5 - Türk Metal Sendikası

Transkript

5 - Türk Metal Sendikası
TÜRK METAL SENDİKASI GENEL
MERKEZİ AYLIK YAYIN ORGANI
TÜRK
OCAK 2012 | SAYI: 150
METAL
ÜRETMEK, KAZANMAK, KAZANDIRMAK İSTİYORUZ
150.
S
AYI
EDİTÖRDEN
Yeni, ama
yepyeni
bir dergi
Yeni ama yepyeni bir sayıda yine siz değerli üyelerimiz ve okurlarımızla
birlikteyiz...
2012 yılının ilk sayısından itibaren yepyeni bir tasarımla hazırlanan dergimizi
sizlerin beğenisine sunuyoruz. Dergimiz hakkındaki düşünce ve önerileriniz, sizlerin
huzuruna, sizlerin istediği şekil ve içerikte gelme yolundaki çabalarımız için büyük
önem taşıyor. Bu anlamda gereken katkıyı göstereceğinize yürekten inanıyoruz.
Yeni bir tasarımla hazırlanan dergimizin ilk sayfalarında sizleri Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak’ın ‘Başyazısı’ karşılıyor. Genel Başkanımız, hem
sendikamızın hem de Türk İşçi Hareketi’nin büyümesi ve güçlenmesi yolunda
örgütlenme gereğinin altını kalın çizgilerle çizen bir sendikacı. Bu konudaki
samimiyeti de, sendikamızın son genel kurulundan, 2011 yılı sonuna kadar, çatısı
altına aldığı 25 bin yeni metal işçisi ile ispatlanmış durumda. Genel Başkanımız,
örgütlenme sürecinin devam edeceğini hatırlatarak, 2012 yılı için sendikamızın
hedefinin, ‘En iyi sözleşmeleri imzalamak’ olduğunu vurguluyor. Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak’ın başyazısı, sendikamızın bu yıl için çizmiş olduğu yol haritasını
merak edenler için okunmadan geçilmeyecek değerde…
Geçtiğimiz yılın son günlerinde, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde
yapılan Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulu ile bu toplantı sonrasında Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından Başkanlar
Kurulumuzun kabulü ve K.K.T.C Meclis Başkanı Hasan Bozer’i ziyaretimize
ilişkin, fotoğraflı olarak hazırladığımız haberi iç sayfalarımızda bulacaksınız.
Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Aşkın Keser’in, “Güncel Yaklaşımlarla İş Yaşamında Stres ve Kaynakları”
başlıklı makalesi ile, Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç.
Dr.Gökhan Ofluoğlu’nun ‘Düzgün İş’ başlıklı makalesi, sadece akademik görüşleri
yansıtmıyor. Bu yazılar, aynı zamanda iş hayatında merak edilen sorulara da cevap
veriyor. Bilgilerimizin güncellenmesi açısından, her iki makalenin de üzerine düşen
görevi yerine getirecek nitelikte hazırlandığını söyleyebiliriz…
Türk Metal Dergisi’nin diğer sayfalarında, gerek sendikamızdan, gerek Türkİş’ten haberlerin yanı sıra, İşte Hayatımız, Bizden Haberler, Sektörden Haberler
gibi bölümleri de kapsayan zengin bir içerik sizleri bekliyor…
Yeni bir dergide, yine sizlerle buluşmak dileğiyle…
Güzel Günler…
k
r
ü
t
ç
n
e
G
n
Erta
l.org.tr
rk@turkmeta
ertangenctu
İÇİNDEKİLER
4
20
9
42
48
56
TÜRK METAL SENDİKASI
AYLIK YAYIN ORGANI
Ocak 2012 | Sayı: 150
YAYIN SAHİBİ
Türk Metal Sendikası
Adına
Pevrul KAVLAK
SORUMLU YAZI İŞLERİ
MÜDÜRÜ
Bekir EROĞLU
HABER MÜDÜRÜ
Ertan GENÇTÜRK
ARAŞTIRMA
M. KEMAL ŞEN
YÖNETİM MERKEZİ
Türk Metal Sendikası Genel
Merkezi Basın Müşavirliği
Beştepe Mahallesi
Yaşam Caddesi 1. Sokak
No:7/A 06520
Söğütözü/ANKARA
Telefon: 0312 292 64 00
Faks: 0312 284 40 18
[email protected]
PRODÜKSİYON
CTCP REPROTEK
BASKI
Ziraat Gurup
Matbaacılık A.Ş.
Ziraat Bankası
Tesisleri İstanbul
Yolu Trafo Karşısı
Varlık - ANKARA
Tel: 0 (312) 384 73 44 - 45
YAYIN TARİHİ: 30 / 01 / 2012
YAYININ TÜRÜ: Yaygın süreli
YAYIN ARALIĞI: BİR (1) AY
YAYIN DİLİ: TÜRKÇE
Dergimiz basın ahlak yasasına
uyar. Ayda bir yayımlanır ve
üyelerimize ücretsiz dağıtılır.
Bu ayın öne
çıkanları
Türk-İş Yönetimi
Başbakanlık’ta
SAYFA 15
6 Sektörden haberler
7 Sanayide iki yıldır kesintisiz büyüme
8 Türk Metal’den dört işçi için başsağlığı
19 Ortak Eğitim Projesi’nde iki bin engelli işçinin
eğitimini tamamladık
2011 Teşkilatlanma
yılı oldu
SAYFA 12
26 Componenta Dökümcülük Ticaret ve Sanayi AŞ
37 PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri
38 Yayılan Ekonomik Krize, Aşı Bulunamıyor / Merve Özkan
55 Ukrayna heyeti UAMİF Genel Merkezi’nde
58 ECBOHS Projesi Balkan ülkelerindeki
seminerlerle yoluna devam ediyor
Türk-İş’ten
Kılıçdaroğlu’na
mektup
SAYFA 10
60 2011 yılında, eğitimlere 8911 işçimiz katıldı
62 Kitap ve sinema köşesi
64 Bulmaca
65 Bizden Haberler
2012 endüstri
ilişkilerinde
uyumun sınandığı
bir yıl olacaktır
SAYFA 34
İstanbul’da MEMAS
toplantıları
SAYFA 40
EREĞLİ’DE
COŞKULU
KARŞILAMA
SAYFA 16’DA
ALTIN KADAR
DEĞERLİ
BİR HAYAT
SAYFA 30’DA
ı
z
a
y
ş
a
B
2011’de söz verdik,
örgütlendik...
2012’de toplu
sözleşmeye
kenetlendik
Hepimiz, akşam olup eve gittiğimizde, uykuya dalmadan önce
günün muhasebesini yaparız.
METAL
Artılar, eksiler, doğrular, yanlışlar, çirkinlikler, güzellikler,
iyilikler, kötülükler, vicdanımızla baş başa kaldığımızda birer birer
gözlerimizin önünden geçer...
2011 yılını geride bırakmadan önce, bizler de Türk Metal
Ailesi olarak, bu anlamda bir muhasebeyi Kuzey Kıbrıs Türk
Cumhuriyeti’nde, Girne’de toplanan Başkanlar Kurulu’muzda
yaptık… Yaklaşık 3 yıllık çalışma dönemimizde sendikal anlamda
attığımız adımları, gerçekleştirdiğimiz hizmetleri masaya yatırdık ve
değerlendirdik…
TÜRK
4
Üzerinde en çok durduğumuz konulardan birisi de örgütlenme
çalışmalarımız oldu.
PEVRUL KAVLAK
Türk-İş Genel Sekreteri
Türk Metal Sendikası Genel Başkanı
[email protected]
twitter.com/KavlakPevrul
Genel Kurulumuzdan 2011 yılı sonuna kadar, Türk
Metal olarak, önceliğimizi örgütlenmeye verdik. Bu anlamda,
şubelerimizin gösterdiği performans sayesinde, 25 bin metal
işçisi daha dayanışmamıza katıldı ve zincirin bir halkası olarak
sendikamızın çatısını seçti…
Örgütlenme konusunda, sendikamızın gösterdiği bu başarı,
çalışanların sözlüğünde ‘muhteşem’ olarak karşılık bulmaktadır.
Çünkü biliyoruz ki, özellikle alınteri ve göz nuru harcayan,
bedeniyle çalışarak üretenlerin sendikalaşmaları, yani örgütlenmeleri
gerçekten çok zor…
Bu insanların, emeklerinin karşılığını almaları ve insanca yaşama
standartları konusundaki taleplerinin karşılık bulması ise ancak
sendikalara kanalıyla olabiliyor. Ama ne var ki, sendikalaşmak
her ne kadar demokrasinin temel gerekliliklerinden biri de olsa,
işverenlerin büyük bir bölümü sendikalaşmak isteyenlere ve bu
yolda mücadele verenlere düşman kesiliyor… Hatta ve hatta, sadece
demokratik bir hakkı kullanmak isteyenlere, sıkılmadan kapıyı
gösterebiliyor…
İşte Türk Metal, böyle şartlarda 25 bin metal işçisiyle kusursuz
bir demokrasi mücadelesi vererek, sendikalaşma yönünde önemli
bir adım attı. Aslında atılan bu adımın, diğer sendikalar için de
örnek olması gerekir. Çünkü baskılara, zorluklara ve engellere
bugüne kadar adeta ‘patron temsilcisi’ gibi hareket
ederek, yolumuza engel koymak istedikleri
unutulmamalıdır.
Eğer, örgütlenme önündeki engellere rağmen,
sendikalaşma konusunda bir şey yapmadan, olan
bitene seyirci kalırsak, bu durum, başkalarına
bizlerin sendikacılığını sorgulama hakkı da verir…
Kısaca özetlemek gerekirse, Hacı Bektaş-ı
Veli’nin söylediği gibi, 2012 yılında sözleşmeler
konusundaki hedeflerimize ulaşmanın yolu,
bir olmaktan, iri olmaktan ve diri olmaktan
geçmektedir.
Türk Metal Sendikası olarak, örgütlenme
konusunda gerçekleştirdiğimiz bu başarı, elbette
ki bizim için yeterli değildir. Daha birçok
bölgede, gerek sendikasız, gerekse sendikasından
memnun olmayan binlerce metal işçisi vardır.
Bizim örgütlenme konusundaki adımlarımız, bu
arkadaşlarımızın tamamını Türk Metal çatısı altına
alana kadar devam edecektir.
Biz, sendika olarak, 2012 yılında kendimize
yeni bir hedef koyduk. Bu hedefin odağında
‘sözleşmeler’ olacaktır. Daha net bir ifadeyle
söylemek gerekirse, 2012 yılı bizim için
‘Sözleşmeler Yılı’ olacaktır.
Toplu Sözleşme Dönemleri, en az
örgütlenme dönemleri kadar zor dönemlerdir. Bu
dönemler, hem çalışanlar hem de sendika olarak,
dayanışmamızın gücünün sınanacağı dönemlerdir.
Dolayısıyla, ‘mensubiyet şuuru’ içinde atacağımız
ortak adımlar, sözleşme konusundaki hedeflerimizi
bizlere daha da yakınlaştıracaktır.
Sözleşme dönemlerinde yapacağımız tek
şey, sadece ve sadece sendikamızdan gelen sese
kulak vermek olmalıdır. Özellikle, Türk Metal’in
başarıları, gücü ve büyüklüğü altında ezilenlerin,
Türk Metal Sendikası, bağlı işyerlerinin üretim,
satış ve pazarlama durumlarını periyodik olarak
takip etmekte ve işyerlerinin mali ve ekonomik
yapısı içinde ücret ve diğer hakların ağırlığını
değerlendirmektedir.
Dolayısıyla, hem ülkemizin, hem çalışanların,
hem de işyerlerinin ekonomik yapısına uygun
taleplerden oluşan bir sözleşmeler demetini
çalışanlarımıza sunmak, yenilenen hedeflerimizin
başında gelmektedir.
Bugüne kadar, sendikalaşma konusunda
gerçekleştirdiği adımlarla, işçi hareketi içinde
‘Örgütlenmede birinci’ olarak gösterilen
Türk Metal’in, metal işçilerini insanca
yaşama şartlarından uzaklaştırmayacak
sözleşmelerle de, yine işçi hareketi
tarafından ‘Sözleşmede Bir
İnci’ olarak gösterileceği
günler çok yakındadır…
5
TÜRK
rağmen sendikalaşmak, bir anlamda sendika ve
sendikacılığın ne olması, nasıl olması gerektiği
konusunda bir mesajdır.
METAL
TÜRK METAL SENDİKASI, BAĞLI İŞYERLERİNİN
ÜRETİM, SATIŞ VE PAZARLAMA DURUMLARINI
PERİYODİK OLARAK TAKİP ETMEKTE VE
İŞYERLERİNİN MALİ VE EKONOMİK YAPISI
İÇİNDE ÜCRET VE DİĞER HAKLARIN AĞIRLIĞINI
DEĞERLENDİRMEKTEDİR.
DOLAYISIYLA, HEM ÜLKEMİZİN, HEM ÇALIŞANLARIN,
HEM DE İŞYERLERİNİN EKONOMİK YAPISINA
UYGUN TALEPLERDEN OLUŞAN BİR SÖZLEŞMELER
DEMETİNİ ÇALIŞANLARIMIZA SUNMAK, YENİLENEN
HEDEFLERİMİZİN BAŞINDA GELMEKTEDİR
N
E
D
R
Ö
Otomotiv 2011’i
T
K
SE
rekorla kapattı
METAL
OTOMOTİV
Distribütörleri
Derneği
(ODD) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Bayraktar, 2011 yılında otomobil ve hafif ticari araç pazarının %13,61 oranında büyüyerek, 864 bin 439
satış rakamıyla, yeni bir rekora imza atıldığını bildirdi. Otomotiv pazarı, bundan önceki en yüksek
satış rakamını, 760 bin 913 satışla 2010 yılında elde etmişti. Mustafa Bayraktar, bu
satış rakamının 593 bin 519’unun otomobil, 270 bin 920’sinin ise hafif ticari araçtan oluştuğunu belirterek, henüz
resmi olmamakla beraber, yaklaşık 45
bin ağır vasıta satışının da eklendiğinde, toplam pazarın 910 bine ulaştığını, bunun da 1 milyonluk pazara biraz daha yaklaşıldığı anlamına
geldiğini ifade etti.
TÜRK
6
175.000’inci Ford Cargo
kamyon, Eskişehir’de
törenle hattan indirildi
Otokar 12,5
milyon dolarlık
sipariş aldı
OTOKAR, 4x4 Cobra tipi Taktik Tekerlekli Zırhlı Araçla, bu araçların yedek parça ve kullanıcı eğitimlerini kapsayan yeni bir ihracat bağlantısı gerçekleştirildiğini bildirdi. Otokar Otomotiv
ve Savunma Sanayi A.Ş. tarafından yapılan açıklamada, 12,5 milyon dolar tutarında yeni sipariş alındığı bildirildi. Açıklamada ayrıca, söz konusu sipariş ile ilgili teslimatların, 2012 yılının
ilk çeyreğinde gerçekleştirilmesinin planlandığı ifade edildi.
Çinli bir firma
ile ortak oldu
TÜRKİYE’NİN ilk kamyon fabrikasını kuran Ford Otosan’ın, tamamen
Türk mühendisleri ve işçileri tarafından
üretilen 175.000’inci Ford Cargo kamyonu Eskişehir-İnönü Fabrikası’nda hattan indirildi. Törende bir konuşma yapan Ford Cargo İş Birimi Genel Müdür
Yardımcısı Ahmet Kınay, yılı % 22 pazar payıyla kapatmayı hedeflediklerini belirtti. Ford Otosan İnönü Fabrikası Müdürü Mustafa Menkü de yaptığı
konuşmada, Eskişehir’de, Türk mühendisinin ve işçisinin emekleriyle önemli sayıda üretim yapıldığını ve üretilen
araçların yurtiçinde olduğu gibi yurtdışında da büyük ilgi görmesinden gurur
duyduklarını ifade etti. Menkü, “1500
kişiye istihdam sağladığımız Ford Otosan İnönü Kamyon, Motor ve Aktarma
Organları Fabrikası, Türk otomotiv sektöründe önemli bir yere sahiptir” diye
konuştu.
ORHAN Holding’in, Çin’in Fuzhou, Liuzhou,
Chongqing ve Haikou bölgelerinde faaliyet gösteren Fuzhou Rocket Enterprises Co. Ltd. adlı firmanın % 51 hissesini satın aldığı bildirildi. Orhan Holding’den yapılan yazılı açıklamada, bu
operasyonla firmanın % 100 sahip olduğu Nobel
Automotive’in, Asya’da büyümeye devam ederken, bünyesindeki yeni 4 ayrı lokasyonda toplam 250 çalışanıyla faaliyet göstereceği belirtildi. Üretim ve satışı yapılacak ürün gamının binek
ve hafif ticari araçlarda kullanılacak olan, akışkan transfer üniteleri, pedal sistemleri ve yakıt
doldurma gibi parçalardan oluştuğu vurgulanan
açıklamada, “Orhan Holding A.Ş., Çin’de yaptığı bu satın alımın ardından, faaliyette bulunduğu ülke sayısını 13’e çıkarıyor. 41 şirketi, 29 fabrikası, 7 bini aşkın çalışanı, 5 yabancı ortağı, 39
yıllık sanayi deneyimi ve toplam 587 milyon euroya ulaşan cirosu ile Türkiye’deki en büyük otomotiv yan sanayi gruplarından biri konumunda
yer alıyor” denildi.
Sanay
ide
2 yıldı
kesint r
i
büyümsiz
e
KIS
AK
ISA
Yerli oto ‘doğru
dürüst’ olmalı
BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, “Biz yerli araç,
yeni marka ve modeller konusunda
duygusal nedenlerle, ‘milliyetçi hislerimizi tatmin edelim’ diye değil,
rasyonel nedenlerle hareket ediyoruz” dedi. Ergün, “Üretim ve montaj alanında gösterdiğimiz başarıyı,
araştırma geliştirme ve tasarım alanlarına yansıtmada, kendimize özgü
markalar oluşturma konusunda sağlayamadık ama sağlayabilirdik” dedi.
Gelir düzeyinin arttığını, finansman
kaynaklarının oluştuğunu, insanların arabanın dikiz aynası ve sağ aynası opsiyonel olsun istediğini belirten
Ergün, “Kliması olmayan, camları çevirilerek açılan araba istemiyor.
Doğru dürüst araba istiyor. Biz de
öyle bir şey olsun istiyoruz. İptidai
sayılacak bir şeyi kimsenin istediği
yok. Hem Türkiye’ye hem dünyaya
bunu satacağız. Baktığımız zaman,
hem seyrederken, hem binerken gurur duyacağımız bir araç olsun. Bunu
yapacak kabiliyetimiz var” sözleriyle
de, nasıl bir yerli otomobil beklentisinin olduğunu belirtti. Firmaların bu
konuda çok ciddi çalışma içinde olduğunu bildiklerini ifade eden Bakan
Ergün, “Hazırlıklar tamamlanmak
üzere. Yeni teşvik paketi, özellikle
cari açık sorununa yönelik bir paket
olarak hazırlanacak. Şimdi detaylarını
paylaşamıyoruz, ama şunu söyleyebilirim ki, teşvik paketi otomotiv sektörümüz için de yeni açılımlar getirecektir” dedi.
TÜRKİYE, 2011 yılının 11 ayında
enerji ithalatına 49 milyar dolar akıttı. Türkiye’nin 11 aylık dönemde 97
milyar dolara ulaşan dış ticaret açığının % 50.2’si enerji ithalatından kaynaklandı. İhracatın % 20 artışla 122
milyar 502.2 milyon dolara ulaştığı,
ithalatın ise % 33.5 artarak 220 milyar 232.5 milyon dolara ulaştığı 2011
yılının 11 ayında, Türkiye, 97 milyar
730.3 milyon dolar düzeyinde dış ticaret açığı verdi. Türkiye’nin verdiği
dış ticaret açığının % 50.2’sini enerji ithalatı oluşturdu. Yılın 11 ayında gizli veri adı altında toplanan
Türkiye’nin petrol, doğalgaz ve bitümenli taşkömürü ithalatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre % 47.8
artarak,31 milyar 45 milyon dolara ulaştı. Buna elektrik enerjisi, doğalgaz ve mamul gaz, petrol ve petrolden elde edilen ürün, taş kömürü,
kok kömürü, briket kömürü kalemleri eklendiğinde, Türkiye’nin enerji ithalatı faturası,bir önceki yılın aynı
dönemine göre % 42.6 artarak,34
milyar 432 milyon dolardan 49 milyar 89.5 milyon dolara yükseldi.
7
TÜRK
Dış ticaret
açığının sebebi
enerji ithalatı
METAL
KASIM ayında imalat sanayi sektörü endeksi % 7.6 arttı. Ana sanayi grupları sınıflamasına göre, Kasım’da, bir önceki yılın aynı ayına göre en yüksek artış % 19.5 ile dayanıklı tüketim malı imalatında kaydedildi. Bunu, % 15.9 ile
sermaye malı imalatı, % 10.9 ile enerji, % 5.3 ile ara malı imalatı ve % 5 ile dayanıksız tüketim malı imalatı izledi. İmalat sanayi alt sektörlerine bakıldığında, artışta ilk sırayı % 101.2 ile diğer ulaşım araçlarının imalatı aldı. Bunu, % 54.8 ile
bilgisayarların, elektronik ve optik ürünlerin imalatı takip etti. Kasım’da diğer
imalatlarda % 24.5, makine ve teçhizat hariç, fabrikasyon metal ürünleri imalatında % 17.7, elektrikli teçhizat imalatında % 16.2 artış kaydedildi.
Türk Metal’den dört
işçi için başsağlığı
METAL
Türk Metal Sendikası, Kırıkkale’de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne
ait Mühimmat İmha ve Ayrıştırma Tesisi’nde meydana gelen
patlamada hayatını kaybeden işçiler için başsağlığı diledi
TÜRK
8
P
atlamada hayatını kaybeden Salih Erkeç, Adnan Dağdelen, Cezayir Çalışkan ve Samet Aygar adlı işçiler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nce de
şehit kabul edildi. Yahşihan ilçesinde bulunan Türk
Silahlı Kuvvetleri’ne ait Mühimmat İmha ve Ayrıştırma Tesisi’nde 2 Ocak Pazartesi günü saat 00.40’da
şiddetli bir patlama meydana geldi. Patlamada, gece
vardiyasında çalışan 4 sivil işçi hayatını kaybetti.
Gaz sıkışmasından kaynaklandığı sanılan patlamanın ardından çıkan yangın, askeri tesisteki itfaiye
ile ilçe ve Kırıkkale Belediyesi İtfaiye ekibi müdahalesiyle söndürüldü. Depolarda kimyasal madde olduğundan, askeri tesise ambulans ve itfaiyenin dışında
tüm giriş ve çıkışlar yasaklandı.
Türk Metal Sendikası Yönetimi, patlamada hayatını kaybeden işçilere Allah’tan rahmet, ailelerine sabır diledi. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak da,
patlamada hayatını kaybeden işçilerin Kırıkkale’deki cenaze törenine katıldı ve şehitlerin ailelerine başsağlığı diledi.
Olay yerine giden Kırıkkale Şube Başkanımız
Mürsel Öcal, patlamada hayatını kaybeden işçilerden Salih Erkeç’in, MKEK Silah Fabrikası’nda çalışan
üyemiz Fatih Erkeç’in abisi olduğunu belirterek, duyduğu üzüntüyü dile getirdi.
Ölen işçilere şehit
statüsü verildi
OLAYDA hayatını kaybeden 4 işçiye şehit statüsü verilmesi için Milli Savunma işyerlerinde örgütlü Türk Harb-İş Sendikası’nın Genelkurmay Başkanlığı ile yaptığı görüşmeler olumlu sonuçlandı. Buna göre
4 işçi, bu tür işyeri kazalarında şehit statüsüne kavuşan
ilk isimler oldu. Yine Türk Harb-İş Sendikası’nın üyelerine ferdi kaza sigortası yapması nedeniyle, ölen işçilerin ailelerine 20’şer bin lira tazminat ödeneceği belirtildi. Şehit yakınlarına ayrıca, Ankara Savunma Sanayii
İşçi Aileleri Yardımlaşma Sandığı tarafından da aile başına 20 bin lira yardım sağlanacak.
Olayın meydana ge
ldiği
bölge.
Metal işçilerin sesi
TÜRK
METALL
.
0
1s5
ı
s
ı
ay
ve yeni tasarımı
ile sizlerle birlikte...
İLK sayısı 1999 yılının Nisan ayında sizlerle buluşan Türk
Metal dergisi, 150. sayısı ve yeni tasarımı ile hizmetinizde…
Yayımlandığı ilk günden itibaren metal işçilerinin sesi olan,
onların nabzını tutan ve onlara yön veren Türk Metal, her
haberi ve her sayısı ile bütün metal işçilerinin yanında oldu.
Metal işçilerinin birlikteliği ve beraberliğini savunan Türk
Metal dergisi, haberleri, araştırmaları, makaleleri, yazarları
ile birlik ve beraberliğin önemini her zaman ve her yerde
vurguladı. Çalışma hayatına yön veren haberleri ile de
devamlı gündem yaratan Türk Metal, metal işçisinin refahı
ve mutluluğu için her zaman en doğru haberi, en doğru
zamanda ülkenin gündemine taşıdı. Yeri geldiğinde
sadece metal işçilerinin değil, Türk-İş’in sesi olan Türk
Metal, dayanışmada da bir marka oldu. Birlikteliğin ve
dayanışmanın öncüsü olan Türk Metal, metal işçilerinin
sesi olmaya devam edecek…
KONFEDERASYON’DAN
Türk-İş’ten
Kılıçdaroğlu’na
Mektup...
“Türk-İş, hiç bir siyasi partinin arka bahçesi olmadığı
gibi, CHP’nin de arka bahçesi olmayacaktır”
METAL
T
TÜRK
10
ürk-İş, partisinin TBMM Grup toplantısında yaptığı
konuşmada yer alan, Türk-İş aleyhine söylemleri nedeniyle, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bir
mektup gönderdi. Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu ve
Türk-İş Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Başkanı Pevrul
Kavlak imzasıyla gönderilen mektuptan başlıklar:
Türk-İş hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değildir.
“Uzunca bir süredir Türk-İş karşıtı tavrınızı ve Türkİş’e karşı öfkenizi dikkatle ve sabırla izliyoruz. Türk-İş’i “arka
bahçeniz” olarak görmek istediğinizi biliyor, “arka bahçe
olma” geleneği hiç bir zaman bulunmayan Türk-İş’in tüm siyasi partilere koyduğu mesafeyi size de koymasının sıkıntısını
yaşadığınızı ve bu nedenle olur olmaz her konuda Türk-İş’i
hedef aldığınızı görüyoruz…”
Türk-İş ile ilgili kuru, yetersiz ve tek yanlı bilgilerle konuşmanız, her şeyden önce partinizi yıpratmaktadır.
