2011 yılının patent savaşları

Transkript

2011 yılının patent savaşları
NKARA
ATENT
E-Bülten | Sayı: 21 | Yıl: 3 | 2012 Ocak
Fikri haklar dünyasında
2011 hareketli geçti
NKARA
ATENT
BULUŞLAR GEÇİDİ
ALMANAK 2011
Önemli Araştırmalara İmza Attık
Tıp'taki Gelişmeler Hayal Gücümüzü Aştı
Akıllı Kıyafetler Fazlasıyla İlgimizi Çekti
Dünya Enerji Üretimine Yöneldi
Robatlar Hayatımıza İyice Girmeye Hazırlandı
Deprem Araştırmaları Hız Kazandı
Patent Savaşları Durmadı
ANKARA PATENT BLOG
2
2011 YILININ
PATENT SAVAŞLARI
Patent devi IBM, 2011 yılında da en yakın rakibi
Samsung’a binden fazla fark atarak, 6 bin 180 patent aldı
ve yeni bir rekora imza attı. HTC, satılan her Android cihazı için Microsoft’a 5 dolar vermeyi kabul etti. Ayrıca Apple
ve Samsung arasındaki patent davaları iyice alevlendi.
GÖZDE
SEZGİN
Yandaki grafikte de gördüğümüz
üzere 2011 yılı, dünyanın en büyük
teknoloji şirketleri arasında oldukça
sert patent savaşlarına tanık oldu.
Özellikle akıllı telefonlar üzerinde
yoğunlaşan bu kıyasıya rekabette
teknoloji devleri tarafından birbirlerine karşı dava üstüne dava açıldı. Tüm
bu davalara bakıldığında ilginç olan
şeylerden biri, Apple’ın açtığı tüm davalara karşı, dava açılan tüm tarafların
da kendisine, karşı dava açmasıydı.
Grafikte belirtilmeyen bazı noktalar da var tabi. Örneğin, HTC ve
Microsoft arasında yaşanan davanın
sonucunda; HTC, satılan her Android
cihazı için Microsoft’a 5 dolar vermeyi
kabul etti. Ayrıca Apple ve Samsung
arasında alevlenen patent davalarından ötürü; Almanya, İspanya, Avustralya ve daha pek çok ülkede Galaxy
S2 ve daha pek çok ürününün satışı
dönem dönem yasaklanma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı.
2011 yılı teknoloji devleri ile ilgili
başka önemli gelişmelere de sahne
oldu. Örneğin; patent devi IBM, 2011
yılında da en yakın rakibi Samsung’a
binden fazla fark atarak, 6 bin 180
patent aldı ve yeni bir rekora imza attı.
Böylelikle, üst üste 19. kez ABD patent
listesinde lider olarak “En fazla patent
kazanan şirket” oldu.
Birkaç ay önce ise, Google,
Motorola’nın akıllı telefonlar ve
tablet üretim alt şirketi olan Motorola
Mobility’yi 12.5 milyar dolara satın
aldı. Google bu hamlesiyle, Android
işletim sistemi için büyük bir donanım şirketini de satın almış oldu.
NKARA
İmtiyaz Sahibi
Ankara Patent Bürosu
Limited Şirketi adına
M. Kaan Dericioğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Aysu Dericioğlu Egemen
Editör
M. Kaan Dericioğlu
Aysu Dericioğlu Egemen
Sayfa / Grafik Tasarım / Kapak
Derle Bilişim / Ali Çınkı
Haberler
AjansPress
2011’in son aylarında ise, 134 yıllık
fotoğraf şirketi Eastman Kodak 500
milyon dolar borç bulamaması veya patentlerini satamaması halinde 2012’de
ayakta kalamayabileceği uyarısında
bulundu ve ne yazık ki çok da zaman
geçmeden, 2012 Ocak ayında iflas etti.
Kaynak: geek.com
ATENT
Yazı İşleri Ekibi
Büşra Alkan
Gözde Sezgin
Kadir Kılavuz
Çeviri
Büşra Alkan
İletişim
Ankara Patent Bürosu Limited Şirketi
Göksu Evleri Sitesi Alt Çamlık Cad. No:11 (B-28/A)
Anadolu Hisarı, İstanbul
n T: 0 216 465 78 88 n F: 0 216 465 78 87
Gsm: 0 532 755 1 APB (272)
n web: www.ankarapatent.com n [email protected]
ANKARA PATENT GÜNDEM
3
ANKARA PATENT BOĞAZİÇİ
ÜNİVERSİTESİ İLE İŞBİRLİĞİNİ
YENİ BİR BOYUTA DAHA TAŞIDI
Küresel rekabet amacıyla bilgi ve teknolojiyi kullanarak, ekonomik değer yaratan
ürün ve hizmetler yaratmak isteyenlerin ilk başvuru merkezi olacak nitelikteki bu
platformu tüm girişimcilere öneriyoruz.
Ankara Patent Bürosu olarak,
girişimciliği ve inovasyonu teşvik
etmek adına Boğaziçi Üniversitesi ile
ortak bir projeye daha imza atıyoruz.
Boğaziçi Üniversitesi Teknoloji
Transferi ve Girişimcilik Merkezi
(BUTTGM) bünyesinde kurulan
“İnovasyon Girişimcilik Platformu”’,
girişimci gençleri cesaretlendirip
onların değerli fikirlerini başarılı iş
projelerine dönüştürmek amacıyla
“HayalEt” projesini hayata geçiriyor. Başvuru değerlendirmelerinin
ardından 100 yeni girişimci ve 50
işletme sahibi girişimcinin eğitim
sürecine dahil olmaya hak kazanacağı projede; girişimciler, KOSGEB'in
“Yeni Girişimci Desteği” havuzunda
yer alabilecek ve bu havuzdaki destek
unsurlarından faydalanabilecekler.
"Fikir"den "iş"e giden bu
süreçte, gerekli desteği, altyapıyı ve
işbirliklerini sağlayarak girişimci
fikirlerin en sağlıklı, en doğru
şekilde hayata geçmesini hedefleyen projede, biz de eğitim alanında
destek vererek, proje ortağı olarak
yer alıyoruz. İşbirliğimiz kapsamın-
da, genç girişimcilerin, iş fikirlerinin
profesyonel bakış açısı ile geliştirilmesi konusunda, bizler de birikimimizi ortaya koyarak onlara destek
vermeyi amaçlıyoruz.
Küresel rekabet amacıyla bilgi
ve teknolojiyi kullanarak, ekonomik
değer yaratan ürün ve hizmetler yaratmak isteyenlerin ilk başvuru merkezi olacak nitelikteki bu platformu
tüm girişimcilere öneriyoruz.
Proje ile ilgili detaylı bilgiye
http://www.buhayalet.com adresinden ulaşabilirsiniz.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
4
ÖNEMLİ ARAŞTIRMALARA
İMZA ATTIK
TÜRK UZAY
KUVVETLERİ
HAYAL DEĞİL
2020’li yıllarda
bağımsız uzay gücüne sahip olması
planlanan Türk
Hava Kuvvetleri, önümüzdeki
yıllarda birbiri
ardına fırlatılacak
Göktürk uydularıyla, Türkiye’nin
istihbarat ihtiyacını da çözecek ve
özellikle keşif ve
ihbar kontrol alanlarında uzay ortamı
da etkin olarak kullanılacak.
