buradan - Kiwa Türkiye
Transkript
buradan - Kiwa Türkiye
2014 Bülten Ağustos İÇERİK 2 3 6 7 ASBEST VE TÜRKİYE ISO 50001:2011 ENERJİ YÖNETİM SİSTEMİ STANDARDI ISO 50001 BELGELENDİRME AŞAMASINDA TEKNİK RESİM VE ÖNEMİ ISO 9001:2015 İLE GELEN DEĞİŞİKLİKLER ISO 9001 İÇERİK 9 16 19 MİKROFLUİDİK YÜKSEK BASINÇ UYGULAMALARINDA SÜREKLİ AKIŞA SAHİP MİKRO DAĞITICILAR ALUMİNYUMDAN MİKRO FABRİKASYON YÖNTEMİ İLE MFC ÜRETİMİ DOKUNSAL SENSÖRLER İÇİN SÜRTÜNME DESTEKLİ ÇEKME KUVVETİ TESPİT MEKANİZMASI Yıl içerisinde gerçekleşen akreditasyon kurumu ve yetkili otorite denetimlerine, üye olduğumuz TEAM NB denetimlerini de ekledik. Şirketimizin şeffaflık ve güvenilirliği için çok önemli bulduğumuz denetim süreçlerini memnuniyetle karşılıyor ve global platformda var olmanın bu temel değerlere sahip çıkmak olduğunu biliyoruz. Eğitim hizmetlerimize hız verdik ve bunu bir proje grubu ile destekledik, biliyoruz ki insana yatırım yapmadan yüksek kalite düzeyine ulaşmak mümkün değil. Kıymetli iş ortaklarımız, 2014 yılının ortasına da ulaştık. Ramazan ayı, bayram, tatil dönemi derken yılı bitirmiş olacağız. İşlerimiz, faaliyet kapsamımız ve uluslararası ortak projelerimiz günden güne artarken, çalışkan personelimiz yine çok kıymetli bilgileri incelemenize sunuyorlar. Emeği geçen her bir ekip üyesine ayrı ayrı teşekkür ederim. Şirketimizin kapsadığı coğrafi alan her geçen gün artıyor. Yakın zamanda Kiwa Güney Kore ofisi ile ortak çalışmalarımızı başlattık. Medikal, Makina, Basınçlı Ekipmanlar odaklı olarak başlayan bu ortaklıkla, Seul kentinde yer alan Kiwa ofisi ile yerel imalatçıların belgelendirme sorunlarına çözümler üreteceğiz. Kiwa Latin Amerika bölgesinde faaliyetlerini artırıyor ve global güç olma yolunda adımlarını hızlandırdı. Kiwa Sürekli İyileştirme ödülü geçtiğimiz ay TGS Yer Hizmetleri A.Ş.'ye verildi. Hollanda Risjwijk kentinde yapılan törende Yönetim Kurulu Başkanı Paul Hesselink iyileştirme çabalarını takdir ettiğini belirterek TGS Genel Müdür Yardımcısı Kartal Özçakır'a ödülü takdim etti. Kurulduğundan bu yana iyileştirme yolunda çabalarını teşvik amaçlı bu ödülün TGS için yeni bir motivasyon unsuru olmasını temenni ediyoruz. Bu düşüncelerle bültenimizi incelemenize sunar, işlerinizde başarılar dilerim. M.Gökhan Yücel Yönetim Kurulu Üyesi Genel Müdür Kiwa AXIS projemiz ile yeni kurumsal işletim sistemine geçiş hazırlıkları devam ediyor. Kiwa Meyer ofisinden mühendislerimiz uluslararası ekiple entegre proje geliştiren, laboratuvar, gıda, kalite yönetim ve endüstriyel hizmetler proje gruplarında aktif yer alıyorlar. 1|Sayfa ASBEST VE TÜRKİYE Asbest, doğada lifli olarak bulunan, boy: en oranı 3 ve 3’ten fazla olan mineral gruplarına verilen ortak isimdir. Asbest, lifli, yumuşak, ateşte niteliği değişmeyen, zayıf ısıl ve elektriksel özgül iletkenlik, mikroorganizmalara direnç gibi özelliklere sahip madensel bir maddedir. Bu özelliğinden dolayı özellikle sıcaklık yalıtım malzemesi olarak kullanılmaktaydı. Özellikle gemi yapımlarında ve inşaat yapılarında çok fazla kullanılmaktadır. Bundan dolayı da insanlar ile etkileşimi de çok fazla olmaktadır. Asbest zararlı mineral grubu olduğundan dolayı oldukça zararlı etkileri de bulunmaktadır. Özellikle Türkiye bu konuda Asbestten rahatsızlanan insan sayısı olarak Avrupa’da önde gelen ülkeler arasında yer almaktayız. Türkiye’de asbest Asbest Türkiye’de 2001 Tehlikeli Kimyasallar Yönetmeliği olarak değiştirilen yönetmeliğin 37. maddesi amfibol grubu asbestin kullanımını yasaklanmıştır fakat tam bir muhakkakiyet olmadığından dolayı asbest kullanımı 2010 yılına kadar devam etmiştir. 2010 yılında gelen yeni yönetmelik ile birlikte asbest kullanımı tamamen yasaklanmıştır. 25 Ocak 2013 tarihinde ise asbest yönetmeliği ile birlikte asbest yasağına ait daha detaylı bir hal almıştır. Aktoprak denilen madde asbest içeren yalıtımı kuvvetli bir topraktır. Özellikle Sivas, Eskişehir, Yozgat, Diyarbakır, Elazığ, Adıyaman ve Urfa'nın köylerinde yapılaşmada oldukça fazla kullanılmaktadır. Türkiye de bu bölgelerde asbestin çevresel maruziyetinden dolayı 700 den fazla insan mezotelyoma tanısı alıp ölüme mahkum olmaktadır. Bunu engellemek için devlet yetkilileri farkındalık eğitimleri vermektedir ayrıca asbest maruziyeti çok fazla köylerde ise boşaltmalar yapılmaktadır. Diğer bir yandan asbestin zararlarından dolayı birçok ülke gemi söküm çalışmaları için Pakistan, Bangladeş ve Türkiye gibi ülkeleri tercih etmektedirler. Bunun nedeni ise Türkiye de Avrupa ülkelerinin daha ucuza gemi sökümünü gerçekleştirmiş olmasıdır. Yasak devam etmektedir fakat asbest söküm işlemi Türkiye’de ucuz olduğu için alınan önlemlerde bir o kadar az olmaktadır. Her geçen gün artan gemi söküm çalışmalarının artması ve aktoprak kullanımının engellenmemesi durumu çok fazla asbestten dolayı hastalık yaşayan insanların teşhis sayısını da artmaktadır. Bu da önümüzdeki 30 yılda 20 bin insanın öleceği bulgusunu bir kez daha kanıtlamaktadır. Diğer bir yandan ise üniversitelerde asbest hakkında yapılan çalışmalar, Sağlık bakanlığı tarafından verilen farkındalık eğitimleri ve Çevre ve Şehircilik bakanlığının yaptığı çalışmalar ile yeni ümit var eden durumlarında yaşandığı gün yüzüne çıkmaktadır. Ama 15 -20 yıl önce Amerika ve Avrupa’da yasaklanan asbest sökümü ve kullanımının Türkiye’de çok yeni başlamış olması aslında daha yolun başında olduğumuzu da kanıtlamaktadır. Şahsine Büşra Yaylacı Türkiye’de asbest en çok aktoprak adı ile bilinen çevresel maruziyet şeklinde gün yüzünde bulunmaktadır. 2|Sayfa ISO 50001:2011 ENERJİ YÖNETİM SİSTEMİ STANDARDI Aşağıdakilerle sınırlı olmayıp, Enerji Yönetim Sisteminin Faydaları şu şekilde özetlenebilir: Dünyanın enerji talebi sürekli artmakta, buna karşın hidrokarbon içeren kömür, petrol ve doğal gaz gibi doğal enerji kaynakları da sürekli azalmaktadır. Bu nedenle bu doğal enerji kaynaklarını kontrol etmek ülkeler için önem arz etmektedir. 