Aylık Dergi “Tepe`den” Haziran 2015
Transkript
Aylık Dergi “Tepe`den” Haziran 2015
ISSN: 2148-4619 Sayı: 8 ∆ Haziran 2015 Aras Kargo: "Referansı yüksek projelerde yer aldığı için Tepe’yi seçtik” Zaman Yolcusu: Sığınaklardan teknoloji harikası panik odalarına Rüzgar sörfü: Denizle dans Lojistik ve taşımacılık güvenliği Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri'nin Kurumsal Yayınıdır İçindekiler Odak Lojistik ve taşımacılık güvenliği................................................2 Söz Müşterinin "Referansı yüksek projelerde yer alması Tepe’yi seçmemizde etkili oldu”....................................................................6 Tepe'den Haberler Tepe Güvenlik “tavsiye edilen markalar” arasında.....9 Güvenlik Penceresi 2 Tepe'den 6 Emniyet Teşkilâtı 170 yaşında..............................................12 İnsan Kaynakları: "Türkiye genelinde 3 binden fazla projeye hizmet veriyoruz".........................................................14 Zaman Yolcusu Sığınaklardan teknoloji harikası panik odalarına.....20 Vaka Analizi Bilgili ve ilgili güvenlik de fiziki güvenlik kadar önemli......................................................................................22 Gelişim Zamanı “Bizim için aslolan insan canıdır”........................................24 Gezgin Alaçatı: Rüzgârın kraliçesi.........................................................28 Güvenli Adrenalin Rüzgar sörfü: Denizle dans.....................................................30 Sokaktan Manzaralar Evinizde, işyerinizde alarm sistemi kullanmanın avantajları nedir?............................................................................32 14 TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Yayın türü: Yerel, süreli, üç aylık dergi Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adına İmtiyaz Sahibi: Levent Güler Sorumlu Müdür: Sanem Subaşı Yayın Koordinatörü: Aylin Tarhan Kuru Editör: Melda Bağdatlı Grafik Tasarım: Kadir Kaymakçı Fotoğraflar: Yusuf Aslan, İlker Gürer Katkıda Bulunanlar: Ayşe Başcı, Ayşen Erdoğan, Merve Yılmaz Yazışma Adresi: Mustafa Kemal Mah. Dumlupınar Bulvarı Tepe Prime No. 266/C-17-24, Ankara Tel: 0 312 248 80 00, Faks: 0 312 248 80 49 Web: www.tepesavunma.com.tr Yapım: Konak Medya Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 3. Blok No: 10 K: 5 D: 54 Gayrettepe İstanbul Tel: 0 212 216 97 00 www.konakmedya.com Renk Ayrımı ve Baskı: Has Matbaacılık Necatibey Cad. Bilecik Pasajı 27/8 Sıhhiye-Ankara Tel: 0 312 231 23 43 Faks: 0 312 394 83 24 editörden 20 Değerli dostlarımız, Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’nin kurumsal yayını TEPE’den dergisinin sekizinci sayısına ulaşmanın keyfini yaşıyoruz. Bir yılı daha yarıladık. Yeni bir gündemle yeni bir sayı hazırladık. Bu sayımızın dosya konusunu Tepe Savunma ve Güvenlik olarak üzerinde hassasiyetle durduğumuz bir başka alana; lojistik ve taşımacılık güvenliğine ayırmak istedik. 24 Hepimizin hayatında doğrudan farkında olmasa da büyük bir yeri olan; mal ve eşyalarımızın bir yerden başka bir yere güvenle taşınmasını sağlayan lojistik ve taşımacılık faaliyetlerinin aksamadan yürütülmesinde, özel güvenliğin payı da hiç şüphesiz çok büyük. Kayıp ve kaçağın önlenmesi, üretilen malın tüketiciye zamanında ulaşması, aksaklıkların zamanında ve yerinde müdahalelerle çözülmesi konu ile ilgili özel eğitimlerden geçen özel güvenlik görevlileri sayesinde oluyor. Tepe Savunma ve Güvenlik olarak bu alanda hizmet verdiğimiz Aras Kargo, bu sayımızın konuğu oldu ve Tepe’den aldığı güvenlik hizmetlerini dergimiz okurları için değerlendirdi. Lojistik ve taşımacılık güvenliği konusunun püf noktalarını ve detaylarını içeren bir yazıyı ve konu ile ilgili yaşanmış vakaların analizlerini yine sizler için derledik. 28 Teknoloji harikası “panik odalarının” zaman içindeki seyrine Zaman Yolcusu sayfalarımızda odaklandık. Mevsimin getirdiği güzel rotalardan Alaçatı’yı ve adrenalin tutkunları için rüzgar sörfünün güvenle yapılabilmesi için gerekenleri yine bu sayımız için hazırladık. Keyifle okumanızı dileriz. Huzurlu ve güvenli bir yaz mevsimi geçirmeniz umuduyla… 30 Tepe Savunma ve Güvenlik Sis. San. A.Ş. 1 Odak Lojistik ve taşımacılık güvenliği Lojistik ve taşımacılık faaliyetlerinin aksamadan yürütülmesi, kayıp ve kaçağın önlenmesi, üretilen malın tüketiciye zamanında ulaşması, aksaklıkların zamanında ve yerinde müdahalelerle çözülmesi özel güvenlik sayesinde mümkün oluyor. Tepe Savunma ve Güvenlik bu alanda da sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getiriyor. Lojistik faaliyetleri; nakliye, envanterleme, depolama, malzeme idaresi ve ambalajlama bilgilerinin birleştirilmesini kapsıyor. Liman güvenliği, tır ve park alanlarının güvenliği, konteyner park sahalarının güvenliği, antrepo ve depo sahalarının dış güvenliği, havalimanı depolama sahalarının güvenliği, lojistik sektöründeki özel güvenliğin faaliyet alanlarını kapsıyor. Özel güvenlik personelinin bulunduğu sahaya göre dikkat edeceği konular farklılık gösteriyor. Havaalanlarında depolarda görevli olan özel güvenlik personelinin hırsızlığın önlenmesine, saldırı, sabotaj ve yangın güvenliğine dikkat etmesi gerekiyor. Liman güvenliğinde; yetkisiz personelin sahaya girmemesi, hırsızlık ve yangın ön plana çıkıyor. Tır ve konteyner sahalarının güvenliğinde ise; mazot hırsızlığı, sahaya giren aracın diğer araçlara zarar vermeden park edilmesi, yangına sebep olabilecek mazot ikmallerinin engellenmesi, saha içerisinde kaçak malzeme alım-satımına (yetkili güvenlik gücüne bilgi vermek suretiyle) engel 2 Haziran 2015 olunması, sahaya giren araçların kayıtlarının düzenli ve eksiksiz tutulması, sahayı gören kamera sisteminin çalışır durumda olması ve en az 4 haftalık kamera kayıtlarının geriye dönük tutulmasına dikkat edilmesi gerekiyor. Lojistik-taşımacılık güvenliğini tehdit edebilecek unsurlara karşı önlemlerin önceden alınması önemli. Yangın, saldırı ve sabotaj durumlarına karşı; tüm depo yetkililerinin kendi yangın planlarını oluşturmuş olması ve belli aralıklarla ilgili belediye itfaiyelerinin iştirakleriyle yangın tatbikatlarının yapılması, tutanak altına alınması gerekiyor. Kayıp ve kaçağın önlenmesi için de, özel güvenlik personelinin devriye sırasında nelere ve kimlere dikkat edeceği konusunda bilgi sahibi olması avantaj sağlıyor. Ayrıca kamera kayıtlarının geriye dönük incelenmesi, kapı giriş çıkış kayıtlarının düzenli tutulması, şüpheli araçların takibi, hurdacıların bölgeye girişlerinde personelin bu şahısları kamera ve devriye vasıtasıyla kontrol etmesi de risklerin önüne geçilmesini sağlıyor. 3 Odak Bu kapsamda lojistik sektöründe görev alan özel güvenlik personeli; ilkyardım, yangına müdahale, saldırı ve sabotaj, iletişim, gümrüklü sahalarda hareket tarzı, gümrük mühürleri, araç ve personel kayıt sistemi, devriye, nöbet yerlerinde hareket tarzları, iş sağlığı ve işçi güvenliği, jandarma, polis, gümrük muhafaza ve sahil güvenlik görevleri hakkında bilgi alarak ilgili eğitimlerden geçiyor. Teknoloji şart Özellikle Avrupa’da lojistik sektöründe teknoloji yatırımları olmazsa olmaz kabul ediliyor. Türkiye’de ise lojistik sektöründe teknoloji kullanımı artmaya devam ediyor. Omsan, Borusan, Ekol, Ceva gibi firmalar yazılım, donanım, otomasyon, filo takip, internet ve kablosuz iletişim başta olmak üzere, pekçok yeni teknolojiye yer vererek, lojistik hizmetlerindeki çıtayı her geçen gün yükseltiyor. Küçük ölçekli firmaların da kendi iş süreçleriyle ilgili ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik teknolojiyi kullandıkları görülüyor. Araç takip sistemleri, yük akışlarını düzenleyen yazılımlar bunlar arasında sayılıyor. Güvenlik sektöründe ise araç kayıt sistemiyle ilgili yazılım, devriye takip sistemleri, araç altı arama cihazları, üst arama dedektörleri, analog ve IP kamera sistemleri, güvenlik alarm sistemleri, yangın ve arıza ikaz sistemleri, telsiz haberleşme sistemleri hali hazırda kullanılıyor. Yeni gelişen teknolojilere de ihtiyaca göre yer veriliyor. Örneğin, Tepe Savunma ve Güvenlik’in hizmet verdiği Mersin Uluslararası Limanı’nda kullanılmaya başlanan yeni biyometrik kimlik kartları; giriş çıkışları kısıtlayarak sadece yetkili personele geçiş hakkı tanıyor. Saha ve rıhtımlarda gerçek zamanlı bilgi girişini sağlayan el ve araç terminalleri de kullanılıyor. Çeşitli noktalara yerleştirilmiş 360 derece hareketli 150 adet CCTV kamera ile devamlı gözlem altında tutulan Mersin Uluslararası Limanı’nda, “konteyner mühür kontrolü uygulaması” da 4 Şubat 2013 itibarı ile aktif hale gelmiş durumda. Bu uygulama ile dolu konteynerlerin mühür kontrolleri yapılıyor ve uluslararası liman işletmeciliği standartlarına uygun hizmet veriliyor. Terör için önlem 11 Eylül olaylarından sonra tüm dünya, terörün küresel bir sorun olduğunun ve ülkelerin topyekûn ve koordinasyon içinde bu sorunla savaşması gerektiğinin bilincine 4 Haziran 2015 vardı. Bu doğrultuda Uluslararası Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından, denizdeki ve denizden gelebilecek terör eylemlerinin önlenmesi amacıyla, gemi ve liman tesislerinin güvenliğine ilişkin yeni tedbirlerin alınması konusunda Deniz Güvenlik Komitesi (MSC) yetkilendirildi. Ardından MSC tarafından, denizdeki ya da deniz yoluyla gelebilecek terör eylemlerinin önlenmesine yönelik yeni kuralların belirlenmesi ile gemi ve liman tesislerinin güvenliğine yönelik yeni tedbirleri içeren, Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenlik Kod’u (ISPS) oluşturuldu. 