3.Bölüm

Transkript

3.Bölüm
88 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Daha sonralar› su kaynaklar›n›n azalmas›, kente ulaflt›r›lan
yüzey sular›n›n farkl› mevsimlerde debisinin de¤iflmesi, kente
kurak mevsimlerde talebin karfl›lanmas›, geniflleyen kent ve artan su ihtiyac› nedenleriyle suyun bentlerde toplanmas› yoluna
gidilmifltir.
Osmanl›’da Bent yap›m› Sinan’›n K›rkçeflme Su Yolu projesinden sonra bafllar. Merhum hocam Prof. Çeçen bir makalesinde180 “Tesis tamamland›ktan sonra do¤u kolu üzerinde Topuz Bendi,
sonraki y›llarda Büyükbent ve Kirazl› bent, Kuzey kolu üzerinde ise
Ayvad Bendi yap›larak ya¤›fll› mevsimlerdeki sular toplanm›fl flehre daha fazla su verilebilmifltir.” demektedir.
Halkal› Suyu’nun kente yetmemesi, su s›k›nt›s›n›n artmas›
üstüne Kanuni Sultan Süleyman, Mimar Sinan’› ça¤›rarak “K⤛thane bölgesinden ‹stanbul’a yeterli su sa¤lanmas›n›n mümkün olup olmayaca¤›n› sorar. Sinan, “Yeterli su var ancak ‹stanbul’a getirilmesi çok pahal›” olur der. Kanuni derhâl bafllamas›n› emreder. 1554-1563 aras›nda K›rkçeflme Tesiseri olarak bilinen kimi kemer ve bentler yap›l›r.
K⤛thane ve Alibey Deresi çevresindeki bu su düzeni K›rkçeflme olarak bilinmektedir. Bu proje kapsam›nda Ma¤lova Kemeri, Uzun Kemer, Güzelce Kemer ve bir de bafl havuz yap›lm›flt›r.
Bu su iletim sisteminde dört adet bent bulunmaktad›r. Do¤u
kolunda bulunan bentler s›ras›yla; Topuz Deresi üzerine II. Osman devrinde 1620 y›l›nda yap›lan 7 m yüksekli¤inde ve 16,5 m
uzunlu¤unda II. Osman Bendi (Karanl›k Bent, Kömürcü Bendi,
Topuz Bendi), çevredeki di¤er ufak derelerinde de sular›n› toplamak üzere III. Ahmet döneminde yap›lan ve 1724 y›l›nda tamamlanan Büyük Bent181 (Bend-i Kebir, III. Ahmet Bendi) ve
Kirazl›dere üzerine kuruldu¤undan Kirazl› Bent olarak adlan180 Kâz›m Çeçen “XVI. Yüzy›lda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Yap›lan Su
Tesisleri” Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Doru¤u. 16. Yüzy›l Teknolojisi
Kitab› Kâz›m Çeçen(ed) ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, 2000, s. 33.
181 10 m yüksekli¤inde 65, 5 m uzunlu¤unda.
89 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
d›r›lan, II. Mahmut döneminde 1837 y›l›nda yap›lan II Mahmut
Bendi’dir.182
Bat› kolunun tek bendi ise 1766’da Ayvad Deresi üzerine III.
Mustafa döneminde yap›lan Ayvad Bendi183 (III. Mustafa Bendi)’dir.184
Su Kemerleri
Roma döneminden beri flehre su getirmek için kullan›lan bir
sistem olan su kemerleri; suyun seviyesini kaybetmeden suyu
dere ve vadilere karfl›ya geçirmek ve ayn› yükseklikte bir noktaya ak›tabilmek için köprü fleklinde ayakl› kemerler üstüne yap›lan su yollar›d›r.
Ma¤lova Kemeri
Kanuni Sultan Süleyman döneminde; ‹stanbul’a Belgrad Ormanlar›’ndan su getiren, kullan›lamaz durumdaki eski Roma su
yolu Mimar Sinan taraf›ndan ekler ve katma sularla yeniden yap›land›r›larak K›rkçeflme Tesisleri ad›n› alm›flt›r.
182 Nirven, Saadi Nâz›m. ‹stanbul Sular›, ‹stanbul, 1946, s. 166.
183 Bu bendin kret uzunlu¤u 55 m, yüksekli¤i 12 m’dir.
184 Yard. Doç. Dr. Nezih R. Aysel “‹stanbul’un Tarihi Su Sistemleri: K›rkçeflme Tesisleri” Tarihi Su yap›lar› Konferans› Bildiriler Kitab›. 26-27
Haziran 2008 DS‹ II Bölge Müdürlü¤ü ‹zmir.
90 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
‹ki kolu bulunan K›rkçeflme Tesisleri 55 km uzunlu¤undaki
isale hatt› ile suyu flehre getirerek, flehrin 34 metreden afla¤›daki
kotlar›na su verirdi. Tesis ilk yap›ld›¤›nda 5 720 m3/gün su vermekteydi. Daha sonra yap›lan ilaveler ile verilen su 17.413
m3/gün’e ç›km›flt›r.185
Osmanl› döneminde ‹stanbul’da yap›lan en önemli su tesislerinden biri olan bu tesis için Kovukkemer, Pafla Kemeri, Uzunkemer, Ma¤lova Kemeri, Güzelce Kemer gibi kimi an›tsal ölçekte 33 tane su kemeri yap›lm›flt›r.
91 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
kalm›fl en uzun su kemeridir. ‹ki katl› Uzun Kemer 26 m yüksekli¤inde ve 710 m uzunlu¤undad›r.
Uzun Kemer
Süleymaniye ‹sale Hatt›’n›n Geçti¤i Bozdo¤an Kemeri186
Bal›kl› Kemeri
Kemerburgaz ormanl›¤›n›n kuzeybat›s›nda, K⤛thane Deresi
üzerinde yer alan Uzun Kemer’in temelleri Roma devrinden kalm›flt›r. Bu temeller üzerine Mimar Sinan taraf›ndan yeniden inflaa edilen bugünkü kemer, ‹stanbul’un ve Türkiye’nin ayakta
185 Tevfik Göksu Kurakl›k ve Su Yönetimi Sunumu ‹SK‹ 9.09.2008.
186 Kâz›m Çeçen “Osmanl› Suyollar›nda Künkler, Debi Ölçme Tertibat› ve
Su Terazileri” Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Doru¤u. 16. Yüzy›l Teknolojisi Kitab› Kâz›m Çeçen(ed) ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, 2000, s. 26.
Havuzlar
Gelen sular› toplay›p tasfiye eden ve ana galeriye sevk eden,
çaplar› 2 m ile 30 m aras›nda de¤iflen, genellikle daire planl›, 220 m derinli¤inde tek veya çift gözlü tesislerdir. Çift katl› örnekleri de vard›r.
‹stanbul’da 1554-1564 aras›nda yap›lm›fl tarihî su toplama
merkezi Havz-› Kebîr (Baflhavuz) bugün hâlâ kullan›lmaktad›r.
Bu havuz Mimar Sinan’›n K›rkçeflme sisteminin do¤u ve bat› ko-
92 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
lunun birleflme yeridir. Havuzun giriflte çap› 13, 83 m olup yukar› do¤ru daral›r. Osmanl› döneminde tarihî K›rkçeflme su yollar›na ba¤l› bu havuzda toplanan içme suyu, dinlendirildikten
sonra kemerler vas›tas›yla ‹stanbul’a getirilir ve E¤rikap› maksemine kadar ulaflt›r›l›rd›. Günümüzde ‹SK‹’ye ba¤l› olan Kemerburgaz’daki havuzun çevresinde koruma amac›yla demir parmakl›klar bulunmaktad›r.
93 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
koldan flehre da¤›tmaktayd›.187 Bu kollar›n biri Beyo¤lu-Galata
istikametine di¤erleri ise Tophane-F›nd›kl› ve Kas›mpafla istikametlerine ayr›l›rd›. Birinci ve ikinci kolda 18 lüle, üçüncü kolda
ise 5 lüle olarak toplam 24 lülesi bulunan bu yap› Taksim Meydan›’na ve bu su yoluna ad›n› vermifltir.
Taksim Maksemi. ‹stanbul 1920
Maslaklar
Havuzlardan flehre giden ana galerilerin kollara ayr›ld›¤› uygun noktalarda infla edilen küçük yap›lard›r. Maslaklar maksemler gibi lüleli taksim sand›¤› ile donat›lm›fl olup, akan su
miktar›n› tayin ve tespite yararlard›. Kimi kaynaklarda taksim /
maksemlerle kar›flt›r›lan maslaklar flehir d›fl›nda yap›lm›flt›r.
Maksemler
Maksemler, flehre gelen sular› flehir içindeki çeflme ve binalara da¤›tmak için, su miktar›n› belirleyen lülelerden geçirerek
savak denilen tevzi / da¤›t›m teknelerine ak›tan düzene¤e sahip, üstü kubbe veya tonoz ile örtülü bir binadan oluflan su hazneleridir. Yer üstünde (Taksim, Eyüp, Harbiye, E¤rikap› maksemleri gibi) ve yer alt›nda (Hac› Osman Bay›r› Maksemi gibi)
olmak üzere iki tipte infla edilmifllerdir.
Bunlardan Taksim Maksemi 1732 y›l›nda Sultan I.Mahmut
taraf›ndan infla edilmifltir. ‹stanbul’un en yüksek bölgelerinden
birine yap›lm›fl olan bu maksem Bahçeköy’den gelen sular› üç
Taksim Maksemi Su Lüleleri
‹stanbul’daki maksemlerin en büyü¤ü surlar›n d›fl›nda E¤rikap› maksemi veya Savaklar Kubbesi’dir. E¤rikap› Maksemi
K›rkçeflme isale hatt›n›n son buldu¤u yerdir. Mimar Sinan’›n
eseri olan bu maksemin iç ölçüleri 5, 95x5, 95 m olup çat›s› piramit fleklindedir. ‹çindeki lülelerden bu maksemin günde 6 968
m3 su da¤›tt›¤› bilinmektedir.188
Su Terazileri
Sular›n kayna¤›ndan gelirken yolda kaybetti¤i bas›nc› tekrar
kaz›nd›rarak yüksek rak›ml› mahallelere ayn› bas›nçla da¤›tan,
3-10 m yükseklikte kulelerdir. Ayn› seviyeli yerlere su da¤›tan
bir çeflit maslak düzenindedirler. Osmanl›’da suyun tafl›nd›¤› 22
cm çap›ndaki künkler genellikle 1 atmosfer bas›nca kadar dayan›rd›. Çap büyüdükçe bu dayan›kl›l›k azal›rd›. Bu yüzden bas›nc› ayarlamak için su teraziler yapmak zorunlu olurdu. Bu yüz187 Kâz›m Çeçen “Osmanl› Suyollar›nda Künkler, Debi Ölçme Tertibat› ve
Su Terazileri” Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Doru¤u. 16. Yüzy›l Teknolojisi Kitab› Kâz›m Çeçen(ed) ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, 2000, s. 54.
188 Geçmiflten Günümüze ‹stanbul’da Su Yönetimi ‹SK‹ Yay›n›.
94 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
den su terazileri yaln›z künklerin bas›nç alt›nda çal›flt›¤› bölgelerde infla edilirdi. Bu su terazileri künkler içinde ak›ma engel
olan hava birikimini de önlerdi.189
1903 y›l›ndaki büyük yang›ndan sonra Edirne’de su terazisi
Sultanahmet Su Terazisi aç›l›fl töreni190
189 Kâz›m Çeçen “Osmanl› Suyollar›nda Künkler, Debi Ölçme Tertibat› ve
Su Terazileri” Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Doru¤u. 16. Yüzy›l Teknolojisi Kitab› Kâz›m Çeçen(ed) ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, 2000, s. 62.
190 Damla ZEYBEKO⁄LU1, Hatice KIRAN ÇAKIR, Aycan ÖZENÇ Edirne’deki Su Terazilerinin Analizi Trakya Üniversitesi Mühendislik-Mimarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü http://www.edirnetarihi.com/edirnedeki-su-terazilerinin-analizi.html Eriflim, 2 fiubat 2012.
95 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Niflan Tafllar›
Osmanl›’da su kaynaklar›n›n veya kuyu sular›n›n tespit edildi¤i yerlere su temini projelerinde kullan›lmas› için ilgi çekici
baz› iflaretler konulmufltur. Bunlar genellikle aç›k arazilerde
rastlanan ve üzerinde kitabeler bulunan bir mezar tafl› görünümündeki kaynak tafllar›d›r. Bu tafllar›n çoklu¤u bu konuda yap›lan çal›flmalar›n yo¤unlu¤unu ve ‹stanbul su flebekesinin kaplad›¤› alan›n büyüklü¤ünü gösterir.
‹stanbul’da bugün de kullan›lan semt isimlerinin ço¤u (Fatih, Bayaz›t, Süleymaniye, Sultanahmet, Mithatpafla, Taksim,
fiehzadebafl› Topkap›, vb.) Osmanl› dönemindeki tarihî flahsiyetlerin, sultanlar›n, tarihî yap›lar›n, isimlerinden gelir. Bunlar›n
d›fl›ndaki di¤er semt isimlerinin ço¤unun da tarihsel bir ba¤lant›s› oldu¤u söylenebilir. Örne¤in baz› araflt›rmac›lar Niflantafl›
semtinin ismini yukar›da aç›klanan kaynak tafl›n›n o bölgede
bulunmas›ndan alm›fl olaca¤›n› ileri sürerler. Bir di¤er kaynakta
da bu semtin ismiyle ilgili yine bir tafl öyküsü anlat›l›r. Buna göre at›fl yar›flmalar›nda at›lan okun düfltü¤ü yere an› olarak genellikle üstünde kitabe bulunan bir tafl dikilir. Bu tafla niflantafl› denirdi. Niflantafl› semtinde bu tafllardan iki tane bulunuyor.191
Semt ad›n› bu tafllardan alm›fl.
Tersip / Çökeltme Havuzlar› ve Su Ölçüm Sistemi
fiehre gelen sular makseme gelmeden önce birbirine geçen
havuzlardan oluflan su tesislerinde temizlenip dinlendirilirdi.
Su, bu havuzlarda dinlendirildikten sonra makseme gelir ve taksim edilirdi.
Osmanl›larda su ölçme sistemi her çeflmeye giden sular›n belirlenmesi aç›s›ndan önemliydi. Kaynaklar› vak›f sular›, mülk
sular› (Sultan taraf›ndan temlikname ile kullan›m› flahsa ba¤›fllanm›fl sular), miri sular, hassas sular› gibi de¤iflik düzenlemelere dayal› olan sular›n çeflmelere, belirlenen miktarda verilmesine dikkat edilirdi.
191 Teflvikiye Camisi’nin avlusundaki iki niflantafl›ndan biri 3. Selim’e ait ve
1790-1791’de dikilmifl. Di¤eri 2. Mahmud’a ait ve 1811 y›l›nda dikilmifl.
96 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Genifl ve uzun dikdörtgen fleklinde tafltan bir sand›¤›n üzerine savaklar-su toplama tekneleri düzenlenir, eksenleri su seviyesinden 96 mm afla¤›da olan de¤iflik çapl› k›sa pirinç borular
sand›¤›n bir kenar›na dik olarak yerlefltirilir, iç yüzeyleri sand›¤›n iç yüzü ile ayn› olur borular iç çaplar›na ve debilerine göre
lüle, kam›fl, masura, çuvald›z, hilal gibi adlar al›rlard›. En çok
kullan›lan ölçü birimi lüle; yuvarlak küre fleklinde, otuz dirhem
(yaklafl›k 96,50 gr) a¤›rl›¤›ndaki bir kurflun borunun içinden geçebilece¤i kadar bir delikten akan su miktar› olarak tan›mlanm›flt›r.
Osmanl›’da Çeflme Çeflitleri ve Sebiller
Osmanl› çeflmeleri, özellikle de ‹stanbul Çeflmeleri deyince
flöyle bir durmak gerekiyor. Çünkü bu çeflmelerin, lülelerinden
sadece su de¤il, tarih ve kültür de akar. Hatta sular› kesik olan,
bak›ms›z duran baz›lar›ndan bir dönemin tarihini, su ve vak›f
yönetimiyle ilgili inceliklerini kitabelerinden192 okumak da
mümkündür. Üzerlerinde tafl›d›klar› tarih ve kültür bak›m›ndan, Osmanl›’da asl›nda her çeflme bir kitabedir.
Osmanl›’da çeflme deyip geçilmez. Çünkü çeflmeler konumlar›na ve ifllevlerine göre isimlendirilmifltir. Yavuz Bahad›ro¤lu’nun makalesinde193; cephesi bir yap› ya da avlu duvar› üzerinde bulunan çeflmelere “duvar çeflmesi”; müstakil bir yap› olarak meydanlara yap›lan çeflmelere “meydan çeflmesi”; kervanlar›n konaklad›¤› flehirleraras› noktalarda ve flehrin çevresindeki
mesirelerde bulunan namazgâhlar›n yan›nda yap›lan çeflmelere
“namazgâh çeflmesi”; saray, konak, köflk ve yal›larda temizlik,
abdest almak ve su sesi ile dinlemek amaçl› yap›lan çeflmelere
192 ‹stanbul Çeflmeleri’nde, tafl veya mermer levhalar üzerine ifllenen, çeflmeyi yapt›ran kifliyi öven ve çeflmenin inflaa tarihinin kaydedildi¤i
manzum metinlere “kitabe” deniyor.
193 Yavuz Bahad›ro¤lu “Osmanl›’da Su Medeniyeti ve Çeflme Kültürü”
Moral Dünyas› Dergisi 06.07.2010 http://www.forumankebut.net/forum/osmanli-tarihi/74322-osmanlida-su-medeniyeti-ve-cesme-kulturu.html ulafl›m 12 Mart 2012.
97 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
“oda çeflmesi”; cami avlusu, iskele meydan› gibi yerlere yap›lan
çeflmelere “sütun çeflmesi”; gelip geçenlere su ve flerbet da¤›t›lan
çeflmeli yap›lara “sebil”; yap›ld›klar› yer itibar›yla çukurda kalan çeflmelere “çukur çeflme”; iki veya üç cepheli çeflmelere “çatal çeflme”; yap› ve sokaklar›n köflelerinde yer alan çeflmelere
“köfle çeflmesi”; minare ayaklar›nda infla edilen çeflmelere “minare çeflme”; Sürre Alay› ile hacca gidenlerin, ayr›ca sefere ç›kan
ordu veya kervanlar›n u¤urlanma yerlerinde yap›lan çeflmelere
“ayr›l›k çeflmesi”; flehirden ayr›lanlar›n ya da gelenlerin buradan flehre bakarak flehri âdeta selamlad›¤› yerlere yap›lan çeflmelere “selami çeflme”; flehre girifl ç›k›fllar› kontrol etmekle görevli bostanc›bafl›n›n kontrol noktas›nda yap›lan çeflmelere de
“bostanc› çeflmesi” dendi¤i belirtilmektedir.
Çeflme ve Sebiller uzun süre Osmanl› su yönetiminin kilit
tafllar› olmufltur. Osmanl›’da bu su yap›lar›n›n yap›m›ndan iflletilmesine kadar beledi, dinî, sosyal ve politik yanlar› bulundu¤u
kabul edilmektedir.194 Di¤er taraftan bu ifllev sadece çeflme say›s› ile s›n›rl› olmay›p bu çeflmelerin da¤›l›mlar›, infla tarihleri
vak›flar›n özellikleri kentteki günlük yaflamdan mahalle ve sakinlerinin prestijlerine kadar birçok fleyin göstergesi de olabilmektedir. Örne¤in ‹stanbul’da baz› mahalleler di¤erlerine nazaran daha fazla çeflmeye sahipti. fiehzadebafl›’nda 24 adet çeflme195 varken Topkap›’da bu say› sadece 10’dur.Çeflmeler genellikle Eyüp ve fiehzadebafl› gibi özel mahalleler hariç en kalabal›k
olarak bilinen mahallelerde yap›lm›flt›r. Di¤er taraftan enventerlere göre çeflme yap›m›nda sultanlar 44 çeflme, han›m sultanlar
ve harem kad›nlar› 38, vezirler 41, ulu kifliler 53 çeflme (Toplam
176) yapt›r›rken sair kifliler de hemen hemen ona yak›n olarak
174 çeflme yapt›rm›flt›r.196 Bu durum çeflme yap›m›n›n saray
çevresinin d›fl›nda da dinî amac›n yan› s›ra bir itibar, sosyal
194 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 63.
195 X. ve XII. yüzy›llar aras›nda yap›lm›flt›r.
196 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 64.
98 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
mevkiini gösterme unsuru olarak ele al›nm›fl olabilece¤ini ortaya koymaktad›r.
Sai Mustafa Çelebi’nin Sinan’dan naklederek yazd›¤› Tezkiret-ül Ebniye’de;
Olup cari ol ab› pür safada
Yap›ld› çeflme üç yüzden ziyade
‹fadesinden de K›rkçeflme su yolu projesinde Mimar Sinan
döneminde 300’ün üzerinde çeflme yap›ld›¤› anlafl›lmaktad›r.197
20 yüzy›l›n bafl›nda ‹stanbul’da hemen hemen her sokakta
en az bir tane kay›tl› çeflme bulunur.
Duruma gelinmifltir. Bu dönemde ‹stanbul’daki kay›tl› çeflme say›s› 1 553 adettir.198
Asl›nda çeflmeler Osmanl›’da, genifl saçaklar›nda insanlar›n solukland›¤›, mahallelinin birbiriyle hasbihal etti¤i, dostluklar›n kuruldu¤u, dostluklar›n pekiflti¤i mekânlar olmufltur.
K›sacas› özellikle mahalle çeflmeleri o dönemde çevresinde bir
sosyal yaflant›n›n olufltu¤u cazibe merkezi ifllevi de görmüfllerdir.
Yukar›da verilen çeflme say›lar› baflka belgelerde daha farkl›d›r. Bunlar›n aras›nda 17. yüzy›lda ‹stanbul’da 5 935 büyük
197 Çeçen, Kâz›m. ‹stanbul’un Osmanl› Dönemi Su Yollar›, ‹SK‹ Yay›nlar›,
‹stanbul, 2000.
198 Kâz›m Çeçen; ‹stanbul’da Osmanl› Devrindeki Su Tesisleri. ‹stanbul,
1948, s. 290.
99 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
çeflme199 ve 9 995 küçük çeflme oldu¤unu belirten yay›nlar da
vard›r.200
Çeflmenin Saraydaki Farkl› ‹fllevi!
Saraydaki arz odas› Padiflahlar›n Sadrâzam›, devlet erkân›n› ve
ecnebi elçileri huzuruna resmen kabul etti¤i yer olan “Dergâh-›
Muallâ” içindeki resmi makamd›r. Arz odas›n›n içi ufak ancak Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun bütün görkemini tafl›yan bir salondan
ibarettir. Arz odas›n›n içinde bir de çeflme vard›r. Hükümdar›n kabul etti¤i devlet adamlar›yla mahrem konufltu¤u zaman d›flardan
dinlenilmemesi için bu çeflme aç›lmakta ve kubbe içindeki yank›lanmalar›yla içerdeki konuflmalar d›flar›dan anlafl›lmamaktad›r.201
Sebiller
Sebil, Arapça hay›r ve iyilik yolu ve bu yolda hayrat olarak
da¤›t›lan su demektir.
Türk sanat›nda bafll› bafl›na bir varl›k teflkil eden çeflmelerin
yan›nda suyun bir «aziz» gibi takdis edildi¤i devirlerde kurulan
su hayratlar› aras›nda zarif Türk sebilleri de görülür. Bunlar çeflmelerin daha incelmifl, dantela gibi örülmüfl birer su içme tesisleridir. Ekseriyetle yuvarlak ve yar›m yuvarlak olan ve bazen de
köfleli yap›lm›fl olan sebillerin yan›nda bir de çeflmeleri bulunur.
Bunlar ya tek bir çat› alt›na girmifl veya baflka bir binaya, bir yap›ya kat›lm›flt›r.
Anadolu Selçuklular›ndan beri bilinen ve günümüzde de
kullan›lan baz› sebillerde su yüksekçe bir kaide üzerine musluklu tekneler veya küplere doldurulmufltur. Mermerden yap›lm›fl
olan ve vak›f görevlileri taraf›ndan doldurulan bu teknelerden,
bir zincirle tekneye veya duvara ba¤lanm›fl olan taslar› kullanarak isteyen herkes su içebilirdi.
1496 y›l›nda Efdalzade Sebili, Sebillerin ‹stanbul’da bilinen
en erken örneklerindendir. Hay›r, ve vak›f tesisleri olan ve Arap199 Grelot, Relation Nouevelle d’unVoyage de Constantinopole, s. 294.
200 Evliya Çelebi, Seyahatname, I, s. 509.
201 Erol Özbilgen “99 Soruda OSMANLI” ‹z Yay›nc›l›k, 2012, s. 55.
100 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
çada yol anlam›na gelen sebil kelimesi “Sebil-ul Allah”, yani
“Allah yoluna” sözünün k›salt›lm›fl›d›r. Sebillerin de¤iflik bir türü olan “selsebiller” Anadolu’daki Selçuklu ve Osmanl› mimarisinde karfl›m›za ç›kmaktad›r. Arapça “tatl› su” manas›na gelen
ve cennette bir p›nar›n ad› olan selsebil kelimesi Kur’an-› Kerim’deki ayette de geçer.202
18. yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren ‹stanbul’daki su sorununu
çözme çabalar› çeflmelerle birlikte sebil say›lar›nda da art›fl› beraberinde getirmifltir.
Abdülhamit Sebili’nde bugün meyve sular› ücretli
Sebiller avlu duvarlar›nda tek bafllar›na yer alabildikleri gibi
türbe, çeflme, hazire veya külliye fleklinde de tasarlanm›fllar. Örne¤in ‹stanbul Fatih semtinde, Fatih Camisi’ne giden yol üzerinde 1818 y›l›nda Nakflidil Valide Sultan Sebili, ayn› ad› tafl›yan
türbe ile birlikte tasarlanm›flt›r.203
202 M. Sabri Do¤an “ ‹slam’da ve Osmanl›’da Su Medeniyeti “http://insaniyardim.ihh.org.tr/insani-yardm-mainmenu-34/say-37-mainmenu50/308-kltr-slamda-ve-osmanlda-su-medeniyeti Eriflim 11 Mart 2012.
203 Yusuf Baydal “Musluklar›ndan sadece su akmayan çeflmeler” 23 02
2011. http://www.gezgindergi.com Eriflim 24 Nisan 2012
101 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Sebiller ekseriyetle dinî tesisat yak›n›nda yap›ld›¤›ndan bunlar› da büyük mabedlerin civar›nda aramak do¤ru olur.204 Örne¤in ‹stanbul’da yaflayanlar›n ço¤unun bakt›¤› ancak görmedi¤i Hac› Emin Efendi Sebili de Dolmabahçe Camisi karfl›s›ndad›r.205
Sebil olarak da¤›t›lan su, bazen sebilhanenin içindeki veya
yan›ndaki bir çeflmeden temin edilirdi. Özellikle yaz aylar›nda
ve bazen Ramazan’›n yaza rastlamas› hâlinde sebil suyu buzla
so¤utulur hatta su yerine buzlu flerbet verilmesi Vakfiye taraf›ndan flart koflulurdu.206 ‹flte sebilhaneleri ve k›saca sebilleri çeflmelerden ay›ran özellik budur.
Bu hizmetlerin d›flar›ya daha iyi sunulabilmesi için sebilhanelerde sebilci denen vak›f memuru görevlendirilirdi. Sebillerdeki bu hizmet anlay›fl› su sa¤lanmas›na verilen önemi ortaya koymas› aç›s›ndan bugüne örnek olmas› gereken bir anlay›flt›r.
Sebil gibi o dönemde halka kolay ve içilebilir su temini aç›s›ndan çok önemli bir ifllev üstlenen bir konuya girmiflken Sel
Sebil’den de söz etmek gerekir.
Arapça “tatl› su” anlam›na gelen ve cennette bir p›nar›n ad›
olan “sel-sebil”ler de su yukar›dan afla¤›ya çeflitli engellere çarparak bir çana¤›n içerisine dökülür. Bu sebiller eskinin bahçelerinde ve hatta evlerinin içinde do¤an›n küçük bir örne¤i olarak
yer alm›flt›r.207
15. yüzy›ldan bafllayarak 19. yüzy›la kadar büyük geliflme
204 Dr. Nâz›m Sadi Nirvan ‹stanbul’da Fatih Sultan Mehmed Devri Türk
Su Medeniyeti ‹stanbul 1953/ http://www.pcteknik.net/turk-tarihi/11226-osmanli-su-medeniyeti.html.
205 Dolmabahçe Camisi’nin karfl›s›nda olan Çeflme ve sebil 1741 y›l›nda1
Mahmud dönemi Sipahi A¤alar›ndan Emin A¤a taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r. Mehmet Emin A¤a öldükten sonra onun ad›na o¤lu Tersane
Emini Hüseyin A¤a taraf›ndan 1756 y›l›nda sebilin yan›na bir okul
yapt›rm›flt›r.
206 M. Sabri Do¤an 2004 ‹slam Su Medeniyeti ve Konya Sular›. Nüve Kültür Merkezi, Konya, s. 27.
207 age., s. 31.
102 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
103 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Hamamlar
Büyük miktarda su temin edilen su ile ilgili tesislerinin aras›na bir sa¤l›k ve sosyal yap›s› olan Türk hamamlar›n› da koymak gerekir. Osmanl› Türkleri baflflehirlerini daha Bursa’dan
Edirne’ye geçirdikleri zaman bir hamam yap› bilgisini de beraber götürmüfllerdi. Osmanl› Türklerinin ilk hamam› Bursa’da
1336’da Orhan Bey taraf›ndan yapt›r›lm›flt›r.208 Edirne’de de camiler, kas›rlar, köprüler, darüflflifalar, çeflmeler gibi dinî ve sosyal birçok yap› infla edilirken Türk hamamlar› da yap›lm›flt›.
Gerek Anadolu Selçuklu Sultanlar› gerekse Osmanl› Padiflahlar› temiz olmay› emreden ‹slam’›n gereklerini yerine getirerek bilhassa baflflehirlerinde hamamlar›n yap›m›na büyük bir
önem vermifllerdir. Bu nedenle anavatan›n ve Rumeli’nin büyük
flehirlerinde günümüze kadar sa¤lam kalm›fl birçok hamamlar
görülür.
Osmanl› döneminde, hamamlar infla edilirken su temini ve
at›k sular›n uzaklaflt›r›lmas› gibi altyap› tesisleri de birlikte düflünülmüfl ve infla edilmifltir. Kapl›ca niteli¤i olmayan hamamlar›n sular› uzaklardan getirilmifl ve at›k sular› da özel olarak infla
edilen kanalizasyon sistemleri ile uzaklaflt›r›lm›flt›r.
Fetihle beraber Türk hamam› mimarisi de ‹stanbul’a girmifltir. ‹stanbul’da ilk yap›lan hamamlar hakk›nda Evliya Çelebi der
ki:
“‹stanbul’da eskiden kalma Azaplar hamam›, Tah-tap hamamlar›
vard›. ‹stanbul’da Osmanl›lar elinde ilk yap›lan hamam Fatih’in binagerdesi olan ‘Irgat hamam›’d›r ki hüddam› saray›n gasil ve t’athirine
muhassas idi. ‹kinci hamam ‘Azaplar hamam›’d›r ki, kefere tarz› mimarîsinden tahvil ile ‹slam adab› üzere yap›lm›flt›r. Andan sonra ‘Vefa hamam›’, ‘Eyyüp hamam›’ bina olunmufltur. ‘Çukur hamam’ ise bundan
sonra yapt›r›lm›flt›r. Bu hamamlar›n levaz›m› Fatih evkaf›ndan tesviye
edilir.” Irgat hamam› için Seyahatnamenin di¤er bir yerinde Evliya
Çelebi flunlar› ilave eder: “Bizzat kendileri için tarz› Rum’da bir cami
inflas›na suru’ ettikte iptida Karaman çarfl›s› içinde ‹rgat hamam›n›
k›rk günde bina etti ki cümle am-mâl her gün gasledüp badehu hizmet
edeler. Hâlâ Irgat hamam› nam› ile flöhret flihard›r.”
“Fatih’in yapt›rd›¤› hamam gayet müsenna-›-derûn oldu¤u gibi
di¤er hamamlardan dahi büyüktür. Sadece camekân› befl bin adam al›r.
Yüz on kurnal›d›r. N›sf› bölünüp keçecilere tahsis edilmifltir”209
Evliya Çelebi flehir içinde ve d›fl›ndaki hamamlar›n ismini
sayd›ktan sonra zaman›nda hamam say›s›n› flöyle tespit ediyor:
“‹stanbul’un enderun ve birununda yüz elli bir hamam vard›r.
Amma hakir M›s›r, Habefl, Sudan diyarlar›nda seyahat ederken ‹stanbul’da on yedi hamam daha bina edilmifltir ki, manzurum olmad›. Amma bu söyledi¤im hamamlar›n hepsini seyir ve temafla ettim. Bunlar›n
tarz-›-bina ve suret-i-tarh›n› ayr› ayr› yazsak Seyahatnamemiz uzar.
Sadece bu hamamlardan Fatih’in yapt›rd›¤› Çukurhamam gayet müsenna ve ruflen oldu¤u gibi di¤er hamamlardan da büyüktür.”210
208 Dr. Nâz›m Sadi Nirvan ‹stanbul’da Fatih Sultan Mehmed Devri Türk
Su Medeniyeti ‹stanbul 1953/ http://www.pcteknik.net/turk-tarihi/11226-osmanli-su-medeniyeti.html.
209 Dr. Nâz›m Sadi Nirvan ‹stanbul’da Fatih Sultan Mehmed Devri Türk
Su Medeniyeti, ‹stanbul, 1953.
210 age.
gösteren sebilhaneler ‹slam su medeniyetinde oldu¤u kadar su
temini anlay›fl› aç›s›ndan da önemli bir yer tutar.
Süleymaniye Camisi ve Külliyesi’nin köflesinde yer alan
Süleymaniye Sebili ve Koca Mimar Sinan’›n Türbesi
104 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
“Yukarda zikrolunan yüz elli bir l›aman››n Küçükpazar’daki ‘Mehmed Pafla hamam›’ndan baflka hepsi çiftedir. Sadece bu hamam ö¤leye
kadar kad›na, ö¤leden sonra erke¤e aç›l›r. Buna göre ‹stanbul’daki bütün hamamlar üçyüz iki olur vesselam. Gerçi ‹stanbul gibi bir sevad-›muazzamda bu kadar hamam az görülür. Fakat ekser vüzera ve ayan ve
kibar konaklar›nda hususi hamamlar vard›r ki e¤er bunlar da say›lacak
olursa, mecmuu ondört bin beflyüz otuz alü\ hamam olur.”211
Evliya Çelebi’nin yukarda ilk vermifl oldu¤u rakamlar›n do¤rulu¤unu fetihten yetmifl iki sene sonra ‹stanbul’da oturmufl
Gyllius’un “De Topographia Constantinopoleos” adl› eserinde
yüzden fazla (bain public) çarfl› hamamlar›n›n bulundu¤unu bildirmifl olmas›ndan da anl›yoruz. Gyllius’un kitab›nda tarif etmifl
oldu¤u hamamlarda bafll›ca soyunulacak yer (opoditerium), so¤ukluk (tepidarium), as›l y›kan›lacak s›cak k›s›m (calodarium)
suyu ve hamam› ›s›tan külhan k›sm› (hypo-causte) bulundu¤u
belirtilir.
1649 y›l›nda Çorum’a gelen Evliya Çelebi’nin kay›tlar›nda
Çorum’da dört hamam oldu¤u yer almaktad›r.
Hamam› alttan ›s›tan k›sma Külhan ya da Cehennemlik denirdi.212 Burada bugün dilimize giren “Külhanbeyi” terimini de
aç›klamam›z gerekir. Külhanbeyi Osmanl›larda hamam oca¤›n›n sürekli yanmas›n› sa¤lamak için o oca¤a odun ve kömür
atan kiflidir. Külhanbeyi olman›n baz› koflullar› vard›r. Elbet, öyle her önüne gelen külhanda yatamaz, külhanbeyi olamaz. Mangal gibi yürek olmas› yetmez, ayr›ca kimsesiz olmak da gerekirdi. Külhanbeyi aday› s›navdan geçerek kadroya al›n›rd›. Bu s›nava kat›lan aday›n; kendisine verilen torbay› en k›sa süre içinde pirinç, ya¤, un ve fleker ile doldurmufl olarak külhana dönmesi beklenirdi.
Külhana k›sa süre içinde dönebilen aday s›nav› kazanm›fl say›l›r ve getirdi¤i malzemelerle pilav ve helva haz›rlan›r ve hep
birlikte yenir ve kardefllik yemini edilirdi.
211 age.
212 Elginkan Vakf› 1993, s. 19.
105 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Sarn›çlar, Topkap› Saray› ve
Ayasofya Yer Alt› Su Kanallar› ile Ba¤l›
‹stanbul’da Bizans döneminden kalan ve Osmanl› taraf›ndan da kullan›lan çok say›da yer üstü ve yer alt› sarn›c›ndan
daha önceki bölümlerde söz etmifltik. Burada bu sarn›çlar›n d›fl›nda son dönemde yap›lan arkeolojik çal›flmada213 Ayasofya
ile Topkap› Saray›’n›n alt›nda sarn›çlar bulundu¤u ve yer alt›
su kanallar›yla birbirlerine ba¤l› olduklar› ortaya ç›kart›lm›flt›r.
2005 y›l›ndan bu yana süren bu çal›flmada su yollar›n›n uzunlu¤unun 3 kilometreyi buldu¤u, H›rka-i Saadet Dairesi’nin
önünde içi su dolu sarn›ç›n haç motifleri tafl›d›¤› belirlenmifltir.
Sürdürülen çal›flmada tarihî yar›madan›n alt›ndaki su yollar›n›n haritas› ç›kart›lmakta ve daha detayl› bulgulara ulafl›laca¤›
düflünülmektedir.
Koca Sinan ‹çin Birkaç Cümle:
Osmanl›’n›n su yap›lar›ndan söz eden bir yay›nda Osmanl›’n›n dünyaca ünlü ve bir o kadar da mütevaz› Mimarbafl› Koca
Sinan’dan k›saca da olsa söz etmeden geçemeyiz.
1490’da do¤an ve 1588’de ölen Koca Sinan, Kayseri’den devflirme olarak al›n›p yetifltirildi. 98 y›ll›k uzun yaflam›nda büyük
eserlerinin ço¤unu 50 yafl›ndan sonra gerçeklefltirdi.
Dünya’n›n en önemli mimari eserlerinden olan Selimiye Camisi bitti¤inde “Ben kim oluyorum ki Allah’›n mabedine ismimi
yazaca¤›m!” diyen Mimar Sinan eserlerini ya “güçsüz kar›nca”
ya da “El-fakir ul Hakir” olarak imzalard›. Tevazu sahibi bir kiflilik olan Koca Sinan arkas›nda b›rakt›¤› 340 eserle ad›n› tarihe
yazd›rm›fl ve mühendislik ve mimarl›k dehas›yla ‹stanbul’un su
sorununu da çözmüfltü.
Mimar Sinan’›n türbesi “Kalfal›k eserim” dedi¤i Süleymaniye Camisi’nin Haliç’e bakan taraf›nda Süleymaniye Sebili’nin
yan›nda bulunuyor. Bu cami ve külliyenin ve etraf›ndaki mahal213 Bu çal›flma ‹stanbul Teknik Üniversitesi (‹TÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi
‹nsan ve Toplum Bilimleri Ö¤retim Üyesi Dr. Çi¤dem Özkan Aygün
baflkanl›¤›nda bir ekiple yürütülmektedir.
106 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
107 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
lelerin suyunun temini için su getirme projesi de Mimar Sinan
imzas› tafl›r. Bu bölgeye suyu getirmekte Bozdo¤an Kemeri’nden yararlan›lm›flt›r. Bu projenin detaylar›na ileriki bölümde
de¤inilecektir.
Koca Sinan Cumhuriyet döneminde de hak etti¤i ilgiyi görmüfltür. Ankara Dil ve Tarih-Co¤rafya Fakültesi’nin önündeki
Mimar Sinan Heykeli Cumhuriyet döneminin en büyük heykeli olarak 1935 y›l›nda Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle yap›lm›flt›r. Koca Sinan için daha çok fley yaz›lacakt›r. Bunu uzmanlar›na b›rakarak biz Osmanl›’n›n Su Temini Projelerine geçelim.
Süleymaniye Camisi ve Külliyesi
Süleymaniye Camisi Çizimi
SU TEM‹N‹ PROJELER‹
Roma ve Bizans Miras›
Roma ‹mparatoru Hadriyen, sur d›fl›ndaki bir kaynaktan
Haliç’in kenar mahallelerine kadar suyu getirip ‹stanbul’a ilk su
sistemini yapan ‹mparator olmufltur. Daha sonra Valens’in de
Halkal› civar›ndan Beyaz›t’a kadar su getirtti¤i ve bu Su Yolu
için Mazul Kemer ile bugün Bozdo¤an diye bildi¤imiz Valens
Kemeri’ni infla ettirdi¤i kay›tlarda mevcuttur. Yine Valens zaman›nda Belgrad Ormanlar›’nda bir bent yapt›r›lm›fl, K⤛thane
Deresi’nin sular› ›zgara ve havuzlarda toplanarak bu sular flehre getirilmifltir.
Roma döneminde ‹stanbul’un su ihtiyac›; kuyulardan, küçük membalardan, sarn›çlardan sa¤lanmaktayd›. I. Teodosyus,
Mazul ve Valens Kemerleri’ni kullanarak 3. su yolu ile flehre su
getirmifl; ayr›ca Belgrad Ormanlar›’ndan Sultanahmet’e kadar 4.
su yolunu infla ettirmifltir. Roma ve Do¤u Roma ‹mparatorlar›,
kurakl›k ve kuflatma ihtimallerini düflünerek, flehir içinde üstü
aç›k (Çukurbostan) ve kapal› sarn›çlar da yapt›rm›fllard›r. Üstü
108 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
aç›k su depolar›n›n (Hazneler) en önemlileri Aetiyus (bugünkü
Vefa Stad›), Aspar (Yavuzselim’deki Çukurbostan) ve Hegius
Mokius (Alt›nmermer semtinde) su depolar›d›r. Üstü kapal›
haznelerinin en meflhurlar› da; 336 sütunlu Basilika Sarn›c› (Yerebatan Saray›), 224 sütunlu Pileksenus Sarn›c› (Binbirdirek) ve
Ac›musluk Sarn›c›’d›r.
Bizans devrinde 10.yüzy›ldan sonra flehre su veren flebeke
harap olmaya bafllam›fl, 1204’teki Latin istilas›ndan sonra ise tamamen harap olmufltur. Bizansl›lar, Roma devrinden kalan su
isalelerine fazla bir fley ilave etmemifller, flehre su getiren yollar›n çeflitli ak›mlar ve zaman›n da etkisi ile harap olmas›ndan
sonra flehrin su güvenli¤ini sa¤lamak için de¤iflik hacimlerdeki
çok say›da aç›k ve kapal› sarn›çlar yapm›fllard›r.
Forchheimer 1893 y›l›nda yazd›¤› kitapta, bu sarn›çlar hakk›nda ayr›nt›l› bilgiler vermektedir. Geçen yaklafl›k 120 sene zarf›nda, Forchheimer’in kitab›nda verilenden çok daha fazla sarn›c›n mevcut oldu¤u görülmüfltür ve bunlara zamanla yenileri eklenmektedir. 1893’te bilinen sarn›çlar›n su hacimleri 156.800
m3’tü. Bu de¤er geçen yüzy›l›n sonunda birçok Avrupa baflkentinde bulunan su depolar›n›n hacimlerinin çok üzerindedir.214
Roma imparatorlar› zaman›nda yapt›r›lan su tesisleri, Bizans
imparatorlar› taraf›ndan bir dereceye kadar tamir ve tevsii edilmifl ise de Bizans’›n son devirlerinde kullan›lmaz bir flekilde, tamam›yla yok olmaya yüz tutmufltur.
Bu tesislerden hâlen ayakta olan Mazul ve Valens (Bozdo¤an) Kemerleri Osmanl›lar taraf›ndan çok iyi bir flekilde tamir
edilerek, y›k›lmaktan kurtar›lm›flt›r.
Fatih’in Su Hamlesi
Baz› yay›nlarda 1453 y›l›nda ‹stanbul’un nüfusunun takriben 50.000 civar›nda oldu¤u kayd›na rastlanmaktad›r. Kentin
al›n›fl› s›ras›nda daha da azalan nüfus, bilinçli bir iskân politika214 Dr. Nâz›m Sadi Nirvan ‹stanbul’da Fatih Sultan Mehmed Devri Türk
Su Medeniyeti, ‹stanbul, 1953.
109 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
s›yla art›r›lm›flt›r. Anadolu ve Rumeli’nin çeflitli yörelerinden
getirilen Türkler, Eyüp ve Üsküdar’a, Rumlar Balat ile Cibali
aras›na ve Galata’ya, Yahudiler Hasköy ile Balat aras›na, Ermeniler de Samatya ile Kumkap› aras›na yerlefltirilmifltir.
Bu rakam›n belirlenmesi için hane say›s› üzerinden dolayl›
bir hesap yap›labilir. Devlet arflivlerinde mevcut ‹stanbul Kad›s›
Mevlânâ Muhiddin ve ‹stanbul Za›mi Mahmut taraf›ndan muhasebe icmal defterinde215 1477 senesinde, yani fetihten 24 sene
sonra verilen bilgiye göre surlar içerisindeki evlerin say›s› afla¤›daki gibidir;
9218 Türk evi
31 Müslüman Çingene evi
3151 Hristiyan evi
372 Ermeni evi
384 Karamanl› Ermeni evi
1647 Yahudi evi
14803 Toplam Ev
Bu hesaba göre fetihten 25 y›l sonraki, ‹stanbul’da toplam
14.803 ev vard›r. Bir di¤er kaynakta ise bu hane say›s› 16.326 olarak verilmektedir.216 Ev bafl›na 5 ilâ 6 kifli düflünülecek olursa,
‹stanbul ‘un 75-85.000 kiflilik bir flehir oldu¤u düflünülebilir.217
Kanuni devrinde nüfusun artmaya devam etti¤i ve 150.000’e
ulaflt›¤› tahmin edilmektedir.
Baz› kaynaklara göre Fetih’ten itibaren ‹stanbul nüfusu sürekli bir flekilde artm›fl ve XVII. yüzy›lda 600.000 ila 700.000’e
ulaflm›flt›r.218 Nüfustaki art›fl bundan sonraki yüzy›lda azalm›flt›r. Bu durum Fetihten sonra giriflilen ve daha sonra devam eden
su isale çal›flmalar›n› aç›klamaya yeterlidir. ‹stanbul çevresinde215 ‹slam. Ansk, 5.II. s. 1207.
216 Zeynep Çelik., The Remaking of ‹stanbul, s. 28-29.
217 Dr. Nâz›m Sadi Nirvan ‹stanbul’da Fatih Sultan Mehmed Devri Türk
Su Medeniyeti ‹stanbul 1953/http://www.pcteknik.net/turk-tarihi/11226-osmanli-su-medeniyeti.html.
218 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 66.
110 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
ki su kaynaklar› ve iklim aç›s›ndan da güneyindeki büyük flehirlere oranla flansl›yd›.
Fetihten sonra (1453) Fatih Sultan Mehmed’in sarn›çlara fazla ra¤bet etmeyip flehre su getiren su yollar›n›n acele tamirini
emretmesi Tursun Bey tarihinde flöyle yer alm›flt›r;
“‹htiyaç olan yiyecek say›s›z gemilerle denizden ve arabalarla karadan geldi. Ama su s›k›nt›s›n›n giderilmesinde inceden inceye araflt›rmalar yap›lmas›n› buyurdu. Me¤erki ‹stanbul’a eski mamurluk devrinde alt› yedi günlük yoldan su getirilmifl. Eski su yollar› bulundu ki,
da¤lar›n ci¤erlerini delip geçirmifller, zemine muvazi derelerden taklar
ve kemerler vas›tas›yla nehirler ak›tm›fllar. Fakat bütün bu eserler bak›ms›zl›k ve tabiat›n tesiri ile harap olmufl, Sultan bunlar›n imar› için,
bilgin, mühendis ve ustalar getirip göçmüfl taklar›n, kaybolmufl yollar›n› tamir ve yeniletti. Bu arada yollar üzerinde nice sular bulunup yola döküldükçe, coflkun bir nehir hâlinde bütün yayla sular› flehre getirildi. Getirilen su, saraylara, hamamlara ve mahallelere taksim edildi.
Ayr›ca müsait yerde bir kemerde k›rk çeflme yapt›rd›.”219
Fatih ayr›ca yeni sular ç›kartm›fl, mevcut tesislerin bir k›sm›n› tamir ettirmifl ve baz› ilaveler yapt›rm›flt›r. Fetih’ten sonra hizmete giren su isalelerini k›saca söyle özetleyebiliriz: Fatih Suyu,
Tunçlu Suyu, Mahmut Pafla Suyu, fiad›rvan Suyu (Fatih’in bir
kolu), Murat Pasa Suyu, Davutpafla Suyu, Gedikahmet Pafla Suyu, ‹shak Pafla Suyu. ‹lk üç tanesi bu devrin en büyük tesisleridir. Bu sular ekseri vakf› yapan kiflinin yapt›rd›¤› cami, imaret,
hamam vesaire gibi tesislere, saray ve konaklara bölünmektedir.220
Arfliv kay›tlar›nda Fatih Sultan Mehmet döneminde (14531481) 9 vak›f çeflme ile cami, imaret ve di¤er vak›f tesislere sular
tahsis edildi¤i görülmektedir. Fatih’in Sadrazam› Mahmut Pafla
için ise 4 vak›f çeflme ve kendi ad›yla an›lan di¤er vak›flara sular verildi¤i bilinmektedir.
219 age.
220 Dr. Naz›m Sadi Nirvan ‹stanbul’da Fatih Sultan Mehmed Devri Türk
Su Medeniyeti, ‹stanbul, 1953.
111 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Fatih Sultan Mehmet devrinde, Osmanl› döneminde ‹stanbul’un Rumeli yakas›n› besleyen üç büyük sistemin birincisi
olan Halkal› su sisteminin genifl çapta onar›m ve gelifltirilmesine bafllanm›flt›r. Bu çal›flmalar 18. yüzy›l ortalar›na kadar sürmüfl, yer yer bir araya gelen ve toplam uzunlu¤u 130 km’yi bulan on alt› farkl› su yolundan oluflmufltur. Fatih Sultan Mehmed ‹stanbul’da kendi dönemi içinde iki yüz adet çeflme yapt›rm›flt›r. Bayezid Han yetmifl adet çeflme yapt›r›rken, ‹stanbul
su temini konusunda en büyük ata¤› Sultan Süleyman Han zaman›nda yapm›flt›r. Sultan Süleyman tam 700 adet çeflme yapt›rm›fl ve ‹stanbul’un su altyap›s›n› en fazla gelifltiren Padiflah
olmufltur.
Fatih’ten Sonraki Su Yollar›
Fatih’in o¤lu II. Bayaz›t (Bayaz›t-i Veli) da su hamlelerine devam etmifltir. Sultanl›¤› zaman›nda (1481-1512), Bayaz›t Su Yollar› olarak an›lan su yollar›n› yapt›rm›flt›r. Bu su tesislerinin Bayaz›t Camisi ile flad›rvan›n›, 10 vak›f çeflmeyi ve di¤er vak›f tesislerini beslemifltir.
