çevresel Parametreler
Çalıúma boyunca su sıcaklıkları 10 – 17 °C de÷erleri arasında de÷iúmiú ve
ortalama 13.4 ± 1.67 °C úeklinde gerçekleúmiútir (ùekil 52). Di÷er su kalite kriterleri
ise Tablo 20‘de verilmiútir.
88
18
T (°C)
16
14
12
10
8
0
5
10
15
20
25
30
35
40
45
50
55
t (gün)
ùekil 52. Çalıúma boyunca ölçülen günlük ortalama su sıcaklıkları (°C).
Tablo 20. Çalıúma boyunca ölçülen su kalite kriterlerinin de÷iúim sınırları.
Parametreler
Çözünmüú oksijen (mg/l)
pH
Sülfat (mg/l)
Nitrat (mg/l)
Nitrit (mg/l)
o-Fosfat (mg/l)
øletkenlik (mS/cm)
Bulanıklık (FTU)
Toplam sertlik (F°S)
Organik madde (mg/l)
De÷er
8.8 - 9.2
7.42 - 7.84
1 - 14
0.4 - 1.2
0.004
0.12 - 0.70
0.045 - 0.189
0-7
4-5
1.2 - 1.6
4.7.2. Büyüme Performansı
Çalıúma sonunda 50/18, 48/18 ve 48/16 yemleri ile beslenen balıkların
a÷ırlıkları ve spesifik büyüme oranları sırasıyla, 59.20±1.477 ve 1.55±0.04,
63.89±1.638 ve 1.69±0.04, 61.36±1.019 g ve 1.61±0.04 olarak hesaplanmıútır. 50/18
yemi ile beslenen balıkların a÷ırlıkça büyümesi ve büyüme oranı 48/18 yemi ile
beslenenlere göre düúük bulunmuú (P<0.05), 48/16 yemi ile beslenen balıklarla ise
benzerlik göstermiútir (ùekil 53, Tablo 21 ve 22).
Çalıúma sonunda 50/18, 48/18 ve 48/16 yemleri ile beslenen balıkların
kondisyon faktörleri sırasıyla, 1.140±0.090, 1.127±0.074 ve 1.085±0.060 olarak
hesaplanmıútır. 50/18 yemi ile beslenen balıkların kondisyon faktörleri 48/16 yemi
ile beslenenlere göre üstünlük sa÷lamıútır (P<0.05). 48/18 yemi ile beslenen balıklar
için ise bu de÷erler di÷er yemlerle benzerlik göstermiútir (Tablo 23).
89
70
50/18
48/18
48/16
60
W (g)
50
40
30
20
0
1
2
3
4
5
6
7
8
t (hafta)
ùekil 53. Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (W; g).
Tablo 21. Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (g).
t (hafta)
0
2
4
6
8
50/18
24.91±0.065
31.82±0.235
41.48±0.885
50.54±0.966
59.20±1.477a
48/18
24.86±0.068
32.41±0.095
42.62±1.927
52.01±1.631
63.89±1.638 b
48/16
ANOVA
24.87±0.065
P>0.05
31.67±0.217
P>0.05
42.56±0.907
P>0.05
51.77±2.236
P>0.05
ab
61.36±1.019
P<0.05
Tablo 22. Çalıúma boyunca a÷ırlıkça spesifik büyüme oranı (SBO).
t (hafta)
0-2
2-4
4-6
6-8
0-8
50/18
2.04±0.04
1.89±0.10
1.69±0.72
1.13±0.24
1.55±0.04 a
48/18
2.21±0.19
1.95±0.31
1.38±0.10
1.47±0.05
1.69±0.04 b
48/16
2.01±0.05
2.11±0.11
1.40±0.18
1.22±0.31
1.61±0.04 ab
ANOVA
P>0.05
P>0.05
P>0.05
P>0.05
P<0.05
Tablo 23. Çalıúmanın baúı ve sonunda kondisyon faktörü de÷erleri.
t (hafta)
0
8
50/18
1.024±0.091
1.140±0.090 a
48/18
1.029±0.097
1.127±0.074 ab
48/16
1.020±0.071
1.085±0.060 b
ANOVA
P>0.05
P<0.05
90
4.7.3. Vücut oranları
Çalıúmanın baúında baú, karaci÷er, karkas ve iç organ oranları sırasıyla,
%11.26±0.96, %2.01±0.34, %72.79±1.70 ve %15.95±1.31 olarak belirlenmiútir.
Çalıúmanın sonunda karkas ve iç organ oranları; 50/18, 48/18 ve 48/16 yemleri ile
beslenen balıkların sırasıyla, 72.49±3.41 ve 18.00±4.00, 75.55±2.01 ve 14.55±1.98
ve 77.16±2.66 ve 13.02±2.66 olarak belirlenmiú, 50/18 ile 48/16 arasındaki farlılıklar
önemli (P<0.05), baú ve karaci÷er oranları ise benzer bulunmuútur (Tablo 24).
Tablo 24. Çalıúmanın sonunda baú, karaci÷er, karkas ve iç organ oranları (%).
Baú
Karaci÷er
Karkas
øç organ
50/18
9.51±0.83
1.71±0.25
72.49±3.41 a
18.00±4.00 a
48/18
9.90±0.81
1.61 ±0.36
75.55±2.01 ab
14.55±1.98 ab
48/16
9.82±0.19
1.46 ±0.17
77.16±2.66 b
13.02±2.66 b
ANOVA
P>0.05
P>0.05
P<0.01
P<0.01
91
5. ÖNERøLER
Projede, Do÷u Karadeniz’de yayılım gösteren ve Karadeniz alabalı÷ının
(Salmo trutta labrax) döl verim özellikleri, kuluçkahane orijinli yavruların tatlısu ve
deniz suyunda karúılaútırmalı büyüme performansları, farklı tuzluluklarda
smoltifikasyon süreçleri, besin kesesi tüketimi, larval aúamada yem tercihleri ve
farklı biyokimyasal içerikli yemlerle beslendiklerinde büyüme performansları
çalıúılmıútır.
Yetiútiricilik açısından ulaúılacak ekonomik beklenti, türün özel sektöre
kazandırılması ve kısa sürede pazarlanabilir ürün üretilebilmesidir. Proje
çalıúmalarında pek çok alabalık iúletmesi ile birlikte çalıúılmıú ve türün yetiútiricilik
açısından tanıtımı yapılmıútır. Zaten Do÷u Karadeniz Bölgesi’nin kendi bünyesinde
da÷ılım gösteren türün, popüler olma özelli÷i oldukça eskilere dayanmaktadır.
Proje çalıúmasının sonuçlarına genel olarak bakıldı÷ında, türün daha önce
tamamlanan proje ile ortaya konan kültür özelliklerinin olumlu sonuçları daha da
geliútirilerek yeni çalıúmalara ıúık tutulmaya çalıúılmıútır.
Alabalık için genel olarak porsiyonluk büyüklü÷ü 200 g olarak kabul
edilmektedir. Karadeniz alabalı÷ının bu a÷ırlı÷a ulaúma süresi iki yıla yakın bir
zaman almaktadır. Oysa bu süre gökkuúa÷ı alabalı÷ı için 10-12 ay arasında
de÷iúmektedir. Karadeniz alabalı÷ı için bu sürenin uzun oluúu, yetiútiricilikten
kaynaklanan riskleri ve üretim maliyetini arttırmaktadır. Ancak türün pazar de÷eri
gökkuúa÷ı alabalı÷ı ile karúılaútırıldı÷ında oldukça yüksektir. Renk, görünüm ve et
tekstürü Karadeniz alabalı÷ını daha da cazip kılmaktadır. Yetiútiricilikde sürenin
uzunlu÷u bu nedenle göz ardı edilebilmektedir.
Bilimsel olarak hızlı büyüme performansı ve üreme özellikleri gösteren
bireylerin seçimi ve ıslahı, belki yetiútiricilik süresinin kısaltılması için olumlu
sonuçlar verebilir. Dolayısıyla hayat evrelerinin tamamı baúarılı bir úekilde
tamamlanan bu türün, kültür úartlarının iyileútirilmesi ve ıslah çalıúmalarının
baúlaması önem arz etmektedir. Bu projede, do÷adan ve kültür úartlarından elde
edilen anaçlardan döl verim özellikleri, büyüme performansı, larval yem gereksinimi
irdelenmiútir.
Karadeniz alabalı÷ı üzerine Enstitümüzce tamamlanan bu ikinci projedir.
Avrupa ve Kuzey Amerika’da elli yılı aúkın bir süredir en yaygın olarak yetiútirilen
Salmonid türü Atlantik salmonudur. Halen bu tür üzerinde araútırma projeleri devam
etmektedir. Karadeniz alabalı÷ı kültüre son yıllarda katılan, ancak özel iúletmelerce
sınırlı olarak yetiútiricili÷ine baúlanmıú yeni bir Salmonid türüdür. Dolayısıyla
gelecekte ıslah, genetik ve besleme ile ilgili konularda yeni projelere ihtiyaç vardır.
92
6. ÖZET
Araútırmada, Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde yayılım gösteren Karadeniz
alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) yetiútiricilik performansı ve azalan stokları takviye
amaçlı kullanım imkanlarının araútırılması planlanmıútır.
Deniz ekotipinin nispi yumurta verimi 771-6263 adet/kg, dere ekotipin de ise
1020-3199 adet/kg arasında de÷iúim göstermiútir. Yumurtadan çıkıú 11.5°C’de 477489 gün-derecede tamamlanmıútır.
Kasım baúlangıcında deniz suyuna transfer edilen parrlarda beneklenme
durumu mart baúlangıcında görsel olarak incelenmiú, smoltlaúma durumu ortaya
konmaya çalıúılmıútır. Balıkların %50’sinin 11.3-11.5 cm boyda smoltifikasyon
boyuna ulaútıkları gözlenmiútir.
Karadeniz tuzlulu÷unda tutulan balıklarda sodyum iyonu seviyesinde ilk 3
günde ani bir artıú gözlenirken, 7. günden itibaren de÷erler dura÷an bir seviyede
seyretmiútir. aynı de÷iúim klor iyonu seviyesinde de gözlenirken, potasyum iyonu
seviyesindeki azalma 17. günden sonra sabit bir seviyeye ulaúmıútır. Buna karúın,
‰30 tuzlulu÷a transfer edilen balıkların iyon seviyesinin(Na, K, Cl )14. günden
itibaren sabit düzeye ulaútı÷ı tespit edilmiútir.
