SYF205MCM201426

Transkript

SYF205MCM201426
(Monaco)
Harikalar ülkesinde…
Bu ay, Feryal Gülman ile birlikte Monaco’nun “kalbi”; Société de
Bains des Mer (SBM) bünyesindeki mekânlara konuk oluyoruz! Sanat
ve estetiğin lüksle birleşiminin eşsiz mimari oluşumları doğurduğu,
kültürel aktivitelerin bir an olsun hız kesmediği bu küçük ülkede,
gözünüzün değdiği her kareye hayran kalacaksınız…
Hazırlayan Eda TÜRKMEN Fotoğraf Soner GÜRSOY Fotoğraf Asistanı İbrahim YÜZLÜ
Feryal Gülman, SBM Genel
Müdürü Luca Allegri ile Hotel
Hermitage’da yer alan Crystal
Bar’da söyleşi gerçekleştiriyor.
İ
stanbul’a dönüş yolundayız. Uçağın kalkmasını beklerken
hafızamda tekrar tekrar canlanan anılar, “harikalar ülkesi”
Monaco’da üç gün boyunca yaşadığımız rüyayı yeniden zihnimin
gündemine oturtuyor: Olağanüstü mekânlar, büyüleyici bir tabiat
ve göz alıcı bir hayat tarzı! Yüzde 69’u Monaco Prensliği’ne ait
Société de Bains des Mer’in bizimle tanıştırdığı bu güzelliklere,
şirketin Türkiye ve Orta Doğu temsilcisi Hülya Biren’in harikulade
misafirperverliği de eklenince orada bulunduğumuz zaman
dilimi daha da keyifli bir hal alıyor, yıllar boyu unutulmayacak
bir deneyimin kapılarını aralıyoruz. Sırasıyla; nefes kesen
mimarisiyle klasisizmin en çarpıcı örneklerinden birini sunan Hotel
Hermitage’ın kısa süre önce Tarkan’ı misafir eden Diamonds Suite
Duplex with Jacuzzi’sini, Prenses Caroline’in efsanevi modacı Karl
Lagerfeld’e kiraladığı muhteşem evi; Villa La Vigie’yi, ihtişamıyla
göz kamaştıran Opéra de Monte Carlo’yu ve Groupe Marzocco
bünyesindeki, 170 metreye varan yüksekliğiyle prensliğin en uzun
188
www.marieclairemaison.com.tr
binası unvanını kazanan Tour Odeon’un 22. kattaki örnek dairesini
fotoğraflarken içimizde farklı farklı duygular barındırıyoruz.
Kiminde zarif formlar ile pastel tonlardan doğan romantizmi,
kiminde ise keskin hatlar, canlı renkler ve çağdaş tasarımların
yarattığı dinamizmi derinlemesine hissediyor fakat her birinde
ortak bir lezzeti tadıyoruz: Mimariye duyulan sonsuz aşk! Hayal
gücü, sınır tanımıyor burada, bakışlarımızı hedef alan her yapıda,
ince zevklerin yıllanmış yüzeylerde hayat buluşuna tanık oluyoruz.
Tüm bunların yanında, bu sene 10. yaşını kutlayan Oktoberfest
etkinliği ile büyük organizasyonların birçoğuna ev sahipliği
yapan Salle des Etoiles’da gerçekleşen Kylie Minogue konserinde
eğlencenin doruklarına ulaşıyoruz! Feryal Gülman’ın Hülya Biren
ve SBM Genel Müdürü Luca Allegri ile yaptığı söyleşiler esnasında
ise, içinde bulunduğumuz şehir devletine dair merak ettiklerimizi
öğreniyor, şirketin gelecekteki projeleri hakkında ipuçları
yakalıyoruz. Kilometrelerce uzaklaşmışken bu pırıltılı dünyadan,
189
(Monaco)
SOLDA Diamonds Suite Duplex
with Jacuzzi’nin terasında,
misafirlere Monaco manzaralı
jakuzi keyfi sunuluyor.