Yavuz Sultan Selim zaman›nda (1512-1520) yine baz› su tesisleri yap›lm›flt›r. Fakat Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun baflflehrinin h›zla büyümesi sebebiyle, yap›lar yetersiz kalm›fl, flehirde su
s›k›nt›s› bafl göstermifltir- ‹stanbul’un su probleminin esasl› bir
flekilde çözülmesi Kanuni Sultan Süleyman (1520-1566) devrine
rastlamaktad›r.
Kanuni devrinde Su Naz›r› Hasan A¤a ve Hassa Bafl› Mimar›, Sinan’›n birlikte çal›flmas› ile oluflan, K›rkçeflme tesisleri ‹stanbul’un su temin sisteminin önemli bir bölümünü oluflturur.
1554-1563 y›llar› aras›nda tamamlanan bu büyük eserin maliyeti, o zaman›n paras›yla 50 milyon akçeyi geçmifltir
‹sale hatt›, da¤›t›m tertibat›, flehir flebekesi ve teknik olarak
mükemmel tasarlanan bu eser 450 y›ldan beri sürekli çal›flmakta
ve hâlen de flehrin bir bölümüne su vermektedir (Bkz ek- K›rkçeflme Tesisleri isale hatt› plan›).
112 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Tesiste Cebeciköy ile Bozdo¤an kemeri alt›ndaki s›ra çeflmelere kadar olan hat 25 km uzunlu¤undayd›.221 Bu tesise daha
sonra Mimar Sinan taraf›ndan K⤛thane Deresi’nde toplanan
sular ba¤lanm›flt›r. Bu dönemde su yollar› üzerinde bulunan
Mazul Kemer, Ali Pafla Kemeri, Kara Kemer gibi yeni su kemerleri de ‹stanbul’un su altyap›s›na kat›lm›flt›r. Tüm bu tesislerin o
zamanda ‹stanbul’a y›ll›k 3, 5 milyon m3 su sa¤lad›¤› belirtilmektedir.222
K›rkçeflme tesisleri birçok aç›dan bugün ‹stanbul’un 2040 y›l›na kadar su ihtiyac›n› karfl›lamak için yap›m› süren Melen Su
Temini Projesi’ne223 benzemektedir. Melen Projesi güzergâh›
üzerindeki birçok depolama ve ar›tma tesisi ve Bo¤aziçi geçifl tüneli gibi büyük mühendislik yap›lar›yla o dönemdeki K›rkçeflme
tesisleri gibi çok önemli bir projedir. Bu proje 185 km’den ‹stanbul’a y›lda önce 268 milyon m3, dördüncü ve nihai aflama sonunda ise y›lda 1 milyar 180 milyon metreküp su sa¤layacakt›r.(Bkz. Ek)
1563 y›l›nda tamamlanan K›rkçeflme tesisleriyle ‹stanbul’a
221 Suyla Gelen Kültür, Dilaver Demira¤, Adnan Erten, Mustafa fien, Editör: Mustafa Gezer. ‹SK‹ Yay›n›, s. 104, ‹stanbul.
222 Suyla Gelen Kültür, Dilaver Demira¤, Adnan Erten, Mustafa fien, Editör: Mustafa Gezer. ‹SK‹ Yay›n›, s. 104, ‹stanbul.
223 DS‹ taraf›ndan 1997 y›l›nda haz›rlanan projenin birinci aflamas›n›n inflaat› 2001 y›l›nda bafllam›flt›r.
113 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
su 55 km’den getirilmifltir. Bu o dönem için oldukça uzun bir güzergâht›. Aradan 450 y›l geçtikten sonra ‹stanbul’a bugün için de
çok uzun olan 185 km’lik bir mesafeden su getirilmektedir.224 ‹stanbul flehri, tarihin her döneminde su ihtiyac› çok büyük an›tsal projelerle karfl›lanan bir flehir olmufltur. Bu büyüklük ‹stanbul’un artan nüfusunun yan› s›ra bu kentin dünya tarihindeki
yeri ve önemiyle de iliflkilidir.
Kanuni zaman›nda Süleymaniye Külliyesi’nin ve fiehzade
Camisi’nin su ihtiyac›n› karfl›lamak için flehrin bat›s›ndaki Ayçah ve Ç›nar membalar›ndaki iki koldan su al›nm›flt›.
Süleymaniye Su Yollar›’n› Gösteren Harita (18. yy.)225
224 Büyük Melen Projesi.
225 age.
114 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Bu sular 24 çeflmeyi, resmî binalar› besliyor, cami ve külliye
etraf›ndaki mahallenin su talebine cevap verebiliyordu. Edirnekap›’da birleflerek flehre giren iki su kayna¤› Fatih Camisi’nin
avlusunu ve Bozdo¤an Kemeri’ni geçerek Süleymaniye Camisi’ne ulafl›yordu.
1731 y›l›nda Taksim sular›, 1904 y›l›nda da Hamidiye ve Kay›flda¤› sular› ‹stanbul’un gereksinimini sa¤layan ana isale hatt›na veriliyor ve ‹stanbul’daki su altyap›s› ile temin edilen su miktar› art›yordu.226, 227
115 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
(Kara Mustafa Pafla Türbesi duvar›nda, Kuflpazar›’ndaki su
terazileri ve Eski Saray’›n duvar› köflesinde olan demir kapl›
kubbe ile Bayazid Camisi)
17. yüzy›lda ‹stanbul’a su temini için yukar›daki faaliyetler
yap›l›rken Kahire’nin suyu co¤rafi ve iklimsel özellikleri nedeniyle iskelelerden keçi derisinden yap›lm›fl tulumlarla su tafl›yan
develere yüklenerek sa¤lan›rd›. Bu develerin say›s›n›n 17. yüzy›lda 40.000 oldu¤u biliniyor.229 15. yüzy›lda ise Kahire’de su tafl›yan 20.000 deve oldu¤u yaz›lm›flt›r.230
Osmanl› Devleti’nin Taflra Yönetimi:
Osmanl›’da taflra yönetimi çeflitli bölümlere ayr›l›yordu.
Bunlar içinde en önemlisi sancak teflkilat› idi. Osmanl› topraklar›n›n önemli bir k›sm› sancak denilen yönetim birimlerine ayr›lm›flt›. Birçok sancak bir araya getirilmifl buna da eyalet veya beylerbeyilik denmiflti. Eyaletlerin bafl›nda beylerbeyi, sancaklar›n
bafl›nda ise sancakbeyi bulunurdu. Ayr›ca özel yönetime sahip
vilayetler vard›. M›s›r bunlardan biriydi. Mekke Emirli¤i ve K›r›m Hanl›¤› gibi Müslüman hanedanlar tahtlar›nda b›rak›lm›fl,
fakat topraklar› Osmanl› yönetimi alt›na al›nm›flt›. Hristiyan hanedanlardan Eflak ve Bo¤dan voyvodal›klar› ile Erdel Krall›¤›
da bu durumdayd›.
Osmanl›’n›n ‹stanbul D›fl›ndaki Önemli Su Tesisleri231
Osmanl›, Balkanlar’› eline geçirdikten sonra Üsküp, Filibe;
Selanik gibi flehirlerde çeflmeler hanlar hamamlar, Anadolu’da
eski beylik merkezlerinde (örne¤in Konya, Bal›kesir, Marafl, Kütahya, Manisa, Sivas, Karaman) ve büyük kentlerde (Örne¤in ‹z-
Köprülü Su Yolu Haritas›228
226 Suyla Gelen Kültür, Dilaver Demira¤, Adnan Erten, Mustafa fien, Editör: Mustafa Gezer. ‹SK‹ Yay›n›, s. 104, ‹stanbul.
227 age.
228 Kâz›m Çeçen “XVI. Yüzy›lda Osmanl› Suyollar›nda Künkler, Debi Ölç-
me Tertibat› ve Su terazileri” Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Doru¤u. 16.
Yüzy›l Teknolojisi Kitab› Kâz›m Çeçen(ed) ‹SK‹ Yay›n› ‹stanbul, 2000, s. 66.
229 P. Siemon, Polonyal› Siemon’un Seyahatnamesi.(Çev. H. Andreasyan),
s. 106.
230 A.v. Harff, The Pilgrimage of…(1496-1499), s. 111.
231 Kâz›m Çeçen “XVI. Yüzy›lda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Yap›lan Su
Tesisleri” Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Doru¤u. 16. Yüzy›l Teknolojisi
Kitab› Kâz›m Çeçen(ed) ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, 2000, s. 19.
116 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
mir, Ankara) de çeflmeler, hamamlar gibi su tesisleri yapt›rm›flt›r. Bunun yan›s›ra Mekke ve Medine’ye giden hac›lara konaklama yerinde su temini için de büyük gayret göstermifltir.Kuzey
Afrika’da M›s›r, Libya, Cezayir ve Tunus’ta da Osmanl› su tesislerine rastlanmaktad›r.
Ancak biz burada dural›m ve sözü Osmanl›lar›n ‹stanbul’un
d›fl›ndaki yerlerde yapt›klar› önemli su tesisleri ile ilgili olarak
yine rahmetli hocam›z Kâz›m Çeçen’e b›rakal›m;
Prof. Çeçen “Osmanl›’n›n ‹stanbul d›fl›ndaki su tesislerinin yaln›z bir bölümü hakk›nda bilgi sahibiyiz” diye bafll›yor konuyla ilgili makalesine.232 Ve flöyle devam ediyor;
“Osmanl›lar›n bulunduklar› bütün bölgelerde su tesisleri, hamamlar, imarethaneler ve camiler yapt›klar› bilinmektedir. Bunlar hakk›nda
etrafl› bir inceleme yap›lmad›¤› için sistematik bir takdim de mümkün
olamamaktad›r. Bu yüzden bizce bilinen önemli su tesisleri hakk›nda
k›sa bilgiler vermekle yetinilmifltir. XV. yy.da Balkanlar’›n Osmanl›lar›n eline geçmesiyle Üsküp, Filibe, Selanik gibi flehirlerde çeflmeler. Hamamlar yap›lm›fl ve flehirlere çok bol su verilmifltir. Balkanlar’da Bulgaristan. Yugoslavya. Romanya Macaristan, Arnavutluk ve Yunanistan’daki tesislerin bir bölümü y›k›larak, di¤erlerinin kitabeleri sökülerek tan›nmaz hâle gelmifltir. Mekke ve Medine’ye giden hac›lara konaklama yerlerinde su temin etmek için Osmanl› devrinde de birçok su tesisi yap›lm›flt›r. Ayr›ca Irak, Suriye, M›s›r ve Kuzey Afrika’da da çeflitli su tesisleri infla edilmifltir”,
Prof. Çeçen bu tesislere afla¤›daki örnekleri veriyor;
Edirne’deki Tafll› Müsellim Su Tesisleri
Osmanl› döneminde Sultan I.Murad’dan itibaren Edirne’ye
yak›n köylerden sular getirilmekte idi. Daha sonraki dönemde
flehre su, Tunca Nehri kenar›nda kuyulara dolaplara su çekilerek verilmifltir. Bu kuyularla ve dolaplarla ilgili belgeler vard›r.
Bunlardan biri XV. yüzy›la ait olup, Hac› ‹vaz Pafla’ya aittir.233
232 age.
233 Damla ZEYBEKO⁄LU1, Hatice KIRAN ÇAKIR, Aycan ÖZENÇ Edirne’deki Su Terazilerinin Analizi Trakya Üniversitesi Mühendislik-Mi-
117 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
II. Beyazid döneminde Tunca Nehri kenarlar›nda yap›lan su dolaplar›na bir örnek de Sultan II. Beyazid Külliye su de¤irmenidir. De¤irmeni döndüren dolab›n, nehrin ak›nt› gücü ile döndü¤ünü anlafl›lmaktad›r. Külliyede ayr›ca atla çevrilmek suretiyle
nehirden ihtiyaçlar için su çeken baflka dolaplar›n da bulundu¤u, atlara ve dolaplara vakfiyeden ödenek kondu¤u da bilinmektedir.234 fiehre suyun sistemli bir flekilde gelmesi ancak
16.yy. Kanuni döneminde Haseki Hürrem Sultan taraf›ndan Mimar Sinan’a yapt›r›lm›flt›r. fiehre suyu tafl›mak için kanallar, kemerler, maksemler, su terazileri yap›lm›fl, nehirler üzerine köprüler kurulmufltur. Suyu da¤›tan sebiller ve çeflmeler de yap›lm›flt›r. Zamanla flehre gelen bu su yollar›n›n yetmedi¤i görülerek, Kanuni Sultan Süleyman devrinde Haseki Sultan ad›na flehrin kuzey do¤usundaki su kaynaklar› derlenmifl ve flehre getirilmifltir
Tesis ,1530 y›l›nda Haseki Hürrem Sultan taraf›ndan Edirne’de yapt›r›lan cami imaret vb. tesislerin su ihtiyac›n› temin
için Mimar Sinan’a yapt›r›lm›flt›r. Osmanl›lar›n baflflehirli¤ini
yapm›fl olan Edirne’ye daha önceleri membalardan su getirilmiflti. Sinan eski tesislerin Sinanl› (Pravadi) kolunu yeniden
yapm›fl, isale hatt›na yeni kollar katm›fl, yeni bir ana isale hatt›
ile 12 su kemeri infla etmifl ve flehir flebekesini de geniflletmifltir. Tesisin isale hatt›n›n toplam uzunlu¤u 35 km, debisi 35
lt/sn veya 3024 m3/gün dür. Tesisteki 12 su kemerinin uzunluklar› 20 m ile 105 m aras›nda de¤iflir. En büyük su kemeri 7
gözlüdür.
M. Kiel tapu kay›tlar›n›235 inceleyerek Kanuni Sultan Süleyman’›n Sadrazam› ‹brahim Pafla’n›n Kavala’da 1528 ve 1536 y›llar› aras›nda yapt›rd›¤› kervansaray, mektep, hamam ve imaretten baflka çok büyük su tesislerine ait iki katl› kemerin de ‹brahim Pafla taraf›ndan yapt›r›ld›¤›n› ispatlam›flt›r. Kemerin mahalmarl›k Fakültesi Mimarl›k Bölümü http://www.edirnetarihi.com/edirnedeki-su-terazilerinin-analizi.html Eriflim 2 fiubat 2012.
234 Kazanc›gil R., Edirne Sultan II. Beyazid Külliyesi, ‹stanbul, 1988.
235 Baflbakanl›k Arflivi, Tapu Defteri No:7.
118 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
li mimarlar ile yap›lm›fl olmas› dolay›s›yla Kiel’in incelemesinden önce bunun Roma kemeri oldu¤u san›lm›flt›r.
Kavala’daki Su Tesisleri
E¤riboz Adas›’nda Khalkis fiehrindeki Su Kemerleri
Atina’n›n kuzeybat›s›ndaki ince uzun E¤riboz (Euboea)
Adas›’ndaki Khalkis flehrine 25 km uzaktan Kaptan-› Derya Halil Pafla taraf›ndan su getirilmifl ve büyük bir su kemeri yapt›r›lm›flt›r. M. Kiel incelemesinde bu tesis hakk›nda çok ayr›nt›l› bilgi vermektedir. Halil Pafla iki defa Sadrazam ve dört defa Kaptan-› Derya olmufltur. Bu kemerin 1623 y›l›ndan önce yapt›r›ld›¤› bilinmektedir. Tipik Osmanl› sivri kemerleri olan bu su kemerinin bir dönem Venedikliler taraf›ndan yap›ld›¤› san›lm›flt›r.
E¤riboz Adas› 1470 y›l›nda Fatih Sultan Mehmet taraf›ndan al›nm›fl. Halil Pafla Kaptan-› Derya oldu¤u zamanlar E¤riboz’a s›k
s›k u¤ram›fl ve bu su tesisini yapt›rm›flt›r.
S›rbistan’da Aleksinçe Palankas›’ndaki Çeflmeler
XVI. yüzy›l›n sonu ve XVII. yy.›n bafl›nda Nifl’in 35 km kuzeyinde kurulan ve Osmanl›lar›n Aleksinçe Palangas› dedikleri bu
flehir Belgrat-‹stanbul yolu üzerindedir. Evliya Çelebi seyahatnamesinde bu flehri 1660 y›l›nda ziyaret etti¤ini anlat›r. Aleksinçe zamanla küçük bir flehir hâline gelmifl ve su tesisleri III. Mustafa taraf›ndan tamir ve tevsi edilmifltir. fiehir harplerde bilhas-
119 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
sa 2.Dünya Harbi’nde a¤›r hasar görmüfl sonra yeniden onar›lm›flt›r. M. Kiel236 yapt›¤› araflt›rmalarda buradaki su tesisleri
hakk›nda belgeler buldu¤unu, isale hatt›n›n piflmifl kilden yap›lan künklerle yap›ld›¤›n› yazar.
Levkas’taki (Bat› Yunanistan) Su Tesisleri
Bat› Yunanistan’daki Levkas veya Santa Maura (Aya Mavra)
Adas› 1479 y›l›nda Osmanl›lar›n eline geçmifl, 1502 y›l›nda Venediklilerin eline geçtikten hemen sonra Osmanl›lar taraf›ndan
geri al›nm›fl ve 1684 y›l›na kadar Osmanl›larda kalm›flt›r. Küçük
bir flehir ve ayn› zamanda müstahkem mevki olan bu adaya su
tesisleri yap›lmas› hususunda mevcut olan belgeler M. Kiel taraf›ndan Mühimme Defteri No:6: emir No:273, tarih 17 Rebiü’l-evvel 972 (24.10.1564) incelenerek gerekli bilgiler verilmektedir.
Baflbakanl›k Arflivi Tapu Defteri 367’de Levkas sakinlerinin hepsi Hristiyan olan 194 ev bulundu¤u ayr›ca 111 asker ile 9 topçunun hepsinin Müslüman oldu¤u belirtilmektedir.
Levkas’a su getiren isale hatt› bu suyu Osmanl›lar›n Baflp›nar dedikleri Kephalovrysi denen yerden almakta ve yer alt›ndaki mecralarla 3 km tafl›yarak lagüne getirmektedir. Bu su lagünden kaleye kadar 366 gözlü bir kemerle ulaflmaktad›r. Bu
çok mahirane bir mühendislik eseri olan kemer bütün Avrupal›
ve Osmanl› seyyahlar taraf›ndan takdir edilmifltir. Mühimme
defterinde tesisin çeflitli zamanlardaki tamirleri ve yapan Müslüman mimarlar›n isimleri de vard›r. Levkas’taki bu harika su
kemeri yüzy›ldan daha uzun bir zaman hizmet gördükten sonra
1684 y›l›nda Venedik filosunun bombard›man› ile y›k›lm›flt›r.
Ferecik’teki (Ferai) Su Tesisleri
Trakya’da ‹psala’n›n 20 km bat›s›nda bulunan Ferecik, 1350
y›l›nda Süleyman Pafla taraf›ndan al›nm›flt›. fiehrin Xll. yüzy›lda
kuruldu¤u Osmanl› devrinde çok geliflti¤i bilinmektedir. M. Kiel, Osmanl› belgeleri üzerine yapt›¤› araflt›rmada (Maliyeden
Müdevver, 55. Baflbakanl›k Arflivi) merhum Sultan Mehmet ta236 Topkap› Saray› Arflivi, D.NO:4785.
120 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
raf›ndan yap›lan kemerlerin Mimar Hüseyin taraf›ndan (Haziran 1553’ten Ekim 1553) tamirinde sarf edilen malzeme ve paran›n listesinin Ferecik Kad›s› Hac› Mustafa taraf›ndan tasdikine
ait belgenin kopyas› ile kemerin Osmanl› yap›s› oldu¤u hakk›nda belgelere dayanarak genifl bilgiler vermektedir. Hâlen y›k›lmam›fl ve tu¤ladan infla edilmifl olan bu yap›da 7, 00 m ve 8, 20
m aç›kl›¤›nda iki sivri Osmanl› kemeri ile 5 ayak vard›r. Kemerin toplam uzunlu¤u 70 m kadard›r. Y›k›lm›fl olan büyük kemerin aç›kl›¤›n› M. Kiel 14 m olarak verir. ‹sale hatt› birbirine geçen
künk borularla yap›lm›flt›r.
Arnavutluk’taki Osmanl› Su Tesisleri
Osmanl›lar›n Arnavutluk’ta çok say›da su tesisi yapt›¤› bilinmekte ise de bunlar hakk›nda ayr›nt›l› bir inceleme yoktur.
Ancak kurak mevsimlerde suyu toplayarak içme ve sulama
amaçl› kullanmaya yönelik küçük barajlar›n yap›ld›¤› bilinmektedir. Bunlardan Nokova Irma¤› üzerinde Bend-i Nokova, Tafl
Irma¤› üzerinde Bend-i Riza, Minguli Irma¤› üzerinde Bend-i
Minguli, Osmanl› devrinde yap›lan bentlerdendir
Osmanl›’da Kervansaray’lara Su Temini
Osmanl›’da su temin edilmesi gereken önemli yap›lardan birisi de kervansaraylard›r. Kervansaraylar geçmiflte ticaret yollar›
üzerinde yer alan konaklama yerleridir. Anadolu’da Büyük Selçuklu döneminde yap›m›na bafllanan ve sonra yap›m› ve iflletmesi sürdürülen bu konaklama yerleri, Devlet veya hay›rsever kifliler taraf›ndan kurulur ve burada kervan ihtiyaçlar› ücretsiz karfl›lan›rd›. Bunlar, bir flehrin içinde olurlarsa, han ad›n› al›rd›.
‹slamiyet’in yay›l›fl dönemlerinde askerî maksatla ve s›n›r
emniyetini korumak için kurulan ribatlar, sonraki devirlerde ticari maksatla kullan›ld› ve bu binalara, kervansaray ad› verildi.
Kervansaraylarda ve çevrelerinde zamanla ticari merkezler
olufltu. Bu oluflan ticari merkezin su ihtiyac›, Kervanlarda kullan›lan hayvanlar›n sulanmas› ihtiyac›, yolcular›n içme ve kullanma suyu ihtiyaçlar› düflünülerek Kervansaraylar›n ve daha küçük boyuttaki hanlar›n ve hamamlar›n su bulunan yerlerde yap›lmas›na özen gösterilmifltir.
121 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Türklerin Müslüman olmas›ndan sonra, geniflleyen ‹slam
topraklar› üzerinde ortaya ç›kan kervansaraylar, Selçuklular zaman›nda en geliflmifl fleklini ald›. Anadolu’da bulunan çeflitli ticaret yollar› üzerinde yüze yak›n kervansaray yap›ld›.
Daha çok Selçuklu Sultanlar› ve devlet adamlar› taraf›ndan
yapt›r›lan kervansaraylar›n hepsi vak›ft›. Maddi büyüklükleri
ve teflkilatlar› nispetinde zengin gelir kaynaklar›na da sahiptiler.
Bu suretle kervansaraylarda konaklayan yolcular zengin fakir;
Müslüman gayrimüslim kim olursa olsun, din, dil, ›rk fark› gözetilmeden üç gün boyunca her türlü ihtiyac›n› ücretsiz olarak
görebilir, hastaysa tedavi edilirdi. Kervansaraylarda hayvanlar›n›n tedavisi de baytar (veteriner) taraf›ndan yap›l›r ve tedavi
masraflar› vak›f taraf›ndan karfl›lan›rd›. Fakir hastalar, öldü¤ü
takdirde kefen masraflar› da vak›f gelirlerinden ödenirdi Günde
iki ö¤ün yemek verilen, banyo ihtiyaçlar› karfl›lanan, hayvanlar›na bak›l›p yemleri temin edilen bu yolculardan üç gün süreyle
hiçbir ücret al›nmaz, her türlü gider o kervansaray›n vakf›nca
karfl›lan›rd›. Bu vak›flar›n vakfiyelerinde nas›l yönetilecekleri,
gelirlerinin neler oldu¤u, görevlilerin çal›flt›r›lma flekilleri ve ücretleri aç›k olarak belirtilmekteydi.
Adana-Ni¤de-Kayseri ile Nevflehir-Ürgüp-Kayseri’yi birlefltiren ça¤›n önemli yollar›ndan ‹pekyolu üzerinde Sivas ve Divri¤i’de Selçuklu döneminden kalma birçok kervansaray Osmanl› döneminde de iflletilmifltir.
122 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Bu kervansaraylarda ana kap›dan üstü aç›k bir avluya girilir,
bu avlunun karfl› taraf›nda ah›rlar ve önünde arabal› koymak
için bir sundurma ile denkleri ve eflyalar› koymaya mahsus odalar vard›r. Bir taraftan da üstü revakla237 örtülmüfl odalara ulaflan tafl bir yol bulunurdu. Bu gezinti yoluna aç›lan odalar vard›r
ki yolcu orada yatard›.238 ‹flte bu odalarda yatan yolcular›n su
ihtiyaçlar›n›n karfl›lanmas› için hanlar›n ortas›nda bir flad›rvan
ve hayvanlar› sulamak için yalaklar olurdu. Daha büyük kervansaraylarda ise flad›rvan ve yalaklar›n d›fl›nda yolcular›n ibadeti için bir mescit yap›l›r, bu mescitte de abdest alma yerlerinde su akan oluklar olurdu.
Bu kervansaraylar yukar›da sözü edilen yüzey veya yer alt›
su kaynaklar›ndan karfl›lard›. Bunun için de öncelikle bu kaynaklar tespit edilir ve bunlara yak›n yerlere yap›l›rd›.
Ya da hanlar›n ve kervansaraylar›n kuruldu¤u yol kavflaklar›n›n su kaynaklar›na uzak olmas› hâlinde ihtiyaç duyulan sular
kanallar ve su kemerleri ile bu yerlere ulaflt›r›l›rd›.
Kervansaraylar›n Su Kuyusu
Osmanl› döneminde de oldukça önemli bir ifllev gören kervansaraylardaki en önemli ihtiyaç maddesi yine su olmufltur.
Örne¤in Kayseri’deki Merzifonlu Kara Mustafa Pafla Kervansaray›, ‹ncesu Deresi kenar›nda yap›lm›flt›r. Külliyenin suyu ilçeye
237 Çat› gibi ifllev gören gölgelik.
238 Ziya Kaz›c›” ‹slami ve Sosyal Aç›dan Vak›flar” Marifet yay›nlar› 1985
‹stanbul, s. 132-134.
123 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
ad›n› veren ‹ncesu Deresi’nin üstünde üç gözlü olarak infla edilen su kemerlerince karfl›lanm›flt›r.
1573 y›l›ndaki seyahatinde Lüleburgaz’› da ziyaret eden
Frans›z Seyyah Philippe du Frense Canaye gözlemlerini anlat›rken kervansaraylar›n suyundan da söz eder
“Kervansarayda avlunun ortas›nda bir çeflme ve ayr›ca kad›nlar ve erkekler için hamamlar vard›r. ‹çme sular› pek tatl›d›r.
En içteki odalara kadar her bir odada musluklardan berrak sular
akan çeflmeler vard›r.239
Osmanl›’da Gemi Ulafl›m› ‹çin Yap›lan Kanallar240
Osmanl›’n›n planlad›¤› su yap›lar› aras›nda gemi ulafl›m›n›
sa¤lamak için düflünülen, bafllanan ancak tamamlanamayan çok
önemli projeler de bulunmaktad›r. XVl. yy.’›n ikinci yar›s›nda
imparatorlu¤un bütün bölgelerine kolayca ulaflabilmek ve malzeme tafl›yabilmek için stratejik gemi ulafl›m›na uygun kanallar›n yap›lmas›na bafllanm›flt›r. Bunlardan Süveyfl Kanal› inflaat›
yaln›z plan hâlinde kalm›flt›r.
Don-Volga Kanal›
Don ve Volga nehirlerini birbirlerine en yak›n noktas›nda
239 Ph.du Frense Canaye (1573) Le Voyage d› Levant, Paris, 1897, s. 48.
240 Prof Dr. Kâz›m Çeçen “XVI. Yüzy›lda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Yap›lan Su Tesisleri” Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Doru¤u. 16. Yüzy›l
Teknolojisi Kitab› Kâz›m Çeçen(ed) ‹SK‹ Yay›n› ‹stanbul 2000, s. 50.
124 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
birlefltirme fikri ilk olarak 1563 y›l›nda Sultan I. Süleyman taraf›ndan ortaya at›lm›flt›.
Ahmet Refik Alt›nay’›n konu üzerine yazd›¤› makaleye gö241
re;
Timur’un 1391 ve 1395 y›llar› aras›nda Alt›nordu Hanl›¤›’n›
ma¤lup etmesi üzerine, Rusya Kafkasya’n›n kuzeyine hâkim olmaya bafllad›. Rusya Kazan ve Ejderhan (Astrahan) hanl›klar›n›
idaresi alt›na almak için XVI. yy’da çeflitli giriflimlerde bulundu,
IV. ‹van 1552 y›l›nda 150 top ile teçhiz edilmifl 150.000 kiflilik bir ordu ile Kazan Hanl›¤›’na sald›rd› ve zaptetti. Astrahan Hanl›¤›’n›
ise hemen iki y›l sonra 1554 y›l›nda iflgal ederek Hazar Denizi’ne
inmifl oldu, Rusya K›r›m Hanl›¤›’n› da ele geçirmek istiyordu.
125 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
zar ve Azak denizleri aras› Osmanl› ‹mparatorlu¤u’na ilhak edilecek, ‹ran’a yap›lan seferler ile Orta Asya’ya yap›lan seferlere
gerekli ikmal deniz yolu ile yap›labilecekti.
Özetle Sadrazam Sokullu Mehmet Pafla242 Don-Volga Kanal› projesi ile Ruslar› 1555’te ele geçirdikleri Astrahan ve Afla¤›
Volga bölgesinde ç›karmay› planlam›flt›. Ayr›ca Osmanl›’n›n Karadeniz donanmas›n› Hazar Denizi’ne nakletmeyi ve kuzeyden
fiirvan Eyaletini ele geçirerek Safevi ‹ran’a sald›rmay› düflünmüfltü.243
K›r›m Hanl›¤›, Osmanl› himayesinde oldu¤u için Rusya’n›n
bu yay›lmas›na mani olmak gerekiyordu. Bunun için Don-Volga
aras›nda bir kanal aç›p, Hazar Denizi’ne ulaflarak bu yay›lman›n
önüne geçmek fikri uyand›. Kanal›n aç›lmas› ile Astrahan Hanl›¤› kurtar›lacak, Rusya’n›n Karadeniz’e inmesi önlenecek, Ha241 Ahmet Refik 1917-Bahr-i Hazer Karadeniz kanal› ve Ejderhan Seferi.
Tarih-i Osman-i Mecmuas› No: 43.
Haz›rl›klar Bafll›yor- 1566
Sokullu Mehmet Pafla bu plan›n›n Sultan Süleyman’›n vefat›ndan sonra II. Selim’e de açt›. Kanuni Sultan Süleyman’›n vefat›ndan (1566) bir y›l sonra haz›rl›klara baflland›. Kanal hafriyat›na gereken bütün aletler 1569 y›l›nda ‹stanbul’da haz›rland› ve
Azak Denizi’ne do¤ru yola ç›kar›ld›. Kaptan-› Derya Müezzinzade Ali Pafla kumandas›ndaki sevkiyat iki bölümde yap›ld›. ‹lk
önce 1569 y›l› Nisan ay›nda Mustafa kaptan kumandas›nda 3
000 yeniçeri sevk edildi. 1569 y›l› A¤ustos ay›nda 5 000 yeniçeri.
242 1565-1579 aras›nda görevde kald›.
243 A. N. Kurat “The Turkish Expedition to Astrakhan in 1569 and the
Problem of the Don-Volga Canal” Slavonic and East European Review,
40 (1961), s. 7-23.
126 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
3 000 veya 6 000 iflçi. 20.000 veya 30.000 sancak askeri ile sipahi.
Mühendis ve uzmanlar ‹stanbul’dan gönderilen bu kuvvete K›r›m Han’› 30-50 bin Tatar askeri ile kat›ld›. Kuvvetlerin kumandan› Kefe Beylerbeyi Çerkes Kas›m Pafla idi. Osmanl› gemileri
Don’un bir kolu olan ‹lovlya’n›n güneyinde (günümüzdeki Volgograd flehrinin karfl›s›) durdular. Nehirler aras›ndaki uzakl›¤›n
50 km oldu¤u bu en dar noktada kanal kaz›s› bafllad›. Arazi engebeliydi.
Ordu da 1569 y›l› Eylül bafl›nda Astrahan önlerine geldi. Bir
miktar kuvvetle kanal›n kaz›lmas› korunur iken di¤erleri ile Astrahan kuflat›ld›. Osmanl› kaynaklar›na göre kanal›n üçte biri kaz›ld›. IV, ‹van 15-20 bin kiflilik bir kuvveti kanal›n kaz›lmas›n›
engellemek için gönderdi, K›r›m Han›, Rus Çar› ile birleflip k›fl
da bast›r›nca asker aras›nda huzursuzluk bafllad›. Bu koflullar alt›nda Osmanl› o dönemin imkânlar›yla bafla ç›k›lmas› güç olan
bu projeden vazgeçmek zorunda kald›. Filo kuflatma silahlar›yla birlikte Azak Kalesi’ne döndü.244
127 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Süveyfl Kanal› ‹çin Ferman
Osmanl› Özellikle Hint Denizi’nde Portekiz üstünlü¤ünü
engellemek için çareler arad›. Bu kapsamda 1568 y›l›nda M›s›r
Beylerbeyi’ne yaz›lan bir fermanda yine stratejik bir su projesinden söz ediliyordu. Ferman›n içeri¤i “Akdeniz ve K›z›ldeniz
aras›nda bir kanal inflas›n›n mümkün olup olmad›¤›n›n araflt›r›lmas›” idi.245 Osmanl› Süveyfl Kanal› için daha 1568’de düflünmeye bafllam›flt›.
Kanal› Ruslar Açt›
Rus kaynaklar›nda ise bu teflebbüs hakk›ndaki bilgiler biraz
de¤ifliktir: Kanuni 1563 y›l›nda 7 kilometre oldu¤u kabul edilen
Don-Volga aras›n›n birlefltirilmesi emrini Devlet-Giray’a vermiflti. Osmanl› asl›nda Don’a dökülen Karpovka Çay›n›n memba›n› Volga’ya birlefltirme projesi yapm›flt›. Ancak bu iki nehir
aras›ndaki seviye fark› birlefltirmeyi güçlefltiriyordu, Don-Volga’n›n k›fl›n bafl›nda donaca¤›n› bilmiyorlard›. So¤uklar etkili oldu ve teflebbüs akim kald›. Osmanl›n›n yapmak istedi¤i bu kanal›n aç›lmas›na Büyük Petro da (1672-1725) teflebbüs etti. Nihayet Don –Volga kanal projesine SSCB döneminde 1948 y›l›nda
Volgograd’›n güneyinde yeniden baflland›.
Proje 4 y›lda, Osmanl›’n›n açmak istedikleri yerin 10 mil kuzeyinde, 5 000 tonluk gemilerin geçebilece¤i boyutlarda 27 Temmuz 1952 tarihinde, tamamlanarak iflletmeye aç›ld›.
Sakarya Nehri –Sapanca Gölü -‹zmit Körfezi Ba¤lant›s›
Sakarya Nehri Anadolu’nun kuzeybat›s›nda bulunur ve
Adapazar›’n›n kuzeyinde Karadeniz’e dökülür. Sakarya Nehri, ‹zmit Körfezi’nin yaklafl›k 40 km do¤usundan geçer, arada
Sapanca Gölü vard›r. Sakarya Nehri’nin hidrolojik bölgesi
53,000 km2 ve Sakarya’n›n ortalama debisi 157 m3/sn’dir. Sapanca Gölü’nün do¤u-bat› yönündeki uzunlu¤u 17 km, geniflli¤i 5, 5 km, en derin yeri 61 m’dir. Gölün deniz seviyesinden
yüksekli¤i 33 m’dir ve mevsime göre su seviyesi de¤iflir. Gölün do¤usu Sakarya’dan 4, 5 km, bat› ucu ‹zmit Körfezi’nden
17 km uzakl›ktad›r. Sapanca Gölü ile ‹zmit Körfezi aras›nda
önemli bir tepe yoktur. En yüksek yer, göl seviyesinden itibaren 5 m’dir. Çok eskiden Sakarya’n›n ‹zmit Körfezi’ne akt›¤›,
da¤lardan gelen sular›n getirdi¤i kum-çak›l ile Sapanca-‹zmir
aras›n›n doldu¤u için nehrin yatak de¤ifltirdi¤i kabul edilmektedir.
Osmanl›lar donanman›n direklerini Eflak ve Bu¤dan’dan,
tekne ve güvertelik keresteleri ise, Kocaeli. Eskiflehir ve Bolu’dan temin ederlerdi.
O devirde kara yolu ile ulafl›m çok güç oldu¤u için SakaryaSapanca-‹zmit Körfezi ba¤lant›s›n›n yap›lmas› düflünüldü, Keresteler Sakarya’dan gemilerle Sapanca Gölü’ne nakledilecek,
gerekirse harp gemileri ile di¤erleri Sapanca Gölü’nde veya ‹z-
244 Gabor Agoston (2012) “Osmanl›’da Strateji ve Askerî Güç” Timafl Yay›nlar›, ‹stanbul, s. 102-103.
245 Gabor Agoston (2012) “Osmanl›’da Strateji ve Askerî Güç” Timafl Yay›nlar›, ‹stanbul, s. 54.
128 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
mit Körfezi’nde infla edilecekti. Bu ba¤lant›n›n yap›lmas›na 6 defa teflebbüs edildi:246
Bu Kanal’a 6 defa teflebbüs edildi
1.- Hammer-Purgstall’a göre Kanuni Devri’nde Mimar Sinan
ile Kiriz Nikola, bölgeye gönderilerek ba¤lant›n›n keflfi yapt›r›ld› ve kanal›n 20 000 zira’l›k (15160 m) bölümü kaz›ld›. Bu iddia
hakk›nda bir belge bulunmad›¤› için kanal›n kaz›lmas›n›n za246 ‹. H. Uzunçarfl›l›, 1940, Sakarya Nehri’nin ‹zmit Körfezi’ne ak›t›lmas›yla Marmara ve Karadeniz’in birlefltirilmesi hakk›nda TTK Belleten, Cilt
IV.
129 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
manlamas›nda bir kar›fl›kl›k oldu¤u. Kaz›n›n ikinci teflebbüste
yap›ld›¤› san›lmaktad›r.
2.- III. Murat devrinde (1574-1595) Sakarya-‹zmit ba¤lant›s›n›n yap›larak tersanenin kereste ihtiyac›n›n karfl›lanmas›. Gerekirse gemilerin mahallinde yap›lmas› için 1591 y›l›nda teflebbüs
edildi. Bu hususa Mühimme Defteri 67’nin 70. 71, 92, 98, 99 ve
107. sayfalar›ndaki vesikalar aç›kl›k getirmektedir. Sokullu Mehmet Pafla’n›n o¤lu Hasan Pafla, ba¤lant›n›n yap›m›na ait ifllere
nezaret etmek üzere gönderildi ve Sadrazam Sinan Pafla bir heyetle yerine giderek incelemeler yapt›. Gerekli bütün ifllerin yap›lmas› için aletler temin edilerek kaz›n›n büyük bir bölümü tamamland›. Çiftlik sahiplerinin arazilerinin zarar görmesi üzerine Sadrazam’a ç›k›ld› ve kaz› durduruldu
3.- IV. Mehmet zaman›nda (1648-1687) bu ba¤lant›n›n yap›lmas›na tekrar karar verilerek Hindio¤lu denen bir mühendise
keflif yapt›r›ld› fakat yine çiftlik sahiplerinin itiraz› üzerine uygulamaya geçilemedi.
4.- l. Mahmut zaman›nda (1730-1754) ba¤lant›n›n yap›lmas›
için keflif ve projeler haz›rland›ktan sonra yine arazi sahiplerinin
tepkisi ile gerçekleflemedi.
5.- III. Mustafa (1757-1774) zaman›nda yine Sapanca-‹zmit
ba¤lant›s›na teflebbüs edildi, ifle baflland›, k›fl dolay›s› ile geçici
olarak b›rak›ld›, sonra yine ayn› sebeplerden geri kald›.
6.- Sakarya-Sapanca-‹zmit ba¤lant›s›n›n yap›m›na 1813 y›l›nda tekrar teflebbüs edildi, Mühendishane’nin muallim muavinlerinden Ahmet ve Mehmet Efendiler ile Mimar Seyyid Mustafa
tayin edilerek Sakarya Nehri’nin memba›ndan Sapanca Gölü’ne
kadar olan bölgedeki arazi incelenerek fizibilite raporu haz›rland›, raporda bu ba¤lant›n›n çok faydal› olaca¤› belirtildi. Ancak
bu ifle memur edilen Aziz Ahmet Pafla’n›n vefat› dolay›s›yla ifle
bafllanamad› ve sonra da devam edilemedi. Bugün Sakarya-Sapanca-‹zmit ba¤lant›s› ile Sakarya-Karadeniz ba¤lant›s›n›n yap›lmas›, bir endüstri bölgesi olan Adapazar› civar›n›n deniz tafl›mac›l›¤›na aç›lmas›, su teminindeki kolayl›k bak›m›ndan eskisinden çok daha fazla önem tafl›maktad›r.
130 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
K›z›l›rmak Su Yolu Projesi
K›z›l›rmak projesi Sultan Abdülmecid devrinde Maden
Müdürü Ahmet Bey taraf›ndan haz›rlanm›fl ve 30 Eylül
1848’de evrak haritas› ile birlikte Ticaret Naz›rl›¤›’na iletilmifltir. “K›z›l›rmak Projesi”nin amac›nda nehir üzerinde kay›k iflletilerek ulafl›m ve nakliye yap›labilece¤i, barajlar, kurularak
tar›m arazilerinin sulanabilece¤i, nehrin yak›n›ndaki ormanlardan Osmanl› donanmas› için kereste temin edilebilece¤i belirtilmifltir.
“Bir Osmanl› Maden Müdürü’nün K›z›l›rmak Projesi” adl› kitaba247 konu olan K›z›l›rmak Projesi Raporu, Osmanl›lar›n üç k›tada, denizlerin yan›nda nehirde de faaliyetlerde bulundu¤unu,
tar›mdan ticarete, tafl›mac›l›ktan donanma inflas›na kadar nehirlerden de yararlanmaya çal›flt›klar›n› ortaya koymaktad›r.
Projeyi gelifltiren Ahmet Bey, birçok zorluklar›ndan dolay›
K›z›l›rmak Nehri’nde bundan önce hiç kay›k iflletilmedi¤ini, fakat Gürcistan taraf›ndan Çoruh Nehri’nin çok süratli akmas›na
ra¤men, nehre uygun infla edilen birçok kay›¤›n iflledi¤ini dikkate alarak Karadeniz’den Kayseri’ye kadar, Kayseri’den de Sivas’a kadar K›z›l›rmak’tan istifade edilebilece¤ini düflünmüfltür.
Günümüzdeki yap-ifllet-devret modelini uygulamak isteyen
Ahmet Bey’in, raporunda bu ifl kendisine verildi¤i takdirde yap›lan masraflar›n buradan elde edilecek gelirlerden karfl›lanaca¤›n› ve ayr›ca devlet hazinesine belli bir miktar ödeme yapmay›
taahhüt etti¤ini bildirmifltir.248
30 Eylül 1848’de bu konudaki talebini evrak ve haritas› ile birlikte Ticaret Naz›r› Süleyman Pafla’ya iletilmifl Pafla da meseleyi
görüflülmesi için ilgili makamlara iletmifltir. Sultan Abdülmecid
Han devrinden sonra özellikle ‹kinci Abdülhamid Han devrinde
K›z›l›rmak Nehri’nde kay›k iflletmecili¤i yap›lm›flt›r.249
247 Osman Do¤an/ Ebul Faruk Önal . Bir Osmanl› Maden Müdürünün K›z›l›rmak Projesi- 1848 Çaml›ca Bas›m Yay›n, ‹stanbul, 2011.
248 Osman Do¤an/ Ebul Faruk Önal . Bir Osmanl› Maden Müdürünün K›z›l›rmak Projesi- 1848 Çaml›ca Bas›m Yay›n, ‹stanbul, 2011.
249 age.
131 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Osmanl›’da Meteorolojik Gözlemler
Osmanl›’da modern anlamda Meteorolojik gözlemlerin yabanc› okul ve yabanc› flirketler taraf›ndan 1850’li y›llarda yap›lmaya çal›fl›ld›¤› bilinmektedir. 1867 y›l›nda ise günümüze kadar
ayakta kalan tek rasathane olan Rasathane-i Amire ad› ile göreve bafllayan Kandilli rasathanesi kurulmufltur. ‹klim istasyonu
olarak uzun süre tek yetkili makam olan bu rasathane, 12 Nisan
1909 (31 Mart) ihtilalinde tüm aletleri ile beraber tahrip edilmifltir. 1911’den itibaren sürekli ve sistematik meteoroloji faktörlerinin ölçüm ve kayd›na yeniden bafllanm›flt›r.250
Bununla birlikte, 1915 y›l›nda Almanlar bir meteoroloji istasyonu kurmufl ve ayr›ca kimi projelerde de rasat yap›lmaya bafllanm›flt›r. Ancak, I. Dünya Savafl› ve ekonomik nedenlerden dolay› bu çal›flmalar da¤›n›k yap›lan gözlemlerden ve gelifligüzellikten ileri gidememifltir.
Seferde Osmanl› Ordusu’nun Suyu Nas›l Karfl›lan›rd›?
Osmanl› Ordusu
Osmanl› ordusu, özellikle büyüme döneminde çok h›zl› olarak k›sa zaman içinde büyük bir asker gücüne ulaflabilme özelli¤ine sahip bir orduydu. O dönemde düflman›n ordusuna k›yasla
güç üstünlü¤ü sa¤layabilmek için savafla mümkün oldu¤u kadar
çok say›da asker götürmek düflüncesi a¤›r bas›yordu. Bu nedenle de Osmanl› çok büyük bir insan gücü ile seferlere ç›k›yordu.
Örne¤in; Sultan II. Mehmed, 1473 y›l›nda Uzun Hasan’a karfl› giriflti¤i seferde yaklafl›k 100.000 askerlik bir ordu oluflturmufltu. En ihtiyatl› tahminler bile Sultan Süleyman’›n Mohaç Meydan Muharebesi’nde en az›ndan 60.000 askere sahip oldu¤u fleklindeydi.1528 y›l›nda merkezi hazine bütçesinde say›s› 120.000
ile 150.000 aras›nda de¤iflen düzenli birliklerin kayd›n› bulmak
mümkündür.251 Yavuz’un Çald›ran’da zafer kazanan ordusu
250 Dr. Ceyhun Özçelik “Türkiye’de Su Hizmetleri ve Su Hukuku’nun Geliflimi” DS‹ Teknik Bülteni, Say›: 103, Ocak 2008, Ankara.
251 Gabor Agoston (2012) “Osmanl›’da Strateji ve Askerî Güç” Timafl Yay›nlar›, ‹stanbul, s. 140-141.
132 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
133 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Sefer-i Hümayun’lar›n Lojisti¤i
William Mc Neil, tarihte hareket hâlindeki bir ordunun ikmalinin bafll›ca iki flekilde yap›labildi¤ini söyler: “Halk›n tah›l
stoklar› ile hayvanlar›na el konulmas› suretiyle yerel besin üreticilerinin ya¤malanmas›” veya gerekli lojisti¤in seferden önce
örgütlenmesi.252 Halil ‹nalc›k “bunlardan ikincisinin gerekli besin
maddelerinin vergi ve rant sistemi çerçevesinde köylülerden toplanmas›na ve tasarlanan yürüyüfl güzergâh› üzerindeki belirli noktalara depolanmas›na dayal›d›r” der. ‹lkinin ise köylüleri yerinden kaç›rtt›¤›
ya da bir süre topra¤› ekilmez hâle getirdi¤i için eninde sonunda kendi
kendini y›kmaya götürdü¤ünü; oysa vergi ve rant sisteminin, köylünün üretkenli¤ini ve ordunun ikmalinin düzenlili¤ini teminat alt›na
ald›¤›n› belirtir.253
Osmanl› yönetimi, s›n›r›n ötesinde yabanc› kâfirlerin elindeki diyarlara yap›lacak ak›nlarda darülharpte yaflayan kiflilere zarar vermemek kayd›yla, ya¤may› sistematik bir flekilde organize
etmeye çal›flm›flt›r. Ancak Osmanl› topraklar›nda yem ve yiyecek ya¤mas› ya da karfl›l›¤›n› ödemeden herhangi bir fleyin al›nmas› ise yasakt› ve bazen idamla cezaland›r›l›yordu.
Bununla birlikte Osmanl› birliklerinin geçti¤i koridorlar›n
zarar gördü¤ü, vergi kaynaklar›n›n azald›¤› da bir gerçekti. Buna askerin zaman zaman giriflti¤i ya¤mac›l›¤›n yan› s›ra, as›l hükûmetin erzak tedarik yöntemleri yol aç›yordu. Bölge halk› bundan kurtulmak için kaç›yordu.254 1579’daki ‹ran seferi s›ras›nda,
Ankara yolunda “Asker teaddisinden (bask›s›ndan) köy kalmay›p reayas› perakende olmakla (dört bir yana da¤›ld›¤› için)” ordunun geçifl koridorunun de¤ifltirilmesi gerekmiflti.255
Osmanl›’n›n üç k›taya yay›lmas›n› sa¤layan seferlerin baflar›s›n›n s›rr› sadece kahramanl›k ve gözü peklikte de¤ildir. Bunlar
kadar her ayr›nt›s› ile düflünülmüfl, planlanm›fl ve hayata geçirilmifl olan Osmanl› Lojistik organizasyonu da çok etkili olmufltur.
Osmanl›’n›n sefer güzergâh› üzerindeki haz›rl›klar› Prut Savafl› örne¤i ile Hakan Y›ld›z taraf›ndan” Haydi Osmanl› Sefere”
adl› eserde detayl› bir flekilde incelenmifltir.256 Bu eser Sefer-i
Hümayun’un lojisti¤inin sa¤lanmas›n›n ne kadar detayl› ele
al›nd›¤›n› ve önem tafl›d›¤›n› ortaya koymas› aç›s›ndan çok güzel bir çal›flma olmufltur.
Osmanl›’da sefer için önce dan›flmalar yap›l›r sonra Divan-›
Hümayun´da al›nan kararlar do¤rultusunda her alt birime haber verilirdi. Bu alt gruplar›n bir k›sm› askerin yiyecek ekmek,
bulgur gibi temel ihtiyaçlar›yla bir k›sm› ise; silah ve cephaneyle ilgilenirdi. Örne¤in seferdeki iklim flartlar›na göre, alt› ay evvelinden sefer güzergâh› üzerinde kuyular aç›l›p askerin serinlemesini sa¤lamak için buzlar doldurulurdu.
Sefere son aflamada yap›lan görüflmeler do¤rultusunda ç›k›l›rd›. Bu haz›rl›klar›n bir y›l bile sürdü¤ü olmufltur.
Sefer öncesi yap›lan de¤erlendirmelerde hükûmet herhangi
bir anda sefer aç›p açmamay› görüflürken, o y›l ülkede bu¤day
ve arpan›n bol mu k›t m› oldu¤u üzerinde de ciddiyetle dururdu.257 Osmanl› seferdeki ordusunun erzak258 ve hayvan yemi259 ihtiyac› için üç yöntem kullan›rd›. Bunlardan ilki “Avar›z
252 Mc Neil 1982 The pursuit of power, technology, armed force and society since A.D.1000 Chicago.
253 Halil ‹nalc›k 2000 Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Ekonomik ve Sosyal Tarihi Cilt 1 1300-1600 Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul, s. 138.
254 Güçer, L.1964 XVI-XVII. As›rlarda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Hububat Meselesi, ‹stanbul s.145 ve Finkel (1987) The Administration of
Warfare: The Ottoman Military Campains in Hungary 1593-1606, Viyana, s. 130-44.
