İRAN`A SALDIRI HAZIRLIĞI VE AKP`NİN AYMAZLIĞI

Transkript

İRAN`A SALDIRI HAZIRLIĞI VE AKP`NİN AYMAZLIĞI
İRAN'A SALDIRI HAZIRLIĞI VE AKP'NİN AYMAZLIĞI - MAYIS 2008 - Milli Çözüm Dergisi
Yazar Oğuzhan ÇILDIR
30 Nisan 2008
İran'dan gelecek saldırı tehlikesi bahanesiyle, ülkemizde ve İran'a yakın bölgemizde
kurulması düşünülen "füze kalkanı" projesi, aslında Türkiye üzerinden İran'a
saldırı hazırlığıdır. Ve AKP maalesef Irak işgalinde olduğu gibi, şimdi de ABD ve İsrail'in
yine suç ortağıdır.
Cheney, İran için mi geliyordu?
Cheney Ankara ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere Başbakan Recep
Tayip Erdoğan, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile görüştü. Büyükanıt ile
yapılacak görüşmede, özellikle İran'a yönelik olası askeri harekât ile terör örgütüne yönelik
Kuzey Irak'ta gerçekleştirilen kapsamlı kara harekâtın sonuçlarının ele alındığı konuşuluyor.
Ziyaretlerde, yüksek petrol fiyatları, İran'ın nükleer programı ve İsrail'e karşı artan Filistin
direnişi, Irak'taki son durum ve geleceğe yönelik planların da ele alındığı biliniyor.
ABD'de neoconların önemli isimlerinden Başkan Yardımcısı Dick Cheney, Ortadoğu gezisine
çıkmıştı. Ziyaret ettiği ülkeler arasında son durak Türkiye planlanmıştı. Hatırlanacağı üzere
2002'de Türkiye'ye gelen Cheney'nin ziyaretinden hemen sonra Irak işgali başlamıştı. Geçen 5
yılın ardından şimdi, resmi olarak açıklanmasa da masada İran'a saldırı vardı. Cheney, Türk
Silahlı Kuvvetlerinin Kuzey Irak'a yaptığı harekâta verilen desteğe karşın İran'a yönelik destek
isteyeceği yorumları yapılmıştı. Görev süresi 1 yıl sonra dolan Bush'un koltuğu bırakmadan
İran'a mutlaka müdahale etme niyeti ortaya çıkmıştı. Irak ve Afganistan işgalinin perde
arkasında; en önemli evangelistlerden olan Başkan Yardımcısı Cheney, Ortadoğu gezisi
kapsamında olduğu açıklanmadığı halde geniş kapsamlı turuna yine Irak'tan başladı. Yaklaşık
10 gün süren Ortadoğu gezisinde gittiği ülkeler arasında; Umman, Suudi Arabistan, İsrail,
Filistin ve Türkiye vardı.
Cheney ne yanıt alıyordu?
Akbabanın Ankara günü
İki ayrı masa. İki ayrı masada Rusya yok. İki ayrı masada Rusya'nın adı bile geçmiyor. Ama,
iki ayrı masaya Rusya hakim.
24.03.08, pazartesi, Ankara.
Birinci masa, Türk-Amerikan görüşmeleri. Ankara, Rusya'yı düşünüyor. Chenney'e o nedenle,
o ilk masada hayır diyor.
İkinci masa, Türkiye-Türkmenistan görüşmeleri. Türkmenistan, Rusya'yı düşünüyor. O ikinci
masada Ankara'ya o nedenle net yanıt vermiyor.
Bir kaç saat ara ile Ankara önce ABD Başkan Yardımcısı Chenney, ardından Türkmenistan
Devlet Başkanı Gurbangulu Berdimuhammedov'la buluşuyor. Her iki görüşmede, Rusya yok.
Adı da, geçmiyor. Ama, iki masadaki görüşmelere Rusya'nın gölgesi düşüyor.
