dosyayı indir - filmyapim.net
Transkript
dosyayı indir - filmyapim.net
T.C. Mİ LLÎ EĞİ Tİ M BAKANLIĞI MEGEP (MESLEKİEĞİ Tİ M VE ÖĞRETİ M Sİ STEMİ Nİ N GÜÇLENDİ Rİ LMESİPROJESİ ) RADYO TELEVİ ZYON ALANI Sİ NEMANIN DOĞUŞU ANKARA 2007 Milli Eğitim Bakanlı ğ ıtarafı ndan geliş tirilen modüller; Talim ve Terbiye Kurulu Baş kanlı ğ ı nı n 02.06.2006 tarih ve 269 sayı lıKararıile onaylanan, Mesleki ve Teknik Eğ itim Okul ve Kurumları nda kademeli olarak yaygı nlaş tı rı lan 42 alan ve 192 dala ait çerçeve öğretim programları nda amaçlanan mesleki yeterlikleri kazandı rmaya yönelik geliş tirilmişöğretim materyalleridir (Ders Notları dı r). Modüller, bireylere mesleki yeterlik kazandı rmak ve bireysel öğ renmeye rehberlik etmek amacı yla öğrenme materyali olarak hazı rlanmı ş , denenmek ve geliş tirilmek üzere Mesleki ve Teknik Eğ itim Okul ve Kurumları nda uygulanmaya baş lanmı ş tı r. Modüller teknolojik geliş melere paralel olarak, amaçlanan yeterliği kazandı rmak koş ulu ile eğ itim öğ retim sı rası nda geliş tirilebilir ve yapı lması önerilen değiş iklikler Bakanlı kta ilgili birime bildirilir. Örgün ve yaygı n eğitim kurumları , iş letmeler ve kendi kendine mesleki yeterlik kazanmak isteyen bireyler modüllere internet üzerinden ulaş abilirler. Bası lmı şmodüller, eğitim kurumları nda öğ rencilere ücretsiz olarak dağı tı lı r. Modüller hiçbir ş ekilde ticari amaçla kullanı lamaz ve ücret karş ı lı ğ ı nda satı lamaz. İ Çİ NDEKİ LER İ Çİ NDEKİ LER İ Çİ NDEKİ LER..............................................................................................................i AÇIKLAMALAR ........................................................................................................ii Gİ Rİ Ş...........................................................................................................................1 ÖĞRENME FAALİ YETİ –1 ........................................................................................3 1. Sİ NEMADAN ÖNCE DÜNYA...............................................................................3 1.1. Dünyada Gölge Oyunu ......................................................................................3 1.2. Türkiye’de Gölge Oyunu ve Halk Tiyatrosu.....................................................5 1.3. SinemayıHazı rlayan İ cat ve Keş ifler..............................................................11 1.3.1. AğTabaka İ zleniminin Keş fi ...................................................................11 1.3.2. Camera Obscura’nı nİ cadı ........................................................................12 1.3.3 Fotoğraf Filminin İ cadı.............................................................................13 1.4. Diğer İ cat ve Keş ifler ......................................................................................14 1.5. Sinema ve Tiyatro ...........................................................................................16 UYGULAMA FAALİ YETİ ...................................................................................18 ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME.........................................................................19 ÖĞRENM ÖĞRENME FAALİ YETİ –2 ....................................................................20 2. Sİ NEMANIN DOĞUŞU ........................................................................................20 2.1. Fransa’da Sinemanı n Doğuş u..........................................................................20 2.1.1 Sinemanı n Babası : Lumiere Kardeş ler ......................................................20 2.1.2. Öykülü Filmlerin Babası : George Melies ................................................22 2.1.3. Canlandı rma Sineması nı n Babası : Emile Cohl ........................................23 2.2. ABD’de Sinemanı n Doğuş u............................................................................25 2.2.1. Thomas Edison .........................................................................................25 2.3. Diğer Ülkelerdeki İ catlar ve İ lk Gösterimler ..................................................26 2.3.1. Almanya ...................................................................................................26 2.3.2.İ ngiltere .....................................................................................................27 2.4.Diğer Dünya Ülkeleri .......................................................................................27 UYGULAMA FAALİ YETİ ...................................................................................28 ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME.........................................................................29 ÖĞRENME FAALİ YETİ –3 ......................................................................................30 3. DÜNYADA SESSİ Z Sİ NEMA DÖNEMİ............................................................30 3.1. Sessiz Sinemanı n Temel Özellikleri ..........................................................30 3.2. Ses Dezavantajı na Karş ıDenenen Yöntemler ...........................................31 3.3. Sessiz Sinema Döneminin Ortaya Çı kan Yönetmen ve Oyuncuları ...............32 UYGULAMA FAALİ YETİ ...................................................................................35 ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME.........................................................................36 MODÜL DEĞERLENDİ RME ..................................................................................37 CEVAP ANAHTARLARI .........................................................................................38 ÖNERİ LEN KAYNAKLAR......................................................................................39 KAYNAKÇA .............................................................................................................40 i AÇIKLAMALAR AÇIKLAMALAR KOD ALAN DAL/MESLEK MODÜLÜN ADI MODÜLÜN TANIMI SÜRE ÖN KOŞUL YETERLİ K MODÜLÜN AMACI 213GIM136 Radyo- Televizyon Alan Ortak Sinemanı n Doğuş u Sinemayı hazı rlayan sanat ve icatlar ile dünya sineması nı n doğuş unu ve sesli film dönemine kadar olan geliş meleri analiz ederek ilgili bilgi ve becerileri kazandı ran öğ renme materyalidir.. 40/16 Ön koş ulu yoktur. Dünyada ve Türkiye’de sinemayıhazı rlayan icatlarıve keş ifleri analiz etmek; sessiz sinema döneminin özelliklerini öğ renmek. Genel Amaç Gerekli ortam sağ landı ğ ı nda sinemayıhazı rlayan sanat ve icatlar ile dünya sineması nı n doğ uş unu ve sesli film dönemine kadarki geliş meleri analiz edebileceksiniz. Amaçlar 1. 2. 3. Dünyada ve Türkiye’de sinema öncesi görsel sanatlar ile sinemayıhazı rlayan icatlarıanaliz edebileceksiniz. İ lk sinema cihazları nı ve ilk gösterimleri analiz edebileceksiniz. Dünyada sessiz sinema döneminin genel özelliklerini analiz edebileceksiniz. EĞİ Tİ M ÖĞRETİ M ORTAMLARI VE DONANIMLARI Bilgisayar ve projeksiyon cihazıbulunan tam donanı mlı atölye ve laboratuvar ortamı , çekim platoları . Kaynak yayı nlar, DVD ve VCD filmler, örnek programlar, tepegöz, projeksiyon, bilgisayar ve donanı mları , senaryo metin örnekleri vb. sağ lanmalı dı r. ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME Her faaliyet sonrası nda o faaliyetle ilgili değ erlendirme soruları ile kendi kendinizi değ erlendireceksiniz. Öğ retmen modül sonunda size ölçme aracı(uygulama, soru-cevap) uygulayarak modül uygulamaları ile kazandı ğı nı z bilgi ve becerileri ölçerek değerlendirecektir. ii Gİ Rİ Ş Sevgili Öğrenci, Gİ Rİ Ş Bu modül sonunda edineceğ iniz bilgi ve becerinizle çağ ı mı zı n en popüler ve yaygı n sanatıolan sinemanı n doğ uşve geliş imini öğ renmeniz sizler için çok yararlıolacaktı r. Hareket anlamı na gelen Yunanca “kinema” ile yazmak anlamı ndaki “graphein” sözcüklerinden üretilen Fransı zca cinematographie’nin (sinematografi) kı saltı lmı ş ıolan sinema, 1895’Ten itibaren sürekli buluş larla geliş tirilerek yüzyı lı mı zda bütün diğ er sanatları n bileş imi niteliğ indeki çok genişve popüler bir konuma eriş en sanat ve endüstri dalı dı r. Lumiere kardeş lerin sinematograf adı nıverdikleri aygı tla, bir takı m kı sa filmleri peş peş e beyaz perdeye yansı tarak, para karş ı lı ğı nda halka gösteri yapmaları yla baş layan sinemaı nn geliş imi ve yaygı nlaş masıumulmadı k bir hı zla gerçekleş ti. Bu teknolojik baş döndürücü geliş me, sinemanı n hem eğ lence ve dinlenme aracıhem de bir sanat dalıolması nda etkisi olmuş tur. Hatta bir adı m öteye giderek sinemaya tüm sanatları n mirasçı sıgözüyle bakabiliriz. Sinemada, görüntüler yoluyla kendine özgü duygular ve düş ünceler anlatı labilir. Bunlar aracı lı ğ ı yla biz söylenenleri kavrarı z. Sinema diğ er dallardan farklıolarak fen ve teknolojiye bağlıolarak doğ an ve geliş en bir nitelik gösterir. Geliş mesinde her teknik buluşönemli bir aş ama sağlamı ş tı r. Sinema bir anlamda anlatı mıhareket hâlindeki görüntüler aracı lı ğı yla sağ lama sanatı dı r denilebilir. Bu sanatıanlamak için sinemanı n doğ uş unu, geliş me evrelerini, sesli sinema dönemine kadar alan çalı ş malarıve bunlarla ilgili bütün soruları nı zı n cevabı nıbu kitapçı kta bulabileceksiniz. 1 2 ÖĞRENME FAALİ YETİ –1 AMAÇ ÖĞRENME FAALİ YETİ –1 Dünyada ve Türkiye’de sinema öncesi görsel sanatlar ile sinemayıhazı rlayan icatları analiz edebileceksiniz. ARAŞTIRMA Bu faaliyet öncesinde yapmanı z gereken öncelikli araş tı rmalar ş unlardı r: Gölge oyunu ilk nerede ortaya çı kmı ş tı r? Araş tı rı nı z. Gölge oyununun Türkiye’ye geliş i nası l olmuş tur? Araş tı rı nı z. Gölge oyunu tiplerini ve özelliklerini araş tı rı nı z. Ağtabaka izlenimi nedir? Araş tı rı nı z. Camera Obscura’nı n iş leyişsistemini öğreniniz. Araş tı rma iş lemleri için İ nternet ortamı , fakültelerin sinema bölümlerini, kitabevlerini geziniz. Üniversitelerde bu konularla ilgili tez hazı rlayan, çalı ş ma yapan kiş ilerden ön bilgi edininiz. 