Türk Deniz Havacılığının 100.Yılı Özel Sayısı için

Transkript

Türk Deniz Havacılığının 100.Yılı Özel Sayısı için
Türk Deniz
Havacılığının
100 Yılı
Özel Sayı
Haziran 2014
MÖNCH
PUBLISHING GROUP
MÖNCH
TÜRKİYE YAYINCILIK
Başkan ve Eş-Yönetici: Manfred SADLOWSKI
Yay›n Yönetmeni ve Sahibi: Hakk› ARIS
Yaz› ‹şleri Müdürü: Bora KUTLUHAN
Yazarlar:
Prof. Dr. Hasan KÖN‹ [TR], Bora KUTLUHAN [TR],
‹brahim SÜNNETC‹ [TR], Bülent YILMAZER [TR],
Marvin LEIBSTONE [US]
Reklam ve Teknik Koordinatör: Mehmet DEM‹RKOL
Grafik Tasar›m: Osman ŞAH‹NYAVUZ
Da¤›t›m Sorumlusu: U¤ur ÇARDAKLI
MÖNCH YAYIN GRUBU:
Heilsbachstrasse 26, D-53123 Bonn, Germany
Tel: [228] 6483-0 Fax: [228] 6483-109
[email protected] • www.MPGBonn.de
Başkan: Manfred SADLOWSKI
CEO: Volker SCHWICHTENBERG
Genel Yay›n Yönetmeni: Dennis P MERKLINGHAUS
Pazarlama Yönetmeni: Christa ANDRÉ
MÖNCH
OFFICES
MÖNCH
BÜROLARI
Arabic Countries
Khaled ZAHALAN 36, P.O.Box 55034, Dubai, U.A.E.
Tel: [+4] 2941441 • Fax: [+4] 2941035
Mobile: [+971-50] 5520964 • [email protected]
l
USA/Canada Offices
Helena HOOGTERP
4125 Venetia Way Palm Beach Gardens, FL 33418
Tel: [+1-203] 445-8466 • Fax: [+1-203] 445-8406
Cell: [+1-203] 543 7469 • [email protected]
l
France
Georges FRANCE
6, impasse de la Grande, F-91510 Janville-sur-Juine
Tel: [+33-1] 60 82 98 88• Fax: [+33-1] 60 82 98 89
[email protected]
l
Italy
Franco LAZZARI
RID, Via Martiri della Liberazione,
79/3 I-16043 Chiavari [GE]
Tel: [+39-0185] 30 8606 • Fax: [+39-0185] 30 9063
[email protected]
l
Spain/Portugal
Antonio TEROL GARCIA
Mönch España Editorial
S.A. c/Miguel Angel 6, escalera dcha. puerta 9,
PISO 6° E-28010 Madrid
Tel: [+34-91] 3 10 29 98 • Fax: [+34-91] 3 10 24 54
[email protected]
l
Germany
Christian LAUTERER
Scandinavia and the Baltic States
Stephen ELLIOTT
Mönch Publishing Group
Heilsbachstrasse 26, D-53123 Bonn, Germany
Tel: [228] 6483-0 Fax: [228] 6483-109
[email protected] • www.MPGBonn.de
MÖNCH Yay›n Grubunun Di¤er Dergileri:
MILITARY TECHNOLOGY [‹ng. 12 Say›/Y›l]
NAVAL FORCES [‹ng. 6 Say›/Y›l]
WEHRTECHNIK [Alm. 6 Say›/Y›l]
TECNOLOGIA MILITAR [‹sp. 6 Say›/Y›l]
ARAB DEFENCE & AEROSPACE BUSINESS [Arapça 6 Say›/Y›l]
CTP: REPROTEK • Bask›: ANKARA OFSET
Da¤›t›m: DOĞAN DA⁄ITIM A.Ş.
Yaz› ve foto¤raflar›n tüm haklar› Mönch Yay›nc›l›k’a aittir. İzinsiz
al›ntı yapılamaz. Yay›nlanan yaz›lar tamamen yazarlar›n görüşlerini yans›t›r.
“Hudutlarının mühim ve büyük aksamı
deniz olan Türk Devleti’nin Donanması da
mühim ve büyük olmak gerektirir.
O zaman Türkiye Cumhuriyeti
daha müsterih ve emin olacaktır.
Mükemmel ve kaadir bir
Türk Donanmasına malik olmak gayedir...”
Eylül, 1924
Hamidiye Kruvazörü, Hatıra Defterine Mesajı
İÇİNDEKİLER
3
4
6
30
Önsöz, ‘İki Mavi’de Bir Asır’ ________________________Bora KUTLUHAN
Deniz Kuvvetleri
Komutanı Mesajı ___________________________Ora. Bülent BOSTANOĞLU
Türk Deniz Havacılığının
100 Yılı __________________________________________Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
Mevcut Deniz Hava
Vasıtalarımız _________________________________________________________________Mönch TR
MÖNCH TÜRKİYE YAYINCILIK
Halit Ziya Sk. No: 26/9 Çankaya 06540 Ankara - TÜRK‹YE
Tel: +90[312] 441 93 54 • Fax: +90[312] 439 57 24
www.monch.com.tr • [email protected]
Fotoğraflar: Deniz Hava Komutanlığı, Savunma ve Havacılık Dergisi
1
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
İKİ MAVİ’DE BİR ASIR
Türk Ulusu tarih boyunca daima yeniliklerin peşinde olmuş, yönü batıya dönük
yaşamıştır. Dünya havacılıkla tanıştıktan
çok kısa bir zaman sonra, deniz havacılığı ile ilgili gelişmelerde ise eş zamanlı
olarak atılımlarını gerçekleştirmiştir. Havacılık ülkemizde askeri gereksinimler
sonucunda oluşmuştur. Deniz havacılığımızın da gene böyle bir gereksinimden kaynaklı olarak 1914 yılının bir
Haziran gününde meydana çıktığını görüyoruz.
Son elli yıldır teknolojinin ortaya koyduğu baş döndürücü gelişmeler muharebe alanını çok boyutlu hale
getirmiştir. Bu husus özellikle Deniz Kuvvetleri için böyledir. Bir hedefi imha
etmek için onu gözle görmenin gerektirmediği gelişmeler dizini sonrasında
‘ufuk ötesi’ ni kontrol edebilme gereksinimi ortaya çıkmıştır. Harekat alanının
gerçek zamanlı resmini alabilmek için
Deniz Hava Vasıtalarına dünden daha
çok ihtiyaç duyulmaya başlanılmıştır.
Aradan tam bir asır geçmiş. Bu alanda
okullar açılmış, pilotlar, teknisyenler yetiştirilmiş ve ülke savunmasında görevler
alınmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında da
mevcut imkanlarla görevini yapan
Deniz Havacılığı, Cumhuriyetin ilk yıllarında verilen önem ile varlığını sürdürmüş ancak kırklı yıllardan itibaren biraz
da II. Dünya Savaşının etkileri ile durağan bir döneme girmiştir.
Deniz harekat alanının sadece su üstü
tehdidinden ibaret olmaması, denizaltı
tehdidinin hiç azalmadan hatta artarak
devam etmesi de ihtiyacı giderek artırmıştır.
70’li yılların başlarından itibaren adeta
küllerinden yeniden doğan Deniz Havacılığı, aynı yıllarda Türk Deniz Kuvvetlerinde başlatılan tüm modernizasyon
faaliyetlerinden aynı oranda faydalanarak bugün en önemli kuvvet çarpanlarından biri haline gelmiştir.
Bu gereksinimin giderilmesi için Türk
Ulusu her zaman olduğu gibi kısıtlı öz
kaynaklarına rağmen hiçbir fedakarlıktan kaçınmamış ve bugün Deniz Hava
Komutanlığımızda yer alan platformları
kazandırmıştır.
Bunlardan DK/DSH uçağı olarak seçilmiş bulunan CN-235-600 uçağı, yapılan görev teçhizatı entegrasyonu
sonrasında kendi alanında bir örnek teşkil etmiş, özel bir çözüm olarak Türk Sa-
vunma Sanayii tarafından dünya literatürüne kazandırılmıştır.
Ve bugün Deniz Hava Komutanlığı, günümüzdeki yapısı, ileri teknoloji silah ve
sistemlerle donatılan uçak ve helikopterleri ile Karadeniz, Ege ve Akdeniz’de
önemi ve etkinliği göz ardı edilemeyecek, güçlü bir deniz hava gücüne dönüşmüştür.
Türk Deniz Kuvvetleri üç tarafı denizlerle
çevrili ülkemizin deniz alaka ve menfaatlerini en iyi şekilde koruyacak bir güce
kavuşması ile Büyük ATATÜRK’ün “Mükemmel ve kadir bir Türk donanmasına
malik olmak gayedir” hedefine erişmiş
olmanın gururunu yaşarken sadece üç
boyutta değil, Denizaltısı, ve karada harekat yapabilen Deniz Piyadesi, SAT ve
SAS’ları ile hem su üstü, hem su altı,
hem hava, hem de karada harekat yapabilen dört boyutlu tek Kuvvet olma
özelliğini taşımaktadır.
Türk Deniz Havacılarının ‘İki Mavi’de Bir
Asır’ ını kutlar, daha nice yüzyıllar dileklerimizle ‘Mavi Vatan’ savunmasında
sonsuz başarılar diler, bu uğurda hayatını kaybetmiş olan aziz şehitlerimizi saygıyla anarız
Bora KUTLUHAN
Yazı İşleri Müdürü
3
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
4
Oramiral Bülent BOSTANOĞLU
Deniz Kuvvetleri Komutanı
5
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
TÜRK DENİZ HAVACILIĞININ
100 YILI
8333 km kıyı şeridine sahip olan ülkemizin, kara
yüzölçümünün yarısına yakın bir “Mavi Vatan” ı
bulunmaktadır. Bu Mavi Vatan’ın savunulmasından
sorumlu olan Türk Deniz Kuvvetleri gelişen teknoloji
sonucunda tehdidi artık Ufuk ötesinden beklemek
durumundadır. Bunun için de 90’lı yılların başında “Uzun
Ufuk’ projesini başlatmış ve bunu hayata geçirmişti.
Denizlerimizi özellikle Ege harekat alanını bir adalar
denizi olması nedeni ile Ufuk ötesinden kontrolünü
amaçlayan bu projenin bir ayağını da Deniz Havacılığı
oluşturmaktaydı.
Türk Deniz Havacılığı, Türkiye’de havacılığın başlaması ile
birlikte gelişmiş 1914 yılından itibaren faaliyetlerine
başlamıştır. Birinci ve İkinci Dünya Savaşlarında
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
denizaltı silahının etkinliği savaşın kaderini etkiler
boyutta olması ve özellikle Japonya’nın 7 Aralık 1941
tarihinde gerçekleştirdiği Pearl Harbor baskını denizde
muharebe hattı konseptini sona erdirmiş ve modern
bahriyeleri üç boyutlu harp gerçeğine çekmiştir.
Türk Deniz Kuvvetleri de bu gerçekten hareketle özellikle
70’li yıllardan itibaren Deniz Havacılığını geliştirmiş ve “İki
Mavi” de yerini sağlamlaştıracak tedbirleri alarak
100’üncü yılına Ebedi Başkomutan Mustafa Kemal
Atatürk’ün hedefleri doğrultusunda hem “kadir bir
Donanma’ya” sahip olmanın ve hem de “İstikbal
Göklerdedir” işaretinin gereklerini yerine getirmenin
gururu yaşamıştır.
Bu yazımızda bu gelişmenin kısa bir hikayesini
bulacaksınız.
6
7
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
Büyük Önder ATATÜRK’ün havacılığa verdiği önemi gösteren bir ziyaret. Iran Şahı Pehlevi ile birlikte Müstakil 5. Deniz Tayyare Taburunu
ziyareti, arkada hangar içindeki Southampton deniz uçağı görülüyor.
Tarihin derinliklerine bakıldığında, deniz
havacılığının başlangıcının ilk motorlu
uçuşun gerçekleştiği 17 Aralık 1903 tarihinden çok da uzak olmadığı görülmektedir. Havadan ağır motorlu bir
aracın uçması, Amerika ve Avrupa kıtalarında askerî ve sivil çevrelerce oldukça
büyük ilgi uyandırmış, savaş alanlarında
böyle bir vasıtanın etkin bir güç olarak
kullanılabilecek olması, tüm dikkatleri
üzerine çekmiştir. İngiltere, Almanya ve
Fransa gibi dönemin silah ve sanayi
sektöründe söz sahibi olan ülkelerin
yaptıkları yatırım ve denemeler, diğer
ülkeler gibi Osmanlı İmparatorluğu’nun
da dikkatini çekmiştir. Tüm bu gelişmeler neticesinde 1911 yılında, Harbiye
Nazırlığı tarafından Türk askerî havacılığının kuruluş çalışmaları başlatılmış,
müttefik ülkelerde görevli askerî ataşelere tayyarecilik hakkında bilgi toplanması emri verilmiştir. Zamanın Harbiye
Nazırı Mahmut Şevket Paşa tarafından
tayyare alımına ve bu uçakları kullanacak pilotlar ile bakımlarını yapacak bakımcı personelin yurt dışında eğitim
almasına karar verilmiştir. İleri görüşlü
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
yöneticilerin katkısı ile muadil ülke yapılanmalarından farklı olarak, kuruluş aşamasında Mehmet Fethi, İbrahim Savmi
(UÇAN), Sadık Ali, Mehmet Yahya gibi
Deniz Kuvvetleri personeli de yer almış
ve 100’üncü yılını kutlamaktan büyük
bir kıvanç duyduğumuz Türk Deniz Ha-
vacılığımızın temelleri böylece Osmanlı
İmparatorluğu döneminde atılmıştır.