255 Güçer, L.1964 XVI-XVII. As›rlarda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Hububat Meselesi, ‹stanbul, s. 145.
256 Hakan Y›ld›z 2006 Haydi Osmanl› Sefere. ‹fl Bankas› Kültür Yay›nlar›,
2006, ‹stanbul.
257 Güçer, L.1964 XVI-XVII. As›rlarda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda Hububat Meselesi, ‹stanbul, s. 143.
258 Bu¤day ve un.
259 Arpa.
120.000 askere sahipti. Özetle, özellikle büyüme döneminde Osmanl› ordusu 100.000- 120.000 kiflilik bir düzenli kuvvetle yola
revan oluyordu.
134 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Hanesi”260 denilen hane halk› vergi birimlerine “nüzul “ denen
dolays›z vergiler sal›n›yor, yani bir miktar zahire teslim etmeleri isteniyordu.261 ‹kinci olarak, önceden belirlenen konaklama
mevkilerine erzak getirip hükûmetin saptad›¤› fiyatlardan satma yükümlülü¤ü bindiriliyordu (sürsat). Üçüncü olarak hükûmet sabit yerel piyasa fiyatlar› üzerinden al›m yap›yordu (ifltira).
Bu vergilerin makul hâle düflürülmesi ancak yayg›nlaflt›r›lmas› ile mümkündü Bu kez de bu¤day ve arpan›n toplan›p orduya
veya s›n›r kalelerine nakledilmesinin maliyeti yüksek oluyordu.
Osmanl› yönetimi, uzak bölgelerdeki ayni vergiyi nakdi vergiye
dönüfltürüp262 bu yolla toplanan parayla ordunun güzergâh›na
yak›n yerel pazarlardan al›m yapmak ya da kalelere erzak y›¤mak
suretiyle bu problemin üstesinden gelmeye çal›fl›yordu.263
135 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Ordunun veya orduyu oluflturacak kollar›n yürüyüfl yollar›
üzerinde su ve yiyecek ikmali için keflif ve haz›rl›klar yap›lmaya
baflland›. Bu keflifler sonucu su bulunan genifl düzlükler üzerinde ve daha çok yerleflim yerleri d›fl›nda menzilhanelerin kurulaca¤› yerler tespit edildi. Daha evvelden kurulan bu menzilhanelerde kad› gözetiminde getirilen hububat›n depolanaca¤› ambarlar vard›. Bu zahire ambarlar›nda hem askerlerin yiyecekleri
hem de hayvanlar›n yem ihtiyaçlar› depolan›rd›. Bu ambarlarda
depolanmas› mümkün olmayan sebze ve meyveler yol üzerinde
temin edilirdi. Bu erzak orduya gerekli olmad›¤› takdirde sat›l›r
ya da acil durumlarda halka da¤›t›l›rd›.
Menzilhane Sistemi
Büyüme döneminde çok s›k sefere ç›k›l›yordu. Bu seferlerin
öncesinde büyük haz›rl›klar yap›l›rd›. Osmanl›’da sefer haz›rl›klar›, dönemin lojistik k›s›tlamalar›na ba¤l› olarak, bir önceki y›l›n sonbahar aylar›nda bafllard›.
Osmanl› Devleti’nin ilk zamanlar›ndaki ordusu ve ülkesi küçük oldu¤undan muharebelerin bafllamas›ndan önce büyük çapl› y›¤›nak faaliyetleri görülmüyordu. Ancak daha sonralar› ülke
geniflledi ve muharebeye kat›lacak olan kuvvetler artt›, yol uzad›. Cephe güzergâh› üzerinde y›¤›nak bölgeleri tespit edilmeye
baflland›.
260 Bir avar›z hanesi ola¤anüstü durumlarda vergi tahsili için hanelerden
oluflturulan mali bir birim. Bu birim 3 ile 30 hane aras›nda de¤iflmekteydi. (Barkan 1994).
261 1579’da yirmi hanelik her avar›z hane birimi 25, 64 kg tah›l vermeye
mecbur tutulmufltu.
262 1594’te Rodoscuk nahiyesinde nüzul hane halk› birimi bafl›na 2,5 kile
(yaklafl›k 64 kg) tah›l ya da bunun yerine 300 akçe nakit olarak saptanm›flt›.
263 Halil ‹nalc›k, 2000, Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Ekonomik ve Sosyal
Tarihi, Cilt 1, 1300-1600 Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul, s. 141.
Bu menzilhanelerden bir tanesi Kanuni Sultan Süleyman’›n
Rodos Seferi s›ras›nda annesi Ayfle Hafsa Sultan (Valide Sultan)
ad›na Marmaris’te yapt›rd›¤› menzilhanedir.
136 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Osmanl› s›n›rlar›n›n ötesinde savaflacak ordular›n iaflesi ‹ran
seferleri için Van ve Erzurum, Macaristan seferleri için Belgrat
gibi stratejik konuma sahip s›n›r kalelerindeki depolardan sa¤lan›rd›. Darl›k dönemlerinde hükûmet imaretlerin, kalelerin ve
menzilhanelerin ambarlar›ndaki hububata el koyabilirdi.
Sefer e¤er Anadolu taraf›nda ise Üsküdar veya Gebze; Rumeli taraf›nda ise Davutpafla civar›nda padiflah›n ota¤› kurulur
ve ordu birliklerinin toplanmas› sa¤lan›rd›.
Kay›tlara göre o dönemde ordu Edirne’den Estergon’a yürüyüfl ve dinlenme dâhil 119 günde var›yordu. Üsküdar’dan Ba¤dat’a giderken geçen zaman ise 197 gündü.264 Yani Küçük Asya’n›n tümünün geçilmesini gerektiren do¤udaki operasyonlar
ordunun zaman›n›n %61’ini yolda geçirmesini gerektirirken, bu
oran Avrupa harekât alan› için %44’tü. Do¤uya do¤ru düzenlenen seferlerde ordu üst üste iki sezon sahada kal›yordu.
1638-39’da Ba¤dat Seferi bu durumu teyit etmektedir. Cepheye yürüyüfl 197 güne yay›lm›fl bunun 121 günü yürüyüflte 76
günü dinlenmede geçmiflti.265
Bütün kusurlar›na karfl›n Osmanl› lojistik sistemi iyi iflliyordu. Araflt›rmac› Finkel, 150.000 kiflilik bir Osmanl› ordusuna,
Rumeli ve Macaristan içinde ilerleyifli s›ras›nda, temel yiyecek
maddelerinin adil ve dengeli biçimde266 ulaflt›r›labildi¤ini tespit
etmifltir.267
Osmanl› ordusunun Rumeli’ye yapt›¤› seferlerde lojistik imkânlar daha kolay sa¤lan›yordu. Ancak özellikle Do¤u’ya yap›lan seferler s›ras›nda düflman Osmanl› ordusunun geçece¤i koridorlar› önceden yak›p y›km›flsa lojistik konusunda sorun yafla264 Rhoads Murphey Osmanl›’da Ordu ve Savafl 1500-1700 Çev., M. Tanju
Akad. Homer Kitabevi, 2007, s. 45.
265 age., s. 90.
266 Osmanl› askerine ekme¤in, Avrupal› hasm›ndan daha ucuza geldi¤ini
belirtmifltir.
267 Finkel (1987) The Administration of Warfare: The Ottoman Military
Campains in Hungary 1593-1606, Viyana, s. 154.
137 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
n›yor ve stratejik sefer planlar›nda de¤ifliklik yap›l›yordu. Bu
güzergâhta su temini de daha fazla sorun oluyordu.
Ordunun bu uzun yürüyüfllerde hareketini en çok k›s›tlayan
faktörlerden biri, seçilen duraklama yerlerinin yak›nlar›nda insan ve hayvanlar için temiz içme suyunun bulunabilmesiydi.
Sefer-i Hümayun’da Su ‹kmali
Osmanl› ordusu sefere ç›kt›¤›nda önce ayr› ayr› kollardan
gelse bile, bir noktadan sonra çok büyük bir insan toplulu¤una
erifliyor ve sonunda muharebe öncesinde ordugâh›n kurulaca¤›
bölgede toplan›yordu.
Osmanl› yönetimi ordunun moral ve fiziki aç›lardan sa¤l›kl›
bir flekilde ilerlemesinin en temel koflulunun levaz›m ve ikmal
hizmetlerinin düzenli bir flekilde verilmesi oldu¤unu çok iyi biliyordu. Bu nedenle sefere ç›kmadan çok önce, ordunun kollar›n›n geçece¤i ve ordugâh›n kurulaca¤› bölgede yiyecek ve su ikmalinin düzenli bir flekilde yap›lmas› için çeflitli haz›rl›klar yap›l›rd›. Örne¤in bar›fl zaman›nda (geliflme döneminde bar›fl zaman› çok uzun olmam›flt›r) harekât istikametleri üzerindeki menzilhanelerin erzak depolar› ile hayvanlar için yem depolar› dolu
tutulurdu. Ayr›ca su ikmali için de önlemler al›n›rd›.
Ordunun esas kuvvetleriyle yürüyüfl düflmanla temas sa¤lan›ncaya kadar mümkün olan en h›zl› flekilde yap›l›rd›.
Yabanc› kaynaklarda Osmanl› ordusunun yürüyüfl ve kamp
düzenleri konusunda afla¤›daki de¤erlendirmeler yer alm›flt›r.
“Yürüyüfl genellikle sabah›n erken saatlerinden ö¤leye kadar
devam eder, ö¤le zaman› ordugâh kurulurdu. Kamp›n ortas›nda
padiflah ve yönetici s›n›f›n önemli üyelerinin çad›rlar› bulunur,
bunlar› çevreleyen yeniçeri ve di¤er saray birlikleri merkez kuvvetini oluflturdu. Bundan sonra vilayet t›mar kuvvetleri ve di¤er
kuvvetler kamp kurard›. Sert bir disiplin uygulan›r, sürekli y›kanma ve t›rafl olma ile temiz kalmalar› sa¤lan›rd›. Bu o zaman›n ça¤dafl ordular›n›n durumuyla tam çeliflkili bir durumdu.”268
268 Shaw, Stanford; Osmanl› ‹mparatorlu¤u ve Modern Türkiye; E Yay›nlar›. ‹stanbul, 1982, s. 188.
138 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
139 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Askerlere günde iki kez yemek piflirilirdi. Yemeklerin ana
maddesi ise koyun etiydi. Bir y›l süren bir seferde 100 bin civar›nda koyuna ihtiyaç duyulurdu. Bunun yan›nda bulgur ve pirinç pilav› da bolca tüketilirdi. Ordunun ekmek ihtiyac› ise ço¤u
zaman daha dayan›kl› oldu¤undan peksimet tercih edilerek karfl›lan›rd›.269 Piflirilip ambarlarda depolanan peksimetler en fazla
bir sene saklan›r daha sonra yenilenirdi. Yine sefer esnas›nda yol
üzerindeki yerleflim yerlerine gönderilen emirlerle peksimet piflirtilir ve orduya getirilirdi.270
Ordunun su ihtiyac› ise deri k›rbalarla at üzerinde sakalar›n
himayesinde tafl›narak sa¤lan›rd›. Barut, gülle, keçe, neft, demir,
kumafl, çad›r gibi malzemeler ise sefer öncesinde haz›rlan›rd›.
Ordu a¤›rl›klar›n› tafl›mak için de at, kat›r ve deve kullan›l›rd›.
Arazide iki veya üç ay yetecek g›dan›n tafl›nmas› için 30.000
den az olmayan belki de 50.000’e ulaflan say›da deveyle sa¤lanan nakliye hizmetlerinin, sadece arpa tay›n›n›n nakliyesi için
gerekli oldu¤u ortaya ç›kmaktad›r.
Ordunun d›flar› yönündeki güzergâh›nda yürüyüfl yolu üzerindeki her y›¤›nak deposunda büyük miktarda tah›l önceden
stoklanmaktayd›. Fakat seferin son safhalar›nda, uzun süreler
devletin tah›l depolar›ndan yararlan›lamayacak kadar uzakta
geçirilmekteydi.271
1660 y›l›nda yazan Hezarfan Hüseyin Efendi, sultan›n seferde kullan›m› için en az 11.500 deve temin edilmesi gerekti¤ini
yaz›yordu ki bunlar›n da¤›l›m› flu flekilde gösterilmiflti;272
- 4 000 deve ordu cephaneli¤inin nakliyesi için,
- 5 000 deve sultan›n kileri (muhtemelen tah›l ihtiyac› dâhil)
ve hazine için,
- 500 deve sultan›n çad›rlar› için,
269 Erhan Afyoncu, Sorularla Osmanl› ‹mparatorlu¤u.
270 Kübra Tolak / Tarih Dosyas› / Dünya Bülteni “Osmanl› Askerinin Sefer Serüveni”.
271 Rhoads Murphey 1500-1700 Osmanl›’da Ordu ve Savafl. Homer Kitabevi, 2007, s. 95.
272 age., s. 96.
140 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
- 2 000 deve de Yeniçeri’lerin yiyecek ve ekipmanlar›n›n nakliyesi için.
Literatürlerde 16 yüzy›lda öküz arabas›na dayanarak yap›lan hesaplamalarda, 90.000 asker ve 40.000 ata sahip bir ordunun 30 günlük iaflesinin karfl›lanmas› için 11.000 araba yükü yiyecek ve yem gerekti¤i ortaya ç›km›flt›r.273 1543 y›l›nda Belgrad’da toplanan Osmanl› kuvvetlerinin 104.000 kifli oldu¤u tahmin edilmektedir.274
Bu de¤erler Osmanl› ordusunun yiyecek, yem ve içecek su
ihtiyac›n›n büyüklü¤ünü de ortaya koyuyor. Ordu düflmanla
karfl›laflmadan önce genellikle iyi bir pozisyon almak için kurak
ve iafle alan›ndan uzak bölgelerde manevra yapard›. Ordunun
büyüklü¤ü ve bu koflullar birlikte ele al›nd›¤›nda ikmal deste¤inin ne kadar önemli oldu¤u ortaya ç›kar.
141 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Çald›ran Savafl› ‹çin Uzun Yürüyüfl. (Edirne’den Van’a Kadar)
Yavuz Sultan Selim’in Çald›ran’da zaferle biten yolculu¤u
kelimenin tam anlam›yla Edirne’den Van’a kadar sürmüfltü.
Ordu Pazar› - Hamam Çad›rlar›
Sefer yap›laca¤› zaman her vilayette de¤iflik meslek gruplar›ndan insanlar orducu esnaf olarak yaz›l›rlard›. Bu esnaf grubu
günlük yaflant›daki ticari faaliyetlerini ordunun dinlendi¤i yerlerde kurulan pazarlarda da gerçeklefltirirlerdi. Bu pazarlarda
askerlerin her türlü ihtiyaçlar›n› karfl›layacak çad›rlar kuruluydu. Ayakkab›c›, bakkal ve berber çad›rlar› bunlardand›. Böylece
sahrada bulunan askerlerin ihtiyaçlar› örgütlü bir flekilde temin
edilmifl olunuyordu.
Ordu büyük bir disiplinle hareket ederdi. Akflam oldu¤unda
çad›rlar kurularak dinlenilirdi. Askerin salg›n hastal›klara yakalanmamas› çok önemliydi bu yüzden askerler temizliklerine de
dikkat etmeliydi. Bu nevi ihtiyaçlar›n› kurulan hela ve hamam
çad›rlar›nda karfl›layabilirlerdi. Mescid çad›r›, hasta çad›r›, mutfak çad›r› ise di¤er zaruri ihtiyaçlar› karfl›l›yordu.275
273 Rhoads Murphey 1500-1700 Osmanl›’da Ordu ve Savafl. Homer Kitabevi, 2007, s. 124.
274 Nusretname, Cilt 1, K›s›m 3, s. 29.
275 Kübra Tolak / Tarih Dosyas› / Dünya Bülteni “Osmanl› Askerinin Sefer Serüveni”.
Ordu’nun Çald›ran Seferi Güzergâh›
142 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Osmanl› ordusu, 19 Mart 1514 Pazartesi günü Edirne’den ‹stanbul’a do¤ru yürüyüfle geçirildi. Yürüyüflün onuncu günü 29
Martta ‹stanbul’a var›ld›.21 Nisan günü kat›lan birliklerle Üsküdar’dan Bursa istikametine yürüyüfle geçildi. Yeniflehir ovas›nda
y›¤›na¤›n› tamamlayan ordu, yürüyüfle devam etti. 3 gün sonra
Seyitgazi’ye gelindi ve burada 3 gün daha sonra birkaç gün de
Kayseri’de dinlenildi. Yol boyunca gruplar hâlinde kuvvetler orduya kat›ld›. Sivas’a kadar gelindi ve ordu say›ld›. 140.000 kifli
oldu¤u anlafl›ld›. (Hayreddin Efendi tarihinde 180.000 kadar diye yaz›lm›fl.) A¤›rl›k ve nakliye kollar› ise 5 000 araba, 6 000 deve, orduyu arkas›ndan izliyordu. ‹kmal ifllerine yard›m, ordunun gerisinin emniyetini sa¤lama maksad›yla, ordu içinden yafllar› pek genç olanlarla çok yafll› olanlardan 40.000 kifli ayr›lm›fl,
Kayseri, Tokat bölgesinde b›rak›lm›flt›.
Erzincan yak›nlar›nda Yass›çimen’de Ordugâh kuruldu. Erzincan’dan sonra Erzurum-Eleflkirt üzerinde yürüyüfle geçildi.
Nihayet Osmanl› ordusu 22 A¤ustos 1514 günü Çald›ran Ovas›’na vard›. Çald›ran Savafl›’nda Osmanl› ordusunun say›s›
120.000 kadard›. Bunun, 80.000 kadar› süvari idi.
Savafl kazan›ld›. ‹ki günlük bir dinlenmeden sonra Osmanl›
ordusu tekrar yola ç›kt›. Çald›ran Ovas›’ndan ‹ran’›n Tebriz flehrine do¤ru yürüyüfle geçti ve Huy-Ba¤dat-Ogal-Hac›belli-Yediçeflme-Sultaniye yoluyla yürüyerek 6 Eylül 1514 günü tam 5
günde Tebriz önlerine geldi.276
Sina Çölü’nde 13 Gün
Yine Yavuz Sultan Selim 1516’daki Mercidab›k Savafl›’nda
70.000 kiflilik bir ordu ile savaflm›flt›. Daha sonra Yavuz 15 Aral›k 1516’da fiam’dan tekrar yola ç›kt›. ‹leri harekâta devamla
a¤›rl›klar›yla beraber 9 Ocakta Sina Çölü’ne girdi. Çölü geçip Salihiye’ye geldi. Sina Çölü’nü geçerken ya¤mur ya¤›nca, ordu ve
hayvanlar su s›k›nt›s› çekmedi. Sultan Selim Han’›n Ridaniye’ye
276 Çald›ran Meydan Muharebesi ve Zaferi http://www.totalwar-turkiye.com/twforum/index.php?topic=83286.0 9 Nisan 2012.
143 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
giderken, ordunun a¤›rl›klar›yla bir günde elli kilometre yürümesi, harp târihinde bir rekor olarak kabul edilir.
Yavuz Sultan Selim, ordusuyla birlikte Sina Çölü’nü 13 günde geçti. Osmanl› ordusu 21 Ocakta Kâhire’ye çok yak›n Bîrketüt-Hac mevkisinde konaklad›.
Yavuz Sultan Selîm Han, M›s›r’a hareketinden önce Tin ve
Sina çöllerini aflabilmek için birtak›m haz›rl›klar yapm›flt›. Orduya laz›m olan suyu nakledebilmek için, iki bin deve sat›n alm›fl
ve su koymak için k›rba vs. gibi lüzumlu malzemeyi temin etmiflti.
Osmanl› ordusun›n seferdeki su hizmetleri için bir hizmet
grubu vard›. Buna Saka Oca¤› denirdi.
SAKA OCA⁄I
Osmanl› ordusunda seferdeki su hizmetlerini ordunun yard›mc› hizmet grubundaki Saka Oca¤› yerine getirirdi.
Sakalar yeniçeri çorbac›lar›ndan “saka bafl›” ad›nda bir kiflinin gözetiminde bulundurulan kap›kulu ocaklar›n›n en afla¤› s›n›f› say›l›rd›. Sakalar›n “saka bafl›”ndan baflka subaylar› yoktu.
Kap›kulu ocaklar›n› oluflturan ortalardan her birine erlerin her
144 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
çeflit gereksinmeleri için gerekli suyu sa¤lamak üzere birkaç saka eri görevlendirilirdi.
8. OSMANLI’DA ‹MT‹YAZLI SU fi‹RKETLER‹ DÖNEM‹
(Vak›flardan ‹mtiyazl› fiirketlere)
Osmanl›’n›n son dönemindeki imtiyazl› flirketlere kadar su,
vak›flar taraf›ndan yönetilmifl ve iflletilmifltir. Osmanl›’n›n son
dönemlerinde vak›flardan imtiyazl› flirketlere geçen su yönetimini incelemek için önce o dönemdeki su teminini bask›layan
ekonomik, siyasal koflullar› ve ‹stanbul nüfusunun demografik
yap›s› ile art›fl›n› incelemek gerekir.
‹stanbul’da Nüfus Art›fl› ve Su Temini
Nüfus art›fl› ile su temini aras›ndaki do¤rudan iliflki nedeniyle burada ‹stanbul’daki tarihsel nüfus de¤iflimini incelemek
uygun olacakt›r.
‹stanbul’daki tarihsel nüfus de¤iflimi, Marmara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Recep Bozla¤an’›n çok
de¤erli “‹STANBUL Derinlik, De¤iflim ve Güç” adl› eserinin277 4.
bölümünde genifl olarak yer alm›flt›r. ‹stanbul’daki nüfusun demografik olarak tarihsel de¤iflimini en detayl› inceleyen kaynak
olmas› nedeniyle bu yay›ndaki verileri de aktarmak istiyoruz.
Daha önce de belirtildi¤i gibi Fetih arifesinde nüfusu 50.000
olarak tahmin edilen ‹stanbul’da, nüfus 1477’de yaklafl›k
75.000’e ç›km›flt›r. Arfliv kay›tlar›nda bu dönemdeki hane say›s›
yaklafl›k 16.000 olarak verilmektedir. Ancak özellikle Haliç’in
kuzeyinde yeni geliflen Tophane, F›nd›kl›, Cihangir ve Kas›mpafla gibi mahallelerle hane say›s›n›n 1535’te yürütülen tahrirde
80.000’e ulaflt›¤› belirtilmifltir.278 56 y›l içinde ‹stanbul’daki hane
say›s›nda 64.000 art›fl bu süre içinde nüfusta da çok büyük bir art›fl anlam›na gelmektedir.
277 Recep Bozla¤an Prof. Dr. 2011 “ ‹STANBUL Derinlik, De¤iflim ve Güç”
Hayat Yay›nlar›, ‹stanbul, 2011.
278 Zeynep Çelik. The Remaking of ‹stanbul: Portrait of an Ottoman City in the
Nineteenth Century University of Washington Press, 1986, s. 25-26.
145 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Bu hane say›s› 16. yüzy›l›n ortas›nda ‹stanbul’un nüfusun
tahmini olarak 350.000-400.000 civar›na ç›kt›¤›n› göstermektedir.
Yukar›da verilen rakamlar mertebe olarak di¤er araflt›rmac›lar taraf›ndan verilenlerle çok farkl› de¤ildir. Örne¤in Agoston’a
göre Fetih öncesinde yaklafl›k 40.000 olan ‹stanbul’un nüfusu
1477’de iki kat›na ç›km›flt›. Agoston bu rakam›n on alt›nc› yüzy›l
ortalar›nda 250.000-300.000’e ulaflt›¤›n› ileri sürer.279
‹stanbul’un Osmanl› Devleti taraf›ndan fethinden sonra nüfus yüz elli y›l içinde yaklafl›k on kat artm›flt›r. Ömer Lütfi Barkan’›n 1520-1535 y›llar› için yapt›¤› hesaplamalara göre on alt›nc› as›rda ‹stanbul’un nüfusu, %58’i Müslüman, %42’si gayrimüslim olmak üzere 480.000 kiflidir. fiehrin on alt›nc› as›rdaki nüfusunun, ülkenin ikinci büyük flehri olan Bursa’dan 7-10 kat fazla
oldu¤u tahmin edilmektedir.280
16 yüzy›l›n ikinci yar›s›ndaki art›fl kentin yiyecek ve su ihtiyac›n›n karfl›lanmas›n› zorlaflt›rm›flt›r.281 Bu nedenle devlet yeni
yerleflimci ak›nlar›n› önleyecek yeni önlemler alm›flt›r.
IV. Murat’›n 1638’de yapt›rd›¤› say›m sonuçlar›na dayanan
Evliya Çelebi’ye göre civar mahalleleriyle birlikte ‹stanbul’un
nüfusu 1.500.000’e yaklaflmakta ise de birçok yabanc› seyyah, asr›n sonunda flehrin nüfusunun 700.000 dolay›nda oldu¤unu belirtmifltir. Bu nüfusla ‹stanbul, “dünyan›n en büyük flehri” unvan›n› yeniden elde etmifltir. On sekizinci as›r için Dr. Pocock adl›
araflt›rmac›n›n verdi¤i abart›l› say› ise 3.340.000’i Müslüman,
60.000’i Hristiyan ve 100.000’i Yahudi olmak üzere 3.500.000 nüfuslu bir ‹stanbul’dur. Ancak Bu bilginin do¤rulu¤unu teyit edebilecek herhangi güvenilir bir veri bulunmamaktad›r.282
17. yüzy›lda ‹stanbul’un nüfusunun Robert Mantran taraf›n279 Gabor Agoston (2012) “Osmanl›’da Strateji ve Askerî Güç” Timafl Yay›nlar›, ‹stanbul, s. 40.
280 Recep Bozla¤an Prof. Dr. 2011 “ ‹STANBUL “Derinlik, De¤iflim ve
Güç” Hayat Yay›nlar›, ‹stanbul, 2011.
281 Halil ‹nalc›k “Osmanl› ‹mparatorlu¤u Klasik Ça¤” (1300-1600) Çev.
Ruflen Sezen. YKY 2011, s. 150.
282 age.
146 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
147 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
dan 600.000-700.000 olarak tahmin edilmesi283 nüfustaki art›fl›n
sürdü¤ünü ortaya koymaktad›r. 17. yüzy›l sonunda 800 bini bulan
nüfusuyla ‹stanbul, Londra ve Paris gibi kentleri geride b›rakm›fl,
Orta Do¤u ile Avrupa’n›n en büyük kenti ve merkezi olmufltu.
Fransa’n›n eski elçisi General Andreossi, flehrin 1815’teki nüfusunu, tüketilen su ve ekmek miktar›na dayanarak 630.000 olarak hesaplam›flt›r. Osmanl› hükûmetinin 1885 y›l›ndaki resmî
say›m›na göre flehrin nüfusu 873.565’tir. Dr. Verollot’nun, yine
on dokuzuncu yüzy›l›n ikinci yar›s›nda Osmanl› idaresinin en
güvenilir memurlar›na, papazlara, hahamlara ve yabanc› devlet
görevlilerine baflvurarak yapt›¤› hesaplamada ‹stanbul’un nüfusu 778.000 olarak belirlenmifltir.284
18. yüzy›l›n sonunda yaklafl›k 850.000 civar›nda olan285 bu
nüfus belirli art›fl ve eksilifllerle286 1945 y›l›na kadar bu seviyelerde seyretmifltir.
‹stanbul ve di¤er üç kad›l›¤›n nüfusunda, 18. yüzy›ldaki en
önemli art›fl Galata-Pera bölgesinde olmufltu.287
1850’lerin sonlar›nda yaklafl›k olarak 560.000 olan toplam ‹stanbul nüfusu 1885’te 874.000’e ç›km›fl 1900’ün bafl›nda ise bir
milyonu aflm›flt›r. On dokuzuncu as›rda ‹stanbul’un nüfusundaki art›fl›n temel sebebinin, do¤umlardan daha çok 1877- 1878 Osmanl›-Rus Savafl›’n›n etkisiyle Balkanlar’dan gelen göçmenlerle
ülkenin di¤er vilayetlerinden yap›lan göçlerden kaynakland›¤›
söylenebilir.288 Ancak baz› yay›nlarda 1865 y›l›nda Oppenheim,
Stanifort ve Guarracino fiirket Ortakl›¤›’n›n ‹stanbul’a su temini
çal›flmalar›nda flehir nüfusunun 1 milyon olarak tahmin edildi¤i
yer almaktad›r.289 Ancak bu mevcut nüfus de¤il, projede kullan›lmak üzere hesaplanan 40-50 senelik nüfus projeksiyonu olabilir.
1914’te 910.000’e düflen nüfus azalmaya devam etmifltir.
Cumhuriyet döneminin ilk nüfus say›m› 1927 y›l›nda yap›lm›flt›r. Bu say›ma göre ‹stanbul fiehremaneti s›n›rlar› içinde yaflayan
nüfus 680.857 kiflidir. Bu toplam içinde Müslümanlar›n say›s›
448.000 (%71) olarak bulunmufltur. fiehrin nüfusu 1935 y›l›nda
741.148’e, 1940’ta 793.949’a, 1945’te 860.558’e ve 1950’de ise
983.041’e yükselmifltir. Cumhuriyet’in kuruluflundan 27 y›l sonra dahi, ‹stanbul 1914 y›l›ndaki nüfusuna ulaflamam›flt›r.290
283 Zeynep Çelik., The Remaking of ‹stanbul, s. 28-29.
284 Bozla¤an. R. 2011.
285 Zeynep Çelik, The Remaking of ‹stanbul, s. 37; XIX. yüzy›lda ‹stanbul’da
yürütülen nüfus say›mlar› ve 1794-1916 aras›ndaki nüfusuna dair tahmini de¤erler için bk., Kemal H. Karpat, Ottoman Population: 1830-1914:
Demographic and Social Characteristics, the University of Wisconsin
Press, 1985, s. 102-105.
286 100 000 -150 00 civar›nda art›fl ve eksilifllerle.
287 Zeynep Çelik. The Remaking of ‹stanbul, s. 28-29.
288 Keyder, 2006: 18; Tekeli, 2009: 185.
Nüfus Art›fl›n›n Su Bask›s›
‹stanbul’un nüfusu tarih boyunca dalgal› bir seyir izlemifltir. fiehrin nüfusuna dair güvenilir veriler ancak yirminci as›r-
Grafik 1291
289 ‹lhami Yurdakul 2010, Aziz fiehre Leziz Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) s. Girifl 22.
290 Recep Bozla¤an Prof. Dr. 2011 ‹STANBUL “Derinlik, De¤iflim ve Güç”
Hayat Yay›nlar›, ‹stanbul, 2011.
291 age.’deki verilerden yararlan›larak oluflturulmufltur.
148 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
da elde edilebilmiflse de, flehrin nüfusunun tarih içindeki seyrine dair tahminler yap›labilmektedir. ‹stanbul, nüfusu ne
olursa olsun, Orta Ça¤’dan günümüze dünyan›n büyük flehirleri aras›nda yer alabilmifltir. fiüphesiz bu durum tek bafl›na
nüfus ile aç›klanmamal›d›r. Jeostratejik konumu, tarihî ve kültürel zenginlikleri ve ekonomisi de bu süreçte etkili olmufltur.
Burada bizi ilgilendiren husus artan nüfusa su temininde nas›l
bir yol izlendi¤idir.Bunun yan›s›ra nüfus art›fl›n›n hangi dönemlerde su temini üzerinde önemli bir bask› unsuru oluflturdu¤udur.
Roma- Bizans döneminde flehrin nüfusu, zirve noktas›na
ulaflt›¤› alt›nc› as›rdan itibaren genel olarak azalma e¤ilimi göstermifltir. On dördüncü asr›n sonlar›na do¤ru yaklafl›k 100.000
kifliye ulaflan nüfus, on dokuzuncu asr›n sonunda bir milyon kifliyi aflm›flt›r. (Bk. Grafik l)
Bu grafikte görüldü¤ü gibi ‹stanbul’un nüfusunda fetihten
sonra 16. yüzy›ldaki duraklama d›fl›nda 1900’lü y›llar›n bafl›na
kadar sürekli artm›flt›r. Bu durum artan nüfusa bar›nma imkân›
sa¤lanmas›n›n yan› s›ra su teminini ve çevre sa¤l›¤›n› da gündeme getirmifltir. 1800’lerin bafl›ndaki ‹stanbul nüfusuna 100 y›l
içerisinde 450.000 kifli daha kat›lm›flt›r. ‹stanbul’un nüfusu bu
dönemde neredeyse ikiye katlanm›flt›r. Bu durum su temini ve
kanalizasyon hizmetleri aç›s›ndan kolay alt›ndan kalk›labilecek
bir durum de¤ildir.
Bunun da etkisiyle ‹stanbul’da d›flardan gelen kolera gibi
hastal›klar önemli can kay›plar›na neden olmufltur. ‹stanbul’da
nüfus art›fl› nedeniyle su bask›s› en çok bu dönemde hissedilmifltir.
Mevcut Sular Yetersiz Kal›yor!
H›zla artan bu nüfusa karfl›n K›rkçeflme ve Halkal› su yollar›n›n ‹stanbul suriçine su sa¤layan temel kaynak olarak yetersiz
kalmas› üzerine, 18. yüzy›lda Taksim Sular› devreye girmifltir.
Kas›mpafla, Galata, Beyo¤lu, Befliktafl, Ortaköy ve Bo¤aziçi’ndeki artan nüfus bask›s› sonucu kronikleflen su ihtiyac›n› karfl›la-
149 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
mak amac›yla III. Ahmet devrinde bafllat›lan inflaat faaliyeti
1839’a dek sürmüfltür.292
Ayn› yüzy›llarda, flehrin Anadolu yakas›ndaki su ihtiyac›
Kay›flda¤›, Atikvalide, Küçük Çaml›ca, Alemda¤, Karakulak ve
Beykoz mevkilerinden ba¤lanan isale hatlar› ile karfl›lan›yordu.
Böylece dört kad›l›ktan (Suriçi, Eyüp, Galata ve Üsküdar) oluflan
‹stanbul’un su ihtiyac› 19. yüzy›l›n ilk yar›s›na kadar bu kaynaklarla karfl›lanmaya çal›fl›lm›flt›. 1902 y›l›nda, bu kaynaklara II.
Abdülhamit devrinde oluflturulan Hamidiye (K⤛thane) su flebekesi eklenecekti.
19. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda, mevcut kaynaklar›n flehre yetmemesi üzerine yeni kaynak aray›fllar›n›n ortaya ç›kt›¤›n› görmekteyiz. Özellikle 1854’te modern belediyenin kurulmas›yla
birlikte gerçeklefltirilen yeni imar planlar› ve faaliyetleri, Beyo¤lu
bölgesinde (Alt›nc› Daire-i Belediye) yeni infla edilen binalara bas›nçl› su sa¤lamay› zorunlu k›l›yordu. ‹ki özel giriflimci, Mühendis Ternau Bey ve Hariciye Teflrifatç›bafl›s› Kâmil Bey 1874’te ald›klar› su imtiyaz›n›, 1881/1882’de Dersaadet Anonim Su fiirketi’ne
ya da daha meflhur ismiyle Terkos fiirketi’ ne, devretmifllerdi. Bununla birlikte ‹stanbul’a Terkos’tan su isalesi ancak 1890’dan
sonra sa¤lanabilmifltir. Bir Frans›z flirketinin temsilcisi olan Karabet S›vac›yan, Anadolu yakas›na Elmal› Deresi’nden su sa¤layan
Üsküdar-Kad›köy su flirketi kurma imtiyaz›n› 1888’de ald› ve bu
hakk› ertesi y›l Elmal› (Üsküdar-Kad›köy) Osmanl› Anonim Su fiirketi’ne devretti.293 Bu flirket, 1893’te Elmal› baraj›n› infla ederek
Anadolu yakas›nda bir su flebekesi kurmufltur.
‹stanbul’a Zoraki Göç ve Gayrimüslim Nüfus
Fatih bir yandan ‹stanbul’un imar› için ferman ç›kartm›fl di¤er taraftan da vilayetlere haber göndererek isteyenin ‹stanbul’a
gelmesini ve mal mülk sahibi olmas›n› bildirmiflti. Fakat bu ça¤292 Kâz›m Çeçen, ‹stanbul’un Osmanl› Dönemi Su Yollar›, s. 253.
293 Burhan O¤uz, Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›, ‹stanbul: Simurg,
1998, s. 172-173.
150 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
r›ya ço¤unlu¤un ilgi göstermedi¤i görüldü. Bunun üzerine padiflah, zengin ve fakir ay›r›m› gözetilmeksizin her vilayetten ailelerin ‹stanbul’a sürgün edilmesi için emirler verdi. Bu yeni gelenlere evler verildi ve flehir nüfusu yenilenmeye bafllad›.294 Eylül’e kadar Anadolu ve Rumeli’den 5000 aile bu emirlere uyarak
‹stanbul’a gelip yerleflmiflti.295 fiehirde Müslüman ahalinin yerleflmesi sa¤lan›rken Rumlarla Ermeni ve di¤er az›nl›klara da yeniden yerleflme izni verilmifltir.296
1477’de Fatih Sultan Mehmet Müslümanlardan ve Rumlardan sonra 3. büyük nüfus grubunu oluflturdu. Fatih, saray›n ve
‹stanbul’un ihtiyac› olan g›da üretimi için S›rbistan ve Mora’dan
ele geçirilen 30.000 çiftçiyi ‹stanbul’un çevresinde boflalt›lm›fl
olan 35 köye yerlefltirmifltir.297
1477’de ‹stanbul ve Galata’da yap›lan say›m›n sonunda ‹stanbul’da toplam 16.324 ailenin yaflad›¤› tespit edilmifltir. Bu ailelerin 9486’s› Müslüman di¤erleri ise büyük ço¤unlu¤u Ortodoks Rum ve Yahudi olmak üzere gayrimüslimlerden oluflmaktayd›. Halil ‹nalc›k bu toplam aile say›s›n›n askerleri kapsamad›¤›n› belirterek bu dönemde ‹stanbul’un toplam nüfusunu 80
000-100 000 aras›nda tahmin etmifltir.298
17 yüzy›lda nüfusun %40’›n›n gayrimüslim oldu¤u yaz›lmaktad›r.299 1610’da Sandys, ‹stanbul’da nüfusun yar›s›n›n Türk yar›s›n›n da Hristiyan ve Yahudilerden olufltu¤unu yazar.300
294 Mehmed Neflri, Kitab-› Cihannuma (varak 197 a), s.709.
295 E. Gibbon, The Decline and Fall of the Roman Empire, s. 850 1470’de
Karaman’daki Aksaray flehrinden getirilen ailelerin yerleflti¤i ‹stanbul’daki Aksaray semti böyle oluflmufltur.(Mehmed Neflri, Kitab-› Cihannuma, s. 791).
296 Gülgün Üçel Aybet 2010 Avrupal› Seyyahlar›n Gözünden Osmanl›
Dünyas› ve ‹nsanlar (1530-1699), ‹letiflim yay›nlar›, ‹stanbul, s. 470.
297 Halil ‹nalc›k 1994 The Ottoman Empire, The Classical age., 1300-1600,
s. 141, Phoenix. Orion Books Ltd. 1994. London.
298 Halil ‹nalc›k 1994 The Ottoman Empire, The Classical age., 1300-1600,
s. 141, Phoenix. Orion Books Ltd. 1994. London.
299 age., s. 150.
300 Sandys, “Sandys Travailes”, s. 60.
151 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Bu anlat›mlardan anlafl›l›yor ki, 17. yüzy›lda ‹stanbul’un
yaklafl›k bir milyon civar›ndaki nüfusunun sadece yar›s› Müslüman’d›r.
Fetih’ten bu yana ‹stanbul’un nüfusunun önemli bir bölümünü gayrimüslimler oluflturmufltur.
Kemal Karpat’a göre 1885’te ‹stanbul nüfusunun 385.000’i
(%44) Müslüman 489.000’i ise (%56) gayrimüslüm’dir.301 Keyder’e göre302 bu durum, flehirdeki ekonomik faaliyetlerin cazibesi dolay›s›yla taflradan gelen Osmanl› tebaas› Hristiyanlardan
(özellikle de Rumlardan) kaynaklanm›flt›r. Asl›nda bu Müslüman nüfusun önemli bir bölümünün de Müslümanl›¤› kabul
eden gayrimüslimlerden oldu¤u düflünülürse ‹stanbul’da ve
Osmanl›’n›n tümünde köken olarak Müslüman olan nüfusun
daha da az oldu¤u ortaya ç›kar.303
1885’te ‹stanbul’da ecnebi tâbiiyetinde olan veya tâbiiyeti bilinmeyenlerin toplam› 129.234 kiflidir. Bu da ‹stanbul nüfusunun
yaklafl›k %15’ine karfl›l›k gelir.304
Yine Karpat’a göre 1885’ten sonraki 10 y›l içinde ‹stanbul’daki Müslüman nüfusu artm›fl ve 1896 y›l›nda %50 oran›na ulaflm›flt›r.1914 y›l›na gelindi¤inde ‹stanbul’daki nüfusun %57’sinin
Müslüman %43’ünün gayrimüslim oldu¤u görülmektedir.305
301 “1914’te Birinci Dünya Savafl› patlak verdi¤inde, 1885’te 385.000 olan
‹stanbul’un Müslüman nüfusu 560.000’e yükselmifl, Öte yandan gayrimüslim nüfus 489.000’den 350.000’e düflmüfltü” Karpat, Ottoman Population 103, 170-1; ‹stanbul fiehir Rehberi ‹stanbul, 1934, s. 164.
302 Keyder, 2006, s. 18.
303 1621’de Anonim seyahatmanede ‹stanbul’daki Müslümanlar›n da ancak yar›s›n›n Türk oldu¤u kayd› vard›.(Anonim (1621) Voiage de Levant, s. 121. ‹stanbul’da say›s› çok olan dönmelerle Yavuzún Çald›ran
savafl›ndan sonra Tebriz’den gelen M›s›r seferinden sonra da fiam ve
Kahire’den ‹stanbul’a yerlefltirmek üzere getirtti¤i el sanatç›lar› Müslüman nüfus içinde önemli bir yer tutmaktayd›.
304 ERYILMAZ, Bilal (1996), “Osmanl› Devleti’nde ‹ktidar ve Muhalefet” Osmanl› Toplum Yap›s› Üzerine Derleme, Sebat Ofset Matbaa, Konya, s. 344.
305 Karpat, Kemal 2003 Osmanl› Nüfusu 1830-1914. ‹stanbul tarih vakf›.
Yurt yay›nlar›. s. 141. ve karpat, Kemal 2006 Osmanl›’da De¤iflim Modernleflme ve Uluslaflma. Çev. Dilek Özdemir. ‹mge Kitabevi, s. 421.
152 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Bu art›fl›n en önemli sebebi, Balkan Savafllar› dolay›s›yla kaybedilen topraklardaki Müslüman nüfusun flehre göç etmesi olarak
aç›klanmaktad›r.306
‹slamiyet’in dünyadaki lideri olarak bilinen Halife’nin bulundu¤u ‹stanbul’da gayrimüslim say›s›n›n Müslümanlardan
fazla oluflu, nüfusun %15’inin ecnebi tabiiyetinde oluflu, yönetim anlay›fl›nda ba¤naz bir tutumun ve dinî bir bask›n›n olmad›¤›n› aç›kça ortaya koymaktad›r.
Araflt›rmac› Agoston, Osmanl›’n›n ‹stanbul’da Bizansl› ve
özellikle de Ceneviz ve Venedikli tüccarlara karfl› gösterdikleri
hoflgörülü yaklafl›m›n ve ayr›ca II. Bayezid’in ‹spanya’dan sürgün edilmifl Sefarad Yahudilerine yeni bir vatan sa¤lamaya yönelik karar›n›n, on beflinci yüzy›l›n sonlar›nda Osmanl› nüfusunun %40’›n›n Hristiyan ve Yahudilerden oluflmas›na olanak tan›d›¤›n› yazar.307 Bu anlay›fl özellikle ‹stanbul’da ‹mparatorlu¤un son döneminde bile hat›r› say›l›r bir gayrimüslim nüfusun
bulunmas›na olanak tan›yacak flekilde sürdürülmüfltür.
1914 y›l›nda ‹stanbul’un nüfusunun 560.000’i Müslüman
350.000’i gayrimüslimdi. Bu say›lar ayn› y›lda Edirne’de 360.000
Müslüman 277.000 gayrimüslim olarak verilmektedir.308 Ayn›
y›l Çatalca’da yaflayan gayrimüslimlerin nüfusu (40.000) Müslümanlar›n (20.000) iki kat›yd›. Gayrimüslim nüfusu Anadolu eyaletlerine do¤ru gittikçe azalmaktayd›.
Müslümanlar›n flehrin nüfusu içindeki oran› 1927’de %65
iken, 1935’te %70’e ve 1950’de %84’e yükselmifltir.309
Kolera’n›n Pençesindeki ‹stanbul (1831-1895)
1831’de ‹stanbul’da yaflanan ilk kolera salg›n› 6 000 kiflinin
306 Toprak 1982: 65; Kuban, 2004: 363.
307 Gabor Agoston (2012) “Osmanl›’da Strateji ve Askerî Güç” Timafl Yay›nlar›, ‹stanbul, s. 40.
308 Sura›ya Faroqh›, Bruce Mc Gowan, Donald Quataert and fievket Pamuk 1994 An Economic and Social History of the Ottoman Empire, Volume Two. 1600-1914 Cambridge University Press 1994.England. s. 780.
309 Tekeli, 2009.
153 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
hayat›na malolmufltu.1854 y›l›nda tekrar görünen ve 10 ay süren
salg›nda ise 3 500 kifli ölmüfltü.
11 y›l sonra Kolera ‹stanbul’u yine yoklad›. Osmanl›’n›n baflkentinde 1865 y›l›n›n Temmuz’unda bafllayan ve “büyük kolera” da denen bu salg›n, yaklafl›k dört ay devam etti. ‹stanbul’un
gördü¤ü en büyük afetlerden olan bu salg›nda 30.000 kifli öldü.
1865 y›l›ndaki kolera salg›n› yayg›n bir felakete dönüflerek, Suriye bölgesinde de 40.000’in üzerinde insan›n hayat›n› kaybetmesine yol açm›flt›.310
1870- Beflinci Kolera Salg›n›
1870 y›l›nda ‹stanbul beflinci kolera salg›n›n› yaflad›. Mikrop
bu kez Rusya’dan geldi ve bütün flehri etkisi alt›na alarak 15.000
kiflinin ölümüne sebep oldu. Ertesi y›l›n sonlar›nda, ‹stanbul’da
epeyce can kayb›na sebep olan baflka bir kolera salg›n› daha yafland›. Bu kez kolera o derecede yay›l›p etkili oldu ki, günlük
ölümler 300’ü buldu. Hatta hastal›ktan çekinen padiflah saray›n›
terk ederek Y›ld›z Kasr›’na çekilmiflti.
6 y›l sonra 1876’da ‹stanbul bir kez daha koleraya teslim oluyor ve bu salg›nda da 7 000 kifli hayat›n› kaybediyordu.
1893-95 Kolera Devam Ediyor!
Kolera ‹stanbul’un yakas›n› b›rakm›yordu. Osmanl›’n›n baflkentinde 1893-94 ve 1895 y›llar›nda iki kolera salg›n› daha yafland›.1893-94 salg›n›nda 2 683 kolera vakas› meydana geldi ve
bu hastalardan 1537’si hayat›n› kaybetti. Salg›n›n devam etti¤i
246 gün boyunca ortalama hasta olan say›s› yaklafl›k 11 kifli olurken, günlük ortalama olarak 6-7 kifli hayat›n› kaybetti. 1895 salg›n›nda ‹stanbul ahalisinden 324 kifli koleraya yakaland› ve bunlardan 194’ü yaflam›n› yitirdi.311 Kolera’n›n su temini ile olan ilgisi nedeniyle bu bölümde genifl olarak ele ald›k.
310 Mesut Ayar Osmanl›’da Kolera’n›n Tarihçesi Mostar Dergisi Say›:58
http://www.mostar.com.tr/Detay.aspx?YaziID=380 Ulsfl›m 22 Nisan
2012.
311 Mesut Ayar Osmanl›’da Kolera’n›n Tarihçesi Mostar Dergisi Say›:58
http://www.mostar.com.tr/Detay.aspx?YaziID=380 Ulsfl›m 22 Nisan 2012.
154 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Kolera söz konusu oldu¤unda ilk olarak içme ve kullanma
suyunun kalitesi araflt›r›l›r.
Bu son iki kolera salg›n›’n›n yafland›¤› dönemde (1892-1895)
Rumeli yakas›n›n sular› büyük oranda Terkos Gölü ile Bendlerden (K›rkçeflme) sa¤lanmaktayd›. Önce bendler çevresinde koruma önlemleri al›nd›. Ancak daha sonra bu tedbirler yetersiz
görüldü ve bendlerin çevresindeki köyler istimlak edildi, hatta
ç›kmayanlar›n evleri y›k›ld›. Terkos gölü çevresinde de süvarilerce denetim önlemleri al›nd›.
Su yollar›ndaki su bacalar› ile taksimler fiehremaneti ve Su
Nezareti doktorlar› taraf›ndan teftifl edildi.
‹stanbul’daki kolera’n›n büyük ölçüde içme suyundan kaynakland›¤› konusunda bir kanaat oluflmufltu. Bu nedenle bu konunun acilen bilimsel olarak tahkik edilmesi gerekiyordu. Avusturyal› Doktor Jüstinyen Karlinski incelemelerini yapt› ve 18
Aral›k 1893’te bir rapor haz›rlad›. Rapora göre ‹stanbul’daki içme sular›n›n hemen hepsi içmeye elveriflliydi. Ancak Üsküdar’daki Selimiye K›fllas›’n›n suyu kirliydi. Yine bu raporda flehrin hemen her yerinde kullan›lan sarn›çlar›n su kalitesinin düflük oldu¤u belirtiliyordu.312
Frans›z bilim adam› Nicolle ise flehirdeki de¤iflik bölgelerden ald›¤› 10 su numunesinin üçünde koli basili tespit etti. Kirli
olan sulardan biri Mekteb-i Mülkiye-i fiahane’den al›nan suydu.
Bu su sarn›ç sular›ndan temin ediliyordu. Suya nereden la¤›m
kar›flt›¤› araflt›r›lmaya baflland›.
Bu dönemde kolera nedeniyle Bendlere Avrupa’dan ithal
edilen süzgeçler tak›ld›. Ancak sonra bu yöntem b›rak›ld›. Terkos su flirketi Karadeniz sahilindeki kumlukta infla etti¤i süzgeçle suyu süzerek kente verdi. Baflta Yerebatan sarn›c› olmak üzere su mahzenleri temizlendi.
‹stanbul’da Kolera ‹çin Al›nan Önlemler
Osmanl› Hükûmeti, kolera mikrobunun yay›lmas›ndaki et312 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Leziz Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹ ‹stanbul, s. 132.
155 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
kenlerin bafl›nda kirli su kaynaklar›n›n geldi¤ini biliyordu. Bu
nedenle ‹stanbul’un içme suyu kaynaklar›n›n kontrol ve ›slah›
ile ilgili, salg›n›n bafllar›ndan itibaren ciddi bir tutum sergiledi.
Asl›nda di¤er bir aç›dan bak›l›rsa, ‹stanbul’daki koleran›n, altyap› çal›flmalar›n›n öneminin anlafl›lmas›nda büyük bir etkisi oldu.