1. Sİ NEMADAN ÖNCE DÜNYA 1.1. Dünyada Gölge Oyunu Gölge oyununun nereden çı kmı şolabileceğ i konusunda iki ana görüşvardı r. İ lk görüş e göre gölge oyunu Asya'dan çı kı p Batı 'ya doğru yönelmişve yayı lmı ş tı r. İ kinci görüş e göre ise Batı 'dan Doğu'ya geçmiş tir. Asya'nı n çok zengin bir gölge oyunu geleneği olduğ una göre ister Hindistan'dan, ister Cava'dan, isterse Çin'den çı kmı şolsun, gölge oyununun Asya'dan Batı 'ya yayı ldı ğıgörüş ü daha güçlüdür. İ slam ülkelerinde görülen gölge oyununun Cava'dan gelebileceğ i görüş ü kabul edilebilir. Şöyle ki 1300 ile 1750 yı llarıarası nda, Malaya ve Bali dı ş ı nda Endonezya İ slamlı ğıkabul etmiş ti. Bundan önce de Arap gezginlerinin Kı zı ldeniz, Çin kı yı ları nda dolaş tı kları nı ve Güneydoğ u Asya kı yı ları nda da küçük yerleş meler olduğunu biliyoruz. VII. ve X. yüzyı llarda Arap tacir ve gezginler, buraları n yerlilerine İ slam’ı kabul ettirmiş lerdir. İ slamiyet daha çok Hintliler yoluyla gelmiş tir. İ slam etkisinden önce Arapları n bu bölge ile tanı ş ı klı ğ ıbulunduğ una göre, muhtemelen Araplar, Cava gölge oyununu da öğ renmiş lerdir. Doğ u ülkelerine özgü bir sanat olduğu anlaş ı lan gölge oyununun ilk defa Çin'de çı ktı ğ ısöylenir. Rivayete göre, İ mparator Wu ( M.Ö 140–87 ) çok sevdiği karı sı nı n ölümü üzerine derin bir üzüntüye kapı lı r; Şav-Wöng adlı bir Çinli, 3 imparatorun üzüntüsünü hafifletmek için, ölen kadı nı n hayalini bir perde arkası ndan gösterebileceğ ini söyler; sarayı n bir odası na gerdiğ i bir perdenin üzerine karı sı na benzeyen bir kadı nı n gölgesini düş ürür ve bu gölgeyi ölen kadı nı n hayali olarak imparatora sunar (M.Ö 121). Bazıtarihçilerse gölge oyununun, IV. Yüzyı lda Hindistan’dan çı ktı ğıve V. yüzyı lda Cava'ya geçtiğ ini söyler. Cava'da “Wayang” adıverilen ve gerek ş ekilleri, gerek konularıbugüne değin korunan bu oyunlarda Hint efsanelerinin etkisi açı kça görülmektedir. Cava edebiyatı nda, evren bir Wang sahnesine, insanlar ve doğ a da Wayang tasvirlerine benzetilmiş tir. İ slam dünyası nda bu oyuna “hayâl-i-zı ll” (gölge hayali), “zı ll-i hayal” (hayal gölgesi), “hayal-i sitare” (perde hayal) vb. adlar verilmiş tir. İ slam dünyası nda çeş itli düş ünür ve tasavvufçuları n eserlerinde hayal sahnesi evrene, insanlar ve tüm varlı klar, perdedeki geçici hayallere benzetilmiş , oyundaki hayaller nası l perde arkası ndaki görülmeyen bir sanatçı tarafı ndan oynatı lı yorsa, evrendeki varlı kları n da görünmeyen bir yaratı cıtarafı ndan hareket ettirildiği anlatı lmı ş tı r. İ bni Batuta 1345'te Cava'ya uğ ramı şve Cava gölge oyununu birçok bakı mlardan Arap ve Türk gölge oyununa benzetmiş tir. Her ikisinde de beyaz bir perde vardı r, oynatanla perde arası na yağkandili konulur. Görüntüler deridendir; Cava kuklası nda, kuklalara destek olarak muz dalları ndan "Gedeborg pisang", bizdeki “hayal ağ acı ” denen çatal desteklere benzer; tı pkı Karagöz'deki göstermelikler gibi perdenin ortası na yaprak biçiminde bir görüntü konulur. Bunun adı"Gunungan”dı r; bu toprak, deniz, hayvan gibi evreni canlandı rı r. Oyundaki görevi bakı mı ndan da bizim göstermeliklere benzer. Her iki gölge oyununda da müzik vardı r ve görüntüler yandandı r. Ayrı ca elimizdeki kaynaklardan Mı sı r'da XI. XII. ve XII. yüzyı llarda gölge oyunu bulunduğ unu biliyoruz. Bunlardan birisinin adı“Tayf-ül-hayaldir”. Baş ı tı pkıKaragöz'de olduğ u gibi ş arkı , seyircilere teş ekkür, Tanrı 'ya yakarı şve hükümdar için dua bölümlerini içine alı r. Oyunun konusu Şinasi'nin "Şair Evlenmesi"ni çağrı ş tı rdı ğ ıgibi, Karagöz dağarcı ğı nı n çok tanı nmı ş oyunları ndan "Büyük Evlenme"ye de yakı nlı ğ ıvardı r. Oyunun baş kiş ileri Garib ile Acib'dir. Garib kurnaz, yoksul; Acib ise Allah'a ş arabıyarattı ğ ıiçin dua eden, dilencileri isteklendiren bir sözendir. Bunlar tı pkıKaragöz ve Hacivat gibi karş ı t kiş ilerdir. Mı sı r gölge oyununda belirli kalı plaş mı şkiş ilere, tiplere pek rastlanmaz. Nitekim XVI. yüzyı lda Karagöz ve Hacivat'ı n adı nıduymayı z. Böylece, Mı sı r'dan alı nmı şolan bu yeni oyuna zamanla Türk yaratı cı lı ğı katı lmı ş ; çok renkli, hareketli, özgün bir biçim verilmiş , kesin biçimini aldı ktan sonra da Osmanlıİ mparatorluğu'nun etki alanıve çevresinde yayı lmı ş tı r. Böylece "Gölge Oyunu" Mı sı r'a yani geldiğ i yere bu yeni ve geliş mişbiçimiyle dönüp yerleş miş tir. Birçok gezgin, XIX yüzyı lda Mı sı r'daki gölge oyununu anlatı rken, bunun Karagöz olduğ unu, Mı sı r'a Türkler tarafı ndan sokulduğ unu ve çoğ unlukla Türkçe oynatı ldı ğ ı nıbelirtmiş lerdir. Gölge oyununu en genişve ayrı ntı lıbir biçimde anlatan belgelerden biri 1582 ş enliğ ini anlatan “Surname-i hümayun”dur. Bu eserin birçok yerinde "hayalbazan" deyimi geçer. Bu deyim, belki kukla, belki de bir baş ka oyunun adı ydı . Profesör Jakob bu kaynağ ı bilmemekle birlikte aynış enliğin görgü tanı kları ndan bir yabancı nı n anlatı mları na yer 4 vermiş tir. “Biri altıtekerlek üzerinde tahtadan bir küçük baraka veya sahneyi ortaya getirdi. Bunun önünde keten bezinden bir perde, içinde ise birkaç ı ş ı k vardı , birisi görüntüleri ı ş ı klarla perdeye yansı tarak bunlarıoynatı yordu. Bunlardan baş ka, iki kiş i parmakları yla dilsiz gibi iş aretleş ip konuş uyorlar, buna yakı n ş eyler yapı yorlardı . Biri kovalı yor ve koş uyordu vb. Bunları n tümünü seyretmek, bu görüntüleri oraya buraya çeken ipler gözükmese, çok hoş a gidecekti." diyerek anlatmı ş tı r. Metinden anladı ğı mı z, görüntülerin iple oynatı ldı ğ ış eklindedir. 1.2. Türkiye’de Gölge Oyunu ve Halk Tiyatrosu Türkler’de tiyatro sanatı nı n baş langı cı , Orta Asya’da yaş adı klarıdönemlerin birtakı m törenleri ile ilkel taklit gösterilerine kadar uzanmaktadı r. Ancak bu sanatı n geliş mesi Türklerin Anadolu’ya gelmeleri özellikle de 1453’de İ stanbul’u fethetmeleri ve burayı baş kent yapmaları ile daha da hı zlanmı ş tı r. Bu dönemden sonraki Türk tiyatrosu geleneksel tiyatro ve batıetkisi altı nda geliş en tiyatro olarak incelenmektedir. Geleneksel tiyatro baş lı ğı altı nda seyirlik köy oyunları , kukla, meddah, Karagöz ve ortaoyunu gibi gösteri türleri incelenir. Şarkıdans ve söz oyunları na dayanan geleneksel tiyatro, yazı lıbir metne dayanmaz. Güldürü ögesi ön plandadı r. Türk köylüsünün geleneğ ini devam ettirdiği seyirlik köy oyunları nı n baş lı caları ş unlardı r: Ölüp dirilme, kı z kaçı rma, esnaf oyunları , hayvan benzetmeleri, ş akalar, efsane ve masallardan oyunlar (Keloğ lan, Köroğ lu vb.) Kukla ise Türklerin Anadolu’ya geldiklerinde birlikte getirdikleri bir gösteri sanatı dı r. İ stanbul’da Osmanlıdöneminde el kuklası , ipli kukla, sopalıkukla, yer kuklası vs. gibi değ iş ik türde kukla gösterileri 19. yüzyı la kadar geliş tirilerek sürdürülmüş tür. Kukla sanatı , belki ondan da eski bir gösteri türü olan meddahlı k ve İ stanbul’a 16. yüzyı lda geldiğ i sanı lan Karagöz kadar yaygı n olmamı ş tı r. Meddahlı k bir konuyu oynayarak anlatma sanatı dı r. Diğ er gösteri türlerinde güldürüye ağı rlı k verilmesine karş ı n meddahlı kta acı klı , duygusal, dinî ve kahramanlı kla ilgili konulara yer veriliyordu. Aynızamanda “kı ssahan” diye anı lan meddahlar sarayda olduğ u gibi halk arası nda da büyük ilgi görmüş , özellikle kahvehanelerde İ stanbulluları n eğlence gereksinimini yüzyı llar boyunca karş ı lamı ş tı r. Türklerin toplumsal hayatı nda önemli bir yeri olan bir baş ka geleneksel gösteri türü de bir çeş it gölge oyunu olan Karagöz’dür. Gölge oyununun kökeni konusunda değ iş ik görüş ler ileri sürülmektedir. Gölge oyununun Türkiye'ye XVI. yüzyı ldan çok önce Orta Asya'dan İ ran yoluyla geldiğ i söylenir. Bazıaraş tı rmacı lar da Evliya Çelebi’nin yazdı kları ndan yola çı karak Selçuklu dönemine kadar iner. Bir görüş e göre de gölge oyununun XVI. yüzyı lda Mı sı r'dan gelmiş olduğ unudur. Örneğ in, Sultan Melikü’n Nasirüddin Muhammed'in gölge oyuncusu Ebul-Şer'in gösterisiyle eğ lendiği belirtilmektedir. 1571'de Mı sı r'ıele geçiren Yavuz Sultan Selim, Memluk SultanıII. Tumanbay'ı 15 Nisan 1517'de astı rmı ş tı r. Nil üzerinde, Roda Adası 'ndaki sarayda bir gölge oyuncusu, Tumanbay'ı n, Züveyle kapı sı nda ası lı ş ı nıve ipin iki kez kopuş unu canlandı rmı ş , sultan bu gösteriyi çok beğ enmiş , oyuncuya 80 altı n ve iş lemeli 5 kaftan armağan ettikten sonra İ stanbul'a dönerken “sen de bizimle gel, bu oyunu oğ lum da görsün, eğlensin." demiş tir. VII. yüzyı lda, Evliya Çelebi gölge oyunu üzerine kesin bilgi verdiği gibi, Türkiye'ye gelen gezginler de Karagöz oyununu anlatmaktadı rlar. İ talyan bir gezgin, Ramazan'da kahvelerde, çeş itli soytarıve oyuncuları n yanı sı ra, geriden aydı nlatı lmı şbir perde veya boyanmı şbir kâğ ı t üzerinde gölgelerin oynatı ldı ğı nı , bunları n kendi ülkesi İ talya'dakilerden değ iş ik olarak sözlü oldukları nı , oynatı cı nı n sesini değiş tirerek çeş itli dilleri ve ağ ı zlarıtaklit ettiğini, kadı n-erkek iliş kilerinin büyük bir açı k seçiklikle gösterildiğini, bu konuları n böyle bir dinî bayramda ve genel yerler için aş ı rıutanması z olduğunu belirtir. Bu yüzyı lda Evliya Çelebi'nin kitabı nda ilk kez Karagöz ve Hacivat'ı n adları anı ldı ğıgibi, oyun konuları , oyunun özellikleri, perde gazelleri, çağı n ünlü oyuncularıüzerine bilgiler de veriliyor. Karagöz ve arkadaş ıHacivat'ı n yaş amı şgerçek kiş iler olup olmadı ğı , tartı ş ma konusudur. Gölge oyununun bu iki kahramanıhalkı n gönlünde yüzyı llarca öyle yerleş miş lerdir ki, halk onlarıgerçekten yaş amı şkiş iler olarak görmek istemiş tir. Bu bakı mdan bir takı m söylentilerde onları n gerçekten yaş adı kları ileri sürülmüş tür. Bu söylentilerden birine göre, hükümdar Sultan Orhan (1239–1254) devrinde Bursa'da bir cami yapı mı nda Karagöz demirci, Hacivat da duvarcıolarak çalı ş ı yormuş .