Kasım 2014 Gazete - Türkiye Ziraat Odaları Birliği

Transkript

Kasım 2014 Gazete - Türkiye Ziraat Odaları Birliği
BAYRAKTAR BITLIS VE NIĞDE GÜNLERINE KATILDI
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, Ankara’da
düzenlenen Bitlis ve Niğde Tanıtım Günleri
kapsamında
açılan standları ziyaret etti.
Bayraktar, Tanıtım Günleri organizasyonlarının söz konusu il ve
yöreye büyük katkı sağladığına da
dikkati çekerek, bu tür faaliyetlerin
diğer metropollerde de yapılmasının
yararlı olacağına işaret etti. » sf. 6
ZİRAAT ODALARI
TZOB Genel
Başkanı Bayraktar,
"Tanıtım Günleri
organizasyonları
söz konusu
il ve yöreye
büyük
katkı
sağlıyor"
Türk Çiftçisinin Sesi
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Aylık Yayını
Sosyal
güvenlik
bilgilendirme
seminerleri başlıyor
istanbul’un
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
TZOB Genel Başkanı Bayraktar
TZOB YÖNETIM KURULU
11
8nadasa
BAKAN EKER’I
katı ZIYARET ETTI
alan
bırakılıyor
9
Üretici
market
fiyat farkı
aynen devam 7
Tarım kadınlarda işsizliği
rekor seviyede
Cevizde
rekolteyi
don vurdu
www.tzob.org.tr
dü ş ü
r dü
10
Bayraktar: Bakanlığın hazırladığı, gerekli
desteği sağladığımız Toprak Koruma ve Arazi
Kullanım Kanunu'nun önümüzdeki yıllarda
sektöre faydalarını hep beraber göreceğiz
 Bakanlıktaki görüşmede, TZOB Genel Başkanı
Bayraktar, tarım sektörünün kalkınması için hem Bakan Eker, hem de bakanlık yetkilileriyle uyum içinde
çalıştıklarını, bundan dolayı memnuniyet duyduklarını
dile getirdi. Bakanlığın kanun ve diğer çalışmalarına destek verdiklerini, sevgiye, saygıya ve güvene dayalı ilişki
kurduklarını, TZOB’un çalışmalarına da bakanlıktan büyük
destek aldıklarını belirten Bayraktar, olumlu ilişkilerin devam edeceğine inandığını bildirdi. » sf. 3
GÖRÜŞMENİN
ANA
BAŞLIKLARI
 ÇKS başvurularında süre uzatılsın
 Toprak Koruma Kanunu ve
Et ve Süt Kurumu
 Kaçak et
 Üretici ve tüketici fiyatları
arasındaki makas
ZİRAAT ODALARI
2
Ş. Şemsi Bayraktar
TZOB Genel Başkanı
SESLENİŞ
Ziraat Odalarımızın değerli
mensupları, sevgili çiftçi
dostlarım,
Sektörümüzün yılların birikimiyle
oluşmuş temel yapısal sorunlarını her
platformda ve her fırsatta dile getiriyor;
çözümü noktasında da Türkiye Ziraat
Odaları Birliği ailesi olarak geceli gündüzlü gayret sürdürülen emekle çaba
harcıyoruz. Sorunlarımızı olduğu kadar
çözüm önerilerimizi ve beklentilerimizi; çiftçilerimiz ve ülkemiz adına atılması gereken adımları ortaya koyuyor
ve bu doğrultudaki çalışmalarımızı her
platformda ve her kademede sürdürüyoruz.
Hep dile getirdiğimiz gibi, tarımın sorunları, çiftçimizin, üreticimizin olduğu
kadar aslında ülkemizin de bir sorunu
vasfını taşıyor. Zira üreticimizin bir sorunu varsa o sorundan mutlaka tüketicilerimiz de ülkemiz de etkileniyor. Sorunlar
çözüldükçe sadece çiftçilerimiz değil,
tüketicilerimiz, dolayısıyla ülkemiz de kazançlı çıkıyor.
Değerli dostlarım,
Hem Ankara’da hem Başkent dışında
hem de bu köşede her fırsatta vurguladığımız gibi, gıda sektörü, enerjiyle birlikte
dünyanın en öncelikli sektörlerinden biri
haline geldi. Gıda güvenliğini sağlayan
ülkelerde sadece o ülkenin çiftçileri değil, o ülkeler de zenginleşecek. Bu açıdan tarım, ülkemizde için de fevkalade
önemli, stratejik bir sektördür. Gayri Safi
Yurtiçi Hasılada tarımın payı azalmakla
birlikte Haziran ayı itibarıyla yıllık bazda
yüzde 7,2 olmuştur. İstihdam içinde de
tarımın payı yüzde 22,1’dir. Tarım, son 9
yılın 8’inde reel olarak büyüse de bu sektörde çalışanlar büyümeden yeterince
pay alamamaktadır. Tarımdaki nüfusun
geliri, ülke ortalamasının üçte birini ancak bulmaktadır. Yapısal sorunları bulunan tarımda potansiyelimizin tamamının
kullanıldığından bahsetmek de mümkün
değildir. Ekonominin istikrarı için sektörümüz mutlaka desteklenmelidir.
Sektörümüz, 6,5 milyon kişiye istihdam sağlıyor, 62,5 milyar dolarlık hâsıla
üretiyor, 16 milyar doların üzerinde ihracat yapıyor. 76 milyon ülke nüfusunu, 35
milyon turisti besliyor. Fakat hedeflerimizi dikkate aldığımızda daha çok çalışmamız, sektörün bütün paydaşlarının el ele
vererek, gecemizi gündüzümüze katarak
almamız gereken daha çok yolumuz var.
Yapısal sorunların çözümü bağlamında, öncelikle 6537 sayılı Toprak Koruma ve
Arazi Kullanım Kanunla ilgili yönetmeliğin
bir an evvel çıkarılması sağlanmalıdır.
Sulanamayan alanların büyüklüğü
2,6 milyon hektarı, yani Belçika’ya yakın
bir alanı bulmaktadır. Bu büyüklükte alanın sulanamaması ülkemiz için çok büyük bir kayıptır.
Örgütlenme yetersizliği, çiftçinin is-
TZOB,
ÇKS başvuru
süresinin
uzatılmasını
istedi
tikrarlı bir gelir elde edebilmesine engel
teşkil ediyor. Üretim planlaması yapılamıyor. Mevcut üretici örgütlerin, mali
yönden güçlendirilmesi, profesyonelce
yönetilmesi ile etkinliklerinin artırılması
için gerekli mevzuat değişiklikleri yapılmalıdır.
Tarımda üretim maliyetinin düşürülmesi için girdi destekleri artırılmalı, özellikle gübre, mazot, ilaç ve elektrik gibi
temel girdilerdeki KDV oranları ve mazottan alınan ÖTV miktarı düşürülmelidir.
6552 sayılı Kanun ile üreticilerin
TEDAŞ’a ait olan elektrik borçları yapılandırılmıştır. Özelleştirilen elektrik dağıtım
şirketlerine ait olan borçların yapılandırılması ihtiyari bir karar olarak yer almıştır.
Kanundan beklenen faydanın sağlanması
bakımından özel dağıtım şirketlerine ait
olan elektrik borçları yapılandırılmalıdır.
Seralar ve hayvancılık işletmelerinin daha
düşük fiyatla elektrik temin edecekleri bir
abone grubu oluşturularak indirimli tarifeden elektrik almaları sağlanmalıdır.
Tarımda destekler artırılmalıdır. Desteklerden, geçmişte doğrudan gelir desteğinde uygulandığı gibi yüzde 4 stopaj
kesilmemelidir. Desteklerden yararlanması için tarımsal faaliyette bulunan tüm
çiftçilerin, çiftçi kayıt sistemine girmesi
sağlanmalıdır.
Üreticiler, sigorta maliyetlerinin yüksek olması, kuraklık gibi bazı risklerin
kapsamda olmaması, kredi kullandıran
şubelerin yeterli bilgiyi vermemesi gibi
nedenlerle ürünlerini sigorta yaptırmamaktadır. Düşük faizli kredi kararının
amacına ulaşabilmesi için sigorta yaptırma zorunluluğu olmamalıdır.
Üreticilerin yaşadığı afetlerin etkilerini azaltmak için yayınlanan tarımsal kredi
borçlarının ertelenmesine yönelik Kara-
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
rın amacına ulaşması için, afet yaşayan
tüm çiftçilerin kredi borçlarının tamamını kapsamalıdır.
Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri aracılığıyla kullanılan düşük faizli kredi, diğer kamu bankalarını da kapsamalıdır.
Finansman yetersizliği üreticilerin yatırım imkânlarını sınırlamıştır. Bu nedenle
yatırımların daha fazla teşvik edilerek faizsiz veya düşük faizli krediyle desteklenmesine ihtiyaç vardır.
Lisanslı depoculuk, özellikle fındık,
pamuk, buğday gibi depolanabilir ürünler başta olmak üzere diğer ürünlerde
yaygınlaştırılmalıdır.
Toprak Koruma Kurulları etkin bir şekilde faaliyet göstermeli, tarım arazilerini, meraları imara açılmaması için gerekli
tedbirler alınmalıdır.
Zeytinciliğin Islahı ve Yabanilerinin
Aşılattırılması Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı”
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulmuştur. Zeytinciliğimizin geleceğinin ve
son yıllarda yapılan büyük yatırımların
heba olmaması açısından, söz konusu
kanun tasarısı geri çekilmelidir.
Doğal afetler yaşayan çiftçi açısından finansman sorunu yeni üretim sezonunda hayati bir hal almıştır. Çiftçinin
yeniden üretime dönmesi ve tarlada
kalabilmesi için finansman giderleri karşılanmalıdır.
Bu konularla ilgili atılacak her adım
hem sektörümüz hem çiftçimiz hem de
ülkemiz açısından çok önemli ve olumlu sonuçları beraberinde getirecektir. Bu
konuda elbirliğiyle sürdürülecek çabalarla sonuca ulaşılacağına olan inancımı
vurguluyor, hepinize işlerinizde başarılar,
bereketli kazançlar, sağlık, mutluluk ve
esenlikler diliyorum.
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 31 Aralık
2014 tarihinde sona erecek 2015 yılı Çiftçi
Kayıt Sistemi (ÇKS) kayıt süresinin uzatılmasını istediklerini bildirdi. Bayraktar, “bu
yıl kuraklık, don, dolu gibi afetler yaşayan
çiftçilerin, 2015 yılı ÇKS kayıt işlemlerini 31
Aralık 2014 tarihine kadar tamamlaması mümkün değil. Ek süre verilmeli. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızın da bu talebimizi makul karşılayacağını tahmin ediyoruz” dedi. İlgili Yönetmeliğe dikkati
çeken Bayraktar, şunları kaydetti: “Ülkemizde tarla bitkileri ekilişleri genel olarak ürünlere göre değişmekle birlikte genel olarak
Eylül ayı itibariyle başlayıp Mayıs ayı sonuna kadar devam etmektedir.
Yönetmelikte yer alan husus da dikkate alındığında ekilişlerin devam etmesi sistemin açık olmasını zorunlu kılmaktadır.
Yaşanılan sıkıntıların çözümü ve ekilişlerin Mayıs ayı sonuna kadar devam etmesi nedeniyle ÇKS başvurularının bir önceki yılın Eylül ayında başlayıp, üretim yılı
içinde Haziran ayına kadar uzatılmasının önemli olduğu görülmektedir.ÇKS başvuru süresinin Haziran ayına kadar uzatılmasına ilişkin talebimiz Birliğimizce Gıda, Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığımıza iletilmiştir. Talebimizin değerlendirilerek ÇKS yönetmeliğinde gerekli değişikliğin
biran önce yapılması sorunu çözecektir.”
ZİRAAT ODALARI
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
3
TZOB YÖNETİM KURULU
Bakan Eker’i ziyaret etti
Ankara - Gıda Tarım ve Hayvan- içinde çalıştıklarını, bundan dolayı
cılık Bakanı Mehdi Eker, Genel Başkan
Şemsi Bayraktar başkanlığındaki Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu
üyeleriyle görüştü.
Bakanlıktaki görüşmede, TZOB Genel Başkanı Bayraktar, tarım sektörünün kalkınması için hem Bakan Eker,
hem de bakanlık yetkilileriyle uyum
memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Ziraat Odalarında, Aralık ayı içinde tüm
Türkiye’de bütün köy ve mahallelerde
delege seçimlerinin yapılacağını hatırlatan Bayraktar, seçimlerin şimdiden
hayırlı olmasını temenni etti.