“Çok iyi biliyorsunuz ki, sendikalar bütün demokratik ülkelerde olduğu gibi, ülkemizde de demokrasinin temel kurumlarından biridir ve demokratik işleyiş, sendikaların doğal
yapısını oluşturmaktadır. Türk-İş’in ve üye sendikalarının yöneticileri, işçinin huzurunda tıpkı sizler gibi genel kurullarda seçilir. Onları seçen genel kurul, yasal zorunluluk gereği,
alacakları ücretleri de belirler. Bu nedenle, sendika yöneticilerinin ücretleri de, bindikleri otomobiller de onları seçenler
tarafından bilinir. Asgari ücretin nasıl belirlendiği, bu belirlemeyi yapan kurulun yapısı ve çalışma koşulları tarafınızca bilinmektedir. Türk-İş’in tercihi, bu dönemde muhalefet şerhi
koyup, zam oranının düşük belirlenmesine neden olmak yerine, işçinin cebine girecek para miktarını artırmak yönünde olmuştur. Bu gerçeği kavramanız için, işverenin ve hükümetin önerdiği zam oranları ile, bu oranın, nasıl tarafımızdan
iki katına çıkarıldığını araştırmanız yeterli olacaktır. Kaldı
ki, Türk-İş, alınan zam oranının yetersiz olduğunu vurgulamış, ancak işçileri daha düşük bir zamma mahkûm etmemek
için, söz konusu orana onay verdiğini de açıklamıştır. Türkİş ile ilgili her konuda olduğu gibi, asgari ücret konusunda da
kuru, yetersiz ve tek yanlı bilgilerle konuşmanız, bilmelisiniz
ki, her şeyden önce partinizi yıpratmaktadır…”
İşçilerin ve emeklilerinin oylarını niçin alamadığınızı
düşünmelisiniz ve sorgulamalısınız.
“İşçi kuruluşlarını dışlayarak, üyemiz işçileri tahrik ederek
varabileceğiniz bir yer yoktur. Türk-İş topluluğu, söylemlerinizde kullandığınız üsluptan son derece rahatsız olmaktadır
ve bilmelisiniz ki, bu rahatsızlığın tepkiye dönüşmesi bizlerce
güçlükle engellenmektedir. Yapmanız gereken, Türkiye’nin
en geniş seçmen kesimini oluşturan işçilerin ve emeklilerinin
oylarını niçin alamadığınızı düşünmek, onlarla ve temsilcileri
ile niçin sürekli kavga ettiğinizi, niçin öfke dolu olduğunuzu
sorgulamaktır. Sorgulamanız gereken bir diğer husus da, bizlerle
yaptığınız baş başa görüşmelerde
sergilediğiniz pozitif ve uyumlu
tavrı niçin kürsülerde terk ettiğinizdir. ‘Özü sözü bir genel başkan’ olabilmenin bir yolu da, baş
başa görüşmelerle, kürsü söylemlerinde aynı dili kullanabilmekten geçmektedir. Türk-İş,
hiç bir siyasi partinin arka bahçesi olmadığı gibi, CHP’nin de
arka bahçesi olmayacaktır ve bu
durumu kabullenmeniz, bundan
sonra atacağınız adımlar açısından yararlı olacaktır…”
mesi ve gelirin yeniden dağılımı için düzenlemeler yapılmalı;
asgarî ücretin tespitinde çekirdek ailenin geçim şartları gözönünde bulundurulmalıdır.
• Vergi yükü dengelenmeli, vergi adaleti sağlanmalıdır.
• İşçilerin kıdem tazminatı hakkı anayasal güvence altına alınmalıdır.
• Grev yasakları ve hak grevinin önündeki anayasal engel
kaldırılmalıdır.
• Ekonomik ve Sosyal Konsey’in etkinliği artırılmalıdır.
• Yüksek Hakem Kurulu özerk Anayasal kuruluş haline
getirilmelidir.
• İşçi memur ayrımı tartışmaları sonlanmalı, “memur”
tanımı açık ve kesin ifadelerle hükme bağlanmalıdır. Kamu
hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli devlet işlerini kamu
erki kullanma yetkisinde dayanarak yürütenler “memur” olarak istihdam edilmeli, bunun dışında kalanlar kamu hizmeti görseler bile “işçi” sayılmalıdır.
• Sivil toplum örgütü yöneticilerinin milletvekili seçilmeleri
halinde görevlerini sürdürmeleri imkânı getirilmelidir. Demokratik kitle örgütleri, sivil
toplumun bütün alanlarını özgürce temsil edebilmelidir.
5. Hak arama özgürlüklerinin önü açılmalı, kamu kurum
ve kuruluşları ile kamu yetkisi kullanan görevlilerin her türlü istisna ve imtiyazlarından arındırılarak hukuk önünde hesap verebilir
olmaları anayasal teminat altına alınmalıdır.
6. Seçim sisteminde, parlamentoda daha geniş
temsile imkân veren uygun bir baraj oranı tespit edilmeli,
milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalıdır.
7. Ayrımcılığın her türü ile mücadele etmek ve eşitliği
sağlamak için fiilen gerçekleştirilebilir önlemler alınmalıdır.
Elverişsiz konumda bulunan; yaşlılar, özürlüler ve çocuklar
için özel güvenceler sağlanmalı; sosyal güvenlik ve sağlık hakları piyasa koşullarına bırakılmamalıdır. Sosyal hakların sağlanabilmesinde kaynakların yetersizliği ölçü olmaktan çıkarılmalı, “Sosyal Devlet” ilkesinin içi doldurulmalı, tam olarak
hayata geçirilmeli ve çalışanların aileleri ile birlikte insan onuruna yaraşır bir hayata kavuşmalarını sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.
11
TÜRK
R
aporda, 1982 Anayasa’sının günümüze kadar on yedi
kere değiştirilmesine rağmen, 12 Eylül’ün yasaklayıcı yaklaşımlarından arınmadığına dikkat çekilerek,
yeni anayasanın hazırlanmasında örgütlü kesimler başta olmak üzere, toplumun tüm kesimlerinin anayasa hazırlık sürecine etkin katılımlarının sağlanması, şeffaf ve demokratik
bir tartışma sürecinin işletilmesine azami ölçüde özen gösterilmesi gerektiği savunuldu. Raporda ayrıca yeni oluşturulacak Anayasa’da devletin sosyal yönü tekrar ortaya çıkartılarak,
sosyal ve ekonomik koşulların geliştirilmesinde alacağı rolün yeniden kurgulanmasının önemine dikkat çekildi. Türkİş, yeni hazırlanacak Anayasa’da yer almasını istediği kanun
maddelerine de hazırladığı raporda yer verdi.
Raporda yer alan maddeler;
1. Anayasanın ilk dört maddesi aynen muhafaza edilmelidir.
2. Devletin üniter yapısı korunmalıdır.
3. Temel hak ve hürriyetlerin kullanımını zorlaştıran engeller kaldırılmalı; devlet ile vatandaş arasındaki
ilişkilerde, ağırlık bireyden yana olmalı, bireyin hak ve ödevleri, bireyi önceleyen bir yaklaşımla düzenlenmelidir. Temel haklar içerisinde
yer alan sağlık, sosyal güvenlik ve
sendika hakları başta olmak üzere; insan hak ve özgürlükleri, devleti korumak adına sınırlanıp, zedelenmemelidir.
4. Çalışanların devlet ile mutabakatına ilişkin hususlar ayrı bir bölümde
düzenlenerek anayasa teminatı altına alınmalıdır. Bu çerçevede:
• Sendika kurma, üye olma-çekilme, sendikal faaliyetler, toplu iş sözleşmesi ve grev haklarına getirilen kısıtlar,
ILO’nun onaylanmayan sözleşmelerinin onaylanması, Avrupa
Sosyal Şartı’na konulan çekincelerin kaldırılması; Türkiye’nin
onayladığı uluslararası sözleşmelerin iç hukukumuzda uygulanabilir hale getirilmesi yoluyla kaldırılmalıdır.
• Çalışanlara insan onuruna yakışır iş ve yaşam sağlamak
için başta iş güvencesi, sosyal güvenlik, sağlık, eğitim, iş sağlığı ve güvenliği hakları fırsat eşitliği içinde geliştirilmeli, işçilerin yönetime katılması sağlanmalıdır.
• Tam istihdamı hedef alan insan odaklı politikalar öncelikle uygulanmalıdır.
• Ücrette adaletin sağlanması gelir dağılımının düzeltil-
METAL
Türk-İş, hazırlıkları süren
Anayasa çalışmaları ile ilgili
görüş, tespit ve önerilerinin yer
aldığı bir rapor yayınladı…
2011 teşkilatlanma
yılı oldu
Metal işçileri, 2011 yılında da Türk Metal’in çatısı altında toplanmayı tercih etti.
Binlerce metal işçisi daha Türk Metal’li oldu. İlk defa sendikalı olan yüzlerce metal
işçisi ile birlikte, Türk Metal, Türkiye’deki sendikalaşma oranına katkı sağlamış oldu.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, 2011 yılındaki örgütlenme çalışmaları sonucu Türk
Metal ailesine katılan yeni üyelerimizi tebrik etti ve “Türk Metal olarak, teşkilatlanma
çalışmalarımız hız kesmeden devam edecek ve 2012 yılında da bu gayretle metal
işçilerini tek çatı altında toplayacağız” dedi. İşte Türk Metal ailesinin yeni üyeleri:
METAL
1
TÜRK
12
ÇİMTAŞ ÇELİK işçileri, Birleşik
Metal’den, Türk Metal’e geçti
Gemlik Şubemiz, ÇİMTAŞ işçilerini de bünyesinde
topladı. Sendikal haklarını kullanan 359 ÇİMTAŞ
çalışanı, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş Sendikası’ndan
ayrılarak sendikamız Türk Metal’e geçti.
ÇİMTAŞ tek çatı
altında toplandı
ÇİMTAŞ bünyesindeki
ÇİMTAŞ Borulama ve
ÇİMTAŞ Boru’da yetkili olan
sendikamız Türk Metal, son
olarak ÇİMTAŞ Çelik A.Ş.’yi
de bünyesine katarak,
ÇİMTAŞ’ı tek bir çatı altında
toplamayı başardı.
359 çalışan Türk Metal’e üye oldu
NOTER huzurunda istifalarını veren ÇİMTAŞ’a
bağlı 359 çalışan, üyelik formlarını doldurarak sendikamız Türk Metal’e üye oldular. Toplu üye kaydı,
Gemlik Şube binamızda Noter huzurunda gerçekleşti.
Gemlik Şube Başkanımız Kemal Durmaz öncülüğünde, mevcut Türk Metal üyeleri ile yeni üyeler, birlik ve
beraberlik mesajları verdiler. Gemlik Şube Başkanımız
Kemal Durmaz, “toplu geçişin, sosyal sendikacılığın en
güzel örneği olduğunu ve çalışanların kendi özgür iradeleriyle sendikalarını seçtiklerini” söyleyerek, 3 gruptan
oluşan ÇİMTAŞ’ı bir bütün hale getirdikleri için mutlu
olduklarını ifade etti.
881 çalışan Beyçelik’ten, 79 çalışan
Emar Çelik’ten, 107
çalışan ise Çelik Pen’den olmak üzere
, yaklaşık 1000
metal işçisi Türk Metal’i tercih etti. Send
ikalı olmanın
ayrıcalıklarını ilk defa Türk Metal’le birlik
te yaşayacak
olan Beyçelik çalışanı Türk metal üyele
ri ile, Türkiye’deki
sendikalı işçi sayısının artışına da katkı
sağlandı.
‘Geleceğimizi
teminat altına
almak amacımızdır’
BEYÇELİK Gestamp işyeri,
üyelik ve geçiş döneminde
üyelerimizin yeni yılını
kutlayan ve birlik, beraberlik
mesajları veren Bursa 3
Nolu Şube Başkanımız
Mesut Gezer, sendikalı
olmanın sosyal anlamda bir
gereksinim, çalışma hayatında
da bir mecburiyet olduğunu
dile getirdi. Sendikamızın
amacının üretmek,
kazanmak, kazandırmak
olduğunu, bunun Beyçelik
bünyesindeki çalışanlarla da
pekiştirileceğinin altını çizen
Gezer, “sağlıklı ve kaliteli
üretimler yapıp, rekabet
düzeyimizi en üst noktaya
çıkartarak, geleceğimizi
teminat altına almak
amacımızdır” dedi.
METAL
Türkiye’de kalıp ve otomotiv Sektörünün önde gelen markalarından birisi olan Beyçelik
Gestamp Kalıp ve Oto Yan. San. Pazarlama ve Tic. A.Ş. işyeri, 29 – 30 Aralık 2011
tarihinde Çelikpan ve Emarçelik A.Ş. olarak Türk Metal Sendikası ailesine katıldılar.
13
TÜRK
2
Yaklaşık 1000 BEYÇELİK çalışanı
Türk Metal’le sendikalı oldu
bu işyerimizde,
z ayında başlatıldığı
alarımızın 2011 temmu
şvurusunda
ba
ki
Teşkilatlanma çalışm
arak, bakanlığa yet
de çoğunluğu saylay
ür başlatıldı.
sed
6 Ocak 2012 tarihin
arasında resmi pro
işyeri ile sendikamız
bulunuldu ve Baymak
METAL
3
TÜRK
14
BAYMAK işçileri de “Türk Metal” dedi
Türkiye’de ısıtma ve soğutma sistemleri teknolojisinde ve bünyesinde bulundurduğu
geniş ürün yelpazesi ile pazarında lider olan Baymak Makine ve San. Tic. A.Ş.,
Tepeören İstanbul’da 60.000 m2 toplam alana sahip olan iki üretim tesisi, 500’ün
üzerinde çalışanı ve Türkiye genelinde 1200’ü münhasır bayii,2100’ü aşkın satış noktası
ve 250’nin üzerinde yetkili servis ağıyla, ilk 500 sanayi kuruluşu arasında yer alıyor
Büyük ve güçlü
bir aileye katıldınız
İstanbul Anadolu
Yakası Şube Başkanımız
Halil Faki Erdal,
Baymak çalışanlarının
Türk Metal ailesine
katılmaları için geçen
süreçte, üyelerimizin
her türlü sorun ve
sıkıntılarında yanlarında
olduklarını dile
getirerek, “Türk metal
Sendikası’nın ne kadar
büyük ve güçlü bir
aile olduğunu gören
Baymak çalışanları,
birlik ve beraberlik
içinde verdikleri onurlu
mücadelelerinde başarılı
olmanın mutluluğunu
yaşamaktadırlar” dedi.
HABER
METAL
Türk-İş Heyeti, Toplu İş İlişkileri
Kanunu için Başbakanlık’ta
Çalışma hayatını düzenleyen “Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı”nın TBMM’ye gönderilmesi öncesi yapılan görüşmeye Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, sendikamız Genel Başkanı ve Türk-İş Genel Sekreteri Pevrul Kavlak, Genel
Mali Sekreteri Ergün Atalay ve Genel Eğitim Sekreteri Ramazan Ağar katıldı. İki saati aşan görüşmede, Toplu İş İlişkileri
Kanunu Tasarısı’nın son hali değerlendirildi. Görüşmenin ardından kanun tasarısı TBMM’ye gönderildi.
Grammer yöneticileri Genel Merkez’de
Sendikamızın Bursa’da örgütlü olduğu Grammer işyeri Genel
Müdürü Tuna Arınç ve İnsan Kaynakları Müdürü Oylum Öztürk, 18
Ocak tarihinde Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ı makamında ziyaret etti.
Çalışma hayatı ile ilgili Türkiye’de ve
dünyada yaşanan son gelişmelerin ele
alındığı ziyarette, her iki taraf da gerçekleştirdikleri çalışmalar hakkında bilgiler verdi. Grammer yöneticilerinin
Genel Başkanımızı ziyaretinde, Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, Bursa Osmangazi Şube
Başkanı İsmail Cirit ve Grammer İşyeri Baştemsilcimiz Mesut Erdem de
bulundu.
15
TÜRK
Türk-İş Heyeti, Başbakanlık
Resmi Konutu’nda, Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan
ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanı Faruk
Çelik ile bir araya geldi.
METAL
Genel Başkanımız
Pevrul Kavlak,
Erdemir işçileriyle
Dayanışma
Yemeği’nde bir araya
gelmek ve Şubemizin
yeni hizmet binasını
açmak üzere gittiği
Ereğli’de, yaklaşık
bin Erdemir çalışanın
oluşturduğu 300
araçlık bir konvoyla
karşılandı.
TÜRK
16
Ereğli’de
a
m
a
l
ı
ş
r
a
k
u
l
u
coşk
‘TÜRK TOPLUMUNDA
AİLE BÜYÜK BİR
ÖNEME SAHİP’
Daha sonra Erdemir çalışanları
ve eşleri için düzenlenen
Dayanışma Yemeği’ne katılan
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
burada yaptığı konuşmada,
Türk toplumunda ailenin
büyük öneme sahip olduğunu
vurgulayarak, “Türk ailesi,
toplumun dayanağıdır. Aile,
toplumun hücresidir. Bu hücrede
oluşabilecek küçük bir rahatsızlık,
sonuçta toplumsal rahatsızlıklara
yol açar. Aynı şekilde ailenin
mutluluğu ve sağlığı, toplumu da
mutlu eder, sağlıklı yapar... Biz,
Türk Metal olarak bu düşünceye
sahibiz. Sendika olarak sizlerin
mutluluğuna katkıda bulunmak,
bizim için şereftir” diye konuştu.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, Erdemir çalışanlarının oluşturduğu 300 araçlık bir konvoyla ilk olarak yeni hizmet
binasını ziyaret etti. Gösterilen ilgiye teşekkür eden Kavlak, daha sonra hizmet binasının açılışını, Genel Teşkilatlandırma
Sekreterimiz İsmail Dursun ve Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş ile birlikte gerçekleştirdi. Genel Başkanımız Pevrul
Kavlak, “Erdemir çalışanlarının her şeyin en güzeline layık, bu yapılan hizmetleri hak ediyor. Bundan sonra da Erdemir
çalışanlarının her türlü hak ve taleplerini sonuna kadar savunacağız’’ dedi.
‘SOSYAL SENDİKACILIK
ANLAYIŞIYLA BİR
DEVRİM YAPTIK’
Genel Başkanımız Kavlak, konuşmasına şöyle devam etti: “Biz,
Türkiye’nin en büyük, en güçlü sendikalarından biriyiz. Bizim
sendikal anlayışımızda rahat koltuklarda oturup, telefonlar ya
da uzaktan kumanda cihazlarıyla sendikacılık yapmak yoktur.
Biz, sendikacılığı sadece toplu sözleşme imzalamak olarak
görmüyoruz. Dünyada sendikaların sürekli kan kaybettiği
bir dönemde, biz Türk Metal olarak, uyguladığımız sosyal
sendikacılık anlayışıyla bir devrim yaptık. Sosyal sendikacılık
anlayışının gereği olarak, biz bir aileyiz dedik. Üyelerimizin
eşlerini ve çocuklarını da sendikal faaliyetlerimizin öznesi
yaptık. Bugün Türk Metal’in 31 şubesi var. 31 şubemize bağlı
işyerlerinde çalışan üyelerimize, eşlerine ve çocuklarına 90’lı
yıllardan bu yana hizmet veriyoruz. Durmadan, bıkmadan,
usanmadan metal işçilerine, eşlerine, çocuklarına hizmet
vermeye de devam edeceğiz. Bunlar analarınızın ak sütü gibi
helal olsun.”
METAL
17
TÜRK
‘HER ŞEYİN EN GÜZELİNE LAYIKSINIZ’
i
g
v
e
s
e
v
i
g
l
i
B
l
e
z
ü
kça g
METAL
ı
t
ş
a
l
y
pa
TÜRK
18
EREĞLİ Şube Başkanımız Yusuf Ziya Odabaş da, konuşmasında, Genel
Başkanımız Pevrul Kavlak’ın, “Bilgi ve Sevgi Paylaşınca Güzeldir” sözünden
yola çıkarak, Erdemir’de çalışan üyeleri ve aileleri ile sosyal paylaşımlarda
bulunduklarını ifade etti. Şube Başkanımız Odabaş, şunları söyledi:
“Türk Metal Sendikası, üyeleri ile olduğu kadar, üye eşleri ve çocukları ile bütün bir ailedir. İşte bu aile kavramını daha dolu yaşamak ve aileler arası dostluk, kaynaşma ve dayanışmayı pekiştirmek, siz değerli
hanımefendilere de ülkemizde sosyal sendikacılık anlayışının öncüsü
olan Türk Metal Sendikası’nı eşlerimize tanıtmak amacıyla, bir süredir
devam eden etkinliklerimizde eşler ile birlikte yaklaşık 3200 kişiyle bir
araya gelerek, bir nebze de olsa yoğun iş ve günlük
yaşam temposundan uzaklaşıp hoşça vakit geçirdik.
2012 yılının hedefinin metal işçilerinin, eşlerinin ve
çocuklarının standartlarını daha üst noktalara taşımak
olduğunu belirten Sayın Genel Başkanımıza, sizlerin huzurunda, tekrar buna benzer etkinlikleri devam ettireceğine olan inancımın tam olduğunu belirtmek istiyorum.
Bize her konuda olduğu gibi, dayanışma gecelerimizin düzenlenmesinde ve bu gün gerçekleştirdiğimiz yeni şube binamızın açılmasında desteğini
esirgemeyen, başta Genel Başkanımız Pevrul
Kavlak olmak üzere, tüm Genel Merkez yöAŞ
YUSUF ZİYA ODAB
neticilerimize teşekkür ediyorum.”
Odabaş, Kavlak’a, üzerinde resmi dokunmuş çerçeve ile
kartal heykeli hediye etti.
Erdemir Dayanışma Yemeği’ne Ereğli’nin önde gelen
isimleri de katıldı. Alaplı Belediye Başkanı Nevzat Çimenoğlu, Gülüç Belediye Başkanı Aydın Güngör, Zonguldak
Karaelmas Üniversitesi, Ereğli Eğitim Fakültesi Dekanı
Ali Azar, Zonguldak Ticaret Odası Başkanı Salih Demir,
Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Genç,
İlçe Emniyet Müdürü Niyazi Koçak ile Sendikamızın
Genel Teşkilatlandırma Sekreteri İsmail Dursun,
katılanlar arasındaydı.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, yemeğin ardından, karşılandığı gibi
yine büyük bir coşku ve sevgi içinde sloganlarla Ereğli’den uğurlandı.
HABER
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak:
“Ortak Eğitim Projesi’nde,
iki bin engelli işçinin
eğitimini tamamladık”
İ
şçi ve işveren sendikalarının işbirliği ile yürütülen bu eğitim modeli, dünyadaki en başarılı sendikal eğitim çalışması olarak kabul ediliyor. Eğitimlerin ardından işçi ve işveren sendikaları tarafından yapılan yıllık ortak değerlendirmeler
sonrasında, işyerlerinde verimlilik ve kalitede % 10-15 civarında artışlar kaydedildi. Bu eğitim çalışmaları kapsamında,
Türk Metal ve MESS sendikalarının örgütlü olduğu çeşitli işyerlerinde çalışan iki bin engelli işçi de, birer haftalık eğitimlerden geçirildi. Eğitime alınan metal işçilerine ‘Sendikal İlişkiler, İnsan İlişkileri ve İletişim, Toplam
Kalite Yönetimi, Uzlaşma Teknikleri, Endüstri İlişkileri, İş Hukuku, Genel Ekonomi ve Tüketici Hakları’ konularında eğitimler veriliyor.
Toplam 80 bin işçiye eğitim
TÜRK-İŞ Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak, konuya ilişkin yaptığı açıklamada şunları söyledi:
METAL
Türk Metal
Sendikası
ile kısa adı
MESS olan,
Türkiye Metal
Sanayicileri
Sendikası
arasında 2000
yılından beri
sürdürülen ortak
eğitim projesi
kapsamında,
toplam 80 bin
metal işçisi
eğitimden
geçirildi
TÜRK
19
“Türk Metal ile MESS arasında 2000 yılından beri sürdürülen eğitim projesi kapsamında, toplamda 80 bin işçimizin
eğitimleri tamamlandı. Fabrikalarımızda çalışan, başta işitme
engelli üyelerimiz olmak üzere, fiziksel engelli işçilerimizden
iki bin işçimizin de, bu süre içinde eğitimleri tamamlanmıştır. İşitme engelliler için işaret dili bilen çevirmenler aracılığı ile eğitimler görsel malzemelerle
de desteklenerek sürdürülmektedir. Fiziksel engelli üyelerimiz için de, eğitim merkezine gelişleri ve
seminerlere katılma konusunda bütün ön kolaylaştırıcı tedbirler alınmaktadır.
Türk Metal ve MESS sendikaları tarafından yürütülen ortak eğitim projesi, dünyada engelli üyeleri için de eğitim veren tek sendikal eğitim projesidir.
Bu yüzden dünyada en başarılı
eğitim projesi olmaya devam etmektedir.”
METAL
GÜNDEM
TÜRK
20
Başkanlar Kurulumuz
KKTC’de toplandı
Türk Metal
Sendikası
Başkanlar
Kurulu, 26 Aralık
2011 tarihinde,
KKTC Büyük
Anadolu Girne
Otel’de toplandı.
Toplantıda 2012
yol haritası
belirlendi
S
endikamızın 2011 yılı son Başkanlar Kurulu toplantısı, 26-27 Aralık 2011 tarihlerinde Kuzey Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti Büyük Anadolu Girne
Otel’de yapıldı. Sendikamızın 2011 yılı faaliyetlerinin değerlendirildiği ve 2012 hedeflerinin belirlendiği toplantının açılışına,
KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Şerife Ünverdi, KKTC Milletvekili Ahmet
Çaluda, Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı
Yakup Ömer Latifoğlu, Kamu-İş Sendikası Genel Başkanı Sami Dilek ve çok sayıda
Kıbrıslı sendikacı da katıldı. Açılış konuş-
malarının ardından, Başkanlar Kurulu toplantısı, Genel Yönetim Kurulumuz ve Şube
Başkanlarımız ile devam etti. Toplantının
ardından Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
“Çok samimi ve faydalı bir toplantı olduğuna inandığım 2011 yılının son Başkanlar
Kurulu toplantısı, sendikamıza ve çalışma
hayatına hayırlı olsun” sözleriyle toplantıyı bitirdi. İki gün süren Başkanlar Kurulu
toplantısında ayrıca, Türk-İş Hukuk Müşaviri Ferhan Tuncel ve MESS Eğitim Müdürü Dr. Aykut Engin birer sunum gerçekleştirdi.
Yakup Ömer Latifoğlu / Hür-İş Federasyonu Genel Başkanı
“Türk Metal Sendikası’nı
KKTC’de görmekten mutluyuz”
TOPLANTININ açılışında ilk sözü alan Hür–İş Federasyonu Genel Başkanı Yakup Ömer Latifoğlu, Türk Metal Sendikası’nın çalışmalarını takdirle takip ettiklerini ve bu toplantının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yapılmasının kendileri için de büyük bir mutluluk ve güç anlamına geldiğini
ifade etti. Konuşmasında yeni çalışma ve güvenlik yasasıyla ilgili düşüncelerini dile getiren Latifoğlu, yeni yasada işverenlerin korunup, çalışanlara daha fazla yük getirilerek, sistemin ayakta tutulmaya çalışıldığını belirtti.
