Kasım 2014 Gazete - Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Transkript
Kasım 2014 Gazete - Türkiye Ziraat Odaları Birliği
BAYRAKTAR BITLIS VE NIĞDE GÜNLERINE KATILDI Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara’da düzenlenen Bitlis ve Niğde Tanıtım Günleri kapsamında açılan standları ziyaret etti. Bayraktar, Tanıtım Günleri organizasyonlarının söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağladığına da dikkati çekerek, bu tür faaliyetlerin diğer metropollerde de yapılmasının yararlı olacağına işaret etti. » sf. 6 ZİRAAT ODALARI TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Tanıtım Günleri organizasyonları söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağlıyor" Türk Çiftçisinin Sesi Türkiye Ziraat Odaları Birliği Aylık Yayını Sosyal güvenlik bilgilendirme seminerleri başlıyor istanbul’un Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 TZOB Genel Başkanı Bayraktar TZOB YÖNETIM KURULU 11 8nadasa BAKAN EKER’I katı ZIYARET ETTI alan bırakılıyor 9 Üretici market fiyat farkı aynen devam 7 Tarım kadınlarda işsizliği rekor seviyede Cevizde rekolteyi don vurdu www.tzob.org.tr dü ş ü r dü 10 Bayraktar: Bakanlığın hazırladığı, gerekli desteği sağladığımız Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu'nun önümüzdeki yıllarda sektöre faydalarını hep beraber göreceğiz Bakanlıktaki görüşmede, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarım sektörünün kalkınması için hem Bakan Eker, hem de bakanlık yetkilileriyle uyum içinde çalıştıklarını, bundan dolayı memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Bakanlığın kanun ve diğer çalışmalarına destek verdiklerini, sevgiye, saygıya ve güvene dayalı ilişki kurduklarını, TZOB’un çalışmalarına da bakanlıktan büyük destek aldıklarını belirten Bayraktar, olumlu ilişkilerin devam edeceğine inandığını bildirdi. » sf. 3 GÖRÜŞMENİN ANA BAŞLIKLARI ÇKS başvurularında süre uzatılsın Toprak Koruma Kanunu ve Et ve Süt Kurumu Kaçak et Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makas ZİRAAT ODALARI 2 Ş. Şemsi Bayraktar TZOB Genel Başkanı SESLENİŞ Ziraat Odalarımızın değerli mensupları, sevgili çiftçi dostlarım, Sektörümüzün yılların birikimiyle oluşmuş temel yapısal sorunlarını her platformda ve her fırsatta dile getiriyor; çözümü noktasında da Türkiye Ziraat Odaları Birliği ailesi olarak geceli gündüzlü gayret sürdürülen emekle çaba harcıyoruz. Sorunlarımızı olduğu kadar çözüm önerilerimizi ve beklentilerimizi; çiftçilerimiz ve ülkemiz adına atılması gereken adımları ortaya koyuyor ve bu doğrultudaki çalışmalarımızı her platformda ve her kademede sürdürüyoruz. Hep dile getirdiğimiz gibi, tarımın sorunları, çiftçimizin, üreticimizin olduğu kadar aslında ülkemizin de bir sorunu vasfını taşıyor. Zira üreticimizin bir sorunu varsa o sorundan mutlaka tüketicilerimiz de ülkemiz de etkileniyor. Sorunlar çözüldükçe sadece çiftçilerimiz değil, tüketicilerimiz, dolayısıyla ülkemiz de kazançlı çıkıyor. Değerli dostlarım, Hem Ankara’da hem Başkent dışında hem de bu köşede her fırsatta vurguladığımız gibi, gıda sektörü, enerjiyle birlikte dünyanın en öncelikli sektörlerinden biri haline geldi. Gıda güvenliğini sağlayan ülkelerde sadece o ülkenin çiftçileri değil, o ülkeler de zenginleşecek. Bu açıdan tarım, ülkemizde için de fevkalade önemli, stratejik bir sektördür. Gayri Safi Yurtiçi Hasılada tarımın payı azalmakla birlikte Haziran ayı itibarıyla yıllık bazda yüzde 7,2 olmuştur. İstihdam içinde de tarımın payı yüzde 22,1’dir. Tarım, son 9 yılın 8’inde reel olarak büyüse de bu sektörde çalışanlar büyümeden yeterince pay alamamaktadır. Tarımdaki nüfusun geliri, ülke ortalamasının üçte birini ancak bulmaktadır. Yapısal sorunları bulunan tarımda potansiyelimizin tamamının kullanıldığından bahsetmek de mümkün değildir. Ekonominin istikrarı için sektörümüz mutlaka desteklenmelidir. Sektörümüz, 6,5 milyon kişiye istihdam sağlıyor, 62,5 milyar dolarlık hâsıla üretiyor, 16 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. 76 milyon ülke nüfusunu, 35 milyon turisti besliyor. Fakat hedeflerimizi dikkate aldığımızda daha çok çalışmamız, sektörün bütün paydaşlarının el ele vererek, gecemizi gündüzümüze katarak almamız gereken daha çok yolumuz var. Yapısal sorunların çözümü bağlamında, öncelikle 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunla ilgili yönetmeliğin bir an evvel çıkarılması sağlanmalıdır. Sulanamayan alanların büyüklüğü 2,6 milyon hektarı, yani Belçika’ya yakın bir alanı bulmaktadır. Bu büyüklükte alanın sulanamaması ülkemiz için çok büyük bir kayıptır. Örgütlenme yetersizliği, çiftçinin is- TZOB, ÇKS başvuru süresinin uzatılmasını istedi tikrarlı bir gelir elde edebilmesine engel teşkil ediyor. Üretim planlaması yapılamıyor. Mevcut üretici örgütlerin, mali yönden güçlendirilmesi, profesyonelce yönetilmesi ile etkinliklerinin artırılması için gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır. Tarımda üretim maliyetinin düşürülmesi için girdi destekleri artırılmalı, özellikle gübre, mazot, ilaç ve elektrik gibi temel girdilerdeki KDV oranları ve mazottan alınan ÖTV miktarı düşürülmelidir. 6552 sayılı Kanun ile üreticilerin TEDAŞ’a ait olan elektrik borçları yapılandırılmıştır. Özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerine ait olan borçların yapılandırılması ihtiyari bir karar olarak yer almıştır. Kanundan beklenen faydanın sağlanması bakımından özel dağıtım şirketlerine ait olan elektrik borçları yapılandırılmalıdır. Seralar ve hayvancılık işletmelerinin daha düşük fiyatla elektrik temin edecekleri bir abone grubu oluşturularak indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır. Tarımda destekler artırılmalıdır. Desteklerden, geçmişte doğrudan gelir desteğinde uygulandığı gibi yüzde 4 stopaj kesilmemelidir. Desteklerden yararlanması için tarımsal faaliyette bulunan tüm çiftçilerin, çiftçi kayıt sistemine girmesi sağlanmalıdır. Üreticiler, sigorta maliyetlerinin yüksek olması, kuraklık gibi bazı risklerin kapsamda olmaması, kredi kullandıran şubelerin yeterli bilgiyi vermemesi gibi nedenlerle ürünlerini sigorta yaptırmamaktadır. Düşük faizli kredi kararının amacına ulaşabilmesi için sigorta yaptırma zorunluluğu olmamalıdır. Üreticilerin yaşadığı afetlerin etkilerini azaltmak için yayınlanan tarımsal kredi borçlarının ertelenmesine yönelik Kara- Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 rın amacına ulaşması için, afet yaşayan tüm çiftçilerin kredi borçlarının tamamını kapsamalıdır. Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla kullanılan düşük faizli kredi, diğer kamu bankalarını da kapsamalıdır. Finansman yetersizliği üreticilerin yatırım imkânlarını sınırlamıştır. Bu nedenle yatırımların daha fazla teşvik edilerek faizsiz veya düşük faizli krediyle desteklenmesine ihtiyaç vardır. Lisanslı depoculuk, özellikle fındık, pamuk, buğday gibi depolanabilir ürünler başta olmak üzere diğer ürünlerde yaygınlaştırılmalıdır. Toprak Koruma Kurulları etkin bir şekilde faaliyet göstermeli, tarım arazilerini, meraları imara açılmaması için gerekli tedbirler alınmalıdır. Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı” Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuştur. Zeytinciliğimizin geleceğinin ve son yıllarda yapılan büyük yatırımların heba olmaması açısından, söz konusu kanun tasarısı geri çekilmelidir. Doğal afetler yaşayan çiftçi açısından finansman sorunu yeni üretim sezonunda hayati bir hal almıştır. Çiftçinin yeniden üretime dönmesi ve tarlada kalabilmesi için finansman giderleri karşılanmalıdır. Bu konularla ilgili atılacak her adım hem sektörümüz hem çiftçimiz hem de ülkemiz açısından çok önemli ve olumlu sonuçları beraberinde getirecektir. Bu konuda elbirliğiyle sürdürülecek çabalarla sonuca ulaşılacağına olan inancımı vurguluyor, hepinize işlerinizde başarılar, bereketli kazançlar, sağlık, mutluluk ve esenlikler diliyorum. Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 31 Aralık 2014 tarihinde sona erecek 2015 yılı Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) kayıt süresinin uzatılmasını istediklerini bildirdi. Bayraktar, “bu yıl kuraklık, don, dolu gibi afetler yaşayan çiftçilerin, 2015 yılı ÇKS kayıt işlemlerini 31 Aralık 2014 tarihine kadar tamamlaması mümkün değil. Ek süre verilmeli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın da bu talebimizi makul karşılayacağını tahmin ediyoruz” dedi. İlgili Yönetmeliğe dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Ülkemizde tarla bitkileri ekilişleri genel olarak ürünlere göre değişmekle birlikte genel olarak Eylül ayı itibariyle başlayıp Mayıs ayı sonuna kadar devam etmektedir. Yönetmelikte yer alan husus da dikkate alındığında ekilişlerin devam etmesi sistemin açık olmasını zorunlu kılmaktadır. Yaşanılan sıkıntıların çözümü ve ekilişlerin Mayıs ayı sonuna kadar devam etmesi nedeniyle ÇKS başvurularının bir önceki yılın Eylül ayında başlayıp, üretim yılı içinde Haziran ayına kadar uzatılmasının önemli olduğu görülmektedir.