NİN SESİ
Transkript
NİN SESİ
’NİN SESİ ARALIK 2015 SAYI: 400 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı 2 genel seçimin yaşandığı ve komşu ülkelerle sorunların devam ettiği 2015 yılı sektör için oldukça zordu. yatırım yapan da var, yatırımları durduran da… Hazar koridorunda müjde Rusya ile kriz ticarete nasıl yansıyacak? içindekiler Aralık 2015 21 22 14 Türk TIR’larına alternatif güzergah Hazar Denizi Türk TIR’ları Kazakistan ve Türkmenistan’a gitmek için bundan sonra Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu ülkelere ulaşacak. 21 UND Başkanı Nuhoğlu: Hep birlikte ekonomiyi sırtlar, dış ticareti uçururuz Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, yeni kabinenin açıklanmasından sonra yaptığı açıklamada, bakan tespitinde çok isabetli tercihler yapıldığını belirterek “2016 yılında el ele verir, uyumlu çalışırsak 6 aylık kaybı kapatır, ihracatı parlak günlerine döndürürüz” dedi. 22 Efsane geri döndü ‘Ulaştırmanın Dinamo Bakanı’ olarak da adlandırılan Binali Yıldırım 64. hükümette yeniden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda dümeni eline aldı. Çalışkanlığıyla taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan Bakan Yıldırım, lojistik sektörüyle uyum içinde çalışmasıyla da tanınıyor... 24 Borusan Lojistik’ten deniz taşımacılığına büyük yatırım Londra merkezli Worldwide Partnerships firması tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “World Automotive Conference in Turkey” kapsamında otomotiv, lojistik ve teknoloji sektörlerinin bugünü ve yarını konuşuldu. UND Danışmanlık ve Tanıtım Hizmetleri A.Ş Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Sorumlu ve Yazı İşleri Müdürü Hatice Hacısalihoğlu Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, www.locamedya.net Nagihan Soylu, Banu Damla Alışan Mali İşler Müdürü Muhammet Haybarlık Editör Ahmet Doğan Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl, Muammer Ünlü, Elif Sevim Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 Grafik Tasarım Erhan Aydın Haber Merkezi Alpdoğan Kahraman, Berkalp Kaya, Erman Ereke, Gürol Gülbeyaz, İbrahim Çolak, Burak Çığa, Kadir Çirkin Yayına Hazırlık LOCA MEDYA ORG. VE REK. HİZ. LTD. ŞTİ Genel Yönetmen Mutlu Doğan İletişim 0212 579 92 35 ctp baskı ve cilt İstanbul Basım Ltd.Şti 0212 603 26 20 Kasım 2015 Adres: Cennet Mah. Hürriyet Cad. No: 1/1 B Blok Cennet / Küçükçekmece - İSTANBUL - TÜRKİYE Tel: 0212 579 92 35 Fax: 0212 598 47 62 / [email protected] / Yerel ve Süreli Yayın 36 42 26 Gümrüklerde yaşanan sorunlar ve çözüm arayışları MÜSİAD’ın düzenlediği, “Gümrüklerde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Arayışları” konulu panelde gümrüklerdeki son gelişmeler ve ülkemiz lojistik sektörü analiz edildi. 36 Vize muafiyeti için 72 şart AB ile mülteci akının yavaşlatılması karşılığında vize muafiyeti sürecinin hızlandırılması konusunda uzlaşmaya varan Türkiye’nin ‘vizesiz seyahat’ için toplam 72 kriteri hayata geçirmesi gerekiyor. AB, Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde vizesiz Schengen için onay verecek. 24 41 Koç Üniversitesi bünyesinde kurulan “Denizcilik Forumu” Türkiye’nin “Denizcileşmesine” katkıda bulunacak Koç Üniversitesi bünyesinde, ülkemiz denizciliğine katkı sağlayan temel alanlarda hedef, politika ve strateji belirlenmesi amacıyla Denizcilik Forumu kuruldu. 42 Rusya ile kriz ticarete nasıl yansıyacak? Rus uçağının düşürülmesiyle gözler iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerine çevrildi. Doğalgazda henüz bir sorun olmazken, tur şirketleri satışları durdurdu. İki ülke arasındaki gerginlik lojistik sektörünü de etkileyecek. 41 47 Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Görçün: Lojistikte yasa çıkarsa sektör gaza basacak Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Özel Yük Çalışma Grubu ve Vinç İşletmecileri Derneği’nin (Vinç-Der) ortak çalışması ile hazırlanan “Ağır ve Havaleli Yük Taşımacılığı Taslak Mevzuatı” Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na sunuldu. 48 Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda lastiğin trafikteki hayati önemi vurgulandı Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in de katıldığı Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda lastik/araç uyumsuzluğunun sürüş güvenliğini tehlikeye atabileceği; kazalara davetiye çıkarabileceği belirtildi. 51 BAŞYAZI Değerli Dostlarım, 2 015 yılını geride bırakıyoruz. Acısı tatlısıyla bir yılı daha tarihin tozlu sayfalarına kaldıracağız. İki genel seçimi aynı anda yaşadığımız 2015 yılı içerisinde birbirinden önemli ve kritik gelişmeler de yaşadık. Sayın Başbakan Ahmet Davutoğlu ve ekibi ‘Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Eylem Planı’nı 2015’in ilk çeyreğinde duyurdu. Sektörümüz adına son derece önemli olan bu gelişme bizleri ilk etapta heyecanlandırdı. 10’uncu Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ‘lojistiğin devlet olarak ilk defa tanımlanması’ da bizler için son derece önemli bir gelişme oldu. 10. Beş Yılllık Kalkınma Planı’mız kapsamında, sektörün en büyük sorunlarından biri olan eşgüdümsüzlük sorununu ortadan kaldırabilecek ‘Lojistik Koordinasyon Kurulu’nun kurulması kararı alındı. Lojistik Koordinasyon Kurulu şüphesiz ki sektörümüz için son derece önemli bir gelişme olacaktır. Kurulacak olan bu ‘koordinasyon kurulu’nda sektörümüzü en iyi şekilde temsil edecek, sektörün devinimini, gelişmelerini, sıkıntılarını en iyi şekilde bilen kişi ya da kişilerin de bünyesinde sorumluluk alması, üniversitelerimizin ve araştırma kurumlarımızın da burada görevlendirilmesi sektör için bir şans olacaktır. Yıllardan bu yana gündemde kalan fakat bir türlü sektörümüzün istediği hız ve oranda ilerleme sağlanamayan ‘Lojistik Köy’ler meselesi sektörümüz için son derece kritik bir yerde bulunuyor. Lojistik Köy’lerin ivedilikle sağlam planlar üzerine oturtularak hayata geçirilmesi çok önemli. İşte bu sağlam temel de gelecek yıl hızla başlatılıp tamamlanmasını arzu ettiğimiz Ulaştırma ve Lojistik Master Planları ile sağlanabilecektir. UND olarak, master plan süreçlerinin sağlıklı ve tüm paydaşları da müdahil kılarak yürütülmesini diliyoruz. 2015’te 7 Haziran ve 1 Kasım, seçimlerin belirleyici tarihleri oldu. 7 Haziran’dan sonra hükümetin kurulamaması iş dünyası için belirsizlik ortaya çıkardı. 1 Kasım’dan sonra hükümet belirsizliği ortadan kalktı ve 64. Hükümet iş başına geçti. Hükümette yer alan bakanlara, parlamentoda bulunan tüm milletvekillerimize başarılar ve kolaylıklar diliyorum. Hükümet belirsizliğin ortadan kalkması ortak hedeflerimize daha hızlı ilerlememizin anahtarıdır. 64. Hükümet’te Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na Sayın Binali Yıldırım’ın getirilmesini de ayrıca kıymetli buluyorum. Çünkü Sayın Yıldırım, sektörümüzün tüm kılcal damarlarını derinlemesine bilen bir bakan olarak yolumuzdaki engelleri kaldırmamızda bizlere ışık tutacaktır. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na Binali Yıldırım gibi, bu görevi daha önce yapmış bir bakanın atanmış olması bizim için büyük avantaj olacak. Ekonomi yeni Bakanımız Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ile ihracatımız bugüne kadar gerçekleştirdiği ve tüm dünyaya örnek olan sıçramayı tekrar gerçekleştirecektir. Özellikle Gümrük ve Ticaret yeni Bakanımız Bülent Tüfenkçi‘den beklentimiz çok büyük. Ülkemizin bölgesel üretim ve ticaret üssü haline gelmesi, istihdam imkânlarının gelişmesi Gümrük Bakanlığımızın performansına bağlı. ÖMER ÇETİN NUHOĞLU UND YÖNETİM KURULU BAŞKANI Gümrük süreçlerimiz hızlandıkça, ülkemiz daha fazla yatırım çekecek ve lojistik merkez haline gelecektir. 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamındaki Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı’nı hayata geçiren Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’ın yeni dönemde de görevine devam edecek olması sektörümüz için bir başka avantaj. Dönüşüm programında birçok bakanlığa görevler verildi. Bu görevlerin sıkı takibi ve hayata geçirilmesi için Sayın Bakanımız elinden geleni yapacaktır. En büyük ticaret partnerimiz AB ile ticaret hacminin geliştirilmesi için, AB’de serbest dolaşım hakkı olan malların taşınmasında yaşanan sorunların çözülmesi gerekiyor. Suriye krizi ile birlikte AB’nin Türkiye’ye bakışı değişmiştir. AB Bakanı Volkan Bozkır’ın bunu fırsata çevireceğine ve AB tarafından yapılan taşıma kotaları ile ilgili Etki Analizleri ile de tespit edilen ticaret kayıplarını ortadan kaldıracağına bu bağlamda inancımız tamdır. Son dönemde, Rusya taşımalarında firmalarımızın karşı karşıya kaldıkları sıkıntılar, Ortadoğu pazarındakilerle birleştiğinde, en azından uluslararası kuralların hala geçerli olduğu Avrupa pazarının, kısa vadede en önemli alternatif pazar haline geldiğini görüyoruz. Dolayısıyla AB ile taşımacılık ilişkileri alanında sağlayacağımız kolaylıklar daha da aciliyet kazanmış bulunuyor. Zira, ülkemizde gerçekleşen son G-20 Zirvesi’nde de “uluslararası ticaretin durma noktasına geldiği” açıkça görülürken, bu durumda uluslararası ticarete getirilen tarife dışı engellerin ciddi payı olduğu tüm katılımcıların teyit ettiği husus oldu. Tarife dışı engellerin başında taşımacılığa getirilen kota, transit ücreti, mod dayatmaları gibi kısıtlamalar geliyor. Sektörümüz üzerinden ticaretimizin rekabet gücünü zedeleyen bu kısıtlamaların kaldırılmasını öngören DTÖ Ticareti Kolaylaştırma Anlaşması üzerinden gündeme getiren B-20 grubuna da şükranlarımızı sunuyoruz. Geçtiğimiz günlerde TBMM’nin Dışişleri Alt Komisyonu’na onaya sunulan bu çok önemli anlaşma, tüm pazarlarımızda “transit geçişlerimizi” engellerden arındıracak çok önemli bir hukuki araç sağlayacak. Ülke ekonomisine yıllık 15 milyar dolar hizmet ihracatı yaparak katkı sağlayan ulaştırma sektörünün, önümüzdeki dönem bu katkısının artıracağını öngörüyorum. Dış ticaretle büyüyen ülke ekonomisi için sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazırız. Sektörümüzle kamunun, özellikle dış ticaretimizle ilgili bakanlıkların işbirliği halinde çalışması halinde, hep birlikte ekonomiyi sırtlar, dış ticareti uçururuz. Bu vesileyle, Sayın Başbakan, Başbakan Yardımcıları ve yeni kabinede görev alan tüm bakanlarımıza sektörümüz adına başarılar diler; ülkemizi 2023 hedeflerine taşıyacak sonuçlar elde etmelerini dileriz. Yeni bir yıla merhaba demeye hazırlanırken 2016 yılının tüm insanlığa, dünyaya, ülkemize ve sektörümüze hayırlar getirmesini diliyor, yeni yılınızı tebrik ediyorum. Saygı ve Sevgilerimle... 8 Aralık 2015 Editör’den “UND olarak öğrenilmiş çaresizlikleri yıkmaya, sektörümüzün önünü açmaya çalışıyoruz. Malumunuz olduğu üzere aralık ayında Rusya ile bir gerilim yaşadık. ‘Uçak düşürme krizi’ olarak da adlandırabileceğimiz bu krizin iki büyük ülkeye yakışır şekilde çözülmesini bekliyoruz. Kuzey komşumuz Rusya ile bu gelişmeler yaşanırken karayolu nakliye sektörümüz büyük sıkıntılar yaşadı. UND olarak hiçbir konuda boş durmadığımız gibi bu konuda da boş durmayarak çalışmalara başladık. UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı.” Fatih ŞENER UND İcra Kurulu Başkanı Merhaba, Ü lkemiz uluslararası karayolu taşımacıları veryansın ederek ‘eşit koşullarda rekabet’ etmek istediklerini söylüyorlar. Tek isteğimiz eşit koşullarda rekabet edebilmek... Geçiş ücreti, engellemeler, dayatmalar, vize problemleri, keyfi bekletmeler gibi onlarca neden bizlerin eşit koşullarda rekabet etmemizi engelliyor. UND olarak kabullenilmiş çaresizlikleri yıkmaya, sektörümüzün önünü açmaya çalışıyoruz. Malumunuz olduğu üzere aralık ayında Rusya ile bir gerilim yaşadık. ‘Uçak düşürme krizi’ olarak da adlandırabileceğimiz bu krizin iki büyük ülkeye yakışır şekilde çözülmesini bekliyoruz. Kuzey komşumuz Rusya ile bu gelişmeler yaşanırken karayolu nakliye sektörümüz büyük sıkıntılar yaşadı. UND olarak hiçbir konuda boş durmadığımız gibi bu konuda da boş durmayarak çalışmalara başladık. UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Azerbaycan ve Türk basınında yer alan yoğun haberler ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığında “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı. Çalışmalarını sürdüren Şura Başkanı Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’nin bilgilendirmesi ile 1 Aralık’ta Bakü’ye gttik. Buradaki sonucunda sektörümüz için önemli kararlar çıktı. Yaklaşık bir aydır çalışmalarını sürdüren komitenin yaptığı iyileştirmeler Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında zorlaşan Kazakistan taşımaları için de nefes aldıracak sonuçlar içeriyor. Gerçekleşen iyileşmeleri UND’nin Sesi dergimizde derinlemesine bulabilirsiniz. Yapılan iyileşmele- re burada kısaca değinmek gerekirse: Aktau için Bakü Limanını kullanmayan araçlar 25 dolar şehir giriş ücreti ödemeyecek. Mühürlü araçlara gümrük girişinde yapılan kantar ölçümü yol boyunca yapılan kontrollerde de geçerli sayılacak ve kantar kaynaklı ölçüm farklarına ayrıca bir işlem uygulanmayacak. Tehlikeli Madde tanımlamasında ADR Konvansiyonu listesi esas alınacak. Kazakistan-Aktau Limanı’ndaki muhtelif masraflarla ilgili girişimler devam ediyor. Kazakistan hattına tarifeli sefer yapılacak. Bakü Aktau için her Salı ve Cuma Günü Bakü’den, Aktau – Bakü için her Çarşamba ve Cumartesi Aktau’dan düzenli seferler yapılacak. Türkmenistan Devlet Başkanı Sayın Berdimuhammedov’un, ikinci Türkmen gemisinin Hazar’da seferlerine başladığında bu güzergahta indirim yapılması konusunda UND’ye bir müjdesi de oldu. Türkmenistan’ın ikinci gemisi Hazar’a ulaşmış olup iki hafta içinde seferlerine başlayacak. Bakü-Türkmenbaşı güzergâhındaki iyileştirmeler “şimdilik” olup bu geminin sefere başlamasıyla birlikte Azerbaycan tarafı da Türkmenistan ile aynı anda indirim yapacak. Farklı uygulamalar UND’ye bildirilecek. UND ve Transit Şurası arasında kurulan sürekli iletişim hattı ile uygulamalar yakından takip edilecek olup farklı uygulamaların olması halinde sürücüler UND’yi bilgilendirecek ve sağlanan iletişim ile Transit Şura’sı olaya anında müdahale edecek ve uygulamaların eskiye dönmesine izin verilmeyecek. UND olarak sektörümüzün içinde bulunduğu sıkıntılara anında reaksiyon gösterip çözüme giden yolda öncü olma misyonumuzu 2016 ve ilerleyen yıllarda da sürdüreceğiz. Eşit rekabet etmemizi engelleyen tüm koşulların çözüme ulaştırılmasında bakanlıklarımız ve kamu kurumlarımızla teşvik-i mesaimize devam edeceğiz. Sektörümüzün açmazlarını açar kılana, sorunlarımızı çözüme kavuşturana kadar durmadan yolumuza devam edecek ve haklı olduğumuzu bildiğimiz bu yolda dur durak bilmeden çalışacağız. Herkesin 2016 senesini kutlar, yeni yılın dünyamıza, ülkemize ve sektörümüze güzellikler getirmesini temenni ederim. Bir sonraki sayıda buluşuncaya kadar, hoşçakalın. Saygılarımla… 10 UND’den Beyaz Rusya KUKK toplantısı gerçekleştirildi Türkiye-Belarus KUKK toplantısı 17-18 Kasım’da Ankara’da Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Müsteşarı Talat Aydın yönetimi altında gerçekleştirildi. İstatistiki bilgilerin paylaşıldığı toplantıda, İki ülke arasında gerçekleşen ticaretin günden güne arttığı ve yükseliş trendinde olan ticaretin daha da ivme kazanması için taşımacılığın önündeki engellerin kalkması gerektiği hususunda heyetlerce mutabık kalındı. Toplantının geçiş belgesi istişarelerinde, bakanlığımız Belarus’un üçüncü ülke geçiş belgesi artış talebini kabul etmeyerek, ikili ticaretin daha artması için önce iki ülke arasındaki ikili ve transit taşımacılığın serbestleşmesinin gerektiğini belirtti. UND’nin üyelerden aldığı şikâyetler doğrultusunda bakanlığa iletilen otoyol cihazlarının kullanımı sırasında yaşanan teknik aksaklıklardan kaynaklanan ceza uygulamaları, şikayet süreçleri ve ilgili kurumlar hakkında bilgi talebi hususu görüşüldü. Konu ile ilgili detaylı bilgilendirmenin Belarus makamları tarafından bakanlığımıza yazılı olarak iletileceği KUKK protokolüne eklendi. Yine UND üyelerinin yaşadığı sorunlardan biri olan ağır yük taşımacılığı hususunda Belarus makamlarından özel yük taşımaları ve müracaat süreçleri hakkında bilgi talep edildi. Bilgilendirme detaylı olarak bakanlığımıza Belarus makamları tarafından yazılı olarak iletilecek. Belarus KUKK toplantısına UND adına UND Ankara Bölge Temsilcisi Halil Ilgaz katılım sağladı. Mardin Çalışma Grubu Toplantısı Silopi Kaymakamlığı’nda yapıldı Mardin Çalışma Grubu Toplantısı, Habur Mülki İdari Amiri Ali Arıkan’ın teşrifleri ile 24 Kasım’da Silopi Kaymakamlığı Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Habur Mülki İdari Amiri Ali Arıkan, son zamanlarda uzayan TIR kuyrukları, TIR parkında yaşanan gelişmeler ve Habur Sınır Kapısı’nda faaliyete geçirilmesi planlanan projeler hususunda çalışma grubu üyelerine bilgilendirmeAralık 2015 lerde bulundu. Toplantıya; Mahmut Azizoğlu (Azizoğlu), İdris Cabadak (Cizre-Cihan), Talat Abay (Halefoğlu), Selim Zabun (Ömeroğlu), Hüseyin Sezgin (Tayfur), Mehmet Şığva (Şığva Trans) ve UND Habur Bölge temsilcisi Murat Tatar katılım sağladı. 12 UND’den Arap Taşımacılar Birliği: Rusya krizinde Türk taşımacılarının yanındayız Arap Taşımacılar Birliği (AULT) genel sekreteri Mahmoud Abdallat ve Yönetim Kurulu Üyesi Carlos El Hashem’den oluşan heyet UND ve AULT’un artık geleneksel hale gelen toplantıları çerçevesinde işbirliği-güçbirliği mottosuyla beşinci kez Türkiye’de bir araya geldi. Rusya krizinde Türkiye’nin yanında yer aldıklarını ifade eden yetkililer, Türk-Arap taşımacılığının daha da kuvvetlenmesi gerektiğine vurgu yaptılar. U ND’nin onur üyesi Arap Taşımacılar Birliği (AULT) yetkilileri yıllık işbirliği toplantıları kapsamında ülkemizi ziyaret etti. Arap Taşımacılar Birliği (AULT) genel sekreteri Mahmoud Abdallat ve Yönetim Kurulu Üyesi Carlos El Hashem’den oluşan heyet UND ve AULT’un artık geleneksel hale gelen toplantıları çerçevesinde işbirliğigüçbirliği mottosuyla beşinci kez Türkiye’de bir araya geldi. AULT Yönetim Kurulu Üyesi Carlos El Hashem politikanın ticarete artık karışmaması gerektiğini, Rusya’nın sınır kapılarında beklettiği Türk TIR’larından ve sürücülerin mağduriyetinden büyük üzüntü duyduğunu, Suriye sınır kapısının kapanması sonrasında azalan Türkiye, Ortadoğu taşımacılığının eski boyutlarına ulaşmasının en büyük hedefleri ve temennileri olduğunu belirtti. AULT’un talebiyle UND üyesi Ekol Lojistik’in Hadımköy tesisleri ziyaret edildi. Türk ve Arap taşımacıları arasındaki bağlar kuvvetlenmeli UND Başkan Yardımcısı Cavit Değirmenci’nin katkılarıyla organize edilen toplantıda, Hadımköy tesis Aralık 2015 yöneticisi Hasan Durukan ve Müşteri İlişkileri Yönetimi Sorumlusu Tuğfan Ertuğrul, AULT heyetine Ekol Hadımköy tesislerindeki firmanın operasyonel faaliyetlerini sundu. Özellikle tekstil taşımacılığı ve elektronik ticaret üzerinde uzmanlaşmış tesislerde, AULT Yönetim Kurulu Üyesi Carlos El Hashem Türkiye’de lojistiğin bilgisayar sistemleriyle ve teknolojiyle entegre olmasının memnuniyet verici olduğunu, lojistik performans indeksinde 27’nci sırada olan Birleşik Arap Emirlikleri’ndeki gümrük sistemlerinin Türk taşımacılar ve resmi kurumlarca incelenmesinin de faydalı olabileceğini belirtti. Carlos, Türk ve Arap taşımacılar arasındaki bağların daha da güçlenmesi gerektiğini ifade etti. Toplantının ikinci gününde ise UND ve AULT arasında işbirliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokole göre Türk ve Arap taşımacılar arasında işbirlikleri imkanlarının oluşturulması için 2016 yılında Türk ve Arap taşımacıları katılımıyla toplantı gerçekleştirilmesine, ticaretin daha da artması ve ticaret erbabının taşımacılık sektöründen beklentilerini öğrenmek için ülkelerin ticaret odası temsilcilerinin ziyaret edilmesine, eğitim alanında işbirliğine, Suudi Arabistan’da hatta faaliyet gösteren Ro-Ro gemisinin yaşadığı vize sorunun çözümü hususunda destek gibi önemli konular istişare edildi. Toplantıda ayrıca UND ve AULT iletişim bilgilerinin karşılıklı olarak taşımacılara duyurulması, derneklerin ülkelerinde taşımacıların bilgi talebi, problem çözümü, ticari ortaklıklar, trafik kazaları gibi durumlarda başvurmaları için iletişim bilgilerinin sektörlerimize duyurulması kararı alındı. 13 Aralık 2015 14 UND’den Türk TIR’larına alternatif güzergah Hazar Denizi Türk TIR’ları Kazakistan ve Türkmenistan’a bundan sonra Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek ulaşacak. R usya uçağının Türk Hava Sahası’nı ihlal etmesi nedeniyle düşürülmesinin ardından Türk TIR’larının Rusya sınır kapılarında bekletilmesi üzerine Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) harekete geçti. Kazakistan’a ve Türkmenistan’a gitmek için Rusya’dan transit geçiş yapmalarına izin verilmeyen Türk TIR’ları bundan sonra Azerbaycan üzerinden Ro-Ro gemileriyle Hazar Denizi’ni geçerek bu ülkelere ulaşacak. Son dönemde Uluslararası Nakliyeciler Derneği’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlığı’nın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev talimatıyla ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığı’nda ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası’ adıyla bir komite kurulmuş ve çalışmalarına başlamıştı. UND harekete geçti Rusya uçağının Türk Hava Sahası’nı ihlal etmesi nedeniyle düşürülmesinin ardından yaşanan gelişmeler üzerine Türk TIR’larının Rusya sınır kapılarında bekletilmesinin ardından Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) harekete geçti. Azerbaycan Ekonomi ve Sanayi Bakanı ve aynı zamanda ‘Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şura Başkanı Şahin Mustafayev’in daveti üzerine Uluslararası Nakliyeciler Derneği İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Bakü’ye gitti. Yapılan görüşmeler sonucunda önemli kararların alındığı bildirildi. Türk TIR’ları Azerbaycan’dan deniz yolu ile Hazar üzerinden Kazakistan’a ve Türkmenistan’a ardı ülkelere rahat gidebilmesi için bu güzergahla ilgili iyileştirmeler yapıldı. Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov, ikinci Türkmen Gemisinin Hazar’da seferlerine başladığında bu güzerAralık 2015 gahta indirim yapılması konusunda Uluslararası Nakliyeciler Derneği’ne bir müjdesi oldu. Ro-Ro’larla geçilecek Türkmenistan’ın ikinci gemisi Hazar’a ulaşırken iki hafta içinde seferlerine başlayacağı öğrenildi. Türk TIR’ları, Kazakistan, Türkmenistan ve ardı ülkelere Rusya’dan transit geçiş yapmak yerine Azerbaycan’a geçerek buradan Hazar Denizi’nden gemilerle Türkmenistan’a geçeceği öğrenildi. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’a giden TIR’ların transit ücretlerine yüzde 40, Hazar Denizi’nden Ro-Ro gemileri ile yapılan taşıma işlemine yüzde 20 indirim yaptı. TIR’lar nereden geçecek? Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, yaptığı açıklamada, alternatif bir yol olduğunu belirtmişti. Şener, alternatif güzergah olarak Hazar seçeneğinin olduğunu ancak bunun maliyetli olduğunu dile getirmişti. Şener, “Geçiş izinleri olmamasına rağmen Azerbaycan bunların transit geçişine izin verdi. Bu tırlar Orta Asya’ya Azerbaycan üzerinden geçecek. Ancak bu güzergah maliyetleri çok yükseltiyor” diye konuşmuştu. TIR’ların güzergahı Şener’in verdiği bilgiye göre, Türkiye’nin Rusya’ya ihracatının yaklaşık yüze 50’si karayolu ile gerçekleştiriliyor. İstanbul ya da Zonguldak’tan gemiye bindirilen TIR’lar Ukrayna Limanı’na indikten sonra bu ülkeyi transit geçip Rusya’ya giriyorlar. İkinci bir güzergah olarak ise Sarp sınır kapısından çıkıp Gürcistan üzerinden Rusya’ya giriş yapıyorlar. Orta Asya’daki Kazakistan, Kırgizistan ve Moğolistan’a yönelik taşımalar da Rusya transit olarak kullanılarak yapılıyor. 15 Aralık 2015 16 UND’den Ülkemizde Ar-Ge çalışmaları yok denecek kadar az Dünyanın pek çok ülkesinden binlerce mühendis İstanbul’da bir araya geldi. İstanbul Üniversitesi Elektrik-Elektronik Bölüm Başkanı, FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve EEMKON 2015 Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sıddık Yarman, ülkemizde Ar-Ge çalışmalarının yok denecek kadar az olduğunu ifade ederek; 2035’te 500 bin nitelikli, yetişmiş insana ihtiyaç olduğunu belirtti. B ugüne kadar elektrik ve elektronik mühendisliği alanlarında düzenlenmiş en kapsamlı kongre ve sergi olan EEMKON 2015, Harbiye Askeri Müzesi’nde düzenlendi. Elektrik Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi tarafından (EMO) tarafından düzenlenen EEMKON 2015, sanayi, üniversite, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri ile bu alanda çalışan binlerce mühendisi bir araya getirdi. Kongre sanatla başladı, bilimle son buldu EEMKON 2015, sanatla başladı, bilimle son buldu. Kongre, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Orkestrası’nın müzik dinletisiyle başladı. Prof. Dr. Sıddık Yarman’ınönderliğinde düzenlenen konserin ardından sanattan bilime geçiş yapıldı. Kongrenin bu yılki amacı; dünyada ve ülkemizde hızla gelişen elektrik ve elektronik mühendisliği alanlarında ülkemizin geldiği noktayı ele alarak mevcut durumu değerlendirmek, gelecek hedeflerini belirlemek ve bu hedeflere erişebilmek için izlenmesi gerekli politikaları saptamak oldu. EEMKON 2015’de özellikle “ElektroAralık 2015 niğin Dâhisi” olarak tanınan dünyaca ünlü mühendis Prof. Dr. Sıddık Yarman’ın panel yöneticiliğini yaptığı, Aselsan, Vestel, Arçelik ve Netaş gibi sektörün öncü firmalarının katılımıyla düzenlenen “Elektronik Sektöründe 2035 Vizyonu” başlıklı panel;sektör ve katılımcıların gelecek vizyonuna ışık tuttu. 