1893-1895 döneminde, salg›ndan önceki uygulamalar›n devam›
olarak, baflta dere yataklar›yla la¤›mlar; bunlardan baflka, flehirde sa¤l›ks›z koflullar içeren mahallerle, kolera görülen yerlerin
dezenfeksiyonu yap›ld›. Bu dönemde ‹stanbul’un çeflitli semtlerine da¤›lm›fl hâlde bulunan muhacir ve fukara barakalar›n›n
kald›r›lmas›, han ve bekâr odalar›n›n nüfusunun seyreklefltirilmeye çal›fl›lmas› ile yine muhacir, amele ve bekâr tak›m›ndan
bir k›sm›n›n baflkentten uzaklaflt›r›lmas› da hastal›kla mücadele
için at›lan önemli ad›mlardan oldu.
Durum o kadar ciddiydi ki önlemler devam etti. ‹stanbul’da
12 A¤ustos 1893’te görülen kolera nedeniyle taze meyvelerin
kente girifli yasakland›. Bu dönemde ‹stanbul sular› Frans›z flirketi taraf›ndan iflletiliyordu. ‹stanbul’daki durum Paris’e aksedince talep edilirse Fransa Dr. Chantemesse’yi ‹stanbul’a gönderebilece¤ini belirtir. Abdülhamit talep eder ve Frans›z Doktor ‹stanbul’a gelir. Doktor hemen ‹stanbul sular›n› incelemeye bafllar. Bu dönemde Frans›z flirketinin satt›¤› sular›n d›fl›nda semt
çeflmeleri de kullan›lmaktad›r.
Yap›lan incelemelerde yo¤un ya¤›fllarda sel sular›n›n her
türlü at›¤› üstü aç›k olan bendlere tafl›d›¤› belirlenir. Araflt›rmalar sürer. Bendlerin etraf›nda yerleflimin artt›¤› ve Belgrat köyünün domuz ah›rlar› ile komflu köylerin la¤›m sular›n›n su bendine akt›¤› görülür.
Padiflah›n iradesiyle köyler istimlak edilir ve boflalt›l›r. Su
sistemine Paris’ten getirilen kum filtreli süzgeçler tak›l›r.
Kolera, temin edilen suyun sa¤l›kl› olmas› konusunu öne
ç›kartm›flt›r. Sistemde temizlik ve kontroller artt›r›l›r. fiebeke
borular› demir borularla de¤ifltirilir. Bacalara kapak konur. Ve
bugüne kadar gelen bir di¤er uygulama bafllat›l›r; fiehir sular›
156 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
düzenli biçimde Bakteriyolojihane-i fiahane’de kontrol edilir.313
Sular›n temizli¤i daha sonra da gündemde kal›r. Fatih ve Bayezid belediyesi s›n›rlar› içinde tifo’ya yayg›n bir flekilde rastlanmas› nedeniyle bend sular› incelemeye al›n›r. Bendlerden al›nan
su örneklerinin tahlillerine göre bu sular içilebilir ç›kar. Ancak
suyun flehre do¤ru isale hatt›na girdi¤i yerden itibaren bozulmaya bafllad›¤› tepit edilir. Bu sular›n Eyüp’te, ‹slambey taksiminde ve ondan sonra flehir içinde son derece bozularak içilebilirlik
özelli¤ini kaybetti¤i ortaya ç›kar.314
Terkos Suyu da ‹ncelendi. ‹çime Uygun De¤il!
Kolera salg›n›, ‹stanbul’un sular›n›n temizli¤ini gündeme tafl›m›flt›. O günün flartlar›nda al›nmas› gereken önlemler al›nm›flt›. Hatta bunun maliyetini karfl›lamak için vak›f sular›n›n
m3’ünün Terkos suyunun dörtte bir fiyat›na yani 1 kurufla sat›lmas› dahi önerildi.
1894’teki ‹stanbul depremi su sorununu artt›rd›. Borular hasar gördü. 4 gün su akmad›.
Daha sonraki dönemde sorunlar yine sürdü. Terkos sular›nda çok kötü bir koku olufltu. 30 Aral›k 1903’te bir tezkireyle konunun incelenmesi istendi. fiehremaneti bakteriyoloji doktoru
Ferid Bey taraf›ndan Terkos suyunun tahlilleri yap›ld›. Bu koku
su mecralar›n›n tamirat› s›ras›nda kullan›lan dökme borular›n
ba¤lant› yerlerinden315 kaynaklan›yordu.
Kimyager Cevad Tahsin ve bakteriyolog Osman Nuri beylerin haz›rlad›¤› bir di¤er rapora göre yap›lan di¤er tahliller bu suyun gerek süzülmeden önce gerek süzüldükten sonra içime uy313 Nuran Y›ld›r›m; ”1893’te ‹stanbul’da kolera salg›n›”, Tarih ve Toplum
Say›: 129. Eylül 1994.
314 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Leziz Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹, ‹stanbul, s. 135.
315 Ba¤lant› yerlerinde kullan›lan ipfler katranl› olup borular›n içi de katranla kalafat edilmiflti.
157 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
gun olmad›¤›n› gösteriyordu.316Terkos suyu da içime uygun de¤ilse ‹stanbul art›k içme suyu olmayan bir flehirdi. fiirketten acilen gerekli tedbirleri almas› istendi. Terkos suyu ‹stanbul için
hayati de¤er tafl›yordu. Bunun nedeni ve niçini, projenin ak›beti
konular›n› aktarmak üzere daha ileriki bölümlerde Terkos suyu
ile ilgili büyük bir parantez açaca¤›z.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun baflkentinde yukar›da belirtilen
sorunlar sürerken bir yandan da Osmanl› ‹mparatorlu¤u toprak
kaybediyor, ekonomisi kötüye gidiyor ve Tanzimat’la bafllayan
de¤iflim çabalar›ndan istedi¤i sonucu alam›yordu. Bu arada Birinci Dünya Savafl› koflullar› da yaklafl›yordu.
‹stanbul’da Vak›f Su Tesisleri
Osmanl›’da su temininde hemen hemen en önemli yeri tutan
“Su Vak›flar›” özerk ve ‹slami hukukla kurulan hay›r kurumlar›d›r.
Sadece ‹stanbul’da su yollar›, çeflme ve flad›rvanlar› yapmak
ve korumak için kurulmufl 1535 vak›f vard›.317 ‹nfla edilen bir
çeflmenin gerekli bak›m ve tamirleri ile yaz aylar›nda buralar›n
depolar›na b›rak›lan kar ve buzun masraflar› da vak›flardan karfl›lan›rd›.
‹stanbul’daki bütün vak›f su tesisleri dört grupta toplanabilir;
K›rkçeflme Sular›: Surlar içindeki tarihî yar›madan›n suyunu temin eden ve Belgrat Ormanlar›’ndan flehre isale edilen sulard›r.
Halkal› Sular›: Surlar›n bat›s›ndaki bölgeden gelen sular318
Taksim Sular›: Bahçeköy’deki bendlerden gelen ve Haliç’in
kuzeyindeki bölgeyi besleyen sular
316 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Leziz Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹ ‹stanbul, s. 138.
317 Prof. Dr. Veysel Ero¤lu “Su Medeniyeti ‹stanbul” 2009.
318 Bu sular›n debileri az oldu¤u için künklerle veya kurflun borularla flehre getirilirdi.
158 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Üsküdar Sular›: Elmal› ve Göksu derelerindeki bendlerden
gelen ve Üsküdar, Çaml›ca, Kad›köy’ü besleyen sular.
‹stanbul’un Memba Sular›
Bu dört büyük grubun d›fl›nda ‹stanbul’da Hamidiye Suyu,
Kay›flda¤› Suyu ile yüzlerce çeflmeyi besleyen memba sular›na
ait küçük su tesisleri de vard›r.319
‹stanbul’da birçok kaynak suyu vard›. Hatta bunlar için risaleler de yaz›lm›fl ve bu sular›n isim ve semtleri ile tad›, iyilik dereceleri ve flifal› oldu¤u hastal›klar ve özellikleri di¤er sularla k›yas edilerek aç›klanm›flt›.320 1865 tarihinden itibaren belediye
(veya flehir idaresi) taraf›ndan harç pulu ile iflletildi¤ini bildi¤imiz 12 kaynak suyu vard›r. Bu harç pullar› kitab›n ek bölümünde verilmifltir.
1- Ayazma Suyu
2- Göztepe Suyu
3- Kay›flda¤› Suyu
4- Keçe Suyu
5- Kanl›kavak Suyu
6- Karakulak Suyu
7- Çaml›ca Suyu
8- Hünkâr Suyu
9- Ç›rç›r Suyu
10-‹mrahor Suyu
11- Büyükdere Suyu
12- Tafldelen Suyu
Bu harç pullar› memba sular›n›n kayna¤›ndan al›nmas› ve
nakliyesindeki ciddi problemler nedeniyle ortaya ç›km›flt›. Bu
sular tahta f›ç›larla ve çok az bir k›sm› da fliflelerle sat›l›rd›. Bu
sular çok pahal› olup bunlardan ancak halk›n müreffeh bir k›sm› yararlanabilmekteydi.
Bu kadar pahal› olmalar›na ra¤men bu sular›n tafl›nd›¤› tah319 Kâz›m Çeçen, Üsküdar Sular› ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, 1991, s. 11.
320 Muhammed Hafid Efendi, Mehhahü’l Miyah, Tabhane-i Amire 1271.
159 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
ta f›ç›lar sa¤l›kl› de¤ildi. Bir sucu bu f›ç›lar› bir ya¤mur suyu sarn›c›ndan doldurabilir ve içine biraz memba suyu koyabilirdi.
Bunu kimse bilemezdi.321 Burada bu iddialar›n bugün için de
var oldu¤unu hat›rlad›k.
Bugünkü hükümetin yapt›¤› gibi Osmanl› da önlem ald›.
1916 y›l›nda bu sular›n doldurulmas› ve sat›lmas›yla ilgili yap›lan düzenlemeyle f›ç› ve damacanalara pul memuru taraf›ndan
pul yap›flt›r›lmas› zorunlulu¤u getirildi Bu pullar›n üzerinde sular›n isimleri olacak ve pullar›nda damga olmayan sular makbul
kabul edilmeyecekti. Pullu memba suyu d›fl›ndaki sular da su
mahalli fen ve s›hhiye heyeti taraf›ndan incelenecek ve tahlilden
sonra iyi olup olmad›¤›na karar verilecekti.322
Osmanl› yönetimi, f›ç› ve damacanadaki memba sular›n›n
peflini b›rakm›yordu.
23 Mart 1916 tarihli fiehremini tezkiresinde de memba sular›n›n f›ç› ve damacanalarla nakli ile bunlar için hususi olarak
imal edilecek pirinçten yap›lm›fl tapalar›n kullan›lmas› istendi.
Bununla birlikte kurflun damgalarla membalar›n isimlerinin yaz›lmas›n›n gerekece¤i ilan edildi. Bu usulün d›fl›nda su tevziine
izin verilmeyecekti.323
O dönemde gösterilen bu duyarl›l›¤›n 90 -100 y›l sonraki damacana sular› için gösterilebildi¤ini söylemek kolay de¤ildir.
1916 y›l›nda Osmanl› Memba Sular› Osmanl› Anonim fiirketi kuruldu. ‹mtiyaz süresi 30 y›l olan flirket ‹stanbul ve civar›ndaki sular› sa¤l›k flartlar›na uygun özel kaplar içinde getirip satabilecekti.324
‹çme ve kullanma sular› gibi Memba sular›n›n piyasaya arz›
da özel flirketin idaresine verilmiflti.
321 A. Kamburo¤lu “ Hamidiye Suyu Raporu” Baki Kente Âb-› Beka Hamidiye 21 May›s 1911. s. 115.
322 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Lezizi Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹, ‹stanbul, s. 179.
323 Osman Nuri Ergin, Mecelle-i Umur-› Belediye, Cilt 8, s. 4214-4222.
324 Ali Aky›ld›z, Osmanl› Dönemi Hisse ve Tahvil Senetleri; ‹stanbul,
2001, s. 258.
160 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
‹stanbul’a Verilen Su Miktar›
(19. Yüzy›l Ortalar› ve 20. Yüzy›l Bafllar›)
Frans›z Elçisi ‹stanbul’a Verilen Suyu Hesapl›yor
1815 civar›nda ‹stanbul’a ne kadar su verildi¤i o dönemde
Frans›zlar›n ilgisini çekmifltir. Bunun nedeni elçi beyin özel merak› de¤ilse gelecekte yat›r›m planlayan Frans›z flirketlerine teknik veri altyap›s› sa¤lamak olabilir. Frans›z elçisi Andreossy ‹stanbul’a gelip kald›¤› 4 y›l içinde bo¤azdaki bal›k çeflidinden ‹stanbul çevresindeki jeolojik yap›ya kadar birçok bilgiyi içeren
bir rapor haz›rlam›fl.325 Bu raporda ‹stanbul’un suyu en genifl
flekilde ele al›nan konu olmufl.326 Çal›flma çok detayl› yap›lm›fl.
Frans›z elçisi Andreossy bütün su taksimlerine ve su terazilerine adam gönderip buralardan günde kaç masura veya kaç lüle
su akt›¤›n› tespit ettirip ayr›nt›l› listeler yapm›fl. Sonuçta Galata
ve ‹stanbul toplam›nda flehre verilen günlük su miktar› 249 lüle
(12 950 m3) olarak ç›km›fl.327
Tabii temin edilen suyu daha iyi hesaplayabilmek için flehrin
nüfusunu da bilmek gerekir. Elçi bey ayr›ca flehrin nüfusunu hesaplamak için evlere adam gönderip bir Türk ne kadar ekmek
yiyor diye gözlem yapt›rm›fl. Buldu¤u rakam 400 gram/gün.
Çünkü ‹stanbul’a günde ne kadar un verildi¤i biliniyor Sonuçta
Bo¤az ve Üsküdar’da oturanlar düflülünce flehir nüfusu 630 bin
olarak tahmin edilmifl. Frans›z elçisi Andreossy’nin yard›mc›s›n›n yazd›¤› kitapta “Elçi bey ‹stanbul’un nüfusu Paris’in nüfusundan (o zamanlar Paris 650.000) fazla olmas›n diye rakamlarla biraz oynad›” diye not düflmüfl. 1916’daki fiehremaneti’nin su
temini kay›tlar›nda ‹stanbul’a verilebilecek en fazla suyun günde 60.000 m3 olabilece¤i, Terkos isale hatt›ndaki k›s›tlar nede325 Bu rapor o dönemde (Napolyon Dönemi) Fransa’da mühendislik ve bilimsel araflt›rmalara verilen büyük önemin bir yans›mas› olarak haz›rlanm›fl olabilir.
326 Andréossy, Antoine François Constantinople et le Bosphore de Thrace
pendant les années 1812, 1813, 1814 et pendant l’année 1826-1828, s.
421-431.
327 age.
161 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
niyle de bunun yaklafl›k 40.000 m3/gün oldu¤u yer almaktad›r.
Bu de¤erin yüz y›l önce 19. yüzy›l›n bafl›nda 12.950 m3/gün olma ihtimali vard›r. Bu nedenle Frans›z Elçi beyin çal›flmas› neden yap›ld›¤› sorusu bir kenara b›rak›l›rsa bu konuda yap›lan en
detayl› çal›flma olarak kabul edilebilir.
‹stanbul’un Su ‹htiyac›
Asl›nda arfliv kaynaklar› ve baz› yay›nlar Kanuni Sultan Süleyman zaman›nda ‹stanbul’a y›ll›k 3,5 milyon m3 su sa¤land›¤›n› yazmaktad›r.328 Bu bilgi di¤er arfliv kay›tlar› ile beraber de¤erlendirilirse o dönemde ‹stanbul’a günde 8 000-10.000 m3 su
verildi¤i söylenebilir. Bu su miktar› Ba¤dat, Kurtuba ve Buhara
gibi Orta Ça¤ metropolleri say›lmazsa önemli bir su teminiydi.
Kanuni sonras› dönemden 19. yüzy›l›n bafl›na kadar geçen 250
y›lda ‹stanbul’a günde verilen su miktar›’n›n yaklafl›k 13.000
m3e ç›kt›¤› görülmektedir.
‹stanbul’a temin edilen sudaki bu art›fl›n nüfustaki art›fl dikkate al›nd›¤›nda düflük kald›¤› görülmektedir. Bu talebin ilave
bir su kayna¤›ndan karfl›lanmas› gerekir. Bunun için 250 y›l boyunca ‹stanbul’daki su ihtiyac›n›n karfl›lanmas› için hemen her
evin bahçesinde kuyular aç›ld›¤› ve özellikle kullanma suyunun
buradan karfl›land›¤› düflünülebilir.
Asl›nda 1869 y›l›nda fiehremini’nin emri üzerine Galata, Beyo¤lu ve Bo¤aziçi’nin Avrupa Yakas›n›n Su Da¤›t›m Projesi’ni
haz›rlayan Mühendis E. Gavand’›n araflt›rmas› flehre verilen suyun tahmin edilebilmesi için gerekli verileri ve aç›klamalar› kapsamaktad›r. Gavand raporunda “Bugün ortalama olarak Yeniköy’den Befliktafl’a kadar Bo¤aziçi köyleri, Befliktafl ve Saray, Tatavla (Kurtulufl), k›fllalar ve hastaneler, Galata ve Beyo¤lu’nun
günde toplam 53 lüle (2756 m3) su alabildi¤ini ileri sürmüfltür.
Bu miktar ‹stanbul’a verilen toplam suyun mertebe olarak tahminini kolaylaflt›rmaktad›r.
328 Pilehvarian, Nuran Kara-Urfal›o¤lu, Nur-Yaz›c›o¤lu, Lütfi; Osmanl›
Baflkenti ‹stanbul’da Çeflmeler, s. 19., çev. Priscilla Mary Ifl›n, Yap› ve
Endüstri Merkezi, ‹stanbul, 2000.
162 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Gavand daha sonra da devamla;
“Bugünkü durumu ile kamu sular›n›n kentin beslenmesinde
tümden yetersiz oldu¤u kesindir.” demifltir.
Bu tespitine bizim de kat›ld›¤›m›z afla¤›daki aç›klamay› eklemifltir. “Her ev bir sarn›ç veya kuyuya sahip olmasayd› ve zengin aileler yaz›n sayfiyeye gitmeselerdi bir büyük açl›ktan daha
korkunç bir gerçek su yoklu¤u her y›l Galata ve Beyo¤lu’nda hüküm sürecek ve yaflam› tümden imkâns›z k›lacakt›”329 ‹stanbul’daki evlerin ço¤unda sarn›ç veya kuyular›n varl›¤›, flehre isale edilen suyun d›fl›nda ilave bir su temini sa¤lamaktad›r. Bunun
miktar›n›n ne oldu¤u resmî kay›tlarda yer almad›¤› için kesin
olarak bilinmemektedir. Ancak ‹stanbul suyuna katk›s› kesindir.
1916’daki Tezkire’de Su Temini
fiehremaneti’nin 23 Aral›k 1916 tarihindeki tezkeresine yap›lan Mütalaaname’de330 ‹stanbul sular›n›n kemiyet ve keyfiyet
(miktar ve nitelik) bak›m›ndan bir dökümü de yer alm›flt›r. Buna göre mezkûr sular afla¤›da s›ralanm›flt›r.
1. Bent ve Halkal› memba sular›: Evkaf Nezareti’nin idaresinde
2. Terkos Suyu: fiirketin ‹daresinde
3. K⤛thane memba sular›: fiehremaneti idaresinde
“Bent sular› alt› bendin toplad›¤› sular olup günde takriben 11.000
metre mikab› suya tekabül eder. Halkal› Memba sular› 1888 senesinde
haz›rlanan cetvele göre 6 000 metre mikab› kadar olmas› icap eder. Terkos gölü suyu için bir belgeye ulafl›lamam›fl ancak Terkos Kumpanyas›’n›n makineleri 40.000 metre mikab› su isalesine muktedir ise de isale sifonlar›n›n ancak yevmi 23.000 metre mikab› suyun geçmesine müsait oldu¤u tahkik edilmifltir. K⤛thane menabi sular› sarfiyat› takriben 960 metre mikab› olup temiz sulard›r. Binanaleyh ‹stanbul ve Beyo¤lu cihetlerine gelmesi mümkün olan sular yevmi ceman 4 000
Terkos, 10.000 bendler, 6 000 halkal›, 960 K⤛thane ki cem’an 56.900
329 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 90.
330 Osman Nuri; Mecelle-i Umur-u Belediye C.V. ‹stanbul 1922, s. 598.
163 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
metre mikâb› sudan ibarettir. Menabi sular›n bir miktar tekessürü
(artt›r›lmas›) mümkün olursa gelebilecek suyun mecmuu yevmi 60.000
metre mikab› farzolunabilir. fiehrin ‹stanbul ve Beyo¤lu cihetelerinin
nüfus-› umumiyesi bir milyon farzolunsa nüfus bafl›na 60 litre su isabet eder. Hâlbuki medeni bir flehirde nüfus bafl›na bu kadar su katiyen
kifayet etmez…”
Mütalaaname’de331 devamla günde 60 litre suyun sadece ev
ihtiyaçlar›na kifayet edece¤i belirtilmifl ve kentsel su ihtiyac› için
ise ilave su aranmas› gerekti¤i üzerinde durulmufltur.
Asl›nda Mütalaaname’de belirtilen günlük 60.000 m3 suyun
nerede ölçüldü¤ü de belli de¤ildir. Bu miktar›n, toplama havuzlar›nda, dinlendirme havuzlar›nda veya maksemlerde da¤›t›lan
su üzerinden yap›lan bir tahmin olma ihtimali yüksektir. Bu durumda bu tahmin su kay›plar›n› içermiyor olabilir. Bu nedenle
bu suyun bir bölümünün eskiyen su yollar›nda(bend-kemer),
havuzlarda veya mahalle borular›nda kayboldu¤u da dikkate
al›nmal›d›r. Hele çeflmelere verilen suyun yak›n bahçeleri sulamak için aç›k b›rak›ld›¤› ve isale edilen suyun bir k›sm›n›n da atlar için saka çeflmelerine verildi¤i düflünülürse kifli bafl›na hesaplanan de¤er 35-40 litreye düflebilir. Ancak yine de bugün en
düflük günlük su ihtiyac› olarak kabul edilen 25 litrenin çok üzerindedir. O günün koflullar›nda 750.000 veya 1.000.000’luk bir
flehre bu suyun sa¤lanabilmesi hiç de kolay de¤ildir. Bunda Osmanl›’n›n su teminine verdi¤i önemin yan› s›ra asl›nda ‹stanbul’un Roma’dan ve Bizans’tan kalan su temini sistemleri, kemerler ve sarn›çlar›n oluflturdu¤u geliflmifl bir su altyap›s›n›n da
büyük etkisi vard›r.332
Hanedan Tafl›n›nca Su Dengesi Bozuldu
Osmanl›’da Topkap› Saray› uzun y›llar su temininde öncelik
alm›flt›r. Ancak 19. yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren Hanedan’›n
331 age.
332 Yrd. Doç Dr. Gülfettin Çelik, Su Hukuku ve Teflkilat›, ‹stanbul Su Külliyat› XIV.-Vak›f Su Tahlilleri ‹stanbul: ‹stanbul Araflt›rmalar› Merkezi,
2000, s. 14.
164 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
peyder pey Dolmabahçe, Y›ld›z, Ç›ra¤an Beylerbeyi Saraylar›na
tafl›nmas› ‹stanbul’daki su da¤›t›m dengesini etkilemifltir.
Avrupa yakas› ve Haliç’in kuzeyinin su ihtiyac› 1731-32 y›l›nda tamamlanarak I. Mahmut taraf›ndan hizmete aç›lan Taksim
su tesislerinden sa¤lanmaya çal›fl›ld›. Bu su Bahçeköy’den 25 km
uzunlu¤undaki bir isale hatt› ile geliyor ve özellikle bo¤az k›y›lar›, Kas›mpafla, Galata, Beyo¤lu, F›nd›kl›, Befliktafl ve Ortaköy’de
artan nüfus ve su talebi’ni karfl›lamakta kullan›l›yordu. Bu nüfus
art›fl›nda Hanedan›n bu bölgeye tafl›nmas› da etkili oldu.
Taksim Haznesi 2 730 m3 su depolama kapasitesine sahipti.
Taksim suyu say›s› k›rk› aflan çeflmelere da¤›t›lmaktayd›. Ancak
yukar›da da belirtildi¤i gibi Y›ld›z Saray›’n›n yap›lmas› Taksim’deki su da¤›t›m› dengesini bozdu. Saray’›n yap›lmas› ile
bölgenin su ihtiyac› da artt›. Y›ld›z Saray›’na Taksim suyundan
önce 1 300 m3/gün, daha sonralar› ise 2 000 m3/gün su verilmeye baflland›. Günlük maksimum debisi 6 000 m3 olan Taksim tesislerindeki suyun üçte biri Saray’a verilince su s›k›nt›s› bafllad›.
Bu s›k›nt› 1882’den itibaren K⤛thane Deresi sular›n›n (günde 3
000 m3) Taksim’e pompalanmas› ile çözüldü. Ancak bu sefer de
bu derelerin kirlenme tehlikesi alt›nda olmas› sorun oldu. Kente
iyi nitelikli su sa¤lamak amac›yla II. Abdülhamit bir karar ald›.
Hamidiye Tesisleri yap›lacakt›…
OSMANLI’DA ‹MT‹YAZLI fi‹RKETLER DÖNEM‹!
Vak›flar 19. yüzy›l›n ortas›na kadar Osmanl›’n› su temin sisteminin temel dire¤i olmufltur.
19. yüzy›l›n ortas›nda Osmanl›’daki de¤iflim hareketleri ve
Avrupa’yla artan ticari iliflkiler sonucu Osmanl› topraklar›nda
farkl› alanlarda faaliyet gösteren birçok flirket ortaya ç›km›flt›r.
Bu flirketlerin su flirketleri de dâhil olmak üzere neredeyse tamam› yabanc› sermaye ile kurulmufltur. fiirket-i Hayriye ve Ziraat
Bankas› d›fl›nda sermayesi yerli olan flirketlerin kurulmas› için
20. yüzy›la kadar beklemek gerekmifltir.
Osmanl› o dönemde flehirlere su getirme teknolojisini de finansman›n› da Avrupa’dan alm›flt›r. Asl›nda Avrupa’da da bu
165 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
uygulamalar 19. yüzy›l›n ortalar›ndan itibaren yayg›nlaflm›flt›r.
19 yüzy›l›n ortalar›nda modern teknoloji kullanarak özel flirketlerin flehirlere su getirmesinin ilk örne¤i Londra kentidir.
1850’den sonra yayg›n olarak büyük flehirlere su temini ve da¤›t›m ifli sermaye, teknoloji ve uzman teknik personele sahip özel
flirketler taraf›ndan yap›lmaya baflland›. Nitekim 14 Aral›k 1853
tarihinde Compagnie Generale des Eaux (CGE) ad›yla kurulan
bir su flirketi 1854 y›l›nda III. Napoleon’un onay›yla Lyon flehrinde kamuya su sa¤lamak amac›yla bir imtiyaz elde etti. Bu imtiyaz 100 y›l› aflk›n bir süre içindi. Ayn› flirket, 1861 y›l›nda da Paris için 50 y›ll›k bir imtiyaz ald›. Benzer uygulamalar di¤er Avrupa ülkelerinde de görülmeye baflland›.333
Yukar›da belirtildi¤i gibi kentsel hizmetleri imtiyazlar yoluyla anonim flirketlere devretmek 19. yüzy›l›n ortalar›nda bafllam›fl ve devletçilik politikas›n›n benimsendi¤i 1930’lu y›llara
kadar sürmüfltür. Kâr oranlar› yüksek olan kentsel hizmetler ve
bunun içinde su hizmetleri flirketler eliyle, bedeli kullan›c›lar taraf›ndan ödenerek sunulmaya bafllanm›flt›r. Su hizmetleri bugün oldu¤u gibi bundan bir as›r önce de flirketlerin ilgisini çekmifltir. fiirketlerin ilgisini çekmeyen, kâr oranlar› düflük kentsel
hizmetler ise eski sistemle yerine getirilmeye devam etmifltir.
19 yüzy›l›n ortalar›nda bafllayan imtiyazl› flirketlere dayal›
politikalar Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluflundan 10 y›l sonra
terkedilmifl ve su flirketleri kamulaflt›r›lm›flt›r.
Osmanl›da ‹lk Yabanc› Su fiirketi ‹mtiyaz› Beyrut’a
Avrupa’daki bu geliflmeler Osmanl›’y› da etkisi alt›na alm›flt›. Özellikle ‹stanbul’da artan su ihtiyac› Avrupal› flirketlerin bu
kentin su hizmetleri için projeler haz›rlamas›na neden oldu. Ancak Osmanl›’daki ilk su flirketi ‹stanbul için de¤il Beyrut kenti
için kuruldu. Beyrut Osmanl› Su fiirketi (Compagnie Ottomane
des Eaux de Beyrouth) 3 A¤ustos 1870 tarihli padiflah iradesine
333 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Lezizi Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹, ‹stanbul, s. 24.
166 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
göre 1873 y›l›nda Londra’da kuruldu. fiirket Beyrut’un yaklafl›k
15 km kadar kuzeyinde Kelb Nehri’nden 40 y›l süre ile su getirip da¤›tacakt›. Asl›nda bu anlaflma bugünkü imtiyaz devri anlaflmalar›ndan biraz farkl›yd›. Paray› devlet ödeyecek iflletmeyi
flirket yapacakt›.334
Böylece 1870 y›l›nda Sultan Abdülaziz devrinde Osmanl›
topraklar›nda bir flehre su temini ve tevzii imtiyaz›, yabanc› bir
özel flirkete verilmiflti. Daha sonra 1873 y›l›nda Osmanl› tebaas›ndan Frans›z Terno (Ternau) Bey’e Terkos Gölü ve K›z›ldere’den ‹stanbul’un Galata ve Beyo¤lu taraflar›na su getirme ve
da¤›tma imtiyaz› verildi.
Beyrut ve ‹stanbul’daki bu iki uygulamadan sonra ‹stanbul’un Anadolu yakas›, ‹zmir, Selanik, Ba¤dat ve Kudüs gibi di¤er büyük flehirlerinin su ihtiyaçlar›n›n temini da¤›t›m› ve iflletimi imtiyazlar› da benzer flekilde yabanc› özel flirketlere verildi
Su fiirketlerinde Yerli Paylar› Düflük
Bu dönemde kurulan flirketlerde yerlilerin paylar› oldukça
küçük ve daha çok göstermelik olmufltur. Osmanl› Devleti’nin
askerî ve idari yöneticilerine imtiyazlar›n rahat al›nmas› için verilen küçük paylar ve yabanc› sermayenin temsilcileri olarak
az›nl›klar›n d›fl›nda bu flirketlerde yerli sermaye hemen hemen
yok gibidir.
1908 y›l›na kadar kurulan imtiyazl› flirket say›s› 22’dir. 19081918 y›l aral›¤›nda ise, kurulan imtiyazl› flirket say›s› 9’dur.
1918’den 1930 y›l›na kadar ise 16 imtiyaz› flirket faaliyete geçmifltir.
1908 y›l›na kadar olan dönemde Osmanl› Devleti’ndeki tüm
flirketlerin yaklafl›k %25’ini imtiyazl› flirketler olufltururken 1908
sonras›nda bu oran %0,3’e gerilemifltir.335 Bu durumun nedeni,
334 Devlet flirkete y›lda 600.000 frank verecek, buna karfl›l›k flirket de
350.000 litre suyu flehirdeki cami kilise ve umumi çeflmelere ücretsiz
olarak da¤›tacakt›.
335 Toprak. Z, “Türkiye’de Milli ‹ktisat (1908-1918) Yurt Yay›nlar›, 1982, ‹stanbul.
167 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
bu bölümün bafl›nda da aç›klanmaya çal›fl›ld›¤› gibi, Osmanl›
Devleti’nde imtiyazl› flirketlerin do¤ufl süreci boyunca anonim
flirketlerin, imtiyazlar›n kullan›lmas›nda bir araç olarak görülmesidir. ‹lerleyen dönemde ise sadece imtiyaz alanlar›nda de¤il,
tüm ticaret hayat›nda flirketlerin yayg›nl›k kazanmas› oran›n
düflmesinin nedenidir. Kentsel hizmetler alan›nda imtiyaz verme politikas›, aç›klanmaya çal›fl›lan tüm yasal düzenlemelerle
birlikte 1930’lu y›llara kadar devam etmifltir. Çeflitli kaynaklardan derlenen bilgilere göre, 1850 y›l›nda fiirket-i Hayriye’nin kurulmas›ndan Cumhuriyet‘in devletçilik politikas›n› benimsemesine kadar geçen süre içinde devletten imtiyaz alan yerli ve yabanc› sermayeli anonim flirketlerin say›s› 47’dir.
1850-1930 y›llar› aras›nda kentsel hizmet alanlar›nda kurulmufl olan yerli ve yabanc› imtiyazl› anonim flirketleri kent içi ulafl›m, su, gaz ve ayd›nlatma, liman iflletmeleri, telefon ve elektrik
hizmetleri gibi alanlarda temel kentsel hizmetler sunmufltur. ‹mtiyazlar›n bu kentsel hizmetlerde verilmesinin ana nedeni bu hizmet dallar›ndaki yüksek kâr oranlar› olarak aç›klanmaktad›r.336
Osmanl›’da bu dönemde kurulan ‹mtiyazl› flirketler belli
kentlerde toplanm›fl olup ‹stanbul, ‹zmir, Selanik, fiam, Beyrut,
Ba¤dat ve Kudüs d›fl›nda Cumhuriyet dönemine kadar hiçbir
kentte bu flirketler faaliyet göstermemifllerdir. Bu flehirler aras›nda do¤al olarak ‹stanbul yine bafl› çekmifltir. Faaliyet gösteren 47
imtiyazl› flirketin 19’u ‹stanbul‘dad›r. ‹stanbul tek bafl›na imtiyazl› flirketlerin %40’›na ev sahipli¤i yapm›flt›r.
Tanzimat’tan Sonra Su Hizmeti Yetkileri Da¤›t›l›yor!
Osmanl› Devleti’nde su hizmetleri belki de en iyi flekilde yerine getirilen kentsel hizmettir. Her kentte yer alan vak›flar, suyun kaynaktan elde edilmesi, kanallarla kente tafl›nmas› ve düzenli bak›m› yap›lan çeflmeler arac›l›¤›yla da¤›t›m› görevini üst336 CAN G‹RAY ÖZGÜL “Türkiye’de Kentsel Hizmetler Alan›nda ‹mtiyazl› fiirketler ve Beledilefltirme” Yay›nlanmam›fl Yüksek Lisans Tezi.
Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Siyaset Bilimi ve Kamu
Yönetimi Bölümü, Ankara, 2011.
168 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
leniyorlard›. Bu durum Tanzimat’a kadar sürmüfl ve Tanzimat
döneminden sonra su hizmetlerinde yetkiler da¤›lm›flt›r. Bir
yanda, eski sistemin devam› olarak vak›flar; bir yanda, tüm vak›flar›n kendine ba¤land›¤› merkezî yönetim içindeki Evkaf Nezareti ve di¤er yandan kentsel hizmetleri üstlenmesi için kurulan belediyeler bu alanda hizmet vermeye bafllam›fllard›r. 1882
y›l›ndan bafllayarak su hizmetlerinin imtiyaz yöntemiyle flirketlere verilmesi, yetkileri iyice karmafl›k hâle getirmifltir. ‹mtiyaz
alan flirketlere bir taraftan su hizmetleri alan›nda tekel yetkisi
verilirken, di¤er taraftan vak›flar›n yapt›¤› karfl›l›ks›z su da¤›t›m›n›n devam› da zorunlu tutulmufltur. Belli say›da çeflmenin
ve yang›nlar için kullan›larak su imtiyazlar›n›n flirketler taraf›ndan karfl›l›ks›z da¤›t›lmas› hükme ba¤lanm›flt›r.
‹stanbul’a ‹lk Su fiebekesi Projesi Önerisi - 1869
1869 y›l›nda Frans›z Mühendis E. Gavand ‹stanbul fiehremini Server Efendi’nin emri üzerine Galata, Beyo¤lu ve Bo¤aziçi’nin Avrupa Yakas›’n›n köy ve kasabalar›n›n Su Da¤›t›m Projesi’ni haz›rlar.
Teklif edilen proje ile proje bölgesine günde toplam 15.000
3
m su verilecektir. O dönemde bu bölgeye günde sadece 2 800
m3 su verilmekteydi.
Gavand proje raporunda afla¤›daki tespitleri yapm›flt›r;
“Bugünkü durumuyla kamu sular›n›n kentin beslenmesine tümden yetersiz oldu¤u kesin olup her ev bir sarn›ç veya kuyuya sahip olmasayd› ve zengin aileler yaz›n sayfiyeye gitmeselerdi, bir büyük açl›ktan daha gerçek su yoklu¤u her y›l Galata ve Beyo¤lu’nda hüküm sürecek ve yaflam› tümden imkâns›z k›lacakt›.”
Bu proje Babiali’den kabul görmüfl ancak yeterli ödenek yoklu¤u ve savafl›n yak›n görülmesiyle projenin gerçeklefltirilmesi
geri b›rak›lm›flt›r.
1864’ün A¤ustos ay›nda Oppenheim, Staniford ve Guarrancino üçlüsü hükûmete avanproje mahiyetinde ve ‹stanbul’a sadece içme ve kullanma için de¤il ama civardaki arazileri sulamakta yeterli su sa¤lamay› amaçlayan bir rapor sunuyor. Bu ra-
169 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
porda nüfusu 1 milyon olarak tahmin edilen ‹stanbul’a günde
nüfus bafl›na 135 litre suyun sa¤lanmas› yer alm›flt›. Bunun için
‹stranca’dan 20 milyon Galon,337 Bo¤azköy’den 8 milyon galon
ve mevcut haznelerden de 300.000 galon su al›nmas› plan› yap›lm›flt›. Günde nüfus bafl›na 135 litre bugün bile zor sa¤lanan bir
su miktar› olup bundan 150 sene öncesi için çok önemli bir hedefti. Projenin maliyeti ise 1.650.000 sterlin olarak hesaplanm›flt›. Bu masraf›n karfl›l›¤› su tüketicilerinden al›nacak “vergi” ile
(ücret de¤il !) karfl›lanacakt› Bu vergi evin ba¤l› oldu¤u kategoriye göre y›lda 50 ila 600 kurufl olacakt›. Projeyi teklif edenlere
göre bu yolla sa¤lanan gelir en az 105.000 evin abone olmas›yla
yeterli olacakt›. Böylece de hükûmetin flirkete ödeyece¤i sermaye ve faiz bedelleri ç›km›fl olacak hatta hükûmete bir fazlal›k bile kalacakt›.338
Burada su tüketiminin karfl›l›¤›n›n “ücret” de¤il vergi olarak
talep edilmesi dikkat çekicidir. Bu durum Osmanl›’n›n gerek ‹slami gerekse sosyolojik aç›lardan suyun ücretlendirilmesi yerine
bu hizmetin karfl›l›¤›nda bir “vergi bedelinin takdir edilmesi”ni
daha uygun görerek tercih etti¤ini ortaya koymaktad›r.
Ancak proje’nin dan›fl›ld›¤› “Nafia fiûras›” flirketle ayn› fikirde de¤ildi. Nafia fiûras› flirketin ‹stanbul’un su sorununu baz›
aç›lardan abartt›¤›n› düflünüyordu. Örne¤in fiûra’ya göre “Su s›k›nt›s› sadece Beyo¤lu ve çevresinde 6. Daire’de görülmüyordu.
Sonra, mahallelerdeki sarn›ç ve çeflmeler az çok sürekli olarak
halka yetiyordu. Dahas› bu raporda sözü edilen abone rakam›na
var›lmas› çok flüpheliydi.
Nafia fiurâs›’na göre su konusu ciddiydi ama bir “su krizi
“yoktu! Bu nedenle de flirketin sundu¤u teklife çok itibar edilmemesi karar› ç›kt›.
Asl›nda fiûra’n›n tespitleri aras›nda “105.000 evlik bir abone
say›s›na eriflilemeyece¤inin düflünülmesi “en önemli tespitti.
Nüfusu 1 milyon olan bir kentte 105.000 rakam›n›n yakalanma337 1 galon: 3,78 litre.
338 age., s. 95.
170 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
s› teknik aç›dan bak›ld›¤›nda çok zor olmasa gerek. Ancak iflin
psikolojik, sosyolojik ve su kültürü aç›s›ndan baz› eflikleri oldu¤u da bir di¤er gerçekti. Bu gerçekler iflledi ve daha sonra yap›lan projeler için bu tespit do¤ru ç›kt›.
fiirketler ‹stanbul ‹çin Proje Gelifltiriyor (1851-1869)
1869 y›l›na kadar geçen 18 y›lda ‹stanbul’a su temini için hükûmete 4 proje sunulmufltur. Bunlar Artezyen Kuyular›, Pafla
Deresi Baraj› (Ottoman Finacial Association), Alibeyköy Toplama Havuzu ve Pompaj (Oppenheim, Stanifort, Guarracino) ve
K⤛thane Sular›n›n Pompaj› (Ritter) projeleridir.
Bu projelerden sonra Terkos Gölü’nden al›nacak olan suyun
Beyo¤lu, Galata ile Haliç’in bat› sahiline ve Bo¤aziçi’nin Rumeli
yakas›na verilmesi düflüncesi gündeme geliyor. Abdülaziz 1867
y›l›nda ç›kt›¤› Paris, Londra, Viyana seyahati s›ras›nda Seine
Nehri’nden pompajla kente su veren tesisat› görüyor. ‹stanbul’a
dönüflte bu etkiyle Terkos Gölü’nden pompajla su getirilmesini
buyuruyor. ‹mtiyaz› da veriyor.339 Ancak ‹stanbul’a su temini yine bir bekleme dönemine giriyor.1874 y›l›nda ‹stanbul’da ilk belediye reisi Kâmil Bey’le Frans›z mühendis Ternau (Terno) Bey’e
40 sene müddetle Terkos Gölü’nden su getirme imtiyaz› veriliyor. Ancak bu imtiyaz hakk› 8 y›l sonra 1882’de ‹stanbul Sular›
fiirketi340 ad›ndaki çokuluslu bir anonim flirkete devrolmufltur.
Bu flirket de ancak 7 sene sonra teflekkül edebilmifltir. Terkos suyunun isalesi ise 1890’dan itibaren mümkün olmufltur.341
Proje Sahipleri ‹mtiyazlar ‹stiyor!
‹stanbul’da artan su s›k›nt›s› nedeniyle yabanc› firmalar projelerini gelifltirmiflti. Projeler sunulduktan sonra s›ra talep edilen
imtiyazlara gelmiflti.
339 Kerim Esmer tarih Boyunca ‹stanbul Sular› ve ‹stanbul Su ve Kanalizasyon Sorunu, ‹SK‹ Yay›n›, 1983, s. 43.
340 Compagnie des eaux de Constantinople.
341 Osman Nuri C.1 s. 1250.
171 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
‹mtiyazlar s›raland›.
1. Devlet taraf›ndan Pafladeresi Vadisi’nin bilabedel verilmesi,
2. Suyun okkas›n›n 1 para tekdüze fiyatla sat›lmas› hakk›,
3. Otuz y›l süre ile münhas›r iflletme imtiyaz›,
4. ‹mtiyaz süresince her türlü vergiden ba¤›fl›kl›k,
5. Gerekli bütün malzemenin serbest olarak girifli,
6. Özel arazilerin istimlaki,
7. Hükûmetin yard›m, destek ve korumas›,
8. Hükûmetin ‹stanbul veya Bo¤aziçi yakalar› için baflkalar›na imtiyaz vermeme taahhüdü,
9. ‹mtiyaz›n bitiminde eflit flartlarla yeniden tercih edilme.
Bu kez bu imtiyazlara ra¤men Nafia fiûras›, Ottoman Financial Assocation’un projesine olumlu bak›yor ancak bu kez de Bab›âli buna yanaflm›yordu.
Osmanl›’da Artezyen Kuyusu Aç›lmas› ‹mtiyaz› Veriliyor!
‹stanbul’a su temini Osmanl›’n›n su politikas›nda çok önemli bir öncelik tafl›yordu ama ‹mparatorluk sadece ‹stanbul’dan
ibaret de¤ildi. ‹stanbul’un artan su sorununu çözmek için baz›
projeler gelifltirilirken ‹mparatorlu¤un di¤er k›s›mlar›ndaki su
ihtiyac›n›n karfl›lanmas› da düflünülmeliydi.
Bunun için baz› illerde artezyen kuyusu aç›lmas› ve tüm ‹mparatorluk içinde bu kuyular› açmaya yarayan aletlerin sat›fl›n›n
münhas›r imtiyaz› talebi 1865 y›l›nda bir yerli flirket ad›na yap›l›yor. Ancak Nafia fiûras› birinci kez önüne geldi¤inde bu talebi
hemen reddediyor. Red gerekçesi ise “Türkiye’de epey zamandan beri uygulanan ve yöntemleri çoktan bilinen bir endüstriyel
tekel bahfletmek haks›zl›kt›r.”
Dikkat edilecek olursa, Nafia fiûras›’n›n bu karar›nda çok
önemli bir korumac›l›k politikas› ile hareket etti¤i görünüyor.
Ancak ayn› teklif biraz de¤ifltirilmifl olarak ikinci kez önüne geldi¤inde fiûra, yine “artezyen kuyusu açmak için münhas›r bir imtiyaz” talebini reddediyor. Ancak yerli halk› teflvik için hükûmete
talep sahibi olan fiirket’e “kamu yarar›na zarar vermeyecek baz› desteklerin verilmesini “ teklif ediyor.342
342 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 98.
172 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Babiâli bu teklifi kabul ediyor. Buna göre Hac› Halil Efendi’nin temsil etti¤i yerli fiirket
“Hâli arazilerde bunlar›n devlete ait olmas› hâlinde mahalli
idarenin iznini ald›ktan sonra ve sahipli olmalar› hâlinde de sahipleriyle anlaflarak kendi hesab›na artezyen kuyusu açmaya
yetkili olacakt›.”343
fiirket bu suyun sat›fl tekeli ile kuyunun etraf›ndaki iki bin
arfl›n344 (1 500 m) yar›çap› içinde baflka artezyen kuyular› açma
münhas›r imtiyaz›na 10 y›ll›¤›na sahip olacakt›. Bunun tek flart›
burada daha önce aç›lm›fl bir artezyen kuyusu olmamas›yd›.
Nafia fiûras› k›smen bir imtiyaz vermiflti ama yap›lan teknik
çal›flmalar›n elde edilen bilgilerin devletin arflivinde de yer almas›n› istiyordu. fiûra, imtiyaz sahibi flirketlerden “sondaj s›ras›nda geçilen jeolojik tabakalar hakk›nda bilgiler” istenmesini
teklif etti. Ama bu iflin arkas› gelmedi. Do¤al olarak jeolojik bilgiler de gelmedi.
Bu karar ‹mparatorluk genelinde su temini politikalar›na yönelik önemli bir karar olmufltu. Su temin edecek flirketlere k›s›tl› bir imtiyaz hakk› verilmiflti. Ancak bu imtiyazl› flirketlerden jeolojik bilgi al›nabilmesi mümkün olmam›flt›…
‹mtiyaz Verilen Su Hizmeti fiirketleri
1850-1930 y›llar› aras›nda su hizmetleri alan›nda 6 imtiyazl›
flirket kurulmufltur. Su flirketlerinin say›s›n›n kent içi ulafl›m hizmetlerine göre geri kalm›flt›r. Bunun nedeni, su hizmeti verilen
alanda yetkili k›l›nan kurulufl say›s›n›n çok olmas›d›r. Belediyelerin yan›nda vak›flar›n da kentlere karfl›l›ks›z su sa¤lamas› kâr
oranlar›n› düflürmüfl ve bu alanda yat›r›m yapmay› engellemifltir. Ayr›ca, kentte oturanlar›n, yüzy›llard›r vak›flar arac›l›¤›yla
bedelsiz kulland›klar› suya para ödemeye direnmeleri de flirketleri yat›r›mdan uzak tutmufltur. Ancak yine de flirketlerin kuruldu¤u ve belirli bir süre hizmet verdi¤i görülmüfltür.
343 age.
344 1 arfl›n (zirai)2 = 0, 57417 m2
173 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
1. Dersaadet (Terkos) Su fiirketi
Yetersiz kalan su ihtiyac›n›n karfl›lanmas› ve modern binalara su sa¤lamak amac›yla 1868 y›l›nda Sultan Abdülaziz taraf›ndan, Islahat Ferman›’n›n da etkisiyle, Frans›zlara imtiyazlar verilerek Dersaadet flirketi (Terkos flirketi) kurulmufltur.
Bu flirket 1883’te Terkos Gölü yan›nda terfi merkezi ve
1888’de göl seviyesini yükseltecek bir ba¤lama (su kabartma yap›s›) yaparak, Üsküdar-Kad›köy su flirketi ise 1893’te Elmal› Deresi üzerine Elmal›-1 baraj›n› infla edip, flehre su sa¤lama ifllemini yerine getirerek, içme suyu ihtiyac›n›n çözümünde, Cumhuriyet’in ilk y›llar›na kadar rol oynayacak su flirketlerine öncülük
etmifllerdir.345
1875 y›l›nda Terkos Gölü ve bu göle dökülen K›z›ldere’nin
bir kilometre çevresinden Beyo¤lu, Galata ve Haliç bölgelerine
ve sahil boyunca tüm Bo¤aziçi’nin Rumeli taraf›na su sa¤lama
ifli Kâmil Bey ve Terneau Bey‘e imtiyazla verilmifltir.346 Kâmil
Bey‘in ölümünden sonra Terneau Bey‘e kalan imtiyaz 1882 y›l›nda kendisinin de ortak oldu¤u Dersaadet Su fiirketine devredilmifltir. Bu fiirketin Terkos suyu projesi ‹stanbul için en büyük ve
en önemli proje oldu¤undan bir sonraki bölümde daha genifl
olarak ele al›nacakt›r.
2. Üsküdar ve Kad›köy Su fiirketi
1888 y›l›nda Osmanl› Bankas› memurlar›ndan S›vac›yan Karabet Efendi‘ye Göksu ve Paflaköy vadilerinden al›nan sular›n
Kandilli-Erenköy aras›nda kalan tüm Anadolu yakas›na da¤›t›m› imtiyaz› verilmifltir.347 Savc›yan Efendi 65 y›ll›¤›na ald›¤› bu
imtiyaz› bu gibi ifllerde hep görüldü¤ü gibi ertesi y›l Elmal› Osmanl› Anonim Su fiirketi ad›nda bir flirkete devretmifltir. Kendi345 Dr. Ceyhun Özçelik “Türkiye’de Su Hizmetleri ve Su Hukuku’nun Geliflimi” DS‹ Teknik Bülteni Say› 103 Ocak 2008, Ankara.
346 Ergin, O.N. Mecelle-i Umur-› Belediyye (Cilt 4), ‹stanbul Büyükflehir
Belediyesi Kültür ‹flleri Baflkanl›¤›, 1995, ‹stanbul.
347 Ergin, O.N., (1995), Mecelle-i Umur-› Belediyye (Cilt 4), ‹stanbul Büyükflehir Belediyesi Kültür ‹flleri Baflkanl›¤›, ‹stanbul.
