YÖNETMEN, SENARİST ve YAPIMCI KUTLUĞ

Transkript

YÖNETMEN, SENARİST ve YAPIMCI KUTLUĞ
- EDİTÖR’DEN -
19-25 Haziran 2015
/S/03
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Bugün ne yazsam da
‘POPİ’ olsam acaba!
İ
İlk sayımızla karşınızdayız.
Daha iyi ve başarılı işlere
imza atmak için sizlerin
samimi eleştirilerinize
ihtiyacımız var.
[email protected]
ş çıkışı dostlarla yapılan
planların o lezzetli keyfini, artık
battaniye altında bol ‘like’lı
sosyal olduğumuzu sandığımız
sanal dünyada arıyoruz.
Çok çok hızlı yaşıyoruz!
Alışverişi mağazalar
kapanacak telaşıyla koştura
koştura yapıp baktığımız
kıyafetleri sağa sola saçarken,
restoranda “En hızlı hangi
yemeği getirebilirsiniz
acaba?” deyip aşçıya
göz kırparken,
çıkışta “İzdiham
olur, bitmeden
yavaş yavaş kapıya
ilerleyelim,” dediğimiz
konserlerden, jeneriğinin
akmasını beklemediğimiz
sinemalardan hızla uzaklaşırken,
sosyal medyada görüşmediğimiz
ama “Arayı sıcak tutalım,
ne olur ne olmaz,” deyip
gereksiz gönderileri sırf
kendimizi hatırlatmak amacıyla
like’layıp paylaşırken, “Çok
mutluyum, aktifim, amma
da eğleniyorum dostlar,”
imajını vermek için sürekli farklı
konumlar paylaşırken, “Acaba
bugün ne yazsam da dikkat
çeksem, ‘POPİ’ olsam,” deyip
garip selfieler çekerken, daha
tanımadığımız bir ünlüyü, hangi
şartlar altında çekildiğini ve
yönetildiğini bilmediğimiz filmi
hatta tiyatroyu eleştirirken... işte
bunların hepsine bir ara verelim
dedik...
Evet, biz bunu başardık.
Gerçekten!
Bedeniyle iş yapanlara ‘işçi’
demiyor muyuz?
Bedeni ve aklıyla iş
yapanlara ‘usta’, bedeni, aklı
ve yüreğiyle iş yapanlara ise
‘sanatkar’ diyorsak; o zaman
şu koşuşturmaca esnasında
hangisi olabiliyoruz? İş ve özel
hayatımızın geneline yaydığımız
bu hızlı süreç bizi ne yapmaya
zorluyor sizce?
Hepsi birbirinden başarılı
olan ekibimle oturup
eleştirmeye son verelim dedik.
Durun hemen! Öyle dünyayı
değiştirme derdinde değiliz!
Güzel bir yayınla zamanı
biraz olsun yavaşlatalım,
kendimize ayna tutalım istedik.
Fena mı ettik?
Türkiye çapında dağıtımı
gerçekleştirilen ‘Kültür Sanat’
dergimizin ilk sayısıyla kocaman
bir “Merhaba”...
Bundan sonra Türkiye geneli
Cinemaximum Salonları’nda
ücretsiz ama pahabiçilemez bir
dergiyle yer alacağız.
Bu kadar uğraşa neden mi
giriyoruz?
Çünkü bizler sanata aşığız...
POPİ olmak umrumuzda
bile değil!
Dostlarla birlikte...
Sevgiyle kalın...
SEZGİN IRMAK
Genel Yayın Yönetmeni
Eğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğğ
ğıııııııııııııııııııııııııı
Sğğ dğ ğğğğğğ ığğğğ
ğğğğ ğğğğğğ ğğğğ ğğğıııııııııııııııııııııııı
*Mınüdı yıı aıan ıçıcııııı ıoıaıyonıaıa ıııı faııııııııııııııııııııı
S/06/ 19-25 Haziran 2015
- İÇİNDEKİLER w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
HANNÂS: KARANLIKTA SAKLANAN
Beş Kardeş yeniden ekranlarda
20
TV
18
Aşk Başka Evde’yi konuştuk!
SİNEMA
26
KİTAP
VİZYONDA BU HAFTA 8’DE / BABASIZ KAHRAMANLAR 22’DE / SANATIN YENİ DALI 24’TE
/ NE VAR NE YOK 32’DE / DOĞA KOLEJİ’NİN TEOG’DAKİ BAŞARISI 36’DA / RAMAZAN
TATİLİNE ÖNCEDEN YER AYIRAN KAZANIYOR 44’TE / BOĞAZIN LEZZET USTALARI 46’DA
Gizemli bir ‘Minyatür Ustası’!
34
ETKİNLİK
Sizin için alışverişe çıktık!
38
ALIŞVERİŞ
- İÇİNDEKİLER -
19-25 Haziran 2015
/S/07
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
YÖNETMEN KUTLUĞ ATAMAN’IN YENİ FİLMİ
KUZU
VİZYONDA!
Kuzu filmi ile ödülden
ödüle koşan Yönetmen
Kutluğ Ataman ile keyifli
bir röportaj.
12
www.kultursanat.com.tr
[email protected]
/ kultursanatim
- ÜCRETSİZ SAYI: 01 TARİH: 19-25 HAZİRAN 2015
HAFTALIK SİNEMA / TV / KİTAP / ETKİNLİK / EĞİTİM / ALIŞVERİŞ / GEZİ / MEKAN DERGİSİ
Yayın Yönetmeni
SEZGİN IRMAK
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü
NESİBE DAMAR IRMAK
Yazı İşleri
HARUN DORUK
[email protected]
[email protected]
Reklam ve Projeler
UMUT DURAN
[email protected]
Dergimizde siz de haber
yayınlamak istiyorsanız bize yazın:
[email protected]
Haftalık olarak Türkiye geneli
tüm Cinemaximum salonları
ve özel gönderim.
BURCU ÖZKAYA
[email protected]
İmtiyaz Sahibi
BEKA SANAT ADINA SEZGİN IRMAK
Köşe Yazarları ve Konuk Yazarların görüşlerinin
sorumlulukları kendilerine aittir. Kültür Sanat
Dergisi’nde yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan
sahiplerine aittir. Kültür Sanat Dergisi basın ve yayın
ilkelerine uymayı taahhüt eder.
/
SİZ DE YERİNİZİ ALIN!
NERELERDEYİZ?
[email protected]
w w w.kultursanat.com.tr
/ kultursanatim
YASİR DAMAR
[email protected]
NESLİHAN YILDIZ
[email protected]
Grafik / Tasarım
BEKA SANAT REKLAM AJANSI
[email protected]
w w w.viralreklam.com.tr
/
BEKA SANAT Yayınıdır
REKLAMCILIK / YAYINCILIK / YAPIMCILIK
YÖNETİM: Kavacık Mah. Fatih Sultan
Mehmet Cad. Akbey Sok. No: 8 Daire: 1
KAVACIK / BEYKOZ / İSTANBUL
T: +90 216 693 23 33 F: +90 216 693 23 03
w w w.bekasanatyayinlari.com
/ w w w.bekasanat.com
S/08/ 19-25 Haziran 2015
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Duygularımız birer
karakter olursa
Sevimli Canavarlar ve Yukarı Bak gibi milyonların
sevgilisi haline gelen filmlerin ödüllü yönetmeni Pete
Docter’ın yönettiği animasyon ‘Ters Yüz’ vizyona girdi
Y
önetmenliğini Pete
Docter’ın, yapımcılığını ise Jonas
Rivera’nın üstlendiği
Ters Yüz animasyon
filmi bugün itibarıyla vizyona girdi
(19.06.2015).
Pixar Animasyon
Stüdyoları’nın en önemli
yaratıcı yazarı olan
Oscar ödüllü
Pete
Docter,
Yukarı Bak, Sevimli Canavarlar
filmlerinin yönetmenliğini
yapmış ve Pixar’ın ilk uzun
metrajlı filmi Oyuncak
Hikayesi’nin de karakerlerini geliştirip baş
animatörlüğünü üstlenmişti. Docter bu sefer de
bizleri en sıradışı yere, zihnimizin derinliklerine kadar götürüyor.
Zor bir
psikolojiyle büyüyen Riley,
babası San Francisco’da yeni bir
işe başlayınca Orta-Batı’daki
hayatından kopmak zorunda
kalır.
Riley de hepimiz gibi duyguları ile hareket eden sevimli
bir kızdır. ‘Neşe’, ‘Korku’, ‘Öfke’,
‘Tiksinti’ ve ‘Üzüntü’ duyguları,
Riley’nin zihninin içinde ana
merkezde yaşıyor ve ona günlük
hayatında tavsiyeler veriyordur.
Riley ve duyguları San Francisco’da yeni bir hayata alışmak
için çabalarken ana merkezde
kargaşa baş gösterir. ‘Neşe’nin,
Riley’nin en önemli duygusu
olmasına ve her şeyi pozitif tutmaya çalışmasına rağmen, diğer
duygular yeni bir şehre, eve ve
okula uyum sağlama konusunda
birbirleriyle çelişmeye başlar.
102 dakika süren bu keyifli
animasyonun seslendirmesinde
Gupse Özay yer alıyor.
TERS YÜZ
OYUNCULAR: Diane Lane , Amy
Poehler , Kyle MacLachlan
TÜR: Animasyon
YÖNETMEN: Pete Docter
FİLMİN FORMATI: 3D, 2D
SÜRE: 102 dk.
’DA BU HAFTA
19-25 Haziran 2015
/S/09
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Ölümcül takip başlıyor!
L
ondra’daki ABD
Büyükelçiliği’nde yeni göreve
başlamış, gözü yükseklerde
olan Kate Abbott (Jovovich),
kendini bir anda Uluslararası
bir skandalın ortasında bulur
ve bombalı saldırıdan kıl payı
kurtulmayı başarır. Ancak bu
saldırı ve yaşanan kayıplar Kate’in
üzerine yıkılır. Şüpheli durumuna
düşen ve tek başına kalan
Kate, yetkililerden ve kendisini
öldürmeye çalışan adamdan bir
adım önde olmak zorundadır. Bir
yandan adını temize çıkarmaya
çalışacak olan Kate, diğer yandan
da Yeni Yıl arifesinde Times
meydanına düzenlenecek bir
terör saldırısını engellemeye
çalışacaktır.
ÖLÜMCÜL
TAKİP
OYUNCULAR: Pierce Brosnan,
Milla Jovovich, Dylan McDermott
TÜR: Aksiyon
YÖNETMEN: James McTeigue
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 96 dk.
Esrarengiz bir sabahın ardından...
J
oe Hill’in aynı adlı romanından uyarlanan
Boynuzlar filmi, doğaüstü
bir gerilimin yanı sıra, fantastik ve
romantik öğeler de barındırıyor.
Senaryosunu Keith Bunin’in
yazdığı yapımda yönetmenliği
Alexandre Aja üstleniyor. Harry
Potter karakteriyle de adını dünyaya duyuran Daniel Radcliffe,
yeni filmi Boynuzlar (Horns) ile
karanlık dünyaya merhaba diyor.
Hill’in romanından uyarlanan
Horns gizem ve romantizmi bir
arada barındıran etkileyici bir
fantastik yapım.
Ig Perrish, sevgilisi Merrin’in tecavüz edilip öldürülmesi sonrası polis tarafından bir numaralı şüpheli
ilan edilmiştir. Çok içtiği bir gecenin
ertesi sabahı aynaya baktığında
gördüklerine inanamaz. Kafasının
iki yanında boynuzlar çıkmaktadır.
