Dergiyi indir

Transkript

Dergiyi indir
’NİN SESİ
MART 2015 SAYI: 391
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
UND, nuhoğlu başkanlığında
YİNE DURMAYACAK
gümrük kapılarının iyileştirilmesi
Hazar güzergahının etkin kullanılması
transit geçiş idari davaları
yabancı araçların haksız
sürücü davaları
Sürücü vizeleri
rekabetiyle mücadele
Ortadoğu güzergah sorunlarının iyileştirilmesi
AB Gümrük Birliği ve GATT Anlaşması’ndan doğan haklarımızın elde edilmesi
içindekiler
Mart
2015
27
29
14 Keyfi uygulamalara devam eden İran,
‘Önce gelen önce geçer’ maddesini yok sayıyor
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türk şoförlerine haksız
cezalar yazılması ve keyfi uygulamalarda bulunulması nedeniyle İran’a
tepki göstererek sorunun çözülmemesi durumunda Türkiye’nin de İran
TIR’larına yönelik her türlü tedbiri alacağını belirtti.
16 İran sınır kapılarında son durum!
Ülkemiz ile İran arasında 15 Ocak 2015 tarihinde yapılan anlaşmaya uymayan İran, sorun olmaya devam ediyor.
17 15 Ocak 2015 tarihli anlaşma uygulanacak!
15 Ocak’ta İran ile imzalanan antlaşmaya İran tarafının uymaması
nakliyecilerin gündemini yeniden değiştirdi.
18 UND 38. Genel Kurulu’nda
sektörün oyun kurucuları bir araya geldi
UND’nin 38. Genel Kurulu’nda sektörün oyun kurucuları bir araya geldi.
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan UND’nin çalışmalarını yakından izlediklerini ve UND ile yapılan işbirliğinin müspet sonuçlarını gördüklerini ifade etti.
46 Kafkas: Lojistikçilere katma değer sağlıyoruz
Honeywell Scanning & Mobility Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas, lojistik
şirketler için veri toplama hizmetleri sunduklarını ifade ederek, “60’tan
fazla ülkede içinde Türkçe’nin de yer aldığı 35 dilde çalışabilen ses yönlendirmeli cihazlar, özellikle depo uygulamaları, servis uygulamaları ve
lojistik sektöründe süreçlerin iyileştirilmesine imkan sağlıyor“ diyor.
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Ahmet Doğan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Mart 2015
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
46
14
48 Ford Trucks bayi yatırımları Sakarya’da devam ediyor
Ford Trucks’ın 2015’teki ikinci 4S plazası Sakarya’da açıldı. Ford Trucks Sakarya bayi Akgün; müşterilerine satış, servis, ikinci el ve yedek parça hizmetlerini aynı çatı altında vermek için inşa ettiği 4S tesisini törenle hizmete açtı.
49 Lastik sektörü tüm zorluklara
rağmen 2015’e umutla bakıyor
Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in düzenlediği sektör
değerlendirme toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan
Bayman; 2014 yılında Türkiye lastik pazarının yüzde 1.5 küçüldüğünü
belirtti. Bayman; sindirme yılının ardından tüm zorluklara rağmen 2015
yılı için umutlu olduklarını, yüzde 3 büyüme tahmin ettiklerini açıkladı.
55
50 Scania, yeni teknolojisiyle fark yaratıyor
Scania, kamyonlar ile iletişim kuran akıllı kol saati ile ağır ticari araç sektöründe kullanılacak giyilebilir teknolojilere öncülük yapıyor.
52 Heyetler Rusya ve Türkiye ticaretini
nisan ayında değerlendirecek
Rusya ve Türkiye arasındaki ticaretin nisan ayı içerisinde Antalya ya da
İzmir’de heyetlerce masaya yatırılacağını ifade eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Rusya’nın kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan nedenlerle
ihracatta bir düşme yaşandığını belirtiyor.
53 2015 temkinli ve hazırlıklı
olunması gereken bir yıl
53
Son bir kaç aydır başta ham petrol fiyatları olmak üzere hemen hemen
tüm emtia fiyatları düşüyor. “Niye böyle oluyor” diye baktığımızda en başta
gelen faktörün ABD para politikasındaki değişim olduğu görülüyor.
55 Ağır ve havaleli yüklerin seyri yeniden düzenleniyor
Ağır ve havaleli yüklerin taşınmasını kolaylaştırmak için 4 yıl önce başlayan
çalışmanın sonucu açıklandı. Artık bu yüklerin önündeki; Sürüş hızı kısıtları, Sürüş zamanı kısıtları, Ağırlık kısıtları, Ölçü ve Boyut Kısıtları, Yükün
Bölünememesine İlişkin Kısıtlar, Yol ve Güzergah Kısıtları, İzin ve Belge
Kısıtları, Bürokratik Kısıtlar, Eskort araçlarına ilişkin Kısıtlara yeni düzenleme geldi.
58 Mısır taşımaları 22 Nisan’a kilitlendi
2012 yılında Mısır ile imzalanan taşımacılık anlaşmasının süresi
22 Nisan 2015’te sona erecek.
61
BAŞYAZI
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
Değerli Dostlarım,
UND’nin 38. Genel Kurulu’nu mart ayı içerisinde İstanbul’da
gerçekleştirdik. Genel kurulumuza katılımın yoğun olması
bizleri son derece memnun etti, üyelerimizin derneğimizi
sahiplenme düzeyini açıkça gözler önüne serdi. Anadolu’nun
dört bir yanından gelen üyelerimizin genel kurulumuzun tüm
etkinliklerine aktif katılım sağlamaları ve sergilenen birlik ve
beraberlik, sektörümüzün yaşadığı ortak sıkıntılara ortak çözüm arayışlarımızda, yıllardır savunduğumuz “rekabet öncesi
işbirliğinin” en güzel örneğini ortaya koydu. Sektörümüzün
bu güçlü dayanışması, genel kurulumuza teşrif ederek bizleri
onurlandıran Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme eski Bakanımız Sayın Lütfi Elvan’ın değerli sözleriyle perçinlendi. Sayın
Bakanımızın genel kurulumuza hitabında ‘özel sektör-kamu’ iş
ve güçbirliğinin somut faydaları öne çıkarken; UND’nin, örnek
ve önder bir meslek örgütü kimliğiyle kamu nezdindeki itibarı
da, sektörümüzün en üst düzeydeki temsilcisi tarafından teyit
edilmiş oldu. Bu vesileyle, Sayın Bakanımıza değerli katılımı
ve bir önceki dönem boyunca sektörümüze verdiği destekten
ötürü şükranlarımızı sunarım.
41. yılını kutlayan Uluslararası Nakliyeciler Derneği, çalışmalarını dur durak bilmeden sürdürüyor. Komşularımızda meydana
gelen gelişmeleri yakından takip ederek kamunun ilgili kesimleri ile paylaşıyoruz. Genel kurulumuzda UND olarak 20132015 döneminde hayata geçirdiğimiz projeleri ve yaptığımız
çalışmaları tek tek değerli üyelerimizle paylaştık. Ülkemiz,
ihracata dayalı büyümesini sürdürüyor. İhracatımız, nakliyecilerimiz tarafından hedef pazarlarına ulaştırılıyor. 2014 yılında toplam hizmet ihracatımız 50,4 milyar dolara çıkarken, taşımacılık
hizmetlerimizin payı 14,4 milyar dolara ulaştı. Sektörümüzün
bu gelirdeki payı 8 milyar doları buluyor. Ülke ekonomisine bu
düzeyde katma değer sunuyor olmaktan büyük gurur duyuyoruz. UND olarak içinde bulunduğumuz sektörü yükseltmek,
sektörümüzün performansını artırmak gayesiyle 41 yıldır kesintisiz çalışıyoruz. Bundan sonra da, değişen ve gelişen dünya
şartlarına göre; sektörümüzün ihtiyaç ve beklentilerini dinleyip
çözüm üreterek çalışmaya devam edeceğiz.
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Sayın Başbakanımızın 2014 kasım ayında, ekonomimizin
dönüşümünü sağlayacağı belirlenmiş olan 9 ana sektörden
biri olarak sektörümüzü işaret etmesi de çalışmalarımız için
önemli bir motivasyon sağladı. Sektörümüz, ilgili bakanlıklarımızın aktif desteğiyle 2018’e kadar ‘Taşımacılıktan Lojistiğe
Dönüşümü’ gerçekleştirerek Türkiye ekonomisinin, rekabetçi,
sürdürülebilir, ihracata dayalı ekonomik kalkınmasına katkı
sağlayacak. Derneğimizin, 10. Kalkınma Planı Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı kapsamında Kalkınma
Bakanlığımız tarafından toplam 3 bileşende, 12 ayrı eylem için
sorumlu kuruluşlar arasında görevlendirilmiş olması bizler için
son derece önemlidir. UND; her zaman, her şartta, sektörünün daha rekabetçi, daha müreffeh bir geleceğe erişmesi için
bakanlıklarla omuz omuza çalışmaya, destek vermeye hazır.
Memnun olduğumuz bir başka husus ise Kalkınma Planımızda
belirtilen eylemler ve projelerin; 4-5 Mayıs 2014 tarihlerinde
Çeşme’de gerçekleştirdiğimiz ‘Kamu-UND Ortak Akıllı 2023
Arama Konferansı’ sonuçları ile büyük ölçüde örtüşüyor
olmasıdır. Şimdi tüm paydaşlara düşen, hedeflenen ‘sektörel
dönüşümün’ acilen başlatılmasıdır. Bunun için, Başbakanlık
Genelgesi’yle kurulacağı belirtilmiş olan ve sektörle ilgili tüm
bakanlıkları ve meslek örgütlerini, hatta üniversiteleri de ‘Ortak
Bir Platformda’ bir araya getirip koordinasyonu sağlayacak
‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’ nun oluşturulmasını bekliyoruz.
Sektörde bu çok özlenen koordinasyon, kurumlar arası görev
paylaşımlarını netleştirip farklı kurumların birbiri ile uyumlu
olmayan mevzuat yayınlamasını önleyecek çakışan sorumluluklar yerine görevlerin daha uygun paylaştırılacağı bir sektör
getirecek. Bu koordinasyon ve uyum sayesinde, gelecek politikaların daha sağlıklı ve daha gerçekçi şekilde oluşturulması
sağlanacaktır. Umuyoruz ki, bu yapı sayesinde, sektörümüzü
düzenleyen mevzuat, güncel gelişmeler ve ekonomideki değişimler doğrultusunda gözden geçirilecek ve güncellenmesi
için uygun ortam da sağlayacaktır.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Mart 2015
Editör’den
“UND, 41. yaşını kutlarken yıllardır Türk nakliyecisine öğretilen ve dayatılan ‘öğrenilmiş çaresizlik’i tarihin tozlu raflarına
kaldırmakta kararlı olduğumuzu ifade etmek istiyorum. 2013
ve 2014 yıllarına damga vuran çalışmalarla UND, içinde
bulunduğumuz 2015 senesinde de çok önemli çalışmalara
imza atacak. 2015 yılında; sürücü vizeleri, gümrük kapılarının
iyileştirilmesi, yabancı araçların haksız rekabetiyle mücadele,
sürücü davaları, yönetmelikten kaynaklanan yetki belgeleri
sorunu, 10. Kalkınma Planı’nın hayata geçirilmesi, transit geçiş idari davaları, AB Gümrük Birliği ve GATT Anlaşması’ndan
doğan haklarımızın elde edilmesi, Hazar güzergahının etkin
kullanılması, Ortadoğu güzergah sorunlarının iyileştirilmesi
konularında çalışmalar yapacağız.”
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
‘Güçlü Lojistik, Güçlü Türkiye’ kavramını sektör
olarak herkesin beynine kazımamız gerekiyor. Güçlü Türkiye
ancak çok güçlü bir lojistik yapılanmaya bağlı. Belki bu kavramı ilerleyen yıllarda daha fazla duyacak, kullanacağız. Peki,
neden bu kavram birdenbire dilimizden düşmemeye başlandı?
Ekonomik gelişimini sağlamış büyük ülkelere baktığınızda bu
ülkelerde lojistiğin son derece önemli ve vazgeçilmez, kritik bir
sektör olduğunu görebilirsiniz. Ülkemiz de son yıllarda ihracat
odaklı büyümeyi seçen, sanayi üretimleri ile ön plana çıkan bir
konuma gelmiştir. Bu bağlamda ülkemizin 2023 ihracat hedefleri aslında konuyu net bir şekilde ortaya koymaktadır. 2023 ihracat hedeflerimiz doğrultusunda 500 milyar dolarlık bir ihracat
rakamını hedefliyorsak ve bu hedefe gidebilmek için çalışmalar, reformlar gerçekleştiriyorsak bu ideale ulaşmanın kesintisiz
yolu lojistik sektöründen geçmektedir. Lojistik olmadan, bizler
bu ürünleri taşımadan bu rakamlara nasıl ulaşılabilir? Türkiye,
bölgesinde çok önemli bir aktör, bölgesinin adeta bir yıldızı
konumunda yer alıyor. Bu stratejik özelliğimizi bir avantaja
dönüştürelebilmemizin yolu da kuşkusuz ki lojistik sektörümüzle birebir ilgilidir. Bölgemizdeki ve dünyadaki saygınlığımızı daha da artırabilmek için sektörümüze çok önemli işler
düşüyor. Güçlü Türkiye’nin temellerinin sağlamlığı şüphe yok ki
güçlü lojistik’ten geçiyor. Sektör olarak Türkiye’yi taşıdığımızın
bilincinde ve sorumluluğunda çalışmalarımızı sürdürüyoruz.
2013 verilerine göre turizmin 23.5 milyar dolar gelir sağlıyor.
Lojistik ise 13.5 milyar dolarla ikinci sırada yer alıyor. Bu veriler
hizmet sektöründe ne kadar önemli bir noktada olduğumuzu
gösteriyor.
Lojistikçiler olarak 1 Cent’in bile dışarıya kaymamasına özen
gösterirken ne yazık ki ülkemizde yabancı araçların taşıma
payları her geçen gün artıyor. Ürün ihraç etmeye çalışırken
hizmet ithal ediyor olmamızı çok manidar bulduğumu ifade
etmeliyim. UND olarak bu ve benzeri konuları gerekli yetkililer
ile görüşüyor ve çözüm önerilerimizi sıralıyoruz. 2008 yılında
yabancı taşımaların payı toplam 400 bin sefer içinde 65 bin iken,
2013 yılında ise bu rakamın 500 bin sefer içinden 190 bine çıktığını
ve yükseliş grafiğinin hizmet ithalatı anlamına geldiğini görüştüğümüz yetkililerimize iletip bu konunun ivedilikle çözülmesi gerektiğinin
altını çiziyoruz. Yabancı Araçların Haksız Rekabeti, Yurtdışında Karayolu Denetimi ve Buna Bağlı Yüksek Cezalar, Sınır Kapılarında veya
Güzergahlarda Yaşanan Uzun Beklemeler ve Geçiş Belgelerinin Yetersiz Olması taşıma performansımızı olumsuz yönde etkiliyor. Geçiş
ücreti adı altında alınan paralarla Türkiye’deki taşımacıların ve taşımacılığın pahalılaştırıldığını da hepimiz maalesef ki biliyoruz. Kotalar,
engellemeler ve keyfi bekletmelerle de Türk nakliyecisi yavaşlatılmak
isteniyor. UND olarak sektörümüzün sorunlarını çözüme kavuşturup
sektörümüzü rahatlatmak, elini güçlendirmek istiyoruz. Bu paralelde
Dışişleri Bakanlığı’nda ‘Vize Çalışma Grubu’nu kurduk. TürkiyeMacaristan KUKK Toplantısı’nda UND’nin büyük bir başarıya imza
attığını da belirtmek isterim. 2016 yılı itibari ile geçerli olacak geçiş
belgesi ücretlerinin gidiş-dönüş transit 60 euro, gidiş-dönüş ikili 25
euro olarak belirlenmiştir. Gürbulak’ta ÖTV’siz ve KDV’siz akaryakıt
satışları 31 Ocak’ta başlamıştır. Arap Karayolu Taşımacıları Birliği
(AULT) ile UND bir araya gelerek; Ortadoğu’da alternatif rota arayışları çalışmalarını başlatmışlardır. Yine, İran’la gümrüklerde yaşanan
sorunlar giderilerek, akaryakıt fiyat farkı kaldırılmıştır. Taviz vermeden
çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yıllardır Türk nakliyecisine öğretilen
ve dayatılan ‘öğrenilmiş çaresizlik’i tarihin tozlu raflarına kaldırmakta
kararlıyız. 2013 ve 2014 yıllarına damga vuran çalışmalarla UND, 41.
yaşını bu yıl kutluyor. 2015 yılında; sürücü vizeleri, gümrük kapılarının
iyileştirilmesi, yabancı araçların haksız rekabetiyle mücadele, sürücü
davaları, yönetmelikten kaynaklanan yetki belgeleri sorunu, 10.
Kalkınma Planı’nın hayata geçirilmesi, transit geçiş idari davaları, AB
Gümrük Birliği ve GATT Anlaşması’ndan doğan haklarımızın elde
edilmesi, Hazar güzergahının etkin kullanılması, Ortadoğu güzergah
sorunlarının iyileştirilmesi konularında çalışmalar yapacağız.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın.
Saygılarımla…
10
UND’den
İtalya Geçiş Belge Sorunları İtalya büyükelçisine aktarıldı
İtalya Expo 2015’de Türkiye’nin
yeri ve organizasyonun detaylarının anlatıldığı toplantıya İtalya
Büyükelçisi Luigi Mattiolo, DEİK
Başkan Yardımcısı Başaran Ulusoy, Lombardia Bölgesi Başkanı
Roberto Maroni, EXPO 2015 Satış
ve Eğlence Genel Başkanı Piero
Galli, Expo 2015 Türkiye Komseri-Ekonomi Bakanlığı Müsteşar
Yardımcısı Tarık Sönmez çeşitli
sunumlar ile katılım gösterdi.
Gerçekleştirilen panel sonrasında, ülkemiz ile İtalya arasındaki
ticaretin gelişmesinde en büyük
engeli oluşturan, İtalya’nın uyguladığı
yetersiz geçiş belgesi kotası sorunları
İtalyan yetkililere ve İtalya Büyükelçisi
Luigi Mattiolo’ya aktarıldı ve 2008
yılından bu yana değişmeyen ve iki
ülke ticaretinin gelişmesi önündeki
en önemli engellerden biri olan kota
sorunun çözülmesi adına destek
talep edildi. Büyükelçi ile yapılan
görüşmede, mevcut geçiş belge
kotasının yarattığı sorunların detayları
aktarıldı. Büyükelçi, “İki ülke arasındaki sorunların çözülmesi adına görev
yaptığını ve sektörümüzün yaşadığı
sorunlar ile ilgili yakından ilgilenece-
Konya bölge çalışma grubu
toplantısı gerçekleştirildi
UND Konya ve Antalya Bölge üyeleri 14 Mart’ta Antalya’da biraraya
geldiler. Toplantıda; Sırbistan’da
yapılan denetimler ve kesilen cezalar, Romanya’da kiralık araçların
durumu, İtalya geçiş belgesi durumu, Rusya taşımalarında yaşanan
sorunlar, Almanya’da asgari ücret
Mart 2015
ödemeleri, UBAK Belgesinin verimli
kullanımı, sigorta maliyetleri, yabancı araçların denetimleri ve sürücü
yetiştirme programları hakkında
detaylı bilgilendirmeler yapıldı ve
görüşler alındı. Toplantıya; Yönetim
Kurulu Üyesi İbrahim Ethem Öcal
(Yörük), Yönetim Kurulu Üyesi Mert
Berberoğlu ( Meltem), İbrahim Şeflek (İbrahim Şeflek), Ali Bey Yüksel
( Yükseller), Ceyhun Can (Mertcan),
Tahsin Gümüş (Gölpak), Musa Ercan (Orka), Serdar Özdemir (Ahmet
Özdemir), Ali Rıza Akın (Selenga),
Serhat Köken (Egemen), Yuksel
Bubey (Renezoğlu), Süleyman Topcak (Trans Antalya), Ersel Tarhan
(TOBBUND) ve Tahsin Faruk Kaya
(UND Konya Bölge Tem.) katılım
sağladı.
ğini ve taşımacılık sektörünğn
yaşadığı sorunlar ile ilgili en
kısa sürede Derneğimiz ile bir
toplantı yapacağını” dile getirdi.
İtalya yetkililer ile yapılan diğer
görüşmelerde ve bilgi alışverişlerinde ise, UND tarafından iletilen
destek talepleri olumlu karşılanırken, yaşanan sorunların her
iki ülke ticaretine zarar verdiği
hususunda görüş birliğine varıldı. Toplantıya UND’yi temsilen,
İcra Kurulu Üyesi Erman Ereke
ve Avrupa Uzmanı Kadir Çirkin
katılım gösterdi.
Gürbulak’ta TIR
kuyruğu sona erdi!
UND’nin, uzun süredir nakliyecilerimiz ve sürücülerimizin İran
taşımalarında yaşadıkları sıkıntıları
ortadan kaldırmak amacıyla sürdürmekte olduğu yoğun girişimler
sonuç verdi. Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığı başkanlığında gerçekleştirilen Bazargan
Ziyareti (9 Mart), İran Kalkınma
Bakan Yardımcısı’nın Gürbulak
ziyareti (12 Mart) ve son olarak,
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın
ve beraberinde UND Başkanı
Çetin Nuhoğlu’nun İran ziyaretleri
(13 Mart) sonucunda, GürbulakBazargan Sınır Kapısı’ndaki TIR
kuyruğu sona erdi. Gerek Türk,
gerek İran plakalı araçlar söz
konusu sınır geçişlerini sorunsuz
olarak gerçekleşiyor.
12
UND’den
UDHB, kaçak göçmen sorununun
çözümü için ilk adımı attı
Sektörün en önemli sorunlarından biri haline gelen
‘kaçak göçmen’ sorunu UND’nin yoğun çabaları
sonucunda yetkililerce masaya yatırıldı.
Sektör firmaları tarafından özellikle
son 1 yıldır kaçak göçmenlerle ilgili
şikayetler geliyordu. UND’nin yoğun
talepleri sayesinde İçişleri Bakanlığı,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi muhatap
kurumların temsilcilerini biraraya
getiren Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ‘kaçak göçmen’
sorununun çözümü için ilk adımı attı.
UND acil çözüm istedi
13 Mart tarihinde Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen toplantıda UND, insani
boyutunun yanında nakliyecilerin ve
sürücülerinin ciddi maddi ve manevi
mağduriyetlerine sebep olan kaçak
göçmen sorunun özellikle Suriyedeki
iç savaştan kaçan mültecilerin akın
ettiği batı sınır kapılarımızdaki kaçak
göçmen sorununun, katlanılmaz
boyutlarını somut örneklerle yetkililer ile paylaştı, acil çözüm istedi.
Bakanlık adına Daire Başkanı Nurhan
Tüfekçi’nin başkanlık ettiği toplantıda, gümrüklü saharlarda nakliyeci
firmalarca alınan tüm önlemlere
rağmen geçen yıla göre 144 kat arttığı
belirtilen kaçak göçmen vakalarının
önlenememesinin sebepleri tüm
katılımcı kurum temsilcileriyle birlikte
tartışıldı. Gümrük sahalarına polis
köpeği, ek personel ve x-ray ekipmanı
takviyesi yapıldığını bildiren Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı temsilcileri, araçlarda yakalanan kaçak mültecilerin
gerekli savcı talimatı olmadığı sürece
alıkoyma haklarının bulunmadığını
belirtirken, Emniyet Genel Müdürlüğü
temsilcileri konuyla ilgili uluslararası
sözleşmelerin bağlayıcı hükümleri
nedeniyle adli işlem yapılamadığını
aktardı. UND adına Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı Cavit Değirmenci,
İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Evren
Bingöl ve Ankara Bölge Temsilcisi
Nejla Albayrak’ın katıldığı toplantı
sonucunda Ulaştırma Bakanlığı’nın
koordinasyonunda sorunun kalıcı şekilde çözülmesi için yapılabilecek çalışmalar ve alınabilecek tedbirlerin her
yönüyle ve tüm muhatap kurumların
katılımıyla masaya yatırılacağı daha
kapsamlı bir toplantının gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
Kocaeli Sanayi Odası üyelerine
ADR güvenlik danışmanı konulu eğitim
UND tarafından verildi
Kocaeli Sanayi Odası’nın UND’yi
davet etmesi üzerine 18 Mart
tarihinde KSO Çayırova Tesisi’nde
UND tarafından firmalara yönelik
ADR Güvenlik Danışmanı konulu
Mart 2015
bir eğitim gerçekleştirildi. ADR
güvenlik danışmanı nedir, görev
ve sorumlulukları nelerdir, güvenlik
danışmanı olmak için ne tür kriterler gerekir, güvenlik danışmanı ne
zaman yürürlüğe girecek ve buna
bağlı cezai yaptırımlar nelerdir?
vb. soruların cevaplandığı seminer
yoğun bir ilgi ile izlendi. UND adına
sunumu İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel gerçekleştirdi.
Rusya, Kazakistan
ve BDT Ülkeleri
çalışma grubu
başkanlığında
devir teslim
Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri Çalışma Grubumuz 19 Mart’ta
çeşitli bölgelerden gelen nakliyecilerin
yoğun katılımıyla gerçekleşti. Çalışma
Grubu Başkanlığı süresi dolan
Serkan Başbilen görevini Nilşah
Alptekin’e devretti. Çalışma Grubu
Başkan Yardımcılığı’na ise asil ve yedek olmak üzere Naim Kakırman ve
Kadir Kuş seçildi. 2015 yılı ilk 2 aylık
ihracat ve taşıma istatistiklerinin değerlendirildiği söz konusu toplantıda,
özellikle Türk araçlarının UBAK belgesi performans oranları ve gelişimi
hususunda katılımcılarımızla istişarelerde bulunuldu. Çağdaş geçiş belge
dağıtım sistemlerinin de incelendiği
ve değerlendirildiği toplantıda Resmi
Makamlarımıza sunulmak üzere UND
tespitlerinin ve önerilerinin hazırlanmasına karar verildi. Rusya taşımalarımızda karşılaşılan kota sorunlarının
tartışıldığı toplantıda, 16 Mart 2015
tarihinde gerçekleşen UND ve ASMAP Başkanları toplantısı hususunda katılımcılarımıza bilgilendirmeler
gerçekleştirildi. Çalışma Grubu’na
UND Genel Sekreteri Nagihan
Soylu ve Yönetim Kurulu Üyesi Cihan
Sünel, Serkan Başbilen(Supet),
Nilşah Alptekin(Yardımcılar), Naim
Kakırman(Kayra), Kadir Kuş(Özkuş),
Talay Tufan (Yuglog), Volkan Yazıcı
(Diler), Emin Dablan (Şah), Onur Gül
(Gülsan), Gökhan Kavak (Kavak
Grup), Salim Hallaçoğlu (Salim),
Oğuzhan Özben (Greeneks), Mehmet Küçükzeyrek (Nalçacılar), Ali
Gülgönül (Trans 14), Ali Dablan (Dablan), Uğur Yalçın (Demiral), Orhan İşçi
(Hasanoğulları), Sevim Soylu (UNO),
Ufuk Cengizoğlu (ASİL), İsmail Civelek (Düzce), Fatih Sandıkçı, A. Sabri
Sandıkçı (Karadeniz) katılım sağladı.
Suriye’ye açılan gümrük
kapılarına düzenleme
Gümrük ve Ticaret Bakanı Canikli, Suriye’ye
açılan kara hudut kapılarında verilen gümrük
hizmetlerinin yeniden
düzenlendiğini bildirdi.
Gümrük ve Ticaret Bakanı
Nurettin Canikli, bazı basın yayın
organlarında yer alan Cilvegözü ve
Öncüpınar kara hudut kapılarının
tamamen kapatıldığına yönelik
iddiaların gerçeği yansıtmadığını
belirtti. Bu kapılarda verilen gümrük
hizmetlerinin Suriye’de yaşanan
son gelişmeler sebebiyle yeniden
düzenlendiğini ifade eden Bakan
Canikli, Cilvegözü ve Öncüpınar
sınır kapılarında işlemlerin ‘sıkı
denetim altında ve kontrollü’ şekilde
yürütüldüğünü kaydetti. Suriye ile
Türkiye’nin 911 kilometrelik kara
sınırı uzunluğu bulunduğuna işaret
eden Bakan Canikli, bu ülkede ortaya çıkan olumsuzluklar nedeniyle
2012 yılında Cilvegözü, Öncüpınar,
Karkamış ve Akçakale kara hudut
kapılarında verilen gümrük hizmetlerinin güvenlik tedbirleri alınarak
yeniden planlandığını söyledi.