KAMU İş Genel Başkanı Sami Dilek ise, Küresel ekonomik krizin çalışanlara fatura edilmesinden duyduğu rahatsızlığı ifade etti. Türk Metal
Sendikası’nın kendilerini hiçbir zaman yalnız bırakmadığını kaydeden Dilek, Başkanlar kurulu Toplantısı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde
yapılmasından dolayı onur ve mutluluk duyduklarını belirtti.
Şerife Ünverdi / KKTC Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
“Anavatan dünyaya
açılan penceremizdir”
BAŞKANLAR Kurulu toplantısının
açılışında bir konuşma yapan, Kuzey
Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Çalışma ve
Sosyal Güvenlik Bakanı Şerife Ünverdi, KKTC’deki çalışma hayatında yapılan ve yapılacak olan yasal düzenlemeler hakkında genel bilgiler verdi.
Ekonomik krizin etkilerine de değinen Ünverdi, çalışanların koşullarının
iyi olması için her türlü çabanın gösterildiğini belirtti. Bakan Ünverdi şunları söyledi: “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni
seçip Başkanlar Kurulu toplantınızı burada gerçekleştirdiğiniz için ve
bizlere de ev sahipliği yapma gururu
ve fırsatını verdiğiniz için sizlere çok
teşekkür ediyorum. Bugün çok yoğun bir gün, ama buna rağmen, bu
toplantıda bulunmak benim için çok
önemli ve gurur kaynağı. Sayın Başkanın da, tekrar Türk İş Genel Sekreteri olmasından dolayı onu kutluyorum.” Bakan Ünverdi konuşmasında,
Kıbrıslı Türkler’in adada varoluş ve özgürlük mücadelesi verdiği bir süreçte Türk Metal Sendikası’nın ‘KKTC’nin
dünyaya açılan penceresi’ olduğunu
ifade ederek, bu kapsamda en büyük
desteği ‘Anavatan’ Türkiye’den aldıklarını vurguladı.
21
TÜRK
“Türk Metal’i her zaman yanımızda
görmekten onur ve mutluluk duyuyoruz”
METAL
Sami Dilek / Kamu-İş Sendikası Genel Başkanı
GÜNDEM
Türk-İş Genel Sekreteri ve Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak:
Sendikacıların
artık kolları sıvama
zamanı geldi
METAL
G
TÜRK
22
enel Başkanımız, KKTC’de yapılan Başkanlar Kurulu
toplantısındaki konuşmasına, “Biz Türkler için en tepede olan üç değer vardır: Din, Vatan ve Namus…
Her üçü de, bizim için uğrunda ölünecek değerlerdir. Bizim
ana vatanımız, Türkiye’dir. Ama bizim için bir vatan daha vardır; O da yavru vatanımız Kuzey Kıbrıs’tır. Hem Türkiye,
hem de Kuzey Kıbrıs bizlerin hem vatanıdır, hem de namusudur. İşte biz, Türk Metal ailesi olarak böyle düşündüğümüz
için, Başkanlar Kurulumuzu Yavru Vatan’da topladık” sözleriyle başladı.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın konuşmasından bazı başlıklar:
Hep eleştirdik, hep eleştirdik…
“Yeni Dünya Düzeni ifadesiyle prim yapan küresel düzen, tüm dünyada hayatı ve kuralları değiştirdi, değiştirmeye de devam ediyor.
Çalışma hayatında kuralsızlık egemen oldu. İstihdamda dengeler, çalışanların aleyhinde bozuldu. Rekabet arttı. Uluslararası ilişkiler genişledi, ulus devlet yapısı güç kaybetti ve sosyal
devlet unsuru yok olmaya başladı… Kısaca söylemek gerekirse, çok
uluslu şirketler, yani
sermaye kazanan
taraf oldu.
Sermayenin, insan ve adalet yerine, sömürü ve kâr zincirleriyle kuşatmaya çalıştığı ilişkiler, hem siyasi anlamda, hem
de ekonomik anlamda ülkeleri dışa bağımlı yaptı, ama daha da
önemlisi, ülkeleri ve halklarını yoksulluğa sürükledi. Küreselleşme kavramı bizim dilimizde 1990’lı yıllardan itibaren yer almaya başladı. Ondan önce iki kutuplu dünya vardı…
Aradan neredeyse 20 yıl geçmiş… Dünyada olan biten
yanlışlıklara ve haksızlıklara karşı, bir denge unsuru ve umut
olarak görülen sendikalar bunca zaman ne yapmışlar? Burada
bir özeleştiri yapmak gerekiyor. Ne yazık ki, hem dünyada, hem Türkiye’de sendikacılar olarak, ortaya çıkan
gelişmelerin farkında olamadık. Hep eleştirdik,
hep eleştirdik. Alternatif üretemedik. Bekleyelim ve görelim dedik. Sonunda da gördük…
2,5 milyonlardan 600-700 binlere düştük…
Kolları sıvama vakti geldi…
Bir işe girmek için iyi bir gerekçemiz
yoksa, ona başlamamak için iyi bir nedenimiz var demektir. Sendikaların da sendikacıların da artık kolları sıvaması gerekiyor. Çünkü binlerce gerekçemiz var… İşsizlik var,
işten çıkarmalar var. Taşeron işçiliği, özelleştirmeler, esnek çalışma var. Düşük ücretler, enflasyon, hayat pahalılığı var…
Bunlar bizlerin gerekçesi,
25 bin metal işçisini örgütledik…
Biz, bugün Türk Sendikal hareketi içindeki ‘ örnek’ sendikalardan biriyiz. Büyük ve güçlü oluşumuzla, uyguladığımız sendikal anlayışla örnek bir sendikayız. Bizim 90’lı
yıllarda başlattığımız sosyal sendikacılık anlayışı, kısa bir
zaman sonra, hem dünyada, hem de Türkiye’de sendikalara
rehber olacak. Sendikal hareketin çıkış yolunun örgütlenmeden geçtiğini söyledik. Biz, bu düşünceden hareket ile, son
genel kurulumuzu yaptığımız 2009 yılından bu yana 25 bin
metal işçisini sendikamıza üye yaptık.
Biz örgütlenmeye aileden başladık...
Ama biz örgütlenmeye aileden başladık. Biz, sadece çalışanları değil, eşlerini ve çocuklarını da sendikamız üyesi olarak gördük. Koşullara göre yapılanmamızı ve stratejimizi
zenginleştirdik. Yeri geldi 24 saat çalıştık... Biz, küçük hedefler yerine, büyük hedeflere yöneldik. 90’lı yıllardan bu yana,
üyelerimizin sadece çalışma şartlarını değil, yaşam kalitesini
de iyileştirmeye yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bu anlayış ve
yaklaşımlar sayesinde, sendikaların toplum tarafından dışlanmasını engelliyor, sendikalar ve toplum arasındaki kalın duvarları birer birer yıkıyoruz. Bugün her bakımdan örnek bir
sendikayız… Örnek olmaya da devam edeceğiz... Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız.”
23
TÜRK
bunları görmezden gelemeyiz. Eğer, bunları yok sayarsak, önce
çalışanlar bazında, sonra da kamuoyu tarafından itibarımızı
kaybeder, yavaş yavaş erir ve yok oluruz… Hedefimiz olduğuna göre, bu hedefe ulaşmak için ilk şart, ayakta durabilmektir.
Ayakta durmak yetmez, ayakta kalmak da gerekir. Bunun için
iki şey yapmalıyız. Öncelikle, örgütlenmek, yani sendikalarımızın üye sayısını arttırmak zorundayız. İkinci olarak da, dünyadaki ve ülkemizdeki gelişmeleri iyi ve doğru okumalıyız…
Dünyadaki gelişmeleri iyi okumak için, öncelikle dünya sendikal hareketi ile de güçlü bir dayanışma içinde olmak gerekir.
Sermaye küreselleşerek güç kazanıyorsa, biz de dünya işçileri
ile elele vererek, işbirliği yaparak ve işbirliği zeminini her geçen
gün genişleterek güç dengesini oluşturmalıyız…
METAL
“Öncelikle, Örgütlenmek, yani sendikalarımızın üye sayısını
arttırmak zorundayız. ikinci olarak da, dünyadaki ve
ülkemizdeki gelişmeleri iyi ve doğru okumalıyız”
ZİYARETLER
Türk Metal Sendikası Başkanlar Kurulu’ndan,
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı
Derviş Eroğlu’na ve Cumhuriyet Meclisi’ne ziyaret.
TÜRK
METAL
Başkanlar kurulumuz,
KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu
24
tarafından kabul edildi
K
uzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde
bulunan Türk Metal Sendikası
Başkanlar Kurulu, Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu tarafından kabul edildi.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak başkanlığında gerçekleştirilen ziyarete, Genel Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce, Genel Mali Sekreterimiz Mehmet Soyupek,
Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, Genel Eğitim ve TİS Sekreterimiz Yavuz Gökçe ve Şube Başkanlarımız katıldı. Nezaket ziyaretinde, Türk-İş
KKTC Temsilcisi ve Ulusal Birlik Partisi
(UBP)Güzelyurt Milletvekili Ahmet Çaluda ile Hür-İş Genel Başkanı Yakup Latifoğlu da bulundu.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ziyarette, Türk Metal Sendikası Genel Başkanı Pevrul Kavlak’ın, bir süre önce yapılan Türk-İş Kongresi’nde yeniden
Genel Sekreterliğe seçilmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek “Dostlarımızı böyle kilit yerlerde görmek sevindirici” dedi. Cumhurbaşkanı Eroğlu,
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, ziyaretin anısına, Cumhurbaşkanı
Derviş Eroğlu’na, el yapımı çini bir sürahi takdim etti.
Türkiye ile KKTC arasında her alanda ilişkilerin geliştirilmesinin önemli olduğuna
işaret etti. Türk Metal Sendikası’na, ülkeye yaptığı yatırımlarla ve sürekli toplantılarını KKTC’de yapmaları nedeniyle aşina
olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Eroğlu, Türk Metal’in, çalışanların haklarını
koruma çabalarının yanında, çalışmalarını uluslararası alana taşıdığını ifade etti ve
sendikamıza başarı dileğinde bulundu.
Genel Başkanımız Pevrul Kavlak
da kabuldeki konuşmasında, üye yapısı
açısından Türkiye’nin en büyük ve güçlü
sendikası olan Türk Metal Sendikası’nın
Başkanlar Kurulu toplantısını gerçekleştirmek amacıyla 3 günlüğüne KKTC’de
bulunduklarına işaret ederek, “Türk
Metal Sendikası Kıbrıs sevdalısıdır. Bizim iki vatanımız var. Biri anavatan, diğeri yavru vatan” diye konuştu. Kavlak,
1990’dan beri KKTC’ye sadece ziyaret amacıyla gelip gitmediğini, sendika olarak yatırım da yapıldığını ifade
etti. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak,
Fransız Meclisi’nin sözde soykırımı inkara ceza öngören yasa taslağını oyladığı bir zamanda, Cumhurbaşkanı Derviş
Eroğlu’nun, Gaziantep’in Fransız işgalinden kurtuluş törenlerine katılmasının
sevindirici olduğunu belirtti.
Kavlak, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun
35 yıllık milletvekilliği süresince Kıbrıs sorunundaki duruşunu her zaman
desteklediklerini anlatarak, Türk Metal Sendikası’nın, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da üzerine
düşeni yapmaya hazır olduğunu kaydetti. Genel Başkanımız Pevrul Kavlak, ziyaretin anısına, Cumhurbaşkanı Derviş
Eroğlu’na, el yapımı çini bir sürahi takdim etti. KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu, ziyaretin ardından Başkanlar Kurulu
üyelerini tek tek uğurladı.
TÜRK Metal Sendikası Başkanlar Kurulu, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde ikinci olarak, Cumhuriyet Meclisi
Başkanı Hasan Bozer’i ziyaret etti. Genel Başkanımız Pevrul
Kavlak, Meclis Başkanı Hasan Bozer’e, sabaha kadar süren
Meclis çalışmalarına rağmen Türk Metal heyetini kabul etmelerinden duyduğu memnuniyeti ve teşekkürlerini ifade
etti. Genel Başkanımız Kavlak, Türk Metal Sendikası’nın
Türkiye’nin en büyük sendikası konumunda bulunduğunu
ifade ederek, yürütülen çalışmalar hakkında bilgi verdi. Genel Başkanımız Kavlak ayrıca, Sendikamızın uluslararası ilişkilere verdiği önemi vurguladı ve Uluslararası Avrasya Metal
İşçileri Federasyonu’nun kurucusu üyesi olduğunu ve kendisinin de Federasyonun Genel Başkanlığı’nı yürüttüğünü
anlattı. Sendika olarak, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni
ikinci bir vatan olarak gördüklerini belirten Kavlak, 1992 yılından bu yana Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne sevgi ve
saygıya dayalı bir anlayış içinde yatırım yaptıklarını dile getirdi.
Cumhuriyet Meclisi Başkanı Hasan Bozer de, Türk
Metal Sendikası’nı ve çalışmalarını yakından takip ettiğini
METAL
KKTC
Cumhuriyet
Meclisi
Başkanı Hasan
Bozer’e ziyaret
TÜRK
25
belirterek, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Anavatan’daki tüm kurum ve kuruluşlarla iyi ve derin kardeşlik
ilişkileri bulunduğuna dikkat çekti. Kıbrıs Türkü’nün en büyük gücünü Anavatan Türkiye ile olan kardeşlik bağından
kazandığını vurgulayan Bozer, “Dünyada bizim bu bağlarımızı koparmak isteyenler olabilir. İşte bu gibi ilişkiler, olası kışkırtmaları ortadan kaldırır” dedi. Konuşmaların ardından, karşılıklı hediyeler takdim edildi ve KKTC Cumhuriyet
Meclisi Başkanı Bozer, Türk Metal Başkanlar Kurulu üyelerini tek tek tokalaşarak uğurladı.
BİZİM FABRİKALARIMIZ
METAL
COMPONENTA
DÖKÜMCÜLÜK
TİCARET VE
SANAYİ A.Ş.
TÜRK
26
Türkiye’nin en büyük döküm parça fabrikası…
C
omponenta Dökümcülük A.Ş.
Türkiye’nin sadece otomotiv sanayine yönelik ilk döküm fabrikası olarak, 1973 yılında Döktaş ismi ile
Bursa Orhangazi’de kurulmuş ve ilk üretimini 1977 tarihinde gerçekleştirmiştir.
Otomotiv, çekici, traktör ve iş makinelerinin ihtiyacı olan gri ve sfero döküm
fabrikasının know-how’ını, Türk mühendis ve işçilerinin başarısı sonucunda kendisi geliştirmiştir. Türkiye’nin en büyük
döküm parça fabrikası konumundadır.
Toplam 300.000 metrekarelik açık
ve 85.000 metrekare kapalı alan üzerinde üretim faaliyetlerini gerçekleştiren fabrika, yapılan yatırımlar sonucu
60.000 ton/yıl olan kapasitesini, 1997
yılında 100.000 ton/yıl’a çıkartmıştır.
1999 yılında Manisa Alüminyum Döküm ve Jant Üretim Tesisi’nin şirkete
katılmasıyla, alüminyum döküm alanında da Döktaş adıyla üretim yapılmaya
başlanmıştır. Döktaş, yönetimi ve tüm
personeli ile toplam kalite bilincine erişmiş bir kuruluştur. Benimsediği sanayi
kültürü ile teknolojisi, kalitesi, fiyatı ve
servisi ile dünya sınıfı bir döküm fabrikası olma kararlılığında olan şirket, zaman içinde büyürken, diğer taraftan da
tüm çalışma sistemini ISO 9000, ISO
TS 16949, ISO 14001, OHSAS 18001
ve FORD Q1 standartlarına uygun olarak geliştirmekte ve uygulamaktadır.
Avrupa’nın 2. büyük döküm üreticisi
ŞİRKET 2006 yılında uluslararası operasyonları olan ve metal sektöründe faaliyet gösteren Finlandiyalı
Componenta Grup bünyesine katılarak,
Componenta Dökümcülük A.Ş. adını
almıştır. Grubun yönetim merkezi Helsinki’dedir ve Finlandiya, Hollanda, İsveç ve Türkiye’de dökümhaneler, işleme
atölyeleri ve dövme tesisleri bulunmak-
tadır. Componenta Grup Avrupa’nın 2.
büyük döküm üreticisidir.
Grup, yüzey işleme dâhil, montaja hazır parçalar üretmekte olup,
ağır kamyon ve otomotiv, off-road,
makine yapımı, güç ve aktarma organları endüstrilerinden müşterilerine toplam çözümler sunmaktadır.
Componenta’nın tedarik ettiği parçalar
genellikle, müşterilerinin ürünlerinde
kullanılan stratejik parçalardır. Componenta Grup bünyesinde de devam eden
yatırımlarla fabrikanın kapasitesi 2007,
2008 ve 2009’da sırasıyla 130.000,
160.000 ve 180.000 ton/yıl’a çıkartılmıştır. Ayrıca, mevcut İşleme tesisi 2008 yılında tamamlanan yatırımlarla
büyütülerek kapasitesi arttırılmıştır.
METAL
Finlandiya, Hollanda, İsveç ve Türkiye’de dökümhaneler,
işleme atölyeleri ve dövme tesisleri bulunan Componenta
Grup, Avrupa’nın ikinci büyük döküm üreticisidir
TÜRK
27
30’a yakın ülkeye üretim...
ÜRÜNDEN mühendisliğe kadar,
çözümler sağlayarak, müşterilerine tek
bir Componenta olarak hizmet parolasıyla çalışan Componenta’nın misyonu
“Geleceğin döküm çözümleri”dir.
Müşterilerin iş yapış şekline dayanan ve yakın ortaklık yoluyla müşterilerin başarısına katkıda bulunmayı amaçlayan yaklaşımıyla Componenta, ABD,
Almanya, İtalya başta olmak üzere, 30’a
yakın ülkedeki müşterilerine ihtiyacı
olan parçaları istenilen kalite, maliyet ve
sürede üretmektedir.
Üretiminin %60’ını ihraç eden
Componenta’nın dış ve iç piyasadaki müşterileri arasında Caterpillar, JCB,
Daimler,MAN, Iveco, Carraro, Volvo,
Scania, Agco S.A., Valtra, Kone, Atlas
Copco, New Holland, Linde, Emerson,
ABB, Rexnord Stephan, Valeo, Bomag,
Kessler, Ford Europe, Ford Otosan, Alçelik, TFF, Hasel, Woco Turkey yer almaktadır.
Üretimi yapılan parçalar arasında
motor blok ve kafaları, difransiyel kutu
ve kovanları, şanzıman kutuları, dişli
kutuları, volan muhafazaları, aks kovanları, yağ karterleri, planet taşıyıcıları, robot kolları ve alüminyum motor parçaları yer almaktadır.
BİZİM FABRİKALARIMIZ
Eğitim öncelikler arasında...
okullarının tadilat ve bakımları konusunda yardımlar yapılmaktadır. Bu konudaki son örnek ise, Endüstri Meslek
Lisesi atölyelerinin eksik aletlerinin tamamlanmasına yardımcı olunmasıdır.
Componenta ilçede spor alanında da oldukça faaldir. Döktaş Spor olarak fabrikada kurulan futbol takımı
3. Lig’e çıkma başarısını göstermiştir ve halen Orhangazispor adıyla ilçenin adını duyurmaya devam etmektedir.
Ayrıca, yine fabrika bünyesinde Componenta Spor adıyla
kurulan futbol ve tekvando takımları, yerel ve ulusal turnuvalarda yer alarak gençler spora özendirilmektedir.
METAL
COMPONENTA bulunduğu ilçede özellikle eğitim
alanında geçmişten buyana çalışmalar yapmaktadır. Bu çalışmalardan en eskisi, 1984 yılından beri devam eden Sakarya Üniversitesi Meslek Yüksek Okulu Döküm Bölümü ile yapılan protokoldür. Bu protokol gereği her yıl,
başarılı 30 döküm bölümü öğrencisine 4 ay süre ile ücretli pratik staj imkânı sağlanmaktadır. Bunun dışında,
Componenta’da her yıl 70 lise, 150 meslek yüksek okulu ve üniversite öğrencisi staj yapmaktadır. İlçede bulunan Koç İlköğretim Okulu fabrika ve holding imkânlarıyla
yaptırılmıştır. Ayrıca, yöredeki diğer ilköğretim
TÜRK
28
Öncelik; açıklık, dürüstlük, saygı
COMPONENTA’NIN, ihtiyacı olan personeli seçiminde, iş becerilerinin ve deneyimin yanısıra, Componenta
değerleri (açıklık, dürüstlük, saygı) ve liderlik ilkelerine uyum, belirleyicidir.
Çalışanların önüne, zorlayıcı, ancak
ulaşılabilir hedefler koyularak, fikirlerine güvenilerek ve sorumluluk verilerek
kendilerini geliştirmeleri teşvik edilmektedir. Kariyer rotasyonu aracılığı ile bizzat uygulayarak ve deneyim kazanarak
öğrenmek, özel taleple iş yapan bir endüstriyel sektörde gerekli yetenekleri, iş
anlayışını ve bilgi aktarımını geliştirmek
için en kritik yöntemler olarak kabul
edilir. Componenta’nın İnsan Kaynakları politikası, Componenta değerleri
ile birlikte, insan kaynaklarının verimli ve etkili bir şekilde yönetimi için sağlıklı bir temel oluşturan ilkeleri kapsamaktadır. Componenta, çalışanları için
sendika ve toplu sözleşme hakkına saygı
duyar. Tüm mavi yaka çalışanlar, Türk
Metal Sendikası üyesidir. Her iki yılda
bir yapılan Toplu İş Sözleşmesi’ne bağlı
olarak, çalışanların özlük hakları ve sosyal yardımlar zamanında ve eksiksiz olarak verilmektedir.
Çalışanlar arasında sosyal kaynaşmayı pekiştirmek için ilkbahar aylarında bölümler arasında yapılan futbol turnuvası
bir gelenek haline gelmiştir. Her yılsonu yapılan, yöneticilerin şirket, ülke ve
dünya ekonomisi ile ilgili bilgileri paylaştığı yılsonu sunuşu kapsamında, geleneksel olarak Yılın Örnek Çalışanı, En
Yüksek Getirili Öneri, Yılın Sloganı gibi
alanlarda seçilen çalışanlara ödülleri verilmektedir. Ayrıca, Hizmet Ödül Töreni düzenlenerek şirkette 10, 20, 25, 30
yılını tamamlayan çalışanlara plaket verilmektedir.
CEM BEYAZ
İnsan Kaynakları, İdari İşler ve End. İlişkileri Müdürü
düstrisi için lokomotif bir şirkettir.
Componenta Grup olarak
2015 Vizyonumuz; Avrupa’nın lider döküm çözümleri üreticisi olmaktır. Çalışanlarımızın üstün çabaları ve disiplinli uygulamaları
sonucu bugünlere gelen şirketimiz,
bu hedefi de gerçekleştirecek potansiyele sahiptir”.
METAL
“Türkiye’nin en büyük döküm parça üreticisi Componenta Dökümcülük A.Ş, üretiminin %60’ını ihraç eden, sadece
Avrupa’nın değil, tüm dünyanın
büyük otomotiv ve iş makinesi üreticilerine tedarikçiliğin ötesinde bir
hizmet vererek, yakın ortaklık yaklaşımıyla çalışan, Türk Döküm En-
TÜRK
29
COMPONENTA’NIN,
ihtiyacı olan
personeli seçiminde,
iş becerilerinin ve
deneyimin yanısıra,
componenta değerleri
(açıklık, dürüstlük,
saygı) ve liderlik
ilkelerine uyum,
belirleyicidir
UĞUR POLAT
[email protected]
METAL
Delphi, Bosch, Ford, Makine Kimya, Çoşkunöz, Renault, Tofaş, Ortadoğu
Rulman, Arçelik, Mercedes, Nursan Kablo, Ders Aletleri Yapım Merkezi,
BMC, İçdaş, Erdemir, Mitaş, Otokar, Federal Moğul ve Hes Kablo işçileri,
acı tatlı anılarını bizlerle paylaştı. 2012 yılının ilk sayısındaki
konuğumuz ise, Bursa Valeo işyerinden Vedat Altunel ve ailesi…
TÜRK
30
Altın
kadar
değerli
bir hayat
METAL
TÜRK
31
“Büyüklerimin tavsiyesi ve yardımları ile işe
başladım. Bugün hepsine, sizlerin aracılığı ile
tekrar tekrar şükranlarımı sunmak istiyorum”
“Valeo benim ilk işyerim”
15 yıldır Valeo işyerinde çalıştığını belirten Vedat Altunel, fabrikada debriyaj ürettiklerini anlatıyor. “Burası benim
ilk işyerim ve 15 yıldır burada çalışıyorum. Daha önce herhangi bir işyerinde çalışmadım. Çünkü amatör olarak futbol oynuyordum. 1997 yılının Haziran ayında vatani görevimi tamamladıktan bir ay sonra Valeo işyerine işe başladım. O
gün bugündür Valeo’da çalışmaya devam ediyorum. Büyüklerimin tavsiyesi ve yardımları ile işe başladım. Bugün
hepsine, sizlerin aracılığı ile tekrar tekrar şükranlarımı sunmak istiyorum.” Altunel, işe başladığı ilk sekiz ay üretim hattında görev aldığını ve daha sonra kalite kontrol bölümüne
geçtiğini söylüyor. Altunel, halen kalite kontrol bölümde görevini sürdürüyor.
Valeo: Hayatım, Türk Metal: Hayatımın Güvencesi…
İşyerinde çalışma ortamının yoğun olduğunu, fakat işçiler
arasındaki uyumun yüksek olmasından dolayı çalışma saatlerinin dolu dolu geçtiğini söyleyen Altunel, “Mesai
arkadaşlarım ile aramızdaki uyum oldukça fazla, bu uyum çalışma ortamımızda daha rahat ve
daha verimli olmamızı sağlıyor. Ayrıca, işe başladığım ilk günden itibaren sendikalıyım… Valeo işyerinin hayatımın büyük bir parçası olduğunu söyleyebilirim. Ama, sendikam Türk Metal,
hayatımdaki bu büyük parçanın en büyük güvencesidir.”
METAL
Futboldaki başarısızlığımın
nedeni, eşim Neriman’dır…
Vedat Altunel eşi Neriman Hanım, oğulları Orhancan ve Umut’un yanısıra, Vedat Bey’in
babası ve annesi ile aynı evi paylaşıyorlar. Neriman Altunel, eşini şöyle anlatıyor: “Vedat ile 15.
yılımızı tamamladık. Ailesine düşkünlüğü, çocukları ile sürekli vakit geçirmesi, arkadaşlarının
ona karşı saygısı ve tutumu beni hem mutlu ediyor, hem de gururlandırıyor.” Neriman Hanım,
büyük oğulları Orhancan’ın babasının peşini hiç
bırakmadığını, fakat bu yıl ilk defa Ankara’ya,
Metal Çocuk toplantısına tek başına gittiğini söylüyor. Türk Metal’in Çocuk Kurultayı sayesinde,
Orhancan’ın bir anlamda kendine güven kazandığına dikkat çekiyor.
