PDF - Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler

Transkript

PDF - Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Uludağ Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi
Uludağ Journal of Economy and Society
Cilt/Vol. XXXIV, Sayı/No. 1, 2015, pp. 175-198
GEÇ ENDÜSTRİLEŞME SÜRECİNDE DEVLETİN ROLÜ:
RUSYA ÖRNEĞİ
Ayda POLAT 1
Cem Okan TUNCEL 2
Özet
Bu çalışma, Rusya’da maliye bakanları tarafından izlenen hükümet
politikalarının ülkenin endüstrileşme hamlesinin gerçekleşmesinde oynadığı rolün
irdelenmesini amaçlamaktadır. Gerschenkron’un geç endüstrileşme tezine göre
İngiltere gibi erken sanayileşen ülkelerde özel girişimcilerin yarattığı sermaye
birikimi sanayileşmeyi sağlarken, geç endüstrileşen Almanya’da yatırım bankaları
daha da geç sanayileşen Rusya’da ise devletin uygulamaları sanayileşmeyi
sağlamıştır. Bu nedenle geç endüstrileşen Rusya’da, endüstrileşme için gerekli olan
birçok ön koşulun yerine devletin izlediği politikaların içerdiği unsurlar geçmiştir.
Dolayısıyla bu çalışmada Rusya’daki 1861 sonrasındaki endüstrileşme devletin
izlediği bilinçli politikaların yarattığı bir süreç olarak incelenmektedir. Özellikle bu
çalışma 19. yüzyılda Reutern, Bunge, Vyshnegradsky ve Witte gibi farklı Rus
hükümetlerinin maliye bakanları tarafından izlenen endüstrileşme politikalarının
benzerliği ve sürekliliğine odaklanmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Zorunlu Tasarruf Politikası, Geç Endüstrileşme,
Devlet Politikaları, Rusya.
1
2
Arş.Gör., Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü,
[email protected]
Yrd.Doç.Dr., Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, İktisat Bölümü,
[email protected]
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
176
The Role of State in Late Industrialization: The Russian Case
Abstract
The main purpose of this paper is to examine the role of government
policies pursued by Russian financial ministers on industrialization spurt. According
to Gerschenkron’s Late Industrialization thesis, early industrializers like Great
Britain could attribute their success to the “original accumulation” of capital by
private entrepreneurs; late industrializers like Germany attributed their successes to
investment banks, and late “late” industrializers like Russia found success in stateled industrialization practices. For this reason in Russia, the policies of government
effectively substituted for the lacking prerequisites of modern industrialization. In
this study, Russian industrialization which started after 1861 is investigated as a
process creating by conscious policies of state. Specifically, this study focuses on
similarities and continuities of industrialization policies which were followed by
different Russian government’s finance ministers namely Reutern, Bunge,
Vyshnegradsky and Witte in nineteenth century.
Key Words: Forced Savings, Late Industrialization, Government Policies,
Russia.
JEL: O23 N64 O52
1. GİRİŞ
Endüstrileşme sürecine Sanayi Devrimi’ni yaşayan Batı Avrupa
ülkelerine göre daha geç giren Rusya’da bu sürece geçiş tarihi olarak
literatürde ortak kabul edilen zaman, 1861 yılıdır. (Falkus, 1986: 60,
Gerschenkron, 1962: 119, Gregory, 1972: 418-434, Ellison, 1965: 530) Bu
yıl, Rusya’da tarımsal kesimde büyük bir çoğunluğu oluşturan serflerin
Çarlık tarafından özgürlüğe kavuşturulmasını sağlayan Azatlık Yasası’nın
çıktığı yıldır. 1861 Azatlık Yasası Rusya’da çağdaşlaşmanın başlangıç
noktası olarak kabul edildiğinden, bu yasanın Rusya’daki endüstrileşmede
oynadığı rol çalışmada ele alınacaktır. Bununla birlikte Rusya’da 1861
Azatlık Yasası’ndan önce atılan ekonomik temeller de dikkate alınmalı, bu
dönemde özellikle tüketim malları endüstrisinde meydana gelen önemli
gelişmeler göz ardı edilmemelidir.
Literatürde Rusya’nın endüstrileşmesi konusundaki en önemli
tartışmalar, Çarlık hükümetlerinin bu konuda izlediği bilinçli ve planlı
politikalar ile bu politikaların ekonomide yarattığı sonuçlara ilişkindir. (Von
Laue, 1991: 64-79; Crisp, 1991: 258-268; Kahan, 1967: 460-477;
Gerschenkron, 1962: 126-132, Falkus, 1986: 81) Bu tartışmalar,
çalışmamızın da önemli eksenlerinden birini oluşturmaktadır. Aynı zamanda
bu çalışma, bazı yazarların savunduğunun tersine, Rusya’nın, hem içsel
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
177
dinamikler açısından hem de dünya ölçeğinde sanayileşen ülkelerle
karşılaştırmalı olarak, 1890’lı yıllara girildiğinde endüstrileşen bir ekonomi
haline geldiğini göstermeyi amaçlamaktadır.
Geç endüstrileşen Rusya’da endüstrileşme süreci, erken
endüstrileşen ülkelerdeki endüstriyel gelişmeyi kolaylaştıran unsurların
yaratılması ya da bulunması ile gerçekleşebilmiştir. Bu unsurlar,
endüstrileşme için gerekli olan koşulların yetersizliğinin, özellikle devlet
politikaları yoluyla ortadan kaldırılmasıyla giderilmektedir. Bu bağlamda
1861 Azatlık Yasası’nı izleyen dönem ülkede, endüstrileşme süreci için
hazırlık dönemi olarak nitelendirilmiş, Rus hükümetlerinin izlediği birbirine
yakın politikalar ve aldığı benzer önlemler ülkede endüstrileşme için gerekli
olan koşulların yaratılmasında temel bir rol oynamıştır. (Gerschenkron,
1962: 125)
Dolayısıyla bu çalışmada Rusya’daki 1861 sonrasındaki
endüstrileşmenin planlanmamış piyasa etkisiyle kendiliğinden yaşanan bir
süreç olarak ortaya çıkmadığı, tersine devletin izlediği bilinçli politikaların
yarattığı bir süreç olduğu görüşü ele alınmaktadır. Bu çerçevede Rusya’da
devletin izlediği politikalar; demiryolu yapımı uygulamaları, 1861 yılında
serflerin özgürlüğünü kazanmalarını sağlayan Azatlık Yasası, gümrük tarife
politikaları, zorunlu tasarruf politikaları ve Rusya’nın dünya ekonomisiyle
bütünleşmesini sağlayan altın standardına geçiş için izlenen para ve maliye
politikalarıdır. Bu çalışmada söz konusu politikalar, ekonomide yarattığı
sonuçlarla birlikte değerlendirilecektir.
Bu çalışma üç ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde
Rusya’nın endüstrileşme süreci Alexander Gerschenkron’un “Geç
Endüstrileşen Ülkeler Tezi” çerçevesinde değerlendirilmektedir. İkinci
bölümde 1861 Azatlık Yasası öncesi dönemde Rusya’daki endüstrileşme
çabaları incelenmektedir. Üçüncü bölümde ise Rusya’nın endüstrileşmesinde
ağır sanayinin öne çıktığı 1861 sonrası gelişmeler dönemin dört güçlü
maliye bakanı olan Reutern (1881-1886), Bunge (1887-1892),
Vyshnegradsky (1887-1892) ve Witte (1893-1903) tarafından uygulanan
iktisat politikaları çerçevesinde ele alınmaktadır.
2. TEORİDE RUSYA’NIN ENDÜSTRİLEŞMESİ
Ekonomik kalkınma literatüründe Rusya’nın endüstrileşme sürecine
girişini kuramsal olarak irdeleyen yaklaşımlardan biri Alexander
Gerschenkron’un “Geç Endüstrileşen Ülkeler Tezi”dir. Geç Endüstrileşen
Ülkeler Tezinde Gerschenkron ülkeleri, endüstriyel gelişimlerini ayrı
zamanlarda tamamlamalarına ve ekonomide endüstrileşmeyi sağlayan
kurumların farklı özellikler taşımasına göre birbirinden ayırmıştır.
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
178
Gerschenkron tarafından İngiltere, Fransa ve İsviçre gibi ülkeler erken
endüstrileşen ülkeler olarak kabul edilirken, bu ülkeleri yakalama isteğiyle
devlet müdahalesine başvuran Rusya ve Japonya gibi ülkeler ise geç
endüstrileşen ülkeler olarak tasnif edilmektedir. (Gerschenkron, 1962: 44)
Avrupa’da yaşanan endüstrileşme deneyiminden yola çıkan Gerschenkron
endüstrileşmeyi hedefleyen ülkelerde teknolojinin sürekli ilerlemesi
nedeniyle kalkınma sürecinin finansmanı için güçlü kurumsal araçların
devreye sokulması gerektiğini savunmuştur. (Chang, 2003: 24)
Gerschenkron’un geç endüstrileşme tezine göre İngiltere gibi erken
sanayileşen ülkelerde özel girişimcilerin yarattığı sermaye birikimi
sanayileşmeyi sağlarken, geç endüstrileşen Almanya’da yatırım bankaları
daha da geç sanayileşen Rusya’da ise devletin uygulamaları sanayileşmeyi
sağlamıştır.
Tablo 1: İkame Faktörleri
Aşamalar
1
2
3
İleri Ülkeler
(İngiltere)
Girişimciler
Daha Az Geri Kalmış
Ülkeler
(Almanya)
Bankalar
Girişimciler
Daha Fazla Geri Kalmış
Ülkeler
(Rusya)
Devletler
Bankalar
Girişimciler
Kaynak: Gershenkron, 1962: 355
Gerschenkron’un deyişiyle geç endüstrileşen ülkeler arasına 1890
yılından başlayarak giren Rusya’nın endüstrileşmesi, Sanayi Devrimi’ni
gerçekleştiren İngiltere, Fransa gibi ülkelerdeki endüstrileşmeyle aynı
çizgiyi izlememiştir. Ona göre, bir ülkenin ekonomisi ne kadar geri kalmışsa
endüstrileşme süreci için gerekli koşulların yerine o kadar çok o ülkeye özgü
kurumlar ve kurumsal nitelikler geçmektedir. (Gerschenkron, 1962: 354)
Gerschenkron’a göre İngiltere’de gerçekleşen sanayileşme, geri kalmış
ülkelerde ancak bazı ikame edici kurumların varlığı ile başarılabilmiştir.