Bayraktar, sektörle ilgili değerlendirmeler yaparken, destek verdikleri ve devrim niteliğinde
TZOB Genel Başkanı Bayraktar
Üretici ve tüketici fiyatları arasındaki makasının açıldığını
bildiren Bayraktar, “Bu konuda ciddi bir çalışma yapmamız
lazım. Yüzde 400 farklarla üreticinin ürettiği ürünleri tüketicimiz tüketiyor. Burada bir haksız kazanç görüyoruz. Bu manada bakanlığımızın da bir çalışması olduğunu biliyoruz ama,
işin tarafı olarak, mağdur olan kesim olarak bizim de bu konuda katkı vermemiz gerektiğini düşünüyorum” dedi.
Genel Başkan Bayraktar sektörle
ilgili değerlendirmelerde bulundu,
talepleri iletti; TZOB Yönetim
Kurulu üyeleri bölgeleriyle ilgili
sorunları Bakan Eker’e aktardı.
olan Toprak Koruma ve Arazi Kullanım
Kanunu’nu için teşekkür etti; bugünlerde gündeme gelen kaçak et meselesinin kendilerini üzdüğünü devletin bütün kurum ve kuruluşlarının bu konuda
dikkatli olması gerektiğinin altını çizdi.
ÇKS’de sürenin uzatılmasını istediklerini belirten Bayraktar, üretici ve tüketici
fiyatları arasındaki makasa dikkati çekti.
Bütçe imkânlarını bildiklerini ama girdiler üzerinde vergilerin yüksek olduğunu
belirten Bayraktar, girdi fiyatları üzerindeki vergi yükünün hafifletilmesini talep
etti.
Bakan Eker, görüşmede, enflasyonun
sebebi olarak tarım ürünlerinin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirterek,
“Gıdada üretici ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı faktörlere bakmak gerekir” dedi.
Üreticilere sigortanın önemini her
platformda bıkmadan, usanmadan,
defalarca anlatmak gerektiğini belirten Eker, Toprak Koruma
ve Arazi Kullanım Kanunu
için önümüzdeki günlerde ilgili yönetmeliğin çıkarılacağını bildirdi. Lisanslı depoculuğun gelişmesi için yakın
zamanda yeni bir uygulamayı hayata
geçirdiklerini hatırlatan Eker, “Bundan
sonra üretici lisanslı depoları kullandığında her ton için destek vereceğiz.
Üretici lisanslı depoculukla ürününün
kalitesi düşmeden saklayabilecek”
dedi.
Eker, hayvancılıkla ilgili değerlendirmesinde, “Öncelikle koyun, keçi
sayısını artırmalıyız. İkinci olarak yem
bitkilerinin ekiliş alanlarını çoğaltmalıyız. Üçüncü yapmamız gereken şey ise
randımanı yüksek ırkları yetiştirmeliyiz”
diye konuştu.
Görüşmede TZOB Yönetim Kurulu
Başkan Vekili M. Nuri Şeyda Sorman,
Yönetim Kurulu Muhasip Üyesi Mustafa
Hepokur, Yönetim Kurulu Üyeleri Bekir
Şinasi Özdemir, M.Latif Maskan, Tuncer Başoğlu, Hasan Kozoğlu, A.Bahadır
Sezgin, M.Cevat Delil ve Nejat Gamzeli
hazır bulundu.
Bakan Eker
Enflasyonun sebebi olarak tarım ürünlerinin gösterilmesinin haksızlık olduğunu belirten Bakan Eker, “Gıdada üretici
ve tüketici fiyatları arasında büyük farklar varsa burada aracı
faktörlere bakmak gerekir. Bakanlığımız Müsteşarlığı Başkanlığında ‘Tarım Ürünleri Piyasayı İzleme Değerlendirme Kurulu’
oluşturuldu. Bu kurul, üretici ve tüketici fiyatları arasındaki
makasın nereden geldiği ve bunların hangi aşamada ne şekilde denetleneceği yönünde çalışacak” dedi.
ZİRAAT ODALARI
4
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
TZOB Yönetim Kurulu üyeleri Genel Başkan Şemsi Bayraktar başkanlığında Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker’e yapılan ziyaretin
ardından, Bakan Eker’e aktardıkları sorunlarla ilgili değerlendirmelerde bulundular.
Ege Bölge Temsilcisi Sorman
M.Nuri Şeyda Sorman, maliyetlerin,
özellikle girdilerdeki ÖTV ve KDV gibi vergilerin yüksekliğinin bölge üreticilerini zorladığını, bunlarda indirime gidilmesini talep
ettiklerini bildirdi. Maliyetlerin, özellikle
girdilerdeki ÖTV ve KDV gibi vergilerin yüksekliğinin bölge üreticilerini çok zorladığını,
bunlarda indirime gidilmesini talep ettiklerini bildiren Sorman’ın değerlendirmelerinde öne çıkan başlıklar şöyle:
-Bölgemizde sulama birlikleri yer altı sularına dekar başına 7-8 lira para talep ediyorlar. Bu uygulamaya son verilmeli.
-Üreticilerimiz, yer altı sularına saat takma olayının 2015’te yeniden ertelenmesi
veya tamamen ortadan kaldırılmasını talep
ediyor.
-Üretim planlaması, stok müessesi, müdahil kurum, desteklerde ekim sınırlamasının kaldırılmasını, dağıtılan primlerde vergi
kesintisi yapılmamasını istiyoruz.
-Domuzlar özellikle mısır tarlalarını perişan ediyor. Çok büyük tahribata yol açıyor.
Bu domuzların ya uyuşturulup toplanması
veya Avcı Kulüpleri vasıtasıyla yurt dışına
ihraç edilmesi gerekir.
-Bölgemizdeki pamuk üreticileri yağışlardan dolayı ürün kaybına uğradı. Üreticimiz, kredi borçlarının yalnız faizinin alınmasını ve tekrar yenilenmesini istiyor.
Orta Güney Anadolu Bölge Temsilcisi Hepokur
Mustafa Hepokur, Konya Ovası, İç
Anadolu’nun tohumda sıkıntı çektiğini bildirerek, “Bakanlığın bayilere dağıttığı tohumlar, ofis tarafından çiftçilere verilmeli.
Tohumların çiftçilerin elindeki buğdayla
değiştirilmesi de mümkün olmalı” dedi.
Hepokur, şunları kaydetti: “Ekim zamanı
biliyorsunuz, gübre, mazot, tohum bunlar para olarak artıyor. Bunların önleminin
alınmasını talep ediyoruz. Hakikaten biz ka-
liteyi yakalamak istiyorsak, gen olayını kontrol etmek istiyorsak bu değişiklikleri yapmamız şart. Bakanlığın bayilere dağıttığı
tohumlar, Ofis tarafından çiftçilere verilmeli. Tohumların çiftçilerin elindeki buğdayla
değiştirilmesi de mümkün olmalı.”
Türkiye’nin baklagillerde açık verdiğine
dikkati çeken Hepokur, “Baklagillerle ilgili
bir çalışma istiyoruz. Baklagillerin toprak
açısından ne kadar verimli olduğunu bili-
yoruz. Bu konuda oturup düşünmemiz
lazım. Gübreye dünyanın parasını veriyoruz. Toprak açısından baklagiller gübre
gibi. Fakat baklagil fiyatlarında üreticiden
tüketiciye arada bir uçurum var. Üreticide 2
lira 70 kuruş, paketlenip markette 6 liradan
satılıyor. Yüzde 100’ün üzerinde kar. Bütün
ürünlerde böyle. Bunların önleminin alınması gerekiyor. Dışa bağımlı olduğumuz
baklagilde üretim teşvik edilmeli” dedi.
Orta Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Özdemir
Bekir Şinasi Özdemir, Malatya ve Elazığ
bölgesinde kayısıda alan bazlı destek,
kayısı taban fiyatının belirlenmesi için bir
kayısı birliği veya lisanslı depoculuk talep
ettiklerini bildirdi.
Özdemir, üreticinin tarım sigortalarına
prim ödeyecek güçleri olmadığını ilettiğini, tarım sigortası yaptırmayanların da
borçlarının ertelenmesi gerektiğini belirtti.
Amasya, Tokat ve Sivas’ta büyükbaş hay-
van alımında hibe desteği kredisi talep ettiklerini bildiren Özdemir, “İntikal işlemleri
yapılmayan ama işlenen tarım arazilerinde
de arazileri kullananlara destek verilmesini
istiyoruz. Adıyaman ilinde acilen sulama
projelerinin hayata geçirilmesini, sulama
yatırımlarına ağırlık verilmesini bekliyoruz”
dedi.
“Tunceli ilimizde güvenlik sorunu
nedeniyle mera, yaylalar yeterince kul-
lanılamıyor. Bunun çözülmesi gerekiyor.
Hibe desteklerinin tarımın tüm alanlarına
yayılmasını talep ediyoruz” diyen Özdemir,
Elazığ bölgesinde öküzgözü, boğazkere
gibi dünya çapında tanınan üzüm çeşitleri
bulunduğuna dikkati çekti, bu üzümlerin
desteklenmesi, milli ürünler kapsamına
alınması gerektiğini sözlerine ekledi.
van sayısı ve arazi varlığı fazla olduğundan
çiftçiden çok para alan özel veteriner hekimlerin eline bırakılmaması zorunluluğu
bulunduğunu vurguladı.
Erzurum’a, çevre illere de hizmet edecek
bir TARSİM Bölge Müdürlüğü kurulmasının
çok yararlı olacağını belirten Maskan, şunları kaydetti: “Suni tohumlama için devletin gönderdiği kaynağın çoğu damızlık
birlikleri tarafından kesiliyor. Bu haksızlığın
5
Marmara Bölge Temsilcisi Başoğlu
Tuncer Başoğlu, ayçiçeğinde destekleme priminin yetersiz kaldığını bildirerek,
“Kilogramda 23 kuruş olan prim en az 40
kuruşa çıkarılmalı” dedi.
Başoğlu, Türkiye’nin en yoğun nüfuslu
bölgesi olan Marmara’nın tarımda da büyük
önem taşıdığını ama bölgesel desteklerden
yararlanamadığını belirtti.
Bölge olarak IPARD, GAP, KOP gibi desteklerin ve projelerin Marmara’da da uy-
gulanmasını istediklerini bildiren Başoğlu,
şunları kaydetti: “Süt başta olmak üzere
hayvancılık desteklerinin artırılmasını istiyoruz. Toplulaştırmayı destekliyoruz. Torba
kanunda yer alan traktör muayenesinde
sürenin uzatılmasını talep ediyoruz. Hasat
döneminde TMO’nun piyasaya girmesini
istiyoruz. Geçen yıl ayçiçeğinde yaşanan
sıkıntı TMO piyasaya girmediği için bu yıl
buğdayda meydana geldi. Tarımda kullanı-
lan makine ve ekipmanlar, mekanizasyon
büyük ölçüde ithal. Bundan dolayı maliyeti
artırıyor. İthal olan bu ürünler üzerindeki
vergilerin kaldırılmasını veya yerli imalatın
teşvik edilmesini istiyoruz. TARSİM ile ilgili
sorunların çözülmesini talep ediyoruz.”
Başoğlu, Ziraat Bankası’nın sübvansiyonlu kredilerinde sübvansiyon oranlarının
yükseltilerek, faizlerin düşürülmesi gerektiğini bildirdi.
Güneydoğu Anadolu Bölge Temsilcisi Delil
M.Cevat Delil, Güneydoğu Anadolu
Projesi’nde (GAP) enerji santrallarına ağırlık
verildiği için sulama yatırımlarının hala
tamamlanamadığını bildirerek, “GAP’ta sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla bölgenin kaderi değişecek” dedi.
GAP’taki sulama yatırımlarının çok
önem taşıdığını vurgulayan Delil, şunları
kaydetti: “Sulama yatırımlarının tamamlanmasıyla GAP bölgesinin kaderini değiştire-
cek. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, ülkemizin en önemli tarım alanı haline gelecek.
Arazi toplulaştırmasını da bitirmek gerekir.