Neye uğradığını şaşıran Ig, ilerleyen
günlerde insanların kafasındaki
boynuzlardan çok etkilendiğini ve
kimseye yapamadıkları itirafları
boynuzlardan korktukları için kendisine yaptıklarını fark eder. Tüm
bu garip süreçte, sevgilisi Merrin’in
aslında başına ne geldiğini araştıracak ve cinayetin faillerini insanlardan öğrendikleriyle değil, kendi
yoluyla bulmayı deneyecektir.
BOYNUZLAR
OYUNCULAR: Juno Temple,
Daniel Radcliffe
TÜR: Fantastik
YÖNETMEN: Alexandre Aja
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 120 dk.
S/10/ 19-25 Haziran 2015
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
İyi Biri: Önemli olan yolda olmak
M
ızrap; 40 yaşında ama
‘adam olamamış bir
adam’dır. Filmimiz Antakya’nın küçük bir ilçesinde yaşayan
Mızrap’ın, babasının zar zor
ayarladığı işinden kovulduğu gün
başlar. Babası komşularının gözü
önünde onu tokatlayıp evden
kovar. Mızrap’ın içine oturan
herkesin önünde babasının ona
söylediği sözdür: Sen bir hiçsin!
Mızrap ötesini berisini düşünmeden ilk kez babasına karşı durur,
Bir çekirdek
aile hikayesi
İYİ BİRİ
onun blöfünü görür, evi terk
eder ve Mersin’in bir köyündeki
asker arkadaşı Salim’in yanına
gitmeye karar verir. 108 dakika
süren filmin ana karakteri ise
Cengiz Bozkurt.
OYUNCULAR: Cengiz Bozkurt ,
Mustafa Alabora
TÜR: Dram, Suç
YÖNETMEN: Ayhan Sonyürek
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 108 dk.
Jean Reno ‘Dede’ oldu!
İ
nsanın yüreğini ısıtan bu
komedi-dramın başrolünde
16 yaşındaki Paula ve mandıracılık yapan ailesi var. Paula
ailenin tek işiten üyesi olarak,
neredeyse her gün sağır anne
babası ile kardeşinin mecburi
çevirmenliğini yapmaktadır.
Müzik öğretmeni, Paula’nın
şarkı söyleme yeteneğini
keşfeder ve onu bir şarkı
yarışmasına katılması için
cesaretlendirir. Paula ailesine
destek olmakla hayallerinin
peşinden gitmek arasında
gider gelir. Bu dokunaklı
baba-kız ve çekirdek aile
hikayesi güldürürken aynı
zamanda hüzünlendirecek.
HAYATIMIN
ŞARKISI
OYUNCULAR: Eric Elmosnino ,
Karin Viard , François Damiens
TÜR: Komedi
YÖNETMEN: Eric Lartigau
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 106 dk.
L
ea, Adrien ve küçük
kardeşleri Theo, yıllar önce
yaşanan bir tartışma nedeni
ile hiç tanışamadıkları dedeleri
Paul’ü ziyaret etmek için yaz
tatilinde Provence’e, dedelerinin yaşadığı eve giderler. Ancak
bu tatil hiç de bekledikleri gibi
bir rüya tatiline dönüşmez. Zira
anne ve babaları boşanmanın
eşiğindedir ve baba evi terk etmek üzeredir. Bu haberi aldıktan
sonra, her birinin tatili başka bir
kaosa sürüklenecektir.
Rose Bosch’un yazıp yönettiği filmin başrolündeki Jean
Reno’ya, Anna Galiena, Chloé
Jouannet ve Hugo Dessioux gibi
isimler eşlik ediyor.
DEDEMLE
BU YAZ
OYUNCULAR: Jean Reno,
Anna Galiena
TÜR: Dram
YÖNETMEN: Rose Bosch
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 105 dk.
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
19-25 Haziran 2015
/S/011
S/12/ 19-25 Haziran 2015
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
BERLİN ve ANTALYA’DAN ÖDÜLLERLE DÖNEN
YÖNETMEN, SENARİST ve YAPIMCI KUTLUĞ ATAMAN:
Türkiye’nin en iyisi
olmak bir ayrıcalık
Erzincan dağlarının soğuk hava koşullarında zorluklarla çekilen ve ödüle
doymak bilmeyen ‘Kuzu’ filmi, nihayet bu hafta vizyona girdi. Kutluğ Ataman’la
filme ve hayatına dair keyifli bir sohbet gerçekleştirdik
U
ÇOCUK DEYİP
GEÇMEYİN!
Yönetmen Ataman,
çocuk oyuncularla
çalışmanın
zor olduğunu
belirterek,
“Çocuk
oyuncularım
Mert Taştan ve Sıla
Lara Cantürk’den çok
şey öğrendim. Çocuk deyip
geçmeyin. En çok onlardan
öğreniyorsunuz,” dedi.
luslararası sanatçı
kimliğine sahipsiniz. Peki
Kutluğ Ataman için hangi
sanat dalı daha ağır basıyor?
Sinema benim için her zaman
büyüsünü sakladı. Zaten sanat
dünyasındaki önemli işlerimi
de hep sinema üzerine yaptım.
Hepimiz, aslında bütün seyirciler
bence sanatçı. Hepimizin
başrolünü oynadığı bir film var.
Hepimiz kendi filmlerimizin
başrol oyuncularıyız.
Sanatınızda “Bir şey
anlatmalıyım!” duygusuyla
mı hareket ediyorsunuz?
Yani sanatçı topluma bir şey
katmalı mı?
Anlatmak ya da
mesaj vermek diye bir
şeye inanmıyorum.
Burada yanlış bir durum
var. “Ben senden fazla
biliyorum o halde seni
aydınlatacağım, sana akıl
vereceğim” filan... Hayır!
Ben paylaşmaya inanıyorum.
Ben hikayelerimi paylaşıp
eğlendiriyorum ya da fikirlerimi
paylaşıyorum. Ama mesaj
vermek, akıl vermek gibi bir
kaygım yok. Akıl verenleri de
dinledim ama sonunda hep
kendi vicdanımla karar verdim.
Kuzu filmiyle izleyiciye ne
anlatmak istiyorsunuz? İzleyici
neden bu filme gitmeli?
Eğlenmek, gülmek,
duygularıyla baş başa güzel bir
90 dakika geçirmek için. Ha bir
de tabii ki Erzincan diye bir yer
var. Biliyor muydun? Ne kadar
tanıyorsun? Bir bak bakalım!
Çünkü hiç beklemediğin bir
kafayla rastlaşabilirsin :)
Peki Kuzu filmi senaryosu
nasıl ortaya çıktı?
Güzel, komik, eğlenceli
bir aile hikayesi anlatmak
istedim. Sonra biraz korkutayım
da istedim ve tabii ki biraz
da eğlendireyim... Oturup
beraberce eğlenelim ve kafamızı
KUZU
OYUNCULAR: Nesrin Cavadzade,
Cahit Gök, Mert Taştan
TÜR: Dram
YÖNETMEN: Kutluğ Ataman
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 87 dk.
’DA BU HAFTA
19-25 Haziran 2015
/S/13
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
boşaltalım... Bu zamanlarda o
kadar önemli ki!
Kuzu’nun yapımcılığını,
yönetmenliğini ve
senaristliğini üstlendiniz.
Senaryoyu yazarken çekimi
düşünerek kısıtladığınız ne
gibi noktalar oldu?
Vallahi bizi en fazla doğa
yasakladı. Erzincan’ın doğası
kimseyi affetmez. Dünyanın
en zor doğası. Bizler sert ama
doğru insanlarız. Doğamız
bu! Kışlarımız kış, yazlarımız
yazdır. Bizde eğri-yamuk yoktur.
İklimimiz de böyle düzdür.
Hikayem de işte böyle düz bir
hikaye. Hayatın kendisi.
Hava koşulu nedeniyle
çekimlerde zorlandınız mı?
Sizce oyuncular ve teknik ekip
bu durumu nasıl karşıladı?
Bir noktada İstanbul’dan
gelen ekipten bir arkadaş bir
köpeğe “Gel kuçu kuçu” diye
bisküvi veriyordu. Tabii ki tüm
Erzincanlılar anında müdahale
edip arkadaşı sete geri getirdik.
Çünkü o kuçu kuçu dediği
aslında bir kurttu. Yani kısacası
bizim Erzincan öyle bir yerdir.
Ben zorlanmadım. Her gün
çamurda karda elimde çantam
sete gittim. Tam vaktinde çekimi
başlatıp bitirdim. Ekibime zorluk
yaşatmamaya çalıştım. Ama
galiba evet, zordu.
Sizin filminizde oynayacak
biri popüler mi olmalı?
Oyuncularda nelere dikkat
ediyorsunuz?
Oyuncunun zeki olanını
severim. Oyunculuk zeka işidir.
Kuzu filminizde önemli
oyunculara yer verdiniz. Ne
gibi anılar yaşadınız?
Çocuk oyuncularla çalışmak
dünyanın en zor işi. Çocuk
oyuncularım Mert Taştan ve
Sıla Lara Cantürk’den çok
şey öğrendim. Çocuk deyip
geçmeyin. En çok onlardan
öğreniyorsunuz.
Sette çok
disiplinliymişsiniz? Hatta
oyuncularla konuşma yasağı
S/14/ 19-25 Haziran 2015
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
“DÜNYANIN EN ZOR
DOĞASI: ERZİNCAN”
Ataman, memleketi
Erzincan’ın hava koşullarına
alışık olduğunu belirtirken,
çekim esnasında ekibine
de zorluk yaşatmamaya
çalıştığını söyledi. Başarılı
yönetmen, “Erzincan,
dünyanın en zor doğası.
Bizler sert ama doğru
insanlarız,” şeklinde
konuştu.
koyuyormuşsunuz, bu
sanatınıza olan özveriden mi
kaynaklanıyor?
Sadece sette değil her yerde
çok disiplinliyim. Bu her şeyden
önce disiplinli olmayacağım
alanlar konusunda bana özgürlük
tanıyor ki bu alan konumuz
olmadığından konuşmam. Ama
hayatımın neredeyse her alanında
inandığım tek şey çalışmak,
konsantrasyon ve iş disiplini. 150
kişiyi İstanbul’dan Erzincan’ın
dağlarında kış koşullarında
peşinizden sürükleyecekseniz
ya disiplinli ya da salak bir
faşist olmanız gerekir. İşte
bu yüzden disiplinliyim. Çünkü
insanlara saygım ve sevgim var.
Zor durumlarda hepsi dönüp
bana bakıyor ve benden medet
umuyor.
Kuzu filmiyle ekip olarak
çeşitli ödüller aldınız? Biraz
bahsedebilir misiniz?
Berlin, İspanya ve dünyanın
sayısız ülkesinden davetler...
Bütün bunlardan bana kalan
Moğolistan. Çok etkilendim
o güzel ülkeden. Köklerim,
ismim oradan geliyor. Ama
tabii ki en önemlisi Antalya’da
Türkiye’nin en iyisi seçilmek. Bir
insanın kendi ülkesinde kendi
halkı tarafından beğenilip takdir
edilmesi gibisi yok. Hakiki bir
ayrıcalık bu.
Film için kimlerden ne gibi
destekler aldınız? (MaddiManevi)
Kanal D, Garanti Kültür
A.Ş., Mehveş Arıburnu, Ebru
Özdemir, Ahmet Arınç, Limak
Holding, Tadım Gıda, Petrol
Ofisi, Demirören önemli
destekçilerimiz.
Türkiye’de filme verilen
destekler sizce yeterli mi?
Kesinlikle hayır! Bizlerin ne
kadar önemli işler başardığının
farkında değiller. Ama gittikçe
destek artıyor ve kıymetimiz
biliniyor.