1900’lü yılların başlarında, kuruluş tarihinden beri en sıkıntılı dönemlerinden
birini yaşayan Osmanlı İmparatorluğu,
silah alımı maksadıyla Osmanlı Donan-
1925 yılında Başbakan İsmet İNÖNÜ, Deniz Tayyare Bölüğünü ziyaret etmiş, Savoia S16
uçaklarıyla da uçuşa katılmıştı.
8
Deniz Tayyare Mektebi’nde deniz havacılarımız; pilotlar Ahmet Ali (ÇELİKTEN), Savmi
(UÇAN), Ihsan ve rasıt Hüseyin Kamil Bey’ler.
ması Millî Yardım Cemiyeti (Donanma-i
Osmani Muavenet-i Milliye Cemiyeti)
marifetiyle halktan yardım topluyordu.
Başlardaki amacı gemi alımı olan bu cemiyet, zamanla uçak alımına da öncülük etmiş, 1912 yılında dört adet
Fransız yapımı uçak alımına vesile olmuştur.
DENİZ HAVACILIK
DÜŞÜNCESİNİN DOĞUŞU
Ulaşılabilen kaynaklara göre Türk Deniz
Havacılığını başlatma düşüncesi, askeri
havacılığa ilişkin ilk girişimlerle hemen
hemen eş zamanlı olarak gündeme gelmiştir. Deniz havacılığıyla ilgili ilk raporlardan biri 25 Ocak 1912 tarihini
taşımaktadır. Bu raporun ‘ikinci rapor’
olarak anılması, daha erken düzenlenmiş bir ilk raporun var olduğuna işaret
etmektedir. Dolayısıyla deniz havacılığına ilişkin ilk çalışmaların 1911 yılına
dek gittiğini varsaymak yanlış olmaz.
Osmanlı Ordusu Kıtaat-ı Fenniye Müfettişliğinde askeri danışman olarak görevli
olan Prusyalı Yarbay MUTH tarafından
kaleme alınan bu raporda en göze çarpan öneriler aşağıdaki şekilde ifade edilmiştir: ‘Osmanlı Hükümeti yakın
zamanda bir tayyareci mektebine karar
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
verirse, bu çabasında yalnızca kara subaylarının eğitimi ile yetinmeyerek, aynı
zamanda bahriye subaylarından da yeteri kadarının bu mektepte eğitim almak
için görevlendirilmesini tavsiye ederim...... Tayyarecilik Osmanlı Ordusu ile
beraber Osmanlı Bahriyesinde de aynı
zamanda kurulmalı ve bahriye subayları
için en kısa zamanda, aşağıda bahsedilen tayyareler tedarik edilmelidir.’
Osmanlı askeri havacılığının gelişim çizgisine bakıldığında, Yarbay MUTH’un
deniz subaylarından tayyareci yetiştirilmesi ve kara tayyare mektebinin yanı
sıra bir bahriye tayyare mektebi açılması
önerilerinin başlangıçta yaşama geçirilemediği görülmektedir. Ancak; havacılık alanında ilk adımların atılmaya
başlandığı günlerden itibaren donanma ve donanmaya bağlı müesseseler Türk havacılığına önemli katkılarda
bulunmuştur. Mahmut Şevket Paşa’nın
1911 yılında ordu bünyesinde hava
gücü kurma çalışmalarına başladığı
günlerden beri Osmanlı Ordusu için
uçak alımı mali sorunlarla karşılaşmıştı.
Devlet hazinesinde para kalmadığı için
uçak alımı için kaynak bulunamıyordu.
Avrupa’da ordulara uçak alımı için halktan bağış toplanması örneğinde olduğu gibi bir yardım kampanyası
başlatılması düşünüldü.
Böyle bir girişimden elde edilecek gelirin suistimale uğramaması ve başarıya
ulaşabilmesi için ise ciddi bir teşkilatlanmaya ihtiyaç vardı. Diğer yandan, Trablusgarp’ta İtalya’nın saldırısına uğramış
olan ve Balkan devletleri arasında Osmanlıya karşı gizli ittifakların yeşermeye
başladığı bir ortamda Osmanlı Devleti’nin kaybedecek zamanı yoktu. Osmanlı
donanmasını
kalkındırmak
amacıyla halkın manevi ve maddi desteğini temin etmek üzere 1909 yılında
Makinistlik eğitimi almak üzere gönderilen denizci subaylardan Üsteğmen Fethi,
pilotluğa çok hevesli olduğu gibi bu konuda büyük kabiliyete de sahipti; bu nedenle
Bristol Tayyare Okulu’nda makinist kursuna ilave olarak pilotluk öğrenimine katıldı.
10
Fethi Bey
uçağının
kokpitinde.
kurulmuş olan ‘Donanma-i Osmânî
Muâvenet-i Milliyye Cemiyeti’nin’ (kısaca
‘Donanma Cemiyeti’) teşkilatı ve birikimleri ise bu iş için yeterliydi. Harbiye Nezâreti, cemiyetin uçak alımı için ‘tayyare
ianesi’ adıyla bağış toplamasını, acil ihtiyacı sağlamak üzere cemiyetin kasasındaki paranın bir kısmının uçak
alımlarının finansmanında kullanılmasını önerdi. Mahmut Şevket Paşa’nın
şahsen öncülük ettiği, her ay maaşından belli bir miktarın uçak alımına bağış
olarak kesilmesiyle desteklediği kam-
Fethi Bey Bahriye Mektebinde.
panya halktan büyük ilgi gördü
Trakya’dan Anadolu’nun doğu illerine,
Orta Doğu topraklarından Kafkas’lara,
Trablusgarp’tan Güney Afrika’daki İslam
ahalisine kadar ‘ümera, zabitân, memurîn, mesayih ve arabinin’ yaptıkları bağışlarla Osmanlı Ordusu’nun ilk uçakları
satın alınabildi.
PİLOTLARIMIZ YETİŞİYOR
Süreyya Bey başkanlığındaki Tayyare
Komisyonu 1912 yılında Avrupa’da çe-
şitli ülkelerde uçak üreticilerini gezerek
Osmanlı Ordusu için hava araçları ve
gerekli teçhizatları almaya başladılar.
Uçak alımı için yapılan görüşmelerde
subaylarımızın pilot eğitimi almaları için
de sözleşmeler imzaladılar. Fransa’da
imzaladıkları sözleşme ile sekiz subayın
pilot eğitimi almasını sağlamışlardı. İngiltere’de beş subayın pilot, iki subayın
da uçak makinisti olarak eğitilmeleri için
sözleşme imzalandı. Uçak makinisti eğitimi için gönderilen subaylardan biri
Çarkçı Ameliyat Mektebi mezunu Deniz
Çarkçı Üsteğmen Mehmet Fethi idi. Günümüzde olduğu gibi, geride bıraktığımız yüzyılın başlarında teknolojinin en
uç noktasının temsil eden havacılık alanında teknik eğitim almak üzere yurtdışına gönderilen subaylarımız arasında
bir mühendis donanma subayının yer
alması tesadüf değildi.
18’inci yüzyılın sonlarında Haliç’teki ‘Tersane-i Âmire’ bünyesinde ‘Mühendishâne-i Bahrî Hümayun’ okulu kuruldu.
Osmanlı Devleti’nin iç bunalımlar geçirdiği dönemde ihmal edilen okul 1825
yılındaki yeni düzenleme ile matematik,
harita, seyrüsefer ve gemi inşaatı konularında eğitim vermeye başladı. Derslikleri, basımevi, kütüphanesi ve modern
ders aletleriyle bir bilim yuvası haline
gelen okul II. Abdülhamid’in baskıcı yö-
İstanbul - İskenderiye seferine çıkacak olan pilot ve rasıtlarımız, Yeşilköy Tayyare
Mektebi’nden uğurlanırken, Fethi Bey sağdan ikinci.
11
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
27 Şubat 2014 tarihinde, Çarkçı Yüzbaşı Mehmet Fethi Bey’in
İstanbul-İskenderiye seyri esnasında şehit oluşunun 100’üncü yılı anma töreni Topel Üssü’nde icra
edilmiş ve şehit olduğu “Muavenet-i Milliye” isimli uçağın replikasını taşıyan anıt Donanma Komutanı
Koramiral Veysel KÖSELE tarafından açılmıştır.
netim döneminde dahi varlığını korumayı basardı. Okulda yetişenlerin aldığı
Fransızca ve İngilizce yabancı dil eğitimi
onların meslek hayatında başarılı olmalarında da çok etkili oluyordu. Mühendis subaylar uygulamalı eğitim sistemi
izleyen Çarkçı Ameliyat Mektebi’nde yetişmekteydi.
DENİZ ÇARKÇI ÜSTEĞMEN
MEHMET FETHİ
1887 (Rûmî 1303) yılında İstanbul Ayazpaşa’da doğan Mehmet Fethi 6 Haziran 1904 tarihinde pekiyi derece ve
üsteğmen rütbesi ile Çarkçı Ameliyat
Mektebi’nden mezun oldu. Başta Hamidiye Kruvazörü olmak üzere, Musul Torpidobotu, Samsun Torpido Muhribi gibi
Osmanlı donanmasının önemli gemilerinde çarkçı olarak vazife yaptı. Spora
meraklı olan Mehmet Fethi, gemilerde
görevli olmadığı İstanbul’da bulunduğu günlerde Donanma-i Osmânî
Muâvenet-i Milliyye Cemiyeti yararına
yapılan bisiklet yarışlarına katılıyordu.
Tersane-i Âmire Silah Tamir Fabrikası’na
tayin olan Mehmet Fethi burada makine ve motorların çalıştırılmasındaki başarısı ile kendini gösterdi. Temmuz
1911’de gemi ile İstanbul’dan İşkodra’ya sevk edilen otomobillerin işletilmesi görevi ile maaşını Kara
Ordusu’ndan almak üzere tayin edildi.
Bu görevinden sonra 3 Ağustos
1911’de tekrar Silah Tamir Fabrikası’na
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
tayin edilen Mehmet Fethi çalışkanlığı,
görgüsü ve bilgisi ile amirlerinin dikkatini çekmekteydi. Mehmet Fethi, orduda havacılık alanındaki çalışmalardan
haberdar olunca ‘tayyareciliğe’ kabulü
için dilekçe verdi. Bahriye Nezâreti 29
Haziran 1912 tarihinde Harbiye Nezâreti’ne yazdığı yazıyla; Mehmet Fethi’nin çalışkanlığı, bilgisi ve cesareti ile
havacılık alanında parlak bir gelecek vadettiğini bildirerek havacılık eğitimi almasına olur verdi. 20 Temmuz 1912
tarihinde uçak makinisti eğitimi almak
üzere İngiltere’ye gönderilen Deniz
Çarkçı Üsteğmen Mehmet Fethi uçuş
dersleri de almayı arzu ediyordu. İyi derecedeki İngilizce bilgisi, sempatik kişiliği
ve entellektüel karakteri ile okulun yöneticisi Collyns Price PIZEY’in samimi arİstanbul - İskenderiye seferini tamamlayan
Salim Bey ve rasıtı Kemal Bey.
12
kadaşlığını kazandı. PIZEY, makinist eğitimi yanında Mehmet Fethi’nin ücretsiz
olarak uçuş eğitimi almasına müsaade
etti. Bu gelişmeden cesaret alan Mehmet Fethi makinist eğitimi almakta olan
arkadaşı Üsteğmen Aziz’in de uçuş eğitimi almasını sağladı. Mehmet Fethi’nin
bu girişimi Balkan Savaşları’nda pilot sıkıntısı çeken Osmanlı Ordusu için
büyük fayda sağladı. Kuzey Afrika’da
Osmanlı Devleti yönetimindeki toprakları 1911 yılında işgal etmiş bulunan
İtalya ile barış görüşmeleri devam ederken, Balkanlardaki azınlık devletleri
kendi aralarında Osmanlı Devleti’ne
karşı ittifak kurmuşlardı. Balkanlarda
savaş çıkması nedeniyle Osmanlı Ordusu 1 Ekim 1912’de seferberlik ilan
etti. İngiltere’de eğitim gören subayla-
27 Şubat 1914 günü Şam’dan havalandıktan kısa bir süre sonra Taberiye Gölü
civarında Küfrühar Kayalıkları üzerinde
uçak düşmüş, Yüzbaşı Mehmet Fethi
Bey ile Üsteğmen Sadık Bey Şehit olmuşlardır. Türk Havacılığının ilk şehitleri
Şam’da Emeviye Camisinde bulunan
Selahaddin-i Eyyubi Türbesinin yanına
defnedilmişlerdir. Şehit oldukları Teberiye Gölü doğusunda ‘Ayn Gev’ yakınında bir anıt yaptırılmıştır.
İlk deniz uçağımız Curtiss F2.
rımız pilot brövelerini alacak eğitimleri
bile tamamlayamadan acilen İstanbul’a
döndüler.
İSTANBUL - İSKENDERIYE
HAVA SEFERİ
Mehmet Fethi Bey, Çatalca’dan
Edirne’ye kadar Trakya’nın çeşitli yörelerinde başarılı kesif görevleri yaparak
Çatalca Muharebesi’nin kazanılmasında
önemli rol oynadı. Birkaç defa kırım geçirip yaralanmasına rağmen büyük özverilerle uçuşlarına devam etti. Mehmet
Fethi, havacılık tarihimizdeki ilk gece
uçuşunu 1913 Şubat ayında gerçekleştirdi. Tayyarecilikteki üstün başarısından
dolayı 8 Nisan 1913’te Gümüş Liyakat
Madalyası ile ödüllendirildi.
