Değerli Meslektaşlarım,

Transkript

Değerli Meslektaşlarım,
BÜLTEN • 2015 - 211
1
MESLEĞİMİZİN GELECEĞİ VE NİSBİ TEMSİL
Değerli Meslektaşlarım:
Nevzat AKKAYA
ASMMMO Oda Sekreteri
D
eğerli Meslektaşlarım,
Antalya Alanya Rixos Otelde bu yıl 9’uncusunu gerçekleştirdiğimiz odamızın organize ettiği Türmob’un öncülüğünde bir sempozyum gerçekleştirildi. Sempozyum,
meslek mensuplarımızı, akademisyenleri ve paydaş
kurumların yöneticilerini bir araya getirdi. Hem mesleğimize hem mesleki sorunlarımızın masaya yatırıldığı çok
önemli bir buluşmaydı. Emeği geçenleri kutluyorum.
KÜRESEL DÜNYADA TERÖRÜN KARANLIK
YÜZÜ TERÖRLE BESLENENLERİ DE VURUYOR
Dünyamız maalesef terörün kanlı yüzüyle Fransa’da
bir kez daha karşılaştı. Yaşanan terör saldırısında
yüzlerce masum insanın ölümünün faillerini esefle
kınıyorum. Hem Ankara tren garında hem de Fransa’da
yaşanan saldırılar terörün kanlı yüzünü bir kez daha
gözler önüne serdi. İnsanlık tarihi bu hunharca saldırıyı acıyla kaydedecektir. Yarım asra yakın zamandır eli
kanlı terör belasından kurtulmaya çalışan Türkiye’nin
ortak mücadele çağrılarına kulak tıkayan, hatta bazen
silah bazen de lojistik destek sağlayan batı ülkeleri
tabiri caiz ise besledikleri yılan tarafından sokuluyor.
Türkiye’yi her seferinde yalnız bırakan sözde demokrasinin beşiği bu ülkeler; dolaylı ya da doğrudan verdikleri
desteklerin acısını şimdi kendileri yaşıyor. Hâlbuki daha
yaşanılır bir ülke ve dünya için din, dil, ırk ve mezhepleri
ne olursa olsun ‘insanlık’ ortak paydasında buluşabilir,
dünyanın hem siyasal, hem ekonomik hem de insani değerler açısından büyük bir buhrandan geçtiğine
inanıyoruz. Bunun üstesinden gelmenin yolu kavgalar, çıkar çatışmaları değil, empati ve birlikte bir dünya
kurmaktan geçiyor. İnsanlık namına buna dur denmesi
için en yakınımızdan başlayarak birlik ve beraberliğin
gücüne inanmalı, gerekli çaba ve fedakârlığı sarf etmeliyiz. Aksi halde yaşanmaz bir dünya bir gün hepimizi
huzursuz edecektir.
Oda seçimlerine yaklaşık 6 ay gibi bir zaman kaldı.
Serbest Muhasebeci ve Malî Müşavir Odaları’nın seçimlerinde 1 Ocak 2009 tarihinden itibaren nisbi temsil esası
getirilmiştir. Yeni uygulamayla seçime giren her grup aldığı oya göre yönetimde söz sahibi olmaya başladı. 26
Temmuz 2008’de Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 5786 sayılı kanunun 15. maddesi şöyle:
“Grupların oy sayıları, önce bire, sonra ikiye, sonra üçe...
Şeklinde devam edilmek suretiyle, yedekler dâhil o kurulun çıkaracağı üye ve birlik genel kurul temsilcisi sayısına
ulaşıncaya kadar bölünür. Elde edilen paylar ile bağımsız
adayların aldıkları oylar ayrım yapılmaksızın en büyükten
en küçüğe doğru sıralanır. Kurul asil ve yedek üyelikleri
ile birlik genel kurul asil ve yedek temsilcilikleri, gruplara ve bağımsız adaylara rakamların büyüklük sırasına
göre tahsis olunur’ denilmektedir. Yani oylar gruplara verilmekte, aslen gruplar yönetime gelmektedir. Kişiler asla
grupların üstünde değildir. Zira oy veren meslektaşlarımız
kişilere değil gruplara oy vermektedir. Ancak bu uygulama
zamanla meslek odalarında yönetim güçlüğünü de beraberinde getiriyor. Birlik beraberliği, beraber yönetme kültürünü benimsemeyen arkadaşlar bu sistemi sabote etmek
için her yolu deniyor.
“TÜRMOB, bu konularda hiç bir odanın iç işine
karışmamalı, taraf olmamalıdır. Zira TÜRMOB’un
asli görevi odalar arası birlik ve beraberliği sağlamaktır. Odaların içerisindeki dengeyi ve icra yönetimini şekillendirme, baskı kurma makamı değildir.”
Grup sorumluluğu olmadan sırf seçim öncesi çalışmalardan netice almak suretiyle oda yönetim kuruluna seçilenlerin, birlikte iş yapma, uyum içerisinde sorumluluk alma ehliyet ve liyakat seviyelerine bakmadan farklılık arz etmeleri,
yeni proje ve yönetimde yeni uygulamaları geçirmeleri tam
manasıyla mümkün olmamaktadır. Üyelerden her hangi birinin uyumsuzluğu diğer üyelerin de çalışma düzeninin bozmakta, şahsi beklentiler öne çekilerek, taşıması gereken
görev ve sorumluluktan uzak davranışlar sergileyebilmektedir. Böyle olunca oda yönetiminden beklenen iş üretme,
meslek mensubunun beklediği hizmetlerin yürütülmesi ve
istenilen faydanın sağlanması mümkün olmamakta, gruplar
arası adam devşirmenin önü açılmaktadır. Seçimlerde grup
siyasetine oy veren meslek mensuplarımızın beklentilerine
ters bir vaziyet oluşmaklardır. İcrada bu tür sıkıntıların yaşanması hem hizmet bekleyen meslektaşlarımıza hem de
ilgili tüm kamuoyuna zarar vermektedir. Bu olumsuzlukların
göz önüne alınarak seçilme yeterlilikleri ve seçim sonrası
grup olarak sorumluluk almayı konu alan kanuni değişikliklerin yapılması önemli ve gereklidir. Unutmayalım ki siyaset
uzun soluklu bir maratondur.
Bu sayının hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür ediyor; tüm meslek mensuplarımızı sevgi ve
saygılarımla selamlıyorum.
Nevzat AKKAYA
ASMMMO Oda Sekreteri
İÇİNDEKİLER
YIL: 25 • SAYI: 211 - 2015
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın düzenlediği
IX. Muhasebe Uygulamaları ve Vergi Mevzuatı Sempozyumu
Antalya’da yapıldı.
ASMMMO BÜLTEN - YIL: 25 • SAYI: 211-2015
2
DEĞİŞİM DEVAM EDİYOR...
5
Ev sahipliğini Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın
(ASMMMO) yaptığı 9’uncusu Muhasebe Uygulamaları ve Vergi Mevzuatı
Sempozyumu Antalya’da yapıldı.
9
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın dönem başkanlığını yaptığı “20. Anadolu Odaları Platformu” toplantısı maden şehitleri
anısına Karaman’ın Ermenek ilçesinde yapıldı.
10
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik sınavında başarılı olan 250 kişi düzenlenen törenle ruhsatlarını aldı. Törene katılan meslek mensupları ve
aileleri büyük sevinç yaşadı.
BÜLTEN
Ankara SMMM Odası’nın yerel süreli iki aylık ücretsiz yayın organıdır.
ISSN: 1307-7554
Sahibi
Ankara Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirler Odası Adına
Mehmet OKKALI
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Nevzat AKKAYA
Editör
Oğuz Nihat ALKAN
Yayın Kurulu
Mehmet OKKALI
Oğuz Nihat ALKAN
Nevzat AKKAYA
Osman VURAL
Arif ÇAĞLAR
Mehmet KOÇ
Necmettin KELEŞ
Hasan YILDIRIM
Naci ALKAN
Yayın Danışmanları
Yıldız ÖZERHAN (Prof.Dr./SMMM)
Uygur TEMİZEL (Yrd.Doç.Dr./YMM)
Hilmi ÜNSAL (Doç.Dr.)
Ümmühan ASLAN (Doç.Dr.)
Aykut EKİYÖR (Yrd.Doç.Dr.)
Kazım YILMAZ (YMM)
Garip AYAZ (YMM)
A.Murat YILDIZ (YMM)
Kemal ÖĞÜT (YMM)
Namık ÖZYILMAZ (YMM)
Ahmet BABUŞCU (SMMM)
Erbil GÜZEL (SMMM)
Ahmet UÇAR (SMMM)
Mustafa ÖNDER (SMMM)
Zübeyir ÜLGER (SMMM)
12
13
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası’nın (ASMMMO) Örnek
Uygulamalı Bilirkişilik eğitimi Kocatepe Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
ASMMMO, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin
77. Yılında Anıtkabir’deydi. ASMMMO yönetim kurulu ve meslek mensupları Aslanlı Yol’dan yürüyerek Atatürk’ün mozolesine ulaşarak karanfil bıraktılar. Günün anısına toplu fotoğrafı çektirildi.
5
9
(PLATFORM
Haber Yönetmeni:
Aydın HIZLICA
Görsel Yönetmen:
Uğur MERMER
Yönetim Yeri:
Kumrular Caddesi No: 26
06440 Kızılay / Ankara
Tel: (0850) 770 0 312
Fax: (0312) 231 71 17
Web Adresi:
www.asmmmo.org.tr
E-posta: [email protected]
Baskı:
Salmat Basım Yayıncılık Ambalaj Sanayi ve Ticaret
Ltd.Şti.
(312) 341 10 20
Sebze Bahçeleri Cad. (Büyük Sanayi 1. Cad.)
Arpacıoğlu İş Hanı No: 95/1
Baskı Tarihi:
Aralık 2015
(Bültenimize gönderilen yazılar yayınlansın,
yayınlanmasın geri verilmez, yazılardaki düşün
ve görüşler yazarlarına aittir. Yazılar kaynak
gösterilerek aktarılabilir.)
ANADOLU
12
13
ASMMMO Futbol Ligi başladı. Futbol şöleninin yaşanacağı 25 haftalık maratonda 20 takımın lig usulü mücadele edecek. Turnuvanın açılışında konuşan ASMMMO
Oda Sekreteri Nevzat Akkaya, tüm takımlara başarı
dileğinde bulundu.
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası
(ASMMMO) tarafından Kocatepe Kültür Merkezi’nde,
e-defter, e-fatura, e-tebligat, e-arşiv fatura semineri
yapıldı.
ASMMMO Kadın Meslektaş Sorunları Komisyonu’nun
her ayın 5’inde düzenlediği “5 Çayı”nın bu ayki konuğu Ankara Girişimci Kadınlar Derneği üyeleri oldu.
DUAYENLERİMİZ:
Bekir KOCAÖZ ile söyleşi.
ÇANKAYA’yı tanıyalım.
AOP
15
18
20
22
İLÇELERİMİZ:
U ODALARI PLATFORMU
14
10
M OF ANATOLIA CHAMBERS)
14
• 2015 - 210
3
24
BÜLTEN
KÜLTÜR
- SANAT
26
SAĞLIK KÖŞESİ: DİABETES MELLİTUS
28
HUKUK KÖŞESİ: AR ABULUCULUK
30
ŞİİR-EDEBİYAT: ORHAN ŞAİK GÖKYAY
27
ŞİİR-EDEBİYAT: NECMETTİN HALİL ONAN
31
VEFAT EDEN ÜYELERİMİZ
32
BASINDA ODA MIZ
34
ÖTV: İSTİSNAL AR VE İADELER
KEM AL OKTAR
40
TAŞITL ARDA YENİ ÖTV UYGUL A M A GENEL TEBLİĞ
ÇERÇEVESİNDE YAPIL AN K APSA M,M ATR AH VE
OR AN DÜZENLEMELERİ
FERHAT CEYL AN
44
YURT DIŞI HİZMET K AZANCI VE GİRİŞİM SER M AYESİ
FONU İNDİRİMLERİ
FERİT ÖZ
49
MESLEK MENSUPL ARI AÇISINDAN E-FATUR A /
E-DEFTER UYGUL A M AL ARI
SELÇUK GÜLTEN
53
mevzuatta yapılan önemli değişiklikler
55
yargı kararları
65
ÖZELGELER
77
PR ATİK BİLGİLER
4
BÜLTEN • 2015 - 211
DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE TERÖR
Mehmet OKKALI
ASMMMO Başkanı
D
eğerli Meslektaşlarım,
Türkiye bir seçimi daha geride bıraktı. Seçmen iradesini ortaya koydu. Anadolu deyimiyle ‘Artık seçim
değil geçim zamanı” başladı. Kurulacak hükümetin
önünde çok önemli meseleler var. Özgürlükler ve demokratik kazanımların artırılması, yeni anayasa, basın
ve ifade hürriyetiyle ilgili uygulamaların dünyada oluşturduğu olumsuz algının değiştirilmesi ve ekonomik
vaatler. Kurulacak hükümetin önceliği bunlar olmalı.
Seçim meydanlarında çalışan, emekli, işsiz ve öğrenciler olmak üzere çeşitli kesimlere verilen vaatlerin yerine getirilmesi heyecanla bekleniyor. Ülkemizin yıllardır kapısında beklediği AB’ye giriş vizesinin en önemli
ayaklarını da zaten bu konular oluşturuyor. Son dönemde basın özgürlüğüne yönelik uygulamalar, demokratikleşme ve özgürlükler önündeki en önemli sorunlar.
15 bin üyesi bulunan Ankara Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirler odası olarak siyasetten beklentimiz ivedilikle yukarıda zikrettiğim alanlarda herkesimin kaygılarını
azaltacak adımları atmasıdır. Özgürlüklerin olmadığı,
baskının olduğu yerlerde yatırımcıdan ve kalkınmadan
söz edilemez. Bütün bunlara bir de dünyadaki ekonomik çalkantıları eklersek gelişmekte olan ülkeler kategorisindeki ülkemizi zor bir dönem bekliyor. Hükümetin
sosyo-ekonomik, sosyo-kültürel adımları hızla artarken
ülkemizin kendi içindeki sorunların çözümü için bir uzlaşı kültürünü hayata geçirmesi şarttır. Tüm kesimleri
kucaklayan, ötekileştirmeyen, yapıcı bir üslup ile sanayici, yatırımcı, girişimci başta olmak üzere yeni bir
sayfa açarak ‘yeni dönem’e hızlı bir adım atmalıdır.
Türkiye’nin yaklaşık yarım asırdır başına bela olan
terör can yakmaya devam ediyor. Seçim öncesi başkentimizde patlatılan bomba ve birkaç gün önce Avrupa’nın
özgürlükler şehri olarak anılan Fransa’da meydana gelen terör saldırısı. Terör kimden gelirse gelsin hangi
amaç için yapılırsa yapılsın lanetliyoruz. Terörün hedefi
tüm insanlıktır. Terörün dini ve ırkı olmaz. Huzurlu ve
yaşanılır bir dünya için herkesin terörü ‘amasız, fakatsız’ lanetlemesi bir zarurettir. Masum insanların canını
yakan teröre karşı insanlığın bir araya gelmesi kaçınılmaz bir gerçektir. Kimsenin teröre göz yumma, lojistik
ya da psikolojik destek vermeye hakkı yoktur. Çünkü
bir gün o terör kendisini de vuracağı aşikârdır. Maalesef Fransa bugün bu acı gerçeği yaşamaktadır. Dünyanın dört bir yanında insanlığa yapılan her türlü terörü
lanetliyoruz.
2016 YILI MESLEĞİMİZ İÇİN GÜZELLİKLERİN YAŞANACAĞI BİR YIL OLSUN
Yeni kurulacak hükümetin en önemli adımlarından
birisi de hiç şüphesiz meslek odaları, Sivil Toplum Kuruluşları ve işveren kuruluşları olmalıdır. Tüm tarafları
ön yargısız bir şekilde dinlemeli yaşadıkları sorunların
çözümü için gerek bürokratik gerekse de yasal adımları
acilen atması katma değer üretme adına büyük önem
taşımaktadır. Türkiye genelinde yaklaşık 100 bin kişilik
bir meslek mensubu ailesiyiz. Yıllardır biriken sorunlarımız var. Devletin para tahsilinde en önemli görev ve
yükümlülükler meslektaşlarımızın omzunda olmasına
rağmen devletten hak ettiği değeri görmüyoruz. Biriken
sorunlarımızın çözüme kavuşması için hiçbir siyasi bakış
açısı gözetmeden çözüm üretilmesini bekliyoruz. Hükümet olma sorumluluğu içerisinde siyasilerimizden bu
desteği esirgemeyeceklerini düşünüyoruz. İki seçimin
ve global ekonomik çalkantıların yaşandığı 2015 yılını
geride bırakmak üzereyiz. Umudumuz 2016 yılının hem
mesleğimiz, hem ekonomimiz hem de ülkemiz açısından daha güzel geçmesidir. Bu vesileyle seçimlerin ülkemize ve demokrasimize hayırlı olmasını diliyor, ekonomik göstergelerin üretimle birlikte hızla yükseldiği
güzel günlerin yaşanması temennisinde bulunuyorum.
Mehmet OKKALI
ASMMMO Başkanı
SEMPOZYUM
BÜLTEN • 2015 - 211
5
IX. MUHASEBE UYGULAMALARI VE
VERGİ MEVZUATI SEMPOZYUMU MESLEK
MENSUPLARINI BULUŞTURDU
Ev sahipliğini Ankara Serbest Muhasebeci
Mali Müşavirler Odası’nın (ASMMMO) yaptığı
9’uncusu Muhasebe Uygulamaları ve Vergi
Mevzuatı Sempozyumu Antalya’da yapıldı.
11-15 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilen sempozyum meslek mensuplarını, akademisyenleri ve Maliye Bakanlığı yetkililerini buluşturdu. Mesleki sorunların masaya
yatırıldığı 4 günlük sempozyumda çok sayıda
akademik panel ve oturum yapıldı. Meslek
mensuplarının yaşadıkları sorunlar ve çözüm
yolları tartışıldı.
Ankara Serbest Muhasebeciler ve Mali
Müşavirler Odası (ASMMMO) Başkanı Mehmet
Okkalı, açılış konuşmasına Ankara’da yaşanan terör olayını protesto ederek başladı.
Terörün her türlüsünü lanetlediklerini ifade
eden Okkalı, “Ankara’daki hain terör saldırısında hayatını kaybeden vatandaşlarımıza
rahmete diliyorum. Terör kimden gelirse gelsin lanetliyoruz. Bugün gerçekleştirdiğimiz
sempozyum tarihini önceden belirlediği için
iptal etme imkanımız olmadı.”dedi.
Ankara Odası olarak yaptıkları çalışmalar
hakkında bilgi veren Başkan Okkalı, “Bu sempozyum meslek camiamız açısında çok büyük
önem taşıyor. Çünkü bir yandan meslektaşlarımız bir yanda sorun yaşadığımız kurumların
temsilcileri ve akademisyenler oluyor. Böylelikle hem devletin işleyişi hem de mesleğimizin sorunlarına çözüm üretmek için önemli
bir buluşma. 4 gün sürecek olan sempozyumda mesleğimizin geleceği ve yaşadığımız
sorunların çözümüne geniş bir perspektiften
SEMPOZYUM
6
BÜLTEN • 2015 - 211
bakacağımız paneller, söyleşiler, açık oturumlar ve soru-cevap bölümleri ile dolu dolu
bir sempozyum olacak. Türkiye’nin dört bir
yanından gelen meslektaşlarımız, üniversitelerimizin çok değerli akademisyenleri ve
paydaş kuruluşların yetkilileri ile son derece
verimli bir çalışma yapmış olacağız” dedi.
2016 yılının ilk ayından itibaren yürürlüğe
girecek olan elektronik tebligatla ilgili eksiklikleri tespit ettiklerini belirten Başkan Okkalı özellikle 2,5 milyon vergi mükellefinin
ciddi sıkıntılar yaşabileceğini söyledi. Maliye
Bakanlığı tarafından gönderilecek elektronik
tebligatı henüz alabilecek alt yapıya sahip
olamayan küçük mükellefin mağdur olacağını ve ciddi cezalarla karşı karşıya kalabileceğini savunan Okkalı, “Elektronik tebligat
1 Ocak 2016 tarihinden itibaren yürürlüğe
girmiş olacak. Bu tarihten itibaren bütün
mükelleflere gönderilecek tebligatlar bir
tuşla gönderilecek. Fakat mükellefler bunu
nasıl alacak? Bütün sıkıntı orada. Sıkıntı çok
büyük, 2,5 milyonluk mükellef bunu nasıl
alacak? Düşünün mahallenizdeki bakkal, bunun bilgisayarı tableti var mı? İnterneti, mail
adresi nasıl olacak? Tebligat yapılınca haberi
nasıl olacak? Bu yüzden biz diyoruz ki elektronik sistem kademe kademe olsun” dedi.
Elektronik sistemin geçilmesi gereken çağdaş bir uygulama olduğunu ifade
eden Okkalı, aksayan noktaların olduğunu ve mali
müşavirlere bazı ek işler
çıkarttığını,onay beratının
her ay gönderilmesinin yılda
ek 12 iş çıkarttığını da kaydeden Okkalı, “e-fatura ve
e-defter geçilmesi gereken
bir sistem. Aksayan noktalar
var. Mali müşavirler açısından her faturanın bir kayıt
bir muhasebe fişinin yapılması iş yükünü çok fazla artırıyor. Bunun düzenlenmesi lazım. Kayda geçtiğimiz
elektronik defterlerin onay beratı her ay
maliye bakanlığına iletiliyor. Bu da bize yılda
12 ek iş çıkartmış oldu. Bunu bakanlığın her
ay kullanmasına gerek yok. Geçiçi vergi dönemlerinde kullanıyor bakanlık, bunu da anlatarak sorunları çözeceğiz.” diye konuştu.
Maliye Bakanı Yardımcısı Abdullah Erdem
Cantimur da sempozyum sayesinde mali müşavirlerin bakanlık yetkileri ile bir araya gelerek istedikleri her soruyu sorabilme imkanını bulduklarını söyledi. Mevzuatın çok hızlı
değiştiğini ve meslek mensuplarının bunu takip etmekte zorlandığını da ifade eden Bakan Yardımcısı Cantimur, “Mevzuat çok hızlı
değişiyor ve meslek mensuplarının bunu çok
sık takip etmeleri gerekiyor. Bu şekilde güncelleme imkânları oluyor. Maliye Bakanlığı
personelimize istedikleri soruları yöneltebiliyorlar. Yeni bir düzenleme yapılacağı zaman görüşmeler oluyor” ifadelerini kullandı.
Sempozyumda ayrıca TÜRMOB Başkanı
Nail Sanlı, TÜRMOB eski Başkanı Masum Türker de birer konuşma yaparak başarılı geçmesi temennisinde bulundular. Protokol konuşmalarının ardından sempozyumun açılış oturumunu Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nalan Akdoğan
yaptı. Vergi ve Muhasebe Uygulamalarında
SEMPOZYUM
BÜLTEN • 2015 - 211
Uyum Sorunları, Karşılaştırmalı Analiz ve
VUK İçin Değişiklik Önerisi konulu bir konuşma yapan Akdoğan, muhasebe uygulamaları
ile vergi uygulamaları arasındaki farkların
normal olduğunu söyledi. Vergi uygulamalarının temel amacının vergi matrahının doğru
tespiti ve vergi gelirinin artırılması olduğunun altını çizen Akdoğan, muhasebe uygulamalarında amacın ise işletmenin mali durumunun fotoğrafının çekilmesi olduğunu
kaydetti.
Sempozyumun birinci Oturumunda Ar-Ge
ve Teknokent Teşviklerinin Vergisel Boyutu
ve Muhasebe Uygulamaları konusu tartışıldı.
Konuyla ilgili bir sunum yapan YMM Hüseyin
Karslıoğlu, “Globalleşme ve uluslar arası rekabet koşulları son yıllarda tüm dünyada yeni
teknoloji arayışlarını hızlandırmış ve bunun bir sonucu
olarak da bilimsel araştırma
ve geliştirme faaliyetlerinde önemli gelişmeler kaydetmiştir.Artık günümüzde
Ar-Ge yoluyla sağlanan bilgi
birikimi teknolojik gelişmelerin itici gücünü oluşturmakta, gelişmiş ülkelerin
ekonomik stratejileri yeni
teknolojilerin etkin kullanımı ve Ar-Ge faaliyetleri ile
7
ekonomik potansiyelin harekete geçirilmesi noktasında
yoğunlaşmaktadır”
değerlendirmesinde bulundu. YMM
İrfan Vural da Kat karşılığı ve
h asılat paylaşımı esaslı inşaat sözleşmelerinin vergisel
boyutu ve muhasebe uygulamaları konularına değindi.
İrfan Vural, arsa karşılığı inşaat işlerinin mahiyeti, arsa
karşılığı inşaat işlerinde iki
ayrı teslim olduğu, arsa karşılığı inşaat işlerinde vergiyi
doğrun olay, arsa karşılığı inşaat işlerinde maliyet hesabı, arsa sahibinin
vergi karşısındaki durumu, hâsılat paylaşımı
yönteminde vergilendirme konularında bilgiler verdi.
Sempozyumun ikinci oturumunda ise
Vergi incelemelerinde mükellef ve meslek
mensuplarının hakları konusunda Mustafa
Akpınar, Vergi incelemelerinde mükellef ve
meslek mensuplarının hakları konusunda Mücahit Şirin, Vergi ihtilaflarının idari aşamada
çözüm yolları konusunda ise Doç. Dr. Hilmi
Ünsal katılımcıları bilgilendirdi.
Sempozyumun üçüncü oturumunda ise
vergi incelemelerinde mükellef ve mensuplarının hakları konusunda Mutlu Akın, vergi
SEMPOZYUM
8
BÜLTEN • 2015 - 211
teknolojilerinin meslek mensuplarına etkileri konusunda Uğur Doğan, Elektronik ortamda vergi denetiminin muhasebe mesleğine
etkileri konusunda ise SMMM Zübeyir Ülger
sunumlarını gerçekleştirdiler.
Sempozyumun Dördüncü oturumunda ise
Prof. Dr. Mustafa Akkaya tarafından Vergi ve
TTK uygulamaları açısından
kar dağıtımı, tartışmalı konular, YMM A. Murat Yıldız
ise Serbest meslek kazançlarının tespitinde temel vergilendirme ilkelerine aykırı
uygulamalar
konularında
bilgilendirme yaptılar.
Sempozyumun son günü
ise Mali Bakan Yardımcısı
Abdullah Erdem Cantimur
başkanlığında bir panel gerçekleştirildi. Panelde Gelir İdaresi Başkanlığı Daire Başkanı
Faruk Gözüyük, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Şirketler Dairesi Başkanı Mustafa Umut özgül, KGK Daire Başkanı Derviş Altınok, TÜRMOB Genel Sekreteri Yücel Akdemir ve SMMM
Mehmet Ertürk konuşmacı olarak katıldı.
ETKİNLİK
BÜLTEN • 2015 - 211
9
AOP
ANADOLU ODALARI PLATFORMU
(PLATFORM OF ANATOLIA CHAMBERS)
20. ANADOLU ODALARI PLATFORMU ERMENEK’TE TOPLANDI
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası’nın dönem başkanlığını yaptığı “20. Anadolu
Odaları Platformu” toplantısı maden şehitleri anısına Karaman’ın Ermenek ilçesinde yapıldı. Toplantıya katılan başkanlar ve oda yöneticileri, Ermenek
şehitliği, kaymakamlık ve belediyeyi ziyaret etti.
Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde yapılan toplantı
saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Karaman’ın tanıtım videosunun izlenmesinin ardından konuşan Karaman SMMM Odası Başkan Yardımcısı Umut Aydın, Ermenek’in maden ocağı faciasıyla
Türkiye gündemine geldiğini belirtti. Bu feci olayın
tüm ülkede derin bir üzdüğünü ifade eden Aydın,
maden şehitlerini rahmetle andıklarının altını çizdi.
“Karaman Odası Başkanı Rıfat Karaulu, toplantının
Karaman’da özellikle de Ermenek’te yaplmış olmasından duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Karaulu;
“Dönem başkanlığını yürüten Ankara Odası’nın değerli yöneticileri başta olmak üzere tüm katılımcı
oda başkanlarımıza teşekkür ediyorum. Bu toplantının Ermenek’te yapılması bizim için büyük önem
taşıyor. İyi ki geldiniz. Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarının masaya yatırılacağı bu toplantının hayırlı olmasını temenni ediyorum” dedi.
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası Oda Sekreteri Nevzat Akkaya ise Platformun
her geçen gün daha güçlü hale getirmek için çalıştıklarını ifade etti. Akkaya, “Platformumuza ait
bir internet sitesi yayına girdi. Yine bir bülten hazırlığı içerisindeyiz. Tüm başkanlarımıza ve katkısı
olan oda yöneticilerine teşekkür ediyorum” dedi.
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası ve Platform dönem Başkanı Mehmet Okkalı da
konuşmasında son dönemde yaşanan terör olaylarını kınayarak başladı. Okkalı, “Son günlerde
yine şehit cenazeleri gelmeye başladı. Canımız,
ciğerimiz yanıyor. Tüm şehitlerimizi rahmetle
anıyorum. Şehit ailelerine ve ülkemize sabır diliyorum. Hangi amaç için olursa olsun cana kıymak, terördür. Kim terör eylemlerine bulaşıyorsa
en ağır cezayla cezalandırılmalı. Bizim kanaatimiz terör yoluyla cinayet işleyen, insan öldürenler için idamın tekrar düşünülmesi lazım. Ülkemiz
güçlüdür. Bin yıldır beraber yaşayan bizleri kimse bölemez” dedi. Okkalı ayrıca Ermenek’te yaşanan maden faciasında hayatını kaybedenlere
rahmet, ailelerine taziye temennisinde bulundu.
Başkan Okkalı, meslek mensuplarının biriken sorunları ile ilgili gerek odalara gerekse TÜRMOB’a iş düştüğünün altını çizerek; “Çok önemli bir mesleği yerine getirmemize rağmen yıllardır biriken sorunlarımız
var. Bu sorunların çözümü için el birliği yapmamız
gerekiyor. Platform üyesi başkanlarımıza katılımları
için teşekkür ediyorum. Her geçen gün gücümüze
güç katıyoruz. Mesleğimizin geleceği için hepimiz elimizi taşın altına koymak zorundayız” dedi.
Toplantıda tüm oda başkanları mesleki konularda sorunlar ve çözüm yolları üzerine görüş bildirdi. Toplantıda alınan kararlar önümüzdeki
günlerde TÜRMOB ve kamuoyu ile paylaşılacak.
Toplantıya Ankara Odası Başkan Yardımcısı Oğuz
Nihat Alkan, Karaman, Kırşehir, Kırıkkale, Yozgat,
Konya, Nevşehir, Niğde, Aksaray, Ankara, Bilecik,
Çankırı, Erzurum ve Kayseri Mali Müşavirler Oda
Başkanları, sekreterleri ve yönetim kurulu üyeleri
katıldı.
RUHSAT TÖRENİ
10
BÜLTEN • 2015 - 211
250 MESLEK MENSUBU RUHSATLARINI ALDI
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik sınavında başarılı olan 250 kişi düzenlenen
törenle ruhsatlarını aldı. Törene katılan
meslek mensupları ve aileleri büyük sevinç
yaşadı. Kocatepe Kültür Merkezi’nde yapılan
ruhsat töreninin sunuş konuşmasını yapan
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası (ASMMMO) oda Sekreteri Nevzat Akkaya, meslek mensuplarının zorlu süreçlerden
geçerek ruhsatlarını almaya hak kazandıklarını söyledi. Akkaya, tüm ruhsat alan meslek
mensuplarına bol kazanç ve aileleriyle mutlu
bir hayat temennisinde bulundu.
Oda Başkanı Mehmet Okkalı ise mali müşavirlik mesleğinin zorluklarına dikkat çekti. Mali müşavir olmak için dört yıllık fakülte
eğitiminin ardından zorlu sınavlar, staj ve
tekrar yeterlilik sınavına girildiğini hatırlatan Okkalı, “Bugün emeğin ve zahmetin
karşılığını alma günü. Bugün tüm meslektaşlarımızın ve ailelerinin gurur günü. 3 yıl
boyunca zorlu sınavlar ve staj sürecini tamamlayan 250 meslektaşımız ruhsatlarını
alıyorlar. Ne mutlu sizlere ve ailelerinize.
Her türlü fedakârlığı yaptınız. Türkiye’de en
zor sınavlardan biri olan serbest muhasebeci mali müşavirlik sınavlarını geçtiniz. Bol
ve helalinden kazanç diliyorum. Ailelerinize
RUHSAT TÖRENİ
BÜLTEN • 2015 - 211
11
sizlere olan desteklerinden dolayı teşekkür
ediyorum. Hepinize sağlık ve bol kazançlı
günler diliyorum” dedi.
alamıyorsunuz, yeri geliyor hafta sonları dahil
Maliye Bakan Yardımcısı Abdullah Erdem
Cantimur ise kendisinin de yıllarca serbest
muhasebeci mali müşavirlik yaptığını ifade
ederek, “ Yıllarca bu mesleği yapmış biri olarak söylüyorum, zor ama çok önemli bir görevi yerine getiriyorsunuz. Birçok fedakârlık ve
zorluğa katlanıyorsunuz. Yeri geliyor paranızı
Bugün ruhsat alan tüm meslek mensuplarımızı
gece geç saatlere kadar çalışıyorsunuz. Devletin kasasına giren her kuruşta katkınız var.
tebrik ediyorum. Bol kazanç diliyorum.” dedi.
Konuşmaların ardından 250 meslek mensubuna Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik
ruhsatları verildi. Program kokteyl ile sona
erdi.
EĞİTİM
12
BÜLTEN • 2015 - 211
UYGULAMALI BİLİRKİŞİLİK EĞİTİMİ YAPILDI
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası’nın (ASMMMO) Örnek Uygulamalı Bilirkişilik
eğitimi Kocatepe Kültür Merkezi’nde gerçekleşti.
meslektaşlarımız. Eğer sizler odanıza sahip çıkarsanız daha nice güzel projeleri beraber başaracağız.
Eğitimimizin hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Programın açılış konuşmasını yapan ASMMMO
Başkanı Mehmet Okkalı, Ankara’da yaşanan terör
olayına değinerek, terörün her türlüsünü lanetlediklerini ifade etti. Okkalı, “Ankara’daki hain terör saldırısında hayatını kaybeden Vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. Terör kimden gelirse gelsin
lanetliyoruz. Hiçbir güç bu ülkede bizim bin yıllık
kardeşliğimizi bozamaz, bozamayacaktır. Bugün
birlik ve beraberlik günüdür. Tüm acımıza rağmen,
yapılan tüm tahriklere rağmen bu aziz millet oyunu
bozacaktır. Terör ve destekçileri ne kadar canımızı
yakarlarsa yaksınlar bu milleti bölmeye, ayırmaya,
kardeşi kardeşe kırdırmaya muvaffak olamayacaklardır” diye konuştu.
Örnek Uygulamalı Bilirkişilik Eğitiminde, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi Başkanı Hakim İlker
Koçyiğit, Başkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ticaret Hukuk Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Rıza
Ayhan, SMMM Ahmet Babuşçu, Ankara 4. Ağır Ceza
Mahkemesi Eski Başkanı Sincan Batı Hakimi Hayrettin Türe ve SMMM Gültekin Çağrı Karapınar tarafından bilirkişiliğin mevzuattaki yeri, bilirkişi yönetmelikleri, asliye ticaret mahkemeleri görev ve
yetkileri, ticari defterlere ilişkin tebliğ ve uygulaması E-defter uygulaması, ceza ve ağır ceza mahkemelerinin görev ve yetkileri, ceza muhakemeleri
kanonun açısından bilirkişilik, bilirkişi incelemesi
ve raporlamadan beklentiler ve örnek uygulamalar
konularında sunum yaptı. Eğitim soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Mesleki eğitimlerin yanı sıra, oda bünyesinde
sosyal ve kültürel etkinliklere önem verdiklerini
kaydeden Okkalı, “Sizlerin talep ve istekleri doğrultusunda yapmış olduğumuz eğitimlerin bir yenisini daha gerçekleştiriyoruz. Uygulamalı bilirkişilik
eğitiminin meslek mensuplarımıza fayda sağlayacağı kanaatindeyim. Eğitimlerimizin yoğun olacağı bir
yıla daha giriyoruz. Biz odayı siyasete alet etmedik, etmeyeceğiz. Yine satranç, tiyatro gibi kültürel
kurslarımıza kayıtlar sürüyor. Tüm ilgi duyan meslek
mensuplarımızın katılımını bekliyoruz. Antalya’da
çok güzel bir sempozyum gerçekleştirdik. Mesleğimiz ve meslektaşlarımız için faydalı olduğunu düşünüyorum. Bizim tek derdimiz var mesleğimiz ve
ETKİNLİK
BÜLTEN • 2015 - 211
13
ASMMMO 10 KASIM’DA ATA’NIN HUZURUNDA
ASMMMO, Büyük Önder Mustafa
Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin 77. Yılında Anıtkabir’deydi.
ASMMMO yönetim kurulu ve meslek
mensupları Aslanlı Yol’dan yürüyerek
Atatürk’ün mozolesine ulaşarak karanfil bıraktılar. Günün anısına toplu
fotoğrafı çektirildi.
GELENEKSEL 3. AŞURE ETKİNLİĞİ GERÇEKLEŞTİRİLDİ
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) tarafından geleneksel hale getirilen 3.
Aşure etkinliği oda binası önünde yapıldı. Aşure etkinliğinde konuşan Başkan Mehmet Okkalı, birlik ve beraberlik vurgusu yaptı. Okkalı, “Muharrem ayının ve Aşure’nin dinler tarihinde önemli
bir yeri vardır.. Bu ay içerisinde inanlar için manevi
müjdelerle dolu olmakla birlikte, tarihe derin izler
bırakan acı olayların da yaşandığı zamanlara sahne
olmuştur. Bu kutsal ayın 10. günü, Aşure Günü’dür.
Hem kendine has kutsiyeti, hem de İslam tarihinin
en acı olaylarından biri olan Hz.
Hüseyin Efendimizin şahadeti ile
sona eren ve bütün Müslümanları üzen Kerbela olayının gerçekleşmiş olması nedeniyle, her yıl
buruk bir şekilde yaşanmaktadır.
Terör saldırıları ve şehit haberleriyle zor bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde ‘aşure günü’
bize birlikte yaşama kültürünü
öğütleyen güzel bir örnektir.
Hepimiz, tüm farklılıklarımız ve
renklerimize inat aynı topraklarda, bin yıldır ortak değerlerimizi
öne çıkartarak birlikte yaşamayı başardık. Bundan sonra da hangi ayrılık tohumu
ekilirse ekilsin biz millet olarak, kardeşçe yaşamaya devam edeceğiz. Bundan sonra da hangi ayrılık
tohumu ekilirse ekilsin biz millet olarak, kardeşçe
yaşamaya devam edeceğiz. Muharrem ayının ve
Aşure Günü’nün meslektaşlarımıza, milletimize ve
ülkemize güzellikler ve hayırlar getirmesini temenni ediyorum.” dedi.
Program yapılan dua ve meslek mensupları ile
vatandaşlara aşure dağıtımı ile sona erdi.
SOSYAL FAALİYET
14
BÜLTEN • 2015 - 211
ASMMMO FUTBOL LİGİ ŞÖLEN
HAVASINDA BAŞLADI
ASMMMO Futbol Ligi başladı. Futbol şöleninin yaşanacağı 25 haftalık maratonda 20 takımın lig usulü mücadele edecek. Turnuvanın açılışında konuşan ASMMMO
Oda Sekreteri Nevzat Akkaya, tüm takımlara başarı dileğinde bulundu. Akkaya, “ASMMMO Futbol Ligi hayırlı
olsun. Tüm meslektaşlarımız sporun ruhuna yakışır bir
şekilde mücadele ediyorlar. Geçen yıl olduğu gibi bu
yıl da ciddi bir teveccüh var. Şuan 280 meslek mensubumuz 25 hafta boyunca mücadele edecek. Mühim
olan çeşitli vesilelerle bir araya gelmek, birlik ve beraberlik ruhu içinde olup kaynaşmak. ASMMMO olarak
meslek mensuplarımız ve mesleğimiz için hem eğitim
hem sosyal ve sportif etkinlikler hem de mesleki angaryalardan kurtulmak için büyük özveriyle çalışıyoruz. Her şey meslektaşlarımız için. Emeği geçen tüm
arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum” dedi.
ASMMMO Başkan Yardımcısı Oğuz Nihat Alkan da
meslektaşlar arası dayanışma ve kaynaşmaya büyük
katkı sağlayan turnuvanın centilmenlik içinde geçmesi
temennisinde bulundu. Alkan, “ASMMMO Futbol turnuvası artık gelenekselleşti. Hem takımlardaki arka-
daşlarımız hem maçları takip eden meslektaşlarımız
ve aileleri büyük keyif alıyor. Bu kadar zor ve yorucu
bir işi yapan bizler kendimize ve ailemize de zaman
ayırmak zorundayız. Oda olarak meslek mensuplarımızın iş dışında zaman geçirebilecekleri bir çok etkinliğe
imza atıyoruz. Bunlardan birisi de futbol ligi. 25 Hafta
sürecek bu tatlı rekabetin camiamıza ve mesleğimize
hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı.
ASMMMMO futbol ligi yapılan protokol konuşmalarının ardından başladı.
SATRANÇ KURSİYERLERİ SERTİFİKALARINI ALDI
ASMMMO bünyesinde açılan satranç kursunu başarıyla tamamlayan meslek mensupları sertifikalarını aldı.
Oda Başkanı Mehmet Okkalı, “Satranç kursuna katılan meslek mensuplarımızı tebrik ediyorum. Tüm yoğunluklarına rağmen kursa katılmaları takdire şayan
bir davranıştır. Tüm meslek mensuplarımızın iş dışında
kendilerine zaman ayırabilmelerini önemsiyoruz. Bu nedenle bir çok sosyal ve kültürel faaliyetimiz devam ediyor. Satranç kursu da bunlardan birisi. Emeği geçenlere
teşekkür ediyorum” dedi.
EĞİTİM
BÜLTEN • 2015 - 211
15
e-DEFTER, e-FATURA, e-ARŞİV ve e-TEBLİGAT
SEMİNERİ’NE YOĞUN İLGİ
Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası (ASMMMO) tarafından Kocatepe Kültür
Merkezi’nde, e-defter, e-fatura, e-tebligat,
e-arşiv fatura semineri yapıldı.
Oda Başkanı Mehmet Okkalı, milletvekilliği
seçiminin hayırlı olmasını diledi. Okkalı, biran önce hükümetin kurularak ekonomik gündeme dönülmesi gerektiğinin altını çizerek
şunları söyledi; “Mali müşavirlik mesleği zor
ve sürekli yenilenme isteyen bir meslek. Meslektaşlarımız sürekli değişen kanun, tüzük,
yönetmelik, genelge ve yönergeleri takip ediyor. Meslektaşlarımızın üzerine her gün yeni
yükler biniyor. Devletin her kuruş vergisinde
pay sahibiyiz. Meslek yasamızla ilgili bir yasal
düzenleme mecliste bekliyor. Yeni hükümetle
birlikte bu yasanın bu yıl geçmesini bekliyoruz. Kendi hayatlarından fedakârlık ederek
çalışan meslektaşlarımız hak ettikleri itibarı
ve maddi değeri alabilmeleri için çalışıyoruz.
Oda olarak eğitime büyük önem veriyoruz. Teknolojiyi yakından takip ediyoruz. Teknolojik gelişmeler bizlerin işlerini daha da kolaylaştırıyor. E-defter, e-fatura, e-arşiv gibi
konulardaki eğitimlerle meslektaşlarımızın
omzundaki yükü azaltmak istiyoruz. Bu konuda eğitimlerimiz devam edecek. Bildiğiniz
gibi 2016 yılından itibaren e-defter –e-fatura
hayatımızda olacak. Tüm meslektaşlarımız
buna hazırlıklı olmak zorunda.” dedi.
Odanın sosyal faaliyetleri hakkında da
bilgiler veren Başkan Mehmet Okkalı, “Meslektaşlarımızın yoğun iş temposundan bir
nebze uzaklaşmaları için bazı sosyal-kültürel
ve sportif etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Odamızın futbol ligi başlıyor, satranç kursumuz,
fotoğrafçılık kursumuz, tiyatro ve Türk Halk
Müziği koromuz çalışmalarına başladı. Katılmak isteyen meslek mensuplarımızı ve ailelerini bekliyoruz. Biz meslektaş için çalışıyoruz.
Çünkü meslek odaları üyelerinin hak ve menfaatleri doğrultusunda çalışma yapma yeridir.
Siyaset yeri değildir. Biz göreve geldiğimiz
günden itibaren hep bu düşünceyle hareket
ettik. Hiçbir partinin arka bahçesi olmadık,
olmayacağız. Tüm siyasi partilere eşit yakınlıktayız. Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın
geleceği için tüm siyasi partilere projelerimi-
EĞİTİM
16
BÜLTEN • 2015 - 211
zi ve sorunlarımızı aktarıyoruz. Olumlu sonuçlar almaya
başladık almaya da devam
edeceğiz” şeklinde konuştu.
