Aylık Dergi “Tepe`den” Haziran 2015

Transkript

Aylık Dergi “Tepe`den” Haziran 2015
ISSN: 2148-4619
Sayı: 8 ∆ Haziran 2015
Aras Kargo:
"Referansı yüksek
projelerde yer aldığı
için Tepe’yi seçtik”
Zaman Yolcusu:
Sığınaklardan
teknoloji harikası
panik odalarına
Rüzgar sörfü:
Denizle dans
Lojistik ve
taşımacılık
güvenliği
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri'nin Kurumsal Yayınıdır
İçindekiler
Odak
Lojistik ve taşımacılık güvenliği................................................2
Söz Müşterinin
"Referansı yüksek projelerde yer alması Tepe’yi
seçmemizde etkili oldu”....................................................................6
Tepe'den Haberler
Tepe Güvenlik “tavsiye edilen markalar” arasında.....9
Güvenlik Penceresi
2
Tepe'den
6
Emniyet Teşkilâtı 170 yaşında..............................................12
İnsan Kaynakları: "Türkiye genelinde 3 binden fazla
projeye hizmet veriyoruz".........................................................14
Zaman Yolcusu
Sığınaklardan teknoloji harikası panik odalarına.....20
Vaka Analizi
Bilgili ve ilgili güvenlik de fiziki güvenlik
kadar önemli......................................................................................22
Gelişim Zamanı
“Bizim için aslolan insan canıdır”........................................24
Gezgin
Alaçatı: Rüzgârın kraliçesi.........................................................28
Güvenli Adrenalin
Rüzgar sörfü: Denizle dans.....................................................30
Sokaktan Manzaralar
Evinizde, işyerinizde alarm sistemi kullanmanın
avantajları nedir?............................................................................32
14
TEPE’den Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri San. A.Ş. Yayın Organı Ya­yın tü­rü: Ye­rel, sü­re­li, üç ay­lık der­gi
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri Adı­na İm­ti­yaz Sa­hi­bi: Levent Güler So­rum­lu Müdür: Sanem Subaşı
Ya­yın Koordinatörü: Aylin Tarhan Kuru Edi­tör: Melda Bağdatlı Gra­fik Ta­sa­rım: Kadir Kaymakçı
Fotoğraflar: Yusuf Aslan, İlker Gürer Katkıda Bulunanlar: Ayşe Başcı, Ayşen Erdoğan, Merve Yılmaz
Ya­zış­ma Ad­re­si: Mustafa Kemal Mah. Dumlupınar Bulvarı Tepe Prime No. 266/C-17-24, Ankara
Tel: 0 312 248 80 00, Faks: 0 312 248 80 49 Web: www.tepesavunma.com.tr
Ya­pım: Konak Medya Yıldız Posta Cad. Akın Sitesi 3. Blok No: 10 K: 5 D: 54 Gayrettepe İstanbul
Tel: 0 212 216 97 00 www.konakmedya.com
Renk Ay­rı­mı ve Bas­kı: Has Matbaacılık Necatibey Cad. Bilecik Pasajı 27/8 Sıhhiye-Ankara Tel: 0 312 231 23 43 Faks: 0 312 394 83 24
editörden
20
Değerli dostlarımız,
Tepe Savunma ve Güvenlik Sistemleri’nin kurumsal
yayını TEPE’den dergisinin sekizinci sayısına ulaşmanın
keyfini yaşıyoruz. Bir yılı daha yarıladık. Yeni bir gündemle
yeni bir sayı hazırladık. Bu sayımızın dosya konusunu
Tepe Savunma ve Güvenlik olarak üzerinde hassasiyetle
durduğumuz bir başka alana; lojistik ve taşımacılık
güvenliğine ayırmak istedik.
24
Hepimizin hayatında doğrudan farkında olmasa da büyük
bir yeri olan; mal ve eşyalarımızın bir yerden başka bir
yere güvenle taşınmasını sağlayan lojistik ve taşımacılık
faaliyetlerinin aksamadan yürütülmesinde, özel güvenliğin
payı da hiç şüphesiz çok büyük. Kayıp ve kaçağın
önlenmesi, üretilen malın tüketiciye zamanında ulaşması,
aksaklıkların zamanında ve yerinde müdahalelerle
çözülmesi konu ile ilgili özel eğitimlerden geçen özel
güvenlik görevlileri sayesinde oluyor.
Tepe Savunma ve Güvenlik olarak bu alanda hizmet
verdiğimiz Aras Kargo, bu sayımızın konuğu oldu ve
Tepe’den aldığı güvenlik hizmetlerini dergimiz okurları için
değerlendirdi. Lojistik ve taşımacılık güvenliği konusunun
püf noktalarını ve detaylarını içeren bir yazıyı ve konu
ile ilgili yaşanmış vakaların analizlerini yine sizler için
derledik.
28
Teknoloji harikası “panik odalarının” zaman içindeki
seyrine Zaman Yolcusu sayfalarımızda odaklandık.
Mevsimin getirdiği güzel rotalardan Alaçatı’yı ve adrenalin
tutkunları için rüzgar sörfünün güvenle yapılabilmesi
için gerekenleri yine bu sayımız için hazırladık. Keyifle
okumanızı dileriz.
Huzurlu ve güvenli bir yaz mevsimi geçirmeniz
umuduyla…
30
Tepe Savunma ve Güvenlik Sis. San. A.Ş.
1
Odak
Lojistik ve
taşımacılık güvenliği
Lojistik ve taşımacılık faaliyetlerinin aksamadan yürütülmesi, kayıp ve kaçağın önlenmesi,
üretilen malın tüketiciye zamanında ulaşması, aksaklıkların zamanında ve yerinde
müdahalelerle çözülmesi özel güvenlik sayesinde mümkün oluyor. Tepe Savunma ve
Güvenlik bu alanda da sorumluluğunu en iyi şekilde yerine getiriyor.
Lojistik faaliyetleri; nakliye,
envanterleme, depolama, malzeme
idaresi ve ambalajlama bilgilerinin
birleştirilmesini kapsıyor. Liman
güvenliği, tır ve park alanlarının
güvenliği, konteyner park sahalarının
güvenliği, antrepo ve depo
sahalarının dış güvenliği, havalimanı
depolama sahalarının güvenliği,
lojistik sektöründeki özel güvenliğin
faaliyet alanlarını kapsıyor.
Özel güvenlik personelinin
bulunduğu sahaya göre dikkat
edeceği konular farklılık gösteriyor.
Havaalanlarında depolarda görevli
olan özel güvenlik personelinin
hırsızlığın önlenmesine, saldırı,
sabotaj ve yangın güvenliğine
dikkat etmesi gerekiyor. Liman
güvenliğinde; yetkisiz personelin
sahaya girmemesi, hırsızlık ve yangın
ön plana çıkıyor. Tır ve konteyner
sahalarının güvenliğinde ise; mazot
hırsızlığı, sahaya giren aracın diğer
araçlara zarar vermeden park
edilmesi, yangına sebep olabilecek
mazot ikmallerinin engellenmesi,
saha içerisinde kaçak malzeme
alım-satımına (yetkili güvenlik
gücüne bilgi vermek suretiyle) engel
2
Haziran 2015
olunması, sahaya giren araçların
kayıtlarının düzenli ve eksiksiz
tutulması, sahayı gören kamera
sisteminin çalışır durumda olması ve
en az 4 haftalık kamera kayıtlarının
geriye dönük tutulmasına dikkat
edilmesi gerekiyor.
Lojistik-taşımacılık güvenliğini
tehdit edebilecek unsurlara karşı
önlemlerin önceden alınması
önemli. Yangın, saldırı ve sabotaj
durumlarına karşı; tüm depo
yetkililerinin kendi yangın planlarını
oluşturmuş olması ve belli
aralıklarla ilgili belediye itfaiyelerinin
iştirakleriyle yangın tatbikatlarının
yapılması, tutanak altına alınması
gerekiyor. Kayıp ve kaçağın
önlenmesi için de, özel güvenlik
personelinin devriye sırasında nelere
ve kimlere dikkat edeceği konusunda
bilgi sahibi olması avantaj sağlıyor.
Ayrıca kamera kayıtlarının geriye
dönük incelenmesi, kapı giriş çıkış
kayıtlarının düzenli tutulması,
şüpheli araçların takibi, hurdacıların
bölgeye girişlerinde personelin
bu şahısları kamera ve devriye
vasıtasıyla kontrol etmesi de risklerin
önüne geçilmesini sağlıyor.
3
Odak
Bu kapsamda lojistik sektöründe
görev alan özel güvenlik personeli;
ilkyardım, yangına müdahale, saldırı
ve sabotaj, iletişim, gümrüklü
sahalarda hareket tarzı, gümrük
mühürleri, araç ve personel kayıt
sistemi, devriye, nöbet yerlerinde
hareket tarzları, iş sağlığı ve işçi
güvenliği, jandarma, polis, gümrük
muhafaza ve sahil güvenlik
görevleri hakkında bilgi alarak ilgili
eğitimlerden geçiyor.
Teknoloji şart
Özellikle Avrupa’da lojistik sektöründe
teknoloji yatırımları olmazsa olmaz
kabul ediliyor. Türkiye’de ise lojistik
sektöründe teknoloji kullanımı
artmaya devam ediyor.
Omsan, Borusan, Ekol, Ceva
gibi firmalar yazılım, donanım,
otomasyon, filo takip, internet ve
kablosuz iletişim başta olmak üzere,
pekçok yeni teknolojiye yer vererek,
lojistik hizmetlerindeki çıtayı her
geçen gün yükseltiyor. Küçük ölçekli
firmaların da kendi iş süreçleriyle
ilgili ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik
teknolojiyi kullandıkları görülüyor.
Araç takip sistemleri, yük akışlarını
düzenleyen yazılımlar bunlar
arasında sayılıyor.
Güvenlik sektöründe ise araç kayıt
sistemiyle ilgili yazılım, devriye takip
sistemleri, araç altı arama cihazları,
üst arama dedektörleri, analog
ve IP kamera sistemleri, güvenlik
alarm sistemleri, yangın ve arıza
ikaz sistemleri, telsiz haberleşme
sistemleri hali hazırda kullanılıyor.
Yeni gelişen teknolojilere de ihtiyaca
göre yer veriliyor.
Örneğin, Tepe Savunma ve
Güvenlik’in hizmet verdiği Mersin
Uluslararası Limanı’nda kullanılmaya
başlanan yeni biyometrik kimlik
kartları; giriş çıkışları kısıtlayarak
sadece yetkili personele geçiş hakkı
tanıyor. Saha ve rıhtımlarda gerçek
zamanlı bilgi girişini sağlayan el ve
araç terminalleri de kullanılıyor.
Çeşitli noktalara yerleştirilmiş
360 derece hareketli 150 adet
CCTV kamera ile devamlı gözlem
altında tutulan Mersin Uluslararası
Limanı’nda, “konteyner mühür
kontrolü uygulaması” da 4 Şubat
2013 itibarı ile aktif hale gelmiş
durumda. Bu uygulama ile dolu
konteynerlerin mühür kontrolleri
yapılıyor ve uluslararası liman
işletmeciliği standartlarına uygun
hizmet veriliyor.
Terör için önlem
11 Eylül olaylarından sonra tüm
dünya, terörün küresel bir sorun
olduğunun ve ülkelerin topyekûn
ve koordinasyon içinde bu sorunla
savaşması gerektiğinin bilincine
4
Haziran 2015
vardı. Bu doğrultuda Uluslararası
Denizcilik Örgütü (IMO) tarafından,
denizdeki ve denizden gelebilecek
terör eylemlerinin önlenmesi
amacıyla, gemi ve liman tesislerinin
güvenliğine ilişkin yeni tedbirlerin
alınması konusunda Deniz Güvenlik
Komitesi (MSC) yetkilendirildi.