Balkan Savaşı’nın yarattığı acıları unutturmak ve Osmanlı İmparatorluğu’nun
dünya devletleri arasında saygınlığını
artırmak amacıyla İstanbul-İskenderiye
arasında bir uçuş planlandı. Bu göreve
19 Temmuz 1909’da kurulan ‘Donanma-yı Osmani Muavenet-i Milliye
Cemiyeti’nin halktan topladığı paralarla
alınan ve bu nedenle adı ‘Muavenet-i
Milliye’ olan Bleriot-11B tipindeki çift kişilik keşif uçağı ile Pilot Yüzbaşı Mehmet
Fethi ve Rasıd Üsteğmen Sadık [1’inci
Uçuş Ekibi] ve Deperdussin modeli
‘Prens Celâleddin’ isimli uçakla Pilot olarak Topçu Üsteğmen Mehmet Nuri ve
Râsıd olarak görev yapacak Yüzbaşı İs-
mail Hakkı uçacaklardı. Hava seferinin
yerden desteklenmesinden, uçakların
bakım ve ikmal işlerinden başmakinist
Deniz Yüzbaşı Murat ve öğretmen makinist Çarkçı Üsteğmen Ahmed Cemal
sorumluydu.
Uçuş 8 Şubat 1914 günü iki uçuş ekibinin Yeşilköy/İstanbul’dan havalanmalarıyla başlamıştır. Uçuşun amacı;
İstanbul-Adapazarı-Eskisehir-KonyaAdana-Halep-Humus-Beyrut-Şam-KudüsEl Aris-Port Said-Kahire-İskenderiye rotası
ile İstanbul’dan yaklaşık 2.000 km uzaktaki İskenderiye’ye ulaşmaktı. Yüzbaşı
Mehmet Fethi ve Rasıd Üsteğmen Sadık
[1’inci Uçuş Ekibi] uçuşun beşinci etabında 11 Şubat 1914 günü 4.000m irtifadan Toros Dağlarını asarak Türk
Havacılığında ilk yüksek irtifa rekorunu
elde etmişlerdir.
İlk Türk Deniz Havacısı olan Mehmet
Fethi Bey kısa sayılabilecek hayatında
gerçekleştirdiği görevler ve başarısı ile
sadece Bahriyelilerin değil tüm Türk
Halkının gururu olmuştur. Şehadetiyle
beraber hakkında türküler bestelenmiş,
şiirler yazılmıştır. Şehit Mehmet Fethi’nin
aziz hatırasına armağan olarak Muğla’nın Meğri kasabasına ‘Fethiye’ ismi
verilmiş ve Mehmet Fethi’nin adı ölümsüzleştirilmiştir.
DENİZ HAVACILIĞIN
TEŞKİLATLANMASI
21 Mayıs 1914’de Osmanlı Ordusu havacılığının başına getirilen ve Tayyare
Mektebi Müdürü olan Fransız Yüzbaşı
Louis de GOŸS, havacılık teşkilatını toparlamaya başlamıştı. Bu sıralarda Bahriye
Nezâreti’nde
donanmanın
korunması, deniz keşiflerinin yapılması
ve sahillerin kontrolü amacıyla deniz
uçağı kullanmak için çalışmalar yapılıyordu. Deniz harekâtına yakın olması
ve daha esnek harekât yapabilmesi gibi
avantajları nedeniyle, denize inip kalkabilecek kabiliyette bir uçağın gerekliliği
kabul görmüştü. Türk havacılığının ye-
Savoia 16 uçağı
kalkışa hazırlanıyor.
13
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
uçağı getirdi. Uçağı incelemek üzere
Deniz Yüzbaşı Necmettin başkanlığında; Deniz Yüzbaşı Savmi, Deniz Yüzbaşı Hüseyin ve Deniz Yüzbaşı Ihsan ile
karacı pilot subaylardan oluşan bir komisyon kuruldu.
İLK DENİZ UÇAĞIMIZ
Deniz havacılarımız Curtiss F2’nin önünde; ayaktakiler soldan itibaren Makinist Murat,
pilotlar İsmail Hüseyin (GÖKGEZEN), Kamil Mehmet, Abdürrahim, Mehmet Yahya,
Ahmet Ali (Arap Ahmet), Tahsin (Kara subayı), Ahmet Cemal, Mehmet Ali (Kara
subayı); oturanlar, Savmi (Uçan), Deniz Tayyare Mektebi Müdürü Necmettin (Erol) ve
Sami (ÖNUÇAN) Bey’ler.
niden
şekillenmesi
kapsamında
Fransa’ya verilen uçak siparişleri arasında donanmamız için düşünülen
Nieuport 6H deniz uçakları da vardı. 15
adet deniz uçağının sipariş edilmesiyle
birlikte Bahriye Nezâreti’ne bağlı olarak
ayrı bir havacılık teşkilatı kurulması ihtiyacı ortaya çıktı.
Deniz uçaklarında görev yapacak pilot
ve rasıtları yetiştirmek üzere, Yeşilköy’deki Tayyare Mektebi’ne yakın bir
yerde, kıyıdaki deniz fenerinin (Yeşilköy
feneri) doğusundaki koyun kenarına
ayrı bir Deniz Tayyare Mektebi kurulması kararlaştırıldı. Ancak Bahriye Nezâreti’nce tefrik edilecek bahriye
subaylarını yetiştirecek denizci uçuş öğretmeni bulunmadığından, önce bu subayların Yeşilköy Tayyare Mektebi’nde
yetiştirilmelerine, diplomalarını aldıktan
sonra Deniz Havacılığının çekirdeğini
oluşturmalarına karar verildi.
yükümlülüklerini yerine getirmemesinden dolayı elde kalan kaynaktan ilk kez
bir deniz tayyaresi alımını önermiş,
ancak bu proje I. Dünya Savaşı başlayınca Fransız Hükümeti’nin sipariş edilen deniz uçaklarından tamamlanmış
olan üç adedine el koymasıyla başarılı
olamamıştır. Aynı yıllarda diğer ülkelerden de, Osmanlı Hükümeti’ne deniz
uçağı satış teklifleri gelmekteydi. 9 Eylül
1913’te Amerikalı havacı ve uçak yapımcısı Glen L. CURTISS Harbiye Nezâreti’ne bir mektup yollayarak, deniz
uçağı satma isteğini bildirmişti.
1914 yılı Nisan ayı başlarında, Amerikalı
Pilot John Dale COOPER, satmak amacıyla, İstanbul’a bir Curtiss F'2 tipi deniz
DENİZ TAYYARE MEKTEBİ’NİN
KURULMASI
İlk deniz uçağının alınmasından hemen
sonra, Yeşilköy’de kurulması kararlaştırılan Deniz Tayyare Mektebi’nin kuruluşu
ile ilgili atama emri 25 Haziran 1914 tarihinde Bahriye Nezâreti 2’nci Dairesi
tarafından yayınlandı. Bu emir ile Deniz
Tayyare Mektebi Müdür Yardımcılığı’na
Güverte Yüzbaşı Üsküdarlı Necmettin
getirilmiş okulun pilot, râsıd ve diğer
personel ataması da gerçekleştirilmişti.
Flotör altına tekerlek takılmış
Gotha WD2 deniz uçağı.
DENİZ UÇAĞI ALIMI
Deniz uçağı alımı yönünde ilk girişim
1913 yılı sonbaharında yapılmıştır. Türk
askeri havacılığının gelişmesinde büyük
emeği olan Kurmay Albay Süreyya
(İLMEN) 3 Kasım 1913 tarih ve 4916 sayılı yazısında; Bristol Uçak Fabrikası’nın
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
16 Haziran Pazar günü uçağı denemek
ve Donanma Cemiyeti yararına bağış
toplamak maksadıyla Bahriye Nâzırı
Cemal Paşa’nın himayesinde bir gösteri
uçuşu yapıldı. Büyük bir halk topluluğu
sabahın erken saatlerinden itibaren, Kadıköy kordon boyunu doldurmuş
uçuşu beklemekteydi. Uçak, Kadıköy’e
uçarak gelecek ve iskele önünde denize
inecekti. İstanbul halkı o güne kadar denize inen ve denizden kalkan bir uçak
görmemişlerdi. Uçak saat 15:00’te Kücükçekmece önünden havalandı ve
Marmara Denizi’ni aşarak Kadıköy rıhtımı önünde denize indi. Râsıd koltuğunda
Deniz
Yüzbaşı
Savmi
uçmaktaydı. Uçak beğenilerek 2190 liraya satın alındı, böylece deniz havacılığımız ilk uçağına kavuşmuş oldu.
14
Mevki Komutanlığı, Başkomutanlık Vekâlet’inden buraya uçak gönderilmesini
istedi. Bu istek olumlu bulunarak 17
Ağustos 1914 günü Üsteğmen Mehmet Fazıl’ın idaresinde tek kişilik Nieuport deniz uçağı Çanakkale’ye
gönderildi.
Yeşilköy Deniz Tayyare
Mektebinde bir tören.
Nara’da konuşlanan uçağın bakım ve
onarımı için bir hangar yapıldı.
Diğer düzenlemelerle birlikte Râsıd
Deniz Yüzbaşı Hüseyin Sedat’ın komutanlığına getirildiği müfrezenin yapılanması tamamlanmış oldu.
Deniz Havacılık Tarihimizin dönüm noktası olan, ilk birliğimiz Deniz Tayyare
Mektebi’nin kuruluşunun onaylandığı
25 Haziran 1914 tarihi Türk Deniz Havacılığının kuruluş günüdür.’
Haziran 1914’te Yeşilköy’deki Kara Tayyare Mektebi güneyinde, günümüzde
Hava Harp Okulu’nun bulunduğu sahilde ‘Deniz Tayyare Mektebi’ kurulmuştur.
Deniz
Tayyare
Mektebi,
kuruluşundan İstanbul’un işgali sonrası
18 Ekim 1920 tarihinde personelinin
büyük bir kısmının Merkez’e atanarak
faaliyetine son verilişine kadar, birçok
pilot, rasıt ve makinist yetiştirdi.
I. DÜNYA SAVAŞI’NDA DENİZ
HAVACILIĞIMIZ
I. Dünya Savaşı başında Türk askeri havacılığı, on kişiyi bulmayan pilot sayısı
ve eldeki sağlam birkaç uçakla Balkan
Savaşları’nda olduğundan daha kötü
durumdaydı. Fakat pilotların Balkan Savaşları’nda deneyim kazanmış, cesaretli
ve yetenekli kişiler olması ümidimizin
canlı kalmasını sağlıyordu. Deniz havacılığımızın harekâtta faydalanabileceği;
birisi tek diğeri iki kişilik Nieuport deniz
uçağı vardı. Çift kişilik olan deniz uçağına, Türk havacılığının kurulmasında
öncü rolü olan Harbiye Nazırının hatırasına ‘Mahmud Şevket Paşa’ ismi verilmişti. Türk havacılığının savaşın
kazanılmasına katkı sağlayabilmesi için
acele uçak ve pilot takviyesi gerekiyordu. 1914 yılı Ağustos ayı başlarında
Avrupa cephelerinde savaşın başlaması
nedeniyle, Yeşilköy Tayyare Mektebi
Müdürü Louis De GOŸS kendi ülkesinde savaşa katılmak üzere Fransa’ya
geri döndü. De GOŸS’un döneminde
başlayan derlenip toparlanma safhası I.
Dünya Savaşı’nın çıkmasıyla sekteye uğramıştı. Osmanlı Devleti’nin Almanya
yanında I. Dünya Savaşı’na girmesi üzerine, Almanya’dan Üsteğmen Erich
SERNO savaşa hazırlanan Osmanlı Ordusu hava gücünün başına geçmek
üzere Ocak 1915’te İstanbul’a geldi.
ÇANAKKALE DENİZ HAVA
MÜFREZESİ
I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla beraber Çanakkale Boğazı’nda konuşlanan
donanmamıza ait bir torpidobot filotillası Boğaz dışına devamlı olarak gemi
çıkarıyor, keşif ve karakol görevi yapıyordu. Fakat gemilerin yaptığı keşif faaliyeti saha kaplaması bakımından yeterli
bulunmadığından Boğaz Müstahkem
Mehmet Fazıl, 5 Eylül 1914’te 1 saat 10
dakika süren, deniz havacılık tarihimizde cephe üzerinde ilk kesif uçuşunu
gerçekleştirdi. Bu uçuştan sonra da Çanakkale Boğazı girişi ve Boğaz önü adaları civarında başarılı keşif uçuşları
devam etti. Uçağın tek kişilik olması nedeniyle, Yüzbaşı Hüseyin Sedat râsıd
olarak uçamamakta, düşman donanmasının artan gemi sayısı ve buna bağlı
olarak artan deniz faaliyetleri ise Üsteğmen Fazıl’ın işini giderek zorlaştırmaktaydı. Dolayısıyla iki kişilik olan diğer
Nieuport deniz uçağının Çanakkale’ye
getirilerek, müfrezenin emrine verilmesi
kararlaştırıldı. ‘Mahmut Şevket Paşa’
isimli Nieuport deniz uçağını, Çanakkale’ye götürme görevi pilot eğitimini yeni
tamamlanmış olan Deniz Yüzbaşı Savmi’ye verildi. Toplam uçuşu 15 saat
olan Savmi Nieuport deniz uçağıyla İstanbul’daki gösteri uçuşlarında sadece
bir sorti arka koltukta uçmuş, hiç kumanda almamıştı. Fakat harp şartlarında komutanlarından aldığı emir
1926 yılında iki adet satın alınan
Roharbach Ro 111A Rodra Deniz Uçağı.