2035’te 500 bin nitelikli, yetişmiş insana ihtiyacımız var İstanbul Üniversitesi ElektrikElektronik Bölüm Başkanı, FMV Işık Üniversitesi Mütevelli Heye- ti Başkanı ve EEMKON 2015 Düzenleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sıddık Yarman, “Ülkemizde Ar-Ge çalışmaları yok denecek kadar az, birkaç sayılı üniversitenin haricinde gelişmelergörmek, takip etmek zor; dolayısı ile ‘tüm fazlar birbirini tetikliyor olsa da’ özellikle üçüncü faza yönelik sonuç elde etmek mevcut imkanlarda çok sıkıntılı. Bu zorlu süreçler aslında hiç de fena olmadığımız bir 4’üncüfazı; yani yaratıcılığı besler. Konu olan bu üç aşamayı düzgün çalıştırmazsak, yaratıcılığımızı yani ülke olarak daha gelişmiş olduğumuz seviyeleri destekleyemeyiz. Sektör sürekliliği için (dolaylı etken olarak algılansa da) insan kaynaklarımızı ve direkt etken olan finansmanlarımızı iyileştirmeliyiz. Süreklilik için milyarlarca dolarlık yatırımlar ve düzgün bir finans gerekli” diyerekekosistemin ihtiyaçlarınadeğindi. Prof. Dr. Sıddık Yarman, Elektronik Sektöründe 2035 Vizyonu ile ilgili olarak; “2035 yılında üretim hacminin 143 milyar dolara çıkması gerekiyor. Önemli olan nokta ise 2035 hedefi için belirlenen bu rakamın daha nasıl arttırılabileceği üzerine olmalı. Başka bir değer olan dış satışlarımızın 71 milyar olması gerekiyor. Eğer bu gibi rakamları benimseyebilirsek; hedeflerimizi somutlaştırabilir ve geliştirebiliriz. Gelecek planlamamıza baktığımızda üretim sektörüne yönelik gerçek anlamda 200 binmühendis ihtiyacı var. Bunun yanı sıra elektronik ve yazılım ağırlıklı alanlarda 300 bin kadar; özellikle yapay zeka alanında yazılım ağırlıklı servis sektörü elemanına ve pazarlamacılara ihtiyacımız var. Sonuç olarak 500 bin gibi bir rakamda nitelikli, yetişmiş insan gücüne ihtiyacımız olduğundan bahsediyoruz” dedi. 17 Aralık 2015 18 UND’den UND heyeti Hopa ve Sarp Sınır Kapısı’nı ziyaret etti UND Başkanı Çetin Nuhoğlu beraberinde Yönetim Kurulu üyeleri Abdullah Özer, Alişan E. Topaloğlu ve İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Hopa’ya ve Sarp’a çalışma ziyaretinde bulundu. U ND Başkanı Çetin Nuhoğlu beraberinde Yönetim Kurulu üyeleri Abdullah Özer, Alişan E. Topaloğlu ve İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener Hopa’ya ve Sarp’a çalışma ziyaretinde bulundu. Bir süredir Sarp Sınır Kapısı’nın yurda giriş yönünde araç geçişleri sayısal yoğunluk ve geçiş sürelerinin uzunluğu normalin üzerinde bir seviyede gerçekleşiyor. İhracatın yüzde 22 daralmasına bağlı olarak TIR seferlerinin minimum ölçekte varlığını sürdürdüğü bu dönemde, TIR’lardan kaynaklı olmayan bu olağan dışı yoğunluk güzergah üzerinde TIR sefer sürelerinin uzamasına, Türk TIR’larının Gürcistan tarafında bazı kesimlerce haksız rekabete maruz bırakılmalarına sebep oluyor. Nihayetinde sınırda yaşanılan yoğunluk, komşu ülkelerin birbirlerine gerçekleştirdiği ticaretin seyrine de olumsuz yansıyor. UND, sınır geçişleri hususunda ciddi anlamda sıkıntıların yaşandığı şu dönemde, sınır kapısı ziyareti öncesinde personelini görevlendirerek 22-23 Kasım’da Sarp ve Sarpi sınır kapıları ile Gürcistan’ın Gonye mevkiindeki park alanlarında TIR’ların iş akışlarıyla alakalı süreç analizi düzenledi. Bu rapor doğrultusunda, TIR’ların sınır geçişlerinde aksayan hususlarının ilgili görevlilere aktarılması Aralık 2015 ve geçiş sürelerinin hızlandırılarak adil bir şekilde devam etmesini amaçlayarak, kurum temsilcileriyle gerçekleştireceği saha ziyareti öncesinde bölge üyeleriyle Hopa’da bir araya geldi ve üyelerinin sorunlarını dinledi. Sıkıntılar paylaşıldı UND Başkanı Çetin Nughoğlu’nun ayrıntılı bir biçimde ele aldığı bölgesel ve sektörel değerlendirmeleri sonrasında söz alan firma temsilcileri, Sarp Sınır Kapısı’nın bazı nedenlerden ötürü son zamanlarda TIR’lar açısından iyi çalışmadığı, turizm sezonunun bitmiş olması ve yolcu sayısının minimum seviyelere düşmüş olmasına rağmen otobüs seferlerinin malum nedenden ötürü azami ölçüde gerçekleştiği, Sarpi gümrüğüne ulaşıncaya kadar 5-6 park alanına girmek zorunda bırakıldıkları, parkların çoğunda sosyal ihtiyaçlarını karşılayamadıkları, sınıra yönlendirilmeler konusunda park işleticilerinin ve polislerin adil davranmadıkları, Türk tarafındaki sıra fişi veren parklarda olduğu gibi ‘ilk giren ilk çıkar’ kuralının bu park alanlarında uygulanmadığı, Gürcü plakalı TIR’lara ve avanta veren sürücülere sıradan çıkma konusunda öncelik sağlandığı, Türk plakalı TIR’lara bu park alanlarında 5-6 günlere varan beklemeler yaşatıldığı gibi konularda sıkıntılarını paylaştılar. Haricinde, Gürcistan plakalı araçların ülkemize sınırsız sayıda boş giriş gerçekleştirerek taşıma pazarımıza hakim olmaları, haksız rekabetle navlun değerlerini düşürmeleri gibi Gürcistan taşıma pazarının elden çıkması gibi konularda sıkıntılarını aktardılar. Üye toplantısı sonrasında Sarp sınır sahasına hareket eden UND heyeti ilk önce Sarp Mülki İdare Amiri/Vali Yardımcısı Mehmet Ali Öztürk’ü makamında ziyaret etti. Gürcü gümrük müdürü ve Gürcü polis şefinin hazır bulunduğu ziyarette Gürcü makamlarına, TIR’ların birkaç parkta değil devlet eliyle işletilecek tek bir parkta toplanmaları, mevcut park sahalarının sınır kapısıyla koordineli bir sıra sistemiyle TIR’lara eşit ve adil bir yaklaşımla hizmet sunması, Gürcü gümrüğüyle Türk gümrüğünün ithalat ve ihracat kabullerinde hedef belirleyerek koordinasyon içinde çalışmaları doğrultusunda taleplerde bulunuldu. Daha sonra gerçekleştirilen toplantıda, UND’nin Sarp/Sarpi gümrük sahalarındaki süreç analizi tespitleri kurumların yetkilileriyle ele alınarak sınır geçişlerinde iş süreçlerinin aksayan ve düzeltilerek geliştirilmesine ihtiyaç duyulan hususları üzerinde 19 istişarelerde bulunuldu. Toplantı katılımcıları, Sarp Mülki İdare Amiri / Vali Yardımcısı Mehmet Ali Öztürk, Batum Başkonsolosumuz Yasin Temizkan, Doğu Karadeniz Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Hüseyin Şanverdi, Gümrük ve Ticaret Batum Ataşesi Özay Kutlu, Ekonomi Bakanlığı Ticaret Ataşesi Mikail Develioğlu, Sarp Gümrük Müdürü Ali Gökdemir, Sarp Emniyet Amiri, Sarp Kaçakçılık Müdürü, Gıda Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü, Hopa Ticaret Odası Başkanı Osman Akyürek ve UND heyeti oldu. Hazar koridorunda müjde UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Çalışmalarını sürdüren Şura Başkanı Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’nin bilgilendirmesi ile 1 Aralık’ta Bakü’ye giden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in görüşmeleri sonucunda sektörümüz için önemli kararlar çıktı. UND’nin son iki yıldır sergilediği çabalar ve kamu kurumlarımızla birlikte Bakü’de yapmış olduğu ziyaretler sonuca ulaştı. Son dönemde UND’nin yoğun girişimlerinin yanı sıra Azerbaycan ve Türk basınında yer alan yoğun haberler ve Ulaştırma, Ekonomi ve Dışişleri Bakanlıklarımızın verdiği büyük destek sonucunda, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in talimatıyla ekim ayında Ekonomi ve Sanayi Bakanı Şahin Mustafayev Başkanlığında “Azerbaycan Cumhuriyeti Transit Yük Taşımaları Koordinasyon Şurası” adıyla bir komite kuruldu ve çalışmalarına başladı. muhtelif masraflarla ilgili girişimler devam ediyor. Kazakistan hattına tarifeli sefer Bakü - Aktau için her Salı ve Cuma Günü Bakü’den, Aktau – Bakü için her Çarşamba ve Cumartesi Aktau’dan düzenli seferler yapılacak. Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov’un, ikinci Türkmen gemisinin Hazar’da seferlerine başladığında bu güzergahta indirim yapılması konusunda UND’ye bir müjdesi oldu. Türkmenistan’ın ikinci gemisi Hazar’a ulaşmış olup iki hafta içinde seferlerine başlayacak. Bakü-Türkmenbaşı güzergâhındaki iyileştirmeler “şimdilik” olup bu geminin sefere başlamasıyla birlikte Azerbaycan tarafı da Türkmenistan ile aynı anda indirim yapacak. Gerçekleşen iyileşmeler Çalışmalarını sürdüren Şura Başkanı Mustafayev’in daveti ve Türkiye’nin Bakü Büyükelçiliği’nin bilgilendirmesi ile 1 Aralık’ta Bakü’ye giden UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in görüşmeleri sonucunda sektörümüz için önemli kararlar çıktı. Yaklaşık bir aydır çalışmalarını sürdüren komitenin yaptığı iyileştirmeler Rusya ile yaşanan uçak krizi sonrasında zorlaşan Kazakistan taşımaları için de nefes aldıracak sonuçlar içeriyor. Gerçekleşen iyileşmeler şu şekilde: * Aktau için Bakü Limanını kullanmayan araçlar 25 dolar şehir giriş ücreti ödemeyecek. Mühürlü araçlara Gümrük girişinde yapılan Kantar ölçümü yol boyunca yapılan kontrollerde de geçerli sayılacak ve kantar kaynaklı ölçüm farklarına ayrıca bir işlem uygulanmayacak. Tehlikeli Madde tanımlamasında ADR Konvansiyonu listesi esas alınacak. Kazakistan-Aktau Limanı’ndaki Farklı uygulamalar UND’ye bildirilecek UND ve Transit Şurası arasında kurulan sürekli iletişim hattı ile uygulamalar yakından takip edilecek olup farklı uygulamaların olması halinde sürücüler UND’yi bilgilendirecek ve sağlanan iletişim ile Transit Şura’sı olaya anında müdahale edecek ve uygulamaların eskiye dönmesine izin verilmeyecek. Aralık 2015 20 GÜNCEL 1 Kasım seçimlerinin ardından ‘hükümet belirsizliği’ gündemden düştü. İş dünyası gözünü istikrara çevirdi. Seçimlerin ardından UND Başkanı Nuhoğlu, şu açıklamalarda bulundu: “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na Binali Yıldırım gibi, bu görevi daha önce yapmış bir bakanın Aralık 2015 atanmış olması bizim için büyük avantaj olacak.” 21 UND Başkanı Nuhoğlu: Hep birlikte ekonomiyi sırtlar, dış ticareti uçururuz Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, yeni kabinenin açıklanmasından sonra yaptığı açıklamada, bakan tespitinde çok isabetli tercihler yapıldığını belirterek “2016 yılında el ele verir, uyumlu çalışırsak 6 aylık kaybı kapatır, ihracatı parlak günlerine döndürürüz” dedi. 1 Kasım seçimlerinin ardından ‘hükümet belirsizliği’ gündemden düştü. İş dünyası gözünü istikrara çevirdi. Seçimlerin ardından UND Başkanı Nuhoğlu, şu açıklamalarda bulundu: “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına Binali Yıldırım gibi, bu görevi daha da önce yapmış bir bakanın atanmış olması bizim için büyük avantaj olacak, yeni Ekonomi Bakanımız Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ile ihracatımız bugüne kadar gerçekleştirdiği ve tüm dünyaya örnek olan sıçramayı tekrar gerçekleştirecektir. Özellikle yeni Gümrük ve Ticaret Bakanımız Bülent Tüfenkçi‘den beklentimiz çok büyük. Ülkemizin bölgesel üretim ve ticaret üssü haline gelmesi, istihdam imkânlarının gelişmesi Gümrük Bakanlığımızın performansına bağlı. Gümrük süreçlerimiz hızlandıkça, ülkemiz daha fazla yatırım çekecek ve Lojistik merkez haline gelecektir. 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamındaki Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı’nı hayata geçiren Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’ın yeni dönemde de görevine devam edecek olması sektörümüz için bir başka avantaj. Dönüşüm programında birçok bakanlığa görevler verildi. Bu görevlerin sıkı takibi ve hayata geçirilmesi için Sayın Bakanımız elinden geleni yapacaktır.” En büyük ticaret partnerimiz AB ile ticaret hacminin geliştirilmesi için, AB’de serbest dolaşım hakkı olan malların taşınmasında yaşanan sorunların çözülmesi gerektiğini ifade eden Nuhoğlu, Suriye krizi ile birlikte AB’nin Türkiye’ye bakışının değiştiğini söyledi. Nuhoğlu, AB Bakanı Volkan Bozkır’ın bunu fırsata çevireceğine ve AB tarafından yapılan taşıma kotaları ile ilgili Etki Analizleri ile de tespit edilen ticaret kayıplarını ortadan kaldıracağına inandığını belirtti. Yeni dönemden ümitliyiz Ülke ekonomisine yıllık 15 milyar dolar hizmet ihracatı yaparak katkı sağlayan ulaştırma sektörünün, önümüzdeki dönem bu katkısının artıracağını belirten Nuhoğlu, “Dış ticaretle büyüyen ülke ekonomisi için sorumluluğumuzu yerine getirmeye hazırız. Sektörümüzle kamunun, özellikle dış ticaretimizle ilgili bakanlıkların işbirliği halinde çalışması ile hep birlikte ekonomiyi sırtlar, dış ticareti uçururuz. Bu vesileyle, Sayın Başbakan, Başbakan Yardımcıları ve yeni kabinede görev alan tüm bakanlarımıza sektörümüz adına başarılar diler; ülkemizi 2023 hedeflerine taşıyacak sonuçlar elde etmelerini dileriz” dedi. Uyum içinde çalışmak avantajı beraberinde getiriyor U ND olarak bugüne kadar mevcut hükümetlerle uyum içinde çalıştıklarını ifade eden Nuhoğlu, uyumun ticarette çok önemli bir avantaj olduğunu ifade etti. Deneyimli bakanların ülkeye ciddi derecede katma değer sağladığını ifade eden UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, lojistik sektörünü çok iyi bilen Binali Yıldırım’ın sektör adına büyük bir kazanç olduğunu belirtti. Nuhoğlu, “Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na Binali Yıldırım gibi, bu görevi daha önce yapmış bir bakanın atanmış olması bizim için büyük avantaj olacak, Ekonomi yeni Bakanımız Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ile ihracatımız bugüne kadar gerçekleştirdiği ve tüm dünyaya örnek olan sıçramayı tekrar gerçekleştirecektir. Özellikle Gümrük ve Ticaret yeni Bakanımız Bülent Tüfenkçi‘den beklentimiz çok büyük. Ülkemizin bölgesel üretim ve ticaret üssü haline gelmesi, istihdam imkânlarının gelişmesi Gümrük Bakanlığımızın performansına bağlı. Gümrük süreçlerimiz hızlandıkça, ülkemiz daha fazla yatırım çekecek ve lojistik merkez haline gelecektir. 10. Beş Yıllık Kalkınma Planı kapsamındaki Taşımacılıktan Lojistiğe Dönüşüm Programı’nı hayata geçiren Kalkınma Bakanımız Cevdet Yılmaz’ın yeni dönemde de görevine devam edecek olması sektörümüz için bir başka avantaj” dedi. AB Bakanı Volkan Bozkır’a da ayrı bir parantez açan Nuhoğlu, Bozkır’ın AB ile olan ilişkilerimizi fırsata çevirebileceğine inandığının da altını çizdi. Aralık 2015 22 EĞİTİM Efsane geri döndü ‘Ulaştırmanın Dinamo Bakanı’ olarak da adlandırılan Binali Yıldırım 64. hükümette yeniden Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda dümeni eline aldı. Çalışkanlığıyla taraflı tarafsız herkesin takdirini toplayan Bakan Yıldırım, lojistik sektörüyle uyum içinde çalışmasıyla da tanınıyor... B inali Yıldırım, 20 Aralık 1955 tarihinde Erzincan’ın Refahiye ilçesinde dünyaya geldi. İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu ve aynı bölümde yüksek lisans yaptı. İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nde asistan ve araştırma görevlisi olarak çalıştı. 1978 – 1993 yılları arasında Türkiye Gemi Sanayi Genel Müdürlüğü ve Camialtı Tersanesi’nde çeşitli kademelerde yöneticilik yaptı. 1990 – 1991 yılları arasında İsveç’te bulunan Uluslararası Denizcilik Örgütü’ne (IMO) ait Dünya Denizcilik Üniversitesinde (WMU) Denizde Can ve Mal Güvenliği Yönetimi konusunda ihtisas eğitimi aldı. Bu eğitim sırasında toplam 6 ay İskandinavya ülkeleri ve Avrupa’da çeşitli ülke limanlarında Denizcilik İdaresi Uzmanları ile birlikte kontrollerde bulundu. 1994 – 2000 yılları arasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi İstanbul Deniz Otobüsleri İşletmeleri’nde (İDO) Genel Müdürlük görevi yaptı. Bu görevi sırasında İstanbul’da toplu taşımacılığın denize kaydırılması yönünde önemli projelere imza attı. Başta İstanbul – Yalova ve Bandırma hatlarının açılarak, Adnan Menderes ve Turgut Özal hızlı feribotlarının sefere konulması olmak üzere İstanbul’a kazandırılan toplam 29 iskele/terminal, 22 deniz otobüsü ve 4 feribotla İDO’ yu alanında dünyanın en büyük şirketleri arasına soktu. 1999 yılında deniz toplu taşımacılığı ve turizme katkılarından dolayı uluslararası “Skal Kulübü” tarafından Aralık 2015 verilen kalite ödülüne layık görüldü. 3 Kasım 2002 genel seçiminde AK Parti İstanbul Milletvekili olarak parlamentoya girerek, 58. ve 59. AK Parti hükümetlerinde Ulaştırma Bakanı olarak görev aldı. 22 Temmuz 2007 genel seçiminde AK Parti Erzincan milletvekili seçildi ve 60. AK Parti hükümetinde Ulaştırma Bakanı olarak kabinedeki görevine devam etti. 12 Haziran 2011 genel seçiminde AK Parti İzmir milletvekili seçildi ve 61. AK Parti hükümetinde Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı olarak kabinedeki görevine devam etti. 30 Mart 2014 yerel seçimlerinde Ak Parti İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldu.1 Kasım 2015 genel seçiminde yeniden Ak Parti İzmir Milletvekili seçilerek 64. hükümette Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı oldu. Gerçekleştirdiği önemli projeler Bakanlık görevleri sırasında gerçekleştirdiği önemli projelerden bazıları şunlardır: 2003 – 2013 yılları arasında 17.500 km bölünmüş yol inşaatı, 2002 yılında 26 adet olan aktif havalimanı sayısının 55’e çıkarılması, Ankara – Eskişehir, Ankara – Konya, Ankara – İstanbul Yüksek Hızlı Tren projeleri, Marmaray projesi ile İstanbul’un Asya ve Avrupa yakalarının denizaltından demiryolu ile birbirine bağlanması, İstanbul’un iki yakasını denizin altından birbirine bağlayacak olan Avrasya Tüneli, 3. Boğaz Köprüsü (Yavuz Sultan Selim Köprüsü) İstanbul – İzmir Otoyolu ve dünyanın en uzun asma köprülerinden biri olan İzmit Körfez Geçişi Köprüsü, 1213 km Yüksek Hızlı Tren demiryolu hattı inşası, 9350 km konvansiyonel demiryolu hattının yenilenmesi, Avrupa’nın en büyük konteyner limanlarından biri olan Çandarlı Limanı, Dünya’nın en büyük havalimanlarından biri olacak olan İstanbul 3. Havalimanı, Dünyada yüzde 5 büyüyen havacılık sektöründe Türkiye’de yüzde 15 lik büyüme, Ayrıca Avrupa ve Asya kıtaları arasında uluslararası ulaşım için hizmet verecek çok önemli projelerden biri olan Bakü – Tiflis – Kars Demiryolu ve Karadeniz Sahil Yolu projeleri de görevi sırasında gerçekleştirildi. Bilgi toplumu ve bilgi teknolojileri Bakanlık görevi esnasında, Bilgi Toplumu vizyonu ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim alanında uyguladığı politikalar ve projeler sayesinde ülkemizde şu gelişmeler kaydedilmiştir: 2002 yılında 23 milyon olan mobil telefon abone sayısı 72 milyona çıkmıştır. 2002 yılında 3 bin olan geniş bant abone sayısı 41 Milyona çıkmıştır. 2002 yılında aylık 126 dakika olan telefon görüşme süresi 370 dakikaya çıkmıştır. 2002 yılında aylık 7 adet olan kısa mesaj gönderme adedi aylık 218 mesaja çıkmıştır. 2003 yılında 97 olan yetkili telekom operatörü sayısı 1100 adede çıkmıştır. 2003 yılında 900 milyon TL olan E-Ticaret hacmi 21 kat büyüyerek 18.9 Milyar TL’ye çıkmıştır. Halen İsveç Malmö’de bulunan Dünya Denizcilik Üniversitesi (WMU) Mütevelli Heyet Üyeliği görevini sürdürmektedir. Dünya Denizcilik Üniversitesi, Berlin Teknik Üniversitesi’nin de içinde bulunduğu çok sayıda üniversite tarafından kendisine Fahri Doktora ünvanı verildi. 20 Temmuz 2006 tarihinde Girne Amerikan Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 19 Haziran 2009 tarihinde Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 7 Mayıs 2010 tarihinde Cumhuriyet Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 29 Eylül 2010 Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 28 Şubat 2011 Anadolu Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 12 Eylül 2011 Erzincan Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 20 Eylül 2011 Kırklareli Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 23 Aralık 2011 Almanya Berlin Teknik Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 6 Haziran 2012 Pamukkale Üniversitesi’den Fahri Doktora ünvanı verildi. 2 Aralık 2012 tarihinde Dünya Denizcilik Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. 22 Mart 2013 Tarihinde Okan Üniversitesi’nden Fahri Doktora ünvanı verildi. Evli ve 3 çocuk babası olan Yıldırım, İngilizce ve Fransızca biliyor. B 23 inali Yıldırım, 20 Aralık 1955 tarihinde Erzincan’ın Refahiye ilçesinde dünyaya geldi. İstanbul Teknik Üniversitesi Gemi İnşa ve Deniz Bilimleri Fakültesi’nden mezun oldu ve aynı bölümde yüksek lisans yaptı. Aralık 2015 24 GÜNCEL Nakliyecimizi yabancı plakalı araçlara karşı ezdirmeyiz Karadenizli nakliyeciler sorunları Bakan Süleyman Soylu’ya aktardı AK Parti Trabzon Milletvekili, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu Trabzon’da nakliyecilerle bir araya gelerek sektörün sorunlarını ve çözüm yollarını tartıştı. UND Karadeniz Bölge Temsilcisi Abdullah Özer öncülüğündeki nakliyeciler 2023 hedeflerine ulaşabilmek için nakliyecilerin ‘eşit şartlarda rekabet’ edebilecek duruma kavuşturulması gerektiğinin altını çizdiler. A K Parti Trabzon Milletvekili Süleyman Soylu ve beraberindeki heyet nakliye sektörü ile bir araya geldi. Nakliyeciler Soylu’yu iki TIR römorkunda oluşturdukları toplantı salonunda karşıladı. Toplantıya nakliyeciler adına UND Karadeniz Bölge Temsilcisi Abdullah Özer öncülük yaptı. Açılış konuşmasını yapan Özer şunları söyledi: “Şimdi düşünebilirsiniz Trabzon’da bu kadar güzel toplantı yerleri varken neden TIR römorkunda toplandık diye. Bizlerin bu araçları alış nedenleri kendimize, çalışana iş, ülkemize katkıda bulunmak. Ülkemizin ihracat yüklerini varış ülkelerine ulaştırmak. Ne yazık ki taşıma yatığımız ülkeler Türk nakliyecisine uyguladığı tek taraflı yaptırımları kendi nakliyecilerine uygulamadığından, buna ülkemize gelen yabancı araçlar aynı şekilde karşılık verilmemesi aksine kendi ülkenizdeki sektörel bütün kanunların sadece Türk nakliyecisini ve nakliye sektörümüzü bitirmektedir. 2023 ihracat hedefi 500 milyar dolar olan Türkiye’nin bu hedefi yabancı plakalı araçlarla ulaşılabilmesi İsrail’den alınan insansız hava araçlarıyla PKK ile terör mücadelesindeki başarısı kadar olur. Boş dağları bombalarız. Nasıl kendi Anka’larımızı yapıp terörle mücadele ediyorsak kendi Aralık 2015 nakliyecimizi yabancı plakalı araçlara karşı ezdirmeyecek, eşitleyecek düzenlemeler yapmnalıyız. Bunu bir örnekle açmak isterim: İki ülke, tek millet kavramıyla gurur duyduğumuz Azerbaycan bile yüküne göre Türk araçlarında bin 400 dolar para almakta. Aynı yükü götüren Azerbaycan araçlarından bedel almamakta. Bu eşitsiz şartlarda rekabet edebilmek imkansızdır. Ulaştırma Bakanlığı’nın verdiği belgeyle mazot için boş giriş çıkış yapan otobüslerin çok oluşu Sarp Gümrük Kapısı alanının da yetersiz olması sebebiyle ihraç yükleri taşıyan araçlarımız uzun süreler maalesef kapıda beklemektedirler. Türk nakliye sektörü ayrıcalık istemiyor, eşitlik istiyor. Sadece ve sadece eşit koşullarda rekabet etmek istiyoruz. Bu kadar masum bir istek yani... Bunu sağlamak devletin görevidir. Yoksa 2023 hedefine ulaşmak isterken bir bakarsınız ülkemizin milli nakliyecisi kalmamış. Sorunları iyi analiz etmek lazım. İşi bilen, sorunu yaşayan nakliyecilerle yetkililerin bir araya gelmesi gerekmektedir. Sorunları yapacağımız toplantılarla çözmemiz şarttır.” Soylu: Nakliye sektörü memleketin geleceğidir Toplantıda konuşma yapan Süleyman Soylu şunları söyledi: “Memleketimizin geleceği için bazı sektörler önemli bir yer tutmaktadır. Bunlardan birisi de nakliye sektörüdür. Çünkü Türkiye, İpek Yolu’nun üzerindedir. Bu sektördeki sorunlar yeni değildir. Bu sorunları çözmek için elimizden geleni yapacağız. 4 aylık geçici hükümet döneminde sorunlarınıza yeterince ilgilenemedik. Ama seçimlerden önce ne söz verdiğimizi de unutmuş değiliz. Bizim yapmamız gereken özellikle kriz dönemlerinde nakliye sektörüne daha fazla sahip çıkmaktır. Ülkemizdeki huzuru bozmak isteyenleri elbirliği ile yeneceğiz. Ekonomik büyüme ve gelişme için siyasi istikrar şarttır, kaçınılmazdır. Sözümüze güvenmenizi istiyorum. Sözümüz senettir. Sektörün sorunlarını çözmek için sizinle beraber mücadele edeceğim. İthalat ve ihracat yüklerini sizler olmadan taşıyamayacağımıza göre sizsiz adım atmamız mümkün değildir. Var olan sorunları Türkiye aşabilecek güçtedir. Türkiye, eski Türkiye değildir.” Soylu, 2023 hedeflerine ulaşabilmek için nakliye sektörünün çok önemli olduğunu ifade ederek sektördeki herkesin üstüne düşen görevi layıkıyla yerine getirdiğini belirtti. Son olarak soylu, kamu ve özel sektör iş ve güç birliği ile her işin üstesinden gelinebileceğinin de altını özenle çizdi. 