SAĞDA Süitin açık tonlardan
meydana gelen odaları, ev
konseptinden farksız bir
düzende kurgulanmış.
aklımda hala kadrajımıza takılan eşsiz görüntüler, kalbimde ise
onlarla buluşmuş olmanın verdiği büyük mutluluk var. Sizin de,
sayfaları aynı hislerle çevirmeniz dileğiyle…
Feryal Gülman: Öncelikle Monaco’da bulunmaktan dolayı
çok mutluyuz. Burası, otelleri, kumarhaneleri, Opéra binası
ve konser salonları ile çok büyük bir tesis. Değişik bir anlayış
var burada. Bize SBM’in portföyündeki kurumlardan,
yaptığı organizasyonlardan ve gelecekle ilgili planlarınızdan
bahseder misiniz?
Luca Allegri: Şirketimiz işe 1863 yılında bir kumarhane ile başladı.
Sonra, Hotel de Paris’yi inşa ettik ve şu an gördüğünüz diğer
yapılarla birlikte yavaş ama emin adımlarla bugünkü lüks, göz
alıcı ve efsanevi kurum haline geldik. Bünyemizde dört otelimiz
var. Hotel de Paris ve bu söyleşiyi yapmakta olduğumuz Hotel
Hermitage; Hotels of the World’ün kurucu üyeleridir. Ayrıca,
yanında 40 odalı butik bir otel ve kulüp de bulunan Monte Carlo
Plajı’nın da sahibiyiz. Portföyümüze son olarak, harika kumsallı
lagünü ile Monte Carlo Bay Hotel katıldı ve bundan dolayı çok
190
www.marieclairemaison.com.tr
Kısa süre önce Tarkan’ın konuk edildiği Diamonds
Suite Duplex with Jacuzzi’nin modern tasarımı,
içinde bulunduğu Hotel Hermitage’ın klasik tarzdaki
mimarisiyle hoş bir çelişki içinde.
mutluyuz. Aynı zamanda sahibi olduğumuz yaklaşık 30 restoran
ile yemek işine de girmiş bulunuyoruz. Louis 15’te Alain Ducasse
bizimle birlikte, hatta geçen sene 25. yılını kutladık. Hermitage’da
Michelin yıldızlı Vistamar restoranımız var. Bu sene dünyada ilk
kez, yüzde yüz organik ürünler kullanan plajdaki Enza restoranımız
bir yıldız daha alarak ödüllendirildi. Bizi çok sevindiren bir
gelişmeydi bu. Casino meydanında bir buluşma noktası olan Café
de Paris ve Monaco şubesine sahip olduğumuz Buddha Bar da var
tabii ki. Bunların dışında Blue Bay bölgesindeki mekânlarımız var ve
bunlardan birinde çok yaratıcı ve kendine özgü yemekleri bulunan
bir şefimiz de mevcut. Ayrıca bildiğiniz gibi, gece hayatında da
başta Jimmy’z gibi çok ünlü bir kulüp olmak üzere, birçok kulübe
daha bünyemizde yer veriyoruz. Salle des Etoiles gibi, büyük
yıldızlara ev sahipliği yapan konser salonlarımız da var. Köklerimize
dönecek olursak, Monaco’da kumarhane işletme tekeline sahibiz.
Hotel de Paris yanında yeni bir projemiz var. Bu iş için burada bir
konsept geliştiren Lord Richard Rogers ile iş birliği yapıyoruz. 36
küçük daire, moda endüstrisinin büyük isimlerinin yer alacağı
191
(Monaco)
Oldukça geniş bir hacme sahip Hotel Hermitage’da, koridorlar
başrolde! Tavan, duvar ve zemin işçilikleriyle göz kamaştıran geçiş
alanları, durup dakikalarca seyredilecek cinsten…
SOLDA Kahvaltı bölümüne çıkan merdivenler,
gece elbiseli narin bir kadını andırıyor adeta…
SAĞDA Otelin bir başka koridorundayız.
İçinden geçmeye doyamadığımız bu
alanlarda var olan sanatın güzelliğine
inanmakta zorlanıyoruz.
lüks bir butik merkezi ve birkaç ofis yer alacak burada. Bunları
anlatmamın nedeni şu: Hotel de Paris ve Sporting D’Hiver’in
yenilenme çalışmalarının dışında Monaco’da sahip olduğumuz
birçok gayrimenkul için de projelerimiz var. Hotel Hermitage’ın
yanında yer alacak yeni dairelerin inşası da planlarımız arasında.