2002 den itibaren gerek savaşlar, gerekse başka politik sebeplerden ötürü ham petrol fiyatı 6 kat artmıştır. Bu da ülkemiz gibi enerji de dışa bağımlılık oranı %70’ler de bulunan ülkeleri, enerji verimliliği ve alternatif enerji kaynakları konusunda çalışma yapmaya zorlamaktadır. Bu konuda Avrupa Birliğinin ve Türkiye nin 2020 hedefleri; %20 Enerji Tasarrufu, %20 Sera Gazı azaltma ve Yenilenebilir Enerjinin Payını %20 ye çıkarma şeklindedir. Bu nedenle başta Almanya olmak üzere birçok AB üyesi ülkede Enerji Tasarrufu ile Yenilenebilir Enerji konularında çok önemli devlet teşvikleri uygulanmaktadır. Türkiye de ise, şimdilik VAP – Verimliliği Arttırıcı Projeler ile ilgili destek almak isteyen kuruluşlara ISO 50001:2011 Belgelendirme zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca 100 TEP (Ton Eşdeğer Petrol) üzeri enerji kullanımı olan firmalara Enerji Yöneticisi, 1000 TEP üzeri enerji kullanımı olan firmalara ise Enerji Yönetim Birimi bulundurma zorunluluğu getirilmiştir. -Bütün Enerji maliyetleri gözden geçirilir ve enerji envanteri ortaya çıkartılarak azami tasarruf sağlayacak enerji unsurlarına odaklanma mümkün kılınır. Bütün bu gelişmelerin ışığında ilk olarak ABD’de 2000 yılında ANSI/MSE 2000:2000 olarak temelleri atılan Standart, 2011 yılında ISO 50001:2011 olarak ISO tarafından uluslar arası Standart olarak yayınlanmıştır. ISO 50001:2011 standardı bir kuruluş için, bir enerji yönetim sisteminin oluşturulması, uygulanması, sürdürülmesi ve iyileştirilmesi için gerekli şartları belirtir ki, bu kuruluşa enerji performansı, enerji verimliliği, enerji kullanımı ve tüketimi için sistematik bir yaklaşım sağlar. Bu standart, belirlediği enerji politikasına uygunluğunu sağlamak isteyen ve bu uygunluğu başkalarına göstermek isteyen tüm kuruluşlarca uygulanabilir. -Daha etkin bir sürece götüren enerji süreç haritalarının çıkartılmasına imkân tanınır. -Enerji tüketiminde sapmalara sebep olabilecek durumların ortaya çıkma risklerinin asgariye indirilmesi temin edilir. -Enerji tüketimi tahmin edilebilir hale gelir. Gizli kalmış, bilinmeyen enerji atıkları ve sapmaları açığa çıkar ve gerekli faaliyetlerin başlatılması için karar vermeyi kolaylaştıracak kesin bilgiler elde edilir. -Geliştirmeye belirlenir. açık alanlar ve zayıf yönler Standardın ön gördüğü enerji yönetim sistemi modeli Bu standart, Planla – Uygula - Kontrol et - Önlem al - (PUKÖ) olarak bilinen metodolojiye ve enerji yönetiminin kuruluş içi günlük uygulamalarına dayanır. PUKÖ, kısaca aşağıdaki şekilde ifade edilir: 1.Planla: Enerji performansının iyileştirmesi için fırsatları sonuç verir ve kuruluşun enerji politikasına uygun biçimde, gereken enerji gözden geçirmesini gerçekleştir ve enerji temeli, enerji performans göstergeleri (EPG), hedefleri, amaçları ve faaliyet planlarını oluştur. 2.Uygula: uygula. Enerji yönetim faaliyet planlarını 3.Kontrol et: Enerji politikasına ve hedeflerine uygun enerji performansını belirleyen operasyonların anahtar karakteristiklerini ve süreçlerini tanımla, izleme ve ölçme ve sonuçları raporla. 4.Önlem al: Enerji performansının ve enerji yönetim sisteminin sürekli iyileştirilmesi için önlem alınması. 3|Sayfa Bu yaklaşım ile ilgili model Şekil 1 de verilmiştir. Standart maddeleri aşağıdaki gibidir; 0 Giriş 1 Kapsam 2 Atıf yapılan dokümanlar standart ve/veya 3 Terimler ve tarifler 4 Enerji yönetim sisteminin şartları 4.1 Genel şartlar 4.2 Yönetimin sorumluluğu 4.2.1 Üst yönetim 4.2.2 Yönetim temsilcisi 4.3 Enerji politikası 4.4 Enerji planlaması 4.4.1 Genel 4.4.2 Yasal şartlar ve diğer şartlar 4.4.3 Enerji gözden geçirmesi 4.4.4 Enerji referans noktası 4.4.5 Enerji performans göstergeleri 4.4.6 Enerji hedefleri, enerji amaçları ve enerji yönetimi eylem planları 4.5 Uygulama ve işletim 4.5.1 Genel 4.5.2 Yeterlilik, eğitim ve farkındalık 4.5.3 İletişim 4.5.4 Dokümantasyon 4.5.5 İşletimin kontrolü 4.5.6 Tasarım Şekil 1: ISO 50001:2011 standardının ön gördüğü enerji yönetim sistemi modeli 4.5.7 Enerji hizmetleri, ürünler, donanım ve enerjinin tedariki 4|Sayfa 4.6 Kontrol etme 4.6.1 İzleme, ölçme ve analiz 4.6.2 Yasal şartlar ve diğer şartlarla uyumluluğun değerlendirilmesi 4.6.3 Enerji Yönetim Sisteminin iç tetkiki Türkiye’nin önde gelen sanayi kuruluşlarına sunduğumuz Alman DAkkS akreditasyonlu olarak ISO 50001:2011 belgelendirme hizmetimizi, yerli denetçi kadromuz ile gerçekleştirebilmekteyiz. Özellikle enerji yoğun firmalarımızda gerçekleştirdiğimiz denetimler neticesinde tespit edilen tasarruf imkânları, firmaların bu standarda ilgilerini bir kat daha arttırmaktadır. Metin Duran 4.6.4 Uygunsuzluklar, düzeltme, düzeltici faaliyet ve önleyici faaliyet 4.6.5 Kayıtların kontrolü 4.7 Yönetimin gözden geçirmesi 4.7.1 Genel 4.7.2 Yönetim gözden geçirmesi girdileri 4.7.3 Yönetim gözden geçirmesi çıktıları Standart maddelerinden de görülebileceği gibi bu standart bağımsız olarak kullanılabilecek tarzda tasarlanmıştır, ancak başka yönetim sistemleri ile birlikte veya entegre edilebilir. 5|Sayfa BELGELENDİRME AŞAMASINDA TEKNİK RESİM VE ÖNEMİ Antet Örneği: Teknik Resmin Tanımı: Bir parçanın yapımı için gerekli olan bütün bilgileri eksiksiz olarak taşıyan resimlere teknik resim denir. Belgelendirme aşamasında da gerek ürünlerin doğrulanması gerekse kanıt niteliği taşıyacağından teknik resimlerdeki detay ve olması zorunlu gereksinimler bu hususta önem taşımaktadır. Gaz yakan bir cihazın doğrulanmasında aşağıda belirtilen teknik resim sorularının cevaplarını tamamlaması gerekmektedir. İlk olarak teknik resimler antetli, ölçülü, firma tarafından kaşeli, imzalı ve malzeme listesi mevcut mudur? Bunların yanı sıra: Basit Bir Şekilde Ürün ve Malzeme - Ana resim, - Montaj resmi, - Patlatılmış resim, - Brülör ve bek ölçüleri, - Izgara-bek arası mesafe, - Alev kesme tertibatının beke olan mesafesi, - Enjektör çapları, - Isı yalıtım malzemesi, - Besleme (gaz dolaşım) hattının boru çapları ve uzunlukları gibi soruların yanıtlarını karşıladığı takdirde gaz yakan bir cihazın doğrulması kolaylıkla yapılabilmektedir. Belgelendirme aşamasında da bu detay resimlerinin kesinlikle olması gerekmektedir. Teknik resmin gerekli tanımlamalarının yapılabilmesi için önemli detaylardan biri de antet kısmıdır. Resim her ne kadar detaylı düzgün standartlara uygun olarak çizilmiş olsa dahi ilgili antette gerekli tanımlamalar yapılmadığı takdirde gerek üretim gerekse kontrol aşamalarında problemlere neden olacaktır. Aşağıda minimum olması gereken bilgileri kapsayan bir antet örneği bulunmaktadır. Listesinin Gösterilişi: Yukarıda verilen örnekler detaylarına ve spesifik olma durumlarına göre genişletilebilmektedir. Üretici firma belgelendirme aşamasında bu ve bunun gibi resimlerin onaylanmış kuruluşa göndermekle yükümlüdür. Aksi takdirde cihaz doğrulamasında problemler oluşacağından belgelendirme aşamasında süreç ileriye gidemeyecek duruma gelecektir. Sezgin Baltaoğlu 6|Sayfa ISO 9001:2015 İLE GELEN DEĞİŞİKLİKLER 2014’te taslak olarak da yayınlanan ISO 9001:2015 kalite yönetim sistemi standardı 10 ana başlıktan oluşmaktadır. Bunlar: 1.Amaç 2.Atıf ve Referanslar 3.Terimler ve Açıklamalar 4.Organizasyonun Bağlamı 5.Liderlik 6.Planlama 7.Destek 8.Operasyonel Planlama ve Kontrol 9.Performans Değerlendirme 10. İyileştirme Risk yöntemiyle birlikte uygulamanın planlaması sırasında amaçlanan çıktıları elde edebilecek bir kalite yönetim sisteminin oluşturulmasını güvence altına alabilmek için tarif edilmesi gereken risklerin ve fırsatların neler olduğunun belirlenmesi gerekecektir. ISO 9001:2015 ile birlikte ISO 9001:2008 kalite yönetim standardında bulunan doküman ve kayıt ibaresi değiştirilerek birleşimi olarak sadece “dokümante edilen bilgi” olarak karşımıza çıkmaktadır. ISO 9001:2015 ile birlikte hizmet sektörünün daha verimli olarak kullanabilmesi açısından stratejik tarafların belirtilmesi firmalar için zorunlu hale gelecektir. ISO 9001:2015 ile birlikte önleyici faaliyet ibaresi ortadan kalkacaktır. Çünkü Kalite yönetim sistemi önleyici faaliyet olduğundan bu ibareye yeni standartla gerek duyulmamaktadır. ISO 9001:2015 ile birlikte gelen diğer bir değişiklik ise ürün ibaresinin yerini mal ve hizmet ibaresi alacaktır. Bunu nedeni ise diğer kısımlarda da belirttiğim gibi hizmet sektörüne standardı uyumlu hale getirmektir. 2015 yılında gelecek olan ISO 9001:2015 kalite standardı günümüzde gelişmekte olan hizmet sektörüne daha fazla olanak sağlayarak gelişmekte olan üretim bazlı firmalar için ise bütünlük sağlayıcı bir şekilde kalite sunmaktadır. Şahsine Büşra Yaylacı ISO 9001:2015 kalite yönetim standardında ana amaçlar, ISO standartlarında temel bir yapı oluşturmakla başlamaktadır. ISO 9001:2015 ayrıca hizmet sektörünün de daha verimli halde kullanılmasını da amaçlamaktadır. ISO 9001:2015 ile birlikte artık firmaların risk azaltımı ve süreç yaklaşımı bakış açısıyla yönetim sistemlerini revize etmeleri gerekecektir. Bu standart ile birlikte sistem kurulurken risk yönetimi oluşturulması gerekli kılınacaktır. 7|Sayfa 8|Sayfa MİKROFLUİDİK YÜKSEK BASINÇ UYGULAMALARINDA SÜREKLİ AKIŞA SAHİP MİKRO DAĞITICILAR Sonuç olarak, birçok EOF pompaları kV aralığında gerilime gerek duyarak, yüksek gerilimli ekipmanın kullanılmasını sınırlandırır. Bir çok mikrofluidik uygulamalarda, fluidik çipler içinde sıvı akışı gereksinimi bulunmaktadır. Bu genellikle harici pompalar (örneğin şırıngalar) kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Bu harici pompalar sistemin mikrofluidik bölümünden çok daha büyük olup sıklıkla ölü hacme neden olmaktadır. Bunun yerine, çip üstü veya entegre olarak mikro pompalar birçok mikrofluidik uygulamalar için daha avantajlı görülmektedir. Parafin bir eyleyici malzeme olup, yüksek basınçları sevketmede önemli bir potansiyele sahiptir. Eritildiğinde; parafin katı halden sıvı hale geçerken, büyük ve oldukça sıkıştırılamaz hacim genişlemesi göstermektedir. Isıl tahrik genellikle oldukça yavaştır. Buna rağmen, birçok çip üstü mikrofluidik uygulamalarda (ör.: mikro yüksek performanslı sıvı kromotografi_μHPLC) bile yüksek hacimli geçişlere olan talep giderek azalmaktadır. Bu sebepten dolayı, bu tip uygulamalar için tahrik hızı daha az kritik olabilmektedir. Diğer eyleyici malzemeler ile karşılaştırıldığında, parafin yüksek enerji yoğunluğuna sahip olduğundan, performans önemli derecede azalmadan eyleyici daha da minyatürize olabilmektedir. Termal eyleyicileri küçültmekle, eyleyici hızı da genel olarak artar. Ek olarak, parafin eyleyicilerin termal davranışı hem modellenmiş hem de deneysel olarak değerlendirilmiştir. Özellikle analitik kimya uygulamalarında, fluidikleri minyaturize etme ile gerekli numune ve reaksiyon maddesi hacimleri azaltılmaktadır. Bu hacimler daha da minyaturize edildiğinde, akış oranını ve transfer edilen hacmi kontrol etmek çok büyük önem arz etmektedir. Buna ek olarak, fluidik sistemi minyaturize etmek, numune hazırlamak için farklı tipte akış dirençleri kullanmak (örneğin filtreler); sistemdeki karşı basıncı arttıracaktır. Bunun yanı sıra günümüz mikroçipleri, yüksek hacim girdi-çıktısı ve düşük karşı basınç için optimize edilmiş olup yüksek basınçta, kontrollü küçük hacimleri transfer etmek için kullanılmamaktadırlar. Mikrodispenserler (mikro dağıtıcılar) bir nevi mikro pompa olup, belirli bir hacimdeki sıvıyı enjekte etmek veya püskürtmek için kullanılır (örneğin inkjet yazıcılarda kullanım, ısı ile genişleyen polimerler, piezoelektrik tahrikleme, termopnömatik tahrikleme gibi). Fakat raporlara baktığımızda mikrodispenserlerin yüksek karşı basınca karşı çalışma kapasitesi nadir görüldüğü gözlemlenmektedir. Günümüzde yüksek karşı basınçta çalışacak bir çok mikropompa EOF’a (elektroosmotik akış) dayanmaktadır. EOF’u kullanmak; gerekli çift katmanı yapmak için pompalanan sıvının polarize edilebilir olmasından dolayı bir nevi sınırlayıcı olmaktadır. Bunun yanı sıra, bu tip pompalar, sıvıdaki veya yüzeyindeki değişikliğe çok hassastır. Ek olarak, sonrasında elektortlarla oluşacak kabarcık formasyonun da bir elektroliz riski söz konusudur ki bu sisteme oldukça yüksek düzeyde sıkışabilir gaz sunacaktır. Yüksek basınçlarla ilgili olarak, parafin temelli çip üstü mikro dağıtıcılar üzerinde yapılan önceki bir çalışmada 0.3 Mpa’lik basınçlar gözlemlenmiştir. Bunun yanı sıra, polimerik sistem olmakla basınç kapasitesi bir nevi sınırlanmış; daha sert yapısal malzeme ile bunu yükseltme ihtiyacı ortaya çıkmıştır. Gerçekten de, dönel metal paraffin mikro pompalar üzerinde yapılan çalışmalarda 10 MPa’yı aşan karşı basınç görülmüştür. 