Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı Sonuç Raporu

Transkript

Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı Sonuç Raporu
ÜSKÜDAR “ŞEHİR KİMLİĞİ” ÇALIŞTAYI
SONUÇ RAPORU
(HAZİRAN 2014)
i
BU “ŞEHİR KİMLİĞİ” ÇALIŞTAYI ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI
TARAFINDAN, ÜSKÜDAR BELEDİYESİ’NİN KATKI VE
KATILIMLARIYLA, 22 HAZİRAN 2014’TE ORGANİZE EDİLMİŞTİR.
SONUÇ RAPORU İSE 25 TEMMUZ 2014’TE HAZIRLANARAK,
İLGİLİLERİN VE KAMUOYUNUN HİZMETİNE SUNULMUŞTUR.
ii
HAZIRLAYANLAR
İbrahim ACAR
Bakan Danışmanı
Genel İstişare Kurulu Başkanı
Zekeriya ERDİM
Bakan Danışmanı
Sempozyum ve Çalıştay Koordinatörü
Prof. Dr. Seyfettin ERDOĞAN
Öğretim Üyesi
Sempozyum ve Çalıştay Heyeti Başkanı
Akademik Kurul Koordinatörü
Doç. Dr. Ayfer GEDİKLİ
Öğretim Üyesi
Sempozyum ve Çalıştaylar Heyeti Üyesi
Akademik Kurul Üyesi
Yasemin Meltem NAMLI
İLBANK Personeli
Sempozyum ve Çalıştaylar Heyeti Destek
Uzmanı
Mehmet KALAYCI
İLBANK Personeli
Destek Politikaları Tespit ve Değerlendirme
Heyetleri Destek Uzmanı
Naciye Nalan GEBEŞ
İLBANK Personeli
Destek Politikaları Tespit ve Değerlendirme
Heyetleri Destek Uzmanı
Tuğba TÜRK
İLBANK Personeli
Destek Politikaları Tespit ve Değerlendirme
Heyetleri Destek Uzmanı
iii
İÇİNDEKİLER
İÇİNDEKİLER ............................................................................................................... İİİ
TABLOLAR LİSTESİ...................................................................................................Vİİ
HARİTALAR LİSTESİ ............................................................................................... Vİİİ
RESİMLER LİSTESİ ..................................................................................................... İX
KISALTMALAR ............................................................................................................. X
ÖNSÖZ ........................................................................................................................... Xİ
GİRİŞ ........................................................................................................................... - 1 ÇALIŞTAY HAKKINDA GENEL BİLGİ ................................................................. - 3 BİRİNCİ BÖLÜM ....................................................................................................... - 7 ÜSKÜDAR’IN GENEL TANITIMI ........................................................................... - 7 1.1.
KONUMU ....................................................................................................... - 7 -
1.2.
ULAŞIM .......................................................................................................... - 8 -
1.3.
TARİHİ VE ÖNEMLİ SİMGELERİ............................................................. - 10 -
1.4.
JEOLOJİK DURUM...................................................................................... - 18 -
1.5.
SİT ALANLARI ............................................................................................ - 20 -
1.6.
DEMOGRAFİK YAPI .................................................................................. - 21 -
1.7.
SOSYO EKONOMİK YAPI ......................................................................... - 22 -
1.8.
YEŞİL ALANLAR ........................................................................................ - 23 1.8.1. Korular Bölge Şefliği .................................................................................. - 24 1.8.2. Doğancılar Bölge Şefliği ............................................................................ - 24 1.8.3. Flora Çeşitliliği ........................................................................................... - 26 iv
KAYNAKÇA............................................................................................................. - 28 İKİNCİ BÖLÜM........................................................................................................ - 31 ŞEHİR KİMLİĞİNİN KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVESİ ......................... - 31 2.1.
ŞEHİR KAVRAMI ........................................................................................ - 32 -
2.2.
ŞEHİR KİMLİĞİ ........................................................................................... - 34 2.2.1. Sosyo-Kültürel Özellikler ........................................................................... - 38 2.2.2. Sosyo-Ekonomik Özellikler ........................................................................ - 38 2.2.3. Fiziksel Ortam ve Çevre ............................................................................. - 40 2.2.3.1.
2.2.3.2.
2.2.3.3.
2.2.3.4.
2.2.3.5.
2.2.3.6.
2.2.3.7.
İklim Yapısı ....................................................................................... - 41 Şehre Özgü Hayvan, Irk ve Türler ..................................................... - 43 Yer Üstü Suları ve Yeraltı Suları (Ilıca ve Kaplıcalar) ...................... - 44 Şehrin Coğrafi Konumu ..................................................................... - 44 Doğal Olmayan Çevre ....................................................................... - 44 Yapı/Bina Grupları ............................................................................ - 45 Tarihi Eserler ve Simgesel Yapılar .................................................... - 46 -
2.3.
ŞEHRİN KİMLİK EROZYONU................................................................... - 47 -
2.4.
ŞEHİR PAZARLAMA .................................................................................. - 49 -
2.5.
ŞEHİR MARKASI ........................................................................................ - 51 -
KAYNAKÇA............................................................................................................. - 53 ÜÇÜNCÜ BÖLÜM ................................................................................................... - 55 ÜSKÜDAR ŞEHİR KİMLİĞİNİN ANALİZİ .......................................................... - 55 3.1.
ÜSKÜDAR’IN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ VE POTANSİYELİ ............... - 55 -
3.2.
ÜSKÜDAR’IN SİMGELERİ ........................................................................ - 60 -
3.3.
ÜSKÜDAR’IN BAŞLICA ÇEVRE SORUNLARI ...................................... - 62 -
3.4.
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM UYGULAMALARI ....................... - 64 -
3.5.
GZFT ANALİZİ ............................................................................................ - 68 3.5.1. Güçlü Yönler............................................................................................... - 68 3.5.2. Zayıf Yönler ................................................................................................ - 69 3.5.3. Fırsatlar ....................................................................................................... - 69 3.5.4. Tehditler ...................................................................................................... - 70 3.6.
KISA ORTA VE UZUN VADELİ BEKLENTİLER .................................... - 72 v
3.6.1. Çevre(Çevre Temizliği, Doğanın Korunması v.b)...................................... - 76 3.6.2. Çöp sorununa alternatif öneriler: ................................................................ - 76 3.6.2.1 Sorunlar .............................................................................................. - 76 3.6.2.2 Uygulanabilir Çözümler .................................................................... - 77 3.6.3. Umumi Kullanım Alanlarının Temizliği ve Hijyeni................................... - 77 3.6.4. Yönetime Tüm Halkın Katılımının Sağlanması ......................................... - 78 SONUÇ ...................................................................................................................... - 81 EKLER....................................................................................................................... - 89 -
vi
TABLOLAR LİSTESİ
TABLO 1: Korular Bölge Şefliği…………………………………………………… -24TABLO 2: Doğancılar Bölge Şefliği Şehiriçi Yeşil Alanlar…………………………-25TABLO 3: Şehrin İç ve Dış Performans Göstergeleri………………………………..-50TABLO 4: Avrupa’da Marka İmajı En Yüksek Şehirler……………………………..-52-
vii
HARİTALAR LİSTESİ
Harita 1. Üsküdar İlçesinin Konumu…………………………………………………..-7Harita 2. Üsküdar’da Yer Alan Mahalleler……………………………………………-8Harita 3. Üsküdar İlçesi Zemin Etüdü………………………………………………..-19Harita 4. Üsküdar İlçesi’nde Yer Alan SİT Alanları…………………………………-21Harita 5. Sanayi, Ticaret Alanları ve Ulaşım İlişkisi………………………………....-23-
viii
RESİMLER LİSTESİ
Resim 1. Harem Sahil Yolu……………………………………………………………-9Resim 2. Üsküdar Ulaşım Ağı…………………………………………………………-9Resim 3. Marmaray…………………………………………………………………...-10Resim 4. Eski Üsküdar………………………………………………………………..-11Resim 5. Kız Kulesi…………………………………………………………………..-12Resim 6. Karacaahmet Mezarlığı…………………………………………………….-13Resim 7. Mihrimah Sultan Camii…………………………………………………….-13Resim 8. Küçük Selimiye Camii……………………………………………………...-14Resim 9. Selimiye Kışlası…………………………………………………………….-14Resim 10. Şemsi Paşa Külliyesi………………………………………………………-15Resim 11. Horhor Çeşmesi…………………………………………………………...-17Resim 12. Kavasbaşı Ahmed Ağa Çeşmesi…………………………………………..-17-
ix
KISALTMALAR
5T
: Mücessemiyet, Terkip, Tasnif, Tanzim ve Tenazur
Ar-Ge
: Araştırma-Geliştirme
AVM
: Alışveriş Merkezi
Doç.
: Doçent
Dr.
: Doktor
GZFT
: Güçlü Yönler-Zayıf Yönler-Fırsatlar-Tehditler
KİK
: Kamu İhale Kurumu
km
: kilometre
Prof.
: Profesör
s.
: sayfa
ss.
: sayfalar
t.y.
: tarih yok
TOKİ
: Toplu Konut İdaresi
TÜİK
: Türkiye İstatistik Kurumu
vb.
: ve benzeri
vs.
: vesaire
x
ÖNSÖZ
İnsanın maddi ve manevi gelişimine etki eden unsurların başında sosyal, kültürel ve
fiziki çevre gelmektedir. İnsan ve onu çevreleyen şehir arasında öylesine bir etkileşim
vardır ki; olumlu ya da olumsuz her bir değişim insana, insanın yaşadığı deneyimler de
çevreye yansır. Böylece; şehir ve insan birbirinin güncel hayatında, geleceğinde,
mutluluğunda, hüznünde ve hasılı kaderinde karşılıklı etkili olur.
İnsan gibi şehirlerin de ruhu, kimliği ve kişiliği vardır. Tarihi, iklimi, coğrafyası,
kültürü, sosyal ve etnik yapısı, ekonomisi ve diğer maddi ve manevi değerleri bir şehrin
kimliğini oluşturan temel öğelerdir. Şehirlerin kimliğini doğru tanımlamadan, ne
sorunlar doğru tespit edilebilir ne de köklü, isabetli çözümler üretilebilir. Sağlıklı
gelecek kurgusu yapılabilmesi için de önce şehrin kimliğinin doğru tespit edilmesi
gerekir.
Bu çerçevede mekânsal planlama hayati değer taşıyan bir konudur. Ülke, bölge ve şehir
bazında, her ölçekte yerleşim birimi için durum tespiti yapmak ve gelecek öngörüsünde
bulunup; yerleşim, yatırım, üretim ve hizmet altyapılarını bu öngörülere göre
kurgulamak, o bölgenin kimliğinin oluşması açısından hayati önem taşır. Bu nedenle,
tüm illerimizin dahil edildiği, ülke çapında stratejik mekânsal planlama çalışmalarını
başlatmış bulunuyoruz. Bu çalışma ile bir yandan her bir yerleşim biriminin bireysel
varlığı, kimliği ve özgün değerleri göz önünde bulundurularak, öte yandan da diğer
yerleşim birimleri ile olan ilişkilerini ve bütün içindeki yerini de doğru kurgulayarak
kapsamlı bir ülke planlaması yapılacaktır. Bu planlama çerçevesinde mekânsal ilişkiler
yeniden tanımlanarak, insanımızın mutlu ve huzurlu bir şekilde yaşayabileceği şehirler
planlayarak 2023, 2053 ve 2071 hedeflerimize emin adımlarla yürümek istiyoruz.
İşte bu noktalardan hareketle, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olarak, ülke çapında
yapılacak stratejik mekânsal planlama çalışmalarımıza kaynak ve referans noktası
oluşturmak için şehirlerimizin yukarıda belirtilen çerçevede kimliğini tespit etmek
amacıyla çalıştaylar düzenlemeye karar verdik. Her şehrimize, o şehirde yaşayanların
gözüyle ve gönlüyle bakmak istedik. “Şehir Kimliği Çalıştayında” şehrimizdeki bilim
adamlarımızı, iş adamlarımızı, gönüllü kuruluşlarımızı, belediye ve diğer kamu
bürokrasisini, düşünce ve gönül adamlarımızı bir araya getiriyoruz. Şehir kimliğimizi
belirleme adına, sosyal, kültürel ve ekonomik gelişme hedeflerimiz konusunda geniş
katılımlı bir platform oluşturuyoruz. Burada ortaya çıkan bilgi birikimi ve çalıştay
raporlarının ülkemizin geleceği için çok önemli kaynak ve referans olacağı
inancındayız.
Pilot çalışma için, Türkiye’nin yeni Büyükşehir’lerinden olan Ordu ile İstanbul’un
“tarih-kültür-medeniyet şehri” olan Üsküdar tercih edildi. Her iki şehir adına yukarıda
sözünü ettiğimiz toplum katmanlarından gelen katılımcılarla düzenlenen “Ordu Şehir
Kimliği Çalıştayı” ve “Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı” ile ortaya çıkan ortak akıl
ürünü olan tespit ve teklifler uzman bir kadro tarafından “sonuç raporu” haline
xi
getirildi. Bu iki pilot çalışma sonuçlarını değerlendirerek aynı kapsamdaki çalıştayları
Türkiye genelinde gerçekleştirmeyi umuyoruz.
Bu çalışmaların, tarihi ve kültürel değerlerimizi koruyarak 2023, 2053 ve 2071 gibi
vizyon hedeflerimize uygun modern teknoloji ve planlama ile yapılacak olan evler,
mahalleler, şehirler, köyler gibi kentsel ve kırsal yerleşim birimleri inşa etme yolunda
“aydınlatıcı” bir rol oynamasını diliyorum.
Çalıştaylarımıza katılıp tecrübesiyle, bilgi birikimiyle, heyecan ve motivasyonlarıyla
katkıda bulunan tüm uzman ve toplum temsilcilerine; çalışmalara ev sahipliği yapan
belediye başkanlarımıza ve yöneticilerine, başarılı ve fedakâr çalışmalarıyla moderatör
ve raportörlük görevlerini hakkıyla yerine getiren akademisyenlere, başından sonuna
süreç yönetimi sorumluluğunu üstlenerek organizasyonu gerçekleştiren danışman ve
uzman arkadaşlarıma ve emeği geçen herkese teşekkür ve tebriklerimi bildiriyorum.
İdris GÜLLÜCE
T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı
xii
GİRİŞ
Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı ile ilgili öncelikle 9 Haziran 2014 günü tanıtım
toplantısı düzenlenmiştir. Toplantıda çalıştayın amacı ve talep edilen katkıların niteliği
paylaşılmış ve katılımcılara hazırlık yapabilmeleri için gerekli bilgilendirme yapılmıştır.
Daha sonra, 22 Haziran 2014 tarihinde “Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı”
gerçekleştirilmiştir. Çalıştayda, 5 saati aşkın bir süre zarfında, katılımcılar yuvarlak
masalar etrafında gruplara ayrılarak kendilerine 7 adet soru yöneltilmiştir. Her masada
bir öğretim elemanı raportör olarak görev almıştır. Katılımcılara yöneltilen sorulara
aşağıdadır:
1. Şehrinizin bildiğiniz diğer şehirlere benzeyen ve benzemeyen yanları, yönleri yahut
“belirgin özellikler”i nelerdir?
1.1. Şehrinizin, coğrafî konumu, tarihî ve kültürel birikimi, tabiat güzellikleri, teknik ve
ekonomik gelişmişliği, üretim alanları ve konuları, iç ve dış turizm potansiyeli,
bilimsel ve akademik altyapısı, insan kaynakları ve demografik durumu açısından
değerlendirmeleriniz nelerdir?
1.2. Şehrinizin sahip olduğu “sabit değerler” ile bu değerleri “stratejik değerler”e
dönüştürme şansı, imkânı açısından değerlendirmeleriniz nelerdir?
2. Şehrinize ait başlıca “simgeler” ile ilgili olarak;
2.1 Unutulan ve yaşayan simgelere ilişkin fikirlerinizi belirtiniz?
2.2 Unutulanların yeniden hatırlatılması, yaşayanların güçlendirilmesi için yapılması
gerekenler konusunda fikir ve önerileriniz nelerdir?
3. Şehrinizin temel “çevre sorunları” nelerdir ve nasıl çözülebilir?
4. Şehrinizle ilgili “kentsel dönüşüm ve gelişim” politikaları hakkındaki tespitleriniz,
teklifleriniz nelerdir?
5. Şehrinizin Güçlü Yönleri-Zayıf Yönleri-Fırsatlar-Tehditler (GZFT) analizini yapar
mısınız?
6. Şehrinizin geleceğiyle ilgili “hayalleriniz” nelerdir? Şehrinizi kısa, orta ve uzun
vadede nerede ve nasıl görmek istersiniz?
7. Yukarıdaki sözü edilenlere ilave etmek istediğiniz hususlar var mı?
-1-
Katılımcıların görüş ve önerilerini sunmaları için her bir soru için yaklaşık 45 dakikalık
süre ayrılmıştır. Masa raportörleri bütün görüş, öneri ve değerlendirmeleri kayıt altına
almışlardır. Kayıtlar çözülerek sistematize edilmiş ve Çalıştay Moderatörüne teslim
edilmiştir. Sistematize edilmiş dokümanlar, Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan başkanlığında
çok sayıda akademisyenin katkıları ile bilimsel bir rapor haline getirilmiştir.
Rapor üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Üsküdar’ın genel olarak tanıtılması
hedeflenmektedir. Bu bölümün sorumluluğunu Aylin Çelik Turan üstlenmiştir. Birinci
bölümde ilçenin iktisadi, sosyal ve kültürel yapısı; coğrafi özellikleri ve potansiyel
değerleri gibi konular ele alınmıştır. İkinci bölümde şehir kimliğine ilişkin kavramsal ve
teorik bilgiler yer almaktadır. Bu bölümün sorumluluğunu İstanbul Medeniyet
Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ayfer Gedikli
üstlenmiştir. Üçüncü bölümde, Çalıştay’da katılımcılar tarafından ileri sürülen görüş ve
öneriler sistematik bir şekilde derlenmiştir. Çalıştay’da raportörler tarafından kayıt
altına alınan görüş ve önerilerin düzgün cümleler haline getirilmesi, mükerrer görüşlerin
birleştirilmesi, akıcı ve tutarlı bir metnin ortaya çıkarılması çok ciddi bir emeğin
ürünüdür. Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan, Doç. Dr. Ayfer Gedikli, Dr.Ezgi Tok ve Aylin
Çelik Turan, raportörlerden gelen metinleri uzun uğraşlardan sonra nihai bir rapor
haline getirmişlerdir.
Ayrıca Üsküdarlıların görüşlerini alabilmek için profesyonel bir firmaya bilimsel bir
kamuoyu araştırması yaptırılarak sonuçları uzmanlarımızca analiz edilerek rapora
yansıtılmıştır.
-2-
ÇALIŞTAY HAKKINDA GENEL BİLGİ
1. GEREKÇE
1.1 İnsanın ve onu kuşatan maddi – manevi, canlı - cansız tüm çevrelerin, yaşadığı
ortamların “dün-bugün-yarın” boyutlarıyla ele alınması gerekir. Geçmişin
“hatıra” ve mirasının, bugünün “gerçekleşen”lerinin ve yarının “hayal” ve
hedeflerinin birlikte değerlendirilmesi gerekir.
1.2 Ülke, bölge, şehir ve diğer alt birim yerleşim merkezleri bazında yapılacak tüm
planlar, programlar; “kazanılmış değerler”i koruma, “kaybedilmiş değerler”i
geri kazanma ve medeniyet yürüyüşümüzde bizi bir adım daha ileri, bir basamak
daha yukarı taşıyacak “yeni değerler” üretme esasına göre yeniden yapılmalıdır.
1.3 Giderek yaygın bir anlayış ve işleyiş haline gelen “çoğulcu-katılımcı
demokrasi” modeli de, “yerinden yönetim” metodu da; doğru tanımlama ve iyi
planlama yapabilmek için, her yaşam biriminin tüm paydaşlarının “ortak akıl” ve
“ortak irade” potansiyelini organize etmeyi gerektirmektedir.
1.4 İşte bu noktalardan hareketle; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ülke çapında tüm
yerleşim birimlerine ilişkin gelecek vizyonunu ve altyapısını oluşturmak üzere
“mekânsal planlama” sürecini yönetirken; şehre şehirlinin gözünden ve
gönlünden bakmayı sağlayacak “çalıştay”lar organize etmeyi, zaruri bir ihtiyaç
olarak görmüştür.
2. İÇERİK
Çalıştay’ın içeriği, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde gönüllülük esasına göre
kurulan “Sempozyumlar ve Çalıştaylar Heyeti” tarafından belirlenmiştir. İçeriğin
belirlenmesi sürecinde, bilim insanları, profesyoneller, bürokratlar, siyaset dünyası,
basın, yerel idareler ve STK temsilcileri gibi kesimlerin görüş ve önerileri esas
alınmıştır. İçerik üç temel ayak üzerine bina edilmiştir:
-3-
2.1 Şehir Kimliği (Şehrin tarihî, kültürel, coğrafî, ekonomik, sosyal, akademik,
yapısal, jeolojik vb. açılardan sahip olduğu potansiyelin değerlendirilmesi; kısa,
orta, uzun vadede olması ya da gelmesi gereken konumun, durumun öngörülmesi)
2.2 Çevre Bilinci (Şehrin havasının, suyunun, toprağının, güneşinin, bitki
örtüsünün, hayvan türlerinin, kültür ve tabiat varlıklarının çevresel açıdan
değerlendirilmesi; kısa, orta, uzun vadede olması ya da gelmesi gereken
konumun, durumun öngörülmesi)
2.3 Mekânsal Planlama (Şehir kimliği ve çevresel unsurlar da göz önünde
bulundurularak, şehrin geleceğinin tasarlanması; bu tasarıya uygun olarak büyük,
orta, küçük ölçekli mekânsal planların yapılması)
3. AMAÇ
Bu Çalıştay’ın temel amacı, Türkiye’de 2002 yılından itibaren önem kazanan “bütün
toplumsal kesimlerin eşit oranda önemsendiği katılımcı yönetim anlayışı”na uygun
olarak politika belirlemek ve uygulama süreçlerine bütün kesimlerin görüş, öneri ve
katkılarını sağlamaktır. Bu çerçevede;
3.1 Türkiye genelinde; şehir, “mahalle, ilçe, köy ve diğer yerleşim birimlerine
yönelik olarak gelecek öngörülerinin orada yaşayanlarla birlikte belirlenmesinin
teşvik edilmesi,
3.2 Ortaya çıkacak ana fikirlerin, temel sorunların, muhtemel çözümlerin
sempozyumlar
aracılığıyla
uzman
kişi
ve
kurumlar
tarafından
değerlendirilmesinin sağlanması,
3.3 Ülke, bölge ve şehir bazında hazırlanacak “sonuç raporları”nın; ilgili
birimlerin, politika yapıcıların ve uygulamacıların istifadesine sunulması,
3.4 Bu vesileyle; toplumda “çevre ve şehircilik bilinci”nin oluşmasına,
gelişmesine, olgunlaşmasına katkıda bulunulması hedeflenmektedir.
-4-
4. KAPSAM
4.1 İçerik açısından; “çevre ve şehircilik” alanları ve alt birim ve bileşenleri,
4.2 Katkı ve katılım açısından; genelde tüm “kamuoyu”, özelde toplumsal
“paydaş”ların
kurumsal temsilcileri,
4.3 Uygulama açısından; Türkiye’nin “il”leri, “büyükşehir”leri, metropollerin
“ilçe”leri “köy” ve kırsal alanlar.
5. KATILIM
5.1 Şehrin “seçilmiş” yöneticilerinden oluşan yerel ve genel “siyaset” temsilcileri
5.2 Şehrin “atanmış” yöneticilerinden oluşan “bürokrasi” temsilcileri
5.3 Şehrin “adanmış” yöneticilerinden oluşan “sivil toplum” temsilcileri
5.4 İlgili bölümlerin yöneticilerinden ve öğretim üyelerinden oluşan “üniversite”
temsilcileri
5.5 Sanayi, ticaret ve meslek odalarının yöneticilerinden oluşan “sektör”
temsilcileri
5.6 Alanında uzman, usta, yönetici olmuş “kültür-sanat-spor” öncüleri
5.7 Sosyal doku içinde “kanaat önderi” özelliği taşıyan seçkin kişiler
5.8 Şehrin kamuoyu algısının oluşmasında ve gelişmesinde etkili olan “medya”
mensupları
6. SÜREÇ
6.1 Şehrin tüm paydaşlarının özünü ve özetini oluşturacak katılımcılar nezdinde,
“tanıtım toplantısı” yapılarak; çalıştay süreci hakkında bilgi verilmiştir.
6.2 Tanıtım toplantısına davet edilen katılımcıların; kişisel, kurumsal, toplumsal
çevrelerini organize ederek “ön hazırlık” yapmaları ve elde ettikleri sonuçları
“ön rapor”lar haline getirerek çalıştay günü ilgililere teslim etmeleri önerilmiştir.
6.3 Tanıtım toplantısından iki hafta sonra yapılan “çalıştay”da, önceden
katılımcılara iletilen metot ve usullerle gruplar halinde “beyin fırtınaları”
-5-
yapılmış; elde edilen sonuçlar (görüş ve öneriler) sistematik bir “rapor”a
dönüştürülmüştür.
6.4 Çalıştay sürecine katkı ve katılım sağlayacağı düşünülen kişisel ya da kurumsal
“belge ve bilgi”ler toplanıp değerlendirilmiştir.
7. YÖNTEM
7.1 Çalıştaylarda, farklı toplumsal kesimleri temsil eden kişilerin görüş ve önerilerini
almak üzere “müzakere” yöntemi uygulanmıştır.
7.2 Katılımcılar ortalama 10’ar kişilik gruplar halinde ve “yuvarlak masa” modeline
göre toplanıp; çalıştay konuları ve alt bileşenleriyle ilgili sorulara cevap vermek,
sorunlara çözüm üretmek için masa moderatörleri eşliğinde “beyin fırtınaları”
gerçekleştirmiştir.
7.3 Elde edilen sonuçlar, masa moderatörleri tarafından “ara raporlar” şeklinde
sistematize edilmiş ve ortaya çıkan sonuçlar, İl Moderatörü ve yardımcıları
tarafında “sonuç raporu” haline getirilmiştir.
7.4 Sonuç raporu, Üsküdar’ın genel tanıtımını, şehir kimliğine ilişkin kavramsal ve
teorik açıklamaları ve son olarak Çalıştay’da ileri sürülen görüş, öneri ve
değerlendirmelerin analizini ihtiva etmektedir.
-6-
BİRİNCİ BÖLÜM
ÜSKÜDAR’IN GENEL TANITIMI
1.1. KONUMU
Üsküdar, İstanbul’un doğusunda, Kocaeli Yarımadası’nın batısında yer almaktadır. İlçe,
kuzeydoğuda Ümraniye, güneyde Kadıköy, batı ve kuzeybatıda İstanbul Boğazı,
kuzeyde de Beykoz’a komşudur.
Harita 1. Üsküdar İlçesinin konumu (İstanbul Büyükşehir Belediyesi verileri ile derlenmiştir).
Üsküdar İlçesi 1926 yılına kadar il statüsünde yer almıştır. Üsküdar İlçesi’nden 1930’da
Kadıköy ve Beykoz, 1987 yılında ise Ümraniye İlçesi ayrılmıştır. Son olarak 2008
yılında Örnek, Esatpaşa ve Fetih Mahalleleri Üsküdar ilçesinden ayrılarak, Ataşehir’e
bağlanmıştır. Üsküdar, kırsal yerleşmesi olmayan bir ilçedir ve 33 mahalleden meydana
gelmektedir (Harita 2) (Üsküdar Belediyesi, t.y.).
-7-
Harita 2. Üsküdar’da yer alan mahalleler (Üsküdar Belediyesi, t.y.)
1.2. ULAŞIM
Üsküdar, doğal topografyasına bağlı olarak özellikle temel ulaşım üzerinde doğrudan
etkili bir ilçedir (Çoşkun, 2004, s.108). Asya ve Avrupa Kıtalarını, deniz trafiğini ve
kara trafiğini birleştiren bir yerleşim yeri konumundadır. İlçe’nin başlıca karayolu
ulaşım aksları; Paşalimanı Caddesi-Kuzguncuk Caddesi aksı (Sahil Yolu), Paşalimanı
Caddesi ile Selman-ı Pak Caddesi aksı, Üsküdar-Harem Sahil Yolu aksı (Resim 1) ve
Üsküdar meydanıdır.
-8-
Resim 1. Harem Sahil Yolu, 2014 (Orijinal)
Resim 2. Üsküdar Ulaşım Ağı (Google Earth, 2014)
Avrupa Yakasında yer alan Kabataş, Beşiktaş, Eminönü, Boğaz hattı, Eyüp, Karaköy
iskelelerine Üsküdar Meydanı’ndan bağlantılar vardır. Ayrıca Anadolu Yakasında yer
alan Beykoz ve Kadıköy iskelelerine deniz hattı bağlantısı mevcuttur. Bu bağlantılar
meydanda yer alan deniz otobüsü iskelesi, şehir hatları vapur iskelesi ve motor iskeleleri
ile sağlanmaktadır. Harem İskelesi ile Sirkeci arasında araba vapuru seferleri
yapılmaktadır. Üsküdar İlçesi limandan farklı yönlere ulaşımı sağlamasından dolayı
Üsküdar'ın ve İstanbul'un diğer kentlerle bir bağlantı noktası olmuştur (Çoşkun, 2004).