Önümüzdeki birkaç yıl için gerçekleştirmeyi düşündüğümüz şeyler
bunlar özetle. Tabii ki ana işimiz; Hotel de Paris’nin dört yıl sürecek
olan yenilenme projesi. Ama merak etmeyin, dört yıl boyunca bu
işin bitmesini beklerken gelip görebileceğiniz yeniliklerimiz de
olacak. Mesela kasım ayında renovasyon süreci tamamlanacak
olan Thermes Marins’i tekrar açacağız. Yani Monaco gibi birçok
fırsatların olduğu bir kentte yapacağımız çok şey var. Hotel de Paris
inanılmaz olacak. Çatısında sauna ve yüzme havuzlu bir villa ve
meydana bakan süit ve yüzme havuzu da var projede. Çok özel bir
şey olacak.
F.G. : Otuz beş yıldır ailem ile buraya gelirim ve bazen tüm yazı
burada geçiririm. Prens Albert’in burada çok şey değiştirdiği
kanısındayım. Önceleri, burada vakit geçirdikten sonra
192
www.marieclairemaison.com.tr
Saint-Tropez’ye geçilirdi. Saint-Tropez genç insanlarla dolu,
eğlenceli bir yerken Monaco yaşı daha büyük insanlarla dolu,
eğlenceden uzak olurdu. Fakat artık gençler, çocuklu genç
evliler şimdi gece kulüpleri ve restoranlar için özellikle yaz
aylarında buraya gelmeye başladı. Eskiden Monaco sadece bir
kumarhane şehri olarak bilinirken, şimdi o anlayış değişti.
Prens Albert ile birlikte tam olarak neler değişti burada,
kısaca bahseder misiniz?
L.A. : Çok haklısınız. Bu trendi biz de gördük. Bunun Prensin
kişiliğiyle ilgisi var. Son on yılda eşi prenses Charlene ile birlikte
burada olanlarla çok fazla ilgilendiler. Mesela geçen yıl Dior, bu yıl
ise Louis Vuitton’un moda şovları düzenlendi. Biz de şirket olarak
genç insanlara hitap eden Monte Carlo Bay Hotel gibi yerler açtık.
Buddha Bar’ı portföyümüze katarak gençlerin tarzı dinamik bir
restoranı da hizmete soktuk. Yani gece hayatına eskiye oranla daha
bir önem verdik. Tabii ki alışveriş de var, bu da önemli. Biliyorsunuz
burada yaz sezonu mart sonunda başlar ve bakın şimdi ekim
ayındayız, hava harika ve insanlar hala denizde yüzüyorlar.
193
(Monaco)
SOLDA Otelin giriş katında,
ana lobinin hemen bitişiğine
konumlanmış Le Limùn Bar’ın
dekorasyonunda ağırlıklı olarak
su yeşili ve sarıyı görüyoruz.
SAĞDA Feryal Gülman, SBM
Türkiye ve Orta Doğu temsilcisi
Hülya Biren ile Diamonds
Suite’te röportaj yapıyor.
F.G. : Evet, mesela yeni yıla girmek için buraya gel diğimizde
insanlar hala gece açık havada yemek yiyebiliyorlar.
L. A. : Her zaman birçok aktivitemiz oluyor. Mesela Opéra
Garnier’de Caz festivali vardı. Bu gece Gershwin konseri ve
Oktoberfest var. Yani burada tüm yıl yapacak çok şey var. Kasım
ayında James Plant geliyor.
F.G. : Konserler Monaco için çok önemli diye düşünüyorum.
Yaşamımda burada birçok büyük sanatçı izledim. İnsanlar
hayret ediyor ama ben kumardan hiç hoşlanmam. Bir kere
bile ne makinelerde ne de masalarda oynadım. Ben şehri
seviyorum. Burada çok önem verilen bir diğer konu ise,
güvenlik.