Ardından MSC tarafından, denizdeki
ya da deniz yoluyla gelebilecek terör
eylemlerinin önlenmesine yönelik
yeni kuralların belirlenmesi ile gemi
ve liman tesislerinin güvenliğine
yönelik yeni tedbirleri içeren,
Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri
Güvenlik Kod’u (ISPS) oluşturuldu.
1 Temmuz 2004 tarihinde yürürlüğe
giren ISPS kodu ile denizcilik sektörü
güvenlik kavramıyla tanıştı ve
IMO tarafından, gemilerle birlikte
liman tesisleri de dahil olmak
üzere, deniz güvenliğine yönelik
yeni düzenlemelerin yapılmasına
başlandı. Bu doğrultuda hazırlanan,
ISPS kodunun getirdiği sorumluluk,
liman yöneticileri, gemi sahipleri ve
yük taşıyıcıları tarafından paylaşılıyor.
IMO üyesi tüm ülkelerin ve denizcilik
şirketlerinin sisteme dahil edilmesini
öngören ISPS kodunun kapsadığı
konular arasında, gemi ve liman
güvenliğinin yanı sıra güvenlik
ekipmanları kurularak kontrol
edilmesi, kargo giriş çıkışlarının
denetlenmesi de bulunuyor.
Tepe Savunma ve Güvenlik bu
hassasiyetler içerisinde lojistiktaşımacılık güvenliği konusunda,
Ankara Lojistik Yatırımları ve
Akaryakıt Ticaret A.Ş., Mersin
Uluslararası Liman İşletmeciliği A.Ş.,
Kumport Liman Hizmetleri ve Lojistik
Sanayi ve Ticaret A.Ş., Ceva Lojistik
başta olmak üzere pekçok firmaya
hizmet veriyor.
Lojistikte 4 adım
1 - Stok yönetimi:
Stok tutmamak bazen firmaları stok tutma
maliyetlerinden daha ciddi maliyetlere katlanmak
zorunda bırakabilir. Düzensiz ve kontrolsüz stoklar
temel maliyetlerin artmasına neden olur. Bu nedenle
firmalar sağlam stratejiler oluşturarak stok düzeylerini
iyi belirlemeli ve dengelemeli. Stok sırasında kayıp ve
kaçağın önlenmesi güvenlik personelinin kayıt, kontrol
ve denetimleriyle asgari seviye indirilebilir.
2 - Depolama:
Gerekli yazılım ve barkod sistemleri, radyo frekans
donanımları ile depolarda oluşabilecek riskler en alt
düzeye indirilebilir ve stok bilgisi doğru ve güncel
tutulabilir. Depoların istifleme düzeni, yükleme,
boşaltma, ayrıştırma süreçleri ve bu süreçlerde
oluşabilecek hasar risklerinin kontrolü de ciddi
uzmanlık gerektirir.
3 - Taşıma:
Ürünlerin taşıma sırasında zarar görmesi ya da
gecikmeye uğraması gibi etkenlerden alıcı ve satıcılar
etkilenebilir. Lojistik konusunda uzman güvenlik
personelinin dikkati ile tespit edilen hasarlı yükler ve
malzemeler tespit tutanağı tanzim edilerek kayıt altına
alınmalıdır. İhtiyaç halinde sahayı sigorta eden şirkete
hasar dosyası açtırılır. Hasar; aracın sigortasından ya da
hasar veren şahıstan sigorta aracılığı ile tanzim edilir.
4 - Bilgi teknolojileri:
Bilgi teknolojileri lojistik süreçlerin entegrasyonu
ve performansı için çok önemlidir. Stok kontrolü,
depo yönetimi, taşıma faaliyetleri gibi süreçlerin
her adımında bilgi teknolojilerinden faydalanılır.
Bilgi teknolojileri riskleri tüm süreci etkileyebilecek
riskleri doğurabilir ve bu risk grubunun sorumluluğu,
tüm kurumun sorumluluğu kabul edilir. Bu risklerin
giderilmesi doğru ve zamanında müdahalelerle
düzeltilebilir. Alt yapıda oluşabilecek arızalar, yangın,
enerji hatlarındaki kesintiler; güç kaynaklarının
zamanında devreye girmesi, mevcut sistemin 24 saat
faal bulunması ve aktif güvenlik vasıtasıyla sağlanarak
riskler sıfırlanabilir.
5
Söz Müşterinin
Tayfun Akkaya
"Referansı yüksek
projelerde yer alması Tepe’yi
seçmemizde etkili oldu”
Güvenliğe özenli bir yaklaşımı tercih eden Aras Kargo 2009 yılından bu yana özel
güvenlik, güvenlik teknolojisi ve alarm sistemleri konusunda Tepe Savunma ve
Güvenlik ile birlikte çalışıyor. Aras Kargo İdari İşler ve Filo Yönetimi Direktörü
Tayfun Akkaya, Tepe’den okurlarına güvenlik yaklaşımlarını anlattı.
6
Haziran 2015
Aras Kargo, 1989 yılındaki
kuruluşundan itibaren sektöre
getirdiği yeniliklerle hizmet
kalitesini geliştirdi. Bugün 13 bölge
müdürlüğü, 28 transfer merkezi,
844 şube ve 3000 araçlık filosu ve
9 bin kişilik uzman kadrosuyla, her
ay 12 milyon kişi, kurum ve kuruluşa
hizmet veren, Türkiye'nin en geniş
erişim ağına sahip, öncü taşımacılık
kuruluşuyuz.
Çalışmalarımız sırasında
gerçekleşebilecek yaralanma ve
sağlık bozulmalarını önlemek üzere
iş sağlığı ve iş güvenliği eğitimlerine
önem verdiğimiz gibi; lojistik ve
taşımacılık güvenliğine de aynı
özenle yaklaşıyoruz. Böylece tüm
çalışanlarımız ve ziyaretçilerimiz
için daha sağlıklı ve güvenli bir
iş ve yaşam ortamı sağlamayı
arzuluyoruz.
Aras Kargo’nun güvenlik sistemi;
elektronik güvenlik donanımlarının
tahsis edilmiş olduğu güvenlik
personeli ve belirlenen disiplin
kuralları ile güçlendirilmiş bir yapıda
kurgulandı. Elektronik güvenlik
tedbirlerinden de destek alıyoruz.
sistemimiz transfer merkezlerinde
kargo gönderi operasyonları için
kurgulanan ve kargonun müşteriye
zamanında, eksiksiz ve hasarsız
ulaşmasını hedefleyen sistemler ile
uyumlu olacak şekilde yapılandırıldı.
Tepe’ye güven
Tüm transfer merkezlerimiz ve
şubelerimiz kamera sistemleri ile
birlikte çalışan alarm sistemleriyle
donatılmış durumda. Bu sistemler
transfer merkezlerimizde sabit
güvenlik personeli ve yöneticiler
tarafından 24 saat esasına göre
uzaktan takip edilecek şekilde
izleniyor ve kayıt altına alınıyor.
Özel güvenlik görevlilerimiz, kargo
araçlarının ve vardiya için gelen
personelin giriş ve çıkışlarında
alacakları önlemler, yapacakları
kontroller konusunda, periyodik
olarak tekrarı yapılan uygulamalı
eğitimlere tabi tutuluyor. Özel
güvenlik görevlilerinin görev
yaptığı transfer merkezlerimizin
çoğunluğunda ve genel
müdürlüğümüzde üst araması ve
boy dedektörü de denilen duyarlı
kapılardan geçiş sağlanarak
yapılıyor.
Tüm güvenlik ekibimiz Tepe
çalışanlarından oluşuyor. Yaklaşık
100 kişilik Tepe Savunma ve Güvenlik
ekibiyle transfer merkezlerimizde
güvenlik sağlıyoruz. Transfer
merkezlerimizde gece saatlerinde
çalışma daha yoğun ve fazla
personelle yapıldığından özel
Sayılarla Aras Kargo
¬¬ 13 bölge müdürlüğü
¬¬ 28 transfer merkezi
¬¬ 844 şube
¬¬ 3000 araçlık filo
¬¬ 9 bin kişilik uzman kadro
¬¬ 1500'ü aşkın yerleşim biriminde
hizmet
¬¬ 1600'e yakın yerleşim
merkezinde mobil servis
Kargo sektöründeki yoğun gönderi
adetleri, kargo içeriklerinin kontrolü
konusunda rekabet baskısı ve
yasal nedenlerle yaşanan kontrol
zorlukları, paketlerin boyutlarının
değişik ebatlarda olması gibi
faktörler, güvenlik konusunda
alınacak önlemlerin uygulama
biçimini diğer lojistik firmalarından
farklı kılıyor. Kargo güvenliği
anlamında esas önem verdiğimiz
müşterimizin kargosunun kayıpsız
ve hasarsız olarak taşınmasını
sağlamak ve bu konuda gereken
önlemleri almak. Güvenlik
7
Söz Müşterinin
güvenlik görevlilerimizin vardiya
yapısı buna uygun olarak belirleniyor
ve buralarda güvenlik önlemlerimizi
daha üst seviyede yapılandırıyoruz.
Çevre aydınlatmaları ve fiziksel
güvenlik tedbirleri transfer
merkezlerimizde en iyi derecede
olması arzulanarak önemle
kurgulandı.
Yaklaşık 5 yıldır Tepe Savunma ve
Güvenlik ile çalışıyoruz. Kurumsal bir
altyapıya sahip olması ve sektöründe
benzer güvenlik tedbirlerinin
alınmasında örnek oluşu ve referansı
yüksek projelerde yer alması bu
seçimimizde etkili oldu. Kurumsal
yapısı ile bünyemizde çalıştırdığı özel
güvenlik görevlilerinin iş kanunu, iş
güvenliği ve işçi sağlığı kanunlarının
tüzük ve yönetmeliklerine ait
gerekliliklerini sağlaması da Tepe’yi
seçmemizde önemli bir faktör.
8
Haziran 2015
“Tepe büyük fark yarattı”
Tepe Savunma ve Güvenlik ile
birlikte çalışmaya başladıktan sonra
güvenlik sistemimizde ve yapımızda
gerçekleşen en büyük değişiklik
eğitim faaliyetlerinde oldu. Özel
güvenlik personelinin güvenliğe bakış
açısında profesyonelliği yakalamasını
sağlayan eğitimleri, belli dönemlerde
yapılan personel rotasyonları, yazılı
hale getirilen ve güvenliği sağlayan
kuralların etkin şekilde takibi ve
uygulanması büyük fark yarattı.
Özel güvenlik görevlilerinin yanı
sıra, elektronik güvenlik sistemleri
konusunda destek sağlayan Tepe
Güvenlik ve Alarm Sistemleri ile
de kurumumuzun bu konudaki
ihtiyaçları çerçevesinde yine
birlikte çalışıyoruz. Tepe’nin bu
yapılandırmada gerekli entegrasyonu
ve danışmanlık hizmetini sağlaması
da bizler için önemli.
Tepe'den Haberler
2015
Tepe Güvenlik “tavsiye edilen markalar” arasında
Yurt çapında alarm izleme hizmeti ve alarm sistemleri satış hizmetleri sunan
Tepe Güvenlik, Tüm Tüketicileri Koruma Derneği tarafından 2015 yılının tavsiye edilen
markaları arasında yerini aldı.