Artvin insanının tüm Türk halkında olduğu gibi misafirperverlik özelliğinin en üst seviyede olduğunu söyleyen Altunel ailesi, soysal hayatlarının temelini ailelerinin oluşturduğunu ve tüm
hafta sonlarını akrabaları ve komşuları ile birlikte geçirdiklerini anlatıyorlar. Eski sendikacı olan
Baba Orhan Altunel’in ise, ailesini ve komşularını
bir arada tutan en büyük faktör olduğu konuşmalarından belli ediyor.
Röportajımızı tamamlarken, bizler de Altunel
ailesine bizleri kabul ettikleri için teşekkürlerimizi bir kez daha bildiriyoruz. Bizleri yalnız bırakmayan Bursa Osmangazi Şube Sekreterimiz Ali
Kömürlü’ye de ayrıca teşekkür ederiz.
TÜRK
32
İşe başladıktan bir ay sonra dünya evine girdiğini anlatan Altunel, eşini ilk gördüğü günü, halen
gözleri parlayarak aktarıyor bize… “Ben Artvinliyim… Artvin’in Murgul ilçesinde halen ikamet ettiğimiz bir ev, birçok akrabamız var. Askerden
önceki gençlik dönemimde amatör olarak futbol
oynuyordum. Damarlı Belediyespor ve PTT Spor
arasında oynanan bir maçta görev aldım. Top taca
gitmişti. Topu almak için yere eğilirken birden
Neriman’ı gördüm ve baka kaldım. Murgul küçük bir ilçe, daha sonra defalarca karşılaştık. Durumu aileme bildirdim. Ailem, Neriman’ın ailesi
tanışarak bizi bir araya getirdi. Birbirimizi tanıdıktan sonra, bugünkü bu büyük ve mutlu ailenin temellerini attık. İlk buluşmalarımız Borçka’da oldu.
Çünkü Murgul küçük bir ilçeydi ve herkes birbirini tanınıyordu. Biz de daha rahat konuşabilmek
için Borçka ilçesine giderdik.”
Bizim sosyal hayatımız; ailemiz…
“Valeo işyerinin, hayatımın büyük bir
parçası olduğunu söyleyebilirim. ama
sendikam türk metal, hayatımdaki bu
büyük parçanın en büyük güVencesidir”
nesi ve
ğu sahibi Altunel, an
Evli ve iki erkek çocu
ını söyledi.
lar
uk
old
labalık bir aile
babası ile birlikte ka
33
TÜRK
“Askerden önceki gençlik dönemimde AmAtör
olArAk futbol oynuyordum. dAmArlı belediyespor
ve ptt spor ArAsındA oynAnAn bir mAçtA görev
Aldım. top tAcA gitmişti. topu AlmAk için yere
eğilirken birden nerimAn’ı gördüm ve bAkA kAldım”
METAL
Kömürlü, evlerinde
Şube Sekreteri Ali
Bursa Osmangazi
çiftine, Genel
kabul eden Altunel
Türk Metal ailesini
takdim etti.
n gönderilen hediyeyi
Başkanımız tarafında
METAL
MAKALE
TÜRK
34
endüstri ilişkilerinde
uyumun sınandığı
bir yıl olacaktır
Anayasa, devlet
ile milletin uzlaşma
metni olduğuna
göre, istihdamın
yarısına yakınını
oluşturan işçilerin
görüş ve istekleri
önemli olmalıdır
Dr. Naci Önsal
Bu kere Anayasa
yazılmıyor,
yapılıyor ise ve
işçilerle mutabık
kalınmak
isteniyorsa,
Anayasada
işçilere bir bölüm
ayrılmalıdır…
Üreten, tüketen,
seçen en büyük
kesim olan
işçilerin (ve
emeklilerinin)
istekleri işveren
lobi faaliyetlerine
kurban
edilmemelidir
METAL
ve Sosyal Güvenlik Bakanı, taslağın sunumunu Bakanlar Kuruluna yapmıştır. Bir gazete haberine göre, bu sunum sonrası ekonomiden sorumlu bakanlar, “2012 yılının zor geçeceğini, bu nedenle de, işverenlere yük getirecek bu kanun taslağının
kanunlaşmasının zamanı olmadığını” söylemişlerdir. Bu haber
doğruysa, işveren lobisinin kendilerince nedenlerle bu kanunun
çıkışını engelledikleri anlaşılmış olacaktır.
Bir başka çalışma Anayasa üzerinde sürdürülmektedir. Anayasa Uzlaşma Komisyonu, yıl sonuna kadar Anayasa değişikliğinin “ Yeni Anayasanın “ yapılmasını planlamıştır. Komisyonun
ifadesine göre; Anayasa yazmamaktadırlar, Anayasa yapmak istemektedirler. Anayasa yapımında da, milletin katılımını beklemekte, her tür kurum ve kuruluşun görüşlerini alırken, bireylerin de görüşlerini ifade etmelerini talep etmektedirler.
Anayasa, devlet ile milletin uzlaşma metni olduğuna göre,
istihdamın yarısına yakınını oluşturan işçilerin görüş ve istekleri önemli olmalıdır. Emeklilerini de dikkate aldığımızda, nüfusun en büyük kesimi olan işçiler ile uzlaşma ( mutabakat ) arayan bir Anayasa yapılacak demektir.
Son Anayasa değişikliğinde endüstri ilişkileri ile ilgili ( geniş anlamda çalışma yaşamı ile ilgili ) yapılan değişiklikler sadece “değişiklik yapıldı” izlenimini vermekle kalmıştır.
35
TÜRK
İ
ki sınıf arasındaki çatışmayı ortadan kaldırmayı amaçlayan
sosyal politika, mevcut düzeni sürdürmek adına bu çatışmayı en aza indirmeyi de kabullenmiş ve başarmıştır. Kapitalist toplumun emek ve sermaye arasındaki çıkar çatışmasını
ortadan kaldırmadığını, ancak çatışmayı kurumsallaştırma becerisini gösterdiğini söyleyenler de bunu anlatmaktadır.
Bugün bütün dünyada endüstri ilişkileri, işçi, işveren ve hükümetler arasındaki kurumsallaştırılmış ilişkiler düzeni içinde
yürütülmektedir. Kuşkusuz, her ülkenin sistemi kendisine özgüdür, ama özü, üç taraf arasındaki diyalog ve işbirliğine bağlıdır.Bizim ülkemizde de 1963 yılından itibaren bu ilişkiler iniş
çıkışlar arasında sürdürüle gelmektedir. Başlangıçta çatışmalar,
ülkenin siyasi ortamına da bağlı olarak ağırlık kazanmış, zaman
içinde ise, dünyadaki gelişmelerin ülkemize yansımasıyla, uzlaşma kültürünün geliştiği ve çatışmacı tarafların birbirlerini sosyal
taraflar olarak gördükleri bir zemin kazanılmıştır. Bu gelişmenin her iki tarafa ve ülke ekonomisine kazandırdığı söylenebilir.
Doğrudur, ancak kapitalist sistemin kurguladığı bu gelişmenin,
en çok kapitalistlere, yani işverenlere hizmet ettiği de açıktır.
2012 yılı, yukarıda ifade ettiğimiz uzlaşma ortamının sınanacağı bir yıl olmaya aday görülmektedir. Toplu İş İlişkileri Kanun Taslağı üzerinde görece bir birliktelik sağlanmış, Çalışma
METAL
TÜRK
36
Anayasanın 51. maddesindeki “İşçiler ve işverenler aynı zamanda birden fazla sendikaya üye olamazlar” düzenlemesi madde metninden çıkarılmıştır. Farklı
iş kollarında çalışan işverenlerin ve işçilerin, bu farklı işkollarında kurulu sendikalara üye olabilecekleri konusunda bir sıkıntı yok iken, yapılan bu düzenleme
birçok kişide, bir işyerinde aynı işkolunda üye kaydeden iki veya daha fazla sendikaya işçilerin üye olabileceği şeklinde
anlaşılmıştır. Böyle bir uygulamanın, yetki işlemlerinde yaratacağı kaostan endişe
edilmiştir.
Anayasanın 53. maddesindeki “ Aynı
işyerinde aynı dönem için birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz ve uygulanamaz.” Şeklindeki son bent metinden çıkarılmıştır. Ancak aynı düzenleme,
Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt
Kanunu’nda yer aldığı için pratikte bir
anlamı olmamıştır.
Anayasanın 54. maddesindeki, “Siyasi amaçlı grev ve lokavt, dayanışma grev
ve lokavtı, genel grev ve lokavt,işyeri
işgali,işi yavaşlatma, verim düşürme ve
diğer direnişler yapılamaz.“ düzenlemesi
madde metninden çıkarılmıştır. Bu değişiklik, grev yasaklarının kaldırıldığı şeklinde ifade edilmiştir. Ancak, 54. maddenin “Toplu iş sözleşmesinin yapılması
sırasında uyuşmazlık çıkması halinde işçiler grev hakkına sahiptirler.“ şeklindeki birinci bendi aynen muhafaza edildiği için, grev yasakları devam etmektedir.
Bu kere Anayasa yazılmıyor, yapılıyor ise ve işçilerle mutabık kalınmak isteniyorsa, Anayasada işçilere bir bölüm ayrılmalıdır.
n İşçilerin örgütlenmeleri ve ifade
özgürlüklerinin önündeki engeller kaldırılmalı,
n Grev yasakları ( gerçekten ) kaldırılmalı,
n Kıdem tazminatı Anayasal güvence
altına alınmalı,
n Anayasa tam istihdamı hedef kabul etmeli,
n İşçilere, iş, iş güvencesi, sosyal güvenlik, iş sağlığı ve güvenliği insan onuruna yakışır düzeyde sağlanmalı, işçiler
yönetime katılmalı, sağlık, eğitim gibi temel hizmetlerde fırsat eşitliği olmalı,
n Sosyal devlet yeniden inşa edilmeli,
n Devletin asli ve sürekli hizmetleri
yeniden tanımlanarak, işçi-memur ayırımı yapılmalı,
n Gelir dağılımı bozukluğu düzenlenmeli, ücrette adalet sağlanmalı,
n Vergi yükü işçilerin omuzlarından
alınmalı,
n Ekonomik ve Sosyal Konsey’in etkinliği artırılmalı,
n Yüksek Hakem Kurulu özerk Anayasal kuruluş haline getirilmeli,
n Sivil Toplum Kuruluşlarının yöneticileri bu görevlerini bırakmadan milletvekili seçilebilmeli ve iki görevi birlikte
sürdürebilmeli,
n Hak arama özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı,
n Seçim sistemi parlamentoda daha
geniş temsile izin vermeli, milletvekili dokunulmazlığı kaldırılmalı,
n Toplumun olumsuz koşullarda
olan kesimleri korunmalı, bunun dışında
ayrımcılığa izin verilmemeli,
n Üreten, tüketen, seçen en büyük
kesim olan işçilerin ( ve emeklilerinin )
istekleri işveren lobi faaliyetlerine kurban
edilmemelidir.
HABER
Mercedes Benz Türk A.Ş.’ye PERYÖN ödülü
tegoride veriliyor.
2010 yılında “İşe Alım” ve “Performans Yönetimi” kategorilerinde ödüle layık görülen Mercedes Benz Türk A.Ş. 2011 yılında da “PERYÖN
İnsan Yönetimi Ödülleri”nden Fark Yaratan
Uygulamalar Proje Kategorisi’nde gerçekleştirdiği “Oto Boya Konsepti” proje ve uygulamaları
ile bu ödüle layık görüldü. “PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri”nde, proje ve uygulama sahiplerinin
yanısıra, sponsorlar, paydaşlar, jüri üyeleri ve konuşmacılara sertifikaları sunuldu. PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri
maratonu, verilen keyifli bir kokteyl ile sona erdi.
TÜRK METAL SENDİKASI’NI
SOSYAL MEDYADAN DA
TAKİP EDEBİLİRSİNİZ...
facebook.com/turkmetalsendikasi
twitter.com/KavlakPevrul
www.turkmetal.org.tr
37
TÜRK
D
ünya gündemini belirleyen konu ve konuşmacılarıyla 29-30 Eylül 2011’de, insan
yönetimi sektörünün tüm aktörlerini
bir araya getiren 25. Avrupa İnsan Yönetimi Konferansı, “PERYÖN” ödül dağıtım törenine de ev sahipliği yaptı. Kurumların insan
yönetiminde çıktıkları yolculuğu desteklemek,
onlara dünyaca kabul görmüş ölçütlerle yol göstermek ve ipi başarı ile göğüsleyenleri ödüllendirmek amacıyla verilen PERYÖN Insan Yönetimi Ödülleri, “İşe Alım, Eğitim ve Gelişim Yönetimi, Yetenek Yönetimi
ve Fark Yaratan Uygulamalar” olmak üzere, toplam dört ka-
METAL
Türkiye’nin prestijli ve önemli ödüllerinden “PERYÖN (Türkiye Personel Yönetimi Derneği) İnsan
Yönetimi Ödülleri”, gerçekleştirilen görkemli bir törenle, 4’üncü kez sahiplerini buldu. Türkiye’nin en fazla
başvuru alan “PERYÖN İnsan Yönetimi Ödülleri” için, bu yıl 29 firma 4 kategoride kıyasıya yarıştı.
EKONOMİ
Yayılan Ekonomik
Krize, Aşı
Bulunamıyor…
METAL
Devletin temel yapı taşlarından biri, o ülkenin
ekonomisidir. Ekonomi sosyal bir bilimdir ve literatürde,
“kıt kaynakların en etkin biçimde kullanılması” şeklinde
tanımlanmaktadır. Bir ülke, refahını, kalkınmışlığını,
gelişmişliğini ekonomisi ile ifade eder
TÜRK
38
S
on birkaç yıldır tüm dünyayı saran, bu arada Türkiye’yi
de sarsan, şiddeti ve boyutu henüz tam olarak tespit
edilemeyen, küresel bir ekonomik kriz yaşanmaktadır.
Kriz, beklenmedik bir anda ortaya çıkan, ülkenin, toplumun,
çalışanların geleceğini etkileyen olumsuz bir durumdur. Ekonomik kriz denildiği zaman, resesyon, durgunluk, enflasyon,
deflasyon gibi ifadeler akıllara gelmektedir. Tanımında ve ifadesinde birçok görüş ayrılığı bulunmaktadır. Tüketici talebinde ve firmaların yatırımlarındaki büyük düşüşle, yüksek işsizlik oranı, bununla birlikte, yaşam standartlarının düşmesiyle
ortaya çıkabilmektedir.
Ekonomik kriz söz konusu olduğunda, durgunluk ve resesyon kaçınılmaz bir durumdur. Ekonomide, iki çeyrek üst
üste eksi büyüme hali resesyon olarak tanımlanıyor. Durgunluk ise, ülkedeki büyüme hızının sıfıra düşmesi ya da sıfıra yaklaşması durumudur. Genel olarak, bu kavramları, ekonomide yükseliş hareketlerinin yerini iniş hareketlerine bırakması,
üretim ve gelirdeki daralmalar
şeklinde gözlemleyebiliriz.
Son yıllarda sıkça duyduğumuz kavramlardan biri de küreselleşmedir. Küreselleşme, ekonomiden siyasete, sosyal yaşamdan kültüre hemen hemen her alandaki değişimi ifade
etmektedir. Üretim arttıkça ve tüketim alışkanlıkları küreselleşme ile değiştikçe, sermayenin de küreselleştiğini söyleyebiliriz. Üretimi gerçekleştirmek üzere kullanılan faktörlerin, emek
(iş gücü), sermaye, doğal kaynaklar ve girişimciliğin küreselleşme ile etkilendiğini gözlemleyebiliriz.
Emeğin küreselleşmediği, ama sermayenin küreselleştiği,
entegre olduğu bir kapitalist sistem söz konusudur. Tüketimdeki alışkanlıkların değiştiği ve
tüketicilerin tüketim hızına yönelik artışı, kaynakların, üretimin, tüketimin pazarlanmasının, ülke ölçeğinden
ulusal ölçeğe dönüştüğü
Merve Özkan
[email protected]
39
TÜRK
bir durum içindeyiz.
Ülkeler zenginleştikçe
yeni tüketim alışkanlıkları
görülmektedir. Türkiye’den bir
örnek verecek olursak; Türk kahvesi dünyaca ünlü bir kahve olduğu
halde, Türkiye’de kahve çeşitleri olduğu
halde, yabancı markalarda kahve evleri açılmış, özellikle Amerikan ve İtalyan markaları yoğun bir taleple karşılanmıştır. Bunun gibi, ekonomik, sosyal, teknolojik, kültürel, politik açıdan, dünya
çapında birçok bütünleşme ve entegre durumu günümüzde artmaktadır. Ekonomik krizler için
de aynı şeyi söyleyebiliriz. Örneklendirecek olursak, bir A ülkesi olsun ve A ülkesindeki bir girişimci, B ülkesine
yatırım yapmak için, C ülkesinden kredi çekmiş olsun. Diyelim ki, B ülkesinde çıkan bir
krizden dolayı bu yatırım zarara dönüşmüş ve girişimciyi
iflasın eşiğine getirmiş olsun. Bu sebepten, C ülkesinden
çekmiş olduğu krediyi ödeyemeyince, krizi B ülkesinden C
ülkesine bulaştırmış olur. Sermaye hareketleri ve sermayenin küreselleşmesi, ekonomik krizleri bulaşıcı hale getirebilmektedir. Böyle bir kriz, hemen küresel bir boyuta ulaşabilmektedir. 2008 yılında Amerika’da başlayan ve sonra tüm
dünyaya yayılan “mortgage krizi”, küresel bulaşıcı krize verebileceğimiz en iyi örneklerden biridir.
Günümüzde ise, Avrupa’daki durgunluk önemli bir hal
almaktadır. Euro bölgesindeki borç ve durgunluk, Türkiye
açısından da ciddi sorunlar, sonuçlar yaratacak bir durumdadır. En büyük ticari partnerlerimiz olan Avrupa Birliği
bölgesi ülkelerinde beklenen küçülme, Türkiye’nin ekonomisine olumsuz etkiyi de beraberinde getirebilir. Ekonomik
İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) rakamlarına göre,
Türkiye’nin büyüme hızının, 2012 yılında %3’e gerileyeceği tahmin edilmektedir. IMF ise, %2’lere kadar düşeceğini
tahmin ediyor.
METAL
Üretim arttıkça ve tÜketim
alışkanlıkları kÜreselleşme
ile değiştikçe, sermayenin de
kÜreselleştiğini söyleyebiliriz
Küreselleşmeyle birlikte, farklı ideolojilerin, ekonomilerin birbirine yakınlaştığı, bir bütünleşme sürecine girdiği
bir dönemde, yalnızca ülkemizde olan değil, tüm dünyada
yaşanan olumlu ya da olumsuz durumların, ülkenin ekonomisini yakından etkilemesi kaçınılmaz bir durumdur.
KAYNAKLAR
n Ekonomist (2012) Finansal Krizden Uzak Resesyona ise Yakınız.22-28 Ocak.P.g.26
n Capital (2011) Ekonomide 2012’nin Görünümü. Aralık 2011.P.g.60
n Karaca,O.Ekonomist (2011).OECD’ye Göre Avrupa Resesyona Girdi
Bile.4-10 Aralık.P.g.50
DİP NOTLAR
n Baldwin,R,Wyplosz,C (2009).The Economics of European
Integration.P.g.211
n Eğilmez,M (2008).Küresel Finans Krizi.P.g.52
2008 yılında amerika’da başlayan ve sonra tÜm
dÜnyaya yayılan “mortgage krizi”, kÜresel bulaşıcı
krize verebileceğimiz en iyi örneklerden biridir
HABER
İstanbul ve Sakarya’da
MEMAS toplantıları
METAL
Türk Metal Sendikası ve MESS’in ortaklaşa kurduğu, kısa adı MEMAS olan
Mesleki Eğitim Merkezi A.Ş.’nin ülke çapındaki tanıtım faaliyetleri devam ediyor
TÜRK
40
T
ürk Metal Sendikası Anadolu Yakası
Şubesi ve Sakarya Şubesi’nin organize
ettiği görüşmelerde Delphi, Baymak,
Evas ve Arçelik, Noksel, Arma Filtre, KoçOtokar, Siemens, Alarko ve ThyssenKrupp
işletmelerinde, eğitimlerle ilgili bilgilendirme toplantıları düzenlendi. Türk Metal Sendikası Anadolu Yakası Şube Başkanı Halil Faki Erdal, Sakarya Şube Başkanı Şahin
Kaya, MEMAS Genel Müdürü ve MESS
Eğitim Müdürü Aykut Engin ve Türk Metal Sendikası Dış İlişkiler, Proje ve Eğitim
Koordinatörü Miray Vurmay, toplantılarda MEMAS’la ilgili detaylı bilgiler verdi,
ayrıca, işletmelerle yapılacak olası işbirlikleri
konusunda görüşmelerde bulunuldu.
Verilen eğitimler sonrasında bireyler,
mesleklerinde yeterliliklerini kanıtlamalarını
sağlayacak sınavlara girebilecek ve nitelikli
işgücü olarak işletmelerde işbaşı yapabilecek
ve mesleki gelişimlerine yön verebileceklerdir
41
TÜRK
MEMAS, yani Mesleki Eğitim
Merkezi A.Ş., Türkiye’nin en büyük
işçi ve işveren sendikaları olan, Türk
Metal Sendikası ve Türkiye Metal
Sanayicileri Sendikası (MESS)
ortaklığında kuruldu.
MEMAS, Ulusal Mesleki
Yeterlilik Sistemi çalışmaları
kapsamında, otomotiv ve metal
sektörlerinde gelişen teknoloji ve
ihtiyaçlar doğrultusunda, hazırlanan
Ulusal Meslek Standartlarına
göre bireylere mesleki eğitim
vermektedir. İSG eğitimleri ile
işletmelere özgü eğitim programları
da, MEMAS tarafından Türk
sanayinin hizmetine sunulmaktadır.
Otomotiv ve Metal sektörlerinde
faaliyet gösteren işletmelerin
ihtiyaçları doğrultusunda,
belirlenecek mesleklerde, bireylerin
bilgi, beceri ve yetkinlik düzeylerini
geliştirecek olan eğitimleri vererek,
onları Türk sanayine kazandırmaktır.
Verilen eğitimler sonrasında
bireyler, mesleklerinde yeterliliklerini
kanıtlamalarını sağlayacak sınavlara
girebilecek ve nitelikli işgücü olarak
işletmelerde işbaşı yapabilecek
ve mesleki gelişimlerine yön
verebileceklerdir.
MEMAS verdiği eğitimlerle,
çalışanların nitelikler, işverenlerin
ise nitelikli işgücü ile buluşmasını
sağlayarak, Türkiye’nin en
önemli sorunu olan işsizliğin ve
mesleksizliğin çözümü konusunda
gerçekçi bir adım atmayı
hedeflemektedir.
METAL
MEMAS nedir?
MAKALE
METAL
Çalışma İlişkilerinde
‘Düzgün İş’ Kavramı
ve Türkiye Açısından
Görünümü
TÜRK
42
Düzgün iş esas
itibariyle, çalışma
koşullarından
istihdam
edilebilirliğe,
iş-yaşam
dengesinden
sosyal güvenliğe,
temel çalışan
haklarından
iş sağlığı ve
güvenliği
önlemlerine kadar
pek çok konuyu
kapsamına alan
çok boyutlu
bir kavramdır.
Bu bağlamda,
tanımlanması
kadar ölçülmesi
de çeşitli
zorluklar içerir
Yrd. Doç. Dr. Gökhan OFLUOĞLU
Arş. Gör. Sadık KILIÇ
ZONGULDAK KARAELMAS ÜNİVERSİTESİ,
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü
girişim ve istihdam etrafında bir büyüme. Böylece ILO, bu dört hedefi kombine eden ve tüm taraflarca kabul gören
tek bir gündemi, üye ülkelere sunabilme
imkanı bulmaktadır. 2 Düzgün iş esas itibariyle, çalışma koşullarından istihdam
edilebilirliğe, iş-yaşam dengesinden sosyal güvenliğe, temel çalışan haklarından
iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine kadar
pek çok konuyu kapsamına alan çok boyutlu bir kavramdır. Bu bağlamda, tanımlanması kadar ölçülmesi de çeşitli
zorluklar içerir.
METAL
ilk kez 1999 yılında kullanılmıştır ve
ILO’daki tüm taraflarca -hükümet, işveren ve işçi temsilcileri- kabul görmüştür.
ILO’ya göre, düzgün iş, öncelikle bir
hedeftir. Bu neredeyse bütün insanların
evrensel bir isteğidir. Bu durum; özgür,
adil, güvenceli ve insan haysiyetine yaraşır koşullarda ve verimli bir şekilde çalışmayla ilişkilidir. İkinci olarak, düzgün iş
bir politika çerçevesi sunar. ILO’nun geleneksel uğraşı alanı olan dört stratejik
hedefi bünyesinde barındırır: Çalışma
hakkı, sosyal diyalog, sosyal koruma ve
43
TÜRK
1
980 sonrası başlayan süreç, çok
uluslu şirketlerin çoğalmasına ve
ulusal iş piyasalarının deregulasyonuna yol açmıştır. Bu durum, sorunların çözümünde, uluslararası kuruluşları veya mekanizmaları gerekli kılmıştır.
Bu kuruluşlardan birisi olarak ILO (International Labor Organization), küreselleşmenin tehdit ettiği rollerini gözden
geçirmiş ve yeni arayışlar içine girmiştir.
Düzgün iş (decent work) bu arayışların
bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. 1
Düzgün iş kavramı, ILO tarafından
METAL
Ghai, düzgün işi tanımlarken ve ölçerken dört boyuttan
bahsetmiştir: İstihdam, sosyal güvenlik, çalışan hakları ve sosyal diyalog. Bu boyutlarla ilgili bir araştırmada, Türkiye ile
OECD ülkeleri mukayese edilmiştir. 3
İstihdam boyutu kendi içinde istihdam fırsatları, kazançlı
istihdam ve çalışma koşulları olmak üzere üçe ayrılmıştır.4 İstihdam oranları, istihdam fırsatlarının en önemli göstergesidir.
Grafik 1’de görüleceği üzere, Türkiye’deki istihdam oranları
Avrupa ve ABD’ye göre oldukça düşüktür. Ayrıca, işgücüne
katılım oranlarında, kadınlarla erkekler arasında, Avrupa’da ve
ABD gibi iktisadi olarak ileri ülkelerde görülmeyecek düzeyde
bir farklılık söz konusudur. Kadınların oranı %23 iken erkeklerin %70’in üzerindedir.5 İstihdam fırsatları kısmının ölçülmesinde bir başka önemli gösterge işsizlik oranlarıdır. İşsizlik oranları açısından, son yıllarda yaşanan sıkıntılar evrensel
ölçektedir. İspanya, Yunanistan gibi pek çok Avrupa ülkesi,
bu bağlamda ve menfi anlamda Türkiye’ye yaklaşmaktadır.
