dosyayı indir - insan Kaynakları

Transkript

dosyayı indir - insan Kaynakları
YERLEġĠM YERLERĠNDEN UZAKTA AÇIK ALANLARDA
YAPILAN ÇALIġMALAR
Amaç
YerleĢim yerlerinden uzakta açık alanlarda yapılan çalıĢmalarda ĠSG uygulamalarını
öğrenmek.
Öğrenim Hedefleri
 Açık alandaki tehlike kaynakları,
 Alınması gereken önlemler hakkında bilgi sahibi olmak.
Alt BaĢlıkları
 Açık alanlardaki tehlike kaynakları
Doğal ortam ve yabani hayat
Meteorolojik koĢullar
Jeolojik koĢullar
UlaĢım
GĠRĠġ
YerleĢim alanlarında uzakta, açık alanlarda çalıĢma yapan bir çok iĢ kolu bulunmaktadır.
Bunlara örnek, Orman Koruma Memurları, Yabani Hayatı Koruma Teknikerleri, Karayolları
ġantiyelerinde çalıĢanlar, Petrol ve Maden Araması yapanlar vs.
Doğada ve Açık alanlarda çalıĢacak kimselerin Ģu özelliklere haiz olması gerekir.
-Doğa sevgisi olan,
-Hayvanlarla ilgili korkusu olmayan,
-Açık alanda çalıĢmayı seven,
-Bedence sağlam ve dayanıklı,
-Mesafe ve yön tahmininde bulunma yeteneği olan,
DOĞADA YAġAM VE HAYATTA KALMA ( SURVIVAL )
Hiç Ģüphesiz ki doğa güzelliğinin ve gizeminin yanında; kendisinden yararlanmayı
bilmeyenlere karĢı maalesef son derece acımasızdır. Yapılan hataların ve tedbirsizliklerin
bedeli çoğu zaman insan hayatı ile ödemiĢtir. Oysa yapılması gereken biraz psikolojik
birazda beceriye dayalı tedbirler ile bu zor ve acımasız koĢullar atlatılarak keyif
alınabilmektedir. BaĢta doğaya saygılı olmaya dayanan bu tedbirler, doğada çalıĢanlar ve
doğa sporcuları tarafından bilinmeli ve uygulanmalıdır.
Doğada yön bulma ve barınma konuları zaruret halinde baĢımıza gelirse ve biz bu konuda
eğitimsiz isek o zaman iĢimiz zor olmakla beraber hayatta kalmamızda imkansız olabilir, bu
vesile ile adım, adım doğada hayatta kalma sanatı ile ilgili açıklamaları ve pratik bilgileri
izleyelim.
Hayatta kalmak isteyen bir kiĢinin artık zamanla iĢi kalmamıĢ olup, sadece düĢüncesi biran
önce bu ortamdan kurtulup hayatta kalmaktır. Ne kadar zaman harcarsanız harcayın, eğer
siz kendinizi zaman kavramından kurtaramıyorsanız o zaman sizin için moral ve ümit
kalmamıĢ, kolay pes edeceğiniz psikolojik durum oluĢmuĢ demektir, onun için amaç hayatta
kalmak olduğuna göre koĢullar ne kadar kötü olursa olsun önemli olan yaĢamaktır. Ölüm
1
burnunuzun ucunda dahi olsa artık son nefesimi veriyorum deseniz dahi kendinize güven ne
morali sakın ola elden bırakmayınız. Çünkü yaĢamınız sizin kiĢiliğinize ve Ģansa bağlıdır.
Diyelim ki doğada kayboldunuz bu çalıĢmada, avda, piknikte veya kamp yaparken olabilir,
her nasıl olursa olsun örnekleri çoğaltabiliriz, tabii bu arada yaralı olduğunuzu da düĢünerek
olayı biraz daha zor hale getirecek olursak aĢağıdaki kuralları var gücünüzle hatırlayıp
uygulamanız sizin yine siz olarak var olmanızı sağlayabilir.
-Öncelikle panik denilen olayın, çok kolay değil tabii ki unutmamamız gereken kesinlikle
paniğe kapılmamamız gereken ilk husustur, panik devam ederde bu durumu üzerimizden
atamazsak unutmayın ki bir çok ölümün baĢlangıcı paniktir. Böyle durumda sakin olup,
mantıklı karar verip artı ve eksi alternatifleri düĢünüp kurtulmamız için paniksiz ve sakin
hatta bunları düĢünürken öncelikle oturup sakinleĢme ve panikten kurtulmak için yüze kadar
saymamızda bizi rahatlatacaktır. ġimdi sıra kendinizde bulunan yaranın önemini tespit edip
derhal imkanlarımız dahilinde müdahale ettikten sonra gözlerimiz ve beynimizle çevremizi
kontrol edip, duruma hakim olmaya çalıĢmalıyız bu arada ihtiyaç duyabileceğiniz su,
barınma, yiyecek, içecek için ilk çare ısınma, moral ve birilerine haber niteliği olacak iĢaret
vermek için ateĢ yakmalıyız.
- Burada ateĢ yakıp moral tazeledikten sonra en önemli kısım, Rus ruletine Benzetilen bir
durum olan, oturup birilerinin gelmesini mi beklemek yoksa yola devam etmek midir, iĢte bu
kararı en akıllıca siz vereceksiniz, onun için tekrar baĢa dönüp akıllı bir Ģekilde içinde
bulunduğunuz ortamı değerlendirirken en iyi planı yapmalısınız.
- Öncelikle nereye ulaĢmak istediğinizi, Ģu anda nerede olduğunuzu, önünüzde ne gibi
engellerin olduğunu düĢünün ve kararınızı verin.
- Daha sonra acıkma ve susama hissi baĢ gösterdiğinde sakın ola büyük hayvanların
peĢinden koĢmaya kalkmayın, sizi yoracak ve bitkin bir vaziyette belki de yakaladığımız
hayvanı yiyemeden yaĢama son vermemize neden olabilir, onun için yılan, balık, çekirge ve
kurbağa gibi ufak hayvanlar ile karnınızı doyurmaya bakın, çünkü insan oğlu 7 gün açlıktan
sonra düĢünme duyusunda kayıplar olacağından mantıklı düĢünme kavramı azalmıĢ
olacaktır. Bu karın doyurma ve su ihtiyacını karĢılama iĢi göller ve dereler açısından en
zengin yer olup, sizin keĢfinize kalmıĢtır. Unutmayın ki doğa dere ve göller ile çok zengindir.
- Akar suların akıĢ yönünü takip ettiğimiz sürece sizi bir yerleĢim alanına götürecektir.
- Hayatta kalma ve yaĢamınızı sürdürmek için ateĢin büyük rolü vardır. Neden diyecek
olursanız, sizi rahatsız eden sivrisinek ve diğer haĢerelerden ateĢin dumanı sayesinde
kurtulabilirsiniz,
Yenilebilecek Yiyecekler
- ETLER: Doğada yaĢayan hayvanlardan sadece böcekler yenmez bunun haricindeki bütün
hayvanlar yenilebilir. Etler tütsüleyerek veya kurutularak daha uzun süre bozulmadan
muhafaza edebilirsiniz, vahĢi hayvan saldırısı içinde ateĢ caydırıcı bir unsurdur.
- YILANLAR: Kafa ve kuyruk kısımlarından birer karıĢ kesildikten sonra kalan kısım derisi
yüzülerek diğer etler gibi piĢirilerek yenilir.
- KABLUMBAĞA: Kaplumbağaların kafası ön kolu ile arka ayağının birisi kesilir. Kesilmeyen
arka ayağından yüksek bir yere asılarak iki saat kadar içerisindeki kanın süzülmesi beklenir.
Kan süzüldükten sonra kabuğuyla birlikte ateĢe gömülür bir saat kadar kaldıktan sonra
kabukları kırılarak piĢen et yenir.
- MANTARLAR: Genellikle pastel renkli üzerinde toz tabakası bulunan ince saplı mantarlar
zehirlidir. Bunların yerine sapı kalın, hoĢ kokulu, mat renkli ve içerisinde kurt yaĢayan
mantarlar güvenle yenilebilir.
2
- BĠTKĠLER : Bilinen bitkiler yenilmelidir. Eğer bitkinin zehirli olup olmadığı bilinmiyorsa:
üzerinde ayva tüyleri olmayan, kökünde yumru meyveleri bulunmayan, ince yaprakları
olmayan, yaprakları kopartıldığında sütü çıkmayan bitkiler yenilmelidir. Bu bitkiler yenilirken
önce vücudumuzun yumuĢak derili bir bölgesine sürülmeli eğer kaĢıntı ve kızarıklık yoksa
dudaklara sürülmeli bir miktar beklenmeli yine tepki yoksa bir miktar ağızda çiğnemeli yine
olumsuz bir tepki yoksa, az miktarda bitki yutulmalı eğer midede bir rahatsızlık yaratmazsa
biraz daha bekledikten sonra bitki yenilmelidir.
-Ġçeceğiniz su mikroplu diye kuĢku duymanız halinde bu suyu ateĢ sayesinde kaynatıp
mikroplardan arındırabilir, içerisinde canlı yaĢayan sular güvenle içilebilir.
METEOROLOJĠK KOġULLAR
Yıldırımdan Korunma Yöntemleri
Yıldırım ve OluĢumu
Yıldırım, bulut ile yer arasında meydana gelen yüksek gerilimli bir elektrik boĢalmasıdır.
Yıldırımın meydana gelebilmesi için bulut ve yerin farklı elektrik yüklerine sahip olması ve
belirli bir potansiyel farka eriĢmesi gerekmektedir. Genellikle bulutun yere yakın olan
bölümleri negatif, yer ise pozitif yüklü elektriğe sahiptir. Bazı koĢullarda bunun tersi de
olabilir. Bulutla yer arasındaki potansiyel farkı artarak belirli bir değere eriĢtiğinde, hava
iletken olmamasına rağmen hava içerisinde iletken bir kanal oluĢur ve elektriksel boĢalma
baĢlar, yani yıldırım meydana gelir. Yıldırım olayı, her ne kadar yıldırım düĢmesi olarak
bilinse de bulut ile yer arasındaki negatif ve pozitif elektrik yüklerinin pozisyonlarına göre
bazen buluttan yere doğru, bazen de yerden buluta doğru olmaktadır.
Yıldırım, sadece dikey geliĢmeli bulut olan kümülonimbus (Cb) bulutunun varlığında
oluĢabilir. Normal bir vatandaĢ için Cb bulutunu tespit etmek zor olabilir, ancak sağanak
yağıĢ, ĢimĢek ve gök gürültüsünün olması, Cb bulutunun varlığını gösterir.
Yıldırım olayında ortaya çıkan enerji yaklaĢık 10 10 joule kadar olup bu enerji saniyenin
milyonda biri zarfında geçtiği hava sütununun sıcaklığını 15000 °C’ye kadar ısıtabilir. ĠĢte
yıldırımın yakıcı ve yıkıcı etkisi açığa çıkan bu enerjinin sonucudur. Bir insana yıldırım
çarpma olasılığı 600 binde birdir. Yıldırım çarpmıĢ bir kazazedeye dokunmak tehlikeli
değildir.dokunulduğu zaman çarpılma tehlikesi yoktur.
Yıldırımdan Korunma Yolları
Yıldırım oluĢmasında meteorolojik Ģartların yanı sıra yer yüzeyinin durumu da çok önemlidir.
Yüksek binalar, ağaçlar ve metalik eĢyalar gibi iyonlaĢtırıcı malzemeler yıldırım oluĢumu için
uygun koĢullar hazırlarlar. Can ve mal kaybını en aza indirebilmek için aĢağıda belirtilen
hususlar dikkate alınmalıdır:
 Yüksek bina ve yapılarda (minare gibi) paratoner (yıldırımsavar) kullanılmalı.
 Yıldırım riski olan havalarda ağaç, bayrak ve telefon direkleri gibi yüksek objelerden uzak
durulmalı.
 Metalik eĢyalardan uzak durulmalı ancak otomobillerin lastikleri yalıtkan olduğu için
otomobil içleri güvenli yerlerdir.
 Açık arazide iseniz yere çömelerek oturun, kesinlikle yere yatmayın.
 Su üzerinde iseniz derhal karaya çıkmaya çalıĢın.
 ġemsiye gibi sivri metal içeren eĢyaları kullanmayın.
 Açık arazide gruplar halinde durulmamalı.
 Elektrikli eĢyaları fiĢlerinden çekin mümkün olduğunca kullanmayın.
ġiddetli Rüzgar ve Fırtınadan Korunma
Son meteorolojik durumla ilgili güncel bilgiye sahip olun
Fırtına uyarılarını radyo ve TV dan takip edin. Meteoroloji’den telefonla bilgi alın.
3
- Fırtınadan önce "Hazırlıklı olunmalı"
 Fırtına uyarılarını radyo ve TV dan takip edin.Meteoroloji’den telefonla bilgi alınmalı.
 Merdiven, bahçe mobilyası gibi serbest nesneleri ya da pencere ve camları kırıp içeri
girebilecek her Ģeyi emniyete alınmalı.
 Kapı ve pencereleri, özellikle evin rüzgar alan tarafında olanları, garaj kapısı gibi büyük
kapıları kapatın ve emniyetli bir Ģekilde bağlayınmalı.
 Araçları, varsa garaja park edin, yoksa onları bina, ağaç, duvar ve çitlerden uzakta
tutulmalı.
 Çatı katı /tavan arası kapılarını ya da kapaklarını kapatın ve sürgüyle emniyete alınmalı.
 Eğer pencerelerde panjur / kepenk varsa bunların kapatılıp bağlandığından emin
olunmalı.
 Eğer bacalar uzun ve kötü durumdaysa mümkün olduğunca sağlamlaĢtırılmalı.
 Afet ilk yardım çantasını yanımıza alınmalı.
- Fırtına sırasında "Güvende olunmalı"
 Mümkün olduğunca içerde kalınmalı.
 DıĢarı çıkarsanız, bina ve ağaçlara yakın yerlerde yürülmeli ve onlara sığınılmalı.
 Duvar ve çitlerin korunaklı tarafından uzak durulmalı, korunaklı tarafa yıkılacağı
unutulmamalı.
 Fırtına devam ederken hasarı onarmak için dıĢarı çıkılmamalı.
 Evinize girerken ve çıkarken kapıları arkanızdan kapatın ve güvenli yolu tercih edin.
 Ġçerdeki kapıları yalnızca ihtiyaç olduğunda açılmalı ve arkanızdan kapatımalı.
 Fırtınaya maruz kalan yollarda araba kullanılıyorsa (köprüler ve viyadükler) dikkatli olun
mümkünse yolculuk ertelenmeli ya da alternatif yollar bulunmalı.
 Eğer yüksek bir aracınız varsa ya da yüksek bir aracı çekiyorsanız daha da dikkatli olun,
yavaĢlayın ve yandan esen rüzgara dikkat edilmeli.
 Gerçekten gerekli olmadığı sürece yolculuk yapılmamalı.
- Fırtınadan sonra "Tedbiri elden bırakılmamalı"
 Yere düĢmüĢ ya da hala sallanmakta olan elektrik / telefon kablolarına dokunulmamalı.
 Duvar, bina ve ağaçlara yakın yürümeyin, fırtınanın zayıflatmıĢ olabileceğini
unutulmamalı.
 Savunmasız komĢu ve yakınlarınızın güvende olduğundan emin olun ve tamirat için
gerekli düzenlemeleri yapmalarına yardım edilmemeli.
Buzlanma ve Don Olayından Korunma
Ağır kıĢ Ģartları, Ģiddetli kar yağıĢı, kuvvetli ve hamleli rüzgarlarla birlikte dondurucu hava
Ģartları oluĢtuğunda Buzlanma ve Don olayları meydana gelir ve Meteoroloji bu durumu
uyarı olarak yayımlar. Ayrıca hava sıcaklığının 0 °C nin altına düĢmesi sonucu donan
yağmur, donan çisenti veya sulu sepken tipi meteorolojik olaylar yollar, caddeler, ağaçlar,
binalar ve kablolar (elektrik, telekomünikasyon) üzerinde buz tabakası oluĢturmaktadır.
 Yerel yöneticiler ve ilgili kurumlar meteorolojik uyarıyı dikkate almalıdır.
 Soğuk havanın rüzgarla birlikte insanlar, hayvanlar ve bitkiler üzerinde üĢütücü ve
dondurucu etkisi vardır. Dikkatli olunmalıdır.
 Bitkilerin mevsime bağlı olarak kritik düĢük sıcaklık eĢikleri vardır. Bu sıcaklıklar dikkate
alınmalıdır.
 Don ve Buzlanma BaĢlangıcı: Hava sıcaklığı 0°C nin altına düĢtüğünde
 Kuvvetli Don ve Buzlanma: Hava sıcaklığı <= - 5 °C - <- 10°C
 Çok Kuvvetli Don ve Buzlanma: Hava sıcaklığı <= - 10°C
Kuvvetli Buzlanma ve Don
 Kar ve buzlanma olan bölgelerde yaĢam Ģartları zorlaĢır, ekonomik aktiviteler olumsuz
etkilenir.
4