Üsküdar İskelesi eskiden Avrupa ve Asya arasındaki geçişi sağlayan tek ve en büyük
-9-
iskele iken, Süveyş Kanalı’nın açılması ve Anadolu Bağdat demiryolunun yapılması ile
bu işlevini yitirmiştir (Üsküdar Belediyesi, 2013, s.17). Diğer taraftan 2014 yılında
kullanıma açılan 14 km’lik (Ayrılık Çeşmesi- Kazlı Çeşme) Marmaray tüp geçiti
Üsküdar Meydanı’nın tarihteki işlevini geri kazandırmış ve Asya-Avrupa arasındaki
geçişin odak noktası olmuştur (Resim 3).
Resim3. Marmaray, 2014 (Orijinal)
1.3. TARİHİ VE ÖNEMLİ SİMGELERİ
Fetih ile birlikte İstanbul’un karşısında dikkat çeken bir yerleşim yeri olarak ortaya
çıkan Üsküdar’ın İlkçağ ile Ortaçağ’daki tarihçelerine ait yeterli bilgi mevcut değildir.
İlkçağda adı “Altın şehir” anlamına gelen Khrysopolis olan Üsküdar’ın, belli bir kısmı
Scutarion olarak tanınmıştı. Scutarion adının kaynağı hakkında farklı değerlendirmeler
vardır. Scutarion teriminin latin dilindeki Scutari’den geldiği tahmin edilmektedir.
Scutari Roma döneminde askeri birliklerde kullanılan bir tür kalkanlarla ilgilidir.
Scutarii terimi ise Roma ordusu piyadelerinin en başında yürüyen ve boy kalkanları
taşıyan birliğin adıdır. Balkanlarda Arnavutluk’ta da scutarion adında bir yer vardır.
Burası Türk devrinde İşkodra adını almıştır. Khrysopolis tercümesi “Altınşehir” dir.
Bunun Marmara üzerinde güneş batarken Üsküdar kıyılarına vuran akşam güneşinin
ışıklarının bu beldeye altın rengi vermesinden (İstanbul tarafından yaldızlı gibi
göründüğünden) dolayı olduğu sanılır. Altın Şehir ifadesinin diğer bir gerekçesi de vergi
olarak toplanan altınların saklandığı yer olduğu rivayet edilmektedir. Scutarion adı Türk
- 10 -
devrinde Üsküdar’a dönüşmüştür. Eski adı Khalkedon yani Kadıköy ile Üsküdar çok
ufak yerleşim yerleri olarak doğmuş ve fazla gelişmeden kalmıştır (Eyice, 2004, s.17;
Güneş, 2004, s.43).
Bölgede pek çok medeniyet yaşamıştır. Britanyalılar, Frigyalılar, İranlılar, Romalılar,
Bizanslılar ve son olarak da Osmanlılar bu topraklara hakim olmuşlardır. Fetihten önce
2000 yıldan fazla bir geçmişe sahip olmasına rağmen, fetih öncesi döneme ait eser
bulmak zordur. Üsküdar’ın yaşayan kimliği Fetih ile başlamıştır (Coşkun, 2004 s.108).
Üsküdar’ın Türkleşmesi 1352 yılında Orhan Gazi’nin Üsküdar’ı ele geçirmesi ile
başlamıştır (Eyice, 2003, s.17). İstanbul’un fethine kadar geçen sürede Bizanslılar
Üsküdar’ı tekrar ele geçirmiş ve Türkleri uzaklaştırmışlardır. Fetih ile birlikte
Üsküdar’dan kaçan Rumların yerine Anadolu’dan Türkler yerleştirilmiştir (Üsküdar
Belediyesi, 2013, s.16).
Resim 4. Eski Üsküdar (Üsküdar Belediyesi Web Sitesi)
Osmanlı Dönemi’ne ait birçok tarihi yapı Üsküdar ilçesinde yer almaktadır. Salacak
açıklarında yer alan Kız Kulesi sadece Üsküdar’ın değil aynı zamanda İstanbul’un en
önemli simgelerinden biridir. Günümüzde restoran ve fener kulesi olarak kullanılan Kız
Kulesi, Bizans Döneminde Karadeniz istikametine giden gemilerden vergi almak için
kullanılmıştır (Hoşcan, 2009 s.39).
Üsküdar’ın önemli tarihi mekanlarından biri de Karaca Ahmet Mezarlığıdır (Resim 6).
Bu mezarlıkta Üsküdar için yapılan savaşlarda ölen müslüman askerlerin yanı sıra
birçok ünlü ve önemli kişi yatmaktadır.
- 11 -
Diğer önemli tarihi yapılardan biri de Üsküdar iskelesinin karşından yer alan, inşaatı
1548’de tamamlanan, Kanuni Sultan Süleymanın Kızı Mihrimah Sultan tarafından
Mimar Sinan’a yaptırılan Mihrimah Sultan Külliyesi’dir (Resim 7). Çiçekçi semtinde
yer alan ve III. Selim tarafından yaptırılan, 1805 yılında tamamlanan Küçük ve Büyük
Selimiye Camileri Üsküdar’ın diğer simgelerindendir (Resim 8). Selimiye Kışlası,
Kavak Sarayı yerine III Selim tarından 1800 yılında Nizam-ı Cedid askerlerinin
barınması için kurulmuş olup, Üsküdar’ın silüetini oluşturan bu kışlanın günümüzdeki
şekli Abdülmecit döneminde oluşturulmuştur (Karaosman ve Eren, 2004, s.358).
Resim 5. Kız Kulesi, 2014 (Orijinal)
Mimar Sinan külliyeleri temel formlarda tasarlardı. Ancak, sıkışık konut dokusu ve
topografyayı uyum için farklı formlarda da tasarlamak zorunda kalmıştır. Farklı
formdaki tasarımlardan biri, Boğaziçi’nin siluitini oluşturan, Üsküdar’ın simgelerinden
olan Şemsi Paşa Külliyesi (1580)’dir (Resim 10). Mimar Sinan Şemsi Paşa
Külliyesi’nde manzarayı ön plana çıkartarak cami-medrese-türbe üçlemesini L
formunda tasarlamıştır (İslam Ansiklopedisi, s.340 t.y.).
- 12 -
Resim 6. Karacaahmet Mezarlığı, 2014 (Orijinal)
Resim 7. Mihrimah Sultan Cami, 2014 (Orijinal)
- 13 -
Resim 8. Küçük Selimiye Cami, 2014 (Orijinal)
Resim 9. Selimiye Kışlası, 2014 (Orijinal)
- 14 -
Resim 10. Şemsi Paşa Külliyesi, 2014 (Orijinal)
Üsküdar’ın simgelerinden söz edenken, dergâh, medrese, kilise, sinegog, su tesisleri,
hamamlar gibi yapılara dikkat çekmek gerekmektedir.
Günümüzde varlıklarını sürdürmeyen 66 dergâh, 2 sinagog ve 6 kilise Üsküdar'a has
önemli simgeler arasında sayılabilir. Bunlardan canlandırma imkânı olanların yeniden
değerlendirilmesi önem taşımaktadır. Bazı dergâh isimleri aşağıdadır (Özemre, 2003, ss.
1-5):
-
Abacı Dede Efendi Nakşi Dergâhı
-
Abduşşekur Efendi Dergâhı
-
Ahmet Efendi Bedevi Dergâhı
-
Atpazarı Celveti Dergâhı
-
Avni Efendi Kadiri Dergâhı
-
Aziz Mahmut Hüdayi Efendi Celveti Asitanesi
-
Çilehane Celveti Dergâhı
-
Nevruz Efendi Kadiri Dergâhı
-
Seyyin Ahmet Dergâhı
-
Yarımcı Baba Bektaşi Dergâhı
-
Özbekler Tekkesi
-
Yaldızlı Tekke
- 15 -
Miskinler Tekkesinin ismi tekke olmakla birlikte, Hastahane işlevi gördüğünden
tekkeler içerisinde sayılmaz. Üsküdar sınırları dahilinde, 9 medrese, 33 tarihi mektep ve
vakıfların sonradan yönetimini özel kesime bıraktığı 35 mektep faaliyet göstermiştir.
İstanbul’un ençok bilinen eğitim kurumlarından bazıları Üsküdar’dadır. Mekteb-i
Tıbbiye-i Şâhâne (Haydarpaşa Lisesi), Kandilli Rasathanesi, Çamlıca Kız Lisesi,
Kandilli Kız Lisesi, Üsküdar Amerikan Kız Lisesi, bunlardan bazılarıdır (Karaman,
2004, s.226). Bu kurumlar, şehir kimliği açısından önem taşıyan önemli simgelerdir.
Camiler ve dergâhlar şehri olan Üsküdar, kutsal bir şehirdir. Üsküdar İlçesi, her
zaman halkı irşat etmiş ve topluma yön vermiş çok önemli şahsiyetler ile
anılmaktadır. Üsküdar fetih ile birlikte, “Fethi gören şehir”, “aylarca Fethi seyreden”,
“Övülmüş ordu ile birlikte 100 bin meleğin uçtuğuna şahit olan”, diğer şehirlerin
gıptayla hatırladığı şehir olarak, kutsal bir kimlik kazanmıştır. Değişik zamanlarda
yaşamış sahabe mezarlarının yanı sıra, sahabe Ebu’d Dürda (Ebu’d-Derdâ) nın makamı
Üsküdar’da Karacaahmet mezarlığı yanındadır. Öte yandan Osmanlı Döneminde,
sultanların Hac mevsiminde Mekke’ye gönderdiği armağanları taşıyan alay (Sürre
Alayı), Üsküdar’dan uğurlanırdı. Dolayısı ile, İstanbul yakası ve Rumeli dahil bütün
Avrupa yakasından hacca gitmek üzere yola çıkanlar, ilk olarak Üsküdar toprağına ayak
basmaları nedeniyle, ilçe toprağı Kabe toprağı olarak anılmıştır. İlçeye kutsal bir
karakter kazandıran bu özelliği nedeniyle, “Üsküdar biraz Mekke, biraz Medine’dir”,
ifadesi kullanılagelmiştir. Şunu da unutmamak gerekir ki, Kudüs’ün Anadolu kapısı
sayılan Kuzguncuk da, Musevilerin manevi bir rabıta ile bağlı oldukları bir bölgedir.
Museviler Kuzguncuk semtini Kudüs’e bağlı mübarek bir toprak olarak telakki
etmişlerdir. Bu semtin üstünde bulanan mezarlıkta gömülmek istemeleri de bölgeyi
kutsal bir yer olarak görmelerine dayanmaktadır (Karaman, 2004, ss.224 -25).
Nakşi, Kadiri, Rufai, Mevlevi, şeyh, baba, dede ve veliler Üsküdar’a manevi bir iklim
kazandırmışlardır. Aziz Mahmut Hudâi, Karacaahmet Sultan Baba, Nakkaş Baba,
Kartal Baba, Asa-dar Baba, Kuzgun Baba, Abacı Dede, Selami Ali Efendi ve son
dönem şeyhlerden Süleyman Hilmi Tunahan da Üsküdar sakinlerindendir (Karaman,
2004, ss.226 -27).
Üsküdar’ın su potansiyeli ve su tesisleri bölgenin farklı bir yönünü ortaya koymaktadır.
Birkaç örnek su yapısı aşağıdadır (Orman, 2004, ss.130-36).
- 16 -
Resim 11. Horhor Çeşmesi
Resim 12. Kavasbaşı Ahmed Ağa Çeşmesi
- 17 -
Tarih boyunca Üsküdar’da inşa edilmiş hamamlara örnek olarak, Ağa Hamamı,
Ayazma Hamamı, Büyük Hamam, Bulgurlu Hamamı ve Eski Hamam gösterilebilir.
Bunlardan Bulgurlu Hamamı, Bulgurlu civarında bir çilehânesi olan Aziz Mahmud
Hüdaî Efendi tarafından köylü için yaptırılmıştır. Bu hamamın, Türk yapı sanatında
kendine özgü bir planı bulunmaktadır. Hamamın suyunun şifalı olduğu söylenmektedir
(Yılmaz, 2011, ss.233).
1.4. JEOLOJİK DURUM
Üsküdar’ın Zemin Etüdü haritasına göre; ilçenin büyük çoğunluğu, pembe renk ile
gösterilen, yerleşime uygun alanlarıdır. Bu alanlarda topoğrafik eğim %30’dan az olup,
temeli kaya olan alanlardır (Üsküdar Belediyesi Web Sitesi). İlçe’nin Boğaziçi ile sınır
oluşturduğu
koru
alanı
Boğaziçinin
öngörünüm
bölgesini
oluşturmaktadır.
Selimiye’nin deniz ile birleştiği alan, ayrıntılı jeolojik etüt alanı olarak belirlenmiştir.
İlçe genelinde az belirlenmiş alanlar olan yerleşime önlemli alanlar, yüksek topografik
eğime ve temel kaya olmasına rağmen, farklı tabaka kalınlıkları ve şev duraylığı
nedeniyle yapılaşma kriterlerini belirlenmesi gerek alanları tanımlamaktadır (Üsküdar
Belediyesi, t.y.).
- 18 -
Harita 3. Üsküdar İlçesi Zemin Etüdü (Üsküdar Belediyesi, t.y.)
İstanbul Türkiye'deki toplam riskli binaların %15'ini içeren en riskli alandır. İstanbul'da
şu ana kadar yaklaşık 21.900 riskli binada 65.700 adet birim tespit edilmiştir. Kentsel
Dönüşüm Türkiye raporunda yer alan İstanbul’da risk alanları tablosuna göre Üsküdar;
1,77 hektarlık risk alanına sahiptir (Kentsel Dönüşüm Türkiye, 2014, s. 4).
- 19 -
1.5. SİT ALANLARI
Özel bir yasa olan 2960 sayılı Boğaziçi Yasası 22.11.1983 tarihinde yürürlüğe
girmiştir. Boğaziçi Yasasının amacı, Boğaziçi alanının kültürel ve tarihi
değerlerini ve doğal güzelliklerini kamu yararı gözetilerek korumak ve
geliştirmek ve bu alandaki nüfus yoğunluğunu artıracak yapılanmayı sınırlamak
için uygulanacak imar mevzuatını belirlemek ve düzenlemektir (İstanbul
Büyükşehir Belediyesi, t.y.).
Üsküdar İlçesi’nde 5 adet sit alanı bulunmaktadır. Bu alanlar (T.C. Kültür ve
Turizmm Bakanlığı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlükleri, t.y.):
1. Boğaziçi Sit Alanı Sahil Şeridi ve Öngörünüm Bölgesi Doğal ve Tarihi Sit
Alanı,
2. Boğaziçi Sit Alanı Gerigörünüm ve Etkilenme Bölgesi Doğal ve Tarihi Sit
Alanı,
3. Büyük ve Küçük Çamlıca Doğal ve Kentsel Sit Alanı (I. ve III. Derece
Doğal Sit ve Kentsel Sit),
4. Valide-i Atik Camii ve Çevresi Kentsel Sit Alanı,
5. Rum-i Mehmet Paşa Camii ve Ayazma Camii Çevresi Kentsel Sit Alanıdır.
- 20 -
Harita 4. Üsküdar İlçesi’nde yer alan sit alanları (İstanbul Büyükşehir Belediyesi
verileri ile derlendi)
1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu plan kararlarında, Kentin tarihi
kültürel kimliğini yansıtan ve tarihsel geçmişinden gelerek günümüze ulaşan kentsel
mekanlar (fiziki doku), yapılar ve tarihi kent imajını yansıtan peyzaj değerleri ve tabiat
varlıkları kendi yapıları ile uyumlu işlevler verilerek korunup, geliştirilmesi
öngörülmüştür. Bu kapsamda geleneksel karakteri, dokusu ve fiziksel özellikleri kısmen
korunmuş, fakat kentsel sit ve siluitleri yüksek yoğunluklu yeni yapılanmalarla
bozulmuş olan ve önemli abidevi yapı, sivil mimari örnekleri ve arkeolojik buluntuların
bulunduğu Üsküdar Merkez’inin kentsel sit alanlarına ilişkin alt ölçekli plan
aşamalarında ayrıntılı koruma projelerine ihtiyaç olduğu belirtilmektedir (İstanbul
Büyükşehir Belediyesi, 2009, s.603).
1.6. DEMOGRAFİK YAPI
1935 ile 2000 yılları arasındaki süre içinde Üsküdar’ın nüfüsu 57.071’den 495.118’e
yükselerek 8,7 kat artmıştır. Ancak 17 Ağustos depremi ile birlikte İstanbul’da tersine
bir göç başlamış ve göçün miktarında belli bir azalma olmuştur (Murat ve Şenöz, 2005,
s.201-202).
- 21 -
Türkiye geneline bakıldığında İstanbul’un nüfus artışı oldukça fazladır. Aynı şekilde
Üsküdar İlçesi’nin de nüfus artışı yüksektir. Ancak Üsküdar’ın Türkiye genelinde nüfus
artış oranı fazla iken, İstanbul genelinde diğer ilçelere göre düşük kalmaktadır. Üsküdar
nüfusunun miktarındaki artış oranı, 1935-40, 1955-60, 1965-70 ve 1985 yılından
sonraki dönem hariç, genelde İstanbul’un artış hızından daha yüksektir ve daha çok
şehirsel nitelik taşımaktadır (Murat ve Şenöz, 2005). 1985 Nüfus sayımına göre 490.185
olan nüfus, 1990 yılındaki sayımda -%19,5’lik bir azalmayla 395.623’e düşmüştür. Bu
düşüşün nedeni daha önce Üsküdar’a bağlı olan Ümraniye’nin ilçe statüsüne geçmesidir
(Murat ve Şenöz, 2005, s.201-202).
1990 yılında 395.623 kişi olan nüfus 2007 yılında %47.3’lük artış ile 582.662 kişiye
çıkmıştır. 2009 yılında nüfus %10 azalarak 524.379’a düşmüştür. 2009 yılından 2012
yılına kadar belirli oranlarda artarak 535.916 kişi olmuştur. Adrese Dayalı Nüfus Kayıt
Sistemi’nin (ADNKS) 2013 yılındaki nüfus sayımına göre, bir önceki yılın nüfüsunda
%0,2 oranında azalarak Üsküdar ilçesinin nüfusu 534.636 kişi olmuştur (TÜİK, t.y.).
1.7. SOSYO EKONOMİK YAPI
1930’lu yıllarda 60.000’e yakın nüfusa sahip olan Üsküdar, 1960’lı yıllardan itibaren
yoğun göç alarak hızlı nüfus artışı yaşamıştır. Bu nüfusun bir bölümü eski iskan
bölgesindeki yoğun yapılaşma ile çoğalan meskenlerde ikamet etmiş, diğer bölümü ise
kırsal alanlarda yeni oluşturulan mahallelere yerleşmiştir. Üsküdar İlçesi’nde
şehirleşmenin getirmiş olduğu çekirdek aileler hakim durumdadır. Göç ile gelen büyük
aileler parçalanarak, yeni mesken alanları oluşturmuşlardır (Üsküdar Belediyesi, 2014,
s. 17).
Çağlar boyunca Üsküdar, ilmin ve irfana dayalı bilginin yoğunlaştığı bir merkez
durumundadır. Şiirden, musikiye, fen bilimlerinden güzel sanatlara eğitimin her alanına
hizmet vermektedir. İlçe içerisinde üniversiteler ve ihtisas kütuphaneleri yer alır. Eğitim
düzeyi yüksektir.
Ayrıca Üsküdar’da çok sayıda örgütlü sivil toplum kuruluşu
bulunmakta; önemli sosyal çevrelerin merkezleri ve temsilikleri yer almaktadır.
Bununla birlikte ilçede sanayi ve ticaret merkezleri yoğun olarak yer almamaktadır.
- 22 -
Sadece Altunizade bölgesinin yoğunluktaki kullanım alanı ticarettir. Halkın gelir düzeyi
orta derece olup, memur ve esnaf ağırlıklıdır (Üsküdar Belediyesi, 2014, s.17).
Bununla birlikte ilçede sanayi ve ticaret merkezleri yoğun olarak yer almamaktadır.
Sadece Altunizade bölgesinin yoğunluktaki kullanım alanı ticarettir (Harita 5). Halkın
gelir düzeyi orta derece olup, memur ve esnaf ağırlıklıdır (Üsküdar Belediyesi, 2014,
s.17).
Harita 5. Sanayi, Ticaret Alanları ve Ulaşım İlişkisi (BİMTAŞ, 2006)
İlçede 100’ü aşkın ilköğretim ve orta öğretim kurumu, sayıları sürekli artan özel
üniversiteler, Marmara Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, çok sayıda kültür
ve eğitim merkezi, müze, sanat merkezleri, tiyatro ve sinema bulunmaktadı.
1.8. YEŞİL ALANLAR
Halkın mesire alanı olarak kullandığı ve İstanbul karakteristiği olan korulardan Büyük
Çamlıca Korusu ve Küçük Çamlıca Korusu, Fethipaşa Korusu, Harem Atatürk Korusu
bu ilçede yer almaktadır. Yoğun yapılaşma nedeniyle yeşil alanlar tahrip edilmekle
birlikte, mezarlık alanları tahrip edilmeyen ve günümüze kadar kimliğini koruyan yeşil
alanlardır. Bu mezarlıklardan günümüze kadar gelen Türkiye’nin en büyük, dünyanın
- 23 -
sayılı mezarlıklarından Karaca Ahmet Mezarlığı Üsküdar ilçesi sınırları içerisinde yer
almaktadır (TC. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, 2011, ss.146-147).
İstanbul’un simgesi olan Erguvanı, Üsküdar’daki koru ve parklarda görmek
mümkündür. Yoğun olarak görülen bu Erguvanlar bahar aylarında Boğaz’ın silüetini
oluşturmaktadırlar.
1.8.1. Korular Bölge Şefliği
Korular Bölge Şefliği’ne bağlı olan yeşil alanlar iki adettir. Bunlar Büyük Çamlıca
Ağaçlandırma Sahası ve Büyük Çamlıca Ağaçlandırma Sahası Parkı’dır (Tablo-1).
Tablo-1: Korular Bölge Şefliği
Sıra No
Adı
İlçesi
Toplam Alan (m2)
1
Büyük Çamlıca Ağaçlandırma Sahası
Üsküdar
341.175
2
B. Ç. Ağaçlandırma Sahası Parkı
Üsküdar
15.735
TOPLAM
356.910
Kaynak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Genel Müdürlüğü, Erişim:
http://www.ibb.gov.tr, [Erişim Tarihi: 31.08.2014].
1.8.2. Doğancılar Bölge Şefliği
Park ve Bahçeler Müdürlüğü Doğancılar Bölge Şefliği bazında şehir içi yeşil
alanlar toplam olarak 56 adet olup; toplam alan 949.010 m2’dir. Doğancılar
Bölgesi’nde bulunan şehir içi yeşil alanlar Tablo 6’da detaylı olarak gösterilmiştir.
- 24 -
Tablo-2: Doğancılar Bölge Şefliği Şehiriçi Yeşil Alanlar
Sıra No
Alan Adı
Yeşil Alan (m2)
1
Acıbadem Orta Refüj
2
Bülbülderesi Parkı
4.000
3
Bağlarbaşı-Kısıklı Cadde Ref.
4.000
4
Beylerbeyi Orta Ve Yan Bağlantılar
2.000
5
Beylerbeyi Sahil Parkları
10.560
6
Çengelköy Havuzbaşı Meydanı
3.000
7
Çengelköy Havuzbaşı Parkı
9.000
8
Çengelköy Refüjü
300
9
Çiçekçi Yeşil Alan
1.000
10
Doğancılar Parkı
7.600
11
Hızıracil Yanı
2.850
12
Kısıklı Karakol Altı
8.000
13
Kandilli Parkı
5.000
14
Kuleli Parkı
1.100
15
Nakkaştepe Orta Refüj
4.500
16
Nuhkuyusu Caddesi Galeria Önü
2.500
17
Paşakapısı Parkı
1.200
18
Toptaşı Caddesi Orta Refüj
1.500
19
Ata 1-2 Parkları
8.000
20
Üsküdar Meydanı
10.000
21
Vaniköy Parkı
15.000
22
Zeynep Kamil Parkları
2.000
23
Kısıklı Parkı
11.000
24
Ağaçlandırma Sahaları
60.500
25
Ankara Üçgeni Parkı
8.450
26
Duvardibi Parkları
7.500
27
E-5 Refüj
20.000
28
Evlendirme Dairesi Önü
2.300
29
Gata Parkı
4.000
30
Hacıbaba Parkı
10.000
31
Kız Kulesi Parkı
4.000
32
Harem Gümrük Karşısı
15.000
800
- 25 -
33
Harem Sahil Parkları
18.500
34
Kuzguncuk Parkı
12.000
35
Libadiye Parkı
15.000
36
Mezarlık Arkası Orta Refüj
8.800
37
Mezarlık Arkası Yanlar
8.000
38
Millet Parkı Ve Karşısı
25.500
39
Paşalimanı Parkı
12.000
40
Semsipaşa Parkı
11.000
41
Altunizade Kavşakları
60.000
42
Validebag Parkı
10.000
43
Libadiye Orta Refüj
8.000
44
Mezarlıklar Arası-Ankara Kavşağı Arası
2.800
45
Millet Parkı ve Orta Refüj
4.500
46
Harem Orta Refüj
47
Askeri Hastahane Önü
4.000
48
Hacıhesma Hatun Parkı
5.000
49
Bulgurlu Orta Refüj
4.000
50
Capitol Önü
4.000
51
Topkapı Orta Refüj
1.500
52
Çengelköy Havuz Başı
4.000
53
Çengelköy Meydanı
3.000
54
Öğretmenler Parkı
1.200
55
Otosan Kavşağı
35.000
56
Ümraniye 1, 2 Parkları
443.650
Toplam
949.010
900
Kaynak: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Genel Müdürlüğü, Erişim:
http://www.ibb.gov.tr, [Erişim Tarihi: 31.08.2014].
1.8.3. Flora Çeşitliliği
“Flora of Turkey”de en dikkat çeken türler Alisium (Alyssum repens), Böğürtlen
(Rubus discolor), Ayva (Cydonia oblonga), Dam koruğu (Sedum annum), Sefa
Çiçeği (Calendula suffruticosa), Peygamber süpürgesi (Artemisia vulgaris),
Lavanta (Lavandula angustifolia), Kekik (Thymus thracicus ve Thymus
longicanlis), Nane (Mentha spicata) Adaçayı (Salvia verbenica), Ova Karaağcı
(Ulmus minor), Palmiye (Washingtonia filifea), Tavşan memesi (Ruscus aculeatus)
- 26 -
ve Avize çiçeğidir (Yucca gloriosa). Kitaba göre Üsküdar florasında toplam 147
adet tür bulunmaktadır. Bu türlerden Legaminosae familyasından Trigonella
spruneriana Bois. var. spruneriana ve Trigonella coerulescens Bieb. türleri
endemiktir. (Davis, Cullen ve Coode, 1988).
Yabancı Turist ve Gezgin Gözüyle Üsküdar*
Günümüz yabancı turist ve gezginlerinin gözünde Üsküdar, çoğunlukla muhafazakar Türklerin
yaşadığı, camilerin yoğunluğunun hissedildiği bir ticaret ve yerleşim alanıdır (Levine, 2010,
s.185) . İlçe sakinleri çoğunlukla Avrupa yakasında çalışmakta ve günlük ulaşımını vapurla
sağlamaktadır (Istanbul BBC, s.7). Avrupa Yakası'ndan farklılığıyla ilk kez görenlerin çoğunu
şaşırttığı, daha rahatlatıcı atmosfere ve farklı stildeki mimariye sahip olduğu kanaati hakimdir
(3-day Istanbul City Guide).
Asya yakasındaki boğaz yerleşimlerinin çoğunluğu zamanla İstanbul'un Avrupalı yaşam tarzının
bir aynası durumuna gelirken, Üsküdar çok sayıda Osmanlı dönemi camileri, çeşmeleri,
hamamları, medreseleri, mezarları ile turistlerde daha geleneksel bir izlenim bırakmaktadır
(Levine, 2010, s.63). Turistlere sunulan kaynaklarda Kız Kulesi'ne ev sahipliği yapmasının yanı
sıra Hazarfen Ahmet Çelebi'nin yaptığı uçuşun son durağı olduğu ön plana çıkarılmaktadır
(Istanbul Stories, 2013, s.132). Bunun yanında Mimar Sinan eserleri, Çinili Camii, Mihrimah
Sultan Camii, Büyük ve Küçük Çamlıca, Beylerbeyi Sarayı turistlere sunulan kaynaklara göre
Üsküdar'ın ev sahipliği yaptığı diğer doğal ve tarihi unsurlardır (Maxwell, 2013, ss.216-217).
Kaynakça
3-day Istanbul City Guide, t.y., PromptGuides.
BBC, t.y., The Last Millionaire İstanbul. BBC: England
Levine, Lynn A. 2008. Frommer's Istanbul, Wiley Publishing: USA.
Istanbul Stories, Wander Stories, t.y.