25 Aralık 2015 26 UND’den UBAK Çalıştayı’ndan sektöre müjde UBAK Çalıştayı’nda konuşan UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, uluslararası karayolu taşımacılığının ülkemizin en önemli hizmet ihracatı kaleminden birini oluşturduğuna dikkat çekti. Nuhoğlu, bu faaliyetin engellenmesinden sadece ülkemizin değil aynı zamanda AB’nin de çok önemli bir gelir kaybettiğini, Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan son raporda transit kotaların AB ile Türkiye arasındaki ticarete 3,5 milyar euro kaybettirdiğini ve bu kotaların kaldırılması halinde AB’nin 1,6 milyar euro, Türkiye’nin ise 1,9 milyar euroluk kazanç elde edeceğini dile getirdi. U laştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile UND işbirliğinde gerçekleştirilen ve 2015 yılı içinde 8 ayrı bölgede yapılan UBAK Bilinçlendirme Seminerleri’nin finali niteliğindeki “2015 UBAK İzin Belgeleri Bilinçlendirme Yılı Çalıştayı” ile sektör temsilcileri bir araya geldi. Bakanlığın üst düzey bürokratlarının, TOBB, UTİKAD, UKAT ve sektörün önde gelen firmalarının katıldığı çalıştayda UBAK sistemi tüm detayları ile ele Aralık 2015 alındı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın ile UND Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu ve Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Erhan Gündüz’ün açılış konuşmaları ile Ankara Lojistik Üssü ev sahipliğinde başlayan Çalıştay’da; Aydın tarafından sektörün yaşadığı sorunların giderilmesi ve özellikle rekabet gücünün artırılması adına bakanlık olarak girişimlere ve faaliyetlere devam edileceği hususu paylaşıldı. Nuhoğlu: Uluslararası karayolu taşımacılığı en önemli hizmet ihracatından biri Toplantıda konuşan UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, uluslararası karayolu taşımacılığının ülkemizin en önemli hizmet ihracatı kaleminden birini oluşturduğuna dikkat çekti. Nuhoğlu, bu faaliyetin engellenmesinden sadece ülkemizin değil aynı zamanda AB’nin de çok önemli bir gelir kaybettiğini, Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan son raporda transit kotaların AB ile Türkiye arasındaki ticarete 3,5 milyar euro kaybettirdiğini ve bu kotaların kaldırılması halinde AB’nin 1,6 milyar euro, Türkiye’nin ise 1,9 milyar euroluk kazanç elde edeceğini dile getirdi. Avrupa Komisyonu tarafından yayınlanan son raporda dayatılan bu yasaklamaların AB’ye zararının 1.6 milyar euro, ülkemize zararının ise 1.9 milyar euro olduğunu ve transit kota kısıtlamalarının kaldırılması halinde AB ile Türkiye arasındaki ticaretin toplamda 3,5 milyar euro artacağı bilgisini paylaşan Nuhoğlu, yabancı araçlar lehine uygulanan korumacı tutumlara karşı sektör olarak uluslararası arenada 27 açılan davalar çerçevesinde sektör haklarının takipçisi olunacağı ve Bali kararlarında yer alan transit serbestliğinin doğuracağı olumlu sonuçların ise sektörümüzün geleceği için temel oluşturduğu ifade etti. Tüfekçioğlu: Yıllar içinde kısıtlamalar arttı Karayolu Düzenleme Genel Müdürü Mustafa Kaya’nın katılım sağladığı Çalıştay’da, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Nurhan Tüfekçioğlu tarafından UBAK sisteminin tüm detaylarının ele alındığı bir sunum gerçekleştirildi. UBAK sisteminin asıl amacının aşamalı liberilizasyon ve çevre dostu uluslararası karayolu taşımacılığı sistemi olduğunu dile getiren Tüfekçioğlu, liberilizasyon konusunda herhangi bir ilerlemenin olmadığını ve yıllar içinde kısıtlamaların arttığı bilgisini paylaştı. Ayrıca, toplantıda 2018 yılı itibari ile yürürlüğe girecek olan “Kalite Şartı - Quality Chart” hakkında bilgilendirme yapılırken, sistemin ülkemiz aleyhine yaratabileceği konular tartışıldı. Şener: UBAK sisteminin sektörümüze artıları ve eksileri konuşulmalı UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener tarafından, UBAK sistemi kapsamında yabancı araçların Türk taşımacılarından aldığı taşıma paylarını ve UBAK sisteminin sektörümüze olan fayda ve zararlarını içeren bir sunum gerçekleştirdi. 2014 yılında ülkemiz taşımacılarının UBAK Belgesi ile 156 bin 276 adet taşıma gerçekleştirdiğini dile getirirken bu taşımaların sadece yüzde 11’inin 3. ülke taşıması olarak gerçekleştirdiğini bilgisini paylaşan Şener, ülkemizin ihracat ülkesi olduğunu ve sektörümüzde faaliyet gösteren firmaların da ülkemizin bu ihracat yükünü taşımaya konsantre olduğunu belitti. İhracat ülkesi olmayan UBAK üyesi ülkelerden başta Makedonya, Bulgaristan, Moldova, Gürcistan araçlarının UBAK sisteminden elde ettikleri belgeler ile maliyet avantajları sayesinde ülkemiz ihracat yükünden önemli bir pay aldığına değinen Şener, ülkemiz dışında UBAK sisteminde yer alan diğer ülkelerin 3. ülke taşıma payının yüzde 70 oranında olduğunu dile getirdi. buna göre yapılan iyileştirmeler şu şekilde oldu: Firmaların 2015 yılında karşı karşıya kaldığı UBAK Ceza Puanlarının yarısı silinecek. UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi çerçevesince UBAK İzin Belgesi’nin bir sene içerisinde hiç kullanmaması halinde karşı karşıya kalınan 25 ceza puanının 15’e indirildi. UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi çerçevesince UBAK İzin Belgesi’nin bir sene içerisinde 6 seferden az kullanılması halinde verilen 15 ceza puanı 10’a indirildi. UBAK Dağıtım Esasları Yönergesi çerçevesince UBAK Belgesi ile çıkış yapan araçların Geçiş Belgesi Dağıtım Ofisleri’nden aldığı her Geçiş Belgesi için kesilen 0.2 Ceza Puanı uygulaması, Bulgaristan (3. Ülke hariç), Almanya, Romanya (Ücretli), Sırbistan (Ücretli) ve Yunanistan (Ücretli) Geçiş Belgeleri için kaldırıldı ve UBAK Belgeleri ile yapılan taşımalarda söz konusu belgeleri alan firmalara cezai yaptırım uygulanmaması kararlaştırıldı. 2016 yılı itibari ile firmaların gerçekleştirmiş olduğu 3. ülke taşımalarının kanıtlayıcı evraklarını sene başından itibaren 30 Eylül’e kadar dilediği zaman Bakanlığa iletebilecek. Karara varılan hususlar Kapanışı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın tarafından yapılan Çalıştay’da, UBAK sisteminin sektöre olan fayda ve zararlarının analiz edilmesine devam edileceği ve yapılacak analizler ile 2017 yılı için sektöre en fazla katkıyı sağlayacak şekilde sisteme ilişkin karar verileceği ifade edildi. UBAK sistemi uygulamalarına yönelik sektör talepleri kapsamında Genel Müdürlük olarak şu hususlarda karara varıldı ve Aralık 2015 28 2015’te yatırım yapan da var, yatırımları durduran da… 2015, tüm Türkiye’de olduğu gibi sektörümüzde de hareketli bir yıl olarak tarihteki yerini aldı. İki genel seçimi aynı anda yaşadığımız ender senelerden olan 2015’te lojistik sektöründe yatırımlarına hız veren de var, belirsizlikten dolayı temkinli giden ve yatırımları askıya alan da var… Aralık 2015 29 2 015 yılı gerek ülkemiz gerekse de sektörümüz açısından ‘hızlı’ geçen yıllardan biri oldu. İki genel seçimin yaşandığı 2015’te ‘belirsizlik’ her sektörde olduğu gibi ülkemiz lojistik sektöründe de yaşandı. 2015’in hızlı geçtiğini söylerken buradaki hız’dan kastın olumlu bir ekonomik büyümne ya da gelişme olmadığını da antiparantez belirtmek gerekiyor. 7 Haziran’da gerçekleşen seçimlerin ardından ülkemizin bazı yerlerinde ‘iç kargaşa’nın meydana gelmesi sektörümüzü etkiledi. Yine komşularımızda yaşanan olumsuz durumlar da sektörümüzü etkileyen unsurlardan biri oldu. Suriye-Irak hattında meydana gelen olumsuz tablo, bu bölgelere taşımacılık yapan uluslararası karayolu nakliyecilerimizi derinden etkiledi. 1 Kasım seçimlerinin ardından ‘istikrar’ kavramı tekrar gündeme gelmişti ki bu kez de Rusya ile yaşadığımız uçak krizi sektörü derin derin düşünmeye itti. Lojistikçinin tek isteği ‘eşit koşullarda rekabet’ Sınır kapılarındakş bekletmeler, vize sorunları, geçiş ücretleri, mod dayatmaları gibi mevcut ve kronikleşmiş sorunlara yenilerinin eklenmesi lojistik sektörümüzün hızını yavaşlatan etkenler durumunda. Ülkemiz nakliye sektörünün önde gelen oyuncuları tek isteklerinin ‘eşit koşullarda rekabet’ olduğunun altını çiziyor. Fakat, mevcut sorunlara yeni sorunların eklenmesi işleri kelimenin en yumuşak tabiriyle içinden çıkılmaz bir hale dönüştürüyor. Bütün bunlar rağmen ülkemiz uluslararası karayolu nakliyecisi boş durmayarak çıtasını yükseltmeye devam ediyor. 2015’i UND’nin Sesi olarak uluslararası nakliyecilerimizle değerlendirdik. Aralık 2015 30 DOSYA Musul: 2015’te 500 milyon Euro’ya ulaştık, Avrupa yatırımlarımız devam ediyor Ahmet Musul-Ekol Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı “500 milyon Euro’ya yaklaşan iş hacmimiz, 4 bin araçlık filomuz ve 6 bin 500 çok uluslu çalışanımız ile faaliyetlerimizi global bakış açısıyla gerçekleştiriyoruz. Sadece ülkemizde değil Avrupa’da da ilk tercih edilen lojistik şirketi olma hedefiyle çalışıyoruz. Bu sene ülkemizde 2014 yılında olduğu gibi lojistik sektörünün en beğenilen şirketi seçilmemizin yanı sıra Avrupa’nın da en iyi lojistik şirketi olduk. Özverili çalışmalarımız sonucu aldığımız bu ödüller bizi çok gururlandırıyor. Avrupa yatırımlarımıza hız kesmeden devam ediyoruz, Avrupa’da bulunduğumuz ülke sayısı 11’e yükseldi. 2013 yılından bu yana faaliyet gösteren Macaristan tesisimiz ise taşındı ve 10 bin metrekarelik bir alanda hizmet vermeye başladı. Yurtdışı yatırımlarımızın önemli bir parçası olan kara, deniz ve demiryolunun birlikte kullanıldığı intermodal hizmetimize önem veriyoruz. Bu yıl en son teknolojiye sahip, her biri 240 treyler kapasiteli filomuza 5. gemimizi ekledik. Haydarpaşa-Trieste hattında çalışacak bu gemimiz ile birlikte İtalya hattımız haftada 4 sefere çıktı. Aynı zamanda Sete’ den Paris’e tren seferlerimiz başladı. Araç ve Ro-Ro yatırımlarının yanı sıra Türkiye’deki depolama hacmimiz de 500 bin metrekareye ulaştı. Aralık 2015 Son 5 yıla baktığımızda yılda ortalama yüzde 25 artırdığımız iş hacmimizle sürdürülebilir bir büyüme yakaladık. 2015 yılını 500 milyon Euro’ya ulaştırdık. İstikrarlı büyümemizin 2016 yılında da aynı şekilde devam edeceğini öngörüyoruz. Lojistik sektörü ihracatın büyümesine paralel olarak gelişim gösteren sektörlerden biri. Türk ekonomisinin ve ihracatının büyümesi, Türk lojistiğinin de büyümesi anlamına geliyor. Bu durum; lojistik sektörüne yeni pazarlara ihracatçı firmalarımızla birlikte giriş yapma fırsatı yaratıyor. Yeni rotalar, çözümler üretebilen, müşteri odaklı proaktif stratejiler geliştirebilen lojistik firmaları öne çıkıyor ve daha da farklılaşıyor. Artan maliyet ve servis kalitesi rekabeti, dış ticaret firmalarımıza da olumlu yansıyor. 2015 yılında Türk lojistik şirketleri yeni pazarlarda varlık göstermeye başladı ve Avrupa başta olmak üzere diğer ülkelerde de hizmet ağını genişletti. Bununla birlikte, yabancı firmalar da Türkiye’de yatırım yapmaya başladı. Ülkemizin, Doğu ile Batı’nın birleştiği noktada bulunması ve üç tarafının denizlerle çevrili olması coğrafi olarak çok büyük avantaj sağlıyor ve farklı taşımacılık modellerini entegre bir şekilde kullanma fırsatı veriyor. AB içerisinde kendi ekipmanlarımız ve altyapımız ile hizmet veren en büyük lojistik firması olacağız Uluslararası arenadaki pazar payımızı her geçen gün arttırıyoruz. 2016 yılının ilk yarısında İran, Çek Cumhuriyeti ve Slovakya’da kendi ofislerini açarak bulunduğumuz ülke sayımızı 15’e yükselteceğiz. 2016’nın ilk yarısında hayata geçirmeyi planladığımız bir terminal projemiz var. İstanbul’da Ro-Ro’larımız için Haydarpaşa Terminali’ni kullanıyoruz ancak trafik problemi sebebiyle yeni bir Ro-Ro terminaline ihtiyaç var. Bu terminal için lokasyon olarak Yalova’yı belirledik. Yaklaşık 10 milyon dolarlık Yalova terminal projemiz ile trafikten 100 bin TIR’ı çekmiş olacağız. Lojistik faaliyetleri içinde en büyük paya sahip depolama alanında da 2016 yılında gerçekleştirmeyi hedeflediğimiz bir projemiz var. 210 bin metrekare kapalı alana sahip, 60 bin palet-600 bin koli alabilecek, Türkiye’nin en büyük kapalı deposunu Şekerpınar’da inşa edeceğiz. 2016 yılının sonlarına doğru faaliyete geçireceğimiz LEED sertifikalı depomuz için 120 milyon dolar yatırım yapıyoruz. Diğer hedeflerimiz arasında ise Sete-Calais arasında tren seferleri gerçekleştirmek ve Calais’ten İngiltere’nin en kuzeyine kadar tren seferimizi uzatmak var. Almanya-Romanya arası da tren servisi koymayı planlıyoruz. Bu yatırımlarımızla birlikte önemli bir intermodal oyuncusu olacağız. AB içerisinde kendi ekipmanlarımız ve altyapımız ile hizmet veren en büyük lojistik firması olacağız.” 31 Açıkgöz: 2015, sektörümüz ve firmamız adına olumsuz bir seneydi Mustafa Açıkgöz /Açıkgöz Taşımacılık Yönetim Kurulu Başkanı “2015 yılı sektör adına ve bağlı olarak firmamız adına olumsuz bir seneydi. Küresel oyuncular ve faktörlerin etkisinin dışına, haziran seçimlerine odaklanarak ilk yarıyı geçirdik ve hükümetin kurulamamasının ardından kasım seçimleriyle de boşa gecen bir seneydi. Küresel sorunların ülkemizi, sektörümüzü etkilememesi için birçok önlem alınabilecek, iyileştirmeler yapılabilecek iken 2015 sadece secim merkezli bir seneydi. Malum, hükümet kurulmaya çalışılırken yaşanan acı olaylar, içinde bulunduğumuz durumun daha akut bir şekilde çözümlendirilmesi gerektiğinin göstergesi olmuştur. Böyle bir ortamda da tahmin edersiniz ki sektör ve firma hedefleri gibi konulardan bahsedilemez olmuştur. Bu kadar belirsiz bir ortamda zaten yabancı yatırımlardan geçtim, yerel firmalar yatırım yapmaya korkar bir hale gelmiştir. Yatırım, büyüme hedefi hepsi çok afaki kalmıştır. 2016 yılı için önümüzü görebilmek adına, bu belirsizliğin ve yaşanan olayların bıraktığı sisin geçmesini bekleyerek yatırım planlarımızı yapmaya çalışıyoruz. Tabi ülkemiz adına daha iyiye gideceği inancımızı koruyacağız. İlk yarıdan umutlu olmasak da ikinci yarıda iyileşme görmeye başlayacağımızı düşünüyorum.” Geyik: Hedefimiz dünya lojistik liginde önde gelen şirketler arasında yer almak Sedat Geyik - Barsan Global Lojistik Kara Nakliye Direktörü “Ülkemizde lojistik sektörünün gelişimi GSYH ile paralellik gösteriyor. Son yıllarda sektörün GSYH içerisindeki oranı yolcu taşımacılığı hariç yüzde 6 civarlarında olarak belirtiliyor. 2014 yılında sektör, yüzde 10’luk bir büyüme yakalamıştı. 2015 yılı içerisinde ülkemiz iki seçim yaşadı. Özellikle yılın ikinci yarısından itibaren yaşanan seçim süreçleri nedeni ile 2015 siyasi anlamda belirsizlikle geçti. Ülkemizde ve dünyada yaşanan terör olayları, Ortadoğu’da yaşananlar, küresel ve finansal piyasalardaki dalgalanmalar da sektördeki yatırımları azalttı. Şirket olarak hedefimiz dünya lojistik liginde önde gelen şirketler arasında yer almak. Hedefimiz doğrultusunda planladığımız yatırımları yapmaya devam ediyoruz. 2015 yılı başından itibaren ABD’de Los Angeles, San Francisco, Kanada’da Toronto, Fransa’da Lyon ofislerimizi açtık. 1 Eylül ‘de de Los Angeles ‘ta Los Angeles Limanı’na 4 km mesafede Amerika’daki ikinci depomuzu faaliyete geçirdik. TIR filomuzdaki özmal araçlarımızın tamamına yakınını yeniledik. MercedesBenz’den yaptığımız 450 adetlik kamyon alımı ile sektörün en büyük alımına imza attık. 2016 yılının genelinde dünyada ve Türkiye’de sektörün büyümeye devam edeceğine inanıyoruz. Ülkemiz için temel beklentimiz büyümenin sürdürülebilir olması yönünde. Türkiye, coğrafya olarak çok önemli bir noktada bulunuyor. Ancak, ülke lojistiği için bu avantaj maalesef tek başına yeterli değildir. Fiziksel ve kurumsal alt yapılar en az coğrafya kadar önemlidir. Bu çerçevede ülkemizin Lojistik Master Planı’na gereksinimi var. Lojistik Master Planı, ülkemizin sanayi ve ticaret envanteri ve projeksiyonlarının yapılmasını gerektirir. Lojistik bölge yer, fonksiyon ve büyüklükleri başka bir şekilde belirlenemez. Lojistiğin taşımacılıktan çok daha geniş bir bakış açısına sahip olduğu unu- tulmamalıdır. Tedarik zinciri yaklaşımı ile lojistik yol haritamız çizilmezse planlanan hedeflere ulaşmak zor olur. Şirket olarak 2016 yılında da dünyada ticaretin yoğun olduğu bölgelerde yaptığımız yatırımlarımız devam edecek. San Fransciso, Savannah ve Seatle için çalışmalarımız devam ediyor. Kanada’da Toronto ‘da hizmet vermeye başladık, Montreal ve Vancoverlokasyonları hedeflerimiz arasında. Brezilya’da yatırım için Sao Paulo ve Victoria ‘yı belirledik. Asya’da Çin’deki yatırımlarımıza Pekin ve Shenzen ile devam edeceğiz. Hindistan’da Bombay, Vietnam’da Put Huchiming. Avrupa’da yatırım planlarımız da Almanya’da Berlin, Hannover ve Münich . Macaristan’da da Györ’ü belirledik. Sektörde 33 yılı geride bıraktık. Entegre lojistik hizmetini küresel ölçekte karşılayan global bir dünya şirketiyiz. Çin’den ABD’ye geniş bir coğrafyada hizmet veriyoruz. Bugün ülkemiz haricinde 13 ülke, 24 ayrı lokasyonda varız. Dinamik ve hızla büyüyen yapımızı yenilikçi, teknolojiyi kullanan yatırımcı kimliğimize borçluyuz. Hem ülkemize hem de sektörümüze güveniyoruz ve yurt içi, yurt dışında yaptığımız yatırımlarla lojistik ağımızı güçlendirmeye devam ediyoruz.” Aralık 2015 32 DOSYA Küçükertan: Omsan’ın 2015 yılsonu tahmini ciro beklentisi 620 Milyon TL Osman Küçükertan Omsan Lojistik Genel Müdürü “Kuruluşundan bu yana müşteri odaklı hizmet anlayışı ile müşterilerine sürekli değer yaratarak küresel bir lojistik şirket olma vizyonuna sağlam adımlarla ilerleyen Omsan, bu yıl içinde gerek Türkiye gerekse Avrupa’da üst üste aldığı saygın ödüllerle başarısını tescil etmiştir. Logitrans Transport Lojistik Fuarı kapsamında bu yıl altıncısı düzenlenen Atlas Lojistik Ödülleri Yarışması’nda Omsan, Uluslararası Taşıma İşleri Organizatörleri (R2) kategorisinde üst üste 6.kez yılın en başarılı lojistik şirketi seçilmiştir. Ayrıca, Emniyetli ve Ekonomik Sürüş Simülatörü ile Jüri Özel Ödülü’ne layık görülmüştür. Omsan; dünyanın önde gelen marka değerlendirme şirketlerinden biri olan Brand Finance tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’nin En Değerli Markaları-2015” araştırması sonuçlarına göre Türkiye’nin en değerli lojistik markası seçilerek, bir kez daha listeye lojistik sektöründen giren en değerli marka olmuştur. Omsan; Emniyetli ve Ekonomik Sürüş Simülatörü’nün çevresel katkıları sebebiyle, Fransa merkezli Otherways Management & Consulting Association tarafından geçtiğimiz Temmuz ayında düzenlenen bir organizasyonda, uluslararası düzeyde saygın bir çevre ödülü olan “The Green Era Award” ödülünü almaya hak kazanmıştır. Omsan, bu ödülü kazanan ilk ve tek Türk lojistik firması oldu. Önemli bir müşterimiz olan Air Liquide Türkiye, operasyonlarının başlangıcından beri Air Liquide araçları ile kazasız olarak yapılan ve önemli bir kilometre taşı olarak kabul edilen 1 milyon kilometre sınırının aşılması Aralık 2015 nedeniyle almış olduğu HSE (Sağlık Emniyet – Çevre) ödülündeki payından ve desteğinden ötürü iş ortağı olarak Omsan’a teşekkür belgesi vermiştir. İletişim ve medya alanındaki çalışmaları ile dünyanın en önemli pazarlama ve iletişim programlarından biri olan uluslararası MarCom Ödülleri’nde Omsan, Bütünleşik Pazarlama Kategorisi’nde Platin Ödül’e, kurumsal ilan çalışmaları ile Kurumsal Reklamcılık Kategorisi’nde ise Altın Ödül’e layık görülmüştür. Türkiye’nin en büyük insan kaynakları sitesi Kariyer.Net tarafından her yıl düzenli olarak verilmekte olan İnsana Saygı Ödülleri kapsamında ise OMSAN’a üçüncü kez “İnsana Saygı Ödülü verilmiştir. Araçları güvenli şekilde kullanmaları, çalışmış oldukları şirketlere ve meslek kurallarına bağlılık göstermek suretiyle lojistik sektörünün onurunu yüceltmeleri ve imajını güçlendirmeleri sebebiyle 14 Omsan sürücüsü IRU Onur Nişanı’na layık görülmüştür. 2015 yılında Omsan, her biri kendi sektöründe öncü olan önemli firmaları müşteri portföyüne eklemiştir. Omsan, Yıldız Holding bünyesinde faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en yüksek yağ işleme kapasitesine sahip firması olan Besler’in likit ve margarin ürünleri için serbest depolama, elleçleme, katma değerli hizmetler ve dağıtım hizmetleri sunmaya başlamıştır. Besler’in İstanbul Anadolu Yakası Pendik Tesisleri’nde bulunan toplam 3 deposunda yerinde yönetim modeliyle hizmet veren Omsan, depolarda stoklanan ürünlerin tüm Türkiye dağıtımını da gerçekleştirmektedir. Omsan yine bu zaman dilimi içerisinde çimento sektörünün öncü firmalarından Denizli Çimento’yu müşteri portföyüne eklemiştir. Faaliyetleri kapsamında demiryolu taşımacılığının oranını artırmayı önemli bir hedef olarak belirleyen Omsan; Denizli Çimento’nun Kütahya/ Tunçbilek’ten, TCDD’nin Denizli/Kaklık İstasyonu’na yapılan kömür taşımalarını ve yine Denizli Çimento Fabrikası’ndan İzmir/Aliağa`ya yapılan dökme çimento taşımalarını demiryolu ile gerçekleştirmektedir. Bunun dışında Omsan; müşterisi olan BOSCH’un ısıtma ve soğutma grubu ürünlerine ilave olarak, otomotiv yedek parça, el aletleri ve güvenlik ekipmanlarını kapsayan ürünleri için de serbest depolama, gümrüklü depolama, elleçleme ve diğer katma değerli hizmetlerini sunmaya başlamıştır. Son olarak Omsan, Fransa merkezli Société Générale Grubu’nun bir iştiraki olarak operasyonel filo kiralama alanında hizmet sunan ALD Automotive Türkiye için araç taşıma hizmeti sunmaya başlamıştır. İmzalanan sözleşme kapsamında Omsan, ALD Automotive Türkiye’nin çeşitli tip ve markalı sıfır km ve ikinci el araçlarını, İzmir, Ankara, Adana, Bursa, Antalya, Diyarbakır, Konya, Samsun, Trabzon, Erzurum ve Malatya illerinden, ALD Automotive Türkiye’nin İstanbul’daki araç toplama merkezine taşımaktadır. Bu yılın ilk 11 ayını hedeflerine uygun bir şekilde tamamlamış olan Omsan’ın 2015 yılsonu tahmini ciro beklentisi 620 Milyon TL’dir. Omsan, 2016 yılını ise yaklaşık yüzde 20’lik bir büyüme ile tamamlamayı hedeflemektedir. 2016 yılını yüzde 20’lik bir büyüme ile tamamlamayı hedefliyoruz Araştırma firmaları tarafından yapılan çalışmalara göre Türkiye’de lojistik sektörünün toplam büyüklüğünün yaklaşık 300 milyar TL olduğu ve 3PL hizmet sunan lojistik firmaların ise bu pazardan aldığı payın yaklaşık 24 milyar TL olduğu tahmin edilmektedir. Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi’nin 2014 yılı sonuçlarında ise ülkemiz 160 ülke arasından 30. sırada bulunmaktadır. Türkiye’nin genel ekonomik durumu ile lojistik sektörünün büyüme oranları birlikte incelendiğinde lojistik sektörünün genel ekonomiden daha hızlı büyüdüğü görülmektedir. Ancak, Türkiye ekonomisinin üzerinde bir büyüme ivmesine sahip olan Türk lojistik sektörünün büyümesine engel bir takım etkenler bulunmaktadır. Karayolu taşımacılığı kapsamında Gümrük Yönetmeliği ve Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği sisteminde yapılan değişikler halen netleşememiştir. Bunun dışında altyapı eksikliklerinden kaynaklanan verimsizlikler, hukuki altyapı eksiklikleri, mevzuatların getirdiği bürokratik engeller, lojistik konusunda eğitimli işgücünün azlığı ve teknolojinin yeterince etkin kullanılamaması, geçiş belgesi, kota ve vize sorunları ile yüksek otoyol vergilerinin varlığı lojistik hizmeti sunan şirketlerin işini zorlaştırmaktadır. İlk küresel Türk lojistik şirketi olma vizyonu ile hareket eden Omsan, müşterilerinin değişen ihtiyaçlarına hızlı uyum sağlayabilmek için yeni depo yatırımları yapmayı ve mevcut depolarında kullanılan ekipmanları modernleştirmeyi hedeflemektedir.” 33 Tulgar: 2015 yılını 675 milyon TL ciro ile kapatacağız Ali Tulgar Mars Logistics Genel Müdürü “Genel anlamda sektörü değerlendirecek olursak, lojistik sektörü son yıllarda en çok büyüyen sektörlerden biriydi ancak mevcut durağan sürecin de etkisiyle, sektörün 2015 yılında maksimum yüzde 5 civarında büyümesini öngörmüştük. Nitekim süreç beklentimiz doğrultusunda ilerledi. Şirketimiz için bir değerlendirme yapacak olursak 2015 yılı öngördüğümüz şekilde geçti. Bizler 2015 yılı için yüzde 12’lik bir büyüme hedeflemiştik ve geldiğimiz noktada bu hedefimizi yakaladığımızı söyleyebiliriz. Mars Logistics olarak biz, müşterilerimize söz konusu dengesizliği ve doğurduğu sıkıntıları hissettirmeden geçirmek için yatırımlarımıza devam ettik. 2015 yılının ilk çeyreğinde ihtiyaçlarımız doğrultusunda yine bir filo yatırımı gerçekleştirdik. 200 yeni aracı filomuza ekledik. Böylelikle 1920 ünitelik araç filosuna ulaştık. Doğan ihtiyaçlar sebebiyle İstanbul ve Kocaeli’nde yeni lojistik merkezleri- mizi faaliyete açtık. Bu yeni lojistik merkezlerimiz ile toplam 100 bin 800 metrekarelik depolama alanına ulaştık. Intermodal hattımızın sefer sayısını haftanın 6 günü gidiş-dönüş hizmet verecek şekilde gerekli organizasyonu sağladık. 2015 yılını ise yaklaşık 675 milyon TL ciro ile kapatacağımızı söyleyebiliriz. 2016 yılı için ise yine yüzde 12’lik bir büyüme hedefimiz söz konusu. Yıl içerisinde Lüksemburg’daki intermodal taşımacılık yapılanmamızın bir benzerini Doğu Avrupa’da başka bir lokasyonda hayata geçirmeyi hedefliyoruz. İhtiyaçlarımız doğrultusunda filo ve depo yatırımlarımızı da sürdüreceğiz. 2016 yılının üçüncü çeyreğinde ise Hadımköy’de yeni lojistik merkezimize taşınacağız.” Bilen: Konjonktörden dolayı 2016’da temkinli davranacağız Ergün Bilen ABC Lojistik Genel Müdürü “2015 yılında yaşadığımız iki genel seçim sektörlerimizi etkilemiştir. Bu etkilenmeden lojistik sektörümüz de nasibini almıştır. 7 Haziran’dan sonra ülkede şiddet ve kaos ortamı maalesef artmıştır. 1 Kasım seçimlerinin ardından istikrar yakalanmıştır. İş dünyası için istikrar son derece önemli bir kavramdır. ABC Lojistik olarak 2015 yılında yatırımlarımıza devam ettik. 150 adet Mercedes ile filomuzu güçlendirdik. 150 Tırsan dorse ile de yatırımlarımızda hız kesmedik. Tırsan dorselerimizin tren yüklemeli olduğunu da belirtmek isterim. Yine 20 bin açık, 9 bin metrekare kapalı alan depo yatırımlarımızı da 2015’te gerçekleştirdik. İran, Türkmenistan, Azerbaycan, Kırgızistan, Avrupa ve İtalya hattına özellikle ağırlık verdik. Araç sayımızı 400’ü geçti. Komşu ülkelerimizde de eğer sular durulur ve huzur ortamı yakalanırsa bizleri bu durum pozitif etkiler. Biz, Asya pazarına bağlıyız. İstanbul firmalarından bu özelliğimiz ile ayrılıyoruz. Yabancılar UBAK’la beraber pastadaki payımızı çalıyor UBAK, özellikle biz Anadolu firmaları için son derece olumsuz koşulları beraberinde getiriyor. İstanbul firmalarının UBAK’ı kullanması ile Anadolu firmalarının UBAK’ı kullanması birbirinden farklılıklar içieriyor. UBAK, bu haliyle kesinlikle doğru değil. İtalya’ya, Macaristan’a ayda iki sefer şartı koyuyor. UBAK’ın ülkeye ve sektörü getirisi ve götürüsü tartışılmalıdır. Sadece İstanbul firmaları UBAK kullanımından dolayı kazançlı çıkıyor. Aslında İstanbul firmalarından 5-6 tane firma UBAK’tan yararlanıyor. Geri kalan firmalar özellikle de Anadolu firmaları olarak bizler resmen eziyet görüyoruz. Uygulamada iki sefer yapmak lazım deniliyor. Doğu kapılarında 3-5 gün bekliyoruz. Bu şartlar altında ayda 2 sefer nasıl yapacağız? ABC Lojistik olarak büyümeden yana bir firmayız. 