1 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe giren ISPS kodu ile denizcilik sektörü güvenlik kavramıyla tanıştı ve IMO tarafından, gemilerle birlikte liman tesisleri de dahil olmak üzere, deniz güvenliğine yönelik yeni düzenlemelerin yapılmasına başlandı. Bu doğrultuda hazırlanan, ISPS kodunun getirdiği sorumluluk, liman yöneticileri, gemi sahipleri ve yük taşıyıcıları tarafından paylaşılıyor. IMO üyesi tüm ülkelerin ve denizcilik şirketlerinin sisteme dahil edilmesini öngören ISPS kodunun kapsadığı konular arasında, gemi ve liman güvenliğinin yanı sıra güvenlik ekipmanları kurularak kontrol edilmesi, kargo giriş çıkışlarının denetlenmesi de bulunuyor. Tepe Savunma ve Güvenlik bu hassasiyetler içerisinde lojistiktaşımacılık güvenliği konusunda, Ankara Lojistik Yatırımları ve Akaryakıt Ticaret A.Ş., Mersin Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş., Kumport Liman Hizmetleri ve Lojistik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Ceva Lojistik başta olmak üzere pekçok firmaya hizmet veriyor. Lojistikte 4 adım 1 - Stok yönetimi: Stok tutmamak bazen firmaları stok tutma maliyetlerinden daha ciddi maliyetlere katlanmak zorunda bırakabilir. Düzensiz ve kontrolsüz stoklar temel maliyetlerin artmasına neden olur. Bu nedenle firmalar sağlam stratejiler oluşturarak stok düzeylerini iyi belirlemeli ve dengelemeli. Stok sırasında kayıp ve kaçağın önlenmesi güvenlik personelinin kayıt, kontrol ve denetimleriyle asgari seviye indirilebilir. 2 - Depolama: Gerekli yazılım ve barkod sistemleri, radyo frekans donanımları ile depolarda oluşabilecek riskler en alt düzeye indirilebilir ve stok bilgisi doğru ve güncel tutulabilir. Depoların istifleme düzeni, yükleme, boşaltma, ayrıştırma süreçleri ve bu süreçlerde oluşabilecek hasar risklerinin kontrolü de ciddi uzmanlık gerektirir. 3 - Taşıma: Ürünlerin taşıma sırasında zarar görmesi ya da gecikmeye uğraması gibi etkenlerden alıcı ve satıcılar etkilenebilir. Lojistik konusunda uzman güvenlik personelinin dikkati ile tespit edilen hasarlı yükler ve malzemeler tespit tutanağı tanzim edilerek kayıt altına alınmalıdır. İhtiyaç halinde sahayı sigorta eden şirkete hasar dosyası açtırılır. Hasar; aracın sigortasından ya da hasar veren şahıstan sigorta aracılığı ile tanzim edilir. 4 - Bilgi teknolojileri: Bilgi teknolojileri lojistik süreçlerin entegrasyonu ve performansı için çok önemlidir. Stok kontrolü, depo yönetimi, taşıma faaliyetleri gibi süreçlerin her adımında bilgi teknolojilerinden faydalanılır. Bilgi teknolojileri riskleri tüm süreci etkileyebilecek riskleri doğurabilir ve bu risk grubunun sorumluluğu, tüm kurumun sorumluluğu kabul edilir. Bu risklerin giderilmesi doğru ve zamanında müdahalelerle düzeltilebilir. Alt yapıda oluşabilecek arızalar, yangın, enerji hatlarındaki kesintiler; güç kaynaklarının zamanında devreye girmesi, mevcut sistemin 24 saat faal bulunması ve aktif güvenlik vasıtasıyla sağlanarak riskler sıfırlanabilir. 5 Söz Müşterinin Tayfun Akkaya "Referansı yüksek projelerde yer alması Tepe’yi seçmemizde etkili oldu” Güvenliğe özenli bir yaklaşımı tercih eden Aras Kargo 2009 yılından bu yana özel güvenlik, güvenlik teknolojisi ve alarm sistemleri konusunda Tepe Savunma ve Güvenlik ile birlikte çalışıyor. Aras Kargo İdari İşler ve Filo Yönetimi Direktörü Tayfun Akkaya, Tepe’den okurlarına güvenlik yaklaşımlarını anlattı. 6 Haziran 2015 Aras Kargo, 1989 yılındaki kuruluşundan itibaren sektöre getirdiği yeniliklerle hizmet kalitesini geliştirdi. Bugün 13 bölge müdürlüğü, 28 transfer merkezi, 844 şube ve 3000 araçlık filosu ve 9 bin kişilik uzman kadrosuyla, her ay 12 milyon kişi, kurum ve kuruluşa hizmet veren, Türkiye'nin en geniş erişim ağına sahip, öncü taşımacılık kuruluşuyuz. Çalışmalarımız sırasında gerçekleşebilecek yaralanma ve sağlık bozulmalarını önlemek üzere iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerine önem verdiğimiz gibi; lojistik ve taşımacılık güvenliğine de aynı özenle yaklaşıyoruz. Böylece tüm çalışanlarımız ve ziyaretçilerimiz için daha sağlıklı ve güvenli bir iş ve yaşam ortamı sağlamayı arzuluyoruz. Aras Kargo’nun güvenlik sistemi; elektronik güvenlik donanımlarının tahsis edilmiş olduğu güvenlik personeli ve belirlenen disiplin kuralları ile güçlendirilmiş bir yapıda kurgulandı. Elektronik güvenlik tedbirlerinden de destek alıyoruz. sistemimiz transfer merkezlerinde kargo gönderi operasyonları için kurgulanan ve kargonun müşteriye zamanında, eksiksiz ve hasarsız ulaşmasını hedefleyen sistemler ile uyumlu olacak şekilde yapılandırıldı. Tepe’ye güven Tüm transfer merkezlerimiz ve şubelerimiz kamera sistemleri ile birlikte çalışan alarm sistemleriyle donatılmış durumda. Bu sistemler transfer merkezlerimizde sabit güvenlik personeli ve yöneticiler tarafından 24 saat esasına göre uzaktan takip edilecek şekilde izleniyor ve kayıt altına alınıyor. Özel güvenlik görevlilerimiz, kargo araçlarının ve vardiya için gelen personelin giriş ve çıkışlarında alacakları önlemler, yapacakları kontroller konusunda, periyodik olarak tekrarı yapılan uygulamalı eğitimlere tabi tutuluyor. Özel güvenlik görevlilerinin görev yaptığı transfer merkezlerimizin çoğunluğunda ve genel müdürlüğümüzde üst araması ve boy dedektörü de denilen duyarlı kapılardan geçiş sağlanarak yapılıyor. Tüm güvenlik ekibimiz Tepe çalışanlarından oluşuyor. Yaklaşık 100 kişilik Tepe Savunma ve Güvenlik ekibiyle transfer merkezlerimizde güvenlik sağlıyoruz. Transfer merkezlerimizde gece saatlerinde çalışma daha yoğun ve fazla personelle yapıldığından özel Sayılarla Aras Kargo ¬¬ 13 bölge müdürlüğü ¬¬ 28 transfer merkezi ¬¬ 844 şube ¬¬ 3000 araçlık filo ¬¬ 9 bin kişilik uzman kadro ¬¬ 1500'ü aşkın yerleşim biriminde hizmet ¬¬ 1600'e yakın yerleşim merkezinde mobil servis Kargo sektöründeki yoğun gönderi adetleri, kargo içeriklerinin kontrolü konusunda rekabet baskısı ve yasal nedenlerle yaşanan kontrol zorlukları, paketlerin boyutlarının değişik ebatlarda olması gibi faktörler, güvenlik konusunda alınacak önlemlerin uygulama biçimini diğer lojistik firmalarından farklı kılıyor. Kargo güvenliği anlamında esas önem verdiğimiz müşterimizin kargosunun kayıpsız ve hasarsız olarak taşınmasını sağlamak ve bu konuda gereken önlemleri almak. Güvenlik 7 Söz Müşterinin güvenlik görevlilerimizin vardiya yapısı buna uygun olarak belirleniyor ve buralarda güvenlik önlemlerimizi daha üst seviyede yapılandırıyoruz. Çevre aydınlatmaları ve fiziksel güvenlik tedbirleri transfer merkezlerimizde en iyi derecede olması arzulanarak önemle kurgulandı. Yaklaşık 5 yıldır Tepe Savunma ve Güvenlik ile çalışıyoruz. Kurumsal bir altyapıya sahip olması ve sektöründe benzer güvenlik tedbirlerinin alınmasında örnek oluşu ve referansı yüksek projelerde yer alması bu seçimimizde etkili oldu. Kurumsal yapısı ile bünyemizde çalıştırdığı özel güvenlik görevlilerinin iş kanunu, iş güvenliği ve işçi sağlığı kanunlarının tüzük ve yönetmeliklerine ait gerekliliklerini sağlaması da Tepe’yi seçmemizde önemli bir faktör. 