DÜNYA TURUNÇGĠL YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠNDEKĠ

Transkript

DÜNYA TURUNÇGĠL YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠNDEKĠ
DÜNYA TURUNÇGĠL YETĠġTĠRĠCĠLĠĞĠNDEKĠ EĞĠLĠMLER ve TÜRKĠYE ĠÇĠN
ÖNERĠLER
Mustafa KAPLANKIRAN T.Hakan DEMĠRKESER Celil TOPLU Ercan YILDIZ
MKÜ Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Antakya/HATAY
Ülkemiz tarımı ve ihracatında önemli bir yer tutan turunçgillerde yetiştiriciliğe ve
üretim hedeflerine öneriler getirebilmek için, dünyadaki ve ülkemizdeki turunçgil
tarımının son yıllardaki üretim, ticaret,çeşit dinamizmi, tüketici eğilimleri,yetiştirme
teknikleri ve anaç kullanımı vb konularını kısaca irdelemek yararlı olacaktır. 19952004 yılları arasındaki dönemde oransal olarak dünya turunçgiller üretimi %15.7lik
artış kaydetmiştir. Limon %43.2 artış oranıyla en fazla artışa sahip olmuş, bunu
%40.6 ile mandarin izlemiş, altıntop ve şadok üretimi ise 5.3 oranında
azalma(Çizelge1)göstermiştir(FAO,2004).
Çizelge 1.Son yıllardaki dünya turunçgiller üretimi(1000 ton)
Türler
Portakal
Mandarin Limon ve Altıntop
Yıllar
Laym
ve Şadok
1995
58743.8
15785.5
8467.9
5149.1
1996
61543.8
15463.2
8935.9
5069.3
1997
65432.3
17919.8
9322.4
5443.9
1998
66212.0
17979.0
9335.0
5072.0
1999
62316.7
19621.1
10444.5
4996.4
2000
64305.2
17943.9
11145.5
5402.6
2001
60463.1
20493.3
11820.4
5209.0
2002
61723.6
20736.1
11862.0
4927.9
2003
60046.3
20950.2
12451.7
4696.7
2004
63039.7
22198.8
12126.2
4874.9
Artış (%) 7.3
40.6
43.2
-5.3
Diğerleri
Toplam
4496.6
4697.8
5016.0
4224.0
5631.2
5501.9
5733.9
5715.8
5676.1
5854.8
30.2
93444.2
95967.1
104471.9
99662.0
103009.7
104299.1
103719.7
104965.5
103821.0
108094.4
15.7
Aynı dönemlerde Türkiye üretimi (Çizelge 2) toplam olarak %35.2 oranında artış
göstererek, dünya turunçgil üretiminin göstermiş olduğu oransal artıştan 2.2 kat daha
fazla bir artışa sahip olmuştur. Limon üretimindeki oransal artış, dünyadaki artıştan
daha az olmuş, altıntop üretimi dünyada oransal olarak gerilerken ülkemizde %100
Çizelge 2. Son yıllardaki Türkiye turunçgiller üretimi(1000 ton)
Türler
Portakal
Mandarin Limon
Altıntop
Diğerleri
Yıllar
1995
842.0
453.0
418.0
65.0
3.7
1996
890.0
450.0
401.0
75.0
3.8
1997
740.0
365.0
270.0
55.0
3.8
1998
830.0
410.0
360.0
65.0
3.8
1999
1100.0
500.0
520.0
140.0
3.4
2000
1070.0
560.0
460.0
130.0
2.2
2001
1250.0
580.0
510.0
135.0
3.0
2002
1250.0
590.0
525.0
125.0
3.0
3.0
2003
1215.0
525.0
500.0
130.0
2004
1215.0
525.0
535.0
130.0
3.0
Artış (%)
44.31
15.9
28.0
100.0
-18.9
Toplam
1782.0
1820.0
1433.0
1944.0
2263.0
2222.0
2478.0
2493.0
2373.0
2408.0
35.2
lük artış kaydetmiştir. Mandarin üretimimiz ekolojik koşulların uygunluğuna karşın,
dünya artış hızının altında gerçekleşmiştir. Portakalda ise, dünya genel
konjonktürünün çok üstünde %44.3 lük bir artış sağlanmıştır (FAO, 2004).