1986 yılında kurulan Tüm
Tüketicileri Koruma Derneği
(TTKD), dürüst ticaret kuralları ve
6502 sayılı Tüketicinin Korunması
Hakkında Kanun kapsamında, “En
az şikayet alan veya hiç almayan
şirketler” değerlendirmesinde
takdire değer bulunan firmaları,
“Tüm Tüketicilere Tavsiye
Ediyoruz” Sertifikası ile birlikte
tüketicilere tavsiye ediyor.
2015 ödülleri kapsamında,
güvenlik sektöründe
TTKD’ye önerilen firmaların
değerlendirmesinde, Tepe Güvenlik
hakkında hiç şikayet olmaması
ve takdire değer bulunması
nedenleriyle, “Tüm Tüketicilere
Tavsiye Ediyoruz Sertifikası ve
Logosunu” almaya hak kazandı.
Elektronik güvenlik alanında ülke
çapında hizmet sunan en büyük iki
firmadan biri olan Tepe Güvenlik,
bireysel alarm sistemi abonelerine
satın aldıkları alarm sistemini 14 gün
boyunca deneme ve kayıtsız şartsız
iade edebilme imkanı sunuyor.
Tepe Güvenlik ile birlikte
“Tüm Tüketicilere Tavsiye Edilen”
diğer kurum ve kuruluşlar;
Generali Sigorta, Avea İletişim,
Keskinoğlu Yumurta, Ravika
Zeytinyağı, Realty TR Gayrimenkul,
Apolena Ev Tekstili, Arkağıt Temizlik
Malzemeleri, Balhome
Mobilya, Battalbey Çiğ
Köfte, Bolu Dağı Mangal
Evi, Bursa Kebap Evi,
Çetinler Market, Dimx
Mobilya, Doğacan Bal,
Falez Ev Gereçleri, Fantom,
Hacı Şerif Şekerleri,
Hararet Akıllı Izgara,
Has Tavuk, Kor Yumurta,
Köfteys, Laisy, Lokman,
Muhtaroğlu, Salı Pazarı,
Şehr-i Simit, Tempa Pano,
Trakya Gourmet oldu.
9
Odak
Fillo Lojistik Genel Müdürlük
binası Tepe’ye emanet
1998’den bu yana kargo
sektöründe faaliyet gösteren Fillo
Lojistik, 600 çalışanı, üç nakliye
ofisi, 1500 araçlık filosu, 25 bin
metrekare depolama alanı, günlük
3 bin teslimat noktası ve 4 bin
metreküplük sevkiyat kapasitesi
ile 81 ilde yaygın bir dağıtım ağına
sahip.
Fillo Lojistik’in İstanbul’da yer alan
Genel Müdürlük binasında Tepe
Savunma ve Güvenlik’ten üç kişi özel
güvenlik olarak görev yapıyor.
10
Haziran 2015
Ankara Lojistik Üssü’nde
Tepe imzası
Ankara Kazan’da 700 bin metrekare
alan üzerine kurulan, Türkiye’nin
Avrupa standartlarındaki ilk
uluslararası nakliye tesisi Ankara
Lojistik Üssü, faaliyete geçtiği 2010
yılından bu yana Tepe Savunma ve
Güvenlik ile çalışmayı tercih ediyor.
Ankara Lojistik Üssü’nde yer alan 80
firmada yaklaşık 2 bin personelin
çalıştığı, hafta içi günlük ortalama
250 tırın giriş çıkış yaptığı merkezde,
Tepe Servis ve Yönetim ile Tepe
Savunma ve Güvenlik’ten toplam
24 personel görev yapıyor. Haziran
2015 itibariyle yurt içi nakliyecilerin
de tesise taşınmasıyla merkezdeki
firmaların sayısı 250’ye, çalışan
sayısı ise 4 bine ulaştı.
11
Güvenlik Penceresi
Emniyet Teşkilâtı 170 yaşında
Emniyet Teşkilatı’nın kuruluşunun
170. Yıldönümü 10 Nisan’da
verilen bir resepsiyonla kutlandı.
Emniyet Genel Müdürü Lekesiz
resepsiyonda yaptığı konuşmada,
“Emniyet Teşkilatımız 170
yıllık birikimiyle, deneyimiyle,
donanımıyla ülkemizin genelinde
huzurun, güvenliğin, asayişin ve
kamu düzeninin tesisi için, temini
için kanunlardan aldığı güç ve
halkımızın verdiği destekle görevini
en iyi şekilde yapıyor ve bununla da
haklı bir gurur duyuyor” dedi.
Polis Teşkilatı'nın 170. kuruluş
yıldönümü anısına yaptırılan
pastayı, TBMM Başkanı Sayın Cemil
Çiçek, İçişleri Bakanı Sebahattin
Öztürk ve İçişleri eski Bakanlarından
Abdülkadir Aksu ve Emniyet Genel
Müdürü Lekesiz birlikte kesti.
Avukatlara güvenlik
Türkiye Barolar Birliği’nin avukatlara
karşı artan fiziksel saldırı ve
tehditlere karşı oluşturduğu “Avukat
Güvenlik Uygulaması Projesi” ile
ilgili bazı detaylar açıklandı. Mobil
cihazlar ile kullanılan bir yazılım
olan Avukat Güvenlik Uygulaması,
telefona yüklenilen bir alarm modu
ile avukatın can güvenliğinin tehdit
edildiği durumlarda yetkili birimlere
sorunu hızlıca ileten bir sistem.
Alarm moduna, avukatın tehlike
anında telefonunu sallaması veya
ekrandaki düğmeyi kaydırması
ile geçiliyor. Alarm etkin hale
getirildikten sonra güzergâh
otomatik olarak Alarm İzleme
Merkezi’ne ulaşıyor. Delil toplama
özelliğine de sahip olan sistem,
alarm başladığı anda otomatik
olarak gizlice video kaydetmeye
başlıyor ve kayıt doğrudan Alarm
İzleme Merkezi’ne ulaştırılıyor.
Expo 2016 için özel güvenlik görevlileri eğitilecek
Dünyanın en önemli
organizasyonlarından biri olan
“EXPO Fuarı”, Nisan-Ekim
2016 tarihlerinde “Çiçek ve
Çocuk” temasıyla Antalya’da
düzenlenecek. Bu büyük
organizasyon için özel güvenlik
görevlileri ayrı bir eğitim alacak.
EXPO 2016 Antalya
Ajansı Genel Sekreter
Yardımcısı Levent
Murat Danışman,
İl Emniyet Müdürü
Cemil Tonbul’u
ziyaretinde, EXPO
2016 Antalya’nın,
açık kalacağı 6 ayda
günde ortalama 40 bin
12
Haziran 2015
kişi tarafından ziyaret etmesinin
beklendiğini bildirdi.
EXPO’da önceliklerinin güvenlik
olacağını belirten Danışman,
“Ancak bunu da ziyarete gelen
misafirlerimizin dikkatini
çekmeden, onları rahatsız
etmeden yapmamız gerekir. Bunun
için alanda görev
yapacak özel güvenlik
görevlilerinin, emniyet
müdürlüğümüz
tarafından
yürütülecek Eğitim
ve Güvenlik Stratejisi
Projesi kapsamında
eğitim verilmesini
istiyoruz” dedi.
Antalya İl Emniyet Müdürü Cemil
Tonbul da EXPO 2016 Antalya
alanının güvenliği için kurulacak
karakolda birçok birimden polisin
görevlendirileceğini söyledi.
112 hektarlık alanda 6 ay boyunca
açık kalacak olan EXPO’ya 100’den
fazla ülke ile 30 uluslararası
kuruluşun katılımı bekleniyor. EXPO
2016 Antalya’yı yerli ve yabancı
8 milyon turistin ziyaret etmesi
hedefleniyor.
Düzenleneceği Nisan-Ekim 2016
tarihlerinden sonra da açık kalacak
olan Botanik EXPO’nun Antalya’nın
yanısıra çevre illerde turizm ve
ticaretin gelişmesine de büyük
katkı sağlayacağı düşünülüyor.
METPROM projesi tamamlandı
“Deniz Ulaştırma Güvenliği’nin
Stratejik Önemi” konulu konferans
ve METPROM Projesi final
toplantısı 22 Nisan’da Piri Reis
Üniversitesi’nde gerçekleştirildi.
Organizasyona Deniz Kuvvetleri
Komutanlığı, Sahil Güvenlik
Komutanlığı, Özel Güvenlik Servisleri
Organizasyon Birliği Derneği
(GÜSOD), METPROM projesinin proje
ortakları olan STC Group (Hollanda),
University of Borås (İsveç),
University of Wismar (Almanya),
World Maritime University (İsveç),
Türkiye Liman İşletmecileri Derneği,
yerli ve yabancı akademisyenler ile
Piri Reis Üniversitesi öğrencileri
katıldı.
Öğleden sonraki Çalıştay’da
METPROM (Modular Enhanced
Training Programme for European
Maritime Security Personnel
2012-1-TR1-LEO005-35121)
projesinin planlı tüm hedeflerine
ulaşmış olarak tamamlandığı
ifade edildi. 1 Aralık 2012’de
uygulanmasına başlanan proje;
ISPS Code uygulaması kapsamında
liman güvenliğinden sorumlu
özel güvenlik personelinin eğitim
seviyelerinin artırılması, bununla
ilgili eğitim modüllerinin, simülasyon
ve uzaktan eğitim programlarının
geliştirilmesini hedefliyor. Projenin
ikinci amacı ise, Avrupa Birliği
çapındaki farklı uygulamaların,
standart ve uyumlu hale getirilmiş
eğitim programları vasıtasıyla
üye ülkelerdeki liman güvenliği
yöntemlerine transfer etmek.
Hazırlanan eğitim modüllerinin
tüm kullanıcıların ücretsiz olarak
kullanımına açık olacağı belirtiliyor.
Avrupa Birliği standartlarına ve
terminolojisine uygunluk açısından
İngilizce olarak hazırlanan eğitim
dokümanı, GÜSOD tarafından
Türkçeye çevirilerek kullanıcıların
istifadesine de sunulmuş.
“Saç dağıtan”
güvenlik uygulaması
Paris’te Fransız karikatür dergisi
Charlie Hebdo’ya düzenlenen terör
saldırısı sonrası havalimanlarında
artırılan güvenlik tedbirleri, ‘canlı
bomba tehdidi’ nedeniyle üst
düzeye çıkarıldı.
Yeni denetimlerden en çok
rahatsızlık duyanlar kadın
yolcular oldu. ‘Bomba düzeneği
saklanabileceği’ endişesiyle
‘topuz ve kabarık modeller’
üzerinde yapılan titiz arama, saç
stili bozulan kadın yolcuları uçuş
öncesi çileden çıkardı.
Güvenlik eğitimi için ‘kopya’ Beyaz Saray
Beyaz Saray’ın güvenliğinden
sorumlu Joseph Clancy, konutun
güvenliğinin artırılması ve
görevlilerinin eğitilmesi için Beyaz
Saray’ın bir ikincisinin yapılmasını
önerdi. Gizli Servis’in Maryland
eyaletindeki Beltsville’de, Beyaz
Saray’dan yaklaşık 30 kilometre
uzaklıkta 500 hektarlık arazisinde
benzerinin inşa edilmesini öneren
Clancy, Obama ve ailesini koruyan
Gizli Servis çalışanlarının basit, Beyaz
Saray’ın kuzey cephesinin ölçüsüyle
bile örtüşmeyen bir alanda eğitim
yaptıklarını bildirdi. Beyaz Saray’ın
“kopyasının” Başkan Obama’nın
ikametgahını koruyan güvenlik
güçlerinin daha gerçekçi bir ortamda,
senaryo esaslı eğitim tatbikatına
olanak sağlayacağını kaydetti.