Protokol
konuşmalarının
sonunda SMMM Selçuk Gülten,
Logo Yazılım firması temsilcileri Ercan Kuru ve Ümit Yazan
tarafından e-defter, e-fatura,
e-tebligat, e-arşiv fatura konularında eğitim verdi.
SİNCAN
Sincan’da faaliyet gösteren meslek
mensuplarına yönelik, e-defter, e-fatura,
e-tebligat, e-arşiv fatura semineri yapıldı.
Oda Başkanı Mehmet Okkalı ve Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir katıldı.
Çok sayıda meslek mensubunun katıldığı seminerin sunuş konuşmasını Oda Başkan
Yardımcısı Oğuz Nihat Alkan yaptı. Alkan,
düzenlenen eğitimin başarılı geçmesi temennisinde bulundu.
Oda Başkanı Mehmet Okkalı ise, Türkiye
genelinde 2016 yılından itibaren yaklaşık 30
bin vergi mükellefinin e-defter –e-fatura sistemine geçeceğini mali müşavirlerin de bu
sisteme ayak uydurmak zorunda olduğunu
söyledi. Başkan Okkalı, “Teknolojinin gelişmesiyle birlikte mesleğimiz de bu gelişmelere ayak uydurmak zorunda. Bu konuda oda
olarak meslek mensuplarımızı yeni uygulamaya hazırlamak zorundayız. Bugüne kadar
Polatlı, Siteler, Ostim ve Kocatepe Kültür
Merkezi’nde bu konuda eğitimler düzenledik. Eğitimlerin yanı sıra sosyal ve kültürel
faaliyetlerimiz de hız kesmeden devem edecek. Bu eğitimler konusunda Ankara Sanayi
Odamızın değerli başkanı Nurettin Özdebir ve
yönetimine teşekkür ediyorum. Kendileriyle
yakın çalışmalarımız devam edecek” dedi.
Odanın sosyal faaliyetleri hakkında da bilgiler veren Başkan Okkalı, “Meslektaşlarımızın yoğun iş temposundan bir nebze uzaklaşmaları için bazı sosyal-kültürel ve sportif
etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Odamızın futbol ligi önümüzdeki hafta başlıyor, satranç
kursumuz, fotoğrafçılık kursumuz, tiyatro ve
Türk Halk Müziği koromuz çalışmalarına başladı. Katılmak isteyen meslek mensuplarımızı ve ailelerini bekliyoruz. Biz meslektaş için
çalışıyoruz. Çünkü meslek odaları üyelerinin
hak ve menfaatleri doğrultusunda çalışma
yapma yeridir.” şeklinde konuştu.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir de kendisinin de bir yatırımcı olarak serbest muhasebeci mali müşavirler ile çalıştığını belirterek
şunları dile getirdi, “Sizler zor ve çok önemli
bir görevi ifa ediyorsunuz. Sizler bizim mali
konulardaki en büyük yardımcılarımızsınız.
Sizlerin hak ettiği değeri ve emeklerinizin
karşılığını almanız en büyük arzumuz.” dedi.
Protokol konuşmalarının sonunda SMMM
Alper Erdem ve Gelir İdaresi Başkanlığı
e-Defter ve Belge Yönetimi Müdürü Engin Uysal tarafından e-defter, e-fatura, e-tebligat,
e-arşiv fatura konularında eğitim verdi.
EĞİTİM
BÜLTEN • 2015 - 211
17
ÇUBUK
ASMMMO Çubuk Temsilcilik binasında yapılan eğitimin sunuş konuşmasını Abdulhamit
Ateş yaptı. Ateş, hem oda yönetimine hem
de eğitime katılan meslek mensuplarına teşekkür ettiği konuşmasında, “Bugünkü eğitimimiz mesleğimiz açısından önemli. Odamız bugüne kadar tüm taleplerimize destek
verdi. Eğitimin başarılı geçmesini diliyorum”
dedi.
ASMMMO Başkanı Mehmet Okkalı da konuşmasına “Terörü, yapanı, yaptıranı, destek vereni esefle kınıyor, lanetliyoruz. Bir
an önce barış, huzur ve kardeşliğin yeniden
tesis edildiği, bir ortak yaşama bilincinin hakim kılındığı bir ülke istiyoruz.” dedi. Eğitimlere önem verdiklerinin altını çizen Okkalı, meslektaşlardan gelecek her türlü eğitim
talebine açık olduklarını kaydetti. Yapılan
konuşmaların ardından SMMM Alper Erdem
seminerle ilgili sunumunu yaptı. Program soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.
Bölge eğitimlerinin bir diğeri ise Polatlı
oda Temsilcilik binasında yapıldı. Sunuş konuşmasını Serpil Oğuzlar’ın yaptığı eğitimde
konuşan oda Başkanı Mehmet Okkalı, 2016
yılının meslek mensupları açısından önemli
olduğunu söyledi. Yaklaşık 30 bin mükellefin
e- defter, e-fatura’ya geçeceğini ifade eden
Okkalı, teknoloji hayatımıza her geçen gün
daha çok giriyor. Hepimiz ayak uydurmak
durumundayız. Bu eğitimlere tüm meslek
mensuplarımızın katılmasını arzu ediyoruz.
Bugüne kadar bölgelerde ve merkezde yaptığımız eğitimlere büyük katılım oldu. Sadece eğitim değil sosyal ve kültürel etkinliklerimiz de artarak devam ediyor” ifadelerini
kullandı. Eğitim SMMM Selçuk Gülten’in yaptığı sunumun ardından soru cevap bölümüyle
sona erdi.
Diğer bir eğitim ise Ostim OSB salonunda
yapıldı. Açış konuşmasını SMMM Alper Erdem
yaptı. Erdem eğitimin başarılı geçmesini
diledi. Oda Başkanı Mehmet Okkalı da eğitimin önemine vurgu yaptı. Başkan Okkalı,
odanın sosyal ve sportif faaliyetlerine dikkat
çekerek meslek mensuplarından katılmasını
istedi. Konuşmaların ardından SMMM Selçuk
Gülten konuyla ilgili sunumunu yaptı.
YENİMAHALLE
Seminerin açılış konuşmasını yapan ASMMMO Başkanı Mehmet Okkalı, konuşmasına
“Terörü, yapanı, yaptıranı, destek vereni
esefle kınıyor, lanetliyoruz. Bir an önce barış, huzur ve kardeşliğin yeniden tesis edildiği, bir ortak yaşama bilincinin hakim kılındığı bir ülke istiyoruz.” dedi.
Başkan Okkalı, yeni bir seçim dönemine
daha girerken bir birine hakaret eden siyasetçileri eleştirerek şunları kaydetti; 2015
yılını ekonomik anlamda kaybettik. 2016
yılını da siyasi çekişmeler ve istikrarsızlık
nedeniyle kaybetmeye tahammülümüz kalmadı. Oda olarak hiçbir siyasi partinin arka
bahçesi değiliz. Tüm siyasi partilere eşit
yakınlıktayız. Ama mesleğimiz için gerekli
siyaseti yapacağız. Mesleki siyaseti yapacağız. Bizim partilerle hiçbir ilgimiz yok. Her
partinin milletvekilini odamıza davet ediyoruz. Kendileriyle toplantılar yapıyoruz. Siyasete bulaşmadan mesleğimizin sıkıntılarını,
sorunlarını anlatıyoruz. Mali müşavirin işletmenin onuru olduğunu vurguluyoruz. Mesleki
sorunlarımızın çözümü için el birliği yapmamız şart”dedi.
Oda çalışmalarla ilgili bilgiler veren Okkalı, “Bu yıl Antalya’da bir sempozyum yapıyoruz. TÜRMOB ile birlikte yapılan sempozyumun amacı ihtilaflı ve karmaşık konulara
çözüm üretmek. Maliye Bakanlığı temsilcilerinden de bu güne kadar olgunlaştırdığımız, Ba,Bs cezalarının kaldırılması ve ya dü-
EĞİTİM
18
BÜLTEN • 2015 - 211
şürülmesi, KDV’, muhtasar, damga vergisi,
SGK bildirimi gibi beyanların birleştirilmesi
konusunu, serbest meslekte KDV tevkifatını,
haksız rekabet ve tahsilat sorunlarını masaya
yatıracağız. Yine bilirkişilik duyurusunu yaptık 30.Ekim son gün 17 Ekimde eğitime bekliyoruz. E- tebligat ve cezalar yılbaşında yola
çıkıyor. Sanayi ve Ticaret odası dahil 22 oda
ya bilgilendirme yaptık. Bilgisayarlı muhasebe kursumuz eğitime başladı. Gazi Üniversitesi ile yüksek lisans eğitimi başlıyor. Aralık
ayında kayıtları alıyoruz. Yeni dönem tiyatro, halk müziği, halk oyunları, satranç, fotoğrafçılık kulüplerimiz yeni dönem çalışmalarına başlamıştır. Bütün meslektaş stajyer
ve ailelerini ücretsiz olarak katılmaya davet
ediyoruz. Ayrıca tiyatro hocamıza ve kulüpteki meslektaşlarımıza çok teşekkür ediyorum. Bizim göğsümüzü kabarttılar Cumartesi
günü kayseri odasına yaptıkları turnede 600
kişiye Türkmen düğünü adlı oyunlarını sergilediler. Bu günkü seminerimizin konusu
e-fatura, e-defter, e-arşiv, seminerinin başarılı olmasını diliyorum. Herkes bizi taklit etmeye, belli olan programımızın önüne program koyarak rekabet etmeye çalışsalar da
biz onları da hoşgörü ile kucaklıyoruz.” dedi.
Konuşmaların ardından Zirve Yazılım Firması
yetkilileri e- Defter, e-Fatura, e-Tebligat ve
e-Arşiv Fatura konularında sunum yaptılar.
Program soru-cevap bölümünün ardından
sona erdi.
KADIN GİRİŞİMCİLER 5 ÇAYINDA BULUŞTU
toplumdan soyutlanmak yerine kendi ayaklarının üzerinde durmayı başarmalıdır. Bugün hem
meslektaşlarımız hem de davetimizi kırmayarak
aramızda bulunan girişimci kadınlar derneği üyeleri önemli bir iş birliğinin de temellerini atmış
oluyoruz” dedi.
ASMMMO
Kadın
Meslektaş
Sorunları
Komisyonu’nun her ayın 5’inde düzenlediği “5
Çayı”nın bu ayki konuğu Ankara Girişimci Kadınlar Derneği üyeleri oldu. İş hayatında kadın olmanın ve kadın girişimciliğin konuşulduğu
programda Kadın Meslektaş Sorunları Komisyonu
ile Girişimci Kadınlar Derneği arasında yakın iş
birliği kararı alındı. Programın açılışında konuşan Kadın Meslektaş Sorunları Komisyonu Başkanı
Zeynep Yağmur Coşkundeniz, meslek mensupları
olarak girişimci kadınlar derneği ile daha yakın iş
birliği içinde olmak istediklerini söyledi. Coşkundeniz, “İş hayatında kadın olmak çok zor. Hele
hele serbest muhasebeci mali müşavir olmak ise
birkaç kat daha zor. Ama mesleğin içinde o kadar fazla kadın meslektaşımız var ki. Bu aslında
bizim açımızdan büyük onur vesilesi. Kadınlar
Oda Başkanı Mehmet Okkalı ise kadın girişimciliğin teşvik edilmesinin önemli olduğunun altını
çizdi. Okkalı, “Toplumun en önemli yapı taşlarından biri hiç kuşkusuz kadınlarımızdır. Evde, işte,
sokakta kısacası hayatın her alanında kadınlara
pozitif ayrımcılık yapılmalı. Ankara odası olarak
kadın meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün artıyor. Son dönemde ruhsat alan meslektaşlarımızın önemli bir miktarı bayanlardan oluşuyor. Bu
hem mesleğimiz hem de ülkemiz açısından son
derece sevindirici.” ifadelerini kullandı.
Ankara Girişimci Kadınlar Derneği Başkan
Yardımcısı Avukat Şükran Kitiş ise kadın meslek
mensuplarını tebrik etti. Kitiş, “Bugün burada
erkeklerin bile yapmakta zorlandığı çok zor ama
bir o kadarda önemli bir mesleği yapan hemcinslerimle birlikte olmaktan mutluluk duyuyorum.
Mali müşavirlik mesleği hakkında edindiğim bilgiler beni çok mutlu etti. Bu mesleği yapan kadın
sayısının artması son derece önemli. Çünkü, biz
biliyoruz ki kadınların toplumdaki yeri güçlendikçe o toplum daha da güçlenir” şeklinde konuştu.
ETKİNLİK
BÜLTEN • 2015 - 211
19
ASMMMO FOTO⁄RAF
TOPLULU⁄U
‹leri Düzey Foto¤raf
Atölyesi
ASMMMO Fotoğraf Topluluğu’nun kurulma çalışmaları, 2009 yılı başında, Oda üyesi ve fotoğrafçı Erol Bektaş
tarafından başlatıldı ve Topluluk, 2010 yılında kuruldu.
ASMMMO Fotoğraf Topluluğu’nda iki türlü çalışma yapılmaktadır. Birincisi fotoğraf temel eğitimi , ikincisi ise
ileri düzey fotoğraf çalışmalarıdır. Fotoğraf temel eğitimi
çalışmaları, yılda üç dönem; Sonbahar, Kış ve İlkbahar dönemlerinde yapılmaktadır. 2015 yılında, Fotoğraf Topluluğunun düzenlediği Kış, İlkbahar ve Sonbahar Fotoğraf
Temel Eğitimi çalışmaları tamamlanmıştır. Bu çalışmaları
bitiren arkadaşlarımızdan dileyenler, İleri Düzey Fotoğraf Atölyesi’nin çalışmalarına katılmaktadır. 2016 yılında
da Fotoğraf Temel Eğitimi çalışmalarının devam etmesi
planlanmaktadır. Fotoğraf temel eğitimini bitiren arkadaşlarımızdan isteyenlerle İleri Düzey Fotoğraf Atölyesi
çalışmaları yürütülmektedir. SMMMO Fotoğraf Topluluğu
İleri Düzey Fotoğraf Atölyesi; bir yandan fotoğraf tekniği,
sanat, estetik ve ilgili diğer konularda teorik eğitim çalışmaları yapmakta, aynı zamanda belirlenen özel konularda fotoğraf çalışmaları ve projeleri yürütmektedir.
Topluluk ilk sergisini, 2010-2012 döneminde ürettiği
Hüseyin Aslan
fotoğraflardan oluşturdu ve 2012 yılında, Ankara Barosu
Sergi salonunda açtı.
2012-2013 döneminde; her fotoğrafçı arkadaşımız
“üretim ve hareket” temasına uygun olarak belirlediği
bir konuda, bir yıl süre ile fotoğraf çalışmaları yürüttü.
Bu çalışmalar süresince üretilen fotoğraflarla, 2014 yılında Ulucanlar Cezaevi Sergi Salonunda sergi açıldı. Topluluk, 2013-2014 döneminde Ankara tarihini gündemine
aldı. Ankara’da, ayakta kalabilmiş en eski tarihi eserler
olan Roma Dönemi eserleri konu olarak belirlendi. Bir yıl
süre ile Ankara’daki Roma dönemi eserlerinin fotoğrafları
üretildi ve bu fotoğraflarla TMMM Mustafa Necati Kültür
Evi’nde, “Tarihin Eşsiz Emaneti: Ankyra” ismiyle sergi
açıldı. Topluluğun Ankara tarihine ilişkin çalışmaları devam etmektedir. 2015-2016 döneminde “Ankara’nın Bin
Yılı” konulu fotoğraf projesini yürütmektedir. Bu proje
çalışması sonucunda, 2016 yılında fotoğraf sergisi açılması ve başka etkinlikler planlanmaktadır.
Asmmmo Fotoğraf Topluluğu
İleri Düzey Fotoğraf Atölyesi Eğitmeni
Erol Bektaş
Eda Dural Perksoy
Atilla Çalık
Erol Bektaş
RÖPORTAJ
20
BÜLTEN • 2015 - 211
DUAYENLERİMİZ...
BEKİR KOCAGÖZ
oda bültenimize yaptığı değerlendirmeler şöyle:
Mesleğe girdiğiniz günden bu güne neler değişti
değerlendirirmisiniz?
BEKİR KOCAGÖZ: MESLEKTAŞLARIMIZ
BUGÜNÜ DÜŞÜNÜP BİNDİKLERİ DALI KESMEMELİLER
1979 yılından bu yana mesleğin içinde
olan Bekir Kocagöz, mesleğin geleceğinin
bilgili, donanımlı ve hizmeti esas alan meslektaşların tavrının belirleyeceğini söyledi.
Kocagöz; ‘Ben bu mesleğe girdiğimden beri
şunu gördüm, kendini yenilemeyen hiçbir
meslek mensubu tutunamaz. Piyasadan duyuyoruz, bazı meslektaşlarımız günü kurtarmak için haksız rekabet yapıyormuş. Bugünü
düşünüp bindiğimiz dalı kesersek herkes zarar görür” dedi.
21 yıl özel sektörde muhasebe birimlerinin
çeşitli kademelerinde bağımlı çalışan ve bir
süre kendi ofisini açarak bağımsız olarak mesleği yapan duayen isimlerden Bekir Kocagöz,
mesleğin dünü, bugünü ve geleceği hakkında
değerlendirmelerde bulundu. Mesleğe girişin
çok fazla olduğunu ifade eden Kocagöz’ün
Biz mesleğe başladığımızda bu kadar ne kanun ve
mevzuat vardı ne de meslektaş. Serbest Muhasebeci Mali
Müşavir aslında çok önemli
bir görevi ifa ediyor. Devlet
ile mükellef arasındaki en
önemli bağ meslek mensubudur. Ancak bugün gelinen
noktada mesleğimize ve
meslektaşımıza hak ettiği
değer verilmiyor. Bunda bizim de sorumluluklarımız var. Yine her gün artan iş yüküne
rağmen meslek mensuplarımız hak ettikleri ücreti alamıyorlar. Geçmişten günümüze
değişen teknoloji ile birlikte meslektaşlarımızın fiziki yükü hafifledi. Ancak sık sık değişen mevzuat,kanun ve yasalar iş yükünün
üzerine ayrıca yük bindiriyor. Biz daha zor
şartlarda çalıştık, teknoloji bu kadar gelişmiş değildi.
Haksız Rekabet ve Tahsilât Sorunu Hakkında Ne Düşünüyorsunuz?
Odamız 2015 yılını haksız rekabetle mücadele yılı ilan etti. Bu ilk defa yapılan ve çok
önemli bir karar. Ayrıca meslektaşlarımız için
bir ihbar hattı oluşturulmuş. Haksız rekabet
mesleğimizin altına dinamit koymak gibidir.
Hiçbir meslek mensubumuz haksız rekabete
müsamaha göstermemelidir. Odamıza bu ko-
RÖPORTAJ
BÜLTEN • 2015 - 211
nuda yaptığı çalışmalardan dolayı teşekkür
ediyorum ve destekliyorum. Tahsilât sorunu
da tıpkı haksız rekabet gibi önümüzdeki en
önemli sorun. Tahsilât problemi çoğunluğu
meslektaşın kendisiyle ilgili olan bir konu.
Mükellef ile ilişkiler tahsilâtı da etkiliyor. Bu
konuda da oda yönetimi tarafından bazı girişimler yapıldı ancak bir netice alınamadı
sanıyorum. Bu mesleği yaşatmak ve hak ettiğimizi almak olmalı.
Meslek Mensuplarının Sosyal Hakları Yeterli mi?
Bildiğiniz gibi hepimiz yoğun bir tempoda çalışıyoruz. Gece geç saatlere kadar çalışmak yetmiyor, bazen hafta sonunda bile iş
yerinde oluyoruz. Bunca yoğunluğun arasında ne kendimize, ne ailemize ne de sosyal
faaliyetlere vakit ayırabiliyoruz. Her geçen
gün artan iş yükü meslektaşlarımızı eziyor.
Birçoğumuz çocuklarımızın büyüdüklerini
bile fark edemiyoruz. O yüzden odamızın
sosyal ve kültürel faaliyetleri büyük önem
taşıyor. Katılan meslektaşlarımızı tebrik ediyorum. Mali tatil var ancak o dönemde bile
iş yoğunluğu çok fazla. Yine kadın meslektaşlarımız için doğum izni bir sorun. Bu konuda bir adım atılmalı. Meslektaş üzerindeki angaryalar
ne kadar azaltılırsa, o kadar
sosyal ve kültürel faaliyetlere katılım o kadar artar.
Meslek Mensupları Hak
Ettikleri Değir Görüyor Mu?
Başka bir meslekle mesleğimizi kıyaslamak doğru
olmaya bilir. Ancak bir avukat, bir doktor kadar önemli
görevleri yerine getiriyoruz.
Meslektaşlarımız olmasa dev-
21
letin vergi tahsilâtı yapması mümkün değil.
Bu kadar iş yüküne rağmen maalesef ne maddi ne de manevi olarak emeklerinin karşılığını
alamıyorlar. Bu üzücü bir durum. Tüm meslek
mensuplarının bu konuda el birliği yapması
lazım. Birlik ve beraberlik içinde olunmadığı
zaman bu mesleği yapmak çok daha zor olacaktır. Bir birimizle uğraşacak vaktimiz yok,
fikri ayrılıklarımızı bir yana bırakıp mesleğe
odaklanmalı, sorunlarımızın çözümü için gerek oda yönetimi gerekse diğer ilgili kuruluşlara sorunlarımızı anlatmalıyız.
Genç Meslek Mensuplarına Ne Söylemek
İstersiniz?
Biz zor şartlardan bugünlere geldik. Mesleğe yeni başlayacaklara ve mesleğinin daha
başındaki arkadaşlarımıza tavsiyem kendilerini çok iyi yetiştirmeleridir. Aranan kişi olmaları, hele de her geçen gün artan meslek
mensubu sayısıyla birlikte daha büyük önem
kazanıyor. Okul eğitimlerinin yanı sıra işi öğrenmek ve sürekli mesleki gelişmeleri takip
etmek onlara yeni ufuklar açacaktır. Benim
kendilerine âcizane söyleyebileceklerim bu
kadar. Ayrıca oda yönetimine bu fırsatı verdiği için teşekkür ederim.
TANITIM
22
BÜLTEN • 2015 - 211
ÇANKAYA
Çankaya, Başkent Ankara’nın en büyük
ilçelerinden biridir. Ankara’nın başkent olması ile birlikte Türkiye’nin yönetim merkezi durumuna gelmiştir. Çankaya, yerleşik
nüfusu 913.715 kişi itibariyle Ankara’nın ve
Türkiye’nin nüfus bakımından en büyük ilçesi konumundadır. Türkiye’nin en kalabalık
ilçesi olarak pek çok ilden nüfusu daha fazladır. Gün içinde nüfusu iki milyona kadar çıkabilmektedir. 102 lise ve on üniversitesi ile
ilçe önemli bir eğitim kentidir.
Çankaya sırasıyla Hatti, Hititler, Frigyalılar Lidyalılar, Pers İmparatorluğu, Makedonya Krallığı, Galatlar, R
Roma İmparatorluğu, Doğu Roma İmparatorluğu, Büyük
Çamlıdere
Kızılcahamam
Nallıhan
Çubuk
Beypazarı Güdül
Kalecik
Akyurt
Ayaş Sincan
Altındağ
Etimesgut
Yenimahalle
Mamak
Elmadağ
Gölbaşı
Polatlı
Bala
Haymana
Evren
Sultan Koçhisar
Selçuklu İmparatorluğu, Anadolu Selçuklu
Devleti, Ahiler ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerini yaşamıştır. 19. yüzyılda önemini
kaybeden yerleşim, 20. yüzyılın başlarındaBağdat Demiryolu’nun yapılması, daha
sonra Mustafa Kemal Atatürk’ün Kurtuluş
Savaşı’nı buradan yönetmesi ile gelişti.
Ankara’nın 13 Ekim 1923 tarihinde yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olmasının ardından gelişen Çankaya, 1936 yılında ilçe statüsüne erişmiştir.
Çankaya, İç Anadolu Bölgesi’nin kuzey
batısındaki Y
Yukarı Sakarya Bölümü’nde yer
alır. Çankaya’nın doğu ve kuzey doğusunda yine Ankara ili’ne bağlı Mamak ve Altındağ, güneyinde Gölbaşı, batısında ise Etimesgut ilçeleri bulunur. Çankaya, Orta
TANITIM
BÜLTEN • 2015 - 211
Anadolu’nun düzlükleri ortasında kayalık bir
alanda kurulmuştur. Bu kayalık alan, artık
kentin merkezinde küçük bir ada niteliğindedir. Bu adayı yükseltiler çevreler, ortada
bir çanak bırakırlar. Eskiden bataklık olan bu
çanak, Cumhuriyet döneminde kurutularak
yerleşime açılmıştır.
Ankara ilinin en yüksek nüfusa sahip ilçesi olan Çankaya’nın nüfusu 2014 sayımlarına
göre 913.715 kişidir. İlçe ayrıca Türkiye›nin
de nüfus bakımından en büyük ilçesi konumundadır. 2000 nüfus sayımında 758,490 olan
nüfus 14 yılda yaklaşık 155.225 kişi artmıştır. Bir milyona yaklaşan nüfusun 442.058’i
erkek; 472.443’ü kadındır. Nüfusun tamamı
kentte yaşa
23
24
BÜLTEN • 2015 - 211
Kültür-Sanat
Sinema
Japonya ile Türkiye arasındaki
dostluğun pekişmesinde büyük rol
oynayan iki tarihi olay; Japon-Türk
ortak yapımı “Ertuğrul 1890” filmiyle
beyazperdeye yansıyor! 1890 yılında
Japon sularında batan Osmanlı fırkateyni Ertuğrul’un hazin hikayesi ve
Japonlar’ın gemi mürettebatını kurtarma çabaları ile 1985’te Tahran’da
Saddam Hüseyin tehdidiyle mahsur kalan 215 Japon vatandaşının, İran-Irak savaşından kurtarılmasının çarpıcı öyküsünü
kurgusal bir senaryoyla anlatıyor.
Tiyatro
En kutsal günlerimizde onun
sesi hepbizimledir; düğünlerimizde, aşık olduğumuzda,
kederlendiğimizde,
toprağımızda, hasretimizde, gönlümüzde… “Neşe dert aşk yazılır
Neşet Ertaş okunur!”
Oyun, Neşet Ertaş’ın ailesinin ve editor Hasan Saltık’ın
izinleri ve katkılarıyla; Neşet
Ertaş’ın gerçek hayat hikayesinden ve kendi türkülerinden
yola çıkılarak, yazar tarafından
yeni bir kurguyla kaleme alınmıştır. Hayatının en önemli unsurlarından biri olan “aşk” teması seçilmiştir. Bu oyun Neşet Ertaş’a yakılmış bir ağıttır, bir saygı duruşudur.
Konser
Ayhan Uştuk (tenor), Demet Kıyıcı (viyolonsel) ve Kağan Korad’ın (gitar) biraraya
gelerek oluşturduğu Trio Anka,
ilk kez 2012 yılında özgün bir
repertuvuar oluşturmak üzere
çalışmalarına başladı. Akdeniz ve Latin tınılarının çello,
şan ve klasik gitarda eşsiz buluşması bu konserde...
Trio Anka tenor, viyolonsel,
gitarın özgün ve sıcak tınısını,
Falla, Massenet, Falvo’dan Rodrigo ve Cardoso’ya birçok besteciyi kapsayan geniş bir repertuarla
müzik severlere sunuyor.
RUHSAT TÖRENİ
BÜLTEN • 2015 - 210
25
ere özel Muhasebecilere özel
Hızlı Kurulum
yerine
1.690 TL yerine
9
15 Yıl MaliTL
Veri Saklama Kapasitesi
3 Milyon Satırlık
Ekü Hafızası
99
TL
1.299 TL
Mobil 1.499 TL
50 Nakit Puan
Kazandırır
KDV DAHİL
Tüm Bankalarla Uyumlu
Sabit
50 Nakit Puan
Kazandırır
100 Nakit Puan
100 Nakit Puan
Kazandırır
Kazandırır
çevirebilir,
Ücretsiz GSM Hattı
t Paraya
irsiniz.
isterseniz
Nakit puanlarınızı ister Nakit Paraya çevirebilir, isterseniz
karşılığı olan hediyeyi alabilirsiniz.
81 İlde Teknik Servis
İçin
Gelir İdaresi Başkanlığı
ve Tübitak'tan Onaylı
atış
Hattı:
34
39
Detaylar İçin
Yazarkasapos Satış Hattı:
0530 233 34 39
26
BÜLTEN • 2015 - 211
Sa¤l›k Köesi
Op.Dr. Osman POLAT
DİABETES MELLİTUS (ŞEKER HASTALIĞI)
İlk kez 2000 yıl önce tarif edildi. - Diabetes = İdrar,
Mellitus = Şeker
Bu hastalığın özellikleri: Sinsi başlangıç
Ömür boyu sürme
Ömür boyu tedavi gerektirme
İlerleyici organ bozuklukları
Yaşam süresini kısaltma.
İnsülin hormonunun salgılanmasında veya etkinliğinde bir bozulma olursa, İnsülin az salgılanırsa, veya,
hiç salgılanmazsa şeker hastalığı oluşur
Besinlerle alınan şeker
Kan şekeri
Bozulmuş pankreas
insülin eksikliği
Hücreler şekeri kullanamaz
Kan şekeri yüksek kalır şeker hastalığı
Şeker hastalığında aç kalan hücreler enerji üretemez ve YORGUNLUK, HALSiZLiK, KiLO KAYBI görülür.
Şeker hastalığında kan şekeri çok yükseldiğinden
bir miktar şeker idrara da geçer. Yoğunluğu artan idrarın miktarı da artar ve ÇOK iDRARA ÇIKMA, ÇOK SU
iÇME, AĞIZ KURUMASI görülür.
Şeker Hastalığında kanda biriken şeker sinir hücrelerinin ve damarların içine oturarak bunların fonksiyonlarını bozar. AÇILAN YARALARIN KAPANMAMASI,
AYAKLARDA YANMA , AŞIRI TERLEME, SICAK-SOĞUK DUYUSUNUN KAYBI GÖRÜLÜR.
TANI: Açlık Kan Şekeri >126
mg/dl, Tokluk Kan Şekeri >200 mg/
dl olmasıdır.
GİZLİ ŞEKER: Açlık kan Şekeri
100-126 mg/dl arasında ise “Şeker
Yükleme Testi” yapılır. Gizli şeker
ilerde şeker hastalığına dönüşebilir. Diyet ve tedavi ile bu önlenebilir.
DİYABETİN ÇEŞİTLERİ: Tip 1 Diyabet (Gençlik çağı diyabeti, İnsüline bağımlı diyabet)
Tip 2 Diyabet (Erişkin tipi diya-
bet)
Gebelikte gelişen diyabet
İlaçlar ve bazı hastalıklar gibi sebeplerle ikincil gelişen diyabet
TİP 1 DİYABET: Genellikle çocukluk ve gençlik çağında ortaya çıkar. Vücutta insülin hiç yoktur. Bu nedenle dışardan insülin verilmesine gerek vardır. Genellikle ailede başka kimsede yoktur. Tanı genellikle Şeker
koması esnasında konur. Zayıf, çelimsiz hastalardır.
TİP 2 DİYABET: Genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkar. İnsülin salgılanmasında bozulma veya eksiklik vardır. Bu nedenle vücutta bulunan insülinin etkinliğini
ve miktarını arttırabilen ağız yoluyla alınan ilaçlardan
fayda görebilirler. Bir kısmında insülin kullanmaya
gerek vardır. Genellikle ailede bir veya birkaç kişinin
daha şeker hastalığı vardır. Tanı çoğunlukla hastanın
şikayetlerine göre konur. Şişman, yemek yemeyi seven
hareketsiz hastalardır.
GEBELİĞE BAĞLI DİYABET: Genellikle gebeliğin 5.
Ayında ortaya çıkar. Şeker yükleme testi ile tanı konur. Gebelik risklidir. Bebek sorunlu doğar. Tosuncuk
doğururlar. Bu insanlarda ilerde gerçek Şeker hastalığı
gelişebilir.
DİĞER SEBEPLERE İKİNCİL GELİŞEN DİYABET: Kortizon, bazı kanser ilaçları, bazı mikrobik hastalıklar ve
bazı kanser türleri şeker hastalığına neden olabilirler.
Alttaki sebep ortadan kaldırıldığında şeker hastalığı da
düzelir.
Diyabette kanda yüksek miktarlarda bulunan şeker
zamanla kan damarlarında daralma ve damar tıkanık-
BÜLTEN • 2015 - 211
lığına sebep olur. Bu durum tüm damarlarda ortaya
çıkabilir.
DİYABETİN İSTENMEYEN ETKİLERİ:
1- SİNSİ GELİŞEN SORUNLAR
Büyük damarlarla ilgili: Kalp damar hastalıkları,
Beyin damarları, felçler, Ayak yaraları.
Küçük damarlarla ilgili: Göz(körlük), Böbrekler (diyaliz), Sinirler (aşırı terleme, el-ayakta yanma, iktidarsızlık, barsak düzensizliği)
2- ANİ GELİŞEN SORUNLAR
Halsizlik, sık idrara çıkma, hafif ateş, karın ağrısı,
bulantı, kusma ,bilinçte bozulma ŞEKER KOMASI
ŞEKER DÜŞÜKLÜĞÜ KOMASI (HİPOGLİSEMİ): Baş ağrısı, halsizlik, çarpıntı, soğuk terleme, aşırı açlık hissi,
titreme, bilinç bulanıklığı.
DİYABETİK AYAK: Şeker hastalarında ayaklarda kan
dolaşımı bozulduğundan sıcak-soğuk ve ağrı duyusu
ortadan kalktığından ayaklarda kolay kapanmayan ve
iltihaplanarak gangrene kadar ilerleyen yaralar oluşabilir. Buna “Diyabetik Ayak” denir.
Diyabetik ayağı engellemek için:
1- Ayaklar hergün bir ayna yardımıyla gözden geçirilmeli
2- Çıplak ayakla kesinlikle dolaşılmamalı
3- Vazelin ve yumuşatıcılarla yumuşatılmalı
4- Dar ayakkabılar giyilmemeli
5- Tırnaklar derin kesilmemeli
6- Nasırlarla oynanmamalıdır.
Şeker hastaları mutlaka doktor takibinde olmalıdır.
Takipte; Düzenli açlık ve tokluk kan şekeri 2-Hemoglobin A1C (3-6 ayda bir) 3-Göz dibi incelemesi (Yılda bir)
4-Böbrek fonksiyonları (Yılda bir) 5-Kalp için tarama
(Yılda bir) 6-Kolesterol ve diğer yağ düzeyleri (Yılda
bir) 7-Düzenli tansiyon takibi yapılır.
27
EGZERSİZ: Haftada en az dört gün ve günde en az
yarım saat tempolu yürüyüş hem kilo vermenizi ve bu
sayede kan şekerinizi ayarda tutmanızı sağlar, hem de
kandaki yağ düzensizliğini düzeltir.
AĞIZDAN ALINAN İLAÇLAR: Bu ilaçlar ancak vücutta
insülin varlığında etkilidirler. Bu nedenle Tip 1 diyabetlilerde kullanılamaz. Etkinlikleri zamanla azalabilir. Doz yükseltme, ek ilaç veya insüline geçilebilir.
PANKREAS DOKUSUNDAN İNSÜLİN SALGILANMASINI
ARTTIRANLAR: Novanorm, Starlix, Diamicron, Betanorm, Efikas, Amaryl, Diameprid, Gliben, Glutril, Glucotrol, Minidiab, Glimax. Bu ilaçlar aç alınır.
BARSAKLARDAN KANA ŞEKER GEÇİŞİNİ AZALTANLAR:
Glucobay. Bu ilaç her yemek öğününün ilk lokmasıyla
birlikte alınır.
DOKULARDA
İNSÜLİN
DİRENCİNİ
AZALTIP
KARACĠĞERDE ŞEKER OLUŞUMUNU ÖNLEYENLER: Glucophage, Glukofen, Glifor, Matofin, Diaformin. Bu ilaçlar tok karnına alınırlar.
İNSÜLİN ETKİNLİĞİNİ ARTTIRANLAR: Dropia, Glifix,
Piogtan, Avandia, Avandamet, Rosvel, Rosenda. Bu
ilaçlar günde 1-2 kez aç alınırlar.
İNSÜLİN: Kimler Kullanmalı ? – Tip 1 Diyabetli hastalar – Diyabetli gebeler – Böbrek ya da karaciğer yetmezliği gelişmiş Tip 2 Diyabetli hastalar – Ağızdan alınan şeker düşürücülerle yeterli etki sağlanamayan Tip
2 diyabetliler, – Ameliyat öncesi ve sonrası tüm diyabetli hastalar – Diyabetik ayak ya da ağır iltihabi olay
yaşayan Tip 2 diyabetliler – şeker yüksekliği komasına
girenler.
İNSÜLİN BAĞIMLILIK YAPMAZ VE VÜCUTA ZARARLI
ETKİ GÖSTERMEZ!!!
İNSÜLİN ÇEŞİTLERİ: 1- Kısa etkili insülin 2- Orta ve
Uzun etki süreli insülin 3- Karışım insülinler
Hedef kan şekeri: Açlıkta 90-130 mg/dl ,Toklukta <
140 mg/dl olmalıdır.
İnsülin çeşidine göre günde 1-4 kez yapılmalıdır.
İdeale yakın uygulama günde dört kez yapılan yoğun
insülin uygulamasıdır.
Hedef tansiyon değeri: 130/80 mm Hg Altında olmalıdır.
İnsülin Uygulama Bölgeleri: Kolların dış yüzeyi, bacakların ön dış yüzeyi, göbek çevresi.
En yüksek LDL kolesterol değeri 100 mg/dl En düşük HDL kolesterol değeri erkekte 40 mg /dl, kadında
50 mg /dl olmalıdır.
TEDAVİ: Eğitim, Tıbbi beslenme tedavisi, Egzersiz
ve yaşam tarzı değişikliği, ilaç tedavisi
Tıbbi beslenme tedavisi asla geçici bir süre için uygulanan diyet değildir. Yaşam boyu devam edecek olan
ve her hastaya göre hesap edilip ayarlanan beslenme
tarzı değişikliğidir.
Tıbbi beslenme tedavisi için hastanın ihtiyacı olan
günlük kalori miktarı hesaplanır. Kalori hesabı yaşa,
cinsiyete, boya ve ideal kiloya göre yapılır.
İnsülin her defasında farklı bir bölgeye uygulanır.
DiKKAT !! İnsülin buzdolabında yumurta gözünde
muhafaza edilir. Açıldıktan sonra en fazla bir ay kullanılır. Her seferinde enjektör ya da kalem kullananlarda
iğne ucu değiştirilir. Başka birinin kullandığı enjektör
yada kalem kullanılmaz.
Yapay Tatlandırıcılar: Dulcaryl, Diyet Tat, Sanpa,
Candarel vb., yapay tatlandırıcıların şeker düşürücü
etkileri yoktur. İnsan üzerinde kemik erimesi ve kanser
yaptığı gösterilememiştir.
UNUTMAYIN ! EN İYİ TEDAVİ KAN ŞEKERİNİ NORMAL
SEVİLYELERDE TUTAN TEDAVİDİR.
28
BÜLTEN • 2015 - 211
Hukuk Köesi
ARB&Av. Sevilay ASLAN DİRLİKTUTAN
Mahkemesiz Çözüm Sistemi: ARABULUCULUK
HEPİMİZ DERİN BİR ANLAŞABİLME
İHTİYACI İÇİNDEYİZ (W.URY)
ESKİDEN BÜYÜKLER ARAYA GİRİYORDU
ŞİMDİ ARABULUCULAR!
Türk hukuk sisteminin en çıkmaz sokaklarından biridir; mahkemelerin iş yükünün çokluğu
nedeniyle davaların uzun sürmesi… Bu yüzden
de 2013 yılında Türkiye, yepyeni bir adalet mekanizması ile tanıştı. ‘Alternatif uyuşmazlık çözüm
yöntemi’ denilebilecek ‘arabuluculuk’, son 1 yıldır,
fiilen uygulanıyor. Yılda 6 milyon dava dosyasının
açıldığı bir dönemde yürürlüğe giren Arabuluculuk Sistemi, henüz yolun başında ama, ele alınan
uyuşmazlıkların yüzde 98’i anlaşmayla sonuçlandı.
Arabuluculuk eğitimi alan ve mesleğine bu şekilde de devam etmeyi planlayan, Avukat Sevilay
Aslan Dirliktutan ile ‘mahkemesiz çözüm sistemini’ konuştuk:
Ne zaman arabulucu talep edilebilir ?
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri iş veya işlemlerden doğan özel hukuk
uyuşmazlıklarının çözümlenmesi sürecinde ‘arabuluculuk’
yoluyla çözüm talep edilebilir.
Arabuluculuk; Sistematik
teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir
araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle
çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, uzmanlık
eğitimi almış olan tarafsız ve
bağımsız bir üçüncü kişinin
katılımıyla ve ihtiyari olarak
yürütülen uyuşmazlık çözüm
yöntemidir.
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın
görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Arabulucu seçimi taraflarca
yapılır. Arabulucu tarafların isteklerini ve çözüme
yönelik en hızlı usul ve esası gözeterek faaliyetini
yürütür.
Arabuluculuk faaliyetinde süreç nasıl işliyor ?
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın
görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler. Taraflarca seçilen arabulucu
taraflarla müzakere etmek suretiyle bir anlamda
tarafların kendi çözümlerini üretmelerini sağlar.
Bir örnekle açıklanacak olursa;
Basit yaralamalı kavgalarda mesela... Mahkemeye hiç çıkmıyorsunuz. Bir taraf diyor ki “Ben yaralandım”, diğer taraf da diyor ki “Gururum rencide oldu” Karşılıklı nasıl anlaşılabilinir? Yaralanma
sebebiyle diyelim kişi 500 lira harcamış; masrafının karşılanmasını isteyebilir. Diğeri de babasının
önünde küçük düşmüş, özür dilenmesini isteyebilir. Bu şekilde bir uzlaşmayla işlem tamamlanmış
oluyor. Yani serbest tasarruf hakkını kullanıyor.
Arabulucular nasıl ikna ediyor tarafları, ne
söylüyor?
BÜLTEN • 2015 - 211
Tarafların göremedikleri şeyleri gösteriyor aslında. Onları yönlendirmiyor, kendi çözümlerini
kendilerinin üretmelerini sağlıyor. “Yargılama sürecine girerseniz bu dava beş yıl sürer” demiyor
sözlü ifadeyle. Tarafa soruyor, “Yargılama süreci
ne kadar sürer biliyor musunuz?” Taraf, kendisi
düşünüyor buluyor. İki yıl yerel mahkeme, iki yıl
Yargıtay sürse, bir yıl kesinleşmesi sürse, ortalama beş yıl. Ben ne kadar para alacağım? 1 milyar
lira diyelim. Beş yıl içerisindeki kaybın hesaplaması sağlanıyor ama yönlendirmemek için şahsın
bu süreci kendisinin çözmesi sağlanıyor. Her iki
tarafında kazanması esasına dayanıyor arabuluculuk; kazan kazan kuralı.
“Bir taraf portakallı kek yapmak istiyor, bir
taraf da portakal suyunu istiyor. Böyle bir durumda o portakalı nasıl kullanırsınız? Suyunu
sıkıp karşı tarafa verirsiniz, posasını da kek
için kullanabilirsiniz!… İşte arabuluculuk buna
benziyor!”
Arabuluculuk sisteminin Türkiye’nin sosyolojisine uygun olduğunu düşünüyor musunuz?
Çok uygun olduğunu düşünüyorum. İçinde bulunduğumuz sosyal yaşantıda aslında bu çözüm
yoluna hep başvuruyoruz. Biliyorsunuz, herhangi
bir uyuşmazlık yaşadığımızda bir büyüğün araya girmesini isteriz. Mesela aile içi geçimsizlikler.
Eğer arabulucuya bir güven oluşmuşsa, çıkacak
olan sonuca da güvenilir diye düşünüyorum. Onun
için son derece kaliteli, bana göre insani duyguları
yüksek, her şeyden arınmış bir arabulucu profilinin olması lazım.
Bugüne kadar arabuluculuk sisteminin,
‘mahkemelerin yükünü azaltma’ amacına ne
kadar hizmet ettiğini düşünüyorsunuz? Bunun için uzun yıllar mı gerekiyor?
Arabuluculuk, Dünyanın bir çok ülkesinde yıllardır başarıyla uygulandığı gözlenen bir sistemdir
aslında. Avusturya, Almanya, Bulgaristan, Macaristan, Slovakya ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde
de ayrı bir kanunla düzenlenmiştir.