2004 yılı verilerine göre turunçgiller üretimi dünyada 7391128 ha lık bir alanda,
Türkiye’de ise 91652 ha da yapılmaktadır(FAO,2004).
Dünya ve Türkiye turunçgil meyveleri ihracatının son yıllardaki durumu Çizelge 3
ve 4 te verilmiştir. Çizelgelerden izlenebileceği gibi, dünya turunçgil ihracatı 2003
yılında 1995 yılına göre oransal olarak %21.4 lük bir artış göstermiştir. Belirtilen
dönemler arasında limon %50.9, mandarin %38.4 ve portakal %11.5 lik bir ihracat
artışına sahip olmuştur. Altıntop ve şadok ihracatı ise %3.4 oranında azalma
göstermiştir. Türkiye’nin 2003 yılındaki ihracatı 1995 yılına oranla limon hariç tüm
Çizelge 3. Son yıllardaki dünya turunçgil meyveleri ihracatı(1000 ton)
Türler
Portakal
Mandarin Limon ve Altıntop
Diğerleri
Yıllar
Laym
ve Şadok
1995
4524.3
2025.5
1249.9
1127.5
31.7
1996
4396.9
2220.2
1295.7
1102.0
44.3
1997
4433.2
2536.9
1422.0
1141.1
41.1
1998
4753.9
2366.9
1432.1
1070.9
37.8
1999
4193.1
2377.4
1551.5
1114.1
41.4
2000
4515.4
2511.4
1598.9
1037.5
39.1
2001
4857.9
2343.6
1726.4
979.8
96.2
2002
4721.3
2597.1
1719.8
1047.2
117.9
2003
5043.8
2802.3
1886.1
1089.5
52.2
Artış (%)
11.5
38.4
50.9
-3.4
64.7
Toplam
8958.9
9059.1
9574.3
9661.6
9277.5
9702.3
10003.9
10203.3
10873.9
21.4
türlerde dünya ortalamasının çok üstünde bir artış oranına sahip olarak, toplam
turunçgil meyvelerinde %58.5 lik artış kaydetmiştir(FAO,2004;Anonim,2003).
Çizelge 4. Son yıllardaki Türkiye turunçgil meyveleri ihracatı(1000 ton)
Türler
Portakal
Mandarin Limon
Altıntop
Diğerleri
Yıllar
1995
90.2
115.8
140.8
45.8
0.3
1996
84.1
126.0
110.4
45.0
3.6
1997
51.4
109.6
62.3
46.4
0.4
1998
66.2
116.8
103.5
41.3
0.7
1999
121.7
132.0
218.0
72.5
0.4
2000
100.3
141.5
164.7
85.2
0.0
2001
143.2
215.1
198.7
73.1
0.1
2002
150.1
193.2
209.0
102.8
0.5
2003
175.9
198.7
163.0
86.7
0.1
Artış (%)
95.0
71.6
15.8
89.3
-66.7
Toplam
392.9
369.1
270.1
328.5
544.6
491.7
630.2
655.6
624.4
58.5
Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, Türkiye ve AB ne yeni üye olan 10 ülkenin 2001
yılındaki turunçgil meyveleri tüketimi Çizelge 5 te görülmektedir. Burada görüldüğü
gibi, Türkiye’de kişi başına tüketilen turunçgil meyveleri AB ülkelerinden yüksektir.
Yeni AB üyelerinin tüketimi ise eski AB ülkelerinin yarısı kadardır
(FAO,2001;Sayarı,2003a).
2
Dünya ve Türkiye turunçgil üretimi konusunda yukarıda verilen son yıllara ait
rakamsal bilgilerden sonra, turunçgil tarımımızla ilgili diğer bazı bilgilerin sunulması
üretim hedeflerine ve yapılacak önerilere ışık tutabilecektir. KaĢka ve ark. (1990), 27
Çizelge 5. AB ülkeleri, Türkiye ve AB
meyveleri tüketimi(kg/kişi,2001).
