Osmanlı İmparatorluğunda 500 Yıl Boyunca Kullanılan

Transkript

Osmanlı İmparatorluğunda 500 Yıl Boyunca Kullanılan
OSMANLI ÝMPARATORLUÐU'NDA
500 YIL BOYUNCA KULLANILAN
MUHASEBE YÖNTEMÝ:
MERDÝVEN YÖNTEMÝ
Doç.Dr. Cemal ELÝTAÞ
Yrd.Doç.Dr. Oðuzhan AYDEMÝR
Uzman Tarihçi Uður ÖZCAN
Prof.Dr. Oktay GÜVEMLÝ
Doç.Dr. Mehmet ERKAN
Öðr.Grv.Dr. Mustafa OÐUZ
Ankara, 2008
OSMANLI
İMPARATORLUĞU’NDA 500
YIL BOYUNCA KULLANILAN
MUHASEBE YÖNTEMİ:
MERDİVEN YÖNTEMİ
Yazarlar:
Doç.Dr. Cemal ELİTAŞ
Prof.Dr. Oktay GÜVEMLİ
Yrd.Doç.Dr. Oğuzhan AYDEMİR
Doç.Dr. Mehmet ERKAN
Uzman Tarihçi Uğur ÖZCAN
Öğr.Grv.Dr. Mustafa OĞUZ
Bu proje TÜRKİYE BİLİMSEL VE TEKNOLOJİK ARAŞTIRMA
KURUMU (TÜBİTAK)’nun Sosyal ve Beşeri Bilimler Araştırma Grubu
Başkanlığı tarafından 105 K 160 nolu kod ve “Osmanlı
İmparatorluğu’nda 500 Yıl Boyunca Kullanılan Muhasebe Yöntemi:
Merdiven Yöntemi” başlığı ile 01 Mayıs 2006 – 01 Mayıs 2008 tarihleri
arasında finanse edilerek desteklenmiştir.
T.C.
MALİYE BAKANLIĞI
Strateji Geliştirme Başkanlığı
Yayın No:2008/377
www.maliye.gov.tr
e-maliye@maliye .gov.tr
Her hakkı Maliye Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanlığı’na aittir.
Kaynak gösterilerek alıntı yapılabilir.
ISBN: 978–975–8195–16–9
1000 Adet
Nisan, 2008
Tasarım: İvme
Tel: 0312 230 67 01
Baskı: Ümit Ofset Matbaacılık
Tel: 0312 384 26 27
TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN
85. YILINA ARMAĞANDIR.
iii
iv
İÇİNDEKİLER
ÖNSÖZ ............................................................... 1
BÖLÜM I
ABBASİ VE İLHANLI DEVLETİ’NDE MUHASEBE YÖNTEMİ
GİRİŞ ................................................................. 5
1. GENEL OLARAK SAYI KURALLARI .................. 6
10. Birler ....................................................... 6
11. Onlar ....................................................... 6
12. Yüzler ...................................................... 7
13. Binler ....................................................... 7
14. Örnek Sayılar ve Gösterimleri ................... 7
2- ABBASİLER’DE MUHASEBE UYGULAMALARI .. 8
20. Genel Açıklama ........................................ 8
21. Abbasiler’de Siyakat Yazı Sistemi ............. 8
22. Abbasiler’de Muhasebe Defterlerinde
Kurallar ve İşaretler ................................ 11
23. Abbasiler’de Siyasi Yapı ............................ 14
24. Abbasiler’de İktisadi ve Mali Yapı .............. 19
240. Muhasebe Uygulamalarını Etkileyen
Alt Yapı ......................................... 23
241. Abbasi Devleti Döneminde Vergiler..32
25. Abbasiler’de Muhasebe Kayıtları ............... 46
250. Abbasi Devleti Muhasebe Kayıt
Örneği-1 ........................................ 55
251. Abbasi Devleti Muhasebe Kayıt
Örneği-2 ........................................ 76
v
3. İLHANLILAR’DA MUHASEBE UYGULAMALARI . 91
30. Genel Açıklama ........................................ 91
31. İlhanlılar’da Siyakat Yazı Sistemi .............. 92
32. İlhanlılar’da Muhasebe Defterlerinde
Kurallar ve İşaretler ................................ 100
33. İlhanlılar’da Siyasi Yapı ............................ 104
34. İlhanlılar’da Devlet Teşkilatı ..................... 108
35. İlhanlılar’da İktisadi Yapı .......................... 115
36. İlhanlılar’da Mali Yapı .............................. 117
360. İlhanlılar’da Mali Durum ve Devlet
Bütçesi .......................................... 120
361. İlhanlılar’da Para ........................... 121
362. İlhanlılar’da Vergiler ...................... 122
363. İlhanlılar’da Gazan Han Dönemi ve
Islahatları ...................................... 124
37. İlhanlılar’da Muhasebe Öğreti Eserleri ...... 129
38. İlhanlılar’da Muhasebe Kayıtları ............... 132
380. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-1.133
381. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-2.139
382. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-3.146
4. MERDİVEN YÖNTEMİ’NİN DOĞUŞU ................. 180
40. Genel Açıklama ........................................ 180
41. Merdiven Yönteminin Temel Özellikleri ..... 182
KAYNAKÇA ......................................................... 183
vi
BÖLÜM II
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA MERDİVEN YÖNTEMİ
GİRİŞ ................................................................. 189
1. OSMANLI İMPARATORLUĞU KURULUŞ DÖNEMİ.191
10. Genel Açıklama ......................................... 191
11. Kuruluş Döneminde Siyasi Yapı ............... 209
12. Kuruluş Döneminde İktisadi Yapı ............. 216
13. Kuruluş Döneminde Mali Yapı .................. 219
14. Osmanlı İmparatorluğu Dönemine Ait
Örnekler Hakkında Açıklama ..................... 234
15. Kuruluş Dönemine Ait Muhasebe Kayıt
Örnekleri ................................................... 243
150. Cizye Muhasebesi Kalemi Defter
Kataloğu (628) ............................... 244
151. Haremeyn Muhasebesi Kalemi Defter
Kataloğu (614) ............................... 246
152. Büyük Ruznamçe Kalemi Defteri
Kataloğu (627) ............................... 247
153. Başmuhasebe Kalemi Defteri
Kataloğu (596-612) ........................ 248
154. Anadolu Muhasebesi Kalemi Defteri
Kataloğu (629) ............................... 250
155. Maden Mukataası Kalemi Defteri
Kataloğu (622) ............................... 250
156. Kuruluş Dönemi Muhasebe Kayıt
Örneği ........................................... 251
vii
2. OSMANLI İMPARATORLUĞU YÜKSELME
DÖNEMİ ............................................................. 313
20. Genel Açıklama ........................................ 313
21. Yükselme Döneminde Siyasi Yapı ............. 315
22. Yükselme Döneminde İktisadi Yapı ........... 323
23. Yükselme Döneminde Mali Yapı ................ 333
230. Defterdar ...................................... 334
231. Eyalet Defterdarlıkları ................... 336
232. Osmanlı Devleti Hazineleri ............ 337
2320. İç Hazine ............................. 337
2321. Dış Hazine (Birun HazinesiMiri Hazine) ......................... 339
233. Miri Hazine Daireleri ..................... 342
2330. XVI. Yüzyılın Ortalarında
Maliye Kalemleri ................ 343
2331. Birinci Ve İkinci Ruznâme
Daireleri (Kalemleri) ........... 343
2332. RumeIimuhasebesi (Dairesi )
Kalemi ............................... 344
2333. Anadolu Muhasebe Dairesi
Kalemi ............................... 344
234. Darb-Hâne Hümayun .................... 345
235. Hazine Gelirleri ............................. 345
236. Vergilerin Toplanması ve Tahsisi ... 351
237. Maliye İle İlgili Bazı Kavramlar ...... 353
238. Bütçe ............................................ 356
24. Yükselme Dönemine Ait Muhasebe Kayıt
Örnekleri ................................................ 358
viii
240. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt
Örneği-1 ........................................ 367
241. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt
Örneği-2 ........................................ 420
242. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt
Örneği-3 ........................................ 437
243. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt
Örneği-4 ........................................ 452
244. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt
Örneği-5 ........................................ 462
3. TANZİMATA KADAR OSMANLI
İMPARATORLUĞU (1579-1839) ........................... 473
30. Genel Açıklama ........................................ 473
31. Tanzimata Kadar Olan Dönemde Siyasi
Yapı ........................................................ 475
32. Tanzimata Kadar Olan Dönemde İktisadi
Yapı ........................................................ 488
33. Tanzimata Kadar Olan Dönemde Mali
Yapı ........................................................ 493
34. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait
Muhasebe Kayıt Örnekleri ....................... 502
340. Tanzimata Kadar Olan Döneme
Ait Muhasebe Kayıt Örneği-1 ......... 510
341. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait
Muhasebe Kayıt Örneği-2 .............. 531
4. TANZİMAT SONRASI – CUMHURİYETE KADAR
OSMANLI İMPARATORLUĞU ............................... 554
40. Genel Açıklama ........................................ 554
41. Tanzimat Sonrası – Cumhuriyete Kadar
Olan Dönemde Siyasi Yapı ...................... 556
42. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar
Olan Dönemde İktisadi Yapı .................... 559
ix
43. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar
Olan Dönemde Mali Yapı ......................... 563
44. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar
Olan Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt
Örnekleri ................................................ 567
440. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete
Kadar Olan Döneme Ait Olan
Muhasebe Kayıt Örneği-1 .............. 571
441. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete
Kadar Olan Döneme Ait Olan
Muhasebe Kayıt Örneği-2 .............. 600
442. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete
Kadar Olan Döneme Ait Olan
Muhasebe Kayıt Örneği-3 .............. 620
KAYNAKÇA ......................................................... 662
x
BÖLÜM III
GENEL DEĞERLENDİRME
GİRİŞ ................................................................. 671
1. MERDİVEN YÖNTEMİNİ KULLANMIŞ OLAN
DEVLETLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ ............. 676
2. ABBASİ DEVLETİ’NDE (750–1258) MERDİVEN
YÖNTEMİNİN İLK UYGULAMALARI ................. 688
20. Siyasi Gelişmeler ve Siyasi Yapı ................ 688
21. Abbasilerde İdari Yapı .............................. 691
22. Abbasilerde Maliye Teşkilatı ve Vergiler .... 693
23. Abbasilerde Devletin Giderleri .................. 702
24. Merdiven Yönteminin Bilinen İlk Örneği ... 704
3. İLHANLI DEVLETİ’NDE MERDİVEN YÖNTEMİ
VE GELİŞME SÜRECİ ..................................... 715
4. OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA
MERDİVEN YÖNTEMİ ..................................... 722
40. Merdiven Yönteminin Osmanlılara Geçiş
Süreci: Osmanlı – İlhanlı İlişkileri ........... 722
41. Osmanlı İmparatorluğu Devlet Teşkilatı ve
Mali Yönetimi: Genel Bakış ..................... 728
42. Merdiven Yönteminin Osmanlılar
Tarafından Geliştirilmesi ......................... 731
43. Günümüz Genel Kabul Görmüş Muhasebe
İlke ve Kuralları İle Bir Kıyaslama:
Merdiven Yöntemi ................................... 737
5. SONUÇ ........................................................... 754
KAYNAKÇA ......................................................... 760
ÖZGEÇMİŞLER ................................................... 762
xi
xii
ÖNSÖZ
Kayıt biçimi, yukardan aşağıya doğru, ana tutar ve bu
tutarı oluşturan ayrıntıları kapsadığı için Merdiven Yöntemi
denilen bu muhasebe kayıt yöntemi, dünyada bilinen en
uzun ömürlü kayıt tekniklerinden
birisidir. Bilinen ilk
örnekleri 8. yüzyılın ikinci yarısına aittir. Abbasi Devleti’nde
doğmuş, 13. yüzyılın ortalarında İlhanlılara geçmiş, çok
açık olmamakla beraber Selçuklar tarafından kullanılmış,
ama daha belirgin olarak bilindiği üzere 14. yüzyılda
İlhanlılardan alınan yöntem 19. yüzyıl sonlarına kadar
Osmanlılar
ömrü
1100
tarafından
yıl
kullanılmıştır.
dolayındadır.
Bu
Yöntemin
üç
bilinen
devletin,
yani
Abbasilerin, İlhanlıların ve Osmanlıların alfabe ve dil
yakınlıkları, İslami geleneklerin egemen olduğu kültürel
yapı, devlet yapısı ve yönetimi, ekonomik yapı ve ticaret
alışkanlıkları, devlet gelir ve giderleri benzer olduğu için
ayni muhasebe yöntemi çağın değişen koşullarına göre
yenilenerek gelişme göstermiş ve yaşamını sürdürmüştür.
Yöntemin kullanım alanı devlet muhasebesi olmuştur. Yani
yöntem, bir devlet muhasebesi olarak doğmuş, gelişmiştir.
Orta Doğunun devletçi yapısı yöntemin devlet muhasebesi
olarak doğması ve gelişmesine olanak sağlamıştır.
14. Yüzyıl boyunca İlhanlı Devletinde yöntemi tanıtıcı
ve öğretici dört kitap bugünlere kadar gelmiştir. Bu dört
kitabın
yayınlandığı
yıllarda,
bugün
küreselleşmesini
1
tamamlamış olan çift yanlı kayıt yönteminin ilk örnekleri
ortaya çıkıyordu. Çift yanlı kayıt yöntemi, henüz yedi yüz
yıllıktır; merdiven yönteminin yaşadığı ömür süresine göre
genç bir yöntemdir. Çift yanlı kayıt yöntemi kapitalist
ekonominin yarattığı bir yöntemdir. Merdiven yöntemi ise,
devletçiliğin egemen olduğu bir ekonomik yapının yarattığı
ve geliştirdiği bir yöntem olma özelliğini taşır.
Merdiven yönteminde bir normal yazının ve bir de
noktasız yazının (siyakat) kullanıldığı bilinmektedir. Bunun
iki nedeni olduğu tespit edilebilmiştir. Bunlardan birisi,
muhasebe kayıtları, hazine ile ilgili olarak
devletin sır
niteliğini taşıdığı için okunması zor olan bu yazının
kullanılmış olmasıdır. İkincisi de, muhasebede az yere çok
yazı yazılması zorunluluğu nedeni ile Arap harflerinde altta
ve üstteki noktaların, yukarda ve aşağıdaki satırlardaki
sözcüklere
ait
olma
ihtimalinin
ortadan
kaldırılması
ihtiyacıdır. Siyakat ile kayıtlarda sayıların Arap rakamları
ya da yazı ile yazıldıkları da görülmektedir. Bu da sayıların
okunmasını önlemek isteğinden ve rakamlarda değişiklik
yapma ihtimalinin kaldırılması arzusundan ileri gelmiş olsa
gerektir.
Yöntem, asırlar boyu gelişen ve değişen koşullara göre
kendini yenilemiştir. Kullanım yerleri genişlemiştir. Yöntem
iç ve dış denetime, muhafazakarlığa, gizliliğe ve özellikle
raporlamaya her zaman önem veren bir çizgide kalmıştır.
2
Raporlamadaki açıklık ve anlaşılır olma özellikleri yöntemin
uzun ömürlü olmasının başta gelen nedenleridir.
Özellikle
Osmanlı’da
muhasebecilerin
yetişmeleri
uygulamaya dayanır, tüm muhasebe eğitimi uygulama
içinde alınır. Buna yazı yazma, deyimleri öğrenme, hesap
bilgisi
de
dahildir.
Daha
sonra,
çeşitli
muhasebe
bölümlerinde defter tutma, bölümler arası bilgi aktarma,
arşivleme çalışmaları gelir. Muhasebeci başka bir mesleğe
geçmez ve 35-40 yıl mesleği yapar. Maliye Bakanı olan, Baş
Defterdar
hemen
hemen
her
zaman
muhasebe
uygulamalarının içinden yetişmiş bir kişidir. Meslekte
dürüstlük, çalışkanlık, ast – üst ilişkilerinde sevgi ve saygı
esastır. Devletin varlıklarını korumak, çıkarlarına zarar
gelmesine fırsat vermemek onun her zaman onuru ve başta
gelen görevi olmuştur. Yukarda adı geçen devletlerde ve
özellikle Osmanlı’da muhasebeciliğin her zaman saygın bir
meslek konumunda kalmasının nedenleri bunlardır.
Merdiven
yöntemi
ile
ilgili
araştırmalar
henüz
başlangıç aşamasındadır. Türkiye’nin, 20 – 24 Temmuz
2008 tarihlerinde yapılmak üzere 12. Dünya Muhasebe
Tarihçileri Kongresi’ni üstlendiği 2004 yılından bu yana,
Türk delegasyonu, dünyada yirmi dolayında uluslararası
kongre ve konferansa katılmış ve bu etkinliklere çoğunluğu
merdiven yönetiminin tanıtımına dönük elli dolayında
bildiri vermiştir. Bu etkinliklerin ayni hızla devam etmesi
3
yöntemin
çeşitli
açılardan
tanıtımına
büyük
katkı
sağlayacaktır.
Bu eser Merdiven Yöntemini tanıtıcı ilk kitap olma
özelliğini
taşımaktadır.
Yani
bir
ilktir.
Hazırlayıcılar
arasında benim adımın da yer aldığı görülmekte ise de, bazı
konularda danışmanlık yapmaktan öte fazla bir katkım
olmadığını belirtmem gerekiyor.
Kitabın, hemen hemen
bütünü ile, Öğr. Gör. Dr. Mustafa Oğuz’un siyakat yazısı ve
Osmanlıca bilgisine dayalı olarak, Doç. Dr. Mehmet Erkan,
Doç. Dr. Cemal Elitaş, Yard. Doç. Dr. Oğuzhan Aydemir’in
ve
Uğur
Özcan’ın
hazırlandığını
büyük
biliyorum.
Ve
çabaları
onları
ve
bu
emekleri
ülkenin
ile
kayıt
kültürünün tanınmasına yaptıkları bu önemli katkıdan
dolayı
kutluyorum.
Merdiven
yöntemi
ile
ilgili
bu
araştırmaların devam etmesini diliyorum. Ayrıca kitabın
basımı için sağladığı destekten dolayı Maliye Bakanlığı
nezdinde Doç.Dr. Ahmet Kesik’e teşekkür ederim.
Prof. Dr. Oktay Güvemli
12.Dünya Muhasebe Tarihçileri
Kongresi Başkanı
4
BÖLÜM I
ABBASİ VE İLHANLI DEVLETİ’NDE MUHASEBE YÖNTEMİ
GİRİŞ
Çalışma üç temel bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde
hem
Abbasiler
Devleti,
hemde
İlhanlılar
Devletindeki
muhasebe uygulamalarında kullanılan “siyakat” yazısı ve
rakamları ile muhasebe uygulamalarının içerisinde geçen
terminoloji tanıtılarak, muhasebe defterlerinde yer alan
kurallar
ve
işaretlere
yer
verilmiştir.
Bundan
amaç,
çalışmanın ilerleyen bölümlerinde muhasebe uygulamaları
için verilen örneklerin anlaşılabilirliğinin artırılması veya
sağlanmasıdır. Ayrıca çalışmada, bu devletlerin siyasi,
iktisadi ve mali yapıları incelenmiş, muhasebe uygulamaları
örneklerle ortaya konmuştur.
Çalışmanın
ikinci
bölümünde
Osmanlı
Devleti
açısından siyasi, iktisadi, mali ve muhasebe hayatına ilişkin
değerlendirmelere
ve
örnek
muhasebe
kayıtlarına
yer
verilmiştir. Bu bağlamda, Osmanlı Devleti dört döneme
ayrılarak incelenmiştir. Bunlar;
- Kuruluş Dönemi,
- Yükselme Dönemi,
- Yükselme Döneminin sonu ile Tanzimat arası,
- Tanzimat’tan Cumhuriyet’e kadar olan dönemdir.
5
Çalışmanın üçüncü bölümünde ise çalışma hakkında
genel değerlendirme yapılarak bulgular özetlenmiştir.
1. GENEL OLARAK SAYI KURALLARI
Burada merdiven yönteminde kullanılan sayılar ve bunların
yazılışlarından bahsedilecektir.
Önce birler anlatılmakta, sonra bu rakamların üstüne
sıfır denilen yuvarlak halka koyulmak sureti ile onlar
olacağı zikredilmekte ve daha sonra da yüzler ve binler
hakkında kısaca bilgi verilmektedir. Bu bölüm, Abbasiler,
İlhanlılar ve Osmanlı Devletlerinin muhasebesindeki ortak
konu
olduğundan
her
dönem
için
ayrı
ayrı
ele
alınmayacaktır.
10. Birler
Sıfırdan dokuza kadar olan sayılar birler olarak kabul
edilmektedir. Görünümleri ve modern karşılıkları Tablo
1’deki gibidir.
Tablo 1. Birler’in Arapça Gösterimi
11. Onlar
10’dan
99’a
kadar
olan
sayılar
onlar
olarak
edilmektedir. Mevcut gösterimi Tablo 2’deki gibidir.
6
kabul
Tablo 2. Onlar’ın Arapça Gösterimi
12. Yüzler
100’den 999’a kadar olan sayılar yüzler olarak kabul
edilmektedir. Yüzler’in gösterimi Tablo 3’deki gibidir.
Tablo 3. Yüzler’in Arapça Gösterimi
13. Binler
1000’den 9999’a kadar olan sayılar binler olarak kabul
edilmektedir. Binler’in gösterimi ise Tablo 4’de olduğu
gibidir.
Tablo 4. Binler’in Arapça Gösterimi
14. Örnek Sayılar ve Gösterimleri
Burada bazı örnek sayıların Arapça karakterler ve modern
karşılıkları itibariyle nasıl yazıldıklarına yer verilmektedir.
7
2- ABBASİLER’DE MUHASEBE UYGULAMALARI
20. Genel Açıklama
Orta Doğu'da ilk İslam Devletinin Hazret-i Muhammed’in
milâdi
622
yılında
Mekke’den
Medine’ye
hicreti
ile
kurulduğu kabul edilir. Bu tarih aynı zamanda Hicri
takviminin de başlangıcıdır.Hazret-i Muhammed’in milâdi
632 (Hicri 11) yılında vefatından sonra, Hulefâ-yı Râşidin
başka bir ifade ile dört Halife dönemi başlar. Hz. Ebubekir,
Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dört halife döneminin
halifeleridir. 632 - 661 (Hicri 11-40) yılları arasında halifelik
yapmışlardır.
Devletinin
egemenlikleri
Dört
Halife
kurulduğu
661-750
döneminden
sonra
görülmektedir.
(Hicri
41-132)
Emevi
Emeviler’in
yılları
arasında
sürmüştür. Emeviler döneminde Orta Doğu İslam devletinin
sınırları
genişlemiştir.
Emeviler’den
sonra
da
Abbasi
Hanedanı'nın egemenliği başlamıştır.
21. Abbasiler’de Siyakat Yazı Sistemi
Divan rakamlarının icat tarihi ile ilgili kesin bir kaynak
yoktur. Fakat, hicretin ilk yıllarından itibaren Araplar
tarafından İrandan alınan muhasebe ve defter tutma usulu
divan rakamlarının icadına yol açmıştır. “Divan” usulünün
Araplar tarafından kabul edilmesinin ardından yaklaşık 50
yıl kadar defterler Pehlevice yani İran dilinde, Suriye
dolaylarında Rumca, Mısır’da Kıptice yazılıyordu. Emeviler
8
dönemindeki “ırk üstünlüğüne” ve Arap milliyetçiliğine
dayanan yönetim anlayışları nedeniyle Arap uzmanlar
yetiştirilmiş ve ortak dil Arapça olmuştur. Zira Emevi
hükümdarlarından
Abdülmelik
bin
Mervan’ın
emriyle
M.700’de defterler yabancı diller yerine Arapça tutulmaya
başlanmıştır. Emevi devletine ait söz konusu bu belgeler
“Cemâcim Vak’asında” tamamen yok olmuştur1.
Siyakat yazısının ilk olarak Abbasiler zamanında
Irakta kullanıldığı sanılmaktadır. Abbasiler tarafından icat
edildiği iddia edilmektedir. Anadolu’ya da Selçuklu devleti
zamanında İran yoluyla girmiştir2. Diğer bir görüşe göre ise,
Menşeinin İran olduğu iddia edilen siyakat yazısı Abbasilere
İrandan geçmiştir. Selahaddin Elker, Avusturyalı Von
Kremer’in divan rakamlarının kullanıldığı Abbasi devletinin
gelirlerini gösteren bir belgeyi yayınladığını hatırlatarak
Abbasi halifelerinden el-Muktedir Billah Cafer’in veziri Ali
bin İsa tarafından yazılan belgenin divan rakamlarının
tarihi bakımından öneme haiz olduğunu belirtmektedir.
Abbasiler dönemine ait Milâdi 918 (Hicri 306) yılına kadar
giden Von Kremer’in yayınladığı bu evrak3 büyük bir
ihtimalle en eski vesikadır. Nitekim Fekete de siyakat
1
Selahattin Ekler, Divan Rakamları, Türk Tarih Kurumu, Ankara,
1953, s.17.
2 Dündar Günday, Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Özellikleri Ve
Divan Rakamları, TTK, Ankara, 1989, s. 1.
3 Söz konusu belge A. von Kremer, Uberdas Einnahmebudget
Abbasiden Reiches, von Jahre 306 H. (918-919), s. 306-318.
9
rakamlarının bütün orta doğuda Abbasi devletinden beri
mali işlerde kullanıldığını belirtmektedir4.
Abbasilerde siyakat yazısını gösteren daha eski bir
vesika
henüz
bulunamamıştır.
Bunun
en
büyük
nedenlerinden birisi de şüphesiz ki Emevi Devleti’nin yıkılıp
yerine Abbasilerin geçmesi sürecinde yaşanan savaşlar
sırasında, devletin vergi ve tapu kayıtlarını içeren sicil
kayıtlarının kaybolmasıdır. Vergi nispetleri, toprak kayıtları
ve nüfus bilgileri gibi maliyeye temel teşkil edecek belgelerin
imha
edilmesi,
mali
sistemi
tamamen
“kontrolden
çıkartmıştır”5.
Bununla
da
kalmamış
Abbasiler’in
maliye
ve
muhasebe evrakını ihtiva eden defterhanelerin halife Emin
ile
kardeşi
tamamen
Me’mun
yanması
arasındaki
büyük
bir
mücadele
boşluk
sırasında
oluşturmuştur6.
Ortaçağ ortadoğusunda kurulan İslam devletleri, Osmanlı
devletini hariç tutarsak, yıkılmış, beraberinde arşivleri de
tahrip edilmiştir. Bu noktada işimize yarayacak özellikle
Said Öztürk, Osmanlı Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Ve Tarihi
Gelişimi, OSAV, İstanbul, 1996, s. 25.
5 Mustafa Demirci, “Abbasiler Devrinde Yukarı Mezapotamyada (Cezîre)
Köylü Hareketleri” Akademik Araştırmalar Dergisi, Mayıs-Temmuz
2006, S. 29, Maestro Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 3-4.
6 Selahaddin Elker a.g.e., s.20-21, ayrıca bkz. Corci Zeydan; İslam
Medeniyeti Tarihi, Cilt II. Çev: Zeki Megâmiz, Üç Dal Neşriyat,
İstanbul, 1966, s.120; Said Öztürk, a.g.e., s. 25.
4
10
Abbasiler dönemiyle ilgili herhangi bir muhasebe öğreti
eseri kalmamıştır7.
Bununla
birlikte,
siyâkat
rakamlarının
devlet
muhasebesinde kullanıldığı açıktır.
22. Abbasiler’de Muhasebe Defterlerinde Kurallar
ve İşaretler
Harfle Başlaması: Bu bir başlangıç ifadesidir. İlhanlılar’da
ve Osmanlılar’da da kullanılması bize Abbasiler ile benzeşen
hususların olduğunun sinyallerini vermektedir. Abbasi
devletinde Milâdi 918 (Hicri 306) yılında Halife olan
Muktedir’in veziri Ali bin İsa tarafından düzenlenmiş olan
vâridat cetvelinin ilk sayfası harf______________________
kelimesi ile başlamaktadır8.
Yekün: Toplam anlamına gelir. Yapılan kayıtlar toplanır ve
toplam yazılır.
Muhasebe
kayıtları
defterlere
yazılırdı.
Abbasiler
horasanda askerlerin maaş listesini içeren belgelere “defter”
demiştir.
Diğer
bir
ismi
de
“cerîde”dir.
Defterler
7 Ömer Abdullah Zaid, “Accounting Systems And Recording Procedures
İn The Early İslamic State” The Accounting Historians Journal,
December, 2004.
8 A. Von Kramer, “Einnahmebudget des Abbasiden Reiches” adlı
kitaptan naklen Corci Zeydan, Medeniyet-i İslamiyye Tarihi, Tercüme:
Zeki Megamiz, İkdam Matbaası, İstanbul-1329 (1913), s. 120.
11
kullanılmadan önce kayıt altına alınırdı. Sultanın mührüyle
mühürlenerek kayıt altına alınması bir zorunluluktu.
İbni Haldun’un İslam devlet yapılarıyla ilgili verdiği
bilgiler içerisinde muhasebe yapısıyla alakalı bilgilerde
bulunmaktadır.
hakkında
Abbasi
gelişmelere
devletindeki
şahit
muhasebe
olmuştur.
İbni
sistemi
Haldun,
muhasebeyi tutan katiplerin defteri devam ettirerek defterin
sonuna ismini ve imzasını attığını ve bunu sultanın
mührüyle mühürlediğini, mühür’ün ise genelde defterin
köşesinde bir delik açtığını ifade etmiştir. Buna ek olarak
defterler kullanılmadan önce sayfaları numaralandırılırdı9.
Bahreyn
Üniversitesi’nden
Ömer
Abdullah
Zaid,
bir
makalesinde10 Mahmood Al-Mursy Lasheen’in eserinden11,
Abbasiler dönemine ait “kayıt prosödürlerini” gösteren
detaylar aktarmaktadır. Buna göre;
1. Her hangi bir girdi-çıktı olduysa hemen kaydedilir.
Ömer Abdullah Zaid, “Were İslamic Records Precursors To Accounting
Books Based On The İtalian Method?” The Accounting Historians
Journal, Vol.27, No.1 2000, s. 73-90, ProQuest Information and
Learning Company,
http://calbars.findarticles.com/p/articles/mi_qa3657/is_200006/a
i_n8887031/print, e.t. 03.10.2006.
10 Ömer Abdullah Zaid, “Accounting Systems And Recording Procedures
İn The Early İslamic State”, The Accounting Historians Journal, Dec.
2004, ProQuest Information and Learning Company, http://www.ieftrisakti.or.id/ac_sys.php e.t. 03.10.2006.
11 Bu Eser “ At-Tandheem Al-Muhasaby Lil-Amwal Al-Ammah Filİslam”, MA. Thesis, Faculty of Commerce, Al-Azhar University.
9
12
2. Bu girdi ve çıktılar cinsine göre sınıflandırılır. Benzer
ve aynı türden mallar bir hesap altında toplanır, ve
kaydedilir.
3. Makbuz, alındı, sayfanın sağ tarafına kaydedilir ki
makbuzun kaynağı açıkça tanınsın ve bilinsin.
4. Ödemeler yeterli bir açıklamayla birlikte sayfanın sol
tarafında kaydedilir.
5. Kaydedilen bilgiler dikkatli bir şekilde açıklanmalıdır.
6. İki girdi arasında hiçbir boşluk bırakılmamalıdır. Eğer
herhangi bir nedenle boşluk bırakıldıysa, bu boşluğa
karşıdan karşıya bir çizgi çekilmelidir. Bu çizgiye
“Attarkeen”
terkin
denilmektedir.
Aksi
taktirde
manipülasyon ve yanlış gösterme durumu ortaya
çıkabilir.
7. Tekrar tekrar yazmak, karalamak şekliyle düzeltmek
kesinlikle
yasaktır.
(accountant/bookkeeper)
Eğer
yanlışlıkla
kâtip
yekünü
fazla
gösterdiyse hesabı divana vermek zorundadır.
8. Hesap kapatıldığı zaman, belirli bir işaret koyularak
hesabın kapatıldığı belirtilmeye çalışılır.
9. Benzer
hareketlilikler
bir
ön
çalışma
defterinde
toplanarak ilgili deftere kaydedilmek üzere postalanır.
13
10. Benzer hareketliliklerin kaydedildiği ön çalışma
defterininin
postalama
işlemi
bağımsız
bir
kişi
tarafından yapılır.
11. El-Hâsâl diye adlandırılan bilançoda, iki tutar
arasındaki fark çıkarılmalıdır.
12. Aylık yada yıllık rapor hazırlanmalıdır. Bu raporlar
detaylı ve faydalı bilgiler edinmek içindir. Örneğin,
gelen ürünlerin ne oldukları, nereden geldikleri ve ne
şekilde dağıtıldıkları gibi konularda bilgi sağlar.
13. Her mâli yılın sonunda kâtib tarafından
hazırlanarak
sorumluluğundaki
bütün
rapor
mallar
ve
paralar detaylandırılır.
23. Abbasiler’de Siyasi Yapı
Abbasiler Orta Doğu'da Emeviler'den sonra İslam Devletini
beş yüz yıl boyunca yöneten hanedandır. Egemenlikleri
750-1258
(Hicri
Muhammed’in
132-656)
soyundan
yılları
gelen
“hâşîmîler” de denilmektedir.
arasındadır.
hanedana
bu
Hz.
nedenle
İslam dünyasının liderliğini
Emeviler’den alan Abbasiler, idari, ilmi, siyasi ve askeri
alanlarda
çok
büyük
değişiklikler
yapmıştır.
Emevi
halifelerinin İslam’ın öngördüğü devlet reisliği yerine Arap
asil sınıfını önde tutan hükümdarlığı getirmeleri ve böylece
cihanşümul İslam devletini içten içe “etnik unsura dayalı
14
bir devlet” haline getirmeleri Arap olmayan kesimi rahatsız
etmişti. Fethedilen yerlerde İslamiyet’i kabul eden ve Arap
olmayan kişilere “mevâli” yani bir nevi köle deniyordu.
“İkinci sınıf” muamelesi görüyorlardı12. Durumdan memnun
olmayan halk gizlilik içinde yürütülen Abbasi lehinde
propaganda ve yer altı faaliyetlerini Horasanlı Ebu Müslim
etrafında topladı13. İhtilal başarıyla gerçekleşti. İhtilali
gerçekleştirenler Emevi hanedanına karşı cephe alan farklı
gruplardı. Ebu’l-Abbas es-Seffâh halife olarak başa geçti.
Abbasilerin iktidara gelmesiyle Emeviler’e mensup olanların
“hunharca”
katledilmesi
bir
oldu14.
Araştırmacılar
Emevilerin yerine Abbasilerin geçmesini basit bir hanedan
değişikliği
değil,
İslam
tarihinde
bir
devrim
olarak
nitelendirmektedirler15.
Ebu’l-Abbas hilafet merkezi olarak Suriye’yi değil
Irak’ı tercih etmiş ve merkezi oraya taşımıştır. Ebu Cafer elMansur döneminde Abbasilerin sürekli başkenti olacak olan
Diyarıbağdat’a (medinetüsselam) taşınmıştır. Bu değişiklikle
idarenin “ağırlık merkezi” bir Akdeniz ülkesi olan Suriye’den
sulanabilen
geniş
vadilere
sahip
ticaret
yollarının
Hakkı Dursun Yıldız, “Abbasiler” İA, C. 1, TDVY, İstanbul, 1988, s.
46.
13 Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.3, Çağ Yayınları,
İstanbul, 1995, s. 28-29.
14 Hakkı Dursun Yıldız, a.g.m., s. 46.
15 Bernard Lewis, Ortadoğu, Sabah Kitapları, Çev: Mehmet Harmancı,
İstanbul, 1995, s.59.
12
15
merkezinde bulunan Irak’a kaymış oldu. Bu da Bizans
yerine İran’ın tesirini arttırmasına neden olmuştur16.
Abbasiler, en şaşaalı dönemini Harunürreşid Milâdi
786-809
(Hicri
170-194)
zamanında
yaşamıştı.
Harunürreşid Bizans üzerine düzenlediği seferlerle hem
karada hem de denizde büyük başarılara imza atmıştır.
Milâdi 803 ve 806 yıllarında büyük bir orduyla Bizans
topraklarına girmiş daha sonra Konya Ereğli ve Niğde ele
geçirilmiş ve Bizans İmparatoru Nikephoros hem kendi hem
de oğlu için cizye vermeyi kabul ederek barış istemek
zorunda kalmıştır.
Abbasi
başlamıştır.
Türklerden
Türk
ilişkileri
Öyleki
saray
oluşmaktaydı.
Harunürreşid
muhafızlarının
Abbasiler
Bizans
döneminde
bir
kısmı
tehlikesine
karşı Cündikınnesrîn şehrini Avâsım adıyla müstakil bir
bölge
haline
getirmiştir.
Bilindiği
gibi
Avasım
şehri
Türklerden oluşan şehirlerdi17.
Harunürreşid’in 809’da vefat etmesinin ardından kısa
sürede olsa isyanlar çıkmıştı. Kıptilerin isyanı, Bâbek isyanı
gibi büyük isyanlar Harunürreşid’in oğlu Me’mun dönemine
Hakkı Dursun Yıldız, a.g.m., s. 46 Bernard Lewis; a.g.e., s. 61.
Nahide Bozkurt, “Hârûnürreşîd” İA, C. 16, İstanbul, 1997, TDVY, s.
258-261; Ayrıca bkz. Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.3,
Çağ Yayınları, İstanbul, 1995, s. 129.
16
17
16
rastlar.∗ Müslümanlarla Bizanslılar arasında neredeyse
yirmi
beş
yıldır
süren
sükunet
Me’mun
döneminde
bozulmuştur. Milâdi 830’da (Hicri 215) Bizans’a akınlar
düzenlenmiş ve büyük başarılar elde edilerek Bizans vergiye
bağlanmıştır.
Me’mun’un saltanat devri yıpratıcı olaylara
rağmen İslam tarihinin en parlak dönemlerinden birisidir18.
Mu’tasım Milâdi 833 (Hicri 218) zamanında Bizans’a
çok büyük bir sefer düzenlenmiştir. Anadoluya girerek
Ankara üzerinden Afyon önlerine kadar gelen Mu’tasım,
Anadolu’nun en büyük şehirlerinden olan Ammuriyye’yi
(Ankara şehri) zaptetmişti.19
Buna
nüfuzu
rağmen,
zayıflamış,
davranmaya
Mu’tasım
zamanında
halifelerin
eyaletler
merkezden
bağımsız
imparatorluktan
kopmaya
başlamış
ve
945
Yılında
başlamışlardır.
Bağdat
Büveyhoğulları
tarafından işgal edilince halifelik ehemmiyetini tamamen
kaybetmiş oldu.
baskısını
1055
Bağdadın üzerindeki Büveyhoğulları
yılında
Selçuklu
sultanı
Tuğrul
bey
kaldıracaktı20.
Moğollar Milâdi 1218 (Hicri 615) yılından itibaren
batıya yönelmişlerdi. Harizmşahlar, İran, Irak gibi devletleri
∗
Örneğin babek isyanı 816 yılında çıkmış ve ancak Mutasım Billah
döneminde 838 yılında Babekin öldürülmesiyle bastırılabilmiştir.
Nahide Bozkurt, “ Me’mûn” İA, C. 29, TDVY Ankara, 2004, s. 101-104
18 Bozkurt, a.g.m., s. 101-104.
19 Yıldız, a.g.m., s. 36.
20 Meydan Larousse, C. 1. “Abbasiler”, Meydan Yayınevi, İstanbul,
1969, s. 12.
17
mağlup ettiler. Milâdi 1258’de Moğolların başında Hülagu
vardı. Bağdat önlerine gelerek şehri kuşattı. Son Abbasi
halifesi Mutasım Milâdi 1242-1258 (Hicri 640-656) çaresiz
bütün devlet erkanıyla birlikte teslim oldu. Teslim olanların
hepsi idam edildi. Hakkı Dursun Yıldız’ın ifadesiyle eşine az
rastlanır
cinayetler
Müesseseler
yıkıldı,
işlendi.
Bağdat
yerle
ahır
haline
camiler
bir
edildi.
getirilerek
kütüphaneler imha edildi. Kitaplar yakılarak Dicle nehrine
atıldı. Bu bir felaketti. Bu felaket “siyasi sahadan ziyade
medeniyet sahasında” olmuştur21.
Irak Abbasi halifeleri22
Ebu'l-Abbas (750-754), Mansur (754-775), Mehdi (775-785),
Hadi (785-786), Harun Reşid (786-809), Emin (809-813), Memun
(813-833), Mutasım (833-842), Vâsık (842-847), Mütevekkil (847861), Muntasır (861-862), Mustain (862-866), Mutez (866-869),
Muhtedi (869-870), Mutemid (870-892), Mutezid (892-902), Muktefi
(902-908), Muktedir (908-932), Kahir (932-934), Razi (934-940),
Mutteki (940-944), Mustekfi (944-946), Muti (946-974), Taî (974991), Kadir (991-1031), Kâim (1031-1075), Muktedi (1075-1094),
Mustazhir (1094-1118), Musterşid (1118-1135), Reşid (1135-1136),
Muktefi (1136-1160), Müstencid (1160-1170), Mustazi (1170-1180),
Nâsır (1180-1225), Zâhir (1225-1226), Mustansır (1226-1242),
Mustasım (1242-1258).
Yıldız, a.g.m., s. 36.
Wikipedia,
the
Free
Encyclopedia,
http://en.wikipedia.org/wiki/Abbasids, e.t. 11. 04.2007,
Ayrıca
bkz, “Abbasid”, The Encyclopædia Britannica, Eleventh Edition,
NY, 1910–1911.
21
22
18
Abbasi Hanedanı beş yüz yirmi dört yıl23 süre ile
egemenlik sürdüğü için, bu süre İslam Devletinde istikrarlı
bir dönem olmuştur. Sosyal, iktisadi, kültürel yapı ile ilgili
bilgiler bu dönemde daha istikrarlı ve daha güvenilirdir.
Çalışmanın esasını oluşturan “Merdiven Yöntemi” nin ilk
uygulama izlerine Abbasiler döneminde rastlanmıştır. Bu
nedenle muhasebe uygulamalarının da bu dönem esas
alınarak incelemesi daha uygun olacaktır. Bundan önceki
çalışmalar Merdiven Yöntemi’nin başlangıcı olarak İlhanlılar
Devletini esas almıştır. Ancak bu çalışma esnasında
Merdiven
Yöntemi’nin
başlangıcının
Abbasiler
olduğu
görülmüştür.
24. Abbasiler’de İktisadi ve Mali Yapı
Abbasi
toplumu
iki
tabakadan
oluşmaktaydı.
Bunlar
“Havas” ve “Avam” idi24. Araplar, İranlılar ve Türkler’in
yanında
çok
çeşitli
yaşamaktaydı.
olmuyordu.
Etnik
Refahın
mezhep
ve
ve
kavimlerden
mezhepsel
artması
insanlar
çatışmalar
beraberinde
eksik
lüksü
de
getirmişti. İktisadi hayatın her alanında refahın ve üretimin
artması için ellerinden ne geliyorsa yaptılar.
23 Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.3, Çağ Yayınları,
İstanbul, 1995, s. 16-17.
24 Halifenin yakınları, vezirler, emirler kadılar alim ve ediplerle katipler
havas tabakasından sayılırken, avam tabakasını ise esnaf sanatkarlar,
çiftçiler, askerler, köleler ve diğer gruplar oluşturmaktaydı. Yıldız,
a.g.m., s. 46.
19
Tarım: İktisadi hayatın temelini de ziraat oluşturuyordu.
Çünkü devletin gelirlerinin büyük bir kısmı tarıma bağlıydı.
Tarımda verimi artırmak için sulama faaliyetlerine hız
verdiler25.
Bataklıklar
kurutulmuş
ve
tarım
alanları
genişletilmiştir. Modern usullerle tarım yapılmıştır. Tarımla
ilgili bir sürü eser Arapçaya çevrilmiş ve telif edilmiştir.
Böylelikle tarımdan elde edilen verim ciddi şekilde artış
göstermiştir.
Madencilik:
ocaklarının
yapılmıştı.
Zengin
maden
işletilmesi
Gümüş
yatakları
hususunda
doğu
vardı.
büyük
eyaletlerinden,
Maden
atılımlar
altın
batıdan
özellikle Sudan’dan, bakır, kurşun ve demirde Horasan ve
Fars’dan çıkarılıyordu. Beyrut’ta zengin demir yatakları
vardı.
Basra
körfezinden
de
bol
miktarda
inci
elde
ediyorlardı.
Endüstri:
Dokumacılık
bir
hayli
gelişmişti.
Öyle
ki
çalıştırılan işçi sayısı ve üretim hacmi bakımından en
önemli endüstri kollarından biriydi.
Gülsuyu ve itriyat sanayi, cam ve kağıt sanayi, sabun
sanayi, maden işletme ve silah atelyeleri ve tuğla ocakları
başlıca endüstri kollarıydı. Öyleki sadece Bağdat’ta 4000
cam ve 30.000 tuğla imalathanesi vardı. Çadırcılık diğer bir
endüstri
koluydu.
Milâdi
756
(Hicri
133)
yılında
Mu’tâsım’ın , sırf bu iş için Çin’den çok sayıda su işleri mühendisi
getirdiği belirtilmektedir. Yıldız, a.g.m., s. 46.
25
20
Semerkant’ta kurulan kağıt imalathanesi ve ardından
Bağdat ve Mısır’da açılan imalathaneler Avrupa’nın kağıt
ihtiyacını karşılıyordu.
Ticaret:
Önceleri
Yahudi,
Hıristiyan
ve
Mecusilerin
elindeyken daha sonraları Müslümanların eline geçmiştir.
Abbasi halifeleri ticarete gereken önemi vermişlerdir. Yollar,
kervansaraylar inşa edilmiş ve yol güzergahı üzerinde
kuyular açılarak su ihtiyacı giderilmiştir. Kara ve deniz
ticareti kısa sürede gelişmiştir. Kûfe ve Dımaşk önemli bir
ticaret merkezi haline gelmiştir. Basra konumu itibariyle
deniz ticaretinin buluşma noktası haline gelmiştir ki Çin ve
Hindistan’la
deniz
ticareti
yapan
gemiler
buradan
kalkarlardı.
Diğer
taraftan
Bağdat
ve
İskenderiye
borsası
dünyanın bir numaralı eşya borsasıydı denilebilir. Antakya
doğu ile batı arasında ticari anlamda bir köprü görevi
görmekteydi26.
Bankacılık:
Ticaretin
beraberinde
bankacılığı
büyük
boyutlara
anımsatan
ulaşması
müesseselerin
kurulmasına neden olmuştur. IX. yy.da sarraflar zengin
tüccarlara bankacılık hizmeti veriyorlardı. Çek ve kredi
sistemi gibi bir sistem uygulanmıştır. Örneğin Bağdat’ta
yazılan bir çek Fas’ta ödenebiliyordu. Tüccarlar parayla
sarraflardan
26
çek
alıyor
ve
ödemeleri
bu
çeklerle
Yıldız, a.g.m., s. 46.
21
yapıyorlardı. Faizin haram olması münasebetiyle bu işi
genelde gayrimüslimler yapıyordu27.
Ticaretin gelişmesi üretimin artması buna bağlı
olarakta devlet gelirlerinin artması büyük bir refah ortamı
oluşturmuştu. Nitekim Abbasi halifesi Mansur Milâdi 754775
(Hicri
137-159)
21
senelik
görev
hayatını
noktaladığında hazineye 810 milyon dirhem (60 milyon
dirhem ve 14 milyon dinar) bırakmıştı. ihtiyatlı birisiydi.
Sadece hazine geliri 1 milyar dirhemdi28.
Harunürreşid dönemiyle kıyaslandığında Mansur’un
dönemindeki
hazine
parası
az
kalmaktadır.
Zira
Harunürreşid döneminin sonunda 900 milyon dirhemden
ziyade bir para bıraktığı söylenmektedir. Harcamaların çok
yapılmasına rağmen bu kadar çok para kalması, hazine
gelirinin ne derece çok olduğunun sinyallerini vermektedir.
Me’mun zamanında ise varidatı safiye olarak her sene
beytülmalde biriken paralar hiçbir devletin hazinesinde
görülmediği kadar çoktu. Çünkü rahat ve sükûnetin hakim
olduğu, nifakın az olduğu bir dönemdi29.
Muktedir Milâdi 908-932 (Hicri 296-320) döneminde
eyaletlerin çoğu bağımsız hale geldiyse de yine vergi
ödemeye devam ettiler. Abbasi devletine, fethettikleri Roma
Yıldız, a.g.m., s. 46.
Zeydan, İslam Medeniyeti Tarihi, Cilt II. Çev: Zeki Megâmiz, Üç Dal
Neşriyat, İstanbul, 1966, s. 62-63.
29 Zeydan, a.g.e., s. 65.
27
28
22
topraklarından
altın
madenlerinin
bolluğu
nedeniyle
“muazzam” vergiler ödeniyordu30. Fakat diğer taraftan onun
döneminde hazinenin gelir kaynaklarının azaldığı da bir
gerçektir. Saray masrafları ise kat kat artmıştır31.
240. Muhasebe Uygulamalarını Etkileyen Alt Yapı
Hilafet
Merkez Teşkilatı
Vezaret
Haciplik
Taşra Teşkilatı
Valilik
Adliye
Hisbe
Şurta
Hilafet: Peygamberden sonra devleti yönetenlere Halife
denilmiştir. Halife hem devlet başkanı ve hem de dini
başkandır.
Dört
halife
döneminde,
Emevi
Devletinde,
Abbasiler zamanında hep böyle olmuştur. Abbasilerden
sonra da böyledir, ama Abbasi topraklarında bir çok
bağımsız devlet vardır ve siyasi egemenlik bu devletlerindir.
A. Freiherrn Von Kremer, Uberdas Einnahmebudget des
Abbasidenreiches vom jahre 306 H. (918-919)” İmparatorluk Bilimler
Akademisinin Tasarıları, (Felsefi-Tarih kategorisi) C. 36, Çev: Cemal
Elitaş, Viyana 1888, s.283-284, Ayrıca bkz. Carl Brockelmann, İslam
Ulusları Ve Devletleri Tarihi, TTK, Çev: Neşet Çağatay, Ankara, 2002,
s. 120.
31 Sevâd bölgesinin vergi geliri onun öncesinde 100 milyon dirhemdi.
Fakat onun döneminde 31 milyon dirheme inmiştir. Sarayında 11.000
rum ve Sudanlı hizmetçi bulundurduğu rivayet edilir. Abdülkerim
Özaydın, “Muktedir-Billâh” İA, C. 31, TDVY, İstanbul, 2006, s. 144.
30
23
İsmail
Hakkı
Uzunçarşılı,
Osmanlı
devlet
teşkilatını
anlattığı bir eserinde Abbasi devlet teşkilatından kısaca
bahseder. Uzunçarşılı, konumu itibariyle Abbasi Devletinin
Sasani
devletinin
müessese
usul
ve
kanunlarından
etkilenmelerinin kaçınılmaz olduğunu söylemektedir. Buna
İslami kanunlar ekleyerek ve İslami olarak yorumlayarak
bir hilafet teşkilatı oluşturmuşlardır32. Abbasi halifeleri
birden fazla veliaht tayin etmişlerdir. Bu uygulama hanedan
üyeleri
arasında
kin
ve
nefretin
oluşmasına
neden
olmuştur33. Hilafeti 1517 yılında Osmanlı Padişahı Yavuz
Sultan Selim almış ve 1924 yılında Atatürk tarafından
kaldırılana kadar Osmanlı Padişahları Halifelik görevini de
üstlenmişlerdir.
Vezaret: Arapların tarihleri boyunca İran ve Bizans’tan
etkilendikleri bilinmektedir. Bir çok idari kurumu oralardan
almışlardır. Devletin egemenliği altındaki topraklar belirli
büyüklüğe ulaşınca, Devlet başkanının egemenliği altındaki
toprakları
yönetmek
için
bir
çok
kademeden
oluşan
yardımcılara gereksinme duyması kaçınılmazdır. Orta Doğu
İslam Devletleri'nde vezirliğin etkin duruma gelmesi ve
gelişmesi Abbasiler dönemindedir. Zira vezirlik sistemini
Sasaniler’den
alıp
İslam
medeniyetine
kazandıran
Abbasilerdir. Vezir halifeden sonra en yetkili kişiydi. Divana
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti Teşkilatına Medhal,
TTK, Ankara, 1988, s. 1-2.
33 Mehmet Aykaç, Abbasi Devletinin İlk Dönemi İdâri Teşkilatında
Dîvânlar, TTK, Ankara, 1997, s. 17-18.
32
24
vezir başkanlık ederdi34.
Vezir'in devleti devlet başkanı
adına yönetirken ona, yani devlet başkanına hesap vermesi
gerekir, bu durum devlet işlerinin profesyonel bir anlayışla
yapılmasını da gerektirir. Yine bu durumun, devlet gelir ve
giderlerinin kayıtlarına önem verilmesini zorunlu kılacağını
da belirtmek uygun olacaktır. Abbasilerde vezaret, Tefviz ve
tenfiz olarak ikiye ayrılmıştır. Vezareti tefviz, tam ve sınırsız
bir güce sahiptiler. Vezaret-i tenfiz ise sadece yürütme
yetkisine
sahiptiler.
Halifenin
verdiği
görevleri
yerine
getirirlerdi35.
Harunürreşid dönemine kadar memleket meseleriyle
bizzat halifeler ilgilenirken, harunreşit dönemiyle birlikte
bütün salahiyet vezire verilmişti36.
Kitabet: Ülke genişleyip işler çoğalınca, Vezir'in işlerinin
yerine getirilmesinde, ona bazı işleri yapacak yardımcıların
tayin edilmeleri söz konusu olmuştur. Başlangıçta Suriye ve
mısırda yerli Hristiyan katipler bu mesleği sürdürürken,
Irakta İranlı ve Nastûri katipler görev almaktaydılar. Lakin
Emevi hanedanı döneminde Haccac bin Yusuf’un Milâdi
714 (Hicri 96) kâtibi Salih bin Abdurahman tarafından tüm
haraç defterleri Arapçalaştırılmıştır. Abbasiler devrinde
katipler kapalı bir sınıf teşkil etmişlerdir. Halife Me’mun
Horasan’dan Irak’a geldiğinde Irak’taki divan katiplerini
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 6.
Bermekiler Vezaret-i Tefvize çok güzel bir örnektir. Aykaç, a.g.e., s.
21.
36 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 6.
34
35
25
kendi adamlarıyla değiştirdi. Bu da Sevad bölgesi için bir
sıkıntı teşkil etmiştir37.
Katiplerin konumuzla ilgili olanları şunlardır.
•
Kâtibu’l akid
•
Âmil kâtibi
•
Ceyş katibi
•
Kâtibü’1 harâc
•
Kâtibü’r resâil
•
Kâtibü’l cünd
Kâtibü’r
resâil,
halifenin
fermanlarını
yazan
ve
gereken yerlere gönderen görevlidir.
Kâtibü’l harâc, devletin mali işlerini yürüten, vergileri
toplayan, devlet gelir ve giderleri ile ilgili muhasebe
kayıtlarından sorumlu olan kişidir. Muhasebeci sözcüğü
yerine yüzyıllar boyu kâtip denilmesinin nedeni budur. Her
kitabet
için
bir
divan
oluşturulduğu
gözlenmektedir.
Abbasilerdeki divan üzerinde aşağıda ayrıca durulmuştur.
Bu durumda Sevad bölgesindeki katiplar işsiz kalmıştır. Yerlerine
getirilen kişiler katiplikte tecrübesi olmayan kişiler olması nedeniyle
oranın tecrübeli eski katiplerinden birerkişi görevde bırakılmış ve yeni
katipler yetiştirilmiştir. Tecrübesiz katipler sevad bölgesinin haracını,
hükmünü, harac alınacak malların neler olduğunu, alınması yada
alınmaması gereken hususları bilmiyorlardı. Mehmet Aykaç, a.g.e., s.
25.
37
26
Âmil kâtibi ise taşradaki dîvanlarda çalışırdı. Ziraat
ilmini ve alan ölçülerini çok iyi bilmesi gerekirdi. Çiftçilerin
hilelerini vergi kaçırmak için başvurdukları yöntemlere
aşina olmalıydı38.
Vilayetler: Abbasi devletinin başkenti Bağdat'dır. Devlet,
Asya ve Afrika'ya yayılmış toprakları egemenliği altına
alınca
idari
yapı
vilayetler
biçiminde
örgütlenmiştir.
Vilayetlerin başına da valiler atanmıştır. Bu düzen halen
Türkiye'de uygulanmaktadır. Abbasilerde ülkenin on iki
vilayete
ayrıldığı
görülmektedir.
Bu
vilayetlerden
en
önemlileri, Irak bölgesinde yer alan Kufe ve Sevad, Basra ve
Dicle,
Yemen,
Horasan,
Cezire
olarak
adlandırılan
Ermenistan ve Azerbaycan, Şam, Mısır'dır. Bu bilgilerde
göstermektedir ki, Abbasiler döneminde devletin sınırları,
bugünkü
Arabistan
yarım
Afrika’yı,
Kafkasları,
İran
adasının
ve
yanında,
Anadolu'nun
Kuzey
doğu
ve
güneydoğu bölgelerini kapsıyordu. İlk başlarda merkeziyetçi
bir sistem varken sonraları ülkenin genişlemesine bağlı
olarak adem-i merkeziyetçi bir sisteme yani otonom bir
sisteme geçilmiştir39. Sahibü-l harac ve âmillerin eyaletlerde
valilere
yardımcı
olarak
yönetime
katıldıkları
bilinmektedir40.
38
39
40
Aykaç, a.g.e., s. 35.
Aykaç, a.g.e., s. 25
Yıldız, a.g.m., s. 39.
27
Divanlar:
Bugünkü
devlet
yönetiminde
bakanlıklara
benzeyen devlet dairelerine Abbasilerde Divan denilirdi.
Abbasiler tarafından kurulan divanlar, sonraki Türk-İslam
Devletleri için bir örnek teşkil etmiştir41. Abbasi devletinin
zayıf zamanlarında dahi mükemmel bir devlet teşkilatına ve
divan sistemine sahip olduğu söylenmektedir42.
Divan,
kullanılan
Orta
bir
Doğu
deyimdir.
devletlerinde
İranlılarda
ve
yaygın
olarak
Osmanlılarda
yüzyıllar boyu kullanılmıştır.
Mali divanlar
Divanü’l ezimme
Divanü’l harâc
Nafakat divanı
Divanü’l müsadere
Divan-ı Beytülmal
Divanü-dıyâ’
Abbasilerde mali işlerle ilgili birden fazla divan vardır.
Divanü’l Harâc: Bunlardan Divanü’l Harâc ve’l cibâyât harâc
alımları, yani devletin egemenliği altına giren bölgelerin
gelirleri ile meşgul olurdu. Bir nevi maliye vekaleti idi.
Mehmet Aykaç, eserinde Divanü’l harâc’ın 8 meclisten
oluştuğunu söyleyerek şu şekilde ayırır43.
1. İnşa ve Tahrir Meclisi: gönderilecek mektupların
müsvettelerini hazırlar.
41M. Ali Ünal, “Osmanlı İmparatorluğunda Müsâdere”, Türk Dünyası
Araştırmaları Dergisi, S. 49, s. 96.
42 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 3.
43 Aykaç, a.g.e., s. 139-141.
28
2. İstinsah Meclisi Hazırlanan mektupları aslına
uygun şekilde çoğaltır. Asıl nüshayı iade ederek
birisini kendine diğerlerini ilgili divanlara gönderir.
3. Esküdâr Meclisi Gelen ve giden, evrak ve mal
cinsinden her şeyi ilgili cedvellere kayıt eder. Malın
nereden geldiği ve cinsi hakkında bilgileri kaydederek
divan reisine arzeder.
4. Hesap Meclisi: Haraç divanına gelen malları teslim
alıp kaydını yapar. Tasnifini yaparak ilgili cedvellere
kaydeder
Hesap
meclisi
Cehbez
meclisi
İnşa ve
tahrir
meclisi
İstinsah
meclisi
Esküdâr
meclisi
Divanül
haraç
Ceyş
meclisi
Meclisi’ül
- asl
Tafsil
meclisi
5. Cehbez Meclisi Hesap meclisinin tuttuğu defterleri
kontrol ederek varolan malların idaresini yürütür.
Aylık rapor hazırlayarak
harcanan ve geriye kalan
mallar hakkında bilgi verir. Bunu beytülmal divanına
29
sunar. Cehbez, günlük gelen malların listesini tutar.
Katibide de aynı listeyi tutar. Bunlar birbiriyle
karşılaştırılır. Cehbez, el-hatme denilen aylık, elhatmetü’l-câmia denilen yıllık hesap cetvellerini de
hazırlayan kişidir.
6.
Ceyş
Meclisi
Görevlilerin
alacakları
ücretleri
ayarlar. Aysonu ve sezon sonu görevlilere ücretlerinin
verilmesiyle ilgilenir.
7. Tafsil Meclisi: Amiller vasıtasıyla vilayetlerden
merkeze getirilen gelirlerin ayrı ayrı çeşitlerine göre
hesabını
belirlerler.
yapar.
Üreticinin
ve
devletin
hakkını
Bunu kütük hesaplarıyla karşılaştırarak
yapar. İhtilaf varsa onu çıkarır.
8.Meclisi’ül-Asl:
sağlamaktadır.
Birimler
Bütün
arası
beldede
koordinasyonu
haraç
gerektiren
arazilerin detaylı bilgilerini tutar. Âmillerle çiftçiler
arasında haraç konusunda bir anlaşmazlık çıktığı
zaman buradaki kütüklere bakılarak sorun çözülür.
Divânü’n-Nafakat44
harcamalarıyla
ilgileniyor,
sadece
hilafet
Mekke-Medine
merkezinin
ve
sınır
boylarından hilafet merkezine bağlanan yolların bütün
44
Divanül Haşiye olarak ta nitelendirilmiştir. Aykaç, a.g.e., s. 145.
30
ihtiyaçlarını karşılıyordu. Bunun yanında merkez bağlantılı
görevlilerin de maaşlarını ödüyordu45.
Divanüzzimam’ın görevi ise devletin gelir ve giderine
konu olan bütün divanların hesaplarını kontrol etmek ve
denetlemektir.
etkileyebilecek
Bir
her
başka
kararı
ifadeyle
“kayıt,
mali
tesbit
ve
dengeyi
kontrol”
etmektir46. Divan-ı Tevki reis ve valilerin hesaplarını tutan
bir divandı. Divanı Bir, vakfa tahvil edilen mülk ve akarların
idaresine bakmak için tesis edilmiştir. Divan-i cevâlî47,
Divanü’l hatem, Divanü’l mal devlet ödemleri ile uğraşırdı.
Divanü’l
Beytülmal devletin sahip olduğu mallarla ve
onların gelir ve giderleri ile uğraşırdı. Beytülmal aynı
zamanda devlet hazinesi anlamına gelirdi. Divanü dâri’eldarb para basma işlemlerini yürütmekteydi. Bunların
yanında
özel
ve
geçici
ihtiyaçlar
için
divanlar
da
kurulduğunu görmekteyiz. Müsadere edilen servetler için
kurulan “divân’ül-müsâderîn”48, ayrıca iktaların idaresi için
kurulan
divanül-iktaü’l
vüzera,
divanü
mürteciat
gibi
divanlardan söz etmek mümkündür49.
Maliye ile ilgili divanlar, kendi görevleri çerçevesinde
devletin mali işlerini yürütüyorlardı. Vilayetlerden vergiler
Aykaç, a.g.e., s. 145.
Aykaç, a.g.e., s. 67.
47 Abbasi Halifesi Muktedirbillah’ın (908-932) nazırlarından Ali Bin İsa
tarafından kurulmuştur. Uzunçarşılı, a.g.e. s. 11.
48 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Devri Üzerine Makaleler Araştırmalar,
Kardelen Kitabevi, Isparta, 1999, s. 2; Ayrıca bkz., Aykaç, a.g.e, s. 21.
49 Mustafa Demirci, “İkta”, İA, C. 22, TDVY, İstanbul, 2000, s. 44.
45
46
31
valiler tarafından tahsil edilir ve merkez hazinesine yani
Beytülmal’a gönderilirdi. İbni Haldun, Mukaddimesinde
Muhasebe ve Vergi Divanı başlığı altında bu görevin mülk
için zaruri olduğunu söylemektedir. Vergi muameleleri ve
tahsili, gelir ve gider açısından devletin hukukunu güvence
altına almak padişahın başlıca görevleri arasındaydı. Bütün
bunlar gelir ve gider açısından detaylarını gösteren bir
deftere kaydedilmiştir. İnce bir takım hesaplara dayanan bu
iş “mahir olanların” yapabileceği bir işti. Bu deftere “divan”
denildiği gibi bu defterle ilgili hesap işleriyle meşgul
olanların toplandıkları yere de “divan” denirdi. Bazen her
türlü hesap işlerini takip için ayrı bir nazır tayin edilirdi50.
Bunların dışında güçlü bir Posta teşkilatı, Polis
teşkilatı
ve
Ordu
teşkilatı
olduğunu
da
belirtmek
gerekmektedir.
241. Abbasi Devleti Döneminde Vergiler
Emevi dönemine son veren Abbasiler, çok zor bir devir
teslim dönemi geçirmişlerdir. Emevilerin yıkılıp Abbasilerin
Bir gün Kisra konuşurcasına kendi kendilerine hesap yapan
divanındaki katiplere Farsça “divâne” demiş. Bu yüzden katiplerin
bulunduğu bu yere bu isim verilmiştir” demektedir İbni Haldun. “Daha
sonraları hesap ve ona ait kaidelerle ilgili olan söz konusu işlemleri
ihtiva eden defterlere naklolunmuştur” Çeşitli hususlara hızla vakıf
olmaları, ayrı va uzak olan şeyleri hızla toplamaları sebebiyle Farsça
“div” yani şeytanların ismi kökeninden gelen divan denildiğide ifade
edilmektedir. İbni Haldun, Mukaddime, Dergah Yayınları Haz:
Süleyman Uludağ, , s. 636-637.
50
32
kurulması aşamasında savaşlar olurken devletin vergi ve
tapu kayıtlarını içeren sicil kayıtları kaybedilmişti. Bununla
da kalınmamış vergi nispetleri, toprak kayıtları ve nüfus
bilgileri gibi maliye için olmazsa olmaz niteliğindeki bilgiler
imha edilmişti51.
Kıtlık
belirlenmesi
kuraklık
ve
nedeniyle
düzene
vergilerin
sokulması
yenibaştan
gerekiyordu.
Mali
sistemde kontrol diye bir şey kalmamıştı. Vergi ve toprak
reformu şarttı52.
Halife Mansur, emir vererek
söz konusu bölgelerde
bütün arazilerin ölçülmesini insan, hayvan, ağaç her şeyin
sayımının yapılmasını istedi. Amaç vergi mükelleflerinin
yükünü hafifletmekti. Kaçak vergiler ortaya çıkarılacak ve
adil bir vergi dağılımı yapılacaktı. Fakat sayımdan sonra
ortaya çıkan kaçak araziler, vergilerin artırılmasına neden
olmuştu.
Kısacası
belirlenmesi
arazi
sırasında
ölçümü
ve
mükelleflere
vergi
indirim
miktarının
değil
ilave
vergiler konulmuştu53.
Arazi
ölçümü
sırasında
ve
belirlenmesi sırasında zaman zaman
usulsüzlük
yaptıkları
oluyordu.
vergi
miktarının
görevli memurların
Ölçüm
kayıtları
fazla
yazılabiliyordu. Buda halka vergi artışı olarak yansıyordu.
51 Mustafa Demirci, “Abbasiler Devrinde Yukarı Mezapotamyada (Cezîre)
Köylü Hareketleri” Akademik Araştırmalar Dergisi, Mayıs-Temmuz
2006, S. 29, Maestro Yayıncılık, İstanbul, 2006, s. 3-4.
52 Demirci, a.g.m., s. 3-4.
53 Demirci, a.g.m., s. 3-4.
33
Halife Mansur döneminde özellikle Cezire’de yaşanan doğal
afetler, sel baskınları, kıtlık, kuraklık ve don gibi hadiseler
bölge halkının vergi yükümlülüklerini tam anlamıyla yerine
getirememelerine
neden
olmaktaydı54.
Bunun
üzerine
köylülere geniş mülkiyet hakları tanınarak adil bir vergi
sistemi getirilmeye çalışılmıştır. Sabit miktar yerine elde
edilen üründen belli bir oranda alınıyordu55.
Abbasi devletinin başlıca gelirini zekat, ganimetler,
örfi
vergiler,
haraç,
oluşturmaktaydı.
cizye,
öşür56,
fey57
gibi
vergiler
Elde edilen söz konusu bu gelirlerin,
askeri ihtiyaçlara, yol, köprü gibi ulaşım faaliyetlerine ve
sulama işlerine, bunun yanında halife, vezir ve diğer devlet
adamlarının maaşlarına sarf edildiği anlaşılmaktadır58.
54 Vergisini aynî olarak vermeleri de yasaklanınca cezirede köylüler
mahsullerini nakde çevirmek için tefecilere başvurmuşlar ve gittikçe
fakirleşmişlerdi. Vergisini ödeyemeyecek duruma gelince de göçler
başlamıştı. Halife Mansur’un vali olarak atadığı Musa bin Musab
topraklarını terk edenleri geri döndürmek için vergi indirimine gitmiş
çok çeşitli yaptırımlar uygulamıştır. Geniş bilgi için bkz. Mustafa
Demirci; “Abbasiler Devrinde Yukarı Mezapotamyada (Cezîre) Köylü
Hareketleri” Akademik Araştırmalar Dergisi, Mayıs-Temmuz 2006, S.
29, Maestro Yay, İstanbul, 2006, s. 3-4.
55 Yıldız, a.g.m., s. 46.
56 Yıldız, a.g.m., s. 46.
57 Fey “geri dönmek şekil değiştirmek” anlamına gelmektedir. Gayri
Müslimlerden alınan malların yada gelirlerin Müslümanlara geri
dönmesiyle açıklanmaktadır. Ayrıca İslam devletlerinin gayri Müslim
tebadan aldıkları cizye, haraç, ve ticaret malları vergisinin ortak adıdır
Gnş. bilgi için bkz. Mustafa Fayda; “Fey”, İA, C. 12, TDVY, İstanbul,
1995, s. 511.
58 Yıldız, a.g.m., s. 48.
34
Burada devlet muhasebesinde kaydı yapılan gelirleri
ortaya
koymak
için
vergi
türleri
üzerinde
durmak
gerekmektedir.
Haraç: Araziden alınan bir vergidir. Ya ürün olarak alınır
ya da para olarak tahsil edilirdi. Bu verginin genellikle
fethedilen ülkelerden alındığı bilinmektedir. Bu nedenden
olsa gerek, toplanan vergilerden önce o bölgede görev yapan
askerlerin ve devlet memurlarının maaşlarının ödenmesi,
ayrıca savaş için gerekli malzemelerin alınması ve o
bölgenin yol, köprü, kanal yapımı gibi imar işlerinin
tamamlanması
ve
kalan
verginin
de
merkezde,
yani
Bağdat'ta bulunan devlet hazinesine gönderilmesinin söz
konusu olduğu anlaşılmaktadır59. Bunun için bu vergi ile
ilgili muhasebe kayıtlarının iki yerde ayrı ayrı tutulması
gereği vardır. Bu kayıtlardan biri verginin toplandığı
bölgede,
diğerininde
devletin
merkezinde
yapılma
zorunluluğu vardı.
İbni Haldun’dan nakledilen Memun Milâdi 813-833
(Hicri 198-218) zamanı varidat cetveli60 şu şekildedir.
59
60
Zeydan, a.g.e., s. 84.
Zeydan, a.g.e., s. 84.
35
Bölgelerin
ismi
Sevad
Kesker
Dicle
nevahisi
Hulvan
Ehvaz
Fars
Kirman
Mukran
Sind
ve
tevabii
Sicistan
Horasan
Curcan
Kumis
Taberistan
Ruyan
ve
demanevd
Rey
Hemedan
Mâh’ül
Basra
ve’l
kûfe
Masebezan
Ruyan
Şehrizor
Musul
ve
tevâbii
36
Gelen varidat dirhem Gelen emval ve zehair
itibariyle
27.800.000 Ve Necran elbisesinden
200 elbise ve 240 ratıl tîni mahtum
11.600.000
20.800.000
4.800.000
25.000.000 30.000 ratıl şeker
27.000.000 30.000 şişe gülsuyu ve
20.000 ratıl zeytinyağı
4.200.000 Yemen kumaşından 500
parça siyab-ı nefise ve
20.000 ratıl hurma
400.000
11.500.000 150 ratıl ûd-u hindi
4.000.000 Ve muayyen elbiseden
28.000.000 2000 gümüş külçe ve
4000 beygir ve 1000 esir,
20.000 kıta kumaş ve
30.000 ratıl ehliliç
12.000.000 1000 deste ipek
1.500.000 1000 gümüş külçe
6.300.000 600
kıt’a
Taberiye
döşemesi ve 200 kisve ve
500
elbise
ve
3000
destimal ve 3000 camei
hamam
12.000.000 20.000 ratıl bal
11.300.000 1000 ratıl remanini rebi
ve 12.000 ratıl bal
10.700.000
4.000.000
6.700.000
24.000.000 20.000 ratıl bal
Azarbeycan
El cezire ve
tevâbii olan
nevâi-i Fırat
Ermeniye
Berka
Ifrikiye
Toplam1
Kınnesrin
Dımaşk
Ürdün
Filistin
Mısır
Yemen
Hicaz
Toplam 2
4.000.000
34.000.000 1000 esir ve 12.000
tulum bal ve 10 doğan
kuşu ve 20 kisve
13.000.000 20 kaliçe ve 530 kıta
çubuklu alaca kumaşu ve
10.000 ratıl sur-u mâhi
tesbihi ve 200 katır ve 30
tay
1.000.000
13.000.000 120 kilim
318.600.000(dirhem)
400.000 1000 yük zeytinyağı
420.000
97.000
310.000 300.000 ratıl zeytinyağı
2.920.000
370.000
300.000
4.817.000(dinar)
O zamanki değer göz önünde bulundurulduğunda 1
dinarı yaklaşık 15 dirhem olarak hesaplarsak Toplam 2,
4.817.000 dinar 72.255.000 dirhem yapmaktadır. Toplamı
dirhem itibariyle yazarsak;
Toplam 1:
318.600.000
Toplam 2:
72.255.000
Genel toplam:
390.855.000
Bunun üzerine gerçek kıymeti bilinmeyen erzaklar ve
emtia dahil edilmemiştir. Alınan erzaklar ve emtia da
sayılırsa yaklaşık olarak 400 milyon dirhem kadar bir
toplamın olduğu ortaya çıkmaktadır. Corci Zeydan sadece
37
İbni Haldun’un cetveliyle yetinmeyerek birkaç örnek daha
vermiştir61.
Haraç vergilerine bütün Orta Doğu kültürlerinde
rastlanmaktadır. İran' da, Osmanlı'da haraç vergileri vardır.
Ancak daha farklı anlamlar taşıdıkları görülmektedir.
Dikkat edilirse doğudaki vilayetlerin haracı dirhem olarak
alınırken batıdakilerin dinar olarak alındığı görülecektir. Bu
ise gümüş madenlerinin doğuda, altın madenlerinin ise batı
da daha çok bulunmasından kaynaklanmaktaydı62.
Cizye: Müslüman olmayan halktan alınan bu verginin
kaynağının Kur’an'da63 bulunduğu gözlenmektedir. Akıllı ve
hür erkeklerden alınan bir vergiydi. Çocuk, kadın, mecnûn
ve kölelerden alınmazdı64.
Bu vergi yüzyıllar boyunca Osmanlılarda da yer
almıştır. Verginin dayanağı ise Müslüman olmayan halkın
askere
alınmaması
ve
devlet
güvencesi
altında
korunmalarıdır. Bu verginin muhasebe kaydını önemli kılan
husus, birbirini izleyen yıllarda Müslüman olmayan halktan
ne ölçüde vergi alındığının kişi olarak takip edilmesi
gerekliliğidir. Ayrıca bir sonraki yıl kimden ne kadar vergi
isteneceğinin belirlenmesi de (Tahakkuk esası) muhasebe
Kudâme Bin Câfer’in naklettiği ve Mutasım dönemini içine alan bir
varidat cetveliyle İbni Hurdazbih’ın varidat cetvellerinden örnekler
vererek bu üç cedvel arasında mukayeseler yapmıştır. Bazı yerlerde
tashihler yapmıştır. Zeydan, a.g.e., s. 103.
62 Zeydan, a.g.e., s. 93-97.
63 Tevbe Suresi, 9/29.
64 Aykaç, a.g.e., s. 102.
61
38
kaydının önemini artırmaktadır. Bu durum muhasebe
kaydının ayrıntılı olması gereğini ortaya çıkarmaktadır.
Cizyenin kişilerden para olarak tahsil edilen bir vergi
olduğunu da belirtmek gerekmektedir.
Öşür: Öşür onda bir anlamına gelir65, Akariyye (uşûrü’l-ard)
ve ticâriyye (uşûrü’t-ticâre) olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.
Akariyye
(uşûrü’l-ard):
toprak
ürünlerinin
her
çeşidinden alınan onda birlik vergidir. Ticâriyye’ye (uşûrü’tticâre) ise gümrük vergisi de denmektedir66. Yabancı ülkelere
giden Müslüman tüccarlardan ve ülkeye gelen yabancı
tüccarlardan alınan bir vergidir. Ülkeden götürülen ve
ülkeye getirilen malların değeri üzerinden genellikle yüzde
beş oranında uygulandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar
1/20 anlamına gelse de her zaman bu şekilde alınmaz.
Bazen farklı oranlarda da alınabilirdi. Zimmilerden 1/20
Müslümanlardan
ise
1/40
şeklinde
alındığı
da
ifade
edilmektedir. Ama tâcirin malı belli bir miktarı geçmezse
ondan
öşür
yararlandıkları
alınmazdı67.
bir
vergi
Devletlerin
olmuştur.
her
Ülkenin
zaman
belirli
noktalarında alındığı için izlenmesi, tahsili ve kaydı kolay
Ferit Devellioğlu, Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik Lügat, Aydın
Kitabevi, Ankara, 1993, s. 851.
66 Lakin İslam hukukçularının toprağın hangi ürününden alınabileceği
konusunda farklı görüşleri vardır. Örneğin Hanefiler topraktan çıkan
her şeyden alınır derken Şâfiler uzun müddet saklanabilen ve temel
gıda maddesi mahiyetindeki ürünlerden vergi alınabilir demektedirler.
Mehmet Aykaç, a.g.e., s.112.
67 Aykaç, a.g.e., s.112.
65
39
yapılan bir vergi olduğunu da belirtmek gerekmektedir.
Şehirlerin geçiş yerlerine nehirlerin iki yamacına kuleler
inşa edilerek buralarda âşirler nöbet tutmuşlardır. Âşirler
buralardan geçenlerden duruma göre vergi alırlardı. Dikilen
bu kulelere ve alınan vergiye68 “Merâsıd” (gözetme yerleri)
denmektedir69.
Zekat ve Sadaka: Müslüman olmayan halktan alınan
cizyeye karşılık Müslüman halktan da zekat adı ile vergi
alınması söz konusudur. Zekatın da kaynağının Kuran70
olduğu görülmektedir. “Belirli yerlere sarfedilmek üzere
dince zengin sayılan kişilerin mallarından belli bir payın
Allah adına alınması” işlemidir. İslam dininde farz olan ve
mâli ibadeti simgeleyen zekat, Müslümanların kutsal kitabı
Kuran’da ve hadiste bir çok yerde geçmektedir. Sadaka ise
aslında ilk etapta kuran ve sünnette zekat anlamında
kullanılsa da daha sonraki yıllarda “gönüllü mali ödemeler”
için kullanılan bir terim haline gelmiştir71.
Zekat’ın mal varlığından alındığı, genellikle kırkta bir
olarak belirlenen bir oran ile tahsil edildiği anlaşılmaktadır.
Verginin matrahı, sahip olunan altın ve gümüş, hayvanlar,
Aykaç, a.g.e., s.114.
Mehmet Aykaç adı geçen eserinin 115. sayfasında gözetleme yerleri
için ““meâşir” denildiğini hemen yanında Arapçası’nı da not ederek
belirtmiştir. Lakin arap harfleriyle yazılan kelime “maâşir” dir. O da
“cemaatler topluluklar gürühlar” anlamına gelir. Bkz. Devellioğlu; age.
s. 557, bahsi geçen “gözetleme kuleleri” ve alınan vergi gözetme yerleri
anlamına gelen “merâsıd” Bkz. Devellioğlu; a.g.e., s. 618 olmalıdır.
70 Kuran-ı Kerim, Tevbe Suresi 9/103.
71 Mehmet Erkal, “Zekat” İlmihal, C.1, İSAM, İst. 2000, s. 423-425.
68
69
40
ticaret malları, tarımsal mahsul olarak belirlenmiştir.
Matrahın saptanması ve kayıt altına alınması güçtür. Ancak
tahsil edilen verginin kaydının yapılması söz konusudur.
Abbasilerde
uygulanan
bu
verginin
bir
varlık
vergisi
niteliğinde olduğu, Osmanlıların genellikle bu vergi türü ile
ilgilenmedikleri anlaşılmaktadır72.
Mükûs: iç ve dış gümrük vergisi, aşırı vergi anlamında
kullanılan “meks” kelimesinin çoğuludur. Bir ülkedeki
mahalli
idarelerin
kendi
bölgelerine
giren
ticaret
mallarından sınır gümrükleri, şehir kapıları, rıhtımlar,
köprü
başları,
derbendler,
kapanlar
yada
pazarlarda
aldıkları “duhûliye” vergileridir. Abbasiler devrinde meks
uygulaması
yaygınlaşmıştır.
Halkı
ağır
vergilerden
kurtarmak için girişilen mali düzenlemeler sırasında iptal
edilen
mekslerin
yıllık
tutarı
500.000
dinarı
tuttuğu
söylenmektedir. Abbasi hanedanının çöküş döneminde bu
tür vergilerin tekrar ettiği görülmektedir73.
Memlehalar
ve
balıklar:
Tuz
çıkan
yerlerden
ve
balıklardan alınan vergi.
Merâkib-i bahriye âşârı: Deniz taşıtlarından alınan vergi
Madenler Humsu: Humus ganimetten ve bu hükümde yer
alan belli mallardan alınan 1/5 lik payı ifade eder. Diğer bir
Tevbe Suresi 9/103. Ayrıca bkz. Aykaç, a.g.e., s. 117.
İslam coğrafyasında zamanla bâc, tamga, gümrük terimleri meks ile
eş anlamlı olarak kullanılmaya başlamıştır. Bkz. Cengiz Kallek; “Meks”
İA, C. 28, TDVY, Ankara, 2003, s. 583-588.
72
73
41
tabirle ganimetlerden devlet bütçesine ayrılan beşte birlik
paydır. Sünni fıkhında daha dar kapsamlı tutulan humus,
Şia fıkhında ve uygulamasında ayrı bir önem kazanarak
kurumsallaşmıştır74.
Şiaya
humusa
mallardan
tabi
olan
göre
ganimetlerin
birisi
de
yanında
madenlerdir.
İnsanların yararına olabilecek her türlü tabii zenginlikler
humus dahilindedir75.
Saraya Gönderilen Hediyeler: 912 senesinde haraç ve
vergilerin yanında hususi hediyelerde saraya gönderilmeye
başlanmıştır.
Ganimet: Savaşlarda ele geçirilen bütün mal ve eşyalar
ganimet türüne girer. Kayıtları önemlidir. Çünkü savaşlarda
ele geçirilen ganimetin askerlere dağıtılması ya da askerler
tarafından savaşmaları karşılığında ganimeti kendi payları
olarak görmeleri söz konusudur. Muhasebesinin askeri
harekat biçiminde ele alınarak kaydının yapılması söz
konusudur. Sadece Orta Doğu'da değil dünyanın her
tarafında karşılaşılan bir gelir türüdür.
Fey: İslam devletlerinin gayri Müslim tebadan aldıkları
cizye, haraç, ve ticaret malları vergisinin ortak adı olarak
tarif edilen fey’in ganimetten farkı elde ediliş biçimidir.
H.Yunus Apaydın, “Humus” İA, C. 18, TDVY, İstanbul, 1998, s. 365369.
75 Humusa tabi olan mallar 7 kısımdır. Bunlar ganimetler, yıllık
gelirlerin ihtiyaç fazlası, sahibi belli olmayan mallar, denizden çıkarılan
mallar, mülkiyeti zimmîye intikal eden mallar, haramla karışmış helal
mal ve son olarak madenlerdir. Gnş bilgi için bkz. Mustafa Öz; “Humus”
(Şiada Humus), İA, C. 18, TDVY, İstanbul, 1998, s. 369-370
74
42
Ganimet savaş yoluyla alınırken fey anlaşma yoluyla elde
edilirdi76.
Müsâdere gelirleri: Yaygın ve devamlı bir gelir olmasa da
haksız kazanç elde edenlerin mallarına el koyulmasıyla elde
edilen
gelirdir.
Hulefâ-yi
Râşidin
zamanında
başlayıp
Emeviler zamanında da devam eden müsadere işlemi
Abbasiler
döneminde
kurumsallaşmıştır.
mallarını
müsadere
divanül
müsâdere
ile
Halifelerin
genellikle
bürokratların
etmesinin
nedeni
daha
şuydu:
da
Devlet
giderlerini karşılamakta sıkıntıya düşer, askerin erzak ve
diğer ihtiyaçlarını karşılayamaz duruma gelir ise mali
sıkıntıdan kurtulmak için kazançları normal olmayan aşırı
mal varlığı olan kişilerden şüphelenerek onların mallarını
müsadere ederdi77.
Abbasilerin beş yüz yıllık egemenlikleri döneminde bir
çok hususta olduğu gibi vergi düzeninde de gelişmeler
olduğu ve zamanla yukarda belirtilen vergileri üç bölümde
sınıf1andırdıkları görülmektedir.
Bunlardan ilki muhasebe usulü olarak adlandırılmış
olup, vergilerin para ya da ürün olarak alınmasını ifade
etmektedir. İkincisi, mukaseme usûlüdür, bu usul verginin
üründen belirli bir oranda alınmasını ifade eder. Üçüncüsü
ise, Osmanlıda da geniş bir kullanım alanı bulan mukataa
Aykaç, a.g.e., s. 96.
Halife Mutasım, Fazl b. Mervân’ın 40.000.000 (40 milyon dirhem)
müsadere etmiştir. Aykaç, a.g.e., s. 67.
76
77
43
usûlüdür. Devlet arazilerinin belirli bir bedel karşılığında
belirli
kişilere
kiralanması
anlamındadır.
Osmanlıda
mukataa usulü bu anlamda değil, gümrük, tuzla gibi
devletin belirli gelir yerlerinin kiraya verilmesi biçiminde
uygulanmıştır.
Tarihçilerin saptadıkları muhasebe kayıtları devletin
yıllık gelir ve giderlerinin kayıtları ile ilgilidir. Devletin
gelirlerini kayıt edebilmek için Hanedanın hakim olduğu
toprakların, yukarıda belirtildiği üzere vilayetler olarak
bölümlere ayrılması gerekiyordu. Bu ayırımda, bugünkü
lrak'a Sevad kıt'ası veya vilayeti, Basra ve kuzeyine Bataih
denilirdi ki bu bataklık anlamına gelirdi. İran'a Fars Kıt' ası,
Mısır'a Mısır Kıt'ası denilirdi.
Devletin gelirlerinin sadece parasal olarak değil elbise,
kumaş, şeker, gülsuyu, zeytinyağı, bal, hurma, gümüş
külçe, ipek, at, katır gibi tarımsal ürün, değerli maden,
sanayi ürünü ve hayvanlardan oluşabildiğini de belirtmek
gerekmektedir78.
Muhasebe kayıtlarında parasal gelir kayıtları yanında
mal olarak yapılan tahsilata da malların adları ve miktarları
yazılarak yer verildiği görülmektedir. Örneğin Abbasilerin
ilk halifesi Seffah döneminde hanesinde “dört gömlek, beş
don, dört baş ve boyun şalı, ipek ve tiftikten mamüller
Örneğin Fars Vilâyetinden 27.000.000 dirhem ve 30.000 şişe
gülsuyu, ve 20.000 ratıl zeytinyağı alınmıştır. Corci Zeydan; a.g.e., s. 94
78
44
bulunduğu” bildirilmektedir79. Ancak daha sonraları mal
olarak alınan vergilerin de parasal değerlerinin yazılmaya
başlandığı ve muhasebe kayıtlarında mal olarak (miktar)
kayıtlarına yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Devletin yıllık gelir kayıtlarında kimi zaman bir
kıt'anın haracı, yani çeşitli vergilerden oluşan toplam geliri
biçiminde kayıt yapıldığı, kimi zamanda verginin adı ile
kayıt yapıldığı görülmektedir. Haraç adı altında yapılan
kayıtlar genellikle uzak eyaletlerden sağlanan gelirlere ait
idi. Vergiler bölgelerde devletin temsilcisi olan Valiler kanalı
ile tahsil edilirdi.
Para
birimlerinin
Dinar
ve
Dirhem
olarak
adlandırıldığı ve 13 (daha sonraları 15) Dirhemin bir Dinar
olarak hesaplandığı bilinmektedir.
Giderler: Devletin giderlerine ait muhasebe kayıtları gelir
kayıtları örnekleri kadar fazla değildir. Hicri 279 (Miladi
892) yılına ait günlük gider kayıtlarına rastlanmaktadır. Bu
kayıtlara göre, maaşlar başta gelen devlet giderleridir. Maaş
alanlar ise, nöbet ağaları, kapu oğlanları, iç ağalar,
süvariler, güzide askerler, sarayda görevli 17 tür memur
(müezzin, müneccim, alemdar, güldürücü, davulcu gibi),
Bağdat’ta zabıta hizmeti gören askerler, kölemenler, aşçılar,
vezir, büyük katipler, divan reisleri, hazinedarlar, imamlar,
79 Corci Zeydan, İslam Medeniyeti Tarihi, Cilt Iı. Çev: Zeki Megâmiz,
Üç Dal Neşriyat, İstanbul, 1966.
45
tekbirhanlar vb. olarak sıralanmaktadır. Bunların dışında,
sarayın elbise, fırın, meşrubat, su taşıyan sakalar, terzi,
düğmeci, demirci, kürkçü, kağıtçı, marangoz, sepetçi,
mefruşat giderleri söz konusu olmaktadır. Ayrıca, askeri
amaçlı olmak üzere değişik masraflara rastlanmaktadır.
Giderlerin, muhasebe kayıtlarında ayrıntılı olarak yer
aldığı ve günlük giderlerin gruplar halinde hesaplandığı,
devletin
günlük
giderlerinin
muhasebeleştirilmesinde
yaklaşık otuz gruba ayrıldığı görülmektedir.
25. Abbasiler’de Muhasebe Kayıtları
Abbasi devleti döneminde muhasebe kayıtları kendinden
önceki İslam devletleri ile kıyaslandığında en yüksek noktaya
çıkmıştır.
İslâmiyet’ten
önce
Muhasebe
kayıtları,
farklı
dillerde tutulmaktaydı. Mısır'da Koptça (Kıbtice), Irak'da
Farsça (Pehlevî), Suriye'de ve dolaylarında Rumca (Grekçe)80.
Hulefay-ı Râşidîn (İslâmın ilk dört halifesi) döneminde
hızlı bir genişleme yaşanmış, devlet muhasebesi tutulması
Mısır ve Suriyede Süryâniler muhasebe mesleğini bir zümre mesleği
haline getirmişlerdir. Arapça bilen muhasebe uzmanları yoktu. Emevi
halifesi Abdülmelik B. Mervan 700 yılında defterlerde arapçayı ikame
etmiştir. Irak valisi Haccac, İranlı defter uzmanı Ferruh’un ölmesi
üzerine talabebesi Sistanlı Salih b. Abdurrahman’a pehlevice kayıtları
arapçaya çevirmesini istemiştir. Hristiyan rum Süryani memurlar işsiz
kalmışlardır. Defterler, mısırda 706 yılında, horasanda 742 yılında
Arapçaya çevrilmiştir. Said Öztürk, a.g.e., s. 24; İsmail Otar;
Muhasebede Siyakat Rakamları, Lebib Yalkın Yayınları, İstanbul,
1991, s. 12-13.
80
46
zorunluluğu ortaya çıkmıştır. Arapların hakimiyeti altındaki
yerlerde, Emeviler döneminde Haccac’ın emri ile 700’de
muhasebe
uzmanı
Salih
tarafından
Muhasebe
sistemi
Arapçalaştırıldı81.
Yapılan
kayıtların
önemi
anlaşıldıkça
muhasebe
alanında branşlaşmaya gidilmiş ve farklı muhasebe dalları
ortaya
çıkmıştır82.
İslam
aleminde
merkezi
idarede
kullanılan defterler hakkında ilk bilgiler Muhammed bin
Ahmed el Hârizmi’nin X. yy.’da kaleme aldığı Mefâtihu’lUlûm
isimli
kitabında
verilmektedir.
Nejat
Göyünç’ün
aktardığı bilgiye göre yazarın verdiği bilgiler Samanilere ait
bilgiler de olsa o dönemde İslam dünyasında kullanılan ve
kabul gören bilgilerdir. Defterler mali ve askeri iki grupta
toplanıyordu. Maliyeye ait olanlar:
Kânûnü’l-harâc: Bütün devlet gelirlerinin kaydedildiği
defter.
Ceridetü’l Harâc:
Mal sahiplerinden alınan zekatların
alfabetik sırayla kaydedilmesidir 83.
Cerüdetü’n-nafakat: Divan-ı nafaka tarafından devlet
merkezinin
harcamalarının
alfabetik
sırayla
tutulduğu
defterdir84.
Otar, a.g.e., s. 12-13.
Ömer Abdullah Zaid; “Were İslamic Records Precursors To
Accounting Books Based On The İtalian Method?” s. 73-90.
83 Zaid, a.g.m., s. 80.
84 Zaid, a.g.m., s. 81.
81
82
47
Ceridetü’l-Mal: Divanül mal tarafından tutulan bu defterde
zekatların toplanması ve onların ödenmesiyle ilgili kayıtlar
vardı85.
Ceridetü’l
Müsâderîn:
Divan-ı
müsadere
tarafından
tutulan defterdi. Görevini kötüye kullanan ve haksız kazanç
elde
eden
devlet
görevlileri
ve
şahıslardan
müsadere
yöntemiyle alınan malların kaydı tutuluyordu86.
Defter’ül
Yevmiye:
günlüktür.
Yapılan
harcamaların
kaydedildiği
Bu defteri doldururken prosedürlere uymak
gerekmektedir87.
Defter-i
Tevcihat:
Bütçe
harcamalarının
kaydedildiği
defterdir88.
Defter-i Tahvilat: Vilayetlerden merkeze transfer edilen
gelirlerin tutulduğu defterdir. Merkez hükümeti her vilayet
için bir bütçe ayırmıştır. Bu bütçelerin dayanak noktası söz
konusu bu defterdir89.
Avârec Şaysi: Borçların yazıldığı defter.
Rûznâmce: Günlük gelir gider kayıtlarının aktarıldığı
defter.
el-Hatmetü’l Câmia: Yine yıllık gelir gideri içeren kapsamlı
bir bitiş raporudur.
85
86
87
88
89
Zaid,
Zaid,
Zaid,
Zaid,
Zaid,
48
a.g.m.,
a.g.m.,
a.g.m.,
a.g.m.,
a.g.m.,
s.
s.
s.
s.
s.
81.
81.
81.
82.
83.
Hatme (Al-Khitmah): Aylık gelir gider hesaplarının ve
toplamının gösterildiği defterdir. Her mali yılın sonunda da
hazırlanabilir90.
Te’ric: Ödemelere ait belgelerin kaydedildiği kasa defteridir.
Arîza: Esas meblağ ile işlem göreni ve aralarındaki farkı
sütunlar halinde gösterir.
Berâe: Vergi mükelleflerine verilen belgelerin kaydedildiği
defter. Vergi senetleri olarakta kabul edilebilir.
El-muvâfaka
ve’l-cemâa:
Düzenlenen
umumi
hesap
menşeini,
fiziki
defteridir. İbra hesaplarıdır91.
el-Cerîdetü’s-sevdâ’:
Askerin
soyunu,
durumunu ve ücretini gösteren defter.
Rec’a: Taşradaki askerlere ait hesap defteri.
er-Rec’atü’l-Câmia: Ordu defterdarının hazırladığı genel
hesap defteridir.
Söz konusu bu defterlerin tamamını Abbasilerde
görmek mümkün değildir. Lakin bu defterlerden bazılarının
Abbasiler döneminde de kullanıldığını Nejat Göyünç bize
Hârizmî’den naklediyor92. Abbasiler döneminde 892 ve 918
yıllarına ait muhasebe kayıtları incelendiğinde değişik bir
Zaid, a.g.m., s. 83.
A. Mez, “Orta Zaman Türk İslam Dünyasında Maliye”, Ülkü, İkinci
Kanun 1937, S. 47, s. 384-385, ayrıca bkz. Nejat Göyünç: “Defter”, İA,
C. 9, TDVY, İstanbul, 1994, s. 88.
92 Nejat Göyünç, “Defter”, İA, C. 9, TDVY, İstanbul, 1994, s. 88.
90
91
49
muhasebe sisteminden yararlanıldığı görülmektedir. Ancak
eldeki mevcut veriler bu kayıtların bu şekilde yapılmasını
mümkün
kılacak
kayıt
kültürünün
varlığını
göstermektedir93. Abbasiler döneminde Bağdat’ta hazine
dairesinin gelirleri ile ilgili 5 listeden bahsediliyor. Bunlar
1. İbni Haldun (H.808/M.1406) (Mukaddime) vermiş
olduğu belgeler kendi devrinden önceye ait belgelerdir ki
H.158-170 yıllarına dayandığı belirtilmektedir.
2.
Kudâme bin Ca’fer94 (H.204/M.818) (Kitâbü’l-
Harâc). Kudâme’nin kullandığı belgeler H.204-207 yıllarını
içerir95.
3. İbni Hurdazbih (H.300/M.913) (el-Mesâlik ve’lMemâlik). Hurdazbih’in listesi H.204-237 yıllarına aittir.
4. Ali b. İsa (H.306/M.918) abbasi halifelerinden ElMuktedir
Billah
Cafer’in
veziridir.
Vassaf’ın
tarihinde
bulunan önce Yusuf von Hammer’ın dikkatini çektiği ama
divan edebiyatında yazılmış olduğu için yararlanamadığı
belge A. Von Kremer tarafından kapsamlıca incelenmiştir96.
Zeydan, a.g.e., s. 89.
Kamu maliyesi alanlarındaki eserleriyle ön plana çıkan Abbasi
devletinde Divan katibidir. Söz konusu eserini Vezir Ali b. İsa’ya
sunmuştur. (320/932), Cengiz Kallek, “Kudâme b. Câfer” İA, C.26,
TDVY, Ank. 2002, s. 311.
95 Kudâme bin Ca’fer, El-Harâc, İstanbul Köprülü Kütüphanesi no.
1076, varak 62a-63b Bu belge çalışmamızın içinde görülebilir.
96 Kremer, söz konusu bu liste hakkında geniş bilgiyi “Halifelerin
Yönetimindeki Doğunun Kültür Tarihi,” C.1. s. 267 ‘de verdiğini
93
94
50
5.
Cehşiyâri∗
(H.331/M.943)
(Kitabü’l-Vüzerâ’ve’l-
küttâb). Kremer’in “sahip olduğumuz en iyi en güvenilir
vergi listesi” olarak adlandırdığı vergi listesidir97. Bu liste
H.170/(M.786) yılını kapsamaktadır. Abbasi dönemiyle ilgili
sadece beş belgeyle yetinilmesinin çeşitli nedenleri vardır.
Corci Zeydan bunun nedenini İslam vakanüvislerinin o
devirde “fetih ve muharebat ve katlin zikir ve tafsilatıyla”
uğraşmalarına
ve
muhasebe
kayıtlarına
önem
vermemelerine bağlamaktadır98.
Yıllık
gelir
ve
giderlerin
muhasebe
kayıtlarının
devletin Hanedan'dan sonra gelen en büyük devlet memuru
olan
ve
başbakan
sorumluluğunda
Muktedir'in
Veziri
düzeyinde
düzenlendiği
denilmektedir.
bulunan
Vezir'in
anlaşılmaktadır.
Vezir
yıllık
gelir
Ona
ve
giderleri kendi sorumluluğunda düzenledikten sonra, bu
kayıtların Divan'da görüşüldüğü ve Halife'nin yani devletin
söylemektedir. Von Kremer, a.g.e., s. 1; Selahattin Elker; Divan
Rakamları, TTK, Ankara, 1953, s. 20.
∗
Cehşiyârî (331/943), Ebu Abdillah Muhammed b. Abdus b. Abdillah
el-Cehşiyârî, Abbasi devlet adamıdır. Kitabü’l-Vüzerâ’ve’l-küttâb adlı
eseri meşhurdur. Abbasi zamanındaki müesseselere dair en eski ve en
önemli kaynaklardan birisi olarak gösterilmektedir. Gnş bilg. İçin bkz.
Mustafa Fayda, “Cehşiyâri”, İA, C.7, TDVY, İstanbul, 1993, s. 236.
97 Cehşiyâri, Abbasi halifelerinin hizmetinde olan bir memurdu. Söz
konusu bu belgede dönemin bakanı Yahya bin Halid’e bilgi vermek
üzere hazırlanmış hazine dairesinin kayıtlarının bir kopyasıdır. Kremer,
söz konusu bu kopyayı bir makalesinde yayınlamıştır. A. Freiherrn Von
Kremer, Yeni Bulunan Bir Belgeye Göre Harun El Reşid’in
Yönetimindeki Hükümetin Gelirler Bütçesi, Alfred Hölder Saray Ve
Üniversite Kitapçısı, Viyana 1887, s. 3.
98 İbni Haldun, Kudâme, İbni Hurdâzbih’in hazırladıkları cedveller az
rastlanır cinstendir. Corci Zeydan da bunlara tesadüfen rastladığını
söylemektedir. Zeydan, a.g.e., s. 89.
51
başı tarafından onaylandıktan sonra kabul edilmiş sayıldığı
anlaşılmaktadır.
Buradaki
Divan
bakanlar
kaynaklarda
kayıt
işlerini
kurulu
anlamındadır.
Ancak
yürüten
muhasebecilerle ilgili fazla bir bilgi bulunmamaktadır.
Kayıtlar vezirin sorumluluğu altında yürütüldüğüne göre
Divan'a bağlı, kayıtları yapan ve onları saklayan ayrıntılı
işlerle uğraşan divanların da bulunduğu anlaşılmaktadır.
Bu
divanlarda
Abbasiler
muhasebecilerin
döneminde
çalıştığı
bunların
katip
bilinmektedir.
sıfatı
ile
adlandırıldıkları sanılmaktadır. Çünkü divanların adlarında
katip sözcükleri vardır.
Eldeki mevcut kayıt örneklerine göre yıllık gelirlerin
önce Sevad Kıt'ası, Fars Kıt'ası biçiminde devletin egemen
olduğu bölgelere göre ayrıldığı ve sonra devletin tüm
gelirlerinin
bir
muhasebe
kaydında
gösterildiği
anlaşılmaktadır. Devletin egemen olduğu her bölgenin, yani
kıt' anın yıllık gelirlerinin de o bölgenin alt bölgelerine,
yerleşim yerlerine göre ayrıldığı ve kayıtlarının yapıldığı
gözlenmektedir. Bölgelerin yıllık gelirleri arasında o bölgede
yer alan mukataa, yani devletin arazilerinin kiraya verilmesi
gibi gelir yerlerinden sağlanan kira gelirlerine, gümrük
gelirlerine
verginin
görülmektedir.
52
türü
itibarı
ile
yer
verildiği
de
Abbasilerin siyasi ve idari gelişmişlik düzeylerinin
egemenlikleri altında bulunan geniş topraklardan toplanan
vergilerin ve devlet harcamalarının muhasebe kayıtlarının
tutulmasına olanak verdiği görülmektedir.
Günümüze
kadar
gelen
Abbasi
dönemine
ait
muhasebe kayıtları, diğer Orta Doğu ülkelerinde olduğu gibi
devlet muhasebesidir. Bu durum, Orta Doğu Devletleri’nin
devletçi iktisat anlayışına sahip olmalarının bir sonucudur.
Yukarıda adı geçen muhasebe kayıtları, 350 - 400 yıl
sonra İlhanlılar tarafından kullanılan merdiven yönteminin
ilkel biçimidir. Merdiven yöntemi, daha sonra 14. yüzyıldan
itibaren Osmanlılar tarafından kullanılmağa başlanacak ve
19.
yüz
yıl
sonlarına
kadar
devlet
muhasebesinde
geliştirilerek yararlanılacaktır.
Buna göre, Orta Doğu'da ortaya çıkan bir muhasebe
sisteminin geliştirilerek, önce bir Arap devletinde, sonra bir
Moğol devleti olan İlhanlılar'da ve daha sonra da bir Türk
devleti olan Osmanlılarda, sırası ile Arabistan, İran ve
Anadolu'da 8. yüzyıldan, 19. yüzyıl sonuna kadar 1100 yıl
boyunca kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Bu gelişme sürecine, önce Arapça, sonra Farsça,
daha sonra da Osmanlıca'nın harf ve yazı benzerliğinin
etkide bulunduğu açık olarak görülmektedir. Her üç yazı da
sağdan sola doğru yazılmaktadır, ayrıca son harfin ya da
aradaki bir harfin uzatılarak defter kayıtlarında maddelerin
53
bir
birlerinden
ayrılmasında
yararlanılabildiği
görülmektedir.
Her üç dönemde önce ana tutar yazılmakta, sonra bu
tutarı oluşturan tutarlara yer verilmektedir. Ayrıca, kayıtta
da kaydın baş tarafına kaydın hangi konuda olduğu
ayrıntılı olarak yazılmaktadır.
Kaydın
ayrıntısında
aynı
bölümleme
mantığı
bulunmaktadır. Bu mantığa göre önce yazı ile kaydın ne ile
ilgili olduğuna, sonra tutara yer verilmektedir.
Her üç döneme ait kayıtlar devlet muhasebesinde
kullanılmış ve gelişmiştir. Osmanlı bu yöntemi, kendi
iktisadi kuruluşlarında da kullanmıştır.
Her üç yararlanmada da aynı rakamlar kullanılmış
olup, Arap rakamlarının kayıt düzeninde kullanım kolaylığı
sistemin gelişmesinde önemli etken olmuştur.
Her üç devlette de gelir ve giderlerin sonuçta yıllık
olarak izlenmesi gereğinin duyulmuş olması aynı sistemin
geliştirilerek kullanılmasına olanak vermiştir.
Sistem Arap harflerinin özelliğine göre doğmuştur.
Sistemin gelişmesine, Arap rakamlarının zamanının ileri
düzeyinde ifadeye olanak vermesi de etkide bulunmuştur.
Devlet örgütlenmesinin siyasi, idari ve mali yapısının geniş
egemenlik alanlarının kontrolüne olanak vermesi; merkezi
yönetimin
54
devletin
bölgelerinden
sağlanan
gelirlerini
birbirini izleyen yıllarda, bir önceki yıla bakarak tespit
etmek gereğini duyması; yine merkezi yönetimin en üst
organı olan Divan'ın devlet gelir ve giderlerini izlemek
zorunluluğunda olması muhasebe sistemini doğuran en
önemli etkenler arasında yer almaktadır.
Aşağıda Abbasi Devleti muhasebe kayıt örneklerine
yer verilmiştir. Bu bağlamda, muhasebe kayıtları belli bir
sıra dahilinde yerleştirilmiştir. Öncelikle söz konusu kaydın
siyakat harflari ile yazılışına, ardından Arap harfleri ile
yazılışına,
üçüncü
olarak
kaydın
transkripsiyonuna,
dördüncü olarak ise Türkçe ifadesine ve beşinci olarak da
ülkemiz
için
geçerli
Tekdüzen
Hesap
Planı’na
göre
gösterimine yer verilmiştir.
250. Abbasi Devleti Muhasebe Kayıt Örneği-1
Abbasi devletinde hicri 306 (Miladi 918) yılında Halife
Muktedir’in veziri Ali bin İsa tarafından düzenlenmiş olan
vâridat cetvelinin ilk sayfası
______________‫= ﺣﺮﻑ‬Har________________________f
kelimesi ile başlamaktadır99. Vilayetlerden gelen varidatın
miktarları da siyakat rakamları ile yazılmıştır. Aynı “Harf”
kelimesi Risale-i Felekkiye’de, Saadetnâme ve Kanun-i
99 A. Von Kramer, “Einnahmebudget des Abbasiden Reiches” adlı
kitaptan naklen Corci Zeydan, Medeniyet-i İslamiyye Tarihi, Tercüme:
Zeki Megamiz, İkdam Matbaası, İstanbul-1329 (1913), s. 120.
55
Saadet’de de bulunmaktadır100. İsmail Otar bu kelimeyi
“döküm” olarak tercüme etmiştir.
Aşağıda Abbasiler dönemine ait bir kayıt örneği
verilmiştir.
100 Bkz. Abdullah b. Muhammed b. Kiyâ Al-Mazenderanî, Risale-i
Felekkiye, varak 21b, 22a, 22b, 23a; Felak Âlâ-yı Tebrizî; Saadetnâme,
varak 35a, 35b, 45b, 60b ve diğer varaklar.
56
Siyakat yazısı ile görünüşü;
57
58
59
‫;‪Arap Harfleri ile Görünüşü‬‬
‫ﺣﺮﻓـــــــــ‬
‫ﻋﻦ ﺍﻟﺴﻮﺍﺩ ﻭﺍﻻﻋﻤﺎﻝ ﺍﳌﻌﻤﻮﺭﺓ ﻭﺍﻟﺒﻼﺩ ﺍﳌﺬﻛﻮﺭﺓ‬
‫‪1‬‬
‫‪2‬‬
‫‪3‬‬
‫ﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﻟﺴﻮﺍﺩ ﻭﻃﺴﺎﺳﻴﺠﻪ ﻭﺻﺪﻗﺎﺕ‬
‫ﺍﺭﺍﺿﻰ ﺍﳌﻐﺮﺏ ﺑﺎﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﺍﳌﺮﺍﻛﺐ ﻬﺑﺎ‬
‫ﻭﺳﺎﺋﺮ ﻣﺎﻳﻨﺴﺐ ﺍﻟﻴﻬﺎ ﻭ ﳚﺮﻯ ﻣﻌﻬﺎ‬
‫‪ ١٥٤٧٧٣٤‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺑﺎﺫﻭﺭﻳـــــﺎ‬
‫ﻭﻛﻠﻮﺍﺫﻯ ﻭﻬﻧﺮ ﺑﲔ‬
‫‪ ١٦٦٢٨٣‬ﺩﺭﻫﻢ‬
‫ﺍﻻﻧﺒــــﺎﺭ‬
‫ﻭﻗﻄﺮﺑّﻞ ﻭﺳﺪ‬
‫‪ ١٩٨٣١٣‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪4‬‬
‫‪5‬‬
‫‪6‬‬
‫ﻬﺑﺮﺳــــﲑ‬
‫ﻭﺍﻟﺮﻭﻣﻘﺎﻥ ﻭﺍﻳﻐﺎﺭ ﻳﻘﻄﲔ‬
‫ﻭﺟﺎﺯﺭ ﻭﺍﻣﺪﻳﻨﺔ ﺍﻟﻌﺘﻴﻘﻪ‬
‫‪ ٧٥٥٧٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻛﻮﺛـــــﻰ‬
‫ﻭﻬﻧﺮ ﺩﺭ ﻗﻴﻂ‬
‫‪ ٢٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﺰﺍﺑـــــ‬
‫ﺍﻻﻋﻠﻰ ﻭﻬﻧﺮ ﻛﺸﺘﺎﺳﺐ‬
‫‪ ٩٥٢٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪60‬‬
‫‪61‬‬
‫‪7‬‬
‫‪8‬‬
‫‪9‬‬
‫ﺍﻟﻔﻠﻮّﺟــــﺔ‬
‫ﺍﻟﻌﻠﻴﺎ ﻭﺍﻻﺭﺣﺎﺀ‬
‫‪ ١٦٧٣٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﻔﻠﻮّﺟـــــﺔ‬
‫ﺍﻟﺴﻔﻼ ﻭﺍﻟﻨﻬﺮﻳﻦ ﻭﻋﲔ ﺍﻟﺘﻤﺮ‬
‫‪ ١٣٥٨٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﺴّﻴــــﺐ‬
‫ﺍﻻﻋﻠﻰ ﻭﺳﻮﺭﺍ ﻭ ﺑﺎﺑﻞ ﻭﺧﻄﺮﻧﻴﺔ‬
‫ﻭ ﺑﺎﺭﻭﲰﺎ ﺍﻻﻋﻠﻰ‬
‫‪ ١٤٠٢٥٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪10‬‬
‫‪11‬‬
‫‪12‬‬
‫ﻬﻧﺮ ﺍﳌﻠﻚ‬
‫ﻭﻣﻮﺭﺟﺎ ﻭ ﻬﻧﺮ ﺟﻮﺑﺮ‬
‫ﻭﺍﻻﺳﺎﺳﺎﻥ ﻭﺍﳌﺎﻟﻜﻴﺎﺕ‬
‫‪ ٣٨٣٥٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺑﺎﺭﻭﲰــــﺎ‬
‫ﺍﻻﺳـــﻔﻞ‬
‫‪ ٤٦٣٣٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻃﺴﺎ ﺳﻴﺠــﺔ‬
‫ﺍﻟﻜﻮﻓﻪ ﻭﺍﳋﺰﻥ‬
‫‪ ١١٠١٥٤‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪13‬‬
‫‪14‬‬
‫‪15‬‬
‫ﺍﻟﻌﻤﺎﺭﺍﺗـــ‬
‫ﺑﺴ ّﺮ ﻣﻦ ﺭﺍﻯ‬
‫‪ ٥٠٢١٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻬﻧﺮ ﺑـــﻮﻕ‬
‫ﻭﺍﻟﺪﻳﺮﺍﻻﺳﻔﻞ‬
‫‪ ٢٠٥٩٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺑﺰﺭ ﺟﺴـﺎﺑﻮﺭ‬
‫‪ ٢٤٣٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪16‬‬
‫‪17‬‬
‫‪18‬‬
‫ﺍﻟﺮﺍﺫﺍﻧــــﺎﻥ‬
‫ﺭﻭﺳﺘﻘﺒـــﺎﺩ‬
‫‪ ٣٠٠٣٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١٣٦٦٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻬﻧﺮﻭﺍﻥ ﺍﻻﻋـــﻠﻰ‬
‫ﻭﺳـﻤﻄﻨﺎﻯ‬
‫‪ ٤٦٤٨٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪19‬‬
‫‪20‬‬
‫‪21‬‬
‫ﺍﻟﻨﻬـــﺮﻭﺍﻥ‬
‫ﺍﻻﻭﺳــﻂ‬
‫‪ ٤٠٣٢٧‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﻨﻬـــﺮﻭﺍﻥ‬
‫ﺍﻻﺳــﻔﻞ‬
‫‪ ٦٠٥٣٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﺼـــﻠﺢ‬
‫ﻭﺍﳌﻨﺎﺯﻝ‬
‫‪ ١٥٩٠٨٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪22‬‬
‫‪23‬‬
‫‪24‬‬
‫ﺑﺎﺩﺭﺍﻳـــﺎ‬
‫ﻭﺑﺎﻛﺴﺎﻳﺎ‬
‫‪ ٤٢٤٩٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻭﺍﺳـــــــﻂ‬
‫ﻣﻊ ﺍﳋﺎﺻّﻪ ﻭﺍﳌﺴﺘﺤﺪﺛﺔ‬
‫ﻭﺍﻟﻌﺒّﺎﺳﻴّﺔ ﺑﻌﺪ ﺍﻟﻨﻌﻘﺎﺕ ﺍﻟﺮّﺍﺗﺒﻪ‬
‫‪ ٣١٠٧٢٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﺒﺼﺮﺓ‬
‫ﻭﻛﻮﺭ ﺩﺟﻠﻪ‬
‫‪ ١٢١٠٩٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪62‬‬
‫‪63‬‬
‫‪25‬‬
‫‪26‬‬
‫‪27‬‬
‫ﺍﳌﺮﺍﻛﺒــــــــ‬
‫ﺑﺎﻟﺒﺼﺮﺓ‬
‫‪ ٢٢٥٧٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻣﻮﺍﻟــــــ‬
‫ﻯ‬
‫ﺍﻟﻀﻤﺎﻧﺎﺕ ﻭﻣﺎﻳﺆﺩ ّ‬
‫ﻋﻦ ﻓﺼﻮﻝ ﺍﻻﻬﻧﺎﺭ‬
‫ﳑّﺎ ﻳﻨﺴﺐ ﺍﱃ ﺍﻋﻤﺎﻝ ﻣﻔﺮﺩﺓ‬
‫‪ ٤٢٤٩٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﻌــﻴﺎﺭﺓ‬
‫ﻬﺑﻴﺖ‬
‫‪ ٨٠٢٥٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪28‬‬
‫‪29‬‬
‫‪30‬‬
‫ﺍﺳـــﻮﺍﻕ‬
‫ﺍﻟﻐﻨﻢ ﲟﺪﻳﻨﺔ ﺍﻟﺴﻼﻡ ﻭﺳ ّﺮ ﻣﻦ ﺭﺍﻯ‬
‫ﻭ ﻭﺍﺳﻂ ﻭ ﺍﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﺍﻟﻜﻮﻓﺔ‬
‫‪ ١٦٩٧٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺩﻭﺭ ﺍﻟﻀﺮﺑــــــ‬
‫ﲟﺪﻳﻨﺔ ﺍﻟﺴﻼﻡ ﻭ ﻭﺍﺳﻂ‬
‫ﻭﺍﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﺍﻟﻜﻮﻓﺔ‬
‫‪ ٦٠٣٧٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻭﺍﳉـــــﻮﺍﱃ‬
‫ﲟﺪﻳﻨﺔ ﺍﻟﺴﻼﻡ‬
‫‪ ١٦٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪31‬‬
‫‪32‬‬
‫‪33‬‬
‫ﻣــــﺎﻳﺆﺩّﻯ‬
‫ﺍﱃ ﺍﳊﻀﺮﺓ ﻋﻦ ﻣﺎﻝ ﺍﻻﺭﺗﻔﺎﻗﺎﺕ‬
‫ﻭﺍﻟﺸﺠﺮ ﻭﺍﳌﻘﺎﻃﻌﺎﺕ‬
‫‪ ١٣٨٧٤‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻛﻮﺭﺍﻻﻫـــﻮﺍﺯ‬
‫ﺿﻤﺎﻧًﺎ ﻋﻠﻰ ﺍﺑﺮﺍﻫﻴﻢ ﺑﻦ ﻋﺒﺪﺍﷲ‬
‫ﺍﳌﺴﺒﻊ ﻭﻏﲑﻩ‬
‫‪ ١٢٦٠٩٢٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻣﻮﺍﻟـــــ‬
‫ﻓﺎﺭﺱ ﻣﻊ ﻳﺴﻮّﻏﻪ ﻣﻮﻧﺲ ﺍﳋﺎﺩﻡ‬
‫ﻣﻊ ﻣﺎ ﰱ ﺍﻳﺪﻯ ﺍﺻﺤﺎﺏ ﺍﻻﻃﺮﺍﻑ‬
‫ﻼ ﻓﻘﻂ‬
‫ﳑّﺎ ﺍﻭﺭﺩ ﻧﻔ ﹰ‬
‫‪ ١٦٣٤٥٢٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪34‬‬
‫‪35‬‬
‫‪36‬‬
‫ﺻﻨــــــﺎﻉ‬
‫ﺍﻻﻣﺮﺍﺀ ﻬﺑﺬﻩ ﺍﻟﻨّﻮﺍﺣﻰ ﻣﻊ‬
‫ﻣﺎﻝ ﺍﳌﺮﺍﻛﺐ ﺑﺴﲑﺍﻑ‬
‫‪ ٢٥٨٠٤٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻛﺮﻣــــﺎﻥ‬
‫ﻣﻊ ﺿﻴﺎﻉ ﺍﻻﻣﺮﺍﺀ ﺳﻮﻯ ﻣﺎﻝ ﺍﻟﻌﻬﺪ‬
‫ﻭﺍﻟﻮﺭﺡ ﻭﻗﺮﻯ ﺍﳌﻐﺎﺯﺓ ﻭ ﻣﺎ ﻳﺴﻮّﻏﻪ‬
‫ﻣﻮﻧﺲ ﺍﳋﺎﺩﻡ ﻋﻦ ﻣﺎﻝ ﺍﳋﺰﻥ ﺍﳉﻬﺒﺬﺓ‬
‫‪ ٣٦٤٣٨٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌــــﺔ‬
‫ﻋﻤﺎﻥ ﺳﻮﻯ ﺍﻟﻠﻄﻒ‬
‫ﺍﶈﻤﻮﻝ ﺍﱃ ﺍﳊﻀﺮﺓ‬
‫‪ ٨٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪37‬‬
‫‪38‬‬
‫‪39‬‬
‫ﺍﺭﺗﻔـــﺎﻉ‬
‫ﺍﳊﺮﺍﺝ ﻭﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﻌﺎﻣﺔ ﺑﺎﳌﺸﺮﻕ ﻋﻠﻰ‬
‫ﺍﻟﻌﻘﺪ ﻭﺍﻻﺭﺗﻔﺎﻉ ﺑﺎﻻﻣﺎﻧﺔ ﻭﺍﻟﻀﻤﺎﻧﺔ‬
‫‪ ١٥٧٠٥٢٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﳊــــﺮﺍﺝ‬
‫ﻭﺍﻻﻋﺸﺎﺭ ﻭﺍﻻﲬﺎﺱ ﺑﺎﻟﺮّﻯ ﻭﺍﻟﺪﻣﺎﻭﻧﺪ‬
‫ﻣﻊ ﳑﺎ ﺍﺳﺘﺨﺮﺟﻪ ﺍﺑﻦ ﺩﺍﻭﺩﺍﻥ‬
‫ﻭﺍﲪﺪ ﺑﻦ ﻋﻠﻰ‬
‫‪ ٤٦٥٠٧٨‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﻀﻴـــﺎﻉ‬
‫ﺑـﻬﺎ‬
‫‪ ١٢٢٦٤٤‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪64‬‬
‫‪65‬‬
‫‪40‬‬
‫‪41‬‬
‫‪42‬‬
‫ﻗـــﺰﻭﻳﻦ‬
‫ﻭﺍﻬﺑﺮ‬
‫ﻭﺯﲝﺎﻥ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ‬
‫ﺍﳋﺮﺍﺝ‬
‫‪ ١١٥٧١٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ ‪ ٥٨٢٩٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗـــــﻢ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ‬
‫ﺍﺍﳋﺮﺍﺝ‬
‫‪ ١٩٧٢٢٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ ‪ ٨٠٢٢٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﺻﻔﻬــــﺎﻥ‬
‫‪43‬‬
‫‪44‬‬
‫‪45‬‬
‫ﻣــــــﻴﺎﻩ‬
‫ﺍﻟﺒﺼﺮﺓ ﻭﺍﻻﻳﻐﺎﺭﻳﻦ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ‬
‫ﺍﳋﺮﺍﺝ‬
‫‪ ١٨٥٦٣٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ ‪ ٢٦٧٥٢٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﳘــــﺪﺍﻥ‬
‫ﻣﺎﺳــــﺒﺬﺍﻥ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ‬
‫ﺍﳋﺮﺍﺝ‬
‫‪ ٥٧٧٤٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ ‪ ١٦٧٥٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﳋﺮﺍﺝ‬
‫‪ ١٥٠٤٨٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ‬
‫‪ ٥٥٧٨٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ‬
‫ﺍﳋﺮﺍﺝ‬
‫ﻬﺑﺎ‬
‫ﻋﻠﻰ ﺍﻟﻌﻘﺪ ﺍﺠﻤﻟﺪﺩ ﻣﻊ‬
‫ﺧﺮﺍﺝ ﺍﻻﻛﺮﺍﺩ ﻭ ﻣﺎ ‪ ١٨٩٣٣٤‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻳﻐﻞ ﻣﻦ ﺍﻻﻳﻐﺎﺭ ﻭ‬
‫ﺿﻴﺎﻉ ﺍﻟﺴﻠﻄﺎﻥ‬
‫‪ ٤١٠١٧٨‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪46‬‬
‫‪47‬‬
‫‪48‬‬
‫ﺳــــﺎﻭﺓ‬
‫ﻭﺩﺍﺭ ﺍﻟﻀﺮﺏ ﻬﺑﺎ‬
‫‪ ١٧٦٢٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻣــــﻴﺎﻩ‬
‫ﺍﻟﻜﻮﻓﻪ ﺑﺎﳋﺮﺍﺝ ﺳﻮﻯ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﺮﺍﺳﻴﺔ‬
‫ﻭﺍﳌﺴﺘﺤﺪﺛﺔ ﻭﺍﻟﻄﻌﻢ‬
‫‪ ١٠٥٦٧٨‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﻀــــﻴﺎﻉ‬
‫ﻬﺑﺎ‬
‫‪ ٨٩٥٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪49‬‬
‫‪50‬‬
‫ﺍﳊــﻠﻮﺍﻥ‬
‫ﻋﻦ ﺍﳋﺮﺍﺝ ﻭﺍﻟﻀﻴﺎﻉ‬
‫‪ ٣٠٠١٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺁﺫﺭﺑﻴﺠــــﺎﻥ‬
‫ﻭﺍﺭﻣﻨﻴّﻪ ﻋﻠﻰ ﺍﳌﻔﺎﺭﻗﺔ ﺍﻟﱴ‬
‫ﻓﻮﺭﻕ ﻋﻠﻴﻬﺎ ﺳﺒﻴﻞ ﺍﻟﺴّﻌﺮ‬
‫‪ ٢٢٦٣٧٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪66‬‬
Transkripsiyon Hali;
Harf________________________________________________________________________
Ani’s-Sevâd ve’l-a‘mali’l-ma‘mûre ve’l-biladi’l-mezkûre
[1]
[2]
[3]
Emvâlü’s-Sevâd ve
tasâsîceti ve sadakatü
arazîi’l-Mağrib bi’l-Basra
ve’l-merâkibü bihâ ve sâirü
mâ yensibü ileyhâ ve yecrî
ma‘ahâ
1.547.734 dînar
Bâzûryâ_______________
ve Kelvâzî ve Nehreyn
el-Anbâr____________
ve Katrabbel ve Südd
166.283 dirhem
198.300 dînar
[4]
[5]
[6]
Nehrü
Seyr___________
ve’r-Rumekan ve Īgar
Yaktîn ve Câzer ve’lMedînetü’l-atîka
Kûsi_________________
ve Nehrü Derkît
ez-Zâbü’l-a‘lâ__________
ve Nehru Keştâseb
25.000 dînar
9.256 dînar
[7]
[8]
[9
el-Fellûcetü_______
’l-ulyâ ve’l-Erhâ
el-Fellûcetü___________
’s-süflâ ve’n-Nehreyn ve
Aynü’t-temr
es-Seybü___________
’l-a‘lâ ve Sûra ve Babil ve
Hatarniye ve Bârûsema’l-a‘lâ
13.585 dînar
140.259 dînar
[10]
[11]
[12]
Nehrü’l-melik________
ve Murcâ ve Nehru Cûber
ve’l-Esâsan ve’l-Malikiyât
Bârûsema______________
’l-esfel
Tasâsîcetü___________
’l-Kûfe ve’l-hazn
46.336 dînar
110.154 dînar
[13]
[14]
[15]
el-Imârâtü________
be-Serre Men Rây
Nehru Bûk_____________
ve’d-Deyrü’l-Esfel
Bezer Cesâbur________
50.219 dînar
20.590 dînar
75.576 dînar
16.736 dînar
38.350 dînar
24.300 dînar
67
[16]
[17]
[18]
er-Râzanân__________
Rostekbâd_______________
en-Nehrevanü’la‘la_____
ve Semetnây
30.035 dînar
13.666 dînar
46.480 dînar
[19]
[20]
[21]
en-Nehrevânü_________
’l-evsat
40.327 dînar
en-Nehrevânü
’l-esfel
60.532 dînar
es-Sulh___________
ve’l-Menâzil
159.089 dînar
[22]
[23]
[24]
Bâdrâya____________
ve Bâkesâya
Vasıt________________
ma‘a’l-hâssa ve’l-müstahdeseti ve’l-Abbâsiyeti
ba’de’n-nafakati’r-râtibe
el-Basra______________
ve Kûru Dicle
42.499 dînar
121.095 dînar
310.720 dînar
[25]
[26]
[27]
el-Merâkibü__________
bi’l-Basra
Emvâlü_______________
‘z-zımânat ve mâ yüeddî an
fusûli’l-enhâri mimmâ
yensibü ila a‘mâli’l-müfrede
el-Iyâretü__________
be-Hît
22.575 dînar
80.250 dînar
42.750 dînar
[28]
[29]
[30]
Esvâku______________
’l-ganem bi-Medîneti’sselâm ve Serre Men Rây ve
Vâsıt ve’l-Basra ve’l-Kûfe
Devrü[dâru]’d-darb_____
Bi-Medîneti’s-selâm ve
Serre Men Rây ve Vâsıt
ve’l-Basra ve’l-Kûfe
el-Cevâli__________
bi-Medîneti’s-selâm
16.975 dînar
60.375 dînar
[31]
[32]
[33]
Mâ-yüeddî________
ile’l-hazreti an mâli’lirtifakat ve’ş-şecer ve’lmukata‘ât
Kûru’l-Ahvaz_____
Zımânen alâ İbrâhim bin
Abdullah el-Müsebba‘ ve
gayrih
Emvâlü___________
Fâris ma‘a yüsevviguhû
Mûnis el-Hâdim ma‘a mâ fî
eydî eshâbi’l-efrâfi mimmâ
evrede
13.874 dînar
1.960.922 dînar
16.000 dînar
1.634.520 dînar
68
[34]
[35]
[36]
Ziyâ‘u_________
’l-ümerâ bi-hâzihi’n-nevâhi
ma‘a mâli’l-merâkibi biSîraf
Kirman___________
ma‘a zıyâ‘ı’l-ümerâi sivâ
mâli’l-ahdi ve’l-verahi ve
kura’l-müfâze ve ma
yüsevviguhû Mûnis elHadim an mali’l-hazni ve’lcehbezeti
Mukata‘atü_____________
Umman siva’l-lutfi’l-mahmûl
ile’l-hazreti
258.041 dînar
80.000 dînar
364.380 dînar
[37]
[38]
[39]
İrtifâ‘u_________________
’l-harâc ve’z-zıyâ‘u’l-âmme
bi’l-maşrık ale’l-akdi ve’lirtifâ‘u bi’l-emâneti ve’zzımâneti
1.570.525 dînar
El-Harâc_______________
ve’l-a‘şâr ve’l-ahmâs bi’rRey ve’d-Demâvend ma‘a
mâ fîhi mimmâ istahracehû
İbn Davûdan ve Ahmed bin
Ali
465.078 dînar
ez-Ziyâ‘u___________
bihâ
[40]
[41]
[42]
Kazvin________________
ve Zencân ve Ebher
Kum__________________
el-Harâc
ez-Zıyâ‘
el-Harâc
Ziyâ‘
115.710 dînar
dînar
197.229 dînar
dînar
İsfahan___________
el-Harâc___
ez-Ziyâ‘u___
ale’l-akdi’lbihâ
mücedded
ma‘a’l-harâci’l189.334 dînar
ekrâd ve mâ
yegullü mine’lĪgar ve zıyâu‘sSultan
410.178 dînar
ez-
80.229
58.290
122.644 dînar
[43]
[44]
[45]
Mâhu______________
’l-Basra ve’l-Igarin
el-Harâc
ez-Ziyâ‘
185.636 dînar 267.520 dînar
Hemedan______________
el-Harâc
ez-Zıyâ‘
150.480 dînar 55.789 dînar
Mâsebezân_____________
l-Harâc
ez-Zıyâ‘
57.746 dînar 16.750 dînar
[46]
[47]
[48]
Sâve___________________
ve Dâruddarbi bihâ
17.625 dînar
Mâhu________________
’l-Kûfe bi’l-harâci siva’zzıyâ‘ı'r-râsiyeti ve’lmüstahdeseti ve’t-tu‘ami
105.678 dînar
ez-Zıyâ‘u__________
bihâ
89.500 dînar
69
[49]
[50]
el-Hulvân______________________
ani’l-harâc ve’z-zıyâ‘
30.015 dînar
Azerbaycan________________________
ve Ermeniyye ale’l-mu‘ârefeti’lleti fe-veraku
aleyhâ sebilü’s-i’r
226.370 dînar
70
Türkçe Görünümü;
Harf________________________________________________________________________
Sevâd bölgesi ve aşağıda zikredilen ma‘mûr vilâyetler
1
Sevâd ve nâhiyelerinin malları
ile bilikte Basra’da bulunan
Batı bölgesinin sadakalarından
ve
Basra’daki
deniz
araçlarından ve sâireden elde
edilen gelirler
1.547.734 dînar
4
Nehrüseyr , Rûmekan , İgaru
Yaktîn
,
Câzer
ve
Medînetülatîka
2
Bâzûrya
Nehreyn
ve
Kelvâzi
ve
3
Anbar ve Katrabbel ve Südd
198.313 dînar
166.283 dirhem
5
Kûsi ve Nehru Derkît
[Dervasat]
6
Zâb-ı A‘lâ (Yukarı Zab) ve
Nehrü Keştâseb
25.000 dînar
75.576 dînar
7
Fellûce-i Ulyâ (Yukarı Fellûce)
ve Erhâ
8
Fellûce-i
Süflâ
(Aşağı
Fellûce) , Nehreyn ve
Aynüttemr
16.736 dînar
10
Nehrülmülk , Mûrcâ , Nehru
Cûber , Esâsan ve Malikiyât
38.350 dînar
13
Serre Men Ray'daki imâretler
(yoksullar için yapılmış hayır
evleri)
33.350 dînar
16
Râzanân
30.035 dînar
13.585 dînar
11
Bârûsemâ-i Esfel
Bârûsemâ)
(Aşağı
9.526 dînar
9
Seyb-i A‘lâ (Yukarı Seyb) ,
Sûra , Babel , Hatarniye ve
Bârûsema-i A‘lâ (Yukarı
Bârûsemâ)
140.259 dînar
12
Kûfe
nâhiyeleri
ve
mahzenleri
46.336 dînar
14
Nehrü Bûk ve Deyr-i Esfel
(Aşağı Deyr)
20,590 dînar
110.154 dînar
15
Bezer Cesâbur
17
Rostekbâd
13.666 dînar
18
Nehrevân-ı
Semetnây
46.480 dînar
24.300 dînar
A‘lâ
ve
71
19
Nehrevân-ı
Nehrevân)
Evsat
(Orta
40.327 dînar
22
Bâdrâyâ ve Bâkesâya
42.499 dînar
25
Basra’daki deniz araçlarından
elde edilen gelir
22.575 dînar
28
Bağdat, Serre Men Ray,
Vâsıt, Basra ve Kufe’deki
koyun pazarları
16.975 dînar
31
Emlâk vergisi ile ağaçlardan
ve mukata‘a gelirlerinden
hilâfet makamına ödenen para
13.874 dînar
34
Bu
nâhiyelerdeki
üst
yöneticilere ait çiftliklerden
elde edilen gelirler ile deniz
araçlarından alınan vergi
258.000 dînar
72
20
Nehrevan-ı
Nehrevân)
Esfel
(Aşağı
60.532 dînar
23
Vâsıt. Zorunlu
masraflar
çıktıktan sonra kalan para ile
Sultân’a ait mülklerin ve yeni
kurulan çiftliklerin gelirleri
dahildir
310.720 dînar
26
İltizâmlardan alınan paralar
ile nehirlerden elde edilen
sulama gelirleri
42.750 dînar
29
Bağdat, Serre Men Ray, Vâsıt,
Basra
ve
Kufe’deki
darphâneler
60.370 dînar
32
Ahvaz nâhiyeleri. İbrahim bin
Abdullah ve sâirenin iltizâm
sûretiyle üzerlerinde bulunan
yerlerden
1.260.922 dînar
35
Kirman’daki üst yöneticilere
ait çiftliklerden elde edilen
gelir. (Otlak vergileri ile
çöldeki köylerin mallarından
ve Mûnis Hâdim’in mahzen
ve
sarrâfiye
mallarından
vermeyi uygun gördüğü para
bu hesaba dahil değildir)
364.380 dînar
21
Sulh ve Menâzil
159.89 dînar
24
Basra ile Dicle nahiyeleri
121.095 dînar
27
Behit’deki su vergilerinden
80.250 dînar
30
Bağdat’da tahsîl edilen cizye
vâridatı
16.000 dînar
33
Fâris bölgesi vâridatı ile Mûnis
Hâdim’in ve diğer arâzi
sahiplerinden elde edilen gelir
1.634.520 dînar
36
Umman mukata‘asından elde
edilen gelir. (Halîfeye takdîm
edilen hediyeler hesâba dahil
değildir)
80.000 dînar
37
Doğu(Fırat’ın
doğusunda)ki
memleketlerin harâcı
ile bu taraflardaki
köylerin
yapılan
sözleşmeler gereğince
emânet ve iltizâm
sûretiyle
ellerinde
bulundurdukların
mallardan elde edilen
gelir.
1.570.525 dirhemr
40
Kazvin , Zencan ve
Ebher
38
Rey ve Demavend’in harâc,
a‘şâr ve ispençe gelirleri (İbn
Dâvudan ve Ahmed bin Ali’nin
tahsîl ettikleri paralar hesâba
dahil değildir)
122.644 dînar
465.078 dînar
41
Kum
Harâc
Harâc
Çiftlikler
39
Buradaki Sultân’a ait çiftlikler
ait)
197.229 dînar
Çiftlikler
(Sultan'a
80.229
(Sultan'a ait)
115.710 dînar 58.290
43
Mâhu'l-Basra ve Îgarin
44
Hemedan
Harâc
Çiftlikler
Harâc
150.480 dînar
42
İsfahan_______________________
Harâc.
Yeniden bözleşmelere bağlanan
yerler ile Kürtlerin harâcı , .ve
Sultân’a ait özel mülklerden elde
edilen gelir
410.178 dînar
Sultân'a ait çiftliklerden
189.334 dînar
45
Mâsebezân
Çiftlikler
(Sultân'a ait)
55.789
Harâc
57.746
Çiftlikler
(Sultan'a ait)
16.750 dînar
(Sultar'a ait)
185.636dinar
267.520
46
Save ve
darphaneler
47
48
Mâhul’l-Kûfe.
Buradaki Sultân'a ait çiftliklerden
Harâc vâridatı. (Evvelden beri
mevcûd olan çiftlikler ile 89.500 dînar
17.625 dînar
yeniden alınan çiftlikler ve
yemeklik olarak verilen yerler
bu hesâba dâhil değildir)
105.678 dînar
49
50
Azerbaycan ve Ermenistan vâridatı. (Aynı fiyatlar
Hulvan.
Harâc gelirleri ile Sultâr’a ait çiftlik üzerinden belirlenen bedel gereğince)
gelirlerinden
226.370 dînar
buradaki
30.015 dînar
73
Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi*;
____________________________ / ____________________________
100 KASA HESABI
11.545.956
100.01 Vilayet Gelirleri
100.01.01 Sevad ve Batı Basra
6.429.221
1.547.734
100.01.02 Bâzürya, Kelvâzi ve Nehreyn
166.283
100.01.03 Anbar, Katrabbel ve Südd
198.313
100.01.04 Nehrüseyr, Rûmekan, Igaru Yaktin 75.576
100.01.05 Kûsi ve Dervasat
25.000
100.01.06 Yukarı Zab ve Nehrü Keştaşeb
9.526
100.01.07 Yukarı Fellûce ve Erhâ
16.736
100.01.08 Aşağı Fellûce, Nehreyn ve Aynüttemr13.585
100.01.09 Yukarı Seyb, Hatarniye, Sûra Babel 140.259
100.01.10 Nehrülmülk, Mûrcâ, Nehru Cûber
38.350
100.01.11 Aşağı Bârûsemâ
46.336
100.01.12 Kûfe Nahiyeleri
110.154
100.01.13 Serre Men Ray İmaretleri
50.219
100.01.14 Nehru Bûk ve Aşağı Deyr
20.590
100.01.15 Bezer Cesâbur
24.300
100.01.16 Râzanân
30.035
100.01.17 Rostekbâd
13.666
100.01.18 Nehrev’an-ı A’lâ ve Semetnây
46.480
100.01.19 Nehrev’an-ı Evsat
40.327
100.01.20 Nehrev’an-ı Esfel
60.532
100.01.21 Sulh ve Menâzil
159.089
100.01.22 Bâdrâyâ ve Bâkesâya
42.499
100.01.23 Vâsıt
310.720
100.01.24 Basra ve Dicle
121.095
100.01.25 Ahvaz Nahiyeleri Geliri
1.260.922
100.01.26 Fâris Bölgesi Geliri
1.634.520
100.01.27 Azerbaycan ve Ermenistan Geliri 226.375
100.02 Diğer Gelirler
100.02.01 Basra Deniz Araçları Geliri
74
4.261.119
22.575
100.02.02 İltizam ve Nehir Gelirleri
42.750
100.02.03 Behit Su Vergileri Geliri
80.250
100.02.04 Bağdat, Vâsıt Koyun Pazarı Geliri 16.975
100.02.05 Bağdat, Vâsıt Darphane Geliri
60.375
100.02.06 Bağdat Cizye Geliri
16.000
100.02.07 Emlâk Vergisi ve Ağaç Mukataa Gel.13.874
100.02.08 Çiftlik ve Deniz Araçları Gel.
258.040
100.02.09 Kirman Çiftlik Gelirleri
364.380
100.02.10 Umman Mukataa Geliri
80.000
100.02.11 Doğu Fırat Harâcı ve İltizam Gel.1.570.525
100.02.12 Harâç, A’şâr ve İspençe Gel.
465.078
100.02.13 Kazvin, Zencan ve Ebher Harâc G. 115.710
100.02.14 Kum Harâc Geliri
197.229
100.02.15 İsfahan Harâc Geliri
410.178
100.02.16 Miyâhu'l Basra ve İgarin Harâc G. 185.636
100.02.17 Hemedan Harâc Geliri
150.480
100.02.18 Mâsebezân Harâc Geliri
57.746
100.02.19 Sâve Darphane Geliri
17.625
100.02.20 Miyâhu'l Kûfe Harâc Geliri
100.02.21 Hulvan Harâc Geliri
105.678
30.015
100.03 Sultan'a Ait Gelirler
855.616
100.03.01 Rey ve Demavend Çiftlik Geliri
122.644
100.03.02 Kazvin, Zencan ve Ebher Çiftlik G. 58.290
100.03.03 Kum Çiftlik Geliri
55.789
100.03.04 İsfahan Çiftlik Geliri
189.334
100.03.05 Miyâhu'l Basra ve İgarin Çiftlik G.267.520
100.03.06 Hemedan Çiftlik Geliri
55.789
100.03.07 Mâsebezân Çiftlik Geliri
16.750
100.03.08 Miyâhu'l Kûfe Çiftlik Geliri
89.500
602 DİĞER GELİRLER HESABI
11.545.956
602.01 Vilayet Gelirleri 6.429.221
602.02 Diğer Gelirler
4.261.119
602.03 Sultan'a Ait Gelirler 855.616
Sevâd Bölgesi ve Yukarıda Zikredilen Ma'mûr Vilayetler ve Sultan'a ait
gelirler.
____________________________ / ____________________________
* Yevmiye kaydındaki tutarlar Dinar cinsindendir.
75
251. Abbasi Devleti Muhasebe Kayıt Örneği-2
Siyakat yazısı ile görünüşü;
76
77
‫;‪Arap Harfleri ile Görünüşü‬‬
‫ﺣﺮﻓـــــــ‬
‫ﺍﳋﺮﺍﺝ ﻭﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﻌﺎﻣّﺔ ﺑﺎﳌﻐﺮﺏ ﻭﺍﺟﻨﺎﺩﻩ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺒﺎﺕ ﺍﻟﱴ ﻭﺿﻌﻬﺎ ﺍﻟﻌﻤﺎﻝ ﻣﻦ ﺍﺻﻮﻝ ﺍﻻﺭﺗﻔﺎﻉ ﻛﻤﺎ ﻫﻮ ﺟﺎ ٍﺭ ﰱ ﺍﻟﻌﺎﺩﺍﺕ ﻭﺳﻮﻯ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﺔ ﻭﲦﻦ ﺍﺟﻨﺎﺱ ﺍﻟﻐﻨﺎﺋﻢ ﻣﻌﻤﺎ ﻓﻮﺭﻕ ﺍﻫﻞ ﺟﺰﻳﺮﺓ ﻗﱪﺱ ﻋﻠﻰ ﺍﺩﺍﺋﻪ ﰱ ﻛ ﹼﻞ ﺳﻨﺔ ﻭﺍﻻﻋﻤﺎﻝ ﺍﳌﺬﻛﻮﺭﻩ ﻭﺍﻻﻣﻮﺍﻝ ﺍﳌﺴﻤﺎﺓ‬
‫ﻳﻜﻮﻧـــــــــــ‬
‫ﻣﺎ ﻳﺘﻌﻠﻖ ﺑﺎﳌﻐﺮﺏ ﻭ ﺍﺟﻨﺎﺩﻩ‬
‫‪ ٤٧٤٦٤٩٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺗﻔﺼﻴﻠﻪ‬
‫‪1‬‬
‫ﻣﺼــــﺮ‬
‫ﻭﺍﻻﺳﻜﻨﺪﺭﻳﻪ ﻭﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ ﺍﻟﻘﺪﳝﻪ‬
‫‪ ٢٩٠٧٧٣‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻭﺳﻮﻯ ﻣﺼﺎﺩﺭﺓ ﺍﳌﺎﺫﺭﺍﺋﻴﻴّﻦ ﻭﻣﺎﻝ ﺍﳌﺮﺍﻓﻖ‬
‫ﻭﺍﻟﺘﺠﺎﺭﺍﺕ ﺍﻟﻮﺍﺭﺩﺓ ﻭﺍﲦﺎﻥ ﺍﻟﻐﻨﺎﺋﻢ‬
‫‪ ١٠٨٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪2‬‬
‫ﺟﻨـــــﺪ‬
‫ﻓﻠﺴـــﻄﲔ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ٨٠٧٥٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٢٣٠٦٤٧‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪3‬‬
‫ﺟﻨــــﺪ‬
‫ﺍﻻﺭﺩﻥ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ٤٠٤٦٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١٠٢٠٦٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪78‬‬
‫‪4‬‬
‫ﺟﻨــــﺪ‬
‫ﺩﻣﺸﻖ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ١١٣٠٥٧‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٣١٥٣٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺟﻨــــﺪ‬
‫ﲬﺺ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ١٠٠٠٤٦٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١١٥١١٤‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪7‬‬
‫‪8‬‬
‫ﺩﻟـــﻮﻙ‬
‫ﻭﺭﻋﺒﺎﻥ]ﺭﻋﻴﺎﻥ[‬
‫‪ ١٥٧٦٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﺜﻐـــﻮﺭ‬
‫ﺍﻟﺸﺎﻣﻴّﻪ ﺳﻮﻯ ﺻﻠﺢ ﺍﲪﺪ‬
‫ﺑﻦ ﺣﺴﲔ ﺍﻟﻜﺎﺗﺐ‬
‫‪ ٥٢٩٨٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪10‬‬
‫‪11‬‬
‫ﲰﻴﺴـﺎﻁ‬
‫ﻭﻣﻼﻃﻴﻪ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ١٤٥٠١‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٣٤١٢٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪79‬‬
‫‪5‬‬
‫ﺁﻣــــﺪ‬
‫ﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﲨﻊ ﺍﻗﻄﺎﻉ ﻭﻛﺎﺳﻪ‬
‫ﻭﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ٥٤٧٨‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٨٢٤٢٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪6‬‬
‫ﺟﻨــــﺪ‬
‫ﻗﻨﺼﺮﻳﻦ ﻭﺍﻟﻌﻮﺍﺻﻢ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ١٣٣٠٩٧‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٣٥٢٥٧٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪9‬‬
‫ﴰﺸـــﺎﻁ‬
‫ﻭﺣﺼﻦ ﻣﻨﺼﻮﺭ ﻭﻛﻴﺴﻮﻡ‬
‫ﺑﻌﺪ ﺍﳌﻮﺿﻮﻉ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ٥٣٩٧‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٦٥٣٣٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪12‬‬
‫ﺍﺭﺯﻥ ﻭﻣﻴﺎ ﻓﺎﺭﻗــﲔ‬
‫ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ٥٦٧٥٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٨٢٤٢٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪13‬‬
‫ﻣﻀﺮ‬
‫ﺩﻳــــﺎﺭ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ٢٥٧٢٢٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪14‬‬
‫ﺩﻳــــﺎﺭ‬
‫ﺭﺑﻴﻌﻪ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ٢٢٧٢٧‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪15‬‬
‫ﺍﳌﻮﺻـــﻞ‬
‫ﻭﻣﲑﺩﻳﻦ ﻭ ﻬﺑﺬﺍﺭ ﻭﺍﻟﺮﺳﺘﻴﻖ‬
‫ﺍﳉﺒﻠﻴّﺔ ﺑﻌﺪ ﺍﻻﺣﺘﺴﺎﺑﺎﺕ‬
‫ﻣﺎﻝ ‪ ١٧٧٥٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٤٩٢٤٣٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ 16‬ﻃـــﺮﻳﻖ‬
‫ﺍﻟﻔﺮﺍﺕ‬
‫‪ ٩٦٥٨٤‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ 17‬ﻳﻜــــﻮﻥ‬
‫ﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﻻﻋﻤﺎﻝ ﺍﳌﺴﻤّﺎﺓ ﻭﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﳋﺎﺻّﻪ ﻭﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﳌﻮﻗﻮﻓﻪ ﻭﻏﲑ ﺫﺍﻟﻚ‬
‫‪80‬‬
‫‪18‬‬
‫‪19‬‬
‫ﺍﻟﻀـــﻴﺎﻉ‬
‫ﺍﳌﺴﺘﺤﺪﺛﺔ ﺑﻌﺪﺍﻟﺬﻯ ﺟﺮﻯ ﰱ ﺿﻤﺎﻥ ﻭﺍﺳﻂ ﺍﺳﻮﺓ‬
‫ﺣﺎﻝ ﺍﳋﺎﺻّﺔ‬
‫‪ ٢٨٩٠٣٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻣﻮﺍﻟــــ‬
‫ﺍﳋﺎﺻﺔ ﺳﻮﻯ ﻣﺎﻛﺎﻥ ﻓﻴﻬﺎ ﺑﻨﻮﺍﺣﻰ ﻭﺍﺳﻂ ﻓﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﺿﻴﻒ ﺍﱃ ﺍﻣﻮﺍﻝ ﺍﻟﻌﺎﻣﺔ ﻭﺧﻠﻂ ﻬﺑﺎ ﻭﺩﺧﻞ ﰱ‬
‫ﲪﻮﳍﺎ ﻭﻧﻔﻘﺎﻬﺗﺎ‬
‫ﺍﻻﻫﻮﺍﺭ‬
‫ﺍﻟﻌﱪ‬
‫‪ ١١٦١٢٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١٨٥٤١١‬ﺩﻧﻴﺎﺭ‬
‫ﺍﳌﻐﺮﺏ‬
‫ﺍﳌﺸﺮﻕ‬
‫‪ ٧٢٦٦٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ ‪ ١٠٤٧٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪21‬‬
‫‪22‬‬
‫ﻣﺎﻟـــــ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﻌﺒّﺎﺳﻴﺔ ﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﻫﻮ ﺑﻨﻮﺍﺣﻰ ﻭﺍﺳﻂ‬
‫‪ ١٤٤٧٦٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻻﻫﻮﺍﺭ‬
‫ﺍﻟﻌﱪ‬
‫‪ ١٤٢٤٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١٤٧٣٢‬ﺩﻧﻴﺎﺭ‬
‫ﺍﳌﻐﺮﺏ‬
‫ﺍﳌﺸﺮﻕ‬
‫‪ ٣٠٧٦٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ ‪ ٧٥١١٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻣﺎﻟــــ‬
‫ﺍﳌﻮﻗﻮﻑ ﺍﳌﺴﺎﺟﺪ ﻣﺎ ﻛﺎﻥ ﻓﻴﻬﺎ ﺑﻮﺍﺳﻂ‬
‫‪ ٤٥٧٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﳌﻐﺮﺏ‬
‫ﺍﻟﺸﺮﻕ‬
‫‪ ١٢٧٦٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٢٢٨٦٩‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪20‬‬
‫ﻫـﻴﺖ‬
‫ﻭﺍﻋﻤﺎﳍﺎ ﺳﻮﻯ ﺿﻴﺎﻉ ﺍﻟﺴّﻜﺮ‬
‫‪١٨٧٧٨‬‬
‫ﺍﻻﻫﻮﺍﺭ‬
‫ﺍﻟﻌﱪ‬
‫‪ ٥٢٦٢‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٨٢٤٠‬ﺩﻧﻴﺎﺭ‬
‫ﺍﳌﺸﺮﻕ‬
‫ﻣﺎﺭﻳﺐ ]ﻣﻐﺮﺏ[‬
‫‪ ٥٨٤٥٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ ‪ ٦٢٢٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪23‬‬
‫ﻣﺎﻟـــ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﻟﻔﺮﺍﺗﻴّﻪ‬
‫‪٦١٧١٢٦‬‬
‫ﺍﻻﻫﻮﺍﺭ‬
‫ﺍﻟﻌﱪ‬
‫‪ ١٧٠٣٢٦‬ﺩﻧﻴﺎﺭ ‪ ١٢٩٧٢٤‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﳌﺸﺮﻕ‬
‫ﻓﺎﺭﺱ‬
‫‪ ٩٧٣٣٦‬ﺩﻳﻨﺎﺭ ‪ ٩٥٢٧٨‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﳌﻐﺮﺏ ‪ ١١٤٢٢٥‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪81‬‬
‫‪24‬‬
‫ﻣﺎﻟــــ‬
‫ﺍﻟﻀﻴﺎﻉ ﺍﳌﻔﺮﺩﺓ ﰱ ﺳﻨﺔ ﺛﻠﺚ ﻭﺛﻠﺜﻤﺎﻳﺔ‬
‫‪ ١٠٠٣١٨‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪25‬‬
‫ﻣﺎﻟــــ‬
‫ﺍﳊﺰﻥ ﻭﺍﳉﻬﺒﺬﺓ ﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﳚﻤﻌﻪ ﺍﻟﻌﻤّﺎﻝ ﻣﻊ ﺍﺻﻮﻝ ﺍﻻﻣﻮﺍﻝ ﻭﺳﻮﻯ‬
‫ﻣﺎ ﺳﻮّﻏﻪ ﻣﻮﻧﺲ ﺍﳋﺎﺩﻡ ﻣﻨﻬﺎ‬
‫ﺑﻔﺎﺭﺱ ﻭﺳﻮﻯ ﻣﺎ ﺩﺧﻞ ﻣﻨﻬﺎ ﰱ ﺿﻤﺎﻥ ﻭﺍﺳﻂ‬
‫‪ ٧٦٩٨٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪82‬‬
Transkripsiyon hali;
Harf______________________________________________________
el-harâcü ve’zıya‘u’l-âmmeti bi’l-Mağrib ve ecnâdihî ba’de’lihtisâbâti’lleti vada‘ahe’l-ummâl min usûli’l-irtifâi kemâ hüve cârin fi’ladâti ve sivâ mukata‘atin ve semenin ma‘a ma fe-varaku ehlü cezîreti
Kubrus alâ edâihi fi külli senetin ve’l-aûmali’l-mezkûreti ve’l-emvâli’lmüsemmât.