Araç kullanmak ve yürümek oldukça zordur .
Kaza riski artar.
Elektrik ve telefon hatlarında zararlar oluĢabilir
Yollarda ulaĢım imkansız hale gelebilir. Hava ve tren seferlerine aksamalar görülebilir.
Don olayı süresine bağlı olarak su Ģebekeleri ve nehirler donabilir.
Tavsiyeler
DıĢarı Çıkarken
 Hava tahmin raporunu öğrenmek ihmal edilmemeli, hava tahmin bültenleri ve haberleri
sürekli izlenmeli.
 Vücudu sıcak tutacak giysiler tercih ediniz. Açık alanlarda uzun süreli kalmamaya özen
gösterilmeli.
 Kayarak düĢme tehlikesine karĢı dikkatli olunmalı.
 Sarkan elektrik tellerinden uzak durulmalı ve dokunulmamalı.
 Sıcaklığın -10 derece ve altında olduğu durumlarda mecbur olmadıkça dıĢarı çıkılmamalı,
seyahat edilmemeli.
Araç Kullanırken
 Aracınızda gerekli ekipmanların bulunduğundan emin olunmalı. (Kar lastikleri kullanınız,
zincir,çekme halatı vs. bulundurunuz)Aracınızda gerekli ekipmanların bulunduğundan emin
olunmalı. (Kar lastikleri kullanınız, zincir,çekme halatı vs. bulundurunuz)
 Seyahatiniz için planlarınızı gözden geçirilmeli, alternatif plan yapılabilir.
 Seyahatte iseniz yolların ve trafiğin durumu hakkında bilgi almak için Bölge Trafik ile
irtibata geçilmeli.
 Aile ve akrabalarınıza yerinizi ve nereye gittiğinizi haber verilmeli.
 Trafikteyseniz özelliklede büyük araç kullanıyorsanız güvenli bir yerde beklenilmeli.
 Trafik sınırlamalarına mutlaka uyulmalı.
Dikkat! Siyah Buz
Donan yağmur, donan çisenti veya sulu sepken gibi meteorolojik olaylar ve kar fırtınasından
sonra temizlenen yollar ıslakmıĢ gibi görünür, gerçekteyse, yol "siyah buz" olarak
adlandırılan ince bir buz tabakasıyla kaplanır.Siyah buz, her zaman görülemeyen Ģeffaf ama
çok kaygan bir buz tabakasıdır.
Aman yollar temizlendi diye gaza basmayın! Özellikle köprü ve rampalar siyah buz tuzağıdır.
Güvenlik Ġçin Çevrede Alınabilecek Tedbirler
 Evlerin önündeki kaldırımlar buzlanmaması için tuzlanabilir.
 Kanalizasyonun kapalı olup olmadığı kontrol edilir.
 Çatılardan sarkan buz sarkıtlara dikkat edilir.
 Sarkan elektrik tellerinden uzak durulur.
 Borular donmalara karĢı korunur.
 Elektrik kesintilerine karĢı yedek ıĢıklama sistemi var mı kontrol edilir.
 Su kesintilerine karĢı gerekli içme suyu stoku var mı, kontrol edilir.
 Eğer ilaca veya makineye bağlı bir tedavi süreci varsa ilaçların tedarikini ve kullanılan
cihazların çalıĢıp çalıĢmadığının kontrolü yapılır, ya da yetkililere durum bildirilerek tedbir
alınır.
AĢırı Soğuk ve Don Olayı
AĢırı soğuk havada genel donma ve kısmi donmalar olabileceği mutlaka düĢünülmelidir.
Soğuk havanın rüzgarla birlikte Soğuk Isırması adı verilen, insanların kulak, burun ucu, el ya
da ayak parmaklarında donmalara sebep olabileceği unutulmamalıdır.
DıĢarıda kalma zorunluluğu olan insanlar için donma ve kısmi donma riski vardır.
5
Özellikle Ġlkbahar ve Sonbahar mevsimlerinde zirai faaliyetler ve bitkiler için zararlı sonuçlar
verir.
GüneĢ Çarpmasından Korunma Yöntemleri
GüneĢ Çarpması
GüneĢ çarpması; aĢırı sıcak sonucu beden ısısını ayarlayan mekanizmanın bozulmasına bağlı
meydana gelen ciddi bir rahatsızlıktır. Hemen müdahale edilse bile ölümcül olabilir ya da
kalıcı zararlar verebilir. AĢırı sıcaklığın yanında nem oranının da yüksek olması (%70’in
üzeri), güneĢ çarpmasında etkili bir rol oynar. GüneĢ çarpması özellikle yaĢlı ve çocuklar için
daha tehlikelidir.
GüneĢ ıĢınları; ultraviyole, görünür ve enfraruj ıĢınlarından oluĢmaktadır. Ġnsan sağlığı
açısından en etkili ıĢın ultraviyole ıĢınlarıdır. Ülkemizde genellikle yaz ayları ve gündüz
11.00-15.00 saatleri arası güneĢ çarpması açısından en riskli zamanlardır. GüneĢ
çarpmasının en sık görüldüğü yerler, sıcak ve nemli deniz sahilleridir.
Belirtileri
Uzun süre güneĢ altında kalınmıĢ ise aĢağıda verilen belirtiler güneĢ çarpmasını iĢaret eder.
 Hastanın ateĢi 39-41 dereceye kadar çıkabilir.
 DavranıĢ, anlama ve algılama bozuklukları oluĢur.
 Kalp atıĢları düzensizdir.
 ġiddetli baĢ ağrısı, bulantı ve kusma yapabilir.
Korunma Yolları
GüneĢ çarpmasından korunmak için aĢağıda verilen tavsiyelere uymak gerekmektedir.
 Genel Müdürlüğümüzce sıcak ve UV (ultraviyole) ıĢınları için uyarı verilen bölge ve
günlerde mümkün olduğunca güneĢten kaçınmalı, zorunlu olmadıkça 11.00-15.00 saatleri
arasında dıĢarıya çıkılmamalıdır.
 AĢırı sıcaklarda gölgede bulunulmalı, ağır iĢler ve spor yapılmamalıdır.
 Ġnce, açık renkli bol elbiseler giyilmeli, Ģemsiye veya geniĢ kenarlı Ģapka kullanılmalıdır.
 Ġmkanlar ölçüsünde sık duĢ alınmalıdır.
 Ağır ve yağlı yiyeceklerden kaçınmalı ve bol bol sıvı tüketilmelidir.
Baca Gazı Zehirlenmelerinden Korunma Yöntemleri
KıĢ aylarında sıkça rastlanan sobadan sızan gazdan zehirlenme olaylarının önüne, bilinçli
soba kullanımı ile geçilebilir.
Yanan sobalar, yatmadan önce tamamen söndürülmeli ve içindeki yanmıĢ, yarı yanmıĢ
kömür, odun gibi yakacak malzemeler dıĢarıya çıkartılmalıdır.
Lodos, fırtına gibi hava sirkülâsyonunun olumsuz olduğu koĢullarda sobalar yakılmamalıdır.
Normal koĢullarda :
 Ġtfaiye Müdürlüğünden soba yakma usulü öğrenilmeli. Sobalar buna göre yakılmalı
 Sobalarda kömür ve tutuĢturma iĢlemi için uygun malzeme kullanılmalıdır. Kömür tam
tutuĢmadan soba uyutulmamalıdır.
 Sobadaki ateĢin üzerine kömür ilave edilmemesi, dolu kova ile değiĢtirilmesi gerekir.
 Sobanın hava giriĢleri tamamen kapatılmamalıdır.
 Bacalar düzenli aralıklarla temizlenmeli, açık tutulmalı, hava akımına ulaĢacak Ģekilde
çevre yapılardan yükseltilmelidir. Gerekirse aspiratörler kullanılmalıdır.
 Soba borusu ve dirsekleri belli periyotlarda temizlenmeli
 Kazanlar (Soba) TSE standartlarına uygun olmalıdır.
 Baca ve borularda zift ve katran oluĢumunu engellemek için soba, bacaya en uygun
mesafeye kurulmalı ve az sayıda dirsek kullanılmalıdır. Yatay borulara bacaya doğru yüzde
10 eğim verilmelidir
6
Zehirlenmeye KarĢı Yapılması Gerekenler
 Karbon monoksit gazından etkilenmiĢ Ģahsı temiz havaya çıkar. Hastaya eğer mümkünse
oksijen gazı ver. Gerekli sağlık hizmeti için hastane veya sağlık ocağını arayın.
 Eğer gazdan etkilenmiĢ kiĢi nefes almıyorsa, yardım gelene kadar suni teneffüs
uygulayın.
 Karbon monoksit gazının bulunduğu mekanı havalandır. Pencere ve kapıları açarak
gazdan etkilenmiĢ mekana temiz hava girmesini sağlayın.
 Karbon monoksit gazının neden meydana geldiğini araĢtırıp bulup, bunun bir daha
tekrarlanmaması için gerekli önlemleri alın.
Çığ
Çığ, genellikle bitki örtüsü olmayan engebeli, dağlık ve eğimli arazilerde, vadi yamaçlarında
tabakalar halinde birikmiĢ olan kar kütlesinin iç ve/veya dıĢ kuvvetlerin etkisi ile baĢlayan
bir ilk hareket sonucu (tetiklenen), yamaçtan aĢağıya doğru hızla kayması olarak tanımlanır.
Çığ kısaca, kar tabakası veya tabakalarının iç ve dıĢ kuvvetler etkisi ile yamaç eğim yönünde
gösterdiği akma hareketidir. Kar tabakalarının birbirlerinden farklı özellikleri olacağından;
çığ, bazen diğer bir tabaka üzerinde kayan bir tabaka veya tabakalar ile veya tüm
tabakaların zemin üzerinde topluca kaymaları sonucunda oluĢur.
Türkiye’de Çığ Problemi