Bizleri ne gibi projeler
bekliyor?
Bundan sonra sizleri çok
güldürmek, korkutmak ve
ağlatmak istiyorum. :)
’DA BU HAFTA
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Filmden Kareler -
MİZAHİ DİLDEN
BİR DRAM
Nesrin Cevadzade, Cahit
Gök, Nursel Köse ve Güven
Kıraç’ın rol aldığı film, bu
hafta vizyona girdi. Kutluğ
Ataman’ın senaryosunu yazıp
yönettiği ‘Kuzu’, oğlunun
sünnet töreninin şeref
meselesi olduğuna inanan, bu
sayede toplum içinde varlık
gösterebileceğini düşünen fakir
bir Anadolu kadınının verdiği
mücadeleyi mizahi bir dille
anlatıyor.
19-25 Haziran 2015
/S/15
S/16/ 19-25 Haziran 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Kamera Arkası -
Bir 12 Eylül hikayesi: Kafes
Çanakkale Kısa Film Festivali
İlk görüntüler gelmeye başladı
Jurassic World rekor kırdı
Kısa f ilmcilerin dikkatine!
Başrol Emily Blunt’ın oldu
Usta senarist
Bektaş
Topaloğlu’nun
kaleme aldığı,
İsmail Hacıoğlu, Fırat
Şahin, Nilay Duru,
Şefik Onatoğlu’nun
başrollerini paylaştığı
‘Kafes’ filminin
çekimleri sona
erdi. Topaloğlu,
“12 Eylül’ü bir de
bu açıdan izleyin”
yorumunda bulundu.
Cem Yılmaz’ın
merakla
beklenen yeni
filmi Ali Baba
ve Yedi Cüceler ’in
çekimlerine
başlanırken setten
ilk fotoğraflar da
gelmeye başladı.
İçeriğin bir sır gibi
saklandığı film için
Yılmaz, sosyal medya
hesabı üzerinden bu
fotoğrafı paylaştı.
12. Akbank Kısa
Film Festivali
başvuruları
başladı. 07 - 17
Mart 2016 tarihleri
arasında düzenlenecek olan festival
için başvuru formlarını, Akbank Sanat’tan ya da akbankkisafilmfestivali.com
ve akbanksanat.com
adreslerinden temin
edilebilirsiniz.
Çanakkale
Zaferi’nin 100.
yılı şerefine
ilk kez 26 – 27
Kasım 2015 tarihlerinde düzenlenecek
olan Çanakkale Kısa
Film Festivali’ne
başvurular başladı.
1.’ye 10.000
TL’nin verileceği
yarışmanın detayları
canakkalekisafilmfestivali.com’da.
Amerika Box
Office’e göre
geçtiğimiz
haftanın galibi
Jurassic World oldu.
ilk haftasında 204
milyon dolarlık bir
gişe elde eden film,
Yenilmezler: Ultron
Çağı’nın 191 milyon
dolarlık gişesini yerle
bir etti. Tüm dünyada
ise 511 milyon doları
aşmayı başardı.
Paula
Hawkings’in
çok satan
romanından
beyazperdeye
uyarlanacak The
Girl On The Train’in
(Trendeki Kız) başrol
oyuncusu başarılı
oyuncu Emily Blunt
oldu. Kitap sadece
ilk haftasında
Amerika’da 2 milyon
adetten fazla sattı.
S/18/ 19-25 Haziran 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Korkuya farklı bir dokunuş
HANNÂS
12 Haziran’da vizyona giren ‘Hannas Karanlıkta Saklanan’ filmi, korku filmlerinin
ötesine giderek kötülüklerin sadece dışarıda değil, içimizde de olabileceğini sorguluyor
T
ürk sinemasında her geçen
gün kaliteyi artıran gerilim
/ korku filmlerine bir
yenisi daha eklendi. Başrollerini
Furkan Kızılay ve Hazal Şenel’in
paylaştığı, yönetmenliğini ise
Kamil Aydın’ın üstlendiği Hannâs
Karanlıkta Saklanan, senaryosu
ve çekim kalitesiyle ezber
bozuyor.
Yönetmen Kamil Aydın,
çok da yabancısı olmadığımız
bir konu üzerinde biçimsel
dönüşümleri farklı tekniklerle
ortaya çıkarıyor. Korku filmi
matematiği doğrultusunda
ilerleyen hikâyede, kötü varlığı
ararken finale yaklaştığımızda
ise kötü varlığın yanı sıra
hayatımızdaki kötü insanların
varlığına da işaret ediyor. Üstelik
bu anlatma biçiminde başarılı
bir ironi kullanılıyor. Başrol
oyuncuları Furkan Kızılay ve
Hazal Şenel’i çocuk yaştan bu
yana TV ekranlarında sempatik
karakterleriyle görmekteydik.
Hannâs filmi ile onları alışılmadık
bir rolde görmek, yönetmen
Kamil Aydın’ın başarısını bir kere
daha perçinliyor.
den daha fazlasını bekleyenlerin
ve gerilmek için kendini yönetmene bırakmaya hazır olanların
filmi haline gelen Hannâs Karanlıkta Saklanan, geçtiğimiz hafta
vizyonda yerini aldı.
HANNAS
KARANLIKTA SAKLANAN
FİLM VİZYONA GİRDİ
Işık, ses, müzik ve kurgunun
iyi şekilde harmanlandığı film,
kendi liginde üst sıralara çıkıyor.
Filmin duyurmak istediği notu
ise; dışarıda aradığımız kötü ve
kötülüklerin içimizde de yer edebileceği... Klişe korku filmlerin-
OYUNCULAR: Furkan Kızılay,
Hazal Şenel
TÜR: Psikolojik Gerilim
YÖNETMEN: Kamil Aydın
FİLMİN FORMATI: 2D
SÜRE: 95 dk.
S/20/ 19-25 Haziran 2015
- TV -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
FİLİNTA’DAN ÇIKTI
TRT 1 ekranlarında
yayınlanan ‘Filinta’
dizisine sonraki
bölümlerde neşe katmak
amacıyla dahil edilen
Zeyrek ile Çeyrek,
Es Film’in apayrı bir
projesi olarak ortaya
çıktı. Dizi yine ‘Filinta’ ile
aynı platoda çekiliyor.
‘Zeyrek ile Çeyrek’ başladı
Y
TRT 1’in sevilen
dizilerinden Filinta’dan
tanıdığımız Zeyrek ile
Çeyrek, bir Ramazan
projesi olarak TRT 1
ekranlarında başladı
apımcılığını Es Film’in üstlendiği Zeyrek ile Çeyrek:
Bir Ramazan Temaşası adlı
dizi, Ramazan ayı ile birlikte TRT
1 ekranlarında yayınlanmaya
başladı. İzleyicisinden tam not
alan dizinin başrollerinde Kemal
Zeydan, Serhan Ernak, Hakan
Bilgin, İsmail Hacıoğlu, Pelin Öztekin gibi isimler bulunuyor.
Kendisine has üslubuyla
izleyicilerin beğenisine sunulan
dizi, zaman zaman tadı hala
damaklarda olan klasik Türk
komedi filmlerine göndermeler yaparken, günümüz sosyal
medyasına ve şarkılara da komik
atıflarda bulunuyor. Dizi Ramazan
ayı boyunca hafta içi her gün saat
22.00’de ekranlarda olacak.
SEVİLEN İSİMLER
Dizinin kadrosunda; Serkan
Keskin (Sait), Osman Sonant
(Orhan), Tansu Biçer (Turgut),
Nadir Sarıbacak (Nazım),
Fatih Artman (Aziz), Melisa
Sözen (Fahriye), Serdar Orçin
(Kudret), Nihal Yalçın (Canan),
Ayşen Gruda (Mukadder) ve
Köksal Engür (Osman Amca)
gibi isimler yer alıyor.
Hasret bitti, kardeşler döndü
B
Senaristliğini ve
yönetmenliğini Onur
Ünlü’nün üstlendiği ‘Beş
Kardeş’ dizisi Kanal D
ekranlarında sevenleriyle
tekrar bir araya geldi
eş Kardeş dizisi, geçtiğimiz
şubat ayında görücüye
çıkıp beş bölüm sonrasında
ekranlara ara vereceğini duyurmuştu. Bu ilginç gelişmenin
ardından yaklaşık iki buçuk ay
sonra sevilen dizi tekrar hayranlarıyla buluştu.
Ay Yapım imzalı, senaristliğini
ve yönetmenliğini Onur Ün-
lü’nün üstlendiği Beş Kardeş’in
hikayesi de süprizleriyle birlikte
kaldığı yerden güldürmeye ve
şaşırtmaya devam ediyor.
Şiir tutkunu gazeteci Nazım,
mahallenin imamı Turgut,
şarkıcılık hayalleri kuran Orhan
ile at yarışı tutkunu Aziz;
hepsi Sait’in birer çocuğu gibi...
Bakalım bizleri neler bekliyor!
- TV -
19-25 Haziran 2015
/S/21
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Kamera Arkası -
Karahan, Beyrut’ta
‘Sultan’lar gibi karşılandı!
Acun Ilıcalı bir diziye
daha son verdi
Muhteşem Yüzyıl dizisinde canlandırdığı
Mihrimah Sultan rolüyle Orta Doğu’da büyük
beğeni toplayan Pelin Karahan, Lübnan’da
düzenlenen Beyrut Uluslararası Ödül
Töreni ’nde En İyi Kadın Oyuncu ödülünün sahibi
oldu. Karahan,
sosyal medyadan
duygularını şu
şekilde dile getirdi:
Acun Ilıcalı TV8’de yayınlanan
Home Ofis adlı diziden sonra Bana Baba
Dedi dizisini de yayından kaldırma kararı
aldı. Başrollerini Eser Yenenler, Oğuzhan
Koç ve İbrahim Büyükak’ın paylaştığı dizi,
istenilen reytingi yakalayamayınca ekranlara
veda etti. Bu iptal kararına üzülen 3 Adam, sosyal
medya üzerinden haberin gerçek olduğunu
sevenleriyle paylaştı.
Belçim Bilgin dizi için
çocuk doktoru olacak
Kiralık Aşk’ın yayın
tarihi belli oldu
Paramparça’nın yapım şirketi Endemol
Shine Türkiye’nin yeni projesi Ya Her
Şeyim Ya Hiçim dizisi için bilgiler verilmeye
başlandı. Belçim Bilgin’in çocuk doktorunu
canlandıracağı ve yönetmenliğini ise Ömer Faruk
Sorak’ın üstleneceği dizinin Fox TV’de yer alması
planlanıyor. Güçlü bir aşk hikayesini anlatacak
olan dizinin mottosu ise Aşk değiştirir, iktidar
kirletir cümlesi...
Romantik komedi dizileriyle yaz ekranını
süsleyecek olan Star TV, yeni dizisi Kiralık
Aşk’ın yayın gününü açıkladı. Başrollerini
Elçin Sangu, Barış Arduç, Salih Bademci,
Sinem Öztürk, Levent Ülgen ve Nergis
Kumbasar’ın paylaştığı dizi, bu akşam (19 Haziran)
saat 20.30’da başlıyor. Dizi, kendi halinde yaşayan
garson bir kızın bir günde değişen hayatı ve aşkın
komik hallerini anlatıyor.
- TV -
S/22/ 19-25 Haziran 2015
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
BABASIZ
’nın
anları ini
m
n
i
a
r
n
i
h
r
a
eceğ
izile
zK
Türk d ilen ‘Babası ’nde ne hissed
ü
sev
en çok Babalar Gün
..