L.A. : Aynen. Muhtemelen sahip olduğumuz en önemli özelliklerden
biri, güvenlik. Güzel kıyafetler, mücevherler ve kürklerle
restoranlara, gece hayatına gidebilirsiniz ve tamamen güvende
hissedersiniz kendinizi. Tamamen haklısınız.
F.G. : Bir arkadaşımın da dediği gibi; Monaco dünyada
gece elbisesi ile sokaklarda dolaşabileceğiniz tek şehir.
194
www.marieclairemaison.com.tr
Mesela İstanbul veya New York’ta, hatta hiçbir yerde bunu
yapamazsınız. İnsanların tuvaletlerle sokaklarda güven
içerisinde yürüyebildiğini görüyoruz burada.
L.A. : Biz sekiz yıldır burada yaşıyoruz ve on dört yaşındaki kızım
okuluna, dans derslerine, gidebileceği her yere yürüyerek, güven
içerisinde gidebiliyor.
F.G. : Duydum ki; Hotel de Paris yenilendiğinde içerisinde yeni
bir SPA da olacakmış. Bu iyi ve farklı bir şey. İnsanlar bu tür
bakım uygulamaları için Asya’ya gidiyorlar. Ne çeşit bir SPA
olacak burada?
L.A. : Doğru duymuşsunuz. Özellikle yeri çok özel olacak; otelin
en tepesinde inanılmaz bir Monaco ve Akdeniz manzarasına sahip
olacak. Mesela koşu bandındayken İtalya’ya kadar görebileceksiniz.
Genelde bu tip yerler bodrum katlarında olur ama burada öyle
değil. Küçük bir alan kaplayacağından sadece otel müşterilerimiz
faydalanacak. Hangi firma ile çalışacağımıza henüz karar vermedik
ama jakuzisi, saunası, tedavi merkezi ve diğer imkânları ile otelin
önemli özelliklerinden biri olacak bu SPA.
Hotel Hermitage’ın ana lobisinin hemen bitişiğindeki Le Limùn
Bar’dayız. Mükemmel mimari, her şeyin önüne geçiyor burada,
nefes kesici atmosferin tadını çıkarıyoruz…
195
(Monaco)
SOLDA Lobinin dekorasyonunda
kırmızı ve bordo renkte mobilyalara
yer verilmiş. Böylelikle, açık tonların
hâkimiyetindeki yapıya sıcak ve canlı
bir hava kazandırılmış. SAĞDA Zarif
dokunuşlar, mekânın tamamında
olduğu gibi, merdivenlerde de
kendini gösteriyor!
Otelin bir diğer lobisini kuş bakışı seyrederken
müthiş bir şölene tanık oluyoruz: Vitray kubbeyle
tamamlanmış etkileyici mimari, parıltılı aksesuarlar
ve zeminde uygulanan şık tasarım…
196
www.marieclairemaison.com.tr
F.G. : Bugün Tour Odeon’a gittik. Sizin şirketiniz bünyesinde
değil ama sizin şirketiniz sayesinde Monaco’nun tamamı özel,
dolayısıyla orası da önemli bir yer; şu anda dünyanın en pahalı
binası…
L.A. : Haklısınız. Metrekare olarak düşünüldüğünde en pahalı
yerdir herhalde. 22. katta çekmişsinizdir fotoğraflarınızı. Ben de
gittim tabii ki. Sahipleri olan Marzocco ailesi dostlarımızdır. Hem
satmayı hem de kiralama yoluna gitmeyi düşünüyorlar daireleri.
F.G. : Monaco güzel bir yer ama üzerinde bulunduğu arazi çok
küçük olduğundan çok az yeşil alan var. Birçok arkadaşım
bana bu konuda sorular soruyorlar, siz ne düşünüyorsunuz?
L.A. : Burası söylediğiniz gibi, küçük bir yer. Tower’ın arkasında
bahçelerimiz var, biliyorsunuz. Ayrıca inşa ettiğimiz her metrekare
için başka bir yerde aynı oranda yeşil dikmeye dikkat ediyoruz.
Ancak insanların burayı sevmelerindeki sebep; buradaki harika
manzaralardan yararlanmalarıdır. Kaliteli bir binadan çıkıp, 300
metre yürüyerek plaja ulaşabilir veya herhangi bir yönde 500 metre
yürüyerek ihtiyacınız olan her şeyi temin edebilirsiniz burada.
