Auteurs étrangers difficiles traduits en turcs et disponibles à la

Transkript

Auteurs étrangers difficiles traduits en turcs et disponibles à la
Auteurs étrangers difficiles
traduits en turcs
et disponibles à la médiathèque
1- Les romans et les contes
Aisopos
Aisopos Masalları
Résumé : Yapıtları bütün dillerde masal edebiyatına kaynaklık eden ve Milattan Önce 6. yüzyılda yaşadığı söylenen eski Yunanlı Ezop'un gerçekten yaşayıp
yaşamadığı bilinmemektedir. İlk kez Milattan Önce 4. yüzyılda derlenip yazıya geçirilen Ezopun fablleri 1. yüzyılda Latince yayımlanmış, özellikle 17. yüzyılda
Fransız La Fontaine tarafından yeniden değerlendirilince dünya çapında yaygınlık kazanmıştır. Hayvanlardan oluşan yeni bir evrendeki ilişkileri ele aldığı
masallarında Ezop yaşadığı dönemi acımasızca eleştirmiştir.
Masallar
Résumé : Yapıtları bütün dillerde masal edebiyatına kaynaklık eden ve Milattan Önce 6. yüzyılda yaşadığı söylenen eski Yunanlı Ezop'un gerçekten yaşayıp
yaşamadığı bilinmemektedir. İlk kez Milattan Önce 4. yüzyılda derlenip yazıya geçirilen Ezopun fablleri 1. yüzyılda Latince yayımlanmış, özellikle 17. yüzyılda
Fransız La Fontaine tarafından yeniden değerlendirilince dünya çapında yaygınlık kazanmıştır. Hayvanlardan oluşan yeni bir evrendeki ilişkileri ele aldığı
masallarında Ezop yaşadığı dönemi acımasızca eleştirmiştir.
Isabel Allende
Eva Luna anlatıyor
Résumé : Savaşın izlerini taşıyan fotoğrafçı Rolf Carle, sevgilisi Eva Luna'ya : Bana bir masal anlat, diyor. Nasıl bir masal istiyorsun? Şimdiye
dek kimseye anlatmadığın bir masal olsun diye cevap veriyor.Eva Luna, Binbir Gece Masalları'ndaki Şehrazat gibi anlatmaya koyulduğunda,
tutku ve gizem yüklü yirmi üç öykü dökülüyor dudaklarından.
Paula
Résumé : Isabel Allende'nin her kitabı, başlı başına olay oluyor. Paula da öyle, ama bu kitabı öncekilerinden oldukça farklı; ister istemez daha
duygusal, daha kişisel bir kitap. Şilili yazar Sonsuz Düzen adlı romanının tanıtımı için İspanya'da bulunduğu sırada, orada yaşamakta olan yeni
evli kızı Paula ağır bir hastalıkla hastaneye kaldırılır ve komaya girer.
Quoi De Neuf Sur La Guerre? Fragments ; Savaştan Beri Ne Var Ne Yok? Alıntılar / Robert Bober
Balzac, Honoré de
Eugénie Grandet
Résumé : Bu roman, para hırsının insan yaşamını mahvedişinin çarpıcı bir öyküsüdür. Genç ve güzel Eugénie, bir tüccarın kızıdır. Babası
tefecilik yaparak ve gözü doymaz bir para hırsıyla aşırı bir servet sahibidir. Hizmetçisiyle elbirliği ederek karısına eziyet etmektedir. Hayalci ve
züppe kuzeni ise Eugénie'ye kur yapmaktadır. Sonunda babasının acımasız kabalıklarının ve kuzeninin sorumsuzluğunun kurbanı olacaktır.
Goriot Baba
Résumé : İşte Balzac’ın sayıları iki yüzü bulan İnsanlık Komedyası adını verdiği romanların en iyilerinden biri daha: Goriot Baba. Rastignac,
hukuk okuyan yoksul bir öğrencidir Ailesi iyi bir gelecek beklentisi içinde onu Paris’e göndermiştir.
Kibar Fahişeler
Résumé : Balzac'in yaşadığı dönemde, özellikle Paris sosyetesinde fakir ama zeki, genç ve güzel kadınlar vardı.Bunlar yaşamlarını kazanmak
için genellikle yaşlı ve zengin adamların metresliğini yaparlardı, ama çoğu kez başları da beladan kurtulmazdı.Bu roman böyle bir kadının
fırtınalı öyküsünü anlatıyor.
Köylü İsyanı
Résumé : Dünya edebiyatının dahi yazarı Balzac, yaşamı tüm yönleriyle vermek isteyen dev bir yazardır. Gerçekçi roman türünün kurucusu
sayılmakla birlikte, yapılarında romantik ögeler de bulunan Balzac, hiç kuşku yok ki, çağının en önemli, en gerçekçi tanığıdır. Çağdaş trajedinin
paranın çevresinde döndüğünü görmüş; gözlem, imgelem ve amansız yargı gücünün o gözkamaştırıcı bileşimiyle ölümsüz tipler yaratmasını
bilmiştir.
Otuz Yaşındaki Kadın
Résumé : Balzac bu eserinde de bir kadının kalıplaşmış toplumsal değer kavramlarıyla korunan evliliği ile, yaşamak istediği gerçek sevginin
arasındaki çelişkiyi ve yalnızlığını anlatıyor.
Top Oynayan Kedi Mağazası
Résumé : Parisli Kumaş tüccarı Mösyö Guillaume'un iki kızı vardır. Dükkanında baştezgâhtar olarak çalışan Joseph Lebas Mösyö Guillaume'un
küçük kızı Augustine'i sevmektedir ama sonuçta büyük kızı Virginie ile evlenir ve mutlu olurlar. Augustine ise deli gibi aşık olduğu aristokrat
ressam Théodore de Sommervieux ile evlenir, ancak aralarındaki eğitim ve sosyal sınıf farkı çok büyüktür.
Vadideki Zambak
Résumé : Balzac’ın olgunluk çağının en önemli eserlerinin başında gelir. Kocasıyla mutlu olmayan ama ona ihaneti de insana saygı açısından
kendine yalkıştıramayan Henriette ve cocukluğunun bütün acılarını onun dizinde bir ana sevgisiyle karışık huzur içinde gideren Felix, çağlar
boyunca insani sevgilere ve fedekarlıklara örnek olacak karakterlerdir. Romanın olayları 1801-1836 yılları arasında geçer. Eser, köy hayatı
sakinleri arasında yer alırsa da kahramanları sadece birer köylü değildir... Aynı zamanda, Balzac.ın cocukluğunda çektiği acıların ve yıkıntıların
bütün izlerini bu romanda göreceksiniz.
Vadideki Zambak
Sahra / Pierre Benoit
Eski Ustalar / Thomas Bernhard
Résumé : Thomas Bernhard; devlet, aile, basın, eğitim gibi pek çok konudaki aykırı görüşleri ve kendi ülkesi Avusturya ile giriştiği mücadeleyle
ön plana çıkan bir düşünür.
Savaş Bitince / Heinrich Böll [texte imprimé] / Böll, Heinrich, Auteur. - Remzi Kitabevi, 1966. - 164 s.; 20 x 13
cm. - (Dünya Muharrirlerinden Tercümeler Serisi; 115) .
Rüzgarlı Bayır / Brontë, Emily
Résumé : On dokuzuncu yüzyıl İngilteresinin tahtında Kraliçe Victoria vardır."Victoria Dönemi" olarak adlandırılan bu dönem İngiltere'si, orta
sınıfın yükselişini, gösterişli bir yaşamı simgeler. Victoria Dönemi'nin en ünlü kadın romancılarından Emily Brontë (1818-1848), öldüğünde
henüz otuz yaşındaydı. Bu roman "Victoria Dönemi"nin tam bir belgeseli de sayılabilir.
Bir Kış Gecesi Eğer Bir Yolcu / Calvino, Italo
Résumé : Bu romanın konusu roman sanatı ... Sizler, Bayanlar ve Baylar, okur kimliğinizle bu romanın en önemli kahramanısınız. Bu nedenle, yayımcı olarak
sizi uyarmayı gerekli görüyoruz: Calvino, aynı zamanda, Okur'un da kazısını yapıyor elinizdeki kitapta...