174 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
si ile birlikte havagaz› flirketi müdürlerinden Simon ile Baron de
Vandorun ortak oldu¤u bu flirketin her biri 25 liral›k 2.000 hisseden oluflan 50.000 Osmanl› liras› sermayesi vard›r. ‹mtiyaz sözleflmesinde daha önce vak›flar taraf›ndan yap›lm›fl olan hayrat
ve çiftçilerin kulland›klar› sular›n imtiyaz kapsam› d›fl›nda oldu¤u kural alt›na al›nm›flt›r. 1914 y›l›nda yap›lan bir de¤ifliklik ile
flirketin sahip oldu¤u imtiyaz süresi bafllang›ç tarihi olan 1888
y›l›ndan itibaren 99 sene olarak kabul edilmifltir. Osmanl› Devleti verilen imtiyazlar› da¤›t›rken kentlerin modern hizmetlere
sahip olmas›n› göz önünde tutu¤u gibi, bunun yan›nda yurttafllar›n bu de¤iflimden ma¤dur olmamas›n› da sa¤lamaya çal›flm›flt›r. Bu imtiyazda görüldü¤ü gibi, flirketin imtiyaz›n› ald›¤› su
kaynaklar›n› eskiden beri kullanan çiftçilerin ma¤dur olmamas›
için gerekli düzenlemeleri yapm›flt›r.
3. Selanik Sular› Osmanl› fiirketi
Selanik sular› imtiyaz› ilk kez Belçikal› sermayedarlar›n öncülü¤ünde Nemlizade Hamdi Efendi‘ye verilmifltir. ‹mtiyaz,
1887 y›l›nda Belçikal›lara devredilmifltir.348 Bu imtiyaz›n gerçeklefltirilebilmesi için 1891 y›l›nda Selanik Sular› Osmanl› fiirketi kurulmufltur.349 ‹mtiyaz süresi 51 y›l olarak belirlenmifltir. fiirketin sermayesi 500 frankl›k 10.000 hisseden oluflan 5.000.000
frankt›r. fiirket 1910 y›l›na kadar hiç gelir pay› da¤›tamam›flt›r.
Düflük abone say›s› bu durumun oluflmas›nda etkili olmufltur.
4. ‹zmir Sular› Osmanl› fiirketi
1893 y›l›nda Niyazi Bey‘e ‹zmir sular›n› iflletme imtiyaz› verilmifltir.350 ‹mtiyaz, bir süre sonra Belçika sermayeli “Compagnie Otoman des Eaux de Smyrne (‹zmir Sular› Osmanl› fiirketi)”ye devredilmifl ve 1895 y›l›nda 2.500.000 frank sermayeli “‹z348 Keyder, Ç. ve di¤erleri, Do¤u Akdeniz’de Liman Kentleri, Tarih Vakf› Yurt Yay›nlar›, 1994, ‹stanbul.
349 Kazgan, H., Önal, S. ‹stanbul’da Suyun Tarihi, ‹letiflim Yay›nlar›,
1999, ‹stanbul.
350 age.
175 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
mir Sular› Osmanl› fiirketi” kurulmufltur. Baflta 47 y›l olan imtiyaz süresi 1897 y›l›nda al›nan bir kararla 85 y›la ç›kar›lm›flt›r. ‹zmirli zengin ailelerin banliyölerde oturmas›, kentte oturanlar›n
da daha çok kuyu ve sarn›ç suyu kullanmas› flirketin 1910 y›l›na
kadar kâr elde edememesine sebep olmufltur.
‹mtiyaz gere¤i flirketin, y›ll›k gelirinin %20‘sini hükûmete
vermesi zorunlu k›l›nm›flt›r.351
Su hizmetlerinde dikkat çekici bir nokta Belçika sermayesinin bu alanda yo¤un olufludur. ‹zmir, Selanik ve ‹stanbul‘un
Anadolu yakas›ndaki su imtiyazlar› Belçika sermayesi taraf›ndan al›nm›flt›r. Bu durumun nedeni bugünkü nedenlerle ayn›d›r. Kendi ülkelerinde su hizmetleri alan›nda uzmanlaflm›fl olan
flirketlerin Avrupa pazar›n›n yaflad›¤› doyum, artan rekabet ve
yükselen iflgücü ücretleri sonucu kârlar›n›n düflmesi sebebiyle
yeni pazarlara kaçmas›d›r.
5. Beyrut Osmanl› Su fiirketi
‹lk kez 1873 y›l›nda kente su vermek ve kanalizasyon flebekesi kurmak amac›yla Selim Faris Efendi’ye imtiyaz verilmifltir.352 1910 y›l›na kadar süren imtiyaz›, gerçekte ayn› y›l Londra‘da kurulan ‹ngiliz Su fiirketi kullanm›flt›r. 1909 y›l›nda ise, bu
‹ngiliz flirketi “Beyrut Su fiirketi” ad›yla bir Osmanl› anonim flirketine dönüfltürülmüfltür. fiirketin her biri 500 frank de¤erinde
8.000 hisseden oluflan 4.000.000 milyon frank sermayesi vard›r.
1910 y›l›nda imtiyaz süresi 40 y›l daha uzat›lm›flt›r.
6. Ankara ve Civar› Su Türk Anonim fiirketi
1929 senesinde tamamen yerli sermaye ile kurulmufltur. fiirket sermayesi 1.367.000 Türk liras›d›r. 1930 y›l›na kadar faaliyetlerini sürdürmüfltür.353 1930’lu y›llara gelindi¤inde, Cumhuri351 Tan, T. Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Yabanc›lara Verilmifl Kamu Hizmeti ‹mtiyazlar›, SBF Dergisi, 1996 C.21, S.4, s. 285-326.
352 Kazgan, H., Önal, S. ‹stanbul’da Suyun Tarihi, ‹letiflim Yay›nlar›,
1999, ‹stanbul.
353 Tahsin, H., Saka, R. Sermayenin fiirketlerdeki Hareketi, Hüsnütabiat
Matbaas›, 1929, ‹stanbul.
176 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
177 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
yet‘in ilk 10 y›l›nda izlenmeye devam edilen kentsel hizmetlerin
imtiyaz yöntemiyle yerine getirme politikas› terk edilmifltir.
‹stanbul’un “Terkos” Suyu Hikâyesi
Terkos suyu, asl›nda sadece bir su projesi de¤il ‹stanbul’da
yaflayanlar›n su haf›zalar›nda kal›c› olarak yer eden bir kavram
olmufltur. Uzun bir dönem ‹stanbul’da su denince akla gelen ilk
kelimedir “Terkos.” Bir dönem ‹stanbul’da Terkos ve su kavramlar› neredeyse özdeflleflmifltir.
Asl›nda Terkos suyu Türkçemize Çeflme Suyu olarak da yerleflmifltir.
Terkos Gölü’nün ismi Cumhuriyet döneminde “Durusu”
olarak de¤ifltirilmesine ra¤men o yine Terkos olarak bilinmeye
ve kullan›lmaya devam etmektedir.
Terkos suyu imtiyaz› 1873 y›l›nda verilmifl ve 1874’te mukavelename imzalanm›flt›r. fiirketin imtiyaz müddeti 1882 y›l›ndan bafllamak üzere 75 y›ld›.354 Buna göre flirket, Beyo¤lu, Galata ve Haliç’in bat› sahilleri ile Bo¤aziçi’nin Rumeli taraf›nda bulunan köylere ücret karfl›l›¤›nda, hastaneler, k›fllalar, nizamiye mektepleri, 12
adet çeflmeye355 (sadece gün boyuca) ve yang›n tulumbalar›na
“lüzumlu miktar”356 suyu ücretsiz olarak da¤›t›lacakt›.357 Osmanl› yönetimi imtiyaz› vermifl ancak baz› imtiyazlar da alm›flt›.
Ancak projede bir sorun vard›. “Terkos Gölü suyu projesi günde 40.000 m3 suyu isale edecek flekilde yap›lmas›na ra¤men vadilerden
suyu isale eden sifonlar›n günde ancak 23.000 m3’ün geçmesine müsait oldu¤u tahkik edilmifltir.” Bu aç›klama ‹stanbul fiehremaneti’nin
1916 y›l›ndaki tezkiresinde yer al›yordu.
354 1873’te 40 y›ll›¤›na Terno Bey’e verilen imtiyaz 1882’den geçerli olmak
üzere 75 y›la ç›kart›lm›flt›. ‹mtiyaz hakk› da flirkete devredilmiflti. Bu
mukavelenameye göre hükûmet istemesi hâlinde 45 y›l sonra geri kalan y›llar için bedel ödemek kofluluyla flirketi sat›n alabilecekti.
355 Bu 12 çeflme say›s› daha sonra artt›r›lm›flt›r.
356 Bu lüzumlu miktar hastaneler için yatak bafl›na 51 litre olarak tespit
edilmiflti.
357 M. Sabri Do¤an 2004 ‹slam Su Medeniyeti ve Konya Sular›. Nüve Kültür Merkezi, Konya, s. 33.
Terkos Suyu ‹sale hatt›
Asl›nda 1933 y›l›na gelindi¤inde flirketin Terkos Gölü’nden
günde 28.825 m3 su ald›¤› ancak suyun bir k›sm› yollarda zayi
oldu¤undan flehre verilen suyun bunun yar›s›ndan da az oldu¤u tespit edilmiflti. ‹stanbul’a 12.455 m3 su ulafl›yordu.358
Terkos Suyu ‹sale hatt›
358 Cumhuriyet devrinde ‹stanbul, s. 173.
178 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Bafllang›çta sistemin yeni olmas› nedeniyle kay›plar›n daha az
ve flehre ulaflan miktar›n daha çok oldu¤u söylenebilir. ‹flte bu suyun yaklafl›k 32 litresi 5 paraya sat›lacakt›. Çal›flmalar 11 y›l sürdü. Nihayet 1885 y›l›ndan itibaren Beyo¤lu taraf›na su verilmeye
baflland›. Bu tarihten 4 y›l sonra ‹stanbul taraf›na da su getirildi.
fiirket’in Hizmet Politikas›
fiehre su verilmeye baflland›ktan sonra abonelik müracaat›
yapan müflterilerin evlerine suyun ak›t›labilmesi için tali sokak
borular›n›n döflenmesi ve evlerde su tesisat›n›n yap›lmas› da flirket taraf›ndan ücreti karfl›l›¤›nda yap›l›yordu. Abonelerin meskenlerine tak›lan su saatlerinin masraflar› müflterilere aitti.
Yap›lan sözleflme ayl›k veya y›ll›k tüketilecek su üzerinden
yap›l›yordu. Y›ll›k anlaflmadaki ücretler üçer ayl›k taksitlerle veriliyordu. Ancak ilk taksit peflin al›n›rd›. Kullan›lan su belirlenen
y›ll›k tüketim miktar›n›n alt›nda bile olsa daha önce tespit edilen
ödemenin yap›lmas› gerekiyordu. Belirlenen miktar›n üzerinde
su harcand›¤› zaman ise tüketici bunun bedelini de ayr›ca ödemek durumundayd›.359
Örne¤in Befliktafl’ta Y›ld›z Soka¤›’ndaki fiazeli Dergâh›’na
günlük 1 m3 ten y›lda 365 m3 su temini için 1892 y›l›nda yap›lan
sözleflmeye göre flirkete 547 kurufl ücret ödenecekti. Bu ücret
dört taksitte ödenecekti. Bu durumda suyun m3’ü 1, 5 kurufla
geliyordu. Ancak bunun yan› s›ra ana su yolundan döflenecek
tesisat için bir ücret ve tak›lan su saati için de 785 kurufl ödenmesi gerekiyordu. Ayr›ca su saatinin y›ll›k bak›m ücreti vard›.360
fiirketin Gelirleri Özel Abone’lerden
‹stanbul Terkos fiirketi’nin 31 Aral›k 1923 tarihindeki toplam
geliri yaklafl›k 534.000 lirayd›.361 Bu paran›n 498.000 liras›
359 Asl›nda aç›kça adil olmayan bu durum daha sonra flirkete karfl› kamuoyu tepkisinin oluflmas›nda önemli bir husus olmufltu.
360 age., s. 75.
361 Buna karfl›l›k flirket o y›l 360.000 lira iflletme masraf› yapm›fl ve 174.000
lira kâr etmiflti.
179 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
(%93’ü) s›radan müflterilere aitti. Bunun 280.000 liras› abone bedeli 218.000 liras› da fazla su sarfiyat› bedeli idi. Gelirin 36.000 liras› (%7) ise umumi çeflmeler ile resmî daireler ve di¤er su sat›fl›ndan gelmiflti.362 fiirket 1919 y›l›nda 90 çeflmeye ücretli su veriyor ve bunun m3’ünün 2, 5 kurufla ç›kart›lmas›n› istiyordu.
Yukar›daki veriler iki hususu ortaya koyuyor. Bunlardan ilki; fazla su sarfiyat› bedelinin abone bedeline yaklaflm›fl oldu¤udur. Bunun nedeni flirketin “kullan ya da öde” politikas›d›r. Bu
durumda aboneler anlaflmalar›n› daha az su miktar› üzerinden
yap›p kulland›klar› fazla suyu ödemeyi tercih etmektedir. Ancak bu da su talebini artt›rmakta ve flirketin bir su temin plan›
yapmas›n›n zorlaflt›rmaktad›r. Verilerin ortaya koydu¤u ikinci
husus ise flirketin gelirinin çok büyük bir bölümünün abonelerden geldi¤i için umumi çeflmeler363 ve resmî dairelerin ödemelerindeki aksamalar›n flirket bütçesini çok zorlamayaca¤›d›r.
fiirket Suya Zam ‹stiyor!
‹flletmenin ilk on y›l›nda flirket gelirleri art›fl göstermifl ve
1886’da 313.000 franktan 1895’te 1.000.000 franga ç›km›flt›r.364
Daha sonraki y›llarda 120 y›l sonra yap›lan uygulamalardaki gibi ayn› sonuçlar ortaya ç›km›flt›r. fiirket zarar etti¤ini ileri
sürmüfl ve su ücretleri sürekli artm›flt›r. Ancak kitab›nda ‹lhami
Yurdakul365 flirketin haz›rlad›¤› bütçe tekliflerinin abart›l› ve
zam talebine yönelik oldu¤unu ve ilgili komisyonun alternatif
bütçelerinin bu oranda zamma gerek olmad›¤›n› gösterdi¤ini iddia etmektedir. Yurdakul, “öyle ki 1930’lu y›llara kadar Terkos
suyunun birim maliyeti ayn› seviyede kalm›flt›r” demektedir.366
362 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Leziz Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹, ‹stanbul, s. 192.
363 fiirket 90 adet çeflmeye ücretli su veriyordu. Bunun ücreti fiehremini
bütçesinden karfl›lan›yordu.
364 Burhan O¤uz” Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›” Simurg ‹stanbul,
1998, s. 133.
365 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Lezizi Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹, ‹stanbul, s. 181.
366 age., s. 181.
180 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Asl›nda fiirket’in sadece 1910-1918 aras›ndaki y›llarda mukavelename sorumluluklar›n› yerine getirmede zorland›¤› ve resmî kurumlar›n ödemelerindeki aksamalardan kaynaklanan baz›
s›k›nt›lar çekti¤i, ancak daha sonra bunun düzeldi¤i görülmektedir. Bu durum artan abone say›s› ve flirketin kâr yüzdesinden
de görülmektedir. Örne¤in ‹flletme 1923’te 168.343 lira fazla gelir elde etmifltir. 1923-24 bütçesi flirketin iyi bir kâr yüzdesi yakalad›¤›n› göstermektedir.367
fiirket s›k›nt› dönemini hemen su ücretlerine yans›tm›fl ve
1906’da suyun m3 ücretinin artt›r›larak 4 kurufl olmas› gerekti¤ini ileri sürmüfltür.25 May›s 1919 tarihinde de su ücret tarifeleri
yeniden düzenlenmifltir. Fakir çeflmelerinin d›fl›ndaki 90 çeflmeye verilen suyun m3ü 2,5 kurufla ç›kart›lm›fl ve aboneler ve sanayiye verilen suya %100 zam yap›lm›flt›r. Ancak flirket bu zamm›
yeterli bulmam›fl ve zarar›n› kapatana kadar su ücretlerinin üç
kat›na ç›kart›lmas›n› talep etmifltir. Yani suyun metreküpü 11
kurufl 70 santime ç›kar›lacakt›. Aksi takdirde fiirket böyle büyük
bir zarar ile flehre su vermeye devam etmeyecekti. Kurulan komisyon, flirketin 1919 y›l› gelir gider bütçe verilerini inceledi. Su
ücret tarifesinin her metreküpünün 11 kurufl 70 santim’e ç›kar›lmas› uygun bulundu. Bu zam karar›yla ilgili ç›kart›lan layihada
tüm aboneleri ve sanayiyi kapsayan bu tarifenin 1919 y›l› Ekim
ay› bafl›ndan 1920 y›l› Ekim ay› bafl›na kadar devam edece¤i
aç›kland›.
Ancak flirket 1 Haziran 1920’de, flehirde su sarfiyat›n›n artt›¤›n› ve ‹stanbul’a daha fazla su bas›labilmesi için ihtiyaç duyulan masraflar›n temini amac›yla suya yine zam yap›lmas›n› teklif etti. fiirketin teklifi, suyun metreküpünün 11, 70 kurufltan 15,
60 kurufla ç›kart›lmas›yd›.368
Daha önce “bir senelik geçici olarak” talep edilen zam böylece hem de artarak kal›c› oluyordu. fiirket, artan su sarfiyat› nedeniyle yap›lacak inflaat ve tesisat masraflar›na mukabil savafl367 age., s. 193.
368 age., s. 185.
181 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
tan önceki su tarifesinin dört kat›na ç›kart›lmas›n› talep etmiflti.
Hükûmet de zor durumda kalm›flt›. Ancak yapacak bir fley yoktu. ‹stanbul’da su sorunu yaflanmamas› için 1 Temmuz 1920 tarihinden itibaren “flirketin borç alaca¤› paran›n faiziyle beraber ödenmesine kadar” su tarifesine 3 kurufl 90 santim zam yap›ld›. Bu
zamlar›n her defas›nda geçici oldu¤u söyleniyor ancak hiç geri
al›nm›yordu. Son zam nerdeyse savafl öncesinin 1 m3 su tarifesine eflitti. Böylece flirketin satt›¤› sular›n metreküp fiyat› yaklafl›k 4 kurufltan 15, 6 kurufla ç›kart›larak %400’e yak›n oranda artt›r›lm›fl oldu.
Terkos su flirketi ile 21 A¤ustos 1874 tarihinde imzalanan imtiyaz mukavelenamesinin yedinci maddesi aynen flöyle idi
“‹flbu suyun 25 k›yyesi(1283 gram ya da 1 okka) nihayet 5 para369
olmak üzere füruht olunacakt›r (sat›lacakt›r).”
Suyun 32 litresi mukavelede belirtilen 5 paradan 20 paraya
ç›km›flt›. Bunda tabii ki dönemin ola¤anüstü koflullar›n›n etkisi
vard›. Ama reel art›fl oran› da buydu. Bu zamm›n önemli bir bölümü 1900’lü y›llar›n bafl›ndan itibaren gerçekleflmiflti.
‹flgal alt›ndaki ‹stanbul’da 25 May›s 1919 tarihindeki
%100’lük ilk zamdan 27 A¤ustos 1920 tarihindeki son zamma
kadar su ücretleri %400 artm›flt›. fiimdi ‹stanbul’da bu art›fllara
muhattap olan su abonesi toplam say›s›na bakal›m.
1 Milyon’luk Kentte 14 000 Su Abonesi!
1864 y›l›nda ‹stanbul’un su sorunlar›n›n çözümü için kafa
yoran uzmanlar›n hesaplar› 105.000 evin abone olmas› üzerine
kurulmufltu.370 Ancak çok afaki olan bu say› hiç gerçekleflmedi.
1906 y›l›nda flirketin abone say›s› 8 821 idi. Bu say› 1907’de 9
194 olmufl, 1908’de ise 9 120’ye gerilemiflti.
Birinci Dünya Savafl› öncesi y›llar›n ekonomik ve politik darbo¤azlar› flirketin durumunu da etkiliyordu. fiirket 1913 y›l› fa369 1 kurufl: 40 para.
370 Burhan O¤uz” Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›” Simurg ‹stanbul,
1998, s. 95.
182 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
aliyet raporunda “Türkiye’de a¤›r politik olaylar meydana gelmifltir.
Bunlar iflletmemiz için çok elveriflli olmam›fllard›r; Bununla birlikte
hükûmetin ve kamunun iyi niyeti sayesinde a¤›r zarar girmeden bu
krizi atlatabilmifl durumday›z. Terkos’taki tesislerimiz ifller durumdad›r” denmifltir. Savafl›n bafllamas› nedeniyle flirket bundan sonraki ilk toplant›s›n› 1919 y›l›nda yapabilmifltir. Raporlara göre
bu dönemde hükûmet flirket müdürüne iflten el çektiriyor iflletmeyi ele al›p memurlardan birine teslim ediyor. Ancak bilançolar, flirketin bu dönemde zarar etmedi¤ini bu y›llar› denk bütçelerle ç›kard›¤›n› gösteriyor.
fiirketin 1919’da 11.997 olan abone say›s› 1921 sonunda
13.435’e, 31 Aral›k 1922’de 14.066 ya, 31 Aral›k 1923’te 14.271’e
ulafl›yordu.
Bu rakamlar Cumhuriyet döneminin bafllang›c›na kadar Terkos flebekesinden su alan abone say›s›n›n ‹stanbul nüfusuna
oranla çok fazla olmad›¤›n› göstermektedir.
Di¤er taraftan baz› yay›nlarda “‹stanbul’un yar›s›n›n evinde
su vard›. Di¤er yar›s› ise geleneksel su tevzi vas›talar› olan çeflmelerden içme sular›n› temin edebilmekteydi.” aç›klamas› yer
almaktad›r. Bu aç›klama, toplam 14.000 abone say›s› dikkate al›narak de¤erlendirildi¤inde çok uygun görünmemektedir. Ancak evlerdeki kuyu ve sarn›çlar dikkate al›nd›¤›nda bu aç›klama
do¤ru olabilir. Fakat kuyu ve sarn›ç sular›n›n da içme suyu olarak kullan›lmad›¤› düflünüldü¤ünde ‹stanbul’da halk›n yar›s›ndan çok daha fazla bir bölümü’nün içme suyunu halk çeflmelerinden sa¤lad›¤› ortaya ç›kar. Bu çeflmelere de ücretsiz olarak su
Vak›f tesislerinden geliyordu. fiirketin ücretsiz olarak (gün içinde) su verdi¤i çeflme say›s› sadece 30’du.
‹mtiyazl› fiirketlerle Sorunlar!
Terkos fiirketinin 1906 y›l›n›n sonunda 9.194 olan fiili su abonesi say›s› 1919’da 11.997 olmufltur. Ancak 1900’lü y›llar›n bafl›ndan itibaren flirket faaliyetleri ile ilgili sorunlar bafllam›flt›r. Dâhiliye Nezareti Tezkerelerinde bu flirketin imtiyaz mukavelenamesinin bahfletti¤i haklardan azami ölçüde faydalan›p taahhütlerini ifadan imkân nispetinde kaç›nm›fl oldu¤u belirtilmifltir.
183 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
fiirket sat›fl tarifesinin artt›r›lmas› talebinde bulunmufl ve böylece hizmetten kaçman›n yolunu bulmaya çal›flm›flt›r. ‹mtiyaz mukavelesini hiçe saymak e¤ilimi içinde olan flirket hükûmet dâhil
baflka bir kimse taraf›ndan su tesisat› yap›lamayaca¤›n› ileri sürerek yap›lanlar için hükûmetten tazminat talep etmifltir. Bunlar›n yan› s›ra halk›n su ihtiyac›n› karfl›layacak tesislerin yap›m›n›
önlemeye kadar ileri gitmifltir.371
‹mtiyaz al›nd›¤› süre içinde, bunlara onay veren flirketler
ilerleyen zamanlarda kâr oranlar›n› göz önüne alarak yükümlülüklerinden kaçmaya çal›flm›fllard›r. Bunun yan›nda; halk›n belirlenen su ücretine ve su kalitesine iliflkin tepkileri zaman›n gazetelerinde günlerce haber olmufltur. Abone say›s›n› art›rmak isteyen flirketler de ayn› yollu kullanarak Vak›f sular›n›n kötüleyen haberler yay›mlatm›fllard›r.
Fiyat Art›yor Ancak Su Hizmetleri Aks›yor!
Dersaadet Su fiirketi’nin su hizmetleri 1900’lü y›llar›n bafl›ndan itibaren aksamaya bafllad›. Bu aksakl›klarla birlikte su fiyatlar› da artarak sürdü. Do¤al olarak kamuoyu tepkisi de artt›. Yaflanan bu olumsuzluklarda 1. Dünya Savafl›’n›n zor döneminin
etkisi de vard›. Ancak flirketin bu hizmeti taahhüt etti¤i gibi yerine getirebilece¤ine olan güven sars›lm›flt›. Yap›lan toplant›lar
sorunu çözmedi.
Bir y›l içinde su ücreti 4 kat artmas›na ra¤men su da¤›t›m›nda bir düzelme olmam›flt›. Halk ve kurumlarda flikâyetler artt›.
Bas›n da çok yo¤un bir elefltiri kampanyas› bafllatt›. Ancak flirket
yetkilileri de satt›¤› sular›n paras›n› zaman›nda tahsil edemedi¤ini ileri sürüyordu. Hatta bu yüzden 1921 y›l›nda Emniyet Genel Müdürlü¤ü’nün ücreti karfl›l›¤›nda su temin edilmesi talebini gözard› etti. Daha önceki döneme ait 2 854 kuruflluk borcun
ödenmesini talep etti.372
371 ‹stanbul Sular ‹daresi. Tarih Boyunca ‹stanbul’un Su Davas›. ‹stanbul,
1950, s. 19.
372 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Lezizi Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹, ‹stanbul, s. 193.
184 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
fiirket bu konuda hakl›yd›. Savafl koflullar›n›n yaratt›¤› ekonomik s›k›nt›lar nedeniyle resmî kurumlar›n su faturalar› gecikmeli olarak ödeniyordu.
Osmanl›’n›n sonlar›nda bafllayan su flirketleri dönemi’nin k›sa tahlili için sözü Sadi Nâz›m Nirven’e b›rakal›m
“Emperyalist güçlerin do¤as› gere¤i iktisaden geri kalm›fl ülkelerin
azami ölçüde sömürülmesi prensibinde ‹stanbul sular› istisna teflkil etmemifl flöyle ki, flirketler kolayca isale edilebilen yerlere suyu götürmüfller, sair yerleri bin dereden su getirerek ihmal etmifller. Bunun d›fl›nda
flehre verilen suyun standart anlam›yla “kabil-i flurb”(içilebilir) olup
olmad›¤› da onlar› fazlaca kayg›land›rmam›fl, Nafia Nezareti’nin ne
denli bask› yapabildiyse, zorlayarak yapt›rd›¤› göstermelik baz› filtrasyon tesislerinin d›fl›nda hiçbir yat›r›ma gidilmemifl. Hemen hemen
do¤rudan do¤ruya flehre ak›t›lan göl suyunun tasfiyesine ancak Cumhuriyet devrinde bafllanm›flt›r.373
17 Temmuz 1906 y›l›ndaki Dâhiliye Nezareti Tezkiresi’nde
de flirket çal›flmalar› ile ilgili bir yoruma rastlanmaktad›r. Burada, flirketin suyun m3’ü için talep etti¤i 4 kuruflluk ücretin uygun olmad›¤›, imzalanan mukavelenameye göre bu ücretin 3,36
kurufltan daha fazla olamayaca¤› ileri sürülmüfltür. Tezkirede
fiirket’in imtiyaz mukavelenamesinin bahfletti¤i haklardan azami ölçüde faydalan›p taahhütlerini ifadan imkân nispetinde kaç›nm›fl oldu¤u anlafl›lmaktad›r denmifltir. Bunun yan› s›ra flirketin yapmas› gereken ifller için su sat›fl tarifesinin artt›r›lmas› türünden taleplerle bu yolda hizmetten kaçman›n yolunu yaratm›fl oldu¤u ileri sürülmüfltür.374
Bu sorunlar gazetelerin imtiyazlar›n geri al›nmas›na yönelik
büyük bir kampanya bafllatmas›na neden olmufltur.
Gazeteler Ayakta, ‹mtiyazlar Geri Al›ns›n!
‹mtiyaz verilen flirketlerin uygulamalar› incelendi¤inde bu
373 Saadi Nâz›m Nirven: ‹stanbul Sular›, s. 201.
374 ‹stanbul Sular ‹daresi Tarih Boyunca ‹stanbul’un Su Davas› ‹stanbul
1950, s. 19.
185 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
flirketlerin önce kolay yerlere suyu götürdükleri görülmektedir.
Di¤er bölgeler birçok mazeret iler sürülerek ihmal edilmifltir.
Bunun d›fl›nda flirketler suyun kalitesi ile yeterince ilgilenmemifltir. Nafia Nezareti’nin bask›s›yla yap›lan birkaç filtre tesisinin d›fl›nda hiçbir yat›r›ma gidilmemifltir. Terkos suyu ise süzülmeden do¤rudan flehre ak›t›lm›flt›r. Bu nedenle s›hhi bir su olmad›¤› 23 Kas›m 1916 y›l›ndaki fiehremaneti Tezkeresi’nde de
belirtilmifltir.375 Ancak Cumhuriyet hükûmeti fiirket’i zorlay›p
ona bu filtrasyon ifllemini yapt›rabilmifltir.
Bu tezkere ‹stanbul sular›n›n tarihi bak›m›ndan çok önemli
bir belgedir. Bu tezkerede yine bu sular›n art›k bir elden idaresinin ve de “hakk-› ifltira(sat›n alma hakk›) zaman-› münasipte tatbik
olunmak …” gere¤i ifade edilmifltir. Burada sözü edilen ”zaman› münasip” 1932 y›l›nda gelmifltir. Bu flirketin 50 y›lda yapt›klar›yla Cumhuriyet döneminin 10 y›lda yapt›klar› k›yaslan›rsa bu
uygulaman›n ne denli yerinde oldu¤u aç›kça ortaya ç›kar.
O dönemde imtiyazl› su flirketlerinin faaliyetlerindeki eksiklikler bas›nda büyük yer bulmufltur. 1919 mütareke y›llar›ndan
itibaren on y›l süre ile Tasvir-i Efkâr’da ve Cumhuriyet gazetele375 Saadi Naz›m Nirven; ‹stanbul Sular›, s. 201.
186 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
rinde çok a¤›r elefltiriler yer alm›flt›r. Bu haberler bu flirketlerin
sat›n al›nmalar› konusunda kamuoyunu da haz›rlam›flt›r.376
Örne¤in 24 Temmuz 1919 tarihli Tasvir-i Efkâr’daki “‹stanbul’u Kerbelaya çeviren fiirket” bafll›kl› yaz›da “Nafia Nezareti su
flirketinin bütün taleplerini kabul ederken bu flirketin kasten ‹stanbul’daki Müslüman mahallelerine bir damla bile su ak›tmad›¤›n› düflünemedi mi? fiirket ve Nezareti ay›plar›z” denmifltir.
Ayn› yaz›da devamla
“Güzel flehrimiz yang›n afetinin ve dolay›s›yla Terkos Kumpanyas›’n›n kurban› olup gidiyor. ‹flin en garibi su ücretlerinde mütareke
akabinde icra edilen iki misli zamm› flimdi na-kâfi gören kumpanyan›n
malum oldu¤u üzere bir misli zam daha icras› hakk›nda tekrar Nafia
Nezareti’ne müracaat› ve bu müracaat›n muvaf›k görülmesidir.”
Yine 17 Temmuz 1919 Tarihli Tasvir-i Efkâr’daki “Su Meselesi” bafll›kl› yaz›da da önce ‹stanbul’un son günlerde susuzluk
yüzünden çekmekte oldu¤u s›k›nt›dan söz edilerek bu konuda
bir araflt›rma yap›ld›¤› belirtilmifltir. Yaz›’da Terkos sular› için
afla¤›da verilen çok net tespitler yer alm›flt›r.
“Terkos Kumpanyas›’n›n su fiyatlar›na zam talebi’nin ‹stanbul
Nafia Müdürüyeti’nce tetkik ve kabul edilmifltir. fiayan-› hayrettir ki
1832, 1833 senelerinde ve iki misli nispetinde icra edilen zam neticesinde kumpanya mukavele fleriat›n›n hiçbirine riayet etmedikten mada
dört seneden beri Nur-u Osmaniye ve civar›nda Edirnekap›’ya kadar
olan yüksek mahallelere ne muntazam su vermifl ne de böyle bir teflebbüste bulunmufltur.”
Yine ayn› tarihli Tasvir-i Efkâr’da fiehremini (Belediye Reisi) Cemil Pafla’n›n Su Meselesi hakk›nda beyanat› da yer alm›flt›r.
“Terkos kumpanyas›n›n hükûmetten 100.000 lira kadar alaca¤› oldu¤undan ve bu paray› da alamad›¤›ndan su meselesi müflkül bir safhaya dâhil olmufltur. Di¤er taraftan Evkaf sular›ndan da istifade etmek
kabil olam›yor. fiimdi yap›lacak ifl Kumpanya’n›n alaca¤›n› hemen tas376 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 160.
187 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
fiye etmek ve laz›m gelen tedbirlerin hemen icra ile su tevziini bir flekli intizama sokmakt›r.
Yaln›z su meselelerinde de¤il flehre ait her meselede hükûmetin
muavenet ve deste¤i gerçekleflmedikçe sehremini ne kadar hüsnüniyet
sahibi olursa olsun hiçbir fley yapamaz. Bu mevkiye geldi¤im zaman
hükûmetten her türlü deste¤i görece¤imi zannetmifltim. Maalesef bugün bunlardan mahrumum. Halk›n susuzluktan kurtar›lmas› ancak
ciddi bir destekle kabil-i hâs›ld›r.
Cemil Pafla’n›n bu beyanat›na Tasvir-i Efkâr’›n yorumum ise
özetle afla¤›daki gibi olmufltur;
“Halk›n en ziyade muhtaç oldu¤u su içilecek sudur. Bunun tedariki ile Terkos Kumpanya’s›na 100.000 lira vermek gibi külfetlere müteallik de¤ildir. Su meselesini devletin deste¤ini almak ve biraz da fedakârane çal›flmakla behemehal halletmek kabil olur Terkos kumpanyas›n›n matlubu olan 100.000 liraya gelince, Cemil Pafla’n›n bu borcun
tasfiyesi hususunda kumpanya’y› âdeta müdafaa eder tarzda beyanatta bulunmas›na teessüf ederiz.” dendikten sonra imtiyazl› su flirketlerinin çal›flma anlay›fl›n› ortaya koyan ve “bugün de dikkate al›nmas› gereken” afla¤›daki tarihî öneme sahip yorumu yapm›flt›r.
Kendileri bu memleketteki muhtelif ecnebi kumpanyalar›n hükûmete ve halka karfl› taahhütlerini ifa etmemek hususunda ne kadar insaf ve vicdan›n kabul edemeyece¤i iflleri yapt›klar›n› ve ne sab›rlar› tafl›ran hilelere tevessül eylediklerini herhâlde bizlerden iyi bilir. Biz eminiz ki Terkos Kumpanya’s›n›n istedi¤i 100.000 lira hakk›nda dürüst
tahkikat yap›lsa kumpanya’n›n hakiki alaca¤›n›n belki 10.000 liray› bile bulmad›¤› meydana ç›kar. Fikrimizce Terkos’u ifa-i taahhüdata mecbur etmek onun fahifl matlubat›n› kabul etmekle de¤il kendisini kanuna riayete davet ile mümkün olur.
Tasvir-i Efkâr’›n yorumcusu h›z›n› alamam›fl flekilde devam
ediyor;
“Vaktiyle ‹smail Canbulat Bey flehremanetinde bulundu¤u vakit
kumpanyalara pek güzel hadlerini bildirmeye bafllam›flt›. Vak›a bugün
ile o zamanlar aras›nda çok fark vard›r ve bugün hükûmet istihsal-i hak
hususunda hayliden hayliye engellere maruzdur”
188 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
189 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Elefltiriler Cumhuriyet’in ‹lk Y›llar›nda da Devam Ediyor
Gazetelere 28 Ocak 1926 Tarihli Tevhid-i Efkâr ile devam edelim
Su Derdi Evkaf› S›hhat-i Umumiye ile Alakadar De¤il mi? bafll›kl› yaz›s›nda Evkaf Müdürü’nün bir muhabire yapt›¤› aç›klama
ve yorum yer alm›flt›r.
‹stanbul Evkaf Müdürü Hakk› Bey aç›klamas›nda “K›rk Çeflme suyunun flehre Terkos Kumpanyas›’n›n isale etti¤i su miktar›ndan
çok daha fazla miktarda isale edilebilece¤i anlafl›ld›. Evkaf sular›n s›hhi
olup olmad›¤›n› düflünmek mecburiyetinde de¤ildir. Bu daha ziyade bir
s›hhiye ve fiehr-emaneti meselesidir. Çok paraya ihtiyaç gösterdi¤i için
istememize ra¤men Evkaf bu ifli yapamaz.” demifltir. Bu aç›klamaya
Tevhid-i Efkâr’dan sert bir yorum gelmifltir
“Evkaf do¤rudan do¤ruya s›hhat-i umumiye ile alakadar olmayabilir. Fakat evkaf sular›n›n içilmesi gayr-i kabil olduktan sonra bu sular› içilebilecek ve s›hhat-i umumiyeyi ihlal etmeyecek surette ›slah eylemek elbette evkafa da terettüb eden bir vazifedir. E¤er evkaf ben s›hhat-i umumiye ile alakadar de¤ilim diyerek bu sular›n içilmeye müsait
olmamas›na göz yumar, di¤er devair de biz evkaf sular›na kar›flmay›z
diyecek olursa bundan zarar görecek yine bizler de¤il miyiz?”
Bu elefltiriler Genç Cumhuriyet’in ilk y›llar›nda su yönetimindeki yetki karmaflas›n› ve su kalitesindeki bozulmay› ortaya
koymas› aç›s›ndan önemlidir. Evkaf’›n sa¤lad›¤› çeflme suyunun
kalitesindeki düflüfl halk›n imtiyazl› flirketlerin suyuna do¤ru bir
yönelmesi sonucunu do¤uracakt›r. 86 y›l önceki bu konu günümüzde de içme suyu kalitesinin kontrolü konusunda Sa¤l›k Bakanl›¤› ve Belediyeler aras›ndaki sorumluluk tart›flmas›n› hat›rlatm›flt›r.
Su yönetiminde ve suyun kalitesindeki sorunlar artt›kça flikâyetler de artmaya bafllam›fl ve bas›nda art›k elefltiriler çok daha sert hâle gelmifltir. Art›k çanlar imtiyazl› su flirketleri için çalmaya bafllam›flt›r.
Yine 31 Ocak 1929 tarihli Cumhuriyet’te “ Yunus Nadi “Terkos
Meselesi” bafll›kl› bir yaz› yazm›flt›r. Bu yaz›da üslup daha da
sertleflmifl ve Yunus Nadi yaz›s›na “Bizde mesele demek galiba hallolmayacak ifl demektir ve iflte Terkos meselesi de bu cümledendir. Gördük
ve görüyoruz ki bu flirket bu hizmeti ifa edememektedir” diye bafllam›flt›r.
fiehremaneti binas›nda yang›n ç›ksa onu söndürmek için kâfi
miktarda Terkos suyu bulunacak m›d›r? fiehremaneti’nin üst katlar›na Terkos suyu ç›k›yor mu? Ayn› seviyede olan bizim matbaan›n
ikinci ve üçüncü katlar›na Terkos suyu ç›km›yor. E¤er fiehremaneti’nin suya ihtiyac› yoksa ona ihtiyac› olan yan› bafl›ndaki eve sorsun.
Görecektir ki orada muntazam Terkos suyu yoktur ve hele bu su üst
katlara ç›kmaz. Böyle bir vaziyet karfl›s›nda al›nacak hatt›hareket ikiden hâli de¤ildir;
fiirketi adam ak›ll› vazife ifas›na davet etmek veya onu bertaraf ederek hizmeti baflka suretle ifa eylemek. Fakat bunun vakit geçmeksizin
yap›lmas› gerektir. Çünkü çok fena bir hastal›¤›m›z var (bugün de ayn›), biraz vakit geçerse hemen unutuyoruz ve hain Terkos fiirketi’ni de
kendimize güldürüyoruz.
Yunus Nadi bu köfle yaz›s›n›, bafllang›c›ndan daha sert bir
üslupla bitirmifltir,
“Bu flirket hakikaten hain ve namussuz bir flirkettir. Küre-i arz
üzerinde bunun kadar namussuz ve çirkef flirket yoktur denilse hata olmaz Bunu bütün katiyetle temin ve ilan ederiz (Yunus Nadi)377.
Yukar›daki gazete haberlerinden de görüldü¤ü gibi imtiyazl› su flirketlerin “suyu art›k kaynamaya” bafllam›flt›r. Bir di¤er
deyiflle art›k ”Zaman-› münasip”tir.
Cumhuriyet Hükûmeti’nin su hizmetlerini belediye’ye devir
niyeti ‹stanbul Su fiirketi’ne378 1931 y›l›nda bildiriliyordu. Sonraki geliflmeler ise flöyle; Sat›nalma sürecine girildi¤inde fiirket
kötü kalitede su sa¤lamakla suçlan›yor. Sonunda anlaflmaya va-
Çanlar Su fiirketleri ‹çin Çal›yor!
17 Eylül 1928 tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Cemiyet-i Belediye Terkos fiirketi’nin Feshini ‹stiyor” bafll›kl› bir haber ç›km›flt›r.
377 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 169.
378 Bu flirketin en büyük hissedarlar› “Compagnie Generale Des Eaux de
Paris” (Paris Sular› fiirketi) ile Osmanl› Bankas›’d›r.
190 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
r›l›yor379. Sat›n alma anlaflmas› 1932’de imzalan›yor. 1 Ocak
1933’ten itibaren faaliyete geçen ‹stanbul Sular ‹daresi’ne devrediliyor.
fiirketi Sat›n Alma Hakk› Do¤uyor- 1931
Nafia Vekaleti’nin 21 Eylül 1931 tarihli tezkiresinde “5 Eylül
1887 tarihli mukavelenameye göre ‹stanbul Terkos Suyu fiirketi’nin sat›n al›nmas› hakk› 2 Haziran 1931’de doluyordu.
fiirketin hukuki haklar› korunarak kamulaflt›r›lan Terkos Su
fiirketi 1 Ocak 1933 tarihinde ‹stanbul Belediyesi bünyesinde geçici olarak kurulan sular idaresine ba¤land›.380 Mukavelenameye göre her y›l flirkete 1.300.000 Frans›z frang› (108.000 TL) ödenecekti.381
1891 y›l›ndan itibaren flehre su vermeye bafllayan ve yaklafl›k
42 yafl›nda olan flirket devir ifllemlerine bafllad›. Ancak daha önce su sakalar›nda oldu¤u gibi su yöneticilerinden de hemen vazgeçilemiyordu. Yönetim de¤iflikli¤inden dolay› herhangi bir s›k›nt› yaflanmamas› için flirketin müdürü Castalnau görevine iki
y›l daha devam etti. Terkos suyu konusunda 42 y›ll›k bir defter
kapanm›flt›. fiimdi genç Cumhuriyet kollar› s›vayacakt›.
Zaman-› Münasip -1935
Üsküdar -Kad›köy Su fiirketi’nin sat›n al›nmas› için senaryo382 bu kez daha keskin olarak yenileniyor. Bu flirket383 için
”Zaman-› münasip” 1935 y›l›nda geliyor. Ve dü¤meye bas›l›p
süreç bafllat›l›yor. Bu tarihten itibaren fiirket384 sat›fl fiyat›n›n indirilmesine zorlan›yor. Bunun için vergi denetimleri yap›l›p flir379 Anlaflmaya göre 864.000 TL olan sat›fl bedeli ‹stanbul Sular ‹daresi taraf›ndan 20 y›lda ödeniyor.
380 Cumhuriyet Devri’nde ‹stanbul, s.174. O dönemde ‹stanbul sular›n›n
tek elden idaresi için Vak›f sular› da ‹stanbul sular idaresine ba¤land›.
381 Burhan O¤uz” Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›” Simurg ‹stanbul,
1998.
382 Frans›zlar›n deyimiyle “senaryo”
383 Societe Lyonnaise Des Eaux et de l’eclairage.
384 Societe Lyonnaise Des Eaux et de l’eclairage.
191 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
ket hakk›nda davalar aç›l›yor. Kötü kalitede su nedeniyle “mukaveleyi hükümsüz sayma” tehdidi karfl›s›nda görüflmeler385
bafll›yor.386 fiirket 27 sene 109.000 TL’lik ödenti talep ediyor, hükûmet 10 sene 40.000 TL teklif ediyor. fiirketin genel müdürü daha sonra bu dönemi “Bu koflullar gerçek bir müsadereye (zoral›ma) eflittir” diye yaz›yor. Sonunda fiirket hükûmetin koflullar›n›
17 fiubat 1937’de kabul ediyor. fiirket’in genel müdürü hakk›nda
bafllat›lan takibattan vazgeçiliyor.
Fransa ticaret ataflesi Lorand’›n “anlaflma çok yetersiz gibi görünebilir ancak koflullar daha önce sat›n al›nm›fl baz› baflka imtiyazlar›nkiyle k›yasland›¤›nda o kadar fena say›lmayabilir” aç›klamas›387
ayn› zamanda Cumhuriyet’in di¤er imtiyaz anlaflmalar›n›n sonland›r›lmas›ndaki baflar›s›n› vurguluyor.
Osmanl› ‹daresi fiirketlere Karfl› Kendi Hukukunu Korudu
XIX. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ‹stanbul’daki su sorunu yang›nlar, kolera, tifo salg›nlar› ve artan nüfus ile çok yak›c› bir duruma gelmiflti. Osmanl› Yönetimi’nin mutlaka bir çözüm bulmas› gerekiyordu. Bu dönemde Osmanl› gerek teknolojik gerekse
mali olanaks›zl›klar içindeydi. Bu nedenle Osmanl› çareyi öncü
kiflilerin peflinde yabanc› flirketlere imtiyaz vermekte bulmufltur.
Arfliv kay›tlar›ndan bu flirketlerle Osmanl› idaresi aras›ndaki ilifliklere bak›ld›¤›nda o dönemde kapitülasyonlar›n etkilerinin oldu¤u da gözden uzak tutulmamal›d›r. Tüm bu olumsuz
koflullara ra¤men Osmanl› ‹daresi flirketlere teslim olmam›flt›r.
Daha bafl›nda Terkos flirketi yap›lan anlaflmada kamuya mahsus 34 mahalle çeflmesi ile 380 adet yang›n muslu¤una ve k›flla,
hastane askerî mektepler ve polis karakollar›na “gerekti¤i kadar “
suyu ücretsiz olarak verilmesi flart› koflulmufltu. Hükûmet 1892 y›l›nda ise Darülaceze’ye verilecek sudan cüzi bir fiyat al›nmas›n›
teklif etmiflti. Ancak fiirket bu kez bunu kabul etmemiflti.
385 Görüflmeci olarak Türk taraf›nda Nafia Vekili Ali Çetinkaya vard›r.
386 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg, ‹stanbul, 1998, s. 152.
387 age., s. 153.
192 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
193 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Daha sonra zamlar dönemi bafllam›flt›. Osmanl› ‹daresi fakir
çeflmelerini sürekli zamm›n d›fl›nda tutuyordu. Çünkü ‹stanbul’daki abone say›s› en çok 14.000 civar›ndayd›. Bu say› kalabal›k konaklar da dikkate al›narak 10’la çarp›ld›¤›nda yine de
140.000 kifliye flebekeyle su temin edildi¤i anlam›na gelirdi. O
dönemde ‹stanbul’da yaklafl›k 1 milyon kifli yafl›yor ve bunlar›n
ço¤u içme suyunu mahalle çeflmelerinden al›yordu. Bu nedenle
Osmanl› ‹daresi flirketle her zam konuflmas› yap›ld›¤›nda bu
çeflmelere verilecek sular›n ücretsiz olarak verilmeye devam
edilmesinde ›srar ediyordu. fiirketin ücretsiz su verdi¤i ya da
düflük ücretle su isale etti¤i çeflme say›s› yeterli olmad›¤›ndan
yine su temini emektar Vak›f sular›na düflüyordu. Ancak Vak›f
sular› isale tesisleri çok y›pranm›fl ve gerekli bak›mlar› yap›lmam›fl oldu¤undan su tafl›ma verimi düflmüfltü.
Hükûmet bir yandan ‹stanbul’un Terkos suyuna olan ihtiyac›n› ve 7 kez kolera salg›n› ile bo¤uflan ‹stanbul’da bu suyun
önemini biliyor, bir yandan da yoksul halk›n suya ulaflmas› konusunda zorluk yaflamamas›na çal›fl›yordu. Ancak ifli zordu.
Çünkü yukar›da da belirtti¤imiz gibi ‹stanbul’a su veren Vak›f
isale tesislerinin verimi ve suyun kalitesi düflmüfltü. Örne¤in 23
Kas›m 1916 tarihli fiehremini tezkiresinde; bent sular›n›n tahminen 11.000 m3/gün oldu¤u ve bu sular›n s›hhi olmas› için önlemler al›nmas› gerekti¤i belirtiliyordu. Halkal› sular›n›n ise 6
000 m3/gün oldu¤u ve memba suyu olmas› nedeniyle içilebilir
olmas› gerekirken su yollar›n›n bozuklu¤u ve flebekenin eskilisi
nedeniyle bugün kirli oldu¤u ifade ediliyordu.
Daha sonra ‹stanbul’un ana isale hatt› olan K›rkçeflme tesislerinin günlük kapasitesi de çok azalm›flt›. H›zla bak›ma ihtiyaçlar› vard›. Örne¤in bu isale hatt›n›n normalde günlük kapasitesi
10.920 m3 (210 lüle) iken gelen su 10 Kas›m 1921’de 1560 m3’e
düflmüfltü. Halkal› sular› günlük potansiyeli ise yaklafl›k olarak
5 204 m3 iken bu tesisten 10 Kas›m 1921 gününde sadece 26 m3
su al›nm›flt›.388
‹stanbul’da su s›k›nt›s› devam ediyordu. Ali Emiri 18 Ekim
1919 tarihli yaz›s›nda Babiâli’den Fatih civar›na kadar Divanyolu üzerinde 55 çeflme ve sebil sayd›¤›n› ve bunlar›n hiçbirisinde
su bulunmad›¤›n› tespit etti¤ini yaz›yordu.389 Ayr›ca Bayazid
Camisi flad›rvan› etraf›nda cami kayy›mlar›n›n bu suyun ancak
namaz k›lmaya gelenlere yetti¤ini söyleyerek buradan su almaya gelen çocuklara su vermediklerini müflahede etmiflti.‹stanbul’un su sorunu gittikçe art›yordu.
Böyle bir dönemde bir yabanc› su flirketi ile mücadele edip
hukukun korunmas› hiç de kolay de¤ildi. Ancak arfliv kay›tlar›
incelendi¤inde Osmanl›’n›n bir yandan flirketin hukukuna sayg›
gösterdi¤i, di¤er taraftan da bir yabanc› flirket karfl›s›nda kendi
hukukunu korumak konusunda kararl› davrand›¤› görülmektedir. Nitekim Osmanl› bu önlemleri daha bafl›ndan alm›fl ve yabanc› sermayeli flirketin bir “Osmanl› Anonim fiirketi” olmas› ve
böylece de Osmanl› Kanunlar›’na tabi olarak kazai mercii olarak
Osmanl› mahkemelerinin kabulünü flart koflmufltur. Di¤er taraftan hakemlik görevini de fiûrâ-y› Devlet üstlenmifltir. Bunlar›n
d›fl›nda flirketin iflletme döneminde ortaya ç›kan hata ve kusurlarda Osmanl› ‹daresi teknik komisyonlar kurup incelemeler
yapt›r›p flirketin mukavelenamenin gerektirdi¤i tüm flartlara uymas›n› çok kararl› bir flekilde takip etmifltir. Ancak dönemin zor
koflullar› bu konuda istenilen sonuçlar›n al›nmas›na engel olmufltur. Daha sonra bu konu Cumhuriyet yönetiminin gündeminde yer almaya bafllam›flt›r.