2012 yılından bu yana Bakanlığın
kara hudut kapılarına yönelik aldığı
güvenlik temelli tedbirler çerçevesinde yürütüldüğünü anlatan Canikli,
şöyle konuştu: “Bakanlığımızda konuyla ilgili son duruma dair bir takım
değerlendirmeler yaptık ve tüm bu
çalışmalar neticesinde; kara hudut
kapılarında çalışan taşra teşkilatı
personelinin, yolcuların ve ticaret
erbabının emniyeti için acil, etkin ve
insani bir takım önlemler uygulamaya koyduk. Bakanlığımız hali hazırda
devam eden tedbirlere ilave olarak
alınan bu önlemler çerçevesinde,
hudut kapılarında görev yapan veya
gümrük hizmetinden faydalanmak
isteyen herkesin can ve mal güvenliğini en üst düzeyde sağlamayı,
ihracatımızın olağan akışında devam
etmesini, diğer taraftan yasa dışı
ticareti de engellemeyi hedeflemektedir. Söz konusu ek önlemler daha
önce alınan tedbirlere ilave niteliğinde olup Suriye’ye açılan herhangi
bir kara hudut kapısının kesinlikle
kapatılması söz konusu değildir.”
Can ve mal güvenliği en üst
düzeyde sağlanacak
Suriye ile Türkiye arasındaki ticaretin
Bakan Canikli, bu ülkede ortaya çıkan
olumsuzluklar nedeniyle 2012 yılında Cilvegözü, Öncüpınar, Karkamış ve Akçakale kara
hudut kapılarında verilen gümrük hizmetlerinin
güvenlik tedbirleri alınarak yeniden planlandığını
söyledi.
14
UND’den
Keyfi uygulamalara devam eden İran, ‘Önce
gelen önce geçer’ maddesini yok sayıyor
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türk
şoförlerine haksız cezalar yazılması ve keyfi uygulamalarda bulunulması nedeniyle İran’a tepki göstererek sorunun çözülmemesi durumunda Türkiye’nin
de İran TIR’larına yönelik her türlü tedbiri alacağını
belirtti.
Uluslararası Nakliyeciler
Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye ile İran
arasında gümrük kapılarında yaşanan
sorunların yeniden patlak verdiğini belirterek, “Şoför arkadaşlarımıza haksız
cezalar yazılıp keyfi uygulamalarda
bulunuluyor, anlaşma şartlarına da
uyulmayarak kuyrukta bekletilen şoförlerimiz yıldırılmaya çalışılıyor” dedi.
Nuhoğlu yaptığı açıklamada, 2014
yılının son aylarında İran’ın gümrük kapılarındaki geçişlerde Türk TIR’larına
yönelik uluslararası taşımacılığa aykırı
uygulamalarının iki ülke arasında bu
sene ocak ayında yapılan anlaşmayla
çözülmesine rağmen sorunların yeniden yaşanmaya başladığını söyledi.
Türkiye’nin sınır kapılarından nakliye
araçlarının geçişi konusunda yıllardır
İtalya ve İran ile yıldızının barışmadığını
ve bu iki ülkeyle sürekli sorunlar yaşadıklarını belirten Nuhoğlu, “Türkiye’nin
nakliye konusunda en çok sorun
yaşadığı ülkelerin başında İran geliyor.
İran ile bu senenin başından itibaren
öncelikli ticaret anlaşması imzalandı
ama maalesef İran tarafı, bu anlaşmanın gereklerini yerine getirmemek ve
anlaşmayı bozmak için her türlü çabayı gösteriyor. Şoför arkadaşlarımıza
haksız cezalar yazılıp keyfi uygulamalarda bulunuluyor, anlaşma şartlarına
da uyulmayarak kuyrukta bekletilen
şoförlerimiz yıldırılmaya çalışılıyor.
Anlaşma gereği açılmaması gerekirken araçların depoları açılıyor, alakasız
Mart 2015
suçlamalarda bulunuyorlar. İran,
şoförlerimizi yıldırmak için adeta eziyet
çektirip işkence yapıyor. Gerçekten
dayanılmaz bir boyuta geldi” diye
konuştu. Nuhoğlu, TIR şoförlerinin her
gün gerek sosyal medyada aracılığıyla gerekse yazılı ve sözlü olarak
kendilerine ulaşıp yaşadıkları sıkıntıları
anlattığını dile getirerek, “İran’ın tüm
sınır kapılarında sorunlar yaşıyoruz.
Özellikle Türkmenistan’a geçiş kapısı
olan Lütfabad’da yine uzun kuyruklar
oluşmaya başladı” dedi.
Önce gelen önce geçer
maddesi yok sayılıyor
Yapılan anlaşmada “Önce gelen
önce geçer” maddesinin yer almasına
rağmen bunun uygulanmadığını, İran
TIR’ları sonra da gelse Türk TIR’ları
bekletilerek İranlı nakliyecilerin geçişinin sağlandığını ifade eden Nuhoğlu,
bu durumun haksız rekabete neden
olduğunu ve Türk nakliyecilerin
madden ve manen zarara uğradığını,
yaşananların haksızlık ve dayatma
olduğunu söyledi. Türkiye ve İran arasında tarihten gelen köklü bir dostluk
olduğunu anlatan Nuhoğlu, şunları
kaydetti: “Bu iki ülke ticaret hacimlerini
en kötü dönemde bile maksimuma
çıkarmış. En kötü dönemde bile
iki ülkenin ticaretinin gelişmesi için
büyük özverilerde bulunulmuştur.
Bugün geldiğimiz noktada bir grup
İranlı nakliyecinin baskısı sonucunda
ülkeler arası anlaşma hiçe sayılarak
Türk nakliyecisine inanılmaz derecede eziyet çektiriyorlar. Bu doğru değil. Bölgede zaten tekeller. Türkiye’ye
yapılan taşımaların yüzde 70’ini
İranlı nakliyeciler gerçekleştiriyor. İki
ülkenin serbestleşmesi ticaretimizi
daha fazla artıracaktır. Biz Ortadoğu ve Orta Asya’ya İran üzerinden
ulaşıyoruz, onlar da Avrupa’ya bizim
üzerimizden ulaşıyor. İki ülke birbirine
bu konuda muhtaç, birbirine ihtiyacı
var ancak maliyetleri artırsa da biz
Türkmenistan’a Hazar’dan gidebiliriz. İran, Türkiye’yi kullanmadan
Avrupa’ya gidemez. İran’ın Avrupa’ya
açılan kapısı Türkiye. Bizim başka alternatiflerimiz olmasına rağmen onların başka alternatifi yok. Bu konunun
çözülmesine gerçekten hem onların
hem bizim ihtiyacımız var.” Nuhoğlu,
sorun çözülmezse Türkiye’nin de
İran TIR’larına yönelik her türlü tedbiri
alacağını belirtti.
16
UND’den
İran sınır kapılarında son durum!
Ülkemiz ile İran arasında 15 Ocak 2015 tarihinde yapılan anlaşmaya uymayan
İran, sorun olmaya devam ediyor. UND, bakanlıklarla konuyu görüşerek gerekli
çalışmaları başlattı. UND’den yapılan açıklamada İran sınır kapılarındaki son
durumun üyelere anında iletileceği bilgisi verildi.
Özellikle son günlerde İran
sınır kapılarında, Türkiye ile İran
arasında 15 Ocak 2015 tarihinde
yapılan anlaşmanın uygulanması ile ilgili problemler yaşanıyor.
Sarakhs ve Lütfabad sınır kapıları
başta olmak üzere İran’ın tüm sınır
kapılarında Türk araçları uzun bekleme süreleri ile karşı karşıya. Diğer
yandan, özellikle Sarakhs Sınır
Kapısı’nda araçların standart depoya sahip olmadıkları gerekçesi ile
bekletildikleri ve gerek çift deposu
olan gerekse standart dışı olduğu
iddia edilen araçlar için depoların
sökülmesi gerektiği aksi halde
polis tarafından depoların söküleceği bilgileri UND’ye ulaşan bilgiler
arasında. İran’ın söz konusu tutumu
ve olası yaptırımlarının önlenmesi
Mart 2015
amacıyla UND, Dışişleri Bakanlığı ve
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na bilgilendirmelerde
bulundu. Dışişleri Bakanlığımızın
talimatı doğrultusunda Tahran Büyükelçiliğimiz tarafından, İran Dışişleri Bakanlığına bir “Nota” gönderildi
ve söz konusu “Nota” ile sınırlarda
bulunan araçların geçişlerine biran
evvel izin verilmesi talep edildi.
UND temaslarını sürdürüyor
Diğer yandan, sınır kapılarında yaşanan sorunların görüşülmesi amacıyla
9 Mart 2015 tarihinde Bazargan
Gümrüğü’nde, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımız
başkanlığında, Ekonomi Bakanlığı,
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Urumiye Başkonsolosluğu yetkilileri ve
UND heyetinin de katılım sağladığı
bir toplantı İranlı muhatap kurum
yetkilileri ile gerçekleştirildi. Ancak
sorunların çözümüne yönelik bir
gelişme katedilemedi. Ülkemiz ile
İran arasında 15 Ocak 2015 tarihinde yapılan anlaşmayı imzalayan
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 13
Mart Cuma günü Tahran’a resmi
bir ziyarette bulundu. Söz konusu
sorunlar Kalkıınma Bakanlığı’nın
da gündeminde yer aldı. UND, İran
sınır kapılarında bekletilen Türk
araçlarını ve söz konusu araçların
biran evvel geçişlerinin sağlanması
için temaslarını sürdürüyor. Olası
tüm gelişmeler UND üyeleri ve söz
konusu sınır kapılarında çok zor
şartlarda bekleyen sürücüler ile
paylaşılacak.
17
15 Ocak 2015 tarihli anlaşma uygulanacak!
15 Ocak’ta İran ile imzalanan antlaşmaya İran tarafının uymaması nakliyecilerin
gündemini yeniden değiştirdi. Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz ile birlikte Tahran’a
giden UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, “Bu anlaşma uygulanacak,
başka yolu yok” dedi. Ziyaret sonrasındaki Cuma-Cumartesi günleri araç geçişleri
yüzde 50 oranında artarak günlük 575’e ulaştı ve Pazar günü ise bu sayı 680 oldu.
Kuyruğu bitirecek ve yeniden oluşmasını önleyecek olan bu sayının sürekli hale
getirilmesi, her iki ülke yetkili makamları tarafından takip edilecek.
15 Ocak 2015 tarihli Türkiye-İran taşımacılık krizini bitiren
anlaşmayı imzalayan Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz’ın, 14 Mart’taki
Tahran seyahatine UND Başkanı
Çetin Nuhoğlu da katıldı. Toplantıda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın
Tahran’a gideceği 7 Nisan’dan
önce iki ülke sınır kapılarında
yaşanan tüm sorunların çözülmesi
gerektiği ele alındı.
Nuhoğlu: Bu anlaşma
uygulanacak, başka yolu yok
Toplantıya katılan UND Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu; son
günlerde İran’da yaşanan problemlerle ilgili olarak, “bu anlaşma
uygulanacak başka yolu yok”
dedi. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu,
yapılan görüşmelerde ayrıca, “İran
– Türkmenistan sınır geçişlerinde
yaşanan haksızlıkları tespit etmek
üzere bir UND yetkilisi ile İran
taşımacılar Derneği ITCA’dan bir
yetkilinin Lütfabad, Sarakhs ve Pol
kapılarında sürekli kontrol yapmaları
kararlaştırıldı.
Her iki ülke yetkilileri konuyu takip edecek
Gürbulak – Bazargan geçişlerindeki uzun kuyruklar konusunda, İran
İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakan Yardımcısı Dr. Mohtashami’nin 12
Mart 2015 tarihinde Gürbulak’ta yaptığı ziyaret sonrasında beklemelerin
aşırı kontrol nedeniyle olduğu tespit edildi. Ziyaret sonrasındaki CumaCumartesi günleri araç geçişleri yüzde 50 oranında artarak günlük 575’e
ulaştı ve Pazar günü ise (15 Mart) bu sayı 680 oldu. Kuyruğu bitirecek
ve yeniden oluşmasını önleyecek olan bu sayının sürekli hale getirilmesi,
her iki ülke yetkili makamları tarafından takip edilecek. Cumhurbaşkanı
Erdoğan’ın 7 Nisan tarihinde gerçekleştireceği Tahran ziyareti öncesinde, İran güzergahında yaşanan sorunların tamamen çözüme kavuşturulması sağlanacak.
Mart 2015
18
EKONOMİ
und son 2 yılda
hiç durmadı,
durmayacak...
UND’nin 38. Genel Kurulu’nda sektörün oyun kurucuları bir araya geldi. Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan UND’nin çalışmalarını yakından izlediklerini
ve UND ile yapılan işbirliğinin müspet sonuçlarını gördüklerini ifade etti. UND Yönetim
Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Türkiye’nin ihracat odaklı büyüdüğünü, bu büyümede baş
aktörün lojistik sektörü olduğunu ve bu sektörün bakanlıklarca desteklenmesi gerektiğini
vurguladı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, son iki yılda UND’nin yaptığı çalışmaları
ve 2015’te izlenecek konuları aktardı. UND’nin 38. Genel Kurulu’nda “Aç Kapıyı Bezirgan
Başı” belgeseli ve “Tespihte çekeriz fotoğrafta” fotoğraf sergisi de katılımcıların yoğun
ilgisiyle karşılaştı.
Mart 2015
19
çetin nuhoğlu tekrar başkan
Uluslararası Nakliyeciler
Derneği (UND)’nin 38. Genel Kurulu 28 Şubat Cumartesi ve 1 Mart
Pazar tarihlerinde İstanbul Wow
Hotel’de gerçekleştirildi. İki gün
süren genel kurulun ilk gününde
lojistik sektörünün oyun kurucuları
bir araya geldi. Sektörümüzün haricinde 38. UND Genel Kurulu’na
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan, Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Müsteşar Yardımcısı Vekili Talat Aydın,
TOBB ve TİM başkanvekilleri ve
sivil toplum kuruluşlarının önemli
temsilcileri de katıldı. Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
Lütfi Elvan, Türkiye’nin ihracat
odaklı büyüdüğünü, 2023 ihracat
hedefleri kapsamında 500 milyar
dolarlık bir rakamın yakalanmaya
çalışıldığını belirterek UND- Bakanlık işbirliğinin önemine değindi.
Bakan Elvan, Türkiye’nin taşımacılık altyapısı konusunda çağ
atladığını belirterek ülkemizin ciddi
sorunları olduğunu ve bu konuda
bakanlık olarak mücadele etmekte
kararlılık göstereceklerinin altını
çizdi. Genel Kurul’da tek aday
olan ve oy çoğunluğuyla yeniden
UND Başkanlığı’na seçilen Çetin
Nuhoğlu da, Türkiye’nin ihracatla
büyüyen bir ülke olduğuna dikkat
çekerek 2023 ihracat hedefine
ulaşma konusunda gece-gündüz
çalıştıklarını söyledi. Başkan Nuhoğlu, 13,5 milyar dolarla, bugün
turizmden sonra en fazla hizmet
ihracatı gerçekleştiren sektörün
lojistik olduğunu ifade ederek,
haksız uygulamalarla Türkiye
ihracatına engel olunduğunu, bu
konuları çözmek için Ulaştırma
Bakanlığı ile koordineli bir şekilde
çalışmanın avantajlarını gördüklerini
vurguladı. İki gün süren 38. UND
Genel Kurulu’nda sektörün sorunları, yaşanılan gelişmeler, UND’nin
yürütmüş olduğu çalışmalar katılımcılara iletildi.
Mart 2015
20
GENEL KURUL
Şener: Güçlü lojistik,
güçlü Türkiye
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, 38. UND
Genel Kurulu’nda yaptığı sunumda UND’nin son iki
yıldır yaptığı çalışmaları anlattı.
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener, 38. UND Genel Kurulu’nun
ilk gününde “Güçlü Lojistik, Güçlü
Türkiye” adı altında gerçekleştirdiği
sunumu ile sektördeki sorunlardan,
UND’nin yapmış olduğu çalışmalara kadar birçok alanda bilgi verdi.
Şener, Türkiye’nin bölgesinde çok
önemli bir aktör olduğunu, bölgesinin adeta bir yıldızı olduğunu
ifade ederek bu stratejik özelliğin
bir avantaja dönüştürülebilmesi
gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin
ihracat odaklı büyüdüğünü ifade
eden UND İcra Kurulu Başkanı Şener, TİM Başkanı Mehmet
Büyükekşi’nin ihracat rakamları
Mart 2015
değerlendirmesinde Türkiye’nin
2014’ün ilk 9 ayındaki büyüme
oranını yüzde 2,8 olarak açıkladığını, bunun 2.7’sinin net ihracat
ile gerçekleştiğini ve Türkiye’nin
2014’te net ihracat ile büyüdüğünü belirtti. Türkiye’nin 2023 ihracat
hedeflerinde 500 milyar dolarlık
ihracat rakamını hedeflediğini ifade
eden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, “Türkiye, güçlü ekonomisi ile bölgesinde çok önemli bir
yerde bulunuyor. Bölgemizdeki ve
dünyadaki saygınlığımızı daha da
artırabilmek için sektörümüze çok
önemli işler düşüyor” dedi. Şener,
güçlü lojistik kavramının ekonomik
21
anlamda çok önemli olduğunu ifade
ederek, güçlü Türkiye’nin temellerinin lojistik iş süreçleri ile birebir ilgili
olduğunu da ifade etti.
Türkiye’yi geleceğe
biz taşıyoruz
Güçlü bir ülkenin güvenli yarınları
için ekonominin olmazsa olmazlar arasında geldiğini ifade eden
UND İcra Kurulu Başkanı Şener,
“Türkiye’yi geleceğe biz taşıyoruz”
dedi. 2023 için 500 milyar dolarlık
ihracat hedefinin bulunduğunu ifade
eden Şener, ülkemiz hizmet sektöründe turizmden sonra aslan payının
lojistiğe ait olduğuna işaret ederek,
artık ürünlerin pazara hızlı ve güvenli
bir şekilde ulaşmasının bir zorunluluk olduğunu söyledi. 500 milyar
dolarlık bu ihracat rakamında taşıma
ve ulaştırma olmadan hedeflere
ulaşılamayacağını ifade eden Şener,
lojistik sektörü olarak sorumluluklarının farkında olduklarının; sektör
olarak omuzlarında çok önemli bir
yük olduğunu ve bu yükü hakkıyla
taşımaya hazır olduklarını belirtti.
İhracatın stratejik gücünün lojistik
olduğunu ifade eden Şener, 2013
verilerine göre turizmin 23.5 milyar
dolar gelir sağladığını, lojistiğin ise
13.5 milyar dolarla ikinci sırada yer
aldığını ifade ederek hizmet ihracatında sektörün ne denli önemli
olduğunun altını çizdi.
Yabancı taşımacıların
artan payına dikkat
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, Türkiye’nin 500 milyar dolarlık
ihracat hedefine ulaşabilmesi için
boşa atılacak 1 Cent’in bile olmadığına vurgu yaparak ülkemizdeki
yabancı taşımaların artan payına
dikkat çekti. Şener, 2008 yılında
yabancı taşımaların toplam 400 bin
sefer olarak gerçekleştiğini, 2013
yılında ise bu rakamın 500 bin sefere çıktığını ve yükseliş grafiğinin
hizmet ithalatı anlamına geldiğini
belirtti. Haksız rekabet sonucunda
mal ihraç etmek için hizmet ithal
etmek durumunda bırakıldığımızı
ifade eden Şener, UND olarak
doğu ve batı kapılarında yabancı
araçların sefer sayıları ile çalışma
başlattıklarını ve yabancı taşımaların ülkemizde hızlı bir şekilde
arttığını; bu durumun da ülkemiz
açısından olumsuz etkilere sahip
olduğunu vurguladı. Şener, Türk
TIR’larının çeşitli nedenlerle engellendiğini UND olarak bu engellemelere, keyfi bekletmelere yönelik
eylemle cevap verdiklerini ifade etti.
UND olarak Viyana’da çok önemli
bir eylem gerçekleştirdiklerini, 7
şirkete ait 13 TIR’ın UND temsilcileri eşliğinde Avusturya’yı transit
geçerek Almanya’ya ulaştığını ifade
eden Şener, “Emeğine, ekmeğine
sahip çık” mottosuyla çok önemli
bir eyleme imza attıklarını katılımcılara aktardı. Ayrımcılığın ahlaksızlık
olduğunu ifade eden UND Başkanı
Şener, bu ayrımcılığın sadece ve
sadece Türk TIR’larına yapılmasının
ise üzerinde düşünülmesi gereken
bir diğer konu olduğunun da altını
çizdi. Eşit rekabetten yana olduklarını, eşit yarışabilmek için eşit
hak istediklerini ifade eden Şener
UND’nin yapmış olduğu çalışmalarla ilgili olarak, sektörü dinleyerek
durum analizi yaptıklarını söyledi.
Taşıma performansımızı olumsuz etkileyen sorunlar nelerdir?
“Taşıma performansımızı olumsuz
etkileyen ilk 5 sorun nedir” sorusu
ile durum analizine başladıklarını
ifade eden Şener, bu sorunları;
Yabancı Araçların Haksız Rekabeti,
Yurtdışında Karayolu Denetimi ve
Buna Bağlı Yüksek Cezalar, Sınır
Kapılarında veya Güzergahlarda
Yaşanan Uzun Beklemeler ve Geçiş
Belgelerinin Yetersiz Olması’nın
taşıma performansını olumsuz
yönde etkilediği gerçeğiyle çalışmalara başladıklarını belirtti. Geçiş
ücreti adı altında alınan paralarla
Türkiye’deki taşımacıların ve taşımacılığın pahalılaştırıldığının altını
çizen Şener, kotalar, engellemeler
ve keyfi bekletmelerle de Türk
nakliyecisinin yavaşlatıldığını belirtti.
İran, Macaristan ve Romanya gibi
ülkelerde haksız, ayrımcı geçiş ücretlerinin kalkacağını; Avusturya gibi
ülkelerdeyse Ro-La dayatmasının
aşılacağını ifade eden Şener, bütün
bu engellemelerin ortadan kalkmasıyla taşımacılıkta haksız rekabete
son verilmiş olacağını ifade etti.
Avusturya demiryolu şirketinin UND
tararfından bu bağlamda şikayet
edildiğini ifade eden Şener, Ro-La
terminalindeki beklemelerin kabul
edilemez olduğunu vurguladı.
UND, çalışmalarla
sektörü rahatlattı
UND’nin çalışmalarla sektörü
rahatlattığını ifade eden Şener,
Dışişleri Bakanlığı’nda ‘Vize Çalışma
Grubu’nun kurulduğunu belirterek,
“Başta AB ve Orta Asya ülkeleri
olmak üzere yaşamakta olduğu
vize sorunları için; Ekonomi Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı,
TOBB ve UND katılımıyla bir çalışma
grubu toplantısı yapıldı. Bulgaristan
ile teknik bir toplantı yaptık. Bulgar
araçlarının usulsüz taşımaları engellendi. İki ülke arasındaki taşımalarda
Bulgar plakalı araçların usulsüz ve
yanlış belgeler ile taşıma yapmalarını
sona erdirecek bu çalışma sektörümüz adına son derece önemli bir
kazançtır” dedi. Türk TIR sürücülerinin Slovenya’da 4 gün bekletildiklerini ve bundan dolayı çok önemli
bir eylem gerçekleştirdiklerini ifade
eden Şener, Maribor (Slovenya)’da
ilk eylemin çok büyük ses getirdiğini
vurguladı. Avusturya Ro-La Dayatması Konulu Basın Toplantısı’nda
Türk nakliyecilerinin haksız şekilde
Ro-La dayatması ile karşı karşıya
bırakıldıklarının bilgisinin medya ile
paylaşıldığını ifade eden Şener, 280
km bir yol için tren kuyruklarında
4 gün bekletilen Türk araçlarının
Mart 2015
22
GENEL KURUL
ayrımcılığa karşı çıktığını söyledi.
Avusturya KUKK Toplantısı’nda tarihi gelişme yaşandığını ifade eden
Şener, “Taleplerimizi kabul etmeyen Avusturya ile KUKK protokolü
imzalanmadı. Türk taşımacısının
‘ayrımcılık’ mücadelesi daha yeni
başlıyor. Bu kriz tarihi bir çözümüm
ilk adımı olacak dedik ve dediğimiz de çıktı” dedi. UND’nin ‘Kolay
Ticaret, Büyük Türkiye’ projesini
desteklediğini ifade eden Şener, bu
proje çerçevesinde sektörün ilk izinli
gönderici belgesinin teslim edildiğini de söyledi. 500 milyar dolarlık
ihracat hedefinin lojistik altyapısını
masaya yatırdıklarını ifade eden
Şener, ‘Sektörün Geleceği için 40
Ortak Hedef’ parolasıyla Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı, Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, TOBB,
TİM ve UND’nin burada ortak
hareket ettiğini söyledi. Berlin’de
düzenlenen “Uluslararası Lojistik
– Ortak Ülke Türkiye” Paneli’nde
Avusturya transit sorununun
Almanya’ya anlatıldığını ifade eden
Şener, ITF Yıllık Zirvesi’nin yoğun
gündemle geçtiğini, 54 ülkenin
ulaştırma bakanlarına Avusturya
transit zulmünün anlatıldığının da
altını çizdi. UND’nin 2013 ve 2015
yıllarını kapsayan iki yıllık çalışmalarının son derece kritik öneme
sahip olduğunu belirten Şener,
“Sürücüler turist değildir”
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, yabancı ülkelerin Türk malı
taşıyan TIR’lara ve şoförlerine uyguladığı çifte standarttan bir an önce
vazgeçmesi gerektiğini söyledi. Şener, “Pilotların ve deniz adamlarının
nasıl vize derdi yoksa karayolu taşımacılarının ve şoförlerin de böyle bir
derdinin olmaması gerekir. Bu mesele UND’nin meselesi değil, ulusal
bir mesele. Biz çözmek için gayret ediyoruz. Türk TIR şoförlerini kendi
ülkelerine giden turistlerle bir tutuyorlar. Zamanımız ve enerjimiz gümrük
kapılarında bekleyerek tükeniyor. İran’da, Bulgaristan’da ve Macaristan’da
yaşadığımız haksız rekabeti oluşturduğumuz alternatif güzergahlarla kırdık.
Mücadelemiz sonuna kadar devam edecek. Buradan çağrıda bulunuyorum; Hükümetimiz, Geri Kabul Anlaşması kapsamında Türk iş adamlarına
ve Türk TIR şoförlerine vize kaldırılmalı” dedi.
Mart 2015
23
Mallar serbest, sürücüler değil
Şu an sektörde 20 yılda tam 40 tane 6 aylık Schengen vizesi almış
bir şoförün olduğunu ifade eden Fatih Şener: “ AB’de mallar serbest ancak sürücüler değil. TIR, yük ve sürücü ayrılmaz bir bütündür. Bunlardan
birini ayırdığınızda yük yerine ulaşmaz. Aslında Avrupa bu tutumuyla kendi
ülkesine de zarar veriyor. Çünkü ihraç ettiğimiz malların neredeyse yüzde
50’sini Avrupalı şirketler üretiyor. Bu ortak çıkarı baltalayan bir Avrupa
görüyoruz. Bir Schengen üllkesi, verdiği hakkı doğru kullanan bir Türk TIR
şoförünü, bir önceki 6 aylık vize ile 90 gün Schengen bölgesinde kaldın
suçlamasıyla cezalandırıyor. Böyle bir uygulama kabul edilemez” dedi.
Batı Kapılarında yabancı araçların
usulsüz taşımaları kontrol altına
alındı” dedi.
UND, çözüm üretmeye
devam ediyor
“Bulgar şoförlerin kapıyı kapaması sonucu, Türk tarafı olarak hızlı
reaksiyon gösterdik. UND Başkanımız Sayın Nuhoğlu’nun da birebir
katkı ve çabalarıyla, Gümrük ve
Ticaret Bakanımız Hayati Yazıcı bu
konuda çok aktif rol üstlendi. Yine
Bulgaristan konusunda UND ve
Bulgar muadil dernekleri AEBTRI
ve BASAT, 27 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul’da bir araya geldi.