Binanın inşası için yaklaşık 8 milyon
dolarlık bütçe gerekiyor.
ABD devlet başkanlarının resmî
ikametgâhı olan ve dünyanın en
iyi korunan yerlerinden biri olarak
gösterilen Beyaz Saray’ın güvenliğini
sağlamakla yükümlü Gizli Servis,
geçmişte de tartışmalara konu
olmuştu.
13
Tepe'den | İnsan Kaynakları
"Türkiye genelinde 3 binden
fazla projeye hizmet veriyoruz"
Tepe Savunma ve
Güvenlik Sistemleri’nin
İnsan Kaynakları
Koordinatörlüğü, koşulsuz
müşteri memnuniyetini
esas alıyor. İnsan
Kaynakları Koordinatörü
Erdem Celal Evirgen ile
insan kaynaklarının işleyişi,
hizmet alanları, yeni
projeleri üzerine sohbet
ettik.
Tepe Savunma ve Güvenlik müşteri
odaklı hedef politikası ve eğitimli
uzman kadrosu ile oluşturduğu
özel güvenlik anlayışını, yine
aynı doğrultuda sürdürmeyi ve
geliştirmeyi amaçlıyor. Daha
öncesinde İnsan Kaynakları ve
Personel İşleri Müdürlüğü adıyla
faaliyet gösteren İnsan Kaynakları
Koordinatörlüğü; Ekim 2008’de
yeniden yapılanarak faaliyetlerine
bağımsız bir koordinatörlük olarak
devam etme kararı almış. Personel
eğitimine önem ve öncelik veren
İnsan Kaynakları Koordinatörlüğü
dünyadaki gelişmeleri izleyerek
koşulsuz müşteri memnuniyetini
esas alıyor.
14
Haziran 2015
Erdem Celal Evirgen
Tepe İnsan Kaynakları
Koordinatörlüğü olarak nasıl bir
yapılanmanız var?
İnsan Kaynakları birimi olarak
Türkiye genelinde toplam 11 kişilik
bir ekip ile dört ayrı noktada hizmet
veriyoruz. Ankara’da, İstanbul’da
(Zincirlikuyu ve Kadıköy’de) ve
İzmir’de birimlerimiz bulunuyor.
Antalya, Adana ve Bursa’da ise İnsan
Kaynakları ve Özlük İşleri süreçleri
birarada yürütülüyor.
Genel Merkez, Marmara Bölge ve
Ege Bölge’deki insan kaynakları
birimlerimiz sorumluluk
kapsamlarında yer alan illerdeki
projelerin güvenlik görevlisi, temizlik
görevlisi, tesis yönetimine dahil
olarak altyapı çalışmalarını yürütecek
teknik personel ve projelerin orta ve
üst kademe yöneticilerinin işe alımı
gibi süreçleri organize ediyor. Bu
esnada iş süreçlerini diğer illerdeki
ofislerimizle (Adana, Antalya, Bursa,
İzmit, Eskişehir, Samsun, Diyarbakır
ve Trabzon) irtibat halinde olarak
yürütüyoruz. İhtiyaç halinde ve
yeni proje başlangıçlarında insan
kaynakları ekibimiz şehirlerarası
seyahatlerle ilgili bölgeye insan
kaynakları desteği sağlıyor.
Projelere personel alımınız nasıl
gerçekleşiyor?
Bölgelerdeki mavi yaka ve beyaz
yaka personel ihtiyaçlarını her
pazartesi ilgili proje yöneticileriyle
koordinasyon halinde belirleyerek
personel ihtiyaç raporumuzu
oluşturuyoruz. Ardından birimimiz
bu doğrultuda işe alımları
gerçekleştiriyor. İhtiyaç duyulan
personel sayısı dönemsel olarak
değişiyor. Yeni başlayacağımız
projeler varsa iş planımızı buna göre
yapıyoruz.
İnsan Kaynakları ekibi kariyer.net'in
"İnsana Saygı Ödülü"nü aldı.
büyüme ve gelişme hedefimize
yönelik olarak iş yükümüzü ağırlıklı
bir biçimde işe alım süreçleri
oluşturuyor. Bunun dışında proje
ziyaretlerimiz, mavi yakalı ve beyaz
yakalı çalışanlarımızın motivasyonu
ile ilgili çalışmalarımız oluyor.
Ayrıca personel eğitim çalışmalarını
planlıyoruz.
Tepe personeline ne tür eğitimler
veriyorsunuz? Bu eğitimleri
nasıl organize ediyorsunuz,
konu ve eğitmen seçimini nasıl
belirliyorsunuz?
Türkiye genelinde beyaz yakalı
çalışanlarımız dahil 12 bine yakın
sözleşmeli personel istihdamımız
var. Yasal zorunluluklarımız
ve sorumluluklarımız gereği
sözleşmeli personele temel iş
sağlığı güvenliği (İSG) ve ilkyardım
eğitimi başta olmak üzere gerekli
Görev alanınız neleri kapsıyor?
Türkiye çapında 12 bine yakın
personel sayısı ile, binden fazla
prestijli markaya ve bu markaların
farklı lokasyonlarında yer alan
şubeleri ile birlikte 3 binden fazla
projeye hizmet veriyoruz. Personel
sayısı olarak yoğunluk Marmara
Bölge’de, il olarak da İstanbul’da.
Marka değerimiz göz önüne
alındığında iş potansiyelimiz
sektördeki diğer şirketlere oranla
daha yüksek olduğu için, sürekli
Abant'ta gerçekleştirilen iki günlük motivasyon eğitimi.
15
Tepe'den | İnsan Kaynakları
Koordinatörlüğünüzün geleceğe
dönük yeni projeleri var mı?
Bu yıl performans yönetimi
sistemine geçmek üzere bir
çalışmaya başlamak üzereyiz.
Performans yönetimi sistemi;
görev tanımlarından iş analizlerine
bir insan kaynakları sistemini
oluşturan tüm paydaları
kapsayacak. Bu sistemle tüm
görevlerin yazılır, çizilir hale
gelmesi, görev ve sorumlulukların,
yetkinliklerin belirlenmesi, belirli
bir iş için gerekli özelliklerin
tanımlanması sağlanıyor olacak.
eğitimleri veriyoruz. Eğitimler,
niteliğine ve içeriğine göre Tepe
bünyesinde veya çalıştıkları
alanlarda veriliyor. Çoğunlukla Tepe
bünyesindeki eğitmenlerimizden
faydalanıyoruz. Bazı durumlarda
dışarıdan uzman desteği de
alıyoruz. İdari personelin eğitimi
için talepleri ise ilgili birimin
ihtiyaçları doğrultusunda
amirlerinden bekliyoruz. Yanı sıra,
Tepe çalışanlarını kaynaştırıcı
etkinliklerin sayısını da çoğaltmayı
planlıyoruz.
İnsan Kaynakları’nın iş için
gereken kişiyi bulmaktan
öte sorumlulukları olduğunu
düşünerek bu sistemi uygulamaya
karar verdik. Çalışmayı 2015
sonuna dek bitirerek 2016’da
faaliyete geçirmeyi, 2017’de de
meyvelerini toplamayı istiyoruz.
İSG Eğitimi
Konferansı
Abant'ta gerçekleştirilen iki günlük
motivasyon eğitimi.
16
Haziran 2015
Mavi yakalı personel için düzenlenen piknik organizasyonu.
Tepe'den Haberler
Tepe’ye emek verenler plaketlerini aldı
Tepe Savunma ve Güvenlik, Tepe Servis ve Tepe Güvenlik çalışanı olan
51 kişi, Tepe’de geçirdikleri hizmet yılları kapsamında plaketlerini aldılar.
Tepe Savunma ve Güvenlik İnsan Kaynakları
Departmanı tarafından İstanbul ve Ankara’da
organize edilen törenlerde; 10-15 yıl arası
hizmet veren Bronz Grup’tan 25 kişi; 15-20 yıl
Plaket alan Tepe Savunma ve
Güvenlik çalışanları:
Mehmet Şükrü Işıkçı: Gn. Md. Yrd. (20)
Recep Güray Kutlu: Gn. Md. Yrd. (20)
Okan Doğramacılar: Gn. Md. Yrd. (15)
Hüseyin Yumuşak: Danışman (20)
Ünal Bay: Direktör (10)
Bilal Delier: Direktör (20)
İsmail Barış Sandıkçı: Direktör (10)
Sertaç Yumun: Direktör (10)
Nuran Şahin: ÇM Direktörü (15)
Savaş Aydın: Hakediş Koord. (10)
Mustafa Güven Aşkın: Bölge Md. (10)
Vedat Yola: Personel Md. (15)
Cumhur Ruhi Gezelge: İdari İşler Md.
(20)
Demet Adıgüzel: Kurumsal Yn. Md. (10)
Gökhan Önel: Finans Md. (15)
Ferit Semih Zeybekoğlu: İT Md. (15)
Halil İbrahim Ertekin: İş Geliştirme Md.
(10)
Mustafa İneç: Op. Md. (15)
Hüseyin Edeer: Op. Md. (10)
Cengiz Yayla: Op. Md. (20)
arası hizmet veren Gümüş Grup’tan 16 kişi ile
20 yıl ve üstü emeği geçen Altın Grup’tan 10
kişiye plaketleri Tepe Savunma ve Güvenlik Genel
Müdürü Levent Güler tarafından takdim edildi.
Kadir Cesur: Op. Md. (10)
Levent Aygün: Op. Md. (10)
Uzel Ankıt: Personel Md. Yrd. (15)
Sibel Ertuğrul: İdari İşler Md. Yrd. (15)
Ahmet Albayrak: Op. Şefi (10)
Halil İbrahim Doğruol: Op. Şefi (15)
Süleyman Aygün: Op. Şefi (10)
Mesut Ünal: Op. Şefi (15)
Habip Karakuş: Op. Şefi (20)
Barış Koçak: Op. Şefi (10)
Haydar Sel: Op. Şefi (10)
Alpaslan Karadağ: İdari İşler Şefi (10)
Birol Üstün: Lojistik Şefi (20)
Ferhat Kaya: Satış Şefi (10)
Murat Tekcan: AİM Şefi (10)
Mustafa Koçak: AİM Şefi (10)
Nurettin Gökduman: Baş Teknisyen (10)
Yasin Aydın: AİM Müdürü (10)
Yasin Pehlivanoğlu: Lojistik Uzm. (10)
Musa Çelik: Personel Md. Yrd. (15)
Hidayet Atalay: Op. Şefi (15)
Ahmet Kaya: İdari İşler Şefi (10)
Figen Taşdelen: Bütçe Şefi (15)
Şener Özkan: Muhasebe Uzmanı (15)
Kamuran Ünal: Teftiş Uzmanı (15)
Oktay Erdoğan: Teftiş Uzmanı (10)
Cengiz Topel: Şoför (20)
Uğur Türkoğlu: Şoför (15)
Birgül Güldemet: Özlük İşleri Şefi (20)
Erdinç Gaylan: Lojistik Memuru (10)
17
Tepe'den | İnsan Kaynakları
Kadınlar önce içindeki
engeli kaldırmalı
İnsan Kaynakları uzmanı İpek Aral’ın Tepe Savunma ve Güvenlik Marmara Bölge İnsan
Kaynakları Şefi Sumru Aydın ile yaptığı röportaj, kadın çalışanların kariyerlerine nasıl yön
vermeleri gerektiği hakkında önemli bilgiler içeriyor.
aslında. İş hayatında başarılı olan
kadınlar hırslı, özgüveni yüksek olan
kadınlardır. Hatta erkeklerden daha
iyi iş çıkarttıklarını düşünürler.