AB üyesi ülkeler, bugün itibariyle ciddi bir işsizlik problemi
ile karşı karşıyadır. İspanya’da %18’e çıkan işsizlik oranı, diğer
üye ülkelere kıyasla oldukça yüksek olmakla birlikte, üye ülkelerin ortalaması %8,9’dur. Bu oran 2008’de %7’dir. ABD’de
%5,8’den %9,3’e çıkmıştır.6 Türkiye’de %9,3’ten %12,5’e çıkmış, 2010’da %11,4’e inmiştir.7 ÇSGB’ye göre ise 2008’de
%11 olan oran, 2009’da %14’çıkmıştır. Ayrıca Türkiye için tarım dışı işsizlik oranı daha da yüksektir (%17,4).8
Seçilmiş Ülkelerde İstihdam Oranları
TÜRK
44
Kaynak: EUROSTAT, (Çevrimiçi)
http://epp.eurostat.ec.europa.eu, 2010.
İstihdamın ikinci kısmı olan kazançlı istihdam, çalışma
karşılığı alınan ücretin ve ücret dışı kazançların belirli bir yaşam standardını, çalışanın kendisi yanında ailesi için de yakalayabilmesiyle ilgilidir. Palaz, bununla ilgili olarak Gini katsayısını kullanmıştır.9 Ghai ise belirli bir miktarın (14.4$) altında
günlük kazanç sahibi nüfusun oranını kullanmıştır.10 İkisinin aynı amaca hizmet ettiği göz önüne alınırsa, iki ölçümün
de geçerli olduğu kabul edilebilir. Aynı zamanda kişisel gelir
dağılımıyla ilgili olan bu oranlarda, Türkiye Avrupa’ya yaklaşabilmiş değildir.
İstihdamın üçüncü kısmı çalışma koşulları ile ilgilidir. Çalışma koşulları deyince, pek çok faktörü bu bağlamda değerlendirebiliriz. Çalışma saatleri, yıllık izin, dinlenme süreleri, iş
sağlığı ve güvenliği önlemleri bunlardan bazılarıdır. 11 Çalışma koşulları, düzgün işin en önemli parçalarından birisidir fakat ölçülmesi de bir o kadar zordur. Aralarında Türkiye’nin de
bulunduğu 31 ülke için, 29860 işçi üzerinde 2005’te gerçekleştirilen ve her beş yılda bir Avrupa Fonu tarafından uygulanan Avrupa Çalışma Koşulları Anketi’nin dördüncüsü, bu anlamda önemli veriler sunmaktadır. Ankette çalışma koşulları;
işin fiziksel ve duygusal zorlukları, kariyer olanakları, gelişim
ve yetkinlik olanakları, yaratıcılık, gelir, iletişim ve şeffaflık, yönetimin kalitesi, iş arkadaşlarıyla ilişkiler, işin anlamlılığı, zaman düzenlemesi, iş stresi, iş güvencesi, endüstriyel kültür ve
otonomi şeklinde 15 öğeden oluşmaktadır. Bu bağlamda, çalışma koşulları neredeyse düzgün işe eşitlenmiştir.
Bu araştırmanın sonuçlarına göre, 31 ülke arasında Türkiye, genel ortalama açısından maalesef sonuncu sıradadır. 15
öğe, iyi-kötü arasında 5 sınıfa ayrılmış ve gelişim olanakları, kariyer olanakları, iletişim ve şeffaflık, iş güvencesi ve gelir
öğelerinde Türkiye “kötü” sınıfında yer almıştır. Gelişim olanakları öğesinde 31 ülkenin tamamının kötü sınıfında yer aldığı gözlenirken, iş güvencesi öğesinde sadece Türkiye’nin kötü
sınıfında yer aldığı görülmektedir. 12
Sosyal güvenlik boyutu düzgün işin boyutlarından ikincisidir. Bu boyutun ölçümünde, genellikle yapılan harcamalar esas alınmaktadır. Oysa GSMH içindeki harcama oranına
bakılarak Türkiye ile diğer ülkelerin mukayese edilmesi hatalı sonuçlar doğurabilir. Çünkü Türkiye, görece genç bir ülkedir. Mukayese yapılan Avrupa ülkeleri kadar sağlık ve sosyal
güvenlik harcaması yapması doğal değildir. Dolayısıyla, sosyal güvenliğin kapsamına bakılması daha yararlı sonuçlar doğurabilir. Türkiye’de ILO’nun 9 temel sosyal sigorta kolundan sadece aile yardımları sigorta kolu uygulanmamaktadır.
Ayrıca, işsizlik sigortasının uygulama alanı da görece dardır
ve Türkiye’de işsizlik yardımı uygulanmamaktadır. Oysa bu,
Avrupa’nın çoğu ülkesinde çeşitli adlar altında uygulanmaktadır.
Kapsam konusu, her ne kadar belirleyici bir özellik olsa da,
en az onun kadar belirleyici ve ülkelerarası mukayeseye daha
çok elverişli olan sosyal güvenliğin “kapsama alanı”na -bir başka ifadeyle sosyal güvenlik şemsiyesinin çapına- da bakılması
yararlı olacaktır. Son yıllarda yapılan reformlara rağmen, 2009
31 ülke arasında Türkiye, genel ortalama açısından maalesef
sonuncu sıradadır. 15 öğe, iyi-kötü arasında 5 sınıfa ayrılmış
ve gelişim olanakları, kariyer olanakları, iletişim ve şeffaflık,
iş güvencesi ve gelir öğelerinde Türkiye “kötü” sınıfında yer
almıştır. Gelişim olanakları öğesinde 31 ülkenin tamamının
kötü sınıfında yer aldığı gözlenirken, iş güvencesi öğesinde
sadece Türkiye’nin kötü sınıfında yer aldığı görülmektedir
TÜRK
45
METAL
METAL
TÜRK
46
yılı itibariyle Türkiye’de, nüfusun %80’i sosyal güvenlik şemsiyesi altındadır. 13 Yine, %100’e çıkmış Avrupa ülkelerine göre bu oran oldukça düşük
olarak kabul edilmelidir.
Çalışan hakları boyutu, çocuk işçiliği, zorunlu çalıştırma ve örgütlenme özgürlüğü gibi konularla ilgilidir. Zorunlu çalıştırma, Türkiye’de olağanüstü durumlar hariç, tarihe karışmıştır. Örgütlenme özgürlüğü konusunda, bazı meslek grupları hariç sınırlama yoktur. Fakat örgütlenme
özgürlüğünün tamamlayıcısı olan grev hakkı, başta kamu çalışanları olmak
üzere, pek çok meslek grubu için yasaklanmış durumdadır. Gerek AB’den
gerekse ILO’dan, hem bu konuda hem de çocuk işçiliği konusunda, Türkiye devamlı eleştiri almaktadır.
Sosyal diyalog boyutu, çeşitli çıkar gruplarının çıkar çatışmalarını barışçı yollarla çözmesi ve devletin de mekanizmaya destek vermesi ile ilgilidir. İlk akla gelen uygulama alanı toplu pazarlık olsa da, bundan daha geniş bir anlam taşımaktadır. Türkiye’de toplu iş sözleşmesi hakkı, anayasal
güvence altında olsa da, devlet memurları, toplu sözleşme adı altında, bundan 2011’de ilk kez yararlanacaklardır. Fakat bunun, zorunlu tahkim uygulamasıyla sınırlanması, yani toplu pazarlık sisteminin üçayağından birisinin (grev hakkı) olmaması nedeniyle, bu durum endüstriyel demokrasi
yani sosyal diyalog açısından olumsuzdur.
Düzgün iş konusunda, bir başka ölçme yöntemi Anker vd.’ye aittir.
Anker vd’nin bu yöntemi, Ghai’ninkine oranla daha kapsamlıdır. Zira, Anker vd. sosyal ve ekonomik boyutu ölçeklerine eklemişlerdir. Enflasyon
oranı, kayıtdışılık, ekonomik büyüme gibi göstergelerin de değerlendirilmesi gerektiğini dile getirmişlerdir. 14 Kayıtdışılık burada çok önemli bir
konu olarak karşımıza çıkmaktadır. ÇSGB verilerine göre 2004’te; kayıtdışı istihdam, kayıtlı istihdam miktarının yarısı, 2009’da ise %44’ü oranındadır. 15 Bu oranlar, Avrupa ülkeleri ile mukayese edilemeyecek düzeydedir.
Gerek ölçme, gerekse ülkelerarası mukayese zorluklarına rağmen, düzgün iş, çalışma koşulları açısından olumlu ve geniş bir çerçeve sunmaktadır. Bu kavram çerçevesinde, geliştirilmesi gereken yönlerimiz daha iyi
keşfedilebilir ve uygulamaya geçirilebilir. Türkiye’nin bu konuda alması
gereken epeyce yol olduğu rahatlıkla söylenebilir.
dipnotlar ve
kaynakça
1 Leah F. Vosko, “Decent Work: The Shifting Role of The
ILO and The Struffle for Global Social Justice”, Global Social
Policy, Vol. 2, No. 1, 2002, s. 19.
2 ILO, Report of the Director-General: Reducing the
Decent Work Deficit – A Global Challange, 89th Session,
Geneva, 2001, ): http://www.ilo.org/public/english/standards/relm/ilc/ilc89/rep-i-a.htm 2011
3 Serap Palaz, “Düzgün İş (Decent Work) Kavramı ve
Ölçümü: Türkiye ve OECD Ülkelerinin Bir Karşılaştırması”,
Sosyal Siyaset Konferansları, Sayı: 50, 2005.
4 Dharam Ghai, “Decent Work: Concepts, Models and
Indicators”, International Institute for Labour Studies, Dicussion Paper DP/139/2002, Geneva, 2002, s. 10-16.
5 ÇSGB, Çalışma Hayatı İstatistikleri 2009, Yayın No.
162, Ağustos 2010, s. 10.
6 EUROSTAT, http://epp.eurostat.ec.erurope.eu 2010.
7 TÜİK, www.tuik.gov.tr 2010.
8 ÇSGB, a.g.e., s. 9.
9 Palaz, a.g.m., s. 495.
10 Ghai, a.g.m., s. 14.
11Ghai, a.g.m., s. 16-17.
12 Andranik Tangian, “Decent Work: Indexing European Working Conditions and Imposing Workplace Tax”,
Transfer: European Review of Labour and Research, Vol. 15,
2009, s. 535.
13 ÇSGB, a.g.e., s. 23.
14 Richard Anker vd., “Measuring Decent Work with
Statistical Indicators”, International Labour Review, Vol.
142, No. 2, 2003, s. 173-177.
15 ÇSGB, a.g.e., s. 9.
FAYDALANILAN KAYNAKLAR
n Anker, Richard vd.: “Measuring Decent Work with
Statistical Indicators”, International Labour Review, Vol.
142, No. 2, 2003, pp. 147-177.
n ÇSGB, Çalışma Hayatı İstatistikleri 2009, Yayın No.
162, Ağustos 2010.
n EUROSTAT, (Çevrimiçi) http://epp.eurostat.
ec.europa.eu, 2010.
n Ghai, Dharam: “Decent Work: Concepts, Models and
Indicators”, International Institute for Labour Studies, Dicussion Paper DP/139/2002, Geneva, 2002.
n ILO, Report of the Director-General: Reducing the
Decent Work Deficit – A Global Challange, 89th Session, Geneva, 2001, (Çevrimiçi): http://www.ilo.org/public/english/
standards/relm/ilc/ilc89/rep-i-a.htm, 2011.
n Palaz, Serap: “Düzgün İş (Decent Work) Kavramı
ve Ölçümü: Türkiye ve OECD Ülkelerinin Bir Karşılaştırması”,
Sosyal Siyaset Konferansları, Sayı: 50, 2005, ss. 479-505.
n Tangian, Andranik: “Decent Work: Indexing European Working Conditions and Imposing Workplace Tax”, Transfer: European Review of Labour and Research, Vol. 15, 2009,
pp. 527-556.
n TÜİK, (Çevrimiçi) www.tuik.gov.tr, 2010.
n Vosko, Leah F.: “Decent Work: The Shifting Role of
The ILO and The Struffle for Global Social Justice”, Global Social Policy, Vol. 2, No. 1, 2002, pp. 19-46.
MAKALE
METAL
Güncel
Yaklaşımlarla İş
Yaşamında Stres
ve Kaynakları
TÜRK
48
Stres, hemen her
alanda olduğu gibi,
iş yaşamı içerisinde
de önemli bir etkiye
sahiptir. Özellikle son
derece karmaşık
olan modern yaşam
ve modern işyeri
koşulları, bünyesinde
sayılamayacak kadar
çok “stres” faktörü
barındırmaktadır
Doç. Dr.
SER
E
K
n
ı
k
ş
A
iversitesi,
Uludağ Ün
ler
İdari Bilim
İktisadi ve
Fakültesi
ve
konomisi
Çalışma E
lümü
işkileri Bö
Endüstri İl
e Çalışma
Yönetim v
Dalı
Anabilim
Psikolojisi
yesi
Öğretim Ü
du.tr
@uludag.e
in
k
s
:a
il
a
em
2. STRES
Günümüzde bireyler üzerinde baskıya, biyolojik rahatsızlıklara ya da psikolojik gerginliklere yol açan stres, modern yaşamın bir parçası olarak değerlendirilmektedir (Gök,
2009:432). Yaşamımızda pek çok olay bizim strese maruz
kalmamıza yol açabilir. Strese neden olan potansiyel çevresel
tehditler ve koşullar, “stres kaynakları” (stresör) olarak ifade edilmektedir. Vücudumuz bu tür stresörlere karşı otomatik olarak tepkiler verir. Dolayısıyla “stres merkezi” de doğrudan harekete geçer (Yaylacı 2005:52). Genel olarak stres,
“ekonomik bunalım ve durgunluk, siyasal istikrarsızlık, teknolojik değişim, çevre kirliliği gibi dış ortam olaylarından”;
“ölüm, hastalık, boşanma, işsizlik, maddi sıkıntı, ailevi sorunlar gibi bireysel olaylardan” ve “iş yaşamından” kaynaklanır (Torun, 1996:45).
Stres kavramı bugünkü anlamı ile ilk olarak, Fransız fizyoloğu Claude Bernard tarafından, 19.yüzyılın ikinci yarısında ele alınmıştır. Bernard stresi, “organizmanın dengesini
bozan uyaranlar” olarak yorumlamıştır. (Köknel,8) Önceleri fizik ve mühendislik bilimlerinde yer verilen kavram, daha
sonra tıp, biyoloji, psikoloji ve yönetim bilimlerine girmiştir. Stres, Selye’nin öncü niteliğindeki çalışmaları ile daha
net algılanmaya başlanmış ve endüstri toplumlarındaki hızlı
3. İŞ STRESİ KAVRAMI
Bireyin günlük yaşantısında iş, ekonomik, psiko-sosyal ve kültürel yönleriyle önemli bir aktivitedir. Bu aktivite bireyin günlük yaşam sürecinde önemli bir zaman dilimine karşılık gelmektedir. Birey yaşamının yaklaşık üçte birini
çalışarak geçirir ve elde ettiği gelir ile yaşamını idame ettirir
(Keser, 2011:56).
Stres, hemen her alanda olduğu gibi, iş yaşamı içerisinde de önemli bir etkiye sahiptir. Özellikle son derece karmaşık olan modern yaşam ve modern işyeri koşulları, bünyesinde sayılamayacak kadar çok “stres” faktörü barındırmaktadır
(Bayat, 2008:226). İşverenin sürekli olarak çalışandan beklediği verimlilik artışı, buna karşılık çalışanların istihdamlarının devamlılığı için kendilerini bu artan talepleri karşılamak
durumunda hissetmeleri, bireyler üzerinde baskı yaratmaktadır (Tennant, 2001’den aktaran: Yürür-Keser, 2011:169).
Dolayısıyla, iş stresi; “işin insan üzerinde oluşturduğu baskı”
olarak tanımlanabilir (Akça, 2008:116).
Stresin iş yaşamında son yıllarda yaygınlaşması çalışma ve örgüt psikologlarının konuya daha yoğun bir şekilde
eğilmelerine yol açmıştır. Kuşkusuz, stresle ilgili hastalıkların artması ve iş yaşamına olumsuz etkilerinin bu ilgide payı
METAL
değişimlerin, insanlar üzerinde yarattığı etkiler nedeniyle ilgi
odağı haline gelmiştir (Torun, 1996:43).
Stres, gerek psikolojik, gerekse fiziksel açıdan bireye rahatsızlık veren veya gerilim yaratan bir durum olarak tanımlanmaktadır (Ünsal, 2009:345). Bir başka tanımda stres,
“kişinin içinde bulunduğu çevreden kendisine yönelen istemlerle, kendi değer, tutum, ihtiyaç, yetenek ve becerileri arasındaki dengesizlikten kaynaklanan bedensel ve psikososyal bir gerilimdir.” Bir diğer tanıma göre ise, “bir eyleme,
duruma ya da kişinin üzerindeki psikolojik zorlanmaya karşı bir tepki sonucu ortaya çıkan bir ruh halidir” (Aytaç,
2009:3).
Selye, stresin bireyler üzerindeki etkisini “genel uyum
sendromu” kavramlaştırması ile ele almaktadır. Bu kavramlaştırmada, stresin birey üzerindeki etkisi üç aşamada gerçekleşir. Bunlar “alarm”, “direnme” ve “tükenmedir” (Aktaş, 2001:30).
a-Alarm Aşaması: Stresin birey tarafından algılandığı
ilk aşamadır. Bu aşamada bireyde fizyolojik bir takım değişiklikler olur. Kişi istenmeyen koşuldan ya kaçar ya da mücadele eder. Kişinin mücadeleden çekinerek bu durumu yok
sayması da bir tepki biçimidir. Stresin devam etmesi durumunda direnme sürecine girilir.
b-Direnme Aşaması: Strese yol açan koşullara uyum
sağlamak üzere, direncin gelişmesi durumudur. Bu dönemde birey, stresi yenebilir. Stresi yenemeyen birey ise, yoğun
ve sürekli gerilimiyle bünyesinin savunmasını zayıflatabilir
ve tükenme aşamasına geçebilir.
c-Tükenme Aşaması: Yaşamın çekilmez olarak görüldüğü bir aşamadır. Uykusuzluk, canlılığını yitirme, baş ve
göğüs ağrıları, öfke patlamaları, kızgınlık, yalnızlık, çaresizlik, şüphecilik, engellenmişlik, cesaretsizlik ve can sıkıntısı
görülür. Stresin uzun süreli olması, bedenin kapasitesini ve
savunmasını tahrip edebilir. Selye, stresin aşırısının yaşam
süresini kısalttığını da vurgular.
49
TÜRK
1
900’lerin son birkaç on yılında yaşanan küreselleşme,
teknolojik gelişmeler, değişen ekonomik politikalar,
iş yaşamının kimyasını değiştirmiştir. En önemli ve
somut çıktı olarak, “rekabet” kavramı öne çıkmıştır. Bu kavram, günümüz çalışanına ciddi sorunlar yüklemiştir. Değişen çalışma şekilleri, iş yapıları ve hizmet sözleşmeleri çalışma ilişkilerinde alışıla gelen uygulamaları ters yüz etmiştir.
Güvencesiz çalışma, çağrı üzerine çalışma gibi atipik çalışma
şekilleri, tipik çalışma şekilleri gibi algılanmaya başlanmıştır.
İşletmelerin aşırı derecede rekabet güdüsü ile hareket etmeleri, işçilerin taşeron firmada çalıştırılmaları, ödünç olarak
başka işletmeye gönderilmeleri veya kiralanmaları (henüz
yasal olarak mümkün olmasa da, yasallaşması konusunda
çaba harcanmaktadır) gibi uygulamaların yaygınlaşmasına
neden olmaktadır. Bu tür çalışma şekilleri, bireyde belirsizlik
ve iş güvencesizliği hissini güçlendirmektedir.
Günümüz işletmeleri, teknolojik gelişmelere paralel olarak, daha önceki yıllara göre daha düşük oranda işgücü talep etmektedir. İşgücünün yerini makineler, robotlar, bilgisayarlar, bankamatikler ve internet sistemleri almaktadır.
Diğer yandan, 21. Yüzyılın iş yaşamının ethosu haline gelen
“sürekli eğitim”, “gelişim” ve “yenilenme” kavramları, gerek
“mavi yakalı”, gerekse “beyaz yakalı” işçileri rekabet çemberinin içine sıkıştırmaktadır.
Rekabet olgusuna ilave olarak, bir yandan teknolojik gelişmelerle azalan işgücü talebinin baskısı altında olan bireyler, diğer yandan da sürekli vasıflarını yükseltme baskısı ile
karşı karşıya kalmaktadırlar. Rekabet, teknolojiye dayalı işsizlik ve sürekli olarak kendini yenileme baskısı, bireyin iş
yaşamında stres düzeyini artırmaktadır. Kimi zaman birey
depresyona girerek, tükenme aşamasına gelebilmektedir. Bu
çalışmada, bireyin yaşadığı depresif durumun tasvirini içeren “iş stresi” olgusuna değinilecek, bu olgunun kaynakları ele alınacaktır.
METAL
Bireyin günlük yaşamının önemli bölümü işte
geçmektedir. Bireyin çalıştığı ortamda kendini
rahat hissetmemesi stresi tetikleyen bir
unsurdur. İş ortamından kaynaklanan iş
stresi kaynakları olarak, rol çatışması ve rol
belirsizliği, fiziki çevre koşulları, vardiyalı
çalışma, tekdüze çalışma ve monotonluk
ve aşırı iş yükü olarak sayılabilir
TÜRK
50
küçümsenemez (Sabuncuoğlu-Tüz, 2008:298). Stres, gerçekten hızla yayılan bir salgın
gibi ilerlemektedir. Bir işyerinde işin her yönü, bireyden pek çok şey ya da çok az şey istenmesi strese yol açabilir. Aşırı sıcak, gürültü, ışık, ya da çok az sorumluluk, çok fazla ya
da az iş, aşırı veya az denetim insanlarda strese neden olabilir (Aytaç, 2009:8).
İçinde bulunduğumuz 21.yüzyılın zor, rekabetçi, aşırı çalışmaya dayalı endüstriyel
yaşamı, iş yerinde stres faktörünün daha belirgin şekilde ortaya çıkmasına yol açmış ve
insanları tehdit eden bir büyük tehlike olarak belirmiştir (Aytaç, 2002). Endüstriyel yaşamın farklı alanlarında, çalışanların karşı karşıya kaldıkları birçok tehlike söz konusu olmaktadır. İş kazası ve meslek hastalığı riski, kötü çalışma koşulları, işin yürütülüş biçimi
gibi faktörler ilk etapta akla gelen iş yaşamı stresörleri olarak sıralanabilir (Özkalp-Kırel,
2010:379).
İş stresi denildiğinde, stres kaynaklarının işle ilgili faktörler veya işle ilgili faktörlerin iş
dışı faktörlerle etkileşimi tarafından ortaya çıkarıldığı (örneğin, iş dışı rollerle ve iş rollerinin
çatışması durumunda olduğu gibi) düşünülür (Ünsal, 2009:346).
4. İŞ STRESİNİN KAYNAKLARI
Günümüzde iş stresine yol açan birçok faktör bulunmaktadır. Özellikle yüksek rekabetli, değişken, belirsizlik ve muğlâklığın hâkim olduğu çalışma ortamı iş stresini arttırmaktadır (Eren, 2004:292)
Bireylerin yaşadıkları iş stresi kaynakları, literatürde farklı yazarlar tarafından farklı başlıklar altında incelenmektedir. Bazı yazarlara göre; iş stresi, “örgütsel yapıdan, iş ortamındaki fiziksel şartlardan, işin
yapısından ve örgütte kişiler arası ilişkilerden” kaynaklanmakta iken; bazıları iş stresinin kaynaklarını,
“genel stres sebepleri, fiziki çevre şartları, ekonomik şartlar, sosyal hayat, çalışma hayatı ve kişilik yapısı” şeklinde sıralamaktadır (Soysal, 2009:20). Luthans ise, iş stresi kaynaklarını, “Örgütsel Politikalar ve Stratejiler, Örgütsel Yapı, Örgütsel Süreçler ve Çalışma Koşulları şeklinde sıralamıştır (Luthans,
1995:301).
Bu makalede, çalışma yaşamında bireyleri ciddi düzeyde etkileyen iş stresi kaynaklarına yer verilmiştir.
4.1. İş Ortamından Kaynaklanan İş Stresi Faktörleri: Bireyin günlük yaşamının önemli bölümü işte geçmektedir. Bireyin çalıştığı ortamda kendini rahat hissetmemesi stresi tetikleyen bir unsurdur. İş ortamından kaynaklanan iş stresi kaynakları olarak, rol çatışması ve rol belirsizliği; fiziki çevre
koşulları, vardiyalı çalışma, tekdüze çalışma ve monotonluk ve aşırı iş yükü olarak sayılabilir. Bu unsurlar sırasıyla açıklanacaktır.
Rol Çatışması ve Rol Belirsizliği, bireyin iş stresini arttıran önemli faktörlerdir. Rol çatışması, bir
bireyden, birbirleriyle uyumlu olmayan veya çatışan iki ya da daha fazla rolü yerine getirmesinin istenmesi ve kaynakların yetersiz olması sonucunda ortaya çıkan bir durumdur (Tolay Sabuncuoğlu,
2008:35).
Rol belirsizliği, çalışanın iş yerinde kendisine verilen görevde istenen performansı ortaya koyabilmesi için gerekli bilgiden yoksun olduğunda ortaya çıkar. Bireyin işinde nelere yetkisinin olup, nelere
yetkisinin olmadığını bilmemesi; işiyle ilgili olarak açık, net ve planlı hedeflerinin ve ulaşması gereken
standartların olmaması; işiyle ilgili sorumluluklarının neler olduğunu bilmemesi; işinde kendisinden
beklenen şeylerin neler olduğunu tam ve kesin olarak bilmemesi rol belirsizliğini artıran unsurlardır
(Ceylan- Ulutürk, 2006:48). Genellikle işe yeni başlayan bireyler, işteki rollerinin belirsizliğinden ya
da ne yapmaları gerektiğini bilmemelerinden, iş arkadaşlarının olumsuz tavırları ile karşılaşırlarsa, strese maruz kalabilmektedir (Cam, 2004:4). Bu tür belirsizliğin hâkim olduğu durumlarda bireyin stres
düzeyi yükselmektedir.
METAL
51
TÜRK
İş ortamındaki stres kaynaklarından bir diğeri, Fiziki Çevre Koşullarıdır. İşin fiziksel çevre şartlarını oluşturan hava koşulları, aydınlatma, gürültü gibi unsurların çalışanların
sağlığı üzerindeki etkileri birçok araştırmaya konu olmuştur. Bireylerin içinde yaşadıkları ortam, onların fizyolojik ve psikolojik durumlarını etkileyebilecektir (Özkalp-Kırel, 2010:381). Fiziki çevre koşullarının kötü olması, bireylerin iş ortamından kaynaklanan stres düzeylerini artırabilmektedir (Keser, 2009:108).
