Roketsan Dergisi Ocak 2015 Sayısı

Transkript

Roketsan Dergisi Ocak 2015 Sayısı
SAYI 6
OCAK 2015 / ISSN 1302-1435
• ROKETSAN CMMIDEV SEVİYE 3 ile GÜCÜNE GÜÇ KATTI
• LAZER UMTAS
Roketsan, bir TSKGV kuruluşudur.
27.yıl
sayı 6 ocak 2015
içindekiler
OCAK 2015 - SAYI 6 - 6 AYDA BİR YAYIMLANIR
ISSN 1302-1435
Roketsan Adına Sahibi
Selçuk YAŞAR
içindekiler
3
başkan’ın mesajı
4
genel müdür’ün mesajı
5
yayın kurulu’ndan
6
roketsan 1 numara
7
Sorumlu Müdür (Yazı İşleri)
Dr. Yavuz AKA
Yayın Kurulu
Dr. Hüdai ÖZDAMAR
İclal DURAL
Evrim Ayşen ATAKAN
Harun VURGUN
Esra DOĞU
Mustafa Akın ERDEM
Duygu ÖZCAN
Koray ŞATIRTAV
Nazlı ÖZDER
Kapak Tasarımı
Harun VURGUN
Tasarım - Grafik Uygulama
Etkileşim Grafik Tasarım
Halit Ziya Sk. No: 26/3 Çankaya / Ankara
Tel: +90 (312) 441 71 93
Basım Yeri
Ankara Ofset
Sanayi 1 Cd. Necatibey İş Hanı 93/44
İskitler / Ankara
Tel: +90 (312) 384 50 63
Yönetim Yeri
Roketsan A.Ş.
Kemalpaşa Mah.
Şehit Yüzbaşı Adem Kutlu Sk. No: 21
06780 Elmadağ / Ankara
Tel: + 90 (312) 860 55 00
Faks: + 90 (312) 863 42 08
[email protected]
[email protected]
[email protected]
[email protected]
•
Bu dergide yayınlanan yazılar, yazılarda yer alan düşünce ve önerilerle kullanılan kaynakların doğruluğuna ilişkin her türlü sorumluluk yazar(lar)a aittir. Bu
kapsamda Roketsan A.Ş. sorumlu tutulamaz. Yazılar
referans gösterilmeden basılamaz, kopyalanamaz ve
paylaşılamaz. Dergide yer alan yazı ve makaleler Roketsan A.Ş. ve/veya atıf yapılan diğer kurum ve kuruluşların görüşlerini değil, sadece yazarın kendi kişisel
düşüncesini yansıtmaktadır.
kurumsal kimliğimiz
8-9
tasarım ve
mühendislik gücümüz
10-40
fuar ve organizasyonlar
42-53
roketsan’dan haberler
54-59
roketsan’lı olmak
60-67
misafirlerimiz
69-73
roketsan ve sanat
74-75
basın’da roketsan
76-83
3
roketsan dergisi
başkan’ın mesajı
Sayın Okurlarımız
Tasarlayıp ürettiğimiz yüksek teknolojili
ürünler, gerçekleştirdiğimiz ilkler, son
dönemde art arda imzaladığımız başarılı
anlaşmalar ve geliştirdiğimiz projeler ile
‘’Türkiye’nin Gururu’’ olarak yükselmeye
devam etmekteyiz.
Hem ülke savunmamıza hem de dünya
barışına hizmet eden ileri teknoloji ürünlerimizin başarı ile zamanında teslim edilmesi ve geleceğe yönelik yeni
sözleşmelerin imzalanması Roketsan’ın,
planlanan stratejik hedeflerine, şimdiden
ulaşmasını sağlamıştır. Bu başarı “Türk
savunma sanayiinin parlayan yıldızı Roketsan” yorumlarını yapanları, haklı kılmıştır.
4
Türkiye Cumhuriyeti’nin sanayileşmesinde lider kuruluşlardan biri olan Roketsan; 400 milyon doları aşan yatırımı,
kalifiye insan kaynağı, tasarım, test ve
üretim alt yapısıyla yürüttüğü 50’den
fazla proje ile son 5 yılda cirosunu 4’e
katlayarak kendi alanında dünyadaki rakipleri ile rekabet edebilecek düzeye
ulaşmıştır.
kendi kategorisinde dünyada saygın bir
yer edinmiştir. Bu gurur tamamen Roketsan çalışanlarının eseridir. Başta Sayın
Genel Müdürümüz olmak üzere emeği
geçen tüm personelimizi takdir ve tebrik
eder; bu vesile ile, tüm Roketsan çalışanlarımızın ve saygıdeğer okurlarımızın
yeni yıllarını kutlar, esenlikler dilerim.
Saygı ve Sevgilerimle,
Roketsan’ın ulaştığı seviyenin somut göstergesi; 22 Ekim 2014 tarihinde Lockheed Martin ile imzaladığımız işbirliği
anlaşmasıdır. Bu anlaşma ile geleceğin
uçağı F-35 (JSF)’ler Roketsan’ın SOM-J füzesi ile uçacaktır. Birkaç yıl önce hayal
bile edilemeyen bu işbirliği ile Roketsan
Dr. Eyüp Kaptan
Korgeneral (E)
Yönetim Kurulu Başkanı
sayı 6 ocak 2015
genel müdür’ün mesajı
Değerli Okurlarımız
Çeyrek asırı geride bırakarak geleceğe
daha emin adımlarla yürüdüğümüz bu
yıl da, Roketsan olarak dünya çapında işlere imza atmanın gururunu taşıyoruz.
düzenlenen ADEX Savunma Sanayii Fuarı’nın başrol oyuncularından biri olarak,
teslimatını gerçekleştirdiğimiz silah sistemini ilk kez bu fuarda tanıttık.
Ülke durdukça duracak bir değer olan
Roketsan’ın, yakın zamanda gerçekleştirdiği projeler dünya gündeminde yer alırken, sorumluluğumuzun artarak devam
ettiğinin bilincindeyiz. Temmuz ayında,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Alçak ve Orta İrtifa Hava Savunma ihtiyacına cevap verecek ve dünyadaki örnekleriyle yarışır
nitelikte bir hava savunma füzesinin ülkemize kazandırılması amacıyla, 2011 yılında Savunma Sanayii Müsteşarlığınca
başlatılan proje kapsamında, tamamen
Milli imkanlarla, Roketsan tarafından tasarlanıp geliştirilen ve üretilecek olan
Milli Orta İrtifa Hava Savunma Füzesi
HİSAR-O’nun ilk uçuşlu testi olan Balistik
Test Füzesi atışını büyük bir başarıyla gerçekleştirdik.
Türk Hava Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak üzere Savunma Sanayii Müsteşarlığınca yürütülmekte olan SOM–J projesi
kapsamında, F-35 uçağının iç silah istasyonunda taşınabilecek şekilde, özel olarak geliştirilmekte olan SOM-J’nin ABD ve
F-35 kullanıcısı diğer ülkelerin hizmetine
sunulması için şirketler arasında ortak çalışma yapılması ve füzenin diğer hava
platformlarına uygulanmak üzere tüm
dünyada birlikte pazarlanması amacıyla
Lockheed Martin firması ile gerçekleştirdiğimiz SOM-J İşbirliği Anlaşması, dünya
standartlarında işler yapan bir firma olduğumuzun kanıtıdır.
Kardeş ülke Azerbaycan’da bu yıl ilk kez
Diğer bir taraftan, 22 Eylül 2014 tarihinde başlayıp, 2 Ekim 2014 tarihinde
tamamlanan CMMIDEV (Capability Maturity Model® Integration - for Develop-
ment) Kıymetlendirme faaliyetleri sonucunda Roketsan, CMMIDEV/3 olarak tescillenmiştir. Böylelikle Roketsan, Türkiye’de bir ilke imza atarak, sektöründe bu
belgeyi bünyesindeki tüm tasarım ve geliştirme süreçleri için alan ilk kuruluş olmuştur.
Ülkemiz savunma sanayiinde kendi alanında tek olan Roketsanımızın kuruluş
heyecanını ve başarılarını yaşayanların
dilinden aktardığımız 25. Yıl Kitabımızı
sizlerle paylaşmış olmanın sevinci içindeyiz.
2015 yılında da Roketsan’ın başarılarını
sizlerle paylaşacak olmanın hevesi ve heyecanı içinde sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Selçuk Yaşar
Genel Müdür
5
roketsan dergisi
yayın kurulu’ndan
Değerli Okurlarımız
“İnsanlar; sosyal bünyede bir bina meydana getirmek için birbirleriyle kenetlenen,
birbirine destek olan, yapı taşları gibi olmalıdırlar.” Alexis Carrel
Başarılarla dolu bir yılı geride bırakırken,
dergimizin yeni sayısında sizlerle birçok
farklı konuyu paylaşacak olmanın mutluluğu içindeyiz.
Roketsan Ailesi olarak çalışmalarımızı hız
kesmeden sürdürüyoruz. Roket ve füze
alanında ülkemizin bir numaralı kuruluşu olan Roketsan, dünyada ses getiren işlere imza atarak uluslararası
pazardaki saygınlığını artırmaya devam
6
ediyor.
Çalışanlarımızla yürüttüğümüz kurumsal
sosyal sorumluluk projelerinin başka hayatlara ışık olmasının motivasyonu ve
Roketsanlı olmak ile aile olmak kavramlarının eş değer olmasına inanmanın
keyfiyle birçok sosyal faaliyet gerçekleştiriyoruz.
2015 yılında da; sürekli güçlenen tasa-
rım ve mühendislik alt yapımız, başarı ve
takım ruhu ile yürüttüğümüz projeler,
fuarlar, kurumsal etkinlikler ve sosyal
faaliyetlerimiz devam edecek.
Yeni yılın hepimize sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini diliyoruz.
Saygılarımızla,
Yayın Kurulu
sayı 6 ocak 2015
roketsan 1 numara
roketsan ve lockheed martin’den
dev işbirliği anlaşması
Roketsan ve Lockheed
Martin Missiles and Fire
Control Şirketleri, 22 Ekim
2014 tarihinde yeni nesil
uçak F-35 Lightning II için
yeni nesil havadan karaya
seyir füzesi olan SOM-J
kapsamında bir İşbirliği
Anlaşması imzaladı.
Türkiye’de özgün olarak geliştirilen
SOM sistemi; otonom, uzun menzilli,
düşük görünürlüklü, tüm hava şartları
için tasarlanmış, yüksek hassasiyetli havadan karaya seyir füzesi olarak tanımlanmaktadır. SOM-J varyantı ise, Türk
Hava Kuvvetlerinin ihtiyacını karşılamak
üzere Savunma Sanayii Müsteşarlığınca
yürütülmekte olan proje kapsamında,
F-35 uçağının iç silah istasyonunda taşınabilecek şekilde, özel olarak geliştirilmektedir.
Roketsan ve Lockheed Martin Missiles
and Fire Control arasında imzalanan İşbirliği Anlaşması kapsamında; SOM-J’nin
ABD ve F-35 kullanıcısı diğer ülkelerin
hizmetine sunulması için şirketler arasında ortak çalışma yapılması ve füzenin
diğer hava platformlarına uygulanmak
üzere tüm dünyada birlikte pazarlanması öngörülüyor.
Amerika Birleşik Devletleri Ankara Büyükelçisi John BASS, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kurmay Başkanı Hava Korg.
Mehmet ŞANVER, Savunma Sanayii
Müsteşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR, Tübitak
Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Abdullah ÇAVUŞOĞLU'nun katıldığı İşbirliği Anlaşması'nı, Lockheed Martin Missiles and Fire
Control adına İcradan Sorumlu Başkan
Yardımcısı Richard H. EDWARDS ve Roketsan adına Yönetim Kurulu Başkanı
Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN imzaladı.
“Lockheed Martin ve Türkiye arasındaki
ortaklık uzun bir geçmişe sahiptir. Roketsan ile bu önemli projede işbirliği yapa-
rak bunu daha da ileriye taşımaktayız.”
diyen EDWARDS, “SOM-J füzesi F-35 ve
diğer uçaklar için zorlu görev gereksinimleri kapsamında olağanüstü kabiliyet
sağlayacaktır. Dünya çapında birinci
sınıf bir sistemin üretilmesi ve müşterilerin uzun menzilli, dayanıklı bir seyir füzesi teknolojisi için artan ihtiyaçlarının
karşılanması kapsamında bu iki büyük
şirketin bilgi, beceri ve uzmanlığını birleştirmeyi sabırsızlıkla bekliyoruz.” diye
ekledi.
Dr. Eyüp KAPTAN; “Roketsan olarak biz
bu işbirliğinin SOM-J üzerindeki ilgiyi büyüteceğine ve F-35 uçağındaki su üstü
hedef kabiliyeti gereksinimlerini karşılayacak üstün bir çözüm sunacağına inanıyoruz. Lockheed Martin ile birlikte, bu
işbirliğine değer veriyor ve gelecekte şirketlerimiz arasındaki iş fırsatlarını genişletmeyi amaçlıyoruz.” diye belirtti.
7
roketsan dergisi
kurumsal kimliğimiz
̇insan kaynakları yöneti̇mi̇nde yeni̇ yaklaşımlar
girdi olarak kabul edilen insan unsuru,
küreselleşme ve dolayısıyla uluslararası
rekabet, özellikle bilgi ve iletişim teknolojisindeki gelişmeler ile stratejik bir
önem kazanmıştır.
1990’lardan itibaren Porter, Prahalad,
Hamel gibi stratejik yönetim uzmanları;
insanlar aracılığı ile elde edilebilecek rekabet avantajlarına dikkat çekmişler ve
üst düzey veya düşük performansın belirleyicisi olarak işe alınan personelin güdülenmesi, kalitesi ve bağlılığı faktörlerinin önemini belirtmişlerdir.
İnsan Kaynakları Yönetimi
(İKY), kurumun amaçlarının
gerçekleştirilmesinde ve
bireysel iş gören
ihtiyaçlarının
karşılanmasında insan
kaynaklarının etkili
kullanımını içerir.
İKY yaklaşık 80 yıldan beri işlevsel bir uzmanlaşma ve uygulama alanı olarak
kabul edilmiş bulunmasına rağmen, aslında geçmişten günümüze ortak amaçları gerçekleştirmek için örgütlenen
insan gruplarının yönetimi ve yönlendirilmesidir.
1900’lü yıllardan itibaren operasyonel
bir rol üstlenerek insan unsurunu girdi
olarak kabul eden ve emek yönetimine
esas; tedarik, seçim, terfi, eğitim, ücretlendirme gibi bazı bürokratik işlevleri içeren personel yönetimi, insanı göz ardı
etmiş ve sadece işlerin en iyi şekilde yapılması üzerine odaklanmıştır.
Ancak; insan odaklı yaklaşımlar sonucu
1960’lı yıllarda İKY’ye geçilmiştir. Bu yıllardan itibaren İKY yönetsel bir rol
üstlenmiştir. 1980’li yıllara kadar “Fordist-Taylorist” paradigma tarafından bir
8
Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk “Kumandan İle Hasbihal” kitabında; “İnsanları istediği gibi
kullanan güç; fikirler ile bu fikre hayatiyet kazandıran ve yayan kimselerdir.
Fikrin niteliği de, hiçbir itirazın bozamayacağı kesin bir şekilde kendi kendisini
kabul etmektir. Bu ise, fikrin yavaş yavaş
duyulara nüfuz etmesi, benimsenmesi
ve inanç haline dönüşmesi ile mümkündür. Böyle olduktan sonradır ki, onu
sarsmak için başka mantıkların, düşüncelerin hükmü kalmaz.” diyerek, insan
yönetiminde inanç ve güvenin eğitim
ile nasıl başarıya götürebileceğini vurgulamıştır.
Ekonomik, sosyal, politik ve teknolojik
değişim ve gelişimlerin yaşandığı günümüz küreselleşen dünyasının yoğun rekabet ortamında, işletmelerin başarıyı
yakalayıp ayakta kalabilmeleri için; stratejileri ile kültürlerinin uyum içinde bulunması gerekir. Bu uyumu bilgi çağında
gerçekleştirecek olan işletmelerin “insan
odaklı” bir yönetim anlayışını benimsemeleri zorunludur.
Bu bağlamda, stratejileri uygulamakla
görevli çalışanlar için, özgürce düşünerek yaratıcı fikirler geliştirebilecekleri ve
değişime uyum sağlayacak davranışlar
sergileyebilecekleri bir örgüt kültürü
oluşturulmalıdır.
Başka bir ifade ile; Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün 1914 yılında belirttiği “fikrin gücü” kavramı, günümüz
modern yönetim anlayışına 100 yıllık bir
aradan sonra, örgüt kültürünün insan
odaklı ve insanların fikirlerine önem
veren şekilde oluşturulması gerektiği
şeklinde bir kez daha damgasını vurmuştur.
Günümüzde kalıcı rekabet üstünlüğü
için ön koşul; olağanüstü, değerli,
esnek, sürekli kendini geliştiren, değişime açık, bilgi üreten ve paylaşan insan
kaynaklarına sahip olmak ve yönetmektir. Başarılı bir işletmede İKY çalışanları
motive etmeli, eğitmeli, geliştirmeli,
ödüllendirmeli, başarı için gelişimden
yararlanmalıdır.
Yenilikçi düşünce sistemine sahip olmak,
bununla beraber değer yaratmak, yeni
ürün geliştirme, satış, pazarlama, üretim
ya da müşteri ilişkilerinde fark yaratmak,
verimliliği artırmak, maliyetleri düşürmek
ya da takım çalışmasını güçlendirmek
gibi kritik unsurların temelinde “yetenek”
bulunmaktadır. Bu nedenle insan kaynaklarında yeteneklerin etkin bir şekilde
kullanılmasını sağlayan “yetenek yönetimi” kavramı ortaya çıkmaktadır.
İşletmelerin başarı sağlamasında anahtar role sahip İnsan Kaynakları; persone-
sayı 6 ocak 2015
kurumsal kimliğimiz
lin işe alımı, eğitilmesi, geliştirilmesi ve
yeteneklerinden uygun bir şekilde yararlanılması sürecini kapsayan “yetenek yönetimi” kavramı bugün İKY’de temel
başarı faktörü haline gelmiştir.
şekilde şekillendirmişlerdir.
Sürekli gelişimin devamını sağlamak için;
şirket içi eğitimi en önemli stratejik hedef
olarak belirlemişler, çalışanların fiziksel,
zihinsel ve duygusal deneyimlerinin toplamını ve aynı zamanda orada çalışmayı
düşünen adayların yaşamayı umdukları
deneyimini markanın yaydığı sadakat,
verimlilik ve gurur duygusu ile birleştirmişlerdir.
Çalışanların yeteneklerini keşfederek,
bunu zincirin halkaları gibi görüp, birleştirmek, sinerji yaratmak gerekmektedir. Yeni yeteneklerin işletmeye çekilmesinin yanında, yetenekleri kullanılmayan, keşfedilmemiş olan çalışanların da
görülmesi ve işletmede tutulması gerekmektedir.
Globalleşen dünyada bir taraftan işsizlik
büyürken bir taraftansa şirketlerin yetenekli çalışanlara ulaşması zorlaşmaktadır.
Çünkü, bu çalışanlar dünyanın her yerinde iş bulabilmektedirler. Gerçek değeri yaratan en iyi çalışanları bulmak ve
bu çalışanları elde tutup geliştirmek
İnsan Kaynakları’nın (İK) en önemli görevleri olmuştur.
“Yetenek” kelimesi, iş yaşamı söz konusu
olduğunda işletmeler için gerçekten
önemli bir kaynak haline dönüşmektedir. Yetenek aynı anda başarı, beceri, liderlik, pratiklik, yaratıcılık ve zamanı iyi
kullanabilme gibi özellikleri içeren bir
kavramdır.
Yetenek yönetiminde sorulması gereken
temel sorular; “Çalışanım hangi işi daha
iyi yapmaktadır?”, “Çalışanım hangi işi
yapmaktan zevk almaktadır?”, “İşletmede yapılması gereken işler nelerdir?”
şeklindedir. Yetenek yönetimi; işletmenin ihtiyaçları doğrultusunda doğru çalışanların, doğru zamanda, doğru
işlerde, doğru uygulamaları yapabilmelerini sağlamaktır.
Yetenekli çalışanların sahiplenilmesi için;
psikolojik sözleşmenin (yani çalışanın işletmeden beklentilerinin) değiştiğinin
kabul edilmesi, yetenekli çalışanların işletmeye çekilmesi ve işletmede tutulması konusunun üst yönetimin önceliği
haline getirilmesi, işletmenin pazarda
çekiciliğini artıracak politika ve uygulamaların başlatılması, çalışanların kazandığı bir ortam yaratılması, insan
kaynakları yöneticilerinin rollerinin yeniden tanımlanması, işletmenin kendi yetenek havuzunu oluşturması, başarının
kıskanılması yerine ödüllendirilmesi veya
başarılı personelin sahiplenilmesi ile hep
ben diyen kibir veya egoları yüksek erişilmez yöneticilerden vazgeçilmesi gerekmektedir.
Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının sağlanmasında “liderlik” anahtar rol oynamaktadır. İş yaşamına giren yeni kuşakları yönetmek için, yeni bir liderlik yaklaşımı tanımlamak gerekmektedir.
Yeni liderlikte hiyerarşik yapı değil, bilgiye dayalı bir yönetim anlayışı geliştirilmelidir. Okullarda verilen eğitim, tek
başına şirketler için yetersiz olmakta ve
şirketler kendi kadrolarını yetiştirmek ve
sürekli gelişimlerini sağlamak için kendi
eğitim sistemlerini kurmaktadırlar.
Beş yıl önce sadece şirket markası kavramı varken, günümüzde işveren markası yaratmak, işverenlerle yetenekli
çalışanların buluşması için en önemli
araç haline gelmiştir.
Şirketin itibarını, kültürünü, vizyonunu,
şirket hakkındaki olumlu-olumsuz tüm
haberleri, kulaktan kulağa yayılan görüşleri, işveren markasının rakipleriyle kıyaslanmasını, web sitesi ya da e-posta
yoluyla yapılan iş başvurularını, mülakatları, adayın çalışanlarla görüşmesini ve
işyerini gezmesini, şirketin ürünlerini,
hizmetlerini kullanmayı, müşteri hizmetlerine başvurmayı da içeren geniş bir listeyi yönetmek için “İşveren Markası
Yönetim Sistemi”ni kurmuşlardır.
Engin semaların görünmez kartalı, roket
ve füzeleri üreten Roketsan; iş yaşamındaki ve İnsan Kaynakları alanındaki
bütün bu gelişmelerin farkında olarak,
süreçlerini bu çerçevede yapılandırmaktadır.
Sonuç olarak; doğru insanları, uygun işlerde ve doğru zamanda, mutlu bir yaşantı sürdürerek çalıştırmış olan şirketler
büyümüş ve dünyada marka olmuşlardır. Bu başarının temeli; paylaşımcı, bilgiye saygılı, ben değil biz diyen, ekip
ruhuna sahip, egolarını yenmiş, insana
ve sevgiye değer veren, alçak gönüllü
insan merkezli yöneticilerdir.
“İnsanı Yönetmek;
ona sevgi ile yaklaşmak
Dünyanın her yerinde, yetenekli çalışan- ve onu değerli kılmak
ların aranmakta olduğunun fark edil- suretiyle belirlenen
mesi üzerine, İşveren Markası yaratma hedeflere ulaşmaktır.”
çalışmalarına başlanılmıştır.
Başarılı şirketler, öncelikle dünyanın en
iyi yeteneklerinin nasıl bir çalışma ortamı
istediğini, iş yaşamından neler beklediklerini araştırmışlar, sonra iş ortamını bu
Zafer ÇAMLICA
Tümgeneral (E)
Yönetim Kurulu Başkanı Vekili
9
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
lazer umtas
2012 yılı başında Roketsan
öz kaynakları ile
geliştirilmeye başlanan
LAZER UMTAS, havadan
karaya/denize, atış öncesi
ve atış sonrası kilitlenebilen
yarı-aktif lazer güdümlü,
uzun menzilli (8 km)
tanksavar füze sistemidir.
Füze taarruz helikopterlerinden ve kara
araçlarından gece/gündüz atılabilmekte
ve kullanılan harp başlığına göre; anamuharebe tankı, zırhlı personel taşıyıcı,
kamyon, arazi aracı, hafif korugan,
siper, bina, alçak irtifada hover yapan
helikopterler ve deniz hedeflerine karşı
kullanılabilmektedir. 2014 yılı son çeyreği itibariyle LAZER UMTAS öz kaynak
projesi kalifikasyon sürecine başlamıştır.
Projenin geldiği olgunluk seviyesi ile füzenin farklı platform alternatiflerine entegrasyon çalışmaları hız kazanmış
bulunmaktadır. Füzenin kullanım ve
performans özellikleri dikkate alındığında, platform alternatiflerden bir tanesi olarak Dz.K.K.lığı envanterinde
bulunan S70-B Seahawk helikopteri ön
plana çıkmaktadır.
10
Dz.K.K.lığının kararları ve direktifleri doğrultusunda 2014 yılı ilk çeyreğinde başlatılan çalışmalar 16 Eylül 2014 tarihinde
ilk meyvesini vermiş ve S70-B Seahawk
helikopterinden LAZER UMTAS füzesi
gösterim atışı başarıyla sonuçlanmıştır.
Gösterim Atışı Entegrasyon Süreci
Mevcut durumda S70-B Seahawk helikopterleri, üzerlerine entegre edilmiş
Şekil 1: S70-B Seahawk Helikopteri (Fotoğraf: www.sikorsky.com)
Şekil 2: LAZER UMTAS Fü ze Ateşleme Sistemi
Hellfire füzeleri ile kullanılmaktadır. Hellfire füzesi yarı-aktif lazer arayıcı başlığa
sahip havadan karaya/denize kullanılan
lazer güdümlü bir füze sistemidir. İki füze
arasındaki teknolojik benzerlik LAZER
UMTAS füzesinin Hellfire füze sisteminin
Milli alternatifi olmasını sağlamıştır.