Tepe Savunma ve Güvenlik İnsan
Kaynakları Departmanı’na verdiği
“Yetkinlik Bazlı Mülakat Teknikleri
Eğitimi” ile işe alım süreçlerinin
yeniden tasarlanmasına katkıda
bulunan İpek Aral, İnsan Kaynakları
alanında uzun yıllardır başarıyla
yer alan, söyledikleri dinlenen ve
uygulanan bir iş kadını. “Kaynağım
İnsan” adlı internet sitesinden genç
adayları iş görüşmelerine hazırlıyor,
kitap tavsiyelerinde bulunuyor.
Kendisini şirketimizde ağırlamaktan
dolayı çok mutlu olduğumuzu belirtir,
katkılarından dolayı teşekkür ederiz.
Sumru Aydın: Sizce iş hayatında
kadınların en büyük engeli nedir?
İpek Aral: Biz kadınların en büyük
sorunu emeğimizin değerini, ederini
kendimizin verememesidir. İnsan
kendini değerleme konusunda yanlış
yaptığında piyasa da buna aynı
şekilde karşılık veriyor. Yani daha
baştan kendimize yanlış yapıyoruz.
Bana göre kadınların en büyük engeli
yine kendileridir.
Kendi işini yapan bir kadın olarak
ben de bunu zaman zaman
sorguluyorum. Benim yerimde bir
erkek olsaydı piyasaya sunduğum
ücretin 10 katını mı isterdi?
18
Haziran 2015
İpek Aral (solda) ve Sumru Aydın
Kadınlar en başta “Ben çalışamam
ki, beni yükseltmezler ki, acaba
bu işi yapmak için yeterli miyim?”
şeklinde düşünerek kendilerine engel
koyuyorlar. Bu da bir ‘cam tavandır’
Kadınlar erkek hakim iş hayatında
onlarla rekabet etmek için
erkekleşiyor mu?
Evet, hepimiz erkekleşiyoruz açıkçası.
Bu kıyafetinizden başlayarak hal
ve hareketinize kadar yansıyor.
Onların dilinden konuşmadığımız
takdirde bizi dışlıyorlar. Bu konuda
bizim de yanlışlarımız var. Örneğin
moda konuşan bir erkeğin cinsel
tercihleri üzerine kafa yoruyor,
onları yargılıyoruz. Şunu söylemek
lazım; kadınların kendileriyle
halledemedikleri birtakım problemleri
var ve o problemleri çözmedikçe
kimse bize hak ettiğimiz değeri
vermeyecektir. Olay aslında kadının
kendisinde başlıyor. Sonra piyasaya
geliyor.
Türkiye’de kadının iş
gücüne katılımını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de kadınların işgücüne
katılımı gittikçe artıyor ama tabii
ki yeterli değil. Amerika’da kadının
işgücüne katılma oranı %50,
İsveç’te ise %70-80 civarında.
Kadınlar adeta arı gibi çalışıyorlar.
Kadınların işgücüne katılımı
arttıkça doğum oranı ve dolayısıyla
nüfus düşüyor gibi çeşitli kaygılar
oluşuyor. O kaygıları gidermek için
de iş hukukunu, çalışma koşullarını
değiştirmek gerekiyor. Yani 70-80
yıl önce yazılmış kanun altyapılarıyla
21. yüzyılı yaşamaya çalışmak
beraberinde yanlış uygulamaları
getiriyor.
Bazı işleri kadın ve erkek
olarak ikiye ayırıyoruz. Bunları
değiştirmenin zamanı geldi mi
sizce? Örneğin “ev erkeği” tanımı
kulağa nasıl geliyor?
Farklı bir toplumsal sözleşmeye
ihtiyacımız var. Artık bu yüzyılda
kadın ve erkeğin statüsünü tekrar
değerlendirmek gerekiyor. Erkek de
'ev erkeği' olabilir. Böyle bir tercih
hakkı olmalı erkeğin. "Erkek çalışmalı,
erkek şunu yapmalı, erkek evin
direğidir” gibi söylemler değişmeli.
Kimse ‘evin direği’ değildir. Erkeklere
de sormak gerekiyor “Evin direği
olmak istiyorlar mı?” diye.
Kadınlara kariyer anlamında
tavsiyeleriniz neler olabilir?
Kadın-erkek fark etmez; herkes
çalışmalı, üretmeli, katma değer
sağlamalı. Kadın kendi değerini
biçme konusunda erkeklerden ilham
almalı diye düşünüyorum. Erkekler,
küçücük bir şey yapıp belki bin şey
yapmış gibi anlatarak yaptıkları şeyi
satmayı başarıyorlar. Biz ise belki bin
şey yapıyoruz ama 1 liraya satıyoruz!
Bizim erkeklerden almamız gereken
ilham kendini değerleme ve bu
değerleme konusunda kendini
pazarlama olmalıdır. Bizdeki eksik
bu. Bunun da nedeni bizim yaratıcı ve
mükemmeliyetçi doğamızdır. Bizim
için her şey daha iyi olabilir. Hep,
“Yeterince iyi değil“ diyoruz. Erkek ise
yaptığı şeyin muhteşem olduğunu
düşünüyor ve buna yürekten inanıyor.
Çünkü erkeğin tek yönlü zekâsı var,
kadının ise çok yönlü… İşte o çok
yönlü zekâmız yaptığımız işlerde hep
bir eksik buluyor. Bizim kör noktamız
kendimizi değerleme konusundaki
sorunumuz. Onun dışındaki her şey
bana bahane gibi geliyor. İsteyen
kadın başarıyor.
Batı’da insanın kıymeti olduğu
için kadının da kıymeti var. Doğu
toplumlarında insana kıymet
verilmiyor ki kadına kıymet verilsin.
Avrupa devletlerinin bizden en
büyük farkı her birinin ‘hukuk devleti’
olması. İnsanlar birbirine saygılı.
Bizde ise insanlar hukuk kurallarına
uymuyor, birbirine saygı duymuyor.
Bundan dolayı kadın hiçbir yerde
duramıyor. Batı’da kanunlara uymak
ana unsurdur. Hukuk ana tabandır.
O taban bozuk olursa, sonuçları ne
yazık ki Türkiye’de yaşadıklarımızdan
daha farklı olmuyor.
19
Zaman Yolcusu
Bizi doğal afetlerden, tehlikeli
hayvanlardan, kendi yarattığımız
türlü çeşit düşmandan koruyan
ilk sığınaklarımız olan evlerimiz
zaman içinde konforlu birer yaşam
alanına dönüştü. Ama insanın
insandan ve çağlar boyunca
şekil değiştiren “dışarıdan gelen
tehlikelerden” sakınma ve korunma
ihtiyacı değişmedi. “Panik odaları”
diyebileceğimiz ilk sığınaklar önce
toplumların ileri gelenleri için
tasarlandı. Firavunlardan krallara
toplumların ileri gelenlerinin
barındıkları konforlu yapılara,
düşmanlarından korunabilecekleri
sığınaklar eklendi.
Sığınaklardan
teknoloji
harikası panik
odalarına
Panik odaları aslında insanlığın tarihi boyunca var oldu.
İnsanın ilk “sığınağı”, yani evi olan ağaç kovukları veya
mağaralarda gözlediğimiz güvenlik ihtiyacı, tarih boyunca
evrim geçirerek bugün bambaşka bir isim ve teknolojiyle
hayatımızda yer alıyor.
20
Haziran 2015
Antik Mısır firavunlarının görkemli
mezar odaları olan piramitler,
firavunla birlikte gömülen kıymetli
hazineleri mezar hırsızlarından
koruyacak şekilde tasarlanmıştı.
Mezarda değil de yaşanılan
mekanlarda korunma ihtiyacı;
ulaşılması zor, bazısının altında
gizli tüneller ve dehlizlerden oluşan
ağlar bulunan ortaçağ şatolarına
kadar uzanıyor. En mütevazı şatoda
dahi sahibinin tehlikeli durumlarda
kendini kilitlediği gizli bir oda
bulunuyordu. 17. yüzyıl İngiltere’sinde
ise Katoliklerin canını kurtarmak için
saklandığı “gizli hücreler” vardı.
ABD’de panik odalarına dair ilk
izler 1800’lere kadar gidiyor.
Yeraltı metrosu içine inşa
edilen gizli odalarda kaçak
köleler saklanıyor ve bu sayede
canlarını kurtarabiliyorlardı. Yine
aynı dönemlerde ABD’nin bazı
bölgelerinde şiddetli fırtına ve
kasırgalardan korunmak için yeraltı
sığınakları yapılmaya başlanmıştı.
Birinci ve İkinci Dünya Savaşları
boyunca bombardıman ve düşman
istilalarına karşı dünyanın pekçok
yerinde yeraltı sığınakları yapıldığı da
çoğumuzun bildiği bir gerçek.
Nükleer korkusu
Bugünkü anlayışımıza yakın, modern
panik odalarının inşası 1960’lara
uzanıyor. Yani nükleer saldırı
tehditlerinin ortaya çıktığı yıllara…
Büyükelçiliklerde devlet yetkililerini
koruyacak ve önemli evrakların
saklandığı panik odalarının varlığı en
az 25 yıldır biliniyor. Evlerin içlerine
inşa edilmiş teknolojik donanımlı
panik odalarının ortaya çıkışı da yine
25 yıl önce ABD’de başlıyor.
Jodie Foster’ın 2002 tarihli filmi
ile bilinirliği artan panik odaları ile
günümüzde; evlerde, bir odanın
tamamı veya oda içinde bir kısmının
çelik konstrüksiyon ile kaplı, hayati
gereklilikleri muhafaza eden, özel
olarak üretilmiş bir oda şeklinde
tasarlanması kastediliyor.
Dünya genelinde çoğunlukla
“güvenlik odası” olarak adlandırılan
panik odaları, günlük yaşantımızda
uygulanabilecek bir mimari tercih
aslında. Deprem başta olmak üzere,
kapalı mekanda yaşanabilecek hayati
risklere karşın bir nevi sığınak görevi
gören panik odaları, arzu edilen her
ebatta ve donanımda tüketiciye özel
üretiliyorlar. Panik odası, bir odanın
tamamı ya da bir oda içinde belirli
bir kısım kullanılarak oluşturuluyor.
Üretici firmanın yapacağı fizibilite ile
ebatları ve konumu belirlenen panik
odası, çelik konstrüksiyon kullanılarak
imal ediliyor. Oda içinde sabitlenmiş
dolaplar, zeminde oksijen ve su
tankı gibi hayati fonksiyona sahip
ilave donanımların yer aldığı panik
odalarında aydınlatma ihtiyacını
gören akülü sistemler bulunuyor.
Bu sistemler; ortalama bir hafta
aydınlatma ihtiyacını karşılamak
üzere tasarlanıyor. Panik odalarının
ev içine montajı yapıldıktan sonra,
dolap içleri de kullanılarak deprem,
vb. bir durumda gerekli olacak tüm
malzemelerle donatılıyor.
Panik odaları sadece evlerde değil,
gemi gibi büyük ulaşım araçlarında,
otel ve işyerlerinde de uygulanıyor.