(Gerschenkron, 1962: 355) Bu bağlamda, Gerschenkron Rusya’da tam
endüstrileşmeyi başlatan temel etkenin eşdeyişle ikame edici kurumun,
değişik politikalar izleyen devlet olduğunu öne sürmüştür. Gerschenkron
farklı Avrupa ülkelerinin deneyimlerine bağlı olarak şekillenen
endüstrileşme tipolojisinin özelliklerini şu şekilde ifade etmektedir:
“İngiltere küçük sermaye ve uzman girişimcilik gerektiren nispi
olarak küçük ölçekli girişimlerle sanayileşmeye başladı. Yatırım
sermayesi ihtiyacı girişimcilerin kendi tasarrufundan veya onun
akrabalarından, müşterilerinden sağlandı, büyüme karların yeniden
yatırıma aktarılmasıyla oluştu. Ancak Almanya sanayileşmeye
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
179
başladığı zaman teknoloji ve piyasalar daha karmaşık, fabrikalara
ilişkin optimum ölçek daha büyük idi ve daha yüksek yatırım
harcamaları gerektiriyordu. Ayrıca Almanya orta düzeyde geri kalmış
bir ülke olarak daha az potansiyel girişimciye ve çok az likit
sermayeye sahipti. Netice olarak da bankacılık sistemi hem
sermayenin hem de girişimciliğin temel kaynağı haline geldi.
Almanya’dan daha geri olan Rusya’da sanayileşme için sermaye,
girişimcilik ve bankacılık sistemi yeterli değildi. 1880’lerin sonunda
ve 1890’larda büyük ölçekli sermaye yoğun sanayilerin kurulmasında
ve 1900’lü yıllarla birlikte bankacılık sisteminin oluşturulmasında
Çarlık hükümeti büyük rol oynadı”. (Gershenkron, 1962: 353)
Ayrıca geç endüstrileşen ülkelerde devletin ekonomiye
müdahalesinin boyutu da geri kalmışlıkla yakından ilgilidir. Bu tür ülkelerde
ekonominin geri kalmışlığı ne kadar büyükse, devletin müdahalesi de o denli
büyük olacaktır. (Gerschenkron, 1962: 127) Çünkü bu ülkelerde göreli geri
kalmışlık, toplumdaki ekonomik gelişme beklentisi ve sürekli durgunluk
arasında gelgitlere neden olurken bu gerilim reel politikaya yansıyarak,
ekonomik büyüme için gerekli koşulların yerine geçecek kurumsal
değişmelerin yaratılmasına neden olmaktadır.
Gerschenkron, Rusya’nın tam endüstrileşmesinde gerekli koşulların
yerine geçecek temel sistematik unsurları şu şekilde formüle etmiştir: (Weiss
ve Hobson, 1999: 119)
Dİ + AEP + GTK + AS + ZT = TAM ENDÜSTRİLEŞME
Bu formülasyonda; Dİ
= Demiryolu inşasını,
AEP = Ağır endüstri politikasını,
GTK = Gümrük tarife korumasını,
AS = Altın standardını,
ZT = Zorunlu tasarrufu temsil etmektedir.
Gerschenkron,
19.
yüzyılın
ikinci
yarısından
itibaren
endüstrileşmenin Rusya için erken endüstrileşen ülkelere ulaşma kaygısıyla
birlikte temel amaç haline geldiğini vurgulamaktadır. Bu temel amaca
ulaşmak için Rusya, ihracatın artmasına, rublenin değerinin değişmemesine,
dışarıdan ucuz ve daha fazla ödünç alınmasının sağlanmasına ve yabancı
döviz ihtiyacının karşılanmasına yönelik olarak tedbirler almıştır. Bu
önlemler, Rusya’da devletin ekonomiye rasyonel politikalar ile müdahale
ettiğini göstermektedir.
Bu politikalardan biri ülkede geriye doğru bağlantılarla demir, çelik,
kömür endüstrilerinin gelişimini ve ileriye doğru bağlantılarla endüstriyel
mallar ile tarımsal ürünlerin pazarlara ulaşmasını, piyasaların gelişmesini
sağlayan demiryolu yapımıdır. Özellikle pazarlara ve yerleşim bölgelerine
uzak verimli tarımsal alanların ve endüstriyel bölgelerin birbirine
180
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
bağlanmasını sağlayan demiryolları, Rus endüstrileşmesinde temel rol
oynayan itici kuvvetlerden biridir. Demiryollarının inşasıyla birlikte mal
ticareti artmış ve bir pazar ekonomisi doğarak malların piyasa fiyatlarının
birbirine yaklaşması mümkün olmuştur. (Metzer, 1974: 548) Dolayısıyla
demiryollarının gelişimi, Rusya’da piyasa ekonomisinin oluşmasına katkıda
bulunmuştur. Ayrıca demiryollarının gereksinim duyduğu sermaye
donanımının büyük ölçüde yurt içinden sağlanması gayesi, ülkede ağır
sanayinin gelişmesini sağlamıştır. Geriye doğru bağlantı etkisinin bir
yansıması olarak, 1890’lı yıllarda Rusya’da elde edilen, demir, çelik ve
kömür çıktısının büyük kısmı demiryolu yapımında kullanılırken, bu
endüstriler de artan talebin etkisiyle giderek gelişmiştir. (Lenin, 1988: 427)
Rusya’nın endüstrileşmesinde etkili olan sistematik unsurlardan biri
de devletin izlediği gümrük tarife politikasıdır. Daha önce düşük gümrük
vergileri uygulanan Rusya’da, 1877 yılında ilk kez olarak gümrük
vergilerinde bir yükselme gerçekleştirilmiştir. Ancak bu tarife sadece
tüketim mallarını kapsamakta, hammadde ve yarı mamul malları içine
almamaktaydı. Gümrük tarifeleri 1885 ve 1890 yılında tekrar arttırılmış,
1891 yılında ise en yüksek ve en korumacı niteliğine kavuşmuştur. (Falkus,
1986: 77) Bilinçli olarak izlenen gümrük tarife politikalarıyla devlet, başta
mali gelirlerini arttırmayı amaçlamaktadır. Bir türev yarar olarak da ülkedeki
özellikle ağır sanayi yapısının korunması amaçlanmaktadır. Dolayısıyla ağır
sanayi yalnızca demiryolu yapımının hızlanmasıyla ivme kazanmamış, aynı
zamanda devlet tarafından yüksek gümrük tarifeleri yoluyla koruma
politikaları izlenmesi ve çeşitli sübvansiyonlar uygulanmasıyla daha da
gelişmiştir. Öte yandan, 19. yüzyılın sonuna doğru bu amaçlara ödemeler
dengesi fazlası oluşturularak altın standardına geçişin kolaylaştırılması
amacı da eklenmiştir.
Müdahaleci devlet yapısının temelini devletin izlediği zorunlu
tasarruf stratejisi oluşturmaktadır. Devlet zorunlu tasarruf politikasıyla köylü
ve işçiler üzerine ağır ve azalan oranlı vergiler koymakta ve zayıf tüketici
sınıflarından toplanan vergiler başta demiryolu yapımı olmak üzere
endüstrileşmede önemli rol oynayan alanlara yönlendirilmektedir.
(Gerschenkron, 1962: 126) Böylece devlet, köylülerden sanayi sektörüne
yaptığı gelir transferiyle ekonomik gelişmenin sağlanmasına katkıda
bulunmaktadır. Bir zorunlu tasarruf politikası olarak artan vergiler, zaman
zaman endüstriyel mallara olan yurtiçi talebin azalmasına neden olduysa da
bu vergi gelirlerinin ağır sanayi de ve özellikle demiryolu yapımında
kullanılması endüstrileşme sürecini hızlandırmıştır.
Rusya’nın endüstrileşmesindeki bir diğer sistematik unsur ise,
ülkenin 1897 yılında altın standardına geçmesidir. Her şeyden önce Rusya
altın standardına geçerek dünya ülkeleri içinde itibarlı bir ülke konumu elde
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
181
etmiştir. Bu konum ülke parası olan rublenin istikrar kazanması anlamına
gelmekteydi. Rublenin istikrar kazanmasıyla birlikte hem dolaylı hem de
doğrudan yatırımlar anlamında yabancı sermayenin ülkeye girişinde önemli
artışlar gözlenmiştir. (Gregory, 1979: 384) Bu da sermaye kıtlığı çeken bir
ülke için önemli bir avantaj anlamına gelmektedir. Altın standardına
geçilmesinin başarılması, Rusya’nın dünya ekonomisi içinde önemli bir
konuma gelmesinde etkin bir rol oynamıştır.
1861 yılında çıkarılan Azatlık Yasası, Rusya’nın özellikle kırsal
kesimindeki toplumsal ve iktisadi geriliği yansıtan ve endüstrileşme sürecini
yavaşlatan serflik rejiminin kaldırılmasıdır. Bu yasayla birlikte serflikten
kurtulan Rus köylülerine ayrılan toprak payları, köylülerin serf konumunda
iken kendi ihtiyaçlarını karşılamak için üretim yaptıkları toprak
parçalarından çok daha küçüktü. (Falkus, 1986: 65) Bununla birlikte Rus
köylülerine ayrılan toprak paylarının yetersizliğine rağmen köylüler eski
toprak sahiplerine de kurtarma ödemeleri adı verilen tazminatları ödemek
zorunda bırakılmışlardı. Köylülerin 49 yıl boyunca ödemek zorunda
oldukları kurtarma ödemeleri toprakların piyasa fiyatının çok üzerinde
belirlendiğinden, köylüler tarımsal topraklar üzerinde özel mülkiyet hakkı
elde edememişlerdir. Bu yasayla birlikte yasal özgürlüklerine kavuşan
köylüler ekonomik özgürlüklerine kavuşamadıkları gibi, komün sistemiyle
toprağa daha bağlı hale gelmişlerdir. Ancak zamanla köy komünlerinin
istikrarlı yapısını koruyamaması ve komün içinde zengin köylülerin fakir
köylülerin topraklarını kiralayarak ya da satın alarak ele geçirmesi, çoğu
köylünün topraksızlaşmasına neden olmuştur.