İ kisi arası nda her gün sürüp giden nükteli konuş malarıdinlemek isteyen iş çiler, iş lerini güçlerini bı rakı p onları n çevresinde toplanı r, bu yüzden de yapı m iş leri ilerlemezmiş . Bunu öğ renen Sultan Orhan, Karagöz ile Hacivat'ı öldürtmüş se de, bir süre sonra vicdan acı sıçekmeye baş lamı ş ; padiş ahı n acı sı nı dindirmek isteyen Şeyh Küş teri bir perde kurdurmuş , Hacivat'la Karagöz'ün deriden yapı lmı ştasvirlerini perde arkası nda oynatı p onları nş akaları nı tekrarlayarak padiş ahı avutmuş . (Çin söylentisinde, ölen karı sı na üzülen imparator Wu'yu avutmak için perde arkası ndan bir kadı n geçirme olayıile bu Türk söylentisi arası ndaki benzerlik, ayrı ca dikkate değ er.) İ kinci söylentiyi Evliya Çelebi'de buluyoruz: Ona göre, Efelioğ lu HacıEyvad, Selçuklular çağ ı nda Mekke'den Bursa'ya gidip gelen Yorkça Halil diye tanı nmı ş biridir. Bu yolculuklardan birinde kendisini eş kı yalar öldürmüş tür. Karagöz ise İ stanbul Tekfuru Konstantin'in seyisi olup Edirne dolayları nda Kı rk Kilise'den Kı pti Sofyozlu Bali Çelebi'ydi, yı lda bir kez Tekfur, kendisini Alâeddin Selçuki’ye gönderdiğinde Hacivat ile buluş up konuş urlardı ; “Hayal-ı zı ll” sanatçı larıonları n söyleş melerini gölge oyunu olarak oynatı rlardı . Günümüze dek Karagöz'ün gerçek veya hayal ürünü birkiş i olup olmadı ğı na dair bası nda uzunca tartı ş malar olmuş tur. 6 Resim 1.1: Karagöz-Hacivat Karagöz, meddahlı k gibi bir kiş inin yaratı cı lı ğı na dayanan bir gösteri türüdür. Hayalî ya da hayalbaz denilen Karagözcü’nün bir de yardakçıadıverilen yardı mcı sı vardı r. Karagöz oyunları nı n konularıçoğunlukla, gerçek hayattan alı nmı şsahnelerden oluş ur; Mahalle yaş ayı ş ı , esnaf ve evlenme törenleri, toplumsal ve siyasal taş lamaya elveriş li olaylar gibi. Bunun dı ş ı nda Ferhat ile Şirin, Tahir ile Zühre, Arzu ile Kamber gibi halk hikâyelerinden olağ an dı ş ı ögelere yer veren masallardan da yararlanı ldı ğ ıgörülür. Karagöz oyunu, ortalama 1x1.20 metre boyutları nda beyaz bir perde arkası ndan oynatı lı r. Yarısaydamlaş tı rı lı p boyanmı ş35-40 cm boyundaki tasvirler oynatı cı nı n elindeki sopalara takı lı p, perdeye değ dirilerek konuş malara göre hareket ettirilir. Tasvirler, tiplerin özelliklerine göre kol, bacak, başdiz gibi eklem yerleri oynatı larak yapı lı r ve perde arkada yakı lan bir ı ş ı kla aydı nlatı lı r. Karagöz'de kiş ilerin en büyük özelliği tip olmaları dı r. Bunlar değiş mez, kalı plaş mı şgenellemelerdir. Her kiş i belli davranı ş ları sürekli yinelediğ i gibi birbirleriyle sürekli karş ı tlı klar da yaratı rlar. Bir kiş inin tanı mlanmasıve belirtilmesi dört yoldan olur. Kiş ilerin dı şgörünüş leri, fizik özellikleri çok önemlidir. Oyunlarda belli kiş iler hep belirli biçimlerde giyinirler. Bu kı lı k, kuş am, kiş inin geldiği yerin, toplumsal sı nı fı nı n, çı ktı ğ ıyerin yöresel özelliklerini taş ı r, ayrı ca o kiş inin alı ş kanlı kları nı , uğraş ı sı nı , özelliklerini de belirtir. Her kiş inin kendine özgü müziğ i, türküsü ve dansıvardı r. Kiş iler daha perdeye çı karken çalı nan ezgiden kimin geleceğ i anlaş ı lı r. İ mparatorluğ u oluş turan çeş itli etnik gruplar arası ndaki anlaş ma güçlüğ ü ve bunun yarattı ğ ıgerilim de 7 bir güldürme yöntemidir. Seslendirmelerin hepsini tek bir kiş i, Karagözcü yapar. Otuz kı rk kadar kiş iyi konuş turan hep odur. Kiş ileri bir de, baş kaları nı n onlar için düş üncelerinden tanı rı z. Piş ekâr, Kavuklu üzerine; Hacivat, Karagöz üzerine konuş ur. Bu bilgi kimi kez bilerek ya da bilmeyerek yanlı şolabilir, ama gene yanlı şbilginin ı ş ı ğ ı nda doğ ru bilgiyi baş ka yollardan öğ reniriz. Örnek: Karagöz oyunundan kı sa bir giriş KARAGÖZ: (Def vuruş u ile gelir, öksürür.) Öhö öhhö öhü ühöö... HACİ VAT: (Söylenir.) Hiç böyle öksürme de duymamı ş tı m. (Karagöze) Efendim hoşgeldin! KARAGÖZ: Ühü ühhü ühö höhhö... HACİ VAT: Aman Karagözüm ne oldu, gı cı k mıgeldi? KARAGÖZ: Hayı r, boğ azı ma kı lçı k gelmedi de burnuma balı ğ ı n kuyruğu battı . HACİ VAT: Efendim, perdeye gelir-gelmez sen yine ağ zı na geleni söylemeye baş ladı n! KARAGÖZ: Ağ zı ma geleni söylemedim. HACİ VAT: Pekâla, ne söyledin?... KARAGÖZ: Dilime geleni söyledim. HACİ VAT: İ kisi de aynış ey... Konuş urken biraz dikkatli ol! KARAGÖZ: Olur, dikkatli olurum! Artı k ağ zı ma geleni de söylemem. HACİ VAT: Aferin!... KARAGÖZ: O zaman daha iyi, her aklı ma geleni söylerim. HACİ VAT: Tüh Allah iyiliğini versin! Yine baş ladı n!... KARAGÖZ: Neyi haş ladı m?... ………………….. Karagöz oyunu, gazete, TV, radyo gibi iletiş im araçları nı n olmadı ğ ızamanlarda toplumu hem eğ lendirmişhem de zaman zaman siyasal içeriğ iyle kamuoyunu temsil ederek toplumun sesi olmuş tur. Öyle ki, Osmanlı ’nı n son dönemlerinde Karagöz sanatçı ları devlet ileri gelenlerinden bazı ları nı n hı rsı zlı ğ ı nı , rüş vetçiliğ ini vs. perdede canlandı rdı klarıiçin bu taş lamalar çok keskin bulunmuş , oyunlar yasaklanmı ş , devlet ileri gelenlerinin perdeye yansı tı lmalarıağ ı r cezalara bağ lanmı ş tı r. Geleneksel Türk gölge oyunu Karagöz, doğaçlama özelliği dolayı sı yla tam anlamı yla açı k tarz bir gösteri sanatı dı r. Batıtiyatrosu ise kapalıtarzdı r; batı tiyatrosunda oyun yazı ldı ktan sonra baş ka bir ş ey eklenmez. Karagöz sanatı mı z ise açı k tarz olmasıdolayı sı yla her tür konunun iş lenmesine müsaittir. Resim 1.2: Beberuhi 8 Karagöz oyununun ası l tipleri Karagöz ile Hacivat’tı r. En çok perdede gözükeni ise Karagöz’dür. Diğer tipler genellikle Karagöz’le bazen de Hacivat’la konuş mak için perdeye gelir ve çoğunlukla konuş malarıbittikten sonra bir daha görünmezler; mesleklerine göre, Anadolu ve Rumeli’nin çeş itli bölgelerini; giyimleri ve İ stanbul ağzı ndan farklıkonuş maları yla temsil ederler. Rum, Ermeni Yahudi gibi azı nlı klarla Frenk gibi tipler de oyunlarda yer alı r. Bunları n dı ş ı nda birçok oyunun sonunda ortaya çı kan sarhoş , Tuzsuz Deli Bekir, Bekri Mustafa, Matiz, Efe gibi adlarla Tiryaki, Beberuhi, Kekeme, Deli, Aptal gibi hastalı klıtipler hemen her oyunda vardı r. Kadı n tipler, Zenne, Köçek ve Arap bacı dı r. Resim 1.3: Karagöz oyunu tiplemelerinden Tiryaki, Arap ve Zenne Resim 1.4: Acem Resim 1.5: Çelebi 9 Resim 1.6: Tuzsuz Deli Bekir Karagöz oyunu mukaddime (giriş ), muhavere (karş ı lı klıkonuş ma), fası l ve bitiş olarak dört bölümden oluş ur. Karagöz tiyatro, sinema gibi modern gösteri sanatları nı n bulunmadı ğıbir ortamda kukla, meddah, ortaoyunu gibi geleneksel gösteri sanatları yla toplumda etkili olmuşancak, oyun konuları nı n sı nı rlı lı ğı , tekniğin yetersizliğ i gibi sebeplerle çağdaşgösteri sanatları yla başedememiş tir. Geleneksel Türk tiyatrosunun birçok bakı mdan Karagöz’e benzeyen ama canlı oyuncularla oynanan bir türü de orta oyunudur. 16.ve 17. yüzyı llardaki kol oyunu, meydan oyunu ve zuhuri gibi oyuncu kolları geliş erek 19. yüzyı lda orta oyunu adı nıalmı ş tı r. Karagöz ve orta oyununda yazı lı bir oyun metni yoktur. Ama çizgileri bilinen bir konu ele alı narak oyuncuları n doğ açlama yani tuluat yoluyla geliş tirdikleri olaylar dizisi, gene Karagöz’dekine benzer konular ve oyun kiş ileriyle sahneye getirilir. Oyun yeri seyircilerin çevrelediği hemen hemen boşbir alandı r. 15x25 metrelik yuvarlakça bir alanı n çevresinde erkek seyircilerle kadı n seyirciler ayrı ayrıyerlerde otururlar. 10 Resim 1.7: Orta oyunu tiplemeleri Kavuklu (solda) ile Piş ekâr 1.3. SinemayıHazı rlayan İ cat ve Keş ifler 1.3.1. AğTabaka İ zleniminin Keş fi Gözün dı şkı smı , yani mercek kı smıbir anlamda fotoğ raf makinesinin merceği gibi düş ünülebilir. Baktı ğı mı z cisimlerden yansı yan ı ş ı nlar, önce gözün önündeki saydam tabaka (kornea) ve içindeki mercek (lens ) tarafı ndan kı rı larak gözün en arkası nda yer alan ve sinir liflerinden oluş an ‘retina’ tabakasıüzerine odaklanı r. Retinada oluş an cismin görüntüsü optik sinir vası tası yla beyindeki görme merkezine taş ı nı r ve görme oluş ur Sinemanı n temelinde yatan yanı lsama; beynin, gözün ağtabakasıüzerine düş en görüntüyü, kaybolması ndan sonra da kı sa bir süre algı lamayısürdürmesi ve ardı ş ı k ağtabaka görüntülerini, hareket eder biçimde algı lamasıolguları na dayanı r. Bu yüzden insan gözü, bir perde üzerinde belirli bir hı zla (genellikle sessiz sinemada saniyede 16, sesli sinemada saniyede 24 kare) ard arda yansı tı lan film karelerindeki görüntüleri kesintisiz bir hareket içinde görür. Gözün sinemaya temel oluş turan bu özelliğ i fotoğ rafı n bulunması ndan çok önce biliniyordu, örneğin her sayfası na bir resim çizilmişkitapları n hı zla çevrilmesiyle hareket izlenimi yaratı labiliyordu. Sinema sanatı nıoluş turan en büyük etken, insan gözündeki retina tabakası nı n saniyede 10’dan fazla resmin ardarda gösterildi ğ inde hareket ediyor izlenimini yaratması dı r. Bilimsel adı"AğTabaka İ zlenimi" olan insan gözünün bu kusuru sinemayıdoğ urmuş tur. 11 Sanatı n doğ uş undan bu yana insanoğlu, algı ladı ğıdı şdünyanı n görüntülerini resim ve heykel yoluyla saptamaya ve kalı cı laş tı rmaya çalı ş mı ş tı r 1.3.2. Camera Obscura’nı nİ cadı Camera Obscura fotoğraf makinaları nı n atası dı r. En basit ş ekliyle bir duvarı nda küçük bir delik bulunan karartı lmı şbir odadı r. Bu delikten geçen ı ş ı k karş ı duvarda, dı ş arı daki görüntünün başaş ağıgelmişbiçimini oluş turmaktadı r. Bu olaya ilk kez M.