Gösterim atışı çalışmalarına yönelik Roketsan öz kaynakları kullanılarak S70-B
helikopterine stand-alone bir entegrasyon çalışması yürültülmüştür. Bu entegrasyon faaliyeti kapsamında gösterim
atışına yönelik asgari ihtiyaçlar belirlenmiş ve bu ihtiyaçlardan hareketle Roketsan koordinasyonunda S70-B helikopteri ile uyumlu Füze Ateşleme Sistemi geliştirilmiştir. Tasarlanan Füze Ateşleme
Sistemi (FAS), helikopter kokpitine takılarak pilotlara atış esnasında füzenin ve füzeyi taşıyan lançerin bilgilerini iletmiştir.
FAS, S70-B helikopteri ile asgari ölçüde
arayüzü olacak şekilde tasarlanmış olup
helikopterden güç gereksinimi haricinde
helikopterin herhangi bir aviyoniği ile bir
arayüz gereksinimi bulunmamaktadır.
Böylelikle entegrasyon faaliyeti çok kısa
bir sürede sorunsuz olarak yapılabilmiştir. Entegrasyon süreci elektriksel entegrasyon ve FAS enstelasyonu olmak
üzere iki safhalı bir süreçte ele alınmıştır.
İlk safhada kablaj tasarımı, üretimi ve
enstelasyonu faaliyetleri gerçekleştirilmiştir. Bu kapsamda helikopterden sağlanacak güç ihtiyacının alınacağı noktalar
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
tespit edilmiştir. Tespit edilen noktalar ile
FAS ve lançer arasında kullanılacak kablaj tasarımlanarak ürettirilmiştir. Aynı
kablaj üzerinde lançer bilgilerini taşıyacak seri haberleşme için kullanılacak kablolar da yer almıştır.
İkinci safhada ise FAS enstelasyonu faaliyeti gerçekleştirilmiştir. Bu faaliyet sırasında kullanıcı görüşleri ön planda
tutulmuştur. Bu kapsamda kullanıcının
erişim mesafesi ve insan-makine arayüzü
temel isterleri göz önünde bulundurularak pedestal üzerindeki yer alternatifleri
arasında seçim yapılmıştır. Pedestal bu
doğrultuda gösterim atışı için modifiye
edilmiştir.
Entegrasyon çalışmaları sonunda sistem
MIL-STD-464A’ya uygun olarak testlerden geçirilmiş ve sistemin gösterim atışı
öncesinde helikoptere uyumlu olduğu
gösterilmiştir.
Şekil 3: LUMTAS Ateşleme Anı
Gösterim Atışı
Gösterim atışı kapsamında 4 km mesafedeki hedefe deniz seviyesinden 200 m
yükseklikten bir atış senaryosunun gerçekleştirilmesi planlanmıştır. Senaryo
kapsamında hedef TCG Ödev gemisi ile
düşük süratle deniz üzerinde çekilmiştir.
Senaryo oyuncularının pozisyon almalarını müteakip S70-B helikopterinden hedefe lazer aydınlatma yapılarak füze
ateşlenmiştir.
Füze, lazer ile aydınlatma yapılan hedefi
sahip olduğu güdüm algoritmalarıyla
takip etmiş ve başarıyla vurmuştur.
Şekil 4: LAZER UMTAS Vuruş Anı
LAZER UMTAS Gösterim Atışı faaliyeti ile
Dz.K.K.lığı envaterinde bulunan bir helikopterden ilk Milli füze denemesi başarıyla sonuçlanmış ve ileride olası
entegrasyon faaliyeti öncesinde LAZER
UMTAS sistemine varolan güveni artırmıştır.
11
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
LAZER UMTAS Sistemi
2014 yılı itibariyle LAZER UMTAS füzesi
kalifikasyon sürecine girmiştir. Kalifikasyon sürecini müteakip ilk seri üretim kafilesinin 2015 yılı içerisinde üretilmesi
hedeflenmektedir.
Şekil 6: LAZER UMTAS
Dz.K.K.lığı Personeli ve LAZER UMTAS Teknik Ekibi
12
LAZER UMTAS sahip olduğu arayıcı başlığın geniş görüş açısı ve yüksek algılama
kapasitesi sayesinde geniş bir kullanım
kapasitesine sahiptir. Füze, NATO standartlarına uygun işaretleyicilerle çalışacak şekilde tasarlanmış olup, kullanılan
lazer kodunun operasyon esnasında ve
atış öncesinde değiştirilmesi mümkündür. Lazer işaretleme, füzenin atılacağı
platformdan yapılabileceği gibi, operasyon koşullarına bağlı olarak yer birlikleri
ya da insansız hava araçları dahil olmak
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
üzere atıcı platform haricindeki hava birlikleri tarafından da yapılabilecektir. Her
iki durumda da füze, atış anından dalış
anına kadar ara safha güdüm yapmakta, dalış noktası füze tarafından hesaplanmakta ve hedefin etkin bir şekilde
vurulması sağlanmaktadır. Bütün bunlara ek olarak füze, hedeflerin karşı tedbir ataklarına karşı son güncel noktaya
güdüm algortimalarına sahiptir. Siste-
min tasarımında kullanım basitliği ön
planda tutulmuştur. Füzeyi kullanım süresi içerisinde atış doğrultusuna yöneltip
ateşlemek yeterlidir. LAZER UMTAS, 500
m’den 8 km menzildeki hedeflere karşı
etkindir. Bu süre içerisinde sistem, Atış
Öncesi Kilitlenme (AÖK) ve Atış Sonrası
Kilitlenme (ASK) olmak üzere iki farklı atış
tipi ile kullanılabilmektedir.
Mustafa ÖZDEMİR
Taktik Füze Sistemleri
Mühendislik Direktörlüğü
Uzman Mühendis
Osman SARIIŞIK
Taktik Füze Sistemleri
Programlar Direktörlüğü
Uzman Mühendis
Güneş AYDIN
Tablo 1: LAZER UMTAS Teknik Özellikleri
Taktik Füze Sistemleri
Mühendislik Direktörlüğü
Kıdemli Uzman Mühendis
13
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
mems ataletsel ölçüm biriminin
hata parametrelerinin kestirimi
Giriş
Ataletsel ölçüm birimlerinin ana bileşenleri olan dönüölçer ve ivmeölçerler gelişen teknoloji sayesinde günümüzde
çok sayıda ve düşük maliyetle üretilebilmektedir [1]. Bu sayede ataletsel ölçüm
birimlerinin kullanıldığı platform sayısı
günden güne artmaktadır. Bazı durumlarda, platformların gereksinimlerine
göre ivmeölçerler ve dönüölçerlerin
üretimden çıkan ham durumları başarım gereksinimlerini karşılamayabilir. Bu
nedenle, ataletsel ölçüm birimlerinin
performansını artırmak amacıyla hata
telafi algoritmaları gündeme gelmiş ve
çok çeşitli algoritmalar tasarlanmıştır. Bu
makalede, tanksavar füzeleri için geliştirilen MEMS ataletsel algılayıcıların deterministik hatalarını belirlemek için dönü
tablası kullanılarak gerçekleştirilen statik
pozisyon testi, dinamik kalibrasyon testi
ve bu test verilerinden hataların nasıl
hesaplandığı anlatılmaktadır.
Teori
Ataletsel algılayıcılar için sahip oldukları
hataları modelleyen ölçüm denklemleri
belirlenmiştir [1]. Bu ölçüm denklemleri
hem deterministik hem de olasılıksal hataları içermektedir. AÖB içerisinde üç
eksene yerleştirilen ivmeölçer ve dönüölçerler için oluşturulan hata modelleri
[1] ve [2]’de verilmiştir.
Ölçüm denklemleri içerisinde yer alan
orantı katsayısı hatası, sabit kayma hatası ve eksenel kaçıklık hatası sensörlerin
sahip olduğu deterministik hataları temsil ederken, orantı katsayısı hatası kararsızlığı ile sabit kayma hatası kararsızlığı
olasılıksal hataları temsil etmektedir.
14
Şekil 1: Tanksavar Füzeleri için Geliştirilen Ataletsel Ölçüm Birimi
AÖB'lerin istenen başarım isterlerine
ulaşması bu hataların kestirilerek elde
edilen algılayıcı ölçümlerinden çıkarılması ile sağlanmaktadır.
Bu nedenle çeşitli test yöntemleri ve
hata kestirim algoritmaları tasarlanmıştır. Deterministik hataların kestirimi laboratuvar ortamında gerçekleştirilen
testler ve bu testler sırasında toplanan
verilerin en küçük kareler yöntemi kullanılarak işlenmesi ile yapılmaktadır; Laboratuvarda dönü tablası, uçuş hareket
benzetimcisi gibi çeşitli cihazlar kullanılarak çoklu pozisyon statik testleri ve
çoklu hız dinamik testleri gerçekleştirilir.
Böylece değişik ivme ve açısal hız al-
Şekil 2: İvmeölçer Statik Test Ölçümleri
tında ivmeölçer ve dönüölçer davranışları incelenir.
İvmeölçer hatalarının ve dönüölçer
sabit kayma hatasının belirlenmesi için
her eksende dokuz farklı ivme değerinde, üç eksende toplam 27 farklı ivme
değerinde veri toplanarak statik test
(çoklu pozisyon testi) gerçekleştirilir. Bu
test sırasında 1g ile -1g arasındaki ivme
değerleri taranır. Bunun yanı sıra dönüölçer orantı katsayısı ve eksenel kaçıklık
hatalarının belirlenebilmesi için pozitif
ve negatif dönü değerleri ile her eksende 20, üç eksende toplamda 60
farklı dönü (açısal hız) değerinde veri
toplanarak çoklu hız dinamik testler
Şekil 3: Dönüölçer Dinamik Test Ölçümleri
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
Derya ÜNSAL
Taktik Füze Sistemleri
Mühendislik Direktörlüğü
Kıdemli Uzman Mühendis
Şekil 4: İyileştirilmiş AÖB Verisi
(çoklu hız testi) gerçekleştirilir (Dönüölçerin ölçüm aralığı genişliğine göre dinamik testin durum sayısı değişiklik
gösterebilmektedir).
Temel olarak, hata denklemlerinin gerçek ivme ve dönü değerlerini elde edecek şekilde düzenlenmesi ile oluşturulan
hata telafi algoritmaları içerisinde kestirilen hata parametrelerinin kullanılması
ile deterministik hataların düzeltmesi yapılır. Gerçekleştirilen deneysel çalışmada
deterministik hataların kestirimi ve telafisi ile dönüölçer başarımlarında %95
oranında, ivmeölçer başarımlarında ise
%99 oranında iyileştirme sağlanabildiği
gözlemlenmiştir.
Sonuç
releme yöntemi ile telafi edilebileceği belirtilebilir. Sonuç olarak, ataletsel ölçüm birimlerinin üretim sonrası kalibrasyonlarının
yapılması ile birlikte istenen başarım kriterlerine ulaşılabileceği böylece kullanım
alanlarının genişletilebileceği belirlenmiştir.
Referanslar
[1] D.H. Titterton, J.L. Weston, Strapdown Inertial Navigation Technology,
American Institute of Aeronautics and
Astronautics, 2004
[2] Aggarwal, P., Syed Z., El-Sheimy
N., Noureldin A. MEMS Based Inertial
Navigation, 2010,
[3] El-Diasty, M., Pagiatakis S., “Calibration and Stochastic Modelling of Inertial Navigation Sensor”
Uğur KAYASAL
Taktik Füze Sistemleri
Mühendislik Direktörlüğü
Yönetici Mühendis
Deterministik hata telafisinin AÖB performansını artırmak için önemli bir yer tutması ile birlikte olasılıksal hataların kestirimi
ve telafi edilmesi ile birlikte düşük maliyetle
üretilen ataletsel ölçüm biriminlerinin
uzun süreli seyrüsefer çözümlerinde kullanımı artırılabilecektir. Bununla birlikte olasılıksal hataların gerçek zamanlı olarak
kestirimi ve telafisi ile AÖB performansı
maksimum düzeye ulaşabilecektir. Bunun
dışında algılayıcı gürültüsü etkisini de filt-
15
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
tasarımda 6 sigma
Kârlılık, bir işletme için en
önemli başarı faktörlerinden
biridir.
“Kâr = Satış - Maliyet” temel prensibiyle,
yüksek kârlılık için etkili satış sonuçlarının
yanında düşük maliyet ile yüksek kaliteli
ürün ve hizmet sunmak da gereklidir.
Bundan dolayı başarılı organizasyonların
ortak özelliği yüksek satış kapasitelerinin
yanında tüm operasyonlarında düşük
maliyet ve yüksek verimlilik hedeflemeleridir. Birçok global aktörün bulunduğu
ve yüksek rekabetin yaşandığı savunma
sektöründe yüksek satış rakamlarına ulaşabilmek, teknolojik olarak rekabetçi ve
yüksek kaliteli ürünleri, düşük fiyatlar ile
pazara sunabilmeye veya pazara erken
girmeye bağlıdır.
Global savunma sektöründe sürekli yükseliş grafiğini sürdüren Roketsan, sürekli
güçlü ve teknolojik ürünler geliştirmekte
ve bunun yanında tüm operasyonlarında süreç mükemmelliğini hedefleyerek ürün ve hizmet maliyetlerini sürekli
düşürmektedir. Roketsan süreç mükemmellik çalışmaları, üst yönetimin koyduğu hedefler doğrultusunda, Ürün ve
Süreç Kalitesi Direktörlüğü koordinasyonunda üretim, entegrasyon ve tasarım
başta olmak üzere tüm operasyonel ve
yönetsel süreçlerimizde Yalın 6 Sigma
yöntemleri kullanılarak yürütülmektedir.
Son beş yıl içinde 100’ün üzerinde iyileştirme projesi gerçekleştirilmiş, 500’e
yakın personelimiz Yalın 6 Sigma eğitimleri almıştır. Çalışmalar sonucu önemli
miktarda maddi kazanım elde edilmiş,
bununla beraber parasal olarak ifade
edilemeyen kritik “know-how” kazanılmıştır. Yetişmiş ve bilinçlenmiş insan kaynağımız ile bu kazanımlar katlanarak
devam etmektedir.
Yalın 6 Sigma yöntemi dünyaca etkinliğini kanıtlamış, çok çeşitli sektörlerde uygulamaları olan bir sürekli iyileştirme
16
metodolojisidir. Mevcut ve elde edilebilir
her türlü veriyi aşamalı şekilde kullanarak, iyileştirmeleri sistematik hale getirmeyi hedefleyen proje odaklı bir ekip
çalışmasıdır. İçeriğindeki TÖAİK (tanımlama, ölçme, analiz, iyileştirme, kontrol)
modelindeki birçok istatistiksel ve matematiksel yaklaşım ile sezgisel ve tecrübeye dayalı yaklaşımların çok ötesine
ulaşarak optimum sonuçları elde etmeye
yardımcı olmaktadır. Şekil 1’de görüldüğü gibi amaç en iyi iş sonuçlarına
ulaşmak ise (üst dallardaki olgun meyveler) Yalın 6 Sigma yöntemleri bunu hedeflemektedir.
Literatürdeki araştırmalar bir ürünün
veya sürecin maliyetinin %80’inin tasarım aşamasında oluştuğunu göstermektedir [1]. Roketsan’da geçmiş yıllarda
gerçekleştirilen seri üretim aşamasına
geçmiş bir ürün ile ilgili maliyet azaltmayı
amaçlayan Yalın 6 Sigma çalışmasında,
kurgulanan iyileştirmelerin tasarım aşamasında devreye alınması halinde %30
civarında bir kazanım sağlama potansiyeli olduğu görülmüştür. Fakat iyileştirmenin
seri
üretim
aşamasında
uygulamaya alınması sebebiyle, sadece
%4’lük sınırlı bir maliyet kazanımı elde
edilebileceği tecrübe edilmiştir.
Yalın 6 Sigma yöntemleri kullanımı ile
süreç iyileştirme ve optimizasyon hususlarında etkili sonuçlar elde edilse de, Şekil
1’de görülen en yüksek olgunluk seviyesine ulaşabilmek için Tasarımda 6 Sigma
(Design for Six Sigma (DFSS)) yöntemlerinin kullanılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Tasarımda 6 Sigma,
Design for Six Sigma (DFSS)
Tasarımda 6 Sigma (DFSS), bir ürün veya
sürecin ömür döngüsünde meydana
gelebilecek maliyetleri, hataları ve başarısızlık risklerini tasarım aşamasında öngörmeyi hedefleyen bir yöntemdir.
“Yangın söndürme” yaklaşımı yerine
“yangın önleme” yaklaşımını ve ilk seferde doğru tasarım yaklaşımını benimser. Yalın 6 Sigma yöntemleri daha çok
problemin tespiti ve çözümüne odaklı
iken, DFSS, problemin başlangıçtan önlenmesini hedefleyen proaktif bir yaklaşımdır.
Aşağıdaki durumlarda DFSS uygulanması gereklidir:
- Tamamen yeni bir ürün veya süreç geliştirmek isteniyorsa
- Mevcut ürün veya süreçte yapılan iyileştirmeler müşteri beklentisini karşılamakta yetersiz kalıyorsa
- Bir ürün veya süreçte kısmî değil, kap-
Şekil 1: Süreç İyileştirme Yöntemleri Olgunluk Seviyeleri
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
ve değerlendirilmesi.
D - Tasarım (Design): Süreç ve ürün detaylarının tasarlanması, optimize edilmesi
ve test edilmesi.
V - Doğrulama (Verify): Seçilen tasarım
alternatifinin pilot denemeler ile doğrulanması, yeni sürecin uygulanması ve izlenmesi.
Şekil 2: Ürün Döngüsünde Yapılan İyileştirmelerin Etki-Maliyet İlişkisi
samlı bir iyileştirme yapılması isteniyorsa.
Şekil 2’den görülebileceği gibi ürün döngüsünün başlangıç aşamalarında yapılan iyileştirme faaliyetleri hem yüksek
etkiye sahip hem de düşük maliyetle gerçekleştirilebilirken, ürün döngüsünün
ilerleyen aşamalarında yapılacak bir iyileştirme faaliyeti hem yüksek maliyetli olmakta hem de performansa etkisi düşük
seviyede gerçekleşmektedir [2]. Maliyet
etkin ve pazarda rekabetçi ürünlere
sahip olmak için tasarım dönemine
odaklanılması gerekmektedir. Yalın 6
Sigma yöntemleri ürün ve süreç devreye
alındıktan sonra verilerin oluşması ile
daha başarılı sonuçlar elde ederken, tasarım ve geliştirme aşamalarında DFSS
çok daha etkili sonuçlar sağlamaktadır
(Şekil 3).
Bu doğrultuda Roketsan’da tasarımın ele
alınış şeklini değiştirmeye yönelik iki ana
değişim alanı belirlenmiştir; birincisi tasarımın kalbi olan yaratıcılığı artırmak, diğeri ise ilk seferde doğru tasarıma
Şekil 3: Farklı Aşamalarda 6 Sigma Kullanımı
ulaşmaktır. Tasarım döneminde 6 Sigma
yöntemlerinin kullanımının, şirketlerde
tasarım sonrası süreç iyileştirme uygulamalarına göre Tablo 1’de verilen temel
farkları yarattığı görülmüştür. Tasarımda
6 Sigma yöntemlerinin proaktif çözüm
yaklaşımı olan ilk seferde doğru hedefi
ile; yeni ürün, servis ve süreçlerde uygulanıyor olması ise yaratıcılığı artırmaya yönelik hedef ile birebir örtüşmektedir.
DFSS Metodolojisi
DFSS metodolojisi yeni bir ürün veya
süreç geliştirme hedefiyle Yalın 6 Sigma
yöntemindeki TÖAİK modeline benzer
beş aşamalı DMADV (define, measure,
analyze, design, verify) proje yönetim sistematiği kullanmaktadır. Her aşamada
beklenenler aşağıda özetlenmiştir.
D - Tanımlama (Define): Süreç ve tasarım
hedeflerinin tanımlanması.
M - Ölçme (Measure): Sürecin veya ürünün kalite kritiği (critical to quality) hususlarının ölçülmesi ve tanımlanması
(riskler ve üretilebilirlik dahil).
A - Analiz (Analyze): En iyi tasarımın belirlenmesi için alternatiflerin belirlenmesi
DFSS çalışmaları belirlenen amaç için
oluşturulmuş ekipler ile belirlenen hedef
ve süre içinde proje yönetim mantığı ile
gerçekleştirilmektedir. DFSS metodolojisi
içinde Yalın 6 Sigma yönteminden farklı
olarak Kalite Fonksiyon Göçerimi (Quality
Function Deployment (QFD)), Yaratıcı
Problem Çözme Modeli (TRIZ), Pugh
Matrisi, Hata Türü ve Etki Analizi (FMEA),
Deney Tasarımı (DOE), Design for “X”
gibi araçlar daha yoğun kullanılmaktadır.
Roketsan DFSS Uygulamaları
Aşağıdaki paragraflarda Roketsan bünyesinde farklı alanlarda gerçekleştirilen
Tasarımda 6 Sigma çalışma örnekleri verilmiştir.
İlk Seferde Doğru Tasarım
İlk seferde doğru tasarım oranını artırma
projesi sürekli iyileşme kültürünü tasarımda yerleştirmeye yönelik belirlenmiş
ana hedeflerden biridir. Bu hedefin
anahtar performans ölçütü (Key Performance Indicator (KPI)) yıllık verilen değişiklik isterinin, çıkarılan teknik resim
sayısına oranı olarak belirlenmiştir. Bu
kapsamda mühendislik değişiklik isteği
kayıtları (Engineering Change Order
(ECO)) değişikliğe sebep olan metriklere
göre gruplandırılmış ve en yüksek değişiklik emri verilmesine sebep olan metrikte süreç iyileştirme çalışmaları
Tablo 1: Tasarım Öncesi ve Sonrası İyileştirme Faaliyetleri Farkları
17
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
sürdürülmüştür. Ölçme aşamasında
proje sonucunda bir adam x yıl işçilik kazanımı sağlanması beklenmektedir. Tasarım aşamasında ise Ürün Yaşam
Döngüsü Yönetimi (Product Life-Cycle
Management (PLM)) sisteminin kazandırdığı yeteneklerin hataları engelleyecek
şekilde kullanılması, süreçlerin yeniden
yapılandırılması ve ölçülmesi ile kullanıcı
eğitimlerinin hazırlanması yönünde çalışmalar sürdürülmektedir.
Mühendislik değişiklik sayısının Şekil 4’te
gösterildiği gibi tasarımın başında tepe
yaptıktan sonra doğrulama aşamasında
azalması ve kalifikasyon sonrası minimum seviyede olması beklenmektedir
[3]. İlk seferde doğru hedefi her yıl tekrar
edecek bir hedef olarak belirlenmiştir. Bu
çalışma kapsamında belirlenen diğer
ECO metrikleri için gelecek yıllarda QFD
araçlarının kullanılmasının daha uygun
olacağı değerlendirilmiş ve bu yönde alt
yapı hazırlıkları başlatılmıştır.
DFX (Design For X - X’e Göre Tasarım)
yaklaşımı Tasarımda 6 Sigma yöntemlerinin arasında gösterilen faydalı bir araçtır. Burada belirtilen “X” değişkeni ifade
etmektedir ve bu değişken üretilebilirlik,
montaj yapılabilirlik, maliyet, güvenilirlik,
bakım yapılabilirlik, test edilebilirlik, ergonomi vb. şeklinde tasarıma girdi sağlayan tüm isterleri kapsamaktadır. Bu
isterler, müşteri tarafından belirtilmese
de ürünün üretim, kullanım, bakım ve
hatta imha (ya da geri dönüşüm) aşamalarını dikkate alarak tasarımı detaylandırmak için türetilen isterlerdir. DFX
yaklaşımının henüz kavramsal tasarım
aşamasındayken dikkate alınması ve tasarımın detaylandırması ürün ve üretim
maliyetlerini düşürecek, ürün kalitesini ve
müşteri memnuniyetini artıracaktır. Bu
yaklaşımlar tecrübeden bağımsız olarak
yapılandırılmış bir şekilde tasarımı yönlendirdiği için ilk seferde doğru tasarım anlayışını yerleştirmekte oldukça etkili
olmaktadır.
Design for “X” şirketlerin geçmiş tecrübeleri ile gelişen bilgi havuzu olduğu için
şirketler tarafından gizli statüsünde korunmakta ve açık kaynaklarda çoğunlukla üretim ve montaj alanlarında temel
bilgiler paylaşılmaktadır. Roketsan bu
kapsamda kendi Design for “X” veri bankasını oluşturmaya yönelik çalışmaları da
başlatmıştır.
İlk seferde doğru hedefine yönelik bugüne kadar elde edilen tecrübeler doğrultusunda maliyet ve tedarik sürelerinde
etkili üretim toleranslarının belirlenmesi
ve kalite kontrol faaliyetlerinin belirlenmesi konularında da alt yeşil kuşak projeleri belirlenmiştir.
Üretilebilirlik İçin Toleranslandırma
Toleranslandırma, üretilebilirliği doğrudan etkileyen unsurlardan biri olduğu
için maliyette etkili bir tasarım kararıdır.
Üretim limitlerini dikkate almadan yapılan en kötü durum toleranslandırması tasarımcıların üretimle ilgili tecrübe eksikliği
veya tasarımlarını güvenli tarafta tutma
isteğinden kaynaklanabilmektedir. Bu çalışmada amaç toleranslandırmanın tecrübeden bağımsız olarak uygulanmasını
sağlamak ve alt yüklenicilerin de bu yönteme uygun olarak çalışması için geliştirilmesini hedeflemektedir. Roketsan
Tasarımda 6 Sigma yöntemlerini kullanarak kendi süreçlerini iyileştirmenin yanında ülke gelişimini desteklemek için alt
yüklenicilerinin de teknoloji seviyesini artırmayı kendine görev edinmiştir.