8 Haziran 2015 “Tepe büyük fark yarattı” Tepe Savunma ve Güvenlik ile birlikte çalışmaya başladıktan sonra güvenlik sistemimizde ve yapımızda gerçekleşen en büyük değişiklik eğitim faaliyetlerinde oldu. Özel güvenlik personelinin güvenliğe bakış açısında profesyonelliği yakalamasını sağlayan eğitimleri, belli dönemlerde yapılan personel rotasyonları, yazılı hale getirilen ve güvenliği sağlayan kuralların etkin şekilde takibi ve uygulanması büyük fark yarattı. Özel güvenlik görevlilerinin yanı sıra, elektronik güvenlik sistemleri konusunda destek sağlayan Tepe Güvenlik ve Alarm Sistemleri ile de kurumumuzun bu konudaki ihtiyaçları çerçevesinde yine birlikte çalışıyoruz. Tepe’nin bu yapılandırmada gerekli entegrasyonu ve danışmanlık hizmetini sağlaması da bizler için önemli. Tepe'den Haberler 2015 Tepe Güvenlik “tavsiye edilen markalar” arasında Yurt çapında alarm izleme hizmeti ve alarm sistemleri satış hizmetleri sunan Tepe Güvenlik, Tüm Tüketicileri Koruma Derneği tarafından 2015 yılının tavsiye edilen markaları arasında yerini aldı. 1986 yılında kurulan Tüm Tüketicileri Koruma Derneği (TTKD), dürüst ticaret kuralları ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında, “En az şikayet alan veya hiç almayan şirketler” değerlendirmesinde takdire değer bulunan firmaları, “Tüm Tüketicilere Tavsiye Ediyoruz” Sertifikası ile birlikte tüketicilere tavsiye ediyor. 2015 ödülleri kapsamında, güvenlik sektöründe TTKD’ye önerilen firmaların değerlendirmesinde, Tepe Güvenlik hakkında hiç şikayet olmaması ve takdire değer bulunması nedenleriyle, “Tüm Tüketicilere Tavsiye Ediyoruz Sertifikası ve Logosunu” almaya hak kazandı. Elektronik güvenlik alanında ülke çapında hizmet sunan en büyük iki firmadan biri olan Tepe Güvenlik, bireysel alarm sistemi abonelerine satın aldıkları alarm sistemini 14 gün boyunca deneme ve kayıtsız şartsız iade edebilme imkanı sunuyor. Tepe Güvenlik ile birlikte “Tüm Tüketicilere Tavsiye Edilen” diğer kurum ve kuruluşlar; Generali Sigorta, Avea İletişim, Keskinoğlu Yumurta, Ravika Zeytinyağı, Realty TR Gayrimenkul, Apolena Ev Tekstili, Arkağıt Temizlik Malzemeleri, Balhome Mobilya, Battalbey Çiğ Köfte, Bolu Dağı Mangal Evi, Bursa Kebap Evi, Çetinler Market, Dimx Mobilya, Doğacan Bal, Falez Ev Gereçleri, Fantom, Hacı Şerif Şekerleri, Hararet Akıllı Izgara, Has Tavuk, Kor Yumurta, Köfteys, Laisy, Lokman, Muhtaroğlu, Salı Pazarı, Şehr-i Simit, Tempa Pano, Trakya Gourmet oldu. 9 Odak Fillo Lojistik Genel Müdürlük binası Tepe’ye emanet 1998’den bu yana kargo sektöründe faaliyet gösteren Fillo Lojistik, 600 çalışanı, üç nakliye ofisi, 1500 araçlık filosu, 25 bin metrekare depolama alanı, günlük 3 bin teslimat noktası ve 4 bin metreküplük sevkiyat kapasitesi ile 81 ilde yaygın bir dağıtım ağına sahip. Fillo Lojistik’in İstanbul’da yer alan Genel Müdürlük binasında Tepe Savunma ve Güvenlik’ten üç kişi özel güvenlik olarak görev yapıyor. 10 Haziran 2015 Ankara Lojistik Üssü’nde Tepe imzası Ankara Kazan’da 700 bin metrekare alan üzerine kurulan, Türkiye’nin Avrupa standartlarındaki ilk uluslararası nakliye tesisi Ankara Lojistik Üssü, faaliyete geçtiği 2010 yılından bu yana Tepe Savunma ve Güvenlik ile çalışmayı tercih ediyor. Ankara Lojistik Üssü’nde yer alan 80 firmada yaklaşık 2 bin personelin çalıştığı, hafta içi günlük ortalama 250 tırın giriş çıkış yaptığı merkezde, Tepe Servis ve Yönetim ile Tepe Savunma ve Güvenlik’ten toplam 24 personel görev yapıyor. Haziran 2015 itibariyle yurt içi nakliyecilerin de tesise taşınmasıyla merkezdeki firmaların sayısı 250’ye, çalışan sayısı ise 4 bine ulaştı. 11 Güvenlik Penceresi Emniyet Teşkilâtı 170 yaşında Emniyet Teşkilatı’nın kuruluşunun 170. Yıldönümü 10 Nisan’da verilen bir resepsiyonla kutlandı. Emniyet Genel Müdürü Lekesiz resepsiyonda yaptığı konuşmada, “Emniyet Teşkilatımız 170 yıllık birikimiyle, deneyimiyle, donanımıyla ülkemizin genelinde huzurun, güvenliğin, asayişin ve kamu düzeninin tesisi için, temini için kanunlardan aldığı güç ve halkımızın verdiği destekle görevini en iyi şekilde yapıyor ve bununla da haklı bir gurur duyuyor” dedi. Polis Teşkilatı'nın 170. kuruluş yıldönümü anısına yaptırılan pastayı, TBMM Başkanı Sayın Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Sebahattin Öztürk ve İçişleri eski Bakanlarından Abdülkadir Aksu ve Emniyet Genel Müdürü Lekesiz birlikte kesti. Avukatlara güvenlik Türkiye Barolar Birliği’nin avukatlara karşı artan fiziksel saldırı ve tehditlere karşı oluşturduğu “Avukat Güvenlik Uygulaması Projesi” ile ilgili bazı detaylar açıklandı. Mobil cihazlar ile kullanılan bir yazılım olan Avukat Güvenlik Uygulaması, telefona yüklenilen bir alarm modu ile avukatın can güvenliğinin tehdit edildiği durumlarda yetkili birimlere sorunu hızlıca ileten bir sistem. Alarm moduna, avukatın tehlike anında telefonunu sallaması veya ekrandaki düğmeyi kaydırması ile geçiliyor. Alarm etkin hale getirildikten sonra güzergâh otomatik olarak Alarm İzleme Merkezi’ne ulaşıyor. Delil toplama özelliğine de sahip olan sistem, alarm başladığı anda otomatik olarak gizlice video kaydetmeye başlıyor ve kayıt doğrudan Alarm İzleme Merkezi’ne ulaştırılıyor. Expo 2016 için özel güvenlik görevlileri eğitilecek Dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olan “EXPO Fuarı”, Nisan-Ekim 2016 tarihlerinde “Çiçek ve Çocuk” temasıyla Antalya’da düzenlenecek. Bu büyük organizasyon için özel güvenlik görevlileri ayrı bir eğitim alacak. EXPO 2016 Antalya Ajansı Genel Sekreter Yardımcısı Levent Murat Danışman, İl Emniyet Müdürü Cemil Tonbul’u ziyaretinde, EXPO 2016 Antalya’nın, açık kalacağı 6 ayda günde ortalama 40 bin 12 Haziran 2015 kişi tarafından ziyaret etmesinin beklendiğini bildirdi. EXPO’da önceliklerinin güvenlik olacağını belirten Danışman, “Ancak bunu da ziyarete gelen misafirlerimizin dikkatini çekmeden, onları rahatsız etmeden yapmamız gerekir. Bunun için alanda görev yapacak özel güvenlik görevlilerinin, emniyet müdürlüğümüz tarafından yürütülecek Eğitim ve Güvenlik Stratejisi Projesi kapsamında eğitim verilmesini istiyoruz” dedi. Antalya İl Emniyet Müdürü Cemil Tonbul da EXPO 2016 Antalya alanının güvenliği için kurulacak karakolda birçok birimden polisin görevlendirileceğini söyledi. 112 hektarlık alanda 6 ay boyunca açık kalacak olan EXPO’ya 100’den fazla ülke ile 30 uluslararası kuruluşun katılımı bekleniyor. EXPO 2016 Antalya’yı yerli ve yabancı 8 milyon turistin ziyaret etmesi hedefleniyor. Düzenleneceği Nisan-Ekim 2016 tarihlerinden sonra da açık kalacak olan Botanik EXPO’nun Antalya’nın yanısıra çevre illerde turizm ve ticaretin gelişmesine de büyük katkı sağlayacağı düşünülüyor. METPROM projesi tamamlandı “Deniz Ulaştırma Güvenliği’nin Stratejik Önemi” konulu konferans ve METPROM Projesi final toplantısı 22 Nisan’da Piri Reis Üniversitesi’nde gerçekleştirildi. Organizasyona Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, Sahil Güvenlik Komutanlığı, Özel Güvenlik Servisleri Organizasyon Birliği Derneği (GÜSOD), METPROM projesinin proje ortakları olan STC Group (Hollanda), University of Borås (İsveç), University of Wismar (Almanya), World Maritime University (İsveç), Türkiye Liman İşletmecileri Derneği, yerli ve yabancı akademisyenler ile Piri Reis Üniversitesi öğrencileri katıldı. Öğleden sonraki Çalıştay’da METPROM (Modular Enhanced Training Programme for European Maritime Security Personnel 2012-1-TR1-LEO005-35121) projesinin planlı tüm hedeflerine ulaşmış olarak tamamlandığı ifade edildi. 1 Aralık 2012’de uygulanmasına başlanan proje; ISPS Code uygulaması kapsamında liman güvenliğinden sorumlu özel güvenlik personelinin eğitim seviyelerinin artırılması, bununla ilgili eğitim modüllerinin, simülasyon ve uzaktan eğitim programlarının geliştirilmesini hedefliyor. Projenin ikinci amacı ise, Avrupa Birliği çapındaki farklı uygulamaların, standart ve uyumlu hale getirilmiş eğitim programları vasıtasıyla üye ülkelerdeki liman güvenliği yöntemlerine transfer etmek. Hazırlanan eğitim modüllerinin tüm kullanıcıların ücretsiz olarak kullanımına açık olacağı belirtiliyor. Avrupa Birliği standartlarına ve terminolojisine uygunluk açısından İngilizce olarak hazırlanan eğitim dokümanı, GÜSOD tarafından Türkçeye çevirilerek kullanıcıların istifadesine de sunulmuş. “Saç dağıtan” güvenlik uygulaması Paris’te Fransız karikatür dergisi Charlie Hebdo’ya düzenlenen terör saldırısı sonrası havalimanlarında artırılan güvenlik tedbirleri, ‘canlı bomba tehdidi’ nedeniyle üst düzeye çıkarıldı. Yeni denetimlerden en çok rahatsızlık duyanlar kadın yolcular oldu. ‘Bomba düzeneği saklanabileceği’ endişesiyle ‘topuz ve kabarık modeller’ üzerinde yapılan titiz arama, saç stili bozulan kadın yolcuları uçuş öncesi çileden çıkardı. Güvenlik eğitimi için ‘kopya’ Beyaz Saray Beyaz Saray’ın güvenliğinden sorumlu Joseph Clancy, konutun güvenliğinin artırılması ve görevlilerinin eğitilmesi için Beyaz Saray’ın bir ikincisinin yapılmasını önerdi. Gizli Servis’in Maryland eyaletindeki Beltsville’de, Beyaz Saray’dan yaklaşık 30 kilometre uzaklıkta 500 hektarlık arazisinde benzerinin inşa edilmesini öneren Clancy, Obama ve ailesini koruyan Gizli Servis çalışanlarının basit, Beyaz Saray’ın kuzey cephesinin ölçüsüyle bile örtüşmeyen bir alanda eğitim yaptıklarını bildirdi. Beyaz Saray’ın “kopyasının” Başkan Obama’nın ikametgahını koruyan güvenlik güçlerinin daha gerçekçi bir ortamda, senaryo esaslı eğitim tatbikatına olanak sağlayacağını kaydetti. Binanın inşası için yaklaşık 8 milyon dolarlık bütçe gerekiyor. ABD devlet başkanlarının resmî ikametgâhı olan ve dünyanın en iyi korunan yerlerinden biri olarak gösterilen Beyaz Saray’ın güvenliğini sağlamakla yükümlü Gizli Servis, geçmişte de tartışmalara konu olmuştu. 