Türler
Portakal
Mandarin
Ülkeler
AB ülkeleri
13.0
5.3
Yeni
AB 4.4
3.4
üyeleri
Türkiye
15.8
5.2
ne yeni katılan ülkelerin(10 ülke) turunçgil
Limon
Altıntop
Toplam
3.1
2.2
1.0
0.7
22.4
10.7
4.4
0.9
26.3
yıllık verilere göre ülkemizde her yıl 610000 dolayında turunçgil fidanı dikildiğini,
burada Çukurova Bölgesindeki turunçgil plantasyonu patlamasının ve mandarin
yetiştiriciliğinin ağırlık merkezinin Akdeniz Bölgesine kaymasının önemli etken
olduğunu bildirmektedirler. Kaplankıran ve ark. (2001) ise,1995-98 yılları arasında
Türkiye’de yeni turunçgil dikimlerinin ekonominin genel durumundan etkilendiğini ve
bu dönemde ortalama yıllık 175000 dolayında fidan dikildiğini, virüsten ari üretim
kapasitesinin ülke ihtiyacını karşılayabilecek düzeyde olduğunu belirtmektedirler.
KaĢka ve ark.(1991), Çukurova Bölgesi turunçgil yetiştiriciliğinde 1970-1987 yılları
arasında gerek üretim, gerekse ağaç varlığı yönünden en fazla artış oranının
mandarinlerde görüldüğünü, bunu altıntop ve limonun izlediğini belirtmekte ve
araştırıcılar Çukurova Bölgesindeki turunçgil yetiştiriciliğindeki artışı patlama olarak
nitelendirerek, bu artışın devam edeceğini ve bu artışın beraberinde çeşit seçimi,
fidan yetiştirme, budama, beslenme, anaç, sulama,toprak işleme,bahçe toprağı ve
bahçe yerinin seçimi, derim zamanı, muhafaza ve pazarlama vb sorunlarını
getirdiğini öne sürmüşlerdir. Özcan(1991),Çukurova Bölgesinin turunçgil tarımına
uygunluk düzeyini incelediği çalısmasında; Bölgenin Türkiye üretimini 4 katına
çıkarabilecek bir potansiyele sahip olduğunu belirtmiştir. Tuzcu ve ark.(1995),
yaptıkları turunçgil meyveleri üretim projeksiyonu çalışmasında, 2005 yılında Türkiye
turunçgil üretiminin 2176000 ton olacağını, yıllık olarak portakal ve mandarinin 15000
ton, limonun 2500 ton ve altıntopun 4000 ton civarında artış göstereceğini ve
endüstriyel kullanımda önemli artışlar beklendiğini belirtmişlerdir. Kaplankıran(2001),
İspanya,İtalya, İsrail ve Türkiye’nin değişik yıllardaki endüstriye işlenen turunçgil
meyveleri miktarlarını incelediği çalışmasında en düşük oranın Türkiye’de olduğunu
bildirmiştir. Son yıllarda turunçgil konservelerinin yapımında önemli artışlar
kaydedildiği ve bu şekilde işlenen altıntop miktarının 20000 tonun üzerinde
bulunduğu bildirilmektedir (Anonim,2000). Çınar(2004), gelecek 15 yıl içinde
turunçgil üretiminin 2 ye katlanacağını, bu üretim artışının daha az sancılı olması için
tüm türlerde çeşitliliğe gidilmesi gerektiğini ve birim alandan alınan ürün ve karlılığı
artırmak için yeni tesislerin arındırılmış materyal ile kurulmasını, ayrıca batılı
ülkelerdeki düzeyde yasal düzenlemeli üretici birliklerinin sektör sorunlarının
çözümünde önemli katkılar sağlayacağını belirtmektedir. Ülkemizde turunçgil
üretiminde çeşitlendirmeye yönelinmesinin birtakım avantajlar getireceği
Sayarı(2003a) tarafından da belirtilmektedir.