İlk milli sonar
üretildi
100 küresel savunma sanayi
şirketi içinde yer alan ASELSAN,
Türkiye’nin ilk sonarını üretti. Denizaltıların korkulu rüyası torpidoları
uzaklaştırmak için kullanılan karıştırıcı ve aldatıcıların temel teknolojisini oluşturan ve “kulaç” ismi verilen
sonar, denizlerin derinliklerini ölçmek için de kullanılıyorken, önemli
teknolojik üstünlüklere sahip olması
gerektiğinde deniz dibinin haritasını
da çıkarabiliyor.
2020’li yıllarda bağımsız uzay gücüne sahip olmayı planlarken, ilk milli sonarımızı ürettik. Otomobil ve uçaklar için yüksek kompozit malzeme
geliştirmemizin yanı sıra, radara yakalanmayan
kamuflajlar da tasarladık. Oyun dünyasına da
sağlam bir giriş yaptık.
TÜRK BİLİM İNSANLARINDAN OTOMOBİL VE
UÇAKLAR İÇİN MÜTHİŞ BULUŞ GELDİ
Türk bilim insanları, silisyum karbür, bor karbür ve alümina tozları ile
alüminyum külçeleri kullanarak otomobillerin fren balatalarında, motor
aksamlarında ve uçak parçalarında
sürtünme elemanı olarak kullanılabilecek yüksek performanslı kompozit
malzeme geliştirdi.
UÇAK ÜRETİP
DÜNYAYA SATMAK
HEDEFLENDİ
Koç Consulting Genel
Müdürü Aydoğan Koç,
Türkiye’de
yapacağı
yaklaşık 30
milyon Avro’luk yatırımla
2 kişilik spor uçak üreterek, dünyaya satmayı hedeflediğini açıkladı.
Ucuz maliyeti nedeniyle özellikle
otomotiv sanayisine büyük katkı
sağlayacağı ifade edilen malzeme,
SAÜ Teknoloji Fakültesi Öğretim
Üyeleri; Doç. Dr. Adem Demir, Yrd.
Doç. Dr. Uğur Soy ve araştırma
görevlisi Dr. Fatih Çalışkan
tarafından geliştirildi.
CERN’E ÖN ÜYELİK
ONAYLANDI
2011 yılı Türkiye’nin CERN’e
ön üyelik başvurusunun onaylanması ile başladı. Aday ülkenin
bilimsel ve teknik alt yapısı ve
kapasitesinin CERN tarafından
kabul görmesi
anlamına
gelen bu onay
ardından tam
üyeliğin 2 ila
3 yıl içinde
gerçekleşmesi
öngörülüyor.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
5
Oyunlardaki güvenlik açığına Türk
çözümü geldi
BUKALEMUN
KAMUFLAJLAR
GELİŞTİRİLDİ
Atılım Üniversitesi önderliğinde
ve Bor Enstitüsü’nün desteğiyle; Çanakkale 18 Mart ve ODTÜ araştırmacıları, belli frekanstaki ışık altında
saça istenen rengi verecek teknoloji
geliştirmeye başladı. Araştırmacılar,
sentezledikleri malzemelerle savunma sanayinde radara yakalanmayan
ve bukalemun gibi renk değiştirebilen kamuflajlar tasarlamayı da
hedefliyorlar.
Güvenlik yazılımları geliştiren Arf
Teknoloji Şirketi tarafından, online
oyunlardaki kullanıcıların hesap
bilgileri ve oyun içi yatırımlarının
çalınmasının önüne geçen bir proje
geliştirildi. Bugüne kadar sadece
yapımcı firmaların güvenilirliği
düşünülürken ve bireysel kullanıcılara
yönelik programlar bulunmazken;
bu çözüm ile birlikte temiz kutu
teknolojisi ile herhangi bir bilgisayar
zararlısının ulaşamayacağı güvenli bir
alan oluşturarak oyunlar bu güvenilir
alanda çalıştırılıyor.
DOÇ. DR. KAÇIRA’NIN
UZAY DOMATESLERİ
UFKUMUZU AÇTI
NASA tarafından projelendirilen Dünya Dışı Tarım Merkezleri
Projesi ekibinde bir Türk de yer
alıyor. Siber sera projesi ile, uzay
şartlarına göre hazırlanan sera kapsülleri; yer çekimi olmayan ortamda
bir sebzenin sağlıklı şartlar içinde
yetişmesi için bütün imkanlara
sahip olacak.
TÜRK MÜHENDİS
OYUN SEKTÖRÜNE
BÜYÜK KATKI
SAĞLADI
Adanalı genç
buluşçu dünya
ikincisi oldu
Teknoloji meraklısı Türk mühendis Nuri Erginer: bilgisayar oyunlarının düşme, vurulma, yaralanma
gibi bölümleri için gerçeklik hissini
arttıran “Trakonya” adında bir
teknoloji geliştirdi. Sistem kullanıcı
üzerine giyilebileceği gibi bir tişörte
de uygulanabiliyor.
7. “Uluslararası Bilişim
Olimpiyatları”nda Adana
Gündoğdu Koleji Fen Lisesi
öğrencisi Selin Akpınar,”Mobil
Mikroskop” projesiyle dünya
ikinciliğini elde etti. Bir web
sayfası ve eğitim CD’si üzerinde
sanal olarak bir mikroskopta
görüntü incelenmesini mümkün
hale getiren proje sayesinde
dünyanın her yerindeki öğrenciler mikroskobu öğrenebilecek.
CEPTE ÇIĞIR AÇACAK
ÇALIŞMADA
TÜRK İMZASIYLA
GURURLANDIK
İsveç Malardalen Üniversitesi’nde
araştırmalarını sürdüren Türk Profesör Oğuzhan Özcan’ın başkanlığını
yürüttüğü ekip, mobil cihazlarda
mekanla 2 boyutlu görüntü arasındaki ilişkiye yeni bir boyut kazandırdı.
Bu uygulama bugüne kadar grafik
arayüzlerde çözülmemiş binlerce tasarım probleminin çözümü anlamına
geldi.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
6
TIP’TAKİ GELİŞMELER
HAYAL GÜCÜMÜZÜ AŞTI
Bir yandan tıp öğrencileri için insan vücudu modelleri ve sanal kalp geliştirilirken,
bir yandan ölümsüzlüğe çare arandı. İnsan kalbi üretme çalışmaları başlamışken,
bağırsak dokusu ve yapay gen üretildi.
KÖK HÜCRELERDEN
BAĞIRSAK DOKUSU
ÜRETİLDİ
Cincinnati Çocuk Hastanesi Tıp
Merkezi’nde James Wells ile çalışan ekip, kök hücrelerden bağırsak
dokusu üretti. Bağırsak dokusunun
embriyonik gelişimdeki koşulları
yaratılarak başlayan süreçte kök hücrelerin bağırsak dokusuna dönüşmesi
ise 28 gün sürmüş.