2016’da konjonktörden kaynaklı temkinli davranma kararı aldık. Bölge ve komşularımızda durum ne olur, koşullar neyi gösterir bunu bilemiyoruz. UBAK’tan kaynaklı olarak Romen, Bulgar, Makedonya gibi ülkele4rin nakliyecileri bizim pastamızdan çalmaktadırlar. UBAK’tan dolayı yabancı araçlara kaybettiğimiz pazar payımızın değerlendirilmesi gerekiyor. Yabancılar UBAK’la beraber pastadaki payımızı çalıyor. UBAK dağıtım esasının gözden geçirilmesi gerekiyor. UBAK’tan çıkmamız artık kaçınılmaz olmuştur.” Aralık 2015 34 DOSYA Eker: 2015 yılı planladığımız yatırımları gerçekleştirmek için verimli bir yıl olmadı Hikmet Eker Eker Uluslararası Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı “Şirket olarak 2014 yılını göz önüne aldığımızda 2015 yılı için birtakım yatırımlar planlamıştık. Maalesef 2015 yılı planladığımız yatırımları gerçekleştirmek için verimli bir yıl olmadı. Başta araç alımları olmak üzere planlanan yatırımların sadece yüzde 25’ini hayata geçirebildik. Türkiye lokasyon olarak Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri ve Avrupa arasında bir aktarma merkezi ve köprü oluşturmasından kaynaklanan avantajlı konumu ile birçok otorite tarafından lojistik üssü olma iddiası veya ideali ile tanımlanmaktadır. Ancak bu avantajlı konumumuz komşu ülkelerde yaşanan terör ve çeşitli problemler nedeniyle dezavantaj olarak sektörümüze net bir şekilde yansımıştır. Bunların başında Suriye-Irak bölgesinde meydana gelen terör problemini söyleyebiliriz. Öteki taraftan batıda ise kronik hale gelen geçiş sorunları, engellemeler, uzun bekletmeler, geçiş ücretleri bizim ve ülkemiz nakliyecilerinin uğraşmak zorunda olduğu sorunlar arasında yer almaktadır. Ayrıca son zamanlarda Rusya ile ülkemiz arasındaki gerginlik ithalat ve ihracatımızı ciddi anlamda etkilemekte, bu durumda sektörümüze yansımaktadır. Komşularımızda ve ticaret yaptığımız ülkelerde bütün bunlar olurken içeride de iki seçimin yarattığı siyasi belirsizlik bizim ve sektörümüz açısından ciddi sıkıntılar ortaya çıkarmıştır. Geçirdiğimiz bir sene içerisinde böylesine ciddi problemler yaşamışken bu sene içerisinde bizim de büyüme oranı gibi bir şansımız olamamıştır. Hal böyle iken, yaşanan problemler çözülmeden, 2015 yılını kendimize baz almamız durumunda 2016 yılında hedef, yatırım ve beklentilerimizi haliyle düşürmemiz gerekmektedir. Görüldüğü üzere sektörümüz için coğrafik avantaj maalesef tek başına yetmemektedir. Fiziksel ve kurumsal alt yapılar en az coğrafya kadar önemlidir. Bu nedenle bizim 2016 senesinde şirket olarak atacağımız en büyük adım şirket bünyemizde yaptıracağımız idari bina ve TIR parkımız ile faaliyetlerimizi artırmak olacaktır. 2016 yılının sektörümüz açısından daha verimli ve huzurlu geçmesi için, ülkeler arası problemlerin halledilerek, ülkemizde siyasi güvenin sağlanması ile ülkemizin devlet ihracatının önünü açarak kolaylaştıracak adımlar atarak sektörümüze destek olması gerektiğini düşünüyorum. 2016 yılının öncelikle barış ve huzurile, başta sektörümüz olmak üzere, ülkemize ve tüm dünyaya başarı ve bol kazanç getirmesini temenni ediyorum.” Öcal: Az risk daha çok iş hedefiyle 2015’te yaptığımız ticaretin hazzını yaşıyoruz Hasan Öcal/Yörük Taşımacılık A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Aralık 2015 “2015 yılı bir önceki yıllara bakışla Türkiye ve dünya ekonomisi açısından hareketli yıllardan birisi olmuştur. Türkiyedeki genel seçimler, Yunanistan’daki belirsizlik, Amerika FED kuruluşunun faiz artırımıyla ilgili gelişmeleri, petrol fiyatlarındaki değişimler ve son dönemde herkesin bilgisi dahilinde olan Rusya sorunu herkesi etkilediği gibi lojistik sektörüne de balta vurmuştur. Dünya ekonomisindeki bu daralmanın bitmesini ve pozitif yönde büyüyerek sektör ile birlikte dünyaya güzel etkiler yaratmasını ümit etmekteyiz. Firma olarak sene başında hedefleri yakalayabilmek adına doğru ve yerinde adımlarla yol almaya çalıştık. Yatırımlarımızı bütçe dengesini bozmaya meyil vermeden gerçekleştirdik. Mevcut araç sayısı ile verimliliği artırma yönünde güzel çalışmalar yaptık. Az risk daha çok iş hedefiyle 2015 yılında yapmış olduğumuz ticaretin hazzını yaşamaktayız. 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık hedefe hem sektör olarak ileri gitmeyi hem de mevcut rakamlar ile verimliliği yükseltmeyi hedef haline getirip bu yolda çalışmalara hız vermeliyiz. Unutmayalım ki kriz dönemleri hazırlıklı olanlar için bir fırsattır ve fırsat olmaya da devam edecektir.” 35 Ankara: Son çeyrekteki hareketlilik ile birlikte belirlediğimiz hedeflerimizi yakalayacağımızı öngörüyoruz Taner Ankara/Batu Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı “2015 yılının özellikle ilk iki çeyreğinde, ihracatın düşük seviyelerde seyretmesi nedeniyle taşıma adetlerinde azalmalar oldu. Ancak üçüncü çeyrekteki artış ve son çeyrekteki hareketlilik ile birlikte belirlediğimiz hedeflerimizi yakalayacağımızı öngörüyoruz. 2015 yılının ilk çeyreğinde, Büyükçekmece lokasyonunda 20 bin metrekare üzerinde ihracat ve yurtiçi lojistik depolama hizmeti ile araç parkı tesisimiz hizmete girdi. Böylelikle Büyükçekmece, Gebze ve Denizli şubelerimizde operasyonel ve depolama anlamında hizmetler verilir hale geldi. Aynı zamanda filomuzu da bir önceki yıla yüzde 10 oranında arttırdık. Yeni yıl ile birlikte depolama ve yurtiçi lojistik alanında yatırım planlarımız bulunuyor. Çerkezköy ve Konya’da gerekli operasyon ve yatırım alt yapı hazırlıklarımız başlamıştır. Yurtiçi lojistiği ile ilgili filo yatırımlarımız olacaktır. Karayolu taşımalarında ülke geçişlerine ödediğimiz yol vergileri nedeniyle diğer AB taşımacılarına göre maliyetlerimiz oldukça fazla. Bu da rekabet gücümüzü oldukça zorluyor. Ayrıca özellikle bu yılın son çeyreğinde yaşanan ve kısmen devam eden göçmen sorunu nedeniyle sınır geçişlerinde gecikmeler yaşanmakta olup, bu durum da sektörümüzü olumsuz etkilemektedir.” Aralık 2015 36 SÖYLEŞİ Vize muafiyeti için 72 şart AB ile mülteci akının yavaşlatılması karşılığında vize muafiyeti sürecinin hızlandırılması konusunda uzlaşmaya varan Türkiye’nin ‘vizesiz seyahat’ için toplam 72 kriteri hayata geçirmesi gerekiyor. AB, Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde vizesiz Schengen için onay verecek. T ürkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki sürecin planlandığı gibi gitmesi halinde Türk vatandaşlarının Schengen vizesinden muaf tutulması için AB Konseyi’nin yani hükümet veya devlet başkanlarından oluşan Liderler Zirvesi’nin karar alması gerekiyor. AB, bazıları öncelikli olma üzere Türkiye’nin vizesiz seyahat için toplamda 72 kriteri yerine getirmesini bekliyor. Şartlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti pasaportlarının AB ile tam uyumlu hale getirilmesi olacak. Türkiye’nin önünde 10 aylık bir süre var Brüksel’de varılan Ekim 2016 hedefinin hayata geçirilmesi için Türkiye’nin önünde 10 aylık bir süre var. Türkiye’nin öncelikli yapması gerekenlerden birisi, Aralık 2013’te AB ve Türkiye tarafından imzalanan Geri Kabul Anlaşması’ndaki yükümlülükleri yerine getirmesi olacak. Aralık 2015 Türkiye’nin tüm bu yükümlülüklerini Temmuz 2016’ya kadar yerine getirmesi bekleniyor. Üç ay süreyle Türkiye’yi izleyecek olan AB Konseyi, yükümlülüklerin yerine getirildiğine kanaat getirirse, Ekim 2016’da vize muafiyetine onay verecek. merkezlerde yapılan incelemeler sonucu kaçaklar Türkiye’ye hangi ülkeden geldilerse o ülkeye geri gönderilecekler. Türkiye geri gönderilişte de ‘geçiş ülkesi’ olacak. Kırklareli, Hatay ve İzmir’deki kamplarının durumlarının iyileştirilmesi ayrıca İstanbul’un yanı sıra İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da da kaçakların toplanacağı yeni merkezler kurulması öngörülüyor. AB’ye tam uyumlu pasaport Geri Kabul Anlaşması’nın uygulanmasıyla, Ankara Türkiye üzerinden AB ülkelerine yasa dışı yollarla gitmiş olan ekonomik göçmenlerin iadesini kabul etmiş olacak. Her şeyden önce kaçak kişinin Türkiye üzerinden geldiğinin ispatı gerekecek. Kaçak göçmen merkezleri Türkiye, kabul edeceği kaçaklar için barınma merkezleri yapacak. Bu Vize muafiyeti için Türkiye Cumhuriyeti pasaportları AB normlarına tam uyumlu hale getirilecek. Ayrıca Türkiye kendisinin uyguladığı elektronik vize sisteminden vazgeçecek; AB’nin vize istediği, Türkiye’nin vize istemediği ülkelere de yeniden vize uygulamak zorunda. Türkiye’nin tüm bu yükümlülüklerini Temmuz 2016’ya kadar yerine getirmesi bekleniyor. Üç ay süreyle Türkiye’yi 37 izleyecek olan AB Konseyi, yükümlülüklerin yerine getirildiğine kanaat getirirse, Ekim 2016’da vize muafiyetine onay verecek. Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye vize muafiyeti için 72 şart AB ile mülteci akınının yavaşlatılması karşılığında vize muafiyeti sürecinin hızlandırılması konusunda uzlaşmaya varan Türkiye’nin vizesiz seyahat için toplam 72 kriteri hayata geçirmesi gerekiyor. AB, Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde vizesiz Schengen için onay verecek. Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki sürecin planlandığı gibi gitmesi halinde Türk vatandaşlarının Schengen vizesinden muaf tutulması için AB Konseyi’nin yani hükümet veya devlet başkanlarından oluşan Liderler Zirvesi’nin karar alması gerekiyor. AB, bazıları öncelikli olma üzere Türkiye’nin vizesiz seyahat için toplamda 72 kriteri yerine getirmesini bekliyor. Şartlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti pasaportlarının AB ile tam uyumlu hale getirilmesi olacak. kiye kendisinin uyguladığı elektronik vize sisteminden vazgeçecek; AB’nin vize istediği, Türkiye’nin vize istemediği ülkelere de yeniden vize uygulamak zorunda. Türkiye üzerinden giden kaçak göçmenler iade edilecek AB Konseyi 3 ay Türkiye’yi izleyecek Geri Kabul Anlaşması’nın uygulanmasıyla, Ankara Türkiye üzerinden AB ülkelerine yasa dışı yollarla gitmiş olan ekonomik göçmenlerin iadesini kabul etmiş olacak. Her şeyden önce kaçak kişinin Türkiye üzerinden geldiğinin ispatı gerekecek. Türkiye, geri gönderilişte ‘geçiş ülkesi’ olacak Türkiye kabul edeceği kaçaklar için barınma merkezleri yapacak. Bu merkezlerde yapılan incelemeler sonucu kaçaklar Türkiye’ye hangi ülkeden geldilerse o ülkeye geri gönderilecekler. Türkiye geri gönderilişte de ‘geçiş ülkesi’olacak. Kaçaklar için yeni kamplar kurulacak Kırklareli, Hatay ve İzmir’deki kamplarının durumlarının iyileştirilmesi ayrıca İstanbul’un yanı sıra İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da da kaçakların toplanacağı yeni merkezler kurulması öngörülüyor. Vize muafiyeti için Türkiye Cumhuriyeti pasaportları AB normlarına tam uyumlu hale getirilecek. Ayrıca Tür- Türkiye’nin tüm bu yükümlülüklerini Temmuz 2016’ya kadar yerine getirmesi bekleniyor. Üç ay süreyle Türkiye’yi izleyecek olan AB Konseyi, yükümlülüklerin yerine getirildiğine kanaat getirirse, Ekim 2016’da vize muafiyetine onay verecek. AB Bakanı Bozkır’dan ‘vizesiz AB’ açıklaması AB Bakanı Volkan Bozkır, yaptığı açıklamada, vizesiz AB için gerekli şartların yerine getirilmesinde bir endişeleri olmadığını söyledi. Türkiye’nin gerekli şartları yerine getirmesi durumunda, AB’ye vizeler 2016 yılının ekim ayında kalkacak. Avrupa Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci Volkan Bozkır, konuyla ilgili NTV canlı yayınında değerlendirmelerde bulundu. Vizelerin kalkması için Türkiye’den 72 beklenti olduğunu hatırlatan Bozkır, “Bunların hiç birisi aniden ortaya çıkmış ve daha önceki mutabakatın dışındaki beklentiler değil. Bu zirve ile birlikte vize 2017’de kalkacakken 2016’ya geri çekiliyor tek değişiklik bu” dedi. Bozkır, gerekli düzenlemelere ilişkin takvimin ilerleyen günlerde açıklanacağını belirterek, şöyle devam etti: “Türkiye’nin yerine getireceği hususlar bakımından bizim bir endişemiz yok. Dolayısıyla Ekim 2016’da Türkiye üzerine düşeni yerine getirecektir. Bizim burada sıkıntımız biz bütün bunları yerine getirdikten sonra AB içindeki siyasi mekanizmalar vizenin kalkmaması kararı alabilir miydi bir sene önce böyle bir şey yok artık.” Vizesiz AB süreci nasıl işleyecek? Bozkır, vizesiz AB sürecinin işleyişine ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Mart ayında komisyon ikinci raporunu yayınlayacak. Gelişmelere ilişkin değerlendirme yapacak. Türkiye’nin 72 beklentiyi karşılama seviyesi belirtilecek. Yaz aylarında biz geri kabul anlaşmasını 3 aylık bir uygulamaya tabi tutacağız. Bu uygulama sonrasında da vizelerin kalkması kararı ekim ayında yürürlüğe girecek. Ekim 2016 telaffuz edilmiştir, siyasal karar alınmıştır. Türkiye’nin bunları yerine getirme bakımından bir endişesi yoktur.” Tam üyelik yolunda büyük bir adım AB ile Türkiye arasındaki ilişkileri de değerlendiren Bakan, “Türkiye AB ilişkilerinde paradigma yeniden değişti ve kartlar yeniden dağıtılmıştır. AB üyelik süreci yeniden hızlanacaktır” dedi. Türkiye-AB zirvesini de değerlendiren Bozkır, “Bu tam üyelik yolunda atılan büyük Aralık 2015 38 GÜNCEL bir adımdır” diye konuştu. Avrupa Birliği Bakanı ve Baş Müzakereci Volkan Bozkır, son gelişmelerin Türkiye’ye AB üyeliğinde tam üyelik yolunu açıp açmadığı ile ilgili olarak: “Türkiye’ye AB yolunu açan kararlar çok daha önce alınmıştı. Son dönemde belli bir durgunluk ve AB üyeleri arasındaki ‘çok büyük çok zengin bir ülke üye olduğu zaman mekanizmalarımızın içine oturtabilir miyiz, yeni bir genişleme dalgası oldu onu henüz hazmedemedik böyle büyük bir ülkeyle yeni bir ilişkiyi kurabilir miyiz’ gibi birtakım soru işaretleri olmuştu. Türkiye AB ilişkilerinde kartlar yeniden dağıtılmıştır. Türkiye’nin hem AB süresi hızlanacaktır AB’ye ye olma ihtimali çok daha güçlü ortaya çıkmıştır. Bu süreçte de daha yoğun bir ilişki ile AB’nin soru işaretlerini yaratan gelişmelerin Türkiyesiz üstesinde gelinemeyeceği de saptanmıştır. Türkiye ile AB zirvesi benim 15 yıllık AB sürecinde beli görevlerle yer aldım ilk defa oluyor. Sayın başbakanımız açılış kapanış konuşmasını yapıyor ve önemli kararlar alınıyor. Dolayısıyla böyle zirveler sene de iki kere yapılacak. Siyasi, ekonomik, enerji diyalogları genişliyor, Gümrük Birliği’nin güncellenmesi ile ilgili önemli adımlar atılıyor. Vizenin 2016 Ekim ayında kalkacağı beyan edildi. 17.fasıl 14 Aralık’ta açılıyor. Böyle durumda üyeliğe doğru atılan güçlü bir adımdır” dedi. Vize muafiyeti konusunun gerçekleşmesi için Türkiye’nin yapması gereken bazı adımlar var. Bunlar arasında pasaportların yenilenmesi var. Takvim nasıl işleyecek sorusunun Aralık 2015 sık sık gündeme geldiğini ifade eden Bozkır, “Bu, zirvede alınan bir karar değil öncelikle. Vizenin tamamen kalkması süreci ve geri kabul anlaşması birlikte devreye girdiler ve bununda gerekleri zaten yerine getiriliyor. Vizenin kalkması için Türkiye’den 72 beklenti var. Bunların hiç birisi aniden ortaya çıkmış ve daha önceki mutabakatın dışındaki beklentiler değil. Bu zirve ile birlikte vize 2017’de kalkacakken 2016’ya geri çekiliyor tek değişiklik bu. Pasaportların ve kimlik kartlarının güvenliğinin sağlanması elzem bir şey. Bizim pasaportlarımız şu anda biometrik veriye sahip. Bu da yıllarca güvenilmeyen sahte yapılma ihtimali çok fazla olan bu yüzden bu pasaportların kullanıldığı ülkelerde güven telkin etmeyen pasaportlar yerine tek bir merkezden verilen, içinde o kişiyle ilgili bütün verilerin hemen sağlanabileceği pasaportlar haline geldi. Buna bir parmak izi mekanizması ilave ediliyor. Dolayısıyla hem kimlik kartları hem pasaportlar bakımından Türkiye için önemli bir soru değil. Çok yakın zamanda bunu gerçekleştireceğiz. Bunun dışında çok önemli kanunlar var. Kişisel verilerin korunması kanunu. Bu bütün Türk vatandaşların kişisel verilerinin buna sahip olma hakkına sahip olmayan ve bu kişilerin aleyhine kullanılmasına yol açabilecek bir tehlike ile karşılaşılmaması için bunların güvence altına alınmasını ve bir sistem oturtulmasını içeriyor. Bu kanun çıkmadığı için bizim Europpol gibi çok önemli güvenlik mekanizmalarıyla işbirliğimiz tam olarak gerçekleşemiyor. Böyle bir terör ortamının olduğu ortamda Europol gibi önemi bir mekanizmayla bizim işbirliği yapamıyor olmamız bir eksikliktir. Bunun dışında insan ticaretinin önlenmesi yasası çıkması lazımdır. Onun dışında uluslararası korumadan yararlana kişilerin iş piyasasına erişimine ilişkin düzenleme var. Birkaç Avrupa konseyi sözleşmesi var. Bunları Türkiye yeni hükümetimizin ilk 100 günde ilk 6 ayda ne yapacağına ilişkin takvim açıklanacak ve bunların hepsi orada yer alacaktır. Türkiye’nin yerine getireceği hususlar bakımından bizim bir endişemiz yok. Dolayısıyla Ekim 2016’da Türkiye üzerine düşeni yerine getirecektir. Bizim burada sıkıntımız biz bütün bunları yerine getirdikten sonra AB içindeki siyasi mekanizmalar vizenin kalkmaması kararı alabilir miydi bir sene önce böyle bir şey yok artık”dedi. Avrupa Birliği’nden Türkiye’ye vize muafiyeti için 72 şart A vrupa Birliği’nden Türkiye’ye vize muafiyeti için 72 şart AB ile mülteci akınının yavaşlatılması karşılığında vize muafiyeti sürecinin hızlandırılması konusunda uzlaşmaya varan Türkiye’nin vizesiz seyahat için toplam 72 kriteri hayata geçirmesi gerekiyor. AB, Türkiye’nin yükümlülüklerini yerine getirmesi halinde vizesiz Schengen için onay verecek. Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasındaki sürecin planlandığı gibi gitmesi halinde Türk vatandaşlarının Schengen vizesinden muaf tutulması için AB Konseyi’nin yani hükümet veya devlet başkanlarından oluşan Liderler Zirvesi’nin karar alması gerekiyor. AB, bazıları öncelikli olma üzere Türkiye’nin vizesiz seyahat için toplamda 72 kriteri yerine getirmesini bekliyor. Şartlardan birisi de Türkiye Cumhuriyeti pasaportlarının AB ile tam uyumlu hale getirilmesi olacak. 39 U.N.Ro-Ro, sektörü Intermodal Europe 2015’te değerlendirdi U .N.Ro-Ro; Hamburg’da düzenlenen ve 40’ıncı yılını kutlayan intermodal, konteyner, kara, tren ve deniz taşımacılığı sektörlerinin önde gelen fuar ve konferansı Intermodal Europe’ta yer aldı. Avrupa’nın en büyük Ro-Ro ve konteyner operatörlerinin katıldığı Hamburg Intermodal Fuarı bu yıl ilk kez Ro-Ro sektörü ile ilgili konferanslara da ev sahipliği yaptı. Fuara her yıl olduğu gibi bu yıl da katılan U.N.Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu da, Ro-Ro sektörünün geleceğinin masaya yatırıldığı panelde bir konuşma gerçekleştirdi. Sedat Gümüşoğlu, sektör ve U.N.Ro- Ro ile ilgili olarak şunları söyledi: “Daha hızlı ve ekonomik çözümler sunduğu için Ro-Ro hatları, diğer taşıma modellerine kıyasla daha fazla büyüyor. Bu büyümenin, intermodal bağlantılarla birlikte gerçekleşmesi de çok önemli. U.N.Ro-Ro olarak yeni yatırımlarımızla ve 2016 yılının Ocak ayında faaliyete geçecek Ambarlı limanımızla sektörün bu büyümesine katkı sağladığımızdan dolayı mutluyuz. Hedefimiz, Ro-Ro ve intermodal hizmetlerde kapasite artışları ile mevcut hatları güçlendirmek ve müşterilerimize daha iyi hizmet verebilmek”. U.N.Ro-Ro, özel gecede lojistik sektörünü buluşturdu 18-20 Kasım’da İstanbul Fuar Merkezi’nde düzenlenen Logitrans Fuarı, Türkiye’den ve yurt dışından sektörün önde gelen isimlerini buluşturdu. Kurulduğu günden bu yana yatırımlarını aralıksız sürdüren ve Türk nakliyecisine en kritik dönemlerde desteğini sürdüren U.N. Ro-Ro, hem fuarda hem de fuar akşamı WOW Convention Center’da düzenlediği özel gecede müşterilerini ağırladı ve büyük bir sektör buluşmasına ev sahipliği yaptı. Etkinlikte bir konuşma gerçekleştiren U.N.Ro-Ro CEO’su Sedat Gümüşoğlu, 2016 yılında Trieste Limanı’na gerçekleştirecekleri yatırımlar sonrasında U.N.Ro-Ro terminalinin, Türkiye’yi Avrupa’ya bağlayan en büyük intermodal terminal olacağını ve Ambarlı seferlerinin başlaması ile Marmara’nın Avrupa yakasından tüm yükleri kolaylıkla Trieste’ye götüreceklerini belirtti. Gümüşoğlu, önümüzdeki dönemde de müşterileriyle birlikte karşılaşacakları tüm sorunların üstesinden geleceklerini ve büyümeye devam ederek daha iyi hizmet sunmak için çalışacakları mesajlarını verdi. Aralık 2015 40 EĞİTİM Sabancı Üniversitesi-Fraunhofer IML “Lojistik’te Stratejik İşbirliği Çerçeve Anlaşması imzaladı” Sabancı Üniversitesi ve Almanya’nın en önemli uygulamalı araştırma merkezlerinden biri olan Fraunhofer IML, “Lojistikte Stratejik İşbirliği Anlaşması”na imza attı. Sabancı Üniversitesi ve Fraunhofer IML Malzeme Akış ve Lojistik Enstitüsü bu uluslararası işbirliği ile Türkiye’nin global lojistik merkezlerinden biri olması için destek verecek. S abancı Üniversitesi ile Fraunhofer IML Malzeme Akış ve Lojistik Enstitüsü arasındaki lojistik alanına stratejik işbirliği yapılmasına yönelik protokolün imza töreni 27 Kasım’da Sabancı Üniversitesi’nde yapıldı. Tören, Sabancı Üniverstesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker’in evsahipliğinde, Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu, Fraunhofer Enstitüsü Direktörü Prof. Dr. Michael Henke ve Fraunhofer Enstitüsü Danışmanları Prof. Dr. Mehmet Şükrü Tekbaş ve Dr. Şevket Akınlar’ın katılımıyla gerçekleşti. Lojistik, Türkiye dış ticareti ve ekonomisinde önemli rol oynayan ve konumu açısından ülkemiz için büyük önem arz eden, tüm sektörlerin buluştuğu stratejik bir alan. Son yıllarda hızlı gelişme gösteren lojistik sektörünün önemi, Türkiye’nin 2023 yılı için ortaya koyduğu gerek bölgesel bir lojistik merkez olma gerekse 500 milyar dolar ihracata ulaşma gibi ekonomik hedefler göz önünde bulundurulduğunda Sabancı Üniversitesi ile Fraunhofer IML lojistik işbirliği ayrıca önem kazanıyor. Berker: Lojistik ülkelerin gelişmesi için en önemli alanlardan biri Sabancı Üniversitesi’nin lojistik alanındaki uzmanlığı tedarik zinciri ağı tasarımı, dağıtım ve toplama planlaması, afet lojistiği, sürdürülebilir taşıma planlaması ve optimizasyon yöntemleri kullanarak bunlara yönelik karar destek sistemlerinin geliştirilmesi üzerine yoğunlaşıyor. Bunların yanında son yıllarda önem kazanan akıllı ulaşım sistemleri, lojistikte temiz yakıtlı araçların kullanımı ve enerji lojistiği üzerine araştırma çalışmaları da yürütülüyor. Bu anlaşma ile üniversitesanayi işbirliğini güçlendirmek için yeni mekanizmaların kurulması, Fraunhofer Enstitüsü’nün geliştirmiş olduğu yöntem ve yaklaşımlardan faydalanılması, yürütülen akademik çalışmaların somut ürün ve hizmetlere dönüşmesi sağlanarak ülke için katma değer yaratılması amaçlanıyor. Fraunhofer’in misyonu uygulamalı araştırmalar yürütmek. Sabancı Üniversitesi’yle Aralık 2015 Sabancı Üniversitesi’nin lojistik alanındaki uzmanlığı tedarik zinciri ağı tasarımı, dağıtım ve toplama planlaması, afet lojistiği, sürdürülebilir taşıma planlaması ve optimizasyon yöntemleri kullanarak bunlara yönelik karar destek sistemlerinin geliştirilmesi üzerine yoğunlaşıyor. kurulan bu işbirliği çerçevesinde Fraunhofer, lojistik alanında sahip olduğu bilgi ve birikimini Türkiye’ye taşıyacak, Türkiye için büyük önem taşıyan bu alanda yenilikçi projeler ve uygulamalar geliştirilmesine katkı sağlayacak. Sabancı Üniversitesi Rektörü Prof. Nihat Berker işbirliği anlaşmasının önemini şu sözlerle ifade etti: “Lojistik şüphesiz ki ülkelerin gelişmesi için en önemli alanlardan biridir. Üniversitemizin önem verdiği üç alanda; araştırma ve geliştirmenin, toplumla etkileşimin ve üniversite-sanayi işbirliklerinin güçlenmesi konularında lojistik önemli bir etkendir. İnanıyorum ki bu işbirliği ile lojistikte yapılan atılım her iki kurum ve ülkeler için hedeflere ulaşmada önemli bir adım olacaktır.” Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Menceloğlu katılımcılara Sabancı Ünivesitesi’nin uluslararası başarılarını ve stratejik işbirliklerini anlatan kısa bir sunum yaptı. Sunumunda, nüfusunun neredeyse yarısının 30 yaşın altında olduğu, genç bir ülke olarak Türkiye için lojistik sektörünün önemine değinen Menceloğlu ayrıca Sabancı Üniversitesi’nin konumuna dikkat çekerek, üniversitenin lokasyon olarak önemli sanayi kuruluşlarına yakınlığının lojistik araştırmaları için önemli bir avantaj olduğunun altını çizdi. Fraunhofer IML Direktörü Prof. Michael Henke, Almanya’daki uygulama odaklı lojistik araştırmaları üzerine gerçekleştirdiği konuşmasında Türkiye lojistik sektörünün tüm sektörlerde katma değer yaratmada potansiyeline dikkat çekerek şunları söyledi: “Fraunhofer olarak en önemli misyonumuz, araştırma ve uygulama arasında bir bağlantı olarak hareket etmek. Enstitümüzün halihazırda kullandığı yöntemleri Türkiye’ye uyarlamak mümkün. Bu şekilde üniversiteyle olan işbirliğiyle, Türkiye’nin yeni güçleri ortaya çıkacak, sanayi ve üniversiteler arasında sinerji yaratarak yenilikçi ve pratik uygulamaları mümkün kılan bir köprü oluşturacaktır.” İki kurum arasındaki işbirliği Sabancı Üniversitesi’nden Prof. Dr. Bülent Çatay ve Fraunhofer IML’den Dr. Şevket Akınlar koordinatörlüğünde yürütülecek. 41 Koç Üniversitesi bünyesinde kurulan “Denizcilik Forumu” Türkiye’nin “Denizcileşmesine” katkıda bulunacak Koç Üniversitesi bünyesinde, ülkemiz denizciliğine katkı sağlayan temel alanlarda hedef, politika ve strateji belirlenmesi amacıyla Denizcilik Forumu kuruldu. Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu’nun kuruluşu çerçevesinde değerlendirmede bulunan Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Avrupa-Atlantik bloğu ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede, bu tür düşünce kuruluşlarının faaliyet gösterdiğini ve bir ülkede denizciliğin bütüncül analizini yapan düşünce kuruluşları ve akademik yapıların olması gerekliliğini vurguladı. K oç Üniversitesi Denizcilik Forumu, denizcilik alanında yürütülen çalışmaların üniversite bünyesinde bir bütün olarak ele alınması amacıyla oluşturuldu. Direktörlüğünü Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz’in yapacağı Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu’nun kurulması çerçevesinde düzenlenen toplantıya, Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Umran İnan, Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Direktörü Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz ve Forumun Danışma Kurulu üyeleri katıldılar. Koç: Forum denizcilik alanında tüm stratejik, ekonomik, sosyal ve kültürel alanları bir bütün olarak ele alacak Denizcilik alanında çalışmalara her daim çok önem verdiğinin altını çizen Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Rahmi M. Koç, bir ülkede denizciliğin bütüncül analizini yapan düşünce kuruluşları ve akademik yapıların olması gerekliliğine değindi. Özellikle “denizcileşmiş” ve deniz uygarlığı cephesinde yerini almış başta Avrupa- Atlantik bloğu ülkeleri olmak üzere pek çok ülkede, bu tür düşünce kuruluşlarının faaliyet gösterdiğine dikkat çeken Rahmi M. Koç, “Ülkemizde denizcilik faaliyetleri ve su varlıklarımızın korunması ve kirlilikle mücadelede epey yol alındı. Bu alanda yapılacak daha çok çalışma var. Dolayısıyla ülkemizde denizcilik yaklaşımını daha üst bir çerçeveden ele alacak platformların artmasını ümit ediyorum” dedi. Soldan Sağa - Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Direktörü Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı ve Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi M. Koç, Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Umran İnan İnan: Forum kaynak sahipleri, girişimciler ve karar vericilere akademik seçenekler sunabilecek Koç Üniversitesi Rektörü Prof. Umran İnan, Türkiye’de denizcilik alanında çeşitli kurum ve kuruluşlarda yürütülen çalışmaların bir çatı altında toplanması gerekliliğinden yola çıkarak üniversite bünyesinde Türkiye’nin ilk Denizcilik Forumu’nu hayata geçirdiklerini söyledi. Umran İnan şöyle devam etti: “Forum ile Türk denizciliğine katkı sağlayan temel alanlarda hedef, politika ve strateji belirlenmesine katkı sağlamayı amaçladık. Kaynak sahiplerine, girişimcilere ve karar vericilere akademik seçenekler sunabilecek; deniz jeopolitiğiyle denizciliğin tüm alanlarını bir arada değerlendirebilecek bir düşünce kuruluşu işlevini de göreceğine inanıyoruz. Faaliyete geçmesiyle denizcilik alanındaki çalışmaların yeni bir ivme ve perspektif kazanmasını da umuyoruz” dedi. Umran İnan Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu’nun üniversitedeki farklı disiplinlerden gelen bilim insanlarının ortak çalışma yürütme imkânı sunacağını sözlerine ekledi. Gürdeniz: Ülkemizde denizciliğin gelişimine katkı sağlayacağız Koç Üniversitesi Denizcilik Forumu Direktörü Emekli Tümamiral Cem Gürdeniz, “Ülkemizde ilk kez bir üniversite bünyesinde denizcilik gücünü her alanda bütüncül bir perspektifle araştıracak ve yeni fikirler üretecek bir düşünce platformu hayata geçiriliyor” dedi. Cem Gürdeniz, denizciliği ilgilendiren her alanda Forumun bölgesel, kıtasal ve küresel gelişmeleri takip etmesi sayesinde dış ilişkiler, savunma, güvenlik, ekonomi ve sosyokültürel politikalara yön verecek akademik tavsiyelerde bulunulmasının da hedeflendiğini de aktardı. Aralık 2015 42 GÜNCEL Rusya ile kriz ticarete nasıl yansıyacak? Rus uçağının düşürülmesiyle gözler iki ülke arasındaki ticaret ilişkilerine çevrildi. Doğalgazda henüz bir sorun olmazken, tur şirketleri satışları durdurdu. İki ülke arasındaki gerginlik lojistik sektörünü de etkileyecek. R us uçağının düşürülmesiyle birlikte gözler, Türkiye-Rusya ticaret ve yatırım ilişkilerine çevrildi. Çünkü Rusya, Türkiye’nin en önemli ticari partneri. İki ülke arasında 30 milyar doların üzerinde ticaret hacmi gerçekleşirken, bunun 25 milyar dolarını Türkiye’nin Rusya’dan yaptığı ithalat oluşturuyor. Bu rakamın önemli bir kısmını doğalgaz ithalatı oluşturuyor. Ülkeler arasında çıkan siyasi krizlerde ilk tepki ticaret ilişkilerine yansıyor. Kaldı ki, Rusya’dan bu konudaki ilk tepki geldi. Rusya’nın Türkiye’ye tur düzenleyen en büyük şirketlerinden Natalie Tours, Türkiye’ye tur satışlarını geçici olarak durduracağını duyurdu. Rus turizm ajansı Rostourism de Türkiye’ye paket tur satışını askıya alınmasını tavsiye etti. Aralık 2015 Rusya beyaz et ithalatını durduruyor Peki Rusya ile kriz, iş dünyasına nasıl yansıyacak? İş dünyası bu konuda oldukça kaygılı olmasına rağmen Rusya’dan ticari anlamda doğalgaz dışında bir tepki beklenmiyor. Buna gerekçe olarak da ülkenin uzun süredir içinde bulunduğu kriz gösteriliyor. Ancak işadamlarına ‘el altından’ bir tepki olabileceğine dikkat çekiliyor. Rusya’nın mutlaka bir misilleme yapmasını bekleyen iş dünyası bunu ‘el altından’ yapılmasını beklerken, ülkenin Türkiye’deki yatırımlarına dikkat çekiyor. Akkuyu Nükleer Santrali’nin 20 milyar dolarlık yatırım olduğunu vurgulayan işadamları, bu yatırımın Rusya için çok önemli olduğuna işaret ediyor. Uzun yıllar Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu’nda (DEİK) Avrasya Koordinatör başkanlığını yürüten şimdilerde üye olan iş dünyasının ‘Rusya uzmanı’ olan işadamı Tuğrul Erkin, daha önce de Rusya ile sıkıntılar yaşandığını ancak bu yaşananı çok ciddi bulduğunu söyledi. Rusya ile içine düşülen durumun tatsız olduğunu belirten Erkin, “İki ucu pislikli değnek” dedi. Şimşek: En kötü senaryoda kayıp 9 milyar dolar Rusya’nın diyalogla çözmeye yanaşmaması durumunda caydırıcı ne tür tedbirler alınabileceğinin hazır olduğunu belirten Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, gerilimin en kötü senaryoda 9 milyar dolarlık etki yapacağını söyledi. Şimşek, Rusya konusunda ekonomik anlamda üç 43 temel çalışma yaptıklarını söyledi. Şimşek şöyle konuştu: “Rusya’yı önemli bir partner olarak gördük. Rusya’yla gerilim peşinde değiliz. İlk günden itibaren Rusya krizinin etkilerini bütün yönleriyle masaya yatırdık, her anlamda hazırlık içindeyiz. Üç temelde çalışma yaptık. Rusya, bu sorunu diyalogla çözmeye yanaşmaz ve tavrı sürdürürse caydırıcı ne tür tedbirler alınabilir? Türkiye’nin enerjide Rusya’ya bağımlılığını yönetilebilir düzeye çekmek için ne yapılabilir? Bütün tedbirler hazır, Başbakanımıza sundum. Biz bu gerilimi tırmandırma peşinde değiliz. Turist sayısında 603 bin azalma var. Müteahhitlik hizmetlerinde yavaşlama var. En kötü senaryoda 9 milyar dolarlık bir rakamdan bahsediyoruz. Gerilimin etkisi GSYH’nin yüzde 0,3-0,4’ü civarında olabilir. Ümit ediyorum ki diyalog esas olur.” Şimşekaçıklamasına şöyle devam etti: “Rusya, gıda fiyatlarını geçici olarak düşürür. İşlenmemiş gıda ürünlerinin enflasyon üzerindeki baskısı çok güçlü. Buna yönelik yapısal tedbirler alma noktasındayız. Esas olarak tarlada ucuzken, tüketiciye neden pahalı ulaşıyor. Önümüzdeki dönemde tarımın yapısal sorunlarına bizim inmemiz gerekiyor. Tarımda ölçek son derece küçük.” Erkin: En hafifi doğalgazda sorun çıkarmak olur Hem Rus halkıyla Türkiye arasındaki ilişkiler bakımından hem de Rus hükümeti açısından tatsız olduğunu anlatan Erkin, “Asıl sorun Rusya buna nasıl bir cevap verecek? Buna hiç ses çıkarmadan geçiştirecek mi? Hiç sanmıyorum. Rusya leyen Erkin, “Birtakım müteahhitler, ihracatçılar kara kara düşünüyor. Aynı şekilde orada yatırım olan vatandaşlarımız ‘Rusya bundan sonra bize ne reaksiyon gösterir’ diye kara kara düşünüyorlar” diye konuştu. Yaşanan gerginlikle birlikte ticaretin de zorlaşacağını anlatan Erkin, doğalgazdan başlayarak, ithalat ve ihracat yapanlara, yatırımı olanlara bir takım vergi kontrolleri yapılmasına neden olacağını kaydederek, “Sınırda kontrol yaptıracağınız zaman dahi oradaki gümrük memurunun davranışı değişiyor. Çünkü bu gerginlik birkaç ayın, birkaç haftanın gerginliği. Ve bu Rus kamuoyuna da yansıdı. Rus turiste bile yansıdı. Daha az geliyor” diye konuştu. Akdeniz İhracatçı Birlikleri Başkanı Bülent Aymen siyasi krizlerin ilk tepkisinin ticareti kısmak olduğunu belirterek, “Rusya ile yaklaşık 35 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var. Bunu etkilemez diye umut ediyorum. Çünkü Rusya bizim için vazgeçilmez ticari partner” dedi. mutlaka bir reaksiyon gösterecektir. Bunun en yumuşak hali doğalgazda sorunlar çıkarmak olacaktır. Ama tabi daha büyüyebilir iş. Çünkü Rus halkı da nasyonalist bir halktır. En basiti benzer bir olay yapar. Ve aradaki ilişkiler gittikçe gerginleştir. Ve ilişkiler daha kötü duruma gidebilir” dedi. Bununla birlikte Türkiye’nin Rusya ile sadece doğalgaz ilişkisi olmadığını söy- Çözüm Erdoğan ve Putin’de Bu işin çözümünün Cumhurbaşkanı Erdoğan’da olduğunun altını çizen Erkin şöyle devam etti: “Cumhurbaşkanımızın Putin’le olan kişisel ilişkisinden yararlanarak yumuşak bir çıkış olabilir mi diye düşünüyorum. Ancak kişisel ilişki siyasi ilişkileri etkileyecek değildir. Ama ne olursa olsun Sayın Cumhurbaşkanı ve Putin ilişkileri buna bir yol bulabilir. Elbette kamuoyu baskısı etkilemektedir. Bu durumda Putin nezdindeki hatırı da Rus kamuoyunun değerlendirebileceği ölçülerde olabilir.” Erkin, iki tarafın da bunun bir kaza olduğunu, kişisel hatadan kaynaklandığını kabullenmesini, karşılığının da özür ya da başka bir şeyle sessiz sedasız giderilmesini temenni ettiğini vurgulayarak, “Bu şekilde olamazsa, sonu nerelere varır bilemiyorum” dedi. Aymen: Rusya Türkiye için vazgeçilmez Akdeniz İhracatçı Birlikleri Başkanı Bülent Aymen ise siyasi krizlerin ilk tepkisinin ticareti kısmak olduğunu belirterek, “Rusya ile yaklaşık 35 milyar dolarlık ticaret hacmimiz var. Bunu etkilemez diye umut ediyorum. Çünkü Rusya bizim için vazgeçilmez ticari partner. Narenciye, otomotiv, turizm gibi sektörlerde çok önemli bir pazar. İhracat açısından dünyada daralan bir pazar söz konusu. Ya ülkelerin krizleri ya da kendi sorunlarımız var. Bu nedenle Rusya’yı kaybetmek işimize gelmez. Umarız bu sorun çözülür” diye konuştu. Aralık 2015 44 GÜNCEL Gıda iadeleri siyasi mi? Son dönemde Rusya’dan iade edilen gıda ürünleri konusunda ise Aymen şunları söyledi: “Problem daha önce de çıkıyor. Biz de Rusya’nın isteğine uygun üretim yapmaya başladık. İstediği sertifikaları aldık. Ancak iadeler başladı yine. Bunun siyasi tarafı olmadığını ümit ediyorum.” dolar düzeyinde bulunuyor. Türkiye Rusya’dan ağırlıklı olarak doğalgaz ithal ederken, iki ülke arasındaki ticaret ürünleri arasında, dokumacılık, gıda, otomotiv yan sanayi ürünleri bulunuyor. 6.5 milyar dolar yatırım Rusya’daki Türk yatırımlarının 6,5 mil- Rusya’nın diyalogla çözmeye yanaşmaması durumunda caydırıcı ne tür tedbirler alınabileceğinin hazır olduğunu belirten Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, gerilimin en kötü senaryoda 9 milyar dolarlık etki yapacağını söyledi. Ticaret dengesi Rusya lehine Rusya Türkiye ticaret ilişkileri cumhuriyetin ilk yıllarına dayanıyor. İki ülke arasındaki toplam ticaret 30 milyar doları aşarken, ticaret dengesi Türkiye aleyhine bulunuyor. Türkiye’nin 2014 sonu itibarıyla Rusya’dan 23 milyar 952 milyon dolarlık ithalat gerçekleştirirken, ihracatı sadece 5 milyar 992 milyon yar dolar civarında olduğu belirtilirken, yıllık yatırım hacminin bu rakamın oldukça üstünde seyrettiği kaydediliyor. Rusya’da yerleşik yaklaşık 1000 Türk işverenin dönemsel işçilerle beraber yaklaşık 36 bin kişilik Türk işgücünü istihdam ettiği ifade ediliyor. Rusya’da faaliyet gösteren Türk şirketleri arasında; Anadolu Grubu, Anadolu Cam, Arçelik, Beko, Vestel, Enka, Eroğlu Grubu, Eczacıbaşı, Rönesans, Koçak, Hazinedaroğlu İnşaat, Summa İnşaat, Kama, Modeka, Gersan, Garanti Bankası, Ziraat Bankası, Yapı Kredi, Bentur, Credit Europe, Dexia, Winner Mermer, Simtaş Mermer, Tekmar Mermer, Federal Mermer, Granitaş bulunuyor. Türkiye’nin Rusya’daki müteahhitlik hizmetleri ise 1989 yılından 2013 yılına kadar bin 366 projeyle 47 milyar 487 milyon dolar düzeyinde bulunuyor. Türkiye-Rusya krizi Kadir Has Üniversitesi’nde tartışıldı Türkiye ile Rusya arasında yaşanan krizin gelişimi ve süreci, Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Çalışmaları Merkezi’nin (CIES) düzenlediği “Türkiye-Rusya Krizi: Sırada Ne Var? Uluslararası İlişkilerin Karmaşıklığını Anlamak” başlıklı panelde tartışıldı. Aralık 2015 T ürkiye ile Rusya arasında, Türk hava sahasını ihlal eden bir Rus savaş uçağının düşmesiyle oluşan ve bir süredir devam eden siyasi krizin gelişimi, arka planı ve varabileceği nokta, Kadir Has Üniversitesi’nde konuşuldu. Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler ve Avrupa Çalışmaları Merkezi’nin (CIES) düzenlediği “Türkiye-Rusya Krizi: Sırada Ne Var? Uluslararası İlişkilerin Karmaşıklığını Anlamak” başlıklı panelin moderatörlüğünü gazeteci-yazar Cüneyt Özdemir yaparken, Kadir Has Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han, Kadir Has Üniversitesi Öğretim Görevlisi ve Habertürk gazetesi yazarı Soli Özel, Rusya’da uzun yıllar görev yapmış ve Türk-Rus ilişkilerinde uzmanlığıyla tanınan gazeteci Cenk Başlamış ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ceyda Karan konuşmacı olarak yer aldı. Özdemir: Sanırım daha işin başındayız Kalabalık bir öğrenci, akademisyen ve Rusya’yla ilgili kesimlerden temsilci topluluğu tarafından izlenen paneli, konuşmacıları da tanıttığı kısa bir konuşmayla açan gazeteci yazar 45 sonrası ‘uçak krizini sömürme’ gibi algılanacaktır” ifadelerini kullandı. Bildiğimiz Ortadoğu’nun sonu geliyor Cüneyt Özdemir, “Bir ay kadar önce Rusya ile Türkiye arasında bir krizden bahsetmek çok zordu. Hatta biz Türkiye ile Rusya’nın birbirine ne kadar benzediğine dair bir dosya hazırlıyorduk. Zannediyorum krizin bu noktaya gelmesinin en önemli sebebi de bu. Bence krizin derinleştiği veya zirveye vurduğu değil, henüz başladığı bir noktadayız. Yakın gelecekte TürkiyeRusya krizinden daha çok bahsedeceğimizi sanıyorum. Ancak benim esas çekincem, Rusya’nın sembolik de olsa askeri bir karşılık vermesi” diye konuştu. Doç. Dr. Ahmet Kasım Han: NATO memnun gibi Konferansta söz alan Kadir Has Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Kasım Han, krizde NATO’nun bir müddet temkinli davranmasının ardından tamamen Türkiye’nin yanında yer almasına dikkat çekti. Doç. Dr. Han, “Aslında NATO’nun bundan başka yapacak bir şeyi yok. Zira Soğuk Savaş’tan bu yana ilk defa bir NATO ülkesi bir Rus uçağını düşürmüş durumda. Bundan başka, NATO’nun Rusya’yla uçak olayından başka yaşadığı birçok sorun var. Dolaylı olarak Suriyeli göçmenler sorunu, Ukrayna krizinden doğan Kırım’ın ilhakı sorunu gibi… Dolayısıyla bu krizin de Türkiye-Rusya krizinden NATO-Rusya krizine evrilmesinden çekiniyorlar. Bundan dolayı Türkiye’yi biraz Rusya tehlikesini göğüsleyecek bir pozisyonda görüyorlar. Sadece, NATO’nun ikinci büyük nükleer gücü olan Fransa biraz geri planda kaldı. Netice itibarıyla NATO tuzağa düşmedi ve durumdan dolaylı olarak memnun gözüküyor. Ancak direkt olarak memnun olduğunu söylemek mümkün değil. Zira kriz yarın direkt olarak kendilerini de etkileyebilir” şeklinde konuştu. Rusya doğalgazı kesecek mi? Kriz başından beri konuşulan “Rusya doğalgazı keser mi” tartışmalarına da değinen Doç. Dr. Han, “Ben Rusya’nın doğalgazı tamamen keseceğini sanmıyorum. Çünkü bu durumda batı üstündeki güvenilir doğalgaz satıcısı imajını yitirir. Ben şu sıralarda rafa kalkan TANAP projesinin bir süre daha askıda kalacağını sanıyorum. Bir de kışın en soğuk günlerinde boru hattında bir ‘arıza’ çıkacağını ve giderilmesinin 8-10 gün kadar süreceğini tahmin ediyorum. Onun dışında Rusya’nın doğalgazı tamamen kapatması gibi bir durum söz konusu olmaz. Ancak ticaret ve turizm gibi sektörler ciddi zararlar görecektir. Putin’in atacak fazla adımı kalmadı. Çünkü bundan bir adım Rusya’yla yaşanan krizin yakın gelecekteki durumunu da değerlendiren Doç. Dr. Ahmet Kasım Han, “berbat” ve “çok berbat” olarak konumlandırdığı iki ayrı senaryoyu dile getirdi. Doç. Dr. Han, “Şu an Suriye’de herkesin üstünde anlaştığı tek silahlı güç var, o da PYD. Bu noktadan hareketle Kürtler eğer oyunun galibi oldukları algısını abartılı bir biçimde kullanmazlarsa oyunu galip tamamlayabilir. Bu da bizi Kuzey Suriye’deki Kürt kantonlarının birleşmesine götürebilir. Bu şekilde de Türkiye, Arap Ortadoğusu’ndan koparılmış olur. Bu süreçte yükselen bir başka oyuncunun da İran olacağı kanaatindeyim. Güney Irak’taki aktivitesini artıracağını düşünüyorum. Yaşananlar neticesinde Suriye ve Irak’ta ‘herhangi bir ülkenin egemenliği altında olmayan bölgeler’ oluşabilir. Bu süreçte ABD istese de istemese de Ortadoğu’dan çıkarılacaktır. Netice itibarıyla 10 yıl içinde bildiğimiz Ortadoğu’nun sonunun geleceğini düşünüyorum. Bütün bu yaşananların arasında Kıbrıs’ta nihai çözüme de ulaşılması muhtemel. Bundan başka adına ‘Arap Baharı’ denen sürecin Suudi Arabistan’a da sıçrayabileceğini tahmin ediyorum” dedi. Soli Özel: Türkiye denklemin dışına itildi Türkiye ile Rusya arasında yaşanan krizin yeni olmadığını, iki ülke arasında aslında 2008 yılından beri bir “itişkakış”ın yaşandığını söyleyen Kadir Has Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Habertürk Gazetesi yazarı Soli Özel, bu yaşananları 2004’te Kıbrıs’ta yapılan Annan Planı Referandumu’na kadar götürmenin de mümkün olduğunu ifade etti. O dönem Rusya’nın referandumda “Hayır” çıkması için çok çaba harcadığını hatırlatan Özel, “Rusya hiçbir konuda Türkiye’nin çıkarına davranmadığı gibi, kendi tutumunu da asla yumuşatmadı. Tam tersine Türkiye, Gürcistan krizinde ABD savaş gemilerine Montreux Antlaşması gereği geçiş izni vermeyerek bir nevi Rusya’ya destek çıktı, ancak Rusya her fırsatta Karadeniz’de Türkiye’yi sıkıştırdı. Ve artık Karadeniz’den bir ‘Rus gölü’ diye bahsetmek mümkün. Aslına bakarsanız Türk-Rus ilişkileri çok yönlü Aralık 2015 46 GÜNCEL kendini toplamasına sebep oldu. Birkaç gün önce de hatırlarsanız bir bölük Türk askeri Musul’a gitti. Acaba Türkiye, kendi sınırı üzerinden giremediği Suriye’ye Musul üstünden mi girmeye çalışacak? Ben şu anki durumu son derece riskli görüyorum” dedi. Rusya ile yaşadığımız bu kriz lojistik sektörünü de etkileyecek. Lojistik sektöründe Rusya, önemli pazarlarımızın başında geliyor. UND’nin Sesi olarak konuyu Logitrans’tan Cihan Sünel ile değerlendirdik. Logitrans Genel Müdürü Cihan Sünel ve çok derindir. Putin şimdi uçak olayı uğruna bu ilişkileri de baltalıyor. Nedenini anlamak mümkün değil. Rus savaş uçağının neden düşürüldüğünü de anlayabilmiş değilim. ‘Caydırıcılığımızı göstermek için’ deniyor. Sebep buysa, o uçağın düşürülmesinden sonra Rus uçaklarının o bölgede veya başka bölgede ihlal yapıp yapmadığına ve buna karşı bizim ne yaptığımıza da bakmak lazım” diye konuştu. Cenk Başlamış: Çavuşoğlu-Lavrov görüşmesi önemli Gazeteci Cenk Başlamış ise Rusya’nın Suriye’deki olaylara 30 Eylül itibarıyla müdahil olduğuna dikkat çekerek, “Rusya aslında 30 Eylül’deki bu müdahalesiyle kendisinin Ortadoğu denkleminde kenara atılamayacak bir ülke olduğunu gösterdi. Tüm dünyaya ‘Bakın biz çok güçlüyüz’ mesajı verdi. Hazar Denizi’nden füzelerle vurmalarla adeta şov yapmaya çalışmıştı. Ancak uçağının düşürülmesi şovu durdurdu ve Rusya ile Putin’in karizmasını bir parça çizdi. Bundan sonra Rusya’nın takındığı tavırda bir parça iç politikaya yönelik tutumlar da var. Putin de bizim siyasetçilerimize oldukça benzediği için bu olayı bir iç politika malzemesi olarak kullanmaya çalışıyor. Ben krizin daha fazla derinleşeceğini ise zannetmiyorum. Çünkü özellikle Putin, uçak olayına son derece yüksek perdeden girdi. Bundan bir adım ilerisine gidecek yolu kalmadı. Bir de Rusya, Türkiye’yi kendi dengi olarak görmüyor. Biraz tepeden bakıyor. Ancak hızlı bir şekilde bir sakinleşme de öngörmüyorum. Zira Putin de Rusya da bu yaşananları tamamen unutmaz. Bu noktada Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov arasındaki görüşmeyi de son derece önemsiyorum. Bir sonuç çıkmasa da bu görüşme en Aralık 2015 “Rusya pazar payı Türkiye için büyük önem arz etmektedir. Gürcistan-Azerbaycan hattında Azeri geçiş ve gemi bedellerinde yapılacak iyileştirmeler bu hattın aktif olarak kullanılmasını sağlayacaktır. “ azından diplomasi kapısının açılmasını sağladı” ifadelerini kullandı. Ceyda Karan: Durum çok riskli Yaşanan sürecin biraz abartılı bir şekilde devam ettiğini düşündüğünü söyleyen Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ceyda Karan ise, Rus uçağının düşürülmesi ile bir şeylerin başlatılmaya çalışılmış olabileceğini söyledi. Karan, “Uçağın düşürülmesinden sonra yaşanan gelişmelere ve gerek Karadeniz’deki, gerekse de Doğu Akdeniz’deki pozisyon almalara bakacak olursak sanki başka kıvılcımların çıkması bekleniyor gibi bir hava var. Yaşanan krizin planlı ve bilerek çıkarılmış bir kriz olduğu, özellikle ABD’nin Suriye olayında çaptan düştüğü için, yeniden devreye girmek amacıyla böyle bir krizi tetiklemiş olabileceğine yönelik iddialar var. Önce şunu bilmek gerek: 1989 sonrası Soğuk Savaş sona ererken Rusya’ya verilen hiçbir söz tutulmadı. Örneğin Doğu Bloku’nun Batı’ya katılmayacağı söylendi ancak Batı bu ülkeler parça parça içine aldı. Rusya, son 10 yıldır Afganistan ve Irak gibi bölgelerde siyasi ve askeri gücü için yatırım yapıyor. Özellikle 11 Eylül’den sonra otorite sorununun yaşandığı ülkeler buralar. 11 Eylül’den sonra Rusya, Ortadoğu’ya da el attı. Dikkat ederseniz Suriye’de Beşşar Esad ve devlet kuvvetleri, yenilmeye yüz tutmuşken 30 Eylül’de devreye girdi. Bu da Esad’ın Sünel: Çok sayıda nakliyeci firmanın iflasına neden olacak Cihan Sünel/Logitrans Genel Müdürü “Türkiye’den gönderilen hiçbir malzemenin Rusya’ya girişine müsaade edilmiyor. Araç menşei gözetmeksizin 100 civarında aracımız Rusya giriş kapısından geri çevrildi. Şu an itibari ile olumlu bir gelişme olmamıştır. Belirsizlik ortamının oluşmasından dolayı firmalar karar veremez durumdadır. Vize muafiyetinin kaldırılması da ayrıca sektöre olumsuz etki yaratacak ve en başta şoför sorununu tetikleyecektir. Bu durumun devam etmesi firmamızı yüzde 100 zarara düşürmüştür. Sektör acısından da çok sayıda nakliyeci firmanın iflasına neden olacaktır çünkü Rusya pazar payı Türkiye için büyük önem arz etmektedir. Gürcistan-Azerbaycan hattında Azeri geçiş ve gemi bedellerinde yapılacak iyileştirmeler bu hattın aktif olarak kullanılmasını sağlayacaktır. Kazakistan güzergahında yapılacak taşımalarda en aktif olarak kullanılacak hat gözüyle bakabiliriz. İran, her zaman taşımalarda ve transit geçişlerde sorun çıkartmaya devam ediyor. İran üzeri sevkiyatlarda transit süre ve Türkmen vize sorunları vardır. Bu sebepten ötürü İran hattının aktif olarak kullanılması söz konusu değildir. Rusya ile yaşanan krizden dolayı İran’ın da bize sorun çıkaracağı aklımızın bir köşesinde durmaktadır. Hazar geçişlerindeki güzergah, transit ve Ro-Ro masraflarının çok yüksek olması taşımacılık sektörün bu güzergahı kullanmasında uzaklaştırmaktadır. Maliyetlerin yüksekliği doğal olarak ihracatçılarımızın da rekabet gücünü azaltmaktadır. UND, bu konuda bizzat iyileştirmeler yapmış olsa da halen yetersizdir. İstikrar süreklilik ve stabil geçiş kolaylıkları sağlanmalıdır.” 47 Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Görçün: Lojistikte yasa çıkarsa sektör gaza basacak Kadir Has Üniversitesi, Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Özel Yük Çalışma Grubu ve Vinç İşletmecileri Derneği’nin (Vinç-Der) ortak çalışması ile hazırlanan “Ağır ve Havaleli Yük Taşımacılığı Taslak Mevzuatı” Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’na sunuldu. Ç alışma grubunda yer alan Kadir Has Üniversitesi Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Ömer Faruk Görçün, “Ağır yük taşımacılığı sektörünün oldukça fazla sıkıntısı var. Bunların çözümü ise çok basit değişikliklere dayanıyor. Biz de sektör paydaşları olarak yeni yönetmelik taslağını sektörü uluslararası düzeyde kapsayıcı ve son derece anlaşılır ve açıklayıcı bir şekilde hazırladık. Taslakla ilgili bakanlıktaki çalışmalar sürüyor” dedi. Sektörün sorunlarını aşmak çok kolay Ağır yük taşımacılığı ve hareketli vinçlerin operasyonel süreçleri uluslararası düzeyde başarılı örneklere oranla Türkiye’de birtakım problemlerle karşılaştığını kaydeden Görçün, “Ağır yük taşımacılığı ve hareketli vinç operasyonlarının paydaşları değerlendirildiğinde özellikle ulaşım altyapısı, büyük inşaat faaliyetleri, santraller gibi büyük altyapı yatırımlarını üstelenen işletme ve kuruluşlarının söz konusu sektörün önemli paydaşları olduğu görülüyor. Sektörün yasal düzenlemeler çerçevesinde birtakım sınırlılıklara maruz kalması olması gereken katma değeri üretebilmesini engellemesinin yanı sıra paydaşların faaliyetlerini de, ülke ekonomisini de olumsuz yönde etkiliyor” ifadelerini kullandı. Bu durumun kolayca giderilebilecek bir sorun olduğunu ifade eden Görçün, “Örneğin bu sektör, sahip olduğu büyüklüğe cevap veremeyecek ölçüdeki trafik düzenlemelerine tabi. Sektörün bu şekilde hazırlanmış bir trafik yasasıyla yönetilemeyeceği açık. Ayrıca sektörümüzün belirli bir düzen ve sistem olarak tanımlan- ma, sektöre giriş çıkışın kontrol edilmesi ve kayda alınması, özel izin belgelerinin ve bunların sürelerinin düzenlenmesi, kamu kurumlarında sektörümüzle ilgili birimlerdeki çok başlılık gibi son derece ivedi ihtiyaçları da var. Üniversite mensupları ve sektör temsilcileri sektöre sınırlılık getiren uygulamalardan birisinin de karayolu kullanımına ilişkin kısıtlar olduğu konusunda mutabıklar. Bu çerçevede problemin ortadan kaldırılması AB yasal düzenlemelerinde yer alan uygulamaların kabulü ile son derece kolay bir biçimde çözüme kavuşturulabilir” dedi. Görçün, tüm gereksinimleri “Ağır yük taşımacılığı sektörünün oldukça fazla sıkıntısı var. Bunların çözümü ise çok basit değişikliklere dayanıyor. Biz de sektör paydaşları olarak yeni yönetmelik taslağını sektörü uluslararası düzeyde kapsayıcı ve son derece anlaşılır ve açıklayıcı bir şekilde hazırladık. Taslakla ilgili bakanlıktaki çalışmalar sürüyor” dedi. karşılayacak düzeyde bir yasal düzenleme taslağının oluşturularak buna ilişkin bilimsel ve saha çalışmalarının ivedilikle gerçekleştirilmesinin üniversite ve sektör temsilcilerinin işbirliğinde kabul edilen bir husus olduğunu belirtti. Görçün, bu kapsamda yapılacak çalışmaların bilimsel araştırma projesi çerçevesinde oluşturulacağını aynı zamanda kamu yararı, sektörün kapasite ve faaliyetlerinin hızının artırılması, sosyal ve ekonomik faydalar ekseninde bir yasal düzenleme taslağı oluşturulduğu bilgisini de verdi. Taslak geçerse sektör kendini kat kat aşar Yönetmelik taslağının, ekleriyle birlikte tümüyle bilimsel araştırma ve çalışmalara dayalı olarak hazırlandığını, taslağın uluslararası düzeyde kapsayıcı ve açıklayıcı bir nitelikte olduğunun altını çizen Görçün, “Geçtiğimiz süreç içerisinde proje çalışmasının sonuna gelinmiş ve hazırlanan yönetmelik taslağı ek araştırma ve inceleme ile bilimsel bulguları da kapsayan ek dokümanlar ile birlikte UND ve Vinç-Der yönetimi ile birlikte Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nda ilgili birimlere sunuldu. Bakanlık da konuyla ilgili çalışmalara başladı. Gerekli detayları açıklamak üzere ortak çalışmalarımız sürüyor. Ağır yük taşımacılığı sektörü başta olmak üzere tüm Türkiye ekonomisinin çok ihtiyacı olduğunu düşündüğümüz bu yönetmeliğin yürürlüğe girmesi için Bakanlık’ta yoğun mesai harcanıyor. Sonuçlarını kısa sürede alabileceğimize inanıyorum. Zira sektörümüz, bu kadar kolayca aşılabilecek sınırlılıkları aşarsa, ekonomi için yarattığının kat kat üzerinde katma değer yaratır” ifadelerini kullandı. Aralık 2015 48 GÜNCEL Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda lastiğin trafikteki hayati önemi vurgulandı Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in de katıldığı Trafik Güvenliği Sempozyumu’nda lastik/araç uyumsuzluğunun sürüş güvenliğini tehlikeye atabileceği; kazalara davetiye çıkarabileceği belirtildi. 