Tasarımda 6 Sigma Kullanarak
Muayene Seviyelerinin Belirlenmesi
Şekil 4: QFD Kullanımına Göre Mühendislik
Değişiklik Adedi Değişimi
18
Tahribatsız Muayene Seviyelerinin Belirlenmesi Projesi’nde muayene kriterlerinin tanımlanmasında standardizasyon
getirmeye yönelik alt yapı oluşturulması
amaçlanmıştır. Proje kapsamında mevcut projelerdeki tahribatsız muayene tanımlanan parçaların muayene sonuçları
çıkarılarak istatistiksel olarak incelenmiş
ve testlerin malî etkisi belirlenmiştir. Roketsan’ın geliştirdiği ürünlerdeki yüksek
güvenilirlik isterinin tasarımcıların tahribatsız muayene isterlerini gereğinden
sıkı belirleyerek, seri imalat döneminde
ciddi maliyet artışına sebep olduğu durumlar tespit edilmiştir. Bu çalışma ile maliyetlerde düşüş sağlanmasının yanında
çevrim sürelerinin düşürülmesi ve ilk seferde doğru tasarım oranının artmasının
sağlanması beklenmektedir.
Yakıt Tasarımı ve Performans
Optimizasyonu
Yakıt yanma ve performans çıktılarını optimize edebilmek amacıyla Operasyonlar
ve Enerjik Sistemler (OES) Grup Başkanlığı bünyesinde sürekli olarak tasarım iyileştirme çalışmaları gerçekleştirilmektedir.
Bu çalışmalardan biri olarak, Deney Tasarımı (DOE) yöntemlerinin uygulanması
ile az dumanlı düşük yanma hızlı yakıt
tiplerinin viskozite ve yanma hızını etkileyen parametreleri araştırılmış ve bu parametreler optimize edilerek en uygun
tasarım koşulları belirlenmiştir. Bu çalışma sayesinde hem yakıt doğrulama
(check-out) çalışmalarının azaltılması ile
işçilik ve zaman tasarrufu hem de seri
üretimde yanma hızı limitlerinin ihlal edilmesine bağlı hataların tasarım aşamasında engellenmesi sağlanmıştır.
Yaratıcı Tasarım
Tasarımda 6 Sigma, her ne kadar sınırları
net bir şekilde tanımlanmış bir süreç olarak görülse de, tasarımcıların sınırsız düşünmesi için yol göstermeyi hedeflemektedir. Amaçlanan sonuç, müşteriyi memnun eden, maliyeti ve ürüne dönüşme
yolundaki aşamaları en iyileyen ürünler
tasarlamak olduğu için “yeniyi yarat” felsefesi kaçınılmaz olmaktadır. Bu nedenle,
DFSS
araçları
müşteri
beklentilerinin ötesinde fark yaratacak
detayların dikkate alınmasını sağlamaktadır. Müşteri beklentilerinin tespit edilip,
bu beklentilerin teknik olarak nasıl karşı-
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
lanacağının analiz edildiği Kalite Fonksiyon Göçerimi (QFD) kalite evlerinde,
rakip ürünlere ait özelliklerin eklenmesiyle ve “Benchmarking” çalışmalarıyla
farklı ve öne çıkan ürünler geliştirme konusunda ilk adım atılmaktadır. Bu aşamada, “Ne yaparsam fark yaratırım?”
sorusu tasarım çalışmalarından ürüne
dönüşen sürecin en başında tasarımcının farkındalığını artırmaktadır. Fark yaratmanın sadece müşteriyi memnun
edecek detaylar ekleyerek değil, bunu
yaparken maliyetleri düşürmek bilincinin
göz önünde olması gerektiği DFSS uygulamalarında vurgulanmaktadır. Yeniyi
yaratırken, FMEA ile “Nasıl bir hata ile
karşılaşırım?” bilincine sahip olmak da
ürün tasarımının daha doğru bir disiplinle ele alınmasını sağlamaktadır. Özet
olarak, DFSS araçları tasarımcının birçok
açıdan bilinçlenmesini ve yeniyi yaratarak ürün veya ürün geliştirme süreçlerinde fark yaratmasını hedeflemektedir.
Bu nedenle DFSS araçlarının tasarımcıların yaratıcılığını tetiklediği değerlendirilmektedir.
Yaratıcı tasarım geliştirme çalışmaları
kapsamındaki ilk projede Balistik Sistemler (BLS) Grup Başkanlığı bünyesinde geliştirilen hidrolik tahrik sistemlerinin,
sistem veya alt parça seviyesinde yerlileştirilmesi veya tedarik engeli olmaksızın
tasarlanması hedeflenmiştir. Kalite Fonksiyon Göçerimi (QFD) gereksinimlerde
çelişki tespit ettiğinde, Deney Tasarımı
(DOE) kullanarak eldeki sistemi optimize
etmeyi ya da Yaratıcı Problem Çözme
Modeli (TRIZ) uygulayarak yeni bir
çözüm bulmayı önermektedir. Bu çalışmada her iki yöntem de devreye alınmıştır. Hidrolik tahrik çözümleri
incelenerek alt parça bazında tedarik risk
seviyeleri çıkartılmıştır. Mevcut projelerdeki, tedariği riskli olarak belirlenen parçaların yerlileştirilmesi veya bu parçalar
kullanılmadan alternatif çözümler geliştirilmesine yönelik çalışmalar başlatılmıştır. Yürütülecek çalışma sonunda,
mevcut projelerde veya potansiyel projelerde kullanılabilecek, yurt içi (yerli)
üretim alt yapısıyla üretilebilecek çözümlerin elde edilmesi hedeflenmektedir.
Hidrolik tahrik sistemlerinde kontrol et-
kinliğinin yüksek olması sebebi ile kullanılan servovalfin yerli imkanlarla üretilebilirliğini görmeye yönelik Deney
Tasarımı projesi başlatılmıştır. Yurt içi üretim toleransları dikkate alınarak yerli servovalf
performans
seviyesinin
belirlenmesi ve bu performansın sistem
seviyesi uygunluğunun değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Ürünün yerlileştirilmesi ile ilgili projenin başlatılmasında bu
çalışmanın çıktıları destek programlarına
başvuruda da kullanılacaktır. Ülke kaynaklarını, başarısız sonuçlanma riski olan
yerlileştirme projelerinde israf etmemek
için, Roketsan kaynakları ile öncelikle yapılabilirlik etüdü yapılmakta ve bu çalışmalarda deney tasarımı çok etkili bir
araç olarak kullanılmaktadır.
Bir diğer yaratıcı tasarım projesi örneği
olarak, füze kanisterlerinin daha düşük
maliyette, daha hızlı ve atışa hazır mühimmat sayısını artırabilecek şekilde
daha hafif üretilmesi hedeflemektedir.
Proje kapsamında oluşturulan kalite
evinden çıkan çelişkiler için uygulanan
TRIZ çalışması sonucunda bağlantı sayısını düşürerek ve yük elemanlarını optimize ederek ciddi maddi kazanç
sağlanacak bir tasarım çözümü bulunmuştur. Yeni nesil kanister için şu anda
doğrulama fazına geçilmiş olup, çalışma
ile ilgili patent başvuru süreci de başlatılmıştır.
Yaratıcı tasarım geliştirme kapsamında
farklı bir örnek ise Uydu Fırlatma Sistemi
(UFS) alt sistemlerden biri olan Faydalı
Yük Kapsülü’nün (FYK) optimum ağırlık
ile tasarlanması çalışmasıdır. Uydu fırlatma aracının performansını artırmak,
daha yükseğe daha ağır bir uyduyu taşıyabilmek için FYK ağırlığının dayanım
koşullarından taviz vermeden en aza indirilmesi kritik önem taşımaktadır. Bu çalışmaların amacı, mevcut komple metalik
FYK tasarımı yerine daha hafif metal,
kompozit ya da metal/kompozit hibrit alternatifler oluşturarak performans artırımı sağlanmasıdır. Tasarımda 6 Sigma
yöntemleri kullanılarak alternatifler oluşturulup karşılaştırılacak, ölçekli modeller
üzerinden doğrulama çalışmaları devam
edecektir. Bu proje ile Roketsan’ın yeni
projeleri değerlendirildiğinde, ilk seferde
doğru tasarım maliyetten daha çok güvenliği etkilediği için adım adım doğrulama metodolojisinin de çıkarılması
hedeflenmektedir.
Özet
Roketsan’da Yalın 6 Sigma süreç iyileştirme uygulamalarının kapsamlı bir şekilde yaygınlaştırılması sonucu gelinen
noktada, tasarım süreçlerinde yapılacak
iyileştirme çalışmalarının çok etkili sonuçlar yarattığı görülmüştür. Bu doğrultuda
Tasarımda 6 Sigma çalışmalarına önem
verilmekte ve Türk savunma sanayiine
öncü olacak uygulamalar yapılmaktadır.
Referanslar
[1] Fredriksson, B. (1994), “Holistic
Systems Engineering in Product Development,” The Saab-Scania Griffin,
1994, Saab-Scania, AB, Linköping,
Sweden, Nov.
[2] Yang K., Haik B. (2003), Design for
Six Sigma, A Roadmap For Product
Development, McGraw Hill
[3] Sullivan, L.P. (1986), “Quality Function Deployment”, Quality Progress,
19(6), 39
Aslı AKGÖZ BİNGÖL
Balistik Sistemler Mühendislik
Direktörlüğü
Yönetici Mühendis
Serkan ERDURAL
Ürün ve Süreç Kalitesi
Direktörlüğü
Yönetici Mühendis
19
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
hava savunma si̇mülasyon ortamları ̇içi̇n
dağıtık mi̇mari̇ model entegrasyon alt yapısı
Taktik-Operasyonel ortamlar
silah sistemleri; hava, kara,
deniz araçları, radar
sistemleri, komuta kontrol
sistemleri gibi unsurlardan
oluşmaktadır.
Bilindiği üzere Roketsan bünyesinde,
farklı angajman yeteneklerini sağlamak
üzere çeşitli füze/silah sistemleri tasarlanarak geliştirilmektedir. Bu sistemlerin
kullanım kavramlarının oluşturulmaya
başlandığı andan itibaren angajman yetenek gereksinimleri de tanımlanmaya
başlanır. Geliştirilmekte olan ve geliştirilecek füze/silah sistemlerinin kavramsal
tasarımından doğrulamasına kadar
geçen süreçte angajman benzetimlerinin yapılabilmesi için simülasyon alt yapılarına ihtiyaç duyulmaktadır. Bu tip alt
yapıların gereksinimlerine karar verilirken Roketsan bünyesinde hali hazırda
farklı gruplar tarafından geliştirilmesi
devam eden füze sistemlerinden HİSARA, HİSAR-O, ATMACA, OMTAS, UMTAS
ve CİRİT gibi birbirinden farklı sistemlerin
benzetim analiz ortamlarına model entegrasyonlarını kolaylaştırmak için bir
arayüz standardı kullanımına karar ve-
Şekil 1: İMBF Kavramsal Tasarımı
20
rilmiştir. Bu kapsamda dünyada kullanımı hızla yaygınlaşan İşlevsel Model
Arayüzü (İMA) (Functional Mockup Interface) standardı incelenmiştir.
Dağıtık simülasyon alt yapısının kurulum aşamasında alt yapı içinde yer alan
bileşenler arasındaki haberleşme protokolü olarak bu tip uygulamalarda kullanımı yaygın olarak kabul görmüş Yüksek
Seviye Mimari (YSM) (High Level Architecture (HLA)) kullanılmasına karar verilmiştir. Yukarıda bahsi geçen model
arayüz standardı ile bu alt yapının beraber sorunsuz olarak kullanılabilmesi için
İşlevsel Model Birimi Federesi (İMBF)
(Functional Mockup Unit Federate
(FMUF)) geliştirilmiştir (Bknz: Şekil 1). Bu
çalışmanın sonunda, yüksek sadakatli
füze modellerin Roketsan bünyesinde
kurulan “Benzetim Analiz Laboratuvarı’na (BAL)” birer bileşen olarak bağlanmasına ve analiz edilmesine olanak
sağlanmıştır.
Benzetim Analiz Laboratuvarı
(BAL)
BAL, temelde tasarlanan füze/silah sisteminin angajman uzayı içindeki tüm
etmenlerin benzetimlerini yapabilir yetenektedir. Bu etmenlerin angajmanının farklı bakış açılarında benzetimleri
yapılmıştır. Bu etmenler; hedefler, karşı
tedbirler, sensörler, füzeler, platform ve
komuta kontrol sistemleri olarak sayılabilir. BAL; uzamsal, kızıl ötesi, radyo frekansı ve haberleşme bakışlarında
benzetimleri yapabilecek kabiliyete sahiptir.
BAL alt yapısı Şekil 2’de görüldüğü gibi
senaryo yaratıcı ve koşturucu, radar sistemleri, komuta kontrol sistemleri, senaryo görselleyiciler, füze ve silah
modelleri, analiz araçları gibi bileşenlerden oluşmaktadır.
BAL alt yapısında bileşenler arası bağımlılığı ortadan kaldırmak için YSM haberleşme teknolojisi kullanılmıştır. Bu
sayede herhangi bir bileşen güncellenmesinden doğabilecek sistem entegrasyon problemleri ortadan kaldırılmıştır.
Kısacası alt yapıda bulunan modeller
birbirlerinden bağımsız olarak çalışırken
sadece modeller için ihtiyaç duyulan verilerin diğer modeller tarafından ortak
kullanılan arayüz ortamına aktarılması
gerekmektedir.
İşlevsel Model Arayüzü (İMA)
İşlevsel Model Arayüzü dinamik modellerin araçtan bağımsız beraber koşturulmalarına
ve
araçtan
araca
Şekil 2: Benzetim Analiz Laboratuvarı Mimarisi
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
gajman performansı analizleri gerçekleştirilebilmektedir. Bu tip bir çalışmaya
örnek olarak tasarlanan bir senaryo, senaryo kurgulanırken dâhil edilen etmenler ve senaryo detayları aşağıda
verilmektedir.
Senaryo etmenleri en tepede mavi ve
kırmızı kuvvetler olmak üzere iki gruba
ayrılmıştır.
Şekil 3: Dinamik Modellerde İMA Kullanımı
taşınabilmelerine olanak sağlamayı hedefleyen bir standarttır. MODELISAR
isimli bir Avrupa Birliği projesi (ITEA2)
olarak geliştirilen bu arayüz standardına
Dassault Systems, Volvo, Volkswagen,
Atego Systems ve LMS gibi birçok endüstri devi destek sağlamıştır. İMA sadece farklı üreticilerin simülasyon
araçları arasında model taşınmasını sağlamayı değil, model tabanlı mühendisliğin bir adımı olarak, geliştirilen sistemin
sentezi ve doğrulanmasına yönelik döngüde yazılımın yanı sıra farklı seviyelerde
döngüde donanım simülasyonları için
de kullanılmaktadır.
Yüksek Seviye Mimari (YSM)
Yüksek Seviye Mimari, ABD Savunma
Bakanlığı (US Department of Defense)
ve Elektrik ve Elektronik Mühendisleri
Enstitüsü (Institute of Electrical and
Electronics Engineers - IEEE) tarafından
standart haline getirilmiş bir benzetim
çatısıdır. IEEE 1516 olarak numaralandırılan bu standart ile benzetimlerin bir
benzetim sistemi için tümleştirilmesi ola-
Şekil 4: Tipik YSM Federasyon Ortamı
naklı kılınmaktadır. YSM standart bir simülasyon benzetim mimarisi sunarak
dağıtık ve heterojen benzetimlerin bir
sistem içinde çalışabilmelerini sağlamaktadır. YSM uyumlu benzetimler Federe,
benzetim sistemleri de Federasyon olarak isimlendirilirler. Federasyonun çalışması ve Federelerin haberleşmeleri
Koşum Zamanı Alt Yapısı (KZA) (Runtime
Infrastructure (RI)) olarak tanımlanan bir
ara katman sayesinde olur. Veri iletimi
ise Nesne Modeli Şablonu (NMŞ) (Object Model Template (OMT)) olarak isimlendirilen bir standart veri sözlüğü
kullanılarak gerçekleşir. Bir federasyon
içinde paylaşılan sınıf ve etkileşimlerin
NMŞ uyumlu olarak tanımlandığı dosya
ise Federasyon Nesne Modeli (FNM)
(Federation Object Model (FOM)) olarak isimlendirilir.
Taktik Ortam Çalışması
Alçak ve orta irtifa hava savunma füze
modelleri, İMBF aracılığı ile BAL alt yapısına dâhil edilmiştir. Alt yapı üzerinde
taktik ortam senaryoları koşturularak an-
Kırmızı kuvvetler düşman kuvvetlerini
temsil etmektedir. Bu senaryoda kırmızı
kuvvetler olarak dört F-16 uçağı dörtlü
kol halinde mavi kuvvetlerin savunduğu
alana saldırmaktadır. Kırmızı kuvvetlerin
icra edecekleri görev adımları şu şekildedir:
- F-16’lar hedef bölgeye doğru uçuşa
başlarlar.
- Hedef bölgeye önceden belirli bir mesafe kala ikili kollar halinde sağlı ve
sollu olarak ayrılarak mühimmat bırakma irtifasına inerler.
- Hedef bölgeye önceden belirli bir mesafe kala havadan karaya mühimmatları ile savunma sistemine saldırıya
geçerler.
- Mühimmatlarını bıraktıktan sonra geri
dönüş manevrası yaparak tekrardan
geldikleri bölgeye doğru yol alırlar.
Mavi kuvvetler ise kendi operasyonel
bölgesini savunmakla yükümlü hava savunma bataryaları, radar sistemi ve komuta kontrol sisteminden oluşmaktadır.
Mavi kuvvetlerin icra edecekleri görevler
şu şekildedir:
- Radar sistemi savunma bölgesi içerisinde yer alan tehditleri tespit ederse,
komuta kontrol sistemine bildirir.
- Komuta kontrol sistemi radar sisteminden gelen tehditleri değerlendirir ve
karaya konuşlu hava savunma bataryalarına hedef atayarak ateş emri
verir.
- Hava savunma bataryaları komuta
kontrolden gelen ateş emrine göre
füzeleri hazırlar.
21
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
Yol Haritası
Şekil 5: Füzeler Havada ve Radar Hedeflere Kilitlenmiş Durumda
Hali hazırdaki İMBF entegrasyonlu BAL
alt yapısı, senaryo koşturucu (StageTM),
senaryo görselleştirici (SIMDIS ve Vega
PrimeTM), radar ve komuta kontrol modelleri, analiz ve veri kayıt yazılımı ve
İMA kullanılarak üretilmiş yüksek sadakat
seviyesindeki füze ve silah sistemi modelinden oluşmaktadır. Bu bileşenler
YSM haberleşme teknolojisi sayesinde
dağıtık olarak koşabilmektedir.
Çalışmanın ileri aşamalarında planlanan, donanım yazılımlarının gerçek sistem bileşenleri üzerinde koşacak şekilde
İMA standardı kullanılarak paketlenmesidir. Bu sayede İMBF kullanım sahası
genişletilerek analiz alt yapısına döngüde donanım simülasyonları yapabilme kabiliyeti sağlanacaktır. BAL alt
yapısı esnek bir mimari üzerine kurgulandığından dolayı ilerleyen süreçlerde
gerçek donanımlar da rahatlıkla bu alt
yapıya entegre edilebilecektir.
Şekil 6: Füze Hedefi Vurmadan Hemen Önce
Faruk YILMAZ
Taktik Füze Sistemleri
Mühendislik Direktörlüğü
Mühendis
Şekil 7: Hedeflerin İmha Edilme Anı
- Hedefler angajman menziline girdiği
anda komuta kontrolden gelen
emirle birlikte bataryalar mevcut füzeleri ateşlemeye başlar.
Yukarıda bu senaryonun koşumu sıra-
22
sında simülasyon alt yapısından alınmış
görseller yer almaktadır. Lançerler mavi
dikdörtgenle, füzeler mavi elips ile tehditler ise kırmızı elips sembolojileri ile
gösterilmiştir (Bknz: Şekil 5).
Gökhan BİRCAN
Taktik Füze Sistemleri
Mühendislik Direktörlüğü
Uzman Mühendis
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
uydu fırlatma ̇içi̇n ̇itki̇ si̇stemleri̇ karşılaştırması
yanıcı ve oksitleyici yakıt malzemeleri birlikte katı fazda depolanırken; sıvı yakıtlı
motorlarda ise bu malzemeler ayrı tanklarda sıvı fazda saklanmaktadır. Uçuş sırasında yakıtın bitmesiyle işlevi kalmayan
kademeler fırlatma aracından ayrılarak
sistemin ağırlığı azaltılmakta ve daha az
yakıtla uydunun istenen yörüngeye
ulaşması sağlanmaktadır. Bu makalede;
uydu fırlatma sistemlerinin ana kademelerinde kullanılan katı ve sıvı yakıtlı motorlar; performans, çalışma esnekliği,
güvenilirlik ve maliyet gibi farklı açılardan karşılaştırılarak fırlatma sistemleri için
en iyi teknolojinin hangisi olduğu incelenmiştir.
Sıvı Yakıtların Özgül İtkisi,
Katı Yakıtların ise Yoğunluğu
Daha Yüksektir
Şekil 1: Ana Kademesi Katı ve Sıvı Yakıtlı Motorlardan Oluşan Uzay Mekiği (Space Shuttle)
Uydu Fırlatma Sistemleri
(UFS), dünya yörüngelerine
uydu (faydalı yük)
yerleştirilmesini sağlayan
sistemlerdir.
Kalkış sırasında ilk yüksek itkiyi oluşturan,
uydunun hedef yörüngeye taşınmasını
ve yerleştirilmesini sağlayan bu sistemler
birden fazla kademeden oluşmaktadır.
Her biri kendi itki sistemini içeren bu kademelerde, görev gereksinimleri doğrultusunda katı veya sıvı yakıtlı motorlar
kullanılmaktadır. Katı yakıtlı motorlarda,
Şekil 2: Katı ve Sıvı Yakıtların Deniz Seviyesi Özgül İtki - Yoğunluk
Değişimi
Katı ve sıvı yakıtlı motorların performansları; kullanılan yakıtın özgül itkisine, sistem ağırlıklarına, çalışma sürelerine ve
elde edilen itki seviyelerine göre karşılaştırabilir. Bir motorda birim zamanda tüketilen bir birim yakıt başına elde edilen
itki kuvveti, özgül itki olarak tanımlanmaktadır. Katı yakıtlı motorlarda saniyede 1 kg yakıtın yanması ile deniz
seviyesinde 270 kgf’lik kuvvet elde edi-
Şekil 3: Katı ve Sıvı Yakıtlı Motor İtki Seviyeleri
23
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
lebilirken sıvı yakıtlı motorlarda bu değer
390 kgf’lik kuvvete kadar çıkabilmektedir
[1]. Motor performansını değerlendirirken özgül itki ile birlikte sisteme yüklenecek yakıtın hacmini belirleyen yakıt
yoğunluğunu da dikkate almak gerekmektedir. Şekil 2’de özgül itki değerinin
yakıt yoğunluğuna göre değişimi gösterilmiştir.
Katı yakıtlarda yoğunluğun yüksek olması, belirli bir itki seviyesi için motorların daha küçük ve yakıtsız ağırlıkların
daha düşük olması avantajını getirmektedir. Bu durum özellikle hava yoğunluğunun yüksek olduğu fakat aynı
zamanda da yüksek itme kuvvetine ihtiyaç duyulan kalkışta ve alçak irtifalarda
katı yakıt motorları, uydu fırlatma sistemleri açısından çekici hale getirmektedir.
Şekil 3’te büyük motorların ulaşabildikleri
itki seviyeleri gösterilmiştir. Dünyanın en
güçlü katı yakıtlı motoru, ürettiği 1.200
ton seviyesindeki itki ile yaklaşık 22 milyon beygir gücüne ulaşan Uzay Mekiği
(Space Shuttle, bkz. Şekil 1) aracına aittir
[2]. Diğer taraftan dünyanın en güçlü
sıvı yakıtlı motoru olan Rus yapımı RD170 motorundan ise 800 tonluk itki elde
edilmektedir.
Kompozit Malzeme Teknolojisi ile
Katı Yakıtlı Motor Ağırlıkları, Sıvı Yakıtlı Motor Seviyelerine Düşmüştür
Motor ağırlıkları ile birlikte fırlatma aracının taşıyacağı yükün de artmasından
dolayı, motorlarda yakıtın dışında kalan
yapısal parçaların ağırlıkları (kuru ağırlık)
olabildiğince azaltılmaya çalışılmaktadır.
Katı yakıtlı motorlarda kuru ağırlığın en
büyük kısmını, yakıtın depolandığı ve
yanma sırasında oluşan yüksek basınca
dayanan motor gövdesinin ağırlığı oluşturmaktadır. Metal gövdeli katı yakıtlı
motorlarda kuru ağırlık, motor ağırlığının %20’sini oluştururken, yüksek performanslı kompozit malzemelerin
kullanılması ile bu oran %8 seviyelerine
kadar düşürülmüştür. Diğer taraftan sıvı
24
Tablo 1: ABD ve Avrupa İtki Sistemleri Görev Başarı Oranları [4]
Şekil 4: Katı ve Sıvı Yakıtlı Motor Bileşenleri
yakıtlı motorlarda; düşük yakıt tank basıncı ve küçük yanma odaları sayesinde
kuru ağırlık, motor ağırlığının %7’si seviyelerinde gerçekleşmektedir.
Katı Yakıtlı Motorların Çalışma
Süreleri Kısıtlıdır
Katı yakıtlı motorlarda; mevcut teknoloji
ile uçuş gerçekleştirebilmiş en büyük
motor gövde çapı 3.7 m ile Uzay Mekiği
fırlatma sisteminin yan motorlarına aittir.
Titan IV fırlatma aracının katı yakıtlı motorları ise 3.2 m gövde çapı ile en büyük
kompozit gövdeye sahiptir. Motor
gövde çapı, yakıt yapısal dayanımı ve
yanma hızı gibi kısıtlardan dolayı yanma
süresi katı yakıtlı motorlarda 40 - 140 saniye aralığında değişmektedir [3]. Sıvı
yakıtlı motorlarda buna benzer kısıtlar olmadığı için fırlatma aracına görev esnek-
liği kazandıran uzun süreli çalışma süreleri elde edilmektedir.