Ö. 4. yüzyı lda Aristo tarafı ndan değ inilmiş , daha sonra geliş tirilerek resim yapı mı nda kullanı lmı ş tı r. Resim 1.8: Camera Obscura’nı n çizimi Gerek teknik, gerekse tanı mıçok basittir: Karanlı k oda (kutu fotografı ), objektifsiz fotograftı r. Bilinen fotograf makinelerindeki objektiflerin yerini, 0,25-1 mm çapı ndaki bir delik alı r. Iş ı k bu delikten geçer ve karanlı k ortam sağlayan kameranı n içinde bulunan ı ş ı ğ a duyarlıyüzey üzerinde bir görüntü oluş turur. Bu teknik için kullanı lan kameralar küçük ya da büyük olabilir. Deniz kabukları ndan, ş ekerleme, kola hatta kibrit kutuları ndan ya da eski buzdolabı , karavan gibi iri hacimli nesnelerden ya da ı ş ı k geçirmezliği sağ lanmı şbir odadan kamera olarak yararlanmak mümkündür. Basit bir ilke olarak, ı ş ı k geçirmeyen her kapalıortam, bir iğ ne deliğ inden sı zan ı ş ı kla camera obscura'ya dönüsebilir. 12 Resim 1.9 : Karanlı k kutu 16 yy’da bu araçlara da dı ş bükey mercekler yerleş tirilmiş tir. Kamera Obscura'ya ı ş ı ğa karş ıduyarlıbir malzeme yerleş tirilmesini ilk düş ünen kiş i 1800’lerde Thomas Wedgwood olmuş , daha sonralarıFransı z Niepce bunu gerçekleş tirmişve ilk "fotografı " 1826'da çekmeyi baş armı ş tı r Şekil 1.1: Camera Obscura 1.3.3 Fotoğ raf Filminin İ cadı Fotoğraf makinesinin icat edilmesi, optik ile kimyanı n bileş imi sonucunda gerçekleş tirildi. Güneş in görüntüsünün bir perdeye düş en izdüş ümü Arap gökbilimciler tarafı ndan onlardan önce de Çinliler tarafı ndan incelenmiş tir. 13 16. yüzyı lda İ talyan ressamlarıdüzgün çizim yapmaları na yardı m eden mercekler ve Camera Obscura (karanlı k kutu) gibi araçlar kullanı yordu. Fotoğrafı n icadı , Camera Obscura içerisinde ı ş ı ğ a duyarlıkimyasalları nı ş ı ğ ı kaydetmeye uygun olduğ unun anlaş ı ldı ğızamana dayanı r. İ lk olarak uzunca bir süre fotoğ raf filimlerinde taban olarak cam kullanı lmı ş tı r. 1870’li yı lları n ortaları na doğ ru gümüşbileş iklerinin jelatin taban üzerinde kullanı mı yla, cam negatiflerde olan problemlerin çoğu çözüldü. 1879’da Amerika’da George Eastman, taban olarak cam yerine selüloit (selüloz nitrat) bir taban kullandı . Böylece rulo hâlindeki filmi makineye takma imkânı buldu. Günümüzde yanan bir madde olan selüloit yerine yanmayan bir madde olan selüloz asetat ve bazıdurumlarda ise plastik kullanı lmaktadı r. Filmler, görüntüyü sağlamak için ı ş ı ğ a duyarlıhâle getirilmişmalzemelerdir. Bu malzemeler objektiften geçen görüntünün kalı cı lı ğ ı nı sağ lamak amacı yla saydam bir taş ı yı cıüzerine sürülmüşı ş ı ğ a karş ıduyarlı(jelatin içerisine emdirilmişgümüşbileş iklerinden) maddeden oluş ur. Filme ulaş an ı ş ı ğ ı n taş ı dı ğıenerji, gümüşbromür (AgBr), gümüşklorür (AgCl), gümüşiyodür (AgI) tuzları na aktarı lı r. Böylece ı ş ı k düş en bölgelerdeki gümüş tuzu molekülleri arası ndaki bağ lar koparken, ı ş ı k görmemişbölgelerdeki bileş ikler aynen kalı r. Bu aş amada duyarkatta oluş an gözle görülmeyen bir tür elektrokimyasal görüntüye hayalî görüntü adıverilir. Bu hayalî görüntü daha sonra geliş tirici (geliş tirme banyosu) aracı lı ğ ıile görünen görüntü hâline dönüş ür. 1.4. Diğ er İ cat ve Keş ifler İ lk ortaya çı ktı ğ ı nda, içinde bulunulan çağ a adı nıverebilecek kadar büyük değ erde bir icat olan ve Latince hareket anlamı na gelen "kinema" sözcüğ ünden türeyen sinemanı n mucidinin kim olduğu çok tartı ş ı lan bir konudur. Her ne kadar sinemanı n doğuş u Lumiere Kardeş ler'e atfedilse de sinema, birçok çalı ş maları n sonucu meydana gelen çeş itli alanlardaki değ iş ik buluş ları n toplamı dı r denilebilir. Sinematograf icat edilinceye kadar bu alanda yapı lmı şolan birçok araş tı rma ve buluş lar ancak meraklıbirer fizik denemesiydi; yapı lan aletler de birtakı m oyuncaklardan baş ka birş ey değildi ve ş unu belirtelim ki, baş langı çtaki bu araş tı rmalar sinematograf yapı lması nıhedeflememiş ti. Hareket hâlindeki objelerin optik görünüş ünün bilimsel araş tı rması ,İ ngiltere'de Peter Mark Roget'in 1824'te Kraliyet Ailesi'ne sunduğ u bir inceleme ile baş lar. "Hareket Eden Cisimlere Nazaran Görme Kuvvetinin Devamı " baş lı klıbu inceleme birçok araş tı rma ve icatları n ortaya çı kması nısağ lar. Bunlardan en önemlileri, birbirinden ayrıolarak hareketin aş amaları nı tesbit eden ve resimlerin seri hâlinde görülmesini sağ layan bir aygı ttı r (1826). "Phenakistoscope" adlı bu aygı tta, bir disk üzerindeki özel deliklere para ile yerleş tirilen resimler, bu diski çeviren ş altı n eksenine monte edilen baş ka bir diskte oluş turulan deliklerden seyrediliyordu. O zaman henüz fotoğ raf icad edilmediğ inden, bu işiçin ancak el ile çizilen resimler kullanı lmaktaydı . 14 Fotoğraf daha önceden icad edilmişolsa bile henüz yaygı nlaş mamı ş tıve çekilen fotoğ raflar bu aygı tta kullanı lmaya pek elveriş li değ ildi. Emile Reynaud adı ndaki Fransı z bilim adamı , bunu biraz daha geliş tirerek "praksinoskop" adı nıverdiğ i aygı tıicat etti (1877). Bu aygı tta, ortadaki silindirde bulunan yarı kları n yerini küçük aynalar almı ş tı . Resimler dı ş silindirde aynalara karş ıyerleş tiriliyor ve cihaz çalı ş tı rı ldı ğ ızaman ş ekiller bir aynadan diğerine akı yormuşgibi görünüyordu. Reynaud, bu aygı t üzerinde çalı ş maya devam etti ve 1892'de “Theatre Optique” (Optik Tiyatro) adı nı verdiğ i bir salon açtı . Burada kendi çizdiği resimlerin yüzlercesini birleş tirerek 15–20 dakika uzunluğunda konulu filmleri halka sunmaya baş ladı . Bu gösteriler sinematografı n yayı lmaya baş ladı ğ ı1900'lü yı llara kadar devam etti. Bununla birlikte, Avrupa'nı n birçok yerinde "görüntü" sanayisi üzerine çalı ş malar devam ediyordu. Thomas Alva Edison fonograf üzerindeki çalı ş malarıbitmek üzereyken, fonografı n kulak için yaptı ğ ı nıgöz için yapmayı düş ündü. Edison, önce bir silindirin üzerine bir sı ra küçük resimler dizdi. Silindir döndürülürken, makinenin bir yanı na konmuşolan bir büyüteçten bu resimlere bakı lı yordu. Fakat o dönemde kullanı lan fotoğ raf filmlerinin yapı sal özelliklerinden dolayıbu çalı ş ma tam anlamı yla baş arı lıolmadı(1887).Edison araş tı rmaları na devam ettiğ i sı rada, George Eastman mitoselüz esası na dayanan fotoğ raf camlarıyerine, selüloit kayı t ortamlıesnek fotoğ raf filmleri yapmayı baş ardı(1889). Eastman'ı n bu buluş u, sinema tarihi açı sı ndan çok önemliydi çünkü bu filmler olmadan sinemanı n ortaya çı kmasıdüş ünülemezdi. Edison bu filmlerden yararlanarak, önce seri fotoğ raflar çeken "kinetograph" adı nda bir alı cımakine; sonra da çekilen seri hâlindeki fotoğrafları göstermek için "kinetoscape" adıverdiğ i baş ka bir aygı t yaptı(1890). Resim 1.10: Kinetoskop (kinotescape) Kinetoskopu basit bir ş ekilde tanı mlamak gerekirse, bir yanı nda bir mercek bulunan bir kutu vardı r. Bu kutunun içinde, merceğin önünden filmler geçirilir. Filmin arkası nda da bir ı ş ı k yanar. İ lk makineler saniyede 48 resim geçirirdi. Ancak, kinetoskop tam bir “gösterici" değildi. Yansı tı lan resimler sadece bir seyircinin bakabildiği özel bir izleme aygı tı ndan izlenebiliyordu. 15 Resim 1.11: İ lk film kamerası Edison'un çalı ş maları nı n sonucunda elde ettiği en önemli baş arı sı , üzerine çok kı sa aralı klarla fotoğ raf çekilebilen bir fotoğ raf filmi kullanması dı r. Bunu baş arabilmesinde en önemli pay sahibi de selüloit kayı t ortamlıfotoğ raf filmlerini bulan George Eastman'dir. 1894 yı lı nı n Nisan ayı nda Broadway'de ilk defa bir kinetoskop salonu açı ldı . Bir makinede sadece bir kiş i film izleyebildiğ i için, bu salona yan yana birçok kinetoskop makineleri yerleş tirildi ve para ile halka film gösterilmeye baş landı . Aynıyı lı n sonları na doğru Edison'un yaptı ğ ı bu makineler satı ş a sunuldu ve birçok Avrupa ülkesine de ihraç edildi. Avrupa’da da benzer cihazlar üretildi. 1.5. Sinema ve Tiyatro Sinema tarihini inceleyecek olursak, sinemanı n edebiyat ve tiyatro dalları nı n mirasçı sıolduğunu görürüz. Sinema, bir anlamda tiyatro kadar eski değ il, genç bir sanattı r. Çok kı sa bir sürede de popüler hâle gelmiş tir. Buna karş ı n tiyatro, toplumsal bir sanat olarak ayrı calı klıbir kültürel azı nlı ğa hitap etmektedir. Sinemanı n, tiyatronun alanı na girmesi, sahip olduğu oluş umlarıiyi kullanabilmesindendir. Tabii ki tiyatronun günümüzde de geçerliliğ ini inkâr edemeyiz ve sinemanı n bu sanat dalı na olan olumlu katkı ları nı da kabul etmek zorundayı z. Sinema daha genişkitlelere ulaş ma imkânı na sahiptir. Bu açı dan bakı ldı ğ ı nda, tiyatronun sinema karş ı sı ndaki dezavantajı , sinema kadar genişkitlelere ulaş amaması dı r. Örneğ in bir filmi, bir günde bin kiş ilik bir salonda beşkere göstermemiz beşbin kiş inin seyrettiğ i anlamı na gelir. Oysaki bir tiyatro salonunda böyle bir ş ansı mı z yok. Haftanı n bir günü dı ş ı nda, bir oyun her gün oynansa bile dört yüz kiş ilik bir salonda ancak iki bin kiş iye ulaş abilmesi mümkün olur. Şunu belirtelim ki tiyatro izleyiciyle birebir, göz göze yapı lan bir sanattı r. Bu bakı mdan etkileme gücü sinema ile karş ı laş tı rı lamaz. Böyle olunca da tiyatro etkisini sürdürmeye devam edecektir. 