6 . Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi Ankara’da gerçekleşti. Trafik güvenliğinin sağlanması ve kazaların azaltılması amacıyla yola çıkan ve 6.’sı düzenlenen sempozyumun bu yılki önemli konularından biri de lastik idi. Lastik Sanayicileri ve İthalatçıları Derneği LASİD’in de katıldığı sempozyumda LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ünsal, bir sunum yaparak lastiğin trafikteki hayati önemine dikkat çekti. LASİD Genel Sekreteri Ünsal; sempozyumda elde edilen sonuçların sağlıklı bir trafik düzenine ve kazaların azalmasına yardımcı olacağını belirterek derneğin beklenti ve önerilerini de dile getirdi: ‘’Bu yılki sempozyumun, sürücülerimizin ve araç sahiplerinin doğru lastik kullanımı konusunda ülke çapında düzenlenmiş bir çalışmayla bilinçlendirilmesi için karar almasını bekliyoruz. Resmi kurumların, sivil toplum kuruluşlarının ve gönüllülerin tüm medya araçlarını kullanarak bilinçlendirme çalışmalarına ortak olmalarını öneriyoruz. Doğru lastik kullanımı konusunda yapılacak çalışmaların sadece kış lastiği dönemi için değil tüm yıl boyunca sürecek şekilde yapılmasının, eğitimin kalıcı olması açısından yararlı olacağını düşünüyoruz. Kış lastiği kullanımının, Ticari Araçlar için zorunluluk haline gelmesi önemli bir adımdır. Binek ve diğer araçlarda da gerekli durumlarda kış lastiği kullanmasının zorunlu olmasını öneriyoruz.’’ Tüm kurum ve kuruluşlar çözüm için elele vermeli LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ünsal şunları söyledi: “Lastiğin birçok hayati önemi vardır. Ancak güvenli sürüş için hepsinin bir denge içinde olması gerekir.” Dünyada her yıl milyonlar ile ifade edilen yaralanmalı ve ölümlü kaza olduğuna dikkat çeken LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ünsal, “Ülkemizde 19 milyon 700 bin trafiğe kayıtlı araç yollarımızAralık 2015 da dolaşıyor. Bu, daha çok kaza, yaralı veya yaşam kaybı demek. Lastiğin trafik kazalarındaki önemi uzun yıllardır biliniyor. Buna rağmen koruyucu veya sebep olucu etkisi konusunda yeterli güvenilir bilgi bulunmamakla birlikte, yine de biliyoruz ki güvenli sürüş için lastik can simidimizdir. Bu sebeple ilgili tüm kurum ve kuruluşların bu sorunun çözümü ve sebeplerinin giderilmesi için elele vermesi gerekiyor” dedi. Güvenli bir sürüş için vazgeçilmez kurallar LASİD Genel Sekreteri Ünsal sempozyumdaki konuşmasında şunları söyledi: “Lastiğinizin daha güvenli kullanılması konusunda; sürücü, araç, yol, yük, lastik ve benzeri birçok faktör etkili olmakla beraber, hiçbirisinin değeri bir diğerine göre daha az olmayıp birbirini destekleyen özelliklerdir. Güvenli bir sürüş için lastiğinizin; araç üreticisi tarafından belirlenmiş ebatta olması, lastiğinizin ve aracınızın düzenli ve sürekli bakımının yaptırılması, diş derinlikleri ve havalarının belli aralıklarla kontrol edilmesi ve mevsime uygun lastik kullanımı vazgeçilmez kurallardır. Tabii ki bundan daha da önemlisi, birçok tecrübe sonucunda oluşturulmuş trafik kural ve işaretlerine ödünsüz uyulmasıdır.’’ Araç/Lastik ayarlarında uymanız gerekenler Araç üreticilerinin üretecekleri araçların tüm özelliklerinden oluşan “Lastiğin birçok hayati önemi vardır. Ancak güvenli sürüş için hepsinin bir denge içinde olması gerekir.” Dünyada her yıl milyonlar ile ifade edilen yaralanmalı ve ölümlü kaza olduğuna dikkat çeken LASİD Genel Sekreteri Bahadır Ünsal, “Ülkemizde 19 milyon 700 bin trafiğe kayıtlı araç yollarımızda dolaşıyor. Bu, daha çok kaza, yaralı veya yaşam kaybı demek. Lastiğin trafik kazalarındaki önemi uzun yıllardır biliniyor” dedi. toplam yapıyı en iyi taşıyacak lastiğin özelliklerini lastik üreticileri ile paylaştıklarını; lastik üreticilerinin de ihtiyaçları eksiksiz bir şekilde karşılayacak lastiği ürettiğini kaydeden Bahadır Ünsal; lastiğin doğru ve uygun lastik olması için uyulması gereken ayarlar konusunda şu önemli bilgileri verdi: “Doğru ve kurallara uygun olmayan Araç/ Lastik ayarları (örneğin balansı ve ön düzen ayarları doğru olmayan lastik) aracın sürüş konforu ve güvenliğini tehlikeye atar. Bu durum aynı zamanda lastiklerin düzensiz aşınarak, ömrünü tamamlamadan kullanım dışı kalmasına sebep olur. Araç üzerindeki lastiklerin takıldığı pozisyonlar değiştirilmez ise, yük dağılımı farklılıkları, değişen araç sürüş alışkanlıkları, yol şartları ve araç mekaniğinin etkileri ile, lastikler, zamanından önce ömrünü tamamlayabileceği gibi aracın kaza yapmasına yol açabilecek davranış bozuklukları yaratabilir. Özelikle ön dingilde yer alan lastikler ve bunların bağlı olduğu parçaların geometrisi sürüş konforu ve güvenliği sağlarken, tersi durumlar kazalara davetiye çıkarır. Bunun önlenmesi için genel olarak ön düzen ayarları diye adlandırdığımız ayarların yapılması ve düzenli olarak kontrol edilmesi gerekir.” 49 ALC Lojistik filosunu Iveco ile güçlendirdi Sektörün önde gelen etkin firmalarından ALC Lojistik, çekici filosunu 6 adet yeni nesil Iveco ile güçlendirdi. Sektörün önde gelen etkin firmalarından ALC Lojistik Taşımacılık ve Dış Ticaret Ltd.Şti. çekici filosunu 6 adet yeni nesil Iveco ile güçlendirdi. Teslimat töreninde konuşan sektör duayenlerinden, akademisyen ve ALC Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Ali Çiçekli, “Iveco yeni nesil çekicileri uzun dönemden beri izliyorduk.Yeni nesil Iveco çekicilerde birçok yenilik ve kolaylık bulunmaktadır. Biz yine de izlemekle yetinmedik. Bir adet Iveco test aracını alıp yaklaşık 10 bin km yol yaptırıp denedik. Test sonuçlarını aracın performansı, yakıt tüketimi, servis ve işletim maliyetleri, sürücü memnuniyeti gibi kriterler açısından değerlendirip muadil marka çekicilerle mukayese ettik. Buna ilaveten aracın satın alma bedeli ve buna bağlı olarak amortisman maliyeti ile satış sonrası hizmetler ve 3 yıllık garanti süresini de hesaba kattık. Yaptığımız tüm bu değerlendirmeler sonucunda Iveco’nun emsallerine oranla çok daha avantajlı ve uluslararası taşımacının dostu olduğunda hemfikir olarak filomuzu şimdilik 6 adet Iveco 460 Stralis çekici ile güçlendirdik. Tabii bu kararımız- da Iveco mensuplarının, özellikle Sayın Ömer Bursalıoğlu ve ekibinin de etkisi olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Önümüzdeki dönemlerde de gerek yenileme gerekse de genişleme yatırımlarımızda tercihimizin Iveco olacağını umut ediyorum” dedi. Doğru yönetim anlayışı ve doğru ekiple adımızdan söz ettiriyoruz Ali Çiçekli açıklamasında şu bilgilere yer verdi: “ALC Lojistik, yaklaşık 5 yıllık geçmişine rağmen doğru yönetim anlayışı ve doğru bir ekiple kısa sürede sektörde adından söz ettiren bir lojistik şirketi olmuştur. Şirket kuruluşunda tespit ettiğimiz ‘terzi mantığıyla butik hizmet’ temel parolası ile müşteri odaklı hizmet anlayışımızdan hiçbir ödün vermeden yolumuza tedbirli ama kararlı bir şekilde devam ediyoruz. Bizim için temel öncelik, nicelikten çok nitelikli hizmet ve etkinliktir. Filomuzda halihazırda 31 adet mega tenteli treyler, 16 adet jumbo cam taşıyıcılı treyler ve 1 adet lowbed bulunmaktadır. ALC Lojistik yurt içinde 40 ilimiz ve yurt dışında 30’u aşkın ülkeye taşımacılık ve lojistik hizmeti sunmaktadır. Bize bu imkanı sağlayan başta fedakar sürücülerimiz olmak üzere, yöneticilerimiz ve tüm çalışanlarımıza bu vesile ile şükranlarımızı sunarım.” 2 bin 750 adet kamyon sattı, 2016 yılında şov yapmaya hazırlanıyor 2015 yılında 2 bin 750 adet kamyon satışı gerçekleştiren MAN, gelecek yıl şov yapmaya hazırlanıyor. Comvex Fuarı’nda yeni Efficientline 2 serisini tanıtmaya hazırlanan marka gelecek yıl ayrıca kamyon segmentine 4x4, 6x4 ve 6x8 araçları da ekleyecek. Firma ayrıca hafif ticari araç pazarına da yeni bir ürün ile çıkmaya hazırlanıyor. MAN, 16 Aralık’ta düzenlediği basın toplantısında 2015 yılını basın mensuplarına değerlendirdi. Toplantıya MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Satış ve Pazarlama Direktörü Eren Gündüz ve MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Kamyon Satış Direktörü Serkan Sara ev sahipliği yaptı. Toplantıda MAN yetkilielri ayrıca 2016 beklentilerini de paylaştı. MAN’ın Türkiye’de, 435,5 milyon euro cirosu, bin 797 çalışanı ile güçlü bir şirket olduğunu vurgulayan Gündüz, 2016 yılında da iddialı olduklarının altını çizdi. MAN Kamyon ve Otobüs Ticaret A.Ş. Kamyon Satış Direktörü Serkan Sara, 2015 yılı kasım ayı sonu itibari ile 12 ton üstü kamyon pazarı gelişimine bakıldığında; bir önceki yılın aynı dönemine göre yaklaşık yüzde10’luk bir gelişim gözlendiğini belirtti. 2015 yılında pazarın adetsel satış boyutunun da, 2014’e göre daha yüksek olarak gerçekleşeceğine dikkat çekti. Aralık 2015 50 İFTAR LOJİSTİK Satın alma ve birleşmeler 2016 yılında yeniden ivme kazanacak Esin Avukatlık Ortaklığı Ortağı Muhsin Keskin: “Borsa’da ortaklıktan çıkarma (squeeze out) M&A işlemlerinde itici olacak. Ortaklıktan çıkarma hakkı, borsaya kote bir şirketi satın alıp borsa kotundan çıkararak halka kapalı bir şirkete dönüştürmek için harika bir fırsat” dedi. S on dönemde düşüş gösteren satın alma ve birleşmelerin (M&A) 2016 yılı itibariyle eski ivmesini kazanması bekleniyor. “Squeeze out” olarak adlandırılan Borsa’da ortaklıktan çıkma hakkının ise potansiyel büyümeye önemli destek sağlayacağı bekleniyor. Son yıllarda önemi giderek artan M&A yılın ilk aylarına hızlı başlamasına rağmen yerel ve yurtdışı piyasalarındaki gelişmelere bağlı olarak yılın ikinci yarısında yarı yarıya düşüş gösterdi. 2014’ün ilk sekiz ayına kıyasla yüzde 50 düşüş gösteren ve yılı bu düzeyde kapaması beklenen M&A işlemlerinin, gittikçe daha popüler hale gelen ortaklıktan çıkmanın yürürlüğe girmesi ile 2016 yılında beklenen ivmeyi kazanması öngörülüyor. 2014 yılında SPK tebliği sonrasında hukuk sistemine dahil olan Borsa’da ortaklıktan çıkma hakkının kullanılmasının ilk ve başarılı örneklerinden biri olan Vaillant Saunier Duval Iberica, Esin Avukatlık Ortaklığı Ortağı Muhsin Keskin’in de danışmalığı ile, Türk Demir Döküm Fabrikaları A.Ş.’nin azınlık hissedarlarını ortaklıktan çıkardı. Esin Avukatlık Ortaklığı Ortağı Muhsin Keskin, “Squeeze out”un M&A sağlayacağı katkıyı değerlendirdi. Borsa İstanbul’da ortaklıktan çıkmanın 2014 ve 2015’e damgasını vurduğunu söyleyen Keskin: “Bu yeni aracı ilk kullanan şirketler Türk DemirDöküm, Alternatifbank, TEB, Mutlu Akü, OMV-POAŞ ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri oldu. Bu şirketlerin tümünün Borsa İstanbul’da fiilen alınıp satılan hisse oranları oldukça düşüktü. Sonuçta eğer işiniz için halka açıklık ekstra bir katkı sağlamıyorsa Türkiye’de halka açıklık olmak bir külfet. Halka açık olmanın getirdiği ciddi yükümlülükler ve maliyetler var. Eğer bunlar işinize katkı haline dönmüyorsa boşa yapılan bir masraf oluyor. Bu Aralık 2015 nedenle M&A işlemleri ciddi anlamda halka açık tarafta artacak” dedi. lerden kaçmanın temel bir sebebi ortadan kalkmış oldu” dedi. M&A işlemlerinde yabancı yatırımcı borsaya kote şirketten kaçınmayacak Sırada finans kurumları ve endüstriyel üretim şirketleri var Yıllık M&A işlemleri incelendiğinde 100 işlemden yalnızca 2 ya da 3’ünün halka açık şirketleri hedeflediğini belirten Keskin, stratejik yabancı yatırımcıların kendi ülkelerinde halka açık değilken, Türkiye’de bildirim ve denetim yükümlülüklerine tabi olup dolaylı yoldan halka açılmak istemediğinin altını çizdi. Özel yatırım fonlarının da aynı nedenlerden ötürü halka açık şirketlere soğuk baktığını söyleyen Keskin ortaklıktan çıkma hakkı sayesinde artık yabancı yatırımcıların ve özel yatırım fonlarının dahi halka açık şirketleri düşünebileceğini söyledi. Keskin, “Alıcı tarafın kendi ülkesinde de halka açık ve halka açıklık kültüre aşina olan bir şirket olmadığı durumlarda, dolaylı olarak tabi olunacak şeffaflık hükümlerini düşünerek borsaya kote bir şirketi almaktan kaçındığını gözlemliyoruz. Ortaklıktan çıkarma onlar için iştah açıcı bir durum. Halka açık şirket- Vaillant’ın bu anlamında iyi bir örnek olduğunu vurgulayan Keskin, “SPK’nın azınlık hissedarların ortaklıktan çıkarılmasıyla ilgili kapsamlı tebliği, 1 Temmuz 2014’te yürürlüğe girmişti. SPK’nın dört ay sonra tebliğde köklü değişiklikler yaptığı esnada, Vaillant’ın ortaklıktan çıkarma süreci devam etmekteydi.” dedi. Esin Avukatlık Ortaklığı, olarak Vaillant’a Türk Demir Döküm Fabrikaları A.Ş.’nin azınlık hissedarlarının ortaklıktan çıkarılması konusunda önemli bir danışmanlık hizmeti sunduklarını belirten Keskin, işlemin 2 Temmuz 2014 tarihinde, tebliğin yürürlüğe girmesinden bir gün sonra başladığını ve özveri isteyen bir çalışma ile Eylül 2015’te tamamlandığını dile getirdi. Keskin, önümüzdeki dönemde bankalar ve diğer finans kurumları ile endüstriyel üretim alanındaki çok büyük şirketlerin ortaklık çıkarma uygulamasını hayata geçireceğini sözlerine ekledi. 51 Cem Kumuk “Ticari Koordinatör” olarak Alışan ailesine katıldı H ayata geçirdiği yatırımlar ve faaliyetler ile öne çıkan Alışan Lojistik; uzman kadrosu ve profesyonel ekibi ile sektöre yön vermeye devam ediyor. Bu doğrultuda son olarak sektörün özellikle tedarik zinciri yönetimi alanında duayen ismi haline gelen Cem Kumuk; “Ticari Koordinatör” olarak Alışan Lojistik ailesine katıldı. Lojistik sektöründeki kariyerine 1986 yılında başlayan Cem Kumuk yeni görevi ile Alışan çatısı altında birbirinden başarılı yeni projelere imza atmaya hazırlanıyor. 1967 doğumlu olan Kumuk; ortaokul ve liseyi Ankara Yükseliş Koleji’nde tamamladıktan sonra İstanbul Üniversitesi İngiliz Filolojisi alanında eğitim aldı. Evli ve iki çocuk babası olan Kumuk İngilizce ve Fransızca biliyor. Sektörde aktif çalışma hayatına başladığı 1986 yılından beri Kumuk; sırasıyla 1989-1996 yılları arasında Unok – Unatsan’da hissedar yönetim kurulu üyeliği; 1996 – 1998 yılları arasında Balnak’ta genel müdürlük; 1998-2009 yılları arasında Ekol Lojistik’te genel müdürlük; sonrasında da Horoz Lojistik’te Uluslararası Hizmetler Grup Başkanlığı görevlerinde bulundu. Bosch, ‘Araç İçi Ses/Görüntü’ kategorisinde CES 2016 İnovasyon Ödülü’nün sahibi oldu Bosch tarafından geliştirilen dokunsal geribildirimli dokunmatik ekran, 10 Kasım’da “Araç İçi Ses/Görüntü” kategorisinde “CES 2016 İnovasyon Ödülü” ile onurlandırıldı. Dokunmatik ekranın özel özelliği: dokunsal geribildirim sayesinde kullanıcılar navigasyon, radyo veya akıllı telefon işlevleri gibi bilgi-eğlence uygulamalarını interaktif bir şekilde kullanabiliyor. Dokunmatik ekran üzerinde yer alan tuşlar gerçekçi buton hissi veriyor ve böylece kullanı- cıların, uygulamaları kullanırken uygulamaya bakmalarına gerek olmadan klavye üzerinde istedikleri seçeneği bulması mümkün kılınıyor. Sürüş sırasında emniyeti önemli ölçüde arttırarak, gözlerini daha uzun süre yolda tutmalarını sağlıyor. Bosch AraçMultimedya Sistemleri Bölümü Başkanı Manfred Baden, “Yeni dokunmatik ekran, kullanım kolaylığını önemli ölçüde arttırarak mekanik butonlarla basit bir işlemi dokunmatik ekranın avantajlarıyla bir araya getiriyor. Yenilikçi teknoloji, pazarda hızlı bir şekilde başarılı olmasını sağlaması için gerekli olan her şeyi sunuyor” diyor. CES İnovasyon Ödülleri, Consumer TechnologyAssociationTM (CTA / Tüketici Teknolojisi Derneği) sponsorluğunda gerçekleştiriliyor ve her yıl fuar öncesinde CES’teki en iyi ürünleri ödüllendiriyor. Bosch, daha önce 2013 yılında “Otomobil Teknolojisi” kategorisinde ChevroletMyLink sistemi ile CES’in En İyisi Ödülü’nün sahibi olmuştu. Aralık 2015 52 SÖYLEŞİ Altun: Önümüzdeki dönemde lojistik alanında proje yapılmasının önü açık Şimdiye kadar Van’dan, Malatya’ya; Rize’den Hatay’a, kişi başı milli geliri Türkiye ortalamasının yüzde 75’inin altında kalan 43 il için yaklaşık 50 projenin tasarlandığını ve hayata geçirildiğini söyleyen Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Mali Programları Daire Başkanı Murat Altun, yeni dönemde ise tüm Türkiye’den projeleri destekleyeceklerini vurguluyor. Altun, “Rekabetçi Sektörler Programı, öncü ve örnek projeleriyle ülkemizin rekabetçi potansiyelini desteklemeye ve ileriye taşımaya devam edecek. Önümüzdeki dönemde de lojistik alanında proje yapılmasının önü açıktır” diyor. Ü lkemiz, 2023 ihracat hedefleri doğrultusunda 500 milyar dolarlık bir rakamı gözüne kestirmiş durumda. Türkiye’nin bu 500 milyar dolarlık hedefe ulaşıp ulaşamayacağı her ne kadar tartışmaya açık bir konu da olsa; ülkemizde bu hedefin bile belirlenmesi aslında başlıbaşına önemli bir olay olarak da görülebilir. Peki, 500 milyar dolarlık bu rakama nasıl ulaşılacak? İş dünyasının önde gelen kuruluşlarından TOBB ve TİM, bu hedefe ualaşmak noktasında sektörlerin rekabet edebilmelerinin asıl ve vazge çilmez unsur olduğunun altını çiziyor. Rekabetçi sektörleri Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı AB ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü AB Mali Programları Daire Başkanı Murat Altun ile değerlendirdik. Toplamda 1 milyar avroluk kredi imkanı sağlanacak Rekabetçi Sektörler Programı’nı tanıtır mısınız? Rekabetçi Sektörler Programı, Türkiye ve Avrupa Birliği mali işbirliği anlaşması çerçevesinde Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yürütülen, şu anda yaklaşık 900 milyon avroluk bir bütçeye sahip ve bu bütçeyi projeler aracılığı ile kullandıran bir program. Rekabetçi Sektörler Programı ile bölgelerin rekabet gücünün artırılması için o bölgelerde öne çıkan sektörlere yönelik projeler desteklenmektedir. Örneğin Giresun fındığıyla öne çıkan bir şehir. Programımız Giresun’da lisanslı fındık deposu ve stok borsasının kurulmasını destekliyor. Samsun Liman kenti. Programımız Samsun’un bu avantajını kullanarak bir lojistik merkezi kurulmasını destekliyor. Hatay el yapımı mobilyada kendisini Aralık 2015 ispatlamış bir şehir. Burada mobilyacılığı geliştirme projesi destekleniyor. 10 bin mikro işletme ve KOBİ’ye 643 milyon Avro kredi kolaylığı sağlandı Rekabetçi Sektörler Programı Türkiye’nin kalkınmasında nasıl bir öneme sahip? Rekabetçi Sektörler Programı tasarlanırken hem kapsamlı bir rekabetçilik analizi yapıldı, hem de Kalkınma Planları ve Bölgesel Gelişme Ulusal Stratejisi dikkate alındı. Projelerimiz seçilirken de bu çalışmalarda yer alan öncelikli alanlarda geliştirilmiş birçok projeye finansal ve teknik destek verilmektedir. Bu kapsamda lojistik merkezden ortak kullanım atölyelerine, gıda endüstrisinden doğal taş sektörüne, özellikle yeni girişimciler için uygun maliyetli iş geliştirme merkezlerinden lisanslı depolara kadar bölgenin ihtiyaçlarına ve öncü sektörlerine yönelik birçok alanda projeler destekleniyor. Örneğin, programımız kapsamında ülkemizin göreceli olarak daha az gelişmiş bölgelerinde sanayi altyapısını desteklerken, daha gelişmiş bölgelerimizde Ar-Ge ve yenilik konularına öncelik veriyoruz. Programımızın hedefleri de bu doğrultuda belirlenmiştir. Örneğin, toplamda 100 bin metrekare kapalı alanlı ortak kullanım tesisi yapmak, 60 bin metrekare Ar-Ge ve inovasyona yönelik tesis yapmak veya desteklemek, 60 yenilikçi ürünün prototip üretimini, 630 ürünün patent alımını desteklemek, işletmelere 40 milyon avro kredi garantisi sağlamak, hedeflerimiz arasındadır. Bu kapsamda geliştirdiğimiz Büyüyen Anadolu’ya Kredi Kolaylıkları Projesi ile, gelişmekte olan 43 ilimizde yaklaşık 10 bin mikro işletme ve KOBİ’ye 643 milyon Avro kredi kolaylığı sağlandı; toplamda 1 milyar avroluk kredi imkanı sağlanacak. Programın amacı, vizyon ve misyonu hakkında bilgi verir misiniz? Rekabetçi Sektörler Programı, Türkiye’deki bölgesel farklılıkların dengelenmesi için KOBİ’lerin rekabet gücünün artırılarak sosyal ve ekonomik kalkınmanın sağlanması, böylelikle ekonomimizin AB ülkeleri seviyesine yükseltilmesine katkı sağlamak vizyonuyla yürütülmektedir. Program, Türkiye’nin kalkınma stratejisindeki öncelikli alanlarda geliştirilmiş projelere finansal ve teknik destek sağlamayı amaçlamaktadır. KOBİ’lerin yanısıra bireysel destekler de olabilecek Programdan kimler, nasıl yararlanabiliyor, KOBİ’lerin bu program çerçevesinde bilmesi gerekenler nelerdir? Rekabetçi Sektörler Programı’ndan şimdiye kadar kamu kurumları, sivil toplum 53 kuruluşları, sanayi-ticaret odaları, birlik ve borsa benzeri iş dünyası temsilcisi çatı kuruluşlar, dernekler, vakıflar, kooperatifler, üniversiteler, küçük sanayi siteleri-organize sanayi bölgeleri yönetimleri, araştırma merkezleri, belediyeler ve kaymakamlıklar gibi kâr amacı gütmeyen kuruluşlar faydalandı. KOBİ’ler finansa erişim projelerimizle kredi alma ve teminat imkanlarından yararlandı, yararlanmaya devam ediyor. Ayrıca girişim sermayesi fonları ile KOBİ’lere yatırım yapılması söz konusu. Önümüzdeki dönemde de bu saydığımız kurumlar Programımızdan faydalanabilecek. Yine KOBİ’lere yönelik finansa erişim projeleri olacak. Ayrıca bireysel proje başvurusu yapılabilmesi konusunu yeni programımıza dâhil ettik. Bu yöntemin uygulamaya geçebilmesi için Avrupa Birliği yetkilileri ile görüşmelerimiz devam ediyor. Konu ilerleyen günlerde netlik kazanacak. Tüm proje sahiplerine web sayfamızı düzenli olarak takip etmelerini öneriyorum. Güncel gelişmeleri sayfamızda bulabilirsiniz. Sanayi ve ticaretin gelişmesi için ana unsurlardan birisi güçlü lojistik altyapısıdır Türkiye’de lojistik pazarı her geçen gün büyüyor ve ülke olarak bu alanda önemli bir pazarız. Peki Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında bu alanda yapılan/yapılacak çalışmalar sektöre ne gibi ek katkılar sağlar? Türkiye, jeopolitik konumu gereği Avrupa, Asya ve Ortadoğu pazarlarına doğrudan ulaşılabilmesi açısından stratejik bir öneme sahiptir. Sanayi ve ticaretin gelişmesi için ise ana unsurlardan birisi güçlü bir lojistik altyapısıdır. Türkiye’nin uluslararası ticaret için önemli bir lojistik üs haline gelebilmesi için ülkemizdeki lojistik sektörünün daha fazla geliştirilmesi ve bunun yanı sıra ticarete konu olan ürünlerin kalitesini koruyarak uygun saklama ve depolama koşulları altında muhafaza edilmesini sağlayacak projelerin de hayata geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Ülkemizin bu güçlü yanını ortaya çıkaran projeleri programımızda destekliyoruz. Gururla ifade etmek isterim ki, Rekabetçi Sektörler Programı sayesinde ülkemizin ilk lisanslı fındık, hububat, pamuk, kayısı depolarını kuruyoruz. Bu projelerin toplam bütçeleri 40 milyon avroyu buluyor. Bu ürünler ihracatımızda da bölge ekonomilerinde de büyük yere sahipler ve biz projelerimiz sayesinde, bu ürünlerin hem katma değerini artıracağız hem de bu sektörlere öncülük edeceğiz. Ayrıca bu projeler üreticilerin bu depolardan ve stok borsalarından yararlanarak çıkarlarını korumalarına imkan sağlayacak. Keza, Samsun Lojistik Projesi de en önemli liman şehirlerimizden olan Samsun ilinin lojistik potansiyelini açığa çıkaracak ve bölge ekonomisini canlandıracak bir proje, Trans Avrupa ağlarına üyelik hedefiyle de uluslararası bir boyuta sahip. Programımızın stratejisi her zaman öncü ve örnek projeler yapmaktır. Bu projelerin de örnek teşkil ederek, benzer altyapıların oluşturulmasında öncü olmasını istiyoruz. Samsun Lojistik Merkezi Projesi Lojistik sektörümüz bu programdan nasıl yararlanabiliyorlar? Türkiye, hem stratejik konumu hem de nüfusu avantajı ile lojistik açıdan büyük bir öneme sahip. Programımızda sanayi sektörlerinde katma değer oluşturulabilmesi amacıyla lojistik merkez ve lisanslı/lisanssız depo/antrepoların kurulması amacıyla projeler geliştirilmiş olup bu alandaki faaliyetlerimize de devam etmekteyiz. Bununla birlikte, yine belirtmiş olduğum gibi, Samsun ilimize yaklaşık 45 milyon avroluk (yaklaşık 130 milyon TL) bir yatırımla bir lojistik merkez kurulması projesini destekliyoruz. Orta Karadeniz Kalkınma Ajansı tarafından sunulan ve proje ortaklarından Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin önemli katkıları ile geliştirilen proje sayesinde Samsun Limanı’ndaki aşırı yükü hafifleterek alternatif bir kara limanı (dry-port) tesis etmiş olacağız. Böylelikle, Samsun ilimiz kara, deniz, tren ve hava yolu bağlantıları olan, depoculuk ve taşımacılık yükümüzü rahatlatıp hızlandıracak bir