Yekûn_______________________________
Ma yetealleku bi’l-Mağrib ve ecnûdih
4.746.492 dînar
* Tafsîle
1
Mısır_____________
ve Iskenderiye ba‘de’lihtisâbâti’l-kadîme
290.773
Ve sivâ müsâdereti’lMâzerâiyyîn ve mâli’lmerâfıkı ve’t-ticareti’lvârideti ve esmâni’lganâim
1.080.000 dînar
4
Cündü____________
Dımaşk ba‘de’lihtisâbât
Mal
113.057
315.300 dînar
2
Cündü____________
Filistin ba’de‘l-ihtisâbât
Mal 80.750
230.647 dînar
3
Cündü_____
‘l-Ürdün
ba’de’lihtisâbat
Mal
40.460
102.062
dînar
5
Cündü____________
Humus ba‘de’l-ihtisâbât
Mal
1.000.460
115.114 dînar
7
Delük____________
ve Ra‘yân[Ra‘bân]
15.765 dînar
8
Es-Suguru_________
e-Şâmiyye sivâ sulhı Ahmed
ibnü’l-Hüseyin el-katib
52.985 dînar
6
Cündü_____
Kınnesrin
ve’l-Avâsım
ba‘de’lihtisâbât
Mal
133./97
352.570
dînar
9
Şamşât_____
ve Hısnü
Mansur ve
Kîsom
ba‘de’l-
83
mevzû
Mal
5.397
65.332 dînar
10
Sümeysât___________
_
ve Malatya ba‘de’lihtisâbat
Mal
14.501
11
Amid________________
sivâ ma harcı fi aktâi ve Kâse
ve ba‘de’l-ihtisâbât
Mal
5.478
82.422 dînar
13
Diyaru___________
Mudar
Mal
257.225
14
Dıyaru____________
Rebî‘a ba‘de’lihtisâbât
Mal
22.797
304.093 dînar
12
Erzen ve
Meyyâfarikî
n ba‘de’lihtisâbât
Mal
56.750
82.422 dînar
15
El-Musul________
Ve Mîrdîn ve Behzerâ
ve’r-Resâtiku’lCebeliyye ba‘de’lihtisâbât
Mal
17.750
492.430 dînar
16
Tarîku_________________ ’l-Furat
96.584
17
Yekûn_____________________
Emvalü’l-a’mâli’l-müsemmât ve emvâlü’l-hâssa ve’l-emvâlü’l-mevkûfe
ve gayru zâlike
18
ez-Zıyâ‘u_________
‘l-müstahdese
ba‘de’llezî cerâ fi
zımâni Vâsıt üsretü
hâli’l-hâssa
289.036 dînar
84
19
Emvâlü___________
_
‘l-hâssa sivâ mâ kâne
fîhâ bi-nevâhi Vâsıt fe
innehû ezîfü ilâ
emvâli’l-âmme ve
halata bihâ ve dehale
fî havlihâ ve
20
Meyt_____________
ve a‘mâlühâ sivâ
zıya‘ıs-sükker
18.778 dînar
El-İber
elAhvar
8.240
5.262
Mağrib
Maşrık
58.450
nafakatiha
el-İber
185.411
21
Mâlü___________‘zzıyâ‘ı’l-Abbâsiyye sivâ
mâ hüve bi-nevîhi
Vâsıt
144.760 dînar
el-Iber
el-Ahvaz
14.732
14.246
El-Maşrık el-Mağrib
30.672
75.116
el-Ahvâr
116.120
el-Maşrık el-Mağrib
72.666
104.700
22
Mâlü__________‘lmevkûfi’l-mesâcid
sivâ mâ kâne minhâ
bi-Vâsıt
4.570 dînar
eş-Şark el-Mağrib
22.863
12.760
24
Mâlü___________________‘zzıya‘ı’l-müfredeti
fi seneti selâsin ve selâse mie
100.318 dînar
62.200
23
Mâlü__________‘zzıyâ‘ı’l-Furâtiyye
617.126 dînar
…
el-Ahvar
170.326
9.724
Fâris
97.336
el-mağrib
114.225
el-Maşrık
95.278
25
Mâlü_______________________‘
l-hazn ve’l-cehbezeti sivâ mâ
yecme‘uhü’l-ummâl ma‘a usûli’lemvâli ve sivâ mâ sevvegahû
Mûnis el-Hâdim minhâ bi-Fâris ve
sivâ mâ dahale minhâ fi zımâni
Vasıt
76.980 dînar
85
Türkçe Görünüşü;
Harf__________________________________________________________________________
Batıdaki âmme çiftlikleri ve vilâyetlerin harâcı ile ordugâhların vergileri (usûl ve özel kanunlar
gereğince vâliler tarafından harâcdan düşülen vergilerden sonra mukata‘alar ve çeşitli ganîmet
gelirleri ve Kıbrıs ahalisi ile her sene ada üzerinden alınması kararlaştırılan vergi bu hesâba dahil
değildir) Bu bölgedeki vilâyetler ve vâridat aşağıdaki şekilde gösterilmiştir:
Yekûn itibariyle Batı bölgesine ve ordugâhlarına ait vâridat 4.746.492 dînar
Ayrıntılı açıklama
1
Mısır ve İskenderiye.
Eski vergilerin düşülmesinden
sonra
2
Filistin ordugâhı , vergilerden
sonra
3
Ürdün ordugâhı ,vergilerden
sonra
Mal (nakid) 80.750 dînar
Mal (nakid) 40.460 dînar
230.647 dînar
102.062 dinar
1.080.000 dînar
4
Dımaşk ordugâhı , vergilerden
sonra.
5
Humus ordugâhı , vergilerden
sonra.
6
Kınnesnin
ve
Avâsım
ordugâhı, vergilerden sonra.
Mal (nakid) 113.057 dinar
Mal (nakid) 1.000.460 dinar
Mal (nakid) 133.097 dinar
315.300 dînar
7
Deluk ve Ra‘bân [Ra‘yân]
115.114 dînar
8
Sugûr-ı Şam. Katip Ahmed
bin Hüseyin’den sulh ile
alınan paralar dahil değildir
352.570 dînar
9
Şamşat, Hısn-ı Mansur ve
Kîsom,
İskonto
edilen
paralardan sonra
52.985 dînar
Mal (nakid) 5.397 dînar
290.773 dinar
Mazerâilerin mallarına el
konulmasından elde edilen
gelir, pazarların hâsılatı ,
ticaret yolu ile meydana gelen
idhâlat geliri, çeşitli ganîmet
gelirleri
15.750 dinar
10
Sümeysat
ve
Malatya,
vergilerden sonra.
Mal (nakid) 14.501 dînar
34.120 dinar
11
Amid. Mukata‘a ve
gelirlerinin dışında.
Mal (nakid) 5.478 dinar
82.422 dînar
vergi
12
Erzen
ve
Meyyafârikîn,
vergilerden sonra.
Mal (nakid) 56.750 dinar
82.422 dînar
86
13
Diyaru Mudar (Mudar
Bölgesi)
14
Diyâru Rebî‘a .(Rebî‘a Bölgesi) ,
vergilerden sonra.
Mal (nakid)
257.225
Mal (nakid)
22.897
15
Musul , Mardin ,Behzerâ ve
Resâtiku’l-Cebeliyye
vergilerden
sonra.
Mal (nakid)
17.750
304.093 dînar
492.430 dînar
16
Tarîku’l-Furat
96.584 dînar
17
Yekûn_____________
[4.659.341]
Aşağıda zikr edilen vilâyetler ile
Sultân'a ait mallara , vakıf
mallara ve sâireye dâir gelirler
87
18
Vâsıt’ın iltizâmından sonra
Sultan adına yeni alınan
çiftliklerden
elde
edilen
gelirler
19
Sultâna ait mallar. Vâsıt
nahiyelerindeki Sultan’a ait
mallar buraya dâhil değildir.
Çünkü bunlar âmme mallarına
ilâve
edilerek
onlara
karıştırılmıştır.
289.036 dînar
İber
Ahvâr
(Sahiller rüsumu) (Bataklıklar
geliri)
185.411 dinar 116.120 dinar
Doğu
72.666 dînar
21
Abbâsi hânedânına ait ait
çiftlikler.
Vâsıt nâhiyelerinde bulunan
çiftlklerin dışında
88
Batı
58.450 dînar
Doğu
62.200 dînar
22
Mescidlere ait vakıf mallar.
Vâsıt’da bulunanların dışında
23
Fırat çiftlikleri
617.126
Doğu
22.869 dînar
İber
Ahvâr
(Sahiller rüsumu) (Bataklıklar
geliri)
170,326 dînar
129.724
dînar
Batı
22.760 dînar
İber
Ahvâr
(Sahiller rüsumu) (Bataklıklar
geliri)
14.732 dînar
14.246 dînar
Doğu
Batı
30.672 dînar
75.116 dînar
100.318 dînar
İber
Ahvâr
(Sahiller rüsûmu) (Bataklıklar
geliri)
8.240 dînar
5.262 dînar
Batı
104.700 dînar
144.760 dînar
24
Üçyüz üç (Milâdi 918-919)
senesinin müteferrik çiftlikler
vâridatı
20
Hît ve bağlı yerler , Şeker
köyleri dahil değildir.
Fâris
97.336 dînar
Batı
114.225 dînar
25
Mahzenler
ve
sarrâfiye
vâridatı Asıl mallar ile beraber
vâlilerin topladıkları paralar
ve Fâris bölgesinde Mûnis
Hadim’in oradaki emlâki için
vermeyi
uygun
gördüğü
paralar ile Vâsıt iltizâmına
dâhil olan gelirlerdir.
76.980 dînar
Doğu
95.278 dînar
Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi;
/
100 KASA HESABI
100.01 Ordugah Gelirleri
100.01.01 Mısır ve İskenderiye
100.01.02 İthalat ve Ganimet
5.912.385 Dinar
3.283.829 Dinar
290.773 Dinar
1.080.000 Dinar
100.01.03 Filistin Ordugahı
80.750 Dinar
100.01.04 Ürdün Ordugahı
40.460 Dinar
100.01.05 Dımaşk Ordaugahı
100.01.06 Humus Ordugahı
113.057 Dinar
1.000.460 Dinar
100.01.07 Kınnesnin ve Avâsım Ordugahı 133.097 Dinar
100.01.08 Delûk ve Ra'yân
15.765 Dinar
100.01.09 Sugûr-ı Şam
52.985 Dinar
100.01.10 Şamsat, Hısn-ı Mansur ve Kisom 5.397 Dinar
100.01.11 Sümeysat ve Malatya
100.01.12 Amid
100.01.13 Erzen ve Meyyafârik
14.501 Dinar
5.478 Dinar
56.750 Dinar
100.01.14 Mudar Bölgesi
257.225 Dinar
100.01.15 Rebî'a Bölgesi
22.797 Dinar
100.01.16 Musul, Mardin Behzera
17.750 Dinar
100.01.17 Tarîku'-Fırat
96.584 Dinar
100.02 Sultana Ait Yeni Çiftlik Geliri
289.036 Dinar
100.03 Sultana Ait Mallar
478.898 Dinar
100.03.01 Sahil Rüsumu
185.412 Dinar
100.03.02 Bataklıklar Geliri
116.120 Dinar
100.03.03 Doğu
72.666 Dinar
100.03.04 Batı
104.700 Dinar
100.04 Hit ve Bağlı Yerler Geliri
100.04.01 Sahil Rüsumu
100.04.02 Bataklıklar Geliri
100.04.03 Doğu
100.04.04 Batı
100.05 Abbasi Hânedanına Ait Çiftlikler
100.05.01 Çiftlik Geliri
134.152 Dinar
8.240 Dinar
5.262 Dinar
62.200 Dinar
58.450 Dinar
279.526 Dinar
144.760 Dinar
89
100.05.01 Sahil Rüsumu
14.732 Dinar
100.05.02 Bataklıklar
14.246 Dinar
100.05.03 Doğu
30.672 Dinar
100.05.04 Batı
75.116 Dinar
100.06 Mescidlere Ait Vakıf Malları
45.629 Dinar
100.06.01 Doğu
22.869 Dinar
100.06.02 Batı
22.760 Dinar
100.07 Fırat Çiftlikleri
1.224.017 Dinar
100.07.01 Çiftlik Geliri
617.126 Dinar
100.07.02 Sahil Rüsumu
170.326 Dinar
100.07.03 Bataklıklar Geliri
129.726 Dinar
100.07.04 Fâris
97.336 Dinar
100.07.05 Doğu
95.278 Dinar
100.07.06 Batı
114.225 Dinar
100.08 Üçyüz Senesi Müteferrik Çiftlik Gel. 100.318 Dinar
100.09 Mahzenler ve Sarrâfiye Vâridatı
76.980 Dinar
153 TİCARİ MALLAR HESABI
2.174.512 Dinar
153.01 Vergi Karşılığı Mallar Hesabı
2.174.512 Dinar
153.01.01 Filistin Ordugahı
230.647 Dinar
153.01.02 Ürdün Ordaugahı
102.062 Dinar
153.01.03 Dımaşk Ordugahı
313.300 Dinar
153.01.04 Humus Ordugahı
115.114 Dinar
153.01.05 Kınnesnin ve Avâsım Ordugahı 352.570 Dinar
153.01.06 Şamsat, Hısn-ı Mansur ve Kisom 65.332 Dinar
153.01.07 Sümeysat ve Malatya
34.120 Dinar
153.01.08 Amid
82.422 Dinar
153.01.09 Erzen ve Meyyafârik
82.422 Dinar
153.01.10 Rebî'a Bölgesi
304.093 Dinar
153.01.11 Musul, Mardin ve Behzera
492.430 Dinar
602 DİĞER GELİRLER HESABI
602.01 Nakdi Gelirler
8.086.897 Dinar
5.912.385 Dinar
602.02 Malların Nakdi Karşılığı 2.174.512 Dinar
Batıdaki âmme çiftlikleri ve vilayetlerin harâcı ile ordugâhların
tahsil edilen vergi gelirleri.
/
90
3. İLHANLILAR’DA MUHASEBE UYGULAMALARI
30. Genel Açıklama
İlhanlılar devleti (1256-1353), İran’da yerleşmiş Moğol
hanedanlığının kurduğu bir devlettir101. Moğol hükümdarı
Cengiz Han’ın ölümünden sonra ortaya çıkan dört devletten
biridir. Cengiz Han’ın oğlu Mengü’nün “Büyük Han” olarak
tahta çıkmasından sonra fetih için batıya gönderilen
Hülagu Han tarafından kurulan, resmen Moğol Büyük
Han’ına
bağlı
olan
bir
devlettir102.
Hükümdarlar
başlangıçta, doğu kökenli olduklarını ve Orta Asya’daki
Moğol Büyük Han’ına bağlı olduklarını vurgulamak için
“İlhan”
sözcüğünü
kullandılar.
İslamiyeti
kabul
etmelerinden sonra, bu da XIII. asrın sonuna isabet eder,
“Han”
adını
kullanmaya
başladılar103.
İlhanlılar
Maveraünnehr’i içine almak üzere aşağı yukarı Sasani
imparatorluğunun sınırları içerisinde kurulmuş olan bir
iran devleti olarak da zikredilmektedir. Buna neden olarak
da
kültür
açısından
İranlılaşmaya
maruz
kalmaları
gösterilmektedir. Hülagu, Hıristiyanları İlhanlı davası lehine
kazanmak için Hıristiyan bir kadınla evlendi. Bu da
Hıristiyan batıyla iyi münasebetler kurmasına vesile oldu.
101 Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi-I, 2. Baskı, İstanbul: Süryay
Sürekli Yayınlar A.Ş., İstanbul Yeminli Mali Müşavirler Odası Yayını,
Nisan 2000, s. 212.
102 Grolier International Americana Ansiklopedisi, İstanbul: Grolier
Incorporated-Medya Holding A.Ş. Yayınları, Cilt 7, s. 343.
103 Güvemli, a.g.e., s. 212.
91
Daha sonra, Hülagu’nun yerine oğlu Abaka (1265-1282)
geçti104.
İlhanlı Hükümdarları
Hülegü (1256-1265), Abaka (1265-1282), Ahmad Tegüder (12821284), Argun (1284-1291), Gaykhatu (1291-1295), Baydu (1295),
Mahmud Gazan (1295-1304), Muhammed Khodabandeh (Olcayto)
(1304-1316), Abu Sa'id Bahadır (1316-1335), Arpa Ke'ün (13351336)105
31. İlhanlılar’da Siyakat Yazı Sistemi
İnsanlar bir arada yaşamaya ve zekâları da gelişmeye
başladığında
insanlar
arası
iletişim
ihtiyacı
da
baş
göstermiştir. Doğal olarak başlangıçta el, kol hareketleri ve
garip sesler halinde bu ihtiyaç karşılanmaya çalışılmıştır.
Sonralarında
ise
başlamıştır.
Bu,
yörelere
dil
göre
dönemine
dil
(lisan)
sözlü
gelişmeye
iletişim
çağı
denilmektedir. Tarih, insanların yaşlandıkça biriken bilgi,
yetenek, masal ve hatta müzik bilgilerinin uçup gitmesini
önlemek ve daha uzak kimseler ile iletişim kurabilmek için
bazı işaretler kullanabildikleri dönemden başlatılmaktadır.
Bu
dönemin
varabildiği
günümüzden
bilinmektedir.
6000-7000
Çeşitli
bilgileri
yıl
öncesine
kendilerinden
Berthold Spuler, “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Eskişehir, 1997, s. 967.
Wikipedia, The Free Encyclopedia, http://en.wikipedia.org/wiki/Ilkhanate,
e.t. 17. 04. 2007
104
105
92
sonraki nesillere aktarabilmek için taşa, balçığa, deriye veya
tahtalara, papiruslara bazı resimler yapıldığı ve ilk yazı
örneklerinin bunlar olarak kabul edildiği yine bilinen bir
gerçektir106.
Mısır’da
ilk
yazı
şekli
resimlerden
geliştirilen
“Hiyeroglif” yazısıdır. Bu yazı, anıtlara (ister sağa, ister sola
doğru) yazılmaktadır. Fakat, pratik olmadığından deriye,
papirusa yazılan bir tür yazı geliştirildi ki, buna da
“Hiyeratik” yazı denilmektedir. Güney Arabistan’da ise
“Himyeri” yazısı geliştirilmiş ve buradan bu yazı Hindistan’a
geçmiştir. İlk yazının Mezopotamya’da Sümerler tarafından
çivi yazısı olarak geliştirilmiş olduğu da bilinmektedir. Yine
aynı bölgede bu yazıdan “Arami” yazısı (sonra adı Süryani
olmuştur)
geliştirilmiştir.
Fenikeliler
Hiyeratik
yazıyı
geliştirerek ABC’yi başlatmışlardır. İsrail halkı da bundan
esinlenerek
kendilerine
özgü
“İbrani”
yazısını
oluşturmuşlardır. Aynı dönemde Uzakdoğu’da ise Çin’de
gelişen ve hece esaslı imgeler ile yazılan bir yazı türü
geliştirilmiştir. Japon yazıları da buradan doğmuştur.
Hindistan’daki
Brehmen
yazısının
Güney
Arabistan’ın
Himyeri yazısından geliştiği anlaşılmaktadır. Batılılar ise
genellikle Fenike kaynaklı yazılarının Mısır Hiyeroglif ve
H. Sabahattin Payzın, Tarihte Dil, Yazı, Bilim ve Toplum, İzmir:
Doğruluk Matbaacılık, 1992, s. 1.
106
93
gelişmişi
olan
Hiyeratik
yazısından
türetildiğini
belirtmektedirler107.
Konumuz açısından Siyakat yazısının tarihçesine
bakmamız yararlı olacaktır.
Siyakat, Maliye, Defterhane ve Vakıf dairelerinde
kullanılmış resmi bir yazıdır. Siyakat Irak’ta Abbasiler
zamanında
kullanılmaya
başlanmıştır.
Anadolu’ya
da
Selçuklular zamanında geldiği bilinmektedir. Ancak buna
rağmen İran yoluyla girdiği kabul görmektedir. Milâdi 910
yıllarında
Amasyalı
muntazam
Taci-zade
defterleri
siyakata
Cafer
Çelebi,
çeviren
kuyudatı
kişidir.
Siyakat
Selçuklularda da vardı, ancak onlar farklı bir tarzda
uygulamışlardı. Osmanlılara da onlardan değişik şekilde
intikal etmiştir. Ancak bu ıslah ve tadilde Hüsam ve Cafer
Çelebilerin rolü olmuştur108.
Asıl ismi Erkam-ı Divaniye olan siyakat rakamları
siyakat yazısı ile beraber kullanıldığı için bu isimle
anılmıştır.
birlikte
Daima
Farsça
kullanıla
gelmiş
ibareli
olması
muamele
İran
kayıtlarıyla
taraflarından
Anadolu’ya getirilmiş olduğuna işaret etmektedir. Malazgirt
zaferi Anadolu’nun kesin şekilde istilasını ve Selçuklu
Devleti’nin kurulmasını sağlamış olduğuna göre XI. yüzyılın
Payzın, a.g.e., s. 2-3.
Dündar Günday, Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı Özellikleri ve
Divan Rakamları, Ankara: TTK Kurumu Yayınları VII. Dizi, Sayı: 57a,
1989, s. 1.
107
108
94
sonları Divan rakamlarının Anadolu’ya giriş tarihi olarak
kabul edilmektedir109.
Siyakat, eski yazılardan birinin adıdır. Resmi ve
özelliklede
mali
işlerde
kullanılmıştır.
Defterlerde
ve
tezkirelerde görülen kısalık, anlamada güçlük ve bilgi sahibi
tarafından okunabilen özelliklere sahiptir. İnce, birbirine
girift ve noktasız ve dik yazıldığı için az yer kaplar ve çabuk
yazılır. Kolay okunabilen bir özelliği olduğu gibi, çok eski
tabirleri içeren ve ancak uzmanları tarafından okunabilen
özelliği de vardır. Uzun hatlarla yazılmış olanları bulunduğu
gibi, kısa şekillerle yazılmış olanları da mevcuttur. Bir
sıraya dizilmiş harflerin bazılarının sonları uzatılmış bir
yazıdır. Siyakat alfabesinde nokta, hemen hemen yok
gibidir. Yalnız; C (
), P (
nokta vardır. Bazen N (
) ve Ş (
) yerine (
) harflerinde
) nokta veya (
)
kullanılmıştır. Siyakatte noktalı harfler mevcuttur. Fakat
umumiyetle noktalar terk edilmiş olup, okunuşu okuyanın
bilgi ve becerisine ve Osmanlı kültürü üzerindeki bilgisine
bağlıdır. Ancak hatırlatılmalıdır ki, şahısların kendilerine
göre yaptıkları özellikler de vardır. Ayrıca her devrin farklı
bir üslubu olduğuda bilinmektedir110.
109
110
Günday, a.g.e., s. 1.
Günday, a.g.e., s. 2.
95
Siyakat, Arapça “siyâk” ve “siyâkat” sözleri “savk”
kelimesinden türemiştir. Savk kelime manası ile, hayvanı
gütme, ardından yürütme, ilerletme, takip etme, iterek
sürme gibi anlamlara gelmektedir. Önceleri, muhasebede
kullanılmak üzere çok kısaltılmış ve noktasız yazı şekli
(stenografik yazı) için verilen siyakat ismi, zamanla, bilhassa
rakamlar ve daha sonra da muhasebe manasını kazanmıştır.
O kadar ki muhasebe kitaplarında isim olarak dahi
kullanılmıştır:
"Şems
us-siyâk
=
Muhasebe
Güneşi",
"Bahru’s-Siyâk = Muhasebe Denizi", "Kitâbü’s-Siyâka=
Muhasebe Kitabı" gibi111.
Siyakatte
önemli
bir
yeri
de
kullanılan
sayılar
oluşturmaktadır. Roma rakamlarında sıfır (0) sayısının
olmaması kayıtların tutar hanelerinin çok yer kaplamasına
ve anlaşılmasının güçleşmesine neden olmaktaydı. Oysa
siyakatte sayılar hem az yer tutuyor, hem de tüm sayıların
yazılması mümkün oluyordu. Aşağıda yer alan Tablo-1.’de
Roma rakamlarının gösterimleri yer almaktadır112.
111 İsmail Otar, Muhasebede Siyakat Rakamları, İstanbul: Lebib Yalkın
Yayımları ve Basım İşleri A.Ş., 1991, s. 13-14.
112 Otar, a.g.e., s.7.
96
Tablo-1. Roma Rakamları ve Örnek Gösterimleri
1
2
3
4
5
6
7
8
9
I
II
III
IV
V
VI
VII
VIII
IX
10
19
20
40
50
60
90
100
400
X
XIX
XX
XL
L
LX
XC
C
CD
500
D
600
DC
1.000
M
4.000 MV
5.000
V
10.000
X
20.000 X X
100.000
C
1.000.000
M
Zamanımızda bu rakamlar, yalnız abidevî ve tarihî
eserlerde kullanılmaktadır. Bu harf-rakamlarla "99 = XCIX"
ve "1990 = MCMXC" şeklinde yazılır.
Risale-i Felekkiye’de kullanılan sayıların gösterimine
geçmeden
önce
eski
kültürlerin
kullandıkları
sayı
görüntülerinden örnekler vererek görsellik katmanın yararlı
olacağına inanmaktayız. Aşağıda yer alan Tablo-2.’de bazı
eski kültürlerde sayıların gösterimi yer almaktadır113.
113
Otar, a.g.e., s. 9.
97
Tablo-2. Bazı Kültürlerde Sayıların Gösterimi
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
Yukarıdaki Tablo-2.’de birinci sırada yer alan sayı
gösterimleri Mısır’da, ikinci sırada yer alan sayı gösterimleri
Sümer’lerde, üçüncü sırada yer alan sayı gösterimleri
Hitit’lerde, dördüncü sırada yer alan sayı gösterimleri Çin
ve Japon’larda, beşinci sırada yer alan sayı gösterimleri ise
Maya’larda kullanılmıştır.
Risale-i Felekkiye (Kitabü’s Siyakat)’de ise sayıların
gösterimi ise Tablo-3.’deki gibidir114.
114
98
Otar, a.g.e., s. 11.
Tablo-3. Risale-i Felekkiye’de Sayıların Gösterimi
9
8
7
6
5
4
3
2
1
Sıfır ise hem bir halka (○) şeklinde hem de bir nokta
(·) şeklinde gösterilerek kullanılmıştır.
Aşağıda yer alan Tablo-4.’de Risale-i Felekkiye’de yer
alan onlar, yüzler ve binler ile bazı örnek sayı gösterimleri
mevcuttur115. Bu konuya daha sonra daha detaylı olarak
değinileceğinden
burada
sadece
bir
tablo
üzerinde
gösterimine yer verilecektir.
Tablo-4. Risale-i Felekkiye’de Örnek Gösterimler
115
Otar, a.g.e., s. 12.
99
Yukarıda
yer
alan
Tablo-4
incelendiğinde
de
görüleceği üzere sıfır sayısı yerine hem halka (○) ve hem de
nokta (·) kullanılmıştır.
32. İlhanlılar’da Muhasebe Defterlerinde Kurallar
ve İşaretler
Burada her biri kendi durumuna göre belli ve hususi
surette isimlendirilmiş ve ileri gelen katiplerce koyulmuş
olan defter kaide ve işaretlerinden bahsedilecektir.
1. Hesabın Başlığı (Sadrü’l-Hesab ve Ümmü’lHesab)
Bu aslında o hesabın (maddenin) ne sebeple neyi ifade
etmesinin düşünüldüğü bilinsin diye hesabın başına yazılır.
Günümüzde
de
yevmiye
maddelerindeki
ve
büyük
defterdeki hesap isimleri aynı niteliktedir.
2. Tarih
Zamanın
tespitinden
ibarettir.
Hesabın
(maddenin)
başlığından sonra yazılır. O muhasebe kaydının ne vakit
yazıldığı gerçeğini ortaya koyar. Günümüzde de yevmiye
maddelerinde ve büyük defter hesaplarında tarih aynı
amaçla kullanılmaktadır.
100
3. Kontrol İşareti (Caize)
Bu işaret, meblağın doğruluğunun tespitinde kullanılır.
Rakamlar karşılaştırıldığında doğru ise meblağın sonunun
hemen üzerine (
= ‫ﺧﻮﺐ‬
hûb) çekilir. Eğer ikinci
defa kontrol edilirse bu sefer (٢ iki) veya (‫ ﻮاﷲ‬vallâhi) yazılır.
Bugün bunların yerine (√) işareti kullanılıyor.
4. Terkin
Doğru olmadığı anlaşılan ve kazınması istenmeyen defter
kayıtlarında kullanılır. Bu hallerde (‫ )ﻳن‬işareti çekilir. Bu
işaret Arapça (‫ ﺗرﻗﻳن‬terkîn) sözünün son iki harfinin noktasız
olarak başka bir ifadeyle siyakatla yazılışıdır.
Daha sonra yevmiye bahsinde de vurgulanacağı üzere
defterlerde silinti ve kazıntının şüpheye yol açacağı ve bu
sebeple
kesinlikle
bu
yola
gidilmemesi
gerektiği
belirtilmiştir.
Günümüzde de, resmi defterlerde silinti ve kazıntı
yasaklanmıştır.
5. Toplama (Cem) ve Tamamlama (Tekmil)
Muhasebede gelir ve giderlere ait tam ve kesirli bütün
rakamların müfredatlı ve doğru gösterilmesi gerekmektedir.
Sonra buna kontrol işareti (caize) koyulur. Defter sayfasının
içinde yer alan bütün kesirler, birler, onlar ve benzerleri
toplanır. Maddenin (haşr’ın) sonuna yazılır. İşte buna
101
toplama (cem’i) ve yazılıp bitirilmesi işine de tamamlama
(tekmil) denir.
6. Toplamca (Te’riç)
Muhasebe kayıtları yazıldıktan sonra toplam isteniyorsa,
kâğıda ayrıntılı olarak yazılır. Örneğin;
“200 adet, 156, 25, 35, 1000, 2000, 300, 46, 75, 360, 950,
144, 227, 594
7. Yaprak (Varak)
Varak, tek kağıttan ibarettir. Her yüzü ikiye ayrılır.
Bunlardan her birine bir “dıl” denir. Kayıtlara sağ dılı’dan
başlanır. Eğer her iki dılı da ilgilendiren müfredat varsa sol
dılın yarısına kadar yazılır. Açıklama sol dıla ait ise diğerine
kıyasen yazılır.
8. Uzatma İşareti (Medd)
Medd
uzatma
demektir.
Kayıtlarda
bazen
kelimelerin
uzatılması icap eder. Arap harflerinde, son harfin bünyesine
göre uzatma çekilir. Örneğin; “Tebri______________________z,
Sultaniy_____________e, Re____________y gibi. Günümüzde
bunun yerine kelimenin veya yazının altı çizilmektedir.
102
9. Harf ve Def’a
Harf, sözlükte bir şeyin bir bölümüdür. Nitekim, kelimenin
bir bölümüne de harf denmektedir. Def’a bir kerelik tekrarı
ifade eder. Maliye mensuplarının ıstılahında “bir evvelki
yekundan” manasındadır. İleride, “minha=ondan” ve “min
zalike=bundan”
örneklerinde
görülecektir.
Eğer
kayıt
sırasında “minha” ve “min zalike” kullanılacak ve fakat
bunlar uygun bir güzellikte çekilemeyecekse, o vakit, “harf”
ve “def’a” çekilir. Harften sonra bir müfredat, döküm varsa
o zaman def’a kullanılır. İleride örneklerde bu anlatılanlar
ayrıca görülecektir.
10. Doldurma (Haşv) ve Ortaya Çıkarma-Belirtme
(Bariz)
“Haşv”ın sözlük manası doldurma, katma; “bariz”in ki de
ortaya çıkarma, zahir olma, açıkta bırakma şeklindedir.
Maliye mensupları teriminde (ıstılahında), “haşv”, bir
yazıdan, tespit edilenden, anlatılandan ibarettir. Bunun
kaydı sırasında, muhasip gerçek olandan ayrılmaz; kayıt bir
bakışta anlaşılmalıdır; kaydın tespiti sırasında yazanın bir
amacı ve her halde, kaydın da kastedilenle bir ilgisi vardır.
“Haşv”ın yazılış yeri kağıdın dörtte bir kısmından
herhangi bir yer değildir. Yazılışa, sağ tarafın yukarı
başından başlanır ve satır bittiğinde kağıdın ortasını azıcık
geçecek gibi bırakılır. Kağıdın ortasını aşmazsa, başka bir
ifadeyle yazı sol tarafa taşmasa da kabul edilir.
103
“Bariz” gerçekte hangi tutar kastediliyorsa onun
ifadesinden ibarettir. Yazılma yeri, sol dıl’ın yanındaki iki
danktır.
“Haşv” iki kısımdır. Yazı “haşv” kısmında kalırsa
“haşv-ı mutlak”, “bâriz”e taşarsa “haşv-ı bariz” denir.
Bazen “bâriz” (bariz rakamdan)’den bir şey düşmek,
indirim etmek gerekir. Bu durumda “haşv” rakamına
“mevzu=koyulan”
denir
ve
“minhâ=ondan-düş”
veya
“ba‘de=sonra” sözleri yazılır. “Minhâ” yazılırsa “haşv”de
“ondan sonra kalan=(‫ ”)ﺑﺎﻗﻲ ﺑﻌدﻩ‬bâkî ba’dehû lafzı (
) ve
“sona=(‫ )ﺑﻌدﻩ‬ba‘de” sözü yazılmışsa “kalan=(‫ )ﺑﺎﻗﻲ‬bâkî” lafzı
(
) şekilleri ile gösterilir.
“Bâriz” rakamı, tutarı, kendi yerinde kağıdın sol
tarafında gösterilir. Müfredatı yazılır. Açılacak, anlatılacak,
düşülecek kısmı olursa, birincide “ondan düş=(‫ )ﻣﻧﻬﺎ‬minhâ”
ve ikincisinde “minhâ” yerine “sonra=(‫ )ﺑﻌد‬ba‘de” yazılır.
Her gelir ve giderde, hesap başlığı “sadrü'l-hesâb” ve
diğer hususlara riayet edilmek sureti ile ve tekrar olmamak
şartı ile yukarıdaki kurallar kullanılır.
33. İlhanlılar’da Siyasi Yapı
Hülagu Han’ın yerine geçen oğlu Abaka
aslında bir
Budist’ti. Devlete istikrar getirdi ve devletin asıl teşkilatçısı
104
oldu.
Ayrıca
Budist
dininin
yayılmasına
ve
Budist
tapınakları yapılmasına yardımcı oldu. Onun ölümünün
ardından Müslümanlığı kabul eden kardeşi Ahmed başa
geçti. Sert bir muhalefetle karşılaşarak Abaka’nın oğlu ve
kendisinin yeğeni Argun tarafından tahttan indirildi. Argun
kendisini Budizme vermişti. Devletin mali gücü hakkında
bir fikri olmadığı için Musevi dinine sadık kalan veziri
Sa’duddevle’yi işlerinde serbest kıldı. Vezir Sa’d Al-Devle
eyaletleri akrabalarına vererek halktan çok vergi talep etti.
Halktan bu ağır vergilere karşı tepki geldi ve halk isyan etti.
Argun’un 1291 yılında ölümünün ardından yerine Geyhatu
geçti. Mali buhran yaşayan bir devlet teslim alan Geyhatu
kağıt para bastırmak zorunda kaldı. Bu çok önemli bir
felaketin işaretçisiydi. Zira bu yeni kağıt para sistemi ön
Asya ticaretinin yıkılmasına sebebiyet verecekti. Her ne
kadar
geri
adım
atsada
tahttan
indirilmesine
engel
olamadı116. Yerine Han Baydu geçti. Budizm’e ilgi duyan
Baydu han zamanında İktisadi hayat bozulmaya başlamıştı.
Onun dönemi ön Asya’da Budizm’le İslamiyet arasında çok
ciddi mücadelelerin olduğu bir dönemdir117. İktisadi hayatın
bozulmasıyla doğru orantılı olarak eşkıyalık faaliyetleri de
artmıştı. Posta teşkilatı, “yam”, bozulma sürecine girdi.
Zirai hayat çöktü ve buna bağlı olarak topraklar ıssızlaştı.
Enflasyon arttı. “umumi bir sukût” hasıl oldu. Bunu fırsat
Berthold Spuler, “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Esk. 1997, s. 967.
Ahmet Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı,
İstanbul, 1970, s. 229.
116
117
105
bilen Memluklular ve altın ordu devletleri saldırıya geçtiler.
Milâdi 1295 yılında yirmi dört yaşında Gazan Han başa
geçti
(1295-1304)118.
İmparatorluktan
tedavül
eden
sikkelerin üzerinden “kaanül azam” tabirini sildirerek
“hanbalığ”daki
hanlara
bağlı
olmadığını
ortaya
koymuştu119. Öncelikli görev olarak nizam ve asayişi
sağlamayı seçti. Vezirleri Raşid al din Fazl Allah ve Ali Şah
ile birlikte devlet idaresine, iktisada ve ticarete ve içtimai
hayata dair büyük bir ıslahat çalışmasını başlattı. Sünni
İslam mezhebini kabul etti120. Şiilere iyi davrandı121. Gazan
hanın ölümünden önce devlet zirve noktaya ulaştı. 1304
yılında ölümünün ardından yerine kardeşi Olcaytu geçti.
Olcaytu din ve mezhep değiştirmekle meşhur olmuştu.
Şehzade iken Budist sonra Hıristiyan, Milâdi 1289’da
Nasturi
sonra
da
Müslüman
olmuştur.
Hanefi
mezhebindeyken Milâdi 1307’de Şafiliğe, ardından Şiiliğe
geçmiştir122. Olcaytu (Milâdi 1304-1316), nüfus itibariyle
fazla olan Sünni Müslümanlara karşı korku ve yıldırma
(tedhiş) tedbirleri de almıştı. 1316 da ölümünden sonra
yerine İslam adı taşıyan ilk Moğol hükümdarı olan Ebu
Said Bahadır Han (1316-1335) geçti. Ebu Said, Sünniliğe
Berthold Spuler, “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Eskişehir, 1997, s. 967.
Ahmet Hilmi, Ziya Nur, İslam Tarihi, Ötüken Yayınları, s. 499.
120 Berthold Spuler, “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Eskişehir, 1997, s. 967.
121Berthold Spuler, İran Moğolları, Çev: Cemal Köprülü, TTK, Ankara,
1957, s. 266.
122 Yılmaz Öztuna, “ilhanlılar” Türk Ansiklopedisi, C. XVI, MEB,
Ankara, 1983, s. 78.
118
119
106
geçiş yaptı. Böyle olunca Sünni ve Şii çatışması bir iç
karışıklığa dönüştü. 1335’te Kafkasya’da bir sefer sırasında
öldü. Her ne kadar 1355 yılına kadar hanedanın bir çok
prensleri “han” sıfatıyla tahta çıksalar da Moğol hanedanı
fiili olarak sona etmişti123.
İlhanlılar devleti bir asıra yakın bir süre egemenliğini
sürdürmüş, kısa ömürlü bir devlettir. Ancak Osmanlı
Devleti’ni muhasebe açısından etkilemiştir. Osmanlı Devleti
Merdiven Yöntemi kayıt usulüne göre muhasebe iş ve
işlemlerini takip etmeyi İlhanlı Devleti’nden almıştır. Bu
sava ilişkin deliller çalışmanın ilerleyen bölümlerinde ortaya
konulmaya çalışılacaktır.
İlhanlılar devletinin Türk devletleri muhasebe tarihi
açısından da ayrı bir önemi vardır. Dört temel devlet
muhasebesi öğreti kitabı124 İlhanlılar döneminde yazılmıştır.
Bu nedenle İlhanlılar devletinin incelenmesine yer verilmesi
gerekli görülmektedir. Çalışmanın ilerleyen bölümlerinde bu
dört
temel
öğreti
kitabının
içeriğine
yer
verilecektir.
İlhanlılar devletinin Türk devletlerine verdiği bir diğer katkı
ise
anılan
dört
temel
muhasebe
öğreti
kitaplarında
kullanılan yazı dili ile olmuştur. Anılan muhasebe öğreti
kitaplarında “Siyakât” yazısı kullanılmıştır. Bu yazı tipi
uzun yıllar boyunca Osmanlı Devleti’nin hesap işlerinde ve
Spuler, a.g.m., s. 967.
Bu dört temel muhasebe öğreti kitapları, Saadetnâme, Kanunu
Saadet, Camiül-Hesab ve Risale-i Felekkiye (Kitab-us Siyakât)’dır.
123
124
107
önemli
mesajların
kriptolanmasında
(şifrelenmesi)
kullanılmıştır.
34. İlhanlılar’da Devlet Teşkilatı
İlhanlı devletinin idari mali askeri ve hukuki yapısı köken
olarak
Türkistan’da
geliştirilen
Türk
devlet
sistemine
dayanmaktadır. Cengiz Han zamanında Moğollara hocalık
ve müşavirlik yapan Uygur ve Harizm Türkleri söz konusu
bu
devlet
sisteminin
sağlamışlardır125.
Divan-ı
toplanırdı126.
da
benimsenmesini
İlhanlılarda da Divan-ı Büzürg-i İlhani
yada Divani İlhani
Sahib-i
Moğollarca
vardı. Sahib-i Divan-ı Büzürg yada
İlhani
denilen
Hükümdarla
vezirin
vezirin
başkanlığında
yetkileri
görev
ve
sorumlulukları kesin çizgilerle ayrılmamıştı. Sahibi- Divan
unvanını kullanan, ayrıca sivil idarenin de başı olan vezir
mali işlerden de sorumluydu127.
Divan
şunlardan
oluşurdu:
1. Naibi vezaret
2. Defterdarı Memalik (müstevfi-i memalik)
3. Müşrif-i Memalik
4. Nazır-ı Memalik
5. Uluğ bitikçi-i Memalik
125 Abdülkadir Yuvalı, “İhanlılar” İA, C. 22, TDVY, İstanbul, 2000, s.
104.
126 Taneri, a.g.m., s. 385.
127 Yuvalı, a.g.m., s. 104.
108
6. Münşi-i
Divan-ı
Büzürg
isimli
üyelerden
müteşekkildi128.
Naibi
meseleleri
vezaret
vezirin
özetleyerek
vezire
yardımcısıydı.
sunardı.
Divanda
Görevleri
divan
defterlerini düstur, ruznamçe gibi defterleri ayrıca gelir ve
giderleri inceler ve düşüncelerini vezire açıklardı129.
Defterdar-ı
emrine
Memalik
verilecektir-
defterlerini
inceler,
-daha
İlhanlı
sonraları
ülkelerinin
vergilerle
ilgili
müstevfinin
gelir
ve
başvuruları
vergi
gözden
geçirirdi. Vergilerden gelen şikayetleri dinlemek, şikayet
edilen eyaletin defterini divan üyelerine arz etmek görevleri
arasındaydı. Defterhane bunun emrindeydi. Defterhane için
gerekli malzeme ve müstahdem tahsis ederek defterhane
otağı
oluşturdu.
malzemelerle
yanında
Bu
otağ
birlikte
defter
hükümdarın
develerle
işleriyle
meşgul
seyahatlerinde
nakledilirdi.
olan
Bunların
katipler
vardı.
Müstevfilerin siyakat yazısını bilmeleri zorunluydu. Divanın
tuttukları defterler şu şekilde sıralanmaktadır130.
1. Defter-i cami
2. Defter-i mukarrer
3. Defter-i avarice
4. Defter-i harac-ı mukarrer-i divan
5. Defter-i kanun
6. Defter-i tevcihat
128
129
130
Taneri, a.g.m., s. 385.
Taneri, a.g.m., s. 385.
Taneri, a.g.m., s. 385.
109
7. Defter-i ruznamçe
Bu yedi defter siyakat yazısıyla tutulurdu. Sahibi cem
devlet
hazinesinde
parayı
muhafaza
edene
denirdi.
Müstevfiler, eyaletlerdeki geliri maiyetlerindeki Serşümar,
Haneşümar, Bağşümar ve Kobçur denilen vergi memurları
aracılığıyla toplamaktaydılar131. Vergi konusunda kesinlikle
taviz
vermemişlerdir.
kuruluşlar
İlhanlı
Abdülkadir
idaresi
altındaki
Yuvalı’nın
deyişiyle
siyasi
adeta
soyulmuşlardır132.
Müşrif-i Memalik-i İlhanlılarda umumi müfettiştir
diyebiliriz. Divana ait işlerin kontrolünü ve teftişini yapardı.
Herhangi
bir
suistimala
mahal
vermemeye
özen
gösterirlerdi. Tayinlerde müşrif-i memalikin görüşü alınır ve
ondan sonra tayin yapılırdı133.
Nazır-ı
Memalik,
Divan-ı
Büzürgün
işlerini
düzenlerlerdi. Emirlerin, tümen beylerin, inakların ve divan
mensubu
Bütün
katiplerin
divan
evrak
maaşlarını
ve
vermekle
muamelatı
yükümlüydü.
bunun
imzasıyla
olurdu134.
Uluğ
Bitikçi-i
Memalik,
Divan-ı
Kebir-i
İlhan-i
Kalemi’nin başında bulunur. Divandan çıkan emirleri ve
kararları yazdırır. Divana ait mali işlerin takibi, divanın
gelir ve masraf defterlerinin incelenerek kayıtlarının tutumu
131
132
133
134
Taneri, a.g.m., s. 385.
Yuvalı, a.g.m., s. 104.
Taneri, a.g.m., s. 385.
Taneri, a.g.m., s. 385.
110
Uluğ
Bitikçi-i
Memalikin
vazifesiydi.
Yine
eyaletlerde
bulunan divanlardaki bitikçileri bu tayin ederdi135. Resmi
yazıların üzerinde her zaman “sonsuz tanrının gücü ile”
ibaresi
bulunurdu.
Ancak,
İlhanlılar
İslamiyeti
kabul
ettikten sonra belgelere besmele konulmuştur136.
Divanı İlhani’den çıkan ferman ve emirler hangi
devlete yada hangi bölgeye gönderilecekse o dilde yazılması
gerekiyordu. Bu kanun böyleydi. Irak’a gönderilecekler
Arapça,
İran’a
gönderilecekler
Farsça,
Anadolu’ya
gönderilecekler Türkçe, Moğol’lara da Moğolca kaleme
alınıyordu. Fakat divan yazılarının arkasına yazılan ve bir
usul haline gelen yazı, belge Arapça ve Farsça yazılan
vesikalarda bile Moğol harfleriyle yazılmıştır137. Bunları
yazanlar „bitikçiler ve bahşılar“ idi. İlhanlı divanında çeşitli
dilleri ve yazıları bilen farklı din ve mezheplerden bahşiyân
ve bitikçiyân-ı divan denilen memurlar vardı. Çok güvenilir
olmalıydılar. En iyileri İlhanlı hükümdarının maiyetinde
bulunurdu138.
İlhanlılar
Devleti’nde
hükümdarlara
“Ka’an”
denilmekteydi139. Devletin en önemli hükümdarı şüphesiz ki
Taneri, a.g.m., s. 385.
Yuvalı, a.g.m., s. 104.
137 Ahmet Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı,
İstanbul, 1970, s. 272.
138 Taneri, a.g.m., s. 385.
139 Bertold Spuler, İran Moğolları, Çev: Cemal Köprülü, 2. Baskı,
Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1987, s. 294-295.
135
136
111
Gazan Han140 adıyla bilinen Gazan Mahmud’dur (5 Kasım
1271-11 Mayıs 1304). Gazan Han ve onun hükümdarlık
dönemine daha sonra detaylı olarak yer verilecektir. Biz
burada genel olarak İlhanlılar Devleti’nin devlet teşkilatını
tanıtmaya çalışacağız.
Birinci
Vezir:
Na’ib
adıyla
anıldığı
bilinmektedir.
Hükümdarın vekilidir. Devletin en yüksek idari makamını
bir sivilin işgal etmesi İlhanlılar Devleti’nin usulündendi.
Birinci Vezir veya anılan adıyla Na’eb; memurları nasb141 ve
tayin etmek, tayinlerini tasdik etmek ve daha çok mali işleri
takip etmek gibi vazifeleri yürütürdü. Birinci vezir aynı
zamanda maliye vekili sıfatını taşımaktadır. Birinci vezir ile
mali işlerin yürütülmesinde görevli memurlar “Şahabe
Divan” adını taşırlardı142.
Devlet Daireleri: Kanunnamelerin tanzimi işi için bir Baş
Kadı vardır ki aynı zamanda dairenin şefi konumundadır.
Onun altında ise katipler ve memurlar vardı ki, veznedarlık
yapmak, mücevherat, elbise, kürk v.b.’ne fiyat biçmek ve
basımevlerine nezaret etmek gibi vazifelerle mükelleftiler.
Daireler çalıştıkları dillere göre Moğol, İran, Uygur, Şimalî
Çin, Tibet ve Tankut şubelerine ayrılmakta idi. Bu şubeler
140 Daha fazla bilgi için bkz. Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi,
Chicago: Encyclopaedia Britannica Inc., 1994, Cilt 13, s. 164.
141 Nasb: Bir göreve seçme ve atama. Ayrıntılı bilgi için bkz. Mustafa
Nihat Özön, Osmanlıca Türkçe Sözlük, 8. Baskı, İstanbul: İnkılâp
Kitabevi, Ocak 1989, s. 652.
142 Spuler, a.g.e., s. 308.
112
için icabında müracaat edilmek üzere, muhtelif lügatler
hazırlanmıştı. Döneme ait birçok vesika, başvurularda sabit
resmi bir üslubun mevcut ve resmi evrakın bu üslup ile
yazılmakta olduğunu göstermektedir143.
Şekil -1. İlhanlılar Devleti’nde Kanunnamelerle İlgili Devlet
Dairelerinin Örgüt Şeması.
Baş Kadı
Katip
Moğol Şubesi
Katip
İran Şubesi
Katip
Uygur Şubesi
Katip
Çin Şubesi
Katip
Tibet Şubesi
Memurlar
Memurlar
Memurlar
Memurlar
Memurlar
Katip
Tankut Şubesi
Memurlar
Yukarıda yer alan Şekil -1. incelendiğinde İlhanlılar
devletinin nasıl bir devlet dairesi yapılanması içerisinde
olduğu anlaşılacaktır.
İlhanlılar
devletinde
resmi
işlemlerde
“Devlet
Damga”ları kullanıldığını da görmekteyiz. Çeşitli renklerde
olan devlet damgaları farklı işlerde kullanılmaktadır. Ancak
devlet damgalarının şeklen aynı olduğu görülmektedir. Bu
devlet damgaları uzunlama ve dört köşe bir yapıdadır. Mavi
renk devlet damgası emin olunmayan durumlarda kesinlik
olmaması üzerine kullanılan bir damga idi. Sıradan devlet
işlerine vurulan damganın rengi ise kırmızı idi. Posta
143
Spuler, a.g.e., s. 315.
113
işlerinde yeşil renkli devlet damgası kullanılmakta idi.
Kontrol edilen belgelerde ise siyah damga kullanılıyordu.
Bunların dışında birde üzerinde Çince hakkedilmiş olan bir
damga vardı ki bu damga yabancı hükümdarlara gönderilen
resmi yazılarda kullanılmaktaydı144.
Maliye Veziri: Devletin gelir ve masrafları genelde Birinci
Vezir tarafından yönetilir ve idare edilirdi. Fakat çeşitli
zamanlarda bu iki makam birbirinden ayrılmıştır. Devlet
memurluğunu ve maliyeyi tedvir eden zatın yani Sahib-i
Divan’ın görevleri şunlardı145:
-
Devletin ve maliyenin yönetimi,
-
Hazine gelirinin arttırılması,
-
Hazine-i hassanın beslenmesi,
-
Devlet umurunun (işlerinin) düzenlenmesi,
-
Postaların yönetimi,
-
Nafia146 işlerinin düzenlenmesi,
-
Para bastırılması,
-
Genelde hazinenin ihtiyacı ile ilgili her şeyin
yaptırılması,
144
145
146
-
Genel hesapların tutulması,
-
Vergi suistimallerini incelemek,
Spuler, a.g.e.,s. 320.
Spuler, a.g.e.,s. 322.
Nafia: Bayındırlık, yapı işleri.
114
-
Ordu seferlerinde, müsaderelerde aşırı gidilmesine
ilişkin şikayetleri incelemek.
35. İlhanlılar’da İktisadi Yapı
İlhanlılarda ticari hayat çok gelişmiştir. Buna paralel olarak
Yakındoğu, Uzak Doğu ve Avrupa arasında haberleşme ve
ulaşım kolaylaşmıştı.
Daha
öncesinde
hiç
olmayan
iletişim
yolları
kurularak kapılar açılmıştır147. İtalyan tüccarlar Tebriz’de
koloniler
kurmuşlardır148.
Cenevizlilerin
yılında
da
ticaret
Tebriz’de
1276
dan
konsolosluğu
bir
Ceneviz
itibaren
Sivas’ta
bulunuyordu.
1304
konsolosluğu
daha
açılmıştı. Moğolların muhtelif dinlere Hristiyanlara ve
Yahudilere karşı tutum ve davranışı, hoşgörülü yaklaşımları
Avrupa Moğol ticaret münasebetlerini artırmıştır. 1295
yılında Sicilya, Fransız, İngiliz bölgelerine gönderilen özel
heyetlerin söz konusu bu ticaretin canlanmasında büyük
etkisi vardı149. Adeta Avrupalılarla uzak doğulular arasında
bir irtibat noktası olmayı başaran Tebriz zamanın en büyük
şehirleri arasında yerini almıştır. Peki Anadolu ticaret
yollarının üzerinde bulanan doğu-batı ve kuzey-güney
doğrultusunda yolların geçtiği bir köprü olmasına rağmen
147 Jean-Paul Roux, Moğol İmparatorluğu Tarihi, Kabalcı Yayınevi,
Çev: Prof. Dr. Aykut Kazancıgil, Ayşe Bereket, ist. 2001, s. 268.
148 Yuvalı, a.g.m., s. 104.
149 Zeki Velidi Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti”
Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I. s. 17.
115
neden Tebriz diye bir soru akla gelebilir. Bu noktada
ilhanlıların o dönemde Anadolu’da bu yolların gelirine el
koyarak
söz
konusu
faydalandırmadıkları
bu
dikkate
„ticari
canlılıktan“
alınmalıdır150.
Moğolların
ticaret yollarına gösterdiği özenin nedeni kendi ordusunu
bir yerden bir yere mümkün olduğunca kısa bir sürede sevk
edebilmek, emirleri ulaştırmak, yada istihbarat almaktır.
Jean-Paul Roux’un ifadesiyle, Cengiz han döneminden
itibaren fatihlerin en büyük kaygısının ticari ihtiyaçlara
yanıt vermek olduğu gerçeği göz ardı edilmemelidir. Bu
yollardan
sadece
asker
geçmemişti.
Diplomatından
yöneticisine, tüccarına, seyyahına, misyonerine kadar çok
çeşitli amaçlara sahip insanlar geçmişti. Mesafelerle ayrılan
çok farklı düşünce ve tarzdaki medeniyetler ancak bu
şekilde aralarındaki uzaklık farkını azaltmışlar, birbirleriyle
diyaloga geçebilmişlerdir. İpek Yolu, en meşhurlarından
birisidir. Hindistan ve güneydoğu Asya’da bulunan bahar
yolu, ayrıca kuzeydeki kürk yolu bu medeniyetler arası
iletişimi sağlayan yollardan diğerleridir. Tabiki Moğollardan
öncede
bu
ticaret
yollarının
varlığını
biliyoruz
lakin
gelişimleri, daha güvenli ve daha hızlı hale gelmelerinde
Moğolların büyük payı vardır151.
150
151
Yuvalı, a.g.m., s. 104.
Roux, a.g.e., s. 450.
116
36. İlhanlılar’da Mali Yapı
İlhanlılar
mali
sistemlerini
kendilerinden
önceki
devletlerden alsalar da daha düzenli bir hale sokmayı
bilmişlerdir. Avrupa’da ticarette kullanılan bir tür çek
İlhanlılarda görülmüştür152. Selçuklu topraklarından da bir
şeyler
alarak
sahip
güçlendirmişlerdir.
oldukları
“Mükemmel”
sistemi
bir
daha
teşkilat
da
vücuda
getirmişlerdir. Moğol devleti genişleyerek Anadolu Selçuklu
devletini de istila ettikten sonra orta Anadolu’da da
ilhanlıların mali sistemleri tatbik edilmeye başlanmıştır.
Anadolu
Selçuklu
devletinin
mali
sistemiyle
Moğol
istilasının ardından gelişen mali sistem karşılaştırıldığında
temelde bir değişme olmadığını görmekteyiz. Fakat, maliye
işlerinde
bir
kısım
farklılıkların
olduğu
da
gözden
daha
Moğol
kaçmamaktadır153.
Maliye
bakımından
İlhanlılar
imparatorluğuna bağlı bir devlet iken büyük han Kubilay’ın
maliye bakanı 1279 yılında ölümüne kadar makamında
kalacak olan Buhara’lı bir Müslümandı. Dolayısıyla Moğol
maliye teşkilatında islam tesirlerini görmek de mümkündür.
Moğollar Çinde kağıt paranın kullanıldığını görmüşler ve
bunu
devam
ettirerek
genelleştirmişlerdir.
Mali
politikalarını kağıt para üzerine kurmuşlardır. 1294’te de
Geyhatu’nun hükümdarlığı döneminde kağıt para İlhanlı
152
153
Taneri, a.g.m., s. 385.
Uzunçarşılı, a.g.m., s. 67-93.
117
Devletinde kullanılmaya başlanmıştır. Kubilay hanın maliye
bakanı durumunda bulunan Ahmet Fenaketi döneminde
paranın değeri düşmüş enflasyonist bir ortam oluşmuş ve
vergi günden güne ağırlaştırılmıştır. Bunun yanında Ahmet
Fenaketi
yolsuzluktan
ve
hırsızlıktan
dolayı
dışlandı.
Yaşanan bu tecrübenin ardından kağıt para İran’a girince
tüccarlar tarafından çok olumsuz karşılandı ve isyanlar baş
gösterdi.
Argun
başa
geçtiğinde
(1284),
Hülagü
ve
Abaka’nın politikasını sürdürdü. Yönetim mevkilerinin bir
çoğunu Hristiyanlara maliye işlerini ise Yahudilere vermişti.
Maliye bakanlığına Saad El-Devle isimli bir yahudiyi getirdi
(1288).
Gazan han döneminde ise Fadlallah Reşidüddin
başvezir tayin edilmişti. Devletin merkezi idaresi ve maliyesi
yeniden kurulmuştu. Yaptığı sıkı denetimlerle vergileri
arttırmadan devlet gelirlerini %20 arttırmayı başarmıştı.
Kırsal bölge halkına yönelerek onlar üzerinde yoğunlaştı.
Onlara özel ilgi gösterdi. Şu da unutulmamalıdır ki gazan
han
başa
geçtiğinde
bağlı
bulunduğu
Moğol
imparatorluğundan destek istememiş ve tam bağımsızlığını
ilan etmiştir. Üç dilde Moğolca, Tibetçe ve Arapça paralar
bastırmıştır. Bu paralar kağanın gücüne değil „Gök“ün
gücüne atfedilmiştir. Ama Kubilay hana saygılarını sunmayı
ihmal etmemiştir154. Ortadoğu’da kervan yolu şebekesi
zaten vardı. Moğollara sadece akarsuların yaya olarak
geçilemediği yerlerde köprülerin tamir edilerek kullanılabilir
154
Roux, a.g.e., s. 426.
118
hale getirilmesi kalmıştı. Tüccarlar kolaylık olsun diye
devlet yetkilileri, elçiler vasıtasıyla ticari antlaşmalar bile
yapıyordu. Kervanlar devlet korumasındaydı. Vergilendirme
sistemi tüccarı teşvik ediciydi. Gümrük vergilerini indirerek
bir nevi ticareti canlandırmayı hedefliyorlardı155.
Sahib-i
Divan’ın
iaşesi
çoktu.
Maliye
vezirinin
yanında -bu makam teftişe tabi tutulduğu zamanlarda- bir
devlet müfettişi (Moşref-ül Mamelik) bulunurdu. Maliyenin
hususi
Vergi
Muhasipleri
(Maliye
Müşavirleri)
vardı.
İlhanlılar devletinde tutulan hesap defterleri ve nitelikleri
şöyledir156;
-
Ruznâmçe (Günlük Defter): Bu deftere aylara
göre şehirlerin kazançları yazılmakta idi. Divanda
kararlaştırılan hükümler ve diğer resmi belgeler geliş
sırasına göre kaydedilirdi. Saadetname’de Günlük
Defterle ilgili aşağıdaki bilgilere yer verilmektedir.
“Bu
deftere,
Daire
Düzenleme
Defteri
de
denilmektedir. Günlük Deftere, divan vergilerinin tüm
ayrıntıları, harcamalar ve her türlü düzenlemeler
günü gününe ay ve yıl bilgileri ile kayıt edilmektedir.
Bu defterde toplamların yapılması mutad değildir ve
silinti
de
yapılmaz.
Bir
tutarın
yanlış
olması
durumunda iptal için işaret konur, terkin yapılır ve
155
156
Roux, a.g.e., s. 459.
Spuler, a.g.e., s. 323-324.
119
bu arada ilgi nedeni bilgisi deftere yazılır. Ruznamçe
defterlerinde kayıtlar gelir ve gider şeklindedir.
-
Defter-i
Avârece
(Büyük
Defter):
Vergi
ile
mükellef yerlerine göre düzenlenmiş listedir.
-
Defter-i Muferredan: Bölgeler, sancaklar, mirî
arazi ve vergi veren eyaletlerin izlendiği defterdir.
-
Defter-i Asl: Reayanın senelik vergileri ve onların
hayat şartları hakkında bilgi veren defterdir.
-
Muhasebe-i
Hazine
ve
Koli
Defter:
Bütün
hazinelerin top yekun hesabının yer aldığı defter.
360. İlhanlılar’da Mali Durum ve Devlet Bütçesi
İlhanlı devleti baştan beri para bakımından vergi ödeyen
halkın azlığı dolayısıyla oldukça zayıf bir temel üzerine
kurulmuştu;
bunun
için
memleket
halkının
tekrar
çoğalması ve ziraata açılması hususunda ciddi gayretler
sarf edildi.
Ancak Milâdi 1282’den itibaren gittikçe çoğalan
saltanat değişiklikleri ve her değişiklikte yaşanan cülus
şenlikleri nedeniyle devletin bütçesi çok zora girmişti. Bir de
aynı dönemde yaşanan hayvan vebası nedeniyle devlet
bütçesi iflas etmiş olup kağıt para çıkarmak teşebbüsüne
başvurulmuştur.
120
Gazan Han 1295’de tahta geçtiğinde israfların önünü
kesmek için o zamana kadar adet olan bir usulü, yani
memurların devlet kasasından gayri kanuni olarak para
almalarını men etti. Ayrıca tüm para havalelerini kendi
imzasına tabi kıldı. Gazan Han gelir ve giderleri senede iki
defa inceledi. Müfettiş ve mabeyinciler* tayin etti. İlhanlılara
ait maliye anlamındaki önemli belgelerin siyakât yazı tipi ile
yazılmasına
önderlik
etti157.
Gazan
Han’ın
İlhanlılar
devletinin yönetimine yaptığı katkılar ayrı bir başlık altında
daha detaylı olarak incelenecektir.
361. İlhanlılar’da Para
İlhanlılarda kullanılan sikke türü Dinar’dı. Dinar’ın kıymeti
çok değişikti. Altın olan Dinar ortalama bir hesap ile 4,25
gr. ile 7,00 gr. arasında idi. Gümüş Dirhem ise 2,46-2,59
gr. kadardı. Ayarın azaltılması keyfiyete tabi idi. Bu nedenle
tacirler genelde % 20’ye kadar zarar ediyorlardı. Bu durum
devletin para durumuna o kadar kötü tesir etmiştir ki
Geyhatu döneminde Vezir Şahrüddin’in teşvikiyle İlhanlı
Devleti kağıt para uygulamasına geçmek zorunda kalmıştır.
Bu banknotların değeri üzerindeki yazıya göre ½ ile 10
Dinar arasında değişiyordu. Çince adı muhafaza edilerek
* Osmanlı Devletinde padişahların dışarıyla olan ilişkilerine bakan,
buyruklarını ilgililere bildiren, kimi kişilerin dileklerini kendisine ileten
görevli.
157 Spuler, a.g.e., s. 325-326.
121
banknotlara “Çao” denilmişti158. Bu paranın kabulünden
sonra Eylül/Ekim 1294’de herkes altın ve gümüşü teslim
ile zorunlu tutuldu. Teslim etmeyenler ölüm cezasına
çarptırıldı159.
İlhanlı
devletinin
numunesinin
dıştan
iyi
bir
kağıt
taklidi
paraları
olarak
Çin
yapıldı.
Banknotun üzerinde Arapça bazı İslâm dini ahkâmı ibareler
vardı. Banknot uzunlama bir banknottu. Bu paranın basımı
için Diyarbakır, Rabia, Erak-ı Acem ve Erak-ı Arap, Musul,
Azerbaycan, Kerman, Şiraz ve Horasan’da basımevleri
kuruldu160. Ama iktisadi bir yıkılışa neden olan bu
uygulama aradan 2 ay geçmemişti ki kaldırıldı. Sikke
basımı için 200 darphaneden bahsedilmektedir161.
362. İlhanlılar’da Vergiler
İlhanlılarda vergi memurları daima devletin görevlendirdiği
kişiler olup merkezi veya mahalli hükümet tarafından
gönderilir ve hükümet hesabına çalıştırılırdı. Bu alanda
çalışan
bütün
memurların
güvenilir
olmaması
İlhanlı
devletinin başlıca noksanlıklarından birisini oluşturur.
İrtikâb şaibesi vergi ile meşgul en yüksek makamlara da
şâmil oluyordu162.
158 Gündegül Açıköney Parlar, “İlhanlılarda Sikke Formları” Türkler,
C.8, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara, 2002, s. 922.
159 Parlar, a.g.m., s. 922; Spuler, a.g.e., s. 328-329.
160 Spuler, a.g.e.,s. 328-329.
161 Parlar, a.g.m., s. 922,
162 Spuler, a.g.e.,s. 340.
122
Vergi işlerinin idari taksimatı eyaletlerin siyasi eyalet
taksimatına uyuyordu. Bölgelerin merkezlerinde bir vergi
dairesi vardı. Bazı bölgelerde vergi geliri taksim ediliyor ve
çeşitli mâli makamlara ve benzeri tesislere gidiyordu. Bazı
valiler Kobçur (hayvan vergisi) bedelini on defa (hatta bir
vali 23 defa) yükseltmişti163.
İlhanlıların nüfuslarına tâbi ülkelerde paranın tahsili
işi “Bitikçi” denilen bir takım katiplerin elinde idi. Bunlar
askeri bir müfrezenin refakâtinde memleket memleket
dolaşırlar, zoraki tedbirlerle halktan büyük miktarlarda
para alırlardı ve bu paranın bir kısmını doğrudan kendi
ceplerine
koyarlardı.
memleketlerde
Vergi
göründüklerini
memurlarının
haber
alan
komşu
köylüler,
fevkalâde işkenceye uğradıkları için derhal kaçarlardı.
Hatta yerine göre tehlikeyi vaktinde haber almak için nöbet
tutarlardı. O zaman çok defa vergi memurları geldikleri
yerde hiçbir erkek bulamazlar ve bazen kadınları alıp
götürürlerdi. Bu yerlerin bazılarının bomboş olduğu da
görülürdü. Buna en güzel örnek Fars’da yaşanmıştır.
Fars’da vergi toplanacağı bir dönem 12 memur ve 200
süvarilik bir vergi heyeti 6 ay boyunca memleketi dolaşmış,
sonunda hepsi hepsi 1.500 Dinar toplayabilmişti. Bu
163
Spuler, a.g.e., s. 341.
123
yüzden tarlalar gereğinden az ekilir ve neticede ortada genel
kıtlık olurdu164.
363. İlhanlılar’da Gazan Han Dönemi ve Islahatları
Vergi
toplanırken
Örneğin
şehir
zaman
halkından
zaman
baskılar
sadece
yapılıyordu.
tamga165
almakla
kalmıyorlar aynı zamanda kopçur166 da istiyorlardı. Bu
nedenle halk zaman zaman şehri terk ediyordu. Gazan han
döneminde
(Milâdi
1295-1304)
bu
adaletsizliğe
son
verilmişti. Şehir halkından “Tamga” biraz fazla alınacak ve
kopçurdan muaf tutulacaktı167. Gazan han 22 şubat 1304
tarihinde ilan ettiği fermanında, her köy ve kasabanın ne
kadar vergi vereceğinin geniş halk kitlelerine duyurulması
için gerekli önlemlerin alınmasını istemişti168. Fakat tamga
ile beraber kopçur alınmaya devam edilince bu kez Ebu
Said Bahadır Han döneminde (Milâdi 1316-1335) bir
ferman yazılarak, halkın gözüne çarpacak yerlere, taş ve
Spuler, a.g.e.,s. 342-343.
Şehirlerden özellikle tüccarlardan alınan vergi, Abdülkadir Yuvalı;
“İlhanlıların Anadolu Politikası, Ve Doğu Anadolu Şehirlerinin Vergi
Potansiyeli” XI. Türk Tarih Kongresi (Ank 5-9 Eylül 1990) Kongreye
Sunulan Bildiriler, C. II., TTK, Ank, 1994, s. 585.
166
Hayvan vergisi, Spuler, a.g.e.,s. 341.
167 Togan, a.g.m., s. 20.
168 Gazan Han’ın Fermanında “ağaç tahtaya taşa bakır veya üzerine
oyma yaparak yazsınlar ve bunları köylerin yada camilerin kapılarına
ve minarelere koysunlar yahut başka intiahap ettikleri here koysunlar;
göçebeler ise muvafık buldukları yere direk üzerine koysunlar”
denilmektedir. Gnş bilgi için bkz. W. Barthold, “İlhanlılarda Mali
Vaziyet” Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I. s. 135.
164
165
124
demir üzerine bu ferman kazıttırılarak astırılmıştır. Bölge ve
dil farklılıkları da göz önüne alınarak Ermenice, Farsça ve
Moğolca nüshalar yazılmıştır169. Ayrıca göçebe Türk ve
Moğollara hitaben yazılan ve vergi meseleleriyle ilgili olan
fermanlar
Uygur
harfleriyle
mil
taşlarına
yazılıp
yol
boylarına dikilmekteydi170.
Daha önceden de değinildiği üzere Gazan Han’ın
hükümdar olduğu dönemde (Milâdi 1295-1304) İlhanlı
Devlet hazinesi boşalmıştı. Oysa, hazineye vergi ödemesi
gereken 1,55 milyon vergi yükümlüsü vardı171.
Gazan Han’ın maliye alanındaki ıslahatlarını ana
başlıklar halinde şu şekilde sıralayabiliriz172;
-
Vergileri %10 arttırdı. Bu şekilde bütçe açığının
kapatılması ümit ediliyordu.
-
Kobçur (hayvan vergisi) bir kat arttırıldı.
-
Tamga ödeyecek olan şehirlilerinde Tamga Vergisi
bir kat arttırıldı.
-
Gazan Han Kobçur vergisi üzerinde bir düzenleme
daha
yaparak
indirilmesini
bu
emretti
kez
ve
bu
bu
verginin
vergi
ile
yarı
ilgili
yarıya
tüm
Togan; a.g.m., s. 20.; Ayrıca Ebu Said Bahadır Han’ın fermanının
tam metni için bkz. W. Barthold, a.g.m., s. 137.
170 Ahmet Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı,
İstanbul, 1970, s. 272.
171 Güvemli, a.g.e., s. 218.
172 Spuler, a.g.e., s. 342-351.
169
125
suistimallerin
mümkün
olduğunca
önlenmesine
çalıştı.
-
Ödenmeyen vergilerin tahsili sağlandı.
-
Hububat vergisinin 21 Mart-11 Nisan ve 22 Eylül-
12 Ekim arasında iki defada veya birinci dönemde bir
defada ödenmesine imkân tanıdı.
-
Gazan Han 1301’de resmen Şemsi (Güneş) hesapla
bir vergi senesi hesaplatarak yürürlüğe koydu.
-
Çeşitli hububat cinsleri için sıcak ve soğuk
bölgelere göre ayrı yöntemler konuldu.
-
Vergi mükelleflerinin hububatı kendi imkânlarıyla
devletin depolarına götürüp teslim etmelerine yönelik
bir usül getirdi.
-
Her köyde madeni veya taş bir parça bulunacak,
ve o yıl verilecek vergi miktarı buraya yazılmış
olacaktı (ilk vergi levhası uygulaması olarak kabul
edilebilir).
-
Düzenli tarımın teşviki ve temini için emlâk
(gayrimenkul) ve akar (menkul) mülkiyet şartlarının
aydınlanması ve ölçüsüz toprak spekülasyonunun
önlenmesi
gerekiyordu.
Bundan
dolayı
25
Mart
1300’de bir kanunname ile 30 seneden beri sürekli
olarak arazilerine sahip olan veya hassa ve vakıf
arazisini inkâr edilemeyecek bir surette işlemiş olan
126
kimselerin mülkiyetleri gayri kabili rücu (dönülemez)
olarak tasdik edilecek ve aleyhlerine açılacak her
türlü dava reddedilecekti.
-
Bütün devlet arazisini kapsamak üzere buna birde
kadastro ilave edildi. Kadastronun düzenlenmesi için
devletin
bütün
sancak
ve
kazalarına
katipler
gönderildi; bunlar bütün mülkleri, hassa emlâk ile
hayrat vakıfları tespit edecekler ve bir kadastro listesi
(Defter-i Kanun) tespit edeceklerdi. Emlâk senedi ifası
için en çok ½ Dinar alınacaktı. Haksız verilecek
italar173 için veren kim olursa olsun Başkak (vergi
memuru)
veya
Vali’de
olsa
ölüm
cezasına
çarptırılacak idi.
-
Şimdiye kadar teftiş için vilayetlere yalnız adliye
memurları gönderildiği halde, artık her bir vilayet için
bir
Bitikçi,
daimi
bir
baş
müfettiş
sıfatiyle
gönderiliyordu.
-
Emlâk senetleri altın damgalı devlet mührünü
taşımakta veya mal sahibinin ismi ile emlakın tam bir
tarifini ihtiva etmekte idi.
-
Tohumluk hububat dağıtıldı.
-
Ziraat aleti verildi.
173
Verme, ödeme, bknz. “İta”,
http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433CFFAAF6AA849816B
2EF05A79F75456518CA (17-04-2007).
127
-
İş hayvanları sağlandı.
-
İşlenmemiş miri ve metruk (herkesin menfaatine
terkedilmiş arazi) arazi çiftçi halka tahsis edildi. Bu
tür arazilere tarh edilen vergilerin tanzimi bilhassa
cazipti. Toprak ilk kullanıldığı sene vergiden muaf
tutuluyor, ikinci senede maliyeye verilecek olağan
verginin 1/3’ü ödeniyordu. Üçüncü senede toprağın
verimlilik
derecesine
göre
kademeli
vergi
tatbik
ediliyordu. İyi mahsul veren toprak 3/4, orta mahsul
veren toprak 2/3 ve kötü toprak da normal verginin
1/2’sini ödüyordu. Ancak dördüncü senede asıl
miktarda vergi alınıyordu. Şayet metruk arazinin
meşru
sahibi
arasında
adil
ortaya
çıkarsa
bir
paylaşım
o
zaman
yapılarak
taraflar
konu
çözülecekti.
Gazan Han Milâdi 1304 yılında öldü. Birçok ıslahat
çalışması da bu anlamda kendinden sonraki hükümdarlar
için referans oldu. Onun döneminde Tebriz şehri o zamanın
en büyük ve uluslar arası ticaret merkezi olmuştur.
Tarihçiler onun hakkında “Bizanstan vergi alan, Şamı
fethederek burada ve Mısır’da kendi adına hutbe okutan en
büyük İlhani hükümdar” demektedirler174.
Ebu Said Bahadır Han döneminde kaleme alınmış
vergi kitabesi Ankara kalesinin at pazarı yada saman
174
Togan, a.g.e., s. 229.
128
pazarına açılan giriş kapısının üzerindedir. 1330 yılına ait
bu kitabede hayvan satım vergisi ve kanunsuz öşür alanlar,
tesbit edilen nakdi ve ayni vergilerin dışında “bir kile bile
olsa hububat” talep edenler uyarılarak “Allah’ın laneti ona
rastlasın”
denmektedir175.
Yine
Kırşehir’de
Cacabey
medresesindeki kitabe de bu vergi levhalarına çok güzel bir
örnektir. Halkı zorlayan bazı vergiler kaldırılmıştır. Şahnagi,
(Kırşehir şehir bölgesinde askerî kudrete sahip mahalli amir
yada
subaşıya
verilen
bir
vergidir)
tapkur,
(yalnız
ilhanlılarda mevcut olan yapı malzemesi vergisidir aile
başına senede 2 gümüş dinar) matrah-ı sabun yani sabun
vergisi (Kırşehir ortaçağda Haleb’den sabun ithal ediyordu.
Ayrıca sabun imalathaneleri vardı. Walther Hinz’e göre bu
vergi
yerli
sabun
yerine
ithal
sabunları
alanlara
koyulmuştu) ve kûçe (sokak vergisi) gibi “bu fena yükler”
tamamiyle
kaldırılmıştır.
Ayrıca
kaldırılan
diğer
iki
kanunsuz vergide keten ekme vergisi ve aşçı dükkanı
vergisidir176.
37. İlhanlılar’da Muhasebe Öğreti Eserleri
Osmanlılar, devletin mali düzeni açısından İlhanlılar ve
Selçuklular’dan
büyük
ölçüde
etkilenmişlerdir.
Türk
175 Poul Wittek, “Ankara’da Bir İlhanî Kitabesi” Türk Hukuk İktisat
Tarihi Mecmuası I, Yıl. 1931, s. 161-164.
176 Walter Hinz, “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi Kitabeleri” Belleten
C. XIII, S. 52, Yıl. 1949, TTK, Ankara, s. 771.
129
devletlerinin
hepsinde
mülkiyet
ve
vergi
düzeninin
birbirinin benzeri olması; bu etkileşimi kolaylaştırmıştır.
Yine benzer nedenlerle, bu üç Türk devletinin, devlet
muhasebesi
düzenleri
de
birbirinin
benzerleri
durumundadır.
Burada
haklarında
kısaca
bilgi
verilecek
olan
İlhanlılar dönemine ait olduğu bilinen muhasebe öğreti
kitaplarının dördü de XIV. yüzyılda yazılmıştır. Şimdi bu
eserler hakkında kısaca bilgiler verilecektir.
a. Saadetname: İlhanlı Devleti hanlarından Gazan Han’ın
veziri Sa’deddin Muhammed İbn Taceddin Ali Üs Saveci’nin
emri ile oğlu Şerefeddin’e devlet muhasebesini öğretmek
amacıyla 1309’da yazılmıştır. Ancak kitabın Milâdi 13361337
yıllarında
tamamlandığı
anlaşılmaktadır.
Kitabın
yazarının adı Felek Alayı Tebrizi’dir. Kitabı 1930 yılında
Konya Yusufağa Kütüphanesi’nde Prof. Dr. A. Zeki Velidi
TOGAN bulmuştur177. Bu eser 1979 yılında, Almanya
Göttingen’de doktora tezi olarak yayınlanmıştır178. Kitap,
Farsça yazılmıştır. Kitabın bir başka nüshası Ayasofya
Kütüphanesi’nde bulunmaktadır.
177 Ahmet Zeki Velidi Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi
Vaziyeti, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, İstanbul: Yıl: 1931,
Cilt: 1, Sayfa: 14-15.
178 Nabipour Mirkemal, Die Beiden Persischen Leittaden des Falak
Alayı Tebrizi, Über des Statliche Rechnungwesen im 14.
Jahrhundert, Göttingen, 1973.
130
b. Kanunu Saadet: Bu kitabında Felek Alayı Tebrizi
tarafından yazıldığı bilinmekte, ama hangi tarihte yazıldığı
hakkında
yeterli
Saadetname’nin
bilgi
bulunmamaktadır.
sonunda,
Kanunu
Ne
var
Saadet’den
ki,
söz
edilmektedir. Bu durumda, iki kitabın birlikte olarak Milâdi
1336-1337
yıllarında
yaklaşılmaktadır.
aslından
el
tamamlanmış
Eldeki
yazması
ile
nüsha
olduğu
Milâdi
kopya
sonucuna
1357
edilmiştir.
yılında,
Bu
eser
Saadetname’nin devamı niteliğinde bir kitaptır.
c. Camiül Hesab: İmad Es Seravi tarafından Milâdi 1340
yılında yazıldığı tahmin edilmektedir. Kitabın İlhanlı Devleti
hanlarından Süleyman Han (Milâdi 1339-1344) tarafından
yazdırıldığı
anlaşılmaktadır.
Konya’da
Yusufağa
Kütüphanesi’nde bulunan eser iki cilt halindedir. Bu eserde
Prof.Dr. A. Zeki Velidi TOGAN tarafından bulunmuştur.
Kitabın başlangıç sayfası kayıp olduğundan eser adını
içeriğinde yer alan Camiül Hesab örneğinden almaktadır.
Eser Almanya’da doktora çalışması yapılmıştır. Dili Farsça
olan eser siyakat yazısı ile yazılmıştır.
İmâd es-serâvî’de eserinde önce siyakat rakamlarıyla ilgili
bilgi vermişti. Siyakat rakamları ile birlikte kullanılan
kemiyetlerin cinsini göstermeye yarayan tabirlerin sekiz
tanesi bildirilmektedir. Muhasebe ile ilgili kaideler, işaretler
ve usuller anlatılmıştır. Bilançodaki tekrarları önleyen
“merdiven usulu”, zimmet matlup, aynı yada ayrı cinslerden
131
şeylerin
muhasebe
yazmaktadır
defterinde
nasıl
gösterileceği
179.
d. Risale-i Felekkiye (Kitab-us Siyakat): Milâdi 1363
yılında,
Abdullah
Püser
Muhammed
Bin
Kiya-el
Mezanderani tarafından yazılmıştır. Eserin dili Farsça ve
Arapça olup siyakat yazısı ile yazılmıştır. Zamanın veziri
olan Felek’in adına yazılmış olduğundan kitabın başlığında
“Felek” adı bulunmaktadır. Eserin gerçek adı “Kitab-us
Siyakat”tır. Ayasofya Kütüphanesi’nde, el yazma kopyası
bulunmaktadır. Kitabın aslının Tahran’da Kütüphane-i
Meclis’de bulunduğu ileri sürülmektedir. Risale-i Felekkiye
dört temel muhasebe öğreti kitabının en gelişmişi ve en
ünlüsüdür.
38. İlhanlılar’da Muhasebe Kayıtları
Bu bölümde İlhanlılar dönemine ait bulunan muhasebe
kayıt örneklerine yer verilmiştir. Muhasebe kayıtları belli bir
sıra dahilinde yerleştirilecektir. Öncelikle sözkonusu kaydın
siyakat harflari ile yazılışına, ardından arap harfleri ile
yazılışına, üçüncü olarak kaydın transkripsiyonuna ve
dördüncü ve son olarak da Türkçe ifadesine yer verilecektir.
Nejat Göyünç, “İmâd Es-Serâvî ve Eseri” Tarih Dergisi, Cilt XV, Mart
1965, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Basımevi, s. 73-86.
179
132
380. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-1
Bu örnek İlhanlı Devleti’nin bütçe gelirlerinin gösterildiği bir
muhasebe kaydını içermektedir.
133
Siyakat yazısı ile görünüşü;
134
‫;‪Arap harfleri ile görünüşü‬‬
‫‪1‬ﺍﳌﻄﻠــــــــــــــﻖ‬
‫ﻋﻠﻰ ﻣﺘﻮﺟﻬﺎﺕ ﺍﺣﻮﺍﻝ ﺩﺍﺭﺍﳋﻼﻓﻪﺀ ﺑﻐﺪﺍﺩ ﺑﻮﺟﻪ ﲦﻦ ﺍﻻﻏﻨﺎﻡ‬
‫‪ ١٠٠٠‬ﺭﺋﺲ‬
‫‪ - 2‬ﺣﺮﻓـــــــــــــــ‬
‫ﺑﺎﺳﻢ ﺍﻻﻣﺮﺍﺀ ﺍﻟﺸﻬﺮ‬
‫‪ ٧٠٠‬ﺭﺋﺲ‬
‫ﺍﻻﻣﲑ‬
‫ﺍﻻﻣﲑ‬
‫ﻗﻮﺗﻠﻮ ﺧﻮﺍﺟﻪ‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫‪ ٢٠٠‬ﺭﺋﺲ‬
‫‪ ٣٠٠‬ﺭﺋﺲ‬
‫‪ - 3‬ﺣﺮﻓـــــــــــــــ‬
‫ﺑﺎﺳﻢ ﺍﻟﻨّﻮﻛﺮﻳﻪ ﻭﺍﳉﻤﺎﻋﻪ‬
‫‪ ٣٠٠‬ﺭﺋﺲ‬
‫ﺍﻟﻨّﻮﻛﺮﻳﻪ‬
‫‪ ٢٥٠‬ﺭﺋﺴًﺎ‬
‫‪135‬‬
‫ﺍﳉﻤﺎﻋﻪ‬
‫‪ ٥٠‬ﺭﺋﺴًﺎ‬
‫ﺍﻻﻣﲑ‬
‫ﻋﻼﺀ ﺍﻟﺪﻳﻦ‬
‫‪ ٢٠٠‬ﺭﺋﺲ‬
Transkripsiyon hali;
1. el-Mutla____________k
Alâ müteveccihâti emvâli Dâru’l-hilâfe-i Bağdad, bi-vechi semeni’l-ağnam
1000 re’s
2. Harf____________
Bi-ismi’l-ümerâi’ş-şerh
700 re’s
el-Emîn
Ali
300 re’s
el-Emîn
Kutlu Hoca
200 re’s
el-Emîn
Alâeddin
200 re’s
3. Harf____________
Bi-ismi’n-nökeriye ve’l-cemâ‘a
en-Nökeriye
250 re’sen
136
el-Cemâ‘a
50 re’sen
Türkçe görünüşü;
Bütçe (elmut____________________________________________lak)
Hilâfet merkezi Bağdat’ın vergi gelirlerinden
Koyun bedeli olarak
1.000 baş
Döküm___________________________________________
Şehrin emirleri adına
700 baş
Emir Ali______Emir Kutlug Hoca_____Emir Alâeddin____
300 baş
200 baş
200 baş
Döküm___________________________________________
Nökerlik ve personel adına 300 baş
Nökerlik_______________ Personel____________________
250 baş
50 baş
Ahmet
Husrev
Mevlâna İmadeddin
Muhafız
125 baş
Avcıbaş
125 baş
Müneccim
25 baş
Beheri 4 dinardan yekûn
Minhâ sair nakit tahsilatı
Mevlâna
Muhlisuddin
25 baş
4.000 dinar
2.500 dinar
Sonraki Bakiye
1.500 dinar
Bezzaz eşrafı damga vergisi__ At Pazarı___ Hıristiyan Cizyesi_____
500 dinar
500 dinar
500 dinar
137
Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi;
/
181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI
181.01 Vergi Gelirleri
1.500 Dinar
181.01.01 Manifatura Eşrafı Vergisi 500 Dinar
181.01.02 At Pazarı Vergisi
500 Dinar
181.01.03 Hıristiyan Cizyesi
500 Dinar
181.02 Diğer Gelirler
181.02.01 Şehir Emirlerinden
1.750 Dinar
181.02.01.01 Emir Ali
750 Dinar
181.02.01.02 Emir Kutluğ Hoca 500 Dinar
181.02.01.03 Emir Alâeddin 500 Dinar
181.02.02 Hizmetli ve Personelden
750 Dinar
181.02.02.01 Hizmetliler
625 Dinar
181.02.02.01.01 Ahmet Muhafız 312,50 Dinar
181.02.02.01.02 Hüsrev Avcıbaşı 312,50 Dinar
181.02.02.02 Personel
125 Dinar
181.02.02.02.01 Mevlana İmadeddin 62,50 Dinar
181.02.02.02.02 Mevlana Muhlishuddin 62,50 Dinar
602 DİĞER GELİRLER HESABI
602.01 Vergi Geliri Borçları
1.500 Dinar
602.01.01 Manifatura Eşrafı Vergisi 500 Dinar
602.01.02 At Pazarı Vergisi
500 Dinar
602.01.03 Hıristiyan Cizyesi
500 Dinar
602.02 Diğer Gelirler
2.500 Dinar
602.02.01 Şehir Emirlerinden
1.750 Dinar
602.02.02 Hizmetli ve Personelden 750 Dinar
Bir Baş Koyun 2,5 Dinardan 1.000 Baş Koyun 2.500 Dinar
/
4.000 Dinar
4.000 Dinar
/
100 KASA HESABI
2.500 Dinar
181.02 Diğer Gelirler
181.02.01 Şehir Emirlerinden
1.750 Dinar
181.02.01.01 Emir Ali
750 Dinar
181.02.01.02 Emir Kutluğ Hoca 500 Dinar
181.02.01.03 Emir Alâeddin
500 Dinar
181.02.02 Hizmetli ve Personelden
750 Dinar
181.02.02.01 Hizmetliler
625 Dinar
181.02.02.01.01 Ahmet Muhafız 312,50 Dinar
181.02.02.01.02 Hüsrev Avcıbaşı 312,50 Dinar
181.02.02.02 Personel
125 Dinar
181.02.02.02.01 Mevlana İmadeddin 62,50 Dinar
181.02.02.02.02 Mevlana Muhlishuddin 62,50 Dinar
138
2.500 Dinar
381. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-2
Bu örnek İlhanlı Devleti’nde yapılan harcamalara ilişkin bir
örnektir.
Siyakat yazısı ile görünüşü;
139
‫;‪Arap harfleri ile görünüşü‬‬
‫‪ -1‬ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗــــــــــــــــــ‬
‫ﻣﻦ ﺍﳌﺮﺳﻮﻣﺎﺕ ﻭﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺕ ﻭﺍﳌﻮﺍﺟﺐ ﻭﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻒ ﻭﺍﻟﻌﻤﺎﺭﺍﺕ‬
‫ﺍﻟﻌﲔ ﺍﻟﺮﺍﺑﺢ‪ ٢٠٠٠٠ ١٨٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪٤‬‬
‫‪ -2‬ﺍﳌﺮﺳﻮﻣﺎﺗــــــــــــــــــ‬
‫ﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺕ ﻭﺍﳌﻮﺍﺟﺐ ﻭﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻒ‬
‫‪ ١٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -3‬ﺍﳌﺮﺳﻮﻣﺎﺗــــــــــــــــــ‬
‫ﻭﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺕ ﻭﺍﳌﻮﺍﺟﺐ‬
‫‪ ١٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -4‬ﺍﳌﺮﺳﻮﻣﺎﺗــــــــــــــــــ‬
‫‪ ٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫اﻟﻌﻴﻦ اﻟﺮاﻳﺞ‬
‫‪180‬‬
‫‪140‬‬
‫‪5‬ﺍﺠﻤﻟﻤﻠـــــــــــــــــــ‬
‫‪ ٢٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -6‬ﺍﳌﻘﺼــــــــــــــــــﺪ‬
‫‪ ٣٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ – a‬ﺧﻮﺍﺟــﻪ ﻋﻠﯽ ﺟﻴﭽﯽ‬
‫‪ ٢٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -7‬ﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺗـــــــــــــ‬
‫ﻭﺍﳌﻮﺍﺟﺐ‬
‫‪ ٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪– a‬ﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺍﺗـــــــــ‬
‫ﺑﺮﺳﻢ ﺍﻟﻄﻠﺒﻪ‬
‫‪ ٢٥٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -8‬ﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻔــــــــــــ‬
‫ﺑﺮﺳﻢ ﺍﺻﺤﺎﺏ‬
‫‪ ٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -9‬ﺍﻟﻌﻤﺎﺭﺍﺗـــــــ ‪٤‬‬
‫ـــــ‬
‫ﺑﺮﺳﻢ ﺍﻟﺒﻴﻮﺕ ﺍﻟﺴﻌﻴﺪ‬
‫‪141‬‬
‫‪ - b‬ﺧﻮﺍﺟــﻪ ﻋﺰﻳﺰ ﺟﻨﺎﺣﻰ‬
‫‪ ٢٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪– b‬ﺍﳌﻮﺍﺟﺒــــــــ‬
‫ﺑﺮﺳﻢ ﺍﳋﻮﺍﺷﻰ‬
‫‪ ٢٥٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
Transkripsiyon hali;
1. el-İhrâcat____________________
Mine’l-mersûmât ve’l-idrârât ve’l-mevâcib ve’l-vezâif ve’l-imârât
el-aynü’r-râbih
20.000 dinar
2. el-Mersûmât____________________
el-İdrârât ve’l-mevâcib ve’l-vezâif
15.000 dinar
3. el-Mersûmât____________________
ve’l-idrârât ve’l-mevâcib
10.000 dinar
4. el-Mersûmât____________________
5.000 dinar
5. el-Mücmel____________________
2.000 dinar
6. el-Maksad____________________
3.000 dinar
a- Hoca____________
Ali Cîçi
2.000 dinar
142
b- Hoca_____________
Azîz Cenâhı
2.000 dinar
7. el-İdrârât_____________________
ve’l-mevâcib
5.000 dinar
a. el-İdrârât_______
bi-resmi’t-talebe
2.500 dinar
b. el-Mevâcib________
bi-resmi’l-havâşi
2.500 dinar
8- el-Vezâif__________________
bi-resmi ashâb
5.000 dinar
9. el-İmârât___________________
bi-resmü’l-büyûti’s-sa‘îd
143
Türkçe görüntüsü ise aşağıdaki gibidir;
İhracat____________________________________________________
Mersumat, idrarat, mevacib, vezaif ve nafia işleri
Sağ para (gümüş dinar)
20.000 dinar
Minhâ:
Mersumat, idrarat, mevacib, vezaif______________________________
15.000 dinar
Bundan:
Mersumat, idrarat, mevacib___________________________________
10.000 dinar
İkinci minhâ:
Mersumat_________________________________________________
5.000 dinar
İkinci Min Zalike (Bundan):
El-mücmel__________________________________________________
2.000 dinar
İkinci Min Zalike kısmı:
El-maksad__________________________________________________
3.000 dinar
Bundan (Min Zalike):
Bundan (Min Zalike):
Hoca Ali Cübbeci__________ Hoca Aziz Cübbeci_________________
1.500 dinar
1.500 dinar
İkinci Minhâ Kısmı:
İdrarat ve mevacib___________________________________________
5.000 dinar
İkinci minhâ:
İkinci minhâ:
İdrarat______________________
Mevacib___________________
Talebe Bursaları için
2.500 dinar
Havaşi için
2.500 dinar
Min zalike kısmı:
Vezaif________________________________________________________
Eshab için
5.000 dinar
Minhâ Kısmı:
Hayrat İşleri__________________________________________________
Hanedan evleri için
5.000 dinar
144
Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi;
/
181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI
181.01 İhracat Gelirleri
181.01.01 Mersumat
5.000 Dinar
181.01.01.01 El-Mücmel
2.000 Dinar
181.01.01.02 El-Maksad
3.000 Dinar
181.01.01.02.01 Hoca Ali Cübbeci
1.500 Dinar
181.01.01.02.02 Hoca Aziz Cübbeci
1.500 Dinar
181.01.02 İdrarat ve Mevacib
5.000 Dinar
181.01.02.01 İdrarat (Talebe Bursu)
2.500 Dinar
181.01.02.02 Mevacib (Havaşi)
2.500 Dinar
181.01.03 Vezaif (Eshab)
5.000 Dinar
181.01.04 Nafia
5.000 Dinar
602 DİĞER GELİRLER HESABI
602.01 Mersumat
602.02 İdrarat ve Mevacib
602.03 Vezaif
602.04 Nafia
İhracat işlemlerine ilişkin gelirin tahakkuk kaydı.
/
20.000 Dinar
20.000 Dinar
20.000 Dinar
5.000 Dinar
5.000 Dinar
5.000 Dinar
5.000 Dinar
/
100 KASA HESABI
181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI
181.01 İhracat Gelirleri
181.01.01 Mersumat
181.01.01.01 El-Mücmel
181.01.01.02 El-Maksad
181.01.01.02.01 Hoca Ali Cübbeci
181.01.01.02.02 Hoca Aziz Cübbeci
181.01.02 İdrarat ve Mevacib
181.01.02.01 İdrarat (Talebe Bursu)
181.01.02.02 Mevacib (Havaşi)
181.01.03 Vezaif (Eshab)
181.01.04 Nafia
İhracat gelirlerinin tahsil edilmesine ilişkin kayıt.
20.000 Dinar
20.000 Dinar
5.000 Dinar
2.000 Dinar
3.000 Dinar
1.500 Dinar
1.500 Dinar
5.000 Dinar
2.500 Dinar
2.500 Dinar
5.000 Dinar
5.000 Dinar
145
382. İlhanlılar Muhasebe Kayıt Örneği-3
İlhanlı Devleti’nin gelir ve giderlerinin birlikte gösterildiği
gerçekten kapsamlı ve genel bir örnektir.
Siyakat yazısı ile gösterimi;
146
147
148
149
150
151
152
‫;‪Arapça görünüşü aşağıdaki gibidir‬‬
‫)‪(37a‬‬
‫‪ - 1‬ﺑﺴﻢ ﺍﷲ ﻋ ّﺰ ﻭ ﺟ ﹼﻞ‬
‫‪ - 2‬ﻣﺒــــــــــــــــﻠﻎ ﻣﺎﺻﺎﺭﰱ‬
‫ﻋﻬﺪﺓ ﺍﳋﻮﺍﺟﻪ ﻧﺼﺮﺍﻟﺪﻳﻦ ﺍﻟﺘﱪﻳﺰﻯ ﻋﻦ ﺿﻤﺎﻥ ﻭ ﻣﻘﺎﻃﻌﻪﺀ ﺗﱪﻳﺰ ﲟﻮﺟﺐ ﺍﳊﺠﺔ ﺍﳉﺪﻳﺪﻩ ﻋﻨﻪ ﺍﺑﺘﺪﺍﺋﻬﺎ ﻏﺮﻩﺀ ﳏﺮﻡ ﺍﳌﻜﺮﻡ ﺑﻘﺮﺍﺭﺍﺕ ﳚﺮﻯ ﻓﻴﺤﺎﺳﺐ ﻣﻨﻪ ﺍﻵﻓﺎﺕ‬
‫ﺍﻟﺴﻤﺎﻭﻳﻪ ﻭﻋﺒﻮﺭ ﺍﻟﻌﺴﺎﻛﺮ ﻭﻗﻄﻊ ﺍﻟﻄﺮﻕ ﻋﻦ ﺍﻟﻘﻮﺍﻓﻞ ﺑﺸﻬﺎﺩﺓ ﺍﺻﺤﺎﺏ ﺍﳋﲑﺍﺓ ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﺑﺎﻻﻣﺮ ﺍﻟﻌﺎﱃ –ﺍﻋﻠﻰ ﺍﷲ ﺗﻌﺎﱃ ﻭﻧﻔﺎﺫﻩ‪ -‬ﰱ ﻏﺮﻩﺀ ﺷﻬﺮ ﺻﻔﺮ ﻋﺎﻡ ﺍﺣﺪﻯ ﻭ‬
‫ﺍﺭﺑﻌﲔ ﻭﺳﺒﻌﻤﺎﺋﺔ‬
‫ﻭﺍﺟﺐ ﺍﻟﺴﻨﺔ ﺍﻟﻜﺎﻣﻠﻪ‬
‫‪ - 3‬ﰱ ﺍﻟﺒﻠـــــــــــــﺪﻩ‬
‫ﻭﺍﻟﻮﻻﻳﺎﺕ‬
‫ﺍﻟﻌﲔ ﺍﻟﺮﺍﻳﺞ‪ ٣٢٨٨٠٠٠ ١٨١‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫اﻟﻌﻴﻦ اﻟﺮّاﺑﺢ‬
‫‪153‬‬
‫‪181‬‬
‫)‪(37b‬‬
‫ﺍﻟﺒﻠـــــــــﺪ‬
‫‪ ٢٨٨١٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺍﻟﻮﻻﻳﺎﺗـــــ‬
‫‪ ٤٠٧٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ - 4‬ﺍﻟﺒﻠـــــــــــــﺪﻩ‬
‫‪ ٢٨٨١٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ - 5‬ﻋﻦ ﺍﻟﺘﻤﻐﺎ ﻭﺍﺗـــــــــ‬
‫‪ ٢٢٧٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –a‬ﲤﻐـــﺎﺀ‬
‫ﺍﻟﻜﺒﲑ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -b‬ﲤﻐـــﺎﺀ‬
‫ﺍﻻﺑﺮﻳﺸﻢ‬
‫‪ ٣٠٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –c‬ﻗﭙـــﺎﻥ‬
‫‪ ٢٥٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -d‬ﺧﻄﲑۀ‬
‫ﻛﺴﻔﻨﺪ‬
‫‪ ٢٥٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –e‬ﻧﺪﻳﻔــﻪ‬
‫‪ ١٠٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -f‬ﳓﺎﺳﻴّﻪ‬
‫‪ ١٠٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –g‬ﺳﻮﻕ‬
‫ﺍﻟﺪﻭﺍﺏ‬
‫‪ ١٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -h‬ﺻﺒﺎﻏﻴــّﻪ‬
‫‪ ١٥٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –ı‬ﺟﻮﻫﺮﻳﻪ‬
‫‪ ٢٥٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -i‬ﺳﻼﺧﻴــﻪ‬
‫‪ ١٠٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –j‬ﺳﻮﻕ ﺍﳊﻤﻴﻞ‬
‫‪ ٥٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -k‬ﭼﺎﺭﭼﻴــﻪ‬
‫‪ ١٣٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪154‬‬
‫‪ –l‬ﺳﻮﻕ ﺍﻟﭽﺮﺏ‬
‫‪ ٤٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ - 6‬ﻣﻦ ﺍﳉﻬﺎﺗـــــــــــــ‬
‫‪155‬‬
‫‪ -m‬ﻋﻼﻗﻴــﻪ‬
‫‪ ٠٠٠٠٣‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –n‬ﻃﺒﺎﺣﻴﻪ‬
‫‪ ٤٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -o‬ﲪﺎﺭﻳـﻪ‬
‫ﻭﺑﻴﺖ ﺍﻟﻠﻄﻒ‬
‫‪ ١٦٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫)‪(38a‬‬
‫‪ –a‬ﺍﻻﻳﺮﻳﺸﻤﻴـﻪ‬
‫‪ ٥٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -b‬ﺍﳊﺪﺍﺩﻳـﻪ‬
‫‪ ٣٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -c‬ﺍﳊﻴﺎﻃﻴـﻪ‬
‫‪ ١٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -d‬ﺍﻟﻨﻌﺎﻟﻴـﻪ‬
‫‪ ٤٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –e‬ﺍﻟﺼﺒﺎﻏﻴـﻪ‬
‫‪ ٥٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -f‬ﺍﳋﻔﹼﺎﻓﻴـﻪ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -g‬ﺍﻻﺑﺮﻳﻪ‬
‫‪ ١٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -h‬ﺍﻟﻔﻮﻏﻴـﻪ‬
‫‪ ١٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –ı‬ﺍﳊﻼﺟﻴـﻪ‬
‫‪ ٢٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -i‬ﺍﻟﺮﺍﺩﻏﻴـﻪ‬
‫‪ ١٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -j‬ﺍﻟﻘﻮﺍﺳﻴـﻪ‬
‫‪ ١٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -k‬ﺍﻟﺴﻬﺎﻣﻴـﻪ‬
‫‪ ٦٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –l‬ﺍﻟﺒﻘﺎﻟﻴـﻪ‬
‫‪ ٤٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -m‬ﳒﺎﺭﻳﺔ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -n‬ﺍﳋﻴﺎﻣﻴـﻪ‬
‫‪ ١٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -o‬ﺍﻟﻄﻮﺍﺣﻴـﻪ‬
‫‪ ٥٧٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ –ö‬ﺍﳊﻤﺎﻟﻴـﻪ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -p‬ﺍﻟﻜﻴﺎﻟﻴـﻪ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -r‬ﺍﻟﻌﻤﺎﺭﻳـﻪ‬
‫‪ ٣٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ -s‬ﺑﻴﺖ ﺍﳋﺸﻴﺶ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ - 7‬ﺍﻟﻮﻻﻳﺎﺗـــــــــــــــ‬
‫‪ ٤٠٧٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻧﺎﺣﻴــــــــــــــــــــۀ‬
‫ﻣﻬﺮﺍﻧﺮﻭﺩ‬
‫‪ ٥٧٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻧﺎﺣﻴــــــــــــــــــــۀ‬
‫ﺧﻮﯼ ﻭﺍﺛﻨﺎﻋﺸﺮ‬
‫‪ ٢٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪156‬‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﺳﻌﺪﺁﺑﺎد‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﳒﻤﯽ‬
‫‪ ١٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫آﻮﺷﻚ‬
‫‪ ٧٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪157‬‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﻣﺪرون‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﳎﺪی‬
‫‪ ١٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﻣﻐﺎن‬
‫‪ ٨٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫راﻣﻦ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫)‪(38b‬‬
‫ﻧﺎﺣﻴــــــــــــــــــــۀ‬
‫ﻧﺎﺣﻴــــــــــــــــــــۀ‬
‫ﺳﻠﻤﺎﺱ‬
‫‪ ٧٣٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﺳﻌﺪى وﺑﺎﻏﺎت‬
‫‪ ٤٨٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪...‬‬
‫‪ ٧٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﻋﻼﺋﻰ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﻋﻤﻴﺪى‬
‫‪ ٣٧٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٢٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗﺮﻳـــــۀ‬
‫ﻋﺪﱏ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪– 8‬ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟﻚ ــــــــ‬
‫ﰱ ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﺍﳌﻘﺮﺭﻳﻪ‬
‫‪ ٨٧٥١٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪– 9‬ﺍﻻﺩﺭﺍﺭﺗـــــــــــــــــ‬
‫ﺑﺎﺳﻢ ﺍﻟﻘﻀﺎﺓ ﻭﺍﻻﺋﻤﻪ ﻭﺍﳌﺸﺎﻳﺦ ﻭﺳﺎﺋﺮ ﺍﳉﻤﺎﻋﻪ‬
‫‪٣٣٨٧٠٠‬‬
‫ﻗﺎﺿﻰ‬
‫ﴰﺲ اﻟﺪﻳﻦ‬
‫ﻗﺎﺿﻰ‬
‫ﻧﺼﺮاﳌﻠﻪ واﻟﺪﻳﻦ‬
‫ﻗﺎﺿﻰ‬
‫ﺻﺪراﻟﺪﻳﻦ‬
‫ﻗﺎﺿﻰ‬
‫ﺑﺮهﺎن اﻟﺪﻳﻦ‬
‫‪158‬‬
‫‪ ٣٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٢٤٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ‬
‫ﴰﺲ اﻟﺪﻳﻦ ﻋﺒﻴﺪ‬
‫اﻣﲑ‬
‫ﺑﺮهﺎن اﻟﺪﻳﻦ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ‬
‫ﲨﺎل اﻟﺪﻳﻦ واﻋﻆ‬
‫اﻟﺸـــــــــﻴﺦ‬
‫ﻋﻤﺎداﻟﺪﻳﻦ‬
‫اﻻﻣﺎم‬
‫ﻋﻤﻴﺪاﻟﺪﻳﻦ‬
‫ﺧﻮاﺟــــﻪ‬
‫ﻋﻠﻰ ﺧﻄﻴﺐ‬
‫‪ ٣٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٢٦٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪159‬‬
‫‪ ١٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٤٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٢٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١٥٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٢٨٧٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫)‪(39a‬‬
‫اﻟﺸــــــــﻴﺦ‬
‫اﲪﺪ و اﺧﻮﻩ‬
‫ﻋﻤﺎداﻟﺪﻳﻦ‪...‬اﳋﻮﻳﻲ‬
‫ﺧﻮاﺟـــﻪ‬
‫اﻓﺘﺨﺎراﻟﺪﻳﻦ ﺻﺎﺣﺐ‬
‫ﲨﻊ اوﻗﺎف وﮐﺎرﮐﻴﺎن او‬
‫اﻟﺸـــــــﻴﺦ‬
‫ﻋﺰاﻟﺪﻳﻦ اﻟﺒﻠﺨﻲ‬
‫ﻣﻌﻴﺪ ﻣﺪرسۀ ﺳﻠﻄﺎﻧﯽ‬
‫‪ ٥٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ٣٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫آﺎرآﻴﺎن او‬
‫ﺧﻮاﺟـــﻪ‬
‫اﻓﺘﺨﺎر‬
‫‪٢۶٠٠٠‬‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ‬
‫ﺑﺪر‬
‫‪ ٢٤٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١٦٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ‬
‫اﲪﺪ‬
‫‪ ١٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ - 15‬ﻣﺼـــــــــﺎﱀ‬
‫ﻭﻣﺎ ﳛﺘﺎﺝ ﺩﺍﺭﺍﻟﺴﻴﺎﺩﻩ ﺑﺴﻠﻴﻢ ﻣﺮﺗﻀﻰ ﺍﻋﻈﻢ ﺍﻣﲑ ﻗﻄﺐ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺣﺴﻦ‬
‫‪ ١٠٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﳛـــــــــــﺘﺎج‬
‫دار اﻟﺴﻴﺎ دﻩ ‪١٠‬‬
‫ﻣﺄآﻮﻻت وﻣﺸﺮوﺑﺎت‬
‫ﺑﻘﺮار دﻓﱰ‬
‫‪ ٧٤٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻣﻮاﺟﺒــــــــــــــــــ‬
‫اﻣﲑ ﻗﻄﺐ اﻟﺪﻳﻦ ﺣﺴﻦ‬
‫وﺧﺪﻣﺘﻜﺎران‬
‫‪ ٢٦٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺧﺪﻣﺘﻜﺎﺭﺍﻥ‬
‫ﺍﻣﲑ ﻗﻄﺐ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺣﺴﻦ‬
‫‪ ١٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ ١٦٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪160‬‬
‫‪ - 11‬ﻣﺮﺳﻮﻣﺎﺗـــــــــــــــ‬
‫ﻋﻤﺎﻝ ﻛﻰ ﺳﺮﻳﺮﻣﻬﻤﺎﺕ ﲤﻐﺎﻭﺍﺕ‬
‫‪ ١٧٦٤٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫)‪(39b‬‬
‫ﲤﻐــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻟﻜﺒﲑ ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ‪٩٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ‪٢٧٠٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺴﻨـــﻪ‬
‫‪ ٣٢٧٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﺣﻈـــﲑﻩ‬
‫ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ‪٦٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ‪١٨٠٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺴﻨــﻪ‬
‫‪ ٢١٦٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪161‬‬
‫‪ - 12‬ﺗﻔﺼﻴﻠﻴــــــﻪ‬
‫ﲤﻐــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻻﺑﺮﻳﺸﻢ ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ‪١٠٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ‪٣٠٠٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺴﻨـــﻪ‬
‫‪ ٣٦٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻧﺪﻳﻔـــﻪ‬
‫ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ‪٥٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ‪١٥٠٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺴﻨــﻪ‬
‫‪ ١٨٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﻗـــﭙﺎﻥ‬
‫ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ‪١٢٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ‪٣٦٠٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺴﻨـــﻪ‬
‫‪ ٤٣٢٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫ﳓﺎﺳﻴــﻪ‬
‫ﰱ ﺍﻟﻴﻮﻡ ‪٧٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺸﻬﺮ ‪٢١٠٠‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺴﻨــﻪ‬
‫‪ ٢٥٢٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ - 13‬ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗـــــــــــــ‬
‫ﺍﻟﺼﺎﺩﺭ ﻭﺍﻟﻮﺍﺭﺩ ﰱ ﻋﻬﺪﺓ ﻭﺍﻫﺘﻤﺎﻡ‬
‫ﺧﻮﺍﺟﻪ ﻋﺒﻴﺪ ﺳﺮ ﺧﺴﻰ ﻭﺣﻮﺍﺟﻪ ﻋﺒﻴﺪ‬
‫ﺑﻦ ﭘﲑﯼ ﺑﻘﺮﺍﺭ ﺩﻓﺘﺮ ﺭﺍ ﺑﺪﻳﻮﺍﻥ ﺁﻭﺭﺩﻩ ﺍﻧﺪ‬
‫‪ ١٢٠٠٠٠‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫‪ – 14‬ﺍﻟﻴــــــــﺎﻡ‬
‫ﰱ ﻋﻬﺪۀ ﻭﺍﻫﺘﻤﺎﻡ ﲨﺎﻝ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻳﺎﻣﭽﯽ ﻭﺷﺮﮐﺎﺀ ﺍﻭ‬
‫‪ ۹۰۰۰۰‬ﺩﻳﻨﺎﺭ‬
‫)‪(40a‬‬
‫‪ – 15‬ﻋﻤﺎﺭﺍﺗــــــــــ‬
‫ﻣﺴﺘﻐﻼﺕ ﺩﻳﻮﺍﱏ ﺍﺯ ﺧﻮﺍﺗﲔ ﻭﺧﺎﻧﺎﻥ ﻭﻏﲑﻩ‬
‫‪ ۵٠٠٠٠‬دﻳﻨﺎر‬
‫‪ – 16‬اﻟﺒــــــــــــــــﺎﻗﻰ‬
‫ﻋﻠﻴﻪ اﻟﻰ اﺧﺮ اﻟﺴﻨﻪ ﺑﺎﻟﺒﺮوات واﻟﻴﺎﻓﺘﺠﺎت واﻟﺤﻮاﻻت اﻟﺪﻳﻮاﻧﻴّﻪ‬
‫‪٢٤١٢٩٠٠‬‬
‫‪162‬‬
Transkripsiyon görüntüsü;
(37a)
1- Bismillâhi azze ve celle
2- Meblağ mâ sâre fi___________
Uhdetü’l-Hoca Nasruddin et-Tebrizi an zımân ve mukâta‘a-i Tebriz bimûcibi’l-hücceti’l-cedîde anhü ibtidâühû gurre-i Muharremü’l-mükerrem
bi-karârati yücrî fe-yuhâsibü minhü’l-âfâti’s-semâviyye ve ubûri’l-asâkir
ve kat‘ı’-turuk ani’l-kavafil bi-şehâdeti ashâbü’l-hayrât. Tahrîren bi’lemri’l-âlî-a‘lâllâhü te‘âlâ ve nifazehu – fi gurre-i şehr-i Safer-i âm ihdâ
ve erba’îne ve seb‘ami’e. Vâcibü’s-seneti’l-kâmile.
3- Mi’l-bel___________________de
ve’l-vilâyât
el-aynü’r-râyic182 3.288.000 dinar
182
el-aynü’r-râbih
163
(37b)
el-bele_______d
el-Vilâyat_________
2.881.000 dinar
407.000 dinar
4. el-Bel_____________de
5. Ani’l-tamgavât_____________
a- Tamgâü’lKebîr
200.000 dinar
b- Tamgâü’lİbrişim
300.000 dinar
c- Kapan
e- Nedîfe
f- Nuhâsiye
100.000 dinar
100.000 dinar
g- Sûku’ddevvâb
120.000 dinar
ı- Cevâhiriyye
i- Silâhiyye
250.000 dinar
100.000 dinar
j- Sûku’lhamîl
50.000 dinar
l- Sûku’l
Çerb
m- Alâkıyye
30.000 dinar
n- Tâbbâhıye
40.000 dinar
40.000 dinar
6- Mine’l-cihât________________
164
250.000
d. Hazîne-i
Küsfend
250.000 dinar
h. Sıbâgıyye
150.000 dinar
k- Çârçiye
130.000 dinar
o- Humâriye ve
Beytü’l-lutf
160.000 dinar
(38a)
a- el-İbnîşimiyye
55.000 dinar
b- el-Hadâdiye
30.000 dinar
c- el-Hayyâtiye
55.000 dinar
d- en-Na‘âliye
40.000 dinar
e- es-Sıbâgıye
50.000 dinar
f- el-Hafâfiye
20.000 dinar
g- el-Ebriye
15.000 dinar
h- el-Fûgıye
10.000 dinar
I- el-Halâciye
25.000 dinar
i- er-Râdıgıye
10.000 dinar
j- el-Kavâsiye
15.000 dinar
k- Eshâmiye
6.000 dinar
l- el-Bakkaliye
40.000 dinar
m- en-Neccâriye
20.000 dinar
n- el-Hıyâmiye
15.000 dinar
o- et-Tavâhiye
57.000 dinar
ö- el-Hammaliye
20.000 dinar
p- el-Keyyâliye
r- el-Ammâriye
30.000 dinar
s- Beytü’l-haşîş
20.000 dinar
7- el-Vilâyat_________________________
Nâhiye___________i
Mehranneved
57.000 dinar
Karye__i
Sa‘dâbâd
20.000 dinar
Karye____i
Necmi
10.000 dinar
Karye___i
Medrun
20.000 dinar
Nâhiye___________i
Huy ve İsnâ aşer
220.000 dinar
Karye___i
Mecdî
120.000
Karye___i
Mugân
80.000 dinar
Karye___i
Ramen
20.000 dinar
Karye____i
Köşk
7.000 dinar
165
(38b)
Nahiye__________i
Selmas
73.000 dinar
Karye___i
Sa‘dî ve bâgat
48.000 dinar
Nahiye__________i
...
75.000 dinar
Karye___i
Amîdî
25.000 dinar
Karye___i
Alâî
37.000 dinar
Karye__i
Adnî
20.000 dinar
8. Vudı‘a min zâlik_______________
Fi’l-ihrâcati’l-mukarreriye
875.100 dinar
9- el-İdrârât______________________
Bi-ismi’l-kudât ve’l-eimme ve’l-meşâyih ve sâiri’l-cemâ‘a
338.700 dinar
Kādı
Şemsüddîn
30.000 dinar
Kādı
Nasrulmille
ve’d-dîn
24.000 dinar
Kādı
Sâdruddîn
Kādı
Burhanuddîn
10.000 dinar
10.000 dinar
Mevlâna
Şemsüddîn Ubeyd
30.000
Emîr
Burhanüddin
40.000 dinar
Mevlâna
Cemâlüddin
vâiz
15.000
eş-Şeyh
İmâdüddîn
24.000 dinar
el-İmâm
Amîdüddin
25.000 dinar
Hoca
Ali Hatîb
28.700 dinar
166
(39a)
eş-Şeyh
Ahmed ve ehûhü
İmâdüddîn ...
el-Hûyi
30.000
eş-Şeyh
İzzüddîn el-Belhî
Mu‘îd-i medrese-i
Sultâni
20.000 dinar
Hoca
İftiharuddîn
sâhib-i cem‘-i
evkaf ve karkiyân-ı o
50.000 dinar
Hoca
İftihar
24.000 dinar
Karkiyân-ı o
26.000
Mevlâna
Mevlâna
Ahmed
Bedr
10.000 dinar 16.000 dinar
10- Mesâlih___________________
Ve mâ yahtâcu dârussiyâde be-teslîm-i murtaza a‘zam Emîr Kutbuddîn
100.000 dinar
Yahtâ_______cu
Darussiyâde
me’kûlât ve meşrûbat
be-karar-ı defter
74.000 dinar
Mevâcib______i
Emîr Kutbuddîn
Hasan ve hıdmetkârân
26.000 dinar
Emîr Kutbuddin
Hasan
16.000 dinar
Hidmetkârân
10.000 dinar
11. Mersûmat_____________ı
Ummâl ki serîr-i mühimmât-ı tamgavât
176.400 dinar
167
(39b)
12- Tafsîliye_________________
a- Tamgâü’l-kebîr
Fi’l-yevm 90
Fi’ş-şehr 2.700
Fi’s-sene
32.700 dinar
b- Tamgâü’l-ibrişîm
Fi’l-yevm 100
Fi’ş-şehr 3.000
Fi’s-sene
36.000 dinar
c- Kapan
Fi’l-yevm 120
Fi’ş-şehr 3.600
Fi’s-sene
43.200
d- Hazîne___
Fi’l-yevm 60
Fi’ş-şehr 1.800
Fi’s-sene
21.600 dinar
e- Nedîfe___
Fi’l-yevm 50
Fi’ş-şehr 1.500
Fi’s-sene
18.000 dinar
f- Nuhasiye
Fi’l-yevm 70
Fi’ş-şehr 2.100
Fi’s-sene
25.200 dinar
13. el-İhrâcat_____________________
es-Sâdır ve’l-vârid fî uhdeti ve ihtimâmi
Hoca Ubeyd Serahsî ve Hoca Ubeyd
bin Pîri be-karâr-ı defter-râ be-dîvan âverdeend
120.000 dinar
14. el-Yâm_______________________
Fî uhde-i ve ihtimami Cemâlüddin Yamçi ve sürekâ-i o
90.000 dinar
168
(40a)
15. İmârat___________________ı
Mustegallât-ı divanî ez havâtîn ve hânan ve gayruhu
50.000 dinar
16. el-Bâkî___________________
Aleyhi ilâ âhıri’s-sene bi’l-berevâti ve’l-yâftecât ve’l-havâlâti’ddivâniyye
2.412.900
169
Türkçe gösterimi aşağıda gösterildiği gibidir;
Bismillâh
Meblâğ___________________________________________________
Tespit edildiği üzere Hoca Nasruddin Tebrizi uhdesinde, başlangıcı
Muharrem-ül-Mükerremin başı olan yeni huccet mucibince Tebriz’in
zaman (vergitazmini) ve mukataasından (peşin vergisinden) cari kararlara
göre semavî afetler, askerlerin geçişi (nakli) ve hayır sahiplerinin
şahitliği ile kervanlardan (kafile) yolu kesilenlerde hesaplanmak suretiyle
kâmil (tam) sene için muteber olmak üzere, yüce emre (ALLAH daha da
yükseltsin ve nüfusunu arttırsın) göre, 741 senesi Sefer ayının başında
(27 Temmuz 1340) yazıldı.
Asıllar
Belde (şehir) ve vilayetlerde_________________________________
Sağ para (gümüş dinar)
3.288.000 dinar
Beldeler (şehir)_________________
2.881.000 dinar
Vilayetler______________
407.000 dinar
Asılların neticesi:
Şehir_____________________________________________________
2.881.000 dinar
Hasılat:
Damga
vergilerinden______________________________________________
2.270.000 dinar
Büyük Damga vergisi___ İpek Vergisi____ Kantar Vergisi___ Koyun Ağılı Vergisi___
200.000 dinar
300.000 dinar
250.000 dinar
250.000 dinar
Dabbağhane vergisi___ Esir pazarı vergisi___ Yük havanı pazarı___ Boyacılık___
100.000 dinar
100.000 dinar
120.000 dinar
150.000 dinar
Kuyumculuk ve darphane_ Kasaplık_ Eşek pazarı_Çeşitli sanatlar, ücretler, gelirler v.s.
250.000 dinar
100.000 dinar 50.000 dinar
130.000 dinar
Tuhafiye______ Yemcilik_______ Aşçılık______ Şarapçılık ve Genelev______
40.000 dinar
30.000 dinar
40.000 dinar
160.000 dinar
170
Hasılatın bir kısmı:
Vergilerden_______________________________________________
611.000 dinar
İpekçilik_______ Demircilik______ Terzilik_______ Nalbantlık______
55.000 dinar
30.000 dinar
15.000 dinar
40.000 dinar
Boyacılık_______ Kavaflık______ Çömlekçilik____ Sepetçilik_______
50.000 dinar
20.000 dinar
15.000 dinar
10.000 dinar
Hallaçlık______ Eğercilik_______ Yaycılık__________ Okçuluk______
25.000 dinar
10.000 dinar
15.000 dinar
6.000 dinar
Bakkallık______ Dülgerlik______ Çadırcılık______ Değirmenler______
40.000 dinar
20.000 dinar
15.000 dinar
57.000 dinar
Taşıyıcılık_____ Tahılcılık______ İnşaatçılık_____ Esrar tekkesi______
20.000 dinar
20.000 dinar
30.000 dinar
20.000 dinar
Hasılat kısmı:
Vilâyetler_________________________________________________
407.000 dinar
Mihranrud nahiyesi________ Hoy (Ho’i) nahiyesi ve tâbi olanlar______
57.000 dinar
220.000 dinar
Sa’d Abâd Köyü_______ Nemci Köyü_______ Medrun Köyü_______
20.000 dinar
10.000 dinar
20.000 dinar
Mecdi Köyü_______ Mugan Köyü__________ Râmin Köyü_________
120.000 dinar
80.000 dinar
20.000 dinar
Köşk köyü_______
7.000 dinar
Selmas nahiyesi_______________ Aladağ nahiyesi________________
73.000 dinar
57.000 dinar
Sadi köyü ve bağlar___ Amidi köyü____ Alai köyü___ Adni köyü____
48.000 dinar
25.000 dinar 37.000 dinar
20.000 dinar
171
Masraf:
Bundan koyulan__________________________________________
Bütçe(mukarreriye) harcamalarına
875.100 dinar
Ondan masraf:
İdrarat (burslar ve yardımlar)_________________________________
Kadılar, imamlar, şeyhler ve sair personel
338.700 dinar
Kadı Şems-ud-Din_________ Kadı Nasîr-ıl-Mille ved-Din________
30.000 dinar
24.000
dinar
Kadı Sadr-ud-Din__________ Kadı Burhan-ud-Din_____________
10.000 dinar
10.000 dinar
Mevlâna Şems-ud-Din Ubeyd_______ Mevlâna Burhan-ud-Din______
30.000 dinar
40.000 dinar
Vaiz Mevlâna Cemal-ud-Din________________________________
15.000 dinar
Şeyh İmad-ud-Din_____ İmam Amid-ud-Din____ Hatib Hoca Ali____
26.000 dinar
25.000 dinar
28.700 dinar
Hoylu Şeyh Ahmet ve kardeşi_ Medresei Sultanî mu’idi_ Evkaf geliri âmiri (sahib) Hoca
İmad-ud-Din
Belhli Mevlâna
İftihar-ud-Din ve yardımcıları
İzzed-Din
30.000 dinar
20.000 dinar
50.000 dinar
Hoca İftihar__ Yardımcıları__
24.000 dinar
26.000 dinar
Mev. Bedr_ Mev. Ahmed_
16.000 dinar 10.000 dinar
Tespit edilen masraf kısmı:
Mesalih (malzeme)__________________________________________
Seyitler yurdu ihtiyacına
Murtaza-i a’zam Emir Kutb-ed-Din Hasan’a teslimen 100.000 dinar
Seyitler yurdu ihtiyacı_____________ Mevacib (ücretler)___________
172
Defterdeki tespite göre
Emir Kutb-ed-Din Hasan
yiyecek ve içecekten______________
ve hizmetkârları__________
74.000 dinar
26.000 dinar
Emir Kutb-ed-Din Hasan___ Hizmetkârlar___
16.000 dinar
10.000 dinar
Masraf kısmı:
Mersumat
(ücretler)_________________________________________________
Damga vergileri işlerinin başındaki âmillerin ücretleri 176.400 dinar
Müfredatı:
Muamaele (satış) damga vergisi_ İpek (İbrişim) vergisi______ Kantar vergisi________
Günde 90, ayda 2.700 dinar
Günde 100, ayda 3.000 d
Günde 120, ayda 3.600 d
Senede 32.700 dinar
Senede 36.000 dinar
Senede 43.200 dinar
Koyun ağılı_________ Dabbağhane (Tabakhane)________ Esir pazarı____________
Günde 60, ayda 1.800 dinar Günde 50, ayda 1.500 d
Günde 70, ayda 2.100 d
Senede 21.600 dinar
Senede 18.000 dinar
Senede 25.200 dinar
Masraf kısmı:
Harcırah___________________________________________________
Giden ve gelenler için, Hoca Ubeyd Serhasî ve Hıca Ubeyd Tebrizi uhdesinde
ve ihtiramında, divana getirilien defter tespitine göre
120.000 dinar
Masraf kısmı:
Yam
(Posta)_____________________________________________________
Yamçı (posta âmiri) Cemal-ud-Din ve ortakları uhdesinde ve
ihtimamında
90.000 dinar
Masraf kısmı:
İmarat (Nafia İşleri)_________________________________________
Dükkân, han ve diğerlerinden divan akarları
50.000 dinar
Aleyhteki Baki (Kalan)_______________________________________
Divan havalelerine, beratlarına ve makbuz senetlerine istinaden yıl
sonuna kadar ödenmek üzere
2.412.900 dinar
173
Tekdüzen Hesap Planı’na Göre Gösterimi;
27.07.1340
181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI
3.288.000 Dinar
181.01 Vergi Gelirleri
181.01.01 Belde ve Vilayet Gelirleri
3.288.000 Dinar
181.01.01.01 Belde Gelirleri
181.01.01.01.01 Damga Vergisi
2.881.000 Dinar
2.270.000 Dinar
181.01.01.01.01.01 Büyük Damga Ver.
200.000 Dinar
181.01.01.01.01.02 İpek Vergisi
300.000 Dinar
181.01.01.01.01.03 Kantar Vergisi
250.000 Dinar
181.01.01.01.01.04 Koyun Ağılı Vergisi
250.000 Dinar
181.01.01.01.01.05 Tabakhane Vergisi
100.000 Dinar
181.01.01.01.01.06 Esir Pazarı Vergisi
100.000 Dinar
181.01.01.01.01.07 Yük Hayvanı PazarıV. 120.000 Dinar
181.01.01.01.01.08 Boyacılık Vergisi
150.000 Dinar
181.01.01.01.01.09 Kuyumculuk Vergisi
250.000 Dinar
181.01.01.01.01.10 Kasaplık Vergisi
100.000 Dinar
181.01.01.01.01.11 Eşek Pazarı Vergisi
181.01.01.01.01.12 Çeşitli Gelirler
50.000 Dinar
130.000 Dinar
181.01.01.01.01.13 Tuhafiye
40.000 Dinar
181.01.01.01.01.14 Yemcilik
30.000 Dinar
181.01.01.01.01.15 Aşçılık
40.000 Dinar
181.01.01.01.01.16 Şarapcılık ve Genelev 160.000 Dinar
181.01.01.01.02 Diğer Vergiler
174
611.000 Dinar
181.01.01.01.02.01 İpekçilik
55.000 Dinar
181.01.01.01.02.02 Demircilik
30.000 Dinar
181.01.01.01.02.03 Terzilik
15.000 Dinar
181.01.01.01.02.04 Nalbantlık
40.000 Dinar
181.01.01.01.02.05 Boyacılık
50.000 Dinar
181.01.01.01.02.06 Kavaflık
20.000 Dinar
181.01.01.01.02.07 Çömlekçilik
15.000 Dinar
181.01.01.01.02.08 Sepetçilik
10.000 Dinar
181.01.01.01.02.09 Hallaçlık
25.000 Dinar
181.01.01.01.02.10 Eğercilik
10.000 Dinar
181.01.01.01.02.11 Yaycılık
15.000 Dinar
181.01.01.01.02.12 Okçuluk
6.000 Dinar
181.01.01.01.02.13 Bakkallık
40.000 Dinar
181.01.01.01.02.14 Dülgerlik
20.000 Dinar
181.01.01.01.02.15 Çadırcılık
15.000 Dinar
181.01.01.01.02.16 Değirmenler
57.000 Dinar
181.01.01.01.02.17 Taşıyıcılık
20.000 Dinar
181.01.01.01.02.18 Tahılcılık
20.000 Dinar
181.01.01.01.02.19 İnşaatçılık
30.000 Dinar
181.01.01.01.02.20 Esrar Tekkesi
20.000 Dinar
181.01.01.02 Vilayetler
407.000 Dinar
181.01.01.02.01 Mihranrud Nahiyesi
57.000 Dinar
181.01.01.02.01.01 Şa'd Abad Köyü 20.000 Dinar
181.01.01.02.01.02 Necmi Köyü
10.000 Dinar
181.01.01.02.01.03 Medrun Köyü
20.000 Dinar
181.01.01.02.01.04 Köşk Köyü
181.01.01.02.02 Hoy Nahiyesi
181.01.01.02.02.01 Mecdi Köyü
7.000 Dinar
220.000 Dinar
120.000 Dinar
181.01.01.02.02.02 Mugan Köyü
80.000 Dinar
181.01.01.02.02.03 Râmin Köyü
20.000 Dinar
181.01.01.02.03 Selmas Nahiyesi
73.000 Dinar
181.01.01.02.03.01 Sadi Köyü ve Bağlar 48.000 Dinar
181.01.01.02.03.02 Amidi Köyü
181.01.01.02.04 Aladağ Nahiyesi
181.01.01.02.04.01 Alai Köyü
25.000 Dinar
57.000 Dinar
37.000 Dinar
181.01.01.02.04.02 Adnî Köyü
20.000 Dinar
602 DİĞER GELİRLER
HESABI
3.288.000 Dinar
602.01 Vergi Geliri Borçları
175
602.01.01 Belde ve Vilayet Geliri
Gelirlere ilişkin tahakkuk kaydı.
/
/
100 KASA HESABI
3.288.000 Dinar
181 GELİR TAHAKKUKLARI HESABI
3.288.000
181.01 Vergi Gelirleri
181.01.01 Belde ve Vilayet Gelirleri
181.01.01.01 Belde Gelirleri 2.881.000 Dinar
181.01.01.01.01 Damga Vergisi
2.270.000 Dinar
181.01.01.01.01.01 Büyük Damga Ver.
200.000
Dinar
181.01.01.01.01.02 İpek Vergisi
300.000 Dinar
181.01.01.01.01.03 Kantar Vergisi
250.000 Dinar
181.01.01.01.01.04 Koyun Ağılı Vergisi
250.000 Dinar
181.01.01.01.01.05 Tabakhane Vergisi
100.000 Dinar
181.01.01.01.01.06 Esir Pazarı Vergisi
100.000 Dinar
181.01.01.01.01.07 Yük Hayvanı PazarıV. 120.000
Dinar
181.01.01.01.01.08 Boyacılık Vergisi
150.000 Dinar
181.01.01.01.01.09 Kuyumculuk Vergisi 250.000
Dinar
181.01.01.01.01.10 Kasaplık Vergisi
181.01.01.01.01.11 Eşek Pazarı Vergisi
181.01.01.01.01.12 Çeşitli Gelirler
100.000 Dinar
50.000 Dinar
130.000 Dinar
181.01.01.01.01.13 Tuhafiye
40.000 Dinar
181.01.01.01.01.14 Yemcilik
30.000 Dinar
181.01.01.01.01.15 Aşçılık
40.000 Dinar
181.01.01.01.01.16 Şarapcılık ve Genelev 160.000 Dinar
181.01.01.01.02 Diğer Vergiler
611.000
Dinar
176
181.01.01.01.02.01 İpekçilik
55.000 Dinar
181.01.01.01.02.02 Demircilik
30.000 Dinar
181.01.01.01.02.03 Terzilik
15.000 Dinar
181.01.01.01.02.04 Nalbantlık
40.000 Dinar
181.01.01.01.02.05 Boyacılık
50.000 Dinar
181.01.01.01.02.06 Kavaflık
20.000 Dinar
181.01.01.01.02.07 Çömlekçilik
15.000 Dinar
181.01.01.01.02.08 Sepetçilik
10.000 Dinar
181.01.01.01.02.09 Hallaçlık
25.000 Dinar
181.01.01.01.02.10 Eğercilik
10.000 Dinar
181.01.01.01.02.11 Yaycılık
15.000 Dinar
181.01.01.01.02.12 Okçuluk
6.000 Dinar
181.01.01.01.02.13 Bakkallık
40.000 Dinar
181.01.01.01.02.14 Dülgerlik
20.000 Dinar
181.01.01.01.02.15 Çadırcılık
15.000 Dinar
181.01.01.01.02.16 Değirmenler
57.000 Dinar
181.01.01.01.02.17 Taşıyıcılık
20.000 Dinar
181.01.01.01.02.18 Tahılcılık
20.000 Dinar
181.01.01.01.02.19 İnşaatçılık
30.000 Dinar
181.01.01.01.02.20 Esrar Tekkesi
20.000 Dinar
181.01.01.02 Vilayetler
181.01.01.02.01 Mihranrud Nahiyesi
407.000 Dinar
57.000 Dinar
181.01.01.02.01.01 Şa'd Abad Köyü
20.000 Dinar
181.01.01.02.01.02 Necmi Köyü
10.000 Dinar
181.01.01.02.01.03 Medrun Köyü
20.000 Dinar
181.01.01.02.01.04 Köşk Köyü
181.01.01.02.02 Hoy Nahiyesi
7.000 Dinar
220.000 Dinar
181.01.01.02.02.01 Mecdi Köyü
120.000 Dinar
181.01.01.02.02.02 Mugan Köyü
80.000 Dinar
181.01.01.02.02.03 Râmin Köyü
20.000 Dinar
181.01.01.02.03 Selmas Nahiyesi
73.000 Dinar
181.01.01.02.03.01 Sadi Köyü ve Bağlar 48.000 Dinar
181.01.01.02.03.02 Amidi Köyü
181.01.01.02.04 Aladağ Nahiyesi
25.000 Dinar
57.000 Dinar
181.01.01.02.04.01 Alai Köyü
37.000 Dinar
181.01.01.02.04.02 Adnî Köyü
20.000 Dinar
177
Gelirlerin tahsili kaydı.
/
/
770 GENEL YÖNETİM GİDERLERİ
HESABI
875.000 Dinar
770.01 İdrarat (Burslar ve Yardımlar)
338.700 Dinar
770.01.01 Kadı Şemsuddin
30.000 Dinar
770.01.02 Kadı Nasir-ul Milleveddin
24.000 Dinar
770.01.03 Kadı Sadruddin
10.000 Dinar
770.01.04 Kadı Burhanuddin
10.000 Dinar
770.01.05 Mevlâna Şemsuddin Ubeyd
30.000 Dinar
770.01.06 Mevlâna Burhanuddin
40.000 Dinar
770.01.07 Vaiz Mevlâna Cemaluddin
15.000 Dinar
770.01.08 Şeyhulmaduddin
26.000 Dinar
770.01.09 İmam Amiduddin
25.000 Dinar
770.01.10 Hatib Hoca Ali
770.01.11 Hoylu Şeyh Ahmet
28.700 Dinar
30.000 Dinar
770.01.12 Medresei Sultanimuidi
20.000 Dinar
770.01.13 Hoca İftiharuddin
50.000 Dinar
770.01.13.01 Hoca İftihar
24.000 Dinar
770.01.13.02 Yardımcıları
26.000 Dinar
770.01.13.02.01 Mevlâna Bedr 16.000 Dinar
770.01.13.02.02 Mevlâna Ahmed10.000 Dinar
770.02 Mesalih (Malzeme)
100.000 Dinar
770.02.01 Seyyitler Yurdu İhtiyacı
74.000 Dinar
770.02.02 Mevacib (Ücretler)
26.000 Dinar
770.02.02.01 Emir Kutbeddin Hasan 16.000 Dinar
770.02.02.02 Hizmetkârlar
770.03 Mersumat
(Ücretler)
770.03.01 Muamele Damga Vergisi
178
10.000 Dinar
176.400 Dinar
32.700 Dinar
770.03.02 İpek
36.000 Dinar
770.03.03 Kantar
43.200 Dinar
770.03.04 Koyun Ağılı
21.600 Dinar
770.03.05 Tabakhane
18.000 Dinar
770.03.06 Esir Pazarı
25.200 Dinar
770.04 Harcırah
120.000 Dinar
770.05 Yam (Posta)
770.06 İmarat (Naifia
İşleri)
90.000 Dinar
50.000 Dinar
100 KASA HESABI
Bütçede yeralan giderlerin
ödenmesi.
875.100 Dinar
/
179
4. MERDİVEN YÖNTEMİ’NİN DOĞUŞU
40. Genel Açıklama
Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan Merdiven Yöntemi
kayıt usulünün İlhanlılar Devleti’nden alındığı daha önce
vurgulanmıştı.
Bu
nedenle
de
İlhanlı
Devleti
çeşitli
açılardan incelenmişti. Bu noktada hem İlhanlı Devleti’nin
mali yapısında ve hem de İlhanlı Devleti’nin idari yapısında
çok büyük izleri bulunan ve bizce en büyük hükümdarı
olan Gazan Han’ın Islahatları ele alınarak Merdiven
Yöntemi’nin bir başka ifadeyle bir muhasebe sisteminin
doğuş hikâyesini anlatabiliriz.
İlhanlı
Devleti’nde
devlet
dairelerinin
konuşulan
dillere göre şubelere ayrılması beraberinde her şubenin
kendisi içerisinde mali işlerin ve genel işlerin organize
edilmesini
sağlayacak
şekilde
bir
örgütlenmeyi
de
beraberinde getirmiştir. Bu nedenle her şubenin içerisinde
Tamga
Vergisi’ni,
Kobçur
Vergisi’ni
v.b.
toplayan
birimler/kişiler (Bitikçi) mevcut hale gelmiştir. Bu özellik,
Merdiven kayıt yönteminin aynı nitelikteki vergilerin alt alta
yazılarak gösterilmesi ve üstüne toplamın yazılması ilkesini
doğurmuştur.
Gazan Han’ın, Şems’e göre bir takvim yılı belirlemesi
muhasebenin “Dönemsellik Kavramı” gereği kayıtların Şems
yılı takvim esasına dayalı yapılmasını sağlamıştır. Bu da
Merdiven kayıt sistemi açısından önemlidir.
180
Yine Gazan Han vergiler konusunda düzenlemeler
yapmıştır. Örneğin, ilk vergi levhası uygulaması, tarım
vergilerinin ödenmesinde taksitlendirme, vergi miktarının
çiftçiler tarafından devletin makamlarına teslim edilmesi
gibi uygulamalar sistemin alt yapısını güçlendirmiştir.
Aslında merdiven sisteminin temel doğuş noktası
“Miktar
Usulü”nden,
yaşanmıştır.
“Tutar
Mükellefler
Usulü”ne
ödeyecekleri
vergiyi
geçmekle
miktar
büyüklüğü yerine tutar büyüklüğü olarak da ödeme
şansına sahip olmuşlardır. Örneğin; tarım vergileri ekilen
ürünün belli bir bölümünün vergi olarak verilmesi yerine bu yöntemde geçerli olmakla birlikte- vergi olarak verilecek
kısmın
tutar
olarak
da
ödenmesinin
de
mümkün
bırakılması ile gelişmiştir. Böylece mali işlemlerin kayıt
altına alınması ihtiyacı iyice gelişmiş ve ister istemez bir
usul, yöntem doğmuştur. Bu da Merdiven (Merdiban)
Yöntemi’dir.
Artık
tüm
muhasebe
işlemlerinin
değerleri
standardize edilmiş kağıt para ile ifade edilmeye (Çao)
başlanması ile günümüz genel kabul görmüş muhasebe
ilkelerinden “Para İle İfade Kavramı”nın gerçekleştiği
görülmektedir. İlhanlılar’da daha önceleri dolaşımda yine
para mevcuttu ancak bu altın veya gümüş paraların
(Dinar/Dirhem)
standart
bir
değeri
yoktu.
İçlerinde
barındırdıkları altın veya gümüş miktarlarına göre değer arz
181
edebiliyorlardı. Bu nedenle bu tedavüldeki paralara göre bir
kayıt yapmak çok da doğru sonuçlar vermemiştir.
41. Merdiven Yönteminin Temel Özellikleri
- Devletçilik egemen olan ülkelerde devlet muhasebesi için
kullanılmıştır.
-
Devletin
gelirleri
ve
giderleri
için
vergi
gelirlerinin
toplanması ve harcanması esasına dayanır.
- Vergi gelirlerinin eyaletlerden alınması her eyaletin toplam
vergi gelirlerinin ve vergi türlerinin alt alta yazılarak
toplanması şeklinde gerçekleştirilir.
- Harcama türleri ve tutarlarının alt alta sıralanması
esastır.
- Sistemin muhasebenin tahakkuk esasına göre çalışması
esastır. Ancak tahakkuk maddesi yapılmadan işlemlerin
yürütüldüğü bilinmektedir. Tahakkuk tutarı başka bir
yerde takip edilmektedir.
- Sistem hem miktar ve hem de tutar yazmaya müsait bir
yapıdadır.
- Devletin bir yıllık gelirlerinin tek bir kayıt ile yapılmasını
sağlar.
182
KAYNAKÇA
∗
A. Freiherrn Von Kremer, “Halifelerin Yönetimindeki
Doğunun Kültür Tarihi,” C.1.
∗
A. Freiherrn Von Kremer; Uberdas Einnahmebudget
des Abbasidenreiches vom jahre 306 H. (918-919)”
İmparatorluk
Bilimler
Akademisinin
Tasarıları,
(Felsefi-Tarih kategorisi) C. 36, Viyana, 1888.
∗
A. Freiherrn Von Kremer; Yeni Bulunan Bir Belgeye
Göre Harun El Reşid’in Yönetimindeki Hükümetin
Gelirler Bütçesi, Alfred Hölder Saray Ve Üniversite
Kitapçısı, Viyana, 1887.
∗
A. Mez; “Orta Zaman Türk İslam Dünyasında Maliye”,
Ülkü, İkinci Kanun, 1937.
∗
A. Von Kramer; “Einnahmebudget des Abbasiden
Reiches”
∗
Abdullah b. Muhammed b. Kiyâ Al-Mazenderanî;
Risale-i Felekkiye, varak 21b, 22a, 22b, 23a; Felak
Âlâ-yı Tebrizî; Saadetnâme, varak 35a, 35b, 45b, 60b
ve diğer varaklar.
∗
Abdülkadir Yuvalı; “İlhanlıların Anadolu Politikası,
Ve Doğu Anadolu Şehirlerinin Vergi Potansiyeli” XI.
Türk Tarih Kongresi (Ank 5-9 Eylül 1990) Kongreye
Sunulan Bildiriler, C. II., TTK, Ankara, 1994.
∗
Abdülkadir Yuvalı; “İhanlılar” İA, C. 22, TDVY,
İstanbul, 2000.