Bence tam olarak hayata geçtikten sonra mahkemelerin iş yükünü önemli öl- çüde azaltacağını
düşünüyorum. Türkiye’de itibar, her alanda çok
önemli. Daha gizli, daha kısa sürede ve daha
ekonomik çözüm sunuyor arabuluculuk; itibarınızı koruyor. Bir de arabuluculuk sistemi toplumsal
psikolojimize oldukça uygun. Mahkemelerin yükünü düşünelim… Günde 60-70 davaya bakıyor
hâ- kimler. Sabah 9 ila öğlen 1 arasındaki zamanda. Sizi ne kadar dinleyip anlayabilir. Dosyayı ne
29
kadar inceleyebilir. Belki de anlatmak istediğiniz
çok şey var. Karşı taraf sizden tam olarak dinlediğinde, aslında hak da verebiliyor bazen. İletişim
sıkıntısını da büyük ölçüde ortadan kaldıran bir
sistem arabuluculuk. Arabuluculuk için güzel bir
örnek veriliyor; bir taraf portakallı kek yapmak istiyor, bir taraf da portakal suyunu istiyor. Böyle bir
durumda o portakalı nasıl kullanırsınız? Suyunu
sıkıp karşı tarafa verirsiniz, posasını da kek için
kullanabilirsiniz!
Arabuluculuk Daire Başkanlığı’nın verilerine
göre arabulucuya başvuru ve netice alma oranının hızla yükseldiği gözlenmektedir. Bu somut veri
de Arabuluculuk yoluyla çözüme ne kadar çok ihtiyaç olduğunun bir göstergesidir.
Ne kadar bir fatura ile karşılaşıyor taraflar?
Çok düşük. Arabuluculuk asgari ücret tarifesi
var. İki taraf ayrı ayrı ödüyor bu parayı. Mesela
aile hukuku ile ilgili bir uyuşmazlık için taraf başına bir saati 80 TL. Hele ilk toplantıda çözüme
ulaşırsanız, inanılmaz ucuz bir yöntem. Bunu
mahkemeye taşısanız, hem zaman kaybı hem
para kaybı. Üstelik mahkeme salonundaki herkes
özelinizi dinliyor, bu sistemde öyle değil…
Şirketlerin bu arabuluculuk konusundaki
avantajları neler olabilir?
İşçi ve işveren arasında birbirlerini anlayamamaktan kaynaklanan sorunların çözümü noktasında arabuluculuğun çok başarılı olacağına
inanıyorum. Şirketler arasında da aynı şekilde.
Şirket evliliklerinde, şirket ortaklıklarındaki iletişim
sıkıntısında da çok önemli bir çözüm unsuru. Aile
şirketlerinin yaşadığı sıkıntılarda da. Bir örnek
vereyim. Yönetim kurulunda bulunan iki aile üyesinden biri, diyelim bir alacak için mahkemeye gitmek istiyor. Bir diğeri ise itibarını düşünüp gitmek
istemiyor. Bu noktada da arabulucu devreye girip,
niye gidilip gidilmemesini açabilir. Problemi netleştirebilir, dolayısıyla çözüm kolaylaşır. İş adamlarına arabuluculuk konusuna giren uyuşmazlıklarda bir arabulucuya gitmelerini mutlaka tavsiye
ediyorum. Hem ekonomik hem de gizlilik süreci
açısından bu çok önemli onlar için.
Medyatik bir iş adamıysanız!
50 işçi ile sıkıntınız var. Bir mahkeme sürecine girip, bunun basın yoluyla takibi mi sizi
daha çok üzer, yoksa gizlilik esasına dayanan
arabuluculuk yöntemi mi? Arabuluculukta kesinlikle kendinizi daha rahat ifade edebiliyorsunuz. Çünkü gizlilik temeli üzerinde işliyor.
Karşılıklı söylemek istediklerinizi rahatça söyleyebiliyorsunuz.
30
BÜLTEN • 2015 - 211
iir - Edebiyat
Orhan aik GÖKYAY (1902-1994)
6 Temmuz 1902´de Kastamonu İnebolu’da doğdu. 2 Aralık 1994´te
İstanbul’da yaşamını yitirdi. Ortaöğrenimini Aydın ve Kastamonu´da
tamamladı. 1922´de Ankara Muallim Mektebi´ni bitirdi. Bir süre ilkokul
öğretmenliği yaptı. Ardından 1927´de Kastamonu Lisesi´nden, 1930´da
İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü´nden
diploma aldı. Çeşitli liselerde edebiyat öğretmenliği yaptı. 1939´da
Ankara Musiki Muallim Mektebi´ne müdür olarak atandı. 1947-1951
arasında Galatasaray Lisesi´nde öğretmenlik, 1951-1954 arasında
İngiltere´de öğrenci müfettişliği ve kültür ateşeliği yaptı. 1960-1962´de
Londra Üniversitesi´nde Türk dili okutmanı olarak çalıştı. 1969´da İstanbul Eğitim Enstitüsü´ndeki edebiyat öğretmenliği görevinden emekliye
ayrıldı. 1984´ten sonra Marmara ve Mimar Sinan üniversitelerinde divan
edebiyatı dersleri verdi. Aruzla yazdığı ilk şiirleri Kastamonu’da yayınlanan “Açıksöz” dergisi ile Balıkesir’de kendisinin yayınladığı “Çağlayan”
dergisinde çıktı. Ardından hece veznine döndü. Önceleri âşık tarzına
uygun, çoğunlukla ulusal konuları işleyen lirik şiirler yazdı. 1940´lardan
sonra edebiyat tarihi, folklor ve halk edebiyatı araştırmalarına yöneldi. Eski metinleri inceledi, eklediği notlarla birlikte sadeleştirilmiş basımlarını hazırladı. Kendi şiirlerini kitap olarak yayınlamadı. Yalnızca 5 şiirini İngilizce çevirileriyle birlikte Birkaç Şiir-Poems kitabında topladı.
BU VATAN KİMİN?
Bu vatan toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır.
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tutuşup kül olan ocaklarından,
Şahlanıp köpüren ırmaklarından,
Hudutta gaza bayraklarından
Alnına ışıklar vuranlarındır.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir.
Ardına bakmadan yollara düşen
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır.
Gökyay’ım ne yazsan ziyade değil
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil
Topun namlusundan görenlerindir
BÜLTEN • 2015 - 211
Vefat Eden Üyelerimiz
HAYRİ GÜLER
30/08/2015
İZZET FİDAN
21/12/2015
31
32
BÜLTEN • 2015 - 211
Bas›nda Odam›z
TÜRKYE ANKARA
BASKISI
DÜZENSZ BÖLGESEL ...
ANKARA
SYAS
Tarih :
16.10.2015
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
19
149441
41
1/1
HABERTÜRK
ANKARA
GÜNLÜK BÖLGESEL
ANKARA
SYAS
YENMER
AM
GÜNLÜK
YEREL GA
ZETE
KONYA
SYAS
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
08.08.20
15
2
1000
30
U
ANADOL
HAFTADA
ANKARA
SYAS
NEHR
YERE...
HAFTADA 6 GÜN
ANTALYA
SYAS
Tarih :
GA... Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
RE...
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
14.10.2015
6
354
252
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
11.11.2015
11
3121
201
2/2
1/1
27.10.2015
5
178294
27
HABERTÜRK
ANKARA
GÜNLÜK BÖLGESEL
ANKARA
SYAS
1/1
18.10.2015
Tarih :
5
173923
38
GA... Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
1/1
1/1
Tarih :
6 GÜN YE
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
ZAFER
HAFTADA
6 GÜN YE
RE...
ANKARA
SYAS
19.10.2015
5
3190
37
STAR ANKARA
HAFTALIK BÖLGESEL ...
ANKARA
SYAS
1/1
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
04.07.2015
1/1
3
102451
48
HABER VAKTM
HAFTADA 6 GÜN
YERE...
ANKARA
SYAS
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
29.07.2015
2
3093
284
2/2
BÜLTEN • 2015 - 211
HABER VAKTM
HAFTADA 6 GÜN
ANKARA
SYAS
YERE...
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
1/1
1/2
29.07.2015
SPRES
ANTALYA EK GAZETE
ÜK YEREL
1
3093
284
GÜNL
ANTALYA
SYAS
HABERTÜRK
ANKARA
Tarih :
GÜNLÜK BÖLGESEL
GA... Sayfa :
ANKARA
Tiraj :
SYAS
StxCm :
ZAFER
HAFTADA 6
GÜN YERE...
ANKARA
SYAS
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
14.10.2015
Tarih :
6
646
58
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
06.11.2015
1/1
5
178822
43
04.09.2015
11
3121
187
1/1
1/1
15
Tarih :
KARA
yfa :
... Sa
YET AN
HÜRR BÖLGESEL GA
Tiraj :
:
GÜNLÜK
StxCm
08.10.20
5
342084
41
ANKARA
SYAS
HABERTÜRK
ANKARA
Tarih :
GÜNLÜK BÖLGESEL GA...
Sayfa :
ANKARA
Tiraj :
SYAS
StxCm :
ZAFER
03.07.2015
ZAFER
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
03.07.201
5
4
3121
123
1/1
1/1
4
181229
15
HAFTADA 6 GÜN
ANKARA
SYAS
HAFTADA
6 GÜN YE
RE...
ANKARA
SYAS
33
YERE...
Tarih :
Sayfa :
Tiraj :
StxCm :
06.11.2015
4
3121
137
1/1
MESLEKİ YAZILAR
34
BÜLTEN • 2015 - 211
ÖTV: İSTİSNALAR VE İADELER
Kemal OKTAR - Emekli GİB ÖTV Şube Müdürü
Dergimizin geçen sayılarında, ÖTV kapsamına giren mallar,vergiyi doğuran olay,
verginin mükellefi, hesaplanması, beyanı
ve ödenmesine ilişkin açıklamalar yapılmıştı. Dizi makalelerimizin sonuncusunu teşkil
edenbu sayımızda, ÖTV istisnaları ile ÖTV
iadesi doğuran işlemler ele alınmıştır.
ÖTV İSTİSNALARI
ÖTV Kanununun 5,6 ve7. maddeleri ile
geçici 4. maddesinde istisna hükümleri yer
almaktadır. ÖTV istisnalarını, tüm listelerdeki
mallar için uygulanması öngörülen genel istisnalar ile her bir liste itibariyle düzenlenen
özel istisnalar olarak iki gruba ayırabiliriz.
A) GENEL İSTİSNALAR
1- İhracat istisnası
ÖTV Kanununun 5. maddesi ile ÖTV kapsamına giren malların ihracı vergiden istisna
edilmiştir. ÖTV kapsamına giren mallarda ihracat istisnası uygulanabilmesi için; teslimin
yurt dışındaki bir müşteriye yapılması ve teslim konusu malın Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesinden çıkmış olması gerekmektedir.
Serbest bölgeye yapılan teslimler, yurt
dışında ikamet eden yolculara yurt içinde
yapılan teslimler ile gümrüksüz satış mağazalarına (free-shop) yapılan teslimlerde ÖTV
yönünden ihracat istisnası uygulanmamaktadır.
Öte yandan ÖTV mükellefinden satın
alınarak, üzerinde herhangi bir işlem yapılmaksızın olduğu gibi ihraç edilen mallar için
ihracatçının ÖTV mükellefine ödediği ÖTV,
ihracatın gerçekleşmesi üzerine ihracatçıya
iade edilebilmektedir.
Ayrıca yine olduğu gibi ihraç edecek olmak şartıyla, ihracatçının ihraç kaydıyla ÖTV
mükellefinden satın alacağı mallar için, tecilterkin uygulaması kapsamında işlem yapılabilmektedir.
2- Diplomatik istisna
ÖTV Kanununun 6. maddesi ile[Kanuna
ekli (IV) sayılı listedeki mallar hariç olmak
üzere] karşılıklı olmak kaydıyla yabancı devletlerin Türkiye’deki diplomatik temsilcilikleri,
konsoloslukları, uluslararası anlaşmalarla
vergi muafiyeti tanınan uluslararası kuruluşlar ve bu kuruluşların diplomatik haklara sahip mensuplarının kendi ihtiyaçları için yapacağı alımlar ve ithalatlar ÖTV’den müstesna
tutulmuştur.
Dışişleri Bakanlığınca diplomatik istisnadan yararlanan kuruluşlara, ÖTV istisnasından yararlanılacak mallar ile istisnadan yararlanılacak miktar veya tutarların gösterildiği
belge verilmektedir.
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
35
3- Gümrük vergisinden muaf malların
ithali
lunanlara yakıt, L.P.G., doğalgaz ve yağların
teslimi,
ÖTV Kanununun 7/6. maddesi ile Gümrük
Kanununun 167. maddesi (5/a ve 7 numaralı bentleri hariç olmak üzere) kapsamında
gümrük vergisinden muaf olan malların ithali ÖTV’den de istisna edilmiştir. Aynı madde
uyarınca geçici ithalatta gümrük vergisi uygulamasına paralel olarak tam veya kısmi
istisna uygulanmakta, hariçte işleme rejimi
veya geri gelen eşya kapsamında yurda giren mallarınana bedeli ÖTV’den müstesna
tutulmakta, sadece bu malların yurt dışında
kazandığı değer farkı üzerinden vergileme
yapılmaktadır.
- Tasfiyelik hale gelen (I) sayılı listedeki
malların tabii afetler, bulaşıcı hastalıklar ve
benzeri olağanüstü durumlarda genel ve özel
bütçeli idarelere, il özel idarelerine, belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi,
4- Millileşmemiş malların teslimi
ÖTV Kanununun 7/7. maddesi ile Gümrük
Kanununun transit, gümrük antreposu, dahilde işleme, gümrük kontrolü altında işleme
rejimlerine tabi olan mallar ile serbest bölge
ve geçici depolama yerleri hükümlerinin uygulandığı mallar ÖTV’den istisna edilmiştir.
Ancak (I) sayılı listedeki malların ithali
ÖTV’nin konusuna girmediğinden, bu rejimler kapsamına giren malların ithalinde ÖTV
uygulanması söz konusu olmayacak, rejimi
sona erdiren satış veya kullanımlarda ÖTV
doğacaktır.
B) LİSTELERE ÖZEL İSTİSNALAR
a) (I) sayılı listedeki mallarla ilgili istisnalar
- Güvenlik kuruluşları (Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, Sahil
Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat Teşkilatı) ile bunların akaryakıt ikmalini yapan kuruluşlara yakıt, L.P.G., doğalgaz ve yağların
teslimi,
- Petrol arama ve istihsal faaliyetinde bu-
- 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 16/A maddesi uyarınca tasfiyelik hale
gelen (I) sayılı listedeki malların bu bentte sayılanlara bedelsiz teslimi,
- Bakanlar Kurulunca belirlenen sınır kapılarında, ihracat rejimi kapsamında yurt dışına çıkarılacak eşyayı taşıyan kamyon, çekici
ve soğutucu ünitesine sahip yarı römorklara,
yurt dışına çıkışlarında motorin teslimi,
- Fuel oil ile çalışan elektrik santrallarına
kalorifer yakıtı, 4, 5, 6 numaralı fuel oil teslimi,
- Birincil yakıtı doğalgaz ikincil yakıtı akaryakıt olan elektrik santrallarına Enerji ve Tabii
Kaynaklar Bakanlığı talimatı veya onayı ile
motorin teslimi.
b) (II) sayılı listedeki mallarla ilgili istisnalar
- Ambulans, cenaze taşıma aracı, mahkum
taşıma aracı ve itfaiye araçlarının ilk iktisabı,
- Kayıt ve tescile tabi olmayan ve Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine giren yük taşımaya mahsus araçlar (kamyon, kamyonet gibi)
ile özel amaçlı taşıtların (kurtarıcı, vinç, mikser, arazöz, yol süpürme araçları gibi) ithali
veya imalatçısı tarafından teslimi,
- Malul ve engellilerin 5 yılda bir defaya
mahsus olmak üzere:
· Engellilik oranı % 90 veya daha fazla olanlar ile engellilik oranına bakılmaksızın
bizzat kullanmak üzere engelliliğine uygun
hareket ettirici özel tertibat yaptıranlar tarafın-
MESLEKİ YAZILAR
36
BÜLTEN • 2015 - 211
dan motor silindir hacmi 1600 cm³’ü geçmeyen binek otomobili veya motor silindir hacmi
2800 cm³’ü geçmeyen kamyonet ya da motor
silindir hacmine bakılmaksızın motosikletlerin
ilk iktisabı,
· Engellilik durumlarının araçları bizzat
kullanamayacak ve sürekli olarak tekerlekli
sandalye veya sedye kullanmalarını gerektirecek nitelikte olduğunu engelli sağlık kurulu
raporuyla tevsik edenler ile engellilik derecesi % 90 veya daha fazla olup tekerlekli sandalye veya sedye ile binilmesine ve seyahat
edilmesine uygun tertibat yaptıran malûl ve
engelliler tarafından motor silindir hacmi
2800 cm³’ü geçmeyen çift sıra koltuklu kapalı
kasalı kamyonet veya panelvan ya da sürücü
dahil 9 koltuğu bulunan araçlarıilk iktisabı,
· Yukarıdaki paragrafta belirtilen araçların ilk iktisabını yapan malûl ve engelliler tarafından, bu araçların deprem, heyelan, sel,
yangın veya kaza sonucu kullanılamaz hâle
gelmesi nedeniyle hurdaya çıkarılarak, sayılan özellikteki araçların ilk iktisabı,
- (II) sayılı listede yer alan kara, hava veya
deniz araçlarının Başbakanlık merkez teşkilatı tarafından ilk iktisabı,
- Uçak ve helikopterlerin Türk Hava Kurumu tarafından ilk iktisabı,
- TIR çekicisi, kamyon, kamyonet, yük
taşıma araçları, özel amaçlı araçlar ile kısa
mesafeli yük taşıyıcıların, münhasıran petrol
arama faaliyetinde bulunanlar tarafından bu
amaçla ilk iktisabı.
c) (IV) sayılı listedeki mallarla ilgili istisnalar
- (IV) sayılı listede yer alan malların genel
ve katma bütçeli dairelere, il özel idarelerine,
belediyelere, köylere ve bunların teşkil ettikleri birliklere bedelsiz teslimi veya bunlar tarafından bedelsiz olarak ithali,
- Tüfek ve tabancaların Milli Savunma
Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı,
Sahil Güvenlik Komutanlığı, Milli İstihbarat
Teşkilâtı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Gümrükler Muhafaza Genel Müdürlüğüne teslimi
veya bunlar tarafından ithali.
ÖTV İADELERİ
ÖTV Kanununa göre ÖTV iadesi doğuran
dört farklı işlem vardır.
1- ÖTV ödenerek satın alınan malların ihracında ödenen verginin iadesi,
2- Kullanım yerine göre vergisi indirilen
mallar için indirimin iade yöntemiyle yapılması,
3- Fazla veya yersiz ödenen verginin iadesi,
4- Uluslararası anlaşmalarda yer alan hükümler gereği ÖTV iadesi yapılması.
1- ÖTV ödenen malların ihracı
ÖTV Kanununun 5/2. maddesi, ihraç edilen malların alış faturası ve benzeri belgeler
üzerinde gösterilen ve beyan edilen ÖTV’nin
ihracatçıya iade edilmesini öngörmüştür.Bu
maddenin Maliye Bakanlığına verdiği yetki
uyarınca ihraç edilen mallara ait verginin iadesine ilişkin usul ve esaslar ÖTV genel tebliğleriyle belirlenmektedir.
Nitekim ÖTV (I) Sayılı Liste Uygulama
Genel Tebliğinin (II-A/2.) bölümünde, ÖTV
uygulanan malların ihraç edilmesi halinde
bu verginin iadesinin, sadece ÖTV mükelleflerinden satın alınan mallar için söz konusu
olduğu, ÖTV uygulanan safhadan sonraki
satıcılardan alınan malların ihraç edilmesi
halinde, alış belgelerinde görünmeyen ve
malın fiyatına dâhil edilmiş olan ÖTV’nin iade
edilemeyeceği belirtilmiştir. Aynı şekilde ithalde ödenen ÖTV’nin de, ithal edilen malların
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
ithalatçısı tarafından ihraç edilmesi halindeithalatçı-ihracatçıya iade edilebileceği, ÖTV’yi
gümrüğe ödeyen ithalatçıdan satın alınan
malların ihraç edilmesi halinde ÖTV’nin iade
edilmeyeceği açıklanmıştır.
Öte yandan, ÖTV ödenerek satın alınan
malların herhangi bir işlem görmeden, olduğu
gibi (aynen) ihraç edilmesi halinde, bu mallar
için yüklenilen ÖTV iade edilebilecektir. ÖTV
ödenerek satın alınan maldan ÖTV’ye tabi
olan veya olmayan bir mal üretilerek bu malın
ihraç edilmesi halinde, imalatta kullanılan mal
için ödenen ÖTV’nin iadesi mümkün değildir.
İhraç edilen mallara ait ÖTV’nin iadesinde
aşağıdaki belgeler aranmaktadır:
- İhracatçı adına düzenlenen ve üzerinde
ÖTV’nin gösterildiği fatura veya benzeri belgelerin listesi,
- İhraç edilen malların ithal edilmiş olması
ve vergilendirmenin ithal aşamasında gümrük idaresine yaptırılması halinde ithalatta
düzenlenen gümrük beyannamesi ile verginin ödendiğini gösteren gümrük makbuzu,
- İhraç edilen mala ait gümrük beyannamesi veya listesi,
- İhraç edilen mala ilişkin yurt dışındaki
müşteri adına düzenlenen faturaların listesi.
Bu belgelerin vergi dairesine ibrazı üzerine, ihraç edilen mala ait ÖTV’nin mükellefi tarafından bağlı olduğu vergi dairesine (ithalde
gümrük idaresine) ödendiği tespit edilerek,
ihraç edilen mallara ait ÖTV, ihracat istisnasından doğan KDV iadeleri ile ilgili genel
esaslar çerçevesinde nakden veya mahsuben iade edilmektedir.
2- Kullanım yerine göre vergisi indirilen
mallar
ÖTV Kanununun 12/4. maddesine göre,
(I) sayılı listedeki mallar için uygulanan maktu
37
vergi tutarlarının,bu malların cinsleri, özellikleri, kullanım yerleri veya ithalatın şekli itibariyle Bakanlar Kurulu tarafından farklı tespit
edilmesi halinde, Maliye Bakanlığı vergi farklılaştırmasını, verginin mükellefe veya vergiye tâbi işlemlere taraf olanlara iadesi yöntemi
ile uygulamaya yetkilidir.
Maliye Bakanlığının bu yetkisini kullanarak, vergi farklılaştırmasını ÖTV iadesi yöntemiyle yaptığı işlemler aşağıdadır.
a) 2013/3792 sayılı Kararname kapsamındaki kullanımlar
la:
2013/3792 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıy-
- (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malları
ithal ederekveya satın alarak, 12 ay içinde,
sahip olduğu sanayi sicil belgesine konu olan
(I) sayılı liste (ve EPDK tarafından madeni
yağ olarak tanımlanan mallar) dışındaki malların imalatında kullananlara,
- (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki malları
(solventler) ithal ederek veya satın alarak, 12
ay içinde, sahip olduğu sanayi sicil belgesine
konu olan (B) cetvelindeki vergisi daha düşük
malların (tiner) imalatında kullananlara,
- (I) sayılı listenin (B) cetvelindeki bazyağları ithal ederek veya satın alarak, 3 ay içinde, sahip olduğu sanayi sicil belgesine konu
olan ve ihraç edeceği veya ihraç kaydıyla satacağı madeni yağ veya yağlama müstahzarı
imalatında kullananlara,
Kararnamede belirlenen oranlardaki vergi
tutarını ödemesi öngörülmüştür.
Maliye Bakanlığı bu uygulamayı, sanayi sicil belgeli imalatçıların önce ÖTV’yi tam
olarak ödemeleri, daha sonra yapılacak inceleme sonucu Kararnamede belirlenen tutarı
aşan kısmı kendilerine nakden veya mahsuben iade etme şeklinde sürdürmektedir.
Bu konudaki açıklamalar ÖTV (I) Sayılı Liste
MESLEKİ YAZILAR
38
BÜLTEN • 2015 - 211
Uygulama Genel Tebliğinin (III-C) bölümünde
yer almaktadır.
b) 2014/6881 sayılı Kararname kapsamındaki kullanımlar
2014/6881 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, sanayi sicil belgeli aerosol imalatçılarının, aeresol üretiminde kullanmak üzere ithal
edeceği veya satın alacağı sıvılaştırılmış petrol gazı (L.P.G.) için ödeyecekleri ÖTV tutarı
sıfıra indirilmiştir.
Ancak Maliye Bakanlığı, söz konusu Kararnamede düzenlenen indirimli vergi uygulamasından kaynaklanan vergi farklılaştırmasının aerosol üreticilerine iade yöntemi ile
uygulanmasını öngörmüştür. Bu konuyla ilgili
olarak ÖTV (I) Sayılı Liste Uygulama Genel
Tebliğinin (III-B/6.) bölümünde, sanayi sicil
belgeli aerosol üreticilerinin bu imalatında
kullanacağı aerosolü alımında önce tam olarak ÖTV ödeyecekleri, 12 ay içinde imalatta
kullanıldığının tespiti üzerine de ödedikleri
ÖTV’nin nakden veya mahsuben iade edileceği açıklanmıştır.
c) 2013/5595 sayılı Kararname kapsamındaki kullanımlar
2013/5595 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı
eki kararın 3. maddesiyle, Türkiye’de üretilen
tarım ürünlerinden veya Türkiye’de toplanan
kullanılmış kızartmalık bitkisel yağlar ile kullanım süresi geçmiş bitkisel yağlardan elde
edilen “oto biodizel” ile harmanlanan motorinlerin tesliminde ÖTV tutarının, oto biodizel
miktarının toplam harmanlanmış mal miktarına oranı kadar eksik uygulanması, ancak bu
orana göre belirlenen vergi tutarının, motorinin vergi tutarlarının %98’inden az olmaması
kararlaştırılmıştır.
Maliye Bakanlığı, oto biodizelli motorin
tesliminde önce motorin için belirlenmiş olan
ÖTV tutarının tam olarak ödenmesi, ödemeyi
takip eden 12 ay içinde ödenen verginin oto
biodizel miktarının toplam harmanlanmış mal
miktarına oranı kadarlık kısmının (motorinin
vergisinin %2’sini aşmamak üzere) oto biodizelli motorin teslim eden firmaya iade edilmesini öngörmüştür.
3- Fazla veya yersiz ödenen vergi
ÖTV Kanununun 15/1. maddesine
göre,malların iade edilmesi, işlemin gerçekleşmemesi, işlemden vazgeçilmesi veya
diğer nedenlerle matrahta değişiklik vuku
bulduğu ya da yersiz veya fazla vergi hesaplandığı hallerde, vergiye tabi işlemleri yapmış
olan mükelleflerin bunlarla ilgili borçlandığı
veya ödediği vergiler için değişikliğin mahiyetine uygun şekilde ve değişikliğin meydana
geldiği dönem içinde düzeltme yapabilecekleri, bu vergiden mahsup edebilecekleri veya
iade talebinde bulunabilecekleri hükme bağlanmıştır. Ancak bu şekilde işlem yapılabilmesi için, iade olunan malların işletmeye girmiş olması, yersiz veya fazla ödenen verginin
alıcıya iade edilmesi ve bu işlemlerin defter
kayıtları, belgeler ve beyannamede gösterilmesi gerekmektedir.
İthalat sırasında fazla veya yersiz uygulanan ÖTV ise, Gümrük Kanununun düzeltme
hükümlerinegöre iade edilmektedir.
Kanuna ekli (II) sayılı listedeki araçlardan
kayıt ve tescile tabi olanların kayıt ve tescil
edildikten sonra iade edilmesi halinde beyan edilen ÖTV›nin düzeltilebilmesi için, bu
iadenin 4077 sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılmış
olması gerekmektedir. Buna göre,trafiğe kayıt ve tescil ettirilen aracın 4077 sayılı Kanun
kapsamında iade edilmesi konusunda satıcı
ile alıcının kendi aralarında sulh olmaları halinde, bu durum taraflar arasında düzenlenecek bir tutanak veya sözleşme ile tevsik edil-
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
mek şartıyla düzeltme işlemi yapılabilecektir.
Söz konusu tutanak veya sözleşmede iade
gerekçesinin açıkça belirtilmesi, iadenin garanti süresi içinde meydana gelen arıza veya
arızalar nedeniyle veya tamir için gereken iş
gününün aşılması ya da aracın tamir edilemez olduğunun tespitinden dolayı istenmesi
halinde, buna ilişkin teknik raporların da söz
konusu tutanak veya sözleşmeye eklenmesi
gerekmektedir.
Taraflar arasında sulh olmaması ve iadenin «Tüketici Mahkemeleri» veya «Tüketici
Sorunları Hakem Heyetleri»nin verdiği karar
üzerine gerçekleşmesi halinde de beyan edilen ÖTV düzeltilebilecektir.
İlk iktisabı yapılmış, ancak henüz kayıt ve
tescil ettirilmemiş olan araçların iade edilmesi
halinde, iadenin 4077 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılması şartı bulunmamaktadır.
Vergi dairesi tarafından, düzeltilmesi ve
iadesi talep edilen verginin ödendiğinin kayıtlardan tespit edilmek suretiyle, düzeltme ve
iade talebi, miktarına bakılmaksızın inceleme
veya teminat aranılmadan yerine getirilmektedir.
4- Uluslararası anlaşmalarda yer alan
iadehükümleri
ÖTV Kanununun 10/1. maddesi,ÖTV’ye
ilişkin istisna ve muafiyetlerin ancak ÖTV Kanununa hüküm eklenmek veya bu Kanunda
değişiklik yapılmak suretiyle düzenleneceği,
diğer kanunlarda yer alan istisna veya muafiyet hükümlerininbu vergi bakımından geçersiz olduğunu hükme bağlamıştır. Ancak
39
uluslararası anlaşma hükümleri saklı tutulmuştur. Buna göre Türkiye’nin taraf olduğu ve
Anayasanın 90. maddesi gereği vergi kanunları açısından yüklenim getirmesi nedeniyle
T.B.M.M. tarafından bir kanunla onaylanmış
olan uluslararası anlaşmalarda ÖTV’nin iade
edilmesini gerektiren bir hüküm bulunması
halinde, anlaşmada belirtilen kişi veya kuruluşlara ÖTV iadesi yapılabilecektir.
Bu konuda “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Avrupa Toplulukları Komisyonu Arasında
Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA) ile Temin
Edilen Yardımın Uygulanması Çerçevesinde Türkiye Cumhuriyetine Sağlanan Avrupa Topluluğu Mali Yardımlarıyla İlgili İşbirliği
Kuralları Hakkında Çerçeve Anlaşma” örnek
gösterilebilir. 5824 sayılı Kanunla onaylanan, 2008/14450 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yayımlanan ve 2009/14614 sayılı
Kararname uyarınca 24.12.2008 tarihinde
yürürlüğe girmiş olan bu anlaşmanın 26/2-d
maddesinde, AT yüklenicilerinin harcamalarının ÖTV’den muaf tutulacağına, bu muafiyetin yalnızca AT sözleşmesi kapsamında AT
yüklenicisi tarafından tedarik edilen mallar
veya yapılan işler ile bağlantılı harcamalara
uygulanacağına dair hüküm ihdas edilmiştir.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin olarak yayımlanan 1 Sıra No.lu Türkiye - Avrupa Birliği Katılım Öncesi Yardım Aracı (IPA)
Çerçeve Anlaşması Genel Tebliğinin (4.3.3.)
bölümünde, “KDV İstisna Sertifikası” almış
bulunan AT yüklenicilerinin, AT sözleşmesi
kapsamındaki harcamaları dolayısıyla ödediği ÖTV’ninne şekilde iade edileceğine dair
açıklamalar yer almaktadır.
MESLEKİ YAZILAR
40
BÜLTEN • 2015 - 211
TAŞITLARDA YENİ ÖTV UYGULAMA
GENEL TEBLİĞ ÇERÇEVESİNDE
YAPILAN KAPSAM, MATRAH VE ORAN
DÜZENLEMELERİ
Ferhat CEYLAN - Devlet Gelir Uzmanı
1. Giriş
1/5/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren Özel
Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği1 ile taşıtlara ilişkin ikincil mevzuat revize edilerek tek tebliğ haline getirilmiştir.
Bu kapsamda, uygulamaya yönelik olarak
birçok konuya açıklık getirilmeye çalışılmış;
bunun yanı sıra yeni düzenlemelere de yer verilmiştir. Ayrıca, daha önce mevzuatta yapılan
değişikler ile Tebliğ açıklamaları uyumlu hale
getirilerek Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından
özelge olarak verilen görüşler ile yayımlanan
sirküler açıklamalarına Tebliğde yer verilmiştir.
Bu yazıda, taşıtlara ilişkin kapsam, matrah
ve oran konusunda yapılan açıklamalar ve yeni
düzenlemeler çerçevesinde değerlendirmelere
yer verilerek konuya açıklık getirilmeye ve ortaya çıkabilecek olası sorun ve çözüm önerilerine
değinilmeye çalışılmıştır.
2. Taşıtlarda ÖTV Kapsamına İlişkin Yapılan Düzenlemeler
Yeni Tebliğ ile 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununun eki (II) sayılı listede yer alan
taşıtların hangileri olduğu, hangilerinin kapsam
dışında olduğu, taşıtlar için hangi tanımların
dikkate alınacağı, taşıt kiralamaları ile deniz taşıtlarının kayıt ve tescili gibi hususlara açıklık
getirilmeye çalışılmıştır.
2.1. ÖTV Kanunu Kapsamında Yer Alan
Taşıtların Tanımı
Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede yer alan taşıtlar, GTİP numaralarına göre sınıflandırılmış olup GTİP numaraları
altında yer alan tanım ve açıklamalarla farklı
1 18/04/2015 tarihli ve 29330 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
oranlarda vergiye tabi tutulmuştur.
Yeni Tebliğde,
• Türk Gümrük Tarife Cetveli ve izahnamesinde tanımlama veya açıklamanın olmadığı
durumlarda, Gelir İdaresi Başkanlığınca yapılan belirleme ve açıklamalar doğrultusunda işlem tesis edileceği,
• ÖTV’ye tabi bir malın sınıflandırıldığı GTİP
numarasının veya tanımının değişmesinin ÖTV
uygulamasında hüküm ifade etmeyeceği,
•Diğer mevzuatta (Karayolları Trafik Kanunu, Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu, Karayolları
Trafik Yönetmeliği, Motorlu Araçlar ve Römorkları Tip Onay Yönetmeliği gibi) yer alan araç
tanımlarının ÖTV uygulamasında dikkate alınmayacağı
ifade edilmektedir.
Yukarıdaki açıklamalara yeni Tebliğde yer
verilerek, (II) sayılı listede yer alan taşıtlar ile
ilgili başka mevzuatta yer alan tanımlama ile
açıklamaların ÖTV uygulamasına esas alınmadığı ve bir aracın (II) sayılı listede yer alıp almadığı hususunda tek yetkili kurumun Gelir İdaresi
Başkanlığı olduğu vurgulanmıştır.
Ayrıca, Kanuna ekli (II) sayılı liste gereğince,
ÖTV’nin kapsamına giren mallar genel olarak,
kapsamda değerlendirilmeyen mallar detaylı bir
şekilde Tebliğde açıklanmıştır. Tebliğde detaylı
olarak hangi taşıtların kapsamda olmadığının
ifade edilmesi, diğer tüm taşıtların Kanuna ekli
(II) sayılı liste kapsamında ÖTV’ye tabi tutulduğu anlamının çıkartılmasına neden olmaktadır.
Konuyla ilgili detaylı açıklamalara aşağıda değinilecektir.
Aşağıda ÖTV’ye tabi olan ve olmayan araçlara detaylı olarak yer verilmiştir.
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
2.1.1. ÖTV kapsamına giren taşıtlar
Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (II) sayılı listede, yarı römorklar için çekiciler, binek
otomobilleri ve esas itibarıyla insan taşımak
üzere imal edilmiş motorlu taşıtlar, eşya taşımaya mahsus motorlu taşıtlar, özel amaçlı motorlu taşıtlar, motosiklet, helikopter, uçak, gemi,
yat, eğlence ve spor tekneleri gibi taşıtlar yer
almaktadır.
Tebliğde, taşıtların genel tanımlarına yer verilerek bağlayacı ifadelerden kaçınılmıştır. Ancak bazı araçların hangi GTİP numarasında yer
aldığı ile ÖTV’ye tabi olup olmadıkları yukarıda
yer alan genel ifadeden anlaşılamamaktadır.
Buna örnek olarak ATV (All Terrain Vehicle)
ile UTV (Utility Vehicle) gösterilebilir. Bu araçlar, kapsam kısmında doğrudan ifade edilmese
de insan taşımaya mahsus motorlu taşıt olarak
ÖTV’ye tabi olacaktır.
Ayrıca, ATV olarak adlandırılan taşıtlar için
Gelir İdaresinin görüşü; “Türk Gümrük Tarife
Tarife Cetveline göre, ATV (All Terrain Vehicle) olarak adlandırılan 3 ve 4 tekerlekli araçlar
8703.21 (Silindir hacmi 1000 cm³’ü geçmeyenler) tarife pozisyonunun 8703.21.10.90.19 numaralı “Diğerleri” alt bölümünde yer aldığından,
bu araçlar özel tüketim vergisi uygulamasında
Kanuna ekli (II) sayılı listenin 87.03 tarife pozisyonu sırasının “Diğerleri” grubunda motor silindir hacmi 1600 cm³’ü geçmeyenler kategorisi
kapsamında vergilendirilmektedir.”2 şeklindedir.
2.1.2. ÖTV kapsamına girmeyen taşıtlar
Yeni Tebliğde genel olarak,
• Ambulanslar, mahkûm taşımaya mahsus
arabalar, cenaze arabaları, itfaiye taşıtları, itfaiye öncü arabaları, motosiklet sepetleri gibi kara
taşıtları,
• Hava taşıtlarından uzay araçları (uydular
dâhil), uzay araçlarını fırlatıcı araçlar ve yörünge-altı araçları ile askeri, zirai, yangınla mücadelede kullanılan özel yapıdaki helikopterler ve
uçaklar,
• Deniz taşıtlarından 89.03 tarife pozisyonunda sınıflandırılan taşıtlardan şişirilebilir
olanlar, birim ağırlığı 100 kilogramı geçmeyenler, kürekli kayıklar ve kanoların
2 İstanbul VDB’nin 02/09/2013 tarihli ve 1395 sayılı özelgesi
41
(II) sayılı liste kapsamında olmadığı ifade
edilmiş olup teknik ve detaylı açıklamalara Tebliğden bakılabilir.
Bununla birlikte, parantez içi hükümlerle (II)
sayılı liste kapsamı dışında bırakılan taşıtların,
ÖTV’ye tabi diğer taşıtlar gibi kullanıldıklarının
tespit edilmesi halinde genel hükümler çerçevesinde vergilendirileceği bildirilmiştir.
Hizmetler ÖTV Kanunu kapsamında olmadığından, yurt dışından kiralanmak suretiyle
geçici ithalat kapsamında yurt içine kullanılmak
üzere getirilen taşıtların kesin ithalatı gerçekleşmedikçe ÖTV’ye tabi olmadığı açıklanmıştır.
Tebliğde kapsam konusunda yeni bir düzenleme yapılamayacağı gibi (II) sayılı liste kapsamı sadece Kanunla düzenlenebilir. Ancak, Tebliğ açıklamaları göz önüne alındığında sanki
liste kapsamında yeni bir düzenleme yapılması
gibi yanlış bir algı oluşabilir. Bu geniş kapsam
tanımlamalarının Gelir İdaresinin mevcut görüş
ve özelgelerinden yola çıkarak hazırlandığı değerlendirilmektedir.
2.2. Deniz Taşıtlarının Kapsamı
Tebliğin “Kayıt ve Tescile Tabi Olanlar” başlıklı (I/B/3.1.) bölümüne, mülga 1 Seri No.lu
Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğinden3 farklı
olarak “Deniz taşıtları bakımından, bağlama kütüğüne kaydı zorunlu olanlar da bu kapsamda
değerlendirilir.” cümlesi eklenmiştir.
Söz konusu düzenleme ile birlikte, deniz taşıtlarında ÖTV uygulaması bakımından kayıt
ve tescile tabi olanların kapsamı netleştirilmiştir. Bağlama kütüğüne kaydı zorunlu olan deniz
taşıtları da kayıt ve tescile tabi olan taşıtlar kapsamında değerlendirilmiştir.
Böylece, Milli Gemi Sicili veya Türk Uluslararası Gemi Siciline tescili zorunlu olanlar ile
bağlama kütüğüne kaydı zorunlu olanlar kayıt
ve tescile tabi deniz araçları olarak kabul edilmiştir.
3. Taşıtlarda ÖTV Matrah ve Oranına Yönelik Yapılan Düzenlemeler
Yeni Tebliğin matrah ve oran kısmı incelendiğinde, ÖTV’nin matrahına ve oran tespitine
yönelik uygulamada tereddüt oluşturan ve özel
3 30/07/2002 tarihli ve 24831 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
MESLEKİ YAZILAR
42
BÜLTEN • 2015 - 211
ge konusu haline gelmiş bazı görüşlere Tebliğde detaylı yer verildiği görülmektedir.
3.1. Yurt İçi Teslimlerde ve İthalatta Matrahın Unsurları
3.1.1. Yurt içi teslimlerde matrah
Tebliğde yurt içi matraha ilişkin yeni bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak, konu katma
değer vergisi mevzuatına atıfta bulunularak detaylı şekilde açıklanmıştır.
Burada matrahın tespitinde, mülga 14 Seri
No.lu Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğinde4 de yer alan, “taşıtın, ilk iktisap kapsamında satışı tarihine kadar mükellefe satış yapan
tarafından iskonto yapılmadığı halde mükellef
tarafından, alış bedelinin herhangi bir oranına
tekabül eden bir tutarda indirim yapılmak suretiyle alış bedelinden daha düşük bir bedelle satılması durumunda da ÖTV matrahı, taşıtın alış
bedeli ile imalatçının satış bedelinden/ithalatta
hesaplanan KDV matrahından düşük olamaz”
şeklindeki ibareye aynen yer verilmiştir.
Mükellefler arasında hala bazı sıkıntılara
yol açan ibarenin anlamını, “ÖTV matrahı, taşıtın alış bedeli (%10’luk iskonto yapılmış hali),
imalatçının satış bedeli ile ithalatta hesaplanan
KDV matrahından hangisi en yüksekse odur”
şeklinde tekrar ifade etmekte fayda vardır.
3.1.2. İthalatta matrah
(II) sayılı listede yer alan kayıt ve tescile tâbi
taşıtların kullanılmak üzere ithali ile aynı listede
yer alan kayıt ve tescile tâbi olmayan taşıtların
ithalinde ÖTV’nin matrahının;
• İthal edilen taşıtın gümrük vergisi tarhına
esas olan kıymeti, gümrük vergisinin kıymet
esasına göre alınmaması veya taşıtın gümrük
vergisinden muaf olması halinde sigorta ve
navlun bedelleri dâhil (CIF) değeri, bunun belli
olmadığı hallerde taşıtın gümrükçe tespit edilecek değeri,
• İthalat sırasında ödenen her türlü vergi
(ÖTV ve KDV hariç), resim, harç ve paylar,
• Gümrük beyannamesinin tescil tarihine kadar yapılan diğer giderler ve ödemelerden vergilendirilmeyenler ile taşıt bedeli üzerinden hesaplanan fiyat farkı, kur farkı gibi ödemelerden
4 08/07/2008 tarihli ve 26930 sayılı Resmi Gazete’de
yayımlanmıştır.
oluştuğu açık bir şekilde ifade edilmiştir.
3.1.3. Matrahta özel düzenlemeler
Teslimi veya ilk iktisabı yapılan taşıta ilişkin
vade farkı, fiyat farkı, prim gibi çeşitli gelirlerin,
banka kredisi temin edemeyen müşteriler için
ÖTV mükellefleri tarafından bankalardan sağlanan krediler için nihai tüketiciye yansıtılan kredi faiz tutarlarının, ÖTV mükellefleri tarafından
yapılan ve taşıtın teslimi veya ilk iktisabında
alıcıdan ayrıca alınan aksesuar, boya koruma,
kuaför, ek garanti ve benzeri teslim ve hizmetlerin, ÖTV matrahına dahil olduğuna yönelik düzenleme yapılmıştır.
Yine Tebliğde, aksam, parça veya mütemmim cüzü ile birlikte ithali/imalatçılar tarafından
teslim edilen taşıtların satışında ÖTV matrahının, söz konusu aksam, parça veya mütemmim
cüz bedeli dahil ithalattaki KDV matrahından
veya imalatçı satış bedelinden düşük olamayacağı öngörülmüştür.
Taşıtın ilk iktisabı aşamasında, müşterinin
vekalet vererek satıcıya yaptırdığı trafik kayıt
ve tescil işlemleri ile plaka çıkarılmasına ilişkin
hizmet bedelinin ÖTV matrahına dahil edilmeyeceği ancak söz konusu hizmet tutarlarının rayicine göre yüksek gösterilmesinin ÖTV matrahını azaltıcı işlem olarak değerlendirilerek buna
göre işlem tesis edileceği de Tebliğde ayrıca
ifade edilmiştir.