İş ortamından kaynaklanan diğer iş stresi kaynağı, Vardiyalı Çalışmadır. Vardiyalı çalışma ile bireyin çalışma saatlerinin değişmesi, insan biyolojisindeki düzeni alt üst etmekte, bireyin bu düzene alışması
kolay olmamakta ve bu durum bireyde strese yol açmaktadır (Saldamlı, 2008:143).
İş ortamından kaynaklanan bir diğer iş stresi kaynağı ise, Tekdüze Çalışma ve Monotonluktur. Sürekli aynı ve alışılmış biçimde çalışan birey monoton ve tekdüze bir çalışma içinde bulunacaktır. Monoton çalışma, bireyin yaptığı işten sıkılmasına,
bıkkınlığa ve yılgınlığa neden olmakta, aynı işi tekrarlamak bireyin işe katkısını sınırlandırmaktadır (Yüksel, 2004:55). Bu
durum bir süre sonra bireyin işinden sıkılmasına da yol açabilmektedir. Rutin ve monoton işin birey üzerinde yarattığı baskı da iş stresine dönüşmektedir.
İş ortamından kaynaklanan diğer iş stresi faktörü de Aşırı İş Yükü ya da Düşük İş Yüküdür. İş yükü kavramı, bireyin işyerinde kendisine yüklenen işin normalin üzerinde olduğuna yönelik algısıdır (Keser, 2006a:105). Aşırı iş yükü, bireyin
normal zaman dilimi ve yetenekleriyle yapabileceği işten daha
fazla bir işle yükümlü olması şeklinde de tanımlanabilir (Yüksel,
2003:215). Aşırı iş yükü bireyde strese yol açar. Diğer yandan, bireyin yaptığı işin az olması da bireyde strese yol açmaktadır. Bireyin iş
ortamında yapacak çok fazla işinin olmaması çalışanda yetersizlik duygusunun oluşmasına yol açabileceği gibi, boş zamanın fazla olması da sıkılmaya yol açabilecektir (Özkalp-Kırel, 2010:382-383).
4.2.Çalıştığı Kurumun Yapısından Kaynaklanan İş Stresi Kaynakları: Bireyin iş stresi yaşamasında, çalıştığı kurumun yapısı şüphesiz önemli bir
değişkendir. Otokratik yönetim anlayışının hâkim olduğu kurum kültürlerinde bireyin kararlara katılma şansı olmadığı gibi, yaptıkları her işin denetlendiğini düşünmektedirler. Hiyerarşi kültüründe, örgütsel yapı içerisinde komuta-kontrol ilişkisi hâkimdir ve
yakından bir denetim söz konusudur (Gümüştekin-Emet, 2003:97).
Kurumun yapısından kaynaklanan iş stresi unsurları şunlardır: “otoriter yönetim”, “aşırı
merkezilik”, “kararlara katılmada yetersizlik”, gelişme ve ilerleme imkânların kısıtlığı”, “aşırı
biçimsellik”, “keyfi ve belirsiz politikalar”, “emeğin bölünmesi ve uzmanlaşma”, adaletsiz ücret
politikaları”, “adil olmayan uygulamalar” ve “kurumun birimlerinin birbirine bağlılığı” (Luthans,
1995:301; Güçlü, 2001:99; Saldamlı, 2008:141). Bireyin fikirlerine başvurulmadığı, katılımcılıktan
uzak, kararların tepen alınıp astlara uygulatıldığı/dayatıldığı, sürekli denetimin var olduğu, çalışana güvenin düşük olduğu, aşırı biçimsel ve keyfi uygulamaların sık sık görüldüğü iş ortamlarında, çalışanların stres
düzeylerinin yüksek olması kaçınılmazdır.
4.3. Bireyin Kişisel Özelliklerinden Kaynaklanan İş Stresi Kaynakları: İş yaşamında stres, bireyin kişisel özelliklerinden de kaynaklanabilmektedir. Bireyin kişisel özelliklerinden kaynaklanan iş stresi kaynaklarından ilki, “Kişi-İş” uyumsuzluğudur. Kişi-iş uyumu, bireyin beceri, yetenek ve ilgilerinin işin talepleri ile
ne derece uyumlu olduğuna karşılık gelir. Kişi tarafından algılanan uyumsuzluk, stres ya da gerilim olarak
adlandırılabilecek negatif psikolojik, fizyolojik ve davranışsal sonuçlara yol açar. Bir çalışan tarafından algılanan uyumsuzluk ne derece fazlaysa, o kişinin yaşayacağı stresin de o denli yoğun olacağı düşünülmektedir
(Ünsal, 2009:352-353). Bu uyumsuzluğun farklı nedenleri olabilir. Bireyin eğitim, bilgi ve tecrübesine uygun
bir iş bulamaması durumunda herhangi bir işte çalışmaya başlaması kişi-iş uyumsuzluğuna yol açabileceği gibi,
başladığı kurumda yanlış bir işte/görevde istihdam edilmesi de kişi-iş uyumsuzluğuna yol açabilir.
Diğer bir stres kaynağı, bireyin Kişilik Özelliğidir. İş yaşamında bazı kişilik özelliklerinin strese daha yatkın
olduğu saptanmıştır. Bu bölümde, farklı kişilik özelliklerine sahip bireylerin, stresten ne denli etkilendikleri açıklanacaktır.
METAL
Çalışanlar, iş yaşamında yeni teknolojilere ayak
uydurma ve yeni iş yapma biçimlerine adapte olma
gibi, daha önceden aşina olmadıkları gelişmelere
uyum sağlamak zorunda kalmaktadırlar. Uyum süreci,
bir yandan bireyin iş yaşamındaki stres düzeyini
arttırırken, diğer yandan iş yaşamına yabancılaşmasına
neden olmaktadır. Bu gelişmeler, iş stresinin
önümüzdeki yıllarda da öneminin giderek artacağını
işaret eden gelişmeler olarak ifade edilebilir
TÜRK
52
İlk özellik, “A Tipi Kişilik” ve “B Tipi Kişilik”tir. A tipi
ve B tipi kişilik ilk olarak iki kardiyolog Meyer Friedman ve
Rosenman tarafından gözlemlenmiştir. A Tipi davranış biçimine sahip birey agresif, sabırsız ve işe çok fazla yöneliktir,
pek çok güdüye sahiptir ve mümkün olduğu kadar çok kısa
sürede ve mümkün olduğu kadar çok fazla başarılı olmak
istemektedir (Moorhead-Griffin, 1992’den aktaran: Durna,
2004:199). A Tipi davranışlar tipik olarak, sürekli zamanla
yarışan, başarı yönelimli insanlarda görülür. Bu kişiler hızlı çalışırlar ve hızlı konuşurlar. Aynı anda birkaç işi birden
yapmaya çalışırlar. Bu özellikler, A Tipi çalışanını strese açık
hale getirmektedir.
B Tipi Kişilikteki bireyler sakin, daha uysal, daha az rekabetçi ve daha az saldırgan olarak tanımlanmaktadırlar (Batıgün-Şahin, 2006:33). Bu tür kişilik özellikleri, bireyin strese maruz kalmasını önlemektedir.
“İçedönüklük” ve “Dışadönüklük”, bireyin iş stresi yaşamasında önemli görülen
diğer kişilik özelliği olarak görülmektedir. İçedönük bireyler, kendileri gizleyen, sakin, mesafeli, düşük
iletişim becerisine sahip, yalnızlığı tercih eden yapıyı temsil ederken, dışadönükler, cana yakın,
iletişim becerisi yüksek, enerjik, dinamik, heyecan arayan
ve baskın karakterli bireylerdir
(Yelboğa, 2006:199). İçedönük
bireyler için fazla dışsal uyaranla
karşılaşmak stres verici olabilir, ancak dışadönük birey için dışsal uyaranlar strese yol açmadığı gibi daha
çok arzu ettikleri durumdur (TelmanÜnsal, 2004:62).
4.4. Güncel Gelişmelerin Ortaya Çıkardığı İş Stresi Kaynakları: Önceki bölümlerde değinilen iş
stresi kaynakları, “geleneksel iş stresi kaynakları olarak” ifade edilebilir.
“Teknolojik gelişmeler”, “işyerinde
psikolojik şiddet” ve “iş güvencesizliği” konuları ise ilk akla gelen güncel
(modern) iş stresi kaynakları olarak ifade edilebilir. Bu sorunların bireylerin yaşamlarında ciddi stresörler oldukları
görülmektedir.
Teknolojik Gelişmeler: Günümüzde teknolojik değişim
bireylerde strese neden olabilmektedir. Sadece bireyin yaşamı değişmemekte, değişimi tanımlayan değişkenlerin de
çoğu giderek artan hızla değişmekte ve farklılaşmaktadır (Silah, 2005:151). Bu değişim, bireylerin kontrol altına almakta zorlandıkları önemli bir sorun halini almaktadır. İş yaşamı, bireylerin kendi kontrolleri altında olmaktan çıkıp, dış
koşulların zorlamasıyla bireylerde yoğun strese yol açmaktadır (Eren, 2004:292). Sürekli değişen yapı bireyleri sürekli
yeniliklere uyum sağlamaya zorlamaktadır. Teknolojik gelişme ve yeniliklere ayak uyduramayan bireyler (özellikle ilerleyen yaşlardaki bireyler), işlerini kaybetme kaygısı taşımakta
ve bu kaygı iş stresine dönüşmektedir. Bireyin teknolojik gelişmelere ayak uyduramaması, ilerleme şansını zayıflatmaktadır. Bu durum iş stresini arttıran ek bir unsur olmaktadır.
İşyerinde Psikolojik Şiddet (Mobbing): Günümüz
iş yaşamı son yıllarda “işyerinde psikolojik şiddet-mobbing” kavramıyla tanışmıştır.
1980’lerin başında Heinz Leymann,
yıldırma kavramını işyerindeki psikolojik şiddeti tanımlamak için ilk
kez kullanmıştır. İşyerinde şiddet,
işyerinde görülen ve aşırı zarar
verme amacı güden saldırgan davranışlardır (Çöl, 2009:379,381).
İşyerinde mobbing kavramı, işyerinde bireylere üstleri, eşit düzeydeki
çalışanlar veya astları tarafından sistematik biçimde uygulanan her tür kötü
muamele, tehdit, şiddet, aşağılama gibi
davranışları ifade eden anlamlar içermektedir (Tınaz, 2006:8).
Mobbing, işyerinde bireyi olumsuz
etkilemekte, bu durum, iş stresini arttırmaktadır. Belirtilen ilişkiyi doğrulayan birçok araştırma mevcuttur. Finlandiya’da
yapılan bir araştırmada ise, mobbing mağdurlarının %40’ının yüksek ve çok yüksek düzeylerde stres yaşadıkları, 2004–2005
D İ P N O T L A R
1- İşten çıkarılanlara tanık olan çalışanlar, sıranın kendilerine de geleceği endişesini taşırlar. Bireylerin yaşadığı bu sendroma “geride kalanlar sendromu” adı verilir.
2- Ben Affleck, Kevin Costner, Tommy Lee Jones’in rol aldığı, 2010 yapımı Şirket Adamları (Company Men) filmi, küresel krizin yol açtığı küçülme ve buna bağlı olarak işten çıkarmaları konu
almaktadır. Filmin başrol oyuncusu işten atılır ve uzun süre iş bulamaz. İşsizliğin ekonomik, sosyal ve psikolojik açıdan bireyi nasıl
etkilediği ve şirkette kalanların işten atılma kaygısıyla çalışmaları
filmde başarılı bir şekilde resmedilmektedir. Ayrıntılı bilgi için bakınız: http://www.sinemalar.com/film/32930/the-company-men
S O N U Ç
İŞ stresi günümüzde iş yaşamının en önemli sorunlarından biridir. Önceleri fizik ve mühendislik bilimlerinde yer
verilen stres kavramı, daha sonraları tıp, biyoloji, psikoloji ve
yönetim bilimlerine girmiştir. Stres, Selye’nin öncü niteliğindeki çalışmaları ile daha net algılanmaya başlanmış, endüstri
toplumlarındaki hızlı değişimlerin insanlar üzerinde yarattığı
etkiler nedeniyle ilgi odağı haline gelen bir konu olmuştur.
Makalede, “olumsuz çalışma koşulları”, “hiyerarşik yönetim politikaları”, “işin biçimi” geleneksel iş stresi kaynakları
olarak ele alınmakta; bununla birlikte, “teknolojik gelişmeler,
işyerinde psikolojik şiddet ve iş güvencesizliği” gibi güncel iş
stresi kaynaklarına da yer vermiştir.
İş yaşamı yoğun bir değişim yaşamakta ve bu değişimde
“rekabet” anahtar kavram olarak ele alınmaktadır. Rekabetin
sonuçları, kimileri için fırsat oluştururken, kimileri için de yıkım olabilmektedir. Özellikle iş yapma şekillerinin ve biçimlerinin değişime uğraması, çalışanların gelişmelerden olumsuz
etkilenmelerine (iş güvencelerinde gerileme yaşanması, iş
kaybetme riski ile karşı karşıya kalmaları örnek olarak verilebilir) yol açmaktadır.
Çalışanlar, iş yaşamında yeni teknolojilere ayak uydurma
ve yeni iş yapma biçimlerine adapte olma gibi, daha önceden
aşina olmadıkları gelişmelere uyum sağlamak zorunda kalmaktadırlar. Uyum süreci, bir yandan bireyin iş yaşamındaki
stres düzeyini arttırırken, diğer yandan iş yaşamına yabancılaşmasına neden olmaktadır. Bu gelişmeler, iş stresinin önümüzdeki yıllarda da öneminin giderek artacağını işaret eden
gelişmeler olarak ifade edilebilir.
METAL
Dolayısıyla, giderek esnekleşen çalışma yaşamı, kendini iş
güvencesizliği şeklinde göstermeye başlamıştır (Türk-Çakır,
2006:37).
İş Güvencesizliği, bireyde kaygı ve stresi artırmaktadır.
Bu gelişmelere ek olarak, dünyada her 5-10 yılda bir yaşanmakta olan “ekonomik krizler” sonucu kapanan işyerlerinin sayısı ve işten çıkarmalar artmış, pek çok çalışan işsizlik
tehlikesi ve iş güvencesizliği ile karşı karşıya kalmıştır. Belirsizliğin yüksek olduğu istihdam koşullarında, çalışanların
tepkilerinin hem örgütsel hem bireysel açıdan sonuçlar doğurması, konunun çok boyutlu bir nitelik kazanmasına yol
açmıştır (Çakır, 2007:117).
İş güvencesizliği, bireyin işsiz kalacağına yönelik bir algı
olarak da düşünülebilir. Dolayısıyla, işsizlik kaygısı ile iş güvencesizliği arasında bir ilişkiden bahsedilebilir. Aytaç ve
Keser (2004), işsizlik kaygısını “bireyin her an işsiz kalabileceği korkusu” olarak ifade etmişlerdir. (Aytaç-Keser, 2002)
Bireyin, işini kaybedeceğine yönelik endişesi, iş güvencesizliği algısını güçlendirmektedir. Kriz dönemlerinde görülen yoğun işten çıkarmalar, “geride kalanlar sendromu”nun
görülmesine yol açmaktadır.1 Sıranın kendilerinde geleceği endişesi duyan bireyler, bu durumdan psikolojik olarak
olumsuz etkilenmektedir. Geride kalanlar, psikolojik olarak
olumsuz etkilenmenin yanı sıra, kendi işlerine ek olarak, gidenlerin işlerini de yapmak zorunda kaldıkları için iş yükleri
artmakta ve bu nedenle fiziksel olarak da etkilenmektedirler
(Şentutan, 2005:85).2
53
TÜRK
yılları arasında Bosna Hersek’te mobbing ile stres arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmaya göre, mobbingin insan
sağlığına ve çalışma kabiliyetine olumsuz etkileri olduğu
bulunmuştur. Mobbingin strese yol açtığı ve stresin ise fiziksel rahatsızlıklar ortaya çıkardığı gözlemlenmiştir. Mobbing, kişiler üzerinde stresi ve strese bağlı psikolojik ve fiziksel şikâyetleri arttırmaktadır (Acar-Dündar, 2008:113-114).
Mobbing davranışlarının, bireylerin ruhsal bütünlüklerini bozması, aktif durumdan alıp pasif durma getirmesi, kişisel güveni zedelemesi, stres ve depresyon yaratması gibi
bireysel sonuçları dışında, önemli örgütsel sonuçları da bulunur. Mobbingin, bütün stres kaynaklarından daha yoğun
ve yıkıcı etkiler yaratması (Einarsen, 1999) sürece duyarlılıkla yaklaşma gereğini artırmaktadır (Kök, 2006:434,446).
İş Güvencesizliği: İş güvencesizliği kavramını ilk kez
ayrıntılı olarak ele alan Greenhalgh ve Rosenblatt (1984),
güçsüzlük olgusunu tanımlarında kullanmışlardır. Buna
göre iş güvencesizliği, tehdit altındaki bir iş durumunda istenen devamlılığı sürdürmede algılanan güçsüzlük olarak açıklanmaktadır (Seçer, 2009:308). İş güvencesizliği, literatürde bir stres yaratıcı faktör olarak ele alınmaktadır. Dünya
Sağlık Örgütü (WHO) ile Uluslararası Çalışma Örgütü’nün
(ILO) ortak raporunda, iş ile ilgili muhtemel stres nedenleri arasında kariyer geliştirme başlığı altında iş güvencesizliğine yer verilmektedir (Harnios ve Gabriel, 2000’den aktaran
Seçer, 2009:316-317).
Günümüzde küreleşme olgusu, iş yaşamı için beraberinde birçok olumsuz sonucu getirmiştir. Uluslararası rekabetin
artışı, işletmeleri daha faz kar ve rekabet güdüsü ile hareket
etmeye zorlamakta, bu güdü çalışanların haklarından geriye
gidişlere yol açmaktadır. Taşeronlaşma, teknolojiyi işgücünün yerine ikame etme, daha az işçi ile daha fazla iş üretme
ya da daha uzun saatler işçi çalıştırma gibi uygulamalar, anılan kar ve rekabet güdüsüne örnek olarak verilebilir.
Rakipleri ile baş edebilmek amacıyla daha esnek iş yaşamı talep eden işverenler, çalışanların belirsizliklerle karşı karşıya geldikleri birçok uygulamaya da yeşil ışık yakmaktadırlar. Ödünç iş ilişkisi, çağrı üzerine çalışma, kısa süreli çalışma
gibi modeller iş yaşamında bireylerin “iş güvenceleri”ni her
geçen gün zayıflatan uygulamalar olarak düşünülebilir.
METAL
KAYNAKLAR
TÜRK
54
n Abdullah SOYSAL; “İş Yaşamında Stres”, Çimento İşveren, Cilt:23, Sayı:3,
2009, 17-40
n Adnan CEYLAN, Yıldırım Hüseyin ULUTÜRK; “Rol Belirsizliği, Rol Çatışması, İş
Tatmini Ve Performans Arasındaki İlişkiler”, Doğuş Dergisi, Cilt:7, Sayı:1, 2006, 48-58
n Adrian FURNHAM; The Psychology of Behaviour At Work, Pyschology Press,
Second Edition, 2005
n Alev TORUN; “Stres ve Tükenmişlik”, İçinde: Endüstri ve Örgüt Psikolojisi, Ed.
Suna Tevruz, Türk Psikologlar Derneği Yayını, İstanbul, 1996, 43-53
n Asım SALDAMLI; “Mesleki Stres”, İçinde:Örgütsel Davranışta Seçme Konular, Ed. Mahmut Özdevecioğlu, Himmet Karadal, İlke Yayınevi, Ankara, 2008, 135-154
n Aslı Beyhan ACAR, Gönen DÜNDAR; “İşyerinde Psikolojik Yıldırmaya (Mobbing) Maruz Kalma Sıklığı İle Demografik Özellikler Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”,
İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dergisi, Cilt:37, Sayı:2, 2008, 111-120
n Aşkın KESER; Çalışma Psikolojisi, 2. Baskı, Ekin Yayınevi, Bursa, 2011
n Aşkın KESER; “Çağrı Merkezi Çalışanlarında İş Yükü Düzeyi ile İş Doyumu İlişkisinin Araştırılması”, Kocaeli Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:11,
2006, 100-119
n Atilla YELBOĞA; “Kişilik Özellikleri ve İş Performansı Arasındaki İlişkinin İncelenmesi”, İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:8, Sayı:2, 2006,
196-211
n Ayşegül Durak BATIGÜN, Dr. Nesrin H. ŞAHİN; “İş Stresi ve Sağlık Psikolojisi Araştırmaları İçin İki Ölçek:A-Tipi Kişilik ve İş Doyumu”, Psikiyatri Dergisi, Cilt:17
Sayı:1, 2006, 32-45
n Barış SEÇER; “İş Güvencesizliği: Türleri, Başa Çıkma Süreci, Belirleyicileri ve
Sonuçları”, İçinde: Çalışma Yaşamında Davranış:Güncel Yaklaşımlar, Ed. Aşkın Keser,
Gözde Yılmaz, Senay Yürür,Umuttepe Yayınları, İzmit, 2009, 307-344
n Bülent BAYAT; Endüstri ve Örgüt Psikolojisi, Alter Yayıncılık, Ankara, 2008
n Ebru TOLAY SABUNCUOĞLU, “Rol Çatışmasının Ve Rol Belirsizliğinin Tükenmişlik ve İş Doyumu Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi”, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:23 Sayı:1, 2008, 35-49.
n Enver ÖZKALP, Çiğdem KIREL; Örgütsel Davranış, Ekin Yayınevi, 4. Baskı, Bursa, 2010
n Erdem CAM; “Çalışma Yaşamında Stres ve Kamu Kesiminde Kadın Çalışanlar”,
Uluslararası İnsan Bilimleri Dergisi, Cilt:1 Sayı:1, 2004, 1-10
n Erol EREN; Örgütsel Davranış ve Yönetim Psikolojisi, Beta Yayınevi, İstanbul,
2004
n Figen AKÇA; “Örgütsel Tükenmişlik ve Stres”, İçinde: Örgütsel Davranışta Seçme Konular, Ed. Mahmut Özdevecioğlu, Himmet Karadal, İlke Yayınevi, Ankara, 2008,
107-124
n Fred LUTHANS; Organizational Behaviour. 7th Edition, New York: McGrawHill Inc.,
n Literatür Yayıncılık, 1995
n Gaye ÖZDEMİR YAYLACI; “Örgütsel Stresi Yönetmede Etkili Kişilerarası İletişim
Teknikleri”, Amme İdaresi Dergisi, Cilt 38, Sayı 2, 2005, 51-59.
n Gülten EREN GÜMÜŞTEKİN, Canan EMET, “Güçlendirme Algılarındaki Değişimin Örgütsel Kültür ve Bağlılık Üzerinde Etkileşimi”, Dumlupınar Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü Dergisi, Sayı:17, 2007, 90-116
n http://www.sinemalar.com/film/32930/the-company-men Erişim Tarihi:
09.01.2012
n İhsan YÜKSEL; “İş Stresi, İşe Bağlılık ve İş Doyumu Arasındaki İlişkinin Analizi (teknisyenlere Yönelik Bir Uygulama), Atatürk Üniversitesi, İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi Dergisi, Cilt:17 Sayı:1-2, 2003, 213-224
n İhsan YÜKSEL, “Çalışma Yaşamı Kalitesinin Tipik ve Atipik İstihdam Açısından
İncelenmesi”, Doğuş Üniversitesi Dergisi, Cilt:5 Sayı:1, 2004, 47-58.
n Kemal POYRAZ, Bülent KAMA; “Algılanan İş Güvencesinin, İş Tatmini, Örgütsel Bağlılık ve İşten Ayrılma Niyeti Üzerindeki Etkilerinin İncelenmesi”, Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt:13, Sayı:2, 2008, 143164.
n Mavili Aliye AKTAŞ; “Bir Kamu Kuruluşunun Üst Düzey Yöneticilerinin İş Stresi ve Kişilik Özellikleri”, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt:56
Sayı:4, 2001, 25-42.
n Mehmet SİLAH; Endüstride Çalışma Psikolojisi, 2. Baskı, Seçkin Yayınevi, Ankara, 2005
n Meral TÜRK, Özlem ÇAKIR; “Bir Kamu Bankasında Örgütsel Stres Düzeyi ve
Etkileyen Faktörler”, Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi, Nisan-Mayıs-Haziran, 2006,
37-42
n Nezahat GÜÇLÜ; “Stres Yönetimi”, Gazi Üniversitesi, Gazi Eğitim Fakültesi Dergisi, Cilt 21, Sayı 1, 2001, 91-109
n Nursel TELMAN, Pınar ÜNSAL; Çalışan Memnuniyeti, Epsilon Yayınları, İstanbul, 2004
n Özcan KÖKNEL; Stres, Radikal Gazetesi Eki
n Özlem ÇAKIR; “İşini Kaybetme Kaygısı: İş Güvencesizliği”, Çalışma Toplum
Dergisi, 2007/1, 117n 140
n Pınar TINAZ; İşyerinde Psikolojik Taciz (Mobbing), Beta Basım Yayım, İstanbul, 2006
n Pınar ÜNSAL; “İş Stresi Algısı ve Başa Çıkmada Bireysel Farklılıkların Rolü”,
İçinde: Çalışma Yaşamında Davranış: Güncel Yaklaşımlar”, Ed. Aşkın Keser, Gözde Yılmaz, Senay Yürür, Umuttepe Yayınları, İzmit, 2009, 345-375
n Sabahat BAYRAK KÖK; “İş Yaşamında Psiko-Şiddet Sarmalı Olarak Yıldırma
Olgusu ve Nedenleri”, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 2006, Sayı
13, 434-448
n Senay YÜRÜR, Aşkın KESER; “İşe Bağlı Gerginlik ile İş Tatmini İlişkisinde Duygusal Tükenmenin Aracı Rolü”, Ankara Üniversitesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi,
Cilt:65, Sayı:4, 2011, 165-194
n Serap ÖZEN ÇÖL; “Nedensel İlişkiler Bağlamında İşyerinde Psikolojik Şiddet”,
İçinde: Çalışma Yaşamında Davranış: Güncel Yaklaşımlar, Ed. Aşkın Keser, Gözde Yılmaz, Senay Yürür, Umuttepe Yayınları, İzmit, 2009, 377-406
n Serpil AYTAÇ; “İş Stresi Yönetimi El Kitabı İş Stresi: Oluşumu, Nedenleri, Başa
Çıkma Yolları, Yönetimi” Türk-İş-ÇASGEM, Çalışma Hayatında Stres Semineri, 15-17
Aralık 2009, http://www.turkis.org.tr/source.cms.docs/turkis.org.tr.ce/docs/file/
ec109.pdf Erişim Tarihi: 06.01.2012
n Serpil AYTAÇ; “İşyerindeki Kronik Stres Kaynakları”, İş,Güç Endüstri İlişkileri ve
İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:4 Sayı:1, 2002
n Serpil AYTAÇ, Aşkın KESER; “İşsizliğin Çalışan Birey Üzerindeki Etkisi: İşsizlik Kaygısı”, İş,Güç Endüstri İlişkileri ve İnsan Kaynakları Dergisi, Cilt:4, Sayı:2, 2002,
n Sibel GÖK; “Çalışma Yaşamının Önemli Bir Sorunu: Örgütsel Stres”, Marmara
Üniversitesi, İİBF Dergisi, Cilt:27, Sayı:2, 2009, 429-448
n Şermin ŞENTUTAN; “İşletmelerde Küçülme Politikalarının İnsan Kaynakları
Uygulamaları Üzerindeki Etkileri”, Kamu-İş, İş Hukuku ve İktisat Dergisi, Cilt:8, Sayı:
3, 2005, 79-91.
n Ufuk DURNA; “Stres, A ve B Tipi Kişilik Yapısı ve Bunlar Arasındaki İlişki Üzerine Bir Araştırma”, Yönetim ve Ekonomi, Cilt.11, Sayı:1, 2004, 191-206.
n Ufuk DURNA; “Üniversite Öğrencilerinin Stres Düzeylerinin Bazı Değişkenler
Açısından İncelenmesi”, Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Cilt: 20, Sayı:1, 2006, 319-343
n Zeyyat SABUNCUOĞLU, Melek TÜZ; Örgütsel Psikoloji, Furkan Ofset, Bursa,
2008.