Zihin gücüyle
kontrol edilebilen
protez uzuv
YAPILDI
Araştırmacılar tarafından kullanıcısının beyni ile kontrol edilebilen
protez uzuv geliştirildi. Buluşun
işleyişi; kullanıcının hareketi düşünmesi ardından sensörler tarafından
algılanan beyin sinyallerinin protez
uzva iletilmesiyle gerçekleşiyor.
Yaraların iyileşmesini hızlandıran
gümüş nano parçacıklaR ŞAŞIRTTI
Wisconsin-Madison Üniversitesi’ndeki araştırmacılar, deri yaralarını daha
hızlı iyileştiren nano-teknolojik gümüş
yara bandı üzerinde çalışıyorlar. Araştırmada, mürekkebin ultra ince katmanlarda
yayılmasını sağlayan teknik kullanılmış
ve çok katmanlı polielektrolit kaplamayı
gümüş nano-parçacık dizileriyle karıştırarak yaraların üzerinde kullanılan bantların
üzerine yerleştirilmiş. Henüz sadece kadavra derisi üzerindeki testlerin tamamlandığı
belirtilirken, şimdi ise fare ve domuzlar
üzerinde deneyler yapılarak tedavinin
canlı bir deride işe yarayıp yaramadığı test
ediliyor.
Diyarbakırlı çocuklar
nanoteknolojiyle
hastalıkları önleMEYE
ÇALIŞTILAR
Diyarbakır’da bulunan Türkiye Eğitim
Gönülleri Vakfı Bağlar Eğitim Parkı’nda
eğitim gören çocuklar, 19 Şubat’ta Ankara
Gazi Üniversitesi’nde gerçekleşen First Lego
League yarışmasına ilginç bir fikir ile katıldı.
Grup, kirli havadan kaynaklanan solunum
sistemi hastalıklarını önlemek amacıyla
“Hava Arındırma Sistemi (HAS)” adını
verdikleri bir proje geliştirdi. Projenin amacı,
nano-teknolojiden yararlanarak havada bulunan küçük ölçekteki mikropların dolaşım
sistemine girmesini engelleyerek hastalanma
riskini azaltmak.
SANAL KALP
İLE EğİTİM
BAŞLADI
Londra Kalp
Hastanesi’nde, gerçek
hastalarda incelenmesi
mümkün olmayan insan kalbi anatomisinin
araştırılmasını sağlayacak çok gerçekçi
bir bilgisayar modeli
geliştirildi. Böylece;
tıp öğrencilerinin
organ özelliklerini
daha kolay anlamasını
sağlayacak ve kalp
uzmanlarına yardımcı
bir araç olacak.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
7
Zeka artıran kask
icat edildi
ODTÜ’LÜLER
YAPAY GEN ÜRETTİ
Sidney Üniversitesi bilim insanları tarafından, beyne elektrik akımları
göndererek dil, hafıza ve matematik
problemleri çözme gibi yeteneklerin
üçe katlanmasını sağlayan bir kask
icat edildi.
Bir süre için uzun dönemli hafıza
yerine kısa dönemli hafızayı harekete
geçiren buluşun sonucunda, kaskı
takan kişilerin matematik problemlerini hem üç kat daha iyi hem de farklı
yöntemlerle çözebildiği görüldü.
“BİR ASIRLIK ÖMÜR
ÇOK UZAK DEĞİL”
DEDİLER
Rusya’da ölümsüzlük hapına çok
yaklaşıldığı açıklanırken, İngiltere’de
hastalık ve hasarın hemen tedavi
edilmesi sayesinde, ölümün ortadan
kaldırabileceği savunuldu. Fransa’da
ise mantar hücrelerinde metabolizmayı yavaşlatarak, yaşlılığında yavaşlamasını sağlayan bir gen bulundu.
ODTÜ Kimya Bölümü Öğretim
Üyesi Mahinur Akkaya ve ODTÜ
Genetik Mühendisi Burak Yılmaz
ile birlikte ODTÜ’lü bir grup genç
bilim insanı, yapay gen üretmeyi
başardı. Herhangi bir organizmaya
ihtiyaç duymadan sadece sekans
bilgisiyle üretilen yapay genin
kolları; kanser tedavisinden,
endüstriyel atıkların temizlenmesine
kadar uzanıyor. Bu teknoloji
sayesinde ışıldayan bitkiler,
istenilen kokuyu veren çiçekler
yapılabilecekken petrol ya da
biyodizel üreten mikroorganizmalar
da üretilebilecek.
LABORATUARDA
İNSAN KALBİ
ÜRETEBİLMEK
ADINA GÜN
SAYDIK
ABD Minnesota Üniversitesi’nde, laboratuar ortamında, ölmüş kişilerden alınarak
kas hücrelerinden arındırılan ve “hayalet kalp” olarak
adlandırılan sert iskelete kök
hücreler enjekte edildi. 2011
Ocak ayında büyümekte olan
kalpler henüz atmaya başlamamış olsa da üniversitenin
rejeneratif tıp uzmanı Doris
Taylor günün birinde kalp
nakli ameliyatlarında kullanabilecekleri organlar üreteceklerini ve hatta diğer organların
da aynı yöntemle üretilebileceğini düşünüyor.
İNSAN VÜCUDU
MODELLERİ
TASARLANMAYA
BAŞLANDI
Farklı ülkelerden birçok bilim insanı
canlı gövde parçalarının kişisel kopyalarını oluşturmaya çalışıyor. Böylelikle
hastayı riske atmadan tedavi ve ameliyatlarını daha iyi hale getirilebilecek ve
ilaçların etkileri gözlemlenebilecekken
yakında hastanın tüm bedenini canlandırmak da mümkün olacak.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
8
AKILLI KIYAFETLER
FAZLASIYLA
İLGİMİZİ ÇEKTİ
Bakterileri, böcekleri, gürültüyü engelleyen, hatta
halde anlayan ve tüm
bunlar yetmezmiş gibi
sağlık ölçümleri yapabilen, enerji üreten, telefon
şarj eden,selülitten kurtaran ve radyasyondan
koruyan akıllı kıyafetler
geliştirildi.
Gürültü önleyen
perde GELİŞTİRİLDİ
BÖCEKLERİN YAKLAŞAMADIĞI ÖRTÜ ÜRETİLDİ
Denizli Tekstilci ve Giyim Sanayileri Derneği tarafından böcek kovucu
kumaştan piknik örtüsü üretildi. Yönetim kurulu başkanı İsa Dal, geliştirilen
böcek kovucu piknik örtüsü sayesinde
piknikçilerin açık havada sinek, haşere
ve keneden uzak piknik yapabileceğini
ve 1,5 ila 2 metre ebadındaki piknik
örtüsünün farklı amaçlarla da kullanılabileceğini belirtti. Buluşta bir papatya
türü olan krizantem çiçeğinden elde
edilen piretrum maddesi kullanıldı.