‘
i
anlar’.
bu yılk dünüz mü?
m
a
r
h
Ka
ün
hiç düş azı ‘Babasız
eb
İşte siz
B
nun
Mec e
l
i
i
la
Ley mail Ab
s
İ
-
FİLİNTA’NIN
GÖZBEBEĞİ
MUSTAFA
Fi
-Filint linta
a Mus
ta
Filinta, seyirciyle buluşan ilk
Osmanlı polisiye dizisi. En sevilen
karakter şühhesiz ki Filinta Mustafa.
Zeki, korkusuz, yakışıklı ve maharetli
bir genç. Filinta Mustafa, en yakın
dostu Bıçak Ali gibi ailesiz... Gerçek
dost olmayı bize en iyi şekilde
gösteren bu gençler, babasız
olmalarına rağmen tüm zorluklara
karşı göğüs germeyi başarmışlar.
Çünkü heybetli ve kalender olan Kadı
Gıyasettin (Mehmet Özgür), ikisine
de çocukken sahip çıkmış. İşte bu
yüzden bu iki zaptiye babasız olsa
da hiç bir zaman sahipsiz ve güçsüz
olarak karşımıza çıkmadı.
fa-
abalar Günü deyince aklınıza ilk ne gelir?
Mesela babanıza özenle
seçeceğiniz bir hediye mi? Ya
da kocaman bir sarılma, baba
ile geçirilmiş mutlu bir gün ve
hemen ardından selfie çekilip
sosyal medyayla paylaşılmış
bir fotoğraf mı? Yoksa
“Babam benim prensim,
ilk aşkım, kral o kral, o iyi
ki var!” gibi hissedilen duygu
patlamaları mı?
İşte benim söyleyeceklerim
de tam olarak burada başlıyor.
Sadece Babalar Günü’nü
değil, her bir gününü, her bir anını
babasız geçirenler, “Babalar Günü
deyince aklınıza ilk ne gelir?”
sorusu yöneltildiğinde sadece
derin bir üzüntü hissedecektir.
Bu üzüntüyü duyanların en
acı verenleriyse, babası
hayatta olduğu halde
onu göremeyenlerdir.
Birçok sebebi
vardır bu kopukluğun. Öfke,
haddinden
fazla uzaklık,
iletişim
kopukluğu,
ar
Bah laşi
c
n
i
U
İk
üm ve
s
l
ü
G
-
Can
-Yi ım Ai
ğ
l
Me it, Ed em
rtca a ve
n-
- TV -
19-25 Haziran 2015
/S/23
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
KAHRAMANLAR
BABASINI BEKLEYEN
İSMAİL ABİ:
anne-baba ayrılığı, terkeden
baba gibi uzayıp giden nedenler yüzünden hayatımızdaki en
önemli sevgi bağı uçup gider.
İşte böylesine hassas bir
sevgi bağını Babalar Günü adı
altında toplayıp, ülke genelinde
mutlu mesut fotoğraflar, yazılar
ve birçok o güne özel anılar paylaşıldığında, babasız kalanların
kalbi bir kere daha sızlıyor.
Anlattığım hissiyatın
pekişmesi adına, hepimizin
beğenerek izlediği birkaç
diziden ve o dizilerde sevdiğimiz
karakterlerin babasız kalışından
örnek vermek isterim.
Telaşlanmayın! Küçük Emrah’a girmeyeceğim:)
NOT: Tabii ki hissedilenler her
zaman bu denli üzücü değildir.
Yanımızda “Baba” diyebileceğimiz samimi kişiler
varsa...
Herkeste derin izler bırakan
absürt komedi dizisi Leyla ile
Mecnun’un en sevilen karakteriydi
İsmail Abi. O üzüldüğünde
hepimizin içi sızlamaz mıydı?
Belki de bu zamana kadar
yazılan en saf karakterlerdendi.
Her gün deniz kenarına giderek,
babasının oradan gemiyle geri
döneceği düşüncesiyle denize
doğru el sallardı. İsmail abimiz
de Babalar Günü’nü mutlu
yaşayamayanlardandı. Ama “O
gemi bir gün gelecek!” diyerek
hayatındaki en saf duygularını her
zaman ayakta tuttu, güçlü kaldı...
İKİNCİ BAHAR’IN
BABASIZ KARDEŞLERİ:
Eski dizilerimizden tadı
damağımızda kalan, hala otursak
seyredebileceğimiz İkinci Bahar’ımız, tüm olumsuz olaylara
rağmen birbirlerine kenetlenen
sıcacık bir aile dizisiydi. Hatırlarsınız, Türkan Şoray’ın oynadığı
Hanım karakterimizin babasız
kalan çocukları Ulaş (Ozan Güven)
ve Gülsüm (Nurgül Yeşilçay) vardı.
Babasız büyümelerinin verdiği
güçsüzlükten dolayı, ikisinin de
farklı zorluklarla savaş
vermelerini
izlemiştik. Neyse ki baba gibi
baba olan Ali Haydar’ımız (Şener
Şen) kol kanat gerip o boşluğu
doldurabilmek için elinden geleni
yapmıştı. Ulaş ve Gülsüm için
baba burukluğu belki hep içlerinde
kalmıştı ama baba diyecekleri bir
varlığın yanlarında olması onları
her geçen gün biraz daha dik
tutmuştu...
CANIM AİLEM’İN EDA,
YİĞİT VE MERTCAN’I:
Canım Ailem, içimizi ısıtan aile
dizilerimizdendi. Anne ve babasını
kaybeden Eda, Yiğit ve Mertcan’ı
hatırlarsınız. Yüreği kocaman
olan dayıları Samim abimiz (Uğur
Yücel), bu üç yeğenine de babaları
gibi sahip çıkmıştı. Çocuklar ilk
başta bocalasalar da dayılarının
destekleriyle hayatlarını yeniden
iyileştirebilmişlerdi.
YEDİ NUMARA’NIN ŞEN
ŞAKRAK GENÇLERİ:
‘Herhalde galüba sanursam’
sözlerini hemen hatırlamışsınızdır.
Eski dizilerimizin eskimeyen
yapımlarındandı. Bu dizinin konumuzla ne ilgisi var diyeceksiniz
şimdi. Aslında bu diziyi Vahit Emmi’miz için ekledim. Ailelerinden
uzakta okuyan gençlerimize maddi manevi destek çıkmıştı. Önce
onlara evini açmış, daha sonra da
hepsine ‘babalık’ yapmıştı. Zaten
önemli olan da ‘babasız’
geçirilen zor günlerde size
‘süper babalık’ yapmaya
çalışan insanların varlığı
değil mi?
‘BEŞ KARDEŞ’
HİKAYESİ:
7N
Vahit E umara
mmi ve
Gençle
r
Beğeniyle izlediğimiz bir dizi
daha. Anne ve babasını depremde kaybeden Sait, Nazım, Turgut,
Orhan ve Aziz... Karakter olarak
birbirlerinden çok farklı olan bu
beş kardeş, el ele vermeyi çok iyi
başarmış. Tabi tüm kardeşleri
bir arada tutan en büyük abileri
Sait’in büyük emekleriyle...
Yıllarca onlara tam bir ‘babalık’
yapmış. Bize ‘sarsılmaz bir aile’nin
her güçlüğe göğüs gerebileceğini
gösteren ‘içten’ bir dizi.
S/24/ 19-25 Haziran 2015
- KİTAP -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Sanatın yepyeni bir dalı var:
YEMEK YAPMAK
Lezzet Ustası Zeliha Korkmaz, Türkiye’nin doğal ve eşsiz lezzetlerini sizler için bu
kitapta topladı. Artık siz de sevdiklerinize farklı yöresel tatlar sunabilirsiniz. Afiyet olsun!
B
KÜNYE
Sayfa Sayısı: 128
Çorbalar, Salatalar, Tencere ve
Fırınlar, Pilavlar, Tatlılar,
Yayınevi: Beka Sanat
Yazar: Zeliha Korkmaz
Tamamı Kuşe ve Renkli
eka Sanat Yayınları’ndan
çıkan Zeliha’nın
Mutfağından Yöresel Tatlar
kitabı ile artık yemek yapmak
kolaylaşıyor. Lezzet Ustası Zeliha
Korkmaz’ın özel olarak derlediği
bu kitapta Çorbalar,
Salatalar, Tencere
ve Fırınlar, Pilavlar,
Börekler ve Tatlılar
kategorisiyle tüm
tariflere erişmeniz
mümkün.
Tarihi kültürüyle
dünden bugüne
sofralarımıza kadar
gelen bu eşsiz
yöre yemeklerini
bizler için köy
mutfağındaki
gerçek
aşçılardan
araştırıp
derlediğini belirten Korkmaz,
“Eminim ki, bu kitapla
yemeklerinizin kokusu, tadı,
doğallığı sizler ve aileniz için
vazgeçilmez olacaktır.” dedi.
SAĞLIK İÇİN YEMEK
En önemlisi de
sağlığımıza olan katkısının
altını çizen Lezzet
Ustası, ikinci kitabı için
hazırlıklarına başlamış
durumda.
Tamamı renkli ve
fotoğraflı olan Zeliha’nın
Mutfağından Yöresel
Tatlar kitabını
tüm kitapçılarda
bulabilirsiniz.
Sarah Jio’dan ‘Elveda Haziran’
Y
KÜNYE
Sayfa Sayısı: 352
Yayınevi: Arkadya Yayınları
Yazar: Sarah Jio
Orjinal Adı: Goodnight June
Çevirmen: Duygu Parsadan
azdığı kitaplarla Türkiye’de
büyük ilgi toplayan Sarah
Jio, son kitabı Elveda
Haziran ile raflarda
yerini aldı.
Bugününüzü
sorgulayıp geçmişinize
merhaba diyeceğiniz,
ne kadar imkânsız
gibi görünse de
çıkış yollarının çok
yakınımızda olduğunu
gösteren bir Sarah Jio
romanı.
Karakterimiz June Andersen,
her akşam yatmadan önce
teyzesinin ona ve kız kardeşine
okuduğu masalla büyümüştür.
Ancak zaman acımasızdır
ve maalesef hayat,
çocukluklarındaki o
masumiyeti yok etmiştir.
Artık güçlü bir kadın
olarak tek başına yol
alan June, yıllardır
yüzünü görmediği
teyzesinin ölüm haberiyle
çocukluğunu geçirdiği
Mavi Kuş Kitabevi’ne
yeniden adımını atacaktır.
June bu masal diyarında kendini
yeniden keşfedecektir.
- KİTAP -
19-25 Haziran 2015
/S/25
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Raftakiler -
Canan Tan’dan mizah öyküleri
Kaybedecek Neyin Var ki?
Yazışmalar / 1946-1959
Akpınar’dan yeni bir deneme
Yeni bir hayat kurmak...
Almanya’ya bir göç serüveni!
Başarılı yazar
Canan Tan,
kadınların
dilinden
erkekler, erkeklerin
dilinden kadınları
ele alıyor. Canan
Tan, evli çiftlere dair
çarpıcı tespitleriyle
hem güldürüyor,
hem de kadınlarla
erkeklerin kendilerini
sorgulamalarını
sağlıyor.
Yazışmalar 19461959, yapıtlarıyla
ölümsüzleşmiş
iki ismin, Albert
Camus’yle René
Char’ın dostluğunun
anlatısı aslında.
Bu mektuplarda
iki edebiyatçı
arasındaki dostuğa
tanık oluyoruz. 224
sayfadan oluşan
kitap, Yapı Kredi
Yayınları’ndan çıktı.
İkircikli Biricik,
yalnızlığın,
arayışın, bulma
ümidinin,
şehirlerin,
caddelerin, şarkının
ve şiirin romanı…
Titizlikle örülmüş
bir kurgu, ustalıkla
harmanlanmış,
sarsıcı bir dil... İlhami
Algör’ün kaleme
aldığı kitap 169
sayfadan oluşuyor.