Uludağ ve ark.(1990), Akdeniz Bölgesindeki 105 turunçgil işletmesinde yapılan
bir çalışmaya göre, turunçgil işletmelerinin büyüklüğünün ortalama 32 da olduğu,
işletmelerin %50.3 ünün 20 da dan küçük bulunduğu, işletmelerin %45 inde tek, %30
unda 2, %21 inde 3 ve %4 ünde 4 türün üretiminin yapıldığı, portakal bahçelerinin
3
%47 sinde, limon bahçelerinin %43 ünde ve mandarinin %21 inde2 ve daha fazla
çeşit bulunduğunu bildirmişlerdir. Benzer şekilde ülkemizdeki tarım işletmelerinin AB
ülkelerine ve ABD ne göre çok küçük olduğu, ortalama işletme büyüklüğünün 5.9 ha
lık bir alanı kapsadığı, bunun verimliliğin ve kapasite kullanımının düşmesine neden
olduğu TÜBĠTAK nun 2023 Yılında Türk Tarım Gıda Sektörünün Gelecek Vizyonu
ve TÜSĠAD Tarım Kurulu Raporlarında yer almaktadır (Anonim,2004a ve b).
Turunçgil tarımımızda verim ve kalite düşüklüğü, çeşit diversifikasyonunun
yetersizliği, tür ve çeşitlerin ekolojik yerleşimindeki hatalar, kendimize has çeşitlerle
dünya pazarlarına giremeyişimiz, anaçlar konusunda yapılan çalışmaların üreticilere
yayılmasındaki yetersizlikler, yeni tesis edilen bahçelerin bir kısmında hala
arındırılmış materyal kullanılmaması, kuruluşların veri-envanter eksikliği, araştırma
kurumları-üretici-ihracatçı ilişkilerinin yetersizliği, satıcı-ihracatçı sayısının fazlalığı ve
çok farklı niteliklerde olmaları, ürünün ihracatçı veya satıcıya satıldıktan sonra
üreticinin hiçbir sorumluluğunun kalmaması, meyvelerimize avantaj sağlayacak
tavizlerin devlet tarafından sağlanmaması, sorunların her kuruluş bazında ferdi
çözülmeye çalışılması, üretici ve ihracatçılardaki organizasyon eksikliği, üreticinin
ihraç pazarlarındaki talep değişikliklerinin farkında olmaması, iç pazarda kalite ve
standart kontrolünün olmaması, iç pazarda organik ürün bilgisinin ve düzenlemesinin
yetersiz bulunması, üreticilerin küçük ve çok sayıda olması ve kayıt tutmaması,
paketleme evlerinde aynı kalitede işlem yapılmaması gibi sorunlar temel sorunlar
olarak belirtilmektedir(Tuzcu ve ark. 1995; Kaplankıran ve ark. 1991, 2001;
Anonim, 2002 a,b,c; Özler, 2004; Çınar, 2004; Karabucak, 2004).
Fransa’nın CIRAD-FILHOR kuruluşu tarafından yapılan bir araştırmada, Avrupa
Birliğine yeni katılan 10 ülkenin yılda %4.5 büyüme oranı sağlaması halinde 16 yıl
içerisinde AB ile aynı seviyeye ulaşabilecekleri ve 16 yıl içinde 2001 yılına göre
fazladan 842000 tonluk turunçgil ithalatı yapmalarının beklendiği ve bu toplam
içerisinde 610000 tonunun portakal, 142000 tonunun mandarin, 62000 tonunun limon
ve 21000 tonunun altıntoptan oluşacağı öngörülmektedir (Anonim,2002b). Yine aynı
kuruluşun raporunda önümüzdeki yıllarda AB ülkelerinde altıntop tüketiminde kayda
değer bir artış olmayacağı, benzer bir durumun limon için de söylenebileceği yer
almaktadır (Sayarı,2003a). Diğer taraftan, AB ülkelerinde Navel Late, Lane Late,
Powel gibi göbekli portakalların geççi olmaları nedeniyle sofralık tüketilen Valencia
Late yerine tercih edildikleri ve bu eğilimin devam edeceği ve Valencianın tedricen
tamamen sanayilik kullanımda yer alabileceği kabul görmektedir (Sayarı,2003b).