16 Görüntüden yararlanan sanat dalları nı n en eskisi olan tiyatronun sağ lam bir geleneğ i vardı r. Tiyatro, gece ateş in çevresinde otururken o gün yaptı ğ ı avlanmayıanlatmak ya da ertesi gün çı kacağ ıavı n bereketli geçmesini sağlamak amacı yla kalkı p avlayacağ ıhayvanlarıtaklit eden, ilkel insanı n davranı ş ı yla baş lamı şsayı lı r. Tiyatroda dramatik yapıoluş turulurken, gerçek yaş antı nı n bütünü değ il, seçilmişgerçeklerin seçilmişdurumları n bir araya getirilmesi zorunluluğ u vardı r. Bu durum, tiyatro geleneğ inin esası dı r. Seçilmişdurumları n bir araya gelmesi sonucu bir bütün ortaya çı kar. Bu bütüne varmada seyircinin hayal gücüne genişyer ayrı lı r. Tiyatrodan sinemaya geçiş , fiziksel gerçeklikten soyutlamaya geçiş tir. Tiyatroda seyirci ile oyuncu arası nda psikolojik bir bağvardı r. Sinemada bu psikolojik bağbir dereceye kadar kaybolmaktadı r. Ancak sinemada birden çok kamera ve filmsel anlatı mı n yardı mı yla izleyici olaylarıdeğiş ik açı dan izleyebilir. Sinemada değ iş ik çekim ölçekleri kullanma yöntemiyle olayları n ayrı ntı ları nıgöstermek mümkün olmaktadı r. Tiyatroda olaylar hep genişaçı dan ve belirli bir tek bakı şnoktası ndan izlenir. Sinemada zaman yer ve hareket bakı mı ndan rahat olan bir sanat dalı dı r. Tiyatroda olayı n geçtiği yer kolay değ iş tirilemez; olayları n akı ş ıve hareket doğal bir sı ra içinde ve gerçek zamanda oluş ur. 17 UYGULAMA FAALİ YETİ UYGULAMA FAALİ YETİ İ ş lem Basamakları Dünyada gölge oyununun Öneriler doğ uş unu Karagöz oyununun nası l oynandı ğı na inceleyiniz. dikkat ediniz. Türkiye’de gölge oyununun ve halk Karagöz tiyatrosunun doğ uş unu inceleyiniz. oyunundaki tiplemelerin özelliklerini tanı yı nı z. Ağtabaka izlenimini analiz ediniz. Ağtabaka izlenimi ile görüntünün nası l Kamera Obscura’nı n ş eklini ve iş leyiş oluş tuğ una dikkat ediniz. Fotoğraf filmlerini özelliklerine göre sistemini analiz ediniz. kullanı nı z. Fotoğraf filminin icadı nıaraş tı rı nı z. Sinema ve tiyatroyu birbirinden ayı ran Sinema ve tiyatroyu karş ı laş tı rı nı z. özelliklere dikkat ediniz. 18 ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME A- OBJEKTİ F TESTLER (ÖLÇME SORULARI) 1) Aş ağı daki soruları n cevapları nıdoğ ru ve yanlı şolarak belirtiniz. Şarkı , dans ve söz oyunları na dayanan geleneksel tiyatro yazı lıbir metne dayanmaz. 2) Karagöz oyunları nı n konularıçoğ unlukla gerçek hayattan alı nmı şsahnelerden oluş ur. 3) Karagöz doğaçlama özelliği olmayan bir gösteri sanatı dı r. 4) Tiryaki, Beberuhi, Kekeme gibi tipler orta oyununda görülür. 5) Karagöz oyununun ası l tipleri Tuzsuz Deli Bekir ve Bekri Mustafa’dı r. 6) Camera Obscura en basit ş ekliyle duvarı nda küçük bir delik bulunan karartı lmı şbir odadı r. 7) Iş ı k geçirmeyen her kapalıortam, her iğ ne deliğinden sı zan ı ş ı kla Camera Obscura’ya dönüş ebilir. 8) Emile Reynaund, seri hâlindeki fotoğ rafıgöstermek için kinetoscape adı nıverdiği bir aygı t yaptı . 9) 1814 yı lı nı n nisan ayı nda Broadway’de ilk defa bir kinetoskop salonu açı ldı . DEĞERLENDİ RME Cevapları nı zıcevap anahtarıile karş ı laş tı rı nı z. Doğru cevap sayı nı zı belirleyerek kendinizi değ erlendiriniz. Yanlı şcevap verdiğ iniz ya da cevap verirken tereddüt yaş adı ğ ı nı z sorularla ilgili konuları faaliyete geri dönerek tekrar inceleyiniz Tüm sorulara doğ ru cevap verdiyseniz diğ er faaliyete geçiniz. 19 ÖĞRENME FAALİ YETİ –2 ÖĞRENM ÖĞRENME FAALİ YETİ –2 E FAALİ –2 AMAÇ YETİ Lumiere Kardeş ler’in ilk sinema makinesinden itibaren sinemanı n doğ uş u, fotoğ raf filminin geliş imi ve ilk filmlerin nası l çekildiğini öğ renebileceksiniz. ARAŞTIRMA Bu faaliyet öncesinde yapmanı z gereken öncelikli araş tı rmalar ş unlar olmalı dı r: Lumiere Kardeş ler kimdir? Araş tı rı nı z. George Melies hakkı nda bilgi toplayı nı z. “ Şarlo” tiplemesini ve özelliğ ini öğreniniz. Tanı ma iş lemleri için İ nternet ortamıve iletiş im fakültelerinin sinema bölümlerini ve sinema ile ilgili bilgileri bulabileceğiniz kitapçı ları gezmeniz gerekmektedir. Bulduğ unuz bilgileri arkadaşgrubunuzla paylaş ı nı z. 2. Sİ NEMANIN DOĞUŞU 2.1. Fransa’da Sinemanı n Doğ uş u 2.1.1 Sinemanı n Babası : Lumiere Kardeş ler Amerika'da ve baş ka ülkelerde sinema üzerine araş tı rmalar ilerlerken, Fransa bu alanda öncü olarak ortaya çı kmaya hazı rlanı yordu. XIX. yüzyı lı n ikinci yarı sıboyunca yoğunlaş an çalı ş maları n meydana getirdiğ i birikimi iyi kullanan Louis ve Auguste Lumiere kardeş ler, "cinematographe" (sinematograf) adı nıverdikleri ilk sinema makinesini tamamladı lar ve 13 Şubat 1895'te Fransa için patentini aldı lar. Bugünkü sinema makinelerinin ilk örneği sayı lan Lumiere Resim 2.1: Lumiere Kardeş ler Kardeş ler'in sinematografı nda, filmler makinenin merceğ ine dayalıbir izleme aygı tı ndan değ il, duvara gerilmişbeyaz bir perdede izleniyordu. Bu makinenin en önemli özelliğ i, üzerine fotoğ rafı n çekildiği filmin objektifin arkası ndan sürekli olarak 20 geçmesiydi. Objektifin önünden geçen bir görüntü, yerini kendini izleyen bir görüntüye bı rakı rken, “obtüratör’’ adı ndaki bir örtücü ı ş ı nları n araya girmesini engelliyordu. 22 Mart 1895’de Paris'te, 10 Haziran'da da Lyon'da sinematograf makinesini halka gösterdiler. 28 Aralı k 1895 tarihinde ise Paris'te “Grand Cafe” bodrumunda bulunan 120 kiş ilik bir salonda ilk sinema salonu açı larak, halka gösterim yapı ldı . Ücretli bu gösteriyi 25 kiş i izledi. Resim 2.2: İ lk gösterimler İ lk programda üç dakikadan fazla sürmeyen 10 film birden gösterilmiş ti. Özellikle, "Arrivee du Train en Gare de La Ciotat" (Trenin La Ciotat Garı na Geliş i) filmi büyük ilgi görmüş tü. Bu gösterilerde, üstlerine doğru gelen treni görünce izleyicilerin sandalyelerin altı na saklanmaya çalı ş tı klarısöylenir. Resim 2.3: Sinematograf 21 Burada ş unu belirtmekte fayda var ki bazıkaynaklarda, gösterinin yapı ldı ğ ıyer olarak "Cafe de Paris" olduğ u bilgisi vardı r. Fakat, gerek sinema tarihi konusunda önemli bir eser olan, “Histoire du Cinema Mondial” (Dünya Sinema Tarihi) adlıeserden gerekse Louis Lumiere'nin makalesinden gösterinin Grand Cafe'de yapı ldı ğ ı nı öğ reniyoruz. İ lk filmler açı k havada çekildi. Bu filmlerin ne senaryolarıne de yöneticileri vardı . Bunlar belgesel türde röportaj filmleri “Lumiere Fabrikası ndan Çı kan İ ş ciler”, “Trenin Ciotat İ stasyonu’na Giriş i”, “Bahçesini Sulayan Bahçı van”, “Deniz Kı yı sı nda Bir Banyo Sahnesi” gibi belgeseller ile günlük hayattan sahneler saptayan filmler “Bebeğ in Öğ le Yemeğ i”, “Piguet Partisi” vb. aktüalite filmleriydi. Fransa’da ancak onun yanısı ra Almanya’da, İ ngiltere’de ve Amerika Birleş ik Devletleri’nde sinema kı sa sürede panayı rları n en çekici yanları ndan biri oldu. Bu geliş melerden kı sa bir süre sonra, film yapı mcı larıdaha uzun metrajlıve konulu filmler çevirmeye baş ladı lar. J. Rector, Carson City'deki bir boks maçı nı n 3.500 metrelik filmini çekti. Bu film, spora ve özellikle de boks’a düş kün olan Amerikan halkıtarafı ndan büyük bir ilgiyle karş ı landı . Ayrı ca, Edison Şirketi'nin müdürlerinden olan Edwin S. Porter, sinema tarihininin önemli filmlerinden “The Great Train Robbery” (Büyük Tren Soygunu) filmini çevirdi. Bu film bugünkü anlamda sinemacı lı ğı n baş langı cısayı lı r. Diğ er taraftan, Fransa'da maddi destek bulan Charles Pathe, 1900 yı lı nda Vincennes'te bir film stüdyosu kurarak filmler çekmeye baş ladı . Pathe, adeta sinemanı n her alanı nı tekeline almı şgibiydi. Yönettiğ i ş irket büyük miktarda paralar kazandı . Bu ş irketin, dünyanı n birçok baş kentlerinde temsilcileri ve New York'ta da fabrikalarıvardı . 1910'larda yaş anan bir geliş me de konulu filmlerin sayı sı nı n ve kalitesinin artması dı r. “Queen Elizabeth” (Kraliçe Elizabeth) ve İ talyan yapı mı“Que Vadis?” (Nereye? 1913) bu filmler arası nda gösterilebilir. Ancak, bu dönemde çekilen filmlerden en çok ilgi göreni, Amerikan iç savaş ı nıkonu alan “The Birth of a Nation”dur (Bir Milletin Doğ uş u, 1914–1915) O dönemde David Griffith'e bir film için çok yüksek bir rakam olan 100 bin dolara mal olan "The Birth of a Nation", sonradan ona milyon dolarlar kazandı rmı ş tı . 2.1.2. Öykülü Filmlerin Babası : George Melies İ llüzyonizme yönelen George Melies, Lumiere kardeş lerin geliş tirdiğ i ticari geleneğ i olmayan sinemanı n parlak geleceğini önceden gören tek kiş i oldu. 1896’dan itibaren Montreul’daki arazisinde yaptı rdı ğ ıStar Film Stüdyosu’nda (Avrupa’da ilk film stüdyosu), film çekimlerine baş ladı . Bunlar kı sa aktüalite filmlerinin dı ş ı nda tiyatrodan esinlenerek gerçekleş tirdiğ i kı sa komik filmlerle, illüzyonizm ve el çabukluğ u hünerlerini yansı tan filmlerdi. Melies, Montreuil’deki stüdyosunda tiyatro sahnesi büyüklüğünde bir alana dekorları nıyerleş tirerek, gerektiği zaman büyük ölçüde dekor kullanı mı nıda yöntemleri arası na sokmuş tur. Melies stüdyo dı ş ı nda da çekimler yapmı ş tı r. Sinemada Lumiere’lerle baş layan ve Melies’le devam eden Fransa’nı n üstünlüğ ü 1914’lere kadar sürdü. 1895-1915 arası nda dönemine göre uzun sayı labilecek filmler çevirdi. En ünlü filmi “Aya Seyahat”, fantastik sinemanı n ilk örneklerindendir (1902). 