Türk ve Bulgar teknik heyetleri
28 Mayıs’ta İstanbul’da toplandı.
Türkiye-Macaristan KUKK
Toplantısı’nda UND’nin büyük bir
başarıya imza attığını ifade eden
Şener, 2016 yılı itibari ile geçerli
olacak geçiş belgesi ücretlerinin
gidiş-dönüş transit 60 euro,
gidiş-dönüş ikili 25 euro olarak
belirlendiğini söyledi. Yeni uygulama ile birlikte önemli bir maliyet
tasarrufu sağlandığını ifade eden
Şener, Türkiye ve Rusya arasındaki
geçiş belgesi sorunlarının çözümü
için bakanlıkların devrede olduğunu
belirterek Ekonomi Bakan Yardımcımız Adnan Yıldırım’ın Rus tarafı
ile ikinci yuvarlak masa toplantısı
gerçekleştirdiğini söyledi. Şener,
Ekonomi Bakanlıkları’nın prensip olarak taşımaların her iki ülke
taşımacıları tarafından yapılması
ve kotaların taşıma sayılarına göre
artırılması hususunda prensip
kararı aldığını, iki dernek başkanının
bir araya geleceğini ve bakanlıkların
kararı destekleyeceğini vurguladı.
7 yıl sonra İtalya ile KUKK toplantısı
yapıldığını, İtalyanlar’ın uzlaşmaz
tutumu yüzünden masadan kalkıldığını ifade eden Şener, İtalaya’nın
haksız uygulamaları için Türkiye
ve İtalya’da kamuoyu oluşturma
çalışmaları başlatıldığını söyledi.
Gürbulak’ta ÖTV’siz ve KDV’siz
akaryakıt satışlarının 31 Ocak’ta
başladığını ifade eden Şener,
nakliyecilerin AB ile tek anlaşma
için Pastori Raporu’nu beklediğini
belirtti. AB Bakanlığı Müsteşarı
Engin Soysal’a ziyaret gerçekleştirildiğini; Türkiye-AB Vize Muafiyeti sürecinde ‘Profesyonel TIR
Şoförlerine Öncelikli Muafiyet’ talebi
ve ‘onaylı sürücü listesi projesi’nin
aktarıldığını ifade eden Şener,
taşıma kotaları sorunları ve yapılan
çalışmalar hakkında bilgi verildiğini
de sözlerine ekledi. Şener, Arap
Karayolu Taşımacıları Birliği (AULT)
ile UND’nin bir araya geldiğini;
AULT Genel Sekreteri Dr. Mah-
Mart 2015
24
GENEL KURUL
moud Abdallatt ve IRU Ortadoğu
Daimi Temsilcisi Haydar Özkan’ın
UND heyeti ile bir araya geldiğini ve
Ortadoğu’da alternatif rota arayışları çalışmalarının başladığını belirtti.
Geçiş Belge Tahsisi’nde Gümrük
Mühür Şartı’nın kalktığını ifade eden
Şener, “Geçiş Belgesi Dağıtım
Esasları Yönergesi kapsamında,
beyannameler üzerinde bulunması
talep edilen gümrük mühür şartı
kaldırılmış ve geçiş belge tahsislerinin, ‘gümrük mührü aranmaksızın’
ve sadece ‘memur kaşe ve imzası’
ile yapılması kararı alındı” dedi.
İran’la gümrüklerde yaşanan
sorunlar giderildi, akaryakıt fiyat
farkı kaldırıldı
Son iki yılda kamu ve özel kesimin
birlikte hareket etmesinden çok
önemli bir sinerji doğduğunu ifade
eden Şener, İran’la gümrüklerde yaşanan sorunların giderildiğini, bunda
da en büyük emeğin Bakan Lütfi
Elvan’a ait olduğunu belirtti. Türk
araçlarının İran’da yıllardır ödediği
‘Akaryakıt Fiyat Farkı’nın kaldırıldığını
ifade eden Şener, “1 Şubat 2015
tarihinden itibaren transit taşımalar
için mühürleme işlemi başlatılmış
ve akaryakıt fiyat farkı uygulaması
kaldırılmıştır. 16 Ocak 2015 tarihinde
saat 00.00’dan başlamak üzere İkili
Mart 2015
taşımalar için, km başına daha önce
ödenen 1,60 Euro akaryakıt fiyat
farkı ücreti 0,30 Euro olarak uygulanmaya başlamıştır. İran’da Türk
araçlarına uygulanan “4 günlük transit süre” uygulaması, 21 Ocak 2015
tarihinden itibaren 2 güne düşürülmüştür. Tüm sınır kapılarında, “ilk
gelen ilk çıkar” kuralı uygulanacaktır.
Sadece her iki tarafın bozulabilir yük
taşıyan araçlarına sınır kapılarından
geçişte öncelik tanınacaktır” dedi.
İran ile taşıma krizini sonlandıran anlaşmanın 15 Ocak’ta imzalandığının
da altını çizen Şener, Türkiye–İran
arasındaki önemli taşımacılık sorunları çözüm bulmasının her iki ülkeye
de kazandırdığını belirtti.
Tavizsizlik politikasına devam
UND’nin taviz vermeden çözüm
ürettiğini aktaran Şener, yıllardır
Türk nakliyecilerine öğretilen ve
dayatılan ‘öğrenilmiş çaresizlik’in
tarihe karışmaya başladığını söyledi.
Şener, “UND, TOBB-Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Koordinasyon Toplantısı’nda sektörün
sorun ve beklentilerini anlattı. Müsteşar Yardımcımız Sayın Talat Aydın
başta olmak üzere yetkililerimize:
Yabancı araç kontrolleri sıkılaşacak, Lojistik Koordinasyon Kurulu
kurulacak, UND’nin Profesyonel
Sürücü Vize Muafiyeti projesine
destek, UBAK Çalıştayı düzenlenecek, Üçüncü ülke belgelerinde
‘tavizsizlik’ politikasına devam gibi
başlıklar altında çok önemli notlar
iletildi ve bu konularda mutabık
kalındı” dedi. Şener, son dönemde
sektörümüzde sıklıkla rastlanılan
römorklara kesilen HGS cezaları
ile ilgili Karayolları Genel Müdürlüğü nezdindeki girişimlerin sonuç
verdiğini, HGS cezaları ile ilgili
Karayolları Genel Müdürlüğü’ne
yapılan müracaatlar sonucu
kesilen cezaların iptal edildiğini ve
römorklara kesilen HGS cezalarının
25
davaları, yönetmelikten kaynaklanan
yetki belgeleri sorunu, 10. Kalkınma
Planı’nın hayata geçirilmesi, transit
geçiş idari davaları, AB Gümrük
Birliği ve GATT Anlaşması’ndan
doğan haklarımızın elde edilmesi,
Hazar güzergahının etkin kullanılması, Ortadoğu güzergah sorunlarının
iyileştirilmesi konularında çalışmalar
yapacaklarını söyledi.
iptal edilmeye başlandığını da vurguladı. İran’a alternatif oluşturabilmek adına Hazar’da bölge ülkelerini
harekete geçirdiklerini ifade eden
Şener, bu bağlamda Azerbaycan
– Bakü Limanı’nın ziyaret edildiğini
ve 2015’in Mart ayında 4 Bakanlık
ile UND Hazar güzergah ziyareti
yapılacağını söyledi. Sektörün en
önemli sorunlarından birini oluşturan sigorta konusunda Şubat 2014
tarihi ve Eylül 2014 tarihinde de
Hazine Müsteşarlığı’nın bu konuyla
ilgili ziyaret edildiğini, 2014’ün kasım
ayında Türkiye Sigorta Birliği’nın
ziyaret edildiğini ve sigorta konularındaki taleplerin görüşüldüğünü ifade eden UND İcra Kurulu
Başkanı Şener, “Leasingli araçların
firma adına ruhsat değişikliğinde
hasarsızlık haklarının devri, Şirket
nev’i değişikliklerinde hasarsızlık
haklarının aktarımı, Sigorta şirketleri tarafından uygulanacak prim
aralıklarının resmi internet sayfa-
larında yayınlanması konularında
başarı sağladık” dedi. Yurt dışında
muayene süresi dolması sebebiyle
mağdur olan araçlara müjde veren
Şener, geçerli muayene süresi içinde yurt dışına çıkış yapan ancak
yurt dışında muayene süresi dolan
araçların ülkemize girişlerinde yapılan kontrollerde, araca giriş yaptığı
tarih itibari ile 30 günlük muayene
yaptırma süresinin tanındığını da
vurguladı.
2015’te hangi konular
üzerine yoğunlaşılacak?
Geçmişte yapılanların gelecek
açısından da bir örnek teşkil edeceğini ifade eden Şener, daha güzel
yarınlar için çok çalışmak gerektiğini
ifade etti.
2015’te Neler Yapılacak?
Sürücü vizeleri, gümrük kapılarının
iyileştirilmesi, yabancı araçların haksız rekabetiyle mücadele, sürücü
Mart 2015
26
GENEL KURUL
Elvan: Türk mallarının
AB ülkelerinde serbest dolaşımı
konusundaki mücadelemiz sürecek
Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanı Lütfi Elvan,
karayolu taşımacılığının 77 milyonu ilgilendiren bir sektör olduğunu
vurguladı. Elvan, “AB ülkelerinin
mevzuat dışı uygulamalarla Türk
karayolu taşımacılığı sektörüne
engeller çıkardığını biliyoruz. Bu
haksızlığı ortadan kaldırmak adına
başlattığımız mücadelemiz kararlılıkla sürecek” dedi.
Mart 2015
Çile çekmek istiyorsan
kamyon şoförü olacaksın
Karayolu Taşımacılığı Kanunu ile
sektördeki dağınık yapının disipline
edildiğini, kurala, kaideye ve standartlara kavuştuğunu ifade eden Bakan Lütfi Elvan, AB uyumuna da çok
önem verdiklerini ve bu konuda var
güçleriyle çalıştıklarını ifade etti. Taşımacılık sektörünün bundan 15 yıl
öncesine kadar çile çekilen bir sektör olduğunu ifade eden Bakan Elvan, “Babam da bir süre taşımacılık-
la uğraştı. Oaradan çok iyi biliyorum.
Eskiden bir deyim vardı: Çile çekmek
istiyorsan kamyon şoförü olacaksın.
O dönemlerde altyapısı kötü yollar,
iki aracın yan yana geçemeyeceği
yollar, asfalt yok, araçların sık sık arıza
yaptığı, yollarda şoförlerimizin günlerce, saatlerce beklediği dönemler... O
dönemler geride kaldı. Eskiden 6 bin
100 km’lik bölünmüş yolumuz varken
şimdi 17 bin 750 km bölünmüş yol
gerçekleştirdik. Artık araçlarımız çok
daha rahat hareket ediyor. Bugün
27
Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanı
Lütfi Elvan 38. UND Genel
Kurulu’nda “UND-Bakanlık
İşbirliği’nin Önemini” vurgulayarak “Türk mallarının
AB ülkelerinde serbest
dolaşımı konusundaki mücadelemiz sürecek”
dedi.
artık şoförlerimiz ‘tekerim patladı,
çukurda kaldım’ demiyor. O güzelim
yollarda hareket ediyorlar. 1990’lardan kalan eski araçları bakanlık
olarak aldık ve araçlarımızı yeniledik.
Bu yapılan düzenlemeler taşımacılık
Mart 2015
28
GENEL KURUL
lığımız da bu sorunun çözülmesi için
devreye girdi. Bugüne kadar İran’da,
Macaristan’da ve Bulgaristan’da
bize’ yapılan haksız uygulamalar karşısında dik durduk, bu duruşumuz
sonuna kadar sürecek.”
Haksızlığı gidermek
boynumuzun borcu
Türkiye nakliyecilerine karşı çok ciddi
bir haksızlık yapıldığını ifade eden
Bakan Elvan, “Bu haksızlığı ortadan
kaldırmak boynumuzun borcudur”
dedi. Haksızlıklar karşısında hükümet
olarak dik durduklarını, taviz vermediklerini ve adım adım çözüme ulaştıklarını aktaran Bakan Elvan, siyasi istikrarın
burada en önemli role sahip olduğunu
da söyledi.
UND’nin çalışmalarını
önemsiyoruz
sektöründe daha konforlu seyahat
edebilmeyi beraberinde getirdi. Trafik
güvenliği açısından da son derece
müspet çalışmalar yaptık. Can kaybı
açısından AB’den daha iyi bir hale
geldik. Araç muayene sistemini
özelleştirerek Avrupa’da örnek hale
geldik. Bakanlığımız uhtesinde araç
denetim istasyonlarını yaygınlaştırdık.
2014 yılında 35 milyon aracın denetimini yaptık” dedi. Çağdaş dünya
standartlarında, AB normalarında bir
yapı oluşturmaya çalıştıklarını aktaran
Bakan Elvan, uluslararası nakliyeciler
olarak ciddi sorunlarla karşı karşıya
olduklarını, bunun bilinciyle çalışmalara hız verdiklerini söyledi. Bakan
Elvan, çalışmaların bundan sonra da
kararlılıkla süreceğinin altını çizdi.
Bulgaristan krizini
birlikte yürüttük
Göreve geldiği zaman diliminde
Bulgaristan krizinin patlak verdiğini
ifade eden Bakan Elvan, UND yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve bürokratlarla beraber bu krizi
anında çözdüklerini belirtti. Bakan
Elvan, “Göreve geldiğim andan
itibaren bürokratlarımıza alternatif
güzergahar oluşturun dedim. RoRo hattını daha efektif kullanabilMart 2015
meliyiz” diyen Bakan Elvan, Hazar
geçişinin bu anlamda çok önemli
olduğunu söyledi.
“Alternatif güzergahlar çok
önemli, mücadelemiz sürecek”
Taşımacılıkta Türkiye’nin alternatif
güzergahlara sahip olduğunu ifade
eden Elvan şunları söyledi: “Eğer
alternatif güzergahlarınız varsa
masada güçlüsünüz demektir.
Türkiye’nin taşımacılık altyapısı
konusunda çağ atladığını söylemek
mümkün. Ancak ciddi sorunlarımız
olduğu da bir gerçek. Bu sorunların
üzerine kararlılıkla gideceğiz. Bugüne
kadar Ro-Ro hatlarını ve alternatif
hatları kullanarak Türkiye’ye uygulanan haksız muamele ile mücadele
ettik. Hazar Denizi dahil, ihracat
yaptığımız pazarlar için hem Batı’da,
hem de Doğu’da bize uygulanan
haksız uygulamalar için mücadelemizi sürdüreceğiz. Avrupa Birliği
mallarının serbest dolaşımı kurallarla belirlenmiş, gerçek bir husus.
Ancak buna rağmen Türkiye’ye
uygulanan çifte standart nedeniyle
karayolu taşımacılarımız sorunlar
yaşıyor, Türk malları AB ülkelerinde
serbest dolaşamıyor. Mücadelemizi
kararlılıkla sürdüreceğiz. AB Bakan-
Göreve geldiği andan itibaren UND
ile çok uyumlu bir çalışma içinde
olduklarını ifade eden Bakan Elvan,
“Belki birebir UND ile ben çalışmıyorum ama çalışan arkadaşlarımız
var. STK olarak UND ile birlikte dik
durduk, birlikte çözüme ulaşmaya
çalıştık” dedi. UND’nin çalışmalarını
önemsediğini ifade eden Bakan
Elvan, kamu-özel sektör-STK çalışmalarının en iyi örneklerinden birini
lojistik sektörünün oluşturduğunun
altını çizdi.
UND-Bakanlık
işbirliği çok önemli
Ekonomik açıdan gelişmiş ülkelerde
kamu ve özel kesimin paydaş olarak çalıştığının altını çizen Bakan Elvan, gelişen ve değişen Türkiye’de
her şeyin devlet tarafından yapılması algısının ortadan kalktığını; özel
sektör ve STK’ların da bu konuda
devlete katkı sunduğunu ifade
etti. Bakan Elvan, bunun en güzel
örneklerinden birinin UND ile Ulaştırma Bakanlığı arasında gerçekleştirildiğini ifade ederek UND’nin
faaliyetlerini çok önemsediklerini
söyledi. Bakan Lütfi Elvan, “Bugüne
kadar kararları birlikte aldık. Birlikte
dik durduk. Böylesi kritik konularda
STK – Bakanlık işbirliği son derece
önemli bir olay. Kazanımlarımızı
birlikte artırmaya devam edeceğiz” dedi. Bakan Elvan, Türkiye’de
özellikle son 10 yılda çok önemli
değişimler ve gelişmeler olduğunu
ifade ederek artık özel sektörün de
kamu’nun da eskisi gibi olmadığını
belirtti.
29
Nuhoğlu: Türkiye’nin
büyümesinde lojistik baş aktör
UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, kamu-özel sektör işbirliği ile
sektörde ezber bozduklarını ifade ederek ihracat odaklı büyüyen Türkiye’de
lojistiğin bu gelişmede baş aktör olduğunun altını çizdi.
Genel Kurul’da tek aday
olan ve oy çoğunluyla yeniden UND
Başkanlığı’na seçilen Çetin Nuhoğlu
yaptığı konuşmada Türkiye’nin ihracat odaklı büyüdüğünü belirterek bu
büyümede lojistik sektörünün baş
aktörlerden biri olduğunu, sektördeki herkese önemli görev ve sorumluluklar düştüğünün altını çizdi.
Nuhoğlu, 2015 senesinin UND’nin
41. yılı olduğunu belirterek geçmişten bu zamana kadar tüm UND
çalışanlarının Türkiye ekonomisine,
UND’nin gelişip güçlenmesine, bu
günlere gelmesine ve sektörün çatı
kuruluşu olmasına katkı sağladığını
ifade ederek teşekkür etti.
Kamu, sektörümüzün
önemini teyit ediyor
Birbirinden önemli ekonomik konuları, lojistik sektöründe yaşananları,
gelişmeleri, UND’nin ve bakanlıkların çalışmalarını anlatan Nuhoğlu,
Yarım asra yakın süredir varolan
UND, bugün uluslararası camiada
saygın bir konuma sahip. Sadece
sektörümüzü değil; çoğu platformda doğrudan ülkemizi temsil
edebilmenin gururunu yaşıyoruz.
Artık üretim sektörümüzde, ticaret
sektörümüzde, ulaştırma ve lojistik
sektörünün ekonomik değeri ve
yarattığı katma değerin bilincinde. Fakat belki de daha önemlisi;
Kamu’da da sektörümüzün önemini teyit eden yaklaşımları gözlemliyoruz” dedi.
Taşımacılıktan
lojistiğe dönüşüm
Lojistik sektörünün ihracat merkezli
büyüyen ülkeler için vazgeçilmez
bir öneme sahip olduğunu ifade
eden Nuhoğlu, “Sayın Başbakanımızın 2014 kasım ayında, ekonomimizin dönüşümünü sağlayacağı
belirlenmiş olan 9 ana sektörden
biri olarak sektörümüzü zikretmiş
olması bizleri sevindirdi. Sektörümüz, 2018’e kadar ‘Taşımacılıktan
Lojistiğe Dönüşümü’ gerçekleştirerek Türkiye ekonomisinin, rekabetçi, sürdürülebilir, ihracata dayalı
ekonomik kalkınmasını sağlayacak”
dedi. Bu gelişmenin UND için ayrı
bir önemi olduğunu ifade eden
Nuhoğlu, “Görüyoruz ki, derneğimiz,
10. Kalkınma Planı Taşımacılıktan
Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı
kapsamında Kalkınma Bakanlığımız
tarafından toplam 3 bileşende, 12
ayrı eylem için sorumlu kuruluşlar
arasında görevlendirilmiş bulunuyor.
Bu 3 bileşen: 1. Bileşen: Lojistikte
Strateji ve Kurumsal Yapılanmanın
Mart 2015
30
GENEL KURUL
Oluşturulması 3. Bileşen: Gümrük
İşlemlerinde Etkinliğin Sağlanması 5. Bileşen: Sektörde Faaliyet
Gösteren Firmaların Rekabet
Güçlerini Artması şeklindedir. Bir
özel sektör meslek örgütü olarak,
resmi devlet politikalarımızda bu
kadar etkin bir görev bahşedilmesi;
bizleri her şeyden önce fazlasıyla
gururlandırmıştır” dedi. UND’nin
her zaman, her şartta, sektörünün
daha rekabetçi, daha müreffeh bir
geleceğe erişmesi için, bakanlıkla
omuz omuza çalıştığını ifade eden
Nuhoğlu; bu ortak gayede her daim
destek olmaya ve katkı sağlamaya hazır olduklarının altını çizdi.
Nuhoğlu konuşmasını şu şekilde
sürdürdü: “Sevindiğimiz bir başka
husus da; Kalkınma Planımızda
belirtilen eylemler ve projelerin; 4-5
Mayıs 2014 tarihlerinde Çeşme’de
gerçekleştirdiğimiz “Kamu-UND
Ortak Aklı 2023 Arama Konferansı”
sonuçları ile büyük ölçüde örtüşüyor olmasıdır. Kamu-UND Arama
Konferansı’na katkı sağlayan, başta
Ulaştırma Bakanlığımız, Ekonomi
Bakanlığımız ve Gümrük ve Ticaret
Bakanlığımızın Sayın Müsteşarları
ve bu bakanlıklarımızın değerli
temsilcileri; ayrıca TİM, TOBB gibi
meslek örgütlerimizden temsilcilerle
ortaya çıkardığımız proje ve hedefler, ulusal kalkınmamızın genel
hedefleri arasına girmiş. Tüm ilgili
bakanlıklarımızla ortaklaşa belirlediğimiz ödevlerin, ilgili politikaların
geliştirilmesi suretiyle, takip edildiğini de memnuniyetle not ettik. Şimdi
tüm paydaşlara düşen, hedeflenen
Mart 2015
‘sektörel dönüşümün’ acilen başlatılmasıdır. Bunun için, Başbakanlık
Genelgesi’yle kurulacağı belirtilmiş
olan ve sektörle ilgili tüm bakanlıkları ve meslek örgütlerini, hatta
üniversiteleri de ‘Ortak Bir Platformda’ bir araya getirip koordinasyonu
sağlayacak ‘Lojistik Koordinasyon
Kurulu’nun oluşturulmasını bekliyoruz. Sektörde bu çok özlenen
koordinasyon, kurumlar arası görev
paylaşımlarını netleştirip farklı kurumların birbiri ile uyumsuz mevzuat
çıkarmasını, çakışan sorumluluklar
yerine görevlerin daha uygun paylaştırılacağı bir sektör getirecek. Bu
koordinasyon ve uyum sayesinde,
gelecek politikaların daha sağlıklı
ve daha gerçekçi şekilde oluşturulmasını sağlayacak. Umuyoruz ki,
bu yapı sayesinde, sektörümüzü
düzenleyen mevzuatın, güncel gelişmeler ve ekonomideki değişimler
doğrultusunda gözden geçirilmesi
ve güncellenmesi için uygun ortam
da sağlanacak.”
DEİK’te önemli bir
dönüşümün önü açıldı
Kamu-özel sektör işbirliği anlayışından bugün Dış Ekonomik
İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) önemli bir
dönüşümün önünün açıldığını ifade
eden UND Başkanı Nuhoğlu, yeni
yapısıyla DEİK, TİM-İKV-YASEDTÜSİAD-MÜSİAD-TOBB gibi
ekonomimizin enerji kaynaklarının
aynı çatı altında biraraya getirildiğini
vurguladı. Nuhoğlu, UND’nin yeni
DEİK’te hem Yönetim Kurulu Üyesi,
hem de İcra Kurulu Üyesi olarak yer
31
alması ve bu değerli yapıya ‘özel
olarak davet edilmiş’ olmasının büyük anlamlar taşıdığını ifade etti.
Lojistik AB ekonomi
motorunun yağıdır
Nuhoğlu, her şeyden önce yıllardır
her platformda dile getirdikleri bir
gerçeğin, ‘ihracatın veya dış ticaretin temelinin, sadece malların bir
yerden bir yere satılması olmadığı,
bu malların hedeflenen pazarlara
rakiplerinden önce ve daha az maliyetli şekilde teslim edilebilmesinde
yattığı’ gerçeğinin kabulünü yansıttığını söyledi. Nuhoğlu, “Nitekim, tam
üye olmaya hazırlandığımız Avrupa
Birliği bunu 2007 yılında yayınladığı Lojistik Politika Belgesi’nde
söylemişti: ‘Lojistik, AB ekonomi
motorunun yağıdır.’ AB gayrisafi
hasılasında yüzde 11 payı olan
lojistik sektörü, elbette ki, AB’nin en
yoğun şekilde desteklenen sektörleri arasında geliyor. Devletimizin,
küresel rekabetin temel unsuru
olarak Ulaştırma ve Lojistik Sektörünü bu şekilde konumlandırdığı
mevcut politikalarla, 10. Beş Yıllık
Kalkınma Planımızla, bundan böyle
İhracat hedeflerimiz belirlenirken, bu
ihracatın lojistiği de paralel hedeflerle kurgulanacak. Bu anlayışla; hangi
ülkeye 2023 yılında ne kadar ihraç
edeceğim? Hesabı yapılırken; bu
ülkenin karayolu taşımalarımıza kota
uygulayıp uygulamadığı, geçişlerde kısıtlama ve ücretler uygulayıp
uygulamadığı da hesaplanacak…
Örneğin, İtalya üzerinden transit
geçilerek gidilen ülkelere ihracatımızı artırmak için İtalya’dan ne kadar
transit geçiş belgesi almanın gerektiği hesaplanacak” dedi. Bugün 1.2
milyon karayolu seferi ile gerçekleşen İhracatımızın 10 yıl sonra 3
katına çıkacağının söylendiğini; bu
ihracatın hangi kapasiteyle taşınabilecek sorusunun akıllara geldiğini
ifade eden Nuhoğlu, “Aracımız var
ama, taşıdığımız yollar üzerinde
ürettiğimiz malı taşırken karşımıza
binbir türlü engel çıkaran ülkeler
varsa, bu malları nasıl daha hızlı
ve ucuza ulaştırabileceğiz? TİM ile
yaptığımız araştırmalar var; bugün
ihracatçılarımız, yüzde 87 oranında,
karayolunu tercih ediyor. Neden
sorun yaşıyor? Bu sorunlar nasıl
çözülebilir, çözülürse ihracatımız
ne kadar artabilir?” dedi. Nuhoğlu,
tüm bunların masaya yatırabilmesi durumunda başarılı bir ihracat
planlaması yapabileceğini de
vurguladı.
İhracatla büyüyen
bir ülkeyiz, 2023 hedefi
için çalışıyoruz
Genel Kurul’da tek aday olan
ve oy çoğunluyla yeniden UND
Başkanlığı’na seçilen Çetin
Nuhoğlu, Türkiye’nin ihracatla
büyüyen bir ülke olduğuna dikkati çekti. 2023 ihracat hedefine
ulaşma konusunda gece-gündüz
çalıştıklarını söyleyen Nuhoğlu: “13,5 milyar dolarla, bugün
turizmden sonra en fazla hizmet
ihracatı gerçekleştiren sektörüz. Biliyoruz ki hükümetimiz
Türkiye’nin ekonomik büyümesini ihracata endeksledi. Geçen yıl
büyümemizin yüzde 90’ı ihracattan geldi. Türkiye’nin ihracatla
büyümekten başka şansı yok.
Ülkemiz 2023 ihracat hedefine
ulaşması için kendimizi Avrupa –
Asya arasında mal taşımak için
konumlandırdık” dedi.
85 milyar dolar doğrudan gelir
sağlayan lojistik sektörü önceliklendirmeyi hak ediyor
her potansiyel yabancı yatırım,
öncelikle ülkemizin ticaret erbabına
sunduğu lojistik avantajları inceliyor;
komşularıyla kıyaslıyor. Bunun için
kullandıkları kaynakların başında
Dünya Bankası’nın 160 ülkenin
lojistik performansını kıyasladığı
çalışma ‘Küresel Lojistik Performans
Endeksi’ geliyor” dedi. Nuhoğlu,
2007 yılından beri yayınlanan bu endeksin, ‘gümrük, altyapı, uluslararası
sevkiyat, lojistik hizmetlerin kalitesi
ve lojistik yetkinlik, sevkiyatların
takibi ve izlenebilmesi, sevkiyatların
Ülkemizin gayrisafi milli hasılasındaki payı itibarıyla bugün yaklaşık 85
milyar dolar doğrudan gelir sağladığı tahmin edilen lojistik sektörünün,
devlet kademelerinde, tüm resmi
ekonomi politikalarında, bu ilgiyi ve
bu önceliklendirmeyi fazlasıyla hak
ettiğini ifade eden Nuhoğlu, öte
yandan sektörün küresel arenada
da sürekli mercek altında olduğunu
belirtti. Nuhoğlu, “Ülkemize yönelen
Mart 2015
32
GENEL KURUL
alıcıya zamanında ulaşması’ olmak
üzere 6 temel alanda ülkelerin
dünya ticaretine sunduğu lojistik
hizmetlerin kalitesini sorguladığını
ifade etti. Nuhoğlu, bu sorgulamayı,
artık devletimizin de, sektöre yönelik politikaları belirlerken yapmaya
başladığını, performans endeksinde
ilk 15 ülke arasına girme hedefinin
benimsendiğini de, memnuniyetle
gördüklerini söyledi.