Amerika Birleşik Devletleri’nde 2004 yılında oluşan kasırgaların Florida altıntop
üretiminde %40-60 , portakal üretiminde ise %12-25 arasında bir azalmaya neden
olabileceği ve bunun etkisinin 3-4 yıl azalarak görülebileceği belirtilmektedir ( CLAM,
2004). Burada belirtilmesi gereken bir diğer konu ise, dünya pazarları incelendiğinde
özellikle en büyük yönelimin olduğu küçük meyveli turunçgillerde(mandarinler) şubat
ortası-mayıs sonu arasında üretim boşluğunun görülmesidir.
Yukarıda verilen üretim, ihracat ,sektörün genel sorunları ve bazı
değerlendirmelerden sonra dünya turunçgil sektöründeki eğilimlere değinmek yararlı
olacaktır:
1)Dünya turunçgil sektörü tüketici tercihleri doğrultusunda son yıllarda kolay
soyulabilir, aroması yüksek, küçük meyveli turunçgillere(mandarinler) yönelmiştir.
2)Yine tüketici tercihleri dikkate alınarak çekirdeksiz çeşitlere yönelim mevcuttur.
3)Araştırmalar ve ıslah çalışmaları, pazar boşluğu bulunan dönemlere yönelik
çeşitler üzerinde yoğunlaştırılmaktadır.
4)İhracatta söz sahibi ülkeler, durumlarını koruyabilmek için tüketici talepleri ve
pazar hareketlerine göre plantasyonlarında çok hızlı değişime gitmektedirler.
4
Dünya turunçgil sektöründeki gelişmeler dikkate alınarak turunçgil üreticilerimizin
“turunçgil bahçesinin artık ömürlük bir yatırım olmaktan çıktığını, tüketici
talepleri doğrultusunda bahçelerini zaman zaman yenilemek durumunda
olduklarını kabul etmeleri gerektiği “ hatırlatılarak sektör için aşağıdaki öneriler
yapılabilir:
1)Verimliliği artırmak için yeni tesislerin yarı sık dikim sistemiyle ve arındırılmış
materyalle kurulması büyük yarar sağlayacaktır.
2)Üretimimizdeki artış projeksiyonlarda öngörülenlerden yüksek gerçekleşerek
yıllık 3.5-4 düzeyinde olduğundan, hatta önümüzdeki 15 yıl içinde mevcut üretimin
ikiye katlanacağı beklenildiğinden, AB turunçgil tüketim normları da göz önüne
alınarak ihracatımızdaki artış oranı korunmalı, ayrıca sanayiye işlenen oran
artırılmalıdır.
3)Dünya turunçgil pazar hareketleri ve tüketici eğilimleri dikkate alınarak;
a)Yeni altıntop tesisi minumum düzeyde tutulmalı, 15-20000 tonluk Oroblanco
veya Sweety altıntop tesisi 10-15 yıllık süreçte iç ve dış pazar için hedeflenmelidir.
b)Washington Navel tesisi yerine, göbekli portakallarda sezonu genişletmek için
Navelina, Lane Late, Navel Late, Powel, Spring Navel gibi çeşitlere, ayrıca Cara
Cara gibi renkli navellere öncelik verilmelidir.
Dış pazarlar için Valenciada ısrarcı olunmamalı, iç pazar için Valencia tesisinin
fazla olmamak koşuluyla yapılması yararlı olabilir. Burada Midknight ve Rohde Red
gibi Valencia çeşitleri üzerinde durmak yararlı olabilecektir.
İç tüketimde portakal çeşitliliğine katkı sağlamak açısından kan portakalları belirli
oranda mutlaka yetiştirilmelidir. Burada önerilebilecek çeşit olarak Moro gösterilebilir.