∗
Abdülkerim Özaydın; “Muktedir-Billâh” İA, C. 31,
TDVY, İstanbul, 2006.
∗
Ahmet Hilmi,
Yayınları.
∗
Ana Britannica Genel Kültür Ansiklopedisi, Chicago:
Encyclopaedia Britannica Inc., 1994, Cilt 13.
Ziya
Nur;
İslam
Tarihi,
Ötüken
183
∗
Bernard Lewis; Ortadoğu, Sabah Kitapları, Çev:
Mehmet Harmancı, İstanbul, 1995.
∗
Berthold Spuler; “İlhanlılar”, İA, C. 5 MEB, Eskişehir,
1997.
∗
Berthold Spuler; İran Moğolları, Çev: Cemal Köprülü,
TTK, Ankara, 1957.
∗
Bertold Spuler, İran Moğolları, Çev: Cemal Köprülü,
2. Baskı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi,
1987.
∗
Bu Eser “ At-Tandheem Al-Muhasaby Lil-Amwal AlAmmah Fil-İslam”, MA. Thesis, Faculty of
Commerce, Al-Azhar University. Henüz tarafımızdan
görülmemiştir.
∗
Carl Brockelmann; İslam Ulusları Ve Devletleri Tarihi,
TTK, Çev: Neşet Çağatay, Ankara, 2002.
∗
Cengiz Kallek; “Kudâme b. Câfer” İA, C.26, TDVY,
Ankara, 2002.
∗
Cengiz Kallek; “Meks” İA, C. 28, TDVY, Ankara, 2003.
∗
Corci Zeydan, Medeniyet-i İslamiyye Tarihi,
Tercüme: Zeki Megamiz, İkdam Matbaası, İstanbul1329 (1913).
∗
Corci Zeydan, Medeniyet-i İslâmiyye Tarihi,
Tercüme: Zeki Megamiz, Cilt 2, İkdam Matbaası,
İstanbul 1329 (1913).
∗
Corci Zeydan; İslam Medeniyeti Tarihi, Cilt II. Çev:
Zeki Megâmiz, Üç Dal Neşriyat, İstanbul, 1966.
∗
Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, C.3, Çağ
Yayınları, İstanbul, 1995.
∗
Dündar Günday, Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı
Özellikleri ve Divan Rakamları, Ankara: TTK
Kurumu Yayınları VII. Dizi, Sayı: 57a, 1989.
184
∗
Ferit Devellioğlu; Osmanlıca Türkçe Ansiklopedik
Lügat, Aydın Kitabevi, Ankara, 1993.
∗
Grolier International Americana Ansiklopedisi,
İstanbul: Grolier Incorporated-Medya Holding A.Ş.
Yayınları, Cilt 7.
∗
Gündegül Açıköney Parlar; “İlhanlılarda Sikke
Formları” Türkler,
C.8, Yeni Türkiye Yayınları,
Ankara, 2002.
∗
H. Sabahattin Payzın, Tarihte Dil, Yazı, Bilim ve
Toplum, İzmir: Doğruluk Matbaacılık, 1992.
∗
H.Yunus Apaydın;
İstanbul, 1998.
∗
Hakkı Dursun Yıldız: “Abbasiler” İA, C. 1, TDVY,
İstanbul, 1988.
∗
İbni Haldun; Mukaddime, Dergah Yayınları Haz:
Süleyman Uludağ.
∗
İsmail Hakkı Uzunçarşılı; Osmanlı Devleti
Teşkilatına Medhal, Ttk, Ankara, 1988.
∗
İsmail Otar; Muhasebede Siyakat Rakamları, Lebib
Yalkın Yayınları, İstanbul, 1991.
∗
Jean-Paul Roux; Moğol İmparatorluğu Tarihi,
Kabalcı Yayınevi, Çev: Prof. Dr. Aykut Kazancıgil,
Ayşe Bereket, İstanbul, 2001.
∗
Kudâme bin Ca’fer (Kudâme bin Ca’fer hakkında TDV
İslâm Ansiklopedisinde Cilt 26 s. 311-312’de bilgi
mevcuttur), el-Harâc, İstanbul Köprülü Kütüphanesi
no. 1076, varak 62a-63b.
∗
Kudâme bin Ca’fer; el-Harâc, İstanbul
Kütüphanesi no. 1076, varak 62a-63b.
∗
Kuran-ı Kerim; Tevbe Suresi 9/103.
∗
Kuran-ı Kerim; Tevbe Suresi, 9/29.
“Humus” İA, C. 18, TDVY,
Köprülü
185
∗
M. Ali Ünal; “Osmanlı İmparatorluğunda Müsâdere”,
Türk Dünyası Araştırmaları Dergisi.
∗
Mehmet Ali Ünal; Osmanlı Devri Üzerine Makaleler
Araştırmalar, Kardelen Kitabevi, Isparta, 1999.
∗
Mehmet Aykaç; Abbasi Devletinin İlk Dönemi İdâri
Teşkilatında Dîvânlar, TTK, Ankara, 1997.
∗
Mehmet Erkal; “Zekat” İlmihal, C.1, İSAM, İstanbul,
2000.
∗
Meydan Larousse, C.
Yayınevi, İstanbul, 1969.
∗
Mustafa Demirci; “Abbasiler Devrinde Yukarı
Mezapotamyada
(Cezîre)
Köylü
Hareketleri”
Akademik Araştırmalar Dergisi, Mayıs-Temmuz
2006, S. 29, Maestro Yay, İstanbul, 2006.
∗
Mustafa Demirci; “ikta”, İA, C. 22, TDVY, İstanbul,
2000.
∗
Mustafa Fayda; “Cehşiyâri”, İA, C.7, TDVY, İstanbul,
1993.
∗
Mustafa Fayda; “Fey”, İA, C. 12, TDVY, İstanbul,
1995.
∗
Mustafa Nihat Özön, Osmanlıca Türkçe Sözlük, 8.
Baskı, İstanbul: İnkılâp Kitabevi, Ocak 1989.
∗
Mustafa Öz; “Humus” (Şiada Humus), İA, C. 18,
TDVY, İstanbul, 1998.
∗ Nabipour
Leittaden
Statliche
Göttingen,
1.
“Abbasiler”,
Meydan
Mirkemal,
Die
Beiden
Persischen
des Falak Alayı Tebrizi, Über des
Rechnungwesen im 14. Jahrhundert,
1973.
∗
Nahide Bozkurt; “ Me’mûn” İA, C. 29, TDVY Ankara,
2004.
∗
Nahide Bozkurt; “Hârûnürreşîd” İA, C. 16, TDVY,
İstanbul, 1997.
186
∗
Nejat Göyünç: “Defter”, İA, C. 9, TDVY, İstanbul,
1994.
∗
Nejat Göyünç; “İmâd Es-Serâvî ve Eseri” Tarih
Dergisi, Cilt XV, İstanbul Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Basımevi, Mart 1965.
∗
Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi-I, 2. Baskı,
İstanbul: Süryay Sürekli Yayınlar A.Ş., İstanbul
Yeminli Mali Müşavirler Odası Yayını, Nisan 2000.
∗
Ömer Abdullah Zaid; “Accounting Systems And
Recording Procedures İn The Early İslamic State”,
The Accounting Historians Journal, Dec. 2004,
ProQuest Information and Learning Company,
http://www.ief-trisakti.or.id/ac_sys.php
e.t.
03.10.2006.
∗
Ömer Abdullah Zaid; “Were İslamic Records
Precursors To Accounting Books Based On The
İtalian Method?” The Accounting Historians Journal,
Vol.27, No.1 2000, s. 73-90, ProQuest Information
and
Learning
Company,
http://calbars.findarticles.com/p/articles/mi_qa365
7/is_200006/ai_n8887031/print, e.t. 03.10.2006.
∗
Poul Wittek; “Ankara’da Bir İlhanî Kitabesi” Türk
Hukuk İktisat Tarihi Mecmuası, I, Yıl. 1931.
∗
Said Öztürk; Osmanlı Arşiv Belgelerinde Siyakat
Yazısı Ve Tarihi Gelişimi, OSAV, İstanbul, 1996.
∗
Selahattin Elker; Divan
Kurumu, Ankara, 1953.
∗
The Encyclopædia Britannica, Eleventh Edition, NY,
1910–1911.
∗
Türk Dil Kurumu,
http://www.tdk.gov.tr/TR/SozBul.aspx?F6E10F8892433C
FFAAF6AA849816B2EF05A79F75456518CA (17-04-2007)
∗
W. Barthold; “İlhanlılarda Mali Vaziyet” Türk Hukuk
ve İktisat Tarihi Mecmuası, I.
Rakamları, Türk Tarih
187
∗
Walter Hinz; “Ortaçağ Yakın Şarkına Aid Vergi
Kitabeleri” Belleten C. XIII, S. 52, TTK, Ankara, Yıl
1949.
∗
Wikipedia,
the
Free
Encyclopedia,
e.t.
11.
http://en.wikipedia.org/wiki/Abbasids,
04.2007.
∗
Wikipedia,
The
Free
Encyclopedia,
http://en.wikipedia.org/wiki/Ilkhanate, e.t. 17. 04.
2007.
∗
Yılmaz Öztuna; “ilhanlılar” Türk Ansiklopedisi, C.
XVI, MEB, Ankara, 1983.
∗
Zeki Velidi Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun
İktisadi Vaziyeti, Türk Hukuk ve İktisat Tarihi
Mecmuası, Cilt: 1, İstanbul:1931.
∗
Zeki Velidi Togan; Umumi Türk Tarihine Giriş, 2.
Baskı, İstanbul, 1970.
188
BÖLÜM II
OSMANLI İMPARATORLUĞU’NDA MERDİVEN
YÖNTEMİ
GİRİŞ
Çalışmanın ikinci bölümünde Osmanlı İmparatorluğu dört
temel
döneme
ayrılmıştır.
Bu
İmparatorluğu’nun
Kuruluş
İmparatorluğu’nun
Yükselme
Tanzimata
Osmanlı
Kadar
dönemler
Dönemi,
Dönemi,
a)
b)
c)
Osmanlı
Osmanlı
Yükselmeden
İmparatorluğu
Dönemi,
d)
Tanzimattan Cumhuriyete Kadar Osmanlı İmparatorluğu
Dönemi şeklindedir. Ayrıca her dönem Siyasi – İktisadi –
Mali ve Muhasebe hayatı itibariyle incelenecektir. Ancak bu
bölüme başlamadan önce bu bölüme ilişkin çalışmanın
kısıtları hakkında bilgi vermek yararlı olacaktır.
Osmanlı
İmparatorluğu’ndan
(1299-1922)
kalan
yaklaşık olarak 95.000.000 adet belge ve 360.000 adet
defter
vardır.
Bu
sayılara
Bulgaristan,
Makedonya,
Sırbistan ve Yunanistan gibi Balkan ülkelerinde bulunan
arşivlerdeki belge ve defterler dahil değildir.
Bu
belgelerin
%
90’ı
Başbakanlık
Osmanlı
Arşivleri’nde, % 10’u Topkapı Sarayı, Dolmabahçe Sarayı,
Tapu ve Kadastro Arşivi, Deniz Arşivi, İstanbul Müftülüğü,
Yıldız Sarayı, Türk-İslam Eserleri Müzesi’ndedir. Tapu ve
Kadastro
Arşivi
hariç
diğer
adı
geçen
tüm
arşivler
İstanbul’dadır.
189
95 Milyon belgenin yaklaşık % 20’si hasarlıdır. Buna
göre
belgelerin
sadece
76.000.000’u
yararlanılabilir
durumdadır. Bu sayının yaklaşık % 20’sinin, yani yaklaşık
15.000.000 adedinin muhasebe ile ilgili olduğu tahmin
edilmektedir. Bunlar, muhasebe kaydının dayanağı olan
belgeler
ve
muhasebe
bölümleri
arası
bilgi
aktarma
belgeleridir.
Osmanlı arşivlerine defterler açısından bakıldığında
360.000 defterin tahminen yarısı devlet raporlarından
oluşmaktadır. Bu raporlar, sosyal (insan ve varlık sayımları
gibi), mali (devlet gelir ve giderleri ile ilgili incelemeler gibi),
askeri (askerlik yaşına gelenlerin sayımı gibi) konular ile
ilgilidir.
Defterlerin kalan yarısı ise muhasebe defterleridir.
Yaklaşık olarak 180.000 adet muhasebe defteri olduğu
söylenebilir.
Bu bilgilere göre yaklaşık 180.000 adet muhasebe
defteri ve 15.000.000 adet muhasebe belgesi mevcuttur. Bu
muhasebe defter ve belgelerinin % 90’ı XIX. yüzyıl sonuna
kadar olan defter ve belgelerden oluşmaktadır. Bir başka
ifadeyle defter ve belgelerin % 90’ı Osmanlı’nın yararlandığı
muhasebe sistemi olan merdiven yöntemine aittir. Kalan %
10’u ise XX. yüzyıla (1900-1922) ve çift yanlı kayıt
yöntemine aittir.
190
95 Milyon belgenin ve 360 bin adet defterin 2/3’ü
tasnif edilmiştir. 1/3’ü ise henüz tasnif edilmemiştir. Tasnif
etmek
demek,
belgenin
konusunun
tespit
olunması
demektir. Buna göre, belge ve defterlerin yaklaşık 1/3’nün
konusu henüz belli değildir. Tasnifi tamamlanamayan bu
belge ve defterlerin çoğunluğu XIX. yüzyıla aittir. Bu
nedenle, yukarıda belirtilen toplamdan muhasebe ile ilgili
ayırım, arşivin tasnif edilen kısmındaki muhasebeye ait
olan orana dayanılarak yapılmıştır.
Tüm bu alan içerisinde yoğun bir arşiv çalışması
yapılarak, çalışmamıza temel oluşturacak bilgi, belge ve
defterler
tespit
edilmeye
çalışılmış
ve
eserin
ortaya
çıkmasına kadar da bu süreç bu şekilde devam edecektir.
1. OSMANLI İMPARATORLUĞU KURULUŞ DÖNEMİ
10. Genel Açıklama
Osmanlı
Devleti’nin
kuruluş
yılı
olan
1299
yılından,
İstanbul’un fetih yılı olan 1453’e kadar geçen süresi, siyasi
tarihçiler tarafından devletin kuruluş dönemi olarak kabul
edilmektedir183. Bu ayırım tarihi olaylara göre yapılmıştır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun tarihi olaylara göre dönemlere ayrılması
aşağıdaki gibidir:
1299-1453 Kuruluş Dönemi (İstanbul’un fethine kadar),
1453-1579 Yükselme Dönemi (Sokullu Mehmed Paşa’nın ölümüne
kadar),
1579-1683 Duraklama Dönemi (II. Viyana Kuşatması’na kadar),
1683-1792 Gerileme Dönemi (Yaş Andlaşmasına kadar),
183
191
Zaten
Osmanlı
Devleti’nin
iktisadi
tarihi
açısından
dönemlere ayrılması üzerinde tatminkâr çalışmalar fazla
değildir. Bu nedenle siyasi olaylara göre yapılan ayrım gerek
iktisatçılar, maliyeciler ve gerekse de tarihi açıdan uygun
görülmüştür184.
Ancak
bizim
çalışmamızda
Osmanlı
İmparatorluğu daha önceden de vurgulandığı üzere dört
dönemde ele alınacaktır. Bunun temel nedeni olarak,
öncelikle belirtmek gerekir ki hem özel kesimin ticari
muhasebesi, hem de devlet muhasebesinin verileri olan
belgelere, kayıt düzenine XV. yüzyıl ortasına kadar fazla
rastlanmamaktadır.
Bunun
temel
nedeni
Osmanlı
imparatorluğu’nun kuruluş dönemi sırasında önce Söğüt,
Bursa sonra ise Edirne ve İstanbul’u başkent yapmasıdır.
Sık başkent değişikliği önemli evrakların taşınmalarda ve
yeni kuruluşun verdiği bilgi noksanlığı nedenleriyle böyle
bir sonucun ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu nedenle
İmparatorluk tarihi Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş
Dönemi, Osmanlı İmparatorluğu’nun Yükselme Dönemi,
Yükselme
Döneminden
Tanzimata
Kadar
Osmanlı
İmparatorluğu Dönemi, Tanzimattan Cumhuriyete Kadar
Osmanlı İmparatorluğu Dönemi şeklinde ele alınacaktır.
1792-1922 (Dağılma Dönemi (Padişah Vahdettin’in ülkeyi terk etmesine
kadar).
184 Halil Sahillioğlu, Türkiye İktisat Tarihi, İstanbul: 1989. Ayrıca bkz.
Selçuk Trak, İktisat Tarihi, Bursa: Bursa İktisadi ve Ticari İlimler
Akademisi Yayını, 1973., Ziya Karamürsel, Osmanlı Mali Tarihi
Hakkında Tetkikler,
Ankara: 1989., Nihad S. Sayarı, Türkiye
İmparatorluk Dönemi Mali Olayları, İstanbul: 1977.
192
Osmanlı Devleti, ya da Osmanlı İmparatorluğu
(Osmanlıca: ‫ﻋﺜﻤﺎﻧﻴﻪ ﻋﺎﻟﻴﻪ دوﻟﺖ‬, Devlet-i Âliyye-i Osmaniyye)
1299 senesinde şimdiki Türkiye Cumhuriyeti'nin Bilecik
ilinin Söğüt ilçesinde, Anadolu Selçuklu Devleti zamanında
Osman
Bey
tarafından
Osmanlı
Beyliği
olarak
kurulmuştur185. Osmanlıların Horasan’dan Ahlat yoluyla
gelen
Oğuzlar’ın
oldukları
“Kayı”
yada
bilinmektedir186.
bilgilerimizin
çoğunluğu
“Kay”
Kuruluş
sonradan
boyuna
mensup
dönemine
yazılmış
ait
eserlere
dayandığı için Osmanlı Devleti’nin ilk dönemi ile ilgili kesin
bir şey söylemek mümkün değildir187.
Anadolu
Savaşı’ndan
Selçuklu
sonra,
hükümdarı
Kayı
boyu'nu
1071
Malazgirt
Anadolu’nun
çeşitli
yerlerine özellikle göç yollarına yerleştirdi188. Bu yerlerden
birisi de Ankara’nın Karacadağ yöresidir. Anadolu Selçuklu
Devleti'nin
Kayılar'a
kilometrekareden
verdiği
ibarettir.
bu
Kayılar,
toprak
batıya
1.000
yönelerek
Salih Özbaran, Bir Osmanlı Kimliği 14.-17. Yüzyıllarda
Rum/Rumi Aidiyet ve İmgeleri, İstanbul: Kitap Yayınevi, 2004, s. 1
vd.
186 A. Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, 2. Baskı,
İstanbul: 1970, s. 321-322.
187 İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı Tarihi”,
Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ Yayınları, C.
10, 1992, s. 135.
188 Mehmet F. Köprülü’nün XVI. Yüzyıl Osmanlı arşiv belgelerine
dayanarak verdiği bilgiye göre “Kayı” adını taşıyan birçok köy ve aşirete
rastlanılmıştır.
Köprülü,
Mehmet
F.
Köprülü,
“Osmanlı
İmparatorluğu’nun Etnik Menşei Meselesi”, Belleten, Ankara: 1944,
VII., s. 219-313.
185
193
Bizans'ın Söğüt ve Domaniç bölgelerini, Ertuğrul Gazi ile
aldılar.
13. Yüzyılda Anadolu, giderek artan ölçülerle Moğol
egemenliğine
girmeye
başladı.
14.
yüzyıl
başlarında
Anadolu'nun batı kısımlarında pek çok Türkmen beyliği
ortaya çıktı. Bu beyliklerin en küçüğü, Eskişehir-SakaryaSöğüt dolaylarındaki Osmanlı Beyliği idi. Osmanlı Beyliği,
artık iyice zayıflamış olan Bizans İmparatorluğu ile karadan
sınıra sahip tek Türkmen beyliği idi. Zira Bizans Devleti’nin
askeri durumu çok kötüydü. Devletin dini ve ekonomik
durumu da hiç iç açıcı değildi. Halk ağır vergiler altında
eziliyordu. Bizans’ın batısındaki Balkanlarda da güçlü bir
devletin olmayışı Osmanlı Devleti’nin önünü açmıştı189.
Osmanlı Beyliği'nin kurulduğu Eskişehir-Sakarya- Söğüt
dolayları Anadolu'da biçim bakımından İlhanlılar'a bağlı
olsa da, Moğol İlhanlı etkisinin uzanamayacağı kadar batıda
yer
alan
bakımdan
bir
bölgeydi.
büyümeye
en
Osmanlı
elverişli
Beyliği
ayrıca
konumda
siyasi
olan
bir
beylikti190. Bu yüzden Osmanlı Beyliği'nin toprakları, Moğol
baskısından kaçan Oğuz aşiretleri, Anadolu Selçuklu asker,
memur ve bilim adamı için bir sığınak yeri işlevini
görüyordu. Osmanlı devletinin yanında bir çok boy da orada
idi bunlara, “uç beylikleri” denir. Osmanlı devleti daha
189
190
Osmanlı Ansiklopedisi, İstanbul: Ağaç Yayınları, C. 1, s. 56-57.
Osmanlı Ansiklopedisi, a.g.e., s. 56.
194
sonradan
büyüyerek
Avrupa
yakasına
geçti
buradan
Bizans’ı alarak Avrupa’ya yayıldı.
Aşağıda Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşam süreci
içerisindeki önemli tarihi olaylar kronolojik sıra içerisinde
görülmektedir191.
OSMANLI TARİHİ KRONOLOJİSİ
1261 - 1923
1261-1300 Batı Anadolu'da Menteşe, Aydın, Saruhan,
Karesi ve Osmanlı gazi beyliklerinin kurulması
1290-1324 I. Osman
1324-62
Orhan
1326
Bursa'nın Osmanlılarca fethi (6 Nisan)
1331
Nikaia'nın (İznik) Osmanlılarca fethi
1336
İran'da İlhanlı Moğol İmparatorluğu'nun
yıkılması
1354
Ankara ve Gelibolu'nun Osmanlıların eline
geçmesi
1361
Adrianopolis'in (Edirne) Osmanlılarca fethi
(bahar)
1362-89
I. Murad
1363-65
Güney Bulgaristan ve Trakya'da Osmanlı
yayılması
191 Halil İnalcık ve Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu’nun
Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Çev: Halil Berktay, 2. Baskı, Cambridge
University Pres, Eren Yayıncılık, 2000, s. 19-25.
195
1371-73
Edirne'nin kuzeybatısındaki Çirmen'de
(Chernomen) Osmanlı zaferi; Balkan
hükümdarlarının Osmanlı üstün egemenliğini
tanıması
1385
Sofya'nın Osmanlılarca fethi
1389
Osmanlıların Balkan devletleri koalisyonuna
karşı Kosova'da kazandığı zafer (15Haziran)
1389-1402 I. Bayezid, Yıldırım
1396
Niğbolu (Nicopolis)'da Osmanlı zaferi (25 Eylül)
1402
Ankara savaşı, I. Bayezid'in imparatorluğunun
dağılması (28 Temmuz)
1402-13
İç savaş: Bayezid'in oğullan arasında saltanat
kavgası
1413-21
I.Mehmed
1421-1444 II.Murad
1446-1451
1423-30
Selanik (Thessaloniki) nedeniyle çıkan OsmanlıVenedik savaşı
1425
Osmanlıların İzmir'i ilhak ve batı Anadolu'yu
yeniden fethetmeleri
1439
Sırbistan'ın Osmanlılarca ilhakı
1443
János Hunyadi'nin Balkanları istilâ etmesi,
İzladi savaşı
1444
Varna savaşı (10 Kasım) Balkanlardaki Osmanlı
egemenliğinin yeniden yerleşmesi
1448
196
İkinci Kosova savaşı (17-19 Ekim)
1444-46
II. Mehmed, Fatih
1451-1481
1453
Konstantinopolis (İstanbul) fethi (29 Mayıs);
Pera'nın teslim olması (1 Haziran)
1459
Sırbistan'ın ve Mora'nın fethi
1461
Trabzon İmparatorluğu'nun fethi
1463-79
Venedik'le savaş
1468
Karaman'ın ilhakı
1473
Başkent savaşı (11 Ağustos)
1475
Kırım'daki Cenova kolonilerinin fethi
1481-1512 II. Bayezid, Veli
1485-91
Mısır Memlûklarıyla savaş
1495
Sultan Cem'in Ölümü
1499-1503 Venedik'le savaş
1512-20
I.Selim, Yavuz
1514
Selim'in Şah İsmail'i Çaldıran'da yenilgiye
uğratması (23 Ağustos)
1516
Diyarbekir'in fethi; Doğu Anadolu'nun ilhakı
Memlûkların Mercidâbık'ta yenilgiye
uğratılması (24 Ağustos)
1517
Ridaniye savaşı (22 Ocak) ve Mısır'ın fethi;
Mekke şerifinin Osmanlı metbûluğunu
tanıması
197
1520-66 I. Süleyman, Kanunî
1521
Belgrad'ın fethi (29 Ağustos)
1522
Rodos'un fethi (21 Ocak)
1526
Mohaç (Mohacs) meydan savaşı (29 Ağustos);
Macaristan Krallığı'nın Osmanlı vasalları
arasına katılması
1529
Viyana kuşatması (26 Eylül-16 Ekim)
1534
Tebriz'in ve Bağdat'ın fethi
1537-40
Venedik'le savaş
1538
Hindistan'da Diu kuşatması
1541
Macaristan'ın ilhakı
1553-55
İran'la savaş, Amasya barış andlaşması (20
Mayıs)
1565
Malta kuşatması (20 Mayıs-11 Eylül)
1566-74
II. Selim, Sarı
1569
Fransız kapitülasyonları; Rusya'ya karşı ilk
Osmanlı seferi; Astrahan'ın kuşatılması
1570
Uluç Ali'nin Tunus'u alması (Ocak); Kıbrıs seferi
ve Lefkoşa'nın (Nikosia veya Levkosia) zaptı
1571
Lepanto (İnebahtı) deniz savaşı (7 Ekim)
1573
Venedik'le ve Roma Cermen imparatoruyla barış
1574-95
III. Murad
1578-90
İran'la savaş, Azerbaycan'ın ilhakı
1580
İngiliz kapitülasyonları
1589
İstanbul'da yeniçeri ayaklanması
1591-92
Yeniçeri isyanları
198
1593-1606 Habsburglarla savaş
1595-1603 III. Mehmed
1596
Anadolu'da Celalî isyanları
1603-39
İran savaşları
1603-17
I.Ahmed
1606
Habsburglarla Zsitvatörök barışı
1609
Anadolu'da Celalîlerin bastırılması
1612
Hollandalılara kapitülasyonların verilmesi
1613-35
Ma'noğlu Fahreddin ayaklanması
1618
İran'la barış, Osmanlıların Azerbaycan'dan
çekilmesi
1617-18
I.Mustafa
1618-22
II.Osman
1621
Polonya'nın istilâsı
1622
II. Osman'ın katli
1622-23
I.Mustafa
1623-40
IV.Murad
1624-28
Anadolu'da isyanlar; İstanbul'da anarşi
1624-37
Kazakların Karadeniz kıyılarını vurmaları
1632
Murad'ın yönetime hâkim olması
1635
Revan (Erivan) kuşatması (26 Temmuz-8
Ağustos)
1637
Azak (Azov) kalesinin Kazakların eline geçmesi
1638
Osmanlıların Bağdat'ı geri alması (24 Aralık)
1639
İran'la barış (17 Mayıs)
199
1640-48
I.İbrahim
1640
Azak'ın geri alınması
1645-69
Venedik'le savaş; Girit'in istilâsı; Kandiye
(İraklion) kuşatması
1648 -56
Çanakkale Boğazı'nı Venedik ablukası
1648
Sultanın tahttan indirilmesi ve katli
1648-87
IV.Mehmed, Avcı
1648-51
Valide Sultan Mahpeker (Kösem)'in idaresi
1649-51
İstanbul'a yeniçerilerin hâkim olması ve Asya
eyaletlerinde Celalî paşaların boy göstermesi
1651-55
İstanbul'da anarşi; Venedik ablukası sürüyor
1656
Köprülü Mehmed'in geniş diktatörlük
yetkileriyle başvezirliğe atanması (15 Eylül)
1656-59
Merkezî yönetimin gerek yeniçerileri, gerekse
taşra eyaletlerini tekrar denetim altına alması
1657
Venedik ablukasının kaldırılması (10 Temmuz)
1657-59 Osmanlıların Eflak ve Transilvanya'da
duruma tekrar hâkim olmaları
1661-76
Köprülü Fazıl Ahmed'in veziriâzamlığı
1663
Habsburglarla savaş (12 Eylül)
1664
Saint Gotthard savaşı (1 Ağustos), Vasvar barışı
(10 Ağustos)
1669
Kandiye'nın zaptı, Venedik'le barış (15 Eylül)
1672-76
Polonya ile savaş, Kamaniçe'nin (Kaminiec)
Podolya ile birlikte ilhakı, Zuravno andlaşması
(27 Ekim 1676)
200
1676-83
Kara Mustafa'nın veziriâzamlığı
1677-81
Ukrayna üzerinde Rusya ile rekabet, Cihrin
fethi (21 Ağustos 1678)
1681
Sakız adasına Fransız saldırısı (24 Temmuz)
1683
Viyana kuşatması (14 Temmuz-31 Ağustos)
1684
İmparatorun, Polonya kralının ve Venedik'in
Osmanlılara karşı Kutsal Birlik kurması
1686
Buda'nın düşmesi (2 Eylül); Rusya'nın Kutsal
Birlik'e katılması; Venediklilerin Mora'ya
çıkması
1687
Habsburg ordusu karşısında ikinci Mohaç
savaşında bozgun (12 Ağustos), ordunun
isyanı; IV. Mehmed'in tahttan indirilmesi (8
Kasım)
1687-91
II.Süleyman
1688
Belgrad'ın düşmesi (8 Eylül)
1689
Avusturyalıların Kosova'ya ulaşması; Rusların
Kırım'a saldırması
1689-91
Köprülü Fazıl Mustafa'nın veziriâzamlığı; vergi
reformları
1690
Belgrad'ın Avusturyalılardan geri alınması
1691-95
II.Ahmed
1691
Salankamen savaşı; Fazıl Mustafa'nın ölümü
(19 Ağustos)
1695-1703 II.Mustafa
1696
Azak kalesinin düşmesi (6 Ağustos)
201
1696
Osmanlıların Macaristan'da karşı-taarruza
geçmesi
1697
Osmanlıların Zenta yenilgisi (11 Eylül)
1698-1702 Köprülü Hüseyin'in veziriâzamlığı
1699
Karlofça (Karlovvitz) andlaşması (26 Ocak)
1700
Rusya ile barış (14 Temmuz)
1703
Orduda isyan; II. Mustafa'nın tahttan
indirilmesi (22Ağustos)
1703-30
III.Ahmed
1709
İsveç kralı XII. Karl'ın (Demirbaş Şarl) Osmanlı
topraklarına sığınması
1711
Prut savaşında Osmanlıların Rus çarı I. Petro'yu
yenilgiye uğratmaları (19-21 Temmuz);
Kahire'de ayaklanma, Memlûklar arasında yeni
bir saflaşma; Gebel-i Lübnan'da Şihabi
egemenliği
1712
Rusya ile barış andlaşması: Azak'ın geri
alınması,
1713
XII. Karl'ın İsveç'e dönmesi, Eflak ve Bogdan'da
Fener beyleri yönetiminin başlaması
1714-18
Venedik'le savaş, Mora'nın geri alınması
1716
Avusturya ile savaş (24 Nisan)
1717
Belgrad'ın düşmesi (18 Ağustos)
1718-30
Damad İbrahim Paşa'nın veziriâzamlığı
1718
Avusturya ve Venedik ile Pasarofça
(Passarovvitz) barış andlaşması (21 Temmuz):
202
Mora'nın geri alınması, Sırbistan ve Eflak'ın
Önemli bölümlerinin Avusturya'ya bırakılması
1723-27
İran'la savaş, Osmanlıların Azerbaycan'ı istilâsı,
Hamadan barışı (4 Ekim)
1730
Patrona Halil isyanı (28 Eylül), III. Ahmed'in
tahttan indirilmesi (1 Ekim), Lâle Devri'nin
sonu
1730-36
İran'ın karşı-taarruza geçmesi; Azerbaycan ile
Batı İran'ın kaybı
1730-54
I.Mahmud
1736-39
Rusya ve Avusturya ile savaş (16 Haziran 1736Eylül 1739)
1739
Rusya ve Avusturya ile barış andlaşması;
Belgrad'ın geri alınması (18 Eylül)
1740
Fransız kapitülasyonlarının genişletilmesi;
Rusya'ya karşı Osmanlı-İsveç ittifakı
1743-46
Nadir Şah yönetimindeki İran'a karşı savaş
1754-57
III. Osman
1757-74
III. Mustafa
1768-74
Rus İmparatorluğu ile savaş (8 Ekim 1768-21
Temmuz1774)
1770
Ege'de Rus filosu; Tuna boyunda Osmanlı
yenilgisi
1771
Rusya'nın Kırım'ı istilâsı (24 Haziran)
1773
Mısır'da Ali Bey'in ayaklanması
203
1774-89
I. Abdülhamid
1774
Küçük Kaynarca andlaşması (21 Temmuz):
Kırım Hanlığı ve Karadeniz kuzey bölgelerinin
Osmanlı İmparatorluğu'ndan bağımsızlaşması
1783
Rusya'nın Kırım Hanlığı'm ilhakı (9 Temmuz)
1787
Rusya ile savaş
1788
İsveç'in Rus İmparatorluğu'na savaş açması
1789-1807 III.Selim
1792
Yaş (Jassy) andlaşması (9 Ocak)
1798
Napolyon'un Mısır'ı istilâsı (2 Temmuz)
1804
Sırpların ayaklanması
1805-48
Mısır'da Mehmed Ali yönetimi
1 807
Selim'in reform programının bir ayaklanmayla
alaşağı edilmesi (29 Mayıs)
1807-08
IV.Mustafa
1808
Selim'in Katli
1808-39
II. Mahmud, Adlî
1 808
Sened-i İttifak (29 Eylül)
1811
Mehmed Ali'nin Mısır'daki Memlûk kalıntılarını
kılıçtan geçirmesi
1812
Bükreş andlaşması
1813
Sırp İsyanının bastırılması
1815 Ayanlara karşı harekât
1820-1822 Tepedelenli'ye karşı harekât
1821
Yunan İsyanı, Rum Patrik'inin idamı (22 Nisan)
1 825
Mora İsyanının bastırılması
204
1 826
Yeniçerilerin ortadan kaldırılması
1827
Rusya ile Akkerman andlaşması (7 Ekim),
Navarin'de Osmanlı donanması yakıldı
1828
Rusya ile savaş
1 829
Rusya ile Edirne andlaşması (14 Eylül)
1830
Yunun bağımsızlığı (24 Nisan)
1832
Mehmed Ali' ile Konya savaşı
1833
Rusya ile Hünkâr İskelesi andlaşması (8 Temmuz)
1838
Türk-İngiliz Ticaret Sözleşmesi (16 Ağustos)
1839
Nizib savaşı (24 Haziran)
1839-61
I.Abdülmecid
1839
Gülhane Hatt-ı Hümâyunu ile Tanzimat
döneminin açılması (3Kasım)
1853-56
Kırım Savaşı
1856
Islâhat Fermanı (18 Şubat); Paris andlaşması (30
Mart)
1861-76
Abdülaziz
1863
Abdülaziz'in Mısır'ı ziyareti
1864
Memleketeyn birliği
1866
Girit İsyanı
1867
Yeni Osmanlılar Cemiyeti, Abdülaziz'in Avrupa
ziyareeti
1869
Süveyş Kanalı'nın açılması
1872
Midhat Paşa sadrazam (31 Temmuz)
1875
Osmanlı devletinin malî iflâsı
205
1876
Abdülaziz'in tahttan indirilmesi, İlk Osmanlı
Anayasası
1876
V.Murad
1876-1909 II.Abdülhamid
1876
Kanun-i Esasî'nin ilânı (5 Şubat)
1877
Rusya savaş ilân eder (24 Nisan)
1878
Berlin andlaşması (13 Temmuz)
1881
Düyun-i Umumiye İdaresi'nin kurulması
1885
Bulgaristan'ın Doğu Rumeli Vilâyetinin işgali (18
Eylül)
1896-97
Girit'te ayaklanma; Yunanistan ile savaş
1903
Makedonya'da isyan
1908
Jön Türk Devrimi ve 1876 Anayasası'nın yeniden
yürürlüğe konması (23 Temmuz)
1909-18
V.Mehmed Reşad
1911
İtalya ile savaş (23 Eylül-4 Ekim)
1912-1913 Balkan Savaşı
1914
I. Dünya Savaşı'nın patlak vermesi
1918-22
VI. Mehmed Vahideddin
1920
Suriye ve Lübnan üzerinde Fransız mandasının,
Irak ve Filistin üzerinde ayrı ayrı İngiliz
mandalarının tesisi
1923
206
Türkiye Cumhuriyeti'nin İlânı (29 Ekim).
Yukarıda
verilen
tarihi
Osmanlı
İmparatorluğu
kronolojisine ilave olarak Osmanlı hanedanlığının soy
kütüğünü
bu
noktada
vermenin
gerekli
olduğuna
inanmaktayız. Bu amaçla aşağıda yer alan Şekil-1’de
Osmanlı
192
Hanedanlığının
Soykütüğü
görülmektedir192.
İnalcık ve Quataert, a.g.e., s. 17.
207
O
S M
A
N
L I
H
A N
E D A
N L
I Ğ
I N I N
S O Y K Ü T Ü
O sm an I. G azi
(Ö . 1 324 )
Alâeddin Ali
O rhan
(1 32 4-1 362 )
Süleym an P aşa
(Ö .1 357 )
M urad I. H üd avendigâr
(1 36 2-1 389 )
H alil
Savcı
B ayezid I. Y ıld ırım
(1 38 9-1 402 )
Y a'kub
(Ö . 1 389 )
Süleym an Çelebi
(1 402 -14 11 )
M usa Ç elebi
(141 1-1 413 )
M ustafa Süzm e
(14 21-142 2)
M ehm ed I. K irişçi
(1 41 3-1 421 )
O rhan
M ustafa K üçük
(14 22-142 3)
M urad II
(1 421 -44 , 14 46-51)
Alâeddin Ali
(Ö .1 443 )
A hm ed
(Ö .14 51)
M ehm ed II. Fatih
(1 444 -46 , 14 51-81)
M ustafa
(Ö .1 474 )
Cem
(14 81, Ö .149 5)
K orkud
(Ö .1 513 )
Ğ Ü
A hm ed
(Ö .1 51 3)
Şehinşah
(Ö .151 1)
İsa Ç eleb i
(1 402 )
B ayezid II. V eli
(1 48 1-1 542 )
A lemşah
(Ö .151 0)
Selim I. Y avuz
(1 51 2-1 520 )
Süleym an K anunî
(1 52 0-1 566 )
Selim II. Sarı
(1 56 6-1 574 )
M ustafa
(Ö .155 3)
Bayezid
(Ö .1 561 )
M ehm ed
(Ö .1 543 )
M urad III
(1 57 4-1 595 )
M ehm ed III
(1 59 5-1 603 )
Süleym an II
(16 87-169 1)
M ustafa I
(16 17-1 8, 162 2-2 3)
A hm ed I
(1 60 3-1 617 )
İbrahim I. D eli
(16 40-164 8)
O sm an II
(1 61 8-1 622 )
M ehm ed IV A vcı
(164 8-1 687 )
A hm ed III
(17 03-173 0)
M ustafa III
(175 7-1 774 )
Selim III
(178 9-1 807 )
M urad V
(18 76)
M ustafa II
(16 95-170 3)
A bdülham id I
(17 74-178 9)
M ahm ud I
(17 30-175 4)
O sm an III
(17 54-175 7)
M ahm ud II Ad lî
(1 808 -18 39)
M ustafa IV
(18 07-180 8)
A bd ülm ecid
(1 839 -18 61)
Ab dülaziz
(18 61-187 6)
M ehm ed V R eşad
(1 909 -19 18)
Abd ülm ecid H alife
(1 922 -19 24)
208
A hm ed II
(16 91-169 5)
A bd ülham d i II
(1 876 -19 09)
M ehm ed V I
V ahid edd in
(1 918 -19 22)
Y usuf İzzeddin
(Ö .1 916 )
M urad IV
(1 623 -16 40)
11. Kuruluş Döneminde Siyasi Yapı
Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna ilişkin çok farklı iddialar
ortaya atılmıştır. Kuruluşla ilgili tezleri iki grupta toplamak
mümkündür. Birincisi, H.A. Gibbons ve onun öncülüğünü
yaptığı araştırmacılar 400 çadırlık küçük bir topluluğa yerli
Hıristiyan halk Müslüman olarak katılmış ve Osmanlı
Devleti doğmuştur görüşünü ileri sürmektedir. İkinci görüş
Fuat Köprülü’ye göre ise 400 çadırdan oluşn bir topluluk
değil aksine Selçuklu Devleti gibi büyük bir gelenekten
gelen ve kökleri Türk Devletlerine dayanan bir siyasi gücün
mirasçılarıydılar193.
Osman
Bey,
Karacahisar,
Bilecik,
Yarhisar
ve
Mudurnu'yu almıştır. Beyliğe adını veren Osman Bey'dir.
Osman
Bey,
Çobanoğulları
Beyliği'nin
vâsalı
olarak
akınlarda bulunurken, bu beyliğin Bizans'la anlaşması
üzerine, bölgede Bizans üzerine akınlarda bulunanlar,
etkinliklerini
bu
kez
Osman
Bey'in
bayrağı
altında
sürdürdüler. Osmanlı Beyliği’nin hedefinde gayrimüslim
topraklara yapılacak ve İslami kaynaktan beslenen ve
“gaza-cihad” kavramlarıyla açıklanabilecek bir fetih siyaseti
vardı.
Bunun
Oğuz-Türkmen
geleneğindeki
karşılığı
“alperenlikti”194. Bu durum yavaş yavaş Osman Bey'i
bağımsızlığa iten bir etken oldu. 1300 yılında Köprühisar ve
Şükrü Karatepe, “Osmanlı Devlet Yönetimi”, Osmanlı Ansiklopedisi,
İstanbul: Ağaç Yayınları, Cilt 1, 1995, s. 43.
194 Ekmeleddin İhsanoğlu (Editör), Osmanlı Devleti Tarihi, İstanbul:
1999, s. 9.
193
209
Yenişehir’in ele geçirilmesi ile birlikte buraya Türkmen
nüfus
yerleştirilmişti.
Böylece
Yenişehir
uç
beyliğinin
merkezi haline getirilmişti. Lakin XIII. Yüzyıl sonlarında
bilinenin aksine, Osman Bey bağımsızlığını ilan etmemiştir.
Sadece Bizans’a karşı kazanılan zaferlerle adım adım
Osmanlı Devleti’nin kuruluşuna doğru yol alınmıştır. O
tarihlerde XIII. Yüzyıl sonlarında Moğol hakimiyetindeki
Anadolu Selçukşlu Devleti şeklen dahi olsa hâlâ mevcuttu.
Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1308 yılında resmen ortadan
kalmasından
sonra
Anadolu’da
Moğol
hakimiyetini
görmekteyiz. Senelik vergilerini Moğol İmparatorluğu’na
veren Osmanlı Beyliği zaman zaman Moğollara askerde
göndermiştir195.
Osmanlı
Beyliği'nin
genişlemesi,
Marmara
bölgesindeki büyük Bizans kentlerinden Bursa'nın 1326'da
Osmanlı Beyliği'nin eline geçmesiyle sürdü. Bursa'nın
alınışını göremeden o yıl ölen Osman Bey'in yerine geçen
oğlu Orhan Bey zamanında da Osmanlı Beyliği'nin gelişmesi
hızlandı. 46 yıl süren kuşatmanın ardından Bursa alınarak
başkent yapıldı (6 Nisan 1326). Para bastırarak Osmanlı
beyliğini, Osmanlı Devleti haline getirdi. Orhan Gazi,
gümüş sikkesini 1327’de Bursa’da bastırmıştı. Bursa inşa
falliyetleriyle yeni bir görünüm kazanmıştır196. Bursa'nın
ardından Marmara bölgesinin öteki büyük Bizans kentleri,
195 Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ Yayınları,
Cilt 10, 1995, s. 140.
196 Halil İnalcık, “Bursa”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 6, 1992, s. 446.
210
İznik (1331) ve İzmit (1337)’de Osmanlılar'ın eline geçti.
Osmanlı ilerlemesini durdurmak isteyen ve başında Bizans
İmparatoru
III.
Andronikos'un
bulunduğu
bir
Bizans
ordusu Pelekanon (Maltepe) denilen yerde bozguna uğratıldı
(1329). Osman Bey döneminde, Osmanlı beyliği yalnız
Bizans topraklarında genişlemişti.
Orhan
Bey
döneminde
ise
komşu
Türkmen
beyliklerinin topraklarında da genişlemeye başladı. Böylece
Osmanlılar hem Karesi Beyliği'nin donanmasına, hem
Rumeli'ye geçiş için önemli bir takım noktalara, hem de
Rumeli topraklarını iyi tanıyan Karesi komutanlarına sahip
oldular. Osmanlılar Rumeli'ye Bizans İmparatorluğu'nda
Palaiologoslar
ile
Kantakuzenoslar
kavgalarından
yararlanarak,
arasındaki
1354'te
ayak
taht
bastılar.
Osmanlılar'ın Balkanlar'da ele geçirdikleri ilk üs Gelibolu
Yarımadası'nda Çimpe Kalesi oldu. Osman Bey ölünce
yerine Orhan Bey geçti. Bizans o sıralarda iç karışıklıklar
içindeydi.
Kantakuzen,
Orhan
Bey'den,
Çimpe
Kalesi
karşılığında yardım istedi. Orhan Bey, Bizans Tekfurlarını
(vali) bozguna uğrattı ve Çimpe'yi Rumeli'ye geçişte üs
olarak kullandı197. İznik ele geçince Orhan gazi tuğrasının
olduğu Osmanlı parasını bastırmıştır. Bu paranın ilk
Osmanlı
parası
olduğu
söylense
de
yapılan
son
araştırmalara göre ilk Osmanlı parasını bastıran Orhan gazi
Feridun Emecen, “Kuruluştan Küçük Kaynarcaya”, Osmanlı Siyasi
Tarihi, Ekmeleddin İhsanoğlu (Editör), Cilt 1, s. 13.
197
211
değil, Osman Gazi’dir198.
Donanma ilk kez Orhan Bey
zamanında kuruldu ve Osmanlı Beyliği, Osmanlı Devleti
haline geldi. Orhan Gazi’yi bağımsızlığa sevkeden hadise,
1327 yılında Temirtaş Noyan’ın Rum Beylerbeyliğinin sona
ermesi ve Anadolu’nun idaresinde bir boşluk oluşmaya
başlaması idi. 1335 yılında İlhanlı hükümdarı Ebudaid
Bahadır
Hanın
vefatı
Anadolu’da
bir
otorite
boşluğu
meydana getirmişti. Orhan Gazi bu boşluğu doldurmuş ve
Osmanlı Devleti doğmuştur199.
Orhan Bey'in yerine oğlu I. Murat (1326 - 1389) geçti.
I. Murat Balkan fetihlerini hızla sürdürdü. 1363'te Edirne
yakınlarında Sazlıdere denilen yerde, Osmanlı ilerlemesini
durdurmak isteyen bir Bizans - Bulgar ordusu yenilgiye
uğratıldı ve bu zaferin ardından Edirne Osmanlılar'ın eline
geçti. Balkan ve Avrupa tarihi için yeni bir dönem
başlamıştı200. Kısa bir süre sonra, Edirne'yi geri almak
isteyen Macar - Sırp - Bulgar - Eflâk - Bosna birleşik
ordusu Edirne yakınlarında, Sırpsındığı Savaşı'nda ağır bir
yenilgiye uğratıldı (1364). Osmanlılar kısa süre içinde
Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı ve Sırbistan'ı ele geçirmeyi
başardılar. 14.yy. sonlarında Osmanlı sınırı Tuna'ya ve
Belgrad'a dayanmış bulunuyordu. Balkan devletlerinin ve
onları destekleyen Avrupa devletlerinin Osmanlı ilerlemesini
198 İbrahim Artuk, “Osmanlı Beyliği’nin Kurucusu Osman Gazi’ye Ait
Sikke”, Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi (1071-1920), Ankara:
1980, s. 27-33.
199 Togan, a.g.e., s. 338.
200 Emecen, a.g.m., s. 13.
212
durdurma çabaları, I. Kosova Savaşı (1389), Niğbolu (1396),
Varna (1444), II. Kosova Savaşı (1448) savaşları ile kırıldı.
İstanbul'un Osmanlılar'ın eline geçmesinden önce Belgrad
ve dolayları, Arnavutluk, bazı liman şehirleri dışında
Balkanlar büyük ölçüde Osmanlı egemenliğine girmiş
bulunuyordu.
1365
yılında
Dubrovnik
(Rayuza)
ile
imzaladığı antlaşma Osmanlı Devleti’nin ilk milletlerarası
antlaşması olarak tarihe geçmiştir201.
Bu döneminde
Germiyanoğlu Süleyman Şah'ın kızı ile I.Murat'ın oğlu
Şehzâde Bayezit'in evlenmeleri, Kütahya, Tavşanlı, Emet,
Simav ve Gediz dolaylarının çeyiz olarak Osmanlılar'a
geçmesine neden oldu. Yine 1.Murat döneminde Osmanlı
Beyliği,
Hamitoğulları
Beyliği'nden
Akşehir,
Yalvaç,
Beyşehir, Karaağaç ve Seydişehir'i 1374'te 80000 altın
karşılığı satın alarak Anadolu'daki bu genişleme, kendilerini
Anadolu Selçukluları'nın vârisi sayan Karamanoğulları
Beyliği ile sınırdaş yaptı ve bu durum Osmanlı - Karaman
mücadelesinin başlamasına neden oldu. Osmanlı Beyliği I.
Murat zamanında “devlet” vasfını almıştır. Askeri sistem ve
devlet teşkilatıyla ilgili büyük atılımlar yapıldı202. I. Murat'ın
oğlu Yıldırım Bayezit (I. Bayezit) (1389 - 1402) tahta geçti203.
Sultan Murad 27 yıllık hükümdarlık süresinde babasından
Ahmet Akgündüz ve Said Öztürk, Bilinmeyen Osmanlı, İstanbul:
OSAV, 1999, s. 43.
202 Emecen, a.g.m., s. 15.
203 İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı Siyasi
Tarihi, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ
Yayınları, Cilt 10, s. 155.
201
213
aldığı
toprakları
beş
kat
büyüterek,
500.000
km2’ye
ulaştırmıştır. Çandarlı Halil Efendi ve Karamanlı Kara
Rüstem’inde yardımıyla Maliye Teşkilatını kurmuştur204.
Yıldırım Bayezit döneminde, Anadolu Türk birliği
yeniden
sağlandı205.
Ancak
Osmanlı'nın
bu
kadar
güçlenmesi, o sırada bir Çin seferi hazırlığında olan Timuru
korkuttu. Batısında böylesine güçlü bir devlet bırakmak
istemeyen Timur, Karakoyunlu ve Celayirli hükümdarının
Osmanlı'ya sığnmasını bahane ederek Osmanlı'ya savaş açtı
ve Ankara'ya kadar geldi. O sırada İstanbul'u kuşatmakta
olan Bayezid kuşatmayı kaldırdı ve Çubuk Ovası'nda
Timur'un ordusu ile karşılaştı. Yapılan Ankara Meydan
Savaşı'nda Bayezid kendisine bağlı Türk boylarının ona
ihanet etmesinin de etkisiyle çok ağır bir yenilgi aldı. İki
Müslüman devleti arasında yapılan en büyük savaşlardan
birisidir.
Savaş
sonucunda
çok
büyük
gayretlerle
oluşturulan Anadolu Türk Birliği bozulmuştur. Devletin
fütuhat hareketi aksamış ve İstanbul’un fethi yarım yüzyıl
gecikmiştir206. Timur, devleti Bayezid'in oğulları İsa, Musa,
Mehmet ve Süleyman çelebiler arasında paylaştırdı ve
Anadolu beylerini eski topraklarına kavuşturdu.
Timur’un Anadolu topraklarını Bayezid’in oğullarına
paylaştırması
Osmanlı
Tarihi
için
yeni
bir
dönemin
Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 43.
Şahin, a.g.m., s. 156.
206 Yusuf Halaçoğlu, “Ankara Savaşı”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 3, 1991,
s. 210-211.
204
205
214
başlangıcı olmuştur. Kardeşlerin iktidar mücadelesi olarak
geçen
bu
Kardeşler
döneme
“Fetret
Devri”
arasındaki
bu
mücadele
(1402-1413)
Orta
Asya
denir.
Türk
geleneğinin bir tezahürüdür. Geleneğe göre hükümdarın
oğullarının her birinin tahta geçmeye hakkı vardır207.
Hiç şüphesiz ki Osmanlı Devleti daha kuruluş
yıllarında maliye teşkilatını yani istifa teşkilatını Batı
Moğolları diye bilinen İlhanlılardan almışlardır. Osmanlı
Devleti kurulduğunda İlhanlı Devleti’ne vergi veren uç
boyları denilen ve Bizans sınırında ve Anadolu’da kurulan
bu
beylikler
arasında
Karaman,
Germiyanoğulları
Hamitoğulları gibi beyliklerde vardı. Orhan bey de İlhanlı
hakimiyetini tanımış ve ona vergi vermişti. Osmanlı beyliği
diğer
beylikler
gibi
Moğollara
yani
İlhanlılara
başkaldırmamış hemen yanı başındaki Bizans’la ilgilenerek
sınırlarını batıya doğru genişletmekle uğraşmıştır. Orhan
gazi her ne kadar 1327 yılında Bursa’da kendi adına ilk
gümüş sikkeyi bastırsa da Osmanlı beyliğinin tam olarak
ekonomik ve mali bağımsızlığa ulaşması İlhanlıların son
hükümdarı Ebu Said Bahadır Han’ın 1335’te ölümüyle
gerçekleşmiştir. Sultan Murad Hüdavendigar döneminde
Kadıasker Çandarlı Kara Halil Efendi ile Karamanlı Kara
Rüstem artık aşiret sisteminin terk edilmesinin ve yeni bir
devlet kurulmasının gerekliliğini farkederek İlhanlıların
207 Şahin, a.g.m., s. 164-165. Ayrıca bkz. Halaçoğlu, a.g.m., s. 210211.
215
vergi
ve
mal
defterlerinden
yararlanarak
Osmanlı
maliyesinin temellerini atmışlardır208.
Osmanlı devleti mali defterlerde siyakat yazısı ve
siyakat rakamı kullanmıştır. Bunun yanında İlhanlıların
sıkça kullandıkları mali terimler vardır. Ruznamçe, anhızâne, baz teslim,baz be-hizâne, ber veçhi mâlikâne, deramed, resid, tahvil, muhassıl, muhtesib, gibi terimler
bunlardan birkaçıdır. Selçuklular ve İlhanlılar kayıtlarda
Farsça kullanırken yazı ve rakamlar siyakat harf ve
rakamları
ile
olmuştur.
Siyakat
yazısı
herkesin
okuyamayacağı ancak uzmanının okuyabileceği bir yazıdır.
Bu da mali konularda hile yapılmaması için iyi bir
önlemdir209.
12. Kuruluş Döneminde İktisadi Yapı
Osmanlı
Devleti’nin
kuruluşunda
bir
kısım
iktisadi
âmillerin rol oynadığını iddia eden iktisat tarihçileri kuruluş
döneminde Bizans’ın ciddi ölçüde iktisadi bir darlık içinde
olduğunu
ve
Bizans’taki
bu
ekonomik
anlamdaki
çöküntünün tesiri ile Marmara denizi ve kenarlarındaki
sanayici Rum şehirleri olarak adlandırılan İzmit, Bilecik,
İznik, Bursa, Alaşehir gibi şehirlerdeki müreffeh insanların,
o
sıralar
karşılıklı
yaylalarda
iktisadi
yaşayan
ilişkiye
kalabalık Türk
girdiğini
ifade
halkıyla
etmektedirler.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı; “Osmanlı Devleti Maliyesinin Kuruluşu ve
Osmanlı Devleti İç Hazinesi” Belleten, Cilt 42, S.165, s. 67-93.
209 Uzunçarşılı; a.g.m., s. 67-93.
208
216
Mustafa Akdağ bunu “Marmara İktisadi Ünitesi” olarak
adlandırmıştır.
Akdağ,
Marmara
İktisadi
ünitesi’nin
Osmanlı Devleti’nin doyurduğunu savunmuştur. Rumeli ve
Anadolu’da
meydana
gelen
iktisadi
değişikliklerin
bu
sonucu doğurduğunu savunmuştur210.
Fakat Halil İnalcık, Mustafa Akdağ’ı tenkit eden bir
makale
yayınlayarak
Akdağ’ın
iddialarını
çürütmeye
çalışmıştır. İnalcık, Akdağ’ın bir kısım “rivayetlerden” yola
çıktığını belirterek göçebe ve yarı göçebelerle, yerleşik halk
arasında
<<“hayati
ihtiyaç”
sebebiyle
daima
sıkı
münasebetler olmuştur>> demektedir. Lakin bunu bir
iktisadi nizamın ve sistemin temeli Osmanlı Devleti’nin
menşei yapmakta haksız olduğunu söylemektedir211.
Anadolu’da Türk boyları uzun süre hayvancılık ve
tarım ile meşgul olmuşlardır212. Osmanlıların özellikle
kuruluş döneminde tarımsa ekonomik yapının daha etkin
olduğu söylenebilir. Bu dönemde tarımsal ekonomi ağırlığını
korumuş ve devletin mali yönetiminde, tarımsal üretime
yönelik
vergilere
daha
fazla
yer
verilmiştir.
Tımar
düzenindeki toprakların gelir sağlamalarına göre, has,
Mustafa Akdağ, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı
Devrinde Türkiye’nin İktisadi Vaziyeti”, Belleten, TTK, 1949, s. 497571.
211 Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi,
İstanbul: Eren Yayıncılık, 1996, s. 140. Ayrıca bkz. Halil İnalcık,
“Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı Devrinde Türkiye’nin
İktisadi Yapısı Üzerine Bir Tetkik Münasebetiyle”. Belleten, Cilt XV,
1951, s. 629-690.
212 Erol Zeytinoğlu; İktisat Tarihi, İstanbul: Süryay Sürekli Yayınlar,
1993, s. 100 v.d.
210
217
zeamet, tımar ve ocaklık olarak ayrılmaları, Osmanlı
Devleti’nin daha kuruluş döneminde gerçekleştirilmiştir.
Osmanlı
tarımsal
üretim
şeklini
inceleyenler213
tarımsal üretimin kentleşmeyi sağlayacak ve yurt dışına
tarımsal
ürün
ihracatını
gerçekleştirecek
düzeyde
bir
üretimin gerçekleşmediğine işaret etmektedirler. Yurt dışına
ihraç edebilecek bir artı üretimi yapılamamsının temel
sebepleri olarak da; tarım teknolojisindeki yetersizlik,
toprak ve iklim koşullarındaki elverişsizlik ve su kıtlığı
gösterilmektedir.
Osmanlıda
tarımsal
üretimin
yetersiz
kalması havancılığı ek geçim kaynağı durumuna getirmiştir.
Devletin
hem
tarımsal
üretimden,
hem
de
hayvancılıktan vergi aldığını, büyük kentlere yeterli gıda
temin
edilebilmesi
için
hububat
ticaretini
sürekli
denetlediğini ve narh uygulaması yapıldığını da belirtmek
gerekmektedir. Bu durumda, ticaretin gelişme yerleri olan
kentlerin de bir bakıma tarımsal özellikten kopamadığı ve
adeta iki tür kentleşme yapısının ortaya çıktığı söylenebilir.
Biri kuruluş dönemi itibariyle Bursa şehri örneğinde olduğu
gibi tarımsal üretimden kopuk büyük kentler diğeri de
çevresindeki arazide tarımla uğraşan halkı barındıran
küçük
kentlerdi.
Tarımdan
kopuk
büyük
kentlerde
ticaretin, diğer tür kentlerde ise hayvancılık ve tarımın
temel geçim kaynağı olduğu bilinmektedir.
213 N. Ünal Nalbantoğlu; “Osmanlı Toplumunda Tarım Teknolojisi, Artı
Ürün ve Kent Ekonomisi, Türkiye İktisat Tarihi Semineri, Ankara:
Hacettepe Üniversitesi Yayını, 1972.
218
XV. Asrın ilk yarısında Bursa’nın uluslararası bir
ticaret merkezi haline geldiğini görmekteyiz. Cenevizliler,
Katalonyalılar, Florasalılar, Venediklilerin Bursa’da ticaret
yaptığını biliyoruz. Orhan Gazi’nin yaptırdığı Bedesten
Çarşısı, Çelebi Mehmed’in yaptırdığı İpek Hanı (Yeşil
Camii’ne
vakıf
olarak
yapılmıştır)
önemli
ticaret
noktalarıdır214. 1333’de Bursa’yı ziyaret eden İbn Battûta
şehir hakkında <<canlı pazarları büyük caddeleri olan güzel
bir şehir>> ifadelerini kullanmıştır215.
13. Kuruluş Döneminde Mali Yapı
Beylik döneminden itibaren mali teşkilata sahip olan
Osmanlı Devleti ilk maliye teşkilatının I. Murad zamanında
Çandarlı Kara Halil ve Karamanlı Kara Rüstem tarafından
yapıldığı belirtilmektedir. Devlet büyüyüp geliştikçe Maliye
teşkilatında da gelişmeler olmuştur216.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş döneminde mali
sistemin temellerinde olan vergiye nasıl baktıklarına ilişkin
bir
anekdot
ile
konuya
başlamanın
manidar
olacağı
inancındayız. Osman bey ile Germiyanlı bir kişi ile arasında
aşağıda belirtilen konuşma geçer;
İnalcık, a.g.e., s. 149.
Halil İnalcık, “Bursa”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 6, 1992, s. 446.
216 Yusuf Halaçoğlu, XIV.-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet
Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Ankara: TTK, 1996, s. 64.
214
215
219
“Kadı konuldu. Sübaşı konuldu. Pazar kuruldu ve hutbe
okundu. Bu halk kanun ister oldular. Germiyan’dan birisi
geldi. <Bu pazarın vergisini bana satın> dedi. Halk <Osman
Han’a git> diye cevap verdi. O adam, hana gidip sözünü
söyledi. Osman Gazi sordu: <Vergi nedir>. Adam dedi ki:<
Pazara ne gelse ben ondan para alırım>. Osman Gazi:
<Senin bu pazara gelenlerde alacağın mı var ki para
istersin>
dedi.
O
adam:<Hânım!
Bu
töredir.
Bütün
memleketlerde vardır ki padişah olanlar alır> dedi. Osman
Gazi sordu: <Tanrı mı buyurdu, yoksa beyler kendileri mi
yaptı?>. O adam yine: <Töredir hânım! Ezelden kalmıştır>
diye cevap verdi. Osman Gazi çok öfkelendi:<Bir kişinin
kazandığı başkasına olur mu? Kendi malı olur. Ben onun
malına ne koydum ki bana akça ver diyeyim? Bire kişi! Var,
git! Artık bana bu sözü söyleme ki sana ziyanım dokunur>
dedi.
Bunun üzerine halk dedi ki: <Hânım! Bu pazarı
bekleyenlere âdettir ki bir nesnecik vereler>. Osman Gazi:
<Madem ki böyle diyorsunuz, öyleyse bir yük getirip satan
herkes iki akça versin. Satamayan bir şey vermesin. Kim bu
kanunumu bozarsa Allah onun dinini de, dünyasını da
bozsun. Kime bir tımar verirsem elinden sebepsiz yere
almasınlar. O ölünce oğluna versinler. Çok küçük dahi olsa
versinler. O, savaşa yarayacak hale gelinceye kadar sefer
vaktinde hizmetkârları sefere gitsin. Her kim bu kanunu
tutarsa Allah razı olsun. Eğer neslime bu kanundan başka
220
bir kanun koyduracak olurlarsa edenden ve ettirenden Allah
razı olmasın> dedi217. Bu anekdottan da anlaşılacağı üzere
Osmanlı Beyliği’nde henüz vergi ve vergi salma gibi bazı
kavramlar tam bilinemiyordu.
Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemi olarak belirtilen
1299-1453
yılları
arasında
birçok
devlet
kurumunun
oluşturulması ve bu arada mali yönetimin esaslarının
belirlenmesi
söz
oluşturulurken
konusudur.
muhasebe
Devletin
düzeninin
mali
de
yönetimi
uygulamaya
konulması söz konusudur. İlhanlılardan alınan muhasebe
düzeninin
uygulamaya
koyabilmek
için
kuruluş
konulması
döneminde
sürecini
Osmanlı
ortaya
Devlet
teşkilatını ve mali yönetimi kısaca gözden geçirmek uygun
olacaktır.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı beyliğinin ilk
devlet teşkilatını Anadolu Selçukluları ile İlhanlılardan
aldığını belirtmektedir. Tarihçilerin genellikle belirttiklerine
göre beyliğin merkezi teşkilatında en önemli organı Divan
idi. Divan’a devlet başkanı olarak padişah veya onun
vezirinin
beyliğinde
başkanlık
vezirler
yaptığı
anlaşılmaktadır.
İlhanlılarda
olduğu
gibi
Osmanlı
ilmiye
sınıfındandır. Osman Gazi zamanından sonra, elde edilen
yerler oraları ele geçirmiş olan beylere verilmişti. Daha
Maliye Bakanlığı, Osmanlı Vergi Mevzuatı, Ankara: Maliye
Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu Başkanlığı
Yayın No: 1998/348, Türk Tarih Kurumu Basımevi, 1999, s. 1.
217
221
sonraları da buraları Sancak haline getirilmiş ve başlarına
Kadı tayin olunmuştur218.
XIV.
yüzyıl
boyunca
devlet
düzeni
ve
kültür
bakımından İran, Suriye ve Kahire’nin Anadolu’dan üstün
olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlılar’ın İstanbul’u fethinden
sonra üstünlüğün yavaş yavaş Osmanlılara geçtiği ve
alimlerin Osmanlı Devleti yerleşim yerlerine geldikleri
bilinmektedir.
Bu
teşkilatlanmasında
nedenle
İlhanlılardan
Osmanlı
ve
Arap
beyliğinin
ülkelerinden
yararlanılması doğaldır219.
Osmanlı divanının yönetimi XIV. Yüzyılın ilk yarısı
boyunca İlhanlılardan örnek alınarak oluşturulmuş ve
yönetilmiştir220. Divan başlangıçta, her gün sabahtan
padişahın başkanlığında toplanırdı. Bu toplantılarda Vezir-i
Azam ve diğer vezirlerden başka Kazasker, Defterdar,
Nişancı da katılırdı. Vezir-i Azam askeri işlere, Kazasker
hukuki işlere, Defterdar mali işlere, Nişancı ise divan
kaleminin şefi olarak arazi işleri, has, zeamet, timar gibi
işlere bakardı. Osmanlı Devleti’nin kuruluş döneminde
divana
padişah
başkanlık
yapmıştır.
Fatih
Sultan
Mehmed’den (Cennet Mekan) sonra Divan’ın başkanlığını
Vezir-i Azam, daha sonraki adı ile Sadrazam üstlenmiştir.
218
219
220
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Cilt 1, s. 126-127.
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 126-127.
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 501.
222
Osmanlı Devleti’nin idaresindeki yerler sırası ile
beylerbeylik, sancak, kaza ve köy olarak sıralanmıştır.
Beylerbeylik de eyalet olarak adlandırılmıştır. Toplanan
vergiler
ve
devlet
harcamaları
bu
idari
yapıya
göre
yürütülüyordu.
Osmanlı Devleti’nin, devlet teşkilatının oluştuğu XIV.
Yüzyılın büyük bölümü boyunca İlhanlılar ile olan ilişkileri,
hem devlet teşkilatının onlardan alınması ve hem de onlara
vergi ödenmesi biçiminde olduğu için, devletin gelir ve
giderlerinin
yürütüldüğü
muhasebe
düzenlerinin
de
onlardan alınması doğaldır. Osmanlı beyliğinin uzun yıllar
İlhanlılara vergi verdiğini gösteren en önemli belge, İlhanlı
devlet
muhasebesinin
öğreti
kitaplarından
Risale-i
Felekiyye’deki muhasebe kayıtlarıdır221.
Osmanlı Devleti’nde Şer’i ve Örfi olarak iki kısım
altında toplanan vergilerde 80’e yakını şer’i vergiydi. Daha
sonraları ise Teklif-i Örfiye (II. Bayezid zamanında) avârız
vergisi adı altında toplanan vergi sayısı 97’yi bulmuştur222.
Bu noktada Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimata
kadar
kullanılan
(uygulanan)
vergilerin
bir
şematik
gösterimine yer verilecektir223.
221
Bu eser Ayasofya Kütüphanesi’nde 2756 nolu eser olarak
bulunmaktadır.
222 Halaçoğlu, a.g.e., s. 65.
223 Erdoğan Öner, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet Döneminde
Mali İdare, Basılmamış Doktora Tezi, 1997.
223
Sıra
No
1
A
Verginin Adı
Şer’i
Vergiler
Zekât
B
Harac (Arazi
Haracı)
a.
Harac-ı
Muvazzaf
Toprağın
Kirası
Olarak
1. Resm-i
Çift
(Çift Akçesi)
aa.
224
Konusu
Sahip olunan mal
Mükellefi
Nisaba malik olan her
Müslüman
Ziraat yapılan miri
arazi
Tasarruf edilen arazi
2. Resm-i
Zemin
(Dönüm
Resmi)
Sipahice tapuya
verilmemiş arazi
3. Resm-i
Asiyab
(Değirmen
Resmi)
Sipahinin arazisinde
un ve zeytinyağı
değirmenleri işletilmesi
Matrahı ve
Oranı
1/40
oranında
Ödeme
Zamanı
Tahsil Eden
Yılda bir defa
Maktu olarak
Toprak sahibi Müslüman
çiftçiler. İmamlar ve bir
kısım hizmet erbabı
muaftır.
Arazi tasarruf eden
işleyenler
Çift başına
maktu olarak
Her yıl 1
Mart’ta
Tımar veya
mülk sahibi
veya vakıf.
Dönüm
başına maktu
olarak
Her yıl 1
Mart’ta
Tımar sahibi
(sipahi)
Değirmen işleten
Değirmen
başına maktu
olarak
Her yıl 19
Temmuz’da
Tımar sahibi
Sıra
No
bb.
Verginin Adı
Kişisel Vergi
Olarak
1. Resm-i
Bennak
(Bennak Resmi)
Konusu
Ülkede oturma
2. Resm-i
Mücerred
Ülkede oturma
3. Resm-i İspenç
Müslümanlardan alınan
çift resminin karşılığı
4. Resm-i Arus
(Gerdek Resmi)
Kadınların evlenmesi
5. Resm-i
Duhan
(Tütün Resmi)
Arazide geçici yerleşme
Mükellefi
Hiç yeri olmayan
(ekünlü bennak)
veya yarım çiftten
az yeri olan (caba
bennak) aile reisi.
Yani çalışmaya
iktidari olduğu
halde
çalışmayanlar.
İlmiye sınıfı
mensupları
muaftır.
Evli olmayan az
topraklı veya
topraksız köylü
Zımmî
(gayrimüslim) çiftçi
erkekler
Kocası
Geçici yerleşen ve
ziraatle
uğraşmayan kişiler
Matrahı ve
Oranı
Ödeme Zamanı
Tahsil
Eden
Farklı
miktarlarda
1 Mart’ta
Tımar
sahibi
Farklı
miktarlarda
1 Mart’ta
Tımar
sahibi
Maktu olarak
1 Mart’ta
Tımar
sahibi
Maktu olarak
Evlenirken
Maktu olarak
Kış aylarında
Tımar
sahibi veya
görevli
Tımar
sahibi
225
Sıra
No
Verginin Adı
cc.
Cezayı Nakdi Olarak
1- Resm-i Çift Bozan
2- Resm-i Cürüm ve
Cinayet
b.
Harac-ı Mukaseme
Arazinin terki
Toprakda zirai suç
işlenmesi (zarar
verilmesi)
Miri araziden elde
edilen hasılat (Zirai
ürün ve meyveler)
Mükellefi
Çiftini terk eden
çiftçi
Suçlu çiftçi
Öşür (Aşar-ı Şer’iyye)
Zirai Mahsuller
1. Resm-i Bağ
Bağlar
Müslim ve
Gayrimüslim
Reaya
Üretici
2. Resm-i Şıra
Üzüm Şırası
Üretici
3. Resm-i Bahçe
Meyve Bahçeleri
Üretici
4. Resm-i Bostan
Bostan Mahsulleri
Üretici
5. Resm-i Fevakih
Bağlardaki diğer
meyveler
Arı kovanı mahsulü
Üretici
6. Resm-i Kovan
226
Konusu
Üretici
Matrahı ve
Oranı
Maktu olarak
Ödeme
Zamanı
Muharrem
ayında
Maktu olarak
Verimine göre
gayri safi
hasılattan
1/10’dan
yarıya kadar
Verimine göre;
Üründen
50
Üründen
50
Üründen
50
Üründen
50
Üründen
50
Üründen
%10%10%10%10%10%10
Tahsil Eden
Tımar sahibi
Tımar sahibi
Üretim
(Hasad)
Zamanı
Üretim
zamanı
Üretim
zamanı
Üretim
zamanı
Üretim
zamanı
Üretim
zamanı
Üretim
zamanı
Tımar sahibi,
Vakıf veya
Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya Hazine
Sıra
No
C
Verginin Adı
Konusu
Mükellefi
Matrahı ve
Oranı
Ödeme
Zamanı
7. Resm-i Harir
İpek böceği kozası
Üretici
Üründen %1050
Üretim
zamanı
8. Resm-i Penbe
Pamuk
Üretici
Üründen %1050
Üretim
zamanı
9. Resm-i Giyab
Biçilen çayır sayısı
Üretici
Değişik
oranlarda
Üretim
zamanı
10. Resm-i Ağ
Avlanan balıklar
Üretici
Değişik
oranlarda
Üretim
zamanı
11. Resm-i Odun
Hane reisi
Her haneden bir
araba odun
Hayvanlardan
Alınan Vergiler
(Zekât-ı Sevaim)
1. Ağdet-i Ağnam
Hayvanlar
2. Ondalık Ağnam
Resmi
3. Yave Vergisi
(Kaçkan Resmi)
4. Otlak, Kışlak
veya Yaylak Resmi
Ağnam (koyun ve
keçi)
Ağnam (koyun ve
keçi)
Kaçan hayvanın
bulunması
Ağnam sahipleri
Hariçten gelip koyun
ve diğer hayvanların
otlatılması
Ağnam vergisi
ödeyenler dışındaki
sürü sahipleri
Ağnam sahipleri
Hayvan sahibi
Adedi üzerinden
maktu olarak
Adedi üzerinden
maktu olarak
Mesafeye göre
maktu olarak
Yılda bir
defa
Yılda bir
defa
Koyun ve keçi
başına maktu
olarak
Zemheri
Tahsil Eden
Tımar sahibi,
Vakıf veya
Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya
Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya
Hazine
Tımar sahibi,
Vakıf veya
Hazine
Tımar sahibi
veya Hazine
Hazine
Bulunduğu
toprak sahibi
Tımar sahibi
veya Hazine
227
Sıra
No
Verginin Adı
5. Ağıl Resmi
(Yatak Resmi)
6. Resm-i Canavar
(Resm-i Hınzır)
Konusu
Kışlatmak veya
kuzulatmak için sürüye
sipahinin arazisinde ağıl
yaptırmak
Domuzlar
Mükellefi
Ödeme
Zamanı
Tımar
sahibi
Tımar
sahibi
(Hazine)
Hazine
Domuz başına
maktu olarak
Harman
sonunda
Adedi
üzerinden
maktu olarak
Adedi
üzerinden
maktu olarak
Koyun başına
müterakki
olarak
Üç sınıf
üzerinden
maktu olarak
Kesim
sırasında
Kesilen hayvanlar
Hayvan
kestirenler
8. Selâmet Akçası
(Geçit Resmi, Toprak
Bastı Parası)
9. Ağnam Bâcı
Sürülerin geçitlerden
geçişi veya İstanbul’a
sevki
Pazarda koyun alımsatımı
Sürü sahibi
D.
Cizye (Harac-ı Ruus)
Buluğa ermiş
gayrimüslim
erkekler
E.
İhtisab Resmi
(Damga, Mizan evzân ve
ekyâl, yevmiye-i
dekakin, bâc-ı Pazar
gibi çeşitli bâclar)
Gayrimüslim erkekler
(Himaye ve askerlik
hizmetinden muafiyetleri
karşılığı)
Ticari işlemler, mal alımsatımı
Satıcılar
Esnaf ve
sanatkâr
Maktu olarak
Tahsil
Eden
Ağıla girdiği
zaman
Gayrimüslim
sahipleri
7. Zebhiye Resmi
(Serçin Resmi)
228
Matrahı ve
Oranı
Geçiş
sırasında
Hazine
Alım-satım
esnasında
Hazine
Yılda bir
defa
Hazine
Hazine
Sıra
No
Matrahı ve Oranı
Verginin Adı
F.
Gümrük Vergisi
(Zekat-ı Aşır)
II.
Örfi Vergiler
(Hükümdarın
iradesi ile tarh
olunan vergiler)
Rüsum-ı Örfiye
A.
Konusu
Mükellefi
Dahili ve
harici eşya
giriş çıkışı
İthalatçı veya
ihracatçı
Yapılan
hizmetler
Yararlanan
kişiler
Değeri üzerinden
nisbi veya yük
başına maktu
olarak
Ödeme
Zamanı
Geçiş
sırasında
Tahsil Eden
Hazine
Kadı ve diğer kamu
görevlileri. Serbest
tımarda Tımar sahibi.
229
Sıra
No
Verginin Adı
Konusu
Mükellefi
Matrahı ve
Oranı
Ödeme Zamanı
Tahsil Eden
a.
İane-i
Hükkamiye,
Bedel-i
mübaşiriye,
kalemiyye,
kâtibiyye,
kethüdaiye,
harc-ı defter,
harc-ı
mahkeme,
yazıcı akçesi,
kaydiye harcı,
ilâm harcı,
ahar vekâlet
harcı,
tahsildariye
v.b.
Yargı görevinin ifası
sırasında verilen
hüccetler, sicile yazılan
kayıtlar, mal ve
mukataalarla ilgili
işlemlerden alınan
harçlar, memur, kâtip,
tahsildar, mübaşir ve
hademe gibi görevlilerin
maaş ve giderlerine
karşılık ianet ve ücret
verilmesi
Yararlananlar
Maktu miktar
veya nisbi
oranlarda
İşlem sırasında
Kadı ve diğer
görevliler
b.
Harc-ı reddiye,
taahhüd
Müteahhit ve
mültezimler ile kefil olan
sarrafların hazineye ve
mal sandıklarına
verdikleri taahhüt ve
kefalet senetleri
taahhüdün ifasından
sonra reddinde harç
alınması
Müteahhit,
mültezim veya
sarraf
Maktu miktar
veya nisbi
oranlarda
İşlem sırasında
Hazine
230
Sıra
No
B.
Verginin Adı
Konusu
Mükellefi
Tekalif-i
Divaniye
(Avârız-ı
Divaniye,
Avârız
Vergileri)
İmdadiye-i
Seferiye
Devletin savaş ve ani
masraflarının ortaya
çıkması
Hane reisleri
(Mümtaz
eyaletler hariç)
Sefer masraflarını Hazine
karşılayamadığında
Hane reisleri
(Mümtaz eyaletler
hariç)
b.
İmdadiye-i
Hazariye
Hane reisleri
(Mümtaz eyaletler
hariç)
c.
İane-i Cihadiye
Sefer olmayan
zamanlarda ihtiyaç
doğması halinde
(Personel ücretleri v.b.
için Muharebeye yardım
için)
Muharebeye yardım için
geçici olarak
a.
Hane reisleri
(Mümtaz eyaletler
hariç)
Matrahı ve
Oranı
Genel
dağıtımdan
hane ve
kişilere düşen
pay
Ödeme Zamanı
Tahsil Eden
Yıllık veya
harp gibi
olağanüstü
zamanlarda
Hazine
(Tevzi
defterleri
ile)
Genel
dağıtımdan
hane ve kişilere
düşen pay
Genel
dağıtımdan
hane ve kişilere
düşen pay
Yıllık veya harp
gibi olağanüstü
zamanlarda
Hazine veya
orduya
memur vezir
İki taksitte
Hazine veya
ilgili
yöneticiler
Genel
dağıtımdan
hane ve kişilere
düşen pay
İki taksitte
Hazine
231
Sıra
No
d.
e.
232
Verginin Adı
Konusu
Mükellefi
Avarız akçesi,
Mukabele
akçesi, Menzil-i
Malı, Konak
masrafı, Han,
Hane ve Çayır
Kirası, Bedeli
Nüzül,
Peksimet
Bahası, Zahire
Bahası, Ulufe
Bahası,
Kumanya
Bahası, Tayinat
Bedeli, Taamiye
v.b.
Kürekçi Bedeli,
Tersane Bedeli,
Asakiri
Bahriye,
Kürekçi Avarızı
v.b.
Asker ile subay ve
memurların bir mahelde
ikâmet ve istirahatları
esnasındaki
ihtiyaçlarının
karşılanması için ihdas
olunan geçici
mükellefiyet
Hane reisleri
(Mümtaz eyaletler
hariç)
Gemilerde kürek çeken,
yelken açıp toplayanların
ücretleri
Hane reisleri
(Mümtaz eyaletler
hariç)
Matrahı ve
Oranı
Genel
dağıtımdan
hane ve kişilere
düşen pay
Genel
dağıtımdan
hane ve kişilere
düşen pay
Ödeme Zamanı
Tahsil Eden
İki taksitte
Kısmen
malinde
harcanır,
kısmen
Hazineye
gönderilir
İki taksitte
Kısmen
malinde
harcanır,
kısmen
Hazineye
gönderilir
Sıra
No
f.
g.
Verginin Adı
Harc-ı ferman,
harc-ı evamir,
kudumiye,
cevaiz, hediye
bahası, kaftan
bahası,
tebşiriye-i
mutade v.b.
Daire masrafı,
beygir masrafı,
murur ve ubur
masrafı, devir
masrafı
Konusu
Mükellefi
Vezir, müşir, vali, hakim,
mutasarrıf v.b.
memurların
memuriyetlerine,
seferlerine v.b. diğer
hususlara dair verilen
ferman ve emirlerden
alınan harçlar ve büyük
memurların bir mahalle
tayinlerinde veya
kudümlerinde sarf ve
ödedikleri bahşişler
Memurların ikamet
ettikleri yerlerdeki daire
masrafları ile kendileri ve
maiyetlerini nakil için
yapılan masrafların
karşılığının halktan
tahsili
Hane reisleri
(Mümtaz eyaletler
hariç)
Hane reisleri
(Mümtaz eyaletler
hariç)
Matrahı ve
Oranı
Genel
dağıtımdan
hane ve kişilere
düşen pay
Genel
dağıtımdan
hane ve kişilere
düşen pay
Ödeme Zamanı
Tahsil Eden
İki taksitte
İlgili
yöneticiler
İki taksitte
İlgili
yöneticiler
233
14. Osmanlı İmparatorluğu Dönemine Ait Örnekler
Hakkında Açıklama
Çalışmanın bu bölümünde cizye, vakıf, matbah-ı âmire ve
Şirket-i Hayriye konulu 11 adet örneğe yer verilmiştir. Bu
başlık içerisinde bu örneklerin seçimi ve yapıları hakkında
açıklamalarda bulunulacaktır.
Cizye,
İslam
devletinde
yaşayan
ve
Müslüman
olmayan halktan onları himaye ve askerlik hizmetinden
muafiyet karşılığı olarak alınan bir vergi türüdür. İslam
hukukuna göre cizye, iki şekilde alınmaktadır. Birincisi,
yapılan antlaşma şartlarına göre belirlenmiş değişmez, sabit
bir meblağdır ki, buna “maktû cizye” denir. İkincisi ise
şahıslardan mali durumuna göre önceden belirlenmiş olan
“âle’r-rüûs” cizyedir. XVI. Yüzyıla kadar bu vergiyi ifade
etmek üzere genellikle “haraç” kelimesi kullanılmıştır.
Daha
sonraları
ise
cizye
veya
cizye-i
şer’i
terimi
yaygınlaşmıştır.
Şer’i
bir
vergi
olan
cizyenin
miktarı
her
yıl
Şeyhülislam tarafından tarafından verilen fetvaya göre
belirlenir ve Padişah tarafından da ilân edilirdi. Buna göre
cizye mükellefleri âlâ, evsat ve ednâ olmak üzere üç gruba
ayrılırlardı.
Bu
gruplar
zengin,
orta
halli
ve
fakir
anlamındadır.
Osmanlı döneminde fethedilen topraklar bir Osmanlı
eyaleti
234
haline
geldiğinde
cizye
vermekle
mükellef
durumunda olanların sayımı o bölgenin Kadı’sının gözetimi
altında
yapılır
ve
bir
deftere
kaydedilirdi.
Cizye
yükümlülerinin ve ödeyecekleri cizyenin miktarının da yazılı
olduğu bu defterin altında sayımı yapan görevli ile Kadı’nın
da imzası ve mührü bulunmaktadır. Bu deftere “Defter-i
Cizye-i
Gebrân”
adı
verilirdi.
Asıl
defter
olarak
nitelendirilen bu nüsha iki suret halinde hazırlandıktan
sonra biri merkeze (Dersaade-İstanbul) gönderilir, diğeri ise
Beylerbeylik merkezinde saklanırdı.
Osmanlılar şer’i hukuka uygun olarak kadın, çocuk,
kör, sakat, işsiz ve fakir kişileri bu vergiden muâf
tutmuşlardır. Ancak kocalarının arazileri kendilerine intikal
etmiş olan dul kadınlar cizye vergisi vermekle yükümlü
idiler.
Cizye için düzenli olarak üç yılda bir “nev-yafte”
(yeni bulunan, yeni ortaya çıkan” adı ile genel bir teftiş
yapılırdı. Bu teftişte ölüler kayıttan düşülür ve herhangi bir
sebeple gözden kaçıp deftere işlenmeyenlerle yetişkin çağa
gelip
cizye
mükellefi
durumuna
gelenler
“nevyâfte”
belirteciyle o seneye ait deftere kayıt edilirlerdi. Ayrıca bu
teftişler
sırasında
önceden
tespit
edilmiş
olan
cizye
mükellefi sayısının düşürülmemesine dikkat edilirdi.
Cizye muhasebesi ile ilgili olarak verdiğimiz örnekler
XV ve XVI. Yüzyıllara ait olup cizyedarlar (cizye toplayıcıları)
tarafından toplanan cizyenin Hazineye intikaline dairdir.
235
Cizye ödeyenlerin iki ayrı yükümlülüğü daha vardır.
Bunlar vergi toplayıcılarına maaş ve maîşet adı altında
ödedikleri ayrı bir para ile merkezdeki cizye kalemindeki
memurlar için “resm-i hesap”, “ücret-i kitabet” veya “harc-ı
muhasebe” adı altında ödedikleri harç idi. XVI. Yüzyılda
vergi toplayıcıları ve onlara refakat eden katipler kendileri
için her haneden 1’er akçe alıyorlardı. Tanzimat fermanı ile
vergi
toplayıcıları
maaşa
bağlandığından
ek
vergi
kaldırılmıştır.
Cizye muhasebesi ile ilgili olarak verdiğimiz üç
örnekten birincisi Hicrî 895 (Milâdi 1473) senesine ait olup
Sofya ve çevresinden, cizye toplayıcıları vasıtasıyla tahsil
edilerek
Hazine-i
Amire’ye
teslim
edilen
paranın
muhasebesine dairdir. Örnek, İstanbul Belediyesi, Muallim
Cevdet Yazmaları, numara 091, varak, 444a, sayfa 864’den
alınmıştır.
İkinci ve üçüncü örnekler ise, Mora yarımadasından
bulunan Arhos ve Gördos kasabalarından Hicrî 945 (Milâdi
1538-1539) tarihinde cizye toplayıcıları vasıtasıyla toplanan
Hazine-i Amire’ye teslim edilen cizye vergisinin muhasebesi
ile ilgilidir. Başbakanlık Osmanlı Arşivi, MAD (d) numara
6898, sayfa 100-101’den alınmıştır.
Vakıf, bir şahsın menkul veya gayrimenkul malını
kendi mülkünden çıkarıp menfaatini halkın yararı için
ebedi olarak hapsetmesidir. Vakıfla ilgili olarak düzenlenen
236
belgeye “vakfiye” denir. Vakfı yapana “vâkıf”, vakfedilen
mala da “mevkûf” denir. Vakfiyeler Kadı huzurunda
düzenlenir.
Vâkıf (vakfı yapan), vakfiyesinde vakfı yönetmek üzere
bir mütevelli tayin eder. Mütevelli vakfın gelirlerini toplar,
topladığı gelirleri vakfiyesinde gösterilmiş olan yerlere
harcar ve vakıf görevlilerini denetler. Vakfın mütevellisinin
kim olacağı vakfiyede belirtilmemişse Kadı tarafından bu
göreve ehil biri tayin edilir.
Padişah ve Sultan vakıfları ile diğer bazı büyük
vakıfların vakfiyelerinde vakıfla ilgili işlemleri denetleyen bir
üst görevlinin bulunduğu görülmektedir ki, buna “nâzır”
denir. Mütevelli görevini bu vakıf nazırının direktifleri
doğrultusunda yönetir ve gerektiğinde onun tarafından
denetlenir.
Mütevelli
Kadı’ya
karşı
sorumlu
olup
ortadan
kaybolduğu veya vakfı kötü yönettiği durumlarda Kadı
onun yerine başka birini tayin edebilir. Ayrıca vakıf
işlemlerinin çok olduğu durumlarda da Kadı vakfın bazı
işlerini yönetecek başka bir kişiyi daha tayin eder ki buna
“kaymakam-ı mütevelli” denir.
Tanzimat öncesi dönemde vakıf muhasebesi ile ilgili
kayıtlar, Bâb-ı Defterî’ye (Defterdarlığa) bağlı olarak görev
yapan Haremeyn Muhasebesi Kalemi, Haremeyn Mukaatası
237
Kalemi, Küçük Evkaf Muhasebesi Kalemi ve Anadolu
Muhasebesi Kalemi’nde tutulmaktaydı.
Haremeyn
Muhasebesi
Kalemi
ile
Haremeyn
Mukaatası Kalemi, iki kutsal şehre (Mekke-Medine’ye) ait ve
ona sonradan ilhak edilmiş olan vakıfların kayıtlarını tutar,
muhasebelerini kontrol eder. Her sene bu dairelere bağlı
bütün vakıfların muhasebe işlemleri bu kalemlerde evkaf
müfettişleri tarafından gözden geçirildikten sona defteri
Başmuhasebeye gönderilir, sureti dairede kalır.
Darussaâde
Ağalarının
nezâreti
altında
bulunan
Haremeyn Muhasebisi Kalemi, ayrıca Padişah ve Sultan
vakıfları ile Selâtin denen büyük camilerin vakıfları ve bu
camilerde
görev
yapan
görevililerin
maaşları
ile
ilgili
işlemlere de bakardı. Haremeyn Mukataası Kalemi ise
genellikle vakıf arazi ve binaların kiralanması ile ilgili
işlemleri yürütürdü.
Çalışmamızda vakıf muhasebesi ile ilgili olarak 5
örnek verdik. Bunlardan birincisi, Orhan Gazi vakfına ait
bir defter olup Hicrî 859(Milâdi 1455) tarihini taşımaktadır.
[Not: Orhan Gazinin Rebi'ülevvel 724 (Milâdi 1324) tarihli
Farsça vakfiyesi hakkında İ. Hakkı Uzunçarşılı tarafından
Belleten'de bir tanıtma yazısı yayınlanmıştır. Bk. Belleten,
Cilt V, Sayı 19 s. 277-288, yıl 1941] 12 varaktan ibaret olan
defterin
aslı,
Sofya
(Bulgaristan)'da
Cyril
Methodius
Kütüphanesinde bulunmakta olup OAK (Oryantal Arşiv
238
Koleksiyonu) Fonunun 27/34 numarasında kavilidir. Necati
AKTAŞ-Seyyid
Ali
"Bulgaristan'daki
fotokopisi
ve
KAHRAMAN
Osmanlı
tarafından
Evrakı"
transkripsiyonlu
adlı
hazırlanan
kitabın
metni
yer
içinde
almıştır
[Bulgaristan'raki Osmanlı Evrakı, s.139-170 , Ankara 1994].
Verdiğimiz örnekte defterin lb-4b ile 10a-12a varaklarına
yer
verilmiştir.
Osmanlıların
Kuruluş
Dönemine
ait
belgelerin yok denecek kadar az olduğu göz önünde
bulundurulacak olursa 1455 tarihli bu belge Muhasebe
Tarihi
açısından
sonunda
geçen
büyük
önem
"Cümletân"
taşır.
Risâle-i
Zira
belgenin
Felekiyye'de
de
geçmektedir [Bk. Risale-i Felekiyye, varak 31].
Vakıf muhasebesi ile ilgili ikinci örneğimiz, EdirneAtik(Eski) câmi'e ait olup 1 Ramazan 894 [19 Temmuz
1488] - 30 Receb 895 [19 Haziran 1489] tarihleri arasındaki
11
aylık
muhasebe
kaydını.içermekte
olup
İstanbul
Büyükşehir Belediyesi , Muallim Cevdet Yazmaları, Atatürk
Kitaplığı, Nr. 091, 139b / 277. sayfasında yer almaktadır.
Ayrıca bkz. Ömer Lütfü BARKAN, Belgeler, Cild I, Sayı 1-2,
s. 299-300.
Üçüncü örneğimiz, Selanik ve Yenice-i Vardar'da
bulunan Haremeyn [Mekke-Medine] vakıflarının 18 Şevval
1080 - 29 Şevval 1081 [11 Mart 1670 - 10 Mart 1671]
tarihleri
arasını
kapsayan
bir
senelik
gelir-gider
muhasebesine ait olup Başbakanlık Osmanlı Arşivinin
239
D.HMH(d)
kodu
altında
yer
alan
21363
numarada
kayıtlıdır.
Vakıf
muhasebesi
ile
ilgili
dördüncü
örnek
,
İstanbul'un Lâleli Çeşme yakınındaki rahmetli Kemankeş
Ahmed Ağa mescidi evkafının 1 Cemâziyelâhır 1132 [10
Nisan 1720]- 30 Cemaziyelevvel 1133 [1 Nisan 1721]
tarihleri arasını kapsayan gelir-gider muhasebesine ait olup
Başbakanlık Osmanlı Arşivinin D.HMK(d) kodu altında yer
alan 21363 numarada kayıtlıdır
Beşinci
örnek,
bir
çiftlik
muhasebesine
dairdir.
Başbakanlık Osmanlı Arşivinin D.HMH(d) kodu altında yer
alan ve 218233 numarada kayıtlı olan bu defter, Karahisârı Sahip [Afyon] sancağında Barçın [=Emirdağ] kazasında
Çifteler diye bilinen çiftliğin 1830 senesinin 7 Kasımından
1831 senesinin 8 Kasımına kadar geçen zaman içinde
üretilmiş olan toprak mahsûllerinin, elde mevcut bulunan
hayvanların, telef olan hayvanların ve bu dönem zarfında
çiftlik
için
yapılmış
olan
masrafların
kayıtlarını
içermektedir.
Matbah-ı Âmire, saray mutfağı anlamında kullanılan
bir terimdir. Burada her gün kadın-erkek dört-beş bin
kişiye yemek hazırlanmakta idi. Hele bazı resmi ve özel
günlerde
bu
sayı
on
ile
onbeş
bine
kadar
çıkardı.
Padişahların yedikleri yemeklerin hazırlandığı ayrı bir yer
vardı ve buraya “Matbah-ı Has” denirdi.
240
Matbah-ı
Âmire’nin
en
üst
görevlisine
“Matbah
Emini” denirdi. Kendisinin bir yardımcısı ile iki kâtibi de
bulunmakta idi. Sarfedilen bütün yiyecekler ile mutfak
malzemesinin tedariki matbah eminine aitti. Malzemenin
satın alınması ile ilgili işleri “Pazarcıbaşı” yürütürdü.
Başta Padişah olmak üzere sarayda mevcut tüm
personelin
yiyip
içmesi
için
gerekli
gıda
maddeleri
tüketilinceye kadar sarayın kilerinde muhafaza edilirdi.
Buranın sorumluluğu “Kilercibaşı”ya aitti. Kilercibaşı bir
ay içerisinde kilerden çıkan erzakın ve matbah sarfiyatının
defterini tutmakla birlikte gerek Padişah ve gerek harem ve
saray mensuplarının yiyeceklerinin hazırlanıp pişirilmesini
de sağlardı. Masraf kâtipleri ise saray mutfağı için satın
alınan yiyecek malzemesinin defterini tutardı.
Matbah-ı
Âmire
kilerinin
her
sene
muhasebesi
yapılarak erzak ve sair malzeme devir edilir ve bu devir
münasebetiyle kiler ve matbah görevlilerine “devriye” adı
ile ikramiye verilirdi.
Matbah-ı Âmire’nin başlıca mübâyaa, masraf, kiler,
maaş ve harcama defterleri olup bunların dışında ayrıca her
cins eşyanın ayrı ayrı kayıtları, günlük, aylık ve senelik
mübâyaât
defterleri
de
vardı.
Ayrıca
Padişah’ın
özel
mutfağına giren her cins eşyanın da defterleri de tutulurdu.
Matbah-ı Âmire Emini görevinden ayrıldığı zaman yerine
gelen yeni emine işleri devir eder ve hesabını kapatırdı.
241
Matbah-ı Âmire muhasebesine dair verdiğimiz örnek
1269 Zilhicce (12.06.1469-10.07.1469) ayı içinde Saray
mutfağında
Örnek,
sarfedilen
Başbakanlık
erzakın
Osmanlı
muhasebesine
Arşivi’nin
Kamil
dairdir.
Kepeci
tasnifinde 7270 numarada kayıtlı defterin 3-4 ve 20-21 ve
22. sayfalarına aittir.
Şirket-i Hayriye, Osmanlı Devleti’nde kurulan ilk
denizyolları şirketidir. İstanbul’da ki yabancılar genelde
Büyükdere’de ikamet ettiklerinden buraya gidip gelebilmek
amacıyla devletten aldıkları izin üzerine iki vapur tahsis
ederek
karşılıklı
seferlere
başladılar.
Devlet-i
Aliye-i
Osmaniye 1850 senesinde Tersane-i Âmire’den Boğaz’a bir
vapur tahsis ederek bu hizmeti yabancıların elinden
almıştır. Aynı yıl “Şirket-i Hayriye” adlı anonim bir şirket
kuruldu. Padişah Abdülmecid ile nazırlar ve devletin diğer
ileri gelenleri hisselerin çoğunu satın aldılar. Bu şirketin
kurulması ve muntazam vapur seferlerinin koyulması
üzerine Boğaziçi kısa bir zamanda parladı ve imar edildi.
Zamanla ve ihtiyaç görüldükçe yeni iskeleler kurularak
halka mümkün olan kolaylık gösterilmeye çalışıldı.
Şirket-i Hayriye 94 yıl hizmet ettikten sonra 1944’de
Ulaştırma Bakanlığı’na bağlı olarak kurulan Denizyolları
İdaresi’ne geçmiştir. Halen İstanbul Büyükşehir Belediyesi
bünyesinde hizmete devam etmektedir.
242
Şirket-i Hayriye ile verdiğimiz örneklerde (tek örnek
ancak uzun bir örneğin farklı sayfaları olduğu için bu tabir
kullanılmıştır) örneğin birinci kısmında 1854 yılı Ağustos
ayı sonuna kadar tüm gelir-gider durumunu gösteren bir
muhasebe icmalidir. Bu örnek Başbakanlık Osmanlı Arşivi,
İrade Dahiliye, MMS, numara 251’de kayıtlıdır. Örneğin
ikinci
kısmı
ise
Şirket-i
Hayriye’nin
1854-1855
yılı
bilançosudur. Belgenin her iki kısmı da Devlet Arşivleri
Genel
Müdürlüğü’nün
Boğaziçinde
Asırlık
Seyahat-
Belgelerle Şirketi Hayriye adlı kitapta sayfa 119-120’de
yayımlanmıştır.
15.
Kuruluş
Dönemine
Ait
Muhasebe
Kayıt
Örnekleri
Bu başlık altında Osmanlı İmparatorluğu’nda kullanılan ve
bizim çalışmamıza örnek olarak alınabilecek muhasebe
defterleri
hakkında
genel
ve
tanıtıcı
amaçlı
bilgiler
verilecektir. Bu bilgiler ikinci bölümün bu ilk ana başlığı
olan “Kuruluş Dönemi Osmanlı imparatorluğu” başlığında
verilecek diğer bölümlerde tekrar bahsedilmeyecektir.
243
150. Cizye Muhasebesi Kalemi Defter Kataloğu
(628)
Osmanlı İmparatorluğu’nun önemli gelir kaynaklarından
birini teşkil eden cizye, Müslüman olmayan reâyanın
(azınlık-gayrimüslim) erkek nüfusundan alınırdı.
XVI. Yüzyıla kadar bu vergiye “harac” denilmekteydi.
Bu vergiyi toplayanlara ise önceleri “haracı” ya da “haracî”
daha sonraları ise “cizyedar” denildiği görülmektedir. Cizye
Osmanlılar için toplanması ve harcanması “özel bir itina”
isteyen şer’i bir vergidir224.
Gayri müslimlere bahşedilen “himaye” ile “askerlik
hizmetinden muafiyet”in karşılığı olarak konulan bu vergi
din adamları, çocuklar, kadınlar, ihtiyarlar, sakat ve iş
yapamaz halde olanlarla devlet hizmetinde bulunan bazı
kimselerden alınmazdı.
Cizyenin miktarı İmparatorluğun her bölgesinde aynı
değildi. Bunun yanında cizyenin toplanması hususundaki
yöntem ve usuller bütün memleket için bir değildi. Cizye
gelirlerinin bazı yerlerde (mesela Kıbrıs) belirlenmesi, kişi
üzerinden değil, hane üzerinden yapılmakta idi.
Cizye gayrimüslimlerin kudret ve durumuna göre â’la,
evsat ve adnâ olmak üzere üç gruba ayrılmıştı. Cizye’nin bu
şekilde değişik nispetlerde alınmasına sebep mükelleflerin
224 Halil İnalcık, “Cizye (Osmanlılarda)”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 8,
1993, s. 45.
244
mâli durumlarından kaynaklanmaktaydı. Mal veya nakdi
olmak üzere iki şekilde toplanırdı.
Burada verilen bilgiler ışığında arşiv çalışmalarının
yoğunlukla
yürütüldüğü
Başbakanlık
Osmanlı
Arşivleri’ndeki defterlerden örneklem seçerek
incelemeler
yapılmıştır.
Başbakanlık
Osmanlı
Arşivleri
–
Sultanahmet
Kütüphanesi’nde eserlerin tasnifi “defterler”den meydana
gelmektedir.
Bunların
katalogdaki
başlama
numarası
26561, bitiş numarası ise 27415/34’dür. İlk defter 966
hicrî, son defter ise 1250 hicrî tarihini taşımaktadır. Bu
kalemde tutulan defterlerin üslup özelliklerine göre aldıkları
isimlerden
bazıları
şunlardır:
Erkâm,
cizye-i
gebrân,
muhasebe, muhasebe icmâl, havâlât, bakaya ve müfredat
gibi… Defterler umumiyetle siyakat hattı ile tutulmuşlardır.
Zaman zaman divân rakamlarına yer verilmiştir. Cizye
gelirlerinin kaydının yapıldığı söz konusu defterlerde bazen
“minha et-teslimât” başlığı altında nerelere ödemelerde
bulunulduğuna
da
tesadüf
edilmektedir.
Burada
harcamaların yapıldığı yerler ayrı ayrı gösterilmiştir.
Defterlerde gayrimüslimlerin durumuna göre tespit
edilen â’la, evsat ve ednâ kısımları ayrı ayrı gösterilmiştir.
Bu
ifadeler
çeşitli
sembollerle
şifrelenmiştir.
Bununla
beraber azınlığın geçmişleri yazılarak şahısların tavsifi
245
yapılmıştır: “Uzun boylu, kara kaşlı, elâ gözlü, ablak yüzlü
v.b.”gibi.
Diğer taraftan mübaşirler vasıtasıyla reâyâya tevzi
edilen cizye evrakına ait defterlerde, mübaşirlerin isimleri ve
vazifelerinin adı da zikredilmiştir. Ayrıca defter sonunda
toplam cizye evrakının yekunu çıkarılıp cizyedâr yahut kadı
tarafından resmi işlem yapılarak mühür atılmıştır.
Cizye defterlerinden gayr-i müslimlerin eşkali, nüfus
durumu
ve
ikâmet
ettikleri
yerleri
tespit
etmek
mümkündür. Ayrıca devletin gelir ve giderlerinin nerelerden
karşılandığı
ve
nerelere
harcandığını
da
anlamak
mümkündür.
151.
Haremeyn
Muhasebesi
Kalemi
Defter
Kataloğu (614)
Başbakanlık
Osmanlı
Arşivleri
–
Sultanahmet
Kütüphanesi’nde 966-1250 tarihleri arasına ait, büyük bir
çoğunluğu muhasebe icmâli şeklinde tutulan 665 adet
defter bulunmaktadır.
Bu defterlerde Haremeyn Muhasebesi Kalemi’ne bağlı
vakıfların ve mukataaların muhasebeleri ile Haremeyn-i
Şerifeyn (Mekke-Medine) şehirleri ve halkları ile ilgili
kayıtları
246
bulmak
mümkündür.
Her
sene
bütün
bu
muhasebeler bu kalemde yazılarak defteri Başmuhasebe’ye
verilir ve sureti de bu kalemde kalırdı.
Muhasebeleri kaydedilen vakıflar şunlardan ibarettir:
Sultan vakıfları, Valide Sultan vakıfları, Şehzade vakıfları,
Darüssade ağası vakıfları, vezirlere ait vakıflar, paşalara ait
vakıflar, Medine ve Mısır vakıfları, evliya vakıfları, şahısların
Medine’ye tahsis ettiği vakıflarla bunlara ait tevcihat
işlemleri,
Sadrazam
ve
Şeyhülislam
nezaretinde
olan
vakıflar.
Yukarıda adı geçen vakıflara ait dükkan, oda, menzil,
hane v.b. emlâkın kira bedelleri ve kiracıları ile ilgili
kayıtları da bu defterlerde bulmak mümkündür.
152. Büyük Ruznamçe Kalemi Defteri Kataloğu
(627)
Baş defterdarlığa bağlı Hazine-i Amire Dairesi’nin amirine
“Ruznamçe-i Evvel” denirdi. Bunun emrindeki Ruznamçe
Kalemi mukataa, mevkufat ve cizyeden toplanan geliri
hergün kaydetmekle görevliydi. Hünkar müteferrikaları ile
çeşnigir ve ulufeli kâtiplerin maaşları bu kalem tarafından
verildiği gibi hergün hazineye giren ve çıkan para, kumaş,
altın, gümüş v.s.’nin kayıt ve hesaplarını da bu kalem
tutardı. Bundan başka Baş defterdarlığın günlük gelir ve
giderlerinin özetleri burada gözden geçirilir, “ruznamçe
temessükü” denilen açıklama raporları yazılırdı.
247
153. Başmuhasebe Kalemi Defteri Kataloğu (596612)
Başmuhasebe, mali hesapları kontrolle vazifeli kalemlerin
bir
araya
meydana
getirilip
sorumlu
gelmiştir.
bir
Vazifesi
amire
bugünkü
bağlanmasıyla
“Sayıştay”a
benzetilebilir. Amirine “Başmuhasebeci” veya “Muhasebe-i
Evvel” denirdi. Osmanlı Devleti’nin bütün gelir, gider ve
mukataat kayıtları bu kalemdeydi. Malikâne, Muhallefat ve
Zimmet Halifeliği adında üç halifeliğin yanı sıra şu ana
kadar yapılan tespitler sonucu 103 eminliğin buraya bağlı
olduğu görülmüştür. Tophane, Matbah, Tersane, Arpa,
Baruthane, Nüzül, Bina, Odun, Kağıt, Darphane, Peksimet
Eminliği v.s. gibi belli başlı eminliklerin yanı sıra hazineler,
voyvodalıklar
ve
mukataalar
mali
yönden
buraya
bağlıdırlar. Başmuhasebe defterinde ayrıca Esham ve
Zecriye kalemleri de mevcuttur. Bu kalemler hakkında kısa
açıklamalar yapmamız doğru olacaktır.
a. Esham Kalemi:
Esham ilk defa III. Mustafa zamanında çıkartılan borçlanma
tahvillerine verilen isimdir. Sonradan her cins tahvile ve
hisse senetlerine bu isim verilmiştir.
248
b. Zecriye Kalemi:
Osmanlı Devleti sınırları içinde alkollü içki imâli işleri ile
gayrimüslimler ilgilenir. Bu alkollü içkilerin nakli ve satımı
yine gayrimüslimler tarafından yapılırdı. Müskirâtın imâli
ve satışından belli bir miktarda vergi alınırdı.
Alkollü içki imâl edilen bölgelerden kara ve deniz
yoluyla
merkezlere
taşınır
ve
buralarda
da
muhtelif
yerlerdeki meyhanelere dağıtılırdı.
Başbakanlık
Osmanlı
Arşivleri
–
Sultanahmet
Kütüphanesi’nde Zecriye Kalemi defterleri 20259-20555
genel sıra numaraları arasında yer alıp 298 adettir. Yıl
olarak da 1206-1254 arasını temsil etmektedir.
Zecriye Kalemi Defterleri’nde genel olarak muhtelif
kalemlerden elde edilen hamr ve arak miktarları ile
bunlardan alınan resm, zecriye muhassılı olan kişilerin
tutmuş
olduğu
zecriye
muhasebe
icmalleri,
Marmara
sahillerinden İstanbul’un muhtelif yerlerine getirilen rakı ve
şarap miktarları, meyhanelerde çalışan usta ve çırakların
isim
ve
eşkalleri,
müskirât
taşıyan
sefinelerin
ve
kaptanlarının isimleri ile taşıdıkları rakı ve şarap miktarı,
yabancı gemilerin getirdikleri içki miktarı, Âsitane’ye gelen
müskirât
kayıklarından
alınan
perakende
hasılat
ile
muhtelif kazarlın zecriye rüsumu varidat, teslimet ve
bakaya işlemleri, bağlardan alınan zecriye rüsumu kayıtları
gibi konular yer almaktadır.
249
154. Anadolu Muhasebesi Kalemi Defteri Kataloğu
(629)
Anadolu Muhasebesi Kalemi defterleri 24519 genel sıra
numarası ile başlayıp 25362 genel sıra numarası ile son
bulmaktadır. Bu kaleme ait defter sayısı 844 adet olup 9891250 hicrî yılları arasındaki dönemi kapsamaktadır.
Anadolu Muhasebesi Kalemi’nin genel özellikleri şöyle
sıralanabilir:
tevliyat
Anadolu’da
hesaplarının
bulunan
tetkiki,
yine
muhtelif
vakıfların
vakıflarda
bulunan
vazifelilere ait maaş kayıtları, Anadolu’da ki muhtelif
kalelerin yerli askerlerin mevacib ve kayıtları ile bu kaleme
bağlı vakıf ve mukataalardan emekli olanların maaşları ve
Anadolu ile Rumeli’deki mukataalarda çalışan vazifelilerin
maaş kayıtları.
155. Maden Mukataası Kalemi Defteri Kataloğu
(622)
Başbakanlık
Osmanlı
Arşivleri
–
Sultanahmet
Kütüphanesi’nde 948-1256 tarihleri arasına ait olmak üzere
toplam 555 adet defter bulunmaktadır.
Genel olarak çeşitli mukataaların muhasebe icmalleri,
madenlerin iltizama verilmesi, mukataa ile ilgili ahkâm ve
tezkere kayıtları, mukataaların gelir ve giderleri, Eflâk,
Boğdan ve Kıptiyan cizyeleri, çeşitli gümrüklerden tahsil
250
olunan irad, bu kaleme ait mukataalardan maaş alan
cemaatler
ve
bunların
hesabı,
İzmir
kahve
rüsumu
mukataasına ait gelir ve giderler, Edirne Gümrüğü’nün gelir
ve giderleri, İstanbul ve tevabii Duhan Gümrüğü ile ilgili
defterler bu kalemde yer almaktadır.
Maden mukataası kalemine bağlı beş alt kırılım
mevcuttur, bunlar:
-
Boğdan Cizyesi,
-
Duhan Dönümü,
-
Eflâk Cizyesi,
-
İstanbul Gümrük Eminliği,
-
Kıptiyan Cizyesi.
156. Kuruluş Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği
Osmanlı Kuruluş dönemi 1299-1453 yılları arası olarak
kabul
edilmektedir.
Bu
dönem
gerek
Osmanlı
devlet
teşkilatının henüz yeni yeni yapılandırıldığı ve bir devlet
idare sisteminin oturmaya başladığı bir dönemdir. Gerek
anılan sebeple ve gerekse de Osmanlı İmparatorluğu’nun
kuruluş dönemine ait birçok belge ve vesikanın yanmış ve
tahrif
olmuş
durumdadır.
olması
Bu
nedeniyle
döneme
ilişkin
kullanılamayacak
yapılan
arşiv
çalışmalarında Orhan Gazi Bey dönemine ait bir vakfiye ye
ait muhasebe işolguları bulunabilmiştir. Bu döneme ilişkin
251
olarak sadece bir adet örnek koyulabilecektir. Bu kısıt
yukarıda anılan nedenlerden kaynaklanmaktadır. Bu örnek
Fatih Sultan Mehmed döneminde ele alınmış olmasına
rağmen Orhan Bey Vakfiyesine aittir. Anılan örneğin baştan
ve sondan belli sayfaları örnek kapsamında alınmıştır.
Bunun nedeni örneğin çok hacimli olmasıdır. Bu amaçla
anılan örnekten kesitler alınması tercih edilmiştir.
252
Orhan Bey Vakfiyesi Örneği (Siyakat):
253
254
255
256
257
258
259
260
261
262
263
264
‫‪Orhan Bey Vakfiyesi Örneği (Arapça):‬‬
‫)‪(1b‬‬
‫ﻗﺮﯾـــــــﮥ‬
‫ﺳﻜﻰ ﻛﻪ ﺑﺎﻏﺒﺎﻧﻠﺮﺩﺭ‪ .‬ﺑﺎﻳﺰﻳﺪ ﺧﻮﻧﻜﺎﺭﻭﻙ ﻭﻗﻔﻴﺪﺭ‪ .‬ﻣﺮﺣﻮﻡ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻜﻮﻙ ﺣﺼﺎﺭﺩﻩ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺪﺭﺳﻪ‬
‫ﺳﻨﻪ ﻭ ﻣﺪﺭﺳﻪ ﻭ ﺣﻔﺎﻅ ﻭ ﺗﻮﺭﺑﻪ ﺩﺍﺭ ﻭﺳﺎﺋﺮ ﻣﺼﺎﺭﻓﻨﻪ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﻮﺭ‪ .‬ﻣﻮﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ﺗﺴﻊ ﻭ ﲬﺴﲔ‬
‫ﻭﲦﺎﳕﺎﺋﻪ‪.‬‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻮﺭﻧﺎﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻏﻮﺭﺍﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎﺱ ﺩﻣﺪﺭﯼ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎﺯ ﻳﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﺮﺩﺷﻰ‬
‫ﺗﻮﺩﻭﺭﻭﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺍﻟﻨﻮﺭﻯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺻﻤﺎﺭﺍ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻟﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻴﺨﺎﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ ﺍﻳﻠﻴﺎﻧﻮﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ ﺍﻭﻏﻠﻰ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ ﻗﺎﺭﻭﻥ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺩﺭﺯﻯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ ﭘﺎﻭﻟﻮ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺩﻣﺪﺭﻯ ﻗﭽﻴﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ ﻛﻮﺭﺗﻚ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻨﻮﻝ ﻛﻮﺭﺗﻚ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ ﻓﻮﺭﺗﻜﻰ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺩﻭﭼﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﳐﺘﻮﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ ﻗﺠﻴﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎﺯ ﻛﺴﺎﻧﻮﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ ﺍﻳﻨﻠﻴﺎﻧﻮﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ ﺍﻳﻠﻴﻨﺎﻛﻰ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻧﻘﻮﻟﻪ ﺍﻛﺴﻴﻮﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺍﻛﺴﻴﻮﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺩﻭﺭﻣﺎﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ ﺍﻛﺴﻴﻮﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻳﻠﻴﺪﻯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺑﺎﺑﺎﺯ ﺗﻮﺩﻭﺭﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﺎﻗﻮﻭﻥ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻨﻮﻝ‬
‫‪265‬‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﺮﻓﻨﻮﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻓﻮﺕ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺗﻮﺫﻭﺭﻯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺑﻠﻐﺮﻭﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺑﺮﻭﺩ ﭘﺎﭘﺎﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻳﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺛﻠﺜﻨﻮﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﻮﺳﺘﻪ ﻃﻮﻟﺘﻜﻴﻨﻮ‬
‫‪266‬‬
‫)‪(2a‬‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻟﺸﻜﺮﻯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻨﻮﻝ ﺗﻮﻣﺎ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺩﻣﺪﺭﻯ ﺳﲑﺩﻭﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎﺯﻳﻮﺭﻛﻰ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻧﻘﻮﻟﻪ ﮐﻮﻧﮑﻮﺳﯽ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎﺯ ﻣﻴﺨﺎﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻟﻮﺳﺘﻪ ﺍﻧﺪﺭﻳﻘﻮ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻃﻮﻥ ﺟﻰ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﻮ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺗﻮﺩﺭﺯﻣﺸﻘﻮﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﭼﺪﺭﻭﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎﻧﻮﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺗﻮﺩﺭﻭ ﺑﺎﺑﻮﺟﻰ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ ﺍﻛﻠﻤﺎﺗﻮ‬
‫‪267‬‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻳﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ ﺍﺭﺗﻮﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ ﻗﻠﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺗﻮﺩﺭﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ ﭘﺎﭘﺎ ﻧﻘﻮﻟﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻨﻘﻮﻳﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺗﻮﺩﻭﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺭﺍﺯﻳﺲ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻨﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﭽﺮﺍﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻴﺨﺎﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ ﻳﺎﻧﻴﻨﻮ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﺴﻄﻪ ﺩﺭﺯﻯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻟﻮﻧﻪ ﻃﻮﻝ ﻋﻮﺭﺕ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺳﻠﺜﻨﻮﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺣﺮﺳﺘﻪ ﻧﻮﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﺮﻭﺗﻔﻨﻮﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻭﺍﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ ﻗﻠﻔﻮﺭ ﻓﻨﻮﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ ﻗﭽﻴﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺗﻮﺩﻭﺭ ﺍﻧﺪﺭ ﻧﻘﻮﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻳﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻟﻨﻜﻨﻮﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﳐﺎﻝ ﺍﻳﺴﺪﻩ ﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﺴﻂ ﻗﻠﻰ ﺍﭘﺴﻬﻰ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻭﻏﻠﻰ ﻣﻴﺨﺎﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺗﻮﺩﻭﺭﻭﺍﻛﻴﻪ ﺗﻮﺭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﻨﺪﻩ ﻳﻮﺭﻛﻴﻨﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ ﻟﭙﻮﮊﻭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻧﻘﻮﻟﻪ ﺳﲑﺩﻭﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻟﻮﻏﺮﻩ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﺭﻣﺪﻛﻮﺯ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺗﻮﺩﺭ ﻭﺍﺭﺩﻭﻓﻮ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﺲ ﺍﻧﺪﺭﻧﻘﻮ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﺎﺭﻧﻮﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﺮﻩ ﻣﻨﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﳐﺎﻝ ﻗﭽﺮﻩ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﺩﺭﻧﻮﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻏﻠﻮﺍﺱ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻨﻮﻝ ﲰﺮﻭ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺗﻮﺩﻭﺭﻭﺯ ﺗﻮﻣﺎ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻻﺭﱏ ﻃﻮﻝ ﻋﻮﺭﺕ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﺎﭼﻰ ﻳﺎﱏ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻃﻮﻝ ﻋﻮﺭﺕ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺣﺎﻭﺷﻨﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺑﺎﻟﻼ ﻳﻮﻧﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﻘﺮﳝﻨﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻗﻠﻴﻨﻪ ﺍﭘﺴﻬﻴﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻣﺮﻗﺎﻧﻴﻨﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﳌﻴﺰﻳﻨﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﻛﻠﻤﺪﻳﻨﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫‪268‬‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺍﺳﺘﻔﺎﻧﻴﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﻗﻨﺎﺩﻳﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻟﻜﺮﻧﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺑﺮﻭﺣﺒﺎﺩﻳﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﻓﺮﻭﺩﻭ ﻃﻮﻝ‬
‫ﻓﻮﻧﻜﻨﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧﺎﻧـــﻪ‬
‫ﻧﻜﻮﻓﻮﺭﻧﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﻣﻮﺳﻜﻨﻪ ﻃﻮﻝ‬
‫ﺧــــــــــﺎﻧﻪ‬
‫‪ ٩٠‬ﳎﺮﺩ ﺑﻴﻮﻩ‬
‫‪١٦ ٧‬‬
‫ﺧـــﺮﺍﺝ‬
‫ﻣﻘﻄﻮﻉ ﺳﻠﻄﺎﳕﺰ ﻧﺸﺎﻧﻴﻠﻪ‬
‫ﺍﻭﻥ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻧﻈﺎﺭﺗــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻛﻪ ﻧﻴﺎﺑﺘﺪﺭ‬
‫)‪(2b‬‬
‫ﺑﻴﻚ ﺍﻛﻴﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻭﻣﻨﻮﻝ ﺍﺩﻣﻴﺴﻰ ﺧﺮﺍﺝ ﲨﻊ ﺍﺩﺟﻚ‬
‫ﺩﺭﺩ ﻳﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻟﻮﺭﻣﺶ‬
‫ﻭﺍﺳﺘﻨﺒﻮﻝ ﺗﮑﻔﻮﺭﺍﻳﺪﻛﻰ ﺣﺎﺻﻠﺪﻥ ﻛﻪ ﴰﺪﻯ‬
‫ﺍﻟﺘﻮﻥ ﺑﻮﻏﺎ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﺍﲰﻌﻴﻠﻪ ﻭﻛﻴﻠﻨﻪ ﺗﻴﻤﺎﺭ ﺍﻭﳌﺸﺪﺭ ﳏﺼﻮﻝ‬
‫ﺑﻴﻚ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﺍﳌﺼﺮﻓـــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺧﺮﺍﺝ ﻣﻘﻄﻮﻉ‬
‫ﻣﺪﺭﺱ ﻳﻮﻡ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻣﺼﻠﺢ ﺍﻟﺪﻳﻦ‬
‫‪١‬‬
‫ﻋﻠﻰ‬
‫‪١‬‬
‫‪269‬‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻳﻜﺎﻥ‬
‫‪٣‬‬
‫ﺧﻠﻴﻔﻪ ﻳﻮﺳﻒ‬
‫‪١‬‬
‫ﺣﺎﻓﻆ ﺍﲪﺪ‬
‫‪١‬‬
‫ﻧﻈﺎﺭﺕ ﻳﻴﻠﺪﻩ‬
‫‪١٠٠٠‬‬
‫ﺣﺴﻦ‬
‫‪١‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺻﺎﺗﻰ‬
‫‪١‬‬
‫ﺻﻮﰱ ﻋﻠﻰ‬
‫‪١‬‬
‫ﺍﻛﻰ ﺧﻄﻴﺐ‬
‫‪٣‬‬
‫ﴰﺲ ﺍﻟﺪﻳﻦ‬
‫ﺧﻮﺍﺟﻪ‬
‫‪١‬‬
‫ﺗﻮﺭﺑﻪ ﺩﺍﺭ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ‬
‫ﺑﻚ‬
‫ﻳﻴﻠﺪﻩ‬
‫ﻭﻟﺪ ﻧﺼﺮﺍﷲ‬
‫ﻳﻴﻠﺪﻩ‬
‫‪٢٦٠‬‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
‫ﻳﻴﻠﺪﻩ‬
‫‪٥٤٠‬‬
‫ﺗﻮﺭﺑﻪ ﺩﺍﺭ ﻋﺜﻤﺎﻥ‬
‫‪١‬‬
‫‪١٠٠٠‬‬
‫ﻧﻔـــﺮ‬
‫‪١٦‬‬
‫ﻳﻮﻣـــﻴﻪ‬
‫‪٥٣‬‬
‫‪270‬‬
‫)‪(3a‬‬
‫ﲨــــــــــــﻠﻪ‬
‫ﺳﻨﻮﻯ ﺧﺮﺝ ﺍﻭﻥ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻗﺠﻪ‬
‫ﻣﻘﺮﺭ‬
‫ﺍﻭﻗﺎﻓـــــــــــــــ‬
‫ﻣﺮﺣﻮﻡ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻚ ﻛﻪ ﺑﺮﻭﺳﺎﺩﻩ ﻋﻤﺎﺭﺗﻨﻪ ﻭﻣﺪﺭﺳﻪ ﺳﻨﻪ ﻭﻗﻔﺪﺭ‪ .‬ﺣﺎﺻﻠﲎ ﻭﻣﺼﺮﻑ ﺑﻴﺎﻥ ﺍﺩﺭ‪.‬‬
‫ﻣﻮﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ﺗﺴﻊ ﻭﲬﺴﲔ ﻭﲦﺎﳕﺎﺋﻪ‪.‬‬
‫ﻗﺮﯾـــــــــﮥ‬
‫ﻏﻠﻴﺎﻛﻰ ﻗﺮﻩ ﺍﻏﺎﺝ ﺩﺭﻟﺮ ﻭﻗﻔﺪﺭ ﺑﺮﻭﺳﺎﺩﻩ ﻣﺮﺣﻮﻡ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻴﻚ ﻋﻤﺎﺭﺗﻨﻪ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ ﺗﺪﻭﺭﺯ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻧﻘﻮﻟﻪ ﺍﻧﺲ ﻧﻮﺱ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﻧﻠﻴﺎ ﻳﺎﻧﻮﺱ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ‬
‫‪٢٣٨‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻭﺭﻧﻘﻮﺱ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻓﻜﻠﻴﺲ‬
‫‪٤٤٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﻮﺳﺘﻪ‬
‫‪٤٠٤‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻧﻴﻘﻮﻻ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻭﺍﺻﻞ‬
‫‪٤٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﻮﺳﺘﻪ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﻓﻼﺡ‬
‫‪٢٠٤‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻏﻮﻻ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﻮﻻﺭﻯ‬
‫‪٤٤٤‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﻠﻔﺎﺩ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻧﺴﻮﺩﻯ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫‪271‬‬
‫)‪(3b‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﻮﺳﻘﻔﻮﺭ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﭘﺎﻧﻮﺱ‬
‫‪٦٠٠‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﺳﻠﻴﺎﻧﻮﺱ‬
‫‪٤٠٨‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺩﻣﻮﺭﺟﻰ‬
‫‪١٠٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺗﻜﻔﻮﺭ‬
‫‪٤٠٨‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺑﺮ ﻃﻮﺭﻧﻮﺭﺱ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻭﺍﺳﺪﻏﺎﺭ‬
‫‪٤٠٨‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﻛﻠﻜﻰ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺩﻣﺘﺮﻯ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﻮﻧﻠﻰ‬
‫‪٢٨٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺧﺮﻧﻮﺱ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﻛﻠﻨﻮﺱ‬
‫‪٤٤٤‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻣﻮﺭﻳﻠﻮﺱ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺧﺮﺳﺘﻪ ﻟﻮ‬
‫‪٢٣٨‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺗﻜﻔﻮﺭ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺩﻣﺘﺮﻯ‬
‫‪٤٠٨‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻳﻮﺭﻛﻰ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻓﻠﻮﺱ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺑﺒﻘﻮﺱ‬
‫‪٤٤٤‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺧﺮﺳﺘﻮﻟﻮﺱ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﻔﻮﺱ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺧﺮﻭﺩﻯ‬
‫‪١٠٢‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎ ﻳﺎﱏ‬
‫‪١٣٦‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎ ﻗﻠﻨﻮﺱ‬
‫‪١٧٠‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﺴﺘﻨﺪﻳﻞ‬
‫‪٢٧٢‬‬
‫ﺍﻟﻠﺠﻴﻠﺮ ﺑﻴﺎﻧﻨﺪﻩ ﺩﺭ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﲑﻳﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﻻﻧﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺑﻮﺭﺩﻳﻮﺭ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﻤﺬﻧﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺧﺮﺳﺎﱏ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻓﻮﻧﺪﻗﺎﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﭼﻠﻤﻜﺠﻰ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻧﻘﻮﻻ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫‪272‬‬
‫ﺍﺳﺘﻠﻴﺎﻧﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺍﻭﺭﻣﻨﻮ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺩﻣﺪﺭﻯ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﳊﻨﺎ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﺮﻳﻘﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻟﻮﻏﺮﻩ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻣﻨﻮﻝ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺑﺮﺍﻡ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺩﻧﻠﻰ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎ ﺍﺳﺘﺒﺴﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻟﺌﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺳﻜﺪﻩ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﻮﻛﻨﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺣﺮﻭﻓﺲ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﻮﺳﺘﻪ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎ ﺩﺭﻧﻮﻯ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﺳﻘﻮﻻﺭﻯ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺁﺭﮔﲑﻭﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﻔﺎﻟﻴﭻ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﺮﻩ ﻗﻠﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﭘﺎﭘﺎ ﺗﻠﻮﻏﺮﻭﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻭﺍﺻﻞ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻗﻤﻨﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﻮﺳﺘﻪ ﻓﻮﺭ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺳﻜﺪﻩ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﻨﺤﺴﺘﻮﺱ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺩﺭﺍﻧﻮ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﺳﺘﺮﺍﺩﻯ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫‪273‬‬
‫)‪(4a‬‬
‫ﺍﺯﺍﺩﻟﻮﻟﺮﻯ ﺑﻴﺎﻥ ﺍﺩﺭ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﺘﺨﺪﺍ ﻋﻠﻰ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻣﻴﺨﺎﻝ‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﻧﺪﺭ ﻟﻘﻮﺱ‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻣﺮﺍﺩ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺭﻭﺳﻠﻰ‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﻳﺴﺸﺎ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻛﺘﺨﺪﺍﻏﻠﻰ ﻋﻠﻰ‬
‫ﺧـــﺎﻧﻪ‬
‫ﻳﺎﱏ‬
‫ﲨﻌــــــــــــﹰﺎ‬
‫ﺍﻟﻠﻴﺠﻴﻠﺮ‬
‫ﺑﺎﻟﻘﺠﻴﻠﺮ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪٤١‬‬
‫‪٤٥‬‬
‫ﺍﺯﺍﺩﻟﻮ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪١٠‬‬
‫‪.......................................................‬‬
‫‪.......................................................‬‬
‫‪274‬‬
‫)‪(9b‬‬
‫ﺣﺎﺻـــــــــــــﻞ‬
‫ﺩﻛﺎﻛﲔ ﻭ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻚ ﻃﺎﺏ ﺛﺮﺍﻩ ﺩﺭ ﻧﻔﺲ ﺑﺮﻭﺳﺎ‪ ،‬ﻋﺪﺩ ﺩﻛﺎﻧﻠﺮ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﺯ ﻗﺮﻕ‬
‫ﻳﺪﻯ‪ .‬ﻫﺮ ﺍﻳﺪﻩ ﻛﺮﺍﻳﺎﺳﻨﺪﻥ ﻣﻘﺎﻃﻌﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﺍﻭﭺ ﺑﻴﻚ ﻃﻘﺮ ﻳﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﻃﻘﺰ ﺍﻗﭽﻪ‪ ،‬ﲨﻌﹰﺎ ﺑﺮ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﻗﺮﻕ‬
‫ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﻳﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺳﻜﺰ ﺍﻗﭽﻪ‪.‬‬
‫ﺣﺎﺻـــــــــــــﻞ‬
‫ﻃﺒﺎﻏﻠﺮ‪ ،‬ﲪﺎﻡ ﻭﺍﺻﻞ ﺯﺍﻭﻳﻪ ﺍﻭﻥ ﺳﻜﺰ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﺟﻴﻮﺯ ﺩﺭﺩ ﺍﻗﭽﻪ‪ ،‬ﻭﺩﺭﺕ ﻋﻴﺪ ﻭﺍﻯ ﻛﺴﺮﻳﻨﻪ ﺩﺭﺕ ﻳﻮﺯ‬
‫ﺍﻭﻥ ﺍﻟﺖ ﻛﺴﺮ ﻛﺴﺘﺮﺩﻟﺮ‪.‬‬
‫ﺣﺎﺻﻠـــ‬
‫ﻛﺮﻭﺍﻧﺴﺮﺍﻯ ﻳﻴﻠﺪﻩ‬
‫ﺍﻭﻥ ﻃﻘﺰ ﺑﻴﻚ‬
‫ﺭﺳــــﻢ‬
‫ﺩﻛﺮﻣﻦ ﺁﻳﺪﻩ‬
‫ﺍﻟﻠﻰ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻳﻴﻠﺪﻩ‬
‫ﺍﻟﺘﻴﻮﺯ‬
‫ﺭﺳــــﻢ‬
‫ﺩﻧﻚ ﺁﻳﺪﻩ ﺁﻟﺘﻤﺶ‬
‫ﻳﻴﻠﺪﻩ‬
‫ﻳﺪﻯ ﻳﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﲨﻌـــــــــــَﹰﺎ‬
‫ﺣﺎﺻﻞ ﻳﻴﻠﻠﻖ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﺑﻚ ‪١٦٦٣٠٥‬‬
‫ﻳﻮﺯ ﺍﻟﺘﻤﺶ ﺍﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﺟﻴﻮﺯ ﺑﺶ‬
‫‪١٦٦٣٠٥‬‬
‫ﻳﻜﻰ ﺣﺎﺻﻠﻨﺪﻥ ﻏﲑﺩﺭ ﺑﻮ ﲨﻠﻪ‬
‫‪275‬‬
‫)‪(10a‬‬
‫ﺍﳌﺼﺮﻓـــــــــــــــ‬
‫ﺍﻫﻞ ﻭﻇﺎﻳﻒ‬
‫ﻋﻼﺀ ﺍﻟﺪﻳﻦ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻣﺼﻠﺢ ﺍﻟﺪﻳﻦ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺑﺸﻪ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺳﺮ ﳏﻔﻞ‬
‫‪٢‬‬
‫ﳏﻰ ﺍﻟﺪﻳﻦ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺣﺴﻦ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺣﻮﺍﺟﻪ ﺣﺎﻓﻆ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺳﻠﻴﻤﺎﻥ‬
‫ﺍﻣﺎﻡ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺍﲰﲎ‬
‫ﺻﻼﺡ ﺍﻟﺪﻳﻦ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﻛﻼﺭﺟﻰ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻣﻌﻴﺪ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﺣﺴﻦ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺍﺑﺮﺍﻫﻴﻢ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺧﻮﺍﺷﺤﻮﺍﻥ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻮﻫﺎﺏ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻛﻤﺎﻝ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺍﻣﺎﻡ ﺟﺎﻣﻊ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻣﻌﺮﻑ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺧﻄﺐ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺍﻣﲑ ﺣﺴﻦ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻳﻜﺮﻙ ﻛﺎﺗﺐ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻳﺎﺯﳚﻰ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺧﻠﻴﻔﻪ ﺳﻨﺎﻥ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﳏﻤﺪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻣﺆﺫﻥ ﺍﻣﲑ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺑﻮﺷﺠﻪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻣﺮﺍﺩ ﻓﻘﻴﻪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺑﻨﺎ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﴰﺲ ﺍﻟﺪﻳﻦ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻗﺮﻩ ﻗﺎﺳﻢ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻋﻠﻮﻯ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺣﺎﺟﻰ ﺳﻠﻴﻤﺎﻥ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺳﻴﺪ ﺍﲪﺪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﻋﻮﺽ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻛﻤﺎﻝ ﻗﻼﻕ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﭼﺮﺍﻍ ﻣﺆﺫﻥ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺑﻠﺒﺎﻥ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﲨﺎﱃ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺩﻩ ﺩﻩ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺣﻀﺮ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺍﻣﲑ ﺳﻴﺪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺷﻴﺦ ﻋﻠﻰ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺳﻴﺪ ﺍﲪﺪ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﺻﻮﰱ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﳏﻤﺪ ﺷﺎﻛﺮ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺍﻣﺎﻡ ﭼﺮﺍﻍ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻣﻮﻟﻮﻯ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻣﻌﻠﻢ ﺣﺴﺎﻡ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺻﺎﺗﻰ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﳏﻤﺪ ﻣﺆﺫﻥ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﻣﻨﺘﺸﺎ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻋﻨﺘﱮ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﻣﺆﻣﻦ‬
‫‪٣٠‬‬
‫‪276‬‬
‫)‪(10b‬‬
‫ﻗﺮﺍﺟﻪ ﻛﺎﺗﺐ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺳﻴﻒ ﺍﷲ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﺣﺴﻦ ﺣﺎﺟﻰ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﺑﺸﲑ ﺣﺴﺎﻡ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻋﺒﺪ ﺍﷲ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﺍﻧﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﺳﺮ ﳏﻔﻞ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻭﻟﺪ ﻗﻴﻮﳎﻰ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﳏﻤﻮﺩ‬
‫‪٢٠‬‬
‫ﺳﻨﺎﻥ‬
‫‪٢٠‬‬
‫ﭘﲑ‬
‫‪١٥‬‬
‫ﻣﺆﺫﻥ‬
‫‪١٥‬‬
‫ﻳﻮﻣﻴـــــــــﻪ‬
‫‪١٤٧‬‬
‫ﻧﻔــــــﺮ‬
‫‪٦٨‬‬
‫ﻫﺮ ﺍﻳﺪﻩ ﺍﻭﺝ ﺑﻴﻚ ﺍﻟﺘﻴﻮﺯ ﺳﻜﺴﺎﻥ‬
‫ﻳﻴﻠﺪﻩ‬
‫‪٣٩٣٣٦‬‬
‫ﺍﳌﺼﺮﻓــــــــــــ‬
‫ﺧﺪﺍﻡ‬
‫ﻧﻈﺎﺭﺕ‬
‫‪١٢٠٠‬‬
‫ﻣﺪﺭﺱ ﻣﺘﺼﺪﺭ؟‬
‫‪٣٠٠‬‬
‫ﺷﻴﺦ ﺯﺍﻭﻳﻪ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﺑﺮﺍﺩﺭ ﻣﻮﻻﻧﺎ‬
‫‪١٥٠‬‬
‫ﺧﻄﻴﺐ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﺍﻣﺎﻡ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻛﺎﺗﺐ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻣﻌﻠﻢ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻣﺆﻣﻦ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻣﺆﺫﻥ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻋﻠﻮﻯ‬
‫‪٢١٠‬‬
‫ﻭﻛﻴﻞ ﺧﺮﺝ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﺟﺎﰉ‬
‫‪٩٠‬‬
‫ﻛﻼﺭﻯ‬
‫‪٩٠‬‬
‫ﺍﻧﺒﺎﺭﻯ‬
‫‪٩٠‬‬
‫ﻧﻘﻴﺐ ﻳﻮﺳﻒ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻧﻘﻴﺐ ﳏﻤﻮﺩ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﺣﺴﻦ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﺍﻟﻴﺎﺱ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﺧﻀﺮ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﭘﺎﺷﺎﻳﻜﻴﺪ‬
‫‪٧٥‬‬
‫ﺍﲰﻌﻴﻞ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﲪﺰﻩ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻣﺮﻣﺘﺠﻰ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﺧﻠﻴﻞ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻗﺮﺍﺟﻪ‬
‫‪٣٠‬‬
‫‪277‬‬
‫ﺑﻮﺍﺏ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻓﺮﺍﺵ ﺩﻳﻜﺮ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﺁﺧﻮﺭﻯ‬
‫‪٢٠‬‬
‫ﻣﺘﻮﺿﺎﺗﻰ؟‬
‫‪١٥‬‬
‫ﻓﺮﺍﺵ‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺍﻭﺩﻛﻴﻴﻪ؟‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻧﻔــــﺮ ﲨﻠﻪ‬
‫ﺧﺪﺍﻡ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻭﭺ ﻧﻔﺮ ﺍﻳﺪﻩ ﺍﻭﭺ ﺑﻴﻚ ﻃﻘﻮﺯ ﻳﻮﺯ ﺍﻟﻠﻰ‬
‫ﺍﻭﭺ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻳﻴﻠـــﺪﻩ‬
‫ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﺩﺭﺗﻴﻮﺯ ﺳﻜﺴﺎﻥ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﺟﻨﺎﻗﺠﻰ‬
‫‪٣٣‬‬
‫)‪(11a‬‬
‫ﻧﻔـــﺮ ﲨﻠﻪ‬
‫ﺣﻔﺎﻅ ﺍﻟﺘﻤﺶ ﺳﻜﺰ ﻧﻔﺮﺩﺭ‬
‫ﺍﻳﺪﻩ‬
‫ﻳﻮﻣﻴﻪ‬
‫ﺍﻭﭺ ﺑﻴﻚ ﺍﻛﻴﻮﺯ‬
‫ﻳﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺍﻭﭺ‬
‫ﺳﻜﺴﺎﻥ‬
‫ﺍﻗﺠﻪ‬
‫ﻳﻴﻠـــﺪﻩ‬
‫‪٣٩٣٣٦‬‬
‫ﺍﻭﺗﻮﺯ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﭼﻴﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﺗﻮﻟﻴـﺘــــــ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ‬
‫ﲨﻌــــــــــــًﺎ‬
‫ﻧﺎﻇﺮ ﻭﻣﺪﺭﺱ ﻭ ﺍﻫﻞ ﺣﻔﺎﻅ ﻭﺧﺪﺍﻡ‬
‫‪٨٦٧٧٠‬‬
‫ﺳﻜﺴﺎﻥ ﺍﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﻳﺪﻯ ﻳﻮﺯ ﻳﺘﻤﺶ‬
‫ﺗﻮﻟﻴـــــﺖ‬
‫ﺗﻮﻟﻴـــــﺖ‬
‫ﺳﻨﻮﻯ ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻗﺎﺿﻰ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻗﺎﺿﻰ ﺍﻳﻠﻖ ﺳﻜﺰ ﻳﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﺍﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﻃﻘﻮﺯ ]ﻳﻮﺯ[ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻛﻰ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻭ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻟﱴ ﻳﻮﺯ‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﺍﺕ‪ ،‬ﻛﻮﻧﺪﻩ ﺍﻭﭺ ﲜﻖ ﺑﻄﻤﻦ ﺍﻟﻨﻮﺭ‪،‬‬
‫ﺍﻭﺩﻭﻥ‪ ،‬ﺍﺵ‪ ،‬ﺍﻛﻤﻚ ﺍﭼﻮﻥ ﺍﻳﺪﻩ ﺍﻭﭼﻴﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺑﺶ‬
‫‪278‬‬
‫ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻳﻴﻠــــــﺪﻩ‬
‫ﺍﻭﭺ ﺑﻴﻚ ﻃﻘﻮﺯ ﻳﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺷﺮ ﺍﺯﺭﻩ ﻳﺘﻤﺶ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻭﻟﻮﺭ‬
‫ﺍﻳﺪﻩ ﺍﻛﻰ ﺑﻴﻚ ﻳﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻳﻴﻠـــــﺪﻩ‬
‫ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺑﺶ ﺑﻴﻚ ﺍﻛﻴﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﺑﻐﺪﺍﻯ ﺩﻛﻴﻨﻪ ﻭﭼﻨﺎﻗﭽﻰ ﻭ ﺍﺩﻭﻧﻪ ﻭﻗﺎﺯﻏﺎﻥ ﻗﻠﻌﻰ ﻭ ﺯﻳﺘﻮﻥ ﻳﺎﻍ ﻭﺑﺰﻳﺮ ﻭﭘﻨﺒﻮﻕ ‪ ...‬ﻭ ‪ ...‬ﻭ ﺍﺧﻮﺭﻯ‬
‫ﻭﻧﺎﱏ ﻭ ﻣﺘﻮﺿﺎﺟﻰ؟‬
‫ﻫﺮ ﺍﻳﺪﻩ ﻳﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﻳﺪﻯ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻳﻠﺮ ﻳﻴﻠﻠﻖ ﺑﻴﻚ ﺑﺸﻴﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺩﺭﺕ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫‪279‬‬
‫ﲨﻊ ﺍﺠﻤﻟــــﺎﻣﻊ‬
‫ﺧﺮﺝ ﺍﻫﻞ ﻭﻇﺎﻳﻒ ﻭﺧﺪﺍﻡ ﻭ ﻣﻌﺎﺵ ﺧﺮﺝ ﺩﻓﺘﺮﻟﺮ‬
‫ﻣﻮﺟﺒﻨﺠﻪ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺩﺭﺕ ﺑﻴﻚ ﺳﻜﺰ ﻳﻮﺯ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺳﻜﺰ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫‪١٣٤٨٢٤‬‬
‫)‪(11b‬‬
‫ﺍﻟﺒـــــﺎﻗﻰ‬
‫ﺭﻗﺒﻪ ﻭﺿﻴﺎﻓﺖ ﺧﻮﺍﺩ ﺧﺮﺝ ﻭﻏﲑﻫﻢ ﻗﺎﻟﻮﺭ‬
‫ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺑﺮ ﺑﻴﻚ ﺍﻟﱴ ﻳﻮﺯ ﻳﺘﻤﺶ ﻳﺪﻯ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫‪٣١٦٧٧‬‬
‫ﻋﻠﻴﺸﺮﺩﹰﺍ ﻭ ﻳﻜﻴﺠﻪ ﺍﺭﻏﻨﺪﻥ ﺍﻕ ﭘﺮﻧﭻ ﺍﻭﻥ ﻳﺪﻯ ﻣﺪ‬
‫ﺑﺮ ﻛﻠﻪ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻳﻪ‬
‫ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﻮﺭ‬
‫ﻏﻼﹼﺗــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻋﻤﺎﺭﺕ ﺍﻭﺭﺧﺎﻧﻴﻪ‬
‫ﺑﻐــــﺪﺍﻯ‬
‫ﺍﻭﭼﻴﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﻃﻘﻮﺯ ﻣﺪ ﺍﻭﻥ ﺍﻭﭺ ﻛﻠﻪ‬
‫ﻣﻨﻬــــــــــــــﺎ‬
‫ﻭ ﺍﺵ ﺍﭼﻮﻥ ﻛﻮﻧﺪﻩ ﺍﻭﭺ ﻛﻠﻪ‬
‫ﻛﻮﻧﺪﻩ ﺍﲤﻚ ﺍﭼﻮﻥ ﺍﻭﻥ ﺍﻛﻰ ﻛﻠﻪ‪ ،‬ﺍﻳﺪﻩ‬
‫ﺑﻐﺪﺍﻯ ﻳﻴﻠﺪﻩ ﺍﻟﻠﻰ ﺩﺭﺕ ﻣﺪ‬
‫ﺍﻭﻥ ﺳﻜﺰ ﻣﺪ ﺑﻮ ﺣﺴﺎﺏ ﺍﺯﺭﻩ ﺍﻳﻠﺮ‬
‫ﺍﻛﻴﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺍﻟﱴ ﻣﺪ‬
‫ﺟـــــﺎﻣﻜﻰ‬
‫ﺟﺮﻩ ﺩﺭ ﺷﻴﺦ ﻭ ﺣﺪﺍﻡ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺑﺮ ﺑﭽﻖ ﻣﺪ‬
‫ﲨﻌــــًﺎ‬
‫ﺧﺮﺝ‬
‫‪280‬‬
‫ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺑﺮﺑﭽﻖ ﻣﺪ‬
‫ﻭ ﺧﺮﺝ ﺯﻳﺎﺩﻩ ﺩﺭ ﺍﺻﻠﺪﻥ ﺑﻮﻳﻴﻞ‬
‫ﻃﺤﻴﻞ ﺍﻭﻛﺎﺕ ﺍﻭﳌﺪﻭﻏﻴﭽﻮﻥ‬
‫ﲨﻌــــًﺎ‬
‫ﺍﺭﭘﺎ ﻭ ﻳﻮﻻﻑ ﺍﻟﺘﻤﺶ ﺩﺭﺕ ﻣﺪ ﻃﻘﺰ ﻛﻠﻪ ﺑﻮ ﲨﻠﻪ ﺩﻥ ﺧﺪﺍﻣﻪ ﻭﺭﻟﻮﺭ ﻗﺮﻕ ﺳﻜﺰ ﻣﺪ‬
‫ﺑﺎﻗﻰ ﺍﻳﻨﺪﻩ ﻳﻪ ﻭ ﺭﻭﻧﺪﻳﻪ ﺧﺮﺝ ﺍﻭﻟﻨﻮﺭ‬
‫)‪(12a‬‬
‫ﻋﻠﻴﺸﺮ ﺍﺭﻏﻨﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﳌﺶ ﻳﺪﻯ ﻣﺪ ﺑﺮﻛﻠﻪ‬
‫ﺍﻣﺎ ﺍﻭﻛﺘﺠﺎﻕ ﺍﻟﺘﻤﺶ ﻣﺪ ﺍﻭﻟﻮﺭﻣﺶ ﻭﻳﻜﻴﺠﻪ‬
‫ﻛﻮﻯ ﺍﺭﻏﻨﺪﻥ ﺍﻭﻥ ﻣﺪ ﭘﺮﻧﭻ‬
‫ﲨﻌــــًﺎ‬
‫ﻧﻈﺎﺭﺕ ﻛﻪ ﻧﻴﺎﺑﺘﺪﺭ‬
‫ﻧﻈﺎﺭﺗــــــ‬
‫ﻗﺮﻕ ﻣﺪ ﺑﻐﺪﺍﻯ‬
‫ﻬﺑــــﺎﺀ‬
‫‪٢٤٠٠‬‬
‫ﻭﺍﺭﭘﺎ ﻳﻮﻻﻑ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﻣﺪ ﺍﻭﻥ ﺳﻜﺰ ﻛﻠﻪ‬
‫ﻬﺑـــﺎﺀ‬
‫‪٧٦٤‬‬
‫ﻭﺳﻜﻰ ﻛﻮﻳﻚ ﻛﺎﻭﺭﻧﺪًﺍ ﻧﻴﺎﺑﺖ‬
‫ﺑﻴﻚ ﺍﻛﻴﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ ﻭﻳﻮﻡ ﻋﻤﺎﺭﺗﺪًﺍ‬
‫ﻗﺮﻕ ﺍﻗﭽﻪ ‪١٤٩٠١‬‬
‫ﻳﻴـــﻠﺪﻩ‬
‫‪١٨٣٦٥‬‬
‫‪281‬‬
‫ﻣﺘﻮﱃ ﻛﻪ ﺑﺮﻭﺳﺎ ﻗﺎﺿﻴﺴﻰ ﺩﺭ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺳﻜﺰ ﻣﺪ ﺍﻭﻥ ﺑﺶ ﻛﻠﻪ ﺑﻐﺪﺍﻯ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻟﻮﺭ‬
‫ﻬﺑــﺎﺀ‬
‫‪٢٣٤٠‬‬
‫ﻭﻳﻮﻡ ﻋﻤﺎﺭﺗﺪﻥ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﻳﺪﻯ ﺑﭽﻖ ﺍﻗﭽﻪ ﺍﻭﻟﻮﺭ ﲨﻠﻪ ﺳﻰ‬
‫ﻳﻴﻠﻖ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺍﻟﺘﻴﻮﺯ ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻭﺗﻮﻟﻴﺖ‬
‫‪٦٩٣٢‬‬
‫ﲨﻠﺘــــﺎﻥ‬
‫‪١٨٥٣٢‬‬
‫‪282‬‬
Orhan Bey Vakfiyesi Örneği (Transkripsiyon):
[1b]
Karye-i Seki ki bağbanlardur , Bayezid Hünkârʹun vakfudur. Merhum Orhan
Beyʹün Hisarʹda olan medresesine ve müderris ve huffâz ve türbedâr ve sâir
masârıfına sarf olunur. Mevâcib-i sene tis‘a ve hamsîne ve semân-mie.