13 Tepe'den | İnsan Kaynakları "Türkiye genelinde 3 binden fazla projeye hizmet veriyoruz" Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’nin İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü, koşulsuz müşteri memnuniyetini esas alıyor. İnsan Kaynakları Koordinatörü Erdem Celal Evirgen ile insan kaynaklarının işleyişi, hizmet alanları, yeni projeleri üzerine sohbet ettik. Tepe Savunma ve Güvenlik müşteri odaklı hedef politikası ve eğitimli uzman kadrosu ile oluşturduğu özel güvenlik anlayışını, yine aynı doğrultuda sürdürmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyor. Daha öncesinde İnsan Kaynakları ve Personel İşleri Müdürlüğü adıyla faaliyet gösteren İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü; Ekim 2008’de yeniden yapılanarak faaliyetlerine bağımsız bir koordinatörlük olarak devam etme kararı almış. Personel eğitimine önem ve öncelik veren İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü dünyadaki gelişmeleri izleyerek koşulsuz müşteri memnuniyetini esas alıyor. 14 Haziran 2015 Erdem Celal Evirgen Tepe İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü olarak nasıl bir yapılanmanız var? İnsan Kaynakları birimi olarak Türkiye genelinde toplam 11 kişilik bir ekip ile dört ayrı noktada hizmet veriyoruz. Ankara’da, İstanbul’da (Zincirlikuyu ve Kadıköy’de) ve İzmir’de birimlerimiz bulunuyor. Antalya, Adana ve Bursa’da ise İnsan Kaynakları ve Özlük İşleri süreçleri birarada yürütülüyor. Genel Merkez, Marmara Bölge ve Ege Bölge’deki insan kaynakları birimlerimiz sorumluluk kapsamlarında yer alan illerdeki projelerin güvenlik görevlisi, temizlik görevlisi, tesis yönetimine dahil olarak altyapı çalışmalarını yürütecek teknik personel ve projelerin orta ve üst kademe yöneticilerinin işe alımı gibi süreçleri organize ediyor. Bu esnada iş süreçlerini diğer illerdeki ofislerimizle (Adana, Antalya, Bursa, İzmit, Eskişehir, Samsun, Diyarbakır ve Trabzon) irtibat halinde olarak yürütüyoruz. İhtiyaç halinde ve yeni proje başlangıçlarında insan kaynakları ekibimiz şehirlerarası seyahatlerle ilgili bölgeye insan kaynakları desteği sağlıyor. Projelere personel alımınız nasıl gerçekleşiyor? Bölgelerdeki mavi yaka ve beyaz yaka personel ihtiyaçlarını her pazartesi ilgili proje yöneticileriyle koordinasyon halinde belirleyerek personel ihtiyaç raporumuzu oluşturuyoruz. Ardından birimimiz bu doğrultuda işe alımları gerçekleştiriyor. İhtiyaç duyulan personel sayısı dönemsel olarak değişiyor. Yeni başlayacağımız projeler varsa iş planımızı buna göre yapıyoruz. İnsan Kaynakları ekibi kariyer.net'in "İnsana Saygı Ödülü"nü aldı. büyüme ve gelişme hedefimize yönelik olarak iş yükümüzü ağırlıklı bir biçimde işe alım süreçleri oluşturuyor. Bunun dışında proje ziyaretlerimiz, mavi yakalı ve beyaz yakalı çalışanlarımızın motivasyonu ile ilgili çalışmalarımız oluyor. Ayrıca personel eğitim çalışmalarını planlıyoruz. Tepe personeline ne tür eğitimler veriyorsunuz? Bu eğitimleri nasıl organize ediyorsunuz, konu ve eğitmen seçimini nasıl belirliyorsunuz? Türkiye genelinde beyaz yakalı çalışanlarımız dahil 12 bine yakın sözleşmeli personel istihdamımız var. Yasal zorunluluklarımız ve sorumluluklarımız gereği sözleşmeli personele temel iş sağlığı güvenliği (İSG) ve ilkyardım eğitimi başta olmak üzere gerekli Görev alanınız neleri kapsıyor? Türkiye çapında 12 bine yakın personel sayısı ile, binden fazla prestijli markaya ve bu markaların farklı lokasyonlarında yer alan şubeleri ile birlikte 3 binden fazla projeye hizmet veriyoruz. Personel sayısı olarak yoğunluk Marmara Bölge’de, il olarak da İstanbul’da. Marka değerimiz göz önüne alındığında iş potansiyelimiz sektördeki diğer şirketlere oranla daha yüksek olduğu için, sürekli Abant'ta gerçekleştirilen iki günlük motivasyon eğitimi. 15 Tepe'den | İnsan Kaynakları Koordinatörlüğünüzün geleceğe dönük yeni projeleri var mı? Bu yıl performans yönetimi sistemine geçmek üzere bir çalışmaya başlamak üzereyiz. Performans yönetimi sistemi; görev tanımlarından iş analizlerine bir insan kaynakları sistemini oluşturan tüm paydaları kapsayacak. Bu sistemle tüm görevlerin yazılır, çizilir hale gelmesi, görev ve sorumlulukların, yetkinliklerin belirlenmesi, belirli bir iş için gerekli özelliklerin tanımlanması sağlanıyor olacak. eğitimleri veriyoruz. Eğitimler, niteliğine ve içeriğine göre Tepe bünyesinde veya çalıştıkları alanlarda veriliyor. Çoğunlukla Tepe bünyesindeki eğitmenlerimizden faydalanıyoruz. Bazı durumlarda dışarıdan uzman desteği de alıyoruz. İdari personelin eğitimi için talepleri ise ilgili birimin ihtiyaçları doğrultusunda amirlerinden bekliyoruz. Yanı sıra, Tepe çalışanlarını kaynaştırıcı etkinliklerin sayısını da çoğaltmayı planlıyoruz. İnsan Kaynakları’nın iş için gereken kişiyi bulmaktan öte sorumlulukları olduğunu düşünerek bu sistemi uygulamaya karar verdik. Çalışmayı 2015 sonuna dek bitirerek 2016’da faaliyete geçirmeyi, 2017’de de meyvelerini toplamayı istiyoruz. İSG Eğitimi Konferansı Abant'ta gerçekleştirilen iki günlük motivasyon eğitimi. 16 Haziran 2015 Mavi yakalı personel için düzenlenen piknik organizasyonu. Tepe'den Haberler Tepe’ye emek verenler plaketlerini aldı Tepe Savunma ve Güvenlik, Tepe Servis ve Tepe Güvenlik çalışanı olan 51 kişi, Tepe’de geçirdikleri hizmet yılları kapsamında plaketlerini aldılar. Tepe Savunma ve Güvenlik İnsan Kaynakları Departmanı tarafından İstanbul ve Ankara’da organize edilen törenlerde; 10-15 yıl arası hizmet veren Bronz Grup’tan 25 kişi; 15-20 yıl Plaket alan Tepe Savunma ve Güvenlik çalışanları: Mehmet Şükrü Işıkçı: Gn. Md. Yrd. (20) Recep Güray Kutlu: Gn. Md. Yrd. (20) Okan Doğramacılar: Gn. Md. Yrd. (15) Hüseyin Yumuşak: Danışman (20) Ünal Bay: Direktör (10) Bilal Delier: Direktör (20) İsmail Barış Sandıkçı: Direktör (10) Sertaç Yumun: Direktör (10) Nuran Şahin: ÇM Direktörü (15) Savaş Aydın: Hakediş Koord. (10) Mustafa Güven Aşkın: Bölge Md. (10) Vedat Yola: Personel Md. (15) Cumhur Ruhi Gezelge: İdari İşler Md. (20) Demet Adıgüzel: Kurumsal Yn. Md. (10) Gökhan Önel: Finans Md. (15) Ferit Semih Zeybekoğlu: İT Md. (15) Halil İbrahim Ertekin: İş Geliştirme Md. (10) Mustafa İneç: Op. Md. (15) Hüseyin Edeer: Op. Md. (10) Cengiz Yayla: Op. Md. (20) arası hizmet veren Gümüş Grup’tan 16 kişi ile 20 yıl ve üstü emeği geçen Altın Grup’tan 10 kişiye plaketleri Tepe Savunma ve Güvenlik Genel Müdürü Levent Güler tarafından takdim edildi. Kadir Cesur: Op. Md. (10) Levent Aygün: Op. Md. (10) Uzel Ankıt: Personel Md. Yrd. (15) Sibel Ertuğrul: İdari İşler Md. Yrd. (15) Ahmet Albayrak: Op. Şefi (10) Halil İbrahim Doğruol: Op. Şefi (15) Süleyman Aygün: Op. Şefi (10) Mesut Ünal: Op. Şefi (15) Habip Karakuş: Op. Şefi (20) Barış Koçak: Op. Şefi (10) Haydar Sel: Op. Şefi (10) Alpaslan Karadağ: İdari İşler Şefi (10) Birol Üstün: Lojistik Şefi (20) Ferhat Kaya: Satış Şefi (10) Murat Tekcan: AİM Şefi (10) Mustafa Koçak: AİM Şefi (10) Nurettin Gökduman: Baş Teknisyen (10) Yasin Aydın: AİM Müdürü (10) Yasin Pehlivanoğlu: Lojistik Uzm. (10) Musa Çelik: Personel Md. Yrd. (15) Hidayet Atalay: Op. Şefi (15) Ahmet Kaya: İdari İşler Şefi (10) Figen Taşdelen: Bütçe Şefi (15) Şener Özkan: Muhasebe Uzmanı (15) Kamuran Ünal: Teftiş Uzmanı (15) Oktay Erdoğan: Teftiş Uzmanı (10) Cengiz Topel: Şoför (20) Uğur Türkoğlu: Şoför (15) Birgül Güldemet: Özlük İşleri Şefi (20) Erdinç Gaylan: Lojistik Memuru (10) 17 Tepe'den | İnsan Kaynakları Kadınlar önce içindeki engeli kaldırmalı İnsan Kaynakları uzmanı İpek Aral’ın Tepe Savunma ve Güvenlik Marmara Bölge İnsan Kaynakları Şefi Sumru Aydın ile yaptığı röportaj, kadın çalışanların kariyerlerine nasıl yön vermeleri gerektiği hakkında önemli bilgiler içeriyor. aslında. İş hayatında başarılı olan kadınlar hırslı, özgüveni yüksek olan kadınlardır. Hatta erkeklerden daha iyi iş çıkarttıklarını düşünürler. Tepe Savunma ve Güvenlik İnsan Kaynakları Departmanı’na verdiği “Yetkinlik Bazlı Mülakat Teknikleri Eğitimi” ile işe alım süreçlerinin yeniden tasarlanmasına katkıda bulunan İpek Aral, İnsan Kaynakları alanında uzun yıllardır başarıyla yer alan, söyledikleri dinlenen ve uygulanan bir iş kadını. “Kaynağım İnsan” adlı internet sitesinden genç adayları iş görüşmelerine hazırlıyor, kitap tavsiyelerinde bulunuyor. Kendisini şirketimizde ağırlamaktan dolayı çok mutlu olduğumuzu belirtir, katkılarından dolayı teşekkür ederiz. Sumru Aydın: Sizce iş hayatında kadınların en büyük engeli nedir? İpek Aral: Biz kadınların en büyük sorunu emeğimizin değerini, ederini kendimizin verememesidir. İnsan kendini değerleme konusunda yanlış yaptığında piyasa da buna aynı şekilde karşılık veriyor. Yani daha baştan kendimize yanlış yapıyoruz. Bana göre kadınların en büyük engeli yine kendileridir. Kendi işini yapan bir kadın olarak ben de bunu zaman zaman sorguluyorum. Benim yerimde bir erkek olsaydı piyasaya sunduğum ücretin 10 katını mı isterdi? 