Bu özel düzenlemelerden en çok tereddüte
neden olabilecek husus, alıcıdan ayrıca alınan
aksesuar, boya koruma, kuaför, ek garanti ve
benzeri teslim ve hizmetlerin, ÖTV matrahına
dahil olduğuna yönelik olarak düzenlemedir.
Bu teslim ve hizmetlere araç üzerinde yapılan her türlü işlem girmektedir. Örneğin, alıcıdan ayrıca alınan oto gaz ve montaj bedeli de
matraha dahildir.
Tereddüte neden olabilecek husus ise, söz
konusu hizmetlerin satış öncesi ve satış sonrası yapılması arasında doğan matrah farkıdır.
Satış öncesi yapılan hizmetler matraha dahil
edilip tüketiciye yansıtılmaktadır. Satış sonrası
hizmetler ise ÖTV’nin konusuna girmemektedir.
Bazı bayilerin ÖTV matrahını azaltmak adına yukarıdaki hizmetleri hemen satış sonrası gerçekleştirdiği yönünde bilgiler mevcuttur.
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
Gelir İdaresinin bu konudaki görüşü; “Taşıtın
ilk iktisap kapsamında tesliminden sonra taşıta
ilişkin yapılan teslim ve verilen hizmetler ÖTV
matrahına dahil olmamakla birlikte; alıcının
vekâlet vermek suretiyle yaptıracağı trafik kayıt ve tescil işlemlerine ilişkin hizmet bedellerinin rayicine göre yüksek bedelle gösterilmesi
veya başka suretlerle araç bedelinin, dolayısıyla ÖTV matrahının azaltılmasını sağlayacak
doğrultuda işlem tesis edilmesi halinde, bu durumun Vergi Usul Kanununun 3 üncü maddesi
gereğince, işlemlerin gerçek mahiyetinin esas
olması prensibinden hareketle muvazaa olarak
değerlendirileceği ve buna göre işlem tesis edileceği” yönündedir.
Burada da zaman hususun nasıl değerlendirileceği meçhuldür. Satış günü yapılan işlemler
matrah azaltıcı işlem olarak değerlendirilebilir
ancak alıcının bir hafta sonra karar vererek satışı yapan aynı bayiden boya koruma hizmeti
almasının ÖTV’ye tabi olmaması gerektiği kanaatindeyim.
3.2. Oran Düzenlemeleri
ÖTV Kanununa göre, (II) sayılı listedeki değişikliklerin ancak Kanunla yapılması mümkün
bulunmakta; bu mallar için Kanunla belirlenen
oranlar ise, belli sınırlar dahilinde Bakanlar Kurulunca değiştirilebilmektedir.
Tebliğ ile uygulamada öteden beri tereddüt
oluşturan ve mükelleflerce beyan aşamasında sorun meydana getiren özellikli bazı araç
kategorilerinin vergi oranının tespitine yönelik
açıklamalara yer verilmiş olup herhangi bir oran
belirlenmesi söz konusu değildir.
Tebliğde, koltuk sayısı, insan/yük taşımaya
mahsus olup olmaması, ağırlık, istiap haddi,
kapalı/açık kasa olup olmaması, elektrik veya
akaryakıttan hareket kazanıp kazanmadığı gibi
kriterler göz önünde bulundurulmak suretiyle,
ÖTV’ye tabi araç cinslerine ilişkin detaylı değerlendirmeler yapılmıştır.
Örneğin, taşıtın mevcut koltuk sayısının belirlenmesinde, söz konusu taşıtların engellilerin
tekerlekli sandalye ile seyahatine imkân verecek şekilde üretimine/tadilatına yönelik olarak,
koltuk montajına ilişkin sabit tertibatların korunup korunmadığına bakılmaksızın, tekerlekli
sandalyelerin taşıt içerisinde koltuk olarak kul-
43
lanılmasını sağlayacak şekilde yapılacak her
bir sabit tertibatın ayrı birer koltuk olarak değerlendirileceği şeklinde Tebliğde yer alan özelgelerden5 derç edilmiş eklemelerin yanında; doğrudan GTİP numarası ve oran belirtilen örneğin,
“8704.31.91.00.00 G.T.İ.P. numarasından ithalat işlemlerinin yapıldığı anlaşılan, yük taşımaya
mahsus, kasalı, üç tekerlekli söz konusu aracın
ilk iktisabı, Özel Tüketim Vergisi Kanunu eki (II)
sayılı liste uyarınca %4 oranında ÖTV’ye tabi
olacaktır” şeklindeki ifadelerin yer aldığı özelgelere6 Tebliğde yer verilmemiştir.
4. Sonuç
Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliği ile taşıtlara ilişkin kapsam,
matrah ve oran konusunda çok kapsamlı açıklamalar yapılmış ve yeni düzenlemeler getirilmiştir. Ancak yanlış anlaşılmaya mahal vermemek için belirtilmelidir ki mükelleflere getirilen
yeni bir vergi yükü yoktur.
Yaklaşık on üç yıldır yürürlükte olan ÖTV
Kanununa ilişkin uygulamada yaşanan sıkıntılar ve uygulama boşlukları tek, basit ve açık bir
Tebliğ ile giderilmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda, konuyla ilgili tebliğ, sirküler ile genel yazılar
konsolide edilmiş; özelge olarak verilen birçok
görüş Tebliğe derç edilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı değerlendirmelerin yer
aldığı yeni Tebliğ ile taşıtlara ilişkin getirilen
kapsam, matrah ve oran konusundaki açıklamalar ile düzenlemeleri şu şekilde özetlemek
mümkündür: Taşıtlarda ÖTV’nin kapsamı konusu çok detaylı yer almış, tanımlamalara yer
verilmiş, birçok taşıttan ÖTV alınıp alınmadığı
hususunda tereddütler giderilmiştir. Matrah ve
oran konusunda da tereddüt edilen hususlara
açıklık getirilmiş, birçok görüş ve özelge Tebliğe derç edilmiş, taşıtların matrahına dahil edilen ve edilmeyen unsurlar açıklanmış, oran ve
taşıt sınıflandırılması çok kapsamlı bir şekilde
yapılmıştır.
Özel Tüketim Vergisi (II) Sayılı Liste Uygulama Genel Tebliğinin, taşıtlara ilişkin ÖTV uygulamasına yönelik bilgilerin bulunabileceği
açıklayıcı ve anlaşılır bir düzenleyici belge
olduğu değerlendirilebilir.
5 Adana VDB’nin 10/04/2015 tarihli ve 17 sayılı özelgesi
6 İstanbul VDB’nin 28/01/2015 tarihli ve 149 sayılı özelgesi
MESLEKİ YAZILAR
44
BÜLTEN • 2015 - 211
YURT DIŞI HİZMET KAZANCI VE GİRİŞİM
SERMAYESİ FONU İNDİRİMLERİ
Ferit ÖZ - Devlet Gelir Uzmanı
1. GİRİŞ
Kurumların bağış ve yardımları ile bazı
indirim ve istisnalarını, e-beyannamede yer
alan “Kazancın bulunması halinde indirilecek
istisna ve indirimler” bölümüne eklemeleri ve
matrahın tespitinde dikkate almaları gerekir.
Ne olursa olsun, kurum kazancı (İndirime esas tutar) bulunmaması durumunda
istisna, bağış ve indirimlerin beyanname
üzerinden düşülmesi mümkün değildir.
6322 sayılı Kanunla1 2012 yılında sisteme
dahil edilen “Türkiye’den yurtdışı mukimi
kişi ve kurumlara verilen hizmetler” ve “Girişim sermayesi fonu” uygulaması bu yazıda açıklanacaktır.
2. TÜRKİYE’DEN YURTDIŞI MUKİMİ KİŞİ
VE KURUMLARA VERİLEN HİZMETLER
Yurt dışında mukim kişi ve kurumlara,
Türkiye’de verilen bazı hizmetler “indirim”
kapsamına alınmıştır.
6322 sayılı Kanunla Kurumlar Vergisi Kanununa (KVK) eklenen 10/1-(ğ) bendinde;
- 15/6/2012 tarihinden itibaren uygulanmak üzere,
- Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle,
işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran
(sadece) yurt dışında yararlanılan mimarlık,
mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merke
1 31.05.2012 tarih
yayımlanmıştır
ve
28324
sayılı
Resmi
Gazetede
zi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmeleriyle,
- İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi
olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet
gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin
- münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazancın %50’sinin beyan edilen kurum
kazancından indirilebileceği belirtilmiştir.
Örneğin; Eylül A.Ş.’nin Ankara’daki özel
hastanesinde yabancı kişilere de hizmet verilmektedir. Şirketin bilgileri aşağıdaki gibidir:
Yabancı kişilere verilen sağlık hizmetinden elde edilen kazanç
Şirketin bu faaliyet dolayısıyla normalde ödemesi gereken kurumlar vergisi
500.000 TL
100.000 TL
(500.000 x %20)
Bu indirim uygulaması nedeniyle ödenecek kurumlar vergisi (100.000 / 2)
50.000 TL
Şirketin bu indirim dolayısıyla kazancı
(100.000 – 50.000)
50.000 TL
Sonuç olarak bu indirimden yararlanacak
olan şirket, 100.000 TL yerine 50.000 TL kurumlar vergisi ödeyecektir.
İndirimden faydalanacak kurumlarla ilgili
olarak da e-beyannamede aşağıdaki satırlar
açılmıştır;
- Sağlık hizmetlerine ilişkin indirim (KVK
Mad. 10/1-ğ)
- Eğitim hizmetlerine ilişkin indirim (KVK
Mad. 10/1-ğ)
- Diğer hizmetlere ilişkin indirim (KVK Mad.
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
10/1-ğ)
2.1. İndirimden Faydalanma Şartları
İndirim imkanından faydalanmak için aşağıda belirtilen şartların sağlanması gerekir.
2.1.1. İndirimden Faydalanacak Şirketlerin Ana Sözleşmelerinde Yazılı Esas Faaliyet Konusu
İlgili şirketlerin ana sözleşmelerinde yazılı
esas faaliyet konuları arasında;
- Mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım,
tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı
merkezi, veri saklama, eğitim ve sağlık hizmetleri sunmak olmalıdır. Şirket bünyesinde
sözü edilen hizmetlerden sadece birisi verilebileceği gibi ana sözleşmelerinde yer almak
şartıyla birden fazlası da verilebilir.
Yukarıda sayılan hizmetleri veren işletmelerin, Türkiye’de yerleşmiş olan kişilere de
hizmet vermesi indirimden faydalanmaya engel teşkil etmez. Öte yandan, sadece yabancı
kişi ve kurumlara verilen hizmetlerden elde
edilen kazancın %50’sine indirim uygulanır.
Sağlık alanında faaliyet gösteren işletmelerin elde ettiği kazançlara indirim uygulanabilmesi için Sağlık Bakanlığından alınan
ruhsat çerçevesinde; Eğitim alanında faaliyet
gösteren işletmelerin de Milli Eğitim Bakanlığından alınan izin belgesi veya ruhsat çerçevesinde faaliyette bulunmaları gerekir.
Sağlık Bakanlığınca ruhsatlandırılmış olmak şartıyla sağlık turizmi ile uğraşan işletmelerin de (termal turizm vb.) indirimden
faydalanması mümkündür.
2.1.2. Hizmetin, Türkiye’den Münhasıran Yurt Dışı Mukimi Kişi ve/veya Kurum
İçin Yapılmış Olması
Bu kapsamdaki hizmetlerin Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere, başka bir deyişle dar
mükellef kişi ve kurumlara verilmesi gerekir.
Ayrıca, hizmetlerin fiilen verilmesi gerek-
45
mekte olup bu alanlarda sunulan asistanlık,
danışmanlık ve aracılık gibi hizmetlerin bu
kapsamda değerlendirilmesi mümkün değildir.
2.1.3. Faturanın Yurt Dışı Mukimi Kişi
ve/veya Kurum Adına Düzenlenmesi
Yapılan hizmet ile ilgili olarak düzenlenecek faturanın, yurt dışı mukimi kişi ve/veya
kurum adına düzenlenmesi gerekir.
Sağlık alanında faaliyette bulunan şirketlerin ülkemiz ile ikili sosyal güvenlik anlaşması
bulunan ülkelerde yerleşik olanlara verdikleri
hizmetin bedelinin ülkemiz Sosyal Güvenlik
Kurumu tarafından ilgili ülke kurumlarından
tahsil edilmesi nedeniyle, hizmet bedeli karşılığı faturanın SGK’ya düzenlenmesi durumunda da indirimden faydalanılacaktır.
2.1.4. Türkiye’den Verilen, Mimarlık, Mühendislik, Tasarım, Yazılım, Tıbbi Raporlama, Muhasebe Kaydı Tutma, Çağrı Merkezi
ve Veri Saklama Hizmetlerinden Yurt Dışında Yararlanılması
Verilen hizmetten yurt dışında yararlanılmış olması gerekir. Diğer bir anlatımla, yurt
dışı mukimi kişi ve/veya kurum için verilen
hizmetin, bu kişilerin ve/veya kurumların Türkiye’deki faaliyetleri ile ilgisinin olmaması gerekmektedir.
2.2. İndirim Tutarının Tespiti
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetlerden elde edilen hasılattan bu faaliyetler
nedeniyle yüklenilen gider ve maliyet unsurlarının düşülmesi sonucu bulunacak kazancın
%50’si, beyannamede gösterilmek suretiyle
indirim konusu yapılacaktır.
Diğer indirim ve istisnalar ile geçmiş yıl zararları nedeniyle indirim konusu yapılamayan tutar
izleyen dönemlere devredilemeyecektir. Faaliyet
sonucunun zararlı olması halinde ise indirim söz
konusu olmayacaktır.
2.3. Kazançların Kayıtlarda İzlenmesi
Kurumlar vergisi matrahının tespiti açı-
MESLEKİ YAZILAR
46
BÜLTEN • 2015 - 211
sından, indirim kapsamında olan faaliyetlere
ilişkin kazanç, hasılat, maliyet ve gider unsurlarının; ayrı ayrı izlenmesi, diğer faaliyetlerle
ilişkilendirilmemesi ve kayıtların da bu ayrımı
sağlayacak şekilde tutulması gerekir.
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler
ile bu kapsama girmeyen işlerin birlikte yapılması halinde, indirim uygulanacak kazanca
ilişkin hasılat, gider ve maliyet unsurlarının
ayrı olarak tespit edilmesi esastır.
Gider ve maliyet unsurlarının ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün
olmadığı hallerde ise müşterek (ortak) genel
giderler, bu faaliyetler ile ilgili olarak cari yılda
oluşan hasılatın toplam hasılata oranı esas
alınarak dağıtılır.
Yukarıdaki açıklamaya göre dağıtım yapılırken;
Ortak
Genel
Giderler
X
İndirim kapsamındaki faaliyetten elde edilen
hasılat
Toplam hasılat
formülü uygulanacaktır.
İndirim kapsamında kabul edilen faaliyetler
ile bu kapsamda değerlendirilmeyen faaliyetlerde müştereken kullanılan tesisat, makine
ve ulaştırma vasıtalarının amortismanlarının
ise bunların her bir işte kullanıldıkları gün sayısına göre dağıtımının yapılması gerekmektedir. Hangi işte ne kadar süreyle kullanıldığı tespit edilemeyen sabit kıymetlere ilişkin
amortismanlar ise, ortak genel giderlerle birlikte dağıtıma tabi tutulur.
2.4. Eğitim ve Sağlık Hizmetlerine İlişkin
Geçici Vergi Beyannamesi Ekinde Verilecek Form ve Yapılacak Bildirim
Milli Eğitim Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığının izni ve denetimine tabi olarak eğitim veya
sağlık alanında faaliyet gösteren ve yurt dışı
yerleşik kişilere verdikleri hizmetlerden elde
ettikleri kazançlarının %50’sini indirim konusu yapan işletmelerin, hizmet verilen yurt dışı
yerleşik gerçek kişilere ilişkin ad-soyad, hangi
ülkenin uyruğunda olduğu, pasaport numarası, düzenlenen faturanın tarih ve sayısı, verilen hizmetin niteliği ve hizmet bedeli bilgilerini
içeren formu, her bir geçici vergi beyannamesi ile birlikte beyanname eki olarak vermesi gerekir. İlgili geçici vergi beyannamesinin
ekindeki forma dahil edilememiş bilgilerin bir
sonraki geçici vergi beyannamesi ekindeki
formla bildirilmesi mümkündür. Bu bilgiler ayrıca yıllık kurumlar vergisi beyannamesi ekinde de istenilmektedir.
Bunun yanı sıra, sağlık alanında faaliyet
gösteren işletmelere Sağlık Bakanlığınca verilen ruhsatın; eğitim alanında faaliyet gösteren işletmelere de Milli Eğitim Bakanlığınca
verilen izin belgesi veya ruhsatın bir örneğinin, istisnadan faydalanılacak ilk yıl, yıllık kurumlar vergisi beyanname verme süresi içerisinde bağlı bulunan vergi dairesine verilmesi
gerekir.
2.5. Esas Faaliyet Konusu Dışındaki
Gelirler
İlgili şirketlerin esas faaliyet konusu dışındaki işlemlerinden elde ettikleri gelirleri
ile olağandışı gelirlerinin indirim kapsamında
değerlendirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, nakitlerin değerlendirilmesi sonucu oluşan
faiz gelirleri, kasadaki dövizlerin değerlemesinden kaynaklanan kur farkları ve iktisadi
kıymetlerin elden çıkarılmasından doğan gelirler bu kapsamda değerlendirilmez.
3. GİRİŞİM SERMAYESİ FONU
6322 sayılı Kanunla 2012 yılında Vergi
Usul Kanununa eklenen 325/A maddesiyle,
kurumlar vergisi mükelleflerine;
- Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması
- veya girişim sermayesi yatırım fonu
paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından girişim sermayesi fonu ayırabilme imkanı getirilmiştir.
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
KVK’ya eklenen 10/1-(g) maddesi ile de,
girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar,
kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilmek şartıyla kurum kazancından
indirilecektir.
47
alınarak “kurum kazancı/beyan edilen gelir”
bulunacak bu tutarın da %10’u girişim sermayesi fonu olarak ayrılabilecektir.
Girişim sermayesi fonunun indirim konusu
yapılabilmesi için;
VUK’un 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu, ilgili dönem kazancından ayrılacağından, pasifte özel bir fon hesabına
alınacak tutar hesap dönemi sonu itibarıyla
tespit edilebilecektir. Bu çerçevede, fon hesabına alınma işleminin, izleyen hesap döneminin başından itibaren kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar yapılması
gerekir.
a) İlgili yılda ayrılan fon tutarının, kurum
kazancının/beyan edilen gelirin %10’unu; toplam fon tutarının ise öz sermayenin %20’sini
aşmaması (İki şartın birlikte gerçekleşmesi
gerekir.)
Bu şekilde indirim konusu yapılacak olan
kazanç tutarı, ilgili dönemin genel sonuç hesaplarına yansıyacak olup kurumlar vergisi
beyannamesinin ilgili satırında gösterilmek
suretiyle de indirimden yararlanılabilecektir.
Buna göre, girişim sermayesi yatırım fon
ve ortaklıklarına yatırım yapan mükelleflere
teşvik düzenlemesi ihdas edilmiştir.
3.1. İndirim Şartları
b) Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar
Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan ve
SPK’nın düzenleme ve denetimine tabi girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması,
c) Ayrılan fon tutarının ilgili yılın kurumlar
vergisi beyannamesinde ayrıca gösterilmesi
gerekir.
3.2. İndirim Tutarının Hesaplanması
Girişim sermayesi fonu ayrılabilmesi için
öncelikle şirketlerin “kurum kazancı”nın bulunması gerekir. Kurumlar vergisi beyannamesinde “mali zararı” olan şirketler bu imkandan faydalanamazlar. Girişim sermayesi fonu
ayrılmasına esas kurum kazancı aşağıdaki
şekilde hesaplanır.
İndirim tutarının tespitinde kurum kazancı/beyan edilen gelir olarak;
[Ticari bilanço kârı (zararı) + KKEG - Geçmiş yıl zararları - Tüm indirim ve istisnalar]
formülü esas alınacaktır. Buradan da görüleceği üzere, girişim sermayesi fonuna esas
tutar belirlenirken, beyannamenin “Kazanç ve
ilaveler” bölümündeki tüm kalemler dikkate
Dolayısıyla geçici vergilendirme dönemlerinde
fon ayrılması ve indirim uygulamasından yararlanılması mümkün değildir.
Girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların, pasifte geçici bir hesapta tutulması,
fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar da girişim
sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılması gerekir.
Örneğin; (X) A.Ş.’nin 2015 yılı bilanço ve
beyanname bilgileri aşağıdaki gibidir:
2015 yılı dönem sonu öz sermayesi
1.000.000 TL
2015 yılı ticari bilanço karı
400.000 TL
KKEG
100.000 TL
İştirak kazancı istisnası
60.000 TL
Geçmiş yıl zararı
70.000 TL
Ar-Ge indirimi
30.000 TL
Yatırım indirimi
40.000 TL
Bu durumda şirket, girişim sermayesi fonu
hesaplamasına esas kazancını ve ayırabileceği yatırım fonu tutarını aşağıdaki şekilde
hesaplayacaktır:
MESLEKİ YAZILAR
48
BÜLTEN • 2015 - 211
Ticari bilanço karı
400.000 TL
3.3. Fon Tutarının Vergilendirilmesi
KKEG (+)
100.000 TL
İştirak kazancı istisnası (-)
60.000 TL
Fonun ayrıldığı yılın sonuna kadar girişim
Geçmiş yıl zararı (-)
70.000 TL
Ar-Ge indirimi (-)
30.000 TL
Yatırım indirimi (-)
40.000 TL
Girişim sermayesi fonu hesaplamasına esas kazanç
(400.000 + 100.000 – 60.000 – 70.000
– 30.000 – 40.000)
300.000 TL
Ayrılabilecek girişim sermayesi fonu
tutarı (300.000 x %10)
30.000 TL
Şirket, 2015 yılına ilişkin beyan edilen gelirin %10’u olan 30.000 TL’yi, 25.04.2016 tarihine kadar girişim sermayesi fonu olarak özel
bir fon hesabına aşağıdaki şekilde alacaktır.
-------------------- 01/01/2013 -------------------590 DÖNEM NET KARI
549 ÖZEL FONLAR
01 Girişim sermayesi fonu
30.000
30.000
30.000
Dönem karından girişim sermayesi fonu
ayrılması
------------------------- / / ----------------------------
Böylece (X) A.Ş., beyan edilen gelirin
%10’unu ve dönem sonu öz sermayesinin
%20’sini aşmayacak şekilde ayırdığı (30.000
TL) girişim sermayesi fonunu, 2015 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim konusu yapabilecektir.
Şirketin, 2016 yılı sonuna kadar, ayırmış olduğu 30.000 TL fon tutarıyla girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım
yapmaması halinde, indirim konusu yaptığı
30.000 TL fon tutarı nedeniyle eksik tahakkuk
ettirilen (30.000 x %20) 6.000 TL vergi, gecikme faizi ile birlikte tahsil edilecektir.
İndirim konusu yapılacak tutarın tespitinde, her yıl girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarlar ayrı ayrı dikkate alınacak, önceki
yıllarda ayrılan fon tutarları için tekrar indirim
uygulanmayacaktır. Ayrıca, ayrılan toplam fon
tutarı hiçbir suretle öz sermayenin %20’sini
aşamayacaktır.
sermayesi yatırım ortaklıklarına veya fonlarına yatırım yapılmakla birlikte, girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların;
- Amacı dışında herhangi bir suretle başka
bir hesaba nakledilmesi
- İşletmeden çekilmesi, ortaklara dağıtılması
- Dar mükelleflerce ana merkeze aktarılması
- Mükelleflerce işin terki, işletmenin tasfiyesi, devredilmesi veya bölünmesi
- Girişim sermayesi yatırım ortaklıklarının
hisse senetlerinin veya girişim sermayesi
yatırım fonu katılma paylarının elden çıkarılmasından itibaren altı ay içinde aynı amaçla
yeniden kullanılmaması
hallerinde, bu işlemlerin yapıldığı veya sürenin dolduğu dönemde diğer kazançlarla
ilişkilendirilmeksizin vergiye tabi tutulması
gerekir. Dolayısıyla bu fon tutarları, beyan
edildiği döneme ilişkin dönem zararı, geçmiş
yıl zararları, indirim ve istisnalar ile ilişkilendirilmeksizin vergilendirilecektir. Buradan da
görüleceği üzere sağlanan teşvik, vergi erte-
lemesi niteliğindedir.
Yukarıda sayılan hallerde sadece girişim
sermayesi fonu hesabında tutulan ve önceki
yıllarda indirim konusu yapılan tutarlar vergiye tabi tutulacak olup daha önce beyannamede indirim konusu yapılan tutarlar bakımından
ise herhangi bir işlem yapılmayacaktır.
Söz konusu yatırımın hiç yapılmaması halinde ise, indirim konusu yapılan tutar nedeniyle tahakkuk ettirilecek vergi, gecikme faizi
ile birlikte mükelleften tahsil edilecektir.
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
49
MESLEK MENSUPLARI AÇISINDAN
E-FATURA / E-DEFTER UYGULAMALARI
Selçuk GÜLTEN - SMMM
Bilindiği
üzere
2014
yılı
ciroları
10.000.000,00 TL ve üzeri olan firmalar
01.01.2016 tarihi itibarıyla e-defter ve e-fatura
uygulamalarına geçmek zorunda kalacaktır.
E-arşiv uygulaması ise 2014 yılı 5.000.000,00
TL cirosu olan ve internetten nihai tüketiciye
satış yapan tüm firmalar için zorunludur. Günümüzde 5.000.000,00 TL, 10.000.000,00 TL
gibi ciro rakamlarının KOBİ’ler için ulaşılması zor olmayacak rakamlar olduğu düşünüldüğünde yoğun bir mükellef sayısının 2016
yılında e-fatura, e-defter kullanmaya başlayacağını söylemek çok zor olmayacaktır.
Muhasebe bürolarına defterini tutturan ve bu
ciroları rahatlıkla geçen pek çok mükellef bulunmaktadır.
1.GİRİŞ
Meslek mensuplarının mükelleflerin Maliye İdaresi ile olan bağlarını sağladıkları,
esasen uygulamada temel görev olarak bu
hususlarda danışmanlık, yol göstericilik faaliyetleri yürüttükleri kolaylıkla söylenebilir.
Ancak e-defter, e-fatura, e-arşiv gibi uygulamalar nispeten yeni uygulamalardır. Bu
sebeple meslek mensuplarımızın bu alanda
kendilerini geliştirebilmeleri için yeterli sayıda
kaynak yoktur. Yayınlanan üç adet kitap ve
birkaç makale dışında bu alandaki literatürün
çok sığ olduğunu söylemek elbette ki yanlış
olmaz. Son zamanlarda meslek odalarımız
bu alanda seminerler düzenleyerek açığı kapatmaya çalışmaktadırlar. Ancak tüm bu çabalara rağmen meslek mensuplarımız gerek
başvurularda gerekse uygulamada hatalar
yapmaktadırlar. Üstelik bu konulardaki cezaların yüksekliği mükellef meslek mensubu
vergi idaresi arasındaki ilişkileri de germektedir. Özellikle bu alanda çok ciddi çalışmaları
olan ASMMMO’yu tebrik etmek gerekir.
Meslek mensuplarımızın bürolarında
e-defter, e-fatura kapsamındaki firmaların işlemlerini takip edebilmeleri çok zordur. Ancak
bu firmalarda ciddi bir e-fatura, e-defter birimi
oluşturarak geri kalan vergisel süreçleri takip
etmeleri elbette mümkündür. İç muhasebe,
ön muhasebe olarak adlandırabileceğimiz
bu birimleri oluşturabilmek içinde ciddi bir yetişmiş-nitelikli personel sıkıntısı bulunmaktadır. Henüz bu kısır döngüyü aşabilecek ciddi
kurslar veya eğitim programları da mevcut
değildir. Bu alandaki eğitim ihtiyacının karşılanabilmesi için 1 yıllık bir uzatmanın çok
daha faydalı olacağı kanaatindeyim. Maliye
yetkilileri ise geçen yılın zaten bir geçiş yılı
olduğu bu sebeple uzatmanın mümkün olmadığını ifade etmektedirler.
2.E-FATURA, E-DEFTER NEDİR?
Kağıt fatura ile aynı nitelikleri ve hukuki özellikleri taşıyan ancak elektronik
ortamda oluşturulan, saklanan ve ibraz
edilen,değişmezliğini sağlamak için mali mühürle imzalanan belgeye e-fatura denir. Kağıt
ortamında tutulan defterlerde yer alan bilgileri içeren aynı nitelikleri ve hukuki özellikleri
taşıyan ancak elektronik ortamda oluşturulan, saklanan ve ibraz edilen değişmezliğini
sağlamak için beratlar kullanılan deftere ise
MESLEKİ YAZILAR
50
BÜLTEN • 2015 - 211
e-defter denir.
Kağıt fatura ve kağıt defter yerine e-fatura
ve e-deftere geçilmesinde amaçlar esasen
şunlardır:
a) Kağıt tasarrufu sağlamak,
b) Sahtecilikleri azaltmak,
c) Kayıt dışı ekonomi ile mücadele edebilmek,
d) Modern dünya uygulamalarına ve
uluslar arası standartlara uyum sağlamak,
e) E-Denetim alt yapısını oluşturmak,
f) Uzaktan denetim yapılabilmesi için
uzak masa üstü bağlantısı gibi yöntemler kullanabilmek,
g) Hata ve yanlışlıkları en aza indirmek,
h) Denetim tabanını genişletmek,
i) Meslek mensuplarının iş yükünü hafifletmek (Uygulamada tam tersi sonuçlar görülmektedir.)
Bütün bu vergisel ve mali amaçlar çok
olumlu gözükmektedir. Uygulamaların bu sonuçları meydana getirebilmesi için çok ciddi
planlama gerekmektedir.
3.E-FATURA’YA NASIL GEÇİLEBİLİR?
E-Faturaya geçişte mükellefler üç yöntemden birisini seçmek ve başvurularında da bu
yöntemi belirtmek zorundadırlar. Bu yöntemleri sırasıyla ve kısaca inceleyelim.
Yöntemi:
Gelir
İdaresi
a) Portal
Başkanlığı’nın oluşturduğu site üzerinden
e-fatura düzenlenmesi mümkündür. Tamamen ücretsiz olan bu yöntemde sistem üzerinden gönderilen ve alınan faturalar en fazla
6 ay saklanılmaktadır. İbraz ve muhafaza yükümlülükleri açısından e-faturaların indirilerek elektronik ortamda saklanılması esastır.
Ayrıca portal uygulamasında aynı anda bir
kullanıcı çalışabilir. Birden çok mali mührün
(örneğin merkez ve şubelerin bulunması) olması bu anlamda önemli değildir. Genelde
ayda 500 kadar e-fatura kesen mükelleflerin
portal sistemini kullanması önerilir.
b) Özel Entegratör Yöntemi: Bu yöntemde Maliye Bakanlığı’ndan izin ve yetki almış yazılım firmaları ile anlaşılarak e-fatura
düzenlenir ve alınır. Özel entegratörler kendi
yazdıkları arayüz programları ile e-fatura kesilmesi, alınması ve iade edilmesi süreçlerini çok hızlandırdıkları görülmektedir. Ayrıca
kendi mali mühür cihazlarını mükelleflerin
kullanımına açtıkları, aynı anda birden çok
kullanıcının sistemde çalışmasına olanak
verdikleri ve çoğu zaman e-fatura saklama
hizmetini de sundukları bilinmektedir. Özel
entegratörler ücret mukabili bu hizmetleri
sunmaktadırlar. Genelde ayda 500-5000 arası e-fatura kesen mükelleflerin özel entegratör sistemini kullanması önerilir. Mükellefiyete
ilişkin özel sözleşmeler vergi idaresini bağlamadığına ilişkin VUK hükmü bulunduğundan özel entegratörle de anlaşılsa muhafaza,
ibraz ve benzeri konularda esas sorumluluk
mükellefe aittir.
c) Doğrudan Entegrasyon Yöntemi:
Bu yöntemde mükellefler, çok fazla fatura
düzenlediği için kendi bilgi işlem servislerini
doğrudan doğruya Maliye Bakanlığı’nın sistemine bağlarlar. Böylece özel entegratör gibi
aracıları devreden çıkarmış olurlar. Ancak
Maliye Bakanlığı bu bilgi işlem sistemlerini
bir test sürecine tabi tutmakta ve testler başarılırsa entegrasyon yönteminin kullanılmasına izin vermektedirler. Sistemin 7 gün 24
saat açık olması herhangi bir arızanın hemen
giderilebilmesi, bilgi işlem sisteminin özelliklerini anlatan BİS raporu gibi detay şartlarda mevcuttur. Genelde ayda 5000’den fazla
e-fatura kesen mükelleflerin entegrasyon
yöntemini kullanması önerilir.
Bu yöntemlerden herhangi birisinden bir
MESLEKİ YAZILAR
BÜLTEN • 2015 - 211
diğerine bir dilekçe vererek geçmek mümkündür. Esasen mükelleflerin iş hacimleri ekonomik gelişmelere ve piyasa şartlarına bağlı
olarak değişmektedir. Hangi yöntem seçilirse
seçilsin kesilen veya alınan e-fatura aynıdır.
4.E-DEFTERE NASIL GEÇİLEBİLİR?
E-deftere geçişte iki yöntem mevcuttur.
E-defter başvurularında yöntem belirtilmez,
sadece e-defter başlangıç tarihi (01.01.2016
tarihinde e-defter kullanmaya başlamak istiyorum) seçilir. E-defter kullanma yöntemlerini
kısaca inceleyelim.
a) Doğrudan Entegrasyon Yöntemi:
Bu yöntemde mükellefler, çok fazla sayfası olan e-defter tuttuğu için kendi bilgi işlem servislerini doğrudan doğruya Maliye
Bakanlığı’nın sistemine bağlarlar. Böylece
özel entegratör gibi aracıları devreden çıkarmış olurlar. Ancak Maliye Bakanlığı bu bilgi
işlem sistemlerini bir test sürecine tabi tutmakta ve testler başarılırsa entegrasyon yönteminin kullanılmasına izin vermektedirler.
Sistemin 7 gün 24 saat açık olması herhangi
bir arızanın hemen giderilebilmesi, bilgi işlem
sisteminin özelliklerini anlatan BİS raporu gibi
detay şartlarda mevcuttur.
b) Uyumlu bir E-Defter Yazılımı Kullanmak (Özel Entegratör Yöntemi) : Bu
yöntemde Maliye Bakanlığı’ndan izin ve yetki
almış yazılım firmaları ile anlaşılarak e-defter
oluşturulur. Özel entegratörler genelde muhasebe yazılımları üreten firmalar olduklarından muhasebe yazılımları ile tutulan defterleri
Maliye Bakanlığı’nın istediği standartlara çok
daha kolay getirebilmektedirler. Özel entegratörler ücret mukabili bu hizmetleri sunmaktadırlar. Mükellefiyete ilişkin özel sözleşmeler
vergi idaresini bağlamadığına ilişkin VUK
hükmü bulunduğundan özel entegratörle de
anlaşılsa muhafaza, ibraz ve benzeri konularda esas sorumluluk mükellefe aittir.
51
Yöntemlerin her birinde tutulan veya oluşturulan e-defter içeriği aynıdır. E-defterle ilgili
olarak dikkat edilmesi gerekenler şunlardır.
a) Öncelikle her belge tek bir yevmiye
kaydında muhasebeleştirilmelidir. Genelde
muhasebe yazılımları “fiş böl” gibi uygulamalarla bunu otomatik gerçekleştirmektedir.
b) Her yevmiye maddesinde «ödeme
yöntemi» mutlaka yazılmalıdır.
1- Nakit,
2- Banka
3- Çek
4- Senet
c) 5-Kredi Kartı gibi serbestçe bu alan
doldurulabilir.Genelde muhasebe yazılımları
“ödeme tipi tanımla” gibi uygulamalarla bunu
otomatik gerçekleştirmektedir.
d) Bir defterin boyutu en fazla 200Mb
olabilir. Fazlası halinde defter bölünmelidir. 01.01.2016-20.01.2016 bir defter kalan
21.01.2016-31.01.2016 ayrı bir defter olarak
gönderilmelidir. Genelde muhasebe yazılımları “defter böl” gibi uygulamalarla bunu otomatik gerçekleştirmektedir.
e) Her belgenin aşağıda belirtilen belge
tipi mutlaka yazılmalıdır.Gelir İdaresi Başkanlığının yayımlandığı Yevmiye Defteri kılavuzundaaşağıdaki sekiz belge tipi tanımlanmıştır.
1- Çek
2- Fatura
3- Müşteri Sipariş Belgesi
4- Satıcı Sipariş Belgesi
5- Senet
6- Navlun
7- Makbuz
8-Diğer (Belge açıklaması kısmına, Ser-
MESLEKİ YAZILAR
52
BÜLTEN • 2015 - 211
best Meslek Makbuzu, Gider Pusulası, Sigorta Poliçesi, Ücret Bodrosu, Teminat Mektubu,
Perakende Satış Fişi gibi belge türü ayrıca
yazılır.)
5. E-FATURA SENARYOLARI
E-fatura uygulaması mükelleflerin esasen
iki adet e-fatura düzenlenmesine olanak verir. Bunlar, satış faturası ve iade faturasıdır.
Satış faturasının düzenlenmesinde ise yine
temel e-fatura, ticari e-fatura olmak üzere iki
seçenek bulunmaktadır.
a) Temel Fatura Senaryosu:Temel Fatura Senaryosu, sadece e-faturanın gönderen
sistemden alıcı sisteme ulaşma durumunu ele
alan senaryodur. Mükellef tarafından düzenlenen e-fatura alıcının gelen kutusuna düşer
ve alıcının bu faturaya sistem üzerinden itiraz
etme hakkı bulunmamaktadır.Bu senaryoda
kurum kendisine gönderilen e-faturada teknik
(zorunlu alan eksikliği, veri bozulması, imza
geçersizliği gibi) bir sorun yoksa e-faturayı
kabul etmek zorundadır. Faturanın alıcısına
kayıtlı ve güvenli bir biçimde ulaştırılması ile
işlemin tamamlandığı varsayılmakla birlikte
alıcılar fatura ile ilgili itirazlarını harici yollarla
gerçekleştirebileceklerdir.
b) Ticari Fatura Senaryosu :Temel Fatura Senaryosu’na ek olarak Ticari Fatura’da
Posta Kutusu gelen faturayı mükellef, KABUL, RET veya İADE etme hakkına sahiptir.
Diğer bir ifadeyle; ticari e-fatura uygulaması,
kurumdan, kendisine gönderilen e-faturayı
kabul edip etmeyeceğini sistem üzerinden
bildirmesini beklemektedir. Kabul, ret veya
iade bildirimi yeni bir e-fatura gönderilmesinde olduğu gibi imzalanarak iletilmeli ve
arşivlenmelidir. Bu senaryo kapsamında düzenlenen fatura, temel fatura senaryosunda
düzenlenen faturadan farklı değildir. Temel
fatura senaryosundan farklı olarak, Ticari
Fatura Senaryosunda uygulama yanıtı kullanımına imkan verilmiştir. Ticari Fatura Senar-
yosu kapsamında faturalaşma, tarafların bu
konuda gösterecekleri açık rızaya bağlıdır.
Temel ve ticari fatura düzenlenmesi konusunda alıcı ve satıcı kendi arasında serbestçe anlaşabilir. Tarafların anlaşarak ileri
tarihli fatura kesmesi mümkün değilken geriye dönük fatura kesmeleri mümkündür. Kesilen e-faturaların 8 gün içerisinde verilmesi
gereken ret yanıtları tarafların rızaları ile bu
süreler aşılsa bile verilebilir. E-fatura düzenleyebilmek için alıcının ve satıcının sistemde
kayıtlı olması gerekir.
6.SONUÇ
Elektronik uygulamalar insanların hayatını kolaylaştırmak, onların işlemlerini hızlandırmak ve hata yapmalarını engellemek için
vardırlar. Meslek mensuplarımız belirli düzeyde bilgisayar bilgisine sahip nitelikli kişiler olmalarına rağmen gerekli eğitimler verilmediği
için e-uygulamalarda hatalar yapabilmektedirler. Etkin işleyen bir danışma mekanizmasının olmaması, e-uygulamalara çok hızlı
geçilmek istenmesi bir de ağır cezalar getirilmesi meslektaşlarımızı bu konularda sıkıntıya sokmaktadır. Bunun yerine idare ve uygulamacıların belirli süreler içerisinde gerekli
eğitimler verilerek etkin bir danışma mekanizması ile sisteme geçmesi yararlı olacaktır.
Örneğin a-fatura ve e-defter uygulamalarını
test etmek isteyen meslek mensuplarına özel
şifreler verilerek kendilerini denemeleri, gerekli eğitimleri almaları kolaylıkla sağlanabilir. Amaç “üzüm yemek” ise pek çok seçenek
bulunabilir. Herhangi bir eğitim vermeden,
sistem kullanımının demosuna olanak tanınmadan sistemi anlatan videolar oluşturulmadan, detaylı ekran görüntülerini de içeren
klavuzlar sunulmadan e-defter, e-fatura gibi
uygulamalara geçilmesi sonucunda etkin bir
sonuç almak mümkün olmamaktadır.
MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ
BÜLTEN • 2015 - 211
53
MEVZUATTA YAPILAN ÖNEMLİ DEĞİŞİKLİKLER
AĞUSTOS-KASIM 2015
SERBEST MUHASEBECİ MALİ
MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
YÖNETMELİK YAYIMLANDI
(04.08.2015 / 29435 R.G.)
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odaları
Yönetmeliği’nde;
-Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali
Müşavir ibareleri yürürlükten kaldırılmış,
-Bütçe başlıklı 15. Maddeye “Odanın bir yıllık
tahmini gelir ve gider bütçesi; Yönetim Kurulunca
mevzuata uygun olarak Nisan ayı içinde hazırlanır ve
gerekçesiyle birlikte Genel Kurula sunulur.” cümlesi
eklenmiş,
-Odanın Gelirleri başlıklı 16. Maddede yer alan
Nispi Aidat tanımı yeniden düzenlenmiş,
-Yönetmeliğin Tabela Asılması Zorunluluğu başlıklı 39 uncu maddesi başlığı ile birlikte değiştirilmiştir.
- Müşterilerin Odaya Bildirimi başlıklı 41. nci
madde de yer alan Meslek mensupları hizmet verdikleri müşterilerini, kayıtlı oldukları Odalara 6 ayda
bir bildirme zorunluluğu “Meslek mensupları, hizmet
verdikleri müşterilerle düzenleyecekleri sözleşmelerin bilgilerini, Birliğin belirleyeceği usul ve esaslar
çerçevesinde bağlı oldukları odalara iletmek zorundadırlar.” şeklinde değiştirilmiştir.
SERBEST MUHASEBECİ MALİ MÜŞAVİRLİK VE YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLİK KANUNU
DİSİPLİN YÖNETMELİĞİDE DEĞİŞİKLİK
YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
YAYIMLANDI
(04.08.2015 / 29435 R.G.)
Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlik ve Yeminli
Mali Müşavirlik Kanunu Disiplin Yönetmeliği’nde;
-Serbest Muhasebeci, Serbest Muhasebecilik ibareleri yürürlükten kaldırılmış,
-Meslekte Çıkarma Cezası başlıklı 9 uncu maddenin birinci fıkrasının (b), (f) ve (g) bentleri ile
Kararların Kesinleşmesi başlıklı 29 uncu maddenin
ikinci fıkrasında yer alan “Şu kadar ki; uyarma ve
kınama cezasına ilişkin kararlar kesin olup Maliye Bakanlığının onayına tabi değildir.” İbaresi yürürlükten
kaldırılmıştır.
YEMİNLİ MALİ MÜŞAVİRLER ODALARI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK
YAYIMLANDI
(04.08.2015 / 29435 R.G.)
Yeminli Mali Müşavirler Odaları Yönetmeliği’nde;
-Odanın Gelirleri başlıklı 16. Maddede yer alan
Nispi Aidat tanımı yeniden düzenlenmiş,
-Yönetmeliğin Tabela Asılması Zorunluluğu başlıklı 40 ıncı maddesi başlığı ile birlikte değiştirilmiştir.
- Müşterilerin Odaya Bildirimi başlıklı 42 nci madde de yer alan Meslek mensupları hizmet verdikleri müşterilerini, kayıtlı oldukları Odalara 6 ayda bir
bildirme zorunluluğu “Meslek mensupları, hizmet
verdikleri müşterilerle düzenleyecekleri sözleşmelerin bilgilerini, Birliğin belirleyeceği usul ve esaslar
çerçevesinde bağlı oldukları odalara iletmek zorundadırlar.” şeklinde değiştirilmiştir.
ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (III) SAYILI LİSTE
UYGULAMA GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI
(08.08.2015 / 29439 R.G.)
Tebliğin konusunu, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (III) sayılı listede yer alan mallara ilişkin hükümler ile bu hükümlerle ilgili olmak üzere adı geçen
Kanunun uygulanmasına dair usul ve esaslara yönelik
açıklamalar oluşturmaktadır.
