Full Text

Transkript

Full Text
ISSN: 2149 - 9225
Yıl: 2, Sayı: 3, Mart 2016, s. 154-162
Dr. Ceyhun KONAK
Kocaeli Üniversitesi, Heykel Bölümü, [email protected]
BAUHAUS OKULU VE EĞİTİM ANLAYIŞI
ÖZET
Bauhaus yirminci yüzyılın ilk yarısında sanat, tasarım ve mimarlık eğitimi
vermiş, mimari, endüstriyel tasarım ve şehir planlama gibi alanlara yeni yaklaşımlar getirmiş bir okuldur. Endüstri devrimiyle birlikte hayatın her alanında meydana gelen önemli değişikliklere paralel olarak plastik sanatlar alanındaki değişim,
sanatçı yetiştiren kurumları da yenilenmeye zorlamıştı. Bu bağlamda Bauhaus yeni
bir mimari akım yaratarak, sanatın tüm dallarını etkilemiştir. Özellikle Endüstri
çağında ortaya çıkan yeni yaşam tarzına yönelik sanatın ve sanatçının rolü üzerine
yapılan çalışmalara öncülük etmiştir. Bauhaus’un hedefleri arasında sanatçıyı içinde yaşadığı toplumun sosyal konuları hakkında bilinçlendirmek ve sorumluluk
yüklemek olduğu gibi sanata ve tasarım anlayışına yeni bakış açıları getirmekte
vardı. Okulun genel yaklaşımı, sanatın referanslarının insanların yararına kullanılması temelinde şekillenmiştir. Okul pratik uygulamaların yanı sıra, mevcut tasarımın kâğıt üzerinde soyut alternatiflerinin tartışılabildiği temel tasarım eğitimini geliştirerek bu anlamda tasarım eğitimine yepyeni bir bakış açısını yerleştirmiştir. Günümüzde dahi sanat tasarım eğitimi veren okullar için hala geçerli bir referans modeli oluşturmaktadır.
Anahtar Kelimeler: Bauhaus, Temek Tasarım, Mimarlık, Modern Sanat, Tasarım
Okulu
Bauhaus Okulu ve Eğitim Anlayışı
BAUHAUS SCHOOL AND CONCEPT OF EDUCATION
ABSTRACT
Bauhaus is a school that provided art, design and architecture education in the
half of the twentieth century and has brought new approaches to areas such as
architecture, industrial design and city planning. Development of the plastic art
corresponding to the development in all areas of life with industrial revolution forced artist training institutions to regeneration. In this context, Bauhaus affected all
forms of art by creating a new architecture tendency. It especially leaded to the
works about the role of art and artist to the new life style rised in the industrial period. Raising awareness of the society that the artist live with about the social subjects and giving resposibility to them was one of the aims of Bauhaus among many
others. The general approach of the school is formed on the basis of the usage of art
references for benefit of people. Today, it is possible to say that the Bauhaus school
of art education for many is a model.
Anahtar Kelimeler: Bauhaus, Basic Design, Architecture, Modern Art, Design
School
1.GİRİŞ
Bir döneme damgasını vurmuş ve ardından gelen birçok tasarım okulunu derinden etkilemiş olan Bauhaus Okulu bünyesinde yetiştirdiği mimar ve sanatçılarla birçok ilke de imza
atmayı başarmış bir ekoldür. Tasarıma yaklaşım şekli fonksiyonel çözümlemeler ve soyutlamalardan geçen okulun eğitim anlayışında pratik çözümlemelerin soyut düzlemlerde ele alınıp
teoride çözüldükten sonra pratik hayata geçirilmeleri esas alınmıştır. Böylece tasarımcının projenin herhangi bir aşamasında karşılaşabileceği problemlerin daha önceden yüzleşmesi ve çözümlemeler getirmesi hedeflenmiştir. Bu mantıkla oluşturulan temel tasarım dersi adeta bir
simülasyon görevi görmüştür. Bu ders günümüzde de birçok tasarım okulunda okutulmaktadır.
2.AMAÇ
Bauhaus okulunun mimarlık, sanat ve tasarım alanına yaptığı katkılar izlediği yaklaşım
ve metodların araştırılması ve etkilerinin tanıtılması amaçlanmıştır.
3. YÖNTEM
Bu makalede literatür tarama yöntemi, nitel araştırma yöntemlerinden olan betimsel
analiz ve içerik analizi yöntemleri kullanılmıştır. Literatür tarama yöntemi ile elde edilen veriler
belirlenen temalara göre özetlenmiş ve yorumlanmıştır.