Hane
Mornar
Hane
Goraz
Hane
Papaz Dimitri
Hane
Papaz Yani
Hane
Kardesi Todoroz
Hane
Mihal Elenori
Hane
Samara
Hane
Mihale
Hane
Oğlu Mihal
Hane
Yani İlyanos
Hane
Yorği oğlı
Hane
Yani Karon
Hane
Mihal Der
Hane
Yani Pavlov
Hane
Dimitri Kaçiyani
Hane
Yorgi Körtek
Hane
Manol Körtek
Hane
Mihal Körtek
Hane
Duce
Hane
Mathos
Hane
Yorği Kaçiyani
Hane
Hane
Papaz Kesarno Yorgi Enilyanor
Hane
Yorgi İlinaki
Hane
Nikola Öksüz
Hane
oğlı Yorği
Hane
Yani Öksüz
Hane
Elmiyadi
Hane
Hane
Papaz Todonar Yakovan
Hane
Ogen Manol
Hane
Karafnoz
Hane
Fot
Hane
Oğul Todorazi
Hane
Belgaroz
Hane
Perod Papaz
Hane
oğlı Yani
Hane
Selensor
Hane
Kosta Tolatakina
Hane
Duzma
283
[2a]
Hane
Leskeri
Hane
oğlı Yani
Hane
oğlı Selesnor
Hane
Yani Lipojo
Hane
Manol Toma
Hane
Yorği Atros
Hane
Hıristanor
Hane
Nikola Serdoz
Hane
Dimitri Serdoz
Hane
Yani kala
Hane
Monotefnor
Hane
Logara
Hane
Papaz Yorği
Hane
oğlu Todoraz
Hane
oğlı Vara
Hane
Ermedegöz
Hane
Nikola Körgösi
Hane
Hane
Hane
Yorği Papa Nikola Mihal Kalfor Fenor Tedor Vardoko
Hane
Papas Mihal
Andreniko
Hane
Manko Yani
Hane
Mihal Kaçiyani
Hane
Losta Andreniko
Hane
oğlı Todor
Hane
Todor Andreniko
Hane
Marnos
Hane
oğlu Tonca
Hane
Razis
Hane
oğlı Yani
Hane
Karmenol
Hane
Papa
Hane
oğlı Manol
Hane
Lengenos
Hane
Mihal Kaçara
Hane
Todor Maskak
Hane
Kaçaras
Hane
Mihal Episder
Hane
Adrenos
Hane
Çederaz
Hane
oğlı Mihal
Hane
Kostafili Episihi
Hane
Ağalovas
Hane
Barbanos
Hane
Hane
Mihal Pazano oğlı Mihal
Hane
Manol Semer
Hane
Hane
Hane
284
Hane
Hane
Yorges
Todora Babaçi
Hane
Mihal Eklimato
avret
Kosta Derzi
Todor Vakiyekor
Hane
Hane
Luna , dul avret Kande Yorkina
Todoraz Toma
Hane
Lareni , dul
Hane
Kaçiyani , dul avret
dul
Hane
Hane
Hane
Balla Luna , dul avret Kalya Epsihina , dul Lemizina ,
Hane
Havişena , dul
dul
Hane
Hane
Makrimina, dul Marmanina, dul
Hane
Eklemedina ,
[2b]
Hane
Hane
Lekerna, dul
Frudo, dul
Kanadiya, dul
Hane
İstefanina, dul
Hane
Hane
Peruca Badiya , dul
Muskina, dul
Hane
Mikoforena, dul
Hane
Hane
Forkina, dul
Hane__________________________________________________________
90
Mücerred
Bîve
7
16
_ı
in
__
_
_ ız uz b
_
__ ım ok
__ ltan ond
_
_
u e
__ tû'S niyl
c
â
k
r
a
şâ çe
Ha M n i a k
Nezâret_____________________________________________________________
Ki niyâbetdür , bin ikiyüz akçe
Ve mütevellî âdemisi harâc cem‘ idenün dörtyüz akçe alurmış
285
Ve İstanbul Tekfur[ı] idüği hâsıldan -ki şimdiAltunboğa oğlı İsmâilʹe timar
olmışdurmahsûl bin akçe
Harâc-ı maktû‘
el-Masraf________________________________________________________
Müderris , yevm
3
Mevlâna Yeğân
3
Nezâret , yılda İki Hatîb
1.000
3
Muslihuddin
Hoca
1
Halife Yusuf
Hasan
Ali
1
1
Hafız Ahmed Veled-i Satı
1
1
Şemseddin
1
Sofi Ali
1
Veled-i Nasrullah , yıldaMüezzin Mustafa , yılda
260
540
1
Türbedâr-ı Orhan Bey , yılda
1.000
Türbedar Osman
1
Nefer
16
Yevmiye
53
[3a]
Cümle________________________________________________________________
Senevî harc ondokuz bin akçe
Mukarrer
Evkāf_________________________________________________________________ı
Merhum Orhan Bey ki , Bursaʹda imâretine ve medresesine vakıfdur , hâsılını
masraf[ını] beyân eder. Mevâcib-i sene tis‘a ve hamsine ve semnân-mie.
Karye________________________________________________________________i
286
Galya ki Karacaağaç derler. Vakıfdur Bursaʹda merhûm Orhan Bey imâretine.
Hane
Yani Todoraz
272
Hane
Nikola Anisnos
272
Hane
Anibal Panos
272
Hane
Yorgi
238
Hane
Verenkos
272
Hane
Kanlis
442
Hane
Yani
272
Hane
Kosta
404
Hane
Nikola
272
Hane
Vasil
472
Hane
Kosta
272
Hane
Eflah
272
Hane
Gavala
272
Hane
Kolari
444
Hane
Kalafad
272
Hane
Nesudi
272
Hane
Yani
272
Hane
Koskofor
272
Hane
Panos
600
Hane
Esilyanos
408
Hane
Demürci
102
Hane
Tekfur
408
Hane
Bertaronos
272
Hane
Vasdigar
408
Hane
Mihal
272
Hane
Ekleki
272
Hane
Dimitri
272
Hane
Konali
282
Hane
Harnos
272
Hane
Eklenus
272
Hane
Yorgi
272
Hane
Morilos
170
Hane
Hıristelo
Hane
Tekfur
Hane
Dimitri
Hane
Yorgi
[3b]
287
238
272
408
272
Hane
Filos
272
Hane
Bebekos
272
Hane
Hıristolos
272
Hane
Kofos
272
Hane
Harudi
102
Hane
Papa Yani
136
Hane
Papa Kalinos
170
Hane
Kirilos
Çift
Hane
Elanos
Çift
Hane
Bordiver
Çift
Hane
Hıristani
Çift
Hane
Fondekas
Çift
Hane
Çölmekçi
Çift
Hane
Nikola
Çift
Hane
İstilyanos
Çift
Hane
Ormeno
Çift
Hane
Dimitri
Çift
Hane
Lahna
Çift
[4a]
Hane
Krikos
Çift
Hane
Lipos
Çift
Hane
Erkeros
Çift
Hane
Kostafor
Çift
Hane
Loğara
Çift
Hane
Sekede
Çift
Hane
Kefaliç
Çift
Hane
Sekede
Çift
Hane
Manol
Çift
Hane
Foknos
Çift
Hane
Karakolos
Çift
Hane
Beram
Hane
Hrofes
Hane
Papa Telegoros
Hane
Kostandil
272
Elliciler beyânındadır.
288
Hane
Kamazenos
Çift
Hane
Kenhustos
Çift
Hane
Drano
Çift
Çift
Çift
Çift
Hane
Danili
Çift
Hane
Kosta
Çif
Han
Vasili
Çift
Hane
İstradi
Çift
Hane
Papa İstibsos
Çift
Hane
Papa Dranovi
Çift
Hane
Kamenos
Çift
Hane
Mihal
Çift
Hane
İskolardi
Çift
Azadluları beyân eder
Hane
Kethuda Ali
50
Hane
Mihal
50
Hane
Yani
50
Hane
Andronikos
50
Hane
Murad
oğlı Ali
50
Hane
Rosali
Hane
İsa
Hane
Ahmed
50
50
50
Hane
Yani
Cem‘an____________________________________________________________
Balıkçılar
Elliciler
Azadlular
Hane 45
41
10
.............................................................................................................................................
.............................................................................................................................................
.............................................................................................................................................
289
[9b]
Hâsıl ______________________________________________________________ı
Dekâkin ve mükata‘ât-ı imâret-i Orhan Bey -tâbe serâhü- der nefs-i Bursa .
Aded-i dükkânlar iki yüz kırk yedi. Her ayda kirayasınden ve mukata‘asından
üçbin dokuz yüz yirmi dokuz akçe , cem‘an bir yılda kırk yedi bin yüz sekiz akçe.
Hâsıl_________________________________________________________________
_ı
Tabbağlar, hamâm ve asl-ı zâviye, on sekiz binüç yüz dört akçe ve dört îd ve ay
kesrine dört yüz on altı kesir kestirdiler.
Hâsıl____________ ı
Kervansaray , yılda
On dokuz bin [akçe]
Resm_______i
Değirmen , ayda
elli akçe
Yılda
Altı yüz [akçe]
Resm___________ i
Dink , ayda altmış ,
Yılda
Yediyüz yirmi akçe
Cem‘an__________________________________________________
Hâsıl-ı yıllık-ı imaret-i Orhan Bey - 166.305
Yüz altmış altı bin üç yüz beş
166.305
Seki hâsılından gayrıdır zikr olan cümle
290
[10a]
el-Masraf_____________________________________________________________ı
Ehl-i vezâyif
Alaeddin
2
Muslihıddin
2
Veled-i Beşîr
2
Hasan Ali
Salahaddin
2
Hoca Hafız
Süleyman , imam
2
2
Veled-i kilâri
2
Mu‘îd Veled-i Mevlana Hasan
2
2
Abdülvehhâb Kemal İmâm-ı Câmi‘
2
2
2
Emir Hasan
60
Müezzin Emir
60
Şemseddin
60
Yeğrek , kâtib
60
Yavaşca
60
Kara Kasım
60
Veled-i İvaz
60
Cavid
60
Sofi
30
Mehmed Şakir
30
Veled-i Satı
30
Muhyiddin
2
Veled-i Ali
2
2
İbrahimHoşhan
2
Mevlânâ , muarrif
2
2
Veled-i hatîb
2
Yazıcı
60
Halife Sinan
60
Murad Fakîh
60
Veled-i Bennâ Veled-i Şerif
60
60
Ulvi
60
Kemal Kallak
60
Hızır
60
Sermahfil
2
Hacı Süleyman
60
Mehmed
60
Seyyid Ahmed
60
Çerâg-ı Müezzin Balaban
60
60
Emir Seyyid
60
Şeyh Ali
60
Cemâli
60
Seyyid Ahmed
60
Veled-i İmâm-ı çerâğ Mevlevi Mu‘allim Husâm
30
30
30
Mehmed , müezzin
30
Veled-i Menteşe Antebî Veled-i Mümin
30
30
30
291
[10b]
Karaca , kâtib
30
Veled-i Seyfullah
30
Hasan Hacı
30
Beşir Husâm
30
Abdullah
30
Veled-i Ensâri
30
Sermahfil
30
Veled-i Kuyumcı
30
Mahmud
20
Sinan
20
Pîr
15
Müezzin
15
__
__
_
__
iye
__
r
m
e
v 7
f
Ne 6 8 Ye 1 4
Her ayda üç bin ikiyüz seksen
Yılda
39.336
el-Masraf_____________________________________________________________ı
Huddâm
Nezâret
1.200
Müderris-i mutasaddır Seyh-i zâviye
300
30
Hatîb
Mü’min
120
İmâm
Kâtib
60
30
Müezzin
60
Ulvi
210
Vekiliharc
180
Anbâri
90
Nakîb Yusuf
60
Nakîb Mahmud
60
Hasan
120
İlyas
120
Hızır
30
Paşa Yiğit
75
İsmail
60
Hamza
60
Meremmetçi
30
292
Birâder-i Mevlâna
150
Muallim
60
Halil
60
Mevlâna
60
Câbi
90
Kilâri
90
Karaca
30
[11a]
Bevvâb
60
Ahurî
20
Ferrâş
50
Ferrâş-ı diğer
30
Müteveddâti
15
Od-i kiyye
10
Bir cümle_____________________
Huddâm otuz üç nefer , ayda üçbin
dokuzyüz elli üç akçe
Çanakçı
33
Bir cümle___________________
Huffâz altmış sekiz neferdir.Yevmiye
yüz kırküç akçe ,ayda Üçbin ikiyüz seksen akçe
Yılda_______________________________ Yılda_______________________________
Kırkyedi bin dörtyüz seksen akçe
Otuzdokuz bin üçyüz kırk akçe
Tevliyet_______________________________i
Mevlâna
Cem‘an______________________________________________________
Nâzır ve müderris ve ehl-i huffâz ve huddâm
86.790
Seksen altı bin yediyüz seksen akçe
Tevliyet_________________________
Mevlâna Kadı , aylık sekizyüz akçe ,
ve yılda dokuzbin altıyüz.
Tevliyet________________________________
Senevî Mevâna Kadı.
Altıbin dokuz[yüz] otuziki akçe
Bahâ_____________________________ i
Odun, aş, etmek içün ayda üçyüz yirmibeş
akçe ; yılda üçbin dokuzyüz akçe
Bahâ___________________________ i
Et , günde üç buçuk batman alınur.
Yirmişer üzere yetmiş akçe olur.Ayda
ikibin yüz akçe
Yılda_____________________________
Üçbin dokuzyüz akçe
Yılda____________________________
Yirmibeş bin ikiyüz akçe
293
Teffûh ____________________
Günde ikişer buçuk
Yılda____________________
Dokuzyüz akçe
Buğday döğene ve çanakçı ve oduna ve kazgan kal‘ı ve zeytinyağı ve bezir ve
panbuk ve âhurî ve nânî ve müteveddâci
Her ayda yüz yirmi yedi akçe eyler , yıllık bin beşyüz yirmi dört akçe
[11b]
Cem‘uʹl-mecâmi‘_______________________________________________i
Harc-ı ehl-i vezâyif ve huddâm ve ma‘âş-ı harc , defterler mûcebince
yüz otuzdört bin sekizyüz yirmisekiz akçe
134.828
el- Bâkî_____________________________________________________
Rakabe ve zıyâfet hord-harc ve gayruhum kalur
otuzbir bin altıyüz yetmişyedi akçe
31.677
Ve Alişarʹdan ve Yenice argından ak pirinç onyedi mud bir kile
İmâret-i Amireʹye sarf olunur.
Gallât___________________________________________________________ı
İmâret-i Orhaniye
Buğday__________________________________________________________
Üçyüz kırkdokuz mud onüç kile
Minhâ_____________________________________________________________
Günde etmek içün oniki kile, ayda onsekiz Ve aş içün gündeüç kile buğday,
mud.Bu hesâb üzere eyler yılda ikiyüz
yılda ellidört mud
onaltı mud
294
Câmegî___________________________________________________________
Ki cerredür , şeyh ve huddâma
Yüz onbir buçuk mud
Cem‘an___________________________________________________________
Harc
Üçyüz seksenbir buçuk mud
ıl
uy
b
n
da
sıl ı için
a
,
dir adığ
e
âd lm
ziy at o
c
n
r
hâ hıl o
e
a
V t
Cem‘an___________________________________________________________
Arpa ve yulaf altmış dört mud dokuz kile. Bu cümleden huddâma
verilür kırksekiz mud. Bakî âyendeye ve revendeye harc olunur.
[12a]
Alişar argından hâsıl olmuş yedi mud bir kile amma onatcak altmış-yetmiş mud
olurmuş ve
Yenice köy argından on mud pirinç
Cem‘an_____________________________________________________
Nezâret ki niyâbetdür.
Nezâret_____________________________________________________
Kırk mud buğday
Ve arpa yulaf otuz mud sekiz kile
Bahâ
Bahâ
2400
765
Ve Seki köyü gâvurundan niyâbet bin ikiyüz
akçe ve yevm imaretden kırk akçe
__
14.901
__
_
__
__
_
__
a_ 365
d
l
.
Yı 1 8
295
Be-cihet_____________________________i
Mütevellî -ki Bursa kadısıdır- otuzsekiz mud
onbeş kile buğday hâsıl olur.
Baha
2.340
Ve yevm-i imaretden yirmiyedi buçuk akçe olur.
Cümlesi yıllık dokuzbin altı yüz akçe
Cümletân_________________________________________________
18.532
Bulgaristanʹdaki Osmanlı Belgeleri - Orhan Bey Vakıfları , BDAGM. Osmanlı Arşivi
Yayınları , Nu: 7, s. 141-158 Ankara 1994.
296
Orhan Bey Vakfiyesi Örneği (Türkçe):
[1b]
Bağcılık yapan Seki köyü Padişah Bayezidʹin vakfıdır. Rahmetli Orhan Beyʹin
Hısarʹda olan medresesine , müderrisine , hâfızlarına , türbedarına ve diğer
masraflarına sarf edilir. Hicrî 859 [Milâdi 22 Aralık 1455-11Aralık 1456] yılı
gelir-gideri.
Hane
Mornar
Hane
Goraz
Hane
Papaz Dimitri
Hane
Papaz Yani
Hane
Kardesi Todoros
Hane
Mihal Elenori
Hane
Samara
Hane
Mihale
Hane
Oğlu Mihal
Hane
Yani İlyanos
Hane
Yorği Oğlu
Hane
Yani Karon
Hane
Mihal Deri
Hane
Yani Pavlov
Hane
Dimitri Kaçiyani
Hane
Yorgi Körtek
Hane
Manol Kortek
Hane
Mihal Körtek
Hane
Duce
Hane
Mathos
Hane
Yorği Kaçiyani
Hane
Hane
Papaz Kesarnor Yorgi Enilyanor
Hane
Yorgi İlinaki
Hane
Nikola Öksüz
Hane
oğlu Yorği
Hane
Yani Öksüz
Hane
Elmiyadi
Hane
Hane
Papaz Todona Yakovan
Hane
Ogen Manol
Hane
Karafnoz
Hane
Fot
Hane
oğlu Todorazi
Hane
Belgaroz
Hane
Perod Papaz
Tolatakina
Hane
oğlu Yani
Hane
Selensor
Hane
Kosta
Hane
Duzmal
297
[2a]
Hane
Hane
Hane
Hane
Leskeri
Lipojo
oğlu Yani
oğlu Selesnor
Yani
Hane
Manol Toma
Serdoz
Hane
Yorği Atros
Hane
Hiristanor
Hane
Nikola
Hane
Dimitri Serdoz
Hane
Yani kala
Hane
Monotefnor
Hane
Logara
Hane
Papaz Yorği
Ermadagoz
Hane
oğluTedoraz
Hane
oğlu Var
Hane
Hane
Nikola Körgösi
Vardoko
Hane
Yorği Papa Nikola
Hane
Mihal Kalfor Fenor
Hane
Tedor
Hane
Papaz Mihal
Andrenika
Hane
Manko Yani
Hane
Mihal Kaçiyani
Hane
Yorges
Hane
Losta Andrenika
Hane
oğluTodor
Hane
oğlu ToncaRazis
Hane
Razis
Hane
oğlu Yani
Hane
Karmenol
Hane
Papa
Kaçara
Hane
oğlı Manol
Hane
Lengenos
Hane
Mihal
Hane
Todor Maskak
Hane
Kaçaras
Hane
Mihal Episder
Hane
Hane
Hane
298
Hane
Tedor Andrenika
Hane
Marnos
Hane
Adrenos
Hane
Çederaz
oğlı Mihal
Kostafili Episihi
Hane
Barbanos
Semera
Hane
Mihal Pazano
Hane
oğlu Mihal
Hane
Mana
Hane
Todora Babaçi
Toma
Hane
Kosta Derzi
Hane
Todor Vakiyekor
Hane
Todoraz
Hane
Mihal Eklimat
dul avret
Hane
Luna , dul avret
Hane
Kande Yorkina
Hane
Lareni ,
Hane
Hane
Kaçiyani , dul avret Balla Luna , dul avret
Hane
Havişena , dul
Hane
Makrimina, dul
Ağalovas
Hane
Hane
Kalya Epsihine , dul Lemizine , dul
Hane
Marmarina, dul
Hane
Eklemedina, dul
299
[2b]
Hane
Lekerna , dul
dul
Hane
Pericabadiya , dul
dul
Hane
Frudo, dul
Hane
İstefanina , dul
Hane
Forkina , dul
Hane
Mikoforena , dul
Hane-Evli
90
Bekâr
7
Hane
Kanadiya ,
Hane
Muskina,
Dul
16
ı
__
in
_
__ ız uz b
_
__ ım ok
__ ltan ond
_
_
u e
__ tû'S niyl
c
â
k
r
a
şâ çe
Ha M n i a k
Köyün maktû‘ vergisi ellerindeki padişah
beratı gereğice ondokuz bin akçedir
Nazırlık görevinde bulunan kişiye - ki Kadıʹdır - bin ikiyüz akçe
Vergileri toplayan mütevellînin adamına dörtyüz akçe
İstanbul Tekfuruna ait olup şimdi Altunboğa oğlu
İsmâilʹin timarı olan yerin hâsılından
bin akçe
Maktû‘ harâcdan yapılan harcamalar
______________________________________________
Müderris
Yevmiye
30
Mevlana Yeğân
Yevmiye
3
Nazırlık
Yılda
1000
İki hatîb
Yevmiye
3
Muslihuddin
Yevmiye
1
Halife Yusuf
Yevmiye
1
Hasan
Yevmiye
1
Şemseddin Hoca
Yevmiye
1
300
Ali
Hafız Ahmed
Yevmiye Yevmiye
1
1
Veled-i Nasrullah
Yılda
260
Veled-i Satı
Yevmiye
1
Müezzin Mustafa
Yılda
540
Sofi Ali
Yevmiye
1
Türbedâr-ı Orhan Bey
Yılda
1.000
Müezzin İsmail
1
Nefer
16
Yevmiye
53
[3a]
Cümle -Toplam ___________________________________________________
Senelik masraf ondokuz bin akçe
Mukarrer
Evkāf_________________________________________________________________ı
Rahmetli Orhan Beyʹin Bursaʹdaki imaretine ve medresesine vakıf olan yerlerin
gelir ve gideri hakkındadır. Hicrî 859 [Milâdi 22 Aralık 1455-10 Aralık 1456]
senesi gelir-gideri
Galya köyü ki -Karacaağac da derler- rahmetli Orhan Beyʹin Bursaʹdaki
imâretine vakıfdır.
Hane
Yani Todoraz
272
Hane
Nikola Anisnos
272
Hane
Anibal Panos
272
Hane
Yorgi
238
Hane
Verenkos
272
Hane
Kanelis
442
Hane
Yani
272
Hane
Kosta
404
Hane
Nikola
272
Hane
Vasil
272
Hane
Kosta
472
Hane
Eflah
272
301
Hane
Gavala
272
Hane
Kolari
444
Hane
Kalafad
272
Hane
Nesudi
272
Hane
Yani
272
Hane
Koskofor
272
Hane
Panos
600
Hane
Esilyanos
408
Hane
Demürci
102
Hane
Tekfur
408
Hane
Bertoros
272
Hane
Vasdigar
40
Hane
Mihal
272
Hane
Ekleki
272
Hane
Dimitri
272
Hane
Konali
282
Hane
Harnos
272
Hane
Eklanus
272
Hane
Yorgi
272
Hane
Morilos
170
Hane
Hıristelo
238
Hane
Tekfur
272
Hane
Dimitri
408
Hane
Yorgi
272
Hane
Filos
272
Hane
Babekos
272
Hane
Hıristolos
272
Hane
Kofos
272
Hane
Harudi
102
Hane
Papa Yani
136
Hane
Papa Kalinos
170
Elliciler
Hane
Kirilos
Çift
Hane
Hane
Elanos
Çift
Hane
Hane
Bordiver
Çift
Hane
[3b]
302
Hane
Kostandil
272
Hane
Kamazenos
Çift
Hane
Hıristani
Çift
Fondekas
Çift
Çömlekçi
Çift
Nikola
Çift
Hane
Asilyanos
Çift
Hane
Ormeno
Çift
Hane
Dimitri
Çift
Hane
Lahna
Çift
Hane
Krikos
Çift
Hane
Lipos
Çift
Hane
Erkeros
Çift
Hane
Kostafor
Çift
Hane
Loğara
Çift
Hane
Sekede
Çift
Hane
Kefaliç
Çift
Hane
Sekede
Çift
Hane
Manol
Çift
Hane
Foknos
Çift
Hane
Karakolos
Çift
Hane
Beram
Çift
Hane
Hrofes
Çift
Hane
Papa Telegoros
Çift
Hane
Drano
Çift
Hane
Danili
Çift
Hane
Kosta
Çift
Hane
Vasili
Çift
Hane
İstradi
Çift
Hane
Papa İstibsos
Çift
Hane
Papa Dranovi
Çift
Hane
Kamenos
Çift
Hane
Mihâl
Çift
Hane
Mihal
Çift
Hane
İskolard
Çift
[4a]
Hane
Kenhustos
Çift
303
Azadlular
Hane
Kethuda Ali
Hane
Mihal
50
Hane
Yani
50
Hane
Andronikos
50
Hane
Murad
Ali
50
Hane
Rosali
Hane
İsa
Hane
Ahmed oğlu
50
50
50
Hane
Yani
Toplam __________________________________________________________
Balıkçılar
Elliciler
Azadlular
Hane
Hane
Hane
45
41
10
.............................................................................................................................................
.............................................................................................................................................
.............................................................................................................................................
304
[9b]
Orhan Beyʹin dükkân ve imâretine ait mukāta‘a gelirleri:
Bursaʹdaki dükkânların sayısı ikiyüz kırkyedi.
Her ayda kiralardan ve mukāta‘a gelirlerinden
üçbin dokuzyüz yirmidokuz akçe gelir elde edilir.
Toplam yılda kırkyedi bin yüz kırksekiz akçedir.
Deri işleme , hamam ve zaviye gelirleri : Onsekiz bin üçyüz dört akçe
Kervansarayʹdan
Yılda
Ondokuz bin akçe
Değirmenlerden ayda elli akçe Dinklerden ayda altmış
Yılda
Yılda
Altıyüz akçe
Yediyüz yirmi
Toplam_______________________________________________________________
Orhan Bey imâretinin yıllık geliri : 166.305
Yüz altmışaltı bin üçyüz beş akçe
166.305
Bu gelir Seki gelirinin dışındadır.
305
[10a]
Vakıf ve din görevlilerine yapılan ödemeler___________________________
Alaeddin
2
Muslihıddin
2
Veled-i Beşir
2
Hasan Ali
2
Hoca Hafız
2
Süleyman , imâm
2
Veled-i kilerci Mu‘îd
2
2
Muhyiddin
2
Veled-i Ali
2
Salahaddin
2
Veled-i Mevlâna Hasan İbrahim Hoşhân
2
2
2
Abdülvehhâb Kemal İmâm-ı câmi‘
2
2
2
Emir Hasan
60
Sermahfil
2
Mevlânâ, muarrif
2
Yekrek , kâtib Yazıcı
60
60
Veled-i Hatîb
2
Halife Sinan
60
Mehmed
60
Müezzin Emir Yavaşca
60
60
Murad Fakîh
60
Veled-i Bennâ Veled-i Şerif
60
60
Şemseddin
60
Kara Kasım
60
Ulvi
60
Hacı Süleyman Seyyid Ahmed
60
60
Veled-i İvaz
60
Kemal Kallak
60
Çerâg-ı Müezzin
60
Cavid
60
Hızır
60
Emir Seyyid
60
Sofi
30
Mehmed Şakir Veled-i İmâm-ı çerâğ
30
30
Veled-i Satı
30
306
Mehmed Müezzin
30
Balaban
60
Cemâli
60
Şeyh Ali
60
Seyyid Ahmed
60
Mevlevî
30
Muallim Husâm
30
Veled-i Menteşe Antebî Veled-i Mümin
30
30
30
[10b]
Karaca Kâtib
30
Veled-i Seyfullah
30
Abdullah
30
Veled-i Ensâri
30
Mahmut
20
Sinan
20
Hasan Hacı
30
Ser mahfil
30
Pîr
15
Beşir Husâm
30
Veled-i Kuyumcu
30
Müezzin
15
__
__
_
__
iye
__
r
m 7
e
f
v
Ne 6 8 Ye 1 4
Her ayda: Üçbin ikiyüz seksen akçe
Yılda
39.336 akçe
Vakıf ve din görevlilerine yapılan ödemeler
ile eğitim hizmetleri için yapılan
masraflar_______________________________________
Nezâret
1.200
Müderris
300
Seyh-i zâviye
30
Birâder-i Mevlâna
150
Hatîb
120
İmâm
60
Kâtib
30
Muallim
60
Mevlâna Mümin
60
Müezzin
60
Ulvi
210
Vekil-i harc
180
Câbi
90
Kilerci
90
307
AnbarcıNakîb Yusuf
90
60
Nakîb Mahmud
60
İlyas
120
Hızır
30
Paşa Yiğit
75
Hamza
60
Meremmetci
30
Halil
60
Hasan
120
İsmail
60
Karaca
30
[11a]
Kapıcı
60
Ahırcı
20
Diğer Temizlikçi
30
Temizlikçi
50
Müteveddâti
15
Çanakçı
33
Od-ı kıyye
10
Toplam görevli otuzüç kişidir.
kişidir . Yevmiye
Ayda üçbin dokuzyüz elliüç akçe ,
üçbin ikiyüz seksen akçe
Toplam hâfızlar altmışsekiz
Yılda ______________________
Kırkyedi bin dörtyüz seksen akçe
Yılda ________________________
47.480
Yılda ________________________
Otuzdokuz bin üçyüz kırk akçe
yüz kırk akçe , ayda
Toplam ______________________________________________________________
Nâzır , müderris , hâfız ile vakıf ve din görevlileri
Seksenaltı bin yediyüz seksen akçe
Mütevelîlik___________________________
Mevlâna Kâdı, aylık sekizyüz akçe,
yılda dokuzbin altıyüz akçe
308
Mütevellîlik______________________
Mevlâne Kadıʹya senelik
Dokuzbin altıyüz akçe
Bahâ___________________________i
Odun, aş, ekmek için ayda üçyüz
yirmibeş akçe yılda 1.900 akçe
Yılda__________
Üçbin dokuzyüz akçe
Bahâ____________________________
Et , günde üç buçuk batman;
yirmişerden yetmiş akçe eder. Ayda
ikibin yüz akçe.
Yılda ___________
Yirmibeş bin ikiyüz akçe
Teffûh _________________
Günde ikişer buçuk
Yılda _______________
900 akçe
Buğday döğene , çanakçıya , oduna , kazanları kalaylamaya ve zeytinyağı , bezir ve
pamuk ile ahırcı , ekmekçi ve saire için yapılan masraflar her ayda yüz yirmiyedi
akçedir. Yılda bin beşyüz yirmi akçe eder.
[11b]
___________________________________________
Defterlerdeki kayıtlar gereğince vakıf ve din görevlileri ile hizmetlilere yapılan
ödemeler ve sâir harcamalar: Yüz otuzdört bin sekizyüz yirmisekiz
134.828
TOPLAMLARIN TOPLAMI
Bakıye____________________________________
Hizmet , ziyafet ve sâir masraflardın sonra kalan
Otuzbir bin altıyüz yetmişyedi
31.677
Alişarʹdan ve Yenice argından ak pirinç 17 mud 1 kile
İmâret-i Amireʹye sarf olunur.
Orhaniye imâretinin toprak gelirleri
______________________________________
İmâret-i Orhaniye
Buğday________________________________________________
Üçyüz kırkdokuz mud onüç kile
309
Ondan____________________________________________________________
Günde ekmek içün oniki kile , ayda
onsekiz mud .Bu hesap üzere yılda.
İkiyüz onaltı mud eder
Aş için günde üç kile
buğday , yılda
Ellidört mud eder
Câmegî [Nafaka olarak verilen]
______________________________________
Şeyh ve din görevlilerine verilen
Yüz onbir buçuk mud
Toplam gider _______________________________
Üçyüz seksenbir buçuk mud
l
yı
u
nb
da in
l
ı
as ı iç
ir, dığ
d
d e ma
iyâ t ol
z
a
c
âr ı l on
h
Ve tah
Toplam______________________________________________________________
Arpa ve yulaf 64 mud 9 kiledir. Bundan vakıf ve dingörevlilerine verilen 48
muddur.
Kalan kısım gelen ve giden müsâfirlere sarf edilir.
310
[12a]
Alişan argından yedi mud bir kile [pirinç] hâsıl olmuş , ancak aslında 60-70 mud
hâsıl olurmuş. Yenice köy argından 10 mud pirinç hâsıl olurmuş.
Cem‘an_____________________________________________________
Nezaret görevi karşılığı olarak Kadıʹya :
Nezâret_____________________________________________________
Kırk mud buğday
Değeri
2.400
Arpa yulaf otuz mud onsekiz kile
Değeri
764
Seki köyünün gayrimüslim halkından niyâbet bedeli
bin ikiyüz akçe ve günlük imâretden kırk akçe toplam :
14.901
__
__
_
__
__
_
__ 5
a_
lı d 8.36
Y 1
Mütevelli olan Bursa Kadısı için otuzsekiz mud onbeş kile buğday .
Değeri
2.340
Ve günlük imâretden yirmiyedi buçuk akçe sarf olunur.
Toplam yıllık dokuz bin altıyüz akçedir.
__
__
_
_
et_
iy
l
tev 932
e
V 6.
Cümletân____________________________
18.532
Harâc__________________ı
Maktû‘ vergi Padişah berâtı
311
Maktû‘ Sultanımız nişâniyle
akçedir
ondokuz bin akçe
Ve harc ziyâdedür asıldan bu yıl
tahıl onat olmadığı içün
Cümletân_______________
18.532
gereğince ondokuz bin
Tahıl ürünü bu yıl iyi olmadığı
gider gelirden fazladır
Cümletân_____________
18.532
Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir vakıf kaydıdır.
Taktir edileceği üzere burada kaydın bir kısmına yer
verilmiştir. Bu konuda gerekli farkındalığın oluşturulması
için de örneğin bazı yerlerine uzunca (……) şeklinde
geçişlere yer verilmiştir. Yine taktir edileceği üzere bu uzun
örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine örneğin uzun
olması nedeniyle yer verilmemiştir.
312
2. OSMANLI İMPARATORLUĞU YÜKSELME DÖNEMİ
20. Genel Açıklama
II.
Murad’ın
ölümü
(1451)
ve
oğlu
Mehmet’in
tahta
çıkışından sonra Osmanlı Devleti artık bir “İmparatorluğa”
dönüşmüştür. Bundan sonraki gelişmelerle, “devlet” ile
ifade edilemeyecek bir genişlik kazanmıştır. Buradaki
“imparatorluk” teriminin Osmanlılar için geç Avrupa tanımı
olan “emperyal” ve “sömürgeci” manasında değil, etnik ve
sosyal yapısı, takip ettiği cihanşümul siyaset, merkezi idare
ve saltanat sistemi dolayısıyla
nedeniyle kullanıldığı da
önemle belirtilmelidir225.
Bu dönem, Osmanlı Devleti’nin İmparatorluk haline
geldiği gelişme dönemini içermektedir. Bilindiği üzere,
gelişme dönemi, siyasi tarihçiler tarafından 1453-1579
yılları
olarak
kabul
edilir.
Bu
tarihler,
İstanbul’un
fethinden, Sokullu Mehmet Paşa’nın ölümüne geçen süreyi
kapsamaktadır226.
1453-1579 tarihleri arasında bir başka ifade ile
Osmanlı İmparatorluğunun Yüksel Dönemi sürecinde yedi
padişah devletin başında bulunmuştur. Bunlar; 1444-1446
ve 1451-1481 yılları arasında Fatih Sultan Mehmet (II.
Mehmet), 1481-1512 yılları arasında II. Bayezıd, 1512-1520
yılları arasında Yavuz Sultan Selim (I. Selim), 1520-1566
225 Ekmeleddin İhsanoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi,
İstanbul: Osmanlı devleti ve Medeniyeti Tarihi Serisi No: 1, Yıldız
Matbaacılık, 1994, s. 22.
226 Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi Cilt 2, 2. Baskı, İstanbul: Süryay
Sürekli Yayınlar A.Ş., 2000, s. 47.
313
yılları arasında Kanuni Sultan Süleyman (I. Süleyman),
1566-1574 yılları arasında II. Selim, 1574-1595 yılları
arasında III. Murad ve son olarak da 1595-1603 yılları
arasında III. Mehmed’dir227.
Yükselme döneminin en önemli hadiselerinden biri bu
dönemin
aynı
zamanda
başlanıcını
da
oluşturan
İstanbul’un Fethi’dir.
Genel
olarak,
yükseliş
döneminde
Osmanlı’nın
Avrupa’da söz sahibi olmağa başladığı da görülmektedir.
Nitekim,
yükseliş
döneminde,
Osmanlı
İmparatorluğu,
Avrupa’da Almanya ve İspanya’da tahta geçen Habsburg
hanedanı
ve
diplomasisinde
Moskova
söz
Çarlığı
sahibi
ile
birlikte
olmağa
Avrupa
başlamıştır.
İmparatorlukta devlet düzenindeki reformlar ve yasarlın
titizlikle
uygulanması
zamanın
ideal
devletini
ortaya
çıkartmıştır.
Siyasi tarih açısından yükseliş döneminin sona erdiği
1579 yılında III. Murat padişahtı. Bu padişahın 1595
yılında ölümü üzerine, tahta oğlu III. Mehmed geçmiştir.
1603 yılına kadar Padişah olan III. Mehmed zamanında
uzun süre
Eflak, Boğdan dolayısıyla Avusturya ile savaş
durumu devam etmiştir. 1599 yılından sonra da, Avusturya
sınırında süreklilik gösteren savaşlarla, önce Gürcistan’daki
karışıklıklar, sonra da İran ile başlayan savaşlar eklendi.
Sürekli savaşların ülkenin ekonomik durumunu bozduğu
227
Meydan Lorusse, Cilt: 9, İstanbul: 1972.
314
bilinmektedir. III. Mehmed’in 1603 yılında ölümünden
sonra yerine I. Ahmet padişah olmuştur.
XVI. Yüzyıl sonlarında, Osmanlı İmparatorluğu’nun
sınırları, Avrupa’da Bosna’yı, Macaristan’ın kuzeyindeki
Zitvatoruk’u,
Besarabya’nın
kuzeyinde
Podolya’yı
Karadeniz’in kuzeyinde Kırımı’ı, doğusunda Kafkasya’yı
Doğu’da Tebriz’i ve Hazar Denizi’ne kadar uzanan alan,
Güney’de Arap Yarım adasını ve Mısır’ı içine alıyor ve Kuzey
Afrika’da Mısır, Trablusgarp, Tunuz, Cezayir’i kapsıyordu.
XVI. yüzyıl sonlarında İmparatorluğun egemenliği
altındaki toprakların alanı 19,9 milyon kilometrekare228,
dolayında, yaşayan nüfusun ise 20 milyon dolayında
olduğu belirtilmektedir.
21. Yükselme Döneminde Siyasi Yapı229
Osmanoğulları Yıldırım Bayezid Bey çağında birden uç boyu
devletinden
Rum
toprakları
sultanlığına
sıçramayı
denediklerinde Timur'un istilası sonucunda parçalanıp
dağılma tehlikesine düşmüşlerdi. XV. yüzyılın ilk yarısında
Osmanlılar bu büyük sarsıntıyı atlatıp devleti sağlam bir
şekilde tekrar ortaya çıkarmayı başardılar, 1451'de babası
Sultan Murad'ın ölümü üzerine ikinci defa tahta, oturan
228 Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri, İstanbul: Cilt:8, 1994,
s. 16.
229 Metin Kunt, Suraiya Faroqhi, Hüseyin G. Yurdaydın ve Ayla Ödekan,
Türkiye Tarihi 2 Osmanlı Devleti 1300-1600, 5. Basım, İstanbul:
Cem Yayınevi, 1997, s. 78-82.
315
Sultan Mehmet’in tek hedefi Bizans’ın başkenti olan
İstanbul’u almak oldu. Şehzadeliği döneminde İstanbul’un
fethini planlayan II:Mehmet İstanbul’un fethini “devletin
geleceğinin teminatı olarak” görmekteydi230. Osmanlı ülkesi
yeni yönlere doğru büyüdü; devlet ve toplum yepyeni bir
görünüm aldı. Köhne Bizans'ın sönük alevini büsbütün
söndürüp
«Fatih»
unvanını
kazanan
Sultan
Mehmet,
saltanatının geri kalan otuz yılında da hem fetih siyasetinde,
hem iç düzenlemelerdeki başarılan ile bütün Osmanlı
tarihinin
en
önemli
hükümdarları
arasında yer aldı.
İstanbul’u almasıyla «Fatih» diye anılan bu padişahın,
oğullarına ve torunlarına kalan diğer bir unvanı ise «sultan
ül-berreyn
ve
hakan
ül-bahreyn.»
İstanbul'un
fethi
Osmanoğulları'nın gerçekten iki kıtanın sultanı ve iki
denizin hakanı olmasını sağladı, bu yolda ilk adımı
oluşturdu, İstanbul’u ele geçirip burayı başkent olarak
geliştiren Fatih Sultan Mehmet, siyasetinin bu temel taşını
yerine oturttuktan sonra ülkesinin Rumeli ve Anadolu
kanatlarında uzun süredir direnen bölgeleri kesin olarak
itaate alıp iki kıtanın sultanı oldu, daha tahta geçer geçmez
donanmasını güçlendirmeyi başlıca hedefleri arasında sayıp
Karadeniz'in ve Ege'nin sahillerini ve adalarını mutlak
egemenliğine aldı, iki denizin hakanı olmayı da başardı
böylece. Osmanlı elinin uzandığı yöreleri kesin olarak eline
230 Feridun Emecen, “İstanbul (İstanbul’un Fethi”, İA, İstanbul: TDVY,
Cilt 23, 2001, s. 212.
316
geçirdiği gibi ülkesinin içinde de sultanlığını, hükmünü
kayıtsız şartsız kabul ettirerek Osmanlı toprağında güçlü bir
merkezci
devlet
geleneğinin
yerleşmesini
sağladı.
Bu
bakımdan Asya'da ve Avrupa'da güçlü merkez devlet
kurumlarını oluşturmaya çalışan diğer hükümdarlara örnek
olmasıyla sadece Osmanlılar'ın değil, dünya tarihinin en
önemli kişileri arasına girdi denebilir.
İstanbul kara ve deniz ticareti yollarının tam üzerinde
bulunuyordu.
Buranın
fethedilmesi
ekonomik
bir
kalkınmayı da beraberinde getirecekti. Hz. Muhammed’in
İstanbul şehri ile ilgili hadisine mazhar olma gayesini de
taşıyan Fatih Sultan Mehmed bunun için hemen çalışmaya
başladı231.
Bizans’ın gemileri hâlâ, Boğazlarde ve Marmara’da
dolaşıyordu. Aslında bu Osmanlı Devleti’nin bütünlüğünü
zedeliyordu. Fatih Sultan Mehmed1451’de başa geçer
geçmez deniz gücünün eksikliğini ve bu noktada Bizans’ın
çok büyük bir engel olduğunu anlamıştı.
İstanbul’un fethi coğrafi ve siyasi bir gereklilikti. Tabi
bunun
yanında
fethin
uyandıracağı
manevi
etki
de
düşünülmüştü232.
231 İsmet Miroğlu, “Fetret Devrinden II: Bayezid’e Kadar Osmanlı Siyasi
Tarihi, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Cilt 10,
1995, s. 210.
232 Emecen, a.g.m., s. 213.
317
İstanbul’u
kuşatma
hazırlıkları
başladı.
Büyük
dedesinin Anadolu sahilinde yaptırdığı hisarın karşı kıyısını
inceledi ve boğazı sıkıca elde tutmak üzere bir hisar daha
yaptırmaya karar verdi.
Hisar boğazda gelip geçen gemileri kontrol altına
alacaktı. 1452’de tamamlandı233.
Anadolu'daki kıpırdanmaları bastırdıktan sonra batı
cephesinde Venedik'e, Macaristan'a, Sırbistan'a karşı da
barışçı bir siyaset izleyen Sultan Mehmet'in artık bütün
gücünü ve imkânlarını Bizans'ı almak için kullanmaya niyet
ettiği anlaşılıyor. 1452 yazında Karadeniz boğazındaki
heybetli Boğazkesen hisarı büyük bir gayret ve hızla inşa
edildi.
Aynı
güçlendirmeye
yıl
donanmasını
çalıştı
Sultan
mümkün
Mehmet;
olduğu
kadar
Gelibolu'daki
tezgâhlarda yeni gemi yapımına hız verdi. Bizans’ın sağlam
surlarını yıkabilmek için o zamana kadar görülmemiş
büyüklükte topların yapımına çalışıldı.
İstanbul’un
alınmasında
sultanın
tutumunun,
komutanları, gemi yapımcıları, top ustaları, inşaat işçileri,
nihayet bütün ordusunun arasında estirdiği havanın önemi
büyük. Bizans'ın fethi kolay iş değildi. Deniz gücünün kara
gücünü desteklemesi, çağın teknik bilgisinin elverdiği en
gelişmiş silahların ve araçların yapımı gerekiyordu, iki aya
yakın süren kuşatma şuasında da görüldüğü gibi, önceden
233
Emecen, a.g.m., s. 213.
318
görülmemiş, denenmemiş risklere girmekten çekinmeden
süratle karar vermek, kararların aynı hızla uygulanması
için insan gücünü düzenli, ahenkli ve etkili bir şekilde işe
koşmak gerekiyordu.
Bir
indirildi
gecede
Beyoğlu
Osmanlı
sırtlarından
gemileri,
ve
aşarak
oradan
Haliç’e
kuşatmanın
sıklaştırılmasına yardımcı oldular.
Fatih Sultan Mehmed’in gemileri karadan yürütüp
yürütmediği tartışılagelen bir konudur. Bunu gerçek bir
“soru” olarak görmeyen ve çok inandırıcı deliller sunan
Mustafa
Armağan
gemilerin
karadan
yürütüldüğünü
söylemiştir234.
Macar top ustası Urban'ın meşhur dev topu da
başarılı olmadı; Edirne'den türlü güçlükle ve büyük bir
çabayla getirilen bu top, kuşatmanın başlarında havaya
uçtu. Bizanslılar, Osmanlıların gene bir gecede inanılmaz
hızla inşa edilen yürüyen hücum kulesini bir gün sonunda
yakmayı başardılar.
Şehrin alındığı 20 Mayıs 1453 günü Sultan Mehmet
ise ülkesinin doğal merkezini ele geçirmiş oldu.
Fatih
Sultan
Mehmed
şehirde
tam
kontrolü
sağladıktan sonra şenlikler yapılmış ve ardından askerlerin
şehirde
dolaşmasını
engelleyerek
halka
güven
telkin
Mustafa Armağan, Ufukların Sultanı Fatih Sultan Mehmed,
İstanbul: Timaş Yayınları, 2006, s. 77-85.
234
319
etmiştir.
Halkın
din
ve
ananelerini
özgürce
yaşayabileceklerini söyleyerek esirlerden bir kısmını fidye
ile kurtarmıştır. Georgias Skolarios’u patrik asası ve tacı
vererek Hıristiyan dinine saygı duyduğunu göstermiştir.
Yahudi ve Ermeni cemaatlerine de bir kısım haklar vererek
cemaatle bir denge kurmuştur. Tarihçiler Fatih Sultan
Mehmed’in patrikliğin devamına izin vermesinin altında
siyasi ve içtimai bir plan olduğunu söylemektedirler.
Böylelikle Sultan Mehmed Avrupa’da Hıristiyan birliğinin
toparlanmasına
engel
olacaktı.
Balkan
Hıristiyanları
üzerinde Latin-Katolik nüfusu önlemeyi planladığı iddia
edilmektedir235.
Kendilerinden önceki Müslümanlar gibi Osmanlılar da
Bizans'ın
başşehrini
Rumca
Konstantinopolis'ten
Arapçalaştırılmış Konstantiniyye diye biliyorlardı. Fakat
Rum halkın ağzında şehre İstanbul da deniyordu. Osmanlı
eline geçtikten sonra da bu iki isim sürdürüldü. Devletin
sonuna kadar şehrin adı resmi yazılarda, mesela paraların
üstünde Konstantiniyye şeklinde geçti.
İstanbul alınana kadar Osmanoğulları’nın belli bir
merkezi,
başşehri
yoktu.
İç
Asya
steplerinin
siyasal
geleneğinde hakan neredeyse merkez orasıdır. Bu gelenek
Osmanlılarda
da
sürdürüldü.
Komşu
Türk
-
İran
devletlerinde olduğu gibi, sultanlar sefere gittiklerinde
235
Miroğlu, a.g.m., s. 218.
320
hazinelerini, kâtiplerini, devlet yazışmalarını, hatta bazen
haremlerini de götürüyorlardı. Yani merkezi oluşturan
öğeler de padişahlarla yürüyordu. Diğer yandan padişahın
bir merkezi olsa da bu merkez, dönemlerin gereklerine göre
değiştirilebiliyordu.
İstanbul alındıktan sonra da eski başkentler Edirne
ve Bursa'nın bu özel durumu sürdürüldü. Üç şehirde de
sultanın
sarayları
vardı;
fakat
İstanbul,
Anadolu
ve
Rumeli'yi birleştiren doğal merkez olduğundan Fatih Sultan
Mehmet'in
başlıca
İstanbul’un
bir
kalkındırılmasını
şehri
an
oldu.
evvel
istiyordu.
Fatih
iskân
Sultan
Mehmed
edilmesini
Sarayların,
ve
camilerin,
medreselerin, çarşıların en büyüğü İstanbul'da inşa edildi.
Fatih Sultan Mehmed İstanbul’un süratle imarı
yönünde emir verdi. Şehir halkına vergi muafiyeti getirerek
halkın
kaçmasını
engelledi.
Zorunlu
ya
da
gönüllü
sürgünlerle Osmanlı başkentini canlandırdı236.
Bir defa daha gözden geçirelim. Her vakfın iki ana
unsuru var. Cami, medrese, hastane, imaret gibi dini,
toplumsal, eğitim kurumları para harcamayı gerektiren ve
vakfın asıl gayesini oluşturan binalar. Öle yandan her
vakfın gelir kaynağı da bulunması gerek ki, ortaya konan
236 Feridun Emecen, “Kuruluştan Küçük Kaynarcaya Osmanlı Siyasi
Tarihi”, Osmanlı Devleti Tarihi, Ekmelddin İhsanoğlu (Editör),
İstanbul: 1999, s. 23. Ayrıca bkz. Feridun Emecen, “İstanbul
(İstanbul’un Fethi”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 23, 2001, s. 213.
321
kurumlar yaşatılabilsin. Çoğu vakfın gelir kaynağı arasında
köylerin
tarımsal
gelirleri
yer
alıyordu.
Yani
kırsal
alanlardan kentlere bir kaynak aktarımı söz konusuydu.
Fakat birçok vakfın, özellikle en büyük vakıfların hemen
kendi yakınlarında yapılan dükkânlar, hanlar, depolar da
vakfa gelir getiriyordu.
Şehirlerin ticaret, gümrük, sınai üretim gelirlerinin
yüksek
rütbeli
Osmanlı
katıldığını,
en
önemli
hümâyûn
içinde
yer
görevlilerine
şehirlerin
aldığını
verilen
haslara
vergilerinin
havâss-ı
belirtmiştik.
Osmanlı
ülkesinde uluslararası ve yöresel ticaretin canlı olması,
sadece toplumun genel ekonomik durumunu düzeltmeye
değil,
aynı
zamanda
padişahların
gelir
kaynaklarının
zenginleşmesine ve böylece sultanın devlet içindeki yerini
pekiştirmesine de yarıyordu. Vakıfların ve külliyelerin şehir
hayatını canlandırması, toplumsal, kültürel, ekonomik
yararları yanında dolaylı olarak siyasal hayata da etki
yapıyordu denebilir bu bakımdan.
1453'ten itibaren Selim II'nin Edirne'deki Selimiye'si
dışında
en
Önemli
Osmanlı
külliyeleri
İstanbul'da
oluşturuldu. Fatih Sultan Mehmet çağında padişahın
önderliğinde vezirlerin ve paşaların da katkısıyla yürütülen
geliştirme çabası sayesinde İstanbul kısa sürede mamur,
canlı, hareketli, yüksek bir kültür seviyesine sahip bir şehir
oldu
322
yeniden.
Şehrin
Bizans
çağında
gittikçe
azalan
nüfusunu takviye için diğer Osmanlı ellerinden, ya da Fatih
Sultan Mehmet döneminde ele geçirilen yörelerden sürgün
yoluyla her dinden binlerce kişi getirildi. Özellikle hünerli
ya da ticarette becerikli, ilim - irfan sahibi, sanatçı kişilerin
Osmanlı başşehrine yerleşip yeni yapılmakta olan binalara
can vermesine özen gösterildi.
22. Yükselme Döneminde İktisadi Yapı
Osmanlı devleti’nin yükseliş dönemindeki güçlü siyasi
iktidarı iktisadi durumuna da yansımıştı. Bir buçuk asır
boyunca paranın değeri değişmemişti. Vergi miktarları ve
fiyatlar
değişmeyerek
aynı
kalmıştı.
Bunda
devletin
siyasette ve askeriyede merkeziyetçi olup, iktisatta ve
idarede adem-i merkeziyetçi bir tavır takınması etkili
olmuştur. 35 milyona yakın nüfusu ile Dünya’nın en
kalabalık ülkelerinden birisi haline gelmiş ve şehirleşme
hareketleri hızlanmıştır237.
Kendine özgü bir dinamiğe sahip ve devletin ancak
belirli bir ölçüde yönlendirebildiği bir ekonomi, Osmanlı
lmparatorluğu'nun düşünürlerine tamamen yabancı bir
kavramdı.
gitmekte
Ayrıca
olan
o
bir
dönemde
özerk
ekonominin
söylenemez.
Osmanlı
maddelerini
yetiştiren
gelişmeye
bulunduğu
imparatorluğunda
köylüler,
doğru
da
pek
tüketilen
gıda
ürettikleri
ürünlerin
237 Sebahattin Zaim, “Yükselme Devrinde Osmanlı Devleti’nin İktisadi
Durumu”, Osmanlı, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, 1999, s. 32-33.
323
miktarını genellikle piyasadaki fiyat düzeyine göre değil, ev
halkının gereksinmelerine göre ayarlardı. Üstelik merkezî
devletin vergi talepleri üretilen ürün miktarını belirlemekte
küçümsenmeyecek bir rol oynamaktaydı. Bununla birlikte
ekonominin
oldukça
küçük
bir
bölümünü
oluşturan
bölgelerarası ve uluslararası ticarette -en azından 16.
yüzyılda- bugünkü kapitalist dünya ekonomisini andıran
bazı öğeler önümüze çıkmaktadır. Bu durumda 15. veya 16.
yüzyıl Osmanlı ekonomisini ele alınca, temel süreçlerin
bugün
bildiğimiz
ekonomik
süreçlerden
epey
farklı
olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız. Özellikle 'ekonomi
tarihi'ni 'sosyal tarih'ten ayırmak bu durumda oldukça
yapay
kalmaktadır;
çünkü
kapitalizm
Öncesi
bütün
ekonomilerde olduğu gibi, Osmanlı İmparatorluğunda da
sosyal ilişkiler ekonomik süreçleri belirlemektedir.
Ekonomi tarihinin temelinde 'saymak' ve 'ölçmek' gibi
işlemler yatmaktadır. Nüfus ve gayrı safi milli hasıla temel
değişkenleri oluşturmaktadır, oysa tarıma dayanan bir
ekonomide bu kavram gayrı safı tarımsal hasıla şeklinde
yorumlan-malıdır. Ancak aynı zamanda ticaret hacmi,
toprak dağılımı veya ücretlerle ilgili sayısal veri de gerekli
olmaktadır. Bununla birlikte Osmanlı iktisat tarihçileri
ancak çok sınırlı ölçüde sayısal veri elde edebilmişlerdir.
Bazı konularda kaynak bulunamamıştır. Ayrıca mevcut
kaynaklardan
çıkarılabilen
sayısal
veriler,
çoğu
kez
yeterince işlenmiş değildir. Buna rağmen belirli miktarda
324
sayısal veriler üzerinde kurulmuş bazı araştırmalardan
yararlanabiliriz:
Ömer
Lütfi
Barkan238,
16.
yüzyıl
İstanbul'unda geçerli olan yiyecek fiyatlarını bir grafikte
toplamıştır. Halil Sahillioğlu239, Robert Mantran, André
Raymond, Özer Ergenç240 ve Şevket Pamuk241 çeşitli
Osmanlı
paralarının
zaman
içinde
nasıl
değer
değiştirdiklerini göstermişlerdir. Eşya fiyatları konusunda
Murat Çızakça242'nın ipek fiyatlarına ilişkin çalışması vardır.
Ayrıca işlemek için ömrü vefa etmediği halde, Ömer Lütfi
Barkan İnşaat endüstrisinde geçerli olan ücretler hakkında
bir hayli veri toplanmıştır. Yine de nüfus ve gayrı safi
tarımsal
hasıla
hakkında
henüz
global
sayılar
verilememektedir. Böyle değişkenlerin artıp azaldığı kesin
sayılar olmasa bile, genellikle bunlar kabataslak olarak
bilinmekle ve bu gibi bilgiler gelişmenin kaba hatlarını
çizmekte bize yardımcı olmaktadır.
Ömer Lütfi Barkan, “XVI. Asrın İkinci Yarısında Türkiye’de Fiyat
Hareketleri”, Belleten, XXXIV, 136, 1970, s. 557-608.
239 Halil Sahillioğlu, “Osmanlı Para Tarihinde Dünya Para ve Maden
Hareketlerinin Yeri (1300-1750)”, Gelişme Dergisi (Özel Sayı), 19781979, s. 1-38.
240 Özer Ergenç, “XVI. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Parası Üzerinde
Yapılan İşlemlere İlişkin Bazı Bilgiler”, Gelişme Dergisi (Özel Sayı),
1978-1979, s. 86-97.
241 Şevket Pamuk, “Money in the Otoman Empire”, 1326-1914, Halil
İnalcık ve Donalt Quataerk Yay., Cambridge: An Economic and Social
History of the Otoman Empire, 1300-1914, 1994, s. 947-986.
242 Murat Çızakça, “Bursa İpek Sanayinin Maliyet Yapısı Üzerinde
Düşünceler ve Ham İpek Fiyatları (1550-1650)”, Gelişme Dergisi (Özel
Sayı), 1978-1979, s. 98-110.
238
325
XV. Yüzyılda Bursa’da İranlı tüccarların varolduğunu
tereke defterlerinden243 anlamak mümkündür. İran’dan
gelen
Gilân
tüccarlar
ve
Mâzenderân
burada
yakın
ipeğini
doğunun
Bursa’ya
en
getiren
büyük
ipek
pazarlarının oluşmasına yardımcı olmuşlardır244.
1530 Yılında şehirde 8 imaret, 22 medrese, 18 camii,
130 mescid, 10 zaviye ve 10 büyük han bulunduğu ifade
edilmektedir.
İpek
sanayi
sayesinde
yıldızı
parlayan
Bursa’ya her yıl Anadolu ve Suriye’den 1000 deveden fazla
ipek getirildiği ve bu ipeklerin Bursa’da işlenerek başka
diyarlara götürüldüğü kimi kaynaklarda söylenmektedir245.
15. Yüzyıldan 16. yüzyılın sonuna kadar Osmanlı
ekonomik hayatını canlı bir şekilde göstermek açısından
tarım, ticaret, ulaşım gibi konuların ayrı ayrı tarihçelerini
yazmak yararlı olabilirdi246.
İslam Hukuku’nun, mülkiyet anlayışına göre, "gökte
ve yerde mevcut her şey Allah’ındır. İnsanlar bunlardan
yararlanırlar" hükmü geçerlidir. Bununla beraber, İslam'da
Tereke Defterleri (Metrûkat Defterleri): Ölen Müslümanların arkada
bıraktıkları mallarının tespiti ve taksimini yapan kadı defterlerine denir.
İmparatorluğun değişik yerlerinden gelerek Bursa’da ölen tüccarların
mefrûkâtıda tereke defterine işlenir. Bu nedenle tereke defterlerinde
şehrin ticaretine, tüccarların menşei, getirdikleri malların nev’i ve
miktarları hakkında güzel bilgiler elde etmemiz mümkündür. Halil
İnalcık, “XV. Asır Türkiye İktisadı ve İçtimai Tarihi Kaynakları”,
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası, No. 15/1-4, 19531954, s. 51-67.
244 Halil İnalcık, a.g.m., s. 51-67.
245 İnalcık, “Bursa”, a.g.m., s. 447.
246 Kunt v.d., a.g.e., s. 147-148.
243
326
özel mülkiyet hakkının da kabul edildiği ve "bir kimse özel
araziyi ihya ederse ona malik olur" hükmünün var olduğu
bilinmektedir.
Türkler'in
İslamiyeti
kabulünden
sonra,
toprak mülkiyeti anlayışının genellikle İslam hukukunun
etkisi altında kaldığı, örneğin, Selçuklular'da toprak ve
halkın Sultan'a ait olduğu, toprağı işleyen halkın, o toprağa
geçici olarak, çalışmak ve ekip biçmek koşulu ile sahip
olduğu bilinmektedir247.
Osmanlı İmparatorluğu'nun yükselme döneminde,
topraklarının
aşağıdaki
biçiminde
tasnif
edildiği
görülmektedir248.
1. Miri Arazi: Has, zeamet ve tımar olarak bir hizmet
karşılığında vezir, kumandan ve çeşitli tımar sahiplerine
verilen arazilere denilmektedir249. Tüm hakları devlete ait
olan arazidir. Beytülmal arazisi de denilir. Tasarruf hakkı
mutassarrıflara
ihale
edilen
arazidir.
Miri
arazinin
tasarrufu tımar düzeni ile yapılmakta olup, bu düzen
"azami
ve
asgari
sınırları
yasalarla
belirlenmiş
vergi
gelirlerinin tahsil edildiği birimler" den oluşmaktadır. Ö.
Lütfi
Barkan'a
göre
tımar
düzeni,
"geçimlerini
ve
hizmetlerine ait masrafları karşılamak üzere, bir kısım
askerlere (sipahi) ve memurlara, kendi nam ve hesaplarına
tahsil salahiyeti ile birlikte tahsis edilmiş olan dirliklerdir."
Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi, Cilt: 1, İstanbul: 1995, s. 47-48.
M. A. Kılıçbay, Feodalite ve Klasik Dönem Osmanlı Üretim Tarzı,
Ankara: 1982, s. 385 v.d.
249 Zaim, a.g.m., s. 35
247
248
327
Sipahi aynı zamanda savaş sırasında kendi dirliğinde
yaşayan köylülerden belirli sayıda asker ile savaşa gitmeyi
kabul eden kişidir.
Bu dirlikler defterde kayıtlı gelirlerine göre üçe
ayrılmaktadır.
- Tımar:
Yıllık
dirliklerdir.
geliri
1528’de
19.999
yani
akçeye
Kanuni
kadar
Sultan
olan
Süleyman
devrinde tımarların sayısı 37.521’dir. Toprakların % 87’i
de tımar sistemine tabidi250.
- Zeamet: Yıllık geliri 20.000-99.999 akçe arasında olan
dirliklerdir.
- Haslar:
Yıllık
geliri
100.000
akçeden
fazla
olan
dirliklerdir.
Haslar üç kısma ayrılır: 1- Padişahlara ait dirlikler, 2Vezirler, beyler, beylerbeyleri, divan-ı hümayun üyelerine
ait dirlikler ve 3- Sultanlara tahsis olunan dirlikler.
Miri arazide, tarımsal üretimi köylü yapar, bu
köylülere reaya denir. Reaya toprağın sahibi değildir.
Vilayet,
sancak
yasalarında
çoğunlukla
reaya-sipahi
arasındaki ilişkilerin düzenlendiği görülmektedir. Resmi
çift, resmi ganem, öşür ve salahiye, resmi kovan gibi
vergileri ödeyenler bu dirliklerdeki reayadır. Buralarda
250
Zaim, a.g.m., s. 36.
328
yerleşik gayri müslimler de ayrıca cizye adı ile vergi
ödemekle yükümlü olmuşlardır.
Miri arazinin doğuşunun üç biçimde olduğunu da
belirtmek gerekmektedir. Bunlar, fetih ile elde edilen
araziler, mirasçısı varizsiz ve borçsuz vefat eden kişiden
kalan araziler, müruru zamanla, malikleri kim olduğu
bilinmez hale gelen arazilerdir.
2.
Mülk
Arazi:
Buna
malikane
uygulaması
da
denilmektedir. Malikane sözcüğü ile anlatılmak istenen,
Sultan'ın
belirli
bir
kısıtlama
ya
da
yükümlülük
getirmeksizin, toprağın mülkiyetini bir mülkname ile bir
kişiye vermesidir. Padişah ailesi, yüksek dereceli devlet
memuru, uç beyleri, malikane sahibi olabiliyorlardı. Mülk
arazinin miras olarak kalabildiği, vakıf haline getirebildiği
anlaşılmaktadır. Bu arazi, beytülmal arazisi iken mülk
haline getirilmiş araziden oluşabilirdi. Fetih sonrasında
gazilere temlik edilen türüne öşür arazisi, gayri müslimlere
bırakılanlara da haraç arazisi denildiği anlaşılmaktadır.
Osmanlı İmparatorluğu'nda, giderek, "eşkincili mülk"
adı
verilen
bir
mülkiyet
biçiminde
ortaya
çıktığı
görülmektedir. Buradaki mülk sahibi, tımarlı sipahide
olduğu gibi, savaş zamanında devletin hizmetine sunmak
üzere belirli sayıda atlı asker (cebelu) beslemek zorundadır.
Bu zorunluluk yerine getirilmezse, mülk alınmaz, ama
mülkün gelirine el konulurdu.
329
3. Vakıf Arazisi: Gelirleri vakfın amacı doğrultusunda sarf
olunan arazi, vakıf arazisidir. Vakıf arazisinin iki türünün
olduğu
verilen
görülmektedir.
arazidir,
İlki,
buna
malikleri
arazi-i
tarafından
vakfa
mevkufe-i
sahiha
denilmektedir. İkincisi ise, beytülmala ait miri arazinin bir
kısmının gelirinin vakfa tahsis edilmesi ile oluşur, buna da
"arazii mevkufe-i gayri sahiha" denilmektedir.
4. Metruk Arazi: Metruk arazi, kamuya terkedilmiş arazi
demektir. İki türü olduğu anlaşılmaktadır. İlki, Merkezin
yararlanması için ayrılmış yerlerdir, yollar bu türe örnek
gösterilebilir. Bunlara arazii mürfeka denilmektedir. İkinci
türü ise, belirli köy ve kasabaların ahalisine terk edilen
mer'a, yaylak, kışlak gibi yerler oluşturmaktadır, bunlara
arazii mahmiyye denilmektedir. Kimi sancak yasalarında
mera arazinin korunmasına yönelik hükümler vardır.
5. Mevat Arazi: Kimsenin tasarrufunda olmayan, tarıma
elverişsiz, boş arazilerdir251. Osmanlı İmparatorluğu'nda bu
yüzyıllarda,
ekonominin
gücü
tarımsal
ekonomidir.
Yukarıda kısaca toprak mülkiyeti üzerinde durulmuştur.
Bu mülkiyet düzeninde üretim yapılan topraktan elde
edilen
tarımsal
ve
hayvansal
üretimin
çeşidi
ve
bu
üretimden alınan vergiler üzerinde konumuz itibariyle daha
detaylı durulmayacaktır.
251
Ayrıntılı bilgi için bkz. İslam Ansiklopedisi, 3. Cilt, s. 345.
330
Osmanlı hayvancılığının büyük bir kısmı konargöçerlerin elinde olduğundan bu üretim dalını yerleşik köy
ekonomisinden ayrı olarak ele almamız gerekmektedir. 12.15. yüzyılların Anadolu'sunda geniş toprakların köylüler
tarafından terke-dildiği ve sadece konar-göçer tarafından
kullanıldığı varsayılmaktadır. Belirli bir alışına devresinden
sonra Anadolu'nun konar-göçerleri dağlık bölgelerin serin
ve rutubetli ikliminde yaşayabilen melez develer elde etmiş
ve
Karadeniz
kıyısındaki
engebeli
araziye
dahi
yerleşmişlerdir. Bu durumda Trabzon bölgesi, İran'ın Gilan
bölgesinde veya Cebel Lübnan'da görüldüğü gibi konargöçerlere kapalı olan bir dağlık arazi olarak kalamamıştır.
Öte yandan Anadolu'nun her yöresinde sulamasız tarım
mümkün olduğu için daha 16. yüzyılda kışlaklarında ilkel
tarımla uğraşan konar-göçerlere rastlanabilmektedir. Deniz
kenarında bulunan pek çok köy ve kasabanın yazın
yaylalara çekildiği de düşünülürse, Anadolu'da 'göçebe' ile
'yerleşik' hayat arasındaki çizginin pek kesin olmadığı
anlaşılmaktadır.
Çöl çevrelerinde gözlemlenen ve gayet net olarak tarif
edilen göçebe -yerleşik köylü arasındaki iş bölümü,
Anadolu'da pek görülmemekte ve konar-göçerlerin yerleşik
hayata geçmeleri, örneğin İran'da gözlemlenenin tersine
oldukça çabuk olmaktadır.
331
16. Yüzyılda bazı Anadolu konar-göçerleri sadece
kendi gereksinmeleri için değil, piyasa için de hayvan
üretmeye başlamışlardır. İstanbul'da satılan koyunların bir
bölümü,
Anadolu
konar-göçerleri
tarafından
kent
pazarlarına sunulmaktadır. Erzurum veya Diyarbakır'dan
gelen sürüler, Kayseri'ye kadar getirilmekte ve Erciyes
yaylalarında
bu
uzun
yolculuktan
sonra
dinlendirilmektedir. Osmanlı yönetiminin başlıca kaygısı
İstanbul iaşesiyle ilgili olduğundan, konar-göçerlerin bütün
hayvanlarını oraya getirmeleri, Mühimme fermanlarında
defalarca
emredilmiştir.
Ancak
Bursa
gibi
Anadolu
kentlerinde ve hatta Rodos adasında da satış imkânları
bulan
konar-göçerlerin
bu
fermanları
her
zaman
dinlemedikleri görülmektedir.
Anadolu'daki konar-göçerlerin bir başka bölümü ise
ticari maksatla deve yetiştirmişlerdir. 16.-18. yüzyılların
uzun mesafeler üzerinde yapılan kara ticaretinde, genellikle
deveden yararlanılmaktadır. Ancak 16. yüzyılda deveye
karşı talep, genellikle arzdan yüksek olmaktadır. Osmanlı
Devletinin kendi hesabına 'mirî deve' yetiştirmesi herhalde
bu
yetersizliklerin
bağlamında
değerlendirilebilir.
Deve
konusundaki yetersizliğin iki nedeni olduğu varsayılabilir:
Osmanlı
Devletinin
sınırları
merkezden
uzaklaştıkça,
ulaşım gereksinmeleri artmaktadır. Ayrıca 16. yüzyılda pek
çok konar-göçerler, gittikçe kalabalıklaşan bir çevrede
yerleşmek zorunda kalmışlardır. Bu durumda deve arzının,
332
artan gereksinmelere cevap verememesi şaşırtıcı bir şey
değildir252.
23. Yükselme Döneminde Mali Yapı
Osmanlı
Devleti'nin
temeli
atılıp,
idari,
askeri,
adli
sahalarda devlet teşkilatı yapılırken, mali teşkilat da
kurulmuştur. Zamanla devlet teşkilatları ile maliye teşkilatı
da gelişmiştir.
Osmanlı maliyesi, miri hazine veya dış hazine, iç
hazine ve enderun hazinesi olmak üzere üç kısımdır. Miri
veya dış hazinenin vazife ve salahiyeti umumi varidat
toplamak ve icap eden masrafları yapmaktı. Diğer iki
hazine padişaha ait hazinelerdir.
Devletin gelirleri merkezi hazine ile tımar kesimi ve
vakıflar arasında dağılmaktaydı. Her padişah döneminde
yapılan nüfus sayımları devletin gelir yapısını belirlemede
çok büyük önem arzetmekteydi. Yıllarca süren bu sayımlar
sonunda
Tapu
Tahrir
Defterleri
oluşturulur
ve
bu
defterlerde devletin toplam vergi geliri ve bunun dağılımı
belli olurdu253.
İlk Osmanlı Devleti maliye teşkilatı, Çandarlı Kara
Halil ve Kara Rüstem tarafından I. Murat Gazi zamanında
yapılmış, hududun genişlemesi, ihtiyacın fazlalığı, çeşitli
252
253
Kunt v.d., a.g.e., s. 166-167.
Zaim, a.g.m., s. 36.
333
hizmetlere ihtiyaç duyulması üzerine, gelir ve giderin çeşidi
artmıştır254.
Esnek fakat istikrarlı bir yapıya sahip olan Osmanlı
Maliyesi fethedilen yerlerdeki farklılıkları da göz önüne
alarak bir “bütünleşme” sağladığı belirtilmelidir255.
230. Defterdar
Türk
ve
İslam
devletlerindeki
“müstevfiliğe”
Osmanlı
Devleti’nde defterdarlık denildiğini görmekteyiz. Osmanlı
Devleti müstevfi yerine İlhanlılarda kullanılan “defterdâr-ı
memâlik” kelimesini almayı tercih etmiştir256.
Defterdarın,
olmaktadır.
bugünkü
Defterdardan
"Başmuhasip"
devletin
karşılığı
sonraki
en
yetkili
Maliye
hazine
Bakanlığı
yetkisi
olan
maliyecilerindendir.
Defterdarlık siyasi, başmuhasiplik teknik bir makamdır.
Başmuhasip defterdarın hazine aleyhinde vereceği karara
itiraz edebilir257. Önceleri sadece bir defterdar varken devlet
büyüyüp defterdar sayısı da artmıştır. Çünkü mali işlerde
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye
Teşkilatı, Ankara:Ç 1998, s. 362. Ayrıca bkz. Ziya Karamursal,
Osmanlı mali Tarihi Hakkında Tetkikler, Ankara: 1989, s. 1 v.d.
255 Zaim, a.g.m., s. 36.
256 Mehmet Ali Ünal, Osmanlı Müesseseleri Tarihi, Isparta: 1997, s.
83.
257 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 325.
254
334
devletin büyümesiyle çoğalmıştır. İkinci defterdarlık Fatih
Sultan Mehmed döneminde kurulmuştur258.
Başdefterdarlıkta çalışan memurların sayısı XVIII.
asır sonlarında bin küsurdu.
Yalnız
Büyük
rûz-name
,baş muhasebe ve Anadolu muhasebesi denilen en önemli
üç
dairede
2507'şer
memur
bulunuyordu.
Eyalet
defterdarlıklarında da çok sayıda memur çalışırdı. Mesela
1715'de
Şam
eyaletlerinde
defterdarlık
ve
evkaf
memurlarının sayısı 2374 idi. Kanun mucibince, her sene
baş defterdar devletin geliri ve gideri hakkında padişaha
bilgi verirdi. Defterdarlıkta , gelir ve giderlerle ilgili çeşitli
defterler tutulurdu. Her deftere ait ayrı kalem vardı. XVI.
asrın ikinci yarısında 24 kalem denilen daire vardı259.
Defterdar mali işlerin sorumlusu olduğu için, bir kısım
özelliklere
sahip
olması
gerekmekteydi.
Ağır
başlılık,
rüşvetten uzak durma, haysiyetli, vakar sahibi, kalem
işlerinden
anlayan,
hazinenin
maaşları
zamanında
gelirini
ödeyebilecek
attırabilecek
kabiliyette
ve
birisi
olmalıydı260.
Her yıl, her kazadaki vergilerin toplamını gösteren
"tekalif-i örfiye defteri" iki nüsha olarak düzenlenirdi. Asıl
nüsha İstanbul'da defter-hanede, devlet arşivinde saklanır,
258 Mübahat Kütükoğlu, “Defterdar”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 9, 1994, s.
95.
259 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 325.
260 Mübahat Kütükoğlu, “Osmanlı İktisadi Yapısı”, Osmanlı Devleti
Tarihi, Ekmeleddin İhsanoğlu (Editör), İstanbul: Cilt 2, 1999, s. 515.
335
ikinci nüsha ait olduğu kazanın mahkemesinin arşivine
konulurdu261.
Defter-hanede her eyaletin büyük bir dolabı vardı. O
eyaletin defterleri kronolojik sıraya konularak bu dolapta
saklanırdı262.
231. Eyalet Defterdarlıkları
Merkezdeki üç defterdarlıktan ayrı olarak, eyaletlerde de
maliye defterdarlıkları vardı. Bu defterdarlıklara kenar
defterdarlığı da denilirdi. Onyedinci asır sonlarına kadar bu
eyalet defterdarlıkları şunlardı :
a) Arap ve Acem defterdarlığı: Yavuz Sultan Selim'in
Doğu Anadolu ve Suriye'yi fethi üzerine tesis edilmiş olup ,
merkezi Halep'tir. II. Selim devrinde bu defterdarlık beş
defterdarlığa
ayrıldı.
Bunlardan
defterdarlığı olarak kaldı.
b) Diyarbakır Defterdarlığı
c) Şam Defterdarlığı
ç) Erzurum Defterdarlığı
d) Trablusşam Defterdarlığı
261
262
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 325.
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 325.
336
biri,
yine
Halep
III. Murat devrinde (1574) merkezdeki Anadolu
Defterdarlığından iki kenar defterdarlığı meydana gelir.
e)Karaman Defterdarlığı
f) Sivas Defterdarlığı
Daha sonraları, diğer eyaletlerde de defterdarlık teşkil
edilmiştir263.
232. Osmanlı Devleti Hazineleri
2320. İç Hazine
Buna Saray hazinesi, veya Enderun-u Hümayun hazinesi
de denilirdi. İç hazine, hazinedarbaşı veya hazinekethüdası
mesuliyeti altındaydı. Her sene sonunda dış hazine, yani
maliye hazinesinde kalan fazla para iç hazineye konulurdu.
Kanuni Sultan Süleyman her zaman iç hazine mevcut
hazineleri
almadığından,
Vezir-i
Azam
Rüstem
Paşa
tarafından iç hazinenin bir şubesi olarak Yedikule de bir
hazine yapılmıştı. Dış hazinenin parası yetişmezse Vezir-i
Azamın arzı ile içi hazineden ödünç para alınırdı. Bu para
iki kazaskerin huzurunda vezir-i azam ve başdefterdar
tarafından
mühürlenen
(temessük
denilen)
senet
karşılığında çıkartılırdı.
Mehmet Zeki Pakalın, “Defterdar”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve
Terimleri Sözlüğü-I, 2. Baskı, İstanbul: MEB Devlet Kitapları, Milli
Eğitim Basımevi, Cilt: 1, 1971, s. 411-418.
263
337
İşlem hemen kaydedilirdi. Çalışan görevliler sıkı bir
aramadan geçirilir öyle çıkabilirlerdi. Hazinenin kontrolü
hazinekethüdası tarafından yapılırdı. Yeni padişah göreve
geldiğinde hazineye giderek teftişte bulunurdu264.
İç
hazineden
alınan
bu
borçlar
çoğu
zaman
ödenmemiştir. Çünkü savaşlar yüzünden dışhazine açık
vermeye devam etmiştir. 18. asırda iç hazinede boşalmıştır.
18. asır sonlarında, dış hazinenin iç hazineye 42 milyondan
fazla borcu vardı.
Altın ve gümüşün haricinde kıymetli altın ve gümüş
eşyalarda, halılarda vardı. İç hazinenin
alamadığı değerli
mücevherler, ziynet eşyaları Has Oda Hazinesi, Bodrum
Hazinesi, İfraz Hazinesi, Çilehâne Hazinesi denilen yerlere
koyulurdu. Ayrıca Has Ahur Hazinesi de değerli eşyaların
saklandığı bir diğer hazinedir265.
Bundan başka Dâr-üs saade ağasının nezareti altında
"Dolap" ismindeki haremeyn evkafı hazinesine de, dış
hazinenin 1,5 milyon borcu vardı. Bu hazineden haremeyn
evkafı
işlerine
bakanların
maaşları
ile
masrafları
karşılanırdı.
Bu iki iç hazineden başka, yine Saraya ait harem-i
hümayun veya "cîb-i hümayun hazinesi" denilen bir başka
Cengiz Orhonlu, “Hazine”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 17, 1998, s.130.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Osmanlı Devleti Maliyesinin Kuruluşu ve
Osmanlı Devleti İç Hazinesi”, Belleten, İstanbul: Cilt XLII, Sayı 165, s.
73-79.
264
265
338
hazine daha vardı. Bunun sorumlusu sır katibi idi. Buranın
varidatı her sene, irsaliye hazinesi ismiyle Mısır'dan gelen ve
padişahların cep harçlığı olan paraydı. 1660'da Mısır
hazinesinden gelen paranın miktarı 600.000 altındı266.
XVII. yüzyıl ortalarında yaklaşık 110 görevlinin İç
Hazine
de
görevlendirildiğini
görmekteyiz.
Anadolu
ve
Rumeli de bulunan vilayetler yerel ihtiyaçlarını karşılar
artan parayı da merkeze gönderirlerdi. Vilayetin merkeze
gönderdiği yıllık gelire de hazine adı verilmektedir. Bağdat
hazinesi, Diyarbekir hazinesi gibi. Kendi ihtiyaçlarını bir
şekilde karşılayamayan vilayetlere İstanbul ya da komşu
vilayetlerden
ek
hazine
gönderilirdi
ki
açıklarını
kapatsınlar267.
2321. Dış Hazine (Birun Hazinesi- Miri Hazine)
Devletin esas hazinesidir. Bu hazineye hazine-i âmire de
denilmekteydi.
Defterdar
ve
veziriazamın
sorumluluğu
altındaydı. Devletin gelirlerinin toplanması yani iltizâm
işlerini yürüten kurum da yine hazine-i âmire dediğimiz dış
hazine idi268.
Bu hazine, devletin tahsil ettiği şer'i ve örfi vergilerden
meydana gelirdi. Maliye hazinesi, Sarayın içinde Bab-ı
266
267
268
Uzunçarşılı, a.g.e., Cilt III, s. 332 v.d.
Orhonlu, a.g.m., s. 131.
Ünal, a.g.e., s. 88.
339
hümayundan girince sağ tarafta bulunurdu. Zamanla
buradan Divan-ı hümayun yanına taşınmıştır. Divan-ı
hümayun
toplantılarında
açılır,
toplantıdan
sonra
Sadrazamdaki mühür-i hümayun ile mühürlenirdi. Dış
hazine
defterdarın
mesuliyeti
ve
sadrazamın
nezareti
altında bulunuyordu269. Serhâzin denilen hazinedarbaşı
defterdara karşı sorumlu idi270.
Dış hazineden para çıkmasının usûlü vardı. Çıkacak
para nereye verilecekse, defterdarın imzasıyla sadrazam arz
olunur ve onun tarafından mutlaka pençe denilen buyruldu
yazılır ve bunun üzerine konulan sadr-ı azam "sah" işareti
konulduktan sonra sergi halifesi olan veznedar tarafından
para ödenirdi. Yani yalnız sadrazamın buyruldusu ile veya
yalnız defterdarın imzasıyla para verilmezdi.
XVI:
ihtiyaçlarını
yüzyıl
birun
sonunda
hazinesi
itibaren
hazine-i
karşılayamayacak
âmire
duruma
gelmişti. Bunun üzerine Enderun Hazinesine yardım için
başvurulmuştu.
Miri hazineden her gün hazine tezkiresi ile çıkan
paraların, sergi pusulalarını sergi halifesi her akşamüzeri o
günkü iratlarınla beraber getirip defterdara verirdi. O da
masrafları pusulalarıyla hazine tezkirelerini karşılaştırarak
hazine
269
270
tezkirelerine
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 20.
Orhonlu, a.g.m., s. 130.
340
mahsup
çekip
ruznamcedeki
hükümsüz evrakların saklandığı yerde saklanması için
oraya gönderirdi.
III. Selim Han zamanında Nizam-ı cedid isminde
askeri teşkilat kurulunca, buraya ayrılan bir takım vergiler
dolayısı ile yeni bir hazine kurulup buna "İrad-ı cedid"
hazinesi adı verilmiştir271.
Bu hazine için ruznamçe-i hümayundan memurlar
tayin edildi. Bu hazinenin çalışması ile ilgili kurallar
konuldu.
Dış hazinenin mühimmat için alınan kürk, hil'at,
kise, kağıt, kalem vesaireyi hazinedar başı, kağıtçı başı
mübaya ederler ve her ay bu mübaya ait ibraz edilen
senetlerle
ruznamce-i
hümayundaki
masraflar
kapatılırdı272.
Maliye hazinesine para gireceği zaman, bunların kalp
ve
noksan
olup
olmadığı,
"vezzan"
denilen
veznedar
tarafından tetkik ve muayene olunurdu. Altın ve gümüş
paranın sahih ve halis olup olmadığını anlamak için,
divanda daima bir kızgın ateşli mangal ile bir demir soba
bulunurdu. Memurlar paraları tartarak alırlardı. Yirmi
duka veya sultani karşılığı olan bin akçe sayıldıktan sonra,
terazinin bir gözüne konurdu. Terazinin en öteki gözüne de
kalan akçeler konularak tartılırdı. Para teslim alınırken bin
271
272
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 368.
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 369.
341
akçeden fazlası sayılmaz, bu usulle alınırdı. Sultanilerle,
eşrefiler halis altın olduklarından sayılarak alınırlardı.
Padişah
sefere
girerken,
baş
defterdar
da
yanında
bulunurdu273.
XVI. Yüzyıldan itibaren hazine daha geniş manada
kullanılmaya
askerlerin
başlanmıştır.
giderlerini
Savaşa
karşılamak
giden
ordudaki
maksadıyla
ordu
ile
birlikte padişahın yanında savaşa giden ruznamcecilerden
söz edilebilir. Gönderilen hazineye ise “Ordu Hazinesi” adı
verilmiştir. Ordu sefere giderken Ruznâmçe de denilen
hazine
defterlerine
ordunun
gelirleri-giderleri
günlük
harcamaları not edilmiştir. Ordu hazinesi hakkında bir fikir
vermesi
açısından
Lala
Mustafa
Paşa’nın
1578
İran
seferinde 26 deve katarına sırf bu hazineyi taşıması için
tahsis ettiği örneğini verebiliriz274.
233. Miri Hazine Daireleri
Osmanlı
maliyesinin
işlerini
yapan
dairelere
kalemde
denilirdi. Maliye teşkilatındaki kalemlerin sayısı zamana
zaman değişiklik göstermiştir. Devlet gelir ve giderlerinin
çeşit olarak artması yeni kalemlerin kurulmasına sebep
olmuştur.
273
274
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 370.
Orhonlu, a.g.m., s. 132.
342
2330. XVI. Yüzyılın Ortalarında Maliye Kalemleri
Ruznâmce-i evvel ve sanî kalemleri, Rumeli muhasebesi
kalemi, Anadolu muhasebesi kalemi, Mukalebe kalemi,
Mukataacı-i
evvel
kalemi,
Mukataacı-i
sânî
kalemi,
Mevkufatcı, Varidatçı, kıla tezkirecisi, tezkireci-i ahkam-ı
Rumeli,
Anadolu
mukata-i
evvel
kalemi,
Anadolu
mukataacı-i sânîsi, Anadolu üçüncü mukataacısı, Anadolu
mevkufatcısı, Tezkirici-i ahkam-ı Anadolu, Mukataacı-i
evvel, Mukataacı-i sânî, Mukataacı-i sâlis, Tezkireci-i
ahkam, Tezkireci., Kale tezkirecisi Mevcudatcı, Teslimatçı
kalemleri, Divitdar275
Bu kalemlerden birkaç tanesinin görevlerini örnek
olarak anlatacağız.
2331.
Birinci
Ve
İkinci
Ruznâme
Daireleri
(Kalemleri)
Her gün hazineye giren-çıkan para, eşya, vs. "Ruznamce-i
evvel ve sânı" kalemlerinin tetkikinden geçerdi. Genel
olarak
hazineye
giren
gelirleri,
Birinci
ruznâmeci
kaydederdi. İkinci ruznâmeci; çaşnigirler, müteferrikalar,
çavuşlar, kapucubaşılar, kazaskerler, rikab-ı hümayun
ağaları, Divan-ı hümayun ve defterhane kâtipleri, Enderun
hümayun
275
emeklileri,
Saray
hekimleri,
mimarlar,birun
Karamursal, a.g.e., s. 153
343
hazinedarı, hazine başkâtibi, hassa müzzinleri, Saray
peykleri, Enderun kuşçularının maaşlarını verirdi276.
Bu kayıtların tutulduğu defterlere ruznamçe defterleri
denilirdi. Osmanlı Devleti’nde
“Ruznâme ve Ruznâmçe”
deyimleri birbiri yerine kullanılmıştır. Yükselme devrinde
ruznamçecilerin hazine defterdarı olarak taşraya tayin
edildikleri görülmektedir277.
2332. RumeIimuhasebesi (Dairesi )Kalemi
Bu daire İstanbul ve Rumeli'deki padişah ve vezir efkafı
mütevellilerinin
hesaplarının
tetkiki
ve
bütün
cizye
defterlerini de tetkikki ile kaydederdi. Önceki defterle
karşılaştırdıktan sonra, rüzname kalemine verilirdi278.
2333. Anadolu Muhasebe Dairesi Kalemi
Anadolu'daki padişah ve vezirlere ait vakıf ve tevliyet
hesaplarını tetkik eder. Timar tezkirelerinin tetkiki ve ihraç
ederdi. Erzurum'un dışındaki bütün Anadolu kalelerinin
maaş ve berat işlerini görürdü279.
Yukarıda isimlerini saydığımız maliye kalemlerinin
her birinin kendi defteri bulunmaktadır. Osmanlı Devleti
için oldukça önemli olan bazı defterler, Padişah sefere
katıldığı zaman kalemleri ile beraber sefere götürülürlerdi.
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 338.
Nejat Göyünç, “Ta’rih Başlıklı Muhasebe Defteri”,
Araştırmaları Cilt XV, İstanbul: Enderun Kitabevi, s. 10.
278 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 340.
279 Uzunçarşılı, a.g.e., s. 341.
276
277
344
Osmanlı
Bu defterler para ile beraber "Ordu hazinesi" denilen bir
çadıra saklanırdı.
234. Darb-Hâne Hümayun
Devletin paraları, İstanbul'da Topkapı Sarayı sınırları
içindeki Darbhâne-i hümayun'da kesilirdi.
Tanzimat'tan önce kağıt para yoktu. Hatta (1908) 11.
Meşrutiyetten önce bile kağıt para bir tahvil gibiydi. Pek
kullanılmazdı. Devlet bakır, gümüş ve altın olmak üzere
başlıca üç çeşit sikke keserdi. Tedavül edeni "akçe" denilen
gümüş sikkeleri idi. Bakır ve altın paranın tedavül nispeti
azdı. İstanbul'daki büyük darb-haneden başka bir çok
taşra şehirlerinde de sikke kesilirdi280.
235. Hazine Gelirleri
Osmanlılarda şer'î ve örfi olmak üzere iki çeşit vergi vardı.
Bunların başlıcaları, zekât, öşür, haraç, cizye ve bunların
teferruatı olarak konulan vergilerdi. Mukâtaa ve iltizam
suretiyle verilen yerlerin gelirleri, avarız, bedel-i nezl,
ağnam, madenler, padişah hasları fazlası, bağlı beylik ve
krallıkların
mukâtaaları
haraçları,
ve
tuzla,
gümrük
maden,
gelirleri
iskele
ve
hazinenin
liman
başlıca
gelirleriydi.
280
Pakalın, a.g.e., s. 394-396.
345
Osmanlı Devleti öşri ve haraci araziyi devlete ait arazi
şekline koyduğu için tatbikat ona göre yapılmıştır. Seri
vergiler arasında "pençik resmi" yani beşte bir denilen esir
veya bedeli de, ilk zamanlarda önemli bir yer tutardı.
Ayrıca Salyâneli ve Salyânesiz eyâletlerin merkeze
göndermek zorunda oldukları irsaliyeler hazine gelirleri
arasındaydı281.
Osmanlı Devleti'nde İslâmi kurallara uyularak, arazi;
haraci öşri ve miri olarak üç kısma ayrılarak ona göre vergi
konulmuşsa da sonradan zaptedilen Suriye, Irak, Hicaz;
Yemen Trablusgarb, Bingazi gibi yerler haricindeki bütün
araziyi Osmanlılar miri olarak kabul etmişlerdir.
Şeriatla cizye baş vergisi ve haraç, arazi vergisidir.
Osmanlılar sonradan bu iki vergiyi bir kabul ederek,
cizyeye de haraç ismini vermişlerdir. Osmanlıların, Eflak ve
Boğdan voyvodalıkları ile Dobrovnik cumhuriyetinden ve
aralık Erdel krallığından maktu olarak aldıkları para da
haraç nevindedir.
Osmanlılarda şer'i vergiler zamanla artarak otuz
çeşitten seksen çeşide çıkmıştır. Zamanla bu vergilerin
bazılarını
içine
alan
tekâlif-i
örfiyye,
her
sene
vali,
mütesellim ve voyvodalar tarafından toplanırdı. Vergi,
haneye göre tahakkuk ettirilirdi. Bu vergi devletin son
asırlardaki
281
zayıf
Ünal, a.g.e., s. 89.
346
zamanlarında,
ayan
ve
voyvodaların
suistimalleri yüzünden halka çok ağır gelmiştir. Bu vergi
ilkbahar ve sonbaharda iki taksitte alınırdı.
Eyaletlerdeki vergi tarh defterlerinde, vergi alınmasına
esas olan masraflar şunlardır: gelip geçen memur, ulak ve
tatarların menzil ücretleri ve masrafları, vali, mütesellim,
voyvoda ve köy muhtarlarının masrafları. Hükümet konağı,
miri binalar, köprüler, su yolları inşaası ve tamiratı vesaire.
Tekâlif-i örfiye defterlerinin birer sureti, hükümet
merkezine gönderildiği gibi, o sene tarh ve tevzi edilen
vergiler mahalle mahalle, köy köy her kazanın mahkeme-i
şer'îyye sicillerine kaydedilirdi.
Osmanlı'larda dış hazinenin gelirleri hakkındaki bu
genel bilgilerden sonra, gelir kaynaklarının başlıcalarmı
aşağıdaki şekilde maddeleye biliriz.
a-Müslüman çiftçilerden alınan öşür. Bu toprağın
verimine ve ürüne göre değişmektedir. 1/5, 1/7, 1/8, ve
1/10 gibi
b-Müslümanların hayvanlarından alınan vergi: "Adet-i
ağnam"
c-Müslüman
olmayan
çiftçilerden
alınan
haraç.
Haraç: Müslüman olmayan halkın vermekle yükümlü
olduğu torak vergisidir. Üzerinden haraç alınan toprağa
"arazi-i
hacaciye"
denir.
Fetih
sırasında,
sahipleri
müslüman olmayan topraklardır. Bu topraklar vergisini
347
ödemek şartı ile sahiplerine bırakılmıştır. Haraç, muvazzaf
ve mukassim olmak üzere iki kısımdır. Harac-ı muvazzaf,
toprağın dönümüne göre alınan sabit vergidir. Harac-ı
mukassime toprak ürünlerinden 1/10 ile 1/2 arasında
alınan vergilerdir.
d-Müslüman olmayan tebaadan alınan baş vergisi:
Cizye: Müslüman olmayan halktan, askerlik hizmetinden
muafiyet karşılığı olarak alınan vergidir. Şahısların ödeme
gücüne göre, âlâ, evsât, ednâ olmak üzere üç kısma
ayrılmıştı. Çocuklar, kadınlar ve papazlar bu vergiye muaf
tutulmuştu.
•
Müslüman tacirlerin ticaret mallarından alınan
gümrük vergisi,
•
Müslüman olmayan tebaanın tacirlerinden alınan
%5 gümrük vergisi,
•
Yabancı tüccarlardan alınan %10 luk gümrük
vergisi. Zamanla yabancılara verilen imtiyazlar sonunda bu
vergi %2,5 olmuştur.
•
Harpte kazanılan savaştan ganimetlerin beşte biri,
•
Kazanılan savaştan sonra alınan harp tazminatı,
•
Vergiye bağlanan ülkelerin her yıl verdiği haraç,
•
Bağlı beyliklerin ve hükümetin verdiği vergi ve
hediyeler (Kırım, Eflak, Boğdan, Erdel gibi).
348
Özel
yönetimi
olan
yerlerde
dirlik
sistemi
uygulanamazdı. Bu gibi yerlerin vergileri tamamen hazineye
gelirdi.
Ancak
bu
hasılattan
beylerbeyleri
ile
sancak
beylerinin ve yerli askerlerin' istihkakı ayrıldıktan sonra,
artanı merkeze gönderilirdi. Özel yönetimi olan yerler:
Bağdat., Mısır, Basra, Yemen, Habeş eyaletleriyle Halep ve
Cezire-yi Bahr-i Şefti eyaletlerinin bazı sancakları,
•
Memurların tayinlerinden alınan haraç,
•
Maden, orman ve tuzlarların geliri,
Müsadere: Osmanlı Devleti’nin ilk devirlerinde devlet malını
zimmetine geçirenlere ve isyancılara karşı uygulanan bir
ceza yöntemi idi. Daha sonraları merkezi yönetime “siyasi
ve iktisadi menfaat sağlamak” maksadıyla uygulanan bir
yöntem olmuştur282.
Müsadere
Sultan
verilmiş
çeşitli
Mehmed
ve
şekillerde
döneminde
müsadere
uygulanmıştır.
Fatih
kurumsallaşmaya
önem
yöntemi
etkin
bir
şekilde
kullanılmıştır. Çandarlı Halil Paşa, rüşvetle suçlandığı için
malları müsadere edilenlerden birisidir. Bundan sonra mal
varlığı bulunan ulemâdan devlet adamlarına aynı şey
uygulanmıştı. Çünkü anlayışa göre devlet adamlarının
kullanımına sunulan mal, para ve malzemeler şahsın değil
makamındır. Devlet adamı vefat edince mallar devlete
kalırdı. Bir devlet adamının mallarının müsaderesine karar
282
Tuncay ÖĞÜN, “Müsadere”, İA, İstanbul: TDVY, Cilt 32, 2006, s. 67.
349
verilince,
mallar
önce
teftiş
edilir,
gerektiği
hallerde
saklanmış olan eşya ve paralar varsa onların yerleri zorla
söylettirilirdi. Ortaya çıkan nakit ve satılan emlâkın bedeli
hazineye yazılırdı. Bu arada malları müsadere edilen mal ve
emlâkın
gelirinden
varislerine
de
geçinecekleri
kadar
bırakılırdı283.
Lakta: Sahibi belli olmayan bulunmuş mal ve mülktür.
Bulunan
bu
mallarla,
varissiz
kalan
mallar
devlet
hazinesine alınırdı.
“Yerden toplanan şey” anlamına gelen Lukata İslâm
hukukunda sahibi bilinmeyen mallara, buluntu mallara
verilen bir addır284.
Avarız Vergisi: Fevkalâde hallerde bilhassa savaş olduğu
zaman, bunun giderlerini karşılamak için alınan vergidir.
Avarız devamlı alınan bir vergi değildir. Zaman zaman
olmak üzeri ev başına 20 şer akçe alınırken, sonraları 40 ar
akçeye ve daha sonraları da 300 akçeye çıkarılmıştır285.
Önceleri sadece savaş yıllarında alınırken XVII. Yüzyıllarda
kapıkulu askerlerinin artan mali yükü ve ardı arkası
Öğün, a.g.m., s. 67.
Saffet Köse, “Lukata”, İA, Ankara: TDVY, Cilt 27, 2003, s. 223.
285 Hazine gelirleri konusu için bkz. Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Cilt:
II, s. 579-582.
283
284
350
kesilmeyen İran, Lehistan, Venedik ve Avusturya savaşları
nedeniyle sürekli hale gelmiştir286.
236. Vergilerin Toplanması ve Tahsisi
Vasıtasız vergilerin büyük bir kısmı devlet tarafından
toplanmazdı; hizmet karşılığında hizmetliye tahsis edilirdi.
Sultan, valide sultan, şehzadeler ve sultanlar, sadrazam,
kaptan-ı derya vs. kendilerine tahsis edilen hasların
gelirlerine tahsis edilirdi. Valide ve sancak beyleri tımar ve
zeametlerinin gelirleriyle geçinirlerdi. Kadılar, mahkeme
harçlarından
da
hisse
alırlardı.
Mabetlerde
hizmet
görenlerin masraf ve nafakaları tarafından karşılanırdı.
Devlet'in
bazı
gelirlerinin
tahsis
edilmiş
olduğu
vakıflar mütevelliler tarafından idare edilirdi. Vakıflar,
vatandaşın hizmetindeki sosyal tesislerdi. İleride görüleceği
üzere
bu
müesseseler
toplum
hayatımızın
temel
taşlarındandı. Devlet, vakıflar yüzünden gelir kaybına
uğramış, kısaca memurlar, en büyüğünden
en
küçüğüne
kadar devlet hazinesinden para alamazlardı.
Hizmetleri karşılığında kendilerine tahsis edilen vergi
ve resimlerin gelir veya bunlardan aldıkları hisselerle
maaşlandırılırdı.
286 Yusuf Oğuzoğlu, “Osmanlı Şehirlerindeki Halkın Vergi Yükü üzerine
Bir Araştırma(1680-1700), Osmanlı Araştırmaları Cilt XV, İstanbul:
Enderun Kitabevi, s. 158.
351
Osmanlı askerini en önemli bölümü meydana getiren
tımarlı sipahilerde, maaşlarına karşılıklı olarak kendilerine
tahsis edilen tımarların vergilerini devlet adına alırlardı.
Büyük
memurlardan
yalnız,
nişancı,
defterdar,
şeyhülislâm ve kazaskerlere yıllık bir para verilirdi. Bundan
başka sarayın masrafları hazineden ödenirdi.
Hazinenin
gelirleri
doğrudan
doğruya
maliye
memurları vasıtasıyla toplanmazdı. Gelir emanet ve iltizam
usulleriyle toplanırdı.
Kanuni Sultan Süleyman Han'ın son zamanlarına
kadar vergiler, eminlere, kethüdalara, âmillere "emanet"
suretiyle verilerek toplatılırdı.
Sadrazam Rüstem Paşa tarafından ilk defa devlet
varidatının "mültezime" verilme usulü kabul ve tatbik
edilmiştir. On yedinci asrın sonlarına doğru da bu usul
tamamen yaygınlaşmıştır. Bu usulle mültezimler; iltizama
aldıkları yerlerin vergilerini peşin olarak devlete öderler,
sonrada gidip o bölgenin vergilerinin toplarlardı. Zamanla
mültezimlerin
canından
hırsı
bezmiştir.
ve
hırsızlığı
Mültezimler,
yüzünden
devlet
vatandaş
otoritesinin
zayıfladığı devirlere devlete verdiklerinin iki mislini halktan
almaya çalışırlardı.
352
Bu durum karşısında devlet adamlarından bazıları
ıslahat yapılması gerektiğini anlayarak padişaha bunu
yazdıkları lâhiyalarla bildirmişlerdir287.
II. Mahmut batı devletlerini örnek alarak maliyede
yeni bir düzenleme yapmak istedi. Defterdarlığı kaldırdı
Umuru
Maliye
Nazırlığını
kurdu.
Maliye
daireleri
bu
bakanlığa bağlandı. Tımarlı askerlerin muntazam ordu içine
alınması kararlaştırılarak tımar usulü "kaldırıldı. Tımar
gelirleri hazineye devredildi. Vergi sisteminde yeniliklere
gidildi. Memurlara maaş bağlanarak hazine gelirlerinin
merkezileştirilmesine çalışıldı.
237. Maliye İle İlgili Bazı Kavramlar
Akçe: Osmanlılar da tedavülde bulunan gümüş paraya
verilen
isim.
Bu
paraların,
ayarları
zaman
zaman
değişmiştir288.
Adet-i Ağnam: Koyun ve keçiden alınan (resm) vergi.
Koyun ve keçi başına bir akçe olarak alınan bu vergi
önceleri
devletin
görevlileri
tarafından
toplanırken,
sonradan mültezime verilmeye başlandı.
An-hizâne:
Hazineden
herhangi
bir
sebeple
para
çıkartılmasına an-hizâne denir.
287 Koçi Bey, Koçi Bey Risalesi, (Sadeleştiren: Zuhuri Danışman),
Ankara: Turizm ve Kültür Bakanlığı, 1985, s. 33-34, 92-93.
288 Nuri Pere, Osmanlılarda Madeni Paralar, İstanbul: 1968.
353
Bac-ı Kil: Halkın pazar yerine getirdiği hububatı sattığı
zaman kilo ile ölçülürdü. Satandan alınana ölçme parasına
bac-ı kil denir. Cumhuriyet ilanına kadar devam etti.
Bac-ı Tamga: Damga bacı demektir şehirde alınıp satılan
her
nevi
mallardan,
dokunan
kumaşlardan
kesilen
hayvanlardan alınan vergidir.
Bedel-i Cizye: Eflak, Boğdan, Erdel voyvodalarının devlete
her sene verdiği maktuu vergidir.
Bedel-i öşür: Üzerinde yapı (ev, ahır, ambar, vs.) yapılarak,
ziraat dışı kalan arazinin öşürüne bedel üzere tasarruf
edilen vergi. Buna icar-ı zemin ve Mukatta-i zemin denir289.
Bervec-i Malikâne: Hazineye ait mukataların birkaç yıllık
gelirlerinin peşin alınarak kaydı hayat şartı ile malikâne
olarak tahsis edilmesidir.
Ik-ta: Muayyen yerlere ait devlet vergilerinin hizmet ve
maaşlara karşılık olarak asker, kumandan ve sivil devlet
adamlarına terk edilmesidir.
Narh: Azami fiyat anlamında kullanılan bir terimdir.
Osmanlı
Devleti
alınıp
satılan
malların
fiyatlarını
belirleyerek üreticiyi ve tüketiciyi korumaya çalışmıştır.
289
Uzunçarşılı, a.g.e., s. 378.
354
Bunlarla
ilgili
narh
defterleri
günümüzde
tarihçiler
tarafından yayınlanmaktadır290.
Ocaklık: Kale muhafızlarının veya şehrin yerli neferlerinin
ulufelerine veyahut tersane masraflarına karşılık olarak
tahsis edilen öşür veya örfi gelirler, yerinde kullanılan bir
terimdir. Ocaklık müessesesi Tanzimata kadar devam
etmiştir291.
Resm-i
Çift:
vergilerden
Çift
biridir.
akçesi
Bir
demektir.
çiftlik
Topraktan
toprağı
olup
ta
alınan
ziraat
yapandan alınan vergidir. Bu toprak bir çift öküzle ekile
bilen arazi olarak kabul edilmektedir. Verginin miktarı ise
arazinin verimliliğine göre tespit edilirdi. 22 akçe ile 57
akçe arasında değişirdi ' .
Resm-i Çift Bozan: Araziyi ekmekten vazgeçip, başka işe
uğraşanlardan alınan, ceza mahiyetindeki para. Bu paranın
miktarı 300 akçe idi. Tanzimat' tan sonra kaldırıldı.
Mukata: Devlete ait bir varidatın bir bedel karşılığında
geçici olarak kiralanması. Osmanlılarda "Mukataat-ı Miriye"
ve "Malikâne" olarak ikiye ayrılırdı. Birincisi bir yıllık olarak
ikincisi kaydı hayat şartıyla verilirdi.
290 Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlılarda Narh Müessesesi ve 1640
Tarihli Narh Defteri, İstanbul: 1983.
291 Nejat Göyünç, “Yurtluk Ocaklık Deyimleri Hakkında”, İÜEFTAM,
Prof.Dr. Bekir Kütükoğlu’na Armağan, İstanbul: 1991, s. 269-278.
355
Mültezim: Köy ve kasabanın veri tadına (gelirini) toplayıp,
buna kışlık hazineye peşin olarak para ödeyen kimseler
hakkında kullanılan bir terim.
Yük: Yüz bin akçe karşılığında kullanılan bir tabirdir. 500
kuruş yerinede kese kullanılır.
238. Bütçe
Osmanlı
giderlerini
Devleti’nde
gösteren
merkezi
idarenin
bütçelere
yıllık
“icmâl”
gelir
ve
denildiği
bilinmektedir. Son dönemlerde ise bütçe için “mizân” ve
“muvâzene” tabirleri kullanılmıştır292.
Osmanlıların ilk bütçeyi 17.
asırda yaptığı fikrini
savunanlar olmuşsa da, Fatih kanunnamelerin devletin
gelir ve giderlerinin fatih devrinde bütçenin yapıldığı
kesindir, bununla beraber daha önceden de bütçe yapılmış
olduğu düşünülebilir.
Fatih kanunnamelerinde şu şekilde bir ifade vardır;
<<yılda bir kere rikâb-ı hümâyunuma defterdarlarım irad
ve masraflarımı okuyalar>> bu da daha o dönemde heryıl
bütçe tutulduğunu bize göstermektedir293.
Eyaletlerin ayrı bütçesinin bulunması, tımar, zeamet
ve hasların gelirlerinin bütçe dışında kalması nedeniyle,
292
293
Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 445.
Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 445.
356
devletin
hazinesine
Yükselme
gelirlerin
devrindeki
bütçeler
tamamı
girmemektedir.
devamlı
gelir
fazlalığı
olmuştur. Devletin siyasi durumundaki gerilemelere paralel
olarak
bütçede
de
değişiklik
olmuş,
bütçede
açıklar
meydana gelmeye başlamıştır.
1512-1594 yılları arası Osmanlı maliyesinin en şaşalı
dönemidir. Şekil itibariyle değişiklik arzetmese de yeni
kanunlarla gelir ve giderler tanzim edilmiştir294.
Kanuni Sultan Süleyman Han vefat ettiği zaman dış
hazine geliri giderinden fazlaydı. Bundan sonraki otuz yıl
içinde dış hazinenin geliri ile gideri arasındaki fark çok
azdı. 1564'de nakit olarak hazine geliri 1830 yük, gideri ise
1896 yük olup, arada altmış yüklük bir açık vardı. Bu açık
1597'de
kapatılmıştı.
Bütçe
açıklarının
çok
olduğu
dönemlerde, devlet, maaş ödeyebilmek için para ayarını
düşürmüş, bunun neticesinde de isyanlar çıkmıştır.
Bütçe
borçlanmaya
açıklarının
gidildi.
kapatılması
Tanzimat'tan
için
önceleri
sonra
ise
iç
dış
borçlanmalar başladı. Dış borçlar her yıl katlanarak arttı.
Devlet
borçlarına
karşılık,
gösterilen
bütçe
gelirlerine
alacaklı devletler elkoydu295.
Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 445.
Abdurrahman Şeref Efendi, Tarih Muhasebeleri, Ankara: 1985, s.
173.
294
295
357
Mübahat Kütükoğlu Osmanlı bütçelerinin özelliklerini
şu şekilde sıralamıştır296;
1- Bütçenin başlangıç tarihi XVI. Yüzyılda Nevruz, XVII.
Yüzyılda hicri yıl esasına geçilmiştir. XVIII. Yüzyılda Mart
ayı olmuştur. Sonuna kadar da öyle gitmiştir.
2- Esas bütçe yılı rakamlarının yanında bir önceki yılın
rakamları
da
verilmiştir.
Böylelikle
mukayese
imkânı
bulunmuştur (1527-1528 bütçesi istisna tutulmalıdır).
3- Bütün gelir kalemlerini içermemektedir. Sadece paidşah
hassalarından elde edilen gelirlere yer verilmektedir (15271528 bütçesi istisna tutulmalıdır).
4- Masraf olarak sadece merkeze yapılan harcamalar
yazılmıştır.
24.
Yükselme
Dönemine
Ait
Muhasebe
Kayıt
Örnekleri
Bir ülkede muhasebe, kişi için, kurum için ve devlet için
vardır. Osmanlı'nın yükseliş döneminde kişilerin ve özel
girişimin muhasebe kayıtlarına rastlanılmamaktadır.
Oysa, dünya muhasebe tarihinin bulguları arasında,
kişinin kendisi için, evi için tutulan muhasebe kayıtları da
bulunmaktadır.
Aile büyüdükçe ve derebeyliklerde olduğu gibi fiziksel
alt yapı ve hizmetliler fazlalaştıkça mutfak harcamaları
296
Kütükoğlu, a.g.e., s. 319-320.
358
olsun, ahır harcamaları olsun kayıt düzenine gerekseme
duyulmaya başlar. Türkler'de geniş aile yapısı her zaman
geçerli olmuştur. Derebeylik düzeni durumunda olmasa
dahi fiziksel alt yapısı geniş hizmetli sayısı fazla zengin
kişiler, sayıları fazla olmasa dahi vardır. Bunların da kayıt
gereksemelerinin olması doğaldır. Ancak bugünlere kadar
bunlardan
yeterli
bir
belge
kalmış
değildir.
Bunun
nedenleri, yukarıdaki açıklamalardan da yararlanarak
aşağıdaki gibi özetlenebilir.
- Osmanlı'da nüfus hareketleri yoğundur. Anadolu'da
dahi halk, savaşlar ve iç karışıklıklar nedeniyle sürekli göç
halinde olabilmiştir. Bu durum, esesan belge saklama
alışkanlığı fazla olmayan halkın belge saklamasını daha da
güçleştirmiştir.
- Osmanlı'nın devletçi tutumu kişinin her zaman sınırlı
varlığa
sahip
zenginliğini
olmasına
ortaya
müsadere
koymamasına
edilir
neden
korkusuyla
olmuştur.
Osmanlı'da müsadere önemli bir olgudur47 ve muhasebe
kayıtları da varlığın ortaya çıkmasına neden olabilecek
önemli belgelerdir. Dolayısıyla zenginlik hakkında ipucu
olabilecek belgelerin yok edilmesi doğaldır.
- Devletin
gelir
sağladığı
yerler
olan
mukataalar
genellikle üç yıllığına kiraya verilmektedir. Devletin tuzla
olsun, maden olsun, yukarıda maden işletmeleri örneğinde
açıklandığı üzere, iktisadi kuruluşu yöneten mukataacı,
359
kirasını
ödeyebilmek
için
kendi
hesabını
kuşkusuz
tutuyordu. Ama devletin kiraya verme düzeni, kiranın en
yüksek
ödemede
dolmadan
bir
bulunana
başkasına
verilmesi
mukataanın
ve
kira
süresi
devredilebilmesi
biçiminde idi. Bu durumda, mukataacının devletin kirayı
artırmaması ve başka bir rakip çıkmaması için elindeki
bilgileri yok etmesi kadar doğal bir şey olamaz.
- Geçimlerine
ve/veya
hizmetlerine
ait
masrafları
karşılamak üzere askerlere ve devlet memurlarına belirli
bölgelerde, kendi hesaplarına tahsilatta bulunmak yetkisi
ile verilen gelir kaynakları, bilindiği gibi tımar olarak
adlandırılmaktadır. Tımar sahiplerinin savaş sırasında
asker ve bunun yanında at, hububat, çadır vb. vermek
zorunlulukları vardı. Tımar defterinde kayıtlı yıllık geliri
20.000 akçeye kadar olan yerler tımar olarak adlandırılır ve
sipahiye yani silahlı süvariye verilirdi. Yıllık geliri 20.000100.000 akçe arasında olan yerler silahlı süvari zabite
(subaya) verilirdi. Bunlar zeamet olarak adlandırılırdı. Yıllık
geliri 100.000 akçeden fazla olan ve has olarak adlandırılan
yerlerde
yüksek
devlet
memurlarına,
yüksek
rütbeli
askerlere ve hükümdar ve hanedanına verilirdi. XVI.
Yüzyılda tımar hakkının berat ile verildiği bilinmektedir297.
Tımar
getirebilmek
sahibinin
için
gelir
yükümlülüklerini
ve
giderlerini
kayıt
yerine
etmek
297 Ömer Lütfi Barkan, “Tımar”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim
Bakanlığı Yayınları, Cilt: 12/1.
360
gereksemesini
kayıtlardan
duymuş
olması
herhangi
bir
doğaldır.
belge
Ancak,
bugünlere
bu
kadar
gelememiştir.
Bir yerin tımar, zeamet ve has olması için gelir tespit
işlemi tahrir defterlerinde devletçe yerindeki tespitlerle
yapılırdı.
Gelirin
değiştirmesini
az
gösterilmesi,
önleyecek
ve
hem
hem
de
tımarın
tımar
el
sahibinin
yükümlülüğünü azaltabilecektir. Bu durum, tımar sahibi
ile devleti farklı çıkar beklentisi içine itmektedir. Devlet,
kuşkusuz her zaman kendi çıkarını önde tutan bir
değerlendirme
içinde
olmuş
ve
tımar sahibinin gelir
gizlemesine fırsat vermek istememiştir. Ancak, bütün bu
uygulamalar tımar sahibinin gelir kayıtları varsa bunları
yok etmek isteğini doğal olarak önlemeyecektir.
- Bilindiği gibi Osmanlı'da mülk türlerinden birisi de
malikane düzenidir. 1386 Yılında, I. Murad'ın Evronos
Beye verdiği berat ile başlayan49 bu düzene göre, devlete
hizmette
bulunmuş
kumandanların,
yüksek
rütbeli
memurlara tasarruf etmeleri için arazi ve çiftlik verilirdi.
Bu amaçla düzenlenen berata da temlikname denilirdi.
XIX. Yüzyılın başlarına kadar devam eden malikane
düzenine göre, mülkün çocuklara bırakılabildiği, vakıf
haline dönüştürülebildiği anlaşılmaktadır. Ancak, malikane
sahiplerinin her yılın sonunda devlete hesap vermek
durumunda olduğu da ileri sürülmektedir. Bu hesabın
361
verilmesi için de, malikane sahibinin kendi hesabını
tutması gerektiği açıktır. Malikane düzeninde, verilen
hesabın sonucunun ne şekilde değerlendirildiği konusunda
fazla bir bilgi yoksa da, M. Zeki Pakalın'ın Osmanlı
kayıtlarından
sahiplerinin
çıkardığı
kimi
örneklere
yükümlülükleri
göre,
malikane
bulunmaktadır.
Bu
yükümlülüklerin azaltılması için malikane sahibinin kendi
kayıtlarını yok etmesi de doğal olsa gerektir.
Bunların
yanında
kayıt
tutma
alışkanlığının
bulunmaması zenginliğe ve kayıt tutmağa karşı dini
koşulların elverişsizliği, batı Avrupa ülkelerinde görülen
feodal
yapının
Osmanlı
toplumunda
bulunmaması
derebeylik ve malikane düzeninin sınırlı oluşu gibi nedenler
de
kişilere
ait
muhasebe
kayıtlarının
tutulmasını
engelleyen etkenler olarak ortaya çıkmaktadır.
Olaya
birde
Osmanlı
İmparatorluğu
içerisinde
bulunan özel kesim işletmelerinin muhasebe kayıt düzeni
açısından bakılmasının gerekli olduğu kanaatindeyiz.
Dünya ticaret tarihinde, ticari ilişkilere dayanan
muhasebe kayıt belgelerinin esas alındığı ve öncelikle bu
belgelerin
incelendiği
gözlenmektedir.
Bunun
nedeni,
muhasebenin bir hesaplaşma düzeni olması, kar ya da
zararın saptanmasına dönük nitelik taşıması olsa gerektir.
Ticari ilişkilerin kurumsallaşması için ticari işletmeye
gerekseme vardır. Bu kuruluş ticari, sınai ya da hizmet
362
sunan
bir
kuruluş
olabilir.
İşletme
büyüdükçe
kişi
hesaplarını aklında tutamaz ve bunları deftere kayıt etmek
zorunda kalır. Böylece kayıt düzeni gelişme olanağını
bulur.
Osmanlı'da
özel
kesim
işletmelerinin
muhasebe
kayıtlarını geliştireme-melerinin önde gelen nedeni, büyük
işletmeleri
kuramamış
olmalarıdır.
Başka
bir
deyişle
sermaye birikiminin gerçekleşememesidir.
Bundan
önceki
bölümde
Osmanlı'nın
gelişme
döneminde özel girişimin sanayi ve ticareti açıklanırken
Bursa'da çok sayıda dokuma tezgahına sahip olanlardan
söz edilmiş, ancak bunun yöresel bir gelişme olduğu ve
bunun
genelleştirilmesinin
vurgulanmıştı.
Anadolu'da
doğru
olmayacağı
yaygın
olan
da
uygulama
Ankara'daki sof üretimin de olduğu gibi, dağınık dokuma
tezgahlarına tüccarların iş vermesi biçimindedir. Bu durum
da
ticaretteki
sermaye
birikiminin
üretime
aktarılmasındaki güçlüklere neden olmaktadır.
Sermaye
etkenlerden
birikiminin
önemli
oluşmasını
görülebilecekler,
engelleyen
bundan
önceki
bölümdeki açıklamalardan da yararlanarak aşağıdaki gibi
özetlenebilir.
- Daha çok askerlik görevini yerine getiren ve toprak ile
uğraşan
Osmanlı,
üretim
ve
ticareti
genellikle
benimsememiştir. Esnaflıktan ileri düzeyde bir üretim
363
gerçekleştirememiş ve çoğu zaman üretimi ve ticareti
azınlıklara bırakmıştır. Kimi zaman ticarette sağlanabilen
sermaye birikimi de üretime aktarılmamıştır.
- Fazla miktarda üretim, bunun geniş alana dağıtımının
yapılması halinde mümkün olur. XVI. Yüzyıldan itibaren
Anadolu'nun
ipek
yolu
üzerindeki
önemini
yitirmeğe
başlamasından sonra devletin ülke içi ulaşıma verdiği önem
askeri amaçlar, gıda maddelerinin nakli ve kısmen iç
pazarın geliştirilmesiyle sınırlı kalmış, yol ve köprülerin
yapımı, konaklama yerlerinin düzeni eskisi kadar önem
taşımaz duruma gelmiştir. Bu durum ise, iç pazarın
büyümesini engelleyen bir etken olmuştur. Öte yandan,
bundan önceki bölümde belirtildiği gibi, Ankara softu,
Bursa
ipeği
gibi
kimi
ürünlerde
uluslararası
pazara
yönelmek söz konusu olmuşsa da, ürün sayısının fazla
artmadığı ve dış ticaretin genellikle İstanbul'da Galata'daki
ve
öteki
kıyı
kentlerindeki
azınlıkların
elinde
kaldığı
görülmektedir.
- Yüksek seviyede gelir yerleri olan haslara ticaretten
anlamayan asker ya da sivil devlet büyükleri sahip
olmuşlar
ve
bunlar
da,
belirli
zenginliğe
ulaşınca
"müsadere" yolu ile zenginlikleri ellerinden alınmıştır.
- Osmanlı'nın devletçilik anlayışı üretimi özendirmek
biçiminde değil, tüketiciyi korumak biçimindedir. "Narh"
kurumunun her dönemde geniş uygulama alanı bulması
364
bundandır. Fiyatların, rekabet ile oluşturulması yerine
baskı
ile
oluşturulması
yeğlenmiştir.
İstanbul’un
et
gereksemesinin karşılanmasında XVI. ve XVII. yüzyıllarda
hem kasaplık hayvan toplayan celeblerin ve hem de
hayvanı keserek eti dağıtan kasapların, konulan narh
karşısında
bu
görevlerden
kaçmak
istemeleri50
bu
durumun ilginç bir örneğini oluşturmaktadır. Böyle bir
anlayış kuşkusuz az miktarda üretim yapan Lonca esnafı
dışında, üretimin fazla miktarda yapılmasını özendirici
olamamıştır.
Tuz, kalıp mum vb. gibi pazarı geniş olan ürünlerin
üretimleri, bugünkü iktisadi devlet kuruluşlarının benzeri
olan devlete ait kuruluşlarda yapılıyor ve askeri giyecek,
malzeme, silah ve cephane, bundan önceki bölümde
açıklandığı
üzere,
üretiliyordu.
Bu
devletin
zaruri
kendi
malların
kuruluşlarında
devlet
tarafından
üretilmesi, özel kesimin sermaye birikimi sağlayabileceği
büyük
işletmeleri
oluşturmasını
önleyici
bir
etken
olmuştur.
- XVI. Yüzyılda Ahilik'in yerini almış olan Lonca düzeni,
daha önce açıklandığı üzere, katı kuralları olan bir
düzendir. Her bölgedeki lonca esnafı kendi bölgesine
egemendir. Kendi küçük bölgesi için üretim yapmaktadır.
Üretime dayalı pazar bölüşümünün etkinliği fazladır. Lonca
düzeninin
bu
koşullarının,
geniş
pazar
için
üretim
365
yapılmasını dolayısıyla sermaye birikimini engelleyici etkide
bulunduğu ileri sürülebilir.
- Osmanlı'da
sermaye
birikiminin,
zaman
zaman
zenginlikleri müsadere edilen azınlıklar tarafından sınırlı
ölçülerde gerçekleştirildiği görülmektedir. XVI. Yüzyılda
sadece
İstanbul’da
Anadolu'da
değil,
azınlıkların
öteki
sayısı
büyük
kentlerde
azımsanmayacak
ve
kadar
fazladır. Bunlara sadece ticaret serbestliği değil, çeşitli gelir
yerlerini mukataacı olarak kiralamaları hakkının verildiği
de görülmektedir298.
Ancak, müsadere olgusu nedeniyle, azınlıkların da
ticari
çalışmaları
ile
ilgili
muhasebe
kayıt
düzenini
geliştirme olanaklarına sahip olduklarını söylemek güçtür.
Özel kesim işletmelerine ait bugünlere kadar gelen ilk
muhasebe kayıtlarının azınlıklara ait olması, ilk muhasebe
kitaplarının bunlar tarafından yazılması rastlantı olmasa
gerektir.
Ticaret ile uğraşan Türklerin, işleri fazla gelişmiş
olmasa
da,
hesaplaşma
için
kayıt
tuttukları,
kendi
muhasebelerinin olduğu kuşkusuzdur. Ancak, kişilerin
muhasebe kayıt düzenini geliştirememelerine ilişkin daha
önce üzerinde durulan hususların bir bölümünün özel
kesim girişimi için de geçerli olduğunu ve bu nedenlerden
Daniel Goffman, İzmir ve Levanten Dünya (1550-1650), Çev.:
Ayşen Anadol ve Neyyir Kalaycıoğlu, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt
Yayınları, 1995.
298
366
dolayı bu muhasebe kayıt belgelerinin bugünlere kadar
gelemediğini belirtmek uygun olacaktır299.
240. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-1
Bu
örnek
Osmanlı
İmparatorluğu’nun
mutfak
giderlerine ilişkin bir örnek olup dönem olarak Osmanlı
İmparatorluğu’nun Yükselme dönemine denk gelmektedir.
Matbah-ı Âmire’nin Siyakat Hali:
Güvemli, Türk devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt: 2, 2. Baskı,
İstanbul: Süryay Yayıncılık, 2000, s. 78-79.
299
367
368
369
370
‫)‪Matbah-ı Âmire’nin Arapça Hali: (s.4‬‬
‫دﻓﺘــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺮ‬
‫ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻋﻤﺮﻫﺎﷲ ﰱ ﺷﻬﺮ‬
‫ﺫﻯ ﺍﳊﺠﻪ ﺳﻨﻪ ﺛﻠﺚ ﻭ ﺳﺒﻌﲔ ﻭ ﲦﺎﳕﺎﺋﻪ‬
‫ﰱ ﺷـــــــــــــــــــﻬﺮ‬
‫ﺫﻯ ﺍﳊﺠﻪ ﺳﻨﻪ ﺛﻠﺚ ﻭ ﲦﺎﻧﻪ ﻣﺎﺋﻪ‬
‫]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻻﺣـــــــــــــــــﺪ‬
‫ﺍﻟﻐﺮﻩ ﻣﻨﻪ‬
‫ﻬﺑــــــﺎﺀ‬
‫ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٤‬ﻣﺪًﺍ ‪ ٥,٥‬ﻛﻴﻠﭽﻪ‬
‫ﰱ‪٨‬‬
‫‪٦٨٤‬‬
‫ﻬﺑــــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻠﺒﻮﺳﺎﺕ ﲜﻬﺖ ﺷﺎﻛﺮﺩ‬
‫ﻃﺒﺎﺧﲔ ﺧﺎﺻﻪ ﻧﻔﺮ‬
‫‪٢١٠‬‬
‫‪371‬‬
‫ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﲨﺎﻝ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺍﺭﺩ ﺍﳌﺰ ﺑﻮﺭ‬
‫‪١٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ‬
‫ﰱ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ‪١١٨٧‬‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﻛﺒﺎﺏ ‪ ١٨‬ﺟﺎ‬
‫]ﰱ ‪[٤‬‬
‫‪٨٢‬‬
‫ﻬﺑــــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ‪ ٢٩‬ﺟﺎ )ﺟﻨﺎﺡ( ‪١١٧‬‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﻗﺎﻭﻭﺭﻣﻪ ‪ ٤‬ﺝ‬
‫ﰱ‪٦‬‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻨﲑ ﻭ ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺗﺮﯾﻨﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﭘﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ‪ ٣‬ﺝ‬
‫ﰱ‪٣‬‬
‫‪٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻨﲑ ﲜﻬﺖ ﺗﺮﯾﻨﮥ‬
‫ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﻭ ﺳﲑ ﻛﻪ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻣﺎﻧﺘﺊ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤‬‬
‫‪٢٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﺎﭼﻪ ﻭ ﺷﻠﺠﻢ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻻﻧﺪﻭﻳﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٢‬‬
‫‪٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﻭﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻗﺎوورﻣﮥ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻻﭘﮥ‬
‫ﻏﻠﻤﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﻭ ﺷﻠﺠﻢ‬
‫ﲜﻬﺖ ﭘﺮۀ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺭﻭﻝ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭ ﭘﻴﺎﺯ‬
‫ﻗﺎﺑﻮﻧﺊ ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺗﺮﻩ ﺗﺎﺭﺧﻮﻥ ﻭﭘﻴﺎﺯ‬
‫ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﻟﻮﺗﺮ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭ ﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ‬
‫ﺩﻓﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪٣‬‬
‫‪372‬‬
‫‪373‬‬
‫]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻻﺛـــــــــــــــــﻨﲔ‬
‫ﰱ ‪ ٢‬ﻣﻨﻪ ﰱ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ‪١١٩٥‬‬
‫ﻧﻘﺪﻳــــﻪ‬
‫ﲜﻬﺖ ﺗﺼﺪﻕ‬
‫ﻓﻘﺮﺍ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻣﲔ‬
‫ﻛﻼﺭ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫‪٢٥٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭼﻮﻝ ‪ ٢‬ﻭ ﻗﻮﻟﻮﻥ ‪ ٢‬ﻭ‬
‫ﺍﻓﺴﺎﺭ ‪ ٢‬ﻭ ﻭﺗﱪﻩ‬
‫ﲜﻬﺖ ﺑﺎﺭﻛﲑﺍﻥ‬
‫ﺳﻘﺎﻳﺎﻥ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫‪١٢٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﻨﺪﻡ ﻛﻮﺑﻴﺪﻩ ‪٣‬‬
‫ﻛﻴﻠﭽﻪ ﰱ ‪١٠‬‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﻮﺍﻧﻮﺯ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٥‬ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫‪١١‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺷﻴﺸﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٦‬ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫ﰱ‪٢‬‬
‫‪١٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻮﺯﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ١١‬ﺳﺒﻮ ﰱ ‪٣‬‬
‫‪٣٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﻮﺗﻰ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٣‬ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫ﰱ‪٣‬‬
‫‪٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺻﻠﻮﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺑﻮﺯﻩﺀ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺮﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ١٨‬ﺭﺃﺳﺎ‬
‫‪٢٥٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ‬
‫ﻋﺎﻣﺮﻩ ‪ ١١‬ﻛﻴﻠﭽﻪ‬
‫ﰱ‪٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺁﺭﺩ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﲰﺴﻢ‬
‫ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٣‬ﻭﻗﻴﺎﺕ ﰱ ‪٦‬‬
‫‪٨٨‬‬
‫ﻧﻘﺪﻳـــﻪ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻳﺦ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻛﻪ ﻋﻦ ﺑﺮﻭﺳﻪ‬
‫ﺁﻣﺪ‬
‫‪٢٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻻﭘﮥ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﻭ ﺷﻠﺠﻢ‬
‫ﲜﻬﺖ ﺑﺮۀ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻬﺑـــــــــــــــــــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ‪ ٢٥‬ﺟﺎ ‪٩٣‬‬
‫ﲜﻬﺖ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ‬
‫ﲜﻬﺖ ﭘﺎﺷﺎﻳﺎﻥ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ‬
‫‪ ٤‬ﺟﺎ ﰱ ‪٣‬‬
‫‪ ٣‬ﺟﺎ ﰱ ‪٣‬‬
‫‪ ١٨‬ﺟﺎ ﰱ ‪٤‬‬
‫‪١٢‬‬
‫‪٩‬‬
‫‪٧٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭ ﭘﻴﺎﺯ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺳﺮ ﺑﺎﺯﺍﺭ‬
‫‪٢٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻟﱭ ﲜﻬﺖ ﺃﻭﻛﺮۀ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻗﺎﺑﻮﻧﺊ‬
‫ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺻﺎﺭﻯ ﺁﻟﻮ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫ﻭﻗﻴﺘﺎﻥ‬
‫‪٢٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﻭﺳﲑ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻣﺎﻧﺘﺊ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﮥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻐﺪﻩ ﻧﻮﺱ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫‪374‬‬
‫ﻣﻐﺪﻧﻮﺱ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣٠‬‬
‫‪375‬‬
‫ﻣﺎﺭﻭﻝ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫ﺍﻭ‬
‫‪٦‬‬
‫ﺗﺮﻩ ﺗﺎﺭﺧﻮﻥ ﻭ ﺑﻴﺎﺯ‬
‫ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫)‪(s.5‬‬
‫ﺗﺘﻤــــــــــــــــــــــــــــــــــــﮥ‬
‫‪٣٩٤٩‬‬
‫ﺷﻬﺮ ﺫﻯ ﺍﳊﺠﻪ ﺳﻨﻪ ‪٨٧٣‬‬
‫]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻟﺜﻼﺛــــــــــــــﺎ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺎﻏﺪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﺩﺳﺘﻪ‬
‫‪١‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻗﻠﻌﻰ ﻛﺮﺩﻥ‬
‫ﺗﭙﺴﺊ ﺧﺎﺻﻪ ‪٣‬‬
‫ﻗﻄﻌﺎﺕ ﰱ ‪٢‬‬
‫‪٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﻜﺮ ﺧﺮﺟﻰ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻨﻄﺎﺭﻳﻦ ‪٦٣‬‬
‫‪٢٨٩٨‬‬
‫ﻧﻘﺪﻳـــﻪ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﻣﻊ‬
‫ﺧﺮﺝ ﻗﭙﺎﻥ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺳﻜﺮ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ‬
‫‪٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ١٥‬ﻭﻗﻴﻪ ‪٣٠٠‬‬
‫ﺩﺭﻫﻢ ﰱ ‪٦‬‬
‫‪٩٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﺒﻮ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٣‬ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫‪٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺷﻴﺸﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﺮﻛﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٤٠‬ﻛﻠﻨﺪﺭ‬
‫ﰱ‪٢‬‬
‫‪٨٠‬‬
‫ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺳﺮﻛﻪ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺧﻴﺎﺭ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٢٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﻜﺮ ﺧﺮﺟﻰ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ١٠‬ﻭﻗﻴﺎﺕ‬
‫ﰱ ‪٢٥‬‬
‫‪٢٥٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺮﺍﺱ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪١١١‬‬
‫‪376‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﺮﻧﻔﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ١٠٠‬ﺩﺭﻫﻢ‬
‫‪١٤‬‬
‫ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ‬
‫ﻣﺮﻣﺖ ﻛﺮﺩﻥ‬
‫ﻛﻠﻴﺪ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ‬
‫‪٢٥‬‬
‫‪377‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺯﳒﻔﻴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ١٠٠‬ﺩﺭﻫﻢ‬
‫‪٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﻜﺮۀ ﻣﺲ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺎﺵ ﭘﺎﭼﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻭ ﺍﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫ﭘﺎﭼﻪ‬
‫ﺑﺎﺵ‬
‫‪٢٣‬‬
‫‪١٦‬‬
‫‪٨٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﻨﺪﻡ ﻛﻮﺑﻴﺪﻩ ‪٣‬‬
‫ﮐﻴﺴﻪ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺖ‬
‫ﻛﻴﻠﭽﻪ ﰱ ‪١٠‬‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪٣٠‬‬
‫‪١١‬‬
‫ﻬﺑـــــــــــــــــــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ‪ ٢٨‬ﺟﺎ ]ﺟﻨﺎﺡ[‬
‫ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ ﲜﻬﺖ ﳏﻠﱮ ﲜﻬﺖ ﭘﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ‬
‫‪ ٤‬ﺟﺎ ﰱ ‪٣‬‬
‫ﺟﻨﺎﺣﲔ ﰱ ‪ ٣ ٧‬ﺟﺎ ﰱ ‪٣‬‬
‫‪ ١٨‬ﺟﺎ‬
‫‪١٢‬‬
‫‪٩‬‬
‫‪١٤‬‬
‫‪٧٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﭘﺎﭼﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﺍﻭ‬
‫‪١٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻧﺎﻥ ﮔﲑﺩﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺑﺎﺵ ﭘﺎﭼﮥ ﺍﻏﺎﻳﺎﻥ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺘﺎﻭۀ‬
‫ﺩﻳﻮﺍﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤٠‬‬
‫ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﺁﺭﺩﻛﺮﺩﻥ‬
‫ﺍﺭﺯ ﲜﻬﺖ ﳏﻠﺒﺊ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﺎﺯﻭ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺘﺎﻭۀ‬
‫ﺩﻳﻮﺍﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﻭ ﺳﲑ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻣﺎﻧﺘﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﺍﻭ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﻭﺷﻠﺠﻢ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺑﺮﻩ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺴﺘﻨﻪ ﲜﻬﺖ داﻧﮥ‬
‫ﺑﻮﻟﻐﻮﺭ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﻟﻮﺗﺮ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ‬
‫ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﻟﻮﺗﺮ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ‬
‫ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻟﱭ ﲜﻬﺖ ﳏﻠﺒﺊ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺧﻴﺎﺭ ﻭ ﺁﻟﻮﺗﺮ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ ﺩﻓﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪٢٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺗﺮﻩ ﺗﺎﺭﺧﻮﻥ ﻭﭘﻴﺎﺯ‬
‫ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫‪378‬‬
‫]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻻﺭﺑﻌــــــــــــــــﻪ‬
‫ﰱ ‪ ٤‬ﻣﻨﻪ ﻑ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ‪٢٣١١‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٤‬ﻣﺪًﺍ ﻛﻴﻠﭽﻪ‬
‫ﰱ‪٩‬‬
‫‪٧٢٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﭼﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻣﻄﺒﺦ ‪ ٤‬ﻗﻨﺎﻃﲑ ﰱ‬
‫‪٣٠٠‬‬
‫‪١٢٠٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ‬
‫‪٢٥‬‬
‫‪379‬‬
‫ﻧﻘﺪﯾــــــﮥ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺁﺭﺩ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ‬
‫‪١٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺮﺩﻛﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ‬
‫ﻋﺎﻣﺮﻩ ‪ ٢٦٠٠‬ﻋﺪﺩ‬
‫‪١٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﻣﺘﺎﳒﺎﻧﻪ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﻴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٢٤‬ﻭﻗﻴﻪ ﰱ ‪١‬‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻭﻛﺮﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻛﻴﻠﭽﺘﺎﻥ ﰱ ‪٢٥‬‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﻬﺑــــــــــــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ‪ ٢٦‬ﺟﺎ ]ﺟﻨﺎﺡ[ ‪١٠٨‬‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﻗﺎﻭﻭﺭﻣﻪ ‪ ٤‬ﺟﺎ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ‪ ٤‬ﺟﺎ‬
‫ﻛﺒﺎﺏ ‪ ١٨‬ﺟﺎ‬
‫‪١٢‬‬
‫‪٢٤‬‬
‫‪٧٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭ ﭘﻴﺎﺯ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻗﺎﺑﻮﻧﺊ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤‬‬
‫‪٦‬‬
‫)‪(s.20‬‬
‫ﺗﺘﻤــــــــــــــــــــــــــــــــــــﮥ‬
‫ﻳﻮﻡ ﺍﳉﻤﻌﻪ ﰱ ‪ ٢٧‬ﺫ ﺳﻨﻪ ‪٨٧٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻨﲑ ﻭ ﻟﱭ ﲜﻬﺖ‬
‫ﭼﻨﺪ ﻟﻤﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻣﺼﺎﱀ‬
‫ﺳﻜﺮ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﻃﻌﺎﻡ‬
‫ﺍﻭﺳﺘﺎﺩ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﺍﻭ‬
‫‪٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ‬
‫ﺩﻓﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪١٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﭼﻨﺪ ﻟﻤﮥ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٢٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲰﺎﻕ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ‬
‫ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻭﻗﻴﺘﺎﻥ ﰱ ‪٩‬‬
‫‪١٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﺍﻭ‬
‫‪١٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺎﺩﳒﺎﻥ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻗﺎوورﻣﮥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﻭﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ‬
‫‪٦‬‬
‫‪380‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺎﺯﻭ ﲜﻬﺖ ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٢‬‬
‫]ﻳﻮ[ﻡ ﺍﻟﺴﺒــــــــــــﺖ‬
‫ﰱ ‪ ٢٨‬ﻣﻨﻪ ﰱ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ‪١٣٢٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻋﺴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٤‬ﻗﻨﺎﻃﲑ ‪ ٨١‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫ﰱ ‪١٨٠‬‬
‫‪٨٦٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﲑﺍﺱ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪١٥‬‬
‫‪381‬‬
‫ﻧﻘﺪﻳــــﻪ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﻣﻊ ﺧﺮﺝ‬
‫ﻗﭙﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻋﺴﻞ‬
‫ﺍﳌﺰﺑﻮﺭ‬
‫‪١٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻳﺴﺦ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٢٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﺎﻳﺼﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٥١‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻃﻮﺕ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪١٤‬‬
‫ﻬﺑـــــــــــــــــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ‪ ٣٥‬ﺟﺎ ‪١٣٥‬‬
‫ﲜﻬــﺖ‬
‫ﲜﻬــﺖ‬
‫ﲜﻬــﺖ‬
‫ﲜﻬــﺖ‬
‫ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ‪١٠‬‬
‫ﺑﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ‪ ٣‬ﺝ‬
‫ﺑﻮﺭﻙ ‪ ٤‬ﺝ‬
‫ﻛﺒﺎﺏ ‪ ١٨‬ﺟﺎ‬
‫ﺝﰱ‪٣‬‬
‫ﰱ‪٣‬‬
‫ﰱ‪٦‬‬
‫‪٧٢‬‬
‫‪٣٠‬‬
‫‪٩‬‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﻛﻪ‬
‫ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ‬
‫‪٢٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﺍﻧﺊ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﻙ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻐﺪ ﻧﻮﺱ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺑﺴﺘﺎﱏ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﻻﻟﻨﻜﺪۀ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺘﺎﻭۀ‬
‫ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﺍﻭ ﺩﻓﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﻃﻌﺎﻡ‬
‫ﺍﻭﺳﺘﺎﺩ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻻﻟﻨﻜﺪۀ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫ﺍﻭ‬
‫‪١‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﻛﺒﺎﺏ ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٢٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﻭﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﺍﻧﺊ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﺎﺯﻭ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺘﺎﻭۀ‬
‫ﻏﻠﻤﺎﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﻏﻮﺭﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺑﻴﻤﺎﺭﺍﻥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﻭ ﺳﲑ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻣﺎﻧﺘﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٠‬‬
‫‪382‬‬
‫ﻡ ﺍﻻﺣــــــــــــــــــــﺪ‬
‫ﰱ ‪ ٢٩‬ﻣﻨﻪ ﰱ ﺑﻠﺪۀ ﻗﺴﻄﻨﻄﻨﻴﻪ ‪٣١٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﺎﻳﺼﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٤‬‬
‫‪383‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻣﺮﻭﺩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪١٦‬‬
‫ﻬﺑـــــــــــــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ‪ ٢١‬ﺟﺎ ‪٨١‬‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﺑﺎﺷﺎﻳﺎﻥ ‪ ٣‬ﺝ‬
‫ﻛﺒﺎﺏ ‪ ١٨‬ﺟﺎ‬
‫ﰲ‪٣‬‬
‫‪٧٢‬‬
‫‪٩‬‬
‫)‪(s. 21‬‬
‫ﺗﺘﻤـــــــــــــــــــــــــــــﮥ‬
‫ﻳﻮﻡ ﺍﻻﺣﺪ ﰱ ‪ ٢٩‬ﺫ ﺳﻨﻪ ‪٨٧٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺮﺩﻛﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ‬
‫ﻋﺎﻣﺮﻩ ‪ ٥٦٠٠‬ﻋﺪﺩ‬
‫‪٣٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻴﺎﺯ ﻭﺳﲑ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻣﺎﻧﺘﺊ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﺍﻭ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ ﮐﺒﺎﺏ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ‬
‫ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭﺑﻴﺎﺯ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻣﻄﺒﺦ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮ‬
‫ﺑﺎﺯﺍﺭ‬
‫‪٢٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﺎﭼﻪ ﻭﺷﻠﺠﻢ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺯﺭﻧﺪﻭﱏ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪١٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٢٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ ﻻﭘﮥ‬
‫ﺧﺎﺻﮥ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻨﲑ ﲜﻬﺖ ﺑﻴﺪۀ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﻭ ﻏﻮﺭﻩ‬
‫ﲜﻬﺖ ﺷﻮﺭﺑﺎﺀ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﺑﺴﺘﺎﱏ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﻭﺑﻴﻀﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻗﺎوورﻣﮥ ﺑﺎﺩﳒﺎﻥ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﺳﺖ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺑﻮﺭﺍﻧﺊ ﺁﻏﺎﻳﺎﻥ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺎﺩﳒﺎﻥ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻗﺎوورﻣﮥ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٦‬‬
‫‪384‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫‪385‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﻃﻌﺎﻡ‬
‫ﺍﺳﺘﺎﺩ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻭ‬
‫‪٣‬‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺪﻭ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺭﺍﻧﺊ‬
‫ﺍﻏﺎﻳﺎﻥ‬
‫‪١٥‬‬
‫ﲨﻌــــــــــــــــــًﺎ‬
‫ﺧﺮﺝ ﺷﻬﺮ ﺫﻯ ﺍﳊﺠﺔ ﺍﳌﺬﻛﻮﺭﻩ ‪٦٣ ٥٩٥‬‬
‫ﺧـــــــــــــــــﺮﺝ‬
‫‪٥١ ٣٧٩‬‬
‫ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻏﺴﻞ ‪ ٤‬ﻗﻨﺎﻃﲑ‬
‫‪ ٨١‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٨٦٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ‪٣٥‬‬
‫ﻗﻨﻄﺎﺭًﺍ ‪ ٢٨‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٩٠٢٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﻜﺮﻣﻜﺮﺭ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٩‬ﻗﻨﺎﻃﲑ ‪ ٥٥‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٢٠٩٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٥١‬ﻣﺪًﺍ ‪١٤‬‬
‫ﻛﻴﻠﭽﻪ‬
‫‪٩٤٨٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻮﻳﺰ ﺍﲪﺮ ‪١١‬‬
‫ﻗﻨﻄﺎﺭًﺍ ‪ ٥٨‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٨٠٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺎﻛﻴﺎﻥ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٨٥١‬ﺟﺎ ]ﺟﻨﺎﻩ[‬
‫‪٣٣٨٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻏﻨﺎﻡ ‪ ٥‬ﺭﺅﺱ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﻜﺮ ﺧﺮﺟﻰ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٩‬ﻗﻨﺎﻃﲑ ‪٧‬‬
‫ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٩٩٤٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺮﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ١٨‬ﺭﺋﺴًﺎ‬
‫‪٢٥٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻮﻳﺰﺍﺳﻮﺩ ‪١٧‬‬
‫ﻗﻨﻄﺎﺭًﺍ ‪ ٢٢‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٩٩٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺯﺭﺩﺍﻟﻮ ‪ ٣‬ﻗﻨﺎﻃﲑ‬
‫‪ ١٠‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٣٧٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻳﻨﺠﲑ ‪٣‬‬
‫ﻗﻨﺎﻃﲑ ‪ ٨٤‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٣٠٧‬‬
‫‪386‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺎﺩﺍﻡ ﻗﻨﻄﺎﺭﻳﻦ ‪١٢‬‬
‫ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪٥٥١‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺗﺮﻳﻨﻪ ‪ ٦‬ﻛﻴﻠﺠﺎﺕ‬
‫‪٩٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻧﻴﺸﺴﺘﻪ ﻗﻨﻄﺎﺭ‬
‫‪ ٩٠‬ﻟﻮﺩﺭﻩ‬
‫‪١٥٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻮﻟﻐﻮﺭ ‪ ٤‬ﻛﻴﻠﺠﺎﺕ‬
‫‪٦٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﻗﻨﻄﺎﺭ‬
‫‪ ٦,٥‬ﻭﻗﻴﺎﺕ‬
‫‪٣٧٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲰﺴﻢ‬
‫‪ ٩‬ﻭﻗﻴﺎﺕ‬
‫‪٥٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺯﻋﻔﺮﺍﻥ ‪٢٦‬‬
‫ﻭﻗﻴﻪ‬
‫‪١٥٧٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻋﺪﺱ ‪١٧‬‬
‫ﻛﻴﻠﺠﻪ‬
‫‪٣١٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﺮﻛﻪ ‪٢٦٢‬‬
‫ﻛﻠﻨﺪﺭ‬
‫‪٥٩١‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﻨﺪﻡ ﻛﻮﺑﻴﺬﻩ ﻣﺪ‬
‫‪ ٦‬ﻛﻴﻠﺠﺎﺕ‬
‫‪٢٨٠‬‬
‫ﻧﻘﺪﯾــــﮥ‬
‫ﻗﻠﻌﻰ ﻛﺮﺩﻥ ﺍﻭﺍﻧﺊ‬
‫ﻣﺲ ‪ ١٢٦‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٧٣٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻴﻮﻩ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٨٧٨‬‬
‫ﺗﺘﻤـــــــــــــــــــــــــــــﮥ‬
‫ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻋﻤﺮﻫﺎﺍﷲ‬
‫ﻧﻘــــﺪﻳﻪ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﲪﺎﻝ ﻛﻪ‬
‫ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ ﻭﺍﻗﻊ‬
‫ﺷﺪﻩ‬
‫‪٤٦٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺯﳒﻔﻴﻞ ‪١٠٠‬‬
‫‪387‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﻮﺯۀ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٩٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺻﻠﻮﻩ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺯۀ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻛﻴﻠﭽﻪ ‪ -‬ﺷﻨﻚ‬
‫‪٢٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﺮﻧﻔﻞ ﻭﻗﻴﻪ ﺗﺎﻥ‬
‫‪ ١٠٠‬ﺩﺭﻫﻢ‬
‫‪١٣٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻭﻛﺮﻩ ﻛﻴﻠﭽﺘﺎﻥ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺮﺩﻛﺎﻥ‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺗﺮﺵ ﻟﻴﻤﻮﻥ‬
‫ﺩﺭﻫﻢ‬
‫‪٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺩﻧﺒﻪ ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٥‬ﻭﻗﻴﺎﺕ‬
‫‪١٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺮﻍ ﺁﰉ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٤‬ﺝ ﰱ ‪٢‬‬
‫‪٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺎﺳﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٨‬ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲪﺺ ﻭﭘﻴﺎﺯ ﻭﻣﺎﺳﺖ ﻭ‬
‫ﲰﺎﻕ ﻭﻧﻌﻨﻪ ﻭﺑﺎﺵ ﭘﺎﭼﻪ‬
‫ﻭﭘﻨﲑ ﻭﺑﻴﻀﻪ ﻭﻏﲑﻩ‬
‫‪٥٠‬‬
‫‪١٢٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺣﻠﻘﮥ ﺫﻭﻟﺒﻴﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻭﺩﻳﻮﺍﻥ ﺩﺭ‬
‫ﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ ‪ ٥‬ﻭﻗﻴﻪ‬
‫‪٣٥٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻳﺦ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٢٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﺭﺩ ﲜﻬﺖ ﲰﻴﺪ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻧﺎﻥ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٣‬ﻛﻴﻠﭽﺎﺕ‬
‫‪٤٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﻜﺮۀ ﻣﺲ‬
‫ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪٢٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﴰﻊ ﻋﺴﻞ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪١٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭼﻮﺏ ﻗﺰﻏﺎﻥ‬
‫ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ‬
‫ﻋﺎﻣﺮﻩ ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪٥‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﺒﺰﻭﺍﺕ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﻳﻮﺳﻒ ﺑﺴﺘﺎﱏ‬
‫‪٢٠٤٣‬‬
‫ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٣٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﺏ ﲜﻬﺖ ﻣﻄﺒﺦ‬
‫ﺩﺭﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ‬
‫ﻼ‬
‫‪ ٣٠‬ﲪ ﹰ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺎﺳﻪ ﲜﻬﺖ ﻃﻌﺎﻡ‬
‫ﲤﺎﺷﺎ ﺩﺭ ﻋﻴﺪ‬
‫ﻣﺒﺎﺭﻙ ‪ ١٠٠٠‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٥٠٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺩﺧﻦ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻗﻮﻣﺮﺉ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﺷﻨﻚ‬
‫‪٢‬‬
‫‪388‬‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﺳﺮﺑﺎﺯﺍﺭ‬
‫‪٤٠٠٠‬‬
‫ﺣـــــــــــــــــــــﺮﺝ‬
‫‪١٢ ٢١٦‬‬
‫ﺳــﺎﺋﺮ‬
‫ﻧﻘــــﺪﻳﻪ‬
‫ﲜﻬﺖ ﺗﺼﺪﻕ‬
‫ﻓﻘﺮﺍ ﻋﻦ ﻳﺪ ﺍﻣﲔ‬
‫ﻛﻴﻼﺭ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫‪٦٠٠٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻠﺒﻮﺳﺎﺕ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺷﺎﻛﺮﺩﺍﻥ ﻃﺒﺎﺧﲔ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٦‬ﻧﻔﺮ‬
‫‪١١٩٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﮔﺎﻭﺍﻥ ﲜﻬﺖ ﻗﺮﺑﺎﻥ‬
‫ﺩﺭﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ‬
‫‪ ٢٠‬ﺭﺃﺳًﺎ‬
‫‪٢٩٨٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺻﺎﺑﻮﻥ ﻋﺮﺍﻗﻰ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻨﻄﺎﺭ‬
‫‪٢٥٠‬‬
‫ﻧﻘـــــــــــــــﺪﻳﻪ‬
‫‪١٠٤٥‬‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﻏﻠﻤﺎﻥ ﺍﻧﺪﺭﻭﱏ‬
‫ﻣﻴﺎﻧﺒﻨﺪﺍﻥ‬
‫ﻗﻄﻌﺘﺎﻥ‬
‫‪٤٧٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻓﺘﻜﻪ ﲜﻬﺖ ﻛﻴﻼﺭ‬
‫‪389‬‬
‫ﳊﺎﻑ‬
‫‪ ٤‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٢٦٠‬‬
‫ﻗﺎﻟﻴﭽﻪ‬
‫‪ ٤‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٢٠٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭘﻨﺒﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺍﻭﭼﻘﻮﺯ‬
‫‪ ٤‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٣٨‬‬
‫ﻛﻼﻩ‬
‫‪ ٤‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﭼﻮﻝ ‪ ٢‬ﻭﻗﻮﻻﻥ ﻭﺍﻓﺴﺎﺭ ‪٢‬‬
‫ﭼﻴﺰﻣﻪ‬
‫ﺯﻭﺟﺎﻥ‬
‫‪٥٦‬‬
‫ﺟﻘﺸﲑ‬
‫‪ ٤‬ﺝ ]ﺯﻭﺝ[‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﻮﺍﻧﻮﺯ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻋﺎﻣﺮ ﻗﻄﻊ‬
‫‪٥٩‬‬
‫ﺍﻧﺪﺭﻭﱏ ﻭﻗﻴﻪ‬
‫‪١٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺷﻴﺸﻪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٢٤‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٧٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﻴﺴﻪ ﲜﻬﺖ ﻣﺎﺳﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٤‬ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫‪١٩‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﻮﺗﻰ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ١٥‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٥٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﻴﻞ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٢٤‬ﻭﻗﻴﻪ‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﻭﺗﲑﻩ ‪ ٢‬ﲜﻬﺖ ﺑﺎﺭﻛﲑﺍﻥ‬
‫ﺳﻘﺎﻳﺎﻥ ﻣﻄﺒﺦ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫‪١٢٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻛﺎﻏﺪ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٤‬ﺩﺳﺘﻪ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺰﺭ ﲜﻬﺖ ﲪﺎﻡ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٦‬ﻭﻗﻴﺎﺕ‬
‫‪٢٠‬‬
‫‪ ١٦‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٣٨‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﺒﻮ ﲜﻬﺖ ﺑﻮﺯۀ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ٩‬ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫‪١٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺣﺴﲑ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ١٦‬ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٤٨‬‬
‫‪390‬‬
‫)‪(s. 23‬‬
‫ﺗﺘﻤـــــــــــــــــــــــــــــﮥ‬
‫ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﺳﺎﺋﺮ ﺩﺭ ﺷﻬﺮ ﺫ ]ﺫﻯ ﺍﳊﺠﻪ[ ﺳﻨﻪ ‪٨٧٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻓﻮﭼﻰ ﲜﻬﺖ ﺁﺏ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻴﺪ ﻣﺒﺎﺭﻙ‬
‫‪ ٦‬ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫‪٦٦‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺷﺎﻧﻪ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻛﻼﺏ ﺧﺎﺻﻪ ‪٤‬‬
‫ﻗﻄﻌﺎﺕ‬
‫‪٤‬‬
‫‪391‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﺸﻤﻊ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻗﻄﺮﺍﻥ ﲜﻬﺖ ﻛﻼﺏ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ‪ ١٧,٥‬ﻭﻗﻴﻪ‬
‫‪٢٣‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﲣﻢ ﻋﺼﻔﻮﺭ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺧﺼﻪ ﻭﻗﻴﻪ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﻓﺘﻴﻞ ﲜﻬﺖ ﴰﻊ‬
‫ﺧﺎﺻﻪ ﻭﻗﻴﻪ‬
‫‪٢٢‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺧﻢ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻗﻄﻌﻪ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺷﺎﺏ ﲜﻬﺖ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫ﻭﻗﻴﺘﺎﻥ‬
‫‪١٢‬‬
‫ﻧﻘـــــــﺪﻳﻪ‬
‫ﻣﺮﻣﺖ ﻛﺮﺩﻥ ﴰﻌﺪﺍﻥ‬
‫ﻭﻛﻠﻴﺪ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪٢٦‬‬
‫‪392‬‬
Matbah-ı Âmire Transkripsiyon Hali:
[s.3] Defter___________________________________________________________________i
İhrâcat-ı Matbah-ı Âmire ammerahallâhü fi şehr-i Zilhıcce sene selâse ve seb‘îne
ve semân mie [873]
[s.4] Fî
şehr______________________________________________________________________i
Zilhıcce sene selâse ve seb‘îne ve semân mie
M [Yevm]ü'l-ahad_________________________________________________________
el-gurre minhü, fi belde-i Kostantiniyye , 1.178
Bahâ-i
Ârd , be-cihet-i
nân-ı Hâssa , 4
muddan-5,5
keylçe, fi 8
684
Nakdiye
Ücret-i hammâl,
be-cihet-i ârd
el-mezbûr
16
Bahâ_________i
Melbûsat, be-cihet-i
şâkird-i tabbâhîn-i
Hâssa, nefer
210
Baha_________________________________i
Mâkiyân , 29 Ca [Cenâh] 117
Be-cihet-i Be-cihet-i
Be-cihet-i
Be-cihet-i
Kebâb 18Câ Kavurma, 4 C Paşayân, 3C Bîmârân,4C
72
fî 6
fî 3
fî 3
24
9
12
Bahâ__________i
Hummus ve piyaz,
be-cihet-i matbah,
an yed-i ser-bâzar
25
Bahâ________i
Peynir ve beyza ,
be-cihet-i terîne-i
Hâssa, an yed-i o
5
Bahâ________i
Peynir, be-cihet-i
terîne-i gılmân,
an yed-i 0
12
Bahâ_________ i
piyaz ve beyza,
be-cihet-i kavurma-i
mâkiyan-ı Hâssa,
an yed-i o
5
Bahâ__________i
Hummus ve piyaz,
be-cihet-i kabûni-i
ağayân, an yed-i o
6
Bahâ__________i
Piyaz ve sîrki be-cihet-i
mantı-i Hâssa, an yed-i o
4
Bahâ_________i
paça ve şelcem,
be-cihet-i landûyi-i
Hassa, an yed-i o
12
Bahâ___________i
Beyza , be-cihet-i lapa-i
gılmân-ı Hâssa, an
Hâssa,def‘atân
yed-i o
4
Bahâ____________ i Bahâ____________ i
Beyza ve şelcem,
mast, be-cihet-i
be-cihet-i bere-i
Hâssa, an yed-i o
Bahâ___________i
Alû-ter, be-cihet-i
şorba-i
Hâssa, an yed-i o
2
def’atân
Bahâ______________________ i
Marul, be-cihet-i Hâssa,
An yed-i o
an yed-i bostâni ,
18
13
Bahâ_____________________ i
Tere, târhun ve piyaz, be-cihet-i
Hâssa, an yed-i o
393
M [yevm]ü'l-isneyn_____________________________________________________________
Fî 2 minhü, fi belde-i Kostantıniyye, 1.095
Nakdiye______
Be-cihet-i tasadduk-ı
fukarâ, an yed-i Emin-i
Kilâr-ı Âmire
250
Bahâ__________i
Çul 2 ve kolan 2 ve
efsar 2 ve tobra,
be-cihet-i bârgirân-ı
sakayân-ı matbah-ı
Âmire
Bahâ______________i
Gendüm-i kûbîde,
3 keylçe, fî 10
30
Bahâ_______i
Revgan-ı semsem ,
be-cihet-i Hâssa,
3 vakıyye, fî 6
18
126
Bahâ________i
Kavanoz , be-cihet-i
Hâssa 5 kıta‘ât
11
Bahâ_________i
Şişe, be-cihet-i
Hâssa , 6 kıta‘ât
fî 2
12
Bahâ_______i
Salva? be-cihet-i Bere,
boza-i Hâssa, şinik
4
Nakdiye____________i
Ücret-i hammal, becihet-i yah-ı Hâssa
ki an Bursa âmed
25
Bahâ______________i
Boza, be-cihet-i
11 sebû ,
fî 3
33
Bahâ_______i
Kutı, be-cihet-i
Hâssa, 3 kıta’ât,
fî 3
9
Bahâ_______i
Bahâ__________i Nakdiye_______i
Bere-cihet-i
Ârd, be-cihet-i
Ücret-i hammâl,
Hâssa ,18 re’senmatbah-ı Âmire, be-cihet-i ârd
254
11 keylçe, fî 8
el-mezbûr
88
3
Bahâ_________________________i Bahâ____1__________ i
Mâkiyan , 25 Ca 93
Hummus ve piyaz,
Be-cihet-i
Be-cihet-i
Be-cihet-i
be-cihet-i matbah,
Kebâb, 18 ca Paşayân,3ca Bîmâran,4ca an yed-i ser-bâzar
fî 4
fî 3
fî 3
25
72
9
12
Bahâ___________i
Beyza, be-cihet-i
lapa-i Hâssa,
an yed-i o
3
Bahâ___________i
Piyaz ve sir,
be-cihet-i mantı-i
Hâssa, an yed-i o
4
Bahâ_____ i
Beyza ve şelcem
be-cihet-i bürre-i ?