Dünya Bankası Lojistik
Endeksi’nde 160 ülke arasında
30. sıradayız
Ülkemizin, Dünya Bankası Lojistik
Endeksi’nde 160 ülke arasında 30. Sırada yer aldığını ifade
eden Nuhoğlu, kamu-özel sektör
işbirlikleri ve ortak projeleri sayesinde, 2018’e geldiğimizde, 160
ülke arasında lojistik performans
açısından ilk 15 arasında yer alacağımızı belirtti. Sağlıklı, gerçekçi,
uyumlu ve eşgüdümlü kararlarla
bunu başarmamızın mümkün olduğunu ifade eden Nuhoğlu, lojistik
performansımızın dış ticaretimizin
performansı ile doğrudan ilişkili
olduğunu söyledi. UND Başkanı
Nuhoğlu, kalkınma planımızın temel
başarı göstergelerinden biri haline
gelen lojistik performans endeksin,
ülkemize çekilecek yatırımlar için de
bir ‘bonservis’ vazifesi göreceğinin
altını çizdi.
UND, üniversite-sanayi
işbirliğine önem veriyor
Üniversite-sanayi işbirliklerine özel
önem veren UND olarak, sektörün
rekabet gücünü etkileyen tüm faktörleri sürekli olarak incelediklerini,
sorunları tespit ettiklerini, çözüm
Mart 2015
Haksız uygulamalarla
ihracatımıza engel oluyorlar
Özellikle AB üyesi ülkelerin
Türk TIR’larına gümrük kapılarında
kanunsuz uygulamalar yaptığını
ve bu nedenle Türkiye’nin toplam
ihracatının sekteye uğradığını söyleyen UND Başkanı Çetin Nuhoğlu,
“ Haksız rekabet koşulları, yurt
dışında karayolu denetimi ve buna
bağlı yüksek cezalar, sınır kapılarında yaşanan uzun beklemeler
ve geçiş belgelerinin yetersiz
olması hem ihracatımız, hem de
sektörümüzü olumsuz etkiliyor.
Bununla hem Bakanlığımızın, hem
de hükümetimizin destekleriyle
UND olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz. Hukuki olarak
bu konuyla ilgili Viyana’da dava
açacağız” dedi.
önerileri geliştirdiklerini ifade eden
Nuhoğlu, “Sabancı – Doğuş – İTÜ
araştırmacılarından oluşan ve Prof.
Dr. Füsun Ülengin liderliğindeki bir
ekip, Türkiye Lojistik Sektörü için,
Küresel Rekabet Gücü Endeksi
ve Lojistik Performans Endeksi
karşılaştırmaları yaparak sektörün rekabet gücü ölçülüyor… Bir
diğer çalışmada, İstanbul Ticaret
Üniversitesi’nden hocalarımızla
“karayolu taşımacılık mevzuatının
sektörümüzün rekabet gücüne
etkilerini” analiz ettik, sonuçlarını
önümüzdeki günlerde Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığımız ile paylaşacağız.
Sektörün yetkin lojistik profesyonelleri ile geleceğe taşınabileceği
inancıyla, ilk Ulaştırma ve Lojistik
Yüksekokulu’nun kurulmasına katkı sağlamış; 2005 yılında
33
İstanbul Üniversitesi’ne modern
bir bina armağan etmiştik. Geçen
yıllar içinde, okulumuz çok değerli
mezunlar verdi,sektörümüze kazandırdı. Hatta, okulumuzdan yeni
öğretim görevlileri yetişmeye dahi
başladı. UND olarak başından beri
destek vermeye gayret ettiğimiz bu
süreçte, geçtiğimiz günlerde başka
bir sevinç ve gururu da yaşadık.
İstanbul Üniversitesi Ulaştırma ve
Lojistik Yüksekokulu, YÖK Kararı
ile, 4 yıllık fakülte olmaya uygun
bulundu” dedi.
2014 zorlu geçti,
2015 de kolay olmayacak
2014 senesinin sektör açısından
oldukça zorlu geçtiğini ifade eden
Nuhoğlu, artan maliyetler ve
ülkemiz taşımalarının yurtdışında
veya yurtiçinde maruz kaldığı haksız rekabet unsurlarının
gündemden düşmediğini ifade
etti. En önemli pazarımız Avrupa
Birliği’nin ekonomik iyileşmesinin henüz gerçekleşmediğini,
Euro Bölgesi’nin hala risk altında
olduğunu ifade eden Nuhoğlu,
2015 yılının da çok kolay olmayacağını vurguladı. Bölgemizdeki ve
dünyadaki gelişmelerin, küresel
ekonominin yeni sıkıntılara gebe
olduğunu çok net ortaya koyduğunu ifade eden Nuhoğlu,
Rusya’nın uluslararası gümrük
Mart 2015
34
GENEL KURUL
“36 saat sonra Münih’te
olmalıyız, biz 90 saatte
ulaşıyoruz”
Türkiye’den çıkan araçların 36
saat sonra Münih’te olması
gerektiğini ifade eden Nuhoğlu,”
Gümrük kapılarında yaşadığımız uzun beklemeler ve haksız
uygulamalar nedeniyle bu süre
90 saate ulaşıyor. Zamanımız
gümrük kapılarında geçiyor”
dedi. Türkiye’ye son 10 yılda 140
milyar dolar yabancı yatırım
geldiğini söyleyen Çetin Nuhoğlu, “ Şu an Avrupa’ya yaptığımız
ihracatın yüzde 50’sini Türkiye’deki yabancı şirketler yapıyor.
Yani ihracat yapmak için hizmet
ithal ediyoruz. Bu durumun bir an
önce değişmesi gerekiyor” dedi.
Mart 2015
teminat sistemi TIR’dan çıkma
eğilimlerinin, sadece birkaç ayda
sektöre 4 milyon dolar kaybettirdiğini ifade etti. Bu eğilimin, yeni
bir karar beklenilen şubat ayında
ne durumda olacağını kestirmenin
zor olduğunu ifade eden Nuhoğlu, Avrupa ülkelerinin birbiri ardına
ulaştırma alanında yeni vergiler,
yeni kısıtlayıcı tedbirleri uygulamaya koyduklarının görüldüğünü ifade etti. En son, Almanya’da ocak
ayında başlatılacağı duyurulan
“yeni asgari ücret” uygulamasının sektör açısından ciddi riskleri
barındırdığını ifade eden Nuhoğlu,
bazı gelişmelerin ise içinde önemli
fırsatlar barındırdığını söyledi.
Rusya’nın AB’ye gıda ambargosunun ülkemiz ve sektör için
35
yeni ticaret fırsatları sunduğunu
ifade eden Nuhoğlu, “Türkiye-AB
müzakerelerinde Sayın Ekonomi
Bakanımızın deyişiyle “Gümrük
Birliği’nde güncelleme değil;
ilerleme bekliyoruz” Ortadoğu
taşımalarındaki tıkanmanın ve İran
güzergahındaki tıkanmanın, devletimizin destekleriyle Türkiye’den
Ortadoğu’ya ve Hazar üzerinden
Orta Asya’ya yeni Ro-Ro hatlarıyla aşılacağını ümit ediyoruz” dedi.
Son 2 yıldır, bakanlığın yoğun
desteği, kararlı duruşu sayesinde,
sektör için daha iyi bir gelecek
tasarımı için yola çıktıklarını
ifade eden Nuhoğlu, “AB-Türkiye
ortaklık ilişkisinin getirdiği haklarımızı geri almak için savaşıyoruz.
Dünya ticaret hukukunun bizlere
verdiği haklar için savaşıyoruz.
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığımızın ve Ekonomi Bakanlığımızın katkılarıyla
önce iki ülkede, Avusturya ve
Macaristan’da davalar açıyoruz.
İhracatımızın ana varış noktası
Almanya’da yerleşik ve Türkiye ile
ticaret yapan firmaların mağduriyetlerini ortaya koyarak bu iki
ülkenin AB hukukunu ihlalini ortaya
koyuyoruz. Bu iki ülkeyi, ayrıca dış
ticaretimizin transit güzergahları olan
İtalya, Slovenya ve Bulgaristan’ı AB
komisyonuna şikayet ediyoruz” dedi.
Bu mücadelede Ulaştırma Bakanı
Lütfi Elvan’ın ve bakanlığın desteklerinin kendileri için hayati önemde
olduğunu ifade eden Nuhoğlu,
bunun aynen sürmesini dilediğini ve
Mart 2015
36
GENEL KURUL
bu konudaki yardımlarından dolayı
minnettar olduklarını ifade etti.
‘Aç Kapıyı Bezirgan Başı’
UND’nin 38. Olağan Genel
Kurulu’nda, TRT-UND işbirliği ile
hazırlanan ‘Aç Kapıyı Bezirgan
Başı’ adlı belgeselin gala gösterimi
de yapıldı. Yoğun ilgiyle izlenenen
belgeselde vize engeline çarpınca
Almanya devletinden şikayetçi olan,
dava açan ve bu davayı kazanan
Mehmet Sosyal’ın yönetimindeki
bir araçla İzmir’den Almanya’ya
gerçekleşen bir seferde yaşananlar
üzerinden Türkiye-AB ilişkilerinin
değerlendirmesi yapılıyor.
TIR Şoförünün Gözünden Yollar
UND’nin 38. Olağan Genel
Mart 2015
Kurulu’nda Damla Uluslararası
Nakliyat Genel Müdürü M. Korkut
Doğan’ın “TIR Şoförünün Gözünden Yollar” adlı fotoğraf sergisi
katılımcılardan tam not aldı. Doğan, “Tespihte çekeriz fotoğrafta”
mottosuyla oluşturduğu bu fotoğraf sergisinde bir TIR şoförünün
objektifine takılan enstantaneleri
fotoğrafseverlerle buluşturdu. Yollara adanmış ömürlerin hikayesinin
aktarıldığı fotoğraf sergisinde birbirinden ilginç fotoğraflara rastlamak
mümkün. Doğan, “Biz TIR şoförlerinin sadece tespih çeken insanlar
olmadığını göstermek istedim. TIR
şoförleri olarak sanatçı yanlarımızı
ortaya koymaya çalıştım” dediği bu
fotoğraf sergisi UND’nin katkılarıyla
daha fazla kişiye ulaştı.
37
2014 Yılın Filo Yöneticisi
Ödülleri sahiplerini buldu
Filo kiralama şirketi LeasePlan ve Ekonomist dergisinin düzenlediği “2014 Yılın Filo Yöneticisi Ödülleri” sahiplerini buldu. LeasePlan - Ekonomist Yılın Filo
Yöneticisi Ödülü’nü Avea kazanırken, Skoda’nın desteğiyle verilen Güvenli
Filo Ödülü Lilly İlaç’ın, Michelin Yeşil Filo Ödülü de Berko İlaç’ın oldu. Jüri
Özel Ödülü’nü ise Edak İlaç Dağıtım kazandı.
Filo yönetiminin, şirketlerin
performansı ve ülke ekonomisine
katkısına dikkat çekmek, çevre ve
trafik güvenliği bilincinin oluşmasına
destek olmak, kaynakların verimli
kullanımını teşvik etmek ve ödüllendirmek amacıyla düzenlenen “Yılın
Filo Yöneticisi Ödülleri”nin 4’üncüsü
sahiplerini buldu. Filo kiralama şirketi LeasePlan ve Ekonomist dergisi tarafından verilen ödüllere, birçok
değişik sektörden filo yöneticileri
ve sektörün önemli isimleri katıldı.
çevreye duyarlılık konusundafark
yaratan uygulamalar kazananları
belirledi.
Araç içi telefon konuşmasını
bitiren Lilly’ye Skoda Güvenli
Filo Ödülü
Sorumlu olduğu araç filosunda, trafikte can güvenliği adına kullanıcı ve
yaya güvenliğini pekiştiren uygulamaları hayata geçiren, güvenli sürüş
eğitimleri düzenleyen filo yöneticilerinin ödüllendirildiği Skoda Güvenli
Filo Ödülü kategorisinde birincilik
ödülü, Lilly İlaç İnsan Kaynakları
Müdürü Işıl Çelik’in oldu. Araçlarda
kulaklık ve Bluetooth dahil olmak
üzere her türlü telefon görüşmesini
yasaklayan Lilly İlaç, son 6 yılda filosununyüzde 64 daha fazla kilometre
yapmasına rağmen, milyon milde
çarpışma oranını yüzde 62 oranında
düşürmeyi başarmasınedeniyleödüle
layık görüldü.
Karbon salınımlarını takip
eden Michelin Yeşil Filo
Ödülü Berko İlaç’ın
Michelin Yeşil Filo kategorisinde
birincilik ödülü tüm kullanıcılarının yıllık kilometreleri ve rölanti
sürelerinden karbon salınımlarını
hesaplayarak çevreye duyarlı
kullanıcılarını ödüllendiren, karbon
salınımı fazla olan kullanıcılarının
ise eğitimlerle çevreye duyarlılığını
arttırmayı hedefleyen Berko İlaç
Araç Filo Sorumlusu Hacı Medeni Yılmaz’ın oldu. Araç seçim
kriterlerinden birini düşük karbon salınımı olarak belirleyen ve
yönetici araçları dahil bu yaklaşımını değiştirmeyen Johnson
ControlsSatınalma Koordinatörü
Sayın Halil Şekeral ve Sayın Gülay
Ataşen ikincilik ödülüne layık
görüldü. Üçüncülük Ödülü ise,
2000’li yıllardan bu yana yeşil filo
stratejisi bulunan ve misafirlerinin
karşılanması için elektrikli araçlar
kullanan Siemens firmasının oldu.
Ödülü Satınalma Uzmanı Sayın
Sedat Uğurlu teslim aldı. Kazananlar ödüllerini, Michelin Türkiye
Genel Müdürü MarcoGiuliani’den
aldı.
Yılın En iyi Filo
Yöneticisi Avea’dan
Ekonomist ve LeasePlan tarafından verilen Yılın Filo Yöneticisi
Ödülü’nün kazananı, 2014 yılında
filo kiralama maliyetinde yüzde
25 tasarruf sağlayan Avea Filo
Tedarikçi Müdürü İrem İnan oldu.
Araç bilgi veri tabanı, raporlama
araçları ve mobil uygulamalar ile
şirket verimliliğiniarttıran Opet
İnsan Kaynakları Uygulama Uzmanı Yavuz Duyar ikinciliğe, 2014
yılında lastik maliyetlerinde yüzde
28, bakım maliyetlerinde yüzde
24 ve hız aşımı kontrolleriyle hasar
yaralanma oranını da yüzde 100
azaltmayı başaran Berko İlaç Araç
Filo Sorumlusu Hacı Medeni Yılmaz da üçüncülüğe layık görüldü.
Mart 2015
38
DOSYA
Uluslararası karayolu taşımasında
en çok hangi modeller ön plana çıkıyor?
Ülkemiz taşımacılığında ‘karayolu’ aslan payını almış durumda. Karayolunda
uluslararası sürücülerin kullandığı araçlar hiç kuşkusuz ki taşıma performansını direkt etkiliyor. Uluslararası karayolu taşımasında en çok hangi modeller ön
plana çıkıyor sorusuna cevap aradık.
Türkiye’de taşımacılık deni-
lince akılara ilk ‘karayolu taşıması’
geliyor. Karayolu taşıma modunun
diğer modlara göre daha etkili kullanılması çokça eleştirilse de ülkemiz
taşımacılığında aslan payı karayolu
taşımacışığına ait. Uluslararası karayolu taşımacılığımızın daha efektif,
daha rahat, eşit koşullarda rekabet
edebilmek ve çözümler sunabilmek için hiç kuşkusiz ki ‘araçların
modern yapısı’ burada belirleyici
oluyor. Karayolu taşımacılığında
araçların modern olması, çevreye
duyarlılık göstermesi, sürücülerin
Mart 2015
rahatlığını, konforunu sağlayabilmesi, dayanıklı ve seri olması gibi
birçok etken gerekiyor. Araçların
AB normlarına uyması ise uluslararası arenada ülkemizin prestijini
yükselten en önemli etkenlerden
birini oluşturuyor. Ulaştırma Bakanlığı, Türkiye’deki araçların yapısını
göz önünde bulundurarak eskimiş
araçları alarak lojistik sektörüne bu
anlamda yardımcı oluyor. Bakanlık,
lojistik sektörünün daha rahat hareket edebilmesi ve ihracata dayalı
ekonomideki çarkların hızlı dönebilmesi için sektörle işbirliği içerisinde
hareket edeceğini de ekliyor. Geldiğimiz noktada Türkiye’de filoların
modern yapısı göz dolduruyor.
Ülkemiz karayolu taşımacıları gerek
özmal gerekse de kiralama modeli
ile taşımalarını gerçekleştirerek
ekonomideki döngüye katkıda bulunuyor. Peki, lojistikçilerimiz hangi
modelleri daha ziyade tercih ediyor? Uluslararası karayolu taşımacılığında en çok hangi modeller ön
plana çıkıyor? UND’nin Sesi Dergisi
olarak lojistik sektöründe en çok
tercih edilen marka ve modelleri
araştırdık.
39
Özbayır: Lojistik sektörünün,
gözbebeği Axor 1840 LS
“Mercedes-Benz Türk’ün
kamyon ürün gamı içerisinde lokomotif modeli olan Mercedes-Benz
Axor kamyonlar, çekici, nakliye
aracı ya da inşaat aracı olmak üzere
yaygın bir kullanım alanına sahip.
Mercedes-Benz Türk Aksaray
Kamyon Fabrikası’nda üretilen Axor
kamyonlar, müşteri memnuniyetini
artırma ve ihtiyaçlara daha iyi cevap
verebilme amacıyla sürekli olarak
yenileniyor. Bu yenilikler gerek kabin
içinde ve dışında yapılan değişiklikleri, gerekse konfor ve güvenlik
alanındaki donanımsal değişiklik ve
iyileştirmeleri de kapsıyor. Alanında
en yüksek satış adetlerine sahip
olan Mercedes-Benz Axor, tüm
bu yeniliklerle liderliğini korumaya
devam ediyor.
Axor 1840 LS hem güvenilir
hem ekonomik
Mercedes-Benz Türk’ün 2002
yılından bu yana Aksaray Kamyon
Fabrikası’nda üretimini gerçekleştirdiği Axor 1840 LS, lojistik sektörü
tarafından en çok tercih edilen
Mercedes-Benz modeli sıralamasında listenin başını çekiyor. Lojistik
şirketleri ne taşırlarsa taşısınlar,
ne kadar yol yaparlarsa yapsınlar,
Axor 1840 LS ile hem güvenilir hem
ekonomik bir taşıma gerçekleştirebiliyorlar. Yüksek performansı ve
düşük yakıt tüketimi ile Axor 1840
LS çekici Türk kamyoncularının
gözbebeği olma özelliğini yıllardır
koruyor. Kullanışlı kabini, sürücüye
sunduğu konforu ile Axor 1840
lojistik sektörünün yükünü taşıyor.
Bu aracın hem yurt içinde hem de
yurt dışında yetkili servise ulaşmadaki kolaylığı, yine hızlı ulaşılabilir
ve güvenilir yedek parça hizmeti
ile birlikte sunuluyor olması lojistik
sektörünün tercih sebepleri ara-
Mercedes-BenzTürk
Kamyon Pazarlama ve Satış
Müdürü Bahadır Özbayır
sında yer alıyor. 400 beygir gücüne
ve 40 ton katar ağırlığına sahip bu
çekici, diferansiyel, şanzıman ve motorun mükemmel uyumuyla en ekonomik şekilde yol almanızı sağlıyor.
Axor 1840 LS’ın aynı zamanda geniş
kullanım alanına ve yüksek 2.El değerine sahip olması aracın pazardaki
güçlü konumunu perçinliyor.
Actros 1844 LS lojistik
sektörünü geleceğe taşıyor
Listenin 2. sırasında Actros 1844 LS
yer alıyor. Mercedes-Benz Actros
1844 LS, yüksek donanım seviyesi, yakıt ekonomisi ve sürücüsüne
yüksek sürüş konforu sağlaması
ile dikkat çekiyor. Actros 1844
LS, yakıt ekonomisindeki başarısını destekleyen aerodinamik kabin
yapısı ve standart donanım olarak
sunulan yan rüzgarlıkları ile de göz
dolduruyor. Mercedes-Benz marka
çekiciler lojistik sektörü de yakından
takip edilerek ve buradaki ihtiyaçlar
doğrultusunda geliştirilerek pazara
sunuluyor. Ürün ile birlikte finansmanı, takas imkanı, kasko ve sigortası
ile entegre hizmeti tek elden sunan
ve satıştan sonra da iş ortağı olarak
müşterisinin yanında olan MercedesBenz Türk, çekicileri ile pazarın
ihtiyaçlarına karşılık vermek için
çalışmaya devam ediyor.”
Mart 2015
40
DOSYA
Eksin: R serimizin R440 LA4X2MLA ve
R440 LA4X2MEB modelleri tercih ediliyor
“Uluslararası
taşıma
yapan lojistik firmalarınca en çok
talep edilen modellerimiz; R Serisi
düşük ve ekstra düşük şasi yüksekliğindeki R440 LA4X2MLA ve
R440 LA4X2MEB araçlarımız. Bu
modellerin tercih edilmesinin başlıca sebepleri yakıt tüketimlerinin
ve toplam işletme maliyetlerinin
düşük olması. 13 lt birim enjektörlü Scania motorların, Opticruise
otomatize şanzımanla birlikte yük
ve yol şartlarına göre seçilebilen
Opticruise seyir modlarının kullanımı, rampa ve iniş ve çıkışlarda
seyir hızını ayarlayan Ecocruise
sistemi, geliştirilmiş aerodinamik
ve düşük motor devirlerinde çalışma için optimize edilmiş aktarma
organlarının uyumu sayesinde
yüksek yakıt ekonomisi sağlıyor.
Ayrıca Scania araçların bilinen
kalitesi ve dayanıklılığı sayesinde,
hizmet dışı süre olarak tanımlanabilecek arıza ve tamir sürelerinin
düşük olması, yapılan nakliye
hizmetinin kesintisiz bir şekilde
gerçekleştirilebilmesi de önemli
bir tercih nedeni oluyor. Ayrıca
gerek sürüş sırasında gerekse
dinlenme sürelerinde Scania
kabinlerin sürücüye sunduğu
ergonomi, yüksek konfor ve sürüş
keyfi de lojistik firmalarının Scania
Mart 2015
modellerini tercih etmelerinde
önemli bir etken.
Sürüş koçu
Düşük ve ekstra düşük şasi
yüksekliğindeki R440 LA4x2MLA
ve MEB modellerinin temel bazı
özellikleri hakkında bilgi vermek
gerekirse, araçlarda, 440 bg’de,
azami torku 2300 Nm olan 13 lt
hacimli, PDE birim enjektörlü SCR
sistemli Euro 5 motor, 12 ileri ve 2
karınca vitesli Opticruiseotomatize
şanzıman ve pedalsız otomatik debriyaj sistemi, Ekonomi ve
Standart Opticruise sürüş modları,
Scaniaretarder, yokuşta kalkış desteği, SDS – Scania Sürücü Destek
Sistemi, C200 Filo Yönetim Sistemi
modülü bulunuyor. Tümü Scania
tarafından tasarlanan bu sistem ve
ekipmanlar aracın yük durumuna
ve yol şartlarına uygun olarak en iyi
yakıt ekonomisi sağlayacak şekilde
çalışıyor. Scania Sürücü Destek
sistemi, sürüş eğitimleri sırasında
verilen kullanım tekniklerinin sürücü
tarafından sürekli olarak uygulanması için ip uçları vererek kullanım
şeklini anlık olarak değerlendiren ve
sürücüye geri bildirimlerde bulunarak ekonomik sürüş konusunda
destek olan bir sürüş koçu gibi
çalışıyor. Bunlar dışında standart
İlhami Eksin
Scania Genel Müdürü
donanımda gündüz sürüş farları,
düşük şaside arka dingil için, ekstra
düşük şasili araçta hem ön hem
arka dingil için dingil yük göstergesi
bulunuyor. Düşük şasili aracın boş
halde 1100 mm, ekstra düşük şasili
aracın 968 mm yüksekliğindeki 5.
Teker bağlantı yükseklikleri özellikle
yüksek hacim gerektiren taşıma
işlerinde avantaj sağlıyor. R Highline
kabinli araçlar sundukları yüksek
iç hacim ve ergonomi sayesinde
gerek seyir gerek dinlenme sürelerinde sürücünün konforu arttırarak
dikkatini yola ve seyre verebilmesine
yardımcı oluyor. R Serisi araçların
standart donanımında yer alan 70 –
90 cm açılabilir tipte alt yatak yüksek
dinlenme ve uyku konforu sunuyor.
Standart donanıma dahil olan otomatik klima ise kabini her türlü hava
şartında ideal sıcaklıkta tutuyor. Modellerin standart yakıt depo hacimleri
600 lt’den başlıyor, ihtiyaçlara göre
toplam 1200 lt kapasiteye kadar çift
depo seçenekleri sunulabiliyor. Yakıt
ekonomisi, ergonomi, konfor, dayanıklılık, yüksek ikinci el değeri gibi
toplam işletme maliyetlerinin temel
unsurları açısından optimum çözümler sunun Scania R Serisi uzun yol
çekici modelleri lojistik firmalarının en
çok tercih ettiği araçlar arasında yer
alıyor.”
41
FORD: Ford 1846T Midilli Çekici
en çok tercih edilen araç oluyor
“Uluslararası taşıma
yapan firmaların Ford Trucks Çekici
modelleri arasındaki tercihi 1846T
Midilli Çekici oluyor. One Ford stratejisinin ağır ticari araç sınıfındaki
uygulaması doğrultusunda geliştirilen 1846T Midilli Çekici, Ford
Trucks’ın DNA’sında yer alan güç,
konfor, verimlilik ve dayanıklılık gibi
özelliklere sahip. Rakiplerinden
yüzde 20 oranında daha uygun
fiyat avantajı sunan Ford 1846T
Midilli Çekici ayrıca geniş bakım
aralıkları, düşük yakıt tüketimi, uygun yedek parça ve servis giderleri
ile kullanıcılarına sağladığı düşük
işletme maliyetleri ile de filolara fayda sağlıyor. İki farklı sürüş moduna
sahip 1846T Midilli Çekici, 940 mm
ve 960 mm’lik 5’inci teker yüksekliği sunuyor. 940mm 5’inci teker
yüksekliği ile Ford 1846T Midilli
Çekici, uluslararası taşımacılığın
taleplerini karşılayacak megatreyler
ile hacimli yük taşıyıcılığına olanak
sağlıyor. 940 mm’lik 5’inci teker
yüksekliği ile 1846T Midilli Çekici
rakiplerine göre yüzde 10 daha
fazla yükleme hacmi sunuyor.
460 PS/2100 Nm motor gücü ile
sınıfındaki en rekabetçi güç ve
torku düşük devirlerden itibaren
sunan Ford 1846T Midilli Çekici,
yüksek performans ve düşük yakıt
tüketiminin konforunu da bir arada
yaşatıyor. Binek araç rahatlığındaki manuel şanzımanı ve debriyajsız
otomatik şanzıman opsiyonu ile ön
plana çıkan çekicimiz, lüks binek
araçlarda kullanılan ESP, yokuş
kalkış desteği, klima gibi donanımları standart hale getirerek, ağır
ticari araç sektöründeki rakiplerinden ayrılıyor. Ayrıca Ford 1846T
Midilli Çekici’de elektrikli kabin
kaldırma, 70mm yükseltilebilen
ön süspansiyon gibi kullanıcılara
konfor ve kolaylık sağlayan özellikler de standart olarak sunuluyor.
Büyük lojistik firmalarının ihtiyaçları düşünülerek geliştirilen yeni
Ford 1846T Midilli Çekici, ayrıca
Ford Trucks
Stratejik Pazarlama Müdürü
Armağan Hazar
filo yönetim sistemlerine uyumlu
altyapısı ve opsiyonel sunulan Filobil
sistemi ile filoların verimli yönetimi
için gerekli donanımı da müşterilerine sunuyor.”
Mart 2015
42
DOSYA
Giz: Lojistikçilerin en çok
tercih ettiği aracımız Stralis’tir
STRALIS Hi-Way ile Üstün Sınıf
“Yeni Stralis Hi-Way toplam sahip
olma maliyetindeki belirgin düşüş ve
FPT Endüstriyel tarafından üretilen
yakıt tasarrufu konusunda tescilli
motoruyla dikkat çekiyor. Ürünün
kalitesi, üstün telematiks sistemi, filo
yönetimi ve daha verimli bir sürüş
için sürüş eğitimini barındıran entegre hizmetleri ile uluslararası misyonlarda ve dört yıl boyunca yılda 130
bin kilometre yapan bir Stralis HiWay toplam sahip olma maliyetinde
yüzde 4’e varan bir düşüş sağlıyor.