F.G. : Evet, Monaco’nun binaları var ama aynı Japonya, Hong
Kong gibi arazi kıtlığı yaşıyor. Buraya gelen insanlar binaların
keyfini sürüyor ama maalesef yeşil alan pek yok. Bir de, Hotel
de Paris yenilenince daha az odalı olacakmış diye duydum,
doğru mu?
L.A. : Hayır, otel yenilenince adet olarak aynı sayıda odası olacak
aşağı yukarı. Yapacağımız odaların büyüklüğünü arttırarak
daha fazla Junior suit ve suit yaratacağız. Odaların metrekaresi
bugünkünden çok daha fazla olacak.
F.G. : Bir mimar ya da mimarlar grubu ile mi çalışıyorsunuz
veya yaratıcı bir grubunuz var mı bünyenizde? Burada şehrin
bölümleri sanki bir evin odaları gibi planlanmış görünüyor.
Sanki bir kısmı yatak odası, bir kısmı oturma odası… Her şey
böyle bir düzen içerisinde. Bunu nasıl yapıyorsunuz?
L.A. : Bünyemizde çok sayıda iç mimarımız, tasarımcımız,
mimarımız ve mühendislik ekibimiz var. Hotel de Paris için beş
veya altı değişik proje inceledik. Bu toplantılarda benimle birlikte
birkaç yönetim kurulu üyesi, başkanımız, mühendislerimiz, iletişim
ve pazarlama uzmanlarımız bulundu. Bütün projeleri inceledikten
sonra kısa bir listeye dönüştürdük ve sonunda Paris’teki The
197
(Monaco)
SAĞDA Yatak odalarından biri,
ekru ve kırmızı renklerle donatılmış.
Odanın balkonu, mavi ve yeşili bir
arada kucaklıyor. SOLDA Banyoda,
küvetin hemen önünde yer alan
pencere, uçsuz bucaksız bir Akdeniz
manzarasına kadraj oluşturuyor.
Peninsula ve Shangri-La’yı da yapmış ve Hotel de Paris gibi efsanevi
bir yerin renovasyonunu yapacak kadar bilgi birikimine sahip
olan Richard Martinet’yi seçtik. Yani sorunuza geri dönersek,
gerekli işler için kendi çalışanlarımız var. Örneğin; yeni bir boya
işine gereksinim duymamız gibi durumlarda başkanımız ve icra
komitemizin kararı alınır çünkü korumamız gereken özelliklerimiz
ve değerlerimiz vardır.
F.G. : Bugünlerde müşterileriniz lüks düşkünü Ruslar ve
İtalyanlar gibi görünüyor…
L.A. : Dört veya beş pazar var bizim için. Tarihsel olarak bakarsak
bunlar; Amerika, İngiltere, Fransa ve İtalya ama son yıllarda
Rusya ile Doğu Avrupa da bunlara katıldı. Çinliler de geliyor. Ama
oran olarak alırsak öncelikle ilk bahsettiklerim geliyor, sonra da
Doğu Avrupa. Son olarak da Suudi Arabistan, Kuveyt, Birleşik
Arap Emirlikleri gibi Orta Doğu ülkeleri… Türkiye ve Azerbaycan
da büyüyen bir pazar, siz ve Hülya Biren gibi şirketimizin elçileri
olan sadık müşterilerimiz sayesinde… Hülya da tesisimiz ve küçük
ülkemizin tanıtımı konusunda inanılmaz bir iş yapıyor.
198
www.marieclairemaison.com.tr
Hülya Biren
Feryal Gülman: Sevgili arkadaşım, gerçekten çok keyifli bir
iş yapıyorsun ama ne kadar yorulduğunu da biliyorum. Bu işe
ilk başladığın zaman seni canı gönülden destekledim çünkü
hakikaten çok güzel bir küçük ülke, Monaco. Bu zevkli ve
yorucu işini bize biraz anlatır mısın? Nasıl başladı?