Sıvı Yakıtlı Motorlar Kontrollü
Ayarlanabilir İtki ile Daha Esnek
Çalışma İmkanı Sağlamaktadır
Sıvı yakıtlı motorlar durdurulup tekrar çalıştırılabilmekte ve itki seviyesi kontrollü
bir şekilde ayarlanabilmektedir. Bu durumun sağladığı çalışma esnekliği,
UFS’lerde sıvı yakıtlı motorların tercih
edilmesinin en önemli sebebidir. Katı yakıtlı motorlarda ateşlemeden sonra motorun durdurulup tekrar başlatılması
mümkün olmamaktadır. Ayrıca uçuş sırasında sistemden elde edilen itki seviyesi ve profili yakıt çekirdeği geometrisi
ile önceden tasarlanan şekilde gerçekleşmektedir.
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
Katı Yakıtlı Motorlar
Daha Güvenilirdir
Çalışma koşulları, boyutsal özellikler, sistem konsepti ve gereksinimlerdeki çeşitlilik; katı ve sıvı yakıtlı motorların
güvenirliği ile ilgili genel geçer bir karşılaştırma yapmayı zorlaştırmaktadır. Bununla birlikte Tablo 1’de ABD ve Avrupa
tarafından 1999 yılına kadar gerçekleştirilmiş fırlatmalarda uçuş sırasında görülen motor kaynaklı hataların sayısı
verilmiştir. Tabloya göre katı yakıtlı motorların güvenilirlik değerleri istatistiksel
olarak daha yüksektir.
Şekil 4’te katı ve sıvı yakıtlı motorların bileşenlerini gösteren modeller verilmiştir.
Katı yakıtlı motorlar temel olarak yalıtılmış
motor gövdesi, yakıt çekirdeği, ateşleyici
ve lüle kompleleri olmak üzere dört ana
bileşenden oluşmaktadır. Sıvı yakıtlı motorlar ise yanma odası, ateşleyici, enjektör, lüle, soğutma sistemi, yakıt tankları,
besleme hatları, turbopomba, gaz üre-
teci, basınçlandırma tankları gibi daha
fazla sayıda bileşenden oluşan kompleks
bir yapıya sahiptir. Katı yakıtlı motorların
daha az bileşenden oluşan basit yapısı
güvenilirliğini artıran temel etkendir.
Sıvı Yakıtlı Motorların Geliştirme
Süreleri Uzundur
Basit yapılarından dolayı katı yakıtlı motorların geliştirme süreleri sıvı yakıtlı motorlara göre daha kısa sürmektedir.
Örnek olarak Avrupa’nın Ariane 5 fırlatma sisteminde kullanılan katı yakıtlı
motorlar yedi senede geliştirilirken, sıvı
yakıtlı Vulcain ana motorunun geliştirilmesi 12 yıl sürmüştür. Yörüngeye uydu
yerleştiren ilk özel sektör firması SpaceX,
Falcon 1 fırlatma sisteminde kullanılan
Merlin 1A sıvı yakıtlı motorunu en kısa
dört yılda geliştirebilirken, Avrupa’nın
katı yakıtlı motor üreticisi Avio firması
Vega fırlatma sisteminde kullanılan P80
katı yakıtlı motorunun geliştirme sürecini
üç senede tamamlamıştır.
Katı Yakıtlı Motorlar Daha mı Ucuz?
ABD tarafından üretilen sistemler değerlendirildiğinde sıvı yakıtlı motorların geliştirme ve üretim maliyetleri katı yakıtlı
motorlara göre daha yüksektir. Uzay
Mekiği fırlatma aracının katı yakıtlı motorunun geliştirme maliyeti 336 milyon $
iken, sıvı yakıtlı ana motoru 2043 milyon
$ ile altı kat fazla maliyetle geliştirilmiştir.
Üretim döneminde ise sıvı sistemlerin
maliyeti, katı sistemlere göre ortalama
üç kat daha yüksektir [5].
ABD’ye benzer olarak, Avrupa’da yapılan çalışmalar da katı yakıtlı motorların
maliyetlerinin daha uygun olduğunu
göstermektedir. Ariane 5 fırlatma aracı
konsept geliştirme çalışmalarında, kalkış
için kullanılan katı yakıtlı yan motorların
sıvı yakıtlı motora göre en az %10 seviyelerinde maliyeti düşürdüğü değerlendirilmiştir [4]. Benzer şekilde yeni
geliştirilen ve 2021’de ilk uçuşu planlanan Ariane 6 aracında, fırlatma maliyetinin Ariane 5’e göre %30 seviyelerinde
düşürülerek 90 milyon $ olması hedeflenmiş ve yapılan konsept geliştirme çalışmaları sonucu sıvı yakıtlı ana motor
yerine katı yakıtlı motorun kullanılmasının maliyet etkin çözüm sunacağı ön
görülmüştür [6].
Diğer taraftan sıvı yakıtlı motor kullanan
Rusya, Çin ve Ukrayna’ya ait sistemler incelendiğinde fırlatma maliyetlerinin, Avrupa ve ABD menşeli araçlara göre
neredeyse yarı yarıya düşük olduğu görülmektedir. Bunun temel sebebi söz konusu ülkelerdeki düşük işçilik ve yapı
maliyetleri olarak değerlendirilebilir.
Ancak ABD’li SpaceX firması tarafından
geliştirilip 2010 yılında ilk uçuşunu gerçekleştirilen ve sıvı yakıtlı motor kullanan
Falcon 9 aracının maliyetinin söz konusu ülkeler seviyesinde olması, Avrupa’nın tezini çürütmektedir.
Şekil 5: Ana Kademesi Sıvı Yakıtlı Motorlardan Oluşan Soyuz (solda) ve
Katı Yakıtlı Motorlardan Oluşan Vega (sağda) Fırlatma Araçları
25
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
Dünya Neyi Tercih Ediyor?
Günümüze kadar ana kademesinde sadece katı, katı-sıvı veya sadece sıvı motorlar kullanan çok çeşitli fırlatma araçları
geliştirilmiştir. Ana kademesinde sadece
katı motor kullanan sistemler alçak
dünya yörüngesine 2 tonun altında
uydu yerleştiren küçük fırlatma araçlarında yer almaktadır. Daha yüksek kapasiteli fırlatma araçlarında ise sadece sıvı
motorlar kullanan sistemler ile ana motoru sıvı, yan motoru katı olan konseptler tercih edilmektedir.
2013 yılında ABD menşeli sistemler ile
toplam 19 fırlatma gerçekleştirilmiştir.
Fırlatmaların neredeyse yarısı, katı yan
motor ve sıvı ana motorlar kullanan
Atlas V aracı ile yapılmıştır. Diğer yarısında ise sıvı yakıtlı Delta IV, Falcon 9 ve
Antares araçları kullanılmıştır.
2013 yılında 35 fırlatma gerçekleştiren
Rusya; Soyuz, Proton ve UR-100 araçları
ile sıvı yakıtlı motorları tercih etmektedir.
Aynı şekilde 15 fırlatma gerçekleştiren
Çin ise sıvı yakıt kullanan Long March fırlatma aracı ailesini kullanmaktadır. Avrupa, Japonya ve Hindistan katı ve sıvı
motorları birlikte kullanan Ariane 5, H-II
ve PSLV ile 3’er fırlatma gerçekleştirmiştir. Ana kademelerinde sadece katı yakıtlı
motorlar kullanan ABD menşeli Pegasus
ve Minotaur araçları ve Avrupa menşeli
Vega aracı ile toplam dört adet fırlatma
gerçekleştirilmiştir [7].
Sonuç olarak, fırlatma araçlarında kullanılan katı veya sıvı yakıtlı itki sistemleri
arasında dünyanın hem fikir olduğu güvenilir, maliyet etkin ve yüksek performans
sunan
tek
bir
çözüm
bulunmamaktadır. Ülkelerin geçmiş alt
yapı yatırımları ile ucuz maliyet sunan
ve kazanılmış tecrübeleri sayesinde kısa
sürede geliştirilme imkanı sağlayan teknolojiler tercih edilmektedir. Aynı şekilde uzay pazarına hizmet eden
endüstrinin ayakta kalması için yapılan
tercihlerde siyasi iradenin payı da büyüktür. Ariane 6 projesinde Fransa ve
26
İtalya işbirliği ile katı motorların kullanılması, sıvı yakıtlı motorlar üzerine çalışan
Almanya başta olmak üzere diğer Avrupa ülkelerindeki uzay endüstrisini sarsacaktır. Bundan dolayı Avrupa Uzay
Ajansı tarafından düzenlenen bakanlar
seviyesi toplantılarda henüz görüş birliğine varılamamış, Space Propulsion
2014 konferansında da Fransa, İtalya
ve Almanya temsilcileri arası benzer tartışmalar yaşanmıştır.
Türkiye’de Mevcut Durum Nedir?
Türk uydularının yörüngeye fırlatılmasında kullanılacak Milli fırlatma sisteminin geliştirilmesi amacıyla Savunma
Sanayii Müsteşarlığı ile Roketsan arasında Temmuz 2013’te UFS Projesi Ön
Kavramsal Tasarım Dönemi (Dönem-1)
Sözleşmesi imzalanmıştır. Fırlatma aracının geliştirilmesi; üretim tesisinin, uydu
fırlatma merkezinin ve yer istasyonlarının kurulumu faaliyetlerini kapsayan
projenin ilk aşaması olan Ön Kavramsal
Tasarım Dönemi, 2014 yılı sonunda tamamlanmıştır. İtki; güdüm ve kontrol
teknolojilerindeki güçlü alt yapısı ile Roketsan, uydu fırlatma kabiliyetine sahip
ülkeler arasına girmeyi hedefleyen Türkiye'nin uzaya erişmesi sürecindeki şerefli görevini alacaktır.
tion/departments-and-chairs/space-engineering/space-systemsengineering/expertise-areas/space-pro
pulsion/system-design/generate-candidates/comparison-of-rockets/
[6] Vaast, E., et al., “A Solid Rocket
Motor for the Ariane 6 Launcher MultiP Configuration”, Space Propulsion
2014 Conference, May 2014.
[7] 2013 in spaceflight, Erişim Tarihi:
20 Ekim 2014,
en.wikipedia.org/wiki/2013_in_spaceflight
Osman YÜCEL
Operasyonlar ve Enerjik Sistemler
Mühendislik Direktörlüğü
Uzman Mühendis
Referanslar
[1] Sutton, G.P., Biblarz, O., “Rocket
Propulsion Elements”, 7th ed., John
Wiley and Sons, Inc., New York, 2001.
[2] “Space Shuttle Propulsion Trivia”,
NASA Facts, April 2005.
[3] Isakowitz, S.J., Hopkins, J.B., Hopkins Jr., J.P., “International Reference
Guide to Space Launch Systems”, AIAA,
2004.
[4] Broquere, B., Le Moal, D., Pouliquen, M., “Liquid and Solid Propulsion:
Comparison and Application Areas”,
AIAA 2004-3899, July 2004.
[5] Comparison of liquid, solid and
hybrid chemical rockets, Erişim Tarihi:
20 Ekim 2014,
http://www.lr.tudelft.nl/en/organisa-
Dr. Kemal Atılgan TOKER
Operasyonlar ve Enerjik Sistemler
Mühendislik Direktörlüğü
Yönetici Mühendis
Ömer Uğur ARKUN
Operasyonlar ve Enerjik Sistemler
Mühendislik Direktörlüğü
Müdür
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
füze sistemlerinde termal tasarımın önemi
ve termal analiz uygulamaları
1. Giriş
termal yüklerin kaynakları başlıca;
Füze sistemlerinin termal tasarımı; termal yüklerin oluşturduğu sıcaklıkların,
limit sıcaklıklar arasında kalmasını sağlayacak çalışmalar bütünüdür. Bir komponent için limit sıcaklık, işlevselliğin ve
yapısal bütünlüğün korunduğu en yüksek ve en düşük sıcaklıktır. Oluşan sıcaklıkların sistem üzerindeki etkilerinin
yapısal ve dinamik açıdan bir bütün olarak incelenmesi gerekmektedir. Hava
araçları genelde düşük sıcaklıklardaki irtifalarda seyretmektedir; ancak uçuş hızına bağlı olan ısınma ciddi bir problem
olabilmektedir. Concorde yolcu uçağı
ses üstü hızlarda uçmasından dolayı
ısınmaya maruz kalmakta ve ısınma neticesinde gövde boyu yaklaşık 200 mm
uzamaktadır [1]. Bu durum ses altı hızlarda uçan diğer yolcu uçaklarında oluşmamaktadır. 1 Şubat 2003'te yaşanan
Columbia Uzay Mekiği faciasına kanatlar üzerinde yer alan ısınmayı engelleyici yalıtım malzemesindeki bir çatlak
sebep olmuştur [2]. Çatlak uçuş esnasında kanadın aşırı ısınarak erimesine
yol açmış, takibinde yedi mürettebat
bulunduran araç kontrolden çıkmış ve
havada parçalanmıştır. Bu örneklerden
de anlaşılacağı üzere termal yükler altında oluşan sıcaklıkların hesaplanması
büyük önem arz etmektedir.
• Aerodinamik ısınma
• Termal batarya ve elektronik kartlar
• Füze motoru
• Güneş ışınımıdır.
2. Füze Sistemi Termal Yükleri
Bir füze sistemi depoda beklemesinden
hedefi vurana kadarki geçen sürede
farklı termal yüklere maruz kalmaktadır.
Füze sistemi ile birlikte füze fırlatma sistemi de termal yüklerden etkilenmektedir. Bir füze sisteminin maruz kaldığı
Bu yükler eş zamanlı olarak ya da farklı
anlarda füze sistemine etki etmektedir.
Ayrıca tasarım aşamasında birçok alt sistem termal şok testine, termal çevrim
testine ve soğuk/sıcak şartlanmaya
maruz bırakılmaktadır.
3. Termal Analiz Yöntemleri
Isı transferi iletim, taşınım ve ışınım
olmak üzere üç farklı yol ile gerçekleşmektedir. Termal analizlerde her üç
transfer yöntemini de modellemek
mümkündür. Analizler zamandan bağımsız kararlı rejim için yapılabileceği
gibi zamana bağlı olarak değişen kararsız rejim için de yapılabilmektedir.
Termal Analiz ve Test Birimi'nde yürütülen termal analizlerde sonlu elemanlar
yöntemi kullanılmaktadır. Bu yöntemde
analiz edilecek sistem çok sayıda ve birbirine bağlı “sonlu elemanlara” bölünmekte ve her bir sonlu eleman için
sayısal çözüm elde edilmektedir. Çözüm
esnasında problemin fiziğine uygun bir
şekilde sıcaklık, ısı akısı, ısı üretimi, ışınım
gibi sınır koşulları uygulanmaktadır.
Analiz yöntemlerinin doğrulanması için
termal testler de yapılmakta olup testlerde farklı tipte ve ölçüm hassasiyetinde sıcaklık ve ısı akısı sensörleri
kullanılmaktadır. Bu yazıda termal test
yöntemlerine yer verilmemiştir.
4. Füze Sistemi Termal Analiz
Uygulamaları
4.1. Aerodinamik Isınma Analizleri
Füze sistemleri aerodinamik ısınmaya
maruz kalmaktadır. Sıkça gözlemlenen
ve halk arasında yıldız kayması olarak bilinen gök taşlarının atmosfer içinde seyrederken yanmasının sebebi de aerodinamik ısınmadır. Aerodinamik ısınmanın
kaynağı oluşan şok dalgalarının havayı
sıkıştırarak yüksek sıcaklıklara ulaştırması
ve füze yüzeyindeki sürtünme etkilerinin
akışın kinetik enerjisini termal enerjiye
çevirmesidir. Sıkışma etkisi en fazla havanın durdurulduğu ve durma noktası
olarak isimlendirilen burun konisi ve
kanat hücum kenarlarında görülmektedir. Harry Julian Allen geliştirdiği Küt
Burun Teorisi [3] ile küresel burunların
şok dalgasını uzaklaştırarak durma noktalarına etkiyen aerodinamik ısınmanın
azaltılabileceğini göstermiştir. Yüksek
hızlı füze sistemlerinin genelde küresel
bir burna sahip olmasının altında bu
teori yatmaktadır. Aerodinamik ısınma
kabaca uçuş hızının küpü ile orantılı olduğundan füze sistemi tasarımında göz
önünde bulundurulması gereken en
önemli yüklerden biridir. Uçuş hızının iki
katına çıkartılması aerodinamik ısınmayı
yaklaşık sekiz katına çıkarmaktadır. Aerodinamik ısınmanın gövde üzerindeki
etkisinin azaltılması için termal koruma
sistemleri kullanılmaktadır. Bu sistemler
genelde farklı türde yalıtım malzemesi
ve soğutma mekanizması içermektedir.
Isınma altında aşınarak (ablation) koruma sağlayan sistemler için analiz yöntemi geliştirilmesi de tasarım sürecinde
gerekebilmektedir [4]. Kullanılan termal
27
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
çoğu zaman uygulanan bir yöntemdir.
4.3. Güneş Işınımı Analizleri
Şekil 1: Aerodinamik Isınma Neticesinde Füze
Komponentleri Üzerinde Oluşan Sıcaklık
Dağılımları
Şekil 2: Çeşitli Bataryaların Komşu
Komponentler Üzerinde Oluşturduğu Sıcaklık
Dağılımı
koruma sisteminin performansı termal
analizler ile incelenmektedir.
deki aviyonikler için risk oluşturabilmektedir. Tasarım aşamasında pil yüzey sıcaklıklarının çevreye olan etkisi termal
analizler ile incelenmeli ve kritik durumlarda gerekli önlemler alınmalıdır. Termal bataryaların komşu parçalara olan
termal etkisinin incelendiği örnek analizler Şekil 2’de verilmiştir.
Aerodinamik ısınmaya bağlı ısı akışı değerleri hesaplamalı akışkanlar dinamiği
yazılımları ile hesaplanmaktadır. Kavramsal tasarım aşamasında empirik hesaplama yöntemlerine dayanan yaklaşımlar da ısı akısının hesaplanmasında
kullanılabilmektedir [5]. Füze sisteminin
termal analizlerindeki amaç aerodinamik ısınma neticesinde dış gövde ve iç
detaylar üzerinde oluşan sıcaklık dağılımlarının bulunmasıdır. Çeşitli kısımlar
için örnek analiz sonuçları Şekil 1’de verilmiştir. Malzeme dayanımlarını düşürmesinden ve titreşim karakteristiğini
değiştirmesinden dolayı sıcaklıkların yapısal ve dinamik analizlere girdi olması
gerekmektedir.
Füze sistemi içerisinde yer alan elektronik kartlar üzerinde de ısı enerjisi oluşmaktadır. Bu enerji hem kartın kendisi
hem de karta komşu diğer aviyonik sistemler için risk oluşturmaktadır. Bu sebeple tasarım aşamasında kartlar termal
analizler ile incelenmelidir. Analiz çalışmalarının testler ile de desteklenmesi
Güneş ışınımı füze sisteminin ve fırlatma
sistemlerinin termal tasarımında dikkate
alınması gereken bir diğer ısı yüküdür.
Güneş ışınımından kaynaklanan yüksek
sıcaklıklar, alt sistemlerde problem yaşanma riski oluşturmaktadır. Sıcaklıklar
uçuş öncesinde aviyonik sistemleri bozabileceği gibi patlayıcı ve yakıt için de
olumsuzluk yaratabilecektir. Bu sebeple
füze sistemlerinin dünya üzerinde bulunabileceği konumlar ve ışınıma maruz
kalabileceği süreler göz önüne alınarak
termal analiz çalışmaları yürütülmelidir.
Bir tanksavar füzesinin çeşitli bölgelerinde yedi günlük bir döngü sonucunda oluşan sıcaklık değişimleri Şekil
3’te verilmiştir.
4.4. Motor Analizleri
Füze motorları bir diğer ısı kaynağıdır.
Motor içerisinde oluşan ısı difüzyon ile
motor gövdesine ve motora bağlı diğer
birimlere iletilmektedir. Ayrıca lüleden
dışarıya bırakılan yüksek sıcaklıktaki gaz-
4.2. Termal Batarya ve Elektronik Kart
Analizleri
Termal bataryalar füze sistemlerinin aviyonik kısımlarına gerekli olan elektrik
gücünü sağlamaktadır. Uzun raf ömrü,
bakım gerektirmeme, kısa sürelerde
yüksek enerji sağlama, zorlu çevresel
koşullara dayanıklılık gibi özellikleri sayesinde güdüm kitleri, füzeler, tapalar gibi
sistemlerde temel güç kaynağı olarak
yaygın şekilde kullanılır. Termal bataryalar kimyasal reaksiyonlara bağlı olarak ısı
üretirler. Oluşan ısı pillere yakın bölge-
28
Şekil 3: Bir Tanksavar Füzesinin Farklı Bölgelerinin Yedi Günlük Güneş Işınımına Bağlı Sıcaklık
Değişimleri
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
lar füzeye ışıma yolu ile etki etmektedir.
Bu sebeple tasarım sürecinde motor etkisinin termal analizler ile incelenmesi
önem arz etmektedir.
5. Sonuç ve Değerlendirme
Bir füze sistemi depolanmasından hedefi vurana kadarki geçen sürede farklı
termal yüklere maruz kalmaktadır. Alt
sistemleri ise tasarım aşamasında termal
şok, termal çevrim ve sıcak/soğuk şartlandırma gibi testlerden geçmektedir.
Oluşan sıcaklık dağılımlarının kararlı ve
kararsız rejim altında bulunması termal
analizler ile mümkün olmaktadır.
Termal analizler termal tasarımın bir parçası olup tasarım sürecinde başvurulması gereken bir hesaplama yöntemidir.
Termal analiz yöntemlerinin termal testler ile doğrulanması ve analizlere girdi
sağlayan malzemelerin termal karakterizasyonu yürütülmesi gereken diğer çalışmalardır.
Referanslar
[1]
https://www.intrepidmuseum.org/get
doc/7e17f27f-c1a1-4a14-9aa3a05304046f83/Facts-About-Concorde.aspx, son erişim Ekim 2014.
[2] NASA,Columbia Accident Investigation Board Report, Volume 1, Ağustos
2013
[3] Vincenti, W.G., Boyd, J.W., Bugos,
G. E., H. Julian Allen: An Appreciation,
Annual Review of Fluid Mechanics,
Vol.39, pp 1-17, 2007.
[4] Şimşek B.,Acar B.,Kuran B.,Ablation
Modeling of Subliming Ablator of a
Blunt-nosed Body Under Aerodynamic
Heating, 6th International Conference
on Recent Advances In Space Technologies,İstanbul,2013.
[5] Şimşek, B., Kuran, B., Tunc, T., and
Yuncu, H., Thermal Reliability Prediction of External Insulation System in
Supersonic Speeds Using Surrogate
Models, AIAA Paper No.2011-2038,
2011.
Buğra ŞİMŞEK
Balistik Sistemler Mühendislik
Direktörlüğü
Uzman Mühendis
Bülent ACAR
Balistik Sistemler Mühendislik
Direktörlüğü
Müdür
Termal tasarımdaki en önemli noktalardan bir tanesi de analizler sonrası gözlemlenen risklere karşı alınacak
önlemlerin belirlenmesidir. Önlemler belirlenirken bir alt sistemde yapılan iyileştirmenin başka bir alt sisteme olumsuz
etkisinin olmamasına dikkat edilmelidir.
Örneğin termal bataryanın yalıtımla kaplanması komşu alt sistemler için iyileştirme olsa da ürettiği ısıyı dışarıya
atamayan batarya için performans düşmesiyle sonuçlanabilmektedir. Termal
tasarım mühendisinin bu noktadaki görevi termal analiz ve test çalışmaları sonunda maliyet, uygulanabilirlik ve ağırlık
gibi parametreleri de göz önüne alarak
en uygun önlemi seçmek ve gerekiyorsa
yeni bir analiz ya da test yöntemi geliştirmektir.
29
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
cmmidev/3 çalışmaları ve teknik veri paketi
bilir. CMMI belgesinin verildiği belgelendirme/kıymetlendirme çalışması olan
SCAMPI-A kapsamı bu şekilde belirlenebilir. Bu durumda firma adı CMMI Enstitü web sayfasında yayınlanarak ilan
edilir ve erişime sunulur.
Bu yazıda CMMIDEV/3
belgesi için yapılan
çalışmalar anlatılacak ve
tasarım ve geliştirme
faaliyetlerinin sonucu olan
Teknik Veri Paketi (TVP)
incelenecektir.
Tasarım ve geliştirme faaliyetlerinin en
önemli çıktısı olan Teknik Veri Paketi
TVP’nin üretime teslim edilmesi aynı zamanda tasarımın da başarıyla tamamlanmasının kanıtı olmaktadır.
1. CMMIDEV/3 Çalışmaları
Roketsan, 2014 Ekim ayında yapılan Bütünleşik Yetenek Olgunluk Modeli Seviye
3
(CMMIDEV/3)
değerlendirmesi
(SCAMPI-A) sonucunda, tasarım ve geliştirme kabiliyetlerinin CMMIDEV/3 seviyesinde olduğunu belgelemiştir. Seviye 3,
tasarım ve geliştirme süreçlerinin kurumsal olarak uygulandığını belirtmektedir.
1991 yılında, yazılım odaklı en iyi uygulama modeli oluşturma amaçlı başlatılan
Capability Maturity Model (SW CMM) çalışmaları, 2000 yılında; yaklaşık 14 yıl
önce, Capability Maturity Model Integration CMMI 1.02 sürümü ile artık sadece yazılım değil bütün tasarım ve
geliştirme projelerinde en iyi uygulamalar içeren bir süreç modeli olarak değiştirilmiştir.
Bu belgelendirme, diğer sertifikasyon
belgelendirmelerinden farklı olmaktadır.
