Yanlışlıkla Yapılan İcatlar

Transkript

Yanlışlıkla Yapılan İcatlar
Yanlışlıkla Yapılan İcatlar
Prof. Dr. Hasan AMCA
Doğu Akdeniz Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı
Şubat 2012
Bugün son model bir Ferrari Amerika, Lambogini, Diablo Süper araba veya Mercedes 500’e bindiğiniz zaman benzin
pedalına hafifçe basarak aracın nasıl kontrollü bir şekilde ve kibarca hızlandığını, ayni tempoyla frene bastığınızda ise
aracın nasıl kontrollü bir şekilde ve kibarca yavaşladığını görürsünüz. İşin içine bir de klima, ses düzeni, süspansiyon
sistemini kattığımızda karşımıza çıkan şaheserin önünde saygıyla eğilmek gelir içimizden. Buradaki konu şu: Bu
kadar harika bir teknolojiyi kim yapmış, nasıl olur da teknoloji size bu kadar rahatlık ve esnek bir hareket yeteneği
sağlayabiliyor. Uzaktan komanda ile TV kanallarında gezinirken size bu rahatlığı ve esnekliği sağlayan teknolojinin
gerisinde neler olduğunu bir düşünün. Uzaya giden bir robot nasıl olur da dünyadan 100 milyon kilometre kadar uzak
mesafedeki Mars gezegeninden dünyaya çok kaliteli video görüntüleri gönderebilir ve dünyadaki kontrol istasyonu
Mars’taki uzay aracının hareketlerini nasıl kontrol edebilir. Tüm bu soruların cevapları aslında yılların deneyimi ve bir
önceki modelinin kademeli olarak geliştirilmesi ile bir sonraki modelin üretilmesi ve uzun bir sürecin sonucu
mükemmele varan teknolojilerin elde edilmesidir. Fakat birçok kez icat edilen önemli öyle şeyler vardır ki uzun bir
sürecin sonucu değil de kazara veya yanlışlıkla ortaya çıkmışlardır. Bu yazımızda kısaca bu tip istenmeden veya
bilmeden yapılan “yanlışlıkla icat”lara değineceğiz.
Yanlışlıkla yapılan icatların en basitinden başlayalım. Mikrodalga fırın son 30 yılın en çok aranan mutfak gereci
olarak icat edilmemiş. Aslında Percy Spencer diye bir bilim adamı TV’lerde kullanılan “magnetron” denen lambayı
geliştirmeye çalışırken lambadan yayılan mikro-dalgaların cebindeki şekerlemeyi hızla erittiğini fark etmiş. Spencer
yeni bir şey icat ettiğini anlamış ama bu cihazın mikrodalga (mikrowave) fırın haline gelmesi uzun zaman almış.
1947de 5000 dolara satılan mikrodalga fırını mutfağa kadar girebilecek fiyata ancak 1967 yılında getirebilmiş.
Alman fizikçi Wilhelm Conrad Roentgen 1895 yılında TV ve bilgisayarların ekranlarında görüntü yaratan tüp
dediğimiz CRT cihazı üzerinde bir deney yaparken, loş laboratuvarın birkaç metre ilerisinde parlak bir görüntü fark
etmiş. Yakın inceleme sonucu ışık huzmelerinin katı cisimlerden de geçebileceğini fark etmiş ve yanlışlıkla yapılan bu
yeni buluşu sayesinde Roentgen Nobel Bilim Ödülü’nü kazanmış.
Pille çalışan kalp hikâyesi de benzer. Wilson Greatbatch denen bilim adamı kalp atışlarını ölçen bir cihaz üzerinde
çalışılırken, yeni prototipine yanlış direnci taktığı zaman mükemmel bir kalp atış sesi çıkardığını görmüş. Amerikan
Kalp Vakfı’na göre bu yanlışlıkla icat edilen cihaz bugün 3 milyondan fazla kişi tarafından kullanılıyor.
Plastisin, Play Doh veya Silly Putty, duvar kâğıdı temizlemek için bir madde üretirken Joe McVicker fark etmiş ki
ürettiği madde zehirli madde ihtiva etmeyen, yeniden kullanılabilen, model yapımında kullanılan kilin temiz bir formu.
1957’de bulduğu bu icadı sayesinde Joe McVicker 30 yaşından önce milyoner olmuş.
Mutfağın değişmez aleti teflon tava, aslında Roy J. Plunkett tarafından yeni bir klima gazı üretmek amacıyla yaptığı
deney sonucu bulunmuş. Teflon o kadar kayganmış ki üzerine hiçbir şey yapışmıyor. Roy da onu tavanın içine
döşemiş.