18 Haziran 2015 İpek Aral (solda) ve Sumru Aydın Kadınlar en başta “Ben çalışamam ki, beni yükseltmezler ki, acaba bu işi yapmak için yeterli miyim?” şeklinde düşünerek kendilerine engel koyuyorlar. Bu da bir ‘cam tavandır’ Kadınlar erkek hakim iş hayatında onlarla rekabet etmek için erkekleşiyor mu? Evet, hepimiz erkekleşiyoruz açıkçası. Bu kıyafetinizden başlayarak hal ve hareketinize kadar yansıyor. Onların dilinden konuşmadığımız takdirde bizi dışlıyorlar. Bu konuda bizim de yanlışlarımız var. Örneğin moda konuşan bir erkeğin cinsel tercihleri üzerine kafa yoruyor, onları yargılıyoruz. Şunu söylemek lazım; kadınların kendileriyle halledemedikleri birtakım problemleri var ve o problemleri çözmedikçe kimse bize hak ettiğimiz değeri vermeyecektir. Olay aslında kadının kendisinde başlıyor. Sonra piyasaya geliyor. Türkiye’de kadının iş gücüne katılımını nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye’de kadınların işgücüne katılımı gittikçe artıyor ama tabii ki yeterli değil. Amerika’da kadının işgücüne katılma oranı %50, İsveç’te ise %70-80 civarında. Kadınlar adeta arı gibi çalışıyorlar. Kadınların işgücüne katılımı arttıkça doğum oranı ve dolayısıyla nüfus düşüyor gibi çeşitli kaygılar oluşuyor. O kaygıları gidermek için de iş hukukunu, çalışma koşullarını değiştirmek gerekiyor. Yani 70-80 yıl önce yazılmış kanun altyapılarıyla 21. yüzyılı yaşamaya çalışmak beraberinde yanlış uygulamaları getiriyor. Bazı işleri kadın ve erkek olarak ikiye ayırıyoruz. Bunları değiştirmenin zamanı geldi mi sizce? Örneğin “ev erkeği” tanımı kulağa nasıl geliyor? Farklı bir toplumsal sözleşmeye ihtiyacımız var. Artık bu yüzyılda kadın ve erkeğin statüsünü tekrar değerlendirmek gerekiyor. Erkek de 'ev erkeği' olabilir. Böyle bir tercih hakkı olmalı erkeğin. "Erkek çalışmalı, erkek şunu yapmalı, erkek evin direğidir” gibi söylemler değişmeli. Kimse ‘evin direği’ değildir. Erkeklere de sormak gerekiyor “Evin direği olmak istiyorlar mı?” diye. Kadınlara kariyer anlamında tavsiyeleriniz neler olabilir? Kadın-erkek fark etmez; herkes çalışmalı, üretmeli, katma değer sağlamalı. Kadın kendi değerini biçme konusunda erkeklerden ilham almalı diye düşünüyorum. Erkekler, küçücük bir şey yapıp belki bin şey yapmış gibi anlatarak yaptıkları şeyi satmayı başarıyorlar. Biz ise belki bin şey yapıyoruz ama 1 liraya satıyoruz! Bizim erkeklerden almamız gereken ilham kendini değerleme ve bu değerleme konusunda kendini pazarlama olmalıdır. Bizdeki eksik bu. Bunun da nedeni bizim yaratıcı ve mükemmeliyetçi doğamızdır. Bizim için her şey daha iyi olabilir. Hep, “Yeterince iyi değil“ diyoruz. Erkek ise yaptığı şeyin muhteşem olduğunu düşünüyor ve buna yürekten inanıyor. Çünkü erkeğin tek yönlü zekâsı var, kadının ise çok yönlü… İşte o çok yönlü zekâmız yaptığımız işlerde hep bir eksik buluyor. Bizim kör noktamız kendimizi değerleme konusundaki sorunumuz. Onun dışındaki her şey bana bahane gibi geliyor. İsteyen kadın başarıyor. Batı’da insanın kıymeti olduğu için kadının da kıymeti var. Doğu toplumlarında insana kıymet verilmiyor ki kadına kıymet verilsin. Avrupa devletlerinin bizden en büyük farkı her birinin ‘hukuk devleti’ olması. İnsanlar birbirine saygılı. Bizde ise insanlar hukuk kurallarına uymuyor, birbirine saygı duymuyor. Bundan dolayı kadın hiçbir yerde duramıyor. Batı’da kanunlara uymak ana unsurdur. Hukuk ana tabandır. O taban bozuk olursa, sonuçları ne yazık ki Türkiye’de yaşadıklarımızdan daha farklı olmuyor. 19 Zaman Yolcusu Bizi doğal afetlerden, tehlikeli hayvanlardan, kendi yarattığımız türlü çeşit düşmandan koruyan ilk sığınaklarımız olan evlerimiz zaman içinde konforlu birer yaşam alanına dönüştü. Ama insanın insandan ve çağlar boyunca şekil değiştiren “dışarıdan gelen tehlikelerden” sakınma ve korunma ihtiyacı değişmedi. “Panik odaları” diyebileceğimiz ilk sığınaklar önce toplumların ileri gelenleri için tasarlandı. Firavunlardan krallara toplumların ileri gelenlerinin barındıkları konforlu yapılara, düşmanlarından korunabilecekleri sığınaklar eklendi. Sığınaklardan teknoloji harikası panik odalarına Panik odaları aslında insanlığın tarihi boyunca var oldu. İnsanın ilk “sığınağı”, yani evi olan ağaç kovukları veya mağaralarda gözlediğimiz güvenlik ihtiyacı, tarih boyunca evrim geçirerek bugün bambaşka bir isim ve teknolojiyle hayatımızda yer alıyor. 20 Haziran 2015 Antik Mısır firavunlarının görkemli mezar odaları olan piramitler, firavunla birlikte gömülen kıymetli hazineleri mezar hırsızlarından koruyacak şekilde tasarlanmıştı. Mezarda değil de yaşanılan mekanlarda korunma ihtiyacı; ulaşılması zor, bazısının altında gizli tüneller ve dehlizlerden oluşan ağlar bulunan ortaçağ şatolarına kadar uzanıyor. En mütevazı şatoda dahi sahibinin tehlikeli durumlarda kendini kilitlediği gizli bir oda bulunuyordu. 17. yüzyıl İngiltere’sinde ise Katoliklerin canını kurtarmak için saklandığı “gizli hücreler” vardı. ABD’de panik odalarına dair ilk izler 1800’lere kadar gidiyor. Yeraltı metrosu içine inşa edilen gizli odalarda kaçak köleler saklanıyor ve bu sayede canlarını kurtarabiliyorlardı. Yine aynı dönemlerde ABD’nin bazı bölgelerinde şiddetli fırtına ve kasırgalardan korunmak için yeraltı sığınakları yapılmaya başlanmıştı. Birinci ve İkinci Dünya Savaşları boyunca bombardıman ve düşman istilalarına karşı dünyanın pekçok yerinde yeraltı sığınakları yapıldığı da çoğumuzun bildiği bir gerçek. Nükleer korkusu Bugünkü anlayışımıza yakın, modern panik odalarının inşası 1960’lara uzanıyor. Yani nükleer saldırı tehditlerinin ortaya çıktığı yıllara… Büyükelçiliklerde devlet yetkililerini koruyacak ve önemli evrakların saklandığı panik odalarının varlığı en az 25 yıldır biliniyor. Evlerin içlerine inşa edilmiş teknolojik donanımlı panik odalarının ortaya çıkışı da yine 25 yıl önce ABD’de başlıyor. Jodie Foster’ın 2002 tarihli filmi ile bilinirliği artan panik odaları ile günümüzde; evlerde, bir odanın tamamı veya oda içinde bir kısmının çelik konstrüksiyon ile kaplı, hayati gereklilikleri muhafaza eden, özel olarak üretilmiş bir oda şeklinde tasarlanması kastediliyor. Dünya genelinde çoğunlukla “güvenlik odası” olarak adlandırılan panik odaları, günlük yaşantımızda uygulanabilecek bir mimari tercih aslında. Deprem başta olmak üzere, kapalı mekanda yaşanabilecek hayati risklere karşın bir nevi sığınak görevi gören panik odaları, arzu edilen her ebatta ve donanımda tüketiciye özel üretiliyorlar. Panik odası, bir odanın tamamı ya da bir oda içinde belirli bir kısım kullanılarak oluşturuluyor. Üretici firmanın yapacağı fizibilite ile ebatları ve konumu belirlenen panik odası, çelik konstrüksiyon kullanılarak imal ediliyor. Oda içinde sabitlenmiş dolaplar, zeminde oksijen ve su tankı gibi hayati fonksiyona sahip ilave donanımların yer aldığı panik odalarında aydınlatma ihtiyacını gören akülü sistemler bulunuyor. Bu sistemler; ortalama bir hafta aydınlatma ihtiyacını karşılamak üzere tasarlanıyor. Panik odalarının ev içine montajı yapıldıktan sonra, dolap içleri de kullanılarak deprem, vb. bir durumda gerekli olacak tüm malzemelerle donatılıyor. Panik odaları sadece evlerde değil, gemi gibi büyük ulaşım araçlarında, otel ve işyerlerinde de uygulanıyor. İşyerlerinde deprem, sel gibi doğal