NİN SESİ

Transkript

NİN SESİ
’NİN SESİ
ARALIK 2015 SAYI: 400
Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı
2 genel seçimin yaşandığı ve
komşu ülkelerle sorunların devam ettiği
2015 yılı sektör için oldukça zordu.
yatırım yapan da var,
yatırımları durduran da…
Hazar koridorunda müjde
Rusya ile kriz ticarete nasıl yansıyacak?
içindekiler
Aralık
2015
21
22
14 Türk TIR’larına alternatif güzergah Hazar Denizi
Türk TIR’ları Kazakistan ve Türkmenistan’a gitmek için bundan sonra
Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu
ülkelere ulaşacak.
21 UND Başkanı Nuhoğlu: Hep birlikte
ekonomiyi sırtlar, dış ticareti uçururuz
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu,
yeni kabinenin açıklanmasından sonra yaptığı açıklamada, bakan tespitinde
çok isabetli tercihler yapıldığını belirterek “2016 yılında el ele verir, uyumlu
çalışırsak 6 aylık kaybı kapatır, ihracatı parlak günlerine döndürürüz” dedi.
22 Efsane geri döndü
‘Ulaştırmanın Dinamo Bakanı’ olarak da adlandırılan Binali Yıldırım 64.
hükümette yeniden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda
dümeni eline aldı. Çalışkanlığıyla taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan
Bakan Yıldırım, lojistik sektörüyle uyum içinde çalışmasıyla da tanınıyor...
24 Borusan Lojistik’ten
deniz taşımacılığına büyük yatırım
Londra merkezli Worldwide Partnerships firması tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “World Automotive Conference in Turkey” kapsamında otomotiv,
lojistik ve teknoloji sektörlerinin bugünü ve yarını konuşuldu.
UND Danışmanlık ve Tanıtım
Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi
Ömer Çetin Nuhoğlu
Genel Yayın Yönetmeni
Fatih Şener
Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü
Hatice Hacısalihoğlu
Yayın Kurulu
Ali Çiçekli, Şerafettin Aras,
www.locamedya.net
Nagihan Soylu,
Banu Damla Alışan
Mali İşler Müdürü
Muhammet Haybarlık
Editör
Ahmet Doğan
Yazı Kurulu
Alper Özel, Evren Bingöl,
Muammer Ünlü, Elif Sevim
Reklam Sorumlusu
Hatice Hacısalihoğlu
0212 359 26 00 / 208
Grafik Tasarım
Erhan Aydın
Haber Merkezi
Alpdoğan Kahraman,
Berkalp Kaya, Erman Ereke,
Gürol Gülbeyaz,
İbrahim Çolak, Burak Çığa,
Kadir Çirkin
Yayına Hazırlık
LOCA MEDYA
ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ
Genel Yönetmen
Mutlu Doğan
İletişim
0212 579 92 35
ctp baskı ve cilt
İstanbul Basım Ltd.Şti
0212 603 26 20
Kasım 2015
Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE
Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın
36
42
26 Gümrüklerde yaşanan
sorunlar ve çözüm arayışları
MÜSİAD’ın düzenlediği, “Gümrüklerde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm
Arayışları” konulu panelde gümrüklerdeki son gelişmeler ve ülkemiz
lojistik sektörü analiz edildi.
36 Vize muafiyeti için 72 şart
AB ile mülteci akının yavaşlatılması karşılığında vize muafiyeti sürecinin
hızlandırılması konusunda uzlaşmaya varan Türkiye’nin ‘vizesiz seyahat’ için toplam 72 kriteri hayata geçirmesi gerekiyor. AB, Türkiye’nin
yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde vizesiz Schengen için onay
verecek.
24
41 Koç Üniversitesi bünyesinde kurulan “Denizcilik
Forumu” Türkiye’nin “Denizcileşmesine” katkıda bulunacak
Koç Üniversitesi bünyesinde, ülkemiz denizciliğine katkı sağlayan temel
alanlarda hedef, politika ve strateji belirlenmesi amacıyla Denizcilik Forumu kuruldu.
42 Rusya ile kriz ticarete nasıl yansıyacak?
Rus uçağının düşürülmesiyle gözler iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerine çevrildi. Doğalgazda henüz bir sorun olmazken, tur şirketleri
satışları durdurdu. İki ülke arasındaki gerginlik lojistik sektörünü de
etkileyecek.
41
47 Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Görçün:
Lojistikte yasa çıkarsa sektör gaza basacak
Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Özel Yük
Çalışma Grubu ve Vinç İşletmecileri Derneği’nin (Vinç-Der) ortak çalışması
ile hazırlanan “Ağır ve Havaleli Yük Taşımacılığı Taslak Mevzuatı” Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na sunuldu.
48 Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda lastiğin
trafikteki hayati önemi vurgulandı
Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in de katıldığı Trafik Güvenliği
Sempozyumu’nda lastik/araç uyumsuzluğunun sürüş güvenliğini tehlikeye
atabileceği; kazalara davetiye çıkarabileceği belirtildi.
51
BAŞYAZI
Değerli Dostlarım,
2
015 yılını geride bırakıyoruz. Acısı tatlısıyla bir yılı daha tarihin tozlu sayfalarına kaldıracağız. İki genel seçimi aynı anda yaşadığımız
2015 yılı içerisinde birbirinden önemli ve kritik gelişmeler de yaşadık. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ekibi ‘Taşımacılıktan Lojistiğe
Dönüşüm Eylem Planı’nı 2015’in ilk çeyreğinde duyurdu. Sektörümüz
adına son derece önemli olan bu gelişme bizleri ilk etapta heyecanlandırdı. 10’uncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ‘lojistiğin devlet olarak ilk defa
tanımlanması’ da bizler için son derece önemli bir gelişme oldu.
10. Beş Yılllık Kalkınma Planı’mız kapsamında, sektörün en büyük sorunlarından biri olan eşgüdümsüzlük sorununu ortadan kaldırabilecek ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kurulması kararı alındı. Lojistik Koordinasyon Kurulu şüphesiz ki sektörümüz için son derece önemli bir gelişme
olacaktır. Kurulacak olan bu ‘koordinasyon kurulu’nda sektörümüzü en
iyi şekilde temsil edecek, sektörün devinimini, gelişmelerini, sıkıntılarını en
iyi şekilde bilen kişi ya da kişilerin de bünyesinde sorumluluk alması, üniversitelerimizin ve araştırma kurumlarımızın da burada görevlendirilmesi
sektör için bir şans olacaktır. Yıllardan bu yana gündemde kalan fakat bir
türlü sektörümüzün istediği hız ve oranda ilerleme sağlanamayan ‘Lojistik
Köy’ler meselesi sektörümüz için son derece kritik bir yerde bulunuyor.
Lojistik Köy’lerin ivedilikle sağlam planlar üzerine oturtularak hayata geçirilmesi çok önemli. İşte bu sağlam temel de gelecek yıl hızla başlatılıp
tamamlanmasını arzu ettiğimiz Ulaştırma ve Lojistik Master Planları ile
sağlanabilecektir. UND olarak, master plan süreçlerinin sağlıklı ve tüm
paydaşları da müdahil kılarak yürütülmesini diliyoruz.
2015’te 7 Haziran ve 1 Kasım, seçimlerin belirleyici tarihleri oldu. 7
Haziran’dan sonra hükümetin kurulamaması iş dünyası için belirsizlik ortaya çıkardı. 1 Kasım’dan sonra hükümet belirsizliği ortadan kalktı ve 64.
Hükümet iş başına geçti. Hükümette yer alan bakanlara, parlamentoda
bulunan tüm milletvekillerimize başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Hükümet belirsizliğin ortadan kalkması ortak hedeflerimize daha hızlı ilerlememizin anahtarıdır. 64. Hükümet’te Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı’na Sayın Binali Yıldırım’ın getirilmesini de ayrıca kıymetli buluyorum. Çünkü Sayın Yıldırım, sektörümüzün tüm kılcal damarlarını derinlemesine bilen bir bakan olarak yolumuzdaki engelleri kaldırmamızda
bizlere ışık tutacaktır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na
Binali Yıldırım gibi, bu görevi daha önce yapmış bir bakanın atanmış olması bizim için büyük avantaj olacak. Ekonomi yeni Bakanımız Kayseri
Milletvekili Mustafa Elitaş ile ihracatımız bugüne kadar gerçekleştirdiği ve
tüm dünyaya örnek olan sıçramayı tekrar gerçekleştirecektir. Özellikle
Gümrük ve Ticaret yeni Bakanımız Bülent Tüfenkçi‘den beklentimiz çok
büyük. Ülkemizin bölgesel üretim ve ticaret üssü haline gelmesi, istihdam imkânlarının gelişmesi Gümrük Bakanlığımızın performansına bağlı.
ÖMER ÇETİN NUHOĞLU
UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI
Gümrük süreçlerimiz hızlandıkça, ülkemiz daha fazla yatırım çekecek
ve lojistik merkez haline gelecektir. 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamındaki Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı’nı hayata geçiren Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’ın yeni dönemde de görevine
devam edecek olması sektörümüz için bir başka avantaj. Dönüşüm
programında birçok bakanlığa görevler verildi. Bu görevlerin sıkı takibi
ve hayata geçirilmesi için Sayın Bakanımız elinden geleni yapacaktır.
En büyük ticaret partnerimiz AB ile ticaret hacminin geliştirilmesi için,
AB’de serbest dolaşım hakkı olan malların taşınmasında yaşanan sorunların çözülmesi gerekiyor. Suriye krizi ile birlikte AB’nin Türkiye’ye
bakışı değişmiştir. AB Bakanı Volkan Bozkır’ın bunu fırsata çevireceğine ve AB tarafından yapılan taşıma kotaları ile ilgili Etki Analizleri ile
de tespit edilen ticaret kayıplarını ortadan kaldıracağına bu bağlamda
inancımız tamdır. Son dönemde, Rusya taşımalarında firmalarımızın
karşı karşıya kaldıkları sıkıntılar, Ortadoğu pazarındakilerle birleştiğinde,
en azından uluslararası kuralların hala geçerli olduğu Avrupa pazarının, kısa vadede en önemli alternatif pazar haline geldiğini görüyoruz.
Dolayısıyla AB ile taşımacılık ilişkileri alanında sağlayacağımız kolaylıklar
daha da aciliyet kazanmış bulunuyor.
Zira, ülkemizde gerçekleşen son G-20 Zirvesi’nde de “uluslararası ticaretin durma noktasına geldiği” açıkça görülürken, bu durumda
uluslararası ticarete getirilen tarife dışı engellerin ciddi payı olduğu tüm
katılımcıların teyit ettiği husus oldu. Tarife dışı engellerin başında taşımacılığa getirilen kota, transit ücreti, mod dayatmaları gibi kısıtlamalar
geliyor. Sektörümüz üzerinden ticaretimizin rekabet gücünü zedeleyen
bu kısıtlamaların kaldırılmasını öngören DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması üzerinden gündeme getiren B-20 grubuna da şükranlarımızı
sunuyoruz. Geçtiğimiz günlerde TBMM’nin Dışişleri Alt Komisyonu’na
onaya sunulan bu çok önemli anlaşma, tüm pazarlarımızda “transit
geçişlerimizi” engellerden arındıracak çok önemli bir hukuki araç sağlayacak.
Ülke ekonomisine yıllık 15 milyar dolar hizmet ihracatı yaparak katkı sağlayan ulaştırma sektörünün, önümüzdeki dönem bu katkısının
artıracağını öngörüyorum. Dış ticaretle büyüyen ülke ekonomisi için
sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazırız. Sektörümüzle kamunun,
özellikle dış ticaretimizle ilgili bakanlıkların işbirliği halinde çalışması halinde, hep birlikte ekonomiyi sırtlar, dış ticareti uçururuz. Bu vesileyle,
Sayın Başbakan, Başbakan Yardımcıları ve yeni kabinede görev alan
tüm bakanlarımıza sektörümüz adına başarılar diler; ülkemizi 2023 hedeflerine taşıyacak sonuçlar elde etmelerini dileriz. Yeni bir yıla merhaba demeye hazırlanırken 2016 yılının tüm insanlığa, dünyaya, ülkemize
ve sektörümüze hayırlar getirmesini diliyor, yeni yılınızı tebrik ediyorum.
Saygı ve Sevgilerimle...
8
Aralık 2015
Editör’den
“UND olarak öğrenilmiş çaresizlikleri yıkmaya, sektörümüzün
önünü açmaya çalışıyoruz. Malumunuz olduğu üzere aralık
ayında Rusya ile bir gerilim yaşadık. ‘Uçak düşürme krizi’ olarak
da adlandırabileceğimiz bu krizin iki büyük ülkeye yakışır şekilde
çözülmesini bekliyoruz. Kuzey komşumuz Rusya ile bu gelişmeler
yaşanırken karayolu nakliye sektörümüz büyük sıkıntılar yaşadı.
UND olarak hiçbir konuda boş durmadığımız gibi bu konuda
da boş durmayarak çalışmalara başladık. UND’nin son iki yıldır
sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış
olduğu ziyaretler sonuca ulaştı.”
Fatih ŞENER
UND İcra Kurulu Başkanı
Merhaba,
Ü
lkemiz uluslararası karayolu taşımacıları veryansın
ederek ‘eşit koşullarda rekabet’ etmek istediklerini
söylüyorlar. Tek isteğimiz eşit koşullarda rekabet
edebilmek... Geçiş ücreti, engellemeler, dayatmalar, vize
problemleri, keyfi bekletmeler gibi onlarca neden bizlerin
eşit koşullarda rekabet etmemizi engelliyor. UND olarak
kabullenilmiş çaresizlikleri yıkmaya, sektörümüzün önünü
açmaya çalışıyoruz. Malumunuz olduğu üzere aralık ayında
Rusya ile bir gerilim yaşadık. ‘Uçak düşürme krizi’ olarak
da adlandırabileceğimiz bu krizin iki büyük ülkeye yakışır
şekilde çözülmesini bekliyoruz. Kuzey komşumuz Rusya
ile bu gelişmeler yaşanırken karayolu nakliye sektörümüz
büyük sıkıntılar yaşadı. UND olarak hiçbir konuda boş durmadığımız gibi bu konuda da boş durmayarak çalışmalara
başladık. UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu
kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler
sonuca ulaştı. Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin
yanı sıra Azerbaycan ve Türk basınında yer alan yoğun
haberler ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın
verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla ekim ayında Ekonomi
ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığında “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon
Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı.
Çalışmalarını sürdüren Şura Başkanı Mustafayev’in daveti
ve Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’nin bilgilendirmesi ile 1
Aralık’ta Bakü’ye gttik. Buradaki sonucunda sektörümüz
için önemli kararlar çıktı.
Yaklaşık bir aydır çalışmalarını sürdüren komitenin yaptığı iyileştirmeler Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında
zorlaşan Kazakistan taşımaları için de nefes aldıracak
sonuçlar içeriyor. Gerçekleşen iyileşmeleri UND’nin Sesi
dergimizde derinlemesine bulabilirsiniz. Yapılan iyileşmele-
re burada kısaca değinmek gerekirse: Aktau için Bakü Limanını
kullanmayan araçlar 25 dolar şehir giriş ücreti ödemeyecek.
Mühürlü araçlara gümrük girişinde yapılan kantar ölçümü yol
boyunca yapılan kontrollerde de geçerli sayılacak ve kantar kaynaklı ölçüm farklarına ayrıca bir işlem uygulanmayacak. Tehlikeli
Madde tanımlamasında ADR Konvansiyonu listesi esas alınacak.
Kazakistan-Aktau Limanı’ndaki muhtelif masraflarla ilgili girişimler
devam ediyor. Kazakistan hattına tarifeli sefer yapılacak. Bakü Aktau için her Salı ve Cuma Günü Bakü’den, Aktau – Bakü için
her Çarşamba ve Cumartesi Aktau’dan düzenli seferler yapılacak.
Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Berdimuhammedov’un, ikinci
Türkmen gemisinin Hazar’da seferlerine başladığında bu güzergahta indirim yapılması konusunda UND’ye bir müjdesi de oldu.
Türkmenistan’ın ikinci gemisi Hazar’a ulaşmış olup iki hafta içinde
seferlerine başlayacak. Bakü-Türkmenbaşı güzergâhındaki iyileştirmeler “şimdilik” olup bu geminin sefere başlamasıyla birlikte
Azerbaycan tarafı da Türkmenistan ile aynı anda indirim yapacak.
Farklı uygulamalar UND’ye bildirilecek. UND ve Transit Şurası
arasında kurulan sürekli iletişim hattı ile uygulamalar yakından
takip edilecek olup farklı uygulamaların olması halinde sürücüler
UND’yi bilgilendirecek ve sağlanan iletişim ile Transit Şura’sı olaya
anında müdahale edecek ve uygulamaların eskiye dönmesine izin
verilmeyecek.
UND olarak sektörümüzün içinde bulunduğu sıkıntılara anında
reaksiyon gösterip çözüme giden yolda öncü olma misyonumuzu
2016 ve ilerleyen yıllarda da sürdüreceğiz. Eşit rekabet etmemizi
engelleyen tüm koşulların çözüme ulaştırılmasında bakanlıklarımız ve kamu kurumlarımızla teşvik-i mesaimize devam edeceğiz.
Sektörümüzün açmazlarını açar kılana, sorunlarımızı çözüme
kavuşturana kadar durmadan yolumuza devam edecek ve haklı
olduğumuzu bildiğimiz bu yolda dur durak bilmeden çalışacağız.
Herkesin 2016 senesini kutlar, yeni yılın dünyamıza, ülkemize ve
sektörümüze güzellikler getirmesini temenni ederim.
Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın.
Saygılarımla…
10
UND’den
Beyaz Rusya KUKK toplantısı gerçekleştirildi
Türkiye-Belarus KUKK toplantısı 17-18 Kasım’da Ankara’da
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme
Müsteşarı Talat Aydın yönetimi
altında gerçekleştirildi. İstatistiki
bilgilerin paylaşıldığı toplantıda, İki
ülke arasında gerçekleşen ticaretin
günden güne arttığı ve yükseliş
trendinde olan ticaretin daha da
ivme kazanması için taşımacılığın önündeki engellerin kalkması
gerektiği hususunda heyetlerce
mutabık kalındı. Toplantının geçiş
belgesi istişarelerinde, bakanlığımız
Belarus’un üçüncü ülke geçiş belgesi artış talebini kabul etmeyerek,
ikili ticaretin daha artması için önce
iki ülke arasındaki ikili ve transit
taşımacılığın serbestleşmesinin
gerektiğini belirtti. UND’nin üyelerden aldığı şikâyetler doğrultusunda
bakanlığa iletilen otoyol cihazlarının
kullanımı sırasında yaşanan teknik
aksaklıklardan kaynaklanan ceza
uygulamaları, şikayet süreçleri ve
ilgili kurumlar hakkında bilgi talebi
hususu görüşüldü. Konu ile ilgili
detaylı bilgilendirmenin Belarus
makamları tarafından bakanlığımıza
yazılı olarak iletileceği KUKK protokolüne eklendi. Yine UND üyelerinin yaşadığı sorunlardan biri olan
ağır yük taşımacılığı hususunda
Belarus makamlarından özel yük
taşımaları ve müracaat süreçleri
hakkında bilgi talep edildi. Bilgilendirme detaylı olarak bakanlığımıza
Belarus makamları tarafından yazılı
olarak iletilecek. Belarus KUKK
toplantısına UND adına UND
Ankara Bölge Temsilcisi Halil Ilgaz
katılım sağladı.
Mardin Çalışma Grubu Toplantısı Silopi
Kaymakamlığı’nda yapıldı
Mardin Çalışma Grubu Toplantısı,
Habur Mülki İdari Amiri Ali Arıkan’ın
teşrifleri ile 24 Kasım’da Silopi
Kaymakamlığı Toplantı Salonu’nda
gerçekleştirildi. Habur Mülki İdari
Amiri Ali Arıkan, son zamanlarda
uzayan TIR kuyrukları, TIR parkında
yaşanan gelişmeler ve Habur Sınır
Kapısı’nda faaliyete geçirilmesi
planlanan projeler hususunda çalışma grubu üyelerine bilgilendirmeAralık 2015
lerde bulundu. Toplantıya; Mahmut
Azizoğlu (Azizoğlu), İdris Cabadak
(Cizre-Cihan), Talat Abay (Halefoğlu), Selim Zabun (Ömeroğlu),
Hüseyin Sezgin (Tayfur), Mehmet
Şığva (Şığva Trans) ve UND Habur
Bölge temsilcisi Murat Tatar katılım
sağladı.
12
UND’den
Arap Taşımacılar Birliği: Rusya krizinde
Türk taşımacılarının yanındayız
Arap Taşımacılar Birliği (AULT) genel sekreteri Mahmoud Abdallat ve Yönetim Kurulu Üyesi Carlos El Hashem’den oluşan heyet UND ve AULT’un artık
geleneksel hale gelen toplantıları çerçevesinde işbirliği-güçbirliği mottosuyla
beşinci kez Türkiye’de bir araya geldi. Rusya krizinde Türkiye’nin yanında yer
aldıklarını ifade eden yetkililer, Türk-Arap taşımacılığının daha da kuvvetlenmesi gerektiğine vurgu yaptılar.
U
ND’nin onur üyesi Arap
Taşımacılar Birliği (AULT)
yetkilileri yıllık işbirliği toplantıları kapsamında ülkemizi ziyaret
etti. Arap Taşımacılar Birliği (AULT)
genel sekreteri Mahmoud Abdallat
ve Yönetim Kurulu Üyesi Carlos El
Hashem’den oluşan heyet UND ve
AULT’un artık geleneksel hale gelen
toplantıları çerçevesinde işbirliğigüçbirliği mottosuyla beşinci kez
Türkiye’de bir araya geldi. AULT
Yönetim Kurulu Üyesi Carlos El
Hashem politikanın ticarete artık
karışmaması gerektiğini, Rusya’nın
sınır kapılarında beklettiği Türk
TIR’larından ve sürücülerin mağduriyetinden büyük üzüntü duyduğunu, Suriye sınır kapısının kapanması
sonrasında azalan Türkiye, Ortadoğu taşımacılığının eski boyutlarına
ulaşmasının en büyük hedefleri
ve temennileri olduğunu belirtti.
AULT’un talebiyle UND üyesi Ekol
Lojistik’in Hadımköy tesisleri ziyaret
edildi.
Türk ve Arap taşımacıları
arasındaki bağlar kuvvetlenmeli
UND Başkan Yardımcısı Cavit
Değirmenci’nin katkılarıyla organize
edilen toplantıda, Hadımköy tesis
Aralık 2015
yöneticisi Hasan Durukan ve Müşteri
İlişkileri Yönetimi Sorumlusu Tuğfan
Ertuğrul, AULT heyetine Ekol Hadımköy tesislerindeki firmanın operasyonel
faaliyetlerini sundu. Özellikle tekstil
taşımacılığı ve elektronik ticaret üzerinde uzmanlaşmış tesislerde, AULT Yönetim Kurulu Üyesi Carlos El Hashem
Türkiye’de lojistiğin bilgisayar sistemleriyle ve teknolojiyle entegre olmasının
memnuniyet verici olduğunu, lojistik
performans indeksinde 27’nci sırada
olan Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki
gümrük sistemlerinin Türk taşımacılar
ve resmi kurumlarca incelenmesinin
de faydalı olabileceğini belirtti.
Carlos, Türk ve Arap taşımacılar arasındaki bağların daha da
güçlenmesi gerektiğini ifade etti.
Toplantının ikinci gününde ise
UND ve AULT arasında işbirliği
protokolü imzalandı. İmzalanan
protokole göre Türk ve Arap
taşımacılar arasında işbirlikleri imkanlarının oluşturulması için 2016
yılında Türk ve Arap taşımacıları
katılımıyla toplantı gerçekleştirilmesine, ticaretin daha da artması
ve ticaret erbabının taşımacılık
sektöründen beklentilerini öğrenmek için ülkelerin ticaret odası
temsilcilerinin ziyaret edilmesine,
eğitim alanında işbirliğine, Suudi
Arabistan’da hatta faaliyet gösteren Ro-Ro gemisinin yaşadığı
vize sorunun çözümü hususunda
destek gibi önemli konular istişare
edildi. Toplantıda ayrıca UND ve
AULT iletişim bilgilerinin karşılıklı
olarak taşımacılara duyurulması,
derneklerin ülkelerinde taşımacıların bilgi talebi, problem çözümü,
ticari ortaklıklar, trafik kazaları
gibi durumlarda başvurmaları için
iletişim bilgilerinin sektörlerimize
duyurulması kararı alındı.
13
Aralık 2015
14
UND’den
Türk TIR’larına
alternatif güzergah Hazar Denizi
Türk TIR’ları Kazakistan ve Türkmenistan’a bundan sonra Azerbaycan
üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek ulaşacak.
R
usya uçağının Türk Hava
Sahası’nı ihlal etmesi
nedeniyle düşürülmesinin
ardından Türk TIR’larının Rusya
sınır kapılarında bekletilmesi üzerine
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) harekete geçti. Kazakistan’a
ve Türkmenistan’a gitmek için
Rusya’dan transit geçiş yapmalarına izin verilmeyen Türk TIR’ları bundan sonra Azerbaycan üzerinden
Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni
geçerek bu ülkelere ulaşacak. Son
dönemde Uluslararası Nakliyeciler
Derneği’nin yoğun girişimlerinin yanı
sıra Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri
Bakanlığı’nın verdiği büyük destek
sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev talimatıyla ekim
ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı
Şahin Mustafayev Başkanlığı’nda
‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit
Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası’ adıyla bir komite kurulmuş ve
çalışmalarına başlamıştı.
UND harekete geçti
Rusya uçağının Türk Hava Sahası’nı
ihlal etmesi nedeniyle düşürülmesinin ardından yaşanan gelişmeler
üzerine Türk TIR’larının Rusya sınır
kapılarında bekletilmesinin ardından
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) harekete geçti. Azerbaycan
Ekonomi ve Sanayi Bakanı ve aynı
zamanda ‘Azerbaycan Cumhuriyeti
Transit Yük Taşımaları Koordinasyon
Şura Başkanı Şahin Mustafayev’in
daveti üzerine Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra Kurulu Başkanı
Fatih Şener Bakü’ye gitti. Yapılan
görüşmeler sonucunda önemli
kararların alındığı bildirildi. Türk
TIR’ları Azerbaycan’dan deniz yolu
ile Hazar üzerinden Kazakistan’a ve
Türkmenistan’a ardı ülkelere rahat
gidebilmesi için bu güzergahla ilgili
iyileştirmeler yapıldı. Türkmenistan
Devlet Başkanı Berdimuhammedov,
ikinci Türkmen Gemisinin Hazar’da
seferlerine başladığında bu güzerAralık 2015
gahta indirim yapılması konusunda
Uluslararası Nakliyeciler Derneği’ne
bir müjdesi oldu.
Ro-Ro’larla geçilecek
Türkmenistan’ın ikinci gemisi
Hazar’a ulaşırken iki hafta içinde
seferlerine başlayacağı öğrenildi.
Türk TIR’ları, Kazakistan, Türkmenistan ve ardı ülkelere Rusya’dan
transit geçiş yapmak yerine
Azerbaycan’a geçerek buradan
Hazar Denizi’nden gemilerle
Türkmenistan’a geçeceği öğrenildi. Azerbaycan, Kazakistan ve
Türkmenistan’a giden TIR’ların
transit ücretlerine yüzde 40, Hazar
Denizi’nden Ro-Ro gemileri ile
yapılan taşıma işlemine yüzde 20
indirim yaptı.
TIR’lar nereden geçecek?
Uluslararası Nakliyeciler Derneği
(UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih
Şener, yaptığı açıklamada, alternatif bir yol olduğunu belirtmişti.
Şener, alternatif güzergah olarak
Hazar seçeneğinin olduğunu ancak
bunun maliyetli olduğunu dile getirmişti. Şener, “Geçiş izinleri olmamasına rağmen Azerbaycan bunların
transit geçişine izin verdi. Bu tırlar
Orta Asya’ya Azerbaycan üzerinden geçecek. Ancak bu güzergah
maliyetleri çok yükseltiyor” diye
konuşmuştu.
TIR’ların güzergahı
Şener’in verdiği bilgiye göre,
Türkiye’nin Rusya’ya ihracatının
yaklaşık yüze 50’si karayolu ile
gerçekleştiriliyor. İstanbul ya da
Zonguldak’tan gemiye bindirilen
TIR’lar Ukrayna Limanı’na indikten sonra bu ülkeyi transit geçip
Rusya’ya giriyorlar. İkinci bir güzergah olarak ise Sarp sınır kapısından
çıkıp Gürcistan üzerinden Rusya’ya
giriş yapıyorlar. Orta Asya’daki Kazakistan, Kırgizistan ve Moğolistan’a
yönelik taşımalar da Rusya transit
olarak kullanılarak yapılıyor.
15
Aralık 2015
16
UND’den
Ülkemizde Ar-Ge çalışmaları
yok denecek kadar az
Dünyanın pek çok ülkesinden binlerce mühendis İstanbul’da bir araya geldi.
İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölüm Başkanı, FMV Işık Üniversitesi
Mütevelli Heyeti Başkanı ve EEMKON 2015 Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr.
Sıddık Yarman, ülkemizde Ar-Ge çalışmalarının yok denecek kadar az olduğunu
ifade ederek; 2035’te 500 bin nitelikli, yetişmiş insana ihtiyaç olduğunu belirtti.
B
ugüne kadar elektrik ve
elektronik mühendisliği
alanlarında düzenlenmiş
en kapsamlı kongre ve sergi olan
EEMKON 2015, Harbiye Askeri
Müzesi’nde düzenlendi. Elektrik
Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi
tarafından (EMO) tarafından düzenlenen EEMKON 2015, sanayi,
üniversite, kamu kurum ve kuruluş
temsilcileri ile bu alanda çalışan
binlerce mühendisi bir araya getirdi.
Kongre sanatla başladı,
bilimle son buldu
EEMKON 2015, sanatla başladı,
bilimle son buldu. Kongre, İstanbul
Üniversitesi Devlet Konservatuarı Orkestrası’nın müzik dinletisiyle
başladı. Prof. Dr. Sıddık Yarman’ınönderliğinde düzenlenen konserin
ardından sanattan bilime geçiş yapıldı.
Kongrenin bu yılki amacı; dünyada
ve ülkemizde hızla gelişen elektrik ve
elektronik mühendisliği alanlarında
ülkemizin geldiği noktayı ele alarak
mevcut durumu değerlendirmek,
gelecek hedeflerini belirlemek ve bu
hedeflere erişebilmek için izlenmesi
gerekli politikaları saptamak oldu.
EEMKON 2015’de özellikle “ElektroAralık 2015
niğin Dâhisi” olarak tanınan dünyaca ünlü mühendis Prof. Dr. Sıddık
Yarman’ın panel yöneticiliğini yaptığı,
Aselsan, Vestel, Arçelik ve Netaş gibi
sektörün öncü firmalarının katılımıyla
düzenlenen “Elektronik Sektöründe
2035 Vizyonu” başlıklı panel;sektör ve
katılımcıların gelecek vizyonuna ışık
tuttu.
2035’te 500 bin nitelikli, yetişmiş
insana ihtiyacımız var
İstanbul Üniversitesi ElektrikElektronik Bölüm Başkanı, FMV
Işık Üniversitesi Mütevelli Heye-
ti Başkanı ve EEMKON 2015
Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr.
Sıddık Yarman, “Ülkemizde Ar-Ge
çalışmaları yok denecek kadar az,
birkaç sayılı üniversitenin haricinde
gelişmelergörmek, takip etmek
zor; dolayısı ile ‘tüm fazlar birbirini
tetikliyor olsa da’ özellikle üçüncü
faza yönelik sonuç elde etmek
mevcut imkanlarda çok sıkıntılı.
Bu zorlu süreçler aslında hiç de
fena olmadığımız bir 4’üncüfazı;
yani yaratıcılığı besler. Konu olan
bu üç aşamayı düzgün çalıştırmazsak, yaratıcılığımızı yani ülke
olarak daha gelişmiş olduğumuz
seviyeleri destekleyemeyiz. Sektör
sürekliliği için (dolaylı etken olarak
algılansa da) insan kaynaklarımızı
ve direkt etken olan finansmanlarımızı iyileştirmeliyiz. Süreklilik için
milyarlarca dolarlık yatırımlar ve
düzgün bir finans gerekli” diyerekekosistemin ihtiyaçlarınadeğindi.