Arazi toplulaştırması bölgemiz açısından
büyük önem taşıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’mızın yürüttüğü arazi
toplulaştırma projesi bölgemizin büyük
bir sorununu çözecek. Projede kısmen
sıkıntılar var. Bunlar da giderilirse, proje
çiftçimiz açısından, tarımımız açısından çok
yararlı olacak. Silvan Barajı da bölge açısından çok önemlidir. İnşaat bir an önce tamamlanmalı ve baraj hizmete alınmalıdır.”
Delil, sulamada kullanılan elektrik enerjisi sorununun kökten çözülmesi gerektiğini bildirerek, “Çiftçimizin kullandığı elektrik
enerjisinden yüzde 18 KDV ve diğer paylar
alınmamalı. Maliyetler düşürülmeli. Borç
sorununa çiftçimizin ödeyebileceği şekilde
bir çözüm getirilmeli” dedi.
Orta Kuzey Anadolu Bölge Temsilcisi Gamzeli
Nejat Gamzeli, çiftçi kayıt sistemi (ÇKS)
dosyalarının teslim edilirken, mazot, gübre
destekleri için de 3-4 ay sonra ayrı dilekçe istendiğini bildirerek, “Çiftçilerimiz bu dilekçeleri verme süresini kaçırıyor. ÇKS dosyası
veren herkes mazot, gübre desteklerinden
de yararlanmak istiyor. Analiz yaptırmak da
50 dekar üzerinde zorunlu. 50 dekarın üzerinde tarlası olan çok az çiftçimiz var. Ayrıca
dilekçe istenmemeli” dedi.
Çankırı, Kastamonu, Sinop olarak süt
sığırcılığı hibe desteklerinden yararlanmak
istediklerini ifade eden Gamzeli, nohutu
bu sene kilogramı 1 lira 80-1 lira 90 kuruş
civarında sattıklarını, şu anda fiyatın 1
lira 30 kuruşa kadar düştüğünü ama hala
marketlerde 4 lira 50 kuruş-6 lira arasında
satıldığını belirtti; Gamzeli, Bunun sonucu
tüketici enflasyonunun yüksek çıktığını,
ancak bunun sorumlusunun üretici ol-
madığını, bu yüksek fiyatlardan bir kazancı
olmadığını da vurguladı.
Çiftçiyi şeker pancarı üretiminden
soğutmamak gerektiğinin de altını çizen
Gamzeli, desteklemelerin özellikle mazot,
gübre analiz desteklerinin bir takvime
bağlanması gerektiğini, böyle olması
halinde çiftçinin önünü görebileceğini,
planlamasını daha rahat yapabileceğini
söyledi.
Karadeniz Bölge Temsilcisi Kozoğlu
Hasan Kozoğlu, 29-30 Mart 2014’de
fındıkta yaşanan donun ürüne büyük zarar
verdiğini belirterek, “Fındıkta dondan zarar
gören üretici şehirlere göç ediyor. Üretimin
sürdürülebilirliği için 2014 yılı alan bazlı
desteği erken ödenmeli” dedi.
Lisanslı depo ve ürün ihtisas borsalarının hayata geçirilmesi gerektiğini bildiren
Kozoğlu, özetle şunları kaydetti: “Sayın
Eker, bundan sonra üreticinin lisanslı de-
poları kullandığında her ton için destek
vereceklerini, üreticinin lisanslı depoculukla ürününün kalitesi düşmeden saklayabileceğini ifade etti.
85 bin dekar fındık alanının ruhsatlandırılması gerekiyor. Bu alanlara ruhsat verilmeli.
Fındık Çalıştayı kararları gereği ekonomik ömrünü yitirmiş bahçeler yenilenmeli.
Kivide soğuk hava depoları kurulmalı.
Çayda Çaykur’un alım kotası artırılmalı. Çay
Kanunu hazırlanırken sektördeki en büyük
paydaş TZOB’un da görüşü alınmalı. Çaykur
kesinlikle özelleştirilmemelidir. Fındıkta
olduğu gibi çayda da ekonomik ömrünü
yitirmiş bahçeler yenilenmelidir.”
Kozoğlu, Doğu Karadeniz Projesi’ne (DOKAP) benzer bir projenin Sinop,
Kastamonu, Bartın, Zonguldak illerini de kapsayacak şekilde uygulanmasının bölgenin
geleceği açısından yararlı olacağını vurguladı.
yoruz” dedi.
Hatay’da kuraklık nedeniyle mağduriyet olduğunu, buğdayda iyi verim
alınamadığını belirten Sezgin’in değerlendirmelerinde öne çıkan başlıklar şöyle:
-Amik Ovası’nın sulama sıkıntısını
çözecek, arazilerin su altında kalmasını
önleyecek, yüzde 40’ı tamamlanmış Reyhanlı Barajı en kısa sürede tamamlanıp faaliyete geçirilmeli.
-Tarım sigortalarında prim oranları
düşürülmeli, tek bir paket altında her
türlü riskin satın alınabileceği bir sistem
oluşturulmalı.
-Komşu ülkelerle yaşanan sorunlar ihracatı olumsuz etkiledi. Özellikle narenciyede
talep gelmiyor. Ne iç pazarda ne de dış
pazarda satışlar iyi gitmiyor.
-Traktör muayenelerinde süre en az 6 ay
daha uzatılmalıdır.
Akdeniz Bölge Temsilcisi Sezgin
Doğu Anadolu Bölge Temsilcisi Maskan
M.Latif Maskan, Doğu Anadolu Bölgesi’nde şeker pancarı tarımının geçmişte
önemli bir geçim kaynağı olduğunu bildirerek, “Ağrı ve Kars şeker fabrikaları kapalı.
Bu fabrikalar bir an önce açılmalıdır” dedi.
Maskan, Tarım Bakanlığı’nın veteriner
hekimleri nokta tayinle ilçelerde atamasını
yapması gerektiğini, veteriner hekimler ile
ziraat mühendislerinin sahada olmasının
çok yararlı olacağını belirtti. Bölgede hay-
ZİRAAT ODALARI
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
önüne geçilmesini istiyoruz.
Başta Erzincan olmak üzere bölge olarak
sulamanın pahalı olması vatandaşımızın
şikayetine neden olmaktadır. Sulama maliyetleri makul seviyeye çekilmelidir. 2007
yılından beri Bayburt’ta bulunan MASAT
Sulama çalışmıyor. Bölgede hazine adına
büyük ölçekli araziler bulunuyor, bu araziler
bir an önce vatandaşa satılmalıdır. Arazilerin tapusu vatandaşa verilmelidir.”
Ahmet Bahadır Sezgin, 2013 yılında
120-130 bin ton olan Antep fıstığı üretiminin 2014 yılında 30-40 bin ton dolaylarına
gerilediğini, kuru kabuklu Antep fıstığı kilogram fiyatının ise 14-15 liradan 23-24 liraya
yükseldiğini bildirerek, “Fiyatların istikrarlı
seyretmesi ve üreticinin desteklenmesi için
Antep fıstığına ürün desteği verilmesi ve
sulama kanallarının bir an evvel hizmete
alınarak sulu tarıma geçilmesini talep edi-
ZİRAAT ODALARI
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
BAYRAKTAR
CHP HEYETINI
KABUL ETTI
ZİRAAT ODALARI
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
TARIMDA ÇALIŞAN SOSYOLOGLARA
TABLET BILGISAYAR DAĞITILDI
ÇİFTÇİLİĞİ
Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar, CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak,
CHP İzmir Milletvekili Mehmet Ali Susam, CHP Ankara Milletvekili Gökhan Günaydın ve CHP İstanbul
Milletvekili Faik Tunay’dan oluşan CHP heyetini makamında kabul etti. Bayraktar, CHP Heyeti ile tarımla
ilgili konularda görüş alışverişinde bulundu.
BAYRAKTAR BITLIS VE NIĞDE
GÜNLERINE KATILDI
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, "Tanıtım Günleri organizasyonları
söz konusu il ve yöreye büyük katkı sağlıyor"
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,
Ankara’da bu yıl ikincisi düzenlenen
“Bitlis Tanıtım Günleri” ile “Niğde
Tanıtım Günleri” kapsamında açılan
stantları ziyaret etti.
“Bitlis Tanıtım Günleri”ndeTatvan
Ziraat Odası Başkanı Şefik Kızılca, Hizan
Ziraat Odası Başkanı Erkan Durmaz,
Mutki Ziraat Odası Başkanı Ali Akın, Ahlat Ziraat Odası Başkanı Necat Demirden, Genel Başkan Bayraktar’a sergilenen ürünler, el işlemeleri ve yöresel
lezzetler hakkında bilgi sundu.
Bayraktar’a TZOB Yönetim Kurulu
Üyesi Mehmet Cevat Delil de eşlik
etti.
Niğde Tanıtım Günleri’ne
gelişinde Niğde Ziraat Odası
Başkanı Veli Kenar, Bor Ziraat Odası Başkanı Nurettin
Eriç, Ulukışla Ziraat Odası
Başkanı Ali Emin Uğurlu,
Çiftlik Ziraat Odası Başkanı Arif Dinçsoy tarafından karşılandı. Niğde
Milletvekili Alpaslan Ka-
vaklıoğlu, Niğde Belediye Başkanı Faruk
Akdoğan ve Oda başkanlarıyla birlikte
stantları ziyaret eden Bayraktar’a,
Niğde’ye özgü ürünlerle hakkında
bilgi sunuldu. Bayraktar, Niğde
Belediyesi’nin açtığı stantta
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu Başkan Vekili
Nevzat Pakdil, Niğde Valisi
Necmeddin Kılıç ve Niğde
Belediye Başkanı Faruk Akdoğan, ilin diğer yöneticileriyle bir süre sohbet etti.
Bayraktar, Tanıtım Günleri organizasyonlarının söz
konusu il ve yöreye büyük
katkı sağladığına da dikkati
çekerek, bu tür faaliyetlerin diğer metropollerde de
yapılmasının yararlı olacağına
işaret etti.
AiLE
Ankara – Gıda,
Tarım ve Hayvancılık
Bakanlığı’nda
görevli
sosyologların araştırmalarını elektronik ortamda da yapmalarını
sağlamak amacıyla hazırlanan özel tasarımlı
tablet bilgisayarlar, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Türkiye
Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi
Bayraktar’ın da katıldığı törenle dağıtıldı.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, törende, sosyologların tarım sektörüne büyük
katkıları olacağına inandığını belirtti. Kırsal kalkınmaya çok büyük önem verdiklerini ifade eden Bayraktar, kırsalda üretim
yapan insanların orada tutulabilmeleri için
şartların mutlaka oluşturulması gerektiğini vurguladı. Kırsal alanın farklı bilimsel bir
gözle
analiz edilebilmesi, tarımın sosyolojik açıdan da değerlendirilmesi ve bu bilgilerin
ışığında gerekli düzenlemelerin yapılmasının önemine dikkati çeken Bayraktar,
emeği geçen, başta Bakan Eker olmak
üzere, herkese teşekkür etti.
Bakan Eker de tarım faaliyetinin multidisipliner yapısına işaret ederek, bu
disiplinler arasına sosyolojiyi de dâhil
ettiklerini belirtti. Tarım faaliyetlerinin
merkezinde insan unsurunun bulunduğunu, bu bakımdan tarım ve hayvancılık
projelerinde mutlaka sosyoloji disiplinin
bakışının da gerekli olduğunu kaydeden
Eker, Bakanlık bünyesinde 81 ilde görevlendirdikleri sosyologların, şu anda
köylerde görev yapan 10 bin ziraat mühendisinin sahadan aktaracağı verileri
de kendi bilgisayarları üzerinden alabileceğini, değerlendirebileceğini ve yeni
veriler oluşturabileceğini anlattı.
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, üretici market fiyat farkının bir türlü kapanmadığını,
aynen devam ettiğini bildirerek, “Üretici market fiyatları arasındaki
makas açılıyor. Tüketiciye de üreticiye de yazık oluyor. Üreticinin
44 kuruşa sattığı ıspanak markette 2 lira 54 kuruş, 13 kuruşa sattığı maydanoz 70 kuruş, 50 kuruşa sattığı mandalina 2 lira 33 kuruş
oluyorsa bunda sorumluluğu üreticiye bağlamak yanlıştır” dedi.