ÇKS başvuru süresinin Haziran ayına kadar uzatılmasına ilişkin talebimiz Birliğimizce Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımıza iletilmiştir. Talebimizin değerlendirilerek ÇKS yönetmeliğinde gerekli değişikliğin biran önce yapılması sorunu çözecektir.” ZİRAAT ODALARI Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 3 TZOB YÖNETİM KURULU Bakan Eker’i ziyaret etti Ankara - Gıda Tarım ve Hayvan- içinde çalıştıklarını, bundan dolayı cılık Bakanı Mehdi Eker, Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığındaki Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyeleriyle görüştü. Bakanlıktaki görüşmede, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarım sektörünün kalkınması için hem Bakan Eker, hem de bakanlık yetkilileriyle uyum memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Ziraat Odalarında, Aralık ayı içinde tüm Türkiye’de bütün köy ve mahallelerde delege seçimlerinin yapılacağını hatırlatan Bayraktar, seçimlerin şimdiden hayırlı olmasını temenni etti. Bayraktar, sektörle ilgili değerlendirmeler yaparken, destek verdikleri ve devrim niteliğinde TZOB Genel Başkanı Bayraktar Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasının açıldığını bildiren Bayraktar, “Bu konuda ciddi bir çalışma yapmamız lazım. Yüzde 400 farklarla üreticinin ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada bir haksız kazanç görüyoruz. Bu manada bakanlığımızın da bir çalışması olduğunu biliyoruz ama, işin tarafı olarak, mağdur olan kesim olarak bizim de bu konuda katkı vermemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi. Genel Başkan Bayraktar sektörle ilgili değerlendirmelerde bulundu, talepleri iletti; TZOB Yönetim Kurulu üyeleri bölgeleriyle ilgili sorunları Bakan Eker’e aktardı. olan Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu’nu için teşekkür etti; bugünlerde gündeme gelen kaçak et meselesinin kendilerini üzdüğünü devletin bütün kurum ve kuruluşlarının bu konuda dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi. ÇKS’de sürenin uzatılmasını istediklerini belirten Bayraktar, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasa dikkati çekti. Bütçe imkânlarını bildiklerini ama girdiler üzerinde vergilerin yüksek olduğunu belirten Bayraktar, girdi fiyatları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini talep etti. Bakan Eker, görüşmede, enflasyonun sebebi olarak tarım ürünlerinin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirterek, “Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir” dedi. Üreticilere sigortanın önemini her platformda bıkmadan, usanmadan, defalarca anlatmak gerektiğini belirten Eker, Toprak Koruma ve Arazi Kullanım Kanunu için önümüzdeki günlerde ilgili yönetmeliğin çıkarılacağını bildirdi. Lisanslı depoculuğun gelişmesi için yakın zamanda yeni bir uygulamayı hayata geçirdiklerini hatırlatan Eker, “Bundan sonra üretici lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceğiz. Üretici lisanslı depoculukla ürününün kalitesi düşmeden saklayabilecek” dedi. Eker, hayvancılıkla ilgili değerlendirmesinde, “Öncelikle koyun, keçi sayısını artırmalıyız. İkinci olarak yem bitkilerinin ekiliş alanlarını çoğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gereken şey ise randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz” diye konuştu. Görüşmede TZOB Yönetim Kurulu Başkan Vekili M. Nuri Şeyda Sorman, Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa Hepokur, Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir Şinasi Özdemir, M.Latif Maskan, Tuncer Başoğlu, Hasan Kozoğlu, A.Bahadır Sezgin, M.Cevat Delil ve Nejat Gamzeli hazır bulundu. Bakan Eker Enflasyonun sebebi olarak tarım ürünlerinin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirten Bakan Eker, “Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir. Bakanlığımız Müsteşarlığı Başkanlığında ‘Tarım Ürünleri Piyasayı İzleme Değerlendirme Kurulu’ oluşturuldu. Bu kurul, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasın nereden geldiği ve bunların hangi aşamada ne şekilde denetleneceği yönünde çalışacak” dedi. ZİRAAT ODALARI 4 Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 TZOB Yönetim Kurulu üyeleri Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e yapılan ziyaretin ardından, Bakan Eker’e aktardıkları sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundular. Ege Bölge Temsilcisi Sorman M.Nuri Şeyda Sorman, maliyetlerin, özellikle girdilerdeki ÖTV ve KDV gibi vergilerin yüksekliğinin bölge üreticilerini zorladığını, bunlarda indirime gidilmesini talep ettiklerini bildirdi. Maliyetlerin, özellikle girdilerdeki ÖTV ve KDV gibi vergilerin yüksekliğinin bölge üreticilerini çok zorladığını, bunlarda indirime gidilmesini talep ettiklerini bildiren Sorman’ın değerlendirmelerinde öne çıkan başlıklar şöyle: -Bölgemizde sulama birlikleri yer altı sularına dekar başına 7-8 lira para talep ediyorlar. Bu uygulamaya son verilmeli. -Üreticilerimiz, yer altı sularına saat takma olayının 2015’te yeniden ertelenmesi veya tamamen ortadan kaldırılmasını talep ediyor. -Üretim planlaması, stok müessesi, müdahil kurum, desteklerde ekim sınırlamasının kaldırılmasını, dağıtılan primlerde vergi kesintisi yapılmamasını istiyoruz. -Domuzlar özellikle mısır tarlalarını perişan ediyor. Çok büyük tahribata yol açıyor. Bu domuzların ya uyuşturulup toplanması veya Avcı Kulüpleri vasıtasıyla yurt dışına ihraç edilmesi gerekir. -Bölgemizdeki pamuk üreticileri yağışlardan dolayı ürün kaybına uğradı. Üreticimiz, kredi borçlarının yalnız faizinin alınmasını ve tekrar yenilenmesini istiyor. Orta Güney Anadolu Bölge Temsilcisi Hepokur Mustafa Hepokur, Konya Ovası, İç Anadolu’nun tohumda sıkıntı çektiğini bildirerek, “Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, ofis tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçilerin elindeki buğdayla değiştirilmesi de mümkün olmalı” dedi. Hepokur, şunları kaydetti: “Ekim zamanı biliyorsunuz, gübre, mazot, tohum bunlar para olarak artıyor. Bunların önleminin alınmasını talep ediyoruz. Hakikaten biz ka- liteyi yakalamak istiyorsak, gen olayını kontrol etmek istiyorsak bu değişiklikleri yapmamız şart. Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, Ofis tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçilerin elindeki buğdayla değiştirilmesi de mümkün olmalı.” Türkiye’nin baklagillerde açık verdiğine dikkati çeken Hepokur, “Baklagillerle ilgili bir çalışma istiyoruz. Baklagillerin toprak açısından ne kadar verimli olduğunu bili- yoruz. Bu konuda oturup düşünmemiz lazım. Gübreye dünyanın parasını veriyoruz. Toprak açısından baklagiller gübre gibi. Fakat baklagil fiyatlarında üreticiden tüketiciye arada bir uçurum var. Üreticide 2 lira 70 kuruş, paketlenip markette 6 liradan satılıyor. Yüzde 100’ün üzerinde kar. Bütün ürünlerde böyle. Bunların önleminin alınması gerekiyor. Dışa bağımlı olduğumuz baklagilde üretim teşvik edilmeli” dedi. Orta Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Özdemir Bekir Şinasi Özdemir, Malatya ve Elazığ bölgesinde kayısıda alan bazlı destek, kayısı taban fiyatının belirlenmesi için bir kayısı birliği veya lisanslı depoculuk talep ettiklerini bildirdi. Özdemir, üreticinin tarım sigortalarına prim ödeyecek güçleri olmadığını ilettiğini, tarım sigortası yaptırmayanların da borçlarının ertelenmesi gerektiğini belirtti. Amasya, Tokat ve Sivas’ta büyükbaş hay- van alımında hibe desteği kredisi talep ettiklerini bildiren Özdemir, “İntikal işlemleri yapılmayan ama işlenen tarım arazilerinde de arazileri kullananlara destek verilmesini istiyoruz. Adıyaman ilinde acilen sulama projelerinin hayata geçirilmesini, sulama yatırımlarına ağırlık verilmesini bekliyoruz” dedi. “Tunceli ilimizde güvenlik sorunu nedeniyle mera, yaylalar yeterince kul- lanılamıyor. Bunun çözülmesi gerekiyor. Hibe desteklerinin tarımın tüm alanlarına yayılmasını talep ediyoruz” diyen Özdemir, Elazığ bölgesinde öküzgözü, boğazkere gibi dünya çapında tanınan üzüm çeşitleri bulunduğuna dikkati çekti, bu üzümlerin desteklenmesi, milli ürünler kapsamına alınması gerektiğini sözlerine ekledi. van sayısı ve arazi varlığı fazla olduğundan çiftçiden çok para alan özel veteriner hekimlerin eline bırakılmaması zorunluluğu bulunduğunu vurguladı. Erzurum’a, çevre illere de hizmet edecek bir TARSİM Bölge Müdürlüğü kurulmasının çok yararlı olacağını belirten Maskan, şunları kaydetti: “Suni tohumlama için devletin gönderdiği kaynağın çoğu damızlık birlikleri tarafından kesiliyor. Bu haksızlığın 5 Marmara Bölge Temsilcisi Başoğlu Tuncer Başoğlu, ayçiçeğinde destekleme priminin yetersiz kaldığını bildirerek, “Kilogramda 23 kuruş olan prim en az 40 kuruşa çıkarılmalı” dedi. Başoğlu, Türkiye’nin en yoğun nüfuslu bölgesi olan Marmara’nın tarımda da büyük önem taşıdığını ama bölgesel desteklerden yararlanamadığını belirtti. Bölge olarak IPARD, GAP, KOP gibi desteklerin ve projelerin Marmara’da da uy- gulanmasını istediklerini bildiren Başoğlu, şunları kaydetti: “Süt başta olmak üzere hayvancılık desteklerinin artırılmasını istiyoruz. Toplulaştırmayı destekliyoruz. Torba kanunda yer alan traktör muayenesinde sürenin uzatılmasını talep ediyoruz. Hasat döneminde TMO’nun piyasaya girmesini istiyoruz. Geçen yıl ayçiçeğinde yaşanan sıkıntı TMO piyasaya girmediği için bu yıl buğdayda meydana geldi. Tarımda kullanı- lan makine ve ekipmanlar, mekanizasyon büyük ölçüde ithal. Bundan dolayı maliyeti artırıyor. İthal olan bu ürünler üzerindeki vergilerin kaldırılmasını veya yerli imalatın teşvik edilmesini istiyoruz. TARSİM ile ilgili sorunların çözülmesini talep ediyoruz.” Başoğlu, Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu kredilerinde sübvansiyon oranlarının yükseltilerek, faizlerin düşürülmesi gerektiğini bildirdi. Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Delil M.Cevat Delil, Güneydoğu Anadolu Projesi’nde (GAP) enerji santrallarına ağırlık verildiği için sulama yatırımlarının hala tamamlanamadığını bildirerek, “GAP’ta sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla bölgenin kaderi değişecek” dedi. GAP’taki sulama yatırımlarının çok önem taşıdığını vurgulayan Delil, şunları kaydetti: “Sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla GAP bölgesinin kaderini değiştire- cek. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ülkemizin en önemli tarım alanı haline gelecek. Arazi toplulaştırmasını da bitirmek gerekir. Arazi toplulaştırması bölgemiz açısından büyük önem taşıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın yürüttüğü arazi toplulaştırma projesi bölgemizin büyük bir sorununu çözecek. Projede kısmen sıkıntılar var. Bunlar da giderilirse, proje çiftçimiz açısından, tarımımız açısından çok yararlı olacak. Silvan Barajı da bölge açısından çok önemlidir. İnşaat bir an önce tamamlanmalı ve baraj hizmete alınmalıdır.” Delil, sulamada kullanılan elektrik enerjisi sorununun kökten çözülmesi gerektiğini bildirerek, “Çiftçimizin kullandığı elektrik enerjisinden yüzde 18 KDV ve diğer paylar alınmamalı. Maliyetler düşürülmeli. Borç sorununa çiftçimizin ödeyebileceği şekilde bir çözüm getirilmeli” dedi. Orta Kuzey Anadolu Bölge Temsilcisi Gamzeli Nejat Gamzeli, çiftçi kayıt sistemi (ÇKS) dosyalarının teslim edilirken, mazot, gübre destekleri için de 3-4 ay sonra ayrı dilekçe istendiğini bildirerek, “Çiftçilerimiz bu dilekçeleri verme süresini kaçırıyor. ÇKS dosyası veren herkes mazot, gübre desteklerinden de yararlanmak istiyor. Analiz yaptırmak da 50 dekar üzerinde zorunlu. 50 dekarın üzerinde tarlası olan çok az çiftçimiz var. Ayrıca dilekçe istenmemeli” dedi. Çankırı, Kastamonu, Sinop olarak süt sığırcılığı hibe desteklerinden yararlanmak istediklerini ifade eden Gamzeli, nohutu bu sene kilogramı 1 lira 80-1 lira 90 kuruş civarında sattıklarını, şu anda fiyatın 1 lira 30 kuruşa kadar düştüğünü ama hala marketlerde 4 lira 50 kuruş-6 lira arasında satıldığını belirtti; Gamzeli, Bunun sonucu tüketici enflasyonunun yüksek çıktığını, ancak bunun sorumlusunun üretici ol- madığını, bu yüksek fiyatlardan bir kazancı olmadığını da vurguladı. Çiftçiyi şeker pancarı üretiminden soğutmamak gerektiğinin de altını çizen Gamzeli, desteklemelerin özellikle mazot, gübre analiz desteklerinin bir takvime bağlanması gerektiğini, böyle olması halinde çiftçinin önünü görebileceğini, planlamasını daha rahat yapabileceğini söyledi. Karadeniz Bölge Temsilcisi Kozoğlu Hasan Kozoğlu, 29-30 Mart 2014’de fındıkta yaşanan donun ürüne büyük zarar verdiğini belirterek, “Fındıkta dondan zarar gören üretici şehirlere göç ediyor. Üretimin sürdürülebilirliği için 2014 yılı alan bazlı desteği erken ödenmeli” dedi. Lisanslı depo ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesi gerektiğini bildiren Kozoğlu, özetle şunları kaydetti: “Sayın Eker, bundan sonra üreticinin lisanslı de- poları kullandığında her ton için destek vereceklerini, üreticinin lisanslı depoculukla ürününün kalitesi düşmeden saklayabileceğini ifade etti. 85 bin dekar fındık alanının ruhsatlandırılması gerekiyor. Bu alanlara ruhsat verilmeli. Fındık Çalıştayı kararları gereği ekonomik ömrünü yitirmiş bahçeler yenilenmeli. Kivide soğuk hava depoları kurulmalı. Çayda Çaykur’un alım kotası artırılmalı. Çay Kanunu hazırlanırken sektördeki en büyük paydaş TZOB’un da görüşü alınmalı. Çaykur kesinlikle özelleştirilmemelidir. Fındıkta olduğu gibi çayda da ekonomik ömrünü yitirmiş bahçeler yenilenmelidir.” Kozoğlu, Doğu Karadeniz Projesi’ne (DOKAP) benzer bir projenin Sinop, Kastamonu, Bartın, Zonguldak illerini de kapsayacak şekilde uygulanmasının bölgenin geleceği açısından yararlı olacağını vurguladı. yoruz” dedi. Hatay’da kuraklık nedeniyle mağduriyet olduğunu, buğdayda iyi verim alınamadığını belirten Sezgin’in değerlendirmelerinde öne çıkan başlıklar şöyle: -Amik Ovası’nın sulama sıkıntısını çözecek, arazilerin su altında kalmasını önleyecek, yüzde 40’ı tamamlanmış Reyhanlı Barajı en kısa sürede tamamlanıp faaliyete geçirilmeli. -Tarım sigortalarında prim oranları düşürülmeli, tek bir paket altında her türlü riskin satın alınabileceği bir sistem oluşturulmalı. -Komşu ülkelerle yaşanan sorunlar ihracatı olumsuz etkiledi. Özellikle narenciyede talep gelmiyor. Ne iç pazarda ne de dış pazarda satışlar iyi gitmiyor. -Traktör muayenelerinde süre en az 6 ay daha uzatılmalıdır. Akdeniz Bölge Temsilcisi Sezgin Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Maskan M.Latif Maskan, Doğu Anadolu Bölgesi’nde şeker pancarı tarımının geçmişte önemli bir geçim kaynağı olduğunu bildirerek, “Ağrı ve Kars şeker fabrikaları kapalı. Bu fabrikalar bir an önce açılmalıdır” dedi. Maskan, Tarım Bakanlığı’nın veteriner hekimleri nokta tayinle ilçelerde atamasını yapması gerektiğini, veteriner hekimler ile ziraat mühendislerinin sahada olmasının çok yararlı olacağını belirtti. Bölgede hay- ZİRAAT ODALARI Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 önüne geçilmesini istiyoruz. Başta Erzincan olmak üzere bölge olarak sulamanın pahalı olması vatandaşımızın şikayetine neden olmaktadır. Sulama maliyetleri makul seviyeye çekilmelidir. 2007 yılından beri Bayburt’ta bulunan MASAT Sulama çalışmıyor. Bölgede hazine adına büyük ölçekli araziler bulunuyor, bu araziler bir an önce vatandaşa satılmalıdır. Arazilerin tapusu vatandaşa verilmelidir.” Ahmet Bahadır Sezgin, 2013 yılında 120-130 bin ton olan Antep fıstığı üretiminin 2014 yılında 30-40 bin ton dolaylarına gerilediğini, kuru kabuklu Antep fıstığı kilogram fiyatının ise 14-15 liradan 23-24 liraya yükseldiğini bildirerek, “Fiyatların istikrarlı seyretmesi ve üreticinin desteklenmesi için Antep fıstığına ürün desteği verilmesi ve sulama kanallarının bir an evvel hizmete alınarak sulu tarıma geçilmesini talep edi- ZİRAAT ODALARI Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 BAYRAKTAR CHP HEYETINI KABUL ETTI ZİRAAT ODALARI Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 TARIMDA ÇALIŞAN SOSYOLOGLARA TABLET BILGISAYAR DAĞITILDI ÇİFTÇİLİĞİ Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın ve CHP İstanbul Milletvekili Faik Tunay’dan oluşan CHP heyetini makamında kabul etti. Bayraktar, CHP Heyeti ile tarımla ilgili konularda görüş alışverişinde bulundu. BAYRAKTAR BITLIS VE NIĞDE GÜNLERINE KATILDI TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Tanıtım Günleri organizasyonları söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağlıyor" Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara’da bu yıl ikincisi düzenlenen “Bitlis Tanıtım Günleri” ile “Niğde Tanıtım Günleri” kapsamında açılan stantları ziyaret etti. “Bitlis Tanıtım Günleri”ndeTatvan Ziraat Odası Başkanı Şefik Kızılca, Hizan Ziraat Odası Başkanı Erkan Durmaz, Mutki Ziraat Odası Başkanı Ali Akın, Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, Genel Başkan Bayraktar’a sergilenen ürünler, el işlemeleri ve yöresel lezzetler hakkında bilgi sundu. Bayraktar’a TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Cevat Delil de eşlik etti. Niğde Tanıtım Günleri’ne gelişinde Niğde Ziraat Odası Başkanı Veli Kenar, Bor Ziraat Odası Başkanı Nurettin Eriç, Ulukışla Ziraat Odası Başkanı Ali Emin Uğurlu, Çiftlik Ziraat Odası Başkanı Arif Dinçsoy tarafından karşılandı. Niğde Milletvekili Alpaslan Ka- vaklıoğlu, Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan ve Oda başkanlarıyla birlikte stantları ziyaret eden Bayraktar’a, Niğde’ye özgü ürünlerle hakkında bilgi sunuldu. Bayraktar, Niğde Belediyesi’nin açtığı stantta TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili Nevzat Pakdil, Niğde Valisi Necmeddin Kılıç ve Niğde Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, ilin diğer yöneticileriyle bir süre sohbet etti. Bayraktar, Tanıtım Günleri organizasyonlarının söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağladığına da dikkati çekerek, bu tür faaliyetlerin diğer metropollerde de yapılmasının yararlı olacağına işaret etti. AiLE Ankara – Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda görevli sosyologların araştırmalarını elektronik ortamda da yapmalarını sağlamak amacıyla hazırlanan özel tasarımlı tablet bilgisayarlar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar’ın da katıldığı törenle dağıtıldı. TZOB Genel Başkanı Bayraktar, törende, sosyologların tarım sektörüne büyük katkıları olacağına inandığını belirtti. Kırsal kalkınmaya çok büyük önem verdiklerini ifade eden Bayraktar, kırsalda üretim yapan insanların orada tutulabilmeleri için şartların mutlaka oluşturulması gerektiğini vurguladı. Kırsal alanın farklı bilimsel bir gözle analiz edilebilmesi, tarımın sosyolojik açıdan da değerlendirilmesi ve bu bilgilerin ışığında gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemine dikkati çeken Bayraktar, emeği geçen, başta Bakan Eker olmak üzere, herkese teşekkür etti. Bakan Eker de tarım faaliyetinin multidisipliner yapısına işaret ederek, bu disiplinler arasına sosyolojiyi de dâhil ettiklerini belirtti. Tarım faaliyetlerinin merkezinde insan unsurunun bulunduğunu, bu bakımdan tarım ve hayvancılık projelerinde mutlaka sosyoloji disiplinin bakışının da gerekli olduğunu kaydeden Eker, Bakanlık bünyesinde 81 ilde görevlendirdikleri sosyologların, şu anda köylerde görev yapan 10 bin ziraat mühendisinin sahadan aktaracağı verileri de kendi bilgisayarları üzerinden alabileceğini, değerlendirebileceğini ve yeni veriler oluşturabileceğini anlattı. Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici market fiyat farkının bir türlü kapanmadığını, aynen devam ettiğini bildirerek, “Üretici market fiyatları arasındaki makas açılıyor. Tüketiciye de üreticiye de yazık oluyor. Üreticinin 44 kuruşa sattığı ıspanak markette 2 lira 54 kuruş, 13 kuruşa sattığı maydanoz 70 kuruş, 50 kuruşa sattığı mandalina 2 lira 33 kuruş oluyorsa bunda sorumluluğu üreticiye bağlamak yanlıştır” dedi. Bayraktar, Ekim ayı üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını değerlendirdi açıklamasında, üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 481,68 ile ıspanakta görüldüğüne dikkati çeken Bayraktar, “Ispanaktan sonra fiyat farkı sırasıyla maydanozda yüzde 434,62, mandalinada yüzde 390,4, marulda yüzde 366,67’yi buluyor. Fiyat farkı salatalıkta yüzde 279,86, kuru incirde yüzde 279, lahanada yüzde 278,29, sivri biberde yüzde 264,92, karnabaharda yüzde 234,46, limonda yüzde 229,89, pırasada yüzde 221,20, kuru üzümde yüzde 212,22, havuçta yüzde 210,61, kuru fasulyede yüzde 209,28. Bu kadar fiyat farkı olmaz” dedi. Üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını incelediklerinde asıl artışı halden sonra olduğunu gördüklerini bildiren Bayraktar, çiftçinin, 7 SEMPOZYUMU 6 Ankara – Birleşmiş Milletler, açlık -yoksullukla mücadele ve doğal kaynakların korunması, kırdan-kente göçün azaltılması ve sürdürülebilir tarımsal üretim açısından “Aile Çiftçiliği”nin öneminin vurgulanması amacıyla 2014 yılını “Uluslararası Aile Çiftçiliği” yılı olarak ilan etti. Aile çiftçiliği, aile temelinde tüm tarımsal faaliyetleri içermekte ve aile tarafından yönetilen ve gerçekleştirilen, bütün aile bireylerinin işgücüne dayalı bitkisel üretim, hayvancılık, ormancılık, balıkçılık-su ürünleri ve el sanatları alanlarındaki üretim faaliyetlerini kapsıyor. Aile Çiftçiliği konusuna ve sürdürülebilirliğine ilgi çekmek ve daha yoğun biçimde gündeme getirmek amacıyla Ankara’da “Ulusal Aile Çiftçiliği Sempozyumu” düzenlendi. Sempozyum; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Ankara Üniversitesi Kalkınma Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi-AKÇAM, Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, PANKOBİRLİK, KÖY-KOOP Merkez Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası ve Şekerbank işbirliğinde gerçekleştirildi. Sempozyuma Türkiye Ziraat Odaları Birliği adına katılan ve açılışta bir konuşma yapan Danışman H.Hüseyin Çoşkun, son yıllarda yaşanan gelişmelerin dünyanın çok zor bir süreçten geçtiğini açıkça ortaya koyduğuna işaret ederek, “Dünyada beslenme ihtiyacı artarak devam ediyor. Tarım alanlarının giderek daraldığı, küresel ısınmanın önemli bir tehdit olduğu günümüz dünyasında, yeterli ve güvenli gıdaya erişim tüm ülkelerin öncelikleri arasında bulunuyor. Bu noktada temel amaç, her insanın, kaliteli ve yeterli miktarda sağlıklı gıdaya ulaşabilmesidir” dedi. Coşkun, ülkemizde çok sayıdaki küçük ölçekli işletmenin varlığının, tarımsal faaliyetlerin aile çiftçiliği şeklinde yapılmasının, BM Gıda ve Tarım Örgütü tarafından bu bağlamda belirlenen temanın Türkiye için de ne kadar önemli olduğunu ortaya koyduğunu vurguladı; bu açıdan sempozyumun çok önemli olduğunu belirtti. Üretici market fiyat farkı aynen devam çok uygun fiyata, hatta bazen zararına ürününü elden çıkardığını, çoğunlukla emeğinin karşılığını alamadığını vurgulayan Bayraktar, “bunun çaresi aradaki zincir kırılmalı, aracı sayısı azaltılmalı, çiftçi de kazanmalı, tüketici de uygun fiyata tüketmeli” değerlendirmesinde bulundu. Bayraktar, üreticide yeşil soğanda arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyat artışı yaşandığını, kuru soğanda ise meydana gelen dolu ve kuraklık nedeniyle rekoltedeki düşüşe bağlı olarak fiyatların artış gösterdiğini bildirdi. Patlıcanda da yine arzdaki daralmanın fiyat artışında etkili olduğunu belirten Bayraktar, “kırmızı mercimekte de hasadın bitmesiyle birlikte piyasaya sunulan ürün miktarındaki azalma fiyatlara yansıdı. Üreticilerde fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, yumurtada talep durumundaki değişime göre aylık bazda fiyatlar değişkenlik göstermektedir. Limonda ise hasat dönemi olup arzdaki artış ile birlikte fiyatlar düşüş göstermiştir. Salatalık, yeşil fasulye, sivri biber, kabak, domates gibi ürünlerde örtü altında hasat başlamış olup, arzdaki artışla birlikte fiyatlar gerilemiştir. İhracatın l k m tifi narenciyede rek lte iyi Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, narenciyede bu yıl rekoltenin, geçen yılın üzerinde olduğunu gördüklerini bildirerek, “bu yıl rekoltenin 3,8 milyon tona yaklaşacağı tahmin ediliyor” dedi. Bayraktar, devam eden narenciye hasadı dolayısıyla yaptığı açıklamada, yaş sebze ve meyve içinde narenciye oldukça önemli bir yere sahip olduğunu belirtti. Türkiye’nin dünyada narenciye üretiminde söz sahibi ülkelerden biri olduğunu bildiren Bayraktar, şu bilgileri verdi: “FAO 2012 yılı verilerine göre, 131,3 milyon ton olan dünya narenciye üretiminden yüzde 2,7 pay alan ülkemiz, dünya sıralamasına dokuzuncu sırada yer alıyor. Dünyada Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, son yıllarda üretimi hızla artan kivide, başlayan hasatta ürüne, 29-30 Mart 2014’te yaşanan don felaketinin önemli ölçüde hasar verdiğini bildirdi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tahminlerine göre, bu yıl kivi üretiminin yüzde 20,8 oranında azalarak 33 bin tonun altına ineceğini belirtti. YAPILMASI GEREKENLER en önemli üretici ülke yüzde 24,1 payla Çin. Bu ülkeyi yüzde 15,4 payla Brezilya, yüzde 8,1 payla ABD, yüzde 6,1 payla Hindistan, yüzde 5,1 payla Meksika, yüzde 4,2 payla İspanya izliyor. Ülkemizde narenciye üretimi, Akdeniz ve Ege Bölgesinde yoğunlaşmış durumdadır. 2013 yılı itibarıyla gerçekleşen 3 milyon 681 bin 159 ton üretimin iller bazında dağılımına baktığımızda Adana ilimiz yüzde 26’lık payla ilk sırada yer almaktadır. Adana’yı yüzde 22,7’lik payla Mersin, yüzde 17,5’le Hatay, yüzde 16,8’le Antalya izlemektedir. TÜİK ikinci tahmin verilerine göre 2014 yılında 3 milyon 786 bin 690 ton üretim bekleniyor. 2013 yılı itibarıyla gerçekleştirilen 3 milyon 346 bin 889 tonluk toplam yaş meyve sebze ihracatımızın yüzde 41’ini narenciye oluşturmaktadır. Narenciye, yaş meyve sebze ihracatımızın lokomotifi konumunda. Geçen yıl yapılan ihracat karşılığında 930,9 milyon dolar döviz kazanmamızı sağladı” dedi. Bayraktar, narenciye ihracatının yüzde 32’sinin Rusya’ya yapıldığını, bu ülkeyi 21 payla Irak, yüzde 16 payla Ukrayna, yüzde 5 payla Suudi Arabistan, yüzde 4 payla Romanya’nın izlediğini belirtti. İlkbaharda yaşanan don kivi üretimini de vurdu Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 afeti Bayraktar, narenciye konusunda yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı: “İhracat iadelerinin artırılması ve ödemelerin peşin olarak yapılması, Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketimin artırılması, Dış pazarda rekabet gücümüz artırılması, üreticilerimizin rekabet edebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi, Gübre, mazot gibi üretim girdilerinin desteklenmesinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye gibi unsurların da desteklenerek girdilerdeki KDV oranlarının indirilmesi, Marka oluşturulması, yeni pazarlar bulunarak ihracatın artırılması, Şeker ve asit oranı yeterli seviyeye gelmemiş narenciyenin hasat edilmesi (erken kesim) kaliteyi düşüreceğinden bu hususta daha hassas davranılması, Üretimden pazarlamaya kadar olan bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine ağırlık verilmesi, Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ağırlık verilerek pazar talebine uygun çeşitlerin geliştirilmesi, Ürün ve kalite kaybı olmaksızın daha uzun sürede ürün arzının sağlanması, üreticinin kayba uğramaması bakımından depolamaya özel önem verilmesi, soğuk hava depoları artırılması, Üreticilerimizin pazarlama problemlerinin çözümü bakımından, üretici birliklerinin finansman bakımından güçlendirilerek daha aktif hale gelmelerinin sağlanması, Bu üretim dalından menfaat elde eden tüm taraflar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması gerekir.” 2013’te yılında 219 bin 785 dolarlık kivi ihracatına karşılık, 4 milyon 12 bin 647 dolarlık ithalat yapıldığını belirten Bayraktar, özellikle Doğu Karadeniz’de alternatif ürün haline gelmekte olan kivide üretimin artırılması, ülke ihtiyacının ithalat olmadan karşılanabilmesi gerektiğine dikkati çekti; ürün bazında desteklemelere dahil edilmesinin ekonomik ve sosyal gelişmeye katkı sağlayacağını vurguladı. 8 nadasa Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 İstanbul’un ZİRAAT ODALARI 8 katı alan bırakılıyor ZİRAAT ODALARI 9 Ankara - Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde çok büyük tarım alanlarının nadasa ayrıldığını, bunun çok önemli bir ekonomik kayıp olduğunu bildirerek, “Gıdanın bu kadar hayati olduğu, toprağın her karışının önem taşıdığı bir sürece girdiğimiz günümüzde, İstanbul’un 8 katı bir alanı nadasa bırakmamız kabul edilebilir değildir” dedi. Bayraktar, kurak ve yarı kurak alanlarda toprakta yeterli suyun temini için çok büyük alanların nadasa bırakıldığını belirtti. “2000-2013 döneminde yüzde 14,1 azalmayla nadasa bırakılan alanlar, 4,83 milyon hektardan, 4,15 milyon hektara inse de hala çok büyük” diye Bayraktar, nadas alanlarının ekilen alan içindeki payının da bu dönemde yüzde 18,3’ten yüzde 17,4’e düştüğünü vurguladı. Türkiye’nin 23,81 milyon hektarlık toplam tarım alanının 15,62 milyon hektarının tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin ekimi için kullanıldığını bildiren Bayraktar, meyve alanlarına 3,23 milyon hektar, sebze alanlarına 0,81 milyon hektar, süs bitkilerine ise 4 bin 504 hektar alanın ayrıldığını, nadasa ayrılan alanın meyve, sebze ve süs bitkilerine ayrılan toplam alanı geçtiğini belirtti. Bayraktar’ın açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle: 130 milyona yakın nüfusu olan Japonya’nın tarım alanlarının yaklaşık 5 milyon hektar, dünyanın en büyük gıda ve tarım ürünleri ihracatçılarından Hollanda’nın 1,3 milyon hektar tarım alanı olduğunu göz önümüze aldığımızda nadasa ayrılan alanın büyüklüğü daha iyi ortaya çıkıyor, Nadasa bıraktığımız alan tüm topraklarıyla Hollanda, İsviçre, Danimarka büyüklüğünde. Belçika’nın, Ermenistan’ın, Arnavutluk’un 1,5 katına yaklaşıyor. İsrail’in iki katı. Lübnan’ın, Kıbrıs adasının 4 katı… KOP ve GAP gibi büyük sulama yatırımları öngören dev projeler bir an önce tamamlanmalı, tarım toprakları nadasa bırakılmaktan kurtarılmalıdır. Ülkemizde yıllık yağış miktarı nadas alanlarının büyüklüğünde etkili. Geçen yıl Konya’da 586 bin 562, Ankara’da 332 bin 144, Sivas’ta 325 bin 657, Kayseri’de 216 bin 197, Çorum’da 190 bin 220, Şanlıurfa’da 187 bin 570, Eskişehir’de ise 184 bin 856 hektar alanın nadasa bırakıldı. Tarım Bakanlığı nadas alanlarında yağ bitkisi yetiştirilmesini teşvik ediyor, alım garantisi veriyor. Bu çerçevede aspir bitkisi önemli oranda desteklendi. Son yıllarda aspir üretimde artış sağlandı. TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "2013-2014 üretim sezonunda çiftçimiz doğal afetlerden çok zarar gördü. Zamanında sigortasını yaptıramayan üreticimiz mağdur oldu." Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013-2014 üretim sezonunda çiftçinin doğal afetlerden çok zarar gördüğünü bildirerek, “Zamanında sigortasını yaptıramayan üreticimiz mağdur oldu. Yaşanan doğal afetler sigorta yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Geçen üretim sezonundan ders çıkarılmalı, sigorta poliçe yaptırma süreleri konusunda üreticimiz uyarılmalı, süreler geçirilmemeli” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımsal üretimdeki üreticilerin gelirlerinde istikrarın sağlanmasının, ülkelerin en temel tarım politikası olması gerektiğini, üretici gelirlerinde meydana gelebilecek özellikle ani düşüşlerin, ülkelerin makro ekonomik dengelerini de etkileyecek sonuçlara yol açtığını belirtti. İklimde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar, sel, su baskını, dolu, don, hortum, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin daha fazla yaşandığını, tarım ürünlerini daha fazla etkilediğini vurgulayan Bayraktar, “Üreticilerimizle gerçekleştirilen görüşmelerden ve yaptığımız anketlerden anlaşıldığı üzere halen çiftçilerimiz, devlet destekli tarım sigortası uygulamasını genel anlamda bilmekteler ama teknik ayrıntı konusunda yeterli bilgiye sahip değiller. Bu nedenle sigorta konusunda çekimser davranıyorlar” dedi. Son yıllarda arka arkaya yaşanan afetlerden sonra üreticilerde sigorta yaptırma isteğinin arttığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: “Ülkemizde tarım sigortası uygulaması 8 yıldır devam ediyor. Tarım sigortası uygulaması; Bitkisel Ürün, Sera, Büyükbaş, Küçükbaş, Kümes hayvanları, Su Ürünleri ve Arıcılık Hayat Sigortaları branşlarında yapılıyor. 2013-2014 üretim yılında yaşanan doğal afetler sigorta yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Yapılan açıklamalara göre, Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi çerçevesinde ülke genelinde poliçe sayısının 4,4 milyon adedi geçti. Yaklaşık 72 milyon dekar alan ve 3 milyon adedin üzerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvanın sigortalanıyor. 2014 yılı sonuna kadar üreticilere yapılacak olan hasar ödeme- sinin 1,6 milyar lirayı geçeceği ifade ediliyor. Artışa rağmen sigorta yaptırmanın henüz yeterli düzeyde olduğu söylenemez. Sigortalılık oranları hala çok düşüktür. Ziraat Odaları Birliği olarak üreticilerimizi her yıl tarım sigortası yaptırılması konusunda uyarıyoruz ve gerekliliğini ifade ediyoruz.” Tarım sigortalarındaki sıkıntıların giderilmesi, çiftçi için sigorta yaptırmanın daha cazip hale getirilmesi, kuraklığın ve tarla ürünlerinde don riskinin sigorta kapsamına alınması gerektiğini ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti: “Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, tarımsal üretimde çiftçilerimizi mağdur eden kuraklık, tarla ürünlerinde don gibi risklerin kapsamda olmaması birinci sırada gelmektedir. Bu konuda yapılmakta olan çalışmalar bir an önce tamamlanmalı, ülke genelini etkileyen kuraklık ve tarla ürünlerinde don riski kapsama alınmalıdır. Bağcılıkta meyvenin yanı sıra, asma yaprakları da salamura olarak değerlendirilmekte, üretici tarafından gelir elde edilmektedir. Bu amaçla asma yapraklarının da sigorta kapsamına alınması bağlamında halen sürdürülen çalışmalarının da bir an önce sonuçlandırılması sağlanmalıdır. Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının diğer nedenleri arasında; Hayvancılıkta kapsamdaki hastalıkların yeterli olmaması, Yüzde 50 prim desteğine rağmen bazı ürünlerde sigorta bedellerinin yüksek olması, Eksperlerin raporlarına yeterince güven duyulmaması, Muafiyet ve müşterek sigorta oranlarının yüksekliği, gibi hususlar yer almaktadır. Bu nedenle; Tarım sigortasında prim bedelleri düşürülmeli, Hayvancılıkta kapsamdaki hastalık sayısı artırılmalı, Muafiyet ve müşterek sigorta oranları yeniden belirlenmeli, Üreticilerde sigorta bilincini artırmaya yönelik çalışmalara daha fazla ağırlık verilmeli, Eksperlerin çalışmasının gözden geçirilmesi sağlanmalıdır.” ZİRAAT ODALARI 10 Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 ZİRAAT ODALARI Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 Sosyal güvenlik Kırmızı et üretimine D i K K A T Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, düşüş görülen kırmızı et üretime dikkat edilmesi gerektiğini bildirerek, “Ocak-Eylül döneminde sanayiye aktarılan inek sütü miktarı yüzde 9,8, tavuk yumurtası üretimi yüzde 4,1, tavuk eti üretimi yüzde 5,6 artarken, kırmızı et üretimi yüzde 3,5 geriledi” dedi. Bayraktar, 2014 yılının 9 aylık döneminde sanayiye aktarılan süt miktarının 594 bin ton, yumurta üretiminin 499 milyon, tavuk eti üretiminin 76 bin ton arttığını, buna karşın kırmızı et üretiminin aynı dönemde 22 bin ton azalarak 606 bin tona indiğini belirtti. Bayraktar, Eylül ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının yüzde 9,1, tavuk yumurtası üretiminin yüzde 3,7, tavuk eti üretiminin yüzde 4,2 arttı, Temmuz-Ağustos-Eylül dönemi kırmızı et üretiminin yüzde 1,9 azaldığını vurguladı; 2014 Eylül ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,1 artışla 594 bin 456 tondan 648 bin 573 tona yükseldiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Ocak ayında 637 bin 956 ton olan sanayiye aktarılan süt miktarının, Şubat’ta 622 bin 381 ton, Mart’ta 710 bin 712 ton, Nisan’da 733 bin 380 ton, Mayıs’ta 772 bin 785 ton, Haziran’da 692 bin 84 ton, Temmuz’da 675 bin 158 ton, Ağustos’ta 628 bin 996 ton, Eylül’de 594 bin 456 ton, Ekim’de 605 bin 194 ton, Kasım’da 611 bin 918 ton, Aralık’ta 653 bin 490 ton olduğu bilgisini verdi. 2014 Ocak ayında sanayiye 710 bin 33 ton, Şubat’ta 684 bin 115 ton, Mart’ta 789 bin 355 ton, Nisan’da 793 bin 573 ton, Mayıs’ta 828 bin 417, Haziran’da 767 bin 112, Temmuz’da 743 bin 232 ton, Ağustos’ta 697 bin 736 ton, Eylül’de ise 648 bin 573 ton inek sütü aktarıldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “2013 yılında sanayiye 7 milyon 938 bin 510 ton inek sütü aktarılmıştı. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 8 milyon 532 bin Tarım kadınlarda işsizliği rekor seviyede düşü rdü TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puanla rekor bir seviyede düşürdü ve yüzde 18,2’den yüzde 12,7’ye indirdi." 11 bilgilendirme seminerleri başlıyor Kırmızı et 2014 yılının ilk çeyreğinden 184 bin 975 ton, ikinci çeyrekte 218 bin 432 ton olan kırmızı et üretiminin üçüncü çeyrekte 202 bin 530 tonda kaldığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “2013 yılında ilk çeyrekte 208 bin 597, ikinci çeyrekte 212 bin 885, üçüncü çeyrekte 206 bin 466 ton kırmızı et üretilmişti. Yine 2013 yılının tamamında kırmızı et üretimi 996 bin 155 tonu bulmuştu. Bu yıl üçüncü çeyrekte kırmızı et üretimi yüzde 1,9 azaldı. 9 aylık dönemdeki azalış ise yüzde 3,5’i buldu. Ocak-Eylül döneminde 2013 yılında 627 bin 948 ton olan kırmızı et üretimi, bu yıl aynı dönemde 605 bin 937 tonda kaldı. 9 aylık dönemdeki azalma 22 bin 11 tonu buldu. Kırmızı et üretimi artırılmalı. Çünkü, tüketim artışı devam ediyor.” 748 ton ile 8,5 milyon tonu aştı. Ocak-Eylül dönemlerine bakıldığında 2013 yılında 6 milyon 67 bin 908 ton olan sanayiye aktarılan inek sütü miktarı, 2014 yılında yüzde 9,8 artışla 6 milyon 662 bin 146 tona ulaştı.” Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında 3 milyon 54 bin erkek, 2 milyon 761 bin kadının tarımda istihdam edildiğini, “Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puanla rekor bir seviyede düşürdü ve yüzde 18,2’den yüzde 12,7’ye indirdi. Ağustos’ta tarım genel işsizliği 2,2 puan gerileterek yüzde 12,3’den yüzde 10,1’e” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın işsizliği erkeklerde 1,3 puan düşürerek yüzde 10,2’den yüzde 8,9 indirdiğini belirtti. TZOB Genel Başkanı, Mart ayında 1,9, Nisan’da 1,8, Mayıs’ta 1,9, Haziran’da 2, Temmuz’da ise 2,2 puan azalttığını hatırlattı. Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında tarımda çalışan sayısının, Temmuz Kanatlı sektörü Bayraktar, tavuk yumurtası üretiminin de Eylül’de yüzde 3,7, tavuk eti üretiminin ise yüzde 4,2 arttığını, Ocak-Eylül döneminde yumurtada yüzde 4,1, tavuk etinde yüzde 5,6’lık yükseliş olduğunu bildirdi. Şemsi Bayraktar, “Ocak-Eylül döneminde, 2013 yılında 12 milyar 203 milyon 851 bin olan tavuk yumurtası üretimi, 2014 yılında yüzde 4,1 artışla 12 milyar 703 milyon 227 bine yükseldi” dedi. 2013 yılı Eylül ayında 157 bin 504 ton olan tavuk eti üretiminin, yüzde 4,2 artışla 2014 Eylül ayında 164 bin 170 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, “Ocak-Eylül döneminde, 2013 yılında 1 milyon 359 bin 920 ton olan tavuk eti üretimi, 2014 yılında yüzde 5,6 artışla 1 milyon 435 bin 918 tona yükseldi” bilgisini verdi. Bayraktar, 2013 yılında 16 milyar 496 milyon 751 bin adet olan yumurta üretiminin Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 17 milyar 16 milyon 127 bin ile 17 milyar adedi aştığını, 1 milyon 758 bin 363 ton olan tavuk eti üretiminin ise Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon 834 bin 359 ton olduğunu bildirdi. ayına göre 99 bin kişi azalarak 5 milyon 914 bin kişiden 5 milyon 815 bin kişiye indiğini belirtti. TZOB Genel Başkanı, Mart ayının ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın yoğunlaştığını hasadın ardından azalmaya başladığını, Ocak-Şubat aylarında en düşük düzeye indiğini vurguladı. Tarımın ülke ekonomisine ihracatta, üretimde, istihdamda büyük katkı sağladığını bildiren Bayraktar, “Ağustos ayında tarım, toplamda işsizliği 2,2 puan azaltarak yüzde 10,1’e çekti. Tarım erkeklerde işsizliği yüzde 10,2’den yüzde 8,9’e, kadınlarda ise yüzde 18,2’dan 12,7’ye çekti. Tarım, erkeklerde işsizliği 1,3, kadınlarda 5,5 puan düşürdü” dedi. Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi Bayraktar, sosyal güvenlikte çiftçilere ve Ziraat Odalarına yönelik çok önemli düzenlemeleri çıkarılmasını sağladıklarını bildirerek, “Çiftçilerimizin mağduriyetlerini gideriyoruz. Konuyla ilgili sosyal güvenlik bilgilendirme seminerlerine de başlıyoruz” dedi. Kamuoyunda torba kanun olarak adlandırılan yasanın çiftçinin birçok mağduriyetini giderdiğini belirten Bayraktar, Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığı SGK’da bu görevi dolayısıyla çiftçilere ve Ziraat Odalarına yönelik çok önemli Gıda ithalatının üçte biri yağlı tohumlardan düzenlemelerin çıkarılmasına katkıda bulunma fırsatı olduğunu vurguladı. Bu çerçevede çiftçilerimize yönelik yapılan sosyal güvenlik düzenlemelerine dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti: “Sattıkları ürün bedelleri üzerinden 1994 yılından bu yana BAĞKUR prim kesintisi yapılan çiftçilerimize geriye yönelik yapılandırma hakkı getirildi. Ancak kadın çiftçilerimiz, 2003 yılından önceki dönemler için aile reisi olmamaları nedeniyle borçlanamadılar. 2012 yılında bu mağduriyet giderildi. Girişimlerimiz sonucunda, sigortalılık durumları değişen kadın çiftçilerimiz, hak kazandıkları dönem için gecikme cezası ve gecikme zammı ödemediler. Yine çabalarımız sonucu yapılan düzenlemeyle, ilgili maddeye “tarımsal faaliyette çalışanlar hariç” ibaresi eklenmesi dolayısıyla tarımda kendi nam ve hesabına çalışan çiftçilerimizin aylıklarından, tarımsal faaliyete devam etseler bile yüzde 15 sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmıyor. Diğer taraftan çiftçilerimizin sattıkları ürün bedelleri üzerinden, borcu olsun olmasın, 1994 yılından itibaren yüzde 1 oranında BAĞKUR prim kesinti yapılma- Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve gıdadaki 11,2 milyar dolarlık ithalatın üçte birinin yağlı tohum, ham yağ, margarin ve yağlı tohum küspesinden oluştuğunu bildirerek, “3,68 milyar dolarlık ithalatın 1,24 milyar doları tohum, 1,6 milyar doları ham yağ, 0,84 milyar doları küspe ve margarinden meydana geliyor” dedi. Yağlı tohumlu bitkilerin, gıda sanayi başta olmak üzere, yem, kozmetik, boya, enerji gibi çeşitli sektörlere ham madde sağlaması bakımından ülke ekonomisinde büyük öneme sahip olduğunu vurgulayan Bayraktar, “Ülkemizin hemen hemen her bölgesi yağlı tohumlar üretimine elverişli iken, ya başlandı. 2012 yılı başında bu kesinti oranı yüzde 5’e çıkarıldı. Girişimlerimiz sonucu, 1 Ocak 2014 tarihinden bu yana yüzde 2 olarak, sadece borcu olan çiftçilere ve borcu oranında kesinti şeklinde uygulanıyor.” Çiftçilerin mağduriyetlerini gidermek için pek çok girişimde bulunduklarını hatırlatan Bayraktar, “SGK ve ilgili bakanlıkların duyarlı yaklaşımlarıyla sorunları önemli ölçüde çözmeyi başarıyoruz. Çözülen bu konularda emeği geçen herkese temsil ettiğim tarım sektörü adına teşekkür ediyorum” dedi. Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu tespit edilen 6 ilde SGK ve TZOB işbirliğiyle bilgilendirme seminerleri yapılacağına dikkati çeken Bayraktar, bilgilendirme seminerlerinin, 24 Kasım’da Konya’da, 27 Kasım’da Erzurum’da, 1 Aralık’ta Sakarya’da, 4 Aralık’ta Manisa’da, 8 Aralık’ta Şanlıurfa’da, 11 Aralık’ta Adana’da başlayacağını bildirdi. Bayraktar, seminerlerin, kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerine olan etkilerine, Ziraat Odalarının SGK ile ilgili yaşadığı iş ve işlemlerde yaşanan problemlere ilişkin olduğunu belirtti. halen yağlı tohumlu ürünlerde net ithalatçı ülke konumundayız. Ülkemizde üretilen yağlı tohumlardan elde edilen yağ miktarı 655 bin ton, önemli bir bölümü de ihraç edilen toplam kullanılan yağ miktarı ise 2 milyon 145 bin tondur. Ülke ihtiyacımız ve ihracatımız için gereken yağ ihtiyacının sadece yüzde 30’unu ürettiğimiz yağlı tohumlardan karşılıyoruz, kalanı ithal ediyoruz” bilgisini verdi. Bayraktar: Uzun yıllardan bu yana bitkisel yağ açığı sorunumuzu çözemiyoruz. İmkanlara rağmen, ihtiyacı karşılayacak bir üretim artışı sağlanamadı. Üretimi artırmak için öncelikle, ülkemizin yağ ve protein gereksinimleri göz önüne alınarak, yağlı tohumlu bitkilerin, en az tahıllar kadar stratejik öneme sahip olduğu her kesim tarafından kabul edilmeli. Üretimi teşvik edici bir fiyat politikası izlenmeli, üreticiye alım garantisi verilmeli. Primler kendinden beklenen amacı gerçekleştirecek düzeyde belirlenmelidir. Yağlı tohumlu bitkilerin üretim alanlarının başka ürünlere kaymasını önlemek bakımından, üretimi teşvik edici bir parite sistemi uygulanmalı. Bitkisel yağ açığımızın daha da artmaması için ayçiçeği-buğday fiyat paritesi 2’nin altına düşürülmemelidir. ZİRAAT ODALARI KONUSU SOSYAL GÜVENLİK Tarım sektöründe kayıt dışı istihdam oranı yüzde 85 dolaylarındadır. Sanayide kayıt dışı istihdam yüzde 19,8, inşaat yüzde 37,5, hizmet yüzde 21,9 dur. Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 Sosyal güvenliğin ana amacı, kişilerin ve aile bireylerinin çalıştıkları süreçte ve gelecekte karşılaşabilecekleri riskleri telafi etme çabasıdır. Sosyal Güvenlik Kurumu 28 bin personeliyle 81 il müdürlüğüyle 485 Sosyal Güvenlik Merkeziyle hizmet vermektedir. 2- 65 yaşını doldurmuş olmaları nedeniyle, sigortalılığını durdurmak için talepte bulunanların talepte bulunduğu tarihten, 3- Yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu “Sigortalılık Muafiyet Belgesi” ile belgelemeleri halinde,(Bu belge ziraat odalarından alınacak) belgenin düzenlendiği tarihten itibaren 10 gün içinde Kurum kayıtlarına intikal ettirenlerin sigortalılıkları belgenin düzenlendiği, bu süreyi geçirenlerin ise belgenin Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihten, 4- Yaşlılık aylığı talebinde bulunanların talep ettiği tarihten, 5- Sigortalının, sigortalılığı devam ederken vefat ettiği tarihten, 6- Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihi itibariyle, Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı istekte bulunduğu tarihten, 7- Bağ-Kur,SSK veya Emekli Sandığı kapsamında çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladığı tarihten önceki günden, İtibaren sigortalılıkları sona erer. TARIM BAĞ-KUR SİGORTALILARININ TESCİL İŞLEMLERİ Cihangir Çakmur SGK, Şube Müdürü Sigortalılık ne zaman başlar? Ne zaman sona erer? ZİRAAT ODALARI Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 Arzu Zübeyde Dikeçoğlu SGK, Sosyal Güvenlik Uzmanı AYIN 12 Yapılan mevzuat düzenlemeleri dışında, kayıt dışılığın önlenmesi adına Sosyal Güvenlik Kurumunca yürütülen birçok teşvik uygulaması söz konusudur. Teşvik uygulamaları hem primini düzenli ödeyen işverenleri ödüllendirmekte, hem de işçi maliyetlerinin düşürülmesine katkıda bulunmaktadır. Denetimde Rehberlik Anlayışı Tescili Yapılanların Sigortalılıklarının Sona Erdirilmesi Tarımda Kayıt Dışı İstihdam Boyutu 1- Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların, tarımsal faaliyetinin sona erdiği tarihten, Derya Bayraktar Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı Cihat Gürsoy Sosyal Güvenlik Uzmanı Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı Tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar 2926 sayılı Kanunun 2 nci maddesi kapsamında zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmakta ve Kanunun 36.maddesi uyarınca da bu kapsamdakilerden Kurumun prim alacakları, sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılmak suretiyle tahsil edilebilmekteydi. 5510 sayılı Kanun ile 2926 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış olmakla birlikte, kendi adına ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlar “4/b” statüsünde sigortalı sayılmışlardır. Benzer biçimde, primlerinin ise ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil edilebileceği esası benimsenmiştir. Öte yandan, 5510 sayılı Kanun uygulamasına ilişkin konuyla ilgili tebliğ yayınlanmamış olmakla birlikte, özellikle bu kapsamdakilerin tescil ve prim ödemeleri eski mevzuatla birlikte uygulanmaktadır. Tarım Tevkifatı, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi kapsamında sigortalı sayılan ve tarımsal faaliyette bulunanların prim borçlarına mahsuben sattıkları ürün bedelleri üzerinden yapılan kesinti işlemini ifade eder. Örneğin, vatandaşlar resmi veya özel işletmelere süt, üzüm, fındık, tahıl, et, pancar ve buna benzer tarımsal ürünler sattığında, ürün alan gerçek ve tüzel kişiler tarafından SGK adına ürün bedellerinden prim kesintisi yapılmasına tevkifat denir. 