Prof. Dr. Sıddık Yarman, Elektronik Sektöründe 2035 Vizyonu ile
ilgili olarak; “2035 yılında üretim
hacminin 143 milyar dolara çıkması gerekiyor. Önemli olan nokta
ise 2035 hedefi için belirlenen
bu rakamın daha nasıl arttırılabileceği üzerine olmalı. Başka bir
değer olan dış satışlarımızın 71
milyar olması gerekiyor. Eğer bu
gibi rakamları benimseyebilirsek;
hedeflerimizi somutlaştırabilir ve
geliştirebiliriz. Gelecek planlamamıza baktığımızda üretim sektörüne yönelik gerçek anlamda 200
binmühendis ihtiyacı var. Bunun
yanı sıra elektronik ve yazılım
ağırlıklı alanlarda 300 bin kadar;
özellikle yapay zeka alanında yazılım ağırlıklı servis sektörü elemanına ve pazarlamacılara ihtiyacımız
var. Sonuç olarak 500 bin gibi bir
rakamda nitelikli, yetişmiş insan
gücüne ihtiyacımız olduğundan
bahsediyoruz” dedi.
17
Aralık 2015
18
UND’den
UND heyeti Hopa ve
Sarp Sınır Kapısı’nı ziyaret etti
UND Başkanı Çetin Nuhoğlu beraberinde Yönetim
Kurulu üyeleri Abdullah Özer, Alişan E. Topaloğlu ve
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Hopa’ya ve Sarp’a
çalışma ziyaretinde bulundu.
U
ND Başkanı Çetin Nuhoğlu beraberinde Yönetim
Kurulu üyeleri Abdullah Özer,
Alişan E. Topaloğlu ve İcra Kurulu
Başkanı Fatih Şener Hopa’ya ve
Sarp’a çalışma ziyaretinde bulundu.
Bir süredir Sarp Sınır Kapısı’nın yurda
giriş yönünde araç geçişleri sayısal
yoğunluk ve geçiş sürelerinin uzunluğu normalin üzerinde bir seviyede
gerçekleşiyor. İhracatın yüzde 22
daralmasına bağlı olarak TIR seferlerinin minimum ölçekte varlığını sürdürdüğü bu dönemde, TIR’lardan
kaynaklı olmayan bu olağan dışı
yoğunluk güzergah üzerinde TIR
sefer sürelerinin uzamasına, Türk
TIR’larının Gürcistan tarafında
bazı kesimlerce haksız rekabete
maruz bırakılmalarına sebep oluyor.
Nihayetinde sınırda yaşanılan yoğunluk, komşu ülkelerin birbirlerine
gerçekleştirdiği ticaretin seyrine
de olumsuz yansıyor. UND, sınır
geçişleri hususunda ciddi anlamda
sıkıntıların yaşandığı şu dönemde, sınır kapısı ziyareti öncesinde
personelini görevlendirerek 22-23
Kasım’da Sarp ve Sarpi sınır kapıları
ile Gürcistan’ın Gonye mevkiindeki
park alanlarında TIR’ların iş akışlarıyla alakalı süreç analizi düzenledi.
Bu rapor doğrultusunda, TIR’ların
sınır geçişlerinde aksayan hususlarının ilgili görevlilere aktarılması
Aralık 2015
ve geçiş sürelerinin hızlandırılarak
adil bir şekilde devam etmesini
amaçlayarak, kurum temsilcileriyle gerçekleştireceği saha ziyareti
öncesinde bölge üyeleriyle Hopa’da
bir araya geldi ve üyelerinin sorunlarını dinledi.
Sıkıntılar paylaşıldı
UND Başkanı Çetin Nughoğlu’nun
ayrıntılı bir biçimde ele aldığı bölgesel ve sektörel değerlendirmeleri
sonrasında söz alan firma temsilcileri, Sarp Sınır Kapısı’nın bazı
nedenlerden ötürü son zamanlarda
TIR’lar açısından iyi çalışmadığı,
turizm sezonunun bitmiş olması ve
yolcu sayısının minimum seviyelere
düşmüş olmasına rağmen otobüs
seferlerinin malum nedenden ötürü
azami ölçüde gerçekleştiği, Sarpi
gümrüğüne ulaşıncaya kadar 5-6
park alanına girmek zorunda bırakıldıkları, parkların çoğunda sosyal
ihtiyaçlarını karşılayamadıkları,
sınıra yönlendirilmeler konusunda
park işleticilerinin ve polislerin adil
davranmadıkları, Türk tarafındaki
sıra fişi veren parklarda olduğu gibi
‘ilk giren ilk çıkar’ kuralının bu park
alanlarında uygulanmadığı, Gürcü
plakalı TIR’lara ve avanta veren
sürücülere sıradan çıkma konusunda öncelik sağlandığı, Türk plakalı
TIR’lara bu park alanlarında 5-6
günlere varan beklemeler yaşatıldığı gibi konularda sıkıntılarını paylaştılar. Haricinde, Gürcistan plakalı
araçların ülkemize sınırsız sayıda
boş giriş gerçekleştirerek taşıma
pazarımıza hakim olmaları, haksız
rekabetle navlun değerlerini düşürmeleri gibi Gürcistan taşıma pazarının elden çıkması gibi konularda
sıkıntılarını aktardılar. Üye toplantısı
sonrasında Sarp sınır sahasına
hareket eden UND heyeti ilk önce
Sarp Mülki İdare Amiri/Vali Yardımcısı Mehmet Ali Öztürk’ü makamında ziyaret etti. Gürcü gümrük
müdürü ve Gürcü polis şefinin hazır
bulunduğu ziyarette Gürcü makamlarına, TIR’ların birkaç parkta
değil devlet eliyle işletilecek tek bir
parkta toplanmaları, mevcut park
sahalarının sınır kapısıyla koordineli
bir sıra sistemiyle TIR’lara eşit ve
adil bir yaklaşımla hizmet sunması,
Gürcü gümrüğüyle Türk gümrüğünün ithalat ve ihracat kabullerinde
hedef belirleyerek koordinasyon
içinde çalışmaları doğrultusunda
taleplerde bulunuldu. Daha sonra
gerçekleştirilen toplantıda, UND’nin
Sarp/Sarpi gümrük sahalarındaki
süreç analizi tespitleri kurumların yetkilileriyle ele alınarak sınır
geçişlerinde iş süreçlerinin aksayan ve düzeltilerek geliştirilmesine
ihtiyaç duyulan hususları üzerinde
19
istişarelerde bulunuldu. Toplantı
katılımcıları, Sarp Mülki İdare Amiri /
Vali Yardımcısı Mehmet Ali Öztürk,
Batum Başkonsolosumuz Yasin
Temizkan, Doğu Karadeniz Gümrük
ve Ticaret Bölge Müdürü Hüseyin Şanverdi, Gümrük ve Ticaret
Batum Ataşesi Özay Kutlu, Ekonomi Bakanlığı Ticaret Ataşesi Mikail
Develioğlu, Sarp Gümrük Müdürü
Ali Gökdemir, Sarp Emniyet Amiri,
Sarp Kaçakçılık Müdürü, Gıda
Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü,
Hopa Ticaret Odası Başkanı Osman
Akyürek ve UND heyeti oldu.
Hazar koridorunda müjde
UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte
Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Çalışmalarını sürdüren Şura
Başkanı Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’nin bilgilendirmesi ile 1 Aralık’ta Bakü’ye giden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in görüşmeleri sonucunda sektörümüz için önemli kararlar çıktı.
UND’nin son iki yıldır sergilediği
çabalar ve kamu kurumlarımızla
birlikte Bakü’de yapmış olduğu
ziyaretler sonuca ulaştı. Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Azerbaycan ve Türk
basınında yer alan yoğun haberler
ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri
Bakanlıklarımızın verdiği büyük
destek sonucunda, Azerbaycan
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in
talimatıyla ekim ayında Ekonomi
ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığında “Azerbaycan
Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” adıyla
bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı.
muhtelif masraflarla ilgili girişimler
devam ediyor.
Kazakistan hattına tarifeli sefer
Bakü - Aktau için her Salı ve Cuma
Günü Bakü’den, Aktau – Bakü
için her Çarşamba ve Cumartesi
Aktau’dan düzenli seferler yapılacak.
Türkmenistan Devlet Başkanı
Berdimuhammedov’un, ikinci Türkmen gemisinin Hazar’da seferlerine
başladığında bu güzergahta indirim
yapılması konusunda UND’ye bir
müjdesi oldu. Türkmenistan’ın ikinci gemisi Hazar’a ulaşmış olup iki
hafta içinde seferlerine başlayacak.
Bakü-Türkmenbaşı güzergâhındaki
iyileştirmeler “şimdilik” olup bu
geminin sefere başlamasıyla birlikte
Azerbaycan tarafı da Türkmenistan
ile aynı anda indirim yapacak.
Gerçekleşen iyileşmeler
Çalışmalarını sürdüren Şura Başkanı
Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin
Bakü Büyükelçiliği’nin bilgilendirmesi
ile 1 Aralık’ta Bakü’ye giden UND
İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in
görüşmeleri sonucunda sektörümüz
için önemli kararlar çıktı. Yaklaşık bir
aydır çalışmalarını sürdüren komitenin
yaptığı iyileştirmeler Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında zorlaşan
Kazakistan taşımaları için de nefes
aldıracak sonuçlar içeriyor. Gerçekleşen iyileşmeler şu şekilde:
* Aktau için Bakü Limanını kullanmayan araçlar 25 dolar şehir
giriş ücreti ödemeyecek. Mühürlü
araçlara Gümrük girişinde yapılan
Kantar ölçümü yol boyunca yapılan
kontrollerde de geçerli sayılacak
ve kantar kaynaklı ölçüm farklarına
ayrıca bir işlem uygulanmayacak.
Tehlikeli Madde tanımlamasında
ADR Konvansiyonu listesi esas
alınacak.
Kazakistan-Aktau Limanı’ndaki
Farklı uygulamalar
UND’ye bildirilecek
UND ve Transit Şurası arasında kurulan sürekli iletişim hattı ile uygulamalar yakından takip edilecek olup
farklı uygulamaların olması halinde
sürücüler UND’yi bilgilendirecek ve
sağlanan iletişim ile Transit Şura’sı
olaya anında müdahale edecek ve
uygulamaların eskiye dönmesine
izin verilmeyecek.
Aralık 2015
20
GÜNCEL
1
Kasım seçimlerinin ardından
‘hükümet belirsizliği’ gündemden düştü.
İş dünyası gözünü istikrara çevirdi.
Seçimlerin ardından UND Başkanı
Nuhoğlu, şu açıklamalarda bulundu: “Ulaştırma,
Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na Binali Yıldırım
gibi, bu görevi daha önce yapmış bir bakanın
Aralık 2015
atanmış
olması bizim için büyük avantaj olacak.”
21
UND Başkanı Nuhoğlu: Hep birlikte
ekonomiyi sırtlar, dış ticareti uçururuz
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu,
yeni kabinenin açıklanmasından sonra yaptığı açıklamada, bakan tespitinde
çok isabetli tercihler yapıldığını belirterek “2016 yılında el ele verir, uyumlu
çalışırsak 6 aylık kaybı kapatır, ihracatı parlak günlerine döndürürüz” dedi.
1
Kasım seçimlerinin ardından ‘hükümet belirsizliği’
gündemden düştü. İş
dünyası gözünü istikrara çevirdi.
Seçimlerin ardından UND Başkanı Nuhoğlu, şu açıklamalarda
bulundu: “Ulaştırma, Denizcilik
ve Haberleşme Bakanlığına Binali
Yıldırım gibi, bu görevi daha da
önce yapmış bir bakanın atanmış
olması bizim için büyük avantaj
olacak, yeni Ekonomi Bakanımız
Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş
ile ihracatımız bugüne kadar
gerçekleştirdiği ve tüm dünyaya örnek olan sıçramayı tekrar
gerçekleştirecektir. Özellikle yeni
Gümrük ve Ticaret Bakanımız
Bülent Tüfenkçi‘den beklentimiz
çok büyük. Ülkemizin bölgesel
üretim ve ticaret üssü haline
gelmesi, istihdam imkânlarının
gelişmesi Gümrük Bakanlığımızın
performansına bağlı. Gümrük
süreçlerimiz hızlandıkça, ülkemiz
daha fazla yatırım çekecek ve
Lojistik merkez haline gelecektir. 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı
kapsamındaki Taşımacılıktan
Lojistiğe Dönüşüm Programı’nı
hayata geçiren Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’ın yeni
dönemde de görevine devam
edecek olması sektörümüz için
bir başka avantaj. Dönüşüm
programında birçok bakanlığa
görevler verildi. Bu görevlerin sıkı
takibi ve hayata geçirilmesi için
Sayın Bakanımız elinden geleni
yapacaktır.” En büyük ticaret
partnerimiz AB ile ticaret hacminin geliştirilmesi için, AB’de serbest dolaşım hakkı olan malların
taşınmasında yaşanan sorunların
çözülmesi gerektiğini ifade eden
Nuhoğlu, Suriye krizi ile birlikte AB’nin Türkiye’ye bakışının
değiştiğini söyledi. Nuhoğlu, AB
Bakanı Volkan Bozkır’ın bunu
fırsata çevireceğine ve AB tarafından yapılan taşıma kotaları ile ilgili
Etki Analizleri ile de tespit edilen
ticaret kayıplarını ortadan kaldıracağına inandığını belirtti.
Yeni dönemden ümitliyiz
Ülke ekonomisine yıllık 15 milyar
dolar hizmet ihracatı yaparak katkı sağlayan ulaştırma sektörünün,
önümüzdeki dönem bu katkısının
artıracağını belirten Nuhoğlu, “Dış
ticaretle büyüyen ülke ekonomisi için sorumluluğumuzu yerine
getirmeye hazırız. Sektörümüzle
kamunun, özellikle dış ticaretimizle ilgili bakanlıkların işbirliği
halinde çalışması ile hep birlikte
ekonomiyi sırtlar, dış ticareti uçururuz. Bu vesileyle, Sayın Başbakan, Başbakan Yardımcıları
ve yeni kabinede görev alan tüm
bakanlarımıza sektörümüz adına
başarılar diler; ülkemizi 2023 hedeflerine taşıyacak sonuçlar elde
etmelerini dileriz” dedi.
Uyum içinde çalışmak avantajı beraberinde getiriyor
U
ND olarak bugüne kadar mevcut
hükümetlerle uyum içinde
çalıştıklarını ifade eden Nuhoğlu,
uyumun ticarette çok önemli
bir avantaj olduğunu ifade etti.
Deneyimli bakanların ülkeye ciddi
derecede katma değer sağladığını
ifade eden UND Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu, lojistik
sektörünü çok iyi bilen Binali
Yıldırım’ın sektör adına büyük bir
kazanç olduğunu belirtti. Nuhoğlu,
“Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme
Bakanlığı’na Binali Yıldırım gibi,
bu görevi daha önce yapmış bir
bakanın atanmış olması bizim için
büyük avantaj olacak, Ekonomi
yeni Bakanımız Kayseri Milletvekili
Mustafa Elitaş ile ihracatımız
bugüne kadar gerçekleştirdiği ve
tüm dünyaya örnek olan sıçramayı
tekrar gerçekleştirecektir. Özellikle
Gümrük ve Ticaret yeni Bakanımız
Bülent Tüfenkçi‘den beklentimiz çok
büyük. Ülkemizin bölgesel üretim ve
ticaret üssü haline gelmesi, istihdam
imkânlarının gelişmesi Gümrük
Bakanlığımızın performansına bağlı.
Gümrük süreçlerimiz hızlandıkça,
ülkemiz daha fazla yatırım çekecek
ve lojistik merkez haline gelecektir.
10. Beş Yıllık Kalkınma Planı
kapsamındaki Taşımacılıktan Lojistiğe
Dönüşüm Programı’nı hayata geçiren
Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’ın
yeni dönemde de görevine devam
edecek olması sektörümüz için bir
başka avantaj” dedi. AB Bakanı
Volkan Bozkır’a da ayrı bir parantez
açan Nuhoğlu, Bozkır’ın AB ile olan
ilişkilerimizi fırsata çevirebileceğine
inandığının da altını çizdi.
Aralık 2015
22
EĞİTİM
Efsane geri döndü
‘Ulaştırmanın Dinamo Bakanı’ olarak da adlandırılan Binali Yıldırım 64. hükümette
yeniden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda dümeni eline aldı.
Çalışkanlığıyla taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan Bakan Yıldırım, lojistik
sektörüyle uyum içinde çalışmasıyla da tanınıyor...
B
inali Yıldırım, 20 Aralık 1955
tarihinde Erzincan’ın Refahiye ilçesinde dünyaya geldi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi
İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden
mezun oldu ve aynı bölümde yüksek
lisans yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri
Fakültesi’nde asistan ve araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1978 – 1993 yılları
arasında Türkiye Gemi Sanayi Genel
Müdürlüğü ve Camialtı Tersanesi’nde
çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı.
1990 – 1991 yılları arasında İsveç’te
bulunan Uluslararası Denizcilik
Örgütü’ne (IMO) ait Dünya Denizcilik
Üniversitesinde (WMU) Denizde Can
ve Mal Güvenliği Yönetimi konusunda
ihtisas eğitimi aldı. Bu eğitim sırasında
toplam 6 ay İskandinavya ülkeleri ve
Avrupa’da çeşitli ülke limanlarında
Denizcilik İdaresi Uzmanları ile birlikte
kontrollerde bulundu. 1994 – 2000
yılları arasında İstanbul Büyükşehir
Belediyesi İstanbul Deniz Otobüsleri
İşletmeleri’nde (İDO) Genel Müdürlük görevi yaptı. Bu görevi sırasında
İstanbul’da toplu taşımacılığın denize
kaydırılması yönünde önemli projelere
imza attı. Başta İstanbul – Yalova ve
Bandırma hatlarının açılarak, Adnan
Menderes ve Turgut Özal hızlı feribotlarının sefere konulması olmak üzere
İstanbul’a kazandırılan toplam 29
iskele/terminal, 22 deniz otobüsü ve
4 feribotla İDO’ yu alanında dünyanın
en büyük şirketleri arasına soktu.
1999 yılında deniz toplu taşımacılığı ve turizme katkılarından dolayı
uluslararası “Skal Kulübü” tarafından
Aralık 2015
verilen kalite ödülüne layık görüldü. 3
Kasım 2002 genel seçiminde AK Parti
İstanbul Milletvekili olarak parlamentoya
girerek, 58. ve 59. AK Parti hükümetlerinde Ulaştırma Bakanı olarak görev
aldı. 22 Temmuz 2007 genel seçiminde AK Parti Erzincan milletvekili seçildi
ve 60. AK Parti hükümetinde Ulaştırma
Bakanı olarak kabinedeki görevine
devam etti. 12 Haziran 2011 genel seçiminde AK Parti İzmir milletvekili seçildi
ve 61. AK Parti hükümetinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı
olarak kabinedeki görevine devam etti.
30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Ak
Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan
adayı oldu.1 Kasım 2015 genel seçiminde yeniden Ak Parti İzmir Milletvekili
seçilerek 64. hükümette Ulaştırma
Denizcilik ve Haberleşme Bakanı oldu.
Gerçekleştirdiği önemli projeler
Bakanlık görevleri sırasında gerçekleştirdiği önemli projelerden bazıları şunlardır: 2003 – 2013 yılları arasında 17.500
km bölünmüş yol inşaatı, 2002 yılında
26 adet olan aktif havalimanı sayısının
55’e çıkarılması, Ankara – Eskişehir,
Ankara – Konya, Ankara – İstanbul
Yüksek Hızlı Tren projeleri, Marmaray
projesi ile İstanbul’un Asya ve Avrupa
yakalarının denizaltından demiryolu ile
birbirine bağlanması, İstanbul’un iki
yakasını denizin altından birbirine bağlayacak olan Avrasya Tüneli, 3. Boğaz
Köprüsü (Yavuz Sultan Selim Köprüsü)
İstanbul – İzmir Otoyolu ve dünyanın
en uzun asma köprülerinden biri olan
İzmit Körfez Geçişi Köprüsü, 1213 km
Yüksek Hızlı Tren demiryolu hattı inşası,
9350 km konvansiyonel demiryolu
hattının yenilenmesi, Avrupa’nın en
büyük konteyner limanlarından biri
olan Çandarlı Limanı, Dünya’nın en
büyük havalimanlarından biri olacak
olan İstanbul 3. Havalimanı, Dünyada
yüzde 5 büyüyen havacılık sektöründe
Türkiye’de yüzde 15 lik büyüme, Ayrıca
Avrupa ve Asya kıtaları arasında uluslararası ulaşım için hizmet verecek çok
önemli projelerden biri olan Bakü – Tiflis
– Kars Demiryolu ve Karadeniz Sahil Yolu
projeleri de görevi sırasında gerçekleştirildi.
Bilgi toplumu ve
bilgi teknolojileri
Bakanlık görevi esnasında, Bilgi Toplumu
vizyonu ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim
alanında uyguladığı politikalar ve projeler
sayesinde ülkemizde şu gelişmeler kaydedilmiştir: 2002 yılında 23 milyon olan mobil
telefon abone sayısı 72 milyona çıkmıştır.
2002 yılında 3 bin olan geniş bant abone
sayısı 41 Milyona çıkmıştır. 2002 yılında aylık 126 dakika olan telefon görüşme süresi
370 dakikaya çıkmıştır. 2002 yılında aylık
7 adet olan kısa mesaj gönderme adedi
aylık 218 mesaja çıkmıştır. 2003 yılında 97
olan yetkili telekom operatörü sayısı 1100
adede çıkmıştır. 2003 yılında 900 milyon
TL olan E-Ticaret hacmi 21 kat büyüyerek 18.9 Milyar TL’ye çıkmıştır. Halen
İsveç Malmö’de bulunan Dünya Denizcilik
Üniversitesi (WMU) Mütevelli Heyet Üyeliği
görevini sürdürmektedir. Dünya Denizcilik
Üniversitesi, Berlin Teknik Üniversitesi’nin
de içinde bulunduğu çok sayıda üniversite
tarafından kendisine Fahri Doktora ünvanı
verildi. 20 Temmuz 2006 tarihinde Girne
Amerikan Üniversitesi’nden Fahri Doktora
ünvanı verildi. 19 Haziran 2009 tarihinde Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nden
Fahri Doktora ünvanı verildi. 7 Mayıs 2010
tarihinde Cumhuriyet Üniversitesi’nden
Fahri Doktora ünvanı verildi. 29 Eylül
2010 Yozgat Bozok Üniversitesi’nden
Fahri Doktora ünvanı verildi. 28 Şubat
2011 Anadolu Üniversitesi’nden Fahri
Doktora ünvanı verildi. 12 Eylül 2011
Erzincan Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 20 Eylül 2011 Kırklareli
Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı
verildi. 23 Aralık 2011 Almanya Berlin
Teknik Üniversitesi’nden Fahri Doktora
ünvanı verildi. 6 Haziran 2012 Pamukkale
Üniversitesi’den Fahri Doktora ünvanı verildi. 2 Aralık 2012 tarihinde Dünya Denizcilik
Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı
verildi. 22 Mart 2013 Tarihinde Okan
Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı
verildi. Evli ve 3 çocuk babası olan Yıldırım,
İngilizce ve Fransızca biliyor.
B
23
inali Yıldırım, 20
Aralık 1955
tarihinde
Erzincan’ın Refahiye
ilçesinde dünyaya geldi.
İstanbul Teknik
Üniversitesi Gemi
İnşa ve Deniz Bilimleri
Fakültesi’nden
mezun oldu ve aynı
bölümde yüksek lisans
yaptı.
Aralık 2015
24
GÜNCEL
Nakliyecimizi yabancı plakalı araçlara karşı ezdirmeyiz
Karadenizli nakliyeciler sorunları
Bakan Süleyman Soylu’ya aktardı
AK Parti Trabzon Milletvekili, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman
Soylu Trabzon’da nakliyecilerle bir araya gelerek sektörün sorunlarını ve çözüm
yollarını tartıştı. UND Karadeniz Bölge Temsilcisi Abdullah Özer öncülüğündeki
nakliyeciler 2023 hedeflerine ulaşabilmek için nakliyecilerin ‘eşit şartlarda rekabet’ edebilecek duruma kavuşturulması gerektiğinin altını çizdiler.
A
K Parti Trabzon Milletvekili
Süleyman Soylu ve beraberindeki heyet nakliye
sektörü ile bir araya geldi. Nakliyeciler Soylu’yu iki TIR römorkunda
oluşturdukları toplantı salonunda
karşıladı. Toplantıya nakliyeciler
adına UND Karadeniz Bölge Temsilcisi Abdullah Özer öncülük yaptı.
Açılış konuşmasını yapan Özer
şunları söyledi: “Şimdi düşünebilirsiniz Trabzon’da bu kadar güzel
toplantı yerleri varken neden TIR
römorkunda toplandık diye. Bizlerin
bu araçları alış nedenleri kendimize, çalışana iş, ülkemize katkıda
bulunmak. Ülkemizin ihracat yüklerini
varış ülkelerine ulaştırmak. Ne yazık
ki taşıma yatığımız ülkeler Türk
nakliyecisine uyguladığı tek taraflı
yaptırımları kendi nakliyecilerine
uygulamadığından, buna ülkemize
gelen yabancı araçlar aynı şekilde
karşılık verilmemesi aksine kendi
ülkenizdeki sektörel bütün kanunların
sadece Türk nakliyecisini ve nakliye
sektörümüzü bitirmektedir. 2023
ihracat hedefi 500 milyar dolar olan
Türkiye’nin bu hedefi yabancı plakalı araçlarla ulaşılabilmesi İsrail’den
alınan insansız hava araçlarıyla PKK
ile terör mücadelesindeki başarısı
kadar olur. Boş dağları bombalarız. Nasıl kendi Anka’larımızı yapıp
terörle mücadele ediyorsak kendi
Aralık 2015
nakliyecimizi yabancı plakalı araçlara
karşı ezdirmeyecek, eşitleyecek
düzenlemeler yapmnalıyız. Bunu bir
örnekle açmak isterim: İki ülke, tek
millet kavramıyla gurur duyduğumuz
Azerbaycan bile yüküne göre Türk
araçlarında bin 400 dolar para
almakta. Aynı yükü götüren Azerbaycan araçlarından bedel almamakta. Bu eşitsiz şartlarda rekabet
edebilmek imkansızdır. Ulaştırma
Bakanlığı’nın verdiği belgeyle mazot
için boş giriş çıkış yapan otobüslerin çok oluşu Sarp Gümrük Kapısı
alanının da yetersiz olması sebebiyle
ihraç yükleri taşıyan araçlarımız uzun
süreler maalesef kapıda beklemektedirler. Türk nakliye sektörü ayrıcalık istemiyor, eşitlik istiyor. Sadece
ve sadece eşit koşullarda rekabet
etmek istiyoruz. Bu kadar masum
bir istek yani... Bunu sağlamak devletin görevidir. Yoksa 2023 hedefine
ulaşmak isterken bir bakarsınız
ülkemizin milli nakliyecisi kalmamış.
Sorunları iyi analiz etmek lazım. İşi
bilen, sorunu yaşayan nakliyecilerle
yetkililerin bir araya gelmesi gerekmektedir. Sorunları yapacağımız
toplantılarla çözmemiz şarttır.”
Soylu: Nakliye sektörü
memleketin geleceğidir
Toplantıda konuşma yapan
Süleyman Soylu şunları söyledi:
“Memleketimizin geleceği için bazı
sektörler önemli bir yer tutmaktadır.
Bunlardan birisi de nakliye sektörüdür. Çünkü Türkiye, İpek Yolu’nun
üzerindedir. Bu sektördeki sorunlar
yeni değildir. Bu sorunları çözmek
için elimizden geleni yapacağız. 4
aylık geçici hükümet döneminde
sorunlarınıza yeterince ilgilenemedik. Ama seçimlerden önce ne söz
verdiğimizi de unutmuş değiliz.
Bizim yapmamız gereken özellikle
kriz dönemlerinde nakliye sektörüne
daha fazla sahip çıkmaktır. Ülkemizdeki huzuru bozmak isteyenleri
elbirliği ile yeneceğiz. Ekonomik
büyüme ve gelişme için siyasi istikrar şarttır, kaçınılmazdır. Sözümüze
güvenmenizi istiyorum. Sözümüz
senettir. Sektörün sorunlarını çözmek için sizinle beraber mücadele
edeceğim. İthalat ve ihracat yüklerini
sizler olmadan taşıyamayacağımıza
göre sizsiz adım atmamız mümkün
değildir. Var olan sorunları Türkiye aşabilecek güçtedir. Türkiye,
eski Türkiye değildir.” Soylu, 2023
hedeflerine ulaşabilmek için nakliye
sektörünün çok önemli olduğunu
ifade ederek sektördeki herkesin
üstüne düşen görevi layıkıyla yerine
getirdiğini belirtti. Son olarak soylu,
kamu ve özel sektör iş ve güç birliği
ile her işin üstesinden gelinebileceğinin de altını özenle çizdi.
25
Aralık 2015
26
UND’den
UBAK Çalıştayı’ndan sektöre müjde
UBAK Çalıştayı’nda konuşan UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu,
uluslararası karayolu taşımacılığının ülkemizin en önemli hizmet ihracatı kaleminden birini oluşturduğuna dikkat çekti. Nuhoğlu, bu faaliyetin engellenmesinden sadece ülkemizin değil aynı zamanda AB’nin de çok önemli bir gelir kaybettiğini, Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan son raporda transit kotaların
AB ile Türkiye arasındaki ticarete 3,5 milyar euro kaybettirdiğini ve bu kotaların
kaldırılması halinde AB’nin 1,6 milyar euro, Türkiye’nin ise 1,9 milyar euroluk
kazanç elde edeceğini dile getirdi.
U
laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile UND
işbirliğinde gerçekleştirilen
ve 2015 yılı içinde 8 ayrı bölgede yapılan UBAK Bilinçlendirme
Seminerleri’nin finali niteliğindeki
“2015 UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı Çalıştayı” ile sektör
temsilcileri bir araya geldi. Bakanlığın
üst düzey bürokratlarının, TOBB,
UTİKAD, UKAT ve sektörün önde
gelen firmalarının katıldığı çalıştayda
UBAK sistemi tüm detayları ile ele
Aralık 2015
alındı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı
Talat Aydın ile UND Yönetim Kurulu
Başkanı Çetin Nuhoğlu ve Ankara
Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı
Erhan Gündüz’ün açılış konuşmaları
ile Ankara Lojistik Üssü ev sahipliğinde başlayan Çalıştay’da; Aydın
tarafından sektörün yaşadığı sorunların giderilmesi ve özellikle rekabet
gücünün artırılması adına bakanlık
olarak girişimlere ve faaliyetlere devam edileceği hususu paylaşıldı.
Nuhoğlu: Uluslararası karayolu
taşımacılığı en önemli hizmet
ihracatından biri
Toplantıda konuşan UND Başkanı
Çetin Nuhoğlu, uluslararası karayolu
taşımacılığının ülkemizin en önemli hizmet ihracatı kaleminden birini
oluşturduğuna dikkat çekti. Nuhoğlu,
bu faaliyetin engellenmesinden sadece
ülkemizin değil aynı zamanda AB’nin
de çok önemli bir gelir kaybettiğini,
Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan son raporda transit kotaların
AB ile Türkiye arasındaki ticarete
3,5 milyar euro kaybettirdiğini ve bu
kotaların kaldırılması halinde AB’nin 1,6
milyar euro, Türkiye’nin ise 1,9 milyar
euroluk kazanç elde edeceğini dile
getirdi. Avrupa Komisyonu tarafından
yayınlanan son raporda dayatılan bu
yasaklamaların AB’ye zararının 1.6
milyar euro, ülkemize zararının ise 1.9
milyar euro olduğunu ve transit kota
kısıtlamalarının kaldırılması halinde AB
ile Türkiye arasındaki ticaretin toplamda 3,5 milyar euro artacağı bilgisini
paylaşan Nuhoğlu, yabancı araçlar
lehine uygulanan korumacı tutumlara
karşı sektör olarak uluslararası arenada
27
açılan davalar çerçevesinde sektör
haklarının takipçisi olunacağı ve Bali
kararlarında yer alan transit serbestliğinin doğuracağı olumlu sonuçların
ise sektörümüzün geleceği için temel
oluşturduğu ifade etti.