388 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Lezizi Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹, ‹stanbul, s. 174.
389 Osmanl› Tarih ve Edebiyat Mecmuas›, Sene:2 Say›:20 Evkaf-› ‹slamiye
Matbaas›, 1335, s. 477-481.
Osmanl›’n›n Su fiirketlerine Karfl› Dik Duruflu
Osmanl›’n›n son döneminde ekonomik s›k›nt›lar, siyasi sorunlardan dolay› ‹stanbul’un birçok semtlerinde yeterince hizmet verilememifl ve onar›mlar›n yap›lmas› bile güçleflmeye bafllam›flt›. Örne¤in bir dokümana göre “Dersaadet ve Bilad-› Selase’ye ait bentler, tatl› su kuyular›yla katmalar›n ve su yollar›n›n
194 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
uzun süredir tamir ve temizli¤i yap›lmad›¤›ndan eskisi kadar su
toplanamad›¤› ve yar›s›ndan ço¤u yollarda zayi oldu¤u, su yolcular› fahifl fiyatla su satarak fakir fukaray› gözetmediklerinden
fiehremaneti’nde bir komisyon kurularak ›slahat yap›lmas›” yoluna gidilmifltir. Bir di¤er dokümana göre ‹stanbul’un baz› mahalleleri su s›k›nt›s› çekmifl olduklar›ndan çeflmelere di¤er sulardan su tevzi edilmifltir.390
Bu dönemde Osmanl› yönetimi ile imtiyazl› su flirketlerinin
yönetimi aras›ndaki iliflkiler zaman zaman çok gerilmifl ancak su
temini gibi bir konuda çözümsüzlük oluflmas› istenmedi¤inden
ve dönemin mütareke y›llar› olmas›n›n da etkisiyle imtiyaz sözleflmeleri sürmüfltür. Bu ticari iliflkilerin devam›nda kapitülasyonlar›n etkisi de gözard› edilmemelidir. Tüm bu olumsuz koflullara ra¤men Osmanl› Yönetimi, uygulad›¤› su politikalar›nda
zorlanm›fl ancak yabanc› flirketlere tam bir teslimiyet içine girmemifltir. Osmanl› ‹mparatorlu¤u kendi hukukunu korumada
büyük bir zaafiyet göstermemifltir.
Nitekim yabanc› sermaye ile kurulacak flirketin bir “Osmanl› Anonim fiirketi” olmas› ve böylece de Osmanl› kanunlar›na tabi olarak kazai merciin Osmanl› mahkemelerinin kabulü flart koflulmufltur. Hakemlik görevini de fiûrâ-y› Devlet (Dan›fltay) üstlenmifltir.
O dönemde Osmanl› yönetiminin önüne konulan talepler
son 25 y›ld›r Cumhuriyet Hükûmetlerinin ve Belediyelerin de
önüne konulmufltur
Son 25 y›lda su temini konusunda yabanc› flirketlerle yap›lan
sözleflmelerde Osmanl›’n›n kabul etmedi¤i hususlar›n birço¤unun
1980’li y›llardan bu yana kabul edildi¤i düflünülürse o dönemdeki
politikan›n önemi ve a¤›rl›¤› daha net olarak ortaya ç›kar.
Cumhuriyet’ten Sonra Terkos Suyu
1923 y›l›n›n May›s ay›nda TBMM Hükûmeti ile Dersaadet su
flirketi aras›nda bir anlaflma imzaland›. Bu anlaflma gere¤ince su
390 DH. MKT. 15, 1402, 5 Cemaziye’l-ahir 1304 (1.3.1887).
195 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
ücreti tarifeleri yeni flartlara göre ve yeni iflletme muamelat›na
uygun olarak yeniden tanzim edildi.
Terkos suyu Cumhuriyet döneminde bir program dâhilinde
›slah edildi. Üç aflamal› bu programda 1938 y›l›n›n sonunda flehre
verilen günlük su 41.521 m3’e ç›kt›. Bu miktar flirketin flehre isale
etti¤i en büyük miktar olan 28.826 m3/gün den çok daha fazlayd›. ‹sale hatt›ndaki kay›p %52’den %42, 2’ye indirildi. Kifli bafl›na
düflen su miktar› %78 artm›flt›.391 Islah çal›flmas›n›n ikinci aflamas› sonunda 1945 y›l›nda flehre isale edilen su 59.000 m3/gün’e, kay›plar ç›kt›ktan sonra da günde 33.000 m3’e ç›km›flt›.
Osmanl›’n›n son döneminde imtiyazl› flirketlerin binbir güçlük ç›kararak aksatt›¤› su hizmetleri art›k düzene girmiflti. 12 y›lda ‹stanbul’a verilen su %36 oran›nda artt›r›lm›flt›. Kifli bafl›na
verilen su 84 litre oldu. Bu dönemde 1.693.518 lira harcand›.392
Terkos suyu sisteminin ›slah› için toplam 4 milyon lira harcama yap›lm›fl ve 1941 y›l›nda flehre isale edilen günlük su miktar› 50.000 m3’ü geçmiflti.
1933 y›l›nda Terkos suyu abone say›s› 18.527 iken tedrici olarak artm›fl ve 1948’de 34.194’e ç›km›flt›. 1933’ten 1948’e kadar
365.000 m’lik flehir içi su flebekesine 153.000 m boru daha ilave
edilerek 518.000 m’ye ç›kart›lm›flt›.
1939’dan 1945’e kadar sular ‹daresi taraf›ndan 140 çeflme daha aç›ld›. Toplam 219 çeflmeye günde 1600 m3 su veriliyordu.
Halk suyun m3’ünü 15 kurufltan sat›n al›yor, ancak hamamlara
su 7,5 kurufl/ m3 den veriliyordu.393 Suyun birim fiyat› düflmemiflti ama ‹stanbul’a verilen su miktar› ve su hizmeti kalitesi çok
artm›flt›. Elde edilen kâr art›k yurtd›fl›na ç›km›yor, su ifllerinin finansman› için kullan›l›yordu.
Ancak burada ‹stanbul su temini için Cumhuriyet döneminin Su ‹daresi’nin bir flans›na da de¤inmek gerekir.
391 Cumhuriyet Devrinde ‹stanbul, s. 174.
392 age., s. 174.
393 ‹lhami Yurdakul 2010 Aziz fiehre Lezizi Su Dersaadet (‹stanbul) Su fiirketi (1873-1933) K‹TABEV‹, ‹stanbul, s. 227.
196 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Cumhuriyet dönemi su yönetimi ‹stanbul’da nüfus olarak
oldukça flansl› idi. 1927 y›l›ndaki say›m ‹stanbul’da 681.000 kiflinin yaflad›¤›n› gösterdi. ‹stanbul nüfusu nerdeyse 1800’lü y›llar›n bafl›ndaki duruma gerilemiflti. Bu da su yönetimine k›smi de
olsa bir rahatl›k sa¤lad›. Daha sonra 1950 y›l›na kadar artm›fl olsa da, nüfus 1900’lü y›llar›n bafl›ndaki nüfusun hâlâ alt›nda idi.
Ancak afla¤›daki grafi¤e göz at›ld›¤›nda ‹stanbul’da nüfus art›fl›n›n su yönetimi üzerine bask›s›n›n 1980’den itibaren çok artt›¤›
görülmektedir.
9. OSMANLI’DA TARIM ve SULAMA
Osmanl› Devleti, 19’uncu yüzy›lda Bat›’da meydana gelen
sanayileflme devriminin d›fl›nda kalm›fl ve bu sebeple ekonomisi tar›ma dayal› bir özellik tafl›m›flt›r. Tar›msal üretim, devletin
son döneminde millî gelirin %65’ni oluflturmaktayd›. I. Dünya
Savafl› öncesinde tar›msal üretimin ortalama %80’i bitkisel,
%20’si ise hayvansal üretim olup tah›l, bitkisel üretimde %75’lik
bir paya sahipti. Zaman içinde tar›msal üretimde sanayi bitkileri lehine bir geliflme olmufl, koza, pamuk, f›nd›k ve tütün üretimi artm›flt›r. Bu tip üretim, devletin son döneminde, özellikle d›fl
borçlar› ödeyebilmek amac›yla ihracata konu teflkil etti¤i için,
197 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Düyunu Umumiye idaresi taraf›ndan teflvik edilmiflti. Bunun sonucunda tar›msal maddeler ihraç gelirlerinin toplam tar›msal
gelire oran› 1899 y›l›nda %12’den 1914’te %14’e yükselmifltir.
Osmanl› Devleti’nin son y›llar›nda toplam nüfusun %80’i tar›m
kesiminde çal›flmaktayd›. Hem istihdama olan katk›s› hem de
ekonomiye olan katk›s› Osmanl›’n›n tar›msal alana özel önem
vermesine neden olmufltur. Osmanl›’da çok büyük sulama sistemleri gelifltirilmemifltir. Ancak mevcut sulamalarda suyun
adaletli kullan›m›na önem verilmifltir.
Osmanl›’n›n daha Fatih Sultan Mehmet zaman›nda bu konuda da adaleti sa¤lama yönünde çabalar› oldu¤u görülmektedir.
O dönemde özellikle Konya ba¤lar›n›n sulanmas› konusunda
Fatih’in “Kanunname-i Ali Osmani”sinde bulunan de rah-› âblar
a dair (su yollar›na dair) k›sa bir yaz›394 sulama yönetimi aç›s›ndan önemli bulunarak afla¤›ya al›nm›flt›r;
“Konya ba¤lar›n›n her dönümüne otuz akçe al›n›r imifl. Evailde mirabl›¤›395 mukataaya alan kimesne ba¤lara su varacak vakitte flehirlüler
ittifakile emin adamlar ç›karup su k›smetine mütevelli k›l›nurmufl. Her
dönümüne evailde dörder akçe mirabl›¤› resmi al›nur imifl, sonra su k›smetine amil gendü mütevelli olup resimde as›l kanundan tecavüz ederler imifl ve hem ba¤lar›n su varacak vaktinde tertipleri var imifl. Ziyade
resim veren kimesneye nöbeti gelmeden nöbet verürler imifl. Su az oldu¤u y›llarda sonra hadis olan ba¤lara zarar olacak iken kadim ba¤lara ki
hakk› flurb anlarundur, anlara zarar olur imifl. Öyle olsa yine evvelki gibi flehürlü ittifakile emin kimesneler mütevelli nasb olup suyu k›smet etmek emrolundu. Ta ki kimesneye zarar olmaya, sonra hadis olan bed’ ve
ref olundu ve mir’âbl›k amele alan kimesne baz› kimesnelere bostan ekdürüp sülüs has›leyn gendü alup sülüsan›n› bostanc› almak kavi eyler
imifl. Bu sebeple ba¤lar›n hakk› flurbü zayi olurmufl.
Karamano¤lu zaman›nda mezkûr suyla üç bostan sularlar imifl, birisi Dizdar ve birisi Hatun ve birisi dahi Mevlânâ Celalettin hazretle394 Dr. Nâz›m Sadi Nirvan ‹stanbul’da Fatih Sultan Mehmed Devri Türk
Su Medeniyeti ‹stanbul 1953/http://www.pcteknik.net/turk-tarihi/11226-osmanli-su-medeniyeti.html.
395 Mirabl›k: Devlete ait sulara veya su ifllerine bakan kurulufl.
198 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
rinin türbei mutahharas› için eklenür imifl. Bakisi ba¤lara ve çeflmelere ve hamamlara sarf olunurmufl ve Cem Sultan kaleden taflra bir köflk
yapup as›l sudan köflküne gelme¤e bir mikdar su olup köflk havalisinde
ba¤ dahi ederler imifl. Sonra ol bahane ile köflke naz›r olan kimesneler
ol sudan çok su olup yolda bostanlar ihdas edüp harç ederler imifl.
Müslümanlar›n hamamlar›na ve çeflmelerine hayli noksan ve zarar
olur imifl. Öyle olsa mirâb olanlar ve köflke naz›r olanlar men olunup
âdeti kadimden tecavüz etmeyeler ve esleyman› kad›i flehir olan dergâh› muallama arz eyliye.”
Yukar›daki kanun oldu¤u gibi al›nm›fl ve içindeki Osmanl›ca kelimelerin Türkçe karfl›l›klar› kitab›n sonundaki ekler bölümünde verilmifltir.
Mir-i Ab Teflkilat›
Mirab kelimesi Konya’da suyla ilgili vakfiyelerde s›kça görülür. Burada Su Emini anlam›nda kullan›lm›flt›r.”Mir” kelimesi
“Emir” kelimesinden gelip devlete ait anlam›ndad›r.”Ab” kelimesi ise “su” demektir. Osmanl› tarih Deyimleri ve Terimleri
Sözlü¤ü396’nünde Mirab kelimesi Mir-i Ab fleklinde geçmekte
olup aç›klamas›nda; ”Sulama ve su da¤›t›m ifline nezaret edenler hakk›nda kullan›l›r bir tabirdir” denmifltir.
Bugün su da¤›t›m teknisyenleri olarak isimlendirilen Mirablar o dönemde suyun azal›p ço¤ald›¤›n› görüp emrinde olan su
iflçilerine ona göre talimatlar verirlerdi. Onlar da ba¤ ve bahçelere su tevzi ederlerdi.397
Mir-i Ab’l›k teflkilat›n›n içinde “Havaleci” denen iflçi bafllar›
ile bunlar›n emrinde çal›flan “S›y›r›c›”lar vard›. Havaleci ve S›y›r›c›lar ellerinde kürekleri ile dolafl›r, laz›m olan yerlere su verir,
di¤er yerlerde suyu keser, arklar› açard›. Bu iflçiler maafllar›n›
mirablardan al›rlard›.398
396 Mehmet Zeki Pekal›n “Osmanl› Tarih Deyimleri Sözlü¤ü” Cilt: 2
MEB.Yay›nlar›, ‹stanbul, 1993.
397 M. Sabri Do¤an 2004 ‹slam Su Medeniyeti ve Konya Sular›. Nüve Kültür Merkezi, Konya, s. 162.
398 M. Sabri Do¤an 2004 ‹slam Su Medeniyeti ve Konya Sular›. Nüve Kültür Merkezi, Konya, s. 163.
199 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Arfliv belgelerinde Osmanl›’da Konya Meram Deresi sular›n›n da¤›l›m›n› o zamanki “Mirab ad› verilen devlet görevlileri
yapmaktad›r. Suyun da¤›l›m›nda flehir ›rma¤›na 4 okka su, Yaka Gedekales Irma¤›’na 2 okka su, Sahip Irma¤›’na 2 okka su,
Karahüyük Irma¤›’na 1 okka su, Lalabahçe Irma¤›’na 1 okka su
flehir ba¤lar›na 2 okka su verilemekteydi 1 okka ise bir su de¤irmenini döndürecek kadar su miktar›yd›.399
Özellikle sulama iflletmesi konusunda çok önemli bir teflkilat
olan Mirabl›k Selçuklu döneminden gelmifltir. Ancak XVI. yüzy›la girerken Mirab’lar zorbal›¤a bafllam›fl, vak›f flartlar›n›n iste¤i d›fl›nda hareket etmifltir. Bu yüzden 16. yüzy›l›n kanunnamelerinde vazifelerini suistimal eden Mirablar›n cezaland›r›lmas›
için kad›lara havale edilmesi ile ilgili birçok hüküm yer alm›flt›r.
Önceleri her dönümden 4’er akçe mirabl›k resmi al›nmaktayd›. Kanuni dönemine kadar zaman içinde bu düzen bozulmufl ve mirab olan kimseler kendilerini mütevelli tayin edip su
da¤›t›m›n› rüflvetle yapmaya bafllam›flt›r. Baz› Mirablar bostan
ektirip ürünün üçte birini kendisi üçte ikisini de bostanc› alacak
diye anlaflm›flt›r. Bu yüzden ba¤lar›n su kullan›m haklar›na tecavüz etmifllerdir.400
Kanuni’den önce genel teamül olarak kanal sistemi ile sulama yapandan ba¤lar› bekleyen çavufllar genel masraflar için dönüm bafl› bir akça ve harmandan bir kile ücret almaktayd›. Bu
düzen de Kanuni dönemine kadar zaman içinde bozulmufl ve
çavufllar mahsulün olmas›n› beklemeden hisselerini almaya
kalkm›fllar ve ayr›ca ücretlerini dönüm bafl›na 30 akçeye ç›kartm›fllard›.401 Kanuni bu ifli düzelterek eski uygulamay› tekrar yürürlü¤e koymufltur.
Kanuni Sultan Süleyman devrinde Mirabl›k Teflkilat› eski örfi kanunlara ve vakfiye flartlar›na göre tekrar düzenlenmifl ve
399 M. Sabri Do¤an 2004 ‹slam Su Medeniyeti ve Konya Sular›. Nüve Kültür Merkezi, Konya, s. 164.
400 age., s. 166.
401 Gordelevski, V.A, “Konya, ‹rva ve ‹ska Tarihine Dair Materyaller”
Çev. Hasan Ortekin Konya Dergisi Say›: 18-19, Konya, 1938.
200 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Mirablar halk›n güvenini kazanm›fl flah›slar aras›ndan seçim suretiyle tayin edilmeye bafllanm›flt›r.
Osmanl›’da hamam ve çeflmelere gelen suya zarar gelmemesi ve suyun baflka yerlerde kullan›lmamas› ›srarla takibi yap›lan
bir konuydu. Hatta Sultan Cem’in Konya Alavard› yöresindeki
ba¤lar›n› sulamak için su getirtti¤i köflke, onun ölümünden sonra nezaret eden kimse kendine tahsis edilen sudan fazlas›n› kullanmaya bafllay›nca Kanuni Sultan Süleyman Kanunname ç›kartm›fl ve bunun önlenmesini istemifltir.402
Di¤er kentlerde oldu¤u gibi Konya’da da flehre giden su
ahalinin mal› say›l›rd›. Her mahalle bir senelik olmak üzere bir
vekil seçerdi ve “Su Komisyonu” bunlardan oluflurdu. Seçilen
kimseler eflraf, hocalar ve tüccarlard›. Hükûmet su ifline kar›flmazd›. Mahallelerde Cemaat Sand›¤› teflkilat› vard›. Bu sand›¤›n
gelirini, vasiyetnamelerden, dü¤ünlerden, hay›r ifllerinden gelen
paralar teflkil ederdi. Bu sand›klar 3-4 kifliden oluflan bir komisyon taraf›ndan idare edilirdi. Sand›klar her sene müfettifller taraf›ndan teftifl olunurdu. Para mahallenin camilerine, mekteplerine ve su ifllerine harcan›rd›.403
Zirai Üretim’in Vergideki Önemi
Osmanl›’da nüfusun %75’i k›rsalda yaflay›p geçimlerini topraktan ve hayvanc›l›ktan sa¤lard›.404 1914 y›l›nda Osmanl›’n›n
zirai üretimi ve ihracat› 19. yüzy›la göre çok artm›flt›r.1914 y›l›nda tar›m Osmanl› ekonomisinde ulusal gelire %56 oran›nda katk›da bulunuyordu.
402 Pakal›n M. Zeki.”Osmanl› tarih Deyimleri Sözlü¤ü M.E. B. Yay›nlar›
1993. ‹stanbul ve BARKAN, Ömer Lütfi, XV. ve XVI. As›rlarda Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Zirai ve Ekonominin Hukuki ve Mali Esaslar›,
Konya, 1962.
403 M. Sabri Do¤an 2004 ‹slam Su Medeniyeti ve Konya Sular›. Nüve Kültür Merkezi, Konya, s. 166.
404 Sura›ya Faroqh›, Bruce Mc Gowan, Donald Quataert and fievket Pamuk
1994 An Economic and Social History of the Ottoman Empire, Volume
Two. 1600-1914 Cambridge University Press 1994, England, s. 814.
201 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Yükselme döneminde y›ll›k toplanan vergilerin yaklafl›k yar›s› Osmanl› ordusuna gidiyordu. Ancak Ordu da zaptetti¤i yeni topraklarla bu harcamalar›n› hak etmekteydi. Ancak bu vergideki aksamalar do¤rudan Osmanl› ordusunda huzursuzluk
yarataca¤›ndan düzenli toplanmas› çok önemliydi.
Kanuni döneminin bafllar›nda 9 eyaletten toplanan vergiler405
19. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda Zirai vergiler ise bütçenin çok
önemli bir bölümünü oluflturuyordu. Bu dönemde toplam vergilerin %25-%33’ü tar›msal alandan geliyordu.20. yüzy›l›n bafl›nda ise bu oran %40’a ulaflm›flt›r.406 Kanuni dönemi bafllar›nda 9 eyaletten toplanan vergiler incelendi¤inde Rumeli’nin y›ll›k
198 milyon akça ile baflta geldi¤i görülür.
Osmanl›’daki tar›m› bölgelere göre incelersek Tuna bölgesi
verimlilik aç›s›ndan öne ç›kar. Bu bölge 1860’larda ‹mparatorlukta tar›msal vergi konusunda da ilk s›rada yer almaktayd›. Da405 Faroqhi1984, s. 290.
406 age., s. 846.
202 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
ha sonra Ba¤dat ve Musul bölgeleri geliyordu.407 Bunun nedeni
Aflar vergisinin üretim üzerinden %10 olarak al›nmas› ve ya¤mur alan ve sulama yap›lan bu bölgelerde verimlili¤in yüksek
olmas›yd›. Di¤er taraftan vergilerin düzenli toplanmas› da bir
di¤er etkendi.
Balkan Savafl›’ndan önce Osmanl›’n›n toplam tar›msal üretiminin yaklafl›k dörtte biri Avrupa’daki topraklardan, %55’i ise
Anadolu topraklar›ndan geliyordu. Balkan Savafl›’ndan sonra
Rumeli’nin pay› %2’ye düflmüfltü. Suriye’nin pay› %9, Irak’›n
pay› ise %7’idi.408
Osmanl›’da 20. yüzy›l›n bafl›nda Adana, Ankara, Ayd›n,
Bursa ve Sivas bölgeleri tar›msal üretim aç›s›ndan öne ç›kmaktayd›. Bu bölgelerin her birinin yaklafl›k 500.000 er hektar›nda tar›m yap›lmaktayd›.409
Osmanl›’daki tar›m›n çok büyük bölümü kuru tar›md›. Topraklar›n çok küçük bir bölümünde sulama yap›l›rd›. Sulanan
alanlar 1800’den sonra ayaklanmalar ve ba¤›ms›zl›k isteklerinin
ortaya ç›kard›¤› kargafladan etkilenmifl ve güvenlik sorunlar› nedeniyle de azalm›flt›.410
Osmanl›’daki pirinç üretimi bu sulanan alanlardaki azalma
nedeniyle büyük düflüfl gösterdi. 19. yüzy›l›n sonunda ‹mparatorluk pirinçte, kendi kendine yeterlilik özelli¤ini yitirdi.
Bu nedenle ‹mparatorluk I. Dünya Savafl›’ndan hemen önce
sulama alanlar›n› gelifltirmeye çal›flt›. Bu dönemde Konya’da
50.000 hektarl›k bir alan ile 1913 y›l›nda da Basra bölgesinde
Hindiya Baraj› ve genifl sulama alanlar› aç›ld›.
1858 y›l›nda Miri arazilerin özel mülk hâline gelmesi üretimi
de artt›rm›flt›. Bu durum arazi vergilerinin ak›fl›n› da artt›rd›.411
407
408
409
410
411
age., s. 846.
age., s. 847.
age., s. 848.
age., s. 853.
Halil ‹nalc›k “Osmanl› ‹mparatorlu¤u Klasik Ça¤” (1300-1600) Çev.
Ruflen Sezen, YKY 2011, s. 141.
203 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Sulama ile ‹lgili ‹lk Teflkilat Kuruluyor- 1838
Tar›mla dolay›s›yla sulamayla ilgili baz› hizmetleri yürütmek üzere kurulan ilk teflkilat 1838 y›l›nda Mustafa Reflit Pafla’n›n D›fliflleri Bakanl›¤› zaman›nda bu Bakanl›¤a ba¤l› olarak
çal›flan “Ziraat ve Sanayi Meclisi”dir.412 Bu meclise sonradan
“Meclisi Umuru Nafia” ad› verilmifl 13.5.1839 tarihinde kurulan
Ticaret Nezareti’ne (Ticaret Bakanl›¤›na) ba¤lanm›flt›r. Islahat
ferman›n›n okunmas›n› takip eden y›llarda, Nezaretler (Bakanl›klar) yeniden yap›land›r›lm›flt›r. Su yönetimi ve tar›m hizmetleri, Ziraat Nezareti, Ticaret ve Nafia Nezareti (Bay›nd›rl›k Bakanl›¤›), Orman ve Maadin (maden) ve Ziraat Nezareti gibi de¤iflik adlar alt›nda yürütülmüfltür.
Osmanl›’da 1914 y›l›nda Nafia Nezareti yeniden düzenlenir
Bu düzenlemeyle sulama, kurutma, taflk›n koruma, nehir ulafl›m› su sa¤lanmas› ve da¤›t›m› görevleri “Umuru Nafia Müdüriyeti Umumiyesi” ne verilir.413 Bu yeniden yap›lanmayla su yönetimine, merkezî kurumsal olarak bir düzen getirilir. Osmanl›,
artan ihtiyaçlar ve de¤iflen koflullara uygun olarak yeni bir su
yönetimi aray›fl›na girer.
20. Yüzy›l›n Bafl›nda Osmanl›’da Hareketlilik Bafll›yor
Osmanl› Devleti, 20. yüzy›la, tar›m sektörünü gelifltirmek
amac›yla bir reform program› uygulayarak girmifl, örnek çiftlikler kurulmufl, tar›m okullar› aç›lm›fl ve sulu tar›m teknikleri uygulamaya konulmufltur. Yüzy›l›n bafl›nda, tar›msal makineler
ülkeye girmeye bafllam›fl, fakat say› yeterli seviyeye ulaflamam›flt›r. 19. yüzy›l›n sonlar›na do¤ru kullan›lmaya bafllanan pulluklar, hiçbir zaman karasaban›n yerini alamam›flt›r. Karasaban,
dö¤en ve ka¤n›dan oluflan bir tar›msal altyap›da, tar›msal üretimi artt›rmak mümkün olamam›flt›r. 1878 y›l›nda ‹zmir bölgesinde tar›ma elveriflli topraklar›n tamam› ‹ngilizlerin eline geçmifltir. 1880 y›l›nda Ayd›n ve yöresinde toplam 2,2 milyon dönüm
412 Dr. Ceyhun Özçelik “Türkiye’de Su Hizmetleri ve Su Hukuku’nun Geliflimi” DS‹ Teknik Bülteni Say› 103, Ocak 2008, Ankara.
413 DS‹, Su ve DS‹ Tarihi, DS‹ Vakf›, s. 153, Ankara, 2001.
204 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
toprak sulamaya aç›lm›fl, 1883’te bu alan 4,1 milyon dönüme ç›km›flt›r. Yabanc› çiftçiliklerde özel sulama yöntemlerine baflvurulmufl, Ayd›n-‹zmir demiryolu, yörede üretilen ürünlerin tafl›nmas›na katk›da bulunmufltur. Tar›mda ilk makineleflme hareketi de bu yörelerde bafllam›flt›r. Su ve topra¤›n ayr›lmaz bütünlü¤ü bu bölümde Osmanl›’n›n tar›m yap›s› ve toprak mülkiyeti
konusunda baz› aç›klamalar yapmam›z› gerekli k›lm›flt›r.
Geçimlik Üretim ‹çin Tar›m
Genelde Osmanl› Devleti’nde ulafl›m ve haberleflme yetersizli¤i, çiftçiyi pazara de¤il, kendi tüketimine yönelik üretime
yöneltmifltir. Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu’da çiftlikler 50 dönüm ve daha büyük iken, Bat› Anadolu’da iflletme büyüklükleri
küçülmüfltür. Bunun bafll›ca sebebi, miras yoluyla topra¤›n paylafl›lmas›d›r. Osmanl› Devleti’nde genelde tar›m sektöründe, küçük üreticilik ve aile iflletmelerinde iç tüketim için üretim yap›s›
egemen olmufltur. 1838 Ticaret Anlaflmas› sonucunda ülke liberalizme aç›ld›¤› için, tar›m sektörü korunamam›flt›r. Yabanc›lara
sa¤lanan ticari ayr›cal›klar ve kapitülasyonlar sonucunda, 18781913 döneminde her y›l ülkeye ortalama 75.000 ton un, 65.000
ton pirinç ve 10.000 ton bu¤day ithal edilmifltir.
Osmanl›’da Toprak Mülkiyeti
Osmanl›’da su gibi topra¤› da özel mülkiyetin d›fl›nda tutmufltur. Osmanl›’da toprak miridir, devlete aittir. Mülkiyeti
devletin elinde tutmufltur. Osmanl› kanunnamelerini inceledi¤imizde topra¤›n verimlilik derecesine göre ailelere/ilgili ekonomik birimlere tahsis edildi¤ini görüyoruz
Osmanl› topra¤› özel mülk de¤ildi; ama aynen su gibi kullan›m hakk› köylüye veriliyordu. Köylü topra¤›n› ifller ve b›rak›p
baflka yere gitmezse arazisinin üzerindeki tasarruf hakk›, vefat
edinceye kadar devam ediyor; vefat›n› müteakiben de çocuklar›na miras olarak intikal ediyordu. “Su”da oldu¤u gibi köylü kendisine tahsis edilen arazisini vak›f yapamazd›, hibe edemezdi,
ancak devletin izniyle bir baflkas›na devredebilirdi/satabilirdi.
205 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Toprak devletin mülkü oldu¤u için köylüler için topra¤› ekmeden b›rakmak, satmak istisnai bir durumdu. Toprak bizatihi
köylünün mülkü olsayd›, köylü yine bunu yapard›. Devlet mülkün sadece hukuken sahibi idi. Köylü topra¤›na istedi¤ini ekebilirdi.
Osmanl›larda ekonomi asl›nda tar›ma dayanmas›na ra¤men,
tar›msal üretimin temelini oluflturan toprak mülkiyeti, 19. yüzy›lda temelden de¤ifltirilmifl ve bu durum üretimin düflmesine
yol açm›flt›r. Osmanl›’da toprak rejimi dirlik sistemine dayanmakta ve bu sistem arac›l›¤›yla devlet, ekonomik, mali, askerî ve
sosyal hayat› kontrol etmekte idi. Dirlik sisteminde t›mar: 3.000
- 20.000 akçe, zeamet: 20.000-100.000 akçe, has: 100.000 akçeden
daha fazla ödenti anlam›na geliyordu. Savafllardan ganimet olarak al›nan topraklar, verimlerine göre t›marlara ayr›larak askerî
görev karfl›l›¤› sipahilere veriliyordu. Arazi rejimi, toprak ürünlerinin al›nm›fl biçimi aç›s›ndan “öflriye”, “haraciyye” ve “arz›
miri” olarak üçe ayr›lm›flt›. Arazi rejimi, arz› miri denilen topraklarda uygulan›yordu. Devlete ait olan bu topraklarda köylü,
kirac› niteli¤inde idi. Devlet giderlerinin zamanla artmas›na paralel olarak tar›mda miri sistemden iltizam usulüne geçilmifl ve
devlet, tar›m gelirlerini askerin elinden alarak belli bir kira karfl›l›¤›nda ihale yöntemiyle mültezimlere414 b›rakm›flt›r. Fakat
mültezimlerin afl›r› kâr h›rs›, sistemi zay›flatm›flt›r.
19. Yüzy›lda Toprak Mülkiyeti Düzeni De¤ifliyor
19. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda bu düzen de¤ifltirilince toplumdaki tüm dengeler yerinden oynam›flt›r. Bu boflluktan yararlanan a¤alar, beyler, ayanlar ve güçlü devlet memurlar› Do¤u ve
Güney Do¤u’da köylüyü üzerinde ekip biçti¤i arazi ile birlikte
sahiplenmifllerdir. Bunun sonucunda köylü, “maraba” durumuna düflmüfltür. Di¤er bir deyiflle, yetifltirdi¤i ürünün toplam›
üzerinden pay alan üretici olmufltur. Ayr›ca bu kesim, toprak
414 Devlet hazinesine maktu, muayyen vergi verip bir k›s›m memleketlerin aflar gibi varidat›n›n tahsilini üzerine alan.
206 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
mülkiyetine el koymufl ve 1808 Senedi ‹ttifak karar›yla bu durumu devlete kabul ettirmifllerdir. Fakat arazinin hukuki mülkiyetine sahip olamam›fllard›r.
Osmanl›’da ç›plak mülkiyeti (rakabesi) devlete ait olan arazi,
iflletilmek üzere bir bedel (tapu) karfl›l›¤›nda köylüye verilmekte idi. Köylü kendi ihtiyac› kadar topra¤›, devlet görevlisi olan
sipahiden tapu resmi olarak bilinen peflin kira ödeyerek kiralard›. E¤er kiralama flartlar›na uymayacak olur ise, kiralad›¤› topra¤›n elinden al›nmas›na ve ödedi¤i resmin yanmas›na raz› olurdu. Köylü, iflledi¤i toprak karfl›l›¤›nda onda bir ile onda befl oran›ndaki bir pay› (çift akçesi), devlete verirdi. Köylü, topra¤› üç
y›l bofl b›rakt›¤› takdirde, toprak elinden al›n›r ve bir baflkas›na
verilirdi. Toprak, babadan o¤ula mülk fleklinde geçer, erkek çocuk olmamas› durumunda erkek kardefle veya yak›n akrabalara
yeniden kiralan›rd›. Devlet, araziyi ç›plak mülkiyet (rekabe)
hakk›na dayanarak her zaman geri alabilirdi. Bu sistem 16. yüzy›l›n sonlar›na do¤ru bozulmaya bafllam›fl, miri toprak düzeni
orijinalli¤ini kaybetmifl, t›mar sahipleri arazinin sahibi gibi hareket etmeye bafllam›fllard›r.
1858 Arazi Yasas› ile Toprak A¤alar›n›n Gücü Art›yor
Bat›l›lardan gelen bask›lar›nda etkisiyle Osmanl›larda geçerli olan tar›mda devlet mülkiyeti (miri arazi) sistemi yerine, tar›m› özel mülkiyete açmay›, topra¤› fiilen iflleyenin mülkiyetine
b›rakmay› amaçlayan ve 1858 Arazi Yasas› ile miri arazinin hukuki rejimi yeniden belirlenmifltir. Yasada küçük çiftçileri koruyucu, topraklar›n belli ellerde toplanmas›n› önleyici, topra¤›n
al›m sat›m›n› yasaklay›c›, yabanc›lar›n tar›m arazisi almas›na engelleyici hükümler bulunmas›na ra¤men, daha sonra tüm k›s›tlay›c› hükümler ortadan kald›r›lm›flt›r. 1866 y›l›nda ç›kar›lan bir
Yasa ile yabanc›lara toprak alma hakk› tan›nm›fl ve izleyen y›llarda Bat› Anadolu’da yabanc›lar›n eline geçen topraklar, 56 milyon dönüme ulaflm›flt›r.
Arazi Yasas›, köylülerin iflledikleri topraklar üzerinde fiili denetim kuran toprak a¤alar›n›n gücünü meflrulaflt›rm›flt›r. Ayr›ca
207 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Yasa, miri arazilerin mültezimler, esnaf, nüfuzlu kamu görevlileri ve paflalar taraf›ndan paylafl›lmas›na yol açm›flt›r. Bu dönem,
4.10.1926 tarihinde kabul edilen Medeni Kanun’a kadar devam
etmifl ve bu Yasa ile mutlak mülkiyet esas› getirilmifltir. Devlet
böylece, rekabet hakk›na dayanarak araziyi geri alma hakk›n›
kaybetmifltir. Sonuçta, miri arazi de¤il, mülk arazisi toprak mülkiyetinin esas›n› oluflturmufltur. Medeni Kanun, on y›l nizas›z ve
fas›las›z hüsnüniyetle ve malik s›fat›yla tasarruf edilen arazinin
tapu dairesine zilyetleri nam›na tescil edilmesini kabul ederek,
arazi üzerinde özel mülkiyet hakk›n› tesis etmifltir. Böylece, piyasa ekonomisine geçiflte önemli bir ad›m at›lm›flt›r.415
Osmanl› Sulama’da Geç Kal›yor!
MÖ I. bin y›lda güçlü bir krall›k olarak ortaya ç›kan Urartular›n geliflmesinde bölgede yer alan zengin su kaynaklar›n›n rolü büyük olmufltur Urartu Krall›¤›, Do¤u Anadolu’da bir Sulama Krall›¤› olarak bilinir. Anadolu’da eski ça¤da Hititlerden
bafllayarak Anadolu Selçuklular›na kadar tüm medeniyetler sulama konusunda önemli çal›flmalar yapm›flt›r. Bu medeniyetler
sulamaya bu denli önem vermiflken Osmanl› imparatorlu¤u döneminde, sulama çal›flmalar›na bafllanmas› ve devlet eliyle bu
hizmetlerin yürütülmesi 19. yüzy›l›n sonlar›na rastlar. Bu amaçla, ‹flkodra ve Selanik’te dere ›slah›, Medine’de sulama kanallar›n›n inflas›, Musul Ovas›’nda sulama flebekesi kurulmas› gibi
çal›flmalar yap›lm›flt›r. Bu çal›flmalar içerisinde Konya Ovas› sulamas›, bugün s›n›rlar›m›z içerisinde kalan ilk sulama sistemi olmufltur. Birinci Dünya Savafl›’n›n hemen öncesinde büyük akarsular›m›z›n baz›lar›n›n ›slah› ve bu akarsu havzalar›nda sulama
çal›flmalar› planlanm›fl, ancak savafl›n bafllamas› ile bu çal›flmalar kesintiye u¤ram›flt›r.
415 http://www.tarimsalbilgi.org/forums/tarihte_tarim/osmanli_devletinde_tarim_sektorunun_durumu_1-t1682.0.html Eriflim 12 May›s
2010.
208 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun Balkanlar’› elinde bulundurdu¤u sürece sulama altyap›s›n› gelifltirme ihtiyac› duymam›flt›r.
Ancak Balkanlar’da küçüldükçe ve sulama gerektirmeyen bu
topraklar› yavafl yavafl elden ç›kartmaya bafllay›nca, geride kalan ve ancak suland›¤› takdirde halk›n besin ihtiyac›n› karfl›layabilecek Anadolu ve Mezopotamya topraklar›na dönmüfltür. Ancak bu konuda geç kal›nm›flt›r. ‹mparatorlu¤un istikrar içinde
ayakta durmas› ve kalk›nmas› için ana unsur olan tar›msal altyap›n›n oluflturulmas› çabalar› çok sonralar› bafllam›flt›r.
Örne¤in Konya Ovas›’n›n sulanmas›yla ilgili bilinen ilk proje Kanuni devrinde ortaya konulmas›na ra¤men çok sonra gerçeklefltirilmifltir. Dönemin vezirlerinden Koca Haydar Pafla taraf›ndan haz›rlanan sulama projeleri içinde: “Beyflehir ve Su¤la
göllerini bir kanala birlefltirmek Su¤la Gölü suyunu muhtelif kanallarla Çumra Ovas›’na ak›t›larak, Konya Ovas›’n›n sulanmas›n› temin etmek.” gibi bir plan›n varl›¤› görülür. Ancak uygulamaya geçirilmemifltir.
Arfliv kay›tlar›nda Mithat Pafla döneminde Bulgaristan ve
Irak’ta sulama kanallar› yap›lmaya baflland›¤› yer almaktad›r.
Osmanl›’n›n son zamanlar›nda yap›lan en önemli yat›r›m
Beyflehir Gölü’nden Konya Ovas›’n›n sulanmas› projesidir. Beyflehir Gölü’nden Çumra’ya sulama kanal› götürmek o dönemde
çok zor bir ifltir. Dönemin Konya valisi Avlonyal› Ferit Pafla, bu
ifli bilerek ‹stanbul’a dönmüfltür ve 1903 de Osmanl› Sadrazam›
olmufltur. Bu arada Haydarpafla-Ba¤dat demir yolunun yap›m›
gündemdedir. Demir yolunun Eskiflehir-Ba¤dat ars›na Almanlar talip olmufltur. Demir Yolu Yap-‹fllet-Devret (Y‹D) modeli ile
yap›lacakt›r. Sadrazam bu demir yolunun yap›m›na BeyflehirÇumra Sulama kanal›n›n da demir yolu ile birlikte ele al›narak
yap›lmas› flart› ile raz› olmufltur. Kanal 1905-1913 y›llar› aras›nda yap›lm›flt›r. Aradan geçen 97 y›la ra¤men bu kanal hâlâ kullan›lmaktad›r.
1907 y›l›nda Anadolu-Osmanl› flirketine 19 bin 500 franga
yani 850 bin Osmanl› alt›n›na ihale edilen bu proje çerçevesinde
55 bin hektar alandan 35 bin hektar alan›n sulama ifllemleri ta-
209 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
mamlanm›flt›r. Ancak Birinci Dünya Savafl›’n›n ç›kmas› sebebiyle 20 bin hektar alan›n sadece drenaj kanallar› yap›lm›flt›r.
Osmanl›’da su ifllerinin planl› ve örgütlü bir biçimde ele al›nmas› 1914 y›l›nda Naf›a Nezareti’ne ba¤l› “Umur-u Naf›a Müdüriyeti Umumiyesi”nin kurulmas› ile bafllam›flt›r. Araya giren Birinci Dünya Savafl› ve Kurtulufl Savafllar› içinde do¤al olarak bir
geliflme olmam›flt›r.
Yukar›daki aç›klamalar Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun özellikle Anadolu’da sulama sistemleri yap›m›n› düflünmeye 19. yüzy›l›n sonlar›nda bafllad›¤›n› göstermektedir. Bu da bu alanda çok
fazla geliflmenin sa¤lanamamas›n›n ve Osmanl›’dan bugüne
Anadolu’da bir sulama altyap›s›n›n kalmam›fl olmas›n›n temel
nedenidir.
Osmanl›’dan sonra Türkiye’de sulama çal›flmalar› ise özellikle ‹kinci Dünya Savafl›’ndan sonra h›z kazanm›fl ve birçok büyük sulama projesi kamu yat›r›m› ile gerçeklefltirilmifltir.
Osmanl›’n›n Son Dönemindeki Kurakl›k ve Sonuçlar›
Osmanl›’da tar›m›n daha çok ya¤mura ba¤l› olmas› kurak
dönemlerde çok büyük s›k›nt›lar›n yaflanmas›na neden olmufltur.
1800-1880 y›llar› aras›nda meydana gelen kurakl›klar›n özellikle 1845 ve 1875’te olanlar› çok etkili olmufltur. Bu dönemde
meydana gelen kurakl›klar›n on befl tanesi fliddetli k›tl›¤a yol açm›flt›r. 1845 y›l›nda Ankara, Konya ve Hüdavendigar’da meydana gelen kurakl›¤a ba¤l› k›tl›k sonucu di¤er vilayetlerden yard›m istenmifltir.416
Kurak dönemlerin oluflturdu¤u tar›msal üretim düflüflü nedeniyle k›tl›k, salg›n hastal›klar ve göç olaylar› yaflanm›flt›r.1845
ve 1874 y›llar›nda açl›k, ölüm ve göçle neticelenen kurakl›¤a
ba¤l› k›tl›k ortam›, kurakl›k nedeniyle mahsulde beliren verimsizlikten kaynaklanm›flt›r.
416 Mehmet Yavuz Erler, Osmanl› Devleti’nde Kurakl›k ve K›tl›k Olaylar›
(1800-1880), Libra. Kitabevi, ‹stanbul, 2010.
210 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
1839 y›l›ndan itibaren Anadolu vilayetlerinden baz›lar›nda
etkisini hissettirmeye bafllayan kurakl›k, fliddetini ve etki sahas›n› kademeli olarak artt›rm›fl ve 1845-1846 y›llar›nda genifl bir saha üzerinde k›tl›¤a yol açm›flt›r. Kayseri’de bulunan ‹ngiliz konsolosu 1845 y›l›nda Ankara eyaleti dâhilinde bulunan Kayseri’de fliddetli kurakl›¤›n yol açt›¤› k›tl›k ve fiyatlardaki afl›r› art›fl
nedeniyle birçok insan›n vefat etti¤ini belirtmifltir.417
1873-1875 y›llar› aras›nda meydana gelen ikinci etkili kurakl›k da Çorum, Yozgat, Ankara Konya vilayetlerinde büyük k›tl›k
yaratm›fl ve ölümlere neden olmufltur.
Kay›tlara göre; Çorum’da bulunan hayvanlar›n üçte biri telef
olmufl, bu yöredeki 100 kadar köyün mahsulü kurakl›k nedeniyle tarlada yanm›fl, 35.000 kifli açl›¤a mahkûm olmufltur. Bu durum müderris ve muhtarlar taraf›ndan hükûmete telgrafla bildirilmifltir.418
25 Nisan 1874 tarihli bir kay›tta kurakl›k nedeniyle Ankara
yöresinde giderek kötüleflen yaflam flartlar›ndan dolay› halk›n
açl›¤›n› gidermek için elbiselerini ç›kart›p satmak suretiyle ç›plak kald›¤› ve elbiselerini satarak elde ettikleri parayla çok k›sa
bir süre için de olsa açl›klar›n› giderecek kadar hububat sat›n
alabildikleri belirtilmektedir.419
Bu dönemi inceleyen yay›nlarda açl›k dolay›s›yla Ankara yöresinde çaresiz kalan halk›n, küçük k›z ve erkek çocuklar›n›
omuzlar›na al›p kasaba merkezine indi¤i ve yerleflik halka çocuklar›n› evlatl›k alma yönünde tekliflerde bulunduklar›, Yozgat yöresinde de k›tl›k nedeniyle aç kalan halk›n bir müddet
hayvan leflleriyle idare etti¤i belirtilmektedir.420
Yozgat sanca¤›na ba¤l› Bo¤azl›yan kazas›nda baz› flah›slar›n
açl›k nedeniyle evlatlar›n› terketti¤i belirtilmifltir. Yörede bulu417 age.
418 age.
419 Mehmet Yavuz Erler, Osmanl› Devletinde Kurakl›k ve K›tl›k Olaylar›
(1800-1880), Libra. Kitabevi, ‹stanbul, s. 159.
420 Mehmet Yavuz Erler, Osmanl› Devletinde Kurakl›k ve K›tl›k Olaylar›
(1800-1880), Libra. Kitabevi, ‹stanbul.
211 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
nan 200 hanenin çocuklar›n› terketti¤i gibi 300’ü aflk›n kad›n›n
da memede bulunan çocuklar›n› geceleri cami avlular›na b›rakt›klar› hükûmete gönderilen bilgiler aras›nda yer alm›flt›r.
Kurakl›k sahas›nda yerel idareciler hükûmetin emriyle yapt›rd›klar› incelemeler neticesinde Ankara vilayetinde 1874’ün
Eylül ve Ekim aylar› aras›nda 627.290 kiflinin açl›k nedeni ile
ölüm tehlikesi ile karfl› karfl›ya kald›¤›n› tespit etmifllerdir. Bunun önlenebilmesi için 446.700 küsur kile hububat›n acilen d›flar›dan getirilmesi gerekti¤i hükûmete bildirilmifltir.
Ayn› talep Kayseri vilayetindeki halk için de yap›lm›flt›r. Kayseri için öngörülen hububat miktar›ndan bu yörede en az›ndan
300.000 kiflinin açl›ktan ölmek üzere oldu¤u ileri sürülmüfltür.421
Ankara’da 1874-1875 y›llar› aras›nda açl›k nedeniyle 18.000
insan›n öldü¤ü belirtilmektedir.
Yine ayn› dönemde Konya vilayetine ba¤l› bulunan Isparta’da
16 Mart 1875 tarihi itibar›yla 10.000 kadar kad›n erkek nüfusun
günlük g›dalar›n› dahi tedarik edemez durumda bulunduklar› ve
yöre halk›n›n açl›k nedeniyle çocuklar›n› sokaklara b›rak›p firar
ettikleri belirtilerek, hükûmetten hasat mevsimine kadar acilen
yard›m edilmesi yönünde talepte bulunulmufltur.422
O dönemki kay›tla yukar›da yaflanan kurakl›k ve k›tl›k sonucunda salg›n hastal›klar, ya¤ma, eflk›yal›k, h›rs›zl›k ve cinayet
olaylar›n›n artt›¤› ölümlerin oldu¤u ve göçlerin yafland›¤›n› belgelemektedir.
10. OSMANLI’NIN SU HUKUKU,
SU POL‹T‹KASI VE SU KÜLTÜRÜ
Osmanl›’da su hukuku ve su yönetimi politikas› do¤al olarak Osmanl› hukuk sistemi ve ana yönetim anlay›fl›ndan etkilenmifltir. Ancak ‹slam dininde suya verilen önem bu yönetim anlay›fl›n› suya yönelik olarak da etkilemifltir. Burada su yönetimine girmeden önce, Osmanl› Hukuk sistemini, Osmanl› yöneti421 age.
422 age.
212 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
minde “din ve devlet” kavramlar›n› k›saca ele almakta daha
sonra da su hukukunun ve su yönetimi politikas›n›n temel özelliklerini incelemekte fayda görülmüfltür.
Osmanl› Hukuk Sistemi
Osmanl› Devleti’nde hukuk iki temele dayan›yordu:
1)- fier’î Hukuk,
2)- Örfî Hukuk
1)-fier’i Hukuk (‹slam Hukuku=F›k›h):
fier’i hukukun kaynaklar›n› Kur’an, Hadis, ‹cmâ ve K›yas
oluflturur ve bu hukuk sadece Müslümanlara uygulan›rd›. Kamu hukuku d›fl›nda kalan davalarda Müslüman olmayanlar,
kendi dinî kurumlar›nda yarg›lan›rlard›. “‹stanbul Efendisi”
olarak an›lan ‹stanbul Kad›s›, Osmanl› s›n›rlar› içindeki en yüksek rütbeli yarg›çt›
2)-Örfi Hukuk:
Türk gelenek ve göreneklerine göre düzenlenmifl kurallarla,
fler’i hukukun esaslar›na ayk›r› olmamak kayd›yla padiflahlar›n
buyruklar›ndan oluflurdu. Örfi hukukun esaslar› Kanunname423
ad›yla bir araya getirilmifltir.
Osmanl› Devleti’nde Hukukun Uygulan›fl›
Osmanl› Devleti’nde fler’i ve örfî bütün meseleler fler’î mahkemelerde çözümlenirdi. Eyalet, sancak ve kazalardaki mahkemelerde “hâkim” olarak Kad› bulunurdu. Kad›’n›n verdi¤i karardan flüphe duyanlar üst mahkeme olarak Divan-› Hümayun’a baflvurabilirlerdi. Daha küçük yönetim birimlerinde (nahiyelerde) kad› ad›na hüküm verenlere Naib denirdi. Mahkemelerde görülen davalar fieriyye Sicilleri denilen defterlere kaydedilirdi.
423 Bilinen ilk Osmanl› Kanunnamesi, Fatih Sultan Mehmet’in Kanunnamesidir. (Kanunname-i Ali Osman)
213 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Polis görevi yapanlardan Böcekbafl›’n›n emrinde cezas›n› çekip düzelmifl eski suçlular çal›fl›rd›. Böcekbafl› da, suçlular› cezaland›rma konusunda genifl yetki sahibiydi.
Osmanl› Hukuk Düzenindeki De¤iflmeler:
a)-II. Mahmut Döneminde de¤iflmeler:
- Görevden al›nan memurlar›n mallar›na el koyma usulüne
(müsadere) son verildi.