Türkiye’nin özellikle kuzey-kuzeydoğu ve doğu kesimlerinde, çığ olayına uygun topografik ve
meteorolojik koĢullara sahip dağlık alanlar mevcuttur. Ortalama yüksekliği 1000 m’yi geçen
ve çığ oluĢumuna uygun alanların yüzölçümü bu bölgeler içinde çok yüksek bir yüzdeye
sahiptir. Dağlık alanların, Türkiye yüzölçümünün yaklaĢık 1/3’ünü oluĢturduğunu düĢünecek
olursak, çığ olayının meydana geldiği alanların yayılımının ne kadar büyük olduğu anlaĢılır.
Bu bölgelerde meydana gelen çığlar, yerleĢim yerlerini, yolları, turistik tesisleri ve diğer
bütün devlet yatırımlarını tehdit etmektedir. Çığ olayının yerleĢim yerlerine etkisi her afet
türü gibi sosyal ve ekonomik açıdan olmaktadır. Ülkemizde çığ afetinin, sosyal etkileri
hakkında fikir vermesi açısından; 1958 yılından beri Türkiye’de AFET kayıtlarına geçmiĢ 448
adet çığ olayındaki can kayıplarının miktarı verilebilir. Bu kaybın en çarpıcı örneği, 19911992 kıĢ mevsiminde 328 kiĢinin hayatını kaybetmiĢ olmasıdır. Çığın sosyal etkisi sadece
can kayıpları ile sınırlı değildir. Çığdan etkilenen alanlardaki maddi kayıpları karĢılayamayan
insanların bölgeden göç etmesi de bir sosyal sonuçtur. Ekonomik açıdan bakıldığında ise,
bölgede çığların verdiği hasarların kısa sürede telafi edilememesinin getirdiği zorluklar
nedeni ile oluĢan üretim ve iĢ gücü kayıpları giderek artmakta ve bazı bölgelerin turizm
potansiyeli dahi dolaylı olarak etkilenmektedir.
Çığ OluĢması Sırasında Alınabilecek Tedbirler
Eğer Çığa Yakalanılırsa Yapılabilecekler
Çığ genellikle çok hızlı geliĢir ve hareket eder. Bu nedenle, çığın oluĢması fark edildikten
sonra mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı olunmalıdır. Çığın baĢlangıç anından sonra,
eğer bina içinde değil dıĢarıda bulunuyor iseniz;
 Çığ baĢladığında, çığın büyüklüğüne, hızına, patikanın geniĢliğine, etrafta bulunan
araçlara (araba, kayak, kar aracı veya hiçbir Ģey) ve var olan daha güvenli yerlere (büyük
ve sabit kayalar, yamaç aĢağı girintiler, vb.) bağlı olarak, o alandan çok hızlı bir Ģekilde
ayrılmaya karar vermek gerekir.
 Çığın daha yavaĢ ve yüksekliğinin az olduğu kenar kısımlarına ulaĢmaya çalıĢmak,
 Bağırarak veya baĢka ses kaynaklarını (korna, çan, ıslık, siren) kullanarak, diğer insanları
uyarmak,
 Eğer çığa yakalanmamız kesin ise veya o anda kayak yapıyor iseniz, kayak sopalarını
(batonlar bileğe bağlı olmamalıdır) ve kayakları çıkarıp atmak, sabit bir ağaç (yeterince
güvenilir olmasa da çığın büyüklüğüne göre çare olabilir), kaya veya baĢka bir cisme
tutunmaya çalıĢmak,
7
 KırılmıĢ ağaç ve kaya parçalarından uzak kalmaya veya korunmaya çalıĢmak,
 Yerden de destek alarak yüzme hareketi yaparak akan karın üstünde kalmaya çalıĢmak,
 Ağzı sıkıca kapatmak, eğer mümkünse kafa karın altında kaldığı anda uzun süre nefesi
tutmaya çalıĢmak,
 Önerilen diğer bir yöntem de akıĢ sırasında oturma pozisyonu almaktır. Bu yöntemde
bacaklar ve kollar birbirlerine yapıĢtırılır ve çığ durmadan kısa süre önce, bacaklar ile yeri
sertçe iterek (eğer zemin altta ise veya zemin üzerindeki kar sertleĢmeye baĢlamıĢ ise)
kalkmaya çalıĢmak. Çünkü çığ durduktan sonra, betonumsu bir özellik kazanacak olan kar
içinde, değil kalkmak parmağımızı oynatmak bile imkansızdır!!!
 Çığ durmadan önce mutlaka bir el yüzün önünde (ağız ve burnu kapatacak Ģekilde), diğer
el de baĢın üstünde (yüzeye doğru uzatarak) tutmak ve kar altında kalınan zaman boyunca
bizim için hayati önem taĢıyacak olan nefes alınan boĢluğu (hava kesesi) geniĢletmek ve bu
arada baĢı sağa sola çevirmeye çalıĢmak da fayda vardır. Bu hava kesesi, çok küçük olsa
bile ağız ve burnun kar ile dolmaması demektir. Kesenin varlığı, kazazedenin her zaman
kurtulma Ģansının olduğunu ümit etmesini sağlar.
 Karda ses iletimi az olmasına rağmen, eğer yüzeye yakın olunduğu hissedilirse ya da öyle
olabileceği varsayımını ihmal etmemek için bağırmak faydalı olabilir.
 Bazı olaylar ve araĢtırmalar göstermiĢtir ki, sırt çantası taĢıyan insanların çığın topuğu
civarında yüzeyde kalma Ģansları, taĢımayanlardan daha fazladır.
Eğer bir aracın içinde bulunuluyorsa;
 Motoru durdurup, ıĢıkları söndürmeli,
 Araçtaki oksijen miktarını korumak için sigara içmemeli ve kibrit yakmamalı,
 Eğer telsiz varsa çağrı yapmalı ve telsizi alıcı konumunda sürekli açık tutmalı,
 DıĢarı ses (korna) ve ıĢık verecek herhangi bir alet (fener gibi) faydalı olabilir,
 Eğer araçta bir çubuk veya benzeri bir alet var ise, bunu kar içine yukarı doğru batırıp
kurtarmaya gelecek olanların çubuğu görmelerini ümit etme Ģansımız da olabilir
 En son olarak da çevreleyen karı kazmaktır. Ancak, kazarken kiĢi kendini kesinlikle
güvende hissetmiyorsa araç içinde kalmanız daha emniyetlidir.
Çığdan Sonrası Yapılabilecekler
Çığ olduktan sonra, en kısa zamanda ilgili kiĢi ve kuruluĢlara haber verilmelidir. Ancak, afet
olduktan sonra ilgili kiĢilere ulaĢılamıyor ise aĢağıda verilen telefonlara haber verilmesi, size
en kısa zamanda yardımın ulaĢmasını sağlayacaktır.
155 Polis
156 Jandarma
179 Alo Valilik
DOĞADA YÖN BULMA YÖNTEMLERĠ
Dünya üzerinde bulunduğumuz yeri harita ve aletler kullanarak belirliyebiliriz.Bulunduğumuz
noktadan diğer bir noktaya giderken, yürüdüğümüz yönü rota olarak adlandırırız.Ġki nokta
arasında birçok engeller,tepeler,ormanlar,göller ve nehirler yer alabilir.Önemli olan bir
yerden diğerine giderken, saydığımız bu engelleri aĢarken rota dediğimiz yönümüzü
kaybetmememizdir.Yapılan araĢtırmalarda bir kiĢi bilmediği bir arazide hareket ediyorsa bir
müddet sonra yön duygusunu kaybettiği görülmektedir.YürüyüĢ sırasında, yaĢamlarında sağ
ayağını kullanan insanların kuvvetli olan bu ayakları ile sola göre daha uzun adım attıkları
görülmektedir.Bu nedenle düz bir doğru üzerinde yürüdüklerini zanneden kiĢilerin
rotalarından sola doğru saptıkları ve zaman içinde sola doğru çok geniĢ bir yay çizdikleri
görülmektedir.Sonuçta
umdukları
yere
ulaĢamadıkları
gibi
nerede
olduklarını
bilememektedirler.Son yıllarda ülkemizde doğada etkinlik gösteren kiĢilerin sayısı
artmıĢtır.Bu sayı artıĢı beraberinde kazaları ve kaybolma olaylarını getirmektedir.Yön
saptama çok kesin ve net bir hadisedir.Doğada yürüyen bir kiĢi net olarak nerede olduğunu
bilmeli veya kaybolduğunu kabul etmelidir.
Pusula ve Ģimdi öğreneceğimiz yöntemlerle yeryüzeyinde ancak yön saptaması yapılabilir.
Yani ancak istenen rotada yürümek mümkün olabilir.Yeryüzü üzerinde nerede olduğumuz
sorusunun cevabı farklı aletler gerektirir.Bu aletlerden elde ettiğimiz sonuç ile enlem ve
8
boylamımızı derece,dakika ve saniye cinsinden öğrenebiliriz.Bu bilgi ancak bir haritaya
aktarıldıktan sonra o anki haritadaki yerimizi bilebiliriz.
Sonuç olarak doğada yönümüzü belirlemeden önce kabaca nerede olduğumuzu bilmek
zorundayız.Ancak bundan sonra nereye gideceğimizi düĢünüp sonra yönümüzümü
saptamalıyız.
Yön Saptama Yöntemleri
Pusula Yardımı Ġle Yön Bulma
Yönümüzü en kolay pusula yardımı ile saptıyabiliriz.Pusula ibresinin koyu renkli ucu
manyetik kuzeyi gösterir.Kuzeyinin nerede olduğunu belirledikten sonra,hangi yöne gidecek
isek o yönde yer alan bir cismi (örneğin ağaç,iri kayalar gibi)hedef alıp oraya kadar gitmek