Albert Camus
Düşüş
Résumé : Parisli saygın bir avukat, soylu davaların savunucusu ve çapkın bir erkek olan Jean-Baptiste Clamence, Amsterdam'da köhne bir barda
geçmişini anımsar. Kendisiyle yüzleşirken, geçmişteki kesinlikler belirsizliklere, başarılar başarısızlıklara dönüşür. Clamence'ın itiraflarında,
kendini tehlikeye atmadan yaşayanların, pek çoğumuzun öyküsü vardır. Camus'nün, kentsoylu ahlak anlayışını zekice alaya aldığı Düşüş,
modern insanın düşkünlükler ve kötülükler karşısındaki vicdanının romanıdır.
Yabancı
Résumé : Romanda, bir Arabı öldüren ama bu suçtan çok, yalnızca gerçek duygularını dile getirdiği ve toplumun istediği kalıba girmeyi
reddettiği için toplumun dışına ititlen bir "yabancı" aracılığıyla, 20. yüzyıl insanının içine düştüğü yabancılaşma anlatılır.
Don Kişot / Cervantes Saavedra, Miguel de
Résumé : Don Kişot'u bilirsiniz, hani şu ince-uzun, sakallı, şövalye romanları okuya okuya sonunda şövalye olmaya özenen roman karakteri. Dulcinea del
Toboso'ya aşıktır, kendi gibi zayıf, çelimsiz Rocinante adlı bir atı vardır. Seyisi-yardımcısı-dostu Sanço Panza ile atışır sık sık. İşte yeldeğirmenlerine savaş açan
bu aşık, yaşlı şövalye, Miguel de Cervantes Saavedra'nın yazdığı bu romanın başkahramanıdır.
Kelebek / Henri Charrière
Résumé : "Kelebek" Henri Charriere, işlemediği bir cinayetten müebbet kürek cezasına çarptırıldığında, yargıtaya bile başvurmayacak kadar umutsuz, toplumun
gözden çıkardığı bir süprüntüydü. Uğradığı haksızlığın bilediği bir hınçla çok az insanın sağ kalmayı başardığı kürek cehenneminden kaçıp kurtulabilmek için
aralıksız on üç yıl sürecek korkunç kaçma-yakalama-yeniden kaçma mücadelesine atıldığında kıçında gizlediği bir tüp içindeki bin altı yüz franktan başka hiçbir
şeyi yoktu.
J.M. Coetzee
Michael K. : Yaşamı ve Yaşadığı Dönem
Résumé : J. M. Coetzee’nin romanlarında kurduğu ikilemler, ırk ayırımı ve sömürgeciliğin pençesindeki Güney Afrika gerçekliğinden temellenir, ama bireyin
böylesi bir toplum içindeki yabancılaşması ve umarsızlığının derinliklerine yönelir. Michael K: Yaşamı ve Yaşadığı Dönem’de, hem bedensel hem de ussal
bakımdan ayrıksı bir karakterin, anlayamadığı ve denetleyemediği koşullar karşısındaki trajik ikilemini anlatıyor. Coetzee, Siyah olsun, Beyaz olsun, kendi
çocuklarını bağımlılara, asalaklara ve mahpuslara dönüştüren Güney Afrika’nın hüznüne sessiz bir ağıt yakıyor.
Utanç
Résumé : J.M. Coetzee,1999 Booker Roman Ödülü'nü alan etkileyici romanı Utanç'ta şiddetli, yoğun bir dönüşüm geçirmekte olan bir
toplumun, yeni Güney Afrika'nın öyküsünü anlatıyor. İki kez evlenip boşanmış, bir kız babası olan, elli iki yaşındaki Profesör Lurie'nin
öyküsünde, hem siyasal hem de kişisel dönüşümler, değişimler yaşayan sancılı bir toplumun insanını tanıtıyor.
Simyacı / Coelho, Paulo
Résumé : Paulo Coelho'nun Mevlana'nın ünlü Mesnevi'sinde yer alan küçük bir öyküden esinlendiği Simyacı, İspanya'dan kalkıp Mısır Piramitleri'nin
eteklerinde hazine aramaya giden Endülüslü çoban Santiago'nun masalsı yaşamının felsefi öyküsü. Sanki bir nasihatname: 'Yazgına nasıl egemen olacaksın,
mutluluğu nasıl kuracaksın?' sorularına yanıt arayan bir hayat ve ahlak kılavuzu.
Doktor Çehov'dan Öyküler / Çehov, Anton
Résumé : Yazar hekimliğinden de gelen gözlem gücüyle tıp, hastalar, hastalıklar, hastaneler, hekimler üstüne öyküler kaleme almış.
Gilgameş : Tarihte İlk Kral Kahraman
Résumé : Sumerolog Muazzez İlmiye Çığ'ın kaleme aldığı bu kitap, Sumerlilerin bundan binlerce yıl önce yaşamış olan kahraman kralı Gilgamiş'in
serüvenlerini kapsayan bir öyküdür.
Alphonse Daudet
Değirmenimden Mektuplar
Résumé : Yazar 19. yy'ın sonlarında Fransa'nın taşra dünyasında eski yaşam biçiminin yeniye direnen izlerini sürüyor. Kitap taşrada yer alan
eski bir değirmende yazılan, her birine bir öykü yerleştirilmiş anı-mektuplardan oluşur.
Küçük Şey
Résumé : Daniel'in iflas eden babasının fabrika binasında Robinsonculuk oynadığı günler kısa sürecektir. Okuldaki ik gününde, ondan hoşlanmayan öğretmen
adını koyar : Küçük Şey. Daniel adını söyletmek için uzun uğraşlar vereceketir. Alphonse Daudet'nin kendi yaşamından da esintiler taşıyan bu kitap, bir àküçük
şeyàin talihsizliklere göğüs gerişini anlatıyor.
Pazartesi Öyküleri 1
Robinson Crusoe / Daniel Defoe
Résumé : Romanda olay, fırtınalı bir deniz yolculuğunda Robinson'un gemisinin ıssız bir adanın yakınında batmasıyla gerçekleşir. Robinson bu
ıssız adaya çıkar ve orada tam 28 yıl yapayalnız yaşar. Hayatının bir bölümüne de bir de yerli eklenir : Cuma. Robinson'un başarısındaki ana
faktör, romanın gerçeklik temeline dayanması, maceradaki olaylar zincirinin okuyucuya inandırıcılık sağlayacak seviyede sunulmasıdır.
Charles Dickens
Büyük Umutlar
Résumé : Charles Dickens, bu ölümsüz romanında da çirkinliklerin karşısına çıkarken, doğa ve insan sevgisiyle dolu bir dünya yaratıyor. Gönlü
karasevda ile, gözü yükselme hırsıyla perdelenmiş köy kökenli genç Pip'in, 'Büyük Umutlar'ını gerçekleştirebilmenin doğru yolunu ararken
yaşadıklarının olağanüstü öyküsüdür bu roman.
İki Şehrin Hikâyesi
Résumé : Fransız Devrimi'nin kişilerin hayatında yaptığı yıkıntıları gözlemleyen, şiddetin şiddeti, nefretin de nefreti getirdiğini anlatan etkileyici
bir roman... Charles Dickens, bu romanında ancak kendi kendini feda etmesiyle günahlarından arınan Carton'un öyküsünü anlatır. Yıllardır acı
ve ızdırap içinde kıvranan Fransız Halkının, insanlığın geleceğine umut ışığı tutacağını göstermek ister.
İki Şehrin Hikâyesi
Résumé : Fransız Devrimi'nin kişilerin hayatında yaptığı yıkıntıları gözlemleyen, şiddetin şiddeti, nefretin de nefreti getirdiğini anlatan etkileyici
bir roman... Charles Dickens, bu romanında ancak kendi kendini feda etmesiyle günahlarından arınan Carton'un öyküsünü anlatır. Yıllardır acı
ve ızdırap içinde kıvranan Fransız Halkının, insanlığın geleceğine umut ışığı tutacağını göstermek ister.
Ubik / Dick, Philip Kindred
Résumé : Ölüm ve gerçeklik üstüne bir bilim kurgu romanı.
Joe Chip ve Al Hammond kendilerinin kurtulduğu patlamada ölmüş olan eski patronları Glen Runciter'den bir mesaj alırlar: "Ben yaşıyorum, siz
öldünüz."
Fedor Mikhaïlovitch Dostoïevski
Delikanlı
Résumé : "Delikanlı" romanında evlilik dışı bir bir çocuğun, babasının sevgisini kazanmak amacıyla gittiği Petersburg'daki serüvenini
anlatırken, diğer yandan Avrupa aydınının çöküşüyle Rusya'nın benzersiz ve yetkin kozmopolit yapısı arasındaki ikiliği temel alır.