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 2, Sayı:3, Mart 2016, s. 154-162
155
Bauhaus Okulu ve Eğitim Anlayışı
Bauhaus okulu Walter Gropius tarafından ilk olarak 1919 yılında Weimar’da kurulmuş
daha sonra Dessau’ya son olarak da Berlin’e taşınmıştır. Uzun bir kopukluk döneminden sonra
sanat ile zanaatı tekrar birleştirme başarısını göstermiştir. Bauhaus’da herhangi bir ürünün
tasarımı yapılırken estetik kaygılar ve içerikten ziyade fonksiyonuna yönelik ihtiyaçlardan hareket edilmesi esas almıştır. Sanat ve mühendisliğin 19.yüzyıldaki gibi mutlaka birbirine yabancı kalması gerekmediğini, hatta bu ikisinin birbirinden yararlanabileceğini göstermeye çalışmıştır. “Bauhaus’un savunduğu kuramlar kimi zaman fonksiyonalizm sloganı ile özetlenir. Buna
göre, eğer bir şey amacına uygun tasarlanırsa güzellik kendiliğinden gelecektir.” (Gombrich,
1997, s.560)
156
Görsel 1. Gropius, Walter (1925-26) Bauhaus'un Dessau'da tasarlanmış merkez binası maketi
Bauhaus'un sanat anlayışı, kitlelerin sorunlarına çözüm getirmekti. Böylece daha hümanist bir çevre yaratılmasında, sanatçıya sorumluluk ve görev yüklemeyi de amaçlıyordu.
Kurucusu Walter Gropius’un benimsediği yeni ve fonksiyonel bir tarzdı. “Fonksiyonellik yeni
mimaride eskiye göre bir türlü vazgeçilemeyen süse ve gösterişe engel oluyordu. Bu yüzden
yeni mimarlıkta biçim fonksiyonelliğe bağlı gelişmekteydi. İşe uygunluk ve ihtiyaca göre hareket etme Bauhaus anlayışının gözden uzak tutamadığı bir kural haline geliyordu.
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 2, Sayı:3, Mart 2016, s. 154-162
Bauhaus Okulu ve Eğitim Anlayışı
Burada üzerinde durulması gereken gerçek, eski taş mimarlığı ile yine ona ait statik hesapları ve tekniklerinin 19.yy.dan itibaren gereksinim duyulan yeni yapıların kurulmasına olanak vermemesi nedeniyle, tarihe karışmak zorunda olduklarıydı.” (Turani, 1998, s.47)
157
Görsel 2. Gropius, Walter (1925-26) Bauhaus'un Dessau'da tasarlanmış merkez binası
Gropius’un amacı sanat ve zanaatı birleştirerek, fonksiyonel ve aynı zamanda sanatsal
ürünler yaratmaktı. Sanatsal becerinin üzerine endüstriyel tasarım metotları adapte ederek, bir
anlamda sanatın hayata entegre edilmesini hedefliyordu. “Sanatla zanaatın entegrasyonu derken güdülen amaç, sanat eserinde teori ve pratiği birbirinden ayrılmaz hale getirmektir. Başka
bir deyişle, söz konusu eserin tasarlanma ve imal edilme safhalarını bölünmez bir bütün halinde görmektir. Buna ortaçağ’ın, tarımsal düzenin organik zanaat anlayışına dönüş de diyebiliriz.
Ne var ki, Bauhaus makinayı çağdaş düzenin üretim aracı olarak kabul ettiği için mekanik çoğalma olayı da bundan böyle bir gerçek olarak karşımıza çıkacaktır. Çare yeni şartlara uygun
bir tasarlama sistemi getirmekti. Öznel müdahaleler yerine nesnel kurallara, peşin kararlara
dayanan “Endüstri Dizaynı” yeni düzenin tasarlama sistemi olarak kısa zamanda bütün dünyaya kendini empoze etmesini bilmiştir. Sanatta nesnel kuralların bir takım analizlerle araştırılması ve bu yoldan elde edilen temel elemanlarla yeni sentezlere gidilmesi ise aslında “Temel
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 2, Sayı:3, Mart 2016, s. 154-162
Bauhaus Okulu ve Eğitim Anlayışı
Dizayn”dan başka bir şey değildir. Böylece Bauhaus’un sanat-zanaat entegrasyonu amacını
sağlayan yolun mutlaka temel dizayndan geçtiğini açıkça görmekteyiz.” (Özer, 2004, s.320)
158
Görsel 3. Schmidt, Joost (1925) Bauhaus Poster, Bauhaus-Arşivi Berlin
Temel tasarım dersi fikri ilk Bauhaus’da oluşmuş ve günümüzde dünyadaki çoğu mimarlık okullarınca benimsenmiştir.“Temel tasarım, belirli bir sanat dalında (söz gelimi mimaride, heykelde, seramikte) somut verilerle belirlenmiş işlevlere cevap verecek yapıtları tasarlayıp
biçimlendirecek sanatçıları, bu çalışmalarında karşılaşabilecekleri çeşitli hallere hazırlamayı
amaçlar. Diğer bir söyleyişle, gerçek konuları biçimlendirirken sanatçının çözmesi gerekebilecek çeşitli problemleri soyut örnekler, alıştırmalar niteliğinde ona önceden tanıtmaya, öğretmeye çalışır.” (Özer, 2004, s.329)
Temel tasarım dersiyle öne çıkan bu soyutlama yaklaşımı kısa zamanda benimsenerek
sanatın diğer alanlarına da sıçramıştı. “Non-figüratif denen bu yeni anlayışın, yüzyılımız dışında tarihte hiçbir kez yer almadığı ve bu anlayışın hiçbir kavrama ve sembolleştirmeye dayanmadığını bilmekte yarar vardır. Non-figüratif çalışan sanatçı, kendi bulduğu soyut biçim ve
renklere, doğa ile hiçbir bağlantı kurmadan, aynen bir müzisyenin soyut notaları kompoze ettiği gibi bir anlayışla varmaktadır.