9|Sayfa Şekil 1. Mikro dağıtıcı kesit görüntüsü. Fluidik kanal koyu siyah, paraffin beya. Parafin çukurcukları 0.6 mm yükseklikte. Ortadaki dağıtıcı eyleyici çapı 8 mm olup yanlarında çapları 2 mm’lik iki valf eyleyici bulunmaktadır. Operasyon sırası: 1-Tedarik, 2- Dağıtıcının dolması, 3-Ejeksiyon, 4-Seçilen hacmin boşaltılması, 5-Çıkış valfinin kapanması. Dağıtıcı odanın ilk aşağıya doğru defleksiyonu hacmini tanımlamaktadır. Bu çalışmada, parafin eylemesi ile tek stroklu dağıtıcının stok Buradaki çukurlar 0.6 mm yükseklikte, dağıtıcı ve dağıtım karakterize edilmiştir. Ek olarak, yüksek valf eyleyicilerin çapları da 8 ile 2 mm’dir. karşı basınca karşı kontrollü bir şekilde sıvı Çukurlardaki parafinde 30 ve 1.9 μL’dir. Bu dağıtımı için bu eyleyici sistemin kullanılıp kullanılmayacağı araştırılmıştır. Yüksek basınç çalışmada kullanılan paraffin katı halden akışkan kapasitesi için, perilen bağlı paslanmaz çelik hale geçerken 10 % genişlemiştir. Bunun saclar, yapısal malzeme olarak kullanılmıştır. yanında; dağıtıcı ve valf eyleyiciler için teorik Perilen ile kaplı yüzeyler ve çok yüksek sıkıştırma strok hacimleri 3 ve 0.19 μL’dir. Valf yatağı ile faktörünün kombinasyonu çok yüksek viskoz ve membran hareketini sınırladığımızda, hacim agresif akışkanların (ör.: hidrolik yağının) değeri düşük bir değere set edilmekte ve dağıtılması veya pompalanması sağlamaktadır. Bu böylelikle yüksek bir kontakt basıncı oluşarak sayede, minyatürize bir hidrolik sistemde dağıtıcı valflerin sızdırmazlığı sağlanmaktadır. Dağıtıcı eyleyici olarak kullanılabilmektedir. Özet olarak, bu oda hacmi de aynı şekilde azaltılarak yüksek bir çalışmada; tek stroklu dağıtıcı için adapte edilmiş sıkışma faktörü vermektedir (ör.: ölü hacim ile bir tasarım ve sürücü sırasına sahip yeni bir cihaz strok hacmi arasındaki oran). Bu kabarcık sunulmaktadır. İlk defa, paraffin tahrikli bir mikro toleransını ve aynı zamanda kendinden hava dağıtıcı, akış karakteristikleri üzerinde basınca sızdırmazlık yeteneğini arttırmaktadır. Ölü hacmi dayalı olarak ve çeşitli ayrı hacimlere kesinlik ve daha fazla azaltmak için, kanal yapısının iç hacmi tekrar edilebilirlik ile dağıtma yeteneği açısından ancak 0.2 μL’ye minimize edilebilmektedir. değerlendirilmiştir. Bunun yanı sıra yeni bir FEM Dirençli bir ısıtıcı ile tahrik edildiğinde, paraffin analizi modeli adapte edilerek, tek bir strokun akış eriyerek genişler ve membranın kanal yapısına doğru defleksiyonuna neden olur. Eyleyicinin karakteristiğini kestirme ve anlama yolu açılmıştır. işlevsek amacına bağlı olarak, bu defleksiyon ya valfleri kapatmak için dağıtıcı odasından akışkanı Tasarım ve İşlev: Mikro dağıtıcıda iki adet normal boşaltmak için kullanılır. Isıtıcı deaktive paraffin soğuyup katılaşarak olarak çık valf bulunmakta olup, dağıtım odasının edildiğinde, membranın ilk aşağıya doğru deflaksiyon fazına karşı taraflarına yerleştirilmiş ve her biri farklı çevirir. Ardı adına eyleyicileri aktive etmekle, parafin eyleyicilerle sürülmektedir. Burada dağıtımı gerçekleştiren eyleyici valf eyleyicilerinden oldukça peristaltik (sağınımlı) bir hareket oluşarak, büyük tasarlanmış ve akış karakteristikleri akışkanın arzu edilen yöne itilmesi sağlanır. üzerindeki etkisi maksimum olmuştur. 10 | S a y f a Şekil 2. Deneylerde kullanılan parafin üzerinde difransiyel tarama ile kalorimetre ölçümü, erime noktası 44-48°C. Parafin çukurcuklara aktarılarak katılaşmaya bırakılmıştır. Parafin katılaştıkça ve çekildikçe, membranı aşağı doğru, eşik değerine, bir defleksiyona ulaşıncaya kadar çeker ki bu noktadan sonra parafinin kendisi bunun yerine deforme olur. Son olarak, arka kalıp yığına yapıştırılır ve parafin çukurlarını kapatır. Deneysel set-up şekil 3’te verişmiştir: Mikro dağıtıcı bir alüminyum fikstüre klampe edilmiş; debimetreye, demir halka ile basınç sensörüne bağlanmıştır. Eyleyici ve kanal yapısı polimerik bir membran ile ayrılmış olup, perilen kaplı paslanmaz çelikten yapılmıştır. Her bir eyleyicide parafin mumu bulunmakta olup, bunlar silindirik bir çukur içine yerleşmiş; ve bu çukurların içine esnek fPCB ısıtıcılar daldırılmıştır. Sıcaklıkla birlikte spesifik ısının artmasının, parafin hacim genişlemesiyle bağlantılı olduğunu difransiyel tarama kalorimetre (DSC) akış karakteristikleri ile göstermektedir (bkz Şekil 2). Yukarıdaki şekilde görüldüğü üzere; sürücü geriliminde liner bir artış, güç üzerinde dört kat artışla erime noktasındaki spesifik ısının anormal artışına neden olmaktadır. Daha kesin akış karakteristikleri elde etmek adına FEM analizi de kullanılmıştır. Fabrikasyon ve değerlendirme: 200 μm kalınlıktaki çelik kalıplar içinde; delikler, akış kanalları ve dış geometrileri fotokimya makinası kullanılarak tanımlanmıştır. fPCB, 5μm çift taraftan bakır kılıflı 25 μm polimid folyo olup, standart litografi ile şekillendirilmiş ve ıslak dağlama ile ısıtıcılar ve içten bağlantılı uçlar tanımlanmıştır. Arkasından akış boyunca delikler reaktif iyon dağlama (RIE) ile tanımlanmıştır. Polimid membrana litografik olarak RIE ile şekillendirilerek geometrisi ortaya çıkmıştır. Çelik kalıplar, fPCB ve polimid membranların hepsi kimyasal buhar çökeltme reaktörü içinde perlin C ile kaplanmıştır. Arkadaki kalıp dışındaki tüm bölümler yapıştırıcı ajan özelliğinde olan perlin film ile yığılmış, kenetlenmiş ve füzyon bağlantısı yapılmıştır. Şekil 3. Deneysel set-up. Grafik programlama yazılımına sahip bilgisayarla kontrol edilen güç kaynağı dağıtıcıların sürümü için kullanılmaktadır. Bilgisayar kontrolü özel dalga formlarının çıkarılmasına fayda sağlamaktadır. Değerlendirmeden önce, komple üç ısıtıcı ideal maksimum sürücü gerilimi ile test edilmiştir. Bunu yaparken bir ısıtıcının üzerinde gerilim azar azar belirli bir zamanda, ta ki parafin eylenen (tahrik edilen) oda içinde eriyene ve manuel olarak uygulanan akış yeterince genişleyinceye kadar arttırılmıştır. 