Her şeyden önce CMMI, tasarım ve ge-
30
liştirme süreç yeteneklerinin olgunluğunu değerlendiren/kıymetlendiren bir
belgelendirmedir. Bu nedenle yapısında, standartlara göre verilen sertifikasyonlara kıyasla bazı farklılıklar
oluşmaktadır.
Standartlara uygunluğun belgelendiği
sertifikasyonlar genellikle bir firmanın
tüzel kişiliğinin tümüne verilmektedir;
buna karşın CMMI modeline uygunluk
belgesi, bir firma organizasyonu içindeki
alt birime de verilebilmektedir.
Örneğin, organizasyon şemanızdaki
Genel Müdürlüğe bağlı, Genel Müdür
Yardımcılığı bünyesinde bulunan bir Direktörlüğün altındaki Müdürlük için,
hatta tasarım ve geliştirme faaliyetlerini
yürüten ve o Müdürlüğe bağlı daha da
alt bir birim için bile CMMI belgesi alına-
CMMI Enstitü web sitesinde, firma adının altında bir açıklama satırı vardır. O
satır belgenin hangi birime verildiğini
belirtir. CMMI kapsamını belirleyen bir
başka kriter de değerlendirme/kıymetlendirmeye girilen süreçlerdir. Örnek
vermek gerekirse; 18 CMMIDEV/3 süreci içinden tedarik süreci CMMIDEV/3
kapsamı dışına alınabilir.
Roketsan, bu çerçevede, kurumsal olan
3. seviyede, tüm süreçlerde, tüm yerleşkelerindeki tasarım ve geliştirme faaliyetlerini kapsayacak şekilde denetime
girmiş ve belgelendirilmiştir. Bu nedenle
CMMI Enstitü web sitesinde (sas.cmmiinstitute.com/pars) Roketsan aratıldığında, firma adının altında herhangi bir
birim adı yazmamakta, Roketsan Roket
Sanayii A.Ş.’nin tüm tasarım geliştirme
faaliyetlerini temsil eden bir ifade olarak
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
“Tasarım ve Geliştirme Projeleri” yazmaktadır.
Roketsan, organizasyon şemasında bulunan ve Genel Müdürlüğe bağlı;
1. Operasyonlar ve Enerjik Sistemler
(OES)
2. Balistik Sistemler (BLS)
3. Taktik Füze Sistemleri (TFS)
Grup Başkanlıkları (Genel Müdür Yardımcılığı) tarafından yürütülmekte olan;
1. Sistem
2. Yazılım
3. Mekanik
4. Elektronik
5. Kimyasal
tasarım ve geliştirme süreçlerinin tümü
ve CMMIDEV/3 kapsamında tanımlanmış olan tüm 18 süreç alanı ile değerlendirilmeye girilmiştir.
Roketsan, bünyesindeki bütün tasarım
ve geliştirme faaliyetleri için CMMI değerlendirme / kıymetlendirme başvurusu yaptığından, detaylı bir hazırlık
çalışması planlamıştır. Bu çerçevede 18
süreç, dört iş paketi grubuna bölünmüş
ve bu iş paketleri ile ilgili çalışmalar OES,
BLS ve TFS Grup Başkanlıkları (Genel
Müdür Yardımcılığı) ile Ürün ve Süreç
Kalitesi Direktörlüğü tarafından yürütülmüştür. Ürün ve Süreç Kalitesi Direktörlüğü iş paketi sorumluluğuna ek
olarak CMMI Projesi koordinasyonluğunu da yürütmüştür.
Her iş paketi kendi içinde çalışma gruplarına ayrılmıştır. Bu şekilde oluşturulan
ekiplerde toplam 57 personelimiz görev
almıştır. Yapılan görüşmeler, denetimler,
eğitimler ve süreç dokümantasyonu vb.
çalışmalara katılımda bulunan personel,
tasarım ve geliştirme kadromuzun
önemli bir bölümünü oluşturmaktadır.
Bu bağlamda, tasarım ve geliştirme kapsamındaki personel sayısı dikkate alındığında, bu sayının çok büyük bir katılımı
temsil ettiği ve böyle bir katılımın sağlanmasının da üst yönetim desteğinin ve
katkısının bir göstergesi olarak görülmektedir.
Başta Roketsan Yönetim Kurulu ve
Genel Müdürümüz olmak üzere tüm
Grup Başkanlıklarımız (Genel Müdür Yardımcılığı), özellikle Programlar ve Mühendislik Direktörlüklerimiz ile CMMI
Projesi ile ilgili tüm Direktörlüklerimiz ve
Müdürlüklerimiz sürece büyük destek
vermiş ve sahip çıkmıştır. Bu sahiplenme, iş paketi sorumluları, çalışma
grubu sorumluları, çalışma grubu üyeleri ve değerlendirme ekibinde yer alan
(ATM) üyeleri ile toplantılarımıza katılan
ve görüşmelerimize giren, ayrıca bunların da dışında süreçlerin ve dokümantasyonun hazırlanmasında katkıda
bulunan bütün personele büyük bir teşvik sağlamıştır.
duğunu, seri üretim öncesi doğrulama
ve geçerleme işlemlerinin tamamlandığını ve projenin kapandığını varsayalım.
Bundan sonra üretim aşamasına gelinmektedir. Tasarım ile üretimin arayüzü
ise üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonudur.
Tasarımın başka firmada, üretimin başka
bir firmada yapıldığı ve TVP dokümantasyonunu teslim alan üretim firmasının
kaynak ve kabiliyetlerinin de yeterli olduğunu düşünelim.
Yukarıdaki senaryoya göre konu önce
“TVP ve Üretim” sonra da “Tasarım ve
TVP” olarak iki ayrı alt başlıkta ele alınacaktır.
2. Teknik Veri Paketi (TVP)
2.2. TVP ve Üretim
Tasarım ve geliştirme çalışmaları sonucunda çıkarılan TVP dokümantasyonuna iki farklı bakış açısı vardır. Tasarım
çalışmaları kapsamındaki TVP ve üretim
çalışmaları kapsamındaki TVP. Bu farkı
daha net bir şekilde ortaya koymak için
tasarım ve üretimin ayrı firmalarda yapıldığı varsayılan bir örnek üzerinden gidilecektir.
2.1. Tasarım - TVP - Üretim
Bir tasarım projesinin son aşamada ol-
Üretim firması, kendisine verilen TVP dokümantasyonunu kendi üretim ve kalite
kaynak ve kabiliyetlerine göre uyarlayarak, üretimi gerçekleştirmek için ihtiyacı
olan üretim dokümantasyonunu çıkartır.
Örneğin, iki farklı teknolojik alt yapıya
sahip üretim firması düşünelim. Birinin
atölyesinde klasik üretim makinaları ve
kalite kontrol cihazları olsun. Diğer firmanın atölyesinde ise bilgisayarlı sayısal
31
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
yönetim (CNC) ve Koordinat Ölçüm Makinaları (CMM) olsun. Her iki üretim firmasına da verilen TVP dokümantasyonu
aynı olmasına rağmen bu iki firmanın da
üretim dokümantasyonları farklı olacaktır.
Üretim firması, üretim dokümantasyonunu çıkartırken verilen TVP dokümantasyonunun
teknik
özelliklerini
değiştirmeye çalışmaz, o özelliklere göre
üretmek amacıyla çalışır.
Üretim dokümantasyonu çıkartıldıktan
sonra firma üretim faaliyetlerini gerçekleştirir.
Üretilen üründe bir hata tespit edilirse,
üretim firması önce ürünün, kendisinin
üretim dokümantasyonuna uygun olarak üretildiğini kontrol eder. Bu aşamada bir sorun bulunmaz ise üretim
dokümantasyonu ile üretim firmasına
verilen TVP dokümantasyonunu karşılaştırır.
Hata, üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonunu üretim dokümantasyonuna çevrilirken yapılmış ise üretim
firması kendi üretim dokümantasyonunu değiştirir. Eğer bu çevrim yapılırken bir hata yapılmamış ise üretim
firması kendi sınırlarına dayanmıştır.
Daha fazlasını yapamaz ve sorunu tasarım firmasına bildirir.
Üretim firması bu kadarını yapabilir.
Çünkü ürünü ancak kendisine verilen
TVP dokümantasyonu kadarıyla algılamaktadır.
2.3. Tasarım ve TVP
Tasarım firması tarafında, üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonunun
kapsamını belirleme aşamasına nasıl gelindiğine bakalım.
Tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonu ile üretim firmasına verilen
TVP dokümantasyonu iki önemli açıdan
ayrışmaktadır:
32
2.3.1. Üretim Firmasına Verilen
TVP Kapsamı
Tasarım projesinin tamamlanması sonucu oluşturulan tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonu bir kere
hazırlanır. Ancak bu TVP dokümantasyonunun ne zaman bir başka üretim firmasına verilmesi söz konusu olursa veya
daha önce verilmiş olan bir üretim firmasında TVP dokümantasyonunun kapsamı değişir ise tasarım firmasında
bulunan TVP dokümantasyonu her aktarım aşamasında tekrar tekrar değerlendirilip üretim firmasına verilecek TVP
dokümantasyonu belirlenir.
Tasarım firması tarafından bir TVP kapsamının belirlenip, üretim firmasına TVP
teslim edilmesine gelinceye kadar yapılacak birçok işlem ve verilmesi gereken
karar vardır. Bunlardan bazıları;
1. Tasarım projesi kapsamındaki TVP
dokümantasyonunun tamamı mı verilmeli yoksa sadece bir alt sistemi
veya alt sistem kümesi mi verilmeli?
2. Tamamı verilecek ise firmanın üretim
ve kalite kaynak ve kabiliyetleri yeterli
mi?
3. Firmanın üretim ve kalite kaynak ve
kabiliyetleri yükseltmek için verilecek
olan teknoloji transferi için yeterli işgücü kaynağımız var mı?
4. Firmanın üretim ve kalite kaynak ve
kabiliyetleri yeterli, ancak verilecek
olan TVP dokümantasyonu ile korunması gereken teknolojik kabiliyete
ulaşma riski var mı?
5. Firmaya verilecek TVP dokümantasyonunda 4. maddede belirtilen riski
önlemek için sistem/alt sistem üzerinde düzeltme yapılması gerekiyor
mu?
Bu sorular veya daha dikkate alınacak
başka sorular ile üretime verilecek TVP
kapsamı belirlenir.
2.3.2. Tasarım Firmasında Bulunan
TVP Kapsamı
Üretim firmasına verilen TVP dokümantasyonundan kaynaklanan bir hata veya
hatalı işlevsellik tespit edilirse ve bu hata
üretici firmadan kaynaklanmıyor ise çözümün üretim firması tarafından bulunması beklenemez.
“TVP ve Üretim” bölümünde de belirtildiği gibi, üretim firması, ürünü kendisine
verilen TVP dokümantasyonu kapsamında algılamakta olduğu için, bütünleşik ve diğer gereksinimleri ihlal
etmeyen bir çözüm üretemez. Üretim
firmasına verilen TVP dokümantasyonunda sadece ürünün üretilmesine yetecek kadar bilgi vardır.
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
Tasarım firmasında bulunan TVP kapsamı bu noktada kritik olmaktadır. Sorunu basite indirgemek gerekirse,
tasarım firması tarafından;
Hata veya hatalı işlevsellik nedeni incelendi. Tasarım firmasında bulunan TVP
kapsamında bulunan bütün izlenebilirlikler, arayüzler ve üretilen dokümantasyon vb. tarandı. Sorunun kök nedeni
bulundu ve diğer gereksinimleri ihlal etmeyen bir çözüm üretildi, gerekli testler
yapıldı, sorun çözüldü, tasarım firmasında bulunan TVP kapsamı güncellendi
ve üretim firması bilgilendirildi.
Hataya çözüm üretilirken, aşağıdaki aşamalardan geçilebilmesi, tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonunun niteliğini belirleyecektir.
Hatanın kaynağı olan parçanın veya alt
sistemin son sürümü incelenir. Bulunan
çözüm de dikkate alınarak, parça ile ilgili
bütün toplantı veya gözden geçirme kayıtları en azından aşağıdaki sorularla değerlendirilir;
1. İlgili tüm paydaşların görüşü istenmiş mi?
2. Paydaşlardan görüş verenlerin projedeki görevleri neler?
3. Görüş vermeyen paydaşlar var mı?
4. Karşılaşılan hatayı önleme potansiyeli olan bir görüş verilmiş mi?
(bütün sürümlere verilen bütün görüşler kapsamında).
5. Görüş verildi ise karşı görüşün ne olduğu?
6. Görüş ve karşı görüş daha sonra asgari müştereklerde uzlaşılmış ve uzlaşı metni oluşmuş mu?
7. Karşılaşılan hata ile ilgili bir görüş verilmedi ise kontrol kriterleri bu durumu yakalayabilecek kapsamda ele
alınmış mı?
8. Kontrol kriterleri, karşılaşılan hata
kaynağını yakalatacak kapsamda olmasına rağmen, örnek parça (prototip) / dokümantasyon doğrulama
aşamasındaki hangi varsayım, yöntem vb. hata kaynağının fark edil-
memesine neden olmuş ve hata yakalanamamış?
9. Bu hatanın olması ihtimali risk kayıtlarına eklenmiş mi?
10. Eklenmiş ise hata riskinin, ne yapılarak artık bu olasılığın bir risk olmadığı ve önlendiğine karar verilmiş?
11. Hatalı parçanın tasarım, geliştirme
ve test iş ürünlerinde kullanılan
süreç varlıklarından herhangi birinde bu hususun göz ardı edilmesini sağlayabilecek yanlış bir
yönlendirme var mı? (Örneğin bir
prosedür metni, eksik bir kontrol listesi, iş ürünü şablonu veya en iyi uygulama örnek dokümanı).
Bütün bu sorular açıklığa kavuşturulduktan sonra hazırlanan bir öğrenilmiş dersler dokümanı ile yaşanan deneyim,
sistematik olarak kurumsal hafızaya kazandırılmış olur.
Böyle bir kazanımın yaratılması için bu
sorulara yanıtların arandığı tasarım firmasında bulunan TVP dokümantasyonunun önemi ortaya çıkmaktadır.
Bu arada, üretim firmasına bu çalışmaların hiç biri bildirilmez, sadece neyin değiştiği
veya
hangi
standarttaki
malzemenin artık kullanılması gerektiği
vb. gibi çözümün üretimde uygulamasını sağlayacak seviyede bir üretime verilecek
TVP
kapsamı
değişikliği
gönderilir.
dokümantasyonunun, tasarım dokümantasyonundan türetilmesi nedeniyle
öne çıkan tek husus tasarım kabiliyetidir.
Roketsan tasarım kabiliyetini, CMMIDEV/3 belgesi ile kanıtlamakla kalmamış,
bu belge kapsamında kıymetlendirmeye
girerken; tüzel kişiliğindeki bütün tasarım
faaliyetleriyle katılması, tasarım personeli
sayısı, tasarım kabiliyetlerinin içerdiği üretim tipleri ve seçilen temsili projeler arasında sadece mekanik ve kimyasal
tasarımın olması ile de birçok ilke imza
atmıştır.
Kısaltmalar
ATM: Appraisal Team Member
CMM: Coordinate Measuring Machine,
Capability Maturity Model
CMMI: Capability Maturity Model Integration
CNC: Computer Numerical Control
SCAMPI: Standard CMMI Appraisal Method for Process Improvement
SCAMPI-A: SCAMPI “-” işaretinden sonraki harf değerlendirme sınıfını gösterir.
“-A” CMMI belgesinin değerlendirme sonucuna göre verilir veya verilmez. “-B”
ve “-C” sınıfı değerlendirmeler, durum
tespitinin yapılması ve bir fark analizinin
yapılması amaçlanır.
TVP: Teknik Veri Paketi
3. Sonuç
Tasarım firması TVP dokümantasyonunu
tamamladıktan sonra, verilen örnek durumda da belirtildiği gibi; dokümantasyon ileride birçok değişikliğe uğrayabilir.
Ayrıca, aynı tasarım dokümantasyonundan (üretimi gerçekleştirecek firmaya
göre) farklı TVP dokümantasyonları üretim firmalarına verilebilir.
“TVP ve üretim” ile “Tasarım ve TVP” bölümlerinde anlatılan dokümantasyonların farklı yaklaşımlar olması, farklı
kapsamlarda olması, üretime verilen TVP
Kürşat SERTPOYRAZ
Ürün ve Süreç Kalitesi
Direktörlüğü
Yönetici Mühendis
33
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
savunma sanayiinde performansa dayalı
lojistik kavramı
1. Giriş
Savunma sistemlerinin tasarımında, sürekli olarak benzer sistemlerden daha etkili ve üstün olma amacı güdülmektedir.
Bu durum, tasarım hedeflerini zorlaştırmakta ve sistemlerin karmaşıklık seviyesini artırmaktadır. Sistemlerin karmaşıklık
seviyeleri arttıkça idame edilebilirlik zorlaşmakta, daha yüksek maliyetler oluşmaktadır. Örneğin, Advisory Group on
Reliability of Electronic Equipment tarafından yapılan çalışmalar Kore Savaşı esnasında her 1 $’lık yatırım için yıllık 2 $’lık
bakım maliyeti ödendiğini göstermektedir [1].
PDL, yeni bir lojistik çözüm yaklaşımı
olup, yetki ve sorumlulukların kesin hatlarıyla belirlenmiş olduğu uzun dönem
lojistik destek anlaşmaları aracılığıyla bir
sistemin performans hedeflerini karşılamak ve sistemin yüksek seviyede kullanılabilirlik oranı için tasarlanan entegre,
kabul edilebilir maliyetli bir performans
paketi olarak lojistik desteğin satın alınmasıdır [3]. PDL yaklaşımı ile sistemini
idame ettiren kullanıcı, silah sistemi envantere girdikten sonra ürün veya servis
satın almaz, sadece performans çıktısı
satın alır. Bu performans çıktısı ise çoğu
uygulamada, sistemlerin hizmet ömürleri boyunca kullanılabilirlik oranıdır.
3. PDL Uygulama Modeli
PDL anlayışı, lojistik kavramlarına performans kriterlerini ekleyerek bilinen lojistik
stratejileri bir adım daha ileri taşımış,
ürüne bağlı tedarik, bakım-onarım, eğitim gibi lojistik unsurların üründen elde
edilen fayda bazında izlenebilir ve yönetilebilir olmasını sağlamıştır [4].
PDL uygulamaları kapsamında bakım
planlaması, tedarik yönetimi, ikmal sistemi, personel ve işçilik, destek ekipmanları, dokümantasyon, eğitim yönetimi,
tesis ihtiyaçları, bilişim alt yapısı ve ihtiyaçları, paketleme ve taşıma maliyetleri
Bu durum, envanterde uzun yıllar görev
yapan savunma sistemlerini tedarik ettikten sonra oluşan idame edilebilirlik
maliyetlerinin, sistemleri tedarik etmek
için ödenen maliyetlerden çok daha
yüksek olduğunu göstermektedir. Günümüzde modern savaş yöntemlerinin
değişmesi, askeri kuvvetlerin zorlu koşullar altında görev yapması, verimliliği artırma ve maliyet etkin bir lojistik destek
sistemini kurma ihtiyacı, lojistiğe yeni bir
yaklaşım getirmiştir.
2. Performansa Dayalı Lojistik (PDL)
Kavramı
Kullanım ömürleri uzun olan silah sistemlerinin bakım-onarım ihtiyaçları zamana bağlı olarak artış gösterdiğinden
lojistik maliyetler de artmaktadır. Bununla birlikte, yüksek kullanılabilirlik
oranı ihtiyacı bakım-onarım maliyetlerini
daha da yukarı çekmektedir. Kullanılabilirlik oranından taviz vermeden bakımonarım maliyetlerini düşürmek amacıyla
yeni lojistik destek yöntemleri ortaya çıkmıştır [2].
34
Şekil 1: Performansa Dayalı Lojistik Destek Yelpazesi
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
konularının ele alınması gerekmektedir
[5]. Bu konular doğrultusunda devlet ve
özel sektör ortaklıkları oluşturularak sorumluluk, yatırım ve risklerin paylaştırılması amaçlanmaktadır.
PDL anlaşmaları lojistik destek unsurlarıyla bağlantılı tüm sorumlulukların yükleniciye ait olduğu sözleşmeler olarak
ortaya çıkabildiği gibi sorumlulukların tanımlanan kriterlere göre paylaştırıldığı,
yükleniciye ve kullanıcıya belirli oranlarda ödevler yükleyen devlet-özel sektör ortaklıkları olarak da karşımıza
çıkabilmektedir. Devlet-özel sektör ortaklıklarının oluşturulmasındaki asıl amaç
sorumluluk, yatırım ve risklerin paylaştırılmasıdır [3]. Görev paylaşımı ve ortaklıkların
oluşturulması
konusunda
sistemin yaşı, mevcut lojistik destek alt
yapısı, kullanıcının sahip olduğu kabiliyetler, yüklenicinin sahip olduğu kabiliyetler yanında yasal ve düzenleyici
kısıtlamalar da büyük rol oynamaktadır.
Şekil 1’de PDL anlaşmaları ile tanımlanabilecek ortaklıklar Klasik Lojistik Destek
Sistemi ve Tam PDL Destek aralığında
özet olarak ele alınmıştır.
3.1. PDL Uygulama Basamakları
Temel anlamda PDL uygulamaları 12
basamaktan oluşan bir modelle yapılmaktadır. Bu aşamalar temel olarak yerine getirilmesi gereken adımlar olarak
tanımlanmıştır. Her PDL sisteminin kendine has özelliklere sahip olduğu yaklaşımıyla, bahsedilen işlemlerin bir kısmı
göz ardı edilebilir. İhtiyaçlar doğrultusunda tanımlanan işlem basamakları
arasında yer değişiklikleri yapılabilir, bazı
basamaklar atlanabilir veya ilave işlemler
tanımlanabilir. Temel uygulama basamakları aşağıda yer almaktadır:
• İhtiyaçların ve destek unsurlarının entegre edilmesi
• PDL ekibinin oluşturulması
• Sisteme ait esasların belirlenmesi
• Performans çıktılarının geliştirilmesi
Tablo 1: Gerçekleşen PDL sözleşmeleri maliyet tasarrufu
Tablo 2: Gerçekleşen PDL sözleşmelerinde lojistik cevap süresi ve Kullanılabilirlik Oranı
• Ürün destek entegratörünün belirlenmesi
• İş yükü dağılımının yapılması
• Tedarik zinciri yönetim stratejisinin belirlenmesi
• Performansa dayalı sözleşmelerin oluşturulması
• Maliyet/fayda analizlerinin yapılması
• Ödül şartları ve anlaşmaları
• Finansal konuların belirlenmesi
• Uygulama ve değerlendirme
4. PDL’nin Sunduğu Avantajlar
• PDL uygulamaları ile sistemlerden yüksek performans elde edilirken lojistik
maliyetler de düşürülür (Tablo 1) [6].
• PDL uygulamaları ile lojistik cevap süresi kısalır (Tablo 2) [6].
• Sistem kullanılabilirlik oranları artar
(Tablo 2) [6].
• Firma teşvik edilerek performans çıktılarına ulaşması sağlanır.
• İdame maliyetleri düşer.
• Uzun süreli sözleşmeler ve sağlanan
güven sayesinde bürokratik ve boşa
harcanan efor azalır.
• Tahmin yöntemleri kullanılarak hataların önceden tespit edilmesi ve önlenmesi sağlanır.
• Kullanıcı’nın, lojistik faaliyetlere çaba
sarf etmeden, asli görevlerine odak-
lanması sağlanır.
• Sahadan sistemler ile ilgili geri bildirim
alınır, yeni silah sistemleri geliştirmesine katkı sağlar.
• PDL, lojistik faaliyetlerin izlenebilirliğini
de sağlar.
• Yüksek başlangıç maliyetleri söz konusu değildir.
5. PDL’nin Dezavantajları
• Firmaların düşük performans sergilemesi durumunda kullanıcının sözleşme kapsamında cezai yaptırım
uygulama haricinde müdahale etme
imkanının sınırlı olması [7].
• Kullanıcıya ait özel güvenlik bölgelerinde firma personeli bulundurulması
[7].
• Firmaların planlamada yetersiz kalması
durumunda yüksek cezai yaptırımlara
maruz kalması.
• İş maliyet analizinin yapılmasının zor
olması.
• Yönetsel problemlerin aşılması için ilgili yasal mevzuatların düzenlenmesi
ihtiyacı.
6. Savunma Sanayii’nde PDL
Uygulamaları
PDL ilk kez 1998 yılında ABD Savunma
35
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
Tablo 3: PDL’nin Başlıca Savunma Sanayii Uygulamaları
Tablo 4: TOW-ITAS PDL Mali Tablosu
Bakanlığı tarafından F-117 uçakları için
uygulanmış olup, 2000’li yılların başından itibaren yaygın olarak tercih edilen
bir lojistik yönetim stratejisi haline gelmiştir. Akabinde Kanada, İngiltere, Almanya ve Avustralya’da özellikle
savunma sanayii projelerinde yaygın
olarak uygulanmaktadır (Tablo 3).
Tablo 3’te yer alan TOW-ITAS PDL uygulaması, lojistik destek sistemleri arasında
aşamalı geçişin bir örneğidir. TOW-ITAS
lojistik destek sistemi ile ilgili olarak yapılan ilk sözleşme, ABD Savunma Bakanlığı İle Raytheon firması arasında 2000
yılında imzalanmış ve 2001 yılında uygulamaya konmuştur. Sistemin PDL anlayışı ile desteklenmesi 2002 yılı itibarı ile
başlamış ve ilk sözleşme 2002-2006 yıllarını kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
En üst düzeyde hedefi “Operasyonel
Hazırlık” olan uygulama, sistemlerin
%98-%100 arasında kullanılabilirlik oranı
seviyesine ulaşması şeklinde sonuçlar
vermiş ve sistemlere ait destek maliyetleri
bakımından büyük miktarda tasarruf
sağlanmıştır. Tablo 4’te yıllara göre sağlanan tasarruf miktarları yer almaktadır
[8].