Giyilebilir anakart
TASARLANDI
ABD Deniz Kuvvetleri fonu ile, Georgia
Teknoloji tarafından Giyilebilir Anakart üretildi. Bu akıllı giyside savaş yaralarına bakım
için duyusal astar, kurşun yaralarını tespit
etmek için optik fiberler ve savaş durumunda önemli işaretleri gözlemek için bağlantı
kuran özel sensörler bulunuyor.
Tamamen kablosuz olan sistemde bilgisayarlı t-shirt gövdesine bağlanmış medikal
hissetme cihazları esnek
bir yapıdan oluşurken,
anakart; plastik optik
fiberlerin ve diğer özel
dişlilerin rahatlıkla kumaşa entegre olabilmesi
için dokuma kumaştan
dikişsiz olarak üretilmiş.
TELEFON ŞARJ EDEN
AKILLI PANTOLON
ÜRETİLDİ
Silvr Lining tarafından
tasarlanan pantolon, üzerinde
bulunan güneş panelleri cepler sayesinde cep telefonu ve
mp3 çalarları şarj edebilecek
kadar enerji üretiyor.
Empa’daki araştırmacılar, tekstil
tasarımcısı Annette Douglas ve ipek
dokumacısı Weisbrod-Zürrer AG
ile birlikte çalışarak hafif olmasına
rağmen ses geçirmeyen, yarı saydam
perde kumaşı geliştirdi. Odanın akustiğini belirgin bir şekilde geliştiren ve
sesi emen bu perdelerin yarı saydam
olması da pek çok yerde kullanım
şansını doğuruyor.
Giysileri
bakterilerden
arındıran sprey
GELİŞTİRİLDİ
Georgia Üniversitesi’nden Dr.
Jason Locklin önderliğinde bir grup
Amerikalı bilim adamı, mikrop tedavisinde çığır açan bir anti-bakteriyel
sprey geliştirdi. Bu çözelti halindeki
yeni sprey önceden üretilmiş malzemelerin de bakterilerden tamamen
temizlenmesini sağlıyor.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
9
Halden anlayan kıyafetler TASARLANDI
Concordia Üniversitesi profesörleri tarafından, giyenin modunu hissederek günün üstesinden gelmesini sağlayan, gömülü biyo-sensörleri
ve internet bağlantısı bulunan ileri teknoloji
kıyafetler üretildi. Sensörden alınan veriler
16 duygusal durumdan birine dönüştürülerek
kıyafeti giyen kişiye moduna göre daha önceden
ayarlanmış ilham verici mesajlar veriyor.
Sıvı toplayarak sağlık testleri ve
ölçümleri yapILDI
AB araştırma projelerinden SFIT
grubu, BİOTEX projesiyle; sıvıyı biriktirerek biyolojik algılama birimine
iletebilmenin üzerinde çalışıyor. Bu
zorlu çalışmada amaçlanan görünmez
kan testleri gerçekleştirebilmek ve az
miktarda sıvıyla güvenilir ve kesin
ölçümler yapabilmek.
İtalya, Fransa ve İrlanda’daki üniversitelerin ve küçük firmaların da yer
aldığı projenin temel başarılarından
biri terdeki sodyum, potasyum, klorid
oranlarını ölçebilen prototip iyonik
sensörlerin geliştirilmiş olması.
Enerji üreten
kıyafetler GELİŞTİRİLDİ
Dallas’taki Teksas Üniversitesi’nde
bir grup araştırmacı, nanotür ile bor
veya magnezyum tozlarını kullanarak
yeni bir yöntem geliştirdi. Şu anda
ilk aşamasında olan araştırmada
amaçlanan “giyilebilir güç destekleri”
oluşturmak.
Bu teknikte nanotüp ağının tozlar
ile püskürtülmesi ardından nanotüpler ve tozlar, malzemeyi ipliklere
dönüştürüyor. Oluşan nanoiplikler
ise daha sonra sert yapı malzemeleri
oluşturmak gibi farklı uygulamalarda
da kullanılabiliyor.
“Artık süt giyeceğiz” DEDİLER
Oluşan nanoiplikler ise daha sonra
sert yapı malzemeleri oluşturmak gibi
farklı uygulamalarda da kullanılabiliyor.
RADYASYONDAN
KORUYAN CEKETTEN BİZ
DE ALMAK İSTEDİK
Selülitin çaresi
bu kumaşta BULUNDU
Teknolojik kumaşları tasarımlarla birleştiren DDC LAB tasarımcıları Roberto Crivello
ve Savania Davies-Keiller radyasyon önleyici
malzemelerden oluşan spor ceket ve takımlar
tasarladı. Kullanıcıyı zararlı UV ışınlarından
ve cep telefonlarından yayılan radyasyondan
da koruduğu iddia edilen kumaşların tasarım
amacı bu giysilerde de normal giysilerdeki
rahatlığı aynen sağlayabilmek.
Denizli’deki Tan
Tekstil firması acı biber,
ahududu gibi bazı gıda
ürünlerini nanoteknolojiyle kumaşa işleyerek yağ
yakıcı kumaş üretti. Su,
şarap, yağ, kir geçirmeyen
ve leke tutmayan, karıştırıldığında deformasyona
uğramayan kumaşlar,
vücudu sıcağa ve soğuğa
karşı koruyup vücut ısısını
37 derecede sabit tutuyor.
Almanya’nın Hanover kentinde
modacı Anke Domaske, sütten elde
edilen bir çeşit lifin kullanıldığı
giysiler tasarlıyor. Geliştirdiği ipeksi,
kokusuz ve yıkanabilir ekolojik kumaş aynı zamanda anti-bakteriyel ve
yaşlanmayı geciktirici özellikleriyle
de sağlığa iyi geliyor; kan dolaşımını
ve vücut ısısını düzenliyor. Önceki
örneklerin aksine, Domanske’nin
ürettiği kumaş tamamen kazein
kullanılarak geliştirilen ilk ürün olma
özelliğini taşıyor.
Canlı dokudan
büyüyen ceket YAPTILAR
Tissue Culture & Art Project’teki
araştırmacılardan Oron Catts ve
Ionat Zurr Oron yarı canlı bir ceketin
yapımı üzerinde çalışıyor. Herhangi
bir hayvan öldürmeden deri giymeyi
mümkün kılmak amacıyla, ikili, deri
benzeri bir kumaş içerisinde canlı
dokular büyütmeye çalışarak minyatür, dikişsiz, kaban şeklinde bir ceket
oluşturmayı amaçlıyor. Fare ve insan
hücrelerinin kombinasyonundan oluşan ceket, şu anda, bir farenin sığabileceği kadar küçük, ince ve özel olarak
tasarlanmış, taşıyıcı görevi yapan bir
biyoreaktörün içerisinde büyütülüyor.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
10
DÜNYA ENERJİ
ÜRETİMİNE
YÖNELDİ
ODTÜ, GÜNEŞ PANELLERİNE ALTERNATİF
TEKNOLOJİ ÜRETTİ
ODTÜ GÜNAM Müdürü Prof. Dr.