11 | S a y f a Tam strokta, kullanılmıştır: şekil 4’teki sürücü sırası Her bir deney arasında, dağıtıcının iki dakika boyunca soğumasına izin verilmiştir. Sonuçlar: İki mikro dağıtıcı cihazı, D1 ve D2, şekil 5’te görüldüğü gibi üretilmiş ve test edilmiştir. Şekil 4. İlk 40 saniye, kaynak fazını ve sonrasında ejeksiyon fazını göstermektedir. Dağıtıcı eyleyici üzerindeki gerilimdeki lineer artış, akışkanın çıkış tarafından sürekli ejeksiyonu ile sonuçlanır. Basıncın uygulandığı deneylerde, dağıtıcının giriş valfi kapalı durumda tutulmuş, bunun yanında sistem bir şırınga pompası ile ters dağıtım yönünde basınca maruz bırakılmıştır. Bu sırada, dağıtıcı odası eylenmemiş durumda bırakılmıştır. Şırınga pompası uygulama basıncını arzu edilen seviyede manuel olarak durdurmuş olup, debimetre ile ejeksiyon döngüsü kayıt altına alınmıştır. Dağıtıcı eyleyicisi sürücü geriliminin lineer artışı ile dağıtıcı odanın kapandığı önceden kurulu gerilime kadar tahrik edilmiştir. Mikro dağıtıcı da dağıtıcı eyleyicisi üzerine ani tam gerilim uygulayarak test edilmiş ve dağıtım zamanı ölçülmüştür. Şekil 5. Üstte: Elektriksel bağlantıları, delikler ve küçük giriş ve çıkış delikleri gösterir mikro dağıtıcı. Cihaz 15x30x14 mm ölçmektedir. Aşağıda: Mikro dağıtıcı fikstür arasına fluidik bağlantılarla yerleştirilmiş. Mikro dağıtıcının kesinliğini değerlendirmek için, akış basıncı uygulamaksızın iki farklı hacimde durdurulmuştur. Bu, dağıtıcının tam strok ve ilgili akış ölçümü için sürücü geriliminin aynı şekilde lineer artışı kullanılarak yapılmıştır. Hedeflenen hacimde, ilgili sürücü gerilimi sabit tutulmuş ve çıkış valfi simultane olarak kapatılmıştır. Isıl bozucuların ve sürüklenmenin etkilerini azaltmak için, sistemin yeterli düzeyde soğutulması gerekmektedir. Bu nedenden dolayı, bir soğutma flanjı fikstürün üstüne büyük bir aluminyum plakaya yerleştirilmiştir. Şekil 6. Lineer gerilim yükselişinde modellenen ve ölçülen dağıtıcı akış karakteristikleri Tam bir strokun dağıtım sırası 0.5 ila 2.0 MPa’lik karşı basınçlarda test edilmiştir (Bkz. Şekil 7). Şekilden de görüleceği üzere, farklı basınçlar arasındaki dalgalanmaların basınca bağlı olmadığı görülmektedir. 12 | S a y f a Şekil 7. Dağıtılmış tam strok hacmine ve karşı basınç Sıfırdan tam gerilime anlık bir artış dağıtıcıyı sürmek için kullanılmış olup, 10 saniyenin altına dağıtım zamanının kısalmasıyla sonuçlanmaktadır. Akış oranları; uygulanan karşı basınçla ve basınçsız olarak hacim dikkate alınarak dağıtım eğrisini görsel hale getirmek adına zamana göre integrastonu alınmıştır (Bkz. Şekil 8). Şekil 9. Hedef hacimlerin kontrol altındaki dağıtmlar için zamana karşı toplanan hacimleri: D2, 550 nL, D1, 532 nL, D2, 354 nL ve D1, 344 nL. Tablo 1, nihai hacimlerde toplam sapmanın yanı sıra dağıtılan hacimleri özetlemektedir. Tablo 1. Dağıtılan nihai hacimler ve sapmalar Şekil 8. D1 ve D2 cihazları ile uygulanan basınç ile basınç olmadan zamana karşı toplanan hacimler. Dağıtılmış hedef hacimler iyi bir tekrar edilebilirlik göstermiş olup aynı zamanda cihazlar arasında iyi bir tekrar üretilebilirlik değeri vermiştir (Bkz. Şekil 9). Yukarıdan da görüleceği üzere, değişen basınç altında dağıtılan hacmin maksimum sapması % 3.4 ve hedef hacim tekrar edilebilirliği % 1.1 veya daha iyi düzeylerdedir. (1.2 μL), strok ve oda hacmi; (0.2 μL) kanal yapısının iç hacmi olarak uygulanan basınçta tam strok kullanmakla, mikro dağıtıcının sıkıştırma faktörü % 86 (1.2/(1.2+0.2)) olmuştur. 13 | S a y f a Müzakere ve irdeleme: Uygulanan basınçla alınan ölçümlerde, dağıtıcı performansının 0.5-2 MPa aralığında basınçtan bağımsız olduğu görülmüştür. Mikro pompalar incelendiğinde bu tip yüksek basınçlara diğer eyleyici tiplerince nadiren ulaşılabilecektir. Yalnız EOF mikro pompalar bir istisna olup, onlarca mega paskal yeteneğindedir. Fakat EOF mikro pompaların akış oranı sıklıkla karşı basınca lineer olarak bağlı olup değişen basınçlarda akışkanın kontrollü miktarlarda dağıtılmasını daha da zorlaştırmaktadır. Tablo 1’den de görüldüğü gibi; uygulanan basınçla ve basınçsız olarak ölçümlerde, dağıtılan toplam hacim 400-500 nL aralığındadır. Bu mikro dağıtıcıda sıkışmış havadan ve/veya ölçüm setup’ından kaynaklanmış olabilir. Bunun yanı sıra, yükselen basınçta bu hava sıkışmakta ve ölçümlerdeki etkisi azalmaktadır. 600 nL’nin altında, sistemdeki havanın pratik olarak görünen bir etkisi yoktur (bkz. Şekil 8 ve 9: bütün dağıtım aynı yolu izlemektedir). Bu yüzden, spesifik hedef hacimler için dağıtım döngüleri bu değerin altındadır. İki hedef hacim dağıtım sırası da çok iyi bir tekrarlanabilirlik vermiş olup uygulanan basınçta tam strok dağıtım sırasına ait sapma bir nevi daha fazladır. İyileşen tekrarlanabilirliğin nedeni, çıkış valfinin önceden tanımlanmış hacminin akışını durdurmak adına ayarlanmasından kaynaklanmış olması mümkündür. Ek olarak, cihazlar arasında çok ufak farklar bulunmaktadır ki bu da iyi bir tekrar üretilebilirlik vermektedir. FEM modeli, dağıtıcının davranışını kalitatif olarak daha iyi sergilemektedir (bkz şekil 6). İlginçtir ki, DSC ölçümlerinde 24 ve 31°C’deki ufak yükselişler bile (bkz şekil 2) modellenen sonuç üzerinde gözle görülebilir etkiler vermiştir. Bunun yanı sıra, dağıtıcı eyleyici membranın hareketinin modellendiğini dikkate almak önemlidir ki; çıkışta oluşan dağıtılan suyun akış oranı ölçülmektedir. Membran defleksiyonla esnedikçe, suyun içindeki iletimle, zaman içinde ısıl taşıma değişmekte olup, kontra yüzeyde ve membran arasında su kalınlığı azalmaktadır. Bu eyleyicinin soğumasını modelden daha fazla arttırmakta ve deneylerde ilk iki ana zirve noktasının azalması olarak görülmüştür. İkinci zirve nokta temel olarak oda hacminin fiziksel sınırlarından dolayı azalmıştır. Ek olarak, akışkan eylemsizliğinden, su dağıtıcı kanalı boyunca itildiğinden ve ölçüm set-up’ından kaynaklı bir ilk zirve noktasından bir yumuşama etkisi olması mümkündür. Bu kalitatif model için gerekli görülmeyen yukarıdaki tüm faktörler dikkate alındığında, modelin karmaşıklığı önemli ölçüde artacaktır. Bu çalışmada, sıvı parafin atanmış olan çukurcuklara manuel olarak dökülmüştür. Parafinin miktarını daha iyi kontrol ederek, cihazlar arasındaki tekrar üretilebilirlik daha da arttırılabilir. Üretim prosesi oldukça esnek olup, cihaz içinde mikrofluidik kanalların ve bileşenlerin entegre edilmesine imkan vermektedir. Alternatif olarak, mikro dağıtıcı başka bir mikrofluidik sistemle yakın bir şekilde entegre edilerek daha kompakt hale getirilebilir. Parafin, farklı erime aralıklarında ısıtılarak karıştırıldığında, daha fazla lineer bir genişme verecek şekilde uyarlanabilir. Alternatif olarak, saf n-akanları kullanmak ani aktivasyonlar için daha kısa erime aralıkları verebilir. Bunun yanı sıra; saf n-alkanları farklı molekül uzunluklarında karıştırıldığında, azar azar genişleme verebilir. Isıtıcının aktivasyon sırası da uyarlanabilir. Bu çalışmada gösterildiği gibi, basitçe bir puls dalga formunu kullanarak, dağıtılan hacmi değiştirmeden, dağıtım zamanı 150 saniyelerden 10 saniyelere inmiştir. Tüm bu faktörler birleştiğinde, dağıtıcı davranışının uyarlanması sağlanacaktır. Bunun yanında, farklı uygulamalara özel akış karakteristikleri aynı cihazla elde edilebilecektir. 