Hâssa, an yed-i o
2
Bahâ_____ i
Mast, be-cihet-i
Hâssa, an yed-i o
18
Bahâ________________ i
Mağdenos, be-cihet-i
şorba-i gılmân, an yed-i o
30
Bahâ_________________ i Bahâ_________________ i
Marul, be-cihet-i
Tere tarhun ve piyaz ve sir,
Hâssa, an yed-i o
be-cihet-i Hâssa, an yed-i o
6
3
394
Bahâ_________ i
Leben, be-cihet-i
ökre-i Hâssa,
an yed-i o
5
Bahâ_____ i
Mağdenos,be-cihet-i
şorba-i Hâssa, an
yed-i bostâni
10
Bahâ___________i
Hummus ve piyaz,
be-cihet-i kabunî-i
Ağayân, an yed-i o
7
Bahâ_____ i
Sarı âlû, be-cihet-i
Şurba-i Hâssa, an
yed-i o, vakıyyetân
26
[5]
Tetimme_____________________________________________________________________i
Şehr-i Zilhicce sene 873
M[yevm]ü's-sülâsâ_____________________________________________________________
Fi 3 minhü , fi belde-i Kostantıniyye
3.949
Bahâ_____i
Nakdiye_______
Bahâ____________i
Bahâ_______i
Kâgıd, be-cihet-i Be-cihet-i kal‘î kerden-i
Sükker-i harcî,
Ücret-i hammâl
Hâssa, deste 1 tepsi-i Hassa, 3 kıta‘ât
be-cihet-i Hâssa ma‘a
harc-ı
kapan
fi 2
kantarateyn 63 lodra,
be-cihet-i sükker
3
6
fi 1.100
elmezbûr
2.898
5
Bahâ__________i
Revgan-ı zeyt,be-cihet-i
Hâssa, 15 vakıyye 300
dirhem ,fi 6
Bahâ__________ i
Sebû, be-cihet-i
Hâssa ,3 kıta‘ât
94
Bahâ________ i
Şise, be-cihet-i
Hâssa, kıt‘a
5
6
Nakdiye________
Ücret-i hammâl,
be-cihet-i sirke
el-mezbûr
4
Bahâ_______ i
Hıyar, be-cihet-i
Hâssa
Bahâ________i
Karanfil, be-cihet-i
Hâssa, 100 dirhem
Bahâ_________ i Bahâ___________ i
Zencefil, be-cihet-i Gendüm-i kûbide,
Hâssa, 100 dirhem 3 keylçe, fi 10
30
9
Nakdiye________
Meremmet kerden-i
kilid-i Hâssa, kıt’a
3
Bahâ_________i
Sükre-i mis,
be-cihet-i
Hâssa, 3 kıt’a
10
4câ, fi 3
Bahâ__________ i
Bahâ_______ i
Kise, be-cihet-i
mast-ı Hâssa,
kıt‘atân
11
Bahâ_________________________________i
Makiyan, 27 câ [Cenâh]
107
Be-cihet_i Be-cihet_i Be-cihet_i Be-cihet_i
Kebâb,18câ Muhallebi, Paşayân, Bîmarân,
72
cenâhanyn, 3câ, fi 3
fi 7
14
9
12
Bahâ_________ i Bahâ__________ i
Hummus ve piyaz
Baş-paça , be-cihet-i
be-cihet-i matbah,
Hâssa ve ağayan,
an yed-i ser-bâzar
an yed-i o, baş 16,
paça 23
25
80
Bahâ______ i
80
Bahâ____11____ i Bahâ__12___i
Sükker-i harcî,
Kiras, be-cihet-i
be-cihet-i Hâssa , Hâssa
10 vakıyyât , fi 25
250
111
20
14
Bahâ_____8___ i
Sirke, be-cihet-i
Hâssa, 40 kilindir,
fi 2
Bahâ___________ i
Revgan-ı paça,
be-cihet-i paça-i
Hâssa, an yed-i o
14
Bahâ___________ i
Bahâ________i
Nân-ı gîrde , becihet-i baş-paça-i
ağayan an yed-i o
7
Bahâ_____i
395
Mast, be-cihet-i
Piyaz ve sîr, beMastâve-i Divanî cihet-i mantı-i Hâssa,
an yed-i o
an yed-i o
40
4
Nakdiye____
Bahâ_____ i
Ücret-i ârd-kerden-i
Beyza ve şelcem
erz, be-cihet-i muhallebi-i be-cihet-i büre-i
Hâssa, an yed-i o
Hâssa, an yed-i o
3
2
Kestene, be-cihet-i
dane-i bulgur-ı
Hâssa, an yed-i o
6
Bahâ______ i
Mast, be-cihet-i
Hâssa, an yed-i o
18
Leben, be-cihet-i
muhallebi-i Hâssa,
an yed-i o
5
Bahâ__31__ i
Hıyar ve âlû-ter,
be-cihet-i şorba-i
Hâssa, an yed-i
bostâni , def’atân
26
Bahâ________i
Pazu, be-cihet-i
Mastâve-i Divan,
an yed-i o
Bahâ__________ i
Âlû-ter, be-cihet-i
Şorba-i gılmân,
an yed-i o
10
30
Bahâ________
i
Âlû-ter, be-cihet-i
şorba-i ağayân,
an yed-i o
10
Bahâ_______i
Tere, tarhun ve
piyaz ve sîr,
be-cihet-i Hâssa,
an yed-i o
3
[Yev] mül-erba‘a____________________________________________________
Fî 4 minhü ,
fi belde-i Kostantıniyye
2.311
Bahâ_________ i
Ârd, be-cihet-i
nân-ı Hâssa, 4
mudden, keylçe
fi 9
729
Bahâ______ i
Revgan-ı sâde,
be-cihet-i matbah,
4 kanatîr, fi 300
cihet_i
1.200
Bahâ________i
Humus ve piyaz
be-cihet-i matbah,
an yed-i ser-bâzar
25
Nakdiye________
Ücret-i hammâl
be-cihet-i ârd
el-mezbûr
16
Bahâ__________ i
Kîl, be-cihet-i
Hâssa, 24 vakıyye,
fi 1
Bahâ__________ i
Ökre ?, be-cihet-i
Hâssa, keylçetân
fi 25
24
Bahâ______ i
Girdgân, be-cihet-i
matbah-ı Âmire,
2600 aded
18
Bahâ__________ i
Piyaz, be-cihet-i
metancane-i Hâssa,
an yed-i o
3
50
Bahâ________________________________i
Mâkiyan, 26 Ca [Cenâh]
108
Be-cihet_i
Be-cihet_i
Kebâb, 18 câ
Kavurma, 4Ca , Bimâran, 4
fi 6
Câ, fi 3
24
12
72
Bahâ__________ i
Piyaz ve sîr,
be-cihet-i mantı-i
Hâssa, an yed-i o
4
Be-
Bahâ_____ i
Hummus ve piyaz,
be-cihet-i kabûni-i
Hâssa, an yed-i o
6
……………………………………………………………………………
……………………………………………………………………………
396
[20]
Tetimme_____________________________________________________________i
Yevmü'l-Cum‘a fî 27 Zilhicce sene 873
Bahâ________i
Penir ve leben,
Be-cihet-i çeneleleme-i
Hâssa, an yed-i o
13
Bahâ________i
Beyza, be-cihet-i
mesâlih-i sükker-i
Hâssa, an yed-i o
12
Bahâ______i
Bahâ__________i
Piyaz, be-cihet-i Mast,be-cihet-i
kebâb-ı m akiyan-ı Hassa, an yed-i o
Hâssâ , an yed-i o
8
27
Bahâ_________i
Sumak , be-cihet-i
Matbah-ı Âmire
vakıyyetân, fî 9
18
Bahâ_________i
Bahâ________i
Bahâ_______i
Kedû ve gûre, be-cihet-i Kedû ve gûre, be-cihet-i Badnicân,
şorba-i Hâssa , def‘atân gılmân, an yed-i
be-cihet-i
an yed-i bostâni
kavurma-i
Hâssa, an
yed-i o
19
40
7
Bahâ_________i
Bahâ________i
Bahâ___________i Bahâ________i
Kedû , be-cihet-i
Kedû, be-cihet-i Kedû ve gûre
Kedû ve gûre, be-cihet-i
ta‘âm-ı üstâd-ı Hâssa , çendeleme-i Hâssa , be-cihet-i şorba-i bîmarân, be-cihet-i an
an yed-i o
an yed-i o
ağayan , an yed-i o yed-i o
4
4
15
6
Bahâ________________i
Pazu, be-cihet-i bîmarân,
an yed-i o
2
[Yev]mü's-sebt__________________________________________________________
Fî 28 minhü , fî belde-i Kostantıniyye
1.327
Bahâ_________i
Asel, be-cihet-i
Hassa, 4 kanatîr
81 lodra, fî 180
866
Bahâ________i
Nakdiye________
Bahâ___________i
Ücret-i hamâl ma’a
Kayısı, be-cihet-i
harc-ı kapan be-cihet-i Hâssa
asel el-mezbûr
51
15
Bahâ________i
Bahâ________i
Dut, be-cihet-i
Hâssa
14
Bahâ______________________________i
397
Kiras, be-cihet-i Yah ,
Hâssa
be-cihet-i Mâkiyân,
Hâssa
15
Bahâ_________i
Hummus ve piyaz
be-cihet-i Matbah
an yed-i se-bâzar
25
Bahâ________i
Beyza, be-cihet-i
börek-i mâkiyân-ı
Hassa, an yed-i o
1
25
35 Câ [Cenâh]
135
Be-cihet_i
Be-cihet_i Be-cihet_
Be-cihet_i
Kebâb, 18Câ Börek,4C,fî 6 Paşayân 3Cfî 3 Bimâran, 10C, fî3
72
24
9
30
Bahâ___________i
Mast, be-cihet-i
borânî-i Hassa,
an yed-i
70
Bahâ________i
Beyza, be-cihet-i
lâlengede-i Hassa
an yed-i o
1
Bahâ________i
Piyaz ve sîr
be-cihet-i mantı-ı
Hassa
10
Bahâ________i Bahâ____________i
Bahâ____________i
Mast, be-cihet-i Piyaz, be-cihet-i kebâb-ı Mast, be-cihet-i
mastâve-i gılmân, mâkiyan-ı Hâssa,
Hâssa, an yed-i o
an yed-i o
an yed-i o
40
8
27
Bahâ__________i
Bahâ________i
Mağdenos, be-cihet-i Kedû ve gûre, be-cihet-i
şorba-i Hâssa,
şorba-i Hassa, an yed-i
an yed-i bostâni
o , def‘atân
10
10
Bahâ___________i
Kedû ve gûre, be-cihet-i
şorba-i gılmân, an yedi-i
o
30
Bahâ________i
Kedû ve gûre, be-cihet-i
borânî-i Hâssa , an yed-i o
Bahâ________i Bahâ_________i
Kedû, be-cihet-i Kedû, be-cihet-i
lâlengede-i Hassa, ta‘âm-ı üstâd-ı Hâssa
an yed-i o
an yed-i o
3
3
Bahâ_______i
Bahâ_______i
Pazu, be-cihet-i
Kedû ve gûre, be-cihet-i
mastâve-i gılmân bîmâran, an yed-i o
an yed-i o
8
6
7
[Yev] mü'l-ahad________________________________________________________
Fî 29 minhü fî belde-i Kostantıniyye
314
Bahâ_____i
Bahâ______i
Bahâ____________________________________i
Kaysı, be-cihet-i Emrud, be-cihet-i Mâkiyân 21 Câ
81
Hâssa
Hâssa
Be-cihet____i
Be-cihet_____i
40
16
Kebâb , 18 Câ
Paşayân 3 Câ fî 3
72
9
398
[21]
Tetimme______________________________________________________________i
Yevmü'l-ahad, fî 29 Zilhicce sene 873
Bahâ____4____i
Bahâ________i
Bahâ________i
Girdkân , be-cihet-i Hummus ve piyaz Beyza, be-cihet-i
Matbah-ı Âmire, 5600 be-cihet-ı Matbah, lapa-i Hâssa, an
aded
an yed-i ser bâzar yed-i o
35
25
4
Bahâ______i
Mast ve beyza, be-cihet-i
kavurma-i badnicân-ı
Hâssa, an yed-i o
5
Bahâ_________i
Bahâ___________i
Bahâ_______i
Piyaz ve sîr, be-cihet-i
Paça ve şelcem, be-cihet-i Penir, be-cihet-i
mantı-i Hâssa, an
zerendûnî-i Hâssa,
pide-i Hâssa
yed-i o
an yed-i o
10
12
7
Bahâ______i
Mast, be-cihet-i
borânî-i ağayan ,
an yed-i o
7
Bahâ_______i
Bahâ________i Bahâ________i
Bahâ__________i
Piyaz, be-cihet-i Mast, be-cihet-i Kedû ve gûre, be-cihet-i Padnican, be-cihet-i
kebâb-ı mâkiyan-ı Hâssa, an yed-i o şorba-i Hâssa, an yed-i kavurma-i Hâssa
Hâssa, an yed-i o bostâni
an yed-i o
8
27
10
6
Bahâ______16________i
Kedû, be-cihet-i pide-i
Hâssa, an yed-i o
3
Bahâ_______________i Bahâ______18________i
Kedû, be-cihet-i ta‘âm-ı Kedû, be-cihet-i borânî-i
üstâd-ı Hâssa, an yed-i o ağayan, an yed-i o
3
15
Cem‘an______________________________________________________________
Harc-ı şehr-i Zilhicce el mezkûr
63.595
Harc_________________________________________________________________ı
Matbah-ı Âmire
61.379
Bahâ______i
Bahâ_______i
Bahâ__________i
Bahâ___________i
Asel, 4 kanâtîr-81 Revgân-ı sâde, 35 Sükker-i mükerrer,be- Sükker-i hacrî, be-cihet-i
lodra
kantaren - 28 lodra cihet-i Hâssa ,
Hâssa, 9 kanâtîr -71
866
9.020
kantar -55 lodra
lodra
2.090
9.948
399
Bahâ________i
Bahâ_________i
Bahâ_______i
Ârd , be-cihet-i nân-ı Mâkiyan, be-cihet-i Ağnâm, 5 rüûs
Hâssa , 51 mudden- Hâssa , 851 Câ[Cenâh]
180
14 keylçe
3.386
9.489
Bahâ_______i
Bere, be-cihet-i Hâssa
18 re’sen
254
Bahâ_________i
Bahâ_________i Bahâ________i
Bahâ_______i
Mevîz-i ahmer,
Mevîz-i esved, 17 Zerdâlü, 3 kanâtîr-10 İncir, 3 kanâtîr-84 lodra
11 kantâran-58 lodra kantâran -22 lodra lodra
806
999
372
307
Bahâ________i
Bahâ___________i
Bâdam , kantâreyn- Nişasta, kantar-90
12 lodra
lodra
551
153
Bahâ________i
Terîne, 6 keylçe
96
Bahâ___________i
Zağfıran, 26 vakıyye
mud-6 keylçât
1.570
Bahâ________i
Gendüm-i kûbîze,
280
Bahâ_______i
Bahâ______iNakdiye__20__i
Bulgur , 4 keylçe Ades, 17 keylçe
Kal‘î kerden-i evânî-i
64
316
mis, 126 kıt‘a
733
Bahâ_______i
Bahâ________i
Bahâ________i
Bahâ_________i
Revgan-ı zeyt, kantar- Revgan-ı semsem, Sirke, 262 kilindir Meyve, be-cihet-i Hâssa
65 vakıyyât
9 vakıyyât
591
878
374
54
400
[22]
Tetimme______________________________________________________________i
İhracât-ı Matbah-ı Âmire ammerehallâh
Nakdiye_______i
Bahâ________i
Ücret-i hamâl ki bi'd-def‘ât Boza, be-cihet-i Hâssa
vâki‘ şud
Hassa, keylçe-şinik
466
95
Bahâ________i
Bahâ_________i
Salva , be-cihet-i boza-i Karanfil, vakıyyetân
100 dirhem
20
134
Bahâ__________i
Bahâ__________i Bahâ_________i
Zencebil , 100 dirhem Ökre, keylçetân
Girdigân
9
50
123
Bahâ________i
Revgan-ı dünbe, be-cihet-i
nân-ı Hâssa , 3 vakıyyetân
15
Bahâ______i
Turş-ı limon, be-cihet-i
Hâssa
36
Bahâ________i
Bahâ_______i
Bahâ__36___i
Halka-i zülbiye,beÂrd-ı simid, be-cihet-i Âb, be-cihet-i Matbah,
cihet-i Hâssa ve Dîvan, nân-ı Hâssa , 3 keylçe der îyd-i mübarek ,
der îyd-i mübârek
48
30 hımlen
5 vakıyye
48
30
350
Bahâ_______i
Bahâ__________i
Bahâ__________i
Bahâ_________i
Murg-ı âbî, be-cihet-i Yah, be-cihet-i Hassa Sükre-i mis, be-cihet-i Kâse ,be-cihet-i ta‘âm-ı
Hâssa 4 Câ[Cenâh],fî 2
25
Hâssa, kıt‘atân
temâşa, der îyd-i mübarek
8
25
20
1.000 kıt‘a
500
Bahâ________i
Kâse, be-cihet-i Hâssa,
8 kıta‘ât
7
Bahâ_________i
Şem‘-i asel, be-cihet-i
Hâssa , kıt‘atân
16
Bahâ________i
Bahâ_______i
Çûb-i kazgan, be-cihet-i Dühn, be-cihet-i kumrı-i
Matbah-ı Âmire, kıt’atân Hâssa, şinik
5
2
Bahâ______________________i
Bahâ__________________________i
Hummus ve piyaz ve mast ve sumak ve na‘ne Sebzevât , an yed-i Yusuf bostâni
ve baş-paça ve penir ve beyza ve gayruhû ,
2.043
an yed-i ser-bâzar
4.000
Harc_________________________________________________________________ı
Sâir
12.216
Nakdiye______i
Bahâ________i
Bahâ________i
Bahâ_________i
Be-cihet-i tasadduk-ı
Melbûsat, be-cihet-i Sabûn-ı Irâkı, be-cihet-i Gâvân, be-cihet-i kurban
fukarâ , an yed-i Emîn-i şâkirdân-ı tabbahîn-i Hâssa, kantar
der îyd-i mübârek
Kilâr-ı Âmire
Hâssa , 6 nefer
20 re’sen
6.000
1.199
250
2.980
401
Bahâ________________________________________________________________i
Berây-i gılmân-ı Enderûni
Miyâbendan
kıt’atân
407
Lihâf Kaliçe Uçkur Külâh
4 kıt‘a 4 kıt‘a 4 kıt‘a kıt‘a
260
260
38
60
Çizme
Zevcân
56
Çağşır
4 c.
24
Bahâ________i
Bahâ_________i Bahâ_________i
Bahâ_______i
İfteke ?, be-cihet-i Penbe, be-cihet-i Çul 2 ve kolan 2 ve efsar Kavanoz, be-cihet-i
Kilâr-ı Âmire, kıt‘a Enderûni , vakıyye 2 ve tire 2, be-cihet-i
Hâssa, 16 kıta
59
18
bargirân-ı sakayân-ı
38
Matbah-ı Âmire
126
Bahâ_________i
Bahâ________i
Şişe, be-cihet-i Hassa, Kutıi be-cihet-i
24 kıt’a
Hâssa 15 kıt‘a
79
52
Bahâ_________i
Kâğıd, be-cihet-i
Hâssa , 4 deste
10
Bahâ________i
Sebû, be-cihet-i boza-i
Hâssa , 9 kıta‘ât
16
Bahâ_________i
Bahâ_________i
Bahâ_______i
Bahâ________i
Kîse, be-cihet-i mast-ı Kil, be-cihet-i Hâssa, Bezir, be-cihet-i Hâssa, Hasır, be-cihet-i Hâssa,
Hâssa, 4 kıta’ât
24 vakıyye
6 vakıyyât
6 kıt‘a
19
24
20
48
402
[23]
Tetimme____________________________________________________________i
İhrâcât-ı sâir, der şehr-i Zilhicce sene 873
Bahâ______i
Bahâ______i
Bahâ____i
Fuçı, be-cihet-i âb, der Muşamma, be-cihet-i Katran, be-cihet-i kilâb-ı
îyd-i mübarek, 6 kıta‘ât Hâssa, kıt‘a
Hâssa , 17,5 vakıyye
66
50
23
Bahâ______i
Tohum-ı asfûr, be-cihet-i
Hâssa, vakıyye
30
Bahâ____22___i
Bahâ________i
Bahâ_________i
Bahâ________i
Şâne, bi-cihet-i kilâb-ı Fitil, be,cihet-i sem‘-i Hum, be-cihet-i Hâssa, Şab, be-cihet-i Hâssa,
4 kıta‘ât
Hassa, vakıyye
kıt’a
vakıyyetân
4
22
10
12
Bahâ__________________________________i
Meremmet kenden-i şam‘dan ve kilid-i Hâssa
16
403
Matbah-ı Âmire Türkçe Hali:
[3] Hicrî 873 senesi Zilhicce ayında [Milâdi 11.6.1469-9.7.1469 tarihleri arasında] matbah-ı Âmire'nin
harcamalarına dair defter.
[4] Hicrî 873 Zilhicce ayı [Milâdi 11.6.1469-9.7.1469]
Pazar, Zilhicce'nin ilk günü [11.6.1469] İstanbul _____________________________________ 1.178 akçe
Un, has ekmek
için 4 mud - 5,5
keylçe, 8 akçeden
Un'u taşımak
için hamal
ücreti
Değiri _____: 684
Nakit___: 16
Aşçı yardımcıları
için giyim bedeli
Tavuk , 29 adet ____________________117 akçe
Kebap için Kavurma için
Paşalar için
Hastalar
18 adet ,
4adet,
3 adet,
için , 4 adet,
4 akçeden
6 akçeden
3 akçeden
3 akçeden
Değeri __:72 Değeri__: 24
Değeri _: 9
Değeri_: 12
Matbah için nohut
ve soğan, pazarcıbaşı eliyle
Peynir ve yumurta,
Saray için pazarcıbaşı eliyle
Peynir, acemi
oğlanlarının tarhana
çorbası için,pazarcı-
başı eliyle
Değeri____: 210
Değeri____: 25
Soğan ve sarımsak, Paça ve şalgam,
Sarayda mantı için, Saray için , pazarcıpazarcıbaşı eliyle
başı eliyle
Değeri______:4
Değeri______:12
Yumurta, acemi oğlanların lapası için, pazarcıbaşı eliyle
Değeri__________: 4
Değeri________: 1
Soğan ve yumurta,
tavuk kavurması
için pazarcıbaşı
eliyle
Değeri_____:5
Nohut ve soğan,
ağalar için, pazarcıbaşı eliyle
Yumurta ve şalgam,
saray için, pazarcıbaşı eliyle
Değeri________: 2
Marul, saray için, bostancı eliyle
Değeri____________________: 6
404
Değeri______: 5
Yoğurt, saray için
pazarcıbaşı eliyle
Değeri_______: 18
Değeri_____:6
Taze erik, saray için
pazarcıbaşı eliyle
Değeri_______: 13
Tere, tarhun ve soğan, saray için
bostancı eliyle
Değeri______________________: 3
12.6.1469 Pazartesi günü İstanbul’da ________________________________________1.095
Kiler Emini tarafından
olarak fukaraya
verilen
Nakit________: 250
Matbah-ı Amire’ye
su getiren sakaların
atları için çul, kolan,
yular ve torba
Değeri_________: 126
Ezilmiş buğday
için, 3 keylçe ,
10 akçeden
Değeri ______:30
Susam yağı, Saray
için, 3 vakıyye
Değeri:______:18
Kavanoz, Saray için
5 parça
Değeri_________:11
Şişe , Saray
için, 6 parça , 2
akçeden
Boza için desti,
Saray için
3 parça, 11 akçeden
Kutı, Saray için,
3 parça, 3 akçeden
Değeri______: 9
Değeri _______:12
Değeri______:33
Kuzı, Saray için,
18 baş
Değeri _______:254
Un ,Matbah-ı Amire
için ,11 keylçe, 8
akçeden
Değeri ________:88
Salva? Saray için
Değeri _______:4
Bursa'dan gelen buz'un
hamaliye ücreti için
Nakit_________:25
Yumurta, Saray için
pazarcıbaşı eliyle
Değeri _________:3
Tavuk , 25 adet __________________________________93 akçe
Kebap için , 18 adet
Paşalar için , 3
Hastalar için, 4
adet
adet
adet
Değeri______:72
Değeri_______: 9 Değeri_______:
Soğan ve sarımsak,
Sarayda mantı için,
pazarcıbaşı eliyle
Değeri ________:4
Süt, Saray için,
pazarcıbaşı eliyle
Değeri ________:5
Unun taşıma ücreti
Nakit________: 3
Nohut ve soğan,
Matbah için,pazarcıbaşı
Değeri _______:25
Nohut ve soğan,
ağalar için,
pazarcıbaşı eliyle
Değeri_______:7
405
Yumurta ve şalgam
Saray için, pazarcıbaşı
Değeri _________: 2
Yoğurt, Saray için,
pazarcıbaşı eliyle
Değeri________:18
Maydanoz, Saray
için, bostancı eliyle
Değeri _________:10
Maydanoz, acemi oğlanların çorbası için,
bostancı eliyle
Değeri_________:30
Marul, Saray için ,
bostancı eliyle
Tere otu, soğan ve sarımsak,
bostancı eliyle
Değeri__________:6
Değeri __________:3
406
Sarı erik, saray için
bostancı eliyle eliyl
Değeri__________:26
[5] Hicrî 873 Zilhıcce ayı [Milâdi 11.6.1469-9.7.1469]
Hicrî 3 Zilhıcce 873 Salı günü [Milâdi 13.6.1469]______________________________:3.949
Kağıt , bir deste
Değeri_________: 33
Saraya ait 3 tepsinin
kalaylanması için ,
2 akçeden
Nakit___________: 6
Saray için şeker,
2 kantar , 63 lodra
1.100 akçeden
1100 akçeden
Değeri____:2.988
Zikri geçen şekerin
taşınması için hamal
ücreti ve kapan harcı
Nakit___________: 5
Saray için Zeytinyağı ,
15 vakıyye 300 dirhem,
6 akçeden
Değeri___________: 94
Saray için desti,
3 parça
Saray için şişe,
1 parça
Saray için sirke,
4 ölçek, 2 akçeden
Değeri _________: 5
Değeri__________: 6
Değeri_________: 80
Sirkenin taşıma ücreti
Nakit____________:4
Saray için hıyar,
Değeri_______: 20
Saray için şeker ,
10 vakıyye, 25
akçeden
Değeri_______: 250
Saray için kiraz,
Değeri_______: 111
Karanfil, Saray için,
100 dirhem
Değeri_________: 14
Zencefil, Saray için,
100 dirhem
Değeri________:9
Ezilmiş buğday,
3 keylçe,10 akçeden
Değeri________: 30
Saray için yoğurt
kisesi, 2 parça
Değeri________: 11
Saraya ait bir adet
kilit tamiri
Nakit _________: 3
Bakır kap, Saray
için , 3 parça
Değeri________: 10
Tavuk, 27 adet_______________________________________:107 akçe
Kebap
Muhallebi
Paşalar
Hastalar
72
14
9
12
407
Nohut ve soğan, Matbah
için , pazarcıbaşı eliyle
Değeri_______:25
Ayran için yoğurt,
pazarcıbaşı eliyle
Değeri _________: 40
Baş-paça , Saray ve
ağalar icin , pazarcıbaşı eliyle
Değeri_________: 80
Sadeyağ , Sarayda
paça çorbası için ,
pazarcıbaşı eliyle
Değeri_________: 1
Yufka ekmek , ağaların
kelle-paça çorbası için
Soğan ve sarımsak
Sarayda mantı için,
pazarcıbaşıbaşı eliyle
Değeri__________: 4
Kestane, Saray için
pazarcıbaşı eliyle
Süt, Sarayda
muhallebi için
pazarcıbaşı eliyle
Değeri________: 5
Değeri__________: 18
Değeri_________: 7
Sarayda muhallebi için
pirinçöğütme ücreti pirinç
pazarcıbaşı eliyle
Nakit___________: 3
Yumurta ve şalgam
pazarcıbaşı eliyle
Değeri_________:2
Yoğurt, Saray için,
Değeri_________: 18
Hıyar ve taze erik, Saray
için bostancı eliyle
iki def’ada
Değeri_________: 26
Pazı , bostancı eliyle
Değeri_______: 10
Değeri_________: 10
Taze erik, acemi
oğlanlar için,
Değeri_________: 30
Taze erik, ağalar
için bostancı eliyle
bostancı eliyle
Değeri________: 10
Tere, tarhun, soğan
ve sarımsak , Saray
için , bostancı eliyle
Değeri_________: 3
408
14.6.1469 Çarşamba günü İstanbul ___________________________________________________________________________:2.311
Un, Saray için , 4
mud - 5 keylçe,
9 akçeden
Değeri______: 729
Un'un taşınması için
hamal ücreti
Nakit__________: 16
Kil, saray için 24
vakıyye, 1 akçeden
Değeri________: 24
Okne ?, Saray için
2 keylçe, 25
akçeden
Değeri________: 50
Sade yağ, matbah
için, 4 kantar,
300 akçeden
1.200
Ceviz, matbah
için, 260 adet
Tavuk , . 26 adet________________________________:108
Kebap için 18,
Kavurma için 4, Hastalar için 4
adet ,4 akçeden
6 akçeden
adet , 3 akçeden
Değeri____: 72
Değeri____: 24
Değeri_____:12
Nohut ve soğan, Matbah
için, pazarcıbaşı eliyle
Değeri_______: 25
Soğan, Saray için,
pazarcıbaşı eliyle
Değeri_______. 3
Soğan ve sarımsak
Saray için, pazarcıbaşı eliyle
Değeri________: 3
Nohut ve soğan,
Saray için
Değeri_______: 6
409
[20] Türkçesi 20 Temmuz 1469 Cuma Devamı Matbah-ı Âmire
Peynir ve Süt,
Saray
için
Pazarcıbaşı
eliyle
Soğan,
tavuk
kebabı
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Yoğurt
saray
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Sumak, matbah
için
2
okka
okkası
9
akçeden
Değeri______:13
Değeri_______: 8
Değeri______:27
Değeri______:18
Yumurta, Saray
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Kabak, Koruk,
Saray
için
Pazarcıbaşı
eliyle
Kabak ve koruk
Saray
hizmetlileri için
bostancı eliyle
Patlıcan, Saray
için Pazarcıbaşı
eliyle
Değeri______:12
Değeri_______:19
Değeri______:40
Değeri______: 7
Kabak,
Saray
ustalarının
yemeği
için,
bostancı eliyle
Kabak,
Saray
için
bostancı
eliyle
Kabak
ve
koruk, ağaların
çorbası
için,
bostancı eliyle
Kabak
ve
koruk, hastalar
için,
bostancı
eliyle
Değeri______: 4
Değeri_______: 4
Değeri______:15
Değeri______: 6
Pazı, hastalar için,
bostancı eliyle
Değeri__________: 2
410
8 Temmuz 1469 Cumartesi günü, İstanbul
1.327
Bal, Saray için,
4
kantar
81
lodra,
180
akçeden
Balın taşınması
için
hamal
ücreti ve kapan
ücreti
Kayısı,
için
Saray
Dut, Saray için
Değeri______:866
Değeri_______:15
Değeri______:51
Değeri______:14
Kiraz,
için
Saray
Buz, Saray için
Tavuk, 35 kanat; kebap, börek ve
hastalar için
Değeri______:15
Değeri_______:25
Değeri_______________________:135
Nohut ve soğan,
matbah
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Yoğurt, sebzeli
yemek
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Yumurta,
Sarayda ziyafet
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Soğan
sarımsak,
Sarayda
mantıiçin,
Pazarcıbaşı
eliyle
Değeri______:27
Değeri_______:70
Değeri______: 1
Değeri______:10
Yumurta, tavuk
böreği
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Yoğurt,
içoğlanlara
ayran
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Soğan, Sarayda
tavuk
kebabı
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Yoğurt,
Saray
için Pazarcıbaşı
eliyle
Değeri______:1
Değeri_______:40
Değeri______: 8
Değeri______:27
ve
411
Maydanoz,
Sarayda çorba
için,
bostancı
eliyle
Kabak ve koruk,
Sarayda çorba
için
bostancı
eliyle, 2 defada
Kabak
ve
koruk,
içoğlanların
çorbası
için,
bostancı eliyle
Kabak
ve
koruk,
Saray
için
bostancı
eliyle
Değeri______:10
Değeri_______:10
Değeri______:30
Değeri______: 7
Kabak, Sarayda
ziyafet
için,
bostancı eliyle
Kabak,
Saray
ustasının
yemeği
için,
bostancı eliyle
Pazı, içoğlanları
için,bostancı
eliyle
Kabak
ve
koruk, hastalar
için
bostancı
eliyle
Değeri______: 3
Değeri_______: 3
Değeri______: 8
Değeri______: 6
9 Temmuz 1469 Pazar, İstanbul
Kayısı,
için
Saray
Değeri______:40
412
Armut,
için
314
Saray
Tavuk,
21
kanat
(adet)
kebap için
Ceviz, Maybah-ı
Amire
için,
56.000 adet
Değeri_______:16
Değeri______:81
Değeri_____: 35
[s. 21]
Nohut ve soğan,
matbah
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Yumurta, lapa
için, Pazarcıbaşı
eliyle
Yoğurt
ve
yumurta,
Patlıcan
kavurması için
Soğan
ve
sarımsak,
Sarayda mantı
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Değeri______:25
Değeri_______:40
Değeri______: 5
Değeri______:10
Paça ve şalgam,
Saray
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Peynir, Sarayda
pide
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Yoğurt, ağaların
sebzeli yemeği
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Soğan, Sarayda
tavuk
kebabı
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Değeri______:12
Değeri_______: 7
Değeri______: 7
Değeri______: 8
Yoğurt,
Saray
için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Kabak ve koruk,
çorba
için,
bostancı eliyle
Patlıcan,
Sarayda
kavurma için,
Pazarcıbaşı
eliyle
Kabak,
Saray
için,
bostancı
eliyle
Değeri______:10
Değeri_______:10
Değeri______:60
Değeri______: 3
Kabak, ustalar için,
Kabak, ağaların
Bostancı eliyle
Sebzeli yemeği için
Değeri__________: 3
Değeri_________:15
413
Zikri geçen Zilhicce ayında toplam harcama:
63.595
Matbah-ı Âmire’nin harcaması:
61.379
Bal, 4 kantar,
81 lodra
Sade yağ, 35
kantar, 28 lodra
Lükse şeker, 1
kantar, 5 lodra
Normal şeker, 9
kantar,
71
lodra
Değeri____:866
Değeri_____:9020
Değeri____:2090
Değeri____:9048
Un, has ekmek
için, 51 mud,
14 keylçe
Tavuk,
851
kanat
(adet)
Saray için
Koyun, 5 baş
Kuzu, 18 baş
Değeri____:9489
Değeri_____:3386
Değeri____:180
Değeri____:254
Kırmızı üzüm,
11 kantar, 58
lodra
Siyah üzüm, 17
kantar,
22
lodra
Şeftali,
kantar,
lodra
Değeri____:806
Değeri_____:999
Değeri____:372
3
10
İncir, 3 kantar,
84 lodra
Değeri____:370
Badem, 2 kantar,
12 lodra
Nişasta, kantar,
90 lodra
Safran,
vakıyye
Değeri____:551
Değeri_____:153
Değeri____:1570
Tarhana,
keylçe
Değeri_____:96
414
6
Bulgur,
keylçe
4
Değeri______:64
Mercimek,
keylçe
26
Ezilmiş buğday,
mud, 6 keylçe
Değeri____:280
17
Nakid,
126
parça
bakır
kapların
kalaylanmasuı
için
Değeri_____:316
Değeri_____:733
Zeytinyağı,
kantar,
vakıyye
65
Değeri____:374
Susam yağı, 9
vakıyye
Sirke, 262 litre
Meyve,
için
Saray
Değeri_____:54
Değeri____:591
Değeri____:878
415
[s. 22]
Nakit,
hamal
ücreti,
bir
defada verilen
Boza, Saray için
Savla, Sarayda
boza için
Karanfil,
vakıyye,
dirhem
Değeri_____:466
Değeri______:95
Değeri_____:20
Değeri_____:134
Zencefil,
dirhem
Ökre, 2 keylçe
Ceviz
Limon turşusu,
Saray için
Değeri______: 9
Değeri_______:50
Değeri______:123
Değeri______:36
Kuruk
yağı,
Saray
ekmeği
için, 3 vakıyye
Lokma
tatlısı,
bayramda Saray
ve Divan için, 5
vakıyye
Un, simit ve
has ekmek için,
3 keylçe
Su, bayramda
matbah için
Değeri______:15
Değeri_______:350
Değeri______:48
Değeri______:30
Sukus, 4 adet,
2 akçeden
Buz, Saray için
Değeri______:8
100
tas,
2
Kase, bayramda
piknik
için,
1.000 adet
Değeri_______:25
Değeri______:20
Değeri______:500
Kase, 8 parça,
Saray için
Balmumu,
Saray için,
parça
Kazan
sopası,
Matbah-ı Âmire
için, 2 parça
Yem
(darı)
Saray
kumruları için,
1 şinik
Değeri______: 7
Değeri_______:16
Değeri______: 5
Değeri______: 2
416
Bakır
Saray
parça
2
100
2
için,
Nohut, soğan, yoğurt,
Çeşitli sebzeler,
Sumak, nane, peynir,
Bostancı Yusuf
Yumurta v.s.
Eliyle
Pazarcıbaşı eliyle
Değeri_________:4000
Değeri________:2003
Diğer Harcamalar
12.216
Kiler
emini
tarafından
fukarâya
dağıtılan nakit
para
6 nefer Saray
aşçılarına nakit
olarak verilen
Sabun,
için
Değeri____:6000
Değeri_____:1999
Değeri____:250
Saray
Kurbanlık için
20 baş sığır
hayvanı
Değeri____:2980
İçoğlanlarının
giyimleri için
İfteke,
kiler
için, 1 parça
Pamuk,
Enderun için,
1 okka
Matbah-ı
Âmire
sakalarının
atları için çul,
kolan, yular ve
tire
a- Kuşak, 2 tane
470
Değeri_____:59
Değeri____:18
Değeri____:126
b- Örtü, 4 tane 260
c- Kalice, 4 tane 200
d- Uçkur, 4 tane 38
Matbah-ı Âmire
sakalarının
atları için çul,
kolan, yular ve
tire
e- Külah, 4 tane 60
f- Çakşir, 4 tane 56
Değeri______:59
g- Çizme, 1 çift 24
Toplam
değeri___:1102
417
Kavanoz, Saray
için 16 parça
Şişe, Saray için
24 parça
Kutu,
Saray
için, 15 parça
Kağıt,
Saray
için, 4 deste
Değeri______:38
Değeri_______:79
Değeri______:52
Değeri______:10
Testi, boza için,
9 parça
Yoğurt
kasesi,
Saray için, 4
parça
Kil, Saray için,
24 okka
Bezir,
Saray
hamamı için, 6
okka
Değeri______:16
Değeri_______:19
Değeri______:24
Değeri______:20
Hasır,
Saray
için 16 parça
Fıçı, bayramda
su için, 6 parça
Musamma,
Saray için
parça
1
Katran, Saray
için, 17,5 okka
Değeri______:48
Değeri_______:66
Değeri______:50
Değeri______:23
Asfur tohumu,
Saray için, 1
okka
Tarak, köpekler
için, 4 parça
Fitil,
Saray
mumları için, 1
okka
Hum,
Saray
için, 2 okka
Değeri______:30
Değeri_______: 4
Değeri______:22
Değeri______:12
Şap, Saray için,
Saraydaki Şamdan ve
2 okka
Kilidin tamiri için
Verilen
Değeri______:12
418
Değeri____________:26
Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir saray mutfağı
alışveriş harcamasına ilişkin bir kayıttır. Taktir edileceği
üzere burada kaydın bir kısmına yer verilmiştir. Bu konuda
gerekli farkındalığın oluşturulması için de örneğin bazı
yerlerine uzunca (……) şeklinde geçişlere yer verilmiştir.
Yine taktir edileceği üzere bu uzun örneğin günümüz
muhasebe kaydına ise, yine örneğin uzun olması nedeniyle
yer verilmemiştir.
419
241. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-2
Bu örnek Edirne’de bulunan Atik (Eski) Cami’ne
aittir.
Atik Cami Örneğinin Siyakat Hali:
420
‫‪Atik Cami Örneğinin Arapça Hali:‬‬
‫]‪[139b-140a/277-278‬‬
‫ﻣﺤﺎﺳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ‬
‫ﺍﻭﻗﺎﻑ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﻴﻖ ﺩﺭ ﺍﺩﺭﻧﻪ ﻋﻦ ﲢﻮﻳﻞ ﺣﺎﺟﻰ ﻗﺮﺍﻛﻮﺯ ﻣﺘﻮﱃ ﻭﺧﻄﻴﺐ ﴰﺲ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻧﺎﻇﺮ‪ .‬ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٤‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ﲪﺲ ﻭﺗﺴﻌﲔ ﻭﲦﺎﳕﺄ ﲢﺮﻳﺮًﺍ‬
‫ﰱ ‪ ١١‬ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺍﳌﻌﻈﻢ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٦‬‬
‫اﺻـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﻞ‬
‫‪١١٣ ٨٢٩‬‬
‫ﻣﺎﻝ ﰱ ‪ ١١‬ﺍﺷﻬﺮ‬
‫ﻋﻦ ﺑﻘﯿــــــــــــــــــﮥ‬
‫ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﻣﺎﺿﻴﻪ ﻋﻦ ﲢﻮﻳﻞ ﺧﻮﺩﺷﺎﻥ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٣‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٤‬‬
‫‪٢٥ ٩١٢‬‬
‫ﻋﻦ ﮐﺮاﯾــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺎء‬
‫ﺑﺰﺍﺯﺳﺘﺎﻥ ﻣﻊ ﺍﻳﻮﺍﻬﻧﺎ ﻭﺩﻛﺎﻛﲔ ﻣﺘﻘﺮﻗﻪ ﻭﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﺯﻣﲔ ﻭ ﺍﻭﺩﻫﺎ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٤‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﰱ ‪ ١١‬ﺍﺷﻬﺮ‪.‬‬
‫‪٨٧ ٩١٧‬‬
‫ﻋﻦ ﻣﻘﺎﻃﻌﻪ‬
‫ﻋﻦ ﺩﻛﺎﻛﲔ‬
‫ﻋﻦ ﺑﺰﺍﺯﺳﺘﺎﻥ‬
‫ﺯﻣﲔ‬
‫ﻣﺘﻔﺮﻗﻪ‬
‫ﻣﻊ ﺍﻳﻮﺍﻬﻧﺎ‬
‫‪٣٠ ٥٨٠‬‬
‫‪٢٦ ٧٠٣‬‬
‫‪٣٠ ٠٦٨‬‬
‫ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟـــــــــــﻚ‬
‫‪421‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﻭﺩﻫﺎ‬
‫‪٥٨٥‬‬
‫ﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻒ ﻭﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﻭﺯﻭﺍﺋﺪ ﻭﺧﺮﺝ ﻣﻘﺮﺭﻳﻪ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٤‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫‪٧٨ ٨٢٩‬‬
‫ﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻔـــــــــــــــ‬
‫ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺷﺮﻁ ﻭﺍﻗﻒ ﻭﺯﻭﺍﺋﺪ ﺧﻮﺭﺍﻥ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٤‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﰱ ‪ ١١‬ﺍﺷﻬﺮ‬
‫‪٨٦ ٠٦٥‬‬
‫ﲨﺎﻋﺘـــــــــــــــ‬
‫ﺍﻫﻞ ﻭﻇﺎﺋﻒ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺷﺮﻁ ﻭﺍﻗﻒ ﻭﺯﻭﺍﺋﺪ ﺧﻮﺭﺍﻥ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٤‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫ﺣﺎﺟـــــــــــﻰ‬
‫ﻗﺮﺍﻛﻮﺯ ﻣﺘﻮﱃ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٤‬ﺍﱃ ‪ ٢٢‬ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﰱ ‪ ١٠‬ﺷﻬﺮ ﻭ ‪ ١١‬ﻳﻮﻣًﺎ‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ ‪١٥‬‬
‫ﺧﻄﻴﺐ‬
‫‪١٥‬‬
‫ﺍﻣﺎﻡ‬
‫‪١٥‬‬
‫‪٤٨١٥‬‬
‫ﺳﺮﳐﻔﻞ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﺍﺟﺰﺍﺧﻮﺍﻧﺎﻥ‬
‫‪ ٢٩‬ﻧﻔﺮًﺍ‬
‫ﰱ‪٢‬‬
‫‪٥٨‬‬
‫ﻣﻬﻠﻠﲔ‬
‫‪ ١٤‬ﻧﻔﺮًﺍ‬
‫‪ ١‬ﻧﻔﺮ ﰱ ‪٣‬‬
‫‪ ١٣‬ﻧﻔﺮًﺍ ﰱ ‪٢٦ ،٢‬‬
‫ﻳﻜﻮﻥ‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ‬
‫‪٢٩‬‬
‫‪422‬‬
‫ﻗﻴﻤﲔ‬
‫ﻧﻔﺮًﺍ ‪٣‬‬
‫ﰱ‪٢‬‬
‫‪٦‬‬
‫ﻣﺆﺫﻧﲔ‬
‫‪ ٤‬ﻧﻔﺮ‬
‫ﰱ‪٤‬‬
‫‪١٦‬‬
‫ﻣﻌﺮﻑ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻛﺎﺗﺐ ﺍﻧﺒﺎﺭ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻳﻜـــــــــــــــــــــﻮﻥ‬
‫‪٥٩ ٢٦٥‬‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ‬
‫ﰱ ‪ ١١‬ﺷﻬﺮ‬
‫‪٥٤ ٤٥٠‬‬
‫‪١٦٥‬‬
‫ﲨﺎﻋﺘـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺯﻭﺍﺋﺪﺧﻮﺭﺍﻥ‬
‫ﺧﻮﺷﺨﻮﺍﻥ‬
‫ﺟﺰﺧﻮﺍﻥ‬
‫ﻧﺎﻇﺮ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﻣﺪﺭﺱ‬
‫‪٤‬‬
‫‪٤‬‬
‫‪٥‬‬
‫ﻣﻊ ﻃﻠﺒﻪ‬
‫‪٣٠‬‬
‫ﻗﻴﻢ ﻣﺪﺭﺳﻪ‬
‫‪١‬‬
‫‪423‬‬
‫ﻧﻜﻬﺒﺎﻧﺎﻥ ﺑﺰﺍﺯﻳﻪ‬
‫‪ ٤‬ﻧﻔﺮ‪ ،‬ﰱ ‪٢،٥‬‬
‫‪١٠‬‬
‫ﺍﳌﺸﺎﻫﺮﻩ‬
‫‪٤٨١٥‬‬
‫ﻣﻮﻗﺖ‬
‫‪٥‬‬
‫ﺍﺑﺘــــــﺪﺍﺀ‬
‫ﺳﻴﺪ ﺍﲪﺪ ﻧﻘﻄﻌﻰ ﻋﻦ ﺭﺑﻴﻊ ﺍﻻﺧﺮ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﺔ ﺍﳌﺬﻛﻮﺭﻩ‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ ‪ ،١‬ﰱ ‪ ٤،٥‬ﺷﻬﺮ‬
‫‪١٣٥‬‬
‫ﺟﺎﰉ‬
‫‪١,٥‬‬
‫ﻳﻜــــــــــــﻮﻥ‬
‫‪١٦ ٨٠٠‬‬
‫ﺍﳌﺸﺎﻫﺮ‬
‫ﰱ ‪ ١١‬ﺷﻬﺮ‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ‬
‫‪١٣٥‬‬
‫‪١٦ ٦٦٥‬‬
‫‪٥٠،٥‬‬
‫‪424‬‬
‫ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻋﻦ ﻏﺮﻩ ﺷﻮﺍﻝ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٤‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫‪٢٧٦٤‬‬
‫ﺧـــــــــــ ــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺮﺝ‬
‫‪١٤٨٥‬‬
‫ﻣﻘﺮﺭﻳﻪ‬
‫ﺍﺟﺮﺗـــــــ‬
‫ﻬﺑــــــــــﺎﺀ‬
‫ﺳﻘﺎﻛﻪ ﺁﺏ ﺁﻭﺭﺩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﺑﺮﺍﻯ ﻗﻨﺎﺩﻳﻞ‬
‫ﻣﺼﻠﻘﻬﺎ ﰱ ﻳﻮﻡ ‪ ، ١،٥‬ﰱ‬
‫ﺟﺎﻣﻊ ﰱ ﻳﻮﻡ ‪ ١١ ،٣‬ﺷﻬﺮ‬
‫‪ ١١‬ﺷﻬﺮ‬
‫‪٩٩٠‬‬
‫‪٤٩٥‬‬
‫ﺧــــــــــــــــــــــــــــــــــﺮﺝ‬
‫‪٩٠٧‬‬
‫ﻣﺘﻔﺮﻗﻪ‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﴰﻊ ﻋﺴﻞ‬
‫ﺣﺼﲑ ‪ ٦٢‬ﻋﺪﺩًﺍ‬
‫ﺳﺎﻟﯿﺎﻧﮥ ﺟﺎﺭﻭﺏ ﻛﻪ ﺑﻘﻴﻤﺎﻥ ﺩﺍﺩﻩ ﺷﺪ‬
‫ﻋﺪﺩﺍﻥ‬
‫ﰱ ‪١٤‬‬
‫‪٢٥‬‬
‫‪٨٦٨‬‬
‫‪١٤‬‬
‫‪425‬‬
‫ﻣﺮﻣﺎﺗــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫‪٢٨٣‬‬
‫ﺩﻛﺎﻛﲔ‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﺗﺤﺘﮥ ﺍﺭﻩ ﲜﻬﺖ‬
‫ﻣﺦ ﲢﺘﻪ‬
‫ﺻﺮﻕ‬
‫ﳐﺰﻬﻧﺎﺀ ﺩﻛﺎﻛﲔ‬
‫‪٤‬‬
‫‪٢‬‬
‫ﻭ ﻏﲑﻫﻢ‪٤٠ ،‬‬
‫ﻋﺪﺩًﺍ ﰱ ‪٣‬‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﭘﺪﺍﻭﺭﻩ‬
‫‪٧‬‬
‫‪426‬‬
‫ﺍﻻﺟﺎﺭﺍﺗـــــــــــــــــ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ‬
‫ﻋﺮﲜﻴﺎﻥ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﺁﻭﺭﺩﻥ ﺧﺎﻙ‬
‫‪١٠‬‬
‫‪427‬‬
‫ﻬﺑـــــﺎﺀ‬
‫ﺧﺸﺖ ﭘﺨﺘﻪ‬
‫‪ ١٠٠٠‬ﻋﺪﺩًﺍ‬
‫ﰱ ‪١٥‬‬
‫‪١٥٠‬‬
‫ﺍﺟﺮﺕ‬
‫ﳒﺎﺭ‬
‫‪٨٥‬‬
‫ﺍﺟﺮﺕ‬
‫ﻣﺸﺎﻗﻴﻪ‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﺍﻟﺒﺎﻗــــــــــﻰ‬
‫‪٣٥ ٠٠٠‬‬
‫ﻣﻦ ﺫﺍﻟﻚ ﺍﻟﺒﺎﻗـــــﻰ‬
‫ﺗﺴـــــــــــﻠﻴﻢ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﺍﲪﺪ ﭼﻠﱮ ﺑﻦ ﳏﻤﺪ ﺑﻚ –ﻧﺎﻡ ﺩﻳﻜﺮ ﻭﻟﺪ ﻋﺒﻴﺪﻩ ﺑﻚ–‬
‫ﻣﺮﻣﺖ ﻛﺮﺩﻥ ﻃﺮﻫﺎﺀ ﭼﺎﺭﺷﻮﻯ ﻭﺍﻟﻪ ﻓﺮﻭﺷﺎﻥ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﳘﺎﻳﻮﻥ‬
‫‪٤٠٠٠‬‬
‫ﳏﺴﻮﺏ ﺷﺪ ﲟﺤﺎﺳﺒﻪ ﻣﻮﻻﻧﺎ‬
‫ﺍﲪﺪ ﭼﻠﱮ ﺑﻦ ﻋﺒﻴﺪﻩ ﺑﻚ ﰱ‬
‫‪ ٦‬ﺭﺑﻴﻊ ﺍﻻﺧﺮ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﲤﺎﻣًﺎ‬
‫ﻧﺺ ﺍﻟﺒﺎﻗـــــﻰ‬
‫‪٣١ ٠٠٠‬‬
‫ﺭﺳﻴﺪ ﰱ ‪ ٢٤‬ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٦‬ﲤﺎﻣًﺎ‬
‫‪428‬‬
Atik Cami Örneğinin Transkripsiyon Hali:
Muhâsebe_________________________ 1 _________________________________
Evkâf-ı Câmi’-i Atik der Edirne, an tahvîl-i Hacı Karagöz, mütevellî ve
hatib Şemseddîn nâzır. An gurre-i Ramazan sene 894 ilâ gaye-i Receb
sene hamse ve tis’îne ve semân mie. Tahrîren fî 11 Şa’ban’ül muazzam
sene 896
Asl______________________________ 2 __________________________________ı
Mal, fî 11 eşhür
113.829
An bakıyye___________________________________________________________i
Muhasebe-i mâzıye, an tahvîl-i hadsan, an gurre-i Ramazan sene 893
ilâ gaye-i Şa’ban sene 894
25.912
An kirâya_________________________ 3 _________________________________i
Bezzazistan ma’a eyvanhâ ve dekâkin-i müteferrika ve mukata’ât-ı
zemîn ve odaha. An gurre-i Ramazan sene 894 ilâ gaye-i Receb sene
895, fî 11 eşhür.
87.917
An bezzazistan
ma’a eyvanha
30.068
An dekâkin____i
müteferrika
26.703
An mukata’a-i
zemîn
30.580
An odahâ
585
Vudı’a min zâlik___________________ 4 _________________________________
El-Vezâif ve’l-ihrâcât ve zevâid ve harc-ı mukarreriye ve sâire. An gurre-i
Şevval sene 894 ilâ gaye-i Şa’ban sene 895
78.829
El-Vezâif__________________________ 5 _________________________________
Ber-mûceb-i şart-ı vâkıf ve zevâid-harân. An gurre-i Şevval sene 894 ilâ
gaye-i Şa’ban sene 895, fî 11 eşhür.
76.605
Cemâat___________________________ 6 _________________________________
Ehl-i vezâif ber-mûceb-i şart-ı vâkıf ve zevâid-horân. An gurre-i Şevval
sene 894 ilâ gaye-i Şa’ban sene 895.
Hacı__________________________________________________________________
Karagöz, mütevellî, an gurre-i Şevval sene 894 ilâ 22 Şa’ban sene 895, fî
10 şehr ve 11 yevmen, fî yevm 15
4.815
429
Hatîb
15
İmâm
15
Se-mâhfil
10
Eczâhânan
29 neferen
fî 2
58
Müezzinin
4 nefer
fî 4
16
Kayyımîn
neferen 3
fî 2
6
Muarrif
Kâtib-i anbar Nigehbânan-ı
bezzâziye
3
4 nefer, fî 2,5
10
3
Mühellelîn
14 neferen
1 nefer fî 3
13 neferen fî 2
26
Yekûn_______
29
Cemâ’at___________________________ 7 ________________________________ı
Zevâid-horân
Mevlâna müderris
ma’atalebe
30
Nâzır
Cüzhan
Hoş-hân
5
4
4
Muvakkıt
5
Câbî
1,5
Kayyım-ı medrese
1
430
Ibtidâ________________________________________________________________i
Seyyid Ahmed, noktâi, an 15 Rebiülâhır sene895 ilâ gaye-i Şa’ban
seneti’l-mezkûre fî yevm 1, fî 4,5 şehr
135
El-İhrâcat___________________________ 8 ______________________________ı
An gurre-i Şevval sene 894 ilâ gaye-i Şa’ban sene 895
2.764
Harc_______________________________ 9 ________________________________ı
Mukârreriye
1.485
Bahâ__________________________i
Revgan-ı zeyt berây-ı kanadil-i
Câmi, fî yevm 3, 11 şehr
990
Ücret______________________i
Saka ki âb mî-âverd, becihet-i muslukhâi fî yevm
1,5, fî 11 şehr
495
Harc______________________________10 ________________________________ı
Müteferrika
907
Bahâ_________i
Hasır, 62 adeden
fî 14
868
Bahâ__________i
Şem’-i asel
adedân
14
Âdet____________i
Sâliyane-i cârûb ki, bekayyıman dâde şud
25
Meremmet________________________ 11 ________________________________i
Dekâkin
283
Bahâ_____i
Bahâ_____i
Tahta-i erre, beSırık
cihet-i mahzenhâ-i
dekâkîn ve gayruhum,
40 adeden fî 3
Bahâ_____i
Mıh-ı tahta
Bahâ_____i
Pedavra
431
120
Bahâ_____i
Hışt-ı puhte
1000 adeden, fî 1,5
150
2
4
7
El-Ücârât_________________________ 12 ________________________________
Ücret_________i
Arabaciyan, berây-ı
âverden-i hâk
10
Ücret__________i
Neccâr
85
Ücret________i
Müşâkıyye
24
El-Bâkî___________________________ 13 ________________________________
35.000
Min zâlike’l-bâkî___________________ 14 ________________________________
Mevlâna Ahmed Çelebi bin Mehmed Bey-nâm-ı diğer veled-i Ubeyd Beymeremmet kerden-i turrehâ-i çarşû-yı vâle-furûşan ber-mûceb-i hükm-i
hümâyun
4.000
Nassa’l-bâkî_______________________ 15 ________________________________
31.000
Reşid fî 24 Ramazan sene 896 tamamen
432
Atik Cami Örneğinin Türkçe Hali:
1- Edirne’deki Eski Câmi’in 1 Ramazan 894 (19 Temmuz 1488) – 30
Receb 895 (19 Haziran 1489) tarihleri arasındaki 11 aylık
muhasebesi. 11 Şa’ban 896 (Miladi 19 Haziran 1491) tarihinde
deftere geçirilmiştir.
2- Asıl mal (Gelir) 11 aylık
113.829
Geçmiş yıldan bakiye. 1 Ramazan 893 (9 Ağustos 1488)’den 29
Şa’ban 894 (28 Temmuz 1489)’e kadar.
25.912
3- Kira gelirlerinden__________________________________________________
1 Ramazan 894 (29 Temmuz 1489) – 30 Receb 895 (19 Haziran
1490) tarihleri arası, 11 aylık
87.917
Kumaş
Çeşitli
Mukata’a
Oda kiralarından
dükkanlarından dükkanlardan kiralarından
30.068
26.703
30.580
585
4- Bundan düşülen__________________________________________________
1 Şevval 894 (28 Ağustos 1489) ile 29 Şa’ban 895 (18 Temmuz
1490) tarihleri arasında maaşlar ve sâir masraflar için yapılan
zorunlu harcamalar.
78.829
5- Vâkıfın (vakfı yapanın) şartları gereğince 1 Şevval 894 (28 Temmuz
1489) ile 29 Şa’ban 895 (18 Temmuz 1490) tarihleri arasında çeşitli
görevlilere yapılan ödemeler.
76.605
6- Vâkıfın (vakfı yapanın) şartları gereğince 1 Şevval 894 (28 Ağustos
1489) ile 29 Şa’ban 895 (18 Temmuz 1490) tarihleri arasında din
görevlilerine yapılan ödemeler.
Mütevelli Hacı Karagöz’e yapılan 1 Şevval 894 (28 Ağustos 1489) ile
22 Şa’ban 895 (11 Temmuz 1490) tarihleri arasında 10 ay 11
günlük ödeme. Günlük 15 akçeden:
4.815
Hatip
Günlük 15
akçe
İmam
Günlük
15 akçe
“Lâ ilâhe illallâh” tesbihi
çekenler, 14 kişi 3 akçeden
13 kişi 2 akçeden toplam
günlük 29 akçe
Başmüezzin
Günlük
10 akçe
Cüz (Kuran) okuyan
29 kişi, günlük
2 akçeden 58 akçe
Müezzinler
4 kişi, günlük
4 akçeden
16 akçe
Kayyımlar
Temizlik işi ile
uğraşanlar 3 kişi
2 akçeden, 6 akçe
433
Muarrif
Anbar Kâtibi
Çarşı Bekçileri
Duâcı
3 akçe
4 kişi, 2,5 akçeden 10 akçe
Yekûn__________________________________________________
59.265
Günlük
165
11 Aylık
54.450
Aylık
4.815
7- Vakıfdan maaş alanlar_____________________________________________
Müderrise ve
öğrencilere toplam
günlük 30 akçe
Nâzır
Günlük 5
akçe
Cüz okuyan
Günlük 4 akçe
Muvakkit
Namaz saatlerini
belirleyen kişi
için 5 akçe
Câbi
Vakıf gelirlerini
toplayan kişi
günlük 1,5 akçe
Hoşhân
Güzel sesli
hafız için 4
akçe
Medresede temizlik
görevlisi için günlük
1
Seyyid Ahmed, noktacı (yoklamacı) 15 Rebi’ülahır 895 (Miladi 8 Mart
1490) – 29 Şa’ban 895 (Miladi 18 Temmuz 1490). Günlük 1 akçeden 4,5
aylık
135
8- Harcamalar_______________________________________________________
1 Şevval 894 (28 Ağustos 1489) – 29 Şa’ban 895 (18 Temmuz 1490)
2.764
9- Zorunlu Harcamalar_______________________________________________
1.485
Câminin kandilleri için
Zeytinyağı bedeli, günlük.
Günlük 3 akçeden 11 ayda
990
Hergün musluklara su getiren
sakaların ücreti. Günlük 1,5
akçeden 11 aylık ücret
495
10- Müteferrik Harcamalar____________________________________________
907
62 adet hasır
bedeli; 14 akçeden
868 akçe
434
Balmumu
2 adet
14 akçe
Kayyımlara verilen
25 akçe
11- Dükkan Tamirleri_________________________________________________
283 akçe
Depolar için
Sırık bedeli
40 adet biçilmiş tahta
3 akçeden
120
2 akçe
Tahta çivisi
4 akçe
Kapı için
7 akçe
1000 adet kiremit
1,5 akçeden
150 akçe
12- Ücretler___________________________________________________________
89 akçe
Toprak getiren
arabalar için ödenen
10 akçe
Marangozların
ücretleri
85 akçe
Müşakıyye ücreti
24 akçe
13- Kalan_____________________________________________________________
35.000 akçe
14- Bundan Kalan_____________________________________________________
Çıkan ferman üzerine Kadı Ahmed Çelebi’nin hüccetine istinâden
çarşının tamiri için ödenen:
4.000 akçe
15- Bundan sonra kalan_______________________________________________
31.000 akçe
24 Ramazan 896 (Miladi 31 Temmuz 1491)’da tamamen ulaştı.
Muallim Cevdet Yazmaları, Atatürk Kitaplığı, Nr. 091, 139b / 277.
435
Edirne Atik Cami Örneğinin Tek Düzen Hesap Planı’na Göre
Kaydı:
/
100 KASA HESABI
227.658
602 DİĞER GELİRLER HESABI
602.01 Asıl Mal Geliri
113.829
602.02 Geç. Yıl Dev. Gel.
25.912
602.03 Kira Gelirleri
87.917
227.658
/
Elde edilen gelirlerden yapılan harcamalar ise şöyledir;
/
335 PERSONELE BORÇLAR HESABI
336 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR HESABI
100 KASA HESABI
/
187.219
9.439
196.658
Örneğe bağlı yukarıda yer alan yevmiye kaydın
karmaşıklığını ve anlaşılırlığını arttırabilmek amacıyla daha
ziyade ana hesaplara yer verilmiştir. Başka örneklerde alt
hesap, tâli hesap gibi detay kayıtlara yer verilmiştir. Ancak
bu örnekte konuyu bir de ana hesap ve alt hesaplar
düzeyinde tutarak ilgili yevmiye kaydına yer verilmiştir.
Örneğe ilişkin 100 KASA HESABI’nın büyük defter
görüntüsü aşağıda yer aldığı gibidir.
436
100 KASA HESABI
Asıl Mal
Geçmiş Yıl Devir
Kira Geliri
113.829
25.912
87.917
KALAN
227.658
31.000
78.829 Maaşlar
76.605 Görevlilere yapılan ödemeler
4.815 Din görevlilerine yapılan ödemeler
26.746 Vakıftan Maaş Alanlar
135 Yoklamacı ödemesi
2.764 Harcamalar
1.485 Zorunlu Harcamalar
907 Müteferrik Harcamalar
283 Dükkan tamirleri gideri
89 Ücretler
4.000 Çarşı tamiri için ödenen
196.658
242. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-3
Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme dönemine ilişkin
üçüncü merdiven yöntemi örneği Sofya livasının cizyesinin
takibini gösteren yevmiye kaydıdır.
437
Sofya Cizyesi Örneğinin Siyakat Hali:
438
‫‪Sofya Cizyesi Örneğinin Arapça Hali:‬‬
‫]‪[444/886‬‬
‫ﻣﺤﺎﺳـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ ﻛﱪﺍﻥ ﻭﻻﻳﺖ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﻭ ﺷﻬﺮﻛﻮﻯ ﻣﻊ ﺍﺫﻧﭙﻮﻝ ﻭﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٤‬ﲟﻌﺮﻓﺖ ﳏﻰ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻣﻴﻐﻠﻘﺮﻩ ﺍﻣﲔ ﮐﻬﻨﮥ ﺻﻮﻓﻴﻪ‪ .‬ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﰱ ‪ ٢٤‬ﺭﺑﻴﻊ ﺍﻻﺧﺮ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٦‬‬
‫ﲝﺴﺎﺏ ﭘﲑ‬
‫ﻣﻘﺎﺑﻠﻪ ﺷﺪ ﲟﻌﺮﻓﺖ ﺩﺭﻭﻳﺶ ﻋﻠﻰ‬
‫ﻭﻻﻳﺘـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺻﻮﻓﻴﻪ‬
‫ﺑﻴﻮﻩ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫‪٩٤٨‬‬
‫‪٥٤٦ ٨٠١‬‬
‫‪٧١٦٠‬‬
‫ﻭﻻﻳﺘــــــــــــــــ‬
‫ﺷﻬﺮﻛﻮﻯ‬
‫ﺑﻴﻮﻩ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫‪٤٨٤‬‬
‫‪٣٩٠ ٤٢٨‬‬
‫‪٥٢١٥‬‬
‫ﻧﻮﻳﺎﻓﺘـــــــــــــــﻪ‬
‫‪439‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫‪٢٨ ٤٧٠‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫‪٩٦٢٨‬‬
‫ﲟﻌﺮﻓﺖ ﻣﺮﺩ ﺗﻴﻤﺎﺭ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪٥٤‬‬
‫‪٢‬‬
‫ﻳﻜﻮﻧــــــــــــــ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪٣٩٠ ٤٨٢‬‬
‫‪٥٢١٧‬‬
‫ﲨﻌــــــــــــــــًﺎ‬
‫ﺑﻴﻮﻩ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫‪١٤٣٢‬‬
‫‪٩٣٧ ٢٢٩‬‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫‪١٢ ٣٧٥‬‬
‫ﻧﻮﻳﺎﻓﺘــــــــــــــــــﻪ‬
‫ﲟﻌﺮﻓﺖ ﻣﺮﺩ ﺗﻴﻤﺎﺭ ﻛﻪ ﺩﺭ ﺑﺎﻻ ﻣﺬﻛﻮﺭ ﺍﺳﺖ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪٥٤‬‬
‫‪٢‬‬
‫ﻳﻜﻮﻧـــــــــــ ـــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫‪٩٨٨ ٣٩٢‬‬
‫ﻣﻊ ﺭﺳﻮﻡ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺍﺻﻞ‬
‫‪٢٨ ٠٩٨‬‬
‫‪440‬‬
‫‪441‬‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪١٢ ٣٧٧‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪٩٣٧ ٢٨٣‬‬
‫ﺑﻴﻮﻩ‬
‫‪١٤٣٢‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪٢٨ ٠٩٨‬‬
‫ﻋﻦ ﺭﺳﻢ‬
‫ﻛﺘﺎﺑﺖ ﺣﺴﺎﺏ‬
‫‪ ١٣ ٨٠٩‬ﺧﺎﻧﻪ ]ﻬﺑﺮ[‬
‫‪ ١٠‬ﺧﺎﻧﻪ ﰱ ‪١‬‬
‫‪١٣٨٠‬‬
‫ﻋﻦ ﻋﺎﺩﺕ‬
‫ﺩﺳﺘﺒﻮﺳﻰ‬
‫‪٢٠٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﺭﺳﻢ‬
‫ﺣﺴﺎﺏ ﺩﺭﻫﺮ‬
‫ﻫﺰﺍﺭ ﺍﻗﭽﻪ ﰱ ‪٢‬‬
‫‪١٩٣٠‬‬
‫ﻋﻦ ﺭﺳﻢ‬
‫ﻛﻮﻧﺪﺭ ﻭﻳﻨﻮﻋﺎﻥ‬
‫‪ ٥٥٦‬ﺧﺎﻧﻪ ﰱ ‪٧‬‬
‫‪٣٨٩٢‬‬
‫ﻋﻦ ﺭﺳﻢ‬
‫ﻳﻚ ﺍﻗﺠﻪ‬
‫ﺧﺮﺍﺟﻰ‬
‫‪١٣ ٨٠٩‬‬
‫ﺗﺴـــﻠﻴﻢ‬
‫ﺣﺰاﻧﮥ ﻋﺎﻣﺮﻩ ‪ ٢‬ﻓﻌﻪ‬
‫‪٧٩٨ ٩٢٢‬‬
‫ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟــــــــﻚ‬
‫ﺩﻓﻌﻪ‬
‫ﺩﻓﻌﻪ‬
‫ﰱ ‪ ٢٦‬ﺷﻮﺍﻝ‬
‫ﰱ ‪ ٢٥‬ﺷﻮﺍﻝ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫‪٥٠ ٠٠٠‬‬
‫‪٧٤٨ ٩٢٢‬‬
‫ﻭﻇﻴﻔـــــــــﻪ‬
‫ﺧﻮﺭﺍﻥ ﺭﺍﺩﻭﻣﲑ ﻋﻦ ‪ ١٢‬ﺭﺟﺐ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﺍﱃ ‪ ١٢‬ﺭﺟﺐ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٨٩٦‬‬
‫‪٢٧٢٠‬‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ‬
‫‪٧‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٢٠‬‬
‫ﲜﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﭘﻴﻪ‬
‫ﻭﺣﺼﺮ ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﻭﻃﻴﻔـــــﻪ‬
‫ﺧﻮﺭﺍﻥ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﻬﺮ ﻛﻮﻯ ﻋﻦ‬
‫‪ ١٧‬ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﺍﱃ ‪١٧‬‬
‫ﺷﻌﺒﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٦‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ‬
‫‪٣٢٤٠‬‬
‫‪٩‬‬
‫ﻭﻇﻴﻔـــــﻪ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﳏﻰ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﺍﻣﺎﻡ‬
‫ﺟﺎﻣﻊ ﭘﺮﺯﻧﻴﻚ ﻋﻦ ‪٢٤‬‬
‫ﲨﺎﺩﻯ ﺍﻻﻭﱃ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫ﺍﱃ ‪ ٢٤‬ﲨﺎﺩﻯ ﺍﻻﻭﱃ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٨٩٦‬‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ‬
‫‪٢‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٧٢٠‬‬
‫‪442‬‬
‫‪٢٠٠‬‬
‫ﻭﻇﻴﻔــــــــــﻪ‬
‫ﺧﻮﺭﺍﻥ ﻣﺴﺠﺪ ﻣﲑﻣﲑﺍﻥ‬
‫ﺭﻭﻡ ﺍﻳﻠﻰ ﺩﺭﺻﻮﻓﻴﻪ ﻋﻦ‬
‫‪ ٢٧‬ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﺍﱃ‬
‫‪ ٢٧‬ﺭﻣﻀﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٦‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ‬
‫‪١٠٨٠‬‬
‫‪٣‬‬
‫‪443‬‬
‫ﺗﺴـــــــــﻠﻴﻢ‬
‫ﻣﻮﻻﻧﺎ ﺷﺠﺎﻉ ﻗﺎﺿﻰ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﻭ ﺣﺪﺍﺩﺍﺩ ﺍﻣﲔ ﺻﻮﻓﻴﻪ‬
‫ﺩﺭ ﺻﻮﻓﻴﻪ ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﲜﻬﺖ ﺧﺮﺝ ﺧﺎﺻﻪ‬
‫‪ ٣‬ﺩﻓﻊ‬
‫*‪١٧٨ ٥٥٩‬‬
‫ﺩﻓﻌــــﻪ‬
‫ﺩﻓﻌــــﻪ‬
‫ﺩﻓﻌــــﻪ‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﻋﻠﻰ ﻋﻦ ﺍﺑﻨﺎﺀ‬
‫ﰱ ‪ ٢٨‬ﺭﻣﻀﺎﻥ‬
‫ﰱ ‪ ٧‬ﺭﺟﺐ‬
‫ﺳﭙﺎﻫﻴﺎﻥ ﺑﺮﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫ﳘﺎﻳﻮﻥ ﻭﺣﺠﺞ ﻣﻮﻻﻧﺎ‬
‫‪٤٨ ٠٠٠‬‬
‫‪١٠٠ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻼﺀ ﺍﻟﺪﻳﻦ ﻗﺎﺿﻴﻌﺴﻜﺮ‬
‫ﺭﻭﻡ ﺍﻳﻠﻰ ﰱ ‪ ٦‬ﺷﻮﺍﻝ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٨٩٥‬‬
‫‪٣٠ ٠٠٠‬‬
‫*ﳏﺴﻮﺏ ﺑﻤﺤﺎﺳﺒﮥ ﺧﺮﺝ ﺧﺎﺻﻪ ﺩﺭ‬
‫ﺻﻮﻓﻴﻪ ﲟﻌﺮﻓﺖ ﺣﺪﺍﺩﺍﺩ ﻋﻦ ‪١٤‬‬
‫ﻛﺮﺍﺳـــــﻪ‬
‫ﺍﻗﭽﻪ ﻭﻬﺑﺎﺀ ﻛﻴﺴﻪ‬
‫ﻛﺮﺍﺳـــــﻪ‬
‫‪ ١٠‬ﲪﻞ‬
‫‪١٨٠٠‬‬
‫ﲨﺎﺫﻯ ﺍﻻﻭﻝ ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٥‬ﺍﱃ ‪ ١٤‬ﲨﺎﺫﻯ ﺍﻻﻭﻝ ﺳﻨﻪ ‪٨٩٦‬‬
‫ﻬﺑــــــــﺎﺀ‬
‫ﻛﻴﺴﻪ ﻭﻏﲑﻩ‬
‫‪ ٢٠‬ﺻﺮﻩ‬
‫‪٢٠٠‬‬
‫ﺍﻟﺒﺎﻗـــــﻰ‬
‫‪١١٥١‬‬
‫ﺭﺳﻴﺪ ﰱ ‪ ٢٧‬ﺭﺑﻴﻊ ﺍﻻﺧﺮ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪ ٨٩٦‬ﲤﺎﻣًﺎ‬
‫‪444‬‬
Sofya Cizyesi Örneğinin Transkripsiyon Hali:
Muhasebe __________________________ 1 ______________________________;
Cizye-i gebrân-ı vilayet-i Sofya ve Şehirköy mâ’a İzenpol vâcib-i sene
894 be- ma’rifet-i muhyiddin Miğalkara (Malkara), Emin-i Köhne-i
Sofya, Tahriren fi 24 Rebi’ülâhir sene 896.
Be-hisâb-ı Receb Pîr
Mukâbele şüd, be-ma’rifet-i Derviş Ali
Vilâyet _____________________________ 2 _______________________________;
Sofya
Hane
Asıl
7.160
Cizye
Asıl
546.801
Bîve
Asıl
948
Cizye
Asıl
28.470
Vilâyet ______________________________________________________________;
Şehirköy ma’a İzenpol
Hane
Asıl
5.125
Cizye
Asıl
390.428
Bîve
Asıl
484
Cizye
Asıl
9.628
Nevyâfte _____________________________________________________________;
Be-ma’rifet-i merd-i Timar
Hane
2
Cizye
54
Yekûn_______________________________________________________________;
Hane
5.217
Cizye
390.482
Cem’an_____________________________ 3 _______________________________;
Hane
Asıl
12.375
Cizye
Asıl
937.229
Bîve
Asıl
1.432
Cizye
Asıl
28.098
Nevyâfte _____________________________________________________________;
Be-ma’rifet-i merd-i Timar ki der bâlâ mezkûr est
Hane
Cizye
445
2
54
Cem’an_____________________________ 4 _______________________________;
Ma’a rüsüm
988.392
Hane
12.377
Cizye
937.283
Bîve
1.432
Cizye
28.098
An resm-i
Kitâbet-i hısâb
13.809 hane
[her] 10 hâne, fi 1
1.380
An resm-i
Hısâb, der
her hezâz
akçe, fi 2
1.930
An resm-i
Gönder-i
556 hâne
fi, 7
3.892
An resm-i
Yek akçe-i
harâci
13.809
An âdet-i
Dest-bûsi
2.000
Vudı’a min Zâlik____________________ 4 _______________________________;
987.241
Teslim______________________i
Hızâne-i Âmire, 2 def’a
798.922
Vazîfe_____________________________
Horân-ı câmi’-i Şehirköy, an 17
Şa’ban sene 895 ilâ 17 Şa’ban sene
896
Def’a________ Def’a_________
Fî 25 Şevval Fî 26 Şevval
sene 895
sene 895
748.922
50.000
Fî yevm
9
Vazîfehorân_________________ı
Câmi’-i Radomir, an 12 Receb
sene 895 ilâ 12 Receb sene 896
Vazîfe_____________________________i
Mevlâna Muhyiddin, İmâm-ı Câmi’-i
Preznik, an 24 Cumâdelûla sene 895
ilâ 24 Cumâdelûla sene 896
2.720
Fî yevm
7
446
Fî sene
2.520
Be cihet-i
Bahâ-i yevgan-ı pîh
(penbe) ve
hasır fî sene
200
Fî yevm
2
Fî sene
3.240
Fî sene
720
Vazîfe________________________
Horân-ı mesci-i Mirimirân-ı
Rumeli der Sofya, an 27 Ramazan
Sene 895 ilâ 27 Ramazan sene 896
Fî yevm
3
Teslim____________________________i
Mevlâna şucâ, Kâdı-i Sofya ve
Hudâdâd emîn-i Sofya be-cihet-i
harc-ı hâssa der Sofya ber-mûceb-i
hükm-i Hümâyun, 3 def’a
Fî sene
1.080
178.559*
Def’a_______
Fî 7 Receb
Sene 895
100.000
Def’a_____
Fî 28 Ramazan
sene 895
48.000
Def’a_______
An yed-i Ali,
an ebnâ-i
Sipahiyan, berMûceb-i hücec-i
Mevlana Alaeddin
Kazasker-i Rumeli
Fî 6 Şevval 895
30.000
Mahsûb, be-muhasebe-i Harc-ı Hassa der Sofya, be-ma’rifet-i Hudâdad. An
14 Cemaziyelevvel sene 895 ilâ 14 Cemaziyelevvel 896.
*
447
Kirâye_____________________________________________________i
Akçe ve bâhâ-i kîse
Kirâye_____________________
10 hıml
1.800
Bâhâ_________________________i
Kîse ve gaynih 20 surre
200
Ömer Lütfi Barkan, Belgeler, Sayı: 13, s. Atatürk Kitaplığı,
Muallim Cevdet Yazmaları, 091, s. 444/886.
448
Sofya Cizyesi Örneğinin Türkçe Hali:
1- Sofya vilâyeti ile Şehirköy ve İzenpol hristiyanlarının hicrî 894 (Miladi
5 Aralık 1488 – 24 Kasım 1489) yılına ait cizye muhasebesi. Sofya eski
Emini Mâlkaralı Muhyiddin tarafından hazırlanmış ve 24 Reb’ülâhir
896 (Miladi 6 Mart 1491) tarihinde deftere geçirilmiştir. Derviş Ali ile
karşılaştırıldı.
2- Sofya Vilayeti ______________________________________________________
Asıl hane
Sayısı
miktarı
7.160
Asıl cizye
miktarı
Asıl bive
(dul)
Cizye
546.801
948
28.470
Şehirköy ve İzenpol Vilayeti ___________________________________________
Asıl hane
Sayısı
miktarı
5.215
Asıl cizye
miktarı
Asıl bive
(dul)
Cizye
390.428
484
9.628
Nevyâfte (Yeni yazılan cizye yükümlüsü) _______________________________
Hane sayısı
2
Cizye Miktarı
54
Yekûn _______________________________________________________________
Hane sayısı
5.217
Cizye Miktarı
390.482
3- Toplam ____________________________________________________________
Asıl hane
Sayısı
miktarı
12.375
Asıl cizye
miktarı
Asıl bive
(dul)
Cizye
937.229
1.432
28.098
Nevyâfte (Yeni yazılan cizye yükümlüsü) _______________________________
Hane sayısı
2
Cizye Miktarı
54
449
4- Yekûn _____________________________________________________________
Vergilerle birlikte
Hane
Sayısı
Miktarı
12.377
Kitâbet (yazım)
Harcı, her 10
hanede 1 akçe
olmak üzere
1.380
988.392
Cizye
Miktarı
Dul
Sayısı
937.283
Hesap harcı
her 100 akçede
2 akçe olmak
üzere
1.432
Voynuk vergisi
556 haneden
7 akçe olmak
üzere
1.930
3.892
Cizye
28.098
Harac
vergisi
her
haneden 1
akçe
olmak
üzere
13.809
El Öpmelik
2.000
5- Bundan düşülen_________________________________________________
987.241
Hazine-i Amireye 2 defada
Teslim:
798.922
Şehirköy camisi görevlilerinin 17
Şaban 895 – 17 Şaban 896 (Miladi
6 Temmuz 1490-25 Haziran 1491)
Tarihleri arasındaki bir senelik
maaşları için günlük 9 akçeden 1
senede
3.240
Radomir camisi görevlilerinin
12 Receb 895-12 Receb 896
(Miladi 1 Haziran 1490 – 21
Mayıs 1491) tarihleri arasındaki
maaşları için
2.720
Preznik camisi İmamı Muhyiddin’in
24 Cumâdelûla 895–24 Cumâdelûla
896 (Miladi 15 Nisan 1490 – 4 Nisan
1491) tarihleri arasındaki günlük 2
akçeden bir senelik maaşı
720
Cami için yağ ve hasır parası
200
450
Sofya’daki Rumeli Beylerbeyi
mescidi görevlilerinin 27 Ramazan 895 – 27 Ramazan 896 (Miladi 14 Ağustos 1490 – 3 Ağustos
1491) tarihleri arasındaki 1 senelik
Maaşları için ödenen günlük 3
istinaden
Akçeden senede
Ferman gereğince Sofya kadısına ve Harc-ı Hassa emirine 3 defada teslim
edilen
178.559
7 Receb 895
28 Ramazan 895
Fermana
(Miladi 27 Mayıs 1490)
100.000
(M. 15 Ağustos 1490)
48.000
Rumeli Kazaskeri
Alaeddin’in
hucceti gereğince
Sipahi
oğlanlarından
Ali eliyle 6
Şevval
895’de
(Miladi 23 Ağustos
1490)
1.080 akçe
30.000
Akçe ve Kîse Kirası__________________________________________
Kira____________
10 yük
1.800
Kîse ve saire için________________
20 surre
200
6- Kalan________________________________________________________________
1.151
27 Rebî’ülahir 896 (Miladi 9 Mart 1491)’da ulaştı.
451
Sofya Cizyesi Örneğinin Tek Düzen Hesap Planı’na Göre
Kaydı:
/
100 KASA HESABI
988.392
602 DİĞER GELİRLER HESABI
/
988.392
Osmanlı İmparatorluğu'nun Sofya Vilayetinden elde ettiği toplam vergi geliri 988.392 akçe,
iken bu gelirden yapılan harcamalar ise 987.241 akçedir. Buna ilişkin yevmiye kaydı basit
olarak (alt-tali hesaplar olmaksızın) aşağıdaki gibi olacaktır.
/
335 PERSONELE BORÇLAR HESABI
336 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR HESABI
100 KASA HESABI
/
7.760
979.481
987.241
243. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-4
Yükselme döneminin dördüncü örneği Arhos’a ait
cizye kayıtlarının muhasebe kayıdıdır.
452
Arhos Cizyesi Örneği Siyakat Hali:
453
‫‪Arhos Cizyesi Örneği Arapça Hali:‬‬
‫ﻣﺤﺎﺳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ‬
‫ﺟﺰﯾﮥ ﻛﱪان وﻻﻳﺖ آرﺧﻮس واﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪ ۹۴۵‬ﲟﻌﺮوﻓﺖ ﻳﻮﻧﺲ ﻣﻮره ﻋﻦ اﺑﻨﺎء ﺳﭙﺎﻫﻴﺎن اﻣﲔ ﻋﻦ ‪ ۵۵‬وﺳﻠﻴﻤﺎن ﺧﻮرﭘﺸﺘﻪ ﻋﻦ ﺟﻤﺎﻋﺖ م ]ﻣﺰﺑﻮر[‬
‫ﻛﺎﺗﺐ ﻋﻦ ‪ ۱۳۹‬ﲢﺮﻳﺮًا ‪ ۲۳‬ﺷﻮال ‪. ۹۴۷‬‬
‫وﻻﯾـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ‬
‫ﺑﻴﻮﻩ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪١٥٤‬‬
‫‪١١٨٠١١‬‬
‫‪٤٢٣٥‬‬
‫ﺯﻳﺎﺩۀ ﻧﻮﻳﺎﻓﺘﻪ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪٢٦١٨‬‬
‫ﯾﮑــــــــــﻮن‬
‫ﻧﻮﯾﺎﻓـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺘﮥ‬
‫ﺟﺪﯾﺪ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪۵۲۷‬‬
‫‪٢٩‬‬
‫‪١١٨ ٢٨٦‬‬
‫ﻋﻦ ﻛﺮﳜﺘــــــــــــــــــــــــــــــﻪ‬
‫ﺑﻴﻮه‬
‫‪۲‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪۳۴‬‬
‫اﻧﺪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪۱۰‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪۱۷۹‬‬
‫ﺑﻴﻮه‬
‫‪۱‬‬
‫‪454‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪۱۷‬‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪٤٢٧٤‬‬
‫ﯾﮑــــــــــــــــــــــــــــــﻮن‬
‫ﺑﻴﻮﻩ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪١٥٧‬‬
‫‪١١٨٩٩٢‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪٢٦٦٩‬‬
‫ﺟﻤﻌــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــًﺎ‬
‫‪۱۲۶ ۷۷۸‬‬
‫اﺻﻞ اﳌﺎل ﻣﻊ اﻟﺮﺳﻮم‬
‫‪455‬‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫ﻣﻊ ﺑﻴﻮه‬
‫‪۴۴۳۱‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﻣﻊ ﺑﻴﻮه‬
‫‪۱۲۱ ۶۶۱‬‬
‫رﺳﻢ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ ﻓﻰ ‪۱‬‬
‫‪۴۴۳۱‬‬
‫رﺳﻢ ﻛﺘﺎﺑﺖ‬
‫‪۴۴۳‬‬
‫رﺳﻢ ﺣﺴﺎب‬
‫‪۲۴۳‬‬
‫ﻋﺎدت دﺳﺘﺒﻮس‬
‫‪۱۰۰۰‬‬
‫وﺿﻊ ﻣﻦ ذاﻟـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﻚ‬
‫‪۱۱۸ ۵۰۴‬‬
‫ﲜﻬــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ‬
‫ﻣﻮاﺟﺐ ﻣﺴﺘﺤﻔﻈﺎن ﻗﻠﻌﮥ ﻣﺘﻮن واﺟﺐ رﺟﺐ ﺷﻌﺒﺎن رﻣﻀﺎن ﺳﻨﻪ ‪۹۴۶‬‬
‫ﲜﻬــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ‬
‫ﻣﻮاﺟﺐ ﻋﻠﻮﻓﺠﻴﺎن ﺳﻮارى ﻗﻠﻌﮥ آرﺧﻮس واﺟﺐ رﺑﻴﻊ اﻻﺧﺮ وﺟﻤﺎذﻳﻦ‬
‫ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﻫﻤﺎﻳﻮن وﺣﺠﺖ ﻣﻮﻻﻧﺎ رﻳﺎﺿﻰ ﻗﺎﺿﺊ آرﺧﻮس ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﻣﺼﻈﻔﺊ ﻣﻮره وﻗﺎﺳﻢ ﻣﻮره ﺳﺮﺑﻠﻮك ﻗﻠﻌﻪ م ]ﻣﺰﺑﻮر[‬
‫‪۶۳ ۰۰۰‬‬
‫ﺳﻨﻪ ‪ ۹۴۶‬ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻤﻢ ﻫﻤﺎﻳﻮن وﺣﺠﺖ ﻣﻮﻻﻧﺎى ﻣﺰﺑﻮر ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﻋﻠﻰ ﺑﻦ ﳏﻤﺪ ﺳﺮ اوده ﺟﻤﺎﻋﺖ م ]ﻣﺰﺑﻮر[‬
‫‪۵۲ ۲۶۴‬‬
‫ﲜﻬــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ‬
‫وﻇﻴﻔﻪ ﺧﻮران ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ در ﻗﻠﻌﻪ آرﺧﻮس ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﺠﺖ ﻣﻮﻻﻧﺎى‬
‫م ]ﻣﺰﺑﻮر[ ﻓﻰ ﻳﻮم ‪ ٣‬ﻓﻰ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٣ ٢٤٠‬‬
‫اﻟﺒﺎﻗﻰ‬
‫‪۳ ۲۷۴‬‬
‫رﺳﻴﺪ ﺑﺨﺰاﻧﮥ ﻋﺎﻣﺮه‬
‫ﻓﻰ ﺛﺎﻧﺊ ذى اﻟﻘﻌﺪه ﺳﻨﻪ ‪۹۴۷‬‬
‫‪456‬‬
Arhos Cizyesi Örneği Transkripsiyon Hali:
Muhasebe____________________________________________________________i
Cizye-i gebrân-ı vilâyet-i Arhos, vâcib-i sene 945, be-ma’rifet-i Yunus
Morâ, an ebnâ-i sipâhiyan-emîn an 55 ve Süleyman Horpeşte an
cemâ’at-ı [mezbûr] kâtib an 139. Tahriren fî 23 Şevvâl sene 947.
Vilâyet_______________________________________________________________i
Mezbûre
Hane
4.235
Cizye
118.011
Bîve
154
Cizye
2.618
Ziyade-i nevyâfte
275
Yekûn___________
118.286
Nevyâfte____________________i
Cedîd
An girihte__________________
end
Hane
29
Hane
10
Cizye
527
Bîve
2
Cizye
34
Cizye
179
Bîve
1
Cizye
17
Yekûn_________________________________________________________________
Hane
4.274
Cizye
118.992
Bîve
157
Cizye
2.669
Cem’an_______________________________________________________________
Aslü’l-mâl ma’a’r-rüsûm
127.778
Hane____________
Ma’a bîve
4.431
Cizye______________
Ma’a bîve
121.661
Resm________i
Hane, fî 1
4.431
457
Vudı’a min Zâlik_______________________________________________________
118.504
Be-cihet______________________i
Mevâcib-i mustahfızân-ı kal’a-i
Muton, vâcib-i Receb, Şa’ban ve
Ramazan sene 946, ber-mûceb-i
hükm-i hümâyun ve huccet-i
Mevlâna. Kadı-i Arhos, an yed-i
Mustafa-i Mora ve Kasım Mora
Se-bölukât-ı kal’a-i (mezbûr)
63.000
Be-cihet___________________________i
Mevâcib-i ulûfeciyan, süvâri-i Kal’a-i
Arhos, vâcib-i Rebî’ülâhir ve Cumâdeyn (Cemaziyelevvel ve Cemâziyelâhır) sene 946 ber-muceb-i hukm-i
Hümâyun ve huccet-i Mevlânâ-yı
mezbûr, an yed-i Ali bin Mehmed ser
oda-i cemâ’at-ı (mezbûr)
52.264
Be-cihet______________________i
Vazifehoran-ı cami’-i şerif der
kal’a-i Arhos, ber-mûceb-i huccet-i
Mevlânâ-yı (mezbûr), fî (yevm) 3, fî
sene
3.240
El-Bâkı___________________________________
9.284
Reşîd be-Hızâne-i Âmire fî sani-i Zilka’de-i
sene 947
458
Arhos Cizyesi Örneğinin Türkçe Hali:
Arhos vilayeti Hristiyanlarının hicri 945 (Miladi 30 Mayıs 1538 – 18
Mayıs 1539) senesine ait cizye muhasebesi. Sipâhi cemâatının 55.
bölüğünden Moralı Yunus’un eminliği ve aynı cemâatın 139.
bölüğünden Horpeşteli Süleyman’ın kâtipliği sırasında hazırlanmış ve
23 Şevval 947 (Miladi 20 Şubat 1541) tarihinde deftere geçirilmiştir.
Kemal bey ile karşılaştırıldı.
Arhos vilayeti_________________________________________________________
Hane
Sayısı
Miktarı
4.235
Cizye
Miktarı
Bîve (dul)
Sayısı
Cizye
118.011
154
2.618
Yeni cizyeden
dolayı fazlalık
275
Yekûn________
118.286
Yeni Cizye Yükümlüsü__________
Firar
edenler___________________
Hane
Cizye
Bîve(dul) Hane
29
527
2
10
Cizye
34
Cizye
179
Bîve(dul)
1
Cizye
17
Yekûn________________________________________________________________
Hane
4.274
Cizye
118.992
Bîve (dul)
157
Cizye
2.669
Toplam_______________________________________________________________
Vergilerle birlikte cizye geliri
127.788
Hane_____________
Bîve (dul)lerle birlikte
1
4.431
Cizye___________
Bîve (dul)lerle birlikte
121.661
Vergi_________
Hane başına
akçe olmak üzere
4.431
459
Kitâbet (yazım)
Vergisi
Hesap harcı
443
El Öpmelik
243
1.000
Bundan düşülen______________________________________________________
118.504
Muton kalesi muhafızlarının hicri
946 yılı Receb, Şa’ban, Ramazan
(12 Kasım 1539 – 8 Şubat 1540)
aylarına ait 3 aylık maaşları için
çıkan ferman gereğince ödenen
63.000
Arhos kalesindeki suvarilerinin
hicrî 946 yılı Rebiılâhir,
Cemaziyelevvel ve Cemaziyelâhir
(16 Ağustos 1539 – 11 Kasım 1539)
aylarına ait 3 aylık maaşları için
çıkan ferman gereğince ödenen
52.264
Arhos kalesi camisi görevlilerinin
1 yıllık maaşları için Arhos kadısının
hücceti gereğince günlük 3 akçe olmak
üzere ödenen
3.240
Kalan__________________________________________
9.284
2 Zilka’de 947 (Miladi 28 Şubat 1540)
Hazine-i Âmire’ye ulaştı.
MAD, 6898.
460
Arhos Cizyesi Örneğinin Tek Düzen Hesap Planı’na Göre
Kaydı:
/
100 KASA HESABI
127.788
602 DİĞER GELİRLER HESABI
602.01 Cizye Vergisi Geliri 121.661
602.02 Diğer Vergi Geliri
4.431
602.03 Kitabet Vergisi Gel.
443
602.04 Hesap Harcı Geliri
243
1.000
602.05 El Öpmelik Geliri
127.788
/
Önceden tahakkuk etmiş personel maaşlarının ödenmesine ilişkin kayıt;
/
335 PERSONELE BORÇLAR HESABI
335.01 Mutan Kalesi Muhafızları Ücretleri Ödemesi 63.000
335.02 Arhos Kalesi Süvari Birliği Ücretleri Ödemesi 52.264
335.03 Arhos Kalesi Cami Görevlileri Ücret Ödemesi 3.240
100 KASA HESABI
/
118.504
118.504
Bu kayıtların ardından söz konusu işlem için 100
KASA HESABI’nın büyük defter görüntüsüne bakılacak
olunursa şöyle bir görüntü izlenecektir;
100 KASA HESABI
127.788
118.504
9.284
hesabın borç kalanı incelendiğinde bu sonucun kaydın
orijinali ile de uyumlu olduğu görülecektir.
461
244. Yükselme Dönemi Muhasebe Kayıt Örneği-5
Yükselme
döneminin
kronolojik
olarak
beşinci
sırasında yer alan bu örnekte de Gördos livasına ait cizye
gelirlerinin
almaktadır.
462
ve
giderlerinin
gösterildiği
bir
örnek
yer
Gördos Cizyesi Örneğinin Siyakat Hali:
463
‫‪Gördos Cizyesinin Arapça Hali:‬‬
‫ﻣﺤﺎﺳـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ‬
‫ﺟﺰﯾﮥ ﻛﱪان وﻻﻳﺖ ﻛﻮردوس واﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪ ۹۴۵‬ﲟﻌﺮﻓﺔ ﺧﺎزن ﻋﻦ ﺟﻤﺎﻋﺖ ﺳﻠﺤﺪاران اﻣﲔ ﻋﻦ ‪ ۹۶‬وﻳﻮﺳﻒ‬
‫ﻃﺮه ﺑﺰون ﻋﻦ ﺟﻤﺎﻋﺖ م ]ﻣﺰﺑﻮر[ ﻛﺎﺗﺐ ﻋﻦ ‪ ۴‬ﲢﺮﻳﺮًا ﻓﻰ ‪ ۱۷‬ذا ]ذى اﻟﻘﻌﺪه[ ﺳﻨﻪ ‪.۹۴۷‬‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪٣٤٦٣‬‬
‫ﻋﻦ ﻛﺮﳜـــــــــــــــﺘﻪ‬
‫اﻧﺪ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪٦٤‬‬
‫وﻻﻳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ‬
‫ﻣﺰﺑﻮره‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﺑﻴﻮﻩ‬
‫‪١٠٥ ٥٣٣‬‬
‫‪٢٤٣‬‬
‫ﺯﻳﺎﺩۀ ﻧﻮﻳﺎﻓﺘﻪ‬
‫‪٧٢٠‬‬
‫ﻳﻜـــﻮﻥ‬
‫‪١٠٦ ٢٥٣‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪٤١٣١‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪١٨٠١‬‬
‫‪464‬‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫‪٣٥٢٧‬‬
‫ﯾﮑــــــــــــــــــــــــــــــﻮن‬
‫ﺑﻴﻮﻩ‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪٢٤٣‬‬
‫‪١٠٨ ٠٥٤‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫‪٤١٣١‬‬
‫ﺟﻤﻌــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــًﺎ‬
‫‪۱۱۷ ۵۵۶‬‬
‫اﺻﻞ اﳌﺎل ﻣﻊ اﻟﺮﺳﻮم‬
‫ﺧﺎﻧﻪ‬
‫ﻣﻊ ﺑﻴﻮه‬
‫‪۳۷۷۰‬‬
‫رﺳﻢ ﻛﺘﺎﺑﺖ‬
‫‪۳۷۷‬‬
‫‪465‬‬
‫ﺟﺰﻳﻪ‬
‫ﻣﻊ ﺑﻴﻮه‬
‫‪۱۱۲ ۱۸۵‬‬
‫رﺳﻢ ﺣﺴﺎب‬
‫‪۲۲۴‬‬
‫رﺳﻢ‬
‫ﺧﺎﻧﻪ ﻓﻰ ‪۱‬‬
‫‪۳۷۷۰‬‬
‫ﻋﺎدت دﺳﺘﺒﻮس‬
‫‪۱۰۰۰‬‬
‫وﺿﻊ ﻣﻦ ذاﻟـــــــــــــــــــــــــــــــــﻚ‬
‫ﲜﻬــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺖ‬
‫ﻣﻮاﺟﺐ ﺟﻤﺎﻋﺖ ﻣﺘﺤﻔﻈﺎن ﻗﻠﻌﮥ ﻣﺘﻮن واﺟﺐ رﺟﺐ‪ ،‬ﺷﻌﺒﺎن‪ ،‬رﻣﻀﺎن ﺳﻨﻪ ‪ ۹۴۶‬ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﺣﻜﻢ ﻫﻤﺎﻳﻮن وﺣﺠﺔ ﻣﻮﻻﻧﺎ اﺳﺤﺎق ﻗﺎﺿﺊ ﻛﻮردوس‬
‫ﻋﻦ ﻳﺪ ﻗﺎﺳﻢ ﻣﻮره و ﻣﺼﻄﻔﻰ ﻣﻮره ﺳﺮ ﺑﻠﻮﻛﺎت ﻣﺮدان ﻗﻠﻌﮥ م ]ﻣﺰﺑﻮر[‬
‫‪۱۰۴ ۰۰۰‬‬
‫اﻟﺒﺎﻗــــــــــــــــــــــــــﻰ‬
‫‪١٣ ٥٥٦‬‬
‫ﺣﺼﮥ اﻣﲔ‬
‫ﺣﺼﮥ ﻛﺎﺗﺐ‬
‫‪٦٧٧٨‬‬
‫‪٦٧٧٨‬‬
‫ﻣﻨﻬـــــــــــﺎ‬
‫ﻣﻨﻬـــــــــــــــﺎ‬
‫دﻓﻌﻪ‬
‫ﻓﻰ ‪ ٨‬ذا ﺳﻨﻪ ‪٩٤٧‬‬
‫‪٣٧٢٠‬‬
‫دﻓﻌﻪ‬
‫ﻓﻰ ‪ ٢٩‬ذ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٩٤٧‬‬
‫‪٢٤٣٦‬‬
‫دﻓﻌﻪ‬
‫ﻓﻰ ‪ ١١‬ﺻﻔﺮ‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٩٤٨‬‬
‫‪٧١٠‬‬
‫‪466‬‬
‫دﻓﻌﻪ‬
‫ﻓﻰ ‪ ٢٧‬ل‬
‫ﺳﻨﻪ ‪٩٤٨‬‬
‫‪٢٩٢٢‬‬
‫‪467‬‬
Gördos Cizyesi Örneğinin Transkripsiyon Hali:
Muhasebe____________________________________________________________i
Cizye-i gebran-ı vilayet-i Gördos, vâcib-i sene 945 be-ma’rifet-i İbrahim
Hâzin, an cemâ’at-ı silâhdaran-emîn an 96 ve Yusuf Trabzon ân
cemâ’at-ı [mezbûr] kâtib an 4, tâhriren fi 7 Za [Zilka’de] sene 947
Mukabele şud be-ma’rifet-i Ahmed Çelebi şâkird-i muhasebe-i Rumeli
Vilayet_______________________________________________________________i
Mezbûre
Hane_________
3.463
Cizye______
105.533
Bîve_______
243
Cizye_______
4.131
Ziyâde nevyâfte
720
Yekûn______
106.253
An girihte_____________________________________________________________
end
Hane________________________
64
Cizye_______________________
1.801
Yekûn________________________________________________________________
Hane_________
3.527
Cizye______
108.054
Bîve_______
243
Cizye_______
4.131
Cem’an_______________________________________________________________
Aslü’l-mâl ma’a’r-rusüm
119.556
Hane_________
Cizye______
Resm_______i
Ma’a bîve
5.770
Ma’a bîve
112.185
Hâne, fî 1
5.770
468
Vudı’a min Zâlik______________________________________________________
Be-cihet_______________________________i
Mevâcib-i cemâ’at-ı mustahfızân-ı kal’a-i
mufon vâcib-i Receb, Şa’ban ve Ramazan
sene 946, ber-müceb-i hukm-i Hümâyun
ve hüccet-i Mevlâna İshak Kadı-i Gördos an
yed-i Kasım, Mora ve Mustafa-i Mora serbölükat-ı merdân-ı, kal’a-i [mezbûr]
104.000
El-Bâkı____________________________
15.556
469
Gördos Cizyesi Örneğinin Tükçe Hali:
Gördos vilayeti Hristiyanlarının hicri 945 senesine [30 Mayıs 1538 -18
Mayıs 1539] ait cizye muhasebesi. Silahdar cemaatının 96. bölüğünden
İbrahim Hazin’in eminliği ve aynı cemaatın 4. bölüğünden Trabzonlu
Yusuf’un kâtipliği döneminde hazırlanmış ve 7 Zilka’de 947 [ Miladi 5
Mart 1541] tarihinde deftere geçirilmiştir.
Rumeli muhasebesi şakirtlerinden Ahmed Celebi ile karşılaştırıldı.
Gördos vilâyeti________________________________________________________
Hane
Sayısı
3.463
Cizye
Miktarı
105.533
Bîve (dul)
Sayısı
243
Cizye
Miktar
4.131
Yeni cizyeden
Dolayı fazlalık
720
Yekûn_________
106.253
Firar edenler__________________________________________________________
Hane sayısı
64
Cizye miktarı
1.801
Yekûn________________________________________________________________
Hane
Sayısı
3.527
Cizye
Miktarı
108.054
Bîve (dul)
Sayısı
243
Cizye
Miktar
4.131
Toplam_______________________________________________________________
Vergilerle birlikte cizye geliri
119.556
Hane sayısı
Bîve (dul)larla birlikte
Cizye miktarı
Bîve (dul)larla birlikte
5.770
Kitâbet (yazım)
harcı
377
470
112.185
Hesap harcı
224
Vergi___________
Hane başına 1
akçe olmak üzere
5.770
El öpmelik
1.000
Bundan düşülen______________________________________________________
Muton kalesi muhafızlarının hicri 946 Receb, Şa’ban ve Ramazan (12
Kasım 1539 – 8 Şubat 1540) aylarına ait 3 aylık maaşları için çıkan
padişah fermanı ve Gördos kadısının hücceti gereğince adı geçen kale
bölükbaşısı Moralı Mustafa’ya, Moralı Kasım eliyle ödenen
104.000
Kalan_______________________________
15.556
Emin Hissesi__________________
6.778
Kâtip Hissesi_______________
6.778
Ondan
8 Zilka’de 947 (6 Mart 1541)’de
3.720
Ondan
Ondan
9 Zilhicce 947 11 Safer 948
(6 Nisan 1541) (6 Haziran
2.436
1541)
710
Ondan
27 Şevval 948
(13 Şubat 1542)
2.422
MAD, 6898.
471
Gördos Cizyesi Örneğinin Tek Düzen Hesap Planı’na Göre
Kaydı:
/
100 KASA HESABI
119.556
602 DİĞER GELİRLER HESABI
602.01 Cizye Vergisi Geliri 112.185
602.02 Diğer Vergi Geliri
5.770
602.03 Kitabet Vergisi Gel.
377
602.04 Hesap Harcı Geliri
224
602.05 El Öpmelik Geliri
1.000
119.556
/
Önceden tahakkuk etmiş personel maaşlarının ödenmesine ilişkin kayıt;
/
335 PERSONELE BORÇLAR HESABI
335.01 Mutan Kalesi Muhafızları Ücretleri Ödemesi
100 KASA HESABI
/
104.000
104.000
Bu kayıtların ardından söz konusu işlem için 100
KASA HESABI’nın büyük defter görüntüsüne bakılacak
olunursa şöyle bir görüntü izlenecektir;
100 KASA HESABI
119.556
104.000
15.556
hesabın borç kalanı incelendiğinde bu sonucun kaydın
orijinali ile de uyumlu olduğu görülecektir.
472
3.
TANZİMATA
KADAR
OSMANLI
İMPARATORLUĞU
(1579-1839)
30. Genel Açıklama
Siyasi tarihçiler, İstanbul'un fethinden Sokullu Mehmed
Paşa'nın ölümüne (1579) kadar geçen dönemin Osmanlı
İmparatorluğu'nun yükseliş dönemi olduğunu belirtirler.
1579-1683
Yılları
arası
duraklama
dönemi
olarak
adlandırılır. 1683 yılı İkinci Viyana kuşatmasının yapıldığı
yıldır. 1683-1792 yılları arası da gerileme dönemidir. 1792
Yılı ise, Yaş Anlaşmasının yapıldığı yıldır. Bilindiği üzere
1792-1922 yılları arası da Osmanlı İmparatorluğu'nun
dağılma dönemi olarak adlandırılmaktadır300. Ancak daha
önceden de vurgulandığı üzere biz çalışmamızı siyasi
tarihçilerin yukarıda dillendirilen genel kabul görmüş
bölümlemelerinin dışında bir tasnife büründürmüş ve bunu
daha önce açıklamıştık. Biz bu başlık altında Osmanlı
İmparatorluğu’nun Duraklama ve Gerileme ve hatta bir
miktarda Dağılma dönemini içerisine alacak daha uzun bir
periyodu ele alacağız. Çünkü bizim buradaki amacımız
Osmanlı
İmparatorluğu’nun
bölümlendirilmesi
değil,
siyasi
Merdiven
tarih
itibariyle
Muhasebe
Kayıt
Yöntemi’nin geçirdiği evreleri görebilmektir. Bu nedenle biz
çalışmamızda genel kabul görmüş dönem ayrımı yerine
çalışmamızla
300
mütenasip
bir
ayrımı
daha
yararlı
Güvemli, a.g.e., s. 327.
473
görmekteyiz.
O
halde
Tanzimata
Kadar
Osmanlı
İmparatorluğu başlığı içerisinde 1579-1839 yılları arası
esas
alınacaktır.
İmparatorluğu’nun
tamamını
ve
Bu
geniş
Duraklama,
Dağılma
dönem
Gerileme
döneminin
de
Osmanlı
dönemlerinin
bir
miktarını
içermektedir.
Bu dönemde ki Osmanlı Padişahları şöyledir301;
III. Murad
1574-1595
III. Mehmed
1595-1603
I. Ahmed
1603-1617
I. Mustafa
(1. defa 1617-1618)
(2. defa 1622-1623)
II. Osman (Genç) 1618-1622
IV. Murad
1623-1640
Sultan İbrahim
1640-1648
IV. Mehmed
1648-1687
II. Süleyman
1687-1691
II. Ahmed
1691-1695
II. Mustafa
1695-1703
III. Ahmed
1703-1730
301 Alan Palmer, Son Üç Yüz Yıl Osmanlı İmparatorluğu, Çev: Belkıs
Çorakçı Dişbudak, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2000,
s. 271.
474
I. Mahmud
1730-1754
III. Osman
1754-1757
III. Mustafa
1757-1774
I. Abdülhamid
1774-1789
III. Selim
1789-1807
IV. Mustafa
1807-1808
II. Mahmud
1808-1839
Görüldüğü üzere ele aldığımız dönem içerisinde
Osmanlı İmparatorluğu’nda 19 padişah görev almıştır.
31. Tanzimata Kadar Olan Dönemde Siyasi Yapı
I. Ahmed padişah olduğunda, Osmanlı İmparatorluğu,
batıda Avusturya, doğuda da İran ile savaşıyordu. Yüzyılın
başlarında Kırım Hanı'nın Boğdan, Eflak ve Erdel'deki
başarıları
karşısında
1604
yılında
yapılan
Zitvatoruk
anlaşması ile 15 yıldır süre gelen Avusturya Savaşı sona
ermiş oldu. Osmanlı Devleti de, bu anlaşma ile Avrupa'daki
ilerleyişinin durduğunu kabul etmiş oluyordu. İran Şahı
Şah Abbas ile olan savaşlardan belirli bir sonuç alınamamış
ve 1612'de barış yapılmışsa da, üç yıl sonra yeniden savaş
başlamıştır. Anadolu'da da Celali İsyanları sürüp gidiyordu.
Kuyucu Murad Paşa bu isyanları güçlükle bastırmıştır. I.
Ahmed'in
hükümdarlığı
savaşlar
içinde
geçmiştir.
II.
475
Beyazıd'dan beri devam eden kardeş öldürme geleneğine bu
padişahın uymadığı görülmektedir. Sultan Ahmed Camii de
I. Ahmed zamanında yapılmıştır. I. Ahmed'den sonra tahta
çıkan I. Mustafa'nın akli dengesinin yerinde olmadığından
kuşku duyulması karşısında, kısa süre içinde tahttan
indirilmiş yerine yeğeni II. Osman (Genç) tahta geçirilmiştir.
II. Osman'ın öldürülmesinden sonra I. Mustafa'nın yeniden
tahta oturtulduğu görülmektedir. Ancak devleti saray
kadınlarının yönetmesi huzursuzluk yaratmış ve ayrıca,
askere
verilen
cülus
bahşişleri,
hediyeler
süregelen
savaşların ve Anadolu'daki isyanların hazineyi zayıflatması
bu huzursuzluğu artırmıştır. Bunun üzerine, I. Mustafa'nın
kısa süren padişahlığına yeniden son verildiği görülmektedir. Bu arada dört yıl boyunca (1618-1622) Padişahlık
yapan II. Osman (Genç)'in İran ile uzun süren savaşlar
sonunda sulh anlaşması yaptığını, ancak, Kırım Hanlan'nın
Lehistan'a akınları ve onların da karşılık vermesi üzerine
Lehistan ile savaşa girdiğini, ne varki, bunlardan sonuç
alınamadığını belirtmek gerekmektedir302.
Genç yaşta, herhangi bir deneyimi olmadan tahta
geçen ve doğrudan padişaha yönelik askeri hareket ile
öldürülen II. Osman'ın yerine 1623'de IV. Murad yine çok
genç yaşta, iki yaşında padişah olmuştur. Bu çocuk denecek
yaştaki padişahların ülkeyi yönettiklerini söylemek zorlayıcı
302
Güvemli, a.g.e., s. 328.
476
olur. Nitekim bu dönemde askerin sürekli başkaldırdığı,
devlet işlerinde rüşvetin ve düzensizliğin arttığı, Anadolu'da
zorbalığın
çoğaldığı
görülür.
Bu
genç
padişahların
dönemlerinde deneyimli, bilgili, başarılı devlet adamlarının
işbaşına getirilmesi ölçüsünde devletin iyi yönetildiği de
bilinmektedir303.
Osmanlı devleti ancak tahtta deney kazanan genç
padişah
IV.
Murat'ın
sıkı
bir
disiplinle
iç
durumu
yatıştırmasından sonra sonuç alıcı seferler düzenleyebildi.
Bu sultanın 1635'de Revan ve Tebriz'deki başarıları gerçi
Azerbaycan'ı kazanmaya yetmedi, fakat 1638'de Bağdad'ı
geri almayı başardı Osmanlı ordusu. Bağdad alındıktan
sonra 1639'da iki devlet arasında yapılan Kasr-ı Şirin banşı
anahatlanyla 1555'deki Amasya anlaşmasını izliyordu, yani
Azerbaycan Safevî ülkesinde, Irak Osmanlı elinde kaldı.
1578'de Osmanlı ordusunun Azerbaycan'a girmesi ile
başlayıp tam 60 yıl çeşitli aralarla süren çetin savaşım iki
tarafa da bir şey kazandırmadan, fakat iki ülkeyi de iyice
yorduktan sonra sonuçlanmış oldu. Kasr-ı Şirin barışından
sonra iki ülke de birbirinden kolay kolay koparıp alabileceği
bir şey olmadığını anladığından, Osmanlı-Safevî sının uzun
süre sakin kaldı. Onye-dinci yüzyılın geri kalan kısmında
Osmanlı
devleti
batı
sınırlarında
meşgul
iken
Safevî
tehlikesini gözden kaçırmadı, doğu uç boylarında tedbiri
303
Güvemli, a.g.e., s. 328.
477
elden
bırakmadı.
Fakat
batı
Asya'nın
bu
iki
büyük
imparatorluğu nihayet birbirini dengelemiş olduğundan,
uzun yıllar iki taraf da barışı bozmamaya özen gösterdi304.
Sultan İbrahim, padişah olduğunda, uzun süre kafes
hayatı yaşamış durumda idi. Dolayısıyla kendisinden
başarılı bir padişahlık beklenemezdi. Bu nedenle, devleti
saray kadınlarının ve annesi Kösem Sultan'ın yönettiği
görülmektedir. XVII. yüzyılın ikinci yarısına girilirken
Padişah, IV. Mehmed (Avcı) idi. IV. Murad'ın döneminde
devletin
doğu
yapıldığından,
sınırlarında
Osmanlı'nın
kesin
gücünü
barış
anlaşmaları
yeniden
batıya
yönelttiği görülmektedir. XVII. yüzyılın ikinci yarısının
ortaları Osmanlı'nın yeniden Avrupa'da başarılı olduğu
dönemdir. 1683 Yılında Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın
ikinci Viyana kuşatması bu başarılı dönemin sonu olmuş
ve Viyana kuşatmasının bozguna dönüşü ile başlayan
sürekli savaşların çoğu yenilgi ile sonuçlanmış ve yüzyılın
sonunda 1699'da Karlofça anlaşması yapılmıştır. Viyana
kuşatmasından sonra ava merakı dolayısıyla devlet işleri ile
fazla uğraşamayan ve daha çok Edirne'de kalan, dolayısıyla
başkent olan İstanbul'da yönetim boşluğuna neden olan IV.
Mehmed (Avcı) daha fazla tahtta kalamamış ve yerine 1687
yılında II. Süleyman padişah olmuştur. II. Süleyman'da
Metin Kunt, Sina Akşin, Suraiya Faroqhi, Zafer Toprak, Hüseyin G.
Yurdaydın ve Ayla Ödekan, Türkiye Tarihi 3, Osmanlı devleti 16001908, 5. Basım, İstanbul: Cem Yayınevi, Temmuz 1997, s. 23-24.
304
478
babası Sultan İbrahim gibi uzun süren kafes yaşamından
sonra tahta çıkmıştır. Dolayısıyla onun da başarılı olması
beklenemezdi. Ancak, Köprülüzade Fazıl Mustafa Paşa'yı
sadrazam yapması, Fazıl Mustafa Paşa'nın da önce "idari ve
adlî"
düzenlemelerle
ülke
içinde
disiplini
sağlaması,
Sırbistan'ı, Belgrad'ı (1691) yeniden Osmanlı egemenliği
altına alması, Osmanlı'nın en güç zamanında başarılı
olabilmesini sağlamıştır. Bu dönemde Osmanlı'nın içinde
bulunduğu
güçlük,
1684
yılında
Osmanlı'ya
karşı
Avusturya Habsburg hanedanı ile Lehistan ve Venedik'in
kutsal ittifak yapmış olmalarından kaynaklanıyordu305.
II. Süleyman'ın 1691'de sefere çıkarken Edirne'de
ölmesinden
sonra
II.
Ahmed
padişah
olmuştur.
II.
Ahmed'in kısa süren Padişahlığı döneminde, Osmanlı
orduları Avrupa'da ve Ege'de kısmen başarılı olmuştur;
ancak onun ölümünden sonra yerine geçen II. Mustafa'nın
padişahlığı
sırasında
1697'de
karşılaşılan
Zenta
bozgunundan sonra, Macaristan'ı Avusturya'ya, Mora'yı
Venedikliler'e,
Anlaşmasını
Podalva'vı
1699
yılında
Lehlere
bırakan
Osmanlılar'ın
Karlofça
imzalamak
zorunda kaldıkları bilinmektedir. Bir yıl sonrada 1700
yılında İstanbul anlaşması ile Azak'ın Ruslar'a bırakıldığı
gözönünde tutulursa, XVII. yüzyılın son 16 yılındaki
savaşlardan yorulmuş Osmanlı'nın kendi iç düzenini
305
Güvemli, a.g.e., s. 329.
479
yeniden oluşturmak üzere, XVIII. yüzyıla bir barış dönemi
ile girdiğini yeğlediği gözlenmektedir. Osmanlı, Viyana
bozgunu ile başlayan yenilgiler sonunda batının gücü
karşısında ortaya çıkan idari ve askeri zayıflığını görecek ve
çözümü
Batı'da
aramaya
başlayacağı
bir
döneme
girecektir. İşte II. Mustafa, böyle bir dönemde Padişahlık
yapmış, ancak, hocası Feyzullah Efendiye olan sevgi ve
itimadından
dolayı
onun
haksızlıklarını
görmeyişi
karşısında 1703 yılında "Birinci Edirne Vakası" sonucunda
tahtını
kaybetmiştir.
Ahmed'in
1730
Onun
yılına
yerine
kadar
tahta
çıkan,
sürecek
III.
padişahlığı
başlamıştır.
İsveç kralı XII. Charles'ın Ruslar'a yenilmesi üzerine
Osmanlılar'a
sığınması
ile
patlak
veren
Osmanlı-Rus
Savaşının, Petro'dan gelen barış isteği ile ünlü Prut
Anlaşmasıyla
sonuçlanması,
III.
Ahmed'in
saltanatı
dönemindedir. Yine, 1715 yılında Mora ve Girit'e yönelik
olarak yapılan askerî hareket ve 1716 yılında Damat Ali
Paşa'nın Avusturya'lı prens Eugen'e yenilmesi sonrasında,
Belgrad'ın elden çıkması üzerine 1717 yılında imzalanan
Pasarofça
anlaşması
da
bu
Padişah
dönemindedir.
Nevşehirli İbrahim Paşa'nın barış tavsiyesi ile savaş
dönemine son verildiği ve 1718-1730 yılları arasında barış
dönemi yaşandığı bilinmektedir. Bu dönemin adı Lale Devri
olup, dönemin özellikleri arasında, ilk matbaanın açılması
(1727), kâğıt fabrikasının kurulması, çinicilik gibi yerli
480
sanatlara
önem
verilmesi,
kütüphaneler
kurulması,
Avrupa'dan esinlenerek saray ve köşkler inşa edilmesi gibi
etkinlikler yer almaktadır. Ne var ki, bir yandan da eğlence,
israf
gibi
olumsuzluklar
halk
kitleleri
arasında
huzursuzluk yaratmış ve Patrona Halil İsyanı böyle bir
ortamda
patlak
vermiştir.
Bunun
üzerine
Padişah'da
tahtını bırakmak zorunda kalmıştır. I. Mahmud, tahta
çıkıp,
isyanı
uğraşmaya
bastırdıktan
başlamış
sonra,
ve
İran
1732'de
harpleri
barış
ile
anlaşması
yapılmıştır. Ancak, bu barış dönemi kısa sürmüş ve bu kez
Ruslar
ile
savaş
başlamıştır.
1736'da
başlayan
Rus
Savaşının ardından 1737'de Avusturya'nın üç koldan
Osmanlı topraklarına saldırması ile bu devlet ile de savaşa
girilmek zorunda kalınmıştır. 1738 Yılında Avusturya'ya
karşı başarı sağlanmış Sırbistan ve Belgrad yeniden
alınmıştır. Avusturya'dan sonra
Ruslar ile de barış
imzalanmıştır. Bu barış görüşmeleri sırasında Fransızların
kapitülasyonları
yenilemek
istedikleri
(1740)
görülmektedir. İranlılar ile olan savaş ise 1746'daki barış
anlaşması
ile
son
bulmuştur.
I.
Mahmud'un
Padişahlığı'nın, 1754 yılına kadar ki kalan dönemi, savaş
olmadan barış içinde yaşanan bir dönem olmuştur.
I. Mahmud dönemindeki savaşları Osmanlılar başarı
ile
sonuçlandırabilmişlerdir.
Osmanlılar'ın
gözlenmektedir.
önemli
bir
Bunun
Bu
savaşlar
sonrasında
barış
dönemine
girdikleri
önemli
nedenleri
arasında
481
Avrupa'da XVIII. yüzyılın ikinci yarısında önemli siyasi
oluşumların ortaya çıkmağa başlaması da yer almaktadır.
Nitekim,
III.
Osman'ın
(1754-1757)
kısa
süren
saltanatı döneminde İstanbul'daki büyük yangınlar ve
salgın hastalıklar dışında önemli bir olay yaşanmamış,
onun
vefatı
üzerine
tahta
çıkan
III.
Mustafa'nın
padişahlığının ilk on yılında da önemli bir savaş tehlikesi ile
karşılaşılmamıştır. Buna biraz da sadrazam Koca Ragıp
Paşa'nın çeşitli savaş isteklerine engel olması neden
olmuştur.
Bu
girişimleri
ile
dönemi
Osmanlı'nın
değerlendirdiği,
topçu
orduda
ıslahat
ocağının
düzene
sokulduğu, Deniz Okulu ile Mühendis Odası'nın kurulduğu
gözlenmektedir. Koca Ragıp Paşa'nın ölümü üzerine, uzun
süren
barış
özlenmesine
döneminin
yol
açması
eski
Osmanlı
karşısında,
zaferlerinin
Lehistan'daki
karışıklıktan kaçanların Osmanlılar'a sığınması üzerine,
Fransa'nın da teşviki ile Ruslar ile savaşa girilmesinin
gecikmediği gözlenmektedir. Ancak bu savaşta Ruslara
Tuna boyunda Kartal'da Osmanlı ordusu yenilmiştir. Bu
savaş, Rus donanmasının Baltık'tan Akdeniz'e gelerek
Çeşme'de 1770'de Osmanlı donanmasını yakması, 1771'de
Kırım'ın kaybedilmesi ile sonuçlanmıştır, bu yenilgiler
sonucunda 1774 yılında Küçük Kaynarca Anlaşması'nın
yapıldığı bilinmektedir. Bu anlaşma sonucunda Kırım
bağımsız
482
duruma
gelmiş,
Karadeniz'in
Rus
ticaretine
açılması zorunluluğu doğmuştur. Boğazlar, Rus ticaret
gemilerine bu anlaşmadan sonra açılmıştır306.
I. Abdülhamid 1774 yılında tahta çıktığında OsmanlıRus savaşı son safhasına gelmişti. Savaş bitince devlet,
çeşitli eyaletlerdeki karışıklıkları bastırmak, son derece
güçleşen mali sıkıntılara çözüm aramak gibi konularla
uğraşmak zorunda kalmıştır. Bu ıslahat çalışmalarının
1775'de patlak veren İran harbi dolayısıyla tam olarak
sonuçlandırılmadığı görülmektedir. Ancak, dönemin önemli
devlet adamlarından Vezir Mehmed Paşa ve Halil Hamid
Paşa'nın 1780-1785 yılları arasında Fransa'dan getirilen
uzman topçu ve lağımcı subayların yardımı ile orduda
iyileştirme çalışmaları yapıldığı gözlenmektedir. Ruslar'la
yapılacak bir savaşa hazır olmak üzere, Rumeli ve Kafkas
sahillerinde tahkimata özen gösterildiği, topçu sınıfının
mevcudunun artırılmağa çalışıldığı da bilinmektedir. Bu
hazırlıklın önemli bir nedeni de 1784'de Ruslar'ın Kırım'ı
ilhak etmiş olmalarıydı. Ruslar ile bir savaş hazırlığı
sürerken, 1773'de Baron de Tott'un katkılarıyla Riyaziye
Mektebi'nin
taşınarak
istihkam
açıldığı,
bu
genişletildiği,
bölümünün
mektebin
1784'de
eklendiği,
1776'da
tersaneye
Mühendishane'ye
tımarlı
sipahilerin
durumlarının düzeltilmesine çalışıldığı görülmektedir. Bu
arada, İbrahim Müteferrikadan sonra kapatılmış olan
306
Güvemli, a.g.e., s. 330-331.
483
matbaanın 1782'de Beylikçi Raşid Efendi'nin çabaları ile
yeniden açıldığını da belirtmek uygun olacaktır.
Kırım'ın Ruslar tarafından ilhakı Kırım'dan önemli
ölçüde göçe neden olmuştur. Bu, Osmanlı'nın karşılaştığı
ilk büyük göçtür. Bu durum ve Rusya'da II. Katerina'nın
kışkırtıcı hareketleri Osmanlı'nın 1787 yılında Ruslar'a
savaş açmasını kaçınılmaz hale getirmiştir. Bu savaşın
hemen sonrasında Avusturya'nın da savaşa katılması ile
Osmanlı iki cephede birden savaşmak zorunda kalınca,
Avusturya'ya karşı kimi savaşları kazandıysada, Ruslar'a
karşı önce Hotin Kalesini, sonra Özi'yi kaybetmiştir. Bu
arada, I. Abdülhamid ölmüş, yerine 1789'da III. Selim tahta
çıkmıştı. Ama, Ruslar'da Eflak ve Boğdan'ı işgal etmişlerdi.
Avusturya'da Belgrad'ı almıştı. Bununla beraber, Rusya'nın
İsveç ile de savaş halinde bulunması, Avusturya'nın
Hollanda
ve
Macaristan'daki
milliyetçi
ayaklanmalarla
uğraşmak zorunda kalması, 1790 yılında gerçekleştirilen
Osmanlı-Prusya
ittifakı,
giderek
genişleyen
Fransız
ihtilalinden Avusturya ve Rusya'nın huzursuzluk duymaları
karşısında Osmanlılar kendileri için olumlu bir durumla
karşılaşmışlar ve Belgrad bu arada yeniden geri alınmıştır.
Ancak, Osmanlı'ların Ruslar ile savaşa devam etmeleri çok
önemli yenilgilere yol açmış ve sonucunda 1792'de Yaş
anlaşması imzalanmak zorunda kalınmıştır.
484
Yaş anlaşmasından sonra, Osmanlı'nın iç düzeninin
eskidiği ve yenilenmesi gerektiği kaçınılmaz olarak ortaya
çıkmıştır. İşte bu durum karşısında, III. Selim'in "Nizam-ı
Cedid" hareketini başlattığı ve Avrupa yöntemleri ile
disiplinli, eğitilmiş asker yetiştirilmesine yöneldiği gözlenmektedir.
Bu
durum,
Yeniçeri
Ocağı'nın
kaldırılması
isteğinin ortaya çıkması demekti. Sadece askeri alanda
değil, idari ve mali düzenlemelere de gerekseme vardı.
Bunun içinde devletin ileri gelenlerinden "Layiha" kaleme
almaları
istendiği
görülmektedir.
Bu
görüşlerin
alınmasından sonra, Yeniçeri Ocakları'na dokunulmadan,
Nizam-ı Cedid307 düzeninin kurulmasına yönelinmiştir. Bu
durumu, kuşkusuz Yeniçeriler'in kabul etmesi beklenemezdi. Yeniçeriler kendileri için uygun görülen talimleri
yapmak istemiyorlardı. Ayrıca, yeniçeriler üç ayda bir
aldıkları maaşları için ellerinde bulunan ve "maaş cüzdanı"
gibi
kullanılan,
tahvil
gibi
piyasası
olan
yeniçeri
"esamisi"nin alınıp satılmasıyla sivillerde meşgul olmaya
başlamışlardı. Bu alıp satma işlemlerine engel olunmak
istenmesi, sadece yeniçerileri değil, bu alım satım ile
uğraşan kişileri de hoşnutsuz duruma sokmuştur. Bunun
üzerine
bu
kişiler
de
yeniçerileri
kışkırtmağa
başlamışlardır. III. Selim, Nizam-ı Cedid askerlerini Sırp
307 Nizam-ı Cedid: Osmanlı Devleti’nin içinde bulunduğu düzensizliklere
bir çözüm olarak “batı anlamında ileri bir düzen kurmak için” mevcut
düzende yapılan yenilik, girişim ve hareketlerinin bütününe
denilmektedir. Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, İstanbul: Filiz Kitabevi, 1995,
s. 105.
485
isyanını bastırmak için Edirne'ye doğru yola çıkarınca,
asiler Edirne'de askeri çevirerek ikinci Edirne vakasını
başlatmışlardır. 1806'daki bu hareket, 1807'de İstanbul'da
Kabakçı Mustafa'nın başlattığı isyan ile büyümüş ve III.
Selim'in önce tahttan çekilmesi, sonra Alemdar Mustafa
Paşa'nın onu yeniden Padişah yapmak
1808
yılında
Padişah'ın
istemesi
üzerine
öldürülmesiyle sonuçlanmıştır.
III. Selim Napolyon'un 1798'de Mısır'ı istila etmesi dışında
fazla bir olayla uğraşmak zorunda kalmamıştır. Bu savaş
da, 1799'da Akka'da Rezzak Ahmed Paşa'nın Napolyon'a
karşı başarı kazanması ve daha sonra barış yapılarak
Fransızlar'ın Mısır'dan çekilmesi ile son bulmuştur. Bu
nedenlerden, dolayı III. Selim, XIX. yüzyılda Osmanlı'daki
önemli değişmelere neden olacak iç düzeni, idari, askeri ve
mali açıdan iyileştirme çabalarını gösterebilmiştir. Uzun
süren savaşların iktisadi yapıda neden olduğu olumsuz
durumun düzeltilmesi ve eyaletlerdeki idari yapının, asayiş
ve huzuru temin edecek biçimde yeniden düzenlenmesi
girişimleri, en az askerî yapının yenileştirilmesi kadar
önemli idi. III. Selim, bu nedenle birçok iktisadi önlem
almaya çalışmış ve bir arada tımar ve zeamet usulleri de
yeni yasalarla düzenlenmek istenmiştir.
Ancak, III. Selim'in tüm bu çabalarının fazla başarılı
olamadığını söylemek yanıltıcı olmasa gerektir. Ne var ki,
başlatılan bu "ıslahat" hareketi, XIX. yüzyılda, II. Mahmud
486
(1808-1839) ve Abdülmecid (1839-1861) tarafından devam
ettirilecek ve Tanzimat dönemi başlayacaktır308.
Bu noktada Mustafa Reşit Paşa’dan söz etmek
gerekir. İngiliz siyasetine taraftar (ve Rus aleyhtarı) olan
Pertev
Paşa’nın
yetiştirmesiydi.
1834-1836
arasında
Paris’te, 1836-1837’de Londra’da elçilik yaptı. Hariciye
Nazırı
oldu
(13/7/1837).
Balta
Limanı
Antlaşması’nı
yaptıktan sonra, ve aynı zamanda Nazır olarak, Londra’da
elçi oldu. Bir hariciye nazırının aynı zamanda Londra’da elçi
olması,
ülke
olduğunun
kaderinin
bir
ne
ölçüde
göstergesidir.
İngiltere’ye
Abdülmecit’in
bağlı
cülusunu
kutlamak için 1839 Ağustos’un da İstanbul’a geldi ve
Tanzimat için çalışmaya başladı. Mustafa Reşit Paşa
çabalarında
başarılı
oldu
ve
Tanzimat
ilân
edildi
(03/11/1839)309.
Bu belgeye, Gülhane’de okunduğu için Gülhane Hattı Hümayunu’da denir. Belge’de özetle, Osmanlı Devleti’nin
kuruluşundan beri Şeriata uyulduğu için Devletin kudretli,
halkın refah içinde olduğu halde, 150 yıldır Şeriat ve faydalı
kanunlara uyulmamak yüzünden zaaf ve fakirlik geldiği
belirtiliyordu. Oysa ülkenin coğrafi mevkii, verimli arazisi ve
halkın yetenekleri dolayısıyla, doğru tedbirlerle, 5-10 sene
içinde kalkınılabilirdi. Bu tedbirlerin başında can, ırz ve mal
güvenliği geliyordu. Can ve maliından emin olan, kendisini
308
309
Güvemli, a.g.e., s. 332-333.
Kunt vd., 1997, a.g.e., s. 123-124.
487
işine gücüne verir, “devlet ve millet gayreti ve vatan
muhabbeti artardı”. Can ve mal güvenliğine en çok ihtiyaç
duyanlarda yöneten sınıfın ulema dışında kalan icrai askeri
kesimi idi. Bilindiği üzere bu kişiler kul statüsünde
olduklarından yargılanmadan idam edilebilir (siyaseten
katl), ve yüksek görevde olup servet yapabilenlerin malı
mülkü öldüklerinde müsadere edilebilirdi310.
32. Tanzimata Kadar Olan Dönemde İktisadi Yapı
XVI. yüzyıl da madenlerin bollaşmasıyla birlikte kentsel ve
kırsal alandaki nüfusla iktisadi bağlar güçlendi. Kırsal
kesimde sikke kullanmaya başlamış, köylüler ürünlerini
getirip
pazarlarda
kullanımı
ve
panayırlarda
yaygınlaşmıştır.