Raşit Turan ile doktora öğrencisi Özgür
Selimoğlu’nun birlikte tasarladıkları
yeni yoğunlaştırma sisteminin dünya
genelinde ayırt edici üstün özelliklere
sahip. Yapımında pahalı fotovoltaikler
yerine daha ucuz olan cam ve mercek
gibi malzemelerin kullanılması nedeniyle ise, daha ucuza elektrik üretiminin yolunu açıyor.
Alternatif
enerji İÇİN
AY YÜZEYİNE
GÖZ DİKTİLER
SOLAR PANELLER
VİRÜSLERLE DESTEKLENDİ
MIT Üniversitesi’nin araştırmacıları daha
efektif solar paneller inşa edebilmek için
virüsleri devreye soktular. Karbon nanotüplerin daha düzgün hizalanmasını ve
elektronların daha etkili biçimde toplanmasını
sağlayan M13 adlı virüslerin kullanımı, solar
panellerin enerji dönüşümüne önceki tekniğe
oranla üçte bir oranında verimlilik kazandırdı.
Shimizu adlı bir Japon
şirketi, Ay yüzeyini güneş panelleriyle kaplayarak dünyadaki
tüm enerji ihtiyacını bu şekilde
karşılayacak bir projeye imza
atacak. Projede, yerleştirilen
güneş panellerinin bakımının
robotlar tarafından yapılması
düşünülürken, enerjiyi lazer veya mikrodalga yoluyla
Dünya’daki istasyonlara taşıyarak 13 bin teravatlık sürekli bir
kaynak yaratılması hedefleniyor.
Gürültü ve
hareketten
elektrik üretimi
AMAÇLANDI
Sharjah Amerikan
Üniversitesi’nden bir grup
öğrenci, piezo-elektrik teknolojisi ile gürültüden elektrik
üretebilen bir cihaz geliştirdi.
Henüz deneme aşamasında olan
cihazın şaşırtıcı özelliklerinden
biri insanların duyamadığı ses
dalgalarını dahi elektriğe dönüştürebilmesi. Basit hareketler,
ayak sesleri veya stadyum gürültüsü gibi her türlü sesi elektriğe dönüştürebilen bu teknoloji
pek çok alanda enerji üretimine
katkı sağlayacak nitelikte.
Yapay petrol
üretildi
Oxford ve London
College’ın ortak çalışması sonucu hidrojen bazlı ve çevreye
zarar vermeyen yapay petrol
üretildi. 3 ila 5 yıl arasında
hayatımıza girecek ürün, 3 kat
daha fazla enerji üretirken;
araçlar 1 depo ile 500 ila 650
kilometre gidilebilecek.
NEFES ALAN
PİLLER
GELİŞTİRİLDİ
Enerji yoğunluğu benzin ile
karşılaştırılabilir duruma gelen
bu piller Güney Carolina’nın
Aiken şehrindeki Savannah
River Ulusal Laboratuarı’nda
(SRNL) çalışan bilim adamı
Ming Au tarafından geliştirildi.
İddialara göre ise, başka hiçbir
pilde bu tür bir enerji yoğunluğu yok.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
11
ROBOTLAR
HAYATIMIZA İYİCE
GİRMEYE HAZIRLANDI
ÖĞRENEBİLEN İNSANSI ROBOT GELİŞTİRİLDİ
Japonya’daki Osaka Üniversitesi
profesörleri tarafından geliştirilen
33 kg ağırlığında, 130 cm boyundaki
CB2 isimli insansı robot, küçük bir
çocuk gibi öğrenebilme yeteneğine
sahip olacak şekilde tasarlanmış ve
uzmanlar tarafından gerçek bir çocuk
gibi hatırlama, düşünme, yürüme
becerileri kazandırılmaya çalışılıyor.
Avusturya firması “Guger Teknolojileri” tarafından geliştirilen Intendix adlı başlık ile ses telleri zarar
görmüş, kollarını kullanma yetilerini
kaybetmiş veya omurga zedelenmelerine maruz kalmış insanlar, beyin
dalgalarını kullanarak ifade etmek
istediklerini ihtiyaca göre sesli ya da
yazılı olarak heceliyor, gerektiğinde
metnin çıktısını alabiliyor ve e-posta
ya da başka bir elektronik mesaj
sistemi ile gönderilmesini sağlayabiliyor.
DENİZLER ROBOT BALIĞA EMANET EDİLDİ
Üzerindeki algılayıcılar sayesinde
denizleri dolaşıp kirlilik seviyesini tespit
eden 1.5 metre uzunluğundaki robot
balık 29 bin dolara mal oldu. Eş zamanlı
olarak verileri istasyona aktaran ve su
altı boru hatlarındaki kaçaklar gibi su
kirliliğine neden olan olayların erkenden teşhis edilebilmesine yarayan robot
balığın, göz ardı edilemez olumsuz tarafı ise yaydığı manyetik alan ve çıkardığı
sesler ile doğal ortam vermesi.
Bronze Format ile MÜZİĞE
YENİ BİR SOLUK GELDİ
Lexxx tarafından geliştirilen, kayıt
edilmiş müziğe yeni bir soluk getiren
Bronze Format ile sabit bir formata
sahip olmayan, sürekli değişen hatta
bestecinin şarkıya zaman içerisinde
yeni tınılar eklemesine de olanak
veren bir platform oluşuyor. Bu yeni
müzik anlayışı için Bronze Player ve
bu formata uygun olarak kayıt edilmiş
müzik parçaları gerekiyor. Şu an için
BEYİN DALGALARI İLE YAZI
YAZMANIN ÖNÜ AÇILDI
sadece Mac marka bilgisayarlara
yüklenebilen program yakında tüm
diğer bilgisayarlar ve IPAN ile IPAD’e
uygulanabilecek.
BİYONİK LENS İLE
EKRANLARA GEREK KALMADI
Washington
Üniversitesi’nde,
bilgisayar
ekranını kişinin
görüş alanına
yerleştiren bir
biyonik kontak
lens geliştirildi. Yakında, hareketleri
geliştirmek için bilgisayar oyunlarında, sağlık sektörü ve iş hayatında
kullanılabilecek bu lensler için mühendisler, gelecekte sürücülerin ve
pilotların yol, hava ve araç durumuyla ilgili çok fazla bilgiye bu lenslerle
ulaşabileceklerini söylüyor.
Ekonomik Yardımcı
Robot ÜRETİLDİ
RoboDynamics’teki araştırmacılar tarafından geliştiricilerin kendi
uygulamalarını yükleyebileceği ve bu
sayede kullanışlılığı sonsuz ölçüde
artırabilen bir robot icat edildi. Gelecekte ev işlerinde hoş imkanlar sunacak icatla ilgili şaşırtıcı olan şey ise,
2011 yılının ortasında 3000 dolara
yakın bir fiyatla piyasaya sunulmasının ardından robot fiyatlarının
1000 dolar civarına düşürülmesinin
hedeflenmesi.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
RobotlarA İNSANSI
DOKUNUŞ VERİLDİ
Florida
Merkez Üniversitesi Kimya Bölümü’nde
görevli Doç.