14 | S a y f a Sonuç: Bir mikro dağıtıcı; akışkanı, sürekli olarak ve yüksek düzeyde kontrollü bir şekilde karşı basınca karşın bulunmasına rağmen dağıtabilir. Mikro dağıtıcı 0.5 ila 2.0 MPa’lik basınç aralıklarında, basınca bağımlılık göstermemiştir ki, basınç değişkenliklerinin etkisinin minimize edilmesi konusu bir çok analiz uygulamaları için büyük önem arz etmektedir. Mikro dağıtıcının çok fonksiyonlu olduğu, hacmi dağıtmada kesinlik ve tekrar edilebilirliğe ve puls dağıtım yeteneğine sahip olduğu görülmüştür. Tam strok hacminde itibari miktarda akışkan basit bir şekilde dağıtılabilir. Bu; tam strokun bir kalibrasyon ölçümüyle ve seçilen dağıtılmış hacmi durduran eyleyicinin zamanla kontrolü ile yapılabilir. Dağıtıcı, çeşitli çip üstü çözümlerde ve yüksek verimlilikten ziyade yüksek basınç kararlılığı isteyen uygulamalarda, örneğin μHPLC, yüksek basınç mikro-reaktörleri, derin su numune alma ve mikro-hidrolik uygulamalarda kullanılabilecektir. Hakan Esgin Kaynak: Roger Bodén, Sam Ogden, and Klas Hjort, “Microdispenser With Continuous Flow and Selectable Target Volume for Microfluidic High-Pressure Applications”, J. Microelectro mech. Syst., vol. 23, no. 3, pp. 452–458, 2014. 15 | S a y f a ALUMİNYUMDAN MİKROFABRİKASYON YÖNTEMİ İLE MFC ÜRETİMİ Silikon, mikro fabrikasyon üretim yöntemi için kullanılan bir substrat malzemesidir. Mikro fabrikasyon üretim şeklinde silikon ile birlikte cam, silika, polimer, alümina ve cam seramiklerde kullanılmaktadır. Günümüzde yapılan araştırmalar mikro fabrikasyon üretim yöntemi ile üretilen ürünler için alternatif ürünler bulmaya yönelik olmaktadır. Sonuç olarak yapılan araştırmalar gösteriyor ki, alüminyum mikro fabrikasyon üretimi için kullanılabilecek mükemmel bir ham madde olabilmektedir. Alüminyum, tıpkı silikon gibi mikro fabrikasyon üretim yönteminde benzer özellikler gösterebilmektedir. Özellikle bu yöntem ile plaka şeklinde alüminyum kullanılmaktadır. Bu alüminyumlar, 450°C ye kadar dayanabilmektedirler. Aşağıda verilen Tablo 1’de, plaka alüminyumların karakteristik özelliklerini görebiliriz: Tablo 1: Plaka Alüminyum Özellikleri Alüminyum, çok iyi bir iletkendir. Bu özelliği sayesinde elektrik akımı dahil iletkenlik göstermesi gereken durumlarda kayıp minimumdur. Fakat her malzemede olabileceği gibi alüminyumda da oksitlenme sorunu vardır. Bu sorunun önüne geçilebilmesi için alüminyum Al2O3 (alüminyum oksit) materyali ile kaplanır. Günümüzde yeni bir teknoloji ile karşı karşıyayız. Bu çalışmanın amacı, yeni geliştirilen bu teknoloji için “base material” yani temel ham madde arayışıdır. MFC (micro fuel cells), Türkçe karşılığı mikro yakıt pilleridir. Bu pillerin mikro olarak adlandırılmasının nedeni boyutlarının küçük olmasıdır. Mikro yakıt pilleri, elektromekanik enerji dönüştürücü olarak kullanılmaktadır. Kimyasal enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürmektedirler. Klasik elektrik üretimi sistemlerinde, yakıtın içindeki enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürülmesi için yanma reaksiyonunun olması gerekmektedir. Yanma reaksiyonun verimli olarak gerçekleşebilmesi için yakıtın ve ateşleyicinin iyi karışması gerekmektedir. Daha sonra yanmanın devam edebilmesi için sürekli işlem gerekmektedir. Her işlem sırasında ise enerji kaybı ve verim düşmesi meydana gelir. Yakıt pillerinde ise yakıt enerjisinin doğrudan elektrik enerjisine dönüştürülmesi mümkündür. Bu pillerin içerisinde 2 bölme bulunmaktadır. Bu bölmelerin birinde yakıt, diğer bölmede ise oksidant akışı meydana gelmektedir. Bu iki bölme, birbirinden katı ya da sıvı halde elektrolit zar ile ayrılır. MEA (membrane electrode) yani zar şeklindeki bu yapı 2 bölme arasına yerleştirilir. MEA, proton iletken polimerden meydana gelmektedir. Nafion® olarak adlandırılan bu madde, oksitlenmeye karşı pilatinyum malzeme ile kaplanmaktadır. MFC, mikro fabrikasyon ile üretilen mikro akışkan özelliği gösteren ürünlerdir. MFC için, yüksek elektrik iletkenliği olan malzemeler kullanılmaktadır. Bunun nedeni akışın olduğu pilin içerisinde aynı zamanda akımı ileten bir eleman görevi de görmesi gerekmektedir. MFC teknolojisinin kullanıldığı alanlar başlıca; askeri uygulamalar, uzay araçları, meteoroloji istasyonu gibi sahalarda kullanılmaktadır. Önerilen kullanım alanları ise elektrikli ve hibrit araçlarda, ana yük güç tesislerinde, yedek güç olarak, laptop bilgisayarlarda, yedek güç kaynağı olarak, küçük elektronik cihazların portatif şarj cihazları olarak kullanılmaktadır. Bu iletkenliğin sağlanabilmesi için silikon kullanılmaktadır. Fakat sinterlenmiş nikel, silikondan daha fazla iletkenlik göstermektedir. Bunun yanı sıra ilgi çekici olan bir diğer iletken malzeme ise alüminyumdur. Özellikle 6061 alüminyum, iletkenliği sayesinde mikro fabrikasyon yöntemi ile üretilen MFC’lerde kullanılmaktadır. Yapılan testler sonucunda, aşındırma yöntemi ile plaka alüminyumlar, MFC için uygun bulunmuştur. Daha öncede söylediğimiz gibi alüminyum iletkenliği iyi olduğu için MFC uygulamalarında tercih edilmektedir. Aynı zamanda, plaka alüminyum ile aşındırma ve cilalama yoluyla istenilen ölçülerde elde etmek mümkündür. Ayrıca alüminyum, silikona göre daha sünek bir yapıya sahiptir ve sıkıştırılabilirliği oldukça iyidir. Bu özellik, MFC uygulamalarında herhangi bir kaçağın önüne geçilmesini sağlamaktadır. 