Tüfekçioğlu: Yıllar içinde
kısıtlamalar arttı
Karayolu Düzenleme Genel Müdürü
Mustafa Kaya’nın katılım sağladığı
Çalıştay’da, Karayolu Düzenleme
Genel Müdürlüğü Daire Başkanı
Nurhan Tüfekçioğlu tarafından UBAK
sisteminin tüm detaylarının ele alındığı
bir sunum gerçekleştirildi. UBAK
sisteminin asıl amacının aşamalı liberilizasyon ve çevre dostu uluslararası
karayolu taşımacılığı sistemi olduğunu
dile getiren Tüfekçioğlu, liberilizasyon
konusunda herhangi bir ilerlemenin
olmadığını ve yıllar içinde kısıtlamaların
arttığı bilgisini paylaştı. Ayrıca, toplantıda 2018 yılı itibari ile yürürlüğe girecek
olan “Kalite Şartı - Quality Chart”
hakkında bilgilendirme yapılırken, sistemin ülkemiz aleyhine yaratabileceği
konular tartışıldı.
Şener: UBAK sisteminin
sektörümüze artıları ve eksileri
konuşulmalı
UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener
tarafından, UBAK sistemi kapsamında yabancı araçların Türk taşımacılarından aldığı taşıma paylarını ve
UBAK sisteminin sektörümüze olan
fayda ve zararlarını içeren bir sunum
gerçekleştirdi. 2014 yılında ülkemiz
taşımacılarının UBAK Belgesi ile 156
bin 276 adet taşıma gerçekleştirdiğini
dile getirirken bu taşımaların sadece
yüzde 11’inin 3. ülke taşıması olarak
gerçekleştirdiğini bilgisini paylaşan Şener, ülkemizin ihracat ülkesi
olduğunu ve sektörümüzde faaliyet
gösteren firmaların da ülkemizin bu
ihracat yükünü taşımaya konsantre
olduğunu belitti. İhracat ülkesi olmayan UBAK üyesi ülkelerden başta
Makedonya, Bulgaristan, Moldova,
Gürcistan araçlarının UBAK sisteminden elde ettikleri belgeler ile maliyet
avantajları sayesinde ülkemiz ihracat
yükünden önemli bir pay aldığına değinen Şener, ülkemiz dışında UBAK
sisteminde yer alan diğer ülkelerin 3.
ülke taşıma payının yüzde 70 oranında olduğunu dile getirdi.
buna göre yapılan iyileştirmeler şu
şekilde oldu:
Firmaların 2015 yılında karşı karşıya
kaldığı UBAK Ceza Puanlarının yarısı
silinecek.
UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi
çerçevesince UBAK İzin Belgesi’nin
bir sene içerisinde hiç kullanmaması
halinde karşı karşıya kalınan 25 ceza
puanının 15’e indirildi.
UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi
çerçevesince UBAK İzin Belgesi’nin
bir sene içerisinde 6 seferden az
kullanılması halinde verilen 15 ceza
puanı 10’a indirildi.
UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi
çerçevesince UBAK Belgesi ile çıkış
yapan araçların Geçiş Belgesi Dağıtım Ofisleri’nden aldığı her Geçiş
Belgesi için kesilen 0.2 Ceza Puanı
uygulaması, Bulgaristan (3. Ülke
hariç), Almanya, Romanya (Ücretli),
Sırbistan (Ücretli) ve Yunanistan
(Ücretli) Geçiş Belgeleri için kaldırıldı
ve UBAK Belgeleri ile yapılan taşımalarda söz konusu belgeleri alan
firmalara cezai yaptırım uygulanmaması kararlaştırıldı.
2016 yılı itibari ile firmaların gerçekleştirmiş olduğu 3. ülke taşımalarının
kanıtlayıcı evraklarını sene başından
itibaren 30 Eylül’e kadar dilediği
zaman Bakanlığa iletebilecek.
Karara varılan hususlar
Kapanışı Müsteşar Yardımcısı Talat
Aydın tarafından yapılan Çalıştay’da,
UBAK sisteminin sektöre olan fayda
ve zararlarının analiz edilmesine
devam edileceği ve yapılacak analizler
ile 2017 yılı için sektöre en fazla katkıyı sağlayacak şekilde sisteme ilişkin
karar verileceği ifade edildi. UBAK
sistemi uygulamalarına yönelik sektör
talepleri kapsamında Genel Müdürlük
olarak şu hususlarda karara varıldı ve
Aralık 2015
28
2015’te yatırım yapan da var,
yatırımları durduran da…
2015, tüm Türkiye’de olduğu gibi sektörümüzde de hareketli bir yıl olarak tarihteki
yerini aldı. İki genel seçimi aynı anda yaşadığımız ender senelerden olan 2015’te
lojistik sektöründe yatırımlarına hız veren de var, belirsizlikten dolayı temkinli giden
ve yatırımları askıya alan da var…
Aralık 2015
29
2
015 yılı gerek ülkemiz gerekse de sektörümüz
açısından ‘hızlı’ geçen yıllardan biri oldu. İki genel
seçimin yaşandığı 2015’te ‘belirsizlik’ her sektörde olduğu gibi ülkemiz lojistik sektöründe de yaşandı.
2015’in hızlı geçtiğini söylerken buradaki hız’dan kastın
olumlu bir ekonomik büyümne ya da gelişme olmadığını
da antiparantez belirtmek gerekiyor. 7 Haziran’da gerçekleşen seçimlerin ardından ülkemizin bazı yerlerinde ‘iç
kargaşa’nın meydana gelmesi sektörümüzü etkiledi. Yine
komşularımızda yaşanan olumsuz durumlar da sektörümüzü etkileyen unsurlardan biri oldu. Suriye-Irak hattında
meydana gelen olumsuz tablo, bu bölgelere taşımacılık
yapan uluslararası karayolu nakliyecilerimizi derinden
etkiledi. 1 Kasım seçimlerinin ardından ‘istikrar’ kavramı
tekrar gündeme gelmişti ki bu kez de Rusya ile yaşadığımız
uçak krizi sektörü derin derin düşünmeye itti.
Lojistikçinin tek isteği ‘eşit koşullarda rekabet’
Sınır kapılarındakş bekletmeler, vize sorunları, geçiş ücretleri,
mod dayatmaları gibi mevcut ve kronikleşmiş sorunlara yenilerinin eklenmesi lojistik sektörümüzün hızını yavaşlatan etkenler
durumunda. Ülkemiz nakliye sektörünün önde gelen oyuncuları
tek isteklerinin ‘eşit koşullarda rekabet’ olduğunun altını çiziyor.
Fakat, mevcut sorunlara yeni sorunların eklenmesi işleri kelimenin en yumuşak tabiriyle içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyor.
Bütün bunlar rağmen ülkemiz uluslararası karayolu nakliyecisi
boş durmayarak çıtasını yükseltmeye devam ediyor. 2015’i
UND’nin Sesi olarak uluslararası nakliyecilerimizle değerlendirdik.
Aralık 2015
30
DOSYA
Musul: 2015’te 500 milyon Euro’ya ulaştık,
Avrupa yatırımlarımız devam ediyor
Ahmet Musul-Ekol Lojistik
Yönetim Kurulu Başkanı
“500 milyon Euro’ya yaklaşan iş
hacmimiz, 4 bin araçlık filomuz ve
6 bin 500 çok uluslu çalışanımız ile
faaliyetlerimizi global bakış açısıyla
gerçekleştiriyoruz. Sadece ülkemizde değil Avrupa’da da ilk tercih
edilen lojistik şirketi olma hedefiyle
çalışıyoruz. Bu sene ülkemizde
2014 yılında olduğu gibi lojistik
sektörünün en beğenilen şirketi
seçilmemizin yanı sıra Avrupa’nın
da en iyi lojistik şirketi olduk. Özverili çalışmalarımız sonucu aldığımız
bu ödüller bizi çok gururlandırıyor.
Avrupa yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz, Avrupa’da
bulunduğumuz ülke sayısı 11’e yükseldi. 2013 yılından bu yana faaliyet
gösteren Macaristan tesisimiz ise
taşındı ve 10 bin metrekarelik bir
alanda hizmet vermeye başladı.
Yurtdışı yatırımlarımızın önemli bir
parçası olan kara, deniz ve demiryolunun birlikte kullanıldığı intermodal hizmetimize önem veriyoruz. Bu
yıl en son teknolojiye sahip, her biri
240 treyler kapasiteli filomuza 5.
gemimizi ekledik. Haydarpaşa-Trieste hattında çalışacak bu gemimiz
ile birlikte İtalya hattımız haftada 4
sefere çıktı. Aynı zamanda Sete’
den Paris’e tren seferlerimiz başladı. Araç ve Ro-Ro yatırımlarının yanı
sıra Türkiye’deki depolama hacmimiz de 500 bin metrekareye ulaştı.
Aralık 2015
Son 5 yıla baktığımızda yılda ortalama
yüzde 25 artırdığımız iş hacmimizle
sürdürülebilir bir büyüme yakaladık.
2015 yılını 500 milyon Euro’ya ulaştırdık. İstikrarlı büyümemizin 2016 yılında
da aynı şekilde devam edeceğini
öngörüyoruz. Lojistik sektörü ihracatın büyümesine paralel olarak gelişim gösteren sektörlerden biri. Türk
ekonomisinin ve ihracatının büyümesi,
Türk lojistiğinin de büyümesi anlamına
geliyor. Bu durum; lojistik sektörüne
yeni pazarlara ihracatçı firmalarımızla
birlikte giriş yapma fırsatı yaratıyor.
Yeni rotalar, çözümler üretebilen,
müşteri odaklı proaktif stratejiler geliştirebilen lojistik firmaları öne çıkıyor
ve daha da farklılaşıyor. Artan maliyet
ve servis kalitesi rekabeti, dış ticaret
firmalarımıza da olumlu yansıyor.
2015 yılında Türk lojistik şirketleri yeni
pazarlarda varlık göstermeye başladı
ve Avrupa başta olmak üzere diğer
ülkelerde de hizmet ağını genişletti.
Bununla birlikte, yabancı firmalar da
Türkiye’de yatırım yapmaya başladı.
Ülkemizin, Doğu ile Batı’nın birleştiği
noktada bulunması ve üç tarafının
denizlerle çevrili olması coğrafi olarak
çok büyük avantaj sağlıyor ve farklı
taşımacılık modellerini entegre bir
şekilde kullanma fırsatı veriyor.
AB içerisinde kendi ekipmanlarımız ve altyapımız ile hizmet veren
en büyük lojistik firması olacağız
Uluslararası arenadaki pazar payımızı
her geçen gün arttırıyoruz. 2016 yılının
ilk yarısında İran, Çek Cumhuriyeti
ve Slovakya’da kendi ofislerini
açarak bulunduğumuz ülke sayımızı 15’e yükselteceğiz. 2016’nın
ilk yarısında hayata geçirmeyi
planladığımız bir terminal projemiz
var. İstanbul’da Ro-Ro’larımız için
Haydarpaşa Terminali’ni kullanıyoruz ancak trafik problemi sebebiyle
yeni bir Ro-Ro terminaline ihtiyaç
var. Bu terminal için lokasyon
olarak Yalova’yı belirledik. Yaklaşık 10 milyon dolarlık Yalova
terminal projemiz ile trafikten 100
bin TIR’ı çekmiş olacağız. Lojistik
faaliyetleri içinde en büyük paya
sahip depolama alanında da 2016
yılında gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bir projemiz var. 210 bin
metrekare kapalı alana sahip, 60
bin palet-600 bin koli alabilecek,
Türkiye’nin en büyük kapalı deposunu Şekerpınar’da inşa edeceğiz.
2016 yılının sonlarına doğru faaliyete geçireceğimiz LEED sertifikalı
depomuz için 120 milyon dolar yatırım yapıyoruz. Diğer hedeflerimiz
arasında ise Sete-Calais arasında
tren seferleri gerçekleştirmek ve
Calais’ten İngiltere’nin en kuzeyine
kadar tren seferimizi uzatmak var.
Almanya-Romanya arası da tren
servisi koymayı planlıyoruz. Bu
yatırımlarımızla birlikte önemli bir
intermodal oyuncusu olacağız. AB
içerisinde kendi ekipmanlarımız
ve altyapımız ile hizmet veren en
büyük lojistik firması olacağız.”
31
Açıkgöz: 2015, sektörümüz ve firmamız adına
olumsuz bir seneydi
Mustafa Açıkgöz /Açıkgöz Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı
“2015 yılı sektör adına ve bağlı
olarak firmamız adına olumsuz
bir seneydi. Küresel oyuncular
ve faktörlerin etkisinin dışına,
haziran seçimlerine odaklanarak
ilk yarıyı geçirdik ve hükümetin
kurulamamasının ardından kasım
seçimleriyle de boşa gecen bir
seneydi. Küresel sorunların ülkemizi, sektörümüzü etkilememesi
için birçok önlem alınabilecek,
iyileştirmeler yapılabilecek iken
2015 sadece secim merkezli
bir seneydi. Malum, hükümet
kurulmaya çalışılırken yaşanan
acı olaylar, içinde bulunduğumuz
durumun daha akut bir şekilde
çözümlendirilmesi gerektiğinin
göstergesi olmuştur. Böyle bir
ortamda da tahmin edersiniz
ki sektör ve firma hedefleri
gibi konulardan bahsedilemez
olmuştur. Bu kadar belirsiz bir
ortamda zaten yabancı yatırımlardan geçtim, yerel firmalar
yatırım yapmaya korkar bir hale
gelmiştir. Yatırım, büyüme hedefi
hepsi çok afaki kalmıştır. 2016
yılı için önümüzü görebilmek adına, bu belirsizliğin ve yaşanan
olayların bıraktığı sisin geçmesini
bekleyerek yatırım planlarımızı yapmaya çalışıyoruz. Tabi
ülkemiz adına daha iyiye gideceği inancımızı koruyacağız. İlk
yarıdan umutlu olmasak da ikinci
yarıda iyileşme görmeye başlayacağımızı düşünüyorum.”
Geyik: Hedefimiz dünya lojistik liginde önde
gelen şirketler arasında yer almak
Sedat Geyik - Barsan Global
Lojistik Kara Nakliye Direktörü
“Ülkemizde lojistik sektörünün gelişimi
GSYH ile paralellik gösteriyor. Son
yıllarda sektörün GSYH içerisindeki
oranı yolcu taşımacılığı hariç yüzde
6 civarlarında olarak belirtiliyor. 2014
yılında sektör, yüzde 10’luk bir büyüme yakalamıştı. 2015 yılı içerisinde
ülkemiz iki seçim yaşadı. Özellikle
yılın ikinci yarısından itibaren yaşanan
seçim süreçleri nedeni ile 2015 siyasi
anlamda belirsizlikle geçti. Ülkemizde
ve dünyada yaşanan terör olayları,
Ortadoğu’da yaşananlar, küresel ve
finansal piyasalardaki dalgalanmalar
da sektördeki yatırımları azalttı. Şirket
olarak hedefimiz dünya lojistik liginde
önde gelen şirketler arasında yer almak.
Hedefimiz doğrultusunda planladığımız
yatırımları yapmaya devam ediyoruz.
2015 yılı başından itibaren ABD’de Los
Angeles, San Francisco, Kanada’da Toronto, Fransa’da Lyon ofislerimizi açtık. 1
Eylül ‘de de Los Angeles ‘ta Los Angeles
Limanı’na 4 km mesafede Amerika’daki
ikinci depomuzu faaliyete geçirdik.
TIR filomuzdaki özmal araçlarımızın
tamamına yakınını yeniledik. MercedesBenz’den yaptığımız 450 adetlik kamyon
alımı ile sektörün en büyük alımına imza
attık. 2016 yılının genelinde dünyada ve
Türkiye’de sektörün büyümeye devam
edeceğine inanıyoruz. Ülkemiz için temel
beklentimiz büyümenin sürdürülebilir
olması yönünde. Türkiye, coğrafya olarak
çok önemli bir noktada bulunuyor. Ancak, ülke lojistiği için bu avantaj maalesef
tek başına yeterli değildir. Fiziksel ve
kurumsal alt yapılar en az coğrafya kadar
önemlidir. Bu çerçevede ülkemizin Lojistik
Master Planı’na gereksinimi var. Lojistik
Master Planı, ülkemizin sanayi ve ticaret
envanteri ve projeksiyonlarının yapılmasını
gerektirir. Lojistik bölge yer, fonksiyon ve
büyüklükleri başka bir şekilde belirlenemez. Lojistiğin taşımacılıktan çok daha
geniş bir bakış açısına sahip olduğu unu-
tulmamalıdır. Tedarik zinciri yaklaşımı ile
lojistik yol haritamız çizilmezse planlanan hedeflere ulaşmak zor olur. Şirket
olarak 2016 yılında da dünyada ticaretin yoğun olduğu bölgelerde yaptığımız
yatırımlarımız devam edecek. San
Fransciso, Savannah ve Seatle için çalışmalarımız devam ediyor. Kanada’da
Toronto ‘da hizmet vermeye başladık,
Montreal ve Vancoverlokasyonları hedeflerimiz arasında. Brezilya’da yatırım
için Sao Paulo ve Victoria ‘yı belirledik. Asya’da Çin’deki yatırımlarımıza
Pekin ve Shenzen ile devam edeceğiz.
Hindistan’da Bombay, Vietnam’da
Put Huchiming. Avrupa’da yatırım
planlarımız da Almanya’da Berlin,
Hannover ve Münich . Macaristan’da
da Györ’ü belirledik. Sektörde 33 yılı
geride bıraktık. Entegre lojistik hizmetini
küresel ölçekte karşılayan global bir
dünya şirketiyiz. Çin’den ABD’ye geniş
bir coğrafyada hizmet veriyoruz. Bugün
ülkemiz haricinde 13 ülke, 24 ayrı
lokasyonda varız. Dinamik ve hızla büyüyen yapımızı yenilikçi, teknolojiyi kullanan yatırımcı kimliğimize borçluyuz.
Hem ülkemize hem de sektörümüze
güveniyoruz ve yurt içi, yurt dışında
yaptığımız yatırımlarla lojistik ağımızı
güçlendirmeye devam ediyoruz.”
Aralık 2015
32
DOSYA
Küçükertan: Omsan’ın 2015 yılsonu tahmini ciro
beklentisi 620 Milyon TL
Osman Küçükertan
Omsan Lojistik Genel Müdürü
“Kuruluşundan bu yana müşteri odaklı
hizmet anlayışı ile müşterilerine sürekli
değer yaratarak küresel bir lojistik şirket
olma vizyonuna sağlam adımlarla ilerleyen Omsan, bu yıl içinde gerek Türkiye
gerekse Avrupa’da üst üste aldığı
saygın ödüllerle başarısını tescil etmiştir. Logitrans Transport Lojistik Fuarı
kapsamında bu yıl altıncısı düzenlenen
Atlas Lojistik Ödülleri Yarışması’nda
Omsan, Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri (R2) kategorisinde üst üste
6.kez yılın en başarılı lojistik şirketi seçilmiştir. Ayrıca, Emniyetli ve Ekonomik
Sürüş Simülatörü ile Jüri Özel Ödülü’ne
layık görülmüştür. Omsan; dünyanın
önde gelen marka değerlendirme
şirketlerinden biri olan Brand Finance
tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin
En Değerli Markaları-2015” araştırması
sonuçlarına göre Türkiye’nin en değerli
lojistik markası seçilerek, bir kez daha
listeye lojistik sektöründen giren en değerli marka olmuştur. Omsan; Emniyetli
ve Ekonomik Sürüş Simülatörü’nün
çevresel katkıları sebebiyle, Fransa
merkezli Otherways Management &
Consulting Association tarafından
geçtiğimiz Temmuz ayında düzenlenen bir organizasyonda, uluslararası
düzeyde saygın bir çevre ödülü olan
“The Green Era Award” ödülünü
almaya hak kazanmıştır. Omsan, bu
ödülü kazanan ilk ve tek Türk lojistik
firması oldu. Önemli bir müşterimiz olan
Air Liquide Türkiye, operasyonlarının
başlangıcından beri Air Liquide araçları
ile kazasız olarak yapılan ve önemli
bir kilometre taşı olarak kabul edilen
1 milyon kilometre sınırının aşılması
Aralık 2015
nedeniyle almış olduğu HSE (Sağlık Emniyet – Çevre) ödülündeki payından
ve desteğinden ötürü iş ortağı olarak
Omsan’a teşekkür belgesi vermiştir.
İletişim ve medya alanındaki çalışmaları ile
dünyanın en önemli pazarlama ve iletişim
programlarından biri olan uluslararası
MarCom Ödülleri’nde Omsan, Bütünleşik
Pazarlama Kategorisi’nde Platin Ödül’e,
kurumsal ilan çalışmaları ile Kurumsal
Reklamcılık Kategorisi’nde ise Altın
Ödül’e layık görülmüştür. Türkiye’nin en
büyük insan kaynakları sitesi Kariyer.Net
tarafından her yıl düzenli olarak verilmekte
olan İnsana Saygı Ödülleri kapsamında
ise OMSAN’a üçüncü kez “İnsana Saygı
Ödülü verilmiştir. Araçları güvenli şekilde
kullanmaları, çalışmış oldukları şirketlere
ve meslek kurallarına bağlılık göstermek
suretiyle lojistik sektörünün onurunu
yüceltmeleri ve imajını güçlendirmeleri
sebebiyle 14 Omsan sürücüsü IRU
Onur Nişanı’na layık görülmüştür. 2015
yılında Omsan, her biri kendi sektöründe öncü olan önemli firmaları müşteri
portföyüne eklemiştir. Omsan, Yıldız
Holding bünyesinde faaliyet gösteren ve
Türkiye’nin en yüksek yağ işleme kapasitesine sahip firması olan Besler’in likit ve
margarin ürünleri için serbest depolama,
elleçleme, katma değerli hizmetler ve
dağıtım hizmetleri sunmaya başlamıştır.
Besler’in İstanbul Anadolu Yakası Pendik
Tesisleri’nde bulunan toplam 3 deposunda yerinde yönetim modeliyle hizmet
veren Omsan, depolarda stoklanan
ürünlerin tüm Türkiye dağıtımını da gerçekleştirmektedir. Omsan yine bu zaman
dilimi içerisinde çimento sektörünün öncü
firmalarından Denizli Çimento’yu müşteri
portföyüne eklemiştir. Faaliyetleri kapsamında demiryolu taşımacılığının oranını
artırmayı önemli bir hedef olarak belirleyen
Omsan; Denizli Çimento’nun Kütahya/
Tunçbilek’ten, TCDD’nin Denizli/Kaklık
İstasyonu’na yapılan kömür taşımalarını
ve yine Denizli Çimento Fabrikası’ndan
İzmir/Aliağa`ya yapılan dökme çimento
taşımalarını demiryolu ile gerçekleştirmektedir. Bunun dışında Omsan; müşterisi
olan BOSCH’un ısıtma ve soğutma grubu
ürünlerine ilave olarak, otomotiv yedek
parça, el aletleri ve güvenlik ekipmanlarını
kapsayan ürünleri için de serbest depolama, gümrüklü depolama, elleçleme ve
diğer katma değerli hizmetlerini sunmaya
başlamıştır. Son olarak Omsan, Fransa
merkezli Société Générale Grubu’nun bir
iştiraki olarak operasyonel filo kiralama
alanında hizmet sunan ALD Automotive
Türkiye için araç taşıma hizmeti sunmaya başlamıştır. İmzalanan sözleşme
kapsamında Omsan, ALD Automotive
Türkiye’nin çeşitli tip ve markalı sıfır km ve
ikinci el araçlarını, İzmir, Ankara, Adana, Bursa, Antalya, Diyarbakır, Konya,
Samsun, Trabzon, Erzurum ve Malatya
illerinden, ALD Automotive Türkiye’nin
İstanbul’daki araç toplama merkezine
taşımaktadır. Bu yılın ilk 11 ayını hedeflerine uygun bir şekilde tamamlamış olan
Omsan’ın 2015 yılsonu tahmini ciro beklentisi 620 Milyon TL’dir. Omsan, 2016
yılını ise yaklaşık yüzde 20’lik bir büyüme
ile tamamlamayı hedeflemektedir.
2016 yılını yüzde 20’lik bir büyüme
ile tamamlamayı hedefliyoruz
Araştırma firmaları tarafından yapılan
çalışmalara göre Türkiye’de lojistik sektörünün toplam büyüklüğünün yaklaşık 300
milyar TL olduğu ve 3PL hizmet sunan
lojistik firmaların ise bu pazardan aldığı
payın yaklaşık 24 milyar TL olduğu tahmin
edilmektedir. Dünya Bankası Küresel
Lojistik Performans Endeksi’nin 2014 yılı
sonuçlarında ise ülkemiz 160 ülke arasından 30. sırada bulunmaktadır. Türkiye’nin
genel ekonomik durumu ile lojistik sektörünün büyüme oranları birlikte incelendiğinde lojistik sektörünün genel ekonomiden daha hızlı büyüdüğü görülmektedir.
Ancak, Türkiye ekonomisinin üzerinde bir
büyüme ivmesine sahip olan Türk lojistik
sektörünün büyümesine engel bir takım
etkenler bulunmaktadır. Karayolu taşımacılığı kapsamında Gümrük Yönetmeliği ve
Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminde yapılan değişikler halen netleşememiştir. Bunun dışında altyapı eksikliklerinden kaynaklanan verimsizlikler, hukuki
altyapı eksiklikleri, mevzuatların getirdiği
bürokratik engeller, lojistik konusunda
eğitimli işgücünün azlığı ve teknolojinin
yeterince etkin kullanılamaması, geçiş
belgesi, kota ve vize sorunları ile yüksek
otoyol vergilerinin varlığı lojistik hizmeti
sunan şirketlerin işini zorlaştırmaktadır. İlk
küresel Türk lojistik şirketi olma vizyonu
ile hareket eden Omsan, müşterilerinin
değişen ihtiyaçlarına hızlı uyum sağlayabilmek için yeni depo yatırımları yapmayı ve
mevcut depolarında kullanılan ekipmanları
modernleştirmeyi hedeflemektedir.”
33
Tulgar: 2015 yılını 675 milyon TL
ciro ile kapatacağız
Ali Tulgar
Mars Logistics Genel Müdürü
“Genel anlamda sektörü değerlendirecek olursak, lojistik sektörü son yıllarda
en çok büyüyen sektörlerden biriydi
ancak mevcut durağan sürecin de
etkisiyle, sektörün 2015 yılında maksimum yüzde 5 civarında büyümesini
öngörmüştük. Nitekim süreç beklentimiz doğrultusunda ilerledi. Şirketimiz
için bir değerlendirme yapacak olursak
2015 yılı öngördüğümüz şekilde geçti.
Bizler 2015 yılı için yüzde 12’lik bir
büyüme hedeflemiştik ve geldiğimiz
noktada bu hedefimizi yakaladığımızı
söyleyebiliriz. Mars Logistics olarak biz, müşterilerimize söz konusu
dengesizliği ve doğurduğu sıkıntıları
hissettirmeden geçirmek için yatırımlarımıza devam ettik. 2015 yılının ilk çeyreğinde ihtiyaçlarımız doğrultusunda
yine bir filo yatırımı gerçekleştirdik. 200
yeni aracı filomuza ekledik. Böylelikle
1920 ünitelik araç filosuna ulaştık.
Doğan ihtiyaçlar sebebiyle İstanbul ve
Kocaeli’nde yeni lojistik merkezleri-
mizi faaliyete açtık. Bu yeni lojistik
merkezlerimiz ile toplam 100 bin
800 metrekarelik depolama alanına
ulaştık. Intermodal hattımızın sefer
sayısını haftanın 6 günü gidiş-dönüş hizmet verecek şekilde gerekli
organizasyonu sağladık. 2015 yılını
ise yaklaşık 675 milyon TL ciro ile
kapatacağımızı söyleyebiliriz. 2016
yılı için ise yine yüzde 12’lik bir
büyüme hedefimiz söz konusu. Yıl
içerisinde Lüksemburg’daki intermodal taşımacılık yapılanmamızın
bir benzerini Doğu Avrupa’da başka bir lokasyonda hayata geçirmeyi
hedefliyoruz. İhtiyaçlarımız doğrultusunda filo ve depo yatırımlarımızı da
sürdüreceğiz. 2016 yılının üçüncü
çeyreğinde ise Hadımköy’de yeni
lojistik merkezimize taşınacağız.”
Bilen: Konjonktörden dolayı
2016’da temkinli davranacağız
Ergün Bilen
ABC Lojistik Genel Müdürü
“2015 yılında yaşadığımız iki genel
seçim sektörlerimizi etkilemiştir. Bu
etkilenmeden lojistik sektörümüz
de nasibini almıştır. 7 Haziran’dan
sonra ülkede şiddet ve kaos ortamı
maalesef artmıştır. 1 Kasım seçimlerinin ardından istikrar yakalanmıştır.
İş dünyası için istikrar son derece
önemli bir kavramdır. ABC Lojistik
olarak 2015 yılında yatırımlarımıza
devam ettik. 150 adet Mercedes ile
filomuzu güçlendirdik. 150 Tırsan
dorse ile de yatırımlarımızda hız
kesmedik. Tırsan dorselerimizin
tren yüklemeli olduğunu da belirtmek isterim. Yine 20 bin açık, 9 bin
metrekare kapalı alan depo yatırımlarımızı da 2015’te gerçekleştirdik.
İran, Türkmenistan, Azerbaycan,
Kırgızistan, Avrupa ve İtalya hattına
özellikle ağırlık verdik. Araç sayımızı
400’ü geçti. Komşu ülkelerimizde de eğer sular durulur ve huzur
ortamı yakalanırsa bizleri bu durum
pozitif etkiler. Biz, Asya pazarına
bağlıyız. İstanbul firmalarından bu
özelliğimiz ile ayrılıyoruz.
Yabancılar UBAK’la beraber
pastadaki payımızı çalıyor
UBAK, özellikle biz Anadolu firmaları
için son derece olumsuz koşulları beraberinde getiriyor. İstanbul
firmalarının UBAK’ı kullanması ile
Anadolu firmalarının UBAK’ı kullanması birbirinden farklılıklar içieriyor.
UBAK, bu haliyle kesinlikle doğru
değil. İtalya’ya, Macaristan’a ayda
iki sefer şartı koyuyor. UBAK’ın
ülkeye ve sektörü getirisi ve götürüsü tartışılmalıdır. Sadece İstanbul
firmaları UBAK kullanımından
dolayı kazançlı çıkıyor. Aslında
İstanbul firmalarından 5-6 tane
firma UBAK’tan yararlanıyor. Geri
kalan firmalar özellikle de Anadolu firmaları olarak bizler resmen
eziyet görüyoruz. Uygulamada
iki sefer yapmak lazım deniliyor.
Doğu kapılarında 3-5 gün bekliyoruz. Bu şartlar altında ayda 2
sefer nasıl yapacağız? ABC Lojistik olarak büyümeden yana bir
firmayız. 2016’da konjonktörden
kaynaklı temkinli davranma kararı
aldık. Bölge ve komşularımızda
durum ne olur, koşullar neyi gösterir bunu bilemiyoruz. UBAK’tan
kaynaklı olarak Romen, Bulgar, Makedonya gibi ülkele4rin
nakliyecileri bizim pastamızdan
çalmaktadırlar. UBAK’tan dolayı
yabancı araçlara kaybettiğimiz
pazar payımızın değerlendirilmesi
gerekiyor. Yabancılar UBAK’la
beraber pastadaki payımızı
çalıyor. UBAK dağıtım esasının
gözden geçirilmesi gerekiyor.
UBAK’tan çıkmamız artık kaçınılmaz olmuştur.”
Aralık 2015
34
DOSYA
Eker: 2015 yılı planladığımız yatırımları
gerçekleştirmek için verimli bir yıl olmadı
Hikmet Eker
Eker Uluslararası Nakliyat
Yönetim Kurulu Başkanı
“Şirket olarak 2014 yılını göz
önüne aldığımızda 2015 yılı için
birtakım yatırımlar planlamıştık.
Maalesef 2015 yılı planladığımız
yatırımları gerçekleştirmek için
verimli bir yıl olmadı. Başta araç
alımları olmak üzere planlanan
yatırımların sadece yüzde 25’ini
hayata geçirebildik. Türkiye
lokasyon olarak Ortadoğu, Türk
Cumhuriyetleri ve Avrupa arasında bir aktarma merkezi ve köprü
oluşturmasından kaynaklanan
avantajlı konumu ile birçok otorite tarafından lojistik üssü olma
iddiası veya ideali ile tanımlanmaktadır. Ancak bu avantajlı
konumumuz komşu ülkelerde
yaşanan terör ve çeşitli problemler nedeniyle dezavantaj olarak
sektörümüze net bir şekilde
yansımıştır. Bunların başında
Suriye-Irak bölgesinde meydana
gelen terör problemini söyleyebiliriz. Öteki taraftan batıda ise
kronik hale gelen geçiş sorunları,
engellemeler, uzun bekletmeler,
geçiş ücretleri bizim ve ülkemiz
nakliyecilerinin uğraşmak zorunda olduğu sorunlar arasında yer
almaktadır. Ayrıca son zamanlarda Rusya ile ülkemiz arasındaki
gerginlik ithalat ve ihracatımızı
ciddi anlamda etkilemekte, bu
durumda sektörümüze yansımaktadır. Komşularımızda ve
ticaret yaptığımız ülkelerde bütün
bunlar olurken içeride de iki
seçimin yarattığı siyasi belirsizlik
bizim ve sektörümüz açısından
ciddi sıkıntılar ortaya çıkarmıştır.