Bayraktar, Ekim ayı üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını değerlendirdi açıklamasında, üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 481,68 ile ıspanakta görüldüğüne dikkati çeken
Bayraktar, “Ispanaktan sonra fiyat farkı sırasıyla maydanozda yüzde 434,62, mandalinada yüzde 390,4, marulda yüzde 366,67’yi buluyor. Fiyat farkı salatalıkta yüzde 279,86, kuru incirde yüzde 279,
lahanada yüzde 278,29, sivri biberde yüzde 264,92, karnabaharda
yüzde 234,46, limonda yüzde 229,89, pırasada yüzde 221,20, kuru
üzümde yüzde 212,22, havuçta yüzde 210,61, kuru fasulyede yüzde 209,28. Bu kadar fiyat farkı olmaz” dedi.
Üretici, hal, pazar ve market fiyatlarını incelediklerinde asıl artışı halden sonra olduğunu gördüklerini bildiren Bayraktar, çiftçinin,
7
SEMPOZYUMU
6
Ankara – Birleşmiş Milletler, açlık
-yoksullukla mücadele ve doğal kaynakların korunması, kırdan-kente göçün azaltılması ve sürdürülebilir tarımsal üretim açısından “Aile Çiftçiliği”nin
öneminin vurgulanması amacıyla
2014 yılını “Uluslararası Aile Çiftçiliği”
yılı olarak ilan etti.
Aile çiftçiliği, aile temelinde tüm
tarımsal faaliyetleri içermekte ve aile
tarafından yönetilen ve gerçekleştirilen, bütün aile bireylerinin işgücüne dayalı bitkisel üretim, hayvancılık,
ormancılık, balıkçılık-su ürünleri ve el
sanatları alanlarındaki üretim faaliyetlerini kapsıyor.
Aile Çiftçiliği konusuna ve sürdürülebilirliğine ilgi çekmek ve daha yoğun biçimde gündeme getirmek amacıyla Ankara’da “Ulusal Aile Çiftçiliği
Sempozyumu” düzenlendi.
Sempozyum; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye Ziraat Odaları Birliği, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü, Ankara Üniversitesi Kalkınma
Çalışmaları Uygulama ve Araştırma
Merkezi-AKÇAM, Ankara Üniversitesi
Ziraat Fakültesi, Tarım Kredi Kooperatifleri Merkez Birliği, PANKOBİRLİK,
KÖY-KOOP Merkez Birliği, Ziraat Mühendisleri Odası ve Şekerbank işbirliğinde gerçekleştirildi.
Sempozyuma Türkiye Ziraat Odaları Birliği adına katılan ve açılışta bir
konuşma yapan Danışman H.Hüseyin
Çoşkun, son yıllarda yaşanan gelişmelerin dünyanın çok zor bir süreçten
geçtiğini açıkça ortaya koyduğuna
işaret ederek, “Dünyada beslenme
ihtiyacı artarak devam ediyor. Tarım
alanlarının giderek daraldığı, küresel
ısınmanın önemli bir tehdit olduğu
günümüz dünyasında, yeterli ve güvenli gıdaya erişim tüm ülkelerin öncelikleri arasında bulunuyor. Bu noktada temel amaç, her insanın, kaliteli ve
yeterli miktarda sağlıklı gıdaya ulaşabilmesidir” dedi.
Coşkun, ülkemizde çok sayıdaki
küçük ölçekli işletmenin varlığının,
tarımsal faaliyetlerin aile çiftçiliği şeklinde yapılmasının, BM Gıda ve Tarım
Örgütü tarafından bu bağlamda belirlenen temanın Türkiye için de ne kadar
önemli olduğunu ortaya koyduğunu
vurguladı; bu açıdan sempozyumun
çok önemli olduğunu belirtti.
Üretici market
fiyat farkı aynen devam
çok uygun fiyata, hatta bazen zararına ürününü elden çıkardığını,
çoğunlukla emeğinin karşılığını alamadığını vurgulayan Bayraktar,
“bunun çaresi aradaki zincir kırılmalı, aracı sayısı azaltılmalı, çiftçi
de kazanmalı, tüketici de uygun fiyata tüketmeli” değerlendirmesinde bulundu.
Bayraktar, üreticide yeşil soğanda arzdaki daralmaya bağlı olarak fiyat artışı yaşandığını, kuru soğanda ise meydana gelen dolu
ve kuraklık nedeniyle rekoltedeki düşüşe bağlı olarak fiyatların artış gösterdiğini bildirdi. Patlıcanda da yine arzdaki daralmanın fiyat
artışında etkili olduğunu belirten Bayraktar, “kırmızı mercimekte
de hasadın bitmesiyle birlikte piyasaya sunulan ürün miktarındaki
azalma fiyatlara yansıdı.
Üreticilerde fiyatı düşen ürünlere baktığımızda, yumurtada
talep durumundaki değişime göre aylık bazda fiyatlar değişkenlik göstermektedir. Limonda ise hasat dönemi olup arzdaki artış
ile birlikte fiyatlar düşüş göstermiştir. Salatalık, yeşil fasulye, sivri
biber, kabak, domates gibi ürünlerde örtü altında hasat başlamış
olup, arzdaki artışla birlikte fiyatlar gerilemiştir.
İhracatın l k m tifi
narenciyede rek lte iyi
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, narenciyede bu
yıl rekoltenin, geçen yılın üzerinde olduğunu
gördüklerini bildirerek, “bu yıl rekoltenin 3,8 milyon tona yaklaşacağı
tahmin ediliyor” dedi.
Bayraktar,
devam
eden narenciye hasadı
dolayısıyla yaptığı açıklamada, yaş sebze ve
meyve içinde narenciye
oldukça önemli bir yere
sahip olduğunu belirtti.
Türkiye’nin dünyada narenciye üretiminde söz sahibi ülkelerden biri olduğunu bildiren Bayraktar, şu
bilgileri verdi:
“FAO 2012 yılı verilerine göre, 131,3 milyon ton olan dünya
narenciye üretiminden
yüzde 2,7 pay alan
ülkemiz, dünya sıralamasına dokuzuncu
sırada yer alıyor. Dünyada
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı Şemsi Bayraktar, son yıllarda üretimi hızla
artan kivide, başlayan hasatta ürüne, 29-30 Mart
2014’te yaşanan don felaketinin önemli ölçüde
hasar verdiğini bildirdi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye
İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) tahminlerine
göre, bu yıl kivi üretiminin yüzde 20,8 oranında azalarak 33 bin tonun altına ineceğini belirtti.
YAPILMASI GEREKENLER
en önemli üretici ülke yüzde 24,1 payla Çin. Bu
ülkeyi yüzde 15,4 payla Brezilya, yüzde 8,1 payla ABD, yüzde 6,1 payla Hindistan, yüzde 5,1
payla Meksika, yüzde 4,2 payla İspanya izliyor.
Ülkemizde narenciye üretimi, Akdeniz ve
Ege Bölgesinde yoğunlaşmış durumdadır.
2013 yılı itibarıyla gerçekleşen 3 milyon 681
bin 159 ton üretimin iller bazında dağılımına
baktığımızda Adana ilimiz yüzde 26’lık payla ilk
sırada yer almaktadır. Adana’yı yüzde 22,7’lik
payla Mersin, yüzde 17,5’le Hatay, yüzde 16,8’le
Antalya izlemektedir. TÜİK ikinci tahmin verilerine göre 2014 yılında 3 milyon 786 bin 690 ton
üretim bekleniyor.
2013 yılı itibarıyla gerçekleştirilen 3 milyon
346 bin 889 tonluk toplam yaş meyve sebze ihracatımızın yüzde 41’ini narenciye oluşturmaktadır. Narenciye, yaş meyve sebze ihracatımızın lokomotifi konumunda. Geçen yıl yapılan
ihracat karşılığında 930,9 milyon dolar döviz
kazanmamızı sağladı” dedi.
Bayraktar, narenciye ihracatının yüzde 32’sinin Rusya’ya yapıldığını, bu ülkeyi 21 payla Irak,
yüzde 16 payla Ukrayna, yüzde 5 payla Suudi
Arabistan, yüzde 4 payla Romanya’nın izlediğini belirtti.
İlkbaharda yaşanan don
kivi üretimini de vurdu
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
afeti
Bayraktar, narenciye konusunda yapılması gerekenleri de şöyle sıraladı:
“İhracat iadelerinin artırılması ve
ödemelerin peşin olarak yapılması,
Tanıtım faaliyetleriyle iç tüketimin
artırılması,
Dış pazarda rekabet gücümüz artırılması, üreticilerimizin rekabet edebilmesi için maliyetlerin düşürülmesi,
Gübre, mazot gibi üretim girdilerinin desteklenmesinin yanı sıra, ilaçlama, depolama, ambalajlama, nakliye
gibi unsurların da desteklenerek girdilerdeki KDV oranlarının indirilmesi,
Marka oluşturulması, yeni pazarlar
bulunarak ihracatın artırılması,
Şeker ve asit oranı yeterli seviyeye
gelmemiş narenciyenin hasat edilmesi (erken kesim) kaliteyi düşüreceğinden bu hususta daha hassas davranılması,
Üretimden pazarlamaya kadar olan
bütün aşamalarda eğitim ve yayım faaliyetlerine ağırlık verilmesi,
Araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ağırlık verilerek pazar talebine uygun çeşitlerin geliştirilmesi,
Ürün ve kalite kaybı olmaksızın
daha uzun sürede ürün arzının sağlanması, üreticinin kayba uğramaması bakımından depolamaya özel
önem verilmesi, soğuk hava depoları
artırılması,
Üreticilerimizin pazarlama problemlerinin çözümü bakımından, üretici birliklerinin finansman bakımından güçlendirilerek daha aktif hale
gelmelerinin sağlanması,
Bu üretim dalından menfaat elde
eden tüm taraflar arasında işbirliği ve
koordinasyonun sağlanması gerekir.”
2013’te yılında 219 bin 785 dolarlık
kivi ihracatına karşılık, 4 milyon 12 bin
647 dolarlık ithalat yapıldığını belirten
Bayraktar, özellikle Doğu Karadeniz’de alternatif ürün haline gelmekte olan kivide
üretimin artırılması, ülke ihtiyacının ithalat
olmadan karşılanabilmesi gerektiğine
dikkati çekti; ürün bazında desteklemelere dahil edilmesinin ekonomik ve sosyal
gelişmeye katkı sağlayacağını vurguladı.
8
nadasa
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
İstanbul’un
ZİRAAT ODALARI
8
katı
alan
bırakılıyor
ZİRAAT ODALARI
9
Ankara - Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, ülkemizde çok büyük tarım
alanlarının nadasa ayrıldığını, bunun çok önemli bir ekonomik kayıp olduğunu bildirerek, “Gıdanın bu
kadar hayati olduğu, toprağın her karışının önem taşıdığı bir sürece girdiğimiz günümüzde, İstanbul’un
8 katı bir alanı nadasa bırakmamız kabul edilebilir değildir” dedi.
Bayraktar, kurak ve yarı kurak alanlarda toprakta yeterli suyun temini için çok büyük alanların nadasa
bırakıldığını belirtti. “2000-2013 döneminde yüzde 14,1 azalmayla nadasa bırakılan alanlar, 4,83 milyon
hektardan, 4,15 milyon hektara inse de hala çok büyük” diye Bayraktar, nadas alanlarının ekilen alan içindeki payının da bu dönemde yüzde 18,3’ten yüzde 17,4’e düştüğünü vurguladı. Türkiye’nin 23,81 milyon
hektarlık toplam tarım alanının 15,62 milyon hektarının tahıllar ve diğer bitkisel ürünlerin ekimi için kullanıldığını bildiren Bayraktar, meyve alanlarına 3,23 milyon hektar, sebze alanlarına 0,81 milyon hektar,
süs bitkilerine ise 4 bin 504 hektar alanın ayrıldığını, nadasa ayrılan alanın meyve, sebze ve süs bitkilerine
ayrılan toplam alanı geçtiğini belirtti.
Bayraktar’ın açıklamasında öne çıkan başlıklar şöyle:
130 milyona yakın nüfusu olan Japonya’nın tarım alanlarının yaklaşık 5 milyon hektar, dünyanın en
büyük gıda ve tarım ürünleri ihracatçılarından Hollanda’nın 1,3 milyon hektar tarım alanı olduğunu göz
önümüze aldığımızda nadasa ayrılan alanın büyüklüğü daha iyi ortaya çıkıyor,
 Nadasa bıraktığımız alan tüm topraklarıyla Hollanda, İsviçre, Danimarka büyüklüğünde. Belçika’nın,
Ermenistan’ın, Arnavutluk’un 1,5 katına yaklaşıyor.