Yumurtada çıkıú anında ortalama larva boyu 4.7 mm gurubunda 14.45±0.44
mm, 5.1 gurubunda 14.80±0.35 mm ve 5.5 mm gurubunda ise 14.80±0.59 mm, ilk
beslenme baúlamadan önce ise bu de÷erler sırasıyla 22.85±0.58 mm, 23.20±0.67 mm
ve 23.95±1.14 mm olarak ölçülmüútür. Besin kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR)
çıkıútan ilk beslenme öncesine kadar 4.7 mm gurubunda 0.649, 5.1 mm gurubunda
0.688 ve 5.5 mm gurubunda 0.606 olarak hesaplanmıútır
Do÷adan yakalanmıú ve kuluçkahanede yetiútirilmiú anaçların yavrularının
toz yem, canlı yem ve karıúık olarak ön beslemeye alınmalarında, büyüme
performansı açısından önemli bir farklılık oluúmamıútır.
Protein / ya÷ de÷erleri sırasıyla, 50/18, 48/18 ve 48/16 olan yemlerle beslenen
balıkların çalıúma sonunda a÷ırlıkları sırasıyla, 59.20±1.477, 63.89±1.638 ve
61.36±1.019 g olarak hesaplanmıútır. En iyi büyüme performansı 48/18 gurubunda
belirlenmiútir.
Anahtar kelimeler: Karadeniz alabalı÷ı, Salmo trutta labrax, Döl verimi,
Larval geliúim, Büyüme performansı, Smoltifikasyon, Yem
93
7. SUMMARY
In this study, culture performance, and supporting decreasing stocks of the
Black Sea trout (Salmo trutta labrax) living in the Eastern Black Sea Region have
been planned.
Relative fecundity of marina and fario ecotypes of Black Sea trout ranged 771
-6263 and 1020-3199 eggs/kg, respectively. Hatching of eggs were completed 477489 degree-days at 11.5°C.
In beginning of March, occurrence of parr markers of transferred of the
juveniles in the beginning of November was observed to determination of
smoltification size, and it was observed that, fish of over 50% reached smoltification
size in 11.3-11.5 cm length.
Blood plasma sodium level increased in three days, and than it stopped
normal level from seventh day in the Black Sea salinity. While same variation
observed in chlorine, decreasing of potassium level reached normal level after 17th
day. Blood plasma ion levels of fish transferred ‰30 salinity reached normal levels
after 14th day.
Mean larva lengths were measured in hatched and swim up stages 14,45±0,44
and 22,85±0,58 mm, 14,80±0,35 and 23,20±0,67 mm, and 14,80±0,59 and
23.95±1.14 mm in 4,7, 5,1, and 5,5 mm egg size groups, respectively. Yolk
conversion efficiency were calculated from hatching to swim up stage as 0,649,
0,688, and 0.606 in 4,7, 5,1, and 5.5 mm egg size groups, respectively.
Growth performance between hatchery and captured Black Sea trout
broodstock larvae fed artificial diet, live food, and their mixed showed no significant.
End of trial, weight of fish were calculated as 59,20±1,477, 63,89±1,638 and
61,36±1,019 g fed with 50/18, 48/18 and 48/16 (protein% / oil%) diets, respectively.
The best growth performance of the juvenile fish was determined fed with 48/18.
Key words: Black Sea trout, Salmo trutta labrax, reproduction, larval development,
growth performance, smoltification, food
94
8. LøTERATÜR LøSTESø
Abée, J.H., Hindar, K., Inter Population Variation in Reproductive Traits of
Anadromous Female Brown Trout, Salmo trutta L., Journal of Fish Biology, 37,
755-763, (1990).
Arai, K., Wilkins N.P., Triploidization of Brown Trout (Salmo trutta) by Heat
Shocks, Aquaculture, 64, 97-103, (1987).
Aras, M.S., Çoruh ve Aras Havzası Alabalıkları Üzerine Biyoekolojik Araútırmalar,
Atatürk Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dergisi, 7, 1-16, (1976).
Aras, N.M., Halilo÷lu, H.ø., Ayık ,Ö. Yetim., H., Comparison of Fatty Acid Profiles
of Different Tissues of Mature Trout (Salmo trutta labrax, Pallas, 1811) Caught
from Kazandere Creek in the Çoruh Region, Erzurum, Turkey, Turkish Journal
of Veterinary and Animal Sciences, 27, 311-316, (2003).
Arslan, M., Aras, N.M. Yıldırım, A., Do÷al Alabalı÷ın Cenker Çayı (Çoruh
Havzası)’nın Populasyon Yapısı ve Büyüme Özellikleri, Su Ürünleri
Sempozyumu, 20-22 Eylül, Sinop, (2000) pp: 266-278
Arzel, J., Lopez, F.X.M., Métailler, R., Stéphan, G., Viau, M., Gandemer, G.,
Guillaume, J., Effect of dietary lipid on growth performance and body
composition of brown trout (Salmo trutta) reared in seawater, Aquaculture, 123,
361-375, (1994).
Baglinière, J.L., Introduction: The Brown Trout (Salmo trutta L.)- Its Origin,
Distribution and Economic and Scientific Significance, Biology and Ecology of
the Brown and Sea Trout, Praxis Publishing, Chichester, UK. (1999).
Baglinière, J.L. Maisse, G., Biology and Ecology of the Brown and Sea Trout, Praxis
Publishing Ltd, Chichester, UK (1999).
Baúçınar, N., Kaynak Alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis Mitchill, 1814) Do÷u
Karadeniz Koúullarında Tatlısu ve Deniz Suyunda Kültür Potansiyelinin
ørdelenmesi: Optimum Çevre østekleri, Döl Verimi, Beslenme ve Büyüme
Özellikleri, Doktora Tezi, KTÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, (2001).
Baúçınar, N., Okumuú, ø., The Development of Brook Trout (Salvelinus fontinalis
Mitchill, 1814) Embryos During Yolk Sac Period, Turkish Journal of Zoology,
27, 227-230, (2003).
Bebak, J., Hankins, J.A. Summerfelt, S.T., Effect of Water Temperature on Survival
of Eyed Eggs and Alevins of Arctic Char, North American Journal of
Aquaculture, 62, 139-143, (2000).
Björnsson, B., Stefansson, G. V., Berge, A. I., Hansen, T. Stefansson S. O.
Circulating Growth Hormone Levels in Atlantic Salmon Smolts Following
Seawater Transfer: Effects of Photoperiod Regime, Salinity, Duration of
Exposure and Season, Aquaculture, 168, 121-137, (1998).
Bonnet, S., Haffray, P., Blanc, J.M., Vallée, F., Vauchez, C., Fauré, A., Fauconneau,
B., Genetic Variation in Growth Parameters until Commercial Size in Diploid
and Triploid Freshwater Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiis) and Seawater
Brown Tout (Salmo trutta), Aquaculture, 173, 359-375, (1999).
95
Bromage, N., Cumaranatunge, R.C., Egg Production in the Rainbow Trout, In:
Recent Advances in Aquaculture, Eds: J.F. Muir, R.J. Roberts, Croom Helm,
London, (1988). Pp. 63-138.
Bromage, N., Hardiman, P., Jones, J., Springate, J., Bye, V., Fecundity, Egg Size and
Total Egg Volume Differances in 12 Stocks of Rainbow Trout, Aquaculture
Fisheries Management, 21, 269-284, (1990).
Bromage, N., Jones, J., Randall, C., Thrush, M., Davies, B., Springate, J., Duston, J.,
Barker, G., Broodstock Management, Fecundity, Egg Quality and Timing of Egg
Production in the Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss), Aquaculture, 100, 141166, (1992).
Bromage, N.R., Roberts, R.J. Broodstock Management and Egg and Larval Quality,
Blackwell Science, Oxford. (1995). Pp: 424.
Çelikkale, M.S., øç Su Balıkları Yetiútiricili÷i, Cilt I, 2. Baskı, KTÜ Basımevi,
Trabzon. (1994).
Çelikkale, M.S., Düzgüneú, E., Okumuú, ø., Türkiye Su Ürünleri Sektörü Potansiyeli,
Mevcut Durumu, Sorunları ve Çözüm Önerileri, østanbul Ticaret Odası Yayınları,
Yayın No: 1999-2, østanbul. (1999).
Damsgård, B., Arnesen, A. M., Feeding, Growth and Social Interactions During
Smolting and Seawater Acclimation in Atlantic Salmon, Salmo salar L.,
Aquaculture, 168, 7-16, (1998).
Dumas, S., Blanc, J.M., Audet, C., de la Noüe, J., Variation in Yolk Absorption and
Early Growth of Brook Charr, Salvelinus fontinalis (Mitchill), Arctic Charr,
Salvelinus alpinus, and Their Hybrids, Aquaculture Research, 26, 759-764,
(1995).
Eliasen, R.A., Johnsen, H.K., Mayer, I., Jobling, M., Contrast in Osmoregulatory
Capacity of Two Arctic charr, Salvelinus alpinus (L.), Strains From Northern
Norway, Aquaculture, 168, 255-270, (1998).
Elliot, J.M., Quantitative ve Ecology and the Brown Trout. Oxford Univ. Press,
Oxford, (1994). Pp: 286.
Elliot, J.M., Fecundity and Density in Redd for Sea Trout, Journal of Fish Biology,
47,893-901, (1995).
FAO, Manuel of Fisheries Science, M.J. Holden ve D.F.J. Raitt, Rome, 1974.
FAO, 1950-2004 Aquaculture Production Statistics, Fishstat Plus, www.fao.org.
2004.
Fausch, K.D., White, R.J., Competirion Among Juveniles of Coho Salmon, Brook
Trout, and Browb Trout in a Laboratory Stream, and Implication for Great Lakes
Tributaries, Trans. American Fish. Soc.,115, 363-381, (1986).
Ferguson, M.M., Liskauskas, A.P., Danzmann, R.G., Genetic and Environmental
Correlates of Variation in Body Weight of Brook Trout (Salvelinus fontinalis),
Canadian Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 52, 307-314, (1995).
Finstad, B., Ugedal, O., Smolting of Sea Trout (Salmo trutta L.) in Northern
Norway, Aquaculture, 168, 341-349, (1998).
Forsman, L., Pirhonen, J., Soivio, A., Effect of Long Term Stress on the Smolting of
Two Forms of Brown Trout (Salmo trutta), Aquaculture, 168, 49-55, (1998).
96
Froese, R., Pauly, D. (Editors), Fishbase 2004. World Wide Web Electronic
Publication, 2004. http://www.fishbase.org.
Galbreath, P.F., Torgaard, G.H., Saltwater Performanceof Triploid Atlantic Salmon
Salmo Salar L X Brown Trout Salmo trutta L. Hybrids, Aquaculture Research,
28, 1-8, (1997).