Kaybedecek neyin
var ki? hatırlatması,
Kur’ânî metaforları
yeni bir yorumla
canlandırarak, insanın
talihsiz unutkanlığını
yırtıyor. Aşkı, ümidi ve
merhameti yitirmiş
çağın yüzüne yeni
bir ayna tutuyor.
Kitaplarıyla çok satanlara
girmeyi başaran Senai
Demirci’nin 260 sayfalık
yeni kitabı çıktı.
Aşkullah’ın
yazarı Tolga
Akpınar’dan 128
sayfalık yepyeni
bir kitap daha.
Emanet aldığın canını
unutmadıysan, Can
özlüyorsa, Ve canın
yanıyorsa, yaralıysan,
“Bir” vav gibi işliyse
içinde bu güzel
yara, Tek tesellin
duyduğun özlemdir
Yâre...
Doğan Kitap’tan
çıkan 280 sayfalık
Halit Çelikbudak’ın
yeni kitabı Umut
Peronu raflarda
yerini aldı. Yazarın
anne ve babası,
daha iyi bir gelecek
umuduyla Almanya’ya
gidenlerden... Usta
yazar Çelikbudak,
Almanya’ya Göç
serüvenini yalın bir dille
okuyucuya sunuyor.
S/26/ 19-25 Haziran 2015
- KİTAP -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Sinan Akyüz’ün
yeni romanı
366 sayfadan
oluşuyor.
‘ASK
,
Başka Evde’mi?
İki Kişilik Yalnızlık, Piruze, İncir Kuşları gibi birçok
kitabıyla çok satanlar listesine girmeyi başaran Sinan Akyüz,
yepyeni romanıyla gündeme oturdu. Akyüz, “Metres yuva
yıkan mı, yoksa ayakta tutan mı?” sorusuna yanıt arıyor
- KİTAP -
19-25 Haziran 2015
/S/27
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
TMC TARAFINDAN
DİZİ YAPILACAK
Sinan Akyüz, Aşk Başka Evde’nin
televizyon uyarlaması için
TMC’nin patronu Erol Avcı ile
el sıkıştı. Çekilecek olan dizi,
romanla aynı adı taşıyacak ve
eylül ayında ekrana gelecek.
Senaryo ve cast çalışmaları
önümüzdeki günlerde
başlayacak. Diziyle birlikte
‘metres’ tartışmaları da yeniden
gündeme geleceğe benziyor.
Yeni romanınızın girişinde
demişsiniz ki, “Metres yuva yıkan mıdır, yoksa yuvayı ayakta
tutan mı?” Sizce hangisi?
Aslında aşkla yürümeyen pek
çok evlilikte bir adam, bir kadın
ve bir metres var. Bu durum
bazı evliliklerde evdeki kadın
tarafından alenen kabullenilir,
bazılarında görmezden gelinir,
bazılarında ise mücadele edilir.
Ama en ilginç olanı, metres skandalıyla sarsılan evliliklerin çok
azının boşanmayla sonuçlanması.
Herkes annesinin, babasının
biricik kızıdır. Hiç kimse bir
gün metres olabileceğini aklına
dahi getirmez. Kader mi bu
hale getirir, aptallık mı, yoksa
aşk mı? Sahi, bir kadın neden
metres olmayı kabul eder?
Bakın, gerçek şu ki bir kadın
için metres olmak büyük bir
yüktür, taşıması güç bir etikettir.
Mutluluktan çok, acıdır. Bir kadın
bunu ancak metres olduğunda
anlar. Ama eğer gerçekten âşık
bir kadınsanız ancak o zaman
bu metreslik hayatını sürdürebilirsiniz. Çünkü gerçek aşk öyle
sanıldığı gibi paraya pula dayalı
bir ilişki değil. Ayrıca şöyle de bir
durum var ki; bir kadın metres
olmayı asla kabul etmez. Çünkü
gönlünde hep ilk kadın olmak
vardır. Bir metres gönlünde
şunu da hisseder: Belki yasalar
önünde evdeki kadın birinci
kadın olduğunu zannedebilir,
ama o adamın kalbindeki ilk
kadın benim. İşte bu yüzden bir
kadın metrestir.
Öyleyse size göre gerçek
aşk ne?
Gerçek aşk ecel gibidir, geldi
mi kaçamazsınız.
Başkarakteriniz Eylül de bu
aşktan mı kaçamadı?
Evet. Birtakım gerçekleri
öğrendiği zaman iş işten
geçmişti. O artık aşkı için yaşayan
yüz binlerce kadından yalnızca
biriydi.
Peki, evli bir erkeğin
sebepleri ne? İkinci bir kadını
niçin hayatına sokuyor? Evde
bir karısı, çoluk çocuğu yok mu?
Bu soruyu önemsiyorum
çünkü bu soruya samimi bir cevap
verirsek birçok şey aydınlığa
kavuşacak bence. Bir kere şu klişe
sözü yıkmak istiyorum: Erkek
genç ve güzel bir kadın bulduğu
için öteki bir kadına gitmiyor.
Yeniden kendi olmaya, kendi
hayallerine gidiyor. Yine kendisini iyi hissettirecek, kendisini
sevdirecek olan bir insana gidiyor.
Aslında o kadına değer verirken
kendisine değer veriyor. Sana en
çok kendini düşündürten, sana en
çok değer verdirten kimse, sen
gözünü karartıp ona gidiyorsun.
Bir ikincisi de, evlilik denen kurum
insanın bir tarafını yok ediyor.
Nasıl yani?
Bakın, birçok evli çift eskisi
gibi konuşamıyor. Çünkü
içlerindeki o duygular, o
heyecanlar ölüp gitmiş, yılların
azizliğine uğramış. Hatta evdeki
karın ya da kocan senin diğer bir
yarını temsil ediyor. En acısı da
tıpa tıp sana benziyor.
Bütün kabahat evdeki
kadında mı?
Kesinlikle değil. Çünkü
o da evdeki koca gibi bu
toplumunun kurbanı olmuş.
Peki, bu toplum bize ne diyor?
Aynen şunu: “Aman ne kadar da
iyi bir koca, iyi bir anne! Aman
ne kadar da işinde gücünde
bir adam, namuslu bir anne!
Aman ne kadar da iyi bir aile
babası, iyi bir ev hanımı! Aman
da aman!..” Toplum bunu
söylüyor ama işin garip tarafı
biz bu sözlerle kendimizi hiç
değerli hissetmiyoruz artık.
Bu aptal sözler yaşamımızdan
çok şey çalıyor. Biz gençken
bütün bunların hayallerini mi
kurmuştuk? Evlendiğimiz zaman
iyi bir eş, iyi bir aile babası
olacağız mı demiştik? Hiçbirimiz
bunu dememiştik ki, yalan mı?
S/28/ 19-25 Haziran 2015
- KİTAP -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
ESKİ GAZETECİ
ARTIK ROMANCI
Sinan Akyüz, çok uzun
yıllar gazetecilik yaptıktan
sonra mesleğe tamamen
ara verdi. Bunun yanı
sıra fotoğraf sanatçısı da
olan Akyüz, artık romancı
olarak anılmak istiyor.
Yani evdeki kadın da kurban?
Aynen öyle. Çünkü o da bu
coğrafyada yaşayıp da aldatılan
birçok kadın gibi alışılmıştan çok
fazla anne olmuş. Dişiliğini unutmuş, evde bir görev üstlenmiş.
Hatta çocuklarına fazla anne
olmakla kalmamış, kocasının da
annesine dönüşmüş. Koca da
evdeki bu kadını zaman içinde
annesi gibi görmeye başlamış. O
zaman da geriye şehvet denen
şey kalmıyor.
Ama kadınlar böyle davranmıyor.
Çoğu davranmaz çünkü yapısı
gereği aranan erkektir. Birçok
kadın dışarıda çöplük karıştırmayı
sevmez.
İlişkilerimizde neden bu hale
geldik? Bu ağır bir bedel ödeme
değil mi?
Ne yazık ki yeni nesil
gençlik bayramlığını her günlük
yaşadığından, bayramlık
günlerine hiçbir şey bırakmadı.
Bence artık bu yüzden mutsuzlar,
yalnızlar. Oysaki bu devirde
çoğunun arabası var, evi var,
yılda en az bir kez tatilleri var,
çift çift ayakkabıları var… Ama
genç çiftler yine de mutsuzlar ve
birbirleriyle kavgalılar.
Peki o zaman insanlar nasıl
mutlu olacak?
Bence bu hayatta mutlu
olmanın üç koşulu var. Birincisi,
hiç kimseyi yargılamayacaksın.
İkincisi, hiç kimseyi yadırgamayacaksın. Ve üçüncüsü de hiç
kimseden öldüren bir beklenti
içinde olmayacaksın. Eğer bir
beklenti içinde olursan oturup
Godot’yu beklersin ve o belki de
hiç gelmeyebilir.
Romanınızda dikkatimi
çeken bir benzetme var: Aspirin
erkek! Nedir bu aspirin erkek?
Ne yazık ki erkeklerin
birçoğu kadınları yatakta
yüzüstü bırakıyor. Beş dakikada
işlerini bitirip hemen sırtlarını
dönüyorlar. Tıpkı beş dakikada
baş ağrılarını kesen aspirin gibi.
Erkeklerin birçoğu da ne yazık ki
birlikteliği bir ‘hapşırma hali’ gibi
görüyor. Bu benzetme erkeklerin
bu yönüne vurgu yapıyor.
Romanınızda kadınların ve
erkeklerin iç dünyalarına dair
tespitler var. Ve bu tespitler son
derece ilginç.
Evet, bu tespitleri koydum
çünkü erkekler ile kadınların kafası çok farklı çalışıyor. Mesela…
- KİTAP -
19-25 Haziran 2015
/S/29
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
YAZMAK İÇİN
AYLARCA
YALNIZ KALIYOR
Yazar, romanlarını yazmaya
başladığında ailesiyle birlikte
yaşadığı evi terk ediyor,
aylarca yalnız yaşıyor.
Ayda bir gün dışarı çıkıyor,
o günü de çok özlediği
ailesine ayırıyor. Romanlarını
Büyükçekmece’ye bağlı
Güzelce Semti’nde yazıyor.
Kadınlar tanıdık, bildik insanların
arasında çok daha rahat konuşur.
Rahat konuşabilmeleri için o ortamdaki herkesi tanıyor olmaları
gerekir. Oysaki erkekler öyle
midir? Erkekler tanıdık insanların
arasında pek konuşmaz. İlla
yabancı bir ortam olması gerekir.
Futbol için stadyumları dolduran erkeklere bir bakın. Oradaki
tanımadıkları insanlarla bir olup
hakemin yedi ceddine sövebiliyorlar. Çünkü orada bir kavga var,
savaş var. Bu yüzden erkekler eve
gelince pek konuşmuyorlar.
Ya kadınlar?
Bence kadınlar iletişim
kurmak için var. Bu durumu
şöyle gözlemliyorum; Hastaneye
gittiklerinde bütün kadınlar
öbek öbek bir arada duruyor.
Ya da bir otobüs yolculuğunda
yanındakiyle akraba oluverir
hemen. Onun sıkıntısını, neşesini
dinler kadın. Aslında o anda
aradığı bambaşka bir şeydir.
Kendi sıkıntıları veya sevinçleriyle
eşleştirmeye çalışır. Eğer karşı
taraftan bir yakınma duyarsa,
kendisinde bir ferahlama
hisseder. ‘Bak! Gördün mü? O
da aynısını yaşamış,’ der kendi
kendine. O anda mutlu olur.