Hülya Biren: Bu işe başladığımda senin bana yaptığın dostluğu
hayat boyu unutmam mümkün değil, bu nedenle öncelikle sana
teşekkür etmek istiyorum. 2009 yılında başladım ben, Monte
Carlo SBM’in Türkiye temsilciliğine. Daha önce hiç böyle bir
departmanları yoktu ve ben işe girdiğimde Monaco’ya gelen Türk
misafir sayısı çok düşük seviyedeydi. 2014 itibariyle altı yıldır Monte
Carlo SMB’in Türkiye ve Orta Doğu temsilciliğini yapıyorum ve o
günden bugüne yaşanan gelişmeleri sana tek bir örnekle söyleyeyim;
Monaco’nun tamamına dağıtılan Monte Carlo Society dergisinde
“Türkiye ve Monaco, özel ilişkiler” adı altında üç sayfalık haberimiz
çıktı. Yazıda; Türk misafirlerin kalitesiyle, kültürüyle, yaşam
standardıyla bu şehir devletini ne kadar renklendirdiğinden, burada
Prenses Caroline’in altı aylığına Karl Lagerfeld’e kiraladığı
“Villa La Vigie”, mükemmel yapısal özellikleri ve eşsiz Akdeniz
manzarası ile Monaco’nun en özel yapıları arasında…
199
(Monaco)
Villa La Vigie’nin salonu, şu anda
kullanılmadığı için boşaltılmış
durumda. Tasarımı ve manzarası
öylesine güçlü ki, hiçbir destek
almadan tablo niteliğinde bir
görüntü sergiliyor.
Casino de Monte Carlo’nun içinde yer alan Opéra de Monte Carlo, görkemiyle bizi derinden
etkiliyor. Altın varaklardan oluşan tasarımı, bordo koltuk ve perdeleri ile saray ihtişamını yansıtan
mekân, dünyanın deniz manzaralı tek opera salonu olma özelliği taşıyor.
200
www.marieclairemaison.com.tr
201
(Monaco)
Groupe Marzocco bünyesindeki, 170 metrelik yüksekliğiyle
Monaco’nun en uzun binası ünvanına sahip Tour Odeon, şu anda yapım
aşamasında. 2015 yaz aylarında inşaatı tamamlanması planlanan
yapının 22. kattaki örnek dairesinde modern bir stil hâkim.
Tour Odeon’da küçük
ülkenin tamamına
hâkim bir manzara
mevcut. Feryal
Gülman ile birlikte
bu görüntünün
tadını çıkarıyoruz.
ne kadar keyif aldığından, Monaco’luların da İstanbul’u ne kadar
çok sevdiğinden, iki bölge arasındaki kültürel ve sosyal ilişkilerin
altı yıldır çok büyük gelişme gösterdiğinden söz ediyor. Monte
Carlo SBM; 1863 yılında kurulmuş, yüzde 69’u Monaco Prensi 2.
Albert ve ailesine, yani Grimaldi ailesine ait, yüzde 31’i de Paris
Borsası’nda halka açık olan bir şirket. Burası Monaco’nun kalbi.
Monaco’yu bir vücut olarak düşünürsek, aslında sadece kalbi değil,
bence akciğerleri de aynı zamanda. Dört tane otelimiz var; Hotel
De Paris, Hermitage, Monte Carlo Bay ve Monte Carlo Beach Hotel.
Otuz üç tane barımız ve restoranımız var, bunların içinde; Hotel de
Paris’de yer alan Alain Ducasse’ın Le Louis 15’i, Buddha Bar, yine
Alain Ducasse’ın başka bir restoranı La Trattoria, Café de Paris,
dünyada bir tek Monaco’da hizmet veren en ünlü gece klübü Jimmy’s
yer alıyor. Ayrıca beş tane kumarhanemiz var, bunlardan bir tanesi
dünyanın en eski kumarhanesi, François Blanc tarafından hayata
geçirilmiş. SBM, belli bir yaşam standardına, hayat kalitesine sahip
herkesin gelip kalmaktan zevk aldığı bir tesis. Biz, aslında burada
gerçekleştirmeyi hayal ettiğimiz birçok şeyi hayata geçirdik. Bu yaz
düzenlenen Monte Carlo Sporting Summer Festival’in 40. yılında
Tarkan’ın yaptığı kapanış konseriyle zaten Türkler Monaco’ya
damgasını vurmuş vaziyette.