Gall, G.A.E., Crandell, P.A., The Rainbow Trout, Aquaculture, 100, 1-10, (1992).
Geldiay, R., Balık, S., Türkiye Tatlı Su Balıkları, Ege Üniversitesi, Su Ürünleri
Fakültesi Yayın No: 46, Ders Kitabı Dizini No: 16, Ege Üniversitesi Basımevi,
Bornova, øzmir. (1996).
Gjerdem, T., Gunnes, K., Comparison of Growth Rate in Atlantic Salmon, Pink
Salmon, Arctic Char, Sea Trout and Rainbow Trout Under Norwegian Farming
Conditions, Aquaculture, 13, 135-141, (1978).
Grande, M., Andersen, S., Effect of Temperature Regimes From a Deep and a
Surface Water Release on Early Development of Salmonids, Research &
Management, 5, 355-360, (1990).
Hansen, T., Artificial Hatching Substrate: Effect on Yolk Absorption, Mortality and
Growth During First Feeding of Sea Trout (Salmo trutta), Aquaculture, 46, 275285, (1985).
Hansen, T.J., Møller, D., Yolk Absorption, Yolk Sac Constrictions, Mortality, and
Growth During First Feeding of Atlantic Salmon (Salmo salar) Incubated on
Astro-Turf, Canadian Journal of Fisheries and Aquatic Sciences, 42, 1073-1078,
(1985).
Heen, K., Thorpe, J., Ridler, N., Monahan, R.L., Mahnken, C., Lindbergh, J., The
Distrubition of Salmon Aquaculture, In: Salmon Aquaculture, Eds: K. Heen, R.L.
Monahan, F. Utter, Fishing News Book, Blackwell Scientific Publication Ltd.
Oxford. (1993).
Heggenes, J., Traen, T., Daylight Responses to Overhead Cover in Stream Channels
for Fry of Four Salmonid Species, Holarctic Ecology, 11, 194-201, (1988).
Heinimaa, S, Jaakko, E., Soivio, A., Differences in the Physiological Status of
Atlantic Salmon Smolts in Three Tributaries of the River Teno, Aquaculture,
168, 85-94, (1998).
Hodson, P.V., Blunt, B.R., The Effect of Time from Hatch on the Yolk Conversion
Efficiency of Rainbow Trout, Salmo gairdneri, Journal Fish Biology, 29, 37-46,
(1986).
Hutchison, M.J., Iwata, M., Effect of Throxine on the Decrease of Aggressive
Behaviour of Four Salmonids During the Parr-Smolt Transformation,
Aquaculture, 168, 169-175, (1998).
Iversen, M., Finstad, B., Nilssen, K., Recovery from Loading and Transport Stress in
Atlantic Salmon (Salmo salar L.) Smolts, Aquaculture, 168, 387-394, (1998).
Jensen, J.W., Berg, T., Food rations and rate of gastric evacuation in brown trout fed
pellets, The Progressive Fish-Culturist, 55, 244-249, (1993).
Jobling, M., Koskela, J., Pirhonen, J., Feeding time, feed intake and growth of Baltic
salmon, Salmo salar, and brown trout, Salmo trutta, reared in monoculture and
duoculture at constant low temperature, Aquaculture, 163, 73-84, (1998).
97
Jonnson, N., Jonnson, B., Hansen, L.P., Aass, P., Effects of Seawater-acclimatization
and Release Sites on Survival of Hatchery-reared Brown Trout, Salmo trutta, J.
of Fish Biology, 44, 973-981, (1994).
Jonnson, N., Jonnson, B., Energy Allocation in Polymorphic Brown Trout,
Functional Ecology, 11, 310-317, (1997).
Jonnson, N., Jonnson, B., Body Composition and Energy Allocation in Life-History
Stages of Brown Trout, Journal of Fish Biology, 53, 1306-1316, (1998)
Jungwirth, M., Winkler, H., The Temperature Dependence of Embryonic
Development of Grayling (Thymallus thymallus), Danube Salmon (Hucho
hucho), Arctic Char (Salvelinus alpinus) and Brown Trout (Salmo trutta fario),
Aquaculture, 38, 315-327, (1984).
Killen, J, McLay, H.A., Johston, I.A., Development in Salmo truta at Different
Temperatures, with a Quantitative Scoring Method for Intraspecific Comparison,
Journal of Fish Biology, 55, 382-404, (1999).
Kuru, M. Dicle-Fırat, Kura-Aras, Van Gölü ve Karadeniz Havzası Tatlı Sularında
Yaúayan Balıkların Sistematik ve Zooco÷rafik Yönden øncelenmesi, Atatürk
Üniversitesi, Fen Fakültesi, Biyoloji Bölümü, Doçentlik Tezi, Erzurum. (1975).
Krieg, F., Guyomard, R., Population genetics of French brown trout (Salmo trutta L.)
Large geographical differentiation of wild population and high similarity of
domesticated stocks. Genet. Sel. Evol., 17, 225-242, (1985).
Landergen, P., Vallin, L., Spawning of Sea Trout, Salmo trutta, L., in Brackish
Waters-Lost Effort or Succesful Strategy, Fisheries Research, 35, 229-236,
(1998).
Landergen, P., Spawning of Anadromous Rainbow Trout, Oncorhynchus mykiss
(Walbaum): A Threat to Sea Trout, Salmo trutta L., Population, Fisheries
Research, 40, 55-60, (1999).
Landergen, P., Survival and Growth of Sea Trout Parr in Fresh and Brackish Water,
Journal of Fish Biology, 58, 591-593, (2001).
Liskauskas, A.P., Ferguson, M.M., Genetic Variation and Fitness: A Test in a
Naturalized Population of Brook Trout (Salvelinus fontinalis), Canadian Journal
of Fisheries and Aquatic Sciences, 48, 2152-2162, (1991).
Lysfjord, G., Staurnes, M., Gill Na+-K+-ATPase Activity and Hypoosmoregulatory
Ability of Seaward Migrating Smolts of Anadromus Atlantic Salmon (Salmo
salar), Sea Trout (Salmo trutta) and Arctic Char (Salvelinus alpinus) in the Hals
River, Northern Norway, Aquaculture, 168, 279-288, (1998).
MacCrimmon, H.R., Marshall, T.L., World Distribution of Brown Trout, Salmo
trutta: Further Observations, Journal of Fisheries Research Board Canada, 27,
811-818, (1970).
McIntosh, A.R., Townsend, C.R., Contrasting Predation Risks Presented by
Introduced Brown Trout and Native Galaxias in New Zealand Steams, Canadian
Journal of Aquatic Sciences, 52, 1821-1833, (1995).
Morgan, J.D., Iwama, G.K., Salinity Effects on Oxygen Consumption, Gill Na+, K+ATPase and Ion Regulation in Juvenile Coho Salmon, Journal of Fish Biology,
53, 1110-1119, (1998).
Muir, J.F., Roberts, R.J., Recent Advences in Aquaculture IV, Blackwell Scientific
Publications, London, (1993). Pp 185-192.
98
Munakata, A., B., Björnsson, T.H., Björnsson, S.S., Amano, M., Ikuta, K., Kitamura,
S., Kurokawa, T., Aida, K., Post-Release Adaptation Processes of HatcheryReared Honmasu Salmon Parr, Journal of Fish Biology, 56, 163-172, (2000).
Nielsen, C., Madsen, S.S., Björnsson, B.T.H., Changes in Branchial and Intestinal
Osmoregulatory Mechanisms and Growth Hormone Levels During Smolting in
Hatchery-Reared and Wild Brown Trout, Journal of Fish Biology, 54, 799-818,
(1999).
Ojanguren, A.F., Reyes-Gavilán, F.G., Braña, F., Effects of Egg Size on Offspring
Development and Fitness in Brown Trout, Salmo trutta L., Aquaculture, 147, 920, (1996).
Okumuú, ø., Üstünda÷, C., Kurto÷lu, ø.Z., Baúçınar, N., Deniz Kafesleri ve Tatlısu
Havuzlarında Stoklanan Gökkuúa÷ı Alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss)
Anaçlarının Sa÷ım Zamanı, Yumurta Verimi ve Yumurta Kalite Özellikleri, IX.
Ulusal Su Ürünleri Sempozyumu, 17-19 Eylül, E÷irdir. (1997).
Okumuú, ø., Baúçınar, N., Alkan, M. Z., Kurto÷lu, ø. Z. Kaynak Alabalı÷ının
(Salvelinus fontinalis) Do÷u Karadeniz Koúullarında Deniz Suyu ve Tatlısu
Ortamlarındaki Büyüme Kültür Potansiyeli, III. Do÷u Anadolu Su Ürünleri
Sempozyumu, 10-12 Haziran, Erzurum, (1998).
Okumuú, ø., Deniz Ürünleri Yetiútiricili÷i Ders Notları, KTÜ Sürmene Deniz
Bilimleri Fakültesi, Trabzon, (2000) (Basılmamıú).
Okumuú, ø., Damızlık Stok Yönetimi Ders Notları, KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri
Fakültesi, Trabzon, (2001) (Basılmamıú).
Ovenden, J.R., Bywater, R., White, R.W.G., Mitochondrial DNA Nucleotide
Sequence Variation in Atlantic Salmon (Salmo salar), Brown Trout (Salmo
trutta), Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss) and Brook Trout (Salvelinus
fontinalis) from Tasmania, Australia, Aquaculture, 114, 217-227, (1993)
Piper, R.G., Mcelwain, L.B., Mccraden, J.P, Fowler, L.G., Leonard, J.R., Fish
Hatchery Management, US Fish And Wildlife Survice, Washington D.C. (1982)
Pirhonen, J., Koskela, J., Jobling, M., Differences in Feeding Between 1+ and 2+
Hatchery Brown trout Exposed to Low Water Temperature, J. of Fish Biology,
50, 678- 681, (1997).
Pirhonen, J., Forsman, L., Relationship between Na+, K+-ATPase Activity and
Migration Behaviour Of Brown Trout And Sea Trout (Salmo trutta L.) During
the Smolting Period, Aquaculture, 168, 41-47, (1998).
Rubin, J.F., Survival and Development of Sea Trout, Salmo trutta (L.), Eggs in
Baltic Sea Saltwater, Fisheries Research, 20, 1-12, (1994).
Shrimton, J. M., McCormick, S., Seasonal Differeces in Plasma Cortisol and Gill
Corticosteroid Receptors in Upper and Lower Mode Juvenile Atlantic Salmon,
Aquaculture, 168, 205-219, (1998).
Slastenenko, E., Karadeniz Havzası Balıkları, Çeviri: H.E Altan, Et ve Balık Kurumu
Umum Müdürlü÷ü, østanbul, (1956) Pp: 711.