HABER
UAMİF’ten Moldova’da eğitim
ULUSLARARASI Avrasya Metal İşçileri Federasyonu bünyesinde
düzenlenen eğitim, 21-24 Aralık 2011
tarihlerinde Moldova’da yapıldı. Eğitim programına Moldova Gıda İşçileri
Sendikası ve Gagavuzya Gıda ve Tarım
İşçileri Sendikası üyesi işçiler katıldı.
UAMİF Genel Sekreteri ve Sendikamız Genel Mali Sekreteri Mehmet Soyupek, UAMİF Genel Sekreter Yardımcısı Turajan Raupov’un da
katıldığı, eğitim programının açılış konuşmasında, dünyada art arda yaşanan ekonomik krizlere dikkat çekti ve
sendikaların sadece ulusal alanda değil, uluslararası alanda da birlik ve beraberlik içerisinde yer alması gerektiğini vurguladı. UAMİF Genel Sekreteri
Mehmet Soyupek, Moldova Gıda İşçileri Sendikası Genel Başkanı ve Gagavuz Gıda ve Tarım İşçileri Sendikası
Genel Başkanı ile de biraraya geldi.
55
TÜRK
Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun, Genel Merkezimizi
ziyaret eden Ukrayna heyetini kabul etti. Ziyarette iki ülke arasında
çalışma hayatı ile ilgili benzerlikler ve farklılıklar dile getirildi. İlişkilerin
geliştirilmesi için atılması gereken adımlar da ele alındı.
ULUSLARARASI Avrasya
Metal İşçileri Federasyonu’nun
Ankara’da bulunan Genel
Merkezi’nde düzenlenen eğitim
programları tüm hızıyla devam
ediyor. 21-31 Ocak tarihleri
arasında Ukrayna Gaz İşçileri
Sendikasına üye 14 işçinin
katıldığı eğitim programı
başarı ile tamamlandı. Eğitim
programının açılış konuşmasını,
UAMİF Genel Sekreteri ve
sendikamız Genel Mali Sekreteri
Mehmet Soyupek yaptı.
Soyupek, konuşmasında, dünya
sendikacılığın geldiği son noktayı
değerlendirdi. Türk Metal
Sendikası’nın sosyal faaliyetleri
hakkında da bilgi veren Soyupek,
bu faaliyetlerin tüm dünyaya
örnek olduğunu da ifade etti..
METAL
Ukrayna heyeti
UAMİF Genel Merkezi’nde
4
METAL
DÜNYADAN
HABERLER
TÜRK
56
Binlerce Macar sokaklara döküldü
AB’den ayrılalım
AVRUPA Birliği, Macaristan
Parlamentosu’nda yeni kabul
edilen Anayasa’daki bazı maddelerin değiştirilmesi, bu değişikliklerin
yapılmaması durumunda, hukuki ve
mali yaptırımlar uygulanacağı tehdidinde bulundu. Avrupa Birliği’nin
bu tutumu, Macaristan’da büyük
1
tepki yarattı. Aşırı sağcı Jobbik Partisi
tarafından düzenlenen ve Avrupa
Birliği’nin protesto edildiği gösteriye
binlerce Macar katıldı. Göstericiler,
Macaristan’ın Avrupa Birliği üyeliğinden ayrılması talebini dile getirdi ve
Birlik karşıtı sloganlar attı. Bu arada
gösteride, AB bayrağı da yakıldı.
Güney Kore Hocalı Soykırımı’nı tanıyabilir
Hi-Tae: Yaşananlar çok acı
GÜNEY Kore,
Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı kasabasında
Ermenilerce gerçekleştirilen soykırımı
tanıyabileceğinin sinyalini verdi. Güney Kore Cumhuriyeti Halk Meclisi
Başkanı Pak Hi-Tae, Bakü ziyaretinde
yaptığı açıklamada, 1992 yılında
3
Hocalı’da yaşanan acıların çok büyük
olduğunu ve mutlaka araştırılması
gerektiğini belirtti. Konuyla ilgili
geniş bilgi sahibi olmayı çok istediğini
belirten Güney Kore Meclis Başkanı,
Hocalı faciasının mutlaka uluslararası
platformda tanınması gerektiğini de
ifade etti.
AB ekonomisi sallanıyor
Avrupa’ya not
indirimi şoku
2
ULUSLARARASI kredi derecelendirme kuruluşu
Standard&Poor’s tarafından, İtalya,
İspanya, Portekiz ve Kıbrıs Rum
Kesimi’nin notu 2 kademe düşürüldü.
Fransa, Avusturya, Malta, Slovakya ve Slovenya’nın notları ise birer
kademe aşağı çekildi. Not indirimi
haberleri, borsaları ve ortak para birimi
euro’yu vurdu. Birlik üyelerinden
Portekiz’in notu, ‘çöp’ olarak nitelenen
Yunanistan’la aynı seviyeye geriledi.
S&P’den yapılan açıklamada, not düşürmenin altında yatan sebebin, haftalardır
devam eden krize yönelik, sözkonusu
ülkelerde alınan önlemlerin yetersizliği
gösterildi. Son not düşürme sonrası
Euro Bölgesi’nde notu AAA olan 4
ülke kaldı. Bunlar Almanya, Finlandiya,
Hollanda ve Lüksemburg.
1
5
Kırgızistan Cumhurbaşkanı
Atambayev’den çağrı:
5
Washington’da göstericiler yollara düştü
Guantanamo protesto edildi
AmerikA Birleşik
Devletleri’nin başkenti
Washington’da bir araya gelen
yüzlerce insan hakları eylemcisi,
guantanamo’daki cezaevinin
kuruluşunun 10. yıl dönümünde
protesto gösterisi düzenledi. Uluslararası
af Örgütü ve anayasal Haklar Merkezi
gibi kuruluşların organizasyonuyla
bir araya gelen göstericiler,
basın açıklaması yaptıktan sonra,
4
guantanamo’daki tutukluların giydiği
turuncu üniformalardan giyip, başlarını
tamamen kapatan siyah kukuletalar
taktı. Bu şekilde “mahkum” zinciri
oluşturan protestocular, Beyaz saray’ın
önüne yürüdü. “guantanamo’yu
kapat” pankartı açan protestocular,
sloganlar da attı. Beyaz saray’ın önünde,
guantanamo’yu temsilen, mahkûmların
üniformasını giymiş bir eylemci de
kendisini bir kafesin içine zincirledi.
Kırgızistan
Cumhurbaşkanı
almazbek atambayev, “Ulu
türk Kağanlığını kuramasak
bile en azından kuvvetli bir
türk birliğini yapmalıyız.
ancak bunun için sadece
türkiye’nin değil, diğer türk
Cumhuriyetlerinin de sağlam
ve ayakta durması lazım”
dedi. türkiye’yi ziyaret eden
atambayev, tBMM genel
Kuruluna, türkiye türkçesi
ile hitap etti. Bir kabristanda,
birbirlerine sırtını dayayarak
düşmanlarına ok atan iki türk
askerinin taşın üzerine çizilmiş
resimlerinin bulunduğunu
ifade eden atambayev,
“işte buna arkadaşların
dayanışması denir. işte bu
anlayış ile, ulu türk Kağanlığı
kurulmuş ve 200 sene ayakta
kalmayı başarmıştır. türk
türkü sırtından vurmaya
başladığında, o devlet
yıkılmıştır. türk Kağanlığının
sınırları, Çin seddi’nden
Karadeniz’e kadar uzanıyordu.
türkler Orta asya’yı
fethedişlerinin ardından orada
kaldılar ve orayı korudular”
dedi. atambayev’in konuşması
tBMM’den büyük alkış aldı
METAL
Türk birliğini
sağlamalıyız
57
TÜRK
2
3
METAL
HABER
TÜRK
58
ECBOHS Projesi Balkan
Ülkelerindeki Seminerlerle
Yoluna Devam Ediyor
ECBOHS Projesi ikinci yılına Balkan ülkelerindeki seminerlerle başladı
Y
edi ülkeden on sivil toplum kuruluşunun yer aldığı, “ECBOHS -İş Sağlığı ve Güvenliği için
Avrupa İşbirliği Köprüleri Projesi” 25 Kasım2 Aralık 2011 tarihleri arasında, Kosova’nın Başkenti
Piriştina, Makodanya’nın Başkenti Üsküp, Sırbistan’ın
Başkenti Belgrad ve Arnavutluk’un Başkenti Tiran’da
yapılan seminerler ve çalıştaylarla ikinci ve son yılına başarılı bir giriş yaptı. Etkinliklere, devlet kurumu
temsilcileri, yerel uzmanlar, sivil toplum kuruluşları,
işçi ve işveren temsilcileri gibi birçok sosyal paydaş,
geniş katılımla büyük ilgi gösterdi.
Avrupa Komisyonu Genişleme Direktörlüğü tarafından “IPA Sosyo-Ekonomik Ortaklık Programı”
kapsamında finanse edilen projede amaç, işçi ve işveren kesimini temsil eden sivil toplum kuruluşlarının ülkelerinde, iş sağlığı ve güvenliği alanında etkin
ve aktif bir rol üstlenmelerini sağlamak ve farkındalığı artırmaktı. Bu bağlamda, İSG alanında AB’den gelen uzmanların katılımıyla Balkan ülkelerindeki bilgi
ve farkındalık düzeylerinin artırılması, AB mutabakatına uyumların geliştirilmesi ve güçlendirilmesi üzerinde duruldu.
ECBOHS Faaliyetlerine Geniş Katılım
4 farklı ülkede organize edilen seminer ve çalıştaylar, sırasıyla, 25 Kasım tarihinde İSG Semineri
BSPK-Kosova Bağımsız Sendikalar Birliği Piriştina,
28 Kasım tarihinde İSG Çalıştayı CCM-Makedonya
Sendikalar Federasyonu Üsküp, 30 Kasım tarihinde TUC Nezavisnost - Sırbistan Sendikalar Federasyonu Belgrad ve 2 Aralık’ta da Arnavutluk Sendikalar
Federasyonu Tiran’da gerçekleştirildi.
Metal Sanayicileri Sendikası MESS Proje
Koordinatörü Dr. Aykut Engin Priştina’da, İSG
Müdürü Altan Çetinkal Tiran ve Belgrad’ta, Murat
Batur Üsküp’te, AB müktesebatı doğrultusunda
iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin mevzuatta yaşanan
değişmelerle ile ilgili Türkiye deneyimlerini paylaştı
Ortak paydada buluştu
Proje ortak kurumlarının yöneticileri ve etkinliklere katılanlar, proje sayesinde işçi ve işveren kurumlarının ortak
bir paydada bir araya gelmesi ve sorunların yüz yüze konuşulup tartışılabilmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdiler. Seminer ve çalıştaylar sayesinde
yapılan bilgi alış verişinin önemini vurguladılar.
ECBOHS Projesi İkinci Yılında
ECBOHS projesi 2013 yılına kadar
faaliyetlerine, Türkiye’de ve Balkanlarda
devam edecek. Proje hakkında daha fazla bilgi almak için, www.ecbohs.eu adresi ziyaret edilebilir.
METAL
Ayrıca Metal Sanayicileri Sendikası MESS Proje Koordinatörü Dr. Aykut Engin Priştina, İSG Müdürü Altan
Çetinkal Tiran ve Belgrad ve Murat Batur Üsküp’te AB müktesebatı doğrultusunda iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin
mevzuatta yaşanan değişmelerle ile ilgili
Türkiye deneyimlerini paylaştı.
59
TÜRK
Etkinliklerde, Türk Metal Sendikası ISG Uzmanı Cem Snaet, Türk Metal Sendikası ve İş Sağlığı ve Güvenliği
İşçi-Sendikacı Eğitimi Projesi hakkında bilgi verdi. İşçi sendikası perspektifinde iş sağlığı ve güvenliğinin önemi
ve sendikalarının bu alandaki rolüne değindi. Faaliyetlere, Avrupa İşçi Sendikaları Konfederasyonu (ETUC) Eğitim Enstitüsü’nün bir önceki direktörü
Dr. Jeff Bridgford ile Finlandiya Sağlık
ve Sosyal İşler Bakanlığı önceki direktörü Dr. Erki Yrjänheikki konuşmacı olarak katıldı.
Dr. Erkki Yrjänheikki sunumlarında, Finlandiya’dan da örneklerle, ulusal İSG eylem planı hazırlanması ve işyeri İSG kültürü hakkında bilgiler verdi.
Ulusal İSG politikalarında genel yaklaşım ve iş yerinde İSG kültürünün nasıl
oluşturulabileceğine dair bilgi ve birikimlerini paylaştı.
Dr. Jeff Bridgford da, AB iş sağlığı
ve güvenliği müktesebatının işçi sendikaları için önemini dile getirdi. İSG alanında AB müktesebatı, sosyal diyalog
mekanizmaları ve eylem planları hakkında bilgi verdi.
TÜRK METAL/MESS
ORTAK EĞİTİM PROJESİ
2011 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de
gerçekleştirilen eğitimler katılan işçi sayımız:
METAL
8 9 1 1
TÜRK
60
Bursa 1, Bursa
2, Bursa Nilüfer,
Biga 1 ve İzmir 2 Nolu
şubelerimizden 95 kişinin
katıldığı 5- 7 Ocak tarihleri
arasında gerçekleştiren
eğitim programının
açılış konuşmasını,
Genel Eğitim ve Toplu İş
Sözleşmesi Sekreterimiz
Yavuz Gökçe yaptı. Gökçe
konuşmasında, dünyada
yaşanan işçi hareketlerine
ve sendikal mücadelelere
değindi. Eğitim
programının kapanışına
ise, Genel Sekreterimiz
Muharrem Aslıyüce
katıldı ve üyelerimize
sertifikalarını takdim etti.
Eskişehir, Bozuyük, Bolu, Biga 1, Sakarya ve Kocaeli
şubelerimizden 72 kişinin katıldığı, 9-11 Aralık tarihleri arasında
gerçekleştirilen eğitim programının açılış konuşmasını, Genel Eğitim ve
Toplu İş Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Eğitim programının
kapanışında da üyelerimizi yalnız bırakmayan Gökçe, katılımcılara
sertifikalarını takdim etti.
İSTANBUL ve İstanbul 1 Nolu
şubelerimizden 78 kişinin katıldığı,
26-28 Aralık tarihleri arasında
gerçekleştirilen eğitim programının açılış
konuşmasını, Genel Eğitim ve Toplu İş
Sözleşmesi Sekreterimiz Yavuz Gökçe
yaptı. Eğitim programının kapanışında da
bulunan Gökçe, katılımcılara sertifikalarını
takdim etti.
İSKENDERUN 1, Ankara 1,
Ankara 2 ve Aksaray 1 Nolu
şubelerimizden 76 kişinin katıldığı, 2-4
Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen
eğitim programının açılış konuşmasını,
Genel Eğitim ve Toplu İş Sözleşmesi
Sekreterimiz Yavuz Gökçe yaptı. Gökçe
konuşmasında, üyelerimize dünyada
yaşanan son sendikal gelişmeleri
değerlendirdi ve katılımcıların sorularına
cevap verdi. Gökçe, kapanış programında
da üyelerimizi yalnız bırakmadı.
MKE (Teşkilatlanma Eğitimi) şubelerimizden
37 kişinin katıldığı 6-8 Ocak tarihleri arasında
gerçekleştiren eğitim programında, katılımcılara
teşkilatlanma eğitimleri verildi.
TÜRK METAL/MESS
ORTAK EĞİTİM PROJESİ
2012 yılında Ankara Büyük Anadolu Otel’de
gerçekleştirilen eğitimler katılan işçi sayımız:
METAL
MKE
(Teşkilatlanma
Eğitimi)
şubelerimizden 35
kişinin katıldığı 13-15
Ocak tarihleri arasında
gerçekleştiren
eğitim programında,
katılımcılara
teşkilatlanma
eğitimleri verildi.
61
İSKENDERUN 1, Gebze
1, Çayırova ve Dilovası
şubelerimizden 84 kişinin
katıldığı 16-18 Ocak tarihleri
arasında gerçekleştirilen
eğitim programının açılış
konuşmasını, Genel Eğitim
ve Toplu İş Sözleşmesi
Sekreterimiz Yavuz Gökçe
yaptı. Gökçe, kapanış
programında da üyelerimizi
yalnız bırakmadı.
BURSA 3, Bursa
Osmangazi ve Gemlik
şubelerimizden 75
kişinin katıldığı 19-21
Ocak tarihleri arasında
gerçekleştirilen eğitim
programının açılış
konuşmasını, Genel
Eğitim ve Toplu İş
Sözleşmesi Sekreterimiz
Yavuz Gökçe yaptı. Eğitim
programının kapanışına
da katılan Gökçe,
üyelerimize sertifikalarını
takdim etti.
TÜRK
5 6 3
GÖLCÜK şubemizden 89 kişinin
katıldığı 12-14 Ocak tarihleri arasında
gerçekleştirilen eğitim programının
açılışını Genel Başkanımız Pevrul Kavlak
yaptı. Genel Başkanımız konuşmasında,
ülkemizde ve dünyada yaşanan işçi
hareketleri konusunda değerlendirmelerde
bulundu, ayrıca sendikamızın işçiye
yönelik hizmetleri hakkında bilgi verdi.
Eğitim programının kapanışına ise, Genel
Sekreterimiz Muharrem Aslıyüce katılarak,
üyelerimize sertifikalarını takdim etti.
KİTAP
METAL
Endüstri
İlişkileri Sözlüğü
Dr. Naci Önsal / Türk-İş Yayınları
TÜRK
62
TÜRK –İş Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Naci ÖNSAL
tarafından hazırlanan, “Endüstri İlişkileri Sözlüğü 1” adlı
kitap, Türk-İş Yayınları tarafından yayımlandı. Kitapta, 4857
sayılı İş Kanunu, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu, 2822 sayılı
Toplu İş Sözleşmesi Grev ve Lokavt Kanunu ile, bu konulara
dayanılarak, sendikal yaşamdaki bazı örgüt ve olaylara yer
veriliyor. Dr. Naci Önsal, alanında ilk olan kitabın önsözünde,
şu ifadelere yer veriyor: “Amacımız, endüstri ilişkilerinin,
‘üretimin yapıldığı her yerde ve zamanda ekonomik ve sosyal
koşullara göre değişmekle birlikte, işçi – işveren arasında
odağında ücret pazarlığı olan kurumsallaşmış ilişkiler
bütündür’ şeklindeki dar tanımından, ‘çalışma hayatı’ şeklindeki
geniş tanımına giden bir çalışma yaparak, en kapsamlı sözlüğe
ulaşmaktadır. Elinizdeki sözlük bu nedenle bir ‘ön çalışma
ürünü’ sayılmalıdır.”
Türk-İş Yönetim Kurulu’nun ‘Sunuş’ kısmında kitap
için yaptığı değerlendirmede de, “Endüstri ilişkileri sözlüğü,
çalışma yaşamında ihtiyaç duyulan bir talebin karşılanması
doğrultusunda atılan bir adımdır.” deniliyor.
Türk-İş Sendikacılık Koleji
Özcan Karabulut / Gökhan Erol
TÜRK-İş Eğitim Uzmanı Özcan Karabulut
ve Eğitim Uzman Yardımcısı Gökhan Erol
tarafından kaleme alınan kitap, 1966 yılında
faaliyete geçen, Türk-İş Sendikacılık Koleji’ni
tanıtmayı amaçlıyor. Türk-İş Yayınları arasında
yerini alan ‘Türk-İş Sendikacılık Koleji’ adlı
kitapta, konfederasyonun eğitim politikası,
uygulanan eğitim, belgeler ve anılara yer
veriliyor. Türk-İş’in temel hedeflerine hizmet
eden bir sistemin uzantısı olan Kolejin
kuruluşundan, okutulan derslere, görev yapan
akademisyenlere, kolejin kapatılarak, Türkİş Eğitim Merkezi’nin açılışına, sendikacılık
kolejinden fotoğraflar ve o dönemki gazete
küpürlerine kadar birçok detayı bünyesinde
barındıran kitap, Türk-İş için önemli bir
dönemi gözler önüne seriyor. Kitabın ‘Sunuş’
bölümünde Türk-İş Yönetim Kurulu’nun,
“Dileğimiz, o yıllardan bakarak, geleceğe ait plan
ve programlarımızı bilinçli ve bilgili bir şekilde
gerçekleştirmektir…” ifaledeleri yer alıyor.
FETİH 1453
SAVAŞ ATI
AVRUPA ve İngiltere kırsalında geçen film, I.
Dünya Savaşı sırasında, Jeremy Irvine’ın canlandırdığı Albert’ın ve onun çok sevdiği atı Joey’in
öyküsünü anlatıyor. Evcilleştirip eğittiği atının satılıp, savaşta sipere gönderilmesi iki dostu ayırsa da, yaşadıkları olaylar, pek çok hayatı değiştirecek epik bir maceraya dönüşecektir.
Arka planda savaşın olduğu bu dostluk öyküsü, aslında serüven dolu uzun bir yol filmi...
Dahi Yönetmen Spielberg’in Savaş Atı filmi, Michael Morpugo’nun romanı ve İngiltere Ulusal
Tiyatro’nun yapımcılığını üstlendiği, Tom Morris
ve Marianne Elliot’ın yönetmenliğini yaptığı Nick
Stafford’ın tiyatro oyunundan uyarlandı.
FİLMİN KÜNYESİ
Yönetmen: Steven Spielberg
Oyuncular: Jeremy Irvine, Emily Watson,
David Thewlis, Niels Arestrup
Senaryo Yazarı: Richard Curtis
Tür: Savaş, Dram Süre:146 dakika
METAL
Yapım: 2010_2011 - Türkiye
Tür: 3 Boyutlu, Dram, Savaş, Tarih
Süre: 160 dakika
Yönetmen: Faruk Aksoy
Oyuncular: Ozan Çobanoğlu, İbrahim Çelikkol, Dilek Serbest,
Şahika Koldemir, Recep Aktuğ
Senaryo: İrfan Saruhan, Atilla Engin
Yapımcı: Faruk Aksoy, Ayşe Germen
63
TÜRK
FİLMİN KÜNYESİ
BABASI II. Murat’ın ölümünün ardından ikinci kez
tahta çıkan II. Mehmet’in kafasında, gerçekleştirmesi
gereken ilk öncelik, Bizans İmparatorluğu’nun son toprağı olan Konstantinapolis’i Osmanlı Devleti’ne katmaktır. Genç padişah, bu uğurda ne yapılması gerekiyorsa
yapacak, bu hedefin gerçekleştirilmesi için, hiçbir şeyden feragat etmeyecektir... Fatih Sultan Mehmet’in yaşamına da yerverilen, yüksek bütçeli bu filmde, Fatih’in,
Hocası Molla Gürani’den aldığı eğitim de anlatılıyor. Yapım süreci 2009 Eylül’ünde başlayan ve bu yıl çekimleri tamamlan film, Türkiye’nin yanısıra, Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, Fransa, İngiltere, İsviçre ve Kıbrıs
Türk Cumhuriyeti’nde de gösterime girecek...
E Ğ L E N C E
SUDOKU BULMACA
5
7
2
6
5
3
1
8
3
9
4
METAL
TÜRK
64
6
4
2
2
5
7
6 3
4
6
8
1
7
7
4
2
2
7
8
9 5
6
1
8
2
2
1
8
1
8
3
9
8
7
5
9
3
7
9
5
7
Basit ama yararlı bilgiler
Bazı basit bilgiler vardır. Çoğu kişi tarafından gereksiz olarak görülebilir, ama günlük hayatımızda
kapladıkları yerler o kadar küçük değildir. İşte, o basit, ama yararlı bilgilerden bir demet:
n Gözlüğünüzün vidası çok çabuk çıkıyorsa, vidayı takmadan önce, vidanın gireceği deliğe renksiz oje
damlatın. Vidayı öyle takın.
n Satın aldığınız ayakkabılar ayağınızı sıkıyorsa, onları bir kaç dakika buhara tutun.
n Makasınızı bilemek istiyorn Cevizle dost olun.
sanız, zımpara kâğıdı kesin.
n Halıdaki sigara yanıklarınİçindeki yağ, beyin
dan, yanık yerler üzerinde zımhücreleri için çok
para kâğıdı ile dairesel hareketyararlıdır. Kan sekerini
ler yaparak kurtulabilirsiniz.
düşürdüğü için, seker
n Mobilyaların yerlerini dehastalarına da
ğiştirdiğinizde halıların üzerinde
uzmanlar tarafından
iz kalır. Bu izleri yok etmek için, iztavsiye edilir.
lerin üzerine bir parça buz koyun ve
erimesini bekleyin. Daha sonra,
üzerinde elektrik süpürgesini
gezdirin. İzden eser kalmadığını göreceksiniz.
n Satın aldığınız plastik ve cam eşyaların üzerine
yapıştırılan etiketlerden kurtulmak için, etiketin üzerine yemeklik margarin sürün ve 15 dakika bekletin. Bir bez ile ovalayıp yıkayın.
Üzerinde hiç bir leke ve çizilme
oluşmayacaktır.
n Ütü yapmayı kolaylaştırmak ve süreyi
azaltmak için, ütü masasının kılıfının altına alüminyum folyo koyun. Sıcağı geri yansıtacağından ütü yapmak daha kolay olacaktır.
n Buz kalıplarınızı su ile doldurmadan
önce, bölmelere portakal, limon ve dilediğiniz meyve parçacıkları yerleştirirseniz
dekoratif buzlar elde etmiş olursunuz.
n Eğer ayaklarınız çok ısınıp şişiyorsa, onları saatlerce sıcak suda bekletmeyin, aksine kolonya ile ovalayın.