afetlerin yaşanması halinde zarar görmeleri durumunda kurumu zarara uğratacak önemli belgeler, bilgisayar donanımları vb eşyalar bu odalarda saklanıyor. Hazırlanan ayrıntılı acil durum planları ile personelin acil durum anında panik odalarını kullanma yol ve yöntemi önceden belirleniyor. Panik odaları sadece doğal afetlere karşı değil; yaşanabilecek herhangi bir saldırı eylemine karşı da güvenli birer sığınak olarak görev yapıyor. Bu nedenle, bu odalarda iletişim sağlanması için gerekli altyapı ve donanımın bulunması önemli. Panik odalarının tasarımında sınır olmadığı için, tüketicinin imkan ve ihtiyaçları dahilinde tasarlanıyor. Panik odasına ne lazım? ¬¬ Dayanıklı gıdalar ¬¬ İçilebilir su ¬¬ El feneri ve piller ¬¬ Pilli radyo ¬¬ Yedek giysi ¬¬ Önemli evraklar ¬¬ Yedek gözlükler ¬¬ Battaniye ¬¬ Yapışkan bant rulosu ¬¬ Potasyum iyot tabletleri (radyasyon sızıntısına karşın) ¬¬ İlkyardım ekipmanı ve ilaç ¬¬ Kredi kartı ve nakit para ¬¬ Temizlik malzemeleri 21 Vaka Analizi Bilgili ve ilgili güvenlik de fiziki güvenlik kadar önemli Lojistik sektöründe özel güvenlik, fiziki tedbirlerin dışında çevreye ve insana duyarlılık, çok yönlü bir bilgi ve beceri de gerektiriyor. Algıları daha açık ve hassas olan özel güvenlik görevlileri, bilgi ve birikimlerini kullanarak pek çok sıkıntının üstesinden gelebiliyor. 22 Haziran 2015 Olayın özeti: Bir lojistik üssünün tır parkı, yabancı ülke araçları tarafından da kullanılmaktadır. Bir gün Polonyalı bir şoför güvenlik merkezine gelerek, ana dilinde konuşmaya başlar. Görevliler de kendisiyle İngilizce ve vücut dili ile anlaşmaya çalışır. Sonunda şoförün annesinin bir ay önce vefat ettiği; gümrük işlemleri bitmemiş olduğu için lastik yüklü tırını üssün ihracat sahasında bırakarak apar topar Polonya’ya gittiği, Türkiye’ye geri döndüğünde tırında herhangi bir eksik olmadığını görünce teşekkür etmeye güvenlik merkezine geldiği anlaşılır. 1 Olayın değerlendirilmesi: Lojistik üssü farklı bölgelere yerleştirilmiş kameralar ile izlendiği ve art niyetli kişilerin takibi yapıldığında olası risklerin önüne geçilmesi mümkün olur. Şüpheli şahıslar ikaz edilerek ve bölgedeki jandarma karakoluna bilgi verilerek saha dışına çıkartıldığı için hırsızlık ve diğer riskler önlenir, bu sayede şoförü bir ay boyunca uzakta olan tır da eksiksiz bir şekilde sahibine ulaşır. Olayın özeti: Çek Cumhuriyeti’nden bir şoförün lojistik üssünün ithalat sahasında telaş içinde koşturması dikkati çeker. Cumartesi olması nedeniyle gümrük kapıları kapalı olduğundan aracını saha dışına çıkartamaz. İlaç yüklü 2 aracın soğuk hava deposunu çalıştıran akünün bittiği, soğuk hava çalışmayınca tırda bulunan ilaçların tamamının bozulacağı anlaşılır. Yönetimin bilgisi dahilinde bir akaryakıt istasyonundan araca yeni akü getirilir ve aracın soğuk hava motoru çalıştırılarak ilaçların bozulması önlenir. Benzer bir şekilde; hasta olan ve kimseye derdini anlatamayan hayvan yüklü bir tırın şoförü, 112 acil servise götürülerek kendisine tercümanlık yapılır ve hastalığı konusunda yardımcı olunur. Olayın değerlendirilmesi: Özel güvenlik, fiziki tedbirlerin dışında çok yönlü bir bilgi, beceri ve donanım da gerektirir. Güvenlik görevlisinin yabancı dil bilmesi sayesinde daha iyi iletişim kurmak; böylelikle sıkıntı ve şikayetlere daha çabuk ve doğru çözümler bulabilmek, yönlendirme yapabilmek mümkün olur. 23 Gelişim Zamanı “Bizim için aslolan insan canıdır” Tepe Eğitim Kurumu eğitmenlerinden Ali Osman Koş, X-ray cihazları, faydaları, X-ray eğitimi ve kullanımındaki püf noktalarına dair detayları Tepe’den okurları ile paylaştı. X-ray cihazlarının temel kullanım amacı; işletmelerin kontrol noktaları olarak da adlandırılan giriş noktalarında, taşınması ve bulundurulması yasak olan veya yasak olmadığı halde suç işlemeye elverişli madde ve mataryallerin tespitini sağlayıp uygun tedbirlerle suç ve suç oluşumunu engellemenin yanında, hizmet kalitesinin artırılması ve yüksek caydırıcılık özelliği sebebi ile tercih ediliyor. X-ray cihazlarının havalimanları başta olmak üzere, güvenliğe azami hassasiyet gösteren kurumlarda; AVM’lerde, banka genel merkezleri ve iş merkezlerinin girişlerinde kullanıldığını görüyoruz. Faydalarına gelince… X-ray cihazları öncelikle güvenlik amaçlı kontrol işinin sağlıklı ve seri yapılmasına katkı sağlıyor. Ziyaretçiye güven veriyor. Özel güvenlik görevlilerine ziyaretçileri rahatsız etmeden eşyalarını kontrol edebilme konusunda kolaylık sağlıyor. Bu da güvenlik açısından hizmet kalitesinin artırılmasına dolaylı olarak katkı sağlıyor. Ayrıca ziyaretçilerin veya işletmede çalışanların kuruma duyduğu güven ve saygıyı artırıyor. X ışınlarının 1895’te W. Röntgen tarafından keşfinden kısa bir süre sonra, bu ışınların tıbbi amaçlar için film çekiminde kullanımından esinlenerek güvenlik sektöründe de kullanılmak üzere geliştirilen X-ray cihazları, hastanelerdeki röntgen cihazlarının çalışma prensibine sahiptir. Bazı önemli kurum ve kuruluşlarda da tomografi cihazları gibi, eşyaların aynı anda farklı açılardan görüntüsünün alınabildiği cihazlar mevcut. Bu cihazlar kullanım kolaylığının yanında X-ray operatörlerine daha sağlıklı yorumlanabilir görüntü alınabilmesini sağlar ve güvenlik risklerinin azalmasına veya tehdit unsurlarının gözden kaçmasına mani olurlar. X-ray cihazları çoğunlukla eşyaların videosunu çekiyor gibi algılansa da, aslında fonksiyonları fotoğraf çekmekten ibaret. Dolayısıyla fotoğraf ne kadar sağlıklı çekilebilirse tanımlama ve yorumlama da o kadar sağlıklı ve kolay olur. Hızlı ve etkin eğitim Ali Osman Koş 24 Haziran 2015 X-ray cihazları eğitimimizin temelini de bu ilke oluşturuyor. Eğitimlerimizde özel güvenlik görevlilerinin X-ray cihazını etkin şekilde nasıl kullanacağı, usulüne uygun şekilde nasıl fotoğraf çekeceği ve çekilen fotoğrafı nasıl yorumlayacağını öğretiyoruz. Eğitimlerimizde Atatürk Havalimanı projemizi örnek alıyoruz. Oradaki 5 günlük eğitimi hızlandırılmış biçimde 3 günde veriyoruz. İlk gün sınıf ortamında teorik eğitim yapıyoruz. Cihazların temel kullanım amacı ile teknik şartları konusunda genel bilgi veriyoruz ve cihazdaki eşyaların sağlıklı okunabilmesi tekniklerini konuşuyoruz. İkinci gün, X-ray cihazı başında katılımcılarla birlikte örnek drill malzemeleriyle eğitim yapıyoruz. Kesici aletlerin, ateşli silahların ve tehdit unsuru sayılabilecek diğer maddelerin X-ray cihazlarında yatay ya da dik konumdaki görünümlerinin oluşturduğu farklılıkların ayırt edilebilmesine odaklanıyoruz. En çok da patlayıcı maddelerin tespit edilmesine yönelik çalışmalara yoğunlaşıyoruz. Çünkü tabanca ve kesici aletlere dair algı hemen hepimizde bulunuyor, ancak patlayıcı maddelerin tanınması ve algılanması konusuna daha fazla hassasiyet göstermek gerekiyor. Patlayıcı madde düzeneklerinde neler kullanıldığını, kullanılan malzemelerin X-ray cihazlarında nasıl görüntü verdiklerini, birleştirildiğinde bomba düzeneği oluşturacak malzemelerin neye benzediğini, hangi pozisyonda neye dikkat etmek gerektiğini irdeliyoruz. Üçüncü gün bilgisayarlı simülasyon eğitimi yapıyoruz. Bu eğitimi genellikle 8-10 kişilik gruplarla yapıyoruz, böylece katılımcılarla birebir çalışabilme imkanımız daha fazla oluyor. Gün boyu bir kursiyerle yaklaşık 1 saat birebir çalışıyoruz. Simülasyon eğitiminde yaklaşık 3 bin farklı çantayı ve içindeki olası tehdit unsurlarını kursiyerlerle beraber değerlendiriyoruz. Bu program tıpkı X-ray cihazı içinden geçen farklı çantaların simülasyonunu sunuyor. Her etapta 20’şer çanta geliyor görüntüye. Kursiyerlerden bu 20 çantanın sekizine yerleştirilen tehdit oluşturabilecek materyalleri bulmasını istiyoruz. Kursiyerlerin gözden kaçırdığı veya isabetli yorumlayamadığı görüntüler olduğunda; hatalarımızın sebepleri ve doğru yorumlama Dikkatin dağılmaması için... Güvenlik kameraları ve turnikeler, kartlı geçiş sistemleri, araç kapanları gibi unsurların hepsi bir bütün. Bu bütünlüğü tamamlayan en önemli unsurlardan biri de X-ray cihazları. Suça meyilli kişilerin, bu tür güvenlik cihazlarının bulunduğu işletmelerde suç işlemekten özellikle imtina ettikleri bilinen bir gerçek. Kontrol noktalarında görev yapan özel güvenlik görevlileri, personel sayısına göre yarım saat veya 1 saatlik X-ray cihazı kullanımı sonrasında gözlerini dinlendirmek için ara veriyor ve görev dönüşümü gereği diğer güvenlik cihazlarının kullanımında görev alıyor. Çünkü X-ray cihazlarında 20 dakikalık kullanım sonrası kişinin algısı düşüyor ve dikkati dağılabiliyor. Kullanım sırasında bu hususa da dikkat edilmesi gerekiyor. 