Diğer yandan, sanayilik kullanım için yeni portakal bahçesi tesisi yok denecek gibidir.
Bu durumun dikkate alınmasında büyük yarar olacaktır.
Sürekli azalma halindeki Yafa plantasyonlarının seleksiyon yapılmış Yafa tipleri
kullanılarak azalmasının önlenmesi, özellikle iç tüketim ve portakal çeşitliliği
açısından yararlı olabilir.
c)Dünya piyasası limon trendlerine göre yeni limon tesislerinin de azaltılması, iç
piyasa için başlanan Meyer limonu tesisinde hedefin 30-40000 ton dolayında
tutulması, ağırlıklı olarak yetiştirilen Kütdiken, İtalyan Memeli, İnterdonato çeşitlerinin
dışında Lamas çeşidinin uygun ekolojilerde yaygınlaştırılması, kısmen de Eureka ve
Limoneria Lisbon üzerinde durulması önerilebilir. Bunun dışında selekte edilmiş
Yediveren tipleriyle yılboyu piyasaya taze limon sunumunun hedeflenmesinde yarar
vardır.
d)Üretim rakamları, mandarinlerde dünyanın genel eğiliminin sonucu olan artışın
altında seyrettiğimizi göstermektedir. Bu nedenle, yeni kurulacak plantasyonlarda
mandarinlere öncelik vermek sektördeki yönelim ve tüketici eğilimleri açısından
önerilebilir. Bu grup içerisinde çok büyük miktarda ürettiğimiz ve ihrac ettiğimiz Owari
satsuma yerine kısmen tesisine son yıllarda başlanan ve Owariye göre erkenci olan
Okitsu ve Clausellina satsumalarıyla uzun süren seleksiyon çalışmaları sonucu iyi
performans gösteren Silverhill(22-9) ve Sugiyama(23-5) satsumaları üzerinde
durulabilir.
Ülkemizde klemantin grubu mandarin üretiminde çok büyük eksiklik bulunmaktadır.
Özellikle çekirdeksiz klemantinlere ağırlık verilmeli ve bu gruptan Nules ve Fina ön
plana çıkarılabilir. Ayrıca, İspanya’da dikkati çeken Oronules, Clemenpos ve
Clemenrubi üzerinde durulabilr. Robinson ve Nova mandarinleri, meyve tutumu için
gerekli önlemler alınarak bilinen çeşitlerle yetiştiricilik yapmak isteyenlere
önerilebilecek çeşitlerdir.
5
Mandarin konusunda dünya pazarlarında şubat-mayıs sonu arasındaki boşluk
hedef alınarak yapılacak tercihler turunçgil üreticilerinin yapabileceği en güzel
tercihlerden birisi olacaktır. Bu amaçla, Ortanique tangor ve bunun bir seleksiyonu
olan Mandora ile İsrail’de yaygınlaşmaya başlayan TemplexDancy melezi olan Or
üzerinde durulabilir. Diğer yandan, periyodisite göstermesine karşın, bu konuda
önlemler alınarak Kinnow üzerinde durmakta yarar vardır.
4)Yeni tesislerde yetiştiriciliği olmayan tür ve çeşitlere yönelim turunçgil sektörünün
geleceği açısından fayda getirecektir. Bu bağlamda şadok(dilim konservesi ve sanayi
amaçlı), kamkat(turizm, süs bitkisi ve ihracat amaçlı) ve laym(turizm,ihracat ve iç
tüketim amaçlı) üretimine geçilmesi sağlık verilebilir.
5)Turunç, ağaç kavunu ve bergamot reçeli iç ve dış piyasada aranan
reçellerdendir. Turunçgil üreticilerinin küçük ve orta ölçekli işletmeler halinde bu
türlerin üretimi ve reçelini işlemeleri iyi seçeneklerden birisi olup, özellikle turuncun
çiçek ve sürgünleri uçucu yağ elde edilerek değerlendirildiğinden, bu amaçlı kapama
bahçeler önerilebilir.