Geçirdiğimiz bir sene içerisinde böylesine ciddi problemler
yaşamışken bu sene içerisinde
bizim de büyüme oranı gibi bir
şansımız olamamıştır. Hal böyle
iken, yaşanan problemler çözülmeden, 2015 yılını kendimize
baz almamız durumunda 2016
yılında hedef, yatırım ve beklentilerimizi haliyle düşürmemiz
gerekmektedir. Görüldüğü üzere
sektörümüz için coğrafik avantaj
maalesef tek başına yetmemektedir. Fiziksel ve kurumsal alt
yapılar en az coğrafya kadar
önemlidir. Bu nedenle bizim
2016 senesinde şirket olarak
atacağımız en büyük adım şirket
bünyemizde yaptıracağımız idari
bina ve TIR parkımız ile faaliyetlerimizi artırmak olacaktır. 2016
yılının sektörümüz açısından
daha verimli ve huzurlu geçmesi
için, ülkeler arası problemlerin
halledilerek, ülkemizde siyasi
güvenin sağlanması ile ülkemizin
devlet ihracatının önünü açarak
kolaylaştıracak adımlar atarak
sektörümüze destek olması
gerektiğini düşünüyorum. 2016
yılının öncelikle barış ve huzurile, başta sektörümüz olmak
üzere, ülkemize ve tüm dünyaya
başarı ve bol kazanç getirmesini
temenni ediyorum.”
Öcal: Az risk daha çok iş hedefiyle
2015’te yaptığımız ticaretin hazzını yaşıyoruz
Hasan Öcal/Yörük Taşımacılık
A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı
Aralık 2015
“2015 yılı bir önceki yıllara bakışla
Türkiye ve dünya ekonomisi açısından hareketli yıllardan birisi olmuştur.
Türkiyedeki genel seçimler, Yunanistan’daki belirsizlik, Amerika FED
kuruluşunun faiz artırımıyla ilgili gelişmeleri, petrol fiyatlarındaki değişimler
ve son dönemde herkesin bilgisi
dahilinde olan Rusya sorunu herkesi
etkilediği gibi lojistik sektörüne de balta vurmuştur. Dünya ekonomisindeki
bu daralmanın bitmesini ve pozitif
yönde büyüyerek sektör ile birlikte
dünyaya güzel etkiler yaratmasını
ümit etmekteyiz. Firma olarak sene
başında hedefleri yakalayabilmek
adına doğru ve yerinde adımlarla yol
almaya çalıştık. Yatırımlarımızı bütçe
dengesini bozmaya meyil vermeden
gerçekleştirdik. Mevcut araç sayısı
ile verimliliği artırma yönünde güzel
çalışmalar yaptık. Az risk daha çok
iş hedefiyle 2015 yılında yapmış
olduğumuz ticaretin hazzını yaşamaktayız. 2023 yılındaki 500 milyar
dolarlık hedefe hem sektör olarak
ileri gitmeyi hem de mevcut rakamlar
ile verimliliği yükseltmeyi hedef haline
getirip bu yolda çalışmalara hız vermeliyiz. Unutmayalım ki kriz dönemleri hazırlıklı olanlar için bir fırsattır ve
fırsat olmaya da devam edecektir.”
35
Ankara: Son çeyrekteki hareketlilik ile birlikte
belirlediğimiz hedeflerimizi yakalayacağımızı
öngörüyoruz
Taner Ankara/Batu Lojistik
Yönetim Kurulu Başkanı
“2015 yılının özellikle ilk iki çeyreğinde, ihracatın düşük seviyelerde
seyretmesi nedeniyle taşıma adetlerinde azalmalar oldu. Ancak üçüncü
çeyrekteki artış ve son çeyrekteki
hareketlilik ile birlikte belirlediğimiz
hedeflerimizi yakalayacağımızı öngörüyoruz. 2015 yılının ilk çeyreğinde,
Büyükçekmece lokasyonunda 20
bin metrekare üzerinde ihracat ve
yurtiçi lojistik depolama hizmeti ile
araç parkı tesisimiz hizmete girdi.
Böylelikle Büyükçekmece, Gebze ve
Denizli şubelerimizde operasyonel ve
depolama anlamında hizmetler verilir
hale geldi. Aynı zamanda filomuzu
da bir önceki yıla yüzde 10 oranında
arttırdık. Yeni yıl ile birlikte depolama
ve yurtiçi lojistik alanında yatırım
planlarımız bulunuyor. Çerkezköy ve
Konya’da gerekli operasyon ve yatırım alt yapı hazırlıklarımız başlamıştır.
Yurtiçi lojistiği ile ilgili filo yatırımlarımız
olacaktır. Karayolu taşımalarında ülke
geçişlerine ödediğimiz yol vergileri
nedeniyle diğer AB taşımacılarına
göre maliyetlerimiz oldukça fazla. Bu
da rekabet gücümüzü oldukça zorluyor. Ayrıca özellikle bu yılın son çeyreğinde yaşanan ve kısmen devam
eden göçmen sorunu nedeniyle sınır
geçişlerinde gecikmeler yaşanmakta
olup, bu durum da sektörümüzü
olumsuz etkilemektedir.”
Aralık 2015
36
SÖYLEŞİ
Vize muafiyeti için 72 şart
AB ile mülteci akının yavaşlatılması karşılığında vize muafiyeti sürecinin
hızlandırılması konusunda uzlaşmaya varan Türkiye’nin ‘vizesiz seyahat’ için toplam
72 kriteri hayata geçirmesi gerekiyor. AB, Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine
getirmesi halinde vizesiz Schengen için onay verecek.
T
ürkiye ile Avrupa Birliği (AB)
arasındaki sürecin planlandığı
gibi gitmesi halinde Türk vatandaşlarının Schengen vizesinden
muaf tutulması için AB Konseyi’nin
yani hükümet veya devlet başkanlarından oluşan Liderler Zirvesi’nin
karar alması gerekiyor. AB, bazıları
öncelikli olma üzere Türkiye’nin
vizesiz seyahat için toplamda 72
kriteri yerine getirmesini bekliyor.
Şartlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti pasaportlarının AB ile tam
uyumlu hale getirilmesi olacak.
Türkiye’nin önünde
10 aylık bir süre var
Brüksel’de varılan Ekim 2016
hedefinin hayata geçirilmesi için
Türkiye’nin önünde 10 aylık bir süre
var. Türkiye’nin öncelikli yapması
gerekenlerden birisi, Aralık 2013’te
AB ve Türkiye tarafından imzalanan
Geri Kabul Anlaşması’ndaki yükümlülükleri yerine getirmesi olacak.
Aralık 2015
Türkiye’nin tüm bu
yükümlülüklerini Temmuz
2016’ya kadar yerine getirmesi
bekleniyor. Üç ay süreyle
Türkiye’yi izleyecek olan AB
Konseyi, yükümlülüklerin yerine
getirildiğine kanaat getirirse,
Ekim 2016’da vize muafiyetine
onay verecek.
merkezlerde yapılan incelemeler sonucu kaçaklar Türkiye’ye
hangi ülkeden geldilerse o ülkeye
geri gönderilecekler. Türkiye geri
gönderilişte de ‘geçiş ülkesi’ olacak. Kırklareli, Hatay ve İzmir’deki
kamplarının durumlarının iyileştirilmesi ayrıca İstanbul’un yanı sıra
İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu
Anadolu’da da kaçakların toplanacağı yeni merkezler kurulması
öngörülüyor.
AB’ye tam uyumlu pasaport
Geri Kabul Anlaşması’nın uygulanmasıyla, Ankara Türkiye üzerinden AB
ülkelerine yasa dışı yollarla gitmiş olan
ekonomik göçmenlerin iadesini kabul
etmiş olacak. Her şeyden önce kaçak
kişinin Türkiye üzerinden geldiğinin
ispatı gerekecek.
Kaçak göçmen merkezleri
Türkiye, kabul edeceği kaçaklar için
barınma merkezleri yapacak. Bu
Vize muafiyeti için Türkiye Cumhuriyeti pasaportları AB normlarına
tam uyumlu hale getirilecek. Ayrıca
Türkiye kendisinin uyguladığı elektronik vize sisteminden vazgeçecek;
AB’nin vize istediği, Türkiye’nin vize
istemediği ülkelere de yeniden vize
uygulamak zorunda. Türkiye’nin
tüm bu yükümlülüklerini Temmuz
2016’ya kadar yerine getirmesi
bekleniyor. Üç ay süreyle Türkiye’yi
37
izleyecek olan AB Konseyi, yükümlülüklerin yerine getirildiğine kanaat
getirirse, Ekim 2016’da vize muafiyetine onay verecek.
Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye
vize muafiyeti için 72 şart
AB ile mülteci akınının yavaşlatılması karşılığında vize muafiyeti
sürecinin hızlandırılması konusunda
uzlaşmaya varan Türkiye’nin vizesiz
seyahat için toplam 72 kriteri hayata
geçirmesi gerekiyor. AB, Türkiye’nin
yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde vizesiz Schengen için onay verecek. Türkiye ile Avrupa Birliği (AB)
arasındaki sürecin planlandığı gibi
gitmesi halinde Türk vatandaşlarının
Schengen vizesinden muaf tutulması için AB Konseyi’nin yani hükümet
veya devlet başkanlarından oluşan
Liderler Zirvesi’nin karar alması
gerekiyor. AB, bazıları öncelikli olma
üzere Türkiye’nin vizesiz seyahat
için toplamda 72 kriteri yerine getirmesini bekliyor. Şartlardan birisi de
Türkiye Cumhuriyeti pasaportlarının
AB ile tam uyumlu hale getirilmesi
olacak.
kiye kendisinin uyguladığı elektronik
vize sisteminden vazgeçecek; AB’nin
vize istediği, Türkiye’nin vize istemediği ülkelere de yeniden vize uygulamak
zorunda.
Türkiye üzerinden giden kaçak
göçmenler iade edilecek
AB Konseyi 3 ay
Türkiye’yi izleyecek
Geri Kabul Anlaşması’nın uygulanmasıyla, Ankara Türkiye üzerinden
AB ülkelerine yasa dışı yollarla
gitmiş olan ekonomik göçmenlerin
iadesini kabul etmiş olacak. Her
şeyden önce kaçak kişinin Türkiye
üzerinden geldiğinin ispatı gerekecek.
Türkiye, geri gönderilişte
‘geçiş ülkesi’ olacak
Türkiye kabul edeceği kaçaklar için
barınma merkezleri yapacak. Bu
merkezlerde yapılan incelemeler
sonucu kaçaklar Türkiye’ye hangi
ülkeden geldilerse o ülkeye geri
gönderilecekler. Türkiye geri gönderilişte de ‘geçiş ülkesi’olacak.
Kaçaklar için yeni
kamplar kurulacak
Kırklareli, Hatay ve İzmir’deki kamplarının durumlarının iyileştirilmesi ayrıca İstanbul’un yanı sıra İç Anadolu,
Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da
da kaçakların toplanacağı yeni
merkezler kurulması öngörülüyor.
Vize muafiyeti için Türkiye Cumhuriyeti pasaportları AB normlarına tam
uyumlu hale getirilecek. Ayrıca Tür-
Türkiye’nin tüm bu yükümlülüklerini Temmuz 2016’ya kadar yerine
getirmesi bekleniyor. Üç ay süreyle
Türkiye’yi izleyecek olan AB Konseyi,
yükümlülüklerin yerine getirildiğine
kanaat getirirse, Ekim 2016’da vize
muafiyetine onay verecek.
AB Bakanı Bozkır’dan
‘vizesiz AB’ açıklaması
AB Bakanı Volkan Bozkır, yaptığı açıklamada, vizesiz AB için gerekli şartların yerine getirilmesinde bir endişeleri
olmadığını söyledi. Türkiye’nin gerekli
şartları yerine getirmesi durumunda,
AB’ye vizeler 2016 yılının ekim ayında
kalkacak. Avrupa Birliği Bakanı ve Baş
Müzakereci Volkan Bozkır, konuyla
ilgili NTV canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Vizelerin kalkması
için Türkiye’den 72 beklenti olduğunu
hatırlatan Bozkır, “Bunların hiç birisi
aniden ortaya çıkmış ve daha önceki mutabakatın dışındaki beklentiler
değil. Bu zirve ile birlikte vize 2017’de
kalkacakken 2016’ya geri çekiliyor
tek değişiklik bu” dedi. Bozkır, gerekli
düzenlemelere ilişkin takvimin ilerleyen
günlerde açıklanacağını belirterek,
şöyle devam etti: “Türkiye’nin yerine
getireceği hususlar bakımından
bizim bir endişemiz yok. Dolayısıyla Ekim 2016’da Türkiye üzerine
düşeni yerine getirecektir. Bizim
burada sıkıntımız biz bütün bunları
yerine getirdikten sonra AB içindeki
siyasi mekanizmalar vizenin kalkmaması kararı alabilir miydi bir sene
önce böyle bir şey yok artık.”
Vizesiz AB süreci
nasıl işleyecek?
Bozkır, vizesiz AB sürecinin işleyişine ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Mart
ayında komisyon ikinci raporunu
yayınlayacak. Gelişmelere ilişkin
değerlendirme yapacak. Türkiye’nin
72 beklentiyi karşılama seviyesi
belirtilecek. Yaz aylarında biz geri
kabul anlaşmasını 3 aylık bir uygulamaya tabi tutacağız. Bu uygulama
sonrasında da vizelerin kalkması kararı ekim ayında yürürlüğe girecek.
Ekim 2016 telaffuz edilmiştir, siyasal
karar alınmıştır. Türkiye’nin bunları
yerine getirme bakımından bir endişesi yoktur.”
Tam üyelik yolunda
büyük bir adım
AB ile Türkiye arasındaki ilişkileri
de değerlendiren Bakan, “Türkiye
AB ilişkilerinde paradigma yeniden
değişti ve kartlar yeniden dağıtılmıştır. AB üyelik süreci yeniden
hızlanacaktır” dedi. Türkiye-AB
zirvesini de değerlendiren Bozkır,
“Bu tam üyelik yolunda atılan büyük
Aralık 2015
38
GÜNCEL
bir adımdır” diye konuştu. Avrupa
Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci
Volkan Bozkır, son gelişmelerin
Türkiye’ye AB üyeliğinde tam üyelik
yolunu açıp açmadığı ile ilgili olarak:
“Türkiye’ye AB yolunu açan kararlar
çok daha önce alınmıştı. Son
dönemde belli bir durgunluk ve AB
üyeleri arasındaki ‘çok büyük çok
zengin bir ülke üye olduğu zaman
mekanizmalarımızın içine oturtabilir
miyiz, yeni bir genişleme dalgası
oldu onu henüz hazmedemedik
böyle büyük bir ülkeyle yeni bir
ilişkiyi kurabilir miyiz’ gibi birtakım
soru işaretleri olmuştu. Türkiye AB
ilişkilerinde kartlar yeniden dağıtılmıştır. Türkiye’nin hem AB süresi
hızlanacaktır AB’ye ye olma ihtimali
çok daha güçlü ortaya çıkmıştır.
Bu süreçte de daha yoğun bir ilişki
ile AB’nin soru işaretlerini yaratan
gelişmelerin Türkiyesiz üstesinde
gelinemeyeceği de saptanmıştır.
Türkiye ile AB zirvesi benim 15 yıllık
AB sürecinde beli görevlerle yer
aldım ilk defa oluyor. Sayın başbakanımız açılış kapanış konuşmasını
yapıyor ve önemli kararlar alınıyor.
Dolayısıyla böyle zirveler sene de
iki kere yapılacak. Siyasi, ekonomik, enerji diyalogları genişliyor,
Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile
ilgili önemli adımlar atılıyor. Vizenin
2016 Ekim ayında kalkacağı beyan
edildi. 17.fasıl 14 Aralık’ta açılıyor.
Böyle durumda üyeliğe doğru
atılan güçlü bir adımdır” dedi. Vize
muafiyeti konusunun gerçekleşmesi
için Türkiye’nin yapması gereken
bazı adımlar var. Bunlar arasında
pasaportların yenilenmesi var.
Takvim nasıl işleyecek sorusunun
Aralık 2015
sık sık gündeme geldiğini ifade
eden Bozkır, “Bu, zirvede alınan
bir karar değil öncelikle. Vizenin
tamamen kalkması süreci ve geri
kabul anlaşması birlikte devreye
girdiler ve bununda gerekleri zaten
yerine getiriliyor. Vizenin kalkması
için Türkiye’den 72 beklenti var.
Bunların hiç birisi aniden ortaya
çıkmış ve daha önceki mutabakatın
dışındaki beklentiler değil. Bu zirve
ile birlikte vize 2017’de kalkacakken
2016’ya geri çekiliyor tek değişiklik
bu. Pasaportların ve kimlik kartlarının güvenliğinin sağlanması elzem
bir şey. Bizim pasaportlarımız şu
anda biometrik veriye sahip. Bu da
yıllarca güvenilmeyen sahte yapılma
ihtimali çok fazla olan bu yüzden bu
pasaportların kullanıldığı ülkelerde
güven telkin etmeyen pasaportlar
yerine tek bir merkezden verilen,
içinde o kişiyle ilgili bütün verilerin
hemen sağlanabileceği pasaportlar
haline geldi. Buna bir parmak izi
mekanizması ilave ediliyor. Dolayısıyla hem kimlik kartları hem pasaportlar bakımından Türkiye için
önemli bir soru değil. Çok yakın
zamanda bunu gerçekleştireceğiz.
Bunun dışında çok önemli kanunlar var. Kişisel verilerin korunması
kanunu. Bu bütün Türk vatandaşların kişisel verilerinin buna sahip
olma hakkına sahip olmayan ve bu
kişilerin aleyhine kullanılmasına yol
açabilecek bir tehlike ile karşılaşılmaması için bunların güvence
altına alınmasını ve bir sistem
oturtulmasını içeriyor. Bu kanun
çıkmadığı için bizim Europpol gibi
çok önemli güvenlik mekanizmalarıyla işbirliğimiz tam olarak gerçekleşemiyor. Böyle bir terör ortamının
olduğu ortamda Europol gibi önemi bir mekanizmayla bizim işbirliği
yapamıyor olmamız bir eksikliktir.
Bunun dışında insan ticaretinin
önlenmesi yasası çıkması lazımdır.
Onun dışında uluslararası korumadan yararlana kişilerin iş piyasasına
erişimine ilişkin düzenleme var.
Birkaç Avrupa konseyi sözleşmesi
var. Bunları Türkiye yeni hükümetimizin ilk 100 günde ilk 6 ayda ne
yapacağına ilişkin takvim açıklanacak ve bunların hepsi orada yer
alacaktır. Türkiye’nin yerine getireceği hususlar bakımından bizim
bir endişemiz yok. Dolayısıyla Ekim
2016’da Türkiye üzerine düşeni
yerine getirecektir. Bizim burada
sıkıntımız biz bütün bunları yerine
getirdikten sonra AB içindeki siyasi
mekanizmalar vizenin kalkmaması
kararı alabilir miydi bir sene önce
böyle bir şey yok artık”dedi.
Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye
vize muafiyeti için 72 şart
A
vrupa Birliği’nden Türkiye’ye vize muafiyeti için 72 şart
AB ile mülteci akınının yavaşlatılması karşılığında vize
muafiyeti sürecinin hızlandırılması konusunda uzlaşmaya
varan Türkiye’nin vizesiz seyahat için toplam 72 kriteri
hayata geçirmesi gerekiyor. AB, Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine
getirmesi halinde vizesiz Schengen için onay verecek. Türkiye ile
Avrupa Birliği (AB) arasındaki sürecin planlandığı gibi gitmesi halinde
Türk vatandaşlarının Schengen vizesinden muaf tutulması için AB
Konseyi’nin yani hükümet veya devlet başkanlarından oluşan Liderler
Zirvesi’nin karar alması gerekiyor. AB, bazıları öncelikli olma üzere
Türkiye’nin vizesiz seyahat için toplamda 72 kriteri yerine getirmesini
bekliyor. Şartlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti pasaportlarının AB ile
tam uyumlu hale getirilmesi olacak.
39
U.N.Ro-Ro, sektörü Intermodal
Europe 2015’te değerlendirdi
U
.N.Ro-Ro; Hamburg’da
düzenlenen ve 40’ıncı yılını
kutlayan intermodal, konteyner, kara, tren ve deniz taşımacılığı
sektörlerinin önde gelen fuar ve
konferansı Intermodal Europe’ta yer
aldı. Avrupa’nın en büyük Ro-Ro ve
konteyner operatörlerinin katıldığı
Hamburg Intermodal Fuarı bu yıl ilk
kez Ro-Ro sektörü ile ilgili konferanslara da ev sahipliği yaptı. Fuara
her yıl olduğu gibi bu yıl da katılan
U.N.Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu da, Ro-Ro sektörünün geleceğinin masaya yatırıldığı panelde
bir konuşma gerçekleştirdi. Sedat
Gümüşoğlu, sektör ve U.N.Ro-
Ro ile ilgili olarak şunları söyledi:
“Daha hızlı ve ekonomik çözümler
sunduğu için Ro-Ro hatları, diğer
taşıma modellerine kıyasla daha
fazla büyüyor. Bu büyümenin,
intermodal bağlantılarla birlikte
gerçekleşmesi de çok önemli.
U.N.Ro-Ro olarak yeni yatırımlarımızla ve 2016 yılının Ocak
ayında faaliyete geçecek Ambarlı
limanımızla sektörün bu büyümesine katkı sağladığımızdan dolayı
mutluyuz. Hedefimiz, Ro-Ro ve
intermodal hizmetlerde kapasite
artışları ile mevcut hatları güçlendirmek ve müşterilerimize daha
iyi hizmet verebilmek”.
U.N.Ro-Ro, özel gecede lojistik sektörünü buluşturdu
18-20 Kasım’da İstanbul Fuar
Merkezi’nde düzenlenen Logitrans
Fuarı, Türkiye’den ve yurt dışından sektörün önde gelen isimlerini
buluşturdu. Kurulduğu günden bu
yana yatırımlarını aralıksız sürdüren ve Türk nakliyecisine en kritik
dönemlerde desteğini sürdüren
U.N. Ro-Ro, hem fuarda hem de
fuar akşamı WOW Convention
Center’da düzenlediği özel gecede müşterilerini ağırladı ve büyük
bir sektör buluşmasına ev sahipliği yaptı. Etkinlikte bir konuşma
gerçekleştiren U.N.Ro-Ro CEO’su
Sedat Gümüşoğlu, 2016 yılında
Trieste Limanı’na gerçekleştirecekleri yatırımlar sonrasında U.N.Ro-Ro
terminalinin, Türkiye’yi Avrupa’ya
bağlayan en büyük intermodal terminal olacağını ve Ambarlı seferlerinin başlaması ile Marmara’nın Avrupa yakasından tüm yükleri kolaylıkla
Trieste’ye götüreceklerini belirtti.
Gümüşoğlu, önümüzdeki dönemde
de müşterileriyle birlikte karşılaşacakları tüm sorunların üstesinden
geleceklerini ve büyümeye devam
ederek daha iyi hizmet sunmak için
çalışacakları mesajlarını verdi.
Aralık 2015
40
EĞİTİM
Sabancı Üniversitesi-Fraunhofer IML “Lojistik’te
Stratejik İşbirliği Çerçeve Anlaşması imzaladı”
Sabancı Üniversitesi ve Almanya’nın en önemli uygulamalı araştırma merkezlerinden
biri olan Fraunhofer IML, “Lojistikte Stratejik İşbirliği Anlaşması”na imza attı. Sabancı
Üniversitesi ve Fraunhofer IML Malzeme Akış ve Lojistik Enstitüsü bu uluslararası
işbirliği ile Türkiye’nin global lojistik merkezlerinden biri olması için destek verecek.
S
abancı Üniversitesi ile Fraunhofer
IML Malzeme Akış ve Lojistik
Enstitüsü arasındaki lojistik alanına
stratejik işbirliği yapılmasına yönelik protokolün imza töreni 27 Kasım’da Sabancı
Üniversitesi’nde yapıldı. Tören, Sabancı
Üniverstesi Rektörü Prof. Dr. Nihat
Berker’in evsahipliğinde, Mühendislik ve
Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Yusuf Menceloğlu, Fraunhofer Enstitüsü
Direktörü Prof. Dr. Michael Henke ve
Fraunhofer Enstitüsü Danışmanları Prof.
Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş ve Dr. Şevket
Akınlar’ın katılımıyla gerçekleşti. Lojistik,
Türkiye dış ticareti ve ekonomisinde
önemli rol oynayan ve konumu açısından
ülkemiz için büyük önem arz eden, tüm
sektörlerin buluştuğu stratejik bir alan.
Son yıllarda hızlı gelişme gösteren lojistik
sektörünün önemi, Türkiye’nin 2023 yılı
için ortaya koyduğu gerek bölgesel bir
lojistik merkez olma gerekse 500 milyar
dolar ihracata ulaşma gibi ekonomik
hedefler göz önünde bulundurulduğunda
Sabancı Üniversitesi ile Fraunhofer IML
lojistik işbirliği ayrıca önem kazanıyor.
Berker: Lojistik ülkelerin gelişmesi
için en önemli alanlardan biri
Sabancı Üniversitesi’nin lojistik alanındaki uzmanlığı tedarik zinciri ağı tasarımı,
dağıtım ve toplama planlaması, afet
lojistiği, sürdürülebilir taşıma planlaması
ve optimizasyon yöntemleri kullanarak
bunlara yönelik karar destek sistemlerinin geliştirilmesi üzerine yoğunlaşıyor.
Bunların yanında son yıllarda önem
kazanan akıllı ulaşım sistemleri, lojistikte
temiz yakıtlı araçların kullanımı ve enerji
lojistiği üzerine araştırma çalışmaları da
yürütülüyor. Bu anlaşma ile üniversitesanayi işbirliğini güçlendirmek için yeni
mekanizmaların kurulması, Fraunhofer
Enstitüsü’nün geliştirmiş olduğu yöntem
ve yaklaşımlardan faydalanılması, yürütülen akademik çalışmaların somut ürün
ve hizmetlere dönüşmesi sağlanarak ülke
için katma değer yaratılması amaçlanıyor.
Fraunhofer’in misyonu uygulamalı araştırmalar yürütmek. Sabancı Üniversitesi’yle
Aralık 2015
Sabancı Üniversitesi’nin lojistik
alanındaki uzmanlığı tedarik
zinciri ağı tasarımı, dağıtım
ve toplama planlaması, afet
lojistiği, sürdürülebilir taşıma
planlaması ve optimizasyon
yöntemleri kullanarak
bunlara yönelik karar destek
sistemlerinin geliştirilmesi
üzerine yoğunlaşıyor.
kurulan bu işbirliği çerçevesinde Fraunhofer, lojistik alanında sahip olduğu
bilgi ve birikimini Türkiye’ye taşıyacak,
Türkiye için büyük önem taşıyan bu
alanda yenilikçi projeler ve uygulamalar geliştirilmesine katkı sağlayacak.
Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof.
Nihat Berker işbirliği anlaşmasının
önemini şu sözlerle ifade etti: “Lojistik
şüphesiz ki ülkelerin gelişmesi için en
önemli alanlardan biridir. Üniversitemizin önem verdiği üç alanda; araştırma
ve geliştirmenin, toplumla etkileşimin
ve üniversite-sanayi işbirliklerinin güçlenmesi konularında lojistik önemli bir
etkendir. İnanıyorum ki bu işbirliği ile
lojistikte yapılan atılım her iki kurum ve
ülkeler için hedeflere ulaşmada önemli
bir adım olacaktır.” Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu katılımcılara Sabancı Ünivesitesi’nin
uluslararası başarılarını ve stratejik
işbirliklerini anlatan kısa bir sunum
yaptı. Sunumunda, nüfusunun neredeyse yarısının 30 yaşın altında olduğu,
genç bir ülke olarak Türkiye için lojistik
sektörünün önemine değinen Menceloğlu ayrıca Sabancı Üniversitesi’nin
konumuna dikkat çekerek, üniversitenin
lokasyon olarak önemli sanayi kuruluşlarına yakınlığının lojistik araştırmaları için
önemli bir avantaj olduğunun altını çizdi.
Fraunhofer IML Direktörü Prof. Michael
Henke, Almanya’daki uygulama odaklı
lojistik araştırmaları üzerine gerçekleştirdiği konuşmasında Türkiye lojistik
sektörünün tüm sektörlerde katma
değer yaratmada potansiyeline dikkat
çekerek şunları söyledi: “Fraunhofer
olarak en önemli misyonumuz, araştırma
ve uygulama arasında bir bağlantı olarak
hareket etmek. Enstitümüzün halihazırda
kullandığı yöntemleri Türkiye’ye uyarlamak mümkün. Bu şekilde üniversiteyle
olan işbirliğiyle, Türkiye’nin yeni güçleri
ortaya çıkacak, sanayi ve üniversiteler
arasında sinerji yaratarak yenilikçi ve pratik uygulamaları mümkün kılan bir köprü
oluşturacaktır.” İki kurum arasındaki
işbirliği Sabancı Üniversitesi’nden Prof.
Dr. Bülent Çatay ve Fraunhofer IML’den
Dr. Şevket Akınlar koordinatörlüğünde
yürütülecek.
41
Koç Üniversitesi bünyesinde kurulan “Denizcilik Forumu”
Türkiye’nin “Denizcileşmesine” katkıda bulunacak
Koç Üniversitesi bünyesinde, ülkemiz denizciliğine katkı sağlayan temel alanlarda hedef, politika ve strateji belirlenmesi amacıyla Denizcilik Forumu kuruldu. Koç Üniversitesi Denizcilik
Forumu’nun kuruluşu çerçevesinde değerlendirmede bulunan Koç Üniversitesi Mütevelli
Heyeti Başkanı ve Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Avrupa-Atlantik bloğu ülkeleri
olmak üzere pek çok ülkede, bu tür düşünce kuruluşlarının faaliyet gösterdiğini ve bir ülkede denizciliğin bütüncül analizini yapan düşünce kuruluşları ve akademik yapıların olması
gerekliliğini vurguladı.
K
oç Üniversitesi Denizcilik
Forumu, denizcilik alanında
yürütülen çalışmaların üniversite bünyesinde bir bütün olarak
ele alınması amacıyla oluşturuldu.
Direktörlüğünü Emekli Tümamiral
Cem Gürdeniz’in yapacağı Koç
Üniversitesi Denizcilik Forumu’nun
kurulması çerçevesinde düzenlenen
toplantıya, Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Koç Holding
Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Koç
Üniversitesi Rektörü Prof. Umran
İnan, Koç Üniversitesi Denizcilik
Forumu Direktörü Emekli Tümamiral
Cem Gürdeniz ve Forumun Danışma Kurulu üyeleri katıldılar.
Koç: Forum denizcilik alanında
tüm stratejik, ekonomik, sosyal
ve kültürel alanları bir bütün
olarak ele alacak
Denizcilik alanında çalışmalara her
daim çok önem verdiğinin altını
çizen Koç Üniversitesi Mütevelli
Heyeti Başkanı Rahmi M. Koç, bir
ülkede denizciliğin bütüncül analizini
yapan düşünce kuruluşları ve akademik yapıların olması gerekliliğine
değindi. Özellikle “denizcileşmiş”
ve deniz uygarlığı cephesinde yerini
almış başta Avrupa- Atlantik bloğu
ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede, bu tür düşünce kuruluşlarının
faaliyet gösterdiğine dikkat çeken
Rahmi M. Koç, “Ülkemizde denizcilik faaliyetleri ve su varlıklarımızın
korunması ve kirlilikle mücadelede
epey yol alındı. Bu alanda yapılacak
daha çok çalışma var. Dolayısıyla
ülkemizde denizcilik yaklaşımını
daha üst bir çerçeveden ele alacak
platformların artmasını ümit ediyorum” dedi.
Soldan Sağa - Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Direktörü Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç,
Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Umran İnan
İnan: Forum kaynak sahipleri,
girişimciler ve karar vericilere
akademik seçenekler
sunabilecek
Koç Üniversitesi Rektörü Prof.