ve o noktada gitmek istediğimiz yönde yeni bir cisim saptamak gerekir.Bu yöntemle
mümkün olduğu kadar düz bir çizgide yol alınabilir.
Pusula,
Doğada gidilecek yön için belirli cisim ve iĢaretleri hedef alıp yürüyün.
Kutup Yıldızı Ġle Yön Bulma
Dünyamızın kutup noktalarından geçen hayali eksen çizgisi kutup yıldızının çok yakınından
geçmektedir.Bu nedenle geceleyin yıldızlar ve gezegenler hareket halinde iken(dünyanın
kendi etrafında dönüĢünden dolayı)kutup yıldızı sabit kalır.Doğada herhangi bir yıldızı hedef
alıp yürünüyorsa, yıldızın hareketinden dolayı düz bir çizgide yürünmemelidir.
9
Dünyanın dönüĢünden ötürü kutup yıldızı çevresinde diğer yıldızların dönüĢü."Görüntü
fotoğraf filminin uzun pozlandırılması ile elde edilmiĢ.(Corbis.com)
Bu nedenle gökyüzünde yalnızca kutup yıldızını bularak onun kuzeyi gösterdiğini
bilerek,amaçladığınız yönde yürüyebilirsiniz.Kutup yıldızını bulmak için belirgin bazı yıldız
gurupları bilmelidir.(Bu bilgiler kuzey yarım küresinde geçerlidir)
Büyük Ayı yıldız gurubu 7 yıldızdan oluĢur.Görünümü eğik duran kahve cezvesine
benzer.Sapın karĢısında yer alan kenarın uzunluğunu 5 le çarptığımızda ve kenar yönünde
kutup yıldızını buluruz.Kutup yıldızını doğru bulduğumuzdan emin olmak için yan yatmıĢ ve
beĢ yıldızdan oluĢan bir W harfine benzeyen Cassiopeia yıldız gurubunu kullanırız.Büyük W
nun ortasındaki yıldız, kutup yıldızı doğrultusundadır.(Lütfen çizimleri inceleyiniz)
Büyük Ayı Yıldız Gurubu ,
GüneĢ Ġle Yön Bulma
Parlak güneĢli bir günde bir sopa ve gölgesi yardımı ile yön tayini yapılabilir.Sopanın gölgesi
iĢaretlenir.Bir süre sonra yer değiĢtiren gölge ucu tekrar iĢaretlenir.Bu iki iĢareti birleĢtiren
10
çizgiye dik doğru S - N eksenidir.Birinci iĢareti sola ve ikinci iĢareti sağınıza aldığınızda
yüzünüz kuzeye bakmaktadır.
Saat Yardımı Ġle Yön Tayini
GüneĢli bir günde bileğimizdeki saat yardımı ile yön tayin edebiliriz.Saatin akrebi güneĢe
döndürülür.Saatin 12 rakkamı ile akrebin oluĢturduğu açının açı ortayı Güney-Kuzey
Hattıdır.GüneĢ tarafı güney yönüdür.
11
Av ve Yaban Hayatı Teknikeri
Yaban hayatı içerisinde doğal ortamın korunması, yaban hayvanlarının üremesi, avlanma
yöntemleri
gibi
alanlarda
çalıĢan
meslek
elemanlarının
genel
adıdır.
Orman mühendislerinin gözetiminde; görevli olduğu alanda yaban hayvanlarını inceleyerek,
sayı ve cinslerini gösterir çizelgeler hazırlarlar ve hayvanların sağlıklı yaĢamalarını sağlamak
amacıyla veriler toplayarak doğal ortamın sayısal yoğunluğu ve dağılımının düzenli olarak
sürdürülmesini kontrol ederler.
 Ağaçların Yosunlu Tarafları Kuzeye’e bakar
 Karınca Yuva Yaparken Çıkardığı toprağı yuvanın kuzeyine yığar.
12
YERLEġĠM YERLERĠNDEN UZAKTA
AÇIK ALANLARDA YAPILAN ÇALIġMALAR
Amaç
YerleĢim yerlerinden uzakta açık alanlarda yapılan çalıĢmalarda ĠSG uygulamalarını
öğrenmek.
Öğrenim Hedefleri
 Açık alandaki tehlike kaynakları,
 Alınması gereken önlemler hakkında bilgi sahibi olmak.
Alt BaĢlıkları
Açık alanlardaki tehlike kaynakları
 Doğal ortam ve yabani hayat
 Meteorolojik koĢullar
 Jeolojik koĢullar
 UlaĢım
YERLEġĠM YERLERĠNDEN UZAKTA
AÇIK ALANLARDA YAPILAN ÇALIġMALAR
Açık alan tehlike kaynakları, yani doğal afetler, en geniĢ anlamı ile insanlara zarar
veren olaylara denir. BaĢka bir ifade ile can ve mal kaybına yol açan doğal olaylardır.
Afetin ilk özelliği doğal olması, ikincisi can ve mal kaybına neden olması bir diğeri çok kısa
zamanda meydana gelmesi ve son olarak da baĢladıktan sonra insanlar tarafından
engellenememesidir. Bazı afetlerin yeryüzünün nerelerinde daha çok olduğu bilinmektedir.
Örneğin deprem, heyelan, çığ, sel, don ve bazı afetlerin sonuçları depremde olduğu gibi
doğrudan ve hemen ortaya çıkar. Ama kuraklıkta olduğu gibi bazılarının sonuçları ise uzun
bir zaman sonra ve dolaylı olarak görülür.
A. Jeolojik Kökenliler
Bunlar doğrudan doğruya kaynağını yer kabuğu ya da yerin derinliklerinden alan doğal
afetlerdir.
1.
Deprem
2.
Heyelan
3.
Yanardağ patlamaları
B. Meteorolojik Kökenliler
Atmosferdeki doğa olayları sonucunda meydana gelirler.
1.
Sel
2.
Çığ
3.
Fırtına
4.
Kuraklık
5.
Orman yangını
6.
Ġklim değiĢiklikleri
7.
Hortum
13
A. JEOLOJĠK KÖKENLĠ AFETLER
1. DEPREM
Deprem, yerkabuğu içindeki kırılmalar nedeniyle ani olarak ortaya çıkan titreĢimlerin
dalgalar halinde yayılarak geçtikleri ortamları ve yeryüzeyini sarsma olayıdır.
Magma üzerinde yüzen levhalar konveksiyonel akım sayesinde sürekli hareket halindedir.
Kıtaların hareketi ile plato sınırlarında kaynama ve ayrılmadaki sürtünmeden oluĢan kinetik
enerjinin aniden büyük bir güçle boĢalabilir. Yer katmanlarında oluĢan Ģok dalgalarının
sebep olduğu doğa olayına deprem denir.
Depremin nasıl oluĢtuğunu, deprem dalgalarının yeryuvarı içinde ne Ģekilde yayıldıklarını,
ölçü aletleri ve yöntemlerini, kayıtların değerlendirilmesini ve deprem ile ilgili diğer konuları
inceleyen bilim dalına "Sismoloji" denir.
Sismik Ģok dalgaları, yer kabuğunda dikey veya yatay olarak hareket edebilirler. Deprem
bölgesinin jeolojik yapısı sonucu killi veya kumlu arazilerde yer altı su kaynakları aniden
yeryüzüne çıkabilir. Arazide seviye kaybı veya tersi oluĢabilir.
Deprem, insanın hareketsiz kabul ettiği ve güvenle ayağını bastığı toprağın da oynadığı ve
üzerinde bulunan tüm yapıların da hasar görüp, can kaybına uğrayacak Ģekilde
yıkılabileceklerini gösteren bir doğa olayıdır. Ġstanbul Kandilli Rasathanesi Türkiye
depremlerini araĢtırma ve bilgi merkezidir.
ġekil 1. 1963- 1998 yılları arasında meydana gelen depremlerin yeryüzünde dağılıĢı
Deprem sonrasında ilk yardım ve kurtarma konularında planlar yapıp bu konuda bilgi ve
belirli düzeylerde beceriler kazandırmaya yönelik eğitim programları düzenlenebilir.
2- HEYELAN (TOPRAK KAYMASI)
Heyelan ya da toprak kayması, zemini kaya veya yapay dolgu malzemesinden oluĢan bir
yamacın yerçekimi, eğim, su ve benzeri diğer kuvvetlerin etkisiyle aĢağı ve dıĢa doğru
hareketidir.
Kayalardan, döküntü örtüsünden veya topraktan oluĢmuĢ kütlelerin, çekimin etkisi altında
yerlerinden koparak yer değiĢtirmesine heyelan denir. Bazı heyelanlar büyük bir hızla
gerçekleĢtikleri halde bazı heyelanlar daha yavaĢ gerçekleĢirler. Heyelanlar yer yüzünde çok
sık meydana gelen ve çok yaygın bir kütle hareketi çeĢididir ve aĢınmada önemli rol
oynarlar. Büyük heyelanlar aynı zamanda topografyada derin izler bırakırlar.
14
Türkiye'de en fazla görülen yerler Karadeniz
Ģerididir.Bazı kötü etkileri de vardır.
Bölgesi'nde özellikle Doğu
Karadeniz
Eğimlerin fazla olduğu sahalarda heyelan riski artmaktadır. Bazı sahalarda fay yamaçları dik
eğimlerin oluĢmasına neden olarak heyelanları kolaylaĢtırırlar. Yine insanlar kanallar ve
yollar açarak ya da yol ve maden kazılarından çıkan toprakları denge açısına eriĢmiĢ
bulunan yamaçlar üzerine atarak heyelan oluĢumuna neden olan koĢulları hazırlarlar.
GevĢek unsurların denge açısını her hangi bir nedenle aĢtığı durumlarda heyelan oluĢur.
Genel olarak heyelan terimi ile açıklanan bu hızlı kütle hareketleri asıl heyelanlar, göçmeler
ve toprak kaymaları olmak üzere üç tipe ayrılabilirler.