Stevenson, J.P., Trout Farming Manual, Second Editions, Fishing New Books,
England, (1987).
Svetovidov, A.N., Salmonidae. In P.J.P. Whitehead, M. – L.Bauchot, J.-C. Hureau,
J.Nielsen and E. Tortonese (eds.) Fishes of the North-Eastern Atlantic and the
Mediterranean, Unesco, Paris, Vol.1. (1984). Pp: 373-385.
99
Sundell, K., Dellefors, C., Björnsson, B.T.H., Wild and Hatchery-Reared Brown
Trout, Salmo Trutta, Differ in Smolt Related Characteristics During Parr-Smolt
Transformation, Aquaculture, 167, 53-65, (1998).
Tabak, ø., Aksungur, M., Zengin, M., Yılmaz, C., Aksungur, N., Alkan, A., Zengin,
B., Mısır, D.S., Karadeniz Alabalı÷ının (Salmo trutta labrax) Biyoekolojik
Özellikleri ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması, TAGEM/HAYSUD
/98/12/01/007, Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü, Proje
Çalıúması, Trabzon. (2001).
Tanguy, J.M., Ombredane, D., Bagliniére, J.L., Prunet, P., Aspects of Parr-Smolt
Transformation in Anadromous and Resident Forms of Brown Trout (Salmo
trutta) in Comparison With Atlantic Salmon (Salmo salar), Aquaculture, 121, 5163, (1994).
Tatar, O., Munzur Yerli Alabalı÷ının (Salmo trutta labrax, Pall.) Kültür Koúullarında
Üretilmesi ve Yavru Büyüklü÷üne Kadar Yetiútirilmesi Olanakları, E.U. Faculty
of Science Journal, Series B, Suppl., (1983).
Togan, ø., Ergüven, A., Emre, Y., Gezgin., F., Plan, E. , Koban, E., Abant Gölü’nde
ve Batı Akdeniz’de Bulunan Do÷al Alabalık (Salmo trutta L.) Toplumlarının
Genetik Yapılarının Korunması, TÜBøTAK Proje Araútırması, Proje No: VHAG1396, Ankara. (1999)
Ugedal, O., Finstad, B., Damsgård, B., Mortensen, A., Seawater Tolerance and
Downstream Migration in Hatchery-Reared and Wild Brown Trout, Aquaculture,
168, 395-405, (1998).
9. LøFLET
Bu projede, Kuzey-Do÷u Anadolu co÷rafyasına has bir tür olan Karadeniz alabalı÷ının
(Salmo trutta labrax) yo÷un úartlarda üretimi amaçlanmıútır. 31 Temmuz 2001 tarihi itibarıyla
Enstitümüzde tamamlanan proje çalıúmasında “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojk
Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması” projesi kapsamında türün
birçok do÷al davranıúı ortaya konulmuútur. Ancak, kültür ortamında alınan döllerin olgunluk
yaúı, döl verim özellikleri, denize göç esnasında smolt balıklarda meydana gelen de÷iúimler,
denize göç davranıúları gibi konular tam netlik kazanmamıútır.
Türün kültür potansiyeli irdelenerek, yörede yaygın olarak faaliyet gösteren alabalık
iúletmelerine alternatif kültür formu sunmak amaçlanmaktadır. Elde edilecek veriler
do÷rultusunda yetiútiricilik yapan özel iúletmeler bilgilendirilecek, ekonomik bulundu÷u
takdirde iúletmelere anaç balık temini sa÷lanabilecektir.
ùekil - Maçka
Altındere Alabalık
Üretim østasyonu.
101
ùekil - Damızlık
erkek ve diúi
bireyler.
ƃ
Ƃ
ƃ
Ƃ
ùekil - Yumurtaların sa÷ımı ile kuluçkalanması arasında izlenen prosedür.
102
ùekil - Damızlıkların
bayıltılması amacıyla
oluúturulan 50 ppm’lik
Benzocaine çözeltisinin
hazırlanması.
ùekil - Erkek
damızlıklardan sa÷ılan
spermlerin bir kap
içerisinde biriktirilmesi.
ùekil - Diúi anaçtan
yumurtanın plastik bir
kap içerisine sa÷ımı.
103
ùekil – Enjektör
yardımıyla
spermlerin
yumurtalar üzerine
eklenmesi.
ùekil – Tüy
yardımıyla
spermlerin
yumurtalar ile
karıútırılması.
ùekil –
Damızlıkların
boylarının ölçülmesi.
104
ùekil –
Damızlıkların
a÷ırlıklarının
ölçülmesi.
ùekil – Yumurtaların
su alarak úiúmeleri
için bekletilmesi ve
daha sonra sperm ve
di÷er maddelerin
yıkanarak
uzaklaútırılması.
ùekil – Kuluçka
dolabının görünüúü
ve tablaların
markalanması.
105
ùekil – Yumurtaların
tablalara yerleútirilmesi
ve bir miktar yumurta
örne÷inin alınması.
ùekil – Gözlenmiú yumurta.
ùekil – Gözlenmiú
yumurta ve yeni çıkmıú
larvalar.
106
ùekil –Yeni çıkmıú
larva.
ùekil – 10 günlük
larva larva.
2001-2002 Üreme Dönemi
Tablo - Kasım – Aralık 2001 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları.
Do÷al (n=12)
Boy (cm)
53.6±5.75
Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g)
1562.5±612.33
Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g)
1315.2±513.27
Toplam yumurta verimi
2564±1208
Nispi yumurta verimi
2060±863
Yumurta çapı (mm)
5.56±0.38
Sa÷ımda do÷adan yeni yakalanan bireylerden alınan yumurtaların renk pigmentlerinin
daha bariz bir úekilde, 2-3 yıldır kültür úartlarında muhafaza edilen bireylerden koyu oldu÷u
görülmüútür.
107
ùekil - Yeni yakalanmıú ve 3 yıl
kültür úartlarında yetiútirilen
anaçların yumurtalarındaki
pigment farklılı÷ı.
2002-2003 Üreme Dönemi
Tablo - Kasım 2002 - Ocak 2003 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları.
Kuluçkahane
(n=24)
Yumurta verimi (adet/anaç)
Boy (cm)
40.7±4.34
Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g)
850.0±321.1
Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g)
714.7±286.1
Toplam yumurta verimi
1636±904
Nispi yumurta verimi
2345±823
Toplam yumurta a÷ırlı÷ı (g)
131.8±64.4
Yumurta çapı (mm)
5.08±0.24
Yumurta a÷ırlı÷ı (mg/adet)
81.06±7.72
Yumurta kaybı (ilk 36h) (%)
2.64±2.81
Yumurta kaybı (döllenme30.24±32.14
çıkıú) (%)
10000
9000
8000
7000
6000
Do÷al
(n=24)
ANOVA
48.6±10.87
1435.1±924.2
1186.9±747.2
2804±2347
2318±941
237.1±188.6
5.23±0.29
87.67±15.58
3.03±4.27
P<0.01
P<0.05
P<0.05
P<0.05
P>0.05
P<0.05
P>0.05
P>0.05
P>0.05
21.52±28.28
P>0.05
y = 173.55x - 5631.8 ; R2 = 0.65; P<0.001
5000
4000
3000
2000
1000
0
30
40
50
60
70
80
Boy (cm)
ùekil - 2002-2003 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi.
108
2
Yumurta verimi (adet/anaç)
6000
y = 120.81x - 3283.3 ; R = 0.34; P<0.05
5000
4000
3000
2000
1000
0
30
35
40
45
50
55
Boy (cm)
ùekil - 2002-2003 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi.
2003-2004 Üreme Dönemi
Tablo - Kasım 2003 - Ocak 2004 sa÷ım döneminde ait üreme bulguları.
Boy (cm)
Kuluçkahane
(n=84)
48.67±7.55
Sa÷ım öncesi a÷ırlık (g)
1536.0±782.1
1901.0±1070.7
P>0.05
Sa÷ım sonrası a÷ırlık (g)
1261.3±654.3
1595.6±954.0
P>0.05
Toplam yumurta verimi
3402±1566
3545±1611
P>0.05
Nispi yumurta verimi
2802±696
2458±987
P>0.05
299.6±149.6
329.0±148.3
P>0.05
5.17±0.27
5.28±0.32
P>0.05
87.81±13.78
92.53±15.06
P>0.05
Yumurta kaybı (ilk 36h) (%)
1.8±5.1
1.6±2.9
P>0.05
Yum. kaybı (döllenme-çıkıú) (%)
4.6±11.9
9.2±10.5
P>0.05
Toplam yumurta a÷ırlı÷ı (g)
Yumurta çapı (mm)
Yumurta a÷ırlı÷ı (mg/adet)
Do÷al (n=20)
ANOVA
52.70±10.10
P<0.05
2003-2004 dönemi do÷al ve kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi
iliúkileri ise önemli bulunmuútur.
109
7000
y = 113.76x - 2449.1 ; R2 = 0.5087; P<0.05
Yumurta verimi (adet/anaç)
6000
5000
4000
3000
2000
1000
0
30
40
50
60
70
80
90
Boy (cm)
ùekil - 2003-2004 dönemi do÷al kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi.
y = 181.15x - 5416.2; R2 = 0.763; P<0.001
Yumurta verimi (adet/anaç)
12000
10000
8000
6000
4000
2000
0
30
40
50
60
70
80
90
Boy (cm)
ùekil - 2003-2004 dönemi kuluçkahane kökenli balıkların boy-yumurta verimi iliúkisi.
Deniz Suyunda Büyütme
Çalıúma I
2 Kasım 2001 tarihi itibariyle Maçka’da kaynak suyu ve Enstitü kampüsünde deniz suyu
verilen 115x115 cm ebatlarında ikiúer fiberglas tanka 100’er adet ortalama 11.2 g a÷ırlı÷ında
Karadeniz alabalı÷ı stoklanmıútır. Çalıúma baúlangıcından itibaren 4 nolu granül ile baúlanan
yemlemeye aynı ay içerisinde 2 nolu ekstrude alabalık yemiyle yemlemeye devam edilmiútir.
Çalıúma baúlangıcında, gruplar doyana kadar yemlenmiúlerdir. 3. periyottan itibaren bantlı
yemliklerle yapılmıútır.
50
Tatlısu 1
Tatlısu 2
Deniz Suyu 1
Deniz Suyu 2
40
30
20
Ni
s .0
2
ar
.02
M
.02
ùu
b
.02
Oc
a
A
Ka
s
ra
.01
10
.01
Ortama A÷ırlık (g)
110
Tartım Zamanı
ùekil - Deneme boyunca farklı iki su ortamında yapılan 4 grup deniz alabalı÷ının a÷ırlık artıúı
(Toplam kütlenin birey sayısına bölümüyle bulunan ortalama a÷ırlık de÷erleri kullanılmıútır).