İsrail’in iki katı. Lübnan’ın, Kıbrıs adasının 4 katı…
 KOP ve GAP gibi büyük sulama yatırımları öngören dev projeler bir an önce tamamlanmalı, tarım
toprakları nadasa bırakılmaktan kurtarılmalıdır.
 Ülkemizde yıllık yağış miktarı nadas alanlarının büyüklüğünde etkili. Geçen yıl Konya’da 586 bin 562,
Ankara’da 332 bin 144, Sivas’ta 325 bin 657, Kayseri’de 216 bin 197, Çorum’da 190 bin 220, Şanlıurfa’da
187 bin 570, Eskişehir’de ise 184 bin 856 hektar alanın nadasa bırakıldı.
 Tarım Bakanlığı nadas alanlarında yağ bitkisi yetiştirilmesini teşvik ediyor, alım garantisi veriyor. Bu
çerçevede aspir bitkisi önemli oranda desteklendi. Son yıllarda aspir üretimde artış sağlandı.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar: "2013-2014 üretim sezonunda çiftçimiz doğal afetlerden çok zarar
gördü. Zamanında sigortasını yaptıramayan üreticimiz mağdur oldu."
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, 2013-2014 üretim sezonunda çiftçinin doğal afetlerden çok zarar gördüğünü bildirerek, “Zamanında sigortasını
yaptıramayan üreticimiz mağdur oldu. Yaşanan doğal afetler
sigorta yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Geçen
üretim sezonundan ders çıkarılmalı, sigorta poliçe yaptırma
süreleri konusunda üreticimiz uyarılmalı, süreler geçirilmemeli” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımsal üretimdeki üreticilerin gelirlerinde istikrarın sağlanmasının, ülkelerin en temel
tarım politikası olması gerektiğini, üretici gelirlerinde meydana
gelebilecek özellikle ani düşüşlerin, ülkelerin makro ekonomik
dengelerini de etkileyecek sonuçlara yol açtığını belirtti.
İklimde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar, sel, su
baskını, dolu, don, hortum, fırtına, kuraklık gibi doğal afetlerin
daha fazla yaşandığını, tarım ürünlerini daha fazla etkilediğini
vurgulayan Bayraktar, “Üreticilerimizle gerçekleştirilen görüşmelerden ve yaptığımız anketlerden anlaşıldığı üzere halen
çiftçilerimiz, devlet destekli tarım sigortası uygulamasını genel anlamda bilmekteler ama teknik ayrıntı konusunda yeterli
bilgiye sahip değiller. Bu nedenle sigorta konusunda çekimser
davranıyorlar” dedi.
Son yıllarda arka arkaya yaşanan afetlerden sonra üreticilerde sigorta yaptırma isteğinin arttığını belirten Bayraktar, şu
bilgileri verdi:
“Ülkemizde tarım sigortası uygulaması 8 yıldır devam ediyor. Tarım sigortası uygulaması; Bitkisel Ürün, Sera, Büyükbaş,
Küçükbaş, Kümes hayvanları, Su Ürünleri ve Arıcılık Hayat Sigortaları branşlarında yapılıyor.
2013-2014 üretim yılında yaşanan doğal afetler sigorta
yaptırmanın ne denli önemli olduğunu gösterdi. Yapılan
açıklamalara göre, Devlet Destekli Tarım Sigortaları Sistemi çerçevesinde ülke genelinde poliçe sayısının 4,4 milyon
adedi geçti. Yaklaşık 72 milyon dekar alan ve 3 milyon adedin üzerinde büyükbaş ve küçükbaş hayvanın sigortalanıyor.
2014 yılı sonuna kadar üreticilere yapılacak olan hasar ödeme-
sinin 1,6 milyar lirayı geçeceği ifade ediliyor. Artışa rağmen sigorta yaptırmanın henüz yeterli düzeyde olduğu söylenemez.
Sigortalılık oranları hala çok düşüktür. Ziraat Odaları Birliği olarak üreticilerimizi her yıl tarım sigortası yaptırılması konusunda
uyarıyoruz ve gerekliliğini ifade ediyoruz.”
Tarım sigortalarındaki sıkıntıların giderilmesi, çiftçi için sigorta yaptırmanın daha cazip hale getirilmesi, kuraklığın ve
tarla ürünlerinde don riskinin sigorta kapsamına alınması gerektiğini ifade eden Bayraktar, şunları kaydetti:
“Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının nedenleri arasında, tarımsal üretimde çiftçilerimizi
mağdur eden kuraklık, tarla ürünlerinde don gibi risklerin kapsamda olmaması birinci sırada gelmektedir. Bu konuda yapılmakta olan çalışmalar bir an önce tamamlanmalı, ülke genelini
etkileyen kuraklık ve tarla ürünlerinde don riski kapsama alınmalıdır.
Bağcılıkta meyvenin yanı sıra, asma yaprakları da salamura olarak değerlendirilmekte, üretici tarafından gelir elde edilmektedir. Bu amaçla asma yapraklarının da sigorta kapsamına
alınması bağlamında halen sürdürülen çalışmalarının da bir an
önce sonuçlandırılması sağlanmalıdır.
Tarım sigortasında istenilen düzeyde artışın sağlanamamasının diğer nedenleri arasında;
Hayvancılıkta kapsamdaki hastalıkların yeterli olmaması,
Yüzde 50 prim desteğine rağmen bazı ürünlerde sigorta bedellerinin yüksek olması,
Eksperlerin raporlarına yeterince güven duyulmaması,
Muafiyet ve müşterek sigorta oranlarının yüksekliği,
gibi hususlar yer almaktadır.
Bu nedenle;
Tarım sigortasında prim bedelleri düşürülmeli,
Hayvancılıkta kapsamdaki hastalık sayısı artırılmalı,
Muafiyet ve müşterek sigorta oranları yeniden belirlenmeli,
Üreticilerde sigorta bilincini artırmaya yönelik çalışmalara
daha fazla ağırlık verilmeli,
Eksperlerin çalışmasının gözden geçirilmesi sağlanmalıdır.”
ZİRAAT ODALARI
10
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
ZİRAAT ODALARI
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
Sosyal güvenlik
Kırmızı et üretimine
D i K K A T
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel
Başkanı
Şemsi
Bayraktar, düşüş
görülen kırmızı et
üretime dikkat edilmesi gerektiğini bildirerek, “Ocak-Eylül döneminde sanayiye aktarılan
inek sütü miktarı yüzde 9,8,
tavuk yumurtası üretimi yüzde 4,1, tavuk eti üretimi yüzde 5,6 artarken, kırmızı et üretimi yüzde 3,5 geriledi”
dedi.
Bayraktar, 2014 yılının 9 aylık döneminde sanayiye aktarılan süt miktarının
594 bin ton, yumurta üretiminin 499 milyon, tavuk eti üretiminin 76 bin ton arttığını, buna karşın kırmızı et üretiminin
aynı dönemde 22 bin ton azalarak 606
bin tona indiğini belirtti. Bayraktar, Eylül
ayında sanayiye aktarılan inek sütü miktarının yüzde 9,1, tavuk yumurtası üretiminin yüzde 3,7, tavuk eti üretiminin
yüzde 4,2 arttı, Temmuz-Ağustos-Eylül
dönemi kırmızı et üretiminin yüzde 1,9
azaldığını vurguladı; 2014 Eylül ayında
sanayiye aktarılan inek sütü miktarının
geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,1
artışla 594 bin 456
tondan 648 bin 573
tona yükseldiğini
belirtti.
Şemsi Bayraktar, 2013 yılı Ocak
ayında 637 bin 956
ton olan sanayiye
aktarılan süt miktarının, Şubat’ta 622 bin 381
ton, Mart’ta 710 bin 712
ton, Nisan’da 733 bin 380 ton,
Mayıs’ta 772 bin 785 ton, Haziran’da 692
bin 84 ton, Temmuz’da 675 bin 158 ton,
Ağustos’ta 628 bin 996 ton, Eylül’de 594
bin 456 ton, Ekim’de 605 bin 194 ton,
Kasım’da 611 bin 918 ton, Aralık’ta 653
bin 490 ton olduğu bilgisini verdi.
2014 Ocak ayında sanayiye 710 bin
33 ton, Şubat’ta 684 bin 115 ton, Mart’ta
789 bin 355 ton, Nisan’da 793 bin 573
ton, Mayıs’ta 828 bin 417, Haziran’da 767
bin 112, Temmuz’da 743 bin 232 ton,
Ağustos’ta 697 bin 736 ton, Eylül’de ise
648 bin 573 ton inek sütü aktarıldığını
belirten Bayraktar, şunları kaydetti:
“2013 yılında sanayiye 7 milyon 938
bin 510 ton inek sütü aktarılmıştı. Sanayiye aktarılan inek sütü miktarı Eylül ayı
itibarıyla yıllık bazda 8 milyon 532 bin
Tarım kadınlarda işsizliği
rekor seviyede
düşü
rdü
TZOB Genel Başkanı Bayraktar:
"Tarım, kadınlarda işsizliği 5,5 puanla
rekor bir seviyede düşürdü ve yüzde
18,2’den yüzde 12,7’ye indirdi."
11
bilgilendirme seminerleri başlıyor
Kırmızı et
2014 yılının ilk çeyreğinden 184
bin 975 ton, ikinci çeyrekte 218 bin
432 ton olan kırmızı et üretiminin
üçüncü çeyrekte 202 bin 530 tonda
kaldığını belirten Bayraktar, şunları
kaydetti: “2013 yılında ilk çeyrekte
208 bin 597, ikinci çeyrekte 212 bin
885, üçüncü çeyrekte 206 bin 466 ton
kırmızı et üretilmişti. Yine 2013 yılının
tamamında kırmızı et üretimi 996 bin
155 tonu bulmuştu. Bu yıl üçüncü
çeyrekte kırmızı et üretimi yüzde 1,9
azaldı. 9 aylık dönemdeki azalış ise
yüzde 3,5’i buldu. Ocak-Eylül döneminde 2013 yılında 627 bin 948 ton
olan kırmızı et üretimi, bu yıl aynı dönemde 605 bin 937 tonda kaldı. 9 aylık dönemdeki azalma 22 bin 11 tonu
buldu. Kırmızı et üretimi artırılmalı.
Çünkü, tüketim artışı devam ediyor.”
748 ton ile 8,5 milyon tonu aştı. Ocak-Eylül dönemlerine bakıldığında 2013 yılında 6 milyon 67 bin 908 ton olan sanayiye
aktarılan inek sütü miktarı, 2014 yılında
yüzde 9,8 artışla 6 milyon 662 bin 146
tona ulaştı.”
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar,
Ağustos ayında 3 milyon 54 bin erkek,
2 milyon 761 bin kadının tarımda istihdam edildiğini, “Tarım, kadınlarda
işsizliği 5,5 puanla rekor bir seviyede
düşürdü ve yüzde 18,2’den yüzde
12,7’ye indirdi. Ağustos’ta tarım genel
işsizliği 2,2 puan gerileterek yüzde
12,3’den yüzde 10,1’e” dedi.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, tarımın işsizliği erkeklerde 1,3 puan düşürerek yüzde 10,2’den yüzde 8,9 indirdiğini belirtti. TZOB Genel Başkanı,
Mart ayında 1,9, Nisan’da 1,8, Mayıs’ta
1,9, Haziran’da 2, Temmuz’da ise 2,2
puan azalttığını hatırlattı.
Şemsi Bayraktar, Ağustos ayında
tarımda çalışan sayısının, Temmuz
Kanatlı sektörü
Bayraktar, tavuk yumurtası üretiminin de Eylül’de yüzde 3,7, tavuk
eti üretiminin ise yüzde 4,2 arttığını,
Ocak-Eylül döneminde yumurtada
yüzde 4,1, tavuk etinde yüzde 5,6’lık
yükseliş olduğunu bildirdi. Şemsi Bayraktar, “Ocak-Eylül döneminde, 2013
yılında 12 milyar 203 milyon 851 bin
olan tavuk yumurtası üretimi, 2014
yılında yüzde 4,1 artışla 12 milyar 703
milyon 227 bine yükseldi” dedi.
2013 yılı Eylül ayında 157 bin 504
ton olan tavuk eti üretiminin, yüzde
4,2 artışla 2014 Eylül ayında 164 bin
170 tona yükseldiğini bildiren Bayraktar, “Ocak-Eylül döneminde, 2013
yılında 1 milyon 359 bin 920 ton olan
tavuk eti üretimi, 2014 yılında yüzde
5,6 artışla 1 milyon 435 bin 918 tona
yükseldi” bilgisini verdi.