Maxwell, V., 2013. Lonely Planet Istanbul. Lonely Planet:England.
Ekin Güneş Saygılı
- 27 -
KAYNAKÇA
Bimtaş, 2006. İstanbul Büyükşehir Alanı ve Çevresinde; Tarım Sektörünün Gelişim
Sürecinin Mekânsal Boyutu İle Birlikte İncelenmesi ve Araştırılması, Bu
Sektörün
Geleceğe
Dönük
Gelişme
Eğilim
Ve
Potansiyellerinin
Belirlenmesi, Planlamaya Dönük Gelişme Stratejileri Ve Modellerinin
Tanımlanması Konularına Yönelik Analitik Etüd İşi Özel Teknik Şartname
No: 6.3.3.6. - Erozyon Alanları Raporu, İstanbul.
Çoşkun, N., 2004. Yaşayan Organik Şehir Bir Örnek: Üsküdar. Mimarlık Anabilim Dalı
Bina Bilgisi Programı Yüksek Lisans Tezi, Fen Bilimleri, MSGSÜ.
Davis, P., H., Cullen, J., ve Coode, M. J. E., 1988. Flora of Turkey and the East Aegean
Islands, Edinburg: Edinburgh University Press.
Eyice, S., 2004. Fetihten Önce Üsküdar, Üsküdar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ed.
Zekeriya Kurşun vd., Üsküdar Belediye Başkanlığı Üsküdar Araştırmaları
Merkezi Yayın No: 10, Cilt 1, ss.17- 21.
Güneş, A., 2004. 16. ve 17. yüzyıllarda üsküdar’ın mahallelerı̇ ve nüfusu, Üsküdar
Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ed. Zekeriya Kurşun vd., Üsküdar Belediye
Başkanlığı Üsküdar Araştırmaları Merkezi Yayın No: 10, Cilt 1, ss. 42-56.
Hoşcan, S., 2009. Türk Toplumunda Şehir Kimliği Algısı: Üsküdar Örneği, Sakarya
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü.
İslam Ansiklopedisi, Medrese, İsmail Orman, Cilt 28.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı Şehir Planlama
Müdürlüğü, 2009. 1/100.000 Ölçekli İstanbul Çevre Düzeni Planı Raporu
Plan Kararları.
İstanbul
Büyükşehir
Belediyesi,
t.y.,
Erişim:
http://www.ibb.gov.tr/tr-
TR/Pages/AnaSayfa.aspx, [Erişim Tarihi: 28.08.2014].
- 28 -
Karagöz, Ş., 2008. Marmaray-Üsküdar Kazılarında Ortaya Çıkarılan Antik Khrysopolis
Kenti. Osmanlı Bankası Arşiv ve Araştırma Merkezi.
Karaman, M., 2004. Üsküdar’ın Türkı̇ ye Kı̇ mlı̇ ğı̇ : Üsküdar Anadolu. Üsküdar
Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ed. Zekeriya Kurşun vd., Üsküdar Belediye
Başkanlığı Üsküdar Araştırmaları Merkezi Yayın No: 10, Cilt 1, ss. 213 -42.
Karaosman, S., Eren, İ., Ö., 2004. Üskudar’da Çevre Verilerinin Osmanlı Dönemi
Camilerinin
Yerleşimine
Etkisi.
Üsküdar
Belediyesi,
I.
Üsküdar
Sempozyumu Bildiriler Kitabı, İstanbul.
Kentsel Dönüşüm Türkiye, 2014. Cushman & Wakefield Araştırma Yayını.
Murat, S., Şenöz, İ., 2005. Üsküdar İlçesinde Ailelerin Sosyal Tutum ve Davranışları:
Hanhalkı Reisleri (HHR) Üzerine Ampirik Bir Araştırma. (Ortak Çalışma),
Sosyal Siyaset Konferansları, 50. Kitap (Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş’a
Armağan Özel Sayısı), İ.Ü. Yayın No. 4599.
Orman, İ. 2004. Osmanlı Su Medenı̇ yetı̇ : Üsküdar’dakı̇ Su Tesı̇ slerı̇ Bağlamında Bı̇ r
Değerlendı̇ rme. Üsküdar Sempozyumu Bildiriler Kitabı, Ed. Zekeriya
Kurşun vd., Üsküdar Belediye Başkanlığı Üsküdar Araştırmaları Merkezi
Yayın No: 10, Cilt 1, ss.117 -36.
Özemre, A. Y., 2003. Üsküdar Dergahları, İstanbul: Üsküdar Belediyesi.
T.C. İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü, 2011. İstanbul Çevre Durum
Raporu
2010-2011,
İstanbul.
Erişim:
http://www.csb.gov.tr/iller/
dosyalar/imajlar/imaj11275/2010-2011_cevre_durum_raporu.pdf,
[Erişim
Tarihi: 28.08.2014].
T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu Müdürlükleri,
t.y., Erişim: http://www.korumakurullari.gov.tr/TR,89214/sit-alanlari.html,
[Erişim Tarihi: 28.08.2014].
- 29 -
Türkiye
İstatistik
Kurumu
(TÜİK),
t.y.,
Erişim:
/PreTabloArama.do?metod=search&araType=vt,
http://www.tuik.gov.tr
[Erişim
Tarihi:
28.08.2014].
Üsküdar
Belediyesi,
2014.
Stratejik
Plan
2010-2014.
İstanbul.
Erişim:
http://www.uskudar.bel.tr/dosyalar/stratejik_plan%20_2010-2014/, [Erişim
Tarihi: 28.08.2014].
Üsküdar Belediyesi, 2013.Üsküdar Sokak İsimleri Tarihçesi. İstanbul: Üsküdar
Belediyesi Kültür Yayınları, No:24.
Yılmaz, A. M., 2011. Reşat Ekrem Koçu’nun “istanbul Ansiklopedisi” Adlı Eserine
Yansıyan Üsküdar Manzaraları, Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, 4,
(17) Volume: 4, ss.225 -53.
- 30 -
İKİNCİ BÖLÜM
ŞEHİR KİMLİĞİNİN KAVRAMSAL VE TEORİK ÇERÇEVESİ
Tarih boyunca insanoğlu topluluklar halinde yaşamayı tercih etmiştir. Tarım yapmayı
öğrenmeleriyle birlikte, birkaç insandan oluşan gruplardan klanlar ve köyler oluşmuştur.
Nüfusun giderek artması ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte medeniyet göstergesi
olarak şehirler kurulmuştur. Bugünden geçmişe projeksiyon tuttuğumuzda; Babil’de,
Hattuşaş’ta, Efes ya da Bergama’da binlerce yıl önce kurulmuş olan bu uygarlık ve
şehirlerin planlamaları, yaşam ve eğlence alanları, pazar ve panayırları ile günümüzdeki
planlardan çok farklı olmadıkları görülür. Üstelik tüm bu şehirler, hüküm sürdükleri
dönemlerde kimi özellikleri ile ön plana çıkmışlardır. Örneğin Efes, döneminin en
büyük liman şehirlerinden biri olarak denizcilik alanında ve yolların kesişim noktasında
olması nedeniyle ticarette önemli bir merkez olarak anılmıştır. Mekke de tüm tarihi
boyunca doğu ile batının, kuzey ile güneyin kesiştiği noktada, döneminin en büyük
sanat ve ticaret merkezlerinden birisi olmuştur. Bugün bile “Babil’in asma bahçeleri”
tabiri, döneminde bu şehrin tarım ve özellikle bağcılıkta çok önemli bir noktada
olduğunu göstermektedir. Tarihin yüz akı olmuş bu şehirlerin her birisinin zaman içinde
kimlik kazanması, içinde yaşayan toplumların kendilerinden evvel aynı coğrafyalarda
hüküm sürmüş uygarlıklardan devraldıkları kültür, medeniyet ve ananelerin bir
harmonizasyonu sonucunda gerçekleşmiştir. Yaşayan bir organizma olan şehirler,
üzerlerinde yaşayan insan ve dâhil oldukları coğrafya ile bütünleşerek, insanların
toplumsal hayatına ve birbirleri ile olan sosyal ve ticari her türlü ilişkilerine ev sahipliği
yaparlar. Sonuç olarak ticaret ve şehirleşme, dünya tarihinin en önemli iki dönüm
noktası olan tarım ve endüstri devrimleri arasındaki uzun zaman diliminde “basamak
taşı” olmuştur (Sander, 2009, s. 78). Şehir ve insanın karşılıklı etkileşimi ile şehirler de
zaman içinde çehre değiştirirler. Şehirde yaşayan insanların davranışları, din ve ahlak
anlayışları, gelenekler, sosyo-ekonomik durumları, kültürel zenginlikleri ve içinde
yaşadıkları binalar ve mimarileri yanında iklim, bitki örtüsü gibi dışsal faktörlere bağlı
olarak da şekillenir. Örneğin, Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u fethettiğinde, Bizans
döneminde yaşanan iç ayaklanma ve mezhep savaşları nedeniyle İstanbul’da büyük
yangınlar çıkmıştı ve şehir viran durumda idi. Üstelik şehir son derece pis ve kıraçtı.
Fethin ardından şehir, İstanbul Üniversitesi’nin kurulması ve dünyanın her yerinden
devrin en önemli bilim insanlarının davet edilmesi ile kısa bir süre içinde döneminin en
- 31 -
önemli bilim merkezi haline gelmiştir. Çevre bilincine de çok önem veren Fatih, hızlı
bir ağaçlandırma çalışması başlatmış, şehrin her yanına binlerce ağaç fidanı ekilmesi
talimatını vermiştir. Üstelik fetihten önce binlerce yıldan beri devam edegelen kültür
asla göz ardı edilmeden, farklı din ve kültürleri içinde barındıran günümüzün efsunlu
güzel İstanbul’unun temelleri atılmıştır.
Ecdadımızın yüzlerce yıl öncesinde gösterdiği kılı kırk yaran hassasiyeti, günümüzün
modern insanı olarak bizlere ne kadar intikal edebilmiştir? Binlerce yıllık bir
medeniyetin üzerinde yaşamaya devam eden mirasçılar olarak günümüzde şehirlerimiz
tarihi, kültürel, sosyolojik ve çevresel olarak hak ettikleri kimliklere sahipler mi? İnsanşehir ilişkisi karşılıklı bir iletişimden ibaretse, bize böylesine bir medeniyet ve kültürü
hediye etmiş olan şehirlerimize biz içinde yaşayanlar olarak ne katabiliyoruz? Gelecek
nesillere nasıl şehirler bırakıyoruz? Karamsar bir bakış açısıyla yaklaşırsak, yoksa biz
şehirlerimizin var olan kimliklerini, mimarisini ve doğal yapısını kısa vadeci
hırslarımızla yok mu ediyoruz? Yüzlerce yıldır ayakta kalmayı başarmış, yaşadıkları
devirlere şahitlik etmiş, bir manada içinde yaşayanların yadigârı olan tarihi konakların
yıkılarak yerlerine renksiz, duygusuz ama çok katlı apartmanların yapılması nasıl
açıklanabilir? Yirminci yüzyılın ikinci yarısında ağırlığı giderek daha fazla
hissedilmeye başlanan kapitalizmin bir uzantısı olarak ortaya çıkan, ferdiyetçilik
temeline dayalı yeni yaşam biçimleri, giderek artan tüketim, üretim ve rekabet fasit
dairesi maalesef şehir kimliklerinin zarif, ince kişiliğini yansıtan çizgilerinin ifade
edildiği mimari anlayışını yok etmiştir. Bunun yerine estetik yoksunu AVM’lerin, başı
göğe değen yüksek binaların almasına ve şehrin sakinleri olarak bunların içine
hapsolmaya mecbur kaldık. Tüm bu süreçlerden şehri bizlerle paylaşma hakkına sahip
olan bitkiler ve hayvanlar da nasibini almıştır.
Bu bölümdeki açıklamalar aşağıdaki başlıklar altında ele alınacaktır.
2.1.
ŞEHİR KAVRAMI
Tarih boyunca önemi giderek artan ve medeniyetin timsali olan şehirler, özellikle 21.
yüzyılda ulus devletlerden çok daha önemli bir konuma gelmiştir. Sasaki (2007)’e göre,
içinde bulunduğumuz yüzyıl “şehirler yüzyılı” olarak tanımlanmakla kalmayıp, aynı
- 32 -
zamanda küresel şehir yapılanmasına da aracılık etmektedir. Yazarın bu tanımla ifade
etmek istediği durum; insanların şehirlere sadece yaşanılan mekân olmakla kalmayıp,
kültür, sanat ve ekonomik alanlarda fırsatlar sunabilme vazifesini vermesi ve bu
konularda küresel ölçekte emsali olan diğer şehirlerle rekabet edebilmesidir.
Şehir kavramı konusunda çok farklı tanımlama girişimleri vardır. Bianchini (1999)
kapsamlı bir tanımlama yapmıştır. Yazar şehri:

Belirgin doğal karakterleri olan ve coğrafi olarak sınırları tanımlanmış,

Doğal çevresine insan eliyle şekil verilmiş, altyapı, bina, caddeler,
meydanlar ve kamusal alanları ile yeni bir çehre edinmiş,

Üzerinde belirli bir sosyal ilişkinin yaşandığı insan topluluklarına ev
sahipliği yapan

Ekonomik ilişki ve aktivitelerinin gerçekleştiği,

Doğal bir çevrenin yeniden inşa edildiği, bir topluluk ve ekonomik düzen
içinde belirli kurallara göre yönetilen ve farklı politik aktörlerin iletişim
içinde olduğu büyük yaşam alanları olarak tanımlamaktadır.
Şehir, Türk Dil Kurumu (2007) tarafından “nüfusun çoğu ticaret, sanayi veya yönetimle
ilgili işlerle uğraşan, tarımsal faaliyetlerin yapılmadığı yerleşim birim” olarak
tanımlanmaktadır. Bu tanımlamada ilk olarak tarımsal faaliyetlerin yapılmadığı
yerleşim yerleri vurgusu dikkat çekmektedir. İkinci olarak, şehir olarak ifade edilen
yerleşim yerlerinde istihdam alanlarının ticaret, sanayi ve genel olarak hizmetler
sektöründe yer aldığı ifade edilmektedir. Diğer yerleşim alanlarından göç edenler bu
sektörlerin farklı alanlarında istihdam edilmektedir.
Bir yerleşim yerinin şehir olarak kabul edilmesi için dikkate alınan temel kriterlerin
başında nüfus yoğunluğu kriteri gelmektedir. Kültür, sanat ve sosyal etkinliklerin yanı
sıra iş bulma ve daha rahat yaşama beklentisi ile şehirlerdeki nüfus yoğunluğu sürekli
artmaktadır. Ancak hemen belirtmek gerekir ki, sadece nüfus yoğunluğuna bakılarak bir
yerleşim yerini şehir olarak tanımlamamak gerekir. Çoğu zaman politik kaygılarla
birçok yerleşim yeri yeterli alt yapıya sahip olmadığı halde idari bir kararla şehir
statüsüne getirilebilir.
- 33 -
Bir yerleşim yerinin şehir olarak kabul edilmesi için nüfus yoğunluğunun yanı sıra
ekonomik kriterler de esas alınmaktadır. Buna göre kırsal alanlarda tarım ve hayvancılık
gibi ekonomik faaliyetler yaygındır. Şehir olarak kabul edilen yerleşim yerlerinde ise,
sanayi, ticaret ve hizmet gibi tarım dışı faaliyetler öne çıkmaktadır.
2.2.
ŞEHİR KİMLİĞİ 1
Şehir kimliğini, bir şehri diğer şehirlerden ayırt eden belirgin özellik/özellikler olarak
tanımlamak mümkündür. Lynch (1970), Şehir Kimliği isimli eserinde şehir kimliğinin
tanımlanmasında o şehirde yaşayan insanların ve şehrin fiziksel çehresinin şehir
imajının oluşmasında en önemli öğeler olduğunu ifade etmiştir. Yazar, şehir imajının
açıklanmasına çevre imajı ile başlar. Ona göre şehir imajının üç temel unsuru vardır:
kimlik, yapı ve anlam. Lynch (1970) kimlik öğesini “kişisellik veya teklik”, yapıyı
“objelerin birbirleri ile ilgisi ve birbirlerine göre konumu” olarak açıklamıştır. Kimlik
ve yapının anlamı, bireylerin zihinlerinde ortaya çıkan imaj kadardır. Bu nedenle
kimlik, “aynılık” ve “ayrıştırılabilir şekil” olarak gerçekleştiğinde zihinde daha güçlü
bir imaj ortaya çıkmaktadır. Bu iki faktör ise şehir kimliği olgusunun önemini ortaya
koymaktadır. Lynch (1972), önceki kriterlere ek olarak şehir kimliğini tanımlarken
hafızayı temel almış ve şehir kimliğini, “çevrenin özelliklerinin zaman içinde insan
gruplarının hafızalarında bir amblem veya simge oluşturması” olarak açıklamıştır.
Relph (1976:45), yerin kimliğinin ancak onun üzerinde yaşayan insanların karakter ve
davranışlarıyla bütünleşerek ortaya çıktığını vurgulamıştır. Bir başka deyişle, yerin
kimliği insanların gelenek, görenek, birbirleri ile iletişim kalıpları ve deneyimleri ile
şekillenir. Yazar, aynı zamanda “bir şeyin kimliği” ile “bir şeyle birlikte kimlik olmak”
kavramları arasındaki farkı vurgulamıştır. Yazara göre, bir şeyin kimliği değişmeyen
aynılık olup diğerlerinden ayrılmasını sağlar. Bir şeyle birlikte kimlik sahibi olmak
kavramı ise yerin kimliğinin üzerinde yaşayan insan grupları ile şekillenmesi ve onların
deneyimlerinin,
düşüncelerinin
bu
şekillenmenin
yönünü
belirlemesi
olarak
açıklanabilir.
Şehir Kimliğinin Kavramsal Çerçevesinin açıklandığı II. Bölümde kullanılan tüm fotoğraflar Google
Görseller’den alınmıştır.
1
- 34 -
Carter ve diğerleri (2007) bir yerin kimliğinin çevrenin insanları etkilemesi ile daha
güçlü bir anlam kazandığını belirtmişlerdir. Yazarlara göre, bireylerin davranışlarını
büyük ölçüde dâhil oldukları sosyal grupların aldıkları kolektif kararlar belirler. Sosyal
grupların kararlarını ise çoklukla içinde bulundukları maddi ve maddi olmayan çevre
belirler. Buradan hareketle Stefanou (1992) bireyi etkileyen çevre faktörlerini şu şekilde
açıklamıştır:
 Anlamlı olma
 Özgünlük
 Çağrışım oluşturabilme
 Mevcut çevreye uyum
 Çevresel öğelerin birbirleri ile uyumu
 Çevresel öğelerin çeşitliliği
 İmaj oluşturabilme
Tüm bu faktörlerden etkilenerek şehir kimliği yıllara dayanan bir süreçte yerleşir ve
değişime uğrar. Üstelik birçok büyük şehir, planlı olarak “büyük” olmak üzere
kurulmamış, üzerinde yaşattığı insanların zaman içinde ona verdikleri önem ve anlam
sayesinde büyümüştür. Sürece dayalı olarak yaşanan sosyolojik ve toplumsal
değişimler, değişen toplumun mekânlar üzerine etkisini belirlemekte, dolayısıyla şehir
ve toplum birbirini girift şekilde etkilemekte ve dönüştürmektedir. Bu karşılıklı
etkileşim şehir ve sakinleri bir arada oldukça devam eder. Etkileşimi ortaya çıkaran
faktörler ise her şehir için farklıdır. İşte bir şehri özgün ve kişilik sahibi yapan da bu
farklılıklardır. Bu açıklamayı destekleyen bir tanım yapan Krupat (1985), insanların
içinde bulundukları çevrede gösterdikleri davranış ve verdikleri tepkilerin çevre
kimliğini (imajını) oluşturduğunu, bu kimliği kullanarak ve yorumlayarak insanların
davranışlarında değişiklik oluştuğunu belirtmiştir.
Dematteis (1994:430) şehir kimliğini tarif ederken içerden veya dışarıdan bakılmasına
göre farklı tanımlamaların ortaya çıkabileceğini söylemektedir.
Önemle vurgulamak gerekir ki, şehir kimliğini oluşturan iklim, coğrafi yapı, kültürel
seviye, mimari, gelenekler, alışkanlıklar yanında, o döneme ait siyasi olaylar da farklı
düzeylerde bu kimliğin oluşmasına yön verir. Bu nedenle şehir kimliğinin
yorumlanmasında tek tek faktörlerin değil tüm etmenlerin birlikte göz önünde
- 35 -
bulundurulması gerekir. Örneğin döneminde dünyanın en büyük el yazması eserlerinin
bulunduğu, en zengin kütüphanelere sahip ve bilimin merkezi olarak kabul edilen
Kahire, tarih süreci içinde yaşadığı siyasi devinimler ve savaşlar nedeniyle büyük
ölçüde bu kimliğini kaybetmiştir. Tarihsel serencamından günümüze geldiğimizde,
şehirde önemli üniversiteler bulunmakla birlikte, bilim merkezi olmaktan ziyade antik
çağdan kalma eserleri ve piramitleri ile Kahire dünyanın en önemli egzotik turizm
merkezlerinden birisi haline gelmiştir.
Tarihsel ve siyasi olaylar aynı zamanda şehir içinde kültürel katmanların da ortaya
çıkmasına yol açar. Ortaya çıkan her katman kendi içinde farklı özellikler sergiler.
Katmanlar etnik, sosyal, maddi düzey gibi farklı parametrelere göre ortaya çıkabilir.
Ancak sosyolojik ve iktisadi olarak ortaya çıkan bu katmanlar arasında derin yarıkların
olmasının uygun olmadığı düşünülür.
Sonuç olarak, her türlü maddi ve manevi unsur şehrin kimliğinin ortaya çıkmasında
etkendir. Bunlar arasında daha fazla göze çarpan faktörler de şehrin imgesini oluşturur.
Bu imgelerin özgünlüğü ve giderek diğerlerinden ayrışması şehre “tek olma” özelliğini
kazandırır. Bu teklik durumu da asıl şehrin kimliğini açığa çıkartan nüvedir. Yukarıda
sözü edilen tüm bu özelliklerin mezcedilmesiyle ortaya çıkan şehrin karakteri, üzerinde
yaşayan insanlarla karşılıklı etkileşim sonucunda yıllar içerisinde gelişir, şekil değiştirir
ve şehrin etiketi ortaya çıkar. Etiket bir manada o şehrin kimliğini özet olarak ifade
eder. Etikette sadece o şehri sembolize eden ibareler bulunur. Bu ibareler ise şehre ilk
gelen birisinin döndüğünde aklında kalacak, o şehre ait spesifik özelliklerdir.
- 36 -
Tüm
bunların
yanında,
son
tahlilide fiziksel bir mekân olan
şehir, mimarisi ve şehirsel dokusu
ile de teklik hakkına sahiptir. Zira
şehir kimliğinin oluşmasında şehir
mimarisi çok önemli bir yere
sahiptir. Tıpkı diğer faktörlerde
olduğu gibi şehir mimarisi de
yaşayan bir durumu temsil eder ve
zamana, içinde bulunulan siyasi/ekonomik/sosyal döneme göre değişir. Üstelik dönemin
mimari özellikleri, bina yapımında kullanılan malzemeler, yerel yönetimlerin tutumu
gibi faktörler de mimarinin şekillenmesinde başat rol oynarlar. Bu nedenledir ki, mimari
planlaması yapan tasarımcıların ortaya koydukları çalışmalar ve dönemin yerel
yöneticilerinin sürece bakış açısı mimarinin karakteristiğini belirler. Bu anlamda Bolu
iline bağlı Göynük ilçesi, 18. ve 19. yüzyıl Osmanlı Mimarisini hassasiyetle koruyan
bölgelerimizden biridir. Şehrin kamu kurumları da mimari dokuya uygun olarak
yapılmış, şehrin silueti ve kimliği olabildiğince korunmaya çalışılmıştır. Oysa özgünlük
hakkını kaybeden veya değiştiren şehirler, kimliğin öz olan ve sonradan edinilen
özellikleri arasında bir kimlik karmaşası yaşamaya başlar. Bu nedenledir ki, bir şehre
girdiğimizde gördüğümüz yüksek katlı apartmanlar, onlara eşlik eden geniş caddeler ve
her yerde görmeye alışık olduğumuz hiçbir mimari ayrıcalığı olmayan AVM’ler,
şehirlerimizde kimlik sorununun giderek daha fazla hissedilmesine sebep olmaktadır.
Şehir kimliği tanımlamalarını bitirmeden önce “yaratıcı şehir” kavramı üzerinde de
durmakta fayda olacaktır. Yaratıcı şehir kavramı, yaratıcı endüstri kavramına benzer.
Yaratıcı endüstri, mesleki eğitim ve yetenek gerektiren, zenginlik ve iş imkânı sağlama
potansiyeli olan teknolojik bilginin üretilmesi ve pazarlanmasıdır. Reklam, sanat eseri
pazarlaması, moda tasarım, sinema ve bilgisayar oyunları, müzik vb. alanlarda yapılan
başarılı çalışmalar yaratıcı endüstri tanımlamasına girer. Bu tanımdan hareketle Mirko
ve Tomic-Koludrovic (2005, s.131) yaratıcı şehri, “yüksek oranda yaratıcı endüstrilere
dayalı olarak gelişen yer” olarak tanımlamaktadır. Bu tanım, günümüz şehirlerinin
küresel ölçekte tanınması ve değer elde etmesi açısından ayrıcalıklı bir yere sahiptir.
- 37 -
Şehir kimliğine yönelik farklı bakış açılarıyla yapılan bu tanımlamalardan sonra, şehrin
kimliğini etkileyen faktörler aşağıda ayrıntılı olarak açıklanmıştır (İlgar, 2008, s.11-21).
2.2.1. Sosyo-Kültürel Özellikler
Beşeri çevre, tek tek insanların bir araya gelerek birbirleriyle etkileşim içinde
bulunmaları ile oluşur. Bir başka deyişle, her bir insanın kimliği bir başka bireyin
kimliği üzerinde etkili olurken zamanla şehir kimliğinin de formasyonuna zemin
hazırlar. Şehir kimliği kavramı da bu sürecin doğal bir sonucu olarak karşılıklı
iletişim sürecinde toplumun çevreyi algılaması, yorumlaması ve değerlendirmesiyle
ortaya çıkar. Gerçekten de şehir sakinleri içinde bulundukları maddi ve manevi
şartlara göre özgün davranışlar sergiler ve bu davranışlarını vücuda getirdikleri her
nesneye aktarırlar. Nesnelerin formu, yapısı, dokusu, kullanılacak malzeme,
simgesel durumu gibi konularda insanın farklı bakışı farklı yapıların ortaya
çıkmasına yol açar. İnşa edilecek bir yapıda kullanılacak malzemelerin neler
olduğunu, başka nelere gereksinim duyulduğunu en iyi o şehirde yaşayanlar bilir.
Bu ilişkinin sonucunda ev, sokak, mahalle, köy ve şehir gibi mekânların oluşması
sağlanır ve her birisinin ayırt edici özellikleri ortaya çıkar. Bu oluşumda bireyin
bilinçli veya bilinçsiz olarak algıladığı her şey, bilgisi, deneyimleri, gelecekle ilgili
beklenti ve kaygıları, istek ve ihtiyaçları yanında inanç, örf ve adetleri, aile-akrabatoplumun diğer fertleriyle ilişkileri, kişilerin “şehirli” olma isteği ile toplumun
bugün ve geleceğe dair beklentileri de bu oluşuma katkı sağlar. Öte yandan, bireyin
kimliği, içinde bulunduğu şehrin kimliğinin şekillenmesinde rol oynuyorsa, duruma
tersten bakıldığında, aynı şekilde şehirde bireyin kimliğinin şekillenmesinde etkili
olacaktır.
2.2.2. Sosyo-Ekonomik Özellikler
Toplumların siyasi yönetim şekilleri, o toplumların ekonomilerinin de nasıl
yönetildiğinin bir göstergesidir. Liberal veya kolektivist ekonomi anlayışı ile
yönetim farklılıkları, o toplumda yaşayan bireylerin çalışma koşullarını, gelecekle
ilgili beklentilerini ciddi şekilde etkiler. Ayrıca ülkelerin ekonomilerinin gelişmişlik
seviyeleri, yeni teknolojik imkânlardan istifade etme, hatta yeni teknolojiler
geliştirme fırsatı sağlar. Özellikle teknolojinin altın çağının yaşandığı günümüzde,
- 38 -
yeni bilgi ve teknoloji üretemeyen toplumlar, gelişme ve zenginleşme yarışında
geride kalmaya mahkûm görünmektedir. Öte yandan, teknoloji üretmek için de
ciddi bir sermaye birikimine ihtiyaç vardır. Bir anlamda teknoloji, ülkelerin
ekonomik gelişmişliğinin hem sebebi hem de sonucudur. Birçok gelişmekte olan
ülkenin içinden çıkamadığı bu fasit daire, yerelde şehirlerin şekillenmesini de
etkiler. Gerçekten de şehirlerin ekonomik yapıları ve gelişmişlik seviyeleri, o
şehirde yaşayan bireylerin yaşam şekillerini etkiler.