1/6
İRAN'A SALDIRI HAZIRLIĞI VE AKP'NİN AYMAZLIĞI - MAYIS 2008 - Milli Çözüm Dergisi
Yazar Oğuzhan ÇILDIR
30 Nisan 2008
Dış politika ve enerji açısından, Ankara tam sisler bulvarı.
ABD Başkan Yardımcısı Chenney, Türkiye'ye gelirken, ABD TV'lerine, "Kürdistan'ı
gördüm" diyor. Uçaktan, Kürdistan'ı görmüş bir ABD Başkan Yardımcısı iniyor.
Ayağının tozuyla yaptığı görüşmelerde, ısrar ediyor: İlle de,
"Sizin buraya radar dikelim."
ABD'nin radar isteği, Chenney'e göre, İran ve Kuzey Kore'den gelebilecek füze tehlikesine
karşı bir önlem olacakmış!
Milli Türkiye reddediyor, hayır "Siz buraya radar dikmeyin."
Kürdistan'ı görmüş Başkan Yardımcısı umduğunu bulamıyor.
Aradan bir kaç saat geçiyor. Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhammedov karşısında,
Türkiye çok rahat. Çünkü, ABD'nin radar önerisini geri çevirmiş.
Ankara, Türkmenistan'la enerji projelerini görüşmek istiyor. Ancak, Berdimuhammedov bunlara
şimdilik o kadar hazır değil. Onun aklında da, Rusya var. O da, Rusya'yı rahatsız etmek
istemiyor.
Türkmenistan Türkiye ile enerji alanında daha sıkı ilişkiler kurarsa, Rusya bundan neden
rahatsız?
Kartların masada yeniden dağıtılmasını beklemek gerek...56 [1] Oysa boşuna bekleniyordu.
Çünkü Siyonist emperyalizme karşı Mustafa Kemal'in yaptığı gibi, Rusya ve tüm Asya ile ittifak
etmek gerekiyordu. Ve zaten Erbakan Putin görüşmeleri de bu amacı güdüyordu.
Gorbaçov ne diyordu?
Dick Cheney'in Ortadoğu'ya yaptığı gezinin sıradan bir ziyaret olmadığı kesindir. Bundan altı
yıl önce yaptığı ziyarettin ardından Irak'ın işgal edildiğini hatırlayanlar Amerikan sisteminde
başkandan sonra ikinci adamının bölgeye gelişini de ister istemez önemsemektedir.
Nitekim ziyaretin somut sonucu olarak Lübnan Suriye'nin başkenti Şam'da yapılacak Arap
Birliği zirvesine katılmayacağını açıkladı. Bu Suriye'nin arka bahçesi olarak görülen Lübnan'ın
Şam yönetimine açık tavrı olarak yorumlanabilir. Daha da önemlisi, hafta başında Suudi
Arabistan kralı Abdullah'ın zirveye katılmayacağını açıklamasıydı. Arap Birliği denilince akla
gelen iki ülke vardır: Mısır ve Suudi Arabistan. Bunlardan birinin devlet başkanı düzeyinde
temsil edilmeyip ancak büyük elçisini göndermesi Şam yönetimini adeta diplomatik olarak
köşeye sıkıştırmaktan başka bir şey değil. Ve son olarak da Mısır'ın Şam'a gitmeyeceğini
açıklamış olması Cheney'in gelişinin diplomatik başarısı sayılabilir...
Sovyetler'in son devlet başkanı Mikhail Gorbaçov, Amerika'nın aynı anda farklı bölgelerde
2/6
İRAN'A SALDIRI HAZIRLIĞI VE AKP'NİN AYMAZLIĞI - MAYIS 2008 - Milli Çözüm Dergisi
Yazar Oğuzhan ÇILDIR
30 Nisan 2008
kurmayı planladığı füze sisteminin hedefinin aslında İran olmadığını açıkça söyleyen herhalde
ilk (eski) siyasetçi olsa gerek. Amerika'nın Polonya ve Çek Cumhuriyeti'nde kurmak istediği füze
sisteminin hedefinin İran değil Rusya ve Çin olduğunu açıklayan Gorbaçov'un söylemek istediği
şu: kral çıplak!