15
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
Rasıt Deniz
Yüzbaşı
Hüseyin
Kamil.
1. Deniz Tayyare Bölüğü, Güzelyalı; bölük
personeli Gotha WD15 ve Gotha WD12 önünde
gereği büyük bir risk taşıyan bu görevi
cesaretle üstlendi.
ALMANYA’DAN UÇAK ALIM
GİRİŞİMİ
Eldeki kısıtlı imkânlara rağmen Çanakkale Deniz Hava Müfrezesinin yaptığı
keşif uçuşları, deniz havacılığının ülkemizin savunulmasındaki önemini ortaya
koydu ve Türk deniz havacılığının gelişimi için temel oluşturdu.
İki Nieuport deniz uçağının da elden
çıkması nedeniyle deniz havacılığına ait
görev yapabilecek uçak kalmamış ve
bölük teşkilatı atıl duruma düşmüştü.
Deniz karakol ve keşif ihtiyacını karşılamak üzere, Almanya’daki Luft-VerkehrsGesellschaft
mbH
(LVG)
uçak
fabrikasına denize iniş-kalkış yapma
özelliğine sahip 3 adet uçak sipariş
edildi. Bu uçakların maliyeti Donanma
Cemiyeti tarafından karşılanacaktı.
yımız ülkeye geri dönmeyerek, önce
Alman Kara Tayyare Okulu’nda, sonra
da Warnemünde’de bulunan Alman
Deniz Hava Üssü’ndeki Deniz Tayyare
Okulu’nda Gotha uçaklarıyla pilotluk
eğitimi aldı ve başarıyla mezun oldular.
YENİ UÇAKLARIMIZ
GOTHA’LAR
Bu pilotlar, Türk topraklarında müttefikimiz olarak görev yapan Alman müfrezelerinin kullanacağı Gotha WD1 tipi
uçakları Türkiye’ye getirme görevinde
yer aldılar. Toplam 5 adet uçak Balkanlar üzerinden iki parti halinde, flotör al-
tına tekerlekli iniş takımı takılmış halde
uçarak Yeşilköy Tayyare Mektebi’ne getirilecekti. İkinci partide yer alan iki uçak
28 Eylül günü Yüzbaşı Savmi ve arkadaşları tarafından İstanbul’a ulaştırıldı.
Bu beş uçak, Alman Bahriyesi tarafından Türkiye’deki Alman Deniz Hava Birliği’ne tahsis edilmiş olduğundan
Osmanlı Deniz Havacılığında görev
yapmadılar. Pilot yetiştirilmek üzere
ikinci kafile olarak deniz subayları Yüzbaşılar İbrahim Murat, Kamil Mehmet,
Ahmet Cemal, Mehmet Yahya ile Üsteğmen Ali Mehmet, Nisan 1916’da Almanya’ya gönderildi. Üsteğmen Ali
Mehmet, 23 Eylül 1916 günü eğitim
Karadaki pistlere iniş-kalkış yapabilen
tayyareler imal eden fabrikanın ilk defa
üreteceği bu deniz uçaklarını almak
üzere Yüzbaşı Savmi (UÇAN), Yüzbaşı
Sami (ÖNUÇAN) ile Üsteğmen İsmail
Hüseyin (GÖKGEZEN)’den oluşan bir
heyet 18 Şubat 1915 tarihinde Almanya’ya gönderildi. Fabrikada incelemelerde bulunan heyetin, ilk defa üretilen
bu deniz uçaklarını yetersiz bulması
üzerine alımdan vazgeçildi.
Bahriye Nezâreti’nin girişimleri sonucu
Almanya’da bulunan bu üc deniz suba-
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
Pilot İsmail Hüseyin (GÖKGEZEN) Bey, 1. Deniz Tayyare Bölügü’nün Gotha WD12 tipi
uçağı önünde.
16
uçuşu sırasında düşerek Türk Deniz Havacılığının I. Dünya Savaşı yıllarında verdiği tek şehit olmuştur.
Almanya’ya yeni tip Gotha uçağı sipariş
edilmiş ancak savaş nedeniyle gecikme
olunca, Alman Deniz Kuvvetleri tarafından donanmamıza üç adet Gotha
WD2 tipi deniz uçağı verilmişti. İlk uçak
27 Nisan 1916 tarihinde Deniz Tayyare
Mektebi’nde faal hale getirilmiş diğer iki
uçağın da hazır hale getirilmesiyle
Deniz Tayyare Bölüğü’müz İstanbul’da
kurulmuştu.
DENİZ TAYYARE MEKTEBİ
Türk deniz havacılığının kuruluşu kabul
edilen Deniz Tayyare Mektebi, 25 Haziran 1914 tarihinde Yeşilköy’de kurulmuş, ancak İstanbul’un işgaliyle
beraber Deniz Tayyare Mektebinin faaliyetine geçici olarak son verilmiştir.
Deniz Tayyare Mektebi, bu kısa süre içerisinde birçok pilot, rasıt ve makinist yetiştirmiştir.
Birinci Dünya Harbi’nin başlaması ile
beraber sayıca yetersiz uçak ve teknik
personele rağmen birçok cephede özverili personelin gayretleri ile başarılı görevler icra edilmiştir. Uçakların ne kadar
büyük bir etken güç olduğunu fark etmekte gecikmeyen Osmanlı İmparatorluğu, uçağın para karşılığı her zaman
alınabileceği, ancak pilotların ve teknik
1917 yılı. Deniz Havacı subaylarımız Yeşilköy Deniz Tayyare Mektebinde. Oturan sırada
en soldaki şahıs, dünya havacılık tarihinde ilk siyahi pilot İzmir’li Ahmet Ali ÇELİKTEN
(Arap Ali)’dir.
personelin yetişmesinin daha öncelikli
olduğu gerçeği ile personelin eğitimlerine öncelik vermiştir. İlk eğitimleri, zamanın müttefik ülkelerindeki uçuş
okulları vasıtasıyla gerçekleştirmiştir. O
dönemde tayyare alımlarında ise çoğunlukla Almanya ve Fransa tercih edilmiştir. Diğer önemli bir husus da
yabancı ülkelerden alınan hava araçlarına, denizcilik kültürünün bir yansıması
olarak tıpkı gemilerdeki gibi Türkçe isim
verilmesi geleneğidir. Fethi Bey’in İstanbul-İskenderiye seyrüseferi boyunca
Amasra’da bölgenin ileri gelenlerinin Yüzbaşı Savmi (UÇAN) (uçağa yaslanmış olan
soldan üçüncü kişi) ve deniz tayyaresi ile çektirdikleri fotoğraf; beyaz üniformalı subay
ise Şahin vapuru komutanlığı yapmış olan Yüzbaşı Cevat (ÜLMEN).
17
uçurduğu uçak “Muavanet-i Milliye” ismini taşımaktadır.
DENİZ TAYYARE BÖLÜKLERİ
Birinci Dünya Savaşı esnasında muhtemel düşman çıkarma bölgesi olan İzmir
civarında herhangi bir deniz hava unsuru bulunmamaktaydı. Bu nedenle İstanbul Tayyare Mektebine yeni gelen
üç adet Gotha WD2 tipi deniz uçağıyla
1’inci Deniz Tayyare Bölüğü, 21 Mayıs
1916’da 5’inci Ordu emrinde şu anki
Güllük mevkisinde konuşlandırıldı. Eldeki üç uçaktan birinin kırım geçirmesi,
birinin de arıza yaparak İngiliz askerlerinin eline geçmesiyle Deniz Tayyare Bölüğünün elinde tek uçak kaldı. Bu tek
uçakla yapılan başarılı keşif uçuşları sayesinde savaşın seyrinde önemli değişikler meydana geldi. Ocak 1917’de
harekât kabiliyeti daha iyi olan bir adet
Gotha WD12 deniz uçağı satın alınarak
1’inci Deniz Tayyare Bölüğüne tahsis
edildi. 4 Aralık 1917’de Gotha WD12
tipi uçağın kırım geçirmesi ile bölük tekrar tek uçağa kaldı. Ereğli’de konuşlu
2’nci Deniz Tayyare Bölüğüne tahsisli
“Ereğli-1” adlı Hansa Brandenburg NW
tipi uçak ile beraber Pilot İsmail Hüseyin
(GÖKGEZEN), rasıt Fahrettin Naci ve
Yusuf Kenan (GÖYER) Beyler 11 Şubat
1918 tarihinde 1’inci Deniz Tayyare Bö-
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
Amasra’da çekilmiş, tarihe tanıklık eden bu fotoğrafın arkasına düşülen Osmanlıca notta şu ifadeler yer almaktadır; ‘‘18 Aralık 1922 Pazartesi
öğleden sonra, tecrübe uçuşundan dönüşte-Amasra’’.
lüğüne atandı. 27 Mart 1918 tarihindeki fırtına neticesinde uçaklarda meydana gelen büyük hasarlar sebebiyle
bölük harekât kabiliyetini yitirdi. Bunun
neticesinde 1’inci Deniz Tayyare Bölüğü, 22 Haziran 1918’de “Fırka-i Bahriye”ye (Deniz Tümenine) bağlandı.
Ağustos 1918’de iki yeni Gotha WD13
uçağının envantere girmesi ile beraber
bölük, harekât faaliyetlerini 15 Mayıs
1919’a, İzmir’in işgaline kadar başarı ile
sürdürdü.
Zamanın vazgeçilmez enerji kaynağı
olan kömür, Zonguldak ve Karadeniz
Ereğli Limanlarından yurdun dört bir
yanına sevk ediliyordu. Kömür taşımacılığı ise Birinci Dünya Savaşı’nın devam
etmesi sebebiyle Rus tehdidi altındaydı.
Bahse konu tehditleri en aza indirgemek için Ocak 1917’de Karadeniz Ereğli’de 2’nci Deniz Tayyare Bölüğünün
teşkil edilmesine karar verildi. Bölüğün
elinde Almanya’dan gelen birer adet
Hansa Brandendurg NW ve Gotha
WD12 tipi uçaklar ile “Ereğli-1” ve
“Ereğli-2” isimli uçaklar mevcuttu.
Ahmet Cemal Bey, “Ereğli-1” ve “Ereğli2” uçakları ile Ruslara karşı başarılı
hücum ve keşif/gözetleme faaliyetleri
icra etti. 1’inci Deniz Tayyare Bölüğündekine benzer şekilde doğanın azizliğine uğrayan 2’nci Deniz Tayyare
Bölüğünün hangarı, çıkan kar fırtınası
neticesinde büyük hasar gördü ve
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
“Ereğli-2” isimli uçak hangarda hasar
görerek kullanılamaz hâle geldi. 1917
yılında Ruslarla yapılan ateşkes görüşmeleri neticesinde 2’nci Deniz Tayyare
Bölüğünün faaliyetlerine son verildi ve
“Ereğli-1” isimli uçak, 1’inci Deniz Tayyare Bölüğüne sevk edildi.
27 Şubat 1918’de “Umur-u Havaiye-i
Bahriye Müfettişliği” kurulmuş ve Deniz
Tayyare Mektebi, Deniz Tayyare Bölük-
leri kara tayyareciliğinden ayrılarak donanma emrine verilmiştir. Bu yapılanma ile bugünkü Deniz Hava
Komutanlığının temelleri atılmıştır.
İngiliz kuvvetlerinin Kafkasya bölgesinde çıkardığı ayaklanma ve isyanları
bastırmak maksadıyla 3’üncü Ordu talebiyle 16’ncı Tayyare Bölüğü ve 3’üncü
Deniz Tayyare Bölüğü kuruldu. Ruslardan ele geçirilen üç adet deniz uçağın-
İlk makinist grubunun eğitime gönderilmesinden sonra, dokuz
deniz subayı Nisan 1969 tarihinde pilotaj eğitimi almak üzere Kara
Havacılık Okulu’na gönderildi. Bu dokuz subaydan altısı L'18C,
L'21B ve U'17B uçaklarında uçuş eğitimlerini tamamlayarak pilot
brövelerini taktılar. Daha sonra OH'13, TH'13 ve UH'1 helikopterlerine intibak ederek
Mart 1970’de Türk Deniz Havacılığının ilk helikopter pilotları oldular.
18
manevi yardımları, gerekse halkın uçuş
ekiplerine olan hayranlık ve sevgisi hiçbir zaman azalmamıştır. Bir diğer kıstas
da şehit olan pilot ve rasıtların cenazelerine katılanların sayılarıdır. Bu hususun diğer bir sebebi de Türk
toplumunda askerî personelin halkın
her kesiminden insan barındırmasıdır.
KURTULUŞ SAVAŞI VE
CUMHURİYET’İN İLANI
70’li yıllarda bir S2-E uçağı önünde Deniz Havacılarımız.
dan onarılabilecek durumda olan tamir
edilerek 3’üncü Deniz Tayyare Bölüğüne tahsis edildi. Kâğıt üzerinde üç
deniz tayyare bölüğü görünmesine
rağmen üçü birden hiçbir zaman görev
yapmadı. 1’inci ve 2’nci Deniz Tayyare
Bölükleri 1917 yılında, 1’inci ve 3’üncü
Deniz Tayyare Bölükleri 1918 yılında
faaliyet göstermiştir.