Ezilenler
Résumé : Dostoyevski, Ezilenler'de haksızlığın ve yoksulluğun dramını büyük kent fonu üzerine büyük bir ustalıkla çizer. İnsan ruhunun
derinliklerine iner, bireysel iç çatışmasını kolayca yansıtır. Olağandışı zihinsel durumlarla ilgilenirken çağdaş ruhbilimin bulgularını, varoluşçu
düşünürlerin görüşlerini sanki o zamandan sezinlemiş gibidir. Karamsar ve tutucu yönlerine karşın Dostoyevski, Ezilenler'de halktan çeşitli
tipleri, acı çekenleri, suçlu insanları anlatmada eşsiz bir yetenek gösterir.
Karamazov Kardeşler
Résumé : Dostoyevski, yaşamının son yıllarında başyapıtı Karamazov Kardeşler'i tamamladığında, Rus yazınında 'felsefe düzeyinde romantragedya denen türün de temelini attığının bilincinde değildi. Dostoyevski'nin yaşam birikiminin tümünü ve sanat gücünün doruğunu içeren bu
roman, gerçekte insanı insan yapan ne varsa, onlara adanmış bir destan niteliğini taşır. Bir aileyi konu alan ve bir felaketler zinciri olarak gelişen
olay örgüsü, bireysel öğelerin yanı sıra, ondokuzuncu yüzyılın ikinci yarısındaki Rus toplumunu da geçirdiği sarsıntıların tümüyle, dünya
edebiyatında bir eşi daha bulunmayan bir sanat aynasından yansıtır.
Kumarbaz
Résumé : "Kumarbaz" Dostoïevski'nin kendi kumar tutkusu ile yaşadığı bir aşk hikâyesini beraber anlattığı bir romanıdır. Yazar yayımcısı ile
yaptığı bir anlaşma yüzünden kumarbazı yirmi beş günde bitirmiştir.
Suç ve Ceza
Résumé : Sefalet içinde yaşayan, üniversite ile ilişkisi kesilmiş genç Raskolnikov, kendince bir kuram geliştirir ve hem kendisinin hem de
yakınlarının sıkıntısına bir anda son vermek için, yaşamayı hak etmediğini düşündüğü, yaşlı, hastalıklı, insafsız, kaçık bir tefeci kadını
öldürmeye karar verir.
Yeraltından Notlar
Résumé : Yapıtın 'ideolog' baş kişisi, Dostoyevski'nin sonraki yapıtlarındaki Raskolnikov, Terentyev, Karamazovlar gibi tüm 'antikahramanlar'mı önceleyen bir arketip niteliğindedir. Bu 'anti-kahraman' dönemin edebiyatındaki genel eğilimin aksine ne soylu, ne de küçük
burjuvadır.
Jamaika Hanı / Du Maurier, Daphné
Résumé : Annesi ölünce kimsesiz kalan Mary Yellan, kocasıyla birlikte Jamaika Hanı'nı işleten teyzesinin yanına yerleşmek zorunda kalır.
Çevre halkı tarafından şeytani işlerin döndüğü, uğursuz bir yer olduğuna inanılan Jamaika Hanı, sert iklim şartlarının hüküm sürdüğü vahşi
bozkırların ortasındadır. Mary, yeni yaşamına uyum sağlamaya çalışırken, karanlık ve gizemli bir adam olan eniştesinin ve Jamaika Hanı'nın
sırrını çözmeye karar verir. 1939'da Alfred Hitchcock tarafından filme alınmıştır.
Umberto Eco
Baudolino
Résumé : Bir aşk hikayesi, savaş meydanlarında ve katliamların ortasında yaşanan serüvenler, bugünün siyasi gerilimlerinin ve savaşlarının
yansıdığı tarihi bir fresk, mükemmel denilebilecek bir cinayeti konu alan polisiye bir kurgu, bir intikamlar kitabı, son derece eğlenceli bir
dilbilim tiyatrosu.
Foucault Sarkacı
Résumé : Kitap bildiğimiz roman türlerinden hiçbirine girmiyor. Belki de en uygunu, onu bir 'bilim-roman' ya da 'Eco-roman' diye
nitelemek. Foucault Sarkacı, çok-katlı, çok değişik düzlemlerde okunabilecek bir roman. Kısaca, irrasyonel düşüncenin 500 yıllık
tarihinin 500 küsur sayfalık bir serüveni: Pozitif bilimin yanı sıra, uzantıları günümüze dek süregelen, gizli bilimlerin, Ortaçağı da
kapsayan çok uzun bir zaman dilimi içinde bilim-büyü kardeşliğinin öyküsü.
Gülün Adı
Résumé : Çok katmanlı bir yapıt olan romanda, 1327’de İtalya’daki bir manastırda geçen bir cinayet soruşturması anlatılırken, Papa ile
İmparator arasında atama yetkisi savaşı, Hristiyan tarikatlar arası görüş ayrılıkları, din ile bilimin çatışması ve bir manastır ve çevresinin günlük
yaşamı da işlenmektedir. Yedi günlük zaman dilimine bölünen olaylar Melk'li Dom Adso tarafından yıllar sonra aktarılmaktadır.
William Faulkner
Ses ve Öfke
Résumé : Ses ve Öfke'de, ABD'nin güneyinde yaşayan Compson ailesinin dağılışı farklı bilinçlerle izleniyor. Zihinsel engelli oğul Benjy'nin,
suçluluk ve onur duygularıyla azap çeken ağabeyi Quentin'in, sert, mantıklı ve kurnaz diğer erkek kardeş Jason'ın anlatımlarıyla ailede
yaşananlar yavaş yavaş açığa çıkıyor. Kız kardeş Candace'ten Jason'ın vasiliğini aldığı yeğeni Quentin'e, zenci hizmetçi Dilsey'den torunu
Luster'a pek çok karakterin sahiciliği ve olayların evrensel trajedisi, Faulkner'ın diliyle bir cam kırığı kadar keskin, bir öfke anı kadar yüksek
sesli.
Tapınak
Résumé : William Faulkner, 1860'tan 1865'e dek süren İç Savaş'ın birleştirmeyi sadece yasal olarak sağladığı Güney'in dünyasını yansıtır.
Gustave Flaubert
Bilirbilmezler : (Bouvard ile Pécuchet)
Résumé : Bilirbilmezler (Bouvard ile Peuchet), bilgisizliklerinden ve bönlüklerinden kaynaklanan sınırsız bir gözüpeklikle her konuya el atan iki
arkadaştır: görünüşleri gibi tutumları ve tutkularıyla da gülünçtürler. Ama gülünçlükleri biraz da ele aldıkları yapıtların, karşılaştıkları kişi ve
durumların gülünçlüğünden ileri gelir. Gerçekten de, Flaubert, onların serüveninde, döneminin bilimini, felsefesini, edebiyatını, politikasını
gülünç düşürmeyi amaçlar...
Madam Bovary
Résumé : 1821-1880 yılları arasında yaşayan Gustave Flaubert, Fransız edebiyatının en büyük yazarlarından biridir. Yazarın baş yapıtı olan
Madame Bovary bir taşra hekiminin eşi olan bir kadının aşkı aramasının romanıdır. Yayımlandığında ahlakçı çevrelerce çok eleştirilen bu yapıt,
en başarılı aşk romanlarından biri olmaya hak kazanmıştır. Eşini aldatan bir kadının yaşadıklarının anlatıldığı bu ünlü yapıtını Celal Öner'in
Türkçe'siyle sunuluyor.
Kırmızı Zambak / France, Anatole
Résumé : Ünlü Fransız romancısı Anatole France, özellikle anlatımındaki duruluk ve akıcılık, imgelerindeki güzellik ve çekicilikle, büyük bir
düzyazı ustasıdır. Açık ve duru anlatımının yanısıra yapıtlarında en büyük yeri düşünceye verir. Kırmızı Zambak adlı bu romanın, Anatole
France'ın romanları arasında kendine özgü bir yeri vardır. Bu romanda seçkinler ve sanatçılar çevresi anlatılır, siyasal yaşamdan ilginç yüzler ve
tutumlar, pek özgün ozanlar ve sanatçılarla karşılaşırız...1921 Nobel Edebiyat Ödülü.
García Márquez, Gabriel,
Anlatmak İçin Yaşamak
Résumé : "Hayat, insanın yaşadığı değildir; aslolan, hatırladığı ve anlatmak için nasıl hatırladığıdır" diyen Nobel Ödüllü yazarın yalnızca yaşam
öyküsünü değil, tüm yapıtlarının izlerini de bulacaksınız, çünkü eserlerinin esin kaynaklarını hep kendi yaşamında, yakın çevresindeki
insanlarda aramıştır.