6)Turunçgil anaçları konusunda ülkemizdeki bilgi birikimi oldukça ileri düzeydedir.
Üreticilerin bunları takip ederek, yeni plantasyonlarında tür ve çeşitlere göre en
avantajlı olanını seçmeleri elde edecekleri verim ve kaliteye olumlu etki yapacaktır.
7)Üreticiler organize olarak, üretim ve pazarlama sorunlarını çözecek araştırmalar
için kaynak oluşturmalı, iç ve dış pazardaki hareketleri ve değişimleri takip edebilecek
ve bunu anında üreticilere aktarabilecek sistemi kurmalıdırlar.
8)Son yıllarda dünyanın sağlıklı üretilmiş ürünlere yönelimi nedeniyle turunçgiller
mutlaka EUREPGAP (iyi tarım uygulamaları) ilkelerine göre üretilmelidir.
Ayrıca,şartları uygun olan işletmelerin organik turunçgil meyvesi üretimine belirli
oranda başlaması yararlı olacaktır.
ÖZET
Turunçgil bahçesi tesisi artık ömürlük bir yatırım olmaktan çıkmış, pazar hareketleri
ve dünya eğilimleri doğrultusunda zaman zaman yenilenmesi gerekmektedir.
Üreticilerin yeni tesislerini dünyanın küçük meyveli turunçgillere olan eğilimini, dünya
pazarlarındaki boşluk dönemlerini, önümüzdeki belirli bir süreçte dünya altıntop ve
limon tüketim trendlerinde kayda değer artışların beklenmediğini göz önüne alarak,
yeni tür ve çeşitlerle, arındırılmış materyalle, tür ve çeşitlere uygun anaçlarla ve sık
dikim yöntemlerini kullanarak kurmalarının yararlı olacağı belirtilebilir.
KAYNAKLAR
Anonim.2000. V.Tarımsal AraĢtırma Konseyi. TC Tarım ve Köyişleri Bakanlığı,
Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Mart 2000, Ankara, 312s.
-----------2002a. Yaş Meyve Sebze Sempozyumu. 11 Mayıs 2002, Mersin. Birlikte,
4(14):9-11.
-----------2002b. Uluslararası Kalite ve Gıda Güvenilirliği Standartlarının Akdeniz
Ülkeleri Yaş Meyve Sebze Ürünleri Rekabet Gücü Üzerine Etkileri. Birlikte, 4(15):2122.
-----------2002c. Türkiye’de Turunçgil Tarımı ve Dış Ticaretinde Sorunlar. Birlikte,
4(13):26-28.
-----------2003. İncir Çekirdeği. CLAM 9-10 Ekim 2003 Genel Kurul Toplantısı
Rakamsal Değerleri. Birlikte, 5(20):31-32.
-----------2004a. 2023 Yılında Türk Tarım Gıda Sektörünün Gelecek Vizyonu. Tarım
ve Gıda Paneli Sonuç Raporu-1 (TÜBİTAK). CineTarım, 7(55):6-10.
6
-----------2004b. AB ye Uyum Sürecinde Türkiye Tarım Sektörünün Sorunları ve
Çözüm Önerileri. TÜSİAD Tarım Kurulu Raporu. CineTarım, 7(55):12-16.
CLAM. 2004. CLAM Genel Kurul Toplantısı. 11-12 Ekim 2004, Antakya/TÜRKİYE.
Çınar, A. 2004. Ülkemiz Turunçgil Tarımının Yapısı ve Son Yıllardaki Bazı
Gelişmeler. CineTarım, 7(57):14-17.
FAO. 2001. http://www.fao.org/ Statistical Databases / FAOSTATE- Agriculture /
Population.
-------.2003. http://www.fao.org / Statistical Databases / FAOSTATE – Agriculture /
Trade Indices.
-----------2004. http://www.fao.org / Statistical Databases / FAOSTATE – Agriculture
/ Agricultural Production.
Kaplankıran, M., Tuzcu, Ö., YeĢiloğlu, T., Özcan, M., 1991. Adana’da 1985 Kış
Soğuklarının Bazı Portakal Çeşitlerinde Oluşturdukları Zararlar. ÇÜZF Dergisi, 6(4):
155-170.