Umran İnan, Türkiye’de denizcilik
alanında çeşitli kurum ve kuruluşlarda yürütülen çalışmaların bir çatı
altında toplanması gerekliliğinden
yola çıkarak üniversite bünyesinde
Türkiye’nin ilk Denizcilik Forumu’nu
hayata geçirdiklerini söyledi. Umran
İnan şöyle devam etti: “Forum ile
Türk denizciliğine katkı sağlayan
temel alanlarda hedef, politika ve
strateji belirlenmesine katkı sağlamayı amaçladık. Kaynak sahiplerine, girişimcilere ve karar vericilere
akademik seçenekler sunabilecek;
deniz jeopolitiğiyle denizciliğin tüm
alanlarını bir arada değerlendirebilecek bir düşünce kuruluşu işlevini
de göreceğine inanıyoruz. Faaliyete
geçmesiyle denizcilik alanındaki çalışmaların yeni bir ivme ve perspektif
kazanmasını da umuyoruz” dedi.
Umran İnan Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu’nun üniversitedeki
farklı disiplinlerden gelen bilim
insanlarının ortak çalışma yürütme
imkânı sunacağını sözlerine ekledi.
Gürdeniz: Ülkemizde
denizciliğin gelişimine
katkı sağlayacağız
Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu
Direktörü Emekli Tümamiral Cem
Gürdeniz, “Ülkemizde ilk kez bir
üniversite bünyesinde denizcilik gücünü her alanda bütüncül
bir perspektifle araştıracak ve
yeni fikirler üretecek bir düşünce
platformu hayata geçiriliyor” dedi.
Cem Gürdeniz, denizciliği ilgilendiren her alanda Forumun bölgesel, kıtasal ve küresel gelişmeleri
takip etmesi sayesinde dış ilişkiler,
savunma, güvenlik, ekonomi ve
sosyokültürel politikalara yön
verecek akademik tavsiyelerde
bulunulmasının da hedeflendiğini
de aktardı.
Aralık 2015
42
GÜNCEL
Rusya ile kriz
ticarete nasıl yansıyacak?
Rus uçağının düşürülmesiyle gözler iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerine
çevrildi. Doğalgazda henüz bir sorun olmazken, tur şirketleri satışları durdurdu.
İki ülke arasındaki gerginlik lojistik sektörünü de etkileyecek.
R
us uçağının düşürülmesiyle
birlikte gözler, Türkiye-Rusya
ticaret ve yatırım ilişkilerine
çevrildi. Çünkü Rusya, Türkiye’nin
en önemli ticari partneri. İki ülke
arasında 30 milyar doların üzerinde ticaret hacmi gerçekleşirken,
bunun 25 milyar dolarını Türkiye’nin
Rusya’dan yaptığı ithalat oluşturuyor. Bu rakamın önemli bir kısmını
doğalgaz ithalatı oluşturuyor. Ülkeler
arasında çıkan siyasi krizlerde ilk
tepki ticaret ilişkilerine yansıyor.
Kaldı ki, Rusya’dan bu konudaki ilk
tepki geldi. Rusya’nın Türkiye’ye tur
düzenleyen en büyük şirketlerinden
Natalie Tours, Türkiye’ye tur satışlarını geçici olarak durduracağını duyurdu. Rus turizm ajansı Rostourism de
Türkiye’ye paket tur satışını askıya
alınmasını tavsiye etti.
Aralık 2015
Rusya beyaz et ithalatını
durduruyor
Peki Rusya ile kriz, iş dünyasına nasıl
yansıyacak? İş dünyası bu konuda
oldukça kaygılı olmasına rağmen
Rusya’dan ticari anlamda doğalgaz
dışında bir tepki beklenmiyor. Buna
gerekçe olarak da ülkenin uzun süredir içinde bulunduğu kriz gösteriliyor.
Ancak işadamlarına ‘el altından’ bir
tepki olabileceğine dikkat çekiliyor.
Rusya’nın mutlaka bir misilleme yapmasını bekleyen iş dünyası bunu ‘el
altından’ yapılmasını beklerken, ülkenin Türkiye’deki yatırımlarına dikkat
çekiyor. Akkuyu Nükleer Santrali’nin
20 milyar dolarlık yatırım olduğunu
vurgulayan işadamları, bu yatırımın
Rusya için çok önemli olduğuna işaret ediyor. Uzun yıllar Dış Ekonomik
İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) Avrasya
Koordinatör başkanlığını yürüten
şimdilerde üye olan iş dünyasının ‘Rusya uzmanı’ olan işadamı
Tuğrul Erkin, daha önce de Rusya
ile sıkıntılar yaşandığını ancak bu
yaşananı çok ciddi bulduğunu
söyledi. Rusya ile içine düşülen
durumun tatsız olduğunu belirten
Erkin, “İki ucu pislikli değnek” dedi.
Şimşek: En kötü senaryoda
kayıp 9 milyar dolar
Rusya’nın diyalogla çözmeye
yanaşmaması durumunda caydırıcı
ne tür tedbirler alınabileceğinin
hazır olduğunu belirten Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı
Mehmet Şimşek, gerilimin en kötü
senaryoda 9 milyar dolarlık etki
yapacağını söyledi. Şimşek, Rusya
konusunda ekonomik anlamda üç
43
temel çalışma yaptıklarını söyledi.
Şimşek şöyle konuştu: “Rusya’yı
önemli bir partner olarak gördük.
Rusya’yla gerilim peşinde değiliz.
İlk günden itibaren Rusya krizinin
etkilerini bütün yönleriyle masaya
yatırdık, her anlamda hazırlık içindeyiz. Üç temelde çalışma yaptık.
Rusya, bu sorunu diyalogla çözmeye yanaşmaz ve tavrı sürdürürse
caydırıcı ne tür tedbirler alınabilir?
Türkiye’nin enerjide Rusya’ya
bağımlılığını yönetilebilir düzeye
çekmek için ne yapılabilir? Bütün
tedbirler hazır, Başbakanımıza
sundum. Biz bu gerilimi tırmandırma peşinde değiliz. Turist sayısında
603 bin azalma var. Müteahhitlik
hizmetlerinde yavaşlama var. En
kötü senaryoda 9 milyar dolarlık bir
rakamdan bahsediyoruz. Gerilimin
etkisi GSYH’nin yüzde 0,3-0,4’ü
civarında olabilir. Ümit ediyorum ki
diyalog esas olur.” Şimşekaçıklamasına şöyle devam etti: “Rusya,
gıda fiyatlarını geçici olarak düşürür.
İşlenmemiş gıda ürünlerinin enflasyon üzerindeki baskısı çok güçlü.
Buna yönelik yapısal tedbirler alma
noktasındayız. Esas olarak tarlada
ucuzken, tüketiciye neden pahalı
ulaşıyor. Önümüzdeki dönemde
tarımın yapısal sorunlarına bizim
inmemiz gerekiyor. Tarımda ölçek
son derece küçük.”
Erkin: En hafifi doğalgazda
sorun çıkarmak olur
Hem Rus halkıyla Türkiye arasındaki ilişkiler bakımından hem de Rus
hükümeti açısından tatsız olduğunu
anlatan Erkin, “Asıl sorun Rusya
buna nasıl bir cevap verecek?
Buna hiç ses çıkarmadan geçiştirecek mi? Hiç sanmıyorum. Rusya
leyen Erkin, “Birtakım müteahhitler,
ihracatçılar kara kara düşünüyor.
Aynı şekilde orada yatırım olan vatandaşlarımız ‘Rusya bundan sonra
bize ne reaksiyon gösterir’ diye kara
kara düşünüyorlar” diye konuştu.
Yaşanan gerginlikle birlikte ticaretin de zorlaşacağını anlatan Erkin,
doğalgazdan başlayarak, ithalat ve
ihracat yapanlara, yatırımı olanlara
bir takım vergi kontrolleri yapılmasına neden olacağını kaydederek,
“Sınırda kontrol yaptıracağınız zaman dahi oradaki gümrük memurunun davranışı değişiyor. Çünkü bu
gerginlik birkaç ayın, birkaç haftanın
gerginliği. Ve bu Rus kamuoyuna
da yansıdı. Rus turiste bile yansıdı.
Daha az geliyor” diye konuştu.
Akdeniz İhracatçı Birlikleri
Başkanı Bülent Aymen siyasi
krizlerin ilk tepkisinin ticareti
kısmak olduğunu belirterek,
“Rusya ile yaklaşık 35 milyar
dolarlık ticaret hacmimiz
var. Bunu etkilemez diye
umut ediyorum. Çünkü Rusya
bizim için vazgeçilmez ticari
partner” dedi.
mutlaka bir reaksiyon gösterecektir. Bunun en yumuşak hali
doğalgazda sorunlar çıkarmak olacaktır. Ama tabi daha büyüyebilir
iş. Çünkü Rus halkı da nasyonalist
bir halktır. En basiti benzer bir olay
yapar. Ve aradaki ilişkiler gittikçe
gerginleştir. Ve ilişkiler daha kötü
duruma gidebilir” dedi. Bununla
birlikte Türkiye’nin Rusya ile sadece doğalgaz ilişkisi olmadığını söy-
Çözüm Erdoğan ve Putin’de
Bu işin çözümünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olduğunun
altını çizen Erkin şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımızın Putin’le olan
kişisel ilişkisinden yararlanarak
yumuşak bir çıkış olabilir mi diye
düşünüyorum. Ancak kişisel ilişki
siyasi ilişkileri etkileyecek değildir.
Ama ne olursa olsun Sayın Cumhurbaşkanı ve Putin ilişkileri buna
bir yol bulabilir. Elbette kamuoyu
baskısı etkilemektedir. Bu durumda Putin nezdindeki hatırı da Rus
kamuoyunun değerlendirebileceği
ölçülerde olabilir.” Erkin, iki tarafın
da bunun bir kaza olduğunu,
kişisel hatadan kaynaklandığını kabullenmesini, karşılığının da özür ya
da başka bir şeyle sessiz sedasız
giderilmesini temenni ettiğini vurgulayarak, “Bu şekilde olamazsa,
sonu nerelere varır bilemiyorum”
dedi.
Aymen: Rusya Türkiye için
vazgeçilmez
Akdeniz İhracatçı Birlikleri Başkanı
Bülent Aymen ise siyasi krizlerin ilk
tepkisinin ticareti kısmak olduğunu
belirterek, “Rusya ile yaklaşık 35
milyar dolarlık ticaret hacmimiz
var. Bunu etkilemez diye umut
ediyorum. Çünkü Rusya bizim için
vazgeçilmez ticari partner. Narenciye, otomotiv, turizm gibi sektörlerde
çok önemli bir pazar. İhracat açısından dünyada daralan bir pazar söz
konusu. Ya ülkelerin krizleri ya da
kendi sorunlarımız var. Bu nedenle
Rusya’yı kaybetmek işimize gelmez.
Umarız bu sorun çözülür” diye
konuştu.
Aralık 2015
44
GÜNCEL
Gıda iadeleri siyasi mi?
Son dönemde Rusya’dan iade
edilen gıda ürünleri konusunda
ise Aymen şunları söyledi: “Problem daha önce de çıkıyor. Biz de
Rusya’nın isteğine uygun üretim
yapmaya başladık. İstediği sertifikaları aldık. Ancak iadeler başladı
yine. Bunun siyasi tarafı olmadığını
ümit ediyorum.”
dolar düzeyinde bulunuyor. Türkiye
Rusya’dan ağırlıklı olarak doğalgaz
ithal ederken, iki ülke arasındaki
ticaret ürünleri arasında, dokumacılık, gıda, otomotiv yan sanayi
ürünleri bulunuyor.
6.5 milyar dolar yatırım
Rusya’daki Türk yatırımlarının 6,5 mil-
Rusya’nın diyalogla
çözmeye yanaşmaması
durumunda caydırıcı ne tür
tedbirler alınabileceğinin
hazır olduğunu belirten
Ekonomiden Sorumlu
Başbakan Yardımcısı Mehmet
Şimşek, gerilimin en kötü
senaryoda 9 milyar dolarlık
etki yapacağını söyledi.
Ticaret dengesi Rusya lehine
Rusya Türkiye ticaret ilişkileri
cumhuriyetin ilk yıllarına dayanıyor.
İki ülke arasındaki toplam ticaret
30 milyar doları aşarken, ticaret
dengesi Türkiye aleyhine bulunuyor. Türkiye’nin 2014 sonu itibarıyla
Rusya’dan 23 milyar 952 milyon
dolarlık ithalat gerçekleştirirken,
ihracatı sadece 5 milyar 992 milyon
yar dolar civarında olduğu belirtilirken,
yıllık yatırım hacminin bu rakamın oldukça üstünde seyrettiği kaydediliyor.
Rusya’da yerleşik yaklaşık 1000 Türk
işverenin dönemsel işçilerle beraber
yaklaşık 36 bin kişilik Türk işgücünü
istihdam ettiği ifade ediliyor. Rusya’da
faaliyet gösteren Türk şirketleri arasında; Anadolu Grubu, Anadolu Cam,
Arçelik, Beko, Vestel, Enka, Eroğlu
Grubu, Eczacıbaşı, Rönesans, Koçak,
Hazinedaroğlu İnşaat, Summa İnşaat,
Kama, Modeka, Gersan, Garanti
Bankası, Ziraat Bankası, Yapı Kredi,
Bentur, Credit Europe, Dexia, Winner
Mermer, Simtaş Mermer, Tekmar
Mermer, Federal Mermer, Granitaş
bulunuyor. Türkiye’nin Rusya’daki müteahhitlik hizmetleri ise 1989 yılından
2013 yılına kadar bin 366 projeyle 47
milyar 487 milyon dolar düzeyinde
bulunuyor.
Türkiye-Rusya krizi Kadir Has Üniversitesi’nde tartışıldı
Türkiye ile Rusya arasında yaşanan krizin
gelişimi ve süreci, Kadir
Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa
Çalışmaları Merkezi’nin
(CIES) düzenlediği “Türkiye-Rusya Krizi: Sırada
Ne Var? Uluslararası
İlişkilerin Karmaşıklığını
Anlamak” başlıklı panelde tartışıldı.
Aralık 2015
T
ürkiye ile Rusya arasında, Türk
hava sahasını ihlal eden bir Rus
savaş uçağının düşmesiyle oluşan ve
bir süredir devam eden siyasi krizin
gelişimi, arka planı ve varabileceği
nokta, Kadir Has Üniversitesi’nde
konuşuldu. Kadir Has Üniversitesi
Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Çalışmaları Merkezi’nin (CIES) düzenlediği
“Türkiye-Rusya Krizi: Sırada Ne Var?
Uluslararası İlişkilerin Karmaşıklığını
Anlamak” başlıklı panelin moderatörlüğünü gazeteci-yazar Cüneyt
Özdemir yaparken, Kadir Has
Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal
Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç.
Dr. Ahmet Kasım Han, Kadir Has
Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve
Habertürk gazetesi yazarı Soli Özel,
Rusya’da uzun yıllar görev yapmış
ve Türk-Rus ilişkilerinde uzmanlığıyla
tanınan gazeteci Cenk Başlamış ve
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ceyda
Karan konuşmacı olarak yer aldı.
Özdemir: Sanırım
daha işin başındayız
Kalabalık bir öğrenci, akademisyen ve Rusya’yla ilgili kesimlerden
temsilci topluluğu tarafından izlenen
paneli, konuşmacıları da tanıttığı kısa
bir konuşmayla açan gazeteci yazar
45
sonrası ‘uçak krizini sömürme’ gibi
algılanacaktır” ifadelerini kullandı.
Bildiğimiz Ortadoğu’nun
sonu geliyor
Cüneyt Özdemir, “Bir ay kadar önce
Rusya ile Türkiye arasında bir krizden
bahsetmek çok zordu. Hatta biz Türkiye ile Rusya’nın birbirine ne kadar
benzediğine dair bir dosya hazırlıyorduk. Zannediyorum krizin bu noktaya
gelmesinin en önemli sebebi de bu.
Bence krizin derinleştiği veya zirveye
vurduğu değil, henüz başladığı bir
noktadayız. Yakın gelecekte TürkiyeRusya krizinden daha çok bahsedeceğimizi sanıyorum. Ancak benim
esas çekincem, Rusya’nın sembolik
de olsa askeri bir karşılık vermesi” diye
konuştu.
Doç. Dr. Ahmet Kasım Han:
NATO memnun gibi
Konferansta söz alan Kadir Has
Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Ahmet Kasım Han, krizde NATO’nun
bir müddet temkinli davranmasının ardından tamamen Türkiye’nin
yanında yer almasına dikkat çekti.
Doç. Dr. Han, “Aslında NATO’nun
bundan başka yapacak bir şeyi yok.
Zira Soğuk Savaş’tan bu yana ilk
defa bir NATO ülkesi bir Rus uçağını
düşürmüş durumda. Bundan başka,
NATO’nun Rusya’yla uçak olayından
başka yaşadığı birçok sorun var. Dolaylı olarak Suriyeli göçmenler sorunu,
Ukrayna krizinden doğan Kırım’ın ilhakı
sorunu gibi… Dolayısıyla bu krizin de
Türkiye-Rusya krizinden NATO-Rusya krizine evrilmesinden çekiniyorlar.
Bundan dolayı Türkiye’yi biraz Rusya
tehlikesini göğüsleyecek bir pozisyonda görüyorlar. Sadece, NATO’nun
ikinci büyük nükleer gücü olan Fransa
biraz geri planda kaldı. Netice itibarıyla
NATO tuzağa düşmedi ve durumdan
dolaylı olarak memnun gözüküyor.
Ancak direkt olarak memnun olduğunu söylemek mümkün değil. Zira
kriz yarın direkt olarak kendilerini de
etkileyebilir” şeklinde konuştu.
Rusya doğalgazı kesecek mi?
Kriz başından beri konuşulan “Rusya
doğalgazı keser mi” tartışmalarına
da değinen Doç. Dr. Han, “Ben
Rusya’nın doğalgazı tamamen
keseceğini sanmıyorum. Çünkü bu
durumda batı üstündeki güvenilir
doğalgaz satıcısı imajını yitirir. Ben şu
sıralarda rafa kalkan TANAP projesinin bir süre daha askıda kalacağını
sanıyorum. Bir de kışın en soğuk
günlerinde boru hattında bir ‘arıza’
çıkacağını ve giderilmesinin 8-10 gün
kadar süreceğini tahmin ediyorum.
Onun dışında Rusya’nın doğalgazı
tamamen kapatması gibi bir durum
söz konusu olmaz. Ancak ticaret ve
turizm gibi sektörler ciddi zararlar
görecektir. Putin’in atacak fazla adımı
kalmadı. Çünkü bundan bir adım
Rusya’yla yaşanan krizin yakın gelecekteki durumunu da değerlendiren
Doç. Dr. Ahmet Kasım Han, “berbat”
ve “çok berbat” olarak konumlandırdığı iki ayrı senaryoyu dile getirdi. Doç.
Dr. Han, “Şu an Suriye’de herkesin
üstünde anlaştığı tek silahlı güç var, o
da PYD. Bu noktadan hareketle Kürtler eğer oyunun galibi oldukları algısını
abartılı bir biçimde kullanmazlarsa
oyunu galip tamamlayabilir. Bu da bizi
Kuzey Suriye’deki Kürt kantonlarının
birleşmesine götürebilir. Bu şekilde
de Türkiye, Arap Ortadoğusu’ndan
koparılmış olur. Bu süreçte yükselen
bir başka oyuncunun da İran olacağı kanaatindeyim. Güney Irak’taki
aktivitesini artıracağını düşünüyorum.
Yaşananlar neticesinde Suriye ve
Irak’ta ‘herhangi bir ülkenin egemenliği
altında olmayan bölgeler’ oluşabilir.
Bu süreçte ABD istese de istemese de Ortadoğu’dan çıkarılacaktır.
Netice itibarıyla 10 yıl içinde bildiğimiz
Ortadoğu’nun sonunun geleceğini
düşünüyorum. Bütün bu yaşananların
arasında Kıbrıs’ta nihai çözüme de
ulaşılması muhtemel. Bundan başka
adına ‘Arap Baharı’ denen sürecin
Suudi Arabistan’a da sıçrayabileceğini
tahmin ediyorum” dedi.
Soli Özel: Türkiye denklemin
dışına itildi
Türkiye ile Rusya arasında yaşanan
krizin yeni olmadığını, iki ülke arasında
aslında 2008 yılından beri bir “itişkakış”ın yaşandığını söyleyen Kadir
Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Habertürk Gazetesi yazarı Soli Özel, bu
yaşananları 2004’te Kıbrıs’ta yapılan
Annan Planı Referandumu’na kadar
götürmenin de mümkün olduğunu
ifade etti. O dönem Rusya’nın referandumda “Hayır” çıkması için çok çaba
harcadığını hatırlatan Özel, “Rusya
hiçbir konuda Türkiye’nin çıkarına
davranmadığı gibi, kendi tutumunu
da asla yumuşatmadı. Tam tersine
Türkiye, Gürcistan krizinde ABD savaş
gemilerine Montreux Antlaşması
gereği geçiş izni vermeyerek bir nevi
Rusya’ya destek çıktı, ancak Rusya
her fırsatta Karadeniz’de Türkiye’yi sıkıştırdı. Ve artık Karadeniz’den bir ‘Rus
gölü’ diye bahsetmek mümkün. Aslına
bakarsanız Türk-Rus ilişkileri çok yönlü
Aralık 2015
46
GÜNCEL
kendini toplamasına sebep oldu.
Birkaç gün önce de hatırlarsanız
bir bölük Türk askeri Musul’a gitti.
Acaba Türkiye, kendi sınırı üzerinden
giremediği Suriye’ye Musul üstünden
mi girmeye çalışacak? Ben şu anki
durumu son derece riskli görüyorum”
dedi. Rusya ile yaşadığımız bu kriz
lojistik sektörünü de etkileyecek. Lojistik sektöründe Rusya, önemli pazarlarımızın başında geliyor. UND’nin
Sesi olarak konuyu Logitrans’tan
Cihan Sünel ile değerlendirdik.
Logitrans Genel Müdürü
Cihan Sünel
ve çok derindir. Putin şimdi uçak olayı
uğruna bu ilişkileri de baltalıyor. Nedenini anlamak mümkün değil. Rus savaş
uçağının neden düşürüldüğünü de
anlayabilmiş değilim. ‘Caydırıcılığımızı
göstermek için’ deniyor. Sebep buysa,
o uçağın düşürülmesinden sonra Rus
uçaklarının o bölgede veya başka bölgede ihlal yapıp yapmadığına ve buna
karşı bizim ne yaptığımıza da bakmak
lazım” diye konuştu.
Cenk Başlamış: Çavuşoğlu-Lavrov
görüşmesi önemli
Gazeteci Cenk Başlamış ise Rusya’nın
Suriye’deki olaylara 30 Eylül itibarıyla
müdahil olduğuna dikkat çekerek,
“Rusya aslında 30 Eylül’deki bu
müdahalesiyle kendisinin Ortadoğu
denkleminde kenara atılamayacak bir
ülke olduğunu gösterdi. Tüm dünyaya
‘Bakın biz çok güçlüyüz’ mesajı verdi.
Hazar Denizi’nden füzelerle vurmalarla
adeta şov yapmaya çalışmıştı. Ancak
uçağının düşürülmesi şovu durdurdu
ve Rusya ile Putin’in karizmasını bir
parça çizdi. Bundan sonra Rusya’nın
takındığı tavırda bir parça iç politikaya
yönelik tutumlar da var. Putin de bizim
siyasetçilerimize oldukça benzediği için
bu olayı bir iç politika malzemesi olarak
kullanmaya çalışıyor. Ben krizin daha
fazla derinleşeceğini ise zannetmiyorum. Çünkü özellikle Putin, uçak olayına
son derece yüksek perdeden girdi.
Bundan bir adım ilerisine gidecek yolu
kalmadı. Bir de Rusya, Türkiye’yi kendi
dengi olarak görmüyor. Biraz tepeden
bakıyor. Ancak hızlı bir şekilde bir sakinleşme de öngörmüyorum. Zira Putin
de Rusya da bu yaşananları tamamen
unutmaz. Bu noktada Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri
Bakanı Sergey Lavrov arasındaki görüşmeyi de son derece önemsiyorum.
Bir sonuç çıkmasa da bu görüşme en
Aralık 2015
“Rusya pazar payı Türkiye
için büyük önem arz etmektedir. Gürcistan-Azerbaycan
hattında Azeri geçiş ve gemi
bedellerinde yapılacak
iyileştirmeler bu hattın
aktif olarak kullanılmasını
sağlayacaktır. “
azından diplomasi kapısının açılmasını
sağladı” ifadelerini kullandı.
Ceyda Karan: Durum çok riskli
Yaşanan sürecin biraz abartılı bir şekilde
devam ettiğini düşündüğünü söyleyen
Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ceyda Karan ise, Rus uçağının düşürülmesi ile bir
şeylerin başlatılmaya çalışılmış olabileceğini söyledi. Karan, “Uçağın düşürülmesinden sonra yaşanan gelişmelere
ve gerek Karadeniz’deki, gerekse de
Doğu Akdeniz’deki pozisyon almalara
bakacak olursak sanki başka kıvılcımların çıkması bekleniyor gibi bir hava var.
Yaşanan krizin planlı ve bilerek çıkarılmış bir kriz olduğu, özellikle ABD’nin
Suriye olayında çaptan düştüğü için,
yeniden devreye girmek amacıyla
böyle bir krizi tetiklemiş olabileceğine
yönelik iddialar var. Önce şunu bilmek
gerek: 1989 sonrası Soğuk Savaş sona
ererken Rusya’ya verilen hiçbir söz
tutulmadı. Örneğin Doğu Bloku’nun
Batı’ya katılmayacağı söylendi ancak
Batı bu ülkeler parça parça içine aldı.
Rusya, son 10 yıldır Afganistan ve Irak
gibi bölgelerde siyasi ve askeri gücü için
yatırım yapıyor. Özellikle 11 Eylül’den
sonra otorite sorununun yaşandığı ülkeler buralar. 11 Eylül’den sonra Rusya,
Ortadoğu’ya da el attı. Dikkat ederseniz Suriye’de Beşşar Esad ve devlet
kuvvetleri, yenilmeye yüz tutmuşken 30
Eylül’de devreye girdi. Bu da Esad’ın
Sünel: Çok sayıda nakliyeci
firmanın iflasına neden olacak
Cihan Sünel/Logitrans Genel
Müdürü
“Türkiye’den gönderilen hiçbir malzemenin Rusya’ya girişine müsaade
edilmiyor. Araç menşei gözetmeksizin 100 civarında aracımız Rusya giriş
kapısından geri çevrildi.
Şu an itibari ile olumlu bir gelişme
olmamıştır. Belirsizlik ortamının
oluşmasından dolayı firmalar karar
veremez durumdadır. Vize muafiyetinin kaldırılması da ayrıca sektöre
olumsuz etki yaratacak ve en başta
şoför sorununu tetikleyecektir. Bu
durumun devam etmesi firmamızı
yüzde 100 zarara düşürmüştür.
Sektör acısından da çok sayıda nakliyeci firmanın iflasına neden olacaktır
çünkü Rusya pazar payı Türkiye
için büyük önem arz etmektedir.
Gürcistan-Azerbaycan hattında
Azeri geçiş ve gemi bedellerinde
yapılacak iyileştirmeler bu hattın aktif
olarak kullanılmasını sağlayacaktır.
Kazakistan güzergahında yapılacak
taşımalarda en aktif olarak kullanılacak hat gözüyle bakabiliriz. İran,
her zaman taşımalarda ve transit
geçişlerde sorun çıkartmaya devam
ediyor. İran üzeri sevkiyatlarda transit
süre ve Türkmen vize sorunları vardır.
Bu sebepten ötürü İran hattının
aktif olarak kullanılması söz konusu
değildir. Rusya ile yaşanan krizden
dolayı İran’ın da bize sorun çıkaracağı aklımızın bir köşesinde durmaktadır. Hazar geçişlerindeki güzergah,
transit ve Ro-Ro masraflarının çok
yüksek olması taşımacılık sektörün
bu güzergahı kullanmasında uzaklaştırmaktadır. Maliyetlerin yüksekliği
doğal olarak ihracatçılarımızın da
rekabet gücünü azaltmaktadır. UND,
bu konuda bizzat iyileştirmeler yapmış olsa da halen yetersizdir. İstikrar
süreklilik ve stabil geçiş kolaylıkları
sağlanmalıdır.”
47
Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Görçün:
Lojistikte yasa çıkarsa sektör gaza basacak
Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Özel Yük Çalışma
Grubu ve Vinç İşletmecileri Derneği’nin (Vinç-Der) ortak çalışması ile hazırlanan
“Ağır ve Havaleli Yük Taşımacılığı Taslak Mevzuatı” Ulaştırma, Denizcilik ve
Haberleşme Bakanlığı’na sunuldu.
Ç
alışma grubunda yer alan
Kadir Has Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekan
Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ömer
Faruk Görçün, “Ağır yük taşımacılığı sektörünün oldukça fazla
sıkıntısı var. Bunların çözümü ise
çok basit değişikliklere dayanıyor.
Biz de sektör paydaşları olarak
yeni yönetmelik taslağını sektörü
uluslararası düzeyde kapsayıcı ve
son derece anlaşılır ve açıklayıcı
bir şekilde hazırladık. Taslakla ilgili
bakanlıktaki çalışmalar sürüyor”
dedi.
Sektörün sorunlarını
aşmak çok kolay
Ağır yük taşımacılığı ve hareketli
vinçlerin operasyonel süreçleri
uluslararası düzeyde başarılı örneklere oranla Türkiye’de birtakım
problemlerle karşılaştığını kaydeden Görçün, “Ağır yük taşımacılığı
ve hareketli vinç operasyonlarının
paydaşları değerlendirildiğinde
özellikle ulaşım altyapısı, büyük
inşaat faaliyetleri, santraller gibi
büyük altyapı yatırımlarını üstelenen işletme ve kuruluşlarının söz
konusu sektörün önemli paydaşları olduğu görülüyor. Sektörün
yasal düzenlemeler çerçevesinde
birtakım sınırlılıklara maruz kalması olması gereken katma değeri
üretebilmesini engellemesinin
yanı sıra paydaşların faaliyetlerini
de, ülke ekonomisini de olumsuz
yönde etkiliyor” ifadelerini kullandı. Bu durumun kolayca giderilebilecek bir sorun olduğunu ifade
eden Görçün, “Örneğin bu sektör,
sahip olduğu büyüklüğe cevap
veremeyecek ölçüdeki trafik
düzenlemelerine tabi. Sektörün
bu şekilde hazırlanmış bir trafik
yasasıyla yönetilemeyeceği açık.
Ayrıca sektörümüzün belirli bir
düzen ve sistem olarak tanımlan-
ma, sektöre giriş çıkışın kontrol
edilmesi ve kayda alınması,
özel izin belgelerinin ve bunların
sürelerinin düzenlenmesi, kamu
kurumlarında sektörümüzle ilgili
birimlerdeki çok başlılık gibi son
derece ivedi ihtiyaçları da var.
Üniversite mensupları ve sektör
temsilcileri sektöre sınırlılık getiren uygulamalardan birisinin de
karayolu kullanımına ilişkin kısıtlar
olduğu konusunda mutabıklar.
Bu çerçevede problemin ortadan
kaldırılması AB yasal düzenlemelerinde yer alan uygulamaların
kabulü ile son derece kolay bir
biçimde çözüme kavuşturulabilir”
dedi. Görçün, tüm gereksinimleri
“Ağır yük taşımacılığı sektörünün
oldukça fazla sıkıntısı var. Bunların
çözümü ise çok basit değişikliklere
dayanıyor. Biz de sektör paydaşları
olarak yeni yönetmelik taslağını
sektörü uluslararası düzeyde kapsayıcı
ve son derece anlaşılır ve açıklayıcı
bir şekilde hazırladık. Taslakla ilgili
bakanlıktaki çalışmalar
sürüyor” dedi.
karşılayacak düzeyde bir yasal
düzenleme taslağının oluşturularak buna ilişkin bilimsel ve saha
çalışmalarının ivedilikle gerçekleştirilmesinin üniversite ve sektör
temsilcilerinin işbirliğinde kabul
edilen bir husus olduğunu belirtti.
Görçün, bu kapsamda yapılacak
çalışmaların bilimsel araştırma
projesi çerçevesinde oluşturulacağını aynı zamanda kamu yararı,
sektörün kapasite ve faaliyetlerinin hızının artırılması, sosyal ve
ekonomik faydalar ekseninde bir
yasal düzenleme taslağı oluşturulduğu bilgisini de verdi.