Yüzyıllık Yalnızlık
Résumé : Yazar çocukluğunun geçtiği Aracataca’yı Macondo adıyla fantastik bir kurguyla sunmuştur ve amacını "çocukluk günlerini sanatsal bir dille ardında
bırakmak" olarak açıklamıştır. Kitap büyülü gerçekliğin en önemli eserlerindendir.
Batak / André Gide
Résumé : Bu eserde kahraman, hep bir yerlere gitmek ister; yeni birşeyler öğrenmek, yaşam deneyimini çoğaltmak ister.Bu, bir anlamda
yaratma ve doğumla eşdeğerlidir.
Ölü Canlar / Nicolas Gogol
Résumé : Bu sırada Rjev papazı ile de mektuplaşmaktadır. Bu papaz, "insanları yeni bir yola yöneltmek düşüncesini sana şeytan vermiştir." diye onu kendi etkisi
altında tutuyor.
Handke, Peter
Don Juan : Kendi Ağzından
Résumé : Fransız taşrasındaki küçük otelinde, müşterisiz odalarıyla fazla yemek pişmeyen mutfağı arasında sakin sakin yaşayan, günlerini
okuyarak ve bahçeyle uğraşarak geçiren bir otel sahibinin durağan yaşamı bir gün ansızın çıkagelen bir konukla sıra dışı bir boyut kazanır.
Hiçkimse Koyu'nda Bir Yıl
Résumé : Hiçkimse Koyu'nda Bir Yıl, anlatacak hiçbir şeyin kalmadığı bir dünyada neyin anlatılacağını sorgulayan bir yazarın yazma serüveni.
Yaşama ve edebiyata, yazma edimine yaklaşımıyla Peter Handke'yi andıran orta yaşlı yazar Gregor Keuschnig, Hiçkimse Koyu'nda Bir Yıl adlı
bir kitap yazmayı tasarlar.
Kalecinin Penaltı Anındaki Endişesi
Résumé : Bir tek sözcükle tanımlamak gerekirse, dille dünya arasındaki 'boş'luğun romanıdır. Metin, Batı toplumlarında yaşayan 'uygar'
insanların ilişkinin (=ilişkisizliğinin) yarattığı 'boş'luğun 'özgürleştirici' ve 'öldürücü' boyutları üzerine kuruludur. Romanı edebiyat estetiği
açısından farklı kılan yan, Handke'nin dile olağanüstü bir önem vererek 'boş'luğun üslubunu yaratmış olmasıdır. Klasik romanlardaki tip yoktur...
Karanlık Bir Gecede
Résumé : Avusturya'nın Salzburg kenti yakınlarındaki kendi içine gömülmüş, çevresinden soyutlanmış Taxham kasabasının eczacısı, bir gece
apansız evinden çıkar, kasabanın yakınındaki bozkırda, yalnız, upuzun, inanılmaz bir yolculuğa çıkar.
Çılgın Kalabalıktan Uzak / Thomas Hardy
Résumé : Bu roman onu İngiliz Edebiyatının devleri arasına katmıştır. İnsanlığın sevgi, kin, tutku, hainlik, kalleşlik, gönül yüceliği, alınteri,
emek gibi değişmez nitelikleri, bu romanda iç içe ve ustaca sergilenir. Çılgın kalabalıktan uzakta bir çiftlikte geçen bu romanda, kırsal kesimin
bütün enginliğini buluruz. Gençlik döneminin masumluğunu yitirmeden yazdığı bu aydınlık romanında Thomas Hardy, kırsal kesimi alabildiğine
değişik ve özgün bir derinlikle anlatmış ve yüzyıl sonrasında da yepyeni kalabilmiştir...
Çanlar Kimin İçin Çalıyor / Ernest Hemingway
Résumé : Çanlar Kimin İçin Çalıyor, Hemingway'in en güzel romanlarından biridir. İspanya iç savaşının anlatıldığı roman, 1940'larda
yazılmıştır. Böyle olmasına karşın, hala birçok ülkede çevirisi yayımlanmakta, hala en çok okunan kitaplar arasında yer almaktadır. Bu ilginin
nedeni, bir serüven romanı oluşunda ya da Hemingway'in o kendine özgü anlatış biçiminde aranabilir. Ancak şöyle bir saptama da yapılabilir:
"Çanlar Kimin İçin Çalıyor"da Hemingway, ülkü birliği etmiş insanların inançlı kavgası yanında, romantizmi de etkileyici bir öğe olarak
kullanmıştır. En güç koşullarda, ölümle yüz yüzeyken bile sevgi, umut, korku bütün canlılığıyla yaşanır romanda. Ortak amaç doğrultusunda, bir
toplumsal kavga için, ayrı ulustan bilinçli insanların öyküsüdür.
Bozkırkurdu / Hermann Hesse
Résumé : Bozkırkurdu’nda yazar üreten bir insanın içsel fırtınalarını anlatıyor.
Victor Hugo
Deniz İşçileri
Résumé : Deniz İşçileri, Victor Hugo'nun yaşamında, sanatında, düşünce dünyasında en olgun çağa vardığı dönemin eserlerinden biridir. Büyük
yazar bu romanında, gerek anlatım bakımından, gerek roman örgüsü bakımından kendisini artık aşamayacak yüksekliğe erişmiş, sanatının
doruğuna varmış bulunuyor. Bir Fransız eleştirmenin dediği gibi, 'Victor Hugo kendisinden kalan en önemli eserleri sürgün günlerinde yazmış,
Sefiller'de de Deniz İşçileri'nde de bir harika yaratmıştır.'
Notre-Dame de Paris
Résumé : Romantik Dönem Fransız yazarlarının en önemlisi olan Victor Hugo (1802-1885), ilk başarılarını oyunlarıyla kazanmış bir yazardır.
Sefiller
Cesur Yeni Dünya / Aldous Huxley
Résumé : "Cesur Yeni Dünya"nın önemi yalnızca ardılları için bir standart oluşturması ve karamsar bir gelecek tasarımının güçlü betimlemesiyle
değil, aynı zamanda 'birey yok edilse de süren macerasının' sağlam bir üslupla anlatılmasıyla da ilgili.
Ulysses / James Joyce
Résumé : "Joyce 'Ulysses'i yazarken, ilk olmasa bile, yeni bir yazınsal biçem kullanmak istemiştir. Dublin'de, 1904 yılında yaşayan ortanın
altındaki sınıftan kişileri almış, haziran ayının başlangıcındaki bir gün boyunca, sadece neler yapmış oyduklarını değil, neler düşünmüş
olduklarını da anlatmıştır.
Franz Kafka
Dava
Résumé : Kafka'nın gerçekdışı nitelikli yapıtları arasında en önemlilerinden olan Dava, bir sabah ansızın tutuklandığını, ama normal yaşamına
devam edebileceğini öğrenen Josef K.'nın öyküsü. Neyle suçlandığı bildirilmeyen Josef K., önce bunu bir şaka sanır fakat durumun ciddiyetini
anlayınca hayatı bir karabasana dönüşür. Daha önceki çevirilerde Dava'nın Kafka'nın yakın dostu Max Brod tarafından baskıya hazırlanmış
metni temel alınmışken, bu kez Kafka yapıtlarının "Edisyon Kritik" dizisinde Oxford Üniversitesinden Kafka araştırmacısı Malcolm Pasley'in
Dava'nın özgün el yazısı metnine dayanayar hazırladığı ve 1990 yılında S. Fischer yayınevince yayınlanan metin göz önünde tutularak çevirisi
yeniden gözden geçirilmiştir.
Dönüşüm
Résumé : Gregor Samsa bir sabah tedirgin düşlerden uyandığında, kendini yatağında devasa bir böceğe dönüşmüş buldu. Samsa beklendiği gibi
panik içindedir. Ama yaşadığı panik, sanıldığı gibi böceğe dönüşmüş olmasından değil, geç kalmasındandır. Çünkü işe geç kalması, işini riske
atması demektir ve o, bu riski göze alamaz. Ailesi borç yükü altında ezilmekte ve bütün aile Samsa'nın eline bakmaktadır. İşte Kafka'nın derin
sezgisiyle önceden haber verdiği asıl korkunç gerçeklik... Birey kendi bedeninden, varoluşundan kopmuş, olağanüstü durumunu bile göz ardı
edebilecek kadar sosyal yaşama batmış ve kendine yabancılaşmıştır. Ancak, devasa bir böceğe dönüşünce topluma da yabancılaşır. Acı süreç,
toplumun giderek onu kendi dışına itmeye çalışması, onun da var gücüyle toplumun bir yerine bağlanmak için verdiği mücadeleyle geçer.