Stralis Hi-Way’in kabini tamamen
yeniden tasarlandı. Geliştirilen
ergonomi ve konfor, Iveco’nun
bayiler ve müşterileriyle kurduğu
yakın işbirliğinin sonucu. Daha geniş
dinlenme alanı ve depolama için
ayrılan daha fazla alanla sınıfının en
konforlu iç kabini; kısacası sürüş
için daha fazla yaşam alanı. Yüksek
konforlu koltuk ve yatak, maxi buzdolabı ile park kliması sürücünün
lüks konforunu arttıran opsiyonlu
özellikler. Zaten oldukça sessiz
olan Stralis kabini bu bağlamda da
geliştirildi ve sessiz kabin kavramını
yeni bir aşamaya taşıdı. Kabinin dış
tasarımında ise aracın aerodinamik
özelliklerine; yakıt tasarrufuna, yeni
Mart 2015
bir ızgaraya, yeniden tasarlanan
hava deflektörlerine ve yeni tampon
tasarımına odaklanıldı.
Yeni Stralis, gelişmiş ve tümleşik
telematik servisi, Fren Asistanı
özellikli EBS, Şerit Takip Sistemi, ESP, Active Cruise Kontrolü,
Gündü Işıkları, yeni Sürücü Dikkat
Desteği özelliği, Gelişmiş Acil Fren
Sistemi gibi en gelişmiş yol güvenliği özelliklerine sahip.
Bir sorun durumunda ekrandaki
“Hizmetler” tuşu, Iveco Müşteri
Hizmetleri Merkezine sorun hakkında bilgi ve aracın yerini anında
bildiriyor. Sürücü performansını
geliştirmek adına yeni Stralis
hâlihazırda birçok araçta sunulan, sürücünün eşzamanlı olarak
sürüş tarzını geliştirmesini sağlayan
eşsiz “Sürüş Tarzı Değerlendirme”
özelliğini barındırıyor. Buna ek
olarak eğer IVECONNECT FLEET
sistemine bağlanılırsa, program,
filo yöneticisinin her bir sürücünün
performansını uzaktan takip etmesini sağlıyor. Filo yöneticileri için
değerli bir diğer özellik de opsiyon
olarak sunulan, aracın performans
bilgilerini eşzamanlı olarak şirket
merkezine yollayan filo takip sistemi raporlaması. Bu özellik filo yö-
Iveco Türkiye Ürün ve Planlamadan
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Tansu Giz
neticisinin, yakıt tüketimini düşürme
veya aracın ömrünü uzatma adına
sürücüye tavsiye vermesine olanak
tanıyor. Araştırmalar iyi bir sürüşün
yüzde 5 ilâ yüzde12 arasında yakıt
tasarrufu sağlayabildiğini gösteriyor.
Tüm bunlar; yüksek güvenlik sağlayan özellikler, düşük yakıt tüketimi,
düşük salınımlı motoru ve yüksek
konfor, Stralis Hi-Way’e 2013 Yılın
Ticari Aracı ödülünü kazandırdı.”
43
Sara: MAN’ın 2014 yılı
gözdesi: TGS EfficentLine
“MAN’ın yeni yıldızı TGS Efficent-
Line, 2014 yılının gözdesi oldu. Uzun
yol taşımacılığı ve verimlilikte; konforu,
kalitesi, yakıt tasarrufu, dayanıklılığı
ve çevre dostu motoruyla standartları
yeniden belirleyen TGS EfficentLine,
sektör temsilcilerinden de tam not
aldı. MAN’ın ağır ticari araçlar ailesine
yeni katılan TGS EfficentLine, 2014
yılının en beğenilen modellerinden
biri oldu. TGS EfficentLine çekicilerin
uluslararası nakliyecilerin beklentilerine
en üst düzeyde cevap verirken, yurtiçi
taşımacılık pazarından önemli pay
aldı. TGS EfficentLine yeni teknolojisiyle birçok yeniliği bir arada sunuyor.
Sektör için kritik yeniliklerden biri TGS
EfficientLine’ın taşıma kapasitesi
konusunda oldu. TGS EfficentLine,
sektörün en fazla yük taşıma kapasitesine sahip çekicisi ve aynı zamanda
an az yakıt harcayan aracı. TGS
EfficientLine’ın benzerlerine göre 500
kg artırılmış kapasitesi işletmecilerin
yüzünü güldürdü. MAN ağır ticari
araçlar ailesine 2012 yılı ortasında katılan TGS EfficentLine çekici, çevreci
özelliğinin yanı sıra, 150 bin km’de, 18
bin litreye kadar dizel yakıt tasarrufu
sağlayan özellikleri ile öne çıkıyor.
Daha ekonomik ve daha verimli araç-
lar üretme hedefiyle yıllardır yoğun bir
çalışma yürüten MAN bu araçta aerodinamik olarak ciddi değişiklikler yaptı.
6700 kilogram ağırlığındaki araçta, ZF
otomatik şanzıman kullanıldı. En zor
şartlarda kullanılan bu şanzıman ciddi
verim sağlıyor.
MAN TGS EfficientLine’ın
rakiplerinden ayıran özellikleri
Aerodinamik Yapı: En yüksek konfor
ve güvenlik tasarımı ile üretilen TGS
EfficentLine çekicilerde yakıt tüketimini azaltan aerodinamik özellik. Her
100 km’de 3 litreye kadar akaryakıt
tasarrufu.
Moredn Common Rail Diesel: Euro 5
Modern Common Rail Diesel Motorları daha az yakıt tüketerek daha fazla
randıman üretebiliyor ve daha uzun bir
ekonomik ömür sunuyor.
Yaratıcı Egzoz Sistemi: MAN Euro 5’in
sınır değerlerini yakalayabilmek için,
teknik mükemmelliği, müşterilere yönelik ekonomik avantajlar ile birleştiren
yaratıcı egzoz sistemleri geliştirmiş.
Enerji Tasarrufunda Öncü:
150.000km’de, 1.800 litreye kadar
dizel tasarrufu sağlıyor. Optimum
aerodinamik yapıda tasarlanan TGS
EfficentLine, hava basıncı yönetimi,
Serkan Sara / MAN Kamyon ve
Otobüs Tic. A.Ş. Kamyon Satış Direktörü
gündüz farı ve yeni nesil Intarder gibi
özellikleriyle de enerji tasarrufunun
öncüsü konumunda.
Düşük Karbondioksit: Daha düşük
CO2 emisyonu
Özel Ekipman: MAN TipMatic (Otomatik şanzıman), ESP (Elektronik stabilite programı), TPM (Lastik basınç
görüntüleme sistemi/Lastik basıncı
optimum ayarın 2 bar altındaysa, 100
km’de 0.2 litreye kadar yakıt tasarrufunu arttırabilir), Enerji lastiği (daha az
deformasyon)
Hız Sınırlama: 85 km/h’e kadar hız
sınırlama sistemi
Verimli Dinamo: 120A dinamo (%4
daha yüksek verimlilik seviyesi)
Mart 2015
44
DOSYA
Özen: Uluslararası nakliyecilerin
tercihi DAF oluyor
“DAF markası Türkiye’de özellikle
uluslararası nakliyecilerin tercihi
oluyor çünkü DAF müşterilerine en
düşük toplam sahip olma maliyetini sunuyor. 5 yıllık bir kullanım
ömrü düşünüldüğünde satın alma
maliyeti TSOM’nin yaklaşık yüzde
10’unu oluşturur. DAF sağlamlığı ile
tamir masrafını minimum indirirken
arıza kaynaklı iş kayıplarının da
önüne geçiyor. Sektörün en iyisi
olarak nitelendirilen Uluslararası Yol
Yardım hizmeti (ITS) DAF araçlarının en kısa onarılmasını sağlıyor.
DAF’ın kendi tasarımı olan MX13
motoru, ZF-ASTronic şanzıman ile
birlikte en yüksek performansı ve
en düşük yakıt sarfiyatını sunuyor.
DAF motorunun tasarım ömrü
Mart 2015
1,6 milyon km. Bu da nakliyeciye
uzun ve masrafsız bir ilk kullanım
ömrünün yanında yüksek bir ikinci
el değeri de sunuyor. Rakipsiz DAF
MX-Motor freni 2100dev/dk’da
320kW’lık frenleme gücü sunuyor.
Bu da fren balatalarının ömrünü
uzatarak bakım maliyetini düşürüyor. DAF XF105.460 çekiciler
işletmeye yukarıdaki özelliklerinden
ötürü yüksek karlılık ve verim sunarken, şoföre de benzersiz bir konfor
ve güvenlik sunuyor. XF kabini çok
geniş iç hacimi konforlu koltukları ve
geniş yatakları ile uluslararası nakliyenin gereksinimi olarak haftalarca
evinden uzakta kalan şoförün tüm
ihtiyacını en üst seviyede karşılayarak ona ev konforu sunuyor.”
DAF-Tırsan Ürün Müdürü
Haluk Özen
45
Mars Logistics,
Türkiye’de ilk 10
firmadan biri oldu!
Mars Logistics, 2013 yılına ilişkin faaliyet-
lerinden doğan sosyal, çevresel ve ekonomik performanslarını değerlendiren ikinci sürdürebilirlik raporunu
yayınladı. Küresel Raporlama Girişimi (GRI)A+ düzeyinde hazırlanan rapor ile Mars Logistics Türkiye’de
sürdürülebilirlik raporuyla bu seviyede onay alan 10.
şirket olma unvanını elde etti. Mars Logistics’in 2013
yılı Sürdürülebilirlik Raporu performansı 3 ana başlık
altında toplanıyor. Ekonomik sürdürülebilirliğin vazgeçilmez unsurlarını, operasyonel verimlilik ve müşteri
memnuniyeti olarak tarif eden Mars Logistics, müşteri
odaklı bir kalite anlayışıyla mevcut müşterilerinin beklentilerini ve ihtiyaçlarını iyi analiz edip, yeni müşterileriler kazanmaya devam ediyor. Her konuda olduğu gibi
performansı iyileştirmenin yolunun da ölçümlemeden
geçtiğinin bilinciyle, memnuniyet anketleri yapan Mars
Logistics paydaşlarına performanslarını değerlendirme
fırsatı veriyor. Sosyal sürdürülebilirlik performansının en
önemli unsurlarını çalışanlar ile ilişkiler ve onların sağlık
ve güvenlikleri olarak belirleyen Mars Logistics, şirket
içi iletişimi artırmak için açtığı platformları geliştirmeye,
çalışanlarının ve sürücülerinin sağlık ve güvenliği için
aldığı önlemlere ve verdiği eğitimlere devam ediyor.
Çevresel duyarlılığı ise bir zorunluluk olarak değerlendiren Mars Logistics, etkilerini en aza indirmek için
hem idari hem de operasyonel faaliyetlerini bu anlayışla
şekillendirmektedir. Çevresel etkilerini enerji verimliliği, CO2 emisyonlarının azaltılması ve atık yönetimi
alanlarında yöneten Mars Logistics’in faaliyetlerinden
kaynaklanan karbon salınımını azaltmak önümüzdeki
dönem için hedeflenen aksiyonlar arasında yer alıyor.
İkinci Sürdürebilirlik Raporu’nu GRI A+ seviyede
yayınlayan Türkiye’deki 10 şirket arasında olan Mars
Logistics; toplumsal potansiyelin gelişimini sağlamak
ve toplumsal duyarlılık bilincini gelecek nesillere aktarmak için özgün, yenilikçi ve kalıcı değerler oluşturarak
fark yaratmak adına çalışıyor.
Batu, Avrupa’daki
başarısını Ortadoğu ve
Türki ülkelere taşıyacak
108 ülke, 708 şehre taşımacılık yapabilen ve dünya
genelinde 4 bin 900 acenteye ulaşan Batu International
Logistics, Ortadoğu ve Türki Cumhuriyetler’e gerçekleştirdikleri taşımaları 2015 yılında arttırmayı, bu bölgelerde
de lojistik anlamda güçlü konuma geçmeyi planlıyor.
Batu’nun yıllık büyüme hedefi ise yüzde 16-18 arasında.
Geçtiğimiz yıl Batı Avrupa ülkelerine gerçekleştirdikleri
taşımalarda sayı ve hacim olarak artış yakaladıklarını
belirten Batu International Logistics Yönetim Kurulu
Başkanı Taner Ankara, Avrupa lojistik pazarının doymaya başladığını, büyüme hedeflerinin Ortadoğu ve Türki
Cumhuriyetler pazarında yakalanabileceğini vurguladı.
Kuruldukları 2002 yılından bugüne her yıl ortalama
yüzde 20 büyüdüklerini söyleyen Taner Ankara, 2015
yılında da yüzde 16-18 arası bir büyüme hedeflediklerini
açıkladı. Türkiye’nin farklı bölgelerinde ofisler açmaya
başladıklarını söyleyen Taner Ankara, amaçlarının Orta
Anadolu’yu birbirine bağlı hale getirmek olduğunu belirtti. Yurtiçi taşımalar için ayrı bir yapılanmaya gittiklerini
anlatan Ankara, yılın ikinci yarısında faaliyetlerine başlayacak “Joker” markası altında sadece yurtiçi taşımalar
gerçekleştirecekleri açıkladı. Ankara, yurtiçi taşımalarda kullanılacak araçların, karbon salınımını azaltmak
amacıyla CNG donanımlı olacağını ve bunun için AR-GE
çalışmaları yaptıklarını da vurguladı. Depo konusunda
da büyümek istediklerini aktaran Taner Ankara, bu yıl
10.000 m2’lik bir depo yatırımı gerçekleştirebileceklerini
söyledi. İntermodal ve likit taşımacılığında yeni yatırımlar
olacağını ifade eden Ankara, demiryolundaki gelişmeler
ve serbestleşme süreci doğrultusunda 2017 yılına kadar
200 dorseye ulaşmak istediklerini açıkladı.
Mart 2015
46
SÖYLEŞİ
Kafkas: Lojistikçilere
katma değer sağlıyoruz
Honeywell Scanning & Mobility Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas, lojistik
şirketler için veri toplama hizmetleri sunduklarını ifade ederek, “60’tan fazla
ülkede içinde Türkçe’nin de yer aldığı 35 dilde çalışabilen ses yönlendirmeli
cihazlar, özellikle depo uygulamaları, servis uygulamaları ve lojistik sektöründe
süreçlerin iyileştirilmesine imkan sağlıyoruz. Yapılan araştırmalar, Vocollect çözümlerinin verimliğini yüzde 25 artırırken, stokların yüzde 99.99 oranında doğru
olmasını sağladığını ortaya koyuyor. Bu alanda yatırım geri dönüş hızımız ise
sadece 9 ay veya daha az” diyor.
1885 yılında ABD’de kurulan Ho-
neywell, teknoloji ve imalat konularında Fortune 100 şirketleri arasında
yer alan bir firma. Honeywell, havacılık/uzay ürün ve servisleri, binalar,
konutlar ve fabrikalar için otomatik
kontrol teknolojileri, turbo şarj
cihazları ve performans kimyasalları
alanlarında dünya çapında müşterilerine hizmet sunan çok yönlü
bir marka. Bugün Honeywell 120
binden fazla çalışanı ile 100’den
fazla ülkede faaliyet gösteren küresel bir teknoloji lideri. Günümüzde
Honeywell’in 23 bin mühendisi,
dünyanın dört bir yanındaki konsept
ve test laboratuvarlarında en ileri
teknolojiyi geliştirmek için çalışıyor.
Konuyla ilgili Honeywell Scanning
& Mobility Türkiye Ülke Müdürü
Murat Kafkas, “Benim Türkiye ülke
müdürlüğünü yaptığım Honeywell
Scanning & Mobility (HSM) ise
Honeywell’e bağlı ve sektörünün en
büyük firmalarından bir tanesi. HSM
dayanıklı mobil bilgisayarlar, radyo
frekanslı tanımlama çözümleri, sesli
tanıma veri iletişimi ile etkin hale
gelen iş akış ve yazıcı çözümleri
gibi yüksek performanslı görüntü ve
lazer temelli veri toplama donanımlarının önde gelen üreticisi” diyor.
HSM olarak otomatik veri tanıma
ve toplama endüstrisinde en geniş
ürün portföyüne sahip olduklarını
ifade eden Kafkas, aynı zamanda
HSM barkod basma, tarama, mobil
çözümler, radyo frekansı ile tanımlama (RFID) ses çözümleri ve uydu
üzerinden araç takibi gibi çok çe-
Mart 2015
Honeywell Scanning & Mobility Türkiye Ülke Müdürü Murat Kafkas
şitli veri toplama teknolojisini 40 yılı
aşkın bir süredir geliştiren lider bir
şirket olduklarının da altını çiziyor.
Lojistik şirketler için veri
toplama hizmetleri sunuyor
HSM iş süreci yönetiminde performansa odaklanarak, operasyonlarını ve müşteri hizmetini geliştirmek
isteyen perakende, sağlık, ulaşım
ve lojistik şirketleri için veri toplama çözümleri sunduklarını ifade
eden Kafkas, “Yenilikçi ürünlerimizi gelişmiş yazılımlar ve hizmet
anlayışımızla tamamlarken, müşterilerimizin verilerini ve varlıklarını
etkin bir biçimde yönetebilmelerine
izin verecek profesyonel çözümleri
sunuyoruz. Ayrıca ses yönlendirmeli, giyilebilir teknolojili ve birlikte
çalışabilir cihazlarımızla çözüm
odaklı çalışıyor, toplam operasyonel maliyetlerini azaltarak müşterilerimizin büyümelerine katkı sağlıyoruz” diyor. Lojistik sektörünün
kendileri için son derece önemli
olduğunun altını çizen Kafkas, “40
yılı aşkın tecrübesiyle Honeywell,
barkod yazıcı üretiminde dünyanın
en inovatif firmalarından biri. Masa
üstü, endüstriyel ve mobil formda
olmak üzere sektörün ilk dokunmatik barkod yazıcısı Honeywell
tarafından geliştirilmiştir. Hem hız,
47
hem de kalite açısından mükemmel
performans sunan yazıcılar, portföyümüzde yer alan mobil bilgisayarlar
ve tarayıcılar ile birlikte çalışabilme
özelliğine sahip. Akıllı yazıcı özelliği
sayesinde, etiketlerde karşılaşılan
hataları en aza indirirken, sürecin
etkinliğinin artırılmasına yardım eder.
Kullanıcılar yazıcı üzerinden ona
bağlı çalışan tarayıcı, klavye ve diğer
çevre ürünlerinin doğrudan ve tek
elden kontrol edilebilmesini sağlar.
Bununla birlikte, müşterilerimizin
yazılım geliştiricileri de son nesil yazıcı ailemiz üzerinde küresel yazılım
dillerini kullanarak kendi ihtiyaçlarına
göre uygulamalar geliştirebilirler”
diyor. Honeywell’in içinde yüksek
teknolojili mobil bilgisayar çözümlerinin yer aldığı dünyanın en geniş
portföyüne sahip olduğunu ifade
eden Kafkas şu bilgileri veriyor:
“Bu cihazlar, nerede olursanız olun
istenen zamanda veri gönderimi
yapmak için amaca uygun olarak
özel tasarlanmıştır. Birlikte çalışabilme özelliğine sahip donanım ve
yazılım ürün setleriyle, hareket halindeki çalışanlar artık daha iyi kararlar
verebilmektedirler. Sensör entegrasyonu sayesinde artık müşteri
operasyonlarında olması muhtemel
durumlar önceden tahmin edilebiliyor ve önlenebiliyor. Bu sayede
saha elemanlarının, zorlu ortam
koşullarında işlerinikolaylıkla ve sorunsuz yapmalarına imkan sağlıyoruz. Nihai hedefimiz müşterilerimize
ihtiyaçları olan bilgiyi sağlamak,
sahip oldukları potansiyelleri ortaya
çıkarmalarına yardımcı olmak.
Intermec’i bünyesine dahil eden
Honeywell, hacmi 1,5 milyar doları
bulan tarayıcı pazarının en geniş ve
en güçlü tarayıcı portföyüne sahip
firması haline geldi. Honeywell 2D
el tipi veya 2D giyilebilir tipteki tarayıcılarda pazar lideri konumunda.”
Ses yönlendirmeli cihazlar
lojistik sektöründe süreçlerin
iyileştirilmesinde etkili
30 yıla yaklaşan deneyimiyle ses yönlendirmeli çözümler
sunan Vocollect’in de Honeywell
ailesine katıldığını ifade eden
Kafkas, “60’tan fazla ülkede içinde
Türkçe’nin de yer aldığı 35 dilde
çalışabilen ses yönlendirmeli ci-
hazlar, özellikle depo uygulamaları,
servis uygulamaları ve lojistik sektöründe süreçlerin iyileştirilmesine
imkan sağlıyor. Yapılan araştırmalar, Vocollect çözümlerinin verimliği
yüzde 25 artırırken, stokların yüzde
99.99 oranında doğru olmasını
sağladığını ortaya koyuyor. Bu
alanda yatırım geri dönüş hızımızise
sadece 9 ay veya daha az” diyor.
HSM olarak nihai hedeflerinin
perakende, sağlık, ulaşım ve lojistik
sektörlerinde iş akışını sadeleştirerek müşterilerinin verimliliğini
artırmak ve kârlılığını yükseltmek
olduğunu ifade eden Kafkas,
Honeywell’in 1992 yılından bu yana
Türkiye’de kendi şirketi ile faaliyet
gösterdiğini, bu tarihten önce dist-
ribütörler kanalıyla pazarda hizmet
verdiğini belirterek Honeywell Scanning & Mobility olarak 5 yıldan bu
yana Türkiye’de olduklarını söylüyor.
Kafkas, “Nakliye ve lojistik sektörü
pek çok parametrenin aynı anda
değerlendirmeye alındığı çok rekabetçi bir sektör. Firmalar, bir yandan
müşterilerden gelen yeni çözüm
taleplerini karşılamaya gayret eder
ve devletin getirdiği yeni düzenlemelere adapte olmaya çalışırken,
diğer yandan gelirlerini artırmak,
bu artışı sürdürülebilir kılmak ve
operasyonel maliyeti kontrol altında
tutmak zorundalar. HSM olarak çok
geniş bir yelpazede özellikle hareket
halinde çalışanların performanslarını
artırmak üzere, çok zorlu koşullarda
çalışan yenilikçi ürünler ve çözümler
geliştiriyoruz. Günümüzde gittikçe
çeşitlenen ihtiyaçları karşılayabilmek
için çalışanlar farklı cihazları kullanmak zorunda kalıyorlar. Biz HSM
olarak birbirinden farklı cihazlarla
yaptığımız işleri gelişmiş, entegre ve
‘tek’ bir cihazla yapabilmeyi ifade
eden ‘yakınsama’ya ve saha uygulamalarına yatırım yapıyoruz. Birlikte
çalışabilme özelliğine sahip donanım
ve yazılım ürün setlerimizle, sahada görev yapanlar artık çok daha
hızlı,daha verimli ve hatasız çalışabiliyorlar” diyor. HSM olarak amaçlarının küresel hizmet kapasiteleriyle ihtiyaca göre özel tasarlanmış ürünler
ve iş akışı çözümlerini birleştirerek
müşterilerinin operasyonel masraflarını azaltmak ve onların verimliliklerini artırmak olduğunu ifade eden
Kafkas, bu anlamda hem dünyada
hem de Türkiye’de sektörün önemli
oyuncuları ile çalışmaktan mutluluk
duyduklarını belirtiyor.
Mart 2015
48
BAYİ
Ford Trucks bayi yatırımları
Sakarya’da devam ediyor
Ford Trucks’ın 2015’teki ikinci 4S plazası Sakarya’da açıldı. Ford Trucks Sakarya
bayi Akgün; müşterilerine satış, servis, ikinci el ve yedek parça hizmetlerini aynı
çatı altında vermek için inşa ettiği 4S tesisini törenle hizmete açtı. Ford Otosan
Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç; “2015 sonu itibarıyla Türkiye genelinde toplam 30 Ford Trucks tesisi ile hizmet vermeyi hedefliyoruz. Yeni 4S konseptli Ford
Trucks bayi yatırımları, ‘Türkiye’nin Ticari Gücü’ Ford Otosan’a güç katıyor” dedi.
Ford Otosan müşterileri-
ne satış, servis, ikinci el ve yedek
parça olmak üzere tüm hizmetleri
aynı çatı altında vermek için yeni bir
tesis kuran Ford Akgün bayinin açılış
törenine bölgenin ileri gelenleri tam
katılım sağladı. Ford Otosan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç, Ford
Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün törene ev sahipliği yaptı. Törende bir konuşma yapan Ford Otosan
Yönetim Kurulu Başkanı Ali Y. Koç,
20 yıllık işbirliklerinden ötürü Akgün
ailesine teşekkür etti. Ali Y. Koç
konuşmasını şöyle sürdürdü: “Biz
şirketimize yeni yatırımlar yaparken,
bayilerimiz de bizimle birlikte yatırım
yapıyor ve bu sayede kamyon bayi
ağımız da giderek güçleniyor. Bugün
bayilerimiz ağır ticari araç stratejimiz
doğrultusunda başlattığımız Ford
Trucks yapılanması için 125 milyon
TL yatırım yaparak, eskiden ayrı
çatılar altında yürütülen satış, servis,
yedek parça ve ikinci el hizmetlerini
Mart 2015
4S konseptiyle tek çatı altına topluyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz
açılışımızla birlikte, Ford Trucks hizmeti veren tesis sayımız 25’e ulaştı.
2015 sonu itibariyle Türkiye genelinde toplam 30 Ford Trucks plaza
ile hizmet vermeyi hedefliyoruz.
Yeni 4S konseptli Ford Trucks bayi
yatırımları, ‘Türkiye’nin Ticari Gücü’
Ford Otosan’a güç katıyor. Bundan
mutluluk duyuyor ve Ford Trucks
işimizin geleceğine olan inancımızı
güçlendiriyoruz. Koç Ailesi’nin birer
ferdi olarak gördüğümüz bayilerimizle birlikte büyüyoruz.”
Teknoloji ihraç ediyoruz
Ali Y. Koç konuşmasını şöyle sürdürdü: “1982 yılında başladığımız
kamyon üretimine bugün sadece
araçlarımızı değil teknolojimizi de
ihraç ederek devam ediyoruz.
Yüzde 100 yerli mühendislik ve
işçilik gücümüzle ürettiğimiz çekici
ve kamyonlarımız ile bu araçlarımız-
da kullandığımız Ecotorq motorlar
Türkiye ekonomisine yüksek katma
değer sağlıyor. Dünyanın en büyük
kamyon pazarı olan Çin’de, 2013
Nisan ayında ağır ticari araç motorlarının üretimi için JMC firması
ile motor teknolojisi lisans anlaşması imzaladık. Arkasından 2014
Temmuz’unda yine JMC’ye bu kez
komple kamyon üretimi için lisans
verdik. Böylece Ford Trucks lisansı
ile ağır ticari araçlarımız Çin pazarında da satılmaya başlanacak.
Yine 2014 Aralık ayında, Ford ağır
ticari araçların Rusya’da üretimi
için Rusya’nın en büyük otomotiv
üreticilerinden Avtotor Holding ile
üretim işbirliği mutabakat anlaşması imzaladık.” Toplam 1.240
metrekare kapalı alana sahip olan
Ford Akgün’ün 4S standartlarındaki yeni tesisi, 210 m2 showroom,
562 m2 servis, 55 m2 yedek parça
alanı ile Ford müşterilerine hizmet
verecek.
49
Lastik sektörü tüm zorluklara
rağmen 2015’e umutla bakıyor
Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in düzenlediği sektör
değerlendirme toplantısında konuşan Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Bayman;
2014 yılında Türkiye lastik pazarının yüzde 1.5 küçüldüğünü belirtti. Bayman;
sindirme yılının ardından tüm zorluklara rağmen 2015 yılı için umutlu olduklarını,
yüzde 3 büyüme tahmin ettiklerini açıkladı.
Türkiye lastik
pazarı 2014
yılında 20 milyon adetle yüzde 1.5
küçülme gösterdi. Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği’nin
düzenlediği basın toplantısında;
sektör adına konuşan Yönetim
Kurulu Başkanı Hakan Bayman
‘Son 10 yılda yüzde 50’nin üzerinde
büyüyerek önemli bir ivme kazanan
sektörün; son birkaç yılda yaşanan
zorluklara rağmen uzun vadede
büyümeye devam ettiğini kaydetti.
2014 yılında 1.7 milyar
lastik satıldı
Hakan Bayman, değerlendirmesinde önce global örneklere değindi;
dünya lastik pazarının büyümeye
devam ettiğini, 2014 yılında tüm
dünyada 1.7 milyar adet lastiğin satıldığını, pazarın bir önceki yıla göre
yüzde 4.5 artış gösterdiğini kaydetti.