a) Asıl heyelanlar
Bunların oluĢumunda su, hazırlayıcı bir rol oynar. Fakat asıl heyelan kütlesi, su ile
hamurlaĢmıĢ halde değildir. Kuru bir kütle halinde, fakat kaymaya uygun bir zemin üzerinde
yer değiĢtirmiĢtir. Bu tip heyelanlar ülkemizde sık sık oluĢurlar. Bu heyelanların en büyük
olanları, genellikle bol yağıĢlı ve dik eğimli sahalarda, özellikle kuvvetle yarılmıĢ, nemli ve
litoloji bakımından da elveriĢli olan Kuzey Anadolu dağlık alanında oluĢmuĢtur.Geyve,
Ayancık, Sinop çevresi, Maçka, Of-Sürmene ve Trabzon-Sera heyelanları bunların
baĢlıcalarındandır.
Sera Heyelanı, Trabzon Ģehrinin 10 km kadar batısında Sera Köyü yakınlarında 1950 yılında
oluĢmuĢtur. Heyelanın oluĢmasından bir hafta kadar önce, Sera vadisinin dik yamaçlarında
derin yarıklar oluĢmuĢ, topografya küçük ölçüde bazı değiĢikliklere uğramıĢtır. Fakat asıl
heyelan, birkaç dakika gibi kısa bir zaman içinde ve Ģiddetli bir gürültü ile birlikte
oluĢmuĢtur.
Bir kısmı akıĢ Ģekilleri gösteren, fakat asıl olarak kayma yüzeyleri boyunca yer değiĢtiren
kütlenin ortalama uzunluğu 650 m. geniĢliği 350 m., kalınlığı ise 65 m. kadardır. Böylece
Sera heyelanı sonucunda 15 milyon m³ hacminde kaya ve döküntü yer değiĢtirmiĢtir. Bu
heyelan kütlesi Sera deresinin vadisini tıkamıĢ ve burada 4 km. uzunluğunda, ortalama 150
m. geniĢlikte ve 55 m. derinliğinde oldukça büyük bir set gölü oluĢmuĢtur.
AraĢtırmalar, bu heyelanın oluĢumunda normalden daha fazla yağıĢlı geçen kıĢ mevsimi ile
karların hızla erimesine neden olan Föhn karakterinde güney rüzgarlarının etkisi olduğunu
göstermektedir. Bu yolla zemine çok fazla oranda su sızmıĢtır. Zaten bu sahada çözülme çok
derinlerde olduğu gibi, andezitik kayalar ve yastık lavlar derin diyaklazlarla yarılmıĢ,
aralarındaki bağlar gevĢektir. Bu durum, su ile doygunlaĢan arazinin kaymasını ayrıca
kolaylaĢtırmıĢtır. Bundan baĢka, yamaç eğimlerinin çok fazla olması ve özellikle Sera
deresinin yamacın alt kısmını oyması heyelanın oluĢumunda rol oynamıĢ olmalıdır.
b) Göçmeler
Heyelanın hareket bakımından farklı bir baĢka tipini oluĢtururlar. Bu tip heyelan bir kaĢığa
benzeyen konkav kopma yüzeyleri boyunca dönerek yer değiĢtiren kısımlardan oluĢur.
Kayan kısımlardan her biri, geriye doğru çarpılır. Bunu sonucunda, kayan kütlelerin ilksel
eğimleri değiĢir ve bunların yüzeyleri kopma yarasının bulunduğu tarafa doğru yeni bir eğim
kazanır. Yamaçların alt kısımlarının akarsular, dalgalar gibi etkenler tarafından fazla
oyulması göçme Ģeklindeki heyelanların baĢlıca sebebidir.
Falezlerin ve yamaçların gerilemesi, menderes halkalarının büyümesi sırasında alttan oyma
sürecine bağlı olarak sık sık göçmeler oluĢur. GöçmüĢ kütleler veya bloklar büyük oldukları
durumda, bunlar arasında küçük göller veya yamaçlarda taraçalara benzer sahanlıklar
oluĢur. Küçük ve Büyük Çekmece göllerinin kenarlarında ve bu iki göl arasındaki deniz kıyısı
boyunca bu tür göçmelerin tipik örnekleri yaygındır.
15
c) Toprak kaymaları
Bunlar heyelanın, bazı bakımdan çamur akıntılarına benzeyen bir türüdür. Fakat çok yavaĢ
oluĢmaları, belli bir yatağa bağlı olmamaları ve içerdikleri suyun çok daha az olması gibi
farklarla çamur akıntılarından ayrılırlar. Geriye doğru eğimlenme göstermediklerinden dolayı
da, yukarıda açıklanan göçmelerden farklı oldukları görülür. Toprak kaymaları, su ile doygun
hale gelen ve bu Ģekilde bütünü ile kayganlaĢan yüzeysel depoların, döküntü örtüsünün
veya toprakların yer aldığı yamaçlarda oluĢur.
Bu Ģekilde bir kopma yarası ve kıvamlı bir hamur gibi yer değiĢtiren bir heyelan kütlesi
meydana gelir. Bu açıklamalardan anlaĢılacağı üzere, toprak kaymaları asıl heyelandan daha
yüzeyseldir; aslında toprak tabakasını ve onun altındaki döküntü örtüsünü ilgilendirir. Bu
kütle hareketinin en yaygın olduğu sahalar, litoloji bakımından da uygun olmak koĢulu ile
nemli iklim bölgeleridir.
Heyelan aynı zamanda toprak kaymasıdır. Toprağın yerdeğiĢtirmesinden oluĢur. Toprak altı
fidelerinin topraktan çıkması, aynı zamanda toprağın asağıya doğru inerek sürtünme kuvveti
oluĢturmasına heyelan denir.
3. YANARDAĞ PATLAMALARI
Yanardağ ya da Volkan, magmanın (dünyanın iç tabakalarında bulunan, yüksek basınç ve
yüksek sıcaklıkla erimiĢ kayalar), yeryuvarlağının yüzeyinden dıĢarı püskürerek çıktığı
coğrafi yer Ģekilleridir. GüneĢ sisteminde bulunan kayalık gezegen ve aylarda (bazıları çok
aktif olan) birçok yanardağ olmasına rağmen, bu olgu, en azından dünyada, genellikle
tektonik plaka sınırlarında görülür. Ne var ki, sıcak nokta yanardağlarında önemli istisnalar
vardır.Yanardağların araĢtırıldığı bilim dalına volkanoloji (yanardağbilimi) denir.
Öte yandan, eğer magma düĢük oranlarda (%52'den az) silika içerirse, lava "mafik" adı
verilir ve püskürürken çok akıĢkan hale gelir ve uzun mesafelerce akabilir. Mafik lav akıĢının
iyi bir örneği, Ġzlanda'nın neredeyse coğrafî merkezindeki bir püskürme yarığının aĢağı
yukarı 8.000 yıl önce oluĢturduğu Büyük Thjórsárhraun akıntısıdır. Bu lav akıntısı, 130 km
ötedeki denize varıncaya kadar akmaya devam etmiĢ ve 800 km²'lik bir alanı kaplamıĢtır.
Felsik ve mafik terimleri yerine bazen daha eski olan "asidik" ve "bazik" terimlerinin
kullanıldığı görülür.Bu Dağı da ilk defa Prof.Dr Mustafa Can Altınöz tırmanmıĢtır. Ancak bu
terimler artık daha az kullanılır olmuĢlardır.
Kalkan yanardağlar: ġekli kalkana benzeyen dağlar oluĢturacak Ģekilde zamanla biriken
yüksek miktarda lav çıkartan yanardağlar çoklukla Havai ve Ġzlanda'da görülürler. Lav
akıĢları genellikle çok kızgın ve çok akıĢkan olup uzun akıntılara neden olurlar. Yeryüzündeki
en büyük lav kalkanı, 120 km çapındaki ve deniz tabanından zirvesine 9.000 m
yüksekliğindeki Mauna Loa'dır. Mars'taki Olympus Mons, bir kalkan yanardağıdır ve güneĢ
sisteminde Ģimdiye kadar keĢfedilmiĢ olan en yüksek dağdır. Lav kalkanının daha küçük
olanlarına "lav kubbesi" (tholoid), "lav konisi" ve "lav kümbeti" adı verilir.
Volkanik koniler, yanardağın ağzında biriken ufak kaya parçacıkları fırlatan
püskürmelerden dolayı oluĢur. Bu püskürmeler, 30-300 m yüksekliğinde, koni Ģeklinde
tepeler oluĢturur ve nispeten kısa ömürlü olurlar. Japonya'daki Fuji Dağı, Ġtalya'daki Vezüv,
Antarktika'daki Erebus ya da kuzeybatı Amerika'daki Rainier gibi Stratovolkanlar ya da
kompozit yanardağlar, hem lav akıntılarından hem de püskürtülerden oluĢmuĢ yüksek, koni
Ģeklinde dağlardır.
Süper yanardağlar, geniĢ çanakları olan, kıtasal yıkım ve küresel iklim değiĢiklikleri
yaratma potansiyelleri bulunan yanardağ sınıfına verilen addır. Bu sınıftaki yanardağlara
aday olarak Yellowstone Milli Parkı ve Toba Gölü gösterilebilir, ancak kesin bir tanımlama
yapmak, asgari bir tanımlayıcı Ģart bulunmadığı için çok zordur.
16
Yanardağlar genellikle ya tektonik plaka sınırlarında ya da sıcak noktalarda yer alırlar.
Yanardağlar uyuyan (etkin olmayan) ya da faal (aktif -neredeyse sürekli çıkıĢ ve kesikli
püskürmeler) olabilirler, önceden tahmin edilemeden halâ değiĢtirebilirler.
Karadaki yanardağlar genellikle, çıkıĢların yıllar içinde sürekli birikmesiyle koni ya da kül