Kredi
satmışlardır.
ağı
Para
gelişmeye
başlamıştır311.
XVII. yüzyılın ikinci yarısında, 1683 yılındaki ikinci
Viyana kuşatmasına kadar topraklarını sürekli olarak
genişleten Osmanlı'nın genişlemesi son sınırlarına varmıştı.
Geniş İmparatorluk toprakları üzerinde, Yemen ve Mısır'da
sıcak ülkelerin ürünleri, Anadolu ve Trakya'da geniş
tarımsal topraklarda çeşitli tarım ürünleri, uluslararası
ticarete elverişli Akdeniz, Ege ve Karadeniz'de limanları
vardı. Bu arada Mısır limanları transit ticaretin merkezi
Kunt vd., 1997, a.g.e., s. 124.
Şevket Pamuk, “Osmanlılarda Para ve Enflasyon”, Cogito, İstanbul:
Yapı Kredi Yayınları, Osmanlılar Özel Sayısı, Sayı 19, Yaz 1999, s. 180.
310
311
488
durumunda idiler. İmparatorluğun çeşitli yerlerinde demir,
bakır,
kurşun
madenleri
işletiliyordu312.
İmparatorluk
kendi kendine yeterli iktisadi yapıya sahipti.
Kiği'de çıkarılan demirler İstanbul'a gönderiliyor.
Gümüşhane'deki gümüş ve bakır ocakları, İnegöl'de gümüş,
Kağızman'da
bakır
ocakları,
güney
Sırbistan'daki
Navarbede gümüş, Selanik, Sidere'deki gümüş madenleri
XVII. ve XVIII. yüzyıllarda sürekli olarak işletiliyordu.
Buraların kazılarında gümüş sikke basan darphaneler de
vardı. Bunları devlet, ya mukataaya vererek ya da emin
denilen kendi görevlileri tarafından işletiyor ve bunların
muhasebe kayıtları muntazam olarak tutuluyordu. Bu
kayıtlar bugüne kadar gelmiştir ve önemli muhasebe
belgeleridir. Osmanlı İmparatorluğu'nda dokuma sanayinin
gelişmesini
XVII.
ve
XVIII
yüzyıllarda
sürdürdüğü
bilinmektedir. Bezden kadifeye ve ipekli kumaşa kadar
çeşitli kumaşların Anadolu'da dokunduğu görülmektedir.
Ankara dolayındaki sof kumaş üretiminin bu asırlarda da
devam ettiği. Avrupalı tüccarların buraya kadar gelerek bu
kumaşları satın aldıkları bilinmektedir. Bursa ve Bilecik'te
kadife ve ipekli kumaşların üretiminin XVII. yüzyılda da
gelişmesini sürdürdüğünü Evliya Çelebinin Seyahatnamesinden
görmek
olanağı
vardır.
Dokuma
sanayinin
İmparatorluğu'n birçok yöresine yayıldığı, Şam, Trabzon,
312
Trak, a.g.e., s. 363 vd.
489
Selanik
gibi
yerlerde
de
dokuma
sanayinin
geliştiği
görülmektedir. Avrupa'da dokumacılığın gelişmesi üzerine,
Anadolu'dan pamuk, pamuk ipliği, Ankara'dan sof ipliği
almağa yönelik girişimleri üzerine Devletin zaman zaman
bunların dışsatımına yasaklar koyduğu, örneğin 1615
yılındaki bir hükümle Ankara sof ipliklerinin dışsatımının
yasaklandığı görülmektedir313.
Ancak bu dönemde iktisadi hayatta kötü giden bazı
gelişmelerde yok değildi. XVII. Yüzyılın başında Rumeli ve
Anadolu’nun
çoğu
bölgelerinde
ciddi
kriz
belirtilerine
rastlanmaktadır. Bursa’daki ipekli kumaş ve Selanik’teki
çuha sanayi durmadan gerilemektedir. Bunun temel nedeni
de hammaddenin Avrupalı tüccarların rekabeti nedeniyle
pahalılaşması ve zaten küçük bir kâr marjı ile satış yapan
Osmanlı esnafının kâr marjının iyice daralmasıdır314.
XVII. ve XVIII. yüzyıllarda, İmparatorluk'da bölgeler
arası
ticaretin
gereksemelerinin
önem
taşıdığı,
Anadolu
büyük
ölçüde
Anadolu'dan
kentlerinin
ve
Doğu
Akdeniz'de Osmanlı'nın egemenliği altında olan bölgelerden
karşılandığı,
nüfusu
600.000'i
aşan
İstanbul'un
gıda
gereksemesini karşılamada güçlükler olduğu bilinmektedir.
Özellikle savaş yıllarında başkentte darlıkların meydana
geldiği, başkent için buğday, pirinç ve et gereksemesinin
Güvemli, a.g.e., s. 336-337.
Murat Çızakça, “Price History and the Bursa Silk Industry: A Study in
Otoman Industrial Decline”, The Journal of Economic History, XL, 3,
1980.
313
314
490
Tuna
boylarından,
Balkanlar’dan,
Karadeniz
ve
Ege
Kıyılarından ve Mısır'dan daha çok deniz yolu ile taşındığı
görülmektedir. İç pazarda devletin, esnafın fiyat denetimini
XVI. yüzyılda olduğu gibi bu yıllarda da sürdürdüğü
bilinmektedir.
Nüfusu hızla artış gösteren İstanbul, sanayileşme
açısından
özellikle
XVIII.
gelişmeler
göstermiştir.
yüzyıl
Devletin,
başlarında
daha
önemli
çok
askeri
gereksemeleri karşılamak için Fener'de çuha fabrikası
kurduğu, İstanbul'da özel kesime ait, ipekli kumaşlar
dokuyan 54 tezgaha sahip bir fabrikasının bulunduğu,
ayrıca tahta kalıplarla renkli ve nakış ve desen basan
basmacı
imalatçılarının
sayısının
42'ye
ulaştığı
görülmektedir315. Bu kuruluşlardan devlete ait olanların
muhasebe belgeleri bugünlere kadar gelebilmiştir.
Dış
ticarete
ise,
XVII.
ve
XVIII.
yüzyıllarda
İmparatorluğun dış ticareti Doğu Avrupa ve Doğu Akdeniz
bölgelerinde
yoğunlaşmaktaydı.
XVII.
yüzyılda,
Batı
Avrupa'nın Hindistan ve Güneydoğu Asya ile ticari ilişkileri
Atlantik okyanusu üzerinden hızlanarak devam edince,
Suriye
ve
Anadolu
üzerinden
yapılan
kervan
ticareti
olumsuz olarak etkilenmiş, Mısır'ın transit ticaretteki önemi
de azalmıştır.
315
Trak, a.g.e., s. 380 vd.
491
Osmanlı
İmparatorluğu'nda
Karadeniz'in
durumu
XVIII. yüzyıl sonlarına kadar farklıdır. Bu denizdeki tüm
ticaret Osmanlı'nın elinde bulunmaktaydı. Öteki ülkelerin
gemilerinin
boğazlardan
geçerek
Karadeniz'e
girişleri
Osmanlı Devleti'nin iznine bağlı idi. Karadeniz'den Tuna
nehri boyunca Avrupa içlerine uzanan nehir yolunda
yapılan ticaret Kırım'dan Rusya ve Polonya ile yapılan
alışverişler Osmanlı için büyük önem taşıyordu.
Bu noktada Osmanlı İmparatorluğu-Avrupa ilişkisine
daha yakından bakmanın gerekli olacağı inancındayız.
Tarihçiler batı ile bütünleşmeyi üç ayrı aşamada
görme
eğilimindedirler.
görüşlerinden
Barkan
etkilenerek,
ve
İnalcık,
Braudel’in
XVI.
Yüzyıl
Osmanlı
ekonomisinin Avrupa’da oluşan “fiyat devrimi” ışığında
görme eğilimindedirler. Wallerstein’dan etkilenen yazarlar
XVIII.
yüzyılın
ikinci
yarısında
Osmanlı’nın
dünya
ekonomisiyle bütünleşme sürecine girdiğini savunur. Bu
yüzyıl bir anlamda XVII. yüzyılın “çöküntü”sünden kurtulan
Avrupa’nın sanayi devrimine açılım dönemidir. Üçüncü bir
görüş ise, XIX. yüzyıla, özellikle Napolyon savaşları ertesi
İngiliz sanayi mamullerinin atağı ve yeni ticaret düzenine
öncelik tanır. XVIII. yüzyılın ikinci yarısı her ne kadar
Avrupa için önemli bir dönem ise de Osmanlı’nın etkilenişi
belirli bir zaman gecikmesiyle olur. Öte yandan Fransız
devrimi ve Napolyon savaşları Avrupa’yı meşgul eder.
492
Ekonomi siyasetin gerisinde kalır. Osmanlı ekonomisi
kuşkusuz çok eskiden beri Avrupa ile temastadır. Ancak,
bu ilişki kapitalizmin olgunluk çağında Osmanlı’da yapısal
dönüşümlere yol açacak niteliğe bürünür. Ekonominin çok
sınırlı bir kesiminin parasallaştığı bir ortamda Avrupa “fiyat
devrimi”nin Osmanlı’yı temelden sarsması beklenemez.
Osmanlı XVI. yüzyıldan itibaren parasallaşma sürecine
girmiştir. Bu parasallaşma klasik yapının çözülmesinde de
etkide bulunmuştur. Fakat yeni yapının oluşması, yapısal
dönüşümlerin ortaya çıkması ancak XIX. yüzyılda gündeme
gelebilmiştir316.
33. Tanzimata Kadar Olan Dönemde Mali Yapı
Osmanlı
Devleti'nde
kaynaklarını
mümkündür.
16.
Bu
ortaya
yüzyılın
çıkan
sonlarına
yüzyılın
malî
bunalımın
kadar
götürmek
ortalarında
devlet
azamî
sınırlarına ulaşmış ve savaşlar sonrasında elde edilen
gelirlerin sonu gelmişti. Diğer taraftan savaş teknolojisi
değişmiş ve Osmanlı ordusunun o eski vurucu gücü
kaybolmuştu. Bu durum yüzyılın sonlarına doğru girişilen
savaşların
316
uzamasına
neden
olmuştu.
Gelişmeler
17.
Kunt vd., 1997, a.g.e., s. 221.
493
yüzyılda yerini yenilgilere bırakmış, özellikle 18. yüzyılda
ciddi kayıplar verilmeye başlanmıştı317.
XVII. Yüzyıldan başlamak üzere, timarlı askerler
azalırken yeniçerilerin sayısı giderek artmıştır. Bu artış
maaş
ödemeleri
noktasında
devleti
malî
sıkıntıya
sokmuştur. Zira bu maaşların ödenmesi için reayadan
alınan
vergiler
yükseltilmiş,
fakat
gerekli
miktarlar
toplanamamıştır. Ödeme güçlüğü içine giren reaya giderek
fakirleşmiş, toprağını terk etmeye başlamıştır. Bu ise tim ar
sisteminin çözülmesine etki etmiştir. Netice itibariyle bu
husus bir kısır döngü halini almış, adeta malî sorun-askerî
sorun aynılığı ortaya çıkmıştır318.
Osmanlı maliyesini bunalıma iten bir diğer gelişme
16.
yüzyılda
Avrupa'da
ortaya
çıkan
'Fiyat
Devrimi'
olmuştur. Amerika ve Afrika'dan Batı Avrupa'ya gelen
kıymetli madenler, bu devletlerin ekonomilerinin, Akdeniz
ticareti
ve
bu
ticaretten
pay
alan
devletler
aleyhine
canlanmasına yol açtı. Sağlanan bu yeni imkanlar dünya
iktisadî ve siyasî dengesini değiştirdi. Avrupa'da olağanüstü
bir şekilde ticarî faaliyetler arttı. Bu gelişmelere para
Ömer Lütfi Barkan, "XVI. Asrın İkinci Yansında Türkiye'de Fiyat
Hareketleri", Belleten, c. XXXIV, S. 112. Ankara 1970, s. 602-606. Ayrıca
bkz. Mehmet Genç, "XVIII. Yüzyılda Osmanlı Ekonomisi ve Savaş", YapıtToplumsal Araştırmalar, No. 4, Ankara: 1984, s. 52-53.
318 Yücel Özkaya, Osmanlı imparatorluğu’nda Ayanlık, Ankara:
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, 1977, s.
101. Ayrıca bkz. Ziya Karamursal, Osmanlı Mali Tarihi Hakkında
Tetkikler, Ankara: 1989, s. 26, 32.
317
494
ayarlarında yapılan oynamalar da eklenince fiyatlar hızlı bir
şekilde fırladı. Bu yükseliş bazı iktisat tarihçileri tarafından
'ihtilalci' olarak nitelendirildi319.
Fiyat
devrimi
sadece
Avrupa'yı
etkilememiş,
milletlerarası ticaret kanalıyla doğuyu da etkilemiştir.
Özellikle Amerikan’ın keşfiyle Avrupa’ya büyük miktarda
kıymetli maden getirilmişti. 1520-1620 arasında ortalama
yıllık gümüş istihsâli beş kat artmıştır. 1503-1660 yılları
arasında Amerika’dan Avrupa’ya 181 ton altın ve 17.000
ton gümüş getirilmişti. Bu da Avrupa’da fiyatların iki kat
artmasına
neden
olacaktır.
1584’de
İtalya
adeta
Amerika’dan gelen İspanyol paralarıyla dolmuştur. Osmanlı
Devleti’ne gönderilen ticaret eşyaları arasında sandıklar
dolusu İspanyol paralarından söz edilmektedir. 1584 yılında
Osmanlı
Devleti’nde
paraların
Osmanlı
züyuf
akçe
Devleti’ne
çıkarılması
girdiği
bu
İspanyol
yıla
denk
gelmektedir. 1584 devalüasyonu XVII. asır ortalarına kadar
sürecek olan bir buhranın başlangıcıdır320. Tabiî ki Osmanlı
Devleti de fiyat devriminden etkilenmiştir. Batı'dan gelen
kıymetli maden bolluğu fiyatları artırmıştır. Bu artışın tabii
sonucu olarak enflasyon ortaya çıkmıştır. Vergiler devlet
tarafından Önceden belirlendiğinden, özellikle nakdî olarak
Barkan, a.g.e., s. 578-584.
Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi,
İstanbul: Eren Yayıncılık 1996, s.163.
319
320
495
toplanan vergilerde enflasyon sonucu ciddi bir erime
gözükmüştür321.
Netice itibariyle söylemek gerekirse XVI. yüzyılın
sonunda başlayan malî kriz XVII. ve XVIII. yüzyıllarda da
devam etmiştir. Bu dönemlerde malî buhranın aşılmasına
yönelik
olarak,
aşağıda
sıralanan
bazı
girişimler
olmuştur322.
- Vergilerin Artırılması ve Olağanüstü Vergiler
Osmanlı Devleti’nin uzun bir savaş sürecine girmiş
olması Avusturya, Venedik, Lehistan, Rusya ve İran gibi
devletlerle yapılan savaşlar çok masraflı idi. Osmanlı
hazinesinin mali yükü aniden artmıştı323. Askerlerin ulufe,
bahşiş, yiyecek giderleri artmıştı324. Bütçeler her yıl daha
fazla açık vermeye başlamıştı. Çok sık padişah değişimi
cülus bahşişi dağıtımını zorlaştırıyordu. Zir artan kapıkulu
mensuplarına
her
padişah
değişiminde
cülus
bahşişi
verilmek zorundaydı325.
Devletin ihtiyaç duyduğu para darlığını gidermek
amacıyla girişilen bir yol mevcut vergilerin miktar ya da
Barkan, a.g.e., s. 585 vd. Ayrıca bkz. Halil İnalcık, “Osmanlı
İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı Devrinde Türkiye’nin İktisadi
Vaziyeti Üzerinde Bir Tetkik Münasebetiyle”, Belleten, Cilt XV, Ankara:
1951, s.654-658.
322 Coşkun Çakır, Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre Yayınları, Ekim
2001, s. 18.
323 1683 yılında 324.566.230 akçe olan hazine gideri ilk yıllarda
525.165.640 akçe, 1699 yılında ise 1.211.379.266 akçe olmuştur.
324 Oğuzoğlu, a.g.m., s. 157-158.
325 Ünal, a.g.e., s. 89
321
496
oranlarının artırılması ise, diğer yol olağanüstü vergiler
ihdas edilmesi olmuştur. Savaş zamanında ve bir defaya
mahsus alınan İmdâd-ı Seferiye, adeta İmdâd-ı Sefeıiye'nin
bir alternatifi gibi düşünülebilecek ve barış zamanlarında
alınan İmdâd-ı Hazariye gibi nakdî; savaşa çıkan ordunun
erzak ihtiyacının giderilmesi amacıyla ve aynî olarak alınan
Nüzul ve ordunun izlediği güzergâh üzerinde bulunanlardan
aynî ve nakdî olarak alınan Sürsat, devletin olağanüstü
olarak talep ettiği vergiler olmuştur326.
Avârız vergileri XVI. Yüzyıldan itibaren ordunun
ihtiyaçlarını karşılamak için olağanüstü durumlarda alınan
bir vergiydi. XVII. yüzyılda ardı arkası kesilmeyen savaşlar
nedeniyle sürekli hale gelmiştir. 828 milyon akçelik 1692
yılı bütçesinde avârız vergisinin payı 188 milyon akçe iken,
1715 yılı bütçesinde 134 milyona kadar düşmüştür. Bu
düşüşte İmdâd-ı Seferiye vergisinin büyük bir rolü vardır.
Zaten avârız vergisi Tanzimatla birlikte kaldırılmıştır327.
- Yeni Gelir Toplama Usulleri
Vergileri doğrudan merkezde toplama çabalarının bir
sonucu olarak 'İltizam' uygulaması başlatılmıştır. Buna
göre bir gelir belli bir süre için, daha çok bir ya da üç yıl
için,
mültezim
adı
verilen
kimselere
toplattırılmıştır.
326
Ahmet Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı
Maliyesi, İstanbul: Dergah Yayınları, 1985, s. 265-278. Ayrıca bkz.
Süleyman Demirci, “Collection of Avarız and Nüzul Levies”, Belleten,
Cilt LXIX, Ankara: Sayı 256, 2005, s. 899.
327 Halil Sahillioğlu, “Avârız”, İA, İstanbul: TDVY Cilt 4, 1991, s. 109.
497
İltizamın uygulandığı alan XVII. yüzyıldan itibaren oldukça
genişlemiştir. Fakat devletin daha fazla paraya ihtiyaç
duyması iltizam süresinin uzatılması sonucunu doğurmuş
ve iltizamlar mültezimlere kayd-ı hayat şartıyla verilmeye
başlanmıştır. İşte bu özel duruma 'Malikane Sistemi' adı
verilmiştir328. Açık artırmada en yüksek muacceleyi teklif
eden
malikâne
Malikânelere,
beratını
Kadılar
almaya
hariç
hak
kimse
kazanıyordu.
dokunamazdı.
Mukâtaalar geçici bir süreliğine değil, ömür boyu iltizama
vermesi güzel sonuçlar doğurmuştu. Reayanın üretim
kapasitesi ile vergi kapasitesi arasındaki uçurum makul bir
noktaya çekilmiş oldu. Hem reâya hem malikâneci hem de
hazine için çok olumlu bir gelişmeydi. Bu uygulama
Tanzimata kadar devam etmiştir329. Ne var ki, gelirleri
toplanan
mukataaların
oluşturduğundan
ve
esasını
tarımsal
tarım
üretimin
de
alanları
giderek
zayıfladığından, iltizam usulü gibi malikane sistemi de
başarılı olamamış, mali sıkıntıların ortadan kalmasını
sağlayamamıştır330.
- İç Hazineden Merkez Hazineye Kaynak Aktarılması
Mehmet Genç, "Osmanlı Maliyesinde Malikâne Sistemi", Türkiye
İktisat Tarihi Semineri (8-10 Haziran 1973), Ankara: 1973, s. 232236. Ayrıca bkz. Stanford Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern
Türkiye, Cilt 1, İstanbul: 1982, s. 241.
329 Mehmet Genç, “Malikâne”, İA, Ankara: TDVY Cilt 27, 2003, s. 516517.
330 Genç, a.g.m., 1973, s. 232-236.
328
498
XVII. Yüzyılda başvurulan bu yönteme göre, savaş
zamanlarında padişahın kendisine ait olan iç hazineden
devletin merkez hazinesine kaynak transferi yapılmıştır.
Özellikle devletin güçlü olduğu XV. ve XVI. yüzyıllarda iç
hazine oldukça güçlenmişti. Ayrıca padişaha ait haslardan
da buraya sürekli bir gelir akışı vardı. XVII. Yüzyılın
sonlarında merkez hazineye buradan yılda 100 milyon akçe
civarı bir bedelde nakit veya altın ve gümüş gibi kıymetli
maden akışı olduğu bilinmektedir331.
- Müsadere Yapılması
Osmanlı Devleti'nde eskiden beri uygulana gelen
müsadere usulüne göre, devlet adamlarının gelirleri belli
zamanlarda hazineye aktarılabilmekteydi. Bu usulde, ölen
bir bürokrat veya asker kişinin malları hazineye intikal
etmekteydi. Özellikle savaş zamanlarında bir kaynak olarak
müsadereler sıkça yapılmış, hatta bu anlamda görevlilerden
hediye, caize ve benzer isimlerle bir çeşit vergi alınmıştır.
18. Yüzyılın başında, Avusturya savaşları sırasında çok
sayıda müsadere yapılmıştır332. İçine düşülen bunalımlı
dönem müsadereyi arttırmıştır. Artık müsadere merkezi
otoriteye siyasal anlamda bir güç kazandırmak için değil
adeta hazineye para sağlamak için yapılır duruma gelmiştir.
Charles Morawitz, Türkiye Maliyesi (Derleyen: Maliye Tetkik
Kurulu), Ankara: Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu Yayınları, 1978, s. 5-6.
Ayrıca bkz. Şevket Pamuk, 100 Soruda Osmaıılı-Türkiye İktisadî Tarihi
(1500-1914), İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1988, s.159.
332 Tabakoğlu, a.g.e., s. 295-298.
331
499
Müsadere eskiden ehl-i örf kesimine yapılırken bu dönemde
farklı kesimlerde müsadere kapsamına alınmıştır333.
- Tağşişe Başvurulması
Bir diğer finansman kaynağı olarak paranın değeri
düşürülmüş, yani 'Tağşiş' yapılmıştır. Bu sistemde devlet,
piyasada tedavül eden madenî paraları topluyor, bunların
içindeki
kıymetli
maden
miktarını
azaltarak
yeniden
piyasaya sürüyordu. Böyle yapılınca daha fazla para elde
edilmiş
olacağından,
ortaya
çıkan
fark
hazineye
aktarılıyordu334. Aynı miktarda gümüşle itibari değeri daha
fazla olan sikke basarak ödemelerin daha büyük bir kısmını
karşılayabiliyordu335.
Her ne kadar sikkelerden yapılan
tağşişlerle hazinenin sıkıntısı giderilmeye çalışılsa da halkın
geçim sıkıntısı artmakta ve toplum ekonomisine darbe
vurmaktaydı. Öyle ki bu hadise Yeniçeri ayaklanmalarını
hazırlayan sebeplerden birisi olacaktır336. Aslında bu bir
çeşit
devalüasyon
yapmaktı.
Tağşiş
işleminden
sonra
fiyatlar yükselmiş ve paranın satın alma gücü azalmıştır.
Neticede ortaya enflasyon çıkmış, XVII. yüzyıl sonlarıyla
XVIII. yüzyıl başlarında yüksek enflasyon yaşanmıştır. İlk
Öğün, a.g.m., s. 68.
Barkan, a.g.e., s. 585-588. Ayrıca bkz. Halil Sahillioğlu, "Osmanlı
Para Tarihinde Dünya Para ve Maden Hareketlerinin Yeri (1300-1750)",
Türkiye İktisat Tarihi Üzerine Araştırmalar, Orta Doğu Teknik
Üniversitesi, Gelişme Dergisi, 1978 Özel Sayısı, Ankara: 1979, s. 1415; Morawitz, a.g.e., s. 6., Tabakoğlu, a.g.e., s. 284-285.
335 Pamuk, a.g.m., s. 181.
336 Niyazi Berkez, Türkiyede Çağdaşlaşma, İstanbul: Yapı Kredi
Yayınları, 2002, s. 102.
333
334
500
defa 1584 yılında başvurulan tağşiş sonrasında ortaya
çıkan
kur
yolsuzluk
farkından
yapmaya
yararlanmak
başlamış,
isteyen
kalpazanlık
kimseler
artmıştır.
Memlekette hammadde ucuzlamış olduğundan dışarıya
yoğun bir hammadde çıkışı başlamış, ayrıca yabancı
memleketlerin paraları memleket içinde tedavül ederek yerli
paranın itibarının azalmasına neden olmuştur337.
- Esham ya da İç Borçlanma
Bir iç borçlanma aracı olarak ortaya çıkan 'Esham
Sistemi',
aslında
versiyonudur.
kaynaklarının
malikâne
uygulamasının
Malikanede
bir
bütün
mukataa
olarak
hayat
bir
değişik
veya
vergi
boyu
iltizama
verilmesi söz konusu iken, eshamda bu kaynakların
bölünerek ve sadece yıllık kârının peşin olarak ödenmek
suretiyle satışı esastır. Esham uygulamasına ilk defa
1768'de savaşa girildiği ve paraya ihtiyaç olduğu için
başvurulmuştur. 1775 yılından sonra esham uygulaması
yaygınlık kazanmıştır. İlk esham uygulamasının yapıldığı
mukataa İstanbul Duban Gümrüğü olmuştur338.
Barkan, a.g.e., s. 585-588. Ayrıca bkz. Halil Sahillioğlu, "Osmanlı
Para Tarihinde Dünya Para ve Maden Hareketlerinin Yeri (1300-1750)",
Türkiye İktisat Tarihi Üzerine Araştırmalar, Orta Doğu Teknik
Üniversitesi, Gelişme Dergisi, 1978 Özel Sayısı, Ankara: 1979, s. 1415; Morawitz, a.g.e., s. 6., Tabakoğlu, a.g.e., s. 284-285.
338 Mehmet Genç, “Esham”, İA, Cilt XI, Türkiye Diyanet Vakfı,
İstanbul: 1995, s. 376-380.
337
501
- Dış Borçlanma Teşebbüsü
Malî bunalımı aşmak ve nakit temin etmek amacıyla
bu
dönemde
borçlanma
girişilen
olmuştur.
teşebbüslerin
1783
yılında
sonuncusu
Rusya
Kırım'ı
dış
ele
geçirmiş, devlet ciddi bir darlığa maruz kalmış ve bunun
üzerine 1784 yılında dış borçlanma yapılmak istenmiştir.
İlk akla gelen devletler Fransa, Felemenk ve İspanya olmuş,
daha sonra bu devletlerin Müslüman olmamaları sebebiyle
Müslüman bir ülkeden borç alınması kararlaştırılmış ve Fas
ile Cezayir devreye girmiştir. 1789 yılında Cezayir'den
1.000.000
kuruş
borç
istenmiş,
nedense
sonra
vazgeçilmiştir339. Borçlara rehine olarak un, ipek, buğday,
pamuk ipliği, dokuma gibi ürünler verilecekti340. Diğer
Avrupalı
devletlere
sonuçlanmış;
bu
yapılan
fikir,
girişimler
ancak
de
Tanzimat'tan
olumsuz
sonra
uygulamaya geçmiştir341.
34. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe
Kayıt Örnekleri
Bu başlık altında muhasebe kayıt örneklerine geçmeden
önce, ilgili dönemde mali örgütlenme içerisinde kullanılan
Yavuz Cezar, Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Değişim Dönemi
(XVIII. Yüzyıldan Tanzimata Kadar Mali Tarih), İstanbul: Alan
Yayıncılık, 1986, s. 90-91 ve 137-138.
340 Berkez, a.g.e., s. 102.
341 Cezar, a.g.e., s. 90-91 ve 137-138.
339
502
muhasebe defter (kalem) ve görevlerinden kısaca bahsetmek
istiyoruz.
D'Ohsson, 1787 yılında yazdığı "Tableau Général de
L'Empire
Ottoman"
adlı
eserinde
merkezi
maliye
teşkilatının kalemlerinin sayısının 24 olduğunu belirtir342.
Uzunçarşılı,
"Osmanlı
Devleti'nin
Merkez
ve
Bahriye
Teşkilatı" adlı eserinde de343, D'Ohsson'dan alıntı yaparak
maliye kalemleri üzerinde durmuştur. Buna göre bu
dönemde ki maliye kalemleri ve görevleri kısaca şöyledir344:
1. Büyük Ruznamçe Kalemi (Hazineye Bağlı)
Varidat
Hazinenin
ve
masrafların
hergünkü
işlemleri
genel
bu
defteri
vardır.
deftere,
öteki
kalemlerden gelen özet bilgilere dayanılarak kayıt edilir. Bu
defterden kimi zaman altı ayda bir, kimi zaman yılda bir
kez "icmal hülasası" denilen defter düzenlenirdi. Bu
dairenin başına Ruznamçe-i Evvel denilirdi. XVIII. Yüzyıl
sonlarında Büyük Ruznamçe kaleminin bu durumuna
göre,
1566
Amire'deki
yılındaki
birinci
ve
Maliye
ikinci
Teşkilatı'nda
Hazine-i
ruznamçe
kalemleri
birleştirilerek bu kalemin oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
342 D’Ohsson, Tableau Général de L’Empire d’Ottoman, Livres: 5,
Chapitre: II, Paris: 1787, s. 375 vd.
343 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve Bahriye
Teşkilatı, Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1988, s. 353 vd.
344 Güvemli, a.g.e., s. 410-414.
503
2. Başmuhasebe Kalemi (Hazineye Bağlı)
Bu kalemin başına muhasebe-i evvel denilirdi.
Burasının
sorumlu
olduğu
kayıtlar
aşağıdaki
gibi
sıralanabilir.
- Tophane,
matbah,
tersane,
arpa,
baruthane,
nüzul eminlikleri ile bina eminliği ve kasab başılık
defterleri,
- Malikane usulü ile arazi iltizam edenlere ait
kayıtlar,
- Vilayet vergileri defterleri,
- Hudut muhafızlarının maaş defterleri,
- Devlet hesabına alınan levazımatın anlaşmalarının
korunması işleri,
- Miri tezkirelerin verilmesi ve bu tezkirelerle ilgili
teftiş ve murakabe işleri,
- Devlet alacaklarını tahvil işleri (zimmet dairesi),
- Müsadere edilen emvalin hesapları,
- Hükümdara düşen verasete ait kayıtlar (muhallefat
dairesi).
3. Süvari Mukabele Kalemi (Hazineye Bağlı)
Bu kalemin sorumlu olduğu kayıtlar da aşağıdaki
gibidir.
504
- Kapı kulu süvarilerinin maaş defterleri,
- Saray ağalarının maaş defterleri,
- Saray kapıcılarının, memur ve hademelerin maaş
defterleri.
4. ve 5. Sipahi ve Silahdar Kalemleri (Hazineye Bağlı)
- Sipahi ve Silahdar denilen kapıkulu süvarilerinin
esâme denilen ücretleriyle ilgili senetleri düzenleyip veren
kalemlerdir.
mukabele
Bu
senetler yukarıda sözü edilen süvari
kaleminin
amiri
tarafından
tasdik
edilirdi
Bunun için, mukabeleci herbirisine kırmızı mürekkep ile
"m" harfi işaretini koyardı. Bu işaret muvafık, yani uygun
demekti.
- Sağ ulufeciler ve sol ulufecilerle sağ ve sol gariblerin
bölüklerinden oluşan ve bölükat-ı erbaa denilen süvarilerin
de aynı şekilde tediye senetleri buradan verilirdi.
6. Haremeyn Muhasebesi (Defterdarlara Bağlı)
- Selatin camileri vakıflarına ait defterler,
- İstanbul ve Rumeli'deki vakfedilmiş emval ile vakıf
arazilerinin defterleri,
- İstanbul ve Rumeli'ye ait diyanet memurlarının dini
görevlere tayinlerinin belgelerinin hazırlanması ve maliye
kalemine gönderilecek beratlarının oradan verilmesi.
505
7. Cizye Muhasebesi (Defterdarlara Bağlı)
- Bütün cizyelere ait defterler.
Sayımları
üzerine
hazırlanan
vergilerin
tahsiline
mahsus makbuz senetlerinin, yani tahakkuk defterlerinin
burada hazırlandığını, bunların mühürlenerek torbalar
içinde cizye memurlarına, yani mültezimlere verildiğini,
Muharrem ayı başında, kadıların huzurunda bu torbaların
açıldığını ve daha sonra bunlara dayanılarak tahsilat
yapıldığını belirtmek uygun olacaktır.
8. Mevkufat Kalemi (Defterdarlara Bağlı)
Bu kaleme rüsum kalemi de denilmektedir.
- Avarız ve bedel-i nüzul vergileri defterleri,
- Hudut boylarındaki depoların kayıtları,
- Vilayetlerin askerlere harp zamanında aynî olarak
verdiklerinin hesapları,
- Sefer halindeki askerlere verilen ot, saman, yem
halindeki iaşe hesapları,
- Paşalara
ve
ordunun
arkasından
giden
sivil
memurlara ödenen Paraların hesapları.
9. Maliye Kalemi
- Diyanet memurlarının, vakıfları idare edenlerin,
vakıflardan para alanların beratlarının verilmesi,
506
- Maliye işlerine ait emirlerin yazılması.
10. Küçük Ruznamçe (Hazineye Bağlı)
- Kapıcıbaşların ve bahriyede çalışanların maaş
defterleri.
11. Piyade Mukabele Kalemi (Hazineye Bağlı)
- Yeniçeri ocağı, cebeci, topçu, top arabası ocaklarının
düzenleyerek
verdikleri
defterlere
dayalı
olarak
maaş
cetvellerinin kontrol edilmesi.
12. Küçük Evkaf Muhasebesi (Defterdarlara Bağlı)
- Hayrat müesseselerinden yararlananların defterleri.
13. Büyük Kale Kalemi (Defterdarlara Bağlı)
Bu kaleme müstahkem mevkilerin büyük kalemi de
denilirdi.
- Büyük kalelerdeki garnizonların defterleri,
- Vilayet askerlerinin, yani yerli kulu askerlerinin
defterleri.
14. Küçük Kale Kalemi (Defterdarlara Bağlı)
- Mora ve Arnavutluk'taki garnizonları takviye ile
görevli askerlerin defterleri.
15. Maden Mukaatası Kalemi (Defterdarlara Bağlı)
Bu kaleme maden iltizam kalemi de denilmektedir.
- Eflak ve Boğdan vergileri defterleri,
507
- Bohemyalı göçebelerin vergi defterleri,
- Altın ve gümüş madenleri mukataa defterleri,
- Tütün ziraati üzerine konan vergilerin defterleri,
- Aynî eşya üzerine konan transit rüsumu defterleri,
- İstanbul ile Rumeli vilayetlerinin gümrük resmi
defterleri.
16. Salyane Mukaatası (Defterdarlara Bağlı)
Buraya maaşlar kalemi de denilirdi.
- Devlet memurlarının maaşlarına ait defterler.
17. Haslar Mukaatası (Defterdarlara Bağlı)
- Malikanelerin iltizama verilmesi işleri,
- Hükümdar ile vezir-i azam ve vezirlere ait hasların
defterleri.
18. Baş Mukaata Kalemi (Defterdarlara Bağlı)
- Rusçuk, Silistre, Yergöğü gibi yerlerdeki nezaret
çiftliklerinin defterleri,
- Filibe, Tosya, Tatarpazarı gibi yerlerden alınan
pirinç resmi defterleri,
- Enez,
Ahyolu,
Selanik
gibi
yerlerdeki
mukataaları defterleri,
- Karadeniz ve Akdeniz'deki balık avı resimleri,
508
tuz
- Baltalık yerlerin ve ormanların iltizama verilmesi
işleri.
19. Haremeyn Mukaatası Kalemi (Defterdarlara Bağlı)
- Haremeyn vakıfları defterleri,
- Anadolu'daki diyanet memurlarının işleri.
20. İstanbul Mukaatası (Defterdarlara Bağlı)
- İstanbul ile Edirne'nin iaşe defterleri,
- Selanik, Tırhala, Yenişehir mukataa defterleri,
- İpeklilerden alınan mizan rüsumu defterleri,
- Altun ve gümüş alım satımından alınan resimlere
ait defterler.
21. Bursa Mukaatası (Defterdarlara Bağlı)
-
Bursa'daki mukataaların defterleri.
22. Avlonya Mukaatası (Defterdarlara Bağlı)
- Eğriboz (Negrepon) ve Avlonya mukataalarının
defterleri.
23. Kefe Mukaatası (Defterdarlara Bağlı)
- Kefe'deki mukataaların defterleri. Buranın Ruslar'ın
eline geçmesinden sonra Anadolu'daki çeşitli kazaların işler
ile uğraşmaya başlamıştır.
509
24. Tarihçi Kalemi (Defterdarlara Bağlı)
- Bütün Maliye kalemlerinden çıkan resmi evraka
tarih atılması,
- Devletin çeşitli varidat yerlerine ait olarak verdiği
havalenamelerin düzenlenmesi.
Bu bilgilerin ardından bu döneme ilişkin muhasebe
kayıt örneklerine yer verilebilir.
340. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe
Kayıt Örneği-1
Osmanlı
olarak
İmparatorluğunun
Kemankeş
Ahmet
kayıtlarına yer verilecektir.
510
Ağa
bu
dönemine
Vakfı’na
ait
ilişkin
muhasebe
Kemankeş Ahmet Ağa Vakfı Örneğinin Siyakat Hali:
511
512
‫‪Kemankeş Ahmet Ağa Vakfı Örneğinin Arapça Hali:‬‬
‫‪1‬‬
‫ﻣﺤﺎﺳـــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ‬
‫ﳏﺼﻮﻻت و اﺧﺮاﺟﺎت اوﻗﺎف ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﻣﺮﺣﻮم ﻛﻤﺎﻧﻜﺶ اﺣﻤﺪ اﻏﺎ در ﻧﺰد ﻻﻟﻪ ﻟﻰ ﭼﺸﻤﻪ در اﺳﺘﺎﻧﺒﻮل ﻋﻦ ﲢﻮﻳﻞ ﻗﺪوة اﻻﻣﺎﺛﻞ واﻻﻗﺮان‬
‫ﻋﺜﻤﺎن ﭼﻠﺒﻰ ﻗﺎﺋﻤﻘﺎم ﳏﻤﺪ ﭼﻠﺒﻰ زﻳﺪ ﻗﺪره ﻣﺘﻮﻟﺊ اوﻗﺎف ﻣﺰﺑﻮر ﲟﻌﺮﻓﺖ اﻓﺘﺨﺎر اﳋﻮاص واﳌﻘﺮﺑﲔ ﻣﻌﺘﻤﺪ اﳌﻠﻮك واﻟﺴﻼﻃﲔ اﻧﻴﺲ اﳊﻀﺮات اﻟﻌﻠﻴﻪ‬
‫ﺟﻠﻴﺲ اﻟﺪوﻟﺔ اﻟﺴﻨﻴﺔ اﳋﺎﻗﺎﻧﻴﻪ اﻋﻨﻰ ﺻﺎﺣﺐ اﻟﻌﺰ واﻟﺪوﻟﺔ ﺣﻀﺮت ﺣﺎﺟﻰ ﺑﺸﲑ آﻏﺎ اﻏﺎء داراﻟﺴﻌﺎدة اﻟﺸﺮﻳﻔﻪ اﻟﻨﺎﻇﺮ اوﻗﺎف ﺷﺮﻳﻒ ﻣﺰﺑﻮره ﻋﻦ ﻏﺮۀ‬
‫ج ﺳﻨﻪ ‪ ١١٣٢‬اﻟﻰ ﻏﺎﯾﮥ ﺟﺎﺳﻨﻪ ‪.١١٣٣‬‬
‫ﺍﺻــــــــــــــــــﻞ‬
‫ﻣﺎﻝ ﰱ ﺳﻨﮥ ﻛﺎﻣﻠﻪ ﻣﻊ ﺑﻘﯿﮥ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﺳﻨﮥ ﻣﺎﺿﻴﻪ‬
‫ﻣﻘﺒﻮﺽ‬
‫ﺍﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٧ ٠٨٧‬‬
‫‪٤٤ ١٣٧‬‬
‫ﻋﻦ ﺑﻘــــــﯿﮥ‬
‫ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﺳﻨﮥ ﻣﺎﺿﯿﻪ‬
‫ﺍﻗﭽﻪ‬
‫‪513‬‬
‫ﺑﺎﻗـﻰ‬
‫‪٧ ٠٥٠‬‬
‫‪١١ ٢٦٥‬‬
‫ﻋﻦ ﲢـــــــــــــــــــﻮﻳﻞ‬
‫ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﺑﺮﺍﻯ ﺑﻘﺎﻳﺎﻯ ﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﻋﻦ ﺯﻣﺎﻥ ﻣﺪﺣﻰ ﳏﻤﺪ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﺳﺎﺑﻖ ﻭﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪ ١١٣١‬ﺑﺎﻗﻰ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻭﺣﺎﻻ ﺍﻳﻦ ﻗﺪﺭ ﲢﺼﻴﻞ ﺷﺪﻩ‬
‫ﺍﻗﭽﻪ‬
‫‪٤ ٢١٥‬‬
‫ﺍﻟﺒﺎﻗـــــــــﻰ‬
‫ﺩﺭ ﺫﻣﻢ‬
‫ﺍﻗﭽﻪ‬
‫‪٧ ٠٥٠‬‬
‫‪514‬‬
‫‪2‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﶈﺼﻮﻻﺗــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺍﻗﭽﻪ‬
‫ﻣﻊ ﺍﻣﻮﺍﻝ ﻣﺘﻔﺮﻕ‬
‫‪٣٢ ٨٧٢‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﳌﺸﺎﻫﺮﺍﺕ‬
‫ﰱ ﺍﻟﺘﺎﺭﻳﺦ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭﻩ‬
‫‪٢٩ ٨٧٢‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫ﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﺣﺎﻬﻧﺎ ﻭﺩﻛﺎﻛﲔ ﺩﺭ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﻝ ﻭﻏﻠﻄﻪ ﺩﺭ‬
‫ﻋﻬﺪۀ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﻋﻦ ﲢﺼﻴﻞ ﺟﺎﺑﺊ ﻭﻗﻒ ﻋﻦ ﻏﺮۀ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــــﻮﻝ‬
‫ﴰﻊ ﻬﺑﺎﺀ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﻋﻦ ﻭﻗﻒ ﭘﺎﭘﺎﺳﺰﺍﺩﻩ ﻋﻦ ﻳﺪ‬
‫ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻭﻗﻒ ﻡ ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﻡ ﺳﻨﻪ ‪ ١١٣٢‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺫ‬
‫ﺝ ﺳﻨﻪ ‪ ١١٣٢‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺟﺎﺳﻨﻪ ‪١١٣٣‬‬
‫ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫ﰱ ﺷﻬﺮ‬
‫‪٢ ٣٢٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﰱ ﺷﻬﺮ‬
‫‪٩٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٢٧ ٨٧٦‬‬
‫‪١ ٠٨٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪515‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــــﻮﻝ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﻭﻗﻒ ﻣﺮﺣﻮﻡ ﺳﻠﻤﺎﻥ ﺁﻏﺎ ﻋﻦ ﻳﺪ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻭﻗﻒ‬
‫ﻣﺰﺑﻮﺭﻩ ﰱ ﺍﻟﺘﺎﺭﻳﺦ ﺍﳌﺰﺑﻮﺭﻩ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٣٦‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﻳﺎﻏﺨﺎﻧﻪ ﺩﺭ ﻳﺪ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﻋﻦ ﻏﺮۀ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺧﺎﻧﻪ ﺩﺭ ﻳﺪ ﻛﻼﰉ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺘﻮﱃ‬
‫ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪ ١١٣٢‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺝ ﺳﻨﻪ ‪١١٣٣‬‬
‫ﰱ ﺍﻟﺘﺎﺭﻳﺦ ﻡ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﻣـــــــــــــﻮﺍﻝ‬
‫ﻣﺘﻔﺮﻕ‬
‫ﻋﻦ ﻳـــــــــــــــﺪ‬
‫ﺑﻌﺾ ﻛﺴﺎﻥ ﺑﺮﺍﻯ ﺭﺳﻮﻣﺎﺕ‬
‫ﻭ ﺍﻧﺘﻘﺎﻻﺕ ﻭﻏﲑﻩ‬
‫‪٣ ٠٠٠‬‬
‫‪516‬‬
‫‪3‬‬
‫ﻭﺿـــــــﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟﻚ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٦ ٠٥٠‬‬
‫ﺍﻟﻮﻇﺎﺋــــــــــــــــــــﻒ‬
‫ﻋﻦ ﻏﺮۀ ﺝ ﺳﻨﻪ ‪ ١١٣٢‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺟﺎﺳﻨﻪ ‪١١٣٣‬‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪٨٢‬‬
‫ﻋﻦ ﲨﺎﻋﺘــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺍﻣﺎﻡ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪١١‬‬
‫‪517‬‬
‫ﻣﺆﺫﻥ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻗﻴﻢ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪٥‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٩ ٥٢٠‬‬
‫ﻓﺮّﺍﺵ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺁﺑﻜﺶ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻣﺮﻣﺎﺗﻰ ﻭﻗﻨﺎﺩﻳﻠﺊ ﻣﻨﺎﺭﻩ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪١‬‬
‫ﻋﺸﺮ ﺧﻮﺍﻥ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻣﻌﻠﻢ ﻣﻜﺘﺐ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪٧‬‬
‫ﻋﻦ ﲨﺎﻋﺘـــــــــــــ‬
‫ﺍﺟﺰﺍ ﺧﻮﺍﻧﺎﻥ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٠‬‬
‫‪٨٢٠‬‬
‫ﺧﻠﯿﻔﮥ ﻣﻜﺘﺐ‬
‫‪٣‬‬
‫ﻳﻜـــــــــﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤٤‬‬
‫‪١٥ ٨٤٠‬‬
‫ﲨﺎﻋﺘـــــــــــــ‬
‫ﺿﺎﺑﻂ ﻭﻗﻒ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٨‬‬
‫‪٦ ٤٨٠‬‬
‫‪518‬‬
‫‪4‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫ﻣﻊ ﻣﺮﻣﺎﺕ‬
‫‪٦ ٥٣٠‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ‬
‫‪٢ ٦٩٨‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﴰﻊ ﺑﺮﺍﻯ ﻻزﻣﮥ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﰱ ﺷﻬﺮ‬
‫‪٩٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٠٨٠‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﺍﺩﺍﺀ ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﻣﺴﺠﺪ‬
‫ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺮﻣﻮﺟﺐ ﺷﺮﻁ ﻭﺍﻗﻒ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪519‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﺗﻮﺭﺑﺎﺀ ﺳﺎﺯ ﺑﺮﺍﻯ ﻻزﻣﮥ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪ ٦‬ﰱ ‪٤٢‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٥٢‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﴰﻌﻬﺎ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﺍﻳﻘﺎﺩ ﻗﻨﺎﺩﻳﻞ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٥٠‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﻗﻴﻢ ﺑﺮﺍﻯ ﺍﻓﺸﺎﻧﺪﻥ ﻗﺎﻟﯿﺠﮥ‬
‫ﻣﺴﺠﺪ ﻭﻏﲑﻩ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٥٠‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﺷﻬﺮ ﺭﻣﻀﺎﻥ‬
‫ﰱ ‪٣٠٦‬‬
‫ﻗﻴﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﺧﺮﺝ ﻛﻴﺴﻪ ﺩﺍﺭ ﻭﻗﻠﻤﻴﻪ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﻭﻗﻒ‬
‫‪٤٨‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﺧﺮﺝ ﳏﻜﻤﻪ ﻭﺍﺟﺮﺕ ﻣﺒﺎﺷﺮ‬
‫ﻭﺧﺮﺝ ﻗﺎﻳﻖ ﻭﻏﲑﻩ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ‬
‫ﺻﺮﻑ ﺷﺪﻩ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٧٨‬‬
‫ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﻣﻌﺘﺎﺩ ﻗﺪﱘ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٦٠‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﺧﺮﺝ ﺩﻳﺪﻥ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﻭﻗﻒ‬
‫ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﻣﻌﺘﺎﺩ ﻗﺪﱘ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٠٠‬‬
‫‪520‬‬
‫‪5‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﳌﺮﻣﺎﺗــــــــــــــــــ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫ﻣﺬﻛﻮﺭﻳﻦ‬
‫‪٣ ٨٣٢‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﺧﺮﺝ ﻣﺮﻣﺎﺕ ﻛﺮﺩﻥ آﻗﺪرﻣﮥ‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــ‬
‫ﺧﺮﺝ ﻣﺮﻣﺎﺕ ﻛﺮﺩﻥ ﺑﺌﺮ‬
‫ﻣﺎ ﻭﺑﺎﺏ ﺍﻭﻃﻪ ﻫﺎﺀ‬
‫ﺍﻣﲑ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٦٢٢‬‬
‫ﻛﺮﻣﻴﺪ ﻭﻣﺮﻣﺎﺕ ﻗﺎﻟﺪﺭﻡ‬
‫ﻣﺴﺠﺪ ﻭﻏﲑﻩ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧٦٥‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺧﺮﺝ ﻣﺮﻣﺎﺕ ﻛﺮﺩﻥ ﺑﺌﺮ ﻣﺎ ﻭ ﻣﺼﻠﻖ‬
‫ﻣﺴﺠﺪ ﺷﺮﻳﻒ ﻋﻦ ﻬﺑﺎﺀ ﻟﻮﺍﺯﻣﺎﺕ‬
‫ﻭﻏﲑﻩ ﺑﺎﻟﺪﻓﻌﺎﺕ ﺻﺮﻑ ﺷﺪﻩ‬
‫ﺑﺮ ﻣﻮﺟﺐ ﻣﻌﺘﺎﺩ ﻗﺪﱘ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٤٤٥‬‬
‫‪521‬‬
‫ﺍﻟﺒﺎﻗــــــــــــــــــﻰ‬
‫ﺍﻗﭽﻪ‬
‫‪٧ ٠٥٠‬‬
‫ﻣﻨﻬــــــــــــــــــﺎ‬
‫ﺩﺭ ﺫﻣﻢ‬
‫ﺩﺭ ﺫﻣﺘــــــــــــــــ‬
‫ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ ﻋﻦ ﻣﺎﻝ ﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﻋﻦ‬
‫ﺯﻣﺎﻥ ﻣﺪﺣﻰ ﳏﻤﺪ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺘﻮﻟﺊ‬
‫ﺳﺎﺑﻖ ﻭﺍﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪ ١١٣١‬ﻏﲑ ﺍﺯ‬
‫ﲢﺼﻴﻞ ﺑﺎﻗﻰ ﻣﺎﻧﺪﻩ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧ ٠٥٠‬‬
‫‪522‬‬
Kemankeş Ahmet Ağa Vakfı Örneğinin Transkripsiyon Hali:
Muhasebe____________________________________________________________i
Mahsûlat ve ihrâcat-ı evkâf-ı mescid-i şerif-i merhum Kemankeş-i
merhum Ahmed Ağa, der nezd-i Laleli Çeşme, dek-İstanbul. An tahvîl-i
kıdvetü’l-emâsil ve’l-akrân Osman Çelebi, kaım-ı makâm (Kaymakam),
Mehmed Çelebi zîde kadruhû mütevelli evkâf-ı mezbûre be-ma’rifet-i
iftihâru’l-hâvâs ve’l-mukarrabîn, mu’temedü’l-mulük ve’s-selâtin,
enîsü’l-hazreti’l-aliyye,
celîsü’d-devleti’s-seniyyeti’l-hakaniyye
a’nî
sâhibü’l-ızzi ve’d-devleti Hacı Beşir Ağa, Ağa-i Darussa’’adeti’s-şerîfe ennâzır-ı evkâf-ı şerif-i mezbûre an gurre-i C (Cemâziyelahır) sene 1132 ilâ
gâye-i Ca (Cemazi’ülevvel) 1133.
Asl-ı mâl
Fî sene-i kâmile ma’a bakıyye-i muhasebe-i sene-i mâziye
44.137
Makbûz
30.087
Bâkî
7.050
An bakıyye________________________________________i
Muhâsebe-i sene-i mâzıye
Minha tahsil sude
An tahvîl__________________________________________i
Muste’cinin berây-i bakaya-i icârat an zaman-ı, …. Mehmed Efendi,
Mütevelli-i sâbık vâcib-i sene 1131, bakî mâde ve hâlâ in kadar tahsil
sude
Akçe
4.210
El-Bâki
Der-zimem-i …
Ani’l-müşâherât_______________________ 2 _____________________________
Ma’a emvâl’i müteferrik
32.872
Ani’l-müşâherât_______________________________________________________
Fi’t-tarihi’l-mezbûre
29.872
523
An mahsûl______i
İcârat-ı hânehâ ve
dekâk’in-i İstanbul ve
Galata der-uhde-i
Müste’cirin an tahsîl-i
câbi-i vakf. An gurre-i
C. sene 1132 ilâ gaye-i
Ca. sene 1133.
Fî şehr
2.323
Fî sene
Akçe
27.876
An mahsûl_____i
An mahsûl_____i
Sem’bahâ-i mescid-i
Mukata’a-i vakf-ı
şerif. An vakf-ı Papaszâde merhûm Selman
an yed-i müyevelli-i
Ağa an yed-i
vakf-ı mezbûr an gurre-i mütevelli-i vakf-ı
sene 1132 ilâ gaye-i
mezbûrefi’t
Z. sene-i minhü
tarihi’l-mezbûre
Fî şehr
90
Fî sene
Akçe
1.080
Fî sene
Akçe
336
An mahsûl______________________i
Mukata’a-i yaghâne der yed-i muste’cirin
an gurre-i Receb sene 1132 ilâ gaye-i C
(Cemaziyelâhır) sene 1133
Fî s
An mahsûl_________________i
Mukata’a-i hâne der yed-i
Güllâbi Efendi mütevelli
fi’t-tarihi’l-mezbûr
An emvâl_____________________________________________________________i
Muteferrika
An yed_______________________________________________________________i
Ba’zı kesân berây-i rusûmat ve intikâlat ve gayrihi
Vudı’a min Zâlik______________________________________________________
36.050
El-Vezâif______________________________________________________________
An gurre-i C (Cemaziyelâhır) sene 1132 ilâ gâye-i Câ (Cemaziyelevvel)
sene 1133.
Yevm
86
Fî sene
Akçe
29.520
An Cemâ’at___________________________________________________________
Hademe-i mescid-i şerif ve mekteb-i mühîf
İmam Efendi
Yevm
16
524
Müezzin
Yevm
4
Kayyım
Yevm
5
Ferrâş
Yevm
2
Abkeş
Yevm
3
Meremmâti ve
Asırhân
Muallim-i mekteb Halife-i mekteb
kandile-i minâre
Yevm
Yevm
Yevm
Yevm
3
3
7
3
Yekûn___________________________________
Yevm
44
Fî sene
25.840
An cemâ’at________________ı
Eczâhanân-ı mescid-i şerif
Yevm
Fî sene
20
Akçe
7.200
An cemâ’at____________________ı
Zâbıtan-ı vakf
Yevm
Fî sene
18
Akçe
6.480
Ani’l-ihrâcat__________________________________________________________
Ma’a meremmât
Akçe
6.530
İhracât_______________________________________________________________
Saire
Akçe
2.698
Bahâ_______________i
Sem, berây-ı lâzıme-i
Mescid-i şerif
Fî şehr
90
Fî sene
Akçe
1.080
Bahâ______________i
… saz, berây-ı lâzıme-i
mescid-i şerif
…
6
Fî 42
Akçe
252
Edâ______________i
Mukata’a-i zemin-i
Mescid-i şerif berMûceb-i sant-ı vâkıf
Fî sene
Akçe
48
Bahâ_____________i
Sem’hâ, berây-i
îkâd-ı kanâdil-i
mescid-i şerif
Akçe
150
Fî 30
Ücret-i kayyım
berây-ı efsanden-i kalice-i
ve gayrihi
Akçe
250
Bahâ________i
Revgan-ı zeyt
berây-ı
mescid-i şerif
der-şehr-i
Ramazan
Kıyye
6
Akçe
525
180
Harc-ı mahkeme ve ücret-i
mübâşir ve harc-ı kayık ve
gayrihî bi’d-def’ât sarf şude
Akçe
378
Harc-ı kisedariye ve kalemiye
berây-ı muhasebe-i vakf bermûceb-i mu’tâd-ı kadîm
Fî sene
Akçe
180
Harc-ı dîden-i muhâsebe-i vakf ber-mûceb-i mutad-ı kadîm
Fî sene
Akçe
200
Ani’l-merammât______________________________________________________ı
Mezkûrin
3.852
Harc-ı maerammât-kerden-i bi’r-i
mâ ve bâb-ı odahâ-i … bei’ddefeât
Akçe
1.622
Harc-ı merammât-kerden-i
akdarma-i kiremit ve merammat-ı
kaldırım-ı mescid ve gayrihi bi’ddefeât
Akçe
765
Harc-ı merammât-kerden-i bi’r-i ma ve musluk-ı mescid-i şerif ve bahâ-i
levazımât ve gayrihi bi’d-def’ât sârf şude
Akçe
1.445
El-Bâki_______________________________________________________________
Der-zimmet-i müste’cirin, an mâl-i icârat an zamân-ı Medhî Mehmed
Efendi mutevelli-i sâbık vâcib-i sene 1131 gayr-ı ez-tâhsîl bâkî mande
Akçe
7.050
Tahriren fî 24 Z (Zilhicce 1133)
[Mühür ve İmza Darussaâde Ağası Hacı Bekir Ağa}
526
Kemankeş Ahmet Ağa Vakfı Örneğinin Türkçe Hali:
1- İstanbul’un Lâleli Çeşme yakınındaki rahmetli Kemankeş Ahmed
Ağa mescidi evkâfının mütevellisi Mehmed Çelebi’nin vekili Osman
Çelebi’nin yaptığı havaleler (aktardığı paralar) sonunda Darussaâde
Ağası Hacı Beşir Ağa tarafından hazırlanmış olan ve 1 Cemâziyelahır
1132 [10 Nisan 1720]- 30 Cem’aziyelevvel 1133 [1 Nisan 1721] tarihleri
arasını kapsayan gelir-gider muhâsebesi.
Bu seneki para ile
geçen seneden aktarılan
44.137
Alınan
30.087
11.265
Kalan
7.050
Geçen senenin
hesâbından kalan
Bundan_____________________
Tahsil edilen
Eski mütevelli Mehdi
Mehmed Efendi dönemine
ait kiralardan
3.215
Kalan____________________
7.050
2- Mahsüllerden ve çeşitli mallardan
müteferrik gelirlerle birlikte
32.872
Zikri geçen dönemdeki aylık kiralardan
29.872
527
İstanbul ve
Galatâ’daki kiracılar
üzerinden bulunan ev
ve dükkân
kiralarından
Ayda
2.323
Senede
27.876
Papaszâde vakfından
mescid için vakıf
mütevellisi tarafından
tahsil edilen 12 aylık
mum parası.
1 Muharrem 11321Zilhicce 1132 (14
Kasım 1719-3
Kasım1720]
Ayda
90
Senede
1080
Kiracılar elindeki Debbağhâne
[Tabkhâne] nin 1 Receb 1132- 29
C 1133 [9 mayıs 1720]- 28 Nisan
1721] tarihleri arası 12 aylık kira
gelirinden
Senede
180
Müteferrik mallardan:
Bazı kişilerden alınan
harc ve sâir gelirlerden
3.000
528
Selman Ağa vakfının
mukataca gelirinden
senede
336
Güllabi Efendi elindeki evin kira
gelirinden
Senede
400
3- Bundan düşülen____________________________
36.050
Maaş giderleri
1 Cemaziyelahır 1132 [10 Nisan 1720]- 30 Cemaziyelevvel 1133
[1 Nisan 1721]
Günlük
82
Senede
29.520
Mescid ve mektep görevlileri
İmam
Müezzin
Efendi
Yevmiye
Yevmiye
4
16
Minârenin
tamiratı için
Yevmiye
3
için
Kayyum
Yevmiye
5
Aşır okuyan
Yevmiye
3
Temizlikçi
Yevmiye
2
Mektep
muallimi
Yevmiye
7
Sucu (su
çeken)
Yevmiye
3
Mektep kalfası
Yevmiye
3
yekûn______________________________
Yevmiye
Senede
44
25.840
Mescide cüz okuyanlar
Yevmiye
Senede
20
7200
Vakıf yöneticileri
Yevmiye
Senede
18
6.480
4- Zorunlu harcamalar ve onarımlar için
6.530
Zorunlu karcamalar için
2.698
529
Mesci için mum
alınması
Ayda
90
Senede
1080
Kayyıma, mescide
halı alıp yayması için
Aded
6 Fiyatı:42
Akçe
252
Mescid için
kiralanan yer
bedeli
Senede
Akçe
48
Mescidin kandilerini
yakmak için mum
Akçe
150
Mahkeme ve mübaşir
harcı ve saire, bir def’ada
Akçe
378
Mescid için
kaliçe ve Sâire
Akçe
250
Zeytinyağı, Ramazanda
mescidin aydınlatılması
için
okka
6 Fiyatı:30
Akçe
180
Kisedar ve kalemiye harcı.
Vakfın muhasebe işlemleri için
Akçe
180
Vakfın muhâsebesi için
mutad olarak yılda ödenen
200
5- Aşağıda zikredilen onarımlar için
Akçe
3.852
Kuyu ve odaların kapılarının
tamiri için bir def’ada ödenen
Akçe
1.622
530
Mescidin kiremitlerinin aktarılması,
kaldırımların tamiri ve saire için bir
def’ada ödenen
Akçe
765
Mescidin kuyusunun ve musluklarının
tamirinde kullanılmak üzere alınan
malzeme ve saire için sarf edilen
Akçe
1.445
6-
Kalan
7.050
Bundan kalan borç
Eski mütevelli medhi Medhi Mehmed Efendi dönemindeki hicri 1131
senesine ait tahsil edilemeyip kalan borç
Akçe
7.050
24 Zilhicce 1131[
]
Darussaâde Ağası
Hacı Beşir Ağa
Mühür ve İmza
BOA., D.HMK, nr. 22074
Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir mescide ilişkin
vakıf harcamasına ilişkin bir kayıttır. Taktir edileceği üzere
bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine
örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir.
341. Tanzimata Kadar Olan Döneme Ait Muhasebe
Kayıt Örneği-2
Bu döneme ait bir diğer örnekte Selanik Haremeyn
Vakfı
örneğidir.
değelendirilmesi
Haremeyn
gereken
bu
muhasebesi
örneğin
çerçevesinde
kaydı
aşağıdaki
gösterildiği şekildedir.
531
Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Siyakat Hali:
532
533
534
535
‫‪Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Arapça Hali:‬‬
‫‪1‬‬
‫ﻣﺤﺎﺳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ‬
‫ﳏﺼﻮﻻت و اﺧﺮاﺟﺎت اوﻗﺎف ﺣﺮﻣﲔ ﺷﺮﻳﻔﲔ در ﻣﺤﻤﯿﮥ ﺳﻼﻧﻴﻚ وﯾﮑﯿﺠﮥ واردار ﻋﻦ اول ﻣﺎرت اﻟﻮاﻗﻊ ﻓﻰ ‪ ١٨‬ﺷﻮال ﺳﻨﻪ ‪ ١٠٨٠‬اﻟﻰ اول ﻣﺎرت‬
‫اﻟﻮاﻗﻊ ﻓﻰ ‪ ٢٩‬ﺷﻮال ﺳﻨﻪ ‪ ١٠٨١‬در زﻣﺎن اﺣﻤﺪ اﻓﻨﺪى اﳌﺘﻮﻟﻰ ﲟﻌﺮﻓﺖ اﻓﺘﺨﺎر اﳋﻮاص واﳌﻘﺮﺑﲔ ﻣﻌﺘﻤﺪ اﳌﻠﻮك واﻟﺴﻼﻃﲔ اﻧﻴﺲ اﳊﻀﺮت اﻟﻌﻠﻴﺔ‬
‫اﻟﺴﻠﻄﺎﻧﻴﻪ ﺟﻠﻴﺲ اﻟﺪوﻟﺔ اﻟﺴﻨﻴﺔ اﳋﺎﻗﺎﻧﻴﻪ ﺻﺎﺣﺐ اﻟﺪوﻟﺔ واﻟﻌﺰة ﺣﻀﺮت ﻋﺒﺎس آﻏﺎ‪ ،‬آﻏﺎى دار اﻟﺴﻌﺎدة اﻟﺸﺮﻳﻔﻪ اﻟﻨﺎﻇﺮ‪.‬‬
‫ﺍﺻــــــــــــــــــﻞ‬
‫ﻣﺎﻝ ﰱ ﺳﻨﮥ ﻛﺎﻣﻠﻪ‬
‫‪٥٦ ٥٦٧‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﶈﺼﻮﻻﺗــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﺯﻣﲔ ﻭﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﺧﺎﻬﻧﺎ ﻭﺩﻛﺎﻛﲔ‬
‫‪١٤ ٢٦٧‬‬
‫‪536‬‬
‫‪537‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﺑﺎﻍ ﺑﺎﺏ ﻭﺍﺭﺩﺍﺭ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﺑﺎﻍ ﺑﺎﺏ ﻭﺍﺭﺩﺍﺭ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﺧﺎﻧﻪ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻗﻮﻝ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﭼﻠﱮ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺣﺴﲔ ﭼﻠﱮ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻜﺮﱘ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﭘﺮﻳﺰﺍﺩ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﭘﺮﻳﺰﺍﺩ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٨٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﻗﻠﻨﺪﺭﻯ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﻴﻖ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﭼﻨﺎﺭﻯ‬
‫ﺁﻧﻜﻠﻰ ﺫﻣﻰ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﭘﺎﻧﻮ ﺫﻣﻰ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺑﻠﻘﻴﺲ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﻗﻠﻨﺪﺭﻯ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ‬
‫ﺍﳊﺎﺝ ﻋﻠﻰ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ‬
‫ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﺛﺎﱏ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺁﭘﻮﺳﺘﻮﻝ ﺫﻣﻰ‬
‫ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﻣﺰﺑﻮﺭ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺁﭘﻮﺳﺘﻮﻝ ﺫﻣﻰ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٢٤٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٥٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ‬
‫ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﻣﺰﺑﻮﺭ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻓﺮﺍﻧﻘﻮ ﺍﻭﻏﻠﻰ ﭘﻜﺴﻴﻤﺎﺗﻰ‬
‫ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﻣﺰﺑﻮﺭ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻧﻴﻘﻮﻻ ﺍﻭﻏﻠﻰ‬
‫ﺩﺭ ﻗﺮﺏ ﺑﺎﺏ ﻣﺰﺑﻮﺭ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﳏﻤﺪ ﭼﻠﱮ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٩٦٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٩٦٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٤٦٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﻠﻰ ﺑﻚ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﻠﻰ ﺑﺸﻪ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺣﺎﺟﻰ ﯾﻮﻧﺲ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺻﺎرى ﺧﻄﯿﺐ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﯾﯿﻼن‪ ...‬در ﻋﻬﺪۀ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﻟﺴﻴﺪ ﺍﺑﺮﺍﻫﻴﻢ ﭼﻠﱮ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﻤﺮ ﺁﻏﺎ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٥٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﻧﺎﻓﻴﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫‪2‬‬
‫‪538‬‬
‫‪539‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﭼﻨﺎﺭﻯ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻓﺎﻃﻤﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺧﺪﳚﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺜﻤﺎﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺑﺎب ﻣﺰﺑﻮر‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﯾﺤﯿﻰ ﺑﺎﻟﻰ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻓﺎﻃﻤﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﻠﻰ ﭼﻠﱮ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٣٦‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﺍﺑﺮﺍﻫﻴﻢ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﺎﻳﺸﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﭘﺮﻳﺰﺍﺩ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺰرى ﻗﺎﺳﻢ ﭘﺎﺷﺎ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻏﺰاز اﻟﺤﺎج ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺳﻨﺎن ﭘﺎﺷﺎ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺩﺑﺎﻍ ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺣﻨﻴﻔﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﳏﻤﺪ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒﻛﻮﭼﻠﻰ ﺑﺎﱃ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﳘﺎﻳﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﺎﻳﺸﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ اﺳﺤﺎﻗﯿﻪ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ‪...‬‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺗﯿﻤﻮر ﻃﺎش‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻛﻠﺴﺘﺎﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﲪﺪ ﭼﻠﱮ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٨٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺯﻣﲔ ﻭﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﻮﺩ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﺎﻳﺸﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒﺣﺎﺟﻰ ﭘﻮﻟﻪ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﯿﻖ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻗﺎﺳﻤﯿﻪ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﭼﻨﺎرى‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﳊﺎﺝ ﲪﺰﻩ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺒﺪ ﺍﷲ ﭼﻠﱮ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﭘﲑﻯ ﺩﺩﻩ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٤٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٥‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ دﮐﺎن وﻗﻒ اﻟﺤﺎج ﻋﻠﻰ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﻣﻴﻨﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ ﻭﻗﻒ ﺍﻣﺮﻩ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﻟﺴﻴﺪ ﺍﲪﺪ ﭼﻠﱮ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﯾﺤﯿﻰ ﺑﺎﻟﻰ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻏﺰاز اﻟﺤﺎج ﻣﺼﻄﻔﻰ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٠٠‬‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺗﺮﺯﻯ ﳏﻤﺪ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺗﺮﺯﻯ ﺣﺴﲔ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٠٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺧﲑﻳﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﺪ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﺪ‬
‫‪3‬‬
‫]‪[s. 3‬‬
‫‪540‬‬
‫‪541‬‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ‪ ...‬ﺣﺴﻦ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﯿﻖ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺎﻣﻊ ﻋﺘﯿﻖ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﭼﻠﱮ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻃﺎﺷﭽﻰ ﳏﻤﺪ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻟﻄﻔﻰ ﭼﻠﱮ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﺪ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻋﺒﺪ ﺍﻟﺒﺎﻗﻰ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٩٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻛﻮﭼﻚ ﺣﺴﻦ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻣﺰﺑﻮر‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ اﺣﻤﺪ ﺻﻮ ﺑﺎﺷﻰ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﻣﺰﺑﻮر‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﻭﺍﻧﺲ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﻮﺩ ﺍﻏﺎ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺧﻠﻴﻞ ﭼﻠﱮ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺣﻨﻴﻔﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٣٦٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺣﺎﱏ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٦٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﺣﻨﻴﻔﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ دﺑﺎغ ﺧﯿﺮاﻟﺪﯾﻦ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺰرى ﻗﺎﺳﻢ ﭘﺎﺷﺎ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ اﻟﺤﺎج اﺳﻤﻌﯿﻞ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﻤﺮﺯﺍﺩﻩ ﳏﻤﺪ ﭼﻠﱮ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ‪...‬‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺎﺋﺸﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﺧﺎﻧﮥ وﻗﻒ ﻓﺎﻃﻤﻪ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٩٦‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﭼﻔﺘﻠﻚ وﻗﻒ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﺑﻚ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٧٢‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﭼﻔﺘﻠﻚ وﻗﻒ ﻣﺼﻄﻔﻰ ﺑﻚ‬
‫ﺩﺭ ﻣﺤﻠﮥ ﺟﺰرى ﻗﺎﺳﻢ ﭘﺎﺷﺎ‬
‫ﺩﺭ ﻧﺎﺣﯿﮥ ﭘﺎزار‪...‬‬
‫ﺩﺭ ﻗﺮﯾﮥ ﻋﺰﺗﻠﻰ در ﻧﺎﺣﯿﻪ واردار‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺎﺋﺸﻪ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﺍﳊﺎﺝ ﳏﻤﻮﺩ ﺍﻏﺎ‬
‫ﺻﻐﲑ ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺜﻤﺎﻥ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٧٢٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٩٦٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫ﻭﻗﻒ ﻋﻴﺴﻰ ﺑﻚ‬
‫ﺩﺭ ﻗﻀﺎء ﯾﮑﯿﺠﮥ واردار‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫وﻗﻒ ﻏﺎزى ﺍﲪﺪ ﺑﻚ‬
‫ﺩﺭ ﻗﻀﺎﺀ ﯾﮑﯿﺠﮥ ﻭﺍﺭﺩﺍﺭ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٢ ٥٠٠‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٥ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــــــــﻮﻝ‬
‫ﺍﻣﻮﺍﻝ ﻣﺘﻔﺮﻗﻪ‬
‫‪٤٢ ٣٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﻣﻌﺠﻠﮥ وﻗﻒ ﺧﺎﻧﮥ اﻟﺤﺎج ﻋﯿﺴﻰ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼــــﻮﻝ‬
‫اﺟﺎرۀ ﻣﻌﺠﻠﮥ وﻗﻒ ﺧﺎﻧﮥ ﺣﻨﯿﻔﻪ ﺧﺎﺗﻮن‬
‫در ﻣﺤﻠﮥ ﺧﺮﺍﺟﺠﻰ ﻋﻠﻰ‬
‫ﺑﻨﺖ اﻟﺤﺎج ﺣﻤﺰه در ﻣﺤﻠﮥ ﺳﺎﻋﺘﺠﻰ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻣﺮﱘ ﺧﺎﺗﻮﻥ‬
‫ﺩﺭ ﻋﻬﺪۀ ﻋﺜﻤﺎﻥ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٦ ٠٠٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٦ ٣٠٠‬‬
‫ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟــــــــــــــــــــﻚ‬
‫‪١٨ ٥٩٣‬‬
‫‪542‬‬
‫ﲜﻬـــﺖ‬
‫وﻇﯿﻔﮥ ﺍﲪﺪ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﲜﻬـــﺖ‬
‫اﺟﺮت دﻻﻟﯿﻪ‬
‫ﺍﳌﺘﻮﱃ‬
‫ﰱ ﻳﻮﻡ ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٣ ٦٠٠ ١٠‬‬
‫وﻣﮋدۀ ﺧﺎﻧﻪ‬
‫ﲜﻬـــﺖ‬
‫ﻛﺴﺮ ﻏﺮﻭﺵ ﻋﻦ ﻣﺎﻝ‬
‫ﺍﺟﺎﺭﺍﺕ ﻭﻣﻌﺠﻠﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣ ٠٦٠‬‬
‫ﲜﻬـــﺖ‬
‫ﺧﺮﺝ ﺣﺠﺖ ﺷﺮﻋﻴﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢ ٠٠٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪1 000‬‬
‫ﲜﻬـــﺖ‬
‫ﺧﺮﺝ ﺭﺍﻩ ﻣﺘﻮﻟﺊ‬
‫ﻭﻗﻒ ﻣﺰﺑﻮﺭ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٥ ٠٠٠‬‬
‫ﺍﻟﺒﺎﻗــــــــــــــﻰ‬
‫‪٣٧ ٩٧٤‬‬
‫ﻣﻨﻬـــــــــــــــــﺎ‬
‫ﺗﺴـــــــــــــﻠﻴﻢ‬
‫ﲞﺰﺍﻧﻪ ﺩﺍﺭ ﺍﻟﺴﻌﺎﺩﺓ ﺍﻟﺸﺮﻳﻔﻪ‬
‫‪٣٧ ٩٧٤‬‬
‫‪543‬‬
‫ﲜﻬـــﺖ‬
‫ﺍﺩﺍﺀ ﺩﻳﻦ ﺍﻟﺰﻳﺎﺩﻩ‬
‫ﻋﻦ ﺍﻻﺻﻞ ﺩﺭ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﺍﻭﻝ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٣٩‬‬
‫ﲜﻬـــﺖ‬
‫ﺧﺮﺝ ﻣﺘﻔﺮﻕ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺼﺎﱀ‬
‫ﻭﻗﻒ ﻣﺰﺑﻮﺭ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣ ٠٠٠‬‬
‫ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﰱ ‪ ٢‬ﺫ ﺳﻨﻪ ‪١٠٨١‬‬
‫ﻋﺒﺎﺱ ﺍﻏﺎ‬
‫ﻧﺎﻇﺮ ﺩﺍﺭ ﺍﻟﺴﻌﺎﺩﻩ‬
‫)ﻣﻬﺮ ﻭ ﺍﻣﻀﺎ(‬
‫‪544‬‬
Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Transkripsiyon Hali:
(s. 2)
1Muhâsebe_____________________________________________________________________i
Mahsûlat ve ihrâcat-ı evkaf-ı Haremeynü'ş-şerîfeyn, der-mahmiyye-i Selanik ve Yenice-i Vardar,
an evvel-i Mart el-vâkı‘ fî 18 Şevvâl sene 1080 ilâ evvel-i Mart el-vâkı‘ fî 29 Şevval sene 1081
der-zamân-ı Ahmed Efendi el-mütevellî , be-ma‘rifet-i iftihâru'l-havâs ve'l-mukarrabîn,
mu‘temedü'l-mülûk ve's-selâtîn , enîsü'l-hazreti'l-aliyyeti's-Sultâniyye, celîsü'd-devleti'sseniyyeti'l-hâkaniyye, sâhibü'd-devle ve'l-izze Hazret-i Abbas Ağa, Ağa-i Dârussa‘âdeti'ş-şerîfe,
en-nâzır
Asl-ı mâl_________________
Fî sene-i kâmile
57.167
2- An mahsûlat______________________________________________ı
Mukata‘ât-ı zemîn ve icârat-ı hânehâ ve dekâkîn
14.267
An
mahsûl__________________
_i
Mukata‘a-i zemîn-i bâğ-ı Bâbı Vardar der-uhde-i Mustafa
Çelebi
Fî sene
180
An
mahsûl__________________
_i
Mukata‘a-i zemîn-i bâğ-ı Bâbı Vardar der-uhde-i Hüseyin
Çelebi
Fî sene
180
An
mahsûl__________________
_i
Mukata‘a-i zemîn-i hâne, dermahalle-i Mecelle, der-uhde-i
Abdülkerim Efendi
Fî sene
80
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Perizad
Hatun der-mahalle-i Câmi‘-i
Atik der-uhde-i Angeli zimmî
Fî sene
180
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Perizad
Hatun der-mahalle-i mezbûre
der-uhde-i Pano zimmî
Fî sene
180
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Kalenderî
der-mahalle-i Çınâri der-uhdei Belkıs
Fî sene
120
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Kalenderî
der-mahalle-i mezbûre, deruhde-i el-Hâc Ali
Fî sene
24
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı
Yunus, der kurb-ı Bâb-ı Sâni
[veya Bâb-ı Bali?], der-uhde-i
Apostal zimmî
Fî sene
240
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı
Yunus, der-kurb-ı bâb-ı
mezbûr, der-uhde-i Apostol
zimmî
Fî sene
500
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı
Yunus, der-kurb-ı bâb-ı
mezbûr der-uhde-i Franko
oğlu Peksimatı
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı
Yunus, der-kurb-ı bâb-ı
mezbûr, der-uhde-i Nikola
oğlu
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i dükkân-ı vakf-ı Hacı
Yunus, der-kurb-ı bâb-ı
mezbûr, der-uhde-i Mahmud
Çelebi
545
Fî sene
960
Fî sene
960
Fî sene
460
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf, dermahalle-i Hacı Yunus deruhde-i es-Seyyid İbrahim
Çelebi
Fî sene
150
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne, der-mahalle-i
Çınâri, der-uhde-i Osman
Fî sene
24
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Ali Bey,
der-mahalle-i Sarı Hatîb, deruhde-i Ömer Ağa
Fî sene
180
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Ali Beşe
der-mahalle-i Yılan..., deruhde-i Nafiye Hâtun
Fî sene
120
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı el-Hâc
İbrâhim, der-mahalle-i Cezerî
Kasım Paşa, der-uhde-i
Debbâğ Mustafa
Fî sene
100
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Fâtıma
Hâtun der-mahalle-i mezbûr,
der-uhde-i Fatıma Hâtun
Fî sene
36
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Ayşe
Hâtun der-mahalle-i Gazzâz
el-Hâc Mustafa der-uhde-i
Hanife Hâtun
Fî sene
100
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Hadice
Hâtun, der-mahalle-i Yahya
Bali, der-uhde-i Ali Çelebi
Fî sene
120
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Perizad
Hâtun, der mahalle-i Siyavuş,
der uhde-i Mehmed Efendi
Fî sene
60
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Güçlü,
Bali, der-mahalle-i İshâkiye
der-uhde-i
Fî sene
120
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı
Hümâyun, der-mahalle-i ...
der-uhde-i Gülistan
Fî sene
80
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Ayşe
Hâtun, der-mahalle-i
Timurtaş, der-uhde-i Ahmed
Çelebi
Fî sene
An
mahsûl__________________
_i
Mukâta‘a-i zemîn-i vakf-ı elHâc Mehmed, der-mahalle-i
Cami-i Atîk, der uhde-i el-Hâc
Hamza
Fî sene
40
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Ayşe
Hâtun, der-mahalle-i
Kasımiye, der-uhde-i
Abdullah Çelebi
Fî sene
120
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Hacı
Pula,
der-mahalle-i Çınâri, der
uhde-i
Pîrî Dede
Fî sene
15
546
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i dükkân-ı vakf-ı el-Hâc
Ali, der-uhde-i es-Seyyid
Ahmed Çelebi
Fî sene
100
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Emine
Hâtun, der-mahalle-i Yahya
Bali, der-uhde-i Terzi
Mehmed
Fî sene
100
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Ümmî
Hâtun, der-mahalle-i Gazzâz
el-Hâc Mustafa, der-uhde-i
Terzi Hüseyin
Fî sene
100
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Hayriye
Hâtun, der-mahalle-i ...
Hasan, der-uhde-i Lütfi Çelebi
Fî sene
120
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı el-Hâc
Mehmed der-mahalle-i Cami-i
Atîk,
der-uhde-i Taşcı Mehmed
Fî sene
100
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı el-Hâc
Mehmed, der-mahalle-i
Cami-i Atîk, der-uhde-i Lütfi
Çelebi
Fî sene
90
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı el-Hâc
Mehmed, der-mahalle-i
mezbûr,der-uhde-i Üveys
Fî sene
60
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı
Abdülbaki, der-mahalle-i
Ahmed Subaşı , der-uhde-i elHâc Mahmud Ağa
Fî sene
960
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Küçük
Hasan der-mahalle-i mezbûr,
der-uhde-i Halil Çelebi
Fî sene
60
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Hanife
Hâtun, der-mahalle-i Debbağ
Hayrullah, der-uhde-i
Ömerzâde Mehmed Çelebi
Fî sene
120
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Hâni
Hâtun, der-mahalle-i Cezerî
Kasım Paşa, der-uhde-i ...
Fî sene
96
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Hanife
Hâtun, der-mahalle-i el-Hâc
İsmail, der-uhde-i Ayşe Hâtun
Fî sene
72
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Fatıma
Hâtun, der-mahalle-i Cezerî
Kasım Paşa, der-uhde-i Ayşe
Fî sene
120
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Mustafa
Bey, der-nâhiye-i Pazarhan,
der uhde-i el-Hâc Mahmud
Ağa
Fî sene
720
An
mahsûl__________________
_i
İcâre-i hâne-i vakf-ı Mustafa
Bey, der-karye-i Azaplı, dernâhiye-i Vardar-ı Sagîr, deruhde-i Osman Efendi
Fî sene
960
[s. 3]
547
An mahsûl___________________i
Vakf-ı Gazi Ahmed Bey,
der-kazâ-i Yenice-i Vardar
Fî sene
5000
An mahsûl___________________i
Vakf-ı İsa Bey, der-kazâ-i
Yenice-i Vardar
Fî sene
2500
3- An mahsûl________________________________________________i
Emvâl-i müteferrika
42.000
An mahsûl___________________i
İcâre-i muaccele-i vakf-ı hâne-i el-Hâc İsa,
der-mahalle-i Harâccı Ali, der-uhde-i Meryem
Hâtun
Fî sene
36.000
An mahsûl___________________i
İcâre-i muaccele-i vakf-ı hâne-i Hanife Hâtun
bintü el-Hâc Hamza, der-mahalle-i Saatçı, deruhde-i Osman Efendi
Fî sene
6300
4 - Vudı’a min zâlik___________________________________________
18.593
Becihet___________i
Vazife-i Ahmed
Efendi, el-mütevellî
Fî yevm Fî sene
10
3.600
Becihet___________i
Ücret-i dellâliye
ve müjde-i hâne
Akçe
1.000
Be-cihet___________i
Kesr-i guruş
an mâl-i icârat ve muaccele
Akçe
3.060
Becihet___________i
Harc-ı hüccet-i
şer’iyye
Akçe
2.000
Be-cihet___________i
Harcırâh-ı mütevellî-i
vakf-ı mezbûr
şer’iyye
Akçe
5.000
5- El-Bâkî_____________________________________
38.574
548
Becihet___________i
Edâ-i deynü’z-ziyâde
ani’l-asl dermuhasebe-i evvel
Akçe
933
Be-cihet___________i
Harc-ı müteferrik,
berâ-yı mesâlih-i
vakf-ı mezbûr
Akçe
3.000
6- Minhâ___________________________________
Teslîm__________________________
Be-hızâne-i Dârussaâdeti'ş-şerîfe
38.574
Tahrîren fî 26 Z [=Zilhicce] 1081
Abbas Ağa
en-Nâzır-ı Dârussaâde
(Mühür ve İmza)
549
Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Türkçe Hali:
1- Selanik ve Yenice-i Vardar'da bulunan Haremeyn [Mekke-Medine] vakıfları mütevellisi
Ahmed Efendi’nin arzı üzerine Haremeyn vakıfları nazırı Dârussaâde Ağası Abbas Ağa
tarafından hazırlanmış olan 18 Şevval 1080 - 29 Şevval 1081 [11 Mart 1670 - 10 Mart 1671]
tarihleri arasını kapsayan bir senelik gelir-gider muhasebesi.
Yıllık Gelir
57.167
2- Dükkân ve ev kiraları ile toprak gelirlerinden
14.267
Vardar kapısındaki Mustafa
Çelebi üzerinde bulunan
bağdan
elde edilen gelir
Vardar kapısındaki Hüseyin
Çelebi üzerinde bulunan
bağdan
elde edilen gelir
Senede
180
Senede
180
Atik Cami mahallesindeki
Perizad Hatune vakfına ait
olup Angeli üzerinde bulunan
evin kira gelirinden
Senede
180
Atik Cami mahallesindeki
Perizad Hatun vakfına ait olup
Pano üzerinde bulunan evin
kira gelirinden
Senede
180
Çınarlı mahallesindeki
Kalenderi vakfına ait olup
Hacı Ali üzerinde bulunan
evin kira gelirinden
Senede
24
Bâb-ı Sâni (veya Bâb-ı Bali?)
yakınındaki Hacı Yunus
vakfına ait olup Apostol
üzerinde bulunan dükkânın
kira gelirinden
Senede
240
Çınarlı? mahallesindeki
Kalenderi vakfına ait olup
Belkıs Hatun üzerinde
bulunan
evin kira gelirinden
Senede
120
Bâb-ı Sani (veya Bâb-ı Bal?)
yakınındaki Hacı Yunus
vakfına ait olup Apostol
üzerinde bulunan dükkânın
kira gelirinden
Senede
500
Bâb-ı Sâni (veya Bâb-ı Bali?)
yakınındaki Hacı Yunus
vakfına ait olup Franko oğlu
Peksimati üzerinde bulunan
dükkânın kira gelirinden
Senede
960
Bâb-ı Sani (veya Bâb-ı Bali)
yakınındaki Hacı Yunus
vakfına ait olup Nikola
üzerinde bulunan dükkânın
kira gelirinden
Senede
960
Bâb-ı Sâni (veya Bâb-ı Bali)
yakınındaki Hacı Yunus
vakfına ait olup Mehmed
Çelebi üzerinde bulunan
dükkânın gelirinden
Senede
460
Çınarlı mahalledeki Osman
Efendi üzerinde bulunan evin
kira gelirinden
Senede
24
Çınarlı mahalledeki Fatıma
Hatun vakfına ait olup Fatıma
Hatun üzerinde bulunan evin
kira gelirinden
Senede
36
Yahya Bali mahallesindeki
Hadice Hatun vakfına ait olup
Ali Çelebi üzerinde bulunan
evin kira
gelirinden
Senede
120
550
Mecelle mahallesinde
Abdülkerim Efendi üzerinde
bulunan ev kirasından
Senede
80
Cezeri Kasım Paşa
mahallesindeki el-Hâc
İbrahim vakfına ait olup
Debbağ Mustafa üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Gazzaz el-Hâc Mustafa
mahallesindeki Ayşe Hatun
vakfına ait olup Hanife Hatun
üzerinde bulunan evin kira
gelirinden
Senede
100
Senede
60
İshakiye mahallesindeki
Güclü Bali vakfına ait olan
evin kira gelirinden
İli mahallesindeki Hümayun
vakfına ait olup Gülistan
Hanım üzerinde bulunan evin
kira gelirinden
Senede
120
Senede
80
Sinan Paşa mahallesindeki
Perizad Hatun vakfına ait olup
Mehmed Efendi üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Senede
60
Timurtaş Hatun
mahallesindeki Ayşe Hatun
vakfına ait olup Ahmed
Çelebi üzerinde bulunan evin
kira gelirinden
Senede
60
Atik Cami mahallesindeki elHâc Mehmed vakfına ait olup
el-Hâc Hamza üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Senede
40
Kasımiye mahallesindeki
Ayşe Hatun vakfına ait olup
Abdullah Çelebi üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Senede
120
Çınarlı mahallesindeki Hacı
Pula vakfına ait olup Piri
Dede üzerinde bulunan evin
kira gelirinden
Senede
15
el-Hac Ali vakfına ait olup esSeyyid Ahmed Çelebi
üzerinde bulunan evin kira
gelirinden
Senede
100
Yahya Bali mahallesindeki
Emine Hatun vakfına ait olup
Terzi Mehmed üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Senede
100
Müftü Hasan mahallesindeki
Hayriye Hatun vakfına ait
olup Lütfi Çelebi üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Senede
120
Atik Cami mahallesinde elHâc Mehmed vakfına ait olup
Üveys üzerinde bulunan evin
kira gelirinden
Senede
60
Atik Cami mahallesindeki elHâc Mehmed vakfına ait olup
Taşcı Mehmed üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Senede
100
Ahmed Subaşı mahallesindeki
Abdülbaki vakfına ait olup elHâc Mahmud Ağa üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Senede
960
Gazzaz el-Hâc Mustafa
mahallesindeki Emre Hatun
vakfına ait olup Terzi Hüseyin
üzerinde bulunan evin kira
gelirinden
Senede
100
Atik Cami mahallesindeki elHâc Mehmed vakfına ait olup
Lütfi Çelebi üzerinde bulunan
evin kira gelirinden
Senede
90
Ahmed Subaşı mahallesindeki
Küçük Hasan vakfına ait olup
Halil Çelebi üzerinde bulunan
evin kira gelirinden
Senede
60
Debbağ Hayreddin
mahallesindeki Hadice Hatun
vakfına ait olup Ömerzâde
Mehmed Çelebi üzerinde
bulunan evin kira gelirinden
Senede
120
Cezerî Kasım mahallesindeki
Hâni Hatun vakfına ait olup...
üzerinde bulunan evin kira
gelirinden
Senede
96
el-Hâc İsmail mahallesindeki
Hanife Hatun vakfından olup
Ayşe Hatun üzerinde bulunan
evin kira gelirinden
Senede
72
551
Cezerî Kasım Paya
Pazarhan nahiyesindeki
Vardar-ı Sagîr nâhiyesinin
mahallesindeki Fatıma Hatun
Mustafa Bey vakfından olup
Azaplı köyündeki Mustafa
el-Hâc Mahmud Ağa üzerinde
Bey vakfına ait olup Osman
vakfından olup Ayşe Hatun
üzerinde bulunan evin kira
bulunan çiftliği kira gelirinden
Efendi üzerinde bulunan
gelirinden
Senede
çiftliğin kira gelirinden
Senede
720
Senede
120
960
Yenice-i Vardar’daki Gazi Ahmed Bey
Yenice-i Vardar’daki İsa Bey
vakfının muhtelif gelirlerinden
vakfının muhtelif gelirlerinden
Senede
Senede
5.000
2.500
3- Müteferrik Gelirlerden
42.900
Haraççı Ali mahallesindeki el-Hâc İsa
vakfına ait olup Meryem Hatun
üzerinde bulunan evin peşin kira bedeli
Akçe
36.000
Sa.... mahallesindeki Hanife Hatun bintü
el-Hâc Hamza vakfına ait olup Osman
Efendi üzerinde bulunan evin kira gelirinden
Akçe
6.900
4- Bundan düşülen_____________________________________
18.593
Mütevelli Ahmed
Efendi'ye ödenen
Günde
Senede
10
3.600
Kira bedelleri ile
peşin alınan kira
bedellerinin kusûratı
Akçe
3.060
Dellâliye ve
Hüccet harcı için
müjdecilik
Akçe
ücreti
2.000
Akçe
1.000
Mütevellinin yol
harçlığı için
Akçe
5.000
Mütevellinin fazla
harcamasından dolayı
kendisine ödenen
Akçe
933
Vakfın çeşitli işleri
için müteferrik
masraflar
Akçe
3.000
5- Kalan_____________________________________
38.574
6- Bundan___________________________________
Dârussaâde hazinesine teslim edilen
38.574
26 Zilhicce 1081 [5 Mayıs 1671]
Abbas Ağa
Dârussaâde Ağası
Nazır
(Mühür ve imza)
552
Selanik Haremeyn Vakfı Örneğinin Tek Düzen Hesap
Planına Göre Kaydı:
/
100 KASA HESABI
57.167
602 DİĞER GELİRLER HESABI
602.01 Kira Geliri
14.267
602.02 Müteferrik Gelir 42.900
57.167
/
Selanik Haremeyn Vakfı'ndan ücret ve çeşitli giderlere ilişkin ödemeler
yapılmıştır. Buna ilişkin kayıt aşağıda yer aldığı gibidir:
/
335 PERSONELE BORÇLAR HESABI
336 DİĞER ÇEŞİTLİ BORÇLAR HESABI
100 KASA HESABI
/
3.600
14.993
18.593
Buna göre 100 KASA HESABI’nın büyük defter
görüntüsü şöyle olacaktır;
100 KASA HESABI
14.267
42.900
57.167
38.574
18.593
18.593
Bu sonucun orijinal yevmiye kaydı işlemi ile tutarlı
olduğunu belirtmemiz gerekmektedir.
553
4.
TANZİMAT
SONRASI
–
CUMHURİYETE
KADAR
OSMANLI İMPARATORLUĞU
40. Genel Açıklama
XIX.
Yüzyılda
dünya
muhasebe
tarihindeki
önemli
gelişmeler ve Osmanlı imparatorluğunun aynı yüzyılda
yaşadığı değişim süreci ve bu süreç içinde muhasebe
düşüncesindeki gelişmeleri de ortaya çıkartmıştır. Türk
toplumunun batılılaşma sürecinde ki birinci aşama olan
Tanzimat’ı, ikinci aşama olan Cumhuriyet’ten, Siyasi ve
ekonomik acıdan olduğu kadar, muhasebe tarihi açısından
da bu iki farklı dönemi ayırmak gerekir. Muhasebe
açısından bu iki döneme bakıldığında, XIX. Yüzyılın sonları
ve XX. Yüzyılın başlarında, çift yanlı kayıt yönteminin
tanınması,
cumhuriyet
döneminde
ise,
yöntemin
benimsendiği, yerleştirildiği ve geliştirildiği görülmektedir.
XIX. yüzyılda Osmanlı devleti’nin iktisadi ve sosyal
yapısının hızlı bir değişim sürecine girmesi, Osmanlı Devleti
muhasebe düşüncesinde de etkili olmuştur. Bu nedenle
Tanzimat sonrasının Türk Devletleri Muhasebe tarihi’nde
özel bir yeri vardır. Öncelikle bu etkiler, muhasebeyi
çerçeveleyen
yasal
düzenlemelerde
kendisini
göstermektedir. Bunlardan en önemlisi, 1850 yılında kabul
edilen ticaret kanunudur.
kendi
muhasebe
Kurumsallaşmada ise, devlet
düzenini
yeni
koşullara
göre
oluşturabilmek için Meclis-i Muhasebe, Divan-ı Muhasebat
gibi
554
kurumlar
oluşturmuştur.
Muhasebat
Genel
Müdürlüğü, Sayıştay gibi adlarla birçoğu bu güne kadar
gelen
kurumlar,
öncelikle
devlet
muhasebesinin
çağdaşlaşmasına katkıda bulunmuştur.
Tanzimat sonrası, Osmanlı’da muhasebe öğretisi
acısından da bir çok özellikler göstermektedir. O zamana
kadar, Osmanlı’da ne muhasebe öğreti kitabı vardı, nede
muhasebe eğitimi vardı. Osmanlı, İlhanlılar’dan devralıp
geliştirdiği ve İlhanlılar’ın “merdiban (merdiven)
dediği,
Osmanlı’nın
düzeninden
isim
devlet
vermediği
bir
muhasebesinde
sistemi”
muhasebe
yüzyıllarca
yararlanmıştır. Bu sistemin eğitimini de usta-şakirt (çırak)
ilişkisi içinde sürdürmüştür.
XIX. Yüzyılın ikinci yarısında, batının yüzyıllardır
kullandığı
çift
yararlanmaya
taraflı
başlamış
kayıt
ve
yönteminden
devlet
uygulamada
cesaretle,
devlet
muhasebesinde ve o zamanın iktisadi devlet teşekküllerinde
uygulama kararı vermiştir. XIX. Yüzyılın son otuz yılında
yoğunlaşan bu çabaların Türk muhasebe tarihinde özel bir
yeri vardır. Cumhuriyet döneminin başarısı varsa,
bu
başarı sözü edilen yoğun, özverili çabalara borçludur.
Batılılaşma, çağdaşlaşma sürecinin başarılı örneklerinden
biriside kuşkusuz, hiçbir alt yapısı olmadan çift yanlı kayıt
yöntemini eğitimde ve uygulamada kısa sürede benimseme
çabalarıdır.
Osmanlı, çift yanlı kayıt yöntemiyle XIX. Yüzyılın
ikinci yarısında yeni tanışırken, Avrupa’da çift yanlı kayıt
555
yönteminin
geliştirilme
çabaları
yaşanıyor
ve
özellikle
muhasebe bilimi olma sürecini tamamlamaya çalışıyordu.
Osmanlı’da çift yanlı kayıt yöntemine devlet muhasebesinde
kısa sürede geçiş, devlet muhasebesi kültürünün varlığı
sayesinde mümkün olmuştur. Ama, Osmanlı’da özel sektör
muhasebe kültürü çok düşük seviyede olduğu içi, çift yanlı
kayıt yönteminin özel sektör tarafından benimsenmesi,
ancak cumhuriyet mümkün döneminde olabilmiştir. Bu
gecikmede kuşkusuz muhasebe kültürünün azlığı yanında,
yeterli sermaye birikiminin sağlanamaması, yeterli üretim
ve ticaret deneyimine sahip olunamaması gibi nedenlerde
etkili olmuştur.
41. Tanzimat Sonrası – Cumhuriyete Kadar Olan
Dönemde Siyasi Yapı
Tanzimat’ın ilanı olan 1839 yılında, Cumhuriyet’in ilanı
olan
1922
yılına
kadar
geçen
83
yıllık
dönem,
imparatorluğun dağılma dönemi içinde yer alır345.
Meydan Larousse, İstanbul:1972, C.9. Ayrıca bkz. E. İhsanoğlu
(editör): Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi, C.I ve II. İstanbul:
1996 ve1998. Mithat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lüğatı, İstanbul: 1986.
Mustafa Nuri Paşa(sadeleştiren: Neşet Çağatay), Netayicü’l Vukuat,
Ankara: T.Tarih Kurumu Yayını, 1992. E. Ziya Karal, Osmanlı Tarihi,
Ankara: T.Tarih Kurumu Yayını, 1983. R. Ekrem Koçu, Osmanlı
Padişahları, İstanbul: Ana Yayın Evi, 1981. Sina Aşkın ve diğerleri:
Osmanlı Devleti, İstanbul, 1985. Hakkı Dursun Yıldız, 150. Yılda
Tanzimat, Ankara: T. Tarih Kurumu Yayını, 1992.
345
556
XIX. Yüzyılın başında, III. Selim’in tahtan indirildiği
yıl olan 1807’den Türkiye Cumhuriyeti’nin
kuruluşuna
kadar geçen yüzonbeş yıllık süre içinde devleti yöneten
padişahlar ve bunların egemenlik dönemleri aşağıdaki
gibidir.
IV. Mustafa (1807-1808). II. Mahmut (1808-1839),
Abdülmecid (1839-1861), Abdülaziz (1861-1876), V. Murad
(1876),
II.
Abdülhamid
(1876-1909),
V.
Mehmed
(Reşad)(1909-1918), VI. Mehmed (Vahdeddin) (1918-1922).
Görüldüğü üzere, 1807-1922 yılları arasında sekiz
padişah hüküm sürmüştür.
III. Selim’in yerine 1807 yılında padişah olan IV.
Mustafa’nın
kısa
padişahlık
döneminde
İrad-ı
Cedid
Hazinesi kaldırıldığı için, halk bu hazine için verilen
vergilerden
kurtulmuştur.
Bu
nedenden
dolayı
halk
memnundu ve yönetimde olan olaylara karşı kayıtsız
kalıyorlardı.
II. Mahmut 1808 de tahta çıktığında var olan
başkaldırmaların
hızla
artmaya
devam
etti.
Bütün
başkaldırı ve savaşlarda Osmanlı İmparatorluğu, ta toprak
kaybediyor ya da sahip olduğu siyasi ve mali haklardan
vazgeçmek zorunda kalıyordu. Bu başkaldırılar sonucunda,
Sırplara
yeni
imtiyazlar,
Yunanistan’a
ise
bağımsızlık
verildiği görülmektedir.
Bütün savaşlar ve kayıplar içinde II. Mahmud’un
devletin
batılı
kurumlara
kavuşturulması
için
önemli
557
çalışmalarda da bulunmuştur. Bu yenilikler, Tanzimat’ın
ilanını hazırlamış, batılılaşma hareketlerini hızlandırmış ve
giderek yüzyılın ikinci yarısında gerçekleşen iktisadi ve mali
konulardaki ve eğitim düzeyindeki gelişmelerin temelini
oluşturmuştur.
II.
Mahmud’un
ölümünden
sonra
tahta
geçen
Abdülmecid döneminde, Avrupa devletleri ile yakın ilişkiler
kurularak isyanlarda ve savaşlarda başarı sağlanmıştır. Bu
durum,
1839
yılında
Gülhane
Hatt-ı
Hümayun’u
açıklanmasın neden olmuştur. Abdülmecid döneminde
ikinci batılılaşma çabası, 1954 Kırım savaşından sonra batı
ülkelerinin de baskısıyla 28 şubat 1856 yılında ilan edilen
“Islahat Fermanı” ile gerçekleşmiştir.
Abdülaziz
döneminde yenliklere devam edilerek,
Islahat fermanında yer alan yer alan hususların yaşama
geçirilmesi ve Tanzimat ile başlayan batılılaşmanı devamı
sağlanmıştır. II. Abdülhamit döneminin başlangıcı olan
1876-1880
yılları
arası
I.
Meşrutiyet
dönemi
olarak
adlandırılır. II. Abdülhamid’in tahta çıkmasından sonra
23.12.1876 tarihinde ilan edilen Kanun-i Esasi, Türklerin
ilk anayasasıdır. Aynı zamanda I.meşrutiyet döneminde
Türkler ilk kez Mebuslar Meçlisi ile tanışmıştır.
V.
Mehmed
başarısızlıklar
ve
devam
Vahdeddin
etmiş
Cumhuriyet ilan edilmiştir.
558
milli
dönemlerinde
mücadele
de
sonunda
42. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan
Dönemde İktisadi Yapı
Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul’u ele geçirirken, Galata
Bankerleri
ile
ilişkide
olduğu,
bunların
faaliyette
bulunmalarına daha sonra izin verdiği bilinmektedir. Bu
bankerlerin, Osmanlı’nın ilk dış borç aldığı 1854 yılına
kadar Osmanlı’yı Bizans’tan kalma yöntemlerle finanse
ettiği de bilinmektedir346. Bunlar, sarraf adı ile yüzyıllarca
İmparatorluk
topraklarında
kredi
verme
işlevlerini
sürdürmüşlerdir. XIX. yüzyılın ikinci yarısında, Devletin iç
borçlanması
yanında
dış
borçlanması
da
gündeme
gelmiştir. Devletin gelirlerinin tarımsal vergilere bağlı olması
dolayısıyla mevsimler arasındaki dengeyi kurmaya yönelik
olarak başlayan iç borçlanma, zamanla mevsimse özelliğini
yitirmiş ve sürekli bir durum göstermeye başlamıştır.
1860’lı yıllarda devletin borçlanmasıyla ortaya çıkan
mubayaacı, oyuncu, tellal adlarıyla menkul kıymet alımsatımı yapanlar özel bir esnaf sınıfı oluşturmuşlardır. 1866
yılına
kadar,
yasal
bir
düzenlemesi
olmadan
Galata
sokaklarında kontrolsüz bir şekilde gelişen bu durumu için
1866 yılında nizamname çıkarıldığı
ve bunun üzerine
borsanın Galata’da Komisyon Han’da çalışmaya başladığı
görülmektedir347. Borsa işlemlerinin Maliye’ce atanan bir
346 Haydar Kazgan, Tarih Boyunca İstanbul Borsası, İstanbul:1995,
s.25 vd.
347 Hüseyin Avni Şanda, İstanbul Borsası’nın Yüzyıllık Hayatı,
Broşür, İstanbul: 1966.
559
komiser tarafından
denetlendiği de görülmektedir348.
Bu
nizamnamenin 1873-1874 yıllarında yenilenmiştir.
Diğer
taraftan,1856
yılında
yayınlanan
Islahat
Fermanı, mali hükümlerinde bulunduğu çok sayıda hüküm
içerdiği görülmektedir349. Islahat Fermanının, devletin bütçe
uygulamalarını
sağlamasının
daha
ciddi
ötesinde,
bir
Maliye
şekilde
ele
Nezareti’nin
almasını
devlet
muhasebesinde çift yanlı kayıt yöntemini geliştirici fazla bir
etkide bulunduğunu söylemek güçtür. Ancak, Müslüman
olmayanlar, dış ticarete dönük çalışmalarında, muhasebe
kayıt
düzenlerinde
çift
yanlı
kayıt
yönteminin
uygulanmasında elverişli ortamın sağlanmasına yardımcı
olmuştur.
Tanzimat’a
kadar
Osmanlı
Avrupa’daki
sanayi
devriminin etkisinde uzak kaldığı bilinmektedir. Avrupa’da
ki sanayileşmenin ivme kazanmasına karşın Osmanlı’nın
gelişmemiş, rekabet olanaklarından uzak yapıdaki sanayi
büyük
zarar
görmeye
başlamıştır350.
Özellikle
büyük
kentlerdeki pamuklu dokumacılık zarar etmelerinden dolayı
faaliyetlerini durdurmak zorunda kalmıştır.
Azmi Fertekligil, Türkiye Borsası’nın Yüzyıllık Hayatı, İstanbul:
İMKB Yayını, 1993, s. 22.
349 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Ankara: T.Tarih Kurumu Yayını,
1976, s. 2 vd. Ayrıca bkz. Cevdet Paşa, Tezakir-i Cevdet, Ankara:
T.Tarih Kurumu Yayını,1991, s.70 vd. Ufuk Gülsoy, 1856 Islahat
Fermanı’na Tepkiler ve Maraş Olayları, Bekir Kütükoğluna Armağan,
İstanbul: İ.Ü.E.Fakültesi Yayını, 1991.
350 Mübahat Kütükoğlu, Osmanlı-İngiliz Münasebetleri (1838-1850),
İtanbul: 1976, s.110 vd. Ayrıca bkz. Ö.C. Sarc, Tanzimat ve
Sanayimiz, İstanbul: 1940, s.426.
348
560
1840-1850 yılları arasında Osmanlı, bir sanayileşme
içerisine girmiştir. Osmanlı’nın sanayi kuruluşları devlet
kuruluşlarıdır.
Genellikle
sarayın
ve
ordunun
gereksemelerine dönük üretim yapmaktaydılar. Zengin
sınıfın tükettiği mallar ithal ediliyor, geniş halk kitlelerinin
gereksemeleri
de
esnaflık
boyutunda
küçük
mahalli
işletmelerin üretimi ile karşılanıyordu.351
Tarıma dayalı ekonomisi olan imparatorluk XIX.
Yüzyılın ikinci yarısında, bir yandan büyük ölçüde toprak
kaybediyor, öte yandan da toprak düzeninin değiştirilmesi
sürecini yaşıyordu. Bu süreçte devlet Tanzimat’tan hemen
sonra Maliye nezareti ile Ticaret Nezaretini birleştirmiştir352.
Tarım
ürünleri
nakil
yollarının
daha
güvenli
olması
nedeniyle iç pazarlara dağıtımı kolaylaşmıştır353.
Bu çalışmaların toprak düzeninin mülkiyete doğru
gelişme göstermesinin tarımsal üretim artışına yol açtığını
ise, İktisat Tarihçileri ileri sürerler. Geçimlik üretim biçimi
yerini giderek, piyasa için, ticari amaçlı tarımsal üretime
bırakmaya
başlamıştır354. 1878-1912 yılları arasında
Abdullah Martal, Değişim Sürecimde İzmir’de Sanayileşme, 19.
Yüzyıl, İzmir: 1998.
352 Erol Zeytinoğlu, İktisat Tarihi, İstanbul: 1993, s.163 vd.
353 Justin McCarthy, Osmanlıya Veda, Çeviren: Mehmet Tuncel,
İstanbul: Etkileşim Yayınları, 2006, s. 68-69.
354 Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, İstanbul: 1994, s. 211 vd.
Ayrıca bkz. Faruk Tabak, Bereketli Hilalin Batısında Tarımsal
Dalgalanmalar ve Emeğin Kontrolü, Osmanlı Toprak Mülkiyeti ve
Ticari Tarım, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1998. Tevfik Güran,
Osmanlı Tarım Ekonomisi, Türk İktisat Tarihi, İstanbul: İ.Ü. İktisat
Fakültesi, 1987. Tevfik Güran, Osmanlı Devletinin İlk İstatistik
351
561
pamuk ihracatının üç katına çıktığı ve aynı artışın ipek ve
ipek kozasında da görüldüğü bilinmektedir355.
XIX. yüzyılın ikinci yarısında hür düşüncelerin ortaya
atılmasıyla,
iktisadi
konular
yanında
ticaretin
geri
kalmışlığı da dile getirilmeye başlanmıştır. E.Z. Karal,
halkın ticarete olan ilgisinin az olmasının “bir lokma bir
hırka” anlayışında yattığını belirtir356. Özellikle dış ticaret
yabancıların elindedir. Osmanlı toplumunda
yöntemlere bağlı kalmış,
ticaret eski
ticaret şirketleri kurulamamış,
1850 yılında yürürlüğe giren, Fransa’dan alınan Ticaret
Kanunu uygulama alanı bulamamış, dolayısıyla kayıt
düzeni ve muhasebe uygulamaları da gelişememiştir.
Ülke ticaretine hakim olan yabancıların denetimleri
söz konusu değildi. Yeni kurulmuş olan Ticaret Nezareti
bunların
faaliyetlerini
kayıt
düzenlerinden
denetleme
olanağına sahip değildi. Faaliyette olan ticaret şirketleri ve
sahiplerinin muhasebe defter ve kayıtları kuşkusuz vardır.
Ama bu kayıtlar onların kendi usullerine göre ve kendi
dillerinde yazılıyordu. Bu durumda, Türklerin ticaretle
uğraşmalarını da, muhasebe kayıt düzenlerini çağdaş
gereksinimlere uygun duruma gelmelerini de bekleme
olanağı yoktur.
Yıllığı, Tarihi İstatistikler Dizisi C. 5, DİE; Ankara: 1997. Osmanlı
İmparatorluğu’nun ve Türkiye’nin Nüfusu 1500-1927, Tarihi
İstatistikler Dizisi, DİE, Ankara: 1996.
355 McCarthy, a.g.e., s. 69.
356 Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Cilt:VIII, T.Tarih Kurumu Yayını,
Ankara: 1983, s.473 vd.
562
43. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan
Dönemde Mali Yapı
Tanzimat Fermanı’nda, can, ırz ve namusun korunması ve
mal
emniyetinden
bahsediliyor357.
Aynı
zaman
da
Müslüman ve gayrimüslim bütün vatandaşların vergileri
yeniden düzenlenerek eşit ve adil olarak tahsil edilmesi de
yer almaktadır. Çünkü, Devletin iyi yönetilmesi, gelir ve
giderlerin birbirine eşit olmasına bağlıdır. Devletin gelirleri
giderlerden az olursa ya kudret ve kuvvetini kaybeder, ya da
halktan daha fazla vergi toplayarak adaletsizliğe neden olur.
Ferman’da,
bir
harcamalara
bütçe
engel
düzenlenmesi
olmak
içinde
ve
bütçe
gerekli
dışı
kanunların
çıkartılmasına yer verilmektedir358.
Fermanda yer alan konuların gerçekleştirilmesi malî
politika değişikliğini de beraberinde getirmiştir. Öncelikle
gelir-gider düzeninde değişiklikler yapılmış ve ilk iş olarak
iltizam
usulü
kaldırılarak
muhassıllık
uygulamasına
geçilmiştir. Bu ve benzer değişiklikleri gerçekleştirilirken
hukukî alt yapının hazırlanması için de çok sayıda kanun ve
nizamname çıkarılmıştır. Yine bu politika değişikliğinin bir
gereği olarak yeni kurumlara ihtiyaç duyulmuş ve bürokratik
düzenlemeler yapılmıştır359.
Düstur, I.Tertip, C.I, İstanbul: 1298, s.5.
Düstur, I.Tertip, C.I, İstanbul: 1298, s.6. Ayrıca bkz. Çoşkun Çakır,
Tanzimat ve Islahat Fermanlarının Mali Boyutları, Osmanlı, C.III,
Ankara: İkitsat, 1999, s. 362-370.
359 Çoşkun Çakır, Tanzimat Dönemi Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre
Yayınları, 2001, s. 25-26.
357
358
563
1838 Yılında Maliye Nezareti kurulmuştur. Ancak
Tanzimat’ın bir süreç içinde geliştiği düşünüldüğünde Maliye
Nezarti’nin kuruluşu ile Tanzimat’ın ilanının aynı reform
içinde yer aldığı görülmektedir. Tanzimat’ın mali açıdan
uygulanması görevi Maliye Nezareti’ne, yetki ve sorumluluk
ise Maliye Nazırına verilmiştir360.
Tanzimat döneminde, Mansure ve Redif Hazineleri
birleştirilerek 1840 yılında Maliye Hazinesi kurulmuştur. Bu
tarihten sonra, özellikle kurumsal anlamda, maliye ile ilgili
işler
Maliye
Nezareti
ve
bu
hazine
tarafından
yürütülmüştür. Osmanlı Tanzimat Dönemi bütçeleriyle ilgili
olarak da bu kurumların belirleyici etkisi esas olmuştur361.
1840 yılında vergi ile ilgili olarak “Muhassıllar Tâlimâtı”
yürürlüğe girmiştir. Bu talimatname çok önemli idi. Zira
mükelleflere devletin doğrudan temas halinde olmasını
gerektiren
kurallar
uygulana
gelen
getirmekte
eski
vergi
idi.
esasları
Böylece
yüzyıllardır
tarihe
karışmaya
başlıyordu362.
Mehmet Zeki Pakalın, Maliye Teşkilatı Tarihi (1442-1930), C.I,
İstanbul: 1977, s. 25. Ayrıca bkz. Yavuz Cezar, Osmanlı Maliyesinde
Bunalım ve Değim Dönemi (XVIII.Yzyıldan Tanzimat’a Mali Tarih),
İstanbul: Alan Yayıncılık, 1986, s. 288.
361 Tevfik Güran, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi: Bütçeler
ve Hazine Hesapları (1841-1861), Türk Tarih Belgeleri Dergisi, C.XIII.
S. 17 den ayrı basım, Ankara:TTK Yayını,1989, s.7. Ayrıca bkz. Yavuz
Cezar, Tanzimat’a Doğru Osmanlı Maliyesi, TCTA, C.IV, İstanbul:
1985, s. 932.
362 Akgündüz ve Öztürk, a.g.e., s. 448.
360
564
Osmanlı’da
bütçeye
uzun
süre
“muvazene”
denilmiştir363. Bütçenin yer aldığı kitaba da “muvazene
defteri” adı verilmiştir. 18 Zilkade 1271 tarihini (Miladi: 2
Ağustos
1855)
taşıyan
“Hazine-i
Celilenin
Muvazene
Defterinin Sureti Tanzimine Dair Nizamname”364 adını
taşıyan bütçe yönetmeliği Osmanlı Devleti’nin ilk ciddi
bütçe hazırlığı olarak kabul edilmektedir365.
Ancak, Osmanlı Devleti'nin modern anlamda ilk
bütçesinin hangi bütçe olduğu konusu tartışmalıdır. Bu
konuda çeşitli görüşler vardır366. 1841-1842 yılında (1257)
bir bütçe taslağı hazırlanmıştır. Ancak bu, modern anlamda
bir bütçe değil, gelir ve gider toplamlarıyla İlgili tahminlerin
yapıldığı bir tablodur. Ancak, 1845 yılında alınan bir karar
gereğince düzenlenen 1846-1847 bütçesinin modern bir
bütçe olduğunu ihtiyatlı olarak söylemek de mümkündür.
Mali konulardaki bu gelişmeler Islahat Fermanı'nda da
363Bedri Gürsoy, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi, Bütçeler ve
Hazine Hesapları, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayını,1989, s. 8-129
vd.
364 Düstur 1. Tertip, C. I, s. 260-264.
365 Bedri Gürsoy, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi, Bütçeler
ve Hazine Hesapları, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayını,1989, s. 85.
366
Ziya Karamursal,Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler,
Ankara:TTK Yayını,1989, s.122 vd. Ayrıca bkz. A.D. Noviçev (Çev: Nabi
Dinçer), Osmanlı İmparatorluğu’nun Yarı-Sömürgeleşmesi, Ankara:
Onur Yayınları,1979, s .76 vd., Charles Morawitz, Türkiye Maliyesi,
(Derleyen: Maliye Tetkik Kurulu). Ankara: Maliye Bakanlığı Tetkik
Kurulu Yayını, 1979, s.25., Engin Deniz Akarlı,1872-1916 Yılı
Bütçeleri Işığında Osmanlı Maliyesinin Sıkıntıları, Özel Sayı: Çavit
Orhan Tütengil’in Anısına Armağan, İstanbul: İ.Ü, İFM, 1982, s. 225226., Güran, a.g.e., s.7.
565
bütçe
ile
ilgili
bir
maddeye
yer
verilmesine
neden
olmuştur367.abalara
Bütçe açıkları,
dış ve iç borçla kapatılma yoluna
gidilmiştir.
Osmanlı 1854-1875 tarihleri arasında 16 borçlanma
yapmıştır.
yılından,Osmanlı'nın
dış
borçlanma
gereğini
ortaya çıkaran nedenlerin başında bütçe açıkları gelir.
Ancak
bütçe
borçlanmalar
açıklarını
bütçe
kapatmak
açıklarını
için
yapılan
kapatmamıştır.
dış
Çünkü,
yapılan borçlanmaların ana para ve faiz ödemeleri, bütçeler
üzerinde ağır yükler oluşturmuşlardır368.
Dış borçlanmanın ikinci önemli nedeni ise dış ticaret
açığıdır. 1850-59 döneminde ihracatın 9,8 milyon, ithalatın
12,3 milyon sterlin olarak gerçekleşmesi sonucu dış ticaret
açığı 2,5 milyon sterlini bulmuştur. Bu durum ithalat
harcamalarını karşılamak için dış borçlar önemli bir kaynak
olmaya devam etmiştir369. Dış borçlanmaların büyük bir
bölümü cari harcamalar ve eski borçların geri ödemelerinde
kullanılması nedeniyle dış borçlanmalar verimli alanlara da
kullanılamamıştır.
Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, C.VII, Ankara: TTK Yayını, 1988,
s. 226-227. Ayrıca bkz. Düstur, I. Tertip. C.I s.13.
368 A.D. Noviçev (Çev: Nabi Dinçer), Osmanlı İmparatorluğu’nun YarıSömürgeleşmesi, Ankara: Onur Yayınları,1979, s.82-84. Ayrıca bkz.
Refii Şükrü Suvla, Tanzimat Döneminde İstikrazlar, Tanzimat I,
İstanbul: Maarif Matbaası, 1940, s.263-288.
369 Şevket Pamuk, Kapitalist Dünya Ekonomisi ve Osmanlı Dış
Ticaretinde Uzun Dönemli Dalgalanmalar, 1830-1913, Türk İktisat
Tarihi Üzerine araştırmalar II. ODTÜ Gelişim Dergisi Özel Sayı,
Ankara:1979, s.198.
367
566
Dış borçlanmaların yarattığı kısır döngü, her şeyden
önce Osmanlı Devleti'nin sağlıklı bir malî yapı ve tutarlı malî
politikalar oluşturabilme ihtimalini ortadan kaldırmıştır.
Önce 1856 Islahat Fermanı hükümleri, arkasından 1859'da
Islahat Fermanı'na kefil olan Avrupalı devletlerce denetim
altına alınmak istenen Osmanlı maliyesi, nihayet 1882'de
kurulan Duyûn-ı Umûmiye İdaresi ile tam denetim altına
alınmıştır. Tanzimat Dönemi borçlanma politikası Duyûn-ı
Umûmiye İdaresini ortaya çıkaran nedendir370.
44. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan
Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örnekleri
Abdüllatif
Suphi
Paşa
yapılanmanın
yapılması
gereken
yeniliklerin
tutulması
mali
ve
defter
lahiyasında,
gerektiği
başında,
tutma
maliyede
belirtiyor.
yenide
Yapılması
Kayıtların
düzgün
zorunluluğundan
bahsetmektedir. Böylece devletin hesaplarını rahatlıkla
izleyebileceğini vurgulamaktadır371.
Ancak, Osmanlı’nın devletçi anlayışı, özel sektöre
fazla olanak tanımaması muhasebe uygulamalarının bu
sektörde değil,
devlette gelişmesine neden olmuştur.
Muhasebe uygulamaları önceleri defterdarlıklar bünyesinde,
370 Hayri Mutluçağ, Duyûn-ı Umûmiye İdaresi ve Reji Soygunu,
Belgelerle Türk Tarih Dergisi, S.2, İstanbul,1967, s.33 vd. Ayrıca bkz.
Coşkun Çakır, Tanzimat Dönemi Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre
Yayınları, 2001, s. 20 vd.
371 Çakır, a.g.e., s.168-169.
567
Tanzimat’tan sonra da yeni kurulan Maliye Bakanlığı’nda
gelişme göstermiştir. Bu arada, yabancılar dışında özel
sektöre
de
muhasebe
göstermezken,
uygulamaları
padişaha
bağlı
fazla
bir
gelişme
tarımsal
ve
sanayi
kuruluşları muhasebe uygulamalarını geliştirme çabası
içinde olmuşlardır. Bu kuruluşların muhasebeleri ise yine
Maliye Bakanlığı bünyesindeki merkezi örgüt tarafından
yürütülmüştür.
Bu
yapı,
muhasebe
XIX.
Yüzyılda
uygulamalarının
da
İmparatorluktaki
Maliye
Bakanlığı’nda
gelişmesine neden olmuştur. Batı ülkelerinde ise, bu
gelişme daha çok özel sektörün muhasebe uygulamalarında
olmuş, dolayısıyla muhasebe uygulamalarının sahibi de
sanayi ve ticaret bakanlıkları olmuştur.
Osmanlı’da Tanzimat’la başlayan gelişmeler genellikle
yavaş
olmuştur.
1860’lı
yıllara
kadar,
ne
muhasebe
uygulamalarında, nede muhasebe eğitiminde bir gelişme
olmamıştır.
Bu
tarihe
geleneksel
muhasebe
kadar
Devlet
(merdiven)
muhasebesinin,
yöntemine
göre
yürütüldüğü görülmektedir. Çift yanlı kayıt sistemi ile
Osmanlı’nın tanışması XIX. Yüzyılın ikinci yarısında olmuş
ve Osmanlı, basit muhasebe düzenini tanımadan, çift yanlı
kayıt yöntemini kullanmak durumunda kalmıştır.
1860’a
kadar
Türk
programlarında muhasebe
okullarının
ne
eğitim
dersi vardı, ne de muhasebe
öğreti kitabı vardı. Bu tarihe kadar muhasebe eğitimi, usta-
568
şakird(çırak) ilişkisine dayalı olarak sürdürülmüştür. XIX.
Yüzyılın
ilk
yarısında
muhasebe
eğitiminin,
yabancı
okulların ders programlarında yer aldığı görülmektedir. Bu
nedenle olsa gerek, Türkiye’de yazılmış ilk muhasebe öğreti
kitabı Ermenicedir. ve yazılan kitapların büyük bölümünün
yazarı da Ermeni asıllı yazarlardır.
Tanzimat sonrası Fransa’ya gönderilen sayısı 200’ü
bulan
genç
Türkiye’ye
XIX.
Yüzyılın
dönerek
ikinci
imparatorluğun
yarısının
başlarında
yönetiminde
etkili
olmuşlardır. Aynı zamanda Fransız muhasebe kitaplarını ve
muhasebe öğretisini de Türkiye’ye getirmişlerdir. Böylece,
Muhasebe yöntemlerinden çift yanlı kayıt yönteminin dünya
standartlarına uygun olarak Türkiye’ye gelmesine neden
olmuşlardır. Zaten bu sürecin öncesinde de aslında çift
yanlı
muhasebe
kayıt
usulüne
uygun
çalışmalar
görülmektedir. Bunlardan bilineni İstanbul Üniversitesi
Kütüphanesi’nde 1300 (Miladi 1882) yılında Süleyman Asaf
tarafından tercüme edildiği belirtilen 70 sayfalık bir çift
yanlı kayıt yöntemi ile ilgili bir muhasebe öğreti kitabı
vardır. Kitabın adı “Muhtasar Usûl-i Defterî”dir.
Türk muhasebe tarihi açısından XIX. Yüzyılın ikinci
yarısı
çok
farklıdır.
uygulamalarında
ve
Bu
fark
öğreti
muhasebe
kitaplarında
eğitiminde,
kendini
göstermektedir. Yüzyılın son yirmi beş yılında hem eğitim
kurumları hem de ders programları açısından muhasebe
569
eğitiminin yaygınlaşması, çift yanlı kayıt yönteminin kabul
görmesinde büyük paya sahiptir.
Öte yandan, muhasebenin gelişmesi için gerekli olan
hukuki
alt
yapıda
yüzyılın
ortalarında
gerçekleşmeye
başlamıştır. 1850 yılında “Kanunname-i Ticaret” adı ile
ticaret kanunu yayınlanmıştır. 1926 yılında yenilenene
kadar yürürlükte kalmıştır. Bu yasa, yüzyılın sonlarına
doğru ticaret kurallarının belirlenmesine, şirketleşmeye ve
muhasebe defterlerinin belirlenmesi ile muhasebe kayıt
kurallarının oluşmasına önemli katkıda bulunmuştur.
Bu
gelişmeler,
uygulamada
çift
yararlanılmasını
yanlı
kayıt
olanaklı
hale
yönteminden
getirmiştir.
Devlet kurumlarında ise, çift yanlı kayıt yönteminin uzun
süre
kullanılmadığı,
devlet
muhasebe
kayıtlarında
ve
devletin iktisadi işletmelerinde “Merdiven” kayıt yönteminin
uygulamasına devam edilmiş, çift yanlı kayıt yöntemine
geçiş çok yavaş olmuştur. Çift yanlı kayıt yöntemini ilk
uygulayan kuruluşlar ise yine devlet kuruluşlarıdır.
Özel
sektörün
çift
yanlı
kayıt
yönteminden
yararlanması ise XX. Yüzyılda mümkün olmuştur. XIX.
Yüzyılın ilk yarısının sonlarında, 1840-1850 yılları arasında
sanayileşme çabaları olumlu sonuç vermemiştir. Yüzyılın
ikinci yarısında özel sektör, sürekli savaşlar olması ve
yeterli sermaye birikiminin sağlayamaması nedeniyle büyük
sanayi kuruluşlarını gerçekleştirememiştir. Kurulanların
sahipleri de gayri Müslimlerdir. Duyun-ı Umumiye’nin
570
mevcudiyeti ve yabancı devletlerin baskıları bu şirketlerin
kayıt düzenlerinin kendi yöntemleri ve kendi dilleri ile
sürdürmelerine olanak sağlamıştır. Buda çift yanlı kayıt
yönteminin yerleşmesinde olumsuz bir etken olmuştur372.
440. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan
Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-1
Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk döneminden
beri ayakta kalan Orhan Bey Vakfiyesi’nin bu dönemdeki
muhasebe kayıtlarına yer verilerek kayıtların sürekliliğinin
de gösterilmesine yönelik bir kanıt ortaya konmaktadır.
372 Oktay Güvemli, Türk Devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt III,
İstanbul: Süryay Yayıncılık, 2000, s.406-429.
571
Orhan Bey Vakfı Örneğinin Siyakat Hali:
572
573
574
‫‪Orhan Bey Vakfı Örneğinin Arapça Hali:‬‬
‫‪1‬‬
‫ﻣﺤﺎﺳــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــــﺒﮥ‬
‫ﳏﺼﻮﻻﺕ ﻭ ﺍﺧﺮﺍﺟﺎﺕ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﻭﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮۀ ﻣﺮﺣﻮﻡ ﻭ ﻣﻐﻔﻮﺭ ﻟﻪ ﺳﻠﻄﺎﻥ ﺍﻭﺭﺧﺎﻥ ﻏﺎﺯﻯ ﻃﺎﺏ ﺛﺮﺍﻩ ﺩﺭ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﻋﻦ ﺯﻣﺎﻥ ﺷﺮﻳﻒ ﳏﻤﺪ ﺍﻏﺎ ﻗﺎﺋﻢ ﻣﻘﺎﻡ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻭﻗﻒ‪.‬‬
‫ﻭﺍﺟﺐ ﻋﻦ ﺍﻭﻝ ﻣﺎﺭﺕ ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﺒﺎﻁ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﲟﻌﺮﻓﺖ ﺍﻓﺘﺨﺎﺭ ﺍﳋﻮﺍﺹ ﻭﺍﳌﻘﺮﺑﲔ ﻣﻌﺘﻤﺪ ﺍﳌﻠﻮﻙ ﻭﺍﻟﺴﻼﻃﲔ ﺍﻧﻴﺲ ﺍﳊﻀﺮﺕ ﺍﻟﻌﻠﻴﻪ ﺟﻠﻴﺲ ﺍﻟﺪﻭﻟﺔ ﺍﻟﺴﻨﻴﺔ ﺍﳋﺎﻗﺎﻧﻴﻪ ﺻﺎﺣﺐ ﺍﻟﻌ ّﺰ ﻭﺍﻟﺪﻭﻟﺔ‬
‫ﺍﻋﲎ ﺣﻀﺮﺕ ﻋﺒﺪﺍﷲ ﺁﻏﺎﺀ ﺁﻏﺎﺀ ﺩﺍﺭ ﺍﻟﺴﻌﺎﺩﺓ ﺍﻟﺸﺮﻳﻔﺔ ﺍﻟﻨﺎﻇﺮ ﺻﻮﺭﺕ ﺩﺍﺩﻩ ﺑﺎ ﻓﺮﻣﺎﻥ ﻋﺎﱃ ﻭﺑﺎﻋﺮﺽ ﺣﻀﺮﺕ ﺍﻏﺎﺀ ﻣﺸﺎﺭ ﺍﻟﻴﻪ ﺍﻟﻮﺍﻗﻊ ﰱ ‪ ٢٦‬ﺭ ﺳﻨﮥ ‪.١٢٤١‬‬
‫ﺍﺻﻞ ﺍﳌﺎﻝ ﰱ ﺳﻨﮥ ﻛﺎﻣﻠﻪ‬
‫‪٥١٩ ٢٥٢‬‬
‫ﻋﻦ ﻣﺎﻟــــ ﻣﺎﻟـــ‬
‫ﻣﻘﻴﺪ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﻭﻗﻒ ﻋﻦ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺣﺮﻣﲔ ﺷﺮﻳﻔﲔ‬
‫ﻣﻘﺒﻮﺽ ﻗﺎﺋﻢ ﻣﻘﺎﻡ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻪ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٤٩ ٥٠٠‬‬
‫‪575‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﶈﺼﻮﻻﺗــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻣﺬﻛﻮﺭﻳﻦ‬
‫‪١٦٩ ٧٥٢‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ‬
‫ﺍﺟﺎﺭۀ ﲪﺎﻡ ﻋﺘﻴﻖ ﺩﺍﺧﻞ ﻗﻠﻌﮥ‬
‫ﺍﺟﺎﺭۀ ﲪﺎﻡ ﺑﻮ ﭼﺎﻗﭽﻴﻠﺮ‬
‫ﺩﺭ ﻳﺪ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٥ ٤٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ‬
‫ﺍﺟﺎﺭۀ ﻗﺴﻂ ﺧﺎﻥ ﺍﻣﲑ‬
‫ﺩﺭ ﻳﺪ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٦ ٠٠٠‬‬
‫ﺣﺼﺎﺭ ﺩﺭ ﻳﺪ ﻣﺴﺘﺄﺟﺮﻳﻦ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣ ٦٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ‬
‫ﺍﺟﺪﺍﺭۀ ﺁﺳﻴﺎﺏ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٨٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ‬
‫ﺍﺟﺎﺭۀ ﲪﺎﻡ ﻗﻬﻮﻩ ﺧﺎﻧﻪ‬
‫ﺩﺭ ﻳﺪ ﺟﺎﺑﺊ ﻣﺸﺎﻫﺮﻩ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٤٤٠‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ‬
‫ﺍﺟﺎﺭۀ ﺩﻛﺎﻛﲔ ﺩﺭ ﻳﺪ‬
‫ﺟﺎﺑﺊ ﻣﺸﺎﻫﺮﻩ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧٥ ٨١٢‬‬
‫ﻋﻦ ﳏﺼـــﻮﻝ‬
‫ﺑﺪﻝ ﻋﺸﺮ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ ﺑﺎﻏﺎﺕ‬
‫ﻭ ﺑﺎﻏﭽﻬﺎ ﻭ ﺧﺎﻬﻧﺎﺀ ﻧﻔﺲ ﺑﺮﻭﺳﻪ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٣ ٧٠٠‬‬
‫‪576‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﻟﻐﻼﺗـــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺑﺎﻛﻴﻞ ﺑﺮﻭﺳﻪ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺣﻨﻄﻪ‬
‫ﻛﻴﻞ‬
‫‪٤ ١٥٠‬‬
‫ﻓﺮﻭﻬﻧﺎﺩﻩ ﻭﺻﺮﻑ ﺷﺪﻩ‬
‫‪٣ ٨٢٥‬‬
‫‪٣٢٥‬‬
‫ﺗﻠﻒ ﺍﻧﺒﺎﺭ ﻭﻧﻘﺼﺎﻥ ﻛﻴﻞ‬
‫‪٢٠٠‬‬
‫‪١٢٠‬‬
‫‪١٢ ٠٠٠‬‬
‫ﻭﺿﻊ ﻣﻦ ﺫﺍﻟﻜــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧٩٢ ٨٢٣‬‬
‫ﺍﻟﻮﻇﺎﺋﻔـــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺧﺪﻣﮥ ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ ﻣﺰﺑﻮﺭﻩ ﻋﻦ ﺍﻭﻝ ﻣﺎﺭﺕ ﺳﻨﻪ ‪ ١٢٣٩‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﺒﺎﻁ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪577‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪3‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧٢٥‬‬
‫‪٢٦١ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﻻﺧﺮﺍﺟﺎﺗــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻣﺬﻛﻮﺭﻳﻦ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٥٣١ ٨٢٣‬‬
‫ﲜﻬﺘــــــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﺧﺮﺝ ﻛﻴﻼﺭ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫‪٢٧٤ ١٤٩‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﺭﺯ ﻣﺼﺮﻯ ﺑﺎﻛﻴﻞ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﻝ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻛﻴﻞ‬
‫‪ ١٤٠‬ﰱ ‪٧٨٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ‬
‫‪ ١٧٨‬ﰱ ‪٢٢٥‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﻋﺴﻞ ﻣﺼﻔﺎ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٢٤٠‬‬
‫‪٢١٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻮﻳﺰ ﺳﻴﺎﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٣‬‬
‫‪٤٢٥‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﻣﻮﻳﺰ ﺳﻴﺎﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٣‬‬
‫‪٥‬‬
‫‪4‬‬
‫‪578‬‬
‫‪579‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٠٩ ٢٠٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤٠ ٠٥٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٥٠ ٤٠٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٤ ٠٢٥‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٦٥٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﻟﻮﺗﺮ ﺧﺸﻚ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٣‬‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٦٥٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺁﻟﻮﺗﺮ ﺳﻴﺎﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٣‬‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٦٥٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﻣﺮﻭﺩ ﻻﺯﻣﮥ ﻋﻤﺎﺭﺕ‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺍﳒﲑ ﻻﺯﻣﮥ ﻋﻤﺎﺭﺕ‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﻓﺴﺘﻖ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٦‬‬
‫‪١٢٥‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤٥٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺯﻏﻔﺮﺍﻥ‬
‫ﺩﺳﺘﻪ ﰱ ‪١٨‬‬
‫‪١٥٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢ ٧٠٠‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٣‬‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٦٥٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﳓﻮﺩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٤٨‬‬
‫‪١٦٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧ ٦٨٠‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٣‬‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٦٥٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﻧﺸﺎﺳﺘﻪ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٣‬‬
‫‪٥٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٦٥٠‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺑﺎﺩﻡ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٣٣‬‬
‫‪٤‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٤٤‬‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﳕﻚ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺣﻄﺐ ﻧﻴﻠﻮﻓﺮﻯ ﻻﺯﻣﮥ ﻋﻤﺎﺭﺕ‬
‫ﻣﻊ ﻛﺮﺍﺀ‬
‫ﺑـﻬـــــﺎﺀ‬
‫ﺳﺮﻛﻪ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪٢٠‬‬
‫‪١٨٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤٥٠‬‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪١٨‬‬
‫‪١٠٠‬‬
‫ﺍﻧﺒﺎﺭ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫‪١ ٨٠٠‬‬
‫‪١٨ ٠٠٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪5‬‬
‫ﲜــﻬﺘــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻣﻌﯿﻨﻬﮥ ﻣﺬﻛﻮﺭﻳﻦ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﳊﻢ ﻬﺑﺎ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺪﺭﺱ‬
‫ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺪرﺳﮥ ﻣﻨﺎﺳﺘﺮ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﳊﻢ ﻬﺑﺎ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺪﺭﺱ‬
‫ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﺪرﺳﮥﺍﻳﺰﻧﻴﻖ‬
‫ﻳﻮﻡ‬
‫‪٥٧‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٨ ٦٤٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﳊﻢ ﻬﺑﺎ ﺧﺪﺍﻣﺎﻥ‬
‫ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢١ ٢٤٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ‪ ...‬ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﻣﻨﺎﺭﻩ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺳﻮﻧﻜﺮ ﻭﻏﲑﻩ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺮﻭﺳﻪ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٠ ٥٢٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﴰﻊ ﺭﻭﻏﻦ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﻣﻊ ﺍﻳﺰﻧﻴﻖ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﴰﻊ ﻋﺴﻞ ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﻣﻊ‬
‫ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺮﻭﺳﻪ‬
‫________‬
‫‪ ٢٥ ٩٢٠‬ﺻﺎﺭﻯ‪ ،‬ﻗﻴﻪ ‪٢٤‬‬
‫ﰱ ‪١ ٠٨٠‬‬
‫‪ ٣ ٦٠٠‬ﺑﻴﺎﺽ‪ ،‬ﻗﻴﻪ ‪٣‬‬
‫ﰱ ‪١ ٢٠٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٩ ٥٢٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﻭﻣﻨﺎﺭﻩ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﴰﻊ ﺭﻭﻏﻦ‬
‫ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﺑﺮﻭﺳﻪ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٤٨٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﺭﻭﻏﻦ ﺯﻳﺖ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﺗﺮﺑﮥ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫‪580‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٠٠٠‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣ ٠٠٠‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧٢٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ‪ ...‬ﻣﺪﺭﺱ‬
‫ﻣﺪرﺳﮥ ﻣﻨﺎﺳﺘﺮ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﭘﯿﻼﻗﯿﮥ ﻣﺪﺭﺱ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﻣﺪرﺳﮥ ﻣﻨﺎﺳﺘﺮ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺑﻬﺎرﯾﮥ ﺳﻮﺧﺘﻪ ﻛﺎﻥ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢ ٧٢٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﭼﻮﺍﻝ ﺑﺮﺍﻯ ﻻ زﻣﮥ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٦٠‬‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺪرﺳﮥ ﻣﻨﺎﺳﺘﺮ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪١٥٠‬‬
‫‪581‬‬
‫ﺩﻗﻴﻖ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫‪٢‬‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫‪٦٠٠‬‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪١٧١‬‬
‫‪١٦٠‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٧ ٣٦٠‬‬
‫ﻗﻴﻪ ﰱ ‪١٧١‬‬
‫‪٢٤‬‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤ ١٠٤‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﻗﻨﺎﺩﻳﻞ ﺑﻠﻠﻮﺭ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ ﻭ ﻣﻨﺎﺭﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢ ٥٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﻗﺮﻃﺎﺱ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺼﺎﱀ‬
‫ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٨٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﲞﻮﺭ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢ ٠٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﻟﻚ ﻭ ﻗﺎﻟﺒﻮﺭ ﻭﻛﻮﺭﻙ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﻻزﻣﮥ ﻋﻤﺎﺭﺕ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﻗﻨﺪﻳﻞ‬
‫ﻣﻨﺎﺭﻩ ﺩﺭ ﺭﻣﻀﺎﻥ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣٦٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺟﺮﻩ ﻬﺑﺎﺀ ﺷﻴﺦ‬
‫ﻋﻤﺎﺭﺕ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤ ٣٢٠‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٦٠٠‬‬
‫‪6‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺟﺮﻩ ﻬﺑﺎﺀ ﺍﺭﺯ‬
‫ﻛﺎﺗﺐ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧ ٢٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﺍﺳﻴﺎﺏ ﻋﻤﺎﺭﺕ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﺩﻗﻴﻖ ﻋﻤﺎﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤ ٣٢٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺣﺮﺝ ﻃﻌﺎﻡ ﻋﺎﺷﻮﺭﺍ‬
‫ﺩﺭ ﺷﻬﺮ ﳏﺮﻡ ﺍﳊﺮﺍﻡ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ‪...‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٠٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺗﺮاﺷﮥ ﺍﺣﺸﺎﺏ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﺭﺍﻩ ﺁﺏ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٨٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﻛﻨﺪﻡ ﻛﻮﺏ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﻻزﻣﮥ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﻫﻴﻤﻪ ﻛﺶ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٨٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﴰﻌﻴﻜﺮ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﴰﻌﲔ ﺟﺎﻣﻊ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٦٦٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ ﻗﻼﻯ ﺍﻭﺍﻧﺊ‬
‫ﳓﺎﺱ ﻋﻤﺎﺭﺕ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٢٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﻗﻠﻌﻴﻜﺮ ﺑﺮﺍﻯ‬
‫ﺍﻭﺍﻧﺊ ﳓﺎﺱ ﻋﻤﺎﺭﺕ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٥٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺧﺮﺝ ﺭﺍﻩ ﺑﺮﻭﺳﻪ ﺍﱃ‬
‫ﺍﺳﺘﺎﻧﻪ ﺑﺮﺍﻯ ﻣﺼﺎﱀ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١١ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧٢٠‬‬
‫‪582‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻋﺮﲜﻴﺎﻥ ﻭﻧﻘﻞ‬
‫ﺯﺧﺎﻳﺮ ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻋﺎﻣﺮﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٢٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻬﺑﺎﺀ‪ ...‬ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺮۀ‬
‫ﺣﺪﺍﻣﺎﻥ ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﺑﺎ ﺑﺮﺍﺕ ﻋﺎﻟﻴﺸﺎﻩ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤ ٤٠٠‬‬
‫‪583‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺧﺮﺝ ﺗﺬﮐﺮۀ ﺗﻮﻟﻴﺖ‬
‫ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٤ ٨٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺑﻄﺎﻟﻴﻪ ﻭ ﺍﺣﻀﺎﺭﻳﻪ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﺑﺊ ﺑﺪﻝ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٥٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺩﺍﺀ ﻣﻌﻴﺸﺖ ﻣﺘﻮﱃ‬
‫ﻭﻗﻒ ﺷﺮﻳﻒ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٢٤ ٠٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺩﺍﺀ ﻣﻌﻴﺸﺖ‬
‫ﻛﺎﺗﺐ ﻭﻗﻒ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٢ ٠٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺑﻄﺎﻟﻴﻪ ﻭ ﺍﺣﻀﺎﺭﻳﻪ‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﺟﺎﰉ ﻣﺸﺎﻫﺮﻩ‬
‫ﰱ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٥٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺍﺟﺮﺕ ﺣﻤﺎﻟﯿﮥ ﺫﺧﺎﻳﺮ‬
‫ﻋﻤﺎﺭﺕ ﻭﺍﺷﺘﺮﺍﺀ ﺣﻨﻄﻪ‬
‫ﺩﺭ ﻧﻘﻞ ﺍﻧﺒﺎﺭ ﻭﻗﻒ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٧ ٥٠٠‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﻣﻘﺎﻃﻌﮥ ﺩﻧﺪﺍﺭﱃ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺧﺮﺝ ﺍﻣﻀﺎﻯ‬
‫‪ ...‬ﻣﻔﺘﺶ ﺍﻓﻨﺪﻯ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١ ٠٠٠‬‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٢ ٠٠٠‬‬
‫‪7‬‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺧﺮﺝ دﯾﺪۀ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﻭﻗﻒ‬
‫ﲜــــﻬﺖ‬
‫ﺧﺮﺝ ﻛﻴﺴﻪ ﺩﺍﺭ ﻭﻗﻠﻤﻴﻪ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٥ ٠٠٠‬‬
‫ﺑﺮﺍﻯ ﻗﻠﻢ ﻣﺤﺎﺳﺒﮥ ﺣﺮﻣﲔ ﺷﺮﻳﻔﻦ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪١٢ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ﺍﻟﺰﻳﺎﺩﺓ ﺍﳋـــــــــــــــــــــﺮﺝ‬
‫ﺍﻳﻦ ﻗﺪﺭ ﻣﺒﻠﻎ ﻣﻄﻠﻮﺏ ﻗﺎﺋﻢ ﻣﻘﺎﻡ ﻣﺘﻮﻟﺊ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻪ ﻇﻬﻮﺭ ﻛﺮﺩﻩ ﻭﻣﺒﻠﻎ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﻋﻦ ﺣﺰﯾﻨﮥ ﺣﺮﻣﲔ ﺷﺮﻳﻔﲔ ﺟﺴﺘﻪ ﺟﺴﺘﻪ ﺩﺍﺩﻩ ﻓﺮﻣﻮﺩﻩ ﺑﺎﺧﻂ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺷﻮﻛﺘﻤﻘﺮﻭﻥ ﻋﺎﱃ ﻭﺑﺎﻋﺮﺽ‬
‫ﺣﻀﺮﺕ ﺍﻏﺎﺀ ﻣﺸﺎﺭ ﺍﻟﻴﻪ‬
‫ﺳﻨﻪ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫ﲢﺮﻳﺮًﺍ ﰱ ﺍﻟﺘﺎﺭﻳﺦ ﻣﺰﺑﻮﺭ‬
‫ﺁﻗﭽﻪ‬
‫‪٣١‬‬
‫‪٣١‬‬
‫‪٠٠‬‬
‫‪٢٧٣ ٥٧١‬‬
‫ﲝﺴـــــﺎﺏ ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٢ ٢٧٩ .٥‬‬
‫‪٢ ٢٧٩ .٥‬‬
‫‪٠ ٠٠٠‬‬
‫ﺻﻮﺭﺕ ﺩﺍﺩﻩ‬
‫‪584‬‬
‫ﺗﻌﻠﻖ ﻧﻈﺮﻯ ﲟﺎ ﻓﻴﻪ‬
‫ﻋﺒﺪ ﺍﻟﻘﺎﺩﺭ ﺍﳌﻔﺘﺶ ﺑﺎﻣﻮﺭ‬
‫ﺍﻭﻗﺎﻑ ﺍﳊﺮﻣﲔ ﺍﶈﺘﺮﻣﲔ‬
‫ﳕﻘﻪ ﺍﻟﻔﻘﲑ ﺍﻟﻴﻪ ﺗﻌﺎﱃ‬
‫)ﻣﻬﺮ(‬
‫‪585‬‬
Orhan Bey Vakfı Örneğinin Transkripsiyon Hali:
Muhasebe-i mahsûlat ve ihrâcat-ı evkaf-ı câmi’i şerif ve imâret Amire-i merhum ve mağfurun leh Sultan Orhan
Gazi tâbe serâhü der-Bursa, an ferman-ı şerif Mehmed Ağa kaymakam-ı mütevelli-i vakf. Vacib-i an evvel-i Mart
sene 1239 ilâ gaye-i Şubat sene-i minhü (aynı sene), be-ma’rifet-i iftiharu’l havâs ve’l-mukarrâbin, mu’temedü’lmülûk ve’s-selâtin, enisü’l-hazrefi’l-aliyye, celîsü’d-devleti’s-seniyyeti’l-hakaniyye sâhibü’l-ızzi ve’d-devleti, a’nî
hazret-i Abdullah Ağa, Ağa-i Dârussa’âdeti-s-şerife en-nâzır suret dâbe bâ-ferman-ı âli ve bâ-ânz-ı hazret-i Ağa-ı
müsarun-ileyh, el-vâkı fî 26 Ra sene 1241.