2015 büyüme tahmini yüzde 3
Bayman’ın Türkiye tablosuna ilişkin:
“Türkiye’ye baktığımızda, maalesef
sindirme senesi adını verdiğimiz bir
yıl geçirdik. 2014 yılında 20 milyon
adet lastik satıldı. Toplam pazar
önceki yıla oranla yaklaşık yüzde
1.5 civarında daralırken, ticari
lastik pazarında bu daralma yüzde
7 civarında oldu. Ancak zorluklara
rağmen 2015 yılı için ümitliyiz. Sindirme döneminin ardından genelde
hızlı büyüme beklentisi olmasına
rağmen 2015’de lastik pazarı için
yüzde 3 civarında büyüme öngörüyoruz” dedi.
2014’ün ihracat hacmi
1.127 milyon dolar
2014 yılının ihracat verilerini de
paylaşan Bayman; Türk lastik
sektörünün uluslararası standartlara uygun üretimle dünya pazarının
etkili aktörlerinden biri olduğunu;
2014 yılında 1.127 milyon dolarlık
ihracat gerçekleştirdiğini kaydetti.
İhracatın önemli bölümünün Avrupa ülkelerine yapıldığını ifade eden
Bayman, 2015’in Ocak ayında ise
2014 yılının aynı ayına göre yüzde
26 azalan lastik ihracatının 101
milyon dolardan 75 milyon dolara
gerilediğini ifade etti.
2 yeni fabrika açılacak,
mevcutlar kapasite artıracak
Hakan Bayman sektördeki gelişmeleri şöyle sıraladı: “Mevcut fabrikalarımızın üretim kapasitelerini artırmaya
ve teknolojik yeniliklere yönelik yatırımlar yapmaya devam ettikleri gözlemleniyor. Pazarın yeni aktörlerinden Sumitomo’nun 2016 yılında yerli
ortağıyla birlikte Çankırı’da üretime
başlaması bekleniyor; Brisa’nın ikinci
fabrikası ise Aksaray’da kuruluyor.
Macaristan’daki üretim tesisini büyüten Hankook firmasının Türkiye’ye
ithalatını artırması da beklentiler
arasında.” Kış lastiği uygulamasının
yılın son aylarında pazara kazandırdığı ivmeye de dikkat çeken Bayman,
2014 yılında derneğin Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı
ile yürüttüğü ortak çalışmalar sonucunda yeni bir kış lastiği genelgesi
yayınlandığını ve sorun yaratan uygulamaların iyileştirildiğini de belirtti.
Kamu’nun bilinçlendirilmesi amacıyla
LASİD tarafından hazırlatılan bir kış
lastiği kamu spotu filminin onay için
RTÜK’e sunulduğunu söyledi.
Mart 2015
50
AKTÜEL
Scania, kol saati ile
yönetiliyor
Goodyear, bu lastik
elektrik üretiyor
Goodyear, bu yılki Cenevre Uluslararası Motor
Scania, kamyonlar ile iletişim kuran akıllı kol saati ile
ağır ticari araç sektöründe kullanılacak giyilebilir teknolojilere öncülük yapıyor. Scania Watch, yakıt tüketimi,
sürüş verimi ve ortalama hız gibi değişkenler hakkında bilgi toplamak için aracın yanında olmanıza gerek
kalmayan kolay bir yöntem sunuyor. Scania Watch
ayrıca e-posta, metin mesajları ve telefona gelen çağrı
bildirimleri için de kullanılabiliyor. Scania, ağır ticari araç
sektöründe giyilebilen cihaz kullanımının henüz hazırlık
aşamalarında olmasına rağmen, bu konuda çığır açacak
teknolojiler üretmeye devam ediyor. Black Griffin adı
verilen kol saati ilk etapta 999 adet üretilerek piyasaya
sürülüyor. Scania, cihazı geliştirmeye devam ederek,
kullanım kolaylığının artırılması ve internet üzerinden
indirilebilen yazılımlar ile işlevinin daha da geliştirilmesini
planlıyor. Scania Satış Müdürü Tunç Gömeçli, bunun
heyecan verici bir teknoloji olduğunu belirterek “Bir kol
saati ile kamyon filolarının gerçek zamanlı takip ve analiz
yapabilecek olması, kamyonun teknik sistemlerinden
alınabilen önemli bilgileri ve verileri takip edebilecek
olması heyecan verici” dedi. Gömeçli, “Scania Watch ile
gerçekten sürücü dostu bir teknoloji geliştiriyor. Mevcut
filo yönetim uygulamaları genellikle nakliye şirketleri
ve filo işletmecilerini hedef alıyor. Scania Watch, yeni
uygulama ile birlikte teknolojiyi bir adım öteye taşıyor ve
sürücüye günlük işlerinde yardımcı oluyor. Hatta bunu
ileride daha da işlevsel hale getirmeyi planlıyor. Gelecekte bu kol saati ile sürücünün nabzı hakkında bilgi alma
ve çeşitli sağlık ve güvenlik hizmetleri verilebilmesi de
sağlanacak” açıklamasında bulundu.
Mart 2015
Show’da kendi elektriğini üretebilen, yenilikçi konsepte
sahip lastiğini tanıttı. Goodyear İnovasyon Merkezleri
mühendisleri tarafından tasarlanan ve “BH03” koduyla
adlandırılan konsept lastiği, deformasyon ve titreşimleri
elektrik enerjisine çevirerek sektörde bir ilke imza attı.
Günümüzde elektrikli otomobillere karşı olan ilgi global
çapta artıkça, bu tür yeniliklerin hareketliliğin geleceği
üzerine devam eden tartışmalarda önemli bir rol oynaması bekleniyor. “BH03” koduyla adlandırılan konsept
lastiğin, Goodyear’ın inovatif bakış acısından yola
çıkarak tasarlandığını belirten Goodyear Lüksemburg
İnovasyon Merkezi Genel Müdürü Jean-Pierre Jeusette;
“Enerji kaynaklarının ve doğanın geleceği konusundaki
endişelerimiz, bizi enerji üreten bu konsept lastiği geliştirmeye teşvik etti. Her bir yenilikçi fikrimiz, daha iyi bir
gelecek oluşturmaya katkı sağlama hedefimiz doğrultusunda, ele aldığımız toplumsal bir konuyla birlikte ortaya
çıkar. Bu lastiğin ilham kaynağı olacağına ve bu bakış
açısının gelecekteki gelişim konularında önemli bir yere
sahip olacağına inanıyoruz” dedi. Goodyear’ın konsept
lastiği, iki tür materyalin aksiyona geçmesiyle elektrik
üretiyor: Termoelektrik materyal, ısıyı elektrik enerjisine
dönüştürürken, (ışık/ısı emilimi ya da dinamik haldeyken
yuvarlanması sırasında, statik durumdaki ultra siyah
doku sayesinde lastiğin içinde oluşturulur), Piezoelektrik materyal ise yapısal deformasyon sebebiyle oluşan
esneme ve titreşimleri elektrik enerjisine dönüştürüyor. Bu yeni materyaller, lastiğin iç yapısını meydana
getiren üç boyutlu bir ağ oluşturuyor. Lastiğin patlaması
durumunda otomobilin yükünü destekleyebilen bu yapı,
RunonFlat (patlasa da giden lastik) teknolojisine alternatif bir yaklaşım sunuyor. Ayrıca bu konsept lastik, suda
kızaklama direncini artıran geniş çevresel bir kanala
ve sesi emen bir lastik sırtına sahip. Jeusette, elektrik
üreten bu konsept lastiğin, Lüksemburg’daki Goodyear
İnovasyon Merkezi’ndeki tasarımcılar ve bilim adamları
tarafından geliştirilen, etkileyici ve yenilikçi bir çalışmanın
kanıtı olduğu ifade ederek, “Bu konsept lastiği ilk kez
Cenevre Motor Show’da tanıtıyor olmaktan dolayı heyecanlıyız. Bu lastikle ilgili özellikle etkileyici olan durum,
olağanüstü teknolojisinin Goodyear’ın sürdürülebilirlik,
kalite ve güvenlik konularındaki kararlılığını ve çalışmalarını geleceğe taşıyacak olmasıdır” dedi.
51
Brisa, Kinesis markalı
dolgu forklift lastiklerini tanıttı
Brisa, 17 Mart’ta düzenlediği lansman toplantısı ile Kinesis markası
altında satışa sunacağı dolgu forklift
lastiklerini basın mensuplarına ve
iş ortaklarına tanıttı. Toplantının ev
sahipliğini üstlenen Brisa Genel
Müdürü Hakan Bayman, Kinesis ile
lojistik firmaları başta olmak üzere
lastik sektörüne yeni bir marka
sunmaktan ve Türkiye ekonomisine katkıda bulunmaktan mutluluk
duyduklarını dile getirdi. Bayman,
Kinesis’in dayanıklılığı ve uzun
kullanım ömrüyle forklift pazarında
çevresel sürdürülebilirliğe de katkı
sağlayacağına dikkat çekti. Brisa
tarafından,dünyada dolgu lastiklerin
üretim merkezi olarak kabul edilen
Sri Lanka’da üretilen ve “Brisa ailesinin yeni yıldızı” sloganıyla tanıtılan
Kinesis markalı lastikler, yüksek hareket kabiliyeti ve dayanıklılığıyla dikkat çekiyor. Dolgu lastik segmentindeki Kinesis, uzun ömürlü olması
sebebiyle çevresel sürdürülebilirliğe
de katkı sağlayacak bir ürün. Brisa,
Kinesis marka dolgu forklift lastikleriyle forklift kiralama şirketlerinden
forklift servislerine kadar forklift kullanan tüm firmalara hizmet sunmayı
hedefliyor. Öte yandan Kinesis’in
bu sene içinde Orijinal Ekipman
olarak forklift üreticilerine sunulması, önümüzdeki sene ise ihracatının
yapılması planlanıyor. “Brisa’nın
üretim şirketinden inovasyon şirketine dönüşüm süreci başarıyla devam ediyor” diyen Bayman yaptığı
konuşmada, Brisa olarak, müşteri
odaklı anlayışları çerçevesinde,
her zaman pazardaki ihtiyaçları
öngörmeye ve bu ihtiyaçları karşı-
layacak ürün ve hizmetler sunmaya
çalıştıklarını vurguladı. Brisa’nın
2014 yılında daralan ticari lastikler
pazarında büyümeye devam ettiğini
ve 2015’te de yine pazarın üzerinde
büyümeyi hedeflediklerini ifade eden
Bayman, Türk sanayisinde bir rol
model olarak başlattıkları üretim şirketinden inovasyon şirketine dönüş
sürecini kararlılıkla sürdürdüklerinin
de altını çizdi.
Etis, Orta Anadolu’daki ilk lojistik merkezini açtı
Bölgesel büyüme stratejisi doğrultusunda lojistik hareketliliğin yoğun
olduğu bölgelerde lojistik ağını
genişleten Etis, Kütahya’da faaliyete geçirdiği yeni lojistik merkezi ile
lojistik merkezi sayısını 14’e çıkardı.
Etis, Kütahya’da mart ayı başında faaliyete geçirilen yeni lojistik
merkeziyle bölgesel genişleme
stratejisini de sürdürmüş oldu.
Kara tarafındaki her türlü lojistik
talebeintermodal çözümleriile
organizasyon üreten Etis, yeni iş
fırsatlarına yakın olmak için özellikle
üretim, madencilik, hasat gibi kaynaklardan beslenen lojistik hareketliliğin yoğun olduğu bölgeleri tercih
ediyor. Kütahya-Sakarya kara yolu
üzerinde ve şehir merkezine 4.6
kilometre uzaklıkta yer alan lojistik
merkez, bin metrekare kapalı alan
ve idari ofisten oluşuyor. Merkezin açık alanında ise dinlenme
bahçesi ve 1.500 metrekarelik
TIR parkı yer alıyor. Merkez, hem
Kütahya hem de yakın çevredeki
operasyonlar için kullanılacak. Etis
Lojistik, nihai üründen hammaddeye dökme yükten sıvı cevher
ürünlere ve hassas taşımaya kadar
geniş bir spektrumda, gerek kendi
filosu ve gerekse piyasa araçları ile
müşterilerine lojistik organizasyon
sunuyor. Etis Lojistik Genel Müdürü Erdal Kılıç, 2015’teki yatırımlarını sürdüreceklerini belirterek,
geçen yıl yüzde 60’lık organik bir
büyüme yakalayan Etis’in bu yılı
240 milyon TL ciro ile kapatmayı planladığını açıkladı. Bu iddia
doğrultusunda Kütahya Lojistik
Merkezinin hedefler doğrultusun-
daki yatırımların ilk halkalarından biri
olduğunu hatırlattı.
Mart 2015
52
EKONOMİ
Heyetler Rusya ve Türkiye ticaretini
nisan ayında değerlendirecek
Rusya ve Türkiye arasındaki ticaretin nisan ayı içerisinde Antalya ya da İzmir’de
heyetlerce masaya yatırılacağını ifade eden Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,
Rusya’nın kendi iç dinamiklerinden kaynaklanan nedenlerle ihracatta bir düşme
yaşandığını belirtiyor.
için de ne yapalım kader böylemiş
diyemeyiz. Sonuçta çaresizlik noktasına geldiğinde Türkiye olarak,
bunlarla oturup bir afet görüşmesi
yapmamız gerekiyor” dedi. Zeybekci, müteahhitlerin iş makineleri,
mal varlıkları, alacaklarıyla birlikte
yaklaşık 2 milyar dolara yakın bir
rakamın sözkonusu olduğunu
belirterek, burada iş yapan Türk
şirketlerinin arkasında olduklarını
söyledi.
Lojistik sektörünü
yakından ilgilendiriyor
Ekonomi Bakanı Zeybekçi,
Rusya’ya yapılan ihracatta dik bir
düşüş yaşandığını ancak bu durumun Rusya’dan kaynaklandığını dile
getirerek, “Ama Irak’a ihracatta hızlı
bir toparlanma var. İran’da yüzde
40 arttı. Suriye ile ihracat artıyor.
Rusya ile görüşüyoruz. Rusya
Ekonomi Bakanıyla hafta da bir
on günde bir konuşuyoruz. Heyet
olarak Türkiye’ye gelecekler” dedi.
Rusya’ya yapılan ihracatta yaşanan
düşüşün Türkiye ile bir ilgisi olmadığını, Rusya’nın iç dinamiklerinden
kaynaklandığını söyleyen Zeybekci,
“Türkiye olarak Rusya pazarında
yerimizi sağlamlaştırma, sürdürülebilir hale getirmeye çalışıyoruz.
Rusya’dan heyet gelecek. Dağıtım,
lojistik, gıda, ulaşım ve diğer alanlarda sektörler bir araya gelecek.
Sorunlar dile getirilecek ilgili tüm
bakanlıkların temsilcilikleri olacak.
Toplantıyı bu ay ya da nisan ayında
Antalya ya da İzmir’de yapacağız”
dedi.
Libya üzerinde yoğun
şekilde duruyoruz
Bakan Zeybekci, Dışişleri
Bakanlığı’yla, Libya’daki gelişmelerin Türk yatırımcılara etkisi üzerinde
yoğun şekilde durduklarını söyledi.
Mart 2015
Libya’da yaşananın bir bölünme
olduğunu, komşularının farklı müdahaleleri bulunduğunu kaydeden
Zeybekci, Türkiye’nin ise Libya’nın
parçalanmaması için her türlü
desteği vermeye çalıştığını söyledi.
Zeybekci, şunları kaydetti: “Bunu
yapmamız kendi ekonomik menfaatlerimizi korumamız ve işadamlarımız için de önemli. Türkiye’nin
menfaati Libya’nın birliğinden
geçiyor. Şu anda orada TPAO’nun
bir havzası var. Yüzlerce milyon dolarlık yatırımları var. Şimdi oralar terk
edilmiş durumda. Libya’da şu anda
tamamen bir karmaşa var. Oradaki
işadamlarımız, müteahhitlerimiz
Türkiye’nin 2023 ihracat hedefleri
doğrultusunda 500 milyar dolarlık
bir rakamı gözüne kestirdiğini ifade
eden Bakan Zeybekci, bu hedeflere
ulaşılabilmesinde tüm sektörlere
önemli görevler düştüğünü ifade
ederek, bu rakamın yakalanmasının
ekonomik açıdan ülkemizi rahatlatacağını söyledi. Zeybekci, Türkiye’nin
ihracat bazlı büyüdüğünü belirterek
bu konuda dağıtımdan lojistiğe, gıdadan ulaşıma kadar birçok sektöre
önemli ödev ve görevler düştüğünü
ifade etti. Rusya pazarının ülkemiz ihracatı açısından son derece
önemli olduğunu kaydeden Bakan
Zeybekci, 2015 yılında ekonomideki dişlilerin son sürat döneceğine
inandığını da vurguladı.
53
2015 temkinli ve hazırlıklı
olunması
gereken bir yıl
Rifat Hisarcıklıoğlu
TOBB Başkanıİstan
Son bir kaç aydır başta ham
petrol fiyatları olmak üzere hemen
hemen tüm emtia fiyatları düşüyor.
“Niye böyle oluyor” diye baktığımızda en başta gelen faktörün ABD
para politikasındaki değişim olduğu
görülüyor. Amerikan Merkez Bankası
(FED) parasal genişlemeden çıkıp
para politikasını normalleştirdikçe,
dünya çapında meydana gelen finansal portföy kaymaları hammadde
fiyatlarını etkiliyor. Amerika’da alınan
ulusal bazda bir kararın tüm dünyayı
etkilemesi, ABD’nin hâlâ tek küresel
çaptaki güç olduğunu da ortaya koyuyor. ABD Başkanı Barack Obama,
geçen hafta kendileri açısında tarihi
bir adım daha attı. ABD, yaklaşık 50
yıldır Küba’ya tecrit uyguluyordu.
Obama, pek bir fayda sağlamayan
bu 50 yıllık dış politika yaklaşımını
değiştirdi. Küba’yla ilişkilerin normalleşmesine yönelik adımlar attı. Bizim
coğrafyada “yapacağız, edeceğiz”
şeklinde uzun uzun konuşmak adettendir. Hatta daha ciddi gözükmek
için çalıştaylar, toplantılar düzenlenir.
Uzun uzun raporlar hazırlanır ama
sonra da, pek bir şey ortaya çıkmaz.
ABD Başkanı ise olayı politize etmeden, konuşarak zaman harcamadan,
doğrudan icraata geçti. İşlemeyeni
değiştirmek gerekir ve yaptı. 21’inci
yüzyılda, 20’nci yüzyıldan kalma meselelerin ABD’nin önünü tıkayamayacağını Obama böylece gösterdi.
Amerikan politikasını geçen yüzyıldan
kalma bir ipotekten kurtardı. İşlemeyeni değiştirmek, yanlışa devam
etmemek, bir nevi patlak lastiği yenilemek gibidir. Latin Amerika’dan gelen ilk açıklamalar, Obama’nın Küba
açılımının bölgede olumlu karşılandığını gösteriyor. ABD ekonomisinin
son dönemdeki olumlu performansı
da, Obama’nın elini güçlendirmiş
olmalı. Ekonomide Bush döneminden kalan enkazı temizleme görevi
de iyi gidiyor. ABD ekonomisi hızla
toparlanıyor. Ekonomide sağlanan
hızlı büyüme istihdama da yansıyor.
İşsizlik oranı son yılların en düşük
seviyelerine gerilemiş durumda.
FED’in para politikası
normalleşiyor
Obama liderliğindeki ABD 2015
yılına pozitif bir biçimde giriyor. ABD,
bilim ve teknoloji alanındaki liderliği
yine başkasına bırakmadı. Yenilikçilik
konusunda da hâlâ ilk sıradalar. Son
dönemlerde hayatımızı değiştiren
yeni internet girişimlerinin neredeyse hepsi ABD’den çıktı. Obama,
girişimcilik konusunda ABD’nin bir
üst seviyeye çıkmasını sağladı. 2013
yılında önce Kanada’da hayata
geçirilen “Start-up” vizesi programını başlatıyor. Buna göre yenilikçi
bir fikri olup, bu fikri uygulamaya
aktarmak için ABD girişim sermayesi
desteği alabilen yabancı girişimciler, Amerika’ya yerleşip kurdukları
şirketin başına geçebilecekler. Vize
süreçleri de kolaylaştırılacak. Yasa
tasarısı henüz Kongre’de. Ama
yenilikçi girişimcileri çekmek üzere
önemli bir adım. ABD ekonomisi
toparlandıkça FED’in para politikası
da normalleşiyor. Küresel likidite
artışı son buluyor. Emtia fiyatları
üzerindeki balon sönüyor. Bunun
farkına zamanında varamayan ve
ellerindeki emtia gücünü olduğundan fazla görüp buna göre politika
belirleyen Rusya, Venezuela ve İran
gibi ülkeler doğal olarak bundan en
olumsuz şekilde etkileniyor. Rusya,
Kırım’daki agresifliğinin maliyetinin
yeni yeni farkına varıyor. Ne yazık ki,
Rusya’da ekonominin zor duruma
düşmesi, Türkiye’yi de olumsuz
etkiliyor. Petrol fiyatlarındaki düşüşle
kazanacaklarımızın yanında, ihracat,
turizm, müteahhitlik gibi alanlarda
kayıplara karşı da hazırlıklı olmalıyız.
Öte yandan Türk halkının tüketici
olarak bu işten yararlanması da zor
görünüyor. Zira petrol fiyatı dolar
cinsinden belirleniyor. Amerikan faizi
artarken, dolar değer kazandığında
ham maddenin fiyatı dolar bazında
ucuzluyor. Dolar değer kaybederken
ham maddenin fiyatı dolar bazında
yükseliyor. Şu anda petrol fiyatı dolar
bazında ucuzluyor ama dolar dünyanın her yerinde değer kazandığı ve
Lira bu süreçte değer kaybettiği için,
Lira cinsinden petrol fiyatında fazla bir
değişiklik olmuyor. Elbette Türkiye’nin
petrol faturası dolar bazında bakıldığında bu süreçte hafifleyecek ama
net etki açısından bakarsanız, cari
işlemler açığında büyük bir iyileşme
beklenmiyor. Zira ihracat yaptığımız
petrol ihraç eden ülkeler, petrol gelirleri azalınca bizden aynı miktarda ithalat yapmazlar. Özetle 2015 temkinli
ve hazırlıklı olunması gereken bir yıl
olarak görülüyor. Etrafta ne olduğunu
görebilen, ortadaki eğilimleri dikkate
alarak politika belirleyen ülkelerle
böyle olmayanlar arasındaki fark iyice
belirginleşecektir.
Mart 2015
54
EKONOMİ
Türkiye’nin Şubat ayı ihracatına
kar ve parite çelmesi
TİM Başkanı Büyükekşi’nin açıkladığı rakamlara
göre şubat ayında ihracat geçen yılın aynı ayına
göre yüzde 13 düşerek 10 milyar 495 milyon dolar
oldu. Ocak-Şubat döneminde ihracat yüzde 6,7
düşüşle 22 milyar 826 milyon dolar oldu.
Türkiye’nin Şubat ayı
ihracatına kar ve parite çelmesi
Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM), şubat ayı ihracat verilerini
Erzurum’da açıkladı. Türkiye’nin
şubat ayı ihracatı, geçen yılın aynı
dönemine göre yüzde 13 düşüşle
10 milyar 495 milyon dolar oldu.
Yılın ilk iki ayında ihracat yüzde
6,7 düşüşle 22 milyar 826 milyon
dolara geriledi. Türkiye’nin geriye
dönük 12 aylık ihracatı ise yüzde
1,7 artışla 155 milyar 14 milyon
dolara yükseldi. İhracatın şubat
ayında düşmesinde paritedeki gerileme ve olumsuz hava şartlarının
etkili olduğunu söyleyen Büyükekşi, “Doların tüm dünyada değer
kazanması sonucunda ihraç birim
fiyatlarında önemli bir baskı var.
Dolayısıyla pariteden kaynaklı fiyat
etkisi sadece AB bölgelerine olan
ihracatta değil AB dışı bölgelere
gerçekleştirilen ihracatta da etkili
oluyor. Ayrıca kar yağışı üretim ve
lojistik kaybı anlamında ihracatımızı olumsuz etkiledi” dedi.
Mart 2015
AB pazarındaki gelişmeler
umut verici ancak parite ve
birim fiyat etkisi derinleşiyor
Dünya ekonomisinde yaşanan gelişmeleri değerlendiren Büyükekşi,
“Dış piyasalardaki hareketlilik devam
ediyor. Piyasalar gelecek döneme ilişkin tedirgin şekilde bir milat
bekliyor, bu milat belki FED kararı
olacak. Faiz artırımının, ABD seçimlerinin sonrasına ötelenebileceği
tartışmaları gündemde. Bu tartışmalar bir yana, rakamlar ABD’de geniş
çaplı bir iyileşmeye işaret ediyor.
İstihdam artışları güçlü seyrini
sürdürüyor” dedi. Yakın coğrafyadaki gelişmeleri de değerlendiren
Büyükekşi, petrol fiyatları ve rublede
sağlanan göreceli istikrara rağmen
Rus ekonomisindeki sıkıntıların son
dönemde gittikçe derinleştiğini dile
getirdi. Büyükekşi, IŞİD’in Irak ve
Suriye yanında, Yemen, Libya ve
Mısır’da Sina yarımadasında varlığını
genişletmesinin yakın pazarlardaki
sıkıntıların artmasına neden olduğunu da vurguladı.
İlk 30 ülke arasında
en yüksek ihracat
artışı İran’a oldu
Şubat ayında ihracat geçen
yılın aynı ayına göre yüzde 13
düşerek 10 milyar 495 milyon dolar oldu. Ocak-Şubat
döneminde ihracat yüzde 6,7
düşüşle 22 milyar 826 milyon
dolar oldu. Son 12 aylık ihracat
ise yüzde 1,7 artışla 155 milyar
14 milyon dolara yükseldi. TİM
Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin
açıkladığı ihracat verilerine göre,
sektörel bazda şubat ayında
en fazla ihracatı 1 milyar 705
milyon dolarla otomotiv sektörü
yaparken, bu sektörü 1 milyar
267 milyon dolarla hazırgiyim ve
konfeksiyon sektörü ile 1 milyar
175 milyon dolarla kimyevi
maddeler ve mamulleri sektörü
takip etti. Geçen ay en fazla
ihracat artışını da yüzde 27,8
ile fındık ve mamulleri sektörü
yakalarken, bu sektörü, yüzde
25,4 ile tütün sektörü takip etti.
Şubat ayında en fazla ihracat
yapılan ilk 5 ülke Almanya,
İngiltere, Irak, ABD ve İtalya
oldu. Almanya’ya ihracat yüzde
11,8, Irak’a ihracat yüzde 26,7,
İtalya’ya ihracat yüzde 15,7 geriledi. Diğer taraftan İngiltere’ye
ihracat yüzde 5,1, ABD’ye
ihracat yüzde 16,5 artış gösterdi. En fazla ihracat yapılan 30
ülke arasında, en yüksek artış
yüzde 19,9 ile İran’a gerçekleşti. Şubatta ihracat artışında
önce çıkan ülkeler ise şöyle
oldu; Kuveyt’e ihracat yüzde
164, Katar’a ihracat yüzde
116, Yemen’e ihracat yüzde
110, Singapur’a ihracat yüzde
97, Gine’ye ihracat yüzde 95,
Umman’a ihracat yüzde 86 arttı. Şubat ayında AB’ye ihracat
yüzde 11,2, Afrika’ya ihracat
yüzde 28,3, Ortadoğu’ya ihracat yüzde 7,5 gerilerken, Kuzey
Amerika’ya ihracat yüzde 14,1
ve Uzakdoğu ülkelerine ihracat
yüzde 12,1 artış gösterdi.
55
Ağır ve havaleli yüklerin
seyri yeniden düzenleniyor
Ağır ve havaleli yüklerin taşınmasını kolaylaştırmak için 4 yıl önce başlayan çalışmanın sonucu açıklandı. Artık bu yüklerin önündeki; sürüş hızı kısıtları, sürüş
zamanı kısıtları, ağırlık kısıtları, ölçü ve boyut kısıtları, yükün bölünememesine
ilişkin kısıtlar, yol ve güzergah kısıtları, izin ve belge kısıtları, bürokratik kısıtlar,
eskort araçlarına ilişkin konularda düzenlemeler içeriyor.
UND ve Vinçder öncülüğünde, Ağır ve Havaleli Yük Taşımacılığı-Hareketli Vinç Operasyonları
Çalıştayı Kadir Has Üniversitesi’nde
gerçekleşti. Çalıştayda 4 yıldır
üzerinde çalışılan ağır ve havaleli yüklerin karayolundaki seyrini
düzenleyecek mevzuat taslağı da
paylaşıldı. Ulaştırma Bakanlığı’nın
talebi doğrultusunda geniş bir ekip
tarafından hazırlanan taslak ağır
ve havaleli yüklerin taşınmasında
yepyeni uygulamalar içeriyor. Taslak
ulaştırma bakanlığına gönderilecek.