01/03/2013 tarihinden önce eski tebliği hükümlerine göre tarımsal kesinti(tevkifat) oranı %1 olarak uygulanmaktaydı. 01/03/2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Yeni tebliğe göre uygulanacak kesinti oranı 1/1/2014 tarihine kadar %1 olarak uygulanacak ancak yeni tebliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, “Kesinti yapmakla yükümlü olan gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunanlardan satın aldıkları ürün bedelleri üzerinden prim borçlarına mahsuben ve borç tutarını geçmemek şartıyla %2 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.” Hükmüne istinaden 01/01/2014 tarihinden itibaren uygulanacak oran %2 olarak belirlenmiştir. Daha çok sigortasız çalışma diye tabir ettiğimiz kayıt dışı istihdam, kısaca çalışan işçilerin gün ve kazançlarının SGK’ya hiç bildirilmemesi veya eksik bildirilmesi olarak tanımlanabilir. Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele Kapsamında Yapılan Çalışmalar a)Mevzuat Düzenlemeleri Tarımda yıl boyunca bilfiil çalışmak her zaman mümkün olmadığından; hizmet akdiyle tarım ve orman işlerinde süreksiz olarak çalışan kişilere, muhtarlık, birlik, il ilçe tarım müdürlüklerince onaylanmış belgeler ile SGK’ya başvurması halinde EK 5 inci madde ile 4/a (hizmet akdiyle çalışanlar) kapsamında sigortalısı sayılma ve primlerini kendileri ödeyebilme hakkı getirilmiştir. Bu kişiler için prim miktarı da diğer hizmet akdiyle çalışanlara göre daha düşük belirlenmiştir. Bu kapsamda, Ek 5 kapsamında çalışanlara yönelik 2014 yılı için prim miktarı 21 gün üzerinden hesaplanmakta, kişiler 30 gün üzerinden hizmet kazanabilmektedirler. ? BUNLARI BİLİYOR MUSUNUZ SOSYAL GÜVENLİKTE TARIMIN ÖNEMİ Teşvik Uygulamaları Tarımsal faaliyetinden dolayı ziraat odalarında üye kaydı bulunanların, tescil işlemleri için bağlı bulundukları ziraat odalarınca veya kendilerince bir yıl içinde bildirilmesi halinde odaya kaydedildikleri tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi halinde ise bildirimin sosyal güvenlik il müdürlüklerinin kayıtlarına intikal ettiği tarihi itibariyle, Ziraat odaları tarafından bildirimi yapılan çiftçilerin, SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığı kapsamında sigortalı olmaları nedeniyle tarım tescili yapılamayanların tarımsal faaliyetlerinin devam etmesi halinde, bu sigortalılıklarının son bulduğu tarihi takip eden günden itibaren, sigortalılıkları başlatılır. TARIMSAL KESİNTİ (TARIM TEVKİFAT) UYGULAMASI Tarım sektöründe çalışan 100 erkekten sadece 27’si, 100 kadından ise sadece 5’i sigortalı olarak çalışmaktadır. 13 Ülkemizde denetim elemanlarının denetleyecek çok fazla mucip sayısına sahip olması ve denetim elamanı sıkıntısı denetim sistemlerinin en büyük sorunlarından birisidir. Yapılan reformla birlikte, sigortasız çalışmanın önüne geçmek için Sosyal Güvenlik Kurumunca denetim sistemi yeniden yapılandırılmış, denetimlerde rehberlik anlayışı benimsenmiştir. Planlananlar Kayıt dışı istihdamla mücadele çalışmaları hızlı ve yoğun bir şekilde devam etmektedir. Bu konuya Onuncu Kalkına Planı’nda da yer verilmiş, tarım sektöründe kayıt dışı istihdamın azaltılmasına yönelik bilgilendirici ve bilinçlendirici faaliyetler yapılmasına konusunda eylem eklenmiştir. b) KİTUP II Projesi Tüm bu yapılan çalışmalar ek olarak, İnsan Kaynakları Operasyonel Programı kapsamında yürütülen ve Etkin Rehberlik ve Denetim Yoluyla Kayıtlı İstihdamın Teşviki II (KİTUP II) Projesi, ilkinin başarıyla tamamlanmasının ardından hayata geçirilmiştir. Bu proje kaspamında da kayıt dışılığın azaltılması amacıyla sektörel rehberlerin hazırlanması, risk analizi çalışmaları yapılması planlanmaktadır Veri Paylaşımı Diğer taraftan, sadece denetim ile kayıt dışı istihdamın önüne geçilmesinin pek mümkün olmayacağı düşüncesinden hareketle, reformla birlikte çapraz veri paylaşımı sistemi hayata geçirilmiştir. Bu yeni uygulama ile diğer kamu kurum ve kuruluşların yaptıkları işlemlerde istenen bilgiler dönemsel olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilmektedir. Bilgilendirme ve Bilinçlendirme Çalışmaları Kişilerin kayıt dışı çalışmasının veya işverenlerin kayıt dışı işçi çalıştırmasının ardında yatan bir sebep de kişilerin hak ve yükümlülükleri konusunda yeterli bilgiye sahip olmamalarıdır. Bu anlamda Sosyal Güvenlik Kurumunca yapılan en önemli faaliyet bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır. Sonuç Nedenlerin ve sonuçların birbirini kolayca tetiklediği kayıt dışı istihdam, Türkiye’nin öncelikle mücadele edilmesi gereken sorunları arasında yer almaktadır. Ancak, bu alanda yapılan çalışmalar yetersiz kalmakta sigortasız çalışmanın önüne geçilememektedir. Sorunla tek başına Sosyal Güvenlik Kurumu’nun mücadele etmesi pek mümkün değildir. Bu nedenle, Sosyal Güvenlik Kurumu başta olmak üzere, diğer kamu kurum ve kuruluşların özellikle sosyal tarafların etkin mücadelesi kayıtlı istihdamın teşvik edilmesi, toplumun geleceğe güvenle bakabilmesi açısından büyük önem arz etmektedir. 1.10.2008 tarihinden sonra ziraat odası kaydıyla tarım sigortalısı olabileceğinizi, Ziraat odasına kayıt yaptırarak, ürünlerinizden yapılan sgk kesintileri sayesinde tarım sigortalısı olabileceğinizi ve aylık primlerinizi sattığınız ürünlerden yapılan kesintiler ile ödeyebileceğinizi, 01.10.2008 öncesi yapılan tarımsal kesinti sayesinde prim gün sayısı kazanarak emekli olabileceğinizi, Tarım sigortalı olduğunuzda sağlık hizmetinden yararlanabileceğinizi, Tarım sigortalısı olduğunuzda genel sağlık sigortalısı kapsamında olacağınızdan ayrıca bu primi ödemenize gerek kalmadan sağlık hizmetinden faydalanabileceğinizi, 01.10.2008 öncesi sattığınız ürünlerden SGK kesintiniz var ise gerekli şartları sağlamanız halinde emekli olabileceğinizi, Tarım sigortalı olmanız halinde azami prim borcunuz kadar kesinti yapılacağını ve borcunuzdan fazla kesinti yapılamayacağını, Firmalar tarafından ödemeniz gereken primden fazlası kesilirse veya gereksiz yere sizden kesinti yapılırsa kurumumuzdan geri alınabileceğini, Emekli ve çalışan sigortalılardan kesinti yapılamayacağını,, Tarım sigortalısı olmamanız halinde muafiyet belgesi alarak sattığınız ürünlerden kesinti yapılamayacağını, 65 yaşını dolduran ve sigortalı olmak istemedikleri doğrultusunda talepte bulunanlardan sattıkları ürün bedelleri üzerinden kesinti yapılamayacağını, Sosyal güvencesi olmayan kişiler hastaneye gittiklerinde hastane masraflarını kendileri karşılayacağını. Kaynak: www.manisasgk.gov.tr ZİRAAT ODALARI 14 SGK İLE İLGİLİ SIKÇA SORULAN SORULAR Neşe Tezer TZOB Teknik Müşavir Yardımcısı Tarım Bağ-Kuru bulunan bir kişinin SSK’lı bir işe başlamasıyla tarım Bağ-kuru neden sona erdirilmektedir. Ziraat Odası kaydının silinmesi gerekli midir? Sigortalıların aynı anda birden fazla sigortalılık haline tabi çalışması durumunda hangi sigortalılık durumunun esas alınacağı hususu 5510 sayılı Kanun’un 53. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre kişinin 5510 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi ile aynı maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi olacak şekilde çalışılması durumunda, (b) bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki diğer sigortalılık durumu dikkate alınır…” hükmündedir. Çiftçilikle uğraşan ve tarım bağkuru olan bir kişinin aynı dönemde başka bir sigortalılığa tabi olarak çalışması mümkündür. Ziraat Odası kaydının silinmesine gerek yoktur. Kişi ne zaman SSK’lı işten ayrılır ise tarım bağkuru aktif olacaktır. Her odanın farklı tüzel kişiliği olduğundan, çiftçi ile ilgili işlemler kayıtlı olduğu oda tarafından yürütülmesi gerekmektedir. Çiftçi tarım bağkurlu sigortalılık durumunu (sigortalı olup olmadığını),sigorta kayıt tarihini ve sattığı üründen tevkifat kesintisi yapılıp yapılmadığını nereden ve nasıl öğrenebilir? Kanun gereği, 2008 yılından itibaren ziraat odalarına kayıt olan her kişi zorunlu olarak tarım bağkur sigortalı olmaktadır. Kayıtlı olduğunuz odadan bilgi edinerek, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne başvurmanız gerekmektedir. Tarımsal ürününden tevkifat kesintisi yapılıp yapılmadığı hususu, çiftçilerimizin ürününü satmış olduğu kurum veya kuruluştan bilgi almaları gerekir. Tarım bağkurlusu (tarım işçisi) olarak ve SSK’lı çalışmış bir kişinin ziraat odasından ‘Muafiyet Belgesi’ alıp, SSK prim borcunu ödeyerek, yaş haddinden emekli olması mümkün müdür? Tarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan; 2014 yılı için, yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, 1/1/2014 ila 30/6/2014 tarihleri arasında 749,70 TL, 1/7/2014 ila 31/12/2014 tarihleri arasında 793,80 TL ‘den düşük ise talep edilmesi halinde “Sigortalılık Muafiyet Belgesi”ni ziraat odaları düzenleyerek vermektedir. Yıllık kazanç net gelir hesaplamasını İl/ İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce ilgili odanın talebi üzerine yapıl- ÜYELERE İNDİRİMLİ GÖZ MUAYENESİ Zonguldak’ın Çaycuma Ziraat Odası Başkanlığı, Kdz. Ereğli’de bulunan göz hastanesi ile anlaşma yaparak, üyelerine indirimli göz muayenesi yapılmasını sağladı. Çaycuma Ziraat Odası Başkanı Rıza Çapkın, Karadeniz Ereğli ilçesindeki bir göz hastanesiyle yapılacak anlaşmayla personel, üye ve 1. de- maktadır. İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri, Zirai Kazanç Ölçülerinin Tespiti Hakkında Yönetmelik çerçevesinde Yıllık kazanç net gelir hesaplamasını yapmaktadırlar. Muafiyet kapsamına giren bir çiftçi, Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne talepte bulunması halinde, Ek 5 “Tarım işçi sigortalılığı”ndan faydalanabilmektedir. Kimler muafiyet kapsamına girmektedir? Muafiyet belgesi alınca ne olur? Kanunun Ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle süreksiz çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda tanımlanan prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler, 65 yaşını dolduranlardan talepte bulunanlar, Türkiye’de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanlar, 18 yaşını doldurmamış olanlar, 4. Maddeye göre sigortalı sayılmazlar. Sigortalının sigortalılığı, “Sigortalılık Muafiyet Belgesi”ni on gün içinde Kuruma intikal ettirilmesi halinde belgenin düzenlendiği tarihten, bu sürenin geçirilmesi halinde ise belgenin Kuruma intikal ettirildiği tarihten itibaren sona erecektir. Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 Asgari ücret her yıl, Resmi Gazetede yayınlandıktan sonra, SGK, “Günlük Kazanç Alt ve Üst Sınırlarını” bir genelge ile belirler. Birliğimiz, SGK’nın yayınlamış olduğu (Kanunun geçici 16.maddesini) dikkate alarak ilk altı ay ve ikinci altı ay için muafiyet sınırı belirler ve bir genelge ile ziraat odalarımıza duyurur. Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan muafiyet belgesi ile düzenlemeye göre sigortalılığını durdurup, daha sonra muafiyeti ortadan kalkanların, tekrar sigortalılıklarının başlatılması için, muafiyet halinin kalktığını gösterir belgeyi 2 nüsha düzenleyerek ziraat odalarımıza onaylatmaları gerekir. Onaylatılan bu belgelerden biri odada kalacak, diğeri ise bağlı bulunulan Sosyal Güvenlik İl/İlçe Müdürlüklerine ibraz edilecektir. Ziraat odalarımızın dikkat etmesi gereken muafiyetin neye göre kalktığını çiftçilerimizin belgelemeleridir. Mudanya Ziraat Odası, Antalya’da düzenlenen ve Bursa’nın partner il olarak katıldığı 2. Meyve Yetiştiriciliği ve Meyve Teknolojileri Fuarı’nda Bursa’nın üç karası, incir, üzüm ve zeytin ile deveci armudu, elma, Trabzon hurması ve Hünnap gibi meyveleri sergiledi. Mudanya Ziraat Odası’nın hazırladığı stand ve meyve sepeti ziyaretçilerden büyük ilgil gördü. Mudanya standını Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı Vedat Mirmahmutoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Vali Yardımcısı Hüseyin Eren, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürümüz Ömer Çelik de ziyarette bulundu. 15 Manisa’nın Köprübaşı ilçesinde, Ziraat Odası Başkanlığı’nın yeni binası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Vekili Nuri Sorman’ın da katıldığı törenle hizmete açıldı. Sorman, açılış töreninde yaptığı konuşmada, son hizmet binasıyla Manisa’nın bütün ilçelerindeki Ziraat Odalarının hizmet binalarının tamamlandığını belirterek, “Bugün çok büyük bir gündür” dedi. Türkiye genelindeki Ziraat Odalarının yüzde 70’inin kendi hizmet binalarına sahip olduğunun altını çizen Sorman, “Son 8 yılda Sayın Genel Başkanımızın 50 yıldır çıkmayan kanunumuzu değiştirmesi neticesinde, odalarımızın aidat gelirine kavuşmasıyla her türlü hizmet çiftçimize sunulmaya çalışılmaktadırlar. Özellikle Genel Başkanımızın şiarı olan çiftçinin alın teriyle ödemiş olduğu bu aidatların yine çiftçiye götürülmesi, Ziraat Odaları- Muafiyet sınırı nasıl belirlenir? Muafiyet belgesi alarak sigortalılığını durduran bir çiftçi, daha sonra tekrar muafiyetini kaldırarak tarım Bağ-Kur primini ödemek isterse ne yapması gerekir? ZİRAAT ODALARI YENİ HİZMET BİNASI AÇILDI Ancak, 1/10/2008 tarihinden önce, mülga 2926 sayılı Kanuna göre sigortalılıkları başlatılanlardan ziraat odası kaydı bulunmayanların sigortalıklarının sona ermesinde, tescilde esas alınan kayıtlara göre sigortalılık sona erdirilecektir. Muafiyet belgesi alan kişiler sigortalı sayılmazlar ve sigorta primi ödemezler. Sigorta primi ödemedikleri için de ileride emekli olamazlar. Ancak, muafiyet belgesi aldıktan sonra, Ek-5 “Tarım Sigortalılığı”na başvuruda bulunabilirler. MEYVE FUARI’NA KATILIM rece yakınlarına indirim yapılacağını kaydetti. Çapkın, “Muayene ücretinde devlet katılım payı 12 TL dışında fark alınmayacak. Tüm tetkiklerde yüzde 30, genel ameliyatlarda yüzde 20, lazer ameliyatlarında yüzde 30 indirim yapılacak. Ayrıca katarakt ameliyatlarında fark alınmayacak” dedi. Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 ÇİFTÇİYE ÜCRETSİZ EĞİTİM Erdemli Ziraat Odası Başkanı Adnan Dölek, ilçedeki çiftçilere “narenciye’de aşı” ve “toprak örneği alma” eğitimleri verdiklerini söyledi. Odaları tarafından yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi veren Dölek, yöre çiftçisine tarımdaki teknolojik gelişme ve yeni ürün çeşitlerinin bölgeye uyumu konularında sürekli bilgi akışı sağladıklarını belirterek, çalışmaların uzman ziraat mühendisleri tarafından gerçekleştirildiğine dikkati çekti. Çiftçilere son olarak “narenciye’de aşı” ve “toprak örneği alma” eğitimleri verildiğini anlatan Dölek, “Mühendislerimiz, hangi bitkiye hangi aylarda neler uygulaması gerektiği konularında da bilgiler aktarıyor. Öncelikli yapılması gereken konular üzerinde duruluyor. Zor şartlarda yetiştirilen ürünlerin kaliteli olduğu kadar bol kazanca dönüşmesini de arzu etmekteyiz. Mühendislerimizin çiftçilerimize verdiği teknik hizmetlerden kesinlikle ücret almamaktayız. Bu tür hizmetlerimiz devam edecektir” dedi. mızın en büyük emel ve arzusudur” diye konuştu. Köprübaşı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çelik, törende yaptığı konuşmada, Odalarının, kayıtlı 4 bin 500 üyeye hizmet verildiğini bildirdi. Çelik, şöyle devam etti: “Devletin, tarım alanındaki plan ve programlarını uygulama noktasında Ziraat Odalarımız önemli bir sivil toplum örgütüdür. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ekonomik ve sosyal hayatta en ön sıralarda yer alma hakkını kazanmıştır. Bakanlığımız ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanımızın katkılarıyla ve Allah’ın izniyle daha güzel çalışmalar yapacağız. Bu zamana kadar hep bina kirası vermekteydik, yeni hizmet binasını yaparak kira vermekten de kurtulmuş olduk.” Konuşmaların ardından yeni hizmet binasının açılış kurdelesi kesildi. Protokol üyeleri, daha sonra yeni binayı gezdi. Açılış törenine, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkan Vekili ve Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı M.Nuri Sorman, Köprübaşı Kaymakamı Abdulkadir Çelik, Köprübaşı Belediye Başkanı Zafer Mergen, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. SULUSARAY’A HİZMET BİNASI Tokat’ın Sulusaray ilçesi Ziraat Odası Başkanlığı'nın yeni binası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir’in de katıldığı törenle hizmete açıldı. TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, açılışta yaptığı konuşmada, “Çiftçimizden gelen para alın teri. O halde bize gelen bu parayı hizmet olarak kuruşuna kadar çiftçimize çevirmemiz gerekir” dedi. Ziraat Odası Başkanlarının çiftçimizden gelen parayı hizmete çevirmek için büyük bir mücadele içinde olduğunun altını çizen Özdemir, “İnşallah önümüzdeki dönemlerde Odalarımız daha hızlı şekilde hizmet vermeye devam edeceklerdir” diye konuştu. Yeni hizmet binasının açılış kurdelesi kesildi. Protokol üyeleri, daha sonra yeni binayı gezdi. Açılış törenine, Kaymakam Nazlı Demir, TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, Tokat’ın ilçe Ziraat Odası başkanları, muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı. ZİRAAT ODASI BAŞKANLARI NARMAN’DA TOPLANDI Ziraat Odaları Erzurum İl Koordinasyon Kurulu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyesi M.Latif Maskan’ın da katılımıyla toplandı. Narman Ziraat Odası Başkanı Hilmi Atasoy’un ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda konuşan TZOB Yönetim Kurulu üyesi ve Karayazı Ziraat Odası Başkanı M.Latif Maskan, “Ziraat Odaları adına her ay bir ilçede il koordinasyon toplantıları yapmaktayız. Toplantılarda çiftçilerimizin sorunlarını tespit ederek, yerelde halledilebilecek sorunları yerelde halletmeye çalışıyoruz. Yerelde halledemediğimiz sorunları ise Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Merkezine taşıyoruz. Başta Tarım Bakanlığımız olmak üzere, ilgili bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunarak çiftçilerimizin sorunlarını çözmeye çalışıyoruz” dedi. Toplantıya Erzurum ve ilçe Ziraat Odası Başkanları katıldı. Narman Ziraat Odası Başkanı Hilmi Atasoy toplantıya katılan misafirlere teşekkür etti, çiftçilerin sorunlarını dile getirdiklerini belirtti. ZİRAAT ODALARI 16 İmtiyaz Sahibi TZOB Adına M. Nuri Şeyda Sorman Genel Yayın Müdürü Bekir Şinasi Özdemir Dr. M. Fethi Güven Hasan Hüseyin Coşkun Prof. Dr. Mevhibe Albayrak Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu Prof. Dr. Erdoğan Güneş Dr. Özden Hiçbirol Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ebru Mine Esen Yayın Türü Yaygın Süreli Yayın Yayın Kurulu M. Hikmet Yavuzyiğit Metin Türkyılmaz Ömer Kaya Yönetim Yeri Türkiye Ziraat Odaları Birliği Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü GMK Bulvarı No: 25 Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014 Demirtepe/ANKARA Tel: 312 231 63 00 (Pbx) Fax: 312 229 65 38 - 231 30 77 e-mail: [email protected] [email protected] Basım Tarihi 08.12.2014 Baskı Dorukkaya Matbaacılık Yayıncılık Reklamcılık Madencilik Enerji ve İnşaat A.Ş. Macun Mahallesi 195. Cadde No: 2 Yenimahalle - ANKARA Tel: 0312 397 11 97-98 Türkiye Ziraat Odaları Birliği aylık yayını basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Yayımlanan yazıların sorumlulukları sahiplerine ait olup, Birliğimiz görüşlerini yansıtmamaktadır. Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmek koşuluyla, diğer yayın organlarında yayımlanabilir. Gönderilen yazılar iade edilmez. Dağıtım MNG Kargo