Teknolojik gelişmelerin bir sonucu olan sanayileşme, toplumlarda büyük
değişikliklere yol açar. Şehirlerde açılan sanayi bölgeleri, tarımda makineleşme
sonucunda daha az beşeri sermayenin tarım sektöründe ihtiyaç duyulması gibi
nedenlerle kırsaldan şehire doğru göç hızla artar ve şehirleşme hızlanır. İş
imkânlarının daha yoğun olduğu şehirlere ve sanayi bölgelerine yönelik bu insan
akımları, beraberinde aile hayatı, sosyal çevre ile olan ilişkiler, gelenek ve
görenekler üzerinde de son derece etkili değişikliklere yol açar. Şehirde ticaret,
sanayi, hizmetler gibi alanlardan hangisi daha yoğun bir faaliyet alanı buluyorsa,
şehrin mimarisinden bitki örtüsüne, sosyal yaşamına kadar varan değişiklikler ve
şehre özel durumlar ortaya çıkabilir. Örneğin ticaretin ön plana çıkması, şehrin
ilerleyen zamanlarda bir ticaret merkezi olmasına yol açabilir. Sanayinin ön plana
çıkması durumunda, hangi sektörün baskın olduğuna bakılarak, şehir o yönüyle ön
plana çıkar. Zonguldak kömür madenciliği sektörünün ön planda olduğu
şehirlerimizden biridir. Bu nedenle şehirde yerleşik nüfusun önemli bir kısmı ya
direkt bu sektörde veya bu sektöre destek veren yan alanlarda faaliyet
göstermektedir. Maden sektöründe çalışan bireylerin gelir düzeyleri göze
alındığında orta sınıf gelir seviyesine sahip bireylerin yoğun olarak yaşadığı bir
şehir ortaya çıkar. Bu gelir seviyesine göre de diğer alanlar kendilerine gelişme
imkanı bulabilir. Bu duruma göre Zonguldak çok üst düzey gelir seviyesine sahip
toplum katmanlarının yoğun olarak bulunmadığı bir şehir profili çizer. Daha makro
noktadan bakıldığında, şehirlerin yapılarındaki bu farklılıklar birbirlerine göre
gelişme ve geri kalma durumlarını da belirler ve farklı şehir kimlikleri ortaya çıkar.
- 39 -
2.2.3. Fiziksel Ortam ve Çevre
Fiziksel çevre, genel anlamda çevrenin bir
parçasıdır
ve
nasıl
ki
çevrenin
formasyonunda her türlü ilişkiler ağı söz
konusu ise fiziksel çevrenin oluşmasında
da aynı durum söz konusudur. Fiziksel
çevre, doğal ve yapay çevre olmak üzere
iki temel ayrımda incelenebilir. Doğal
çevre, oluşumunda insan faktörünün etkili
olmadığı çevreyi temsil eder. Ancak doğanın oluşumunda etkili olmaması, doğanın
şekillenmesinde ve kontrol altına alınmasında etkili olmayacağı anlamına gelmez.
Şehrin doğal yapısında insan eliyle ortaya konan fiziksel durumlar insanın doğayı
kontrol altına alma ve kendi istediği gibi şekillendirme duygusuna yönelik
çalışmalardır. Doğal çevre özellikleri yer şekilleri, iklim koşulları, su kaynakları,
bitki örtüsü, varsa ormanlarının niteliği (orman yoğunluğu, ormanlarda yaşayan
hayvan cinsi çeşitliliği, ağaçların çeşitliliği vb.) gibi faktörlerden oluşur. Bu
öğelerin her biri içinde bulundukları şehre ayrı bir anlam katarlar. Örneğin Prag
içinden geçen Vltava nehri, şehrin dünya çapında üne sahip bir güzelliğe
kavuşmasına sebep olmuştur.
Benzer şekilde İstanbul da iki yakası
arasından deniz geçen bir şehir olarak
olağan
üstü
Erzurum’un
bir
güzelliğe
sahiptir.
simgelerinden
olan
Palandöken Dağı ile Kayseri Şehrinin
simgelerinden olan Erciyes Dağı; bir
yandan doğal güzellikleri, diğer yandan
da kış sporlarına ev sahipliği yapmaları
nedeniyle bu şehirler için önemli gelir kaynaklarını oluşturmakta ve şehirlerine
kimlik kazandırmaktadırlar.
- 40 -
Yukarıda sözü edilen yer şekillerinin konumu, şehirlerin formasyonunda ve
gelişmesinde önemli rol oynarlar. Çok dağlık, engebeli araziye sahip bölgelerde ve
şehir içinde doğal olarak var olan
geniş
su
birikintilerinin
durumlarda
şehirler
olduğu
bu
doğal
durumdan oldukça etkilenir. Daha
düz olan alanlarda ve dağların
yamaçlarında
binaların
dolayısıyla
şehir
biriktiği,
merkezinin
buralarda
yoğunlaştığı
gözlenir.
Karadeniz
Bölgesinde
şehirlerin
yerleşim şekli bu duruma örnek gösterilebilir. Benzer şekilde büyük su birikintileri
ve göllerin çevreleri binalaşmanın ve şehirleşmenin yoğunlaştığı yerlerdir. Şehir ile
yerleşim yeri arasında denge ne kadar tutarlı ise, şehirlerin kimlikleri de o derece
özgün ve kalıcı olabilir. Osmanlı Devleti’nin ilk yıllarında Konuralp adı ile sert
kayalıklar üzerinde dar bir alana kurulmuş olan Düzce şehri, zaman içinde yerleşim
alanlarının yetersiz gelmesi nedeniyle Düzce ovasına doğru yayılmaya başlamıştır.
Ancak 1999 depreminden sonra, zemin kalitesi ve güvenliği göz önünde
bulundurularak asıl kurulduğu yer olan Konuralp’e tekrar geri dönmüştür. Bu
noktada, doğal yeryüzü şekilleri kadar, deprem kuşağında veya fay hatları üzerinde
bulunup bulunmaması, heyelan bölgesinde olup olmaması da şehir formasyonunda
önemli faktörler olarak değer atfetmektedir.
2.2.3.1.
İklim Yapısı
İklim özellikleri şehir kimliğinin oluşmasında hem fiziki ortam olarak hem de
üzerinde yaşayan insanların davranışlarını etkileme yoluyla önemli rol oynar.
Binaların mimarisi, seçilen malzeme, yapıların renkleri ve birbirlerine göre
konumları şehir dokularının farklılaşmasına sebep olur.
- 41 -
Soğuk iklim bölgelerinde binaların yapımında kar tutmaması için çatılar yüksek
ve dik olarak dizayn edilir. Isı yalıtımı için, bir yandan mantolama sistemleri
sıkça uygulanırken; diğer yandan da az sayıda ve küçük pencereli, birbirlerine
daha yakın yapılar tercih edilir. Sıcak iklim bölgelerinde ise geniş pencereli,
geniş balkonlu yapılar göze çarpar. Yapılaşmada daha az yoğunluk göze çarpar.
Hatta bu bölgelerde bina içlerine ısınma tertibatının konulmadığı sık rastlanan
bir durumdur. Ülkemizde güney bölgelerimizde, Adana ve Mersin gibi
illerimizde bu türde yapılara sıklıkla
rastlanır.
İklim koşulları nedeniyle binaların
şekillenmesinde görülen bu farklılıklar,
bu coğrafya üzerinde yayan insanların
davranışlarına da yansır. Soğuk iklim
binaları birbirlerine yakın ve son
derece yoğun olduğu için aile, akraba ve komşuluk ilişkileri daha sıktır. Uzun ve
soğuk kış gecelerinde aileler daha fazla bir arada olmak ister. Her bir konutta
çekirdek aile yanında ebeveyn ve akrabalarla birlikte yaşam da sık görülen
durumlardır. Sıcak bölgelerde yapıların birbirinden ayrık ve geniş alana yayılmış
olması bu ilişki yoğunluğunun zayıflamasına yol açar. Dış mekân aktiviteleri
için daha müsait olan ılıman iklim bölgelerinde daha bireysel veya çekirdek
aileye dönük yaşamlar daha sık rastlanır.
İklim sadece insan ve insanın bulunduğu yerler üzerinde etkili olmaz, aynı
zamanda o bölgede yaşayan tüm hayvanlar ve bitki örtüsü üzerinde de etkilidir.
Daha yoğun yağış alan ve çok soğuk olmayan bölgelerin daha yeşillik ve
ormanlık olduğu görülür. Ülkemizde Doğu Karadeniz Bölgesi buna en güzel
örnektir. Tersine, gece gündüz sıcaklıklarının yüksek,
kışların çok soğuk yazların kurak geçtiği bölgelerde
bitki örtüsünün kıraç bozkır olduğu sıklıkla görünür. İç
Anadolu Bölgesi bu tasvire en çok uyan bölgemizdir.
Yine iklimin etkisiyle Güney Marmara ve Ege
bölgelerinde zeytin ağaçlarının, Akdeniz’de narenciye
ve muz ağaçlarının, Karadeniz’de fındık ve çay bahçelerinin yoğunluğu göze
- 42 -
çarpar. Çok zaman bitki örtüsü şehir kimliğinin bir parçası haline gelir. Örneğin
Antalya Valiliği şehrin en önemli tarım ürünlerinden olan portakalı logo olarak
kullanmıştır.
Bitkinin şehir kimliğindeki ayrıcalıklı yeri bize Osmanlı kültüründen mirastır.
Osmanlı döneminde yeni kurulan bir yerleşim merkezine uzun ömrü sembolize
eden çınar ağacı dikilir, çınarın yanına da büyükçe bir cami inşa edilirdi. Tüm
şehir bu merkez çevresinde daire şeklinde büyürdü. Özellikle Söğüt bölgesinde
yoğun olmak üzere, o dönemleri temsil eden çok sayıda tarihi çınar ağacı
günümüze değin gelmeyi başarmıştır.
2.2.3.2.
Şehre Özgü Hayvan, Irk ve Türler
Şehirde yoğun olarak bulunan belli hayvan ırkları ve türleri de şehir kimliği
açısından ayırt edici bir özelliktir. Sivas
şehrinin Kangal ilçesi, adını bu bölgede
yetişen bir çoban köpeği cinsinden almıştır.
Benzer şekilde Ankara ve Van kedileri ile
Ankara tiftik keçisi bu şehirlerin simgeleri
olmuştur. Günümüzde Ankara Büyükşehir
Belediyesi
logosunda
Ankara
kedisi
kullanılmaktadır. Koyunu ile tanınan Karaman ilinin hemen girişinde yakın
zamana kadar bulunan büyük bir koyun figürü şehre gelenleri karşılamaktaydı.
Benzer şekilde Denizli
şehrinin
en
merkezi
yerinde,
şehrin
önemli
sembollerinden olan büyük bir horoz heykeli bulunmaktadır. Horoz figürü şehir
belediyesinin logosuna da taşınmıştır. Bunların yanında, büyük orman ve
av/yaban hayvanı bölgelerine sahip şehirler, bu özellikleri nedeniyle
diğerlerinden farklı bir kimlik kazanabilir. Örneğin dünyada kendisi dışında
sadece Amazon ormanlarında var olan Longoz ormanlarına sahip olan Kırklareli
şehri, bir yandan ormanları ve içinde barındırdığı yüzlerce cins vahşi hayvanı ile
diğer yandan, Karadeniz’e olan kıyısı ile kendine özgü bir kimliğe ve güzelliğe
sahiptir.
- 43 -
2.2.3.3.
Yer Üstü Suları ve Yeraltı Suları (Ilıca ve Kaplıcalar)
Şehir kimliğini etkileyen doğal bileşenlerin bir diğeri de yer üstü ve yer altı
sularıdır. Bu suların formasyonu, şehrin kuruluş şeklini ve binaların yerleşimini
büyük ölçüde belirlemektedir. Bir şehirde yer altı sularının çokluğu bu şehrin
ılıca ve kaplıcalar yönünden zengin bir şehir olduğunu gösterir. Bu kaynaklar bir
yandan şehrin yapılaşmasını yönlendirirken diğer yandan da bu yapıların
kendine özgü bir formda oluşmasına yol açar. Afyon, Pamukkale, Bursa,
Kızılcahamam gibi yerleşim birimleri termal turizmin ön planda olduğu yerleşim
birimleridir. Yer üstü suları ise şehrin siluetinin oluşmasında önemli bir rol
oynar. Boğazın gerdanlığı gibi sahile yayılmış olan İstanbul, tamamen boğazın
doğal formasyonu ve boğaza bakan tepelerin yerleşim şekillerine göre
oluşmuştur.
2.2.3.4.
Şehrin Coğrafi Konumu
Şehrin bulunduğu coğrafi konum da şehir kimliği üzerinde önemli rol oynar.
Ana arterlere ve limanlara yakınlık ile büyük şehirlere yakınlık yanında coğrafi
konum da şehir kimliğinin oluşumunda etkilidir. İstanbul’u Edirne’ye bağlayan
ana yol üzerinde bulunan Kırklareli’nin Lüleburgaz ilçesi, ana yoldan 25 km
içeride kalan şehir merkezine göre çok daha avantajlı bir konumdadır.
2.2.3.5.
Doğal Olmayan Çevre
Doğal olmayan çevre, şehirde
yaşayan
insanların
ihtiyaçlarından ortaya çıkan ve
insan
tarafından
öğeleri
olmayan
ifade
çevre,
oluşturulan
eder.
Doğal
uygulandığı
dönemin bilgi, teknoloji, kültür
ve değerlerini yansıtır. Şehirde
Fotoğraf: http://www.manzara.gen.tr/istanbulresimleri/istanbul-gece-manzaralari-29-71283.html
bulunan tarihi ya da yeni
yapılar,
- 44 -
konutlar,
yollar,
köprüler tamamen yapay çevrenin birer yansımasıdır. “Camiler Şehri” olarak
anılan İstanbul, fetihten itibaren günümüze kadar inşa edilen camiler neticesinde
bu kimliğe sahip olmuştur. “Gece açan çiçek” tanımlaması ile de anılan
İstanbul’a
bu
yakıştırma,
şehrin
önemli
eserlerinde
yapılan
estetik
ışıklandırmalarla ortaya çıkan görsel güzelliği neticesinde uygun görülmüştür.
2.2.3.6.
Yapı/Bina Grupları
Şehirdeki yapay elemanların oluşturduğu yapı gruplarının şekli, yüksekliği,
yerleşimi ve görsel karakteri şehir kimliğinin vurgulanmasında önemlidir.
Yapıların yoğunluğu, aralarında bulunan mesafenin büyüklüğü, bitişik nizam
olup olmaması, binaların büyüklüğü, yüksekliği ve sayısı göz önünde
bulundurulur. Bu yapıların oluşturduğu form tamamen rastlantısal olabileceği
gibi, planlama dâhilinde bilinçli olarak da yapılmış olabilir. İstanbul’un Sarıyer
İlçesine bağlı Maslak gökdelenler semti halindeyken, Şile ilçesi alçak katlı ve
birbirinden ayrık konutlarıyla bir sayfiye şehri görüntüsü vermektedir.
Aynı şehrin farklı noktalarında birbirinden bu derece farklı yapıların ortaya
çıkması, bir yandan gereksinimlerle, diğer yandan da tercihlerle açıklanabilir.
Yapıların teknolojileri, inşaat teknikleri, kullanılan malzemelerin dayanıklılığı
ve
güvenilirliği
yanında
binaların
hangi
maksatla
kullanıldıkları
da
formasyonlarında önemlidir. Üstelik tüm bu faktörler içinde yaşayan ve onları
kullanan insanların dünya görüşünü, yaşam şekillerini, estetik anlayışlarını,
eğitim düzeylerini, inanç ve zevklerini kısaca kültürel kimliklerini ortaya koyar.
- 45 -
2.2.3.7.
Tarihi Eserler ve Simgesel Yapılar
Öte yandan yapılar, toplumların ideolojilerini, tarihleri ile bağlarını, yönetim
şekillerini ve inançlarını da ifade eder. Yapılarda kullanılan kimi semboller,
mimari veya renkler siyasi rejimlerin özelliğini ifade etmek amacıyla kullanılır.
Maltepe Orhangazi Lisesi bu bakış açısına örnek verilebilecek yeni dönemde
yapılmış binalardandır.
Şehirde yapıların dizaynında ve biçimlenmesinde kullanılan üslup, stil,
malzeme, kullanılan yapı teknolojileri, imar ve koruma planları şehrin kimliğinin
bir öğesidir. Safranbolu evleri bu anlamda yörenin önemli bir kimlik öğesini
temsil eder. Bunun gibi Nevşehir ilimizde yöresel olarak çıkartılan bir çeşit sarı
taş kullanılarak yapılan binalar, şehir kimliğinin önemli bir unsurunu
oluşturmaktadır.
Şehir kimliğinin oluşmasında yukarıda sözü edilen insan ve çevre faktörlerinin
devamı olarak, sokak dokusu ve tarihi/anıtsal yapılarda etkilidir. Tarihi doku
yönünden binlerce yıllık geçmişe sahip Anadolu’da neredeyse her şehirde
bulunan tarihi eser ve anıtlar bu şehirlerin kimliğinde önemli bir noktayı
oluşturur. Sivas’ta Çifte Minare ve Gök Medrese, Erzurum’da Yivli Minare bu
şehirlerin sembolü olmuş tarihi anıtlardır. Tarihi olmamakla birlikte Kocatepe
Camii
de
Ankara’nın
önemli
simgelerindendir
ve
şehre
bir
kimlik
kazandırmıştır. Bu eserlerin tamamında ince bir zevk ve sanat yanında, üzerinde
bulunduğu coğrafyanın kültürünü temsil eden çizgiler sıkça görülür.
- 46 -
Özellikle Anadolu’da şehirlerin bu eserler çevresinde yerleşik olduğu sıkça
görülür. Bunun yanında, aile yapısı da yerleşim şekillerinin önemli
belirleyicilerindendir. Doğu toplumlarında daha sık görülen kalabalık aile ve
yoğun akrabalık ilişkileri, batı toplumlarında daha sığ olarak görülür. Bu durum
kırsal-şehir ayrımında da kendini gösterir. Kırsalda görülen büyük konutlar,
kalabalık aileler, gençlerin evlendikten sonra da ebeveynleriyle birlikte yaşama
anlayışı şehirde kendini çekirdek aile kültürüne bırakmıştır. Bir yandan birçok
ailenin ebeveyn ve akrabalarının aynı şehirde yaşıyor olmaması, bir yandan
şehrin getirdiği yoğun çalışma temposunun kısırlaştırdığı akraba ilişkileri, öte
yandan da çok büyük konutların ortaya koyduğu maliyetler göz önünde tutularak
giderek daha az bireyin bulunduğu çekirdek ailelerin yoğunlaşmasına yol
açmıştır. Son dönemde ise aile olmaksızın tek başına yaşayan bireylerin
toplumda giderek artması nedeniyle, tek kişinin yaşaması için uygun olabilecek
stüdyo dairelerin bulunduğu konut yapımı giderek artmış ve bunlar da rağbet
görmeye başlamıştır.
2.3.
ŞEHRİN KİMLİK EROZYONU
Modern dünyada şehirlerin kimlik erozyonu farklı boyutlarda da olsa bütün ülkelerde
yaşanan önemli bir problemdir.
Bosna-Hersek’te
yaşanan
iç
savaşta Kasım 1993’te yıkılan
Mostar Köprüsü ve çevresi, aslına
uygun
olarak
yeniden
inşa
edilmiştir. Orijinal yapılara sadık
kalmak adına, yıkılan köprünün
taşları nehir yatağından çıkarılmış
ve Mostar köprüsü şehir kimliğinin bozulmadan günümüze kadar ulaştırıldığı güzel
örneklerden biri olmayı başarmıştır.
- 47 -
Buna karşılık, İstanbul’un Tarihi Yarımada’sı 2500 yıllık kültürel mozaiğin bozulmadan
yaşatılabilmesi için büyük mücadele vermektedir.
Ekonomik,
fiziksel
ve
kültürel
şekillerde ortaya çıkabilen kimlik
erozyonu;
şehirlerin
yaşadığı
en
önemli problemlerden biridir. Şehirler
ya
sahip
oldukları
kimliği
kaybetmekte, ya da yeni kimlikler
üretememektedir.
Bu
durum
sonucunda şehirde yaşayan bireylerde
şehre karşı yabancılaşma hissi ortaya çıkmaktadır. Bu duygu, bireylerin şehre aidiyet
duygusunu ortadan kaldırmaktadır. Kimlik erozyonu, şehirlerde parçalanma ve
bölgeleşme durumunun da ortaya çıkmasına yol açabilir. Bu durumda bireyler
yaşadıkları şehri sadece belli bir iş için bulunulması gereken bir mekân olarak
algılamaya başlar ve insan-şehir-mekân ilişkisi giderek anlamını kaybeder (İlgar, 2008).
Özellikle yirminci yüzyılın son çeyreğinden itibaren başlayan hızlı şehirleşme, hızlı bir
çevre değişimi ile birlikte şehrin kimliğini belirleyen tarihi ve doğal dokunun
bozulmasına ve şehirleri gelişigüzel ve anlamsız bir büyümeye itmiştir. Sürekli yıkılıp
yerine yenilerinin yapıldığı kişiliği olmayan yapılar nedeniyle, birbirini takip eden
nesiller birbirlerine ve kültürlerine yabancı hale gelmişlerdir.
Şehirlerin kimlik erozyonu sorununun çözümü uzun ve meşakkatli bir süreci gerektirir.
Zira her şeyden önce şehre yeni yerleşen şehirlilere ve taşradan şehre göçüp
şehirlileşmeye çalışanlara farklı bir şehir bilinci kazandırmak gerekir. Bu kazanım,
şehrin sadece para kazanma, ulaşma, tüketme, okuma, ikamet etme yeri olmaktan çıkıp
yaşama, yaşamı paylaşma ve kültürel bütünleşme ortamı olmasıyla mümkün olacaktır.
Özetle, şehir sakinlerinin üzerinde yaşadıkları şehirle bütünleşerek yeni bir kimlik ve
aidiyet geliştirmesi ile mümkün görünmektedir.
- 48 -
Kimliği olan bir şehrin sağlayacağı faydalar ise aşağıda sıralanmıştır (Demir, 2006,
s.117):
 Şehrin kimliğinin olması, şehri diğerlerinden ayırır, tanınırlığı artar.
 Büyüme modeli, şehir kimliğine uygun olarak şekillenir.
 Şehrin önceden belirlenmiş kimliğine zarar verebilecek uygulamalar en başta
reddedilir.
 Şehir kimliğine bağlı olarak toplumsal duyarlılık artar.
 Yapılması düşünülen yatırımlarda, şehir kimliğine uygunluk ve nitelik aranır.
 Şehirsel kaynakların kullanımı şehir kimliğine uygun olarak gerçekleşir.
2.4.
ŞEHİR PAZARLAMA
Şehir pazarlama kavramı, literatüre son yirmi yılda girmiş olmakla birlikte aslında
oldukça eski bir kavramdır. Ancak kavramın günümüzdeki karşılığı şehir ve tüketim
toplumu ilişkisi noktasında sınırlı kalmıştır. Özellikle küreselleşmenin baş döndürücü
bir hızla artmasına paralel olarak, medyanın etkisi ve insan mobilitesinin de artması
sonucunda şehirler birbirleri ile rekabet edebilecek yeni alanlar keşfetmeye
başlamışlardır. Son dönemlerde özellikle gelişmekte olan ülkelerde şehir planlamacıları
ve yerel yöneticileri için şehir pazarlama kavramının önemi giderek artmaktadır. Şehrin
pazarlanması, şehrin potansiyellerinin ortaya konulması ve bunların hem şehir sakinleri
hem de yabancıların hizmetine sunulmasına yönelik bir dizi çalışmayı ifade eder
(Deffner ve Liouris, 2005, s.3). Ashworth ve Voogh (1990) ise şehir pazarlamasını,
belirlenen hedeflere ulaşmak için ve şehrin sosyal ve ekonomik fonksiyonlarını
maksimize etmek maksadıyla, hedef müşterilerin talepleri doğrultusunda yapılan
aktiviteler olarak tanımlamışlardır. Bu noktada, şehrin pazarlanabilmesi için iç ve dış
performans göstergelerinin tatmin edici seviyede olması gerekir. İç ve dış performans
göstergeleri aşağıda Tablo-3’de açıklanmıştır. Kimi yazarlar şehrin pazarlanmasının
hem şehir sakinleri, hem de o şehirde yaşamayan ancak şehrin kimi imkânlarından
istifade etme potansiyeli olan yabancılara yönelik olarak da yapılması gerektiğini
savunmaktadırlar. Bu durum “markalaşma” ve “şehir markası oluşturma” konularını
gündeme taşımaktadır. Spor ve kültürel aktiviteler, kurumların reklamı, şehir web
siteleri, şehrin simgesi olan binalar ve tanıtımlar yanında şehrin kendine özgü mimarisi
- 49 -
de şehrin pazarlanması ve marka oluşturulması için kullanılabilecek enstrümanlardır.
Şehir pazarlamasında ise en önemli promosyon kanallarından birisi hiç şüphesiz şehir
markasının oluşturulmasıdır.
Tablo-3: Şehrin İç ve Dış performans Göstergeleri
İç Performans Göstegeleri
Dış performans göstergeleri
*Coğrafi konum
*Ülkenin ekonomik performansı
*Doğal yapı
*Ülkenin içinde bulunduğu siyasi koşullar
*Tarihi yapı
*Komşu illerin durumu
*Endüstriyel altyapı
*Bölgesel gelişmişlik düzeyi
*Diğer ülkelerin şehrin bulunduğu coğrafya ile
ilişkileri
*Yerel yönetim
*Merkezi yönetimde şehrin temsil
gücü
*Güvenlik
*Şehir sakinlerinin demografik, sosyal
ve kültürel yapısı
*Hedef birliği
Kaynak: Eroğlu, H., 2007. Şehirlerin Markalaşması, Yerel Siyaset Dergisi, Issue: 23, ss.65-66.
Şehir pazarlamanın temel stratejileri aşağıdaki başlıklar altında toplanabilir (Altınsoy,
2010,s.1):
 İmaj Pazarlaması:
Davos, Uludağ ve Palandöken gibi kış spor mekânları üzerine pozitif imajlar gelişme
stratejisidir.
 Cazibe Pazarlaması:
Doğal cazibe merkezi olan bölgeler (kanallar şehri Venedik, Maldivler gibi) üzerine
odaklanan bir stratejidir.
 Alt Yapı Pazarlaması:
Altyapı avantajlarına (Rotterdam ve Hamburg limanları gibi) odaklanan bir
stratejidir.
 Marka Pazarlaması:
Ünlü yerleşim yerleri ve kurumlar (Dubai, Harvard gibi) üzerine odaklanan
stratejidir.
- 50 -
2.5.
ŞEHİR MARKASI
Marka olmak, şehirler açısından her şeyden önce ekonomik nedenlere dayanır. Şehirler
açısından ulaştırma, turizm, kültürel etkinlikler, eğitim ve sağlık merkezleri gibi
faktörler önemli gelir kaynaklarıdır. Bu kaynaklar şehre uluslararası bir kimlik yanında,
sabit sermaye yatırımları ile dolaşımdaki sermayeyi çekme açısından önemli avantajlar
sağlar (Paul, 2004, s.575). Bu türde gerçekleşecek markalaşma, şehrin kimlik
kazanmasına yardımcı olacağı gibi, şehir ekonomisinin gelişmesine ve kalkınmasına da
önemli katkılar sağlar. Hanna ve Rowlye (2008), şehirler için markalaşmayı gerekli
kılan unsurları şu şekilde özetlemektedir:
 Küresel medyanın gücü
 Uluslararası seyahat maliyetlerinin azalması
 Bireysel harcama imkânlarının artması
 Şehirlerin mal/hizmet üretme ve sunmada giderek daha fazla birbirlerine
benzemeye başlamaları
 Farklı kültürlere olan ilgi
Bir şehrin doğal, kültürel, tarihi ve sosyal kendine has tüm özelliklerini ayrıntılarıyla
tanımlamak uzun zaman almasına rağmen, marka kimlik sahibi olmuş bir şehir
açısından bu durum, belli sıfatlardan oluşan bir marka aracılığıyla sunularak son derece
basitleştirilmiş olur. Elbette bir şehre yönelik marka oluşturmak için her şeyden önce o
şehrin kendine özgü, marka olmaya değecek bir özelliğinin bulunması veya olan bir
özelliğin ayırt edici yanının var olması gerekir. Şehir markası, şehrin görünüşünü; şehir
insanının gelenek, yaşam şekli ve davranışlarını da içerir. Marka belirlenmesinde,
markanın sahibi olanların özellikleri önemlidir. Buradan hareketle, şehrin marka
kimliğinin oluşmasında şehir sakini olan bireylerin özellikleri önem kazanır. Rio de
Janerio dendiğinde karnaval, Milano veya Paris dendiğinde moda, İsviçre dendiğinde
saat ve çikolata hemen akla gelen çağrışımlardır.