Çalıúma II
Mart 2003’de baúlatılan büyüme performanslarının irdelenmesi denemesinde; eúit
yemleme koúullarında, Karadeniz tuzlulu÷u úartlarına yerleútirilen 2 grup ile tatlı su úartlarına
yerleútirilmiú 2 grup balı÷ın geliúimi gözlenmiútir. Aylık olarak veri alımı yapılan grupların
bakımı A÷ustos 2003’de sona ermiútir.
100
tX1
80
A÷ırlık (g)
tX2
dX1
60
dX2
40
20
0
1
2
3
4
5
6
Süre (ay)
ùekil - Karadeniz alabalı÷ı yavrularının deneme süresince a÷ırlıkça büyümesi (tX1 ve tX2
tatlısu grupları, dX1 ve dX2 deniz suyu grupları).
Araútırmanın deniz suyu – tatlı su büyütme aúamasında kasım ayından itibaren aylık
olarak toplam kütle tartımından ortalama balık a÷ırlık artıúı, bireysel ölçümlerle de boy a÷ırlık
de÷iúiminin gruplara göre farklılaúmasının gözlenmesi amaçlanmıútır.
111
Smoltifikasyon
Smoltifikasyonun Morfolojik Kontrolü
4 Mart 2002 tarihli ölçümlerde, 2 Kasım 2001 tarihinden itibaren Karadeniz tuzlulu÷una
muamele edilen balıkların tamamının boyu ölçülmüútür. Bununla birlikte parr benekleri ve
vücut renginin gümüúiye dönüúümü gözlemlenerek boy gruplarına göre balık sayıları,
smoltlaúan, yarı smoltlaúan ve smoltlaúmayanlar olarak kaydedilmiúlerdir. Elde edilen
de÷erler grafi÷e iúlenerek, balıkların %50’sinin smoltlaútı÷ı boy aralı÷ının 11.25-11.50 cm
oldu÷u belirlenmiútir.
ùekil - ‰18 ve ‰30 tuzlu suya 28 gün büyütülen Karadeniz alabalı÷ı bireyleri.
1
BULUNUù (% )
TAHMøN
GERÇEK
0,5
0
9
10
11
12
13
14
15
BALIK BOYU (cm)
ùekil - 5 ay süreyle Karadeniz tuzlulu÷unda (‰18) yetiútirilen balıklardaki parr beneklerinin
kayboluúuna göre tahmin edilen smoltlaúma boyu.
112
Larval Geliúim Çalıúması
Yumurtadan çıkıú anında ve ilk beslenme öncesi, yaú toplam ve kuru toplam
(larva+kese) a÷ırlık de÷erleri sırasıyla 4.7 mm grubunda 68.43±2.83 ve 95.85±4.04 mg,
25.26±0.74 ve 19.08±0.86 mg; 5.1 grubunda 85.04±4.75 ve 125.74±8.62 mg, 30.20±1.77 ve
23.66±0.69 mg ve 5.5 mm grubunda ise 107.68±5.38 ve 147.76±8.23 mg, 41.74±1.31 ve
30.82±2.85 olarak ölçülmüútür.
Tablo . Yumurtadan çıkıú (396 Gün-derece (GD)) ve dıú beslenmenin öncesinde (682 GD),
4.7, 5.1 ve 5.5 mm ortalama çapa ait yumurtadan çıkan larvaların de÷erleri.
GD
B±Std
(min-maks)
(mm)
YTA±Std
(min-maks)
(mg)
KKA±Std
(min-maks)
(mg)
KLA±Std
(min-maks)
(mg)
KTA±Std
(min-maks)
(mg)
KMO ±Std
(min-maks)
(%)
Yumurta Çapı = 4.7 mm
396
682
14.45±0.44
68.43±2.83
22.51±0.65
2.75±0.40
25.26±0.74
36.95±1.36
(13.5-15.0)
(61.6-71.7)
(21.6-23.9)
(2.0-3.4)
(24.0-26.2)
(34.57-38.96)
22.85±0.58
95.85±4.04
4.88±1.23
14.20±0.92
19.08±0.86
19.94±1.33
(22.0-24.0)
(88.5-100.0 )
(3.1-7.6)
(12.0-15.2)
(17.5-20.0)
(17.59- 21.95)
Yumurta Çapı = 5.1 mm
396
682
14.80±0.35
85.04±4.75
26.52±1.61
3.68±0.33
30.20±1.77
35.52±1.08
(14.5-15.5)
(77.2-91.9)
(23.8-28.9)
(3.0-4.1)
(27.5-33.0)
(34.10-37.30)
23.20±0.67
125.74±8.62
5.55±1.15
18.11±1.29
23.66±0.69
18.89±1.27
(22.0-24.0)
(114.1-139.8)
(4.1-7.4)
(16.4-20.1)
(22.8-25.3)
(16.95-20.60)
Yumurta Çapı = 5.5 mm
396
682
14.80±0.59
107.68±5.38
37.80±1.21
3.94±0.50
41.74±1.31
38.82±1.71
(14.0-15.5)
(100.0-115.1)
(36.0-39.7)
(3.2-4.8)
(39.4-43.4)
(37.09-42.50)
23.95±1.14
147.76±8.23
10.06±1.83
20.76±1.69
30.82±2.85
21.25±1.07
(22.0-25.0)
(136.5-160.4)
(6.0-12.2)
(17.4-22.6)
(23.4-33.9)
(19.45-23.15)
Karadeniz Alabalı÷ında Ön Beslemede Yem Tercihinin Belirlenmesi
ORTALAMA BøREY AöIRLIöI (mg)
350
300
toz Y (D)
toz+canlı Y (D)
canlı Y (D)
toz Y (K)
toz+canlı Y (K)
canlı Y (K)
250
200
150
100
15.01.04
25.01.04
04.02.04
14.02.04
24.02.04
05.03.04
DENEME SÜRECø
ùekil - Deneme boyunca ölen bireyler çıkıldıktan sonra guruplara göre bireysel a÷ırlık artıúı.
113
ùekil - Üç periyot boyunca uygulanan yemleme planı.
Son tartımda her bir tankta bulunan yavru sayıları sayılmıútır. Geriye do÷ru biyokütle
tartılarından ölen balıklar çıkarılarak balık sayılarına oranlanarak gurup ortalama birey
a÷ırlıkları tespit edilmiútir.
Karadeniz Alabalı÷ının Büyüme Performansı, Kondisyon Faktörü ve Vücut Oranları
Üzerine Farklı Yemlerin Etkileri
ùekil - Kullanılan tanklar
Bu çalıúmada kenar uzunlu÷u 115 cm ve kullanılabilen su hacmi 400 l olan dokuz adet
fiberglas tank kullanılmıútır. Kullanılan yemlerin içeriklerinden yola çıkılarak yemlere 50/18,
48/18 ve 46/16 isimleri verilmiútir. Burada ilk sayılar yemin protein, ikinci sayılar ise ya÷
içeri÷ini ifade etmektedir. Çalıúma sonunda 50/18, 48/18 ve 48/16 yemleri ile beslenen
balıkların a÷ırlıkları ve spesifik büyüme oranları sırasıyla, 59.20±1.477 ve 1.55±0.04,
63.89±1.638 ve 1.69±0.04, 61.36±1.019 g ve 1.61±0.04 olarak hesaplanmıútır
114
70
50/18
48/18
48/16
W (g)
60
50
40
30
20
0
1
2
3
4
5
6
7
8
t (hafta)
ùekil . Çalıúma boyunca a÷ırlık artıúı (W; g).
Markalama Çalıúmaları
Bu çalıúma iki gurup halinde yürütülmüútür. Bunlardan birincisi markalama, akarsuya
salıverme yeniden yakalama çalıúması, ikincisi ise damızlıkların bireysel olarak
markalanmasıdır.
Damızlıkların Markalaması
Daha önce tamamlanan “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve
Kültüre Alınabilirli÷inin Araútırılması Projesi” çalıúmalarında do÷adan yakalanan ve üretilen
4+ yaúlı, ve bu proje çalıúmaları neticesinde üretilen 2+ ve 3+ yaúlı kuluçkahane kökenli
damızlıklar bireysel markalar ile markalanmıútır.
A
B
ùekil - Damızlıkların markalanması (A. Markanın enjektör yardımıyla yerleútirilmesi, B.
Markanın yeri ve görünümü).
115
Markalama, Salıverme ve Yeniden Yakalama Çalıúması
Do÷adan yakalanana damızlıklardan elde edilen yavru balıklar guruplar halinde
markalanmıútır. Gurup markalanmasında, kırmızı, sarı, yeúil ve turuncu renkli sıvı plastik
marka kullanılmıútır. Markalar gözün gerisindeki úeffaf doku içerisine enjekte edilmiútir.
Balıklandırma çalıúmasında, Trabzon øli, Arsin ølçesi sınırlarından denize dökülen
Yanbolu Deresi üzerinde dört istasyon belirlenmiútir. Bu istasyonlardan birincisi mansaptan
600 m, ikincisi 6 km, üçüncüsü 20 km ve dördüncüsü ise 31 km yukarıdadır.
ùekil - Balıkların farklı renklerdeki sıvı plastik markalar ile markalanmasının úematik
görünümü.
A
ùekil - Serpme ve elektroúok cihazı yardımıyla yeniden yakalama faaliyetleri.
.
Do÷aya salıverilen balıklar daha sonra serpme ve elektroúok cihazı yardımıyla yeniden
yakalamaya çalıúılmıútır
116
KARADENøZ
YOMRA
ARSøN
1. østasyon (600 m)
ARAKLI
YOMRA DERESø
YANBOLU DERESø
2. østasyon
(6
4. østasyon (31
k )
DAöBAùI
KARA DERE
3. østasyon (20
ùekil - Yanbolu Deresi üzerinde belirlenen dört istasyon.
117
1.GENEL ÖZGEÇMøù : Eyüp ÇAKMAK
DÜZENLEME TARøHø: MAYIS-2005
SOYADI,ADI: ÇAKMAK Eyüp
YAZIùMA ADRESø
Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü
TELEFON
FAKS
0 462 341 1053
2.EöøTøM
ÖöRENøM DÖNEMø
1991
DOöUM TARøHø: 20.11.2005
Yorma/TRABZON
E-MAIL
0 462 341 1056
[email protected]
DERECE(*)
Lisans
ÜNøVERSøTE
K.T.Ü.
ÖöRENøM ALANI
Balık.Tek.Müh.