Tebliğin yayımından önce yürürlükte bulunan
Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğlerinin, Kanuna
ekli (III) sayılı liste uygulamasına ilişkin bölümleri,
bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yürürlükten kaldırılmıştır.
Tebliğ 01.09.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe
girmiştir.
MEVZUAT DEĞİŞİKLİĞİ
54
BÜLTEN • 2015 - 211
ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ (IV) SAYILI LİSTE UYGULAMA GENEL TEBLİĞİ YAYIMLANDI
(20.08.2015 / 29451 R.G.)
Tebliğin konusunu, Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (IV) sayılı listede yer alan mallara ilişkin hükümler ile bu hükümlerle ilgili olmak üzere adı geçen
Kanunun uygulanmasına dair usul ve esaslara yönelik
açıklamalar oluşturmaktadır.
1 ila 36 Seri Numaralı Özel Tüketim Vergisi Genel Tebliğleri, bu Tebliğin yürürlüğe girdiği tarihten
itibaren yürürlükten kaldırılmıştır. Yürürlükten kaldırılan Genel Tebliğlerin (IV) sayılı liste uygulamasına
ilişkin bölümlerine yapılan atıflar, bu Tebliğin ilgili
bölümüne veya bölümlerine yapılmış sayılır.
Tebliğ 01.09.2011 tarihinden itibaren yürürlüğe
girmiştir.
ELEKTRONİK TİCARETTE HİZMET
SAĞLAYICI VE ARACI HİZMET SAĞLAYICILAR HAKKINDA YÖNETMELİK YAYIMLANDI
(26.08.2015 / 2945 R.G.)
Yönetmelik; hizmet sağlayıcı ve aracı hizmet
sağlayıcıların elektronik ticaret işlemlerinin yapıldığı
ağ üzerinde bulundurmakla yükümlü oldukları genel
bilgiler ile sözleşme öncesinde ve sipariş sürecinde
alıcılara sunmaları gereken bilgilere ve elektronik ticaret ile ilgili diğer uygulamalara ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.
Yönetmelik 26.08.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ (SIRA NO:
456) YAYIMLANDI
(27.08.2015 / 26458 R.G.)
Tebliğ ile vergi dairelerince düzenlenen ve muhataplarına 213 sayılı Kanun hükümlerine göre tebliği
gereken evrakın, Gelir İdaresi Başkanlığı aracılığıyla
elektronik ortamda tebliğ edilmesi ile ilgili usul ve
esaslar belirlenmiştir.
Kağıt ortamında ve el ile yapılan tebligat gönderme işlemi 01.01.2016 tarihinden itibaren internet
vergi dairesi e-tebligat sistemi üzerinden yapılmaya
başlanacaktır.
Elektronik tebligat sistemini kullanmak zorunda olan bütün mükelleflerin, 01.01.2016 tarihine
kadar “Elektronik Tebligat Talep Bildirimi (EK:1),
(EK:2) bildirim formunu; kanuni temsilcileri, kendileri veya elektronik tebligat sistemi ile ilgili işlemleri
yapmaya yönelik özel yetki içeren noterde verilmiş
vekâletnameyle yetkili kılınan kişiler aracılığıyla
bağlı bulundukları vergi dairesine vermeleri ve internet vergi dairesi kullanıcı kodu, parola ve şifresini
almaları gerekmektedir.
01.01.2016 tarihine kadar başvuru işlemlerini süresinde yapmayan kurumlar vergisi mükellefleri ile
ticari, zirai ve mesleki kazanç yönünden gelir vergisi mükellefiyeti bulunanlara VUK’nun Mükerrer 355
inci maddesi gereğince özel usulsüzlük cezası uygulanacak olup e-tebligat işlemleri idarece resen gerçekleştirilerek sisteme dahil olmaları sağlanacaktır
Tebliğ 27.08.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
ANONİM ŞİRKETLERİN GENEL KURUL
TOPLANTILARININ USUL VE ESASLARI İLE BU
TOPLANTILARDA BULUNACAK GÜMRÜK VE
TİCARET BAKANLIĞI TEMSİLCİLERİ HAKKINDA
YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR
YÖNETMELİK YAYIMLANDI
(27.10.2015 / 29515 R.G.)
Yönetmeliğin 14 üncü maddesine;
“(3) Belirlenen toplantı başkanı öncelikle toplantıya katılım hakkı veren belgelerin mevzuata uygunluğunun yönetim organınca kontrol edilip edilmediğini tespit ederek, hazır bulunanlar listesini
imzalar.” fıkrası eklenmiştir.
Yönetmelik 27.10.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
VERGİ USUL KANUNU GENEL TEBLİĞİ
(SIRA NO: 457) YAYIMLANDI
(10.11.2015 / 29528 R.G.)
213 sayılı Vergi Usul Kanununun mükerrer 298 inci
maddesinin (B) fıkrasında “Yeniden değerleme oranı,
yeniden değerleme yapılacak yılın Ekim ayında (Ekim
ayı dâhil) bir önceki yılın aynı dönemine göre Türkiye
İstatistik Kurumunun Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksinde meydana gelen ortalama fiyat artış oranıdır. Bu
oran Maliye Bakanlığınca Resmî Gazete ile ilan edilir.” Hükmü doğrultusunda;
Yeniden değerleme oranı 2015 yılı için % 5,58 (beş
virgül elli sekiz) olarak tespit edilmiştir.
Bu oran, aynı zamanda 2015 yılına ait son geçici
vergi dönemi için de uygulanacaktır.
YARGI KARARLARI
BÜLTEN • 2015 - 211
55
YARGI KARARLARI
T.C.
DANIŞTAY
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2011/1133
Karar No : 2014/3373
Özet: Dönem içerisinde aynı kişiye üç kez
borç para vermenin faaliyetin devamlı olduğunun kabulü için yeterli olmadığı, dolayısıyla davacının ikrazatçılık faaliyetinde bulunmadığı hk.
193/md.37,75
İstemin Özeti: İkrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz
gelirini beyan etmediğinden bahisle adına
2005/7-9. dönemi için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle dava açılmıştır. Edirne Vergi Mahkemesinin
16/09/2010 günlü ve E:2009/858, K:2010/940
sayılı kararıyla; davacı tarafından her ne kadar,
... adlı kişi ile aralarında taşınmaz mal satımına
ilişkin bir sözleşme olduğu, adı geçen şahsın
davacıya taşınmazı satmayı vaat ettiği, paranın da bu sebeple avans olarak verildiği, ancak
şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında
çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, bir
borç verme işinin olmadığı ileri sürülmüş olsa
da, davacı hakkında tanzim olunan vergi inceleme raporu ve tutanağın incelenmesinden,
davacının ...’e Temmuz 2005’de 100.000- TL,
Ağustos 2005’de 100.000- TL ve Eylül 2005’de
108.000- TL olmak üzere toplam 308.000- TL
nakit borç verdiği, karşılığında ise alacağını teminen farklı keşide tarihli 8 adet çek aldığı, aralarında herhangi bir satış sözleşmesi veya taahhütname yapmadıkları, taşınmaz mal satım
ve taahhüde ilişkin olarak tevsik edici bir belgenin bulunmadığı, sözleşme düzenlenmediği
halde verilen paralar için çek alınmış olmasının
borçların faiz karşılığı verildiğini gösterdiği, borç
verme işinin bir yılda üç kez aynı şahsa yapıldığı, yani mutad meslek haline gelmiş sayılacağı, davacının mutad olan durumun aksini ispat
edemediği, aralarında yakın akrabalık veya iş
ilişkisi bulunmayan bir kişiye bir takvim yılında
birden fazla kere borç para verdiği ortaya konu-
lan davacının, söz konusu borç verme işlemini
bizzat kendi ifadeleri ile devamlı ve mutad meslek halinde, belli bir ivaz karşılığında yaptığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine
karar verilmiştir. Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi’nin Düşüncesi: Davacının ...
adlı şahsa verdiği para karşılığında faiz geliri
elde ettiği ve elde edilen faiz gelirini beyan etmediği ileri sürülerek cezalı tarhiyat yapılmıştır.
Davacı tarafından anılan şahsa verilen paranın
borç olmadığı, taşınmaz satışı vaat edilmesine
karşılık avans olarak verildiği, ancak şahsın
vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, herhangi bir
tahsilat yapılmadığı, dolayısıyla elde edilen bir
gelirin bulunmadığı, aksine verdiği paranın kaybedildiği ileri sürülmüştür.
Davacının ileri sürdüğü iddialar ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından toplamda verilen
308.000 TL karşılığında aynı tutarda çek alındığı ve yapılan herhangi bir tahsilat da olmadığı
dikkate alındığında elde edilen bir faiz geliri de
bulunmamaktadır. Ayrıca, verilen paranın faiz
karşılığı borç olarak verildiğine ilişkin herhangi
bir tespit bulunmamaktadır. ... tarafından Gelir
İdaresi Başkanlığına verilen şikayet dilekçesinde, davacıdan faiz karşılığı borç aldığı ve
davacının tefecilik yaptığına ilişkin olarak şikayette bulunulmadığı, başka şahıslar tarafından
dolandırılarak çeklerinin piyasaya dağıtıldığı,
çeklerini ellerinde bulunduran şahısların çekleri
ne karşılığında ve kimlerden aldıklarının araştırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, borç aldığı iddia edilen ... adlı şahsın da
davacıdan faiz karşılığı borç aldığı yönünde bir
beyanı bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının faiz karşılığı borç
para verdiğine ilişkin olarak hiç bir tespit bulunmaması nedeniyle ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, ikrazatçılık faaliyetin-
YARGI KARARLARI
56
BÜLTEN • 2015 - 211
den dolayı elde ettiği ileri sürülen geliri beyan
etmemesi nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından
davanın reddi yönündeki Mahkeme kararının
bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dördüncü Dairesince gereği görüşüldü:
İkrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz gelirini beyan
etmediğinden bahisle adına 2005/7-9. dönemi
için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3/B maddesinde; vergilendirmede vergiyi doğuran olay
ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esas olduğu, vergiyi doğuran olay ve bu
olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu
kadar ki vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve
açık bulunmayan şahit ifadesi ispatlama vasıtası olarak kullanılamayacağı, iktisadi, ticari ve
teknik icaplara uymayan veya olayın özelliğine
göre normal ve mutad olmayan bir durumun
iddia olunması halinde ispat külfeti bunu iddia
eden tarafa ait olduğu, 193 sayılı Gelir Vergisi
Kanunu’nun 37’nci maddesinde ise, her türlü
ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu, aynı Kanun’un 75’nci
maddesinde, sahibinin ticari, zirai veya mesleki
faaliyeti dışında nakdi sermaye veya para ile
temsil edilen değerlerden müteşekkil sermaye
dolayısıyla elde ettiği kar payı, faiz, kira ve benzeri iratların menkul sermaye iradı olduğu, 6’ncı
bendinde, kaynağı ne olursa olsun her nevi alacak faizlerinin menkul sermaye iradı sayılacağı
hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından,... adlı şahsa Temmuz 2005’de 100.000TL, Ağustos 2005, 100.000- TL ve Eylül 2005’de
108.000- TL olmak üzere toplam 308.000- TL
para verildiği, adı geçen şahsın davacıya taşınmazı satmayı vaat ettiği, paranın da bu sebeple
avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği, karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız çıktığı, bir borç verme işinin
olmadığının ileri sürüldüğü, ... adlı şahsın Gelir
idaresi Başkanlığına verdiği şikayet dilekçesin-
de davacının da isminin yer aldığı, davacı tarafından anılan şahsa verilen toplam 308.000 TL
paraya karşılık aynı tutarda çek alındığı ve herhangi bir tahsilatın yapılmadığı, ... tarafından
çeklerin tefeciler tarafından %15 veya % 20 düşüğüne kırıldığının beyan edildiği, buradan hareketle çek tutarının iç yüzde ile alınan %15’lik
kısmına isabet eden kısmının faiz geliri olduğu,
geriye kalan kısmının ise ana para olduğu belirtilerek davacının elde ettiği ileri sürülen faiz
gelirinin hesaplandığı ve beyan edilmeyen faiz
geliri üzerinden cezalı tarhiyatın yapıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu tarhiyatın dayanağı inceleme
raporunda yer alan tespitlere göre davacının ...
adlı kişiye uyuşmazlık döneminde üç defa borç
para verdiği sabit ise de, dönem içinde aynı kişiye üç kez borç para vermenin faaliyetin devamlı
olduğunun kabulü için yeterli değildir. Bu bakımdan, belirtilen tespitlere göre davacının ikrazatçılık yaptığı sonucuna ulaşılamamaktadır.
Bu nedenle, ikrazatçılık faaliyetinden faiz geliri
elde ettiği ileri sürülerek davacı adına yapılan
tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüne ve Edirne Vergi Mahkemesinin 16/09/2010
günlü ve E:2009/858, K:2010/940 sayılı kararının bozulmasına,15/05/2014 gününde esasta
oybirliğiyle gerekçede oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğu ileri sürülen davacının elde ettiği faiz gelirini beyan
etmediğinden bahisle adına 2005/7-9. dönemi
için salınan vergi ziyaı cezalı gelir geçici vergisinin kaldırılması istemiyle açılan davayı reddeden Vergi Mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
Davacının ... adlı şahsa verdiği para karşılığında faiz geliri elde ettiği ve elde edilen faiz
gelirini beyan etmediği ileri sürülerek cezalı
tarhiyat yapılmıştır. Davacı tarafından anılan
şahsa verilen paranın borç olmadığı, taşınmaz
satışı vaat edilmesine karşılık avans olarak verildiği, ancak şahsın vaadini yerine getirmediği,
karşılığında çek verdiği, çeklerin de karşılıksız
çıktığı, herhangi bir tahsilat yapılmadığı, dolayısıyla elde edilen bir gelirin bulunmadığı, aksine
verdiği paranın kaybedildiği ileri sürülmüştür.
YARGI KARARLARI
BÜLTEN • 2015 - 211
Davacının ileri sürdüğü iddialar ve dosyadaki bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden; davacı tarafından toplamda verilen
308.000 TL karşılığında aynı tutarda çek alındığı ve yapılan herhangi bir tahsilat da olmadığı
dikkate alındığında elde edilen bir faiz geliri de
bulunmamaktadır. Ayrıca, verilen paranın faiz
karşılığı borç olarak verildiğine ilişkin herhangi
bir tespit bulunmamaktadır. ... tarafından Gelir
İdaresi Başkanlığına verilen şikayet dilekçesinde, davacıdan faiz karşılığı borç aldığı ve
davacının tefecilik yaptığına ilişkin olarak şikayette bulunulmadığı, başka şahıslar tarafından
dolandırılarak çeklerinin piyasaya dağıtıldığı,
çeklerini ellerinde bulunduran şahısların çekleri
ne karşılığında ve kimlerden aldıklarının araştırılmasının talep edildiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, borç aldığı iddia edilen ... adlı şahsın da
davacıdan faiz karşılığı borç aldığı yönünde bir
beyanı bulunmamaktadır.
Bu durumda, davacının faiz karşılığı borç
para verdiğine ilişkin olarak hiç bir tespit bulunmaması nedeniyle ikrazatçılık faaliyetinde bulunduğundan söz edilemez.
Açıklanan nedenlerle, ikrazatçılık faaliyetinden dolayı elde ettiği ileri sürülen geliri beyan
etmemesi nedeniyle davacı adına yapılan cezalı tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığından
davanın reddi yönündeki Mahkeme kararının
bozulması gerektiği görüşüyle gerekçe yönünden çoğunluk kararına katılmıyorum.
T.C.
DANIŞTAY
YEDİNCİ DAİRE
Esas No : 2011/2359
Karar No : 2014/4525
Özet: İştirak hissesi satışlarından doğan kazançların kurumlar vergisinden, dolayısıyla da
banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna olduğu hk.
6802/md.29
5520/md.5
İstemin Özeti: Davacı Banka tarafından, iştirak hissesi satışından doğan kâr üzerinden
beyan edilerek ödenen banka ve sigorta mu-
57
ameleleri vergisinin, lehe kalan paranın 6802
sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun 29’uncu maddesinin (v) bendi uyarınca vergiden müstesna
olduğu iddia edilerek iadesi istemiyle yapılan
şikâyet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davayı; 213 sayılı Vergi Usul
Kanunu’nun 122’nci ve 124’üncü maddelerine
göre idareden düzeltilmesi talep edilebilecek
vergi hatalarının, kendisinden düzeltme isteminde bulunulan idari makamın veya uyuşmazlık halinde yargı yerinin, anılan Kanun’un 3’üncü
maddesinde öngörülen yorum tekniklerine başvurmadan, ilk bakışta anlayabileceği açıklıktaki
vergilendirme yanlışlıkları olduğu, mevcut düzenlemeler uyarınca ilgililerin düzeltme şikâyet
yoluna başvurabilmeleri için 213 sayılı Kanunun 116 ve devamı maddelerinde belirtilen hesap ve vergilendirme hatalarına ilişkin bir uyuşmazlığın bulunması ve bu hataların tamamen
açık, hiçbir yorum ve tartışmaya gerek olmayan
türden yanlışlıklar olması gerektiği; uyuşmazlığın çözümünün, öncelikle, davacı tarafından
yapılan iştirak hissesi satışından doğan kârın,
6802 sayılı Kanun’un 29’uncu maddesinin (v)
bendiyle göndermede bulunulan 5520 sayılı
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5’inci maddesinin
birinci fıkrasının (e) bendi kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği hususunun
çözümlenmesine bağlı olduğu; Mahkemelerinin
ara kararına cevaben, davacının, söz konusu
kârın istisna kapsamında olduğu kabul edilerek bilançoya yansıtıldığını; davalı İdarenin
ise satış işleminin mahiyeti gereği istisna kapsamında olmadığını öne sürdüğü; buna göre,
istisnadan yararlanılıp yararlanılmayacağı hususunun ancak iştirak hissesi satış işleminin
hukuki irdeleme ve değerlendirmesinin yapılması suretiyle tespit edilmesinin zorunlu bulunduğu; bunun için, iştirak hissesi satış işleminin
5520 sayılı Kanun’un anılan hükmünde öngörülen istisna kapsamında olup olmadığı hususunda bir hukuki ihtilaf yaratılarak bu hukuki
ihtilafın çözümü neticesinde banka ve sigorta
muameleleri vergisi açısından vergi hatası bulunup bulunmadığı hususunun değerlendirilmesi icap ettiği; dolayısıyla, 5520 ve 6802 sayılı
Kanun’lar da öngörülen istisna hükümlerinden
yararlanıp yararlanamayacağı hususunun, yani
dava konusu olayda banka ve sigorta muameleleri vergisi açısından vergi hatası bulunup
bulunmadığı hususunun, işbu davada tespit
YARGI KARARLARI
58
BÜLTEN • 2015 - 211
edilebilmesi mümkün olmadığından, davacının
vergi hatası kapsamında yaptığı düzeltme-şikayet başvurusunun reddedilmesine ilişkin dava
konusu işlemde hukuka aykırılık görülmediği
gerekçesiyle reddeden İstanbul Birinci Vergi
Mahkemesinin 30.09.2010 gün ve E:2008/723;
K:2010/2760 sayılı kararının; yönetim kurulu
kararı ile sermaye artırımında kullanılan iştirak
hissesi satışına ilişkin kârın vergiden müstesna olduğu; olayda, hukuki yorumu gerektiren
herhangi bir husus söz konusu olmadığından,
açık hata bulunduğu ileri sürülerek bozulması
istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: istemin reddi gerektiği
savunulmuştur.
Tetkik Hakimi’nin Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49’uncu maddesinin 1’inci fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz
istemi reddedilerek kararın onanması gerektiği
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Yedinci Dairesince
işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden; davacı Banka tarafından, iştirak hissesi satışından doğan
kâr üzerinden beyan edilerek ödenen banka ve
sigorta muameleleri vergisinin, lehe kalan paranın 6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun
29’uncu maddesinin (v) bendi uyarınca vergiden müstesna olduğu iddia edilerek iadesi
istemiyle yapılan şikâyet başvurusunun reddine dair işlemin iptali istemiyle açılan davanın,
Mahkemece istemin özeti bölümünde yazılı
olan gerekçeyle reddedildiği anlaşılmıştır.
6802 sayılı Gider Vergileri Kanunu’nun
29’uncu maddesinin 5281 sayılı Kanun’un
39’uncu maddesi ile eklenen (v) bendinde,
5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 8’inci
maddesinin birinci fıkrasının (12) numaralı bendi kapsamındaki işlemler dolayısıyla lehe alınan
paraların vergiden müstesna olduğu hükme
bağlanmış; geçici 1’inci maddesinin 5’inci fıkrasında, diğer kanunlarla 5422 sayılı Kanun’a
yapılmış olan atıfların, ilgili olduğu maddeler
itibarıyla bu Kanuna yapılmış sayılacağını öngören 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun
5’inci maddesinin (e) bendinde ise, kurumların,
en az iki tam yıl süreyle aktiflerinde yer alan
taşınmazlar ve iştirak hisseleri ile aynı süreyle
sahip oldukları kurucu senetleri, intifa senetleri
ve rüçhan haklarının satışından doğan kazançların % 75’lik kısmının kurumlar vergisinden
müstesna olduğu belirtilerek istisna ile ilgili düzenlemeye yer verilmiştir.
5520 sayılı Kanun’un 5’inci maddesinin sözü
edilen bendinde, iştirak hissesi satışından doğan kazançlara ilişkin istisna için bazı koşullar
öngörülmüş ise de; mahkeme kararında yer verilen gerekçesinde belirtilen, birbiriyle ilişkili kişi
veya kurumlar ya da aynı gruba dahil şirketler
arasında yapılan iştirak hissesi satışlarından
elde edilen kazançlara istisna uygulanmayacağı yolunda herhangi bir koşul öngörülmüş değildir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 116’ncı
maddesinde, vergi hatası, vergiye ilişkin hesaplarda veya vergilendirmede yapılan hatalar
yüzünden haksız yere fazla veya eksik vergi
istenmesi veya alınması olarak tanımlanmış;
118’inci maddesinde ise, açık olarak vergi
mevzuuna girmeyen veya vergiden müstesna
bulunan gelir, servet, madde, kıymet, evrak ve
işlemler üzerinden vergi istenmesi veya alınmasının mevzuunda hata olduğu hükme bağlanmıştır.
Bu hükümlere göre, iştirak hissesi satışlarından doğan kazançların kurumlar vergisinden ve
dolayısıyla banka ve sigorta muameleleri vergisinden müstesna; vergiden müstesna bulunan
işlemler üzerinden vergi alınmasının ise mevzuda hata olması karşısında, olayda, iştirak
hissesi satışından doğan kazancın 5520 sayılı
Kanun’un yukarıda yer verilen hükmünde öngörülen koşulları taşıması halinde, vergi istisnası,
dolayısıyla vergi hatası bulunduğunun da kabulü zorunlu olduğundan, düzeltme ve şikâyet
yolu izlenilerek açılan davada işin esasının incelenmesi suretiyle karar verilmesi gerekirken,
aksi yolda verilen kararda isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenle, temyiz isteminin kabulüne ve mahkeme kararının bozulmasına; bozma
kararı üzerine, Mahkemece yeniden verilecek
kararla birlikte yargılama giderleri de hüküm altına alınacağından, bu hususta ayrıca hüküm
tesisine gerek bulunmadığına, 21.10.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
YARGI KARARLARI
BÜLTEN • 2015 - 211
KARŞI OY
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanmış bulunan mahkeme
kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle uygun görülmüş olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen
iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ve kararın onanması gerektiği oyu
ile Dairemizin kararına katılmıyoruz.
T.C.
DANIŞTAY
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2011/5681
Karar No : 2014/7135
Özet: Olayda her ne kadar davacının yasal defterlerine kayıt yapmamış olduğu sabit
ise de, katma değer vergisi indirimi yasayla
yükümlülere tanınmış bir hak olup alış belgelerinin mevcut olması ve kayıtların bilgisayar
ortamında tutulduğu ve bunun ispatlanabildiği
durumlarda katma değer vergisi indirimlerinin
kabulü gerektiği hk.
213/md.30
3065/md.29,34
İstemin Özeti: Davacı hakkında düzenlenen
vergi inceleme raporuna dayanılarak 2006/
Şubat, Mart ve Nisan dönemlerine ilişkin olarak adına re’sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı
katma değer vergisinin terkini istemiyle açılan
davayı reddeden İzmir 1. Vergi Mahkemesi’nin
21/04/2011 tarih ve E:2009/1575,K:2011/801
sayılı kararının; dilekçede ileri sürülen sebeplerle bozulması istenilmektedir.
Cevabın Özeti: Yasal dayanaktan yoksun
olan temyiz isteminin reddi gerektiği yolundadır.
Tetkik Hakimi’nin Düşüncesi: İleri sürülen İddialar usule ve hukuka uygun Vergi Mahkemesi
kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü: Dosyanın ince-
59
lenmesinden, davacının 2006 yılına ait yasal
defterlerinin kayıtsız yani boş olduğunun tespit
edilmesi nedeniyle katma değer vergisi indirimlerinin reddi yoluyla vergi inceleme raporuna dayanılarak aynı yılın Şubat, Mart ve Nisan
tarihleri için salının bir kat vergi ziyaı katma
değer vergisinin kaldırılması istemiyle açılan
davayı; indirim konusu yapılan yılda yasal defterlere kaydedilmeyen belgelere dayalı indirim
yapılmasının mümkün olmadığı, bu nedenle
tutulması zorunlu olan yasal defterlerinin boş
olduğu 22/10/2008 tarihli tutanakla sabit olan
davacı adına katma değer vergisi indirimlerinin
reddi yoluyla salınan vergi ziyaı cezalı katma
değer vergisinde isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle reddeden vergi mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulmasının istenildiği anlaşılmaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 30. maddesinde “re’sen vergi tarhı” tanımlanmış, aynı
maddenin 3. bendinde, bu Kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerin hepsi veya
bir kısmı tutulmamış veya tasdik ettirilmemiş
veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara
herhangi bir sebeple ibraz edilmemiş olması
halinde maddi delillerin var olmadığının kabul
edileceği açıklanmıştır. Madde hükmüne göre,
defter ve belgelerin her ne sebeple olursa olsun
ibraz edilmeme halinin, re’sen takdir sebebi sayılacağı kuşkusuzdur.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 29. maddesinin 1/a bendinde, mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemleri üzerinden
hesaplanan katma değer vergisinden, bu kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine
ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen
fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma
değer vergisini indirebilecekleri, aynı Kanunun
34. maddesinin 1. bendinde, yurt içinden sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait katma değer vergisinin alış faturası veya benzeri
vesikalar ve gümrük makbuzu üzerinde ayrıca
gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere
kaydedilmek şartıyla indirilebileceği hüküm altına alınmıştır.
Bu hükümler karşısında katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, indirim
konusu yapılacak verginin fatura veya benzeri
belgeler ile gümrük makbuzu üzerinde ayrıca
YARGI KARARLARI
60
BÜLTEN • 2015 - 211
gösterilmesi ve söz konusu belgelerin kanuni
defterlere kaydedilmiş olması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda
re’sen araştırma ilkesi benimsenmiş, aynı Kanunun 31. maddesinin atıfta bulunduğu Hukuk
Usulü Muhakemeleri Kanununun 275. maddesinde, hakimin özel bilgi ve uzmanlık isteyen
bir konuda bilirkişi incelemesi yaptırmaya yetkili
olduğu belirtilmiştir.
Olayda her ne kadar davacının 2006 yılına
ait yasal defterlerine kayıt yapmamış olduğu
sabit ise de, katma değer vergisi indirimi yasayla yükümlülere tanınmış bir hak olup alış belgelerinin mevcut olması ve kayıtların bilgisayar
ortamında tutulduğu ve bunun ispatlanabildiği
durumlarda katma değer vergisi indirimlerinin
kabulü gerekir. Davacının temyiz dilekçesinde
bilgisayarda ilgili dönem kayıtlarının tutulduğunu ileri sürdüğü görüldüğünden, davacıdan ilgili
dönemi bilgisayar kayıtları ile alış belgeleri istenilerek, sunulacak defter ve belgelerden Vergi
Dairesinin de haberdar edilmesi ve bunlar üzerinde yapılacak ve gerekirse yaptırılacak bilirkişi
incelemesi sonucu ortaya çıkacak duruma göre
bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu durumda
yazılı gerekçeyle davayı reddeden vergi mahkemesi kararında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüne, İzmir 1. Vergi Mahkemesi’nin 21/04/2011
tarih ve E:2009/1575, K:2011/801 sayılı kararının bozulmasına, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık
olmak üzere, 04/11/2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Vergi Usul Kanununun mükerrer 242’nci
maddesine 4731 sayılı Yasa ile eklenen ve
30.12.2001 tarihinde yürürlüğe giren 2’nci fıkrada; elektronik defter, elektronik belge ve elektronik kayıt tanımlarının yapılmasından sonra
213 sayılı Yasanın ve diğer vergi kanunlarının
defter, kayıt ve belgelere ilişkin kurallarının,
elektronik defter, elektronik belge ve kayıtlar
için de geçerli olduğu kurala bağlanmış; Maliye
Bakanlığına, elektronik defter, belge ve kayıtlar
için diğer defter, belge ve kayıtlara ilişkin usul
ve esaslardan farklı usul ve esaslar belirleme
ve bu defter ve kayıtların oluşturulması, kaydedilmesi, iletilmesi, muhafaza ve ibrazı ile def-
ter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması
ve düzenlenmesi uygulamasına ilişkin usul ve
esasları belirleme ve elektronik ortamda tutulmasına ve düzenlenmesine izin verilen defter
ve belgelerde yer alması gereken bilgileri, internet de dahil olmak üzere her türlü elektronik
bilgi iletişim araç ve ortamında Maliye Bakanlığına aktarma zorunluluğu getirme ve bu aktarımda uyulacak format ve standartlar ile uygulamaya ilişkin usul ve esasları tespit etme yetkisi
tanınmıştır.
Maddeye eklenen ikinci fıkradaki düzenlemede açıkça, defter ve belgelerin elektronik ortamda tutulması ve düzenlenmesi, bu konuda
izin verilmesine bağlı tutulduğu gibi elektronik
defter, elektronik kayıt ve elektronik belgenin
oluşturulması, kaydedilmesi, muhafaza ve ibrazı konusunda yetkili kılınan Maliye Bakanlığınca
belirleme yapılmadan bu uygulamaya geçilmesine olanak bulunmamaktadır. Bu konudaki ilk
düzenleme, Resmi Gazetenin 11.7.2006 günlü
ve 26225 sayılı nüshasında yayımlanan 361
sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile yapılmıştır. Sözü edilen Genel Tebliğde bu uygulamadan, kendilerine izin verilen mükelleflerin
yararlanabileceği öngörülmüş ve bu iznin verilmesi; bilanço esasına göre defter tutanlardan,
donanım, yazılım, personel ve diğer açılardan
mükellefin elektronik ortamda tutulacak defter
ve belge sistemine uygun görülmesine; uygulamaya, hazırlık dönemiyle başlanmasına ve
bu dönemin, başarı ile geçilmesine bağlı kılınmıştır. Vergi Usul Kanununun mükerrer 242’nci
maddesine 4731 sayılı Yasa ile eklenen 2’nci
fıkranın niteliği ve 361 sayılı Vergi Usul Kanunu
Genel Tebliğinde fıkranın tanıdığı yetki uyarınca
yapılan düzenleme karşısında; davacı tarafından dosyaya sunulacağı belirtilen, 2006 yılında
bilgisayarla tutulduğu iddia edilen ancak, hangi veri ortamında üretildiği, üretildiği koşullar,
dayanakları ve güvenilirliğinin ne şekilde sağlandığı belirsiz kayıtların, Vergi Usul Kanunu
hükümlerine göre kanıt değeri taşımasına olanak bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile
Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla
Daire kararına katılmıyoruz.
YARGI KARARLARI
BÜLTEN • 2015 - 211
T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2014/26544
Karar No : 2015/1659
Özet: Davalı işverende sürekli olarak ev
hizmetlisi olarak görev yapan davacının, tam
zamanlı mı yarı zamanlı mı çalıştığının ve her
türlü araştırmanın yapılması ve buna göre sigortalılığının belirlenmesi gereklidir.
5510/md.86,6
4857/md.4
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz
edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar
okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve
aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, davalı işverene ait evde 20.10.200804.09.2012 tarihleri arasında, tüm ev işlerini
yapmak suretiyle sigortasız olarak çalıştırıldığını, çalışmasının evde geçmesine karşın davalı
işverene ait işyerinden 188 gün sigortalı gösterildiğini, talep ettiği tarihler arasında sigortalı
çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiş,
Mahkemece, davacının iddiasını ispatlayamadığı ve davacının çalışmalarının Kurum kayıtlarında bulunduğu şekilde kabul edilmesi gerektiği gerekçesiyle talebin reddine karar verildiği
anlaşılmıştır.
Dava, 5510 sayılı Kanun’un 86/9. maddeleri uyarınca açılmış hizmet tespiti davasıdır. Bu
tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle özel
bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe
aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının
önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür
davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re’sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
61
Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2014 tarih
ve 2013/10-2280,2014/65 sayılı ilamında, ev
hizmetlerinde çalışma ile ilgili davaların hukuki
niteliği ve ispat şekline ilişkin ilkeler şu şekilde
belirtilmiştir.
İş mevzuatı yönünden, ev hizmetlerinin, gerek mülga 1475 sayılı İş Kanunu’nun 5. maddesinin 1. fıkrasında, gerekse 4857 sayılı İş
Kanunu’nun 4. maddesinin 1. fıkrasında yer
alan hükümler ile bu Kanunların uygulama
alanı dışında bırakıldığı görülmektedir. Sosyal
güvenlik mevzuatı açısından ise gerek mülga
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gerekse
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında sigortalı olabilmek üç temel
koşula bağlanmıştır. Bu koşullar; hizmet akdi ile
çalışma, işin işverene ait işyerinde yapılması ve
mülga 506 sayılı Kanun’un 3. ve aynı yöndeki
5510 sayılı Kanun’un ise 6. maddesi kapsamında olmamak olarak sıralanabilir. 506 sayılı
Kanun’un 3. maddesi sigortalı sayılmayanları;
diğer bir ifade ile anılan Kanun kapsamına alınmayanları sıralamaktadır.
Buna göre mülga 506 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar” başlıklı 3. maddesi uyarınca:
“Aşağıda yazılı kimseler bu kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar
D) (Değişik: 11/8/1977 - 2100/1 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak
çalışanlar hariç)’”
Yine 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren
5510 sayılı Kanun’un “Sigortalı sayılmayanlar”
başlıklı 6. maddesi uyarınca;
“’Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta
kolları hükümlerinin uygulanmasında;
‘c) (Değişik: 17/4/2008-5754/4 md.) Ev hizmetlerinde çalışanlar (ücretle ve sürekli olarak
çalışanlar hariç)’4 üncü ve 5’inci maddelere
göre sigortalı sayılmaz.”.
Buna göre ev hizmetleri, mülga 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu’nun ilk halinde kanun
kapsamı dışında bırakılmış iken, 24.08.1977
tarih ve 16037 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan ve 24.11.1977 tarihinde yürürlüğe giren
11.08.1977 tarih ve 2100 sayılı Kanun’un 1.
YARGI KARARLARI
62
BÜLTEN • 2015 - 211
maddesiyle yapılan değişiklik ile mülga 506
sayılı Kanun’un 3. maddesinin (D) bendinde
yapılan düzenleme uyarınca, ev hizmetlerinde
“ücretle ve sürekli çalışanlar” anılan maddede
yer alan istisnalar içinden çıkarılmış, 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile de aynı yöndeki
uygulamaya devam edilmiştir.
Görüldüğü üzere, anılan maddeler uyarınca,
ev hizmetlerinde çalışanlar; ücretle ve sürekli
olarak çalışanlar hariç, bu Kanun’ların uygulanmasında sigortalı sayılamazlar.
Sigortalı sayılmak için, ücret ve sürekli çalışma birlikte arandığından, her iki koşulun da
gerçekleşmiş olması gerekir. Hizmet karşılığı
ücret alınmıyorsa veya ücret alınmakla birlikte
çalışmada süreklilik yoksa, bu tür çalışmayı sigortalı çalışma saymak mümkün değildir.
Buna göre, diğer koşulları gerçekleştirmiş
olanlar eğer anılan maddelerin kapsamına giriyorlarsa, sigortalı sayılamayacak ve 506 veya
5510 sayılı Kanun’larda düzenlenen haklardan
yararlanamayacaklardır.
Yeri gelmişken belirtilmelidir ki, mülga 1475
sayılı İş Kanunu’nun 5/1. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu’nun 4/1. maddeleri uyarınca, iş
kanunları hükümleri ev hizmetlerine ve ev hizmetleri çalışanlarına uygulanamayacak, bu işler ve bu işleri yapan kişiler Borçlar Kanunu’nun
hizmet akdini düzenleyen hükümlerine tabi olacaklardır.
Evde yapılan işle, ev hizmetleri arasında
bazı farklılıkların da tanımlanması gerekir. Ev
hizmeti evde yapılmakla birlikte, herhangi bir
iş olmayıp doğrudan yaşanan mekana yönelik bir iştir. Yaşanan konutla doğrudan bağlantı içerisindedir. Doğrudan eve ve ev yaşamına
yöneliktir. Dolaylı olarak ev yaşamına katkıda
bulunan, onu kolaylaştıran hizmetlerdir. Ev hizmetinin doğrudan eve veya ev yaşamına yönelik olması gerekir. Ev hizmeti evden soyutlanamaz (Okur A. R., Ev Hizmetlerinde (İşlerinde)
Çalışanların Sigortalılığı, Kamu-İş Dergisi, Cilt
7, Sayı 3, 2004, s. 10).
Bir işin ev hizmeti sayılabilmesi için yapılan
işin evde gündelik yaşamın gerektirdiği faaliyetler kapsamında ev yaşamının gündelik, olağan
gereksinmelerini karşılayan işlerdir (Mollamahmutoğlu H., İş Hukuku, Turhan, Ankara, 2004,
s. 179).
Öğretide ev hizmetleri, evde gündelik yaşamın gerektirdiği; temizlik, yemek, çamaşır,
ütü, çocuk bakımı, mürebbiyelik gibi işler olarak kabul görmektedir. Ev hizmetleri çalışanları ise uşak, kahya, hizmetçi, temizlikçi, aşçı,
çocuk bakıcısı, bahçıvan, şoför, bekçi, hayvan
bakıcısı vb evin gündelik işleyişine ilişkin faaliyetleri yürüten kişiler olarak kabul görmektedir
((N. Gökçek Karaca, F. Kocabaş, Ev Hizmetlerinde Çalışanların Karşılaştıkları Sorunların
Türkiye Açısından Değerlendirilmesi, Kamu-İş
Dergisi, 2009, cilt 10, sayı 4, sayfa 172’den atfen; Çenberci M., 1475 sayılı İş Kanunu Şerhi,
1986, s.190-191; Mollamahmutoğlu, a.g.e., s.
179; Çelik N., İş Hukuku Dersleri, B. 20, Beta,
İstanbul, 2007, s. 70; Süzek S., İş Hukuku, B.
2, İstanbul, Beta 2005, s. 180; Okur A., a.g.e. s.
348-349; Erkul İ-Karaca N, 4857 sayılı İş Kanunu Uygulaması, Nisan Yayınları Eskişehir 2004,
s. 67; Tunçomağ K., İş Hukuku, İstanbul 1988,
s. 44-46; Akyiğit E., İçtihatlı ve Açıklamalı 4857
Sayılı İş Kanunu Şerhi, C. 1, B. 3, Ankara 2008,
s. 285; Güven E., Aydın U., İş Hukuku (Yeni İş
Yasaları) B. 3, Barış Yayınları, Ankara 2007, s.
32; Tunçomağ K-Centel T., İş Hukukunun Esasları, B. 4, İstanbul 2005, s. 38; Narmanlıoğlu Ü,
İş Hukuku (Ferdi İş İlişkileri), B. 2, Ankara 1994,
Barış Yayınları, s. 71; Eyrenci Ö- Taşkent SUlucan D, Bireysel İş Hukuku, Legal Yayınları,
İstanbul 2004, s. 43).
Yukarıda ayrıntıları açıklandığı üzere, “ev
hizmetleri” 506 sayılı Kanun ile tamamen sigortalılık dışında tutulmuş iken 2100 sayılı Kanun
ile yapılan değişiklikle ev hizmetlerinde sadece
“ücretle ve sürekli olarak çalışanlar” sigortalı
sayıldıklarından, bu kişilerin sigortalı olarak kabul edilebilmesi için önemli olan, ev hizmetinde
geçen çalışmanın ücretle yapılması ve sürekli
olmasıdır.
Sürekli çalışma kavramı yönünden uygulamada, haftanın çoğu ev işlerinde geçirilmiş ve
çalışma bir süre devam etmişse, bu çalışma
sigortalı çalışma olarak değerlendirilmekte, süreklilik için çalışmanın belli bir yoğunluğa ulaşması aranmaktadır.
Mülga 506 sayılı Kanun ile 5510 sayılı Kanun uyarınca “iş” tanımı açık olup, burada “iş”;
ev hizmetidir. Bu nedenle ölçü, işin niteliği değil
KARGI KARARLARI
BÜLTEN • 2015 - 211
ev işinde çalışanın, bu işte ne kadar süre çalıştığıdır. Ev işlerinde çalışma devamlı ise sürekli
sayılacak, devamlılık yoksa, iş belirsiz aralıklarla geçici olarak ya da çağrı üzerine yapılıyorsa
süreksiz sayılacaktır.
Yukarıda belirtilen Hukuk Genel Kurul kararı
doğrultusunda, somut olay değerlendirildiğinde;
Eldeki dosyada, davanın reddi yönünde hüküm kurulmuş ise de, bu konuda yapılan araştırma ve inceleme yetersizdir. Dosyadaki bilgi,
belge ve kamu tanıklarının ve davacı tanığı
Sultan Bektaş’ın anlatımlarına göre, davacının
davalıya ait evde çalıştığını gördüklerini beyan
ettikleri anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca, Mahkemece, re’sen araştırma ilkesi doğrultusunda, tarafların gösterdiği
tanıklar ile yetinilmeyerek, civar apartmanlarda
uzun yıllar oturan komşu ya da yakın yerlerde
kayıtlara geçmiş çalışanlar (diğer apartmanların kapıcıları, komşu market ve bakkal işleten
ve çalışanları) ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan mahalle muhtarı veya
azaları tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına
başvurulmalı, dava konusu dönemlerdeki muhtarlıktan veya zabıtadan da sözü edilen eve
ilişkin kapıcılıkla ilgili kayıt ve belgeler olup olmadığı sorulmalı, varlığının tespiti halinde dosya içerisine yöntemince celbi sağlanarak davacının iddialarını teyit edip etmediği yönünden
değerlendirme yapılmalı, yapılan işin kapsam
ve niteliği de nazara alınarak davacının yaptığı
işlerin gün içinde aldığı zaman dilimi belirlenmeli, ayrıca davacının davalıya ait işyerinden
bildirilmiş çalışmaları olması karşısında, bu işyerine komşu tanıklar emniyet aracılığı ile tespit
edilerek beyanlarına başvurulmalı, dinlenen bir
kısım tanıklar davacının başka yerlerede temizliğe gittiğini belirtiğinden, başka yerlere temizlik
vs. gibi işlere gidip gitmediği usulünce araştırılarak tespit edilmeli; buna göre, tam zamanlı
mı, yarı zamanlı çalışma mı olup olmadığının
tespiti ile, yarı zamanlı çalışmanın kabulü halinde günlük çalışma saatine göre, haftalık ve
aylık çalışma süresinin kaç gün olduğu açıkça
belirlenmeli, buna ilişkin olarak gerektiğinde uzman bilirkişi görüşü de alınmak suretiyle, kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde,
davacının çalışmalarının davalıya ait evde mi
yoksa davacının hizmet cetvelinde Kuruma 233
gün bildirimi yapılan davalıya ait işyerinde mi
63
çalıştığı açıklığa kavuşturularak, yapılacak değerlendirme sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular
göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme
sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve
yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm
bozulmalıdır.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda
açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine,
30.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2013/33004
Karar No : 2014/15754
Özet: İşyerlerinin devir veya intikali yahut
herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden
hesaplanmalıdır. İşyerini devreden işverenlerin
bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle
ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 1475/md.14
4857/md.6,20
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası
için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor
dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı Sağlık Bakanlığına ait işyerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak çalıştığını iş sözleşmesinin işverence haksız fesih
edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminat-
KARGI KARARLARI
64
BÜLTEN • 2015 - 211
larının tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacının iş sözleşmesinin
işverence haksız feshedildiği, davalılar arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu
gerekçesiyle kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle
kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Sağlık Bakanlığının tüm, diğer
davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai
ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş.