Atlılar / Joseph Kessel
Résumé : Renkleri simsiyahtan beyaza kadar değişen göz kamaştırıcı atlara binmiş altmış bozkır kahramanı, elde kırbaç, tek saf halinde,
durmadan çalan borazancıların ve yaşlı başkanlarının ardından, büyük alanı bir baştan bir başa ağır ağır geçiyorlardı. Herbirinin yüzü, ağaçtan
oyulmuş ya da en kaba köseleden biçilmiş gibiydi. Güneş yanığı sarımsı bir ten, aman bilmeyen sert dudaklar, çıkık elmacık kemikleri, çekik
yırtıcı kuş gözleri...
Varolmanın Dayanılmaz Hafifliği / Kundera, Milan,
Résumé : Ne yapacağını bilemeden bir avlunun karşı tarafındaki duvara dalıp gitmek; bir aşk anında karnındaki inatçı gurultuya kulak vermek;
ihanet etmek; ihanetin göz kamaştırıcı yolunu terk ederek gücü kendinde bulamamak; Büyük Yürüyüş´te kalabalıklarla birlikte yumruğunu
havaya kaldırmak; gizlenmiş mikrofonlar önünde espri gösterisi yapmak- bu durumların hepsini tanıdım, hepsini yaşadım... Romanlarımdaki
kişiler kendime ilişkin gerçekleşmemiş olabilirliklerdir... Her biri benim ancak kenarında dolaştığım bir sınırı aşmıştır... Çünkü romanın
sorguladığı sır o sınırın ötesinde başlar. Roman yazarın itirafları değildir; bir tuzak haline gelmiş dünyamızda yaşanan insan hayatının
araştırılmasıdır.
La Fontaine'in Masalları [texte imprimé] : (51 Masal) / La Fontaine, Jean de
Résumé : La Fontaine'in 17.yüzyılda manzum olarak kaleme aldığı, Hindistan'dan İran, Anadolu ve Avrupa'ya yayılmış, kahramanları
çoğunlukla hayvanlardan oluşan öğüt verici masalcıklar bütün dünyada yaygınlık kazanmıştır.
Orhan Veli, La Fontaine'den yaptığı çevirilerde Türkçenin olanaklarını, zenginliklerini ustaca sergiler. La Fontaine'in Masalları'nda denediği ve
Türkçeye kazandırdığı söyleyiş biçimi ve şiirsel yapı da bu çevirilerin belleklerimizde yer etmesinde etkili olmuştur.
Levi, Primo
Ateşkes
Résumé : 1943 yılında gönderildiği Auschwitz Toplama Kampı'ndan sağ çıkan 24 kişiden biridir, Torinolu Yahudi yazar Primo Levi. Sağ
kalabilmesini şansa olduğu kadar, kimyager olmasına ve kendi deyişiyle kampta dostluk kurduğu İtalyan duvar ustasının yardımlarına borçludur.
Anılarını yargılayarak değil, bir gözlemci gibi yazan Primo Levi, hayatını Yahudi soykırımının tanıklığına adamıştı. İlk kez 1963 yılında
yayınlanan 'Ateşkes'te, 1945 yılında savaş sona erince özgür bırakılan Primo Levi yıkıntı halindeki savaş sonrası Rusyası'nda, İtalya'ya dönmek
için yaptığı dolambaçlı, çapraşık ve hem müthiş güçlükler içinde geçen, hem acı bir mizah barındıran yolculuğu anlatır.
Bunlar da mı İnsan
Résumé : 1919'da Torino'da doğan Primo Levi, bu kentin küçük Yahudi topluluğu içinde büyüdü. Torino Üniversitesi'nde kimya eğitimi gördü.
İkinci Dünya Savaşı sırasında Kuzey İtalya'da faşizme karşı direnişe geçen arkadaşlarına katıldı, sonra tutuklanarak Auschwitz Toplama
Kampına gönderildi. Onca eziyete karşın hayatta kalabildi. Savaş bitince yine Torino'ya döndü. 11 Nisan 1987'de intihar ederek yaşamına son
verdi. 'Bunlar da mı İnsan' (1947) , onun en tanınmış kitaplarından biri. Bu kitapta Primo Levi, Nazi toplama kamplarında yaşadıklarını,
gördüklerini, olağanüstü bir nesnellikle anlatıyor.
Jack London
Beyaz Diş
Résumé : Kanada'nın vahşi, kuzey bölgesinde iki adam ve bir kızak, tipili bir havada yol alıyorlardı. Kızağın içinde uzun bir kutu, içinde de çok
zengin bir adamın cesedi vardır.
Demir Ökçe
Résumé : Genç bir iyi aile kızı, sınıfsal konumuna karşın, sosyalist bir lidere âşık olur ve yaşadığı bu ilişki süresince kapitalizmin toplumda
yarattığı yıkımları ve işçi sınıfının günlük yaşama mücadelesini keşfeder. Bu romantik fonda London Amerikan işçi sınıfının çok iyi bir resmini
çizer. Kitap 1907'de yazılmış olmasına karşın,1914 ve 1918 yılları arasında geçer ve 2700'lü yıllarda eklenen dipnotlarla tamamlanır.
Martin Eden
Résumé : Jack London genellikle en olgun eseri olarak görülen Martin Eden'de kendi zengin yaşamının bir kesitini, belki de en geniş açılı
kesitini hiçbir şey gizlemeden gözler önüne seriyor. Genç bir adamın kendi kötü koşullarını aşmak ve yüksek sınıfların sahip olduğunu sandığı
bilgi ve kültürü elde etmek için giriştiği ölümüne çabanın öyküsünü anlatıyor.Martin Eden düşlerinin nazlı kızını yüksek sınıfın ince zevkli,
kültürlü insanlarının arasında bulmuştur. Yazdığı yazılarla o kızın narin, uysal ruhuna ulaşmaya çalışır. Bu kıza duyduğu sevgi Martin'i en güzel
ve dokunaklı aşk öykülerinden birinin kahramanı yapar. Kıza ulaşmak için bütün engelleri aşmaya, bütün acılara katlanmaya hazırdır. Ama
sonunda bir yazar olarak zafere ulaştığında, içlerinden biri olmak için böylesine çaba gösterdiği insanlara yakından baktığında, karşısına çıkan
tablo, bu tablonun onun içine soktuğu ruh durumu hiç de beklediği gibi olmayacaktır.Toplumun sorunlarını ele alırken acımasız bir gerçekçilik
ortaya koyan bu roman aynı zamanda bir idealin peşinden gitmenin o saf ve içten kararlılığını sergilemesiyle idealizme yapılan en romantik
övgülerden biri ve üzerine kurulduğu zayıf, bireysel zemin çökünce yıkılıp giden bir idealin yürek parçalayıcı öyküsüdür.
Aziyade / Pierre Loti
Résumé : Aziyade, 1876-77 İstanbul'unun değişik yönlerini ortaya koyması yönünden, bugün belgesel önem de
taşımaktadır. Daha bu ilk romanında Türklerin yanında yer alan Loti, yaşamı boyunca bizi savunmuş bir yazar olarak da
seçkinleşmektedir.
Amin Maalouf
Afrikalı Leo
Résumé : Afrikali Leo, gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşamöyküsü: "Bir berberin sünnet ettiği, bir papanın vaftiz
ettiği"Hasan ibn Muhammed el- Vezzan ez-Zeyyati alias / namıdiğer.
Béatrice'ten Sonra Birinci Yüzyıl
Résumé : Dünya bir felakete doğru dolu dizgin koşuyor. Kötüye kullanılan bilim insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Yeni doğan çocuklar büyük
oranda erkek, çünkü "oğlan" olsun istiyordu herkes. Buyrun, bilim dilekleri yerine getirdi sonunda. İşin sonu nereye varacak? Kadınlar
yeryüzünde silinip gidecek mi? Bir grup aydının kurduğu "Bilgeler Şebekesi" insanları uyarmaya, zararın bir yerinden döndürmeye uğraşıyor
ama boşuna. Şimdiye dek Kuzeyliler tarafından "uzaktaki bir başka dünya" olarak değerlendirilen Güney ülkelerinde şiddet tırmanıyor, yavaş
yavaş tüm dünyaya yayılıyor. Bunlara tanıklık eden, insanlığın düştüğü korkutucu durum karşısında el ele mücadele veren bir gazeteciyle bir
böcekbilimci; onlardan doğacak bir kız çocuğu: Beatrice... Bu Beatrice'in yüzyılı, gerileme ve bıkkınlık çağı.