3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir)
GÖREV DÖNEMø
GÖREV TÜRÜ
KURULUù
1993-2001
Ayniyat Saymanı
Vakfıkebir Devlet Hastanesi
2001-2005
4. UZMANLIK ALANLARI
UZMANLIK ALANI
Balık Yetiútiricili÷i
Mühendis
SÜMAE
ANAHTAR SÖZCÜKLER
TEKNOLOJø KODU
(BOù BøRAKøNøZ)
Alabalık
GÖREV ALDIöI PROJELER
"Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde Organik Balık Yetiútiricili÷i Uygulama ømkanlarının Araútırılması”
Projesi (Araútırıcı)
“Karadeniz’de Mersin Balı÷ı Üretim ømkanlarının Araútırılması” Projesi (Araútırıcı)
ÖZGEÇMøù : ølker Zeki KURTOöLU
DÜZENLEME TARøHø: 13.06.2005
SOYADI,ADI: ølker Zeki KURTOöLU
DOöUM TARøHø : 05.10.1970
YAZIùMA ADRESø:
Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü PK 129 TRABZON
TELEFON:04623411053
FAKS: 04623411056
E-MAIL: [email protected]
2.EöøTøM
ÖöRENøM DÖNEMø
DERECE(*)
ÜNøVERSøTE
ÖöRENøM ALANI
1987-91
1992-1996
1996-2002
Lisans
Yüksek Lisans
Doktora
Fırat Üniversitesi
Karadeniz Teknik Üniv.
østanbul Üniversitesi
Su Ürün. Fakült.
Bal Tekn. Müh.
Su Ürün. Fakült.
118
3.MESLEKTE DENEYøM
GÖREV DÖNEMø
GÖREV TÜRÜ
1995-1999
Arú Görevlisi
1999-2004
KURULUù
Fen Bilimleri Enstitüsü (KTÜ)
Teknik Eleman (Araútırıcı)
4.YÖNETøM DENEYøMø
GÖREV DÖNEMø
2000-2002
2003-2004
2004-2005
TAGEM - SUMAE
YÖNETøM GÖREVø
Yetiútiricilik Böl. Búk.
Yetiútiricilik Böl. Búk.
Enstitü Müdürü
KURULUù
TAGEM - SUMAE
TAGEM - SUMAE
TAGEM - SUMAE
5. UZMANLIK ALANLARI
UZMANLIK ALANI
ANAHTAR SÖZCÜKLER
Balık Yetiútiricili÷i
TEKNOLOJø KODU
(BOù BøRAKøNøZ)
Alabalık, Salmonidae, Adaptasyon, Damızlık
yönetimi, Döl alımı, Kuluçkahane yönetimi,
Balıklandırma, Semirtme, Et verimi, Tesis
planlama,
6.SEÇøLMøù YAYINLAR (Dilenirse, tam liste ayrıca eklenebilir)
TARø CøLT/SAYI/S DERGø/TOPLANTI ADI
H
AYFA
2004
6-8 July 2004
1998
10 - 12 Haziran
1998
1999
September 2 –
4, 1998
1998
22, 489-496
1999
23, 123-130
1998
10 - 12 Haziran
1998
1999
September 2 –
4, 1998
MAKALENøN/BøLDøRø BAùLIöI
YAZAR(LAR)
Sea Trout Symposium the Biology General Overview of Turkish Sea Trout Okumuú, ø., ùahin,
and Management of Sea Trout,
(Salmo trutta) Populations
T., Kurtoglu,
Cardiff &#8211; Wales
ø.Z. and Atasaral,
ù
III. Su Ürünleri Sempozyumu,
Gökkuúa÷ı (O. mykiss) ve Kaynak
Çelikkale, M. S.,
Erzurum.
alabalı÷ının (S. fontinalis) Et Verim
Kurto÷lu, ø. Z.,
Özellikleri ve Etin Biyokimyasal
ùahin, S., Sivri, N.
Yapılarının Karúılaútırılması
ve Akyol, A
In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., Comparison of Chemical Contents and Köse, S.,
Okumus, I. and Mutlu, C.
Consumer Acceptance of Albino
Kurto÷lu, ø. Z.,
(Editors), Proceedings of First
Rainbow trout (Oncorhyncus mykiss) Erkebay, C.,
International Symposium on
with Normal Rainbow Trout and Brook De÷irmenci, A.
Fisheries and Ecology, Trabzon, trout (Salvelinus fontinalis)
and Baúçınar, N.,
TURKEY
Tr. J. of Veterinary and Animal
Do÷u Karadeniz Bölgesi'nde Ticari Bir Kurto÷lu, ø. Z.,
Sciences
øúletmedeki Gökkuúa÷ı Alabalı÷ı
Okumuú, ø. ve
(Oncorhynchus mykiss) Anaçlarının
Çelikkale, M. S
Döl Verim Özellikleri ve Yavrularının
Büyüme Performansının Belirlenmesi
Tr. J. of Veterinary and Animal
Saf ve Karıúık Olarak Yetiútirilen
Okumuú, ø.,
Sciences
Gökkuúa÷ı (Oncorhynchus mykiss) ve Çelikkale, M.S.,
kaynak (Salvelinus fontinalis)
Kurto÷lu, ø.Z.,
alabalıklarının Büyüme Performansları, Baúçınar, N.,
Yem Tüketimi ve Yem De÷erlendirme
Oranları
III. Su Ürünleri Sempozyumu
Trabzon Kıyılarında Su Kirlili÷inin
Erüz, C., Sivri, N.,
Erzurum.
Balıkçılık Faaliyetleri Üzerine Etkileri Boran, M. ve
Kurto÷lu, ø. Z.,
In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., Comparsion of Growth, Food Intake
De÷irmenci, A.,
Okumus, I. and Mutlu, C.
and Conversion in Normal and Albino Çelikkale, M. S.,
(Editors), Proceedings of First
Varieties of Rainbow Trout
Okumuú, ø.,
119
International Symposium on
Fisheries and Ecology, Trabzon,
TURKEY
2000
1999
1999
1999
1997
(Onchorynchus mykiss)
2-6 May 2000, AQUA'2000, Nice, France.
pp. 515-518
A Study On Duo-Culture Possibility of
Rainbow Trout, Oncorhynchus mykiss
and Brook Charr, Salvelinus fontinalis
September 2 – In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., Fecundity, Egg Size and Correlation of
4, 1998
Okumus, I. and Mutlu, C.
Body Weight in an Brook Trout
(Editors), Proceedings of First
(Salvelinus fontinalis) Broodstock in
International Symposium on
northeastern Turkey
Fisheries and Ecology, Trabzon,
TURKEY
September 2 – In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., The Present State and Potential of
4, 1998
Okumus, I. and Mutlu, C.
Coastal Aquaculture in the Black Sea
(Editors), Proceedings of First
International Symposium on
Fisheries and Ecology, Trabzon,
TURKEY
September 2 – In: Celikkale, M.S., Duzgunes, E., Effects of Stocking Density on Growth
4, 1998
Okumus, I. and Mutlu, C.
Performance, Feed Conversion and
(Editors), Proceedings of First
Production of the Brook Trout,
International Symposium on
Salvelinus fontinalis
Fisheries and Ecology, Trabzon,
TURKEY
17-19 Eylül
IX. Ulusal Su Ürünleri
Deniz Kafesleri ve Tatlısu
1997
Sempozyumu, E÷ridir
Havuzlarında Stoklanan Gökkuúa÷ı
Alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss)
Anaçlarının Sa÷ım Zamanı, Yumurta
Verimi ve Kalite Özellikleri
Erkebay, C.,
Yıldırım, Ö.,
Kurto÷lu, ø. Z.,
Baúçınar, N.
Okumuú, ø.,
Baúçınar, N. ve
Kurtoglu, ø.Z.,
Akbulut, B.,
Okumus, I.,
Bascinar, N. and
Kurtoglu, I.Z.
Celikkale, M.S.,
Okumus, I.,
Bascinar, N. and
Kurtoglu, I.Z.,
Okumus, I.,
Bascinar, N.,
Kurtoglu, I.Z. and
Yilmaz, K.,
Okumuú, ø.,
Üstünda÷, C.,
Kurto÷lu, ø.Z.,
Baúçınar, N.,
7.DøöER
GÖREV ALDIöI PROJELER
Karadeniz Alabalı÷ının Yetiútiricili÷i ve Balıklandırma Amacıyla Kullanımı (2002-devam)
ÖZGEÇMøù : Yahya ÇAVDAR
DÜZENLEME TARøHø
25.05.2005
SOYADI,ADI
ÇAVDAR Yahya
DOöUM TARøHø 01.10.1972
YAZIùMA ADRESø
P.K: 129 Trabzon
TELEFON 0462 3411053
FAKS 0462 3411056
E-MAIL [email protected]
2.EöøTøM
ÖöRENøM DÖNEMø
DERECE(*)
ÜNøVERSøTE
ÖöRENøM ALANI
1990-1994
Lisans
Atatürk Üniversitesi
Ziraat Fakültesi
3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir)
GÖREV DÖNEMø
GÖREV TÜRÜ
KURULUù
1999Ziraat Mühendisi
Su Ürünleri Merkez
Araútırma Enstitüsü
120
1998-1999
4. UZMANLIK ALANLARI
UZMANLIK ALANI
Su Ürünleri Yetiútiricili÷i
Ziraat Mühendisi
T.K.B Yayın Dairesi
Baúkanlı÷ı/ Ankara
ANAHTAR SÖZCÜKLER
TEKNOLOJø KODU
(BOù BøRAKøNøZ)
Yetiútiricilik, Anaç Stok
Yönetimi, Organik Su Ürünleri
Üretimi
5.SEÇøLMøù YAYINLAR (Dilenirse, tam liste ayrıca eklenebilir)
TARøH
CøLT/SAYI/
SAYFA
DERGø/TOPLANTI ADI
MAKALENøN/BøLDøRø BAùLIöI
YAZAR(LAR)
2004
2004 156 /
44-47
Türktarım Dergisi
Organik Tarıma Genel Bir Bakıú ve
Organik Su Ürünleri Yetiútiricili÷i
Çavdar, Y.