Hâlbuki erkekler böyle midir?
Erkek tanımadığı bir adama, ‘İyi
yolculuklar koçum,’ der ve yoluna
devam edip gider. Erkek sorup
soruşturmaz. Erkeklere bir sebep
lazım sorması için.
Ayrıca romanınızda aşk
isteyenlerle mantık isteyenlerin
çatışması var.
Doğru. Gerçek hayatta böyle
değil mi? Çevremizdeki birileri
bize diyor ki, “Aşkta yaralanmak
lazım. Yara almazsan onun adı aşk
olmuyor işte. Sonra da arkasından
özlemek lazım…” Diğer birileri
de bize diyor ki, “Aşk geçici
bir sarhoşluk halidir. Bir süre
sonra ayılıp kendine geldiğinde
yüreğin kanıyor, acıdan için
ağrıyor…” Aşkın tarifi biraz da
kendi yaşadığın ilişkiyle alakalı
bir şeydir. Daha doğrusu kendi
aşk sınavınla ilgili. Çünkü bizler
önümüze konan sınavla sınanıp
karaktere dönüşüyoruz.
“Çeyiz sandığındaki geceliği
en fazla bir ay kullanıyorlar”
Polisiye romanın usta yazarı
Ahmet Ümit’in adı, Pera
Palace’ın 410 numaralı
odasına verildi.
Hikayeniz bir sürü mesajlarla dolu. Bu sayfalardan kadın
okurlarımız için bir mesaj vermek isterseniz, ne söylersiniz?
Bence kadınların birçoğu
kendilerine bir koca buluncaya
kadar güzel görünme yoluna
gidiyorlar. Çevremdeki yeniyetme
kadınlara şöyle bir bakıyorum
da, çeyiz sandıklarında getirdikleri ipek geceliği en fazla bir ay
kullanıyorlar. İkinci ayda kaldırıp
gardırobun bir köşesine atıyorlar.
Ondan sonra da gidip üzerlerine
eşofman ve bir tişört giyiyorlar,
ayaklarına ise şıpıdık bir terlik
geçiriveriyorlar. Zamane kadınları
evde her an temizlik yapacakmış
gibi dolaşıyorlar. Bu hataları
yapmasınlar. Diğer mesajları da
kitapta bulabilirler.
Erkekler için?
Âşık olduğu erkeğin
kusurlarını, bayağılığını görmek
bir kadın için büyük bir düş
kırıklığıdır. Hatta kadınların
birçoğu şöyle düşünüyor:
“Bu hayatta erkekten erkeğe
çok fark var. Her erkek benim
filmimin jönü olamaz. Mesela
eski kocam ya da sevgilim…
O, masadaki tuzluk gibiydi.
Ortadan yok olduğunda inanın
gittiğini bile anlamadım.” Evet,
kadınlar tuzluk erkek istemiyor.
Gerçek aşkı onlara tattırabilecek
ve yürekleriyle onlarla
konuşabilecek adamları istiyorlar.
S/30/ 19-25 Haziran 2015
- ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Yuri Bashmet & Daniil Trifonov
ile klasik müziğe doyacağız
Modern zamanların en iyi viyolacısı kabul edilen Yuri Bashmet ile genç
piyanist Daniil Trifonov ikilisine sahnede Moskova Solistleri eşlik edecek
PERFORMANSLARI
HERKESİ
BÜYÜLÜYOR
Moskova Solistleri 5 kıtada
50’den fazla ülkede verdikleri
konserler ile adlarından sıkça
söz ettiriyor.
M
oskovalı keman virtüözü
ve şef Yuri Bashmet ile
Rus piyanist ve bestecisi
Daniil Trifonov, İstanbul Aya İrini
Müzesi ’nde kulaklarımızın pasını
silmeye geliyor.
Yaklaşık 115 dakika sürecek
olan etkinlik, 22 Haziran saat
21.00’da başlıyor.
1978‘den beri Moskova
Konservatuvarı’nda eğitim
veren Bashmet aynı zamanda bir
profesör olarak karşımıza çıkıyor.
1995 yılında Kopenhag’da
dünyanın en prestijli ödüllerinden olan Sonnings Musikfond
ödülünü de alan Bashmet,
Trifonov ile bizleri büyüleyeceğe
benziyor.
Bu ikiliye ise dünyanın en iyi
oda müziği toplulukları arasında
gösterilen Moskova Solistleri
eşlik edecek. Asıl ilginç olan
kısım ise bu topluluğu Yuri
Bashmet’in 1992’de Rusya’nın
en yetenekli genç müzisyenlerini, Moskova Konservatuarının
mezunlarını ve yüksek lisans
öğrencilerini bir araya getirmesiyle oluşturması. Kısa zamanda
uluslararası bir üne kavuşan ekip,
performanslarıyla BBC, Bavyera
Radyosu, Radio France, Radio
Luxembourg gibi en büyük radyo
kuruluşları tarafından büyük ilgi
gördü. Topluluk yaptığı kayıtlarla pek çok Grammy ödülüne
aday gösterilirken 2007 yılında
ise Stravinsky ve Prokofiev’in
müziğiyle yapılan bir kayıt için
Grammy ödülünü de almaya hak
kazandı.
- ETKİNLİK -
19-25 Haziran 2015
/S/31
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Bashmet’e eşlik edecek
Daniil Trifonov’u gördüğünüzde
ise biraz şaşırabilirsiniz. Çünkü 24
yaşında olan Trifonov, yeni nesil
piyanistlerin en parlak isimlerinden biri olarak gösteriliyor.
Aldığı ödüllerden sonra hızla
ünlenerek Carnegie, Wigmore,
Queen Elizabeth, Louvre
Oditoryumu, Zürih Tonhalle,
Berlin Filarmoni gibi salonlarda
resitaller veren Trifonov, bu
başarısının çocuk yaşta başladığı
müzik eğitiminden kaynaklandığını belirtiyor.
Hatırlarsanız Arjantinli
ünlü piyanist Martha Argerich,
Trifonov’a övgüler yağdırmıştı.
Argerich genç piyanist için
“Elleriyle yaptığı şeyler teknik
açıdan inanılır gibi değil. Tuşesi
de hem yumuşak hem de şeytani
bir hisse sahip,” şeklinde yorumda bulunmuştu.
Cambazın cenazesi nasıl olur?
KÜNYE
Proje tasarım: Sami Berat Marçalı
Yazan: Firuze Engin
Yöneten: Berfin Zenderlioğlu
Oynayanlar: İbrahim Halaçoğlu,
Seda Türkmen
Süre: 90 dakika
O
rta oyunundan esinlenerek sanki bir Hacivat Karagöz oyunu izlermişsiniz gibi sizleri havaya sokan
Cambazın Cenazesi haftanın
gözde tiyatrolarından...
23 Haziran saat 20.30’da
Karaköy İkinci Katta sahnelenecek oyun için biletler hızla
tükenmekte. Oyunun iki kişilik
olması sizi yanıltmasın. Aslında
20’ye yakın karakteri ve seslen-
dirmeleri farklı bir şekilde bizlere
sunan İbrahim Halaçoğlu ve Seda
Türkmen tiyatroseverlere unutulmayacak bir deneyim yaşatacak. Konusu ise günümüz kentsel
dönüşüm olayları. Bu olaylar
cambazı, ailesini ve cenazesinide
yakından etkiliyor:
“Cambaz gidiyor, hayat onun
konuşmadığı bir dilden devam
ediyor. Bir takla daha atamadı;
Cambaz Rasim dün gece öldü!”
S/32/ 19-25 Haziran 2015
- ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Ne Var Ne Yok -
MFÖ hasreti sona eriyor!
Eski Sevgiliye Şarkılar
Boşnak Mutfağı’ndan tatlar
Usta şeflerden pizza tarifleri
Balkanların en seçkin yemek kültürü olan ve
Anadolu’ da kendine geniş bir yer bulmuş
Boşnak Mutfağı kapılarını Kitchen Creates’te
açıyor. 19 Haziran’da saat 19.00 - 22.00 arasında düzenlenen bu lezzetli atölyeye katılabilirsiniz.
Usta şefler pizza yapmayı öğretiyor! Pizza
hamurunun hassasiyetliklerini, hamur açım
tekniklerini ve tüm püf noktalarını öğrenmek
için 19 Haziran saat 19.00’da Chef’s Table
Mutfak Akademisi ’ndeki eğitime katılabilirsiniz.
Ertem, Hayal Kahvesi’nde
“Siz Hepiniz Ben Tek!”
Türk pop ve rock
tarzı müzikleriyle
1984 yılında
çıkarttıkları ilk
albümden bu güne
sevilerek dinlenen
MFÖ, Vodafone
Smart 6 Harbiye
Açıkhava Konserleri
kapsamında 24
Haziran saat 21.30’da
Cemil Topuzlu
Harbiye Açıkhava
Sahnesi’nde!
İçinde bir Yıldız
Tilbe şarkısını
da barındıran
dolu dolu
3. solo albümü
Amansız Gücenik ile
hayranlarını artıran
şarkıcı ve söz yazarı
Ceylan Ertem, 19
Haziran’da saat
22.00’da Beyoğlu
Hayal Kahvesi’nde
sevenleriyle
buluşacak.
Televizyon,
sinema, tiyatro
ve kabarelerin
yanı sıra solo
müzik kariyerine
devam eden Atılgan
Gümüş, “Eski
Sevgiliye Şarkılar”
başlığı altında özel
bir performans
sunuyor. Etkinliğe 20
Haziran saat 21.45’de
Kılçık Mekan’da
katılabilirsiniz.
2008 yılı
Ekim’den bu
yana Rock
FM’de Rabarba
programını yapan
Mesut Süre, Siz
Hepiniz Ben Tek
adlı eğlenceli sahne
performansıyla,
izleyicisinden tam
not alıyor. Haziran
ayı boyunca her
cuma BKM Mutfak
Sahne’de yer alacak!
- ETKİNLİK -
19-25 Haziran 2015
/S/33
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Ne Var Ne Yok -
Kurs değil eğlence zamanı
Yazar mı olmak istiyorsunuz ?
Modern sanat tatlıları
Profesyonel mutfağa hazırlık
Modern sanatlarla birleştirilmiş bir workshop
Kitchen Creates’te sizi bekliyor. Piet Mondrian’ın De Stijl akımından etkilenerek oluşturulmuş MOMA mutfağından enfes bir tarif,
Mondrian Cake. Atölye 20 Haziran saat 16.00’da.
15-17 yaş aralığındaki gençler, hem
MSA’nın profesyonel şeflerinden mesleği
öğrenecek hem de 11 gün boyunca sürecek
uygulamalı derslerle mutfaktaki yeteneklerini
keşfedecekler. 22 Haziran’daki bu eğitimi not edin.
Parende, takla ve jonglörler
Model Ankara’da sahne alıyor
Masterpiece,
bir resim kursu
olmasından
ziyade sanat
ile dolu 3 saat
geçireceğiniz bir
keyif seansı. Bu
seans sonunda,
size ait eserleriniz
olacak. 20 Haziran
saat 13.30’da
bu eğlenceli
eğitime sizler de
katılabilirsiniz.
Gittiği her
ülkede ilgiyle
takip edilen ve
ödüllü sanatçı
kadrosuyla gösteri
yapan Olympia Sirki,
sadece insan ağırlıklı
özel gösterileriyle
Vialand’de sizlerle
buluşuyor. 7’den
70’e herkesin
eğlenceli zaman
geçireceği gösteri 21
Haziran’da.