Bayraktar, 2013 yılında 16 milyar
496 milyon 751 bin adet olan yumurta
üretiminin Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 17 milyar 16 milyon 127 bin ile 17
milyar adedi aştığını, 1 milyon 758 bin
363 ton olan tavuk eti üretiminin ise
Eylül ayı itibarıyla yıllık bazda 1 milyon
834 bin 359 ton olduğunu bildirdi.
ayına göre 99 bin kişi azalarak 5 milyon 914 bin kişiden 5 milyon 815 bin
kişiye indiğini belirtti.
TZOB Genel Başkanı, Mart ayının
ikinci yarısından sonra tarımda istihdamın yoğunlaştığını hasadın ardından azalmaya başladığını, Ocak-Şubat
aylarında en düşük düzeye indiğini
vurguladı.
Tarımın ülke ekonomisine ihracatta, üretimde, istihdamda büyük
katkı sağladığını bildiren Bayraktar,
“Ağustos ayında tarım, toplamda işsizliği 2,2 puan azaltarak yüzde 10,1’e
çekti. Tarım erkeklerde işsizliği yüzde
10,2’den yüzde 8,9’e, kadınlarda ise
yüzde 18,2’dan 12,7’ye çekti. Tarım,
erkeklerde işsizliği 1,3, kadınlarda 5,5
puan düşürdü” dedi.
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları
Birliği Genel Başkanı, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Yönetim Kurulu Üyesi Şemsi
Bayraktar, sosyal güvenlikte çiftçilere
ve Ziraat Odalarına yönelik çok önemli
düzenlemeleri çıkarılmasını sağladıklarını
bildirerek, “Çiftçilerimizin mağduriyetlerini gideriyoruz. Konuyla ilgili sosyal
güvenlik bilgilendirme seminerlerine de
başlıyoruz” dedi.
Kamuoyunda torba kanun olarak
adlandırılan yasanın çiftçinin birçok mağduriyetini giderdiğini belirten Bayraktar,
Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığı SGK’da bu görevi dolayısıyla çiftçilere
ve Ziraat Odalarına yönelik çok önemli
Gıda ithalatının
üçte biri
yağlı
tohumlardan
düzenlemelerin çıkarılmasına katkıda
bulunma fırsatı olduğunu vurguladı.
Bu çerçevede çiftçilerimize yönelik
yapılan sosyal güvenlik düzenlemelerine
dikkati çeken Bayraktar, şöyle devam etti:
“Sattıkları ürün bedelleri üzerinden
1994 yılından bu yana BAĞKUR prim
kesintisi yapılan çiftçilerimize geriye
yönelik yapılandırma hakkı getirildi.
Ancak kadın çiftçilerimiz, 2003 yılından
önceki dönemler için aile reisi olmamaları
nedeniyle borçlanamadılar. 2012 yılında
bu mağduriyet giderildi. Girişimlerimiz
sonucunda, sigortalılık durumları değişen kadın çiftçilerimiz, hak kazandıkları
dönem için gecikme cezası ve gecikme
zammı ödemediler.
Yine çabalarımız sonucu yapılan
düzenlemeyle, ilgili maddeye “tarımsal
faaliyette çalışanlar hariç” ibaresi eklenmesi dolayısıyla tarımda kendi nam ve
hesabına çalışan çiftçilerimizin aylıklarından, tarımsal faaliyete devam etseler bile
yüzde 15 sosyal güvenlik destek primi
kesintisi yapılmıyor.
Diğer taraftan çiftçilerimizin sattıkları
ürün bedelleri üzerinden, borcu olsun
olmasın, 1994 yılından itibaren yüzde 1
oranında BAĞKUR prim kesinti yapılma-
Ankara – Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarım ve gıdadaki
11,2 milyar dolarlık ithalatın üçte birinin yağlı
tohum, ham yağ, margarin ve yağlı tohum küspesinden oluştuğunu bildirerek, “3,68 milyar dolarlık
ithalatın 1,24 milyar doları tohum, 1,6 milyar doları
ham yağ, 0,84 milyar doları küspe ve margarinden
meydana geliyor” dedi.
Yağlı tohumlu bitkilerin, gıda sanayi başta olmak üzere, yem, kozmetik, boya, enerji gibi çeşitli
sektörlere ham madde sağlaması bakımından
ülke ekonomisinde büyük öneme sahip olduğunu
vurgulayan Bayraktar, “Ülkemizin hemen hemen
her bölgesi yağlı tohumlar üretimine elverişli iken,
ya başlandı. 2012 yılı başında bu kesinti
oranı yüzde 5’e çıkarıldı. Girişimlerimiz
sonucu, 1 Ocak 2014 tarihinden bu yana
yüzde 2 olarak, sadece borcu olan çiftçilere ve borcu oranında kesinti şeklinde
uygulanıyor.”
Çiftçilerin mağduriyetlerini gidermek
için pek çok girişimde bulunduklarını
hatırlatan Bayraktar, “SGK ve ilgili bakanlıkların duyarlı yaklaşımlarıyla sorunları
önemli ölçüde çözmeyi başarıyoruz.
Çözülen bu konularda emeği geçen herkese temsil ettiğim tarım sektörü adına
teşekkür ediyorum” dedi.
Tarımsal faaliyetlerin yoğun olduğu tespit edilen 6 ilde SGK ve TZOB
işbirliğiyle bilgilendirme seminerleri
yapılacağına dikkati çeken Bayraktar,
bilgilendirme seminerlerinin, 24 Kasım’da
Konya’da, 27 Kasım’da Erzurum’da, 1
Aralık’ta Sakarya’da, 4 Aralık’ta Manisa’da,
8 Aralık’ta Şanlıurfa’da, 11 Aralık’ta
Adana’da başlayacağını bildirdi.
Bayraktar, seminerlerin, kayıt dışı istihdamın sosyal güvenlik hak ve yükümlülüklerine olan etkilerine, Ziraat Odalarının
SGK ile ilgili yaşadığı iş ve işlemlerde
yaşanan problemlere ilişkin olduğunu
belirtti.
halen yağlı tohumlu ürünlerde net ithalatçı ülke
konumundayız. Ülkemizde üretilen yağlı tohumlardan elde edilen yağ miktarı 655 bin ton, önemli
bir bölümü de ihraç edilen toplam kullanılan yağ
miktarı ise 2 milyon 145 bin tondur. Ülke ihtiyacımız
ve ihracatımız için gereken yağ ihtiyacının sadece
yüzde 30’unu ürettiğimiz yağlı tohumlardan karşılıyoruz, kalanı ithal ediyoruz” bilgisini verdi.
Bayraktar: Uzun yıllardan bu yana bitkisel yağ
açığı sorunumuzu çözemiyoruz. İmkanlara rağmen,
ihtiyacı karşılayacak bir üretim artışı sağlanamadı.
Üretimi artırmak için öncelikle, ülkemizin yağ ve
protein gereksinimleri göz önüne alınarak, yağlı tohumlu bitkilerin, en az tahıllar kadar stratejik öneme
sahip olduğu her kesim tarafından kabul edilmeli.
Üretimi teşvik edici bir fiyat politikası izlenmeli,
üreticiye alım garantisi verilmeli. Primler kendinden
beklenen amacı gerçekleştirecek düzeyde belirlenmelidir. Yağlı tohumlu bitkilerin üretim alanlarının
başka ürünlere kaymasını önlemek bakımından,
üretimi teşvik edici bir parite sistemi uygulanmalı. Bitkisel yağ açığımızın daha da artmaması için
ayçiçeği-buğday fiyat paritesi 2’nin altına düşürülmemelidir.
ZİRAAT ODALARI
KONUSU
SOSYAL GÜVENLİK
Tarım sektöründe kayıt dışı istihdam
oranı yüzde 85 dolaylarındadır.
Sanayide kayıt dışı istihdam yüzde
19,8, inşaat yüzde 37,5, hizmet
yüzde 21,9 dur.
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
Sosyal güvenliğin ana amacı, kişilerin ve
aile bireylerinin çalıştıkları süreçte ve gelecekte
karşılaşabilecekleri riskleri telafi etme çabasıdır.
Sosyal Güvenlik Kurumu 28 bin personeliyle
81 il müdürlüğüyle 485 Sosyal Güvenlik
Merkeziyle hizmet vermektedir.
2- 65 yaşını doldurmuş olmaları nedeniyle, sigortalılığını durdurmak için talepte
bulunanların talepte bulunduğu tarihten,
3- Yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten
sonra kalan tutarın aylık ortalamasının prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz
katından az olduğunu “Sigortalılık Muafiyet Belgesi” ile belgelemeleri halinde,(Bu
belge ziraat odalarından alınacak) belgenin düzenlendiği tarihten itibaren 10 gün
içinde Kurum kayıtlarına intikal ettirenlerin sigortalılıkları belgenin düzenlendiği,
bu süreyi geçirenlerin ise belgenin Kurum kayıtlarına intikal ettiği tarihten,
4- Yaşlılık aylığı talebinde bulunanların talep ettiği tarihten,
5- Sigortalının, sigortalılığı devam ederken vefat ettiği tarihten,
6- Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihi itibariyle,
Malul sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden önce ise yazılı
istekte bulunduğu tarihten,
7- Bağ-Kur,SSK veya Emekli Sandığı kapsamında çalışmaya başlayanların, çalışmaya başladığı tarihten önceki günden,
İtibaren sigortalılıkları sona erer.
TARIM BAĞ-KUR
SİGORTALILARININ
TESCİL İŞLEMLERİ
Cihangir Çakmur
SGK, Şube Müdürü
Sigortalılık ne zaman başlar?
Ne zaman sona erer?
ZİRAAT ODALARI
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
Arzu Zübeyde Dikeçoğlu
SGK, Sosyal Güvenlik Uzmanı
AYIN
12
Yapılan mevzuat düzenlemeleri dışında, kayıt dışılığın önlenmesi adına
Sosyal Güvenlik Kurumunca yürütülen
birçok teşvik uygulaması söz konusudur. Teşvik uygulamaları hem primini
düzenli ödeyen işverenleri ödüllendirmekte, hem de işçi maliyetlerinin düşürülmesine katkıda bulunmaktadır.
Denetimde Rehberlik Anlayışı
Tescili Yapılanların Sigortalılıklarının Sona Erdirilmesi
Tarımda Kayıt Dışı
İstihdam Boyutu
1- Tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanların, tarımsal faaliyetinin
sona erdiği tarihten,
Derya Bayraktar Veri Hazırlama ve Kontrol İşletmeni
Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı
Cihat Gürsoy
Sosyal Güvenlik Uzmanı
Bağımsız Çalışanlar Prim Daire Başkanlığı
Tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar 2926 sayılı Kanunun 2 nci maddesi
kapsamında zorunlu Tarım Bağ-Kur sigortalısı sayılmakta ve Kanunun 36.maddesi
uyarınca da bu kapsamdakilerden Kurumun prim alacakları, sattıkları ürün bedellerinden tevkifat yapılmak suretiyle tahsil
edilebilmekteydi. 5510 sayılı Kanun ile
2926 sayılı Kanun yürürlükten kaldırılmış
olmakla birlikte, kendi adına ve hesabına
tarımsal faaliyette bulunanlar “4/b” statüsünde sigortalı sayılmışlardır. Benzer biçimde, primlerinin ise ürün bedellerinden
tevkifat suretiyle tahsil edilebileceği esası
benimsenmiştir.
Öte yandan, 5510 sayılı Kanun uygulamasına ilişkin konuyla ilgili tebliğ yayınlanmamış olmakla birlikte, özellikle bu kapsamdakilerin tescil ve prim ödemeleri eski
mevzuatla birlikte uygulanmaktadır. Tarım
Tevkifatı, Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı
alt bendi kapsamında sigortalı sayılan ve
tarımsal faaliyette bulunanların prim borçlarına mahsuben sattıkları ürün bedelleri
üzerinden yapılan kesinti işlemini ifade
eder. Örneğin, vatandaşlar resmi veya özel
işletmelere süt, üzüm, fındık, tahıl, et, pancar ve buna benzer tarımsal ürünler sattığında, ürün alan gerçek ve tüzel kişiler tarafından SGK adına ürün bedellerinden prim
kesintisi yapılmasına tevkifat denir.