Acente İth. İhr. Ltd. Şti. aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik
alacaklarından sorumluluk bakımından taraflar
arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857
sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin veya bir
bölümünün devrinde devir tarihinde mevcut
olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve borçlarıyla
devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde
ödenmesi gereken borçlar açısından, devreden
işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu
oldukları aynı Kanun’un üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun
devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Kanun’un 120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi
halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve hesap
yöntemi bakımından belirtilen madde hükmü
uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre, işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi bir suretle bir işverenden başka bir işverene geçmesi
veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi
işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri
sürelerinin toplamı üzerinden hesaplanmalıdır.
Bununla birlikte, işyerini devreden işverenlerin
bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle
ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
Somut olayda, davacının davalı A... Hay.
Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth.
İhr. Ltd. Şti.’ne bağlı gerçekleşen çalışma süresinin sona ermesinden sonra 01.04.200603.04.2006 tarihleri arasında bir başka alt işverene bağlı olarak çalıştığı, dolayısıyla davalı
A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin devralan son alt işveren
olmadığı mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda davalı alt işverenin kıdem tazminatı yönünden sorumlu olduğu miktar, davacı işçinin
kendisine bağlı olarak 01.01.2006-31.03.2006
tarihleri arasında gerçekleşen hizmet süresi yönünden belirlenmelidir. Mahkemece bu hususun dikkate alınmaması ve davalı A... Hay. Ür.
Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri
Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd.
Şti.’nin sorumlu olduğu kıdem tazminatı miktarının 21.05.2002-31.03.2006 tarihleri arasında
gerçekleşen çalışma süresi esas alınarak belirlenmesi isabetsizdir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda
yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye
iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar
verildi.
ÖZELGELER
BÜLTEN • 2015 - 211
65
ÖZELGELER
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup
Müdürlüğü)
Sayı : 11395140-105[Mük 257-2012/VUK1-...]-2361 10.10.2014
1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara,
2. Serbest meslek erbabına,
3. Kazançları basit usulde tespit olunan
tüccarlara,
4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere,
5. Vergiden muaf esnafa
Konu :İnternet sitesinden verilen hizmet
karşılığında toplu fatura düzenlenip düzenlenmeyeceği hk.
sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlar da fatura istemek ve
almak mecburiyetindedirler.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda;
müşterilerinize internet üzerinden sunduğunuz hizmet karşılığında abonelik bedeli aldığınız, ödemelerin kredi kartı, EFT/havale
veya SMS yoluyla banka üzerinden yapıldığı
ve şirketiniz tarafından tüm kullanıcılar için tek
tek yazar kasa fişi düzenlendiği, iade işlemlerinin de yine yazar kasa fişi ile gerçekleştirildiği belirtilerek yapılan tahsilatlara ilişkin tek
tek yazar kasa fişi oluşturulması yerine topluca ve günlük fatura düzenlenmesinin uygun
olup olmayacağı ve yapılan iadeler için düzenlenen gider pusulalarının müşterilerinize
imzalattırılmadan belgenin ekine koyacağınız
banka evrakları ile geçerlilik kazanmasının
mümkün olup olmadığı hususlarında Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
Yukarıdakiler dışında kalanların, birinci ve
ikinci sınıf tüccarlar ile kazancı basit usulde
tesbit edilenlerden ve defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerden satın aldıkları
emtia veya onlara yaptırdıkları iş bedelinin
(1.1.2014 tarihinden itibaren) 800 TL’yi geçmesi veya bedeli (1.1.2014 tarihinden itibaren) 800 TL’den az olsa dahi istemeleri halinde emtiayı satanın veya işi yapanın fatura
vermesi mecburidir.” hükmü yer almaktadır.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229’uncu
maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı
meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya
işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen
ticari vesikadır.”,
232’nci maddesinde ise “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, kazancı basit usulde tespit
edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan
çiftçiler:
Öte yandan, 385 Sıra No’lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliğinin “Kapıdan veya
Mesafeli Sözleşme Düzenlenerek Yapılan
Satışlarda İade İşlemlerinde Belge Düzeni”
başlıklı 4’üncü bölümünde; “4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun
8’inci maddesinde, işyeri, fuar, panayır gibi
satış mekânları dışında önceden mutabakat
olmaksızın tecrübe ve muayene koşullu satışlar kapıdan satış olarak tanımlanmıştır. Bu
tür satışlarda tüketiciye yedi günlük tecrübe
muayene süresi sonuna kadar malı kabul
veya hiç bir gerekçe göstermeden reddetme
hakkı tanınmıştır.
Kanunun 9/A maddesinde ise mesafeli
sözleşmeler; yazılı, görsel, telefon ve elektronik ortamda veya diğer iletişim araçları
ÖZELGELER
66
BÜLTEN • 2015 - 211
kullanılarak ve tüketicilerle karşı karşıya gelinmeksizin yapılan ve malın veya hizmetin
tüketiciye anında veya sonradan teslimi veya
ifası kararlaştırılan sözleşmeler olarak tarif
edilmiştir.
Bu tür satışlarda meydana gelen iade işlemlerinde belge düzenine ilişkin ortaya çıkan sorunların giderilmesi amacıyla aşağıdaki açıklamaların yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur.
...
Bundan böyle, sadece kapıdan ve mesafeli sözleşmeler düzenlenerek yapılan
satışlara ilişkin iade işlemleri için Vergi Usul
Kanununun mükerrer 257’nci maddesinin
Bakanlığımıza verdiği yetkiye istinaden iade
bölümünün yer alacağı bir faturanın düzenlenmesi ve en az iki örneğinin müşteriye malla beraber gönderilmesi uygun görülmüştür.
Söz konusu faturanın alt kısmına açılacak
iade bölümünde;
- Malı iade edenin adı soyadı, adresi, imzası,
- İade edilen mala ilişkin cins, miktar, birim
fiyat ve tutar yer alacaktır.
Bu şekilde düzenlenen fatura malla beraber
müşteriye gönderildiğinde müşteri malı iade etmek isterse iadeye ilişkin bölümü dolduracak ve
iki örnek olan faturanın bir örneğini mal ile birlikte malı satana geri gönderecek, bir örneği kendinde kalacaktır.” açıklamaları yer almaktadır.
Buna göre; mesafeli sözleşmeler kapsamında nihai tüketicilere yapılan hizmet satışlarında mezkûr Genel Tebliğde tarif edilen
ve iade bölümünü de ihtiva eden bir faturanın
şirketinizce düzenlenerek en az iki örneğinin
müşteriye gönderilmesi, müşterinin ise hizmet alımından vazgeçmesi veya hizmet alımını yarıda kesmesi halinde faturanın iadeye
ilişkin bölümünü doldurarak iki örnek olan faturanın bir örneğini kurumunuza geri göndermesi gerekmektedir.
Mesafeli sözleşmeler kapsamında yapılan hizmet satışlarında satışa konu hizmet
alımından vazgeçilmesi veya hizmet alımının
yarıda kesilmesi durumunda yukarıda açıklandığı üzere iade bölümünü ihtiva eden bir
faturanın düzenlenmesi nedeniyle gider pusulası düzenlenmeyecektir.
Diğer taraftan gün sonunda toplu fatura
düzenlenip düzenlenemeyeceği hususunun
Vergi Usul Kanununun mükerrer 257’nci
maddesi uyarınca Maliye Bakanlığınca değerlendirilmesi gerektiğinden, doğrudan Gelir
İdaresi Başkanlığına müracaat etmeniz icap
etmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Katma Değer Vergisi
Grup Müdürlüğü)
Sayı : 39044742-KDV.10-18.02.2015
Konu :Avans fatura bedelinin hangi dönem
KDV beyanında gösterileceği hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, Şirketinizin uçak motorlarının bakımı ve onarımı
işi ile iştigal ettiğini, istisna kapsamında olan
bu hizmetlerinizde, hizmet ifa edilmeden zorunlu olmamak kaydıyla müşterileriniz tarafından önce avans ödemeleri yapıldığını ve bu
ödemelere ilişkin olarak Şirketiniz tarafından
KDV hesaplanmadan fatura düzenlenerek
avansın alındığı dönemde Bs formuyla bildirildiğini, bu şekilde düzenlenen faturalarda
yer alan istisna kapsamındaki işlem bedelinin
hangi dönem KDV beyannamesinde beyan
edilmesi gerektiği hususunda Başkanlığımız
görüşü sorulmaktadır.
Katma Değer Vergisi (KDV) Kanununun;
- 1/1’inci maddesinde, ticari, sınai, zirai
faaliyet ve serbest meslek faaliyeti çerçeve-
ÖZELGELER
BÜLTEN • 2015 - 211
sinde Türkiye’de yapılan teslim ve hizmetlerin
KDV’ye tabi olduğu,
- (10/a) maddesinde, malın teslimi veya
hizmetin yapılmasıyla; (10/b) maddesinde,
malın tesliminden veya hizmetin yapılmasından önce fatura veya benzeri belgeler verilmesi halinde, bu belgelerde gösterilen miktarla sınırlı olmak üzere fatura veya benzeri
belgelerin düzenlenmesiyle vergiyi doğuran
olayın meydana geleceği
hükme bağlanmıştır.
Bu durumda, fatura düzenlenmesi ödemeye bağlı olmayıp mal teslimine veya hizmet ifasına bağlı olduğundan, faturanın esas
olarak malın teslimi veya hizmetin ifasından
itibaren en geç yedi gün içinde düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak, malın tesliminden veya hizmetin ifasından önce de fatura
ve benzeri belgelerin düzenlenmesi mümkün
bulunmakta olup, bu durumda, fatura ve benzeri belgelerde gösterilen tutarla sınırlı olmak
üzere KDV açısından vergiyi doğuran olay
meydana gelse bile bu şekilde fatura düzenlenmiş olması ile iade hakkı doğmamaktadır.
Malın teslimi veya hizmetin ifasından önce
alınan avanslar, henüz teslim veya hizmet
gerçekleşmediğinden işlemlerin karşılığını
teşkil eden bir bedel olarak değerlendirilmeyecek ve avans tutarları üzerinden KDV
hesaplanmayacaktır. Dolayısıyla, avans mahiyetindeki tahsilat tutarları için fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
Buna göre, istisna kapsamındaki işlemleriniz nedeniyle Şirketiniz tarafından kendisine yapılan avans ödemelerine ilişkin olarak
fatura veya benzeri belgelerin düzenlenmesi
halinde, söz konusu avans bedellerine isabet
eden tutarların istisna kapsamındaki hizmetin
ifa edildiği vergilendirme dönemindeki KDV
beyannamesinin ilgili satırlarında beyan edilmesi gerektiği tabiidir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
67
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Gelir Vergileri Grup
Müdürlüğü)
Sayı : 84098128-125[152012/8]- 05.06.2014
Konu :Derneğin kira ödemesi yaparken
stopaj kesintisi mi yapacağı yoksa KDV mi
ödeyeceği hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunuzda, işyerinizin xxx vergi kimlik numaralı xxx A.Ş.’nin
aktifinde kayıtlı olduğu, söz konusu şirkete
yapılacak kira ödemelerinde anılan şirketin
fatura düzenlemediği gerekçesiyle kira ödemesinde bulunulmadığı, İstanbul 10’uncu İcra
Müdürlüğü tarafından derneğinize gönderilen
yazıda ise kira ödemelerinin 14.05.2012 tarihinden itibaren Müdürlüklerine yapılması
gerektiğinin bildirildiği belirtilerek, derneğinizin kira ödemesi yaparken stopaj kesintisi
mi yapacağı yoksa KDV mi ödeyeceği, KDV
ödenecek ise nasıl ödeneceği hususlarında
Başkanlığımız görüşü talep edilmektedir.
KURUMLAR VERGİSİ YÖNÜNDEN:
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun
“Verginin Konusu” başlıklı 1’inci maddesinin
ikinci fıkrasında, kurum kazancının gelir vergisinin konusuna giren gelir unsurlarından
oluşacağı hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 6’ncı maddesinde, kurumlar vergisinin, mükelleflerin bir hesap dönemi
içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanacağı; safî kurum kazancının
tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı
belirtilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 70’inci
maddesinin birinci fıkrasında gayrimenkul
sermaye iradının tarifi yapılmış, ikinci fıkrasında da birinci fıkrada yazılı mal ve hakların
ticari veya zirai bir işletmeye dahil bulunduğu
ÖZELGELER
68
BÜLTEN • 2015 - 211
takdirde bunların iratlarının ticari veya zirai
kazancın tespitine müteallik hükümlere göre
hesaplanacağı; üçüncü fıkrasında ise tüccarlara ait olsa dahi işletmeye dahil bulunmayan
gayrimenkullerle haklar hakkında gayrimenkul sermaye iradıyla ilgili hükümlerin uygulanacağı belirtilmiştir.
Kurumlar Vergisi Kanununun “Vergi kesintisi” başlıklı 15’inci maddesinin birinci fıkrasında, kimlerin vergi kesintisi yapmaya
mecbur oldukları hükme bağlanmış; bunlar
tarafından nakden veya hesaben yapılacak
ödemeler üzerinden yapılacak vergi kesintisi
ile oranlar bentler halinde sayılmıştır.
Öte yandan, 1 Seri No lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinin “Diğer Kurumlar Vergisi
Mükelleflerine Ait Taşınmazların Kiralanması
Karşılığında Yapılan Kira Ödemeleri” başlıklı
(15.3.2.3.) bölümünde, Kurumlar Vergisi Kanununun 1’inci maddesinde sayılan kurumlar
vergisi mükelleflerine (kooperatifler hariç) ait
taşınmazların kiralanması karşılığında bunlara yapılan kira ödemelerinden vergi kesintisi
yapılmayacağı, bu kurumların elde ettikleri
kira gelirlerinin ilgili hesap dönemine ait kurumlar vergisi beyannamesiyle beyan edileceği açıklanmıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, xxx
A.Ş.’nin aktifine kayıtlı olduğu belirtilen gayrimenkulün kiralanması karşılığında derneğiniz tarafından İstanbul 10’uncu İcra Müdürlüğüne yapılacak kira ödemelerinden gelir
veya kurumlar vergisi kesintisi yapılmaması
gerekmektedir.
KATMA DEĞER VERGİSİ YÖNÜNDEN:
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun;
1/3-f maddesinde, Gelir Vergisi Kanununun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve hakların kiralanması işlemlerinin katma değer
vergisine tabi tutulduğu,
8/1-h maddesinde, Gelir Vergisi Kanu-
nunun 70’inci maddesinde belirtilen mal ve
hakları kiraya verenlerin KDV’nin mükellefi
olacağı,
29/1-a maddesinde, mükelleflerin yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan
KDV’den bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda
gösterilen KDV’yi indirebilecekleri,
34/1’inci maddesinde, yurt içinde sağlanan veya ithal olunan mal ve hizmetlere ait
KDV’nin alış faturası veya benzeri vesikalar
ve gümrük makbuzu üzerinden ayrıca gösterilmek ve bu vesikalar kanuni defterlere kaydedilmek şartıyla indirilebileceği,
53’üncü maddesinde de bu Kanunda geçen
fatura ve benzeri vesikalar tabirinin Vergi Usul
Kanununda düzenlenen vesikaları ifade ettiği,
hükümleri yer almıştır.
Ayrıca, konu ile ilgili olarak 60 No.lu KDV
Sirkülerinde de gerekli açıklamalara yer verilmiş olup, iktisadi işletmelerin her türlü kiralama işlemlerinin KDV Kanununun 1/1’inci maddesine göre KDV’ye tabi olduğu belirtilmiştir.
Buna göre, Derneğiniz tarafından ödenen
kira bedeline ilişkin katma değer vergisinin
mükellefi (kiralanan taşınmaz aktifine kayıtlı
olan) xxx A.Ş. olup, söz konusu şirketin kira
bedelinin tahsil edilip edilmediğine bakılmaksızın belirlenen kira bedeli üzerinden katma
değer vergisi hesaplayarak aylık dönemler
itibariyle beyan etmesi gerekmektedir. Derneğinizin kira bedelini icra müdürlüğüne ödemesi, bu kira bedeli üzerinden hesaplanan
katma değer vergisinin xxx A.Ş tarafından
beyanını etkilememektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
ÖZELGELER
BÜLTEN • 2015 - 211
T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2013/33004
Karar No : 2014/15754
Özet: İşyerlerinin devir veya intikali yahut
herhangi bir suretle bir işverenden başka bir
işverene geçmesi veya başka bir yere nakli
halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı
üzerinden hesaplanmalıdır. İşyerini devreden
işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin
aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 1475/md.14
4857/md.6,20
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları
tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen
rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı Sağlık Bakanlığına ait işyerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak
çalıştığını iş sözleşmesinin işverence haksız
fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar
tazminatlarının tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi
raporuna dayanılarak davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, davalılar
arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kısmen kabulüne karar
verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle
kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeple-
69
re göre, davalı Sağlık Bakanlığının tüm, diğer
davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt
Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti. aşağıdaki bendin
kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından
taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857
sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin
veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde
mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve
borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş
ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar
açısından, devreden işverenle devralan işverenin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun’un
üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Kanun’un 120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi
halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve
hesap yöntemi bakımından belirtilen madde
hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre,
işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi
bir suretle bir işverenden başka bir işverene
geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet
sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden
hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini
devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
Somut olayda, davacının davalı A... Hay.
Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman
Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’ne bağlı gerçekleşen çalışma süresinin sona ermesinden sonra
ÖZELGELER
70
BÜLTEN • 2015 - 211
01.04.2006- 03.04.2006 tarihleri arasında bir
başka alt işverene bağlı olarak çalıştığı, dolayısıyla davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day.
Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem.
Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin
devralan son alt işveren olmadığı mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda davalı
alt işverenin kıdem tazminatı yönünden sorumlu olduğu miktar, davacı işçinin kendisine
bağlı olarak 01.01.2006-31.03.2006 tarihleri
arasında gerçekleşen hizmet süresi yönünden belirlenmelidir. Mahkemece bu hususun
dikkate alınmaması ve davalı A... Hay. Ür.
Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr.
Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu kıdem tazminatı miktarının 21.05.2002-31.03.2006 tarihleri
arasında gerçekleşen çalışma süresi esas
alınarak belirlenmesi isabetsizdir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda
yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde
ilgiliye iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
YARGITAY
22. HUKUK DAİRESİ
Esas No : 2013/33004
Karar No : 2014/15754
Özet: İşyerlerinin devir veya intikali yahut
herhangi bir suretle bir işverenden başka bir
işverene geçmesi veya başka bir yere nakli
halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet sözleşmeleri sürelerinin toplamı
üzerinden hesaplanmalıdır. İşyerini devreden
işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin
aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır. 1475/md.14
4857/md.6,20
Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacakla-
rının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalılar avukatları
tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen
rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı, davalı Sağlık Bakanlığına ait işyerinde değişen alt işverenlere bağlı olarak
çalıştığını iş sözleşmesinin işverence haksız
fesih edildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar
tazminatlarının tahsilini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi
raporuna dayanılarak davacının iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiği, davalılar
arasında asıl işveren-alt işverenlik ilişkisi bulunduğu gerekçesiyle kısmen kabulüne karar
verilmiştir.
Kararı davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle
kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı Sağlık Bakanlığının tüm, diğer
davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt
Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti. aşağıdaki bendin
kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) İşyeri devrinin iş ilişkisine etkileri ile işçilik alacaklarından sorumluluk bakımından
taraflar arasında uyuşmazlık sözkonusudur.
İşyeri devrinin esasları ve sonuçları 4857
sayılı İş Kanununun 6. maddesinde düzenlenmiştir. Sözü edilen hükümde, işyerinin
veya bir bölümünün devrinde devir tarihinde
mevcut olan iş sözleşmelerinin bütün hak ve
borçlarıyla devralan işverene geçeceği öngörülmüştür. Devir tarihinden önce doğmuş
ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlar
açısından, devreden işverenle devralan işve-
ÖZELGELER
BÜLTEN • 2015 - 211
renin birlikte sorumlu oldukları aynı Kanun’un
üçüncü fıkrasında belirtilmiş, devreden işverenin sorumluluğunun devir tarihinden itibaren iki yıl süreyle sınırlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Değinilen Kanun’un 120. maddesi hükmüne göre, 1475 sayılı Kanun’un 14. maddesi
halen yürürlükte olduğundan, işyeri devirlerinde kıdem tazminatına hak kazanma ve
hesap yöntemi bakımından belirtilen madde
hükmü uygulanmalıdır. Anılan maddeye göre,
işyerlerinin devir veya intikali yahut herhangi
bir suretle bir işverenden başka bir işverene
geçmesi veya başka bir yere nakli halinde, işçinin kıdemi işyeri veya işyerlerindeki hizmet
sözleşmeleri sürelerinin toplamı üzerinden
hesaplanmalıdır. Bununla birlikte, işyerini
devreden işverenlerin bu sorumlulukları, işçiyi çalıştırdıkları sürelerle ve devir esnasındaki işçinin aldığı ücret seviyesiyle sınırlıdır.
Somut olayda, davacının davalı A... Hay.
Ür. Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman
Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’ne bağlı gerçekleşen çalışma süresinin sona ermesinden sonra
01.04.2006- 03.04.2006 tarihleri arasında bir
başka alt işverene bağlı olarak çalıştığı, dolayısıyla davalı A... Hay. Ür. Gıda Mad. Day.
Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem.
Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr. Ltd. Şti.’nin
devralan son alt işveren olmadığı mahkemenin de kabulündedir. Bu durumda davalı
alt işverenin kıdem tazminatı yönünden sorumlu olduğu miktar, davacı işçinin kendisine
bağlı olarak 01.01.2006-31.03.2006 tarihleri
arasında gerçekleşen hizmet süresi yönünden belirlenmelidir. Mahkemece bu hususun
dikkate alınmaması ve davalı A... Hay. Ür.
Gıda Mad. Day. Tük. Zirai ve Orman Ürünleri Maden Tem. Akaryakıt Taş. Acente İth. İhr.
Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu kıdem tazminatı miktarının 21.05.2002-31.03.2006 tarihleri
arasında gerçekleşen çalışma süresi esas
71
alınarak belirlenmesi isabetsizdir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda
yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde
ilgiliye iadesine, 03.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
İzmir Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Usul Grup
Müdürlüğü)
Sayı : 67854564-1741-51 30.01.2015
Konu :Bedelsiz mal tesliminde belge düzeni ile Form Ba-Bs hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; ...
Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... vergi kimlik
numarasında kayıtlı mükellefi olduğunuz belirtilerek;
- Bedelsiz ihracat işlemlerinde faturanın
sadece mal cinsi ve miktarını gösterecek şekilde sıfır bedelli mi yoksa emsal bedel üzerinden mi düzenleneceği,
- Bedelsiz teslimlere ilişkin muhasebe kaydının nasıl olacağı,
- Bedelsiz ihracat ve ithalatların Ba-Bs bildirim formlarında nasıl gösterileceği,
- Yurt içi bedelsiz numune teslimlerinde
teslimin sadece sevk irsaliyesi ile yapılabilmesinin mümkün olup olmadığı
hususlarında Başkanlığımız görüşü istenilmektedir.
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227’nci
maddesinde; bu Kanuna göre tutulan ve
üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi
olduğu belirtilmiş, 229’uncu maddesinde; fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek
üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar ta-
ÖZELGELER
72
BÜLTEN • 2015 - 211
rafından müşteriye verilen ticari vesika olarak
tanımlanmıştır.
de fatura istemek ve almak zorunda oldukları
hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun “Faturanın Şekli” başlıklı 230’uncu maddesinin 1’inci fıkrasının (5)
numaralı bendinde; “Satılan malların teslim
tarihi ve irsaliye numarası, (Malın alıcıya teslim edilmek üzere satıcı tarafından taşındığı
veya taşıttırıldığı hallerde satıcının, teslim
edilen malın alıcı tarafından taşınması veya
taşıttırılması halinde alıcının, taşınan veya
taşıttırılan mallar için sevk irsaliyesi düzenlenmesi ve taşıtta bulundurulması şarttır.
Diğer taraftan, Vergi Usul Kanununun 148,
149 ve mükerrer 257’nci maddelerinin verdiği
yetkiye dayanılarak, 350 sıra no.lu Vergi Usul
Kanunu Genel Tebliği ile bilanço esasına
göre defter tutan mükelleflerin belirli bir haddi
aşan mal ve hizmet alımlarını “Mal ve Hizmet
Alımlarına İlişkin Bildirim Formu (Form Ba)”
ile mal ve hizmet satışlarını ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu (Form
Bs)” ile bildirmeleri konusunda yükümlülük
getirilmiş, 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile de 2010 yılı ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin verilecek
Ba- Bs formlarında uyulacak usul ve esaslar
yeniden belirlenmiştir.
Malın, bir mükellefin birden çok iş yerleri
ile şubeleri arasında taşındığı veya satılmak
üzere bir komisyoncu veya diğer bir aracıya
gönderildiği hallerde de, malın gönderen tarafından sevk irsaliyesine bağlanması gereklidir. Bu bentte yazılı irsaliyeler hakkında fiyat
ve bedel ile ilgili bilgiler hariç olmak üzere,
bu madde hükmü ile 231’inci madde hükmü
uygulanır. İrsaliyelerde malın nereye ve kime
gönderildiği ayrıca belirtilir.
Şu kadar ki nihai tüketicilerin tüketim amacıyla perakende olarak satın aldıkları malları
kendilerinin taşıması veya taşıttırması halinde bu mallara ait fatura veya perakende satış
fişinin bulunması şartıyla sevk irsaliyesi aranmaz.)...” hükmü yer almaktadır.
Anılan bent hükmünden de anlaşılacağı
üzere, sevk irsaliyesi ticari mal hareketinin izlenmesi için düzenlenen bir belgedir.
Öte yandan, Mezkur Kanunun 231’inci
maddesinin (5) numaralı bendinde; faturanın
malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten
itibaren azami yedi gün içinde düzenleneceği, bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturaların hiç düzenlenmemiş sayılacağı, 232’nci
maddesinde ise birinci ve ikinci sınıf tüccarlarla kazancı basit usulde tespit edilenler ve
defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilerin
sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura
vermek, satın aldıkları emtia ve hizmetler için
396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel
Tebliğinin 1.2.1. bölümünde, “Bildirim mecburiyeti bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler
çerçevesinde yapılan her türlü mal ve/veya
hizmet alış ve satışları, bunlara ilişkin belgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest
meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider
pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme
kaydedici cihaz fişi, sigorta komisyon gider
belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın BaBs bildirim formlarına dahil edilecektir”,
1.2.2. bölümünde “Mükelleflerin 2010 yılı
ve müteakip yılların aylık dönemlerine ilişkin
mal ve/veya hizmet alışları ile mal ve/veya
hizmet satışlarına uygulanacak had 5.000
TL olarak yeniden belirlenmiştir. Buna göre,
bir kişi veya kurumdan katma değer vergisi
hariç 5.000 TL ve üzerindeki mal ve/veya hizmet alışları, “Mal ve Hizmet Alımlarına İlişkin
Bildirim Formu (Form Ba)” ile; bir kişi veya
kuruma katma değer vergisi hariç 5.000 TL
ve üzerindeki mal ve/veya hizmet satışları
ise “Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim
Formu (Form Bs)” nun Tablo II alanında bildirilecektir”,
3.2.2. bölümünde ise, “İthalat işlemlerinin
ÖZELGELER
BÜLTEN • 2015 - 211
form Ba ile bildirilmesinde gümrük giriş beyannamesinin kapanış tarihi, ihracat işlemlerinin form Bs ile bildirilmesinde ise, fiili ihracatın gerçekleştiği tarih dikkate alınacaktır.
Ayrıca, serbest bölgelerde faaliyette bulunan mükelleflerin yurt içiyle yaptıkları alışsatış işlemlerinin bildirilmesinde; gümrük giriş
veya çıkış beyannamesi düzenlenmesi hallerinde bu beyannamelerin kapanma tarihleri
ve tutarları, gümrük giriş veya çıkış beyannamesi düzenlenmemesi durumlarında ise serbest bölge işlem formu tarihi ve tutarı dikkate
alınacaktır.
İthalat işlemlerinin form Ba ile bildirilmesinde tutar alanına; 25/10/1984 tarihli ve
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun
21’inci maddesi gereğince gümrük vergisi
tarhına esas olan kıymet, malın gümrük vergisinden muaf olması durumunda ise katma
değer vergisi matrahını oluşturan katma değer vergisi hariç bedel yazılacaktır.
Ayrıca, malın gümrük sahasına getirildikten sonra kısım kısım ithalatın gerçekleşmesi
durumunda, her bir işlemin gerçekleştiği tarih
dikkate alınarak bu Tebliğde belirtilen haddi
aşması halinde form Ba bildirimine dâhil edilecektir.
Bildirim formlarında alıcı veya satıcının vergi kimlik numarası, ithalat işlemlerinde “1111111111”, ihracat işlemlerinde ise
“2222222222” olarak kodlanacaktır.” açıklamalarına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hüküm ve açıklamalara göre;
- Gerçekleştirilecek bedelsiz ihracat işlemlerinde mal bedelinin sıfır veya bedelsiz olduğunu gösterecek şekilde fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
- Faaliyetinizle ilgili olarak Türkiye sınırları dışındaki mal hareketlerinde katma değer
vergisi hesaplanmamış olsa da 5.000 TL’yi
aşan mal ve/veya hizmet alış/satışlarınızın
73
Ba-Bs formlarında beyan edilmesi gerekmektedir. Belirlenen hadler çerçevesinde yapılan
her türlü mal ve/veya hizmet alış ve satışları,
bunlara ilişkin belgenin türüne bakılmaksızın
Ba-Bs bildirim formlarına dahil edileceğinden,
bir kişi veya kuruma bir ay içindeki mal ve/
veya hizmet satışları toplamı KDV hariç 5000
TL ve üzeri olması durumunda aynı mükelefe
düzenlenen bedelsiz faturaların da 396 sıra
no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde yer
alan usul ve esaslar çerçevesinde Form Bs
bildirimlerine dahil edilmesi gerekmektedir.
- Yurtiçi bedelsiz numune ürünlerin tesliminde ticari teamüllere uygun nitelikte ve
miktarda olması, satışa konu olmayacak şekilde yapılması ve ilgili firmanın unvanını taşıması ayrıca para ile satılamayacağının ürün
üzerinde açıkça belirtilmesi şartıyla bu malların numune olduğuna dair şerh düşülmek
suretiyle sevk irsaliyesi düzenlenmesi gerekmekte olup fatura düzenlenmesine gerek bulunmamaktadır.
- Tekdüzen muhasebe sisteminin uygulanmasına ilişkin açıklamalar, 1 Sıra No.lu
Muhasebe Sistemi Uygulama Genel Tebliği
ve daha sonra bu konuda yayımlanan diğer
Tebliğlerde yapılmıştır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı
(Mükellef Hizmetleri Grup Müdürlüğü) Sayı : 18008620-130[ÖZG-2014-59]8 02.03.2015
Konu :Arsa, işyeri ve meskenin birlikte satışında KDV oranı hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, ...
, ... no.lu satış dosyasında, satışa konu ...
adresinde bulunan bahçe vasfında kayıtlı taşınmaz üzerinde bilirkişi tarafından yapılan
ÖZELGELER
74
BÜLTEN • 2015 - 211
inceleme sonucunda düzenlenen raporda,
514 m2 zemin üzerinde her biri 99,50 m2 iki
dükkan, her biri 146 m2 iki adet daire bulunduğu, zemin değerinin 43.690,00 TL. bina
değerinin 216.531,00 TL. toplam değerin
260.221,00 TL. olduğunun belirtildiği, Satış
Memurluğu’nun 21/03/2014 tarihli “Taşınmazın Açık Artırma İlanı”nda, KDV oranının
arsa için % 18, daire için % 1 olarak açıkça
ve ayrıca yazıldığının belirtildiği, ancak satış sonrası satış bedelinden müvekkil hissesi
düşüldükten sonra kalan bedel üzerinden %
18 oranında KDV tahsil edildiği belirtilerek,
söz konusu taşınmaz satışında uygulanacak
KDV oranı konusunda Başkanlığımız görüşü
sorulmaktadır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi (KDV)
Kanununun;
- 1/1’inci maddesinde, Türkiye’de ticari, sınai, zirai faaliyet ve serbest meslek faaliyeti
çerçevesinde yapılan teslim ve hizmetlerin
KDV’ye tabi olduğu,
- 1/3-d maddesinde, müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışların KDV’ye tabi olduğu, - 23/d maddesinde, bu satışlarda vergiyi
doğuran olay, satışın yapıldığı tarihte vuku
bulmakta olup, satılan malın kesin satış bedeli katma değer vergisinin matrahı olacağı,
hüküm altına alınmıştır.
KDV oranları KDV Kanununun 28’inci
maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak yayımlanan 2007/13033 sayılı Bakanlar Kurulu
Kararnamesine ekli (I) sayılı listede yer alan
teslim ve hizmetler için % 1, (II) sayılı listede
yer alan teslim ve hizmetler için % 8, bu listelerde yer almayan vergiye tabi işlemler için %
18 olarak tespit edilmiştir.
Söz konusu Kararname eki (I) sayılı listenin 11’inci sırasında “Net alanı 150 m2’ye
kadar konut teslimleri” ibaresi yer almaktadır.
Bu itibarla, KDV’ye tabi taşınmaz teslimlerin-
de KDV oranı, net alanı 150 m2’yi aşmayan
konutlar için %1, 150 m2’yi aşan konutlar ile
m2 sınırlaması olmaksızın diğer bütün taşınmazlar için %18’dir.
01.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Katma Değer Vergisi Genel Uygulama Tebliğinin “Konut Teslimleri ve İnşaat Taahhüt İşleri” başlıklı (III/B-2.1.) bölümünün “2.1.3.Net
Alan” başlıklı alt bölümünde, net alan deyiminin “konut içerisinde duvarlar arasında kalan
temiz alan” olarak tanımlanan faydalı alanı
ifade ettiği, plan ve proje gereği konut dışında bir amaçla kullanılacak bölümleri de ihtiva
eden inşaatlarda indirimli oranın sadece konut olarak kullanılacak bölümlere uygulanacağı belirtilerek, net alanının hesaplanmasına
ilişkin açıklamalar yapılmıştır. 60 no.lu KDV
Sirkülerinin (8.2.1.) bölümünde de, konutların
150 m2’ye kadar net alanın hesabında dikkate alınacak unsurlara ilişkin açıklamalara yer
verilmiştir.
Buna göre, satılan konutun bağımsız olarak kullanılmaya esas her bir bölümü tek başına dikkate alınacaktır. Konutu çevreleyen
arsa ve arazi, bu konutla birlikte değerlendirilecek ve konutun tabi olduğu oranda KDV’ye
tabi olacaktır. Konutla birlikte değerlendirilecek arsa ve arazinin büyüklüğü ise mahalli örf
ve adete göre tespit edilecektir.
Tapu sicilinde bahçeli ev, bahçeli konut
gibi ibarelerle kayıtlı taşınmazların üzerinde
fiilen ve kullanılabilir halde konut bulunmaması halinde, bu taşınmazların konut olarak
nitelendirilmesi mümkün olmadığından, arsa
ve arazi sayılmak suretiyle genel oranda
(%18) KDV’ye tabi tutulması gerekmektedir.
Öte yandan, tapu sicilinde arsa ve arazi
olarak kayıtlı bulunan taşınmazların üzerinde
kullanılabilir halde konut olduğu takdirde de
bu satışın yukarıdaki açıklamalara göre konut sayılacağı tabiidir.
Buna göre, bilirkişi raporu ile 150 m2’nin
ÖZELGELER
BÜLTEN • 2015 - 211
altında olduğu ve konut olarak kullanıldığı
tespit edilen 2 adet dairenin ve bu konutla
birlikte değerlendirilecek arsa payının ayrıştırma yapılmaksızın %1 oranında; bunun haricindeki arsa bedeli ve 2 adet dükkanın ise
genel oranda (%18) KDV’ye tabi tutulması
gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
GELİR İDARESİ BAŞKANLIĞI
Gaziantep Vergi Dairesi Başkanlığı
(Vergi ve Anlaşmalar Uygulama
Müdürlüğü)
Sayı : 16700543-120-21 07.04.2015
Konu :Evlenme yardımının gelir vergisine
tabi olup olmadığı hk.
İlgide kayıtlı talep formunda, 5510 sayılı
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası
Kanununa göre çalışan işçilere verilen evlenme yardımının gelir vergisine tabi olup olmadığı ile her ay verilmesinde bir sakınca bulunup bulunmadığı hususunda özelge talep
edildiği anlaşılmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61’inci
maddesinde; “Ücret, işverene tabi ve belirli
bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet
karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan
ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı
(Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam,
avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir
yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması
onun mahiyetini değiştirmez.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun 25’inci maddesinin 5 numaralı bendinde ise; “Evlenme ve doğum münasebetiyle hizmet erbabına yapılan yardımlar
75
(Bu istisna hizmet erbabının iki aylığına veya
buna tekabül eden gündeliklerinin tutarına
kadar olan yardım kısmına uygulanır.)” gelir
vergisinden istisna edileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, şirketiniz tarafından hizmet
erbabına yapılacak evlenme yardımı ödemelerinin Gelir Vergisi Kanununun 25’inci maddesinde belirtilen kısmının gelir vergisinden
istisna edilmesi, aşan kısmın ise vergiye tabi
tutulması gerekmektedir. Ayrıca söz konusu
yardımın her ay verilmesi durumunda evlenme yardımından söz edilemeyeceğinden yapılan ödemelerin ücret ödemesi kabul edilerek Gelir Vergisi Kanununun ilgili hükümleri
uyarınca vergiye tabi tutulması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
T.C.
UŞAK VALİLİĞİ
Defterdarlık Gelir Müdürlüğü
Sayı : 52796708-120-2 19.03.2015
Konu :İş sağlığı ve güvenliği hizmetlerinin
vergisel durumu hk.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda; iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri adı altında serbest
meslek erbabı olarak faaliyette bulunduğunuz, bünyenizde sigortalı işyeri hekimi ve iş
güvenliği uzmanı çalıştırmak suretiyle hizmet
vermeyi düşündüğünüz, verilen bu hizmetler karşılığında belge olarak serbest meslek
makbuzu düzenlemek istediğiniz belirtilerek,
konu hakkında Başkanlığımız görüşü talep
edilmektedir.
Bilindiği üzere; 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37’nci maddesinde, “Her türlü ticari
ve sınai faaliyetlerden doğan kazançlar ticari
kazançtır.” hükmü yer almaktadır.
Ticari faaliyet, bir türlü emek-sermaye
organizasyonuna dayanmakta olup kazanç
ÖZELGELER
76
BÜLTEN • 2015 - 211
sağlama niyet ve kastının bulunup bulunmaması böyle bir organizasyon tarafından icra
edilen faaliyetin “ticari faaliyet” olma niteliğine
etki etmemektedir. Ancak, bir faaliyetin “ticari
faaliyet” sayılabilmesi için, kazanç sağlama
niyet ve kastı gerekmemekle birlikte, faaliyeti
icra eden organizasyonun bütün unsurlarıyla
birlikte değerlendirildiğinde kazanç sağlama
potansiyeline sahip olması gerektiği ortaya
çıkmaktadır.
Aynı Kanunun 65’inci maddesinde, “Her
türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye
veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmayan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi
sorumluluk altında kendi nam ve hesabına
yapılmasıdır...” hükümlerine yer verilmiştir.
Ayrıca, aynı Kanunun 66’ncı maddesinde
ise serbest meslek faaliyetinin yanında meslekten başka bir iş veya görev ile devamlı
olarak uğraşılmasının serbest meslek erbabı
vasfını değiştirmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yapılan hüküm ve açıklamalar
çerçevesinde, bir işverene tabi olmaksızın
şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılması halinde, iş güvenliği uzmanlığı faaliyetinden elde edilen kazançlar
serbest meslek kazancı olarak değerlendirilecek olup, bu faaliyetten dolayı tarafınıza
yapılan ödemelerin Gelir Vergisi Kanununun
94. maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişilerce yapılması durumunda, bu ödemeler
üzerinden aynı fıkranın (2/b) bendi uyarınca
% 20 oranında gelir vergisi tevkifatı yapılması
gerekmektedir.
Ancak, iş güvenliği uzmanı olarak faaliyet
gösterdiğiniz işyeriniz bünyesinde sigortalı
olarak çalıştırmak istediğiniz işyeri hekimleri ve iş güvenliği uzmanları tarafından verilen hizmetlerden dolayı elde edilecek ka-
zanç, şahsi mesleki faaliyet boyutlarını aşıp,
ticari bir organizasyona dönüşmesi nedeniyle, elde edilen kazancın ticari kazanç hükümlerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 176’ncı maddesinde tüccarların,
defter tutmak bakımından iki sınıfa ayrıldığı,
I’inci sınıf tüccarların bilanço esasına göre;
II’nci sınıf tüccarların işletme hesabı esasına
göre defter tutacakları hükme bağlanmış, Kanunun 177 ve 178’inci maddelerinde tüccar
sınıflarına ilişkin hükümlere, 179 ve 180’inci
maddelerde de sınıf değiştirmeye ilişkin hükümlere yer verilmiştir.
Mezkûr Kanunun 227’nci maddesinde, bu
Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla
olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsikinin mecburi olduğu, 229’uncu
maddesinde faturanın; satılan emtia veya
yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı
meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya
işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen
ticari vesika olduğu, 231’inci maddesinin (5)
numaralı bendinde faturanın malın teslimi
veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren yedi
gün içinde düzenleneceği, bu süre içinde
düzenlenmemiş olan faturaların hiç düzenlenememiş sayılacağı, 232’nci maddesinde
ise tüccarların sattıkları emtia veya yaptıkları
işler için fatura vermek, satın aldıkları emtia
ve hizmetler için de fatura istemek ve almak
zorunda oldukları hükmü mevcuttur.
Buna göre, elde ettiğiniz gelir ticari kazanç
olarak vergilendirileceğinden, 213 sayılı Kanunun 177’nci maddesinde altı bent halinde
sayılan şartlardan birini taşımanız halinde
bilanço esasına göre, aksi takdirde işletme
hesabı esasına göre defter tasdik ettirilerek
yaptığınız iş karşılığında fatura düzenlemeniz gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
PRATİK BİLGİLER
BÜLTEN • 2015 - 211
77
PRATİK BİLGİLER
VERGİ
BEYANNAME İMZALATMA ZORUNLULUĞU
• İmzalatma Kapsamındaki Mükellefler:
Tutar
2014 yılı faaliyet döneminde;
Aktif toplamı 6.385.000
Net satışlar toplamı 12.766.000
TL’ nı aşmayan kurumlar vergisi veya ticari, zirai ve mesleki kazancı nedeniyle gerçek usulde vergilendirilen Gelir Vergisi mükellefleri 2015 yılı beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatmak zorundadırlar.
• İmzalatma Kapsamı Dışında Kalan Mükellefler
1- 2014 yılı faaliyet döneminde;
-Serbest meslek faaliyetinde bulunanlardan gayrisafi hasılatları
149.000
213.000
-II. sınıf tacirlerden Alım satım veya imalat faaliyetinde bulunanlardan satışları
-II. sınıf tacirlerden yukarıda yazılı olanlar dışındaki işlerle uğraşanlardan gayrisafi iş hasılatları 108.000
-Zirai kazancı işletme hesabı esasına göre tespit edilen çiftçilerden hasılatları 213.000
TL’ nı aşmayan mükelleflerin,
2-Noterlerin,
3-Özel kanunlarına göre kurulan kooperatifler ile bunların oluşturdukları birliklerin,
4-Gelir ve kurumlar vergisinden muaf olan mükelleflerin,
beyannamelerini meslek mensuplarına imzalatma zorunluluğu bulunmamaktadır.
• İmzalatma Kapsamındaki Beyannameler
2014 yılı faaliyet döneminde; (b) bölümündeki hadleri aşan, ancak (a) bölümündeki hadlerin altında kalan gelir ve kurumlar
vergisi mükelleflerine ait 2015 yılı gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile muhtasar beyannameler ve katma değer vergisi
beyannamelerinin 3568 sayılı yasaya göre yetki almış meslek mensuplarına imzalatılması zorunludur.
Yıllık gelir vergisi beyannamesinde ticari, zirai veya mesleki kazanç yanında başka unsurlardan elde edilen gelir bulunması
halinde imzalatma mecburiyeti ve buna ilişkin sorumluluk, bu gelir unsurlarıyla sınırlıdır.
• İmzalatma Kapsamı Dışındaki Beyannameler
Yıllık gelir ve kurumlar vergisi beyannameleri ile muhtasar beyannameler ve katma değer beyannameleri dışında kalan
beyannamelerin meslek mensuplarına imzalatılması zorunluluğu bulunmamaktadır. Keza gelirleri ücret, gayrimenkul sermaye
iradı, menkul sermaye iradı ile sair kazanç ve iratlardan oluşan gelir vergisi mükelleflerine ait beyannamelerin imzalatılması
zorunlu değildir.