Hikaye, roman
veya oyun mu
yazmak istiyorsunuz? Ama
nereden başlayacağınızı bilmiyor
musunuz? O zaman
20 Haziran’da Living
Room Sahnesi’nde
Aykut Göker eğitmenliğindeki
Dramatik Yazarlık
workshop’una
katılabilirsiniz.
Emre Aydın ile
yaptığı single
ve konserlerle
büyük ilgi
toplayan Model,
hayranları ile
yeniden buluşmaya
hazırlanıyor. Üçüncü
albümleri Levlâ’nın
Hikayesi’nden
şarkıların yer alacağı
konser 20 Haziran’da
Armada AVM
sahnesinde.
S/34/ 19-25 Haziran 2015
- ETKİNLİK w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Gizemli bir ‘Minyatür Ustası’!
T
arihin tozlu sayfaları arasında kalmış denir bazı eserler
veya olaylar için. Bu söz
tam da meçhul minyatür sanatçısı Mehmed Siyahkalem için
söylenmiş sanki. Adeta tarihten
silinmiş görünmez olmuş. Bilinen
tek şey ise günümüze ulaşmış
çalışmalarının kültürlere ve
coğrafi konumlara aykırı olması.
Yıllar önce Topkapı Sarayı’nda
sergilenen Fatih Albümü adı
altında çalışmaları yayınlanmıştı.
Benimde kendisinden haberdar
olmam tam bu zamana denk
geliyor. Kim olduğu, nerede,
BAŞKA BİR ALEMDEN
BAKIYORMUŞ GİBİ
Mehmed Siyah Kalem tarzına
ait resimler çok çeşitli
yorumlansa da hiç biri kesinlik
kazanmamıştır. Eserleri
Orta Asya kültür ortamında
yaşayan insanların gündelik
hayatlarını anlatıyor. Türk,
Moğol, Zenci, Hintli, Çinli gibi
insan betimlemeleri, hayvanlar,
göç hikayeleri, şaman ve dini
kişileri veya doğa üstü varlıkları
konu alıyor. Sanki resimlerine
baktığımızda başka bir alemi
görüyormuş gibi değil mi?
hangi zamanda yaşadığı gibi sorulara hala net cevaplar verilememekle birlikte tamamen efsaneye dönüşmesi bu gizemlerden
ileri gelmekte.
Öyle ki bu gizem kimi resimlerin üzerindeki “Kâr-ı Üstad
Muhammed Siyah Kalem”
(Üstad Mehmet Siyah Kalem’in
işi) yazılmasıyla daha da derinleşiyor. Siyah Kalem tabiri İranlı
yazarlar tarafından kalın kenarlı,
siyah beyaz çizgi resimler için
kullanılır. Fakat bu tabirler daha
çok bir imzadan ziyade sanki
eserlerin kayıt sırasında gelişi
güzel olarak üzerlerine eklendiği
hissini uyandırıyor. Topkapı
Sarayı’nda bulunan bu eserlerin
16. yy. başlarında Yavuz Sultan
Selim’in İran üzerine yaptığı
seferler sırasında getirildiği
varsayılıyor.
Aslına bakarsanız 1954
yılında Mazhar Şevket İpşiroğlu
ile Sabahattin Eyuboğlu, Siyah
Kalem eserlerini, Fatih Albümüne
Bir Bakış adlı yayında toparlayarak bu gizemli macerayı resmen
başlatmış oldu. İpşiroğlu’nun
tezi, sanatçıyı 14-15. yy Türkistan
ve Maveraünnehir kültür sahası
içinde yorumlar. Sadece Türkler
değil yabancılar da Siyahkalem
üzerine araştırmalar yapmıştır.
Özellikle Richard Ettinghausen
bu minyatürlerin Türkistan’da
yapıldıklarını öne sürmüştür. Bu
sonuca kılık kıyafet, kadınların
çarşafları, erkeklerin sarıkları,
halkın geleneksel giysilerini
inceleyerek varmıştır.
Sayfalarca yazsam yine de
yeterli olmayacak Mehmed Siyah
Kalem’i anlatmaya. O yüzden
benim sizlere tavsiyem Yapı
Kredi Yayınları ’ndan çıkma Ben
Mehmed Siyah Kalem - İnsanlar
ve Cinlerin Ustası adlı kitabı edinmeniz ya da Topkapı Sarayı’na
bizzat gidip eserleri yakından
incelemeniz...
Belki yakın zamanda bu
gizemi daha fazla tarihçi araştırmaya başlayacak ve eksik kalan
parçalar yerine zamanla oturacak. Her ne kadar Mehmed Siyah
Kalem hakkında bilininler çok
kısıtlı olsa da, nereli olduğu kim
olduğu neye inandığı bilinmese
de, sanatın en güzel yanı bu
değil mi? Yani “Evrensel Oluşu”...
S/36/ 19-25 Haziran 2015
- EĞİTİM -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Doğa Koleji TEOG’da da
yine Türkiye’nin zirvesinde
TEOG sınavlarında Doğa Koleji’nden 120 öğrenci soruların tamamını, 3360
öğrenci ise en az bir alanda bütün soruları doğru yanıtlayarak başarı elde etti
T
Ortaokul öğrencileri,
disiplinler arası
çalışmalarla çok yönlü
eğitim alarak hayata
hazırlanırken, teorik
bilgileri de üretime
dönüştürüyor. Doğa
Koleji’nde yetişen
öğrencilerin olaylara
farklı açılardan bakma,
sentez yapma yetenekleri
gelişiyor.
ürkiye’de değişen eğitim sistemini yakından
takip ederek Milli Eğitim
Bakanlığı müfredatına uygun bir
eğitim sistemi sunan Doğa Koleji,
sınavlarda elde ettiği başarı ile
adından bahsettiriyor. Geçen
yılın TEOG şampiyonu olan Doğa
Koleji, bu yıl da kırılması zor bir
rekora imza attı. Doğa Koleji’nin
3360 öğrencisi TEOG’da en az
bir alanda bütün soruları doğru
yanıtladı.
TEOG’DA BAŞARI
Öğrenci merkezli eğitim
felsefesiyle kazandığı başarılara
bir yenisini daha ekleyen Doğa
Koleji, TEOG’da tüm branşlardaki soruların tamamını doğru
yapan 120 öğrencisi ile yine
zirveye yerleşti. Bu sene ikinci
kez uygulanan TEOG’da öğrenciler Doğa Koleji’nin uzman
öğretmen kadrosu tarafından
hazırlanan soruların benzer ve
aynı olanlarıyla karşılaştı. Sınavın
ardından görüşleri alınan Doğa
Koleji öğrencileri, ortak deneme
sınavları, yaprak testleri ve ödev
kitaplarındaki soruları çözmüş
gibi hissettiklerini ve sınavları
çok rahat atlattıklarını belirtti.
Kasım ve Nisan ayında 6
branştan yapılan TEOG sınavında
4801 öğrencinin 3360’sı en az
bir alanda bütün soruları doğru
yanıtlayarak güçlü bir başarı
sergiledi.
“Kazanmak Değil Başarmak”
mottosu ile öğrenim gören
öğrenciler hem sınav stresi
yaşamıyor hem de konu
kavrama da detayları öğreniyor.
Kendilerini yarış ortamından
uzak tutan öğrenciler, kendilerini
geleceğe hazırlayan sınavlarda
büyük başarılar elde ediyor.
- EĞİTİM -
19-25 Haziran 2015
/S/37
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Haberler -
Sabancı Üniversitesi
dünya sıralamasına girdi
En çok yayını İstanbul
Üniversitesi çıkardı
Times Higher Education (THE) Asya Üniversiteleri Sıralaması ’na Türkiye’den en yüksek
sıradan giriş yapan Sabancı Üniversitesi, 21.
sırada yer aldı. Türkiye’den toplam 6 üniversitenin yer aldığı sıralamada, Sabancı Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Nihat Berker bu durumdan
üniversite olarak fazlasıyla onur ve mutluluk duyduklarını belirterek, “Dünya ile en önde yarışmaktan büyük zevk alıyoruz.” dedi.
Türkiye Üniversiteleri’nin Bilimsel Yayın
Performansı: 2004-2014 başlıklı çalışmada
en çok bilimsel yayın üreten ilk 50 üniversite
belirlendi. İstanbul Üniversitesi, listede 1.
sırada yer alarak en çok bilimsel yayın üreten
üniversite oldu. 2004-2014 yılları arasında
Türkiye adresli yayın sayısı 228.856 adet olup,
üniversite yayın sayısı sıralamasında ise ilk sırayı
14.069 yayınıyla İstanbul Üniversitesi aldı.
KÜNİB Eğitim Fuarı’na
38 üniversite katıldı
Sıkıştırılmış havayla
çalışan araç geliştirdiler
Dicle Üniversitesi, Kafkasya Üniversiteler
Birliği (KÜNİB) tarafından Azerbaycan’ının
başkenti Bakü’de gerçekleştirilen KÜNİB
2015 Eğitim Fuarı’na katıldı. Türkiye’den devlet ve özel olmak üzere 38 üniversitenin katıldığı
fuarda en büyük ilgiyi Dicle Üniversitesi çekti.
Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Jale
Saraç, okula gösterilen yoğun ilgiden memnun
olduklarını vurguladı.
Bilkent Üniversitesi araştırmacıları ve
öğrencileri, sıkıştırılmış havayla çalışan araç
geliştirmeyi başardı. Sıkıştırılmış havayla
çalışan araçlarının tamamen yerli kaynaklarla,
Makine Mühendisliği bölümü öğrencileri ve aynı
zamanda Makine Mühendisliği Topluluğu üyelerinin katkılarıyla geliştirildiğini belirten Yrd. Doç.
Dr. Barbaros Çetin, projenin 6 ay süren çalışmayla
hayata geçirildiğini ifade etti.
S/38/ 19-25 Haziran 2015
- ALIŞVERİŞ w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Ayaklarınız rahat etsin
250
TL
594
TL
Spor tarzdan vazgeçemeyenler
için Hummel markalı düz topuk ayakkabı. Kauçuk tabanlı iç
mazlemsesi kumaş dış malzemesi ise süet / kumaş
olan bu ayakkabı ile rahat edeceksiniz.
Hacimli kirpikler için
80 TL
Yeni balmumu sayesinde
kirpikler anında hacim kazanır.
12 kata kadar üstüste uygulama
için akışkan kıvamlı dokuya sahiptir.
Aşırı yoğun etki için
12 kata kadar üst üste
uygulama. Yoğun ve
anında hacimli kirpikler,
extra siyah görünüm.
Gurme
Şıklığından vazgeçmeyen
beylere çok özel seri
Yuvarlak kasaya sahip AR0680 kodlu
Emporio Armani 50 mt. kadar
su geçirmezliğe sahip. Metal
kordunu yuvarlak mineral camı ile
tam analog makineye sahip bu saat,
şıklığınıza şıklık katacak.
Çayınızın tazeliğini koruyan
Arçelik’in yeni otomatik Gurme
çay makinesi, özel demleme
tekniği ve yenilikçi teknolojisiyle
sizlere eşsiz bir çay keyfi yaşatmak için
tasarlandı. Türk usulü demleme çay
lezzeti sunan Gurme çay makinesi, çay
yapraklarını tam zamanında demden
ayırır, çayınızın lezzetini ve tazeliğini
özenle korur. Gurme çay makinesi,
farklı modlarıyla birçok
çay türünü kendi ideal
sıcaklıklarında demler, size
de içmek istediğiniz çayı
seçmek kalır.