İşyerlerinde deprem, sel gibi doğal
afetlerin yaşanması halinde zarar
görmeleri durumunda kurumu
zarara uğratacak önemli belgeler,
bilgisayar donanımları vb eşyalar
bu odalarda saklanıyor. Hazırlanan
ayrıntılı acil durum planları ile
personelin acil durum anında
panik odalarını kullanma yol ve
yöntemi önceden belirleniyor. Panik
odaları sadece doğal afetlere karşı
değil; yaşanabilecek herhangi bir
saldırı eylemine karşı da güvenli
birer sığınak olarak görev yapıyor.
Bu nedenle, bu odalarda iletişim
sağlanması için gerekli altyapı ve
donanımın bulunması önemli. Panik
odalarının tasarımında sınır olmadığı
için, tüketicinin imkan ve ihtiyaçları
dahilinde tasarlanıyor.
Panik odasına ne lazım?
¬¬ Dayanıklı gıdalar
¬¬ İçilebilir su
¬¬ El feneri ve piller
¬¬ Pilli radyo
¬¬ Yedek giysi
¬¬ Önemli evraklar
¬¬ Yedek gözlükler
¬¬ Battaniye
¬¬ Yapışkan bant rulosu
¬¬ Potasyum iyot tabletleri
(radyasyon sızıntısına karşın)
¬¬ İlkyardım ekipmanı ve ilaç
¬¬ Kredi kartı ve nakit para
¬¬ Temizlik malzemeleri
21
Vaka Analizi
Bilgili ve ilgili güvenlik de
fiziki güvenlik kadar önemli
Lojistik sektöründe özel güvenlik, fiziki tedbirlerin dışında çevreye ve insana duyarlılık, çok
yönlü bir bilgi ve beceri de gerektiriyor. Algıları daha açık ve hassas olan özel güvenlik
görevlileri, bilgi ve birikimlerini kullanarak pek çok sıkıntının üstesinden gelebiliyor.
22
Haziran 2015
Olayın özeti:
Bir lojistik üssünün tır parkı,
yabancı ülke araçları tarafından
da kullanılmaktadır. Bir
gün Polonyalı bir şoför güvenlik
merkezine gelerek, ana dilinde
konuşmaya başlar. Görevliler de
kendisiyle İngilizce ve vücut dili ile
anlaşmaya çalışır. Sonunda şoförün
annesinin bir ay önce vefat ettiği;
gümrük işlemleri bitmemiş olduğu
için lastik yüklü tırını üssün ihracat
sahasında bırakarak apar topar
Polonya’ya gittiği, Türkiye’ye geri
döndüğünde tırında herhangi bir
eksik olmadığını görünce teşekkür
etmeye güvenlik merkezine geldiği
anlaşılır.
1
Olayın değerlendirilmesi:
Lojistik üssü farklı bölgelere
yerleştirilmiş kameralar ile izlendiği
ve art niyetli kişilerin takibi
yapıldığında olası risklerin önüne
geçilmesi mümkün olur. Şüpheli
şahıslar ikaz edilerek ve bölgedeki
jandarma karakoluna bilgi verilerek
saha dışına çıkartıldığı için hırsızlık ve
diğer riskler önlenir, bu sayede şoförü
bir ay boyunca uzakta olan tır da
eksiksiz bir şekilde sahibine ulaşır.
Olayın özeti:
Çek Cumhuriyeti’nden bir
şoförün lojistik üssünün
ithalat sahasında telaş
içinde koşturması dikkati çeker.
Cumartesi olması nedeniyle gümrük
kapıları kapalı olduğundan aracını
saha dışına çıkartamaz. İlaç yüklü
2
aracın soğuk hava deposunu
çalıştıran akünün bittiği, soğuk
hava çalışmayınca tırda bulunan
ilaçların tamamının bozulacağı
anlaşılır. Yönetimin bilgisi dahilinde
bir akaryakıt istasyonundan araca
yeni akü getirilir ve aracın soğuk
hava motoru çalıştırılarak ilaçların
bozulması önlenir. Benzer bir şekilde;
hasta olan ve kimseye derdini
anlatamayan hayvan yüklü bir tırın
şoförü, 112 acil servise götürülerek
kendisine tercümanlık yapılır ve
hastalığı konusunda yardımcı olunur.
Olayın değerlendirilmesi:
Özel güvenlik, fiziki tedbirlerin dışında
çok yönlü bir bilgi, beceri ve donanım
da gerektirir. Güvenlik görevlisinin
yabancı dil bilmesi sayesinde daha
iyi iletişim kurmak; böylelikle sıkıntı
ve şikayetlere daha çabuk ve doğru
çözümler bulabilmek, yönlendirme
yapabilmek mümkün olur.
23
Gelişim Zamanı
“Bizim için aslolan
insan canıdır”
Tepe Eğitim Kurumu eğitmenlerinden Ali Osman Koş,
X-ray cihazları, faydaları, X-ray eğitimi ve kullanımındaki
püf noktalarına dair detayları Tepe’den okurları ile paylaştı.
X-ray cihazlarının temel kullanım
amacı; işletmelerin kontrol
noktaları olarak da adlandırılan
giriş noktalarında, taşınması ve
bulundurulması yasak olan veya
yasak olmadığı halde suç işlemeye
elverişli madde ve mataryallerin
tespitini sağlayıp uygun tedbirlerle
suç ve suç oluşumunu engellemenin
yanında, hizmet kalitesinin artırılması
ve yüksek caydırıcılık özelliği sebebi
ile tercih ediliyor.
X-ray cihazlarının havalimanları
başta olmak üzere, güvenliğe azami
hassasiyet gösteren kurumlarda;
AVM’lerde, banka genel merkezleri
ve iş merkezlerinin girişlerinde
kullanıldığını görüyoruz.
Faydalarına gelince… X-ray cihazları
öncelikle güvenlik amaçlı kontrol
işinin sağlıklı ve seri yapılmasına
katkı sağlıyor. Ziyaretçiye güven
veriyor. Özel güvenlik görevlilerine
ziyaretçileri rahatsız etmeden
eşyalarını kontrol edebilme
konusunda kolaylık sağlıyor. Bu da
güvenlik açısından hizmet kalitesinin
artırılmasına dolaylı olarak katkı
sağlıyor. Ayrıca ziyaretçilerin veya
işletmede çalışanların kuruma
duyduğu güven ve saygıyı artırıyor.
X ışınlarının 1895’te W. Röntgen
tarafından keşfinden kısa bir süre
sonra, bu ışınların tıbbi amaçlar
için film çekiminde kullanımından
esinlenerek güvenlik sektöründe
de kullanılmak üzere geliştirilen
X-ray cihazları, hastanelerdeki
röntgen cihazlarının çalışma
prensibine sahiptir. Bazı önemli
kurum ve kuruluşlarda da tomografi
cihazları gibi, eşyaların aynı anda
farklı açılardan görüntüsünün
alınabildiği cihazlar mevcut. Bu
cihazlar kullanım kolaylığının yanında
X-ray operatörlerine daha sağlıklı
yorumlanabilir görüntü alınabilmesini
sağlar ve güvenlik risklerinin
azalmasına veya tehdit unsurlarının
gözden kaçmasına mani olurlar.
X-ray cihazları çoğunlukla eşyaların
videosunu çekiyor gibi algılansa
da, aslında fonksiyonları fotoğraf
çekmekten ibaret. Dolayısıyla
fotoğraf ne kadar sağlıklı çekilebilirse
tanımlama ve yorumlama da o kadar
sağlıklı ve kolay olur.
Hızlı ve etkin eğitim
Ali Osman Koş
24
Haziran 2015
X-ray cihazları eğitimimizin
temelini de bu ilke oluşturuyor.
Eğitimlerimizde özel güvenlik
görevlilerinin X-ray cihazını etkin
şekilde nasıl kullanacağı, usulüne
uygun şekilde nasıl fotoğraf
çekeceği ve çekilen fotoğrafı nasıl
yorumlayacağını öğretiyoruz.
Eğitimlerimizde Atatürk Havalimanı
projemizi örnek alıyoruz. Oradaki 5
günlük eğitimi hızlandırılmış biçimde
3 günde veriyoruz. İlk gün sınıf
ortamında teorik eğitim yapıyoruz.
Cihazların temel kullanım amacı
ile teknik şartları konusunda genel
bilgi veriyoruz ve cihazdaki eşyaların
sağlıklı okunabilmesi tekniklerini
konuşuyoruz. İkinci gün, X-ray cihazı
başında katılımcılarla birlikte örnek
drill malzemeleriyle eğitim yapıyoruz.
Kesici aletlerin, ateşli silahların ve
tehdit unsuru sayılabilecek diğer
maddelerin X-ray cihazlarında yatay
ya da dik konumdaki görünümlerinin
oluşturduğu farklılıkların ayırt
edilebilmesine odaklanıyoruz. En
çok da patlayıcı maddelerin tespit
edilmesine yönelik çalışmalara
yoğunlaşıyoruz. Çünkü tabanca
ve kesici aletlere dair algı hemen
hepimizde bulunuyor, ancak patlayıcı
maddelerin tanınması ve algılanması
konusuna daha fazla hassasiyet
göstermek gerekiyor. Patlayıcı
madde düzeneklerinde neler
kullanıldığını, kullanılan malzemelerin
X-ray cihazlarında nasıl görüntü
verdiklerini, birleştirildiğinde bomba
düzeneği oluşturacak malzemelerin
neye benzediğini, hangi pozisyonda
neye dikkat etmek gerektiğini
irdeliyoruz.
Üçüncü gün bilgisayarlı simülasyon
eğitimi yapıyoruz. Bu eğitimi
genellikle 8-10 kişilik gruplarla
yapıyoruz, böylece katılımcılarla
birebir çalışabilme imkanımız daha
fazla oluyor. Gün boyu bir kursiyerle
yaklaşık 1 saat birebir çalışıyoruz.
Simülasyon eğitiminde yaklaşık 3 bin
farklı çantayı ve içindeki olası tehdit
unsurlarını kursiyerlerle beraber
değerlendiriyoruz. Bu program
tıpkı X-ray cihazı içinden geçen
farklı çantaların simülasyonunu
sunuyor. Her etapta 20’şer çanta
geliyor görüntüye. Kursiyerlerden bu
20 çantanın sekizine yerleştirilen
tehdit oluşturabilecek materyalleri
bulmasını istiyoruz. Kursiyerlerin
gözden kaçırdığı veya isabetli
yorumlayamadığı görüntüler
olduğunda; hatalarımızın
sebepleri ve doğru yorumlama
Dikkatin dağılmaması için...
Güvenlik kameraları ve turnikeler,
kartlı geçiş sistemleri, araç kapanları
gibi unsurların hepsi bir bütün. Bu
bütünlüğü tamamlayan en önemli
unsurlardan biri de X-ray cihazları.
Suça meyilli kişilerin, bu tür güvenlik
cihazlarının bulunduğu işletmelerde
suç işlemekten özellikle imtina ettikleri
bilinen bir gerçek.
Kontrol noktalarında görev yapan özel
güvenlik görevlileri, personel sayısına
göre yarım saat veya 1 saatlik X-ray
cihazı kullanımı sonrasında gözlerini
dinlendirmek için ara veriyor ve görev
dönüşümü gereği diğer güvenlik
cihazlarının kullanımında görev alıyor.
Çünkü X-ray cihazlarında 20 dakikalık
kullanım sonrası kişinin algısı düşüyor
ve dikkati dağılabiliyor. Kullanım
sırasında bu hususa da dikkat
edilmesi gerekiyor.
25
Gelişim Zamanı
teknik ve taktikleri konusunda
değerlendirmeler yapıyoruz.