- 51 -
Tablo-4: Avrupa’da Marka İmajı En Yüksek Şehirler
Sıra
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Şehir İsmi
Paris
Londra
Barcelona
Berlin
Amsterdam
Münih
Stockholm
Prag
Roma
Bulunduğu Ülke
Fransa
İngiltere
İspanya
Almanya
Hollanda
Almanya
İsveç
Çek Cumhuriyeti
İtalya
Kaynak:
City
www.citymayors.com,
28.08.2014]
Mayors,
[Erişim
Erişim:
Tarihi:
Tablo-4’de açıkça görüldüğü üzere, Avrupa’da en güçlü marka imajına sahip şehir
Paris’tir. Paris; Eyfel Kulesi, Elysee Sarayı gibi tarihi ve turistik mekânları yanında,
meydanına açılan kafeleri, moda ve tekstildeki liderliği, parfüm sektöründeki ayrıcalıklı
yeri ile marka imajında örnek gösterilebilecek şehirlerden biridir. Ülkemizde de binlerce
yıllık tarihi, kültürü, doğal güzellikleri ve diğer kendine has özellikleri ile marka şehirler
sıralamasına girebilecek başta İstanbul, İzmir ve Antalya illerimiz olmak üzere çok
sayıda şehrimiz vardır.
- 52 -
KAYNAKÇA
Altınsoy, S., 2010.Şehir Pazarlama (City Marketing) RekabetçiŞehirlerinMarka
Stratejisi. Anadolu Stratejik Araştırma ve Etüt Merkezi, Erişim:
http://www.suataltinsoy.com.tr/images/resim/9.pdf
Ashworth G. J. ve Voogh, H., 1990. Sellingthecity: marketing approaches in
publicsector urban planning, London, New York: BelhavenPress.
Bianchini, F., 1999.Culturalplanningfor urban sustainability, City andCulture, ed.
LouiseNyström, Karlskrona: Swedish Urban Environment Council.
http://users.skynet.be/brusselskunstenoverleg/bianchini.pdf, ss. 1-16
Carter, J.,Dyer, P., Sharma, B., 2007) . Dis-PlacedVoices: Sense Of PlaceAndPlaceIdentity On TheSunshineCoast, Social&Cultural Geography,8(5), ss:755773.
Darel P. E., 2004. World cities as hegemonicprojects: thepolitics of global
imagineeringinMontreal, PoliticalGeography, Cilt No: 23, ss. 573-593.
Deffner, A ve C. Liouris, 2005. City Marketing: A Significat Planning ToolFor Urban
Development
in
a
GlobalisedEconomy,
45th
Congress
Of
TheEuropeanRegionalScienceAssociation, 23-27 August, ss. 1- 21.
Dematteis, G., 1994. Urban Identity, City Image and Urban Marketing.Managingand
Marketing of Urban Development and Urban Life, ed. Gerhard O. Braun,
Berlin: DietrichReimerVerlag, ss.428-445.
Demir, C., 2006. Şehir Kimliği Geliştirme Sürecinde Mekansal Model Tasarımı ve
Şehir Plancılarının Rolü, Planlama, Sayı 3, ss.117-123.
Eroğlu, H., 2007. Şehirlerin Markalaşması, Yerel Siyaset Dergisi, Issue: 23, ss.64-70.
Hanna, S. andRowley,J., 2008. “An Analysis of TerminologyUse in PlaceBranding”,
PlaceBrandingandPublicDiplomacy, Vol.4, ss.61-75.
İlgar, E., 2008. Kent Kimliği ve Kentsel Değişimin Kent Kimliği Boyutu: Eskişehir
Örneği, Yüksek Lisans Tezi, Anadolu Üniversitesi, Mimarlık ABD.
Krupat, E., 1985. People in Cities. The Urban Environment andItsEffect. Cambridge
UniversityPress, Cambridge.
Lynch, K., 1970. The Image of the City .Cambridge: MIT. Press.
Lynch, K., 1972. What Time is ThisPlace. Cambridge: MIT Press.
Norberg-Schulz, C., 1979. GeniusLoci: Towards a Phenomology of Architecture.
USA/New York: Rizzoli-International Publications, Inc.
- 53 -
Ocakçı, M., 1993. Şehir Kimliği ve Çevre İlişkileri, Şehir ve Çevre Planlamaya
Ekolojik Yaklaşım,17. Dünya Şehircilik Günü Sempozyumu, Mimar Sinan
Üniversitesi,İstanbul.
Mirko,P., ve Tomic-Koludrovic, I., 2005. Creative Cities vs. Kulturstadt:Implications of
Competing Policy Formulations In The Emerging Creative Industries in
South-Eastern Europe. Ed. Nada Svob-Dokic. Zagreb: Institute for
International Relations.
Paul, D.E. (2004). World Cities As Hegemonic Projects: The Politics of Global
Imegineering in Montreal, Political Geography, Vol. 123, pp.571-596.
Relp, E., 1976. Place and Palacelessness. London: Pion Limited, s: 79–80.
Sander, O., 2009. Siyasi Tarih, İlk Çağlardan 1918’e, Ankara, İmge Yayınevi.
Sasaki, M., 2007. The Role of Culture. Urban RegenerationandCreativity, Urban
Research, Osaka City University. ss.1-5.
Stefanou, J., 1992, Environmental Iconolgy A Tool for Analysis for the Qualitative
Improvement and Touristic Development of Places, in Tourism and the
Environment, Ed. Briassoulis, H. Ve Straaten J.V.D., Kluwer. London:
AcademicPublishers, ss.35-41,
Türk Dil Kurumu, Erişim: http://tdkterim.gov.tr , [Erişim Tarihi: 28. 08.2014].
City Mayors, Erişim: www.citymayors.com, [Erişim Tarihi: 28. 08.2014].
- 54 -
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ÜSKÜDAR ŞEHİR KİMLİĞİNİN ANALİZİ
Üsküdar’ın şehir kimliğine ilişkin analizlerin dayandığı veri kaynakları
aşağıdadır:
1.
22
Haziran
2014
tarihinde
gerçekleştirilen
“Üsküdar
Şehir
Kimliği
Çalıştayı”ından elde edilen veriler,
2.
Sivil toplum kuruluşları, meslek kuruluşları, basın mensupları, akademisyenler,
kanaat önderler vb. kesimler ile yapılan görüşmeler,
3.
Profesyonel bir ekip tarafından gerçekleştirilen Saha Araştırması Sonuçları. Saha
Araştırması, Barbaros, Ferah, Çengelköy ve Sultantepe Mahallelerinde, toplam
500 kişiyle ve her mahallede eşit sayıda katılımcıyla yapılmıştır. Araştırmaya
bütün yaş gruplarından bireyler katılmıştır. Araştırmaya katılan katılımcıların
%49,5’ini erkekler ve %50,5’ini de bayanlar oluşturmaktadır.
3.1.
ÜSKÜDAR’IN BELİRGİN ÖZELLİKLERİ VE POTANSİYELİ
Üsküdar’ı tanımadan önce İstanbul’u tanımak gerekir. İstanbul’u tanırsak Üsküdar’ı
daha iyi anlarız. İstanbul denildiği zaman sur içi akla gelir. İstanbul surlar üç taraflıdır.
Birinci taraf Sarayburnu’ndan Haliç Kıyısı boyunca uzanır, ikincisi Marmara’ya paralel
Sarayburnu’ndan Yedikule’ye kadar olan surlar ve üçüncü taraftaki surlar da
Yedikule’den Topkapı’ya kadar uzanır.
Yedi tepeli diye anılan İstanbul’un surlar içerisinde kalan yedi tepesi şunlardır:

Edirne Kapı Mihrimah Camii
 Yavuz Selim Camii ve Külliyesi
 Fatih Külliyesi(1462-1472)
 Şehzade Paşa Camii ve Külliyesi
 Süleymaniye Camii ve Külliyesi
- 55 -
 Ayasofya
 Cerrah Mehmet Paşa ve Külliyesi
İstanbul’un dışında (sur dışı) kalan yerleşmelere“Bilade Selase” denir, bu yerleşmeler;
Pera, Üsküdar ve Eyüp’tür. Buradan anlaşılacağı gibi Üsküdar İstanbul’un sur dışında
kalan önemli bir yerleşim alanıdır. Üsküdar’ı edebiyatçılardan, sanatçılardan öğrenmek
gerekir. Örneğin Süheyl Ünver, Yahya Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar v.b. Çünkü
onlar Üsküdar’da yaşamak yerine, Üsküdar’ı yaşamışlardır.
Mimaride 5T formülü vardır. Bunlar;
 Mücessemiyet (Form, Ritim, Denge)
 Terkip (Birleşim, Birleştirme)
 Tasnif (Bölümleme)
 Tanzim
 Tenazurdur (her şeyin olması gerektiği yerde olması).
Üsküdar’da yer alan tarihi yapılar 5T formülü ile inşa edilmiştir. Oysaki günümüzdeki
yapılar bu mimariden uzak inşa edilmekte, özellikle günümüzde inşa edilen AVM’ler
şehrin dengesini bozmaktadır. Bu tür yapılar şehrin tarihi dokusuna ciddi zarar
vermektedir. Şehir kimliğine önem veren ülkeler, bu kimlikle örtüşmeyen yapılara asla
izin vermezler. Örneğin, ENKA’nın Moskova’da yapmış olduğu bir bina, belediye
başkanı tarafından şehirin yapısına uygun olmadığı için yıkılmıştır. Üsküdar’da mevcut
yapılara sahip çıkmak ve tarihi dokuyu ortaya çıkarmak oldukça önemlidir.
Üsküdar, Boğaz’ın en önemli ilçelerinden birisi olmakla beraber, denize kıyısı diğer
ilçelerden farklıdır. Örneğin karşı kıyısında yeralan Beşiktaş ilçesinde olduğu gibi
yoğun bir insan kalabalığı ve keşmekeş bir yapı söz konusu değildir. Bununla birlikte
Üsküdar’ın da kullanışlı bir meydanı bulunmamaktadır.
Sınırları içerisinde birçok farklı üniversitenin yerleşkesi yer alan Üsküdar’da sınırlı
sayıda sanayi kuruluşu vardır. İnanç turizmi yönünden potansiyel taşıyan üç dinin kutsal
mekânlarının güzel örneklerine ev sahipliği yapmaktadır. 1970-80’li yıllarda büyük bir
göç dalgası almış olan ilçe kozmopolit bir yapıdadır. Kozmopolit özelliğinden dolayı
- 56 -
ilçedeki seçim sonuçları, ülke genelindeki oranlarla eşleşmektedir, bu da ilçenin
Türkiye’nin küçük bir modeli olma özelliğini göstermektedir. Marmaray’ın açılmasıyla
birlikte Avrupa ve Asya arasında geçiş noktası olma özelliği pekişmiştir. Eğitim düzeyi
yüksek bireylerin yaşamak için tercih ettiği ilçelerden bir tanesidir. Üsküdar’da aidiyet
duygusu çok fazladır.
Üsküdar’ın her bir mahallesi ayrı bir şehir gibidir. İlçenin en önemli özelliklerinden bir
de insani yönünün ön planda olmasıdır. Manevi havası çok yüksektir. Kuzguncuk’ta,
kilise ve cami yan yana bulunmaktadır. İlçe sınırları içerisinde külliye ve cami çok fazla
olmakla birlikte musiki cemiyeti sayısı küçüksenmeyecek kadar çoktur.
Üsküdar’dan üç başbakan çıkmıştır (Bülent Ecevit, Tansu Çiller ve R.Tayip Erdoğan).
Diğer taraftan iki tane Cumhurbaşkanı’nın, çok sayıda şairin ve yazarın mezarı
Üskdar’da
bulunmaktadır.
Osmanlı
Dönemi’nde
insanlar
ihrama
Üsküdar’da
girdiklerinden buraya Kabe toprağı denildiği rivayet edilmektedir.
Üsküdar İstanbul’un fethini gören ve dolayısıyla tarihe tanıklık eden bir ilçedir. Tarihi
yapıları ile ön plana çıkan Üsküdar’da yapılar veya mekânlar yıkıldığında, Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi aynısını inşa etmek gerekmektedir. Örneğin Varşova II. Dünya
Savaşı’nda yıkılarak yerle bir olmuştur. Ancak eski rölevelerden yararlanılarak şehir
yeniden inşa edilmiştir. Savaş öncesi resime ve savaş sonrası resime bakıldığında
herhangi bir farklılık görünmemektedir.
Barselona şehri yeni şehir ve eski şehir diye ikiye ayrılmaktadır. Eski şehir para
karşılığında gezilebilmekte ve bu uygulama ile şehire gelir sağlanmaktadır. Üsküdar
ilçesinde de 1. ve 2. derece tarihi evler vardır. Ancak kurullardan onayların çıkması çok
geciktiği için bu yapıların bakımları zorlaşmaktadır. Üsküdar’da tarihi dokular
muhafaza edilmeli ve insanlığın istifadesine sunulmalıdır. Bu noktada, Barselona
modeli Üsküdar’ın tarihi dokusunun muhafaza edilmesi ve gelecek nesillere miras
bırakılması için uygulanabilir.
Üsküdar için birçok fırsattan söz edilebilir. Örneğin, dünyadaki gurme turizmi önemli
bir fırsat olabilir. Belediye’nin yiyecek sektöründeki firmalara zemin hazırlaması
- 57 -
gerekir. Üsküdar’a ait farklı tatlar öne çıkarılmalı ya da buraya dışarıdan monte edilmesi
sağlanmalıdır.
Üsküdar’ın turizm potansiyeli medya ve sinema filmleri aracılığı ile geniş kesimlere
tanıtılmalıdır. Üsküdar’ın tarihi, kültürel ve doğal değerleri birçok sinema filminde ve
dizide görülebilir. Belediye ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu konudaki farkındalığı
artırmak için sinema ve dizi film şirketleri ile işbirliği yapmalıdır. Gladyatör isimli
sinema filminin Roma’nın turizm sektörüne ve tanıtımına sağladığı pozitif etki dikkate
alındığında sinema sektörünün önemi daha iyi anlaşılacaktır.
Üsküdarlılık
bilincinin
uyandırılması,
özellikle
Üsküdar
merkezde
üretilecek
çözümlerle insanların Üsküdar’ı tanımaları ve Üsküdar’la ilişkilerinin geliştirilmesi
gerekir. Rakip merkez olan Kadıköy’ün gençler tarafından daha çok kullanılıyor olması
üzerinde çalışmalar yapılması ve bu taleplere duyarlı olunması önemlidir. Sosyal
faaliyetler, açık sergiler, el ürünlerinin satılıp sergilendiği bölümler, sanatsal faaliyetler,
trafik çözümleri, meydan projesi ile birlikte düşünülmelidir.
Üsküdar Anadolu’luğun egemen olduğu bir yapıdır ve bu özelliği ile Kadıköy’den
farklıdır. Öte yandan tarihi kimliği açısından Üsküdar birçok ilçeden daha öndedir.
Ancak en büyük zafiyetlerinden birisi Osmanlı’dan taşıdığı birikimi koruma noktasında
başarılı
olamamasıdır.
Üsküdar’ın
tarihi
sadece
camilerle
öne
çıkarılmaya
çalışılmaktadır. Ancak önemle belirtmek gerekir ki, tabii güzellikleri açısından Anadolu
yakasında en çok yeşil alanın olduğu ilçe olarak gösterilebilir. Üsküdar’ın ekonomik
gelişmişliği çok fazla olmasına rağmen İstanbul içinde de kendi içinde de dengeli bir
yapı göstermemektedir. Ekonomisini canlı tutan bir potansiyel olmakla birlikte, işveren
potansiyeli çok güçlü değildir. Üsküdar halen kendini yeteri kadar tanıtamamaktadır.
Üsküdar bunu Kâtibim şenliği ile yapmaya çalışmaktadır ancak bu şenlik de çok yeterli
olamamaktadır.
Üsküdar stratejik öneme sahip bir ilçedir ve bulunduğu pozisyon itibarıyla çok özel bir
yerdedir. Geçmişte tarihsel açıdan da bu pozisyonuyla da her daim çok özel bir anlam
taşımıştır. Bu sebeple Üsküdar’ın öncelikli olarak coğrafi konumuyla öne çıkarılması
gerekmektedir.
- 58 -
Üsküdar’da holding sahibi işadamlarının evleri vardır, sanatçıların yaşadığı bir yerdir,
özellikle boğaz ile ilgili konularda onların da fikirlerinin ve katkılarının alınmasının
ilçeyi geliştirebileceği değerlendirilmiştir. Üsküdar’a ilişkin her türlü değişim ve
gelişim stratejilerine bu kesimlerin katkı vermesi sağlanmalıdır.
Üsküdar’da camiler sabit bir değer fakat stratejik değere dönüşmüş değildir. Örneğin
Mihrimah Sultan Camii hikâyesinin anlatılmasıyla stratejik değere dönüşmesi ve
turizme ve dini turizme katkısının sağlanması gerekmektedir. Bununla ilgili yerel
yönetimlerin planlamalar yapması gerekmektedir. Tarihi dokunun ticari kaygılar
olmadan stratejik bir değere dönüştürülmesi için, mahallelerden çıkan iş adamlarına bu
planlamanın sorumluluğunun ve işin kendisinin verilebileceği belirtilmiştir. Binalar
güzelleştirilebilir, camiler ibadet turizmine hizmet edebilir, çevresi de ona göre
yapılandırılabilir. Örneğin din turizmi açısından Aziz Mahmut Hüdai Külliyesi
genişletilebilir. Üsküdar deyince sadece meydan gibi algılanmakta, bu da aidiyet
duygusu için bir engel oluşturmaktadır. Oysa Üsküdar Asya’dan Avrupa’ya geçişin ilk
noktasıdır.
İki üç senedir İstanbul Şehir, Üsküdar, 19 Mayıs, Fatih Sultan Mehmet,
Medeniyet
Üniversitesi
gibi
üniversitelerin
bölgede
yoğunlaşması
İstanbul
Üsküdar’ı
Üniversiteler İlçesi yapmıştır. Burada ailelere çok iş düşmektedir, bu yapıya uygun bir
aşılama yapılması lazım geldiğinin altı çizilmiştir.
Sahildeki çay bahçeleri gençlere cazip gelen mekanlar haline getirilebilir. Üsküdar geçiş
yeri gibi değerlendirildiği için düzensizdir. Merkezde ticaretin gelişmeme sebebi de
budur.
Üsküdar’ın
merkezinin
yapısı
buna
uygun
hale
getirilerek
yeniden
düzenlenebilir.
Üsküdar’ın en belirgin özellikleri çok uzun bir sahilinin oluşu, Marmaray’ın bulunması,
çok güzel bir boğaz manzarasının ve boğazda eşsiz yalıların bulunmasıdır. Üsküdar,
zengin bir kesime hitap ettiği gibi, Yavuztürk, Ünalan gibi mahalleler alt sosyo
ekonomik düzey aileleri bünyesinde barındırmaktadır.
- 59 -
Camilerin dışında Çamlıca tepeleri, korular ve çeşmelerin değerlendirilip turistlerin
buralara gelmesi sağlanabilir. Böylece yörenin zenginleşeceği ve esnafın da bu
değişimden fayda sağlayabileceği düşünülmektedir.
Saha Araştırması sonuçlarına göre, Üsküdar’ın belirgin özelliklerine ilişkin bulgular
aşağıdaki gibidir
Üsküdar’ın Belirgin Özellikleri
Tablo’daki
ifadelere
baktığımızda
Üsküdar'ın Belirgin Özellikleri
Oran
SAHİLİ, DENİZ KIYISI, BOĞAZI VE MANZARASI
23%
TARİHİ DOKUSU VE MİMARİ YAPILARI
21%
MERKEZİ KONUMU VE ULAŞIM KOLAYLIĞI
12%
dokusu ve mimari yapılarının öne
SAKİN VE HUZURLU OLMASI
11%
çıktığını görebiliriz. Katılımcıların
SOSYAL YAPISI
6%
%23’ü
KIZ KULESİ
5%
özelliğinin
MANEVİ YAPISI
4%
manzarası olduğunu; %21’i ise tarihi
PARKLAR VE YEŞİL ALANLAR
3%
dokusu ve mimari yapıları olduğunu
DOĞAL YAPISI VE TEMİZ HAVASI
3%
belirtmişlerdir. Bu özellikleri takip
GENEL GÖRÜNÜMÜ VE ESTETİĞİ
2%
eden
KALABALIK NÜFUSU
2%
merkezi konumu ve ulaşım kolaylığı
TEMİZ OLMASI
1%
GELİŞEN BİR BÖLGE
1%
ile
DİĞER
7%
Üsküdar’ın en belirgin özellikleri
olarak; deniz kıyısı, boğaz, tarihi
Üsküdar’ın
sahili,
özellikler
sakin
ve
ise
en
belirgin
boğazı
ve
Üsküdar’ın
huzurlu
olması
özellikleridir. Katılımcıların %12’si
Üsküdar’ın en belirgin özelliğinin
merkezi konumu ve ulaşım kolaylığı olduğunu, %11’i Üsküdar’ın sakin ve huzurlu bir
yer olması özelliği olduğunu ifade etmişlerdir.
3.2.
ÜSKÜDAR’IN SİMGELERİ
Simge nedir? Simge şehir temsilcisi, adres oluşturan binalar ve prestij mimarisidir. Bu
tanıma uyan; Bizans mimarisinden kalan Kız Kulesi, Şemsi Paşa Külliyesi, Mihrimah
Sultan Cami (İskele cami), Valide Atik Cami, Aziz Mahmut Hüdai Türbesi, Eski
Toptaşı Cezaevi, Validebağ Korusu, Yeni Camii, Kuleli Askeri Lisesi, Selimiye Kışlası,
Boğaz Köprüsü, Küçük Çamlıca ve Büyük Çamlıca Korusu, Karaca Ahmet Mezarlığı,
- 60 -
Özbek Tekkesi, Çinili Külliyesi, III. Ahmet Çeşmesi, Adile Sultan Kasrı, Kütüphaneler
ve Musiki Cemiyetleri’dir.
Bu tür mekânların Üsküdara katkı sağlayacak şekilde kullanılmaları ve İlçe’nin
tanıtımında ön plana çıkması konularına belediye bütçe ayrılmalıdır. Uluslar arası
değerlerden çok daha aktif yararlanılması, Üsküdar’ın bir cazibe merkezi olmasına katkı
sağlayacağı aşikardır.
Ayrıca mega projelerden biri olan Marmaray Üsküdar’ın simgelerinden biri olmuştur.
Büyük Çamlıca Tepesi hem doğal ve manzaralı bir konuma sahip olması hem de temiz
havası yüzünden yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olmuş simgesel bir mekandır.
Harem – Üsküdar sahil yolu Sarayburnu ve Ayasofya’nın siluetinin görülebileceği en
iyi açıya sahiptir. Bu nedenle, Üsküdar’ın simgelerini turizm için ön plana çıkarmak
gerekir. Dolayısıyla bu yapıların etrafının ıslah edilmesi önemlidir.
Yukarıdaki simgelerin sayısını artırmak mümkündür. İki köprüyü gören manzara,
Fethipaşa Korusu, Validebağ Korusu, Sadaka taşları (Örneğin İmrahor camiinde
bulunmaktadır, isteyen para koymakta, ihtiyacı olan ordan almaktadır) Namazgah,
Camilerdeki kuş evleri (Çoğu Mimar Sinan camisidir) Kuşkonmaz camii, Mimar Sinan
Çarşısı, mor salkımlar (mor salkım Üsküdar dışında başka bir yerde bulunmamaktadır),
erguvanların yanı sıra Basmahane, Tabakhane, Ayazma, Tulumbacılar, ilk tramvay ve
iskeleler unutulan şehir simgeleridir. Mahalle adları, sokak adları da tarihi anlatan
simgelerdir. Kültür merkezleri simgeler için bir merkez haline getirebilir. Antikacılar
da şehir simgesidir.
Tarihi yönü öne çıkan simgelerin güçlendirilmesi için eski konaklar, ibadethaneler ve
tarihi mekânlar aslına uygun bir şekilde restore edilmelidir. Bu çerçevede önemle
belirtmek gerekir ki, Beylerbeyi ve Çengelköy’deki yapılar Safranbolu gibi koruma
altına alınmalıdır.
- 61 -
Saha Araştırması sonuçlarına göre Üsküdar’ın Simgeleri ve bu simgelerin önem
sıralaması aşağıdaki gibidir:
Üsküdar’a Ait Başlıca Simge ve Semboller
Üsküdar'a Ait Başlıca Simgeler/Semboller
Oran
Üsküdar’a
ait
başlıca
simge/sembollerin ne olduğuna dair
KIZ KULESİ
65%
CAMİLERİ
9%
TARİHİ YAPISI
3%
“kız kulesi” cevabını vermişlerdir.
ÇAMLICA TEPESİ
2%
Üsküdar’ın başlıca sembolünün kız
ÇEŞMELERİ
2%
kulesi
DENİZİ
2%
katılımcıların oranı %69’dur. Kız
MİHRİMAH SULTAN CAMİ
2%
kulesi Türkiye’nin tanıtımında önemli
SAHİLİ
2%
bir role sahiptir. Bunun dışında
BOĞAZI, BOĞAZ MANZARASI
2%
katılımcıların %9’u camilerin, %3’ü
BOĞAZ KÖPRÜSÜ
1%
tarihi yapısının Üsküdar’ın başlıca
TÜRBELERİ
1%
simgesi/sembolü
ÇINARALTI
1%
MERKEZ CAMİ
1%
etmiştir. Ayrıca %2’şerlik oranlarla
DİĞER
8%
soruya katılımcıların büyük bir kısmı
olduğunu
olduğunu
düşünen
ifade
Çamlıca Tepesi, çeşmeler, deniz,
Mihrimah Sultan Camii, sahil ve
boğaz cevapları da verilmiştir.
3.3.
ÜSKÜDAR’IN BAŞLICA ÇEVRE SORUNLARI
İlçenin en önemli sorunları altyapı, trafik ve güvenlik önlemlerinin düşük olmasıdır.
Yolların oldukça dar olması nedeniyle park eden araçlar trafik yoğunluğunu
artırmaktadır. Bunun yanı sıra çöp, çocuklar için park ve spor (basketbol ve futbol)
sahaları gibi faaliyet alanlarının azlığı, ses kirliliği yapan taşıma araçları, minibüslerin
ve dolmuşların ses düzeylerinin çok yüksek olması önemli çevre sorunlarındandır.
Üsküdar’ın tarihi yapıları göz önüne alındığında, bölgesel mimari yaklaşımda cephe ve
şehir silüetine dikkat edilmelidir. Cephe ve renk karmaşası ile estetik sorunu vardır.
Üsküdar için kentsel dönüşüm, içi boş bir çalışma olarak ortaya çıkmaktadır. Devlet
daireleri bile OTOPARK ihtiyacını göz önüne almadan yapılaşmaya devam
etmektedirler.
- 62 -
Sıfır ÇÖP anlayışına dikkat edilmediği için ciddi bir kaynak israfı ortaya çıkmaktadır.
Eski binaların değişimi ve daire sayılarının artışı, nüfus yoğunluğunu arttıracağı için
ortaya çıkacak olan yeni nüfus potansiyelini kaldıracak alt ve üst yapı gereksinimleri
göz ardı edilmektedir. Yoğunluk ve yük hesabı yapılmadan YENİLENEBİLME ve
DÖNÜŞTÜRÜLEBİLME
multi
kapasitesine
disipliner
bir
yaklaşım
sergilenmemektedir.
Belediye’nin
caddelerin
düzenlerine
daha
fazla
önem
gerektiği
vermesi
düşünülmektedir. Yollar ve kaldırımlar yeterli gelmemektedir.
Yağmur suları iskelede toplanmakta, bu da yoğun yağışlarda selleşmeye neden
olmaktadır. Alışveriş merkezleri hem görüntü kirliliği oluşturmakta hem de trafik
sorununa yol açmaktadır
Gümrük, Üsküdar sahilindeki peyzajı bozmaktadır. Bu peyzaj 5T formülünde yeniden
düzenlenmelidir. Gümrüğün İstanbul’un ilk planlamasında düşünülen Dilovası’na
taşınmasının daha uygun olacağı değerlendirilmektedir. Yapılaşma tarihi dokuyu
bozmakta ve çekiciliğini azaltmaktadır. Ulaşım merkezi olduğu halde trafik yoğunluğu
çok
fazla
olan
Üsküdar’ın
bu
yoğun
sirkülasyonunun
turizmi
etkilediği
düşünülmektedir.
Çoğu ilçede görüldüğü gibi, Üsküdar’da da şehirlilik bilinci eksikliğinden söz etmek
mümkündür. Şehirlilik bilincinin eksikliği, çevre sorunları, şehir sorunları ve şehirsel
estetik gibi konulardaki duyarlılığın gelişmemesine yol açmaktadır. Şehirlilik bilincinin
gelişmesi için medyanın bu yöndeki eğitim programlarını öncelemesi gerekmektedir.
Ayrıca bütün eğitim öğretim kurumlarının müfredatlarında şehirlilik bilincinin
gelişmesi konusu yer almalıdır.