6.ÜYELøKLER
ÜYELøK DÖNEMø
1998-1999
2004-
ÜYELøK TÜRÜ
Türktarım (Tarım ve Köy) Dergisi
Yazı Kurulu Üyesi
Organik Tarım Proje ve Araútırma
Ulusal Komitesi Üyesi
KURULUù
Tarım ve Köyiúleri
Bakanlı÷ı
Tarım ve Köyiúleri
Bakanlı÷ı
GÖREV ALDIöI PROJELER
"Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde Organik Balık Yetiútiricili÷i Uygulama ømkanlarının
Araútırılması” Projesi (Proje Lideri)
“Karadeniz Alabalı÷ı (Salmo trutta labrax PALLAS, 1811)’nın Yetiútiricili÷i ve
Balıklandırma Amacıyla Kullanımı“ Projesi (Araútırıcı)
“Karadeniz’de Mersin Balı÷ı Üretim ømkanlarının Araútırılması” Projesi (Araútırıcı)
“GAP Yöresi Çiftçi E÷itim ve Yayım Projesi “ Tarım ve Köyiúleri Bakanlı÷ı Yayın Dairesi
Baúkanlı÷ı / Ankara
ALDIöI EöøTøMLER
Konusu
Balık Besleme
Islah ve Genetik -IIIslah ve Genetik -lTemel østatistik ve Bilgisayar Uygulamaları
Balıklarda Üreme ve Fekondite
Balıklarda Yaú Tayini
Damızlık Stok Yönetimi
Organik Tarım E÷itimi
Süresi
5 gün
3 gün
5 gün
5 gün
5 gün
3 gün
5 gün
15 gün
Kuruluú
SUMAE-Trabzon
SUMAE-Trabzon
SUMAE-Trabzon
SUMAE-Trabzon
SUMAE-Trabzon
SUMAE-Trabzon
SUMAE-Trabzon
T.K.B- ETO
Yıl
2004
2003
2002
2002
2002
2001
2001
2001
121
ÖZGEÇMøù : Nilgün AKSUNGUR
DÜZENLEME TARøHø MAYIS-2005
SOYADI, ADI : AKSUNGUR NøLGÜN
DOöUM TARøHø : 12.01.1968
YAZIùMA ADRESø :
Su Ürünleri Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü P.K.:129
61001 –
TRABZON
TELEFON : 0.462.341 10 53
FAKS : 0.462.462 10 56 E-MAIL :
[email protected]
2.EöøTøM
ÖöRENøM DÖNEMø
DERECE(*)
ÜNøVERSøTE
1986-1990
LøSANS
Fırat Ü., Su Ürünleri Fak.
ÖöRENøM
ALANI
Su Ürünleri
4.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir)
GÖREV DÖNEMø
GÖREV TÜRÜ
KURULUù
1991-1992
Sözleúmeli Ö÷retmen
K.maraú øl Milli E÷it. Müd.
1993-1996
GøH Memur
Kahramanmaraú Emniyet Müd.
1996-2003
Mühendis
Trabzon SÜMAE
6.DANIùMANLIK DENEYøMø
DANIùMANLIK KONUSU
GÖREV DÖNEMø
KURULUù
8.SEÇøLMøù YAYINLAR (Dilenirse, tam liste ayrıca eklenebilir)
YAZARLAR
Tabak, ø. ,
Aksungur, M.,
Zengin, M., Yılmaz,
C., Aksungur, N.,
Alkan, A., Zengin,
B.
Akbulut B., ùahin,
T., Aksungur, N.,
Aksungur, M.
MAKALE / BøLDøRø BAùLIöI
DERGø/
TOPLANTI
ADI
Karadeniz Alabalı÷ı (Salmo trutta labrax,
PALLAS 1811)’nın Biyoekolojik
Özellikleri ve Kültüre Alınabilirli÷inin
Tespiti, Proje Sonuç Raporu,
Su Ürünleri
Merkez Araú.
Enst. Müd. TRABZON
CøLT/
SAYI TARø
/
H
SAYFA
236 s.
2001
Effect of Initial Size on Growth Rate of
Turkish
Rainbow Trout, Oncorhynchus mykiss,
2/ 133Fisheries and
2002
Reared in Cages on the Turkish Black Sea
136
Aquatic Sci.
Coast
122
11.DøöER (Gerekli bilgiler burada verilmelidir)
Enstitü tarafından yürütülen; “Karadeniz’de Çipura Yetiútiricili÷i”, “Karadeniz’de L
Kafeslerinde Yetiútirilen Alabalıklarda Ekonomik Baúlangıç A÷ırlı÷ının Tespiti” ve “Karad
labrax PALLAS, 1811)’nın Biyoekolojik Özelliklerinin Tespiti ve Kültüre Alınabilirli÷in
araútırmacı olarak görev aldı. “Karadeniz’de Kalkan Balı÷ı Yetiútiricili÷inin Araútırılmas
yapmıútır. 1998-1999 yıllarında TAGEM tarafından düzenlenen øngilizce e÷itimine katılmıútır
olarak çalıúmalarını sürdürmektedir.
Halen Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitü Müdürlü÷ünde araútırmacı
mühendis olarak görev yapmaktadır.
ÖZGEÇMøù :ùirin FøRøDøN
DÜZENLEME TARøHø MAYIS 2005
SOYADI, ADI : FøRøDøN ùøRøN
DOöUM TARøHø : 01/08/1974
YAZIùMA ADRESø :SU ÜRÜNLERø MERKEZ ARAùTIRMA ENSTøTÜSÜ TRABZON
TELEFON : 0 462 341 10 53
FAKS : 0462 341 10 56
E-MAIL :
[email protected]
2.EöøTøM
MEZUNøYET YILI
DERECE(*)
ÜNøVERSøTE
1998
Lisans
Atatürk Ün. Fen- Edebiyat
Fak.
ÖöRENøM
ALANI
Biyoloji
3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir)
GÖREV DÖNEMø
GÖREV TÜRÜ
KURULUù
1998-1999
Biyolog
Özel Karadeniz Hastanesi
1999-…..
Biyolog
Trabzon SUMAE
4.DøöER (Gerekli bilgiler burada verilmelidir)
Katıldı÷ı Kurslar
-Yurt içi
-histoloji kursu ( numune hastanesi-2000)
-balık hastalıkları kursu( Dr.Tetsuichi Nomura ve Takayoshi Yamazaki
SUMAE-JICA -2000 - 2001)
- balık hastalıkları kursu (Pendik Veteriner Kontrol Araútırma 2002)
- balık geneti÷i ve ıslahı( SUMAE-2002)
- yetiútiricilikte genetik uygulama ve ıslah metotları(2003)
- balık hastalıkları epidemiyolojisi (2003)
- feeding experiment for black sea turbot (2003)
- kalkan balı÷ı yetiútiricili÷i (2004)
- su ürünleri yetiútiricili÷i ve balıkçılık (2004)
- balık hastalıkları (2004)
123
ÖZGEÇMøù : Dr. Nadir BAùÇINAR
1.GENEL
DÜZENLEME TARøHø Mayıs 2005
SOYADI,ADI : BAùÇINAR Nadir
YAZIùMA ADRESø
DOöUM TARøHø: 11.07.1970
Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü, 61001 PK: 129 ùana TRABZON
TELEFON: 0.462.3411053
FAKS 0.462.3411056 E-MAIL
[email protected]
2.EöøTøM
ÖöRENøM
DÖNEMø
1996
2001
1991
DERECE(*)
Y. Lisans
Doktora
Lisans
ÜNøVERSøTE
Karadeniz Teknik
Karadeniz Teknik
Karadeniz Teknik
ÖöRENøM ALANI
Balıkçılık Teknolojisi Mühendisli÷i
Balıkçılık Teknolojisi Mühendisli÷i
Balıkçılık Teknolojisi Mühendisli÷i
3.MESLEKTE DENEYøM
GÖREV
DÖNEMø
2003 -
GÖREV
TÜRÜ
Mühendis
KURULUù
2002 - 2003
Yrd.Doç.Dr. Çanakkale Onsekiz Mart Üniv. Su Ürünleri Fakültesi
1996 - 2001
Arú.Gör.
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi
1994 - 1996
Arú.Gör.
KTÜ Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi
Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsü
4. UZMANLIK ALANLARI
UZMANLIK ALANI
ANAHTAR SÖZCÜKLER
Balık Yetiútiricili÷i
Büyüme performansı, döl alımı,
damızlık yönetimi, larva kalitesi
Besleme, yem, yemleme stratejisi
Balık Besleme
TEKNOLOJø KODU
5.SEÇøLMøù YAYINLAR (Dilenirse, tam liste ayrıca eklenebilir)
ÜYELøK
Turkish Journal of Veterinary and
Animal Sciences
Turkish Journal of Zoology
The Influence of Daily Feeding Frequency and
Feed Consumption of Rainbow Trout
Fingerlings (Oncorhynchus mykiss) Reared at
18.5 - 22.5°C
Saf ve Karıúık Olarak Yetiútirilen Gökkuúa÷ı
(Oncorhynchus mykiss) ve Kaynak
Alabalıklarının (Salvelinus fontinalis) Büyüme
Performansları, Yem Tüketimi ve Yem
De÷erlendirme Oranları
The Early Development of Brook Trout,
Salvelinus fontinalis (Mitchill): Survival and
Growth Rates of Alevins
The Development of Brook Trout (Salvelinus
fontinalis Mitchill, 1814) Embryos During the
Yolk Sac Period
Baúçınar, N., Okumuú,
ø., Baúçınar, N. S. ve
Emiral, H.
Okumuú, ø., Çelikkale,
M.S., Kurto÷lu, ø.Z. ve
Baúçınar N.
ÜYELøK
Baúçınar, N. ve
Okumuú, ø.
Baúçınar, N., Okumuú,
ø. ve Serezli, R.
Türk Veterinerlik ve Hayvancılık
Dergisi
The Israeli Journal of Aquaculture
- Bamidgeh,
Aquaculture Research
The Effect of Different Numbers of Feeding
Days on Feed Consumption and Growth of
Rainbow Trout (Oncorhynchus mykiss
Walbaum)
Okumuú, ø. ve
Baúçınar, N.
Fisheries Research
DERGø/TOPLANTI ADI
Population
Structure,
Growth
and
Reproduction of Introduced Pacific Mullet,
Mugil so-iuy, in the Black Sea
MAKALENøN/BøLDøRø BAùLIöI
Okumuú, ø. ve
Baúçınar, N.
YAZAR(LAR)
6.ÜYELøKLER
KURULUù
27 / 227-230.
28 / 297-301.
23, Ek. 1 / 123-130.
53 / 80-83.
32 / 365-367.
33 / 131-137.
CøLT/SAYI/SAYFA
2003
2004
1999
2001
2001
1997
TARøH
124
125
DÖNEMø
1996 2004 -
TÜRÜ
Üye
Üye
Balıkçılık Teknolojisi Mühendisleri Derne÷i
Mersin Balıklarını Koruma ve Yaúatma Derne÷i
7. DøöER ÇALIùTIöI PROJELER
Karadeniz’de Midye (Mytilus galloprovincialis) Populasyonunun Ekolojisi ve De÷erlendirme
Olanakları – TÜBøTAK Proje No: YDABÇAG-617/G, 1998 - (Yardımcı Araútırmacı).