- Memurlar›n yarg›lanmas›, hükûmet ile halk aras›ndaki davalar›n görüflülmesi için Meclis-i Vâlâ-i Ahkâm-› Adliye kuruldu.
- ‹lk olarak Adalet Bakanl›¤› (Nezareti Deavi) kuruldu.
b)-Tanzimat döneminde (1839-1876) de¤iflmeler:
Hat›rlanaca¤› gibi Tanzimat Ferman›’nda (3 Kas›m 1839)
Herkes kanun önünde eflit olacakt›, bütün herkesin can, mal ve
namuslar› güven alt›nda oldu¤u belirtilmiflti. Yine Islahat Ferman› (1856) az›nl›klara yeni haklar veriyordu.
Bu dönemde hukuk alan›nda önemli geliflmeler yafland›
- 1840’da Ceza Kanunu (k›smen Frans›zcadan tercüme)
1850’de Ticaret Kanunu, 1863’te de Deniz ve Ticaret Kanunu ç›kar›ld›. 1868’de fiûray›devlet(DANIfiTAY) kuruldu.
- 1846’da önce ‹stanbul’da daha sonra di¤er vilayetlerde karma mahkemeler kurulur. Bu mahkemeler Osmanl› tüccar› ile yabanc› tüccarlar aras›ndaki anlaflmazl›klara bakarlard›. Mahkeme
üyelerinin yar›s› Müslüman di¤er yar›s› da gayrimüslim olarak
seçilirdi.
- 1847’de Osmanl›’da köle ticareti yasakland›.
- Tanzimat döneminde “‹nsan haklar› ve vicdan hürriyeti”
bak›m›ndan önemli geliflmeler oldu. Zenci esirli¤i yasakland› ve
mezhep de¤ifltirmeyi yasaklayan kanun kald›r›ld›.
- 1870’de Ahmet Cevdet Pafla baflkanl›¤›nda bir kurul on y›l
kadar çal›flarak Mecelle ‘yi haz›rlad›. Mecelle Medeni Kanun niteli¤indeydi.
c)-Meflrutiyet Döneminde Meydana Gelen De¤iflmeler:
1876’da ilan edilen Kanunu Esasi Osmanl› Devleti’nde anayasa hukukunun bafllang›c›d›r.
214 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Adalet, Osmanl› Devleti’ni as›rlarca ayakta tutan en önemli
unsurdu. Adalet duygusunun zay›flamas›, Osmanl›’da çöküflün
hem sebebi, hem de sonucu olmufltur. Osmanl› padiflahlar›n›n
da hukuka sayg›l› olduklar› bilinmektedir. Bir seferden dönerken, askerin, ekinlerini çi¤nediklerinden yak›nan köylüye, Kanuni Sultan Süleyman; “Peki bizi kime flikâyet edersin?” diye
latife edince, köylü; “Kanuna flikâyet ederiz, kanuna!” demiflti.424
Adalete verilen bu önem ve özellikle gayrimüslimlerin haklar›n›n korunmas›na gösterilen özen Osmanl›’ya büyük bir itibar
kazand›rm›fl, Hristiyan halklar, kendilerine hüsnükabul göstermifltir. Osmanl›lar›n, Orta Do¤u, Kafkasya ve Balkanlar gibi
problemli bir co¤rafyada, çeflitli kavim ve kültürleri bir arada
yönetmesinin arkas›nda sa¤lam bir adalet anlay›fl› ve ifllerli¤i
olan bir hukuk sisteminin de büyük etkisi olmufltur.
Osmanl› hukuk sistemi ‹ngiltere kral›n›n bir heyet gönderip
inceletti¤i bir sistem olup Osmanl› Devleti’ni as›rlarca bir dünya
imparatorlu¤u olarak sürmesini sa¤layan prensipleri bar›nd›rmaktad›r.
OSMANLI’DA SU HUKUKU, (Mülkiyeti, Kullan›m›)
Osmanl›’da Miri sular425, vak›f sular› ve özel katma sular elde edildikleri alanlardan mevcut küçük veya büyük su yollar›na
kat›larak kente ulaflt›r›lm›flt›r. Kent içindeki miri su yollar›na
ulaflan katmasular böylece selatin evkaf› arac›l›¤› ile de hukuki
olarak genel bir denetim alan›na ba¤lanm›flt›r.426
Osmanl›’da su yönetimi hukuki, idari ve mali olarak farkl›
yap›lar taraf›ndan yürütülürdü. Bunlar›n aras›nda mesala ‹stanbul’da sularla ilgili olarak hukuki bak›mdan tek bir yarg› organ›
görevli iken idari ve mali bak›mdan ayn› durum söz konusu de¤ildir. Bu parçal› yap› fiehremâneti’nin kurulmas›yla tek mer424 Ekrem Bu¤ra Ekinci 2008 Osmanl› Hukuku. Ar› Sanat Yay›nevi, ‹stanbul.
425 Miri sular: Devlete ait sular.
426 age., s. 38.
215 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
kezli bir yap›ya kavuflturulmak istenmiflse de bu sonuç elde edilememifltir.
Her suya veya su yoluna suyu ç›karan flah›s veya flah›slar›n
ad› verilir ve su bu isimle kayda geçerdi. Hüccet’lerde suyun nereden ç›kar›ld›¤›n›n yan› s›ra bu yerin mülkiyet durumunun da
belirtilmesi daha sonra ortaya ç›kabilecek uyuflmazl›klar›n önlenmesi aç›s›ndan önemli bir uygulamayd›. Mülk olmayan arazilerden elde edilen sular o suyu elde edenin mülkü oldu¤undan bu durum ayr›ca vurgulanmaktayd›.427 Bu da Osmanl›’da
su hukukuna verilen önemin bir göstergesidir.
Gayrimüslimlere su sat›lmas› 19. yüzy›l bafllar›nda Ferman-›
Padiflahiye ba¤lanm›flt›. Buna göre reayan›n su sat›n alarak bunu kullan›m alan›na aktarabilmesi fermanla verilen izne ba¤l›
k›l›nm›flt›.428
‹stanbul Sular›’n›n Hukuki Statüsü.”Hüccet’ler”
‹stanbul’daki mevcut sular mülk (özel) ya da vak›f olmak
üzere iki hukuki statüden birinde bulunuyordu. Ancak sular›n
çok önemli bir bölümü vak›f statüsündeydi. Padiflahlar, hanedan mensuplar›, devlet erkân› ve halktan hay›rseverler birçok su
vak›flar› kurmufllard›. Su sahipleri mevcut su yollar›n›, kullanabiliyorlar ancak bunun için belirli bir miktar suyu ana hatta b›rakmalar› gerekiyordu.
Vak›f sulara temessük ile mülk sulara ise Eyüp Mahkemesi’nden al›nan hüccet429 ile (Hukuki Vesika) tasarruf olunabiliyordu.430 Mülhak/katmasular (bir kaynaktan ç›kar›l›p ana isale
hatt›na ba¤lanan sular) ister özel bir flah›s taraf›ndan isterse de
bir vak›f taraf›ndan kullan›lacak olsun, bir mahalle ba¤lanmadan önce erbab-› miyâh yâda ehl-i vukûf olarak adland›r›lan bir
grup resmî görevlinin gözetiminde yürütülen ve ‹stanbul’daki
427 age., s. 30.
428 age., s. 19.
429 Hüccet: Senet veya bir hakk›n varl›¤›n kan›tlayan yaz›l› belge olup tapu senedi anlam›nda de¤ildir.
430 Osman Nuri Ergin. Mecelle-i Umûr-› Belediye, c. V, s. 2855.
216 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
tüm su ifllerine bakan Eyüp Mahkemesi’nin düzenledi¤i bir keflif
hüccet’iyle tescil ediliyordu. Bu hüccet431 suyu kimin ç›kard›¤›n›, suyun ç›k›fl mahallini, içinden geçti¤i isale hatt›n› ve ait oldu¤u vakf›, suyun miktar›n› ve mecrâ hakk› olarak adland›r›lan suyun istenen mahalle ba¤lanma hizmetinin karfl›l›¤› olarak, su
yoluna b›rak›lan su miktar›n› ayr›nt›l› olarak tespit ediyordu. Bir
anlamda hüccetler su’yun kapsaml› bir kimlik kart›yd›.
‹stanbul’da Su ‹fllerinde Merkezi Hukuk Mercii (Eyüp Kad›l›¤›)
‹stanbul su ifllerinde merkezi hukuk mercii olan Eyüp Kad›l›¤› su keflif hücceti düzenlemenin yan› s›ra Haslar bölgesine gelen suyun al›m-sat›m›, da¤›t›m›, devir ve intikali gibi suyla ilgili
tüm ifllemlere de bak›yordu. Mahkeme bu görevini 1837 y›l›na
kadar sürdürmüfl, bu tarihten sonra yetkisini Evkaf Hazinesi’ne
devretmifl ve daha sonralar› binalara oldu¤u gibi sulara da mülkiyet belgesi olarak Senedat-› Umumiye ‹daresi’nden Sened-i
Hakani verilmeye bafllanm›flt›r.432 Bu sebeple, Mâ-i Lezîz Defterleri’nin kay›tlar› kronolojik olarak 1837 y›l›nda son bulur. Bu tarihten sonra Eyüp Mahkemesi’nin yetkisi II. Mahmut devrinde
kurulan Evkaf-› Hümayun Mahkemesi’ne devredilmiflti.433
18. yüzy›l›n ilk yar›s› ve 19. yüzy›l›n ilk yar›s›nda mahkemelerden hüccet alma ifllemi çok yayg›nd›r434. Söz konusu dönemde
‹stanbul’un iaflesiyle ilgili çok büyük sorunlar yaflanmaktayd›.
Araflt›rmac›lar s›k s›k baflvurulan tahsislerin ‹stanbul’un h›zla ar431 Bu hüccetler ‹stanbul Müftülü¤ü fier’iye Sicilleri Arflivi Havâss-› Refî’a
(Eyüp) Mahkemesi sicil defterleri aras›nda yer alan 1786-1837 y›llar›
aras›nda tutulan toplam 14 Ma-i Leziz Defterlerinde bulunmaktad›r.
Mustafa ‹nce “‹stanbul Su Külliyat›” Literatür Dergisi Türk Bilim Tarihi http://www.6dtr.com/1.php?dosya=SU/Kulliyati Eriflim 10 fiubat
2012.
432 Haydar Kazgan ve Sami Önal (haz.) ‹stanbul’da Suyun Tarihi, ‹stanbul:
‹letiflim, 1999, s. 17.
433 Bu mahkemenin defterleri için bk. fieriye Sicilleri Arfliv Katalo¤u, Genel
No: 1058-1858.
434 Mâ-i Lezîz Defterleri ‹ncelemesi. Mustafa ‹nce “‹stanbul Su Külliyat›”
Literatür Dergisi Türk Bilim Tarihi.
217 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
tan nüfusunun su ihtiyac›n› karfl›lamada büyük sorunlara yol açm›fl oldu¤u düflüncesindedir.435 Bu ortamda özel flah›slar›n ve vak›flar›n ellerindeki k›s›tl› su imkânlar›n› korumak için bunlar›
mahkemelerde tescil ettirme endifleleri de artm›flt›r. Bu da bu dönemde hüccet baflvurular›n›n artmas›na neden olmufltur.
Suyun Kullan›m Hakk›!
Osmanl›’da suyun mülkiyeti devlete ait olup sat›fl› söz konusu de¤ildir. Ancak Eyüp Kad›l›¤›’n›n suyun kullanma hakk›n›
belirtmek için düzenledi¤i “Keflif Hücceti” ile kan›tlanan kullanma hakk›n›n bedel karfl›l›¤› devri mümkün olabilmektedir. Bu
da suyun mülk anlam›nda sat›fl› de¤ildir. Zaten Mecelle’de suyun mülk olarak sat›fl›n› düzenleyen herhangibir bir hüküm de
bulunmamaktad›r.
Sular›n kullan›m hakk› ise suyun verilen “hücceti” ile sabit olmaktad›r. Ancak bu hüccet “suyun ç›kar›lma ve kullan›lmas› yetkisini veren bir belge” olup suyun tapusu anlam›na gelmemektedir. Hüccetler suyun kullanma hakk›n›n devrinde de verilmektedir. Ancak burada gerek sat›fl gerek yeniden verme durumunda
Osmanl› bir denetim uygulamaktad›r. Haslar Mahkemesi “hüccet”i vermeden bir komisyonun mahallinde inceleme yapmas›n›
istemektedir. Bu rapor do¤rultusunda “hüccet’in verilmesi su yolunun bak›m ve tamiri” gibi bir koflula ba¤lanabilmektedir.
Asl›nda 1816 y›l›ndaki bir “irade”ye göre mahkeme taraf›ndan verilen “hüccet”in su ile ilgili ifllemlerin yap›lmas› için yeterli olmad›¤› belirtilmifltir. Bu da bu belgenin suyun tapusu anlam›nda ele al›namayaca¤›n› aç›kça göstermektedir. Hüccet’i alman›n yan›s›ra söz konusu karar›n Bab-› Ali’de Çavuflbafl›’na
ulafl›p Baflmuhasebe’ye kayd›n›n yap›larak bir suretinin de ilgili
taraflara verilmek suretiyle Su Naz›r› defterine de kayd› gerekmektedir.
435 Mustafa ‹nce “‹stanbul Su Külliyat›” Literatür Dergisi Türk Bilim Tarihi http://www.6dtr.com/1.php?dosya=SU/Kulliyati Eriflim 10 fiubat
2012.
218 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Bu dönemde Osmanl›’n›n “Su”yun kullanma hakk›n› verirken denetim aç›s›ndan bürokratik ifllemleri artt›rd›¤› görülmektedir.
Vak›f sular›n›n kullan›m hakk›, sahibi ile mütevellisinin irade beyan› ile devredilebilmektedir. Osmanl›’da reayaya su hakk› devri kurulu düzenin devam› aç›s›ndan izne tabi k›l›nm›flt›r.
Bunun gerekçesi; belgelere göre reayan›n yüksek fiyat ödeyerek
olmas› gerekenin üzerinde su tasarruf etmeleridir. Asl›nda bu
uygulama ile Osmanl› mevcut yerleflim düzeninin devam›n›n
bir arac› olarak su kullan›m hakk›n› ve suyun kullan›m›n› kontrol alt›nda tutmak istenmifltir. Zira bu dönemde Dersaadet’e
do¤ru ve Dersaadet’in kendi içinde yaflanan göç hareketleri
mevcuttur. Bu do¤rultuda gayrimüslim nüfus yeni yerleflim
alanlar› edinmektedir. Osmanl›, yerleflimi kontrol alt›nda tutmak için ayn› zamanda gayrimüslimlerin ev ve gayrimenkul
al›mlar›n› da denetime alm›flt›r. Bu çerçevede su kullan›m hakk›n›n verilmesi de ‹zn-i Sultânî’ye ba¤l› k›l›narak denetlenmek
istenmifltir. Ancak uygulamada bu denetim delinmifltir.1816 y›l›nda verilen emirde daha önceden itibaren reaya’ya su devrinin
izne tabi oldu¤u ancak buna uyulmad›¤›na dikkat çekilerek olmas› gereken bildirilmifltir. 1834 y›l›nda verilen bir ferman, bu
uygulaman›n devam etti¤ini göstermifltir.436 Reaya’n›n fermanla elde etti¤i su hakk›n› bir Müslüman’a devri ise normal yollardan olmaktad›r.
Asl›nda Osmanl›’daki bu genel yaklafl›m reayadan olan Dersaadet’e kay›tl› kiflilerin sular›n mülkiyetini ve vak›f sular›n›n
kullan›m›n› edinebilmelerine engel teflkil etmemektedir. Bu tedbir, d›flar›dan gelen veya ikamet etti¤i yerden baflka bir yere yerleflmek isteyen reaya’ya karfl› al›nm›flt›r.
Suyun Kullan›m›
Osmanl›’da flah›slar kullan›m hakk› elde ettikleri sular› istedikleri gibi kullanbilmektedir. Bu sular katma bedeli ödenmek
436 age., s. 64.
219 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
kayd› ile ana su yollar›na kat›larak istenen yere aktar›labilir. Ancak bunun iki flart› vard›r. Birincisi suyun yar›m masuradan
(2.25 lt/dak) az olmamas›437 ikincisi ise ruhsat438 al›nmas›d›r.
Bu flartlardan ikincisi özellikle küçük miktardaki sularda yap›lan baz› usulsüzlükleri önlemeye yönelik olmufltur.
Vâk›f sular gibi bu sular›n ba¤lanaca¤› tesislerin kullan›m›
için de baz› kurallar getirilmifltir. Örne¤in bir çeflmenin su yoluna flahs›n mülkiyetindeki suyun kat›labilmesi ve bu tesisten su
al›nabilmesi için yine iki flart vard›r. Bunlardan birincisi tesisin
su yollar›n›n tamirat›n›n üstlenilmesi, ikincisi de kira verilmesi.
Tabii ki vak›f mütevellisinin bir kira karfl›l›¤› su kat›l›m› ve su
al›nmas›n› kabul etmesi de gereklidir.
Osmanl› su s›k›nt›s›n› önlemek için baz› genel tedbirlere de
baflvurmufltur. Örne¤in
Yaz aylar›nda su s›k›nt›s›na neden oldu¤u gerekçesiyle suyun tahsisinde baz› k›s›tlamalara gitmifltir. Bu kapsamda han
hamam ve çeflme gibi tesislere tahsis olunacak sular›n üç masuradan az olamayaca¤›na (13,5 lt/dak.) iliflkin bir karar alm›flt›r.
Osmanl›’da kamu mülkü olan sular ve vak›f sular› bir gelir
karfl›l›¤›nda kiraya verilebilmektedir. Bu flekildeki suyun gelir
karfl›l›¤› iflletilmesi de hukuki bir düzenlemeye tabi tutulmufltur.
Örne¤in XIX. yüzy›l ortalar›nda bir irade ile K›rkçeflme vak›f sular›n›n yar›m masuras› (2,25 lt/dak) için ayl›k otuz akçe bedel
belirlenmifltir.439 Kiralanan suyun bedeli para olarak tespit olunabildi¤i gibi su yolunun tamiri fleklinde de ödenebilmektedir.
Bu da suyun kiralanmas›nda kamu hizmetinin süreklili¤ini sa¤lamaya yönelik pratik bir düflünce olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r.
Yine kiralanarak baflkas›n›n tasarrufuna b›rak›lm›fl vâk›f sular mutasarr›f›n mirasç›s›z olarak vefat› durumunda kendili¤in437 Bu flart 19 yüzy›l sonlar›nda getirilmifltir.
438 Han, hamam ve bostanlara ba¤lanacak sular için ruhsat verilirken suyun üç masuradan az olmamas› istenmektedir.
439 Gülfettin Çelik, Su Hukuku ve Teflkilat›, ‹stanbul: ‹stanbul Araflt›rmalar›
Merkezi, 2000, s. 52.
220 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
den vakfa geri dönmektedir. Vak›f sular› ilk kez kiralan›rken veya tekrar vakfa dönmesi durumunda aç›k artt›rma ile kiralanmaktad›r
Osmanl›’da sular›n kullan›m hakk› mirasa konu olabilmektedir. Maliki ölürse kullan›m hakk› mirasç›s›na intikal etmektedir. Kira ile iflletilen sularda da benzer bir durum söz konusudur. Suyun tasarruf hakk› mirasç›ya intikal etmektedir.
Osmanl›’da 19. yüzy›lda her bölgenin suyunun fiyat› ayr› ayr› tespit olunmufltur. Örne¤in kay›tlarda K›rkçeflme suyunun
masuras›440 1 000 kurufl iken Mahmutpafla suyunun masuras›n›n 2000 kurufl oldu¤u441 yer almaktad›r.
Miri sulardan Taksim sular›n›n fiyat›n›n K›rkçeflme ve Bo¤aziçi sular›na nazaran %50 oran›nda fark etti¤ine kay›tlarda rastlanm›flt›r.
1836 y›l›nda Osmanl› bir düzenleme yaparak yar›m masuradan az olan sular›n sat›fllar›n› yasaklam›flt›r
Osmanl› Yönetim Sistemi
Osmanl› yönetim yap›s›, üzerinde kuruldu¤u Türk-‹slam
toplumlar›n›n mirasç›s› olarak bafllang›çtan itibaren dinsel bir
içerik kazanm›flt›r. Osmanl› Devleti’nin kuruluflundan bafllayarak din kurallar›, yönetim ve hukuk alan›nda en üstün yasa olarak gözetilmifltir. Yöneten- yönetilen iliflkileri de a¤›rl›kl› olarak
din kurallar›na göre düzenlenmifltir.442 Ancak bu dinî kurallar
bilim adamlar›n›n ve uleman›n yönetim anlay›fl› aç›s›ndan katk›lar›yla desteklenerek uygulanm›flt›r.
Türklerin yönetiminde düflünürler ve bilim adamlar› yazd›klar› “risale” ve “name”lerle devlet yönetiminde yol göstermifller ve ö¤ütler vermifllerdir. Bu eserler, toplumda düzeni, güvenli¤i ve adaleti sa¤lamakla yükümlü olan yöneticilerin halka
440 1 masura 4.5lt/dk.
441 Halil Hamit Pafla Sebili için.
442 YALÇINDA⁄, Selçuk (1970), “Kamu Yönetim sistemimizin Tarihsel
Evrimi Üzerine Notlar” Amme ‹daresi Dergisi, Cilt 3, Say›.2, Ankara, s.
20-57.
221 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
karfl› görevlerini ve davran›fllar›n› belirten ya da hat›rlatan birer
ahlaki ö¤ütler ve ilkeler dizisi olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r.443
Farabi’nin El-Medinetü’l Faz›la’s›; Yusuf Has Hacip’in “Kutadgu Bilig’i ve Nizam’ül Mülk’ün “Siyasetname”si bu eserlerin
bafll›calar›d›r.444
Sultâni Hukuk
Kur’an ile konulmufl birçok yönetsel kural, ‹mparatorlu¤un
yönetiminde padiflah› ba¤layan genel dinî emirler ve hükümlerdir. Bunu yan›nda bu genel kurallar›n daha ayr›nt›ya indirgenerek ve uygulamaya yönelik kurallar› koyma yetkisi de padiflahlara b›rak›lm›flt›r. Buna “Sultani Hukuk” ad› verilmifltir.445 Adaletnameler sultâni hukuka en güzel örnektir. Adaletname, devlet otoritesini temsil edenlerin, reayaya karfl› bu otoriteyi kötüye
kullanmalar›n›, kanun, hak ve adalete ayk›r› tutumlar›n›, ola¤anüstü tedbirlerle yasaklayan beyanname fleklinde bir Padiflah
hükmüdür.446
Osmanl› Halk› Padiflaha Emanet
Osmanl› padiflahlar› halk› bir emanet olarak kabul ettikleri
için onlar› korumay›, kollamay› ve hofl tutmay› önemli bir görev
olarak alg›lam›fllard›r. Bunun yan›nda padiflahlar›n halifelik s›fat› da onlara ayr›ca yükümlülükler ve ödevler yüklemifltir.447 O
443 Yrd. Doç. Dr. Mehmet GÖKÜfi “Osmanl› ‹mparatorlu¤u’ndan Modern
Türkiye’ye Yöneten-Yönetilen ‹liflkilerinin Geliflimi” Süleyman Demirel Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi Dergisi 2010, Say›:3
s. 227-249.
444 ERYILMAZ, Bilal (2008), Kamu Yönetimi, Okutman Yay›nc›l›k, Ankara, s. 29.
445 KAZANCI, Metin (2006), “Osmanl›da Halkla ‹liflkiler”, S.Ü. ‹letiflim
Fakültesi, Selçuk ‹letiflim Dergisi, Cilt 4, Say› 3, Ankara, s. 5-20.
446 ‹NALCIK, Halil (2000), Osmanl›’da Devlet, Hukuk, Adalet, Eren Yay›nc›l›k, ‹stanbul, s. 75.
447 ERYILMAZ, Bilal (1996), “Osmanl› Devleti’nde ‹ktidar Ve Muhalefet”
Osmanl› Toplum Yap›s› Üzerine Derleme, Sebat Ofset Matbaa, Konya,
s. 72.
222 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
dönemdeki yayg›n inan›fla fier’i hükümlere göre Padiflah Allah’›n kullar›n› refaha erifltirmeli, adaleti sa¤lamal›d›r. Adalet olmazsa halk kötü duruma düfler.
Memleketin ve ‹mparatorlu¤un düzeni, “Ülkeyi düflmandan
korumak ve halk üzerindeki zulmü kald›rmakla olur” anlay›fl›
padiflahlar›n görevleri konusunda yerleflmifl bir düflüncedir. Osmanl›larda halk› ilgilendiren fermanlarda flu aç›klama daima
tekrarlanm›flt›r: “Reaya taifesi ki Tanr›’n›n bir emanetidir, onlar› himaye etmek ve kimsenin zulüm yapmas›na müsaade etmemek padiflah›n vazifesidir”
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda “güçlü bir devletin koruyucu
gücünden yararlanamayan dinin, süreklili¤i de sa¤lanamaz” anlay›fl› genel kabul görmüfltür.448 Bu nedenle de devlet yap›s› çok
güçlü k›l›nm›flt›r.
Yükselme döneminin en belirgin özelli¤i padiflahlar ve ona
ba¤l› olarak kurulmufl tüm kurumlar›n, düzenin gere¤i olarak
kendilerinden beklenen fonksiyonu baflar›yla yerine getirmesidir. Padiflahlar, halka adaletle ve eflitlikle muamele etmifl ve edilmesini sa¤lam›flt›r. Osmanl› Devleti, ‹slam devlet anlay›fl› ve gelifltirdi¤i ekonomik düzen sayesinde bu dönemde yönetilenlere
sa¤lad›klar› ile ça¤›n çok ilerisine gitmifltir.449 Bu dönemde su
yönetiminin de daha adil ve sorunsuz bir flekilde yürüdü¤ü görülmektedir.
Yönetimde Yozlaflma
Fakat yöneten-yönetilen iliflkisindeki bu olumlu görüntü 17.
yüzy›ldan bafllayarak bozulmaya ve yozlaflmaya bafllam›flt›r.
Halk› koruyan devlet anlay›fl›n›n yerini halk› ezen, soyan, horlayan bir devlet anlay›fl› almaya bafllam›flt›r. Ekonomik kaynak s›448 MARD‹N, fierif (1995), “Osmanl› Bak›fl Aç›s›ndan Hürriyet”, Türk Modernleflmesi Makaleler 4, Derleyen: Mümtaz’er Türköne ve Tuncay
Önder, 4.Bask›, ‹letiflim Yay›nlar›, ‹stanbul, s. 82.
449 YALÇINDA⁄, Selçuk (1970), “Kamu Yönetim sistemimizin Tarihsel
Evrimi Üzerine Notlar” Amme ‹daresi Dergisi, Cilt 3, Say›.2, Ankara, s.
35.
223 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
k›nt›s›n›n yan› s›ra devlet adamlar›nda gösterifl, lüks, ciddiyetsizlik, liyakatsizlik, adam kay›rma ve rüflvet gibi davran›fllar›n
giderek artmas› imparatorlu¤un çözülme sürecine girmesini
h›zland›rm›flt›r.450 Yönetimde yorgunluk, gevfleme ve bozukluklar, iktisadi ve sosyal hayat› etkilemifltir. Burada etkilenenler
aras›nda su yönetimi de gelmifltir. Su yönetiminde de rüflvet,
yolsuzluk ve adaletsizlikler artmaya bafllam›flt›r.
Osmanl› yöneticileri Bat› ülkelerini örnek alarak kötü gidiflattan kurtulman›n yollar›n› aram›fllard›r. Bu aray›fl Tanzimat’la
birlikte h›z kazanarak devam etmifltir.
Ancak Tanzimat’la afl›r› merkezileflme, yerel ifllerin görülmesini engellerken, yetkisiz ve niteliksiz yöneticilerin elinde kamu
yönetimi yozlaflmaya devam etmifltir.451 Kamusal mal ve hizmetlerin üretilip halka sunulmas›nda, bürokrasi a¤›rl›¤›n› hissettirmifltir.452 Bürokratlar, toplumun tüm kesimleri üzerinde mutlak
bir bask›ya yönelmifl ve devleti kendilerine ait özel bir ayg›t fleklinde alg›lamaya bafllam›fllard›r. Bu anlay›fl nedeniyle bürokrasi,
toplumun her alan›nda mutlak hâkimiyet sahibi olmaya çal›flm›flt›r.453 Tanzimat bürokrasisi topluma söz hakk› vermeden onu de¤ifltirmeyi hedeflemifltir. Bu dönemde su yönetimi konusunda daha sistemli bir yap› kurulmas› için ad›mlar at›lm›fl, ancak genel
bozulma nedeniyle istenen sonuçlar elde edilememifltir.
SU YÖNET‹M‹ POL‹T‹KASI
Su temini, Osmanl›’n›n toplumsal sisteminde do¤rudan siyasal otoritenin bir devaml›l›k arac› olarak alg›lanmam›flt›r. Su450 ÇAYLAK, Adem (1998), Osmanl›’da Yöneten ve Yönetilen Bir fierif
Mardin Çözümlemesi, Vadi Yay›nlar›, Ankara, s. 148.
451 SENCER, Muzaffer (1984b), “Osmanl› ‹mparatorlu¤unda Tanzimat
Sonras› Siyasal ve Yönetsel Geliflmeler”, Amme ‹daresi Dergisi, Cilt 17,
Say› 3, Ankara, s. 67.
452 ERYILMAZ, Bilal (1992), Tanzimat ve Yönetimde Modernleflme, ‹flaret
Yay›nlar›, ‹stanbul, s. 174.
453 ÇAHA, Ömer (1994), “Osmanl›da Sivil Toplum”, A.Ü. SBF Dergisi, Y›lmaz Gündal’a Arma¤an, s. 79.
224 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
225 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
yun Osmanl› kültüründeki as›l alg›s›, siyasi, ticari de¤il dinî motifler üzerinden flekillenmifltir.
Osmanl›’n›n genel yönetim anlay›fl›nda, yönetmekle sorumlu olduklar› “Reaya” dedikleri halk “Vedi’atü’llah” (Allah’›n
Emaneti) olarak görülmüfltür. Osmanl› “‹’badullah’›n terfihi Ahvelleri’ni” (Allah kullar›n›n maifletlerinin iyilefltirilmesini) bir
görev olarak kabul etmifltir. Zira halk Müslim veya gayrimüslim
olsun, toplumda üretimi gerçeklefltiren, dolay›s›yla devletin ve
ordunun bekâ ve idamesi için gereken vergiyi veren kesimi oluflturdu¤undan, korunmas› ve adaletle yönetilmesi gerekiyordu.
Bu genel anlay›fl›n içinde Osmanl›’da suya ayn› zamanda dinî bir faaliyet olarak, kulun amel defterinin aç›k tutulmas›n›n bir
arac› fleklinde de bak›lm›flt›r.454 Bu nedenle de suyun mülkiyet
hakk› kiflilere verilmemifltir. Örne¤in Hatt-› hümayunlar›n girifl
bölümlerinde “Âlemlerin Rabb’inin r›zas› u¤runa Padiflah’›n su
tesisleri kurdu¤u” belirtilirdi.
Asl›nda su ve su yönetimi bütün Osmanl› dönemi boyunca
üzerinde büyük bir hassasiyetle durulan bir konu olmufltur. Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun su politikas› öncelikle ‹slam Hukuku’nun etkisi alt›nda flekillenmifltir.
Bursa ve Edirne‘de öncelikle uygulanan Osmanl› Su Sistemi
daha sonra ‹stanbul’da kendisine genifl bir uygulama alan› bulmufltur. ‹stanbul’un su sistemi Osmanl›’ya has bir kurulufl ve iflletme sistemi olan Vak›f Sistemi ile iliflkilendirilmifltir. Doç. Dr.
Çelik’e göre455 “Bu sistem do¤rudan do¤ruya siyasal otoritenin kontrolünde ancak kendi özel hukuku içinde yöneten-yönetilenler iliflkisinin en üst düzeye ulaflt›¤› bir nitelik arz etti¤inden istikrarl› bir yap›
ortaya koymufltur.”
Vak›f sistemi Osmanl› su yönetim politikas›n›n en önemli
uygulama arac› hatta bu politikan›n “anahtar tafl›”d›r.
Sadece ‹stanbul’da de¤il Osmanl›’n›n tüm flehir ve kasabala-
r›nda su yollar›n›n inflas›na, bak›m ve tamirine, tahlil ve tevziine
önem verilmifltir. Cami, mescit, medrese, zaviye, han, hamam, sokaktaki çeflme ve sebillere, evlerdeki çeflmelere suyun ulaflt›r›lmas› konusunda Osmanl›’n›n Su Hizmetleri Yönetimi’nin son derece
iyi organize oldu¤u görülmektedir. Osmanl› Devleti’nin yönetti¤i
her flehir ve kasabada günümüze kadar ulaflan birçok çeflme ve sebillerin mevcudiyeti ve birço¤unun hâlâ kullan›l›yor olmas› Osmanl› su yollar› yönetim ve sisteminin çok sa¤lam temeller üzerine oturtuldu¤unun bir göstergesi olarak kabul edilmektedir.456
Bu konuda Osmanl› Padiflahlar›n›n do¤rudan kontroller
yapmas› da bu konuya verilen önemi göstermektedir.
III. Selim’in mimar› olan ressam ve dekoratör Alman as›ll›
Anton Ignaz Melling (1763-1831) 1782’de ‹stanbul’a gelip Saray’›n hizmetine girer. Bo¤az k›y›lar›nda birçok yal› yapan mimar bu dönemde ‹stanbul’da gezip gördüklerini k⤛da döker.
Melling bu yaz›lar›ndan birinde;
“Sultan’›n her y›l Bahçeköy’den gelen 25 km’lik su yolunu
ziyareti bir âdet hatta bir görevdir. Bütün bir gününü bu denetlemeye ay›r›r.”457 der.
Melling yaz›lar›nda a¤aç kesilmesine a¤›r ceza verilme nedenini;
“Vadinin serinli¤ini ve sular›n ak›fl›n› sürdürmek için olmal›d›r. Kesim sadece Sultan’a ait olup o dahi bunu çok ihtiyatla
yapt›rmaktad›r” fleklinde aç›klar.
Osmanl›’n›n su havzalar›na verdi¤i önem ise Melling’in yaz›lar›nda flöyle yer al›r;
“Sular Naz›r’› ad› verilen bir genel müfettifl su haznelerinin bak›m›n›n gerektirdi¤i hususlarla sürekli meflguldür. Çok say›da muavin
durmadan civarda dolan›r ve keflfedebildikleri bütün su s›z›nt›lar›n›
buna iletmekten geri kalmaz. Kendilerine verilmifl su ak›mlar›n› sapt›-
454 Yrd. Doç. Dr. Gülfettin Çelik, Su Hukuku ve Teflkilat›, ‹stanbul Su Külliyat› XIV.-Vak›f Su Tahlilleri ‹stanbul: ‹stanbul Araflt›rmalar› Merkezi,
2000, s. 13.
455 age., s. 14.
456 Prof. M. Mehdi ‹lhan “Osmanl› Su Yollar›n›n Sevk ve ‹daresi” s. 62.
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18.940.11700.pdf.
457 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 78.
226 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
227 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
rabilecek her fleyi azami bir dikkatle gözlüyorlar ve civar sakinlerini bu
çal›flmalara yard›mc› olmaya zorluyorlar ki bu sonuncular esasen dinlerinin emirleri gere¤ince bunu yapmak durumundad›rlar. Herhangi
biri sular› çevirme hâlinde yakaland›¤›nda, bunu kellesiyle öder”
s›461 (Bk. Ek) o dönemde köyler aras›nda bu konuda bir rekabetin oldu¤unu ortaya koymaktad›r.1564’teki bir kararda da su yolu hizmetinde bulunan yeniçerilerin rütbe ve akçe ile ödüllendirilmesine yer verilmifltir.462
Mühimme Defterleri ve
Divan-› Hümayun Kararlar›’nda Su Yönetimi
Osmanl›’n›n su yönetiminin daha iyi anlafl›labilmesi için
Mühimme defterlerindeki kararlar›n detayl› olarak incelenmesi
gereklidir. Burada bu defterlerdeki baz› kararlar Osmanl›’n›n su
yönetimi konusunda genel bir fikir vermesi aç›s›ndan baz› bafll›klar alt›nda verilmifltir.
Su Yolculara Müdahale Edilmesin
Yine Divan-› Hümayun kararlar›nda, 17 Eylül 1560’da Kemerli ve Orta Belgrat köylerinden su yolu hizmetine tayin olunanlara müdahale edilmemesi yönünde bir karar›n bulunma-
Su Kaynaklar› Korunsun
Osmanl›’da su kaynaklar›n›n korunmas› için çok kapsaml›
ve ihtiyaca göre de¤iflen düzenlemeler yap›lm›flt›r. Bu düzenlemeler sadece sular›n kullan›m mahallini de¤il çok daha genifl bir
alan› kapsam›flt›r.
Bu önlemler do¤rultusunda su havzalar›n›n korunmas›, su
yollar›n›n temiz kalmas› için su yolu köyleri izinle girilebilen
köyler olmufltur.
Su tesislerinin bak›m› ve korunmas› Su Nezareti’nin görev
ve yetki alan›ndad›r. Bentlerin bak›m› ve korunmas› korucular,
bent muhaf›zlar› taraf›ndan, su yollar›n›n bak›m› ve korunmas›
ise su yolcular taraf›ndan yap›l›r. Bu konularda zaman zaman
görülen suistimallar hemen cezaland›r›lm›flt›r. Bu konudaki rüflvet ve suistimal iddialar› Osmanl› taraf›ndan çok ciddiye al›narak araflt›r›lm›flt›r. Örne¤in su kullan›c›lar›n›n usulsüz ve gere¤inden fazla su almalar›na göz yuman su yolcular baflka bölgelere tayin edilmifl ve o bölgede denetlemeler artt›r›lm›flt›r.
Ancak Osmanl›’n›n mali aç›dan zorluklar yaflamas› nedeniyle 19. yüzy›l›n ortalar›ndan sonra su tesislerinin bak›m ve korunmas› zorlaflm›flt›r.
Mühimme defterlerindeki hükümlerden anlafl›ld›¤› kadar›yla, Osmanl› yönetimince ya¤mur sular› dâhil, suyun ç›kt›¤› mecra ve takip etti¤i yollar ve kente ulaflt›r›ld›¤›nda da¤›t›m› ve hatta kent içindeki ya¤mur suyunun akt›¤› mecralar ve mazgallar
denetim alt›na al›nm›fl ve dolay›s›yla su mecralar› ile mazgallar›n üzerlerine ev veya benzeri bina yap›lmas› yasaklanm›flt›r.463
458 Doç Dr. Sait Öztürk. Osmanl› Arfliv Belgelerinde ‹stanbul’un Tarihi Su
Yollar› Muhafaza ve Bak›m›. ‹BB. ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul.
459 Kariz: Kapal› su yolu.
460 BA, Mühimme Defteri. Numara: 7 Hüküm No: 2316.
461 Mühimme Defteri. nr: 3, hüküm 1538.
462 Mühimme Defteri. nr: 6, s. 127, hüküm 267.
463 Mühimme Defteri. Gömlek No: 5, Dosya No: 1262, Tarih: 19.3.1566,
Mühimme Defteri 5, 1219 Tarih: 12. 3 1566.
Su Temini Sürekli Olmal›
Mühimme defterlerindeki Divan-› Hümayun kararlar› incelendi¤inde458 Su bentlerinin ve su kemerlerinin temizlikleri için
amele istihdam edilmesinin yan› s›ra bazen mahkûmlardan yararlan›ld›¤› da görülmektedir. Osmanl› su temininin süreklili¤ini sa¤lamak için gözetmenler görevlendirmifltir. Bu defterlerde
baz› kimselerin suyu kendi mülklerine ak›tmak istedikleri ve bu
durumda su ak›fl›n›n kesildi¤i belirtilmifl ve gerek vakf› gerek
“kariz459”i gözetmek için iki kifli naz›r ve mübaflir tayin olundu¤u ifade edilmifltir. Gönderilen hükümde “Suyun karizinden hiç
kimsenin su almamas›, ark ç›karmamas› ve tamire ihtiyaç duyuldu¤unda da vak›f dükkânlar›n gelirinden harcanmak üzere tamir ettirilmesi” istenmektedir.460
228 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Su yollar› üzerine yap›lan ve su yollar›na zarar veren hane ve
duvarlar y›kt›r›lm›flt›r.464 Dere ve çaylar›n üzerine yap›lan de¤irmenlerin arklar›n›n taflmas› neticesinde çay›rlara ve çevreye
verdikleri zararlar ve de¤irmenlere gelen kiflilere ait hayvanlar›n
pisliklerinin de¤irmen arklar›na kar›flmas› neticesinde çevreyi
kirletmeleri tespit edilip gerekli kiflilere uyar›lar gönderilerek cezai müeyyideler uygulanm›fl ve gerekli önlemlerin al›nmas› mahalli yöneticilerden istenmifltir.465
Bu konuda Bursa Kad›s›’na gönderilen afla¤›daki hüküm
kayda de¤erdir:
‘Gökdere’de bulunan de¤irmenin suyunun yola akarak çevreye zarar verdi¤i yolundaki flikâyetin araflt›r›lmas› neticesinde, söz konusu de¤irmene gelen insanlara ait at, kat›r vs. hayvanlar›n pislikleri de¤irmen
suyunun akt›¤› ark›n kenar›na boflalt›ld›¤› için de¤irmen suyunun çevreyi kirletti¤i tespit edildi¤i bildirildi¤inden, bu durumun önüne geçilmesi ve kimsenin kanuna ayk›r› ifl yapmas›na izin verilmemesi.”466
Su yollar› üzerinde veya civar›nda çift sürülmesi, ziraat yap›lmas›, ba¤ ve bahçe dikilmesi tahribata yol açt›¤›ndan her y›l
baz› su yollar›n›n tamiri gerekmifl ve dolay›s›yla zarar›n önlenmesi için su yollar›n›n geçti¤i yerlerin her iki taraf›nda en az dörder arfl›n ve üstünde de birer arfl›n yerin hali (bofl) kalmas› emir
buyrulmufl ve bu emre uymayanlar›n fler’i mahkeme karar›yla
cezaland›r›lmalar› ve verilen zarar›n tazmin ettirilmesi istenmifltir.467 Su kaynaklar›n›n, mahzenlerinin ve çeflmelerin suistimal
edilmeleri, gayrikanuni olarak zapt veya tahrip edilmeleri engellenmifl kanuna ayk›r› hareket edenlerin cezaland›r›lmalar›
yoluna gidilmifltir.468
Dersaadet’te yukar›da sözü edilen su yollar› vb gibi su yap›464
465
466
467
Mühimme Defteri. Gömlek No: 19, Dosya No: 376, Tarih: 3. 7, 1572.
Mühimme Defteri. Gömlek No: 5, Dosya No: 542, Tarih: 21.11.1565.
Mühimme Defteri. Gömlek No: 5, Dosya No: 694, Tarih: 24.12.1565.
Bir arfl›n 68 cm oldu¤una göre suyolunun her bir taraf›nda 272 cm bofl
yer b›rak›lmas› ‹stenmektedir.
468 Prof. M. Mehdi ‹lhan “Osmanl› Su Yollar›n›n Sevk ve ‹daresi” s. 43.
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18.940.11700.pdf.
229 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
lar›n korunmas›n›n yan› s›ra as›l olarak suyun kayna¤›n›n korunmas› da dikkat çekicidir. Bunun için Belgrat karyesindeki su
membalar›n› korumak için al›nan önlemlere bir göz atal›m. ‹stanbul için büyük bir önemi haiz olan bu membalar›n devaml›l›¤›n›n sa¤lanabilmesi için ya¤mura ihtiyaç duyulmakta idi. Bunun için de Belgrat ormanlar›n›n muhafazas› ve korunmas› gerekli idi. Dolay›s›yla Osmanl› hükûmeti bu ormanda a¤aç kesimini yasaklam›fl ve Belgrat karyesinde bulunan askerî karakola
emir buyurarak bu hususta önlemler almas›n› istemifltir.469
Su Kalitesi ve Ormanlar Korunsun
Yine Mühimme defterlerinde 1570 y›l›nda ‹stanbul’a gelen
suyun akmas›n› engelleyecek flekilde su yollar›n›n her iki taraf›na üçer arfl›nl›k470 alanda yap›lm›fl olan binalar›n y›k›lmas› karar› da yer almaktad›r.471 Yine ayn› y›l ‹stanbul’a cari su yollar›n›n üzerine, yedifler arfl›n (4,76 m) yak›n›na ah›r, dükkân vs. infla edilmemesi karar› al›nm›flt›r.
Yine 1571 y›l›nda ‹stanbul’un su yollar›n›n tamiri için gerekli kaz›klar›n Haslar kazas›ndan temini ve bölgenin a¤açlar›n›n
kesilmeyip korunmas›na karar verilmifltir.472
Arfliv kay›tlar›nda Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda çevresinden
ve civar›ndan kanunsuz bir flekilde a¤aç kesenlerin kürek cezas›na çarpt›r›ld›klar› yer almaktad›r. Bunun aksi yap›ld›¤›nda inceleme konusu olmaktad›r. Bir kay›tta “Su Nezareti teflkilat› görevlileri de üzerine düflen görevi yerine getirmemektedir. Kanunlara ayk›r› davranarak a¤aç kesen kiflileri kanun gere¤i kürek cezas›na vurmamakta, suçlular› üç befl gün hapsedip befl on kurufl paralar›n› alarak sal›vermektedir.” denmifltir.473
469 Vak›flar Genel Müdürlü¤ü 623 nolu defter, doküman no: 28, 29, 30 ve
32, 11 Safer 1299 (2.1.1882).
470 1 Arfl›n: 68 cm’dir.
471 Mühimme Defteri. nr: 14, s. 531, hüküm 742.
472 Mühimme Defteri. nr: 16, s. 201, hüküm 406.
473 Gülfettin Çelik, Su Hukuku ve Teflkilat›, ‹stanbul: ‹stanbul Araflt›rmalar›
Merkezi, 2000, s. 92.
230 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Osmanl›’da su yollar› s›k› bir flekilde korunmufltur. Koçi Bey
Sultan III. Murad (1574-1595)
Döneminde say›lar› 36153’ü bulan ‘Ulufeli kul taifeleri aras›nda 54 nefer su yolcu ve korucu s›ralar ve 40 nefer da¤ korucular›n›n su yollar›n› beklediklerini yazar.474
‹stanbul’da sular sa¤l›k aç›s›ndan da koruma alt›na al›n›r ve
gerekli ihtimam gösterilirdi.
Osmanl›’da halka içilebilir temiz suyun tevzii için zaman zaman su yollar›ndan ve çeflmelerden al›nan örneklerin tahlili yap›l›r, s›hhi olmayan su yolu veya çeflme temizlenme ifllemi bitene kadar kapat›l›r ve bu arada mahallenin su ihtiyac› bir baflka
su yolundan veya çeflmeden giderilirdi.475
Bentlerin temiz tutulabilmeleri için buralarda çamafl›r y›kanmas›na müsaade edilmezdi. Arfliv kay›tlar›ndan Beyo¤lu’ndan,
hastanelerden ve bilhassa Efrenc Hastanesi’nden Belgrat karyesi civar›nda bulunan Büyük bende arabalarla çamafl›r götürülüp
y›kand›¤› ve dolay›s›yla suyun kirlendi¤i bilinmektedir. Bunun
önüne geçilmesi için Hilafet merkezinden karar ç›kt›¤› ve mezkûr köyde bulunan askerî karakola emir verilerek buralarda çamafl›rhanelerin yap›lmas›n›n veya herhangi bir surette çamafl›r
y›kanmas›n›n önüne geçilmesi istenmifltir.476
Suyun Korunmas› ve Hakça Da¤›t›m›
31 Temmuz 1571’deki divan toplant›s›nda Su Yolu Naz›r›’na
“E¤rikap› maksemi civar›nda tespit edilen kanunsuz binalar ve
kaçak su kullan›m›n›n önlenmesi” için ç›kart›lan karar verilmifltir.477 Yine 1577 y›l›nda “suyun yabana akmamas› için burma,
474 Göriceli Koçi Bey, Koçi Bey Risalesi Yay. Y›lmaz Kurt, Ankara 1994, s.
30-31, 52, 23-24.
475 Prof. M. Mehdi ‹lhan “Osmanl› Su Yollar›n›n Sevk ve ‹daresi” s. 58.
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/940/11700.pdf.
476 Vak›flar Genel Müdürlü¤ü 623 no’lu defter, doküman no: 27 ve 31, 11
Safer 1299 (2.1.1882).
477 Doç Dr. Sait Öztürk. Osmanl› Arfliv Belgelerinde ‹stanbul’un Tarihi Su
Yollar› Muhafaza ve Bak›m›. ‹BB. ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, s. 116.
231 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
lüle tak›lan çeflmelerden su al›p yeni çeflme ve musluklar yapan
ve daha sonra da bu sular› sahiplenerek yerli yersiz müsrifçe
kullananlar›n cezaland›r›lmas›na yönelik bir hüküm verilmifltir.
Bu yaklafl›m o dönemde suyun korunmas› ve hakça kullan›m›
için gösterilen hassasiyeti ortaya koymaktad›r.
Yine 1585 y›l›nda su yolu geçen mahallerin ahalisinin evlerinin at›k sular›n› yola b›rakarak içme suyuna zarar verdi¤i tespit
edilmifl ve “bundan böyle evlerde kuyu kaz›larak at›k sular›n bu
kuyulara ba¤lanmas›na” hükmedilmifltir.478
1593 y›l›nda verilen bir hüküm su temininde hakça da¤›t›m›
konusundaki hassasiyeti göstermesi aç›s›ndan çok önemlidir.
Su A¤as› Hizmetkâr› Hac› Mustafa’ya verilmek üzere;
“‹stanbul’da K›rkçeflme yak›nlar›nda bulunan Sekbanbafl› Mahallesi ç›kmaz sokak içinde oldu¤u için gece ve gündüz su temininde s›k›nt›lar yaflanmakta olup söz konusu s›k›nt›ya son vermek için gece sular›n bofla akt›¤› vakitlerde bir saat dikili muslu¤a yeterli miktarda oluk
ile su verilerek mahalle halk›n›n su ihtiyac›n›n görülmesi” karar› al›nm›flt›r.479 Bu kararda Hac› Mustafa “bu bahaneyle çeflmelerden
su almak isteyenler karfl› dikkatli olmas› gerekti¤i yönünde”
uyar›lm›flt›r.
Mühimme defterlerindeki hükümlerden, bozulmufl olan su
yollar›n›n bak›m ve onar›m›n› üstlenmesi kay›t ve flart› ile bu kiflilerin evine bir masura suyun çekilmesi için müsaade verildi¤i
görülmüfltür.
Suyun Da¤›t›m›nda Kamu Önceli¤i!
Osmanl› Su Politikas›’nda su paras› ödeyenlerin haklar›n›
korumak için suyun tevzi ve tasarrufuna dikkat edilir ve herhangi bir nedenle haks›z olarak su hakk›na müdahale edenler
engellenir, su yollar› korunur ve emniyetleri sa¤lan›rd›
Osmanl›’da su temini son döneme kadar kamusal yararlar
göz önünde bulundurularak gerçeklefltirilmifltir. Bu politika
478 Mühimme Defteri. nr: 58, s. 324, hüküm 829.
479 Mühimme Defteri. nr: 71, s. 102, hüküm 207.
232 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
do¤rultusunda suyun öncelikle kamu hizmetinde kullan›lmas›
kabulü yap›lm›flt›r. Uygulanan politikan›n gere¤i olarak su,
öncelikle çeflme, han, hamam, tekke ve zaviye, tuvaletler gibi
umuma aç›k ve kamu hizmeti gören kurumlara ait tesislerde
kullan›ma sunulmufltur.480 Bu yerler için talep edilen sulara ait
kararlar ise bir komisyonun481 oluflturaca¤› rapora göre verilmifltir. Bu da Osmanl›’n›n bu kararlarda keyfi davran›fllar› ve
nüfuz kullan›m›n› azaltmaya yönelik bir uygulamas›d›r.