Asıl mal
Fî sene-i kâmile
519.252
An mâl-ı mukayyed mukata’ât-ı vakf an hazine-i Haremeyn makbuz-ı kaymakam-ı mütevellî-i mumâ-ileyh
Ani’l-mahsûlat_____________________________________________________________________
Mezkûrin
An mahsûl______i
İcâre-i hamam-ı
Bucakçılar, der
yed-i müste’cinin
An mahsûl______i
İcâre-i Hamâm-ı Atik
dahil-i kal’a-i Hisar,
der-yed-i müste’cirîn
An mahsûl______i
İcâre-i hamâm-ı
kahvehane, der yed-i
câbi-i mûşakere
An mahsûl______i
İcâre-i dekâkin, der
yed-i câbi-i
mûşakere
Fî sene
Akçe
5.400
Fî sene
Akçe
3.600
Fî sene
Akçe
1.440
Fî sene
Akçe
85.812
586
An mahsûl______i
İcâre-i kıst-ı Han-ı
Emîr der yed-i
müste’cinin
Fî sene
Akçe
36.000
An mahsûl______i
İcâre-i âsiyâb
An mahsûl______i
Bedel-i çşr-i mukataât-ı bâgat ve bâğçeha
ve hanehâ-i nefs-i Bursa, der yed-i câbi
Fî sene
Akçe
1.800
Fî sene
Akçe
23.700
Ani’l-gallât____________________________________________________________________
Mahsûlat-ı kurâhâ-i evkaf-ı şerif an cânib-i mutâsarrifîn
Bâ-keyl-i Bursa
Hınta
Keyl
4.150
3.825 Furuninâde ve sarf şude
325
200 Telef-i anbar ve noksân-ı kefe
125
12.000
Harc-ı Fodulala-i
İmaret-i Âmire
Be-her yevm
Keyl
7
Berây-ı Şorba
Be-her Yevm
Keyl
Eyyâm
360
Eyyâm
330
1
Berây-ı Ta’âm-ı
Berây-ı
Âşura der-şehr-i
Muharremü’l Haram
Keyl
5
587
Keyl
2.520
Keyl
330
Vudı’a min Zâlik___________________________________________________________________
Akçe
792.823
El-Vezâif__________________________________________________________________________
Hademe-i vakf-ı şerif-i mezbûre an evvel-i mart sene 1239 ilâ gaye-i Şubat sene-i minhü (aynı sene)
Yevm
Akçe
725
Fî sene
Akçe
261.000
Ani’l-ihrâcat-ı mezkûrin____________________________________________________________
Akçe
531.823
Harc-ı kilâr-ı İmaret-i Âmire
588
Baha_____i
Erz-i mısrî bâkeyf-i İstanbulî
Fî sene
Keyl
Kıyye
140
178
Akçe
109.200
Baha_____i
Revgan-ı sâde
Fî sene
Baha_____i
Aluter-i hoşk
Fî sene
Baha_____i
Alûter-i siyah
Fî sene
Kıyye
50
Akçe
1.650
Akçe
40.050
Baha_____i
Asel-i musaffa
Fî sene
Kıyye
210
Akçe
50.400
Baha________i
Mevîz-i siyah
Fî sene
Kıyye
50
Akçe
14.025
Baha_____i
Mevîz-i siyah
Fî sene
Kıyye
425
Akçe
1.650
Baha________i
İncir, lâzıme-i
İmaret
Fî sene
Kıyye
50
Baha_____i
Badem
Fî sene
Kıyye
50
Baha_____i
Amrud(Armut)
lâzıme-i imaret
Fî sene
Kıyye
50
Akçe
1.650
Akçe
1.650
Akçe
1.650
Akçe
144
Kıyye
4
589
Baha_____i
Fıstık
Fî sene
Kıyye
12,5
Baha_____i
Zağfiran
Deste
150
Baha_____i
Nohud
Fî sene
Kıyye
160
Baha________i
Nişasta
Fî sene
Kıyye
50
Baha_____i
Sirke
Fî sene
Kıyye
180
Akçe
450
Akçe
2.700
Akçe
7.680
Akçe
1.650
Akçe
3.600
Masârıfât-ı mu’ayyene-i mezkûrin
Akçe
257.674
Masârıfât_______________________________________________________________
Lahm-baha
Berây-ı Müderris
Efendi, medrese-i
Manastır
Yevm
57
Fî sene
Akçe
20.520
590
Lahm-baha
beray-ı Müderris
Efendi, medrese-i
İznik
Fî sene
8.640
Lahm-baha
huddâmân-ı
vakf-ı şerif
Fî sene
Akçe
21.240
Bahâ-i Şem’-i
Asel, berây-ı
câmi’-i şerif-i
Bursa
Akçe
25.920, sarı
Kıyye 24
Fî 1.080
3.600, beyaz
Kıyye 3
Fî 1.200
29.520
Bahâ-i Şem’-i
Revgan, berây-ı
câmi’-i şerif-i
Bursa
Fî sene
Akçe
1.480
Bahâ-i Şem’-i
Revgan, berây-ı
câmi’-i İznik
Bahâ-i Berây-ı
Minâre
Bahâ-i Sünger
Ve gayrihi,
berây-ı câmi’-i
şerif-i Bursa
Fî sene
Akçe
720
Bahâ-i Revgan-ı
Zeyt, berây-ı
câmi’-i şerif
ve minâre
Kıyye
16 Fî 171
Akçe
27.360
Bahâ-i Revgan-ı
Zeyt, berây-ı
türbe-i latif
Fî sene
Akçe
1.000
Fî sene
Akçe
3.000
Bahâ-i
Berây-ı müderris
Efendi, medrese-i
Manastır
Fî sene
Akçe
160
Bahâ-i Müderris
Efendi, medrese-i
Manastır
Bahâ-i Kanadil-i
Billûr, berây-ı
Câmi’-i Şerif
Bahâ-i Kırtâs
Berây-ı lâzıme-i
mesâlih-i vakf-ı
Bahâ-i Buhur
Berây-ı câmi’-i
şerif ve türbe
Fî sene
Akçe
2.720
Fî sene
Akçe
2.500
Fî sene
Akçe
1.800
Fî sene
Akçe
2.000
Kıyye
24 Fî 171
Akçe
4.104
591
Bahariye-i Suhtegân
berây-ı medrese-i
Manastır
Fî sene
Akçe
150
Cerre-bahâ-i
erz-i kâtib
efendi
Fî sene
Akçe
7.200
Harc-ı ta’âm-ı
âşura, der
şehr-i Muharremü’l-harâm
Fî sene
Akçe
7
592
Bahâ-i Çuval
berây-ı lâzıme-i
dakîk-ı İmâret-i
Âmire
Çift
2
Fî sene
600
Bahâ-i Elek ve
kalbur ve kürek
berây-ı lâzıme-i
İmaret
Fî sene
Akçe
600
Ücret-i kandîl-i
minâre-i der
Şerif
Cerre-bâhâ-i
Şeyh-i imâret
Fî sene
Akçe
360
Fî sene
Akçe
4.320
Ücret-i âsiyâb-ı
İmaret, berây-ı
dakik-ı İmâret
Amire
Fî sene
Akçe
4.320
Ücret-i gendüm-i
Kûb berây-ı
lâzıme-i İmâret-i
Amire
Fî sene
Akçe
720
Ücret-i heyme-keş
berây-ı İmaret-i
Amire
Ücret-i şem’îger
beray-ı şem’îr-ı
câmi’-i şerif
Fî sene
Akçe
1.800
Fî sene
Akçe
660
Bâhâ-i tıraşe-i
ahşâb, berây-ı
râh-ı âb-ı vakf
Bâhâ-ı kalay-ı
evâni-i nuhâs-ı
İmaret
Ücret-i kal’îger
berây-ı evânîn-i
nuhas-ı İmâret
Harcırâh-ı Bursa
ilâ âsitane, berây-ı
mesâlih
Fî sene
Akçe
1.800
Fî sene
Akçe
1.200
Fî sene
Akçe
500
Fî sene
Akçe
11.000
………… nakl-i
zehâir-i İmaret-i
Âmire
Fî sene
Akçe
1.200
Bâhâ-ıberây-ı
cerre-i huddâmân-ı
vakf-ı şerif-i bâberât-ı âlişan
Fî sene
Akçe
4.400
Harc-ı tezkere-i
tevliyet-i vakf-ı
şerif
Fî sene
Akçe
4.800
Battalite ve
İhzaniye,
berây-ı câbi-i
bedel
vakf
Fî sene
Akçe
500
Harc-ı kisedariye
ve kalemiye
Fî sene
Akçe
5.000
Edâ-i ma’iset-i
mütevelli-i
vakf-ı şerif
Fî sene
Akçe
24.000
Ücret-i hâmâl
ye-i İmaret ve
iştirâ-i hınta
der-nakl-i ânbâr-ı
Fî sene
Akçe
7.500
Edâ-i ma’iset-i Battaliye ve ihzaniye
kâtib-i vakf
berây-ı kâbi-i
müşâhere
Fî sene
Fî sene
Akçe
Akçe
12.000
500
Mukata’a-i Dundanlı
Efendi
Fî sene
Akçe
1.200
Harc-ıMüfettiş
Fîsene
Akçe
1.000
Harc-ı dider-i muhâsebe-i
vakf, berây-i kâlem-i muhâsebe-i
Haremeyn-i Şerifeyn
Fî sene
Akçe
1.200
Ani’z-ziyâdeti’l-harc__________________________________________________________________
In kadar meblağ matlûb-ı kaymakam-ı mütevellî-i mûma-ileyh zuhûr kerde ve meblağ-ı mezbûr an hâzine-i
Haremeyn-i Şerifeyn ceste ceste dâde fermûde bâ-hatt-ı hümâyun-ı sevket-makrûn ve fermân-ı âlî ve bâ-arz-ı
hazret-i ağa-i müşarun-ileyh.
593
Akçe
273.571
Be-hesab-ı gurûş
2.279,5
31
Suret dâde 2.279,5
31
00000
00
Evkaf müfettişi
Abdülkadir
Mühür
BOA., Kamil Kepeci Tasnifi, nr. 3348
594
Orhan Bey Vakfı Örneğinin Türkçe Hali:
1 Mart 1239 [
] ile
Bursa’daki Sultan Orhan Gazi Câmi ve İmâret vakıflarının, mütevelli
vekili zamanındaki mart ayı başlangıcından şubat ayı sonuna kadar bir
senelik gelir-gider muhâsebesi: Dârussaâde Ağası Abdullah ağa’nın arzı
ile çıkan ferman üzerine Sûret verilmiştir. 2 Rebi'ülahır 1241.
Senelik Gelir’i
Akçe
519.252
Haremeyn Hazinesine ait vakfın mukata’a gelirlerinden adı geçen
mütevelli vekilinin aldığı para
Senede
Akçe
349.500
Aşağıda zikredilen gelirlerden:
Kiracılar
elindeki
Bıçakçılar
hamamı
kirasından
Senede
Akçe
5.400
Kiracılar
elindeki Eski
hamam
kirasından
Senede
Akçe
3.600
Kiracılar elindeki Emir
hanının kira
taksitlerinden Senede
Akçe
36.000
Hamam ve
Kahvehane
kiralarından
Senede
Akçe
1.440
Değirmen kirasından
Senede
Akçe
1.800
Dükkan ve
kiralarından
Senede
Akçe
85.812
Bursa içindeki ev, bağ
ve bahçelerin kira
gelirlerinden Senede
Akçe
23.700
Köylüler elindeki vakıf tarlalarından elde edilen gelirler:
Bursa kilesi ile
Senede
4.150 kile,
3.825 düşülen ve sarf edilen
325
200 Ambârda telef olan
125
Akçe
12.000
595
4- Bundan düşülen
Akçe
792.823
Vakıf görevlileri maaşları için
1239 mart ayı başlangıcından aynı senenin Şubat ayı sonuna kadar
Günde
Akçe
725
Senede
Akçe
261.000
5- Aşağıdaki harcamalar için
Akçe
531.823
a- İmaret için yapılan harcamalar
274.149
Mısır pirinci,
İstanbul
kilesi ile
Senede
140 keyl, fi
780
Akçe
109.200
Sade yağ
Senede
178 kıyye, fî
225
Akçe
40.050
Süzme bal
Senede
210 kıyye, fî
240
Akçe
50.400
Siyah üzüm
Senede
425 kıyye, fî
33
Akçe
14.025
Kırmızı
üzüm
Senede
50 kıyye, fî
33
Akçe
1.650
Kuru erik
Senede
50 kıyye, fî
33
Akçe
1.650
Siyah erik
Senede
50 kıyye, fî
33
Akçe
1.650
Armut,
imaret için
Senede
50 kıyye, fî
33
Akçe
1.650
İncir, imaret
için
Senede
50 kıyye, fî
33
Akçe
1.650
Badem
Senede
4 kıyye, fî
36
Akçe
144
Fıstık
Senede
12,5 kıyye,
fî 36
Akçe
450
Zağfıran
[safran]
150 deste, fî
18
Akçe
2.700
Nohut
Senede
160 kıyye, fî
48
Akçe
7680
Nişasta
Senede
50 kıyye, fî
33
Akçe
1.650
Sirke
Senede
180 kıyye, fî
20
Akçe
3600
596
6- Aşağıdaki belirli giderler için: 257.674 Akçe
Manastır
medresesindeki
müderris için
et bedeli
Günlük
57
Senede
Akçe
20.520
İznik’deki
cami için
yağ
Senede
Akçe
1.000
Minarenin
tamiri için
Senede
3.000
Manastır
medresesindeki
müderris için
… bedeli
Senede
Akçe
160
Medrese
öğrencileri
için baharlık
Senede
Akçe
150
İznik
medresesindeki
müderris için
et bedeli
Senede
Akçe
8.640
Bursa’daki
cami için
sünger ve
saire Senede
Akçe
720
Manastır
medresesindeki
müderris
efendinin ….
Bedeli
Senede
Akçe
2.720
İmaret için
gerekli
çuval bedeli
Çift
2
Senede
Akçe
600
Vakıf
hizmetlileri
için et
bedeli
Senede
Akçe
21.240
Minare ve
cami için
zeytinyağı
160 okka,
fiyatı: 171
Akçe
27.360
Cami ve
minarenin
billur
kandilleri
için
Senede
Akçe
2.500
İmaret için
gerekli
elek,
kalbur ve
kürek
bedeli
Senede
Akçe
600
Bursa’daki
cami için bal
mumu sarı
24 okka,fiyatı:
1080
Akçe
25.920
Beyaz
3 okka, fiyatı:
1200
Akçe
3.600
Toplam:29.520
Vakfın
işleri için
gerekli
kırtasiye
bedeli
Senede
Akçe
1.800
Ramazanda
minare için
kandil bedeli
Senede
Akçe
360
Bursa’daki
cami için
yağ
Senede
Akçe
1.480
Türbe için
zeytinyağı
24 okka,
fiyatı:171
Akçe
2104
Cami ve
türbenin
tütsüsü
için
Senede
Akçe
2.000
İmaret
şeyhine
erzak bedeli
Senede
Akçe
4.320
597
Kâtip
efendinin
erzak bedeli
için
Senede
Akçe
7.200
İmaretin
unu için
değirmen
bedeli
Senede
Akçe
4.320
Muharrem
ayında
aşûre
yemeği için
Senede
Akçe
7
Vakfın su
yolu için
ahşap
tahta
Senede
Akçe
1.800
İmaretin bakır
kaplarının
kalaylanması
için
Senede
Akçe
1.200
İmarete zahir
taşıyan
arabacılara
verilen ücret
Senede
Akçe
1.200
Vakfın
tevliyet
tezkeresi
harcı
Senede
Akçe
4.800
Mütevellinin
maaşı için
Senede
Akçe
24.000
Vakıf
katibinin
maaşı için
Senede
12.000
Vakıf
görevlilerine
erzak bedeli
olarak
beratları
gereğince
yapılan
ödeme
Senede
4.400
Vakıf
tahsildarına
ihzariye
bedeli olarak
ödenen
Senede
500
İmaret için
alınan
zahire ve
buğday
bedeli ve
hamaliye
bedeli
olarak
yapılan
ödemeler
Senede
Akçe
7.500
Dundarlı
Mukatacası?
Senede
Akçe
1200
598
İmaret için
ezilmiş
buğday
Senede
Akçe
720
İmaret için
odun bedeli
Senede
Akçe
1.800
İmaretin
bakır
kaplarını
kalaylayan
kalaycıya
Senede
Akçe
500
Câmi’in
mumları için
mumcuya
ödenen ücret
Senede
Akçe
660
Bursa’dan
İstanbul’a
harcırah,
vakfın
işlerinin
takibi için
Senede
Akçe
11.000
Vakfın
tahsildarı
için
Senede
Akçe
500
Evkaf
müfettişine
imza harcı
olarak
ödenen
Senede
Akçe
1.000
Yazı işleri için ödenen harç
Senede
Akçe
5.000
vakfın muhasebesinin
görülmesi için Haremeyn
Muhasebesi Dairesine
ödenen harç
Senede
1.200
Fazla harcamadan doğan mütevellinin alacağı Darussaâde Ağasının arzı
üzerine çıkan ferman gereğince taksit taksit Haremeyn Hazinesinden
ödenmesi emir buyuruldu
Akçe
273.571
Guruş olarak hesâbı
para
2279,5
31
Sûret verildi
2279,5
31
00000
00
Evkaf müfettişi
Abdülkadir
Mühür
BOA., Kamil Kepeci Tasnifi, nr. 3348
Örneğinin tek Düzen Hesap Planı’na Göre Kaydı:
Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir örnek olup, Orhan
Gazi Vakfı’na ait bir kayıttır.-Taktir edileceği üzere burada
kaydın bir kısmına yer verilmiştir. Yine taktir edileceği
üzere bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise,
yine örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir.
599
441.
Tanzimat
Sonrası-Cumhuriyete
Kadar
Olan
Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-2
Bu döneme ilişkin olarak verilecek ikinci örnek
Şirket-i
Hayriye
başka
bir
ifade
ile
dönemin
vapur
işletmelerine ait örnektir. Ancak bu örnek Siyakat yazısı ile
Osmanlıca yapılmıştır. Bu nedenle bu örnekte; örneğin
Osmanlıca kayıt haline, transkripsiyon ve Türkçe hallerine
yer verilecektir.
600
‫‪Şirket-i Hayriye Örneğinin Osmanlıca Hali:‬‬
‫ﺷﺮﻛﺖ ﺧﲑﻳﻪ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮﻳﻨﻚ ﺩﺭﺳﻌﺎﺩﺗﻪ ﻭﺭﻭﺩﻟﺮﻳﻠﻪ ﺍﻳﺸﻠﻤﻜﻪ ﺑﺎﺷﻠﺪﻗﻠﺮﻯ ﻛﻮﻧﺪﻥ ﺍﺷﺒﻮ ﺍﻳﻜﻴﻮﺯ ﻳﺘﻤﺶ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﺍﻏﺴﺘﻮﺳﻰ ﻏﺎﻳﺘﻨﻪ ﺩﻛﲔ ﺑﺎﳉﻤﻠﻪ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﻭﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻨﻚ ﻣﻘﺪﺭﻳﲎ ﻣﺒﲔ‬
‫ﺍﲨﺎﻟﻴﺪﺭ‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٦ ٠٠٠ ٠٠٠‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪١٠‬‬
‫ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﻪ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺣﺼﻪ ﺑﺪﻻﺗﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪١ ١٧٨ ٧٠٧,٥‬‬
‫ﻣﻠﺘﺰﻡ ﺍﻭﻝ ﺑﻴﻠﺰﻳﻜﭽﻰ ﺍﻭﻏﻠﻠﺮﻳﻨﻚ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﻣﺎﻩ ﻇﺮﻓﻨﺪﻩ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﻟﺮﻧﺪﻩ ﺑﺪﻝ ﺍﻟﺘﺰﺍﻣﻨﻪ ﳏﺴﻮﺑﺎﹰﺍ ﺍﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٠ ١٦٨ ٣٤٩,٥‬‬
‫ﺑﻴﻠﺰﻳﻜﭽﻰ ﺍﻭﻏﻠﻠﺮﻧﺪﻥ ﺍﻟﺘﺰﺍﻣﻨﻚ ﻓﺴﺨﻴﻠﻪ ﺩﻳﻜﺮ ﻣﻠﺘﺰﻣﻪ ﻭﻳﺮﻳﻠﻴﻨﺠﻴﻪ ﻗﺪﺭ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻟﱴ ﻛﻮﻥ ﺍﻳﺎﻡ ﺣﺎﻟﻴﻪ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺳﻨﺪﻩ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ‬
‫‪١ ٢٥٠ ٠٠٠‬‬
‫ﻣﻠﺘﺰﻡ ﺛﺎﱏ ﻣﻐﺮﺩﻳﺞ ﻗﺎﻟﻔﻪ ﻧﻚ ﻳﺪﻯ ﺑﭽﻖ ﺍﻯ ﻣﺪﺕ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺳﻨﺪﻩ ﺍﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٠ ٥٥٨ ٣١٢‬‬
‫ﰱ ‪ ١٦‬ﺣﺰﻳﺮﺍﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٧٠‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺍﻏﺴﺘﻮﺱ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﺍﻳﻜﻰ ﺑﭽﻖ ﻣﺎﻩ ﻇﺮﻓﻨﺪﻩ ﺍﻣﺎﻧﺖ ﺻﻮﺭﺗﻴﻠﻪ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺩﻩ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ‬
‫‪٩ ١٥٥ ٣٦٩‬‬
‫ﻣﻨﻬـــــــــﺎ ﺍﳌﺼﺎﺭﻓﺎﺗـــــــــــــــــ‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٦ ٣٢١ ٠٨٧,٥‬‬
‫ﺳﻜﺰ ﻗﻄﻌﻪ ﻭﺍﭘﻮﺭ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺑﺎﻟﻄﻪ ﺟﻰ ﻣﻨﻮﻻﻛﻰ ﺑﺎﺯﺭﻛﺎﻧﻪ ﺟﺴﺘﻪ ﺟﺴﺘﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫‪٠ ٤٤٩ ٦٥٣,٥‬‬
‫ﻣﺆﺧﺮًﺍ ﻓﺮﺍﻧﺴﻪ ﻟﻮ ﺗﻮﻗﺎﺳﻰ ﺑﺎﺯﺭﻛﺎﻧﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺑﺮ ﻋﺪﺩ ﻭﺍﭘﻮﺭﻙ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫‪١ ٠٣٩ ٢٤٨‬‬
‫‪٠ ٠٠٤ ٨٠٦,٥‬‬
‫‪٠ ١١٩ ٨٤٢‬‬
‫‪601‬‬
‫ﺍﺳﻜﻠﻪ ﻟﺮ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﺍﻧﺸﺎﺋﻴﻪ ﺳﻴﭽﻮﻥ ﺟﺴﺘﻪ ﺟﺴﺘﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫ﺳﻜﺰ ﻗﻄﻌﻪ ﻭﺍﭘﻮﺭﻙ ﺩﺭﺳﻌﺎﺩﺗﻪ ﻭﺭﻭﺩﻟﺮﻧﺪﻩ ﺑﻮﻳﻪ ﻭﺗﻨﺘﻪ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻣﺼﺎﺭﻓﻠﺮﻳﭽﻮﻥ ﻗﭙﻮﺩﺍﻥ ﻗﻠﻴﭽﺮﻩ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮﻙ ﻭﻛﻨﺪﻭﺳﻨﻚ ﻟﻮﻧﺪﺭﻩ ﺩﻩ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﻴﭽﻮﻥ ﻗﭙﻮﺩﺍﻥ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫‪٠ ٠٥٩ ٥٤٧‬‬
‫ﻓﺴﺨﺎﻧﻪ ﺻﺮﺍﰱ ﺍﻭﺍﻧﺴﻚ ﻣﻘﺪﻣﺎ ﺍﺳﻜﻠﻪ ﻟﺮﻩ ﺗﻴﻤﻮﺭ ﭘﺮﻣﻘﻠﻖ ﻭﺑﺼﻤﻪ ﺳﻨﺪﻟﺮﻙ ﻟﻴﻄﻮﻏﺮﺍﻓﻴﻪ ﻣﺼﺎﺭﻓﻴﻠﻪ ﺍﻋﻄﺎ ﺍﻳﻠﻤﺶ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺻﻨﺪﻗﻜﺎﺭ ﻣﻌﺎﺷﻰ‬
‫‪٧ ٩٩٤ ١٨٤,٥‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪٠ ٠٠٧ ٦٠٠‬‬
‫‪٠ ١٦٣ ٧٧٠‬‬
‫‪٠ ٦٨٥ ١٨٠,٥‬‬
‫‪٠ ٠٧٥ ٣١٦,٥‬‬
‫‪٠ ٠٣٠ ٠٠٠‬‬
‫‪٠ ٠٢٩ ٣٥٦‬‬
‫ﺷﺮﻛﺖ ﻣﺬﻛﻮﺭﻩ ﻟﺮﻙ ﺷﻜﺴﺖ ﺍﻳﻠﺪﻛﻠﺮﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﻋﺪﺩ ﭼﻜﺪﻳﺮﻣﻪ ﺯﻳﺎﻧﻴﭽﻮﻥ ﺑﺎ ﺍﻋﻼﻡ ﻟﻴﻤﺎﻥ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫ﻓﺮﺍﻧﺴﻪ ﻟﻮ ﺗﻮﻗﺎﺳﻰ ﺑﺎﺯﺭﻛﺎﻧﻪ ﺩﺭﺳﻌﺎﺩﺗﻪ ﻛﺘﻮﺭﻩ ﺟﻜﻰ ﺍﻳﻜﻰ ﻋﺪﺩ ﻭﺍﭘﻮﺭﻙ ﻛﺘﻮﺭﳌﺎﻣﺎﺳﻴﭽﻮﻥ ﺯﻳﺎﻥ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻭﺭﻳﻼﻥ‬
‫ﻧﻴﺴﺎﻥ ﺳﻨﻪ ‪ ٦٩‬ﺗﺎﺭﳜﻨﺪﻩ ﲤﺘﻊ ﻧﺎﻣﻴﻠﻪ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﻪ ﺗﻮﺯﻳﻊ ﻭﺍﻋﻄﺎ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﻳﻮﺯﺩﻩ ﺑﺮﺑﭽﻖ ﺣﺴﺎﺑﻴﻠﻪ ﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻧﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﺭﺳﻢ ﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﻳﻪ ﻟﺮﻯ‬
‫ﺑﺎﻟﻄﻪ ﺟﻰ ﺑﺎﺯﺭﻛﺎﻧﻪ ﺷﺮﻛﺖ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﳎﺎﻧًﺎ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﺍﻭﻥ ﺣﺺ ﺑﺪﱃ‬
‫ﻣﺆﺧﺮًﺍ ﻣﻐﺮﺩﻳﺞ ﻗﺎﻟﻔﻪ ﻳﻪ ﺍﺳﻜﻠﻪ ﻟﺮ ﺗﻌﻤﲑﺍﺗﻨﺪﻥ ﻃﻮﻻﱙ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫‪٨ ٩٨٥ ٤٠٧,٥‬‬
‫ﻣﻴﺰﺍﻧـــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٣٢ ٢٥٠‬‬
‫ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﺪﻥ ﺑﻌﻀﻴﻠﺮﻳﻨﻚ ﺫﻣﱴ‬
‫‪١٣ ٢٥٠‬‬
‫ﻓﺴﺨﺎﻧﻪ ﺩﺭﻛﺘﻮ ﻣﺘﻮﰱ ﺍﻭﺍﻧﺴﻚ ﺫﻣﱴ‬
‫‪٢٢ ٩٢٠‬‬
‫ﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻥ ﺫﻣﱴ‬
‫‪٣٩ ٠٠٠‬‬
‫ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﻤﻖ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺣﺼﻪ ﻋﺪﺩ ‪١٣‬‬
‫‪١٠٧ ٤٢٠‬‬
‫‪602‬‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪١٠‬‬
‫‪٩ ١٥٥ ٣٦٩,٥‬‬
‫ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺣﺎﺻﻼﺕ‬
‫‪١٠‬‬
‫‪٨ ٩٨٥ ٤٠٧,٥‬‬
‫ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ‬
‫‪٠٠‬‬
‫‪١٦٩ ٩٦١,٥‬‬
‫‪١٠٧ ٤٢٠‬‬
‫ﺍﺷﺒﻮ ﻣﺒﺎﻟﻎ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﺪﻥ ﻭﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻧﺪﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺟﻖ ﺫﻣﻢ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ‬
‫‪٦٢ ٥٤١,٥‬‬
‫‪٢٣١ ٧٩٧‬‬
‫ﺩﺭﺩﺳﺖ ﺗﻘﺪﱘ ﺍﻳﻠﻮﻝ ﺩﻓﺘﺮﻯ ﻣﻮﺟﺒﻨﺠﻪ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺻﻨﺪﻕ‬
‫‪٢٩٤ ٣٣٨,٥‬‬
‫ﺷﺮﻛﺖ ﺧﲑﻳﻪ واﭘﻮرﻟﺮﻳﻨﻚ وﻗﻮﻋﺒﻮﻻن واردات وﻣﺼﺎرﻓﺎﺗﻰ ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎرﺗﻰ اﺑﺘﺪاﺳﻨﺪه رؤﻳﺖ اوﻟﻨﻤﺶ اوﻟﺪﻳﻐﻰ وﲟﻨﻪ ﺗﻌﺎﻟﻰ ﺣﻠﻮل اﻳﺪه‬
‫ﺟﻚ ﻳﺘﻤﺶ اﻳﻜﻰ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎرﺗﻨﺪه دﺧﻰ ﲤﺘﻌﺎت واﻗﻌﻪ ﺳﻨﺪن ﺣﺼﻪ داراﻧﻪ ﺗﻘﺴﻴﻢ اوﻟﻨﻪ ﺟﻐﻰ ﺟﻬﺘﻠﻪ ﻣﺎه ﻣﺬﻛﻮره ﻗﺪر ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﻇﺮﻓﻨﺪه وﻗﻮﻋﺒﻮﻻن‬
‫واردات وﻣﺼﺎرﻓﻨﻚ ﻣﻘﺪار ﺣﻘﻴﻘﻴﺴﻰ اول اﻣﺮده ﻻﻳﻘﻴﻠﻪ ﺑﻴﻠﻴﻨﻮب ﺳﺎﺑﻘﻰ ﻣﺜﻠﻮ رأس ﺳﻨﻪ اﻋﺘﺒﺎرﻳﻠﻪ ﻣﺎه ﻣﺬﻛﻮرده اﳚﺎﺑﻨﻪ ﺑﺎﻗﻴﻠﻤﺴﻰ ﻻزﻣﻪ دن اوﳌﺴﻨﻪ‬
‫ﻣﺒﻨﻰ ﻣﺬﻛﻮر واﭘﻮرﻟﺮك ذﻛﺮ اوﻟﻨﺎن ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎرﺗﻰ اﺑﺘﺪاﺳﻨﺪن ﺳﻨﮥ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﺷﺒﺎﻃﻰ ﻏﺎﻳﺘﻨﻪ ﻗﺪر وﻗﻮﻋﺒﻮﻻن واردات و ﻣﺼﺎرﻓﺎﺗﻰ وﻣﻮﺟﻮد‬
‫وزﻧﻪ اوﻻن اﻗﭽﻪ اﻳﻠﻪ اداﻧﻪ ده ﺑﻮﻟﻨﺎن وﺳﭙﺎرش اوﻟﻨﺎن اﻳﻜﻰ ﻗﻄﻌﻪ واﭘﻮرك ﺗﻘﺴﻴﻂ اوﻟﻰ اوﻟﻪ رق وﻳﺮﳌﺶ و وﻳﺮﻳﻠﻪ ﺟﻚ اوﻻن اﻗﭽﻪ ﻧﻚ ﻣﻘﺪار‬
‫وﻛﻤﻴﺘﻴﻠﻪ ﺳﻨﮥ ﺳﺎﺑﻘﻪ ده رؤﻳﺖ اوﻟﻨﺎن ﳏﺎﺳﺒﻪ دن ﺻﻜﺮه ﻣﻮﺟﻮد ﻗﺎﻻن وﺑﻌﺾ اﺻﺤﺎب ذﻣﺘﺪن ﲢﺼﻴﻞ و ﺗﺴﻠﻴﻢ وزﻧﻪ ﻗﻠﻨﺎن ﻣﺒﺎﻟﻐﻚ ﺣﻘﻴﻘﺖ ﻣﻘﺪارى‬
‫ﲡﺎرت ﳏﺎﺳﺒﻪ ﺳﻨﺪن درﻛﻨﺎر اوﻟﻨﻤﺴﻰ ﻓﺮﻣﺎن ﺑﻴﻮرﻟﺪى‪.‬‬
‫‪ ٥‬رﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪[١٢٧٢] ٨٢‬‬
‫‪603‬‬
‫ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻰ ﺍﺑﺘﺪﺍﺳﻨﺪﻥ ﺷﺒﺎﻃﻰ ﻏﺎﻳﺘﻨﻪ ﺩﮔﲔ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮ ﻣﺪﻳﺮﻯ ﻋﻠﻰ ﺣﻠﻤﻰ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﺍﻣﺎﻧﺔ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺳﻨﺪﻩ ﻬﺑﺮ ﺷﻬﺮ ﺗﻘﺪﱘ ﺧﺎﻛﭙﺎﻯ ﻋﺎﻟﺊ ﻧﻈﺎﺭﺗﭙﻨﺎﻫﻴﻠﺮﻯ‬
‫ﻗﻠﻨﺎﻥ ﳑﻬﻮﺭ ﺩﻓﺎﺗﺮ ﻣﻮﺟﺒﻨﺠﻪ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﻭﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻨﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫ﻣﻊ ﺍﳚﺎﺭﺍﺕ ﻭﺍﺭﺩﺍﺕ‬
‫ﻏـــــــﺮﻭﺵ‬
‫‪٣٩٧ ٥٢٩,٥‬‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫‪١٤‬‬
‫ﻣﻊ ﻗﻮﻣﻴﺴﻴﻮﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ‬
‫ﻏـــــــﺮﻭﺵ‬
‫‪٢٠٥ ٢٥٩,٥‬‬
‫ﻣﺎﺭﺕ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٤٥٦ ٤٧٠,٥‬‬
‫‪٢٢٣ ٤٤٧‬‬
‫ﻧﻴﺴﺎﻥ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٥٧٤ ٩٤١‬‬
‫‪٢٧٣ ٥٣٦‬‬
‫ﻣﺎﻳﺲ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٣٠٧ ٤٣٩,٥‬‬
‫ﺣﺰﻳﺮﺍﻥ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫ﲤﻮﺯ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪١٠‬‬
‫‪٧١٧ ٦٠٤‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪٧٦١ ٩٥٨,٥‬‬
‫‪٣١٥ ١١٣,٥‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪٧٩١ ١٥٤,٥‬‬
‫‪٣٣٨ ٤٩٠‬‬
‫‪٧٠٥ ٩٧٧,٥‬‬
‫‪٣٥١ ٥٤١,٥‬‬
‫ﺍﻳﻠﻮﻝ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٥٥١ ١٥٩‬‬
‫‪٢٩٢ ٤٢٠,٥‬‬
‫ﺗﺸﺮﻳﻦ ﺍﻭﻝ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٤٥٨ ٦٠٢,٥‬‬
‫‪٩‬‬
‫‪٢٥٧ ٥٤٢‬‬
‫ﺗﺸﺮﻳﻦ ﺛﺎﱏ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٥٠٩ ٨٠٤‬‬
‫‪٦‬‬
‫‪٢٧٤ ٠٣٢,٥‬‬
‫ﻛﺎﻧﻮﻥ ﺍﻭﻝ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٤٩٣ ٥٤٥‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪٢٨٢ ٢١٩,٥‬‬
‫ﻛﺎﻧﻮﻥ ﺛﺎﱏ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٤٦٩ ٠٦٣,٥‬‬
‫‪١٥‬‬
‫‪٤٦٠ ٧٤٥,٥‬‬
‫ﺷﺒﺎﻁ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪١٠‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪2‬‬
‫ﺁﻏﻮﺳﺘﻮﺱ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﻳﻪ ﺷﻬﺮ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪604‬‬
٣ ٥٨١ ٧٨٨,٥
٤
٦ ٨٨٧ ٨٢١,٥
٣ ٥٨١ ٧٨٨,٥
٣ ٣٠٦ ٠٣٣
١٠
٦
٤
605
‫ﲡﺎﺭﺕ ﳏﺎﺳﺒﻪ ﺳﻰ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻨﺪﻩ ﺭﺅﻳﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺣﺴﺎﺑﺪﻧﺼﻜﺮﻩ ﺷﺮﻛﺖ ﺁﻗﭽﻪ ﺳﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻓﻀﻠﻪ ﻗﺎﻻﻥ ﻣﺒﺎﻟﻎ ﺍﻳﻠﻪ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻥ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﺩﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﻭﺍﺭﺩﺍﺗﻚ ﻣﻘﺪﺭﺍﻯ‬
‫ﻏـــــﺮﻭﺵ‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻨﺪﻩ ﺭﺅﻳﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﳏﺎﺳﺒﻪ ﺩﻥ ﻗﺼﻮﺭ ﻓﻀﻠﻪ ﻛﻮﺭﻳﻨﺎﻥ‬
‫‪٩١ ٣٨٩‬‬
‫‪١٠‬‬
‫ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻥ ﺫﻣﺘﻠﺮﻧﺪﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٦٤ ٢٥٠‬‬
‫ﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻥ ﺫﻣﺘﻠﺮﻧﺪﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٣ ٥٦٠‬‬
‫ﺑﺎﻟﻄﻪ ﻟﻴﻤﺎﱏ ﺍﺳﻜﻠﻪ ﺳﻨﻚ ﻓﺴﺨﻴﻠﻪ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺍﻧﻘﺎﺿﻰ ﻬﺑﺎﺳﻰ‬
‫‪٣ ٠٠٠‬‬
‫ﺑﻌﺾ ﺍﺳﻜﻠﻪ ﻟﺮﻙ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺗﻴﻤﻮﺭ ﭘﺮ ﻣﻘﻠﻘﻠﺮﻯ ﻬﺑﺎﺳﻰ‬
‫‪٢ ٨٥٥‬‬
‫ﻋﺴﺎﻛﺮ ﺷﺎﻫﺎﻧﻪ ﻧﻘﻠﻴﻪ ﺳﻰ ﻣﺼﺎﺭﻓﻨﺪﻥ ﻃﻮﻻﱙ ﻧﻈﺎﻣﻴﻪ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﺍﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٢٢ ٦٢٥,٥‬‬
‫ﺍﺩﺍﻧﻪ ﻳﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻣﺒﺎﻟﻐﻚ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻩ ﻥ ﻛﺬﺷﺘﻪ ﺳﻰ‬
‫‪٦١ ٨٣٦,٥‬‬
‫‪٢٤٩ ٦١٦‬‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻓﺎﺋﺾ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٦ ٢٩١,٥‬‬
‫ﻋﻦ ‪ ٢‬ﺹ ﺳﻨﻪ ‪ ٧٢‬ﺍﱃ ‪ ٥‬ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪١٠ ٣٤٧‬‬
‫‪٢٥٠ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ‪ ٤‬ﺹ ﺳﻨﻪ ‪ ٧٢‬ﺍﱃ ‪ ٥‬ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪١٢ ٣٣٢‬‬
‫‪٣٠٠ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ‪ ٥‬ﺹ ﺳﻨﻪ ‪ ٧٢‬ﺍﱃ ‪ ٥‬ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪١٢ ٢٥٠‬‬
‫‪٣٠٠ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ‪ ٦‬ﺹ ﺳﻨﻪ ‪ ٧٢‬ﺍﱃ ‪ ٥‬ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪١ ٠٠٠ ٠٠٠‬‬
‫‪٦٠٠ ٠٠٠‬‬
‫ﻋﻦ ‪ ٢٩‬ﺹ ﺳﻨﻪ ‪ ٧٢‬ﺍﱃ ‪ ٥‬ﺭﺟﺐ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ‬
‫‪٤١ ٢٢١,٥‬‬
‫‪٢٠ ٦١٥‬‬
‫‪٢ ٤٠٠‬‬
‫ﻣﺎﻝ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪١٥٠ ٠٠٠‬‬
‫ﺍﻳﺎﻡ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١٢٦‬‬
‫‪3‬‬
‫‪١ ٦٠٠ ٠٠٠‬‬
‫‪606‬‬
‫‪١٠‬‬
‫‪٢٤٧ ٢١٦‬‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫‪١٦‬‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻏـــــﺮﻭﺵ‬
‫‪٣ ٥٥٣ ٢٤٩‬‬
‫‪٥٠٧ ٠٣١‬‬
‫ﺍﺑﺘﺪﺍﻯ ﻣﺎﺭﺕ ﺳﻨﻪ ‪ ٧١‬ﺍﱃ ﻏﺎﯾﮥ ﺷﺒﺎﻁ ﺳﻨﮥ ﻣﻨﻪ ﺑﺎ ﻓﺮﻣﺎﻥ ﻋﺎﱃ ﻛﺎﻏﺪ ﻗﻠﻢ ﭘﺎﺭﻩ ﺳﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺷﻬﺮﻳﻪ ﺍﻳﻜﻴﺸﺮ ﻳﻮﺯ ﻏﺮﻭﺷﺪﻥ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫ﻳﻜــــــــــــــــــﻮﻥ‬
‫ﺳﭙﺎﺭﺵ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﻋﺪﺩ ﻭﺍﭘﻮﺭ ﻬﺑﺎﺳﻨﻚ ﺗﻘﺴﻴﻂ ﺍﻭﱃ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫ﻓﺊ ﻬﺑﺮﻯ‬
‫‪...‬‬
‫ﻏـــــﺮﻭﺵ‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫‪١٤٧,٥‬‬
‫‪١٣ ٧٥٠‬‬
‫‪٢ ٠١٨ ١٢٥‬‬
‫‪١٤٧,٥‬‬
‫‪٣ ٤٣٨‬‬
‫‪٥٠٧ ٠٣١‬‬
‫ﺍﺩﺍﻧﻪ ﻳﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪ ١ ٠٠٠ ٠٠٠‬ﻣﺼﺮ ﺻﺮﺍﰱ ﻛﻴﻐﻮﺭﻕ ﺑﻜﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫‪٦٠٠ ٠٠٠‬‬
‫‪607‬‬
‫ﲡﺎﺭﺕ ﻭﺯﻧﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺑﻮﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫ﭘﺎﺭﻩ‬
‫‪١ ٢٢٦ ٧٤‬‬
‫‪٦‬‬
‫ﺍﺻﻞ ﻬﺑﺎﻟﺮﻯ‬
‫ﺗﻘﺴﻴﻂ ﺍﻭﻝ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫ﺑﻮﻧﺪﻥ ﺑﻮﻳﻠﻪ ﺍﻋﻄﺎ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺟﻐﻰ‬
‫ﻣﻐﺎﺯﻩ ﺩﻩ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ‬
‫ﻛﻤﻮﺭ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻒ ﻓﻮﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٢ ١٩٦ ٤٢٥‬‬
‫‪4‬‬
‫ﻛﭽﻦ ﻳﺘﻤﺶ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻰ ﺍﺑﺘﺪﺍﺳﻨﺪﻥ ﺷﺒﺎﻃﻰ ﻏﺎﻳﺘﻨﻪ ﺩﮔﲔ ﺍﻭﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﺁﻯ ﻇﺮﻓﻨﺪﻩ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮ ﻣﺪﻳﺮﻯ ﻋﻠﻰ ﺣﻠﻤﻰ ﺍﻓﻨﺪﻯ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﺍﻣﺎﻧ ﹰﺔ ﺍﺩﺍﺭﻩ ﺳﻨﺪﻩ ﺑﺎﻻﺩﻩ‬
‫ﻛﻮﺳﺘﺮﻳﻠﺪﻳﻜﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻓﺮﺍﻧﺴﻪ ﻟﻮﻳﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ ﻭﺍﭘﻮﺭﻟﺮ ﺍﳚﺎﺭﻳﻠﻪ ﺑﺮﺍﺑﺮ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺗﺪﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻭﺍﻗﻌﻪ ﺳﻰ ﺑﻌﺪ ﺍﻟﺘﻨـﺰﻳﻞ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻭﭺ ﻳﻮﻙ ﺁﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺍﻭﭺ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ ﺁﻟﱴ ﭘﺎﺭﻩ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﻗﺎﳌﺶ ﻭﳏﺎﺳﺒﻪ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﻣﺪﺕ ﻣﺬﻛﻮﺭﻩ ﻇﺮﻓﻨﺪﻩ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻥ ﻭﲢﺼﻴﻠﺪﺍﺭﺍﻥ ﺫﻣﺘﻠﺮﻳﻠﻪ ﺑﻌﺾ ﻭﺍﺭﺩﺍﺗﺪﻥ ﻭﻗﻮﻋﺒﻮﻻﻥ ﲢﺼﻴﻼﺕ ﺍﻳﻠﻪ ﺍﺩﺍﻧﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﻣﺒﺎﻟﻐﻚ ﺫﻛﺮ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﻳﺘﻤﺶ ﺍﻳﻜﻰ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ ﻣﺎﺭﺗﻨﻪ ﺩﮔﲔ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻩ ﻥ ﻛﺬﺷﺘﻪ ﺳﻰ ﺿﻢ ﻭﻋﻼﻭﻩ ﻭ ﺑﺎ ﻓﺮﻣﺎﻥ ﻋﺎﱃ ﳐﺼﺺ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﻗﺮﻃﺎﺳﻪ ﻧﻚ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﻟﻜﻰ ﺍﻭﻟﻪ‬
‫ﺭﻕ ﺗﻨـﺰﻳﻞ ﻭ ﻓﺮﻭﻬﻧﺎﺩﻩ ﺍﻭﻟﻨﺪﻗﺪﻩ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﻙ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺁﻟﱴ ﻏﺮﻭﺵ ﺍﻭﻥ ﭘﺎﺭﻩ ﻳﻪ ﺑﺎﻟﻎ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻣﺬﻛﻮﺭ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﻟﻚ ﺣﺎﺻﻼﺕ ﺍﻳﻠﻪ ﺑﺮﻟﺸﺪﻳﺮﻳﻠﻪ ﺭﻙ‬
‫ﺍﺩﻭﺍﺭ ﺳﻬﺮﺍﺑﻪ ﺳﭙﺎﺭﺵ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﻋﺪﺩ ﻭﺍﭘﻮﺭﻙ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺒﺎﻟﻐﻪ ﳏﺴﻮﺑًﺎ ﺗﻘﺴﻴﻂ ﺍﻭﻝ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻋﻄﺎ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺑﺶ ﻳﻮﻙ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﺑﺮ ﻏﺮﻭﺵ ﺍﻭﻥ ﭘﺎﺭﻩ ﺩﺧﻰ‬
‫ﺗﻨـﺰﻳﻞ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺭﻕ ﲨﻌًﺎ ﺍﻭﺗﻮﺯ ﻳﻮﻙ ﻗﺮﻕ ﺁﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﺯ ﺍﻭﻥ ﺳﻜﺰ ﻏﺮﻭﺵ ﺁﻟﱴ ﭘﺎﺭﻩ ﺷﺮﻛﺘﻚ ﻗﺼﻮﺭ ﻭﺍﺭﺩﺍﺕ ﺻﺤﻴﺤﻪ ﺳﻰ ﺍﻭﻟﻮﺏ ﻣﻮﺟﻮﺩﻯ ﻛﻴﻔﻴﱴ ﺟﻨﺎﺡ ﻭﺟﻬﻠﻪ‬
‫ﻛﻮﺳﺘﺮﻳﻠﺪﻳﻜﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺍﻭﻥ ﺁﻟﱴ ﻳﻮﻙ ﻏﺮﻭﺷﻰ ﺍﺩﺍﻧﻪ ﺩﻩ ﻭ ﺍﻭﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﻮﻙ ﻳﻜﺮﻣﻰ ﺁﻟﱴ ﺑﻴﻚ ﺑﺸﻴﻮﺯ ﻳﺘﻤﺶ ﺩﺭﺕ ﺑﭽﻖ ﻏﺮﻭﺵ ﺁﻟﱴ ﭘﺎﺭﻩ ﺳﻰ ﲡﺎﺭﺕ ﻭﺯﻧﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻭ ﺍﻳﻜﻰ‬
‫ﻳﻮﻙ ﺍﻭﻥ ﻃﻘﻮﺯ ﺑﻴﻚ ﺁﻟﱴ ﻳﻮﺯ ﺑﻮ ﻗﺪﺭ ﻏﺮﻭﺷﻰ ﻣﻐﺎﺯﻩ ﺩﻩ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻌﺮﻓﺘﻴﻠﻪ ﻛﻤﻮﺭ ﻭ ﺳﺎﺋﺮﻩ ﻬﺑﺎﺳﻰ ﺍﳚﻮﻥ ﻣﻮﻗﻮﻑ ﺑﻮﻟﻨﻤﺶ ﺍﻭﳌﻐﻠﻪ ﺑﻮ ﺻﻮﺭﺗﺪﻩ ﺍﺷﺒﻮ ﻳﺘﻤﺶ ﺍﻳﻜﻰ ﺳﻨﻪ ﺳﻰ‬
‫ﻣﺎﺭﺗﻰ ﺍﺑﺘﺪﺍﺳﻨﺪﻥ ﺍﻋﺘﺒﺎﺭًﺍ ﲤﺘﻊ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺣﺼﻪ ﺩﺍﺭﺍﻧﻪ ﳕﻘﺪﺍﺭﻳﻨﻚ ﺗﻮﺯﻳﻊ ﻭ ﺍﻋﻄﺎﺳﻰ ﻣﻨﺎﺳﺐ ﺍﻭﻟﻪ ﺟﻐﻰ ﺭﺃﻯ ﻭﺍﻻﻯ ﻧﻈﺎﺭﺗﭙﻨﺎﻫﻴﻠﺮﻳﻨﻪ ﻣﺘﻮﻗﻔﺪﺭ‪ .‬ﻓﺮﻣﺎﻥ ﺣﻀﺮﺕ ﻣﻦ ﻟﻪ‬
‫ﺍﻻﻣﺮﻛﺪﺭ‪ .‬ﰱ ‪ ١٧‬ﺭﺟﺐ ﺳﻨﻪ ‪.١٢٧٢‬‬
‫‪BOA., İrade MMS, nr. 251‬‬
‫‪608‬‬
Şirket-i Hayriye Örneğinin Transkripsiyon Hali:
Şirket-i Hayriye vapurlarının Derseâdet’e vürûdları ile işlemeğe
başladıkları günden işbu ikiyüz yetmiş senesi Ağustos gâyetine değin
bi'l-cümle hasılât ve masârıfatının mikdarını mübeyyin icmâldir.
Guruş
6.000.000
Para
1.178.707,5
168.349,5
10
1.250.000
558.312
9.155.369
Hissedârâna füruht olunan hisse bedelâtı olarak
alınan
Mültezim-i evvel Bilezikçioğullarının yirmi mâh
zarfında idarelerinde bedel-i iltizamına mahsûben
alınan
Bilezikçioğullarından iltizamının feshi ile diğer
mültezime verilinceye kadar otuzaltı gün eyyâm-ı
hâliye idaresinde olan hâsılatı
Mültezim-i sâni Mıgırdıç kalfanın yedi buçuk ay
müddet idaresinde alınan
Fî 16 Haziran sene 70 [1270] ilâ gâye-i Ağustos
sene-i minhü [aynı sene] iki buçuk mâh zarfında
emânet sûretiyle idarede vuku bulan hâsılatı
10
Minhâ ___________________________________________________________
el-masârıfat______________________________________________________
Guruş
6.321.087,5
449.653,5
1.039.248
4.806,5
119.842
59.547
7.994.184,5
7.600
Para
Sekiz kıt’a vapur bahası olarak Baltacı Manolaki
bezirgâna ceste ceste verilen
Müahharan Fransalu Tukası bezirgândan
mubâya’a olunan bir aded vapurun bahâsı olarak
verilen
İskeleler masârıf-ı inşâiyyesi içün ceste ceste
verilen
Sekiz kıt’a vapurun Derseâdet’e vurûdlarında
boya ve tente ve sâire masârıfları içün Kapudan
Kaliçer’e verilen
Vapurların ve kendisinin Londra’da vukû bulan
masârıfı içün kapudan-ı merkûma verilen
Feshane sarrafı Ovannes’in mukaddemâ
iskelelere demir parmaklık ve basma senedlerin
litoğrafya masârıfı ile i‘tâ eylemiş olduğu
sandıkkâr ma‘âşı
Şirket-i mezkûrelerin şikest eyledikleri iki aded
çekdirme ziyâniyçün bâ-i‘lâm-ı liman verilen
609
163.770
685.180,5
10
75.316,5
30.000
29.356
Fransalu Tukasi bezirgâna Derseâdet’e getireceği
iki aded vapurun getirilmesi içün ziyan olarak
verilen
Nisan sene 69 tarihinde temettü‘ nâmı ile
hissedârana tevzi‘ ve i‘tâ olunan
Yüzde bir buçuk hesâbiyle tahsilârâna verilen
resm-i tahsildâriyeleri
Baltacı bezirgâna şirket-i tarafından meccânen
verilen on hisse bedeli
Muahharan Mığırdıç Kalfa’ya iskeleler
ta‘miratından dolayı verilen
Mizan________________________________________________________________
Guruş
9.155.369,5
8.985.407,5
169.961,5
107.420
62.541,5
231.797
Para
10
10
00
Bâlada muharrer hâsılat
Bâlada muharrer masârıfat
İşbu mebâliğ hissedârandan ve tahsildârandan
tahsil olunacak zimem olduğu
Guruş
32.250
Hissedarandan bazılarının zimmeti
13.250
Feshane Direktörü müteveffa
Ovannesin zimmeti
22.920
Tahsildaran zimmeti
39.000
Füruht olunmak üzere mevcûd hisse,
Aded 13
107.420
Derdest-i takdim Eylül defteri mücebince hâsılatı mevcûd-ı sandık
294.338,5
Kaynak: BOA., İ.DH, nr. 19796; Boğaziçinde Asırlık Seyahat- Belgelerle
Şirket-i Hayriye, s.119, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, 2007.
610
Şirket-i Hayriye vapurlarının vukû bulan varidât ve masarıfatı
yetmişbir senesi Mart’ı ibtidâsında rü’yet olunmuş olduğu ve bi-mennihi
te‘âla hulûl edecek yetmişiki senesi Mart’ında dahi temettu‘at-ı
vâkı‘asından hissedarana taksim olunacağı cihetle mâh-ı mezkûna
kadar bir sene zarfında vukû bulan vâridat ve masarıfın mikdâr-ı
hakikisi evvel emirde lâyıkıyle bilinip sâbıkı misüllü re’s-i sene itibarı ile
mâh-ı mezkûrda icabına bakılması lazım eden olmasına mebnî mezkûr
vapurların zikr olunan yetmiş bir senesi Mart’ı ibtidasından sene-i
merküme Şubat’ı gayetine kadar vukû bulan varidat ve masarıfatı ve
mevcûd-ı vezne olan akçe ile ıdânede bulunan ve sipariş olunan iki kıt’a
vapurun taksit-i evveli olarak verilmiş ve verilecek olan akçenin mikdar
ve kemiyetiyle sene-i sabıkada rü’yet olunan muhasebeden sonra
mevcûd kalan ve ba‘zı ashâb-ı zimmetden tahsil ve teslim-i vezne
kılınan mebâliğin hakikat-i mikdarı Ticaret Muhasebesinden der kenar
olunması ferman buyuruldu. Fî 5 Receb sene 72
Yetmişbir senesi Mart’ı ibtidâsında Şubat’ı gayetine değin
vapurlar müdiri Ali Hilmi Efendi ma‘rifeti ile emâneten idaresinde beher şehr takdim-i hâkipây-i âli-i nezâret-penahileri kılınan memhûr
defatin mücebince vukû bulan hâsılat ve masârıfatının mikdârı.
Ma‘a icarat variat
Ma‘a
komisyon
masârıfat
Guruş
Para
205.259,5
14
Guruş
397.529,5
Para
-
456.470,5
574.941
717.604
761.958,5
791.154,5
705.988,5
551.159
458.602,5
509.804
493.545
469.063,5
6.887.821,5
3.581.778,5
3.306.033
223.447
273.536
10
307.439,5
10
315.113,5
10
338.490
351.541,5
292.430,5
257.542
10
274.032
10
282.219,5
460.745,5
10
3.581.788,5
4 masârıfat
6
10
9
6
10
15
4
Mart, sene 71 ilâ gaye-i
sehr-i mezbûr
Nisan,
˝
Mayıs,
˝
Haziran,
˝
Temmuz,
˝
Ağustos,
˝
Eylül,
˝
Teşrinievvel
˝
Teşrinisani
˝
Kânuni evvel,
˝
Kânunisâni,
˝
Şubat,
˝
Ticaret muhâsebesi ma‘rifetiyle yetmişbir senesi Mart’ında ru’yet
olunan hesâbdan sonra şirket akçesi olarak fazla kalan mebâliğ ile
hissedâran ve sâireden tahsil olunan vâridatın mikdârı
611
Guruş
91.389
Para
64.250
3.560
3.000
2.955
10
22.625,5
61.836,5
249.616
2.400
10
Yetmişbir
senesi
Mart’ında
ru’yet
olunan
muhasebeden kusurı fazla görünen
Hissedâran zimmetlerinden tahsil olunan
Tahsildâran zimmetlerinden tahsil olunan
Baltalimanı iskelesinin feshi ile füruht olunan
enkaz bahası
Bazı iskelelerin füruht olunan demir parmaklıkları
bahası
Asakir-i şâhane nakliyesi masarıfından dolayı
nizamiye hazinesinden alınan
İdareye verilen mebâliğin güzeştesi
İbtidâ-yı Mart sene 71 ilâ gaye-i Şubat sene-i
minhü bâ-fermân-ı âli kâgıd-kalem parası olarak
şehriye ikişeryüz guruş verilen
247.316
Faiz
Mal
6.291,5
150.000
10.347
250.000
12.333
300.000
12.250
300.000
41.221,5
20.615
1.000.000
600.000
61.836,5
1.600.000
Guruş
3.553.249
507.031
3.046.218
Para
16
10
06
Guruş
2.018.125
Para
507.031,5
612
Eyyâm
.
151 An 2 S [=Safer] sene 72 ilâ 5 Receb
minhü
149 An 4 S [=Safer] sene-i minhü ilâ 5
sene-i minhü
148 An 5 S [=Safer] sene-i minhü ilâ 5
sene-i minhü
147 An 5 S [=Safer] sene-i minhü ilâ 5
sene-i minhü
sene-i
Receb
Receb
Receb
124 An 29 S [=Safer] sene-i minhü ilâ 5 Receb
sene-i minhü
Sipariş olunan iki aded vapur bahasının taksit-i
evveli olarak verilen
Bedel-i istira
13.750
3.438
Asıl bahaları
Fi-i beheri taksit-i evvel
147,5
olarak verilen
Bundan böyle
167,5
i‘ta olunacağı
Geçen yetmişbir senesi mart’ı ibtidasından Şubat’ı gayetine
değin oniki ay zarfında vapurlar müdiri Ali Hilmi Efendi ma‘rifetiyle
emaneten idaresinde bâlâda gösterildiği vechile Fransalu’ya verilen
vapurlar icariyle beraber vukû bulan hâsılatdan masârıfat-ı vâkı‘ası
ba‘de’t-tenzil otuzüç yük altı bin otuzüç guruş altı para hâsılat kalmış
ve muhasebe ma‘rifetiyle muddet-i mezkûre zarfında hissedâran ve
tahsildaran zimmetleri ile ba‘zı vâridatdan vukû bulan tahsilat ile idâne
olunan mebâliğin zikr olunan yetmişiki senesi mart’ına değin îcab eden
güzeştesi zam ve ilâve ve bâ-fermân-ı âli Mahsûs olan masârıf-ı
kırtasiyenin bir seneliği olarak tenzil ve fürûnihade olundukda iki yük
kırkyedi bin ikiyüz onaltı guruş on paraya bâliğ olarak mezkûr bir
senelik hâsılat ile birleştirilerek Edvar Sührab’a sipariş olunan iki aded
vapurun bahası olunan mebâliğe mahsûben taksit-i evvel olarak i‘tâ
olunan beş yük yedibin otuzbir guruş on para dahi tenzil olunarak
cemcan otuz yük kırkaltı bin ikiyüz onsekiz gurûş altı para şirketin
kusûr-ı vâridat-ı sahihası olup mevcûdu keyfiyeti cenâh vechile
gösterildiği üzere onaltı yük gurûşu idânede ve oniki yük yirmialtı bin
beşyüz yetmişdört buçuk gurûş onaltı parası ticaret veznesinde ve iki
yük ondokuz bin altıyüz bu kadar gurûşu mağazada müdir ma‘rifetiyle
kömür bahası için mevkûf bulunmuş olmağla bu sûretde işbu yetmişiki
senesi mart’ı ibtidâsından i‘tibâren temettü‘ olarak hissedârana ne
mikdârının tevzi‘ ve i‘tası münâsib olacağı re’y-i vâlâ-yı nezâretpenâhilerine mutevakkıfdır, ferman hazret-i men lehü’l-emrindir.
Fî 17 Receb sene 1272
Kaynak: BOA., İ.MMS, nr.251; Boğaziçinde Asırlık Seyahat-Belgelerle
Şirket-i Hayriye, s.120, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü-2007.
613
Şirket-i Hayriye Örneğinin Türkçe Hali:
Şirket-i Hayriye vapurlarının İstanbul’a gelişleri ile işlemeye başladıkları
günden iş bu 1270 senesi Ağustos ayı sonuna kadar tüm gelir ve
giderlerinin icmâlidir.
KURUŞ
6.000.000
PARA
1.178.707,5
10
168.349,5
10
1.250.000
558.312
9.155.369
10
MASRAFLAR
Sekiz adet vapur bedeli olarak Tüccar Baltacı
Manolaki’ye verilen
Sonradan Fransalı tüccar Tokas’tan satın alınan
bir adet vapurun bedeli olarak verilen
İskelelerin inşa masrafı olarak verilen
Sekiz adet vapurun İstanbul’a geldiğinde boya,
tente vs. masrafları için Kaptan Kaliçer’e verilen
Vapurların ve kendisinin Londra’daki masrafları
için kaptana verilen
Feshane Sarrafı Ohannes’in daha önce
iskelelere yaptırdığı demir parmaklık gideri,
basma senetlerin litoğrafya masrafı ve ödediği
veznedar maaşı
TOPLAM
6.321.087,5
449.653,5
1.039.248
4.806,5
119.842
59.547
7.994.184,5
7.600
163.770
685.180,5
75.316,5
30.000
614
Hissedarlara satılan hisselerin bedeli olarak
alınan
İlk ihale sahibi Bilezikçioğulları’nın 20 aylık
idareleri zamanında iltizam bedeline mahsuben
alınan
İhalenin Bilezikçioğulları’ndan alınarak diğerine
verilinceye kadar geçecek 36 günlük hasılat
İkinci ihale sahibi Mıgırdıç kalfa idaresindeki
yedi buçuk ayın hasılatı
24 Haziran 1854 ile Ağustos 1854 ayı sonuna
kadar iki buçuk ay zarfında elde edilen hasılat
TOPLAM
10
Şirketin bozulan iki adet çekdirmesi için limana
ödenen
Fransalı Tüccar Tokas’a İstanbul’a getireceği iki
adet vapurun getirilmesinden vazgeçildiği için
verilen
Mayıs 1853 tarihinde kâr olarak hissedarlara
dağıtılan
%1.5 hesabı ile tahsildar vergisi
Tüccar Baltacı’ya şirket tarafından bedelsiz
verilen on hisse bedeli
29.356
8.985.407,5
10
9.155.369,5
8.985.407,5
169.961,5
107.420
10
10
Mıgırdıç kalfaya iskelelerin tamirinden dolayı
verilen
TOPLAM
MİZAN
Yukarıda gösterilen gelir
Yukarıda gösterilen gider
Hissedarlardan ve tahsildarlardan toplanacak
zimmet
32.250
Hissedarlardan bazılarının zimmeti
13.250
Ölen Feshane Direktörü Ohannes’in
zimmeti
22.920
Tahsildarlar zimmeti
39.000
Satılmak üzere mevcut hisse adedi:
13
107.420 TOPLAM
62.541,5
231.797
Eylül defterine göre sandığın mevcut hasılatı
294.338,5
TOPLAM
Kaynak: Boğaziçi’nde Asırlık Seyahat, Belgelerle Şirket-i Hayriye, s. ,
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, İstanbul, 2007.
615
Şirket-i Hayriye vapurlarının meydana gelen gelir ve giderleri
1271 senesinin Mart ayı başlangıcında [13 Mart 1855] görülmüştür.
İnşallah yeni girecek 1272 senesi Mart ayında da [13 Mart 1856] elde
edilecek kârdan hissedarlara kâr payların dağıtımı yapılacaktır. Ancak
önce adı geçen Mart ayına kadar bir sene zarfında meydana gelen gelir
ve giderin gerçek miktarı bilinip eskiden olduğu gibi sene başı itibariyle
icabına bakılması gerekmektedir. Bundan dolayı adı geçen vapurların
1271 senesi Mart ayı [13 Mart 1855] başlangıcından aynı senenin Şubat
ayı sonuna kadar meydana gelen gelir ve giderleri, kasada olan para ile
faizde bulunan ve sipariş edilen iki vapurun birinci taksiti olarak
verilmiş ve verilecek olan paranın miktarı, geçen senede görülen
muhasebeden sonra kalan para ile bazı borçlulardan tahsil edilip
kasaya konan paranın gerçek miktarının Ticaret Muhasebesi tarafından
çıkarılması ferman buyuruldu.
5 Receb 1272 [12 Mart 1856]
1271 senesi Mart ayı [13 Mart 1855] başlanıcından Şubat ayı
sonuna kadar vapurlar müdürü Ali Hilmi Efendi’nin eminliği döneminde
her ay nezarete sunulan mühürlü defterler gereğince meydana gelen
gelir ve giderlerin miktarı
Kiralarla Birlikte Gelirler
Kuruş
397.529,5
456.470,5
Para
574.941
Komisyonla Birlikte
Giderler
Kuruş
Para
205.259
14
223.447
273.536
717.604
10
307.439,5
761.958,5
10
315.113,5
791.154,5
10
338.490
10
705.988,5
551.159
315.541,5
292.420,5
458.602,5
257.542
9
509.804
10
274.032,5
6
493.545
10
282.219,5
10
460.745,5
15
469.063,5
616
1271 Mart ayı
1271 Nisan
ayı
1271 Mayıs
ayı
1271 Haziran
ayı
1271 Temmuz
ayı
1271 Ağustos
ayı
1271 Eylül ayı
1271
Teşrinievvel
1271
Teşrinisani
1271 Kânûni
evvel
1271
Kânûnisani
1271 Şubat
6.887.821,5
3.581.788,5
3.306.033
10
4 Giderler
6
3.581.788,5
04
Ticaret muhasebesi vasıtasıyla 1271 senesi Mart ayında [13 Mart
1855] görülen hesaptan sonra şirket parası olarak fazla kalan para ile
hissedarlar ve sâireden tahsil edilen gelirlerin miktarı
Kuruş
91.389
Para
64.250
3.560
3.000
2.955
10
22.625,5
61.836,5
249.616
2.400
10
247.216
10
1271 senesi Mart ayında [13 Mart 1855] görülen
hesaptan sonra
Hissedarların zimmetlerinden tahsil edilen
Tahsildarların zimmetlerinden tahsil edilen
Balta limanı iskelesinin kapatılıp yıkılması sonucu
satılan enkazdan elde edilen gelir
Bazı iskelelerin demir parmaklıklarının satışından
elde edilen gelir
Asker naklinden dolayı Nizamiye Hazinesinden alınan
Faize verilen paradan elde edilen gelir
Faiz
Anapara
Gün
(Kuruş)
(Kuruş)
Sayısı
6.291,5
150.000
151
14 Ekim 1855-12
Mart 1856
10.347
250.000
149
16 Ekim 1855-12
Mart 1856
12.333
300.000
148
17 Ekim 1855-12
Mart 1856
12.250
300.000
147
18 Ekim 1855-12
Mart 1856
41.221,5 1.000.000
20.615
600.000
124
27 Ekim 1855-12
Mart 1856
61.836,5 1.600.000
1271 Mart ayı [13 Mart 1855] başlangıcından Şubat
ayı [12 Mart 1856] sonuna kadar ferman gereğince
kağıt-kalem parası olarak aylık 200’er kuruştan
verilen
617
Yekûn_________________________________________________________
Para
Kuruş
3.553.249
16
10
Sipariş olunan iki adet vapur bedelinin birinci
507.31
3.046.218
6
taksiti olarak verilen
Kuruş
Para Her birinin fiyatı Asıl bahaları
2.018.125
13.750
Birinci taksit olarak verilen
10
3.438
507.031
Bundan böyle
1.511.093
.30
verilecek olan
147,5
147,5
Geçen 1271 senesi başlangıcından Şubat ayı sonuna kadar 12
ay zarfında vapurlar müdürü Ali Hilmi Efendi’nin Eminliğinde
(idaresinde), yukarıda gösterildiği şekilde Fransalı’ya kiralanması ile
birlikte meydana gelen hasılattan masraflar düşüldükten sonra
3.306.033 kuruş 6 para hasılat kalmıştır. Muhasebe marifetiyle zikri
618
geçen müddet zarfında hissedarlar ve tahsildarlar zimmetleri ile bazı
gelirlerden meydana gelen tahsilat ve faizden elde edilen gelirin 1272
senesi Martına değin icap eden geçmiş faizi de ilave edilip gerekli
masraflar düşüldükten sonra 247.216 kuruş 10 paraya ulaşmıştır. Adı
geçen sene hasılatı ile birleştirilerek Edvar’a sipariş olunan iki adet
vapurun fiyatı olan paraya mahsuben birinci taksit olarak verilen
507.031 kuruş 10 para da düşüldüğünde toplam 3.046.218 kuruş 6
para şirketin gerçek varidatı olduğu görülmektedir. Yukarıda gösterildiği
üzere 1.600.000 kuruşu faizde ve 1.226.574,5 kuruş 6 parası ticaret
veznesinde ve 219.643,5 kuruşu mağazada kömür ve sâire ihtiyaçları
için elde tutulmaktadır. Bu durumda işbu 1272 senesi Mart ayı
başlangıcından itibaren kâr olarak hissedarlara ne kadarının dağıtılıp
verilmesi uygun olacağı, Bakanlığınızın yüksek görüşlerine bağlı
bulunmaktadır.
17 Recep 1272
619
Yukarıda
işletmeleri
yer
alan
örnek
çok
uzun
bir
vapur
kaydıdır. Taktir edileceği üzere burada kaydın
bir kısmına yer verilmiştir. Bu konuda gerekli farkındalığın
oluşturulması için de örneğin bazı yerlerine uzunca (……)
şeklinde geçişlere yer verilmiştir. Yine taktir edileceği üzere
bu uzun örneğin günümüz muhasebe kaydına ise, yine
örneğin uzun olması nedeniyle yer verilmemiştir.
442. Tanzimat Sonrası-Cumhuriyete Kadar Olan
Döneme Ait Olan Muhasebe Kayıt Örneği-3
Bu dönemin son örneği ise Afyonkarahisar’a bağlı
Emirdağ ilçesinde bulunan bir çiftliğin muhasebe kayıtları
görülmektedir. Bu kayıtlar siyakat yazısı ile tutulmuştur.
620
Emirdağ Çiftlik Örneğinin Siyakat Hali:
621
622
623
624
‫‪Emirdağ Çiftlik Örneğinin Arapça Hali:‬‬
‫‪1‬‬
‫ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﺻﺎﺣﺐ ﺳﻨﺠﺎﻏﻨﺪﻩ ﺑﺎﺭﺟﲔ ﻗﻀﺎﺳﻨﺪﻩ ﭼﻔﺘﻪ ﻟﺮ ﺩﳝﻜﻠﻪ ﻋﺮﻳﻒ ﭼﻔﺘﻠﻜﻚ ﺍﻳﻜﻴﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺍﻟﱴ ﺳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻭﺍﻗﻊ ﺭﻭﺯ ﻗﺎﲰﻨﺪﻥ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻩ ﻭﺍﻗﻊ ﺭﻭﺯ ﻗﺎﲰﻨﻪ ﺩﻛﲔ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﳏﺼﻮﻻﺗﻴﻠﻪ‬
‫ﺍﻟﻴﻮﻡ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺗﻠﻔﺎﺕ ﻭ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻨﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭ ﻭ ﻛﻤﻴﺘﲎ ﻣﺒﲔ ﻋﺴﺎﻛﺮ ﺣﺼﮥ ﺷﺎﻫﺎﻧﻪ ﻣﲑﺍﻻﻳﻠﺮﻧﺪﻥ ﻣﲑﺯﺍ ﺳﻌﻴﺪ ﺑﻚ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﺑﺎﻟﻮﻛﺎﻟﻪ ﻣﺪﻳﺮ ﺗﻌﻴﲔ ﻗﻠﻨﺎﻥ ﺣﺎﺟﻰ ﳏﻤﺪ ﺍﻏﺎﻧﻚ ﺗﻘﺪﱘ‬
‫ﺍﻳﻠﺪﻳﻜﻰ ﺩﻓﺘﺮﻙ ﺧﻼﺻﻪ ﺳﻴﺪﺭ‪.‬‬
‫ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺬﻛﻮﺭﺩﻩ ﺍﻟﻴﻮﻡ ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺗﻠﻔﺎﺕ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻧﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ‬
‫ﺭﺃﺱ‬
‫ﺣﻴﻮﺍﻧــــــــــﺎﺕ ﺣﺮﻛﻠﻪ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫ﻗﺼﺮﺍﻕ ﻛﺒﲑ‬
‫‪٤٦٦‬‬
‫ﺍﻳﻐﲑ ﺍﺳﺐ ‪ ٢٦‬ﻋﺪﺩ ‪ ٤‬ﻋﺪﺩ ﻣﻘﺪﻡ ﺩﺭﻋﻠﻴﻪ ﻳﻪ ﻛﻼﻥ‬
‫‪٠٢٢‬‬
‫ﺍﻳﻜﻰ ﲜﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ‬
‫‪٠٧٠‬‬
‫ﺍﻳﻜﺪﺵ‬
‫‪٠١٢‬‬
‫ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ‬
‫‪٠١٢‬‬
‫ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺩﻳﺸﻰ ﻃﺎﻯ‬
‫‪٠٠٨‬‬
‫ﻛﻮﺭﭘﻪ ﻗﻮﻟﻮﻥ‬
‫‪١٨٦‬‬
‫‪٧٧٦‬‬
‫ﺗﻠﻔــــــــــــــــﺎﺕ‬
‫‪٠٦٢‬‬
‫‪٧١٤‬‬
‫‪625‬‬
‫‪2‬‬
‫ﺑﻮﺳﻨﻪ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﺳﻮﺩ ﻃﺎﻯ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪٢٥٧‬‬
‫ﻋﺴﺎﻛﺮ ﺣﺎﺻﮥ ﺷﺎﻫﺎﻧﻪ ﺳﻮﺍﺭﻳﻠﺮﻯ ﺍﺭﻛﺎﺑﻴﺠﻮﻥ‬
‫ﺑﻮ ﺩﻓﻌﻪ ﺩﺭ ﻋﻠﻴﻪ ﻳﻪ ﻛﻮﻧﺪﺭﻳﻼﻥ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ٥٠‬ﺍﻳﻜﻰ ﺑﭽﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻳﺪﻥ‬
‫ﺍﺻﻄﺒﻞ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﺩﻥ ﻛﻮﻧﺪﺭﻳﻼﻥ ﺍﻳﻐﲑ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪٢١‬‬
‫‪ ٠٣‬ﺗﻠﻒ ﺍﻭﻻﻥ‬
‫‪١٨‬‬
‫ﻓﺮﺍﺭ ﺍﻳﺪﻥ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ٨‬ﻗﺼﺮﺍﻕ ﻛﺒﲑ‬
‫ﻣﺮﺩ ﺍﻭﻻﻥ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ٢٣‬ﻗﺼﺮﺍﻕ ﻛﺒﲑ‬
‫‪ ٠٢‬ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺩﻳﺸﻰ ﻃﺎﻯ‬
‫‪ ٠٦‬ﺑﺮ ﺑﭽﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ‬
‫‪ ٠١‬ﺍﻳﻐﲑ‬
‫‪ ٢٢‬ﻛﻮﺭﭘﻪ ﻗﻮﻟﻮﻥ‬
‫ﻣﻮﺟﻮﺩ ﺍﻭﻻﻥ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ٤٣٥‬ﻗﺼﺮﺍﻕ ﻛﺒﲑ‬
‫‪ ٠١٩‬ﺍﻳﻐﲑ ﺍﺳﺐ‬
‫‪ ٠٠٢‬ﺍﻳﻜﺪﺵ‬
‫‪ ٠٢٠‬ﺍﻳﻜﻰ ﺑﭽﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ‪ ،‬ﴰﺪﻯ ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ‬
‫‪ ٠٠٦‬ﺑﺮ ﲝﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﺭﻛﻚ ﻃﺎﻯ‪ ،‬ﴰﺪﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﲜﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ‬
‫‪ ٠٠٦‬ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺩﻳﺸﻰ ﻃﺎﻯ ﴰﺪﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ‬
‫‪ ٠١٢‬ﺍﻳﻜﺪﺵ‬
‫‪ ١٦٤‬ﻛﻮﺭﭘﻪ ﻗﻮﻟﻮﻥ‪ ،‬ﴰﺪﻯ ﺑﺮ ﺑﭽﻖ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ‬
‫‪626‬‬
‫ﺭﺃﺱ‬
‫ﺣﻴﻮﺍﻧــــــــــﺎﺕ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻳﻨﻜﻰ‬
‫‪١١٦‬‬
‫ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‬
‫‪٠٢٦‬‬
‫ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ‬
‫‪٠٤٦‬‬
‫ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ‬
‫‪٠٢٥‬‬
‫ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‬
‫‪٠٣٣‬‬
‫ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺑﻮﻏﻪ ﺳﻰ‬
‫‪٠٠٤‬‬
‫ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻭﻛﻮﺫﻯ‬
‫‪٠١٢‬‬
‫ﺍﺭﻛﻚ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ‬
‫‪٠٣٢‬‬
‫ﺩﻳﺸﻰ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ‬
‫‪٠١٩‬‬
‫‪٣١٣‬‬
‫ﺗﻠﻔـــــــــــــﺎﺕ‬
‫‪٠١١‬‬
‫‪٣٠٢‬‬
‫ﻣﺮﺩ ﺍﻭﻻﻥ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ١‬ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‬
‫‪ ١‬ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ‬
‫‪ ١‬ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‬
‫‪ ٤‬ﺍﺭﻛﻚ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ‬
‫‪627‬‬
‫‪3‬‬
‫ﺑﻮﺳﻨﻪ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺑﻮﺯﺍﻏﻴﺴﻰ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪١٢٢‬‬
‫ﺯﻳﺮﺩﻩ ﺑﻴﺎﻥ ﺍﻭﻟﻨﺪﻳﻐﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺗﺮﺗﻴﺐ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ١٠‬ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻳﻨﻜﻰ‬
‫‪ ٢٤‬ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‬
‫‪ ٤٦‬ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ‬
‫‪٨٠‬‬
‫‪ ٤‬ﺩﻳﺸﻰ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ‬
‫‪١١‬‬
‫ﻗﺼﻮﺭ ﻣﻮﺟﻮﺩﻯ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ١٠٦‬ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻳﻨﻜﻰ‬
‫‪ ٠٠١‬ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‪ ،‬ﴰﺪﻯ ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ‬
‫‪ ٠٢٤‬ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ‪ ،‬ﴰﺪﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ‬
‫‪ ٠٣٢‬ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‪ ،‬ﺑﻮ ﺩﺧﻰ‬
‫‪ ٠٠٤‬ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺑﻮﻏﻪ ﺳﻰ‬
‫‪ ٠١٢‬ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺍﻭﻛﻮﺯﻯ‬
‫‪ ٠٢٨‬ﺍﺭﻛﻚ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ‬
‫‪ ٠١٥‬ﺩﻳﺸﻰ ﺑﻮﺯﺍﻏﻰ‬
‫‪٢٢٢‬‬
‫‪628‬‬
‫ﺭﺃﺱ‬
‫ﺣﻴﻮﺍﻧــــــــــﺎﺕ ﺟﺎﻣﻮﺱ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺍﻳﻨﻜﻰ‬
‫‪٤٩‬‬
‫ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‬
‫‪١١‬‬
‫ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‬
‫‪٠٧‬‬
‫ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ‬
‫‪١٧‬‬
‫ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺑﻮﻏﻪ ﺳﻰ‬
‫‪٠٢‬‬
‫ﻗﻮﺷﻢ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺳﻰ‬
‫‪١٠‬‬
‫ﺍﺭﻛﻚ ﻣﻼﻕ‬
‫‪٢١‬‬
‫ﺩﻳﺸﻰ ﻣﻼﻕ‬
‫‪١٥‬‬
‫‪١٣٢‬‬
‫ﺗﻠﻔـــــــــــــﺎﺕ‬
‫‪٠٠٥‬‬
‫‪١٢٧‬‬
‫‪629‬‬
‫‪4‬‬
‫ﺑﻮﺳﻨﻪ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﻼﻕ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪٢٥‬‬
‫ﻣﺮﺩ ﺍﻭﻻﻥ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ١‬ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‬
‫‪ ١‬ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ‬
‫‪ ١‬ﺍﺭﻛﻚ ﻣﻼﻕ‬
‫‪ ٢‬ﺩﻳﺸﻰ ﻣﻼﻕ‬
‫‪٥‬‬
‫ﺯﻳﺮﺩﻩ ﺑﻴﺎﻥ ﺍﻭﻟﻨﺪﻳﻐﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺗﺮﺗﻴﺐ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ١٢‬ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ‬
‫ﻗﺼﻮﺭ ﻣﻮﺟﻮﺩﻯ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪ ٤٩‬ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺍﻳﻨﻜﻰ‬
‫‪ ١١‬ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‪ ،‬ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ‬
‫‪ ٠٦‬ﺑﺮ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ ﴰﺪﻯ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ‬
‫‪ ٠٤‬ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ ﴰﺪﻯ ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ‬
‫‪ ٠٢‬ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺑﻮﻏﻪ ﺳﻰ‬
‫‪ ١٠‬ﻗﻮﺷﻢ ﻣﺎﻧﺪﺳﻰ‬
‫‪ ٢٠‬ﺍﺭﻛﻚ ﻣﻼﻕ‬
‫‪ ١٣‬ﺩﻳﺸﻰ ﻣﻼﻕ‬
‫‪5‬‬
‫‪630‬‬
‫ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺗﻴﻤﻮﺭ ﺑﺎﺵ ﺍﺩﻭﺍﺗﻰ‬
‫ﺳﻮﺩ ﺑﻘﺮﻩ ﺟﻰ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٢‬‬
‫ﻋﺮﺑﻪ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٥‬‬
‫‪ ١‬ﺑﻮ ﺩﻓﻌﻪ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٦‬‬
‫ﻃﺮﺑﺎﻥ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٤‬‬
‫‪ ٢‬ﺑﻮ ﺩﺧﻰ‬
‫‪٦‬‬
‫ﺍﻝ ﻛﺴﺮﻯ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫‪631‬‬
‫ﻛﻬﻨﻪ ﺑﻘﺮﺝ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺻﺒﺎﻥ ﺗﻴﻤﻮﺭﻯ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٦‬‬
‫ﻗﻮﺑﻠﻰ ﻃﺎﺱ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫ﻗﺎﻳﺶ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٤‬‬
‫ﺑﻮﺭﻏﻰ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫ﺗﻮﺭﭘﻰ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫ﺍﻳﺎﻕ ﻛﺴﺮﻯ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫ﻗﺎﺯﻣﻪ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫ﻛﺒﲑ ﺳﻮﺩ ﻗﺰﻏﺎﱏ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺩﻭﻛﻦ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٣‬‬
‫‪ ٩‬ﺑﻮ ﺩﻓﻌﻪ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪١٢‬‬
‫ﺩﺳﺘﺮﻩ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫ﺑﻞ ﻗﺎﺯﻣﻪ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫ﺻﻐﲑ ﺳﻮﺩ ﻗﺰﻏﺎﱏ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٢‬‬
‫ﺑﺎﻟﻄﻪ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪٤‬‬
‫‪ ٢‬ﺑﻮ ﺩﺧﻰ‬
‫ﺍﻛﻪ ﺗﻮﺭﭘﻰ‬
‫ﻋﺪﺩ‬
‫‪١‬‬
‫ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺗﻴﻤﻮﺭ ﺑﺎﺵ ﲣﻤﻠﻖ ﺣﺒﻮﺑﺎﺗﻴﻠﻪ ﻣﻘﺪﻡ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﻣﺘﺴﻠﻤﻰ ﺳﻠﻴﻤﺎﻥ ﺍﻏﺎ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﻭﺣﺮﻛﻠﻪ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﻨﺪﻥ ﺍﻳﻜﻰ ﺍﺳﺐ ﺑﺪﻟﻨﻪ ﺍﻟﻨﺎﻥ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ‬
‫ﺷﻌﲑ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪ ١٩٠‬ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﻣﺘﺴﻠﻤﻰ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪ ٠٧٠‬ﺍﺳﺐ ﺑﺪﱃ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪ ٠٨٠‬ﺗﻴﻤﻮﺭ ﺑﺎﺵ ﲣﻤﻠﻖ‬
‫‪٣٤٠‬‬
‫‪ ٢٦٠‬ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﻪ ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٠٨٠‬‬
‫‪ ٠٨٠‬ﺯﺭﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﺧﻨﻄﻪ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪ ٣١٠‬ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﻣﺘﺴﻠﻤﻰ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪ ٠٨٧‬ﺍﺳﺐ ﺑﺪﱃ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪ ٠٢٣‬ﺗﻴﻤﻮﺭ ﺑﺎﺵ ﲣﻤﻠﻖ‬
‫‪٤٢٠‬‬
‫‪ ٢٧٠‬ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪١٥٠‬‬
‫‪ ١٥٠‬ﺯﺭﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٠٠٠‬‬
‫ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺯﺭﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﲣﻤﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﺒﻮﺑﺎﺕ ﺍﻳﻠﻪ ﺍﻋﺸﺎﺭﺩﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﺣﺒﻮﺑﺎﺗﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ‬
‫ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭ ﻣﺘﺴﻠﻤﻰ ﻃﺮﻓﻨﺪﻥ‬
‫ﻣﺒﺎﻳﻌﻪ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﺑﻮﺭﭼﻖ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪١٠‬‬
‫‪ ١٠‬ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺻﺮﻑ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫ﺯﻳﺮﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺗﺮﺗﻴﺐ ﺍﻭﻟﻨﻤﻐﻠﻪ ﺷﺮﺡ ﻭﻳﺮﻳﻠﺪﻯ‬
‫ﺧﻨﻄﻪ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪ ٦٢٩‬ﺯﺭﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﲣﻤﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ‬
‫‪ ٢٨١‬ﺍﻋﺸﺎﺭﺩﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٩١٠‬‬
‫ﺑﻮ ﺩﺧﻰ‬
‫ﺷﻌﲑ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪ ٤٢٥‬ﺭﺯﻉ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ ﲣﻤﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ‬
‫‪ ١٣٢‬ﺍﻋﺸﺎﺭﺩﻥ ﲢﺼﻴﻞ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪632‬‬
‫‪٥٥٧‬‬
‫‪ ٣٢٠‬ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ‬
‫‪٢٣٧‬‬
‫‪ ٠٨٠‬ﲣﻤﻠﻖ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ‬
‫‪١٥٧‬‬
‫‪ ٣١٠‬ﳝﻜﻠﻚ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻒ ﺍﻭﻟﻨﺎﻥ‬
‫‪٦٠٠‬‬
‫‪ ١٥٠‬ﲣﻤﻠﻖ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ‬
‫‪٤٥٠‬‬
‫ﲝﺴﺎﺏ ﻛﻴﻞ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﱃ‬
‫ﻛﻴﻞ‬
‫‪١ ٣٥٠‬‬
‫ﻳﻮﻻﻑ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪٦٠‬‬
‫‪ ٦٠‬ﳝﻜﻠﻚ ﻭﲣﻤﻠﻖ ﺍﳚﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ‬
‫‪٠٠‬‬
‫‪633‬‬
‫ﻬﺑﺮ ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫ﰱ‬
‫ﻛﻴﻞ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﱃ‬
‫‪٣‬‬
‫ﲝﺴﺎﺏ ﻛﻴﻞ ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﱃ‬
‫ﻛﻴﻞ‬
‫‪٤٧١‬‬
‫ﺑﻮﺭﭼﺎﻕ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪١٧‬‬
‫‪ ١٧‬ﺑﻮﺩﺧﻰ‬
‫‪٠٠‬‬
‫ﰱ ﻣﻨﻪ‬
‫ﻣﺮﲨﻚ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪٧‬‬
‫‪ ٧‬ﺑﻮ ﺩﺧﻰ‬
‫‪٠‬‬
‫‪8‬‬
‫ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﺪﻥ ﺣﺎﺻﻞ ﺍﻭﻻﻥ ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ ﻭ ﭘﻨﲑ‬
‫ﺯﻳﺮﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺗﺮﺗﻴﺐ ﺍﻭﻟﻨﻤﻐﻠﻪ ﺷﺮﺡ ﻭﻳﺮﻳﻠﺪﻯ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ‬
‫ﻗﻴﻪ‬
‫‪٧٤٣‬‬
‫‪ ٧٤٣‬ﳝﻜﻠﻚ ﺍﻳﭽﻮﻥ ﺗﻮﻗﻴﻔﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ‬
‫‪٠٠٠‬‬
‫ﭘﻨﲑ‬
‫ﻗﻴﻪ‬
‫‪٢٩١‬‬
‫‪ ٢٩١‬ﺑﻮ ﺩﺧﻰ‬
‫‪٠٠٠‬‬
‫‪634‬‬
‫ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﳏﺴﻮﺑًﺎ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﭼﺎﻳﺮ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪ ٠ ٥٦٠‬ﭼﺎﻳﺮ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ‬
‫‪ ٣ ٤٠٠‬ﭼﻔﺘﻪ ﻟﺮ ﻗﺮﻳﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﺍﻟﻨﺎﻥ ﺣﺎﺻﻼﺕ‬
‫‪ ٠ ٣٦٧‬ﻗﻴﻮﻥ ﺳﺎﳝﻰ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ‬
‫‪٤ ٣٢٧‬‬
‫‪635‬‬
‫‪9‬‬
‫‪10‬‬
‫ﻣﻨﻬـــــــــــــــــــــــــــــــــــﺎ‬
‫ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻴﻠﻪ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﻪ ﻭﻳﺮﻳﻠﻪ ﺟﻚ ﺑﺪﻝ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ ﻧﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻯ‬
‫ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ‬
‫ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻰ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫ﺑﺮﻧﺞ‬
‫‪٠٦٢‬‬
‫ﻋﺴﻞ‬
‫‪١٣٣‬‬
‫ﭘﻜﻤﺰ‬
‫‪١٥٥‬‬
‫ﻃﻮﺯ‬
‫‪٠٩٩‬‬
‫ﺻﻮﻏﺎﻥ‬
‫‪٠٧٥‬‬
‫ﺳﺎﺭﻣﺼﻖ‬
‫‪٠١٥‬‬
‫ﭼﻮﺍﻝ ﻋﺪﺩ ‪١٤‬‬
‫‪١٤٠‬‬
‫ﺑﺎﻟﻄﻪ ﻋﺪﺩ ‪٢‬‬
‫‪٠٤٠‬‬
‫ﺣﺮﻛﻠﻪ ﻳﻪ ﺍﻟﻨﺎﻥ ﻗﻄﺮﺍﻥ‬
‫‪١٧٣‬‬
‫ﺣﺮﻛﻠﻪ ﺟﻴﻠﺮﻩ ﺍﻟﻨﺎﻥ ﺍﻛﺮ‬
‫‪١٢٠‬‬
‫ﺍﻳﻜﺪﺷﻠﺮﻩ ﻣﻌﺎﳉﻪ‬
‫‪٠٤٠‬‬
‫ﺍﻳﻜﺪﺷﻠﺮﻯ ﺍﻳﻨﻴﻪ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫‪٠٥٠‬‬
‫ﻋﺮﺑﻪ ﻋﺪﺩ ‪١‬‬
‫‪٠٧٠‬‬
‫ﺣﺮﻣﻦ ﻃﺎﻗﻤﻰ‬
‫‪٥١٦,٥‬‬
‫ﻳﻮﻻﻑ‬
‫‪٠٩٠‬‬
‫ﻗﻴﻪ‬
‫‪٥٠‬‬
‫‪٤٤‬‬
‫‪١٥٥‬‬
‫‪٧٣٠‬‬
‫‪٣٠٠‬‬
‫‪٠٢٠‬‬
‫ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺍﻳﻜﻴﻮﺯ ﻗﺮﻕ ﺍﻟﱴ ﺳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻩ‬
‫ﻭﺍﻗﻊ ﺭﻭﺯ ﻗﺎﲰﻨﺪﻥ ﻗﺮﻕ ﻳﺪﻯ ﺳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻩ‬
‫ﻭﺍﻗﻊ ﺭﻭﺯ ﻗﺎﲰﻨﻪ ﺩﻛﲔ ﺑﺮ ﺳﻨﻪ ﻟﻚ‬
‫ﻣﺴﺘﺤﻖ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ‬
‫ﻣﻌﺎﺷﻰ‬
‫ﰱ ﺷﻬﺮ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٥٠٠‬‬
‫ﺍﺷﻬﺮ‬
‫‪636‬‬
‫‪٥٥٣‬‬
‫‪٠٤٠‬‬
‫‪٧٣٥‬‬
‫‪١١٧,٥‬‬
‫ﺍﺳﺘﺎﻧﺒﻮﻟﻪ ﻛﻼﻥ ﺍﻳﻜﺪﺷﻠﺮﻩ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻑ‬
‫ﻣﺎﻧﺪﻩ ﺻﻐﲑﻟﺮﻳﻨﻪ ﺍﻳﭗ‬
‫ﺍﺻﻄﺒﻞ ﻋﺎﻣﺮﻩ ﺩﻥ ﻛﻼﻥ ﺍﻳﻐﲑﻟﺮﻩ ﺍﻭﻻﻥ ﻣﺼﺎﺭﻑ‬
‫ﺩﻭﮔﻦ ﻋﺪﺩ ‪٩‬‬
‫‪٠٢٠‬‬
‫‪٣٩١‬‬
‫‪٣ ٦٣٤‬‬
‫ﻃﺮﺑﺎﻥ ﻋﺪﺩ ‪٢‬‬
‫ﻣﺼﺎﺭﻑ ﻣﺘﻔﺮﻗﻪ‬
‫‪١٢‬‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٦ ٠٠٠‬‬
‫‪ ٢ ٠٠٠‬ﻣﻘﺪﻣﺎ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ‬
‫‪ ٤ ٠٠٠‬ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﻭﻳﺮﻳﻼﻥ‬
‫ﻳﻜـــــــــــــــــــﻮﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٧ ٦٣٤‬‬
‫ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﺑﺪﱃ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ‬
‫ﺑﺎ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺀ ﺳﻨﻴﻪ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺍﻋﻄﺎﺳﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٩ ٧٥٠‬‬
‫‪637‬‬
‫ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺩﺭﺕ ﺍﻳﻠﻖ ﻣﻌﺎﺷﻴﻠﻪ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺧﺪﻣﻪ ﺍﺟﺮﺗﻰ‬
‫ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻣﻘﺪﻣﺎ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﻭﻳﺮﻳﻠﻮﺏ ﺑﻌﺪﻩ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ‬
‫ﻭﺭﻭﺩﻧﺪﻩ ﺧﺰﻳﻨﻪﺀ ﻣﺰﺑﻮﺭﻩ ﻳﻪ ﺗﺄﺩﻳﻪ ﺳﻰ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺑﻴﻮﺭﻳﻼﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪ ٢ ٠٠٠‬ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺩﺭﺕ ﺍﻳﻠﻖ ﻣﻌﺎﺷﻰ‬
‫‪ ٢ ٣٣٠‬ﺧﺪﻣﻪ ﺍﺟﺮﺗﻰ‬
‫‪٤ ٣٣٠‬‬
‫ﻳﻜــــــــــــــــﻮﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪١٤ ٠٨٠‬‬
‫ﲨﻌًﺎ ﻳﻜــــــــــــــﻮﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٢١ ٧١٤‬‬
‫ﻣﻴﺰﺍﻧـــــــ ــــــــــــــــــــــــــــــــ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪ ٢١ ٧١٤‬ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻭ ﺳﺎﺋﺮﻩ‬
‫‪ ٠٤ ٣٢٧‬ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﺣﺎﺻﻼﺕ‬
‫‪ ١٧ ٣٨٧‬ﺑﺎﻗﻰ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻭﺳﺎﺋﺮﻩ‬
‫ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ‬
‫ﺑﺮ ]ﻭﺟﻪ[ ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺑﺮ ﻣﻘﺘﻀﺎﻯ ﺍﺭﺍﺩﻩﺀ ﺳﻨﻴﻪ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ‬
‫ﻗﺼﻮﺭ ﻣﻌﺎﺵ ﻭ ﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺗﻰ‬
‫ﺑﺪﱃ ﻭ ﻣﻘﺪﻡ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﻭﻳﺮﳌﺶ ﻣﻌﺎﺵ ﻭﺧﺪﻣﻪ ﺍﺟﺮﺗﻰ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﻣﻘﺎﻃﻌﺎﺕ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﺪﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﻳﻪ ﺍﻋﻄﺎﺳﻰ ﻻﺯﻡ ﻛﻼﻥ‬
‫‪٧ ٦٣٤‬‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪ ٤ ٣٢٧‬ﺣﺎﺻﻼﺕ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭ ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ‬
‫*‪١٤ ٠٨٠‬‬
‫‪٣ ٣٠٧‬‬
‫‪638‬‬
‫* ﻣﺒﻠﻎ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﻪ ﺗﺄﺩﻳﻪ ﺳﻰ ﺯﻳﺮﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺫﺧﺎﺋﺮﻙ ﻓﺮﻭﺧﺘﻴﻠﻪ ﺍﲦﺎﻧﻨﻚ ﻭﺭﻭﺩﻳﻨﻪ ﻣﻨﻮﻁ‬
‫ﺍﻭﳌﻐﻠﻪ ﺷﺮﺡ ﻭﻳﺮﻟﺪﻯ‬
‫‪639‬‬
‫‪11‬‬
‫ﺑﺎﻻﺩﻩ ﺑﺎﳌﻮﺍﺯﻧﻪ ﻛﻮﺳﺘﺮﻟﺪﻳﻜﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﭼﻔﺘﻠﻚ ﻣﺰﺑﻮﺭﻙ ﺳﻨﻪﺀ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﳏﺴﻮﺑًﺎ ﻭﺍﻗﻊ ﺍﻭﻻﻥ ﺣﺎﺻﻼﺗﻰ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﻣﻌﺎﺵ ﻭ ﻣﺼﺎﺭﻑ ﺳﺎﺋﺮ ﺳﻴﻠﻪ ﺍﻭﻗﺎﻑ ﳘﺎﻳﻮﻥ ﺧﺰﻳﻨﻪ ﺳﻨﻪ‬
‫ﺍﻋﻄﺎﺳﻰ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺑﻴﻮﺭﻳﻼﻥ ﻣﺒﺎﻟﻐﺪﻥ ﺩﻳﻮﻥ ﺍﻭﻟﻪ ﺭﻕ ﺍﻭﻥ ﻳﺪﻯ ﺑﻴﻚ ﺑﻮ ﻗﺪﺭ ﻏﺮﻭﺵ ﺍﺟﻐﻰ ﻛﻮﺭﳕﺶ ﺍﻳﺴﻪ ﺩﻩ ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺫﺧﺎﺋﺮﺩﻥ ﺯﻳﺮﺩﻩ ﻛﻮﺳﺘﺮﻟﺪﻳﻜﻰ ﻣﻘﺪﺍﺭﻳﻨﻚ ﭼﻔﺘﻠﻚ‬
‫ﻣﺰﺑﻮﺭﻩ ﻋﺪﻡ ﻟﺰﻭﻣﻨﻪ ﻣﺒﲎ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﻓﺮﻭﺧﱴ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺑﻴﻮﺭﻳﻠﻮﺭ ﺍﻳﺴﻪ ﻭﺟﻪ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺍﭼﻖ ﻛﻮﺭﻳﻨﺎﻥ ﻣﺒﻠﻎ ﻣﺰﺑﻮﺭﻯ ﺍﺳﺘﻴﻔﺎ ﺍﻳﻠﺪﻛﺪﻧﺼﻜﺮﻩ ﻓﻀﻠﻪ ﺳﻰ ﺩﺧﻰ ﻇﻬﻮﺭ ﺍﻳﺪﻩ ﺟﻜﲎ‬
‫ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮ ﻣﻰ ﺍﻟﻴﻪ ﺍﻓﺎﺩﻩ ﺍﻳﺘﻤﺶ ﺍﻭﳌﻘﻠﻪ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻴﻬﻚ ﺍﻓﺎﺩﻩ ﺳﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﺗﻨﻈﻴﻤﻰ ﺍﺭﺍﺩﻩ ﺑﻴﻮﺭﻟﺪﻏﻰ ﺣﺎﻟﺪﻩ ﻣﺎﺭ ﺍﻟﺬﻛﺮ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻪ ﺟﻖ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺫﺧﺎﺋﺮ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﻧﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻳﻠﻪ‬
‫ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﺗﻘﺮﻳﺒًﺎ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﻧﻚ ﻛﻤﻴﺖ ﻭ ﻛﻴﻔﻴﱴ‪.‬‬
‫ﻓﺮﻭﺧﺖ ﻗﻠﻨﻪ ﺟﻖ ﺍﺟﻨﺎﺱ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺗﻚ ﻣﻘﺪﺍﺭﻳﻠﻪ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ‬
‫ﺗﻘﺮﻳﺒًﺎ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﻧﻨﻚ ﻛﻤﻴﱴ‬
‫ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﻃﻮﺳﻮﱏ‪ ،‬ﴰﺪﻯ ﺍﻭﭺ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻗﺮﻩ ﺻﻐﲑ ﺩﻭﻛﻪ ﺳﻰ‪ ،‬ﺑﻮ ﺩﺧﻰ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪٢٤‬‬
‫‪٤٦‬‬
‫ﻬﺑﺮ ﭼﻔﺖ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﻬﺑﺮ ﭼﻔﺖ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﰱ ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪١٢‬‬
‫ﰱ ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٢٣‬‬
‫‪٤٠٠‬‬
‫‪٤٥٠‬‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٤ ٨٠٠‬‬
‫‪١٠ ٣٥٠‬‬
‫ﻳﻜـــــــــــﻮﻥ‬
‫‪٢٠ ١٥٠‬‬
‫ﺍﻳﻜﻰ ﻳﺎﺷﻨﺪﻩ ﻣﺎﻧﺪﻩ ﻃﻨﻪ ﺳﻰ‪ ،‬ﺑﻮ ﺩﺧﻰ‬
‫ﺭﺅﺱ‬
‫‪١٢‬‬
‫ﻬﺑﺮ ﭼﻔﺖ‬
‫ﭼﻔﺖ‬
‫ﰱ ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٦‬‬
‫‪٧٠٠‬‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٤ ٢٠٠‬‬
‫ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺟﻖ ﺍﺟﻨﺎﺱ ﺫﺧﺎﺋﺮﻙ ﻣﻘﺪﺍﺭﻳﻠﻪ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ‬
‫ﺗﻘﺮﻳﺒًﺎ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﻧﻨﻚ ﻛﻤﻴﱴ‬
‫‪640‬‬
‫ﺧﻨﻄﻪ‬
‫ﺷﻌﲑ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫ﻛﻴﻞ ﻗﺮﻩ ﺣﺼﺎﺭﻯ‬
‫‪٤٥٠‬‬
‫‪١٥٧‬‬
‫ﻬﺑﺮ ﻛﻴﻞ‬
‫ﻬﺑﺮ ﻛﻴﻞ‬
‫ﰱ ﻏﺮﻭﺵ‬
‫ﰱ ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٥,٥‬‬
‫‪١٠‬‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٤ ٥٠٠‬‬
‫‪٨٦٣,٥‬‬
‫ﻳﻜـــــــــــﻮﻥ‬
‫‪٧ ٣٦٣‬‬
‫ﲨﻌﺎﻳﻜـــــــــــــــــــﻮﻥ‬
‫‪٢٧ ٥١٣‬‬
‫ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭ ﺫﺧﺎﺋﺮ ﻣﺮﻗﻮﻣﻪ ﺍﻭﻟﻄﺮﻓﻚ ﺭﺍﳚﻰ ﻭﺟﻬﻠﻪ ﺑﺎﳊﺴﺎﺏ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﱏ ﺑﻮ ﻣﻘﺪﺍﺭﻩ ﺑﺎﻟﻎ ﺍﻭﳌﺶ ﺍﻳﺴﻪ ﺩﻩ ﳏﻠﻨﺪﻩ ﺣﲔ ﻓﺮﻭﺧﺘﻨﺪﻩ ﺗﺰﺍﻳﺪ ﻭﺗﻨﺎﻗﺼﻰ ﺟﺎﺋﺰ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﲎ ﻣﺪﻳﺮ ﻣﻮﻣﻰ ﺍﻟﻪ ﺍﻓﺎﺩﻩ‬
‫ﺍﻳﺘﻤﻜﻠﻪ ﺷﺮﺡ ﻭﻳﺮﻳﻠﺪﻯ‬
‫ﺭﻭﻏﻦ ﺳﺎﺩﻩ‬
‫ﻗﻴﻪ‬
‫‪٥٠٠‬‬
‫ﻬﺑﺮ ﻗﻴﻪ‬
‫ﰱ ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٤‬‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪٢ ٠٠٠‬‬
‫ﻣﻴــــــــــــــــــــــــــــــﺰﺍﻥ‬
‫ﻏﺮﻭﺵ‬
‫‪ ٢٧ ٥١٣‬ﺑﺮ ﻭﺟﻪ ﺑﺎﻻ ﻓﺮﻭﺧﺖ ﺍﻭﻟﻨﻪ ﺟﻖ ﺣﻴﻮﺍﻧﺎﺕ ﻭﺳﺎﺋﺮﻧﻚ ﺗﻘﺮﻳﺒًﺎ ﺍﳚﺎﺏ ﺍﻳﺪﻥ ﺍﲦﺎﱏ‬
‫‪ ١٧ ٣٨٧‬ﺑﺎﻻﺩﻩ ﳏﺮﺭ ﺍﻭﻟﺪﻳﻐﻰ ﺍﻭﺯﺭﻩ ﻗﺼﻮﺭ ﻣﻌﺎﺵ ﻭﻣﺼﺎﺭﻓﺎﺕ ﻭﺳﺎﺋﺮ‬
‫‪ ١٠ ١٢٦‬ﻓﻀﻠﻪ ﻛﻮﺭﻳﻨﺎﻥ‬
‫‪641‬‬
Emirdağ Çiftlik Örneğinin Transkripsiyon Hali:
1- Karahisar-ı Sâhip sancağında Barçın(Emirdağ) kazasında Çifteler
demekle arîf çiftliğin 246 senesinde vâkı’rûz-ı kasımından 47
senesinde vâkı’rûz-ıkasımına değin vâkı’ olan mâhsûlatı ile elyevm
mevcûd olan hayvanât ve telefat ve masârıfatının miktar ve
kemiyetini mübeyyin asâkir-i hâssa-ı şâhane miralaylarından Mirzâ
Said Bey tarafından bi’l-vekâle müdir ta’yîn kılınan Hacı Mehmed
Ağa’nın takdim eylediği defterin hulâsasıdır.
2- ÇİFTLİK-İ MEZKÛRDA EL-YEVM MEVCÛD OLAN HAYVANAT VE
TELEFÂT VE SAİRENİN MİKTARI
a- Re’s____________________
b- Bu sene hâsıl olan südtay
Hayvanât-ı hergele
Re’s
Re’s
466
Kısrak-ı kebir
257
22
Aygır esb
70
İki buçuk yaşında erkek tay
12
İğdiş
12
Bir yaşında erkek tay
8
Bir yaşında dişi tay
Körpe kalan
186
776
Telefât
62
714
c- İstabl-ı Amme’den gönderilen aygır
Re’s
21
Telef olan
3
13
Asâkir-i şahane süvarileri irkâbı için bu def’a Deraliyye’ye gönderilen___
Re’s
50
İki buçuk yaşında erkek tay
Firar eden____________________________________________________________
Re’s
8
Mürd
Re’s
23
2
6
1
642
olan____________________________________________________________
Kısrak-ı kebîr
Bir yaşında dişi tay
Bir buçuk yaşında erkek tay
Aygır
22
54
Körpe kalan
d- Mevcûd olan
Re’s
435
19
Aygır esb
2
İğdiş
20
İkibuçuk yaşında erkek tay, şimdi üç yaşında olduğu
6
Birbuçuk yaşında erkek tay, şimdi ikibuçuk yaşında
6
Bir yaşında dişi tay, şimdi iki yaşında
12
İğdiş
Körpe kalan, şimdi birbuçuk yaşında
164
664
3- Re’s_______________________________________________________________
a- Hayvanat-ı karasığır
Re’s
116
Karasığır ineği
26
İki yaşında karasığır düğesi
46
İki yaşında karasığır tosun
25
Bir yaşında karasığır tosun
33
Bir yaşında karasığır düğesi
4
Karasığır boğası
12
Karasığır öküzü
32
Erkek buzağı
Dişi buzağı
19
313
Telefât
11
302
b- Bu sene hasıl olan karasığır
buzağısı
Re’s
122
c- Mürd olan
Re’s
1
Bir yaşında karasığır düğesi
1
Bir yaşında karasığır tosun
1
Bir yaşında karasığır düğesi
4
Erkek buzağı
Dişi buzağı
4
11
d- Zînde beyan olunduğu
vechile füruht, tertîb olunan
Re’s
10
Karasığır ineği
24
İki yaşında karasığır
düğesi
46
İki yaşında karasığır
80
tosunu
e- Kusûr mevcudu
Re’s
106
Kara sığır
1
İki yaşında karasığır düğesi, şimdi üç yaşında
643
24
32
4
12
28
15
222
Bir yaşında karasığır tosunu, şimdi iki yaşında
Bir yaşında karasığır düğesi, budah
Karasığır boğası
Karasığır öküzü
Erkek buzağı
Dişi buzağı
4- Re’s______________________________________________________________
Hayvanât-ı câmuş
a- Re’s
49
Manda ineği
11
İki yaşında manda düğesi
7
Bir yaşında manda düğesi
17
İki yaşında manda danası
2
Manda boğası
10
Koşum mandis
21
Erkek malak
Dişi malak
15
132
Telefât
5
127
b- Bu sene hasıl olan mâlak
Re’s
25
c- Mürd olan
Re’s
1
Bir yaşında manda düğesi
2
İki yaşında manda düğesi
1
Erkek malak
Dişi malak
2
6
d- Zîrde beyan olunduğu
vechile füruhtı tertib olunan
Re’s
12
İki yaşında manda
danası
e- Kusûr-ı mevcûd
Re’s
49
Manda ineği
11
İki yaşında manda düğesi, şimdi üç yaşında olduğu
6
Bir yaşında manda düğesi, şimdi iki yaşında olduğu
4
İki yaşında manda danası, şimdi üç yaşında olduğu
2
Manda boğası
10
Koşum mandası
20
Erkek malak
Dişi malak
13
115
644
5- ÇİFTLİK-İ MEZBÛRUN DEMİRBAŞ EDEVATI
Süd bakracı
Aded
2
Köhne bakraç
Aded
2
Sagîr süd kazganı
Aded
Kayış
Aded
4
Kantar
Aded
1
Düven
Aded
3
9 Bu defa
12 mubâ-ya’a
olunan
Törpü
Aded
1
Destere
Aded
1
Kazma
Aded
1
Bel kazma
Aded
1
Kuplı tas
Aded
1
Kebir süd kazgânı
Aded
3
Araba
Saban demiri
Aded
Aded
5
6
Bu defa mubâ-ya’a olunan
1
6
Balta
Aded
4
2 Bu dâhı
6
Tırpan
Aded
4
2 Bu dâhı
6
Burgı
Aded
1
Eğe törpü
Aded
1
El keseri
Aded
1
Ayak keseri
Aded
1
6- ÇİFTLİK-İ MEZBÛRUN DEMİRBAŞ TOHUMLUK HAYVANATI İLE
MUKADDEM
KARAHİSAR
MÜTESELLİMİ
SÜLEYMAN
AĞA
TARAFINDAN MÜBAYA’A OLUNAN VE HERGELE HAYVANATINDAN
İKİ ESB BEDELİNE ALINAN HAYVANATIN MİKDARI
a- Hınta
b- Şa’îr
Karahisâri
Karahisâri
Keyl
Keyl
310
Karahisar mütesellimi
190
Karahisar mütesellimi
tarafından mübaya’a olunan
tarafından mübaya’a olunan
87
Esb bedeli olarak alınan
70
Esb bedeli olarak alınan
Demirbaş tohumluk
80
Demirbaş tohumluk
23
420
340
Yemeklik için alınan
260
Hayvanâta yemeklik için
270
sarf
150
80
Zer olunan
80
Zer olunan
150
000
00
645
c- Karahisar mütesellimi tarafından mübaya’a olunan
Burcak
Karahisâri
Keyl
10
Yemeklik için sarf olunan
10
00
7- BÂLADA MUHARRER ZER’ OLUNAN TOHUMDAN HASIL OLAN
HUBUBÂT İLE ÂŞARDAN TAHSİL OLUNANHUBÛBATIN MİKDARI
a- Hınta
Zînde muharrer olduğu vechile
Karahisâri furuhtı tertîb olunmağla
şerh verildi
Keyl
629
Zer’olunan tohumdan hasıl
olan
Âşardan tahsil olunan
281
910
Yemeklik için tevkif edilen
310
600
Tohumluk için tevkif edilen
150
450
132
557
320
237
80
157
Be-hesâb-ı
keyl-i İstanbulî
1.350
Be-hesâb-ı
keyl-i İstanbulî
471
c- Yulaf
Karahisâri keyl
60
60 Yemeklik ve
00 tohumluk için
tevkifi lazım olan
646
b- Sa’îr
Karahîsari
Keyl
425
d- Burçak
Karahisâri keyl
17
17 Bu dahi
00
Zer’olunan tohumdan hasıl
olan
Âşardan tahsil olunan
Yemeklik için tevkif olan
Tohumluk için tevkif edilen
e- Mercümek
Karahisâri keyl
7
7 Bu dahi
0
8- BALADA MUHARRE HAYVANATDAN HASIL OLAN REVGAN-I SADE
VE PEYNİR
Revgan-ı sade
Zirde muharrer olduğu üzere
füruhtu tertib olunmağla şerh
verildi
Kıyye
743
Yemeklik için tevkif olunan
243
500
Peynir
Kıyye
291
291
000
9- ÇİFTLİK-İ MEZBÛRUN SENE-İ MERKÛME MAHSÛBEN VÂKI’ OLAN
ÇAYIR VE SÂİRE HASILATI
Gurûş
560
Çayır hasılatı
3.400 Çifteler karyesinden alınan hâsılat
Koyun sayımı hâsılatı
367
4.327
MİNHÂ_______________________________________________________________
10- MÜDİR-İ MÛMÂ-İLEYHİN VÂKI’ OLAN MÂSARIFATI İLE EVKÂF-I
HUMÂYUN HAZİNESİNE VERİLECEK BEDEL VE SÂİRENİN
MİKDÂRI
a- Müdir-i mûma-ileyhin
masârıfat
Kıyye
Pirinç
50
Asel
44
Pekmez
155
Tuz
730
Soğan
300
Sarımsak
30
Çuval (aded) 14
Balta (aded) 2
Hergeleye
173
alınan katran
120
Hergelecilere alınan eyer
40
İğdişlere muâlece
Araba, 1 aded
516,5 Harman takımı
Guruş
62
132
155
99
75
15
140
40
173
b- Müdir-i mûmâ-ileyhin 246
senesinde vâkı’rûz-ı Kasımından
47 senesinde vâkı’rûz-ı Kasımına
değin bir senelik müstehık olduğu
maâşı.
Fî şehr
Gurûş
500
Es hür
12
Gurûş
6.000
2.000 Mukaddema Evkaf-ı
4.000 Hümâyun Hazinesinden
647
90
553
40
735
117,5
20
391
3.634
Yulaf
İstanbul’a gelen İğdişlere olan masârıfat
Manda sığırlarına ip
İstabl-ı Âmireden gelen aygırlara olan masârıfat
Düven, 9 aded
Tırpan, 2 aded
masarıfat-ı müteferrika
YEKÛN______________________________________
Gurûş
7.634
c- Çiftlik mezbûrun sene-i
merkûme bedeli olarak bâirade-i seniyye Evkâf-ı
Hümâyun hazinesine i’tası
lâzım gelen
Gurûş
9.750
d- Müdir-i mûmâ-ileyhin dört aylık
ma’aşı ile çiftlik-i mezbûrun hademe
ücreti olarak mukaddemâ Evkâf-ı
Hümâyun hazinesinden verilip ba’
dehû hâsılatı murûdunda hazine-i
mezbûreye te’diyes-i irade buyurulan
Gurûş
2.000 Müdir-i mûmâ-ileyhin dört
aylık ma’âşı
2.330 Hademe ücreti
4.330
YEKÛN________________________________________
Gurûş
14.080
CEM’AN YEKÛN
Gurûş
21.714
11- MİZÂN____________________________________________________________
Gurûş
21.714
Ber-vech-i bâlâ masârıfat ve sâire
Ber-vech-i bâlâ hâsılat
4.327
17.387
Bâki masârıfat ve sâire
648
a- Ber-vech-i bâlâ müdir-i mûmâ- b- Ber-vech-i bâlâda muharrer
ileyhin kusûr-ı maâş ve masârıfatı olduğu üzere ber-muktezâ-yı irade-i
seniyye-i çiftlik-i mezbûrun sene-i
mezbûre bedeli ve mukaddem
Evkâf-ı Hümayûn Hazinesinden
verilmiş maâş ve hademe ücreti
olarak mukâtaât hazinesinden
hazine-i merkûmeye i’tası lâzım
gelen
Gurûş
Gurûş
7.634
14.080*
4.327 Hâsılat-ı çiftlik-i mezbûr
3.307 ber-vech-i-bâlâ
*
Meblağ-ı mezbûrun Evkâf-ı Hümâyun Hazinesine te’diyesi zîrde
muharrer hayvânat ve zehâirin furuhtı ile esmânının murûdına
muntazır olmak ile şerh verildi.
12- BÂLÂDA Bİ’L-MÜVÂZENE GÖSTERİLDİĞİ VECHİLE ÇİFTLİK-İ
MEZBÛRUN SENE-İ MERKÛMÂ MAHSUBEN VÂKI’ OLAN HÂSILATI
MÜDİR-İ MÛMÂ-İLEYHİN MA’AŞ VE MASÂRIF’I SÂİRESİ İLE
EVKÂF-I HÜMÂYUN HAZİNESİNE İ’TÂSI İRÂDE BUYURULAN
MEBÂLİĞDEN DUYÛN OLARAK 17.000 BU KADAR GURUŞ AÇIĞI
GÖRÜNMÜŞ İSE DE BÂLÂDA MUHARRER HAYVANÂT VE
ZEHÂİRDEN ZÎRDE GÖSTERİLDİĞİ MİKDARININ ÇİFTLİK-İ
MEZBÛR’A ADEM-İ LÜZUMUNA MEBNİ OL TARAFIN RÂYİCİ
ÜZERE FÜRUHTU İRÂDE BUYURULUR İSE VECH-İ MUHARRER
ÜZERE
AÇIK
GÖRÜNEN
MEBLAĞ-I
MEZBÛRU
İSTİFA
EYLEDİKTEN SONRA FAZLASI DAHİ ZUHÛR EDECEĞİNİ MÜDİR-İ
MÛMÂ-İLEYH İFADE ETMİŞ OLMAKLA MÜDİR-İ MÛMÂ-İLEYHİN
İFADESİ VECHİLE TANZİMİ İRÂDE BUYURULDUĞU HALDE
MARRU’Z-ZİKR FÜRUHT OLUNACAK HAYVÂNAT VE ZEHÂİR-İ
MERK^MENİN MİKDARI İLE OL TARAFIN RÂYİCİ ÜZERE
TAKRİBEN ÎCAB EDEN ESMANININ KEMMİYET VE KEYFİYETİ
a- Füruht kılınacak ecnâs-ı hayvanâtın mikdarı ile ol tarafın râyici
üzere takriben îcb eden esmânının kemmiyeti
İki yaşında karasığır
tosunu, şimdi üç
yaşında olduğu
Gurûş
46
İki yaşında karasığır
düğesi
İki yaşında
manda danası
Gurûş
24
Gurûş
12
649
Çift
23
Be-her çift
Fî Gurûş
450
Çift
12
Gümüş
10.350
Be-her çift
Fî Gurûş
400
Gümüş
4.800
Çift Be-her çift
6 Fî Gurûş
700
Gümüş
4.200
Karasığır ineği
Baş
Be-heri
10
Fî Guruş
80
Guruş
800
YEKÛN_________________________________________
20.150
b- Füruht alınacak ecnâs-ı zehâirin mikdarı ile ol tarafın râyici üzere
takriben îcab eden esmasınının kemmiyeti
Hınta
Karahisârı keyl
450
Be-her keyl
Fî gurûş
10
Şa’îr
Karahisârı keyl
157
Be-her keyl
Fî gurûş
5,5
Revgan-ı sâde
Kıyye
500
Be-her kıyye
Fî gurûş
4
Gurûş
4.500
Gurûş
863,5
Gurûş
2.000
YEKÛN_______________________________________
7.363
CEM’AN YEKÛN_________________________________
27.513*
13- MİZAN__________________________________________________
Gurûş
27.513
Ber-vech-i bâlâ füruht olunacak hayvanât ve
sâirenin takriben îcab eden esmânı
Bâlâda muharrer olduğu üzere kusûr-ı maâş ve
17.387
Masârıfât-ı sâire
10.126
Fazla görünen
650
*
Ber-vech-i bâlâ hayvanât ve zehâir-i merkûme ol tarafın râyici
vechile bi’l-hesab îcab eden esmânı bir mikdara bâliğ olmuş ise de
mahallinde hîn-i füruhtunda tezâyüd ve tenakusu câiz olduğunu
müdîr-i mûmâ-ileyh ifâde etmekle şerh verildi.
651
Emirdağ Çiftlik Örneğinin Türkçe Hali:
1- Karahisâr-ı Sâhip [Afyon] sancağında Barçın [=Emirdağ] kazâsında Çifteler
diye bilinen çiftliğin 1246 senesinin 6 Kasımından 1247 senesinin 6
Kasımına kadar geçen zaman içinde üretilmiş olan toprak mahsûllerinin ,
elde mevcut bulunan hayvanların , telef olan hayvanlarn
ve bu dönem
zarfında çiftlik için yapılmış olan masrafların mikdârını belirten defterin
hulâsasıdır. Hâssa Askeerleri miralaylarından Mirza Sait Bey tarafından
vekâleten müdür ta’yîn edilmiş olan Hacı Mehmed Ağa tarrafından
hazırlanmıştır.
2- Adıgeçen çiftlikde hâlen mevcût
sâirenin mikdârı :
a-
olan hayvanlar ile telef olanların ve
Hergeleler
Baş
466
22
b- Bu sene hâsıl olan süt tay
Baş
257
Büyük kısrak
Aygır at , aded :26,
4 aded daha önce İstanbul'a
ye giden
İki buçuk yaşında erkek tay
İğdiş
Bir yaşında erkek tay
Bir yaşında dişi tay
Körpe kolon
70
12
12
8
186
776
62
714
Telef olanlar
c-Süvari askerlerin binmesi için İstanbul'a gönderilen
Baş
50 İki buçuk yaşında erkek taydan
d-Firâr eden
Baş
8 Büyük kısrak
e-Ölenler
f- İstanbul'daki saray
ahırlarından gönderilen
aygır
Baş
23
2
6
1
22
54
652
Büyük kısrak
Bir yaşında dişi tay
Bir buçuk yaşında erkek tay
Aygır
Körpe kolon
Baş
21
3
18
Telef olan
g- Hâlen mevcut olan
Baş
435
Büyük kısrak
19
Aygır at
2
İğdiş
20
İki buçuk yaşında erkek tay, şimdi üçyaşında
6
Bir buçuk yaşında erkek tay, şimdi iki buçuk yaşında
6
Bir yaşında dişi tay, şimdi iki yaşında
12
İğdiş
164 Körpe kolon, şimdi bir buçuk yaşında
664
3- Karasığır hayvanlar ________________________________________________
a-Baş
b- Bu sene hasıl olan karasığır
116
Karasığır ineği
buzağısı
26
İki yaşında karasığır
Baş
düğesi
122
46
İki yaşında karasığır
tosunu
25
Bir yaşında karasığır
tosunu
33
Bir yaşında karasığır
düğesi
4
Karasığır boğası
12
Karasığır öküzü
32
Erkek buzağı
19
Dişi buzağı
313
11
Telefât
302
c- Ölenler
Baş
1
1
1
4
4
11
Bir yaşında karasığır düğesi
Bir yaşında karasığır tosun
Bir yaşında karasığır düğesi
Erkek buzağı
Dişi buzağı
tosunu
d- Aşağıda açıklandığı
şekilde satış için
hazırlanan
Baş
10
Karasığır ineği
24
İkiyaşında karasığır
düğesi
46
İki yaşında karasığır
80
e- Geriye kalanlar
Baş
106
Kara sığır
1
İki yaşında karasığır düğesi, şimdi üç yaşında
24
Bir yaşında karasığır tosunu, şimdi iki yaşında
32
Bir yaşında karasığır düğesi, bu dahi
4
Karasığır boğası
12
Karasığır öküzü
28
Erkek buzağı
653
15
222
Dişi buzağı
4-Manda hayvanları ______________________________________________________
a-Baş
49
Manda ineği
11
İki yaşında manda düğesi
7
Bir yaşında manda düğesi
17
İki yaşında manda danası
2
Manda boğası
10
Koşum mandası
21
Erkek malak
15
Dişi malak
132
5 Telefât
127
b- Bu sene hāsıl olan malak
Baş
25
c- Ölenler
Baş
1
Bir yaşında manda düğesi
1
İki yaşında manda düğesi
1
Erkek malak
2
Dişi malak
5
d-Aşağıda açıklandığı üzere
satılmak üzere hazırlanan
Baş
12
İki yaşında manda
danası
e- Geriye kalanların mevcûdu
Baş
49
Manda ineği
11
İki yaşında manda düğesi, üç yaşında
6
Bir yaşında manda düğesi, şimdi iki yaşında
4
İki yaşında manda danası, şimdi üç yaşında
2
Manda boğası
10
Koşum mandası
20
Erkek malak
13
Dişi malak
115
5- Adıgeçen ciftliğin demirbaş araçları
Süd bakracı
Aded
2
Eski bakraç
Aded
2
Kücük süd kazganı
Aded
2
Kantar
Aded
1
Kuplı tas
Aded
1
Araba
Aded
5
1
6
654
Büyük süd kazganı
Aded
3
Saban demiri
Aded
6
Bu defa
mubâ-ya’a olunan
Kayış
Aded
4
Aded
3
9 Bu defa
satın alınan
12
Törpü
Aded
1
Destere
Aded
1
Kazma
Aded
1
Bel kazma
Aded
1
Düven
Balta
Tırpan
Aded
Aded
4
4
2 Bu dâhı
2 Bu dâhı
6
6
Eğe törpü
Aded
1
El keseri
Aded
1
Burgu
Aded
1
Ayak keseri
Aded
1
6- Adıgeçen Çiftligin demirbaş tohumluk hubûbatiyle daha önce Karahisar
mütesellimi Süleyman Ağa tarafından hergele hayvanlarından iki at bedeli
karşılığında alınan hubûbatın mikdârı
a- Buğday
Karahisar kilesi
310
Karahisar mütesellimi
tarafından satın alınan
b- Arpa
Karahisar kilesi
190
Karahisar
mütesellimi
tarafından
satın
87
At bedeli olarak alınan
70
23
Demirbaş tohumluk
80
420
270
Yemeklik için alınan
alınan
At bedeli olarak
alınan
Demirbaş
tohumluk
340
260
Hayvanlara
yemeklik için
150
harcanan
150
Ekilen
80
000
80
Ekilen
00
c- Karahisar mütesellimi tarafındansatın alınan burçak
Karahisar kilesi
10
10
Yemeklik için harcanan
00
655
7- Yukarıda yazılan tohumdan üreyen tahıl ile âşardan elde edilen hubûbatın
mikdarı
Aşağıda yazıldığı şekilde satış için
hazırlandığından şerh verildi
Aşağıda yazıldığı şekilde satış
için hazırlandığından şerh
verildi
a-Buğday
Karahisar kilesi
b-Arpa
Karahisar kilesi
629 Ekilen tohumdan hasıl olan
425
281 Âşardan tahsil olunan
910
132
557
310 Yemeklik için tutulan
600
320
237
Yemeklik için tutulan
150 Tohumluk için tutulan
450
80
157
Tohumluk için tutulan
İstanbul kilesi
hesâbı ile
1.350
Ekilen tohumdan hasıl
olan
Âşardan elde edilen
Bir Karahisar kilesi
3 İstanbulkilesiFî minhü
471
c-Yulaf
d- Burçak
e-Mercümek
Karahisar kilesi
Karahisar kilesi
Karahisar kilesi
60
17
7
60 Yemeklik ve tohumluk
17 Yemeklik ve tohumluk
7 Yemeklik ve
00 için tutulması
00 için tutulması
00 tohumluk
gereken
gereken
için tutulması
gereken
656
8-
Yukarıda yazılı olan hayvanlardan elde edilen sade yağ ve peynir
Aşağıda yazılı olduğu üzere
satış icin hazırlandığından şerh
verildi
a-Sâde yağ
Kıyye
743
243 Yemeklik için tutulması gereken
500
b-Peynir
Kıyye
291
291 Yemeklik için tutulması
000 gereken
[s.3]
9- Çiftliğin geçen seneye mahsûben meydana gelen çayır ve sâire hâsılatı
Gurûş
560
3.400
367
4.327
Çayır hâsılatı
Çifteler köyünden alınan hâsılat
Koyun sayımı hâsılatı
Bundan__________________________________________________________________
10- Adı geçen müdürün yaptığı masraflar ile Evkaf Hazînesine verilecek bedel
ve sâiresinin mikdârı
a- Adı geçen müdürün
yaptığı masraflar
Guruş
62
132
155
99
75
15
140
40
173
120
40
50
516,5
90
553
40
735
b- Adı geçen müdürün 1246
senesi Kasımından 1247 senesi
Kasımına kasımına kadar bir
senelik hak etmiş olduğu
maâşı.
Ayda
Gurûş
500
12
Ayda
Gurûş
6.000
2.000 Daha önce Evkaf Hazinesinden
verilen
4.000
Kıyye
Pirinç
50
Asel
44
Pekmez
155
Tuz
730
Soğan
300
Sarımsak
30
Çuval , aded
14
Balta , aded
2
Hergeleye
173
alınan katran
Hergelecilere alınan eyer
İğdişlere muâlece
Araba, 1 aded
Harman takımı
Yulaf
İstanbul'a gelen iğdişlere yapılan masraflar
Manda sığırlarına ip
Saray ahırlarına gelen aygırlara yapılan masraflar
657
117,5
20
391
3.634
Düven, 9 aded
Tırpan, 2 aded
Müteferrik masraflar
c-YEKÛN______________________________________
Gurûş
7.634
d- Adıgeçen çiftliğin geçen
senenin gelirinden çıkan
ferman gereğince Evkaf-ı
Hazînesine verilmesi
gereken
e-Adıgeçen müdürün dört aylık
maâşı ile çiftliğin hademe
ücreti olarak daha önce Evkâf-ı
Hazînesinden verilip sonra
hâsılatı geldiğinde bu hazineye
ödenmesi emir buyurulan
Gurûş
2.000 Adıgeçen müdürün dört
aylık maâşı
2.330 Hademe ücreti
4.330
Gurûş
9.750
f-YEKÛN________________________________________
Gurûş
14.080
g-CEM‘AN YEKÛN
Gurûş
21.714
11- MİZÂN____________________________________________________________
Gurûş
21.714
Yukarıda gösterildiği şekilde yapılan masraflar
4.327
Yukarıda gösterildiği şekilde elde edilen gelir
17.387
Kalan masraflar ve sâire
a- Yukarıda gösterildiği şekilde
adıgeçen müdürün geriye kalan
kalan maâşı ve sâir harcamalar
b- Yukarıda yazılı olduğu üzere
çıkan ferman gereğince çiftliğin
geçen seneye ait gelirinin
bedeli
ile
daha
önce
Evkaf
Hazînesinden
verilmiş
olan
maâş
ve
hademe
ücretlerinin Mukataât Hazînesinden
adıgeçen hazîneye verilmesi gereken
Gurûş
7.634
658
Gurûş
*
14.080
4.327
Yukarıda gösterildiği
şekilde çiftliğin geliri
3.307
*
Adıgeçen meblağın Evkâf Hazînesine ödenmesi aşağıda yazıldığı gibi
satılacak
hayvan
ve toprak mahsûllerinin bedellerinin gelmesi
beklendiğinden şerh verildi.
12- Yukarıda muvâzene edilerek [gelir-gider denkleştirmesi yapılarak ]
gösterildiği şekilde çiftliğin zikri geçen seneye mahsûben meydana gelen
hâsılâtı adıgeçen müdürün maâş ve diğer masrafları ile Evkaf Hazînesine
verilmesi emir buyurulan paradan aşağı olarak onyedi bin bu kadar guruş
açığı görülmektedir. Ancak yukarıda yazılı hayvanlar ile hubûbatdan
aşağıda gösterildiği mikdârının çiftliğe lüzûmu olmadığından dolayı o
tarafın râyici üzere satılması emir buyurulur ise açık görünen hesap
kapatıldıktan sonra fazlası dahı zuhûr edeceğini adıgeçen müdür ifâde
etmiştir. Onun bu ifâdesi doğrultusunda
işlem yapılması
emir
buyurulması halinde satılacak hayvanlar ile hubûbatın mikdârı ile o
tarafın râyici üzere yaklaşık olarak îcab eden değerlerinin durumu
a- Satılacak hayvanların cinsleri ile hayvanların mikdarı ve o tarafın râyici
üzere yaklaşık olarak îcab eden değerleri
İki yaşında karasığır
tosunu, şimdi üç
yaşında olduğu
Baş
46
İki yaşında karasığır
düğesi, şimde üç
yaşında olduğu
Baş
24
İki yaşında manda
danası,şimdi üç
yaşında olduğu
Baş
12
Çift
23
Çift
12
Çift
6
Be-her çift
Fî Gurûş
450
Gurûş
10.350
Be-her çift
Fî Gurûş
400
Gurûş
4.800
Be-her çift
Fî Gurûş
700
Gurûş
4.200
Karasığır ineği
Baş
Be-heri
10
Fî Guruş
80
Guruş
800
YEKÛN_________________________________________
20.150
b- Satılacak hubûbatın cinsleri ve mikdârı ile o tarafın râyici üzere
yaklaşık olarak gereken değerleri
Hınta
Karahisar keyli
450
Şa‘îr
Karahisar keyli
157
Sâde yağ
Okka
500
659
Be-her keyl
Fî gurûş
10
Gurûş
4.500
Be-her keyl
Fî gurûş
5,5
Be-her okka
Fî gurûş
4
Gurûş
863,5
Gurûş
2.000
YEKÛN__________________________
7.363
Yukarıda yazıldığı üzere hayvanlar ile hubûbatın
o tarafın râyici üzere
hesap edilerek gereken değerleri
bu mikdara ulaşmış ise de
mahallindesatış sırasında artma ve eksilmenin olabileceğiri
adıgeçen
müdür tarafından ifâde edilmekle şerh verildi.
CEM‘AN YEKÛN_________________________________
27.513*
13-MİZAN__________________________________________
Gurûş
27.513
Yukarıda yazıldığı üzere satılacak hayvanlar ile
hubûbatın ve sâirenin yaklaşık olarak gereken değeri
17.387
Yukarıda yazılı olduğu üzere geriye kalan maâş ve
diğer masraflar
10.126
Fazla görünen
660
Yukarıda yer alan örnek çok uzun bir Afyonkarahisar
ili Emirdağ ilçesinde mukim bulunan bir çiftliğe ait kayıttır.
Taktir edileceği üzere bu uzun örneğin günümüz muhasebe
kaydına ise, yine örneğin uzun olması nedeniyle yer
verilmemiştir.
661
KAYNAKÇA
ƒ
A. D. Noviçev (Çev: Nabi Dinçer), Osmanlı İmparatorluğu’nun
Yarı-Sömürgeleşmesi, Ankara: Onur Yayınları,1979.
ƒ
Abdullah Martal, Değişim Sürecimde İzmir’de Sanayileşme,
19. Yüzyıl, İzmir: 1998.
ƒ
Abdurrahman Şeref Efendi, Tarih Muhasebeleri, Ankara: 1985.
ƒ
Ahmet Akgündüz, Osmanlı Kanunnameleri, İstanbul: Cilt:8,
1994.
ƒ
Ahmet Akgündüz ve Said Öztürk, Bilinmeyen
İstanbul: Osmanlı Araştırmaları Vakfı, 1999.
ƒ
Ahmet Tabakoğlu, Gerileme Dönemine Girerken Osmanlı
Maliyesi, İstanbul: Dergah Yayınları, 1985.
ƒ
Ahmet Tabakoğlu, Türk İktisat Tarihi, İstanbul: 1994.
ƒ
Ahmet Zeki Velidi Togan, Umumi Türk Tarihine Giriş, İkinci
Baskı, İstanbul: 1970.
ƒ
Alan Palmer, Son Üç Yüz Yıl Osmanlı İmparatorluğu, Çev:
Belkıs Çorakçı Dişbudak, İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları, 2000.
ƒ
Azmi Fertekligil, Türkiye Borsası’nın
İstanbul: İMKB Yayını, 1993.
ƒ
Bedri Gürsoy, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi,
Bütçeler ve Hazine Hesapları, Ankara, Türk Tarih Kurumu
Yayını,1989.
ƒ
Cengiz Orhonlu, “Hazine”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları, Cilt 17, 1998.
ƒ
Cevdet Paşa, Tezakir-i Cevdet,
Yayını,1991.
ƒ
Charles Morawitz, Türkiye Maliyesi (Derleyen: Maliye Tetkik
Kurulu), Ankara: Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu Yayınları,
1978.
ƒ
Charles Morawitz, Türkiye Maliyesi, (Derleyen: Maliye Tetkik
Kurulu). Ankara: Maliye Bakanlığı Tetkik Kurulu Yayını, 1979.
ƒ
Coşkun Çakır, Osmanlı Maliyesi, İstanbul: Küre Yayınları,
Ekim 2001, s. 18.
ƒ
Coşkun Çakır, Tanzimat Dönemi Osmanlı Maliyesi, İstanbul:
Küre Yayınları, 2001.
662
Yüzyıllık
Osmanlı,
Hayatı,
Ankara: T. Tarih Kurumu
ƒ
Çoşkun Çakır, Tanzimat ve Islahat Fermanlarının Mali
Boyutları, Osmanlı, C.III, Ankara: İkitsat, 1999.
ƒ
D’Ohsson, Tableau Général de L’Empire d’Ottoman, Livres: 5,
Chapitre: II, Paris: 1787.
ƒ
Daniel Goffman, İzmir ve Levanten Dünya (1550-1650), Çev.:
Ayşen Anadol ve Neyyir Kalaycıoğlu, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt
Yayınları, 1995.
ƒ
Düstur, I.Tertip, C.I, İstanbul: 1298.
ƒ
Ekmeleddin İhsanoğlu (Editör): Osmanlı Devleti ve Medeniyeti
Tarihi, C.I ve II. İstanbul: 1996 ve 1998.
ƒ
Ekmeleddin İhsanoğlu, Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi,
İstanbul: Osmanlı Devleti ve Medeniyeti Tarihi Serisi No: 1,
Yıldız Matbaacılık, 1994.
ƒ
Ekmeleddin İhsanoğlu
İstanbul: Cilt 1, 1999.
ƒ
Engin Deniz Akarlı, 1872-1916 Yılı Bütçeleri Işığında Osmanlı
Maliyesinin Sıkıntıları, Özel Sayı: Cavit Orhan Tütengil’in
Anısına Armağan, İstanbul: İ.Ü, İFM, 1982.
ƒ
Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Ankara: T. Tarih Kurumu
Yayını, 1983.
ƒ
Enver Ziya Karal, Osmanlı Tarihi, Ankara: T. Tarih Kurumu
Yayını, 1976.
ƒ
Erdoğan Öner, Osmanlı İmparatorluğu ve Cumhuriyet
Döneminde Mali İdare, Basılmamış Doktora Tezi, 1997.
ƒ
Erol Zeytinoğlu;
Yayınlar, 1993.
ƒ
Faruk
Tabak,
Bereketli
Hilalin
Batısında
Tarımsal
Dalgalanmalar ve Emeğin Kontrolü, Osmanlı Toprak
Mülkiyeti ve Ticari Tarım, İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
1998.
ƒ
Feridun Emecen, “Kuruluştan Küçük Kaynarcaya Osmanlı Siyasi
Tarihi”, Osmanlı Devleti Tarihi, Editör: Ekmeleddin İhsanoğlu,
İstanbul: Cilt 1, 1999.
ƒ
Feridun Emecen, “İstanbul (İstanbul’un Fethi)”, İA, İstanbul:
Türkiye diyanet Vakfı Yayınları (TDVY), Cilt 23, 2001.
ƒ
Hakkı Dursun Yıldız, 150. Yılda Tanzimat, Ankara: T. Tarih
Kurumu Yayını, 1992.
İktisat
(Editör),
Osmanlı
Tarihi, İstanbul:
Devleti
Süryay
Tarihi,
Sürekli
663
ƒ
Halil İnalcık ve Donald Quataert, Osmanlı İmparatorluğu’nun
Ekonomik ve Sosyal Tarihi, Çev: Halil Berktay, 2. Baskı,
Cambridge University Pres, Eren Yayıncılık, 2000.
ƒ
Halil İnalcık, “Bursa”, İA, İstanbul: Türk Diyanet Vakfı Yayınları,
Cilt 6, 1992.
ƒ
Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Toplum ve Ekonomi,
İstanbul: Eren Yayınları, 1996.
ƒ
Halil İnalcık, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı
Devrinde Türkiye’nin İktisadi Vaziyeti Üzerinde Bir Tetkik
Münasebetiyle”, Belleten, Cilt XV, Ankara: 1951.
ƒ
Halil İnalcık, “Cizye (Osmanlılarda)”, İA, İstanbul: Türkiye
Diyanet Vakfı Yayınları (TDVY), Cilt 8, 1993.
ƒ
Halil İnalcık, “XV. Asır Türkiye İktisadi ve İçtimai Tarihi
Kaynakları”,
İstanbul
Üniversitesi
İktisat
Fakültesi
Mecmuası, No. 15/1-4, 1953-1954.
ƒ
Halil Sahillioğlu, "Osmanlı Para Tarihinde Dünya Para ve Maden
Hareketlerinin Yeri (1300-1750)", Türkiye İktisat Tarihi Üzerine
Araştırmalar, Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Gelişme
Dergisi, 1978 Özel Sayısı, Ankara: 1979.
ƒ
Halil Sahillioğlu, Türkiye İktisat Tarihi, İstanbul: 1989.
ƒ
Halil Sahillioğlu, “Avârız”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları, Cilt 4, 1991.
ƒ
Haydar
Kazgan,
İstanbul:1995.
ƒ
Hayri Mutluçağ, Duyûn-ı Umûmiye İdaresi ve Reji Soygunu,
Belgelerle Türk Tarih Dergisi, S.2, İstanbul,1967.
ƒ
Hüseyin Avni Şanda, İstanbul Borsası’nın Yüzyıllık Hayatı,
Broşür, İstanbul: 1966.
ƒ
İbrahim Artuk, “Osmanlı Beyliğinin Kurucusu Osman Gazi’ye Ait
Sikke”, Türkiye’nin Sosyal ve Ekonomik Tarihi (1071-1920),
Ankara: 1980.
ƒ
İlhan Şahin, “Kuruluştan Fetret Devrine Kadar Osmanlı Tarihi”,
Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi, İstanbul: Çağ
Yayınları, Cilt 10, 1992.
ƒ
İslam Ansiklopedisi, 3. Cilt.
ƒ
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Devleti’nin Merkez ve
Bahriye Teşkilatı, Ankara:Ç 1998.
ƒ
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Cilt 1.
664
Tarih
Boyunca
İstanbul
Borsası,
ƒ
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, Cilt: II
ƒ
İsmail Hakkı Uzunçarşılı; “Osmanlı Devleti Maliyesinin
Kuruluşu ve Osmanlı Devleti İç Hazinesi” Belleten, Cilt 42,
S.165.
ƒ
İsmet Miroğlu, “Fetret Devrinden II. Bayezid’a Kadar Osmanlı
Siyasi Tarihi”, Doğuştan Günümüze Büyük İslam Tarihi,
İstanbul: Cilt 10, 1995.
ƒ
Justin McCarthy, Osmanlıya Veda, Çevren: Mehmet Tuncel,
İstanbul: Etkileşim Yayınları, 2006.
ƒ
Koçi Bey, Koçi Bey Risalesi, (Sadeleştiren: Zuhuri Danışman),
Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı, 1985.
ƒ
M. A. Kılıçbay, Feodalite ve Klasik Dönem Osmanlı Üretim
Tarzı, Ankara: 1982.
ƒ
Maliye Bakanlığı, Osmanlı Vergi Mevzuatı, Ankara: Maliye
Bakanlığı Araştırma, Planlama ve Koordinasyon Kurulu
Başkanlığı Yayın No: 1998/348, Türk Tarih Kurumu Basımevi,
1999.
ƒ
Mehmet Fuat Köprülü, “Osmanlı İmparatorluğunun
Menşei Meselesi”, Belleten, Ankara: VIII, 1944.
ƒ
Mehmet Genç, "Osmanlı Maliyesinde Malikâne Sistemi", Türkiye
İktisat Tarihi Semineri (8-10 Haziran 1973), Ankara: 1973.
ƒ
Mehmet Genç, "XVIII. Yüzyılda Osmanlı Ekonomisi ve Savaş", YapıtToplumsal Araştırmalar, No. 4, Ankara: 1984.
ƒ
Mehmet Genç, “Esham”, DİA, Cilt II, Türkiye Diyanet Vakfı,
İstanbul: 1995.
ƒ
Mehmet Genç, “Malikâne”, İA, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları, Cilt 27, 2003.
ƒ
Mehmet Zeki Pakalın, Maliye Teşkilatı Tarihi (1442-1930),
C.I, İstanbul: 1977.
ƒ
Mehmet Zeki Pakalın, “Defterdar”, Osmanlı Tarih Deyimleri ve
Terimleri Sözlüğü-I, 2. Baskı, İstanbul: MEB Devlet Kitapları,
Milli Eğitim Basımevi, Cilt: 1, 1971.
ƒ
Metin Kunt, Sina Akşin, Suraiya Faroqhi, Zafer Toprak, Hüseyin
G. Yurdaydın ve Ayla Ödekan, Türkiye Tarihi 3, Osmanlı
Devleti 1600-1908, 5. Basım, İstanbul: Cem Yayınevi, Temmuz
1997.
ƒ
Metin Kunt, Suraiya Faroqhi, Hüseyin G. Yurdaydın ve Ayla
Ödekan, Türkiye Tarihi 2 Osmanlı Devleti 1300-1600, 5.
Basım, İstanbul: Cem Yayınevi, 1997.
Etnik
665
ƒ
Meydan Larousse, İstanbul:1972, C.9.
ƒ
Mithat Sertoğlu, Osmanlı Tarih Lügatı, İstanbul: 1986.
ƒ
Murat Çızakça, “Bursa İpek Sanayinin Maliyet Yapısı Üzerinde
Düşünceler ve Ham İpek Fiyatları (1550-1650)”, Gelişme Dergisi
(Özel Sayı), 1978-1979.
ƒ
Murat Çızakça, “Price History and the Bursa Silk Industry: A
Study in Otoman Industrial Decline”, The Journal of Economic
History, XL, 3, 1980.
ƒ
Mustafa Armağan, Ufukların Sultanı Fatih Sultan Mehmed,
İstanbul: Timaş Yayınları, 2006.
ƒ
Mustafa Akdağ, “Osmanlı İmparatorluğu’nun Kuruluş ve İnkişafı
Devrinde Türkiye’nin İktisadi Vaziyeti”, Belleten, Ankara: Türk
Tarih Kurumu Yayınları, 1949.
ƒ
Mustafa Nuri Paşa (Sadeleştiren: Neşet Çağatay), Netayicü’l
Vukuat, Ankara: T. Tarih Kurumu Yayını, 1992.
ƒ
Mübahat Kütükoğlu, Osmanlı-İngiliz Münasebetleri (18381850), İstanbul: 1976.
ƒ
Mübahat S. Kütükoğlu, Osmanlılarda Narh Müessesesi ve
1640 Tarihli Narh Defteri, İstanbul: 1983.
ƒ
Mübahat Kütükoğlu, “Defterdar”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet
Vakfı Yayınları, Cilt 9, 1994.
ƒ
Mübahat Kütükoğlu, “Osmanlı Devleti İktisadi Yapısı”, Osmanlı
Devleti Tarihi, Editör: Ekmeleddin İhsanoğlu, İstanbul: Cilt 2,
1999.
ƒ
N. Ünal Nalbantoğlu; “Osmanlı Toplumunda Tarım Teknolojisi,
Artı Ürün ve Kent Ekonomisi, Türkiye İktisat Tarihi Semineri,
Ankara: Hacettepe Üniversitesi Yayını, 1972.
ƒ
Nejat Göyünç, “Yurtluk Ocaklık Deyimleri Hakkında”, İÜEFTAM,
Prof.Dr. Bekir Kütükoğlu’na Armağan, İstanbul: 1991.
ƒ
Nejat Göyünç, “Ta’rih Başlıklı Muhasebe Defterleri”, Osmanlı
Araştırmaları, İstanbul: Enderun Kitabevi, Cilt XV.
ƒ
Nihad S. Sayarı, Türkiye İmparatorluk Dönemi Mali Olayları,
İstanbul: 1977.
ƒ
Niyazi Berkez, Türkiye’de Çağdaşlaşma, Yayına Hazırlayan:
Ahmet Kıyaş, İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2002.
ƒ
Nuri Pere, Osmanlılarda Madeni Paralar, İstanbul: 1968.
ƒ
Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi Cilt 2, 2. Baskı, İstanbul:
Süryay Sürekli yayınlar A.Ş., 2000.
666
ƒ
Oktay Güvemli, Türk Devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt 3,
İstanbul: Süryay Yayıncılık, 2000.
ƒ
Oktay Güvemli, Türk Devletleri Muhasebe Tarihi, Cilt: 1,
İstanbul: 1995.
ƒ
Osmanlı Ansiklopedisi, İstanbul: Ağaç Yayınları, 1993.
ƒ
Ö.C. Sarc, Tanzimat ve Sanayimiz, İstanbul: 1940.
ƒ
Ömer Lütfi Barkan, "XVI. Asrın İkinci Yansında Türkiye'de Fiyat
Hareketleri", Belleten, c. XXXIV, S. 112. Ankara 1970.