25 Gelişim Zamanı teknik ve taktikleri konusunda değerlendirmeler yapıyoruz. Aslında bu eğitimlere genel olarak güvenlik cihazları eğitimi diyoruz. Eğitim konularımız güvenlik sistem cihazları başta olmak üzere, patlayıcı maddeler, şüpheli paketler, alınması gereken önlemler ile yapılması gerekenleri, bir de ilgili yasa ve yönetmelikleri içeriyor. Eğitim planlamamızı yıllık bazda yapıyoruz. Öncelikle eğitim kurumları ve projelerin eğitimlerini belirliyoruz ve hangi konularda eğitim verileceğini çıkarıyoruz. Tepe Savunma ve Güvenlik bünyesinde çalışan özel güvenlik görevlisi sayımız 12.500’e ulaştı. Hizmet verdiğimiz projelerde görevli güvenlik görevlilerinin daha donanımlı, bilgili, yasa ve yönetmelikler çerçevesinde kaliteli hizmet verebilmeleri için Marmara Bölge Eğitim Kurumu olarak yurt genelindeki projelerimizde görevli yaklaşık 3 bin ila 5 bin 26 Haziran 2015 güvenlik görevlimizin hizmet içi eğitimini gerçekleştiriyoruz. İhtiyaç olduğunda ve projelerimizden talep gelmesi durumunda da eğitim alan arkadaşlarımıza hatırlatma amaçlı tazeleme eğitimi de veriyoruz. “Radyasyon yayıyor” algısı Zaman zaman şahit oluyoruz; özellikle hamilelerin ve çocukların kapı dedektörlerinden –X ışını veya rasyasyon yaydığı gibi yanlış bir algı nedeniyle- geçmesine sıcak bakılmaz. Oysa kapı dedektörlerinin çalışma prensibi farklıdır. Elektrik akımı ile oluşturulan manyetik alan esasına dayalı mikro işlemcili algılama sistemlerine sahip kapı dedektörlerinde kesinlikle X ışını kullanılmadığı gibi, X ışınlarından kaynaklı radyasyon da bulunmadığından insan sağlığını tehdit etmezler. Kapı dedektörleriyle ilgili yanlış algıdan kaynaklanan “radyasyon yayıyor” düşüncesi aslında X-ray cihazlarıyla ilgilidir. Üstelik X-ray cihazlarında kullanılan X ışınları 0,1–0,5 Mrad, düzeyinde yani çok düşük dozlarla çalıştığından açığa çıkan radyasyon, değil oradan geçenleri cihazla bizzat çalışanların dahi sağlığını olumsuz etkileyecek düzeyde değildir. Türkiye’de X-ray cihazlarının kurulumu ve kullanımından sorumlu tek kurum Türkiye Atom Enerjisi Kurumudur. Kuruma müracaat edildikten ve gerekli tespitler yapıldıktan sonra, uygun bulunursa kurulum sağlanıyor ve periyodik olarak cihazların kontrolleri yapılıyor. Yetkili sağlık kuruluşları da X-ray cihazı kullananlar üzerinde belli aralıklarla dozometre ölçümleri gerçekleştiriyor. Belirli bir dozajın üzerinde radyasyon tespit edilirse kişilerin çalışmasına ara veriliyor. Ancak bugüne dek vücudunda biriken radyasyon nedeniyle dinlendirilmesi gereken güvenlik görevlisi sayısı yok denecek kadar az. Nedeni ise; bu cihazların X ışını üretimi ile kullanımı arasındaki tüm süreçlerin belli standartlar içinde gerçekleşiyor oluşu. Cihazların içi X ışınlarını yalıtma özelliğine sahip yegane maden olan kurşunla kaplanıyor. Cihazda çantaların konduğu tünellerin giriş ve çıkışlarında yer alan ve kauçuktan yapılmış izlenimi veren dilimli perdeler de yine kurşun alaşımlıdır. Dolayısıyla cihazlardan X ışını kullanımından kaynaklı radyasyonun açığa çıkma ihtimali neredeyse hiç yok. Nelere dikkat etmeli? X-ray cihazlarının temel kullanım amacı, eşyaların detaylı, sağlıklı ve Ali Osman Koş kimdir? Emekli polis memuru olan Ali Osman Koş, 3 yıl Ankara Esenboğa Havalimanında X Ray operatörü olarak çalıştı, Emniyet Genel Müdürlüğünün Gölbaşı tesislerinde ve Amerika Birleşik Devletlerinde Patlayıcı maddeler, Terör ve anti terörizm eğitimlerini tamamladıktan sonra Terörle Mücadele Şubesi’nde 17 yıl patlayıcı madde uzmanı olarak görev yaptı. 2004 yılında Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un çıkışıyla Tepe Savunma ve Güvenlik’in İstanbul’daki eğitim kurumunda eğitmen olarak çalışmaya başladı. yorumlamaya uygun fotoğrafını çekebilmek. İyi fotoğraf çekebilmenin yöntemleri ise bu cihazları işletim kurallarına uygun şekilde kullanabilmekten ibarettir. Eşyaların cihaza yatık ve uzunlamasına bıraktırılması, cihazdan geçen çantaların arasında belli bir mesafe bırakılması, çantaların üst üste veya dik pozisyonda bırakılmaması gibi detaylar sağlıklı görüntü alınabilmesinin püf noktalarıdır. Çünkü eşyalar cihaza konulduğunda alınan görüntünün ekranda bekleme süresi 2 saniye. Bu süreçte tehlikeli unsurların algılanması, yorumlanması ve prosedürlere uygun şekilde müdahale edilip önlem alınması gerekiyor. 2 saniye çok kısa bir süre gibi algılansa da; insan beyninin bir objeyi algılaması ve yorumlaması arasında geçen sürenin saniyenin 10’da 1’i olduğu düşünülürse, bu sürenin kullanıcılar için yeterliliği anlaşılabilir. Uygulanacak basit taktik ve usüllere riayet edilmediğinde, ekrana taşınan görüntülerin yorumlanmasında yaşanacak zorlukların yanısıra güvenlik görevlilerine getireceği ek iş, doğuracağı güvenlik riskleri ve bu gibi durumlarda alınacak aksiyon planları hakkında kursiyerlerimizi eğitiyoruz. Usulüne uygun kullanılan güvenlik cihazları ve alınan güvenlik tedbirleriyle müşteri memnuniyeti sağlarken hizmet verdiğimiz kurumların güvenlik standardını yüksek tutmayı ve muhtemel riskleri en aza indirmeyi, tüm dikkat ve çabamıza rağmen meydana gelebilecek olaylara uygun müdahalelerle zararı en aza indirmeyi amaçlıyoruz. Ziyaretçilere huzurlu ve güvenli hissedebilecekleri ortamlar yaratma çabası eğitimlerimizde birinci önceliğimizi oluşturuyor. Çünkü bizim için aslolan insan canıdır. 27 Gezgin Alaçatı: Rüzgârın kraliçesi Çeşme yarımadasında yer alan Alaçatı, özgün mimarisi, asma bahçeleri, yeldeğirmenleriyle tanınırken, devamlı esen rüzgârı sayesinde artık yerli ve yabancı sörf tutkunlarının uğrak yeri. Ama Alaçatı’nın zengin doğası sadece rüzgârından ibaret değil... Alaçatı’nın rüzgârlı gün sayısı, sıradan bir tatil beldesine göre hayli fazla. Sörfteki ünü de bu özelliğinden kaynaklanıyor. Dünyanın en iyi rüzgâr alan sayılı yerlerinden –hatta dünyanın yedi önemli sörf parkurundan- biri olan Alaçatı için “denizin rüzgârla dans ettiği yer” benzetmeleri çokça yapılıyor. Alaçatı’nın güneyinde yer alan doğal liman, devamlı esen rüzgârına rağmen dalgasız olan deniziyle dünyada sörf yapmaya elverişli 28 Haziran 2015 önemli merkezlerden biri kabul ediliyor. Ne de olsa Alaçatı, antik Yunan mitolojisine göre, rüzgâr tanrısının yaşadığı yer olarak biliniyor. Alaçatı’da iki tepe arasında yükselip aşağı düşerken hız kazanan rüzgârla oluşan koridor, sörf için ideal koşulları oluşturuyor. Denizden karaya, kıyıya paralel olarak esen rüzgar dalga yapmıyor, dolayısıyla sörfün açık denize kaçma riski olmuyor. Böylece sörfe yeni başlayanların güvende hissetmesini sağlayarak bu sporun öğrenebilmesini psikolojik olarak kolaylaştırıyor. Sörf parkurunun 200300 metre sığ kumdan oluşması ve boyu geçmeyen derinlikte olması, özellikle yeni başlayan ve sık sık sörf tahtasından düşenlere kolay kalkma imkanı veriyor. Eşsiz sakız diyarı Ama Alaçatı’da herşey rüzgar ve sörf değil elbette. Akdeniz ikliminin tüm özelliklerini taşıyan Alaçatı’nın Çeşme sınırındaki sönmüş yanardağ Karadağ, zengin termal kaynaklara Doğa ve kültür birarada sahip. Bu bilgiyi not etmekte fayda var. Çünkü bazı bilimsel makalelerde Karadağ civarında çıkan, insan sağlığına faydalı ve tedavi edici özellikleri bulunan bu jeotermal kaynakların, vitamin eksikliğine bağlı kemik, eklem ve iskelet sistemine iyi geldiği söyleniyor. Bu nedenle son yıllarda Alaçatı sağlık turizmi amacıyla bölgeye gelenlerin ziyaretine uğruyor. Alaçatı ve çevresinde yağmur sularını taşımaya yarayan pekçok küçük dere yatağının bulunması ve bölgenin Türkiye’nin tek sakız ağacı bahçesini barındırıyor olması, doğa ve gezi tutkunlarının mutlaka bilmesi gereken bilgiler. Dünyada çok az bulunan damla sakızı ağaçları, Türkiye’de sadece Alaçatı’da bulunuyor ve sayıları 300 civarında. Damla sakızı ağaçlarından Alaçatı çok yönlü yararlanıyor. Çok farklı bir tadı olan eşsiz sakız rakısı, sakız reçeli, bazı tatlılarda kullanılan sakız aroması bu ağaçlardan imal ediliyor. Alaçatı’yı ziyaret edenler meşhur sakızlı dondurmasını yemeden buradan ayrılmamalı. Alaçatı-Ilıca yolunda yer alan, sit alanı ilan edilmiş sakız ağacı bahçesinde, dileyenler sakızın ağaçtan nasıl sızdığını da gözlemleyebilir. Alaçatı’nın dikkat çekici yönlerinden biri de mimari dokusu. Karabiber ağaçlarının nöbet tuttuğu daracık sokaklarda, ilkbaharda sapsarı açan mimoza çiçekli yollarda yürürken huzuru bulmak zor değil. Alaçatı taşı adı verilen ponza taşı görünümlü kesme taşlardan yapılan evler, kışın sıcak yazın da serin tutma özelliğine sahip. Beldenin zemini bu taşlarla kaplı. Bir kısmı Rumlar'dan kalma eski Alaçatı evlerini restore ederek yerleşen veya butik otel, pansiyon olarak kullananların sayısı son yıllarda giderek artmış. Rüzgârı, denizi, doğası, mimarisi dışında Alaçatı’nın bir diğer imzası da eski yel değirmenleri. Bir de tepelerin sırtında dönüp duran “yeni” rüzgar gülleri… Türkiye'nin ilk rüzgar enerji santralini bulunduğu Alaçatı’daki türbinler, bölgenin rüzgar gücünü elektrik enerjisine dönüştürüyor. Pazar ve mutfak… Alaçatı alışveriş imkanının çok geniş olduğu bir bölge. Sokak aralarında sanatçıların, ressamların satış yaptıkları birçok dükkan var. Cumartesi günleri kurulan köy pazarında, satıcıların hemen hemen hepsi kendi bahçesinde yetiştirdiği ürünleri satıyor. Alaçatı'nın en meşhur ürünlerinden biri de takılar… Her bütçeye uygun harika takılar bulmak mümkün. Alaçatı’nın Ege otlarıyla hazırlanan mezelerinden başka, dünyada yalnızca bu yörede yetişen ve dalında “olgunlaşan” hurma zeytinini de tatmak gerek. Bir de yemeklerden sonra bölgenin kireçli toprağında yetişen tatlı ve sert kavununun tadına doyulmuyor. 