36
7. Türk Savunma Sanayii’nde Durum
Dünya genelinde PDL yaklaşımının uygulama alanı her geçen gün genişlemektedir. Bu amaçla, SSM tarafından
2011 ve 2012 yılında yayımlanan faaliyet raporunda SSM’nin ömür devri yönetimi ile ilgili hedefi, ömür devri
yönetimine geçiş sağlanması ve PDL
modellerinin geliştirilmesi olarak açıklanmıştır [9][10]. SSM tarafından 2012 yılında yayımlanan “Savunma Sanayii
Müsteşarlığı Lojistik Yol Haritası” raporunda da belirtildiği üzere Türk savunma
sanayiinde PDL uygulamalarına eğilim
giderek artmaktadır. PDL’nin Türk savunma sanayiindeki başlıca uygulamaları aşağıda yer almaktadır [3]:
• Sahil Güvenlik Helikopteri - Martı Projesi
• A400M Ulaştırma Uçağı Projesi
• Müşterek Taarruz Uçağı - JSF Projesi
8. Sonuç
Silah sistemlerinin karmaşıklık seviyeleri
arttıkça idame edilebilirlik zorlaşmakta,
daha yüksek lojistik maliyetler oluşmaktadır. Türkiye açısından PDL uygulama-
ları değerlendirildiğinde sayısı ve karmaşıklık seviyesi artan savunma sistemlerinin kullanıcı tarafından idame edilmeye çalışılması daha büyük alt yapılara ihtiyaç duyulmasına, büyük maliyetlerin oluşmasına ve kullanılabilirlik
oranını yüksek tutabilmek için daha
büyük çabaların sarf edilmesine sebep
olmaktadır. Bu sebeple Türk savunma
sanayiinde PDL uygulamalarının sayısının artmasına ve gerekli yasal düzenlemelerle
desteklenmesine
ihtiyaç
duyulmaktadır. Klasik lojistik destek sistemlerinden PDL sistemlerine geçişin
organizasyonel ve kültürel değişimler
gerektirdiği konusu sağlıklı bir PDL alt
yapısı oluşturulması açısından büyük
önem taşımaktadır. PDL Destek Sistemlerinin ortaya koyduğu; yüksek performans, düşük ömür devri maliyetleri,
verimlilik, esneklik gibi faydalardan yararlanabilmek için öncelikli olarak Entegre Lojistik Destek alt yapısının
sağlam taşlar üzerine inşa edilmesi gerekmektedir.
PDL uygulamalarında hem yüklenici
hem de kullanıcıya ait risklerin minimuma indirilebilmesi ve her iki taraf açısından kazanç sağlanabilmesi için
öncelikli olarak; uygun bilişim alt yapısının oluşturulması, şeffaflık prensibinin
yerleştirilmesi, gerekli yasal düzenlemelerin yapılması, lojistik destek analizleri
için ihtiyaç duyulan verilerin oluşturulması gibi birtakım alt yapı eksikliklerinin
tamamlanması gerekmektedir.
PDL uygulamalarından elde edilecek
faydanın maksimum düzeye ulaştırılabilmesi açısından ise dikkat edilmesi gere-
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
ken temel konular;
• Köklü sistem değişikliğine adapte olabilmek ve alt yapı eksiklerini giderebilmek açısından aşamalı bir geçiş planı
oluşturulması,
• Gereksinimleri karşılayacak miktardan
daha yüksek seviyede performans isterleri belirlenmesinin, yüksek maliyetler doğuracağı anlayışıyla; performans
ve maliyet arasında en iyi verimi yakalayacak şekilde tanımlamalar yapılması,
• Yüklenici tarafından yatırım yapılmasını teşvik etmeye yeterli olacak sürelerde sözleşmeler düzenlenmesi,
• Tasarruf ve verimin artırılması için yüklenicinin, lojistik destek konseptindeki
katılımını artırmak konusunda cesaretlendirilmesi,
• Yabancı silah sistemleri için öngörülen
uygulamalarda, yerli savunma sanayii
firmalarına kabiliyet kazandırılmasının
garanti altına alınması,
olarak tanımlanabilir.
Şüphesiz ki PDL anlayışının sunabileceği
birtakım dezavantajlar da söz konusu
olabilmektedir. Ancak,
• Kullanıcının lojistik sistem üzerinde sınırlı kontrole sahip olabileceği,
• Özel güvenlik sıkıntıları yaşanabileceği,
gibi birtakım endişeler uygun alt yapı
düzenlemeleri ve detaylı sözleşmeler ile
bertaraf edilebilecektir.
Sayılan tüm faydalarının yanı sıra PDL
konsepti, yerli firmaların kapasite artırımı
yönünden teşvik edilmeleri, kolay idame
edilebilir sistemler tasarlamak ve üretmek yönünde ilerleme kaydedilmesi
amaçlarına yönelik önemli bir araç olarak kullanılabilecektir. Tedarik süreçlerinde olduğu gibi idame edilebilirlik ve
lojistik destek alanlarında dışa bağımlılığın PDL uygulamaları ile azaltılabileceği
değerlendirilmektedir.
Yerli firmaların lojistik destek sistemleri
içerisindeki katılım paylarının artırılması,
idame edilebilirlik ve işletme maliyetlerinin düşürülmesi, kaynakların verimli kullanımı yönünde ortaya koyduğu
faydalar nedeniyle; PDL uygulamaları,
Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılamak ve desteklenebilirliğin devam ettirilmesini sağlamak açısından, özellikle
yerli silah sistemlerinde kullanılabilecek
etkili bir lojistik destek modeli olarak benzerlerinden ayrı bir noktada yerini almaktadır.
Gökhan KESKİN
Balistik Sistemler Mühendislik
Direktörlüğü
Mühendis
Referanslar
[1] Genç, Y.K.: Güvenilirlik Kavramı ve
Savunma Sistemlerindeki Önemi, Roketsan Dergisi, Sayı-2, Şubat 2013,
ISSN 1302-1435.
[2] Performance-Based Logistics: A Primer For The new Administration, Lexington Inst., 2009.
[3] Cicioğlu,B.: Savunma Sanayii Gündemi, PDL: İlkeler ve Uygulamalar,
SSM, 2009.
[4] Savunma Sanayii Müsteşarlığı Stratejik Planı, SSM, 2012
[5] Integrated Logistics Support Plan,
DoD Strategıc Defense Inıtıatıve Organızatıon WASHINGTON D.C./ 1988
[6] Timur, S.: PDL (PDL) Yönetimi ve
Türkiye Havacılık ve Uzay Sanayi Anonim Şirketi Uygulamaları, Gazi Üniversitesi Eğitim Bil.Ens., Yüksek Lisans Tezi,
2013.
[7] Önel, A., Kambur, Ç.: PDL (PDL)
Yaklaşımları ve Uygulamaları, 2013.
[8] Yükselen, K. G.: An Assessment
Tool of Performance Based Logistics
Appropriateness, Air Force Institute of
Technology, ABD, 2012.
[9] Savunma Sanayii Müsteşarlığı Faaliyet Raporu 2011, SSM, 2011.
[10] Savunma Sanayii Müsteşarlığı Faaliyet Raporu 2012, SSM, 2012.
Hamit Berkant
BEKBULAT
Balistik Sistemler Mühendislik
Direktörlüğü
Uzman Mühendis
37
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
büyük veri (big data) ve
savunma sanayiinde uygulamaları
Büyük Veri Nedir?
Büyük Veri 2000’li yıllarda ortaya çıkmış,
veri ve verinin iş sonuçlarına dönüştürülmesi ile ilgili teknolojilerin tümünü
kapsayan bir üst tanımdır. Son derece
hızlı değişen, çeşitlenen ve var olan teknolojilerle adreslenemeyecek kadar
büyük boyutlu verinin ortaya çıkışı, öncelikle arama motoru sağlayıcıları (Google, Yahoo), ardından sosyal ağlar
(Facebook, Twitter) ve diğer tüm sektörlerde etkisini hissettirmiştir. Veri depolama ve işlenme metotlarında ortaya
çıkan bu paradigma değişimi, Büyük
Veri kavramı çevresinde ortaya çıkan bu
teknolojilerin de itici gücü olmuştur (1).
Basit bir anlatımla Büyük Veri, adından
anlaşılacağı üzere, üssel (exponential)
büyüyen ve değişen veri ile başa çıkmak
için geliştirilen teknolojiler bütününe verilen addır.
Büyük Veri, verinin sadece büyüklüğün
değil, üretilme/değişme hızı ve çeşitliliğinin de önceki teknolojiler tarafından
Tablo 1: Veri Büyüme Hızı 8
38
yönetilemeyecek boyutlarda olmasını
ifade eder. Genel olarak kabul gören
Büyük Veri’nin 3V’si Volume (Büyüklük),
Velocity (Hız), Variety (Çeşitlilik) olarak
da ifade edilir (2). Bu açıdan bakıldığında;
Büyüklük
Araştırmalara göre sadece 2011-2012
yılları arasında üretilen veri büyüklüğü
insanlığın tüm tarihi boyunca ürettiği
verinin %90’ına karşılık geliyor (3). 2013
yılında insanlık tarafından üretilen verinin 4 Zettabyte’ı (1 ZB ~ 1012 Gigabyte)
aştığı tahmin ediliyor (4). Veri büyüklüklerindeki bu üssel büyüme trendi eskiye
göre tamamen farklı tasarım hedeflerine sahip depolama ve analiz teknolojilerinin ortaya çıkmasını zorunlu hale
getiriyor.
Üretilme/Değişme Hızı
2010 yılında Google CEO’su Eric
SCHMIDT bir konferansta artık her iki
günde, insanlığın 2003’e kadar ürettiği
veri boyutunda veri ürettiğini dinleyenlerle paylaştı (5). 2012 yılında Facebook’un günde 500 Terabyte (1 TB ~
103 Gigabyte) veri ile büyüdüğü paylaşıldı (6). Özellikle, nesnelerin interneti
(internet of things) kavramı ile birlikte
artık evlerdeki basit cihazlar bile internete bağlı hale gelmeye başladı. Verinin üretilme hızı hem son kullanıcı hem
de makinelerin katkısı ile eskiden hayal
edilemeyecek seviyelere çıktı.
Çeşitlilik
Üretilen veri içerisinde yapılandırılmamış
(unstructured) verinin oranı giderek artıyor. Artık önceden belirlenmiş kalıplara
uyan metin, sayısal ve tarihi veriler yerine ses ve görüntü dosyaları, videolar,
coğrafi konum verisi ve özellikle sosyal
medya etkileşimleri gibi yapılandırılmamış verinin depolanması ve analiz edilmesi işletmeler için hayati bir öneme
sahip. Sosyal medyanın dönüştürücü
gücü, müşterilerle daha önce var olmayan kanallarla etkileşmeye ve kullanıcı
deneyimi ile ilgili son derece önemli
büyük veriyi toplamaya ve analiz etmeye yardımcı oluyor.
Tablo 1’de Global verinin büyüme hızı
ve kurumlar tarafından üretilen ve yönetilen verinin büyüme hızı da özetlenmiştir. Tabloya konu olan verinin elde
edildiği araştırmaya göre 2020 yılında
veri üretim hızının 2009’a kıyasla 43 kat
artması beklenmektedir. Kurumlar tarafından üretilen verinin yanı sıra bireyler
tarafından üretilip kurumlar tarafından
yönetilen veri büyüklüğündeki muazzam artış neden Büyük Veri teknolojilerine ihtiyaç duyulduğunu açıkça ortaya
koymaktadır (7). Sosyal medya içeriği bi-
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
reyler tarafından yaratılıp kurumlar tarafından depolanan-analiz edilen veriye
iyi bir örnektir.
Bahsedilen üç ana faktör tarafından yaratılan değişikliklerle başa çıkmak ve fırsatları iş sonuçlarına dönüştürebilmek
amacıyla ortaya çıkan Büyük Veri teknolojilerinin kabaca iki ana sınıfa ayrılabildiğini görmekteyiz. Birincisi veriyi
gerçek zamanlı depolamaya yönelik
operasyonel çözümler, ikincisi ise depolanmış veriden öngörüler çıkarmaya yönelik analitik çözümler.
Operasyonel Çözümler
NoSQL (not only SQL) kavramı altında
toplanan ve geniş bir kümede farklı
özellikteki veriyi depolamak üzere özelleşmiş veritabanları ve diğer depolama
teknolojileri bu alt başlıkta gruplanabilir.
Yapılandırılmış veriye yönelik veritabanı
teknolojilerine karşılık NoSQL veritabanları, daha önce bahsedilen yapılandırılmamış, yüksek hacimli, çok hızlı üretilen
veriyi düşük gecikme ile depolamaya
yoğunlaşır. Bu bağlamda, dağıtık hesaplama ve bulut teknolojileri kullanılarak bu yüksek hacimli veriden, seçiciliği
yüksek sorgular vasıtasıyla hızlı bir şekilde operasyonel bilgiye ulaşmak
önemli bir tasarım hedefidir. Operasyonel Büyük Veri çözümleri daha çok veriyi depolama ve veriye hızlı erişimi ön
planda tutsalar da belirli kısıtlı şartlar altında gerçek zamanlı veri analizi ve öngörü olanağı sağlayabilirler.
Tablo 2: Operasyonel - Analitik Büyük Veri 9
Analitik Çözümler
Yine geleneksel veritabanı teknolojilerinin kısıtlarının üstesinden gelmek amacıyla ortaya çıkan analitik çözümlerin
temel tasarım hedefi, daha önceden
depolanmış büyük ölçekli yapılandırılmamış veriden, geriye dönük iş değeri
yaratacak bilgi elde edebilmektir. Bu
hedef yine yüksek ölçekte dağıtık hesaplama ve Google tarafından geliştirilmiş
MapReduce adı verilen algoritmanın
uygulanması ile gerçeklenmektedir.
Operasyonel çözümler tarafından işlenen veri üzerinde karmaşık ve öngörü
sağlayan analitik sorguların çalıştırılarak
bu iki teknoloji setinin bir araya getirilmesi, işletmelere Büyük Veri konseptinin sunduğu ufukları kullanarak, iş
sonuçlarına ulaşmayı kolaylaştıracak bilgiye geçmişte düşünülemeyecek hızda
ve detayda ulaşma olanağı sunar.
Operasyonel ve Analitik Büyük Veri teknolojilerininin karşılaştırmalı özellikleri
Tablo 2’de verilmiştir:
Savunma ve Üretim Sanayiinde
Uygulamaları
Savunma ve üretim sanayiinde de gelişen teknolojilere bağlı olarak özellikle
üretim teknolojileri ve ekipmanları atölyeden her türlü veriyi toplayabilecek şekilde özelleşmektedirler. Bu da “akıllı
fabrika” konsepti doğrultusunda (Roketsan’da uygulamaya geçirilmiş olan) Üretim Yönetim Sistemi (Manufacturing
Execution System (MES)) uygulamalarına paralel olarak üretim ekipmanlarının
da anlık durum bilgilerini raporlayıp izlenebilirlik ve hatasız üretim hedeflerini
gerçekleştirebilmek için operasyonel sistemlere iletmelerini mümkün kılmıştır.
Örneğin; Raytheon’un yeni füze üretim
fabrikasında montaj esnasında vidaların
çevrilme sayısı bile kayıt altında tutularak, 13 defa çevrilmesi gereken bir vida
12 defa çevrilirse sistemin alarm vermesi
sağlanmıştır (10). Yine aynı fabrikada
her üretim aşamasında çalışan operatörün kayıtlarının yanı sıra montaj anındaki
sıcaklık ve nem durumu da anlık toplanarak herhangi sonraki bir aşamada ortaya çıkabilecek problemlerin geriye
dönük takibi sağlanmaktadır. Buna ek
olarak operatörlerin yetkili olmadıkları istasyonlarda çalışmaları, uygun olmayan
ekipman veya sarf malzemeler kullanmaları da sistem tarafından takip edilmekte ve engellenmektedir.
Günümüzde küçük çaplı bir üretim operasyonunda dahi ERP ve MES sistemleri
gibi bilgi kaynaklarının yanı sıra yukarıda
bahsedilen akıllı üretim ekipmanları, üretim hattı ve laboratuvar test sistemleri,
mühendislik verisini yöneten ve yine Roketsan’da kullanılmakta olan Ürün
Yaşam Döngüsü Yönetimi (Product Lifecycle Management (PLM)) sistemleri,
yukarı ve aşağı tedarik zincirini kapsayan
hata analiz sistemleri ve teslimat sonrası
devreye giren müşteri tecrübesi yönetimi (user experience) sistemleri gibi veri
kaynakları bulunabilmektedir (11). Geleneksel olarak bu veri kaynaklarının kurumsal olmayan kapalı bilgi silolarında
depolanması (örneğin test verisinin sadece test bölümleri tarafından erişilebilir
olması) olası bir analiz eforu ile sağlanabilecek stratejik ve operasyonel faydaları
engelleyebilir. Tüm bu verinin biraraya
getirilmesi ve analiz edilebilmesini sağlayabilecek Büyük Veri sistemlerinin özellikle
geliştirme
faaliyetlerinden
39
roketsan dergisi
tasarım ve mühendislik gücümüz
başlayarak pazara sürüm süresi (Time to
market) ve üretimde yaşanan problemlerin çözüm süresini kısaltabileceği ve
üretim ve tasarım süreçlerinde verimliliği
artırabileceği öngörülmektedir.
Roketsan ve Büyük Veri
Köklü bir üretim ve dinamik bir Ar-Ge
geleneğine sahip Roketsan, özellikle
son yıllarda, bilişim teknolojilerini bir
stratejik avantaj olarak kullanma yolunda önemli adımlar atmaktadır. Kullanıma alınan PLM sistemi ile değerli
mühendislik verisinin üretim ve kontrolünü daha efektif yapabilmek ve kurumsal alanda paylaşımını kolaylaştırmak
hedeflenmektedir. Devreye alınan MES
sistemi ile de üretim hattından gerçek
zamanlı veri toplanmasına başlanarak
darboğazları tespit etmek, kalite verisini
üretim izleme süreci entegre bir halde
toplamak ve bu şekilde üretimde esnekliği artırmak mümkün hale gelmiştir.
ERP sisteminde ise son yıllarda özellikle
finans, tedarik, üretim ve insan kaynakları süreçlerini daha pürüzsüz işletebilmeye
yönelik
geliştirmeler
ve
entegrasyonları kolaylaştırmaya yönelik
teknolojik yenilikler yapılmıştır.
Geçtiğimiz yıl içerisinde operasyonel
Büyük Veri teknolojileri konusunda ise
çeşitli teknolojilerle çalışılmış ve NoSQL
veritabanları farklı uygulamalar arkasında YBSM tarafından kullanıma alınmıştır. Buradan elde edilen tecrübelerin
kısa vadede özellikle MES sistemine destek olabilecek üretim ekipmanı ve sensör
verilerinin
toplanması
ve
birleştirilmesinde kullanılması planlanmaktadır. Bunun yanında mühendislik
süreçlerinde önemli bir yer tutan test
verilerinin de kurumsal sistemlere dâhil
edilmesi hedeflenmektedir. Bilişim ve
özellikle ağ güvenliği konusunda da,
Büyük veri çözümleri kullanılarak daha
önceden boyutu nedeniyle analiz edilip
40
sonuç çıkarılması çok güç olan ağ trafiğinin daha detaylı izlenmesi gündemdedir.
Analitik Büyük Veri çözümleri konusunda ise çalışmalar başlatılmış olup, kurumsal
veri
ambarı
içerisinde
toplanacak ve analiz edilecek verinin
geleneksel raporlama ve analiz teknolojilerine ek olarak Büyük Veri teknolojileri
ile de değerlendirilmesi kısa vadeli planlar arasındadır.
Referanslar
1. http://www.mongodb.com/bigdata-explained
2. http://blogs.gartner.com/douglaney/files/2012/01/ad949-3D-DataManagement-Controlling-Data-Volum
e-Velocity-and-Variety.pdf
3. http://www.sciencedaily.com/releases/2013/05/130522085217.htm
4. 1 ZB (zettabyte) ~ 1,000 EB
(exabyte) ~ 1,000,000 PB (petabyte)
~1,000,000,000 TB (terabyte) ~
1,000,000,000,000 GB (gigabyte)
5. http://vsatglobalseriesblog.wordpress.com/2013/06/21/in-2013-theamount-of-data-generated-worldwidewill-reach-four-zettabytes/
6.http://techcrunch.com/2010/08/04
/schmidt-data/
7. http://www.cnet.com/news/facebook-processes-more-than-500-tb-ofdata-daily/
8.http://assets1.csc.com/insights/dow
nloads/CSC_Infographic_Big_Data.pdf
9. Ibid.
10. http://www.mongodb.com/bigdata-explained
11.http://online.wsj.com/news/articles/SB100014241278873240597045
78472671425572966
12.http://www.sas.com/resources/w
hitepaper/wp_37614.pdf
Hasan Onur BEYGO
Kurumsal Kaynak Yönetimi ve
Strateji Direktörlüğü
Yönetici Mühendis
sayı 6 ocak 2015
tasarım ve mühendislik gücümüz
41
roketsan dergisi
fuar ve organizasyonlar
mspo 2014
Roketsan, 1-4 Eylül 2014
tarihleri arasında Kielce,
Polonya’da düzenlenen
MSPO 2014 Uluslararası
Savunma Sanayii Fuarı’na
katılım sağladı.
Savunma Sanayii Müsteşarlığı koordinasyonunda Milli Katılım gerçekleştirdiğimiz
fuarda, T.C. Polonya Büyükelçisi Yusuf
Ziya ÖZCAN, Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR ve Savunma
Sanayii Müsteşar Yardımcısı Sedat GÜLDOĞAN’ı standımızda ağırladık.
Güney Afrika, Slovenya, Norveç gibi birçok yabancı ülke delegasyonu tarafından yoğun ilgi gören standımızda,
ziyaretçilere güncel proje ve ürünler
hakkında bilgi verildi.
T.C. Varşova Büyükelçisi’nin Standımızı Ziyareti
Tü rkiye Heyeti
MSB Bakan Yardımcısı, SSM Müsteşarı ve
Güney Afrika Savunma Bakanı Yardımcısı’nın Standımızı Ziyareti
Tü rkiye Heyeti
Slovenya Savunma Bakanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti
Polonya Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti
42
sayı 6 ocak 2015
fuar ve organizasyonlar
adex 2014
11-13 Eylül 2014 tarihleri
arasında Bakü,
Azerbaycan’da bu yıl ilk kez
düzenlenen ADEX
Uluslararası Savunma
Sanayii Fuarı’na, Savunma
Sanayii Müsteşarlığı
koordinasyonunda Milli
Katılım sağlayan Roketsan,
fuarın başrol
oyuncularından biri oldu.
Azerbaycan ile hali hazırda yürüttüğümüz proje nedeniyle Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham ALİYEV beraberinde T.C. Milli Savunma Bakanı İsmet
YILMAZ, Azerbaycan Savunma Bakanı
Zakir HASANOV, Azerbaycan Savunma
Sanayii Bakanı Yaver CEMALOV, Hava
Kuvvetleri Komutanı Ramiz FİRUDİN,
T.C. Bakü Büyükelçisi Alper COŞKUN,
Türk Silahlı Kuvvetleri Ataşesi Tuğg. Nevzat TAŞDELER ile diğer Azeri yetkililer
standımızı ziyaret etti.
Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR, Roketsan standında yaptığı
basın toplantısında basın mensuplarının
yönelttiği gündeme ilişkin soruları cevaplayarak bu yıl ilk kez düzenlenen
ADEX Fuarı’na çok sayıda Türk şirketinin
katılım sağlamasının her iki ülkenin uzun
vadeli işbirliğine yönelik önemini vurguladı.
Kapalı alanda sergilenen ürünlere ilave
olarak, Azerbaycan’a teslimatı gerçekleş-
tirilen silah sisteminin tanıtımı da ilk kez
ADEX Fuarı’nda yapıldı. Azeri ve Türk basınının yoğun ilgi gösterdiği standımızda; Anadolu Ajansı, TRT, CNN Türk,
Kanal A, Cihan Haber Ajansı, Savunma
ve Havacılık, Defence Turkey, C4 Defence gibi Türk basını ile Hazar TV, Mag
TV, ASN TV, Lider TV, ATV, Kanal S, Azeri
Defence, ADEX Daily News gibi Azeri basını ile röportajlar yapıldı. Yönetim Kurulu
Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN
ile gerçekleştirilen röportaj TRT Avaz kanalında canlı olarak yayınlandı.
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın ̇Ilham ALİYEV'in Standımızı Ziyareti
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham ALIYEV'in Standımızı Ziyareti
Yö netim Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyü p KAPTAN ve
Aselsan Yö netim Kurulu Başkanı Hasan CANPOLAT'ın TRT Rö portajı
43
roketsan dergisi
fuar ve organizasyonlar
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın ̇Ilham ALİYEV'in ve Azerbaycan
Savunma Sanayii Bakanı Yaver CEMALOV'un Standımızı Ziyareti
Milli Savunma Bakanı İsmet YILMAZ ve Savunma Sanayii Mü steşarı
Prof. Dr. İsmail DEMİR'in Standımızı Ziyareti
Savunma Sanayii Mü steşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR'in,
Roketsan Standında Yaptığ ı Basın Toplantısı
Azerbaycan Hava Kuvvetleri Komutanı’nın Standımızı Ziyareti
Azeri
Defence
44
MSI
Hürriyet
sayı 6 ocak 2015
fuar ve organizasyonlar
ausa 2014
Roketsan, 13-15 Ekim 2014
tarihleri arasında
Washington DC, ABD’de
düzenlenen AUSA 2014
Fuarı’na katıldı.
Fuara, geniş ürün yelpazesi ile katılım
sağlayan Roketsan, T.C. Washington
Büyükelçisi Namık TAN’ı standında ağırlayarak, ürünler hakkında detaylı bilgi
verdi.