Taslak geçerse sektör
kendini kat kat aşar
Yönetmelik taslağının, ekleriyle
birlikte tümüyle bilimsel araştırma ve çalışmalara dayalı olarak
hazırlandığını, taslağın uluslararası
düzeyde kapsayıcı ve açıklayıcı
bir nitelikte olduğunun altını çizen
Görçün, “Geçtiğimiz süreç içerisinde proje çalışmasının sonuna
gelinmiş ve hazırlanan yönetmelik
taslağı ek araştırma ve inceleme
ile bilimsel bulguları da kapsayan
ek dokümanlar ile birlikte UND
ve Vinç-Der yönetimi ile birlikte
Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda ilgili birimlere
sunuldu. Bakanlık da konuyla
ilgili çalışmalara başladı. Gerekli
detayları açıklamak üzere ortak
çalışmalarımız sürüyor. Ağır yük
taşımacılığı sektörü başta olmak
üzere tüm Türkiye ekonomisinin
çok ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz bu yönetmeliğin yürürlüğe
girmesi için Bakanlık’ta yoğun
mesai harcanıyor. Sonuçlarını kısa
sürede alabileceğimize inanıyorum. Zira sektörümüz, bu kadar
kolayca aşılabilecek sınırlılıkları
aşarsa, ekonomi için yarattığının
kat kat üzerinde katma değer
yaratır” ifadelerini kullandı.
Aralık 2015
48
GÜNCEL
Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda lastiğin
trafikteki hayati önemi vurgulandı
Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in de katıldığı Trafik Güvenliği
Sempozyumu’nda lastik/araç uyumsuzluğunun sürüş güvenliğini tehlikeye
atabileceği; kazalara davetiye çıkarabileceği belirtildi.
6
. Karayolu Trafik Güvenliği
Sempozyumu ve Sergisi
Ankara’da gerçekleşti. Trafik
güvenliğinin sağlanması ve kazaların azaltılması amacıyla yola çıkan
ve 6.’sı düzenlenen sempozyumun
bu yılki önemli konularından biri de
lastik idi. Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in de katıldığı
sempozyumda LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ünsal, bir sunum yaparak lastiğin trafikteki hayati önemine
dikkat çekti. LASİD Genel Sekreteri
Ünsal; sempozyumda elde edilen
sonuçların sağlıklı bir trafik düzenine
ve kazaların azalmasına yardımcı olacağını belirterek derneğin
beklenti ve önerilerini de dile getirdi:
‘’Bu yılki sempozyumun, sürücülerimizin ve araç sahiplerinin doğru
lastik kullanımı konusunda ülke
çapında düzenlenmiş bir çalışmayla
bilinçlendirilmesi için karar almasını
bekliyoruz. Resmi kurumların, sivil
toplum kuruluşlarının ve gönüllülerin
tüm medya araçlarını kullanarak
bilinçlendirme çalışmalarına ortak
olmalarını öneriyoruz. Doğru lastik
kullanımı konusunda yapılacak çalışmaların sadece kış lastiği dönemi
için değil tüm yıl boyunca sürecek
şekilde yapılmasının, eğitimin kalıcı
olması açısından yararlı olacağını
düşünüyoruz. Kış lastiği kullanımının, Ticari Araçlar için zorunluluk
haline gelmesi önemli bir adımdır.
Binek ve diğer araçlarda da gerekli
durumlarda kış lastiği kullanmasının
zorunlu olmasını öneriyoruz.’’
Tüm kurum ve kuruluşlar
çözüm için elele vermeli
LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ünsal şunları söyledi: “Lastiğin birçok
hayati önemi vardır. Ancak güvenli
sürüş için hepsinin bir denge içinde
olması gerekir.” Dünyada her yıl
milyonlar ile ifade edilen yaralanmalı
ve ölümlü kaza olduğuna dikkat çeken LASİD Genel Sekreteri Bahadır
Ünsal, “Ülkemizde 19 milyon 700
bin trafiğe kayıtlı araç yollarımızAralık 2015
da dolaşıyor. Bu, daha çok kaza,
yaralı veya yaşam kaybı demek.
Lastiğin trafik kazalarındaki önemi
uzun yıllardır biliniyor. Buna rağmen
koruyucu veya sebep olucu etkisi
konusunda yeterli güvenilir bilgi
bulunmamakla birlikte, yine de biliyoruz ki güvenli sürüş için lastik can
simidimizdir. Bu sebeple ilgili tüm
kurum ve kuruluşların bu sorunun
çözümü ve sebeplerinin giderilmesi
için elele vermesi gerekiyor” dedi.
Güvenli bir sürüş için
vazgeçilmez kurallar
LASİD Genel Sekreteri Ünsal sempozyumdaki konuşmasında şunları
söyledi: “Lastiğinizin daha güvenli
kullanılması konusunda; sürücü,
araç, yol, yük, lastik ve benzeri
birçok faktör etkili olmakla beraber,
hiçbirisinin değeri bir diğerine göre
daha az olmayıp birbirini destekleyen özelliklerdir. Güvenli bir sürüş
için lastiğinizin; araç üreticisi tarafından belirlenmiş ebatta olması,
lastiğinizin ve aracınızın düzenli ve
sürekli bakımının yaptırılması, diş
derinlikleri ve havalarının belli aralıklarla kontrol edilmesi ve mevsime
uygun lastik kullanımı vazgeçilmez
kurallardır. Tabii ki bundan daha da
önemlisi, birçok tecrübe sonucunda
oluşturulmuş trafik kural ve işaretlerine ödünsüz uyulmasıdır.’’
Araç/Lastik ayarlarında uymanız
gerekenler
Araç üreticilerinin üretecekleri
araçların tüm özelliklerinden oluşan
“Lastiğin birçok hayati önemi vardır. Ancak
güvenli sürüş için hepsinin bir denge içinde
olması gerekir.” Dünyada her yıl milyonlar
ile ifade edilen yaralanmalı ve ölümlü kaza
olduğuna dikkat çeken LASİD Genel Sekreteri
Bahadır Ünsal, “Ülkemizde 19 milyon 700
bin trafiğe kayıtlı araç yollarımızda dolaşıyor.
Bu, daha çok kaza, yaralı veya yaşam kaybı
demek. Lastiğin trafik kazalarındaki önemi
uzun yıllardır biliniyor” dedi.
toplam yapıyı en iyi taşıyacak
lastiğin özelliklerini lastik üreticileri
ile paylaştıklarını; lastik üreticilerinin
de ihtiyaçları eksiksiz bir şekilde karşılayacak lastiği ürettiğini
kaydeden Bahadır Ünsal; lastiğin
doğru ve uygun lastik olması için
uyulması gereken ayarlar konusunda şu önemli bilgileri verdi: “Doğru
ve kurallara uygun olmayan Araç/
Lastik ayarları (örneğin balansı ve
ön düzen ayarları doğru olmayan
lastik) aracın sürüş konforu ve güvenliğini tehlikeye atar. Bu durum
aynı zamanda lastiklerin düzensiz
aşınarak, ömrünü tamamlamadan
kullanım dışı kalmasına sebep olur.
Araç üzerindeki lastiklerin takıldığı
pozisyonlar değiştirilmez ise, yük
dağılımı farklılıkları, değişen araç
sürüş alışkanlıkları, yol şartları
ve araç mekaniğinin etkileri ile,
lastikler, zamanından önce ömrünü
tamamlayabileceği gibi aracın kaza
yapmasına yol açabilecek davranış
bozuklukları yaratabilir. Özelikle ön
dingilde yer alan lastikler ve bunların bağlı olduğu parçaların geometrisi sürüş konforu ve güvenliği
sağlarken, tersi durumlar kazalara
davetiye çıkarır. Bunun önlenmesi
için genel olarak ön düzen ayarları diye adlandırdığımız ayarların
yapılması ve düzenli olarak kontrol
edilmesi gerekir.”
49
ALC Lojistik filosunu Iveco ile güçlendirdi
Sektörün önde gelen etkin firmalarından ALC Lojistik, çekici filosunu
6 adet yeni nesil Iveco ile güçlendirdi. Sektörün önde gelen etkin firmalarından ALC Lojistik Taşımacılık ve
Dış Ticaret Ltd.Şti. çekici filosunu
6 adet yeni nesil Iveco ile güçlendirdi. Teslimat töreninde konuşan
sektör duayenlerinden, akademisyen ve ALC Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Ali Çiçekli, “Iveco
yeni nesil çekicileri uzun dönemden beri izliyorduk.Yeni nesil Iveco
çekicilerde birçok yenilik ve kolaylık
bulunmaktadır. Biz yine de izlemekle yetinmedik. Bir adet Iveco test
aracını alıp yaklaşık 10 bin km yol
yaptırıp denedik. Test sonuçlarını
aracın performansı, yakıt tüketimi,
servis ve işletim maliyetleri, sürücü
memnuniyeti gibi kriterler açısından
değerlendirip muadil marka çekicilerle mukayese ettik. Buna ilaveten
aracın satın alma bedeli ve buna
bağlı olarak amortisman maliyeti
ile satış sonrası hizmetler ve 3 yıllık
garanti süresini de hesaba kattık.
Yaptığımız tüm bu değerlendirmeler
sonucunda Iveco’nun emsallerine
oranla çok daha avantajlı ve uluslararası taşımacının dostu olduğunda
hemfikir olarak filomuzu şimdilik 6
adet Iveco 460 Stralis çekici ile
güçlendirdik. Tabii bu kararımız-
da Iveco mensuplarının, özellikle
Sayın Ömer Bursalıoğlu ve ekibinin
de etkisi olduğunu belirtmeden
geçemeyeceğim. Önümüzdeki
dönemlerde de gerek yenileme gerekse de genişleme yatırımlarımızda
tercihimizin Iveco olacağını umut
ediyorum” dedi.
Doğru yönetim anlayışı ve doğru
ekiple adımızdan söz ettiriyoruz
Ali Çiçekli açıklamasında şu bilgilere
yer verdi: “ALC Lojistik, yaklaşık
5 yıllık geçmişine rağmen doğru
yönetim anlayışı ve doğru bir ekiple
kısa sürede sektörde adından söz
ettiren bir lojistik şirketi olmuştur.
Şirket kuruluşunda tespit ettiğimiz
‘terzi mantığıyla butik hizmet’ temel
parolası ile müşteri odaklı hizmet
anlayışımızdan hiçbir ödün vermeden yolumuza tedbirli ama kararlı
bir şekilde devam ediyoruz. Bizim
için temel öncelik, nicelikten çok
nitelikli hizmet ve etkinliktir. Filomuzda halihazırda 31 adet mega
tenteli treyler, 16 adet jumbo cam
taşıyıcılı treyler ve 1 adet lowbed
bulunmaktadır. ALC Lojistik yurt
içinde 40 ilimiz ve yurt dışında 30’u
aşkın ülkeye taşımacılık ve lojistik
hizmeti sunmaktadır. Bize bu imkanı sağlayan başta fedakar sürücülerimiz olmak üzere, yöneticilerimiz
ve tüm çalışanlarımıza bu vesile ile
şükranlarımızı sunarım.”
2 bin 750 adet kamyon sattı,
2016 yılında şov yapmaya hazırlanıyor
2015 yılında 2 bin 750 adet
kamyon satışı gerçekleştiren
MAN, gelecek yıl şov yapmaya
hazırlanıyor. Comvex Fuarı’nda
yeni Efficientline 2 serisini tanıtmaya hazırlanan marka gelecek yıl
ayrıca kamyon segmentine 4x4,
6x4 ve 6x8 araçları da ekleyecek.
Firma ayrıca hafif ticari araç pazarına da yeni bir ürün ile çıkmaya
hazırlanıyor. MAN, 16 Aralık’ta
düzenlediği basın toplantısında
2015 yılını basın mensuplarına
değerlendirdi. Toplantıya MAN
Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş.
Satış ve Pazarlama Direktörü Eren
Gündüz ve MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Kamyon Satış
Direktörü Serkan Sara ev sahipliği
yaptı. Toplantıda MAN yetkilielri
ayrıca 2016 beklentilerini de paylaştı. MAN’ın Türkiye’de, 435,5
milyon euro cirosu, bin 797 çalışanı ile güçlü bir şirket olduğunu
vurgulayan Gündüz, 2016 yılında
da iddialı olduklarının altını çizdi.
MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret
A.Ş. Kamyon Satış Direktörü
Serkan Sara, 2015 yılı kasım ayı
sonu itibari ile 12 ton üstü kamyon pazarı gelişimine bakıldığında; bir önceki yılın aynı dönemine
göre yaklaşık yüzde10’luk bir
gelişim gözlendiğini belirtti. 2015
yılında pazarın adetsel satış
boyutunun da, 2014’e göre daha
yüksek olarak gerçekleşeceğine
dikkat çekti.
Aralık 2015
50
İFTAR
LOJİSTİK
Satın alma ve birleşmeler
2016 yılında yeniden ivme kazanacak
Esin Avukatlık Ortaklığı Ortağı Muhsin Keskin: “Borsa’da ortaklıktan çıkarma
(squeeze out) M&A işlemlerinde itici olacak. Ortaklıktan çıkarma hakkı, borsaya
kote bir şirketi satın alıp borsa kotundan çıkararak halka kapalı bir şirkete dönüştürmek için harika bir fırsat” dedi.
S
on dönemde düşüş gösteren
satın alma ve birleşmelerin
(M&A) 2016 yılı itibariyle eski
ivmesini kazanması bekleniyor. “Squeeze out” olarak adlandırılan Borsa’da
ortaklıktan çıkma hakkının ise potansiyel büyümeye önemli destek sağlayacağı bekleniyor.
Son yıllarda önemi giderek artan
M&A yılın ilk aylarına hızlı başlamasına
rağmen yerel ve yurtdışı piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak yılın ikinci
yarısında yarı yarıya düşüş gösterdi.
2014’ün ilk sekiz ayına kıyasla yüzde
50 düşüş gösteren ve yılı bu düzeyde
kapaması beklenen M&A işlemlerinin, gittikçe daha popüler hale gelen
ortaklıktan çıkmanın yürürlüğe girmesi
ile 2016 yılında beklenen ivmeyi
kazanması öngörülüyor.
2014 yılında SPK tebliği sonrasında
hukuk sistemine dahil olan Borsa’da
ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmasının ilk ve başarılı örneklerinden biri
olan Vaillant Saunier Duval Iberica, Esin Avukatlık Ortaklığı Ortağı
Muhsin Keskin’in de danışmalığı
ile, Türk Demir Döküm Fabrikaları A.Ş.’nin azınlık hissedarlarını
ortaklıktan çıkardı. Esin Avukatlık
Ortaklığı Ortağı Muhsin Keskin,
“Squeeze out”un M&A sağlayacağı
katkıyı değerlendirdi.
Borsa İstanbul’da ortaklıktan çıkmanın 2014 ve 2015’e damgasını
vurduğunu söyleyen Keskin: “Bu
yeni aracı ilk kullanan şirketler Türk
DemirDöküm, Alternatifbank, TEB,
Mutlu Akü, OMV-POAŞ ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri oldu. Bu şirketlerin tümünün Borsa İstanbul’da
fiilen alınıp satılan hisse oranları
oldukça düşüktü. Sonuçta eğer
işiniz için halka açıklık ekstra bir
katkı sağlamıyorsa Türkiye’de halka
açıklık olmak bir külfet. Halka açık
olmanın getirdiği ciddi yükümlülükler ve maliyetler var. Eğer bunlar
işinize katkı haline dönmüyorsa
boşa yapılan bir masraf oluyor. Bu
Aralık 2015
nedenle M&A işlemleri ciddi anlamda halka açık tarafta artacak” dedi.
lerden kaçmanın temel bir sebebi
ortadan kalkmış oldu” dedi.
M&A işlemlerinde yabancı
yatırımcı borsaya kote şirketten
kaçınmayacak
Sırada finans kurumları ve endüstriyel üretim şirketleri var
Yıllık M&A işlemleri incelendiğinde
100 işlemden yalnızca 2 ya da
3’ünün halka açık şirketleri hedeflediğini belirten Keskin, stratejik yabancı yatırımcıların kendi ülkelerinde
halka açık değilken, Türkiye’de
bildirim ve denetim yükümlülüklerine tabi olup dolaylı yoldan halka
açılmak istemediğinin altını çizdi.
Özel yatırım fonlarının da aynı nedenlerden ötürü halka açık şirketlere soğuk baktığını söyleyen Keskin
ortaklıktan çıkma hakkı sayesinde
artık yabancı yatırımcıların ve özel
yatırım fonlarının dahi halka açık
şirketleri düşünebileceğini söyledi.
Keskin, “Alıcı tarafın kendi ülkesinde de halka açık ve halka açıklık
kültüre aşina olan bir şirket olmadığı durumlarda, dolaylı olarak
tabi olunacak şeffaflık hükümlerini
düşünerek borsaya kote bir şirketi
almaktan kaçındığını gözlemliyoruz.
Ortaklıktan çıkarma onlar için iştah
açıcı bir durum. Halka açık şirket-
Vaillant’ın bu anlamında iyi bir
örnek olduğunu vurgulayan Keskin,
“SPK’nın azınlık hissedarların
ortaklıktan çıkarılmasıyla ilgili kapsamlı tebliği, 1 Temmuz 2014’te
yürürlüğe girmişti. SPK’nın dört
ay sonra tebliğde köklü değişiklikler yaptığı esnada, Vaillant’ın
ortaklıktan çıkarma süreci devam
etmekteydi.” dedi. Esin Avukatlık
Ortaklığı, olarak Vaillant’a Türk
Demir Döküm Fabrikaları A.Ş.’nin
azınlık hissedarlarının ortaklıktan
çıkarılması konusunda önemli bir
danışmanlık hizmeti sunduklarını
belirten Keskin, işlemin 2 Temmuz
2014 tarihinde, tebliğin yürürlüğe
girmesinden bir gün sonra başladığını ve özveri isteyen bir çalışma
ile Eylül 2015’te tamamlandığını
dile getirdi. Keskin, önümüzdeki
dönemde bankalar ve diğer finans
kurumları ile endüstriyel üretim
alanındaki çok büyük şirketlerin ortaklık çıkarma uygulamasını hayata
geçireceğini sözlerine ekledi.
51
Cem Kumuk “Ticari Koordinatör” olarak Alışan ailesine katıldı
H
ayata geçirdiği yatırımlar
ve faaliyetler ile öne çıkan
Alışan Lojistik; uzman kadrosu
ve profesyonel ekibi ile sektöre
yön vermeye devam ediyor. Bu
doğrultuda son olarak sektörün
özellikle tedarik zinciri yönetimi
alanında duayen ismi haline gelen
Cem Kumuk; “Ticari Koordinatör” olarak Alışan Lojistik ailesine katıldı. Lojistik sektöründeki
kariyerine 1986 yılında başlayan
Cem Kumuk yeni görevi ile Alışan
çatısı altında birbirinden başarılı yeni projelere imza atmaya
hazırlanıyor. 1967 doğumlu olan
Kumuk; ortaokul ve liseyi Ankara
Yükseliş Koleji’nde tamamladıktan
sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz
Filolojisi alanında eğitim aldı. Evli
ve iki çocuk babası olan Kumuk
İngilizce ve Fransızca biliyor. Sektörde aktif çalışma hayatına başladığı 1986 yılından beri Kumuk;
sırasıyla 1989-1996 yılları arasında Unok – Unatsan’da hissedar
yönetim kurulu üyeliği; 1996
– 1998 yılları arasında Balnak’ta
genel müdürlük; 1998-2009 yılları
arasında Ekol Lojistik’te genel
müdürlük; sonrasında da Horoz
Lojistik’te Uluslararası Hizmetler
Grup Başkanlığı görevlerinde
bulundu.
Bosch, ‘Araç İçi Ses/Görüntü’ kategorisinde
CES 2016 İnovasyon Ödülü’nün sahibi oldu
Bosch tarafından geliştirilen
dokunsal geribildirimli dokunmatik ekran, 10 Kasım’da “Araç
İçi Ses/Görüntü” kategorisinde
“CES 2016 İnovasyon Ödülü” ile
onurlandırıldı. Dokunmatik ekranın
özel özelliği: dokunsal geribildirim
sayesinde kullanıcılar navigasyon,
radyo veya akıllı telefon işlevleri
gibi bilgi-eğlence uygulamalarını
interaktif bir şekilde kullanabiliyor. Dokunmatik ekran üzerinde
yer alan tuşlar gerçekçi buton
hissi veriyor ve böylece kullanı-
cıların, uygulamaları kullanırken
uygulamaya bakmalarına gerek
olmadan klavye üzerinde istedikleri seçeneği bulması mümkün
kılınıyor. Sürüş sırasında emniyeti
önemli ölçüde arttırarak, gözlerini
daha uzun süre yolda tutmalarını
sağlıyor. Bosch AraçMultimedya Sistemleri Bölümü Başkanı
Manfred Baden, “Yeni dokunmatik ekran, kullanım kolaylığını
önemli ölçüde arttırarak mekanik
butonlarla basit bir işlemi dokunmatik ekranın avantajlarıyla bir
araya getiriyor. Yenilikçi teknoloji, pazarda hızlı bir şekilde
başarılı olmasını sağlaması için
gerekli olan her şeyi sunuyor”
diyor. CES İnovasyon Ödülleri,
Consumer TechnologyAssociationTM (CTA / Tüketici Teknolojisi Derneği) sponsorluğunda
gerçekleştiriliyor ve her yıl fuar
öncesinde CES’teki en iyi ürünleri
ödüllendiriyor. Bosch, daha önce
2013 yılında “Otomobil Teknolojisi” kategorisinde ChevroletMyLink sistemi ile CES’in En İyisi
Ödülü’nün sahibi olmuştu.
Aralık 2015
52
SÖYLEŞİ
Altun: Önümüzdeki dönemde lojistik
alanında proje yapılmasının önü açık
Şimdiye kadar Van’dan, Malatya’ya; Rize’den Hatay’a, kişi başı milli geliri Türkiye ortalamasının yüzde 75’inin altında kalan 43 il için yaklaşık 50 projenin tasarlandığını ve hayata geçirildiğini söyleyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Mali Programları Daire Başkanı Murat
Altun, yeni dönemde ise tüm Türkiye’den projeleri destekleyeceklerini vurguluyor. Altun, “Rekabetçi Sektörler Programı, öncü ve örnek projeleriyle ülkemizin
rekabetçi potansiyelini desteklemeye ve ileriye taşımaya devam edecek. Önümüzdeki dönemde de lojistik alanında proje yapılmasının önü açıktır” diyor.
Ü
lkemiz, 2023 ihracat hedefleri
doğrultusunda 500 milyar
dolarlık bir rakamı gözüne
kestirmiş durumda. Türkiye’nin bu 500
milyar dolarlık hedefe ulaşıp ulaşamayacağı her ne kadar tartışmaya açık bir
konu da olsa; ülkemizde bu hedefin
bile belirlenmesi aslında başlıbaşına
önemli bir olay olarak da görülebilir.
Peki, 500 milyar dolarlık bu rakama
nasıl ulaşılacak? İş dünyasının önde
gelen kuruluşlarından TOBB ve TİM,
bu hedefe ualaşmak noktasında
sektörlerin rekabet edebilmelerinin
asıl ve vazge çilmez unsur olduğunun
altını çiziyor. Rekabetçi sektörleri Bilim,
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AB ve
Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Mali
Programları Daire Başkanı Murat Altun
ile değerlendirdik.
Toplamda 1 milyar avroluk
kredi imkanı sağlanacak
Rekabetçi Sektörler Programı’nı
tanıtır mısınız?
Rekabetçi Sektörler Programı, Türkiye
ve Avrupa Birliği mali işbirliği anlaşması
çerçevesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı tarafından yürütülen, şu anda
yaklaşık 900 milyon avroluk bir bütçeye
sahip ve bu bütçeyi projeler aracılığı
ile kullandıran bir program. Rekabetçi
Sektörler Programı ile bölgelerin rekabet
gücünün artırılması için o bölgelerde
öne çıkan sektörlere yönelik projeler
desteklenmektedir. Örneğin Giresun
fındığıyla öne çıkan bir şehir. Programımız Giresun’da lisanslı fındık deposu ve
stok borsasının kurulmasını destekliyor.
Samsun Liman kenti. Programımız
Samsun’un bu avantajını kullanarak bir
lojistik merkezi kurulmasını destekliyor.
Hatay el yapımı mobilyada kendisini
Aralık 2015
ispatlamış bir şehir. Burada mobilyacılığı
geliştirme projesi destekleniyor.
10 bin mikro işletme ve
KOBİ’ye 643 milyon Avro
kredi kolaylığı sağlandı
Rekabetçi Sektörler Programı
Türkiye’nin kalkınmasında nasıl
bir öneme sahip?
Rekabetçi Sektörler Programı tasarlanırken hem kapsamlı bir rekabetçilik analizi
yapıldı, hem de Kalkınma Planları ve
Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi dikkate alındı. Projelerimiz seçilirken de bu
çalışmalarda yer alan öncelikli alanlarda
geliştirilmiş birçok projeye finansal ve
teknik destek verilmektedir. Bu kapsamda lojistik merkezden ortak kullanım
atölyelerine, gıda endüstrisinden doğal
taş sektörüne, özellikle yeni girişimciler
için uygun maliyetli iş geliştirme merkezlerinden lisanslı depolara kadar bölgenin
ihtiyaçlarına ve öncü sektörlerine yönelik
birçok alanda projeler destekleniyor.
Örneğin, programımız kapsamında
ülkemizin göreceli olarak daha az gelişmiş
bölgelerinde sanayi altyapısını desteklerken, daha gelişmiş bölgelerimizde Ar-Ge
ve yenilik konularına öncelik veriyoruz.
Programımızın hedefleri de bu doğrultuda
belirlenmiştir. Örneğin, toplamda 100
bin metrekare kapalı alanlı ortak kullanım
tesisi yapmak, 60 bin metrekare Ar-Ge
ve inovasyona yönelik tesis yapmak veya
desteklemek, 60 yenilikçi ürünün prototip
üretimini, 630 ürünün patent alımını
desteklemek, işletmelere 40 milyon avro
kredi garantisi sağlamak, hedeflerimiz
arasındadır. Bu kapsamda geliştirdiğimiz
Büyüyen Anadolu’ya Kredi Kolaylıkları
Projesi ile, gelişmekte olan 43 ilimizde
yaklaşık 10 bin mikro işletme ve KOBİ’ye
643 milyon Avro kredi kolaylığı sağlandı;
toplamda 1 milyar avroluk kredi imkanı
sağlanacak.
Programın amacı, vizyon ve misyonu hakkında bilgi verir misiniz?
Rekabetçi Sektörler Programı, Türkiye’deki bölgesel farklılıkların dengelenmesi için KOBİ’lerin rekabet gücünün
artırılarak sosyal ve ekonomik kalkınmanın
sağlanması, böylelikle ekonomimizin AB
ülkeleri seviyesine yükseltilmesine katkı
sağlamak vizyonuyla yürütülmektedir.
Program, Türkiye’nin kalkınma stratejisindeki öncelikli alanlarda geliştirilmiş projelere finansal ve teknik destek sağlamayı
amaçlamaktadır.
KOBİ’lerin yanısıra bireysel
destekler de olabilecek
Programdan kimler, nasıl yararlanabiliyor, KOBİ’lerin bu program
çerçevesinde bilmesi gerekenler
nelerdir?
Rekabetçi Sektörler Programı’ndan şimdiye kadar kamu kurumları, sivil toplum
53
kuruluşları, sanayi-ticaret odaları,
birlik ve borsa benzeri iş dünyası
temsilcisi çatı kuruluşlar, dernekler,
vakıflar, kooperatifler, üniversiteler,
küçük sanayi siteleri-organize sanayi
bölgeleri yönetimleri, araştırma merkezleri, belediyeler ve kaymakamlıklar gibi kâr amacı gütmeyen kuruluşlar faydalandı. KOBİ’ler finansa
erişim projelerimizle kredi alma ve
teminat imkanlarından yararlandı,
yararlanmaya devam ediyor. Ayrıca
girişim sermayesi fonları ile KOBİ’lere
yatırım yapılması söz konusu. Önümüzdeki dönemde de bu saydığımız
kurumlar Programımızdan faydalanabilecek. Yine KOBİ’lere yönelik
finansa erişim projeleri olacak. Ayrıca
bireysel proje başvurusu yapılabilmesi konusunu yeni programımıza
dâhil ettik. Bu yöntemin uygulamaya geçebilmesi için Avrupa Birliği
yetkilileri ile görüşmelerimiz devam
ediyor. Konu ilerleyen günlerde netlik
kazanacak. Tüm proje sahiplerine
web sayfamızı düzenli olarak takip
etmelerini öneriyorum. Güncel gelişmeleri sayfamızda bulabilirsiniz.
Sanayi ve ticaretin gelişmesi için ana unsurlardan birisi güçlü lojistik
altyapısıdır
Türkiye’de lojistik pazarı her
geçen gün büyüyor ve ülke
olarak bu alanda önemli bir
pazarız. Peki Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında bu
alanda yapılan/yapılacak çalışmalar sektöre ne gibi ek katkılar
sağlar?
Türkiye, jeopolitik konumu gereği
Avrupa, Asya ve Ortadoğu pazarlarına doğrudan ulaşılabilmesi açısından
stratejik bir öneme sahiptir. Sanayi
ve ticaretin gelişmesi için ise ana
unsurlardan birisi güçlü bir lojistik
altyapısıdır. Türkiye’nin uluslararası
ticaret için önemli bir lojistik üs haline
gelebilmesi için ülkemizdeki lojistik
sektörünün daha fazla geliştirilmesi
ve bunun yanı sıra ticarete konu olan
ürünlerin kalitesini koruyarak uygun
saklama ve depolama koşulları altında muhafaza edilmesini sağlayacak
projelerin de hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Ülkemizin
bu güçlü yanını ortaya çıkaran projeleri programımızda destekliyoruz.
Gururla ifade etmek isterim ki, Rekabetçi Sektörler Programı sayesinde
ülkemizin ilk lisanslı fındık, hububat,
pamuk, kayısı depolarını kuruyoruz.
Bu projelerin toplam bütçeleri 40
milyon avroyu buluyor. Bu ürünler
ihracatımızda da bölge ekonomilerinde de büyük yere sahipler ve biz
projelerimiz sayesinde, bu ürünlerin
hem katma değerini artıracağız hem
de bu sektörlere öncülük edeceğiz.
Ayrıca bu projeler üreticilerin bu
depolardan ve stok borsalarından
yararlanarak çıkarlarını korumalarına
imkan sağlayacak. Keza, Samsun
Lojistik Projesi de en önemli liman
şehirlerimizden olan Samsun ilinin
lojistik potansiyelini açığa çıkaracak
ve bölge ekonomisini canlandıracak
bir proje, Trans Avrupa ağlarına
üyelik hedefiyle de uluslararası
bir boyuta sahip. Programımızın
stratejisi her zaman öncü ve örnek
projeler yapmaktır. Bu projelerin de
örnek teşkil ederek, benzer altyapıların oluşturulmasında öncü olmasını
istiyoruz.
Samsun Lojistik Merkezi Projesi
Lojistik sektörümüz bu programdan nasıl yararlanabiliyorlar?
Türkiye, hem stratejik konumu hem
de nüfusu avantajı ile lojistik açıdan
büyük bir öneme sahip. Programımızda sanayi sektörlerinde katma
değer oluşturulabilmesi amacıyla
lojistik merkez ve lisanslı/lisanssız
depo/antrepoların kurulması amacıyla projeler geliştirilmiş olup bu
alandaki faaliyetlerimize de devam
etmekteyiz. Bununla birlikte, yine
belirtmiş olduğum gibi, Samsun
ilimize yaklaşık 45 milyon avroluk
(yaklaşık 130 milyon TL) bir yatırımla
bir lojistik merkez kurulması projesini destekliyoruz. Orta Karadeniz
Kalkınma Ajansı tarafından sunulan
ve proje ortaklarından Samsun
Büyükşehir Belediyesi’nin önemli
katkıları ile geliştirilen proje sayesinde Samsun Limanı’ndaki aşırı yükü
hafifleterek alternatif bir kara limanı
(dry-port) tesis etmiş olacağız.
Böylelikle, Samsun ilimiz kara,
deniz, tren ve hava yolu bağlantıları olan, depoculuk ve taşımacılık
yükümüzü rahatlatıp hızlandıracak
bir merkeze sahip olacak. Projenin,
firmalara depo alanları ve son bilişim
çözümleri ve teknolojik olanakların
kullanılmasıyla hizmet sunulması,
çok yönlü ulaşım yoluyla) imalat
sanayii ve ticarette lojistik masrafların azaltılması, Samsun Limanı’nın
kargo depolama yükünün azaltılması
gibi amaçları bulunuyor ve proje ile
lojistik merkezde yer alan şirketler
içerisinde yaklaşık bin 500 kişinin de
istihdam edilmesi bekleniyor. Ayrıca,
bu projeyle ülkemizi AB aday ülkeleri
arasında Karadeniz’e kıyısı olan ilk
ülke olarak “Trans Avrupa Ağları
Projesi”ne (TEN-T) dâhil etmek de
uzun vadeli hedeflerimizden birisi.