Merkezdeki trafik ve otopark sorunu en önemli çevre sorunudur. Sosyal duyarlılık ve
çevre duyarlılığıyla ilgili ne kadar çok çalışma yapılıyor olsa da çok eski bir yerleşim
merkezi olmasından dolayı merkez ve merkeze yakın yerlerdeki imar ve şehircilik
sorunları
ve
şehir
yönetimine
halkın
katılamaması
da
bir
sorun
olarak
değerlendirilebilir. Özellikle Merkez ve merkeze yakın mahallelerdeki imar sorunlarının
çözümünde Üsküdar’lının adaletsiz bir yapılaşma olduğu yönünde şekillenebilecek
- 63 -
kanaatlerini, onların bu sorunlara direkt katılımlarını gerçekleştirerek neden ve niçinleri
paylaşılmalı, Üsküdarlı da bu konudaki yanlış anlamaların başlamadan önüne geçilmesi
sağlanmalıdır.
İmar sorunu ve çarpık yapılaşma diğer önemli çevre sorunlarıdır. Örneğin yan yana iki
yerden biri 3 kat diğeri 8 kat imar almıştır. Bu durum ciddi bir imar kirliliği sorunu
doğurmaktadır.
Evsel atıkların ayrıştırılmaması çok önemli bir sorundur. Bu konuda Türkiye ölçeğinde
pilot uygulamalardan sonra ivedi adımlar atılmalıdır. Evsel atıkları mutlaka
değerlendirilmelidir. Gelişmiş ekonomiler evsel atıkları artı değere dönüştürmektedirler.
Örneğin, İsveç enerjisini çöpten üretmektedir.
Saha Araştırması sonuçlarına göre, Üsküdar’ın en önemli çevre sorunları
aşağıdaki gibidir:
Üsküdar’ın En Önemli Çevre Sorunları
Üsküdar'ın En Önemli Çevre Sorunları
Oran
Üsküdar’ın en önemli çevre sorunu
olarak katılımcıların büyük bir kısmı
ULAŞIM VE TRAFİK
35%
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
9%
ÇÖP, ÇÖP TEMİZLİĞİ
8%
görmektedir. Katılımcıların %35’i en
ALT YAPININ EKSİK OLMASI
3%
önemli sorunun olarak ulaşım ve
YOLLARI
3%
trafik olduğunu ifade ederken %9’u
DAR SOKAK VE KALDIRIMLARI
3%
çevre kirliliği ve %8’i çöp ve çöp
OTOPARK PROBLEMİ
2%
temizliği
ÇARPIK ŞEHİRLEŞME
2%
Bunların dışında %3’er oranlarla
YEŞİL ALAN VE YETERSİZLİĞİ
2%
altyapı eksikliği, yollar ve dar sokak
PARK SORUNU
2%
ile kaldırımlar; %2’şer oranlarla
ESKİ YAPILARI
1%
otopark problemi, çarpık şehirleşme;
DİĞER
16%
FİKRİM YOK
14%
%1 oranla eski yapılar cevapları
ulaşım
verilirken
ve
trafik
olduğunu
sorununu
belirtmiştir.
katılımcıların
toplam
%16’sı diğer sorunları belirtmiş, %14’ü
ise fikir beyan etmemiştir.
- 64 -
3.4.
KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM UYGULAMALARI
Kentsel dönüşüm bölgelerinde emsal değer 1 kat karşılığında artırılabilir. Depreme
dayanıklı binalar ile bu dönüşüm sağlanabilir. Belediye, medya, hükümet ve özel sektör
kentsel dönüşümde birlikte hareket etmelidir.
Üsküdar için kentsel dönüşümün rant haline gelmemesi için devlet politikaları
düzenlenmeli, ekonomik çıkarımlar odak olmamalı, devletin baştan sona yapacağı ve
yöneteceği projeler olmalıdır. Eski yapılar uygun bir şekilde restore edilmelidir.
Belediye, Röleve ve Anıtlar Birliği Kurulu işbirliği içinde çalışmalıdır.
Bazı sokaklar ulaşıma kapatılıp yayalaşmanın artırılması ile tarihi doku ön plana
çıkarılabilir.
DÖNÜŞÜM kelimesi eskiyi kabullenmeyişi ifade edip, yeni ve çevre ile barışık bir
şehir anlayışı ortaya koymaktadır. Üsküdar’ın kentsel dönüşümünde, merkez ile diğer
mahallelerin birbirinden çok farklı olduğu göz ardı edilmemeli ve tarihi alanların yapısı
muhakkak korunmalıdır. Kentsel dönüşüm sadece bina düzeyinde yapılmamalı bunun
yerine, merkez dışındaki alanlarda ada bazlı kentsel dönüşüm düşünülmelidir. Parsel
bazındaki dönüşümlerde ortaya yeni bir şehir değil, depreme karşı sağlam binalar
üretilmelidir. Ada bazında dönüşümlerin zorlanması ile yükseklik artırımı yaparak yeşil
alan kazanılmalıdır. Yeni binalarda cephe kullanımında albedo değerleri standartlarını
ortaya koyarak ısı adalarının oluşması engellenmelidir.
Çocuk ve yaşlıların yaşam kalitesi öncelenmelidir. Örneğin üst geçitlerde bebek
arabaları, engelli araçları için geçiş alanı bulunmamaktadır. Bu gibi noktalarda Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’nın yapacağı genel düzenlemeler önem taşımaktadır. İnsan temelli
bir kentsel dönüşüm stratejisi esas alınmalıdır. Avrupa’daki “çocuk dostu şehir”
kavramı incelenmeli ve trafik dahil tüm sorunların çocuk temelli ele alınmasının insani
çözümler üretmede yardımcı olabileceği değerlendirilmelidir. Bazı katılımcılar, yerinde
dönüşüm yerine belediyenin arsa üretmesi gerektiğini, aksi halde sosyal çevrede
dönüşümün gerçekleştirilemeyeceğini ileri sürmüştür.
- 64 -
Üsküdar’da kentsel yenilenmeyi engelleyen en önemli kısıtlardan birisi, mülklerin
veraset ile bölünmesidir. Bu nedenle, veraset kanununda yapılacak değişiklikle tarım
arazilerinin bölünmesinin engellenmesi uygulaması Üsküdar için de düşünülmelidir.
Bunun yanısıra “önce yap, sonra iznini al” şeklindeki imar uygulamasına son verilmesi
gerekmektedir.
Son dönemlerde yapılan kentsel dönüşüm hamleleri merkez ve merkeze bağlı
mahallelerde sorunlara yol açmaktadır. Belediyenin katkılarıyla imar düzenlemeleri ve
kentsel dönüşümün hızı arttırılmalıdır. Kensel dönüşümün hızına sekte vurulmamalı bu
kabuk değişimde, belediyenin de katkısı ön plana çıkarılmalıdır. Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nın verdiği destekler yanında Belediye’nin ilave yardım çalışmaları (ücretsiz
projelendirme vs. gibi) ile vatandaşa destek sağlanması düşünülmeli ve yeni fikirlere
açık olunmalıdır.
Yerinde dönüşüm yapılan alanlarda otopark yapılmamasının kentsel dönüşümün en
önemli sorunu olduğu belirtilmektedir. Üsküdar’da komşuluk ilişkileri önemlidir. Bu
dokunun ve mahalle dokusunun korunması, esnafın desteklenmesi gerekmektedir.
Kentsel dönüşümde bunlara dikkat edilmesi gerekmektedir. Konunun Şehir ve Çevre,
Şehir ve Kadın, Şehir ve Çocuk, Şehir ve Engelli, Şehir ve Yaşlı, Şehir ve Kültür, Şehir
ve Sosyal alanlar diye düşünülmesi gerekmektedir.
Şehir silueti ve kimliği korunmalı ve bozulmamalı, mevcutlara sahip çıkılmalı ve tarihi
doku korunmalıdır. Sanayinin olmadığı Üsküdar, kültür ve sanat merkezi olmalıdır.
Yolsuz ve usulsüz yapılaşmanın önlenmesi gerekir. 1. ve 2. derece tarihi yapıların etrafı
açılarak civar yapıların maliklerinin imar hakkı başka bir alanda eşdeğer olmak
koşuluyla devri mümkün olmalıdır.
Deprem yönetmeliğine uygun olmayan binaların emsal değeri artırılarak (1-2 kat)
caddelerin ve sokakların genişliği artırılabilir. Ancak en fazla 7 kata kadar izin
verilmelidir.
Turizme yönelik alanların düzenlenerek eski İstanbul’un yeni İstanbul’dan ayrıştırılması
gerekir. Tarihi alanların insanlığın hizmetine açılması, Üsküdar’ı önemli turizm
merkezlerinde birisi haline getirecektir.
- 65 -
Sahil şeridi 4 km olan Üsküdar ve Kadıköy arası uygun bir peyzaj ve mimariyle
bağlanmalıdır. Trafik ve insan yoğunluğunu düzenleyici metrolar yapılmalıdır.
Planlamada tarihi doku öncelenmelidir.
Üsküdar’ın transfer merkezi olmasından dolayı insanların alış verişlerini yapabileceği
MARKA MAĞAZA anlayışı geliştirebilir. Bu anlayışın, esnaflar için büyük bir umut
olacağı değerlendirilmiştir. Sokak ve caddelerde spesifik pazar yeri anlayışı
geliştirilebilir. Balıkçılar pazarı, kuyumcular pazarı, sahildeki lokantalar ve kafeler,
marka mağazalar, turistik ürün pazarları,otel ve motel gibi alanlar yerli ve yabancı turist
ve İstanbullular için zaman geçirilmesi gereken mekanlar olarak düşünülebilir.
Diğer ilçelerde imar hakkı kullanımı, Üsküdar için düşünülmemelidir. Çünkü caddeler
çok dar, bu nedenle bazı sokakların yayalaştırılması veya tek yön olması düşünülebilir.
Son dönemde Üsküdar Belediye’sinin yapmış olduğu çalışmalarda tarihi doku ön plana
çıkartılmakta, ciddi restorasyon çalışmaları yapılmaktadır. Üsküdar’ın turizminin
gelişmesi
açısından
tur
konseptinin
olması
ve
din
turizmi
imkânlarının
değerlendirilmesi gerekmektedir. Her ne kadar ticareti geliştirmesi açısından turizm
önemli olsa da, turizmden önce, Üsküdar’ın yerel halkı için iyileştirme yapılmalıdır.
İstanbul’un tarihi ile anılan Fatih ilçesi gibi Üsküdar’da tarih ile anılmalıdır. Üsküdar
İstanbul’un “İkinci Tarihi Ekseni” olabilir. Akademisyenler, gönüllüler ve STK’lardan
ilçe adına faydalanılması gerekir. Özellikle gönüllülerden oluşan potansiyelin Şehir
Konseyi
aracılığıyla
değerlendirilmesi
gerektiğine
dikkat
çekilmelidir,
Şehir
Konseylerinin etkisizleştirilmesinin önüne geçilmelidir. Bunun için de Şehir Konseyi
oluşumunun siyaset dışı olması gerekir.
Sahil boyunun adeta işgal edilmesi nedeniyle Üsküdar’ın denizle barışık olmadığı
düşünülmektedir. Buna, Üsküdar dendiğinde yalıların akla gelmesi örnek olarak
gösterilebilir.
- 66 -
Kentsel Dönüşüm ve Gelişim uygulamalarına ilişkin YERDES’in (Yerel Destek Derneği) Kentsel Dönüşüm
Stratejik Planı:
1. ADIM “Yereldeki Resmi Kurumlar, STK, sosyal ve teknik uzmanlık alanlarında ileri gelenlerin vb. ilgili
yapıların katılacağı bir yerel konsey kurulması, çalışma yöntem ve ritminin belirlenmesi”
a)
Üsküdar Belediyesi,
b)
Üsküdar Kaymakamlığı,
c)
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğü,
d)
Üniversiteler,
e)
YERDES vb. ilgili STK’ lar,
f)
Muhtarlıklar vb.
2. ADIM “Çalışma yöntem ve altlıklarının istişare edilmesi/stratejik planın belirlenmesi”
a)
Mevcut durum ve sorunların tespiti
i. İlçe bazında genel bakış
ii. Bölge bazında genel bakış
iii. Mahalle ve ada bazında bakış
b)
Öneri/Taslak planlama ve mimari konseptlerin yapılması
i. Örnek çalışma-1
ii. Örnek çalışma-2
iii. Örnek çalışma-3
iv. Örnek çalışma-4 vb.
c)
Çalışmaların paydaşlar ve hak sahipleri ile istişare edilmesi, farkındalık oluşturulması
d)
İstişarelerden ortaya çıkacak yeni verilerin değerlendirilmesi
e)
Uygulama plan-projelerinin ve iş programlarının yapılması
3. ADIM " “Uygulanabilirliğin doğrulanması-validasyon”
1. Yerinde dönüşüm imkanı sağlanıyor mu?
2. Mülkiyet hakları korunuyor mu ve mevcutta eksik bulunan ihtiyaçlar gideriliyor mu?
3. Dönüşüm sürecinde barınma vb. destekler veriliyor mu?
4. Planlama, dünün değil, bugünün ve yarının Mimarlık ve Şehircilik ilkelerine uygun mu?
a. Aşırı yapı ve nüfus yoğunluğunun oluşması engellenmiş mi?
b. Trafik akışı ve otopark sorunu çözülmüş mü?
c. Kamusal hizmet alanları, yeşil alanlar ve yapılar dengeli bir şekilde yerleşiyor mu?
d. Plan notlarında ve uygulama projelerinde Engellilere yönelik ayırım gözetmeyen, herkes
için “Ulaşılabilirlik ve Erişilebilirlik” evrensel tasarım ve standartları ilkesi uygulanıyor mu?
e.Enerji üretimi ve etkin kullanımı sağlanıyor mu?
f. Ekolojik hassasiyetler gözetiliyor mu? vb.
g. İlçenin Tarihsel Kimliği, Kültürel Değerleri ve Dokusu “Bölgesel Planlamalar”da Öne
Çıkartılıyor Mu?
5. Uygun yapım maliyetleri sağlanabiliyor mu?
a. Özel yapı maliyetlerinin belirlenmesi (akıllı binalar vb.)
b. 1. Sınıf yapı maliyetlerinin belirlenmesi (lüks yapılar)
c. 2. Sınıf yapılar maliyetlerinin belirlenmesi (apartmanlar vb.)
6. Yapım şekilleri belirleniyor, tarif edilebiliyor mu?
a. Kamu ihaleleri yöntemi (KİK)
b. Yüklenici firmalarla özel sözleşme yöntemi
c. TOKİ aracılığıyla yapım yöntemi vb.
- 67 -
7. Kontrol, danışmanlık ve garantiler sağlanabiliyor mu?
a. Yapı denetim
b. Özel değerleme, denetim ve danışmanlık
c. Sigorta faaliyetleri
Öneri: Şehir Araştırmaları Merkezi kurulmalıdır. Şehir Araştırmaları Merkezi’nde,
üniversiteler, yerel idareler, sivil toplum örgütleri ve meslek kuruluşları gibi birimlerin
temsilcileri sorumluluk üstlenmelidir. Merkezde şehirin tarihi, kültürel yapısı, sosyal
dokusu, şehirleşme ve şehir sorunları gibi konularda araştırmalara ve etkinliklere destek
olunmalıdır. Araştırma raporları, eğitim faaliyetleri, toplantılar, sempozyum ve benzeri
etkinlikler ile elde edilecek bilgi birikimi ilçenin gelişimi için temel veri kaynağı olarak
değerlendirilebilir.
GZFT ANALİZİ
3.5.
3.5.1. Güçlü Yönler
-
Üniversiteler ilçesi olması,
-
Sivil toplum örgütlerinin sayıca fazla olması,
-
Sanat, siyaset, bilim ve kültür alanında öncü simaların diyarı olması,
-
Stratejik konuma sahip olması,
-
Zengin tarihi dokunun olması,
-
Boğaza hâkimiyet,
-
Tarihi camilerin sayıca fazla olması,
-
Konum olarak İstanbul'un her noktasına yakın olması,
-
Eşsiz doğa güzelliğine sahip olması,
-
Nüfus potansiyeli günlük ziyaretçi sayısının transit de olsa çok fazla olması,
-
Ulusal çaptaki büyük firmaların, holdinglerin ve iş adamlarının evlerinin
burada bulunması,
-
Eğitim imkânlarının gelişmiş olması,
-
Marmarayın bulunması,
-
İstanbul’un simgesi konumunda olması,
-
En merkezi yer olması,
-
Güçlü sağlık merkezleri ve kaliteli sağlık hizmetlerinin olması,
- 68 -
- İstanbul Medeniyet Üniversitesi - Üsküdar Belediyesi iş birliği ile kurulan
Çocuk Üniversitesinin varlığı.
3.5.2. Zayıf Yönler
- Sağlıksız yapılaşma,
- Mekân sıkıntısı,
- Yoğun trafik,
- Adaletsiz gelir dağılımı,
- Mahallerin aynı düzeyde gelişmemiş olması,
- Güvenlik sorunu,
- Aşırı göç,
- Kaçak yapılaşma,
- Kentsel dönüşümün uygulanmasındaki zorluklar,
- Tüketiciyi çekememesi, ekonomik döngünün olmaması,
- Erişebilirlik açısından uygun olmaması (Örneğin kaldırımlarda direkler
bulunması),
- Turizm potansiyelini kullanamaması.
3.5.3. Fırsatlar
- Ulaşım imkânlarının çeşitliliği,
- Sosyo-kültürel yapı,
- Kültürel ve sanatsal etkinlikler
- Çok kültürlülük ve hoşgörü,
- Üç dinin merkezi olması,
- Doğru bir kentsel dönüşüm hamlesiyle İstanbul'un hatta Türkiye'nin en hızlı
gelişen ilçesi ve semt sakinlerine en konforlu hayatı sunabilecek bir ilçe
potansiyeli olması,
- İyi planlandığı takdirde kentsel dönüşümün bir fırsata dönüşmesi,
- Yerli ve yabancı turisti çekebilecek zenginliklere sahip olması,
- Ulusal ve uluslararası düzeyde tanınmış ve markalaşmış şirketlerin merkezi
olması,
- Kültür, sanat ve turizm alanında gelişme potansiyelinin güçlü olması,
- 69 -
- Özel, vakıf ve devlet üniversitelerinin tercih ettiği bir merkez olması,
3.5.4. Tehditler
- Kaynakların etkin kullanılamaması,
- Kaçak ağaç kesimi,
- Çarpık yapılaşma,
- İşsizlik,
- Bilişim zararları ve çağın getirdiği depresyon,
- Çevre temizlik bilincinin oturmamış olması,
- İnsanların duyarsızlığı,
- Her geçen gün artan trafik ve otopark sorunu,
- Sosyal politikaların tam uygulanamaması,
- Nüfus yoğunluğunun getireceği sorunlar,
- Kentsel dönüşümün beraberinde getirdiği sorunlar,
- Kentsel dönüşüm sonucu bölgenin gerçek sahiplerinin yeni yapıya uyum
sağlayamaması ve başka yere göç etmek zorunda kalması,
- Mekânların manevi cazibesini yitirmesi, maddi cazibesinin tercih edilir olması,
- Otopark sorunu,
- Kültürel yozlaşmanın çocuk ve gençleri tehdit ediyor olması, örneğin
mahallelerde madde kullanımının artması vb.
- 70 -
Saha Araştırması sonuçlarına göre, Üsküdar’ın zayıf ve güçlü yönleri aşağıdaki
gibidir:
Üsküdar’ın Güçlü ve Zayıf Yönleri
Güçlü Yön
Oran
Zayıf Yön
Oran
KONUMU
22%
YOK
13%
ULAŞIM, ULAŞIM İMKANLARI
22%
NÜFUS KALABALIĞI
10%
SOSYAL YAPISI
12%
TRAFİK PROBLEMİ
9%
TARİHİ YAPISI
11%
SOSYAL YAPISI
5%
BELEDİYE VE BELEDİYE HİZMETLERİ
5%
ULAŞIM SORUNLARI, EKSİKLİĞİ
5%
HUZURLU OLMASI
4%
BELEDİYE
3%
MANEVİ YAPISI
2%
PARK, ÇOCUK PARKI
3%
ÇEVRE TEMİZLİĞİ, DÜZENİ
2%
ALTYAPI
2%
DOĞAL YAPISI
1%
YOL, YOL SORUNU
2%
YEŞİL ALANIN FAZLALIĞI
1%
ÇÖP VE ÇÖP TOPLAMA SORUNU
2%
CAMİLERİ, TÜRBELERİ
1%
GÖÇ
2%
HAVASI
1%
ÇEVRE KİRLİLİĞİ
2%
KIZ KULESİ
1%
DÜZENSİZ YAPILAŞMA
2%
DİĞER
5%
DİĞER
21%
FİKRİM YOK
12%
FİKRİM YOK
22%
Üsküdar’ın güçlü yönlerinin ne olduğuna ilişkin soruya katılımcıların en çok verdikleri
cevap Üsküdar’ın konumu ve yine konumuyla alakalı olarak ulaşım imkânları cevapları
olmuştur. Her iki cevap da %22’lik orana sahiptir. Katılımcıların %12’si Üsküdar’ın
sosyal yapısının, %11’i tarihi yapısının Üsküdar’ın güçlü yönleri olduğunu belirtirken
bunları belediye ve belediye hizmetlerinin Üsküdar’ın güçlü yönü olduğunu belirten
%5’lik kısım takip etmektedir. Bunların dışında katılımcıların %4’ü Üsküdar’ın huzurlu
bir yer olmasını; %2’şer oranlarla Üsküdar’ın manevi yapısı ile çevre temizliği ve
düzenini; %1’erlik oranlarla da Üsküdar’ın doğal yapısını, yeşil alanlarının fazlalığını,
cami ile türbelerini, havasını ve kız kulesini Üsküdar’ın güçlü yönleri olarak
belirtmişlerdir.
Üsküdar’ın zayıf yönü olaraksa en fazla verilen cevap; katılımcıların %13’ünün vermiş
olduğu Üsküdar’ın zayıf bir yönü olmadığı cevabıdır. Bununla birlikte katılımcıların
%10’u nüfusun kalabalık oluşunu, %9’u trafik problemini, %5’erlik oranlarla sosyal
- 71 -
yapısını ve ulaşımla alakalı sıkıntı ve eksiklikleri Üsküdar’ın zayıf yönleri olarak
belirtmişlerdir. Tüm bunların dışında %3’er oranlarla belediye ile park ve çocuk
parkları; %2’şer oranlarla altyapı, yol sorunları, çöp ve çöp toplama sorunları, göç,
çevre kirliliği ve düzensiz yapılaşma cevapları da Üsküdar’ın zayıf yönleri olarak ifade
edilmiştir.
3.6.
KISA ORTA VE UZUN VADELİ BEKLENTİLER
Kongre ve kültür merkezi sayısının artması halinde ilçede kültür sanat aktivitelerinin
sayısı da artacaktır. Dolayısıyla orta ve uzun dönemde ilçe kongre ve kültür merkezi
haline dönüşebilir.
Eski bir yerleşim merkezi olan Üsküdar’da yer altı çalışmalarından çıkan tarihi
eserlerin, bir müze oluşturularak müzeye devredilebilmesi önerilmektedir.
Sembolizm önemlidir. Osmanlı’da sembolizm örneği camilerin kapılarında yer alan
kum saatidir. Kum saati, hayatın kum tanesi kadar olduğu ve akıp gittiğini bize
hatırlatan bir semboldur. Düşünülmesi gereken 1-Vakit, 2-Valide, 3-Vesayet, 4Veraset’tir. Süleymaniye bu dört temel üzerine kurulmuştur. Sembolizmi işlemek için
kültüre ihtiyaç vardır. Bu kültür Üsküdar’da mevcuttur.
İlçenin temel problemlerinin çözülmüş olması ortak bir hayalin ürünüdür. Yerel halkı
mutlu ve huzurlu edecek olan “yönetenler beni düşünüyor, bana değer veriyor” algısıdır.
Üsküdarlılarda sosyal alanların ve yaşam kalitesinin arttığı bir ilçe özlemi vardır. Yerel
yönetimden beklenti mutluluk katsayısını arttırma amacını gütmesidir.
Üsküdar; ekonomik kültürel ve sosyal olarak yaşayanlarına imkanlar sunan, çevresel
yük hesapları yapılmış, medeniyet merkezi olan, bir ressamın tablosuna konu olabilecek
kadar manzarası olan, şairlerin dizelerine dökebileceği şiirlerde yer alan, insanların
huzur içinde yaşayabileceği ilçe olmalıdır.
- 72 -
Katılımcılar şehrin geleceğiyle ilgili hayal ve isteklerini şu şekilde belirtmektedir.
- Şehir merkezindeki caddenin bir meydana ve yeraltı otoparkına kavuşması,
- Caddenin tramvay yoluyla İstanbul'a ikinci alternatif bir İstiklal Caddesi olması,
- Üsküdar halkının sosyal aktivitelerini yapabileceği mekanlara gezi ve dinlenme
alanlarına kavuşması,
- Üsküdar’da sosyal yaklaşımların halk ile yönetim arasındaki mesafeyi kapatması
ve aidiyet duygusunun arttırılması yönünde çalışmalar için komisyon
oluşturularak tüm çevrelere açık ve fikirlerin duyguların ciddiye alındığı geniş
katılımlı konseyler tertip edilmesi ve bu konseylerin tekrarı sağlanarak fikirler
geliştirilmesi,
- Üsküdarkart yapılması ve Üsküdarlının bu kart ile Üsküdar’daki sosyal
mekanlardan
indirimli
yararlanması
sağlanarak
aidiyet
duygusunun
geliştirilmesi.
- Üsküdar’da yerel yönetimin son yıllarda yapmış olduğu ulusal ve uluslar arası
bir çalışma bulunmadığından özellikle böyle bir proje hazırlanarak (koru projesi
olabilir) sadece Üsküdarlının bu projeyi oylaması sağlanabilir.
- Tüm Üsküdarlı sivil toplum örgütlerinin her zaman kullanabileceği toplantı
merkezleri ve yönetsel faaliyetlerini yapabilecekleri mekanlar sağlanabilir.
- Yaşlılara ve emeklilere, ev hanımlarına yönelik Üsküdar şehir merkezlerinin
sayısı arttırılmalı, bu alanların aktif kullanılması için tanıtıcı çalışmalar
yapılabilir.
Bir katılımcının aşağıdaki dizeleri Üsküdar ile ilgili hayalleri özetlemektedir:
“Deniz havası almak için bindiğim vapurdan Üsküdar’ da iniyorum.
Karşımda muhteşem Mihrimah Sultan Camii ve tam karşısında Yeni cami
ve 3. Ahmet Çeşmesi, içim açılıyor ve beni karşılamaya gelen o güzel
kırmızı rengiyle 2 katlı üstü açık otobüsüme biniyorum ve Üsküdar’ ı
gezmeye başlıyoruz. Ooo ne kadar güzel bir meydan, sanki Üsküdar
boşalmış diyorum. Adını da bozmamışlar yine Demokrasi Meydanı
demişler. Yer yer kamelyalar yapılmış, Kamelyaları o güzel renkleriyle
erguvanlar, ve mor salkımlar sarmış. Erguvanları, vapurda Üsküdar’ı
karşıdan seyrederken de görmüştüm. Ya o ıhlamur ağaçları ve çınarlar.
- 73 -
Çok güzeller. Etrafıma bakarken bir sadelik görüyorum. Birbirine uygun
renklerde boyanmış o küçücük dükkanlardaki esnaflar. Fark ediyorum ki
o göze hoş görünmeyen değişik renk ve şekilde ki tabelalarını
kaldırmışlar. Herhalde belediye bir standart getirmiş diye düşünüyorum.
Daha sonra otobüsümüz Üsküdar’ın daracık sokaklarına giriyor.
Şaşırıyorum. Yollar bomboş, sokak aralarına park eden araçlar yok
olmuş. Merakla soruyorum ve öğreniyorum ki, Kaldırılan belediye
binasının altına, hani şu demokrasi meydanı dediğim yerin altına otopark
yapılmış ve herkes arabasını oraya park etmek zorundaymış. Çok
hoşuma gitti. Sonra restore edilmiş tarihi eserlerin arasında dolaşırken
sokak adları gözüme çarpıyor. Gelin Alayı sokak, Tel Çıkmazı gibi.
Belediye çok güzel tabelalar hazırlamış. Sokak isimlerini nerden aldığına
dair altına açıklamalar da yapmış. Tam bu sırada sokakların arasından
çocuk sesleri duyuyorum. Başımı çevirip baktığımda ağaçlıklar içinde
yemyeşil bir çocuk parkı görüyorum. O kadar güzel düşünülmüş ki,
çocukların yaş gruplarına göre düzenlenmiş oyuncaklar, yaşlılar için
dinlenme alanları ve hatta sahipli köpekler için bile alan düşünülmüş.
Çok güzeldi, herkes çok mutlu görünüyordu. Sonra bir kadının çocuğuna
yere attığın çöpünü al diye seslendiğini duydum. Etrafıma bakınınca
hiçbir yerde çöp olmadığını gördüm. Her yer tertemizdi. Hatta
apartmanın yanında bulunan küçücük bir boşluğa belediye geri dönüşüm
için renkli renkli konteynırlar yerleştirmişti. Çok güzel görünüyordu.