16 | S a y f a Aşağıda mikro fabrikasyon yöntemi ile ham alüminyumdan MFC üretimi görülmektedir. Yukarıdaki işlemler tamamlandıktan sonra alüminyum MFC malzemesi 4 aşamalı şekil verme işlemine girmektedir. Bunlar: a) Burulma mukavemetlendirilmesi ve ön yüzeyi modelleme b) Belirlenen bölgeden sıvı dağlama işlemi c) Yeniden burulma mukavemetlendirilmesi ve akışın olacağı bölge için şekillendirme işlemi d) Akış bölgesi için final dağlama işlemi ve burulma mukavemetlendirilmesi Şekil 1: Ham Alüminyuma Karbonun Emdirilmesi ve Nafion® Malzemenin Ortaya Yerleştirilmesi Yukarıdaki proses tamamlandığı zaman malzeme dağlama yöntemi ile istenilen ölçülere getirilmektedir. Şekil 3: Alüminyum Şekillendirilme Aşamaları MFC Malzemesinin Şekillendirme işlemi sonrasında alüminyum MFC malzemesi birtakım karakteristik özellikler göstermektedir. Bu özellikle Tablo 3 de verilmiştir. Şekil 2: Dağlama İşleminden Sonra Alüminyum MFC Malzemesi Dağlama işleminde, alüminyum MFC malzemenin gösterdiği karakteristik özellikler Tablo 2 de gösterilmiştir. Tablo 3: Alüminyum MFC Malzemesinin Şekil Verme İşlemi Sonuçları Tablo 2: Dağlama İşleminden Sonra Alüminyum MFC Malzemesinin Gösterdiği Karakteristik Özellikler 17 | S a y f a Aşağıdaki Şekil 4 grafiğinde şekil vermenin her aşamasındaki dağlama işlemi oranı gösterilmektedir. Grafikten yorumlanabileceği gibi 20 dakika sonra dağlama işlemi sırasında tüm aşamadaki oranlar azalmaktadır. Ayrıca, dar kanallardaki dağlama oranı, geniş kanallara göre daha yavaş artmaktadır. Sonuç olarak 6061 Alüminyumdan MFC malzemesi başarılı bir şekilde elde edilmiştir. Daha öncede bahsedildiği gibi alüminyum, gerek daha sünek olması, gerek sıkıştırılabilme oranının daha yüksek olması ve en önemli özelliği olan iletkenliğinin fazla olması sayesinde MFC malzemesi olarak kullanılabilmektedir. Bu işlemler sırasında karşılaşılan problem ise her aşamada, yani her proses de yüzey temizliğinin yapılması gerekmektedir. Akın Taşkıran Kaynak: Gianmario Scotti, Petri Kanninen, Tanja Kallio, and Sami Franssila, “Bulk-Aluminum Microfabrication for Micro Fuel Cells”, J. Microelectro mech. Syst., vol. 23, no. 3, pp. 372–379, 2014. Şekil 4 Şekil 5 de ise tüm mekanik işlemler tamamlanış, yüzey temizliği yapılmamış alüminyum MFC malzemesinin mikroskoptaki görüntüsü yer almaktadır. Şekil 5 18 | S a y f a DOKUNSAL SENSÖRLER İÇİN SÜRTÜNME DESTEKLİ ÇEKME KUVVETİ TESPİT MEKANİZMASI Bu çalışmada yeni bir sürtünme destekli kapasitif dokunmatik algılama mekanizması önerilmektedir. Bu mekanizma entegre şeffaflık ve esneklik ile 3D ekran görüntü kontrolü uygulamaları için aynı anda çekme, normal ve kesme kuvvetlerini tespit edebilmektedir. Algılama mekanizması önceki çalışmaların üzerinde bir gelişmedir ve ergonomik hususlar ile parmak ucu algılama aralıkları destekler. Bu mekanizma 0.38, 0.28, 0.24 ve 0,33 pF / N demonstrasyon hassasiyetleri üretmekte ve algılama aralıkları 0-1 N, 0-1.6 N, 0-1.4 N, 0-2.0 N ve çekme için (θ = 90°), sürtünme destekli çekme (θ = 30°), normal, ve kesme kuvvetleri, sırasıyla verilmiştir. θ = 30° altında insan parmağına uyan ve 3 boyutlu sanal görüntü kontrolüne olanak sağlayan sürtünme destekli çekme kuvveti önerilmektedir. Ortalama olarak, demonstrasyon dokunmatik sensör şeffaflığı görünür bölgede %80’nin üzerindedir. Bu çalışmada mekanizmanın teorik tasarımı, simülasyonu, fabrikasyonu ve ölçümü gerçekleştirilmiş ve incelenmiştir. Giriş: Antenler, kağıt piller, ince film transistörler, mantık cihazları, güneş pilleri, e-kağıt ve ekranlar gibi esnek elektronik cihazlar araştırmacıların ilgisini çekmektedir. Ekonomik, yumuşak, güvenli ve taşınabilir olmalarının yanında çeşitli şekillerde olabilmekte ve çevre dostudurlar. Multimedya etkileşim cihazlarının popüler olması sebebiyle, esnek ekranlar diğer esnek elektronik cihazlardan daha popüler durumdadırlar. Elektroforez ekranlar, elektrokromik ekranlar, electrowetting ekranlar, mikro elektromekanik ekranlar ve likit kristal ekranlar piyasada mevcuttur. Düz panel ekranlarda 3D görüntülerin gösterilebilmesi son on yılda geliştirilmiş ve tüketiciler için cazip hale gelmiştir. 3D görüntü kontrolünü ve esnek ekranları birleştirmek arzu edilmektedir. Dokunsal sensörler yaygın olarak mekanik robotlarda yapay cilt olarak kullanılmıştır. Ancak, çalışmalar otomatik robotlar için sınırlı kuvvet algılama aralıkları ile küçük algılama cihazlarına odaklanmıştır. Çalışma aralıkları çok dardır ve devreler parmak uçları tarafından kontrol edilen esnek dokunmatik panel ekranlar için çok hassastır. Dokunmatik paneller, parmak uçları ile yapılamayacak sınırlı ve kontrol edilemeyen küçük kuvvetler için tasarlanması yerine uygun kuvvet algılama aralıkları ve hassasiyetleri ile insan kontrolü için tasarlanmış olmalıdır. Dokunsal sensörler ilk olarak tamamlayıcı metal oksit yarı iletkenler ve esnek malzemeler ile üst üste işlenerek yapılmıştır. Çeşitli çalışmalarda kapasitif dokunma sensörleri olarak saf metal elektrotlar ile polidimetilsiloksan (PDMS) kullanılmıştır. Bu sensörler ekranlarda kullanılamaz çünkü saf metal elektrotlar görünür ışık için opaktır. Çok fonksiyonlu dokunsal sensörler saydam iletken oksitler (ör. indiyum kalay oksit) kullanılarak daha sonradan geliştirilmiştir. Yapı ve çalışma prensibi: Önerilen dokunmatik sensör beş mekanik yapı katmanı içermektedir: yumru tabakası, üst elektrot katman, yalıtım tabakası, boşluk ve sütun tabaka, ve alt elektrot tabakası. Şekil 1 19 | S a y f a Aşağıda önerilen sensor boyutları ve malzemeleri gösterilmektedir. Üst ve alt yüzeyler polietilen tereftalattan yapılmıştır (PET, Toray, T60); yalıtım, ayırıcı, yumru ve sütun polidimetilsiloksan (PDMS, Sylgard, 184) yapılmıştır ve elektrotlar indiyum kalay oksit, ITO’dan yapılmıştır. Şekil 3 Sürtünme destekli çekme kuvveti algılama mekanizmasının ayrıntısı için, aşağıdaki şekil bir yumru üzerinde bir sürtünme çekme kuvveti uygulayarak gerçekleştirme kavramını göstermektedir. Burada sürtünme denklemi; Şekil 4 Simulasyon: Şekil 2 Çalışma Prensibi: Çekme, normal ve kesme kuvvetleri için operasyon prensipleri aşağıda verilmektedir. Bir hücre dört kondansatörden oluşur ve her bir kondansatör hava boşluğunu çevreleyen iki paralel elektrottan içerir. Bu bağlantısız olan tutucular ve sütunlar dolayısıyla açık bir ortamdır. Bir çekme gücü hücreye tatbik edildiği zaman, dört kapasitör aynı zamanda deforme olur ve hava boşlukları buna bağlı olarak artar. + z yönünde bir çekme kuvveti meydana gelir ve hava boşluğu artışları idealde özdeştir. Çekme kuvveti, hücrenin düz yüzeyine θ = 90 ° 'lik temas açısı ile tanımlanır. Gerçekte