Dr. Lei Zhai
ve ekibi, yeni
areojelin kullanılması ile robotlara hassas
ve yumuşak bir dokunuş
imkanı veren bir yol geliştirdi.
Yeni geliştirilen ve bioalgılama
uygulamalarına sahip aerojel
ile, donmuş duman olarak
nitelendirilebilen materyal,
robotik ellere insansı dokunuş
imkanı sağlayabilecek.
ÖĞRENEN VE DERS
ÇIKARAN BİLGİSAYAR
GELİŞTİRİLDİ
IBM, bilgisayarların
deneyimlerinden öğrenmelerini,
kuramlar
geliştirmelerini ve
sonuçlardan ders çıkarmalarını sağlayacak insan beyninin çalışmasını taklit eden
bir yonga (çip) geliştirdi. Bu
yongalarla yapılacak düşünen bilgisayarlar geleneksel
bilgisayarlarla aynı şekilde
programlanmayacak.
BOMBALARI ALGILAYAN
BİTKİLER TASARLANDI
Colorado Üniversitesi June Medford Biyoloji
Laboratuarı’nda yapılan çalışmalar sayesinde geliştirilen ve
tehlike anında renk değiştirecek bitkilerin; tahminen dört
yıl içerisinde havaalanı gibi
kamuya açık yerlerde bomba
ya da diğer tehlikeli maddeleri
teşhis etmek için kullanılacağı
umuluyor.
12
Bilim adamları zihin gücüne odaklandı
Berlin’deki Freie Üniversitesi’nde
profesör olan Raul Rojas’ın son icadı
Braindriver ile; elektroensefalografi
teknolojisi kullanılarak, beyindeki
sinyaller okunuyor ve ardından uyarıcıların etkisi direksiyon hareketlerine
dönüştürülüyor ve sürücünün zihin
gücüyle bir aracı kontrol edebilmesi
sağlanıyor.
San Francisco’da bulunan Emotiv
firması tarafından geliştirilen ve şu
an deneme aşamasında olan buluşun
testleri Berlin havaalanında yapılıyor.
SANAL KARAKTERLERİN
ARKASINDA KİMİN
OLDUĞU ÖNEM KAZANDI
Louisville Üniversitesi’nde, yapılan
araştırmalarla sanal karakterlerin gerçekten
sahibi tarafından kullanılıp kullanılmadığının tespiti üzerinde çalışılıyor. Güvenlik,
hukuki ve ticari açılardan büyük önem
kazanan araştırmanın ticari amaçlarından
biri, kullanıcıya özgü sanal reklam uygulamalarını devreye sokabilmek.
MİMİKLERDEN
ANLAYAN BİLGİSAYAR
GELİŞTİRİLDİ
ODTÜ Teknokent’in genç yazılım
mühendisleri, tamamen yerli sermaye
ile; baş, göz, kaş çatma, gülümseme, diş
sıkma ve kahkaha atma gibi hareketlerle
bilgisayar kullanımına olanak sağlayan
yazılım geliştirdi. MİMİK adı verilen
yazılım sayesinde; özellikle engelli
vatandaşlar, bilgisayarda her türlü işlemi
yapabiliyor, sanal klavyeyle ekrana yazı
da yazabiliyor.
Kuş maskesi
altındaki ajan
KORKUTTU
Monrovia’da, Amerika Savunma Bakanlığı’nın talebi üzerine;
Nano Hummingbird isminde
ve avuç içi büyüklüğünde, kuş
görünümlü uçak geliştirildi. Hızı
saatte 11 mile kadar çıkabilen pilotsuz ajan uçağın; keşif yapması,
ses ve video kaydı elde edebilmesi planlanıyor.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
13
DEPREM ARAŞTIRMALARI
HIZ KAZANDI
DEPREM ARDINDAN BİNALARIN YENİDEN
DOĞRULTULMASI SAĞLANDI
2009 yılında gerçekleştirilen buluşla, deprem esnasında oluşan
enerji değiştirilebilir fünyelere dağıtılıyor ve deprem sonrası binanın
yeniden doğrulmasını sağlıyor. Stanford ve Illinois Üniversitelerinin
önderliğinde deneyleri başarıyla gerçekleştirilen buluşun anahtarı
ise; hasarı binanın iskeletindeki esnek ve değiştirilebilir kısımlarıyla
sınırlayarak sarsıntıyı kabul edilebilir hale getirmesinde yatıyor.
Teknolojinin en umut verici yanı da, var olan yapılara hazır malzemeler kullanılarak daha sonradan monte edilebilmesi.
DÜNYA’NIN EN BÜYÜK DEPREME DAYANIKLI YAPISININ
SABİHA GÖKÇEN OLDUĞUNU ÖĞRENDİK
Sabiha Gökçen Uluslar arası
Havaalanı dünyanın depreme
dayanıklı en büyük yapısı olarak
gösteriliyor. Üçlü sürtünmeli
sarkaç izolatörler adlı yeni yapı
teknolojisini ilk kullanan havaalanı, 8.0 şiddetindeki depremlere
dayanıklı olmasının yanı sıra
deprem sonrasında da tamamen
çalışır halde olacak nitelikte tasarlanmış. Yeni izolasyon cihazının
başarısı ise, tüm binayı kaldırarak
yerden uzaklaştırması ve deprem
sırasında binanın hareketlerini
yavaşlatarak titreşimi azaltmasında yatıyor.
TARİHİN DEPREM
TEKNOLOJİSİNE ŞAŞIRDIK
JAPONYA’DAKİ DEPREM UYARI
SİSTEMİNE İMRENDİK
Tarihi yapıların temellerinde deprem sönümleme sistemleri uygulandığını belirten ve Anadolu yapı medeniyetini araştıran arkeologlar, binlerce yıldır ayakta kalan tarihi
yapıların temellerinde deprem sönümleme sistemlerinin
uygulandığını belirledi. Kabe, Augustus Tapınağı, Ayasofya
ve Süleymaniye Camisi’nin temellerinde de aynı sistemin
kullanıldığı belirtiliyor.
Dünya’nın en gelişmiş erken uyarı sistemine sahip
Japonya, 2007 yılında tüm ülkeyi kapsayan online bir
sistem kullanmaya başladı ve bu sistem 2011 yılında
gerçekleşen depremde
kendini ispatladı.
Dünya Bilimi ve
Afet Önleme için Ulusal Araştırma Enstitüsü
tarafından işletilen
sistem; titreşimleri
saniyeler öncesinden tespit edip depremin merkez üssünü belirlerken,
ülke genelinde 1000’den fazla sismograftan elde ettiği
verileri kısa uyarılar şeklinde Japonya Meteoroloji
Ajansı’ndan gönderiyor.
2011 BULUŞLAR GEÇİDİ ALMANAK
14
ODTÜ’DE ÇOK ÖZEL
PANNELLER GELİŞTİRİLDİ
Depreme dayanıklı binalar için dünyayı
hayran bıraktıran ODTÜ inşaat mühendisliği
Bölümü, son 10 yılda yürütülen araştırmalar sonucunda, betonarme binalardaki tuğla duvarları
gömlek kumaşı inceliğindeki karbon lifli polimerler veya ön dökümlü betonarme panellerle
depreme karşı güvenli hale getiren yöntemler
geliştirdi.
