aile hekimleri için önemli karar

Transkript

aile hekimleri için önemli karar
AİLE HEKİMLERİ İÇİN ÖNEMLİ KARAR:
“hekime hakaret eden hastanın kaydı Aile Hekiminin talebi ile
değiştirilebilir”
“Hekim, kendisine hakaret etse, bunu sistematik halde sürdürse bile kendisine
kayıtlı hastaya bakmayı sürdürmek ve bu konuda sesini çıkaramamayı kabullenmek
zorunda” Sağlık Bakanlığı ve temsilcilerinin yaklaşımlarını yukarıdaki cümle
özetliyor.
Hekimin itirazını dikkate almayan Sağlık Müdürlüğüne karşı İstanbul Tabip Odası
olarak yürüttüğümüz mücadele karşılık buldu. Artık hekimler ne hastaların ne de
hekim karşıtı idarecilerini keyfiyle davranmak zorunda değil.
Sağlık Bakanlığı’nın kimi zaman kamu görevlisi, kimi zaman özel sektör çalışanı
olarak tanımladığı aile hekimleri; mesleklerini icra ederken Bakanlıktan hiçbir
destek alamıyor, sorunları tek başına göğüslemeye çalışıyor. Örneklerden biri de
2011 yılının Şubat ayında, Bakırköy 2 Nolu Aile Sağlığı Merkezi’nde yaşandı.
Kayıtlı hastalardan biri ocak ve şubat aylarında birçok kez gelmiş, aile hekiminin
uygun bulmadığı taleplerini reddetmesi üzerine giderek daha da saldırgan bir
tutum takınmıştı. Pek çok kez hekime sesini yükseltmiş, sonraları açıkça
bağırmaya başlamış ve tüm bunların yanı sıra hakaretlerde de bulunmuştu.
Hasta, Bakırköy Toplum Sağlığı Merkezine (TSM) giderek şikayetçi de olmuş ve
kendisine ‘aile hekimini değiştirebileceği’ bilgisi de verilmişti. Ancak aile hekimini
değiştirmek yerine, hekime müracaat etmeyi sürdürmüştü.
Son olarak 11.02.2011 tarihinde tekrar gelmiş, bu kez de özel bir hastanenin
kardiyoloji polikliniğince istenmiş tahlilleri göstererek hekime, bu tahlilleri
yaptırmak zorunda olduğunu söylemiştir. İlgili hekim her ne kadar “kendisinin
sekreteri değil, hekimi olduğunu; kendisine karşı bu saygısız tutumlara bir son
vermesi gerektiğini söylemişse de, “senin neyine saygı göstereceğim, profösörün
tahlilleri bunlar, sen kimsin ki” diyerek hakaret etmiş, aile sağlığı merkezinin
koridorlarında bağırmış-çağırmış, tüm hastalar ve çalışanları da huzursuz etmiştir.
Bu “bardağı taşıran son damla” olmuş ve hekim İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne
başvurarak, hastanın listeden çıkarılmasını istemiştir. Ancak İl Sağlık Müdürlüğü;
“mevzuata göre yalnızca hastanın talebiyle aile hekiminin değiştirilebileceği, hakarete
uğrayan hekimin ise savcılığa başvurabileceği” gerekçesiyle bu isteği red etmiş ve
hekimi tabiri caizse “kaderi”yle baş başa bırakmıştır.
Oysa bu şartlarda “hastayı reddetme hakkı” vardır. Aksine bir kabul “sağlık
hakkının”, “hasta haklarının” ve “hekim haklarının” ihlali anlamına gelmektedir.
Nitekim bir çözüm arayan hekim, meslek kuruluşuna başvurmuştur. Hukuk
Büromuz tarafından, İl Sağlık Müdürlüğü’nün bu red işlemi aleyhinde dava
açılmıştır.
İstanbul 1. İdare Mahkemesi tarafından da;
“…(Tıbbi Deontoloji) Nizamnamesi’nin 18. maddesinde ‘Tabip ve diş tabibi, âcil
yardım, resmî veya insani vazifenin ifası halleri hariç olmak üzere,
mesleki veya şahsi sebeplerle hastaya bakmayı reddedebilir.’ şeklinde
düzenlenmiş olup, 19. maddesinde ise, ‘Tabip ve diş tabibi mesleki veya şahsi
sebeplerle, tedaviyi bitirmeden hastasını bırakabilir. Ancak, bu gibi
hallerde, diğer bir meslektaşın tedavi veya müdahalesine imkân verecek
zamanı evvelden hesaplayarak hastayı vaktinde haberdar etmesi şarttır.
Hastanın bırakılması halinde hayatının tehlikeye düşmesi veya sıhhatinin
zarara uğraması muhtemel ise, diğer bir meslektaş temin edilmedikçe,
hastayı terk edemez. Hastayı bu suretle terk eden tabip veya diş tabibi, lüzum
gördüğü veya hasta tarafından talep edildiği takdirde, tedavi zamanına ait
müşahede notlarını verir.’ şeklinde düzenlenmiştir.
…
Dava konusu uyuşmazlıkta, aile hekimi davacı ile hastası arasında
karşılıklı yaşanan diyaloglardan ve bu hususta tutulan tutanaktan,
hekim hasta arasında olması gereken güven ilişkisinin ve duygusunun
zedelendiği, bu durumun sağlıklı ve düzenli bir muayeneye engel olacağı,
çalışma barışı ve düzenine zarar vereceği, hastanın kendisini muayene eden
hekime güveninin olmaması halinin tedavide olumsuz sonuçlar doğurup ilerde
telafisi imkansız zararlara sebebiyet vereceği açık olup, bu doğrultuda davalı
idarece davacının haklı kabul edilebilecek olan başvurusunun değerlendirilip ilgili
hastanın mağduriyeti oluşmayacak şekilde aynı aile sağlık merkezi içerisinde bir
başka hekim ile değiştirilmesi mümkün iken aksi yönde tesis olunan işlemde
hukuka uyarlık görülmemiştir.”
gerekçesiyle iptal kararı verilmiştir.
Görüldüğü üzere, bu Mahkeme kararı sonrasında hekimler, İl Sağlık
Müdürlüğü’ne başvurup hasta kaydının başka bir hekime geçirilmesini
isteyebilecektir. Zira Anayasa’nın 138. ve İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28.
maddeleri gereğince yargı kararları bağlayıcıdır ve uyulması/yerine getirilmesi
zorunludur. Aksi yönde bir tutum, Türk Ceza Kanunu’nun 257. maddesine de
aykırılık oluşturur ve suç teşkil eder.
Bu vesileyle tekrar belirtelim ki meslek odamız; sözleşmeli çalışma ile iş güvencesi
ortadan kaldırılan, nöbet angaryası ile çalışma saatleri esnekleştirilmek istenen ve
hekime yönelik şiddet karşısında yalnız bırakılarak can güvencesi ortadan
kaldırılan aile hekimlerinin yanında olmaya ve hukuki girişimlerde bulunmaya
devam edecektir.
İstanbul Tabip Odası
Yönetim Kurulu

Benzer belgeler

HEKİMİN “HASTAYI REDDETME HAKKI” VARDIR. hastaların

HEKİMİN “HASTAYI REDDETME HAKKI” VARDIR. hastaların “Tabip ve diş tabibi, sanat ve mesleğini icra ederken, hiç bir tesir ve nüfuza kapılmaksızın, vicdanî ve meslekî kanaatına göre hareket eder. Tabip ve diş tabibi, tatbik edeceği tedaviyi tâyinde se...

Detaylı