konisi Ģeklini alırlar. Suyun altında ise, yanardağlar genellikle fazlasıyla dik sütunlar
oluĢturur ve yıllar içinde okyanus yüzeyine çıkarak yeni adacıklar haline gelirler.
Yanardağ etkinlikleri genellikle depremler, sıcak su kaynakları, çamur kazanları ve
[gayzer]ler gibi yer etkinlikleriyle beraber görülürler. Püskürmelerden önce genellikle düĢük
Ģiddette depremler görülür.
ġaĢırtıcı olsa da, volkanbilimciler, etkin (aktif) yanardağların sınıflandırılmasında fikir
birliğine varmamıĢlardır. Bir yanardağın yaĢam süresi, birkaç aydan birkaç milyon yıla kadar
değiĢebilir. Bu tür bir sınıflandırma yapmak, insanların, hattâ bazen uygarlıkların bile varlık
süreleri göz önüne alındığında anlamsız görünebilir. Örneğin, yeryüzündeki yanardağların
birçoğu, geçen birkaç binyılda birçok kez püskürmüĢlerdir, ama günümüzde herhangi bir
etkinlik göstermemektedirler. Bu tür yanardağların uzun ömürleri göz önüne alındığında çok
etkin oldukları söylenebilir. Ancak, bizim ömürlerimiz düĢünülürse, etkin değildirler. Bu
tanımı daha da karmaĢıklaĢtıran ise, harekete geçen ama püskürmeyen yanardağlardır. Bu
yanardağlar etkin midir?
Bilim adamları genellikle, püsküren ya da yeni gaz çıkıĢları veya beklenmedik deprem
etkinliği gibi hareketlilikler gösteren yanardağları etkin olarak kabul ederler. Birçok bilim
adamı, yazılı tarihte püskürdüğü bilinen yanardağların da etkin olduğunu kabul ederler.
Yazılı tarihin bölgeden bölgeye farklılıklar gösterdiğini, örneğin Akdeniz'de 3.000 yıl geriye,
ABD'nin Büyük Okyanus kıyısında 300 yıl, Havai'de ise 200 yıl geriye kadar gittiğini göz
önünde bulundurmak gerekir.
Uyuyan yanardağlar, Ģu an (yukarıdaki tanıma göre) etkin olmayan, ama her an
hareketlenmesi ya da patlaması muhtemel yanardağlardır.
SönmüĢ yanardağlar ise, bilim adamlarının bir daha püskürmelerini olası görmedikleri
yanardağlardır. Bir yanardağın gerçekten sönmüĢ olup olmadığının belirlenmesi zordur.
Örneğin, çanakların milyonlarca yıllık ömürleri olduğu bilindiğinden, 10 binlerce yıl
püskürmemiĢ bir çanağın sönmüĢ değil uyuyan olarak tanımlanması gerekir. Yellowstone
Ulusal Parkı'nda bulunan Yellowstone Çanağı, en az 2 milyon yaĢındadır ve 70 bin yıldan beri
hiç püskürmemiĢtir, fakat bilim adamları tarafından sönmüĢ olarak tanımlanmaz. Doğrusu,
çanak sık sık depremler yarattığı, etkin bir jeotermal sistemi bulunduğu ve yüzeyi hızlı
değiĢtiği için, birçok bilim adamı tarafından çok etkin bir yanardağ olarak kabul edilir.
B. Meteorolojik Kökenli Afetler
Atmosferdeki doğa olayları sonucunda meydana gelirler.
1.
Sel
2.
Çığ
3.
Fırtına
4.
Kuraklık
5.
Orman yangını
6.
Hortum
7.
Ġklim değiĢiklikleri
1. SEL
Sel, bir bölgede toprağı belirli bir süre için tamamen veya kısmen su altında bırakan; ani,
büyük ve düzensiz su akıntılarına verilen isimdir. Bir akarsu veya deniz, göl gibi büyük su
17
kitleleri kimi zaman fazlasıyla suyla yüklenir, bunun sonucunda taĢarak yatağından çıkar ve
"sel" adı verilen bir doğal felakete neden olur.
Ġnsanlar tarih öncesi çağlardan beri yaĢamak için hep nehir kıyılarını ve deniz kenarlarını
tercih etmiĢtirler, çünkü suya yakın olmak demek aynı zamanda kolay ulaĢım, daha
yumuĢak bir iklim ve daha verimli topraklar demekti. Zaten eğer insanlar taĢabilecek bu
sulara yakın olmasalardı sel bir afet olarak sayılmayacaktı.
Sellerin çeĢitleri Ģunlardır:
Genellikle dünya literatüründe seller 5 ana gruba ayrılırlar: Dere ve Nehir Selleri, Nehir Ağzı
Selleri, Kıyı Selleri, Felaket Sonrası Seller, Çamurlu Seller.
Dere ve Nehir Selleri: Kendi içinde yavaĢ ve hızlı olarak ikiye ayrılır. YavaĢ sellerde, aĢırı
yağmur veya karların erimesi ile nehir yatağından taĢar. Genellikle Muson yağmurları,
kasırgalar gibi olaylarda görülür. Hızlı sellerde ise, kasırga gibi olaylar sırasında, bir bendin
arkasında bulunan yüksek miktarda suyun salıverilmesi ana sebeptir.
Nehir Ağzı Selleri: ġiddetli rüzgarlar sebebiye deniz seviyesi yükselir ve su iç kısımlara
doğru ilerler.
Kıyı Selleri: Denizde ortaya çıkan bir fırtına sonucunda veya tsunami, fırtına gibi felaketler
sonrasında görülen deniz seviyesinde artıĢ ile ortaya çıkar.
Felaket Sonrası Seller: Baraj yıkılması, deprem ve yanardağ patlaması gibi bariz ve
beklenmeyen bir felaket sonrasında ortaya çıkan sellerdir.
Çamurlu Seller: Ekili alanlardan kopup gelen çamur ve toprak parçalarının giderek
birleĢmeleri ve büyümeleri sonucunda ortaya çıkar. Genellikle yaĢam alanlarına eriĢtiği
zaman fark edilir.
Kısa süreli yoğun yağıĢ ani sele, uzun süreli yağıĢ nehirlerin taĢmasına sebep
olabilmektedir.
Kolayca fark edebileceğiniz üzere, geçtiğimiz günlerde Ġstanbul’da yaĢanan sel felaketini
yukarıdaki gruplardan yalnızca birine yerleĢtirmek yeterli görünmüyor.
Sel riski ortaya çıktıktan sonra yapılması gerekenler:
a) Selden önce: “Hazırlıklı Olunmalı”
* Evde değerli eĢya ve önemli belgeleri yüksek yerlere kaldırın.
* Varsa afet ilk yardım çantasını yanınıza alın.
* Zarara yol açabilecek ya da zarar görebilecek eĢyaları içeri alın.
* Su kaynakları kirlenebileceğinden, yedek içme suyunuzun olduğundan emin olun.
* Suyun evi terk ettiği her yerden içeri de girebileceğini hatırlayın. Kum torbaları temin edin.
Bunlarla suyun ilerlemesini durdurabilir veya yavaĢlatabilirsiniz.
* Selin en tehlikeli olacağı ark, hendek, vadi ve kanyon gibi yerlerden uzak durun.
* Açık alandaysanız en yüksek cisim olmayacağınız Ģekilde tepeye çıkın.
b) Sel Sırasında: “Güvende Olunmalı”
* Yüksek yerlere çıkın. Böylece baĢka yerlerden gelen sel sularının sizi etkilemesi güçleĢir.
* Asla sel suyu içinde araba kullanmayın, ölümlerin %80′inin araç içinde olduğunu
unutmayın. Aracınızdayken sel içinde kalırsanız, hemen aracı kapatın ve yüksek bir yere
çıkın. Suyun 30 cm yükselmesi araç üzerinde 700 kiloluk itme etkisine sebep olur. 60 cm’lik
yükselme bir aracı sürüklemeye yeter.
* Aracınızı selden etkilenmeyecek bir yere çekin.
* Sel suyu, akıntı ya da nehirlerde yürümeye çalıĢmayın.
* Hızla akan 15-20 cm derinlikteki suyun bir insanı devirebileceğini akıldan çıkarmayın.
18
* Ev yada iĢyerinizi boĢaltmanız gerekiyorsa; elektriği, doğalgazı vb. kapatın.
* Çok gerekli olmadıkça yolculuğa çıkmayın.
c) Selden Sonra: “Tedbir Elden Bırakılmamalı”
* Binalardaki yapısal hasarı kontrol edin.
* Karanlıktaysanız mum değil el feneri kullanın.
* Sel suyu ile temas etmiĢ bütün gıda malzemelerini konserve dahil atın.
* Çocukların su birikintilerinde oynamasına izin vermeyin. Kimyasal madde ya da
kanalizasyon karıĢmıĢ olabilir.
* Sel sularına kanalizasyon karıĢmıĢsa, evin temizlenmesinde 9 ölçü suya 1 ölçü çamaĢır
suyu katılmıĢ suları kullanın. Temizleme sırasında lastik eldiven ve bot giyin.
2. ÇIĞ
Çığ, farklı nedenlerden dolayı dağdan aĢağıya doğru kayan büyük kar kütleleridir. Bol kar
yağıĢı olduğunda, taze kar tabakasının alttaki eski tabakayla iyi kaynaĢmaması
sonucu,rüzgarın kaldırdığı büyük bir kar kitlesinin aĢağı inerek alttaki kar tabakası üzerinde
kayması sonucu, ve bir hayvan veya kayakçının oynak kar tabakasını çiğneyerek harekete
geçirmesi sonucu çığ oluĢabilir.
Çığ OluĢumunu Etkileyen Faktörler