Böylece, tüm Avrupa’nın ulaşım
ağına erişimimiz olacak. Projenin
ihalesini tamamladık, uygulamasına
2016 yılında başlayacağız.
Neden Samsun?
Samsun, bölgenin en büyük şehri
ve ekonomik ağırlık merkezi. Güçlü
kara, demir, hava ve deniz yolu
bağlantıları ile büyük bir potansiyel
arz ediyor ve kuzey-güney ve doğubatı eksenlerindeki yük koridorunun
başlangıç noktası. Karadeniz’deki en önemli limanlardan. Zaten,
TR83 Bölgesi Lojistik Ana Planı’nda
Samsun lojistik faaliyet potansiyeli en
yüksek il olarak belirlenmişti. Bu da
Samsun Lojistik Merkezi Projesi’nin
çıkış noktası oldu. Samsun Limanı
artık ilin ticari kapasitesini taşımakta
yetersiz olmaya başlamıştı ve yeni
bir lojistik merkez ihtiyacı duyulmaktaydı. Lojistik Ana Planı’nda yer alan
bilgiler ışığında, projeye özel detaylı
bir fizibilite ve fayda-maliyet analizi
sonucunda proje oluşturuldu.
Tüm Türkiye’den projeler
desteklenecek
Başka hangi illerde kaç projeye
destek veriyorsunuz?
Şimdiye kadar Van’dan, Malatya’ya;
Rize’den Hatay’a, kişi başı milli geliri
Türkiye ortalamasının yüzde 75’inin
altında kalan 43 il için yaklaşık 50
proje tasarlandı, hayata geçirildi veya
hayata geçiriliyor. Yeni dönemde ise
tüm Türkiye’den projeler destekleyeceğiz.
“
Rekabetçi Sektörler Programı,
öncü ve örnek projeleriyle ülkemizin rekabetçi potansiyelini desteklemeye ve ileriye taşımaya devam
edecek. Önümüzdeki dönemde de
lojistik alanında proje yapılmasının
önü açıktır.
“
Aralık 2015
54
LOJİSTİK
Gümrüklerde yaşanan
sorunlar ve çözüm arayışları
MÜSİAD’ın düzenlediği, “Gümrüklerde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm
Arayışları” konulu panelde gümrüklerdeki son gelişmeler ve ülkemiz
lojistik sektörü analiz edildi.
M
üstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD)
Lojistik Sektör Kurulu,
“Gümrüklerde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Arayışları” konulu
paneli aralık ayı içerisinde MÜSİAD
merkezde düzenledi. MÜSİAD
Lojistik Sektör Kurulu Başkanı
Emin Taha’nın moderatörlük yaptığı
programa panelist olarak, İstanbul
Maltepe Üniversitesi Uluslararası
Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölüm
Başkanı Mehmet Tanyaş, Ticaret ve
Gümrük Bakanlığı, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Halil
İbrahim Bozkuş, Gümrük ve Ticaret
Bakanlığı Gümrükler Genel Müdür
Yardımcısı Önder Göçmen katıldı.
Taha: Türkiye,
bölgesinde lider ülke
Panelin açılış konuşmasını yapan
MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu
Başkanı ve Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha,
Türkiye’nin bölgesinde lider
ülke olduğunu söyledi. Taha,
Türkiye’nin jeostratejik konumu ile
dünyada daha fazla söz sahibi olabileceğinin altını çizerek yakın coğrafyamızda gelişen olaylara dikkat
çekti. Gümrüklerdeki iyileştirmelerin sektör için önemli olduğunu
vurgulayan Taha, sektörün daha
verimli çalışabilmesi için sektörün
önündeki bütün engellerin kaldırılması gerektiğini belirtti. Taha,
hız kavramının lojistik sektöründe
‘belirleyici’ olduğunu ifade ederek
kapılardaki bekletmelerin, bu beklemelerden kaynaklanan gecikmelerin son 10 yılda yapılan iyileştirmelerle son bulduğunu söyleyerek,
“Gerek hükümetimize, gerekse de
sektörümüzle yakından ilgilenen
yetkililerimize, bürokratlarımıza
en kalbi duygularımla teşekkür
ederim” dedi. Taha, daha güçlü bir
Türkiye’nin daha hızlı olmak zorunAralık 2015
da olduğunu ifade ederek, ‘güçlü
Türkiye’nin güçlü lojistik’ ile hayat
bulacağını sözlerine ekledi.
Tanyaş: Temel çözüm Türkiye
lojistik master planının gümrük,
lojistik ve tedarik zinciri boyutları ile hazırlanmasıdır
İstanbul Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi
Bölüm Başkanı Mehmet Tanyaş,
temel çözümün Türkiye lojistik
master planının gümrük, lojistik ve
tedarik zinciri boyutları ile hazırlanması olduğunu ifade ettiği sunumunda; temel taşımacılık sistemlerinin (modları) Karayolu Taşımacılığı
(Road Transportation), Denizyolu
Taşımacılığı (Ocean Transportation),
Demiryolu Taşımacılığı (Railway
Transportation), Havayolu Taşımacılığı (Air Transportation), Boru Hattı
Taşımacılığı (Pipeline Transportation), KarmaTaşımacılık (Mixed Mode
Transportation şeklinde sıralanabileceğini belirtti. Tanyaş, “Karma
taşımacılık, taşıma modlarının
avantajlarını kendi içinde entegre
edip, dezavantajlarını mümkün olduğunca saf dışı bırakan ve sürekli
kendini yenileyen gelişime açık
bir taşımacılık sistemidir. Amaç;
Maliyet, Hız, Güvenilirlik ve Hizmet
Kalitesi parametrelerinin optimum
bileşimini yakalamaktır” dedi. Ürünlerin/yüklerin belirli bir sevk nokta/
larından alınıp belirli bir teslim nokta/larına götürülmesinin/taşınmasının sadece taşımacılık olduğunu
ifade eden Tanyaş, bu durumların
lojistik olarak adlandırılamayacağını
söyledi. Tanyaş, lojistiğin sistem
yaklaşımı ile müşteri beklentilerine
en uygun taşımacılık mod/modlarını alt sistem olarak kullandığının
altını çizdi.
Gümrüklerde bilgi teknolojisinin
kullanımının yaygınlaştırılması
Gümrüklerde bilgi teknolojisinin
kullanımının yaygınlaştırılması konusunda Tanyaş, “TIR Elektronik Ön
Beyan (TIR-EPD) Hızlı Geçiş Hattı
Dilucu ve Esendere Sınır Kapılarında hayata geçirilecektir. E-TIR
Projesi pilot uygulaması başlatılacaktır. TIR Sözleşmesi kapsamında uluslararası taşıma yapacak
araçlara verilen Taşıt Onay Belgesi
işlemleri elektronik ortama aktarıla-
55
caktır. U-Net Otomasyon Sistemi iç
gümrük idarelerinde de kullanılabilir
hale getirilecek ve gerekli kontroller
iç gümrüklerde yapılacaktır. Tek
Pencere Sistemi tamamlanacaktır”
dedi. Tanyaş, ülkemizde lojistik sektöründe önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekerek bu gelişmelerin
artık ivedilikle hayata geçirilmesi
gerektiğini sözlerine ekledi.
Bozkuş: İstanbul, Türkiye
ticaretinde söz sahibi
İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü bağlantılarında;
hava, deniz ve karayoluyla taşınan
eşyaların gümrük işlemleri, serbest
bölge gümrük işlemleri, yolcu işlemleri, posta ve hızlı kargo gümrük
işlemleri olmak üzere hemen her
türlü gümrük işlemi yapıldığını ifade
eden Ticaret ve Gümrük Bakanlığı,
İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Halil İbrahim Bozkuş,
aynı zamanda tasfiye hizmetleri ile
kaçakçılıkla mücadele faaliyetlerinin yerine getirildiğini vurguladı.
Bozkuş, İstanbul Gümrük ve Ticaret
Bölge Müdürlüğü ve bağlantılarında; 755 gümrük memuru, 625
muhafaza memuru, 551 muayene
memuru, 38 avukat, 45 kimyager,
11 laborant ve diğer kadro unvanlarında toplam 2 bin 454 personelin
görev yaptığını söyledi. İstanbul’un
iline kayıtlı firmalar bazında bakıldığında 2015 yılının ilk 10 ayında
Türkiye genelindeki ithalatın 98.6
milyar doları ile ihracatın 65 milyar
dolarının İstanbul’dan gerçekleştirildiğini söyleyen Bozkuş, 2014
ve 2015 yılı ekim ayı karşılaştırmalı
verilerine göre 2015 ekim ayında
geçen yılın aynı ayına göre; ihracatın yüzde 6 artarak 7 bin 65 milyar
dolar, ithalatın yüzde 9 azalarak 9
bin 704 milyar dolar, dış ticaret hacminin yüzde 3 azalarak 16 bin 769
milyar dolar, dış ticaret dengesinin
yüzde 34 azalarak 2 bin 639 milyar
dolar olarak gerçekleştiğini belirtti.
İhracatın ithalatı karşılama oranının
2014 yılı ekim ayında yüzde 62 iken,
2015 yılı Ekim ayında yüzde 73 olarak gerçekleştiğini belirten Bozkuş,
en çok ihracat yapılan ilk 5 gümrük
müdürlüğünü (milyar dolar) şu şekilde açıkladı: “2015 yılının OcakEkim dönemi verilerine göre, en çok
ihracat yapılan gümrük müdürlükleri
arasında Halkalı Gümrük Müdürlüğü
16 milyar 571 milyon dolar ile birinci
sırada; AHL Kargo Gümrük Müdürlüğü 11 milyar 307 milyon dolar
ile ikinci sırada; Ambarlı Gümrük
Müdürlüğü ise 8 milyar 508 milyon
Dolar ile üçüncü sırada yer almıştır.
En çok ithalat yapılan ilk 5 gümrük
müdürlüğü, 2015 yılının Ocak-Ekim
dönemi verilerine göre, en çok
ithalat yapılan Gümrük Müdürlükleri
arasında AHL Kargo Gümrük Müdürlüğü 15.3 milyar dolar ile birinci
sırada; Ambarlı Gümrük Müdürlüğü
13.6 milyar dolar ile ikinci sırada;
Halkalı Gümrük Müdürlüğü ise
12 milyar dolar ile üçüncü sırada
yer almıştır.” 2015 yılında bağlantı
müdürlüklerinde işlem gören ithalat
beyannamelerinin yüzde 22’sinin
kırmızı hatta, yüzde 54’ünün sarı
hatta, yüzde 1’inin yeşil hatta işlem
gördüğünü ifade eden Bozkuş,
yüzde 23’ünün işlemleri ise mavi
hatta herhangi bir kontrole tabi
tutulmadan gerçekleştirildiğini
söyledi. “Türkiye’nin artan dış ticaret hacmine paralel olarak Bölge
Müdürlüğümüzde işlem gören
konteyner sayılarında da artış
görülmektedir. 2010 yılında 937
bin adet konteyner işlem görürken
bu sayı 2014 yılında 2 milyonun
üzerine çıkmıştır. 2015 yılının ilk
11 ayında işlem gören konteyner
sayısı yaklaşık 1.9 milyona ulaşmıştır” diyen Bozkuş, İstanbul
Laboratuvar Müdürlüğü’nün akreditasyonu TÜRKAK tarafından 30
Kasım 2015 tarihi itibarıyla resmen
onaylandığını belirtti. Bu onay kararı
çerçevesinde; İstanbul Laboratuvar Müdürlüğü ve ilgili tüm teknik
birimlerin uluslararası kabul görme
ve güvenilirlik hüviyeti kazandığını belirten Bozkuş, laboratuvar
müdürlüğünde 1 Ocak- 30 Kasım
2015 tarihleri arasında toplam
26 bin 258 adet beyannamenin
işlem gördüğünü, analizi yapılan
toplam numune sayısının 67 bin
656 olduğunu belirtti. Bozkuş, aynı
dönem içerisinde tahsil edilen analiz
ücretinin 6 milyon 758 bin 479 TL
olduğunu belirtti.
Göçmen: Gümrüklerdeki sıkıntılar aşamalı bir şekilde düzeliyor
Gümrüklerin sınırların, girne ve çıkan
eşyaların kontrolü olarak tarihten bu
yana sürekli olduğunu ve ‘gümrük ve sorun’un geçmişte olduğu
gibi gelecekte de olacağını söyleyen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı
Önder Göçmen, gümrüğün malı
denetlemek istediği için gümrüklerin
sürekli belirli bir sıkıntı ile anıldığını
söyledi. Göçmen, “Belki günümüzde gümrüklerde sıkıntı yüzde 25,
belki 20 yıl sonra bu oran yüzde 5’e
düşecek. Ama gümrüklerdeki sıkıntıların olması eşyanın tabiatı gereğidir. Türkiye’de gümrüklerde belirli
düzeltmeler olmuştur. Bu durum
aşama aşama olacaktır ve sıkıntılar aşılacaktır” dedi. 2011 yılında
gümrüklerin bakanlık olduğunu ifade
eden Göçmen, çok genç bir bakanlık olarak aynı zamanda çalışanların
da çok genç olduğunu söyledi.
Personel sorunlarını aştıklarını ifade
eden Göçmen, yap-işlet-devret modeli ile eski sınır kapılarını modernize
ettiklerini belirtti. Laboratuvarlardaki
analiz süreçle4rini hızlandırdıklarını ifade eden Göçmen, bakanlık
olarak fiziki şartları iyileştirdiklerini
söyledi. Kağıda bağımlılığı azalttıklarını belirten Göçmen, elektronik
işlem süreçleri ile de gümrük işlerini
hızlandırdıklarını belirtti. Tekdurak
projesi ile sınır kapılarında belirli bir
işlem akışının gerçekleşeceğini ifade
eden Göçmen, adaptasyon işlemlerinin tümüyle yürürlüğe girmesiyle
işlemlerin daha da hızlı bir şekilde
gerçekleşeceğini sözlerine ekledi.
Aralık 2015
56
LOJİSTİK
Tırsan, Yılın En İyi Treyler Üreticisi Ödülü’ne aday
38 yıldır Türkiye treyler sektöründe
aralıksız pazar lideri olan Tırsan’ın
2002 yılında bünyesine kattığı
Kässbohrer markası, İngiltere der-
gisi TheHeavies tarafından ‘’Yılın En İyi
Treyler Üreticisi’’ ağır taşımacılık dalında
aday gösterildi. Her yıl yenisi düzenlenen ödül töreni, 18 Mart 2016 tarihinde
İngiltere’de gerçekleşecek, dünyanın
önde gelen lojistik ve üretici firmalarının birçok dalda aday gösterildiği
gecede ödüller sahiplerini bulacak.
Yönetici dostu yazılım: ERP
Yüzde yüz Türk sermayesiyle kurulan
CPM Yazılım, büyük ve küçük ölçekli
tüm işletmelere özel geliştirdiği ERP
yazılımları ileişletmelerin stok, üretim
ve raporlama sorunlarını ortadan
kaldırıyor. 25 yıllık deneyim ve farklı
sektörlerden 500’ü aşkın çözüm ortaklığından edindiği bilgi birikimi ile geliştirilen
ERP yazılım ile paket yazılımdan kaynaklanan eksiklikler giderilerek işletmelere hızlı ve esnek çözüm sunuluyor.
Kullanıcı ve IT dostu olmanın yanında
yönetici dostu olmayı da başaran CPM
ERP yazılımları, sağladığı verimlilik ile
müşterilerine ilk aydan itibaren yüzde10
ila yüzde 25 oranında karlılık sağlıyor.
ERP, tüm bilgi akışını tek bir bilgi havuzunda toplayarak, gerek raporlamada
gerek veri girişinde kullanıcılarına ciddi
zaman kazandırıyor. Patron ve yöneticiler, istedikleri bilgi ve raporlara “anlık”
olarak ulaştıklarında karar vermeleri
de hızlanıyor. CPM Yönetim Kurulu
Başkanı Recep Palamut; “Firma olarak
kurulduğumuz günden bu yana
orta ve büyük ölçekli sektörler için
yazılım çözümleri üretiyoruz. Yaptığımız ilk önce şirketlerin ihtiyaçlarını
belirliyoruz ve ERP’yi ihtiyaçlara göre
geliştiriyoruz. Amacımız tek kelime ile
işletmede verimlilik artışını sağlamak. Şirketler yazılımlarını seçerken
alternatif yazılımların kabiliyetlerini,
kullanıcının ihtiyaçlarını karşılayabileceği hatta kendisine ileriki yıllarla
ilgili alt yapı sunabilmesi gibi bir çok
kritere bakmalı. Bir yazılım firması ile
anlaşmak, şirketiniz için çok stratejik
ve teknik bir satınalma sürecidir. Bu
tür satınalmalar, 5-10 yılda bir yapılan
çok nadir satınalma işleridir ve doğru
karar verilmelidir” diyor.
Dünyanın en yüksek yalıtım performanslı tek kullanımlık
termal örtüsü Logitrans Fuarı’nda
Sedef Yeni Nesil Endüstriyel Çözümler A.Ş’nin ürettiği Temp-Ex®
markalı termal örtü çözümleri, gıda
tedarik zincirleri, hava ve deniz kargo
süreçlerinde ülkemizin yanı sıra İspanya, Portekiz, Kenya, Meksika gibi
taze gıda lojistiğinin önemli merkezlerinde de kullanılıyor. Temp-Ex®
termal örtü çözümleri firmaların lojistik
süreçlerine göre özelleştirilebiliyor.
Bu sayede sıcaklığı korunacak bir
numune göndermek için minik zarf
ebadından çantaya, rulottan palete ve
konteynere kadar bir çok farklı ebatta
üretilebiliyor. Uzmanlık alanı bozulabilir ürünlerin elleçleme,depolama ve
dağıtımında soğuk zincir bütünlüğünün sağlanması olan Sedef Yeni Nesil
Endüstriyel Çözümler A.Ş; Temp-Ex®
termal örtü çözümlerinin Ar-ge çalışmalarını kendi laboratuvarında yürütüyor. 1 yıla yakın süredir hammadde,
Aralık 2015
tasarım, uygulama ve saha testleri süren
Temp-Ex’in yeni bir modelini daha geliştiren firma, ürünün sektörde ciddi farklar
yaratacağını belirtiyor. Piyasada mevcut
tek kullanımlık çözümler içerisinde en
yüksek performansı sağlayan bu yeni
modelin Ar-Ge’si firmanın Muğla/Köyceğiz’deki labortuvarlarında gerçekleştirdikten sonra Meksika ve Portekiz’de saha
testlerine tabi tutuldu. Yüksek izolasyon
kabiliyeti ile çok kullanımlık Temp-Ex’ler
kadar başarılı olan bu yeni çözüm taze
gıda, dondurulmuş ürünler ve farmasötik ürünlerin hava kargo işlemlerinde
firmaların etkin bir soğuk zincir koruması
yapmasını sağlayacak. Böylelikle tarafların
güvenlik risklerini azaltacağı gibi firmaların
cirolarını arttırmalarını sağlayacak. Bu
testler sonucu mevcut çözümlerde; dış
ortam sıcaklığı 40 derece olduğunda 1
saatte ürün sıcaklıkları 2 dereceden 30
dereye yükselirken Temp-Ex’lenen 3
derece sıcaklığındaki ürünler 8 saatin
sonunda 8 derecede korunabiliyor.
Saha testleriyle ortaya çıkan bu veriler ile yüksek performansını tescilleyen Temp-Ex® lojistik sektörü hem
maliyet etkin hem de kullanıcı dostu
bir çözüm. 18-20 Kasım’da Logitrans Fuarı’nda yüksek performanslı
tek kullanımlık Temp-Ex® kullanıcıları
ile buluştu ve kullanıcılardan tam not
aldı.
57
Dağıtım lojistiğinde büyüyen Etis, 2016 yılında da iddialı
Entegre lojistik çözümleriyle sektörde dikkat çeken Etis Lojistik, 18-20
Kasım 2015 tarihlerinde gerçekleşen Logitrans Transport Lojistik
Fuarı’na katılarak, yeniliklerini ve
hizmetlerini paylaştı. 2015’i dağıtım
lojistiğinde büyüme yılı ilan eden
ve bu yönde yatırımlar yaparak
güçlenen Etis Lojistik, 2016 yılına
da iddialı hazırlanıyor. Etis Lojistik
Genel Müdürü Erdal Kılıç, sektörün
buluşma noktası olan Logitrans
Transport Fuarı’na her yıl olduğu
gibi bu yıl da katılarak müşterileri ve
çözüm ortakları ile fuarda bir araya
geldiklerini belirtti. Son üç yılda
ortalama yüzde 50 büyüdüklerini
hatırlatan Erdal Kılıç, yılı 240 milyon
TL ciro ile kapatmayı planladıklarını
açıkladı. Bu yıl yüzde 15 büyüme
öngördüklerini dile getiren Kılıç,
2015 yılında özellikle dağıtım lojistiği
alanında gerçekleştirdikleri işbirlikleri
ile güçlendiklerini kaydetti. Dağıtım lojistiğindeki ilk depo yatırımını
İstanbul Esenyurt Kıraç’ta hayata
geçirdiklerini hatırlatan Kılıç, altyapı
ve IT yatırımlarını sürdürdüklerini
belirterek, yakın zamanda Anadolu
yakasında da benzer bir depo yatırımı planladıklarını açıkladı. Erdal
Kılıç, 2016 yılında da su, içecek,
zincir mağaza ve tarım lojistiğinden sonra AVM ve mobilya lojistiği
alanlarında da yeni müşterilerle
büyümeye devam edeceklerini
bildirdi. Yurtdışı yatırımlarından da
bahseden Erdal Kılıç, gelişmekte
olan pazarlara odaklandıklarını
kaydetti. Bu pazarlar olarak Çin,
Afrika, Mısır ve Rusya’yı sayan
Kılıç, bu pazarlar arasından Çin’e
yönelik girişimlerinin olduğunu
söyledi. Etis’in ilk olarak dökme ve
endüstriyel yük lojistiği ile sektörde
büyüyen ve kısa sürede bölgesel
yaygınlık, operasyonel yetkinlik
ve insan kaynağı olarak bugünkü
büyüklüğüne ulaştığını kaydeden
Erdal Kılıç, Etis’in bugün 30 farklı
Etis Lojistik Genel Müdürü Erdal Kılıç
noktada lojistik operasyon yapabilme yeteneğiyle ülke coğrafyasında
ciddi bir lojistik erişim gücüne sahip
olduğunu söyledi. Kılıç, “Etis, bu
coğrafi operasyonel yaygınlık avantajı ve organizasyon kabiliyeti ile aynı
anda tüm Türkiye’de 2 bin 600 farklı
noktaya lojistik erişim sağlayabiliyor”
dedi.
TSE, Shell’i “Müşteri Dostu Marka” olarak tescilledi
TSE’nin gerçekleştirdiği denetimler
sonucu,Türkiye’de Petrol Piyasası
akaryakıt dağıtım markaları arasında
“Müşteri Dostu Marka” belgesini
alan ilk marka Shell markası oldu.
Ayrıca 169 Shell akaryakıt istasyonu
da TSE’den “Müşteri Dostu Kuruluş” belgesini almaya hak kazandı.
Müşteri Dostu Kuruluş Belgelendirme denetimleri TSE tarafından, Shell
akaryakıt istasyonlarının bulunduğu;
51 ilde gerçekleştirildi. Denetimlerdeki kriterler arasında; müşteri
memnuniyeti politikası, müşteri
memnuniyeti ile ilgili hedefler, organizasyon yapısı, insan kaynakları uygulamaları, çalışma ortamı, eğitimler,
çağrı merkezi uygulamaları, memnuniyet ölçümleri, sosyal sorumluluk
projeleri, kurumsal kimlik, hukuki
işlemler ve yasal şartlar, acil durum
planları, bilgi teknolojileri uygulamaları, gizlilik ve ulaşılabilirlik gibi
konular ile beraber; ek olarak istasyon çalışanlarının müşterilerimize
davranışlarından, genel görünüm ve
eğitimlerine, sadakat kartları penetrasyonundan, market tasarımlarına
kadar Shell & Turcas’ın müşterilerine
sunmuş olduğu tüm operasyonel
hizmetler bulunuyordu. Bunların
yanında, Shell istasyonlarının TSE
teknik standartlarıyla beraber global
Shell kurulum ve işletme standartlarına uygunluğu, acil durum yönetimi, müşterilerine verdiği hizmetlerin
devamlılığını sağlayan tüm teknik
ekipmanların sorunsuz şekilde çalışırlılığı kontrol edildi. Belge tesliminde gerçekleşen törene TSE Başkanı
Sebahittin Korkmaz, Shell Türkiye
Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Shell
& Turcas Petrol A.Ş CEO’su Felix
Faber ile TSE ve Shell’den yöneticiler katıldı.
Aralık 2015
58
KISALAR
Trafik Türkiye’nin havasını kirletiyor
Ç
evre ve Şehircilik Bakanlığı,
geçtiğimiz günlerde açıkladığı hava kalitesi indeksiyle, büyük
şehirlerin ve özellikle İstanbul’un
havasının diğer şehirlere oranla daha
kirli olduğunu kamuoyuna duyurdu.
Yayınlanan rapora göre, hava kirliliğinin sebepleri arasında kömür gibi
fosil yakıtlar yüzde 50 oranla birinci
sırada bulunurken, trafik de yüzde
30 ile ikinci sırada yer alıyor. Trafiğin
yoğun olarak yaşandığı İstanbul’un
birçok ilçesinde hava kalitesinin
sağlık açısından “hassas” boyutlara
geldiğinin açıklandığı raporda, hava
kalitesi seviyesini yükseltmek için
tüm kamuoyunun konuya duyarlı
olması gerektiğinin ve bireysel olarak
alınabilecek önlemlerin altı çizildi.
Trafik sorununun hava kirliliğine neden olan en önemli etkenlerden biri
olduğuna dikkat çeken Brisa Tüketici Ürünleri Satış ve Pazarlamadan
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı
Levent Akpulat, “Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın yayınladığı rapora bak-
tığımızda İstanbul’da trafiğin yoğun
olarak yaşandığı bölgelerdeki hava
kirliliğinin diğer semtlere göre daha
fazla olduğunu görüyoruz. Hava
kirliliğinin en büyük sebeplerinden
biri trafik ve bu konuda hepimiz üzerimize düşen sorumlulukları yerine
getirmeliyiz. Mümkün olduğunca
toplu taşımayı kullanmak ve araç
Pirelli 4 mevsim lastiği Cinturato
All Season Türkiye’de
Üstün performanslı ve kaliteli ürünleriyle yenilikçi çözümler
sunmayı ilke edinen Pirelli, yılın her döneminde aynı işlevi
gösteren ve her türlü zeminde en yüksek güvenlik standartlarını sunan Cinturato All Season ile ürün gamını güçlendirdi.
Mevsimine uygun lastik kullanmamanın dezavantajlı olduğu
her türlü şart altında en iyi performansı gösteren Cinturato
All Season Türkiye’de satışa sunuldu. Sürücülerin araçlarını her türlü koşulda kullanabilmelerini sağlamak amacıyla
üretilen Cinturato All Season, geleneksel lastiklerle mevsime
uygun yapılması gereken lastik değişimlerini ortadan kaldırdığı için sürücülere zaman kazandırıyor. All Season ayrıca
tabandandelinmesi halinde Pirelli’nin otomatik olarak deliği
kapatan ve yolculuğun kesintisiz devam etmesini sağlayan
Seal Inside teknolojisiyle de güven veriyor. All Season, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UBAK)’nın 2012
yılında yürürlüğe aldığı ve 1 Aralık 1 Nisan tarihleri arasında
yolcu ve yük taşıyan araçlarda kullanımını zorunlu tuttuğu kış
lastiği yönetmeliğine uygun.
Aralık 2015
satın alırken yakıt yüketimi düşük
modelleri tercih etmek bunların başında geliyor. Ayrıca, araç ve lastik
bakımlarımızı düzenli yaptırarak,
mevsimine göre lastik kullanarak ve
yakıt tasarruflu lastikleri tercih ederek hava kalitesine daha az zarar
veririz” şeklinde konuştu. Geçtiğimiz
günlerde Borsa İstanbul (BIST)
Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer
almaya hak kazanan Brisa’nın sürdürülebilirlik politikasını tedarik zincirinden üretime ve satışa kadar tüm
süreçlerinde uyguladıklarını belirten
Akpulat, “Bir lastiğin neden olduğu
karbon salımının yüzde 87’si araç
altında kullanımda olduğu dönemde
gerçekleşiyor. Aynı zamanda, lastik
hava basıncının yanlış uygulanması da yakıt tüketiminin artmasına
neden oluyor. Bridgestone ve
Lassa markalarımız ile geliştirdiğimiz
yuvarlanma direnci düşük lastikler
sayesinde yakıt tüketimini azaltarak,
çevreye verdiğimiz zararı en aza
indirmeyi amaçlıyoruz” dedi.
Brisa inovasyon haftasından
ödülle döndü
T
ürkiye’nin lider lastik üreticisi Brisa, aralık ayında 4.’sü
düzenlenen İnovasyon haftasından ödülle döndü.
İnovasyon haftası kapsamında verilen İnovalig ödüllerinden ödül alan firmalardan biri olan Brisa, ödülünü Tüketici
Ürünleri Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür
Yardımcısı Levent Akpulat, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş
ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’den aldı. “Yolculuğun
Geleceğini Tasarlama” vizyonuyla tüm iş süreçlerinde
inovasyonu benimseyen Brisa, Avrupa’da 17 ülkede uygulanan ve dünyaca ünlü yönetim danışmanlık firması olan
A.T. Kearney’nin metodolijisine dayanan İnovalig İnovasyon
yarışmasında “İnovasyon Stratejisi” kategorisinde ödüle layık
görüldü. İnovasyon projelerini değil, inovasyon stratejileri ve
yönetimlerini ödüllendirmeye yönelik gerçekleştirilen yarışma, yönetim süreçleriyle ilgili bir organizasyon olarak dikkat
çekiyor. Türkiye’nin en inovatif firmalarının ödüllendirildiği ve
2015 yılında 488 şirketin katıldığı yarışmada Brisa, “İnovasyon Stratejisi” kategorisinde ikincilik ödülünün sahibi oldu.
59
Ford Otosan Yeniköy Fabrikası ‘Engelli Dostu Bir Fabrika’
projesi ile TİSK Büyük Ödülü’nü kazandı
F
ord Otosan, TİSK tarafından
geleneksel olarak düzenlenen
“Kurumsal Sosyal Sorumluluk” organizasyonunda, Yeniköy Fabrikası
“Engelli Dostu Bir Fabrika” projesiyle “Büyük Ödül”e layık görüldü. Koç
Holding’in başlattığı “Ülkem İçin
Engel Tanımıyorum” projesi kapsamında bir araya gelen gönüllü Ford
çalışanlarının, adım adım planlayıp
geliştirdikleri, Ford Otosan Yeniköy
Fabrikası “Engelli Dostu Bir Fabrika”
projesi, kapsayıcılık, etkililik, iyi uygulama, yenilikçilik ve sürdürebilirlik
kriterlerinin tamamını içermesi nedeniyle büyük ödülü almaya hak kazandı. Ford Otosan Genel Müdürü
Haydar Yenigün, böylesine kıymetli
ve anlamlı bir ödüle layık bulundukları
için gurur duyduklarınıbelirterek, “Türk
otomotiv sektörünün öncü kuruluşu
Ford Otosan olarak Koç Holding’in
Ülkem İçin Engel Tanımıyorum proje
çatısı altında şirketimizde bilinçlendirme çalışmalarının yanısıra engelli
dostu işyeri, ürün ve hizmetler geliştirmek amacıyla çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Tüm faaliyet alanlarımızın ve
bayilerimizin engelli dostu özelliklerle
donatılmasına yönelik alt yapı ve üst
yapı yatırımları gerçekleştirdik” dedi.
Yeniköy Fabrikası, engelli bireylerin
sadece ziyaret edebileceği değil,
“çalışabileceği” bir tesis olarak öne
çıkıyor ve sanayi kuruluşlarına örnek
oluyor. Görme engelliler için Braille
alfabesinden, rampalara, bariyerlere
ve özel yaya yollarına kadar pek çok
detay Yeniköy Fabrikası’nda engellilere “engel oluşturmamak” için tasarlanırken atölyelerde de özel bölümler
oluşturuldu.