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener, yaptığı konuşmada çalıştayın lojistik hizmetler ve Türkiye için
önemine işaret ederek, sektörün birçok sorunu olduğunu bu
çalıştay sonucu ortaya konacak
mevzuatın bu sorunları gidereceğini söyledi.
Eski mevzuata atıfta bulunan Fatih
Şener, bir taşımacının 150 ton yük
taşımak için geçeceği tüm güzergahlardaki köprüler ve viyadüklerin
raporunu çıkarmak zorunda kaldığını, başka taşımalarda da yine
aynı şekilde aynı yerin raporlarının
her defasında istendiğini aktaran
Şener, “Müsteşara bunu ilettik ve
o da genel müdüre böyle böyle
yapacaksınız diye talimat verdi.
Şubat ayında toplantı yapılacaktı
ama o toplantı gerçekleşmedi”
dedi.
Bu çalıştay için hazırlanan taslak
çalışmaları için yurdışına gidildiğini,
taşımaların yerinde görüldüğünü
ve o ülke kanunlarının incelendiğini
aktaran Şener, “Hazırlanan taslak
ihtiyaçları karşılayacak nitelikte.
Tarihi bir dönemeçte olduğumuzu
düşünüyorum. Ve sorunların çözüleceğine inanıyorum” dedi.
Kadir Has Üniversitesi Uygulamalı
Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcı-
sı Ömer Faruk Görçün de yaptığı
konuşmada, taslağın oluşturulmasında bilimsel çalışmalarla
sonuç almaya çalıştıklarının altını
özellikle çizerek, uluslararası
örneklerele karşılaştırdıklarını ve
doğru yolda olduklarını gördüklerini söyledi.
Vinç hareketlerinin Türkiye için
önemli olduğunu belirten Görçün,
taslağın hazırlanış amacını da,
“Ağır ve havaleli yük taşımacılığı
vinç harektleri olmadan yürüyemez. Vinç operasyonlarına geçmişte olmadığından fazla ihtiyaç
duyuluyor. Yeni bir mevzuat hazırlamamız gerekiyordu. Ayakları
yere basan sadece nakliyecinin
ve operatörün menfaatini koruyan değil; tüm tarafların haklarını
koruyan bir mevzuat hazırlamaya
çalıştık” diye açıkladı.
UND Ağır Taşıma Grubu Başkanı
Tamer Erdoğan da sektörde denetimlerin 2008 yılında başladığını
ve bundan sonra da sıkıntıların
ortaya çıktığını kaydetti. UND
olarak hemen konuyla ilgili değerlendirme toplantıları yaptıklarını ve
2011 yılında çalışmaların başladığını söyledi. Talat Aydın’ın da
katılımı ile yeni bir kanun yapılması
yönünde karar alındığını söyleyen
Erdoğan, sektörde yaşanan sıkıntıları giderecek bir taslak için 4 yıldır
çalışıldığını ifade etti.
Vinçder Başkanı Ramazan Midilli
ise konuşmasında bu çalışmanın
kışymetinin herkes tarafından bilinmesi girektiğini belirterek, “İzin
belgesi olmadan çıkması gereken
ekipmanlarımız vardı ve bu yönde
sorunlar yaşıyorduk. Yüklerin kendi
ekipmanlarını taşımakta sorunumuz vardı. Trafiğe daha fazla
araç çıkarıyorduk, maliyetmerimiz
artıyordu. 60 ton ağırlığı 20 metre
boyu olan araçlarımız izin belgesiz
trafikte seyri gerçekleşebilecek,
gece sürüşleri gerçekleşecek, TEM
otoyolunu kullanma hakkı olacak…
Önümüzdeki engeller bu yönetmelik tasalağı ile ortadan kalkacak”
şeklinde konuştu.
Mart 2015
56
LOJİSTİK
Sürüş hızı kısıtları, Sürüş zamanı kısıtları, Ağırlık kısıtları, Ölçü ve boyut kısıtları,
Yükün Bölünememesine İlişkin Kısıtlar, Yol ve Güzergah Kısıtları, İzin ve Belge
Kısıtları, Bürokratik Kısıtlar, Eskort araçlarına ilişkin Kısıtlar gibi bir çok başlıkta
yeni uygulamalar geliyor:
HIZ SINIRLAMALARI
1) – Ağır ve Havaleli yük taşıyan
araçlar ve hareketli vinçler otoyollarda ve diğer yollarda gerçekleştirildikleri seferlerinde Ek- 5’te
gösterilen hız sınırlarına uyulur. Boş
olarak sefer yapan araçlar N3 sınıfı
araçları için Karayolu Trafik Kanunu
100. madde de belirlenen koşullar
geçerlidir.
(2) İzin verilecek hızlar kar, buzlanma, sis vb. gibi sürüşü kısıtlayan
yol, trafik ve diğer koşullar dikkate
alınarak belirlenir.
(3) Otoyollar ve diğer yollar üzerinde sefer yapacak olan ağır ve
havaleli yük taşıyan araçlar aksine
bir hüküm olmadıkça yol durumu, trafik ve üstyapı unsurlarının
zorunlu haller yaratması durumunda
güzergahın belirli bir kesiminde hız
azalımının zorunlu olması halinde
izin belgesinde söz konusu durum
belirtilerek araç hızı özel durumun
olduğu yol kesimlerinde düşürülebilir, Bu durumlarda diğer genel
koşulları hükümsüz kılar. Yetkili
otoriteden alınacak izin belgesi
alınması halinde hıza ilişkin genel
kurallar dikkate alınmaz.
SÜRÜŞ ZAMANI
KISITLAMALARI
(1) - Hareketli (mobil) vinçler ile ağır
ve havaleli yüklerin taşınmasında
kullanılan araçların EK-5’de belirtilen boyut ve ölçülere ilişkin sınırlar
çerçevesinde belirli saatler ve tatil
günlerinde kullanılmaları yasaktır.
Otoyol, Bölünmüş yollar ve şehiriçlerinde farklı olmakla birlikte
Ek-5’de belirlenen genişlik ve
uzunluk gibi ölçülerin üzerinde olan
araçların saat 10:00 ila 16:00 ve
22:00 – 06:00 saatleri dışındaki
zaman dilimlerinde trafiğe çıkmaları
yasaklanmıştır.
Dini ve Milli Bayram günleri gibi
resmi tatil günlerinde ağır ve havaleli
araçların trafiğe çıkmaları yasaktır.
Geçilecek güzergah üzerinde
konser, toplantı, koşu vb. etkinliklerin olması halinde kamu otoritesi
Mart 2015
taşımacıya olanaklar dahilinde
alternatif bir güzergah belirleyebilir.
Taşıma faaliyetinin bu tür durumlarda imkansız olması halinde taşıma
faaliyeti etkinlik sona erene kadar
ertelenir.
Yukarıda belirtilen sürüş kısıtlamasının olduğu zaman dilimlerinde araç
kullanımı istisnai durumlarda yetkili
kamu otoritesinin iznine bağlıdır.
Sürüş zamanları özel izin belgesinde belirtilmedikçe Ek-5 te belirtilen
hükümler geçerlidir.
Kurtarma, araç çekme vb. istisnai
durumlarda hareketli vinçler bu tür
kısıtlamalardan muaftırlar.
AĞIRLIK KISITLAMALARI
Madde 22- (3) Boyutları açısından özel yük kapsamında taşınan
yüklerin araç azami yüklü kütlesini
aşmayacak şekilde 50 tona kadar
birden fazla yüklenmesine izin
verilir ve araç üzerinde yer alan
yükler bölünmez yük olarak kabul
edilir.
ÖLÇÜ VE BOYUTLARA
İLİŞKİN KISITLAMALAR
57
BÖLÜNMEZ YÜKLERİN
TAŞINMASINA İLİŞKİN
KISITLAMALAR
-Bu kapsamda; bu Yönetmeliğin Ek
1 kısmında belirtilen ebat ve ölçülerin üzerinde olan yükler özel yükler
kapsamında olup, bu yönetmelikle
belirlenen esaslar söz konusu yüklere uygulanmaktadır.
-Yükün Özellikleri, Bölünememe
ve Yükün Bütün Kabul Edilme
Durumları
-(2) Yönetmeliğin EK-1 bölümünde
tanımlanmış, ağırlık, ebat ve ölçülerin üzerinde taşıma gerçekleştiren
karayolu taşıma araçları ile taşınabilecek yükler birim yükler olarak
tanımlanmış olup, Bu çerçevede
Karayolu Taşıma Kanunu ve Yönetmeliğinin belirlemiş olduğu esaslar
dahilinde karayolu taşımacılığında
açık bir risk ya da tehlike yaratmaksızın teknik olarak bölünemeyen ve
bölünmesi ekonomik olmayan çok
sayıda yüke bölünemeyen, ağırlık
ya da ebatlar çerçevesinde bu
yönetmelikte tanımlanmış sınırlamalara tabi olan yükler anlaşılmaktadır.
Aynı zamanda söz konusu yükün
ayrılmaz parçası olan donanım,
parça ya da ekipmanlar da yüklerin
ayrılmaz parçası olarak kabul edilerek birlikte taşınabilmektedir.
-Yükün Özellikleri, Bölünememe
ve Yükün Bütün Kabul Edilme
Durumları
-(3) Boyutları açısından özel yük
kapsamında taşınan yüklerin araç
azami yüklü kütlesini aşmayacak
şekilde 50 tona kadar birden fazla
yüklenmesine izin verilir ve araç
üzerinde yer alan yükler bölünmez
yük olarak kabul edilir.
-(4) Vinç ve hareketli (mobil) vinçler
ait safra ağırlıkları ve bu vinçlere ait
ekipmanları bölünemez yük olarak
kabul edilir ve birlikte taşınır.
-Yükün Özellikleri, Bölünememe
ve Yükün Bütün Kabul Edilme
Durumları
-(5) Ağır yük taşıma amaçlı kullanılan römork/yarı römork ve bunların
ekipman ile donanımları kendi ve/
veya başka bir yarı römork/römork
üzerine yüklenerek taşınırken bölünemez yük olarak kabul edilir ve
birlikte taşınır.
-(6) Aksesuar olarak tanımlanan
yükler yükün toplam ağırlığının
%10’unu geçmemeli ve buna ilişkin
bilgiler belgede yazılmalı ve gösterilmelidir.
YOL VE GÜZERGAHA
İLİŞKİN KISITLAR
-Araçlar İçin İzlenecek Güzergahlar ve Park Yerleri
-Madde 19- (1) Hareketli (mobil)
vinçler ile ağır ve havaleli yüklerin
taşınmasında kullanılan araçların
taşıma operasyonlarında izleyecekleri güzergahlar yasal düzenlemeler çerçevesinde açık bir risk
ya da tehlike yaratmayan, taşıma
operasyonunun ekonomikliği,
etkinliği ve verimliğine olumsuz
etkide bulunmayan uluslararası ve
yurtiçi eşya taşımacılığına açık her
türlü karayolu kamu kuruluşunun
sınırlandırıcı bir düzenlemesine
muhalif olmaksızın güzergah olarak
belirlenebilmektedir.
İZİN VE BELGE
KISITLAMALARI
-Uzun Süreli özel izin belgeleri:
-Üç yıllık süreyi aşmayacak şekilde
taşımacının talebi ile, yetkili kamu
kuruluşu tarafından verilmektedir.
Taşımacı bu yönetmelik kapsamında gerçekleştireceği taşımalara
ilişkin izin taleplerini aylık, üç aylık,
altı aylık, yıllık, üç yıllık özel izin
belgeleri çerçevesinde yetkili kamu
kuruluşuna yazılı olarak bildirdikten
sonra herhangi bir olumsuz durum
söz konusu değilse kamu kuruluşu
talep edilen özel izin belgesini yetki
belgesi sahibine tahsis etmektedir.
-Güzergahla Sınırlandırılmış
Süreli İzin Belgesi;
-Belirli güzergahlarda birden fazla
taşıma faaliyeti için,
-Azami bir yılı geçmemek koşulu
ile aylık, üç aylık, altı aylıkve bir yıllık
olarak düzenlenebilir.
-Verilecek güzergahla sınırlandırılmış süreli izin belgeleri azami beş
güzergahla sınırlandırılmaktadır.
-Sefere ilişkin özel izin belgeleri:
-Belirli bir güzergah üzerinde
gerçekleştirilecek tek bir taşıma operasyonları için nakliyenin zorluğu, hızı
ve gidilecek güzergahın uzunluğuna
göre minimum 15 günlük olmak
üzere yetkili kamu kuruluşunca belirlenir ve verilir.
BÜROKRATİK KISITLAR
-Madde 14- (1) Kamu Kuruluşları;
-Proje lojistiği, ağır yük taşımacılığı
ve hareketli vinç operasyonları gibi
yönetmelik kapsamında tanımlanan
faaliyetler yüksek düzeyde uzmanlık
ve özellik gerektirdiğinden özel izin
belgelerinin verilmesi, belge takibi
vb. işlemlerin sektörün gereksinim
duyduğu hız, etkinlik ve verimlik
çerçevesinde gerçekleştirilebilmesi
için ilgili kamu kuruluşu içerisinde ayrı
bir birimin oluşturulmasından ve bu
birimin sadece görev tanımı içerisinde
yer alan faaliyetleri yerine getirmesinin
sağlanmasından,
-Söz konusu birimlerin ülke genelinde
işlemleri kolaylaştıracak ve hızlandıracak şekilde birden fazla merkezde
oluşturulmasından sorumludur.
-Eskort Türleri
-Madde 31- (1) Eskort araçlar türleri
itibarıyla iki ana grubu ayrılmaktadır. Bu gruplar Özel Eskort ile polis
eskortu olarak tanımlanmaktadır.
Bu kapsamda özel eskortlar taşıma
işletmesine ait olan eskort araçlar
ile özel eskort işletmeleri tarafından
sağlanan eskort hizmetlerini ifade
ederken;
-Tüm karayollarında ağır ve havaleli
yüklerin taşınması ve hareketli vinç
operasyonları sırasında güzergah
üzerinde alınması gereken eskort ve
polis eskort sayısı için Ek-5’te gösterilen hükümler uygulanmaktadır.
Mart 2015
58
GÜNDEM
Mısır taşımaları 22 Nisan’a kilitlendi
2012 yılında Mısır ile imzalanan taşımacılık anlaşmasının süresi 22 Nisan 2015’te
sona erecek. UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Mısır ile Taşımacılık
Anlaşması’nın yenilenmemesi halinde 500 milyon dolarlık ihracatın tehlikede olacağının altını çiziyor. Hatay Ro Ro Line İnc. AŞ. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler,
Mısır bazlı yapılan ticarette Hatay Ro-Ro’nun Türkiye ekonomisine katma değer sağladığını ifade ediyor. DEİK Türk Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield ise Mısır’ın
Türkiye ticareti açısından son derece önemli bir ülke olduğunu ifade ederek, “Mısır’ı
kaybetmememiz gerekir” yorumunda bulunuyor.
Uluslararası Nakliyeciler
Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, 2012’de Mısır
ile imzalanan taşımacılık anlaşmasının süresinin 22 Nisan 2015’te sona
ereceğini anımsatarak, anlaşmanın
yenilenmemesi halinde yıllık 10 bin
taşımanın, bir başka ifadeyle yıllık
ortalama 500 milyon dolarlık ihracatın gerçekleşmeyeceğini belirtti.
Tek alternatifimiz mevcut
Ro-Ro hattının devam etmesidir
Türkiye’den Mısır üzerinden Suudi
Arabistan’a, Körfez ülkelerine ve
Orta Afrika’ya yapılan taşımalarda
alternatif bir güzergahın olmadığını
ifade eden Nuhoğlu, “Tek alternatifimiz mevcut Ro-Ro hattının
devam etmesidir” dedi. Nuhoğlu,
Suriye’de yaşanan sıkıntılar nedeniyle 2012 yılında Türk TIR’larına bu
ülkeden geçişin kapatıldığını, bunun
üzerine Ekonomi Bakanlığı’nca
Ro-Ro gemileriyle Türkiye’den
Mısır’a taşımacılık hattının devreye alındığını ifade etti. Mersin ve
İskenderun limanlarından kalkan
Ro-Ro gemilerinin, Mısır üzerinden
karayoluyla Kızıldeniz’e, buradan
Ro-Ro ile Suudi Arabistan’ın Duba
Limanı’na geçtiğini anlatan Nuhoğlu, “Bu taşıma son 3 yıldır devam
ediyor. Hattın oturması konusunda ciddi destek veren Ekonomi
Bakanlığı’nca 22 Nisan 2012’de
Mısır ile 3 yıllığına bir anlaşma imzalandı” diye konuştu.
Anlaşma ile ilgili somut
bir gelişme yok
Mısır’daki darbe ile birlikte Mısır
Cumhurbaşkanlığı’na Abdülfettah
el-Sisi’nin gelmesinin ardından
Türkiye ile ilişkilerin bozulduğunu
hatırlatan Nuhoğlu, “Bu nedenle
Türkiye-Mısır arasındaki taşımacılık
anlaşmasının uzatılmaması kararı
Mart 2015
alındı ancak anlaşmanın uzatılıp
uzatılmayacağıyla ilgili resmi ya da
somut bir şey henüz yok” ifadelerini kullandı. Gelecek ay itibarıyla
konuyla ilgili nihai kararın alınacağını
dile getiren Nuhoğlu, Mısır ile görüşmelerin Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme ile Ekonomi bakanlıkları tarafından yürütüldüğünü bildirdi.
Taşımacılıkta yıllık ortalama 10
bin aracın karayolu ile söz konusu
güzergahı kullandığını ifade eden
Nuhoğlu, şöyle konuştu: “Mısır ile
taşımacılık anlaşmasının yenilenmemesi halinde Ro-Ro ve karayolu
kullanılamayacak. Burada iki taşıma
var. TIR’lar Ro-Ro’ya biniyor, sonra
karayoluyla devam ediyorlar, bir kez
daha Ro- Ro’ya biniyorlar, sonra
karayoluyla devam ediyorlar. Tam
bir intermodel taşımacılık yapılıyor.
Eğer anlaşma yenilenmezse, karayoluyla Suudi Arabistan’a taşıma
yapmamız mümkün olmayacak.
Bu da yıllık 10 bin taşımamızın yani
yıllık ortalama 500 milyon dolarlık
ihracatımızın gerçekleşmemesi
anlamına geliyor. Türkiye ile Mısır
arasındaki taşımacılığın alternatifi
denizyolu, konteyner veya tren yolu
olamaz. Taşımacılık, söz konusu
güzergahtan yapılmazsa yıllık 500
milyon dolarlık ihracat yapamayacağız. Bunun için tedbir alınmasını
istiyoruz. Mısır ile yaşanan siyasi
sıkıntıdan dolayı somut bir adım
atılamadı. Umarız ki kısa sürede
adımlar atılır.”
Alternatif bir güzergah yok
Türkiye’den Mısır üzerinden Suudi
Arabistan’a, Körfez ülkelerine ve
Orta Afrika’ya yapılan taşımalarda
alternatif bir güzergahın olmadığını
bildiren Nuhoğlu, “İran üzerinden
olabilir ama İran ile yaşadığımız
problemlerden dolayı şu an o
güzergah alternatif olmaktan uzak.
Tek alternatifimiz mevcut Ro-Ro
hattının devam etmesidir” dedi.
Süveyş Kanalı maliyeti
3 kat artıracak
Ro-Ro gemilerinin Süveyş Kanalı
üzerinden geçmesi durumunda ise
maliyetin bir gemi için yaklaşık 3
kat artarak, 300 bin dolara yükseleceğini belirten Nuhoğlu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme ile
Ekonomi bakanlıkları yetkililerinin
sorunun çözülmesi için çalıştıklarını
söyledi.
59
Güler: Türkiye-Mısır Ro-Ro hattı,
Mısır taşımalarında elimizi rahatlatıyor
Hatay Ro Ro Line İnc.
A.Ş. Yönetim Kurulu
Başkanı İbrahim Güler,
Türkiye-Mısır Ro-Ro
hattının, Mısır taşımalarında taşımacıların elini
rahatlattığını ve ülkemiz
ekonomisine katma
değer sağladığını ifade
ediyor.
mısır’IN Türkiye ekonomisi için
son derece önemli olduğunu ifade
eden Hatay Ro Ro Line İnc. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Güler,
Suriye’deki iç karışıklıkların ardından
Nisan 2012’de Ortadoğu ülkelerine
yönelik taşımalar Mısır üzeri Ro-Ro
gemileri ile yapılmaya başlanmıştı. Bu
hat, Ekonomi Bakanlığı’nın önderliğinde gerçekleştirilmişti. Anılan tarihten
bugüne güzergâha gelip faaliyette
bulunan Ro-Ro firmaları çeşitli nedenlerden ötürü devamlılık gösteremedi.
Kimi düşük kapasiteli gemi kullandı,
kimi yıkıcı rekabete girdi ve sektörü
ciddi sıkıntılara sokarak hattan çekildi.
Bu yüzden de araçlar Mısır ve Suudi
Arabistan limanlarında uzun süreler
bekledi, şoförlerimiz zor koşullarla
karşılaştı hatta bir dönem 98 TIR’ımız
ve şoförümüz 45 gün Mısır’da
mahsur kaldılar” diyor. Sürücüleri ve
araçları kurtarabilmek için hem kamu,
hem de özel sektörün yoğun çaba
gösterdiğini ifade eden Güler, “Bütün
bu gelişmelerin ardından,Mısır hattına
giren son Ro-R0 şirketi de, teşvik
uygulamasının kalkması sebebiyle
yüksek navlunlar ile hizmet vermeye
başladı, bu durum da taşımacının
hattı kullanmaktan giderek vaz geçmesine yol açtı” diyor. Güler, giderek
düzensizleşen seferler ve yüksek
maliyetler sonucunda söz konusu
şirketin hattan çekilme kararı aldığının
altını çiziyor.
Anka Kuşu gibi kendi küllerinden doğan Ro-Ro Şirketi
Yaşanan tüm sorunlar bölge taşımacısına ve ihracatına büyük zararlar
verirken, bölge taşımacıları bir araya
gelerek ‘kendi küllerinden’ doğup
Hatay Ro-Ro Line adıyla bir şirket
kurdular. Hataylı 55 Uluslararası
Karayolu Eşya Taşımacısı ( C2 yetki
belgeli firma) mevcut varlıklarını ve
inançlarını birleştirerek Hatay Ro-Ro
Kombine Taşımacılık İşletmeleri AŞ.
firmasını kurup 2 adet gemi kiralayarak 15 Ekim 2014 tarihinde seferlerine başladı. Bu firmanın kurulmasında asıl amaç güzergâhı kurtarmak,
ülkemiz ihracat ürünlerini zamanında
varış noktasına ulaştırmak ve daha
önce bölgenin, sektörün yaşadığı
sıkıntıların önüne geçmek. Konuyla
ilgili bilgi aldığımız Hatay Ro Ro Line
İnc. A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
İbrahim Güler, “Mevcut maliyetler ile
söz konusu hizmetin taşımacılarımız
açısından verimli bir şekilde devamlılığının sağlanması oldukça güçleşmektedir. Hat zaten geçmişten
bugüne yaşanan sorunlar nedeniyle oldukça büyük kan kaybına
uğramıştır. Bugün adı geçen hattın
taşımacımıza maliyeti 3.600-3.800
dolar olup; bu durum taşımacılarımızın söz konusu bölgeye yaptıkları
taşımaları giderek güçleştirmekte;
bundan dolayı da üretici/ihracatçı
da zarar görmektedir. Oysa taşımaların artması, üretilen ürünlerin daha
fazla olarak ihracatının yapılabilmesi
için bu maliyetin 2.700-2.800 dolar
seviyelerinde olması gerekmektedir”
diyor.
Kriz öncesi taşıma istatistikleri
Bu hat, bölgenin dış ticaretini sadece Türkiye ile değil diğer AB ülkeleri
ile birlikte Rusya ve BDT ülkeleri ile
de geliştirebilecek bir hat olması
nedeniyle Türk ihraç ürünlerinin hızlı
teslimatı sayesinde Ortadoğu’daki
pazar kaybının da önüne geçmek
mümkün olabilecek. Özellikle, raf
ömrü kısa olan gıda ve yaş sebze/
meyve ürünleri pazara bozulmadan,
en hızlı şekilde ulaşabilecek. Konuyla ilgili Güler şu bilgileri veriyor:
“Suriye sınır kapısının kapanması ile
birlikte gerek ihracatımız, gerekse
taşımacılık sektörümüz giderek kan
kaybetmiştir. Geçmiş dönemde
faaliyette bulunan Ro-Ro şirketlerinin
yaşatmış olduğu çeşitli sorunlar ve
teşvik uygulamasının kalkması ile
birlikte bu hattın kullanımı da giderek
düşmeye başlamıştır. Şöyle ki; 2013
yılında Ro-Ro ile Mısır ve Ortadoğu
ülkelerine yapılan ihracat taşımaları
6862 iken, bu rakam 2014 yılında 4
bine düşmüştür. Ekim 2014-Ocak
2015 arasında ise ihracat taşımaları
bin 561 adet. Yıl geneline yayıldığında arzu edilen seviyelerin çok altında
olacağı görülmektedir. Diğer yandan, 2010 yılında Suriye ve Suriye
üzerinden yapılan taşımalar 100 bin
sefer iken, bu rakam 2011 yılında
83 bin 519, 2012 yılında ise 12 bin
sefer olarak gerçekleşebilmiştir. Yani,
bölgeye yönelik taşımalarımızda yüzde 86’lık bir düşüş ortaya çıkmıştır.
2010 yılında gerçekleştirilen taşımaların ülkemize kazandırdığı döviz
5 milyar dolar olduğu göz önüne
alındığında ülkemizde yaşanan ekonomik kaybın ne kadar büyük olduğu
yadsınamayacak bir gerçektir.”
Mart 2015
60
GÜNDEM
Türkiye ve Mısır arasındaki
anlaşma büyük öneme sahip
Türkiye ile Mısır arasında oluşturulan karayolu anlaşmasının nisan
ayı itibarıyla son bulacağı gerçeğini
göz ardı etmemek gerektiğini ifade
eden Güler, söz konusu anlaşmanın
devam ettirilebilmesinin hem taşımacılarımız, hem de ihracatçılarımız açısından büyük öneme haiz olduğunu
ifade ediyor. İki ülke yetkililerinin bir
araya gelerek mevcut anlaşmanın
devamlılığının sağlanmasında görüş
birliği oluşturmaları gerektiğinin altını
çizen Güler, aksi takdirde, Ro-Ro
hattının Süveyş Kanalı’nı geçerek sürdürülmesinin mümkün
olabileceğini, bu durumda ise Süveyş Kanal geçişi için yine devlet
desteğinin gündeme gelmek
zorunda kalacağını ifade ediyor.
Kanal geçisiş maliyetini
tek başına Ro-Ro şirketi
üstlenemez
“Kanal geçişinin yüksek maliyetlerini tek başına Ro-Ro
şirketinin üstlenerek hattın
SURİYE’YE İHRAÇ TAŞIMA
YAPAN TAŞITLARIMIZIN
KAPILARA GÖRE DAĞILIMI
Mart 2015
devam etmesini sağlamak mümkün
görünmemektedir. Bu ise gemi navlun
ücretlerinin çok daha artmasına yol açacak, taşımalarımız ve ticaretimiz durma
noktasına doğru gidecektir” diyen Güler,
Bu nedenle, ülkemiz için önemli döviz
girdisi yaratan bölge taşımalarının daha
önceki seviyelerine ulaşabilmesine çok
büyük katkı sağlayacak olan Ekonomi
Bakanlığı tarafından uygulanmış 1.000
dolar/araç teşvik uygulamasının yeniden
hayata geçirilmesi ve Mısır ile olan karayolu taşıma anlaşmasının devamlılığının
sağlanmasının büyük önem arz ettiğini
belirtiyor. Böylece, hali hazırdaki gemi
doluluk oranının yüzde 70-75 iken, yüzde 100’lere ulaşabileceğini ifade eden
Güler, çok daha fazla ihracat ürünümüzün karayolu ile taşınmaya başlanabileceğini ve ürünlerin daha kısa sürede
alıcılara ulaşabileceğinin altını çiziyor.
Sorunlar ve
çözüm önerileri
Hatay Ro Ro Line İnc. AŞ. Yönetim Kurulu
Başkanı İbrahim Güler sorunlar ve çözüm
önerilerini şu maddeler şeklinde özetliyor.