İcra edilen faaliyetler ve diğer ülke donanmaları incelendiğinde, eldeki im-
kânsızlıklara rağmen Osmanlının deniz
hava gücüne ne kadar fazla önem verdiği görülmektedir. Uzun yıllar süren iç
ayaklanmalar, emperyalist ülke baskıları, ekonomik yetersizlikler, teknik personel eksikliklerine rağmen birçok
personel yabancı ülkelerde eğitimlere
gönderilmiş ve zamanın en pahalı
savaş araçlarından biri olan tayyareler
alınmıştır. Bu alımlar yapılırken halkın
desteği hiçbir zaman eksik olmamıştır.
Gerek Donanma Cemiyetinin maddi ve
Mondros Ateşkes Antlaşması’nın imzalanmasıyla deniz havacılar, Anadolu’ya
intikal etme ve uçak/silah kaçırma yönünde faaliyet göstermiştir. Ancak, işgalci ülke yandaşlarının şikâyetleri ve
başarısız birkaç denemenin neticesinde,
İstanbul’da konuşlu uçakların çoğu ya
kırıma uğramış ya da İngiliz askerleri tarafından kullanılamaz hâle getirilmiştir.
İstiklal Harbi’nin ilerleyen safhalarında
pilot ve rasıtlarımız, tüm havacıların toplandığı Konya Tayyare İstasyonu’na gönüllü olarak katılmıştır.
Harbin sona ermesiyle beraber Havacılık Teşkilatı yeniden yapılanmış ve tek
merkezden yönetilmeye başlanmıştır.
Cumhuriyet’in ilanından sonra da uçak
alımlarına ve personel eğitimlerine ağırlık verilmiştir.
2013 yılında bir CN-235 DK/DSH uçağı önünde
Deniz Havacılarımız.
19
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
İkinci Dünya Savaşı sırasında o zamanki
adı 5’inci Deniz Tayyare Taburu olan
deniz hava unsuru, doğrudan Donanma Komutanlığına bağlanmıştır. Savaşın sona ermesi ve denize inip kalkan
uçakların envanterden çıkarılmasıyla
deniz havacılığı küçülme dönemine girmiştir. 1947 yılında faaliyetleri durdurulmuş ve deniz havacılar, deniz
görevlerine tahsisli hava birliği kalmamasından dolayı gemilerde veya kıyı birliklerindeki çeşitli görevlere atanmıştır.
Hellfire yüklü bir S70 SeaHawk helikopteri gemiden kalkış halinde.
Havacılık tarihi ile çok yakın bir dönemde başlayan ve kendini tarihe altın
harflerle yazdırılan Türk deniz havacılık
tarihi, eldeki imkânsızlıklara rağmen özveri ve kahramanlıkları ile saygın bir konuma yükselmiştir. Ancak, deniz
havacılığı, 1947’den 1970’li yılların başına kadar kayıp bir dönem yaşamıştır.
YENİDEN DOĞUŞ
1960’lı yılların sonlarından itibaren
güçlü ülkelerin donanma hava araçlarını suüstü keşfi, arama-kurtarma, denizaltı tehditlerine karşı etken güç olarak
kullanması, Türkiye Cumhuriyeti’nin bir
NATO üye ülkesi olmasına rağmen
deniz hava gücünün olmaması; deniz
havacılığına önem verilmesini tekrar
gündeme getirmiştir. Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı 1968 yılında, Kara ve Hava
Kuvvetleri Komutanlıkları ile protokoller
yaparak havacılığın çekirdeği olan pilot,
operatör, makinist ve bakımcı personel
eğitimlerine tekrar başlamıştır. “Yeniden
doğuş” olarak tabir edilen bu dönemde, alınması planlanan hava araçlarını donatacak çekirdek personel
yetiştirilmiştir.
Yurt savunmasında uzun süre hizmet
edecek olan S-2A uçakları, 1971 yılında
üç parti hâlinde Hollanda’dan satın
alınmıştır. 18 Ekim 1971 tarihinde
Deniz Hava Filosu Komutanlığı Etimesgut/ANKARA’da kurulmuştur. 1972 yılı
Torpido yüklü bir
AB-212
helikopteri.
itibarıyla daha büyük ve gelişmiş bir
model olan 12 adet S-2E uçağının alımına karar verilmiştir. Artan uçak ve
personel sayısı ile buna bağlı büyüyen
harekât ihtiyacı neticesinde mevcut birliğin, denize yakın daha gelişmiş bir
üsse taşınması gerekmiştir. Bandırma’da konuşlu 6’ncı Ana Jet Üs Komutanlığı bünyesinde mevcut Hava
Kuvvetleri Komutanlığına ait iki filodan
birinin faaliyetinin sona ermesiyle beraber Deniz Hava Filosu Komutanlığı,
Bandırma’ya intikal etmiştir. Artan uçak
sayısı neticesinde ortaya çıkan pilot ihtiyacını karşılamak maksadıyla Hava Kuvvetleri
Komutanlığı
ile
pilot
yetiştirilmesine dair protokol yapılmış,
1972 yılı itibarıyla da Çiğli 2’nci Ana Jet
Üs Uçuş Okul Komutanlığında eğitimlerini tamamlayan pilotlar filoya katılmıştır. Gelişen filo kadrosuyla beraber
gemilerle müşterek görevler icra edilmeye başlanmıştır.
Helikopterlerde ise; 1971 yılının başlarında İtalya’dan üç adet AB-204B alınmasına karar verilmiş olup, daha
önceden eğitimlerini Kara Kuvvetleri Komutanlığından almış personelin teşkili
ile 15 Ağustos 1972 tarihinde Deniz
Helikopter Skadron Komutanlığı, Güvercinlik/ANKARA’da kurulmuştur. 23
Ocak 1973 tarihinde kendi helikopterleri ile ilk uçuşunu gerçekleştiren Skadron Komutanlığı, 15 Şubat 1973
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
20
100’üncü yıl logolu bir ATR-72-600 uçağı apronda.
tarihinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı
Harekât Başkanlığına bağlanarak adı
Deniz Helikopter Birlik Komutanlığı olarak değiştirilmiştir. Artan harekât ihtiyacı
ve helikopter sayısından dolayı birliğin
denize yakın bir bölgeye taşınması ihtiyacı doğmuştur. Yapılan incelemeler
neticesinde, günümüzde Deniz Hava
Komutanlığının bulunduğu İzmit Cengiz Topel Meydanı uygun bulunarak
Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile protokol imzalanmış ve bahse konu protokole istinaden 19 Mayıs 1973’te Deniz
Helikopter Birlik Komutanlığı teşkil edilmiştir. Yeni teşkilatlanma neticesinde
birliğin adı “Deniz Helikopter Filosu Komutanlığı” olarak değiştirilmiştir. Denize
yakın bir meydana konuşlanmanın verdiği avantajla beraber helikopterlerin
gemilerle yaptığı müşterek eğitimler artmıştır.
Kıbrıs Barış Harekâtı öncesindeki gerginlik safhasında uçak ve helikopterler tarafından silahlı karakol, keşif gözetleme
görevleri icra edilmiş; Deniz Hava Filosu
Antalya Meydanı’na, Deniz Helikopter
Filosu ise Çiğli Meydanı’na intikal ettirilmiştir.
Hava Kuvvetleri Komutanlığı ile müşterek kullanımda olan Cengiz Topel Meydanı, Genelkurmay Başkanlığının 14
Temmuz 1976 tarihindeki emrine istinaden Deniz Kuvvetleri Komutanlığının
kullanımına devredilmiştir. Bahse konu
devir neticesinde Bandırma’da konuşlu
bulunan Deniz Hava Filosu Komutanlığı, Topel Meydanı’na konuşlandırılmış;
4 Ağustos 1976 tarihinde Deniz Hava
Üs Komutanlığı teşkil edilerek Deniz
Hava Filosu ve Deniz Helikopter Filosu,
Üs Komutanlığı emrine bağlanmıştır.
1977 yılının son aylarında daha önceden alınması planlanan 3 adet AB-212
helikopteri envantere katılmış, 1983 yılında İstanbul ve Çanakkale Helipedleri
teşkil edilerek kullanıma açılmıştır. 1987
yılı itibarıyla siparişi verilen S-2E uçaklarının tamamı teslim alınmış ve kullanım
TB-20 Trinidad uçağı pilot
eğitimlerinde kullanılmaktadır.
ömürleri sona eren S-2A uçakları hizmet
dışına çıkarılmıştır. 1988 yılında 12 adet
AB-212 helikopteri daha envantere girmiştir. Böylece deniz havacılığı, 1980’li
yıllarda, artan bir ivme ile büyümeye
devam etmiştir.
15 Ocak 1991 tarihinde “Körfez
Krizi”nin patlak vermesiyle beraber dört
uçak ve bir helikopter Antalya’da, birer
helikopter ise iki adet fırkateynimizde
görevlendirilmiştir.
1992 ve 1993 yıllarında ardı ardına yaşanan kaza/kırımlar neticesinde S-2E
uçaklarının hizmetten çıkarılmasına
karar verilmiştir. Hizmetten ayrılan S-2E
uçakları neticesinde kadrosunda uçak
kalmayan Deniz Hava Filosu Komutanlığı tarafından pilot statülerinin muhafazasında kullanılmak üzere TB-20
uçağının alımına karar verilmiş ve 1995
yılında uçaklar filoya katılmıştır.
Aynı dönemde helikopter pilotlarının bir
kısmı Doğu ve Güneydoğu Anadolu
Bölgelerinde iç güvenlik harekâtına,
Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görevlendirilmiştir. 04 Ekim 199314 Ağustos 1995 tarihleri arasında üçer
dörder aylık periyotlar hâlinde sekiz
dönem boyunca 26 pilot, OHAL bölgesinde görevlerini başarıyla yerine getirmiştir.
27 Temmuz 1999 tarihinde Aksaz Heliped Komutanlığı teşkil edilmiş ve deniz
hava harekât sahası giderek genişlemeye başlamıştır.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığının 1993
yılından beri envanterinde bir deniz ka-
21
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
rakol uçağının olmaması nedeniyle
“Meltem Projesi” başlatılmıştır. Bu kapsamda, 2001-2002 yılları arasında,
Deniz Kuvvetleri Komutanlığına, altı
adet CASA CN-235 uçağı alınmıştır. Boş
olarak (sistemsiz) alınan bu uçaklar,
2004-2013 tarihleri arasında modern
sistem ve cihazlar temin edilerek gelişmiş komuta kontrol ve modern keşif gözetleme sistemleri ile donatılmış deniz
karakol uçağı hâline getirilmiştir. Böylece, denizdeki dost ve müttefik unsurlarla müşterek veya müstakil olarak,
gece-gündüz her türlü şartta etkin olarak görev yapma kabiliyetine kavuşulmuştur. Çağın ilerleyen ihtiyaçlarının
karşılanması ve ekonomik ömrünü dolduran eski helikopterlerin yerini alması
maksadıyla satın alınmasına karar verilen ve dünyadaki en gelişmiş deniz muharebe helikopterinden biri kabul
edilen Sikorsky S-70B Seahawk helikopterleri, 2002 yılından başlamak üzere ilk
pakette 7 adet olacak şekilde envantere
girmiştir. 2006 yılında Çanakkale Deniz
Helikopter Grup Komutanlığı kurulmuş,
2010-2011 yılları arasında alımı yapılan
ikinci paket Seahawk helikopterleri ile
toplam Seahawk sayısı 24’e ulaşmıştır.
Platformlu gemilerin sayısının artması,
donanmanın görev alanının sadece
çevre denizlerle sınırlı kalmaması, denizlerde yatan hak ve menfaatlerin önemi-
S-70B SeaHawk helikopterleri bir arada.
nin kavranması nedeniyle deniz hava
gücümüzün de önemi artmış ve yapılan hamlelerle bugünkü düzeye gelinmiştir.
Artan harekât ihtiyacı ve hava aracı sayısı nedeniyle 2010 yılında teşkilatlanma değiştirilerek Topel Deniz Hava
Üs Komutanlığının adı, Deniz Hava Komutanlığı olarak değiştirilmiştir, Dalaman Deniz Hava Üs Komutanlığı
kurulmuş ve İstanbul Heliped Komutanlığı Deniz Hava Komutanlığı bünyesine
alınmıştır.
2013 yılı itibarıyla “Meltem Projesi”nin
devamı olarak ATR-72/600 uçaklarının
alımına başlanmış ve 2 adet uçak genel
maksat amacıyla kullanılmak üzere teslim alınmıştır. Proje kapsamında 20172018 yıllarında 6 adet ATR-72 600
Deniz Karakol uçağına sahip olunması
hedeflenmektedir.
DENİZ HAVA KOMUTANLIĞI
Başlangıçta sadece Cengiz Topel’de konuşlu bulunan deniz hava unsurları 4
Ağustos 2010 tarihinden itibaren aynı
yıl İstanbul Heliped’in de Deniz Hava
Komutanlığı’na bağlanmasıyla 5 ayrı
coğrafyada bulunacak şekilde konuşlanmıştır. Deniz hava gücü Kocaeli, Çanakkale ve Dalaman’a konuşlanarak
tüm denizlerimizde en kısa reaksiyon
süresiyle faaliyetle icra edebilecek kabiliyete ulaşmıştır.
Deniz Hava Komutanlığı, günümüzdeki
yapısı, gerçekleşmekte olan projeleri,
ileri teknoloji silah ve sistemlerle donatılan uçak-helikopterleri ile çevre denizlerdeki etki alanında ve diğer
denizlerdeki ilgi alanında önemi ve etkinliği göz ardı edilemeyecek, güçlü bir
deniz hava gücüne dönüşmüştür.