Gerschenkron’a göre; 1861 Azatlık Yasası’yla birlikte köylülere
verilen toprakların yetersiz olması, komün sisteminin getirdiği finansal
yükümlülüklerin ve devletin zorunlu tasarruf politikasının kırsal kesim
üzerinde ağır yük oluşturması, köylülerin topraklarını terk etmelerine neden
olmuş ve böylece sanayi için işgücü kaynağı yaratılmıştır. (Gerschenkron,
1962: 124) Özellikle nakit paraya duyulan ihtiyaç, köylülerin ürünlerini
pazarlamalarına ya da endüstri sektöründe istihdam edilmelerine neden
olmuştur. Bu ise, kırsal bölgeler ve kentler arasında önemli bir hareketliliğin
ortaya çıkmasını sağlamıştır. Dolayısıyla, Gerschenkron Geç Endüstrileşen
Ülkeler Tezinde, 1861 Azatlık Yasası’nın sanayiye ucuz işgücü sağlamak
için bilinçli olarak çıkarıldığını öne sürmektedir. Nitekim 19. yüzyılın
sonuna gelindiğinde fabrikalarda çalışan ücretli işgücü sayısındaki yüksek
düzey de bunu kanıtlamaktadır. Ancak bazı yazarlara göre ise, 1861 Azatlık
Yasası sonucu ortaya çıkan işgücü kaynağı planlanmamış piyasa etkisinden
kaynaklanmaktadır. (Von Laue, 1991: 70) 1861 Azatlık Yasası’nın
endüstrileşme amaçlı bir yasa olmadığını savunan yazarlar, yasanın
temelinin daha çok siyasi ve mali nedenlere dayandığını öne sürmektedir.
182
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
3. RUSYA’DA 1861 ÖNCESİ ENDÜSTRİLEŞME
GİRİŞİMLERİ
Rusya’da endüstrileşmenin 1861 Azatlık Yasası’ndan sonra hız
kazandığı ve bu dönemde devletin izlediği politikaların ülkeyi sanayileşen
ülkeler grubuna soktuğu bir gerçektir. Ancak 1861 sonrasında yaşanan bu
endüstrileşme birdenbire mi ortaya çıkmıştır sorusu tartışmaya değer
gözükmektedir. Rusya’da 1861 öncesinde sanayi, nüfusun çok büyük bir
kısmını serflerin oluşturduğu görece yoksul bir tarım toplumunun içinde
gelişti. Bu yapının doğal bir sonucu olarak Rus sanayi mallarına karşı iç
talep düşük kalmaktaydı. Ayrıca mevcut serflik yapısını ortaya çıkaran
feodal koşullar, ücretli işgücünün sanayi alanına girişini zorlaştırdı. 1861
öncesinde Rusya’da ekonominin temelini endüstriyel yapıdan çok geçimlik
tarım üretimi ve büyük ölçüde kendine yeterli malikâneler oluşturmaktaydı.
Rusya’nın modernleşmesine paralel olarak sanayileşme alanındaki
ilk gelişmeler Büyük Petro dönemine (1682-1725) rastlamaktadır. Büyük
Petro döneminin Petro’nun öldüğü yıl olan 1725’e kadar süren son 25
yılında Rusya’da imalat sanayi üretiminde önemli gelişmeler ortaya
çıkmıştır. Büyük Petro’nun endüstriye önem vermesinin en önemli nedeni,
Rusya’nın askeri gücüne verdiği önemdi. Bu amaçla onun döneminde devlet,
askeri gereksinimleri karşılamak amacıyla birçok sanayi kuruluşunun
temellerini attı ve bunları bizzat kendi işletti. Bu çerçevede top dökümevleri
ve silah sanayi kuruldu. Ayrıca demir ve bakır madenciliği alanında da çok
önemli gelişmeler sağlandı. Özellikle askerlerin üniforma ihtiyacını
sağlamak amacıyla da yünlü dokuma fabrikaları açıldı. Ayrıca donanmanın
yelken bezi ve halat gibi ihtiyaçlarını karşılamak için ise devlet tarafından
işletilen sanayi kuruluşları oluşturuldu.
Büyük Petro’nun 1725 yılında ölümüyle II.Katerina’nın 1762’de
tahta çıkması arasındaki dönemde endüstri alanında önemli bir gelişme
olduğu söylenemez. II.Katerina döneminde (1762-1796) özellikle tüketim
malları sanayilerinde kapitalist bir gelişmenin ortaya çıktığı görülmektedir.
Ekonomik girişimi mümkün olduğunca özgürleştirmek isteyen II.Katerina
döneminde izlenen liberalleştirme politikaları sınai işletmelerin ve üretimin
artmasına neden olmuştur. 1762’de Rusya’da bulunan sınai girişimlerin
sayısı 600-700 civarında iken II.Katerina’nın hükümdarlığının sonunda sınai
girişimlerin sayısı 2000’i aşmıştır. (Madariaga, 1996: 148) Bu işletmelerde
çalışanların sayısı da 81.780’e ve üretilen malların değeri ise 8.7 milyon
rubleye ulaşmıştı. (Falkus, 1986: 41) Özellikle pamuklu, ipekli, yünlü
dokumacılık, deri ve tarımsal ürünleri işleme endüstrileri gelişmişti.
Büyük Petro’yla başlayan ve II.Katerina döneminde devam eden
gelişmeler, temelde ülkenin modernleşmesini amaçlamakta ve bu çerçevede
devletin bürokratik ve askeri yapısının sağlamlaştırılmasına, dolayısıyla
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
183
devletin ihtiyaçlarının karşılanmasına yöneliktir. Bu dönemdeki endüstriyel
gelişim ne devlet girişimlerine dayanmaktadır ne de bilinçli bir devlet
zorlamasının sonucudur. Bu endüstriyel gelişim, planlı bir devlet
politikalarının bir sonucu olmaktan daha çok, askeri nitelik taşıyan
girişimlerin yarattığı planlanmamış piyasa etkisinin bir sonucudur. Örneğin,
bu dönemde kurulan tüm fabrikaların silah, savaş malzemesine yönelik
olması ve seyrekte olsa demiryollarına yapılan yatırımların yine askeri
malzemeleri taşıma maksatlı olması, 1861 öncesinde devletin, asıl hedefi
endüstrileşme olan bilinçli bir politika uygulamadığını göstermektedir.
Dolayısıyla 1861 öncesinde Rusya’daki endüstrileşme çabaları 1861 sonrası
dönemle karşılaştırıldığında farklı özellikler taşımaktadır.
4. RUSYA’DA 1861 SONRASI ENDÜSTRİLEŞME
POLİTİKALARI
1854-56 yılları arasında gerçekleşen Kırım Savaşı’ndan yenik çıkan
Rusya’da, bu yenilginin en önemli nedenlerinden birisi askeri malzemelerin
zamanında savaş bölgesine ulaşamamasıydı. Rusya’nın bu savaştan yenik
çıkmasının bir diğer nedeni ise, sanayi teçhizatının ülkenin askeri
gereksinimlerini karşılamada yetersiz olmasıydı. (Ellison, 1965: 527;
Gerschenkron, 1962: 131, Kipp, 1975: 442) Ülkenin askeri ve iktisadi
geriliğini açıkça gözler önüne seren Kırım Savaşı ile birlikte Rus devleti,
endüstrileşmeye yönelik daha kapsayıcı stratejiler benimsemek zorunda
kalmıştır. Dolayısıyla Rusya’da 1861 sonrasında ağır endüstri kalkınmasına
özellikle askeri endüstriyel temeli uyarmak için ulaşılmıştır. Endüstriyel ve
askeri açıdan gelişmiş ülkeleri yakalama gayesi olan Rus devletinin bu
doğrultudaki çabaları 19. yüzyılın ikinci yarısı boyunca devam etmiştir.
Bu bağlamda 1861 yılında çıkan Azatlık Yasası sonrasında devlet
planlı ve bilinçli politikalarla endüstrileşmede temel bir rol oynamıştır. Bu
dönemde endüstrileşme için gerekli koşullardan yoksun olan Rusya’da
devlet, temelde bu koşulları ikame edecek sistematik unsurları üç şekilde
harekete geçirmiştir. Birincisi; ekonomik gelişme amacıyla kurumsal
değişikliklerle mülkiyet hakları sağlanmaya çalışılmıştır. İkincisi;
endüstrileşme için gerekli ticari ve finansal ortamın yaratılması için devletçe
izlenecek maliye ve para politikaları oluşturulmuştur. Üçüncüsü ise devlet
bizzat girişimci olarak endüstrileşme sürecine katılmıştır.
Rusya’da 19. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyılın başlarına kadar
uzanan dönemde yurt içi taşımacılık ağının geliştirilmesi, rublenin değerinde
istikrarın sağlanması, yeni endüstrilerin kurulması ve emekleme döneminde
olan endüstrilerin korunması için yürütülen devlet politikalarını maliye
bakanları belirlemiştir. Ekonomik gelişmenin ancak endüstrileşme ile
184
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
sağlanabileceği görüşünü savunan Rus maliye bakanları, ülkenin endüstriyel
gelişimini sağlayacak ekonomik politikalar bütününden meydana gelen bir
sistem oluşturmuşlardır. (Kipp, 1975: 438) Bu sistemin bir sonucu olarak,
Rusya’da endüstrileşme aşamalı bir süreç olarak ortaya çıkmıştır. (Wolfe,
1967: 196) Maliye bakanları tarafından izlenen endüstrileşme amaçlı
politikalar birbirinin devamı niteliğinde gerçekleşmiş, bu politikaların
izlenmesinde bireysel girişimler oldukça geniş yer tutmuştur. Birçok
endüstrileşme deneyiminde iktisadi büyüme ile ilgili bireysel
değerlendirmeler önemsiz kalırken, Rusya’da bireysel kararlar, ekonomik
gelişme üzerinde oldukça önemli etkiler yaratmıştır. Bu bağlamda Rus
maliye bakanları ülkede uygulanan endüstriyel politikaların en önemli
yönetici ve uygulayıcıları haline gelmiştir.