01/03/2013 tarihinden önce eski tebliği
hükümlerine göre tarımsal kesinti(tevkifat)
oranı %1 olarak uygulanmaktaydı.
01/03/2013 tarihli ve 28574 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yeni tebliğe göre uygulanacak kesinti oranı
1/1/2014 tarihine kadar %1 olarak uygulanacak ancak yeni tebliğin 5 inci maddesinin birinci fıkrasına göre, “Kesinti yapmakla
yükümlü olan gerçek ve tüzel kişiler, tarımsal faaliyette bulunanlardan satın aldıkları
ürün bedelleri üzerinden prim borçlarına
mahsuben ve borç tutarını geçmemek şartıyla %2 oranında kesinti yapmak zorundadırlar.” Hükmüne istinaden 01/01/2014
tarihinden itibaren uygulanacak oran %2
olarak belirlenmiştir.
Daha çok sigortasız çalışma diye tabir ettiğimiz kayıt dışı istihdam, kısaca
çalışan işçilerin gün ve kazançlarının
SGK’ya hiç bildirilmemesi veya eksik
bildirilmesi olarak tanımlanabilir.
Kayıt Dışı İstihdamla
Mücadele Kapsamında
Yapılan Çalışmalar
a)Mevzuat Düzenlemeleri
Tarımda yıl boyunca bilfiil çalışmak
her zaman mümkün olmadığından;
hizmet akdiyle tarım ve orman işlerinde süreksiz olarak çalışan kişilere,
muhtarlık, birlik, il ilçe tarım müdürlüklerince onaylanmış belgeler ile SGK’ya
başvurması halinde EK 5 inci madde ile
4/a (hizmet akdiyle çalışanlar) kapsamında sigortalısı sayılma ve primlerini
kendileri ödeyebilme hakkı getirilmiştir. Bu kişiler için prim miktarı da diğer
hizmet akdiyle çalışanlara göre daha
düşük belirlenmiştir. Bu kapsamda, Ek
5 kapsamında çalışanlara yönelik 2014
yılı için prim miktarı 21 gün üzerinden
hesaplanmakta, kişiler 30 gün üzerinden hizmet kazanabilmektedirler.
?
BUNLARI
BİLİYOR
MUSUNUZ
SOSYAL
GÜVENLİKTE
TARIMIN ÖNEMİ
Teşvik Uygulamaları
Tarımsal faaliyetinden dolayı ziraat odalarında üye kaydı bulunanların, tescil
işlemleri için bağlı bulundukları ziraat odalarınca veya kendilerince bir yıl içinde
bildirilmesi halinde odaya kaydedildikleri tarihten, bu süre içinde bildirilmemesi
halinde ise bildirimin sosyal güvenlik il müdürlüklerinin kayıtlarına intikal ettiği
tarihi itibariyle,
Ziraat odaları tarafından bildirimi yapılan çiftçilerin, SSK, Bağ-Kur veya Emekli Sandığı kapsamında sigortalı olmaları nedeniyle tarım tescili yapılamayanların
tarımsal faaliyetlerinin devam etmesi halinde, bu sigortalılıklarının son bulduğu
tarihi takip eden günden itibaren, sigortalılıkları başlatılır.
TARIMSAL
KESİNTİ
(TARIM TEVKİFAT)
UYGULAMASI
Tarım sektöründe çalışan 100 erkekten sadece
27’si, 100 kadından ise sadece 5’i sigortalı
olarak çalışmaktadır.
13
Ülkemizde denetim elemanlarının
denetleyecek çok fazla mucip sayısına
sahip olması ve denetim elamanı sıkıntısı denetim sistemlerinin en büyük
sorunlarından birisidir. Yapılan reformla birlikte, sigortasız çalışmanın önüne
geçmek için Sosyal Güvenlik Kurumunca denetim sistemi yeniden yapılandırılmış, denetimlerde rehberlik anlayışı
benimsenmiştir.
Planlananlar
Kayıt dışı istihdamla mücadele
çalışmaları hızlı ve yoğun bir şekilde
devam etmektedir. Bu konuya Onuncu Kalkına Planı’nda da yer verilmiş,
tarım sektöründe kayıt dışı istihdamın
azaltılmasına yönelik bilgilendirici ve
bilinçlendirici faaliyetler yapılmasına
konusunda eylem eklenmiştir.
b) KİTUP II Projesi
Tüm bu yapılan çalışmalar ek olarak, İnsan Kaynakları Operasyonel
Programı kapsamında yürütülen ve
Etkin Rehberlik ve Denetim Yoluyla
Kayıtlı İstihdamın Teşviki II (KİTUP II)
Projesi, ilkinin başarıyla tamamlanmasının ardından hayata geçirilmiştir. Bu
proje kaspamında da kayıt dışılığın
azaltılması amacıyla sektörel rehberlerin hazırlanması, risk analizi çalışmaları
yapılması planlanmaktadır
Veri Paylaşımı
Diğer taraftan, sadece denetim ile
kayıt dışı istihdamın önüne geçilmesinin pek mümkün olmayacağı düşüncesinden hareketle, reformla birlikte
çapraz veri paylaşımı sistemi hayata
geçirilmiştir. Bu yeni uygulama ile diğer
kamu kurum ve kuruluşların yaptıkları
işlemlerde istenen bilgiler dönemsel
olarak Sosyal Güvenlik Kurumuna gönderilmektedir.
Bilgilendirme ve
Bilinçlendirme Çalışmaları
Kişilerin kayıt dışı çalışmasının veya
işverenlerin kayıt dışı işçi çalıştırmasının ardında yatan bir sebep de kişilerin
hak ve yükümlülükleri konusunda
yeterli bilgiye sahip olmamalarıdır. Bu
anlamda Sosyal Güvenlik Kurumunca
yapılan en önemli faaliyet bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmalarıdır.
Sonuç
Nedenlerin ve sonuçların birbirini kolayca tetiklediği kayıt dışı
istihdam, Türkiye’nin öncelikle mücadele edilmesi gereken sorunları
arasında yer almaktadır. Ancak, bu
alanda yapılan çalışmalar yetersiz
kalmakta sigortasız çalışmanın önüne geçilememektedir. Sorunla tek
başına Sosyal Güvenlik Kurumu’nun
mücadele etmesi pek mümkün değildir. Bu nedenle, Sosyal Güvenlik
Kurumu başta olmak üzere, diğer
kamu kurum ve kuruluşların özellikle sosyal tarafların etkin mücadelesi
kayıtlı istihdamın teşvik edilmesi,
toplumun geleceğe güvenle bakabilmesi açısından büyük önem arz
etmektedir.
 1.10.2008 tarihinden sonra
ziraat odası kaydıyla tarım sigortalısı
olabileceğinizi,
 Ziraat odasına kayıt yaptırarak,
ürünlerinizden yapılan sgk kesintileri
sayesinde tarım sigortalısı olabileceğinizi ve aylık primlerinizi sattığınız
ürünlerden yapılan kesintiler ile ödeyebileceğinizi,
 01.10.2008 öncesi yapılan
tarımsal kesinti sayesinde prim gün sayısı kazanarak emekli olabileceğinizi,
 Tarım sigortalı olduğunuzda
sağlık hizmetinden yararlanabileceğinizi,
 Tarım sigortalısı olduğunuzda
genel sağlık sigortalısı kapsamında
olacağınızdan ayrıca bu primi ödemenize gerek kalmadan sağlık hizmetinden faydalanabileceğinizi,
 01.10.2008 öncesi sattığınız
ürünlerden SGK kesintiniz var ise
gerekli şartları sağlamanız halinde
emekli olabileceğinizi,
 Tarım sigortalı olmanız halinde
azami prim borcunuz kadar kesinti yapılacağını ve borcunuzdan fazla kesinti
yapılamayacağını,
 Firmalar tarafından ödemeniz
gereken primden fazlası kesilirse veya
gereksiz yere sizden kesinti yapılırsa
kurumumuzdan geri alınabileceğini,
 Emekli ve çalışan sigortalılardan kesinti yapılamayacağını,,
 Tarım sigortalısı olmamanız halinde muafiyet belgesi alarak sattığınız
ürünlerden kesinti yapılamayacağını,
 65 yaşını dolduran ve sigortalı
olmak istemedikleri doğrultusunda
talepte bulunanlardan sattıkları ürün
bedelleri üzerinden kesinti yapılamayacağını,
 Sosyal güvencesi olmayan
kişiler hastaneye gittiklerinde hastane
masraflarını kendileri karşılayacağını.
Kaynak: www.manisasgk.gov.tr
ZİRAAT ODALARI
14
SGK İLE İLGİLİ
SIKÇA SORULAN SORULAR
Neşe Tezer
TZOB Teknik Müşavir
Yardımcısı
Tarım Bağ-Kuru bulunan
bir kişinin SSK’lı bir işe başlamasıyla tarım Bağ-kuru neden
sona erdirilmektedir. Ziraat
Odası kaydının silinmesi gerekli midir?
Sigortalıların aynı anda birden fazla sigortalılık haline tabi çalışması durumunda hangi sigortalılık durumunun esas alınacağı hususu 5510 sayılı Kanun’un 53.
maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre
kişinin 5510 sayılı kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4)
numaralı alt bendi ile aynı maddenin
birinci fıkrasının (b) bendindeki diğer sigortalılık statülerine aynı anda tabi olacak şekilde çalışılması durumunda, (b)
bendinin (4) numaralı alt bendi dışındaki
diğer sigortalılık durumu dikkate alınır…”
hükmündedir.
Çiftçilikle uğraşan ve tarım bağkuru
olan bir kişinin aynı dönemde başka bir
sigortalılığa tabi olarak çalışması mümkündür. Ziraat Odası kaydının silinmesine
gerek yoktur. Kişi ne zaman SSK’lı işten
ayrılır ise tarım bağkuru aktif olacaktır.
Her odanın farklı tüzel kişiliği olduğundan, çiftçi ile ilgili işlemler kayıtlı olduğu
oda tarafından yürütülmesi gerekmektedir.
Çiftçi tarım bağkurlu sigortalılık durumunu (sigortalı olup
olmadığını),sigorta kayıt tarihini ve sattığı üründen tevkifat
kesintisi yapılıp yapılmadığını
nereden ve nasıl öğrenebilir?
Kanun gereği, 2008 yılından itibaren
ziraat odalarına kayıt olan her kişi zorunlu
olarak tarım bağkur sigortalı olmaktadır.
Kayıtlı olduğunuz odadan bilgi edinerek,
Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne
başvurmanız gerekmektedir. Tarımsal
ürününden tevkifat kesintisi yapılıp yapılmadığı hususu, çiftçilerimizin ürününü satmış olduğu kurum veya kuruluştan
bilgi almaları gerekir.
Tarım bağkurlusu (tarım işçisi) olarak ve SSK’lı çalışmış bir
kişinin ziraat odasından ‘Muafiyet Belgesi’ alıp, SSK prim borcunu ödeyerek, yaş haddinden
emekli olması mümkün müdür?
Tarımda kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlardan; 2014 yılı için, yıllık
tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, 1/1/2014
ila 30/6/2014 tarihleri arasında 749,70 TL,
1/7/2014 ila 31/12/2014 tarihleri arasında 793,80 TL ‘den düşük ise talep edilmesi halinde “Sigortalılık Muafiyet Belgesi”ni
ziraat odaları düzenleyerek vermektedir.
Yıllık kazanç net gelir hesaplamasını İl/
İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğünce ilgili odanın talebi üzerine yapıl-
ÜYELERE
İNDİRİMLİ
GÖZ
MUAYENESİ
Zonguldak’ın Çaycuma Ziraat
Odası Başkanlığı, Kdz. Ereğli’de bulunan göz hastanesi ile anlaşma yaparak, üyelerine indirimli göz muayenesi
yapılmasını sağladı.
Çaycuma Ziraat Odası Başkanı
Rıza Çapkın, Karadeniz Ereğli ilçesindeki bir göz hastanesiyle yapılacak
anlaşmayla personel, üye ve 1. de-
maktadır. İl/İlçe Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükleri, Zirai Kazanç Ölçülerinin
Tespiti Hakkında Yönetmelik çerçevesinde Yıllık kazanç net gelir hesaplamasını
yapmaktadırlar.
Muafiyet kapsamına giren bir çiftçi,
Sosyal Güvenlik Kurumu İl Müdürlüğüne
talepte bulunması halinde, Ek 5 “Tarım
işçi sigortalılığı”ndan faydalanabilmektedir.