Doğunun limanları
Résumé : 'Adana'da ayaklanmalar olmuştu. Kalabalık, Ermeni mahallesini yağmalamıştı. Altı yıl sonra çok daha büyük çapta olacakların provası
gibi bir şeydi. Ama bu bile dehşetti. Yüzlerce ölü. Belki de binlerce.'Can çekişen Osmanlı İmparatorluğu ve Beyrut ile Fransa arasında yaşamı
sürüklenen İsyan. 'Doğunun Limanları' bu yüzyılın başını, bir insanın trajik tarihinin içinden anlatıyor.
Işık Bahçeleri
Résumé : _ Çağdaşımız Mani... Hoşgörü peygamberi Mani... Mani'nin inancı ve öyküsü Hıristiyanlık çağının şafağında, İsa'nın ölümünden iki
yüz yıl sonra başlar. Bizim çağımızın da kahramanı olabilecek Mani, yaşam öyküsüyle, son nefesine kadar savunduğu inancının oluşturduğu
kişisel tarihiyle, o dönemden yani II. yüzyıldan beri hala varolan politik sorunlara da işaret etmiş oluyor. Mani'den bugüne, sanat ve coşku
kaynağı olan kitaplarından, bağışlayıcı dininden, coşkulu arayışlarından, insan, doğa ve tanrısallık arasında uyum isteyen çağrısından geriye çok
az şey kalmış olsa da; bağnazlık ve iktidar hırsı yapıtını yok etmeye çalışsa da Amin Maalouf onun Aydınlıklar'a açılan inancını ele alıyor ve
Mani'nin öyküsüyle bugüne ''ışık'' tutuyor.
Semerkant
Résumé : 1072 yılında, Hayyam'ın Semerkant'ında başlayan ve 1912'de Atlantik'te bit(mey)en bir serüven...Bir elyazmasının yazılışının ve
yüzlerce yıl sonra okunurken onun ve İran'ın tarihinin de okunuşunun öyküsü / tarihi....
Tanios Kayası
Résumé : Mehmet Ali Paşa'lı yılların Mısır'ı. Güzelliğini çarmıh gibi taşıyan bir kadın: Lamia. Lamia'nın gölgesine sığındığı bir şeyh: Francis.
Yasak aşk meyvesi bir oğul: Tanios. Başka bir kadın: Esma. Bir serüven ve sadakat romanı.... Yazara ünlü 'Goncourt' ödülünü getiren kitap.
Yolların Başlangıcı
Résumé : Göçenler, kalanlar, tartışmalar, aşklar, söylenceler, din değiştirmeler, küskünlükler, bağışlamalar, gerçek insanlar... Yazar annesinden
aldığı, titizlikle saklanmış aile belgeleriyle dolu bir bavuldan hareketle kendi ailesinin olduğu kadar insanlığın da yakın geçmişine ışık tutuyor.
Özellikle Osmanlı İmparatorluğu ve Atatürk'e ilişkin çok ilgi çekici yorumlar da içeren kitapta iki kahraman öne çıkıyor: Maalouf'un dedesi
Butros ve dedesinin kardeşi Cebrail. İki kardeşin yazışmalarından ortaya çıkarılan olay örgüsü göçebe ruhu, ülküleri, koşulları, koşullar
karşısındaki farklı insan tutumlarını küçücük notlardan ya da uzun araştırmalardan aydınlığa kavuşturup Beyrut'tan Küba'ya uzak anakaraları
birleştiriyor. Yolların Başlangıcı sürgündeki yazarın tek yurduna, ailesine adadığı bir aşk şarkısı.
Yüzüncü Ad / Baldassare'nin Yolculuğu
Résumé : Doğu'daki son Cenevizlilerden, antika tüccarı Baldassare Emriaco,1665 yılı sonlarında, soyunun yüzyıllardır yaşadığı Lübnan'dan
yollara düşer. Ertesi yıl, İncil'e göre 'Canavar'ın Yılı'dır. Kimilerine göre düpedüz Mahşer: Kan, ateş, yıkım ve her şeyin sonu... Zamanın sonu!
Dünyayı ve Baldassare'yi kurtarabilecek tek şeyse, Yüzüncü Ad'dır. Kimselerin görmediği bir yazma kitap ve bu kitapta açınlandığı söylenen bir
ad: Allah'ın, Kuran'da anılan doksan dokuz adının, sıradan ölümlülere bildirilmemiş olan yüzüncüsü... Tanrı'nın gizli ve yüce adı...Yüzüncü
Ad'ın peşinden önce İstanbul'a uğrar Baldassare'nin yolu; oradan İzmir'e, Sakız'a, Cenova'ya, Amsterdam'a, sonra da Londra'ya. Konya'da
vebanın kıyımına, İzmir'de Sabetay Sevi'nin şaşırtıcı başkaldırısına, İngiltere'de büyük Londra yangınına tanık olur.Korku, şaşkınlık,
düşkırıklığı, umut ve aldanma, menzil taşlarıdır bu uzun yolun. Bir de en beklenmedik anda yolcunun karşısına dikiliveren aşk. Sevincin,
mutluluğun tek kaynağı aşk! ..
Maupassant, Guy de,
Ay Işığı
Résumé : Olaylara, nesnelere hep dışarıdan bakan, okuru çok değişik çevrelerde, çok değişik insanlar arasında dolaştıran yazarın öykülerinin
büyük çoğunluğu okuru hep derin bir gerçeklik duygusu içinde gülümsetir ya da ürpertir. Yazar, sıradan insanların yaşamındaki küçük
dramlardan ve onların zihinlerini meşgul eden gündelik sorunlardan ironi dolu çarpıcı hikâyeler çıkarır.
Bir Yaşam
Gündüz ve Gece Hikâyeleri
Horla ve Diğer Fantastik Hikâyeler
Arthur Gordon Pym'in Maceraları/ Poe, Edgar Allan
Résumé : BU kitap,1827 haziranında,Amerikan gemisi Grampus'un güney denizlerine doğru yol aldığı sırada başgösteren ayaklanmaya tüyler
ürpertici kıyımın ayrıntılarını kapsıyor.Yaşanılan inanılmaz serüvenler,bilimkurguyla gerçekliğin iç içe geçtiği bir düzende verilmiştir.1800'lü
yıllardaki coğrafi keşifler,bilimsel gelişmeler,Güney Kutbu'un keşfi Arhur Gondor Pym'in yaşamının odak noktası biçimde anlatılmıştır. Roman,
Pym'in beyaz bir kefene sarılmış, İnsanın kanını donduran dev bir insan figürüyle karşılaşmasıyla şaşırtıcı bir biçimde sona erer. Ama öykünün
kabusu andıran yoğunluğu, o zamandan beri pek çok yazarın yakasını bırakmamış, birçok yazar bu bitmemiş romanı tamamlamıştır. Bunlar
arasında Jules Verne'nin Buzlar Sfenksi en bildik olanıdır.
Proust, Marcel,
Kayıp Zamanın İzinde, 1. Swann'ların Tarafı
Résumé : Combray'de günbatımı, alışkanlık, iyi geceler öpücüğü, Françoise, ıhlamura batırılan madlen, Léonie Hala, kilise, Adolphe Amca,
pembeli kadın, bahçede kitap okuma, akdikenler, mehtapta gezinti, sonbahar yalnızlığı, arzunun doğuşu, Balbec, zambak kokan oda, Verdurin'ler
ve müritleri, Swann'la Odette'nin karşılaşması, Vinteuil'ün sonatı, Swann'ın aşkı, kasımpatları, kıskançlık, yalan, bekleyiş, müziğin dili, ChampsÉlysées'de karlı günler, Gilberte, hayal kırlığı, umut... Ihlamura batırılan bir madlenle yeniden yakalanan, belleğin yaratıcı gücüyle yeniden
canlandırılan bir geçmiş...
Kayıp Zamanın İzinde, 2. Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde
Résumé : 1919'da Goncourt Ödülü alan Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde, Proust'un kendi yaşamından, geçmiş zamanı belleğin gücüyle
yeniden yaratışının öyküsünden bir kesit...