Rusya’da 1862-1878 yılları arasında maliye bakanı olan Reutern
döneminde izlenen politikalar sayesinde 1890’lı yıllarda yaşanan hızlı
endüstrileşme sürecinin başlaması için gerekli şartlar hazırlanmıştır.
(Bromley, 2002: 40) Bu bağlamda ülkenin endüstriyel gelişme sürecinde
devletin bir aktör olarak süreci yönettiği ilk dönem Rus maliye bakanı
Reutern’in dönemi olmuştur. (Trebilcock, 1981: 225)
Reutern, mevcut ekonomik düzeni sarsan oldukça farklı iktisadi
görüşler ileri sürmüştür. Rus maliye bakanı, endüstriyel gelişmeyi sağlamak
için liberal politikalar izlemiş, özel sermaye ve girişimcinin ekonomik
gelişme sürecinde önemli rol oynaması gerektiğini belirtmiştir. (Kipp, 1975:
438) Ancak liberal ekonomik politikalar Rusya’nın endüstrileşmesi üzerinde
olumsuz etkiler yaratmış, 19. yüzyılın sonlarına doğru Rusya’da bu
politikaların yerini Friedrich List’in korumacılığa dayanan “ulusal ekonomi”
düşüncesi almıştır.
Rus maliye bakanı Reutern, özellikle devletin mali durumunu
güçlendirmek için tedbirler almış ve bu yönde politikalar izlemiştir. Reutern,
bütçeye ek gelir sağlamak için dolaylı vergilerin uygulanması gerektiğini
savunmuştur. Ayrıca bu dönemde en önemli doğrudan vergilerden biri olan
kelle (baş) vergisi de %80 oranında artmıştır. Yine bu dönemde, Rusya’nın
mali zayıflığını gizlemek için bütçe olağan ve olağanüstü bütçe olmak üzere
ikiye ayrılmıştır. Demiryolları yapımı ve askeri harcamalar olağanüstü bütçe
harcamaları içinde yer almış, böylece yüksek maliyetli harcamalar olağan
bütçe dışında tutulmuştur. Olağanüstü harcamalar iç ve dış borçlanma gibi
olağanüstü gelirler ile finanse edilmiştir. Bu mali tedbirlerle birlikte, olağan
bütçe denkliğinin sağlanması kolaylaşmış ve ülkenin mali yapısının
sağlamlığı artmıştır. (Von Laue, 1969: 11)
Liberal politikalardan yana olan Rus maliye bakanı Reutern
döneminde düşük gümrük tarifeleri dönemi yaşanmıştır. Bu dönemde
ülkenin ihraç ettiği tarımsal mal miktarı artarken ithalat miktarının da düşük
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
185
gümrük tarifelerinin etkisiyle artması, ülkenin 1860 ve 1870’li yıllar
boyunca dış ticaret açığı vermesine neden olmuştur. Ancak liberal gümrük
önlemlerinin bazı endüstrilerin gelişmesi üzerindeki olumlu etkisini de inkar
etmek mümkün değildir. Örneğin, demiryolları yapımı için gerekli olan ray
ve lokomotif ihtiyacının büyük bölümünü yerli endüstriden temin edemeyen
Rusya, demiryollarını bu malları ucuza ithal ederek kurmuştur. 1866-1875
yılları arasında lokomotif dışalımları yaklaşık 1 milyar rublenin üzerine
çıkmıştır. (Falkus, 1986: 75)
Öte yandan, Rusya’da altın rezervlerinin arttırılması için uygun
ödemeler bilançosunun oluşturulması gerekmekteydi. Bu nedenle 1877
yılından itibaren gümrük vergilerinin altın olarak toplanması kararı
alınmıştır. Böylece ülkeye hem altın girişi olmuş hem de kâğıt ruble ve altın
ruble arasındaki nispi fiyat ilişkisinin değişmesi nedeniyle gümrük
tarifelerinin reel değeri yükselmiştir. Reel tarife oranları %30-%50
yükselmiş ve gümrük tarifelerinden elde edilen vergi gelirleri artmıştır.
(Hobson, 1997: 92) Reutern döneminde alınan bu ekonomik tedbirler daha
sonraki yıllarda altın standardının benimsenmesini ve böylece rublenin
istikrar kazanmasını kolaylaşmıştır.
Rus kapitalizminin baş mimarı olarak da nitelendirilen Nikolai
Khristianovich Bunge, 1881-1886 yılları arasında maliye bakanlığı
yapmıştır. Rus maliye bakanı, özellikle ülkenin vergileme sisteminin
modernleşmesinde önemli bir rol oynamıştır. (Plaggenborg, 1995: 59) Bu
dönemde ülkenin vergi sisteminde önemli değişiklikler meydana gelmiş,
devletin mali yapısının çehresi tamamen değişmiştir. Dolayısıyla Bunge
izlediği mali politikalarla sadece kısa dönemde bütçe açıklarını kapamaya
çalışmamış, ayrıca ülkede geçerli olan vergileme sisteminde de köklü
değişimler yapmayı amaçlamıştır.
Bunge, devletin mali sorunlarının vergilerle değil ekonomik büyüme
ile çözülebileceğini savunmuştur. Bu bağlamda, Rus maliye bakanı öncelikle
endüstriyel gelişmenin önündeki engelleri ortadan kaldırmaya çalışmıştır.
Böylece endüstrinin gelişmeye başlaması, demiryolları yapımı ve piyasaların
genişlemesi ülkede vergi mükelleflerinin değişmesini ve vergilerin değişik
zümreler arasında daha adaletli dağıtılmasını sağlamıştır. Bununla birlikte,
Bunge devlet bütçesini iyileştirmek için yapılacak mali reformların
yaratacağı sosyal sonuçları da değerlendirmiştir. Bu nedenle, nüfusun sosyal
statüsüne göre değişen vergi yüküne dayanan bir vergi sisteminin
oluşturulması gerektiğini savunmuş, vergi müfettişleri Rus halkının
üstlenebileceği
ölçüde
vergi
yükümlülüğü
oluşturmaları
için
görevlendirilmiştir.
Bunge döneminde, köylülerin eski toprak sahiplerine ödemek
zorunda oldukları kurtarma ödemeleri hariç köylüler üzerindeki bütün
186
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
doğrudan vergiler kaldırılmıştır. (Von Laue, 1969: 20) Bu vergiler içinde yer
alan ve feodal dönemden kalan bir mali yükümlülük olan kelle (baş)
vergisinin uygulanması için 1861 Azatlık Yasası’ndan sonra yasal bir zemin
kalmamıştır. Bu nedenle kelle (baş) vergisi 1883 yılından 1887 yılına kadar
aşamalı olarak kaldırılmış, sadece Sibirya’da 1897 yılına kadar uygulanmaya
devam etmiştir. Rusya’da kelle (baş) vergisinin kaldırılması köylüler
üzerindeki vergi yükünün nispeten azalmasına neden olmuştur. Böylelikle
köylüler üzerindeki vergi yükü %25 azalmıştır. (Von Laue, 1969: 21) Ancak
“eşitlikçi” bir vergi olan kelle (baş) vergisinin kaldırılması ile birlikte
komünal yapı içinde mevcut olan eşitlikçi yaklaşım zarar görmüştür. Ayrıca
1861 Azatlık Yasası’ndan önce bu vergiden elde edilen 58 milyon ruble
vergi gelirini ikame edecek bir gelir kaynağının bulunması gerekmekteydi.
(Plaggenborg, 1995: 56) Bu nedenle, Bunge döneminde 1875 yılından beri
uygulanan toprak vergisinde değişiklikler yapılmış ve toprak vergisi kelle
(baş) vergisinin yerini almıştır.
Öte yandan bütçeye ek gelir sağlamak için dolaylı vergilerin
uygulanması gerektiğini savunan Reutern gibi, maliye bakanı Bunge
döneminde de Rusya’da dolaylı vergilerin bütçe gelirleri içindeki payı
yükselmiştir. 1885 yılında alkollü içecek, kibrit ve tütün tüketimi üzerinden
alınan dolaylı vergiler artmıştır. Ayrıca 1881 yılına kadar şeker üzerinden
alınan vergiler, şeker pancarı üretim miktarı üzerinden ödenirken, 1881
yılından itibaren vergileme sistemi değişmiş, vergiler şeker tüketimi
üzerinden alınmaya başlanmıştır. Çünkü 1877 yılında 6.775 milyon ruble
olan vergi gelirleri 1881 yılında 3.591 milyon rubleye düşmüş, devlet vergi
gelirlerini arttırmak amacıyla vergileme sisteminde değişiklikler yapmış,
bütçe gelirleri içinde dolaylı vergilerin göreli önemi yeniden artmıştır.
(Sanders, 1984: 658) Bu dönemde, vergi sisteminde meydana gelen
değişmeler ile birlikte vergi gelirleri %45.9 artmıştır. (Plaggenborg, 1995:
56)
Bunge, endüstrileşmenin köylüler üzerinde ağır mali yükümlülükler
yaratmadan esnaf ve girişimcilere uygulanacak ılımlı vergiler ile finanse
edilebileceğini vurgulamıştır. Bu nedenle, maliye bakanı ülkedeki esnaf ve
girişimcilerin mali yapının dışında tutulmaması gerektiğini savunmuştur.
Rusya’da 1885 yılında ilk kez kar üzerinden vergi alınmaya başlanmıştır.
Öte yandan, 1886 yılından itibaren hanehalkının faiz gelirleri de
vergilendirilmiştir. 1886 yılından itibaren bu vergiden elde edilmesi
beklenen gelir yaklaşık 10 milyon rubleydi. (Plaggenborg, 1995: 56)
Dolayısıyla Rus maliye bakanı Bunge döneminde vergi sisteminde meydana
gelen değişmeler vergi yükünün kentleri ve endüstriyi de etkilemesine neden
olmuştur. Bu dönemde yapılan vergi reformları ile birlikte Rusya’da kişi
başına düşen vergi yükü de değişmiştir. Plaggenborg’a göre, Bunge
döneminde alınan mali tedbirler ile köylüler üzerindeki vergi yükü nispeten
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
187
azalmış, kentlerin ve girişimcilerin üzerindeki vergi yükü nispeten artmıştır.