Üstelik bu uygulama sadece boya işlemlerinin vereceği kadar rahatsızlık verecek nitelikte
ve binanın boşaltılması gerekmiyor.
"KASIRGALAR DEPREME YOL AÇIYOR" DENDİ
Araştırmaya göre kasırgaların neden
olduğu toprak kaymaları tektonik plakaların hareket etmesini engelleyen bakının
gevşemesine neden oluyor. ABD’deki Miami Üniversitesi’nden Shimon Wdowinski
ve ekibinin yaptığı bir araştırmaya göre
tropikal kasırgaların, toprak kaymalarına
neden olarak depremlere yol açabildiği belirtildi. Bilim adamları bu varsayımlarının
sadece dağlık kesimlerde geçerli olduğunu
vurguladı.
"YER ALTI SULARI DEPREMİ HABER VEREBİLİR Mİ?"
SORUSUNUN CEVABI ARAŞTIRILDI
Fırat Üniversitesi
Fen Fakültesi Kimya
Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet
Yaman, Doğu Anadolu Fay Hattı’ndaki yer
altı sularının kimyasal
özelliklerinde, depremlerden önce
değişiklik olduğunun belirlendiği
TÜBİTAK destekli çalışmasıyla bu
soruya “evet” cevabına verdi.
Ayrıca 2009 yılında İtalya’nın
l’Aquila kentinde yaşanan depremden birkaç gün önce yakınlardaki
bir gölde yaşayan kurbağa sürüsünün topluca göç etmesi ardından
yapılan ve NASA’nın da dahil olduğu
bir araştırmaya göre; tektonik tabakaların yol açtığı türden çok büyük
bir basınç altında kalan kayaların
saldığı parçacıkların yüzeydeki su
birikintilerinde kimyasal reaksiyona
yol açtığı ve su kenarında ya da içinde yaşayan
hayvanların, sarsıntının
gelişini sudaki değişimden hissedebildiği
belirtildi.
JAPONYA’NIN DEPREME DAYANIKLI
BİNALARININ SIRRINI ÇÖZDÜK
Japonya’da depremlerden sonra
çok fazla binanın yıkılmamasının
nedeni, mühendislerin binaları
kırılabilir değil bükülebilir şekilde
hazırlaması. Bu şekilde tasarlanan
binalar deprem esnasında daha hızlı
şekilde sarsılarak insanların daha
çok korkmasına sebep olsalar da, asıl
ihtiyacı tam olarak karşılıyorlar ve
yıkılmıyorlar.
GÜVENLE SALLANAN
KÖPRÜLER YAPILDI
Buffalo Üniversitesi ve
MCEER’deki mühendislerin görüşüne göre, deprem anında adeta
dans eden köprüler; hem en güvenli
hem de yapımı, onarımı ve güçlendirilmesi en ucuz köprüler olabilecek nitelikte. Testleri başarıyla
tamamlanan metadolojide; köprünün ayaklarının altına yerleştirilen cihazlar sayesinde, köprüler
zeminden ayrılarak birkaç santim
yükselirken deprem sırasında oluşan enerji boşaltılıyor.
GOOGLE, TWITTER VE FACEBOOK
İNSANİ HİZMETTE BULUNDU
Van’da yaşanan deprem felaketinin ardından, bölgede bulunan
yakınlarına erişmeye çalışan kişilere yardımcı olabilmek adına Google
Kişi Bulucu hizmeti Türkçe olarak
kullanıma açıldı.
8.9 ölçekli Japonya depreminde,
mobil telefon ağları ve sabit telefon
hatları çöktüğünde geniş bant
bağlantılarıyla sağlanan web siteleri
birçok insan için can simidine dönüştü.
YAPILARIN RÖNTGENİ ÇEKİLDİ
Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Yapı Malzemeleri Laboratuarı
araştırmacıları tarafından, yapılardaki taşıyıcı sistem elemanlarının
malzeme kalitesini ölçen bir yöntem geliştirildi ve 140 yapı türünün
depremselliği ve dayanıklılığı bu
yöntem ile ölçüldü.
ULUSAL İNOVASYON GİRİŞİMİ
15
DİJİTAL DÜNYA
İnternet’in yaşadığımız dünyayı
nasıl değiştirdiği üzerinde durmaya
gereksinim duymuyoruz. Bu teknoloji;
ekonomiyi, gerek bireysel, gerekse de
toplumsal hayatımızı, kültürümüzü
ve daha nice günlük yaşam alışkanlıklarımızı yoğun bir biçimde etkiledi. İnternet, yaşam için gereksinim
duyduğumuz bir çok ihtiyaç noktasının sayısallaşmasına-dijitalleşmesine
neden oldu. Günümüzde yaşadığımız ekonomik ve toplumsal sistem
bazı fırsatları değerlendirmek, bazı
tehditlerle baş edebilmek için iyi bir
gündem oluşturma gayreti içindedir.
Gündem geniş bir alanı kapsamakta,
bu alan içinde çevre, eğitim, sağlık,
demografik değişim ve daha da genel
olarak gerek ticari, gerekse de kamu
hizmetlerinin dağıtımına kadar bir
yelpazeyi barındırmaktadır. Sayılan
tüm konu başlıklarının içinde bilişim
teknolojilerinin kullanımı ve birbirine
bağlanan İnternet protokolü temelli
şebekeler girmektedir. İnternet ekonomisi alanında Seul’da yapılan Bakanlar
düzeyindeki toplantısının bildirgesin-
de de vurgulandığı gibi dünyanın ve
ülkelerin gündemlerinin hedeflenen
sonuçlara ulaşmasındaki kritik başarı
unsurlarından birisi; çok ortaklı paydaş topluluklarında formüllerin oluşturulması, benimsenmesi, izlenmesi
ve gözden geçirilmesi gerekmektedir.
İnternet ekonomisinin geleceği
hakkında OECD tarafından kaleme
alınan raporda özellikle uluslar arası
işbirliğinin artırılması salık verilmektedir. Ayrıca, gelecekte dijital dünyanın sahip olması gereken normlara
bakıldığında aşağıdaki maddelere
dikkat çekildiği izlenmektedir:
1. Toplumun tüm kesimlerine yani
tüm vatandaşlara ve coğrafi koşullardan bağımsız bir biçimde her yerde
İnternete bağlanabilme olanaklarının
sunulması
2. İnternet temelli inovasyon, rekabetçilik ve kullanıcı tercihlerinin desteklenmesi
3. Kritik öneme sahip olan altyapının
güvenliğinin sağlanması ve sistemin
oluşabilecek yeni tehditlere karşı
güvenliğini sağlayabilecek bir düzene
sahip olması
4. Kişisel bilgilerin korunmasının
sağlanması; fikri haklara saygının
sağlanabilmesi; özellikle azınlık
gruplarının ve diğer belirli hassasiyet
taşıyan vatandaşların kişisel haklarının korunabilmesi
5. İnternetin güvenli ve sorumlu bir
biçimde kullanılabilmesi
6. Altyapı yatırımlarının desteklendiği
bir ortamın yaratılması; daha yüksek
düzeylerde bağlanabilirliğin sağlanması ve daha yenilikçi servislerin
ve uygulamalarım olasılık dahiline
kavuşturulabilmesi.