θ = 90 °’de çekme kuvveti olası değildir. Dolayısıyla sürtünme destekli model çalışma prensibini temsil etmek için önerilmiştir (θ parmak ve yumru arasındaki açı olarak tanımlandığında). Bu tasarım konseptinin ilk tam boyutlu modelini simüle etmek için ticari simülasyon yazılım COMSOL (sürüm 4.0) kullanılmıştır. Elektromekanik eşleşme fonksiyonu yapılara ve boyutlara dayanılarak gerçekleştirildi. Simülasyon sırasında, alt tabaka tüm yönlerde sabitlendi ve ortam sıcaklığı 300K’ya ayarlandı. Deformasyon gradyan simülasyonunda 2 N kuvvet, normal ve çekme kuvveti altında yumru üstüne uygulanmıştır. (sürtünme destekli çekme kuvveti ve kesme kuvveti altında yumru tarafına) Çekme Kuvveti: Aşağıdaki şekilde θ = 90 °’de + z yönünde uygulanan çekme kuvveti (F) için simülasyon sonuçları (a) kapasite değişimi ve (b) cihaz deformasyonu olarak görülmektedir. Kapasitans değişimi, x ve y yönlerinde çekme kuvveti ile simetriktir. Kondansatör hava boşlukları artan çekme kuvveti ile artar, kapasitans azalır. 20 | S a y f a Şekil 5 Aşağıdaki şekilde θ = 30 °’de z yönünde uygulanan çekme kuvveti (F) için simülasyon sonuçları (a) kapasite değişimi ve (b) cihaz deformasyonu olarak görülmektedir. Kapasite değişimi C1 ve C3 için artar, C2 ve C4 için simetrik olarak azalır. Normal Kuvvet: Normal kuvvet benzer bir süreç takip edilerek simüle edildi ve sonuçlar aşağıda gösterilmektedir. Uygulanan normal kuvvet ve kapasitans değişim arasındaki ilişki görülebilir. Şekil 6 Kesme Kuvveti Aşağıdaki şekilde simülasyon sonuçları görülmektedir. C1 ve C3 için kapasitans artmakta, C2 ve C4 için simetrik olarak azalmaktadır. Oklar kesme kuvveti yönünü gösterir. Bu simülasyon sadece ± z yönünde yapısal deformasyonu öngörmekte, x ve y yönündeki kaymaları göz ardı etmektedir. Şekil 7 21 | S a y f a Malzemeler ve üretim süreci: Üst, boşluk ve sütun ve alt katmanları lamine etmek için Ultraviyole (UV) ışığa karşı duyarlı yapıştırıcı madde (Loctite, 3311) kullanılmıştır. PET ve PDMS, sırasıyla, Toray (T60) ve Sylgard (184)dır. Silikon kalıp fotolitografi kullanılarak üretilmiştir ve indüklenen-çift-plazma reaktif iyon aşındırma kullanılmıştır (Samco, RIE-10NR). PETİTO-UV katmanı optik mikroskop altında Si-PDMS tabaka ile hizalanmıştır. Tüm yapı yumru kalıptan çıkarılarak imalat süreci tamamlanmıştır. Cihaz performansı, müzakere ve irdelemeler: Önerilen sensörün performansını doğrulamak için, bir force gauge ve algılama devresi testleri yapmak için kullanılmıştır. Kontrol ve hesaplama devreleri için, önerilen cihazın kapasitans değişiklikleri tespit etmek amacıyla bir okuma devresi de tasarlanmış ve uygulanmıştır. Şekil 8 Şekil 9 Yukarıdaki şekil θ=90 ° ve θ = 30 °’de çekme kuvvetini tespit için ölçüm sistemi kurulumunu göstermektedir. Force gauge z yönü boyunca hareket için kontrol edildi, ölçüm sonuçları aşağıdaki şekilde gösterilmiştir. Normal bir kuvvet uygulandığında, force gauge -z yönünde doğrudan yumruya kuvvet uygulamaktadır. Sonuç yandaki şekilde verilmiştir. Şekil 9 22 | S a y f a Bir kesme kuvveti θ = 0 °’de yumruya force gauge ile uygulanmıştır. Sonuç aşağıdaki şekilde verilmiştir. Stres dağılımını simüle etmek için COMSOL 4.0 kullanılmıştır. Cihazın sonucu, maksimum stresin eğilme altında tabakanın ortasında biriktiğini göstermektedir. Normal kuvvet ve farklı bükülme yarıçapları altında kapasite değişimi arasındaki ilişki aşağıdaki şekilde verilmektedir. Bükülme yarıçapı ve duyarlılığı arasında pozitif bir ilişki vardır. Sonuç olarak, üst tabakanın deformasyonu azalmış ve duyarlılığı düşmüştür. Bununla birlikte, düşük duyarlılık, daha büyük bir doğrusal işlem aralıkları sağlar, bu da kullanıcılara operasyon esnekliği bırakır. Şekil 10 Bir görüntüleme cihazı ile 3D görüntü kontrolü şematiği görülmektedir. Cihazı çalıştırmak için, kuvvet (çekme, normal ve kesme kuvvetleri) modları seçilir. Daha sonra dokunmatik sensör hücre seçilen kuvvet moduna göre tepki vermektedir. Aşağıda çekme kuvvetinin çokludokunma davranışı için ölçülmüş sonuçlarını gösterilmektedir. Üç dokunma sensörü başarılı bir şekilde farklı yönlerde, farklı çekme kuvvetlerine yanıt vermiştir. Bu çekme kuvveti algılamanın sürtünme yardımı ile mümkün olduğunu kanıtlamaktadır. Şekil 11 Şekil 12 Orhan Karakuş Kaynak: Tsun-Yi Chen, Yung-Chen Wang, Cheng-Yao Lo, and Rongshun Chen, “Friction-Assisted Pulling Force Detection Mechanism for Tactile Sensors”, J. Microelectro mech. Syst., vol. 23, no. 3, pp. 471–481, 2014. 23 | S a y f a DEMİRYOLU ENDÜSTRİSİ İÇİN UYGUNLUK DEĞERLENDİRME HİZMETLERİ EN 15085-2 sertifikasyonu Tsı Uygunluk Değerlendirme Hizmeti Kiwa Meyer, 2008/57/AT Karşılıklı İşletilebilirlik Yönetmeliği kapsamındaki Teknik Şartnamelere uygunluk hizmetlerini Correl Rail (NoBo: 1144) ile sunmaktadır. Yüksek Hız (HS) ve Konvansiyonel (CON) alanda hizmet sunulabilecek TSI’lar aşağıda takdim edilmiştir: TSI ENE TSI PASLOC TSI WAG TSI SRT TSI CocoSi TSI NOI TSI PRM IRIS Sertifikasyonu IRIS standardı ISO 9001:2008 ile bağlantılı olarak, tasarım ve geliştirme, üretim, bakım (filo bakım, tamir) ve uygulanabildiğinde, tesis etme, demiryolu araçlarının müşteri hizmeti ve sinyalizasyon ile ilintili ürünlerine yönelik iş sistemi gereklerini tanımlar. Kiwa Meyer bu alanda Correl Rail denetçileri ile denetim ve sertifikasyon hizmetleri sunmaktadır. Kiwa Meyer, EN 15085-2 sertifikasyon hizmetini; İsviçre Kaynak Birliği SVS ile vermektedir. SVS, 2 Haziran 2006 tarihinden itibaren, Almanya-Bonn’da bulunan Alman Federal Demiryolu Otoritesi (EisenbahnBundeseamt EBA) tarafından Almanya dışında tanınmış tek kuruluş olarak (DIN 6700-2’nin yerini alan), EN 15085-2 ile ilgili imalatçı belgelendirmesi kapsamında yetkilendirilmiştir. Demiryolu araçlarına ait kaynak alanında belgelendirme kuruluşunuz olarak uluslararası rekabette başarı elde etmenize katkı sağlayacak avantajlı bir durumdur. Bu kapsamda aşağıdaki faaliyetler gerçekleştirilmektedir: Denetime raporlama hazırlık, denetim ve Sertifikanın yayınlanması ve www.EN15085.net online firmanın dahil edilmesi kayıt sistemine Demiryolu Araçlarındaki Kaynaklar için Avrupa Koordinasyon Komitesi (ECWRV) periyodik yayınları, önemli standartlardaki değişiklikler, SVS haberler v.b. yayınların aktarılması.