Kayıp Zamanın İzinde, 3. Guermantes Tarafı
Résumé : Guermantes Prensesi'nin daveti, Montmorency Düşesi'nin portresi, Albertine'nin öpücüğü, düşesin kırmızı pabuçları, büyükannenin
ölümü.. Zaafları, kaygıları, tutkularıyla anlatıcının belleğinde yeniden hayat bulan burjuvazinin öyküsü.
Kayıp Zamanın İzinde, 4. Sodom ve Gomorra
Kayıp Zamanın İzinde, 5. Mahpus
Résumé : Kayıp Zamanın İzinde'nin bu cildinde anlatıcı, evine tutsak ettiği Albertine'e tutsak düşüp arzunun ve kıskançlığın girdaplarına
dalarken okuru da peşinden sürüklüyor: sokak satıcıları, burjuvazi, Vinteuil Sonatı, sütçü kız, uyku ve düşler, Bergotte'un ölümü, geçmişte kalan
Balbec'le düşlenen Venedik arasında Paris...
Kayıp Zamanın İzinde, 6. Albertine Kayıp
Résumé : Mademoiselle Albertine gitti!" Hizmetçi Françoise'ın bu ünleminin yankısı, romanı genişleyen halkalarla kuşatıyor: Andree'yle
yüzleşme, birbirini izleyen telgraflar, Boulogne Ormanı'ndaki sarışın, birbirini yankılayan Combray ve Venedik... Geltinin ardından, bir gondol
gezintisinde ağır ağır açılan yeni ufuklar.
Aleksandr Puşkin
Yüzbaşının Kızı
Résumé : konusu on sekizinci yüzyılın ikinci yarısında Rusya ' yı tehdit eden Kazak ve köylü isyanları döneminde geçen tarihsel bir roman .
...
.
Dokuz Öykü / J. D. Salinger
Résumé : Seymour'un intihar etmesiyle başlayan, geleceği görebilen harika çocuk Teddy'nin kızkardeşi tarafından boş havuza itilerek ölmesiyle
noktalanan bir döngü bu.
Sand, George
Hayatımın Hikâyesi
Résumé : 19. yüzyılda yaşamış olan Fransız kadın yazar George Sand'ın özyaşamöyküsü.
İndiana
Résumé : Gorge Sand'ın 1832'de yazdığı Indiana, romana adını veren kadın kahramanın kendisini mutsuz bir evliliğe bağlayan katı kurallara
direnişinin ve gerçek aşkı arayışının öyküsü...
Jean-Paul Sartre
Bulantı
Résumé : Bu romanın başarısını, özle biçim arasında ustaca sağlanmış denge ve bireşimde aramak gerek. Geleneksel roman anlayışında ayrılan
bu roman, Varoluşçu düşüncenin de temel kitabıdır.
Duvar
Résumé : Gerçekte bize hücre olarak verilen yer hastanenin mahzenlerinden biriydi. Burası, hava akımı yüzünden korkunç soğuktu. Bütün gece
buz kestik; gündüz de bundan daha iyi değildi durum.
İş İşten Geçti
Résumé : Ölüm sonrası tanışan ve birbirlerine aşık olan iki ayrı sınıftan çifte, 24 saat süreyle tam uyum içerisinde
sevgilerini herşeyden üstün tutarak sevişmeleri koşuluyla, dünyaya dönme izni verilir.Başaramazlarsa ölüler dünyasına
geri geleceklerdir....
Dünyanın Sonundaki Dünya/ Sepulveda, Luis
Résumé : Dünyanın Sonundaki Dünya, `Moby Dick'i okuduktan sonra balina avına katılan on altı yaşında bir yeniyetmenin öyküsünü anlatıyor.
Bir Japon balina gemisi, Patagonya'nın en güney ucunda tuhaf bir kaza yapıyor. Hamborurg'da sürgün yaşayan Şilili bir gazeteci, bu konuda bir
araştırmaya girişiyor ve bu sırada Antartika'nın ve yabanıl doğasının âşığı, sıradışı yalın insanlarla karşılaşıyor. Dünyanın Sonundaki Dünya, tam
anlamıyla bir çevre romanı, çevreci bir roman.
John Steinbeck
Fareler ve İnsanlar
Résumé : George ve Lennie çiftliklerde dolaşarak işçilik eden iki arkadaştır. George ufak tefek, canlı, yanık tenli, keskin bakışlı bir adamdır.
Lennie ise iri bir insandır. Ölgün gözler düşük ama geniş mi geniş omuzlara sahiptir. George ve Lennie iki zıt kutup oldukları halde aralarında
büyük bir dostluk vardır. Bu büyük dostlukta, birlikte hep çalışarak çiftlik ararlarken kat ettikleri yollar boyunca kendini göstermiştir.
Birbirlerine çok bağlanmışlardır.
İnci
Résumé : Büyük ve çok değerli bir incinin çevresinde gelişen olaylar zinciri soluk kesici bir anlatımla destansı boyutlara ulaşır. Açgözlülüğün,
doymak bilmez kar hırsının insanı nerelere dek sürükleyebileceği belki de hiçbir romanda böylesine yalın, böylesine sarsıcı bir gerçekçilikle
vurgulanmamıştır...1962 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir.
Stendhal
İtalya Hikâyeleri
Résumé : Stendhal'in, XVI. yüzyıl İtalyası üzerine yazdığı öykülerden ilki budur. Yazarın, o sanat, aşk ve güç çağına karşı, özel bir ilgi duyduğu
bilinmektedir. O çağla bütünleşmek için hiçbir şeyi ihmal etmez.
Kızıl ile Kara
Résumé : Yaşadığı dönemde, kurulu düzenin dinsiz, ahlaksız ve tehlikeli bir düşmanı olarak nitelenen Stendhal, çağdaşlarından çok değişik bir
yazardır.
Lev Tolstoy
Anna Karenina Cilt
Résumé : Anna Karenina onun en güçlü romanı sayılabilir; çünkü bu romanda aşkta mutluluk konusunu ele almış, bunu gerçek bir çerçeve
içinde, sanatının bütün gücüyle işlemiştir. Ufak ev işlerinden başka şeye aldırmaz gibi görünen Dolly, mektup elinde oturmuş, umudsuz, kızgın,
yıldın bakışlarını kocasının üzerine çevirmişti.Elindeki mektubu uzatarak, "Bu ne demek?" diye sordu.
Diriliş
Résumé : Diriliş’in kahramanı Prens Nehludov’un baştan çıkarıp terk ettiği Katya, genelevden zindana uzanan bir düşüş öyküsü yaşar. Yıllar
sonra kader onları ürkünç bir rastlantıyla karşı karşıya getirecek, Prens görkemli yaşamını tepeden tırnağa değiştirerek alçak-gönüllü, yalın bir
yaşamı seçecektir.
Hacı Murat
Résumé : Kaftasya'da Çeçenistan-Dağıstan bölgesinde bağımsızlık savaşı veren Şeyh Şamil'in yardımcı Hacı Murat kahramanlıklarıyla ün
salmış, daha sonra aralarındaki anlaşmazlık nedeni ile istemeyerek Ruslara sığınmıştır.
İvan İlyiç'in Ölümü
Résumé : Acı çekmenin insan ruhunun olgunlaşmasına en büyük katkıda bulunması gibi, ölüm düşüncesi, İvan İlyiç'in ölümcül hastalığının
uzun süren sancıları da onun ruhça erginleşmesini sağlamış; onu, arkada bıraktığı yaşamının bir yanılıgı olduğuna inandırmıştır.
Kroyçer Sonatı
Polikuşka
Résumé : Tolstoy'un 1855-1863 yılları arasında yazdığı 'halk için öyküler' arasında yer alan Polikuşka, onun daha çok maddeci toplumun doğal
insan üstündeki etkilerini konu edinen yapıtlarındandır.
Savaş ve Barış
Résumé : Monarşistler, ulusal değerleri kötüye kullandığı için, Tolstoy'a sövgüler yağdırdılar; liberallerse, insanları kötüye kullandığı
gerekçesiyle onu günah keçisi yapmak istediler. Onlara herhangi bir nedene bağlı olarak meydana geliyormuş gibi görünen olaylar, tarihi
anlamda insanın iradesine bağlı değildir; tarihin genel akışına bağlıdır ve meydana gelişleri daha yüzyıllarca önceden hazırlanmıştır.