Artık hegemon olarak Amerika'nın rakipsizliğinin son dönemlerinin yaşandığı şu dönemde,
muhtemel rakiplerine karşı askeri ve stratejik hamleler yaparak ekonomik üstünlüğünü
korumanın tedbirlerinin peşindedir. Ama tabii ve tarihi kanunları (sünnetûllahı) değiştirmek
mümkün değildir. ABD emperyalizmi ve İsrail siyonizmi çökecektir. Rice ve Gates Rusya'da ne arıyordu?
ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice ve Savunma Bakanı Robert Gates, Rus lider Vladimir
Putin ve devlet başkanlığına seçilen Dimitri Medvedev ile bir araya gelecek. Gates ve Rice iki
günlük Moskova ziyareti sırasında ayrıca, Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ve Savunma Bakanı
Anatoli Serdyukov ile de görüşeceği belirtildi. ABD'li bakanların temaslarında, başta füze
savunma kalkanı projesi olmak üzere Moskova ve Washington arasında gerilime sebep olan
konuları müzakere etmesi bekleniyor. Gates ve Rice'ın gündemindeki diğer çatallı konuların
Kosova'nın bağımsızlığı ve NATO'nun doğuya doğru genişlemesi olduğu belirtiliyor. Yoksa İran
saldırısına destek mi aranıyor?
ABD ontolojik yıkımın eşiğinde bulunuyordu
Amerika kâğıttan kaplan gibi dökülüyor. Mao bunu söylediğinde henüz erkendi ve Amerikan
gücü şaşaalı günlerini yaşıyordu. Mao'nun o günlerde söylediği bugünlerde çıkıyor. Irak
Savaşının beşinci yıldönümü, dünyada yaşanmakta olan muhteşem döngüye denk geldi. Bush
bu süreçte iki konuşma yaptı. Bunlardan birisi işgalin beşinci yıldönümüyle alâkalıydı. Kimsenin
Irak'ta kendilerinin yenildiklerini iddia edemeyeceğini söyledi. Halbuki, ‘Irak'ta misyon
tamamlandı' diyeli yıllar oldu ve bölgeyi turlayan Cheney, hâlâ ‘Irak'ta misyonumuzu
tamamlayacağız' diye ısrar ediyor.
Demek ki, ikisinden birinin sözü yalan. Ne tamamlanan misyon, ne de zafer var. Aksine, ABD
bütün cephelerde çöküyor. Yalvar yakar Türkiye gibi ülkelerden Afganistan'ın güneyi için
kendileri namına bilvekale savaşacak asker talep ediyor. Soros'un dediği gibi Mehmetçik'i
kendileri için hazır kıt'a asker sanıyorlar.
Veya Türkiye'nin tek ihraç malı görüyorlar. Büyükanıt'ın buna verdiği cevap, Türkiye'nin
cevabıdır. Ama ekonomik kırılganlık ve AKP'ye açılan kapatma davası muvacehesinde hükümet
bu talepler karşısında yelkenlerini indirirse o başka. Ama bu takdirde de, kendini kimseye
anlatamaz. Irak işgalinden itibaren muazzam bir küresel döngü yaşanıyor...
Bush'un imparatorluk yapmak istediği ABD, ontolojik bir yıkımın eşiğindedir. Bunun üç
göstergesi var. Bunlardan birisi savaş giderlerinin taşınamaz noktaya gelmiş olmasıdır. Astarı
yüzünden pahalı olmuştur. Petrole veya Dimyat'a pirince gidelim derken evdeki bulgurdan
olmuşlardır. İkincisi, ABD'nin tüketim toplumu olmasıdır.
3/6
İRAN'A SALDIRI HAZIRLIĞI VE AKP'NİN AYMAZLIĞI - MAYIS 2008 - Milli Çözüm Dergisi
Yazar Oğuzhan ÇILDIR
30 Nisan 2008
Ürettiğinden çok tüketmesidir. Bu da ticaret dengesi açığı olarak doları vuruyor. Maalesef
Türkiye'de AKP modeli de bu ekonomik modeli benimsemiştir. Çöküntünün üçüncü ayağı,
mortgage sistemidir...