ULUSAL İNOVASYON GİRİŞİMİ
Temel olarak öncelikle
odaklanılan politika alanlarından birisi genişbant
konusudur. Genişbant’ın
(boradband) daha da yüksek
düzeylerde kullanımının
yaygınlaştırılabilmesine öncelik verildiği görülmekte; bu
yaklaşıma neden olarak da
genişbant altyapısının İnternet Ekonomisi olarak anılan
dünyanın oturduğu temel
zeminlerden biri olduğu vurgulanmaktadır. OECD üyesi
ülkeler içinde mevcut kapasitenin artırılması, elektronik
iş yönetimine (e-business),
dijital-sayısal ortamda
dağıtımın sağlanmasına ve
genişbant uygulamalarına
odaklanmanın daha da arttığı izlenmekte. Diğer taraftan politika
yapan kesimin üzerinde durduğu
alanlar arasında okulların birbiriyle
elektronik ortamda birleştirilmesi,
kütüphanelerin ve diğer kamu hizmetlerinin de aynı okullarda olduğu gibi
birleştirilmesi bulunmaktadır.
Genel ekonominin bünyesine
İnternet ekonomisini eklemlemek
amacıyla dikkate alınan politika hedefleri arasında; kamu politika geliştirme süreci içine İnternetin mutlaka
inovasyon süreci gibi neredeyse bir
çekirdek unsur olarak dikkate alınması salık verilmektedir. Kamu politika
alanları arasında ticaret politikaları,
rekabetçilik politikaları, vergilendirme
politikaları, sosyal politikalar ve düzenlemelere ilişkin reformlar sırlanmaktadır. Özellikle sağlıklı bir politika
analizi yapabilmek adına ihtiyaç
duyulan unsurlar arasında; İnternetin ekonomik performans üzerinde
yarattığı etkideki dönüşümü algılayabilecek bir değerlendirme sisteminin
oluşturulması önemsenmektedir. Bu
bağlamda özellikle İnternetin verimlilik üzerindeki etkileri, verimliliğin
yanı sıra inovasyon ve sosyal refah
üzerindeki etkileri, sosyal refahı ele
alırken de özellikle eğitim, sağlık ve
kamu hizmetleri üzerindeki etkilerinin mutlak surette dikkate alınması ön
planda tutulmaktadır.
E-devlet: Son 10-15 yıllık dönemi
ele aldığımızda kamu hizmetlerinin vatandaşlarına sunuş biçiminde
e-devlet önemli bir araç haline geldi.
Kamu bazı işlevlerini elektronik
ortama taşıdı, bu yöntemle vatandaşlarıyla iletişimini ve kamu-vatandaş ve
işletme dünyası ile ilişkilerinde ihtiyaç
duyulan hizmetlerin sunumunun bu
ortamın kolaylaştırıcı ve standartlaştırıcı etkisi ile daha da kolay hale
getirdi. Genel olarak bakıldığında
e-devletin fonksiyonlarını aşağıda
birkaç başlıkla inceleyeceğiz.
e-sağlık: OECD üyesi ülkeler,
kamu yönetimleri tarafından vatandaşlarına sundukları sağlık hizmetlerinde bu hizmetlere ulaşılabilirlik,
hizmetlerin niteliği ve etkinliği
konusunda çeşitli sorunları çözme yolunda projeler geliştirmektedir. Sağlık
sistemi içinde artan giderler, demografik değişim ve özellikle kronik
hastalıklardaki artış, kamu yönetimlerinin başa çıkmaya çalıştığı sorunlar
arasındadır. Sorunların çözümünde
e-sağlık bağlamında bilişim teknolojilerinin kullanımının yaygınlaştırılabilmesi için;
1. Edinilen derslerin paylaşılması,
değerlendirme sistemlerinin geliştirilmesi ve kıyaslama çalışmalarının
yapılması
2. Sağlık uygulamalarında bilişim
teknolojilerinin kullanımının yaygınlaşabilmesi için ana güdüleyicilerin ve
gereksinim duyulan teşviklerin neler
olduğunun daha iyi anlaşılabilmesinin
sağlanması
3. Kronik hastalıkların sınırlar ötesinde görüntülenebilmesi ve hastaların
durumlarının yine sınırlar ötesinde
irdelenebilmesine dönük politika
16
çerçevesinin geliştirilmesiilerletilebilmesi
e-eğitim: OECD tarafından yapılan ve eğitim
dünyasının yakından takip
ettiği bir çalışma olan PISA
(the OECD Programme
for International Stuedent
Assesment) sonuçlarına
göre; eğitim performansı
ile bilişim teknolojilerine
evlerden erişim arasında
pozitif bir ilişki olduğu
sonucu ortaya çıkmaktadır. Öğrencilerin çalışma
performanslarının artırılmasında bilişim teknolojilerinin önemi daha çok
niteliksel boyutlardadır;
yani nicelik, nitelik kadar
ön planda durmamaktadır. Eğitimde bilişim teknolojilerinin
kullanımında haliyle eğitmenlerin bu
teknolojileri kullanabilme yetenekleri
de performansın ana belirleyicileri
arasındadır. Bu nedenle eğitmenlerin
bilişim teknolojilerini kullanabilme
yeteneklerini geliştirmeleri desteklenmelidir.
Geleceğin İnternet ekonomisinin
yaratacağı düzende Türkiye’nin sosyal
ve ekonomik kapasitesine uygun bir
biçimde yerini alabilmesi için, OECD
tarafından dile getirilen konuların
yakın takip edilmesinde yarar olacaktır. Özellikle Türkiye’nin ekonomik
olarak azgelişmiş olan bölgelerinde
İnternet kullanımının, bu kullanımın
da mutlaka katma değer yaratacak
işlevlere sahip olacak biçimde yapılanmasının önemli olduğunu düşünmekteyiz. Özellikle eğitim hizmetlerinde
İnternet’in sunduğu olanaklardan
sosyal ve ekonomik konumundan
bağımsız bir biçimde tüm öğrencilerimizin, gençlerimizin en üst düzeyde
yararlanmasını sağlamak, Türkiye’nin
geleceğin dünyasında yerini alabilmesi
için kritik bir başarı faktörü olarak
görünmektedir.
Bilgi Çağı Dergisi için Hazırlanan
Sürüm Gözden Geçirilerek Yeniden
Derlenmiştir.
Kaynak: Shaping Policies for the
Future of the Internet Economy, OECD,
Ministerial Meeting on the Future of
the Internet Economy, Seoul, Korea, 1718 June 2008, OECD Digital Economy
Papers No 148.

Benzer belgeler