22 Melies’in sinemada denediğ i yöntemleri altıbaş lı k altı nda sayabiliriz. Gözden yitirme: Makinenin durdurulması ile oluş turulur. İ kâme: Bir kimse veya eş yanı n bir baş ka kimse ya da bir baş ka eş yaya dönüş mesinden oluş ur. Maket kullanma: Gerçek boyutları nda verilemeyen eş yanı n film hilesiyle büyük izlenimi verecek ş ekilde çevrimde kullanı lması ndan oluş ur. Üste bindirme: İ ki çekimin aynıpelikül üzerinde üstüste bindirilmesiyle sağlanı r. Çoklu çevirim: Aygı tı n merceği kapatı larak, aynıkare içinde çeş itli çevrimlerin yer alması sağ lanı r. Karartma: Mevcut görüntüyü silerek ya da belirsiz hâle getirerek yeni bir çekimle açı lı ş ısağ lamaktan oluş ur. Melies’in filmleri arası nda, Christ Marchant Sur Les Eaux (Sular Üzerinde Yürüyen İ sa), Cendrillon (Kül Kedisi), Barbebleu (Mavi Sakal), Les voyages de Gulliver (Gulliver’in Gezileri), Robinson Cruzoe, Le Barbier de Sevile (Sevil Berberi) vb. sayı labilir. Melies, “Çağ lar Boyunca Uygarlı kta” Habil’le Kabil’den, yirminci yüzyı lı n baş ı na kadar insanoğ lunun hı rslıtutumunu alaylıbir sinema diliyle vermiş tir. 2.1.3. Canlandı rma Sineması nı n Babası : Emile Cohl Canlandı rma sinemasıdediğ imizde, aklı mı za animasyon (çizgi ve kukla filmleri) gelmektedir. Çizgi film ya da canlandı rma sineması dediğimiz yöntem, elle çizilerek yapı lan resimlerin, canlandı rma yöntemiyle hareketlendirilmesine dayanı r. Canlıresim sözcüğ ü “resim”, “karikatür” anlamı na gelen İ ngilizce “cartoon” teriminden türemiş tir. Bu teknikle çevrilen filmler, daha önce film kuş ağı üzerine birer fotoğ raf gibi baskı sıyapı lan bir dizi resimle oluş ur. Bu kuş ak perdeye yansı tı lı nca üzerindeki resimler de canlanı r, hareketlilik kazanı r. Bu bakı mdan çizgi film, hareket izlenimi veren, filme alı nmı şdesenler dizisidir. Çizgi filmler, canlandı rma sineması nı n yalnı zca bir dalı dı r. Çizgi film üretiminin temel ihtiyacı , resimlerin tek kare pozlanabilmesi ve saniyede 24 kare hı zla yansı tı larak hareket izlenimi verebilecek araçları n yapı lması ydı . Bu aş amadan sonra çizgi film bireysellikten çı kı p kitlesel izleyici toplulukları na yöneldi. İ lk çizgi filmlerin yapı mı1900’lü yı llarda baş lamı ş tı r. Bu yapı mları n öncüsü olarak kabul edeceğ imiz Fransı z sanatçıEmile Cohl, beyaz kâğı tları n üzerine bir dizi siyah figür çizdi. Bu basit çöpten adamları n kullanı ldı ğ ıfilmi, perdede negatif bir biçimde izleyiciye sundu. Siyah zemin üzerinde hareket eden beyaz figürler izleyicinin çok ilgisini çekti. Cohl, tek resimli çevirim iş lemini uygulayarak ilk canlıresim filmlerini gerçekleş tirdi. Emile Cohl’nin 16 m’lik ilk filmi Fantasma Goriey’le (1908) gerçekleş tirmek istediğ iş ey, kahramanlara bağı msı z bir hareket kazandı rmaktı . Daha sonraları Pat Sullivan’ı n yaratı cı sıolduğ u “Felix The Cat” ile çizgi film teknikleri hı zlandı . Çizilen resimler beyaz arka plan üzerinde siyah çizgiler olarak filme alı ndı . 23 Yalı n bir dekor ve çizgilerle yaratı lan çizgi film tiplerinin çeş itli serüvenleri ilgi toplayarak, izleyiciler tarafı ndan beğ eni ile izlenen, güldürü ve eğlence olarak benimsenen, bir film türü hâline gelmiş tir. Çizgi filmler zamanla o kadar çok beğ eni kazanmı ş tı r ki, sanatçıeliyle ortaya çı karı lan çizgi film kahramanı , daha sonra kalemden ayrı larak, kendine özgü bağ ı msı z bir hayat kazanmı ş tı r. Genellikle hayvan tiplemesi olan çizgi film kahramanları , giderek yaş ayan film yı ldı zlarıkadar ünlenmiş tir. Çizgi filmlerden bahsedince akla gelen önemli isimlerden biri Walt Disney’dir. Canlıresimlerle, canlı oyuncularıbir araya getiren “Alice in Cartoonland” (1924), serisiyle isim yapmı ş , bunu izleyerek 1926, 1927’de “Oswald the Lucky Rabbit” adlı film serisiyle ününü pekiş tirmiş tir. Ancak Walt Disney’e gerçek ününü kazandı ran “Mickey Mouse” filmleridir. Resim 2.4: Mickey Mouse Walt Disney’in Mickey Fare filmlerinin dı ş ı nda masalı msıöykülerden oluş an öteki filmleri arası nda, “Üç Küçük Domuz” (1933), “Bremen Mı zı kacı ları ” (1923), “Kı rmı zı Baş lı klıKı z” (1923), “Devi Öldüren Jack” (1923), “Üç Küçük Ayı ” (1923), “Tavş anla Kaplumbağa” (1934) sayı labilir. 1930'lar siyah-beyaz sessiz çizgilere, sesin ve rengin geldiği yı llardı . Walt Disney'in ilk uzun metrajlıçizgi filmi “Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler” (Snow White and The Seven Dwarfs), gösterime girince büyük bir baş arıkazandıve yavaşyavaşkurulan atölyeleriyle Walt Disney, çizgi film sektörünün tek devi oldu. Disney'in Mickey'sinin tek rakibi ise ı spanakla pazuları nış iş iren Fleischer kardeş lerin “Popeye” (Temel Reis)’siydi. 24 Miki Fare'den sonra Saul Bass, Chuck Jones, Ben Hardaway, Peter Foldes, Jan Lenica, T. Avery, Ion Popesco-Gopo, Vatroslav Mimica ve Kuri Yoci gibi çağ daşçizgi film dünyası nı n pek çok ismi, Donald Duck'ı , Bugs Bunny'yi, Tweety ve Sylvester'ı , Tom ve Jerry'yi kazandı rdı lar. 1980'lerde bilgisayar teknolojisinin de kullanı mı yla büyük geliş melerin kaydedildiğ i bu alana her geçen gün yeni kahramanlar katı lı yor. Resim 2.19: Temel Reis 2.2. ABD’de Sinemanı n Doğ uş u 2.2.1. Thomas Edison Amerika'da telefon, fonograf ve elektrik ampulünün geliş tirilmesine katkı da bulunmuşolan Thomas Edison, William Dickson'ı n da yardı mı yla bir fonograf plağ ı yla eşzamanlıolarak film gösteren bir araç icat etmiş tir. Edison bu araca “Kinetofonograf” adı nıvermiş ti. Bununla birlikte 1889'da ilkel bir kamera ve projeksiyon makinesi geliş tirmişve fotoğraf filmlerinden yararlanarak, önce seri fotoğ raflar çeken "kinetograph" adı nda bir alı cımakine; sonra da çekilen seri hâlindeki fotoğrafları göstermek için "kinetoscope" adıverdiği baş ka bir aygı t yapmı ş tı r (1890). Kinetoskopu basit bir ş ekilde tanı mlamak gerekirse, bir yanı nda mercek bulunan bir kutu vardı r. Bu kutunun içinde, merceğin önünden filmler geçirilir. Filmin arkası nda da bir ı ş ı k yanar. İ lk makineler saniyede 48 resim geçirirdi. Ancak, kinetoskop tam bir "gösterici" değ ildi. Yansı tı lan resimler sadece bir seyircinin bakabildiği özel bir izleme aygı tı ndan izlenebiliyordu. Bu ilerlemelerin ı ş ı ğı nda geliş en sinema, Yeni Dünya Amerika’da büyük ilgi topluyordu. Gezici sinemaları n yerini yerleş ik sinemalara bı raktı ğı1905’ten itibaren tüm büyük Amerikan kentlerinde binlerce sinema açı ldı . Geleceğin dev ş irketlerinden olan Paramount ve Fox’un ilk giriş imleri baş larken, yapı mcı larla dağ ı tı mcı lar arası nda mücadeleler, patent savaş ları , çekiş meler sürdü gitti. 25 Sessiz sinema döneminde sinemaya silinmez damgası nıvuran David Work Griffith’tir. 5 yı l içinde 456 kı sa film yaptı . 1910’da California’ya geçerek Hollywood’un temellerini attı . Sinemanı n dil yapı sı yla öykü anlatma kapasitesine yepyeni ufuklar açtı . Griffith’in 1915’te çevirdiğ i “Bir Milletin Doğuş u” adlıuzun film dev bir eserdir. Ancak “Hoş görüsüzlük” adlı çı lgı n deneme ticari baş arı getirmedi. Griffith’nin ortaklarıThomas Ince ile Mack Sennett sessiz film dönemi boyunca ticari baş arı lıfilmler çevirdiler. Zamanla Amerika, Griffith ve Mack Sennet’in gözden düş üş ü ile sarsı lan üstünlüğ ünü korumak için yabancısinemacı larıçağ ı rdı . Amerika o dönemde çevrilen değ erli filmlerin çoğunu Avrupalı lara borçludur. Yalnı z iki alanda Amerika Avrupa’dan üstündü: belgeselde ve komedi filminde. 2.3. Diğ er Ülkelerdeki İ catlar ve İ lk Gösterimler 2.3.1. Almanya Birinci Dünya Savaş ısonrası nda ve sessiz sinemanı n klasik dönemi ya da altı n çağ ıdediğimiz 1924- 1927 arası nda Almanya’da “Dı ş avurumculuk” (Ekpresyonizm) akı mı nı n ilk önemli filminden birinin adı nıalan Caligari’cilik adı verilen ve sinemada ruh hastaları nı n, katillerin, çı lgı n bilim adamları nı n öykülerinin özellikle uyarlandı ğ ıbir tür ortaya çı ktı . Bu türde, dekorları n deforme edilmişş ekilleri bir anlatı m değ eri kazanmakta, her ş ey katıve özel bir mantı k içinde yerini bulmaktaydı . Alman dı ş avurumculuğu, dı şdünya gerçeğ inin değ iş tirilmesi ş eklinde ortaya çı kar ve dı şdünyayıyönetmenin gözüyle, onun gördüğ üş ekilde yansı tı r. Robert Wiene’nin “Dr. Caligari’nin Muayenehanesi” adlıeseri, bu dönemin baş eseridir. 1910’da empressionizm (izlenimcilik) ve natüralizme (doğ acı lı k) bir tepki olarak ortaya çı kan ve dı ş avurumculuk adı nı alan bu öncü hareketin o güne kadar bütün sanat dalları nda (musiki, edebiyat, resim, mimarlı k) etkisi açı k ve belirliydi. Savaşyenilgisini izleyen çalkantı lıgünlerde, dı ş avurumculuk Berlin sokakları nı , tiyatroları , kahvelerin dekorları nı , mağ aza vitrinlerini adeta egemenliğ i altı na almı ş tı r. Bu dönemde verilen eserler arası nda Karl-Heinz Martin’in, “Şafaktan Geceyarı sı ”na, Paul Wegener’in, “Golem”i Fgritz Lang’ı n, “Dr. Mabuse” vb. sayı labilir. Bu filmler bugün de sinemanı n klasikleri arası nda yer almaktadı r. Yine Fritz Lang’ı n “Üç Iş ı k”, Paul Leni’nin “Mumyalar Pavyonu”, Hans Kobe’nin “Yitik Ahlak”, Arthur Robison’un “Gölgeler” adlı eserleri önemlidir. Zamanı n geçmesiyle Alman sineması nda temalar ve temsil tarzları değ iş ti.Bütün bu geliş melere karş ı n uzun bir çöküşdevresinin baş langı cısayı lan 1924 yı lı nda bile kaliteli bazıfilimler çevrildi. Dupont’tan “Çeş itlilikler” (1925), Pabst’tan Greta Grabo’nun baş rolünü oynadı ğı“Neş esiz Sokak” (1926), Fritz Lang’dan “Metropolis” (1926), devasa dekorları n kullanı ldı ğ ıbu ş aheser Alman sessiz sineması nı n sonunu haber verdi. 26 2.3.2.İ ngiltere Sinemanı n baş langı ç yı lları ndan bu yana belgesel çalı ş malara önem verilmiş tir. Fransa’da Lumiere’ler, Pathe ve Gaumont kuruluş ları nı n ve İ ngiltere’de Charles Urban’ı n dünyanı n her yanı na gönderdikleri film operatörleri, belge filmi çekip getiriyorlardı . Sonradan bu filmler Fransa ve İ ngiltere’de çoğ altı larak dünyanı n her yanı na dağı tı lı yordu. “İ ngiliz Belgesel Okulu”nun kurucusu olan John Grierson bu konudaki görüş lerini “Documentary and Reality” adlıkitabı nda açı klamı şve 1927 yı lı nda küçük bir grup oluş turarak bir film çevirmiş tir. Grierson sonralarıPosta İ daresi’nin bünyesindeki bir kuruluş un baş ı na geçerek bir seri, öğ retici film çevirmiş tir. Grierson, tüm hükûmet kuruluş ları ndan bağ ı msı z kendine ait bir film “Center” kurdu. Belgesel film alanı nda bir yenilik getirerek Protestan kökenli ve çağ daş İ ngiliz dünyası nı n endüstriyel mirası nıvurgulayan filmler yaptı . Filmlerinde belgeselin estetikten çok sosyal misyonu bulunduğunu, ası l önemli iş levin de bu olduğ unu vurguluyordu. Grierson’un, büyük belgesel ustasıFlaherty ile yaptı ğ ıçalı ş ma sonucu ortaya çı kan “Aran Adası ”nda, iki çocuklu bir ailenin doğ a ile iç içe balı kçı lı k ve patates yetiş tirerek ne güçlüklerle hayatları nısürdürdüklerini ş iirsel bir gerçeklikle anlatı r. 2.4.Diğer Dünya Ülkeleri Gittikçe uluslararasıbir endüstriye dönüş en sinema bütün Avrupa ülkelerini sardı . Örneğ in Danimarka’da, ülkenin tiyatro gelenekleriyle beslenen ve İ skandinav ülkeleriyle Orta Avrupa’da kendisine pazar bulan sinema hı zla ilerledi. Danimarka sinemasıaz sayı da film yapan küçük ş irketlerin bulunduğ u Almanya’da pek rağ betteydi. İ sveç’in en büyük firmasıSvenska film 1909’da Charles Magnussen tarafı ndan kuruldu. Magnussen’in en büyük özelliğ i 1913’te çevrilen “İ ngeborg Holm ”deki gibi, millî konulara yönelmesiydi. Yönetmenliğ i seçen iki eski oyuncu, Sjöström ve Stiller, 1912’de bir topluluk kurdular ve baş arı lıoldular. Rusya’da ise, din adamları nca yasaklanan ve hükümet tarafı ndan kuş kuyla karş ı lanan sinema büyük zorluklarla karş ı laş tı . Çevrilen filmlerin bir kı smı nda Danimarka temalarıele alı ndıveya nihilist etkide ölüm temasıiş lendi, bir kı smı nda da millî gelenekler ve millî edebiyat konu edildi. Daha o zamanlar tiyatrovari sahneye koyma anlayı ş ı , Rus sineması nı etkilemiş ti. Bu dönemde sinema, en büyük hamleyi İ talya’da yaptı . Doğ al dekorlar içinde çevrilen ve millî geleneklerden ilham alan İ talyan filmleri kı sa zamanda kendine has bir biçim kazandıve İ talyan sinemasıbüyük sahne düzenlemelerinde uzmanlaş tı . “Pompei’nin Son Günleri” filmi iki defa çevrildi. 