Harekat alanında D/K uçakları ve deniz
helikopterleri ile; Suüstü Görev Grubu
ile koordineli olarak Denizaltı Savunma
Harbi, Suüstü Harbi ve Elektronik Harp
icra edebilecek, muhasım suüstü ve su-
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
22
Deniz Hava Komutanlığı personeli ve
platformları ile bir arada görülüyor-2014.
altı unsurlarını tespit, teşhis ve imha
edebilecek, arama-kurtarma, personel/yaralı/malzeme
nakledebilecek
imkan ve kabiliyetine sahip olunmuştur.
Donanmamızın suüstü unsurlarının
sahip oldukları radar kaplama mesafeleri
ve buna mukabil silah sistemlerinin ulaştığı uzun menzilleri dikkate alındığında,
deniz hava vasıtaları yaklaşık 200 millik
radar menzili sayesinde, harekat alanındaki tüm unsurların uzun menzillerden
tespit/teşhis edilmesinde ve buna bağlı
olarak taktik suüstü resminin oluşturulmasında önemli bir rol oynamaktadır.
Denizaltı Savunma Harbinde, denizaltıya karşı deniz hava vasıtalarının mutlak
üstünlüğü bilinen bir gerçektir. Denizaltı, kendisine tehdit teşkil eden veya
hedefi olan suüstü gemilerini, suüstü
gemisine kıyasla çok uzak mesafelerden
tespit etmekte ve her zaman bir adım
önde olarak harekat sahasında hareket
etmektedir. Bir deniz hava vasıtası
gerek sürati ve gerekse harekat icra ortamının su dışında olması sebebiyle denizaltıya
karşı
büyük
üstünlük
sağlamaktadır.
Sahip olduğumuz son derece gelişmiş,
modern ve güçlü deniz hava gücü; ülkemizin güvenlik çıkarları ve milli menfaatlerimizin korunmasında, çok uluslu
barışı koruma/destekleme harekâtları ile
arama-kurtarma, insani yardım ve
doğal afet yardım harekâtları kapsamında Deniz Kuvvetlerimize doğrudan
yüksek katkı sağlayarak tevdi edilecek
görevleri etkinlikle yerine getirebilecek
önemli unsurlardan biri olmaktadır.
Deniz Hava Komutanlığı gelecek yüzyılda da çağın gereksinimlerini karşılayacak şekilde büyümeye, Türk Deniz
Kuvvetlerinin vazgeçilmez bir unsuru olmaya ve iki mavi arasında uçmaya
devam edecektir.
301’İNCİ VE 302’NCİ
DENİZ HAVA FİLOSU
KOMUTANLIĞI
1960’lı yılların sonunda başlayan Deniz
Karakol Uçağı Filosu teşkil çalışmaları;
önce 4 adet S-2A, müteakiben 12 adet
S-2E uçağının tedarik edilmesi ile Deniz
Hava Filosu Komutanlığı Etimesgut/Ankara'da kurulmuş, 1976 yılında ise hâlihazırda konuşlu olduğu Cengiz Topel
Meydanına intikal etmiştir.
Filomuz kuruluşundan itibaren tüm
milli ve NATO tatbikatları ile Deniz Kuvvetleri yüzer unsurları ve kara birliklerinin münferit eğitimlerine iştirak etmiş,
Türkiye’nin çevre denizlerdeki hak ve
menfaatlerinin korunması amacıyla,
zaman içerisinde meydana gelen Körfez Krizi gibi olaylarda görev almıştır.
S-2E uçaklarının hizmet dışı bırakılmasından sonra ortaya çıkan ihtiyaç doğrultusunda yeni tip deniz karakol (D/K)
uçağı tedarik çalışmalarına başlanmıştır.
CN-235 DK/DHS uçağının görev konsolları.
23
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
Bu çalışmalar MELTEM-I, MELTEM-II ve
MELTEM-III adı altında üç ayrı kapsamda projelendirilmiştir. Yeni tip D/K
uçağı tedarik edilene kadar 7 adet TB20 TRINIDAD eğitim uçağı alınmış olup,
hâlihazırda göreve devam etmektedir.
MELTEM-I projesi kapsamında Deniz Karakol uçağı olarak modifiye edilmek
üzere CN-235 uçakları seçilmiş ve 2002
yılında 6 adet uçak tedarik edilmiştir.
MELTEM-II projesi ile de görev sistemleri
entegrasyonu 2014 yılı içerisinde tamamlanan 6 adet CN-235 D/K uçağı
teslim alınmıştır. Modernizasyon kapsamında gelişmiş keşif ve gözetleme sistemleri ile donatılan uçaklarımız
Denizaltı Savunma Harbi ve Suüstü
Harbinde etkinlikle rol almakta, gerektiğinde deniz üzerinde yapılan Arama
Kurtarma faaliyetlerine havadan destek
sağlamaktadır. Uçaklarımızın görevleri;
deniz harekâtının deniz hava desteğini
sağlamak, dost ve müttefik ülkelerle işbirliğini geliştirmek maksadıyla müşterek eğitim/tatbikatlara iştirak etmek,
deniz ulaştırma yollarının güvenliğini
sağlamak maksadıyla yapılan ulusal ve
uluslararası görevlere iştirak etmek,
deniz faaliyet sahalarımızda deniz trafiğinin kesintisiz takip ve kontrolüne destek sağlamak, denizdeki yaşa dışı
faaliyetleri engellemek ve kontrol etmek
maksadıyla Deniz Kuvvetleri Komutanlığınca iştirak edilen görevlerin deniz
hava desteğini sağlamaktır.
MELTEM-III projesi kapsamında 2013 yılı
içerisinde teslim alınan 2 adet ATR-
AB-212 Helikopterleri Deniz
Haydutluğu ile Mücadelede
de yer aldılar.
72/600 Genel Maksat uçağı ve alınması
planlanan 6 adet ATR-72/600 D/K uçağının hizmete girmesi ile Deniz Hava Filosu’nun etkinliği artacaktır.
351’İNCİ VE 352’NCİ
DENİZ HELİKOPTER FİLOSU
KOMUTANLIĞI
1972 yılında Güvercinlik/Ankara’da kurulan “Deniz Helikopter Skadron Komu-
tanlığı”, 19 Mayıs 1973 yılında halihazırda konuşlu olduğu Cengiz Topel
Meydanına intikal etmiş ve birliğin adı
“Deniz Helikopter Filosu Komutanlığı”
olarak değiştirilmiştir.
Cengiz Topel Meydanına konuşlanması
ile birlikte filomuz Donanma unsurları
ile olan eğitimlerini artırmaya ve pekiştirmeye başlamıştır. 19 Eylül 1974 yılında gemiye yapılan ilk iniş/kalkış
eğitimini müteakip helikopterlerimiz donanma gemilerine konuşlu olarak tatbikatlara iştirak etmeye başlamışlardır.
Filomuz helikopterleri; Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından kendi planlama,
imkan ve kabiliyeti ile icra ettiği, modern anlamdaki ilk müşterek harekat
olan Kıbrıs Barış Harekatına iştirak ederek, kendisine verilen keşif/gözetleme
görevlerini başarıyla icra etmiştir.
Helikopter filosunun güçlendirilmesi ve
etkinliğinin artırılması maksadıyla 1977
yılında 3 adet AB-212 Denizaltı Savunma Harbi (DSH) helikopteri alınmış;
1987-1988 yıllarında ise 3 adedi Elektronik Harp (EH) ve 9 adedi DSH olmak
Boarding harekatında Deniz Hava
unsurları ve SAT Komandoları.
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
24
üzere toplam 12 adet AB-212 helikopterinin alımı tamamlanmıştır.
S70-B SeaHawk Helikopteri Penguin G/M atışında.
Gemilere konuşlu olarak helikopterler;
1991 yılında Körfez Krizi kapsamında,
1992 yılında ise Somali’de icra edilen
müşterek güvenlik harekatına destek
vermişler, 1993-1995 yılları arasında
pilot ihtiyacının desteklenmesi maksadıyla helikopter pilotlarımız OHAL bölgesinde görevlendirilmişlerdir.
Deniz Havacılığında meydana gelen
gelişmeler paralelinde, yeni nesil deniz
helikopterinin alımına karar verilmiş;
Amerikan Skorsky firmasından 2002 yılında 8 adet, 2012 yılında ise 17 adet
ileri teknoloji, yüksek imkan ve kabiliyete sahip S-70B Seahawk helikopteri
tedarik edilmiştir. Böylelikle, sahip olunan S-70B Seahawk ve AB-212 helikopterleri ile donanmada helikopter
platformu bulunan tüm gemileri donatabilecek bir yapıya kavuşulmuştur.
sistemleri ve taşıdıkları güdümlü mermileri ile Suüstü Harbinde etkin olarak kullanılmaktadırlar.
Deniz Hava Komutanlığı bünyesinde bulunan S-70B Seahawk helikopterleri
çağın gerektirdiği modern uçuş ve görev
sistemleri ile donatılmıştır. Helikopterler
entegre görev sistemlerine ilave olarak
sahip oldukları sonar ve torpido silahı ile
denizaltı tespit ve imhasında önemli bir
rol almakta, ayrıca; radar, Elektronik Destek (ED) sistemi ve kızılötesi görüntüleme
Envanterimizde mevcut AB-212 Suüstü
Harbi helikopterleri ile görev ve eğitim
uçuşlarına devam edilmektedir. AB-212
Suüstü Harbi helikopterlerine uygulanan modernizasyon faaliyetleri kapsamında; aviyonik ve telsiz sistemleri
yenilenmiş, tamamı yerli üretim olan
Helikopter İz Aktarım Sistemi [HELİS] entegre edilmiştir.
Modern ve gelişmiş hava araçları ile teşkil edilen Deniz Helikopter Filosu, çevre
denizlerdeki etki alanında ve diğer denizlerdeki ilgi alanında önemi ve etkinliği
göz ardı edilemeyecek, Donanmamızın
diğer unsurları ile uyumlu, ülkemizin
menfaatlerinin korunmasında doğrudan
katkıda bulunacak, çok uluslu barışı destekleme harekatı ile arama-kurtarma, insani yardım ve doğal afet yardım
harekatı kapsamında tevdi edilecek görevleri etkinlikle icra edebilecek bir yapıya kavuşmuştur.
DENİZ HAVA EĞİTİM MERKEZİ
KOMUTANLIĞI
Dikey ikmalde TCG Burakreis ile bir çalışma.
Uçucu personelin intibak ve görev başı
eğitimleri ile Uçak Komutanı, öğretmen
pilot ve tecrübeci yetiştirme eğitimlerinin verilmesi, aynı zamanda uçucu personelin yerde ve uçuşta sınavlara
alınarak ölçme-değerlendirmeye tabi
tutulması amacıyla 10 Temmuz 1990
tarihinde Topel’de Standardizasyon ve
Eğitim Filo Komutanlığı teşkil edilmiştir.
Gelişen teknolojiye paralel olarak,
dünya havacılık sektörünün, maliyetleri
azaltmak ve eğitim etkinliğini artırmak
maksadıyla uçucu personel eğitimlerinde hava aracı simülatörü kullanmaya
başlamasıyla, Deniz Kuvvetleri envanterindeki hava araçları için simülatör
temin çalışmalarına başlanmıştır.
25
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
HAVELSAN firması tarafından, bünyesinde Tam Uçuş Simülatörü (TUS), Kısmi
Uçuş Simülatörü (KUS) ve Sensör Operatör Eğitici ünitesi (SOE) bulunduran
HELSİM (Helikopter Simülatörü) geliştirilmiş ve 17 Aralık 2010 tarihinde hizmete girmiştir.
Helikopter Simülatöründe yapılan eğitimler fiili uçuşlar ile mukayese edildiğinde oldukça düşük maliyetli ve her
türlü eğitimin risksiz olarak yapılabildiği
etkinliği yüksek eğitimlerdir. Bahse konu
eğitimlerde; gerçek uçuş şartlarında yapılmasına imkan olmayan eğitimler
uçucu personel tarafından yapılabilmekte, tüm eğitimler meteorolojik şartlara bağlı kalmaksızın planlanabilmekte,
harekat alanında karşılaşılabilecek tüm
şartlar simüle edilebilmektedir. Yapılan
eğitimler; Seahawk helikopterine intibak
eğitimi, Seahawk helikopterinde bulunan tüm aviyonik cihazların, görev ve
silah sistemlerinin simülasyonu, Denizaltı Savunma Harbi ve Suüstü Harbi harekâtı, Güdümlü Mermi ve torpido
taarruzları, gece görüş gözlüğü ile uçuş,
gemilere iniş/kalkış, alet şartlarında ve
her türlü hava şartlarında uçuş eğitimi
olarak sıralanabilir.
4 Ağustos 2010 tarihinde “Deniz Hava
Eğitim Merkezi” adını alan komutanlığımız, tüm deniz hava camiasının ana
S70-B SeaHawk Tam Uçuş Simülatörü.
eğitim kurumu olma hüviyetini devam
ettirmektedir.
Birleşik Arap Emirlikleri Hava Kuvvetleri
Komutanlığında görev yapan 2 Taktik
Koordine Subayı (TAKKO) ve 6 uçuş
operatörü için 2013–2014 tarihleri arasında Deniz Hava Eğitim Merkezi’nde
İngilizce olarak teorik eğitimler verilmiş
ve simülatör uçuşları icra edilmiştir. Bu
faaliyet, Deniz Hava Komutanlığı tarihinde yurt dışına verilen ilk eğitim olma
özelliğini taşımaktadır.