Psikolojik operasyon muydu?
Krizin iç dinamiklerle ilgili boyutu yeterince tartışılıyor. Ancak 28 Şubat müdahalesinde
olduğu gibi, Türkiye dışı etkiler hiç ele alınmıyor. 28 Şubat'ın nasıl bir proje olduğu,
Türkiye içinden ve dışından hangi güçlerin el birliği ile tezgâhlandığı sonraları ortaya
çıktı...
Şimdi İran tartışılıyor. Şimdi Lübnan'a yeni bir İsrail saldırısı tartışılıyor. Kuzey Irak
tartışılıyor. Irak'tan çok daha büyük projeler gündemde. Böyle bir zamanda Türkiye'deki
iktidarın niteliği, kimlerin etkisinin ne kadar olacağı elbette son derece önemli. Kimler
kimlerle iş tutmak istiyor, çok dikkatli bakmak gerekiyor. Ben bu yüzden, meselenin Türk
iç siyasetindeki geleneksel kamplaşmanın, laikliğin, başörtüsünün ötesinde boyutları da
olduğu kanaatindeyim.
ABD Başkan Yardımcısı Dick Cheney'nin bölge ziyaretine, dolayısıyla Türkiye ziyaretini
bu açıdan da görmeliyiz...
Cheney'nin önceki ziyaretinden sonra Irak işgal edildi. Bülent Ecevit hükümetinden
açıkça destek istenmişti. İç siyaset karıştı. Şimdi yine benzer bir durum oluşuyor. Siyasi
tansiyon yükseliyor. 1 Mart Tezkeresi'ni reddedenlerden hesap mı sorulmak isteniyor?
Şimdi Irak işgali döneminden daha kötü bir durum var. İç kamuoyu keskin biçimde
bölünüyor. İran'a karşı birileri Türkiye'yi cepheye sürerse, içerideki direnç büyük oranda
zayıflatılmış olacak.57 [2]
İngiliz basını, işgalinin 5. yıl dönümünde Irak savaşını değerlendirdi...
Irak savaşı işgalciler için felaket olmuştu
İngiliz basını, işgalinin 5. yıldönümünde Irak'a geniş yer ayırıyor. Independent gazetesi
"Irak savaşı İngiltere'nin dâhil olduğu en felaket savaş oldu" diyor. Manşetindeki özel
haberinde ise; Başbakan Gordon Brown'ın Irak savaşıyla ilgili olarak geniş kapsamlı bir
soruşturma başlatma sözü verdiğini aktarıyor. Gazeteye göre Brown, iktidardaki İşçi Partisi'yle
yakın bağları bulunan ünlü düşünce kuruluşu Fabian Society'nin Genel Sekreteri'ne gönderdiği
mektupta, Irak'ın işgali ve sonrasında yapılan hatalardan dersler çıkarmaları gerektiğini
söylüyor.
Başbakan bununla birlikte, Irak'ta hassas bir dönemden geçildiğini bu yüzden soruşturmayı
hemen açamayacaklarını, uygun zamanı bekleyeceklerini söyledi. Independent, aynı haberinde
eski Başbakan Tony Blair'in geniş kapsamlı soruşturma açılması talebini reddettiğini hatırlatıyor,
daha önce 2003-2004 yıllarında açılan dar kapsamlı dört soruşturmada birçok sorunun yanıtsız
kaldığını belirtiyor.