Osmanl›’da devletin ileri gelen görevlilerinin hatta Vezirlerin
evlerine dahi belirli miktarda su verilirdi. Südde-i Sa’adet Kapuc›lar›bafl› ve Mirahur Ferhad, ‹stanbul’da K›rkçeflme yak›n›ndaki
evine mezkûr çeflmeden su almak için müracaatta bulundu¤unda
bir kam›fltan ziyade su verilmemesi emrolunmufltur. ‹stanbul Kad›s›’na yaz›lan bir hüküm ile ‹kinci Kapucubafl› Mehmed’in ‹stanbul’da Piri Pafla nam›ndaki evine verilen su bir kam›fl482 olarak
tahdit edilmifltir. Ayn› flekilde Vezir Mehmed Pafla’n›n ‹stanbul
Sultangazi Cebeci’de hareftti¤i suyun “canîb-i ser-i flerifden tayin
olunan kimesneler ve ehl-i vukuf ile” yap›lan keflfin neticesinde
üç masura483 oldu¤u takdir olunduktan ve ne kadar›n›n Sultan
Süleyman Camisi’ne akan su yoluna ve vakf›na ilhak edilmesi gerekti¤i tespit edildikten sonra geri kalan›n›n Vezir’in kendi hanesine ve istedi¤i di¤er yerlere tevzi edilmesine karar verilmifltir.484
Yukar›da anlat›lanlar çerçevesinde Osmanl› Su Politikas›’n›n
temel hususlar›;
- Suyun mülkiyetinin kamuda olmas›
- Kullanma hakk›n›n mülkiyet gibi korunmufl olmas›
- Suyun topluma kamu hizmeti anlay›fl› ile temin edilmesi
olarak belirlenebilir.
480 age., s. 47.
481 Bu komisyonda, Haslar Mahkemesi’nden bir kâtip, Su Naz›r›’n›n görevlendirdi¤i Su Meclisi üyeleri, Su Yolcular yi¤itbafl›s›n›n yan›nda ilgili nezaretlerden görevlendirilen görevliler yer almaktad›r.
482 Bir kam›fl: Dakikada 9 litre.
483 Üç Masura: Dakikada 13,5 litre.
484 MD82, 51 [316], 22 Zi’lhicce 1026 (21.12.1617).
233 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Yine Osmanl›’da bentlerdeki fazla sular kamu hizmetine tahsis edilmektedir. Kabul gören genel yaklafl›ma göre bu tesislere
ait sular Müslim ve gayrimüslim ahalinin ortak kullan›m›na imkân veren bina ve ifllerine tahsis olunmaktad›r. Ancak bu tahsisat bir bedel karfl›l›¤›nda yap›lmaktad›r.485
Örne¤in 1870 y›l›nda Galata ve Pangalt›’daki okullarda ortaya ç›kan su s›k›nt›s›n›n giderilebilmesi için fiehremâneti taraf›ndan araflt›rma yap›lm›fl, Sultan Mahmud’un Bahçeköy’ündeki
yeni bendinde fazla oldu¤u anlafl›lan suyun bir k›sm›n›n söz konusu okullara ba¤lanmas›na karar verilmifltir.486
Yine Osmanl›’da sular›n mevcut döfleli olan yol güzergâh›n›n d›fl›ndan kullan›m alanlar›na götürülmesi ferman al›nmas›
flart›na ba¤lanm›flt›r. Kamu yarar› bu konuda dikkate al›nm›fl ve
bu husus bir nizama ba¤lanm›flt›r. Yine Osmanl› su hukuku, kamu yarar› gere¤i bir yere vâk›f olarak tahsis olunan suyun kullan›m›nda de¤ifliklik yap›lmas›na imkân vermifltir.
Osmanl› ‹mparatorlu¤u, özellikle XIX. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda gerek teknolojik gerekse mali olanaks›zl›klar nedeniyle su
politikalar›nda kap›lar›n› yabanc› flirketlere açmak zorunda kalm›flt›r.
Halk›n Su Alma Önceli¤i
Suyun yaflamsal öneme sahip olmas› ve talebinin sürekli olmas› nedeniyle korunmas› ve adil kullan›lmas› için yönetimler
taraf›ndan Hammurabi’den bu yana her dönemde kat› kurallar
konulmufltur. Ancak bu kurallar yine ayn› nedenlerle esnetilmeye ve delinmeye çal›fl›lm›flt›r. Burhan O¤uz kitab›nda487 bu kurallar›n ‹stanbul’da delinifline birkaç güzel örnek veriyor.
‹stanbul halk›n›n temel gereksinimlerinden en önemlisini
485 Verilecek suyun her masuras› için 6 000 kurufl mu’accele ve y›ll›k olarak da 30 kurufl mü’eccele ödenecektir.
486 Gülfettin Çelik, Su Hukuku ve Teflkilat›, ‹stanbul: ‹stanbul Araflt›rmalar›
Merkezi, 2000, s. 45.
487 Burhan O¤uz Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul,
1998.
234 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
235 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
karfl›layan çeflmeler, mahallelinin kullan›m›na ve sakalara ait olmak üzere iki grupta toplan›yordu. Özellikle at sakalar›n›n mahalle çeflmelerinden su almalar› do¤al olarak yasakt›. Ama at sakalar› bu çeflmelerden su al›p ahaliye satard›. Bu durum halk›n
su almas›na mani oldu¤u nedeniyle yasaklanm›flt›r. Bu konuda
yaflanan anlaflmazl›klar yüzünden kimi çeflme kitabelerinde çeflmeyi yapt›ran taraf›ndan sakalar›n çeflmeden su alamayacaklar›
belirtilmifltir.488
21 Temmuz 1570’deki bir kararda, ‹stanbul’da önüne gelen
çeflmeden su al›p satmaya çal›flan at sakalar›n›n489 su s›k›nt›s›
yaratt›¤› ve bunun giderilmesi için sadece belirtilen 4 çeflmeden
su almalar› hükmü ç›km›flt›r.490 Burada Osmanl›’n›n suya ulaflma önceli¤ini suyun ticaretini yapanlar yerine vatandafl›na verdi¤i görülmektedir.
Bu konuyla ilgili olarak Mühimme defterlerindeki bir hükme göz atal›m;
‘‹stanbul Kad›s›’na ve Suyolu Naz›r›’na hüküm:
‹stanbul’da at sakalar› K›rkçesme ve Ayasofya ve At Meydan› ve
Kuyumcular Kârhanesi çeflmelerinden su almak mutat iken bütün mahallata yay›l›p halk›n su almas›na mani’ olduklar› ve halk lüleli çeflmelerin lülesini k›r›p suyu bofla ak›tt›klar› ve hamamc›lar su yolu kap›lar›n› ve bacalar›n› aç›p suyu istedikleri yere sevkettikleri bildirilmekle
bütün bunlar›n men edilmesi ve dinlemeyenlerin bildirilmesi hakk›nda.”491
At sakalar›n›n yan› s›ra zaman zaman mahalle halk› da bahçelerini sulamak için geceleri çeflmeleri özellikle aç›k b›rak›rd›.
Hamamc›lar ve hatta ahaliden bir k›sm› özel olarak anahtar edinip nizamdan fazla su almaya çal›fl›rd›. Mahalle halk› da bu durumu Divan-› Humayun’a flikâyet ederdi.
Asl›nda ‹stanbul’da Su Naz›r› bulunmas›na ra¤men icraatla
ilgili ifller daha çok Divan-› Hümayun’dan ‹stanbul Kad›s›’na ve
Dergâh-› Ali çavufllar›na hüküm yaz›l›rd›.492
Arfliv kay›tlar›na ve dokümanlara göre Kanuni dönemine
kadar çeflmelerin suyu hep bofla akard›. Nihayet burma lüleler
icat edildi, böylece de su israf› önlendi. Artan suyu, hayrat sahipleri çeflmeler yapt›r›r, oralara ak›t›rlard›. Ama burma lülelerin, yani musluklar›n icad› birço¤unun ifline gelmedi. Burma lülelere karfl› ç›kanlar oldu. Sipahiler bu ifli çok ileri götürdü. Padiflah harekete geçmek zorunda kald›. ‹stanbul Kad›s›’na flu
hükmü yazd›;
“Çeflmeler burma lüle konuldu¤undan lüleyi ufaldan e¤er sipahi ve
sair kullar›m tâifesi ise kapuma arz eylesin. Ve e¤er ehl-i cihetden (vak›ftan maafl alan) ise cihetin alup ahare (baflkas›na) viresin. Ve e¤er flehürlü halk›ndan ise muhkem hakkundan geldükten sonra493 cerimesin
ald›ras›n. Ve yabana akmak içün aç›k koyanlar›n dahi vechi meflruh üzre(mutat oldu¤u üzere) haklar›ndan gelesin.”494
488 http://www.kultur.gov.tr/TR/belge/1-387/osmanli-donemi-istanbul-cesmeleri.html.
489 Bu sakalara eskiden beri yang›nlar›n söndürülmesinde ve di¤er devlet
ifllerinde görev verilirdi. Bu karar buna ra¤men al›nm›flt›r.
490 Mühimme Defteri. nr: 19, s. 153, hüküm 324.
491 Mühimme Defteri. 19, 324, Tarih: 3.7. 1572.
492 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 59.
493 Yani iyi bir sopa çektikten sonra.
494 Burhan O¤uz 1998 Bizans’tan Günümüze ‹stanbul Sular›. Simurg. ‹stanbul, 1998, s. 59.
495 Mühimme Defteri. nr: 90, s. 89, hüküm 282.
Su Yönetiminde Ak›lc› Yaklafl›m
Osmanl› su yönetiminde ak›ll› bir yol izlemifltir. Suyun ç›kart›lmas›nda tüm vatandafllar›n› görevli k›lm›fl ve afla¤›daki gibi konularda mülk sahiplerinin zararlar›n›n giderilmesini sa¤layan ak›lc› kararlar alarak su talebini karfl›lam›flt›r.
1646 y›l›nda Galata Kad›s›’na;
“Ortaköy’de Arslan isimli flahs›n yapt›¤› çeflmeye getirdi¤i
suyun baz› kimselerin ba¤ ve bahçesi içerisinden geçti¤inden
mani olmak isteyen mülk sahiplerinin zararlar› giderildikten
sonra suyun çeflmeden akmas›n›n sa¤lanmas›”495 hükmü iletilmifltir.
236 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Mühimme defterlerinde 1583 y›l›nda Valide Sultan’›n Anadolu Defterdar› Abdülmuhyi’nin Ayvadl›’da buldu¤u dört kam›fl suyun üç kam›fl›n› 30.000 akçeye sat›n alarak Dikilitafl önünde yapt›raca¤› hamam ak›t›lmas›na bir kam›fl›n›n da kendi evinin yak›n›nda yapt›raca¤› bir çeflmeye ak›t›lmas›na izin verilmesi hükümleri de yer almaktad›r.496
Haks›z al›nan vergi iade edilsin
Yine flikâyet defterlerinde 1697 y›l›nda “Galata Haricinde bulunan çeflmenin su yolcusu olup çeflmenin su yollar›n› tamir etmifl olan
flah›stan haks›z yere vergi alan Su Naz›r›’ndan paran›n geri al›nmas›
hususunun ilgili kad›l›kta görülmesine dair hüküm”de yer almaktad›r.497 Bu da Osmanl›’n›n suyu yönetirken kiflilerin haklar›n›n
korunmas› ve bu sistemin düzgün olarak iflletilmesi konusundaki hassasiyetini ortaya koymaktad›r. Buna bir di¤er örnek de
1718 y›l›nda kemerlerde su yolu inflaat›nda çal›flan su yolculara
ücretlerini vermeyen su naz›r›ndan ücretlerin tahsiline dair hükümdür.498
Osmanl›’da Su Yönetiminde Liyakat Esas›
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda su alan›nda görev yapanlar›n
iflinin ehli ve dürüst olmas›na önem verilmifltir. Bu konuda bafllayan yozlaflmaya hemen müdahale edilmifltir. Örne¤in 19. yüzy›l›n sonuna do¤ru verilen bir iradede su nezareti görevlilerinden
kanunsuzluklar› gizleyen korucu ve subafl›lar›n cezaland›r›larak görevlerinden al›naca¤› belirtilmifltir. Bundan daha önemlisi “yerlerine
atanacak görevlilerin ise yol güzergâh›ndan olmayan, iflin ehli olan
kimselerden olmas›na dikkat edilecektir.”denmifltir.
Osmanl›’n›n su yönetiminde liyakate verdi¤i önem “Su yolculuk kethüdal›¤› hizmetinde bulunan flahs›n su naz›r› taraf›ndan görevinden al›nmas›na ve yerine liyakati olan baflka birinin
496 Mühimme Defteri. nr: 48, s. 269, hüküm 766.
497 Atik fiikâyet Defteri nr:25, s.19, hüküm 73.
498 Atik fiikâyet Defteri nr:73, s.474, hüküm 4.
237 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
tayini hususunda berat düzenlenmesi” karar›nda499 da aç›kça
görülmektedir.
Yine görevini lay›k› ile yapmayan kiflilerle ilgili ç›kart›lan
1793 y›l›ndaki “Takrîr-i âlî 500’de afla¤›daki ifadeler yer alm›flt›r.
“‹stanbul’a gelen suyun azalmas›n›n sebepleri araflt›r›ld›¤›nda Su
Naz›r›’n›n görevini ihmal edip gerekli olan tamir ve temizlik çal›flmalar›n› düzenli olarak yapt›rmad›¤› ve haks›z kazanç peflinde koflup suyu ve korular›n a¤açlar›n› ona buna peflkefl çekti¤i görüldü¤ünden su
yollar›n›n tamir ve bentlerin temizli¤inden sorumlu olan ve bunun
karfl›l›¤›nda tüm vergilerden muaf bulunan alt› adet köy halk›nca tamir
ve temizlik çal›flmalar›na bafllan›lm›fl olmas› sebebiyle su s›k›nt›s›n›n
sona erece¤i, benzer durumlar›n bir daha yaflanmamas› için bir an önce liyakatli bir su naz›r› tayini ile azledilen su naz›r›n›n etrafa zarar
vermemesi için sürgün emrinin bir an önce ç›kar›lmas›”
Buna karfl›l›k verilen hükümde flöyle denmektedir.501
“Benim Vezirim;
‹stanbul’a gelen su miktar›n›n azalmas›yla meydana gelen su s›k›nt›s›n›n görevlilerin yerinde yapt›¤› kontrollerde Su Naz›r›’n›n iflini
özenle yapmay›p ihmalkârl›k göstermesinden kaynakland›¤› anlafl›l›p
görevinden azledilmifl ve kanuni olmayan yollardan elde etti¤i mülk
hazinece zabdolunmufl oldu¤undan yerine tayin olunacak Su Naz›r›
taraf›ndan bofla su ak›t›lmamas› ve kaçak su kullan›lmamas› için su
yollar›n›n tamir ettirilerek bentlerin düzenli olarak temizli¤inin sa¤lanmas›.”31 Mart 1805.502
“Halk›n su s›k›nt›s› çekmemesi için gerekli olan özen ve gayreti
göstermeyen Su Naz›r›’n›n görevinden azliyle Bozcaada’ya sürgün
edilip yerine Süleymaniye Bölükbafl›s› Mehmed Nebih’in Su Naz›r›
olarak tayini”20 Mart 1806.503
499 Maliyeden müdevver nr 9989 s. 89.
500 Kararname.
501 Doç Dr. Sait Öztürk. Osmanl› Arfliv Belgelerinde ‹stanbul’un Tarihi Su
Yollar› Muhafaza ve Bak›m›. ‹BB. ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, s. 374.
502 Hatt-› Hümayun, nr 108/4283.
503 Doç. Dr. Sait Öztürk. Osmanl› Arfliv Belgelerinde ‹stanbul’un Tarihi Su
Yollar› Muhafaza ve Bak›m›. ‹BB. ‹SK‹ Yay›n›, ‹stanbul, s. 376.
238 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
19 yüzy›l›n bafl›nda Padiflah’›n su yönetiminde hiçbir aksakl›¤a müsamaha etmedi¤i afla¤›daki kararda aç›kça görülmektedir.
Benim Vezirim.
Nash504 edesin. Lakin yine suya müzayaka505 çekilir ise katledece¤ümü kendiye ifade edesin.”506
Böylesine adil ve kararl› bir yönetim anlay›fl›ndan verilmesi
düflünelen ceza olarak de¤il ama yönetimde kararl›l›k olarak al›nacak çok ders vard›r.
Su Yolsuzluklar›na Müdahale
Osmanl›, suyun korunmas› ve yolsuzluklar konusunda, hâkimiyeti alt›ndaki tüm bölgelerde hassas olmufltur. Bunlardan
fiam, Kudüs kad›lar›na gönderilen hüküm bu hassasiyeti aç›klamaktad›r;
‘fiam Beylerbeyi ve Kad›s› ile Kudüs-› fierif Kad›s›’na: Sab›k Kudüs-› fierif Kad›s› Carullah’›n üç yüz y›ld›r kullan›lan sebili y›k›p yerine kahvehane yapt›rd›¤›, kaza gelirlerini mukata’a olarak naiblere, Halilü’r-Rahman Evkaf›n› da kendi adamlar›na verdi¤i, ayr›ca daha birçok yolsuzluklar›n›n oldu¤u; bunun d›fl›nda Kudüs-› fierif mahkemesinin muhz›r bafl›n›n da halka zulmetti¤i yolunda re‘ayadan baz›lar› flikâyette bulunduklar›ndan, ad› geçen Carullah’›n flimdiki görevi olan
Menzile Kad›l›¤›’ndan azlolundu¤u; kendisi oraya geldi¤inde yukar›daki iddia ve flikâyetlerden dolay› teftifl olunmas› ve üzerine sabit olan
suçlar›n yaz›l›p bildirilmesi’.
Su mecralar›na bilinçsizce set çekildi¤inde geri tepen su tahribata yol açt›¤›ndan Medine-i Münevvere ile Cürf adl› menzil
aras›nda sed çekmek suretiyle bahçelerini sulamak isteyen flah›slar M›s›r muhafazas›nda olan Vezir Ahmed Pafla’ya ve Medine-i Münevvere Kad›s›’na ve fieyhü’l- Haremi’ne gönderilen bir
hüküm ile bu uygulamadan men edilmifller ve ba¤ ve bahçeleri504 Nash: Nasihat.
505 Suya Müzayaka: Su darl›¤›.
506 Hatt-› Hümayun, nr 107/4283.
239 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
ni sulamak için ko¤a ve dolap ile su çekmeleri emr olunmufltur.507
Arfliv kay›tlar›nda Osmanl›’da bazen su yolu için tahsis edilen paran›n tamam›n›n harcanmad›¤› ve yolsuzluklar›n gerçekleflti¤i yer al›r.
Bunlardan Kudüs’e su getirme projesinde gerçekleflen zimmete para geçirme olay› afla¤›da verilmifltir.
“Kudüs’e getirilmesi ferman olunan Azub nam su yolu için
Haleb Hazinesi’nden alt› bin befl yüz alt›n tahsis edilmifl, ancak
o s›rada Kudüs-i fierif ve Gazze sancaklar›nda Havass-› Hümayun508 Emini olan Mustafa Kethüda bu paradan bin alt›n›n› teslim edip, gerisi daha sonra kendisinden talep edildi¤inde tamam›n› teslim etti¤ini iddia etmesi üzerine müteveffa mütevelli
Turgut’un yetiminden talep edilmifltir. Ancak Kudüs-i Serif Begi R›dvan’›n bizzat ‹stanbul’da mezkûr 5 500 sikke florinin Mültezim Mustafa’n›n zimmetinde oldu¤unu söylemesi üzerine Halep Defterdar› Dervifl Çelebi’ye gönderilen hükümde konunun
araflt›r›lmas› ve paran›n kimin zimmetinde oldu¤unun tespit
edilmesi emir buyrulmufltur.
On dokuzuncu yüzy›l›n sonlar›nda su yollar›n›n inflaat ve tamiri flirketlere mukavele karfl›l›¤›nda verilmeye bafllanm›fl ve bu
flirketlerin mukavele flartlar›na göre hareket edip etmedikleri s›k›
takip alt›na al›nm›flt›r. Örne¤in Terkos Su fiirketi’nin taahhüt etti¤i maddelerin uygulan›p uygulanmad›¤› tahkik edilmifltir.”509
Su Bütçesi Nereden Gelirdi?
Su yollar›n›n inflaas› ve tamiri mali aç›dan masrafl› bir ifltir.
Osmanl›’da bu masraflar baflta Devlet’in bütçesinden510 ve yeri507 Prof. M. Mehdi ‹lhan “Osmanl› Su Yollar›n›n Sevk ve ‹daresi” s. 47.
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18.940.11700.pdf.
508 Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nun fütuhat devirlerinde (yükselme devri) fethedilen araziden devlet hazinesine ayr›lan k›s›m.
509 age., s. 56.
510 Devletin bütçesinden karfl›lanan masraflar genelde en yak›n merkezden temin edilirdi. Örne¤in M›s›r Beylerbeyi’ne yaz›lan bir hükümde
Mekke suyolu inflas›n› yürüten ‹brahim’e mühürlü temessük karfl›l›-
240 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
ne göre bizzat Padiflah’›n kendisi, Evkaf-› Hümayun, Belediye,
hizmet götürülen müessese veya dükkân sahipleri, hay›r sahibi
biri veya halk›n kendisi taraf›ndan karfl›lan›yordu. Örne¤in Tophane su yollar›n›n tamiri ile Gelibolu su yollar›n›n inflaas› Padiflah,511 Kudüs su yollar›n›n tamiri fiam Valisi Yusuf Pafla, Çeflme
kazas›na tabi Yeni nahiyesine içme suyu getirilmesi Belediye, ‹stanbul Çarfl›kap›’daki hanlara mahsus la¤›mlar›n tamiri dükkân
sahipleri, hay›r sahibi biri veya halk›n kendisi taraf›ndan karfl›lanm›flt›r.
Örne¤in;“Usturumca kazas›nda bozulan su yollar›n›n mütevellisi taraf›ndan veyahut Müslüman ve gayrimüslim ahali taraf›ndan tamir ettirilmesi” istenmifltir.512 Osmanl›’da su yollar›n›n
yap›m›nda kad›lara gönderilen bir hükümle s›ralar› gelen müsellem, yörük, yeniçeri taifelerinden ve hatta reayadan adamlar›n görevlendirilmesi emir buyurulurdu. Ayr›ca orducular yani
sanatkârlar da bunlara kat›l›rd›. Bafllar›nda da Dergâh-Mu’aalla
çavufllar›ndan biri kendi subafl›lar› ve beyleri bulunurdu.
Osmanl›’da su yolu hizmetlerinde çal›flacak iflçiler ise genellikle en yak›n merkezden temin edilirdi. Örne¤in Mekke’ye ve
Arafat’a getirilecek su için taflç› ve demirci gibi iflçiler M›s›r, fiam
ve Halep gibi yak›n merkezlerden, Lö¤üncü ve su yolcular› gibi
görevliler ise merkezden M›s›r üzeri Mekke’ye gönderilmifllerdir.513 Ondokuzuncu yüzy›l dokümanlar›ndan su yolu çal›flanlar›n›n baflar›lar›ndan dolay› ödüllendirildikleri anlafl›lmaktad›r.
¤›nda istedi¤i kadar para ve levaz›mat verilmifl ve verilenlerin bir defteri tutularak ‹stanbul’a (Südde-i Sa’adete) gönderilmifltir [MD5, 1188,
15 Sa’ban 973 (7 Mart 1566)]. Di¤er bir hükümde ise Arafat’a gelecek
suyolu inflaat› için M›s›r Beylerbeyi’nden istenen “k›rk bin alt›n›n yirmi befl bini surre mahsulünden, on befl bini de M›s›r’dan” temin edilmifltir [MD5, 1495, 8 fievval 973 (28.4.1566)].
511 HAT 14604, 255, 29 Zi’lhicce 1213 (3.6.1799); HAT 33160, 680, 3 Zi’lhicce 1254 (17.2.1839).
512 Prof. M. Mehdi ‹lhan “Osmanl› Su Yollar›n›n Sevk ve ‹daresi” s. 49.
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18.940.11700.pdf.
513 Prof. M. Mehdi ‹lhan “Osmanl› Su Yollar›n›n Sevk ve ‹daresi”
http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/940/11700.pdf s. 53.
241 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
Liyefl flehri Su Yollar› fiirket-i Umumiyesi’nden Mösyö Bend ile
Mösyö Martin K⤛thane’den su getirilmesinde baflar›lar›ndan
dolay› Osmanl› Niflan› ile taltif edilmifllerdir.514 Ayn› ödüllendirme mali ve idari görev olarak 1564-65 y›l›nda Mekke’ye su
getirilmesi iflinde çal›flanlar için de uygulanm›flt›r.
Su Naz›rl›¤›’n›n Maafllar›
Bu görevlilerin gelirlerinin büyük bölümü önce ilgili vak›f ile
esnaf ve di¤er flah›slardan al›rken daha sonra düzenli maafllar›
öne ç›km›flt›r. Su Nezareti’nin gelirlerinde uzun zaman han ve
hamam sular›ndan al›nan vergiler önemli bir mebla¤ tutmufltur.
Bu vergiler Su Nezaret’i görevlileri aras›nda maafllar› d›fl›nda
pay edilirdi. Bu görevlilere daha sonra bütçe dâhilinde düzenli
bir gelir tahsis edilmesine ra¤men di¤er vergiler de da¤›t›lmaya
devam etmifltir. Ancak kaynak suyu kullanmay› b›rakarak Terkos suyuna geçen han ve hamam sahipleri nedeniyle Nezaret’in
toplad›¤› gelirler sürekli azalm›flt›r. Ancak bu tablo o dönemde
su hizmetlerinde çal›flanlar›n gelirlerinin di¤er görevlilere göre
daha avantajl› oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Bu da su hizmetlerinin önemi ve süreklili¤ine verilen önemle ba¤lant›l› olarak
yürütülen ücret politikas›n› göstermesi aç›s›ndan önemlidir.
Eski Su Naz›r›’na Maafl
Osmanl› ‹mparatorlu¤u’nda 1836 y›l›nda eski Su Naz›r›’na
maafl ba¤lanmas› ve su ifllerinde çal›flanlar›n ücretlerinin artt›r›lmas›na karar vermifltir. Bunun hangi nedenle yap›ld›¤›na dair
bir bulguya rastlanamam›flt›r. Ancak su ifllerinde çal›flanlar›n
sosyal düzeyinin ve motivasyonlar›n›n artt›r›lmas› gibi bir sonuç
yaratt›¤› aç›kt›r.
Osmanl› iktisat tarihi uzman› Prof. Dr Mehmet Genç, bir
konferansta; Osmanl›’n›n hedefi toplumun hemen her kesimine müreffeh bir hayat sunmak; yaflama alan› açmakt›. Osmanl› Devleti’nde
emekliye ayr›lan devlet memurlar›n›n gelirleri yar› yar›ya azal›rd›. Hâ514 age.
242 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
s›l›, emeklilikte hemen herkese eflit büyüklükte bir gelir sa¤layan ekonomi rejimi vard›.515 aç›klamas›n› yapm›flt›r.
Osmanl›’da 16 yüzy›l›n bafllar›nda arpal›k olarak bafllayan
emekli ayl›¤›, önceleri yeniçeri a¤as›, bölük a¤as› gibi askerî flah›slara verilmekte iken, sonralar› fleyhülislam, kazasker, müderris gibi yüksek ilmiye s›n›f›na, sultan hocalar›na, idare amirlerine, on yedinci as›rdan itibaren de vezirler ile ümeraya (emirler,
flerifler, yüksek rütbeli zabitler)verilmeye baflland›. 18 yüzy›lda
kald›r›ld›. Tanzimat’tan sonra rütbe maafl›na dönüfltü. Meflrutiyet’ten sonra da emekli maafl› ad›n› ald›.516
Bu konudaki kararlar afla¤›da verilmifltir;
“Su yolu ve su bentlerinde istihdam edilen görevlilerin maafllar›n›n iyilefltirilmesi, su hizmetlerinin bir Su Naz›r› taraf›ndan idare edilmesine devam olunmas›, su yolu hizmetinde olan köylerin vergi muafiyetlerinin devam ettirilmesi yan›nda bunlar›n her bir hanesinden maktu olarak 40-50’fler kurufl al›nmas›, bu köylerden su yollar› ile havuz ve
bentlerin onar›m ve bak›m›nda görevlendirilenlere verilen günlük 20
paran›n iki kat›na ç›kar›lmas›, eflya nakli için köylerden kiralanacak her
bargire 2 ve arabaya 3 kurufl günlük ücret verilmesi, ayr›ca eski Su Naz›r›’na 600 kurufl maafl ba¤lanmas›” 1836-1837.517
“Daha önce K›rkçeflme su yollar›nda oldu¤u gibi Halkal› su yollar›na da ayl›k 350’fler kurufl maaflla iki adet korucu tayin olunarak maafllar›n›n Miri hazine ile Haremeyn ve Evkaf hazinelerinden ödenmesi” 1839 518
1861 ve 1870 y›llar›nda Musul ve Ba¤dat sancaklar›nda görevli devlet memurlar›’n›n maafllar›n›n yer ald›¤› bir makalede519 Valilerin maafllar›n›n 75.000 Kaymakamlar›n 15.000 515 Mehmet Genç ‹stanbul fiehir Üniversitesi Ö¤retim Üyesi Bo¤aziçi Yöneticiler Vakf›’n›n düzenledi¤i ‹slam Ifl›¤›nda Ekonomi ve Ticari Hayat” konferans›.15 Nisan 2012. ‹brahim Ethem Gören/Dünya Bülteni.
516 http://www.msxlabs.org/forum/osmanli-imparatorlugu/303019-osmanlida-arpalik.html#ixzz1tdBsCzIm Eriflim 14 Mart 2012.
517 Hatt-› Hümayun, nr 593/29066.
518 Hatt-› Hümayun, nr 552/27198.
519 Doç. Dr. Sinan Marufo¤lu “Osmanl› Taflra Eyaletlerinde Hizmetler ve
243 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
19.000, Defterdarlar›n 12.500, Tabiplerin 750-1 250-1 660 kurufl520, Mühendislerin 3 500-3 000 kurufl, Kâtiplerin 200- 250 -700
kurufl, Odac›lar›n 200-550 kurufl oldu¤u görülmüfltür.
Yukar›daki kararlarla su yollar›ndaki korucuya 350 kurufl eski Su Naz›r›’na ise 600 kurufl maafl ba¤lanmas›, merkezdeki maafllar›n sancaklar›nkinden daha az oldu¤unu ortaya koymaktad›r. Su ve temizlik aras›ndaki iliflki çok önemlidir.Bu nedenle
Osmanl›’daki su talebi ve bu talebin karfl›lanmas› ile temizlik
kültürü aras›nda da bir iliflikden söz edebiliriz. Bu nedenle flimdi de Osmanl›’n›n temizlik kültürüne bir göz atal›m;
OSMANLI’NIN SU VE TEM‹ZL‹K KÜLTÜRÜ
Hayat›n devam› için su, bütün canl›lar›n ihtiyaç duydu¤u en
temel maddedir. Bu durum Kur’an-› Kerim’de birçok ayette geçer. Örne¤in Hacc suresi beflinci ayette flöyle ifade edilir: “Yer
yüzünü görürsünüz ki kupkurudur. Fakat biz ona su indirdi¤imiz zaman harekete geçer, kabar›r ve her bitkiden çift çift yetifltiririz.” Bu ayette suyun sadece insan›n yarad›l›fl›n›n kayna¤›
olarak de¤il, varl›¤›n›n devam› için de muhtaç oldu¤u besinlerin
yetiflmesinde önemli bir rol oynad›¤› ifade edilir.521
Yine Kuran-› Kerim’in Furkan suresi, 48 ve 49. ayetlerinde
“Biz, ölü olan topra¤a can vermek, yaratt›¤›m›z nice hayvanlar›n
ve nice insanlar›n susuzlu¤unu gidermek için gökten tertemiz
su indirdik.” denerek suya verilen önem vurgulanm›flt›r.
Kur’an-› Kerim’de su, varl›¤›m›z ve sa¤l›¤›m›z aç›s›ndan flart
olan temizlik için de elzem olarak gösterilir.522
Ücretler” 2. Uluslararas› Türk Tarihi ve Edebiyat› Kongresi Bildiriler
Kitab› Celal Bayar Üniversitesi 11-13 Kas›m 2005, Manisa.
520 Kurufl, XIX yüzy›lda Osmanl› devletinde hesap para birimi olarak, akçenin yerini alm›flt›r.
521 M. Sabri Do¤an “‹slam’da ve Osmanl›’da Su Medeniyeti” http://insaniyardim.ihh.org.tr/insani-yardm-mainmenu-34/say-37-mainmenu50/308-kltr-slamda-ve-osmanlda-su-medeniyeti Eriflim 11 Mart 2012.
522 Furkan suresi 48, Maide suresi 6 ve Nisa suresi 43. ayetler, bu konuyu
aç›klay›c› ayetlerdir.
244 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Kuran-› Kerim’de suya yap›lan yukar›daki vurgular ve suyun ibadet için önemi, ‹slam kültürünün flekillendirdi¤i Osmanl›’n›n su kültürünün oluflmas›nda belirleyici rol oynam›flt›r.
Osmanl› su kültürü’nün temelini ‹slamiyet’in “temizlik
imandand›r” kavram› oluflturur.
Temizlik ‹slami bir kurald›r. Su da her türlü temizli¤in ana
malzemesidir. Günde befl kez abdest alan Müslüman Osmanl›
insan›n›n su ile haflir neflir olmas› ve bir su kültürü, hatta medeniyeti oluflturmas› kaç›n›lmazd›. ‹flte bu yüzden, “Su gibi aziz
ol” duas›, as›rlar boyunca en makbul dualardan biri say›lm›flt›r.
‹slam inanc› bak›m›ndan suyun temizlikle bu denli ba¤lant›l› olmas›, ‹slam kentlerine su getirilmesini ve suyun hakça yönetilmesini çok önemli k›lm›flt›r. Bu anlay›fl yabanc›lar taraf›ndan
da do¤al olarak fark edilmifltir.
Görev veya seyahat için Osmanl› ülkesinde bulunan yabanc›lar›n kendi ülkeleriyle k›yaslar yaparak, Osmanl›’n›n sahip oldu¤u temizlik anlay›fl›ndan övgü ile söz ettiklerini görüyoruz.
Osmanl›’n›n su ve temizlik kültürü baz› yabanc›lar›n anlat›mlar›nda flöyle yer bulmufltur;523
Edmondo de Amicis, y›llarca Osmanl›yla yaflad›ktan sonra,
1883 y›l›nda Paris’te yay›nlad›¤› “Constantinople” isimli eserinde flunlar› yaz›yor:
“Türkler çok temizdir. Yüzler, eller, ayaklar tertemiz, yamal› k›yafet pek az ve hele kirlisi hemen hiç yoktur.”
M. de Thevenot, 1665 y›l›nda Paris’te yay›nlad›¤› “Relation
d’un voyage fait an Levant” isimli eserinde, Osmanl›’lar›n su ile
bütünleflmeleri sebebiyle s›k s›k hastalanmad›klar›n› söyler:
“Türkler çok yaflarlar ve az hasta olurlar. Öyle zannediyorum ki,
Türklerin bu mükemmel s›hhatlerinin bafll›ca sebeplerinden biri de s›k
s›k hamama gitmeleri ve yiyip içmedeki itidalleridir. Çünkü az yemek
523 Yavuz Bahad›ro¤lu “Osmanl›’da Su Medeniyeti ve Çeflme Kültürü”
06.07.2010 Moral Dünyas› Dergisi http://www.forumankebut.net/forum/osmanli-tarihi/74322-osmanlida-su-medeniyeti-ve-cesme-kulturu.html.
245 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
yerler, Hristiyanlar gibi karma kar›fl›k fleyler yemezler, içki âlemleri
yapmazlar ve daima idman yaparlar.”
4. Mehmet dönemi ‹ngiliz sefaret kâtibi Ricaut ise,
“Türkler yaflay›fl tarzlar›n›n harici manzaras› itibar›yla hakikaten
çok temizdirler. Gerek y›kanmalar›, gerek dinen mükellef olduklar› di¤er vecibelerin ifas› itibar›yla iptila derecesinde takayyütkâr ve intizamperverdirler. Türklerde yemek öncesi ve sonras› el y›kama âdetlerini de ilginç bulan kâtip, “‹nsanlar›n el y›kamas›na vesile olmak üzere
Allah’›n g›dalar› yaratm›fl oldu¤undan âdeta darb-› mesel olarak bahsederler” fleklinde kay›t düflmüfltür.524
Lady Craven ad›ndaki bir kad›n seyyah da gördü¤ü Türk
evinin temizlik ve sadeli¤ini,
“Bu harem dairesinin içi kadar temiz bir yer tasavvur edilemez.
Odalarda çepeçevre dizilmifl minderlerden baflka mefruflat yoktur. Perdeler gibi bu minderler de beyaz pamuk bezinden yap›lm›flt›r. Ne erkeklerin, ne kad›nlar›n d›flar›da giyindikleri pabuçlarla hiçbir zaman ev içlerine girmeleri âdet olmad›¤› için döfleme tahtalar›nda hiçbir zaman
kir görülmez” ifadeleriyle anlatm›flt›r.
Bir di¤eri de temizlikle ilgili bütün söylenenlere ek olarak temizlik anlay›fl›n›n ruhunu kavrad›¤›n› gösteren flu tespitte bulunur: “Temizli¤in o kadar dindarane bir flekilde telkin edilmesi, ‹slam
mimarisinin flehrin birçok yerlerinde ve bilhassa camiler civar›nda
“edephane” denilen birçok umumî helalar inflas›na mecbur etmifltir.”525
Osmanl› bu temizlik anlay›fl›n› yukar›da da söz etti¤imiz gibi ‹slam’›n önerisi istikametinde oluflturulan su kültürüne borçludur. ‹slam kültürü içinde su fiziksel ve ruhsal bir temizleyici
olmufltur.526 Di¤er taraftan ‹slam’›n do¤du¤u bölgenin su kaynaklar› bak›m›ndan çok k›s›tl› bir yer olmas› ‹slam medeniyetlerinde suyun önemi kadar verimli kullan›lmas›na yönelik bir kültür de oluflturmufltur.
524 ‹slâm Kültürünün Garb’› Medenîlefltirmesi, Ahmet Gürkan.
525 ‹slâm Kültürünün Garb’› Medenîlefltirmesi, Ahmet Gürkan.
526 Suyla Gelen Kültür ‹SK‹ Yay›n›.
246 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
Osmanl›’n›n su ile bütünlenmifl hâli, 1552 y›l›nda Osmanl›’lara esir düflüp, üç y›l boyunca Kaptan-› Derya Sinan Pafla’n›n
yan›nda kalan ve bu süre içinde kölelikten hekimli¤e yükselen
‹spanyol Pedro’nun kaleme ald›¤›, “Kanuni Devrinde ‹stanbul”
isimli kitab›nda flöyle anlat›l›r:
“‹spanya’da ömrü boyunca iki kere y›kanm›fl hiçbir kad›n ve
erkek göremezsiniz. Türkler ise s›k s›k y›kan›rlar. Türk hamamlar›nda bol su harcan›r. Dünyada ‹stanbul kadar çeflmesi olan
hiçbir flehir yoktur, her sokakta muhakkak bir çeflmeye rastlan›r.”
Bu anlat›m ‹spanyol kraliçesi I. ‹sabella’n›n biri do¤um, biri
de evlenmek için ömründe sadece iki kez y›kanmakla övündü¤ü fleklinde litertürde yer alan cümlenin do¤ru olabilece¤ini düflündürtmektedir.
Yabanc›lar›n yukar›daki anlat›mlar›nda Osmanl›’daki temizli¤e flaflk›nl›k içinde bakmalar›n›n nedeni de o dönemde temizlik kültürleri aras›ndaki farkl›l›kt›r.
Bu farkl›l›¤› aktarmay› bir iki örnek ile tamamlayal›m;
II. Bayezid döneminde Mihail Plachtneef isimli Rus elçisiyle,
pis kokusundan ötürü diplomatik temas kurmak mümkün olmam›fl, hamama götürülen elçinin ömründe su yüzü görmedi¤i
anlafl›lm›fl ve bu devlete bir hakaret say›ld›¤› için elçi s›n›rd›fl›
edilmifltir.527
Durand de Fontmagne, “fiarkl› kad›nlar koku ve sürmeyi de
çok seviyor” dedikten sonra “Çok s›k yapt›klar› s›cak banyolar
yüzünden tenleri ve vücutlar› bozuluyor” iddias›nda bulunuyor
ki, bu da kültürlerin suya mesafeli duruflunu ortaya koyuyor.528
Bütün bu anlat›lanlar ›fl›¤›nda mübala¤ay› seven Evliya Çelebi’nin 17. yüzy›l itibar›yla sadece ‹stanbul’da 4 536 özel, 300
adet halka aç›k hamam›n varl›¤›n› bildirmesini akla uzak görmemek gerektir. ‹lber Ortayl› ise Topkap› Saray›’nda 14 tane ha527 Zeynep Çak›r “Suya sabuna dokunan nezafet medeniyeti” Yeni Asya
http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=6416- 07.05.2012.
528 Durand de Fontmagne, K›r›m Harbi Sonras›nda ‹stanbul.
247 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
mam bulundu¤u bilgisini verirken, bundan daireler içinde yer
alan özel gusülhaneleri muaf tutmufltur.529
Saraydaki Güzelli¤in S›rr› ve Harem’in Suyu
Temizli¤e verilen bunca önem tabii olarak sabun ve güzel
koku kültürünü de gelifltirmifltir. Osmanl›’da temel ekonomi kalemlerinden olan zeytinya¤› üretimi, sadece g›da birimi olarak
de¤il, sabunun hammaddesi olmas› dolay›s›yla da büyük önem
tafl›yordu. Prof. Dr. Gülden Sar›y›ld›z’›n “Antik Ça¤dan Günümüze Temizli¤in De¤iflmeyen Sembolü Sabun” adl› çal›flmas›ndaki sadece kullan›lan sabun türlerinin isimlerini okumak bile
Osmanl›’n›n temizlikle bafl›n›n nas›l hofl oldu¤unu bir kere daha
529 Zeynep Çak›r “Suya sabuna dokunan nezafet medeniyeti” Yeni Asya
http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=6416- 07.05.2012.
248 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
belgeler niteliktedir: “Kara sabun, Mine sabunu, kokulu sabun,
Kandiye sabunu, fes sabunu, Arap sabunu, Trablus sabunu, çiçek sabunu, misk sabunu, Hünkârî sabun, beyaz ve siyah pafla
sabunu, alaca sabun, Girit sabunu, leke sabunu…”
Harem kad›nlar›n›n güzellik s›rlar› üzerine arflivlere dayal›
araflt›rmalar yapan Prof. Dr. Ayten Alt›ntafl;530
“Saraydakilerin bir numaral› güzellik s›rr› temizlikti. Hamam kültürü bu sebeple geliflmifl. Banyoda mutlaka keselenirlerdi ve keselenmek
de en do¤al peeling’dir.” diyerek su ve sabunun güzelliklerinin
esas s›rr› oldu¤unu, keselenmenin ise buna yard›mc› oldu¤unu
vurguluyor.
Prof Alt›ntafl ayr›ca kiflisel bak›m için kil, limon, gül, gülsuyu, gülya¤›, susam ve zeytinya¤›n›n çeflitli bitkilerle terkibinden
oluflan kar›fl›mlar›n kullan›ld›¤›n› ayr›ca kokuya çok önem verildi¤ini, sarayda güzel kokulu alkolsüz birçok parfümün üretildi¤ini belirtiyor ve “Saray en çok misk ve amber kokard›” diyor.531
Harem’in Suyu’na Katk› Maddesi
Harem’deki su ve temizlik kültürü saraydaki güzelli¤i etkileyen nedenlerden biriydi. Ancak Prof. Dr. Ayten Alt›ntafl buna
yard›mc› olarak Harem’in suyu ile birlikte yumuflat›c› baz› katk›
maddeleri kullan›ld›¤›ndan da söz ediyor.
“Saçlar sabunla y›kand›¤› zaman sertleflir. Bunun için yumuflat›c›
olarak hatmi ve ebegümeci kullanm›fllar. Bu bitkileri kaynat›nca k›vaml› bir su oluflur. ‹flte o k›vaml› su bugünkü saç kremlerinden daha
etkili. Saraya kilolarca kurutulmufl hatmi ve ebegümeci gelirdi.”
Prof. Alt›nbafl devamla;
“Saç ve cilt bak›m›nda ‘kil’i çok kullanm›fllar. Kildanl›klar›n içine
önce kili sonra da suyu koyarlarm›fl. Kil afla¤›ya çökünce, üstündeki su530 Son 10 y›ld›r Osmanl› t›bb› üzerine araflt›rmalar yapan t›p tarihçisi
Prof. Dr. Ayten Alt›ntafl’›n, henüz bas›lmam›fl “Osmanl›’da Sa¤l›kl› Yaflam” ve “Saray›n Güzellik S›rlar›” ad›nda iki kitab› var.
531 Zeynep Çak›r “Suya sabuna dokunan nezafet medeniyeti” Yeni Asya
http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=6416- 07.05.2012.
249 • O S M A N L I ’ D A N
BUGÜNE SU POL‹T‹KALARI VE HUKUKU
yu kullan›rlard›. Bu suyun yumuflat›c› ve saç›-deriyi besleyici etkisi
vard›r.”532
Osmanl›’da ‹çme Suyu Kültürü ve
Su Teminine Verilen Önem
Su ile olan böylesi bir hafl›r hafl›r neflirlik; Osmanl›’da sebil,
çeflme, flad›rvan hamam gibi mimarî esteti¤in flaheserlerini meyve vermekle kalm›yor, suyun içimi ile de s›hhat olmas›ndan ötürü ayr› bir estetik zevkin yerleflmesini sa¤l›yordu. ‹stanbul içme
sular› ile de meflhurdu ve bir Osmanl› efendisi bir yudumcuk
tatmakla içti¤i suyun Ç›rç›r, Karakulak, Kay›flda¤›, S›rmakefl, vs.
olup olmad›¤›na karar verebilirdi. Ahmet Rasim’in anlat›m›yla,
piknik yapar gibi tuzlu yiyip flifa maksad›yla sulara-içmelere
gitme âdeti flehir kültürünün hofl motifleri aras›ndayd›.533
Arfliv ve dokümanlarda verilen bilgilere göre Osmanl›’da içme ve kullanma suyu birbirinden ayr›yd›. Araflt›rmac›lar Osmanl›’da içme suyunun ayr› bir zevk ve kültür oldu¤unu yazarlar.534 Bugünün damacalar›na benzer k›rbalarda sakalar taraf›ndan evlere getirilen sular›n kalitesi al›nd›klar› kayna¤a göre de¤iflse de hep belirli bir düzeyin üstündeydi.
Osmanl›’da oluflan su zevki ve içme suyu kültürü gere¤i bir
içimde suyun Hamidiye mi, Karakulak m› yoksa bir baflka kaynak suyu mu oldu¤unu bilecek derecede geliflmifl bir damak tad› oluflmufltu.535
Osmanl›’da yöneticilerin su teminine önem vermelerinde
afla¤›daki hususlar da etkili olmufltur.
1- Müslümanl›kta ibadet için suyun ve temizli¤in önemi, yönetenlerin su getirme konusundaki faaliyetlerini bir anlamda zorunlu k›lm›flt›r.
532 Gülizar Baki “‹flte Osmanl› saray›n›n güzellik s›rlar›! “Zaman 8 11 2008.
533 Zeynep Çak›r “Suya sabuna dokunan nezafet medeniyeti” Yeni Asya
http://www.yeniasya.com.tr/yazi_detay.asp?id=6416- 07.05.2012.
534 Dilaver Demira¤, Adnan Erten, Mustafa fien Suyla Gelen Kültür, Editör: Mustafa Gezer ‹SK‹ Yay›n›.
535 age.
250 • D U R S U N
YILDIZ - ÖZDEM‹R ÖZBAY
2- Roma ‹mparatorlu¤u bir su medeniyetidir. Anadolu’nun
erken Osmanl›’daki ad› Diyar-› Rum’dur. Osmanl›’n›n Roma
‹mparatorlu¤u’nun su kültürünün üstüne gelmifl olmas› bu konudaki uygulamalar›n› kolaylaflt›ran bir etken olmufltur.
3- ‹aflecilik (provizyonizm) prensibi: Osmanl› yönetim anlay›fl›n›n en hassas oldu¤u konu, hiçbir yerde bir ihtiyaç maddesinin s›k›nt›s›n›n olmamas› konusuydu. K›tl›¤›n oldu¤u yerde ortaya ç›kabilecek sosyal sorunlar›n önlenmesi için bir yerdeki
üretim afla¤›daki öncelik s›ras›na göre;
a) Ürünün üretildi¤i bölgenin,
b) Saray’›n,
c) ‹stanbul’un,
d) Ülkenin di¤er bölgelerinin,
e) ‹hracatç›lar›n
‹htiyaçlar›n› karfl›lamak üzere da¤›t›l›yor ve buna çok dikkat
ediliyordu. Osmanl› döneminde su teminine verilen önemde bu
iaflecilik yani hiçbir ihtiyaç maddesinin s›k›nt›s›n›n çekilmemesi
anlay›fl›n›n da etkili oldu¤u söylenebilir.
BÖLÜM III
CUMHUR‹YET DÖNEM‹’N‹N
SU POL‹T‹KALARI VE SU HUKUKU
“Cömertlikte ve yard›m etmede akarsu gibi ol.”
Mevlânâ
11. CUMHUR‹YET’TEN SONRA
SU YÖNET‹M‹ DÖNEMLER‹
Cumhuriyet’in su yönetimi de aynen Osmanl›’da oldu¤u gibi genel yönetim anlay›fl›ndan ve bu anlay›fltaki de¤iflimlerden
etkilenmifltir.
Cumhuriyet yönetimi de yönetim anlay›fl›nda Osmanl›’dan
ald›¤› tek yönlü ve devlet a¤›rl›kl› uygulamas›n› uzunca bir süre devam ettirmifltir. Cumhuriyet’in ilk y›llar›nda devletin temsilcisi olan vali, kaymakam gibi yöneticiler Osmanl›’dan gelen
güçlü devlet gelene¤ini devam ettirmifltir. Ancak bir dönem sonra bu da de¤iflime u¤ram›flt›r.
Tanzimat’tan beri süregelen, 1920’li y›llarda kurumsallaflan
devlet a¤›rl›kl› modernleflme hareketleri yerini 1950’lilerde bafllayan, 1980’lerden itibaren de de¤iflim eksenini oluflturan toplum a¤›rl›kl› modernleflme anlay›fl›na b›rakmaya bafllam›flt›r.536
Yönetim anlay›fl›ndaki bu de¤iflim sürecinin etkileri su politikalar› ve su yönetiminde de yaflanm›flt›r.Son dönemde dünyadaki
536 GÖLE, Nilüfer (2000), “80 Sonras› Politik Kültür”, Türkiye’de Politik
De¤iflim ve Modernleflme, Derleyen, Ersin Kalayc›o¤lu ve Ali Yaflar Sar›bay, Alfa Yay›nlar›, ‹stanbul, s. 430-434.

Benzer belgeler