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 2, Sayı:3, Mart 2016, s. 154-162
Bauhaus Okulu ve Eğitim Anlayışı
159
Görsel 4. Kandinsky,Wassily (1923) Circles in a Circle / Çember İçinde Çember, Philadelphia
Sanat Müzesi, Louise ve Walter Arensberg Kolleksiyonu
Bauhaus grubu sanatçıları, yan yana renkli yüzeylerin birbirlerine etkilerini, tek renkli
bir yüzey üzerinde yer alan diğer tek renkli bir yüzeyin resimsel işlevini ve nokta, doğru, eğri
ya da kesik ve dalgalı çizgilerin kompozisyonel işlevlerini araştırıyorlar ve böylece bir biçim ve
renk grameri yakalamaya çalışıyorlardı.” (Turani, 1998, s.120)
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 2, Sayı:3, Mart 2016, s. 154-162
Bauhaus Okulu ve Eğitim Anlayışı
160
Görsel 5. Klee, Paul (1922) Senecio, Basel Sanat Müzesi
Bauhaus'taki ilk öğretmenler genelde sanatçılardan oluşuyordu. Modern resimle ilgili
sayısız fikir üretildi. Wassily Kandinsky, Paul Klee ve diğer Bauhaus sanatçıları resimlerin geleneksel kavramlarından uzaklaşarak, soyutlamaya ve sanatsal tasarımın teorilerini ve yasalarını analiz etmeye yöneldiler.
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 2, Sayı:3, Mart 2016, s. 154-162
Bauhaus Okulu ve Eğitim Anlayışı
“Kandinsky, dış gerçekliği iç gerçeklikten ayırarak dış gerçekliği kullanmaktan vazgeçti. Bu adım, modern sanat açısından çok önemliydi. Kandinsky iç gerçekliği ifade etmek için
yoğun renkler, rastlantısal fırça darbeleri, kıvrak, yumuşak çizgiler ve belirli bir formu olmayan
şekiller kullandı. O ilk soyut dışavurumcuydu. İçsel gerçekliği geleneksel olmayan soyut bir
biçimde ifade eden ilk sanatçıydı; böylece kendi duygu ve düşüncelerini araştıranların görebileceği içselliğin canlılığını ortaya çıkardı. Kullandığı yeni yöntem, geleneksel sunum yöntemlerinden daha iyiydi; çünkü içsel gerçeklik, dış gerçeklikle karşılaştırıldığında soyut görünüyor
ve yaratıcı bir biçimde yorumlandığında canlılığını daha çok gösteriyordu.” (Kuspit, 2006 s.115)
161
Görsel 6. Kandinsky,Wassily (1923) Transverse Line / Çapraz Çizgi, Tale Galerisi
Temel tasarım fikri somut pratikten uzak, soyut çözümlemeleri içeriyor olsa da getirdiği önerilerle farklı bir soyut sanat fikrinin oluşumuna ön ayak olmuştur. Görünüşte aşırı ve
tuhaf gelen birçok deneme bile, bugün benimsediğimiz tasarımların geliştirilmesinde önemli rol
oynamıştır. O zamanlarda üzerinde çalışılan yeni biçimler ve renk düzenlemeleri, bugün grafik
sanatlarının en sıradan ürünleri haline gelmiştir. Bunları reklam afişlerinde dergilerde ve dokumalarda gördüğümüzde oldukça normal karşılıyoruz.
Bauhaus yeni biçim ve motif birleşimlerinin, günlük yaşama girmeden önce denendiği
bir alan olmuştur. Bauhaus’un yarattığı etki alanı sanat eğitimi kurumları açısından bakıldığın-
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 2, Sayı:3, Mart 2016, s. 154-162
Bauhaus Okulu ve Eğitim Anlayışı
da da aynı derecede önem taşımaktadır. Bugün sanat eğitiminde pek çok okul için Bauhaus’un
bir model olduğunu söylemek mümkündür.
KAYNAKLAR
Gombrich, Ernst Hans (1997). Sanatın Öyküsü, (E. Erduran, Ö. Erduran, Çev.), İstanbul: Remzi
Kitabevi
Turani, Adnan 1998, Çağdaş Sanat Felsefesi, İstanbul: Remzi Kitapevi
Özer, Bülent (2004), Kültür Sanat Mimarlık, İstanbul: Yapı Yayınları
Kuspit, Donald. (2006). Sanatın Sonu (Y. Tezgiden, Çev.). İstanbul: Metis Yayınları
162
Kesit Akademi Dergisi (The Journal of Kesit Academy) Yıl: 2, Sayı:3, Mart 2016, s. 154-162

Benzer belgeler