“1. Ro-Ro gemilerimizle taşınan araçların
sürücülerin transferi “uçak “ ile sağlanmaktadır. Ancak, Charter uçak girişimlerimiz Mısır
kökenli firmanın girişimleri sonucu, Mısır Sivil
Havacılık İdaresi’nin geçtiğimiz günlerde
getirdiği 15 gün önce uçuş izninin alınması
ve yolcu listesinin bildirilmesi zorunluluğu
nedeniyle sonuçsuz kalmaktadır. Bu uygulama Hatay Ro-Ro nun seferlere başladığı ilk
günlerde getirilmiştir. Malumları olduğu üzere
taşımacılığın doğası gereği 15 gün önceden
sürücülerin belirlenmesi mümkün değildir.
2. Charter uçak kullanma imkânının olmamasından ötürü, THY tarifeli uçuşları kullanmak
zorunda kalınmaktadır. Ancak, bu durum
hem zaman hem de mali dengeleri bozacak
düzeyde önemli bir maliyet yükünü beraberinde getirmektedir. Bu maliyet ortalama
600-700 USD/Beher yolcudur.
3. Son günlerde Mısır ve Türk basınında yer
alan Mısır Karayolu anlaşmasını iptal edeceği
ve 2015 yılında yenilemeyeceği haberleri,
ihracatçı firmalar ve bölgeye çalışan nakliye
firmalarını tedirgin etmiş, güzergâha güvenin
zedelenmesine neden olmuştur.
4. Bu olumsuz tablo, Hatay bölgesinde
faaliyet gösteren, hattı ayakta tutabilmek için
mücadele eden nakliye firmalarının direncini
kırmaya başlamış olup, hattın devamlılığının
sağlanabilmesi ve Mısır’ın tüm resmi makamlarının desteğini alan rakibine karşı rekabet edebilmesi için acilen çözüm önerileri
geliştirilmelidir.”
61
Mansfield: Mısır’ı kaybetmememiz gerekiyor
DEİK Türk Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal Mansfield, Mısır’ın Türkiye ticareti
açısından son derece önemli bir ülke olduğunu ifade ederek, “Mısır’ı kaybetmememiz gerekir” yorumunda bulunuyor.
Mısır ile olan ekonomik ilişkilerimizin Kuzey Afrika ve Sahraaltı Afrika
ülkeleri arasında en ileri seviyedeki
ülkelerin başında geldiğini ifade eden
DEİK Türk Mısır İş Konseyi Başkanı
Zuhal Mansfield, birçok Afrika ülkesi ile
henüz ‘Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi Anlaşması, Yatırımların Karşılıklı
Teşviki ve Korunması Anlaşması, Serbest Ticaret Anlaşması’nın imzalanmamışken, Türkiye ile Mısır arasında
bu anlaşmaların sırasıyla 1993, 1996
ve 2005 yıllarında imzalandığını ifade
ediyor. Mansfield, “Uluslararası Nakliyeciler Derneği olarak sizin alanınıza
giren Denizcilik Anlaşması, Hava Taşımacılığı Anlaşması ve Kara Ulaştırması
Anlaşması da sırasıyla 1988, 1993
ve 1994 yıllarında imzalanmıştır. Tüm
bu anlaşmalar ekonomik ilişkilerin iki
ülke için de ne kadar önemli olduğuna
dair bizlere işaret vermektedir. Ticaret
hacmine, ithalat-ihracata ilişkin verilere
baktığımızda da Mısır’ın bizler için
önemi ortada. Mısır’ın en fazla ihracat
yaptığı pazarlar arasında İtalya, Hindistan, ABD ve Suudi Arabistan’dan
sonra Türkiye gelmektedir. Mısır,
Afrika kıtasında ülkemizin en fazla
ihracat yaptığı ülke konumundadır.
Örneğin 2014 yılında Türkiye yüzde 5
payla Mısır’ın 7. en büyük tedarikçisi
olmuştur. 2014 yılında iki ülke arasındaki dış ticaret hacmi 4.7 milyar dolar
düzeyindedir” diyor. Sektörel olarak
baktığımızda Mısır ekonomisinin lokomotifi olarak müteaahitlik hizmetleri
ve inşaat sektörünün ön plana çıktığını
ifade eden Mansfield, Mısır’ın Arap
dünyasının en fazla nüfusa sahip olan
birinci ülkesi, Afrika kıtasının ise Nijerya
ve Etiyopya’dan sonra üçüncü ülkesi
olduğunun altını çiziyor. Hızla çoğalan genç bir nüfusa sahip bulunan
ülkede, orta gelir düzeyinde bulunanların sayısı ve kentleşmenin giderek
artması nedeniyle büyük bir konut
ihtiyacı bulunmakta olduğunu ifade
eden Mansfield, gelecek 10-15 yıllık
dönemde her yıl ortalama 600-800
bin konut üretileceği tahmin edildiğini
de vurguluyor. Şu an itibariyle ülkede
3 milyon konut eksiği bulunduğunun
ifade edildiğini söyleyen Mansfield,
Mısır’daki inşaat sektörünün yabancı
firmalara bu anlamda büyük fırsatlar
sunduğunu da sözlerine ekliyor.
Yatırımlar açısından
cazip bir ülke
Yatırım anlamında baktığımızda
Mısır’ın, düşük işçi ve enerji ücretleri
ve ikili/çok taraflı ticaret anlaşmaları ile
yatırımlar için cazip bir ülke konumunda olduğunu ifade eden DEİK
Türk Mısır İş Konseyi Başkanı Zuhal
Mansfield şu bilgileri veriyor: “2013
yılında Mısır’a 5,5 milyar dolar tutarında doğrudan yabancı yatırım girişi
olmuştur. 2013 itibariyle ülkedeki
doğrudan yabancı yatırım stoğu 85
milyar dolardır. Yukarıdaki tabloya
baktığımızda özetle diyebiliriz ki Mısır,
Türkiye için gerçekten önemli bir ülke.
Siyasi krize rağmen Mısır, Ekonomi
Bakanlığımız tarafından 2014-2015
döneminde öncelikli ülkelerden birisi
olarak belirlenmiştir. Bunun yanında
Türkiye’nin dünyanın ilk 10 ekonomisi
arasında olmayı hedefleyen 2023
stratejisini de unutmamak gerekir.
Bu stratejileri göz önünde bulundurduğumuzda, Mısır’ı kaybetmememiz
gerekir. Bu çerçevede, uluslararası
konjonktürün de zorlamasıyla, Türkiye ve Mısır arasındaki siyasi münasebetlerin normalleşmesi hususunda
önümüzdeki dönemde farklı senaryolarla karşılaşabilme ihtimali yok
değildir. Tabiateyle, bizler özel sektör
temsilcileriyiz ve bu itibarla öncelikli
olarak ekonomik münasebetlerin
geliştirilmesi, elverişli yatırım ortamının
tesisi gibi önceliklerimiz mevcuttur.
Ayrıca, ülkemizin çizmiş olduğu
makro hedeflere de, imkânlarımız
dahilinde katkı sağlamakla mükellefiz.
Ümidimiz odur ki, başta Mısır, bölgedeki tüm ülkeler belirli bir istikrara kavuşsunlar ve firmalarımız bu ülkelerle
elverişli koşullarda ticari ve ekonomik
faaliyetlerini deruhte edebilsinler.”
Ro-Ro seferlerinin daha
fonksiyonel kullanılabileceğini
biz defalarca belirttik
Mısır-Türkiye ilişkilerinde Ro-Ro
seferlerinin son derece kritik bir
öneme sahip olduğunun altını
çizen Mansfield, “Ro-Ro seferlerine
gelince, diliyor ve umuyorum ki iptal
edilmez. Mısır uluslararası kabul görmüş kurallar dahilinde birçok ülke
ile anlaşmaları olan bir ülke. Ayrıca
birçok çok uluslu şirketlerin yatırımı
var. Bu anlaşmaların yapılmasının
ilk nedenlerinden biri ülkenin güvenilir ve yapılan anlaşmaların sürdürülebilir olmasıdır. Mısır herhangi bir
anlaşmayı iptal ederek bu imajına
gölge düşürecek mesaj vermez.
Bunun yanı sıra Ro-Ro seferlerinin
daha fonksiyonel kullanılabileceğini biz defalarca belirttik. Bölgede
ciddi bir üretici olan Türkiye, Mısır’ın
en önemli avantajlarından biridir.
Avrupa’dan daha uygun fiyatlara ve
Avrupa standartlarlarında yaptığımız
üretimi tam veya yarı mamül Mısır
bizden alarak COMESA Ülkeleri’ne
satabilir böylelikle tarnsit ticareti
ihracatına kazandırır. “Golden Gate”
altın kapı konumunu güçlendirebilir.
Bugün bir çok ülke başta Belçika
transit ticaretle ülkesine katma
değer yaratırken inanılmaz cirolara
imza atmadadırlar” diyor. Mansfield
son olarak, Mısır Doğu Akdeniz’de
deniz ve kara taşımacılığında lojistlik
açıdan stratejik önemini geliştirmek
istiyorsa bu ülkenin her hattının açık
olması ve risk taşımaması gerektiğini
belirterek; Türkiye - Mısır arasında
ki Ro-Ro hattının bunlardan sadece
biri olduğunu ama bütünün önemli
bir parçası olduğunu da kaydediyor.
Mart 2015
62
TESLİMAT
Alışan Lojistik 30 Tırsan Perdeli Maxima
ile filosunu güçlendirdi
30. yılını kutlayan Alışan Lojistik, 30. yılında DAF-Tırsan’dan aldığı
30 adet Tırsan Perdeli Maxima Semi-Treyler ile filosunu güçlendirdi.
Alışan Lojistik Filo TIR Araç Satış ve
Kiralama AŞ.’den kiralamasını gerçekleştirdiği 30 adet Tırsan Perdeli
Maxima Semi-Treyleri Tırsan Adapazarı Fabrikası’nda düzenlenen
tören ile teslim aldı. Gerçekleştirilen
teslimat törenine Alışan Lojistik
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Damla Alışan, Operasyonlar Direktörü Jan Devrim, DAF-Tırsan Genel
Müdürü Ferda Özmen ve Satış
Müdürü Ertuğrul Erkoç katıldı.
30. yılını kutlayan Alışan, 30 araç
ile filosunu büyüttü
2015’in zorlu geçeceği öngördüklerini ifade eden Alışan Lojistik
Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
Damla Alışan, “Bu sene 30. yılımızı
kutluyoruz. 30. yılımızın ilk aktivitesi olarak da filomuzu 30 araç ile
büyütüyoruz. 2015 yılı zor bir sene
fakat bizim lojistik sektörüne olan
inancımız tam ve firma olarak uluslararası nakliye, depolama, likit ve
enerji, yurtiçi dağıtım ve katma değerli hizmetlerde büyümeye devam
edeceğiz,” dedi. Damla Alışan, “Bu
sene için oldukça keskin hedeflerimiz var, bunu da yaparken tabii
ki inanılır, güvenilir çözüm ortakları
ile beraber ilerliyoruz ki Tırsan da
Türk sermayeli bir firma olarak
bizim yıllardır çözüm ortağımız
olarak çalıştığımız, çok inandığımız
ve sonunda kadar güvendiğimiz iş
ortaklarımızdan bir tanesi. Dola-
Mart 2015
yısı ile bu süreçte beraber yola
devam etme kararı aldık. 30 aracı
aldık” dedi. Bu senenin ilerleyen
dönemlerinde yeni projeler ile filolarını daha da büyüterek yollarına
devam edeceklerini ifade eden
Alışan, “Biz bu güne kadar insana
ve çevreye saygı çerçevesinde
yüksek standartlı ekipmanlar ve
depolar ile hizmet ürettik, çünkü
yaşadığımız çevreye bu şekilde de
borcumuz var. Bununda bir uzantısı olarak ADR’ye uyumlu araçlar
ile filomuzu genişlettik. Dolayısı
ile inandığımız ve bildiğimiz yolda
büyümeye devam edeceğiz,” dedi.
Son olarak Alışan 36 ay sürecek
araç kiralama projesi gerçekleştirdiklerinin de altını özenle çizerek
treylerin üretimi, bakımı, onarımı ve
bütün gerekli ihtiyaçlarını Tırsan’ın
sağlayacağına inandıkları için
Tırsan ile yola çıktıklarını ifade etti.
DAF-Tırsan Genel Müdürü Ferda
Özmen, Alışan Lojistik ile gerçekleştirilen işbirliğinden memnun
olduklarını ifade ederek, “Bugün
teslimatını gerçekleştireceğimiz
30 aracımızın şasi ve panellerikataforezkaplamalı olup 10 yıl
paslanmazlık garantisi altındadır.
Bunun yanı sıra,Tırsan Perdeli
Maximasemi-treylerleriCodeXL
Yük Emniyet sertifikasına sahiptir”
dedi. DAF-Tırsan Satış Müdürü
Ertuğrul Erkoç, Alışan Lojistik ile
uzun soluklu sürecek bir projeye imza attıklarını ifade ederek,
“DAF-Tırsan çalışanları olarak bu
süreçte bizi en çok gururlandıran, Alışan Lojistik’in profesyonel
bir yaklaşımla pazardaki benzer
kalitedeki tüm ürünleri incelediktensonra bizi tercih etmiş
olmasıdır” dedi. DAF-Tırsan
Genel Müdür Yardımcısı Ahmet
Yılmaz ise Tırsan’ın 7 dakikada bir
treyler üretebildiğini ifade ederek:“2011-2013 yılları arasında
sadece Adapazarı fabrikamızda
toplam 28 milyon euro modernizasyon yatırımı gerçekleştirdik. En
son açılışını yapmış olduğumuz
kataforez tesisi ile beraber lowbed kapasite artırım yatırımları ile
birlikte aslında 2013 sonu 2014
başı itibarı ile bugünkü kapasitemize ulaştık” dedi.
63
8.5 milyon metrekareye ulaşacak lojistik arzı
gayrimenkul sektörünü yeniden şekillendirecek
JLL Türkiye verilerine göre lojistik arzı 8.5 milyon metrekareye
ulaşacak ve yeni altyapı ve ulaşım projeleri, gayrimenkul sektörünü
yeniden şekillendirecek.
Yeni altyapı ve ulaşım projeleri,
gayrimenkul sektörünü yeniden
şekillendiriyor. İstanbul–Kocaeli
hattında arsa fiyatları prim yapıyor.
Büyük altyapı projeleri sonucu yeni
lojistik alanların gelişmesi ile birlikte
İstanbul ve Kocaeli alt pazarlarını
kapsayan Marmara Bölgesi’ndeki
toplam lojistik arzının, 2017 sonunda 8.5 milyon metrekareye ulaşması bekleniyor. JLL Türkiye Başkanı
Avi Alkaş, İstanbul ve çevresinde
inşaatı süren ve başlayacak olan 3.
Köprü ve Kuzey Marmara Otoyolu, Avrasya Tüneli, İstanbul-İzmir
Otoyolu, 3. Havalimanı, Liman Kent
ve Kocaeli’ndeki Organize Liman
Bölgesi gibi projelerin yeni geliştirme ve yatırım fırsatları doğuracağını
belirtiyor. Alkaş, İstanbul’daki gayrimenkul trendlerinin bu projelerin
oluşturduğu ihtiyaçlar çerçevesinde
gelişeceğini vurguluyor.
5 yıl içinde 11.1 milyon
metrekareye ulaşması bekleniyor
vazör turizminde küresel lider olmayı
hedefleyen Liman Kent Projesi’nin 3.
Havalimanı’na komşu olacak şekilde
planlandığını belirten JLL Türkiye
Başkanı Avi Alkaş, “Kruvazör turizmi
sayesinde yıllık 8 milyon yabancı turistin İstanbul Liman Kent’e gelmesi
bekleniyor. 3. Havalimanı, 3. Köprü
ve Kuzey Marmara Otoyolu projelerinin tamamlanmasıyla birlikte, Liman
Kent’in ulaşılabilirliği artacak ve proje
lojistik açıdan önemli bir merkez
haline gelecek” dedi.
Lojistik pazarı ve
kur dalgalanmaları
Alkaş, ayrıca 2014 yılında A sınıfı
yüksek kalitede lojistik arzına yönelik artan talep nedeniyle lojistik
pazarındaki birincil kiraların kur
dalgalanmalarından etkilenmediğini
de belirterek, “Birincil kiralar 2014
yılsonu itibarıyla 7 dolar seviyesinde
sabit kaldı. Ancak arzın sınırlı olması
nedeniyle, arsa fiyatları ise 2014 yı-
lında bir artış gösterdi. 2015 yılında
ise döviz seviyesindeki kur dalgalanmalarından dolayı kira bedellerinin küçük de olsa aşağı yönlü
bir harekette seyredebileceğini
öngörmekteyiz” şeklinde konuştu.
Köseköy Lojistik Köyü
İzmit Körfez Bölgesi’nde mevcut
durumdaki 35 limanın en aktif
olanlarına Dilovası ile Körfez bölgeleri ev sahipliği yapıyor. Gölcük,
Derince ve Gebze gibi ayrı limanları
entegre edilerek var olan limanların
kapasitelerinin artırılması hedefleniyor. Kocaeli sınırları içinde kalan
Cengiz Topel Havalimanı ile birlikte
Köseköy Lojistik Köyü’nün bölgeyi
hava ve raylı ulaşım olanaklarını
sunarak desteklemesi, bunun yanında Köseköy’ün Türkiye’deki en
büyük lojistik köy haline getirilmesi
planlanıyor. Bu projelerin bölgedeki
lojistik arzındaki büyümeyi desteklemesi hedefleniyor.
Ticari gayrimenkul üzerine finansal
ve profesyonel hizmetler veren ve
yatırım yönetimi alanında danışmanlık hizmetleri sunan JLL Türkiye
verilerine göre, İstanbul ve Kocaeli
alt pazarlarını kapsayan Marmara
Bölgesi’ndeki toplam lojistik arzının
2014 yıl sonu itibarıyla 7,8 milyon
metrekareye ulaştığı, inşaat halindeki
stokun ise 563 bin metrekareden
653 bin metrekareye yükseldiği
görülüyor. Lojistik arzının ise 2017
sonunda yaklaşık olarak 8,5 milyon
metrekareye ulaşması bekleniyor. Ayrıca Kocaeli ve İstanbul alt
pazarlarında yaklaşık olarak 2,6
milyon metrekarelik stokun planlama
aşamasında olduğu gözlemleniyor.
Bütün inşaat halindeki ve planlama
aşamasındaki projelerin tamamlanması durumunda, toplam lojistik
arzının önümüzdeki 5 yıl içinde 11,1
milyon metrekareye ulaşacağı öngörülüyor. Ro-Ro taşımacılığına hizmet
ederek kargo taşımacılığında ve kruMart 2015
64
TESLİMAT
Ankaralı Değer Lojistik, 25 adet Ford 1846T ile araç
filosuna güç kattı
Değer Lojistik,25 adet Ford
1846T otomatik vites ADR’li satın
alarakaraç filosunu güçlendirdi.
Ford Trucks Türkiye Satış Müdürü Berk Mumcu ve Ford Trucks
İç Anadolu Bölge Müdürü Mete
İnceer ile satışı gerçekleştiren
Başer OtomotivFord Trucks Şube
Müdürü Ömer Faruk Başer ve Satış Şefi Turgut Başer, düzenlenen
törenle Değer Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Abdullah Değer’e
25 adetFord 1846T aracı teslim
etti. Satışa sunulduğu pazarların
standartlarına uygun olarak Ford
Otosan mühendisleri tarafından
geliştirilen Ford 1846T çekici,
yurtiçi ve uluslararası taşımacılık alanında faaliyet gösteren
müşterilerin beklentilerine uygun
olarak; Ford Trucks’ın DNA’sında
yer alan güç, konfor, verimlilik ve
dayanıklılık gibi özelliklere sahip
olarak üretiliyor. Ford Trucks
modelleri, kullanıcısına yüksek performans ve düşük yakıt
tüketiminin konforunu bir arada
yaşatıyor.
‘Scania’nın Kalesi’ Martaş 100 adet Scania aldı
Scania’dan 100 adet çekici alan Martaş’ı Scania’nın kalesi olarak gördüklerini dile getiren Martaş Group Yönetim Kurulu Üyesi Okan Kurt, filodaki Scania
araçların 300 adede çıktığını belirtti. Gelecek yıl 100 adet daha alım yapmayı
düşündüklerini belirten Kurt, 100 araçlık alım için toplam 10 milyon Euro yatırım
yaptıklarını kaydetti.
Scania Genel Müdürü İlhami
Eksin, teslimat töreninde yaptığı
konuşmada, Martaş Group’un
Scania’nın en büyük filolarından biri
olduğuna dikkat çekti. Scania’nın
en eski müşterilerinden biri olduğunu belirterek Martaş ile işbirliğini
geliştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getiren Eksin, “Martaş büyük filolarımızdan biri. Eminim bahtı
açık olacak. Satış sonrası ile her
zaman yayındayız. Malın önünde,
arkasında, her zaman yanınızdayız”
dedi. Martaş Group Yönetim Kurulu
Üyesi Okan Kurt da nakliye sektöründeki çalkantılardan en az etkilenmek için daha güvenli gördükleri
kontratlarla ilerledikleri vurguladı.
Tofaş ve Arçelik gibi Türkiye’nin en
büyük markalarıyla kontrat imzaladıklarını hatırlatan Kurt, ağırlıklı
olarak İtalya’ya taşımacılık yaptıklarını ve İtalya’da kuvvetli olduklarının
altını çizdi.
“Filodaki Scania
araç sayısı 300’e yükseldi
100 adetlik Scania G400 LA 4X2
çekicileri alırken Scania Finans’ı
kullandıklarını ifade eden Okan Kurt,
Mart 2015
Martaş’ın Scania Finans’ı kullanan
ilk şirket olduğunun da altını çizdi.
Şu anda filolarında 400 adet araç
bulunduğunu ve 100 adetlik Scania
alımı ile birlikte filolarında toplam
Scania sayısının 300 adede yükseldiğini ifade eden Kurt, araçlarının
yaş ortalamasının da bu alımla 6
yaşa indirdiklerini vurguladı. Öte
yandan Kurt, “Biz Mersin merkezli
bir firmayız. Mersin’in en büyük
gümrüklü antreposuna sahibiz”
dedi. Scania araçların kalite, tamir,
bakım, yakıt tüketimi, konfor ve
dizayn olarak tercihlerinde öne
çıktığını kaydeden Kurt, filolarında
2008 model Scania aracın balatalarını daha yeni değiştirdiklerini
oysa 100 bin kilometrede balatalarını değiştirmek zorunda kaldıkları
başka marka araçları da gördüklerini vurguladı. Şoförlerin de Scania
ile ilgili olumlu düşündüklerine
dikkat çekerek, “İtalya’dan gelen
şoförümüz esnemeden, Bursa’ya
gidebilir. O kadar rahat araçlar.”
65
Omsan ödülleri topladı
Lojistik sektörünün öncü
firması Omsan,iletişim ve medya
alanındaki çalışmaları ile dünyanın
en önemli pazarlama ve iletişim
programlarından biri olan uluslararası MarCom Ödülleri’nde iki kategoride birden ödüle layık görüldü. 2010
yılında hayata geçirdiği Arabam
Tatilde projesi ile Omsan, Bütünleşik Pazarlama Kategorisinde Platin
Ödül’e, kurumsal ilan çalışmaları ile
de Kurumsal Reklamcılık Kategorisinde Altın Ödül’e layık görüldü.
MarCom Ödülleri’nde hem Platin
hem de Altın ödüle layık görülmelerinden ötürü gururlu olduklarını belirten Omsan Lojistik Stratejik Planlama ve Pazarlama Müdürü Faysal
Yalınkılıç, ilk küresel Türk lojistik
firması olma vizyonu ile faaliyetlerini
yürüten Omsan’ın üstüste aldığı
uluslararası ödüllerin doğru yolda
ilerlediklerinin önemli bir göstergesi
olduğunu söyledi.
Omsan’a üçüncü kez
“İnsana Saygı” ödülü
İnsan kaynakları alanındaki özenli
çalışmaları öne çıkarmak ve kamuoyu ile paylaşmak amacıyla bu
yıl 14’üncüsü düzenlenen Kariyer.
net “İnsana Saygı”ödülleri, İnsan
Kaynakları Zirvesi kapsamında
11 Şubat’ta Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda
gerçekleştirildi. Kariyer.net İnsana
Saygı Ödülleri, aday başvurularını
yüzde yüz olarak yanıtlayan, en
çok istihdam yapan ve en çok
başvuru alan firmalara veriliyor. Bu
kapsamda Kariyer.net tarafından
yapılan değerlendirmeye göre Omsan, “İnsana Saygı”ödülü’ne üçüncü kez layık görüldü. Omsan’ın
ödülünü, İnsan Kaynakları ve Kalite Sistemleri Müdürü Bilge Baykurt
Özkes aldı. Omsan’ın insana
verdiği değerin bir kez daha takdir
edilmiş olmasından gurur duyduklarını ifade eden Özkes, çalışanlara
verdikleri değeri ve gösterdikleri
özeni Omsan’da çalışmak üzere
başvuran adaylara da gösterdiklerini belirtti.
Omsan, AristonThermoGroup
için depolama ve yurtiçi dağıtım
hizmetleri vermeye başladı
Omsan, 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle AristonThermoGroup’un kombi,
termosifonve yedek parça ürünleri
içinGebze’deki Pelitli deposunda
gümrüklü/gümrüksüz depolama
hizmetleri vermeye başladı. Depolama hizmetlerinin yanı sıra Omsan,
AristonThermoGroup’undepodan çıkacak ürünlerinin Türkiye
genelinde yaklaşık 2300 bayi ve
satış merkezine teslimatınıve aynı
zamanda bayilerden depoya iade
işlemlerini degerçekleştirecek. Omsan, bu hizmetleri ThermoGroup’a
3 yıl süreyle verecek. Omsan Lojistik
Depolar ve Dağıtım Operasyonları Grup Müdürü Serkan Çelik,
AristonThermoGroup’u müşteri
portföylerine katmaktan ötürü mutluluk duyduklarını belirtti.
Tırsan Türk-Alman bilim yılında Ar-Ge proje işbirliklerini artırdı
Tırsan Treyler Ar-Ge ekibi, 12 Mart’ta
Ankara’da düzenlenen ‘2014 TürkAlman Bilim Yılı Kapanış Etkinliğine
katıldı. Etkinlik, Türk-Alman Bilim Yılı
süresince 2014’te hayata geçirilen
etkinlikleri değerlendirme ve iki ülke
arasındaki bilimsel işbirliğinin sürekliliğine katkıda bulunma amacıyla,
özel sektör, araştırma camiası, kamu
kurumları ve sivil toplum örgütlerini
bir araya getirdi. Toplantıya, Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık ile
Federal Almanya Eğitim ve Araştırma
Bakanı Johanna Wanka’nın yanı sıra,
TUBİTAK Başkanı Prof. Dr. Yücel
Altunbaşak da katıldı. ‘Bilim Yılı’
süresince Yurtiçi Etkinlikleri Destekleme Programı oluşturularak, iki çağrıya
çıkıldı ve 74 etkinliğe destek verildi. Bu
etkinlikler kapsamında yaklaşık 1000
Türk ve 800 Alman araştırmacının bir
araya gelmesi sağlandı. Üniversitesanayi işbirliğini teşvik etmek adına,
Bilim Yılı vesilesi ile 2+2 Programı
çağrısı açıldı. Bu çağrı kapsamında desteklenecek projelerdeki bir
üniversite ve bir sanayi kuruluşunun
oluşturduğu Türk ekibe 450 bin avro
karşılığında destek sağlanabilecek.
Bilim Yılı’nın kazandırdığı ivmenin
sürdürülebilmesi için ise, Türkiye ve
Almanya EUREKA çağrısı açıldı. Bu
çağrı kapsamında, ticarileşme potansiyeli yüksek ve pazara yönelik ürün
ve süreçlerin geliştirilmesine yönelik,
her iki ülkeden en az birer kuruluşun
katılmasıyla oluşturulacak projelere
destek verilecek. Toplantıda Tırsan
Ar-Ge ekibi, treyler sektörüne yönelik
olarak yapılacak Ar-Ge projelerine yönelik işbirliği olanaklarını değerlendirdi.
Somut işbirlikleri oluşturuldu ve proje
takvimleri belirlendi. Tırsan, 2009 yılında
Türkiye treyler sektörünün ilk ve tek
Ar-Ge merkezini açmıştır. 2009 yılında
kurulduğundan bu yana Tırsan Ar-Ge
merkezi, treyler sektörüne yönelik olarak
10 farklı ürün grubunda 38 farklı projeyi,
1,2 milyon mühendislik saati süren çalışmalar sonucu başarıyla tamamlamıştır.
Tırsan Ar-Ge merkezinde toplam 25
milyon km yol testi gerçekleştirildi.
Mart 2015
medya

Benzer belgeler