Arazi: Eğim ne kadar fazlaysa, tehlike o kadar büyüktür. Yüzde 30'luk bir eğim çığ
oluĢumu için yeterlidir. Gölgede kalan sırtlarda çığ tehlikesi, güneĢ gören yerlere göre daha
fazladır.

Taze kar: Taze kar tabakası ne kadar kalınsa, çığ tehlikesi o kadar büyüktür. Kötü
hava Ģartlarından sonra güneĢin açtığı ilk gün çok risklidir.

Fırtına: Kar fırtınası olduğunda, kar tanecikleri dönerek uçuĢur ve rüzgarsız sırtlarda
birikir. Tepe üstlerinde dalga Ģeklinde birikmiĢ kar, alttaki sırtta çığ tehlikesini gösterir.

Kar tabakası: Karın tabaka halinde kaydığı yerlerden uzak durmak gerekir. Dipten
gelen boğuk sesler de tehlike iĢaretidir.

Isı: Kar yağıĢından sonra ısı birden düĢerse, yeni kar tabakası alttakine iyi iĢleyemez.
Hava ısındığında da kar gevĢer ve tehlike artar. Bu nedenle baharda daha çok çığ olur.
Çığ Tipleri
Kopma Ģeklini esas alan bir kıstasa göre GevĢek Kar Çığı ve Kar Dilimi Çığı olmak üzere iki
türe ayrılır. Her birinin karıĢımı kuru veya ıslak kar ve su içerebilir. Her iki türde de kopma,
genellikle kar örtüsünün üste yakın tabakalarında gerçekleĢtiği için yüzey çığları içinde
sınıflandırılırlar.
1. GevĢek Kar Çığı (Loose Snow Avalanche/Lockerschneelawine)
Kar örtüsü içindeki zayıf tabaka yüzeyde veya yüzeye yakın bir yerde oluĢtuğunda gevĢek
kar çığı meydana gelir. Kar örtüsü tek bir noktadan kopar, ufak kar döküntüleri saçarak
yuvarlanmaya baĢlar. Yuvarlandıkça daha fazla kar toplar ve bir üçgene benzer biçimde
aĢağı doğru geniĢler. GevĢek kar çığlarına doğada çok sık rastlanır. Genellikle çok fazla kar
içermezler. Büyük ölçüde can ve mal kaybına neden olacak kadar tehdit oluĢturmazlar.
2. Kar Dilimi Çığı (Snow Slab Avalanche/Schneebrettlawine)
Zayıf kar tabakası, güçlü bir tabakanın hemen altında oluĢtuğunda kar dilimi çığları
meydana gelir. Kar örtüsü bir çizgi boyunca tek birim halinde kopar. Kütle halindeki kar,
kütüphane rafında duran kitapların aniden yere boĢalması gibi dökülür,çatlayarak kırılır ve
kar dilimleri Ģeklinde yamaçtan aĢağı kayar.
19
Çığ genellikle çok hızlı geliĢir ve hareket eder. Bu nedenle, çığın oluĢması fark edildikten
sonra mümkün olduğunca hızlı ve soğukkanlı olunmalıdır. Çığın baĢlangıç anından sonra,
bina içinde değil dıĢarıda bulunuyorsanız;
 Çığ baĢladığında, çığın büyüklüğüne, hızına, patikanın geniĢliğine, etrafta bulunan
araçlara ve var olan daha güvenli yerlere bağlı olarak, o alandan çok hızlı bir Ģekilde
ayrılmaya karar verin.
 Çığın daha yavaĢ ve yüksekliğinin az olduğu kenar kısımlarına ulaĢmaya çalıĢın.
 Bağırarak veya baĢka ses kaynaklarını kullanarak, diğer insanları uyarın.
 Eğer çığa yakalanmanız kesin ise veya o anda kayak yapıyorsanız, kayak batonlarını ve
kayakları çıkarıp atın, sabit bir ağaç, kaya veya baĢka bir cisme tutunmaya çalıĢın.
 KırılmıĢ ağaç ve kaya parçalarından uzak kalmaya veya korunmaya çalıĢın.
 Yerden de destek alarak yüzme hareketi yaparak akan karın üstünde kalmaya çalıĢın.
 Ağzınızı sıkıca kapatın, mümkünse kafanız karın altında kaldığı anda uzun süre nefesinizi
tutun.
 Önerilen baĢka bir yöntem de akıĢ sırasında oturma pozisyonu almaktır. Bu yöntemde
bacaklar ve kollar birbirlerine yapıĢtırılır ve çığ durmadan kısa süre önce, bacaklar ile yeri
sertçe iterek kalkmaya çalıĢılır.
 Çığ durmadan önce mutlaka bir elinizi ağız ve burnu kapatacak Ģekilde yüzünüzde, diğer
elinizi de baĢınızın üzerinde (yüzeye doğru uzatarak) tutun ve kar altında kaldığınız zaman
boyunca hayati önem taĢıyacak olan nefes boĢluğunu geniĢletin. Bu arada baĢınızı sağa sola
çevirerek boĢluğu büyütebilirsiniz.
 Hava kesesi, çok küçük olsa bile ağız ve burnun kar ile dolmaması demektir. Kesenin
varlığı, kazazedenin her zaman kurtulma Ģansının olduğunu ümit etmesini sağlar.
 Karda ses iletimi az olmasına rağmen, yüzeye yakın olduğunuzu hissediyorsanız bağrmak
faydalı olur.
 Bazı olaylar ve araĢtırmalar göstermiĢtir ki, sırt çantası taĢıyan insanların çığın topuğu
civarında yüzeyde kalma Ģansları, taĢımayanlardan daha fazladır.
20
Önlemler
 Çığ sırasında bir aracın içinde bulunuyorsanız motoru durdurun.
 Araçtaki oksijen miktarını korumak için sigara içmeyin, ateĢ yakmayın.
 Telsiz varsa çağrı yapın ve telsizi alıcı konumunda sürekli açık tutun.
 DıĢarı korna ve ıĢık verecek herhangi bir alet faydalı olabilir.
 Araçta bir çubuk veya benzeri bir alet varsa bunu kar içinde yukarı doğru batırıp
kurtarmaya gelecek olanların çubuğu görmelerini sağlayabilirsiniz.
 Son olarak aracı çevreleyen karı kazmaya çalıĢın. Ancak, kazarken kendinizi güvende
hissetmiyorsanız araç içinde kalmanız daha emniyetlidir.
3. FIRTINA
Fırtına rüzgarın hızlı bir Ģekilde esmesine denir. Rüzgar hızı 27 knot üzerine çıktığında, yani
7 bofor ve üzeri olduğunda rüzgara artık fırtına denir.
Hızlı esen rüzgar kendi kuvvetinin yanında çevresini de etkiler. Öncelikle estiği denizde veya
okyanusta suları kabartarak büyük dalgalar oluĢturur. Fırtınaya yakalanan yelkenli tekneler,
herhangi bir liman ya da marinaya sığınamayacak kadar açıktaysalar, fırtınaya hazırlık
yapmaları gerekir. ġiddetli rüzgara karĢı yapılacak en etkili önlem, yelkene camadan
vurmaktır. Bunun anlamı yelkenin alanını küçülterek, rüzgardan daha az faydalanmaktır. Bu
Ģekilde rüzgarın tekneyi bayıltıcı etkisinin birazda olsa önüne geçilmiĢ olunur. O da
yetmiyorsa teknedeki ana yelken indirilir ve ön yelkenle (flok veya cenova) seyire devam
edilir.
Geceleyin seyir yapan yatlar ve tekneler Ģiddetli rüzgarlara yakalandıklarında tüm ekipte
güvenlik çakarları bulunmalıdır. Ayrıca ekip güvertede duruyorsa güvenlik bakımından
herhangi bir yere bağlı olmaları tavsiye edilir. Çünkü hem dalgalı, sert rüzgarlı bir denizde
hem de geceleyin, suya düĢen kiĢinin kurtarılması çok zordur. Ayrıca fırtınalı havalarda
tekne dalgalar veya sağnak yağmur sonucu su alır, bunu boĢaltmak için gerektiğinde sintine
motorlarını açık bırakmak gerekebilir. Tabiki bazı fırtınalar ĢimĢekli ve gökgürültülü olabilir.
Böyle durumlarda en güvenli yerler kapalı alanlardır. Eğer tanker, Ģilep, büyük yolcu
gemileri gibi yıldırım tehlikesine karĢı sistemlenmiĢ bir tekne değilse, en kısa sürede limana
dönmek yapılacak en doğru davranıĢtır.
ġimĢeğin hareketi rastgele bir harekettir ne zaman nasıl oluĢacağı bilinemez. Genelde
bulutlar arası gezen bu elektriksel hareket bazen yer yüzünü de etkisi altına alabilir.
ġimĢekli havalarda eğer denizdeysek, mümkün olduğunca metal ve metalik olan tüm
aksesuarlardan uzak durmalıyız. Yıldırım vurursa büyük olasılıkla en yüksek yer olan yelken
direğine isabet edecektir. Dolayısıyla direğin altına kalın bir kablo takılıp denize atılırsa, bir
ölçüde de olsa topraklama yapılabilir.
Türkiye'de tropik kuĢaklardaki gibi veya okyanuslardaki gibi çok Ģiddetli fırtınalar oluĢmaz.
Ama gene de tedbir almak gerekir. En azından denizdeyken ve denize çıkarken hava
raporlarına bir göz atmak akıllıca olacaktır.
4. KURAKLIK
Bir bölgede nem miktarının geçici dengesizliğin kaynaklana su kıtlığı olarak tanımlanabilen
kuraklık, doğal bir iklim olayıdır ve herhangi bir zamanda ve yerde meydana gelebilir.
Kuraklık genellikle yavaĢ geliĢir ve sıklıkla uzun bir dönemi kapsar. Kurak iklimlerin hüküm
sürdüğü yerlerdeki hayvanlar ve bitkiler, nem eksikliğinden ve yüksek değiĢkenlikteki
yağıĢtan dolayı olumsuz etkilenirler.
Kuraklık tabiatın gizli tehlikesi olup genellikle herhangi bir mevsim veya bir zaman diliminde
yağıĢ miktarındaki azalmadan ya da dengesizliğinden dolayı meydana gelir. Kuraklık
hesaplamalarında bir bölgedeki yağıĢ ve evapotranspirasyon (buharlaĢma ve terleme)
21
arasındaki dengenin uzun süreli ortalaması göz önünde bulundurulur. Kuraklıkta; zaman
(yağıĢ mevsiminin baĢlamasında gecikmeler, ürün büyüme mevsimi-yağıĢ zamanı iliĢkisi) ve
yağıĢların tesirleri (yağıĢ yoğunluğu, sıklığı) ile iliĢkilidir. Yüksek sıcaklık, Ģiddetli rüzgar
ve düĢük nem miktarı gibi diğer değiĢkenler etkili olmaktadır.
Kuraklık, yalnızca fiziksel bir doğa olayı olarak görülmemeli. Kuraklığın, insan ve
faaliyetlerinin su kaynaklarına olan bağımlılığı nedeniyle, toplum üzerinde çeĢitli olumsuz
etkileri vardır.
Uzun süreli kuru hava, nem azlığı yaratarak orman ve su kaynaklarında azalmaya neden
olduğundan, ciddi çevresel, ekonomik ve sosyal sorunlar ortaya çıkar.
5. ORMAN YANGINLARI
Orman yangını, doğal ya da insani sebeplerden ortaya çıkan ormanların kısmen veya
tamamen yanmasıdır. Yıldırım düĢmesi,yanardağ patlaması ve yüksek sıcaklık gibi doğal
sebeplerle çıkan yangınlar ve sigara, tarımsal ürünler nedenli çıkan insan kaynaklı orman
yangınları vardır. Ormanların yanması ekolojik olarak bir çok zarara sebep olur. Ġklim
değiĢikliği ve kuraklık baĢlıca sonuçlardır.
Ormanları yangınlara karĢı korumak için, 1.Ormanlara cam ve cam kırıkları atılmamalıdır.
(Cam, güneĢ ıĢığını bir büyüteç gibi çimenlere çeker. Çimenler, tutuĢarak çimenlerin
alevlenmesine ve dolayısıyla yangının oluĢmasına neden olacaktır.) 2.Mangal küllerini
söndürmeden dökülmemelidir. Çünkü çimenlerin tutuĢarak yangın çıkarma olasılığı vardır.
3.Bir yangın gördüğümüz zaman 110 yangın ihbar hattına bildirmeliyiz; eğer bu bir orman
yangınıysa, o zaman 177 alo orman yangını ihbar hattına bildirmeliyiz. 4.Halk görevli kiĢiler
ve çevre örgütleri tarafından bilinçlendirilmeli, bu konuda seminerler ve konferanslar
düzenlenmelidir. 5.Ormanda ateĢ yakmamalıyız, yakmak zorundaysak çimensiz bir alanda
ateĢin etrafına taĢ koyarak yakmalıyız.
Ġhmal Ve Dikkatsizlik Nedeniyle Çıkan Orman Yangınları