Tolkien, John Ronald Reuel,
Hobbit
Résumé : Bilbo Baggins, hiçbir hırsı olmayan ve rahatına düşkün bir hobbittir. Bir gün birçok Cüce ve bir büyücü gelip ondan ejderin el
koyduğu altınları çalmasını ister. Zavallı Bilbo, hırsız olmadığını anlatmaya çalışır ama kafile gönülsüz bir hırsızla yola koyulmuştur
bile...Hırsızlıktan Dünyadaki en kudretli şeyi yanında gezdiren Yüzüktaşıyıcılığa yükselen Bilbo Baggins'in macerası, yaşanılan dünyayı
kötülükten kurtarmak için yapılan görkemli bir yolculuğun başlangıç hikayesidir.
Silmarillion
Résumé : Tolkien'in en önemli çalışması olarak kabul edilen Silmarillion, onun yarattığı dünyanın özüdür. Kökleri Hobbit'ten önceye uzanır ve
Yüzüklerin Efendisi'nde şekillenmeye başlayan bir dünyanın yaratılış öyküsünü barındırarak, tüm Tolkien eserlerinin üzerine yerleşebileceği bir
yapı oluşturur. Yaşamı boyunca üzerinde çalışmayı terk edemediği ve giderek büyüyüp gelişen bu eser ancak ölümünden dört yıl sonra oğlu
tarafından yayımlanabildi. Elflerin en beceriklisi olan Feanorun yarattığı üç Silmaril'in çalınmasıyla birlikte kadim dünyanın en kederli olayları
gelişmeye başlar. Silmarillion, elflerin tanrılara isyan ederek Orta Dünya'ya sürülmelerini; orada insanlar ve Cücelerle birleşerek tanrıların en
kötüsüne, Morgoth'a karşı verdiği umutsuz savaşı anlatır.
Yüzüklerin Efendisi
Résumé : Bir açıdan bakarsanız bir fantazi romanı, başka bir açıdan baktığınızda, insanlık durumu, sorumluluk, iktidar ve savaş, fedakarlık ve
dostluk, hırs ve ihanet üzerine bir roman, bir yolculuk, bir büyüme öyküsü.
Birinci kısım : Yüzük Kardeşliği. Frodo, Pippin, Merry ve Sam, Gandalf ve Aragorn, hepsine hükmedecek Tek Yüzük'le gölgeler içindeki
Mordor'a doğru yola çıkarlar. Peşlerinde ise Karanlıklar Efendisi Sauron'un Kara Süvarileri ve öykünün sonuna kadar bizden ayrılmayacak olan
Gollum...
Babalar ve Oğullar / İvan Turgenyev
Résumé : Her şeyiyle; kulağındaki firuze taşlı küpesi, briyantinli saçları, uyumlu tavırları, tek kelimeyle her şeyiyle, en gelişkin kuşağın en yeni
bireyini duyuran uşak, ölçülü bir tavırla yol boyunu gözledi ve yanıtladı.
Candide / Voltaire
Résumé : Bu eserde Rousseau 'nun savunduğu "iyiser felsefe" kuramını eleştirir. Çağlar öncesinden gelen bir macera tadı taşıyan bu yapıtında,
dünyanın değişik yerlerine yapılan hayali yolculuklar, aşk ve felsefe aynı anda işlenmiştir.
Dorian Gray'in Portresi / Oscar Wilde
Résumé : Dorian Gray'in Portresi adlı eserinde kendi dünyasının olanca estetizmini ortaya koyar:Şiddetli ve az rastlanır duyuları aramak, zevki
ve ruhu baskılayan her şeye başkaldırmak, gerçek sanatçının toplum veya ahlak kurallarına üstünlüğü gibi özelliklerin hepsi bu eserinde vardır.
Orlando/ Woolf, Virginia
Résumé : İngiltere'nin en soylu ve nüfuzlu ailelerinden birinin tek mirasçısı olan olağanüstü yakışıklı, duyarlı, şair ruhlu Orlando, serüven dolu
yaşantısına Kraliçe 1.Elizabeth'in gözdesi ve haznedarı olarak başlar. Arayışlar içinde geçen inişli çıkışlı dört yüz yıllık yaşamının orta yerinde
büyük bir dönüşüme uğrar. İstanbul'da II.Charles'ın elçisi olarak bulunduğu sırada mucizevi bir biçimde kadın olur. Bir süre Bursa dolaylarında
çingeneler arasında doğayla iç içe yaşar. Yeni kimliğiyle İngiltere'ye döndüğünde 18. yüzyıl edebiyat çevrelerinin ünlü nüktedanları arasında can
sıkıntısından patlar, 19. yüzyılın kadınlara biçtiği rolün içinde boğulacak gibi olur. Ancak aykırı, enerjik, sorgulayan kişiliğinin yardımıyla tüm
toplumsal değişimlerin ve kendi yaşamındaki büyük dönüşümün üstesinden gelmeyi başarır. Romanın sona erdiği 1928 yılında, olanca boyun
eğmez çağdaşlığıyla dimdik ayaktadır.
Emile Zola
Germinal
Résumé : Madencilerin yaşam koşullarrını anlatan Germinal (1865) yazarın en ünlü eserlerinden biridir.
Meyhane
Résumé : Meyhane yayımlanır yayımlanmaz Fransız yazın ortamında bir kavgadır koptu. Fakat romanın otuzsekiz basımı yapıldı. Karşı
çıkanların odaklandığı nokta da, Emile Zola'nın işçi ve emekçilerin yapyalın yaşamının bir yazın konusu olarak seçilmesiydi. Oysa Emile Zola,
Ütopyacı bir sosyalistti. Elbet işçi sınıfı onun baş ilgi alanı olacaktı.Sonradan Amerikan Proletaryan roman akımının doğmasına kaynaklık etti.
Emile Zola, bu saldırılara karşı, "Aslında kendimi savunuyorum. Beni savunacak yazdığım romandır. Gerçekleri olduğu gibi anlatın bir roman
yazdım. Anlattığım insanlar kötü kişiler değillerdir, yalnız eğitimsizler, yaşadıkları yoksulluk ortamının bozduğu, yıprattığı insanlar.' diye
yazmıştır.
Stefan Zweig
Değişim Rüzgarı
Résumé : Birinci Dünya Savasini izleyen yillarda, Avusturya'nin bir köyündeki postanede memur olarak is bulan Christine Hoflehner'in önünde,
renksiz ve yoksulluk dolu bir yasam uzanmaktadir. Ancak Amerika'daki akrabalarindan aldigi bir mektup tekdüze yasamindan çekip alir onu.
Çalismayi ve yoksullugu tanimayan bir dünyada, lüks bir otelde tatil geçirmeye davet edilmektedir. Otelde önceleri soylu ve varlikli biri sanilsa
da sonradan asil kimligi ortaya çikar ve degisim rüzgarlari Christine'yi alip yeniden artik katlanamadigi eski tekdüze, küçük, yoksul dünyasina
sürükler. Ne var ki, bu eski dünyasinda tanistigi Ferdinand ona yepyeni ufuklar açacaktir. Stefan Zweig'i n "Degisim Rüzgari" adiyla Türkçede
ilk kez yayimlanan bu romani, ölümünden sonra terekesinde bulunmustur.
Günlükler
Résumé : Yüzyılımızın önde gelen düşünür ve yazarlarından Stefan Zweig'ın Türkçede ilk kez yayımlanan Günlükleri, Birinci ve İkinci Dünya
Savaşlarının acılarına tanık olmuş, bu acıları derinden yaşamış bu duyarlı insanın, yaşadığı dönemle ilgili düşüncelerini, iç dünyasını açıkça
ortaya koyan birer belge niteliğinde. Yaşamının son yıllarını önce İngiltere'de, sonra da Brezilya'da gönüllü sürgünde geçiren, sevdiği
insanlardan, alıştığı çevreden uzak düşen, dünyanın çöküşüne, inandığı, değer verdiği kavramların yıkılışına, bozuluşuna daha fazla
katlanamayacağını düşünerek karısıyla birlikte 1942 yılında intihar eden Zweig özellikle İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve savaş yıllarında,
asla onaylamadığı, nefret ettiği Hitler'in ırkından gelmenin acısını yanında taşımak, dünyanın içine sürüklendiği felaket ortamına dayanamadığı
içinde meklankoli sınırlarına dayanan bir karamsarlığa düştü... Stefan Zweig'ın tekkesinde bulunan dokuz derfterden oluşan bu günlük, ilk kez
1988 yılında Almanya'da yayımlandı. Bu büyük yazarın iç dünyasına ve özel yaşamının perde arkasına ışık tutan Günlükler'in, kendisini
tanımamıza ve yapıtlarını besleyen temeli değerlendirmemizie yardımcı olacağına kuşku yok.

Benzer belgeler