399
TL
S/40/ 19-25 Haziran 2015
- ALIŞVERİŞ w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Modern kadının
9
23
T
Simgesi
L
Modern Muse, bir araya
gelmesi çok zor olan
özel notalardan
oluşturulmuş 2 benzersiz
akord’dan oluşan bir
Doğu-Batı sentezi. Modern
enerjisinden ilham alınan
Sparkling Jasmine Accord ve
Yaza özel
silikon çanta
170 TL
modern kadının güçlü duruşu
ve özgürlüğünden ilham alınan
Sleek Woods Accord bir
araya gelerek mükemmel
kokuyu oluşturuyor. Tarz
sahibi ve modern kadının
tarzını yansıtan, kokusuyla
büyüleyen bir parfüm.
T
7
7
L
3
Ouguo marka silikon materyalden yapılmış
çantanın alt kısmı hasırla kaplanmış. Yaz aylarına özel bu çanta elde ve omuzda
taşımaya uygun olarak dizayn edilmiş.
Fermuarlı ve asma kilitli yapısıyla rahat
kullanım imkanı sunmakta.
Topuklulardan sıkılanlar için
139 TL
Bahar-yaz sezonu için mükemmel
bir seçim olan bu Lacoste marka
elegan babet, kanvas dokusu
ile ayağın hava alarak rahat etmesini
sağlayacak. Tüm yazlık kıyafetleriniz ve
jean pantolonlarınızla uyum sağlayacak babet,
yaz şıklığınızı tamamlasın.
Modası asla geçmeyen
Ray-Ban Aviator Classic
Tarzınızı dünyanın en ikonik güneş
gözlüklerinden biri olan, Ray-Ban Aviator
Classic güneş gözlükleri, ABD’li havacılar
için 1937’de tasarlanmış. Aviator Classic güneş
gözlükleri zamansız bir model olmakla birlikte
muhteşem havacı stiliyle de olağanüstü kalite,
performans ve konforu birleştiriyor. Klasik altın
çerçevesi ile dünyayı kristal
kahverengi, kristal yeşil, G-15
polarize ve bunun gibi birçok cam
rengi ile optimum görsel netlik ve
%100 UV koruması ile izleyin.
S/42/ 19-25 Haziran 2015
- GEZİ -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Haftanın Bodrum Otelleri -
Hotel Karia Princess
yeşillerin içindeki huzur
The Best Life Hotel
merkezdeki eviniz
Bodrum Kalesi’ne 2 km’den daha kısa
mesafede, Bodrum Yat Limanı’na ise 650
metre uzaklıkta bulunan bu otel, yemyeşil
bahçelerin içinde yer alıyor. Özel yerlere yakın
bir mesafede bulunan otel, gece
kulüplerine de yakın bir konumda.
Otel açık havuza, Wi-Fi erişimine
ve uydu TV ile donatılmış klimalı
odalara sahip.
Bodrum’da yer alan The Best Life Hotel
Bodrum Center, plaja sadece birkaç adımlık
mesafede klimalı odalar ve ücretsiz WiFi erişimi sunuyor. Tesis bünyesinde ve
çevresinde bisiklet ve yüzme dahil
çeşitli aktiviteler yapılabiliyor.
Bodrum Kalesi 700 metre,
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
800 metre uzaklıkta.
Lvzz Hotel ile Ege Denizi
ayaklarınızın altında
Voyage Bodrum Hotel
cennetten bir köşe
Açık yüzme havuzundan Bodrum Kalesi ve
Ege Denizi’nin panoramik manzaralarını
sunan Lvzz Hotel, ücretsiz Wi-Fi erişimi ve
düz ekran TV içeren odalar sunuyor. Yine
otelin sağladığı olanaklar arasında
kapalı yüzme havuzu içeren bir spa
yer alırken restoranında ise yerel
ve uluslararası gurme yemekler
servis ediliyor.
Bodrum kent merkezine sadece 900 metre
mesafedeki bu sahil tesisi, panoramik
deniz manzaralı açık bir yüzme havuzuna
ev sahipliği yapıyor. The International adlı
alakart restoran uluslararası taze
yemekler, ana restoran ise çeşitli
lezzetler servis ediliyor. Voyage
bünyesindeki Pastry Shop’ta her
damağa uygun tatlılar sunuluyor.
- GEZİ -
19-25 Haziran 2015
/S/43
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
- Haftanın Çeşme Otelleri -
Sakin ve huzur arayanlar
için ‘Hotel Doğa Garden’
Tatiliniz masal gibi geçsin
istiyorsanız: L’Oliver
Çeşme yat limanına yürüyerek sadece 10
dakika mesafedeki Hotel Doğa Garden’de
balkonlu odalar ve açık yüzme havuzu
bulunuyor. Konuklar bahçede dinlenebilir ya
da havuz kenarında güneşlenebilir.
Doğa Garden, Çeşme merkezine
arabayla sadece 5 dakikalık, İzmir
Adnan Menderes Havaalanı’na ise
80 km mesafede.
Eşsiz bir bahçeye sahip L’Olivier, Ovacık’ta
evcil hayvan dostu bir konaklama birimi
sunuyor. Çeşme, tesise 6 km uzaklıkta.
Tesis bünyesinde ücretsiz özel otopark ve
açık yüzme havuzu bulabilirsiniz.
L’Olivier, Alaçatı’ya 4,3 km,
Karaburun’a ise 41 km uzaklıkta
yer alırken tesise ücretsiz ulaşım
servisi sunuluyor.
Marina içinde deniz
manzaralı balkonlar
Gün batımını sevenlere
Mavi Panaroma
Dalyan Marina içinde yer alan Suena Hotel,
Ege Denizi manzaralı balkonlar içeren
modern odalar sunuyor. 1700 metrekarelik
bir bahçenin içinde konumlandırılmış otelde,
yat limanında yürüyüş yapmadan
önce güne kahvaltı büfesi ile
başlayabilirsiniz. Çeşme’nin
merkezi sadece 4 km ve İzmir
Havalimanı 90 km uzaklıkta.
Mavi Panaroma Hotel, Çeşme’nin
huzurlu bir bölgesinde yer alıyor. Tesiste
güneşlenme terası bulunan büyük bir bahçe
var. Tesis çevresinde bisiklet, balıkçılık
ve dalış gibi çeşitli aktiviteler
gerçekleştirebilirsiniz. Kahvaltının
tadını doğa manzarası eşliğinde
çıkarmak mümkün. Menderes
Havalaanı’na 97 km uzaklıkta.
S/44/ 19-25 Haziran 2015
- GEZİ -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Bayram tatiline önceden
yer ayıran karlı çıkıyor
Bu yıl, Ramazan Bayramı’nda sevdiklerinizle beraber hem tatil yapmak
hem de yeni yerler keşfetmek istiyorsanız Etstur’un fırsatlarına göz atın deriz
R
amazan Bayramı resmi
tatilinde Etstur’un yurt içi
kültür, yurt dışı ya da cruise
turları ile keyif dolu bir bayram
sizi bekliyor.
Akdeniz’den Karadeniz’e
Ramazan Bayramı’nda
sevdiklerinizle birlikte Türkiye’nin cennet köşelerini keşfetmek, tarihin, doğanın ve huzurun
buluşmasına tanık olmak için
Ege, Akdeniz ya da Karadeniz
Turları’na katılabilirsiniz. Ege
ve Akdeniz’in en güzel koylarında denizin ve güneşin tadını
çıkarabilir; Karadeniz’in yüksek
yaylalarında tertemiz doğanın ve
M
Y
CM
MY
CY
CMY
K
Gemi turları
Bayram coşkusunu maviliklerle buluşturmak için Cruise
(Gemi) Turları’nı da incelemenizi
tavsiye ediyoruz. Ramazan Bayramı Nehir Turları ya da Akdeniz
Turları ile muhteşem limanlara
doğru yelken açabilir, unutulmaz bir yolculukla göreceğiniz
yeni ufuklarla hayatınıza renk
katabilirsiniz.
C
yeşilin onlarca tonuyla buluşabilirsiniz.
Dünyayı dolaşın!
Yurt dışında yepyeni
şehirler keşfetmek, bambaşka
kültürlerle tanışmak ve ailenizle
birlikte unutulmaz bir tatil
deneyimi yaşamak isterseniz,
Yurt Dışı Turları’nda herkese ve
her bütçeye uygun seçenekler
mevcut. Ramazan Bayramı resmi
tatilini kendinden önce gelen
hafta sonu ile birleştirenler;
Kanada Turu, Amerika Turu
ve Almanya Turları ile uzun
soluklu maceralara atılabilir.
Ramazan Bayramı İtalya Turları,
Amsterdam Turları ya da Viyana,
Budapeşte gibi Orta Avrupa
şehirleri turları ile bayram
sevincini hayalinizdeki tatille
birleştirebilirsiniz.
Erken al karlı çık!
Ramazan Bayramı
Turları’nda özel kampanyaları
değerlendirerek, cazip
fiyatlarla indirimli ya da
ücretsiz konaklama fırsatlarını
değerlendirmenizi
öneriyoruz.
Sevdiklerinize ve
kendinize bir tatil
armağan edin.
Shanghai Wuhan Yichang Yangtze Chongqing Xian Pekin
Çin ve Yangtze Nehir Turu
Çin’in en güzel şehirlerinde 5 yıldızı konaklayacak, muhteşem Yangtze Nehri’nde lüks
nehir gemileri ile konforlu bir yolculuğun tadını çıkartacaksınız.
Gruppal İnternet Hizmetleri ve Turizm Ltd. Halaskargazi Cad. 85/8 Osmanbey / İstanbul gruppal.com/nehir-turlari
0850 532 20 10
gruppal.com
/gruppal
/gruppal
/gruppal
A-7575
S/46/ 19-25 Haziran 2015
- MEKAN -
w w w. k u l t u r s a n a t . c o m . t r
Boğaz’ın incisi:
Rumeli İskele Balık
Muhteşem boğaz manzarasıyla 1991’den beri İstanbulluların gözde mekanı haline
gelen balık lokantası ‘Rumeli İskele Balık’, şu sıralar çok özel mutfağıyla konuşuluyor
İ
İşletmenin ikinci kuşak
işletmecilerinden ve
ortaklarından biri
olan Bulut Pekgöz,
müdavimlerin gönül
rahatlığıyla yabancı
misafirlerini
getirebildiğini
söylüyor.
stanbullular artık Rumeli İskele
Balık’ı çok yakından tanıyor.
Burası gerçekten de Türkiye
Denizcilik İşletmeleri’ne ait eski
bir Vapur İskelesi. 1991’den bu
yana ise tek katlı, yaklaşık 200
kişi kapasiteli şık bir restoran.
Menüsündeki tüm mezeler işletmenin mutfağında özel olarak
üretiliyor. Balık menüsünde
ise mevsimin bütün balıklarını
bulabileceğiniz nadir mekanlardan. Kısacası herkesin gönül
rahatlığıyla gittiği mekanda her
damağa uygun yemek bulmak
mümkün.
İş, sanat ve medya
dünyasından İskele’nin
ziyaretçileri arasında Mustafa
Koç, Bülent Eczacıbaşı, Cem
Boyner, Cem Yılmaz, Ozan Güven
gibi birçok ünlü isim var. Burası
aynı zamanda turistlerin de balık
restoranları içerisinde tercih
ettiği ilk mekanlardan biri.
İskele, tek katta iç ve teras
bölümü olmak üzere iki geniş
yere sahip. Restoran her gün
öğle 12.00 ile gece 02.00 arası
35 çalışanıyla hizmet veriyor.
Bir günbatımında ya da
akşam vaktinde Boğaz’ın
ışıklarıyla aydınlanan eşsiz
güzellikte bir balıkçı
lokantasında keyifli
vakit geçirmek
isteyenler için
oldukça özel bir yer.

Benzer belgeler