DAMGA VERGİSİ ORANLARI
Ücretlerde
Sözleşmeler, taahhütnameler ve temliknameler
Kira mukavelenameleri (Mukavele süresine göre kira bedeli üzerinden)
Kefalet, teminat ve rehin senetleri
Yıllık gelir vergisi beyannameleri
Kurumlar vergisi beyannameleri
Katma değer vergisi beyannameleri
Muhtasar beyannameler
Diğer vergi beyannameleri Damga vergisi beyannameleri hariç
Gümrük idarelerine verilen beyannameler
Belediye ve il özel idarelerine verilen beyannameler
Sosyal güvenlik kurumlarına verilen sigorta prim bildirgeleri
Elektronik ortamda birlikte verilen muhtasar beyanname ve sigorta prim bildirgesinden
sadece muhtasar beyanname için
Bilançolar
Gelir tabloları
İşletme hesabı özetleri
2014 Yılı
2015 Yılı
(Binde 7,59)
(Binde 9,48)
(Binde 1,89
(Binde 9,48)
41,20 TL
55,00 TL
27,20 TL
27,20 TL
27,20 TL
55,00 TL
20,30 TL
20,30 TL
(Binde 7,59)
(Binde 9,48)
(Binde 1,89
(Binde 9,48)
45,30 TL
60,50 TL
29,90 TL
29,90 TL
29,90 TL
60,50 TL
22,30 TL
22,30 TL
32,30 TL
31,80 TL
15,40 TL
15,40 TL
35,50 TL
35,00 TL
16,90 TL
16,90 TL
DOĞRUDAN GİDER YAZILABİLECEK PEŞTEMALLIK, ALET, EDAVAT, MEFRUŞAT VE DEMİRBAŞ BEDELLERİNDE SINIR
Yıl
2015
2014
2013
2012
2011
2010
Tutar
880 TL
800 TL
800 TL
770 TL
700 TL
680 TL
PRATİK BİLGİLER
78
BÜLTEN • 2015 - 211
EK MALİ TABLOLARI DÜZENLEME ZORUNLULUĞU
Dönemi
2014 yılına ait ek mali tablolar için - (2015 yılında verilmesi gereken)
2013 yılına ait ek mali tablolar için - (2014 yılında verilmesi gereken)
2012 yılına ait ek mali tablolar için - (2013 yılında verilmesi gereken)
2011 yılına ait ek mali tablolar için - (2012 yılında verilmesi gereken)
2010 yılına ait ek mali tablolar için - (2011 yılında verilmesi gereken)
TL’nı (aktif toplamı veya net satışları toplamı) aşan mükellefler ek mali tabloları
Aktif Toplamı
Net Satışlar Toplamı
13.330.500.- TL
29.622.800.- TL
12.106.500.- TL
26.902.900.- TL
11.648.700.- TL
25.885.600.- TL
10.805.800.- TL
24.012.600.- TL
9.800.300.- TL
21.778.200.- TL
düzenlemek zorundadır.
EMLAK VERGİSİ DEĞERİ YILLIK ARTIŞ ORANLARI
Yıl
2015
2014
2013
2012
2011
2010
Açıklama
2014 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı
Genel Tarh ve Tahakkuk
2012 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı
2011 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı
2010 yılı vergi değerine uygulanacak artış oranı
Genel Tarh ve Tahakkuk
Artış Oranı
% 5,055
% 7,80
% 10,26
% 3,85
-
EMLAK VERGİSİ ORANLARI
Mesken
Binde 1
Binde 2
Normal yörelerde
Büyükşehir belediye sınırları İçinde
İşyeri
Binde 2
Binde 4
Arazi
Binde 1
Binde 2
Arsa
Binde 3
Binde 6
GECİKME ZAMMI ORANLARI
Dönemi
Aylık
% 1,40
% 1,95
% 2,5
% 3
19.10.2010 - Tarihinden itibaren
19.11.2009 - 18.10.2010 Tarihleri arası
21.04.2006 - 18.11.2009 Tarihleri arası
02.03.2005 - 20.04.2006 Tarihleri arası
Yıllık
% 16,80
% 23,40
% 30
% 36
GEÇİCİ VERGİ ORANLARI
01.01.2004 tarihinden itibaren
% 20
01.01.2004 tarihinden itibaren
% 33
Gelir Vergisi Mükelleflerinde
01.01.2005 tarihinden itibaren
% 20
Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde
01.01.2005 tarihinden itibaren
% 30
01.01.2006 tarihinden itibaren
% 15
01.01.2006 tarihinden itibaren
% 20
GELİR VERGİSİ TARİFESİ
(2015 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere)
Gelir vergisine tabi gelirler;
12.000 TL’ye kadar .........................................................................................
29.000 TL’nin 12.000 TL’si için 1.800 TL, fazlası .......................................................
66.000 TL’nin 29.000 TL’si için 5.200 TL (ücret gelirlerinde 106.000 TL’nin 29.000 TL’si için
5.200 TL), fazlası ......................................................................................................
66.000 TL’den fazlasının 66.000 TL’si için 15.190 TL (ücret gelirlerinde 106.000 TL’den
fazlasının 106.000 TL’si için 25.990 TL), fazlası .....................................................................
oranında vergilendirilir.
(2014 takvim yılı gelirlerine uygulanmak üzere)
Gelir vergisine tabi gelirler;
11.000 TL’ye kadar ........................................................................................
27.000 TL’nin 11.000 TL’si için 1.650 TL, fazlası ......................................................
60.000 TL’nin 27.000 TL’si için 4.850 TL (ücret gelirlerinde 97.000 TL’nin 27.000 TL’si için
4.850 TL), fazlası .....................................................................................................
60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.760 TL (ücret gelirlerinde 97.000 TL’den
fazlasının 97.000 TL’si için 23.750 TL), fazlası .....................................................................
oranında vergilendirilir.
(2013 takvim yılı gelirlerine uygulanacak tarife)
Gelir vergisine tabi gelirler;
10.700 TL’ye kadar ........................................................................................
26.000 TL’nin 10.700 TL’si için 1.605 TL, fazlası ..................................................
60.000 TL’nin 26.000 TL’si için 4.665 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL’nin 26.000 TL’si için
4.665 TL), fazlası .........................................................................................
60.000 TL’den fazlasının 60.000 TL’si için 13.845 TL (ücret gelirlerinde 94.000 TL’den
fazlasının 94.000 TL’si için 23.025 TL), fazlası ......................................................................
oranında vergilendirilir.
Oran
% 15
% 20
% 27
% 35
Oran
% 15
% 20
% 27
% 35
% 15
% 20
% 27
% 35
PRATİK BİLGİLER
79
BÜLTEN • 2015 - 211
KAZANÇLARDA BEYAN SINIRI
Konut kira gelirlerinde
Tevkif yoluyla vergilendirilmiş menkul ve gayrimenkul
sermaye iratlarında
Tevkif yoluyla vergilendirilmiş birden fazla işverenden
elde edilen ücretlerde
Değer artış kazançlarında
GVK 82. Maddesinde belirtilen bazı arızi kazançlarda
2011
2.800 TL
2012
3.000 TL
2013
3.200 TL
2014
3.300 TL
2015
3.600 TL
23.000 TL
25.000 TL
26.000 TL
27.000 TL
29.000 TL
23.000 TL
8.000 TL
19.000 TL
25.000 TL
8.800 TL
20.000 TL
26.000 TL
9.400 TL
21.000 TL
27.000 TL
29.000 TL
9.700 TL
21.000 TL
10.600 TL
23.000 TL
KATMA DEĞER VERGİSİ TEVKİFAT ORANLARI
TAM TEVKİFAT UYGULANACAK İŞLEMLER
4
İkametgâhı, İşyeri, Kanuni Merkezi ve İş Merkezi Türkiye’de Bulunmayanlar Tarafından Yapılan İşlemler
4
Serbest Meslek Faaliyeti Çerçevesinde Yapılan Teslim ve Hizmetler
4
Kiralama İşlemleri
4
Reklam Verme İşlemleri
KISMİ TEVKİFAT UYGULANACAK İŞLEMLER
Tevkifat Oranı
Kısmi Tevkifat Uygulanacak Hizmetler
4
Yapım İşleri İle Bu İşlerle Birlikte İfa Edilen Mühendislik-Mimarlık ve Etüt-Proje Hizmetleri
2/10
4
Etüt, Plan-Proje, Danışmanlık, Denetim ve Benzeri Hizmetler
9/10
4
Makine, Teçhizat, Demirbaş ve Taşıtlara Ait Tadil, Bakım ve Onarım Hizmetleri
5/10
4
Yemek Servis ve Organizasyon Hizmetleri
5/10
4
İşgücü Temin Hizmetleri
9/10
4
9/10
4
Yapı Denetim Hizmetleri
Fason Olarak Yaptırılan Tekstil ve Konfeksiyon İşleri, Çanta ve Ayakkabı Dikim İşleri ve Bu İşlere
Aracılık Hizmetleri
Turistik Mağazalara Verilen Müşteri Bulma / Götürme Hizmetleri
4
Spor Kulüplerinin Yayın, Reklâm ve İsim Hakkı Gelirlerine Konu İşlemleri
9/10
4
Temizlik, Çevre ve Bahçe Bakım Hizmetleri
7/10
4
Servis Taşımacılığı Hizmeti
5/10
4
Her Türlü Baskı ve Basım Hizmetleri
5/10
4
Yukarıda Belirlenenler Dışındaki Hizmetler
5/10
4
5/10
9/10
Kısmi Tevkifat Uygulanacak Teslimler
4
Külçe Metal Teslimleri
5/10
4
Bakır, Çinko Alüminyum ve Kurşun Ürünlerinin Teslimi
5/10
4
Hurda ve Atık Teslimi
5/10
4
Metal, Plastik, Lastik, Kauçuk, Kâğıt, Cam Hurda ve Atıklarından Elde Edilen Hammadde Teslimi
9/10
4
Pamuk, Tiftik, Yün ve Yapağı İle Ham Post ve Deri Teslimleri
9/10
4
Ağaç ve Orman Ürünleri Teslimi
5/10
Kısmi Tevkifat Uygulanmasında Sınır
Kısmi tevkifat uygulaması kapsamına giren her bir işlemin KDV dahil bedeli 1.000 TL’yi aşmadığı takdirde,
hesaplanan KDV tevkifata tabi tutulmayacaktır. Sınırın aşılması halinde ise tutarın tamamı üzerinden tevkifat yapılacaktır.
Tespit edilen tutarı aşan işlemlerde KDV tevkifatı zorunluluğundan kaçınmak amacıyla bedel parçalara
ayrılamayacak, aynı işleme ait bedellerin toplamı dikkate alınarak bu sınırın aşılması halinde tevkifat yapılacaktır.
Tevkifat zorunluluğundan kaçınmak amacıyla, birden fazla fatura düzenlenmek suretiyle bedelin parçalara
bölündüğünün tespiti halinde vergi dairelerince, bütünlük arzettiği anlaşılan alımların toplamının yukarıda belirtilen sınırı
aşıp aşmadığına bakılarak gerekli işlemler yapılacaktır.
Fiyat farkı, kur farkı ve benzeri nedenlerle tevkifata tabi işlemin bedelinde sonradan bir artış ortaya çıkması
halinde, bu artış ile ilgili olarak fatura düzenlenerek KDV hesaplanacak ve hesaplanan KDV üzerinden (tevkifat alt sınırı
dikkate alınmaksızın) tevkifat uygulanacaktır. Bu şekilde işlem yapılabilmesi için fiyat farkı, kur farkı ve benzerinin ait
olduğu asıl işleme ait KDV dahil bedelin tevkifat alt sınırını geçmiş ve tevkifata tabi tutulmuş olması gerekmektedir.
PRATİK BİLGİLER
80
BÜLTEN • 2015 - 211
PERAKENDE SATIŞ FİŞİ, YAZAR KASA FİŞİ, FATURA DÜZENLEME SINIRI
Dönemi
01.01.2015
01.01.2014
01.01.2013
01.01.2012
01.01.2011
01.01.2010
-
31.12.2015
31.12.2014
31.12.2013
31.12.2012
31.12.2011
31.12.2010
Tutar
880 TL
800 TL
800 TL
770 TL
700 TL
680 TL
Dönemi
Dönemi
Dönemi
Dönemi
Dönemi
Dönemi
REESKONT VE AVANS İŞLEMLERİNDE UYGULANACAK FAİZ ORANLARI
Dönemi
14.12.2014 – tarihinden itibaren
27.12.2013 – 13.12.2014
21.06.2013 – 26.12.2013 Tarihleri arası
20.12.2012 – 20.06.2013 Tarihleri arası
29.12.2011 – 19.12.2012 Tarihleri arası
30.12.2010 – 28.12.2011 Tarihleri arası
22.12.2009 – 29.12.2010 Tarihleri arası
Reeskont
9
10,25
% 9,50
% 13,50
% 17
% 14
% 15
Avans
10,50
11,75
% 11,00
% 13,75
% 17,75
% 15
% 16
TECİL FAİZİ ORANLARI
Dönemi
21.10.2010
21.11.2009
28.04.2006
04.03.2005
12.11.2003
02.02.2002
- Tarihinden itibaren
- 20.10.2010 Tarihleri
- 20.11.2009 Tarihleri
- 27.04.2006 Tarihleri
- 03.03.2005 Tarihleri
- 11.11.2003 Tarihleri
Aylık
%1
% 1,583
% 2
% 2,5
%3
%5
arası
arası
arası
arası
arası
Yıllık
% 12
% 19
% 24
% 30
% 36
% 60
TİCARET SİCİLİ HARÇLARI
Gerçek Kişilere ve
kooperatiflere Ait
İşletmelerde
Şahıs
Şirketlerine Ait
İşletmelerde
Sermaye
Şirketlerine Ait
İşletmelerde
I- Kayıt ve Tescil Harçları; (Ticari İşletme Rehni Dahil)
1. Ticari işletmenin ve unvanının tescil ve ilanında:
206,00 TL
590,70 TL
1.331,10 TL
2. Temsile yetkili kılınan kişilerin tescil ve ilanında (her kişi
102,10 TL
146,30 TL
323,90 TL
için):
3. Ticaret siciline tescil edilmiş olan vakalardaki
değişikliklerin tescilinde: (Ticari işletme rehini ile ilgili
102,10 TL
146,30 TL
323,90 TL
vakalar dahil) (muhteva ile ilgili bulunmayan düzeltmelerde
harç alınmaz.)
4. Kayıt silinmesinde : (Ticari işletme rehni kaydının
39,80 TL
57,60 TL
102,10 TL
silinmesi dahil)
Şubelerin herbiri (Yabancı müesseselerin Türkiye’deki şubeleri dahil) ayrıca aynı harca tabidir.
II- Kayıt ve Belge Suretleri ve Tasdikname Harçları
1. Bir ticari işletmeye ait sicil esas defterindeki kayıtların tamamının veya bir kısmının veya memurlukta saklanan bütün
belgelerin örneğinin beher sayfasının (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde 11/1)……………….………..……………. 10,20 TL
2. Tasdiknamelerden (Ticaret Sicili Tüzüğü Madde 11/2, 104, 105)……………………………....……………….. 34,00 TL
YENİDEN DEĞERLEME ORANLARI
Yıl
2015
2014
2013
2012
2011
2010
Oran
% 5,58
% 10,11
% 3,93
% 7,80
% 10,26
% 7,7
Yıl
Oran
2009
2008
2007
2006
2005
% 2,2
% 12
% 7,2
% 7,8
% 9,8
PRATİK BİLGİLER
81
BÜLTEN • 2015 - 211
YURT İÇİ HARCIRAHLAR
(Vergiden Muaf Yurt İçi Gündelikler)
(01.07.2015 – 31.12.2015 dönemi için)
Vergiden Muaf
Gündelik (TL)
51,50
43,00
40,00
37,50
33,00
32,00
Brüt Aylık
2.089,84
2.074,88
1.892,10
1.659,46
1.376,56
1.376,55
-
TL ve daha fazlası için gündelik
2.089,83 TL arasında olanlarda gündelik
2.074,87 TL arasında olanlarda gündelik
1.892,09 TL arasında olanlarda gündelik
1.659,45 TL arasında olanlarda gündelik
TL’ ve daha aşağısı için gündelik
TL.’dır.
SOSYAL GÜVENLİK- ÇALIŞMA MEVZUATI
ASGARİ ÜCRET TUTARLARI
Dönemi
01.07.2015 - 31.12.2015
01.01.2015 - 30.06.2015
01.07.2014 - 31.12.2014
01.01.2014 - 30.06.2014
01.07.2013
01.01.2013
01.07.2012
01.01.2012
01.07.2011
01.01.2011
01.07.2010
01.01.2010
-
Günlük
Aylık
42,45 TL
40,05 TL
37,80 TL
35,70 TL
16 Yaşından Büyükler İçin
Aylık Brüt
1.021,50 TL
978,60 TL
940,50 TL
886,50 TL
837,00 TL
796,50 TL
760,50 TL
729,00 TL
31.12.2013
30.06.2013
31.12.2012
30.06.2012
31.12.2011
30.06.2011
31.12.2010
30.06.2010
1.273,50 TL
1.201,50 TL
1.134,00 TL
1.071,00 TL
16 Yaşını Doldurmayanlar İçin
Aylık Brüt
877,50 TL
839,10 TL
805,50 TL
760,50 TL
715,50 TL
679,50 TL
648,00 TL
621,00 TL
BİLDİRİM SÜRELERİ VE İHBAR TAZMİNATI
Hizmet Süresi
Bildirim Süresi
İhbar Tazminatı
6 aydan az sürmüş işçi için
2 hafta
2 haftalık ücret
6 aydan 1,5 yıla kadar sürmüş olan işçi için
4 hafta
4 haftalık ücret
1,5 yıldan 3 yıla kadar sürmüş işçi için
6 hafta
6 haftalık ücret
3 yıldan fazla sürmüş işçi için
8 hafta
8 haftalık ücret
sonra feshedilmiş olur.
- Bu süreler asgari olup sözleşmeler ile artırılabilir.
- Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır.
- İşveren bildirim süresine ait ücreti peşin vermek suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir.
ÇIRAK VE ÖĞRENCİLERE ÖDENECEK ASGARİ ÜCRET
• Çıraklara Ödenecek Ücret
Dönemi
01/2015–6/2015
07/2015–12/2015
360,45 TL
382,05 TL
• Meslek Eğitimi Gören Öğrencilere Ödenecek Ücret
Yirmi ve Üzerinde Personel Çalıştıran İşyerlerinde.........................
Yirmiden Az Personel Çalıştıran İşyerlerinde..................................
257,69 TL
128,84 TL
273,13 TL
136,56 TL
ENGELLİ VE ESKİ HÜKÜMLÜ ÇALIŞTIRMA ORANLARI
İşyeri
İstihdamı Zorunlu Olan
Engelli işçi
Eski Hükümlü
Özel
%3
-
Kamu
%4
%2
PRATİK BİLGİLER
82
BÜLTEN • 2015 - 211
İŞSİZLİK ÖDENEĞİ VE SÜRESİ
Günlük işsizlik ödeneği, sigortalının son dört aylık prime esas kazançları dikkate alınarak hesaplanan günlük
ortalama brüt kazancının yüzde kırkıdır.
Bu şekilde hesaplanan işsizlik ödeneği miktarı, 4857 sayılı İş Kanununun 39 uncu maddesine göre onaltı yaşından
büyük işçiler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde seksenini geçemez.
İşsizlik Ödeneği Süresi
600 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere…………..…..……….
180 gün
900 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere…………..…….……..
240 gün
1080 gün işsizlik sigortası primi ödemiş olan işsizlere………………………..
300 gün
süre ile İşsizlik ödeneği verilir.
İşsizlik ödeneği almaya hak kazanılması için gerekli şartlar;
-Hizmet akdinin sona erdiği tarihten önceki son 3 yıl içinde en az 600 gün sigortalı olarak prim ödenmiş olması,
-İş akdinin feshedildiği tarihten geriye doğru sürekli 120 gün prim ödenmiş olması,
-Hizmet akdinin, İşsizlik Sigortası Kanununun 51’inci maddesinde sayılan hallerden birisine dayalı olarak sona ermiş
olması,
-Sigortalı işsizin, İşten Ayrılma Bildirgesi ile birlikte; hizmet akdinin feshedildiği tarihi izleyen günden itibaren 30
gün içinde İŞ-KUR’un ilgili birimine doğrudan veya elektronik ortamda başvurması,
KIDEM TAZMİNATI TAVANI
Dönemi
01/09/2015 - 31/12/2015
01/07/2015 - 31/08/2015
01/01/2015 - 30/06/2015
01/01/2014 - 31/12/2014
01/07/2013 - 31/12/2013
01/01/2013 - 30/06/2013
01/07/2012 - 31/12/2012
01/01/2012 - 30/06/2012
01/07/2011 - 31/12/2011
01/01/2011 - 30/06/2011
01/07/2010 - 31/12/2010
01/01/2010 - 30/06/2010
01/07/2009 - 31/12/2009
01/01/2009 - 30/06/2009
Tutar
3.828,37 TL
3.709,98 TL
3.541,37 TL
3.438,22 TL
3.254,44 TL
3.129,25 TL
3.033,98 TL
2.917,27 TL
2.731,85 TL
2.623,23 TL
2.517,01 TL
2.427,04 TL
2.365,16 TL
2.260,04 TL
SİGORTA PRİMİ VE İŞSİZLİK SİGORTASI PRİMİNE ESAS KAZANÇLARIN
ALT VE ÜST SINIRLARI
Alt Sınır (Taban)
Üst Sınır (Tavan)
Dönemi
Günlük
Aylık
Günlük
Aylık
01.07.2015 - 31.12.2015
42,45 TL
1.273,50 TL
275,93 TL
8.277,90 TL
01.01.2015 - 30.06.2015
40,05 TL
1.201,50 TL
260,33 TL
7.809,90 TL
01.01.2014 - 30.06.2014
35,70 TL
1.071,00 TL
232,05 TL
6.961,50 TL
37,80 TL
1.134,00 TL
245,70 TL
7.371,00 TL
01.07.2014 - 31.12.2014
16 Yaşını Doldurmamış
İşçiler İçin
Dönemi
16 Yaşını Doldurmuş İşçiler
İçin
Alt Sınır (Taban)
Üst Sınır (Tavan)
Günlük
Aylık
Günlük
Aylık
Günlük
Aylık
01.07.2013 - 31.12.2013
29,25 TL
877,50 TL
34,05 TL
1.021,50 TL
221,33 TL
6.639,75 TL
01.01.2013 - 30.06.2013
27,97 TL
839,10 TL
32,62 TL
978,60 TL
212,03 TL
6.360,90 TL
01.07.2012 - 31.12.2012
26,85 TL
805,50 TL
31,35 TL
940,50 TL
203,78 TL
6.113,25 TL
01.01.2012 - 30.06.2012
25,35 TL
760,50 TL
29,55 TL
886,50 TL
192,08 TL
5.762,25 TL
01.07.2011 - 31.12.2011
23,85 TL
715,50 TL
27,90 TL
837,00 TL
181,35 TL
5.440,50 TL
01.03.2011 - 30.06.2011
22,65 TL
679,50 TL
26,55 TL
796,50 TL
172,58 TL
5.177,40 TL
01.01.2011 - 28.02.2011
26,55 TL
796,50 TL
26,55 TL
796,50 TL
172,58 TL
5.177,40 TL
PRATİK BİLGİLER
83
BÜLTEN • 2015 - 211
SOSYAL GÜVENLİK PRİMİ ORANLARI
• Hizmet Akdi İle Tüm Sigorta Kollarına Tabi Çalışanlarda Prim Oranı
İşçi
Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi
%9
Kısa vadeli sigorta kolları primi
Genel sağlık sigortası primi
%5
Toplam
% 14
• Sosyal Güvenlik Destek Primi Oranı
Hizmet Akdine Bağlı Çalışan Emekliler İçin (4/A) Prim Oranı
İşçi
7,5
-
Sosyal güvenlik destek primi %
Kısa vadeli sigorta kolları primi %
Toplam %
7,5
Kendi Adına ve Hesabına Bağımsız Çalışan Emekliler İçin (4/b) Prim Oranı
İşveren
% 11
%2
% 7,5
Toplam
% 20
%2
% 12,5
% 20,5
% 34,5
İşveren
22,5
2
Toplam
30
2
24,5
32
Prim Oranı
% 10
% 15
% 14
% 13
% 12
01.07.2015 tarihinden itibaren
01.01.2011-30.06.2015 tarihleri arası
2010 yılı için
2009 yılı için
2008 yılı için
• İsteğe Bağlı Sigorta Primi Oranı
Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi……….……
Genel sağlık sigortası primi……………………………..…
Toplam %
• İşsizlik Sigortası Primi Oranları
Prime Esas Aylık Brüt Kazanç Üzerinden
01.01.2002 Tarihin den İtibaren
01.06.2000-31.12.2001 Tarihleri arasında
Prim Oranı
% 20
% 12
% 32
İşçi Payı
%1
%2
İşveren Payı
%2
%3
Devlet Katkı Payı
%1
%2
YILLIK ÜCRETLİ İZİN HAKKI VE İZİN SÜRELERİ
İşyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık
ücretli izin verilir.
Hizmet Süresi
1 yıldan 5 yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara
14
5 yıldan fazla 15 yıldan az olanlara
20
15 yıl (dahil) ve daha fazla olanlara
26
az olamaz.
Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık
yirmi günden az olamaz.
İzin Süresi
günden
günden
günden
ücretli izin süresi
SUÇ VE CEZALAR
ÖZEL USULSÜZLÜK CEZALARI
2015
• Fatura, gider pusulası, müstahsil makbuzu ile serbest meslek makbuzunun verilmemesi, alınmaması ile diğer
şekil ve usul hükümlerine uyulmaması
(2015 yılında her belge için 200 TL’den az, cezalar toplamı 106.000 TL’den fazla olamaz.)
• Perakende satış fişi, ödeme kaydedici cihazla verilen fiş, giriş ve yolcu taşıma bileti, sevk irsaliyesi, ve benzeri
evrak verilmemesi ile diğer şekil ve usul hükümlerine uyulmaması
(2015 yılında her bir tespit için 10.600 TL’nı ve yıllık toplam 106.000 TL’nı aşamaz.)
• VUK’un 232’nci maddesinin 1-5.bentlerinde sayılanlar dışında kalan kişilerin fatura, gider pusulası, müstahsil
makbuzu, serbest meslek makbuzu, Perakende satış fişi, Ödeme kaydedici cihaz fişi ve yolcu taşıma bileti
almadıklarının tespitinde
• Maliye Bakanlığınca tutulma ve günü gününe kayıt edilme mecburiyeti getirilen defterlerin; bulundurulmaması,
günü gününe kayıt yapılmaması, yetkililere ibraz edilmemesi ile levha bulundurma mecburiyetine uyulmaması
• Belirlenen muhasebe standartlarına, tek düzen hesap planına ve mali tablolara ilişkin usul ve esaslar ile
muhasebeye yönelik bilgisayar programlarının üretilmesine ilişkin kural ve standartlara uyulmaması
• Kamu kurum ve kuruluşları ile gerçek ve tüzel kişilerce yapılacak işlemlerde kullanılma zorunluluğu getirilen
vergi numarasını kullanmaksızın işlem yapanlara,
• Belge basımı ile ilgili bildirim görevini tamamen veya kısmen yerine getirmeyen matbaa işletmecilerine
• 4358 sayılı Kanun uyarınca vergi kimlik numarası kullanma zorunluluğu getiren kuruluşlardan yaptıkları
işlemlere ilişkin bildirimleri, belirlenen standartlarda ve zamanda yerine getirmeyenlere
• VUK.’nun127 nci maddenin (d) bendi uyarınca Maliye Bakanlığının özel işaretli görevlisinin ikazına rağmen
durmayan aracın sahibi adına
% 10
200 TL
40 TL
200 TL
4.800 TL
250 TL
770 TL
1.060 TL
770 TL
PRATİK BİLGİLER
84
BÜLTEN • 2015 - 211
BİRİNCİ VE İKİNCİ DERECE USULSÜZLÜK CEZALARI
2014
Mükellef Grupları
Sermaye Şirketleri
2015
Birinci Derece
Usulsüzlükler
İkinci Derece
Usulsüzlükler
Birinci Derece
Usulsüzlükler
İkinci Derece
Usulsüzlükler
110,00 TL
60,00 TL
120,00 TL
66,00 TL
Sermaye şirketleri dışında kalan birinci sınıf tüccar
ve serbest meslek erbabı
70,00 TL
35,00 TL
77,00 TL
39,00 TL
İkinci sınıf tüccarlar
35,00 TL
17,00 TL
39,00 TL
18,00 TL
Yukarıdakiler dışında kalıp beyanname usulüyle gelir
vergisine tabi olanlar
17,00 TL
9,70 TL
18,00 TL
10,60 TL
Kazancı basit usulde tespit edilenler
9,40 TL
4,40 TL
10,60 TL
4,80 TL
Gelir vergisinden muaf esnaf
4,40 TL
2,40 TL
4,80 TL
2,60 TL
4 Bu cetvel de mükellef grubu: Gelir, Kurumlar Vergilerinden başka, Gider, İstihlak İşletme ve Dış Seyahat Harcamaları
Vergilerine ait usulsüzlükler hakkında da esas tutulur.
4 Emlak Alım, Gayrimenkul Kıymet Artışı, Veraset ve İntikal Vergisi, Taşıt Alım ve Motorlu Taşıtlar Vergilerine ait usulsüzlükler
ile Damga Vergisinin, beyanname verilmek suretiyle ödeneceği hallerde beyannamenin süresinde verilmemesine ilişkin
usulsüzlükler bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasında göre cezalandırılır.
4 Emlak vergisine ait usulsüzlükler, bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasına göre cezalandırılır.
4 Kamu İdare ve müesseseleri ile dernek ve vakıfların yaptıkları usulsüzlükler (Bunların iktisadi işletmelerine ait
usulsüzlükler hariç) bu cetvelin mükellef grupları sütununun 3’üncü sırasına göre cezalandırılır.
4 Yukarıdakiler dışında kalan diğer vergi, resim ve harçlara ait usulsüzlükler bu cetvelin mükellef grupları sütununun
4’üncü sırasına göre cezalandırılır.
BİLGİ VERMEKTEN ÇEKİNENLER İLE 256, 257 VE MÜKERRER 257 NCİ MADDE HÜKMÜNE UYMAYANLARA UYGULANACAK
ÖZEL USULSÜZLÜK CEZASI
1 - Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında ...............................................
1.300 TL
2 - İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit usulde tespit edilenler hakkında ....
660 TL
330 TL
3 - Yukarıdaki bentlerde yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında.......................................
özel usulsüzlük cezası kesilir.
Kanuni Süresinden Sonra Elektronik Ortamda Verilen Beyannameler İçin Ceza Uygulaması;
İlk 30 Gün
İçinde verilmesi
İkinci 30 Gün
İçinde verilmesi
-Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında .........
130 TL
260 TL
1.300 TL
-İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı basit
usulde tespit edilenler hakkında................................................
66 TL
132 TL
660 TL
-Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında ...............
33 TL
66 TL
330 TL
Beyannamenin kanuni verilme süresinin sonundan başlayarak
Sonrası
verilmesi
özel usulsüzlük cezası uygulanır.
Kanuni Süresinden Sonra Düzeltme Amacıyla Elektronik Ortamda Verilen Bildirim Veya Formlar İçin Ceza Uygulaması;
Bildirim veya formun düzeltme amacıyla kanuni verilme
süresinin sonundan başlayarak
İlk 10 Gün
İçinde verilmesi
Takip Eden
15 Gün İçinde
Verilmesi
Sonrası verilmesi
-Birinci sınıf tüccarlar ile serbest meslek erbabı hakkında..
Ceza yok
260 TL
1.300 TL
-İkinci sınıf tüccarlar, defter tutan çiftçiler ile kazancı
basit usulde tespit edilenler hakkında................................
Ceza yok
132 TL
660 TL
-Yukarıda yazılı bulunanlar dışında kalanlar hakkında.......
Ceza yok
66 TL
330 TL
özel usulsüzlük cezası uygulanır.
PRATİK BİLGİLER
BÜLTEN • 2015 - 211
85
İDARİ PARA CEZALARI
(4857 sayılı İş Kanunu)
Fiil
Maddesi
3
Ceza
Maddesi
98
5
99/a
7
99/a
8
99/b
14
99/b
28
99/c
29
100
30
101
32
102/a
32
102/a
37
102/b
38
102/b
39
102/a
41
102/c
52
102/b
56
103
57
103
59
103
Ceza Uygulanan Fiil
İşyerinin Açılmasını, Devir alınmasını, Çalışma Konusunun Kısmen veya Tamamen
Değiştirilmesini, Kapatılmasını Bir Ay İçinde Bölge Müdürlüğüne Bildirmemek
Bildirme yükümlülüğüne aykırı davranan işveren veya işveren vekiline
4
çalıştırılan her işçi için
İşyerini muvazaalı olarak bildiren asıl işveren ile alt işveren veya vekillerine
4
ayrı ayrı
Para cezasının kesinleşmesinden sonra bildirim yükümlülüğüne aykırılığın
sürmesi halinde takip eden her ay için aynı miktar ceza uygulanır
İşçilere Eşit Davranma İlkesine Aykırı Davranışta Bulunmak
İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için
4
Geçici İş İlişkisine İlişkin Yükümlülüklere Uymamak
İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için
4
Yazılı İş Sözleşmesi Yapılmayan Hallerde İki Ay İçinde Çalışma Koşullarına İlişkin
Belgeyi İşçiye Vermemek
İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için
4
Çağrı Üzerine Çalışma Hükümlerine Aykırı Davranmak
İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için
4
İşten Ayrılan İşçiye Çalışma Belgesi Vermemek, Belgeye Gerçeğe Aykırı Bilgi
Yazmak
İşveren veya İşveren vekiline bu durumdaki her işçi için
4
Toplu İşçi Çıkarma Hükümlerine Aykırı Olarak İşçi Çıkartmak
İşçi çıkaran işveren veya işveren vekiline işten çıkarılan her işçi için
4
Özürlü ve Eski Hükümlü Çalıştırma Yükümlülüğüne Uymamak
İşveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her özürlü ve eski hükümlü ve
4
çalıştırılmadığı her ay için
Ücret, Prim, İkramiye Ve Bu Nitelikteki Her Çeşit İstihkakın Zorunlu Tutulduğu
Halde Özel Olarak Açılan Banka Hesabına Ödememek
İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay
4
için
Ücret İle Kanundan, TİS’den Veya İş Sözleşmesinden Doğan Ücret Ödemelerini
Süresi İçinde Kasten Ödememek Veya Eksik Ödemek
İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay
4
için
Ücret Hesap Pusulası Düzenlememek
Ücrete ilişkin hesap pusulası düzenlemeyen işveren veya işveren vekiline
4
Yasaya Aykırı Ücret Kesme Cezası Vermek Veya Kesintinin Sebep ve Hesabını
Bildirmemek
Yasaya aykırı ücret kesme cezası veren veya yaptığı kesintinin sebebini ve
4
hesabını bildirmeyen işveren veya işveren vekiline
Asgari Ücret Ödememek veya Eksik Ödemek, Ücret, Prim, İkramiye ve Bu
Nitelikteki Her Çeşit İstihkakı Zorunlu Tutulduğu Halde Özel Olarak Açılan Banka
Hesabına Ödememek
İşveren, işveren vekili ve üçüncü kişiye bu durumda olan her işçi ve her ay
4
için
Fazla Çalışma Ücretini Ödememek, İşçiye Hak Ettiği Serbest Zamanı Altı Ay
İçinde Kullandırmamak Veya İşçinin Onayını Almadan Fazla Çalışma Yaptırmak
İşveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için
4
Yüzde İle İlgili Belgeyi Temsilciye Vermemek.
Yüzde usulü uygulanan işyerlerinde her hesap pusulasının genel toplamını
4
gösteren belgeyi işçilerin seçtiği temsilciye vermeyen işveren veya işveren
vekiline
Yıllık Ücretli İzni Yasaya Aykırı Şekilde Bölmek
Yıllık ücretli izni yasaya aykırı bölen işveren veya işveren vekiline bu
4
durumda olan her işçi için
Yıllık İzin Ücretini Yasaya Aykırı Şekilde Ödemek Veya Eksik Ödemek
Yıllık izin ücretini yasada belirtilen usule aykırı olarak ödeyen veya eksik
4
ödeyen işveren vekiline bu durumda olan her işçi için
Sözleşmesi Herhangi Bir Nedenle Sona Eren İşçiye Hak Kazanıp da Kullanmadığı
Yıllık İzin Sürelerine Ait Ücreti Ödememek
4 İş sözleşmesinin sona ermesinde işçiye kullanmadığı iznin ücretini ödemeyen
işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için
2015
Ceza Tutarı
164 TL
16.765 TL
134 TL
134 TL
134 TL
134 TL
134 TL
554 TL
2.095 TL
153 TL
153 TL
554 TL
554 TL
153 TL
270 TL
554 TL
270 TL
270 TL
270 TL
PRATİK BİLGİLER
86
BÜLTEN • 2015 - 211
60
103
63
104
64
104
68
104
69
104
71
104
72
104
73
104
74
104
75
104
76
104
90
106
92/2
107/a
96
107/b
107/2
Yıllık İzin Yönetmeliğinin Esas ve Usullerine Aykırı Olarak İzni Kullandırmamak
Veya Eksik Kullandırmak
4 Yıllık ücretli izinleri yönetmelik hükümlerine uygun kullandırmayan veya
eksik kullandıran işveren veya işveren vekiline bu durumda olan her işçi için
Çalışma Sürelerine ve Buna İlişkin Yönetmelik Hükümlerine Uymamak
Yönetmelikle belirlenen çalışma sürelerine aykırı olarak işçilerin çalıştıran
4
işveren veya işveren vekiline
Telafi Çalışması Usullerine Uymamak
Telafi çalışması usullerine uymayan işveren veya işveren vekiline bu
4
durumda olan her işçi için
Ara Dinlenmesini Yasa Hükümlerine Göre Uygulamamak
Ara dinlenmelerini yasa hükümlerine göre uygulamayan işveren veya işveren
4
vekiline
İşçileri Geceleri 7,5 Saatten Fazla Çalıştırmak, Gece ve Gündüz Postalarını
Değiştirmemek
Gece süresi ve gece çalışmaları konusunda kanun hükümlerine uymayan
4
işveren veya işveren vekiline
Çalıştırma Yaşı ve Çocukları Çalıştırma Yasağına Aykırı Davranmak
Çalıştırma yaşı ve çocukları çalıştırma yasağına aykırı davranan işveren veya
4
işveren vekiline
Yer ve Sualtında Çalıştırma Yasağına Uymamak
Yer ve su altında onsekiz yaşını doldurmamış erkek ve her yaştaki kadınları
4
çalıştıran işveren veya işveren vekiline
Çocuk ve Genç İşçileri Gece Çalıştırmak Veya İlgili Yönetmelik Hükümlerine
Aykırı Hareket Etmek
Sanayie ait işlerde onsekiz yaşını doldurmamış çocuk ve genç işçileri
4
gece çalıştıran, kadın işçilerin gece postalarında çalıştırılmasına ilişkin
yönetmelik hükümlerine uymayan işveren veya işveren vekiline
Doğum Öncesi - Sonrası Sürelerde Kadın İşçiyi Çalıştırmak, Ücretsiz İzin Veya
Süt İzni Vermemek
Yasa hükmüne aykırı olarak doğum öncesi ve sonrası kadın işçiyi çalıştıran
4
ücretsiz izin veya süt iznini vermeyen işveren veya vekiline
İşçi Özlük Dosyasını Düzenlememek
İşçi özlük dosyasını düzenlemeyen işveren veya işveren vekiline
4
Çalışma Sürelerine İlişkin Yönetmelik Hükümlerine Uymamak
Çalışma sürelerine ilişkin yönetmelik hükümlerine uymayan işveren veya
4
işveren vekiline
İş ve İşçi Bulmaya Aracılık Faaliyetini İş-Kur’dan İzin Almadan Yürütmek
İş-Kur’dan izin almadan faaliyet gösteren işverene
4
İş Müfettişlerinin Davetine Gelmemek, İfade ve Bilgi Vermemek
Gerekli Olan Belge ve Delilleri Göstermemek Veya Vermemek, Görevlerini
Yapmaları İçin Gerekli Kolaylığı Göstermemek
Teftiş ve denetleme sırasında çağırıldıkları zaman gelmek, ifade ve
4
bilgi vermek, gerekli belge ve delilleri göstermek yükümlülüğünü yerine
getirmeyen işveren veya işveren vekillerine
İş Müfettişleri tarafından İfade ve Bilgilerine Başvurulan İşçilere İşverenlerce
Telkinlerde Veya Kötü Davranışlarda Bulunmak
İfade ve bilgilerine başvurulan işçilere gerçeği saklama, değiştirme yönünde
4
telkinde bulunan, ilgili makamlara başvurmaları üzerine kötü davranan
işveren veya işveren vekillerine
İş Müfettişlerinin Kanunlardan Doğan Teftiş ve Denetim Görevlerini Yapmalarını
ve Sonuçlandırmalarını Engellemek
İş müfettişlerinin teftiş ve denetim görevlerini yapma ve sonuçlandırmaya
4
engel olan kimselere
270 TL
1.478 TL
270 TL
1.478 TL
1.478 TL
1.478 TL
1.478 TL
1.478 TL
1.478 TL
1.478 TL
1.478 TL
16.765 TL
13.412 TL
13.412 TL
12.181 TL
Bu Kanunda öngörülen idari para cezaları, 101 ve 106 ncı maddelerdeki idari para cezaları hariç, gerekçesi
belirtilmek suretiyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürünce verilir. 101 inci ve 106 ncı maddeler
kapsamındaki idari para cezaları ise doğrudan Türkiye İş Kurumu İl Müdürü tarafından; birden fazla ilde işyerleri bulunan
işverenlere uygulanacak idari para cezaları ise işyerlerinin merkezinin bulunduğu yerdeki Türkiye İş Kurumu il müdürünce
verilir ve genel esaslara göre tahsil edilir. 106 ncı maddeye göre verilecek idari para cezası için, 4904 sayılı Kanunun 20 nci
maddesinin (h) bendindeki tutar esas alınır. (Madde:108)
İdari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için VUK mükerrer 298 inci maddesi hükmü
uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanır. Bu suretle idari para cezasının hesabında
bir Türk Lirasının küsuru dikkate alınmaz. Bu hüküm nispi nitelikteki idari para cezaları açısından uygulanmaz. (5326 sayılı
Kanun Madde:17)
PRATİK BİLGİLER
BÜLTEN • 2015 - 211
87
İDARİ PARA CEZALARI
(5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu)
Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle;
• Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin / Genel Sağlık Sigortası Giriş Bildirgesinin Süresinde
Veya Kurumca Belirlenen Şekle ve Usule Uygun Verilmemesi (102/1-a-1)
Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ile Genel Sağlık Sigortası Giriş Bildirgesini yasal süresi içinde
ya da kurumca belirlenen şekle ve usule uygun vermeyenler veya kurumca internet,
elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda
göndermeyenler hakkında her bir sigortalı için asgari ücret …...................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin / Genel Sağlık Sigortası Giriş Bildirgesinin Yasal Süresi
Geçtikten Sonra İlgililerce Kendiliğinden 30 Gün İçinde Verilmesi (102/2)
Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca
yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları
gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden
alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin
/ Genel Sağlık Sigortası Bildirgesinin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden
30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip
eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde her bir sigortalı için ................
tutarında idari para cezası uygulanır.
•Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Verilmediğinin Kurumca Tespit Edilmesi (102/1-a-2)
Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi’nin verilmediğinin, mahkeme kararından veya kurumun
denetim ve kontrolle görevli memurlarınca yapılan tespitlerden ya da diğer kamu
idarelerinin denetim elemanlarının kendi mevzuatları gereğince yapacakları soruşturma,
denetim ve incelemelerden veya bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile
kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan alınan bilgi ve belgelerden anlaşılması halinde
bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında her bir sigortalı için asgari ücretin iki katı ..
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin Verilmemesi Fiilinin Bir Yıl İçerisinde Yeniden
Tekrarlanması (102/1-a-3)
İşyeri esas alınmak suretiyle Sigortalı İşe Giriş Bildirgesinin verilmediğine ilişkin;
mahkemenin karar tarihinden, kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarının tespit
tarihinden, diğer kamu kurum ve kuruluşlarının denetim elemanlarının rapor tarihinden,
bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve
kuruluşlardan alınan bilgi veya belgelerin kuruma intikal tarihinden itibaren bir yıl içinde
yukarıdaki sayılan (102/a-2) durumlardan biriyle tekrar bildirge verilmediğinin anlaşılması
halinde, bildirgeyi vermekle yükümlü olanlar hakkında bu defa her bir sigortalı için asgari
ücretin beş katı ........................................................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• İşyeri Bildirgesinin Süresinde Veya Kurumca Belirlenen Şekle ve Usule Uygun
Verilmemesi (102/1-b)
İşyeri Bildirgesini yasal süresi içinde ya da kurumca belirlenen şekle ve usule uygun
vermeyenler veya kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle
zorunlu tutulduğu halde, anılan ortamda göndermeyen;
Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için asgari
ücretin üç katı ..........................................................................................
Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için asgari ücretin iki katı ..................
Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için bir aylık asgari ücret ......................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• İşyeri Bildirgesinin Yasal Süresi Geçtikten Sonra İlgililerce Kendiliğinden 30 Gün
İçinde Verilmesi (102/2)
Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca
yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları
gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden
alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, işyeri bildirgesinin yasal
süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu
cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde
ödenmesi halinde;
Kamu idareleri ile bilânço esasına göre defter tutmak zorunda olanlar için ........
Diğer defterleri tutmak zorunda olanlar için .............................................
Defter tutmakla yükümlü olmayanlar için ................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Aylık Prim ve Hizmet Belgesinin Süresinde Veya Kurumca Belirlenen Şekle ve Usule
Uygun Verilmemesi (102/1-c-1,2)
Asıl veya ek Aylık Prim ve Hizmet Belgesini belirlenen süre içinde ya da kurumca belirlenen
şekilde ve usulde vermeyenlere veya kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda
göndermekle zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenlere her bir fiil için;
Dönem / Ceza Tutarı
01-06/2015
07-12/2015
1.201,50 TL
1.273,50 TL
300,38 TL
318,38 TL
2.403,00 TL
2.547,00 TL
6.007,50 TL
6.367,50 TL
3.604,50 TL
2.403,00 TL
1.201,50 TL
3.820,50 TL
2.547,00 TL
1.273,50 TL
803,25 TL
600,75 TL
300,38 TL
955,13 TL
636,75 TL
318,38 TL
PRATİK BİLGİLER
88
BÜLTEN • 2015 - 211
Belgenin asıl olması halinde aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla
belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin beşte biri ..........................
Belgenin ek olması halinde, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her
bir ek belgede kayıtlı sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin sekizde biri ................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Sigortalıların Otuz Günden Az Çalıştığını Gösteren Bilgi ve Belgelerin Süresinde
Verilmemesi, Verilen Belgelerin Kurumca Geçerli Sayılmaması, Ek Belgenin Kurumca
Resen Düzenlenmesi (102/1-c-3)
Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve
hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde kuruma verilmemesi veya verilen bilgi
ve belgelerin kurumca geçerli sayılmaması ek belgenin kurumca re’sen düzenlenmesi
durumunda, aylık asgari ücretin iki katını geçmemek kaydıyla her bir ek belgede kayıtlı
sigortalı sayısı başına, aylık asgari ücretin yarısı ..................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Sigortalılarla İlgili Hizmet Veya Kazançların Bildirilmediğinin Veya Eksik Bildirildiğinin
Kurumca Tespit Edilmesi (102/1-c-4)
Belgenin mahkeme kararı, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca
yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları
gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde ya da bankalar,
döner sermayeli kuruluşlar, kamu idareleri ile kanunla kurulan kurum ve kuruluşlardan
alınan bilgi ve belgelerden, hizmetleri veya kazançları Kuruma bildirilmediği veya eksik
bildirildiği anlaşılan sigortalılarla ilgili olması halinde, belgenin asıl veya ek nitelikte olup
olmadığı, işverence düzenlenip düzenlenmediği dikkate alınmaksızın, aylık asgari ücretin
iki katı ...................................................................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Eksik İşçilik Bildirildiğinin Kurumca Tespit Edilmesi (102/1-d)
Kurumun defter ve belge incelemeye yetkili denetim ve kontrolle görevlendirilmiş
memurları tarafından veya serbest muhasebeci malî müşavirler ile yeminli malî
müşavirlerce düzenlenen raporlara istinaden, kuruma bildirilmediği tespit edilen eksik
işçilik tutarının mal edildiği her bir ay için, aylık asgari ücretin iki katı .......................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• İşyerine Ait Defter Belge Kayıt ve Belgelerin Süresinde İbraz Edilmemesi (102/1-e1,2,3)
İşyeri defter, kayıt ve belgelerini Kurumca yapılan yazılı ihtara rağmen onbeş gün içinde
mücbir sebep olmaksızın ibraz etmeyen;
Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin
oniki katı ................................................................................................
Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı kat ........
Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç katı ..........................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Defter Kayıtlarının Geçersiz Sayılması (102/1-e-4)
Tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle verilmesi
gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla; defter ve belgelerin tümünü verilen süre
içinde ibraz etmekle birlikte; kanunî tasdik süresi geçtikten sonra tasdik ettirilmiş olan
defterlerin tasdik tarihinden önceki kısmı, işçilikle ilgili giderlerin işlenmemiş olduğu
tespit edilen defterler, sigorta primleri hesabına esas tutulan kazançların kesin olarak
tespitine imkân vermeyecek şekilde usulsüz veya noksan tutulmuş defterler, herhangi
bir ay için sigorta primleri hesabına esas tutulması gereken kazançların ve kazançlarla
ilgili ödemelerin (sigorta primine esas kazancın ödemeye bağlı olduğu durumlar dahil) o
ayın dahil bulunduğu hesap dönemine ait defterlere işlenmemiş olması halinde, o aya ait
defter kayıtları geçerli sayılmaz ve bu geçersizlik hallerinin gerçekleştiği her bir takvim
ayı için, aylık asgari ücretin yarısı ...................................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Defterlerin Tasdiksiz Olarak Tutulmuş Olması
(102/1-e-4)
Kullanılmaya başlanmadan önce tasdik ettirilmesi zorunlu olduğu halde tasdiksiz tutulmuş
olan defterler geçerli sayılmaz ve tutmakla yükümlü bulunulan defter türü dikkate
alınarak;
Bilanço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin
oniki katı…....................................................................................
Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı katı .......
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Defterlerin Bilanço Esasına Göre Tutulması Gerekirken İşletme Hesabı Esasına Göre
Tutulması (102/1-e-4)
Vergi Usul Kanunu gereğince bilanço esasına göre defter tutulması gerekirken işletme
hesabı esasına göre tutulmuş defterler geçerli sayılmaz ve tutmakla yükümlü bulunduğu
defter türü dikkate alınarak aylık asgari ücretin oniki katı
tutarında idari para cezası uygulanır.
240,30 TL
254,70 TL
150,19 TL
159,19 TL
600,75 TL
636,75 TL
2.403,00 TL
2.547,00 TL
2.403,00 TL
2.547,00 TL
14.418,00 TL
7.209,00 TL
3.604,50 TL
15.282,00 TL
7.641,00 TL
3.820,50 TL
600,75 TL
636,75 TL
14.418,00 TL
7.209,00 TL
15.282,00 TL
7.641,00 TL
14.418,00 TL
15.282,00 TL
PRATİK BİLGİLER
BÜLTEN • 2015 - 211
• Aylık Ücret Tediye Bordrosunun Geçersiz Sayılması (102/1-e-5)
İşverenler tarafından ibraz edilen aylık ücret tediye bordrosunda; işyerinin sicil numarası,
bordronun ilişkin olduğu ay, sigortalının adı, soyadı, sigortalının sosyal güvenlik sicil
numarası, ücret ödenen gün sayısı, sigortalının ücreti, ödenen ücret tutarı ve ücretin
alındığına dair sigortalının imzasının bulunması zorunludur. Belirtilen unsurlardan
herhangi birini ihtiva etmeyen (imza şartı yönünden makbuz mukabilinde veya banka
kanalıyla yapılan ödemeler hariç) ücret tediye bordroları geçerli sayılmaz ve her bir
geçersiz ücret tediye bordrosu için aylık asgari ücretin yarısı ...................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• İbraz Süresi Geçirildikten Sonra İncelemeye Sunulan Defter ve Belgelerin Geçersiz
Sayılması (102/1-e-5)
İbraz süresi geçirildikten sonra incelemeye sunulan ve tümünün veya bir bölümünün
geçersiz olduğu tespit edilen defter ve belgeler yönünden, ayrıca geçersizlik fiilleri için
idari para cezası uygulanmaz, sadece tutulan defter türü dikkate alınarak;
Bilânço esasına göre defter tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin
oniki katı ................................................................................................
Diğer defterleri tutmakla yükümlü olanlar için, aylık asgari ücretin altı katı .......
Defter tutmakla yükümlü değil iseler, asgari ücretin üç katı ..........................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Asgari İşçilik Uygulaması Kapsamında Kamu İdareleri, Döner Sermayeli Kuruluşlar,
Kanunla Kurulan Kurum ve Kuruluşlar İle Bankalardan Kurumca İstenecek Bilgi ve
Belgelerin Süresinde Verilmemesi (102/1-f)
Kamu idareleri, döner sermayeli kuruluşlar kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar ile
bankalar, asgari işçilik uygulamasıyla ilgili kurumca istenilecek bilgi ve belgeleri yazılı
olarak en geç bir ay içinde vermeye mecburdur. Söz konusu bilgi ve belge verme
yükümlülüğünü belirtilen sürede yerine getirmeyenlere aylık asgari ücretin iki katı .........
tutarında idari para cezası uygulanır.
• İşe Başlama / Bırakma, Vazife Malullüğü ve İhaleli İşlere İlişkin Bildirim
Yükümlülüğünün Kurum ve Kuruluşlarca Süresinde Yerine Getirilmemesi (102/1-g)
4/b kapsamında sigortalı sayılanlardan, gelir vergisi mükellefi olanlar ile şahıs
şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve
donatma iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyeti işleminin tesis tarihinden itibaren iki ayı
geçmemek üzere vergi mükellefinin işe başlama işlemlerinin tekemmül ettirildiği tarihten,
sermaye şirketlerinden limited şirket ortakları ile sermayesi paylara bölünmüş komandit
şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluklarınca tescil edildikleri
tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kuruluna
seçildikleri tarihten, gelir vergisinden muaf olanların ise esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı
oldukları tarihten itibaren onbeş gün içinde, tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız
çalışanların meslek kuruluşuna kayıtlarının yapıldığı tarihten itibaren bir ay içinde, köy ve
mahalle muhtarlarının seçildiklerine ilişkin mazbatalarını ilgili seçim kurulundan aldıkları
tarihten itibaren onbeş gün içinde, kendi mevzuatına göre kayıt veya tescili yapan ilgili
kurum, kuruluş, birlikler, vergi daireleri ve Esnaf ve Sanatkâr Sicil Müdürlüğü sigortalı işe
giriş bildirgesi düzenleyerek Kuruma vermekle yükümlüdür.
Sigortalılığı (4/b) sona erenlerin durumları faaliyetin sona erme halinin bildirildiği
kuruluşlar veya vergi daireleri tarafından, (Vergi dairelerince vergi mükellefiyetinin sona
erdiğine ilişkin yapılacak bildirimlerde bu süre vergi mükellefiyeti terk işleminin tesis
tarihinden itibaren iki ayı geçmemek üzere vergi mükellefinin işi bırakma işlemlerinin
vergi dairelerince tekemmül ettirildiği tarihten başlar.) en geç on gün içinde Kuruma
bildirilir.
Kamu idareleri vazife malullüğüne (4/c kapsamındaki sigortalılara ilişkin) sebep olan
olayı, o yer yetkili kolluk kuvvetlerine veya kendi mevzuatına göre yetkili mercilere
derhal, kuruma da en geç onbeş iş günü içinde bildirmekle yükümlüdür.
Kamu idareleri ile döner sermayeli kuruluşlar ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu
kapsamındaki kuruluşlar, kanunla kurulan kurum ve kuruluşlar, ihale yolu ile yaptırdıkları
her türlü işleri üstlenenleri ve bunların adreslerini onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle
yükümlüdür.
Yukarıda yer alan yükümlülükleri süresinde yerine getirmeyen kurum ve kuruluşlar ile
tüzel kişilere aylık asgari ücret ......................................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• İşe Başlama / Bırakma, Vazife Malullüğü ve İhaleli İşlere İlişkin Bildirim Yükümlüğünün
Kurum ve Kuruluşlarca Yasal Süresi Geçtikten Sonra 30 Gün İçinde Yerine Getirilmesi
(102/2)
Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca
yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları
gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden
alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, kurum ve kuruluşlarca
bildirimin veya belgenin yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün
içinde verilmesi ve söz konusu cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden
günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi halinde ..................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
89
600,75 TL
636,75 TL
14.418,00 TL
7.209,00 TL
3.604,50 TL
15.282,00 TL
7.641,00 TL
3.820,50 TL
2.403,00 TL
2.547,00 TL
1.201,50 TL
1.273,50 TL
300,38 TL
318,38 TL
PRATİK BİLGİLER
90
BÜLTEN • 2015 - 211
• Sigortasız Kişilerle İlgili Kamu İdareleri ve Bankaların Bildirim Yükümlülüğünü
Süresinde Yerine Getirmemesi (102/1-g)
Kamu idareleri ile bankalar, kurumca sağlanacak elektronik altyapıdan yararlanmak
suretiyle, kurumca belirlenecek işlemlerde, işlem yaptığı kişilerin sigortalılık bakımından
tescilli olup olmadığını kontrol etmek ve sigortasız olduğu tespit edilen kişileri, kuruma
bildirmekle yükümlüdürler.
Bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyen kamu idareleri ile bankalara sigortalı
başına aylık asgari ücretin onda biri .................................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Sigortasız Kişilerle İlgili Bildirim Yükümlülüğünün Kamu İdareleri ve Bankalarca Yasal
Süresi Geçtikten Sonra Kendiliğinden 30 Gün İçinde Yerine Getirilmesi (102/2)
Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca
yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları
gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden
alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirimin veya belgenin
yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu
cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde
ödenmesi halinde her bir bildirim yükümlülüğü için ..............................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Ticaret Sicil Memurluklarınca ve Yapı Ruhsatı ve Ruhsat Niteliği Taşıyan Bilgi ve
Belgeleri Vermeye Yetkili Makamlarca Bildirim Yükümlülüğünün Yerine Getirilmemesi
(102/1-h)
Şirket kuruluşu aşamasında, çalıştıracağı sigortalı sayısını ve bunların işe başlama tarihini,
ticaret sicili memurluklarına bildiren işverenlerin, bu bildirimleri Kuruma yapılmış sayılır.
Ticaret sicili memurlukları, kendilerine yapılan bu bildirimi en geç on gün içinde Kuruma
bildirmek zorundadır.
Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer kamu ve özel hukuk tüzel kişileri,
yapı ruhsatı ve diğer tüm ruhsat veya ruhsat niteliği taşıyan işlemlerine ilişkin bilgi ve
belgeler ile varsa bunların verilmesine esas olan istihdama ilişkin bilgileri, verildiği tarihten
itibaren bir ay içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdürler.
Ticaret sicil memurlukları, Valilikler, belediyeler ve ruhsat vermeye yetkili diğer
kamu ve özel hukuk tüzel kişilerince süresinde yerine getirilmeyen her bir bildirim
yükümlülüğü için aylık asgari ücret ...................................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Ticaret Sicil Memurluklarınca ve Yapı Ruhsatı ve Ruhsat Niteliği Taşıyan Bilgi ve
Belgeleri Vermeye Yetkili Makamlarca Bildirim Yükümlülüğünün Yasal Süresi Geçtikten
Sonra 30 Gün İçinde Yerine Getirilmesi (102/2)
Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca
yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları
gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden
alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirgenin veya belgenin
yasal süresi geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu
cezaların ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde
ödenmesi halinde, her bir bildirim yükümlülüğü için .............................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• İnceleme ve Soruşturma Görevlerini Yerine Getiren Kurum Elemanlarına Engel
Olunması (102/1-ı-1)
Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının kanunun uygulanmasından
doğan inceleme ve soruşturma görevlerini yerine getirmeleri sırasında işverenler,
sigortalılar, işyeri sahipleri ve bu işle ilgili diğer kişiler görevlerini yapmasına engel
olamazlar; engel olanlar hakkında eylemleri başka bir suç oluştursa dahi, asgari ücretin
beş katı ..................................................................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• İnceleme ve Soruşturmayı Engellenmek Amacıyla Kurum Elemanlarına Cebir ve
Tehdit Kullanılması (102/1-ı-2)
Kurumun denetim ve kontrolle görevlendirilmiş memurlarının görevlerini yapmasını
engellemek amacıyla cebir ve tehdit kullanan işverenler, sigortalılar, işyeri sahipleri ve
bu işle ilgili diğer kişiler fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği
takdirde Türk Ceza Kanununun 265 inci maddesinin ikinci fıkrasına göre cezalandırılır. Bu
suçu işleyenler hakkında ayrıca asgari ücretin on katı ............................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Bilgi ve Belgelerin Süresinde Verilmemesi (102/1-i)
Kanunun 100 maddesi kapsamında Kurum tarafından istenen bilgi ve belgeleri belirlenen
süre içinde mücbir sebep olmaksızın vermeyen kamu idareleri, bankalar, döner sermayeli
kuruluşlar, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar ile diğer gerçek ve tüzel kişiler hakkında
aylık asgari ücretin beş katı ..........................................................................
İstenen bilgi ve belgelerin geç verilmesi halinde aylık asgari ücretin iki katı.....
tutarında idari para cezası uygulanır.
120,15 TL
127,35 TL
30,04 TL
31,84 TL
1.201,50 TL
1.273,50 TL
300,38 TL
318,38 TL
6.007,50 TL
6.367,50 TL
12.015,00 TL
12.735,00 TL
6.007,50 TL
2.403,00 TL
6.367,50 TL
2.547,00 TL
PRATİK BİLGİLER
BÜLTEN • 2015 - 211
Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalılara geçici
iş göremezlik ödeneği ödemelerinde 100 üncü maddeye istinaden Kurumca işverenlerden
istenilen bildirimlerin;
Belirlenen süre içerisinde ve elektronik ortamda yapılmaması halinde sigortalı
başına aylık asgari ücretin onda biri .................................................................
Hiç yapılmaması halinde ise sigortalı başına aylık asgari ücretin yarısı..
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Sigortalılığı Sona Eren 4/A Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Bildirim İle 506 Sayılı
Kanunun Geçici 20 nci Maddesinde Yer Alan Sandıklara, Sandık İştirakçiliğinin Başlama
ve Sona Ermesine İlişkin Bildirimin Süresinde Kuruma Verilmemesi 102/1-J)
Sigortalılığı sona erenlere (4/a kapsamındaki sigortalılar) ilişkin bildirim ile 506 sayılı
kanunun geçici 20 nci maddesinde yer alan sandıklara, sandık iştirakçiliğinin başlama ve
sona ermesine ilişkin bildirimi, süresi içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usule uygun
olarak yapmayanlar veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle
zorunlu tutulduğu halde anılan ortamda göndermeyenler hakkında, bir takvim ayında
işlenen bu fiillerden dolayı (tutmakla yükümlü bulunulan defter ve belgelerin ibraz
edilmemesi nedeniyle verilmesi gereken ceza tutarını aşmamak kaydıyla) her bir sigortalı
veya sandık iştirakçisi için asgari ücretin onda biri ...............................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Sigortalılığı Sona Eren 4/A Kapsamındaki Sigortalılara İlişkin Bildirim İle 506 Sayılı
Kanunun Geçici 20 nci Maddesinde Yer Alan Sandıklara, Sandık İştirakçiliğinin Başlama
ve Sona Ermesine İlişkin Bildirimin Yasal Süresi Geçtikten Sonra İlgililerce 30 Gün
İçinde Verilmesi (102/2)
Mahkeme kararına, Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca
yapılan tespitler veya diğer kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatları
gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelere ya da kamu idarelerinden
alınan belgelere istinaden düzenlenenler hariç olmak üzere, bildirimin yasal süresi
geçtikten sonra ilgililerce kendiliğinden 30 gün içinde verilmesi ve söz konusu cezaların
ilgililerce, yapılacak tebligat tarihini takip eden günden itibaren 15 gün içinde ödenmesi
halinde her bir sigortalı veya sandık iştirakçisi için için .........................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Genel Sağlık Sigortalılarının Bakmakla Yükümlü Oldukları Kişilere Ait Bilgi Girişlerinin
Süresinde Yapılmaması Veya Bakmakla Yükümlü Olunan Kişi Olmayanlara Ait Bilgi
Girişi Yapılması (102/1-k)
Genel sağlık sigortalılarının bakmakla yükümlü oldukları kişilere ait bilgi girişlerini
süresinde yapmayan, bakmakla yükümlü olunan kişi olmayanlara ait bilgi girişi yapan
kamu idarelerine, işverenlere ve bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b)
bendine tabi sigortalılara asgari ücretin yarısı ....................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
• Bildirim ve Kontrol Yükümlülüklerinin Yerine Getirilmemesi (102/1-l)
Ticari taksi, dolmuş ve benzeri nitelikteki şehir içi toplu taşıma aracı işyerleri ile 4
üncü maddenin ikinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen ve Kültür ve Turizm Bakanlığınca
belirlenecek alanlarda kısmi süreli iş sözleşmesiyle bir veya birden fazla kişi tarafından
çalıştırılanlar ile çalışanların üye olduğu meslek odası, birlik veya benzeri kuruluşlarca
bildirim ve kontrol yükümlülüklerinin yerine getirilmemesi halinde her bir fiil için asgari
ücret .....................................................................................................
tutarında idari para cezası uygulanır.
91
120,15 TL
600,75 TL
127,35 TL
636,75 TL
120,15 TL
127,35 TL
30,04 TL
31,84 TL
600,75 TL
636,75 TL
1.201,50 TL
1.273,50 TL
4 İdari para cezası uygulanmasında sanayi kesiminde çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için fiilin oluştuğu tarihte
uygulanan asgari ücret esas alınır.
4 İdarî para cezası uygulanması İşyeri Bildirgesi, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ve Aylık Prim ve Hizmet belgelerinin
kuruma verilmesi yükümlülüğünü kaldırmaz.
4 İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da
Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı
reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu
süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.
4 İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren
onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna
başvurma hakkını etkilemez. Ancak Kurumca veya mahkemece Kurum lehine karar verilmesi halinde, daha önce tahsil
edilmemiş olan dörtte birlik ceza tutarı, 89 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü de dikkate alınarak tahsil edilir.
4 Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün
içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile
birlikte tahsil edilir.
4 İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren
başlar.
PRATİK BİLGİLER
92
BÜLTEN • 2015 - 211
İDARİ PARA CEZALARI
(6331 sayılı iş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu)
26/1-b
6/1-a
26/1-b
6/1-b
26/1-b
6/1-c
26/1-b
6/1-ç
26/1-b
6/1-d
Görevlendirilen kişileri, hizmet
alınan
kuruluşları,
başka
26/1-b işyerlerinden gelen çalışanları ve
bunların işverenlerini İSG riskleri
konusunda bilgilendirmemek.
8/1
İş güvenliği uzmanlarının ve işyeri
26/1-c hekimlerinin hak ve yetkilerini
kısıtlamak.
4 Uzman ve hekim için ayrı ayrı
8/6
10/1
İşyeri sağlık ve güvenlik birimini
kurmamak.
Risk değerlendirmesi yapmamak
26/1-ç
veya yaptırmamak.
Her ay (Aykırılığın devamı
4
halinde) için
26/1-c
01.01.2015
Tarihinden
İtibaren
3.082
3.699
2.466
3.699
4.932
3.699
4.932
7.398
2.466
2.466
3.082
3.699
2.466
3.699
4.932
3.699
4.932
7.398
6.167
6.167
7.708
9.250
6.167
9.250
12.334
9.250 12.334 18.501
6.167
6.167
7.708
9.250
6.167
9.250
12.334
9.250 12.334 18.501
3.083
…
…
…
…
…
6.166
…
…
1.849
1.849
2.311
2.773
1.849
2.773
3.698
2.773
3.698
5.547
1.849
1.849
2.311
2.773
1.849
2.773
3.698
2.773
3.698
5.547
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
1.849
1.849
2.311
2.773
1.849
2.773
3.698
2.773
3.698
5.547
1.849
1.849
2.311
2.773
1.849
2.773
3.698
2.773
3.698
5.547
1.849
…
…
…
…
…
…
3.700
3.700
4.625
5.550
3.700
5.550
7.400
5.550
5.550
6.937
8.325
5.550
8.325
11.100
2.773
5.550
3.698
ÇOK
TEHLİKELİ
2.466
ÇOK
TEHLİKELİ
2.466
ÇOK
TEHLİKELİ
TEHLİKELİ
6/1-a
AZ TEHLİKELİ
26/1-b
TEHLİKELİ
6/1-a
50 – 49
Çalışanı Olan İşyerleri
AZ TEHLİKELİ
26/1-a
İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili
tedbir almamak, organizasyonu
yapmamak, gerekli araç ve gereçleri
sağlamamak, sağlık ve güvenlik
tedbirlerini değişen şartlara uygun
hale getirmemek ve mevcut durumun
iyileştirilmesi
için
çalışmalar
yapmamak.
4 Her yükümlülük için
İşyerinde alınan iş sağlığı ve
güvenliği tedbirlerini izlememek,
denetlememek ve uygunsuzlukları
gidermemek.
4 Her yükümlülük için
İş güvenliği uzmanı
görevlendirmemek.
Her ay (Aykırılığın devamı
4
halinde) için
İşyeri hekimi görevlendirmemek.
Her ay (Aykırılığın devamı
4
halinde) için
On ve daha fazla çalışanı olan çok
tehlikeli işyerlerinde diğer sağlık
personeli görevlendirmemek.
Her ay (Aykırılığın devamı
4
halinde) için
İSG hizmetleri için görevlendirdikleri
kişi veya hizmet aldığı kurum ve
kuruluşların görevlerini yerine
getirmeleri amacıyla araç-gereçmekân sağlamamak.
İSG hizmetlerini yürütenler arasında
koordinasyonu sağlamamak.
Görevlendirdikleri
kişi
veya
hizmet aldığı kurum ve kuruluşlar
tarafından iş sağlığı ve güvenliği ile
ilgili mevzuata uygun olan ve yazılı
olarak bildirilen tedbirleri yerine
getirmemek.
4 Her tedbir için
10 – 49
Çalışanı Olan İşyerleri
TEHLİKELİ
4/1-b
26/1-a
Ceza
Uygulanan Fiil
10 dan Az
Çalışanı Olan İşyerleri
AZ TEHLİKELİ
4/1-a
Ceza
Maddesi
Fiil
Maddesi
23.04.2015 tarihinden Geçerli Olmak Üzere
(6645 sayılı Kanunla değişen şekli)
9.249
5.547
7.400 11.100
8.325 11.100 16.650
PRATİK BİLGİLER
93
BÜLTEN • 2015 - 211
10/4
11
12
14/1
14/2
14/4
15/1
15/2
16
17
18
20/1
Risklerin belirlenmesine yönelik
26/1-ç gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve
araştırmaları yapmamak.
Acil durumları belirlememek, acil
durumlar için tedbir almamak, acil
durum planlarını hazırlamamak,
destek elemanı görevlendirmemek,
26/1-d
araç gereç sağlamamak, acil
durumlarda işyeri dışındaki kuruluşla
irtibatı sağlayacak düzenlemeyi
yapmamak
Her ay (Aykırılığın devamı
4
halinde) için
Ciddi ve yakın tehlike durumunda;
çalışanların işi bırakarak güvenli yere
gitmelerini sağlamamak.
Zorunluluk
olmadıkça,
gerekli
donanıma sahip ve özel olarak
26/1-d görevlendirilenler
dışındaki
çalışanlardan
işlerine
devam
etmelerini istemek.
Müdahalede bulunan çalışanları
yaptıkları müdahaleden dolayı
sorumlu tutmak.
4 Her yükümlülük için
Her ay (Aykırılığın devamı
4
halinde) için
İş
kazalarının
ve
meslek
hastalıklarının kaydını tutmamak,
gerekli incelemeleri yaparak bunlar
ile ilgili raporları düzenlememek.
İşyerinde meydana gelen ancak
yaralanma veya ölüme neden
26/1-e
olmadığı halde işyeri ya da iş
ekipmanının zarara uğramasına
yol açan veya çalışan, işyeri ya da
ekipmanı zarara uğratma potansiyeli
olan olayları inceleyerek bunlar ile
ilgili raporları düzenlememek.
4 Her yükümlülük için
İş kazalarını ve meslek hastalıklarını
26/1-e
3 iş günü içinde SGK’ya bildirmemek.
Sağlık hizmeti sunucularının iş
kazalarını, yetkili sağlık hizmet
26/1-e sunucularının meslek hastalıklarını
en geç 10 gün içinde SGK’ya
bildirmemesi.
Çalışanlara
sağlık
gözetimi
26/1-f
yaptırmamak.
4 Her çalışan için
Tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfta yer
26/1-f alan işlerde çalışacaklar için sağlık
raporu almamak.
4 Her çalışan için
Çalışanları
bilgilendirme
26/1-g
yükümlülüğüne uymamak.
4 Her bir çalışan için
Çalışanlara
eğitim
verme
26/1-ğ
yükümlülüğüne uymamak.
4 Her bir çalışan için
Çalışanların görüşlerini alma ve
26/1-h katılımlarını sağlama yükümlülüğüne
uymamak.
4 Her aykırılık için
İşyerinin değişik bölümlerindeki
riskler ve çalışan sayılarına
26/1-ı
göre
çalışan
temsilcileri
görevlendirmemek.
1.849
1.849
2.311
2.773
1.849
2.773
3.698
2.773
3.698
5.547
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
1.849
1.849
2.311
2.773
1.849
2.773
3.698
2.773
3.698
5.547
2.466
2.466
3.082
3.699
2.466
3.699
4.932
3.699
4.932
7.398
2.466
2.466
3.082
3.699
2.466
3.699
4.932
3.699
4.932
7.398
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
1.233
500
500
500
500
500
500
500
500
500
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
PRATİK BİLGİLER
94
BÜLTEN • 2015 - 211
20/3
26/1-ı
20/4
26/1-ı
22
22
26/1-i
26/1-i
23
26/1-j
24
26/1-k
25
26/1-l
25/6
26/1-l
29
30
30
26/1-m
26/1-n
26/1-o
İşveren
tarafından
çalışan
temsilcilerinin öneride bulunma ve
tedbir alınmasını isteme hakkını ihlal
etmek.
Çalışan temsilcilerinin ve destek
elemanlarının haklarını kısıtlamak ve
gerekli imkanları sağlamamak.
4 Hakları kısıtlanan her birey için
Elli ve daha fazla çalışanın bulunduğu
ve altı aydan fazla süren sürekli
işlerin yapıldığı işyerlerinde iş sağlığı
ve güvenliği kurulunu oluşturmamak.
4 Her aykırılık için
Alt işverenin bulunduğu hallerde
uygun
kurulu
oluşturmamak,
kurullar arasında koordinasyonu
sağlamamak, aynı çalışma alanında
birden fazla işverenin bulunması ve
bu işverenlerce birden fazla kurulun
oluşturulması halinde birbirlerinin
çalışmalarını etkileyebilecek kurul
kararları hakkında diğer işverenleri
bilgilendirmemek.
4 Her aykırılık için
Birden fazla işyerinin bulunduğu
iş merkezleri, iş hanları, sanayi
bölgeleri vb. yerlerde diğer
işyerlerini etkileyecek tehlikeler
konusunda işverenleri uyarmayan,
uyarılara
uymayan
işverenleri
Bakanlığa bildirmeyen yönetimlere,
Ölçüm, inceleme ve araştırma
yapılmasına, numune alınmasına
veya eğitim kurumları ile ortak sağlık
ve güvenlik birimlerinin kontrol
ve denetiminin yapılmasına engel
olmak.
İşyerinin bir bölümünde veya
tamamında
verilen
durdurma
kararına uymayarak durdurulan işe
devam ettirmek.
İşin durdurulması sebebiyle işsiz
kalan
çalışanlara
ücretlerini
ödememek veya uygun başka iş
vermemek.
4 İhlale uğrayan her çalışan için
Her ay (Aykırılığın devamı
4
halinde) için
Büyük kaza önleme politika belgesini
hazırlamamak.
Güvenlik raporunu hazırlayarak
Bakanlığa
sunmadan
işyerini
faaliyete geçirmek.
İşletilmesine
Bakanlıkça
izin
verilmeyen
işyerini
faaliyete
geçirmek.
Durdurulan işyerinde faaliyete
devam etmek.
30 uncu madde de öngörülen
yönetmeliklerdeki hükümlere aykırı
hareket etmek.
4 Her hüküm için
Her ay (Aykırılığın devamı
4
halinde) için
Çalışanlarına standartlara uygun ve
CE belgele kişisel koruyucu donanım
temin etmemek.
4 Her çalışan için
1.849
1.849
2.311
2.773
1.849
2.773
3.698
2.773
3.698
5.547
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
2.466
…
…
…
…
…
…
3.699
4.932
7.398
2.466
2.466
3.082
3.699
2.466
3.699
4.932
3.699
4.932
7.398
6.167
6.167
7.708
9.250
6.167
9.250
12.334
9.250 12.334 18.501
6.167
6.167
7.708
9.250
6.167
9.250
12.334
9.250 12.334 18.501
…
…
…
…
…
12.335
…
…
…
…
1.233
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.233
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
1.000
61.681 61.681 77.101
92.521 61.681 92.521 123.362
92.521 123.362 185.043
98.690 98.690 123.362 148.035 98.690 148.035 197.380 148.035 197.380 296.070
98.690 98.690 123.362 148.035 98.690 148.035 197.380 148.035 197.380 296.070
98.690 98.690 123.362 148.035 98.690 148.035 197.380 148.035 197.380 296.070
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
1.233
1.233
1.541
1.849
1.233
1.849
2.466
1.849
2.466
3.699
500
500
500
500
500
500
500
500
500
…
PRATİK BİLGİLER
95
BÜLTEN • 2015 - 211
30
26/1-ö
(*)
Yer altı maden işletmelerinde
çalışanların bulundukları yeri ve giriş
çıkışlarını gösteren takip sistemini
kurmamak.
4 Her çalışan için
…
500
500
500
500
500
500
500
500
500
-İdari para cezaları (14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezası hariç) gerekçesi
belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. Verilen idari para cezaları tebliğinden itibaren 30 gün içinde ödenir. (6331 sayılı Kanun
Madde: 26/2)
-İşin durdurulması halinde, durdurmaya sebep olan fiilden dolayı ilgili idari para cezası uygulanmaz. (6331 sayılı Kanun Madde: 26/4)
-Çalışan sayısıyla çarpılarak verilen idari para cezalarında üçüncü fıkra hükümler uygulanmaz. (6331 sayılı Kanun Madde: 26/5)
-(*) 26/1-ö bendinde yer alan idari para cezası 01.01.2016 tarihinden itibaren uygulanır. (6331 Geçici Madde: 9)
DİĞER
ARAÇ MUAYENE ÜCRETLERİ
Tutar
- Otobüs, Kamyon, Çekici ve Tanker..…….………………………………………………………
245,44 TL
- Otomobil, Minübüs, Kamyonet, Özel Amaçlı Taşıt, Arazi Taşıtı, Römork, Yarı Römork ..
181,72 TL
- Traktör (Römorklu - Römorksuz), Motosiklet, Motorlu Bisiklet……………………………….
93,22 TL
KARŞILIKSIZ ÇIKAN ÇEKLERDE MUHATAP BANKANIN
ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
Tutar (TL)
Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
a) Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
-Çek bedeli binikiyüz Türk Lirası veya üzerinde ise …………………..,……………………
1.200
-Çek bedeli binikiyüz Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
b) Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
-Çek bedeli binikiyüz Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı binikiyüz Türk Lirasına tamamlayacak
bir miktarı,
-Çek bedeli binikiyüz Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak binikiyüz Türk Lirasını,
ödemekle yükümlüdür.
Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi
sözleşmesi hükmündedir.
20.10.2010 tarihinden önce yayımlanan Tebliğlere göre bastırılan çeklerden ötürü muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması
halinde her çek yaprağı için yediyüz Türk Lirasına kadar ve kısmen karşılığının bulunması halinde ise bu miktarı her çek yaprağı için yediyüz Türk Lirasına
tamamlayacak biçimde ödeme yapmakla yükümlüdür.
Endeks
TÜKETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANLARI
(TÜFE) (2003 = 100)
YIL
OCAK
ŞUBAT
MART
NİSAN
MAYIS
HAZİR.
TEMM.
AĞUS.
EYLÜL
EKİM
2015
250,45
252,24
255,23
259,39
260,85
259,51
259,74
260,78
263,11
267,20
KASIM
ARALIK
2014
233,54
234,54
237,18
240,37
241,32
242,07
243,17
243,40
243,74
248,37
248,82
247,72
2013
216,74
217,39
218,83
219,75
220,07
221,75
222,44
222,21
223,91
227,94
227,96
229,01
2012
201,98
203,12
203,96
207,05
206,61
204,76
204,29
205,43
207,55
211,62
212,42
213,23
2011
182,60
183,93
184,70
186,30
190,81
188,08
187,31
188,67
190,09
196,31
199,70
200,85
2010
174,07
176,59
177,62
178,68
178,04
177,04
176,19
176,90
179,07
182,35
182,40
181,85
2009
160,90
160,35
162,12
162,15
163,19
163,37
163,78
163,29
163,93
167,88
170,01
170,91
2008
146,94
148,84
150,27
152,79
155,07
154,51
155,40
155,02
155,72
159,77
161,10
160,44
2007
135,84
136,42
137,67
139,33
140,03
139,69
138,67
138,70
140,13
142,67
145,45
145,77
2006
123,57
123,84
124,18
125,84
128,20
128,63
129,72
129,15
130,81
132,47
134,18
134,49
2005
114,49
114,51
114,81
115,63
116,69
116,81
116,14
117,13
118,33
120,45
122,14
122,65
2004
104,81
105,35
106,36
106,89
107,35
107,21
107,72
108,54
109,57
112,03
113,50
113,86
2003
94,77
96,23
98,12
99,09
100,04
100,12
99,93
100,09
101,44
102,38
103,68
104,12
PRATİK BİLGİLER
96
BÜLTEN • 2015 - 211
YURTİÇİ ÜRETİCİ FİYATLARI ENDEKSİ VE DEĞİŞİM ORANI – Yİ-ÜFE
MAYIS
245,42
234,18
207,27
203,81
189,32
174,96
158,45
159,00
138,80
126,54
248,15
232,96
209,34
204,89
189,61
172,95
158,37
162,37
139,34
130,05
YIL
OCAK
ŞUBAT
MART
NİSAN
1,43
0,09
-0,51
0,08
0,61
2,35
0,65
4,50
0,80
1,94
Endeks
NİSAN
241,97
233,98
208,33
203,64
188,17
170,94
157,43
152,16
137,70
124,14
Bir önceki aya
göre Değişim %
MART
239,46
232,27
206,65
202,91
185,90
167,68
156,97
147,48
136,37
123,83
2015
2014
2013
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
Bir Önceki Yılın Aralık Ayına
Göre Değişim %
ŞUBAT
2015
2014
2013
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
Yıllık Değişim (Bir Önceki Yılın
Aynı Ayına Göre Değişim) %
OCAK
236,61
229,10
206,91
203,10
182,75
164,94
155,16
143,80
135,09
123,51
2015
2014
2013
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
Oniki Aylık Ortalamalara
Göre Değişim %
YIL
2015
2014
2013
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
2015
2014
2013
2012
2011
2010
2009
2008
2007
2006
YIL
YIL
YIL
0,33
3,32
-0,18
0,38
2,36
0,58
0,23
0,42
-0,05
1,96
OCAK
0,33
3,32
-0,18
0,38
2,36
0,58
0,23
0,42
-0,05
1,96
OCAK
3,28
10,72
1,88
11,13
10,80
6,30
7,90
6,44
9,37
5,11
OCAK
9,59
5,22
5,33
11,11
8,89
1,14
12,81
6,08
9,68
5,45
1,20
1,38
-0,13
-0,09
1,72
1,66
1,17
2,56
0,95
0,26
ŞUBAT
1,53
4,75
-0,31
0,29
4,13
2,25
1,40
3,00
0,89
2,22
ŞUBAT
3,10
12,40
1,84
9,15
10,87
6,82
6,43
8,15
10,13
5,26
ŞUBAT
8,79
6,11
4,72
10,96
9,23
1,20
12,63
5,94
10,08
5,04
1,05
0,74
0,81
0,36
1,22
1,94
0,29
3,17
0,97
0,25
MART
2,60
5,52
0,50
0,65
5,40
4,24
1,70
6,26
1,88
2,48
MART
3,41
12,31
2,30
8,22
10,08
8,58
3,46
10,50
10,92
4,21
MART
8,03
6,95
4,23
10,79
9,36
1,63
11,99
5,95
10,63
4,49
NİSAN
4,06
5,61
-0,01
0,73
6,04
6,69
2,35
11,04
2,69
4,46
NİSAN
4,80
12,98
1,70
7,65
8,21
10,42
-0,35
14,56
9,68
4,96
NİSAN
7,36
7,89
3,74
10,72
9,17
2,52
10,65
6,39
11,01
4,09
HAZİRAN
TEMM.
AĞUS.
EYLÜL
EKİM
KASIM
ARALIK
248,78
233,09
212,39
201,83
189,62
172,08
159,86
162,90
139,19
135,28
247,99
234,79
214,50
201,20
189,57
171,81
158,74
164,93
139,28
136,45
250,43
235,78
214,59
201,71
192,91
173,79
159,40
161,07
140,47
135,43
254,25
237,79
216,48
203,79
195,89
174,67
160,38
159,63
141,90
135,11
253,74
239,97
217,97
204,15
199,03
176,78
160,84
160,54
141,71
135,73
237,65
219,31
207,54
200,32
176,23
162,92
160,49
142,98
135,33
235,84
221,74
207,29
202,33
178,54
163,98
154,80
143,19
135,16
MAYIS
HAZİRAN
TEMM.
AĞUS.
EYLÜL
EKİM
KASIM
ARALIK
1,11
-0,52
1,00
0,53
0,15
-1,15
-0,05
2,12
0,39
2,77
0,25
0,06
1,46
-1,49
0,01
-0,50
0,94
0,32
-0,11
4,02
-0,32
0,73
0,99
-0,31
-0,03
-0,16
-0,71
1,25
0,06
0,86
0,98
0,42
0,04
0,26
1,76
1,15
0,42
-2,34
0,85
-0,75
1,53
0,85
0,88
1,03
1,55
0,51
0,62
-0,90
1,02
-0,23
-0,97
0,62
1,66
0,65
-0,31
1,29
-0,03
0,89
-0,29
-0,76
1,11
-0,12
1,00
1,31
0,66
-3,54
0,15
-0,12
HAZİRAN
TEMM.
AĞUS.
EYLÜL
KASIM
ARALIK
5,49
5,12
2,46
-0,24
6,21
4,93
3,27
13,76
2,98
11,68
5,15
5,89
3,48
-0,56
6,18
4,77
2,54
15,18
3,05
12,64
6,19
6,33
3,52
-0,30
8,05
5,98
2,97
12,49
3,93
11,80
7,81
7,24
4,43
0,72
9,72
6,52
3,60
11,48
4,98
11,54
7,18
5,80
2,58
12,20
7,47
5,24
12,08
5,78
11,72
6,36
6,97
2,45
13,33
8,87
5,93
8,11
5,94
11,58
HAZİRAN
TEMM.
AĞUS.
EYLÜL
KASIM
ARALIK
6,73
9,75
5,23
6,44
10,19
7,64
-1,86
17,03
2,89
12,52
5,62
9,46
6,61
6,13
10,34
8,24
-3,75
18,41
2,08
14,34
6,21
9,88
6,38
4,56
11,00
9,03
-1,04
14,67
3,72
12,32
6,92
9,84
6,23
4,03
12,15
8,91
0,47
12,49
5,02
11,19
8,36
5,67
3,60
13,67
8,17
1,51
12,25
5,65
11,67
6,36
6,97
2,45
13,33
8,87
5,93
8,11
5,94
11,58
HAZİRAN
TEMM.
AĞUS.
EYLÜL
KASIM
ARALIK
6,74
9,03
3,18
10,24
9,42
4,30
7,34
8,39
10,09
4,97
6,43
9,26
3,23
9,88
9,59
5,33
5,47
9,76
9,03
5,82
6,14
9,55
3,39
9,33
9,76
6,18
4,19
10,68
8,29
6,49
5,92
9,84
3,58
8,65
10,03
6,89
3,22
11,29
7,77
7,06
10,32
4,10
6,98
10,72
8,27
1,37
12,56
6,75
8,60
10,25
4,48
6,09
11,09
8,52
1,23
12,72
6,31
9,34
MAYIS
5,22
5,06
0,99
1,27
6,20
5,47
2,30
13,39
3,09
7,36
MAYIS
6,52
11,28
2,17
8,06
9,63
9,21
-2,46
16,53
7,14
7,66
MAYIS
6,98
8,66
3,27
10,57
9,21
3,50
8,96
7,20
10,95
4,27
-0,20
0,92
0,69
0,17
1,60
1,21
0,28
0,57
-0,13
0,45
EKİM
7,59
8,22
5,15
0,90
11,48
7,80
3,90
12,11
4,84
12,04
EKİM
5,74
10,10
6,77
2,57
12,58
9,92
0,19
13,29
4,41
10,94
EKİM
5,58
10,11
3,93
7,80
10,26
7,71
2,20
12,03
7,23
7,76
Muhtelif mevzuatta Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) ve Üretici Fiyat Endeksine (ÜFE) yapılmış olan atıflar, Kurumca hesaplanan
Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksine (Yİ-ÜFE), tarım sektörü TEFE ve ÜFE’ye yapılan atıflar Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksine yapılmış sayılır.
(TİK Madde: 58)

Benzer belgeler