Aslında bu eğitimlere genel olarak
güvenlik cihazları eğitimi diyoruz.
Eğitim konularımız güvenlik sistem
cihazları başta olmak üzere, patlayıcı
maddeler, şüpheli paketler, alınması
gereken önlemler ile yapılması
gerekenleri, bir de ilgili yasa ve
yönetmelikleri içeriyor. Eğitim
planlamamızı yıllık bazda yapıyoruz.
Öncelikle eğitim kurumları ve
projelerin eğitimlerini belirliyoruz ve
hangi konularda eğitim verileceğini
çıkarıyoruz. Tepe Savunma ve
Güvenlik bünyesinde çalışan özel
güvenlik görevlisi sayımız 12.500’e
ulaştı. Hizmet verdiğimiz projelerde
görevli güvenlik görevlilerinin
daha donanımlı, bilgili, yasa ve
yönetmelikler çerçevesinde kaliteli
hizmet verebilmeleri için Marmara
Bölge Eğitim Kurumu olarak
yurt genelindeki projelerimizde
görevli yaklaşık 3 bin ila 5 bin
26
Haziran 2015
güvenlik görevlimizin hizmet içi
eğitimini gerçekleştiriyoruz. İhtiyaç
olduğunda ve projelerimizden talep
gelmesi durumunda da eğitim alan
arkadaşlarımıza hatırlatma amaçlı
tazeleme eğitimi de veriyoruz.
“Radyasyon yayıyor” algısı
Zaman zaman şahit oluyoruz;
özellikle hamilelerin ve çocukların
kapı dedektörlerinden –X ışını veya
rasyasyon yaydığı gibi yanlış bir
algı nedeniyle- geçmesine sıcak
bakılmaz. Oysa kapı dedektörlerinin
çalışma prensibi farklıdır. Elektrik
akımı ile oluşturulan manyetik
alan esasına dayalı mikro işlemcili
algılama sistemlerine sahip
kapı dedektörlerinde kesinlikle
X ışını kullanılmadığı gibi, X
ışınlarından kaynaklı radyasyon da
bulunmadığından insan sağlığını
tehdit etmezler. Kapı dedektörleriyle
ilgili yanlış algıdan kaynaklanan
“radyasyon yayıyor” düşüncesi
aslında X-ray cihazlarıyla ilgilidir.
Üstelik X-ray cihazlarında kullanılan
X ışınları 0,1–0,5 Mrad, düzeyinde
yani çok düşük dozlarla çalıştığından
açığa çıkan radyasyon, değil oradan
geçenleri cihazla bizzat çalışanların
dahi sağlığını olumsuz etkileyecek
düzeyde değildir.
Türkiye’de X-ray cihazlarının
kurulumu ve kullanımından sorumlu
tek kurum Türkiye Atom Enerjisi
Kurumudur. Kuruma müracaat
edildikten ve gerekli tespitler
yapıldıktan sonra, uygun bulunursa
kurulum sağlanıyor ve periyodik
olarak cihazların kontrolleri yapılıyor.
Yetkili sağlık kuruluşları da X-ray
cihazı kullananlar üzerinde belli
aralıklarla dozometre ölçümleri
gerçekleştiriyor. Belirli bir dozajın
üzerinde radyasyon tespit edilirse
kişilerin çalışmasına ara veriliyor.
Ancak bugüne dek vücudunda biriken
radyasyon nedeniyle dinlendirilmesi
gereken güvenlik görevlisi sayısı
yok denecek kadar az. Nedeni ise;
bu cihazların X ışını üretimi ile
kullanımı arasındaki tüm süreçlerin
belli standartlar içinde gerçekleşiyor
oluşu. Cihazların içi X ışınlarını
yalıtma özelliğine sahip yegane
maden olan kurşunla kaplanıyor.
Cihazda çantaların konduğu
tünellerin giriş ve çıkışlarında yer
alan ve kauçuktan yapılmış izlenimi
veren dilimli perdeler de yine kurşun
alaşımlıdır. Dolayısıyla cihazlardan
X ışını kullanımından kaynaklı
radyasyonun açığa çıkma ihtimali
neredeyse hiç yok.
Nelere dikkat etmeli?
X-ray cihazlarının temel kullanım
amacı, eşyaların detaylı, sağlıklı ve
Ali Osman Koş kimdir?
Emekli polis memuru olan Ali Osman Koş, 3 yıl
Ankara Esenboğa Havalimanında X Ray operatörü
olarak çalıştı, Emniyet Genel Müdürlüğünün Gölbaşı
tesislerinde ve Amerika Birleşik Devletlerinde
Patlayıcı maddeler, Terör ve anti terörizm eğitimlerini
tamamladıktan sonra Terörle Mücadele Şubesi’nde
17 yıl patlayıcı madde uzmanı olarak görev yaptı.
2004 yılında Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’un
çıkışıyla Tepe Savunma ve Güvenlik’in İstanbul’daki
eğitim kurumunda eğitmen olarak çalışmaya başladı.
yorumlamaya uygun fotoğrafını
çekebilmek. İyi fotoğraf çekebilmenin
yöntemleri ise bu cihazları
işletim kurallarına uygun şekilde
kullanabilmekten ibarettir. Eşyaların
cihaza yatık ve uzunlamasına
bıraktırılması, cihazdan geçen
çantaların arasında belli bir mesafe
bırakılması, çantaların üst üste
veya dik pozisyonda bırakılmaması
gibi detaylar sağlıklı görüntü
alınabilmesinin püf noktalarıdır.
Çünkü eşyalar cihaza konulduğunda
alınan görüntünün ekranda
bekleme süresi 2 saniye. Bu süreçte
tehlikeli unsurların algılanması,
yorumlanması ve prosedürlere
uygun şekilde müdahale edilip
önlem alınması gerekiyor. 2 saniye
çok kısa bir süre gibi algılansa da;
insan beyninin bir objeyi algılaması
ve yorumlaması arasında geçen
sürenin saniyenin 10’da 1’i
olduğu düşünülürse, bu sürenin
kullanıcılar için yeterliliği anlaşılabilir.
Uygulanacak basit taktik ve usüllere
riayet edilmediğinde, ekrana taşınan
görüntülerin yorumlanmasında
yaşanacak zorlukların yanısıra
güvenlik görevlilerine getireceği ek iş,
doğuracağı güvenlik riskleri ve bu gibi
durumlarda alınacak aksiyon planları
hakkında kursiyerlerimizi eğitiyoruz.
Usulüne uygun kullanılan güvenlik
cihazları ve alınan güvenlik
tedbirleriyle müşteri memnuniyeti
sağlarken hizmet verdiğimiz
kurumların güvenlik standardını
yüksek tutmayı ve muhtemel
riskleri en aza indirmeyi, tüm
dikkat ve çabamıza rağmen
meydana gelebilecek olaylara
uygun müdahalelerle zararı en aza
indirmeyi amaçlıyoruz. Ziyaretçilere
huzurlu ve güvenli hissedebilecekleri
ortamlar yaratma çabası
eğitimlerimizde birinci önceliğimizi
oluşturuyor. Çünkü bizim için aslolan
insan canıdır.
27
Gezgin
Alaçatı:
Rüzgârın kraliçesi
Çeşme yarımadasında yer alan Alaçatı, özgün mimarisi, asma bahçeleri, yeldeğirmenleriyle
tanınırken, devamlı esen rüzgârı sayesinde artık yerli ve yabancı sörf tutkunlarının
uğrak yeri. Ama Alaçatı’nın zengin doğası sadece rüzgârından ibaret değil...
Alaçatı’nın rüzgârlı gün sayısı,
sıradan bir tatil beldesine göre
hayli fazla. Sörfteki ünü de bu
özelliğinden kaynaklanıyor. Dünyanın
en iyi rüzgâr alan sayılı yerlerinden
–hatta dünyanın yedi önemli sörf
parkurundan- biri olan Alaçatı için
“denizin rüzgârla dans ettiği yer”
benzetmeleri çokça yapılıyor.
Alaçatı’nın güneyinde yer alan doğal
liman, devamlı esen rüzgârına
rağmen dalgasız olan deniziyle
dünyada sörf yapmaya elverişli
28
Haziran 2015
önemli merkezlerden biri kabul
ediliyor. Ne de olsa Alaçatı, antik
Yunan mitolojisine göre, rüzgâr
tanrısının yaşadığı yer olarak biliniyor.
Alaçatı’da iki tepe arasında yükselip
aşağı düşerken hız kazanan rüzgârla
oluşan koridor, sörf için ideal koşulları
oluşturuyor. Denizden karaya, kıyıya
paralel olarak esen rüzgar dalga
yapmıyor, dolayısıyla sörfün açık
denize kaçma riski olmuyor. Böylece
sörfe yeni başlayanların güvende
hissetmesini sağlayarak bu sporun
öğrenebilmesini psikolojik olarak
kolaylaştırıyor. Sörf parkurunun 200300 metre sığ kumdan oluşması ve
boyu geçmeyen derinlikte olması,
özellikle yeni başlayan ve sık sık sörf
tahtasından düşenlere kolay kalkma
imkanı veriyor.
Eşsiz sakız diyarı
Ama Alaçatı’da herşey rüzgar ve
sörf değil elbette. Akdeniz ikliminin
tüm özelliklerini taşıyan Alaçatı’nın
Çeşme sınırındaki sönmüş yanardağ
Karadağ, zengin termal kaynaklara
Doğa ve kültür birarada
sahip. Bu bilgiyi not etmekte fayda
var. Çünkü bazı bilimsel makalelerde
Karadağ civarında çıkan, insan
sağlığına faydalı ve tedavi edici
özellikleri bulunan bu jeotermal
kaynakların, vitamin eksikliğine
bağlı kemik, eklem ve iskelet
sistemine iyi geldiği söyleniyor. Bu
nedenle son yıllarda Alaçatı sağlık
turizmi amacıyla bölgeye gelenlerin
ziyaretine uğruyor.
Alaçatı ve çevresinde yağmur
sularını taşımaya yarayan pekçok
küçük dere yatağının bulunması
ve bölgenin Türkiye’nin tek sakız
ağacı bahçesini barındırıyor olması,
doğa ve gezi tutkunlarının mutlaka
bilmesi gereken bilgiler. Dünyada
çok az bulunan damla sakızı
ağaçları, Türkiye’de sadece Alaçatı’da
bulunuyor ve sayıları 300 civarında.
Damla sakızı ağaçlarından Alaçatı
çok yönlü yararlanıyor. Çok farklı bir
tadı olan eşsiz sakız rakısı, sakız
reçeli, bazı tatlılarda kullanılan sakız
aroması bu ağaçlardan imal ediliyor.
Alaçatı’yı ziyaret edenler meşhur
sakızlı dondurmasını yemeden
buradan ayrılmamalı. Alaçatı-Ilıca
yolunda yer alan, sit alanı ilan edilmiş
sakız ağacı bahçesinde, dileyenler
sakızın ağaçtan nasıl sızdığını da
gözlemleyebilir.
Alaçatı’nın dikkat çekici yönlerinden
biri de mimari dokusu. Karabiber
ağaçlarının nöbet tuttuğu daracık
sokaklarda, ilkbaharda sapsarı açan
mimoza çiçekli yollarda yürürken
huzuru bulmak zor değil. Alaçatı taşı
adı verilen ponza taşı görünümlü
kesme taşlardan yapılan evler, kışın
sıcak yazın da serin tutma özelliğine
sahip. Beldenin zemini bu taşlarla
kaplı. Bir kısmı Rumlar'dan kalma
eski Alaçatı evlerini restore ederek
yerleşen veya butik otel, pansiyon
olarak kullananların sayısı son
yıllarda giderek artmış.