Bilekleriniz ve ayaklarınız şişmeyecektir.
n Eğer ayaklarınız çok hassas ise, sıcak havalarda şikâyetleriniz artıyorsa, her
sabah bir kaç damla zeytinyağı ile ovalayın.
n Dirsek ve topuklarınızın
sertleşmesini istemiyorsanız,
bir dilim limon ile ovun. Böylece yumuşacık olacaklardır.
n Duvarınıza çivi çakacağınız zaman işaretlediğiniz
yerin üzerine çapraz bant yapıştırın. Çiviyi öyle çakın. Böylece duvarın alçısını çatlatmamış olacaksınız.
BURSA NİLÜFER ŞUBESİ
Mais Motorlu Araçlar
sözleşmesi tamam
Şube Başkanımız
Ruhi Biçer, Mais Motorlu
Araçlar İmal Satış işyerini
23 Ocak günü ziyaret
ederek, imzalanan
2012–2014 dönemi
Toplu iş sözleşmesinin
ayrıntılarına ilişkin çalışan
üyelerimize bilgi verdi.
METAL
GSS hakkında
bilgi verildi
Şubemiz yetkisindeki
Magneti Marelli Mako Elektirik
Sanayi işyeri çalışanları, 20
Ocak günü şubemizi ziyaret etti.
Ziyarette, üyelerimize, Genel Sağlık
Sigortası hakkında bilgi verildi.
TÜRK
66
AK Partili
vekilden
ziyaret
AK Parti Milletvekili
Bedrettin Yıldırım, Türk-iş 8.
Bölge Temsilciliği’ni 23 Ocak
günü ziyaret etti. Ziyarete
Türk-iş’e bağlı sendikaların
şube başkanları da katıldı.
Yaşam sanatı
semineri
Şubemiz binasında 15
Ocak tarihinde, ağırlıklı olarak
Yazaki Wring işyeri çalışanlarının
katıldığı Yaşam Sanatı Semineri
gerçekleştirildi. Seminerde, Yaşam
Sanatçısı Saffet Dağdeviren’in
yaptığı sunum büyük ilgi gördü.
BURSA 3 NOLU ŞUBE
Hem eğlendiler hem de ders aldılar
Şubemizin örgütlü
olduğu Matay işyerinde, bu
yıl 5. kez düzenlenen Langırt
Turnuvası’nda, Mehmet İslam
Temizel ve Engin Cebeci
şampiyon oldu. Kendilerini
tebrik ediyor ve başarılarının
devamını diliyoruz.
GÖRSİAD şampiyonu Matay
BU yıl ilk kez düzenlenen ve Görükle Sanayi
Bölgesi’nden birçok işyerinden oluşturulan takımların katıldığı GÖRSİAD Futbol turnuvasında, Matay Futbol Takımı, Durmazlar Makine ile final oynadı.
Normal süresi 4–4 biten karşılaşmayı penaltılarla kazanan Matay, turnuva şampiyonluğunu elde etti. Tunuvada mücadele eden bütün takımları ve Matay takımını kutluyoruz.
67
TÜRK
Langırt
şampiyonları
belli oldu
METAL
Şubemiz
yetkisindeki Matay’da
çalışan üyelerimizin
çocukları, 14. Uluslararası
Bursa Karagöz Festivali
kapsamında sergilenen,
“Terazinin Kefesi” adlı
oyunu izledi. Çocuklar,
Karagöz sanatçısı Tayfun
Özeren’in yazıp ve
kızı Tuğçe ile birlikte
oynadıkları oyuna büyük
ilgi gösterdi.
BURSA OSMANGAZİ ŞUBESİ
METAL
‘Yalın yolculuk’ta ikinci büyük
ödül de Grammer’in…
TÜRK
68
GRAMMER A.Ş. Fabrikası,
Grammer Grup bünyesindeki
24 fabrikanın katılımıyla GLMA
(Grammer Lean Management
Academy – Grammer Yalın Yönetim
Akademisi) yarışmasında üst üste
ikinci kez büyük ödülü almaya hak
kazandı. Yıl boyunca gerçekleştirilen
yalın üretim çalışmalarının
değerlendirildiği yarışmada
ödül kazananlar 30 Kasım’da
Grammer Uluslararası Yönetim
Toplantısı’nda belirlendi. 8 Aralık
tarihinde de üst düzey Grammer
yöneticilerinin ve Grammer A.Ş.
çalışanlarının katılımıyla ödül töreni
gerçekleştirildi.
Grammer A.Ş.’nin Mart 2010
yılında başlayan yalın yolcuğunda ilk
olarak Grammer A.Ş.’nin deneyimli
çalışanlarına danışman firma
tarafından eğitim verildi. Eğitimlerini
tamamlayan çalışanlar Firmada yalın
dönüşüm için çalışmalara başladı ve
tüm çalışanlara eğitim verilerek, tüm
kadronun yalın dönüşüme katılması
sağlandı.
Grammer A.Ş.’nin 2010
Mart’ında başlayan yalın yolculuk
çalışmaları Grammer Grup
bünyesinde kendisine önemli bir
yer kazandırdı ve katıldığı GLMA
yarışmalarında 2010 ve 2011
yıllarında büyük ödülü iki kez almaya
hak kazandı.
Aleyna
rekorlara
doymuyor
Cansan Alüminyum
çalışanlarımızdan Ferdi
Güleç’in tenisçi kızı Aleyna
Güleç rekorlara doymuyor.
Cansan Fabrika Müdürü
Şenol Akbaş ve İnsan
Kaynakları Müdürü Ayhan
Yazar, 20 Ocak günü genç
sporcumuzu ödüllendirdi.
BİGA 1 NOLU ŞUBE
İçdaş A.Ş.
ziyaret edildi
Şube Başkanımız Osman Akkurt,
19 Ocak’ta, şubemiz yetkisindeki İçdaş
A.Ş. işyerini ziyaret etti. Fabrikada yeni
oluşturulan birimlerde incelemelerde
bulunan Başkan Akkurt, çalışan
üyelerimizle de tezgâhları başında bir
araya gelerek sohbet etti.
AKSARAY 1 NOLU ŞUBE
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
Mercedes Benz’i ziyaret etti
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül, 19 Ocak günü
Aksaray’da incelemelerde
bulundu. Cumhurbaşkanı
Gül bu çerçevede, şubemizin
yetkili olduğu Mercedes
Benz Türk A.Ş. işyerini
de ziyaret etti. Ziyarette
Cumhurbaşkanı Gül’e,
işyeri yetkilileri tarafından
fabrikadaki üretim ile ilgili
bilgiler verildi.
69
TÜRK
şubemiz Genişletilmiş
Temsilciler Meclisi Toplantısı, 2 Ocak’ta
gerçekleştirildi. Kurul üyeleri ve ünite
temsilcilerinin katılımı ile yapılan
toplantıda, Şube Başkanımız Muhterem
Taşdemir, 2011 yılını değerlendirdi ve
2012 yılı hedeflerini anlattı.
METAL
Temsilciler Meclisi toplandı
ÇERKEZKÖY ŞUBESİ
ANKARA 1 NOLU ŞUBE
A.C. Elektrik’te
bilgilendirme toplantısı
Arçelik’te yılbaşı
eğlencesi
şube Başkanımız Murat Koçak, yeni
teşkilatlandığımız A.C. Elektrik Sanayi işyerindeki
üyelerimizle bilgilendirme toplantısında bir araya
geldi. Başkan Koçak yaptığı konuşmada, üyelerimize
sendikalı olmanın sağlayacağı yararları anlattı.
arçelik işyerinde her yıl geleneksel olarak
düzenlenen yılbaşı gecesinde üyelerimiz gönüllerince
eğlendi. Gece renkli görüntüler ve eğlenceli
programlar eşliğinde geçti. Üyelerimiz geceden
mutlu ayrıldı.
İSTANBUL ANADOLU YAKASI ŞUBESİ
Arçelik’te yeni yıl coşkusu
METAL
Arçelik işyerinde çalışan
üyelerimiz için düzenlenen
yılbaşı etkinliğinde üyelerimiz
gönüllerince eğlenerek, coşku
içerisinde yeni yıla girdiler.
Herkesin güzel dileklerle
kucaklaştığı bu etkinlikte Şube
Başkanımız Halil Faki Erdal,
yeni yılın tüm üyelerimize,
ailelerine ve büyük Türk
Metal ailesine hayırlı olması
temennisinde bulundu.
TÜRK
70
Siemens’te
yeni yıl
etkinliği
SiemenS işyerinin
temsilcilerimiz ile birlikte
organize ettiği yılbaşı
eğlencesinde üyelerimiz
coşkuyla eğlendi. Etkinliğe
Şube Başkanımız Halil Faki
Erdal da katılarak, üyelerimizin
coşkusuna ortak oldu.
İşyerleri ziyaret edildi
Şube Başkanımız Halil Faki Erdal, 2011 yılı
Aralık ayında, şubemiz yetkisindeki Arçelik, Alarko,
Aypaz, Birinci Oto, Böhler, Delphi, Elmek, Evas,
Ford Yedek Parça, Gedore, K.D.S, Kerim Çelik,
Mahle, Nexsans, Siemens, Stoeger, Thyssenkrupp
ve Ümran Boru işyerlerini ziyaret etti. Başkan Erdal
ziyaretlerde üyelerimizle tezgâhları başında bir araya
gelerek sohbet etti.
BURSA 2 NOLU ŞUBE
BOSCH Bursa Fabrikası, kalitede ulaştığı
istikrarla, KalDer tarafından verilen ‘Mükemmellikte
Süreklilik Ödülü’nü ikinci kez almaya hak
kazandı. Türkiye’de bu ödülü ikinci defa almak
için başvuran ilk ve tek şirket olan Bosch, böylece
kalitede mükemmellik anlayışını bir kez daha
kanıtladı. Ödül, bu yıl 20’ncisi gerçekleştirilen Kalite
Kongresi çerçevesinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi
Sarayı’nda düzenlenen bir törende, Bosch Sanayi
ve Ticaret A.Ş. Teknik Genel Müdürü Dr. Andreas
Wolf ve Ticari Genel Müdür Dieter Wohlfarth’a
takdim edildi.
Üst yönetim
bilgilendirme günü
METAL
Türk iş dünyasının en saygın
ödülü 2. kez Bosch’un
TÜRK
71
BOSCH San. ve Tic. A.Ş. Bursa
Fabrikası’nda gelenek haline gelen “ Yıl Sonu
Üst Yönetim Bilgilendirme Günü ” 28 Aralık
tarihinde Magazin Outlet’te (Suare) yapıldı.
Çalışanların yoğun katılımıyla gerçekleşen
organizasyonda, 2011’de ulaşılan istikrar
ve başarılar Eda - Metin Özülkü şarkıları
eşliğinde kutlandı.
Şubemizi
ziyaret
ettiler
BURSA 2 Nolu
Şubemizin örgütlü olduğu
Bosch A.Ş. firmasında İnsan
Kaynakları Departmanı’ndan
Mecit Taner ve yeni
göreve başlayan Hakan
Oktar ile birlikte işyeri baş
temsilcimiz Server Elçin
şubemize nezaket ziyaretinde
bulundular.
GEMLİK ŞUBESİ
Kurban ve Aşure Günü kutlandı
Şube Başkanımız Kemal
Durmaz ve Şube Yönetim
Kurulu üyeleri, 15 Aralık’ta
gerçekleştirilen Kurban ve Aşure
Günü’ne katıldı. Etkinliğe,
Kaymakam Bilal Çelik, Belediye
Başkanvekili Aslan Özaydın,
Cumhuriyet Savcısı Yücel Yayla,
İlçe Müftüsü Muammer Turan,
Alevi Dedesi Kazım Asma,
Gemlik Hacı Hünkâr Derneği
Başkanı Kazım Bulut, CHP ve
MHP ilçe yönetim kurulu üyeleri
ile vatandaşlar katıldı.
METAL
Borçelik
ziyaret edildi
Borusan
Mannesman’da
yılbaşı kokteyli
TÜRK
72
Şube başkanımız
Kemal Durmaz, şubemiz
yetkisindeki Borçelik işyerini
9 Ocak tarihinde ziyaret etti.
Başkan Durmaz ziyarette
çalışanlarla tezgahları başında
bir araya gelerek sohbet etti.
borusan Mannesman’da 29
Aralık’ta yılbaşı kokteyli düzenlendi. İşyeri
yemekhanesinde düzenlenen kokteylde tüm
fabrika çalışanları ve fabrika yönetimi hazır
bulundu. Şube başkanımız Kemal Durmaz ve
şube yönetim kurulumuzun da katıldığı kokteyl
sırasında hediye çekilişleri yapıldı. Yoğun geçen
bir yılın ardından yapılan etkinlikle güzel bir
gün geçirmenin keyfi yaşandı.
Borusan çalışanları
unutulmadı
Şube Başkanımız Kemal Durmaz,13 Ocak’ta,
Borusan Mühendislik işyerine de bir ziyaret
gerçekleştirdi. Başkan Durmaz ziyarette, çalışanlarla
tezgâhları başında bir araya geldi ve sohbet etti.
GÖLCÜK ŞUBESİ
‘Komedi Komedi’ye büyük ilgi
FORD Otomotiv Sanayi
bünyesindeki VKV Ford
Otosan Kültür Merkezi, 10
Ocak tarihinde Süheyl ve Behzat
Uygur Tiyatrosu’nun sahnelediği
‘Komedi Komedi’ adlı oyunu
izleyiciler ile buluşturdu. Oyunu,
Şube Başkanımız Yücel Yücel,
üyelerimiz ve ilçe halkı izledi.
Büyük ilgi gören oyunun
ardından, sanatçılar, kulis
kapısında bekleyen hayranları ile
hatıra fotoğrafı çektirdiler.
isi
Ford Otosan’da seramik serg
METAL
FORD Otomotiv Sanayi
bünyesinde bulunan VKV Ford
Otosan Kültür ve Sosyal Yaşam
Merkezi 17 Ocak tarihinde Unesco
Seal of Axcellence ödülüne sahip Şilili
seramik sanatçısı Manuel Gonzalez
Barbera Orlando’nun sergisine ev
sahipliği yaptı. ‘Duygular’ adını taşıyan
sergide 31 eser yer aldı. Sanatçının
geleneksel Şili çömleklerinin
günümüze uyarlanarak farklı
formatlarda ortaya koyduğu eserler,
izleyenlerin büyük beğenisini topladı.
TÜRK
73
GEBZE 1 NOLU ŞUBE
Teşekkür ziyaretinde bulundular
ErdEmir Çelik Servis Merkezi
San. A.Ş. işyerinde çalışan üyelerimiz,
23 Aralık’ta, toplu iş sözleşmesi
bitiminde şubeyi ziyaret etti.
Üyelerimiz ziyarette, Şube Başkanımız
Şeref Özcan’a teşekkür etti.
Toplantı Autoliv’de yapıldı
ŞubE Yönetim Kurulu toplantısı, 20
Aralık tarihinde, şubemiz yetkisindeki Autoliv
Cankor Otomotiv Emniyet Sistemleri işyerinde
yapıldı. Şube Başkanımız Şeref Özcan ve
yönetim kurulu üyeleri, toplantı sonrası çalışan
üyelerimizle bir araya gelerek sorunlarını dinledi
ve sendikal faaliyetlere ilişkin bilgi verdi.
METAL
KARADENİZ EREĞLİ ŞUBESİ
TÜRK
74
Demir üretimcilerinin
Büyük Anadolu Oteli’ndeki
gecesi muhteşemdi
Şubemizin, çalışanlarımız
ve aileleri arasındaki dostluk, kaynaşma ve dayanışmayı pekiştirmek amacıyla düzenlediği yemeklerinin yedincisi, Demir Üretim Baş
Müdürlüğü’ne bağlı ünitelerde çalışan üyelerimiz ve eşleri için gerçekleştirildi.
Büyük Anadolu Oteli’nde 16
Aralık’ta gerçekleştirilen yemeğe,
Genel Teşkilatlandırma Sekreterimiz İsmail Dursun da katıldı.
Gecenin açılış konuşmasını yapan Şube Başkanımız Yusuf Ziya
Odabaş, Türk Metal Sendikası’nın
sosyal sendikacılık anlayışından
bahsederek, Genel Başkan ve Genel
Merkez yöneticilerine teşekkür ettikten sonra sözü İsmail Dursun’a
bıraktı. Genel Teşkilatlandırma Sek-
reterimiz İsmail Dursun da, Genel Başkanımız Pevrul Kavlak’ın
selam ve sevgilerini ileterek başladığı konuşmasında, Türk Metal
Sendikası’nın kadına ve aileye verdiği önemi anlattı. 400 kişinin katıldığı muhteşem gecede konuşmaların
ardından yemek ve müzik programlarıyla çalışanlarımız eşleri ile birlikte doyasıya eğlendiler.
Erdemirspor’a layık bir gece...
zonguldak Süper Amatör
Ligi’nde mücadele eden ve ilk yarıyı
ikinci olarak kapatarak şampiyonluk
mücadelesini sürdüren Erdemirspor’a
destek amacıyla, Büyük Anadolu Otel’de bir gece düzenlendi. Şube
Başkanımız ve aynı zamanda Erde-
mirspor As Başkanı olan Yusuf Ziya
Odabaş gecede yaptığı konuşmada,
1965 yılında kurulan kulübün, bölgedeki gençlerin bedensel ve ruhsal gelişiminin desteklenmesi amacı ile faaliyetlerine 46 yıldır başarı ile devam
ettiğini belirtti. Erdemirspor’un halen
basketbol, futbol, bisiklet ve boks olmak üzere 4 ayrı branşta, 300 lisanslı
sporcusu bulunduğunu anlatan Odabaş, Türk Metal Sendikası’nın kulübe
desteğinin süreceğini ifade etti. Geceye katılanlar, geç saatlere kadar gönüllerince eğlendi.
MANİSA 1 NOLU ŞUBE
Eca Holding Raks’ı da bünyesine kattı
Eca Holding, Manisa
Organize Sanayi Bölgesinde
daha önce Raks Sanayi A.Ş.
olarak faaliyet gösteren
firmayı satın alarak bünyesine
kattı. Holding, Valf Sanayi
A.Ş. ile Valf İşyeri Sanayi
A.Ş. yi de, satın aldığı Raks
Sanayi firmasına taşıma
kararı aldı. Şirketin satışı ve
birleşme, 20 Aralık günü,
Eca Holding yönetimince
fabrika önünde kurban
kesilerek kutlandı.
ANKARA 3 NOLU ŞUBE
BOLU ŞUBESİ
Arçelik Pişirici Cihazlar’da büyük
mutluluk
Arçelik Pişirici Cihazlar
İşletmesi çalışanları, 5 Aralık günü
düzenlenen törenle, 20 milyonuncu
fırını üretmenin mutluluğunu
yaşadı. Fabrikada düzenlenen
törene Şube Başkanımız Yusuf
Uyman ve yönetim kurulu üyeleri
de katılarak arkadaşlarımızın
mutluluğuna ortak oldular.
75
TÜRK
Şubemize bağlı Mais
Motorlu Araçlar A.Ş. (Renault)
işyerinde 1Ocak 2012-31Aralık
2013 dönemini kapsayan toplu
iş sözleşmesi görüşmeleri, 19
Ocak’ta anlaşma ile tamamlandı.
İmzalanan anlaşma, ücretlerde
1. yıla net 122 TL, sosyal
haklarda ise % 11,5 oranında
zam öngörüyor. Şube Başkanımız
Nihat Zengin, 20 Ocak’ta
gerçekleştirdiği işyeri ziyaretinde,
çalışan üyelerimize anlaşma
hakkında ayrıntılı bilgi verdi.
METAL
Mais Motorlu Araçlar’da mutlu son
BASIN TEMSiLCiLERiNDEN
BURSA 2 NOLU ŞUBE
Coşkunöz Radyatör
çalışanlarından kan bağışı
Coşkunöz Radyatör
İşyeri Basın Temsilcisi
77
ÇERKEZKÖY ŞUBESİ
Hattat,
500
traktör
ihraç etti
HATTAT Tarım Makineleri, Polonyalı firma Pol–Mot
Holding ile yaptığı anlaşma çerçevesinde, 500’üncü traktörü
ihraç etti. İhraç edilen traktörler, Polonya’da yılın traktörü de
seçildi. Sağlanan bu gelişme nedeniyle 12 Aralık’ta fabrikada
gerçekleştirilen törene, Hema Fabrikası Genel Müdürü
Abdullah Akkuş, Pol-Mot CEO’su Wojciech Zachorowski,
Hema Fabrikası Yöneticileri, Çerkezköy Şube Sekreterimiz
Melek Tarak, Hema Endüstri işyeri Baştemsilci, işyeri
temsilcilerimiz ve çok sayıda çalışan katıldı.
METAL
İbrahim GÖÇMEN
TÜRK
KIZILAY tarafından
yürütülen kan bağışı
kampanyasına, Bursa 2
Nolu şubemizin örgütlü
olduğu Coşkunöz
Radyatör işyerinde de
devam edildi. Şube
Başkanımız Şevket
Yılmaz, şube yöneticileri
ve işyeri temsilcilerinin
de desteklediği kan
bağışı kampanyasına,
çalışan üyelerimiz büyük
ilgi gösterdi.
Canel ÇOBAN
Basın Temsilcisi
METAL
KIRIKKALE ŞUBESİ
TÜRK
78
İmkansız yoktur,
sadece biraz zaman alır
Türk Metal Sendikası Kırıkkale Şubesi, MKEK
işyerlerinde imzaladığı toplu iş sözleşmeleri ile yine
fark yarattı. Sözleşmelerle, çalışan üyelerimize,
geçmişe dönük ve yeni bazı sosyal haklar sağlandı.
BU çerçevede, 10 yıldır
alınamayan gece vardiyalı
çalışmalardaki %20’lik vardiya zammı,
yapılan eylemler ve hukuki mücadeleler
sonucu elde edildi. Böylece, 2011 yılı
başından itibaren çalışanların haketttiği
birikmiş vardiya zammının, çalışanların
hesabına yatırılması sağlandı.
Bu arada, 2010 yılında iş başı
yapan ve aile geçim indiriminden
MKE genel müdürlüğümüzce
yararlandırılmayan yeni işçi
arkadaşlarımızın da bu haktan
yararlanmaları sağlandı.
Bayram arifelerindeki yarım
gün tatillerde, vardiyalı çalışan
arkadaşlarımıza da çalıştıkları saat
kadarının fazla mesai olarak ödenmesi
sağlandı.
İşçi arkadaşlarımızın yıllardır
kullandıkları çelik tabldotların
değişmesi için gerekli görüşmeler
olumlu sonuçlandı ve yılbaşı itibari
ile tüm bağlı iş yerlerinde yemeklerin
porselen tabaklarda servis edilmesi
kararı alındı.
Şube Başkanımız Mürsel Öcal, bu
kazanımların, genel merkezin desteği
ve Kırıkkale Şubesi’nin çabası sonucu
elde edildiğini ifade etti.
Bülent AKGÜL
Kırıkkale Şubesi
Basın Temsilcisi
BURSA NİLÜFER ŞUBESİ
Oyak Renault’ta rozet töreni
OYAK Renault
Otomobil Fabrikası’nın
geleneksel rozet törenleri
3–5 Ocak tarihlerinde
gerçekleştirildi.
Bağlı bulundukları
direktörlükler tarafından
tespit edilen 20 ve
25 yılını tamamlayan
her çalışanın rozetleri,
direktörleri tarafından
kendilerine takdim edildi.
OYAK Renault çalışanlarının
oluşturduğu Sanat Müziği Korosu, 28
Aralık’ta yılın son konserinde izleyicisiyle
buluştu. Uğur Mumcu Sahnesi’nde
düzenlenen konsere çok sayıda çalışanımız
katılarak, güzel ve keyifli bir akşam geçirdi.
79
TÜRK
‘Keşanlı Ali Destanı’
oyunu beğeni topladı
METAL
Oyak Renault’ta
sanat müziği konseri
OYAK Renault Tiyatro Topluluğu, 11,
16 ve 25 Ocak tarihlerinde üç perde halinde
gösterime sundukları Keşanlı Ali Destanı adlı
oyunuyla, Bursa Merinos Kültür Merkezi,
Orhangazi salonunda seyircisiyle buluştu. Oyak
Renault çalışanları oyunlara büyük ilgi gösterdi.
Renault THMT’dan nefis bir konser
OYAK Renault
Otomobil Fabrikası
Türk Halk Müziği
Topluluğu’nun, 18
Ocak akşamı, Bursa
Tayyare Kültür
Merkezi’nde verdiği
konsere çalışan
uyelerimiz büyük ilgi
gösterdi. Geceye katılan
üyelerimiz, son derece
keyifli bir akşam geçirdi.
Naim MİNTAŞ
Oyak Renault
Basın Temsilcisi
VEFAT VE BAŞSAĞLIĞI
AYHAN SERTKAYA
Türk Metal Sendikası Karabük Bölge Temsilciliğine üye olan ve
2010 yılında Karabük Demir Çelik Fabrikaları (Kardemir) A.Ş’de
verilen yetki mücadelesi sırasında aktif çaba gösteren ve sendikal
faaliyetleri nedeniyle iş akdi fesih edilen üyelerimizden Ayhan
Sertkaya, 22 Aralık’ta geçirdiği trafik kazasında hayatını kaybetti.
Merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Kardemir A.Ş.
çalışanlarına başsağlığı dileriz.
AYHAN DİKMEN
METAL
Karabük Bölge Temsilciliğimize üye olan ve 2010 yılında Kardemir
A.Ş’de verilen yetki mücadelesi sırasında aktif çaba gösteren ve
bu nedenle iş akdi fesih edilen üyelerimizden Ayhan Dikmen de,
geçirdiği ani bir rahatsızlık sonucu 30 Aralık’ta hayatını kaybetti.
Merhum Ayhan Dikmen’e Allah’tan rahmet, yakınlarına ve
Kardemir A.Ş. çalışanlarına başsağlığı dileriz.
TÜRK
80
RECEP KABADAYI
İçdaş A.Ş. işyerinde 2006 – 2008 yılları arasında İşyeri
Baştemsilcilği yapan Recep Kabadayı, geçirdiği trafik kazası
sonucu, 30 Aralık’ta hayatını kaybetti. Merhuma Allah’tan
rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve tüm İçdaş
A.Ş. camiasına başsağlığı dileriz.
KERİM KURT
İstanbul Şubemizin yetkisindeki Sarten A.Ş işyerinde çalışan
Kerim Kurt, 26 Aralık’ta hayatını kaybetti. Merhum Kerim Kurt’a
Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve
tüm mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz.
ERDAL UYSAL
Ankara 1 Nolu Şubemizin yetkili olduğu Erkunt Sanayi A.Ş.
işyerinde 1997 yılından itibaren çalışmakta olan sendikamız üyesi
Erdal Uysal, 27 Aralık’ta hayatını kaybetti. Merhum Erdal Uysal’a
Allah’tan rahmet, başta kederli ailesi olmak üzere, yakınlarına ve
tüm mesai arkadaşlarına başsağlığı dileriz.
Türk Metal olarak, hayatını kaybeden üyelerimize
Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz.
www.turkmetal.org.tr
TürkMetal, emeğin ve ekmeğin olduğu heryerde...

Benzer belgeler