---------------------- . 2001. Türkiye Turunçgil Sektörüne genel Bir BakıĢ ve
Öneriler. MKÜ Fen Bilimleri Enstitüsü, Hatay, 8s.
--------------------- , Demirkeser, T.H., Toplu, C., Uysal, M. 2001. The Structure of
Citrus Production, The Status of Rootstocks and Nursery Tree Production in Turkey.
Proc. of 6th Int. Cong. Of Citrus Nurserymen, July, 9-13, 2001, Ribeirao Preto, SPBrazil: 190-194.
Karabucak, F. 2004. Turunçgil Sektörünün Başlıca Problemleri. CineTarım, 7(54):
8.
KaĢka, N., Ergenoğlu, F., Kaplankıran, M., Küden, A., Tangolar, S. 1990.
Türkiye’de Ilıman ve Subtropik İklim Meyveleri ve Bağcılıkta Fidan Üretimi, Sorunlar
ve Çözüm Yolları. Türkiye Ziraat Mühendisliği 3. Teknik Kongresi, 8-12 Ocak
1990, Ankara : 178-190.
-------------- , Tuzcu, Ö., Abak, K., Ergenoğlu, F., Gezerel, Ö., Kaplankıran, M.,
Eti, S., PaydaĢ, S., Küden, A., Tangolar, S.,Dündar, Ö., Küden, A.B., Özgüven,
A.I., Ak, B.E. 1991. Çukurovada Bahçe Bitkileri Tarımı. 1. Çukurova Tarım
Kongresi, 9-11 Ocak 1991, Adana, Ayrı Basım, 44s.
Özcan, H., 1991. Çukurova Bölgesi Narenciye Üretim Potansiyelinin
Belirlenmesi Üzerinde Bir AraĢtırma. ÇÜ Fen Bilimleri Enstitüsü Toprak Anabilim
Dalı Yüksek Lisans Tezi, 124s.
Özler, A. 2004. Türk Narenciyesi, Dünya Pazarındaki Konumu ve Geleceği.
CineTarım, 7(54):6-7.
Sayarı, A.ġ. 2003a. Dünyada Turunçgil Çeşitleri ve Pazarlama Hareketleri.
Birlikte, 5 (18):26-28.
------------------ 2003b. 2003-2004 Sezonu Narenciye Rekolteleri Belli Olurken.
Birlikte, 5(18):3.
Tuzcu, Ö., Erkan, O., Emeksiz, F., ġengül, H., Hızal, A.Y., ġeker, M.,
Kaplankıran, M., Ulubelde, M., YeĢiloğlu, T., Akaya, F. 1995. Turunçgil Meyveleri
Üretim ve Tüketim Projeksiyonları. Türkiye Ziraat Mühendisliği IV. Teknik
Kongresi, 9-13 Ocak 1995, Ankara: 621-627.
Uludağ, N., Yılmaz, A.Y., Sürek, M., Hekimoğlu, E., Yavuz, N., Alpay, D.,
Kaplankıran, M., Emeksiz, F., Mendilcioğlu, K., Karabağlı, A., Tekin, M.A., Onur,
C., Göral, T., Apaydın, Y., CoĢkun, A. 1990. Avrupa Topluluğu DanıĢma Kurulu,
YaĢ meyve ve Sebze Alt Komitesi, Turunçgiller ÇalıĢma Grubu Ara Raporu.
Narenciye Araştırma Enstitüsü, Antalya, 83s.
7
8

Benzer belgeler

Turunçgiller Durum Ve Tahmin 27 Ocak

Turunçgiller Durum Ve Tahmin 27 Ocak kesinleştirilmiştir. Raporun basım, yayım ve satış hakları Tarımsal Ekonomi Araştırma Enstitüsü’ne ait olup bütün hakları saklıdır. Kaynak gösterilmek suretiyle alıntı yapılabilir. Raporda yer alan...

Detaylı