Rüzgârı, denizi, doğası, mimarisi
dışında Alaçatı’nın bir diğer imzası da
eski yel değirmenleri. Bir de tepelerin
sırtında dönüp duran “yeni” rüzgar
gülleri… Türkiye'nin ilk rüzgar enerji
santralini bulunduğu Alaçatı’daki
türbinler, bölgenin rüzgar gücünü
elektrik enerjisine dönüştürüyor.
Pazar ve mutfak…
Alaçatı alışveriş imkanının çok
geniş olduğu bir bölge. Sokak
aralarında sanatçıların, ressamların
satış yaptıkları birçok dükkan var.
Cumartesi günleri kurulan köy
pazarında, satıcıların hemen hemen
hepsi kendi bahçesinde yetiştirdiği
ürünleri satıyor. Alaçatı'nın en
meşhur ürünlerinden biri de takılar…
Her bütçeye uygun harika takılar
bulmak mümkün.
Alaçatı’nın Ege otlarıyla hazırlanan
mezelerinden başka, dünyada
yalnızca bu yörede yetişen ve dalında
“olgunlaşan” hurma zeytinini de
tatmak gerek. Bir de yemeklerden
sonra bölgenin kireçli toprağında
yetişen tatlı ve sert kavununun
tadına doyulmuyor.
29
Güvenli Adrenalin
Rüzgar sörfü:
Denizle dans
Rüzgâra karşı zafer kazanmak, doğa ile bire bir
mücadeleye girmek, 60-70 km hızla denizin yüzeyinde
uçmak… Özgürlüğü doyasıya yaşayabileceğiniz, oksijeni
beyninizde ve ciğerlerinizde hissedebileceğiniz bir spor
rüzgar sörfü. Öğrenmesi de zor değil.
Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde
iklim ve doğa koşulları rüzgar sörfü
için gerekli ortamı fazlasıyla sağlasa
da, nedense bu deniz sporu hakettiği
ilgiyi göremiyor.
Rüzgâr sörfü, boyu genellikle iki
ile beş metre arasında değişen bir
yüzer tahta ile tahta üzerindeki
yelken grubundan oluşan ve su
üzerinde yapılan bir yelken sporu.
30
Haziran 2015
Hem yelkenli hem de sörf sporlarının
temel öğelerini birleştiren rüzgâr
sörfü kaykay, snowboard, su
kayağı gibi sporların bazı öğelerini
paylaşan bir spor. Rüzgâr sörfünün
yelkenli tekneler arasında dünya
hız rekorunu elinde tuttuğunu da
belirtelim.
Rüzgâr sörfünde zıplayabilir, ters
takla atabilir, kendi etrafınızda
hızlı dönüşler yapabilir ve hiçbir
yelkenlinin yapamayacağı serbest
stil hareketleri gerçekleştirebilirsiniz.
Ama hepsinden önce işin
uzmanından temel bilgileri ve
püf noktalarını öğrenmeniz; bu
sporun tam size göre olduğuna
karar verdiğinizde de güvenliğinizi
sağlayacak ekipmanları edinmeniz
gerekiyor.
Rüzgar sörfü kolay gibi gözükse de
birçok spordan çok daha karmaşık
bir spor. Öncelikle rüzgar hakkında
bilgi edinmeniz ve rüzgara göre
vücudunuzu nasıl kullanacağınızı
öğrenmeniz gerekiyor. Spora ders
alarak başlamanız, saatlerce boşa
emek harcamanızı engelleyecektir.
Rüzgarın “püf” noktaları
Rüzgarın sizi istediği yöne
yönlendirme gibi kötü bir huyu vardır.
Özellikle öğrenme aşamasında
olanlar farkında olmadan kendini açık
denizde bulabilir. Bu nedenle karadan
denize doğru esen rüzgardan
sakınmak gerekiyor.
Yoğun deniz trafiği olan alanlardan
uzaklaşmak da faydanıza olacaktır.
Rüzgar sörfünü öğrenirken
etrafınızdaki diğer kişi veya tekneleri
farketmeyeceğinizden riskli durumlar
oluşabilir.
Derin olmayan, boyunuzu geçmeyen
kıyılarda öğrenmenin avantajını her
zaman kullanın. Düşünce ayağınızın
yere basmasının size vereceği güven
son derece önemlidir. Ayağınızın
yere bastığı yerde sörf tahtanızın
üstünden inerek dinlenebilirsiniz,
başladığınız noktaya yürüyerek geri
dönebilirsiniz veya yine yürüyerek
kıyıya çıkabilirsiniz. Ayrıca yanınıza
bir arkadaşınızı almanız hem birlikte
keyifle öğrenmenizi hem de rüzgar
sörfünü güven duygusuyla yapmanızı
sağlayacaktır.
Olmazsa olmazlar
Yarı ıslak giysi (wetsuit): Sörf
yapılan suyun sıcaklığına
göre 2-5 mm kalınlığında
olan, genellikle oluklu
neopren kauçuktan
imal edilmiş özel giysiler
sizi su kaybı, güneş yanığı,
boğulma ve darbelere
karşı koruyacaktır. Uzun
sörf molası verdiğinizde,
içerideki su soğuyup sizi
üşüteceğinden, kıyafeti
üzerinizden çıkarıp kuru
şekilde beklemeniz
öneriliyor.
Can yeleği: Can
yelekleri hem
beklenmedik
kazalarda
su üstünde
kalmamızı
sağlar hem de
darbelere karşı
korur. Ayrıca
can yelekleri öğrenme sürecinde
sörfçüleri su üstünde tutarak
yardımcı olur. Yeleklerin sörf için
yapılan çeşidinden alınması gerekir.
Lycra: Genellikle yaz aylarında
güneşten ve rüzgardan korunmak
için giyilen lycra giysiler, sizi sıcak
tutmaz ama öğle saatlerinde vücuda
zarar verebilecek güneş ışınlarından
korur.
Eldiven: Kısa
parmaklı
eldivenler
yaz aylarında
ellerinizde nasır
oluşmasını önler.
Uzun parmaklı eldivenler ise
kışın sizi soğuktan korur.
Ayakkabı: Taşlık ve kayalık
zeminlerde ayaklarınızı kesilme
ve yaralanmalardan korur. Kışın
soğuktan korunmak için de
ayakkabı giymeniz önerilir. Yaz
aylarında kumluk zeminlerde
ayakkabı giymeye gerek yoktur.
Nasıl yapılır?
¬¬ Kendinizi dengelemek için
ayaklarınızı yelken direğinin
her iki yanına koyun. Dizlerinizi
kırarak yelkeni çekip sudan
çıkarın.
¬¬ Yelkenin ipini sağ elinizle
tutun.
¬¬ Sol elinizi sağ elinizin
üstünden geçirip çatalı tutun.
¬¬ İpi bırakıp sol elinizle yelken
direğini denetleyin.
¬¬ Direği kendinize doğru
çekerek dik durmasını
sağlayın.
¬¬ Aynı anda vücudunuzu
tahtanın önüne doğru hafifçe
çevirip ayaklarınızı rahat bir
konuma getirin.
¬¬ Sağ elinizle de çatalı
tutarak hafifçe içeri doğru
çekin. Rüzgarın yelkeni
doldurduğunu hissedince
yelkeni rüzgara doğru çevirin.
¬¬ Çatalı suya paralel ve direği
suya dik tutmaya çalışın. İşte
rüzgar sörfü yapıyorsunuz.
31
Sokaktan Manzaralar
Evinizde, işyerinizde alarm sistemi
kullanmanın avantajları nedir?
Eskiden çoğunlukla işyerlerinde görmeye alışkın olduğumuz alarm sistemleri giderek
hepimizin yaşamında bir gereklilik halini aldı. Bu konuda fikrini aldığımız kişilerin hepsi
alarm sistemlerinin ev ve iş yaşamında huzuru ve güveni artırdığı konusunda hemfikir.
Ayben Tamgül
Yaşı: 38
Mesleği: Bankacı
Günümüzde güvenliğin
temel ihtiyaçlar arasında
olduğunu düşünüyorum.
Gerek evde bulunmadığım zaman
diliminde gerçekleşebilecek, gerekse
evde olmamama karşın müdahale
edemeyeceğim durumlarda çevrenin
haberdar olabilmesi ve güvenlik
güçlerince olaya müdahale edilebilir
olması güven duymamı sağlıyor. Stres
günümüzün en büyük problemlerinden
olduğu için, evlerimizde güvenli ve
huzurlu zaman geçirebilmek yaşam
konforumuzu artıran bir unsur.
Feride Kenar
Yaşı: 42
Mesleği: Şehir Plancısı
Teknoloji hayatımıza
tüm hızıyla girmişken,
getirdiklerinden güvenlik
alanında yararlanmanın öncelikli olması
gerektiğini düşünüyorum. Özellikle
büyük şehirlerde insanın insana
yabancılaşmasının yarattığı güven
eksikliği evlerimizde ve iş yerlerimizde
kullandığımız alarm sistemleriyle kısmen
azalıyor. Güvenliğimizin arka planda
geniş bir grup tarafından gözetildiğini
bilmek, alarm sistemlerinin getirdiği
caydırıcılık ve gelecek yardımın bir hattın
ucunda olması fikri kendimizi daha rahat
hissetmemizi sağlıyor.
Tekin Yusumut
Yaşı: 41
Mesleği: Mali Müşavir
Artık hayatımızın her
alanına girmiş olan
teknolojiden öncelikle
güvenliğimiz için faydalanmak en
doğrusu. Ev ve işyerlerimizde alarm
sistemlerinin kullanılması durumunda
güvenliğimize karşı oluşacak tehditleri
ve hırsızlık olaylarının oluşmasını en
başından önlemiş oluruz. Böylece
olaylara anında müdahale etme şansı da
buluruz. Alarm sistemlerinin kullanılması
ev ve işyerlerimizdeki eşyalarımızın
sigorta maliyetlerini de düşürmektedir.
Erkan Yaman
Yaşı: 32
Mesleği: Bankacı
Alarm sistemi sanki biz
yokken, evimizi, işimizi
sakıncalı ellerden koruyan
bir kalkan gibi. Gözümüz arkada kalmıyor.
Dahası geri döndüğümüzde kötü
sürprizlerle karşılaşmamanın, evde ve
işte güvenle hayata devam edebilmenin
değeri ölçülemez. Herkese tavsiye ederim.
Özlem Yungul Örnek
Yaşı: 40
Mesleği: Finans Uzmanı
Alarm kullanmanın
kesinlikle caydırıcı
olduğunu düşünüyorum.
Şehir yaşamının getirdiği risklerden
olabildiğince korunabilmek için biz de bir
süre önce evimize alarm sistemi taktırma
kararı aldık. Artık daha huzurluyuz.
Uzman görüşü
Can ve mal güvenliğini koruma altına alan alarm
sistemleri hırsızlığın yanısıra yangın, gaz kaçağı, acil
sağlık ve panik durumları gibi özel çözümleri de kapsıyor.
Alarm merkezinde görevli operatörler, sinyal geldiğinde
derhal kullanıcıyı arayarak onay aldıktan sonra, hiç vakit
kaybetmeden kolluk kuvvetleri, itfaiye, polis ve sağlık
birimleri ile irtibata geçerek adrese yönlendiriyor. Bu
nedenle alarm sistemlerinin ev ve iş yerleri için güvenlik
avantajı sağladığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
32
Haziran 2015
444 15 98