Deniz Hava Eğitim Merkezi bünyesindeki Teknik Eğitim Başkanlığı’nda yeni
atanan pilotlara Uçak Teknik Eğitimi
(UTE) verilmekte ve her eğitim yılı başlangıcında tüm pilotlara bahse konu
eğitim tekrarlanmaktadır. Uçak bakım
personelinin görevlendirildiği birlikteki
ihtisası ile ilgili hizmet ve görevleri
etkin olarak yapabilmesi maksadıyla ihtiyaç duyduğu tüm eğitimler verilmektedir.
Deniz Hava Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda; bilgi çağında insan gücü kalitesini artırmak maksadıyla, barışta en
önemli ve en öncelikli görevin eğitim olduğu dikkate alınarak tüm uçucu ve
bakım personelinin önceden belirlenmiş niteliklere ulaşacak şekilde eğitilmesi
ve deniz havacılığına yönelik ihtiyaç duyulan tüm eğitimlerin verilmesi amaçlanmaktadır.
Deniz Hava Eğitim Merkezi;
h 1 adet S-7oB SeaHawk Tam Uçuş Simülatörü [TUS],
h 1 adet S-7oB Kısmi Uçuş Simülatörü
[KUS],
h 3 adet S-7oB Bilgisayar Tabanlı Eğitim Sistemi [BİTES] Dersanesi,
S70-B SeaHawk Tam Uçuş Simülatörü öğretmen kontrol merkezi.
h 1 adet Yer kontrol İstasyonu [YKİ],
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
26
h 1 takım EYBİS,
h 1 takım Veri Tabanı Modelleme ve
Geliştirme Sistemi,
h 1 adet Sensör Operatör Eğiticisi
[SOE, SeaHawk üzerinde bulunan
AN/AAS-44 FLIR, AN/APS-143[V]3
deniz gözetleme radarı ve HeLRAS
daldırma sonarının eğitimi için]
ve bunlarla ilgili teçhizat ve donanımdan oluşmaktadır.
Hizmete giren Deniz Hava Eğitim Merkezinde Bilgisayar Tabanlı Eğitim Sistemi
[BİTES], Yer Kontrol İstasyonu [YKİ], Kısmi
Uçuş Simülatörü [KUS], Tam Uçuş Simülatörü [TUS] ve Sensör Operatör Eğiticisi
[SOE] olmak üzere beş temel eğitim safhası bulunmaktadır. Merkez’de; Temel
Eğitim, Su Üstü Keşfi, Denizaltı Savunma
Harbi [DSH], Gemiye İniş Kalkış, Gece
Görüş Gözlüğü [GGG] ile Uçuş ve Aletli
Uçuş gibi Harbe Hazırlık Eğitimlerinin
yanı sıra İdame, İntibak ve Tecrübe Pilotu Eğitimleri de verilebilecektir. Merkezdeki simülatörlere Temel Uçuş
senaryolarının yanı sıra, bilgisayar tarafından üretilen yüzlerce taktik unsurun
oluşturduğu sentetik karmaşık muharebe ortamlarındaki senaryolar ve ağ
entegrasyonu ile harekat ortamında,
her görevin planlanıp icra edilebildiği
bir kabiliyet de kazandırılmıştır. Mer-
kezde gerçek bir muharebe sırasında
karşılaşılması muhtemel zorlu hava koşulları ve elektronik harp ortamı gerçeğe
çok yakın olarak simüle edilmektedir.
YKİ’ndan sanal ortamda icra edilen harekat en ince detayına kadar izlenebilmekte, kayıt altına alınabilmekte ve
harekat sonrası analizi yapılabilmekte ve
bu sayede görev eğitimine büyük bir
katkı sağlanmaktadır. BİTES’nin kullanıldığı dersanelerde de SeaHawk pilot
adaylarının helikopterle ilgili temel teknik ve mekanik eğitimleri interaktif olarak gerçekleştirilebilmektedir. Deniz
Hava Eğitim Merkezi’nde üretim, kurulum, test ve kabulleri başarı ile tamamlanan simülatörlerden Sikorsky S-7oB
SeaHawk TUS, İngiltere Sivil Havacılık
Otoritesi’nden simülatörlerdeki en yüksek seviye standardı olan Seviye D standardında kalifiye edilmiştir.
DENİZ HAVA HAREKATI
DESTEK MERKEZİ
KOMUTANLIĞI
Deniz Hava Harekâtı Destek Merkezi,
Deniz karakol uçaklarında görev alacak
Taktik Koordine Subayları (TAKKO) ve
operatörlerin simülatör eğitimleri ile birlikte, icra edilecek görevlerin yer hazırlıkları ve uçuş sonrası analizlerinin
yapılabilmesi maksadıyla kurulmuştur.
MELTEM-2 projesi ile envantere giren
Deniz Karakol uçaklarına görev desteğinin sağlanması maksadıyla, aynı proje
kapsamında teslim alınan görev destek
sistemleri ile Eylül 2013 ayı içerisinde
operasyonel hale gelmiştir.
D/K Uçaklarının göreve yönelik ihtiyaçlarını destekleyecek şekilde dizayn edilen ve 301’inci Deniz Hava Filosu
Komutanlığı binası içinde yer alan
Deniz Hava Harekatı Destek Merkezi’nin Görevleri;
h DKU’larının görev hazırlıklarını icra
etmek,
h Deniz hava vasıtalarının görev takiplerini sağlamak,
Deniz Hava Simülasyon sistemi.
27
h DKU’larının görevde elde ettikleri verilerin analiz ve değerlendirmesini
icra etmek,
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
h DKU uçuş ekiplerine simülatör eğitim desteği sağlamak,
h Harici meydanlara istinaden harekat
icra eden DKU’larına mobil sistemler
vasıtasıyla görev desteği sağlamak,
şeklinde özetlenmiştir.
DENİZ HAVA
KOMUTANLIĞINDA UÇUŞ
EĞİTİMİ
Bir deniz hava vasıtasını kullanacak
pilot, temel pilotaj eğitimini takiben
Deniz Hava Komutanlığına katılmaktadır. Müteakiben uçacağı hava aracına
yönelik tip intibak eğitimi ve icra edeceği görevlere yönelik temel eğitimleri
tamamlamaktadır. Bu eğitimler sonunda göreve hazır olan pilotlar bir tecrübe kazanma süreci sonrasında sözlü
ve yazılı sınavlar ile fiili uçuş kontrollerine tabi tutulur, başarılı olmaları durumunda, uçtuğu hava aracında Uçak
Komutanı, diğer bir deyişle birinci pilot
olabilmektedirler.
Uçak Komutanlığı, bir pilotun ekibiyle
birlikte kendi komutası altında uçuşa
veya göreve gidebilme yetkisidir. Uçak
Komutanı; hava aracının tüm emniyetinden, icra ettiği görevin başarı ile icra edilmesinden, görev esnasında komutası
altında hava aracında görev yapan tüm
ekibinin eğitim seviyesinin artırılmasından sorumludur. Bir pilot için Uçak Komutanlığı en onurlu ve önemli payedir.
Deniz Hava Komutanlığında görevli
uçucu personel, uçuşlarını bir ekip bütünlüğü içinde icra eder. Bir helikopte-
Deniz Hava Harekatı Merkezi HF/UHF muhabere cihazları.
rin uçuş ekibi 2 pilot ve 2 operatör
olmak üzere toplam 4 kişiden oluşur.
Deniz karakol uçağında ise 2 pilot, 1
Taktik Koordine Subayı, 5 operatör ve 1
uçuş teknisyeni olmak üzere toplam 9
kişiden oluşmaktadır.
Bu görevler uçuş ekibinin çok yoğun
dikkat göstermesi gereken ve hata affetmeyen görevlerdir.
DUNKER EĞİTİMLERİ
Uçuşun başarı ile icra edilmesi uçuş ekibinin, bir gemi gibi tim halinde tam bir
uyum ile çalışmasına bağlıdır. İcra edilen Denizaltı Savunma Harbi ve Suüstü
Harbi gibi temel harp nevileri ve ekibin
uyum içinde beraberce görev yapmaları dikkate alındığında, deniz hava vasıtalarını ‘’Deniz Kuvvetlerinin uçan
gemileri’’ olarak adlandırmak yanlış
olmaz.
Deniz hava vasıtalarının görevleri ağırlıklı olarak deniz üzerindedir. Deniz üzerinde özellikle alçak irtifada, alçak görüş
şartlarında veya gece icra edilen uçuş-
D/K Ucağı uçuş ekiplerine simülatör eğitim desteğinde
kullanılan operatör konsolu simülatörü.
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
lar büyük dikkat gerektirmektedir.
28
Deniz hava vasıtaları uçuş faaliyetlerini
deniz üzerinde icra ettiğinden, yaşanabilecek acil durumlar sonucunda, hava
vasıtasının denize iniş yapmak zorunda
kalması durumunda uçuş ekibinin uçak
veya helikopteri terk etmesi gerekmektedir. Uçuş ekibinin bu zor şartlarda hava
aracını terk edebilmesine yönelik olarak
kapalı yüzme havuzunda eğitimler yapılmaktadır. Uçucu personel hava aracının
birebir maketi içerisine oturarak bağlanır
ve hava aracı maketinin su içerisine bırakılması ve ters döndürülmesi ile suya acil
iniş yapmış bir hava aracı simüle edilir.
İçerisinde yer alan uçucu personel sualtında bahse konu hava aracı maketinden, öncelikle uçuş teçhizatları arasında
yer alan acil hava tüpündeki havayı solumaya başlar, müteakiben koltuğundan çözülerek maketi terk eder ve su
yüzeyine çıkar. Bahse konu eğitimlerde,
gece acil iniş ve gece hava aracının terk
edilmesinin simüle edilebilmesi maksadıyla eğitimlerde maske takılarak personelin eğitilmesi sağlanmaktadır. Deniz
Hava Komutanlığında görevli bir uçucunun deniz üzerinde uçuş yapabilmesi
için “Dunker” eğitimleri başarıyla tamamlaması gerekmektedir.
Sahil Güvenlik Komutanlığına ait AB412 helikopterlerine ilave olarak tedarik
edilen 3 adet CN-235 uçağı görev sistemleri entegrasyonu için Thales firmasına teslim edilene kadar geçen süre
zarfında 301’inci Filo tarafından kullanılmıştır.
SG Hava Komutanlığı halen envanterinde dokuz AB 412 EP Helikopter ile
Adnan Menderes, İzmir’e konuşlanmıştır. Ocak 2009’da SG Antalya Hava
Grup Komutanlığı, Nisan 2009’da SG
Samsun Hava Grup Komutanlığı ikişer
helikopterin konuşlanmasıyla harekata
hazır duruma geçmiştir. SG Helikopterleri konuşlu oldukları İzmir, Antalya ve
Samsun’da SG görevleri icra etmektedirler.
SAHİL GÜVENLİK HAVA
KOMUTANLIĞININ KURULUŞU
Deniz Havacılığın içinden çıkan Sahil
Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığı, 24 Kasım 1992 tarihinde 2 adet
OH-58 helikopteri ile Cengiz Topel Meydan’ında kurulmuştur. SG Hava Komutanlığının tüm uçucu ve bakım kurucu
personeli Deniz Hava Üs Komutanlığı
personelinden tefrik edilmiştir.
Sahil Güvenlik Deniz Hava Grup Komutanlığı, 24 Aralık 1999 tarihinde Genelkurmay Başkanlığınca onaylanan isim
ve kuruluş değişikliği ile ‘Sahil Güvenlik
Hava Komutanlığı’ adını almış ve faaliyetlerini 2 Şubat 2001 tarihine kadar
Topel’de sürdürmüştür.
Sahil Güvenlik Hava Komutanlığının envanterindeki helikopter sayısının artması
ve Meltem-1 projesi kapsamında Deniz
Kuvvetleri ile paralel olarak tedarik edilen 3 adet CN-235 uçağının hizmete
girmesi sonucu komutanlığın merkezi
bir konumda bulunan kendine ait tesislere konuşlanma ihtiyacı ortaya çıkmış
ve bu kapsamda İzmir/Adnan Menderes Havaalanında inşa edilen ana komutanlık tesislerine 2 Subat 2001
tarihinde intikal edilmiştir.
Ayrıca SGK’nın emirlerine istinaden SG
Marmara ve Boğazlar bölgesine sürekli,
emredildiğinde Çanakkale ve Aksaz Helipedine kısa süreli, Mersin Heliped ile
Amasra Helipedine SG faaliyetlerinin yoğunluk kazandığı dönemlerde kısa süre
ile helikopter konuşlandırılarak intikal
görevleri icra edilmektedir. AB 412 Helikopterleri, meteorolojik sınırlamaların
elverdiği oranda ve belirlenmiş uçuş limitlerinde gündüz ve gece süresince
etkin olarak görev icra etmektedirler.
SGK envanterinde ayrıca üç CASA CN235 Uçağı bulunmaktadır. SG Uçakları,
meteorolojik sınırlamaların elverdiği
oranda ve belirlenmiş uçuş limitlerinde
gündüz ve gece süresince etkin olarak
görev icra etmektedirler
SG CN-235 DG uçakları (altta) ve AB-412
Helikopterleri (üstte).
29
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
MEVCUT DENİZ HAVA
VASITALARIMIZ
CN-235 DG/DSH
uçakları ikili kol
uçuşunda.