27 UYGULAMA FAALİ YETİ UYGULAMA FAALİ YETİ İ ş lem Basamakları Fransa’da sinemanı n doğuş unu araş tı rı nı z. Lumiere ABD’de sinemanı n doğuş unu inceleyiniz. Diğer ülkelerdeki sinema icatları nıve ilk Öneriler kardeş lerin gösterimini ilk sinema nası l gerçekleş tirdiğine dikkat ediniz. Öykülü film çekiminin nası l ortaya gösterimleri inceleyiniz. çı ktı ğ ı na dikkat ediniz. Fotoğraf filminin geliş iminin sinemaya katkı sı na dikkat ediniz. 28 ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME A- OBJEKTİ F TESTLER (ÖLÇME SORULARI) Aş ağ ı daki soruları n cevapları nıdoğ ru ve yanlı şolarak belirtiniz. 1) Lumiere Kardeş ler, sinematograf adı nıverdiği ilk sinema makinesinin 1895’te Fransa için patentini aldı . 2) Edwin S.Porter’ı n “Büyük Tren Soygunu” sinema tarihinin önemli filmlerinden biri sayı lı r. 3) Emile Cohl’ün en ünlü filmi “Aya Seyahat”, fantastik sinemanı n ilk örneklerindendir. 4) Canlandı rma sinemasıdediğimizde aklı mı za Lumiere Kardeş ler gelir. 5) Sessiz sinemanı n klasik dönemi ya da altı n çağ ıdediğ imiz 1924–1927 arası nda Almanya’da gerçekçilik akı mıönem kazandı . 6) İ ngiltere sinemanı n baş langı ç yı lları ndan beri belgesel film çalı ş malarıönem kazanmı ş tı r. DEĞERLENDİ RME Cevapları nı zıcevap anahtarıile karş ı laş tı rı nı z. Doğru cevap sayı nı zı belirleyerek kendinizi değ erlendiriniz. Yanlı şcevap verdiğ iniz ya da cevap verirken tereddüt yaş adı ğ ı nı z sorularla ilgili konuları faaliyete geri dönerek tekrar inceleyiniz Tüm sorulara doğ ru cevap verdiyseniz diğ er faaliyete geçiniz. 29 ÖĞRENME FAALİ YETİ –3 ÖĞRENME FAALİ YETİ –3 AMAÇ Dünyada sessiz sinema döneminin genel özelliklerini analiz edebileceksiniz. ARAŞTIRMA Bu faaliyet öncesinde yapmanı z gereken öncelikli araş tı rmalar ş unlardı r: Sessiz sinema döneminin özelliklerini araş tı rı nı z. Sinemanı n sessiz olması dezavantaj ı na karş ıalı nan önlemleri araş tı rı nı z. Sessiz sinema döneminin yönetmenlerini araş tı rı nı z. Araş tı rma iş lemleri için İ nternet ortamı , iletiş im fakültelerinin sinema bölümlerini ve sinema ile ilgili bilgileri bulabileceğiniz kitapçı ları gezmeniz gerekmektedir. Bulduğ unuz bilgileri arkadaşgrubunuzla paylaş ı nı z. 3. DÜNYADA SESSİ Z Sİ NEMA DÖNEMİ 3.1. Sessiz Sinemanı n Temel Özellikleri Sessiz sinema, bir anlamda evrensel anlatı mıiçeren ve kendine özgü kuralları olan, belli ilkelere dayanan, kendi baş ı na bir anlatı m sanatı ydı . Ses ögesinin sinemada her ş eyden önce sözlendirme için kullanı lacağ ı , filmlere ara yazı lar konmaya baş landı ğ ı ndan beri anlaş ı lmı ş tı . İ lk sessiz filmlerde ara yazıyoktu. Sonraları bir çekimden öbürüne geçerken zaman yönünden ilerlemeyi belirtmek, bulunulan yeri göstermek, kiş ilerin kimliğini ortaya koymak amacı yla arayazı lar kullanı lmaya baş landı . Giderek bunları n yerini “söyleş meler”i belirten yazı lar aldı . 1920 yı lları na doğru çekilen filmlerin geliş mesi görüntüler kadar ara yazı ları n da önceden ayrı ntı ları yla hazı rlanması na yolaçtı . Artı k ara yazı lar, çekimler arası ndaki açı ğ ıkapatmak isteyen kurgucuya göre değil, oyun yazarı na göre hazı rlanı yordu. Sessiz sinemanı n son birkaç yı lı nda “söyleş me”yle ilgili sözler öylesine önem kazandıki, herhangi bir oyuncu ağzı nıaçı p söz söylemeye baş larken çekimi kesip bir ara yazı yla bu sözü vermek alı ş kanlı k hâline geldi. Artı k sinemada sesin, saltanatıbaş lamı ş tı . 30 3.2. Ses Dezavantajı na Karş ı Denenen Yöntemler Sesli filmin çı kı ş ı , sinemada o tarihe kadar kurulmuşolan sistemin altüst olması na neden oldu. Western Electric’le, RCA gibi bazıtekeller, Amerikan sinema sisteminde tek söz sahibi oldular. Aslı nda bu tekeller, Amerika’nı n büyük banka toplulukları na bağlı ydı lar. Bu durum Amerikan sineması nı n bankaları n ve büyük sermayenin buyruğ u altı na girdiğ inin göstergesiydi. Sesli sinemaya geçişsesin kayı t zorlukları na bağ lanan teknik sorunlar ve özellikle oyuncuları n karş ı laş tı klarıgüçlükler yüzünden sanat planı nda bir gerilemeye yol açtı . Sesli sinema devrimiyle birlikte, yeni duruma ayak uydurmayı baş aramayanlar acı ması zca elendiler. Hollywood ya yok olacak ya da yeni duruma ayak uyduracaktı . Tabii ki, ikinci tercihi seçerek yoluna devam etti. Sinema salonlarıda yeni baş tan sesli sinemaya göre donatı ldı . Sessiz sinema çağ ı nı n birçok oyuncusu sesleri ve oyunları elveriş li olmadı ğı ndan dı ş lanı p iş siz kaldı lar. Hollywood, bir yandan da aktörlerin, mikrofon karş ı sı ndaki zorlukları nıaş mak ve ses sorunları na çözüm getirmek üzere stüdyo kapı ları nıtiyatro yönetmenlerine ve müzikal ş arkı cı ları na açtı . Ne var ki uzun süre, çevrilen yeni filmler kendi baş ı na bir sanat olan sinemanı n dilini, anlatı mı nıyakalayamadı . Sesli sinema ortaya birdenbire dil engelini çı kardı . Sessiz film, bir anlamda evrensel dil niteliğ i kazanarak her ülkenin izleyicisine seslenebiliyordu. Sesli sinemanı n özellikle sözlü film çı kı ş ı yla bu özellik ortadan kalktı . Amerikan sözlü filmleri hemen her ülkede izleyicinin tepkileriyle karş ı landı . Hollywood’un buna karş ı aldı ğ ıönlemden ilki, her sözlü filmin bir de kopyası nı hazı rlamak oldu. Ayrı ca bazıyabancıoyuncular, Hollywood’a getirilip kendi dillerinde çevrilen filmlerde rol aldı lar. Sinema teknolojisinin yirminci yüzyı lı n ilk çeyreğinde hı zla geliş tiğini söylemiş tik. Ancak çekilen filmlerin konulu ve daha uzun olması na ayrı ca teknik açı dan da giderek daha elveriş li hâle gelmesine rağmen, önemli bir öge olan ses eksikti. Aslı nda Amerika'da Edison, Fransa'da ise Leon, Gaumont filmlerini seslendiriyorlardı . Fakat bu yöntem, hareketli resimleri bir gramafonla senkronize ederek seslendirmekten ibaretti. Daha sonra bu yönde yapı lan araş tı rmalar sonucunda, De Forest sesi doğ rudan doğruya film üzerine kaydetmeyi baş ardı . "Fonofilm" denilen bu sesli filmlerin ilk gösterisi, 1923 yı lı nda yapı ldı . Zamanla iyi sese sahip olmayan sessiz sinema oyuncuları nı , baş kaları nı n seslendirmesi (dublaj) yöntemi ortaya çı ktı . Dublaj uygulamasısesli sinemanı n getirdiğ i teknik kı sı tlamalarıbüyük ölçüde ortadan kaldı rdı . King Vidor'ı n dublajı ilk kez uyguladı ğıHallelujah (1929) filminden sonra bu uygulama yaygı nlaş tı . 1933'e gelindiğinde sesli çekimin birçok sorunu çözülmüş tü. Sesli sinemayla birlikte yeni türler de ortaya çı ktı . Sesin sağladı ğıgerçeklik duygusu, katıtoplumsal gerçeklere değinen filmlerin yolunu açtı . Bunları n baş ı nda, kent argosunun ve çatı ş ma sahnelerinin gerçeğe uygun biçimde kullanı ldı ğ ıgangster filmleri geliyordu. Ünlü kiş ilerin hayatları na dayanan biyografik filmler de yeni bir tür olarak ortaya çı ktı . Sessiz 31 sinemanı n hareketi temel alan komedisinin yerini, Manc kardeş lerin, W.C. Fields'ı n ve Frank Capra'nı n söze dayanan komedileri almaya baş ladı . Sesle birlikte etkili olan bir baş ka tür de müzikaldi. Walt Disney, “Skeleton Dance'” (1929; İ skelet Dansı ) ile canlandı rma müzikalleri türünü baş lattı . Sesin gelmesiyle inandı rı cı lı k kazanan çizgi filmlerin üretimi de bu dönemde artmaya baş ladı . Üstelik çizgi filmlerde iki ya da üç renk kullanı labiliyordu. Renkli film sesli sinemayla birlikte baş ladı . Sesli sinemayla birlikte izleyici sayı sı ndaki artı ş , ABD'de büyük ş irketlerin egemenliğ ini ve bu ş irketlerin kitlesel olarak film çektikleri stüdyo sistemini güçlendirdi. 1930–1945 yı llarıarası nda 7.500 film stüdyo sistemi içinde çekilirken, ş irketler de belli tarzlarda uzmanlaş tı lar. Kendi mührünü taş ı mayan filmlerin dağ ı tı mıile birlikte bebek doğumundan tutkulu öpüş melere kadar birçok olay ve konunun filmlerde gösterilmesini yasaklayan Yapı m Yönetmeliğ i'nin çı karı lması ndan (1934) sonra stüdyo sistemi daha da güçlendi ve bu sistem dı ş ı nda yenilikçi yapı mlarıgerçekleş tirmek imkânsı zlaş tı . Almanya'da sessiz sinema döneminin baş arı lıyönetmenleri 1930'ları n baş ları nda sesi ustaca kullandı klarıfilmler çektiler, ancak Hitler'in iktidara gelmesi bu yönetmenlerin çalı ş ma imkânları nıyok etti. Alman sinemasıLeni Riefenstahl'ı n çalı ş malarıgibi propaganda filmleri üretmeye baş ladı . SSCB'de de sessiz dönemin önemli sinemacı ları nı n çalı ş maları bürokrasinin engellemeleriyle karş ı laş ı rken, toplumcu gerçekçilik adı na millî kahramanları n hayatları nıanlatan ajitatif filmler desteklendi. Japonya ise sesli sinemaya oldukça geç baş ladı . Bunun önemli bir nedeni “benş i” uygulaması ydı . Benş i, sessiz film gösterilirken, filmde olanlarıKabuki tiyatrosu üslubunda izleyiciye aktaran bir yorumcuydu ve bu uygulama izleyiciler tarafı ndan çok tutulmuş tu. Sesli filmlerle birlikte Japon sinema sanayisi tekelleş meye ve kitlesel film üretmeye baş ladı . Buna karş ı lı k Yasujiro Ozu ve Kenzo Mizoguçi gibi yönetmenler toplumsal eleş tiri taş ı yan ilk filmlerini de bu dönemde çektiler. Hükûmet ise, savaşboyunca da yürürlükte kalacak katıbir sansür uygulamaya baş ladı . Sesle birlikte Hindistan'da da bir film patlamasıyaş andı . Yı lda, çoğ u mitolojik ve tarihî konulan ele alan, sözlü, danslıve ş arkı lıortalama 230 film gösterime çı kı yordu. 