Üç gün devam eden fuar boyunca,
ABD Ordusu ve diğer ülkelerin silahlı
kuvvetlerinde görevli üst düzey yetkililer standımızı ziyaret ederek CİRİT, SOM
ve UMTAS beraberinde sergilenen
ürünlerimiz hakkında detaylı bilgi aldı.
Avustralya Heyetinin Standımızı Ziyareti
T.C. Washington Bü yü kelç isi'nin Standımızı Ziyareti
Tawazun Heyetinin Standımızı Ziyareti
Basın ile Yapılan Rö portaj
Mısır Heyetinin Standımızı Ziyareti
Kore Heyetinin Standımızı Ziyareti
45
roketsan dergisi
fuar ve organizasyonlar
expodefensa 2014
Roketsan, 29-31 Ekim
sağladı.
tarihleri arasında
Kolombiya’nın başkenti
Sektördeki önemli fuarlar arasında yer
Bogota’da bu yıl 4. kez
alan ve her iki yılda bir düzenlenen EXdüzenlenen EXPODEFENSA PODEFENSA 2014 Fuarı’ndaki standımızda, T.C. Kolombiya Büyükelçisi
2014 Fuarı’na katılım
Engin YÜRÜR ve Kolombiya, Paraguay,
Meksika, Bolivya, El Salvador, Brezilya,
Uruguay, Şili gibi Güney Amerika ülkeleri dışında birçok uluslararası ülkenin
üst düzey delegasyonu ağırlandı.
Kolombiya ve Portekiz Savunma Bakanlarının Standımızı Ziyareti
Kolombiya Hava Kuvvetleri Komutanı’nın Standımızı Ziyareti
T.C. Kolombiya Büyükelçimizin Standımızı Ziyareti
Endonezya ve Lübnan Büyükelçilerinin Standımızı Ziyareti
Kolombiya Savunma Müsteşarı’nın Standımızı Ziyareti
El Salvador Heyetinin Standımızı Ziyareti
46
sayı 6 ocak 2015
fuar ve organizasyonlar
indodefence 2014
Roketsan, 5-8 Kasım tarihleri
arasında Endonezya’nın
başkenti Cakarta’da bu yıl
6. kez düzenlenen
INDODEFENCE 2014
Fuarı’na katıldı.
T.C. Endonezya Büyükelçisi Zekeriya
AKÇAM ve Silahlı Kuvvetler Ataşesi Dz.
Kur. Alb. Seçkin ÇELİK standımızı ziyaret
ederek ürünlerimiz ve yürütülen projeler
hakkında bilgi aldı.
Dört gün süren fuar süresince ürünleri
büyük ilgi gören Roketsan, standında
Endonezya, Malezya, Vietnam, Singapur ve Birleşik Arap Emirlikleri heyetlerini
ağırlayarak; kara, hava ve deniz sistemlerine yönelik güncel ürünleri hakkında
bilgi verdi.
Endonezya Deniz Kuvvetleri Komutan Yardımcısı’nın Standımızı Ziyareti
Endonezya Topç u Kuvvetleri Komutanı'nın Standımızı Ziyareti
Genel Mü dü rü mü z ile Röportaj
T.C. Silahlı Kuvvetler Ataşesi Dz. Kur. Alb. Seç kin C
̧ ELİK'in
Standımızı Ziyareti
Tawazun Heyetinin Standımızı Ziyareti
Malezya Silahlı Kuvvetler Komutanı’nın Standımızı Ziyareti
47
roketsan dergisi
fuar ve organizasyonlar
ideas 2014
Bu yıl 8. kez düzenlenen ve
bölgenin en önemli
savunma fuarlarından biri
olan IDEAS’ta Roketsan,
sergilediği ürünlerle
katılımcıların yoğun ilgisini
topladı.
Fuarın ilk günü Roketsan standını ziyaret
eden üst düzey ziyaretçilerin arasında
Pakistan, Katar, Singapur, Güney Kore,
Amerika Birleşik Devletleri, Rusya ve Çek
Cumhuriyeti delegasyonları yer aldı.
Fuarda Milli Katılım çatısı altında yer alan
Roketsan, son teknoloji ürünleri ve kabiliyetleri üzerine tanıtım ve sunumlar gerçekleştirdi.
MSB Bakan Yardımcısı ve SSM Müsteşarı’nın Standımızı Ziyareti
Pakistan Savunma Sanayii Bakanı'nın Standımızı Ziyareti
Pakistan Genelkurmay Başkanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti
Pakistan Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti
Singapur Heyetinin Standımızı Ziyareti
Pakistan Kara Kuvvetleri Komutanlığı Heyetinin Standımızı Ziyareti
48
sayı 6 ocak 2015
fuar ve organizasyonlar
hightech port by musiad 2014
Fuarda, sınıfının en uzun menzilli füzesi
olan 2.75” Lazer Güdümlü Füze CİRİT,
Orta ve Uzun Menzilli Tanksavar Füzeleri
UMTAS ve OMTAS, Hassas Güdümlü
Seyir Füzesi SOM, Alçak İrtifa Hava Savunma Füzesi HİSAR-A ve satıhtan satıha
107 mm ve 122 mm Topçu Roket modellerimiz sergilendi.
Ürünlerimizin yoğun ilgi gördüğü fuarda, üst düzey firma temsilcilerine detaylı anlatımlar yapıldı.
Roketsan,
Müstakil İş Adamları
Derneği’nin (MÜSİAD)
26-30 Kasım 2014 tarihleri
arasında CNR Expo Center
İstanbul’da düzenlediği
High Tech Port by MUSİAD
Fuarı’na katılım sağladı.
roketsan devlerle birlikte berlin’de
Perspective” panelinde, Genel Müdürümüz Selçuk YAŞAR tarafından konuşma
yapıldı.
Roketsan, 2-3 Aralık 2014
tarihlerinde Almanya’da
düzenlenen ve Türkiye’nin
partner ülke olduğu Berlin
Güvenlik Konferansı’na
(Congress on European
Security & Defence) katılım
gerçekleştirdi.
Milli Savunma Bakanı İsmet YILMAZ, T. C.
Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni KARSLIOĞLU, Genelkurmay Genel Plan ve
Prensipler Başkanı Korg. Alpaslan ERDOĞAN, SSM Müsteşar Yardımcısı Sedat
GÜLDOĞAN ve diğer misafirler Yönetim
Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyüp
KAPTAN ve Genel Müdürümüz Selçuk
YAŞAR tarafından Roketsan standında
ağırlandı. Etkinliğin ilk günü düzenlenen
“Forum European Industrial Defence
Cooperation - Developing a Strategic
50’den fazla ülkeden siyasi ve askeri temsilciler ile firma ve güvenlik kuruluşları
yetkililerinden oluşan yaklaşık 1.000 katılımcının ziyaret ettiği organizasyonda;
dünyanın önde gelen savunma sanayii
firmaları MBDA Almanya, Lockheed Martin, Raytheon ile Türkiye’den Roketsan,
TAI ve Havelsan yer aldı.
49
roketsan dergisi
fuar ve organizasyonlar
“turkish maritime & naval summit” etkinliği
9 Eylül 2014 tarihinde, 2. kez Hamburg,
Almanya’da gerçekleştirilen “Turkish Maritime and Naval Summit” etkinliği kapsamında düzenlenen “Turkish Marine
Systems & Equipment Forum for Naval
and Merchant Shipbuilding Market” pa-
nelinde Roketsan’dan Cenk SUMBAS tarafından “Naval Platformlarla ilgili Roketsan’ın Yetenekleri” konulu bir sunum
yapıldı.
Roketsan beraberinde etkinliğe; Havel-
san, Aselsan, Türk Loydu, STM, Ares
Shipyard, SEFT Ship Design, Sanmar
Shipyard, Soyaslan Denizcilik & Yacht
Design, Data Hidrolik Makine Sanayi A.S.
firmaları katılım gösterdi. Etkinliğin sonunda, Roketsan’a plaket takdim edildi.
2. kara sistemleri ankara savunma ve havacılıkta
semineri
endüstriyel işbirliği günleri
Roketsan, 3-4 Kasım 2014 tarihleri ara(ossa icdda)
sında, Ankara ODTÜ’de düzenlenen 2.
Kara Sistemleri Semineri’ne oturum
sponsoru olarak katılım sağladı.
600’den fazla katılımcının dahil olduğu
etkinliğin ilk günü, İleri Malzeme ve Balistik Koruma Proje Müdürü Timur
AKGÜL “Roketsan Balistik Koruma Çözümleri” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Etkinliğin ikinci günü, Balistik
Koruma Ürünleri Tasarım Birimi’nden
Eralp AKGÜL, “Zırh Sistemleri”, Sistem Tasarım Birimi’nden Erolcan ERDOĞAN
“Çok Namlulu Roketatar Sistemleri Fırlatma Aracı Tasarımı: Sistem Gereksinimleri ve Çözüm Yöntemleri” konulu
sunumlar gerçekleştirdi.
50
Roketsan, 14-16 Ekim 2014 tarihlerinde, Ostim Savunma ve Havacılık Kümelenmesi (OSSA) tarafından Ankara
Congressium’da düzenlenen Ankara
Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İş-
birliği Günleri’ne katılım sağladı.
Üç gün süren etkinlik kapsamında firmamız, birçok ulusal ve uluslararası firma ile
işbirliği görüşmeleri yaptı.
sayı 6 ocak 2015
fuar ve organizasyonlar
ar-ge zirvesi’nde bir basamak daha yukarıda
Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından 164
Ar-Ge Merkezi için yapılan
2013 yılı performans
değerlendirmesinde
Roketsan Elmadağ ve
Lalahan Ar-Ge Merkezleri
Türkiye genelinde bir
basamak daha yukarı
çıkarak ikincilik ödülünü aldı.
RUN’a takdim edildi.
İki gün boyunca devam eden etkinliğin
ilk gününde, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanı Fikri IŞIK, Roketsan standını ziyaret
ederek ileri teknoloji ürünlerimiz hakkında detaylı bilgi aldı. Etkinlik süresince
Yönetim Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr.
Eyüp KAPTAN birçok ulusal yayın ile röportaj gerçekleştirdi.
Ödül, 10-11 Aralık 2014 tarihinde icra
edilen 3. Ar-Ge Merkezleri Zirvesi’nde
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri
IŞIK tarafından Yönetim Kurulu Başkanımız Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN ve
Genel Müdür Yardımcımız Hayri TO-
51
roketsan dergisi
fuar ve organizasyonlar
ileri malzemeler ve süreçler forumu
2-3 Aralık 2014 tarihlerinde
SSM Nuri Demirağ
salonunda, Roketsan,
Savunma Sanayii
Müsteşarlığı ve SaSaD
işbirliği ile “İleri Malzemeler
ve Süreçler Forumu” icra
edildi.
Forum ile savunma ve havacılık sektöründe ileri malzemeler ve süreçler konusunda geleceğe yönelik ihtiyaçlar ile ilgili
farkındalık yaratılması amaçlandı. Forum
sürecinde sektör ve üniversite/araştırma
temsilcilerinin katılımı ile ileri malzemeler
ve süreçler konusunda dünyadaki mevcut durum, ülkemizde yürütülmekte
olan çalışmalar ve konunun savunma ve
havacılık sektörüne etkilerinin irdelenmesi, konu ile ilgili savunma ve havacılık
sektörünün geleceğe yönelik ihtiyaçlarının belirlenmesi ve ilgili eğitim/araştırma
faaliyetlerine yön verilmesi hedeflendi.
“İleri Malzemeler ve Süreçler Forumu”,
SaSaD Genel Sekreteri Hüseyin BAYSAK,
SSM Ar-Ge ve Teknoloji Yönetimi Daire
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Ata ŞENLİKÇİ, Roketsan Genel Müdür Yardımcısı Dr.
Yavuz AKA, SSM İleri Malzemeler ve
52
telerin, sanayi kurum/kuruluşlarının ve
araştırma kurumlarının temsilcileri tarafından 32 adet makale sunumu gerçekleştirildi.
Enerji Projeleri Grup Müdürü Önder
CANBAŞ ve SaSaD ARGETEK Başkanı Serdar GÖKPINAR’ın konuşmaları ile açıldı.
Dr. Yavuz AKA, konuşmasında Roketsan’ın, roket/füzelerde kullanılan malzemelerin teminindeki malzemelerin
teminindeki kısıtlamaların özgün ürünlerin tasarlanması, üretilmesi ve satışları süreçlerinde yaratacağı sorunları çok
önceden görerek 1990’lı yılların başından itibaren fonksiyonel organizasyonunda “Malzeme Teknolojileri” alanında
geniş kapsamlı örgütlenmeyi yapmış ilk
savunma şirketi olduğuna değinerek
“İleri Malzeme ve Balistik Koruma Müdürlüğü”nün personel yapısı ve çalışma
konuları hakkında bigilendirme yaptı.
“İleri Malzemeler ve Süreçler Forumu”
kapsamında başlıkları aşağıda verilmekte
olan yedi adet oturum altında üniversi-
• Geleceğin Malzeme Teknolojileri ve
Savunma Sanayii Uygulamaları
• Yeni Nesil Enerjik Malzemeler
• Biyomalzemeler, Biyouyumlu Malzemeler ve Uygulamaları
• Nanomalzemeler ve Uygulamaları
• Polimer Matrisli Kompozit ve Nanokompozitler ve Uygulamaları
• Seramik ve Metal Matrisli Kompozitler
• Katmanlı İmalat Yöntemleri
• Savunma Sanayi ve Malzeme: Güncel
İhtiyaçlar ve Geleceğe Bakış
Foruma iki gün süresince 13 üniversite,
26 savunma sanayi firması ve beş kamu
kuruluşu temsilcilerinden oluşan 450
dinleyici katılım sağladı. Forum; Roketsan, Aselsan, TUSAŞ, Havelsan, Otokar,
FNSS ve TUSAŞ Motor Sanayi’nin sponsorluğunda icra edildi.
sayı 6 ocak 2015
fuar ve organizasyonlar
roketsan ve raytheon patriot cas üretimi için anlaştı
Roketsan ve Raytheon’s
tesislerinde yeni bir
Integrated Defense Systems sözleşme imzaladı.
şirketleri, 17 Aralık 2014
tarihinde, Patriot CAS
Anlaşma kapsamında, Patriot GEM–T
Hava Savunma Füzesinin kontrol ünitesi
Sistemi konusunda
üretimi, Roketsan tarafından yapılacak.
Roketsan Elmadağ
Sözleşmeyi, Raytheon’s Integrated Defense Systems adına Programlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ralph
ACABA ve Roketsan adına Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA ve Genel Müdür Selçuk YAŞAR
imzaladı.
roketsan 10. genç akademi etkinliği’nde
Roketsan, 20-21 Aralık
2014 tarihlerinde, Ankara
Congressium’da
düzenlenen 10. Genç
Akademi Etkinliği’nde yer
aldı.
Bilkent Üniversitesi’nin ev sahipliğinde
gerçekleştirilen, Türkiye genelinde 60
farklı üniversite ve 80 farklı bölümden
yaklaşık 900 öğrencinin katılım gösterdiği etkinliğin ikinci gününde, Genel
Müdürümüz Selçuk YAŞAR sunum yaptı.
İki gün boyunca devam eden etkinlikte,
Roketsan standında öğrencilerin soruları
yanıtlandı.
53
roketsan dergisi
roketsan’dan haberler
atamızı ziyaret
Türkiye Cumhuriyeti
Devleti’nin kurucusu,
Büyük Önder Mustafa
Kemal Atatürk’ün
aramızdan ayrılışının
76. yıl dönümünde,
54
Atamızın huzurundaydık.
Roketsan Ailesi olarak, tüm hayatını Türk
Milleti’ne adayan, Ulu Önder Mustafa
Kemal ATATÜRK’ün ilke ve devrimlerini
benimseyerek ilerlediğimiz bu yolda, 20
Kasım 2014 tarihinde Anıtkabir’de gerçekleştirdiğimiz törenle Atamızı bir kez
daha saygıyla andık.
sayı 6 ocak 2015
roketsan’dan haberler
55
roketsan dergisi
roketsan’dan haberler
25. yıl kitabı yansımaları
56
57
roketsan dergisi
roketsan’dan haberler
roketsan cmmi/dev sevi̇ye 3 ̇ile gücüne güç kattı
22 Eylül 2014 tarihinde
başlayıp, 2 Ekim 2014
tarihinde tamamlanan
CMMI Kıymetlendirme
faaliyetleri sonucunda
Roketsan, CMMIDEV/3
olarak tescillendi.
tejik planında yer alan CMMIDEV (Capability Maturity Model® Integration for Development) çalışmalarını, tamamladı.
Şirketimiz, 2010 yılında başlattığı, stra-
CMMI denetim ekibi, 2 Ekim 2014 tarihinde gerçekleştirilen sonuç sunu-
munda Roketsan’ın CMMIDEV/3’e
uygun olduğunu açıkladı. Roketsan’ın
bu başarısı, CMMI Enstitüsü’nün resmi
web sayfasında (https://sas.cmmiinstitute.com/pars) 15 Ekim 2014 tarihinde
23080 denetim numarasıyla yayınlanarak tescillendi.
Böylelikle, Roketsan Türkiye’de bir ilke
imza atarak, sektöründe bu belgeyi
bünyesindeki tüm tasarım ve geliştirme
süreçleri için alan ilk kuruluş oldu.
orta menzilli milli hava savunma füzesi’nin
ilk uçuşlu testi büyük bir başarıyla gerçekleşti
Türk Silahlı Kuvvetlerinin
Alçak ve Orta İrtifa Hava
Savunma ihtiyacına cevap
verecek ve dünyadaki
örnekleriyle yarışır nitelikte
bir hava savunma füzesinin
ülkemize kazandırılması
amacıyla, 2011 yılında
Savunma Sanayii
Müsteşarlığınca başlatılan
proje kapsamında radar,
komuta kontrol ve
atış kontrol sistemleri
Aselsan, füze sistemleri
Roketsan tarafından
geliştirilmekte.
Proje kapsamında Milli Orta İrtifa Hava
Savunma Füzesi HİSAR-O’nun, ilk
uçuşlu testi olan Balistik Test Füzesi atışı,
Kara Kuvvetleri Komutanlığı, Hava Kuvvetleri Komutanlığı, Deniz Kuvvetleri Ko-
58
mutanlığı, Savunma
Sanayii Müsteşarlığı, Aselsan ve Roketsan
katılımlarıyla 23 Temmuz
2014 tarihinde, Aksaray’da başarıyla gerçekleştirildi.
Tamamlanan testlerde; füze, fırlatma
aracından başarılı bir şekilde ayrılarak
hesaplanan yörüngesinde kararlı bir şekilde uçtu. Bu testler ile, Türkiye’nin ilk
Milli hava savunma füzesi geliştirme
faaliyetleri kapsamında önemli
bir kilometre taşı daha başarı ile gerçekleştirildi.
sayı 6 ocak 2015
roketsan’dan haberler
roketsan istanbul’da
Roketsan, Ankara’daki iki
ana yerleşkesi ve Bilkent
Cyberpark’taki ofislerine
ilave olarak bir
dördüncüsünü hizmete
soktu.
Genel Müdür Yardımcısı Necip PEHLİVANTÜRK’ün katılımlarıyla gerçekleştirildi.
26 yılı geride bırakırken, teknolojik ilerlemelere ve pazardaki gelişmelere paralel
olarak gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımız
ivme kazanarak devam edecektir.
Roketsan, kullanıcılara ve müşterilere
yakın çalışmanın yarattığı sinerjiyi ve teknolojiyi dikkate alarak Sabiha Gökçen
Havalimanı’nın da içinde bulunduğu
İleri Teknoloji Parkı (İTEP) yerleşkesindeki
İstanbul Teknopark’ta yeni ofisini açtı.
İstanbul’daki Roketsan Teknopark ofisinin açılışı, 25 Kasım 2014 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanı Korg. (E) Dr. Eyüp
KAPTAN, Yönetim Kurulu Üyesi Ekin
ÖZKER, Genel Müdür Selçuk YAŞAR ve
roketsan bu yıl ikinci kez düzenlenen
odtü kariyer fuarı’ndaydı
6-7 Kasım 2014 tarihlerinde Orta Doğu
Teknik Üniversitesi Kültür ve Kongre
Merkezi’nde bu yıl ikincisi düzenlenen
ODTÜ Kariyer Fuarı’na Roketsan, İnsan
Kaynakları Birimi çalışanları ve teknik birimlerimizden Mekatronik Tasarım Birim
Yöneticisi Burcu DÖNMEZ, Uydu Fırlatma Sistemi Tasarım Sorumlusu İbrahim YAMAN, Termal Analiz ve Test Lideri
Emre KÜTÜKÇEKEN, Yapısal Analiz ve
Test Lideri Sibel ARAL ve Yapısal Analiz
ve Test Mühendisi Büşra BARTAN ile katılım gösterdi.
Fuar boyunca Roketsan, video gösterimleri, tanıtım malzemeleri, broşürleri ve
bu yıl yeni tasarlanan standıyla öğrencilerin, yeni mezunların ve lisans üstü öğ-
renim görmekte olan katılımcıların ilgi
odağı oldu. İşe alım koşullarımızdan, staj
ve aday mühendislik imkanlarımıza; açık
pozisyonlarımızdan, mühendislik, fen bilimleri ve sosyal bilimler bölümleri mezunlarının şirketimizdeki çalışma alanlarına kadar merak edilen pek çok konu
hakkında öğrenci ve mezun ziyaretçilerin soruları yanıtlandı.
59
roketsan dergisi
roketsan’lı olmak
çalışan sağlığı
ve güvenliği
eğitimleri
2014 yılı eğitim planlamaları kapsamında, Çalışan Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri 2 Haziran - 2 Ekim 2014
tarihlerinde tüm çalışanlarımızın ve yöneticilerimizin katılımları ile gerçekleştirildi. “Çok Tehlikeli İşyeri Sınıfı”nda yer
alan şirketimiz için 6331 sayılı İş Sağlığı
ve Güvenliği Kanunu’nda belirtilen 16
saat kapsamındaki tüm konuların ele
alındığı eğitimlerde, güvenlik kültürü
oluşturmaya yönelik önemli bilgiler
alanlarında uzman eğitmenler tarafından paylaşıldı.
Gerekli tüm iş güvenliği önlemlerinin
alınarak, olası iş kazalarının önüne geçmek ve sağlıklı bir iş ortamı yaratabilmek adına oldukça önemli olan bu
eğitimlere, “Önce İş Güvenliği” felsefesini benimsemiş olarak katılan tüm çalışanlarımıza bu konuda gösterdikleri
hassasiyet için teşekkür ederiz.
roketsan 2014 yılı staj programını
tamamlandı
Roketsan her yıl yaz
döneminde üniversite
öğrencilerine staj yapma
olanağı sağlıyor.
2014 Yılı Staj Programı üç ayrı dönem
(9 Haziran - 4 Temmuz, 30 Haziran 25 Temmuz ve 18 Ağustos - 12 Eylül)
olarak tamamlandı. 2014 Yılı Staj
Programı için toplam 880 başvuru
alınmış olup, 136 kişi Staj Programı’na
kabul edildi.
Türkiye genelinde toplam 93 farklı
üniversitenin öğrencilerinden başvuru alan Roketsan Staj Programı’na;
İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük
şehirler başta olmak üzere, ülkemizin
diğer pek çok farklı şehrinde bulunan
üniversitelerde öğrenim görmekte olan
öğrencilerin yoğun ilgi ve katılım gösterdikleri gözlemlendi.
2014 Yılı Staj Programı’nın her döneminin sonunda stajyerlere Staj Değerlendirme Anketi uygulandı. Anketler
sonucunda; İnsan Kaynakları Memnuniyeti %87.5, Süreç Memnuniyeti
%90.7 ve Genel Değerlendirme %87.1
olarak değerlendirildi. Anket sonuçlarına göre hazırlanan Memnuniyet Grafiği’nde yer aldığı üzere stajyerlerimiz
Roketsan’da aldıkları görevlerden ve
kendilerine sunulan hizmetlerden
memnun olarak stajlarını tamamladılar.
2015 yılı için staj başvuruları Mart
ayında Roketsan’ın web sayfası üzerinden yapılabilecek.
Roketsan 2014 Staj Programı
Memnuniyet Grafiği
e-öğrenme dünyasına giriş kapısı:
roketsan eğitim kampüsü
Roketsanlılara e-öğrenme ortamı sunan
ve bir eğitim yönetim platformu olan
Roketsan Eğitim Kampüsü, çalışanlarımızın kullanımına açılan farklı alanlardan çok çeşitli eğitimler ile kullanıcıların
istedikleri anda bilgiye ulaşmasını sağlarken, iş performanslarının ve motivasyonlarının gelişmesine de katkıda
60
bulunuyor.
Eğitim Kampüsü’nde Roketsan Oryantasyon Eğitimi, Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi, Kalite Eğitimi gibi
zorunlu eğitimlerin yanı sıra; Zaman Yönetimi, Sağlıklı Yaşamın İpuçları ve Evlilikte Mutluluğun İpuçları eğitimleri gibi
çalışanlarımızın kişisel gelişimlerine katkı
sağlayabilecek eğitimler ile teknik anlamda kendi iç eğitmenlerimizin hazırladığı teknik eğitimler de yer alıyor.
Roketsan Eğitim Kampüsü kısa zamanda açılacak olan yeni e-eğitimler ve
farklı uygulamalar ile gelişmeye devam
edecektir.
sayı 6 ocak 2015
roketsan’lı olmak
ankara sanayi devlerinden
çanakkale okullarına anlamlı destek
Sosyal Sorumluluk projesi
olarak organize edilen
“Ankara Sanayi Devleri
Şehitler Diyarı Çanakkale
Eğitim Desteği Futbol
Turnuvası” sonucunda elde
edilen gelirle Çanakkale’nin
Ayvacık, Ezine ve Ecabat
ilçelerine bağlı ilk ve orta
okullara eğitim desteği
sağlandı.