Kimler muafiyet kapsamına
girmektedir? Muafiyet belgesi
alınca ne olur?
Kanunun Ek 5 inci maddesi kapsamında sayılanlar hariç olmak üzere, tarım veya orman işlerinde hizmet akdiyle
süreksiz çalışanlar ile tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan;
tarımsal faaliyette bulunan ve yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete
ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan
tutarın aylık ortalamasının, bu Kanunda
tanımlanan prime esas günlük kazanç
alt sınırının otuz katından az olduğunu
belgeleyenler, 65 yaşını dolduranlardan
talepte bulunanlar, Türkiye’de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan,
yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal
güvenlik mevzuatına tabi olanlar, 18 yaşını doldurmamış olanlar, 4. Maddeye göre
sigortalı sayılmazlar.
Sigortalının sigortalılığı, “Sigortalılık
Muafiyet Belgesi”ni on gün içinde Kuruma intikal ettirilmesi halinde belgenin
düzenlendiği tarihten, bu sürenin geçirilmesi halinde ise belgenin Kuruma intikal
ettirildiği tarihten itibaren sona erecektir.
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
Asgari ücret her yıl, Resmi Gazetede
yayınlandıktan sonra, SGK, “Günlük Kazanç Alt ve Üst Sınırlarını” bir genelge
ile belirler. Birliğimiz, SGK’nın yayınlamış
olduğu (Kanunun geçici 16.maddesini)
dikkate alarak ilk altı ay ve ikinci altı ay
için muafiyet sınırı belirler ve bir genelge
ile ziraat odalarımıza duyurur.
Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinde yer alan muafiyet belgesi ile düzenlemeye göre sigortalılığını durdurup,
daha sonra muafiyeti ortadan kalkanların, tekrar sigortalılıklarının başlatılması
için, muafiyet halinin kalktığını gösterir
belgeyi 2 nüsha düzenleyerek ziraat odalarımıza onaylatmaları gerekir.
Onaylatılan bu belgelerden biri odada kalacak, diğeri ise bağlı bulunulan
Sosyal Güvenlik İl/İlçe Müdürlüklerine
ibraz edilecektir.
Ziraat odalarımızın dikkat etmesi gereken muafiyetin neye göre kalktığını
çiftçilerimizin belgelemeleridir.
Mudanya Ziraat Odası, Antalya’da düzenlenen ve Bursa’nın partner il olarak
katıldığı 2. Meyve Yetiştiriciliği ve Meyve
Teknolojileri Fuarı’nda Bursa’nın üç karası, incir, üzüm ve zeytin ile deveci armudu, elma, Trabzon hurması ve Hünnap
gibi meyveleri sergiledi.
Mudanya Ziraat Odası’nın hazırladığı
stand ve meyve sepeti ziyaretçilerden
büyük ilgil gördü. Mudanya standını Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Müsteşarı
Vedat Mirmahmutoğlu, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, Vali
Yardımcısı Hüseyin Eren, Gıda Tarım ve
Hayvancılık İl Müdürümüz Ömer Çelik de
ziyarette bulundu.
15
Manisa’nın
Köprübaşı ilçesinde, Ziraat Odası
Başkanlığı’nın yeni binası,
Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Yönetim Kurulu Başkan Vekili
Nuri Sorman’ın da katıldığı törenle hizmete açıldı. Sorman,
açılış töreninde yaptığı konuşmada, son hizmet binasıyla
Manisa’nın bütün ilçelerindeki
Ziraat Odalarının hizmet binalarının tamamlandığını belirterek, “Bugün çok büyük bir gündür” dedi.
Türkiye genelindeki Ziraat Odalarının yüzde 70’inin
kendi hizmet binalarına sahip olduğunun altını çizen
Sorman, “Son 8 yılda Sayın Genel Başkanımızın 50 yıldır
çıkmayan kanunumuzu değiştirmesi neticesinde, odalarımızın aidat gelirine kavuşmasıyla her türlü hizmet
çiftçimize sunulmaya çalışılmaktadırlar. Özellikle Genel
Başkanımızın şiarı olan çiftçinin alın teriyle ödemiş olduğu bu aidatların yine çiftçiye götürülmesi, Ziraat Odaları-
Muafiyet sınırı nasıl
belirlenir?
Muafiyet belgesi alarak sigortalılığını durduran bir çiftçi,
daha sonra tekrar muafiyetini
kaldırarak tarım Bağ-Kur primini ödemek isterse ne yapması
gerekir?
ZİRAAT ODALARI
YENİ HİZMET BİNASI AÇILDI
Ancak, 1/10/2008 tarihinden önce,
mülga 2926 sayılı Kanuna göre sigortalılıkları başlatılanlardan ziraat odası kaydı
bulunmayanların sigortalıklarının sona
ermesinde, tescilde esas alınan kayıtlara
göre sigortalılık sona erdirilecektir.
Muafiyet belgesi alan kişiler sigortalı
sayılmazlar ve sigorta primi ödemezler. Sigorta primi ödemedikleri için de
ileride emekli olamazlar. Ancak, muafiyet belgesi aldıktan sonra, Ek-5 “Tarım
Sigortalılığı”na başvuruda bulunabilirler.
MEYVE FUARI’NA KATILIM
rece yakınlarına indirim yapılacağını
kaydetti. Çapkın, “Muayene ücretinde
devlet katılım payı 12 TL dışında fark
alınmayacak. Tüm tetkiklerde yüzde
30, genel ameliyatlarda yüzde 20, lazer ameliyatlarında yüzde 30 indirim
yapılacak. Ayrıca katarakt ameliyatlarında fark alınmayacak” dedi.
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
ÇİFTÇİYE ÜCRETSİZ
EĞİTİM
Erdemli Ziraat Odası Başkanı Adnan
Dölek, ilçedeki çiftçilere “narenciye’de
aşı” ve “toprak örneği alma” eğitimleri
verdiklerini söyledi.
Odaları tarafından yürütülen çalışmalarla ilgili bilgi veren Dölek, yöre
çiftçisine tarımdaki teknolojik gelişme ve yeni ürün çeşitlerinin bölgeye
uyumu konularında sürekli bilgi akışı
sağladıklarını belirterek, çalışmaların
uzman ziraat mühendisleri tarafından
gerçekleştirildiğine dikkati çekti.
Çiftçilere son olarak “narenciye’de
aşı” ve “toprak örneği alma” eğitimleri
verildiğini anlatan Dölek, “Mühendislerimiz, hangi bitkiye hangi aylarda neler uygulaması gerektiği konularında
da bilgiler aktarıyor. Öncelikli yapılması gereken konular üzerinde duruluyor.
Zor şartlarda yetiştirilen ürünlerin kaliteli olduğu kadar bol kazanca dönüşmesini de arzu etmekteyiz. Mühendislerimizin çiftçilerimize verdiği teknik
hizmetlerden kesinlikle ücret almamaktayız. Bu tür hizmetlerimiz devam
edecektir” dedi.
mızın en büyük emel ve arzusudur” diye konuştu.
Köprübaşı Ziraat Odası Başkanı Mehmet Çelik, törende yaptığı konuşmada, Odalarının, kayıtlı 4 bin 500
üyeye hizmet verildiğini bildirdi. Çelik, şöyle devam
etti: “Devletin, tarım alanındaki plan ve programlarını
uygulama noktasında Ziraat Odalarımız önemli bir sivil
toplum örgütüdür. Türkiye Ziraat Odaları Birliği ekonomik ve sosyal hayatta en ön sıralarda yer alma hakkını
kazanmıştır. Bakanlığımız ve Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanımızın katkılarıyla ve Allah’ın izniyle
daha güzel çalışmalar yapacağız. Bu zamana kadar hep
bina kirası vermekteydik, yeni hizmet binasını yaparak
kira vermekten de kurtulmuş olduk.”
Konuşmaların ardından yeni hizmet binasının açılış
kurdelesi kesildi. Protokol üyeleri, daha sonra yeni binayı gezdi. Açılış törenine, Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Genel Başkan Vekili ve Şehzadeler Ziraat Odası Başkanı M.Nuri Sorman, Köprübaşı Kaymakamı Abdulkadir
Çelik, Köprübaşı Belediye Başkanı Zafer Mergen, sivil
toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis üyeleri ve çok
sayıda vatandaş katıldı.
SULUSARAY’A HİZMET BİNASI
Tokat’ın Sulusaray ilçesi Ziraat Odası Başkanlığı'nın yeni
binası, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir’in de katıldığı törenle hizmete açıldı. TZOB
Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, açılışta yaptığı
konuşmada, “Çiftçimizden gelen para alın teri. O halde bize
gelen bu parayı hizmet olarak kuruşuna kadar çiftçimize çevirmemiz gerekir” dedi.
Ziraat Odası Başkanlarının çiftçimizden gelen parayı hizmete çevirmek için büyük bir mücadele içinde olduğunun
altını çizen Özdemir, “İnşallah önümüzdeki dönemlerde
Odalarımız daha hızlı şekilde hizmet vermeye devam edeceklerdir” diye konuştu. Yeni hizmet binasının açılış kurdelesi
kesildi. Protokol üyeleri, daha sonra yeni binayı gezdi. Açılış
törenine, Kaymakam Nazlı Demir, TZOB Yönetim Kurulu Üyesi Bekir Şinasi Özdemir, Tokat’ın ilçe Ziraat Odası başkanları, muhtarlar, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, meclis
üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
ZİRAAT ODASI BAŞKANLARI
NARMAN’DA TOPLANDI
Ziraat Odaları Erzurum İl Koordinasyon Kurulu, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu üyesi M.Latif
Maskan’ın da katılımıyla toplandı.
Narman Ziraat Odası Başkanı Hilmi Atasoy’un ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda konuşan TZOB Yönetim
Kurulu üyesi ve Karayazı Ziraat Odası Başkanı M.Latif Maskan, “Ziraat Odaları adına her ay bir ilçede il koordinasyon
toplantıları yapmaktayız. Toplantılarda çiftçilerimizin sorunlarını tespit ederek, yerelde halledilebilecek sorunları
yerelde halletmeye çalışıyoruz. Yerelde halledemediğimiz
sorunları ise Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Merkezine
taşıyoruz. Başta Tarım Bakanlığımız olmak üzere, ilgili bakanlıklar nezdinde girişimlerde bulunarak çiftçilerimizin
sorunlarını çözmeye çalışıyoruz” dedi.
Toplantıya Erzurum ve ilçe Ziraat Odası Başkanları katıldı. Narman Ziraat Odası Başkanı Hilmi Atasoy toplantıya katılan misafirlere teşekkür etti, çiftçilerin sorunlarını
dile getirdiklerini belirtti.
ZİRAAT ODALARI
16
İmtiyaz Sahibi
TZOB Adına
M. Nuri Şeyda Sorman
Genel Yayın Müdürü
Bekir Şinasi Özdemir
Dr. M. Fethi Güven
Hasan Hüseyin Coşkun
Prof. Dr. Mevhibe Albayrak
Prof. Dr. Şengül Hablemitoğlu
Prof. Dr. Erdoğan Güneş
Dr. Özden Hiçbirol
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
Ebru Mine Esen
Yayın Türü
Yaygın Süreli Yayın
Yayın Kurulu
M. Hikmet Yavuzyiğit
Metin Türkyılmaz
Ömer Kaya
Yönetim Yeri
Türkiye Ziraat Odaları Birliği
Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü
GMK Bulvarı No: 25
Yıl: 6 | Sayı: 71 | KASIM 2014
Demirtepe/ANKARA
Tel: 312 231 63 00 (Pbx)
Fax: 312 229 65 38 - 231 30 77
e-mail: [email protected]
[email protected]
Basım Tarihi
08.12.2014
Baskı
Dorukkaya Matbaacılık Yayıncılık Reklamcılık
Madencilik Enerji ve İnşaat A.Ş.
Macun Mahallesi 195. Cadde No: 2
Yenimahalle - ANKARA
Tel: 0312 397 11 97-98
Türkiye Ziraat Odaları Birliği aylık yayını
basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder.
Yayımlanan yazıların sorumlulukları sahiplerine
ait olup, Birliğimiz görüşlerini yansıtmamaktadır.
Dergide yayımlanan yazılar, kaynak gösterilmek
koşuluyla, diğer yayın organlarında yayımlanabilir.
Gönderilen yazılar iade edilmez.
Dağıtım
MNG Kargo

Benzer belgeler