3.3. Sessiz Sinema Döneminin Ortaya Çı kan Yönetmen ve Oyuncuları Fransa’da dadacı lı ğı n ve gerçeküstücülüğ ün estetik teorilerinden ilham alan yeni bir araş tı rma akı mıdoğdu. Önce Avangard sinema kulüplerinin ve özel salonları n üyelerince desteklenen bu ekol, sinemada çok çeş itli anlatı m yollarıbulmak çabası ndaydı . Yeni yetiş enler arası nda kendini hem seçkin kitleye, hem de halka beğ endiren ilk Rene Clair oldu. Jacgues Feyder, “Atlantide” (1921), “Çocuk Yüzleri” (1923), sonra Zola’nı n “Therese Raguin”ini perdeye aktardı . Jean Renoir, “Su Kı zı ”, (1924), sonra “ Nana” (1926), filmlerini yaptı . Andersen’in “Kibritçi Kı z” hikâyesini sinemaya uyguladı(1928). 32 Amatör sinemacı Marcel Carne, “ Nogent, Eldorado du Dimançhe “ adlıkı sa metrajlıfilmle dikkati çekti. Bu dönemde kı sa metrajlıkaliteli belgesel filmler yapı lı yordu. Lacombe’dan, “La Zone”, Marc Allegret’den, “Le Congo” gibi filmler eğ itici olduğ u kadar bir ş iir havasıda taş ı yordu. Bu dönemde Danimarkalı Dreyer’in Fransa’da çevirdiğ i ilgi çekici bir film olan “Jeanne D’Arc’ı n Tutkusu” (1928) ayrı bir önem taş ı maktadı r. Ayrı ca 1911’de sinema üstüne ilk denemeyi yazan Conudo’nun etkisiyle sinema eleş tirmenliği ortaya çı kmı ş tı r. Ülkelerinde kalan bazıAlman yönetmenleri büyük baş arıkazanan kaliteli filmler çevirmeye devam ettiler. Dupont’tan, “Çeş itlilikler” (1925), Pabst’tan, Greta Garbo’nun baş rolünü oynadı ğ ı“Neş esiz sokak” (1626), Fritz Lang’dan, “Metropolis” (1926), sessiz sinemanı n sonunu haber veriyordu. Bir yandan da Hollywood, para getirecek filmlerle ticari hâkimiyetini sürdürmeye çalı ş tı . Bu arada bazıkaliteli eserler de yapı ldı . 1918’de sinemaya katı lan King Vidor, bir savaşfilmi olan “The Big Parade” ve natüralist bir film olan “ The Crowd”da (1928) ustalı ğı nıkabul ettirdi. Macar Paul Fejos, duygulu ve güzel bir film olan “ Lonesome” (1928), İ sveçli Sjöström, “The Wind”de (1928), eski değerini yeniden ortaya koydu. John Ford, bir lokomotifin hikâyesini Western üslubunda iş leyen ilk filmlerinden biri olan “The Iron Horse”u (1924) yaptı . Robert Flaherty, “Moana” (1926) ve daha sonra “Tabu” (1931) ile belgesel filmde ustalı ğ ı nıispatladı . Charlie Chaplin, büyük bir titizlikle hazı rlanmı şeserlerde Amerikan komedisini tek baş ı na yarattı . Chaplin’in dünyaca tanı nan tipi Şarlo, yeni sevimli sokak serserisi tipi de daha ikinci filmi olan “Mabel’in Garip Açmazı ’nda” ortaya çı ktı .İ ki yı l içinde resimleri milyonlarca elde dolaş an Chaplin, 1917’de ilk beyazperde milyoneri olmayıda baş ardı . "Altı na Hücum" (1925), "Şarlo Sirkte" (1927) önemli filmlerindendir. Amerika’da bir yandan da canlıresmin büyük ustaları yetiş meye baş ladı . “Kedi Felix’in” (1928), yaratı cı sı Pat Sullivan, “Max Faeischer” ve “Miki Fare”nin (1927), babasıünlü Walt Disney. Sessiz sinema döneminin ikinci büyük güldürü sanatçı sı Buster Keaton’dur. Onun güldürüleri de Chaplin’inkiler gibi büyük bir ustalı kla iş lenmiş tir. Ama olaylar Keaton’un tümden ifadesiz yüzünde değil, çevresinde durmadan değiş en, kurulup yı kı lan tehdit eden, koş turan paranoyak bir dünyada geçer. Keaton, kendi hayalini beyazperdede seyreden sinema makinistini canlandı rdı ğ ı“Küçük Şerlok” (1924) ve oyuncuyla kamera arası ndaki mesafeleri olağanüstü bir teknikle değiş tirip durduğ u “General” (1926) adlı muhteş em filmleriyle sessiz sinema komedyenlerinden biri olmuş tur. Resim 3.1: Charlie Chaplin 33 Öte yandan 1919’dan baş layarak kendine bir yer edinen Haroid Lloyd, Keaton’unkilerden daha az komik filmler çevirmesine karş ı n büyük kent çengeli içinde, sille-tokat güldürüler içinde uğ raş an “kolej çocuğ u” filmlerinden en iyi sahneleri içeren iki derlemenin ardı ndan baş arı lıbir iş adamıolarak perdeden çekildi. Sessiz sinema yı lları nı n en çarpı cıolayları ndan biri 1925’ten itibaren Sovyet sineması nı n uyanı ş ı dı r. 1917 Devriminden 1922’ye kadar Rus yapı mcı lı ğ ı geriydi. Fakat hükûmetin yardı mı yla, büyük sanatçı lar yetiş tirecek olan genç bir sinema okulu kuruldu. Dziga Vertov, “sinema gerçek” veya “sinema göz” denen yepyeni bir teoriyi ilk kez ortaya attı . Bu teoriyle, montaja önem vererek gerçeğ i yalı n ve çı plak olarak yakalamayıtasarlı yordu.Vertov’dan etkilenen Eisenstein ilk filmi “Staçka’da” (1924), ustalı ğı nıgösterdi. Montaj ve düzenlemede anlatı m gücü bakı mı ndan “Potemkin Zı rhlı sı ’nda” (1925) değ erini kabul ettirdi. Eisenstein, insanlarıkalabalı k hâlde perdeye aktarmakta baş arıkazanı rken Pudovkin, Gorki’nin eserinden alı nan “Ana” (1926), “Cengiz Han’ı n oğ lu” (1928), adlıfilmlerinde özellikle her bireyin kendi kiş iliğini ayrıayrıortaya koymaya çalı ş tı . Nitelikli bir yönetmen olan Dovçenko ölümsüz temalar üstüne lirik ilahiler düzenledi. “Arsenal” (1927), “Toprak” (1930) önemli filmleridir. Toplumsal temaları n ağı rlı k kazanması , kendini ve çevresini değiş tirmek çabası ndaki insanları n, toplulukları n anlatı lması , kurgunun baş lıbaş ı na bir kuram olarak geliş tirilmesi, kurgunun izleyicileri belli bir sonuca doğ ru yönetme gücünü kazanması , görüntü, görüntü içeriği ve kurgu arası nda ayrı lmaz bir bağoluş turmasıSovyet ekolünün dünya sineması na baş lı ca katkı ları dı r. 34 UYGULAMA FAALİ YETİ UYGULAMA FAALİ YETİ İ ş lem Basamakları Öneriler Dünyada sessiz sinema döneminin temel Sessiz sinema döneminin oyuncuları nı n özelliklerini araş tı rı nı z. özelliklerine dikkat ediniz. Ses dezavantajı na karş ıdenenen Sesin sinemaya getirdiğ i dezavantajı yöntemleri öğreniniz. tesbit ediniz. Sessiz sinema döneminin öne çı kan Sessiz filmleri izleyerek yönetmen ve oyuncuları nı n özelliklerini değerlendirmesini yapı nı z. biliniz. Okulunuzda film arş ivinizin oluş turulması na özen gösteriniz. Araş tı rmacıolunuz. 35 ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME ÖLÇME VE DEĞERLENDİ RME A- OBJEKTİ F TESTLER (ÖLÇME SORULARI) Aş ağ ı daki soruları n cevapları nıdoğ ru ve yanlı şolarak belirtiniz. 1) Sessiz filmlerde zaman yönünden ilerlemeyi belirlemek, kiş ilerin kimliğini ortaya koymak amacı yla ara yazı lar kullanı lı rdı . 2) Sessiz film bir anlamda evrensel bir dil niteliği taş ı yordu. 3) Sesi doğ rudan film üzerine kaydeden fonofilm denilen sesli filmlerin ilk gösterimi 1930’da yapı ldı . 4) Charlie Chaplin’in dünyaca tanı nan tipi Şarlo’dur. 5) Buster Keaton, sessiz sinema döneminin güldürü oyuncuları ndandı r. 6) Sinema gerçek ya da sinema göz denen teoriyi ilk kez ortaya atan Haroid Lloyd’dur. DEĞERLENDİ RME Cevapları nı zıcevap anahtarıile karş ı laş tı rı nı z. Doğru cevap sayı nı zı belirleyerek kendinizi değ erlendiriniz. Yanlı şcevap verdiğ iniz ya da cevap verirken tereddüt yaş adı ğ ı nı z sorularla ilgili konuları faaliyete geri dönerek tekrar inceleyiniz Tüm sorulara doğ ru cevap verdiyseniz diğ er faaliyete geçiniz. 36 MODÜL DEĞERLENDİ RME MODÜL DEĞERLENDİ RME PERFORMANS TESTİ(YETERLİ K ÖLÇME) Modül ile kazandı ğ ı nı z yeterliğ i aş ağ ı daki ölçütlere göre değerlendiriniz. Değerlendirme Ölçütleri Evet Hayı r Sinemadan önce dünya A) Dünyada gölge oyununun ortaya çı kı ş ı nıve geliş imini belirlediniz mi? B) Türkiye’de gölge oyununun geliş imini, tiplemelerin özelliklerini dikkate aldı nı z mı ? C) Ağtabaka izlenimini dikkate aldı nı z mı ? D) Camera Obscura’nı n iş leyiş ini tespit ettiniz mi? E) Fotoğraf filminin icadı nıdikkate aldı nı z mı ? F) Sinema ve tiyatroyu karş ı laş tı rdı nı z mı ? Sinemanı n Doğuş u A) Fransa’da Lumiere Kardeş ler’in sinematografı nı n çalı ş ması nıtesbit ettiniz mi? B) Amerika’da sinemanı n doğ uş unu ve özelliklerini belirlediniz mi? C) Diğ er ülkelerdeki icat ve ilk gösterileri belirlediniz mi? Sessiz sinema Dönemi A) Sessiz sinema döneminin özelliklerini belirlediniz mi? B) Sinemanı n sessiz olmasıavantajı na karş ıalı nan yöntemleri belirlediniz mi? C) Sessiz sinema döneminin yönetmen ve oyuncuları nıbelirlediniz mi? DEĞERLENDİ RME Yaptı ğ ı nı z değ erlendirme sonucunda eksikleriniz varsa öğ renme faaliyetlerini tekrarlayı nı z. Modülü tamamladı nı z, tebrik ederiz. Öğ retmeniniz size çeş itli ölçme araçları uygulayacaktı r. Öğ retmeninizle iletiş ime geçiniz. 37 CEVAP ANAHTARLARI CEVAP ANAHTARLARI ÖĞRENME FAALİ YETİ1'İ N CEVAP ANAHTARI 1 2 3 4 5 6 7 8 9 D D Y Y Y D D Y Y ÖĞRENME FAALİ YETİ2'Nİ N CEVAP ANAHTARI 1 2 3 4 5 6 D D D Y Y D ÖĞRENME FAALİ YETİ3'ÜN CEVAP ANAHTARI 1 2 3 4 5 6 D D Y D D Y 38 ÖNERİ LEN KAYNAKLAR ÖNERİ LEN KAYNAKLAR www. kameraarkasi.org 39 KAYNAKÇA KAYNAKÇA BETTON Gerard, Sinema Tarihi, Çev. Şirin Tekeli, Cep Ünv, İ letiş im Yayı nları . ÇAPAN Sungu, Onat Kutlar, 105 Soruda Sinema, Sabah Yayı nları ,1990. KIVANÇ Oya, Yayı mlanmamı şDers Notları . Prof.Dr.ONARAN Şerif Alim, Sinemaya Giriş ,İ STANBUL,1986. www.karagoztiyatrosu.com www.karagozoyunu.com turkgolgeoyunu.com www.dergibi.com www.bizimsahife.net. www.hurriyet.com.tr. www.bulentozalp.net www.acmi.net.au www.ikindiyağ muru.com 40