F.G. : Hülya’cığım sana sormak istediğim önemli bir soru
var. Türkler için Monaco’da yaşam nasıl olur, bunu bir de
senden duymak istiyorum. Çünkü buradaki mekânlar çok
güzel, muhteşem görseller sunuyoruz okuyucularımıza bu
ay ve bu nedenle merak ediyorum; buraya gelmenin bedeli
202
www.marieclairemaison.com.tr
203
(Monaco)
Örnek dairenin salonunda, turkuaz dekoratif objeler
sıklıkla gözümüze çarpıyor. Çağdaş tasarımlar,
binanın modern havasına uyum sağlıyor.
SOLDA Dairenin neredeyse
tamamı mermerden
oluşan banyosunda da
Monaco’yu kuş bakışı
izlemek mümkün. SAĞDA
Odaların dekorasyonu canlı
renklerde aksesuarlarla
hareketlendirilmiş.
nedir, burada bir hafta sonu geçirmek için çok büyük paralar
harcamak mı gerekir veya bir konser izlemek, ki burada
her hafta çok büyük bir sanatçı konser veriyor, çok büyük
paralara mı mâl olur?
H.B. : İnan, Monaco’yla İstanbul arasında bir fiyat farkı yok.
Monaco’da yaşamak, İstanbul’da yaşamakla aynı değerde. Monaco
dünyanın en Jet-set ülkesi olarak tanındığı ve 2.2 kilometrekarelik
küçücük bir ülke olduğu için buraya gelmenin çok zor olduğunu
zannediyorlar. Halbuki, THY’nin yazın günde iki, kışın ise bazı
günler tek, bazı günler iki sefer olmak üzere haftanın her günü
İstanbul-Nice uçuşları var. Nice’ten buraya gelmek arabayla sadece
20-30 dakikayı buluyor. Helikopter ile gelmek isteyenler için ise
15-20 dakikalık bir süreç çünkü Nice-Monaco arası altı dakikalık
bir uçuş. Monaco’ya gelmek hiç zor değil, her ekonomik sınıftan
insan kolaylıkla gelebilir. Burada fiyatları gece bazında çok uygun
küçük oteller var. Konserlere katılabilirler çünkü Monte Carlo’da
biliyorsun ki, 365 gün bir aktivite var; Formula 1, Gül Balosu,
Kızıl Haç Balosu, Rolex Monte- Carlo Masters Tenis Turnuvası,
204
www.marieclairemaison.com.tr
Caz Festivali, yazın bir buçuk ay süren Sporting Summer Music
Festival var. Almanların organize ettiği ve sponsor olduğu, Café de
Paris’de gerçekleşen, 10 gün süren Oktoberfest var bu sene 10. yılını
kutlayan. Futbol Maçları, Yatch Show, operalarımız, balelerimiz var.
Monaco Filarmoni Orkestrası’nın verdiği klasik müzik konserleri
var. Bunların hepsine Türk misafirler katılabilir. Çok uygun fiyatlı
otellerde kalıp, kültürel aktivitelere katılabilirler. Dünyada en çok
su hayvanı türünün yer aldığı, Musée Océanographique’in (okyanus
müzesi) de burada yer aldığını belirtmeden geçmeyeyim. Prensimiz
2. Albert çok çevreci bir prens, çevrenin korunması için dünyanın
bütün ülkelerini dolaşıyor. Onun için Monaco’da doğa çok güzel
korunuyor. Yediğimiz, içtiğimiz her şey organik. Ben bütün Türk
misafirlerimize Monaco’yu hayatlarında bir kere de olsa ziyaret
etmelerini içtenlikle tavsiye ediyorum. Bence görülmeye değer ve
çok keyifli bir ülke. Beni altı yıldır yalnız bırakmayan, burada hep
benimle olan, her davetime katılan başta sen olmak üzere çok sevgili
dostlarım ve arkadaşlarıma ve bu harika röportajı düzenleyen Marie
Claire Maison ekibine de ayrıca teşekkür ediyorum.
205

Benzer belgeler