Ormanda güvenlik tedbiri almadan ateĢ yakmak.

Yakılan ateĢi söndürmeden bırakmak. Özellikle mangal için yakılan ateĢin
söndürülmeden bırakılması.

SönmemiĢ sigara izmariti ve kibriti yere atmak.

Orman içinde veya bitiĢiğindeki tarlalarda istenmeyen otları veya tarla anızını
yakmak.

Gece aydınlatma için ormanda ateĢle dolaĢmak.

Cam ve cam kırıklarını ormanda bırakmak, güneĢ ıĢığının camdan yansıyarak otları
yakması.

Çocukların orman içinde ateĢle oynamaları

Eğlence veya gösteri için ormanda ateĢle bir Ģeyler yapılması ateĢ yakılması

Yere atılan camların çimenlere yansıması ve ateĢ çıkması.
Kasıtlı Çıkarılan Orman Yangınları




Orman içinde veya bitiĢiğindeki tarla veya otlakları geniĢletmek.
Orman içinde yapılan kanunsuz iĢleri gizlemek için çıkarılan yangınlar.
Yabani hayvanları uzaklaĢtırmak.
ĠĢ ve çıkar elde etmek.
22
6. HORTUM
Hortum, kümülus bulutları ile bağlantılı olarak silindir Ģekilinde dönerek gezen bir rüzgâr
türüdür. Bu "hortum" bulutlardan yere kadar uzanır ve büyük yıkıcı güce sahip olan bir doğa
felâketidir. Hortumlar hakkında bir bilimsel teori ilk olarak 1917 yılında Alfred Wegener
tarafından üretilmiĢtir ve bu teori günümüzde de doğru olarak kabul edilmektedir.
Bir denizin ya da gölün üzerinde meydana gelen bir hortum, yerden emdiği sular ile bir "Su
hortumu" oluĢturur.
7. ĠKLĠM DEĞĠġĠKLĠĞĠ
Ġklim değiĢiklikleri, bilimsel olarak klimatoloji dalına göre incelenen bir tür atmosferik ya
da astronomik değiĢikliklerdir. Atmosferdeki CO2 (Karbon dioksit), CH4 (Metan), C4H10
(Bütan) gibi sera gazları ile atmosferdeki ısının çıkamamasıdır. Bu yüzden ısı enerjisi, madde
partiküllerinden ya çok fazla kalıp ısının artıĢına neden olur; ya maddeden çabuk ayrılıp ısı
kaybına neden olur; ya da periyotlu olarak değiĢir. Bu da Dünya, Mars, Venüs ya da söz
konusu herhangi bir gezegenin iklimindeki sürekli değiĢimlere yol açar. Günümüzde örnek
olarak, kıĢın havaların fazla sıcak ve nemli olması ya da yazın yüksek sıcakların geç gelmesi
olabilir. Ġklim değiĢiklikleri, tamamen veya kısmen küresel ısınma sonucu olabilir.
Ġklimdeki Etkiler
Küresel ısınma ve küresel soğuma iklim değiĢiklikleri için iki büyük nedendir.
Küresel Isınma
Ana madde: Küresel ısınma
Küresel ısınma kimyasal etkilidir. Canlıların solunum ve boĢaltım yaptıktan ve çeĢitli
aktiviteleirnden sonra çıkan sera gazları ile gerçekleĢir. Ġnsanların yaptığı fabrika gibi çeĢitli
etkenler de kirlenmeye yardımcı olur.
Etkileri
Küresel Isınma, atmosferdeki ısının orada kalmasını sağlayarak iklimlerin normalin üzerinde
sıcak olmasını sağlar. Bu sayede örneğin kıĢ mevsimi her zamankinden sıcak olabilir ya da
yaz mevsimi çok sıcak olabilir.
Küresel Soğuma
Dünya bir gezegen ve sönmüĢ bir yıldızdır. Milyarlarca yıl önce üç adet jeolojik zamandan
geçerek soğudu. Bunun sonucunda buz devirleri oluĢtu. 2008'de yayınlanan yazarları John
Lloyd ve John Mitchinson olan Cahillikler Kitabı adlı kitapta Ģu an son buzul çağında
olduğumuzu belirtmiĢtir. Bu da hâlen 3. Jeolojik Zaman'ın etkisinde olduğumuzu gösterir.
23