Burası
Çanakkale
Çanakkale Milli Eğitim Müdürü Zülküf
MEMİŞ, Maarif Müfettişleri Başkanı Ömer
KARABAY, Milli Eğitim Müdür Yardımcısı
M. Bünyamin URUÇ, Ankara Sanayi
Devleri Proje Yürütme Kurulu Başkanı
Halil ÖZKAN, Ankara Sanayi Devleri Futbol Turnuvası Yönetim Kurulu Başkanı
Adnan ŞAHİN ve Ankara Sanayi Devleri
Organizasyon Kurulu
üyeleri ve organizasyona
destek
veren 14 firmanın
temsilcisi 17 Ekim
2014 Perşembe
günü Ayvacık İlçesi
Kösedere İlkokulu ve
Ortaokulu’nu, Ezine İlçesi Uluköy İlkokulu ve
Ortaokulu’nu ve Eceabat İlçesi Alçıtepe İlkokulu’nu ziyaret ederek
eğitim desteklerini okullara ulaştırdı.
Turnuva kapsamında elde edilen gelir,
öğrenci desteği yanı sıra okulların ihtiyaçlarını karşılamak için de kullanılacak.
61
roketsan dergisi
roketsan’lı olmak
dragon festi̇vali̇ kü rek yarışlarında
ankara ü çü ncü sü olduk
Dünyanın üç büyük
festivalinden biri olan
Dragon Festivali 14-15
Haziran 2014’te Mogan
Park’ta yapıldı.
Türkiye’de ilki 2008 yılında İstanbul Haliç’te 42 takım ile gerçekleşen kürek yarışlarında bugün takım sayısı 600’lere
vardı.
Ankara’da da 2010 yılından beri düzenlenmekte olan Dragon Festivali’ne Roketsan 2010, 2011, 2012 ve 2014
yıllarında iki takımla katıldı.
Takımlarımız katıldıkları ilk yıl Ankara dördüncüsü olarak şampiyonluk yarışlarında
diğer takımlar için rakip olabilecek düzeyde olduklarını göstermişler ve takip
eden her yıl bir önceki yıla nazaran daha
iyi sürelerle bitiş çizgisine ulaşarak Ankara
üçüncülüğünü kimseye kaptırmadı.
Özellikle 2014 yılında birinci takım ile 0,9
salise, ikinci takım ile 0,3 salise farkla
üçüncü olan Roketsan Tsunami takımı,
gözünü üst sıralara diktiğini de gösterdi.
62
• 2010 yılında Ankara dördüncülüğü
Ankara altıncılığı
• 2011 yılında Ankara üçüncülüğü
• 2012 yılında SPORTS kategorisinde
Ankara üçüncülüğü
Dragon Kupasında ikincilik
FUN FUN kategorisinde şampiyonluk
Dans yarışması birinciliği
• 2014 yılında SPORTS kategorisinde
Ankara üçüncülüğü
Dragon Kupasında üçüncülük
SPORTS kategorisinde Ankara beşinciliği
Dans yarışması birinciliği
Takımlarımız yaklaşık iki ay boyunca Roketsan’ı en iyi şekilde temsil edebilmek
adına, her türlü fedakarlığı göze alarak
çalışmış ve her yıl Haziran ayında
Mogan Park’ta düzenlenen bu festi-
valde Roketsan takım üyeleri ve haftasonlarını bu güzel etkinliğe ayıran ve takımlarını yalnız bırakmayan Roketsan
Ailesi mensupları ile, kardeşliğin, dostluğun, dayanışmanın, takım olmanın kısacası büyük bir aile olmanın zirve
yaptığı festival alanında yerlerini aldı.
Bu yılki festivale ayrıca Genç Amazonlar
takımı damgasını vurdu. Meme kanseri
olan ve bazıları sağlığına kavuşmuş olan
kadınlardan oluşan Genç Amazonlar takımı hem neşeleriyle hem de sosyal sorumluluk alanında yapmış oldukları
katkıyla festivale renk kattılar. Yaptıkları
konuşmalarda kürek çekmenin, meme
kanserine yakalanma riskini azalttığını,
yakalandıktan sonra ise iyileşmeye katkı
yaptığını vurguladılar.
sayı 6 ocak 2015
roketsan’lı olmak
zafer koşusu
Dumlupınar 30 Ağustos
Büyük Zafer Koşusu 30
Ağustos 2014 tarihinde
gerçekleşti.
Kurtuluş Savaşı’nın zaferle sonuçlandığı
ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının
temellerinin atıldığı Başkomutanlık Meydan Muharebesi’nin coşkusunun yaşandığı 30 Ağustos Zafer Bayramı törenleri
kapsamında 30 Ağustos 2014 tarihinde
Kütahya’da, Kütahya Valiliği ve Kütahya
Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü
koordinesinde “8. Kütahya 30 Ağustos
Büyük Zafer Koşusu” düzenlendi.
Dumlupınar 30 Ağustos Büyük Zafer
Koşusu’na şirketimizi temsilen katılan çalışanlarımız Ergün KIZILASLAN, Mustafa
BİLGİN ve Zafer İbrahim ESEN 10 km
mesafesindeki koşuyu başarıyla tamamladılar.
roketsan 2014 bayanlar masa teni̇si̇ şampi̇yonu
belli̇ oldu
Günümüz toplumlarında,
gelişmişlik düzeyinin en
önemli göstergelerinden
biri de; o toplumdaki
kadınların özgürlüğü,
saygınlığı, üretim ve
yönetimdeki yeri ile
ölçülmektedir.
2 Eylül 2014 Salı günü başlayan kurum
içi Bayanlar Masa Tenisi Turnuvası, Roketsan'da ilk defa düzenlendi. 24 Ekim
2014 Cuma günü saat 12.30’da Nimet
UZ ile Tuğba BOLAT BELDEK arasında
oynanan zevkli ve bir o kadar da heyecanlı geçen final maçını 3-2’lik set üstünlüğü ile kazanan Tuğba BOLAT
BELDEK, Roketsan’ın ilk bayan masa tenisi şampiyonu ünvanını da almış oldu.
2. Nimet UZ, 3. Yasemin Selay TAN, 4.
Aslı SAPMAZ oldu. Final maçının ardından, dereceye giren sporcuların ödülleri OES Grup Başkanı Hayri TORUN
tarafından takdim edildi. Bu güzel etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen ve
yaklaşık iki ay öğle tatilini bu etkinliğe
ayıran Nazlı ÖZDER’e teşekkür ediyoruz. Bir sonraki turnuvada buluşmak dileğiyle.
63
roketsan dergisi
roketsan’lı olmak
voleybol takımımız ikinciliği kutluyor
Roketsan voleybol takımı Elmadağ
Kaymakamlığı tarafından 2-20 Haziran 2014 tarihleri arasında düzenle-
nen Kurumlararası Voleybol Turnuvası’nda finale kadar ilerleyerek turnuva
ikincisi oldu.
Finale yakışır bir performans gösteren
takımımızı kutlar, bundan sonraki turnuvalarda başarılar dileriz.
Personelin de yoğun ilgi gösterdiği final
maçı büyük bir çekişmeye sahne oldu.
Maçı “İkinci Kim” takımı, setleri 27-25 ve
25-21 alarak 2-0 kazandı. Maç sonrasında ödül törenine geçildi. Turnuvada
3. olma başarısını gösteren “Filenin Mühendisleri” takımının ödülleri Yönetim Kurulu Hukuk Danışmanı Akif VURUCU
tarafından, 2. olan “Lalahan-Roket” takımının ödülleri Genel Müdürümüz Selçuk
YAŞAR tarafından ve 1. olan “İkinci Kim”
takımının ödülleri Yönetim Kurulu Baş-
kan Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA tarafından takdim edildi.
roketsan 2014
yılı kurumiçi
voleybol
turnuvası
ödülleri verildi
3 Eylül 2014 tarihinde 14
takım ve 120 personelin
katılımı ile başlayan 2014 yılı
Roketsan Kurumiçi Voleybol
Turnuvası, 12 Kasım 2014
tarihinde üst düzey
yöneticilerin ve yönetim
kurulu üyelerinin de katıldığı
görkemli bir ödül töreni ile
sonuçlandı.
64
Ayrıca turnuvanın düzenlenmesine katkı
sağlayan Aykut DAĞKIRAN ve Çağlar YILMAZ'a Roketsan Spor Kulübü özel ödülleri OES Grup Başkanı Hayri TORUN
tarafından takdim edildi. O gün orada
olan bu anlamlı ve güzel coşkuya katkıda
bulunan herkese teşekkür ediyor ve önümüzdeki yıl daha görkemli bir turnuva
ümit ediyoruz.
sayı 6 ocak 2015
roketsan’lı olmak
ampute futbol milli takımımız dünya üçüncüsü
30 Kasım - 8 Aralık 2014 tarihleri arasında Culuacan, Meksika’da düzenlenen Ampute Futbol Dünya Şampiyonası’nda, Tedarik Direktörlüğü çalışanlarımızdan Güneydoğu Gazimiz Osman
ÇAKMAK’ın Takım Kaptanı olarak görev
yaptığı Ampute Futbol Milli Takımımız
büyük bir başarı sergileyerek Dünya
üçüncüsü oldu.
Roketsan Ailesi olarak, 24 ülkenin katılımı ile Meksika’da düzenlenen Ampute
Futbol Dünya Şampiyonası’nda ülkemizi büyük başarı ile temsil eden Ampute Futbol Milli Takımımızı kutluyoruz.
roketsan masa teni̇si̇ takımı
2013-2014 sezonu 1. li̇g
şampi̇yonu olarak kupasını alarak
süper li̇ge yükseldi
Roketsan masa tenisi takımı en alt gruptan başladığı bu yarışta, her yıl bir üst
lige geçerek 2. Lig, 1. Lig ve en üst lig
olan süper lige çıkma başarını göstermiştir.
23 Eylül 2014 Salı günü geçtiğimiz
kalite kontrol
müdürlüğü
çalışanımızdan,
kaliteli bir albüm
Kalite Müdürlüğü NDT
birimi çalışanlarından
Erdem YALÇINKAYA, birlikte
çalıştığı müzik grubuyla ilk
albümüne imza attı.
sezon dereceye giren takımlara ödüllerini vermek üzere, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Lokali’nde düzenlenen
yemekte, tüm takımlar bir araya geldi.
Bir alt lige düşenlerin üzüldüğü, bir üst
lige çıkanların sevindiği, bu güzel orga-
nizasyonda sevinen tarafta olmanın gururunu yaşatan takımımıza teşekkür ediyor yeni sezonda, süper ligde başarılar
diliyoruz.
2011 Aralık'tan bu yana Türkçe Rock tarzında kendi bestelerini seslendiren grup,
adıyla da dikkat çekiyor: “Denizcinin Kedisi”. Grubun bu ilginç adına ilham olan
kişi ise, grubun vokalisti, akustik gitarcısı,
bestecisi ve söz yazarı, Emekli Deniz Yarbay Ertan GÜLE.
Elektrik gitarda ve şarkıların düzenlenmesinde çalışanlarımızdan Erdem YALÇINKAYA’nın emeğinin geçtiği albümde
kendisine davulda Çağrı ERİŞEN ve bas
gitarda Aydoğan UÇAR eşlik ediyor.
Sadece dijital ortamda yayınlanan ve 10
şarkıdan oluşan albüme sahip olmak is-
teyenler, TTnet müzik ve iTunes gibi online kanallardan şarkıları tek tek veya topluca indirebilirler.
65
roketsan dergisi
roketsan’lı olmak
2014 kamu kupası basketbol turnuvası’nda
̇iki̇nci̇li̇k kupası roketsan’ın oldu
Kamu kurum ve kuruluşları arasındaki
iletişimin, spor vasıtasıyla dostluk ve
hoşgörü diyaloğuna dönüşmesi amacıyla, Türk Telekom tarafından düzenlenen ve büyük ilgi gören, 2014
Basketbol Kamu Kupası, Roketsan’ın
yanı sıra, Türk Telekom, Genelkurmay,
Muhesebat, Devlet Su İşleri, Gıda Tarım
ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu, Türkiye Noterler Birliği, Hazine
Müsteşarlığı, Meteoroloji, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Vergi Denetim Kurulu
Başkanlığı, Türkiye Petrolleri, Sağlık Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Sosyal Güvenlik Kurumu gibi kuruluşları da katıldı.
Eleme usulüne göre oynanan turnuvada Roketsan basketbol takımı, karşılaştığı tüm rakiplerini eleyerek, finale
yükseldi.
15 Kasım 2014 Pazar günü oynanan
final maçında Genelkurmay basketbol
takımına yenilerek turnuva ikincisi oldu.
Güçlü rakiplerini geride bırakarak ikinci
olma başarısını gösteren Roketsan basketbol takımının yedi dev adamını ve
teknik ekibini yürekten kutluyoruz.
Çok zevkli ve sonuna kadar heyecanını
kaybetmeyen final maçında, Roketsan’ı
temsilen katılan üst düzey yöneticiler ve
maç sonuna kadar tezahüratlarıyla takımlarını destekleyen Roketsan çalışanlarına da katılımlarından dolayı çok
teşekkür ederiz.
gazilerimize anlamlı ziyaret
Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA ve Yönetim Kurulu Hukuk Danışmanı Tuğg. (E) Akif VURUCU, 30 Aralık 2014 tarihinde, TSK Rehabilitasyon ve Bakım Merkezi Başkanı Tuğg. Celalettin BACANLI ile içlerinde Bingöl
İl Eski Emniyet Müdürü Atalay ÜRKER’in de bulunduğu gazilerimizi, Roketsan personeli adına, ziyaret etmişlerdir.
66
sayı 6 ocak 2015
roketsan’lı olmak
30 ağustos 2014 zafer bayramı
etkinlikleri
30 Ağustos 2014 Zafer Bayramı etkinlikleri için ailemle birlikte bu coşkulu günü
kutlamaya gittiğimizde hipodromda kurulan “Türk Silahlı Kuvvetleri Sergisi”nde
endamıyla gözleri alan Milli gururumuz
atışlar
ve hepsinde emegimizin olduğu KASIRGA, UMTAS, CİRİT roket ve füzelerini canlı ve yakından görmek benim
ve ailem için büyük gurur kaynağı
oldu.
Roketsan’da çalışmanın ayrıcalığını bir
kez daha 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda hissetmenin onurunu yaşadım.
Sergi alanında ürünlerimizin sergilenmesi ve herkesin hayranlıkla bakıp tek
tek yanında fotoğraf çektirmesi, ATAK
helikopterini, UMTAS ve CİRİT füzelerimizin başarılı bir şekilde entegrasyonu
yapılmış halde görmek biz çalışanları
gururlandırdı. Bu büyük projelerde
emegi geçen en üst yönetimden en
alt çalışana kadar olan bütün Roketsan
çalışanlarına teşekkür ederim.
Yalçın TAŞDELEN
Yönetim Kurulu Başkan Vekilimiz Tümg.
(E) Zafer ÇAMLICA üst yönetimi temsilen
atış alanlarında Roketsan personeli ile
testlere iştirak etmektedir.
Her türlü hava, arazi ve zorlayıcı koşullar
altında tüm personelin birlik ve beraberliğinin göstergesi olan bu uygulama,
personelimiz arasındaki sevgi, saygı,
huzur ve güven ortamını doğrudan etkilemekte, bu da Roketsan’ı üstün başarılara ulaştırmaktadır.
tedarik
direktörlüğü
bölüm yemeği
12 Aralık 2014 tarihinde İTÜ Yüksek Mühendisleri Birliği’nde; Tedarik Direktörlüğü yıllık bölüm yemeği, birimlerde
çalışan personelin tamamının ve eşlerinin katılımı ile gerçekleştirildi.
Birlik, beraberlik, dayanışma ve ekip ruhunun sağlandığı gecede herkes iş
stresinden uzaklaşarak gecenin geç saatlerine kadar eğlendi.
67
sayı 6 ocak 2015
misafirlerimiz
başbakan yardımcısı prof. dr. emrullah işler’in
roketsan ziyareti
Başbakan Yardımcısı
Prof. Dr. Emrullah İŞLER,
21 Ağustos 2014 tarihinde
Roketsan tesislerine resmi
bir ziyaret gerçekleştirdi.
Heyet, Roketsan Yönetim Kurulu Başkanı Vekili Tümg. (E) Zafer ÇAMLICA ve
Genel Müdür Selçuk YAŞAR tarafından
karşılanarak şirketin genel tanıtımı, ürün
ve yeteneklerini kapsayan bir brifing verildi.
misafirlerimiz
7 Temmuz 2014
Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanı
Tümg. Erdoğan AKYOL ve Beraberindeki Heyetin Ziyareti
8 Temmuz 2014
Tümg. (E) Veysi SUNAL ve Tuğg. (E) Bülent AKER'in Ziyareti
69
roketsan dergisi
misafirlerimiz
15 Temmuz 2014
Kara Kuvvetleri Komutanlığı
52. Dnm. Hlkp. Plt. Sb. Tml. Kursiyerlerinin Ziyareti
22 Temmuz 2014
61. Dnm. Astsb. Tml. Kursiyerlerinin Ziyareti
23 Temmuz 2014
Moğolistan Heyetinin Ziyareti
14 Ağustos 2014
Savunma Sanayii Müsteşarı Prof. Dr. İsmail DEMİR ve
Beraberindeki Heyetin Ziyareti
25 Ağustos 2014
Çin Büyükelçisi Yu HONGYANG’ın Ziyareti
4 Eylül 2014
Deniz Harp Akademisi Komutanlığı Heyetinin Ziyareti
70
sayı 6 ocak 2015
misafirlerimiz
10 Eylül 2014
Hava Harp Akademisi Komutanlığının Ziyareti
15 Eylül 2014
Aspilsan Yönetim Kurulu Başkanı Tuğg. (E) Şendoğan
KARAKUŞ ve Genel Müdür Tuğg. (E) Hasan
DEMİRCİOĞLU’nun Ziyareti
17 Eylül 2014
BAE Tawazun Heyetinin Ziyareti
17 Eylül 2014
K.K.K. Gn. P. P. Başkanı Tümg. Atilla ŞİRİN’in Ziyareti
28 Eylül 2014
Kazakistan Cumhuriyeti Savunma Bakan Yardımcısı ve
Beraberindeki Heyetin Ziyareti
2 Ekim 2014
Ürdün Heyetinin Ziyareti
71
roketsan dergisi
misafirlerimiz
14 Ekim 2014
Vietnam Heyetinin Ziyareti
15 Ekim 2014
Bangladeş Heyetinin Ziyareti
16 Ekim 2014
Yabancı Askeri Ataşeler Heyetinin Ziyareti
23 Ekim 2014
TSK Aükhem K.lığı Heyetinin Ziyareti
30 Ekim 2014
SASAD Genel Sekreteri Hüseyin BAYSAK’ın Ziyareti
6 Kasım 2014
Kore Heyetinin Ziyareti
72
sayı 6 ocak 2015
misafirlerimiz
13 Kasım 2014
İngiltere Heyetinin Ziyareti
14 Kasım 2014
Belarus Heyetinin Ziyareti
14 Kasım 2014
TSK İstihbarat Okulu ve Eğitim Merkez Komutanlığı
Kursiyerlerinin Ziyareti
11 Aralık 2014
Nijerya Heyetinin Ziyareti
18 Aralık 2014
General ve Amiral Oryantasyon Eğitimi Kapsamındaki
Heyetin Ziyareti
26 Aralık 2014
MSB Müsteşar Teknoloji ve Koordinasyon Yrd. Tuğg. Şaban
UMUT’un Ziyareti
73
roketsan dergisi
roketsan ve sanat
yönetim kurulu başkanı vekilimiz
tümg. (e) zafer çamlıca’nın yağlı boya resim sergisi
Roketsan Yönetim Kurulu
Başkanı Vekili Tümg. (E)
Zafer ÇAMLICA; 24-30
Kasım 2014 tarihleri
arasında Merhume
Öğretmen Nezihe AYCAN
KADIOĞLU ve tüm
öğretmenlerimiz adına
memleketi Safranbolu’da
yağlı boya resim sergisi açtı.
Söz konusu serginin açılışına; Karabük
Valisi Orhan ALİMOĞLU, Karabük Garnizon Komutanı Kd. Alb. Samit TOKMAK,
Safranbolu Kaymakamı Murat BULACAK,
Safranbolu Belediye Bşk. Dr. Necdet
AKSOY, Safranbolu Kültür ve Turizm
Vakfı Ynt. Krl. Bşk. Şefik DİZDAR, Safranbolu Eski Belediye
Safranbolu
Ekspres
74
Bşk. Kızıltan ULUKAVAK, diğer mülki ve
idari amirler ile sivil toplum kuruluşları ve
Safranbolulu sanatseverler katıldı.
Safranbolu’da üç nesil öğrenci yetiştirmiş çok başarılı bir öğretmen olan
Nezihe AYCAN KADIOĞLU; emekli olduktan
sonra da tüm hayatını
Safranbolu ve ülkemize hizmet için adamış
bir
vatanseverdir. Bu serginin
tüm öğretmenlerimiz adına, öğretmenler gününde
açılmış
olması
büyük önem taşımaktadır.
Bu
durum, diğer bir
yönüyle de özellik arz etmektedir; Roketsan
Yönetim Kurulu Başkanı
Korg. (E) Dr. Eyüp KAPTAN,
1986 yılında Binbaşı rütbesinde, Yüzbaşı
Zafer ÇAMLICA’nın Harp Akademilerinde öğretmenidir. Her iki komutanımız
Türk Silahlı Kuvvetlerindeki görevlerini
başarı ile tamamlamayı müteakip, son
üç yıldır Roketsan’ın en üst yönetiminde;
yıllar öncesine dayanan silah arkadaşlığı
ve öğretmen öğrenci ilişkisini çalışmalarına yansıtarak, karşılıklı sevgi, saygı,
güven ve huzur ortamı içinde Roketsan’da da büyük başarılara imza atmışlardır.
Safranbolulular ve Safranbolu’ya gelen
yerli ve yabancı misafirler, resim sergisine çok yoğun ilgi gösterdi. Sergilenen
resimler sanatseverlerin beğenisini kazandı. En çok ilgi çekenlerden birisi de
“Roketsan’ın 25’inci Yıl Tablosu” oldu.
Bir diğeri de Zafer ÇAMLICA’nın 19461971 yılları arasında Karabük Demir
Çelik Fabrikası’nda işçi olan babası Merhum Ali ÇAMLICA’nın tablosu oldu. Söz
konusu tablo, KARDEMİR A.Ş. Gn. Md.
Fadıl DEMİREL tarafından vefa örneği
gösterilerek KARDEMİR A.Ş. Yönetim Kurulu toplantı odasına asıldı.
sayı 6 temmuz 2014
roketsan ve sanat
fotoğraf sergisi
Osman MERTTOPÇUOĞLU’nun fotoğrafları, 26 Kasım - 21 Aralık 2014 tarihleri arasında CerModern sanat merkezinde,
“Ankara’da Fotoğraf, Fotoğrafçılar - II” başlığı altında açılan fotoğraf sergisinde, sanatseverlerle buluştu.
Özgeçmiş
Osman MERTTOPÇUOĞLU, 1965’te İstanbul’da doğdu. 1987’de Boğaziçi Üniversitesi
Makina Mühendisliği Bölümü’nden mezun oldu. Daha sonra Orta Doğu Teknik Üniversitesi Makina Mühendisliği Bölümü’nde sırasıyla Yüksek Lisans ve Doktora programlarını tamamladı. Fotoğrafla 1992 senesinde Ankara AFSAD’da Mehmet Arslan
GÜVEN’den aldığı Temel Fotoğraf seminerleri ile tanıştı.
Yarışmalarda ödüller aldı, karma sergilere katıldı. Eserleri çeşitli etkinliklerde, fotoğraf
günlerinde defalarca gösterildi, fotoğraf ve röportajları çeşitli dergilerde yayımlandı,
jüri üyelikleri yaptı. “Paskalya Adası”, “Ada Renkleri”, “Seyahatlerimden”, “Maya Dünyası
- Eskiden Yeniye” isimli kişisel sergileri, yurt içinde (12) ve yurt dışında (6) tekrarlandı.
75
roketsan dergisi
basın’da roketsan
Savunma
ve Havacılık
Defence
Turkey
76
sayı 6 ocak 2015
basın’da roketsan
MSI
MSI
www.
milscint.com
77
roketsan dergisi
basın’da roketsan
C4
Defence
Bilim
Teknik
78
Dünya
Özel Ek
sayı 6 ocak 2015
basın’da roketsan
HaberTürk
Ankara
HaberTürk
Dünya
79
roketsan dergisi
basın’da roketsan
Milliyet
Sabah
Star
80
Yeni
Şafak
Yeni
Akit
sayı 6 ocak 2015
basın’da roketsan
Akşam
Hürriyet
Daily News
Al Defaiya
Jane’s
Arabian
Aerospace
81
roketsan dergisi
basın’da roketsan
Military
Science
Intelligence
Reuters
Region
Plus
82
Defense
News
Türkiye
Rising Path
of New Turkey
Sözcü
sayı 6 ocak 2015
basın’da roketsan
Savunma
ve Havacılık
Safranbolu
Ekspres
83

Benzer belgeler

Roketsan Dergisi Temmuz 2014 Sayısı

Roketsan Dergisi Temmuz 2014 Sayısı Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının sağlanmasında “liderlik” anahtar rol oynamaktadır. İş yaşamına giren yeni kuşakları yönetmek için, yeni bir liderlik yakla...

Detaylı

Roketsan Dergisi Temmuz 2015 Sayısı

Roketsan Dergisi Temmuz 2015 Sayısı Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının sağlanmasında “liderlik” anahtar rol oynamaktadır. İş yaşamına giren yeni kuşakları yönetmek için, yeni bir liderlik yakla...

Detaylı

Roketsan Dergisi Ocak 2016 Sayısı

Roketsan Dergisi Ocak 2016 Sayısı Yeteneklerin etkin bir şekilde yönetilmesinde ve işletmeye bağlılıklarının sağlanmasında “liderlik” anahtar rol oynamaktadır. İş yaşamına giren yeni kuşakları yönetmek için, yeni bir liderlik yakla...

Detaylı