Arşimet bir gün hamamda yıkanmak için küvete girdiğinde su seviyesinin yükseldiğini fark etmiş ve su seviyesinin
değişiminin basınç ve hacimle ilgili olduğunu keşfetmiş. “Eureka, eureka” yani “buldum, buldum” diye bağırarak
beline bir peştamal sarıp hamamdan fırlamış ve sokaklarda koşmaya başlamış.
Ünlü İngiliz bilim adamı Isaac Newton'un "yerçekimi Kanunu"nu nasıl bulmuş olduğu gerçekten ilginç bir hikayedir.
Newton bir elma ağacı altında otururken ansızın başına bir elma düşmüş ve ünlü bilim adamının kafasında bazı
soruların şekillenmesine yol açmıştır. Dalından kopan elma niçin yukarıya çıkmamış da yere düşmüştür? Daldan
kopan elma yere düşüyor da, ay ve gökyüzündeki yıldızlar niçin düşmüyor? Bu rastgele olan olay üzerinde uzun süre
çalışan Newton bir müddet sonra yerçekimi kanunu'nun formülünü ortaya çıkarmıştır.
Çiçek hastalığı uzun yıllar hem Amerika hem de Avrupa’da milyonlarca insanın ölümüne, ölmeyenlerin de şekilsiz bir
hale gelmesine sebep olmuştu. Bir gün, İngiliz doktor ve bilim adamı Edward Jenner sütçülere çiçek hastalığı
bulaşmadığını fark etmiş. Benner etraftaki sütçülerle konuşarak öğrenmiş ki, sığır çiçek hastalığı denen ve ölümcül
olmayan bu hastalığa yakalananlar ölümcül olan çiçek hastalığına karşı bağışık oluyorlar. Sığır çiçek hastalığı olan
insanlardan aldığı sıvıları sağlıklı insanlara salgılayarak onları aşılamış. O günden sonra da bu olaya aşılanma denmiş.
Georgia eyaletinde yaşayan bir eczacı, kalp ağrılarını dindirici bir ilaç üzerinde çalışırken, birçok içeriği karıştırmış ve
karışımı şişeleyip satmaya başlamış. Bu karışıma da PEPSİ KOLA ismini vermiş.
1878 yılında Alman eczacı Constantin Fahlberg ve American eczacı Ira Remsen kömür katranı üzerinde gün boyu
çalıştıktan sonra Fahlberg elini yıkamayı unuttuğu halde evine gidip sofraya oturmuş ve yemek yerken şekerimsi bir
tat hissetmiş. Bu tadın elindeki kirden olduğunu anlayınca da diyabetlere (şeker hastalarına) zarar veren şeker olmayan
şekeri keşfetmiş ve buna çok kolay ve çok yüksek miktarlarda üretilebilen ve kerkes tarafından kullanılabilen yapay
tatlandırıcı adını vermiş.
Penicilin ve antibiyotik, 1928 yılında grip hastalığı üzerine araştırma yapan Alexander Fleming, staphylococcus
bakterisi ile deney yaptığı kirli kapları yıkamadan bırakmış ve tatile gitmiş. Tatil dönüşü bakmış ki deney kabı küf
kaplı ve küflerin olduğu yerin dışında her yerde bakteri üremiş. Bu küfe de en yaygın kullanılan antibiyotik olan
penisilin demiş.
1896 yılında Henri Becquerel bir uranyum kayayı bir hafta boyunca çekmecede bırakmış. Geri geldiği zaman fotoğraf
filmi çıkaran levha üzerinde kaya şeklinde bir görüntü görmüş. Bu yanlışlıkla yapılan buluş üzerine daha sonraları
Marie ve Pierre Curie uranyumun radyoaktif olduğu için bunu yaptığını ortaya çıkarmışlar ve ilk radyoaktif madde
bulunmuş olmuş.
2 Alman doktor köpeklerin besinleri sindirmeleriyle ilgili bir çalışma yaparlarken fark etmişler ki bazı köpeklerin
idrarı sinekleri üzerine çekmektedir. Sinekleri üzerine çeken idrarda çok miktarda şeker olduğunu fark etmişler, bunun
da bir diyabet belirtisi olduğunu keşfetmişler. Buradan yola çıkarak insülini bulmuşlar ve diyabet tedavisinde
kullanmaya başlamışlar.
Yukarıdaki örneklere sıcak hava balonu ve bataryanın kazara icadı da eklenebilir, fırınlanmış lastik, sentetik boya,
doğadaki elementlerin periyodik tablosunun rüyada keşfedilmesi de eklenebilir.
Kaynaklar:
http://science.discovery.com/brink/top-ten/accidenta l-inventions/inventions.html
http://www.pbs.org/wgbh/nova/cancer/discoveries.html
http://en.wikipedia.org/wiki/Serendipity
http://www.msxlabs.org/forum/fizik/21029-kutlesel-cekim-veya-yercekimi.html#ixzz1n9GM3sjB