Burada yaşayanlar çevrelerine sahip çıkıyorlar diye düşündüm. Zaten
herkes çok güler yüzlüydü. Herkes birbirini tanıyor gibiydi. Sonra o eski
daracık sokaklardan ayrıldık. Üsküdar’ın her tarafı çiçek ve ağaçlarla
donatılmış geniş ferah ana caddelerine çıktık. Harem’ den Kandilli’ ye,
Kandilli’ nin sırtlarından dolaşarak Çamlıca’ ya geldik. Bir çay içip
oksijenimizi solurken İstanbul Boğazı’nın keyfini çıkarttık. Sonra
Üsküdar’ın bir müzesi yok mu? Neden gezmedik dediğimde, olmaz olur
mu? Tabii ki var dediler. Benim bildiğim Paşakapısı Cezaevi’ni
boşaltmışlar. Çok güzel bir müze yapmışlar. Orada Üsküdar’ın
basmahanelerini, yazmacılarını, tabakhanelerini canlandırmışlar. Bir de
Üsküdar’ ın sanatçısı çoktur. Sanatçılarına ait de bir bölüm yapmışlar.
Çok güzel olmuş. Çok büyükmüş. Bir daha geldiğim de gezmeye karar
- 74 -
verdim. Artık dönüş zamanı gelmişti. Yola koyulduk. Dönüşümü
Marmaray’la yapmaya karar vermiştim. Sahilden Üsküdar’ a şöyle bir
daha bakayım diye başımı kaldırdığımda fark ettim ki öyle güzel bir
planlama yapılmış ki bütün tarihi eserler açığa çıkarılmış, Hiçbir bina
birbirinin
görüntüsünü
kapatmıyor,
Dönüşümü
yerinde
gerçekleştirmişler. Boğazın sırtlarında ki kaçak yapılaşma önlenmiş,
mülkiyet sorunu çözülmüş diye düşünüyorum.
En güzeli de yeşil
görünüyor. Binaların araların da yeşil alanlar oluşturulmuş. Üsküdar
Belediyesi depremi de unutmamış diye içimden geçiriyorum. İşte
diyorum, Üsküdar marka olmuş! Tam bir marka şehir diye düşünürken
gözüme Marmaray’ın istasyon girişleri gözüme çarpıyor. Bu kadar
güzelliğin arasında bu çirkinlik nasıl olur diyorum. Meydanın tüm
güzelliğini bozduğunu düşünüyorum. Bunu da mutlaka benim dile
getirmem gerekir düşüncesiyle Marmaray’ın yürüyen merdivenlerinden
inerek dönüş yolculuğuma başlıyorum. HAYAL BU YA!..”
- Osmanlı’da bir insanda aranan özellikler:
 Akli Selim
 Fikri Selim
 Zevki Selim
 Kalbi Selim
- Mükemmel bir eser için
 Finansmana,
 Mükemmel bir projeye,
 Kaliteli bir malzemeye,
 Kalifiye işçiliğe ihtiyaç vardır. Dolayısıyla Üsküdar yeniden ve
mükemmel tasarlamak için bunlara ihtiyaç vardır.
Trafik yoğunluğunu gidermek için Üsküdar-Çamlıca teleferik hattı inşa edilebilir.
Böylece tahmini 5000 kişi (halk ve turist) nin gelmesi sağlanabilir. Bir çarşı veya bir
sokak turistler için ayrılabilir. Vapur iskelesinin olduğu bölgeye alt geçit ve bunun
- 75 -
içinde dükkanlar yapılabilir. İlçede yer alan kütüphaneler gençlere tanıtılmalı ve
kullanmaları teşvik edilmelidir.
Üsküdar’da orta ve uzun vadede gelişimi ve örnek bir ilçe olması için çekirdek
bir;“Proje Geliştirme, Organizasyon, Takip ve Sonuçlandırma Ekibi” kurularak
eylem planı çerçevesinde yeni projelerin geliştirilmesi, uygulamaya sokulmasının
organize edilmesi ve mevcut uygulamaya sokulan projelerin takibinin yapılması gerekir.
İlçenin her problemi için, konusunda uzman kişilerden oluşmuş komisyonlar kurularak
buralardan proje ve teklifler alınmalıdır. Bu teklif ve projelerin hayata geçirilmesini de
Ar-Ge ekibi takip etmelidir.
Yukarıda zikredilen ekibin yetki ve ilgi alanları dikkate alındığında aşağıdaki
noktalarda düzenlemelere gidilebilir:
3.6.1. Çevre(Çevre Temizliği, Doğanın Korunması v.b)
Tespit: İlçemizde yapılan yeni inşaatlar dolayısıyla inşaat alanında kalacak yeşil
alanlarda bulunan çok nadide ağaçlar maalesef kesilerek yok edilmektedir.
Teklif: Belediye’nin bu tür ağaçları kesmeden önce özel cihazlarla yerinden söküp,
tespit edeceği yerlere tekrar dikmesi. Bu tür yerler her ağaç cinsinin sergilendiği
arberatoryum olabileceği gibi, mevcut parkların müsait yerleri de olabilir.
3.6.2. Çöp sorununa alternatif öneriler:
3.6.2.1 Sorunlar:
-
Çöp konteynırlarının kullanışsız olması,
-
Evde çöp toplamada yanlış uygulamalar yapılması,
-
Belediye temizlik günlerine halkın yeterince riayet etmemesi,
-
Sokaklarda ve caddelerde yeterli konteynır olmaması,
-
Duraklarda ve gezi alanlarında çöp kutusu eksikliği,
-
Temizlik konusunda yeterli ve yaygın eğitim eksikliği,
-
Çöp kutularının azlığı sebebiyle çöplerin yerlere atılmasıdır.
- 76 -
3.6.2.2 Uygulanabilir Çözümler:
-
Halka çöp toplama ve dışarı çıkartmada uyulması gereken kurallar
anlatılabilir.
-
Her sokağa bir konteynır konulabilir.
-
Konteynırlar daha küçük boyuta indirilip, belirli periyotlarda yıkanıp
dezenfekte edilebilir.
-
Duraklara ve sirkülasyon alanlarına çöp kutusu konularak sık
periyotlarla bunların toplanması sağlanabilir.
-
Çöp toplama saatlerine vatandaşın uyması için gerekli yaptırımlar
uygulanabilir.
-
Üsküdar halkını bilinçlendirici yaygın bir eğitim seferberliğinin
başlatılması sağlanabilir.
-
Her direğe bir çöp kutusu projesi: Üzerine reklam verebilme serbestliği
tanınarak ihale ile bazı şirketlere; her direğe çöp kutusu koyma, bunları
düzenli olarak toplama teklifi yapılabilir.Tekliflere göre bu hizmet
karşılığında bazı yerlere reklam verebilme hakkı tanınabilir.
3.6.3. Umumi Kullanım Alanlarının Temizliği ve Hijyeni:
Umumi kullanım alanlarının temizlik ve hijyeni insan sağlığı ve insan onuru
açısından çok önemlidir. Bu yüzden başta cami ve umumi tuvaletler olmak üzere bu
tip yerlerin denetimi ve modernleştirilmesi belediyecilik açısından çok büyük bir
hizmettir. Bu konuda öncelikle tüm camilerin tuvaletlerinin yenilenmesi; belediye
eli ve hayırseverler vasıtasıyla en kısa sürede tamamlanmalıdır. Bunlardan ihale
edilmiş olanlarının yöneticileri hijyen ve temizlik konusunda uyarılmalı ve
eğitilmeli, rutin kontroller sıklıkla yapılmalı. Bu konuda hassas olmayanların
işletme hakkı iptal edilmelidir.
İhale edilemeyecek kadar küçük ve işlek olmayanlarda belediye temizlik personeli
ve cami imamlarının organizasyonu ile daima temiz tutulmalıdır. Cami ve
müştemilatının temizliğine özen gösterilmelidir.
- 77 -
3.6.4. Yönetime Tüm Halkın Katılımının Sağlanması
Yönetime katılımın sağlanması konusunda 1-2 aşamalı bir çalışma yapılabilir: İlk
aşamada Sayın Başbakanımızın teklif ve teşvik ettiği “Şehir Konseyleri”ne
işlevsellik kazandırılmalıdır.
Bu konseylere Belediye Başkanlığı ve Ak Parti İlçe Başkanlığı’nın tespit edeceği
sınırlı sayıdaki göreceli olarak daha donanımlı ve ön plana çıkmış kişilerin katılımı
sağlanarak onların değerli fikirlerinden yararlanılabilir. İkinci olarak da Üsküdar
kurumsal web portalı altında kurulacak bir web sitesi ve anlaşılacak bir radyo ile
hali hazırdaki ham veya olgunlaşmış projeler vatandaşa duyurularak katkı ve
katılımları istenebilir. Her konuda ortak akıl hayata sokulmalıdır. Üsküdar’a
yapılacak büyük proje ve hizmetlerin vatandaşa duyurulması ve görüş alınması,
“Ben yaptım oldu” anlayışının yıkılmasına, ortak akıl ile en doğrunun bulunmasına
ve vatandaşta da “Bu yönetim içimizden” fikrinin oluşmasına vesile olacaktır.
Ayrıca muhtelif yerlere şikayet ve talep kutuları yerleştirilerek vatandaşın talep ve
şikayetleri tespit edilebilir. Burada şikayetçilere geri dönüşün olması bu hizmetin
başarısı için elemdir.
- 78 -
Saha araştırmasına katılan bireylerin beklentileri ve kaygıları aşağıdaki
gibidir:
Hayaldeki Üsküdar
Hayaldeki Üsküdar
Katılımcıların
Oran
%17’si
TEMİZLİK VE YEŞİL ALAN ARTIRILMALI
17%
hayallerindeki
ŞUAN OLDUĞU GİBİ KALMALI
10%
olarak
TARİHİ YAPISI, TARİHİ DOKUSU KORUNMALI
7%
artırılmasına vurgu yaparken %10’u
TRAFİK SORUNU AŞILMALI
5%
şuan olduğu gibi kalması gerektiğini
SAKİN OLMALI
4%
GELİŞİMİNİ TAMAMLAMALI
3%
%7’si de tarihi yapısı/dokusunun
ESKİ YAPININ KORUNMASI
3%
ÇAĞDAŞ VE MODERN
3%
ŞEHİRSEL DÖNÜŞÜM YAPILMALI
2%
AVM OLMASI
2%
GÜVENLİĞİ ARTIRILMIŞ
1%
vurgu yaparken %3’er oranlarla da
DÜZENLİ YAPILAŞMA
1%
gelişimin
PARK ALANI YAPIMI
1%
yapıların korunmasına ve daha çok
SOSYAL ALANLARI GELİŞMİŞ
1%
modernliğe
TURİSTİK OLMALI
1%
Ayrıca
ULAŞIM SORUNU AŞILMALI
1%
dönüşüme
ALTYAPININ SAĞLAMLAŞTIRILMASI
1%
oranlarla da güvenlik artışı, düzenli
ÇEVRE DÜZENLEMESİ TAM
1%
yapılaşma, park alanı, sosyal alanlar,
DİĞER
34%
FİKRİM YOK
5%
turizm, ulaşım, altyapı ve çevre
yapılmıştır.
- 79 -
Üsküdar’la
temizlik
korunması
ve
ilgili
yeşil
gerektiğini
alanın
belirtmiştir.
Bunların dışında katılımcıların %5’i
trafik
sorununun
çözüme
kavuşturulmasına ve %4’ü sükûnete
tamamlanmasına,
vurgu
%2’şer
düzenlemesi
ve
eski
yapmışlardır.
oranlarla
kentsel
AVM’ye
%1’er
konularına
vurgular
Geleceğe Yönelik En Büyük Kaygı
Geleceğe Yönelik En Büyük Kaygı
Katılımcıların
Oran
geleceğe
GÖÇ VE DÜZENSİZ NÜFUS ARTIŞI
18%
yönelik en büyük kaygılarının ne
YOK
13%
olduğuna dair verdikleri cevapların
DÜZENSİZ YAPILAŞMA
10%
oranları tabloda ifade edilmiştir.
YEŞİL ALANIN YOK OLMASI
8%
Buna göre Üsküdarlıların geleceğe
TARİHİNİ VE TARİHİ DOKUSUNU KAYBETMESİ
5%
DEPREM KAYGISI
4%
yönelik en büyük kaygısının göç ve
GELİŞEMEMESİ
2%
TRAFİK SORUNU
2%
GÜVENLİK PROBLEMİ
2%
ŞEHİRSEL DÖNÜŞÜM
2%
SOSYAL YAPININ DEĞİŞİMİ
2%
bunu
HAVA,ÇEVRE KİRLİLİĞİ
1%
yapılaşma, %8 oranla yeşil alanların
ÇOCUKLARIN GELECEĞİ
1%
yok olması, %5 oranla Üsküdar’ın
DOĞAL YAPININ BOZULMASI
1%
tarihini
ESKİ YAPININ FAZLALIĞI
1%
kaybetmesi ve %4 oranla deprem
OTOPARK SORUNU
1%
kaygısı
SEL ENDİŞESİ
1%
etmektedir.
Bunların
dışında
ULAŞIM SORUNU OLUŞMASI
1%
%2’şerlik
oranlarla
ilçenin
DİĞER
14%
FİKRİM YOK
17%
gelişememesi,
trafik
sorunu,
düzensiz
nüfus
artışı
olduğu
görülmektedir. Katılımcıların %18’i
en büyük kaygı olarak göç ve
düzensiz nüfus artışını gösterirken
%10’luk
ve
gibi
oranla
tarihi
düzensiz
dokusunu
kaygılar
takip
güvenlik problemi, kentsel dönüşüm,
sosyal yapının değişmesi ve %1’erlik oranlarla hava ve çevre kirliliği, çocukların
geleceği, doğal yapının bozulması, eski yapıların fazlalığı, otopark sorunu, sel endişesi,
ulaşım sorununun oluşması gibi kaygılar da belirtilirken katılımcıların %13’ü herhangi
bir kaygılarının bulunmadığını, %17’si ise bu konuda herhangi bir fikirlerinin
olmadığını belirtmişlerdir.
- 80 -
SONUÇ
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Üsküdar Belediyesi İşbirliği ile gerçekleştirilen
Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı, toplumun çok farklı kesimlerini temsil eden
akademisyenler, siyasiler, bürokratlar, yerel yöneticiler, sivil toplum temsilcileri ve
kanaat önderlerinden oluşan geniş bir katılım ile 22 Haziran 2014 tarihinde
gerçekleştirilmiştir.
Çalıştay, temelde Üsküdar şehir kimliği, ilçenin bugününün genel bir değerlendirmesi,
GZFT analizi ve geleceği ile ilgili beklentilerinin tespit edilmesi amacıyla toplanmıştır.
Bu amaca yönelik olarak,
çalıştayda katılımcılar toplumun farklı katmanlarından
temsilcilerin bulunmasına özen gösterilecek şekilde gruplara ayrılmış ve bir
akademisyen raportörün gözetiminde tüm gün devam eden fikir alışverişleri
gerçekleştirilmiştir. Günün sonunda ortaya konan tüm fikirler raportörler tarafından
kayıt altına alınmış ve çalıştay raporunda yer almıştır. Bu çerçevede, katılımcılara,
Üsküdar’ın diğer ilçelere benzeyen ve ilçeyi diğerlerinden ayıran belirgin özellikleri;
Üsküdar’a ait unutulan veya yaşayan simgeler; sahip olduğu sabit değerler ve bunları
stratejik değerlere çevirebilme potansiyeli (coğrafi, tarihî ve kütürel birikimi, tabiat
güzellikleri, teknik ve ekonomik gelişmişliği, üretim alanları ve konuları, iç ve dış
turizm potansiyeli, bilimsel ve akademik altyapısı, insan kaynakları ve demografik
durumu göz önünde bulundurarak); çevre sorunları ile kentsel dönüşüm ve gelişim
politikaları konusunda düşünceleri/beklentileri sorulmuştur. Çalıştayın son bölümünde
katılımcılardan, bu düşünceleri ışığında şehrin GZFT (Güçlü Yönleri-Zayıf YönleriFırsatlar-Tehditler)
analizini
yapmaları
istenmiştir.
Katılımcılardan
ayrıca,
“hayalleriniz” bölümünde, yaşadıkları şehrin geleceğiyle ilgili kısa, orta ve uzun vadeli
beklentilerini/ümitlerini açıklamaları istenmiştir.
Çalıştayda elde edilen ham veriler, akademisyenlerden oluşan bir ekip tarafından
derlenmiş, tasnif edilmiş ve rapor haline getirilmiştir. Çalıştay raporu şehrin temel
coğrafi, kültürel ve ekonomik özelliklerinin açıklandığı birinci bölüm, şehir kimliğinin
kavramsal ve teorik çerçevesinin çizildiği ikinci bölüm ve katılımcılar tarafından ileri
sürülen görüş, öneri ve değerlendirmelerin bulunduğu üçüncü bölümden oluşmaktadır.
Bu kapsamda Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı şu şekilde özetlenebilir:
- 81 -
İstanbul’un dışında (sur dışı) kalan yerleşmelere“Bilade Selase” denir, bu yerleşmeler;
Pera, Üsküdar ve Eyüp’tür. Üsküdar İstanbul’un sur dışında kalan önemli bir yerleşim
alanıdır. Üsküdar’ın önemli edebiyatçı ve sanatçılarından olan Süheyl Ünver, Yahya
Kemal, Ahmet Hamdi Tanpınar, Üsküdar’da yaşamak yerine, Üsküdar’ı yaşamışlardır.
Öte yandan, Osmanlı Dönemi’nde insanlar ihrama Üsküdar’da girdiklerinden buraya
Kabe toprağı denildiği rivayet edilmektedir. Böylesine değer sahibi olan Üsküdar,
mimari yönünden de müstesna bir yere sahiptir. Mimaride çok bilinen 5T formülü
(mücessemiyet (form, ritim, denge), terkip (birleşim, birleştirme tasnif (bölümleme),
tanzim,tenazur) Üsküdar’da bulunan tarihi eserlerin çoğunda gözlenmektedir. Oysa ki,
günümüzdeki yapılar bu mimariden uzak inşa edilmekte, özellikle AVM’ler şehrin
dengesini bozmakta ve tarihi dokuya ciddi zarar vermektedir. Üsküdar, Boğaz’ın en
önemli ilçelerinden birisi olmakla beraber, karakteristik özellikleri ve denize kıyısı diğer
ilçelerden farklıdır. Örneğin karşı kıyısında yer alan Beşiktaş ilçesinde olduğu gibi
yoğun bir insan kalabalığı ve keşmekeş bir ortam söz konusu değildir. Bununla birlikte
Üsküdar’da kullanışlı bir meydan bulunmamaktadır.
Sınırları içerisinde çok sayıda üniversitenin yerleşkesi bulunan Üsküdar’da sınırlı sayıda
sanayi kuruluşu vardır. İnanç turizmi yönünden yüksek potansiyeli olan ilçede, üç dinin
kutsal mekanlarının güzel örnekleri bulunmaktadır. Kuzguncuk’da, kilise ve cami yan
yana hizmet vermektedir. İlçe sınırları içerisinde çok sayıda külliye ve cami bulunması
yanında, musiki cemiyeti sayısı da küçüksenmeyecek kadar çoktur.
1970-80’li yıllarda büyük bir göç dalgası almış olan ilçe kozmopolit bir yapıdadır.
Marmaray’ın açılmasıyla birlikte Avrupa ve Asya arasında geçiş noktası olma özelliği
pekişmiştir. Eğitim düzeyi yüksek bireylerin yaşamak için tercih ettiği ilçelerden bir
tanesidir. Üsküdar’da aidiyet duygusu yüksektir.
Üsküdar’ın hem tarihi hem kültürel çok sayıda simgesinden söz edilebilir. Bizans
döneminden kalan Kız Kulesi sadece Üsküdar’ın değil, İstanbul’un da önemli
simgelerinin başında gelmektedir. Bunun yanında Mihrimah Sultan Cami (İskele Cami),
Valide Atik Cami, Aziz Mahmut Hüdai Türbesi, Eski Toptaşı Cezaevi, Validebağ
Korusu, Yeni Cami, Kuleli Askeri Lisesi, Selimiye Kışlası, Boğaz Köprüsü, Küçük
Çamlıca ve Büyük Çamlıca Korusu, Karaca Ahmet Mezarlığı, Özbek Tekkesi, Çinili
Külliyesi, III. Ahmet Çeşmesi ve Adile Sultan Kasrı olmak üzere her biri birer şehir
- 82 -
sembolü olma özelliğine sahip eserler ve doğal hazinelerdir. Ayrıca önemli ulaşım
projelerinden biri olan Marmaray Üsküdar’ın simgelerinden biri olmuştur.
Bu simgesel değerlere sahip ilçenin önemli sorunları da vardır. Bunlardan öne çıkanlar,
altyapı, trafik ve güvenlik sorunlarıdır. Yolların oldukça dar olması, park eden araçlar
trafik yoğunluğunu artırmaktadır. Bunun yanı sıra çocuklar için park ve spor (basketbol
ve futbol) alanlarının azlığı, gürültü kirliliği yapan taşıma araçları, minibüslerin ve
dolmuşların ses düzeylerinin çok yüksek olması önemli çevre sorunlarındandır.
Üsküdar’ın tarihi yapıların görünebilirliği amacıyla, bölgesel mimaride cephe ve şehir
silüetine dikkat edilmelidir. İlçede çevre kirliliği sorununa dikkat çeken katılımcılar,
çöp sorununun çözümünde etkili bir geri dönüşüm uygulamasına gidilmesini
önermişlerdir.
Buna bağlı olarak, evsel atıkların ayrıştırılmaması çok önemli bir sorundur. Gelişmiş
ekonomiler, İsveç’in enerjisini çöpten üretmesinde olduğu gibi, evsel atıkları artı değere
dönüştürmektedirler. Benzer bir uygulama Üsküdar’da da başlatılabilir.
Bütün bunların yanında kentsel dönüşüm Üsküdar açısından hayati önem taşımaktadır.
Üsküdar için kentsel dönüşümün rant haline gelmemesi için devlet politikaları
düzenlenmeli, ekonomik çıkarımlar odak olmamalı, devletin baştan sona yapacağı ve
yöneteceği projeler olmalıdır. Eski yapılar uygun bir şekilde restore edilmelidir.
Belediye, Röleve ve Anıtlar Birliği Kurulu işbirliği içinde çalışmalıdır. Bu bağlamda,
bazı sokaklar ulaşıma kapatılıp yayalaşmanın artırılması ile tarihi doku ön plana
çıkarılabilir.
İstanbul’un fethini gören ve tarihi yapılarının çokluğuyla tanınan Üsküdar’da kentsel
dönüşüm sürecinde yapıları yıkıldığında, Avrupa ülkelerinde olduğu gibi eskinin aynı
şekilde inşa edilmesi gerekir. Örneğin, II. Dünya Savaşı’nda büyük zarar gören
Varşova, eski rölevelerden yararlanılarak eskiye uygun şekilde yeniden inşa edilmiştir.
Yeniden inşa sonucunda şehir savaş öncesi ve savaş sonrasında aynı panaromik
görüntüye sahip olmuştur. Şehirlerin tarihi dokusunun korunması hususunda Barselona
şehri önemli bir örnektir. Barselona, yeni kent ve eski kent diye ikiye ayrılmaktadır.
Eski kent tüm tarihi özellikleriyle korunmakta, adeta bir açık hava müzesi gibi belli bir
ücret karşılığında gezilebilmekte ve bu uygulama ile kente gelir sağlanmaktadır.
- 83 -
Barselona’da uygulanan bu model, Üsküdar’ın tarihi dokusunun muhafaza edilmesi
ve gelecek nesillere miras bırakılması için uygulanabilir. Üsküdar ilçesinde de 1. ve 2.
derece tarihi evler bulunmaktadır. Ancak kurullardan onayların çıkması çok geciktiği
için bu yapıların bakımları zorlaşmaktadır. Üsküdar’da tarihi dokular muhafaza edilmeli
ve şehir sakinleri ile turistlerin istifadesine sunulmalıdır.
Öte yandan, Üsküdar’ın kentsel dönüşümünde, merkez ile diğer mahallelerin
birbirinden çok farklı olduğu göz ardı edilmemeli ve tarihi alanların yapısı muhakkak
korunmalıdır. Kentsel dönüşüm sadece bina düzeyinde yapılmamalı, merkez dışındaki
alanlarda ada bazlı kentsel dönüşüm planlaması göz önünde bulundurulmalıdır. Parsel
bazındaki dönüşümlerde bambaşka bir şehir inşa etmek yerine, depreme dayanıklı ama
görsel olarak dönüşüm öncesindeki şehir kimliğini koruyan sağlam binalar üretilmelidir.
Ada bazında dönüşümlerin zorlanması ile yükseklik artırımı yaparak yeşil alan
kazanılmalıdır. Yeni binalarda cephe kullanımında albedo değerleri standartlarını ortaya
koyarak ısı adalarının oluşması engellenmelidir. Bunların yanında, şehir silüeti ve
kimliğinin korunmasına azami gayret edilmeli, mevcutlara sahip çıkarak tarihi doku
olduğu
gibi
korunmaya
çalışılmalıdır.
Tarihi
eserlerde
yapılacak
yenileme
çalışmalarında aslına uygunluk aranmalıdır.
Çocuk ve yaşlıların yaşam kalitesi öncelenmelidir. Örneğin üst geçitlerde bebek
arabaları, engelli araçları için geçiş alanı bulunmamaktadır. Bu gibi noktalarda Çevre ve
Şehircilik Bakanlığı’nın yapacağı genel düzenlemeler önem taşımaktadır. İnsan temelli
bir kentsel dönüşüm stratejisi esas alınmalıdır. Avrupa’daki “çocuk dostu şehir”
kavramı incelenmeli ve trafik dahil tüm sorunların çocuk temelli ele alınmasının insani
çözümler üretmede yardımcı olabileceği değerlendirilmelidir. Bazı katılımcılar, yerinde
dönüşüm yerine belediyenin arsa üretmesi gerektiğini, aksi halde sosyal çevrede
dönüşümün gerçekleştirilemeyeceğini ileri sürmüştür.
Sanayinin olmadığı Üsküdar, turizm, kültür ve sanat merkezi olmalıdır. Turizme
yönelik alanların düzenlenerek eski İstanbul’un yeni İstanbul’dan ayrıştırılması gerekir.
Tarihi alanların insanlığın hizmetine açılması, Üsküdar’ı önemli turizm merkezlerinde
birisi haline getirecektir.
Çalıştayın son bölümünde yapılan GZFT analizinde aşağıdaki sonuçlar elde edilmiştir:
- 84 -
GÜÇLÜ YÖNLER: Üniversiteler ilçesi olması, sivil toplum örgütlerinin sayıca fazla
olması, stratejik konuma sahip olması, zengin tarihi dokunun olması ve İstanbul
Boğazı’nın en nadide manzaralarından birine sahip olması, konum olarak istanbul'un
her noktasına yakın olması yanında Marmaray’ın aktifleşmesi ile çok daha merkezi bir
lokasyona sahip olması, buna bağlı olarak günlük ziyaretçi sayısının yüksek olması,
ilköğretimden üniversiteye çok sayıda eğitim kurumuna sahip olması, önemli sağlık
merkezleri bulunması, İstanbul Medeniyet Üniversitesi - Üsküdar Belediyesi iş birliği
ile kurulan Çocuk Üniversitesinin varlığı olarak sayılabilmektedir.
ZAYIF YÖNLER: Plansız yapılaşma, konut yetersizliği ve buna bağlı kaçak yapılaşma,
kentsel dönüşümün uygulamasında karşılaşılan güçlükler, yoğun trafik, güvenlik
sorunu, ilçeye yönelik aşırı göç ve turizm potansiyelinin yeterince kullanamaması
olarak tespit edilmiştir.
FIRSATLAR: Ulaşım imkanlarının çeşitliliği, güçlü sosyo-kültürel yapı, kültürel ve
sanatsal etkinlikler, çok kültürlülük ve hoşgörü, üç dinin merkezi olması, yerli ve
yabancı turisti çekebilecek zenginliklere sahip olması, ulusal ve uluslararası düzeyde
tanınmış ve markalaşmış şirketlerin merkezi olması, özel, vakıf ve devlet
üniversitelerinin tercih ettiği bir merkez olması sonuçlarına ulaşılmıştır.
TEHDİTLER: Kaynakların etkin kullanılamaması, kaçak ağaç kesimi, çarpık
yapılaşma, çevre temizlik bilincinin oturmamış olması, insanların duyarsızlığı, her
geçen gün artan trafik ve otopark sorunu, mekanların manevi cazibesini yitirmesi,
maddi cazibesinin tercih edilir olması, otopark sorunu. depreme dayanıksız bina
sayısının fazlalığı, gençler arasında kötü alışkanlıkların yaygınlaşması olarak
sayılabilmektedir.
Son olarak katılımcıların kısa, orta ve uzun vadeli beklentileri ve hayalleri özetle
aşağıdaki gibidir:
Caddenin tramvay yoluyla İstanbul'a ikinci alternatif bir İstiklal Caddesi olması;
Üsküdar halkının sosyal aktivitelerini yapabileceği mekanlara gezi ve dinlenme
alanlarına kavuşması; Üsküdar’da aidiyet duygusunun arttırılması için komisyon
oluşturularak tüm çevrelere açık fikirlerin ve duyguların ciddiye alındığı geniş katılımlı
- 85 -
konseyler tertip edilmesi; Tüm Üsküdarlı sivil toplum örgütlerinin her zaman
kullanabileceği toplantı merkezleri ve yönetsel faaliyetlerini yapabilecekleri mekanlar
sağlanmalıdır.