merkeze sahip olacak. Projenin, firmalara depo alanları ve son bilişim çözümleri ve teknolojik olanakların kullanılmasıyla hizmet sunulması, çok yönlü ulaşım yoluyla) imalat sanayii ve ticarette lojistik masrafların azaltılması, Samsun Limanı’nın kargo depolama yükünün azaltılması gibi amaçları bulunuyor ve proje ile lojistik merkezde yer alan şirketler içerisinde yaklaşık bin 500 kişinin de istihdam edilmesi bekleniyor. Ayrıca, bu projeyle ülkemizi AB aday ülkeleri arasında Karadeniz’e kıyısı olan ilk ülke olarak “Trans Avrupa Ağları Projesi”ne (TEN-T) dâhil etmek de uzun vadeli hedeflerimizden birisi. Böylece, tüm Avrupa’nın ulaşım ağına erişimimiz olacak. Projenin ihalesini tamamladık, uygulamasına 2016 yılında başlayacağız. Neden Samsun? Samsun, bölgenin en büyük şehri ve ekonomik ağırlık merkezi. Güçlü kara, demir, hava ve deniz yolu bağlantıları ile büyük bir potansiyel arz ediyor ve kuzey-güney ve doğubatı eksenlerindeki yük koridorunun başlangıç noktası. Karadeniz’deki en önemli limanlardan. Zaten, TR83 Bölgesi Lojistik Ana Planı’nda Samsun lojistik faaliyet potansiyeli en yüksek il olarak belirlenmişti. Bu da Samsun Lojistik Merkezi Projesi’nin çıkış noktası oldu. Samsun Limanı artık ilin ticari kapasitesini taşımakta yetersiz olmaya başlamıştı ve yeni bir lojistik merkez ihtiyacı duyulmaktaydı. Lojistik Ana Planı’nda yer alan bilgiler ışığında, projeye özel detaylı bir fizibilite ve fayda-maliyet analizi sonucunda proje oluşturuldu. Tüm Türkiye’den projeler desteklenecek Başka hangi illerde kaç projeye destek veriyorsunuz? Şimdiye kadar Van’dan, Malatya’ya; Rize’den Hatay’a, kişi başı milli geliri Türkiye ortalamasının yüzde 75’inin altında kalan 43 il için yaklaşık 50 proje tasarlandı, hayata geçirildi veya hayata geçiriliyor. Yeni dönemde ise tüm Türkiye’den projeler destekleyeceğiz. “ Rekabetçi Sektörler Programı, öncü ve örnek projeleriyle ülkemizin rekabetçi potansiyelini desteklemeye ve ileriye taşımaya devam edecek. Önümüzdeki dönemde de lojistik alanında proje yapılmasının önü açıktır. “ Aralık 2015 54 LOJİSTİK Gümrüklerde yaşanan sorunlar ve çözüm arayışları MÜSİAD’ın düzenlediği, “Gümrüklerde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Arayışları” konulu panelde gümrüklerdeki son gelişmeler ve ülkemiz lojistik sektörü analiz edildi. M üstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Lojistik Sektör Kurulu, “Gümrüklerde Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Arayışları” konulu paneli aralık ayı içerisinde MÜSİAD merkezde düzenledi. MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı Emin Taha’nın moderatörlük yaptığı programa panelist olarak, İstanbul Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Mehmet Tanyaş, Ticaret ve Gümrük Bakanlığı, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Halil İbrahim Bozkuş, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Önder Göçmen katıldı. Taha: Türkiye, bölgesinde lider ülke Panelin açılış konuşmasını yapan MÜSİAD Lojistik Sektör Kurulu Başkanı ve Taha Kargo Yönetim Kurulu Başkanı Emin Taha, Türkiye’nin bölgesinde lider ülke olduğunu söyledi. Taha, Türkiye’nin jeostratejik konumu ile dünyada daha fazla söz sahibi olabileceğinin altını çizerek yakın coğrafyamızda gelişen olaylara dikkat çekti. Gümrüklerdeki iyileştirmelerin sektör için önemli olduğunu vurgulayan Taha, sektörün daha verimli çalışabilmesi için sektörün önündeki bütün engellerin kaldırılması gerektiğini belirtti. Taha, hız kavramının lojistik sektöründe ‘belirleyici’ olduğunu ifade ederek kapılardaki bekletmelerin, bu beklemelerden kaynaklanan gecikmelerin son 10 yılda yapılan iyileştirmelerle son bulduğunu söyleyerek, “Gerek hükümetimize, gerekse de sektörümüzle yakından ilgilenen yetkililerimize, bürokratlarımıza en kalbi duygularımla teşekkür ederim” dedi. Taha, daha güçlü bir Türkiye’nin daha hızlı olmak zorunAralık 2015 da olduğunu ifade ederek, ‘güçlü Türkiye’nin güçlü lojistik’ ile hayat bulacağını sözlerine ekledi. Tanyaş: Temel çözüm Türkiye lojistik master planının gümrük, lojistik ve tedarik zinciri boyutları ile hazırlanmasıdır İstanbul Maltepe Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Lojistik Yönetimi Bölüm Başkanı Mehmet Tanyaş, temel çözümün Türkiye lojistik master planının gümrük, lojistik ve tedarik zinciri boyutları ile hazırlanması olduğunu ifade ettiği sunumunda; temel taşımacılık sistemlerinin (modları) Karayolu Taşımacılığı (Road Transportation), Denizyolu Taşımacılığı (Ocean Transportation), Demiryolu Taşımacılığı (Railway Transportation), Havayolu Taşımacılığı (Air Transportation), Boru Hattı Taşımacılığı (Pipeline Transportation), KarmaTaşımacılık (Mixed Mode Transportation şeklinde sıralanabileceğini belirtti. Tanyaş, “Karma taşımacılık, taşıma modlarının avantajlarını kendi içinde entegre edip, dezavantajlarını mümkün olduğunca saf dışı bırakan ve sürekli kendini yenileyen gelişime açık bir taşımacılık sistemidir. Amaç; Maliyet, Hız, Güvenilirlik ve Hizmet Kalitesi parametrelerinin optimum bileşimini yakalamaktır” dedi. Ürünlerin/yüklerin belirli bir sevk nokta/ larından alınıp belirli bir teslim nokta/larına götürülmesinin/taşınmasının sadece taşımacılık olduğunu ifade eden Tanyaş, bu durumların lojistik olarak adlandırılamayacağını söyledi. Tanyaş, lojistiğin sistem yaklaşımı ile müşteri beklentilerine en uygun taşımacılık mod/modlarını alt sistem olarak kullandığının altını çizdi. Gümrüklerde bilgi teknolojisinin kullanımının yaygınlaştırılması Gümrüklerde bilgi teknolojisinin kullanımının yaygınlaştırılması konusunda Tanyaş, “TIR Elektronik Ön Beyan (TIR-EPD) Hızlı Geçiş Hattı Dilucu ve Esendere Sınır Kapılarında hayata geçirilecektir. E-TIR Projesi pilot uygulaması başlatılacaktır. TIR Sözleşmesi kapsamında uluslararası taşıma yapacak araçlara verilen Taşıt Onay Belgesi işlemleri elektronik ortama aktarıla- 55 caktır. U-Net Otomasyon Sistemi iç gümrük idarelerinde de kullanılabilir hale getirilecek ve gerekli kontroller iç gümrüklerde yapılacaktır. Tek Pencere Sistemi tamamlanacaktır” dedi. Tanyaş, ülkemizde lojistik sektöründe önemli gelişmelerin olduğuna dikkat çekerek bu gelişmelerin artık ivedilikle hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Bozkuş: İstanbul, Türkiye ticaretinde söz sahibi İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü bağlantılarında; hava, deniz ve karayoluyla taşınan eşyaların gümrük işlemleri, serbest bölge gümrük işlemleri, yolcu işlemleri, posta ve hızlı kargo gümrük işlemleri olmak üzere hemen her türlü gümrük işlemi yapıldığını ifade eden Ticaret ve Gümrük Bakanlığı, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürü Halil İbrahim Bozkuş, aynı zamanda tasfiye hizmetleri ile kaçakçılıkla mücadele faaliyetlerinin yerine getirildiğini vurguladı. Bozkuş, İstanbul Gümrük ve Ticaret Bölge Müdürlüğü ve bağlantılarında; 755 gümrük memuru, 625 muhafaza memuru, 551 muayene memuru, 38 avukat, 45 kimyager, 11 laborant ve diğer kadro unvanlarında toplam 2 bin 454 personelin görev yaptığını söyledi. İstanbul’un iline kayıtlı firmalar bazında bakıldığında 2015 yılının ilk 10 ayında Türkiye genelindeki ithalatın 98.6 milyar doları ile ihracatın 65 milyar dolarının İstanbul’dan gerçekleştirildiğini söyleyen Bozkuş, 2014 ve 2015 yılı ekim ayı karşılaştırmalı verilerine göre 2015 ekim ayında geçen yılın aynı ayına göre; ihracatın yüzde 6 artarak 7 bin 65 milyar dolar, ithalatın yüzde 9 azalarak 9 bin 704 milyar dolar, dış ticaret hacminin yüzde 3 azalarak 16 bin 769 milyar dolar, dış ticaret dengesinin yüzde 34 azalarak 2 bin 639 milyar dolar olarak gerçekleştiğini belirtti. İhracatın ithalatı karşılama oranının 2014 yılı ekim ayında yüzde 62 iken, 2015 yılı Ekim ayında yüzde 73 olarak gerçekleştiğini belirten Bozkuş, en çok ihracat yapılan ilk 5 gümrük müdürlüğünü (milyar dolar) şu şekilde açıkladı: “2015 yılının OcakEkim dönemi verilerine göre, en çok ihracat yapılan gümrük müdürlükleri arasında Halkalı Gümrük Müdürlüğü 16 milyar 571 milyon dolar ile birinci sırada; AHL Kargo Gümrük Müdürlüğü 11 milyar 307 milyon dolar ile ikinci sırada; Ambarlı Gümrük Müdürlüğü ise 8 milyar 508 milyon Dolar ile üçüncü sırada yer almıştır. En çok ithalat yapılan ilk 5 gümrük müdürlüğü, 2015 yılının Ocak-Ekim dönemi verilerine göre, en çok ithalat yapılan Gümrük Müdürlükleri arasında AHL Kargo Gümrük Müdürlüğü 15.3 milyar dolar ile birinci sırada; Ambarlı Gümrük Müdürlüğü 13.6 milyar dolar ile ikinci sırada; Halkalı Gümrük Müdürlüğü ise 12 milyar dolar ile üçüncü sırada yer almıştır.” 2015 yılında bağlantı müdürlüklerinde işlem gören ithalat beyannamelerinin yüzde 22’sinin kırmızı hatta, yüzde 54’ünün sarı hatta, yüzde 1’inin yeşil hatta işlem gördüğünü ifade eden Bozkuş, yüzde 23’ünün işlemleri ise mavi hatta herhangi bir kontrole tabi tutulmadan gerçekleştirildiğini söyledi. “Türkiye’nin artan dış ticaret hacmine paralel olarak Bölge Müdürlüğümüzde işlem gören konteyner sayılarında da artış görülmektedir. 2010 yılında 937 bin adet konteyner işlem görürken bu sayı 2014 yılında 2 milyonun üzerine çıkmıştır. 2015 yılının ilk 11 ayında işlem gören konteyner sayısı yaklaşık 1.9 milyona ulaşmıştır” diyen Bozkuş, İstanbul Laboratuvar Müdürlüğü’nün akreditasyonu TÜRKAK tarafından 30 Kasım 2015 tarihi itibarıyla resmen onaylandığını belirtti. Bu onay kararı çerçevesinde; İstanbul Laboratuvar Müdürlüğü ve ilgili tüm teknik birimlerin uluslararası kabul görme ve güvenilirlik hüviyeti kazandığını belirten Bozkuş, laboratuvar müdürlüğünde 1 Ocak- 30 Kasım 2015 tarihleri arasında toplam 26 bin 258 adet beyannamenin işlem gördüğünü, analizi yapılan toplam numune sayısının 67 bin 656 olduğunu belirtti. Bozkuş, aynı dönem içerisinde tahsil edilen analiz ücretinin 6 milyon 758 bin 479 TL olduğunu belirtti. Göçmen: Gümrüklerdeki sıkıntılar aşamalı bir şekilde düzeliyor Gümrüklerin sınırların, girne ve çıkan eşyaların kontrolü olarak tarihten bu yana sürekli olduğunu ve ‘gümrük ve sorun’un geçmişte olduğu gibi gelecekte de olacağını söyleyen Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Gümrükler Genel Müdür Yardımcısı Önder Göçmen, gümrüğün malı denetlemek istediği için gümrüklerin sürekli belirli bir sıkıntı ile anıldığını söyledi. Göçmen, “Belki günümüzde gümrüklerde sıkıntı yüzde 25, belki 20 yıl sonra bu oran yüzde 5’e düşecek. Ama gümrüklerdeki sıkıntıların olması eşyanın tabiatı gereğidir. Türkiye’de gümrüklerde belirli düzeltmeler olmuştur. Bu durum aşama aşama olacaktır ve sıkıntılar aşılacaktır” dedi. 2011 yılında gümrüklerin bakanlık olduğunu ifade eden Göçmen, çok genç bir bakanlık olarak aynı zamanda çalışanların da çok genç olduğunu söyledi. Personel sorunlarını aştıklarını ifade eden Göçmen, yap-işlet-devret modeli ile eski sınır kapılarını modernize ettiklerini belirtti. Laboratuvarlardaki analiz süreçle4rini hızlandırdıklarını ifade eden Göçmen, bakanlık olarak fiziki şartları iyileştirdiklerini söyledi. Kağıda bağımlılığı azalttıklarını belirten Göçmen, elektronik işlem süreçleri ile de gümrük işlerini hızlandırdıklarını belirtti. Tekdurak projesi ile sınır kapılarında belirli bir işlem akışının gerçekleşeceğini ifade eden Göçmen, adaptasyon işlemlerinin tümüyle yürürlüğe girmesiyle işlemlerin daha da hızlı bir şekilde gerçekleşeceğini sözlerine ekledi. Aralık 2015 56 LOJİSTİK Tırsan, Yılın En İyi Treyler Üreticisi Ödülü’ne aday 38 yıldır Türkiye treyler sektöründe aralıksız pazar lideri olan Tırsan’ın 2002 yılında bünyesine kattığı Kässbohrer markası, İngiltere der- gisi TheHeavies tarafından ‘’Yılın En İyi Treyler Üreticisi’’ ağır taşımacılık dalında aday gösterildi. Her yıl yenisi düzenlenen ödül töreni, 18 Mart 2016 tarihinde İngiltere’de gerçekleşecek, dünyanın önde gelen lojistik ve üretici firmalarının birçok dalda aday gösterildiği gecede ödüller sahiplerini bulacak. Yönetici dostu yazılım: ERP Yüzde yüz Türk sermayesiyle kurulan CPM Yazılım, büyük ve küçük ölçekli tüm işletmelere özel geliştirdiği ERP yazılımları ileişletmelerin stok, üretim ve raporlama sorunlarını ortadan kaldırıyor. 25 yıllık deneyim ve farklı sektörlerden 500’ü aşkın çözüm ortaklığından edindiği bilgi birikimi ile geliştirilen ERP yazılım ile paket yazılımdan kaynaklanan eksiklikler giderilerek işletmelere hızlı ve esnek çözüm sunuluyor. Kullanıcı ve IT dostu olmanın yanında yönetici dostu olmayı da başaran CPM ERP yazılımları, sağladığı verimlilik ile müşterilerine ilk aydan itibaren yüzde10 ila yüzde 25 oranında karlılık sağlıyor. ERP, tüm bilgi akışını tek bir bilgi havuzunda toplayarak, gerek raporlamada gerek veri girişinde kullanıcılarına ciddi zaman kazandırıyor. Patron ve yöneticiler, istedikleri bilgi ve raporlara “anlık” olarak ulaştıklarında karar vermeleri de hızlanıyor. CPM Yönetim Kurulu Başkanı Recep Palamut; “Firma olarak kurulduğumuz günden bu yana orta ve büyük ölçekli sektörler için yazılım çözümleri üretiyoruz. Yaptığımız ilk önce şirketlerin ihtiyaçlarını belirliyoruz ve ERP’yi ihtiyaçlara göre geliştiriyoruz. Amacımız tek kelime ile işletmede verimlilik artışını sağlamak. Şirketler yazılımlarını seçerken alternatif yazılımların kabiliyetlerini, kullanıcının ihtiyaçlarını karşılayabileceği hatta kendisine ileriki yıllarla ilgili alt yapı sunabilmesi gibi bir çok kritere bakmalı. Bir yazılım firması ile anlaşmak, şirketiniz için çok stratejik ve teknik bir satınalma sürecidir. Bu tür satınalmalar, 5-10 yılda bir yapılan çok nadir satınalma işleridir ve doğru karar verilmelidir” diyor. Dünyanın en yüksek yalıtım performanslı tek kullanımlık termal örtüsü Logitrans Fuarı’nda Sedef Yeni Nesil Endüstriyel Çözümler A.Ş’nin ürettiği Temp-Ex® markalı termal örtü çözümleri, gıda tedarik zincirleri, hava ve deniz kargo süreçlerinde ülkemizin yanı sıra İspanya, Portekiz, Kenya, Meksika gibi taze gıda lojistiğinin önemli merkezlerinde de kullanılıyor. Temp-Ex® termal örtü çözümleri firmaların lojistik süreçlerine göre özelleştirilebiliyor. Bu sayede sıcaklığı korunacak bir numune göndermek için minik zarf ebadından çantaya, rulottan palete ve konteynere kadar bir çok farklı ebatta üretilebiliyor. Uzmanlık alanı bozulabilir ürünlerin elleçleme,depolama ve dağıtımında soğuk zincir bütünlüğünün sağlanması olan Sedef Yeni Nesil Endüstriyel Çözümler A.Ş; Temp-Ex® termal örtü çözümlerinin Ar-ge çalışmalarını kendi laboratuvarında yürütüyor. 1 yıla yakın süredir hammadde, Aralık 2015 tasarım, uygulama ve saha testleri süren Temp-Ex’in yeni bir modelini daha geliştiren firma, ürünün sektörde ciddi farklar yaratacağını belirtiyor. Piyasada mevcut tek kullanımlık çözümler içerisinde en yüksek performansı sağlayan bu yeni modelin Ar-Ge’si firmanın Muğla/Köyceğiz’deki labortuvarlarında gerçekleştirdikten sonra Meksika ve Portekiz’de saha testlerine tabi tutuldu. Yüksek izolasyon kabiliyeti ile çok kullanımlık Temp-Ex’ler kadar başarılı olan bu yeni çözüm taze gıda, dondurulmuş ürünler ve farmasötik ürünlerin hava kargo işlemlerinde firmaların etkin bir soğuk zincir koruması yapmasını sağlayacak. Böylelikle tarafların güvenlik risklerini azaltacağı gibi firmaların cirolarını arttırmalarını sağlayacak. Bu testler sonucu mevcut çözümlerde; dış ortam sıcaklığı 40 derece olduğunda 1 saatte ürün sıcaklıkları 2 dereceden 30 dereye yükselirken Temp-Ex’lenen 3 derece sıcaklığındaki ürünler 8 saatin sonunda 8 derecede korunabiliyor. Saha testleriyle ortaya çıkan bu veriler ile yüksek performansını tescilleyen Temp-Ex® lojistik sektörü hem maliyet etkin hem de kullanıcı dostu bir çözüm. 18-20 Kasım’da Logitrans Fuarı’nda yüksek performanslı tek kullanımlık Temp-Ex® kullanıcıları ile buluştu ve kullanıcılardan tam not aldı. 57 Dağıtım lojistiğinde büyüyen Etis, 2016 yılında da iddialı Entegre lojistik çözümleriyle sektörde dikkat çeken Etis Lojistik, 18-20 Kasım 2015 tarihlerinde gerçekleşen Logitrans Transport Lojistik Fuarı’na katılarak, yeniliklerini ve hizmetlerini paylaştı. 2015’i dağıtım lojistiğinde büyüme yılı ilan eden ve bu yönde yatırımlar yaparak güçlenen Etis Lojistik, 2016 yılına da iddialı hazırlanıyor. Etis Lojistik Genel Müdürü Erdal Kılıç, sektörün buluşma noktası olan Logitrans Transport Fuarı’na her yıl olduğu gibi bu yıl da katılarak müşterileri ve çözüm ortakları ile fuarda bir araya geldiklerini belirtti. Son üç yılda ortalama yüzde 50 büyüdüklerini hatırlatan Erdal Kılıç, yılı 240 milyon TL ciro ile kapatmayı planladıklarını açıkladı. Bu yıl yüzde 15 büyüme öngördüklerini dile getiren Kılıç, 2015 yılında özellikle dağıtım lojistiği alanında gerçekleştirdikleri işbirlikleri ile güçlendiklerini kaydetti. Dağıtım lojistiğindeki ilk depo yatırımını İstanbul Esenyurt Kıraç’ta hayata geçirdiklerini hatırlatan Kılıç, altyapı ve IT yatırımlarını sürdürdüklerini belirterek, yakın zamanda Anadolu yakasında da benzer bir depo yatırımı planladıklarını açıkladı. Erdal Kılıç, 2016 yılında da su, içecek, zincir mağaza ve tarım lojistiğinden sonra AVM ve mobilya lojistiği alanlarında da yeni müşterilerle büyümeye devam edeceklerini bildirdi. Yurtdışı yatırımlarından da bahseden Erdal Kılıç, gelişmekte olan pazarlara odaklandıklarını kaydetti. Bu pazarlar olarak Çin, Afrika, Mısır ve Rusya’yı sayan Kılıç, bu pazarlar arasından Çin’e yönelik girişimlerinin olduğunu söyledi. Etis’in ilk olarak dökme ve endüstriyel yük lojistiği ile sektörde büyüyen ve kısa sürede bölgesel yaygınlık, operasyonel yetkinlik ve insan kaynağı olarak bugünkü büyüklüğüne ulaştığını kaydeden Erdal Kılıç, Etis’in bugün 30 farklı Etis Lojistik Genel Müdürü Erdal Kılıç noktada lojistik operasyon yapabilme yeteneğiyle ülke coğrafyasında ciddi bir lojistik erişim gücüne sahip olduğunu söyledi. Kılıç, “Etis, bu coğrafi operasyonel yaygınlık avantajı ve organizasyon kabiliyeti ile aynı anda tüm Türkiye’de 2 bin 600 farklı noktaya lojistik erişim sağlayabiliyor” dedi. TSE, Shell’i “Müşteri Dostu Marka” olarak tescilledi TSE’nin gerçekleştirdiği denetimler sonucu,Türkiye’de Petrol Piyasası akaryakıt dağıtım markaları arasında “Müşteri Dostu Marka” belgesini alan ilk marka Shell markası oldu. Ayrıca 169 Shell akaryakıt istasyonu da TSE’den “Müşteri Dostu Kuruluş” belgesini almaya hak kazandı. Müşteri Dostu Kuruluş Belgelendirme denetimleri TSE tarafından, Shell akaryakıt istasyonlarının bulunduğu; 51 ilde gerçekleştirildi. Denetimlerdeki kriterler arasında; müşteri memnuniyeti politikası, müşteri memnuniyeti ile ilgili hedefler, organizasyon yapısı, insan kaynakları uygulamaları, çalışma ortamı, eğitimler, çağrı merkezi uygulamaları, memnuniyet ölçümleri, sosyal sorumluluk projeleri, kurumsal kimlik, hukuki işlemler ve yasal şartlar, acil durum planları, bilgi teknolojileri uygulamaları, gizlilik ve ulaşılabilirlik gibi konular ile beraber; ek olarak istasyon çalışanlarının müşterilerimize davranışlarından, genel görünüm ve eğitimlerine, sadakat kartları penetrasyonundan, market tasarımlarına kadar Shell & Turcas’ın müşterilerine sunmuş olduğu tüm operasyonel hizmetler bulunuyordu. Bunların yanında, Shell istasyonlarının TSE teknik standartlarıyla beraber global Shell kurulum ve işletme standartlarına uygunluğu, acil durum yönetimi, müşterilerine verdiği hizmetlerin devamlılığını sağlayan tüm teknik ekipmanların sorunsuz şekilde çalışırlılığı kontrol edildi. Belge tesliminde gerçekleşen törene TSE Başkanı Sebahittin Korkmaz, Shell Türkiye Ülke Başkanı Ahmet Erdem, Shell & Turcas Petrol A.Ş CEO’su Felix Faber ile TSE ve Shell’den yöneticiler katıldı. Aralık 2015 58 KISALAR Trafik Türkiye’nin havasını kirletiyor Ç evre ve Şehircilik Bakanlığı, geçtiğimiz günlerde açıkladığı hava kalitesi indeksiyle, büyük şehirlerin ve özellikle İstanbul’un havasının diğer şehirlere oranla daha kirli olduğunu kamuoyuna duyurdu. Yayınlanan rapora göre, hava kirliliğinin sebepleri arasında kömür gibi fosil yakıtlar yüzde 50 oranla birinci sırada bulunurken, trafik de yüzde 30 ile ikinci sırada yer alıyor. Trafiğin yoğun olarak yaşandığı İstanbul’un birçok ilçesinde hava kalitesinin sağlık açısından “hassas” boyutlara geldiğinin açıklandığı raporda, hava kalitesi seviyesini yükseltmek için tüm kamuoyunun konuya duyarlı olması gerektiğinin ve bireysel olarak alınabilecek önlemlerin altı çizildi. Trafik sorununun hava kirliliğine neden olan en önemli etkenlerden biri olduğuna dikkat çeken Brisa Tüketici Ürünleri Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Levent Akpulat, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yayınladığı rapora bak- tığımızda İstanbul’da trafiğin yoğun olarak yaşandığı bölgelerdeki hava kirliliğinin diğer semtlere göre daha fazla olduğunu görüyoruz. Hava kirliliğinin en büyük sebeplerinden biri trafik ve bu konuda hepimiz üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmeliyiz. Mümkün olduğunca toplu taşımayı kullanmak ve araç Pirelli 4 mevsim lastiği Cinturato All Season Türkiye’de Üstün performanslı ve kaliteli ürünleriyle yenilikçi çözümler sunmayı ilke edinen Pirelli, yılın her döneminde aynı işlevi gösteren ve her türlü zeminde en yüksek güvenlik standartlarını sunan Cinturato All Season ile ürün gamını güçlendirdi. Mevsimine uygun lastik kullanmamanın dezavantajlı olduğu her türlü şart altında en iyi performansı gösteren Cinturato All Season Türkiye’de satışa sunuldu. Sürücülerin araçlarını her türlü koşulda kullanabilmelerini sağlamak amacıyla üretilen Cinturato All Season, geleneksel lastiklerle mevsime uygun yapılması gereken lastik değişimlerini ortadan kaldırdığı için sürücülere zaman kazandırıyor. All Season ayrıca tabandandelinmesi halinde Pirelli’nin otomatik olarak deliği kapatan ve yolculuğun kesintisiz devam etmesini sağlayan Seal Inside teknolojisiyle de güven veriyor. All Season, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı (UBAK)’nın 2012 yılında yürürlüğe aldığı ve 1 Aralık 1 Nisan tarihleri arasında yolcu ve yük taşıyan araçlarda kullanımını zorunlu tuttuğu kış lastiği yönetmeliğine uygun. Aralık 2015 satın alırken yakıt yüketimi düşük modelleri tercih etmek bunların başında geliyor. Ayrıca, araç ve lastik bakımlarımızı düzenli yaptırarak, mevsimine göre lastik kullanarak ve yakıt tasarruflu lastikleri tercih ederek hava kalitesine daha az zarar veririz” şeklinde konuştu. Geçtiğimiz günlerde Borsa İstanbul (BIST) Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer almaya hak kazanan Brisa’nın sürdürülebilirlik politikasını tedarik zincirinden üretime ve satışa kadar tüm süreçlerinde uyguladıklarını belirten Akpulat, “Bir lastiğin neden olduğu karbon salımının yüzde 87’si araç altında kullanımda olduğu dönemde gerçekleşiyor. Aynı zamanda, lastik hava basıncının yanlış uygulanması da yakıt tüketiminin artmasına neden oluyor. Bridgestone ve Lassa markalarımız ile geliştirdiğimiz yuvarlanma direnci düşük lastikler sayesinde yakıt tüketimini azaltarak, çevreye verdiğimiz zararı en aza indirmeyi amaçlıyoruz” dedi. Brisa inovasyon haftasından ödülle döndü T ürkiye’nin lider lastik üreticisi Brisa, aralık ayında 4.’sü düzenlenen İnovasyon haftasından ödülle döndü. İnovasyon haftası kapsamında verilen İnovalig ödüllerinden ödül alan firmalardan biri olan Brisa, ödülünü Tüketici Ürünleri Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Levent Akpulat, Ekonomi Bakanı Mustafa Elitaş ve TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi’den aldı. “Yolculuğun Geleceğini Tasarlama” vizyonuyla tüm iş süreçlerinde inovasyonu benimseyen Brisa, Avrupa’da 17 ülkede uygulanan ve dünyaca ünlü yönetim danışmanlık firması olan A.T. Kearney’nin metodolijisine dayanan İnovalig İnovasyon yarışmasında “İnovasyon Stratejisi” kategorisinde ödüle layık görüldü. İnovasyon projelerini değil, inovasyon stratejileri ve yönetimlerini ödüllendirmeye yönelik gerçekleştirilen yarışma, yönetim süreçleriyle ilgili bir organizasyon olarak dikkat çekiyor. Türkiye’nin en inovatif firmalarının ödüllendirildiği ve 2015 yılında 488 şirketin katıldığı yarışmada Brisa, “İnovasyon Stratejisi” kategorisinde ikincilik ödülünün sahibi oldu. 59 Ford Otosan Yeniköy Fabrikası ‘Engelli Dostu Bir Fabrika’ projesi ile TİSK Büyük Ödülü’nü kazandı F ord Otosan, TİSK tarafından geleneksel olarak düzenlenen “Kurumsal Sosyal Sorumluluk” organizasyonunda, Yeniköy Fabrikası “Engelli Dostu Bir Fabrika” projesiyle “Büyük Ödül”e layık görüldü. Koç Holding’in başlattığı “Ülkem İçin Engel Tanımıyorum” projesi kapsamında bir araya gelen gönüllü Ford çalışanlarının, adım adım planlayıp geliştirdikleri, Ford Otosan Yeniköy Fabrikası “Engelli Dostu Bir Fabrika” projesi, kapsayıcılık, etkililik, iyi uygulama, yenilikçilik ve sürdürebilirlik kriterlerinin tamamını içermesi nedeniyle büyük ödülü almaya hak kazandı. Ford Otosan Genel Müdürü Haydar Yenigün, böylesine kıymetli ve anlamlı bir ödüle layık bulundukları için gurur duyduklarınıbelirterek, “Türk otomotiv sektörünün öncü kuruluşu Ford Otosan olarak Koç Holding’in Ülkem İçin Engel Tanımıyorum proje çatısı altında şirketimizde bilinçlendirme çalışmalarının yanısıra engelli dostu işyeri, ürün ve hizmetler geliştirmek amacıyla çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Tüm faaliyet alanlarımızın ve bayilerimizin engelli dostu özelliklerle donatılmasına yönelik alt yapı ve üst yapı yatırımları gerçekleştirdik” dedi. Yeniköy Fabrikası, engelli bireylerin sadece ziyaret edebileceği değil, “çalışabileceği” bir tesis olarak öne çıkıyor ve sanayi kuruluşlarına örnek oluyor. Görme engelliler için Braille alfabesinden, rampalara, bariyerlere ve özel yaya yollarına kadar pek çok detay Yeniköy Fabrikası’nda engellilere “engel oluşturmamak” için tasarlanırken atölyelerde de özel bölümler oluşturuldu. Goodyear, sürücü davranışlarının yolda dalga etkisi yarattığına dikkat çekti G oodyear’ın LSE işbirliği ile gerçekleştirdiği, Türkiye’nin de aralarında bulunduğu 15 Avrupa ülkesinden yaklaşık 9 bin sürücünün katıldığı araştırma, sürücülerin yüzde 87’si diğer sürücülerin nazik davranışlarının kendilerinin başka bir sürücüye karşı da aynı nezaketi göstermesine neden olduğunu gösteriyor. Araştırmaya katılan sürücülerin yüzde 55’i kendilerini sinirlendiren ya da kışkırtan davranışlar içinde bulunan sürücülerin, kendilerinin de başka sürücülere karşı benzer bir tavır sergilemesine neden olduğunu belirtti. London School of Economics’deki araştırmayı yürüten Dr. Chris Tennant, iklim koşulları ya da yorgunluk gibi etkenlerin dışında sürücü davranışlarının insanların yolculuğunu etkileyen önemli faktörlerden biri olduğunu ifade etti. Tennant; “Aynı yolda seyahat eden sürücüler genellikle karşılıklılık ilkesine uygun davranıyorlar. Olumlu ya da olumsuz davranışlar, genellikle dışavurum gösteriyor. Bu da yolda karşılaştığımız diğer sürücülere karşı olan davranışlarımızı doğrudan etkiliyor. İşte buna dalga etkisi diyoruz” dedi. Araştırmada, yoldaki karşılıklı etkileşimi video görüntülerinden izleyen sürücülerin büyük çoğunluğu teşekkür belirten ifadelerin kendileri için önemli olduğunu belirtti. Bu sürücülerin yüzde 10’dan az bir kısmı ise teşekkür ifadelerinin kendileri için bir anlam ifade etmediğini söyledi. Yapılan görüşmelerde sürücüler, diğer bir sürücünün kendilerine teşekkür etmediği durumlardan sonra başka sürücülere karşı daha hırçın davrandıklarını belirttiler. Araştırma, kalabalık kavşaklarda yol vermemekten öndeki aracı yakından takip etmeye ve sinyal vermemekten otobandaki takip disiplinini bozmaya kadar diğer sürücüleri kızdıran birçok davranışın bulunduğunu ortaya çıkardı. Fakat yapılan görüşmelerde sürücüler, bu tarz hareketleri kendilerinin de dalga etkisinin bir sonucu olarak yanlışlıkla da olsa sık sık yaptıklarını belirttiler. Goodyear EMEA Tüketici Lastikleri Başkan Yardımcısı Olivier Rousseau, sürüş esnasında sürücülerden biri tarafından sergilenen saldırgan ve hırçın davranışların dalga etkisi yaratarak diğer sürücülerde de benzer davranışlara neden olduğunu, bu sürücü yoldan uzaklaşmış olsa dahi tehlikeli durumlara ve hatta kazalara neden olabildiğini ifade etti. Aralık 2015 60 LOJİSTİK Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda devir teslim töreni gerçekleştirildi B aşbakan Ahmet Davutoğlu’nun açıkladığı 64. Hükümet’te Gümrük ve Ticaret Bakanı olarak yer alan Bülent Tüfenkci, görevi Cenap Aşcı’dan devraldı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın toplantı salonunda gerçekleştirilen devir teslim töreninde konuşan Aşcı, 7 Haziran seçimleri sonrasında hükümet kurulamaması sebebiyle geçici bir bakanlar kurulunun oluştuğunu, kendisinin de bu bakanlar kurulunda bakanlık görevine nail olduğunu söyledi. Müfettiş yardımcısı olarak göreve başladığı teşkilatta 3 ay da olsa bakan olarak hizmet etme şerefine eriştiğini dile getiren Aşcı, “Bu şerefi bana nasip eden Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımıza teşekkürlerimi bir kez daha iletmek istiyorum” dedi. Törenin yapıldığı salonda heyecanlı bir Malatyalı grubu gördüğünü belirten Aşcı, Tüfenkci’ye ‘hayırlı olsun’ dileğinde bulundu. Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci de sözlerine kendisini bu göreve layık gören Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’na teşekkür ederek başladı. Kendisine verilen görevi layıkıyla yerine getirmeye çalı- şacağını ifade eden Tüfenkci, Gümrük ve Ticaret Bakanlığında daha önce görev alan bakanlar ile kritik bir dönemde görev yapan Aşcı’ya da teşekkür etti. Tüfenkci, “Bundan sonra inşallah hükümetimizin belirlediği hedefler doğrultusunda gerek ticaretin, gerekse gümrüklerin daha kolay ve hızlı şekilde görev ifa etmesi için elimizden gelen gayretleri göstereceğiz. Hükümetimizin belirlediği hedefler doğrultusunda durmadan gece gündüz çalışarak bu hedefleri tutturacağız ve milletimize vermiş olduğumuz sözü yerine getireceğiz. Cenab-ı Allah’tan dileğimiz, bu bir imtihandır, bu imtihandan yüzümüzün akı ile çıkan insanlardan eylesin” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmaların ardından Aşcı, Bakan Tüfenkci’ye çiçek takdim ederken, Tüfenkci de Aşcı’ya çini bir tabak hediye etti. Araç frenlerinde emisyonu azaltmak için üç boyutlu teknolojiler kullanılıyor T üm araçlar frenleme sırasında havaya ince parçacıklar yayar, bu hava kalitesini, çevreyi ve halk sağlığını olumsuz yönde etkiler. Etkili bir kirlenme önleme sistemi bu gibi sorunları azaltmaya yardımcı olabilir. Tallano Technologie, araçlar üzerindeki küçük parçacık emisyonunu en aza indirmek için Dassault Systèmes işbirliğiyle Tamic teknolojisini geliştirdi. Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan 3DEXPERIENCE Şirketi Dassault Systèmes araç frenlerinde parçacık emisyonu azaltma sistemlerinin öncüsü Tallano Technologie ile işbirliğine gitti. Bu işbirliğinin meyvesi Tamic (Turbine Aspirante MICroparticules veya mikro partikül emme türbini) frenleme parçacığı yakalama sistemi oldu. Tallano, bu sistenin tasarım, simülasyon ve sertifikasyon sürecini hızlandırmak içinDassault Systèmes’in sunduğu CATIA uygulamalarını kullandı. Tüm araçlar frenleme sırasında havaya ince parçacıklar yayar, bu hava kalitesini, çevreyi ve halk sağlığını olumsuz Aralık 2015 yönde etkiler. Etkili bir kirlenme önleme sistemi bu gibi sorunları azaltmaya yardımcı olabilir. Tallano Technologie, araçlar üzerindeki küçük parçacık emisyonunu en aza indirmek için Tamic teknolojisini geliştirdi. Artık şirket, 2017 itibariyle uygulamalarını otomotiv sektöründen kapsamlı kara ve hava ulaşımına doğru genişletirken Tamic’in teknik performansını optimum hale getirmeye odaklandı. Tamic, her tür ulaşımda fren sistemlerinin atmosfere saldığı küçük parçacıkların yaklaşık yüzde 90’ını yakalıyor. CATIA, Tamic’in performansını simüle etmeye, onaylamaya, sonuç olarak sertifikasyon ve pazara sunma sürelerini kısaltmaya yardımcı oluyor. 3DEXPERIENCE platformunun desteklediği CATIA uygulamaları Tallano’nun tasarım yaratıcılığını geliştirmesine, tasarım ve mühendislik işbirliğini kolaylaştırmasına ve gerçekçi bir 3D sanal dünyada gerçek dünya ürününün davranışlarını tahmin etmesine yardımcı oluyor. Tasarımcılar, gelişimi optimum hale getirmek için form, malzeme, uygunluk ve işlevler dahil farklı tasarım konseptlerini dahil edebiliyor ve test edebiliyor. Dassault Systèmes EuroWest Yönetici Direktörü Olivier Leteurtre şunları söyledi: “Çevre koruma, ulaşım ve mobilitede en önemli öncelik haline gelirken Tallano, her ölçekten şirket için çığır açıcı yenilikler içeren bir örnek sunuyor. İş ortağımız Keonys’in teknik uzmanlığıyla birlikte CATIA uygulamalarımız Tallano’nun, uygulama sürecinin her aşamasında eğitim ve danışmanlık hizmetleriyle mekanik sistemlerin gerçek davranışlarını geliştirmek ve analiz etmek için sanal bir yaklaşım benimsemesine yardımcı olabilir.” 61 Borusan Lojistik’ten deniz taşımacılığına büyük yatırım Londra merkezli Worldwide Partnerships firması tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “World Automotive Conference in Turkey” kapsamında otomotiv, lojistik ve teknoloji sektörlerinin bugünü ve yarını konuşuldu. Konferansa Borusan Lojistik Limanlardan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Dölen de katılarak Türkiye Limancılık sektörü ile ilgili görüşlerini paylaştı. G eçtiğimiz yıl ilki düzenlenen “World Automotive Conference in Turkey” bu yıl da otomotiv, lojistik ve teknoloji sektörünün lider oyuncularını bir araya getirdi. 25-26 Kasım tarihinde gerçekleşen konferans kapsamında kendi sektörlerinin lider oyuncuları sektörel gelişmeleri, sektör beklentilerini ve şirketlerinin sektöre olan katkılarını dinleyicilerle paylaştılar. Oturumda konuşmacı olarak yer alan Borusan Lojistik Borusan Limanından Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Dölen, 560 milyon dolarlık ciro ile Türkiye’nin lider lojistik firması olduğunu belirtti. Dölen Borusan Lojistik’in Gemlik’te bulunan Borusan Limanının stratejik konumu açısından hem ülke ekonomisi hem de Marmara Bölgesi için olan öneminin altını çizerek, bu yıl yaptıkları yatırımlarla limanının bitmiş araç elleçleme kapasitesini yüzde 25 büyüttüklerini belirtti. Yıllık cirosu 560 milyon doları buldu Konferans kapsamında “Marmara Bölgesindeki Limanlar ve Gelecek Planları” konulu bir açık oturum yapıldı. Moderatörlüğünü Ford Otosan Genel Müdür Yardımcısı Cengiz Kabatepe’nin gerçekleştirdiği oturum kapsamında 2023 hedeflerine giderken Türkiye Limanlarının durumu değerlendirildi. Konuşmasına liman işletmeciliğine 1984 yılında genel kargo ile başladıkları ve limancılık hizmetlerine gösterdikleri özenle limanın kuruluşundan sadece 5 yıl sonra rıhtıma ilk konteyner gemisinin yanaştırdıklarını belirterek başlayan Dölen sözlerini şöyle sürdürürdü: “1984 yılından bugüne artan bir şekilde limanımıza yatırımlarımız sürüyor. Geldiğimiz noktayı şöyle özetlemek istiyorum. Bugün konteyner, genel kargo, dökme yük, proje kargo, PCC ve Ro-Ro liman ve terminal hizmet- lerini, 7 gün 24 saat kendi uzman kadromuz ile dünya standartlarında veriyoruz. Ayrıca Borusan Limanı olarak kapalı ve açık sahalarımızda; gümrüklü gümrüksüz depolama ve genel antrepo işletmeciliği hizmetleri ile Güney Marmara, Kuzey Ege ve Batı Anadolu’dan gerçekleştirilen ihracat ve ithalat faaliyetlerine önemli katkılar sunuyoruz.” Türkiye 2023 hedeflerini yakalamaktan çok uzak Konuşmasının devamında Türkiye liman sektörü hakkında genel değerlendirmelerde de bulunan İbrahim Dölen, Türkiye’de bulunan yaklaşık 180 limanın 83 tanesinin Marmara bölgesinde bulunduğunu dolayısıyla bölgenin Türkiye ithalat ve ihracatı için önemli bir üs olduğunu belirtti. Buna rağmen bölgede ciddi bir alt yapı sorunu olduğuna da dikkat çeken Dölen “Bitmiş araç liman hizmetleri olarak baktığımızda, bugünkü liman alt yapısı ile hem ithalat hem ihracat operasyonlarını yapabilen liman sayısı 5’i geçmiyor. 2023 hedefleri otomotiv sektöründe 3 Milyon aracın ihracat edilmesini ifade etmekte. Bu hedef gerçekleşecekse, mevcut limanların yapıları ile Türkiye’nin 2023 hedeflerini yakalamaktan çok uzakta maalesef” dedi. Borusan Lojistik’in Türkiye’nin 2023 hedeflerine yaklaşması için, sektörün lider oyuncu olmanın da verdiği sorumlukla hareket ettiğinin altını çizen Dölen sözlerini şöyle noktaladı: “Biz Borusan Lojistik olarak Borusan limanında bu sene yaptığımız yatırımlar ile otomotiv sektörüne yönelik bitmiş araç kapasitemizde % 25 lik bir artışına ulaşıyoruz. Bu da beraberinde yeni bir ivme gerektiriyor. Limanımızda yaptığımız %25’lik kapasite artırımını takiben operasyonlarımızı da aynı oranda artırmamız gerekiyor. Ancak bu her zaman gerçekleşmeyebiliyor. Bunu çözmenin en temel ve kısa yolu kapasitemizi verimli kullanmaktan geçiyor. Bu kapsamda liman stok sahalarında bulunan araç bekleme süreleri de kapasite kullanımımızı düşüren konuların başında geliyor. Bu noktadan hareketle limanlar, üreticilerle birlikte verimlilik üzerine projelere odaklanarak, sadece yatırım değil kapasiteleri optimum verimlilikte kullanacak çözümlere de odaklanmalılar. Kapasite artışından maksimum düzeyde yararlanmak bu şekilde mümkün olacaktır. Diğer yandan Liman yatırımları da üretim ile paralel yürüyor olmalı. Bu sayede atıl kapasite sorunu tamamen ortadan kalkmış olur.” Aralık 2015 62 KISALAR Mercedes-Benz Türk, cumhuriyet tarihinin en büyük araç teslimini gerçekleştirdi: 450 adet B arsan Global Lojistik araç parkının tamamını Mercedes-Benz model araçlarla yeniledi. Mercedes-Benz Türk, 450 adetlik dev kamyon teslimatıyla yeni bir rekora imza atarak cumhuriyet tarihinin en büyük araç teslimini gerçekleştirdi. Mercedes-Benz Türk, Barsan Global Lojistik ile yaptığı anlaşmayla 450 adet Actros 1841 LSNRL kamyonun satışına imza atarak sektörün ve tarihinin en büyük kamyon filo satışını gerçekleştirdi. Bar-san Global Lojistik, bu büyük filoyu mart ayından beri partiler halinde teslim almaya devam ediyor. Şirket 2015 yılında da yine Actros 1841 LSNRL “lowliner” olarak tanımlanan düşük pleyt yüksekliğine sahip çekicileri tercih etti. Pazarın lideri Mercedes-Benz Türk’ten “Yıldızlı Satış” Son 13 yıldır Türkiye’de 6 ton ve üzeri kamyon pazarının liderliğini aralıksız sürdüren Mercedes-Benz Türk, söz konusu Actros 1841 LSNRL kamyonları ürün, servis sözleşmesi, kasko sigortası, projenin finansmanı ve ikinci el takası içeren “Yıldızlı Satış” kapsamında teslim ediyor. Yeni kamyonların finansmanı ve sigortaları MercedesBenz Türk Finansal Hizmetler şirketi, takas işlemleri Truckstore ta-rafından, kullanım süresince servis hizmetleri Mercedes-Benz Türk yetkili servis ağı tarafından bir servis sözleşmesi kapsamında sağlanıyor. Güçlerini bir kez daha birleştiren Barsan Global Lojistik, MercedesBenz Türk, Mercedes-Benz Finansman Türk’ün ve Mengerler Ticaret Türk yöneticilerinin bir araya geldiği teslimat töreninde lojistik sektörünün gelişimi ve filo yatırımlarının önemine vurgu yapıldı. Sülün: Bu teslimat, Türk lojistik sektörünün geldiği noktanın göstergesi Teslimat töreninde konuşan Mercedes-Benz Türk Pazarlama ve Satış Direktörü Süer Sülün, “2009 yılında 41 adetlik teslimatımızı 41 kere maşallah diyerek yine siz de- Aralık 2015 ğerli basın mensupları ile birlikte kutlamıştık. Aradan geçen sürede o günlerde hayal bile edilemeyecek filo satış rakamları gerçekleşti-riyoruz. Bugün bizi bir araya getiren 450 adetlik teslimat, Türk lojistik sektörünün gelişiminin ve geldiği noktanın net bir göstergesidir. Bu gelişimin devam etmesi, Türkiye ekonomisinin büyümesine ivme kazandıracaktır. Türkiye’nin ve sektörümüzün en büyük filo teslimatını lojistik sektörüne 33 yıldır hizmet veren Barsan Global Lojistik şirketine yapmaktan büyük gurur ve onur duyuyoruz. Yıllardır süren ve karşılıklı güven üzerine kurulu bu işbirliğimizin şirketlerimize ve Türkiye lojistik sektörüne hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Çaptuğ: “Mercedes ile işbirliğimizin, artarak devam edeceğine inanıyorum” Barsan Global Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Cengiz Çaptuğ “Barsan entegre lojistik hizmetini kü-resel bir ölçekte karşılayan global bir dünya şirketi olup, bugün ülkemiz haricinde 13 ülke, 24 ayrı lo-kasyonda hizmet vermektedir. Dinamik ve hızla büyüyen yapımızı yenilikçi, teknolojiyi kullanan yatırımcı kimliğimize borçluyuz. Mercedes ile uzun yıllardır devam eden işbirliğimizin hedeflerimiz doğrultusunda artarak devam edeceğinin inancındayım. Bugün bizi bir araya getiren 450 adetlik filo alımının Türk lojistik sektörü ve şirketimize hayırlı olmasını diliyorum” şeklinde konuştu. Dev filonun teslimatına Mercedes-Benz Türk Bayii Mengerler Ticaret Türk öncülük etti. Mengerler Ticaret Türk Genel Müdürü Nusret Güldalı törende “Ticari araç piyasasında bugüne kadar yapılan en büyük adetli teslimata imza atıyor olmaktan mutluluk duyuyoruz. Barsan Global Lojistik şirketine, bizlere ve Mercedes-Benz kamyonlarına duydukları güven için teşekkür ederiz” dedi. Teslimat töreninde dev fi-loyu temsilen sergilenen Mercedes-Benz Actros 1841 LSNRL alçak şasili çekici özellikle hacimli yük taşıyan uluslararası nakliye ve lojistik firmaları tarafından tercih ediliyor. MercedesBenz Actros 1841 LSNRL ticari araç pazarında ekonomik ve çevre dostu BlueTec motoru ile ön plana çıkıyor. 63 ARS-PET Uluslararası Nakliyat’ın tek tercihi Tırsan Tırsan, ARS-PET Uluslararası Nakliyat’a 20 adet tren yüklemeli Tırsan Perdeli Mega semi-treyler teslim etti. Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, müşteri ile iyi ilişkilerin hem sürdürülebilirliği sağladığını hem de memnuniyeti de garanti altına aldığını söyledi. ARS-PET Uluslararası Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Savaşan, “Tırsan marka treylerlerden çok memnunuz. İşçilik çok güzel, hataya yer yok” dedi. treylerlerin hiç birisinde şasesi çatlaması olmadı ve hiç kaynak yaptırma ihtiyacı duymadık” açıklamasında bulundu. Biz Tırsan’dan başka marka bilmeyiz T ırsan, ARS-PET Uluslararası Nakliyat’a 20 adet tren yüklemeli Tırsan Perdeli Mega semitreyler teslim etti. Tırsan Adapazarı Fabrikasında gerçekleştirilen törene Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, ARS-PET Uluslararası Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Savaşan,Yönetim Kurulu Üyeleri Aslan Savaşan, Cem Savaşan ve DAF-Tırsan Satış Müdürü Ertuğrul Erkoç katıldı. Tırsan Treyler Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu basın toplantısında yaptığı konuşmada, “Bugün burada filosunun tamamı Tırsan araçlardan oluşan bir firmaya teslimat yapıyoruz ve ARS-PET firmasına yakın zamanda teslim ettiğimiz 120 treylerimiz, bu bizim için çok önemli.Bu da şunu gösteriyor ki müşteri ile iyi ilişki hem sürdürülebilirliği sağlıyor hem de memnuniyeti de garanti altına alıyor” açıklamasında bulundu. Nuhoğlu, “Tırsan olarak yeni ürünler, yeni bakış açıları, müşteri ihtiyaçları ve taşıma modlarına göre rekabetçi olmak için müşteri ile sürekli yan yana olarak farkımızı ortaya koyacağız. Böylece müşterimiz kazanacak, ihracatçı kazanacak, ülke kazanacak ve doğal olarak da Tırsan da bu konudaki başarısını sürdürecektir” dedi. Çetin Nuhoğlu, ”Teslimatını gerçekleştirdiğimiz araçların tasarımı özeldir ve tasarımı Ayhan Bey’e aittir. Onun yönlendirmesi ve Tırsan Ar-Ge merkezimizde bulunan uzman mühendislerimizin çalışmaları ile ortaya çıkmış bir modeldir. Hem fikirden dolayı hem de bizi bu konuda tekrar tercih ettiği için kendisine teşekkür ediyoruz” ifadesini kullandı. Tırsan treylerlerden çok memnunuz ARS-PET Uluslararası Nakliyat Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Savaşan, “Tırsan marka treylerlerden çok memnunuz. Tırsan Adapazarı Fabrikasına ilk olarak 1995 senesinde gelmiştik, şuan görüyorum ki uçak moduna geçmişler. İşçilik çok güzel, hataya yer yok. Ben arabadan çok iyi anlarım, yapılan işçilik ve kaynak çok güzel. Örneğin 1995 senesinde ilk aldığımız Tırsan ARS-PET Uluslararası Nakliyat Yönetim Üyesi Aslan Savaşan yaptığı açıklamada,” Bugün burada başta Sayın Çetin Nuhoğlu ve Tırsan ailesi olarak bizleri ağırladığınız için büyük mutluluk duyuyoruz. Firma olarak 50 yıldır nakliye sektörünün içerisindeyiz, 330 tane treylerimiz var, bu dönemde de 120 alımımız oldu. Biz başka bir markanın treylerini hiç kullanmadık, Tırsan’dan başka marka da bilmeyiz. Tırsan, nakliye sektörünün her daim neye ihtiyaç duyduğunun bilincinde olan bir firma, gerek kullandığı materyaller gerekse ürettiği araçlar olsun her konunda dört dörtlük” dedi. Savaşan, “ Fabrikayı gezdikten sonra da Tırsan’ın çok ileri teknolojiyesahip olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Özelikle Türk sermayesi olan bir fabrikayı burada görmek bizim için çok önemli. Bizlerde müşteri olarak bu başarıda pay sahibi olduğumuzu düşünüyor ve çok mutlu oluyoruz. Çetin Bey’i ve Tırsan ailesini bu başarılarından dolayı tebrik ediyoruz. Tırsan treyler kullanmaktan çok memnunuz ve ilerleyen dönemlerde de devam etmesini diliyoruz” ifadesini kullandı. Aslan Savaşan, “Taşımacılık sektöründe de firma olarak İzmir’de 1 numarayız, sefer sayısı olarak Türkiye’de 6. sıradayız. Bizler taşımacılığı çok iyi bildiğimiz ve yaptığımız için bu sektörde her zaman var olacağız. Taşımacılık hiçbir zaman bitmeyecektir. Ekonomi seçimden sonra düzeleceğine inanıyoruz, bizler istihdam sağlayan insanlar olarak buna devam etmeliyiz” dedi. Aralık 2015 64 KISALAR Netlog Lojistik filosunu 250 Adet Ford Trucks çekici ile güçlendirdi Netlog Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Çak, Ford Trucks’ın kendileri için önemini vurgulayarak, “Biz iş hayatımıza Ford kamyonları ile başladık, yine Ford Trucks ürünleri ile büyümeye devam ediyoruz. Ford Trucks güçlü ürün gamı, Ford ve Koç Holding ortaklığının saygınlığı ile bize güven veriyor” dedi. F ord Trucks, önde gelen lojistik firmaların tercihi olmaya devam ediyor. Yurt içi ve uluslarası kapsamda verdiği hizmetlerle Türkiye’nin en büyük ve deneyimli firmalarından biri olan Netlog Lojistik, 250 adet Ford Trucks 1846T Midilli Çekici ile filosunu yeniledi. Ford Otosan Kamyon İş Birimi Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kınay, Netlog Lojistik Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Çak, FSM Demirbaş Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Demirbaş, Ford Trucks Aralık 2015 Türkiye Direktörü Serhan Turfan, Ford TrucksYurtiçi Satış Müdürü Burak Hoşgören, Ford TrucksPazarlama ve Stratejik Planlama Müdürü Armağan Hazar ve Netlog Lojistik üst düzey yöneticilerigerçekleştirilen törende hazır bulundular. Rahmi Koç Müzesi’nde gerçekleşen teslimat töreninde Netlog Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Çak’a plaketini Ford Otosan Kamyon İş Birimi Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Kınay teslim etti. Törende konuşma yapan Netlog Lojistik Yönetim Kurulu Başkanı Şahap Çak, Ford Trucks’ın kendileri için önemini vurgulayarak, “Biz iş hayatımıza Ford kamyonları ile başladık, yine Ford Trucks ürünleri ile büyümeye devam ediyoruz. Ford Trucks güçlü ürün gamı, Ford ve Koç Holding ortaklığının saygınlığı ile bize güven veriyor” şeklinde konuştu. Ford Trucks 1846T Çekici ile yüksek performans ve düşük yakıt tüketimi One Ford stratejisinin ağır ticari araç sınıfı uygulaması doğrultusunda geliştirilen Ford Trucks 1846T Midilli Çekici, Ford Trucks’ın DNA’sında yer alan güç, konfor, verimlilik ve dayanıklılık özelliklerine sahip. Pazarda ilk defa sunulan, 2 farklı sürüş moduyla Ford Trucks 1846T Midilli Çekici, ihtiyaca göre 940 mm veya 960 mm olarak ayarlanabilmekte olup, piyasadaki en alçak 5’inci teker yüksekliğine sahiptir ve bu özellikleriyle rakiplerine göre yüzde 10 daha fazla yük taşıyabiliyor. Uluslararası taşımacılığın taleplerini karşılayacak megatreyler ile hacimli yük taşımacılığına uygun olarak tasarlanan Ford Trucks 1846T Midilli Çekici’de, intermodal taşımacılık için gereken ro-ro ve tren iniş-binişlerinde aracı korumak için ön süspansiyon 70 mm yükseltilebiliyor. 460 PS/2100 Nm motor gücü ile sınıfındaki en rekabetçi güç ve torku düşük devirlerden itibaren geniş bir devir bandında sunan ve yüzde 20 fiyat avantajı sunan Ford Trucks 1846T Midilli Çekici, yüksek performans ve düşük yakıt tüketiminin konforunu da bir arada yaşatıyor. Binek araç rahatlığındaki manuel şanzımanı ve debriyajsız otomatik şanzıman opsiyonu ile ön plana çıkan çekici, lüks binek araçlarda kullanılan ESP, yokuş kalkış desteği, klima, elektrikli kabin kaldırma mekanizması gibi donanımları standart hale getirerek, ağır ticari araç sektöründeki rakiplerinden ayrılıyor. Büyük lojistik firmalarının ihtiyaçları düşünülerek geliştirilen Ford Trucks 1846T Midilli Çekici, filo yönetim sistemlerine uyumlu altyapısı ve opsiyonel sunulan Filobil sistemi ile filoların verimli yönetimi için gerekli donanımı da müşterilerine sunuyor. 65 Destebaşı Grup filosunu 50 adet Scanıa ile güçlendirdi Scania, inşaat sektörünün çözüm ortağı olmaya devam ediyor. Destebaşı Grup, bünyesinde yer alan Destebaşı İnşaat Nakliye için 50 adet Scaniayatırımı ile filosunu büyüttü. Hazır beton, agrega ve çimento üretiminde Türkiye’nin önde gelen gruplarından olan DestebaşıGrup A.Ş,kendi ürünlerinin nakliyesinde kullanılmak üzere 50 adet Scaniainşaat serisi çekici yatırımı gerçekleştirdi. Doğuş Otomotiv ve Scania Yetkili Satıcısı Erçal Otomotiv işbirliği veScania Finans desteğiyle gerçekleşen satış sonucu DestebaşıGrup’a 50 adet Scania G 400 araç teslim edildi. Destebaşı Grup’unGebze’de bulunan tesisinde gerçekleşen teslimat törenine, Scania Satış Müdürü Tunç Gömeçli ve Destebaşı Grup adına şirket ortağı Recep Destebaşı ile Doğuş Otomotiv, Erçal Otomotiv ve Destebaşı Grupyetkilileri katıldı. Gömeçli, Scania olarak Türkiye’de sektörünün önde gelen markalarının tercihi olmaya devam ettiklerini belirterek, “Bugün hazır beton sektöründe yer alan DestebaşıGrup’a50 adetlik büyük bir teslimat gerçekleştirmekten mutluluk duyuyoruz. Scania kalitesi, sağlamlığı ve düşük yakıt tüketimi gibi özellikleriyle DestebaşıGrup’açözüm ortağı olarak, satış sonrası hizmetlerimizlede birlikteliğimizi sürdüreceğiz” dedi. Destebaşı: Scania’nın yüksek ikinci el değeri, tercihimizde başrol oynadı Destebaşı Grup şirket ortağı Recep Destebaşı ise firmalarında farklı markalardan toplam 200 adet araç olduğunu belirterek “Scania’nın sahip olduğu teknoloji, dayanıklılık ve konfor,araç alım kararımızda etkili oldu. Ayrıca Scania Finans’ın sağladığı finansman desteği, yüksek ikinci el değeri,satış ve satış sonrası ürün ve hizmetleri ile de en doğru kararı verdiğimizi düşünüyoruz. Amacımız müşterilerimize sunduğumuz hizmetlerin kalitesini en üst noktaya çıkartmak. Bu hedefimize Scania ile ulaşacağımıza inanıyorum” açıklamasında bulundu. Merkezi İstanbul Samandıra’da bulunan DestebaşıGrup, kendi bünyelerinde yer alan Gebze, Pendik, Orhanlı, Bahçeşehir, Mahmutbey, Ataköy, Göztepe, İzmit ve Çayırova Hazır Beton Tesisleri arasında hazır beton, agrega ve çimento taşımacılığı yapıyor. Solda sağa: BayazıtCanbulat, Muhammet Demir ( ErçalOtomotiv Satış Müdürü ) , Recep Destebaşı ( Destebaşı Grup Firma Sahibi), Tunç Gömeçli (Scania Satış Müdürü), Mehmet Destebaşı (Destebaşı Grup Firma Sahibi), Azmi Çomak (Scania Bölge Satış Yöneticisi), İbrahim Erçal(Erçal Otomotiv Yönetim kurulu Başkanı) Aralık 2015 medya