(Plaggenborg, 1995: 59)
Ancak Rus maliye bakanı Bunge döneminde, ülkede yapılan vergi
reformları bütçe açıklarını ortadan kaldıramamıştır. Özellikle tarımsal
kesimden elde edilen doğrudan vergi gelirlerinde meydana gelen azalmayı
finanse etmek için maliye bakanı gümrük tarifelerini arttırmak zorunda
kalmış, tarife oranları 1885 yılında çıkarılan bir yasa ile değişmiştir. Bu
dönemde demir ve çelik başta olmak üzere birçok malın üzerine konulan
tarife oranları %20 yükselmiştir. (Von Laue, 1969: 20) Böylece tarifelerden
elde edilen vergi gelirleri artmıştır. Bunge, gümrük tarifelerinde yapılan
düzenlemelerin devletin gelir kaynaklarını güçlendirmek için yapıldığını,
tarife oranları düşürülse dahi tüketim harcamalarında meydana gelen bir
artışın vergi gelirlerinde azalışa yol açmayacağını belirtmiştir. (Hobson,
1997: 94) Öte yandan, Bunge liberal politikalar izleyen Reutern’den farklı
olarak ithalatın kısıtlanması ve rublenin istikrarının sağlanması için de
korumacılık politikalarına başvurmuştur. Böylece 1882-1886 yılları arasında
Rusya’da dış ticaret fazlası yıllık 68 milyon ruble olmuştur. (Hobson, 1997:
98)
Rus maliye bakanı Bunge döneminde “Köylü Toprak Bankası” ve
“Soylular Bankası” kurulmuş, bu bankalar köylülere ve toprak sahiplerine
toprak alım satımını kolaylaştırmak için kredi vermiştir. Köylü Toprak
Bankası aracılığıyla köylüler tek başına veya toplu olarak ilave ekilebilir
toprak elde etmiştir. Bu banka, toprak mülkiyetinin soylu toprak
sahiplerinden köylülere doğru aktarılmasını sağlayan önemli bir aracı kurum
olmuştur. Ancak, Köylü Toprak Bankası kurulduktan sonra, dokuz yılda
köylü topraklarındaki artış sadece %1.2 olarak gerçekleşmiştir.
(Gerschenkron, 1965: 770) Borçlanma döneminin uzatılması ve faiz
oranlarının düşürülmesi ile birlikte borçlanma koşulları daha sonraki yıllarda
kolaylaşmıştır. (Rogger, 1983: 85) Soylular Bankası ise, soylu toprak
sahipleri için Köylü Toprak Bankası ile benzer uygulamalarda bulunmuştur.
Böylece, tarımsal verimlilik arttırılmaya çalışılmıştır.
Öte yandan Rusya’da ilk kez maliye bakanı Bunge döneminde devlet
endüstriyel işgücü ile ilgili yasal düzenlemeler yapmıştır. (Von Laue, 1969:
21) Özellikle çocuk işgücünün ekonomideki önemini azaltmaya yönelik,
çocukları ve kadınları koruyan hükümler içeren iş kanunu hazırlanmıştır.
Sonuç olarak, Rusya’da maliye bakanı Bunge döneminde izlenen
para ve maliye politikalarına endüstrileşme amacı damgasını vurmuş ve bu
dönemde ekonomik büyüme için modern anlamda düzenlemeler yapılmıştır.
Ancak bu dönemde verimsiz hasat dönemlerinin yaşanması mali sıkıntıların
artmasına neden olmuş, rublenin değeri sürekli düşerek en düşük seviyeye
188
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
ulaşmıştır. Bu nedenle, Rus maliye bakanı görevinden ayrılmak zorunda
kalmıştır.
1887-1892 yılları arasında Rus maliye bakanı olan Ivan
Vyshnegradsky, diğer maliye bakanları Reutern ve Bunge dönemlerinde
olduğu gibi uluslararası para piyasasında rubleyi istikrarlı kılabilmek
amacıyla bütçe fazlası yaratan mali tedbirler almış ve özellikle bu yönde
politikalar izlemiştir. Rusya’nın ekonomik sisteminin tamamen
modernleşmesi gerektiğinin bilincinde olan Vyshnegradsky, ülkede
ekonomik reformun gerçekleşebilmesinin mevcut parasal ve mali sistemin
değişmesi ile mümkün olabileceğini savunmuştur.
Bu dönemde devletin izlediği zorunlu tasarruf politikasıyla zayıf
tüketici sınıflarından toplanan dolaylı vergiler artmış, elde edilen dolaylı
vergi gelirleri kamu harcamalarının yaklaşık %72’sini karşılamıştır. (Wolfe,
1967: 197) Rus maliye bakanı, dolaylı tüketim vergilerinin yanı sıra alkollü
içecek monopolünün de bütçe için etkin bir gelir kaynağı olduğunu
savunmuştur. Bu nedenle ülkede alkollü içecek monopolünün oluşmasını
desteklemiştir. Devletin bu monopolden elde ettiği gelirler ise yaklaşık %30
civarında artmıştır. (Harcave, 2004: 39; Milward and Saul, 2012: 386)
Ayrıca devlet harcamalarının da azaltılmasıyla Rus ekonomik tarihinde ilk
kez Vyshnegradsky döneminde bütçe fazlası verilmiştir. (Trebilcock, 1981:
228) Devlet bütçesi 209.4 milyon ruble fazla vermiş, ülkenin altın rezervi iki
kat artmıştır. (Anonich, 2006: 411; Rogger, 1983: 101)
Öte yandan 1891 yılında en yüksek ve en korumacı niteliğine
kavuşan gümrük tarifeleri de devletin mali gelirlerini arttırmayı
amaçlamıştır. 1891 gümrük tarifeleri ile birlikte elde edilen vergi geliri 1894
yılında 183 milyon ruble olarak gerçekleşmiştir. Mali nedenlerle uygulanan
yüksek tarife oranları ile bir türev yarar olarak da ülkedeki özellikle ağır
sanayi yapısının korunması amaçlanmıştır. (Sontag, 1968: 535) 1891 yılında
uygulanmaya başlayan yüksek gümrük tarifeleri Avrupa’da uygulanan çoğu
gümrük tarifelerinden daha yüksek koruma gücüne sahipti. Sanayi girdileri
ve sanayi mallarına uygulanan tarife oranlarında 1868 tarifesine göre, 1891
tarifesinde belirgin artışlar ortaya çıkmıştır. Örneğin, demiryolu sanayinde
önemli aramalı olan çelikteki tarife 1868’de ancak pud 3 başına 20 ile 50 altın
kopek 4 arasında iken bu oran 1891 tarifesinde 150 kopeke kadar
ulaşmaktaydı. Aynı şekilde lokomotifte uygulanan gümrük tarifesi 1868’de
30 altın kopek iken, 1891 tarifelerinde 170 kopeke çıkarak çok önemli bir
artış göstermişti. (Falkus, 1986: 77)
3
4
1 pud yaklaşık 16,3 kg. tutan Rus ağırlık ölçü birimidir.
Rublenin yüzde birine eşit para birimi
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
189
Rus maliye bakanı Bunge döneminden farklı olarak Vyshnegradsky
döneminde Rusya’da verimli hasat dönemleri yaşanmıştır. 1887 ve 1888
yıllarında yaşanan verimli hasat dönemleri ve aynı dönemde köylülerin
gecikmiş vergi borçlarını ödemeleri için izlenen politikalar, tahıl ihracatının
artmasına neden olmuştur. 1891 yılında yaşanan kıtlık döneminde ise
Vyshnegradsky, oldukça soğukkanlı bir tavırla “gerekirse aç kalacağız, ama
tahıl ihracatı yapmaya devam edeceğiz” ifadesini kullanmış, ülkenin mevcut
ihracat düzeyinin korunması gerektiğini savunmuştur. (Mosse, 1996: 91)
Dolayısıyla bu dönemde tahıl ihracatında meydana gelen artış köylülerin
artan refahının bir sonucu olmaktan daha çok ağır vergi yükümlülüklerini
yerine getirme çabasının bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. (Von Laue,
1969: 30) Bu bağlamda Rusya’da, vergilerin iki önemli işlevini reddetmek
mümkün değildir. Birincisi, devlet gelirleri artmış, ikincisi ise vergi yükü
köylüleri daha çok tahıl ihracatı yapmaya özendirmiştir. Dolayısıyla bu
dönemde, Rusya’nın ihracatında meydana gelen artışın büyük kısmı tahıl
ihracatından kaynaklanmış, tahıl ihracatı en yüksek seviyeye ulaşmıştır.
(Mosse, 1996: 91) Ayrıca Rusya’da devlet yine ihracatı teşvik etmek
amacıyla şeker ihracatçılarına sübvansiyon vermiştir. Bu dönemde, Londra
piyasalarına şeker yurtiçi fiyatın üçte biri değerinde bir fiyattan ihraç
edilmiştir. (Von Laue, 1969: 27) Öte yandan Rusya’nın uyguladığı gümrük
tarifeleri ve tarım ürünlerinde ihracatı arttıran önlemleri sayesinde 1880’li
yıllardan itibaren dış ticaret fazlası ortaya çıkmıştır. 1882-1886 yılları
arasında dış ticaret fazlası 68 milyon ruble iken, 1887-1891 yılları arasında
311.2 milyon rubleye yükselmiştir. Üstelik Rus maliye bakanı
Vyshnegradsky dış giderleri azaltmaya çalışırken Rus turistlerin yurtdışına
çıkışını azaltmayı başaramamış, buna rağmen 311.2 milyon ruble olan
ihracat fazlası ülkeye altın girişi sağlamak için yeterli miktarda olmuştur.
(Mosse, 1996: 90; Hobson, 1997: 98; Crisp, 1953: 161) Rusya’da dış ticaret
dengesinin pozitif olmasıyla birlikte oluşan dış ticaret kazançları, dış borçları
da karşılayabilecek kadar artmış böylece dış ticaret kazançları yurt içi
sermaye piyasalarının da gelişmesini sağlamıştır.