Goodyear, sürücü davranışlarının
yolda dalga etkisi yarattığına dikkat çekti
G
oodyear’ın LSE işbirliği ile
gerçekleştirdiği, Türkiye’nin
de aralarında bulunduğu
15 Avrupa ülkesinden yaklaşık 9
bin sürücünün katıldığı araştırma,
sürücülerin yüzde 87’si diğer
sürücülerin nazik davranışlarının
kendilerinin başka bir sürücüye
karşı da aynı nezaketi göstermesine
neden olduğunu gösteriyor.
Araştırmaya katılan sürücülerin
yüzde 55’i kendilerini sinirlendiren
ya da kışkırtan davranışlar içinde
bulunan sürücülerin, kendilerinin
de başka sürücülere karşı benzer
bir tavır sergilemesine neden
olduğunu belirtti. London School of
Economics’deki araştırmayı yürüten
Dr. Chris Tennant, iklim koşulları ya
da yorgunluk gibi etkenlerin dışında
sürücü davranışlarının insanların
yolculuğunu etkileyen önemli
faktörlerden biri olduğunu ifade
etti. Tennant; “Aynı yolda seyahat
eden sürücüler genellikle karşılıklılık
ilkesine uygun davranıyorlar.
Olumlu ya da olumsuz davranışlar,
genellikle dışavurum gösteriyor.
Bu da yolda karşılaştığımız
diğer sürücülere karşı olan
davranışlarımızı doğrudan etkiliyor.
İşte buna dalga etkisi diyoruz”
dedi. Araştırmada, yoldaki karşılıklı
etkileşimi video görüntülerinden
izleyen sürücülerin büyük çoğunluğu
teşekkür belirten ifadelerin kendileri
için önemli olduğunu belirtti. Bu
sürücülerin yüzde 10’dan az bir kısmı
ise teşekkür ifadelerinin kendileri için
bir anlam ifade etmediğini söyledi.
Yapılan görüşmelerde sürücüler,
diğer bir sürücünün kendilerine
teşekkür etmediği durumlardan
sonra başka sürücülere karşı daha
hırçın davrandıklarını belirttiler.
Araştırma, kalabalık kavşaklarda
yol vermemekten öndeki aracı
yakından takip etmeye ve sinyal
vermemekten otobandaki takip
disiplinini bozmaya kadar diğer
sürücüleri kızdıran birçok davranışın
bulunduğunu ortaya çıkardı. Fakat
yapılan görüşmelerde sürücüler, bu
tarz hareketleri kendilerinin de dalga
etkisinin bir sonucu olarak yanlışlıkla
da olsa sık sık yaptıklarını belirttiler.
Goodyear EMEA Tüketici Lastikleri
Başkan Yardımcısı Olivier Rousseau,
sürüş esnasında sürücülerden biri
tarafından sergilenen saldırgan
ve hırçın davranışların dalga etkisi
yaratarak diğer sürücülerde de
benzer davranışlara neden olduğunu,
bu sürücü yoldan uzaklaşmış olsa
dahi tehlikeli durumlara ve hatta
kazalara neden olabildiğini ifade etti.
Aralık 2015
60
LOJİSTİK
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda devir teslim töreni gerçekleştirildi
B
aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun
açıkladığı 64. Hükümet’te
Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak
yer alan Bülent Tüfenkci, görevi
Cenap Aşcı’dan devraldı. Gümrük
ve Ticaret Bakanlığı’nın toplantı
salonunda gerçekleştirilen devir
teslim töreninde konuşan Aşcı, 7
Haziran seçimleri sonrasında hükümet kurulamaması sebebiyle geçici
bir bakanlar kurulunun oluştuğunu,
kendisinin de bu bakanlar kurulunda bakanlık görevine nail olduğunu
söyledi. Müfettiş yardımcısı olarak
göreve başladığı teşkilatta 3 ay da
olsa bakan olarak hizmet etme şerefine eriştiğini dile getiren Aşcı, “Bu
şerefi bana nasip eden Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza
teşekkürlerimi bir kez daha iletmek
istiyorum” dedi. Törenin yapıldığı
salonda heyecanlı bir Malatyalı
grubu gördüğünü belirten Aşcı,
Tüfenkci’ye ‘hayırlı olsun’ dileğinde
bulundu. Gümrük ve Ticaret Bakanı
Tüfenkci de sözlerine kendisini bu
göreve layık gören Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na teşekkür
ederek başladı. Kendisine verilen
görevi layıkıyla yerine getirmeye çalı-
şacağını ifade eden Tüfenkci, Gümrük ve Ticaret Bakanlığında daha
önce görev alan bakanlar ile kritik
bir dönemde görev yapan Aşcı’ya
da teşekkür etti. Tüfenkci, “Bundan sonra inşallah hükümetimizin
belirlediği hedefler doğrultusunda
gerek ticaretin, gerekse gümrüklerin daha kolay ve hızlı şekilde görev
ifa etmesi için elimizden gelen gayretleri göstereceğiz. Hükümetimizin
belirlediği hedefler doğrultusunda
durmadan gece gündüz çalışarak
bu hedefleri tutturacağız ve milletimize vermiş olduğumuz sözü yerine getireceğiz. Cenab-ı Allah’tan
dileğimiz, bu bir imtihandır, bu
imtihandan yüzümüzün akı ile çıkan
insanlardan eylesin” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların
ardından Aşcı, Bakan Tüfenkci’ye
çiçek takdim ederken, Tüfenkci de
Aşcı’ya çini bir tabak hediye etti.
Araç frenlerinde emisyonu azaltmak için
üç boyutlu teknolojiler kullanılıyor
T
üm araçlar frenleme sırasında
havaya ince parçacıklar yayar,
bu hava kalitesini, çevreyi ve halk
sağlığını olumsuz yönde etkiler.
Etkili bir kirlenme önleme sistemi bu
gibi sorunları azaltmaya yardımcı
olabilir. Tallano Technologie, araçlar
üzerindeki küçük parçacık emisyonunu en aza indirmek için Dassault
Systèmes işbirliğiyle Tamic teknolojisini geliştirdi.
Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan 3DEXPERIENCE
Şirketi Dassault Systèmes araç
frenlerinde parçacık emisyonu
azaltma sistemlerinin öncüsü
Tallano Technologie ile işbirliğine
gitti. Bu işbirliğinin meyvesi Tamic
(Turbine Aspirante MICroparticules
veya mikro partikül emme türbini) frenleme parçacığı yakalama
sistemi oldu. Tallano, bu sistenin
tasarım, simülasyon ve sertifikasyon
sürecini hızlandırmak içinDassault Systèmes’in sunduğu CATIA
uygulamalarını kullandı. Tüm araçlar
frenleme sırasında havaya ince
parçacıklar yayar, bu hava kalitesini, çevreyi ve halk sağlığını olumsuz
Aralık 2015
yönde etkiler. Etkili bir kirlenme
önleme sistemi bu gibi sorunları
azaltmaya yardımcı olabilir. Tallano
Technologie, araçlar üzerindeki
küçük parçacık emisyonunu en
aza indirmek için Tamic teknolojisini geliştirdi. Artık şirket, 2017
itibariyle uygulamalarını otomotiv
sektöründen kapsamlı kara ve
hava ulaşımına doğru genişletirken Tamic’in teknik performansını
optimum hale getirmeye odaklandı.
Tamic, her tür ulaşımda fren sistemlerinin atmosfere saldığı küçük
parçacıkların yaklaşık yüzde 90’ını
yakalıyor. CATIA, Tamic’in performansını simüle etmeye, onaylamaya, sonuç olarak sertifikasyon ve
pazara sunma sürelerini kısaltmaya
yardımcı oluyor. 3DEXPERIENCE
platformunun desteklediği CATIA
uygulamaları Tallano’nun tasarım
yaratıcılığını geliştirmesine, tasarım
ve mühendislik işbirliğini kolaylaştırmasına ve gerçekçi bir 3D sanal
dünyada gerçek dünya ürününün
davranışlarını tahmin etmesine yardımcı oluyor. Tasarımcılar, gelişimi
optimum hale getirmek için form,
malzeme, uygunluk ve işlevler
dahil farklı tasarım konseptlerini
dahil edebiliyor ve test edebiliyor.
Dassault Systèmes EuroWest
Yönetici Direktörü Olivier Leteurtre
şunları söyledi: “Çevre koruma,
ulaşım ve mobilitede en önemli
öncelik haline gelirken Tallano,
her ölçekten şirket için çığır açıcı
yenilikler içeren bir örnek sunuyor. İş ortağımız Keonys’in teknik
uzmanlığıyla birlikte CATIA uygulamalarımız Tallano’nun, uygulama
sürecinin her aşamasında eğitim ve
danışmanlık hizmetleriyle mekanik
sistemlerin gerçek davranışlarını
geliştirmek ve analiz etmek için
sanal bir yaklaşım benimsemesine
yardımcı olabilir.”
61
Borusan Lojistik’ten
deniz taşımacılığına büyük yatırım
Londra merkezli Worldwide Partnerships firması tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen
“World Automotive Conference in Turkey” kapsamında otomotiv, lojistik ve teknoloji
sektörlerinin bugünü ve yarını konuşuldu. Konferansa Borusan Lojistik Limanlardan
Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Dölen de katılarak Türkiye Limancılık sektörü ile ilgili görüşlerini paylaştı.
G
eçtiğimiz yıl ilki düzenlenen
“World Automotive Conference in Turkey” bu yıl da
otomotiv, lojistik ve teknoloji sektörünün lider oyuncularını bir araya getirdi. 25-26 Kasım tarihinde gerçekleşen konferans kapsamında kendi
sektörlerinin lider oyuncuları sektörel
gelişmeleri, sektör beklentilerini ve
şirketlerinin sektöre olan katkılarını
dinleyicilerle paylaştılar. Oturumda
konuşmacı olarak yer alan Borusan
Lojistik Borusan Limanından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İbrahim
Dölen, 560 milyon dolarlık ciro ile
Türkiye’nin lider lojistik firması olduğunu belirtti. Dölen Borusan Lojistik’in
Gemlik’te bulunan Borusan Limanının
stratejik konumu açısından hem ülke
ekonomisi hem de Marmara Bölgesi
için olan öneminin altını çizerek, bu
yıl yaptıkları yatırımlarla limanının bitmiş araç elleçleme kapasitesini yüzde
25 büyüttüklerini belirtti.
Yıllık cirosu 560 milyon
doları buldu
Konferans kapsamında “Marmara
Bölgesindeki Limanlar ve Gelecek
Planları” konulu bir açık oturum yapıldı. Moderatörlüğünü Ford Otosan
Genel Müdür Yardımcısı Cengiz
Kabatepe’nin gerçekleştirdiği oturum
kapsamında 2023 hedeflerine
giderken Türkiye Limanlarının durumu
değerlendirildi. Konuşmasına liman
işletmeciliğine 1984 yılında genel
kargo ile başladıkları ve limancılık
hizmetlerine gösterdikleri özenle
limanın kuruluşundan sadece 5 yıl
sonra rıhtıma ilk konteyner gemisinin
yanaştırdıklarını belirterek başlayan
Dölen sözlerini şöyle sürdürürdü:
“1984 yılından bugüne artan bir şekilde limanımıza yatırımlarımız sürüyor.
Geldiğimiz noktayı şöyle özetlemek
istiyorum. Bugün konteyner, genel
kargo, dökme yük, proje kargo, PCC
ve Ro-Ro liman ve terminal hizmet-
lerini, 7 gün 24 saat kendi uzman
kadromuz ile dünya standartlarında
veriyoruz. Ayrıca Borusan Limanı
olarak kapalı ve açık sahalarımızda;
gümrüklü gümrüksüz depolama ve
genel antrepo işletmeciliği hizmetleri
ile Güney Marmara, Kuzey Ege ve
Batı Anadolu’dan gerçekleştirilen
ihracat ve ithalat faaliyetlerine önemli
katkılar sunuyoruz.”
Türkiye 2023 hedeflerini
yakalamaktan çok uzak
Konuşmasının devamında Türkiye
liman sektörü hakkında genel değerlendirmelerde de bulunan İbrahim
Dölen, Türkiye’de bulunan yaklaşık
180 limanın 83 tanesinin Marmara
bölgesinde bulunduğunu dolayısıyla
bölgenin Türkiye ithalat ve ihracatı
için önemli bir üs olduğunu belirtti.
Buna rağmen bölgede ciddi bir alt
yapı sorunu olduğuna da dikkat
çeken Dölen “Bitmiş araç liman hizmetleri olarak baktığımızda, bugünkü
liman alt yapısı ile hem ithalat hem ihracat operasyonlarını yapabilen liman
sayısı 5’i geçmiyor. 2023 hedefleri
otomotiv sektöründe 3 Milyon aracın
ihracat edilmesini ifade etmekte.
Bu hedef gerçekleşecekse, mevcut
limanların yapıları ile Türkiye’nin 2023
hedeflerini yakalamaktan çok uzakta
maalesef” dedi. Borusan Lojistik’in
Türkiye’nin 2023 hedeflerine yaklaşması için, sektörün lider oyuncu
olmanın da verdiği sorumlukla hareket
ettiğinin altını çizen Dölen sözlerini
şöyle noktaladı: “Biz Borusan Lojistik
olarak Borusan limanında bu sene
yaptığımız yatırımlar ile otomotiv sektörüne yönelik bitmiş araç kapasitemizde % 25 lik bir artışına ulaşıyoruz.
Bu da beraberinde yeni bir ivme
gerektiriyor. Limanımızda yaptığımız
%25’lik kapasite artırımını takiben
operasyonlarımızı da aynı oranda
artırmamız gerekiyor. Ancak bu her
zaman gerçekleşmeyebiliyor. Bunu
çözmenin en temel ve kısa yolu kapasitemizi verimli kullanmaktan geçiyor.
Bu kapsamda liman stok sahalarında
bulunan araç bekleme süreleri de kapasite kullanımımızı düşüren konuların
başında geliyor. Bu noktadan hareketle limanlar, üreticilerle birlikte verimlilik
üzerine projelere odaklanarak, sadece
yatırım değil kapasiteleri optimum
verimlilikte kullanacak çözümlere de
odaklanmalılar. Kapasite artışından
maksimum düzeyde yararlanmak
bu şekilde mümkün olacaktır. Diğer
yandan Liman yatırımları da üretim ile
paralel yürüyor olmalı. Bu sayede atıl
kapasite sorunu tamamen ortadan
kalkmış olur.”
Aralık 2015
62
KISALAR
Mercedes-Benz Türk, cumhuriyet tarihinin
en büyük araç teslimini gerçekleştirdi: 450 adet
B
arsan Global Lojistik araç parkının tamamını Mercedes-Benz
model araçlarla yeniledi. Mercedes-Benz Türk, 450 adetlik dev
kamyon teslimatıyla yeni bir rekora
imza atarak cumhuriyet tarihinin en
büyük araç teslimini gerçekleştirdi.
Mercedes-Benz Türk, Barsan
Global Lojistik ile yaptığı anlaşmayla
450 adet Actros 1841 LSNRL kamyonun satışına imza atarak sektörün ve tarihinin en büyük kamyon
filo satışını gerçekleştirdi. Bar-san
Global Lojistik, bu büyük filoyu mart
ayından beri partiler halinde teslim
almaya devam ediyor. Şirket 2015
yılında da yine Actros 1841 LSNRL
“lowliner” olarak tanımlanan düşük
pleyt yüksekliğine sahip çekicileri
tercih etti.
Pazarın lideri Mercedes-Benz
Türk’ten “Yıldızlı Satış”
Son 13 yıldır Türkiye’de 6 ton ve
üzeri kamyon pazarının liderliğini
aralıksız sürdüren Mercedes-Benz
Türk, söz konusu Actros 1841
LSNRL kamyonları ürün, servis
sözleşmesi, kasko sigortası, projenin finansmanı ve ikinci el takası
içeren “Yıldızlı Satış” kapsamında
teslim ediyor. Yeni kamyonların finansmanı ve sigortaları MercedesBenz Türk Finansal Hizmetler
şirketi, takas işlemleri Truckstore
ta-rafından, kullanım süresince servis hizmetleri Mercedes-Benz Türk
yetkili servis ağı tarafından bir servis
sözleşmesi kapsamında sağlanıyor.
Güçlerini bir kez daha birleştiren
Barsan Global Lojistik, MercedesBenz Türk, Mercedes-Benz Finansman Türk’ün ve Mengerler Ticaret
Türk yöneticilerinin bir araya geldiği
teslimat töreninde lojistik sektörünün gelişimi ve filo yatırımlarının
önemine vurgu yapıldı.
Sülün: Bu teslimat, Türk lojistik
sektörünün geldiği noktanın göstergesi
Teslimat töreninde konuşan
Mercedes-Benz Türk Pazarlama ve
Satış Direktörü Süer Sülün, “2009
yılında 41 adetlik teslimatımızı 41
kere maşallah diyerek yine siz de-
Aralık 2015
ğerli basın mensupları ile birlikte
kutlamıştık. Aradan geçen sürede
o günlerde hayal bile edilemeyecek filo satış rakamları gerçekleşti-riyoruz. Bugün bizi bir araya
getiren 450 adetlik teslimat, Türk
lojistik sektörünün gelişiminin ve
geldiği noktanın net bir göstergesidir. Bu gelişimin devam etmesi,
Türkiye ekonomisinin büyümesine
ivme kazandıracaktır. Türkiye’nin
ve sektörümüzün en büyük filo
teslimatını lojistik sektörüne 33
yıldır hizmet veren Barsan Global
Lojistik şirketine yapmaktan
büyük gurur ve onur duyuyoruz.
Yıllardır süren ve karşılıklı güven
üzerine kurulu bu işbirliğimizin
şirketlerimize ve Türkiye lojistik
sektörüne hayırlı olmasını diliyorum” dedi.
Çaptuğ: “Mercedes ile işbirliğimizin, artarak devam edeceğine
inanıyorum”
Barsan Global Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ
“Barsan entegre lojistik hizmetini
kü-resel bir ölçekte karşılayan
global bir dünya şirketi olup,
bugün ülkemiz haricinde 13
ülke, 24 ayrı lo-kasyonda hizmet
vermektedir. Dinamik ve hızla
büyüyen yapımızı yenilikçi, teknolojiyi kullanan yatırımcı kimliğimize
borçluyuz. Mercedes ile uzun
yıllardır devam eden işbirliğimizin hedeflerimiz doğrultusunda
artarak devam edeceğinin inancındayım. Bugün bizi bir araya
getiren 450 adetlik filo alımının
Türk lojistik sektörü ve şirketimize
hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde
konuştu. Dev filonun teslimatına Mercedes-Benz Türk Bayii
Mengerler Ticaret Türk öncülük
etti. Mengerler Ticaret Türk Genel
Müdürü Nusret Güldalı törende
“Ticari araç piyasasında bugüne
kadar yapılan en büyük adetli
teslimata imza atıyor olmaktan
mutluluk duyuyoruz. Barsan
Global Lojistik şirketine, bizlere
ve Mercedes-Benz kamyonlarına
duydukları güven için teşekkür
ederiz” dedi. Teslimat töreninde
dev fi-loyu temsilen sergilenen
Mercedes-Benz Actros 1841
LSNRL alçak şasili çekici özellikle
hacimli yük taşıyan uluslararası
nakliye ve lojistik firmaları tarafından tercih ediliyor. MercedesBenz Actros 1841 LSNRL ticari
araç pazarında ekonomik ve çevre dostu BlueTec motoru ile ön
plana çıkıyor.
63
ARS-PET Uluslararası Nakliyat’ın tek tercihi Tırsan
Tırsan, ARS-PET Uluslararası Nakliyat’a 20 adet tren yüklemeli Tırsan Perdeli
Mega semi-treyler teslim etti. Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, müşteri ile iyi ilişkilerin hem sürdürülebilirliği sağladığını hem de memnuniyeti de garanti altına aldığını söyledi. ARS-PET Uluslararası Nakliyat Yönetim
Kurulu Başkanı Ayhan Savaşan, “Tırsan marka treylerlerden çok memnunuz.
İşçilik çok güzel, hataya yer yok” dedi.
treylerlerin hiç birisinde şasesi çatlaması olmadı ve hiç kaynak yaptırma
ihtiyacı duymadık” açıklamasında
bulundu.
Biz Tırsan’dan
başka marka bilmeyiz
T
ırsan, ARS-PET Uluslararası
Nakliyat’a 20 adet tren yüklemeli Tırsan Perdeli Mega semitreyler teslim etti. Tırsan Adapazarı
Fabrikasında gerçekleştirilen törene
Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu, ARS-PET Uluslararası Nakliyat Yönetim Kurulu
Başkanı Ayhan Savaşan,Yönetim
Kurulu Üyeleri Aslan Savaşan, Cem
Savaşan ve DAF-Tırsan Satış Müdürü Ertuğrul Erkoç katıldı. Tırsan
Treyler Yönetim Kurulu Başkanı
Çetin Nuhoğlu basın toplantısında
yaptığı konuşmada, “Bugün burada
filosunun tamamı Tırsan araçlardan
oluşan bir firmaya teslimat yapıyoruz
ve ARS-PET firmasına yakın zamanda teslim ettiğimiz 120 treylerimiz,
bu bizim için çok önemli.Bu da şunu
gösteriyor ki müşteri ile iyi ilişki hem
sürdürülebilirliği sağlıyor hem de
memnuniyeti de garanti altına alıyor”
açıklamasında bulundu. Nuhoğlu,
“Tırsan olarak yeni ürünler, yeni
bakış açıları, müşteri ihtiyaçları ve
taşıma modlarına göre rekabetçi olmak için müşteri ile sürekli yan yana
olarak farkımızı ortaya koyacağız.
Böylece müşterimiz kazanacak, ihracatçı kazanacak, ülke kazanacak
ve doğal olarak da Tırsan da bu
konudaki başarısını sürdürecektir”
dedi. Çetin Nuhoğlu, ”Teslimatını
gerçekleştirdiğimiz araçların tasarımı özeldir ve tasarımı Ayhan Bey’e
aittir. Onun yönlendirmesi ve Tırsan
Ar-Ge merkezimizde bulunan
uzman mühendislerimizin çalışmaları ile ortaya çıkmış bir modeldir.
Hem fikirden dolayı hem de bizi bu
konuda tekrar tercih ettiği için kendisine teşekkür ediyoruz” ifadesini
kullandı.
Tırsan treylerlerden
çok memnunuz
ARS-PET Uluslararası Nakliyat
Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Savaşan, “Tırsan marka treylerlerden
çok memnunuz. Tırsan Adapazarı
Fabrikasına ilk olarak 1995 senesinde gelmiştik, şuan görüyorum ki
uçak moduna geçmişler. İşçilik çok
güzel, hataya yer yok. Ben arabadan çok iyi anlarım, yapılan işçilik
ve kaynak çok güzel. Örneğin
1995 senesinde ilk aldığımız Tırsan
ARS-PET Uluslararası Nakliyat Yönetim Üyesi Aslan Savaşan yaptığı
açıklamada,” Bugün burada başta
Sayın Çetin Nuhoğlu ve Tırsan ailesi
olarak bizleri ağırladığınız için büyük
mutluluk duyuyoruz. Firma olarak
50 yıldır nakliye sektörünün içerisindeyiz, 330 tane treylerimiz var, bu
dönemde de 120 alımımız oldu. Biz
başka bir markanın treylerini hiç kullanmadık, Tırsan’dan başka marka
da bilmeyiz. Tırsan, nakliye sektörünün her daim neye ihtiyaç duyduğunun bilincinde olan bir firma,
gerek kullandığı materyaller gerekse
ürettiği araçlar olsun her konunda
dört dörtlük” dedi. Savaşan, “ Fabrikayı gezdikten sonra da Tırsan’ın
çok ileri teknolojiyesahip olduğunu
bir kez daha görmüş olduk. Özelikle
Türk sermayesi olan bir fabrikayı burada görmek bizim için çok önemli.
Bizlerde müşteri olarak bu başarıda
pay sahibi olduğumuzu düşünüyor
ve çok mutlu oluyoruz. Çetin Bey’i
ve Tırsan ailesini bu başarılarından
dolayı tebrik ediyoruz. Tırsan treyler
kullanmaktan çok memnunuz ve
ilerleyen dönemlerde de devam
etmesini diliyoruz” ifadesini kullandı.
Aslan Savaşan, “Taşımacılık sektöründe de firma olarak İzmir’de
1 numarayız, sefer sayısı olarak
Türkiye’de 6. sıradayız. Bizler taşımacılığı çok iyi bildiğimiz ve yaptığımız için bu sektörde her zaman var
olacağız. Taşımacılık hiçbir zaman
bitmeyecektir. Ekonomi seçimden
sonra düzeleceğine inanıyoruz, bizler istihdam sağlayan insanlar olarak
buna devam etmeliyiz” dedi.
Aralık 2015
64
KISALAR
Netlog Lojistik filosunu 250 Adet
Ford Trucks çekici ile güçlendirdi
Netlog Lojistik Yönetim
Kurulu Başkanı Şahap
Çak, Ford Trucks’ın
kendileri için önemini
vurgulayarak, “Biz iş
hayatımıza Ford kamyonları ile başladık, yine
Ford Trucks ürünleri ile
büyümeye devam ediyoruz. Ford Trucks güçlü ürün gamı, Ford ve
Koç Holding ortaklığının
saygınlığı ile bize güven
veriyor” dedi.
F
ord Trucks, önde gelen lojistik firmaların tercihi olmaya
devam ediyor. Yurt içi ve uluslarası kapsamda verdiği hizmetlerle
Türkiye’nin en büyük ve deneyimli
firmalarından biri olan Netlog Lojistik, 250 adet Ford Trucks 1846T
Midilli Çekici ile filosunu yeniledi.
Ford Otosan Kamyon İş Birimi
Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kınay, Netlog Lojistik Grubu Yönetim
Kurulu Başkanı Şahap Çak, FSM
Demirbaş Yönetim Kurulu Başkanı
Mustafa Demirbaş, Ford Trucks
Aralık 2015
Türkiye Direktörü Serhan Turfan, Ford
TrucksYurtiçi Satış Müdürü Burak
Hoşgören, Ford TrucksPazarlama ve
Stratejik Planlama Müdürü Armağan
Hazar ve Netlog Lojistik üst düzey yöneticilerigerçekleştirilen törende hazır
bulundular. Rahmi Koç Müzesi’nde
gerçekleşen teslimat töreninde Netlog
Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı
Şahap Çak’a plaketini Ford Otosan
Kamyon İş Birimi Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kınay teslim etti. Törende konuşma yapan Netlog Lojistik
Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Çak,
Ford Trucks’ın kendileri için önemini
vurgulayarak, “Biz iş hayatımıza Ford
kamyonları ile başladık, yine Ford
Trucks ürünleri ile büyümeye devam
ediyoruz. Ford Trucks güçlü ürün
gamı, Ford ve Koç Holding ortaklığının saygınlığı ile bize güven veriyor”
şeklinde konuştu.
Ford Trucks 1846T Çekici ile yüksek performans ve düşük
yakıt tüketimi
One Ford stratejisinin ağır ticari araç
sınıfı uygulaması doğrultusunda geliştirilen Ford Trucks 1846T Midilli Çekici,
Ford Trucks’ın DNA’sında yer alan
güç, konfor, verimlilik ve dayanıklılık
özelliklerine sahip. Pazarda ilk defa
sunulan, 2 farklı sürüş moduyla Ford
Trucks 1846T Midilli Çekici, ihtiyaca
göre 940 mm veya 960 mm olarak
ayarlanabilmekte olup, piyasadaki en
alçak 5’inci teker yüksekliğine sahiptir ve bu özellikleriyle rakiplerine göre
yüzde 10 daha fazla yük taşıyabiliyor.
Uluslararası taşımacılığın taleplerini karşılayacak megatreyler ile hacimli yük
taşımacılığına uygun olarak tasarlanan
Ford Trucks 1846T Midilli Çekici’de, intermodal taşımacılık için gereken ro-ro
ve tren iniş-binişlerinde aracı korumak
için ön süspansiyon 70 mm yükseltilebiliyor. 460 PS/2100 Nm motor
gücü ile sınıfındaki en rekabetçi güç ve
torku düşük devirlerden itibaren geniş
bir devir bandında sunan ve yüzde 20
fiyat avantajı sunan Ford Trucks 1846T
Midilli Çekici, yüksek performans ve
düşük yakıt tüketiminin konforunu da
bir arada yaşatıyor. Binek araç rahatlığındaki manuel şanzımanı ve debriyajsız otomatik şanzıman opsiyonu ile ön
plana çıkan çekici, lüks binek araçlarda
kullanılan ESP, yokuş kalkış desteği,
klima, elektrikli kabin kaldırma mekanizması gibi donanımları standart hale
getirerek, ağır ticari araç sektöründeki
rakiplerinden ayrılıyor. Büyük lojistik
firmalarının ihtiyaçları düşünülerek geliştirilen Ford Trucks 1846T Midilli Çekici,
filo yönetim sistemlerine uyumlu altyapısı ve opsiyonel sunulan Filobil sistemi
ile filoların verimli yönetimi için gerekli
donanımı da müşterilerine sunuyor.
65
Destebaşı Grup filosunu 50 adet Scanıa ile güçlendirdi
Scania, inşaat sektörünün çözüm ortağı olmaya devam ediyor.
Destebaşı Grup, bünyesinde yer
alan Destebaşı İnşaat Nakliye için
50 adet Scaniayatırımı ile filosunu
büyüttü.
Hazır beton, agrega ve çimento
üretiminde Türkiye’nin önde gelen
gruplarından olan DestebaşıGrup
A.Ş,kendi ürünlerinin nakliyesinde kullanılmak üzere 50 adet
Scaniainşaat serisi çekici yatırımı
gerçekleştirdi. Doğuş Otomotiv ve
Scania Yetkili Satıcısı Erçal Otomotiv işbirliği veScania Finans desteğiyle gerçekleşen satış sonucu
DestebaşıGrup’a 50 adet Scania
G 400 araç teslim edildi. Destebaşı
Grup’unGebze’de bulunan tesisinde gerçekleşen teslimat törenine,
Scania Satış Müdürü Tunç Gömeçli
ve Destebaşı Grup adına şirket
ortağı Recep Destebaşı ile Doğuş
Otomotiv, Erçal Otomotiv ve Destebaşı Grupyetkilileri katıldı. Gömeçli,
Scania olarak Türkiye’de sektörünün önde gelen markalarının tercihi
olmaya devam ettiklerini belirterek,
“Bugün hazır beton sektöründe yer
alan DestebaşıGrup’a50 adetlik büyük bir teslimat gerçekleştirmekten
mutluluk duyuyoruz. Scania kalitesi,
sağlamlığı ve düşük yakıt tüketimi
gibi özellikleriyle DestebaşıGrup’açözüm ortağı olarak, satış sonrası
hizmetlerimizlede birlikteliğimizi
sürdüreceğiz” dedi.
Destebaşı: Scania’nın yüksek
ikinci el değeri, tercihimizde
başrol oynadı
Destebaşı Grup şirket ortağı
Recep Destebaşı ise firmalarında
farklı markalardan toplam 200
adet araç olduğunu belirterek
“Scania’nın sahip olduğu teknoloji, dayanıklılık ve konfor,araç
alım kararımızda etkili oldu. Ayrıca
Scania Finans’ın sağladığı finansman desteği, yüksek ikinci el
değeri,satış ve satış sonrası ürün
ve hizmetleri ile de en doğru kararı
verdiğimizi düşünüyoruz. Amacımız müşterilerimize sunduğumuz
hizmetlerin kalitesini en üst noktaya
çıkartmak. Bu hedefimize Scania ile
ulaşacağımıza inanıyorum” açıklamasında bulundu. Merkezi İstanbul
Samandıra’da bulunan DestebaşıGrup, kendi bünyelerinde yer alan
Gebze, Pendik, Orhanlı, Bahçeşehir, Mahmutbey, Ataköy, Göztepe,
İzmit ve Çayırova Hazır Beton Tesisleri arasında hazır beton, agrega
ve çimento taşımacılığı yapıyor.
Solda sağa: BayazıtCanbulat, Muhammet Demir ( ErçalOtomotiv Satış
Müdürü ) , Recep Destebaşı ( Destebaşı Grup Firma Sahibi), Tunç Gömeçli
(Scania Satış Müdürü), Mehmet Destebaşı (Destebaşı Grup Firma Sahibi),
Azmi Çomak (Scania Bölge Satış Yöneticisi), İbrahim Erçal(Erçal Otomotiv
Yönetim kurulu Başkanı)
Aralık 2015
medya

Benzer belgeler