4/6
İRAN'A SALDIRI HAZIRLIĞI VE AKP'NİN AYMAZLIĞI - MAYIS 2008 - Milli Çözüm Dergisi
Yazar Oğuzhan ÇILDIR
30 Nisan 2008
ABD ve İngiltere, Irak'ın bataklık olduğunu geç anlıyordu
Bağdat'ta bulunan Independent muhabiri Patrick Cockburn de "Irak savaşı İngiltere'nin
dahil olduğu en felaket savaş oldu" diyor ve şöyle devam ediyor, "Irak savaşı, büyük
bir başarısızlık. Çünkü ağır bir bedelle de olsa bir zafer söz konusu olmadığı gibi, aşağılayıcı bir
şekilde geri çekilmek zorunda kaldık. Basra ve güney Irak'ta kazanan, güvenlik güçleri kisvesi
altındaki yerel milisler oldu. Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere, Irak'ın bir bataklık olduğunu
anladı. Beş yıllık savaşın mirası budur." Irak'ın işgalinin beşinci yıldönümü öncesinde
gazetelerde savaşın sonuçlarıyla ilgili çok sayıda değerlendirme dikkat çekiyor. Guardian yazarı
Max Hastings, Irak savaşının, salt askeri gücün sınırlarını gözler önüne serdiğini belirtiyor.
Hastings, "Yeni Amerikan Başkanı, George Bush'un çocuksu Irak vizyonunu reddetmeli,
İranlı ılımlılarla görüşmeli ve Filistin halkına adalet getirmeli" diyor. Daily Telegraph'a göre,
2006 yılı sonunda idam edilen devrik lider Saddam Hüseyin döneminde, ölüm cezasına
çarptırılan ancak işgalden önceki afla serbest kalan Lütfi Sabir adlı bir Iraklı yetkili,
"Saddam Hüseyin, iktidarda olsaydı, Irak şimdi daha iyi durumda olurdu" dedi. Eski
başbakanlardan İyad Allavi'nin danışmanlarından olan ve şimdi, Irak güvenlik güçlerinden
sorumlu İngiliz ve Amerikalılarla çalışan Sabir, "Saddam Hüseyin tarafından idama
mahkûm edilmiş bir kişi olarak bunu söyleyeceğimi asla düşünemezdim. Ama keşke yaşasaydı,
diyorum. Çünkü bu ülkeyi sadece o yönetebilir" diyor.
Milyonlarca Iraklı sefalet içerisinde boğuluyordu
Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC), ABD'nin Irak işgalinden 5 yıl sonra ülkedeki milyonlarca
kişinin hala temiz su ve tıbbi bakımdan yoksun olduğunu bildirdi. Merkezi İsviçre'de bulunan
ICRC'nin, 2003 yılında başlayan Irak savaşının 5. yıldönümündeki raporunda, Irak
hastanelerinde yatak, ilaç ve sağlık personeli eksikliği bulunduğu belirtildi. Nüfusu 27 milyonu
bulan ülkenin kimi bölgelerinde kullanılacak su ve sağlık koruma tesisleri bulunmadığı
kaydedilen raporda, kimi ailelerin ortalama 150 dolar olan aylık gelirlerinin en az 3'te 1'ini temiz
su satın almak için kullandığı ifade edildi. Irak'taki sağlık sisteminin ''her zamankinden daha
kötü'' olarak nitelendiği raporda, Irak savaşının başlamasından 5 yıl sonra ülkenin çoğu
bölgesindeki insani durumun hala çok tehlikeli boyutta olduğu belirtildi. Raporda, Irak'ta savaşın
başlamasından bu yana on binlerce Iraklının kaybolduğunu da işaret edilerek, Irak'taki süren
şiddet ortamında ölenlerin çoğunun kimliğinin, gereği gibi belirlenemediği, çünkü cesetlerin
çoğunun hükümet kurumlarına teslim edilmediği kaydedildi. Uluslararası Af Örgütü de
yayınladığı raporda, Irak'ın, en tehlikeli ülkelerden biri olmayı sürdürdüğünü kaydetmiştir.
[1] Yalçın Doğan / Hürriyet
[2] İbrahim Karagül / Yeni Şafak
5/6
İRAN'A SALDIRI HAZIRLIĞI VE AKP'NİN AYMAZLIĞI - MAYIS 2008 - Milli Çözüm Dergisi
Yazar Oğuzhan ÇILDIR
30 Nisan 2008
6/6