Vyshnegradsky döneminde Rusya’da demiryolları yapımındaki artış
göreli olarak yavaş olmuş, bu dönemde demiryollarına yapılan toplam
harcama 309.6 milyon ruble yıllık bazda ise yıllık 51.6 milyon ruble olarak
gerçekleşmiştir. (Crisp, 1976: 26) Buna rağmen 1890 yılında, demiryolları
ağının genişliği bakımından Rusya, dünyada beşinci sırayı almıştır. (Falkus,
1986: 87) Demiryolları yapımı ile birlikte tahıl ihracatında taşımacılık
maliyetleri azalmış, devlet Rusya’nın iç kesimlerinden limanlara tahılın ucuz
ulaşımını sağlamak için nakliye ücretlerini düşürmüştür. Vyshnegradsky
döneminde nakliye maliyetlerindeki azalış ilk kez ekonomide ciddi bir etki
yaratmıştır. (White, 1976: 112)
190
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
Rusya’da Vyshnegradsky döneminde devlet gelirlerindeki artış, Rus
maliye bakanının vergi toplanmasına verdiği önem neticesinde vergi toplama
etkinliğinin ve ürün miktarının aşırı artmasının sonucu olarak açıklanabilir.
Vyshnegradsky tarafından alınan bu mali tedbirler bir yandan uluslararası
para piyasasında rublenin istikrar kazanmasını sağlarken, diğer yandan 1897
yılında altın standardına girişi kolaylaştırmıştır.
Rusya’da 1892-1903 yılları arasında maliye bakanlığı görevini
yürüten Sergei Witte döneminde devlet-ekonomi ilişkisi yeniden
biçimlenmiştir. Bu dönemde, devlet kapitalizmi olarak ifade edilen “Witte
Sistemi” ile birlikte Rus hükümeti tarafından izlenen endüstrileşme
politikaları katı ve devamlı bir sistem içinde uygulanmıştır. (Von Laue,
1951: 185; Rogger, 1981: 404) Bu sistem, Rusya’da tam kullanılamayan
kaynakların daha etkin kullanımını sağlarken, endüstriyel gelişmeye uygun
koşullar yaratmıştır. (Kipp, 1975: 437)
Theodore H. Von Laue, Rus modern tarihinde ilk kez kapsamlı bir
ekonomik politikanın maliye bakanı Sergei Witte döneminde uygulandığını
savunmaktadır. (Von Laue, 1962: 215) Rus maliye bakanı Witte, bu nedenle
“Rusların Colberti” ve “Rusya’nın aksi dahisi” olarak nitelendirilmektedir.
(Harcave, 2004: 3) Ekonomiye bakış tarzı milliyetçiliğinden kaynaklanan
Witte, Rusya’nın endüstriyel potansiyelinin büyüklüğüne inanmış vatansever
bir maliye bakanı olmuştur. (Von Laue, 1951: 180) Rus maliye bakanı Witte
ise kendini “Rus halkının büyük ekonomik birliğinin idari yöneticisi olarak”
tarif etmektedir. (Trebilcock, 1981: 231)
Almanya’nın endüstrileşmesi bağlamında, endüstrileşmenin ulusal
ekonomik politikanın temel amacı olduğunu ifade eden Friedrich List,
endüstriyel gelişme ile birlikte göreli geri kalmış ülkenin ekonomik ve
politik bir güç haline dönüşeceğini savunmuştur. (Von Laue, 1951: 178)
Friedrich List’in düşüncelerinden 5 etkilenen Rus maliye bakanı Witte, 1889
yılında “Ulusal Ekonomi ve Friedrich List (The National Economy and
Friedrich List)” başlıklı bir kitapçık bastırmış, bu kitapçıkta modern bir
siyasal yapının gelişmiş ulusal ekonomi olmadan mümkün olamayacağını
5
Alman iktisatçı Friedrich List’in (1789-1846) görüşleri, İngiltere’nin serbest ticaret
(laissez-faire) politikasına karşı geç sanayileşme sürecinde korumacılığın önemine vurgu
yapmaktadır. List, Almanya gibi İngiltere’ye göre sanayileşme sürecine geç giren
ülkelerin serbest ticaret yoluyla bu ülkeyi yakalayamayacakları tezini öne sürmektedir.
List’e göre bir ülke, uluslararası alanda rekabet gücü olan bir sanayi yapısına sahip
oluncaya dek iç piyasayı koruyan gümrük tarifeleri uygulamalıdır. Eşdeyişle geriden
gelen ülkeler devlet müdahalesi özellikle de gümrük koruması olmaksızın yeni sanayiler
oluşturamazlar. Friedrich List’in asıl çalışması olan “Politik Ekonominin Ulusal Sistemi
(1841-The National System of Political Economy)” kendi zamanında çok az etki
yaratmakla birlikte, 1870’li yıllarda Alman ekonomi politikasının temel rehberi haline
gelmiştir.
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
191
savunmuştur. Ulusal ekonominin çıkarlarının da endüstriyel gelişmenin
geleceğine bağlı olduğunu ileri süren Witte’ye göre, bir ülkede endüstriyel
gelişme ekonominin bütününe yayılmalıdır.
Witte döneminde Rusya’da endüstriyel büyüme hızı Rus ekonomik
tarihi boyunca karşılaşılan en yüksek seviyeye ulaşmıştır. 1900 yılında
Rusya’da mevcut olan bütün endüstriyel girişimlerin %40’ı 1891 yılından
sonra kurulmuştur. (Von Laue, 1962: 218) Gerschenkron’a göre, 1890’lı
yıllarda yaşanan endüstriyel hamle Witte’nin izlediği endüstriyel
politikaların bir sonucu olarak gerçekleşmiştir. (Gerschenkron, 1970: 122)
Ancak Rusya’da 1890’lı yıllarda yaşanan endüstriyel hamlenin sadece Rus
maliye bakanı Witte tarafından izlenen politikalar ile açıklanması doğru
olmayacaktır. Nitekim bu çalışmada belirtildiği gibi, 19. yüzyılın ikinci
yarısından itibaren Rus maliye bakanlarının izlediği birbirine yakın
politikalar ve bu politikalardaki kararlı tutumu, Rusya’da güçlü bir
endüstrileşmenin gerçekleşmesini sağlamıştır.
Devletin mali gelirlerini arttırmak için dolaylı vergilerin arttırılması
gerektiğini savunan Rus maliye bakanı Witte döneminde, köylülerin temel
tüketim malları çay, votka, kibrit ve gaz yağına vergi konulmuştur.
(Yarmolinsky, 1921: 48) Özellikle Vyshnegradsky ve Witte döneminde
devletin izlediği mali politikalar sonucunda artan dolaylı vergiler, Rus
köylüleri üzerinde ağır vergi yükü oluşturmuştur. Bu dönemde, vergi
politikaları ve bu politikaların köylüler üzerinde yarattığı mali baskı önemli
bir toplumsal hoşnutsuzluk kaynağı olmuş ve kamuoyu tarafından sert bir
biçimde eleştirilmiştir. Ancak Rus maliye bakanı Witte kamuoyunu memnun
edecek vergi politikaları izlemek yerine endüstrileşme sürecini başlatmayı
tercih etmiştir. Böylece, devletin izlediği zorunlu tasarruf politikası ile düşük
gelir düzeyli sınıflardan toplanan gelirler aktif bir biçimde yatırımlara
aktarılmıştır.
Rus hükümetleri tarafından izlenen gümrük tarifesi politikaları hem
koruma amaçlı hem de devlet gelirlerini arttırmaya yönelikti. Witte
döneminde ise bu amaçlara ödemeler dengesi fazlası oluşturularak altın
standardına geçişin kolaylaştırılması amacı eklenmiştir. Rusya’da özellikle
ithal edilen kahve, tütün, tuz, alkollü içecekler ve çay gibi gıda maddeleri
tarifelerin gelir sağlayıcı özelliğini açıkça yansıtmaktadır. 1881’de gıda
maddeleri ithalatı toplam ithalatın %30.3’ünü oluştururken, 1897-1900
yılları arasında bu oran %69.4’e yükselmiş, ithalat hacminde meydana gelen
bu artış tarife gelirlerinin de yükselmesine neden olmuştur. (Kahan, 1967:
470) Öte yandan bu dönemde dolaylı vergi ve gümrük tarifesi gelirlerinin
artması devlet bütçesinin denkleşmesinde önemli rol oynamıştır. (Von Laue,
1954: 61)
192
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
Ayrıca ülkede genellikle iç fiyatlar yabancı ürün fiyatlarından daha
yüksek olduğu için devletin sermaye malı üreten firmalarla yaptığı arz
sözleşmeleri gizli bir sübvansiyon özelliği taşımış ve bazı sermaye malları
üzerine tarifeler koyularak yurt içi sermaye malı üretimi de devlet tarafından
desteklenmeye çalışılmıştır. Örneğin, devlet yerli ray üreticilerine İngiliz
firmalarının istediği fiyatın iki katından fazlasını ödemiştir. (Weiss ve
Hobson, 199: 128) Yine bu dönemde tarifelerle korunan endüstrilerde
istihdam artışı sağlanmıştır.
Rus maliye bakanı Witte döneminde tarifeler yüksek tutularak
ödemeler bilançosu fazlası oluşturulmaya çalışılmış, böylece devletin rubleyi
istikrarlı kılmak için altın rezervi toplaması amacı 1898 yılına gelinceye dek
devam etmiştir. Bu dönemde altın rezerv miktarı 1548.45 milyon altın
rubleye yükselmiş, bu artışın 676.95 milyon altın rublesi Witte döneminde
elde edilmiştir. Altın rezervinde meydana gelen artışın 239.5 milyon altın
rublesi yurtiçi üretimle ve 436.9 milyon altın rublesi dışarıdan krediler
alınarak sağlanmıştır. (Crisp, 1953: 169) Dolayısıyla Rus hükümeti
tarafından alınan mali ve parasal tedbirler ülkede 1897 yılında altın
standardına girişi kolaylaştırmıştır. Rusya’nın altın standardını kabul etmesi
ve güçlü bir altın rezervine sahip olması borçların düzenlenmesinde ödeme
gücünü garantilediğinden, devletin dış borçlanma kabiliyetini arttırmış ve
özel yabancı yatırımların yurt içine akmasını sağlamıştır. Yabancı sermaye
akışı devletin iç tasarruflara bağımlılığını azaltmış ve endüstriyel gelişme
için gerekli özel fonların büyük ölçüde karşılanmasını sağlamıştır.