ƒ
Ömer Lütfi Barkan, “Tımar”, İslam Ansiklopedisi, Milli Eğitim
Bakanlığı Yayınları, Cilt: 12/1.
ƒ
Özer Ergenç, “XVI. Yüzyılın Sonlarında Osmanlı Parası Üzerinde
Yapılan İşlemlere İlişkin Bazı Bilgiler”, Gelişme Dergisi (Özel
Sayı), 1978-1979.
ƒ
R. Ekrem Koçu, Osmanlı Padişahları, İstanbul: Ana Yayın Evi,
1981.
ƒ
Refii Şükrü Suvla, Tanzimat Döneminde İstikrazlar, Tanzimat
I, İstanbul: Maarif Matbaası, 1940.
ƒ
Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, İstanbul: Filiz Kitabevi, 1995.
ƒ
Saffet Köse, “Lukata”, İA, Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları, Cilt 27, 2003.
ƒ
Said Öztürk, Osmanlı Arşiv Belgelerinde Siyakat Yazısı ve
Tarihi Gelişimi, İstanbul: Osmanlı Araştırmaları Vakfı (OSAV),
1996.
ƒ
Salih Özbaran, Bir Osmanlı Kimliği 14.-17. Yüzyıllarda Rum/
Rumi Aidiyet ve İmgeleri, İstanbul: Kitap Yayınevi, 2004.
ƒ
Sebahattin Zaim, “Yükselme Devrinde Osmanlı Devletinin İktisadi
Durumu”, Osmanlı, Ankara: Yeni Türkiye Yayınları, Cilt 3, 1999.
ƒ
Selçuk Trak, İktisat Tarihi, Bursa: Bursa İktisadi ve Ticari
İlimler Akademisi Yayını, 1973.
ƒ
Stanford Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye,
Cilt 1, İstanbul: 1982.
ƒ
Süleyman Demirci, “Collection of Avârız and Nüzul Levies”,
Belleten, Ankara: Cilt LXIX, Sayı 256, 2005.
ƒ
Şevket Pamuk, “Money in the Otoman Empire”, 1326-1914, Halil
İnalcık ve Donalt Quataerk Yay., Cambridge: An Economic and
Social History of the Otoman Empire, 1300-1914, 1994.
667
ƒ
Şevket Pamuk, 100 Soruda Osmanlı-Türkiye İktisadî Tarihi
(1500-1914), İstanbul: Gerçek Yayınevi, 1988.
ƒ
Şevket Pamuk, Kapitalist Dünya Ekonomisi ve Osmanlı Dış
Ticaretinde Uzun Dönemli Dalgalanmalar, 1830-1913, Türk
İktisat Tarihi Üzerine araştırmalar II. ODTÜ Gelişim Dergisi Özel
Sayı, Ankara: 1979.
ƒ
Şevket Pamuk, “Osmanlılarda Para ve Enflasyon”, Cogito
(Osmanlılar Özel Sayısı), İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, Sayı 19,
1999.
ƒ
Tevfik Güran, Osmanlı Devletinin İlk İstatistik Yıllığı, Tarihi
İstatistikler Dizisi C. 5, DİE; Ankara: 1997.
ƒ
Tevfik Güran, Osmanlı İmparatorluğu’nun ve Türkiye’nin
Nüfusu 1500-1927, Tarihi İstatistikler Dizisi, DİE, Ankara:
1996.
ƒ
Tevfik Güran, Osmanlı Tarım Ekonomisi, Türk İktisat Tarihi,
İstanbul: İ.Ü. İktisat Fakültesi, 1987.
ƒ
Tevfik Güran, Tanzimat Döneminde Osmanlı Maliyesi:
Bütçeler ve Hazine Hesapları (1841-1861), Türk Tarih
Belgeleri Dergisi, C.XIII. S. 17 den ayrı basım, Ankara: TTK
Yayını,1989.
ƒ
Tuncay Öğün, “Müsadere”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları, Cilt 32, 2006.
ƒ
Ufuk Gülsoy, 1856 Islahat Fermanı’na Tepkiler ve Maraş
Olayları, Bekir Kütükoğluna Armağan, İstanbul: İ.Ü.E.Fakültesi
Yayını, 1991.
ƒ
Yavuz Cezar, Osmanlı Maliyesinde Bunalım ve Değişim
Dönemi (XVIII. Yüzyıldan Tanzimata Kadar Mali Tarih),
İstanbul: Alan Yayıncılık, 1986.
ƒ
Yavuz Cezar, Tanzimat’a Doğru Osmanlı Maliyesi, TCTA, C.IV,
İstanbul: 1985.
ƒ
Yusuf Halaçoğlu, “Ankara Savaşı”, İA, İstanbul: Türkiye Diyanet
Vakfı Yayınları, Cilt 3, 1991.
ƒ
Yusuf Halaçoğlu, XIV. – XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet
Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Ankara: Türk tarih Kurumu (TTK)
Yayınları, 1996.
ƒ
Yusuf Oğuzoğlu, “Osmanlı Şehirlerindeki Halkın Vergi Yükü
Üzerine Bir Araştırma (1680-1700), Osmanlı Araştırmaları,
İstanbul: Enderun Yayınları, Cilt XV.
668
ƒ
Yücel Özkaya, Osmanlı İmparatorluğu’nda Ayanlık, Ankara:
Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları,
1977.
ƒ
Ziya Karamursal,Osmanlı Mali Tarihi Hakkında Tetkikler,
Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayını, 1989.
669
670
BÖLÜM III
GENEL DEĞERLENDİRME
GİRİŞ
Bir muhasebe kayıt yöntemi olan Merdiven Yöntemi, Orta
Doğu’da doğmuş, yüzyıllar boyu kullanıldıktan sonra yine
Orta Doğu’da yerini batı ülkelerinden alınan çift yanlı kayıt
yöntemine bırakarak ömrünü tamamlamıştır. Yöntemin ilk
bulguları Arap yarım adasında hüküm süren Abbasi
devletinin VIII. yüzyıl başlarındaki muhasebe kayıtlarında
görülmektedir.
Son
İmparatorluğu’nda XIX.
bulguları
ise,
Osmanlı
yüzyıl sonlarındadır. Bu duruma
göre sözü edilen yöntem, yaklaşık olarak 1100 yıllık bir
yaşam ömrüne sahip olmuştur.
Yöntem
gelişmiştir.
bir
devlet
Bununla
muhasebesi
beraber
olarak
devletin
doğmuş,
iktisadi
kuruluşlarında da kullanıldığı bilinmektedir. Yöntemin
doğduğu, geliştiği üç devlet vardır. Bunlar Abbasi Devleti
(750-1258), İlhanlı Devleti (1251-1353), Osmanlı Devleti
(1299-1922)’dir. Merdiven yöntemi, Abbasi’lerde bebeklik ve
çocukluk, İlhanlılar’da gençlik ve Osmanlılar’da olgunluk
çağını yaşamıştır. Yöntem 11 asırlık yaşamında sürekli
gelişme içinde olmuştur. Zamanının koşullarına uyum
sağlayabilmek için sürekli olarak kendisini yenilemiştir. Bu
nedenle
yöntemin
ilk
bulguları
ile
son
bulguları
671
karşılaştırıldığında, esasları değişmemekle beraber, önemli
farklar olduğu görülmektedir.
Yukarda
sözü
edilen
üç
devlet
farklı
uluslar
tarafından kurulmuşlardır ve farklı kültürlere sahiptirler.
Abbasi Devleti bir Arap devletidir. İlhanlı Devleti bir Moğol
devletidir. Osmanlı devleti ise bir Türk devletidir. Abbasi
Devleti bir İslam devletidir. İlhanlı devleti bir İslam devleti
değildir,ama büyük ölçüde Müslümanlığı kabul eden Fars
kültürüne
ve
Türk
kültürüne
sahip
devlet
adamları
tarafından idare edilmiştir. Osmanlı devleti, Türk ve İslam
kültürlerinin egemen olduğu bir devlet yapısına sahiptir. Üç
devletin kuruluşları birbirlerini izlemiştir.
Bu incelemede sözü edilen yöntemin doğuşu ve
gelişmesi örneklerle ortaya konulmuştur.
Daha önceden de vurgulandığı üzere mevcut bilgilere
göre Orta Doğu’da bir devlet muhasebe yöntemi olarak
Merdiven Yöntemini kullanan üç devlet vardır. Bunlar
Abbasi Devleti (750-1258), İlhanlı Devleti (1251–1353) ve
Osmanlı Devleti (1299-1922)’dir.
Devletlerin halkları ayrı
uluslardandırlar. Abbasiler Araptır. İlhanlılar’ın kurucuları
Moğollar’dır, halkı Farsdır. Osmanlı Devletini
ise Türkler
kurmuşlardır. Bu üç devletin birbirleri ile siyasi ve mali
ilişkileri
muhasebe
yönteminin
geçmesini
sağlamıştır.
bugünkü
İran
672
Abbasi
topraklarında
bir
devletten
ötekine
Devleti’ne
son
veren
kurulmuş
olan
İlhanlı
Devleti’dir.
İlhanlı
Devleti’ni
Devleti’ne 1258 yılında son
kültürlerinden
de
kuran
Moğollar
Abbasi
vermişlerdir, ama onların
yararlanmışlardır.
İlhanlı
devletinin
kuruluşunda, Moğollar’dan daha ileri seviyede medeniyete
sahip olan Araplar ile Orta Asya’dan Anadolu’ya gelen
Türkler yüksek devlet memurları olarak görev almışlardır.
Muhtemeldir ki bu devletin kuruluşuna katkıda bulunan
Arap devlet adamları devlet yönetim tekniklerini Arap yarım
adasından İran’a getirirlerken, devletin mali düzenini
muhasebe
düzenini
getirmişlerdir.
Bu
de
bugünkü
muhasebe
ve
İran
topraklarına
düzeni,
Merdiven
Yöntemi’dir. Merdiven yöntemini İlhanlılar geliştirmişler,
yöntemin yaşamasını sağlayacak onu öğreten, tanıtan
kitaplar yazmışlar ve bu arada yöntemin adını da onlar
koymuşlardır, Merdiban (Merdiven-Stairs) Yöntemi373…
Osmanlı Devleti, kuzey doğu Anadolu’da ilk kuruluş
yıllarından itibaren sürekli olarak batıya doğru genişlemiş
ve kuruluşunu takip eden ilk yüzyıl içinde, yani XIV.
yüzyılda Balkanlara sarkmışlardır. Devletin doğu sınırlarını
güvende tutabilmek için kuruluşundan sonra 50-60 yıl
İlhanlılara vergi ödemiştir. Bu mali ilişkiler sırasında da
kendi ihtiyaçlarını karşılamak için merdiven yöntemini
öğrenmişlerdir. Bu yöntemin Osmanlılara getirilmesinde
373 Merdiven denilen bu muhasebe tekniği için bkz. W. Hinz, Resâle-i
Falakiyyä, Wiesbaden, 1952, s. 35-57.
673
İlhanlılar’ın muhasebe düzenlerinde çalışan ve daha sonra
Anadolu’ya gelen Türk devlet memurlarının da rolü olsa
gerektir.
Osmanlılar
kullanmışlardır.
yüz
Sadece
yıllar
devletin
boyu
bu
yöntemi
muhasebesinde
devletin işletmelerinde, vakıflarda da
değil,
bu yöntemden
yararlanıldığı bilinmektedir. Yöntem yüzyıllar boyu değişen
koşullara göre geliştirilmiş ve devletin her türlü muhasebe
kayıt ihtiyacını karşılamıştır. Nasıl ki bugün muhasebe
uygulamalarında çift yanlı kayıt yöntemi denilmemektedir.
Osmanlı
da
merdiven
yöntemi
adını
kullanmamış,
muhasebe usulü demekle yetinmiştir. Osmanlı Devleti’nde
bu yöntemden 1879 yılına kadar yararlanılmıştır. Sözü
edilen yılda, çıkarılan bir padişah fermanı ile bu yöntem
terk edilerek çift yanlı kayıt yöntemi kabul edilmiştir.
Bu açıklamaların ortaya koyduğu üzere, merdiven
yöntemi Abbasi Devleti’nde doğmuş, İlhanlılar’da gelişmiş
ve Osmanlı Devleti’nde olgunluk dönemini yaşamış ve XIX.
yüzyılın sonlarında tarihteki yerini alarak kullanım dışı
kalmıştır. Abbasilerdeki ilk örnekler Harun Reşid dönemine
(766-809) aittir. Yani VIII. yüzyıl sonlarına aittir. Son
örnekler, Osmanlılarda XIX. yüzyıl sonlarına ait olduğuna
göre, yöntemin 1100 yıllık bir yaşamı olmuştur. Bu
kanıtlanabilen bir yaşam ömrüdür.
674
VIII. yüzyıl sonlarından itibaren bölgede bir çok
devletin daha kurulduğu bilinmektedir374. Bu devletler ya
birbirleri ile ya da bölgede bulunan öteki devletlerle yakın
ilişki
içinde
olmuşlardır.
Örneğin
Gazneliler’in
ve
Samaniler’in Abbasi devleti ile yakın ilişkileri olmuştur. Bu
ilişkiler içinde mali ilişkiler de yer almaktadır. Ayrıca
Altınordu
devleti
ve
Anadolu’da
kurulan
Selçuklu
Devleti’nin İlhanlı devletini kuran Moğollar ile yakın ilişkisi
olduğu bilinmektedir. Bu siyasi, mali ve kültürel ilişkiler
tarih
kitaplarında
özellikle devletin
yer
almaktadır.
Bu
ilişkiler
içinde
mali yönetimini yürüten organların
benzerlikleri dikkati çekmektedir. Mali yönetim organlarının
benzerlikleri yanında vergi türleri ve devlet gelirlerinin
harcama yerlerindeki benzerlikler de dikkati çekecek kadar
fazladır. Bu durumda merdiven yönteminin sözü edilen yüz
yıllarda yaşayan bu devletlerde de kullanılmış olma ihtimali
fazladır. Ama Abbasiler, İlhanlılar ve Osmanlılar dışında
öteki ülkeler ile ilgili muhasebe kayıt belgeleri bugünlere
kadar gelmiş değildir.
Aynı yüzyıllarda bölgede hüküm süren bu devletler
arasında, Anadolu Selçuklu Devleti (1040–1308)’nin özel bir
yeri vardır. Bu devletin Abbasiler ve İlhanlılar ile gelişmiş
374 Bunlar arasında Doğu Türkistan’da hüküm süren Karahanlılar (8401211), bugünkü Afganistan ve Kuzey Hindistan’da kurulmuş olan
Gazneli Devleti ( 963- 1187), Horasan’da hüküm süren Samaniler (8751005), Anadolu’da hüküm süren Selçuklu Devleti (1040-1308), Kırım’da
kurulmuş olan Altınordu Devleti (1241-1502) yer almaktadır. Bunlar
Türk kültürü ile kurulmuş devletlerdir.
675
ilişkileri vardır. Abbasiler ile İslam kültüründen doğan
ilişkilerinin, Moğollar ile siyasi ve mali ilişkilerinin gelişmiş
olduğu bilinmektedir. Dolayısı ile bu devletin de sözü edilen
yöntemden
yararlandığı
bilinmektedir.
Ne
var
ki
Selçukluların muhasebe dokümanları bugünlere kadar
gelmiş değildir.
Bu açıklamaların ortaya koyduğu üzere, Orta Doğu’da
Merdiven Yöntemi’nin bir çok devlet tarafından kullanılmış
olması
muhtemeldir;
ancak
kanıtlanabilen
belgeler
Abbasiler, İlhanlılar ve Osmanlılara aittir. Dolayısı ile
yöntemin doğuş ve gelişme seyrinin bu üç ülke ele alınarak
incelenme olanağı vardır ki, biz de çalışmamızda bu üç
ülkeye yer verdik.
1.
MERDİVEN
YÖNTEMİNİ
KULLANMIŞ
OLAN
DEVLETLERİN ORTAK ÖZELLİKLERİ
Abbasi Devleti (750-1258), İlhanlı Devleti
Osmanlı
Devleti
(1299-1922)
(1251-1353) ve
birbirlerine
yakın
coğrafyalarda hüküm sürmüş devletlerdir.
Bunların
üçünde
de
İslam
kültürü
egemen
olmuştur. İlhanlı Devleti’ni kuranlar Müslüman olmayan
Moğollar’dır.
Ancak
kültüründen
gelen
Dolayısı ile
her üç devletin yönetimi aynı dini kültürü
paylaşan
676
kişiler
devleti
Arap,
yöneten
Fars
tarafından
ve
kadrolar
Türk
İslam
memurlardır.
yürütülmüşlerdir.
Bu
devletlerde İslam dini, devletin siyasi ve mali yönetiminde
etkilidir.
Devletlerin
mali
kurumları
birbirlerine
benzemektedir, vergi yasalarında dini kurallar geçerlidir,
harcamalarda
da
yine
aynı
etkenlerin
hâkim
olduğu
gözlenmektedir.
Bu üç devleti etkileyen ikinci etken, kültürler arası
ilişkilerdir. Mali yönetimde esas olan Arap ve Fars
kültürüdür.
Arap-İslam
kültürüne
sahip
olan
devlet
adamları Abbasi Devleti’nin mali yönetiminde söz sahibi
olmuşlar
ve
mali
yönetimi
sistemine gerekseme duymuşlar
yürütürlerken
muhasebe
ve Merdiven Yöntemi’nin
temellerini atmışlardır. Bu kültür ve komşusu olan Fars
kültürü,
birlikte olarak İlhanlılar’ın yönetiminde etkili
olmuştur. Fars kültürü, doğduğu topraklar olduğu için
doğal
olarak,
yönetiminde,
Moğollar’ın
özellikle
kurduğu
mali
İlhanlı
yönetiminde
devletinin
söz
sahibi
olmuştur. Arap kültürü de, yukarda belirtildiği üzere
İlhanlıların mali yönetiminde görev alan ve Abbasi kültürü
ile yetişen devlet memurlarının İlhanlı devleti yönetiminde
görev almaları ile
sahip
devlet
etkili olmuştur. Böylece bu iki kültüre
adamları
aynı
muhasebe
yönteminden
yararlanmak ve onu geliştirmek durumunda olmuşlardır.
Osmanlılara gelince, onların mali yönetimi, devletin siyasi
yönetiminden çok daha fazla Fars ve Arap kültürlerinin
etkisinde kalmıştır. Arapların etkisi, vergicilik alanında,
İslam
geleneklerinin,
şeriat
kurallarının
uygulanması
677
dolayısı ile olmuş; Fars kültürünün etkisi ise, edebiyat gibi
sanat dünyasının çeşitli etkinlikleri yanında, mali yönetim
geleneğinin onlara kuruluş döneminde vergi verilmesi
sırasında öğrenilmesi ile kendisini göstermiştir.
Üçüncü etken, siyasi ve askeri hareketlerdir. Her
üç devletin siyasi ve askeri etkinliğinde Moğol faktörü önde
gelir. Şöyle ki, Abbasi Devleti’ne 1258 yılında son veren
Moğollar’dır.
Moğol
hakanı
Hülagu
önce
İran’da
egemenliğini kurmuş, daha sonra 1258 yılında Abbasiler’in
başkenti
olan
Bağdat’ı
alarak
Abbasi
Devleti’ne
son
vermiştir. Ama onların devleti yöneten bilge kişilerini yanına
almayı ve onları İlhanlı Devleti’ne getirerek devletin mali
yönetiminde onlardan yararlanmayı ihmal etmemiştir. Bu
devlet adamları, Arabistan yarım adasında kullandıkları
mali
yöntemi
burada
da
kullanmak
durumunda
olmuşlardır. Ama Abbasi Devleti’nin egemenlik çağında
İran’daki
Abbasi
valilerinin
kendi
yönetiminde
olan
topraklarda da bağlı oldukları devletin (Abbasi Devleti)
muhasebe yönteminden yararlandıkları bir gerçektir.
Bu
Abbasi valilerinin İran topraklarında bıraktıkları muhasebe
kayıt kültürü, kuşkusuz İlhanlılar’ın yararlandıkları bir alt
yapı olarak kendini göstermiştir. Osmanlılar’ın durumu
biraz
farklıdır.
Moğollar’ın
Onların
etkisi
bu
vardır.
yöntemi
Osmanlılar
almalarında
da
Moğollar
ile
savaşmamışlardır. Moğollar’ın son egemenlik dönemleri
Osmanlılar’ın ilk egemenlik dönemlerine rastlar. Moğollar
678
doğudadır. Osmanlılar’ın gelişmesi ise batıya, Balkanlara
dönüktür.
Osmanlı
batıya
dönük
askeri
hareketi
yürütebilmek için devletin doğu sınırlarında ortaya çıkacak
bir sorunu bertaraf etmek istemişlerdir. Bunun için de, İran
Moğolları’na
(İlhanlılar)
vergi
ödemişlerdir.
Bu
vergi
vermenin gerektirdiği mali yönetimi ve muhasebe kayıtlarını
da
onlardan
öğrenmişlerdir.
Aşağıda
yer
alan
ve
İlhanlılar’dan kalan devlet muhasebesi kayıtları bu ilişkiyi
açık olarak göstermektedir (Örnek-1).
679
ÖRNEK-1:
680
681
Örnek-1. (Tercüme)
Risale-i Felekiyye'nin (1363 yılı) 93 ve 94. sayfalarında yeralan ve tarafımızdan
17- 22 olarak numaralandırılan
iri
l
Irak
17 ı
Ge
Arap, Hoca Alaattin Bağdadi'nin, kendisi ile yapılan anlaşmaya dayalı olarak
hazırlanan emir üzerine
2.500.000 Dinar
tümen olarak
250 tümen
Aşağıda belirtilen yerlerin hasılatıdır.
Bağdat, Bakuba, Bederay, Numaniye, Baküseya,
Kufe, Vasıt, Basra, Huveyze, Araba-ı Mehacir
Şehi
Ali'nin memleketinden:
Necef
t
Şehi
Hasan'ın memleketinden:
Kerbela
t
iri
l
Memleket
18
i
Ge
Rum (Anadolu), Hoca Necmeddin'in kendisi ile yapılan anlaşmaya dayalı
olarak hazırlanan emir üzerine
3.000.000 Dinar
tümen olarak
300 tümen
Aşağıdaki belirtilen yerlerin hasılatıdır.
19
Ortadaki ille
r
Amid, Meycingerd, Kıgı, Sipir, Menderes, Dircan, Trabzon,
Erzurum, Erzincan, Kemah, Harput, Malatya, Çemişkezek,
Divriği, Bayburt, Sivas, Niksar, Kayseri, Develi, Tokat,
Amasya, Merzifon, Osmancık, Ankara, Çankırı, Aksaray,
Konya, Akşehir, Seferihisar, Karahisar, Karacadağ, Maden,
Gümüşpazar
20
Uc ille
r
Karaman, Hamidoğulları, Denizli, Umurbey, Germiyan,
Orhan, Gerede, Bolu, Kastamonu, Sinop, Eğridir
sl ı
in a
len
ü
ş
Dü
Gelirlerden düşülen
İllerde ayrıntısı verildiği üzere, asıl ve ek gelirlerden düşülerek,
devletin ihtiyaçları için harcanan
26.041.000 Dinar
tümen olarak
Bu tutarlar sarf edilmiştir.
21
2.604 Tümen
1.000 Dinar
cek
şüle
Dü
22
n
Asıl gelirde
Sultanın emri üzerine Bakanlar kurulunca harcaması yapılan
Gümüş Dinar
8.200.000 Dinar
tümen olarak
820 Tümen
Ek gelirde
17.841.000 Dinar
682
ek
ülec
Düş
tümen olarak
n
1.784 Tümen
1.000 Dinar
Not: Aşağıdaki açıklamaları yapabilmek için maddeler
üzerine
17’den
22’ye
kadar
rakamlar
tarafımızdan
yazılmıştır.
Açıklamalar
1)
1309-1363
muhasebe
öğreti
Yılları
arasında
kitabının
İlhanlılar’da
yazıldığı
dört
görülmektedir.
Bunlardan sonuncusu 1363 yılında yazılan Risale-i felekiye
kitab-us Siyakat adını taşımaktadır. Yukarıdaki örneğin
alındığı bu kitabın adının anlamı: Risale-i Felekiye, Felek
adlı kişiye (bir devlet adamı) armağan olarak yazılmasını
ifade etmektedir. Kitab-us Siyakat, Siyakat Kitabı demektir.
Siyakat, merdiven yönteminde kullanılan özel yazı ve
rakamlara
verilen
Mazanderani’dir,
isimdir375.
kitap
Kitabın
Farsça
yazarı
yazılmıştır.
Abdullah
Kitap
227
sayfadır (12 x 17 cm). Kitap bugün Tahran Devlet
kütüphanesinde ve İstanbul’da Ayasofya kütüphanesinde
bulunmaktadır.
2) Kitap sekiz bölümden oluşmakta, ilk üç bölümde
siyakat yazı ve rakamları ile ölçü birimleri tanıtılmıştır.
Dördüncü,
beşinci
ve
altıncı
bölümlerde
merdiven
yönteminde kullanılan devlet muhasebesinin önemi ortaya
konulmaktadır. Sekizinci bölümde ise merdiven yöntemi
uygulamasında
kullanılan
defterler
ve
bu
defterlerin
375 Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi – Osmanlı imparatorluğu
Öncesi, 2.Baskı, İstanbul: Cilt 1, 2000.
683
kayıtları anlatılmaktadır. Bu bölümde, yedi defter türü
tanıtılmaktadır.
Bunlar; Ruznamçe (Günlük Defter), Evarece (Büyük
Defter), Tevcihat (Masraf izleme defteri), Tahvilat (kişi
hesaplarını
izleme
defteri),
Müfredat
(illerin
gelir
ve
giderlerinin kayıt edildiği defter), Defter-i Camiü’l Hesap
(devlet gelir ve giderlerinin yıllık olarak bir araya getirildiği
defter), Defter-i Kanun (Devlet vergilerinin tanıtıldığı kitap).
Yukarıdaki örnek Camiü’l Hesap’tan alınmıştır.
3)
Abdullah
Mezanderani
kitabı
1363
yılında
yazmıştır. Ancak kitaptaki açıklamalardan kayıtlardaki
bilgilerin 1349-50 yıllarına ait olduğu anlaşılmaktadır.
Kitapta tanıtılan altıncı defterden (devlet gelir ve giderlerinin
bir
araya
getirildiği
defter)
alınan
yukarıdaki
örnek,
İlhanlıların Osmanlılar’dan vergi aldığını gösteren kayıtlarla
ilgili bölümdür. Bu bölüm hem Merdiven Yöntemi’nin
İlhanlılar’daki uygulama biçimini tanıtmak ve hem de
Osmanlılar’ın İlhanlılar’a vergi ödediğini ortaya koymak
amacı ile seçilmiştir.
4) Defterdeki ilk yirmi maddede, İlhanlılar’ın vergi
aldıkları bölgeler ve bu bölgelerden alınan vergiler sırası ile
yazılmıştır. Yukarıdaki örnekte, bu maddelerden Irak ve
Anadolu
bölgeleri
ile
ilgili
olan
17-20.
maddeler
ele
alınmıştır. Tarafımızdan 17 olarak işaretlenen maddede
684
bugünkü Irak’tan alınan vergi tutarı ve bu bölgede yeralan
iller sıralanmıştır.
Tarafımızdan 18, 19 ve 20 olarak numaralanan
maddelerde
ise,
bir
bölümü
Anadolu
Beylikleri’nin
hakimiyetinde olan iller ve bir bölümü de Osmanlı Devlet’i
sınırları içinde olan iller sıralanmıştır. 19. madde de
Anadolu’da beyliklerin hakim olduğu iller yer almaktadır.
Bu iller ağırlıklı olarak Orta Anadolu’da yer alan illerdir. Bu
nedenle olsa gerek maddenin başına ortadaki iller olarak
açıklama yazılmıştır.
Tarafımızdan 20 olarak numaralanan madde ve iller
olarak adlandırılmış olup, bunlar çoğunlukla Anadolu’nun
batısında yer alan illerdir.
Bunların bir bölümü Osmanlı Devleti’nin sınırları
içindedirler. Osmanlı Devleti, Anadolu’daki beyliklerden
Anadolu’nun en batısında yer aldığı için uc beyliği olarak
adlandırılan Kayı Beyliği’nin devlet haline gelmesi ile
oluşmuştur.
5) Tarafımızdan 21 ve 22 olarak numaralandırılan
maddeler devlet harcamalarının merdiven yöntemine göre
kaydına aittir. 21 Sayısı ile belirtilen maddede devletin o
yıllardaki toplam sarflarının 26.041.000 Dinar olduğu
gösterilmektedir. 10.000 Dinar bir tümen hesabı ile de
harcamalar
Tümen
olarak
gösterilmektedir.
Defterde
rakamlar yazı ile yazılmıştır. Devlet muhasebesinde Orta
685
Doğu’da çoğu zaman bu usul ile, yani rakamların yazıyla
yazılması ile karşılaşılmaktadır. Bu uygulama, rakamlar
üzerinde değişiklik yapılması ihtimaline karşı alınan bir
önlemdir. Bu harcamaların bir bölümü (8.200.000 Dinar)
asıl gelirlerden, bir bölümü de ek gelirlerden (17.841.000
Dinar) karşılanmıştır. Ana toplamın önce yazılması ve bu
tutarı oluşturan tutarların alt alta aşağı doğru sıralanması
merdiven yönteminin değişmeyen özelliğidir.
Dördüncü etken, daha özel bir etkendir. Bu etken,
aynı muhasebe yönteminin gelişmesine etkide bulunan bir
faktördür. Bu etken, her üç devletin kullandığı yazı ve
rakam
harflerini
kültürleridir.
(Arap
Abbasiler,
yazısını)
ve
doğal
Arap
olarak
Arap
rakamlarını
kullanmışlardır. Bu sağdan sola doğru yazılan bir yazıdır.
İlhanlılar’ın yazı düzeninde
ise Fars harfleri (Fars yazısı)
kullanılmış olup, yazı türü Araplardaki gibi sağdan sola
doğrudur. Osmanlılar’ın yazı kültüründe de Arap harfleri
kullanılmıştır. Yararlanılan rakamlar da Arap rakamlarıdır.
Dolayısı ile Osmanlılar’da da sağdan sola yazı kültürü
kullanılmıştır. Nasıl ki çift yanlı kayıt yöntemi, soldan sağa
yazı kültürüne ve Latin harflerinin özellikleri ne göre
gelişme göstermiştir, merdiven yöntemi de sağdan sola
doğru yazı kültürüne ve Arap ve Fars harflerinin yazı
karakterlerine göre gelişme göstermiştir. Örneğin, Arap
harfleri ile yazılan yazılarda son harfin uzatılabilme özelliği
merdiven
686
yönteminde
günlük
defterde
maddelerin
birbirlerinden ayırımı için kullanılmıştır ve bir nevi yevmiye
madde çizgisi görevi görmüştür.
Beşinci etken, eyalet yapısı ve yönetiminin ortak
kültüre sahip olmasıdır. Bu çalışmada gösterildiği gibi
Abbasilerin, İlhanlıların ve Osmanlıların eyalet yönetim stili
ve kültürü birçok benzer özelliklere sahiptir. Abbasilerin
mali ve yönetim örgüt kültürleri ile Merdiven metodunun
merkezi ve bölgesel örgütlenmesi gelişmiştir.
Altıncı etken, ekonomik çevre ve ticari kültür
olarak gösterilebilir. Abbasilerin üretim kültürü kamu
gelirlerine ve bu gelirler için uygun olan muhasebe
metodunu etkilemiştir. Tarımsal ekonomiye dayalı üretimler
bu gelirleri şekillendirmiş ve ticari kültür ve paranın
kullanımı nakit vergilerin tabanını şekillendirmiştir.
Bu açıklamalar her üç devlette de yazı karakterinin
birbirlerine benzediğini ve bu benzerliğin aynı muhasebe
yöntemini
kullanmalarını
kolaylaştırdığını
ortaya
koymaktadır.
Üç devletin bu ortak özelliklerini ortaya koyduktan
sonra, Abbasi Devleti ele alınarak Merdiven Yöntemi’nin ilk
örnekleri üzerinde durulabilir.
687
2.
ABBASİ
DEVLETİ’NDE
(750–1258)
MERDİVEN
YÖNTEMİNİN İLK UYGULAMALARI
20. Siyasi Gelişmeler ve Siyasi Yapı
Yöntemin ilk uygulamaları Abbasi devletinde görülmektedir.
Dolayısı ile öncelikle bu devletin, devlet muhasebesini
etkileyen özelliklerinin incelenmesi gerekmektedir. Burada
kısaca incelenecek olan bu özellikler (daha önce çalışmanın
birinci bölümünde detaylıca incelendiği için), İlhanlı ve
Osmanlı Devletleri’ni de etkileyeceğinden ayrı bir önemi
vardır. Bu etkenler incelenirken, öteki etkenleri de etkilediği
için öncelikle siyasi yapı üzerinde durulması gerekmektedir.
Orta Doğu’da İslam Devletleri Hazreti Muhammed ile
başlar. Peygamber, 622- 632 (Hicri 1- 10) yılları arasında
Müslümanlığın
yayılmasını
sağlamış
ve
632
yılında
vefatından sonra, dört Halife dönemi başlamıştır. Hz.
Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali dört halife
döneminin Halifeleridir ve 632 – 661
(Hicri 11-40) yılları
arasında halifelik yapmışlardır. Dört Halife döneminden
sonra
Emevi
Devletinin
kurulduğu
Emevilerin egemenlikleri 661-750
(Hicri
bilinmektedir.
41-132) yılları
arasında sürmüştür. Emeviler döneminde Orta Doğu İslam
devletinin sınırları genişlemiştir. Emeviler’den sonra Abbasi
Hanedanı’nın egemenliği başlar.
Abbasiler Orta Doğu’da Emeviler’den sonra İslam
Devletini
688
beş
yüz
yıl
boyunca
yöneten
hanedandır.
Egemenlikleri 750-1258 (Hicri 132-656) yılları arasındadır.
Abbasiler’den sonra Halifelik Arabistan’da kalmıştır, ama
Abbasi Hanedanının hakim olduğu topraklarda bir çok
bağımsız devlet hüküm sürmüştür. Siyasi yapının oluşması
kuşkusuz dört halife ve Emeviler döneminde şekillenmeye
başlamıştır.
Abbasi Hanedanı beş yüz yıl süre ile egemenlik
sürdüğü için, bu süre İslam Devletinde istikrarlı bir dönem
olmuştur. Sosyal, iktisadi, kültürel yapı ile ilgili bilgiler bu
dönemde daha istikrarlı ve daha güvenilirdir. Bu nedenle
muhasebe uygulamalarını da bu dönem esas alınarak
incelemenin uygun olacağı anlaşılmaktadır.
Abbasiler’de mali yönetimi ve muhasebe alt yapısını
etkileyen siyasi yapılanma aşağıdaki gibi sıralanabilir.
Hilafet (Devlet Başkanlığı): Peygamberden sonra
devleti yönetenlere Halife denilmiştir. Halife hem devlet
başkanı ve hem de dini başkandır. Dört halife döneminde,
Emevi Devletinde, Abbasiler zamanında hep böyle olmuştur.
Abbasilerden sonra da böyledir, ama Abbasi topraklarında
bir çok bağımsız devlet kurulmuştur ve siyasi egemenlik bu
devletlerin elinde olmuştur. Hilafeti 1517 yılında Osmanlı
Padişahı Yavuz Sultan Selim almış ve 1922 yılında Atatürk
tarafından kaldırılana kadar Osmanlı Padişahları Hilafeti de
üstlenmişlerdir.
Hilafet,
İslami
kuralların
devletin
yönetimini etkilemesinin en önemli unsuru olmuştur.
689
Vezaret (Bakanlık): Arapların tarihleri boyunca İran
ve Bizans’dan etkilendikleri bilinmektedir.
Bir çok idari
kurumu oralardan almışlardır. Devletin egemenliği altındaki
topraklar belirli büyüklüğe ulaşınca, Devlet başkanının,
egemenliği altındaki toprakları yönetmek için bir çok
kademeden
oluşan
yardımcılara
gerekseme
duyması
kaçınılmazdır. Orta Doğu İslam Devletleri’nde vezirliğin
etkin duruma gelmesi ve gelişmesi Abbasiler dönemindedir.
Vezir’in, devleti devlet başkanı adına yönetirken ona, yani
devlet başkanına hesap vermesi gerekir, bu durum devlet
işlerinin profesyonel bir anlayışla ele alınmasını
da
gerektirir. Yine bu durumun, yani hesap verme gereğinin,
devlet gelir ve giderlerinin kayıtlarına önem verilmesini
zorunlu kılacağını da belirtmek uygun olacaktır.
Kitabet (Kayıt Gereksemesi):
Ülke genişleyip işler
çoğalınca, Vezir’in işlerinin yerine getirilmesinde, ona kimi
işleri yapacak yardımcıların tayin edilmeleri söz konusu
olmuştur. Katibu’r- resail, Katibu’l -Harac, Katibu’l –cünd
bunlar arasında yer almaktadır. Katibu-r resail, halifenin
fermanlarını yazan ve gereken yerlere gönderen görevlidir.
Katibu-l Harac devletin mali işlerini yürüten kişi olup, bu
kişi aynı zamanda vergileri toplayan ve harcamaları yapan
örgütü yürüten görevlidir. Devlet gelir ve giderleri ile ilgili
muhasebe
Muhasebeci
kayıtlarından
sözcüğü
sorumlu
yerine
olanda
yüzyıllar
bu
boyu
kişidir.
katip
denilmesinin nedeni burada kullanılan katip sözcüğüdür.
690
Her kitabet için bir divan oluşturulduğu gözlenmektedir.
Abbasilerdeki divan üzerinde aşağıda ayrıca durulmuştur.
21. Abbasilerde İdari Yapı
Vilayetler
(İdari
Bölünme):
başkenti Bağdat’dır. Devlet,
toprakları
Abbasi
devletinin
Asya ve Afrika’ya yayılmış
egemenliği altına alınca idari yapı vilayetler
biçiminde örgütlenmiştir. Vilayetlerin başına da valiler
atanmıştır. Bu düzen ve bu isim (vali), halen Türkiye’deki
düzende yaşamını sürdürmektedir ve devlet muhasebesinin
merkeze karşı bölgesel sorumlusudur. Abbasilerde ülkenin
12 vilayete ayrıldığı görülmektedir. Bu vilayetlerden en
önemlileri, Irak bölgesinde yer alan Kufe ve Sevad, Basra ve
Dicle,
Yemen,
Horasan,
Cezire
olarak
adlandırılan
Ermenistan ve Azerbaycan, Şam ve Mısır’dır. Bu bilgiler de
göstermektedir ki, Abbasiler döneminde devletin sınırları,
bugünkü Arabistan yarım adasının yanında, Kuzey Afrikayı,
Kafkasları,
İran
ve
Anadolu’nun
doğu
ve
güneydoğu
bölgelerini kapsıyordu. Mali örgütlenmenin de bu idari
bölünmeye göre yapılması kaçınılmaz olmuştur. Merkezi
mali yönetimin devlete bağlı bölgelerde muhasebe kayıt
işleri, önemli yetkilerle donatılan valiye bağlı muhasebeciler
tarafından yürütülüyordu. Ayrıca, vilayetlerde
dini işlerle
görevli
giderlerinin
yetkilinin
de
devletin
gelir
ve
yapılmasında söz sahibi olduğu bilinmektedir. Bu durum
691
özellikle Osmanlı da çok önemli ve etken olmuştur. Bunun
nedeni Osmanlı’nın Müslüman olmayan halkları uzun süre
yönetmiş olmasıdır. Özellikle Müslüman olmayan halkların
vilayetlerdeki dini liderleri Osmanlı’nın devlet gelirlerini
toplamada önemli yetkilere sahip olmuşlar ve onlar devlet
muhasebesinin
yürütülmesine
dolaylı
olarak
katkıda
bulunmuşlardır.
Divanlar (Devlet Yönetim Organları): Bugünkü devlet
yönetiminde
bakanlıklara
benzeyen
devlet
dairelerine
Abbasilerde Divan denilirdi. Divan, Orta Doğu devletlerinde
yaygın
olarak
kullanılan
bir
deyimdir.
İranlılarda
ve
Osmanlılarda da yüzyıllar boyu kullanılmıştır. Abbasilerde
mali işlerle ilgili birden fazla divan vardır. Bunlardan Divanı Ezimme Sevad bölgesinin vergilerini toplar ve öteki
bölgelerin muhasebe kayıtlarını tutardı. Divanü-l Harac
harac
alımları,
yani
devletin
bölgelerden alınacak vergiler
egemenliği
altına
giren
ile meşgul olurdu. Divanü-l
mal devlet ödemleri ile uğraşırdı. Divanü-l Beytülmal
devletin sahip olduğu mallarla ve onların gelir ve giderleri
ile uğraşırdı.
Beytülmal aynı zamanda devlet hazinesi
anlamına gelirdi.
Bu deyim Osmanlı’da da aynı anlamda
kullanılmıştır.
Bunların dışında zamanın koşullarına göre gelişmiş
bir Posta teşkilatı, Polis teşkilatı ve Ordu teşkilatı olduğunu
da belirtmek gerekmektedir. Bunlar devletin masraflarını
692
artıran,
muhasebe
kayıt
ihtiyacını
ortaya
çıkaran
örgütlerdir.
Geniş topraklara sahip bir ülkenin güçlü bir siyasi ve
idari yapısı varsa, o ülkenin güçlü bir maliye teşkilatının
da bulunmasını doğal karşılamak gerekir. Güçlü bir maliye
teşkilatı da sağlam ve güvenilir bir devlet muhasebesini
gerekli kılmaktadır.
22. Abbasilerde Maliye Teşkilatı ve Vergiler
Maliye ile ilgili divanlar, kendi görevleri çerçevesinde
devletin mali işlerini yürütüyorlardı. Vilayetlerden vergiler
valiler tarafından tahsil edilir ve merkez hazinesine yani
beytülmala
gönderilirdi.
Burada
devlet
muhasebesinde
kaydı yapılan gelirleri ortaya koymak için vergi türleri
üzerinde durmak gerekmektedir.
Haraç (Devletin egemenliği altına aldığı yabancı
halkların
yaşadığı
topraklardan alınan vergi) : Bu
vergi, araziden alınan bir vergidir. Ya ürün olarak alınır ya
da para olarak tahsil edilirdi. Bu verginin genellikle
fethedilen ülkelerden alındığı bilinmektedir. Bu nedenden
olsa gerek, toplanan vergilerden önce o bölgede görev
yapan
askerlerin
ve
devlet
memurlarının
maaşlarının
ödenmesi, ayrıca savaş için gerekli malzemelerin alınması
ve o bölgenin yol, köprü, kanal yapımı gibi imar işlerinin
tamamlanması söz
konusudur.
Kalan verginin de
693
merkezde, yani Bağdat’da devlet hazinesine gönderildiği
anlaşılmaktadır. Bunun için bu vergi ile ilgili muhasebe
kayıtlarının iki yerde ayrı ayrı tutulması gereği vardı. Bu
kayıtlardan bir kısmının verginin toplandığı bölgede, bir
kısmının da devletin merkezinde yapılması zorunluluğu
vardı. Bu durum merkez dışındaki bölgelerde
muhasebe
kayıtlarının
önemini
artırmış
ve
tutulan
sistemin
gelişmesine olumlu etki de bulunmuştur.
Bu kayıt
örneklerine
belgelerde
Abbasilerden
kalan
rastlanmamaktadır. Ancak elde mevcut veriler bu kayıtların
bu şekilde yapılmasını mümkün kılacak kayıt kültürünün
varlığını göstermektedir. Haraç vergilerine bütün Orta Doğu
kültürlerinde rastlanmaktadır. İran’da, Osmanlı’da
haraç
vergileri vardır. Ancak daha farklı anlamlar taşıdıkları
görülmektedir.
Cizye (Müslüman olmayan halktan alınan vergi):
Müslüman olmayan halktan alınan bu verginin kaynağının
Kur’an’da bulunduğu gözlenmektedir. Bu vergi yüzyıllar
boyunca Osmanlılar’da da uygulanmıştır. Bu verginin her
zaman iki dayanağı olmuştur. Bunlardan birisi Müslüman
olmayan halkın askere alınmaması, öteki de onların devlet
güvencesi altında korunmalarıdır. Bu verginin muhasebe
kayıtlarını önemli kılan husus, birbirini izleyen yıllarda
Müslüman olmayan
halktan ne ölçüde vergi alındığının,
verginin hangi haneden
ne kadar
alındığının takip
edilmesinin gerekmesidir. Ayrıca bir sonraki yıl kimden ne
694
kadar
vergi
isteneceğinin
belirlenmesi
kaydının önemini artırmaktadır.
de
muhasebe
Bu durum muhasebe
kaydının ayrıntılı olması gereğini ortaya çıkarmaktadır.
Buna ilişkin olarak aşağıda yer alan Örnek 2 incelenebilir.
Cizyenin kişilerden para olarak tahsil edilen bir vergi
olduğunu da belirtmek gerekmektedir.
695
ÖRNEK-2:
696
Örnek-2. (Tercüme)
1587-88 Yıllarında Osmanlı'nın Manastır Vilayetinden Cizye Vergisi Tahakkukunun
Kaydının Bugünkü Dille yazılması
ebeci
M
t bey
ehm e
kayda
tı
almış
r
s
Muha
17 i
Muhasebe
Manastır Vilayeti'nin H.996 (Miladi: 1587) yılı Ramazan ayından H. 997 (Miladi:
1588) yılı Şaban ayına kadar Cizye vergisi, Galata birliklerinden günlüğü 10
akçe ile görevlendirilen Ahmed ile Silahdar bölüğünden günlüğü 28 akçe
ile görevlendirilen Haydar'ın tahsil edecekleri vergi muhasebesi
Cizye(vergi)
Çiftlik
Hane
Cizye(vergi)
134.741 Akçe
418
2.714
27.223 Akçe
Dönem içi eklenenle
Cizye(vergi)
Hane
6.220 Akçe
154
r
Çiftlik
2
Cizye(vergi)
330 Akçe
Toplam
Haneden alınan ve içki vergisi olarak alınan
Hane
3.288
Cizye(vergi)
168.514 Akçe
İçki vergisi Hane
için 15 akçe
49.320
Not: Defter, Başbakanlık Osmanlı Arşivi mad. 2760’da
kayıtlıdır.
Açıklamalar
1)
Cizye,
Müslüman
olmayan
halktan
askerlik
yapmamaları ve devletin güvenlik masraflarını karşılamak
üzere alınan verginin adıdır. XIX yüzyılın ilk yarısına kadar
bu vergi geliri varlığını sürdürmüştür. Örnek’teki madde,
Manastır
İlinin
bir
yıllık
Cizye
vergisinin
tahakkuk
maddesidir. Verginin tahsilatı ile görevlendirilen iki kişinin
adları
ile
muhasebede
tahakkuk
kaydını
yapan
697
muhasebecinin adı yer almaktadır.
Tahsil ile görevli
kişilerin günlük ücretlerine yer verilmektedir.
2) Dönemin başında bölgede vergi yükümlüsü olarak
2714 hane ve 418 çiftlik vardır. Dönem içinde bölgeye yeni
gelenler ya da evlenerek ayrı hane kuranlar olmuştur..
Bunlar 154 hane ve iki çiftliktir. Böylece yükümlü sayısı
(2.714+418+154+2)= 3.288’e yükselmiştir. Hanelerin vergisi
ayrı, çiftliklerin vergisi ayrıdır. Ayrıca hepsinden, yani 3.288
vergi yükümlüsü hanenin her birinden 15 akçe içki vergisi
alınmaktadır.
3) Dönem başındakilere dönem içinde eklenenlerle
birlikte sayısı artan vergi yükümlülerinden alınacak vergiler
tutarı kaydın sonunda hesaplanmaktadır. Böylece Manastır
ilinin sözü edilen yılda toplam cizye vergisi 168.514 akçe,
içki vergisi de 49.320 akçe olmaktadır. Bu tahakkuk
maddesidir
ve
yukarıdan
aşağıya
merdiven
basamağı
biçiminde sıralanmıştır. Yıl içinde tahsilat yapıldıkça ayrı
bir defterde takip edilecektir.
4)
Bu
kayıtlarda
rakamları kullanılmıştır.
698
da
siyakat
yazısı
ve
siyakat
Zekat
Müslüman
(Müslüman
olmayan
halktan
Müslüman halktan da
konusudur.
Zekatın
görülmektedir.
Bu
halktan
alınan
alınan
vergi):
cizyeye
karşılık
zekat adı ile vergi alınması söz
da
kaynağının
verginin
mal
Kuran
olduğu
varlığından
alındığı,
genellikle kırkta bir olarak belirlenen bir oran ile tahsil
edildiği anlaşılmaktadır. Verginin matrahı, sahip olunan
altın ve gümüş, hayvanlar, ticaret malları, tarımsal mahsul
olarak belirlenmiştir. Matrahın saptanması ve kayıt altına
alınması güçtür. Ancak tahsil edilen verginin kaydının
yapılması
söz
konusudur.
Abbasilerde
uygulanan
bu
verginin bir varlık vergisi niteliğinde olduğu, Osmanlıların
genellikle bu vergi türü ile ilgilenmediklerini de belirtmek
gerekmektedir.
Ganimet
(Savaşlarda
kazanılan
mallar):
Savaşlarda ele geçirilen bütün mal ve eşyalar ganimet
türüne girer. Kayıtları önemlidir. Çünkü savaşlarda ele
geçirilen ganimetin askerlere dağıtılması ya da askerler
tarafından savaşmaları karşılığında ganimeti kendi payları
olarak görmeleri söz konusudur. Muhasebesinin askeri
harekat biçiminde ele alınarak kaydının yapılması söz
konusudur. Sadece Orta Doğu’da değil, dünyada genellikle
karşılaşılan bir gelir türü olma özelliğine sahiptir.
Öşür (Gümrük Vergisi):
tüccarlardan
ve
Müslüman
Yabancı ülkelere giden
ülkesine
gelen
yabancı
699
tüccarlardan alınan bir vergidir. Ülkeden götürülen ve
ülkeye getirilen malların değeri üzerinden genellikle yüzde
beş oranında uygulandığı anlaşılmaktadır. Devletlerin her
zaman yararlandıkları bir vergi türü olmuştur.
Ülkenin
belirli noktalarında alındığı için izlenmesi, tahsili ve kaydı
kolay
yapılan
bir
vergi
olduğunu
da
belirtmek
gerekmektedir.
Abbasilerin beş yüz yıllık egemenlikleri döneminde bir
çok hususta olduğu gibi
vergi düzeninde de gelişmeler
olduğu ve zamanla yukarda belirtilen vergileri üç bölümde
sınıflandırdıkları görülmektedir.
Bunlardan ilki muhasebe usulü (daha çok para olarak
tahsil edilen vergiler) olarak adlandırılmış olup,
vergilerin
para ya da belirli yerlerde ürün olarak alınmasını ifade
etmektedir. İkincisi, mukaseme usulü (üründen alınan
vergiler)’dür. Bu usul verginin üründen belirli bir oranda
alınmasını ifade eder. Üçüncüsü ise, Osmanlıda da geniş
bir kullanım alanı bulan mukataa (gelir getiren bir arazinin
devletçe kiraya verilmesi) usulü’dür. Devletin gelir getiren
arazilerinin belirli bir bedel karşılığında belirli kişilere
kiralanması anlamındadır. Osmanlıda mukataa usulü bu
anlamda değil, gümrük, tuzla gibi devletin belirli gelir
yerlerinin kiraya verilmesi biçiminde uygulanmıştır.
Burada Abbasilerin muhasebe kayıtlarında haraç
sözcüğünün değişik bir kullanım biçiminden de söz etmek
700
gerekmektedir. Bir bölgenin gelirlerinin genellikle yıllık
kaydında
vergilerin
toplamına
haraç
denildiği
de
görülmektedir.
Örneğin bütün İran’a, Fars kıt’ası denilerek,
Fars
kıtasının haracı bu kadardır biçiminde açıklama yapıldığı
görülmektedir. Bu ifadeye göre, Fars kıt’asından alınan
bütün vergilerin toplamı ifade edilmiş olunmaktadır.
Tarihçilerin saptadıkları muhasebe kayıtları devletin
yıllık gelir ve giderlerinin
kayıtları ile ilgilidir. Devletin
gelirlerini kayıt edebilmek için Hanedanın hakim olduğu
toprakların, yukarda belirtildiği üzere vilayetler olarak
bölümlere ayrılmaları gerekiyordu. Bu ayırımda, bugünkü
Irak’a Sevad kıt’ası veya vilayeti, Basra ve kuzeyine Bataih
denilirdi ki bu bataklık anlamına gelirdi. Arap yarım
adasına uzak bir yer olan Horasan önemli gelir sağlanan bir
bölge idi. İran’a Fars kıt’ası, Mısır’a Mısır Kıt’ası denilirdi.
Devletin gelirlerinin sadece parasal olarak değil elbise,
kumaş, şeker, gülsuyu, zeytinyağı, bal, hurma, gümüş
külçe, ipek, at, katır gibi tarımsal ürün ve hayvanlar,
değerli
maden,
sanayi
ürünlerinden
oluşabildiğini
de
belirtmek gerekmektedir.
Muhasebe kayıtlarında parasal gelir kayıtları yanında
malca yapılan tahsilata da, malların adları ve miktarları
yazılarak yer verildiği görülmektedir. Ancak daha sonraları
malca alınan vergilerin de parasal değerlerinin yazılmaya
701
başlandığı
ve
muhasebe
kayıtlarında
malca
(miktar)
kayıtlarına yer verilmediği anlaşılmaktadır.
Devletin yıllık gelir kayıtlarında kimi zaman bir
kıt’anın
haracı,
yani
çeşitli
biçiminde kayıt yapıldığı,
vergilerden
oluşan
geliri
kimi zamanda verginin adı ile
kayıt yapıldığı görülmektedir. Haraç adı altında yapılan
kayıtlar genellikle uzak eyaletlerden sağlanan gelirlere ait
idi.
Para
birimlerinin
Dinar
ve
Dirhem
olarak
adlandırıldıkları ve 13 (daha sonraları 15) Dirhemin bir
Dinar olarak hesaplandığı bilinmektedir.
23. Abbasilerde Devletin Giderleri
Devletin giderlerine ait muhasebe kayıtları gelir kayıtları
örnekleri kadar fazla değildir. Hicri 279 (Miladi 892) yılına
ait günlük gider kayıtlarına rastlanmaktadır. Bu kayıtlara
göre, maaşlar başta gelen devlet giderleridir. Maaş alanlar
ise, nöbet ağaları, kapu oğlanları (özel güvenlik güçleri), iç
ağalar (sarayda hizmet verenler), süvariler, güzide askerler,
sarayda görevli 17 tür memur (müezzin -ezan okuyan-,
müneccim -geleceği haber veren-, alemdar -bayrak taşıyan-,
güldürücü, davulcu gibi), Bağdat’ta zabıta hizmeti gören
askerler, kölemenler (köleler), aşçılar, vezir (yüksek memur),
büyük
katipler
(kayıt
tutanlar),
divan
reisleri
(karar
organlarının başkanları), devletin hazinesini koruyanlar,
702
imamlar (din görevlileri), tekbirhanlar (duacılar) vb. olarak
sıralanmaktadır. Bunların dışında, sarayın elbise, fırın,
meşrubat,
su
taşıyan
işçiler
(sakalar),
terzi,düğmeci,demirci, kürkçü, kağıtçı, marangoz, sepetçi,
kumaşçı
(mefruşatçı)’lara
ait
giderler
söz
konusu
olmaktadır. Ayrıca, askeri amaçlı at, deve satın alma ve
bunların beslenmeleri, meş’ale ve neft yağı, hapishane,
Bağdat’taki iki köprünün duba ve benzeri masrafları,
hastane vb. masraflar söz konusudur. Bir de askeri
birliklerin
yemek,
giyecek,
silah
gereksemelerinin
karşılanması gibi konularda önemli harcamalar yapıldığını
belirtmek gerekmektedir.
Giderlerin, muhasebe kayıtlarında ayrıntılı olarak yer
aldığı ve günlük giderlerin gruplar halinde hesaplandığı,
devletin günlük giderlerinin, muhasebeleştirmede yaklaşık
30 gruba ayrıldığı görülmektedir.
Abbasiler’in
gelir
ve
giderlerinin
kayıt
edildiği
muhasebe defterleri hakkında fazla bilgi yoktur. Ömer
Abdullah Zaid’in “Were İslamic Records Precursors to
Accounting Boks Based on the İtalian Method?”376 adını
taşıyan
makalesinde
verilmektedir.
Daha
birkaç
sonra
muhasebe
defterinin
İlhanlılar’ın
adı
muhasebe
kayıtlarında da yararlanacakları bu defterler şunlardır:
Giderlerin günlük olarak kayıt edildiği
376 The Accounting Historians Journal , Vol.27,
2000, ABD.
Defter’ül Yevmiye
No. 1, 2., s. 73-90,
703
(günlük defter); harcamaların türleri itibarı ile kayıt edildiği
Defter-i Tevcihat; vilayetlerden merkeze gelen gelirlerin kayıt
edildiği
Defter-i
Tahvilat.
Bu
defterlerin
aynı
adlarla
İlhanlılar’da da tutulduğu, ancak biraz daha değişik
olaylarda kullanıldığı görülecektir.
24. Merdiven Yönteminin Bilinen İlk Örneği
A.
Freiherrn
von
Kremer’in,
“Über
Das
Budget
der
Einnahmen unter der Regierung des Harun Al-rasid” adını
taşıyan 1876 yılında Viyana’da Alfreed Hölder k.k. Hofunder Universitats Buchhandler tarafından yayınlanan
eserinde merdiven yönteminin ilk örneği yer almaktadır377.
Aynı
yazarın
“Über
das
Eiemmahmebudget
des
Abbasiden-Reıches Vom Jahr H.306 (918-919)” adını taşıyan
çalışması da 1888 yılında Viyana’da, Kaiserlichen Akademie
der Wissenschaften – Philosophisch Historische Classe adı
ile
In Commıssıon Bei F. Tempsky tarafından yayınlanan
ikinci bir eseri daha vardır378.
Kremer bu iki eserinde de Abbasilerin yıllık gelir ve
giderlerinin
kayıtlarına
ait
muhasebe
kayıtlarını
yayınlamıştır.
377 A. Freiherrn von Kremer, Über Das Budget der Einnahmen unter
der Regierung des Harun Al-rasid, 1876, Wien.
378 A. Freiherrn von Kremer, Über das Eiemmahmebudget des
Abbasiden-Reiches Vom Jahr H.306 (918-919), 1888, Wien.
704
Aşağıda yer alan Örnek 3’de aynı zamanda türünün
ilk örneği olan, Harun Reşid (Hicri 149-194, Miladi 766 –
809)’in devlet başkanlığı dönemine ait devlet gelirlerinin
merdiven yöntemi ile muhasebe kaydına yer verilmiştir.
Örnek 3’de önce Kremer’in yukarda belirtilen kitaplarından
ilkinde yer alan ve VIII. yüzyılın sonlarına ait örneğe yer
verilmiş, sonra da bu örneğin bugünkü dille Türkçe
üzerinde durulmuştur.
705
ÖRNEK-3:
706
707
Örnek-3. (Tercüme)
M.S. 775-786 Yılları Arasında Abbasiler'de Merdiven Yöntemi ile Devlet Muhasebesi Kaydı
1
Devlet
Hazinesine Harun el Reşid zamanında her sene gelen ayni ve nakdi vergiler
ve bunların geldikleri yerler
Dirhe
m
530.312.000
Yeku
mal olarak alınanlar
5.706.000 Dinar
3
n
Yeku
nakit olarak
404.780.000 Dirhem
2
n
1 Dinar 22 Dirhem
125.532.000 Dirhem
4
Verg
i
Çeşitleri ve vilayetlerin adları
Nar ve ayv----------------Faris'den
Nar ve
Ayva
150.000
kıt'a
7
Rey'den
Nar
1.000 kıt'a
Ecnadüşşam'dan
300.000
Rıtl
6
m
Humus'dan
1.000
Rahile
Faris'dan
1.000 Rıtl
10
Tu-----------------------Ermenistan'dan
20.000 Rılt
Eri-------------------------Rey'den
1.000 Rıtl
13
16
Erza---------------------Sind'den
Küfe vezni ile
1.000.000 vakır
708
a Kuru üzü--------------------
z
9
Balmum---------------------- -- u
Isfahan'dan
20.000 Rıtl
k Hint kiraz------------------Faris'den
20.000 Rıtl
12
15
ı
k Kimyo------------------------- - n
Kirman'dan
100 Rıtl
5
Ba----------------------------- l
Hamedan
ve Bestaki'dan
13.000 Rıtl
Isfahan'dan
20.000 Rıtl
Musul'dan
20.000 Rıtl
Cilan'dan
20.000 Rıtl
8
Şeke----------------------- - r
Ahvaz'dan
30.000 Rıtl
11
Şuru------------------------ - p
Hemedan ve Destebi'den
1.000 menn
14
Hurm---------------------- -- a
Kirman'dan
20.000 Rıtl
19
Gülsuy
u
Faris'ten
30.000 şişe
22
El lemha'dan
500
elbise
400
elbise
Basra'dan
200
Necran'dan
200
elbise
ler
25
2.200
çift
ı
17
Itriya
21
Giyi
ve mefruşat
ı
m
Anadolu'dan
24
At
Hind'dan
150 rıtl
Fi
Cilan'dan
100 baş
Ku
Ermenistan'dan
30
Ödağac
karanfil, hindistan
cevizi
300 rıtl
20
ı
Cilan'dan
20 elbise
Ermenistan'dan
20 kilim
Afrika'dan
t
Faris'den
50.000 rıtl
Savad'dan
292 rıtl
Giyecek
Çeşitli
El lemha'dan
6.700 parça
Ayakkab
18
Sıva toprağ
Sind'den
150 rıtl
23
l
Sind ve civarından
3 sürü
26
ş
Cilan'dan
15
Bağdat memleketinin gelirleri, Emin'in karışıklık yaratması sırasında Bağdat arşivinin Hicri 204'de
yanmasından sonra Kudama bin Cafer'in verdiği bilgilere göre bu kadar para idi……….
709
Not:
Maddeler
üzerindeki
numaralar
açıklamalarda
yararlanılmak üzere tarafımızdan konulmuştur.
Açıklamalar
1) Harun el Reşid, Abbasi Devleti
Halifesi’dir. Yani
devlet başkanıdır. Hicri 149-194 (Miladi: 766-809) yılları
arasında
devleti
kayıtlarının
Hicri
yönetmiştir.
158-170
Kremer,
(Miladi
:
bu
muhasebe
774-75/786-87)
yıllarına ait olduğunu belirtmektedir. Bilgiler bu tarihlere
aittir. Kayıtların Hicri: 331 (Miladi: 942-43) yılında ölen ve
Abbasiler’in vezirler tarihini yazan Cahsiyari’nin kitabında
yer aldığını belirtmektedir. Merdiven yönteminin türünün
ilki olan bu muhasebe kayıt örneğinin, hem biçimsel ve hem
de
içerik
bakımından
aslına
uygun
olarak
Cahsiyari
tarafından yazıldığı anlaşılmaktadır.
2) Muhasebe
kayıtları
miktar
olarak
yapılmıştır.
Ancak, kayıtların baş tarafına Dirhem ve Dinar olarak çeşitli
malların toplam tutarı hesaplanmış ve yazılmıştır. Buna
göre, burada iki sayfa halinde yazılı olan malların tutarı
125.532.000
Dirhem
(5.706.000
Dinar)
olarak
belirlenmiştir. Kayıtların yapıldığı yıllarda devlet gelirlerinin
hem mal olarak ve hem de nakit olarak tahsil edildiği
kayıtların başındaki açıklamalardan anlaşılmaktadır. Nakit
olarak alınan vergilerin kayıtlarının ayrıntısı burada yoktur.
Ama nakit gelirlerin toplam tutarının 404.700.000 Dirhem
olduğu anlaşılmaktadır. Her ikisinin (mal ve nakit) toplamı
710
ise,
530.312.000
Dinar
olmaktadır.
Bu
malların
fiyatlandırılarak tutar haline dönüştürülmesi işlemlerini
(hesaplarını)
Kremer
yayınlamıştır.
Bu
hesaplamalara,
muhasebe düzeni ve merdiven yöntemi dışı olduğu için
burada yer verilmemiştir.
3) Mallar
miktar
olarak
yazılırken,
çeşitli
ölçü
birimlerinin kullanıldığı görülmektedir. Bunlardan en çok
kullanılan rıtl 333,6 gr.’dır379.
4) Muhasebe kayıtlarında miktar olarak yer alan
devlet
gelirleri
ile
ilgili
maddeler
tarafımızdan
numaralandırılmış olup, 5-26. maddelerde üç tür mal yer
almaktadır. İlk grubu, yani 5-17. maddeler arasındaki
kayıtlar,
meyve
ve
meyvelerden
yapılan
yiyecek
maddelerinden oluşmaktadır. 18-20. maddeleri arası ile 25.
madde içecek, toprak ve giyeceklerden oluşmakta, 23, 24 ve
26. maddelerde ise devlet geliri olarak alınan hayvanlar yer
almaktadır.
5) Son sayfanın altında muhasebe dışı konularla ilgili
yazılar bulunduğu için, bu bölümün transkripsiyonu ve
tercümesi üzerinde durulmamıştır.
6) Tablonun sonunda yazılı olan Hicri 204 (Miladi:
823)’deki Bağdat arşivi yangını, Harun’el Reşid’in oğulları
arasındaki savaş sırasında çıkan yangındır. Bu defter
Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu – Klasik Çağ (1300-1690),
İstanbul: 2004, s. 240-273.
379
711
kayıtları Hicri: 158-170 yıllarındaki bilgileri içerdiğine göre,
bu kayıtları içeren muhasebedeki yardımcı
belgelerin
yangından kurtarılmış olduğu anlaşılmaktadır. Bu defter
kayıtlarının da, bu bilgilere sahip olan kişiler (Cahsiyari)
tarafından o zamanki kayıt usulüne sadık kalınarak
yazıldığı anlaşılmaktadır.
Kayıtların
incelenmesinden
aşağıdaki
hususların
saptanması olanağı vardır.
-
Kayıtlardaki ilk sözcüğün son harfi çizgi halinde
uzatılarak tüm kaydın anlamını belirten kayıt
başlığı konulmuştur.
Bu merdiven yönteminin, yaşamı boyunca geçerli olan
ve maddeleri birbirinden ayırmak için kullanılan özelliğidir.
Nitekim
kayıtlardaki
bütün
maddelerde
harfi
çizgi
biçiminde uzatan uygulama ile karşılaşılmaktadır.
-
Gelirlerin bir bölümü mal olarak alınmış,
bir
bölümü de nakit olarak sağlanmıştır.
Ana tutar başa yazılmış ve bu ana tutarı iki bölüm
halinde mal ve nakit olarak
oluşturan
tutarlara ana
tutarın altında yer verilmiştir. Yöntem, merdiven adını bu
özelliğinden dolayı bu kayıttan beş yüz yıl sonra XIV. yüz
yılın
başlarında
alacaktır.
İlhanlılardaki
uygulamalar
sırasında
Ana tutarın başa yazılması onu oluşturan
tutarların onun altına aşağı doğru merdiven basamakları
712
biçiminde sıralanması ile ortaya çıkan bu özellik merdiven
yönteminin yaşamı boyunca devam edecektir.
-
Para birimi dirhem ve dinardır. Ama genel
toplam dirhem olduğu için her iki tahsilatın da
dirhem olarak ifadesine dikkat edilmiştir.
Dirhem ve dinar arasındaki bağ 1 Dinar 22 Dirhem
olarak belirtilmiştir. Bu kur bilgileri merdiven yönteminde
her zaman var olmuştur.
-
Vergi
türlerine
geçmeden
genel
bir
başlık
yazılmaya dikkat edilmiştir.
Bu başlık vergi biçiminde yazılmış ve
alınan vergilerle ilgili
kayıtların
olduğu anlatılmak istenmiştir. Bu
başlığa her zaman yer verildiği görülmektedir. Bu uzatılan
vergi sözcüğünden sonra defterde yatay ve dikey çizgiler
vardır. Bu çizgiler İlhanlıların uygulamalarında kaldırılmış
ve bir daha konulmamıştır.
-
Sağdan sola doğru alınan vergiler birbirinden
ayrı olarak sıralanmıştır. 22 madde vardır.
Her madde vergi olarak alınan mallarla ilgilidir. İlk
maddede bal tahsilatı yer almaktadır. Önce malın adı yer
almakta sonra bu malın hangi eyaletlerden ne miktarda
alındığı kayıt edilmiştir. Malın özelliğine göre ağırlık ya da
adetsel olarak ölçü birimleri kullanılmıştır. 22 maddede 22
çeşit mal yer almaktadır. Mal (miktar) olarak kaydın uzun
713
süre devam ettiği anlaşılmaktadır. İlhanlılar’da da miktar
olarak kayıtlar vardır. Osmanlılar’da da zaman zaman aynı
durumla
karşılaşılmaktadır.
Ama
zamanla,
nakten tahsilatı arttıkça mal olarak kayıt
vergilerin
terk edilmiştir.
Kayıtlar para cinsi ile yapılmağa başlanmıştır. Mal cinsi ile
yapılan kayıtların
muhasebe dışı paraya çevrilerek ortak
değerlendirme ölçüsü olan para ile kaydın baş tarafına
yazıldığı anlaşılmaktadır.
-
Muhasebe
kayıtlarının
altında
Kremer’in
bulduğu kaynakta yazılı olan bir yazı vardır.
Bu yazıda Harun Reşid’in ölümünden sonra oğulları
arasında çıkan savaşta Bağdat’ta yangın çıktığı (Hicri 204,
Miladi 823), bu yangında bir çok muhasebe defterinin
yandığı, ama konu ile ilgilenen Kudama Bin Cafer’in verdiği
bilgilere göre Arap yazar Cahsiyari tarafından kayıtların
yenilendiği belirtilmektedir. Bu ifadelerden belgenin orijinal
olmadığı, ancak zamanının kayıt tekniklerine uygun olarak
yenilendiği anlaşılmaktadır.
-
Kremer’in kitabında, bu muhasebe kayıtlarının
Hicri
158-170
(Miladi
775
-
786)
yılları
arasındaki bir yıla ait olduğu belirtilmiştir.
Burada ele alınan örnek merdiven yönteminin bilinen
en eski örneğidir. Kuşkusuz ilksel bir yapıdadır. Yöntem
İlhanlılar tarafından geliştirilecek ve Osmanlılar bu yöntemi
714
onlardan
alacaklar
ve
asırlar
boyu
geliştirerek
yararlanacaklardır.
Burada örneğine yer verilen muhasebe kaydı, devletin
yıllık gelir kaydıdır. Defter türünü belirtmek yanlış olur.
Ancak yıl içinde bu gelirlerin takip edildiği büyük defter
hesaplarının bulunması gerekmektedir. Aksi takdirde bir
eyaletten çeşitli partiler halinde gelen bir malın kayıtlarının
izlenmesi mümkün olamaz. Bu büyük defter hesapları
bugüne
kadar
gelememiştir.
Ama
İlhanlılar’da
ve
Osmanlılar’da hem günlük defter ve hem de büyük defter
kayıtlarına rastlamak olanağı vardır.
Aşağıda önce bu yöntemin İlhanlılar’a geçiş öyküsü
üzerinde durulacaktır.
3. İLHANLI DEVLETİ’NDE MERDİVEN YÖNTEMİ VE
GELİŞME SÜRECİ
Yukarıda belirtildiği üzere 1258 yılında Moğol hükümdarı
Hulagu’nun
Bağdat’ı
alarak
Abbasi
Devleti’ne
son
vermesinden sonra bugünkü İran’da Moğollar tarafından
kurulmuş bulunan İlhanlı Devleti
(1251- 1353), büyük
ölçüde Abbasiler’den aldığı devlet yönetimi, maliye ve
muhasebe kültürü ile kuruluşunu tamamlamıştır. Bu
bilgiler arasında
muhasebe kayıt sistemi de vardır. Bu
kültür transferi, Abbasiler’de hizmet gören Fars kökenli
bilim adamları ve kimi Arap kökenli bilge kişilerin İlhanlılar
715
ile birlikte Tahran’a gelmeleri ile olmuştur. Her iki devlette
de görev yapan Türkler’in de bu kültür transferinde rolleri
olsa gerektir.
Burada
belirtmek
gerekir
ki,
İlhanlılar’ın
devlet
anlayışı belirli noktalarda Araplar’dan farklıdır ve Orta
Asya’da geliştirilen ve Cengiz Han ve oğulları tarafından
Orta Doğu’ya getirilen yönetim anlayışı İlhanlı devletine
hakim olmuştur. Ama mali yönetim ve muhasebe kültürü
açısından ayni şeyi söylemek olanağı yoktur. İlhanlılar’da
da
Orta doğu’da geliştirilen mali yönetim ve muhasebe
anlayışı hakim olmuştur. Bu sayede Merdiven Yöntemi’nin
İlhanlılar’da uygulama alanı bulması kolaylaşmıştır.
İlhanlılar’ın
muhasebe
kayıtlarının
Abbasiler
ile
benzerliğini ortaya koymak açısından kimi muhasebe kayıt
defterlerinin
karşılaştırılması
üzerinde
aşağıda
Abbasiler’de
Defter-ül
durulmuştur.
Günlük
Defter:
Bu
defter,
Yevmiye, İlhanlılar’da Ruznamçe adı ile anılmaktadır. Gün,
Arapça’da yevmiye, Farsça’da ruz’dur. Defter, Arapça’da
defter, Farsça’da namçe’dir. Abbasiler’de bu defter günlük
giderlerin izlenmesi için kullanılır, İlhanlılar’da Pacioli’nin
belge oluşturma anlayışına göre memorial defteri anlamında
kullanılır (Osmanlılar’da da
ancak
günlük
yararlanılacaktır).
716
gelir
ve
ruznamçe adı kullanılacak,
giderlerin
izlenmesinde
Defter-i Tevcihat: Abbasiler’de giderlerin türlerine göre
kayıt edildiği defterdir. İlhanlılar’da da ayni anlamda
kullanılmaktadır.
Defter-i Tahvilat: Abbasiler’de illerden merkeze gelen
gelirlerin kayıt edildiği defterdir. İlhanlılar’da sadece gelen
gelirlerin değil, illere gönderilen ya da kişilere verilen
paraların izlenmesinde de yararlanıldığı anlaşılmaktadır.
Aylık ve yıllık gelir ve giderlerin toplandığı defter:
Abbasiler’de bu deftere Hatme denir, çünkü Arapça hatme
sözcüğü bitirme anlamındadır. İlhanlılar’da ise bu deftere
Defter-i Cami-ül Hesap (Hesapların bir araya getirildiği
defter) denir380.
Bu örnekleri fazlalaştırmak olanağı vardır. Bu durum,
her iki devletin muhasebe kültürleri arasındaki benzerlikleri
ortaya koymak açısından önemlidir. Belirtmek gerekir ki,
İlhanlılar’da
muhasebe
defterlerinin
gelişen
devlet
ihtiyaçlarına göre, daha ayrıntılı ve daha fonksiyonel olarak
tutulduğu anlaşılmaktadır. Özellikle çağının önemli devlet
adamlarından
tarafından
birisi
yapılan
reformlardan
olan
Gazan
mali
reformlar
çalışmanın
birinci
Han
(1295-1304)
sonrasında
bölümünde
(bu
detaylıca
bahsedilmişti bu nedenle burada tekrar anılmayacaktır)
önemi
artan
karşılamak
380
devletin
için
mali
muhasebe
yönetiminin
düzeninin
ihtiyaçları
geliştirildiği
Güvemli, a.g.e., s. 306-307.
717
anlaşılmaktadır. Örneğin merkezi muhasebede örgütlenme
eyaletlere göre yapılmış olup, bu muhasebe bölümlerinin
başındaki kişiye katip denilirdi. Katip sözcüğü, yazı yazan,
defter tutan anlamında olup, muhasebecilere Abbasiler’de
ve İlhanlılar’da verilen isimdir. Osmanlı’da da halk arasında
muhasebeciler için yüzyıllar boyu kullanılmış bir deyimdir.
Ancak
Osmanlı
devlet
muhasebesinde
çalışan
muhasebecilere bir devlet memuru unvanı olan halife
denilmiştir.
Her
iki
geçirildiğinde
devletin
İlhanlılar’ın
muhasebe
Merdiven
kayıtları
gözden
Yöntemi’nden,
bu
yöntemi daha geliştirerek yararlandıkları gözlenmektedir.
İlhanlıların Orta Doğu’da
muhasebesinde
geliştirdikleri
mali sistemi ve devlet
yararlanılan
bilinmektedir.
Bu
mediven
yöntemini
gelişmeleri
aşağıdaki
şekilde sıralama olanağı vardır.
- Devletin muhasebe kayıtlarını tutan merkezi örgüt,
eyaletler olarak bölümlere ayrılmıştır. Böylece her eyaletin
gelir ve giderlerinin merkezi yönetim tarafından izlenmek
olanağı bulunmuş ve her bölümde benzer muhasebe
defterleri tutulmuştur. Bu bölümlerdeki bilgiler bir araya
getirilince de devletin yıllık gelir ve giderlerinin ortaya
konulması mümkün olmuştur.
- Devletin yıllık gelir ve giderleri, bölümlerdeki kayıt
bilgilerine
718
dayanılarak
sağlıklı
olarak
ortaya
konulabilmiştir. Bu gelişmeleri 1309-1363 yılları arasında
yazılan ve bugünlere kadar gelen dört muhasebe öğreti
kitabındaki
kayıtlardan
anlıyoruz.
İlhanlılar’daki
bu
uygulamanın gerçekleşen durumun tespit edilerek, devletin
sonraki yılda gelirlerini ve giderlerini planlamasında da
kullanıldığı anlaşılmaktadır.
-
Muhasebe
defterlerinde
büyük
ölçüde
parasal
kayıtlar yer almakta ve miktara dayalı kayıtlar azalmış
bulunmaktadır. Bu durum, mali gelişmeler sonucu devletin
gelir ve giderlerinin nakdi olarak yapılmaya başlanması ile
sağlanmıştır.
Bu
da
muhasebe
kayıt
sistemini
kolaylaştırmış ve gelişmesini sağlamıştır.
- Gelirlerin ve giderlerin kayıt edilmesinde gelirin
tahsili ile görevli kişi hakkında bilgi verildiği, tahsilat ya da
harcamanın
verilmeye
hangi
başlandığı
belgeye
dayandığı
görülmektedir.
Bu
bilgilerine
usul
yer
Osmanlı
Devleti muhasebesi tarafından da benimsenmiştir.
- Bir gelir ya da gider kaydı yapılırken, bu maddenin
başına kaydın türü ya da nedeni ile ilgili bilgi yazılması
usulü benimsenmiştir. Örnek-1’de yer alan maddenin
başına yukarı doğru yazılan bu bilgiler görülmektedir.
Osmanlı bu bilgiyi kaydın içine almıştır.
- Birbirini izleyen muhasebe kayıt maddelerinin
birbirleri ile bağıntısını kurabilmek için, sonraki maddenin
başına ondan düşülen, ona eklenen gibi ifadelere yer
719
verildiği görülmektedir. Bu ifadeler merdiven yönetiminde
bir yenilik olmuştur. Ancak Osmanlı bu ifadeleri daha az
kullanmış ve daha ziyade maddeler arası bağı maddeler
içersindeki bilgilerle sağlamıştır.
-
Örnek-1’de
yer
alan
İlhanlılar’da
merdiven
yönteminin kullanımı ile ilgili örnekte merdiven biçimindeki
kayıt kültürünün, Abbasiler’e göre daha ileri bir düzeye
geldiği açık olarak görülmektedir. Ek-2’nin ikinci kısım
kayıtlarında önce toplam gider yazılmış ve bu gideri
oluşturan iki tutar alt alta merdiven basamağı biçiminde
kayıt edilmiştir. Osmanlı bu düzeni çok daha kısa ve etkin
bir şekle getirmiş ve daha az yer alacak biçimde kayıt
yapabilmiştir.
- Örnek-1’de yer alan örnekte gelirlerde olduğu gibi
giderlerde
yapıldığına
de
harcamanın
yer
verildiği
hangi
emre
dayalı
görülmektedir.
olarak
Örnekte
harcamanın, bakanlar kurulu kararı ve devlet başkanının
onayı üzerine yapıldığının belirtildiği dikkati çekmektedir.
- Parasal bilgilerde, para tutarı Dinar olarak yazılmış,
ancak 10.000 Dinar bir Tümen hesabı ile kısaltılarak iki
paraya da kayıtlarda yer verilmiştir. Osmanlı da aynı yolu
izlemiş ve örneğin Akçe olarak gelir ya da gideri yazarken
bunun yerine 50.000 Akçe bir kise hesabı ile kise olarak
kaydın yapılmasını tercih etmiştir. Osmanlı genelde akçe,
guruş (120 Akçe bir guruş) ya da kise olarak kayıt yapmış
720
yani bu paralardan birini kullanmıştır.. Ama kimi zaman iki
para birimini birlikte kullandığı da olmuştur. Ama iki para
birimini yazarken İlhanlılar’daki gibi bir satırın tamamını
kullanmamış,
daha
az
yer
alacak
biçimde
kaydı
yapabilmiştir.
- Muhasebe kaydının her maddesinde, kaydın daha
az
yer
tutmasını
rakamlarının
sağlamak
İlhanlılar
üzere
tarafından
siyakat
da
yazı
ve
kullanıldığı
görülmektedir. Abbasiler’de Arap alfabesinin siyakat yazısı
kullanılmış,
İlhanlılar’da
Fars
alfabesinin
siyakat
yazısından yararlanılmıştır. Osmanlı’da ise Osmanlıcanın
siyakat yazısı kullanılmıştır. Osmanlıca bilindiği gibi Türkçe
asıl
olmak
üzere,
çok
saysıda
Arapça
ve
Farsça
sözcüklerden oluşmaktadır. Osmanlıcada Arap alfabesinin
kullanıldığını da belirtmek uygun olacaktır. Siyakat yazısı
Orta Doğu’da bu üç dilde muhasebede ve sır niteliğindeki
yazışmalarda
kullanılmıştır.
Siyakat
yazısı,
Merdiven
Yöntemi’nin kullanılması boyunca yararlanılan bir yazı
çeşidi olmuştur. Bu siyakat yazı ve rakamları sözü edilen
yöntemin gelişmesinde her üç devlette de
etkin rol
oynamıştır. Her üç devletin uygulamalarında da siyakat
ustalıkla kullanılmıştır.
İlhanlılar’ın merdiven yöntemini geliştirmeleri ile ilgili
bu
bilgileri
verdikten
sonra,
Merdiven
Yönteminin
Osmanlılara geçiş süreci üzerinde durulabilir.
721
4.
OSMANLI
İMPARATORLUĞU’NDA
MERDİVEN
YÖNTEMİ
40.
Merdiven
Yönteminin
Osmanlılara
Geçiş
Süreci: Osmanlı – İlhanlı İlişkileri
Merdiven
sürecini
Yönteminin
ortaya
İlhanlılar’dan
koyabilmek
için,
Osmanlılar’a
Osmanlı
geçiş
Devleti’nin
kuruluş döneminde Osmanlı – İlhanlı ilişkileri üzerinde
durmak gerekmektedir.
1299–1453
yılları
Osmanlı
Devleti’nin
kuruluş
dönemi olarak bilinir. Bir Moğol Devleti olan ve bugünkü
İran’da kurulmuş bulunan İlhanlı Devleti ise 1250’li yıllarda
kurulmuş ve XIV. yüzyılın ikinci yarısının başlarına kadar
varlığını sürdürmüştür. Orta Asya’dan Orta Doğu’ya gelen
Moğollar 1220-1225 yıllarında önce Küçük Asya’ya yani
Anadolu’ya gelmişler, sonra bugünkü İran’a yönelerek
orada İlhanlı devletini kurmuşlardır . İlhanlı Devleti,
Altınordulular’ın 1257 – 1258 yıllarında bu toprakları istila
etmelerine kadar devam etmiştir. Ama bir süre daha
Moğolların egemenliğinin
anlaşılmaktadır.
Çünkü
bu topraklarda devam ettiği
Altınordu
devleti
de
yörede
Moğolların egemen olduğu bir dönemde kurulmuştur ve
kurucuları Türkler ve Moğollardır. İlhan, bir Moğol devleti
olmakla beraber, devlette Fars ve Arap kültürlerinin hakim
olduğu anlaşılmaktadır. İşte bu Moğol devletinin Anadolu
ile ilişkilerinin olduğu ve Anadolu’da varlığını sürdüren
722
birçok beylikten vergi aldığı da bilinmektedir. Çoğu Türk
kökenli olan bu beyliklerde birisi de Osmanlılar’dır381.
Türk boylarından birisi olan Kayı Aşireti Eskişehir,
Söğüt olaylarındadır. Ertuğrul’un oğlu Osman Gazi (12581327), 1299 yılından, 1324 yılına kadar beyliğin başındadır.
Bir uç beyliği olarak bilinmektedir. Çünkü batıda Bizans ile
komşudur. Bir uç beyliğinin misyonu gereği, batı sınırlarını
koruması ve gerektiğinde batıya
doğaldır.
doğru
genişlemesi
Bu nedenle de Doğuda kendisine bir tehlikenin
yönelmemesi gerekir. Bunun için de Doğuda
en güçlü
devlet olan ve Anadolu’daki öteki beyliklerin vergi ödedikleri
İlhanlılara vergi vermeleri,
İlhanlılar ile iyi ilişkiler içinde
olmaları gerekmiştir.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi adlı eserinin
I. cildinde382
bu siyasi ve mali ilişkiyi şu şekilde
anlatmaktadır; Osman Gazi’nin İlhanlıların Anadolu’da
genel valisi olup, Anadolu’daki beyliklerin İlhanlılar ile
ilişkisini
kurmakla
görevli
Emir
Çoban’a
karşı
bir
yakınlaşma jesti olarak oğullarından birisine Çoban adını
koyduğunu belirtir. Yine Uzunçarşılı, Osman beyden sonra
devletin başına geçen Orhan Gazi’nin İlhanlıların Anadolu
Umumi valisi Şeyh Hasan ve onun vekili Eratna ile dostça
Meydan Larousse 6. cilt, 1971.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, İstanbul: Cilt: 1, 1975, s.
111 vd.
381
382
723
münasebetlerinin
dayanarak
olduğunu
belirtmektedir.
İbn-i
Aynı
Kemal383
tarihte
tarihine
Anadolu’da
Selçukluların olduğunu unutmamak gerekir.
Halil İnalcık, editörlüğünü Hasan Celal Güzel’in
yaptığı Genel Türk Tarihi384 adlı eserde yazdığı Osmanlı
Devleti’nin Kuruluşu adlı araştırmasında devletin durucusu
olan Osman beyin İlhanlılar ile siyasi bağıntısını şöyle
açıklamaktadır: Demek ki Osman için o zaman şöyle bir
hiyerarşi
mevcuttu.
Osman,
Kastamonu
Emiri’ne
(Çobanoğulları), o da Selçuklu Sultanı’na, Sultan’da İran’daki
İlhan’a bağımlı idi. Siyasi otorite bu bağımlılık zinciri içinde
meşruluk kazanırdı… Bu açıklamalar Osmanlı uc beyliğinin
İlhanlılar ile siyasi bir bağ içinde olduğunu dolayısı ile mali
bir bağımlılığın olabileceğini göstermektedir.
H.
İnalcık’ın
arasındaki
siyasi
belirttiği
bağı
Osmanlılar
kuran
ile
İlhanlılar
Kastamonu’daki
Emir
Çobanoğlu Emir Temürtaş’ın öldürülmesinden sonra siyasi
bağı Eratnalılar’ın (1327-1381) sağladığı anlaşılmaktadır.
Dr.
Kemal
Göde,
Eratnalılar385
adlı
eserinde
şunları
yazmaktadır: Hamdullah Kazvini 1336 yılında Anadolu’nun
İlhanlılara ödediği verginin miktarını 3.300.000 Dinar olarak
kaydetmiş ve şehirlere göre dağılımını da vermiştir. Bu
kayıtlar hem Eratnalılar’ın mezkur tarihte
ekonomik ve
İbn-i Kemal Tarihi, Nuruosmaniye Kütüphanesi, Varak: 47.
Halil İnalcık, Genel Türk Tarihi, İstanbul: Cilt V, 1997, s. 465-502.
385 Kemal Göde, Eratnalılar 1327- 1381, Ankara: Türk Tarih Kurumu
Yayını VII. dizi, 1994, s.33-153.
383
384
724
siyasi
yönden
İlhanlılar’a
bağlı
olduğunu,
hem
de
Anadolu’nun iktisadi durumunu göstermesi bakımından
önem taşır.
Bu ilişkiler de Osmanlı’nın İlhanlılar ile mali
bağımlılığını göstermektedir.
Yılmaz Öztuna, Başlangıcından Zamanımıza Kadar
Büyük Türkiye Tarihi386 adlı eserinde Osmanlıların ilk
döneminde İlhanlılar ile ilişkisini şöyle ortaya koymaktadır:
Orhan bey de babası gibi İlhanlılar ve onların Anadolu’daki
umumi valileri, Büyük Şeyh Hasan ve Eratna Beyleri ile iyi
geçinmiş,
sembolik
olan
vergisini
göndermekte
kusur
etmemiş, hutbeyi şüphesiz Abbasi Halifesi ile İlhanlı’nın
adına okutmuştur. Bu durum da mali bir bağımlılığın
varlığını ortaya koymaktadır.
Bu noktada artık İlhanlılar’da devlet muhasebesinin
önemini arttıran iktisadi ve mali durumuna değinebiliriz.
Ahmet Zeki Velidi Togan’ın, 1931 yılında Türk Hukuk
ve
İktisat Tarihi Mecmuası’nda
Moğollar
Devrinde
Anadolu’nun
(I. Yıl, 1931) yayınlanan
İktisadi
Vaziyeti
adlı
araştırmasında İlhanlılar dönemi ile ilgili hem İlhanlılar’a ve
hem de Anadolu’ya ait önemli bilgiler vardır387.
Bu araştırmada belirtildiğine göre, bir Moğol devleti
olan İlhanlılar’da altın ve gümüş para kullanılmaktadır.
Yılmaz Öztuna, Başlangıcından Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye
Tarihi, İstanbul: Cilt II, 1977, s. 258 vd.
387 Z.V. Togan, Moğollar Devrinde Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti, Türk
Hukuk ve İktisat Tarihi Mecmuası, I. Yıl, 1931, Ankara.
386
725
Para birimi Dinar’dır. Altı Dirhem bir Dinar’dır. Dinar gümüş
için
kullanılmaktadır.
Altın
para
için
ise
Miskal
kullanılmaktadır. Bir Mİskal altın, dört gümüş Dinar’dir.
Büyük tutardaki
birimi
olarak
paraların hesabı için ise Tümen para
kullanılmakta
olup,
10.000
Dinar
bir
Tümen’dir. Bu para birimleri İlhanlı Devleti’nin en görkemli
dönemini yaşadığı Gazan Han (1295-1304) dönemine aittir.
Sözü edilen araştırmadan öğreniyoruz ki tarihi bulgulara
göre 1294 yılında İlhanlı Devleti’nde
kağıt para da
kullanılmaktadır.
A. Z. V. Togan, İlhanlı Devleti’nde yaşayan Moğol ve
Uygur (Uygurlar Türk asıllıdırlar) sermayedarlarının havale
ve berata dayalı borç para verdiklerini ve yüksek olmayan
faiz aldıklarını açıklamaktadır. Togan, Moğol egemenliğinin
İran
ve
Anadolu’nun
iktisaden
yükselmesine
neden
olduğunu şu şekilde anlatmaktadır: Moğollardan önce İran
ve Anadolu’da iktisadi anarşi hakimdi. Her yerin ayrı parası
ve
ayrı
vergi
sistemleri
vardı.
Mali
buhran
giderek
genişliyordu. Moğollar, ticaretin gelişmesine engel olan
farklılıkları ortadan
usulü, her yerde
kaldırarak bir para sistemi,
bu
bir vergi
aynı mali sistemi ve aynı ticaret
kanunlarını egemen kıldılar… Bu gelişmeler, doğu ülkeleri ile
Bizans ve Avrupa ülkeleri arasındaki iktisadi ilişkilerin ve
ticaretin giderek artmasına yol açtı. Heyd’in tespitine göre
ticaretin gelişmesine gümrük vergilerinin düşük olması da
etki de bulunuyordu.
726
Ceneviz’liler Tebriz’de 1304 yılında
ticari konsolosluk dahi açmışlardı. Aynı dönemde Mısır’da
Memluklular da Avrupa ile ticari ilişkilerini geliştiriyorlardı.
Bu rekabet nedeni ile İlhanlılar, Avrupa’da Sicilya, Fransa ve
İngiliz
krallarına
gönderdikleri
özel
heyetlerle
ticaretin
gelişmesini sağlamaya çalışmışlardır… Barthold, İran ile
Avrupa
ülkeleri
sonucunda
arasındaki
bugün
veresiye
ticari
ilişkilerin
satışlarda
gelişmesi
kullanılan
çek
sözcüğünün İran’dan Avrupa’ya geçtiğini belirtmektedir.
A. Z. V. Togan, İlhanlılar döneminde Moğolların
Anadolu’daki egemenlik sınırlarını Zonguldak, Eskişehir,
Afyonkarahisar ve Mersin hattı üzerinde gösterir ki, bu sınır
Osmanlı uç beyliğini içine alan sınır olmaktadır.
Osmanlıların
doğudaki
egemen
uluslara
mali
bağımlılığının ortadan kalkma tarihini ortaya koymak için
de aşağıdaki siyasi gelişmelerle ilgili bilgileri vermek gereği
vardır.
Osmanlılar’ın Anadolu’ya dönmeleri ve Doğu ile
ilgilenmeleri 1387 yılında I. Murat’ın Anadolu’ya dönüp,
önce Kastamonu, daha sonra Karaman’ı alması ile başlar.
Bu tarihte de İlhanlı Devleti ortadan kalkmış ve İlhanlıların
bulunduğu toprakları, önce Altınordu devleti, sonra da bir
başka Türk komutanı olan Timur nüfusu altına almıştı.
Dolayısı ile Osmanlılar’ın Doğuda bir devlete vergi vermeleri
ve bir devlet ile mali ilişkiler içinde olmaları bu tarihlerden
itibaren söz konusu değildir. Ama, İlhanlılar’dan aldıkları
727
hem mali sistemlerini ve hem de muhasebe sistemlerini
o
zamana kadar belirli düzeyde geliştirmiş oldukları da bir
gerçektir.
Yukarıda
çeşitli
kaynaklara
dayanılarak
yapılan
açıklamalara göre, Osmanlılar’ın İlhanlılar ile olan mali
bağımlılığının
arasında
ve
vergi
vermelerinin
1300–1360
yılları
olduğu ve 50–60 yıllık bir süreyi içerdiği
anlaşılmaktadır.
Bu durumu, Örnek-1’de yer alan ve 1350’li yıllara ait
İlhanlı defter kayıtlarından alınmış olan örnekte de görmek
olanağı vardır. Örnek-1’deki muhasebe kaydının uç iller
bölümünde belirtilen Orhan Gazi, Umurbey Gerede, Bolu,
yukarda
sözü
edilen
50-60
yıllık
dönemde
Osmanlı
Devleti’nin egemenliği altında bulunan topraklardır. Bu
belgede,
Osmanlı’nın
coğrafyadan
hakim
İlhanlılar’a
olduğu
vergi
Anadolu’daki
ödendiği
açıkça
görülmektedir.
41. Osmanlı İmparatorluğu Devlet Teşkilatı ve
Mali Yönetimi: Genel Bakış
Osmanlı Devleti’nin kuruluş dönemi olarak belirtilen 1299–
1453
yılları
oluşturulmuş
arasında
olması
bir
ve
çok
bu
devlet
arada
kurumunun
mali
yönetimin
esaslarının belirlenmiş bulunması söz konusudur. Devletin
mali
728
yönetimi
oluşturulurken
muhasebe
düzeninin
uygulamaya konulması da kuşkusuz söz konusu olur.
İlhanlılardan
konulması
alınan
sürecini
muhasebe
düzeninin
tamamlayabilmek
uygulamaya
için
kuruluş
döneminde Osmanlı devlet teşkilatını ve mali yönetimi
kısaca gözden geçirmek uygun olacaktır.
İ.
H.
Uzunçarşılı,
Osmanlı
beyliğinin
ilk
devlet
teşkilatını Anadolu Selçukluları ile İlhanlılar’dan aldığını
belirtmektedir. Tarihçilerin genellikle belirttiklerine göre
beyliğin merkezi teşkilatında en önemli organı Divan idi.
Hem Abbasiler’de ve hem de İlhanlılar’da devletin üst
kademe
örgütlenmesinde
divan
vardır.
Divan’a
devlet
başkanı olarak hükümdarın veya onun vezirinin (bakan)
başkanlık
yaptığı
anlaşılmaktadır.
Osmanlı
beyliğinde
vezirler İlhanlılar da olduğu gibi ilmiye sınıfındandır.
Osman Gazi zamanından sonra, elde edilen yerler oraları
zaptetmiş olan beylere verilmişti. Daha sonraları da buraları
Sancak
haline
getirilmiş
ve
başlarına
bölgesel
örgütlenmenin de kendisine bağlı olacağı
mali
Kadı tayin
olunmuştur388.
XIV.
yüzyıl
bakımından
İran,
boyunca
devlet
düzeni
ve
kültür
Suriye, Kahire’nin Anadolu’dan üstün
olduğu anlaşılmaktadır. Osmanlıların İstanbul’u fethinden
sonra üstünlüğün yavaş yavaş Osmanlılara geçtiği ve bilge
kişilerin
Osmanlı devleti yerleşim yerlerine geldikleri
388 İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi Cilt l, İstanbul, 1975, s.
126-127.
729
bilinmektedir.
Bu
teşkilatlanmasında
nedenle
İlhanlılar’dan
Osmanlı
ve
Arap
beyliğinin
ülkelerinden
yararlanılması doğaldır.
Osmanlı divanının yönetimi XIV. yüzyılın ilk yarısı
boyunca İlhanlılar’dan örnek alınarak oluşturulmuş ve
yönetilmiştir389. Divan başlangıçta, her gün sabahtan
hükümdarın başkanlığında toplanırdı. Bu toplantılarda,
Vezir-i Azam
(Başbakan) ve diğer vezirlerden (bakanlar)
başka kazasker, defterdar, nişancı gibi devletin üst kademe
yöneticileri de katılırdı. Vezir-i Azam, askeri işlere, kazasker
hukuki işlere, defterdar mali işlere bakarlardı. Nişancı ise,
divan kaleminin şefi olarak, arazi işleri, has, zeamet, timar
gibi
işler onun tarafından yerine getirilirdi. Osmanlı
devletinin kuruluş döneminde divana hükümdar başkanlık
yapmıştır.
Fatih
Sultan
Mehmed’den
sonra
Divan’ın
başkanlığını Vezir-i Azam, daha sonraki adı ile Sadrazam
(başbakan) üstlenmiştir. Muhasebenin bağlı olduğu vezir
(bakan) de bu divanın üyesi idi.
Osmanlı devletinin gelir ve giderlerinin yürütüldüğü
muhasebe düzenlerinin, devlet teşkilatının oluştuğu
XIV.
yüzyılın büyük bölümü boyunca, hem devlet teşkilatının
ve hem de onlara
vergi ödenmesi dolayısı ile
düzenlerinin de İlhanlılar’dan alınması doğaldır.
389
Uzunçarşılı, a.g.e., s.501.
730
muhasebe
Bu ilişkilerde Türk ve Fars kültürü ile yetişmiş bilge
kişilerin aracılık yaptıkları ve İlhanlı muhasebesinde çalışan
muhasebecilerin
kalkmasından
özellikle
sonra
İlhanlı
Anadolu’ya
Devleti’nin
ortadan
geçerek
Osmanlı
muhasebesinde çalışmaya başladıklarını da kabul etmek
gerekmektedir.
42. Merdiven Yönteminin Osmanlılar Tarafından
Geliştirilmesi
Bugün
Türkiye
Cumhuriyeti
Başbakanlık
Osmanlı
Arşivinde 95 milyon muhasebe dokümanı ve 360.000
dolayında merdiven yöntemi ile tutulmuş devlet muhasebesi
defterleri vardır. Osmanlı Devleti’nin yukarda belirtilen
kuruluş
döneminde,
yani
1299-1453
yılları
arasında
incelenerek değerlendirilebilecek yeterli niteliklere sahip
muhasebe defteri yoktur390. Bunun nedeni, 1453 yılına
kadar Osmanlı başkentlerinin sürekli değişmesi dolayısı ile
ortaya çıkan göç olgusu nedeniyle devletin muhasebe
dokümanlarının kaybolmuş olmasıdır.
İlk kayıt örnekleri,
İstanbul’un alınmasından sonra XV. yüzyılın ikinci yarısına
aittir. Osmanlılar’ın merdiven yöntemini geliştirmeleri de bu
yüzyılda başlamıştır. XVI. yüzyıldan itibaren ise,
mali
düzeninin
eksikleri
giderilmiş,
idari
devletin
yapısı
390 Bu kitabın ikinci bölümünde Osmanlı imparatorluğu’nun kuruluş
dönemi anlatılırken yer verilen örnek nadir bir örnek olarak tespit
edilmiştir.
731
sağlamlaştırılmış ve bu gelişmelere uygun olarak merkezde
ve eyaletlerdeki muhasebe düzeni uyumlu bir şekilde
çalışacak biçimde örgütlenmiştir.
Merdiven
Yöntemi’nin
gelişme
durumunu
ortaya
koyabilmek için de sözü edilen yüzyıla ait bir örnek ele
alınmıştır.
Örnek-2’de,
muhasebedeki
bir
durulmuştur. Bu
1587-1588
kayıt
örneği
yıllarına
üzerinde
ait
aşağıda
örnek bir tahakkuk maddesidir. Cizye
vergisine aittir. Müslüman olmayan halklardan alınan bu
verginin yıl başında tahakkuk ettirilmesi ve yıl boyunca üç
ayda bir olmak üzere tahsil edilmesi gerekiyordu. Bu örnek,
Örnek-3’de
yer
alan
Abbasiler’e
ait
774-786
yılları
arasındaki bir yılın gelirleri ile ilgili merdiven yöntemi ile
tutulmuş kayıt örneğinden yaklaşık sekiz yüz yıl sonraya ait
olup,
yöntemin
gelişmesini,
Abbasiler’den
alınan,
İlhanlılar’dan alınan ve Osmanlılar’dan alınan örnekler
karşılaştırılarak aşağıdaki gibi ortaya koymak olanağı
vardır.
- Siyakat yazısı: Abbasilere ait olan örnekte siyakat
yazısı
kullanılmamıştır.
Bu
örnek
Arap
harfleri
ile
yazılmıştır. Örnek olmasa dahi Arapça siyakat yazısının
olduğu
bilinmektedir.
Ama
İlhanlılar’da
devlet
muhasebesinde siyakat yazısının kullanımı bir kural haline
gelmiştir. Bunu muhasebe kitabının adının dahi Kitab-us
Siyakat,
732
yani
siyakat
kitabı
olmasından
anlamak
mümkündür.
yazılmış
dört
İlhanlılar’da
muhasebe
1309-1363
öğreti
yılları
kitabında
da
arasında
siyakat
yazısının kullanılmış olduğunu belirtmek gerekmektedir.
Osmanlılar’da da devlet muhasebesinde siyakat yazısının
kullanılması genel kural olarak benimsenmiştir.
- Maddelerin birbirinden ayrımı: Her üç ülke
uygulamasında da, değişmeyen bir uygulama, muhasebe
kayıt maddelerinin birbirlerinden ayrılmasını sağlamak
üzere maddedeki ilk sözcüğün son harfi (harfleri)’nin
sonunun soldan sağa doğru uzatılmasıdır. Bu uzantı
üzerine İlhanlılar ve Osmanlılar açıklamalar yazmışlardır.
İlhanlılar, muhasebe maddesinin genel anlamına bir kelime
ile bu çizgi üzerinde yer verirlerken, Osmanlılar bu konuda
daha serbest olmuşlar, ele alınan örnekte olduğu gibi kaydı
yapan
muhasebecinin
adına
bu
çizgi
üzerinde
yer
vermişlerdir. Ama günlük defter ve büyük defter arasındaki
ilişkileri kurabilmek için madde sıra numaraları gibi
bilgileri buraya yazdıkları da görülmektedir.
- Ana tutar ve ayrıntılarının alt alta yazılması:
Ana tutara başlangıçta yer vermek, o tutarı oluşturan
tutarları alt alta yazmak merdiven yönteminin bir başka
genel kuralı olarak benimsenmiştir. Bunun istisnası çok
azdır.
İstisnalar
yararlanarak
Osmanlı’nın
değişik
merdiven
anlamda
yönteminden
muhasebe
kaydı
yapmalarında kendini göstermiştir. Örneğin Örnek-2’de yer
733
alan örnek, bir tahakkuk maddesi ile ilgilidir. Bu tahakkuk
maddesi bir Osmanlı eyaletinden alınacak olan Cizye
vergisinin
yıl
başında
kaynaklanmaktadır.
belirlenmesi
Yıl
gereksemesinden
başında
alınacak
vergi
belirlenmekte ve yıl içinde o verginin taksitler halinde tahsili
sağlanmaktadır. Bu örnekte işin gereği olarak önceki
dönemden kalan vergi yükümlüleri ortaya konulmakta,
sonra ona önceki dönemin sonundaki tespitlerle yapılacak
eklemeler belirlenmektedir. En sonra da her ikisinin
toplamı yapılarak tahakkuk maddesi tamamlanmaktadır.
Ama merdiven anlayışı bozulmamaktadır.
- Verilen
bilgilerdeki
benzerlik:
Her
üç
ülke
uygulamasında da kaydın ait olduğu yıl, kaydın hangi gelir
ya da gider ile ilgili olduğu, gerektiğinde miktara (malca) yer
verildiği, kolay izlenmeyi sağlamak üzere tutarların ülkede
kabul edilen
toplu para ifadesi ile ortaya konulmasına
dikkat edildiği (Abbasiler’de Dinar ve Dirhem, İlhanlılar’da
Dinar
ve
Tümen,
gözlenmektedir.
muhasebesinde
Osmanlılar’da
Bunun
devlet
bir
gelir
Akçe
nedeni
ve
ve
Guruş)
de,
devlet
giderlerinin
izlemeyi
güçleştirecek biçimde yüksek tutarlarda olmasıdır.
- Defterlerde
uygulanmasında
benzerlik:
çeşitli
defterler
Merdiven
yönteminin
vardır.
Abbasiler’de
örnekleri mevcut olmamakla beraber bölgelerin gelir ve
giderlerine ait defterler vardır. Örnek-3’de devletin tüm
734
gelirlerini ortaya koyan belge, bölgelere ait olarak ayrı ayrı
tutulan defterlerden derlenen bilgilerden yararlanılarak
hazırlanmıştır.
İlhanlılar’daki
uygulama,
merdiven
yönteminin defter sisteminin oluşturulma dönemi olmuştur.
Sistemin defter düzeni ile ilgili az da olsa bu genel
değerlendirme
bölümünde
bilgi
verilmiştir.
Ancak
İlhanlılar’da gelişmiş bir defter çeşitlemesinin olduğunu
belirtmek
gerekmektedir.
Osmanlı
uygulamasında,
İmparatorluğun sınırları genişleyip, gelir ve gider türleri ve
yerleri artış gösterdiği için günlük defter ve büyük defter
tutulması kural olmuştur. Osmanlı’da günlük defter her
zaman vardır. Adı da günlük defterdir. Ama büyük defter
adı kullanılmamaktadır. Örnek-2’de verilen örnek bir büyük
defter
hesabıdır.
Cizye
vergisi
Müslüman
olmayan
halklardan alınan bir vergidir ve İmparatorluğun bir çok
yerinden alınmaktadır. Örnek Manastır Eyaletinden 15871588 yılları vergisinin tahakkuk maddesi ile ilgilidir. Bu
tahakkuk maddesi her eyalet için yapılır. Bu büyük defter
hesapları biçimindedir. Eyaletlerin toplamı ise, büyük
defterdeki hesapların toplamından oluşur ve cizye vergisi ile
ilgili genel hesabı gösterir. Bu hesap yıl başında, o yıl tahsil
Bir başka ifadeyle örnek, cizye vergisi tahakkuku ile ilgili
büyük defterin bir hesabıdır. Doğal olarak gerçekleşmelerle
ilgili bir başka cizye vergisi büyük defteri vardır. Tahakkuk
büyük defterleri ile devletin bütçesi ortaya konulmaktadır.
XVI. yüzyılın başından itibaren devletin bütçesi olmuştur.
735
Ama bu uygulamaya Osmanlı bütçe adını koymamıştır.
Tahakkuk demekle yetinmiştir.
- Yöntemin adı: Yöntemin adı sadece İlhanlılar’ın
muhasebe öğreti kitaplarında yer almaktadır. Abbasiler’de
yöntemin adı henüz konulmamıştır. Osmanlılar’da da
muhasebe yöntemi demekle yetinilmiştir. Osmanlılar’da
muhasebe öğreti kitabı yoktur. Usta – çırak ilişkisi ile eğitim
yapılmaktadır. Bu durumun, yöntemin adının Osmanlı’da
kullanılmamasına neden olması ihtimali vardır.
- Muhasebenin örgütlenmesi: Devlet muhasebenin
örgütlenmesi,
genel
olarak
üç
ülkede
de
birbirini
benzemektedir. Çünkü siyasi yapı ve mali yapı açısından
hükümranlıkları birbirini izleyen bu üç ülke birbirlerini
etkilemişlerdir. Her ülkede de Divan (bakanlar kurulu)
vardır ve mali örgütlenme ve dolayısı ile muhasebe örgütü
bir vezir (bakan) ile bu divanda temsil edilmektedir.
Muhasebenin örgütlenmesi ise hem ülkeden ülkeye farklı
olmuştur, hem de Osmanlı İmparatorluğu (1299-1922) gibi
uzun ömürlü bir devlette gereksemeye göre zaman içinde
farklılıklar ortaya çıkmıştır. Osmanlı’da
İmparatorluğun
bölgelere ayrılması ve her bölgenin muhasebesinin bir
defterdar, yani mali sorumlu tarafından yürütülmesi ilkesi
benimsenmiştir. Gereksemeye göre bu defterdarların sayısı
kimi zaman dörde kadar çıkmıştır. Ama her zaman bir
736
başdefterdar, yani Maliye Bakanı olmuş ve o da Bakanlar
Kurulunda görev almıştır.
- Yöntemden
merdiven
yararlanma
yönteminden,
amaçlarla
özellikle
yararlanılmıştır.
konuları:
XIX.
Osmanlı’da
yüzyılda
Örneğin
çeşitli
Osmanlı’nın
sanayileşme çabalarının olduğu 1840-1850 yılları arasında
yatırım
projelerinin
düzenlenmesinde
bu
yöntemden
yararlanıldığı görülmektedir. XVI. ve XVII. yüzyıllarda
önemli
yapıların
inşaatında
maliyet
muhasebesi
uygulamaları olduğu, XIX. yüzyılın ikinci yarısında sanayi
kuruluşlarında
maliyet
muhasebesi
uygulamalarında
merdiven yönteminden yararlanıldığı bilinmektedir.
43. Günümüz Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlke
ve
Kuralları
İle
Bir
Kıyaslama:
Merdiven
Yöntemi
Bu başlık altında günümüzde muhasebe alanında genel
kabul görmüş ilke ve kavramlar ile bunların merdiven
yönteminde yer alıp almadığı üzerinde durularak bir
kıyaslama yapılacaktır. Bundan amaç merdiven muhasebe
kayıt usulünün gelişmişlik ve yeterliliğinin ortaya konması
adına zemin oluşturabilmektir.
Bilindiği üzere Dünya üzerinde kullanım imkânı
bulmuş iki temel muhasebe kayıt usulü kabul görmektedir.
737
Bunlardan biri “Tek Taraflı Muhasebe Kayıt Usulü” ve “Çift
Taraflı Muhasebe Kayıt Usulü”dür.
Her
iki
yöntemde
günümüz
muhasebe
ilke
ve
kurallarına uygunluk söz konusudur. Tek taraflı muhasebe
kayıt usulünde sadece gelirin veya sadece giderin yazılması
esas olmuştur. Örneğin günümüzde; işletme hesabı defteri
tutan
işletmelerde
veya
apartman
gelir-giderlerinin
izlenmesi amacıyla tutulan yine işletme hesabı defterlerinde
bu uygulamaya görmek mümkündür. Oysa ki çift taraflı
muhasebe kayıt usulünde
bunlardan
birinin
en az iki hesabın çalıştığı ve
borçlanması
durumunda
diğerinin
alacaklanması temeline dayanan ve her koşulda en az bir
aktif hesabın borçlandığı ve karşılığında bir pasif hesabın
alacaklandığı veya düzenleyici bir hesabın alacaklandığı
veya gelir tablosundan bir gelir hesabının alacaklandığı bir
işlemdir391.
Merdiven muhasebe kayıt usulü incelendiğinde ise
yukarıda anılan ve teknik özellikleri verilen iki muhasebe
kayıt usulünden de farklı olduğu görülmektedir. Merdiven
muhasebe kayıt usulünü yukarıda anılan yöntemlerden
ayıran başlıca nedenleri şu şekilde sıralamak mümkündür.
Bu yöntem her şeyden önce tutulan defterleri itibariyle bile
faklılığını ortaya koymaktadır. Örneğin; merdiven muhasebe
391
Ulrich Döring ve Rainer Buchholz, Buchhaltung und
Jahresabschluss, 9. Baskı, Berlin: Erich Schmidt Verlag, 2005, s. 2425.
738
kayıt usulünde yapılan incelemeler sonucu görülmüştür ki
sadece varidat (gelir) ve sadece masarifat (gider) kayıtlarının
tutulduğu defterler olduğu gibi her ikisinin birlikte de
tutulduğu defterler (varidat ve masarifat defterleri) vardır.
Hatta varidat ve masariffatın birlikte tutulduğu defterler
bile şekilsel anlamda kendi içlerinde ikiye ayrılmaktadır.
Şöyleki; bazı defterler de varidatlar (gelirler) sıralandıktan
sonra, masarifatlar (giderler) sıralanmakta ve defterin
sonunda cem’an bir başka ifade ile yekün (toplam) alınarak
genel sonuç ortaya konmaktadır392. Bir türü de önce
varidatın
(gelirin)
ardından
da
o
varidattan
yapılan
harcamayı yani masarifatın (giderin) hemen ardına yapıldığı
defterler393 vardır.
Bu açıdan olaya bakıldığında Merdiven muhasebe
kayıt yöntemi bizce başlı başına bir kayıt usulüdür ve adeta
günümüz muhasebe kayıt teknikleri olan tek taraflı ve çift
taraflı muhasebe kayıt usullerinin temellerini bünyesinde
barındıran bir yapıdadır. Her iki yöntemin de barındırdığı
özellikleri merdiven muhasebe kayıt yönteminde görmeniz
mümkündür. Nitekim merdiven muhasebe kayıt yönteminin
ilk izlerine Abbasiler Devleti’nin döneminde rastlanıldığı da
bu çalışmada daha önce belirtilmiş ve o döneme ilişkin
muhasebe kayıt örneği ile de ispatlanmıştır. Bu halde
T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil Kepeci tasnifi
defter no. 1920 ve 1973’de olduğu gibi. Bu örnekler çoğaltılabilinir.
393 T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil Kepeci tasnifi
defter no. 1721 ve 1722’de olduğu gibi. Bu örnekler çoğaltılabilinir.
392
739
merdiven muhasebe kayıt usulünün tek tafralı ve çift taraflı
muhasebe kayıt usullerinin oluşumunda etkili olduğunu
söylemek çok da yanlış olmayacaktır.
Tüm bu bilgiler ışığında günümüz genel kabul
görmüş muhasebe ilke ve kuralları ile merdiven muhasebe
kayıt
usulünün
araştırmalar
uygulanması
neticesinde
esnasında
ulaştığımız
yaptığımız
sonuçlar
ile
bir
kıyaslama yapmanın önemi daha da artmıştır. Aşağıda yer
alan Tablo-1’de bu kıyaslama yer almaktadır.
740
Tablo-1: Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkleri ve Merdiven Muhasebe Kayıt Usulü
Kıyaslaması.
Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri
Sosyal Sorumluluk Kavramı (The Concept
of Social Responsibility): Bu kavram (ilke)
işletmenin yürüttüğü işlerde yalnızca kendi ve
çevresinin çıkarlarını değil tüm toplumun
menfaatini önde tutması gerektiğini ifade
etmektedir. İşletmeler edimlerinde toplumun
çıkarlarını gözetmelidir.
Kişilik Kavramı (The Concept of Business
Entity): Bu kavram, işletmenin, sahip veya
ortaklarından ayrı bir kişiliği olduğunu ifade
eder. Biz buna “Hesapsal Kişilik” diyoruz. Bu
hesapsal
kişi
kendi
ad
ve
namına
borçlanabilen ve alacaklanabilen bir hakka
sahiptir.
Merdiven Muhasebe Kayıt Usulündeki Yeri
ve Yapısı
Merdiven muhasebe kayıt usulü devlet
işletmeleri için tutulduğundan yapılan iş ve
işlemlere ilişkin kayıtlar bu ilkenin temel
düşüncesi çerçevesinde yapıldığından hiçbir
şüphe yoktur. Çünkü söz konusu devlet ve
devletin varlıkları olduğunda gerek İslâm
dininin (Şer'i Hükümlerin etkisi) etkisi ve
gereksede o dönemlere ilişkin gelenek ve
görenekler konuya olan yaklaşımları daha da
hassaslaştırmakta idi.
Daha öncede vurgulandığı üzere merdiven
muhasebe kayıt usulü devlet tarafından
kullanılan bir muhasebe usulü olduğundan
adı geçen Kişilik Kavramı'nın tam karşılığı
bulunamamıştır.
741
Süreklilik Kavramı (The Concept of
Continuity): İşletmenin ömrünün sonsuz
olduğu
temel
yargısına
dayanan
bir
kavramdır.
Ancak
yinede
bazı
yasal
sebeplerden
dolayı
işletme
ana
sözleşmelerinde işletmenin ömrü 49 veya 99
yıl gibi belirtilir. Ancak hiç kimse işletmesini
belli bir süre sonra kapatmak için kurmaz.
Bu yasal bir gereklilikten öte bir şey değildir.
Süreklilik Kavramı içerik olarak merdiven
muhasebe kayıt usulünün de barındırdığı bir
gerekliliktir. Çünkü hiçbir devlet belli bir süre
sonra yok olmak için faaliyetlerini sürdürmez,
üstelik Osmanlı İmparatorluğu gibi Dünya
imparatorluğuna dönüşmüş bir devlet için bu
kesinlikle varolan bir esastır.
Dönemsellik Kavramı (The Concept of
Periodicity): İşletmenin sonsuz olarak kabul
edilen ömrü bir takım edimlerini yerine
getirebilmek amacıyla –ki bunlar varsa
ortaklarına kâr dağıtmak, devlete vergisini
ödemek gibi- genelde bir takvim yılı olarak
kabul edilen sürelerle bölümlenmiştir. Bu
kavram bunu ifade eder.
Bu yöntem devlet muhasebeinde kullanıldığı
için Dönemsellik kavramı burada bir takım
yükümlülükleri yerine getirmek amacı dışında
bütçelerin oluşturulması, varidatın (gelirin)
önceden
tahakkuku
ve
gerçekleşmesi
arasındaki farkın izlenmesi nedenlerinin
ortaya konması gibi amaçlarla kullanılmıştır.
İş ve işlemelre ilişkin yıl esas almak ve
kayıtları ya yıl esasına göre veya inşaat
işlerinde olduğu gibi iş tamamlanana kadar
kayıt tutmak şeklinde olduğu görülmektedir.
742
Para İle Ölçülme Kavramı (The Concept of
Money
Measuring
Unit):
İşletmede
gerçekleşen tüm mali nitelikteki işlemler ortak
bir ölçü birimi olana para ile, o ülke için
belirlenmiş birimi ile muhasebeye yansıtılır.
Daha da açık ifade etmek gerekirse ülkemizde
muhasebe kayıtları “Yeni Türk Lirası”
cinsinden yapılacaktır.
Her ne kadar belli bir dönem muahsebe
kayıtlarında para dışı emtia cinsleri üzerinden
kayıt yapılmış olsa da temelde o ülke için
geçerli
para
cinsinden
kayıt
yapıldığı
görülmüştür. Bu Abbasiler'de, İlhanlılar'da ve
Osmnalılar'da da böyledir. Örneğin; Osmanlı
İmparatorluğu'nda kayıtlar akçe ve/veya
gurûş üzerinden tutulmuştur.
Maliyet Esası Kavramı (The Concept of
Principle):
İşletme
mal
ve
hizmet
edinmelerinde daima malı veya hizmeti
edinme maliyeti olan tutarı kullanacaktır.
Kayıtların maliyetler üzerinden yapılması
esastır.
Merdiven muhasebe kayıt usulünde de
yapılan mal alış kayıtlarının (özellikle saray
mutfak alışverişlerinin işlemlerinin yer aldığı
Matbaâ-ı Amire kayıtlarında) bu kavramı
doğrular nitelikte olduğu görülmektedir.
743
Tarafsızlık ve Belgelendirme Kavramı (The
Concept of Neutrality and Documentation):
İşletmede gerçekleşen her işlem belgeye dayalı
olarak yapılmalı belgesiz hiç bir kayıt
muhasebeye ve dolayısıyla da mali tablolara
yansıtılmamalıdır. Yine tüm işlemler herhangi
bir grup veya zümrenin (ortaklar, kreditörler
v.b. gibi) lehine veya çıkarına yarayacak
şekilde yapılmamalı, bu konuda tamamen
objektif olunmalı ve tarafsızlık muhafaza
edilmelidir.
744
Yapılan
araştırmalarda
Tarafsızlık
ve
Belgelendirme
kavramının
içeriği
doğrultusunda belge niteliğinde çok fazla
belirtiye rastlanmamakla beraber, kayıtların
yapılması esnasında kayıtları doğrulamak
amacıyla bir yetkilinin (Kadı, Vezir, bazen
Padişahın kendisi) tuğrasının kayıtların
yapıldığı defterlere
çekildiği ve bazende
kayıtların bir başka yetkilinin defterinden de
"kontrol edilerek alınmıştır" şeklinde bir
ifadeye yer verilerek doğruluğunun ve
geçerliliğinin
güvence
altına
alınmaya
çalışıldığı görülmüştür.
Tutarlılık Kavramı (The Concept of
Consistency): İşletmeler farklı dönemlerde
aynı muhasebe politikalarını izlemeye önem
vermeli ve imkanlar ölçüsünde buna uygun
davranmalıdır. Ancak yine de bir takım
sebeplerden ötürü bu mümkün olmadığında
bunu mali tablo dipnotlarında ilgili bilgi
kullanıcılarına duyurmalı ve ilgili dönemde
vergi
beyannamelerinde
de
devlete
değişikliklerini haber vermelidir.
Merdiven
muhasebe
kayıt
usulünde
muhasebe politiklarından ziyade kayıtların
içeriklerindeki bilgilendirmenin Abbasiler'den
son
kullanıcısı
olan
Osmanlı
İmparatorluğu'na kadar değişmeden ancak
biraz daha zenginleştirilerek geliştirildiği
görülmektedir. Örneğin; kayıtlarda bir sıra
numarası
verilmesi
(T.C.
Başbakanlık
Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil Kepeci
tasnifi, defter no. 2018 bunun güzel bir
örneğidir), tarihin yer alması, bir madde
açıklaması yapılması, alt hesap mantığı
doğrultusunda maddelerin detaylandırılması
ki yönteme adını veren uygulamanın bu
olduğu söylenmektedir, gibi.
745
Tam Açıklama Kavramı (The Concept of
Full and Fair Disclosure): İşletmeler
yayınladıkları
mali
tabloları
herkesin
anlayabileceği sadelikte, açıklıkta olmasına
özen göstermeli, bilgi kullanıcılarına gerekli
tüm açıklamaları yapmalıdır.
Merdiven
muhasebe
kayıt
usulünün
uygulama alanı devlet muhsaebesi olduğu
için bilgilerin üçüncü kişiler tarafından
anlaşılmasına çok önem verilmemiş hatta
muhasebe kayıtlarının yazıldığı siyâkat yazı
sisteminin sadece mali işlerle ilgilenenler
tarafından anlaşılabilmesi, okunması ve
yazılabilmesi,
muhasebe
kayıtlarından
kullanılan bu yazı sisteminin önemli devlet sır
ve politiklarının bir yerden başka bir yere
iletilmesi amacıyla da kullanıldığı yani bu yazı
sisteminin bilgiyi gizleyebilme amacıyla da
kullanıldığı bilinmektedir.
İhtiyatlılık Kavramı (The Concept of
Prudence): İşletme “basiretli bir tüccar” gibi
davranmalı yani olası gider ve zararlarını
dikkate alıp bunlar için karşılık ayırırken,
gerçekleşmemiş gelir ve kârları için ise
gerçekleşme dönemine kadar herhangi bir şey
yapmamalıdır.
Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nde devlet
bütçe
hazırlarken
9
aylık
gelir
gerçekleşmesine 3 aylık da tahmini gelir
beklentisini ekleyerek gelecek yıl için bütçe
oluşturduğunu
görmekteyiz.
Tahakkuk
esasına göre yapılan bu işlemlerde beklenen
gelirin
elde
edilememesi
durumunda
kayıpların telafi edilmeğe (özellikle Hazine-i
Amire'den) çalışıldığı görülmektedir.
746
Önemlilik Kavramı (The Concept of
Materiality):
İşletme
mali
tablolarını
yayınlarken gelecekte yapacağı herhangi
önemli bir projesi varsa bunu belirtmeli veya
tam aksine aleyhine sonuçlanabilecek önemli
bir tazminat davası veya nakit çıkışı
gerektirecek başka bir yükümlülüğü mevcut
ise bunu bilgi kullanıcılarına duyurmalıdır.
Çünkü
bu
tür
proje,
hak
ve/veya
yükümlülükler bilgi kullanıcılarının karar
vermelerinde önemli birer etkendir.
Özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nde olası
seferler için hazinede para tutulduğu
bilinmektedir.
Ancak
bunun
muhasebe
defterlerinde açıklanması pek görülen bir
uygulama değildir. Tabi o dönem itibariyle
mali tablo ve bunların dipnotları gibi
kavramlar henüz söz konusu değildir.
747
Özün Önceliği Kavramı (The Concept of
Substance Over Form): Ticaret hayatı
içerisinde sürekli bir devingenlik söz konusu
olduğundan bazen bir takım konuların
hukuki niteliği ile ekonomik özleri ters
düşebilir bu durumda esas alınması gereken
işlemin ekonomik özüdür. Örneğin çek
görüldüğünde ödenmesi gereken bir kıymetli
evrakken Türk ticaret hayatında çek, senet
gibi vadeli kullanılmaktadır. İşletmeler bu
şekilde yani vadeli bir çek ellerinde mevcut
olduğunda bunun yasal niteliğinden ziyade
ekonomik özünü esas almalı ve çeki
vadesinde tahsil etmelidir.
748
Bu
kavramın
Abbasiler'den
Osmanlı
İmparatorluğu'nun sonuna kadar çok geçerli
ve kullanılabilir olan bir kavram olduğu
söylenemez. Bu nedenle de Özün Önceliği
Kavramı çerçevesinde bir uygulama söz
konusu olmamıştır.
Yukarıda
yer
alan
Tablo-1.
incelendiğinde
de
görüleceği üzere günümüz modern muhasebe genel kabul
görmüş ilkeleri (kavramları) ile merdiven muhasebe kayıt
usulünün
uygulaması
birçok
noktada
benzerlik
göstermektedir. Bu veriler ışığında merdiven muhasebe
kayıt
usulünün
muhasebenin
kullanıldığı
temellerine
dönemlerde,
uygun
iş
ve
bugünkü
işlemler
gerçekleştirildiği bile söylenebilir.
Aşağıda yer alan Tablo-2.’de ise bu sefer günümüzde
kullanılan ve kanunlar ile uygulanması istenen birçok
kuralın tespit edilebilen geçmişi ile 1100 yıl kullanıldığı
bilinen
arasında
merdiven
bir
muhasebe
kıyaslama
kayıt
usulünün
yapılmıştır.
kuralları
Sonuçların
ciddi
benzerlikler gösterdiği dikkat çekicidir.
749
Tablo-2. Günümüz Muhasebe Kuralları İle Merdiven Muhasebe Kayıt Usulü Kuralları
Arasında Bir Kıyaslama
Günümüz Muhasebe Kuralları ve
Şekli Yapı Özelliklerinden Bazıları
Merdiven Muhasebe Kayıt Usulünde
Olup/Olmadığı ve Yapısı
Muhasebe kayıtlarının geciktirilmeden Var. Bu kural Osmanlı İmparatorluğu döneminde 15
10 gün içinde yapılması.
gün olarak uygulanmaktaydı.
Tutulması zorunlu defterlerin notere
tasdik ettirilmesi.
Var. Muhasebe defterleri Osmannlı İmparatorluğu
için söylenecek olunursa; Kadı, Defterdar, Vezir hatta
bazen Padişah tuğrası çekilerek onaylanırdı.
Defterlerin ruhsatlı Serbest
Muhasebeci, Serbest Muhasebeci Mali
Müşavirler tarafından tutulması.
Var. Defterler usta-şakirt eğitim biçimi içerisinde
mesleği öğrenmiş ve kendisine itimat edilen kişiler
tarafından tutulurdu.
750
Kayıtlarda yevmiye madde çizgisi.
Var. Bu özellik Abbasiler'den Osmanlı
İmparatorluğu'na kadar devam etmiş bir
uygulamadır. Genelde kaydın niteliğini belirten bir
kelime yevmiyenin başlangıcını oluşturur ve bu
kelimenin son harfi bir çizgi ile uzatıldıktan sonra
yazılırdı. Böylece kelime ile kelimenin sonharfi
arasında uzun bir çizgi yer alır ve kayıt bunun altına
yapılırdı.
Kayıtlarda tarih yazılması.
Var. Tarih yazılması yine Abbasilerden Osmanlı
İmparatorluğu'na kadar geçen tüm zaman
dilimlerinde görülmüş bir uygulamadır.
Kayıtlara ilişkin yevmiye maddesi
açıklaması.
Var. Söz konusu işleme ilişkin olarak yapılan
açıklamaların bazen yarım sayfa sürdüğü bile
görülmektedir. Abbasi ve İlhanlılar'da genelde
yevmiye çizgisinin üzerinde yapılan açıklamalrın
Osmanlı İmparatorluğu devrinde yevmiye çizgisinin
altında yapıldığı gözlenmektedir.
751
Alt hesap uygulaması.
Var. Yalnız burada alt hesaplar bilindik anlamda
değil, bir üzüm salkımının aşağıya doğru olan akışı
şeklinde yanyana veya çok uzunsa yanyana ve alt
alta şeklinde olmaktadır.
Borç tutarlarının sola, alacak
tutarlarının sağa yazılması.
Yok. Yanda ifade ediliği şekilde bir yapı söz konusu
değil. Gelirler de, giderler de aynı hizaya
yazılmaktadır.
752
Sayfa sonu toplamlarının alınması.
Kısmen. Bu uygulama bilindik bir şekilde olmaktan
öte, hesap yoğun kayıtlarda kaydı yapan kişinin
sağlama yapmak amacıyla çeşitli uygulamaları söz
konusudur. Bunlardan en yaygın görüleni toplam
hatası olup olmadığını denetlemek için gerçek
rakamların üst yanlarına rakamın yarısını yazmaktır.
böylece gerçek toplamın yarısını her gerçek rakamın
üst yanına yazarak yarısını almış olmakatdır. Başka
bir ifadeyle gerçek rakamlarının yarıları toplamı
gerçek toplamın yarısı oluyor ise işlem doğrudur.
Ayrıca yapılan birbaşka şeyde söz konusu işlemin
sonucunda işlemin doğruluğunu kanıtlar nitelikte bir
genel yekûn (toplam) çıkartarak bunu göstermektir.
Kayıtlarda hataların silinmeden,
kazılmadan sadece üzerinin kayıt
okunaklı kalmak kaydıyla çizilerek
düzeltilmesi.
Her muhasebe kaydına bir yevmiye
madde numarası verilmesi.
Var. Yanda belirtilen kural aynen uygulanmakta idi.
Var. Söz konusu uygulama özellikle Osmanlı
İmparatorluğu döneminde daha sıkça görülen bir
uygulamadır.
753
Yukarıda yer alan Tablo-2. incelendiğinde günümüz
muhasebe kural ve şekli yapı özelliklerinin neredeyse
tamamının merdiven muhasebe kayıt usulünde barındığı
görülmektedir.
5. SONUÇ
Bir
devlet
muhasebe
sisteminin
yürütülmesinde
yararlanılan merdiven yönteminin ilk örneklerini VIII.
yüzyılda Abbasi Devleti’nde görmek olanağı vardır. Yöntem
1879
yılında
İmparatorluğu’nda
Padişah
yerini
fermanı
çift
yanlı
ile
Osmanlı
kayıt
yöntemine
bırakarak tarihteki yerini almıştır. Bu bilgiler, yöntemin
1100 yıllık bir ömrünün olduğunu ortaya koymaktadır.
Devletlerde muhasebe,
devletin büyümesi ile önem
kazanır. Aynen işletmelerde olduğu gibi. Merdiven yöntemi
de
bir beyliğin, küçük bir devletin değil, büyük bir devletin
muhasebe
ihtiyacını
karşılamak
üzere
doğmuş
ve
gelişmiştir. Bu özelliği nedeniyle, devlet ne kadar büyürse
büyüsün zamanının gereksemesine göre merdiven yöntemi
gerekli değişiklikleri yaparak, gerekli esnekliği göstererek
gereksemeyi her zaman karşılayabilmiştir.
Bu incelemedeki açıklamalar göstermektedir ki, her
üç devletin Abbasiler, İlhanlılar, Osmanlılar siyasi bağları,
muhasebe
yönteminin
Orta
Doğu’da
yaygınlaşmasının
başlıca etkeni olmuştur. Bu siyasal ilişkilerin de içinde
754
bulunduğu, merdiven yönteminin gelişmesini sağlayan üç
devletin
kimi
ortak
özellikleri
üzerinde
çalışmada
durulmuştur. Muhasebe tarihi açısından bu özellikler
yöntemin doğuşunu ve gelişmesini sağlayan etkenlerdir. Bu
etkenler açısından her üç devlet göz önünde tutularak
aşağıdaki sonuçları ortaya koymak olanağı vardır.
Kültürel etkenler: Merdiven yöntemi, genel anlamı ile
Abbasiler’de Arap-İslam kültürünün etkisi altında doğmuş,
İlhanlılar’da Fars, Moğol ve İslam kültürü ile yerleşmiş ve
Osmanlılar’da ise, Türk ve İslam kültürü ile gelişmiştir. Bu
kültürün en belirli göstergeleri, kayıt gerekmesini yaratan
İslami kurallara göre oluşan harac, cizye, öşür (aşar) adları
ile anılan vergiler ve ulusal kültürlerin benzerliği ile
yaygınlaşan mukataa türü devlet gelirleridir.
Dil ve yazı kültürü: Merdiven yöntemi, Arap yazı ve
rakamları ile doğmuş, İlhanlılar’da Fars dili ve harfleri ile
gelişme göstermiştir. Fars dil ve yazı kültürünün Arap dil ve
yazı
kültürüne
benzemesi,
yöntemin
İlhanlılarda
benimsemesini ve gelişmesini büyük ölçüde etkilemiştir.
Osmanlı’nın Arap harf ve rakamlarını kullanmaları da aynı
kültürel etkiyi yapmıştır. Her üç kültürde de merdiven
yönteminde, siyakat yazı ve rakamları kullanılmıştır.
Merdiven yönteminin gelişmesinde önemli yeri olan
siyakat yazı ve rakamları, Arap, Fars ve Osmanlı yazı
kültürlerinin müşterek özelliklerinin sonucudur.
755
Bugün
muhasebede
kullanılan
birçok
deyimin
Arabistan yarım adasında, İran’da ve Türkiye’de aynı olması
bu müşterek dil ve yazı kültürünün göstergeleri olarak
yaşamaktadır.
Devlet örgütü ve yöntemi kültürü: Abbasiler, İlhanlılar
ve Osmanlıların devlet yönetim anlayışı ve kültürü, bu
incelemede ortaya konulduğu üzere, birbirine benzerdir.
Abbasiler’in siyasi ve mali örgütlenme kültürü ile merdiven
yönteminin merkez ve taşra örgütlenmesi oluşmuştur.
Eyaletlere göre, vergi alınması ve devletin harcamalarının
benzer biçimde yapılması, Abbasiler’de mali örgütlenmeyi ve
muhasebe
düzenini
oluşturan
en
önemli
etkendir.
İlhanlılar’da ve Osmanlılar’da da eyalet düzenine göre vergi
alınması ve harcamaların eyalet düzenine göre yapılması
mali örgütlenmeyi ve muhasebe organizasyonunu aynı
doğrultuda etkilemiştir. Siyasi ve mali örgüt isimleri ve
muhasebe defterlerinin adları ve içeriklerinin üç devlette de
benzer olması rastlantı değildir.
Devlet örgütü ve yöntemi kültürü, devlet gelirlerinde
olduğu gibi devlet giderlerini ve onun muhasebesini de
etkileyen bir faktördür. Abbasiler’de başlayan, merkezi
örgütteki divan ve ona bağlı alt örgütler taşradaki vali, kadı
ve bunlara bağlı alt örgütler İlhanlılar’da büyük benzerlik,
Osmanlılar’da
756
kısmi
benzerlik
göstermektedir.
Ayrıca,
önemli bir gider yeri olan askeri örgütlenme için de aynı
değerlemeleri yapmak olanağı vardır.
Ekonomik çevre ve ticari kültür: Abbasilerdeki üretim
alışkanlıkları (ev ekonomisi, eyalet ekonomisi) devletin
gelirlerini
ve
bu
gelirlere
uygun
muhasebe
kaydını
etkilemiştir. Tarımsal üretim ve hayvansal üretim ve ev
üretimine
dayalı
sanayi
ürünleri
bu
gelirlere
biçim
vermekte, ticari alışkanlıklar ve para kullanımı, nakit
vergilerin kaynağını oluşturmaktadır. Ekonomik ve ticari
kültür, İlhanlılarda ve Osmanlılarda da coğrafi koşulların
etkisi ile aynı doğrultudadır. Dolayısı ile mali yapı ve
muhasebe düzeni bu kültürlerin de etkisi ile biçimlenmiş ve
Orta Doğu’yu kapsayacak şekilde gelişmiştir. Uluslararası
ticareti oluşturan ipek yolu da, ticari alışkanlıkların ve
Gümrük
vergisi
gibi
devlet
gelirlerinin
oluşumunu
etkilemiştir.
Burada
profesyonellik,
son
olarak
iç
kontrol,
değinilmesi gereken, gizlilik,
yönteminin
korunmasındaki
tutuculuk, raporlama anlayışı gibi yöntemin doğuş ve
gelişme sürecindeki hususlar da vardır. Bu konuyla ile ilgili
bazı değerlendirmeler de zaten çalışmanın üçüncü bölümü
olan bu kısımda yapılmıştı.
Merdiven yöntemi üzerine yapılan incelemeler henüz
başlangıcındadır. Orta Doğu’da görkemli bir geçmişe sahip
olan bu yöntemin tanıtımı ile ilgili önemli bulgular ortaya
757
konulabilecektir. Bu araştırmada
yöntemin doğuşu ve üç
ülkedeki gelişme süreci üzerinde ayrıntılı bir şekilde
durulmaya
çalışılmıştır.
Bu
çalışmanın
daha
sonraki
araştırmalar ve araştırmacılar için bir referans olacağı ümit
edilmektedir.
Özetle, merdiven muhasebe kayıt usulünün tek taraflı
ve çift taraflı kayıt usullerinden farklı bir usul olarak
değerlendirilmesi gerektiğidir. Merdiven muhasebe kayıt
usulünün günümüz muhasebe kavram, kural ve şekli yapı
ile olan benzerlikleri dikkate alındığında aslında merdiven
muhasebe kayıt usulünün hem tek taraflı ve hem de çift
taraflı muhasebe kayıt usullerinin temeli olduğu, onların bu
yöntemden doğduğunu söylemek çok da yanlış olmayacağı
kanaatindeyiz. Kuralları ve şekli yapısı ile ve bilinen en eski
örneği ile 1100 yıllık bir geçmişi olan merdiven muhasebe
kayıt usulü için bu tespitte bulunmak çok da güç
olmamaktadır. Tek taraflı kayıt tekniğinin basit, kural ve
şekli yapısal özellikleri olmayan örneklerine miladi 1200’lü
yıllarda rastlanmaktadır. Çift taraflı kayıt usulüne ilişkin
doktrinsel çalışmanın ise İtalyan matematikçi ve rahip olan
Luca
Pacioli’nin
“Suma
de
Arithmetica,
Geometrica,
Proportioni et Proportionalita” isimli Venedik’de miladi 1495
yılında yayımlanan kitabında çift taraflı kayıt tekniğinden
(double entry accounting system – doppelte buchhaltung)
tekniğin teori ve uygulamasından bahsettiğini bilmekteyiz.
Pacioli bu nedenle çift taraflı muhasebe kayıt tekniğinin ve
758
haliyle modern muhasebe kayıt tekniğinin kurucusu olarak
kabul edilmektedir. Bu veride dikkate alındığında yukarıda
tarafımızdan
yapılan
ve
merdiven
muhasebe
kayıt
usulünün günümüz modern kayıt tekniği olarak kabul
edilen çift taraflı muhasebe kayıt usulünün temelini
oluşturduğu
şeklindeki
tespitimizin
daha
da
güç
kazandığını önemle belirtmek isteriz.
Son söz olarak bilinmelidir ki günümüz muhasebe
literatüründe bizce önemli bir tespit olan bu gerçeğin kabul
edilmesi ülkemizde olmasa bile uluslararası yazında çok
güç olduğudur. Ancak bunun için mutlaka çaba sarf
edilmelidir.
En
azından
“Merdiven
Muhasebe
Kayıt
Usulü”nün başlı başına bir muhasebe tekniği olduğu ve
“Tek Taraflı Muhasebe Kayıt Usulü”, “Çift Taraflı Muhasebe
Kayıt Usulü” dışında üçüncü bir muhasebe kayıt usulü
olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. Bu bile yöntemin
tarihte hak ettiği yeri alması açısından önemli ancak
kanaatimizce yetersiz bir adım olacaktır.
759
KAYNAKÇA
ƒ
Freiherrn von Kremer, Über Das Budget der
Einnahmen unter der Regierung des Harun Alrasid, 1876, Wien.
ƒ
Freiherrn von Kremer, Über das Eiemmahmebudget
des Abbasiden-Reiches Vom Jahr H.306 (918-919),
1888, Wien.
ƒ
Ahmet Zeki Velidi Togan, Moğollar Devrinde
Anadolu’nun İktisadi Vaziyeti,
Türk Hukuk ve
İktisat Tarihi Mecmuası, I. Yıl, 1931, Ankara.
ƒ
Başlangıcından Zamanımıza Kadar Büyük Türkiye
Tarihi, Cilt II, 1977, İstanbul.
ƒ
Eratnalılar 1327- 1381: Türk Tarih Kurumu yayını
VII. Dizi, 1994, Ankara.
ƒ
Genel Türk Tarihi, Cilt V, 1997, İstanbul.
ƒ
Halil İnalcık, Genel Türk Tarihi, İstanbul: Cilt V,
1997.
ƒ
Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu – Klasik Çağ
(1300-1690), İstanbul: 2004.
ƒ
İbn-i Kemal Tarihi, Nuruosmaniye Kütüphanesi,
Varak: 47.
ƒ
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi Cilt l,
İstanbul, 1975.
ƒ
Kemal Göde, Eratnalılar 1327- 1381, Ankara: Türk
Tarih Kurumu Yayını VII. Dizi, 1994.
ƒ
Meydan Larousse, 6. cilt, 1971.
ƒ
Oktay Güvemli, Muhasebe Tarihi – Osmanlı
imparatorluğu Öncesi, 2.Baskı, İstanbul: Cilt 1,
2000.
760
ƒ
T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil
Kepeci tasnifi defter no. 1920 ve 1973’.
ƒ
T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, Kâmil
Kepeci tasnifi defter no. 1721 ve 1722.
ƒ
T.C. Başbakanlık Osmanlı Devleti Arşivleri, MAD.:
2760.
ƒ
The Accounting Historians Journal, Vol. 27, No. 1,
2., 2000, ABD.
ƒ
Ulrich Döring ve Rainer Buchholz, Buchhaltung und
Jahresabschluss, 9. Baskı, Berlin: Erich Schmidt
Verlag, 2005.
ƒ
Walter Hinz, Resâle-i Falakiyyä, Wiesbaden, 1952.
ƒ
Yılmaz Öztuna, Başlangıcından Zamanımıza Kadar
Büyük Türkiye Tarihi, İstanbul: Cilt II, 1977.
761
ÖZGEÇMİŞLER
Doç. Dr. Cemal ELİTAŞ
Yazar 1978 yılında Almanya’nın Hamm şehrinde doğmuştur. Erzurum
nüfusuna kayıtlı olan yazar ilk, orta ve lise eğitimini İstanbul
Büyükçekmece’de tamamlamıştır. 1999 yılında Marmara Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü MuhasebeFinansman Uzlanım Dalı’ndan mezun olmuştur. Yazar yüksek lisansını
2001 yılında ve doktora eğitimini 2004 yılında Anadolu Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı Muhasebe Bilim Dalı
programında tamamlamıştır. Yazarın basılmış iki adet kitabı, kitap
içerisinde bölümleri, 30’u aşkın makalesi ve çok sayıda uluslararası
sempozyumlarda sunulmuş tebliğleri mevcuttur. Yazar halen Afyon
Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme
Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Yazarın elektronik
postaları [email protected] ve [email protected] şeklindedir.
Prof. Dr. Oktay GÜVEMLİ
Yazar 1935 yılında Fatsa’da doğmuştur. 1960 Yılında Ankara İktisadi ve
Ticari İlimler Akademisi’ni bitirmiş, 1961 yılında da İ.Ü. İktisat
Fakültesi, İşletme İktisadı enstitüsünde lisans üstü öğrenim görmüştür.
1972 yılında İşletme Doktoru olan yazar, 1974 yılında İstanbul İktisadi
ve Ticari İlimler Akademisi’nde Doçent ve 1982 yılında ise Prof
olmuştur. Yazar 1963 yılında Sınai ve Yatırım Bankasının kuruluşunda
görev almış ve on yıl süreyle Mali Tahlil Uzmanı ve Müşaviri olarak
çalışmıştır. Daha sonra özel kesimde yatırım ve finansman danışmanlığı
yapan yazar, halen emekli öğretim üyesidir. Yazarın elektronik postası
[email protected] şeklindedir.
Doç. Dr. Mehmet ERKAN
Yazar 1954 yılında Afyonkarahisar’ın Sandıklı ilçesinde doğmuştur.
Afyonkarahisar nüfusuna kayıtlı olan yazar ilk, orta ve lise eğitimini
Afyonkarahisar’da tamamlamıştır. 1978 yılında Eskişehir İktisadi ve
Ticari İlimler Akademisi Afyon Maliye-Muhasebe Yüksek Okulundan
mezun olmuştur. Yazar doktora eğitimini 1986 yılında Anadolu
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İşletme Ana Bilim Dalı
Muhasebe-Finans Bilim Dalı programında tamamlamıştır. Yazarın
yayınlanmış Muhasebe, Finans ve Muhasebe Tarihi alanında kitabı,
kitap içerisinde bölümleri, makaleleri ve çok sayıda uluslararası
sempozyumlarda sunulmuş tebliğleri mevcuttur. Yazar halen Afyon
Kocatepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme
Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Yazarın elektronik
postası [email protected] şeklindedir.
762
Yrd. Doç. Dr. Oğuzhan AYDEMİR
Yazar 1969 yılında Giresun’da doğmuştur. İlk, orta ve lise eğitimini
İstanbul Bakırköy’de tamamlamıştır. 1991 yılında İstanbul Üniversitesi,
İşletme Fakültesi’nden mezun olmuştur. 1994 yılında Afyon Kocatepe
Üniversitesi, İktisadi ve idari Bilimler Fakültesi’nde araştırma görevlisi
olarak göreve başlamıştır. Yazar yüksek lisansını 1997 yılında
Amerika’da University of New Haven’da tamamlamıştır. 2005 yılında
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde doktora
eğitimini bitiren yazar halen Afyon Kocatepe Üniversite, İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi, İşletme Bölümü, Muhasebe ve Finansman Ana Bilim
Dalında öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır. Yazarın elektronik
postaları [email protected] ve [email protected], web adresi ise
http://www2.aku.edu.tr/~oaydemir şeklindedir.
Öğr. Gör. Dr. Mustafa OĞUZ
Yazar 1940 yılında Yunanistan’ın Gümülcine şehrinde doğmuştur. İlk
ve orta eğitimini burada tamamlamıştır. 1967 yılında İstanbul Yüksek
İslam Enstitüsünden mezun olmuştur. Yazar yüksek lisansını 1986
yılında ve doktora eğitimini 2002 yılında Marmara Üniversitesi Sosyal
Bilimler
Enstitüsü
Yeniçağ
Tarihi
Bilim
Dalı
programında
tamamlamıştır. Yazar Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi
ve Cumhuriyet Arşivlerinde 20 yıl çalışmıştır. Yazar 1990 yılında
Öğretim Görevlisi olarak Marmara Üniversitesinde göreve başlamıştır.
Halen emekli olan yazarın elektronik postası [email protected]
şeklindedir.
Uzman Tarihçi Uğur ÖZCAN
Yazar 1977 yılında Eskişehir’in Çifteler ilçesine bağlı Kadıkuyusu
köyünde doğmuştur. İlk okulu Eskişehir’de okuyan yazar ortaokul ve
lise eğitimini ise Ankara’da özel bir kolejde tamamlamıştır. Yazar 1999
yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih
Bölümü’nden mezun olmuştur. Yazar yüksek lisans eğitimini 2004
yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Tarih Ana Bilim Dalı Yakınçağ Bilim Dalı’nda tamamlamıştır. Ayrıca
yazar yüksek lisans eğitimi esnasında 2001-2003 yılları arasında
Amerika’nın California eyaletinin Los Angeles kentinde alanı ile ilgili
çalışmalarda bulunmuştur. Aynı yıl doktora eğitimine başlayan yazar
Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana
Bilim Dalı Yakınçağ Bilim Dalı’nda öğrenimini sürdürmekte olup tez
yazım aşamasındadır. Yazarın uluslararası sempozyumlarda sunulmuş
tebliğleri mevcuttur. Yazarın elektronik postası [email protected]
şeklindedir.
763