29 Güvenli Adrenalin Rüzgar sörfü: Denizle dans Rüzgâra karşı zafer kazanmak, doğa ile bire bir mücadeleye girmek, 60-70 km hızla denizin yüzeyinde uçmak… Özgürlüğü doyasıya yaşayabileceğiniz, oksijeni beyninizde ve ciğerlerinizde hissedebileceğiniz bir spor rüzgar sörfü. Öğrenmesi de zor değil. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde iklim ve doğa koşulları rüzgar sörfü için gerekli ortamı fazlasıyla sağlasa da, nedense bu deniz sporu hakettiği ilgiyi göremiyor. Rüzgâr sörfü, boyu genellikle iki ile beş metre arasında değişen bir yüzer tahta ile tahta üzerindeki yelken grubundan oluşan ve su üzerinde yapılan bir yelken sporu. 30 Haziran 2015 Hem yelkenli hem de sörf sporlarının temel öğelerini birleştiren rüzgâr sörfü kaykay, snowboard, su kayağı gibi sporların bazı öğelerini paylaşan bir spor. Rüzgâr sörfünün yelkenli tekneler arasında dünya hız rekorunu elinde tuttuğunu da belirtelim. Rüzgâr sörfünde zıplayabilir, ters takla atabilir, kendi etrafınızda hızlı dönüşler yapabilir ve hiçbir yelkenlinin yapamayacağı serbest stil hareketleri gerçekleştirebilirsiniz. Ama hepsinden önce işin uzmanından temel bilgileri ve püf noktalarını öğrenmeniz; bu sporun tam size göre olduğuna karar verdiğinizde de güvenliğinizi sağlayacak ekipmanları edinmeniz gerekiyor. Rüzgar sörfü kolay gibi gözükse de birçok spordan çok daha karmaşık bir spor. Öncelikle rüzgar hakkında bilgi edinmeniz ve rüzgara göre vücudunuzu nasıl kullanacağınızı öğrenmeniz gerekiyor. Spora ders alarak başlamanız, saatlerce boşa emek harcamanızı engelleyecektir. Rüzgarın “püf” noktaları Rüzgarın sizi istediği yöne yönlendirme gibi kötü bir huyu vardır. Özellikle öğrenme aşamasında olanlar farkında olmadan kendini açık denizde bulabilir. Bu nedenle karadan denize doğru esen rüzgardan sakınmak gerekiyor. Yoğun deniz trafiği olan alanlardan uzaklaşmak da faydanıza olacaktır. Rüzgar sörfünü öğrenirken etrafınızdaki diğer kişi veya tekneleri farketmeyeceğinizden riskli durumlar oluşabilir. Derin olmayan, boyunuzu geçmeyen kıyılarda öğrenmenin avantajını her zaman kullanın. Düşünce ayağınızın yere basmasının size vereceği güven son derece önemlidir. Ayağınızın yere bastığı yerde sörf tahtanızın üstünden inerek dinlenebilirsiniz, başladığınız noktaya yürüyerek geri dönebilirsiniz veya yine yürüyerek kıyıya çıkabilirsiniz. Ayrıca yanınıza bir arkadaşınızı almanız hem birlikte keyifle öğrenmenizi hem de rüzgar sörfünü güven duygusuyla yapmanızı sağlayacaktır. Olmazsa olmazlar Yarı ıslak giysi (wetsuit): Sörf yapılan suyun sıcaklığına göre 2-5 mm kalınlığında olan, genellikle oluklu neopren kauçuktan imal edilmiş özel giysiler sizi su kaybı, güneş yanığı, boğulma ve darbelere karşı koruyacaktır. Uzun sörf molası verdiğinizde, içerideki su soğuyup sizi üşüteceğinden, kıyafeti üzerinizden çıkarıp kuru şekilde beklemeniz öneriliyor. Can yeleği: Can yelekleri hem beklenmedik kazalarda su üstünde kalmamızı sağlar hem de darbelere karşı korur. Ayrıca can yelekleri öğrenme sürecinde sörfçüleri su üstünde tutarak yardımcı olur. Yeleklerin sörf için yapılan çeşidinden alınması gerekir. Lycra: Genellikle yaz aylarında güneşten ve rüzgardan korunmak için giyilen lycra giysiler, sizi sıcak tutmaz ama öğle saatlerinde vücuda zarar verebilecek güneş ışınlarından korur. Eldiven: Kısa parmaklı eldivenler yaz aylarında ellerinizde nasır oluşmasını önler. Uzun parmaklı eldivenler ise kışın sizi soğuktan korur. Ayakkabı: Taşlık ve kayalık zeminlerde ayaklarınızı kesilme ve yaralanmalardan korur. Kışın soğuktan korunmak için de ayakkabı giymeniz önerilir. Yaz aylarında kumluk zeminlerde ayakkabı giymeye gerek yoktur. Nasıl yapılır? ¬¬ Kendinizi dengelemek için ayaklarınızı yelken direğinin her iki yanına koyun. Dizlerinizi kırarak yelkeni çekip sudan çıkarın. ¬¬ Yelkenin ipini sağ elinizle tutun. ¬¬ Sol elinizi sağ elinizin üstünden geçirip çatalı tutun. ¬¬ İpi bırakıp sol elinizle yelken direğini denetleyin. ¬¬ Direği kendinize doğru çekerek dik durmasını sağlayın. ¬¬ Aynı anda vücudunuzu tahtanın önüne doğru hafifçe çevirip ayaklarınızı rahat bir konuma getirin. ¬¬ Sağ elinizle de çatalı tutarak hafifçe içeri doğru çekin. Rüzgarın yelkeni doldurduğunu hissedince yelkeni rüzgara doğru çevirin. ¬¬ Çatalı suya paralel ve direği suya dik tutmaya çalışın. İşte rüzgar sörfü yapıyorsunuz. 31 Sokaktan Manzaralar Evinizde, işyerinizde alarm sistemi kullanmanın avantajları nedir? Eskiden çoğunlukla işyerlerinde görmeye alışkın olduğumuz alarm sistemleri giderek hepimizin yaşamında bir gereklilik halini aldı. Bu konuda fikrini aldığımız kişilerin hepsi alarm sistemlerinin ev ve iş yaşamında huzuru ve güveni artırdığı konusunda hemfikir. Ayben Tamgül Yaşı: 38 Mesleği: Bankacı Günümüzde güvenliğin temel ihtiyaçlar arasında olduğunu düşünüyorum. Gerek evde bulunmadığım zaman diliminde gerçekleşebilecek, gerekse evde olmamama karşın müdahale edemeyeceğim durumlarda çevrenin haberdar olabilmesi ve güvenlik güçlerince olaya müdahale edilebilir olması güven duymamı sağlıyor. Stres günümüzün en büyük problemlerinden olduğu için, evlerimizde güvenli ve huzurlu zaman geçirebilmek yaşam konforumuzu artıran bir unsur. Feride Kenar Yaşı: 42 Mesleği: Şehir Plancısı Teknoloji hayatımıza tüm hızıyla girmişken, getirdiklerinden güvenlik alanında yararlanmanın öncelikli olması gerektiğini düşünüyorum. Özellikle büyük şehirlerde insanın insana yabancılaşmasının yarattığı güven eksikliği evlerimizde ve iş yerlerimizde kullandığımız alarm sistemleriyle kısmen azalıyor. Güvenliğimizin arka planda geniş bir grup tarafından gözetildiğini bilmek, alarm sistemlerinin getirdiği caydırıcılık ve gelecek yardımın bir hattın ucunda olması fikri kendimizi daha rahat hissetmemizi sağlıyor. Tekin Yusumut Yaşı: 41 Mesleği: Mali Müşavir Artık hayatımızın her alanına girmiş olan teknolojiden öncelikle güvenliğimiz için faydalanmak en doğrusu. Ev ve işyerlerimizde alarm sistemlerinin kullanılması durumunda güvenliğimize karşı oluşacak tehditleri ve hırsızlık olaylarının oluşmasını en başından önlemiş oluruz. Böylece olaylara anında müdahale etme şansı da buluruz. Alarm sistemlerinin kullanılması ev ve işyerlerimizdeki eşyalarımızın sigorta maliyetlerini de düşürmektedir. Erkan Yaman Yaşı: 32 Mesleği: Bankacı Alarm sistemi sanki biz yokken, evimizi, işimizi sakıncalı ellerden koruyan bir kalkan gibi. Gözümüz arkada kalmıyor. Dahası geri döndüğümüzde kötü sürprizlerle karşılaşmamanın, evde ve işte güvenle hayata devam edebilmenin değeri ölçülemez. Herkese tavsiye ederim. Özlem Yungul Örnek Yaşı: 40 Mesleği: Finans Uzmanı Alarm kullanmanın kesinlikle caydırıcı olduğunu düşünüyorum. Şehir yaşamının getirdiği risklerden olabildiğince korunabilmek için biz de bir süre önce evimize alarm sistemi taktırma kararı aldık. Artık daha huzurluyuz. Uzman görüşü Can ve mal güvenliğini koruma altına alan alarm sistemleri hırsızlığın yanısıra yangın, gaz kaçağı, acil sağlık ve panik durumları gibi özel çözümleri de kapsıyor. Alarm merkezinde görevli operatörler, sinyal geldiğinde derhal kullanıcıyı arayarak onay aldıktan sonra, hiç vakit kaybetmeden kolluk kuvvetleri, itfaiye, polis ve sağlık birimleri ile irtibata geçerek adrese yönlendiriyor. Bu nedenle alarm sistemlerinin ev ve iş yerleri için güvenlik avantajı sağladığını rahatlıkla söyleyebiliriz. 32 Haziran 2015 444 15 98