Kültür Balıkçılı÷ını Geliútirmeye Yönelik Bilgi Eriúim Sistemi: Do÷u Karadeniz Bölgesi Pilot
Çalıúması -TÜBøTAK Proje No: YDABÇAG – 100Y116, 2000 - (Yardımcı Araútırmacı).
Kaynak Alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis) Do÷u Karadeniz Koúullarında Tatlısu ve Deniz Suyunda
Kültür Potansiyelinin ørdelenmesi: Optimum Çevre østekleri, Döl Verimi, Beslenme ve Büyüme
Özellikleri – Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No: 99.117.001.4,
1999-2001 (Doktora Tezi).
Albino Gökkuúa÷ı Alabalıklarının (Oncorhynchus mykiss) Genotipik ve Fenotipik Özelliklerinin
Belirlenmesi Üzerine Çalıúmalar - Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje
No: 99.117.001.1, 1999 - (Yardımcı Araútırmacı).
Do÷u Karadeniz Bölgesi’ndeki Bazı Gökkuúa÷ı Alabalı÷ı (Oncorhynchus mykiss) Damızlık
Stoklarının Sa÷ım Zamanı, Damızlık Performansı ve Kuluçka Randımanlarının Belirlenmesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No: 21.117.001.6, 2001 - (Yardımcı
Araútırmacı).
Karadeniz’deki Pasifik Kefali (Mugil so-iuy)’nin Biyoekolojik Özelliklerinin Saptanması - Karadeniz
Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No: 95.101.010.5. 1995 – 1996 (Yüksek Lisans
Tezi).
Kaynak Alabalı÷ının (Salvelinus fontinalis) Do÷u Karadeniz Koúullarında Deniz Suyu ve Tatlı Suda
Büyüme Özellikleri - Karadeniz Teknik Üniversitesi Araútırma Fonu Baúkanlı÷ı, Proje No:
96.101.010.9, 1996 - 1998 (Yardımcı Araútırmacı).
Ordu – Perúembe A÷ Kafes øúletmelerinin øzlenmesi Projesi, Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma
Enstitüsü (Ordu øl Özel ødaresi ve Özel øúletmeler).
ÖZGEÇMøù
1.GENEL
126
DÜZENLEME TARøHø:10.06.2005
SOYADI,ADI: Bayram ZENGøN
YAZIùMA ADRESø
DOöUM TARøHø 02.01.1973
SU ÜRÜNLERø MERKEZ ARAùTIRMA ENSTøTÜSÜ YOMRA/TRABZON
TELEFON:0462 341 10 53
2.EöøTøM
ÖöRENøM
DÖNEMø
1988-1991
FAKS:0462 341 10 56
DERECE(*)
E-MAIL:bay_zen yahoo.co.uk
ÜNøVERSøTE
ÖöRENøM
ALANI
Labaratuvar
3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir)
GÖREV DÖNEMø
GÖREV TÜRÜ
KURULUù
1991- ……
EKOLOJøK
SUMAE
ARAùTIRMALAR
4.DøöER
GÖREV ALDIöI PROJELER
1973 yılında Adıyaman’da do÷du. ølk ve orta e÷itimini Adıyaman’da tamamladıktan sonra
1988 yılındsa Ankara Laborant Meslek Lisesini kazandı. 1991 yılında ö÷renimini bitirdikten
sonra aynı yıl Trabzon Su Ürünleri Merkez Araútırma Enstitüsüne tayin oldu. 1991 yılından
beri Enstitünün Ekoloji Bölümünde çalıúmaktadır.
Daha önce “Karadeniz’de Su Kirlili÷ine Sebep olan faktörlerin belirlenmesi” , “Deniz
ve Akarsulardaki Kirlili÷in Karadeniz’deki Ekonomik De÷eri Yüksek Balıkların Stok ve
Üremesine Olan Etkisinin Belirlenmesi” , “Karadeniz Alabalı÷ının Biyoekolojik
Özelliklerinin Belirlenmesi ve Kültür imkanlarının Araútırılması” , “Do÷u Karadeniz’deki
Av Gücünün Demersal Balık Stokları Üzerine Olan Etkisinin Tespiti” ve “Çıldır Gölü Tatlı
Su Midyelerinin Populasyon Parametrelerinin Tespiti ve Ekonomik Olarak De÷erlendirme
ømkanları” , projelerinde çalıútı.
Halen 1993 yılından itibaren devam eden “Çayeli Bakır øúletmeleri Karadeniz ve
Büyükdere Çevresel Ölçme ve øzleme Programı” , “Ordu Perúembe Deniz Kafeslerinde Bulunan
Levrek ve Alabalık Tesisleri øzleme Projesi” ve “Karadeniz Alabalı÷ının Yetiútiricili÷i ve
Balıklandırma Amacıyla Kullanımı” projelerinde çalıúmalarını sürdürmektedir
127
1.GENEL
DÜZENLEME TARøHø
Hülya ESENBUöA
02.07.1972
TARIM øL MÜDÜRLÜöÜ PROJE øSTATøSTøK ùUBE MÜDÜRLÜöÜ/ERZURUM
05333306143
2.EöøTøM
ÖöRENøM
DÖNEMø
1995-1999
FAKS
DERECE(*)
LøSANS
[email protected]
ÜNøVERSøTE
ATATÜRK
ÜNøVERSøTESø
ÖöRENøM
ALANI
ZøRAAT FAK.
SU ÜR.
3.MESLEKTE DENEYøM (Ö÷retim üyelerinin doldurması zorunlu de÷ildir)
GÖREV DÖNEMø
2001-2003
GÖREV TÜRÜ
MÜHENDøS
2003-
MÜHENDøS
KURULUù
TARBZON SU
ÜRÜNLERø ARù. ENS.
ERZURUM TARIM øL
MÜD.
11. BøBLøYOGRAFøK BøLGø FORMU
1-Proje No : TAGEM/HAYSÜD/2001/07/01/20 2-Rapor Tarihi : Aralık 2004
3-Projenin Baúlangıç ve Bitiú Tarihleri: 01 Ekim 2001 - 01 Ekim 2004
4-Proje Adı : Karadeniz Alabalı÷ı (Salmo trutta labrax Pallas, 1811)’nın Yetiútiricili÷i ve
Balıklandırma Amacıyla Kullanımı Projesi
128
5-Projenin Yürütücüsü: Eyüp ÇAKMAK
Yardımcı Araútırmacılar: Dr. ølker Zeki KURTOöLU, Yahya ÇAVDAR, Nilgün AKSUNGUR,
ùirin FøRøDøN, Bayram ZENGøN, D.Selim MISIR
6- Projenin Yürütüldü÷ü Kuruluú:
Trabzon Su Ürünler Merkez Araútırma Enstitüsü Müdürlü÷ü
7-Destekleyen Kuruluúların Adı ve Adresi: Bazı özel sektör iúletmeleri
8-Öz (Abstract): Araútırmada, Do÷u Karadeniz Bölgesi’nde yayılım gösteren Karadeniz alabalı÷ının
(Salmo trutta labrax) yetiútiricilik performansı ve azalan stokları takviye amaçlı kullanım imkanlarının
araútırılması planlanmıútır.
Deniz ekotipinin nispi yumurta verimi 771-6263 adet/kg, dere ekotipinde ise 1020-3199
adet/kg arasında de÷iúim göstermiútir. Yumurtadan çıkıú 11.5°C’de 477-489 gün-derecede
tamamlanmıútır.
Kasım baúlangıcında deniz suyuna transfer edilen balıkların parr markalarının durumu Mart
baúlangıcında görsel olarak incelenmiú, smoltlaúma durumu ortaya konmaya çalıúılmıútır. Balıkların
%50’sinin 11.3-11.5 cm boyda smoltifikasyon boyuna ulaútıkları gözlenmiútir.
Karadeniz tuzlulu÷unda kan plazması sodyum seviyesinde ilk 3 günde ani bir artıú
gözlenirken, 7. günden itibaren de÷erler dura÷an bir seviyede seyretmiútir. Karadeniz tuzlulu÷unda
aynı de÷iúim klor seviyesinde de gözlenirken, potasyum seviyesindeki azalma 17. günden sonra sabit
bir seyire ulaúmıútır. Buna karúın, ‰30 tuzlulu÷a transfer edilen balıkların kan plazması iyon
seviyesinin 14. günden itibaren sabit düzeye ulaútı÷ı tespit edilmiútir
Yumurtada çıkıú anında ortalama larva boyu 4.7 mm grubunda 14.45±0.44 mm, 5.1 grubunda
14.80±0.35 mm ve 5.5 mm grubunda ise 14.80±0.59 mm, ilk beslenme baúlamadan önce ise bu
de÷erler sırasıyla 22.85±0.58 mm, 23.20±0.67 mm ve 23.95±1.14 mm olarak ölçülmüútür. Besin
kesesi de÷erlendirme randımanı (KDR) çıkıútan ilk beslenme öncesine kadar 4.7 mm grubunda 0.649,
5.1 mm grubunda 0.688 ve 5.5 mm grubunda 0.606 olarak hesaplanmıútır
Do÷adan yakalanmıú ve kuluçkahanede yetiútirilmiú anaçların yavrularının toz yem, canlı yem
ve karıúık olarak ön beslemeye alınmalarında, büyüme performansı açısından önemli bir farklılık
oluúmamıútır.
Protein / ya÷ de÷erleri sırasıyla, 50/18, 48/18 ve 48/16 olan yemlerle beslenen balıkların
çalıúma sonunda a÷ırlıkları sırasıyla, 59.20±1.477, 63.89±1.638 ve 61.36±1.019 g olarak
hesaplanmıútır. 50/18 yemi ile beslenen balıkların büyüme oranı 48/18 yemi ile beslenenlere göre
düúük bulunmuútur.
Anahtar kelimeler: Karadeniz alabalı÷ı, Salmo trutta labrax, Döl verimi, Larval geliúim, Büyüme
performansı, Smoltifikasyon, Yem
9-Proje øle ølgili Yayın/Tebli÷lerle ølgili Bilgiler
Proje raporunda yer alan bulgular Dr. ø. Zeki KURTOöLU’nun doktora tezinde kullanılmıútır.
10-Bilim Dalı: Yetiútiricilik
Doçentlik B.Dalı Kodu:
ISIC Kodu:
Uzmanlık Alanı Kodu:
11-Da÷ıtım (*):
Ŷ Sınırlı
Ƒ Sınırsız
12-Raporun Gizlilik Durumu:
Ƒ Gizli
Ŷ Gizli De÷il

Benzer belgeler