Dolayısıyla Rus maliye bakanları Reutern, Bunge, Vyshnegradski ve Witte
ülkede finansal istikrar sağlayarak ülkeye yabancı sermaye girişini
kolaylaştırmıştır. (McKay, 1970: 9)
Rus maliye bakanı Witte döneminde de ülkede demiryolları
yapımını hızlandıran politikalar izlenmiştir. 1892-1903 döneminde ülkede
yapılan toplam demiryolu inşaatı 27.427 kilometre iken, 1899 yılında
demiryolu yapımı en yüksek seviyeye, 5.257 kilometreye ulaşmıştır. (Ames,
1947: 58) 1900 yılında, demiryolları ağının genişliği bakımından Rusya,
dünyada, Amerika Birleşik Devletleri’nden sonra gelerek ikinci duruma
yükselmiştir. (Falkus, 1986: 87) 20. yüzyılın ilk on yılı boyunca demiryolu
yapımı 1890’lı yıllardan çok daha az olmuştur. Nitekim 20. yüzyılın ilk on
yılında yapılan toplam demiryolu inşaatı tutarı 21.722 kilometre iken
1890’larda ise bu miktar 23.113 kilometreye ulaşmıştı. Öte yandan 1890 ve
1901 arasında demiryolu şebekesinde devletin payı %23,5’ten %60,5’e
yükselmiştir. (Weiss ve Hobson, 199: 126)
Rusya’da demiryolları, demir, çelik ve kömür üretimi için güçlü bir
talep yaratılmasını sağlayarak geriye doğru, endüstriyel malların ve tarımsal
ürünlerin pazarlara ulaşımını mümkün kılarak da ileriye doğru bağlantı
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
193
etkileri yaratmıştır. Ülkede kömür üretiminde Donetz Havzası, 1890’da
367,2 milyon pud’luk kömür üretiminin %50’sini karşılarken, 1900 yılında
ise 995,2 milyon pud olan toplam kömür üretiminin %70’ini
karşılamaktaydı. (Falkus, 1986: 88) Ayrıca 1890’da toplam demir üretimi
106,3 milyon pud iken 1900’de 367,2 milyon pud’a çıkmış ve güneyin demir
cevheri yatakları 1890 yılında Rusya’nın toplam demir üretiminin
%21,6’sını ve 1900 yılında ise %57,1’ini sağlamıştır. (Falkus, 1986: 88)
Yine demiryolları yapımı ile birlikte nakliye ücretleri azalmış, ihracat hacmi
artmıştır. (Von Laue, 1969: 90)
Rusya’da 1890’lı yıllarda hızlı endüstriyel büyüme yaşanırken,
tarımsal kesimde durgunluk artmış, bu durum Rus ekonomisinde ikili (dual)
yapının ortaya çıkmasına neden olmuştur. Dengesiz kalkınma modeli
görüşünü savunan Rus maliye bakanı Witte, 1900 yılına kadar tarımsal
kesimde radikal değişiklikler yaratacak politikalar izlememiştir. Witte,
Rusya’daki ekonomik dengesizliğin göreli geri kalmış sektörleri gelişmeye
zorlayacağını savunmuştur. Bu nedenle, maliye bakanı başlangıçta Rusya’da
tarımsal kesim de geleneksel kurum olan komünal yapıyı desteklemiştir.
Ancak, Rusya’da sosyal yapının durumu Rus köylüsünün ekonomik
durumunu da etkilemiştir. Köylülerin, nüfusun geri kalanı ile hukuki eşitliğe
sahip olması ve endüstriyel kapitalizmin tarımsal kapitalizm ile birlikte
gelişmesi gerektiğinin bilincinde olan Witte, daha sonraki yıllar içinde
tarımsal kesime yönelik tedbirler de almıştır. Rusya’da kırsal kesimde
geçerli olan komünal yapının değişmesi gerektiğini öne süren Witte, Ekim
1898 tarihinde Rus Çarı Nicholas’a gönderdiği mektupta, tarımsal kesim ile
ilgili görüşlerini ve köylülerin ekonomik durumlarının iyileştirilmesi için
gerekli değişimleri açıkça ifade etmiştir. (Mehlinger and Thompson, 1972:
182) Witte, Rusya’da tarımsal üretimde artış olması için köylülerin
özgürleşmesi ve kapitalist üretim ilişkilerinin geçerli olduğu, rekabetçi ve
ferdi mülkiyet haklarının geliştiği köylü ekonomisinin yaratılması
gerektiğini savunmuştur. (Mehlinger and Thompson, 1972: 183; Von Laue,
1958: 41) Ona göre, köylüyü çocukları gibi gören yasal çerçevenin
köylülerin sahip oldukları mülkiyet ve vatandaşlık haklarını etkin olarak
kullanmalarını sağlayacak biçimde yeniden düzenlenmesi gerekmekteydi.
(Tompkins, 1932: 239)
Ancak Rusya’da devlet politikalarının asıl amacı köylülerin
üretimini arttırmak değil tarımsal üretimin büyük bölümüne vergi yoluyla el
koymak olduğundan, köylülerin durumunun iyileştirilmesi için gerekli
tedbirlerin alınmasında Witte siyasi olarak yeterince destek görmemiştir. Bu
nedenle Rusya’da 20. yüzyıl başlarına kadar kırsal kesimi geliştirmek için
yeterli tedbir alınmamıştır. Köylülerin üzerindeki vergi yükü teşvik edici
unsurların harekete geçmesini engellemiş, köylüyü sermaye birikimi
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
194
yapmaktan alıkoymuştur. Rus maliye bakanı, sadece 1894 yılında tarımsal
kesimde vergilerin ödenmesinde geçerli olan ortak yükümlülüğü kaldırmış,
Devlet Toprak Bankası ipoteklerinin üzerindeki faiz oranlarını %4’ten
%3.5’e düşürmüştür. (Mosse, 1996: 118) Ayrıca 1894 yılından itibaren
vergiler maliye bakanına bağlı devlet görevlileri tarafından toplanmaya
başlanmış ve köylülerin yasal durumu ile ilgili düzenlemeler yapılmıştır.
(Yarmolinsky, 1921: 214)
Rusya’da maliye bakanı Witte döneminde, Devlet Bankası ve büyük
ticari bankalar endüstriyel yatırımlar için gerekli olan sermayenin
hareketliliğinin sağlanmasında ve demiryolları yapımında önemli rol
üstlenmiştir. (Sinzheimer, 1965: 218) 1894 yılında Devlet Bankası yeniden
örgütlenmiş ve bu banka endüstrileşmenin finansmanında önemli rol
oynamıştır. Endüstriyel yatırım araçları Devlet Bankası aracılığıyla ihraç
edilmiştir. (Von Laue, 1969: 95) Öte yandan, Devlet Bankası mali açıdan
zayıf bankaları satın alarak finansal sistemin güvenilirliğinin devamını
sağlamaya, para ve sermaye piyasasının zayıflığını ikame etmeye çalışmıştır.
Bu bağlamda ülkede vergileme yoluyla elde edilen kaynaklar bankacılık
sektörüne aktarılmış, devletin vergileme gücü ile bankacılık sisteminin
olanakları birleştirilerek kaynaklar endüstriyel yatırımlar için kullanılmıştır.
(Crisp, 1976: 155) Özellikle, 1894 yılında yaşanan ekonomik durgunluk
döneminde büyük ölçekli endüstriyel girişimlere doğrudan krediler verilmiş,
bu krediler ile makine-teçhizat alımı finanse edilmiştir. (Crisp, 1976: 134)
Rusya devletin izlediği bu endüstrileşme politikaları neticesinde hem
gelişmiş bir endüstriyel yapıya kavuşmuş hem de dünya ülkeleri arasında
endüstriyel gelişmişlik açısından önemli bir konuma ulaşmıştır. Nitekim
1890’lı yıllarda endüstride görülen %8’i aşan büyüme oranı, bu yıllarda
sağlanan ekonomik gelişmeyi açıkça ortaya koymaktadır. (Gerschenkron,
1947: 150) Yine 1890 yılında 1,5 milyar ruble olan toplam mal üretim değeri
1900 yılında 3 milyar rubleye çıkmıştır. Aynı şekilde, 1900 yılına
gelindiğinde sanayideki işgücü sayısı yaklaşık 3 milyona ulaşmıştır. (SSCB
Ekonomi Enstitüsü Bilimler Akademisi, 1996: 139) Sonuç olarak, ele alınan
verilerden de görüldüğü gibi, Rusya’nın 1890’lı yıllarda dünyada
endüstrileşen ülkeler kervanına katılmış bir ülke konumuna geldiği
söylenebilir.
5. SONUÇ
Rusya’da endüstrileşme süreci öncesinde ekonomik yapı üzerinde
devletin doğrudan kontrol gücü göreli sınırlı iken, 19. yüzyıl boyunca devlet
ekonomik yapının dönüşüm sürecinde önemli rol oynamıştır. Ekonomik
güçlerin arasında yer alabilmek için endüstrileşmenin gerekliliğinin farkına
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
195
varan Çarlık rejimi, özellikle 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren
endüstrileşmeye yönelik iktisat politikalarına ağırlık vermiştir. 1850’li
yılların ikinci yarısından itibaren izlenen para ve maliye politikalarına da
endüstrileşme amacı damgasını vurmuştur.