Üsküdar’da orta ve uzun vadede gelişimi ve örnek bir ilçe olması için çekirdek
bir;“Proje Geliştirme, Organizasyon, Takip ve Sonuçlandırma Ekibi” kurularak
eylem planı çerçevesinde yeni projelerin geliştirilmesi, uygulamaya sokulmasının
organize edilmesi ve mevcut uygulamaya sokulan projelerin takibinin yapılması
gerekmektedir.
- 86 -
22.06.2014-– Üsküdar Şehir Kimliği Çalıştayı Tanıtım Toplantısı
- 87 -
ORGANİZASYON
ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞI
SEMPOZYUM VE ÇALIŞTAYLAR HEYETİ
İbrahim ACAR
Koordinatör
Seyfettin ERDOĞAN
Başkan
Rahmi ŞEN
Başkan Yrd.
Zekerriya ERDİM
Üye
Turgut ÖZCAN
Üye
Ayfer GEDİKLİ
Üye
Şerafettin TURAN
Üye
Engin ZORBA
Üye
Fikri AKYÜZ
Üye
Yasemin Meltem NAMLI
DPTH Destek Uzmanı
Havva KARADERELİ
Sekretarya
İL MODERATÖRÜ :
Prof.Dr. Seyfettin ERDOĞAN
İL MODERATÖR YARDIMCILARI:
Doç.Dr.Ayfer GEDİKLİ
Öğr.Gör. Ali YILDIZ
Öğr.Gör. Işıl DEMİRTAŞ
- 88 -
EKLER
EK-1
ÜSKÜDAR (İSTANBUL) FLORASI*
Flora
Familya Adı
Bilimsel Adı
Bulunduğu Yer
Ophıloglossaceae
Ophioglossum lusitanicum L.
Belgrad Ormanı, Üsküdar
Bölgesi
Çiçeklenme Zamanı
Habitat/Yetişme Ortamı
Pinus brutia, Arbutus&Erica ile açık alanlarda
Tepelik arazi, koruluklar, nadasa bırakılmış çayırlar
Ranunculaceae
Ranunculus gracilis Clarke
Ranunculaceae
Ranunculus arvensis L.
Papaveraceae
Hypecoum pendulum L.
Belgrad köy, Çamlıca
Nisan
(tarlalar)
Çamlıca
Mart-Haziran
Segetal habitatlar, genellikle tahıl, buğday tarlalarında
Yeşilköy-Bakırköy-Üsküdar
Nisan-Haziran
Nadasa bırakılmış tarlalar, kültive edilmiş alanlar
İstanbul
Mayıs-Haziran
Tarlalar , yol kenarları
Heybeliada, Yeşilköy,
Boreava orientalis Jaub. &
Cruciferae
Spach
Alyssum repens Baumg. var.
Cruciferae
trichostachyum (Rupr.) Hayek
İstanbul
Mayıs-Haziran
Çalı ile örtülü yamaçlar ve orman
Cruciferae
Clypeola jonthlaspi L.
Rumelihisarı-Üsküdar
Nisan-Mayıs
Taşlık yerler, kayalık yamaçlar
Cruciferae
Draba muralis L.
Rumelihisarı-Üsküdar
Nisan
Korular ve tepeler
Cruciferae
Matthiola incana (L.) R. Br.
İstanbul
Cruciferae
Hesperis tristis L.
İstanbul
Mart-Nisan
Kayalık yerler, genellikle deniz kenarında
Nisan-Ağustos
Bahçelerde
Malcolmia flexuosa (Sibth. &
Cruciferae
Sm.) Sibth. & Sm.
İstanbul
Resedaceae
Reseda odorata L.
İstanbul
E.-Med.
Tuberaria guttata (L.) Fourr.
Cıstaceae
var. guttata
Büyük çamlıca
- 89 -
Arenaria leptoclados (Reinchb.)
Caryophyllaceae
Guss.
İstanbul
Şubat-Haziran
Chenopodiaceae
Beta vulgaris L.
İstanbul
Mayıs-Ağustos
Kuru hafif toprak, genellikle kayalıklarda
Gonocytisus sangulatus (L.)
Leguminosae
Spach
Boğaziçi
E.-Med.
Haziran-Ağustos
Maki ve yamaçlar
Leguminosae
Colutea cilicica Boiss. & Ball.
İstanbul
Med.
Nisan-Eylül
Step, bozuk çam ve meşe ormanlarında, maki, phrygana
Leguminosae
Astragalus cicer L.
İstanbul
Temmuz
Çalılık, step
Leguminosae
Astragalus vulnerariae DC.
İstanbul
Mayıs-Temmuz
Orman, step, çalılık
Mayıs-Temmuz
bağları
Vigna unguiculata (L.) Walp.
Leguminosae
subsp. Unguiculata
İstanbul
E.-Med.
Leguminosae
Ononis pubescens L.
İstanbul
Med.
Maki, Çam ormanları, nadasa bırakılmış tarlalar, üzüm
Trifolium resupinatum L. var.
Leguminosae
microcephalum Zoh.
İstanbul
Mayıs
Tarlalar, yol kenarları, boş alanlar
Leguminosae
Trifolium subterraneumL.
İstanbul
Nisan-Haziran
Açık topluluklar
Kayalık yamaçlar, maki, Çam ormanı, step, nadasa
Trigonella spruneriana Boiss.
Leguminosae
var. spruneriana
İstanbul
IrTur.
Nisan-Haziran
bırakılmış tarlalar
Kalkerli yamaçlar, çam ormanı, step, nadasa bırakılmış
Trigonella coerulescens (Bieb.)
Leguminosae
Hal.
İstanbul
Leguminosae
Medicago orbicularis (L.) Bart.
İstanbul
Mart-Mayıs
nadasa bırakılmış tarlalar
Mart-Haziran
Kayalık kalkerli yamaçlar, çalılıklar içinde
Nisan-Temmuz
Maki, phrygana
IrTur.
Nisan-Temmuz
tarlalar
Ağır topraklar, kayalık yamaçlar, dikim yoluyla ve
Medicago truncatula Gaertn.
Leguminosae
var. longiaculeata Urb.
İstanbul
Leguminosae
Anthyllis hermanniae L.
Çamlıca
Leguminosae
Onobrychis hypargyrea Boiss.
İstanbul
Nisan-Haziran
meşe çalılıkları
Rosaceae
Rubus discolor Weihe & Nees
Belgrad Ormanı-Büyük
Haziran (-Ağustos)
Yaprağını döken orman ve çalılık, gölgeli kenarlar, deniz
Med.
Kayalık kalkerli yamaçlar, nadasa bırakılmış tarlalar,
- 90 -
Çamlıca Tepesi
kıyısı
Tarabya (Alman Parkı)Alemdağ-Halkalı İstasyonRosaceae
Potentilla detommasii Ten.
Çamlıca
Mayıs-Haziran
Rosaceae
Cydonia oblonga Miller
Çengelköy
Mayıs-Haziran
Ormanlar ve çalılıklar
Onagraceae
Epilobium parviflorum Schreber
Tarabya-Üsküdar
Mayıs-Eylül
Akarsu ve göl kıyılarında, nemli yerler
Mayıs-Haziran
Kayalık yamaçlar, kumlu toprak
Haziran-Temmuz
Kaya çıkıntıları ve yamaçlar
Umbilicus rupestris (Salibs.)
Subaşıköy-Küçükçamlıca-
Crassulaceae
Dandy
Büyükada
Crassulaceae
Sedum annuum L.
İstanbul
E.-S.
İğne yapraklı ve yaprağını döken orman, kayalık
Anthriscus nemorosa (Bieb.)
Umbelliferae
Sprengel
İstanbul
Nisan-Ağustos
yamaçlar, sulak çayırlar
(Mayıs-) Haziran
Heptaptera triquetra (Vent.)
Umbelliferae
Tutin
İstanbul
(-Temmuz)
Deniz kıyısındaki kayalık yamaçlar
Umbelliferae
Thapsia garganica L.
İstanbul
Med.
Nisan-Mayıs
Kayalık yamaçlar, taşlı yol kenarları
Valerianaceae
Valerianella hirsutissima Link
İstanbul
E.-Med.
Nisan-Mayıs
Maki, tepeler
Valerianaceae
Valerianella obtusiloba Boiss.
İstanbul
E.-Med.
Mart-Mayıs
Kayalık yamaçlar, çalılıklar
Compositae
Pulicaria odora (L.) Reichb.
Subaşı-Çamlıca
Med.
Mayıs-Temmuz
Çalılıklar ve Pinus brutia içinde
Açık koruluklar, Alplere özgü bodur çalılık, taşlı
yamaçlar, kumlu yerler, yol kenarları, otlaklar, nadasa
Compositae
Logfia arvensis (L.) Holub
İstanbul
Nisan-Haziran
bırakılmış tarlalar
Compositae
Senecio jacobaea L.
İstanbul
Haziran-Ekim
Tarlalar
Compositae
Senecio paludosus L.
İstanbul
E.-S.
Temmuz-Eylül
Nemli yerler
Compositae
Calendula suffruticosa Vahl
Kilyos-Üsküdar-Çengelköy
W.-Med.
Mart-Haziran
Kuru taşlık yamaçlar ve kaya yarıkları
neilreichii (Kerner) Formanek
Çamlıca
E.-S.
Haziran-Ağustos
(topraklar), çayırlar, nadasa bırakılmış tarlalar
Otanthus maritimus (L.)
Kasatura-Bithynia (Asya
Hoffmans. & Link
Yakası)
Med.
Mayıs-Kasım
Kumlu deniz kıyılarında ve kumullarda
Orman, step, kayalık, püskürük ve volkanik yamaçlar
Achillea nobilis L. subsp.
Compositae
Compositae
- 91 -
Tripleurospermum conoclinium
Belgrad Ormanı
Compositae
(Boiss. & Ball.) Hayek
(Kurtkemeri)-Üsküdar
Nisan-Temmuz
Çayırlar ve otlaklar
Compositae
Artemisia vulgaris L.
İstanbul
Temmuz-Eylül
Boş alanlar, yol ve akarsu kenarları, çalılık yamaçlar
Compositae
Scorzonera hispanica L.
İstanbul
Nisan-Haziran
Pera’da meyve olarak satıldı
Compositae
Leontodon tuberosus L.
Tarabya-Büyükçamlıca
Med.
Şubat-Mayıs
Ormanlar, kumullar, nadasa bırakılmış tarlalar
Compositae
Picris altissima Delile
İstanbul
Med.
Mayıs-Ağustos
Kayalık yamaçlar, çimenlik yerler, tarlalar
Hedypnois cretica (L.) Dum.-
Büyükçekmece-Tuzla -
Compositae
Cours.
Üsküdar Arasında
Med.
Mart-Mayıs
tarlalar
Compositae
Taraxacum hellenicum Dahlst.
Bebek-Üsküdar
Med.
(Ekim-) Kasım-Nisan (-Mayıs)
Kuru yerler, bozulmuş alanlar
İstanbul
E.-Med.
Mart-Temmuz
Meşe ve Çam ormanları, kalkerli kayalık yamaçlar
Kalkerli kayalık yamaçlar, kumullar, nadasa bırakılmış
Crepis reuterana Boiss. subsp.
Compositae
reuterana
Ormanlar, kayalık volkanik veya kalkerli yamaçları,
(Şubat-) Mart-Temmuz
Artemisia stepleri, çimle örtülü yamaçlar, kumlu kil,
(-Ağustos)
kumullar, nadasa bırakılmış tarlalar
Med.
Mayıs-Haziran
Yamaçlar, akarsu ve tarla kenarları
Kilyos-Üsküdar
Med.
Nisan-Haziran
Çayırlar, sık çalılıklar, garig, bataklıklar
İstanbul
Med.
Nisan-Ağustos
Kalkerli kayalıklar ve duvarları
Compositae
Crepis sancta (L.) Babcock
Kilyos-Çamlıca
Compositae
Crepis zacintha (L.) Babcock
Rumelihisarı-Çamlıca
Compositae
Crepis vesicaria L.
Campanulaceae
Campanula erinus L.
Anagallis arvensis L. var.
Primulaceae
parviflora (Hoffmans. & Link)
Şişli-Kağıthane-Büyük
Ces., Pass. & Gib.
Çamlıca-Dolayoba-Yakacık
Nisan-Haziran
Sarıyer-Ortaköy-BeylerbeyiEbenaceae
Diospyros kaki L. fil.
Altunizade
Haziran
Oleaceae
Olea europaea L. var. europaea
İstanbul
Mayıs
Bahçelerde ve meyve bahçelerinde ekilir
Döküntü yığını, kalkerli uçurumlar, dik yarlar, tarlalar ve
Asclepiadaceae
Cionura erecta (L.) Griseb.
İstanbul
E.-Med.
Nisan-Eylül
akarsu yatakları, deniz kıyıları ve ıslak yerler
İstanbul
E.-S.
Temmuz-Eylül
Durgun veya çok yavaş akan su
Nymphoides peltata (S. G.
Menyanthaceae
Gmelin) O. Kuntze
- 92 -
Bulgurlu Tepesi Eteği-
Kışın taşkına uğrayan kumlu düzlükler, genellikle Juncus
Gentianaceae
Cicendia filiformis (L.) Delabre
Çamlıca
W.-Med.
Nisan-Haziran
mutabilis Lam. ile ilişkilendirilir.
Convolvulaceae
Convolvulus althaeoides L.
İstanbul
Med.
Nisan-Mayıs
Kayalık kalkerli yamaçlar
Boragineceae
Cynoglossum officinale L.
İstanbul
E.-S.
Nisan-Temmuz
Boragineceae
Echium plantagineum L.
Kilyos-Çamlıca
Med.
Mart-Eylül
Göknar ve Kayınormanı, yaprağını döken orman, taşlı ve
kalkerli yamaçlar, çayırlar, kenarlar
Tarla kenarları, bozulmuş alanlar, hendekler, çimle örtülü
ve kayalık yamaçlar
Nadasa bırakılmış tarlalar, dağ stepi, kalkerli kayalıklar,
Onosma bracteosum Hausskn.
Boragineceae
& Bornm.
İstanbul
IrTur.
Mayıs-Temmuz
step
Boragineceae
Symphytum ottomanum Friv.
İstanbul
E.-Med.
Mayıs
Ormanlar
Nisan-Temmuz
Kızılçam ormanı, tarlalar
Şubat-Mayıs
Meşe ormanları, tepeler
İstanbul-Boğaziçi-Kilyos
Boragineceae
Anchusa officinalis L.
Boragineceae
Borago officinalis L.
kumulları
KüçükçekmeceRumelihisarı-Üsküdar
Med.
Gölgeli kaya çıkıntıları ve kalkerli uçurumlar, dik yarlar,
Scrophuiaria cryptophila Boiss.
Scrophulariaceae
& Heldr.
İstanbul
Haziran-Ağustos
boş alanlar, harabeler
Akarsu kenarları, gölgeli kenarlar, yol kenarları, boş
Scrophuiaria peregrina L.
İstanbul
Antirrhinum majus L. subsp.
Yedikule-Kandilli-
Scrophulariaceae
majus
Anadoluhisarı
Scrophulariaceae
Veronica verna L.
İstanbul
Orobanchaceae
Orobanche elatior Sutton
İstanbul
Globulariaceae
Acanthus mollis L.
İstanbul
Scrophulariaceae
Mart-Mayıs
alanlar, başlıca kalker kayalar üzerinde
W.-Med.
Mayıs-Haziran
Deniz kıyısı uçurumları ve duvarları
E.-S.
(Mart-) Nisan-Haziran
kireçli topraklarda yetişmeyen
Haziran-Ağustos
Genellikle Centaurea ve Echinops üzerinde
W.-Med.
Haziran
Yerel olarak Ekimi yapılır ve bazen kaybolur
E.-S.
Haziran
Akarsu kenarları, göllerin sınırı
Bozuk Meşe ve Çam ormanları, stepler, otlaklar, çayırlar,
Lavandula angustifolia Miller
Labıatae
subsp. angustifolia
İstanbul
Labıatae
Scutellaria hastifolia L.
İstanbul
- 93 -
Labıatae
Scutellaria altissima L.
İstanbul
E.-S-
Temmuz-Agusos
İstanbul
E.-Med.
Mayıs
Kalkerli kayalık yamaçlar, çalılıklar
Mellittis melissophyllum L.
subsp. albida (Guss.) P. W.
Labıatae
Ball.
Kayın, Göknar ve Sarıçam karışık ormanları, kayalık
Lamium maculatum L. var.
Labıatae
maculatum
İstanbul
E.-S.
Şubat-Haziran
yamaçlar, subalpine çayırlar
Labıatae
Leonurus marrubiastrum L.
İstanbul
E.-S.
Haziran-Ağustos
Boş alanlar
İstanbul
E.-Med.
Mayıs-Ağustos
çalılığı, tuzlu birikintileri
Mayıs-Ağustos
Kayalık yamaçlar
Sideritis montana L. subsp.
Nadasa bırakılmış tarlalar, step, Çam ormanları, meşe
remota (d'Urv.) P. W. Ball ex
Labıatae
Heywood
Stachys cretica Boiss. subsp.
Labıatae
bulgarica Rech. fil
Bağlarbaşı
Çayırlar, kayalık yamaçlar, kenarlar, Ardıç çalılığı, Çam
Labıatae
Nepeta nuda L. subsp. nuda
Üsküdar
Haziran-Ağustos
ormanları
Micromeria juliana (L.)
Labıatae
Bentham ex Reichb.
İstanbul
Med.
Mayıs-Haziran
Kalkerli kayalıklar
Labıatae
Thymus sibthorpii Bentham
İstanbul
E.-S.
Temmuz
Kuru yamaçlar, bozuk Çam ormanları
Mayıs-Haziran
Kuru yamaçlar
Thymus thracicus Velen. var.
Labıatae
longidens (Velen.) Jalas
Üsküdar ve Çamlıca
Thymus longicaulis C. Presl.
Labıatae
var. subisophyllus (Borbάs)
Kağıthane vadisi-Çamlıca-
Jalas
Pendik
Nisan-Ağustos
Bozuk ormanlar, kayalık yamaçlar, kuru otlaklar
Yedikule-Bakırköy-Çamlıca
Temmuz-Ekim
Nemli yerler, hendeklerin ve kaynakların kenarı
Mentha spicata L. subsp.
Labıatae
tomentosa (Briq.) Harley
Labıatae
Salvia verbenaca L.
Kenarlar, Quercus maki içinde, yaprağını döken orman,
Terkos Gölü (Karaburun)Üsküdar-Ümraniye
Med.
Mart-Mayıs
Step, nadasa bırakılmış tarlalar, kalkerli ve serpantin
Goniolimon collinum (Griseb.)
Plumbagınaceae
Boiss. in DC.
yol ve tarla kenarları
Boğaziçi Civarı
E.-Med.
Mayıs-Temmuz
- 94 -
tepeler, akarsu yatakları
Armeria cariensis Boiss. var.
Plumbagınaceae
cariensis
Keltepe-Üsküdar
Euphorbiaceae
Andrachne telephioides L.
İstanbul
Euphorbiaceae
Euphorbia lagascae Sprengel
İstanbul
E.-Med.
Haziran-Temmuz
Çimenlik yerler, dağ stebi
Mart-Ağustos
Bozuk orman, taşlı yerler, nadasa bırakılmış tarlalar vb.
W.-Med.
Kalkerli uçurumlar, dik yarlar ve yamaçlar, phrygana,
akarsu kenarları, harabeler, nadasa bırakılmış tarlalar, boş
Euphorbiaceae
Euphorbia helioscopia L.
İstanbul
Şubat-Haziran
alanlar
Bozuk Kızılçam ormanı, Quercus coccifera makiliği,
phrygana, kalkerli yamaçlar, otlak olarak kullanılmış
Euphorbiaceae
Euphorbia rigida Bieb.
Çamlıca-Çubuklu
Urticaceae
Urtica dioica L.
İstanbul
Mart-Ağustos
step, nadasa bırakılmış tarlalar
Ormanlar, gölgeli derin dereler ve kayalar, Akarsuların
E.-S.
Haziran-Eylül
sınırları
Kayalık duvarlar, kayalar ve kayalık yamaçlar, açık veya
Urticaceae
Parietaria lusitanica L.
İstanbul
Med.
Şubat-Ağustos
gölgeli
Yaprağını döken karışık orman, akarsu ve nehirlerin
Ulmaceae
Ulmus minor Miller subsp.
Belgrad Ormanı (Ağa
minor
Suyu)-Üsküdar
kenarındaki sık çalılıklar, açık yamaçlar, çoğunlukla
Mart-Nisan
sıcağa ve kuraklığa dayanıklı topluluklarda
Haziran-Ağustos
Tepelerdeki yamaçlar ve kuru, taşlı çimenlik yerler
Haziran-Kasım
Yamaçlar, phrygana, nadasa bırakılmış tarlalar
Asperula tenella Heuffel ex
Rubiaceae
Degen
İstanbul
Rubiaceae
Asperula rumelica Boiss.
Heybeliada-Çamlıca
Rubiaceae
Galium odoratum (L.) Scop.
İstanbul
E.-S.
Mayıs-Temmuz
Yaprağını döken orman
Rubiaceae
Galium palustre L.
İstanbul
E.-S.
Mayıs-Temmuz
Bataklıklarda ve ıslak yerler
Rubiaceae
Galium parisiense L.
İstanbul
Med.
Haziran-Temmuz
Kuru açık yerlerde
Rubiaceae
Valantia hispida L.
İstanbul
Med.
Mart-Mayıs (-Haziran)
Kuru dağlık yerler
Nisan-Mayıs
Yol ağacı ve parklarda dikilmiş
Mart-Haziran
Parklarda ve bahçelerde dikim yoluyla
Balk.
Phoenix canariensis Hort. ex
Palmae
Chabaud
İstanbul
Palmae
Chamaerops humilis L.
İstanbul
W.-Med.
- 95 -
Washingtonia filifera (J. Linden
Palmae
ex André) H. Wendl.
İstanbul
Lemnaceae
Lemna trisulca L.
İstanbul
Temmuz
Tatlı sulu veya hafif tuzlu göller, havuzlar, kaynaklar
Gürgen ormanı, kayalık kalkerli yamaçlari ve döküntü,
Ruscus aculeatus L. var.
Liliaceae
angustifolius Boiss.
Meydanlarda yol ağacı olarak ve bahçelerde dikilmiş
Şubat-Mayıs
Beylerbeyi
çalılık
Yamaçlar, maki, kireçtaşlı derin dereler, deniz
Asparagus aphyllus L. subsp.
Liliaceae
orientalis (Baker) P. H. Davis
Uskumruköy-Çamlıca
E.-Med.
Haziran-Ağustos
kıyısındaki yamaçlar, uçurumlar, dik yarlar ve kumullar
Liliaceae
Muscari parviflorum Desf.
İstanbul
Med.
Ağustos-Kasım
Taşlık maki, zeytinlik, meyve bahçeleri, deniz kenarında
Gagea chrysantha (Jan)
Belgrad Ormanı-Çamlıca-
Schultes & Schultes fil.
Pendik (Dolayoba)
Med.
Şubat-Nisan
Bozuk ormanlar, çalılık ve taşlı yerler
E.-Med.
(Temmuz-) Ağustos-Ekim
Arbutus ve Cistus çalılıkları arasındaki yamaçlarda
Liliaceae
Galata Dere-AlibeyköyColchium lingulatum Boiss. &
Yakacık-Aydos Tepesi-
Liliaceae
Spruner ex Boiss.
Üsküdar-Çamlıca Tepesi
Erica makilikleri ve Çam arasındaki kalkerli çıkıntılarda ,
Liliaceae
Yucca gloriosa L.
Maçka-Maltepe-Selimiye
(Mayıs-) Ağustos-Kasım
Parklarda ve bahçelerde dikim yoluyla
Narcissus poeticus L. subsp.
Amaryllıdaceae
poeticus
İstanbul
Nisan-Mayıs
Dikim yoluyla ve olasılıkla yerlileştirilmiş
Amaryllıdaceae
Narcissus jonquilla L.
İstanbul
Nisan-Mayıs
Dikim yoluyla
Irıdaceae
Iris suaveolens Boiss. & Reuter
İstanbul-Üsküdar
E.-Med.
Mart-Nisan
Çalılıklarda ve kayalık yamaçlar üzerinde
Kayalık kalkerli yamaçlar, Karaçamormanı, kıyıdaki
Gladiolus illyricus Boiss. &
Irıdaceae
Heldr.
İstanbul
Med.
Nisan-Haziran
phrygana, akarsulara yakın
Orchıdaceae
Spiranthes spiralis (L.) Chevall.
Tarabya-Kandilli
Med.
Ağustos-Ekim
Açık yerler, bozuk Çam ormanları
İstanbul
E.-Med.
Mayıs-Temmuz (-Ağustos)
kenarında, kaynakların kenarında
İstanbul
E.-Med.
Haziran-Temmuz
Ormanlar, kaynakların kenarında, akarsu kenarları
Islak çayırlar ve bataklıklar, göller ve akarsuların
Dactylorhiza iberica (Bieb. Ex
Orchıdaceae
Willd.) Soó
Dactylorhiza saccifera(Brongn.)
Orchıdaceae
Soó
Mariscus congestus (Vahl) C.B.
Cyperaceae
Clarke
İstanbul
Yabancıları getirir (tanıtır)
- 96 -
Bataklıklar, ıslak rezervuarlar ve çöküntüler, akarsular
Eleocharis quinqueflora
Cyperaceae
(Hartmann) O. Schwarz
İstanbul
Mayıs-Temmuz (-Ağustos)
boyunca, çayırlar içinde, alpin çimleri
Gramıneae
Trachynia distachya (L.) Link
İstanbul
Med
Mart-Mayıs (-Haziran)
tarlalar
Gramıneae
Aegilops uniaristata Vis.
Deniz Seviyesine Yakın
E.-Med.
Mayıs-Haziran
Yamaçlar ve çimenlik yerler
Maki, phrygana, kalkerli yamaçlar, step, zeytinlikler,
Mayıs-Haziran (meyvede aynı
Hordeum marinum Hudson var.
Gramıneae
marinum
Ihlamur-Çamlıca
mevsimde)
Deniz kumları, tuzlu bataklıklar
Kuru tepeler ve açık, kumlu veya kayalık bölgeler, boş
Gramıneae
Bromus rubens L.
İstanbul
Mart-Haziran
alanlar
Çayırlar, dağ yamaçları, nadasa bırakılmış tarlalar, yol
Trisetum flavescens (L.) P.
Gramıneae
Beauv.
Çamlıca
E.-S.
Mayıs-Ağustos
kenarları
Gramıneae
Trisetaria aurea (Ten.) Pignatti
İstanbul
Med.
Gramıneae
Molineriella minuta (L.) Rouy
Şişli-Kağıthane-Çamlıca
Med.
Mart-Nisan
çalılığı
Gramıneae
Phleum echinatum Host
İstanbul
E.-Med.
Nisan-Haziran
Kayalıklarda
Gramıneae
Phleum bertolonii DC.
Kemerburgaz-Çamlıca
Mayıs-Temmuz
Kumlu toprak, yol kenarları, tarlalar
Haziran-Temmuz
Deniz kıyıları
Nisan-Mayıs
Çimle kaplı yamaçlar, göl sınırları, kayalık duvarlar
Denize yakın kumlu yerler
Kuru açık yerler, metamorfik kayalar, Quercus coccifera
Festuca beckeri (Hackel)
Gramıneae
Trautv.
Karaburun-Üsküdar
Gramıneae
Lamarckia aurea (L.) Moench
İstanbul
Med.
Kuru, taşlı tepe yamaçları, Akarsuların kenarında, deniz
kenarındaki tatlı su bataklığı ve kumullar, step, kuru
tarım ve nadasa bırakılmış tarlalar, boş alanlar, yol
Cynodon dactylon (L.) Pers. var.
Gramıneae
dactylon
Şişli-Kandilli
Nisan-Eylül
kenarları
Gramıneae
Setaria italica (L.) P. Beauv.
Şişli-Bağlarbaşı (Üsküdar)
Temmuz-Ekim
Dikim yoluyla, nadiren kaybolur
Küçükçekmece-Kanlıca
Temmuz-Ekim
Setaria verticillata (L.) P.
Bozulmuş alanlar, sulanmış tarlalar ve bahçeler,
Beauv. var. ambigua (Guss.)
Gramıneae
Parl.
- 97 -
hendekler
Sorghum halepense (L.) Pers.
Kızıltoprak-Haydarpaşa-
Nemli tepeler, yamaçlar, kuru tarım ve nadasa bırakılmış
Gramıneae
var. halepense
Kandilli
Mayıs-Kasım
tarlalar, kıyı kumları ve kumullar
Capparaceae
Cleome ornithopodioides L.
İstanbul-Üsküdar
Temmuz-Ağustos
Kayalık yamaçlar
Conyza albida Willd. ex
İstanbul (Marmara
Sprengel
Üniversitesi civarı)
Yeni inşa edilmiş yolların kenarında ruderal olarak, asfalt
Compositae
yol ve yolların yarıkları içinde, yazın sulanmış bahçe ve
Eylül
* Flora of Turkey
- 98 -
tarlaların içinde
- 99 -

Benzer belgeler