CN235-100M D/K UÇAKLARI
DzKK’na etkin bir deniz hava gücü kazandırılması çalışmaları kapsamında
2002’de uçakların alımı ile başlayan
MELTEM Projeleri neticesinde, modern
görev sistemleri ile donatılan CN235
D/K Uçakları 2013 itibarıyla aktif göreve
başlamıştır. DzKK’nın Deniz Karakol
Uçağı ihtiyacını karşılamak üzere TAI tesislerinde üretilen altı CN235-200 Uçağı,
Thales Airborne Systems [TAS] Ana Yükleniciliğinde TAI ve Havelsan’ın da katkılarıyla
DKU
konfigürasyonuna
dönüştürülmüştür. Yapısal modifikasyonları TAI sorumluluğunda bulunan
altı CN235-200 DKU [TCB 651, 652,
653, 654, 655 ve 656] modernizasyonlarının tamamlanmasını müteakip
DzKK’na teslim edilmişlerdir.
zırda dört D/K Uçağı ile görev ve eğitimlere devam edilmekte olup, 2014 itibarıyla altı CN235 D/K Uçağı
operasyonel hale gelecektir.
Uçaklara yerleştirilen ve Radar Operatörü, Taktik Koordine Subayı [TacCo],
Akustik Operatörü ve EH ve Muhabere
Operatörü olmak üzere toplam dört
Modernizasyon kapsamında gelişmiş
keşif ve gözetleme sistemleri ile donatılan uçaklar Denizaltı Savunma Harbi ve
Su Üstü Harbinde etkinlikle rol almakta,
gerektiğinde deniz üzerinde yapılan
Arama Kurtarma faaliyetlerine de havadan destek sağlamaktadırlar. Haliha-
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
operatör konsoluna sahip AMaSCoS300 Görev Sistemi; SAR/ISAR/SPOTSAR/STRIP-SAR/MMTI kabiliyetli 400W
gücünde, 190nm menzile sahip OceanMaster 400 Radarı, 35nm menzile
kadar su üstü temasları gündüz ve
gece şartlarında tanımlama imkanı
sunan AselFLIR 200T FLIR Sistemi, TMS200 Akustik İşlemci [sono şamandıraları
için], TCAS II Hava Trafik Çarpışmadan
Kaçınma Sistemi, 4.5m anten uzunluğuna sahip AN/ASQ-508[V] Manyetik
Düzensizlik Detektörü [Magnetic Anomaly Detector/MAD], Link-11 Data
Link, LN-100G INS/GPS, ARS-700 Havadan Kurtarma Sistemi ve APX-113 IFF
Sorgulayıcı/Cevaplayıcı ile DR-3000
ESM/EDT [RWR olarak da görev yapmakta], AN/AAR-60 MILDS MWS ve
dört AN/ALE-47 CMDS lançerini içeren
ASES-235 EH Özsavunma Sisteminden
oluşmaktadır.
Kabin içerisinde çok fonksiyonlu dört
operatör konsoluna ilave olarak iki ilave
gözlemci istasyonu yer almaktadır. Uçağın uçuş ekibi; pilot, yardımcı pilot ve
teknisyen olmak üzere üç kişiden oluşmakta. Görev ekibi ise toplam altı per-
CN-235 DG/DSH uçağı ‘sonoboy’ bölümünden kabinin görüntüsü.
30
ATR-72/600 uçağı.
sonelden oluşuyor. Uçuş ekibi her bir
sisteme ait verileri kokpitteki geniş ekranlı MFD üzerinden takip edebilmektedir. Uçak üzerinde bulunan 400W
gücündeki Ocean Master Su Üstü ve
Hava Arama Radarı ve AselFLIR-200T
FLIR Sistemi ile tespit ettiği su üstü temasları Link-11 üzerinden dost unsurlara aktarabilmektedir. Görüş hattında
[LOS] ve HF bandında çalışan Link-11
Taktik Data Link Sistemi üzerinden
200km+ menzillere kadar veri haberleşmesi yapılabilmektedir. 20.000ft irtifada
görev yapan bir CN235 D/K Uçağı,
200nm menzildeki su üstü temasları
tespit ederek Link-11 üzerinden ilgili
merkezlere aktarabilmekte, bu çerçevede örneğin Marmara Denizi üzerinde
uçan bir uçak Marmara Denizindeki
bütün temasları aktarabildiği gibi Romanya önlerine kadar Batı Karadeniz ve
Selanik önlerine kadar Kuzey Ege’deki
temasları tespit ederek onlara ait rota,
sürat ve kimlik bilgilerinin denizde ve
karada konuşlu [Gözetleme Koordinasyon Merkezleri (GKM) gibi, halen Akdeniz, Ege ve Karadeniz’de toplam üç
GKM bulunmakta] birliklere Link-11 üzerinden aktarabilmektedir. CN235 D/K
Uçakları ile gündüz şartlarında 300ft ve
gece şartlarında 500ft’in altında DSH
görevleri icra edilmemektedir.
kika süre ile] tekrar su yüzüne çıkarak
geri alınmayı beklemektedir.
CN235 D/K uçaklarında yer alan TMS2000 Aktif/Pasif Sonoboy İşleme Sistemi’nin aynı anda 64’e kadar Sonoboy
verisini işleme kabiliyeti bulunmakta.
Uçakları toplamda 48 Aktif [SSQ62B ve
SSQ62D/E ile SSQ963C ve SSQ963D]
ve Pasif [SSQ53D ve SSQ53E/F ile
SSQ981B ve SSQ981E] Sonoboy taşıyabilmektedir. Kabin içerisinde arka tarafta yer alan altı lançerden Sonoboy,
ayrı bir aparattan ise deniz suyu ile
temas ettiğinde duman çıkaran Duman
Kandili [Smoke Marker, 20 adet taşınmakta] atılabilmekte.
ATR-72/600 UÇAKLARI
Meltem III Projesi altında tedarik edilecek ikisi genel maksat, altısı deniz karakol
konfigürasyonundaki
sekiz
ATR-72/600 Uçağından irtibat/genel
maksat [Türk Deniz Genel Maksat
Uçağı/TMUA] konfigürasyonundaki ilk
ikisi Alenia Aermacchi tarafından Temmuz ve Ağustos 2013’te teslim edilerek
DzKK hizmetine girmiştir. TCB-701 ve
TCB-702 kuyruk numaralı ATR-72/600
Uçaklarının modifikasyonları Alenia Aermacchi’nin Napoli-Capodichino ve Torino-Caselle tesislerinde gerçekleştirilmiş
olup, bu kapsamda Uçaklar yeni telsiz
setleri ve IFF sistemi ile donatılmıştır. TAI
tesislerinde yapısal modifikasyondan
[uçakların AMASCOS 300 Havadan
Deniz Durum Kontrol Sistemi görev teçhizatının entegrasyonu ile DSH kabiliyetli
DKU’na
dönüştürülmesi]
geçirilerek DKU [Türk Deniz Karakol
Uçağı/TMPA] konfigürasyonunda teslim edilecek altı ATR-72/600 DKU Uçağından ilkinin ise Şubat 2017’de teslim
edilmesi ve teslimatların 2018’de tamamlanması planlanmıştır. Modifikasyondan geçirilecek ilk uçak Nisan
2013’te TAI tesislerine ulaşmıştır.
Meltem III sözleşmesi 21 Aralık 2005’te
imzalanmış ve 20 Nisan 2006’da yürürlüğe girmişti. Projede başlangıçta 1o
turboprop motorlu ATR-72/500 uçağının DKU/DSH konfigürasyonuna dönüştürülerek sözleşmenin yürürlüğe
girmesini müteakip ilki 54’üncü [Ekim
2010] ayda, 1o’uncusu ise 77’nci [Eylül
2012] ayda olmak üzere DzKK’na teslim
edilmesi planlanmıştır. Ancak, daha
sonra platform tercihi ATR-72/500
Uçaklarının üretiminin sona ermesi ile
daha güçlü motorlara [%5 daha yüksek
motor performansı] ve sayısal kokpit
konfigürasyona sahip ATR-72/600 yönünde değiştirilmişti. SSM ile Ana Yüklenici Alenia Aermacchi arasında
yürütülen müzakereler sonucunda plat-
Mk-46 torpidosu CN-235 DG/DSH uçağının kanat altı
mühimmat istasyonunda.
D/K Uçaklarından atılan Mk46 Mod 5
ve Mk54 Hafif Torpidoları ‘at ve unut’
[homing] kabiliyetine sahip modern torpidolardır. Mk28 Mod 3 Dengeleyici
[stabilizer] ile donatılan Mk46 Rextorp,
uçaktan atıldıktan sonra paraşüt yardımıyla suya hasar almadan düşmekte ve
uçuş öncesinde planlanan paternde
hedef araması yaptıktan sonra [6-10 da-
31
1914-2014 • Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı
S70-B SeaHawk helikopteri Helras, operatörü ve konsolu.
teslim edilmesi bekleniyor. SeaHawk
DSH/SUH Helikopterleri Deniz Hava Komutanlığı’na bağlı 351’inci Deniz Helikopter Filo Komutanlığı tarafından
uçurulmaktadır.
form sayısı altısı DKU/DSH ve ikisi irtibat/genel maksat konfigürasyonunda
toplam sekiz uçak olarak revize edilmiş
ve buna yönelik anlaşma SSM ile Alenia
Aermacchi arasında Mayıs 2013’de imzalanmıştı.
AB-212 VE S-70B-28D
SEAHAWK HELİKOPTERLERİ
Deniz Hava Komutanlığı bağlısı 351’inci
Deniz Helikopter Filo Komutanlığı envanterinde halen iki AB-212 Genel Maksat [TCB29 ve TCB30] ve dokuz AB-212
Su Üstü Harbi [SUH] Helikopterleri bulunmaktadır. Halen AB-212 Helikopterleri ile görev ve eğitim uçuşlarına
devam edilmekte olup, 2017’den itibaren helikopterlerin hizmet dışına çıkarılmaları planlanmıştır. AB-212 Su Üstü
Harbi Helikopterlerine uygulanan modernizasyon faaliyetleri kapsamında;
aviyonik ve telsiz sistemleri yenilenmiş,
tamamı yerli üretim olan ve UHF/HF
üzerinden haberleşen Helikopter İz Aktarım Sistemi [HELİS] entegre edilmiştir.
UHF haberleşmesi ile 30 deniz mili ve
HF haberleşmesi ile 50 deniz mili menzile kadar iz aktarımı yapılabilmekte. AB212 Helikopterlerinden Mk44 ve Mk46
Hafif Torpidoları ile Mk54 Su Bombası
atılabilmektedir. AB-212 Helikopterlerinde bulunan AN/ASQ-18A Daldırma
Sonarları sökülerek Lot-II SeaHawk Helikopterlerine takıldığından helikopterler
sadece taşıdıkları 100km menzile sahip
SeaSpray MkIII Deniz Radarı ile su üstü
hedef tespiti yapabilmekte ve tespit et-
Türk Deniz Havacılığının 100 Yılı • 1914-2014
Türk Deniz Kuvvetleri için Birinci [Lot-I]
ve İkinci Paket [Lot-II] SeaHawk Tedarik
Projeleri altında 8+17 olmak üzere toplam 25 S-70B-28D SeaHawk Denizaltı
Savunma Harbi/Su Üstü Harbi
[DSH/SUH] Helikopteri temin edilmiştir.
Dünyanın en etkili DSH/SUH Helikopterleri arasında gösterilen S-70B SeaHawk
Helikopterleri,
su
üstü
hedeflerine karşı 32km menzile sahip
Penguin Gemisavar ve 8km menzile
sahip AGM-114M HellFire II Güdümlü
Mermileri ile su altı hedeflerine karşı
Mk46 Mod5 veya Mk54 Hafif Torpidoları ile silahlandırılabilmektedir. Lot-II
SeaHawk Helikopterlerinin [18] 10’u
1.38kHz frekansında çalışan DS-100
Helikopter Alçak Frekans Daldırma Sonarı [HeLRAS], sekizi ise envanterdeki
AB-212 Helikopterlerinden sökülen
AN/AQS-18A Daldırma Sonarları ile donatılmıştır. Helikopterlerde ayrıca Su
Üstü Harbi [SUH] rolüne yönelik olarak
AN/APS-143[V]3 Deniz Gözetleme Radarı ve AN/AAS-44 FLIR Sensörü gibi
tespit-teşhis sensörleri yer almaktadır.
Yüksek değere haiz S-70B-28D SeaHawk DSH/SUH Helikopterleri sayesinde,
donanmanın
denizaltı
savunması ile su üstü tespit ve vuruş
gücü önemli ölçüde artmış ve kuvvet
çarpanı etkisi yaratılmıştır.
Lot-II Projesi kapsamında gecikme cezası mukabili olarak Sikorsky Aircraft firmasından bedelsiz olarak bir [18’inci]
SeaHawk Helikopteri tedarik edilecektir.
Helikopterin 2014’ün ilk yarısı içinde
SeaHawk Helikopterleri için GFE olarak
sipariş edilen Alçak Frekans HeLRAS
Uzun Menzilli Aktif Daldırma sonarları
son iki yıldır neredeyse sorunsuz olarak
görev yapmaktadırlar
tiği hedefe ait izi HELİS üzerinden
UHF/HF menzilinde ilgili gemiye aktarmaktadır. Helikopterlerde kullanılan SeaSkua Füzelerinin hizmet dışına çıkması
ile birlikte AB-212 Helikopterlerinin su
üstü hedeflere karşı kullanılabileceği
herhangi bir silah yükü kalmamıştır.
S70-B SeaHawk helikopteri Hellfire Güdümlü Füze atışında.
32

Benzer belgeler