Rusya’da 19. yüzyılda endüstriyel gelişme için; yurt içi taşımacılık
ağının geliştirilmesi, rublenin değerinde istikrarın sağlanması, ihracat fazlası
vermesi ve yeni endüstrilerin kurulması için devletin teşvikler sağlaması ve
emekleme döneminde olan endüstrilerin korunması gerekmekteydi. 19.
yüzyılın ikinci yarısından itibaren Rus hükümeti, bu hedefleri içeren
politikalar izlemiş, Çarlık devletinde ekonomik modernleşmenin en güçlü
destekçileri maliye bakanları olmuştur. Birbirini tamamlayan politikalar
izleyen maliye bakanları Rusya’nın endüstrileşmesine ortak ve tek bir yön
vermiştir. Özellikle 1890’lı yıllarda Rusya’nın endüstri birikimi büyük
gelişme gösterdi. Bu büyük gelişmenin arkasında 1893-1903 yılları arasında
görev yapan Sergei Witte’nin izlediği devletçi sanayileşme politikalarının
rolü büyük olmuştur. Witte aslında Rusya bürokrasisinde 1861 sonrası
endüstrileşmeye yönelik değişen iktisat zihniyetinin vardığı doruk noktası
olarak da düşünülebilir. 1861 sonrası liberal iktisat politikalarının arzulanan
endüstrileşme başarısını göstermekte yetersiz kalması Fredrich List
geleneğine bağlı gelişen bir korumacı ve müdahaleci bir iktisat zihniyetinin
Rus maliye bürokrasisinde gelişmesine neden olmuştur. Witte
endüstrileşmeyi Rusya için ulvi bir amaç konumuna getirmiş ve kendisinden
önce gelen üç önemli maliye bakanına nazaran daha fazla endüstrileşme
çabası içinde olmuştur. Ancak 1861 Azatlık Yasası sonrası döneminin
maliye bakanları olan Reutern, Bunge, Vyshnegradsky ve Witte’nin iktisat
siyaseti bütün olarak değerlendirildiğinde, politikaların deneme ve yanılma
süreçlerine bağlı geliştiği, laissez-faire siyasetinden korumacılığa ve
devletçiliğe doğru yön değiştirdiği, kopukluktan çok sürekliliğin öne çıktığı
bir dönem olarak görülebilir. Dolayısıyla 20. yüzyılın başında dünyanın yedi
sanayileşmiş ülkesinden biri konumuna gelen Rusya’nın endüstrileşmesi
temelde başarılı Rus maliye bakanlarının birbirini tamamlayan endüstrileşme
politikalarının bir ürünüdür.
KAYNAKÇA
Ames, E. (1947). “A Century of Russian Railroad Construction: 1837-1936”,
American Slavic and East European Review, Vol. 6, No. ¾, pp. 57-74
Anonich, B. (2006). “The Russian Economy and Banking System”, The Cambridge
History of Russia, Vol. 2: Imperial Russia, 1689-1917, D. Lieven (Ed.),
Cambridge University Press, Cambridge, pp. 394-425
Anan’ich, B. (1999). “State Power and Finance in Russia, 1802-1917: The Credit
Office of the Finance Ministry and Governmental Control over Credit
196
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
Institutions”, The State, The Financial System and Economic
Modernization, R. E. Sylla, R. H. Tilly, G. T. Casares (Ed.), Cambridge
University Press, Cambridge
Bromley, J. (2002). Russia 1848-1917, Heinemann Educational Publishers
Chang, H. J. (2003). Kalkınma Reçetelerinin Gerçek Yüzü, (Çev. Onmuş T.),
İletişim Yayınları, İstanbul
Crisp, O. (1953). “Russian Financial Policy and the Gold Standard at the End of the
Nineteenth Century”, The Economic History Review, Vol. 6, No. 2, pp.
156-172
Crisp, O. (1976). Studies in the Russian Economy Before 1914, Palgrave
Macmillan
Crisp, O. (1991). “Russia”, Patterns of European Industrialization, The
Nineteenth Century, R. Sylla and G. Toniolo (Ed.), Routledge, London, pp.
248-268
Ellison, H. J. (1965). “Economic Modernization in Imperial Russia: Purposes and
Achievements”, The Journal of Economic History, Vol. 25, No. 4, pp.
523-540
Falkus, M. E. (1986). Rusya'nın Endüstrileşmesi 1700-1914, (Çev. Şenel, A.), V
Yayınları, Ankara
Gerschenkron, A. (1947). “The Rate of Growth in Russia: The Rate of Industrial
Growth in Russia, since 1885”, The Journal of Economic History, Vol. 7,
Supplement: Economic Growth: A Symposium, pp. 144-174
Gerschenkron, A. (1962). Economic Backwardness in Historical Perspective,
Harvard University Press, Cambridge
Gerschenkron, A. (1965) “Agrarian Policies and Industrialization: Russia 18611917”, The Cambridge Economic History of Europe, Vol. VI, Part II,
Cambridge University Press, Cambridge, pp. 706-872
Gerschenkron, A. (1970). Europe in the Russian Mirror Four Lectures in
Economic History, Cambridge University Press, Cambridge
Gregory, P. R. (1972). “Economic Growth and Structural Change in Tsarist Russia:
A Case of Modern Economic Growth”, Soviet Studies, Vol. 23, No. 3, pp.
418-434
Gregory, P. R. (1979). “The Russian Balance of Payments, the Gold Standard, and
Monetary Policy: A Historical Example of Foreign Capital Movements”,
The Journal of Economic History, Vol. 39, No. 2, pp. 379-400
Harcave, S. (2004). Count Sergei Witte and The Twilight of Imperial Russia: A
Biography, M. E Sharpe, New York
Hobson, J. M., (1997). The Wealth of States: A Comparative Sociology of
International Economic and Political Change, Cambridge University
Press, Cambridge
Kahan, A. (1967). “Government Policies and the Industrialization of Russia”, The
Journal of Economic History, Vol. 27, No. 4, pp. 460-477
Geç Endüstrileşme Sürecinde Devletin Rolü: Rusya Örneği
197
Kipp, J. W. (1975). “M. Kh. Reutern on the Russian State and Economy: A Liberal
Bureaucrat during the Crimean Era, 1854-60”, The Journal of Modern
History, Vol. 47, No. 3, pp. 437-459
Lenin, V. İ. (1988). Rusya’da Kapitalizmin Gelişmesi, (Çev. Erdoğdu, S.), Sol
Yayınları, Ankara
Madariaga, İ. (1996). Çariçe Katerina, (Çev. Harmancı, M.), Sabah Kitapları,
İstanbul
McKay, J. P. (1970). Pioneers for Profit: Foreign Entrepreneurship and Russian
Industrialization, 1885-1913, Chicago, London
Metzer, J. (1974). “Railroad Development and Market Integration: The Case of
Tsarist Russia”, The Journal of Economic History, Vol. 34, No. 3, pp.
529-550
Mehlinger, H. D. and Thompson, J. M. (1972). Count Witte and the Tsarist
Government in the 1905 Revolution, Indiana Universtiy Press, London
Milward, A. S. and Saul, S. B. (2012). The Development of the Economies of
Continental Europe, 1850-1914, Routledge
Mosse, W. E., (1996). An Economic History of Russia, 1856-1914, I. B. Tauris,
London
Plaggenborg, S. (1995) “Tax Policy and the Question of Peasant Poverty in Tsarist
Russia 1881-1905”, Cahiers du monde Russe, Vol. 36, No. 1-2, pp. 53-69
Rogger, H. (1981). “Amerikanizm and the Economic Development of Russia”,
Comparative Studies in Society and History, Vol. 23, No. 3, pp. 382-420
Rogger, H. (1983). Russia in the Age of Modernisation and Revolution 1881-1917,
Longman, New York
Sanders, J. T. (1984). “ ‘Once More Into the Breach, Dear Friends’, A Closer Look
at Indirect Tax Receipts and the Condition of the Russian Pesantry, 18811899”, Slavic Review, Vol. 43, No. 4, pp. 657-666
Sinzheimer, G. P. G. (1965). “Reflections on Gerschenkron, Russian Backwardness
and Economic Development”, Soviet Studies, Vol. 17, No. 2, pp. 209-225
Sontag, J. P., (1968). “Tsarist Debts and Tsarist Foreign Policy”, Slavic Review,
Vol. 27, No. 4, pp. 529-541
SSCB Ekonomi Enstitüsü Bilimler Akademisi (1996). Politik Ekonomi Ders Kitabı,
(Çev. Yarkın, İ.), İnter Yayınları, Ankara
Tompkins, S. R. (1932). “Why Witte Failed to Solve the Peasant Problem”, The
Journal of Modern History, Vol. 4, No. 2, pp. 235-239
Trebilcock, C. (1981). The Industrialization of The Continental Powers, 17801914, Longman, London
Von Laue, T. H. (1951). “The Industrialization of Russia in the Writings of Sergej
Witte”, American Slavic and East European Review, Vol. 10, No. 3, pp.
177-190
198
U.Ü. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXXIV, Sayı 1
Uludağ Journal of Economy and Society
Von Laue, T. H. (1954). “A Secret Memorandum of Sergei Witte on the
Industrialization of Imperial Russia”, The Journal of Modern History, Vol.
26, No. 1, pp. 60-74
Von Laue, T H. (1958). “Count Witte and the Russian Revolution of 1905”,
American Slavic and East European Review, Vol. 17, No. 1, pp. 25-46
Von Laue, T. H. (1962). “The State and The Economy”, The Transformation of
Russian Society, C. E. Black (Ed.), Harvard University Press, Cambridge,
pp. 209-255
Von Laue, T. H. (1969). Sergei Witte and the Industrialization of Russia,
Atheneum, New York
Von Laue, T. H. (1991). “The Role of The State in Promoting Economic
Development: The Russian Case and its General Implications”, Patterns of
European Industrialization: The Nineteenth Century, R. Sylla and G.
Toniolo (Ed.), Routledge, New York, pp. 64-79
Weiss, L. Hobson, J. M. (1999). Devletler ve Ekonomik Kalkınma, (Çev. Dündar,
K.), Dost Kitabevi Yayınları, Ankara
White, C. M. (1976). “A Russian Attempt to Calculate Social Saving”, Soviet
Studies, Vol. 28, No.1, pp. 110-113
Wolfe, B. D. (1967). “Backwardness and Industrialization in Russian History and
Thought”, Slavic Review, Vol. 26, No. 2, pp. 177-203
Yarmolinsky, A. (1921). The Memoirs of Count Witte, Doubleday Page &
Company, New York

Benzer belgeler