2 - Balkan Günlüğü Gazetesi
Transkript
2 - Balkan Günlüğü Gazetesi
SAYFA 01 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI ISSN-2146-085X İz. PİM. PP 104 600 YILLIK TARHN AZZ HATIRASINA web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın... www.balkangunlugu.com 14 MART 2016 PAZARTES - Y›l: 8 Say›: 362 Yunanistan ile Türkiye arasnda büyük ibirlii Yunanistan Ba!bakan Aleksis Tsipras, Ba!bakan Ahmet Davutolu’nun konuu olarak zmir’deydi. Tsipras, 95 yl sonra zmir’e gelen ilk Yunan Ba!bakan oldu KRTK Brüksel zirvesi sonras'nda Babakan Ahmet Davutolu ile Yunanistan Babakan' Aleksis Tsipras 4. Yüksek Düzeyli birlii Konseyi Toplant's' kapsam'nda yapt'klar' ikili görümelerin ard'ndan zmir'de birçok konuda ibirlii protokolüne imza att'. ki ülke aras'nda Selanik Alsancak Karde Liman likisi Anlamas', Her iki Turizm Bakanl'' aras'nda Turizm ortam birlii Ortak Bildirisi, Türkiye Radyo Televizyon Kurumu ile Yunanistan Radyo Televizyon Kurumu aras'nda i protokolü, Anadolu Ajans' ve Atina Makedonya Ajans' aras'nda ibirlii anlamas', Türkiye çileri Bakanl'' ile Yunanistan çileri Bakanl'' düzensiz göçe yönelik niyet beyan', Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Yunanistan Hükümeti aras'nda ortak bildiri imzaland'. 3’te Gazetenizi Gazetemiz THY Balkan uçularında ÜCRETS‹Z DAITILMAKTADIR ISRARLA +STEY+N+Z! Kosova'da Karadasınırı için ekip kuruluyor KOSOVA'da muhalefetin toprak kaybına sebep olduğu için karşı çıktığı 'Karadağ Sınır Anlaşması' hakkında cumhurbaşkanı uzman ekip kararı verdi. Kosova Geleceği İçin İttifak (AAK) Başkanı Ramush Haradinaj, işbaşındaki Hükümet’in gözetiminde çalışması halinde, Karadağ ile sınırın belirlenmesi üzerinde çalışacak komisyonun kurulmamasını istedi. AAK lideri Ramush Haradinaj’ın bu tepkisi Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga’nın Karadağ ile sınırın belirlenmesine dair bir komisyonun kurulması için başlattığı girişimine karşı koymak gibi algılanıyor. 5’te Sırpların bombaladı-ı Ferhadiye Camii açılıyor ÜSKÜP’TE "Türk Müzi-i Esintisi" BOSNA'daki savaşının devam ettiği 1993 yılında Sırpların temeline dinamit yerleştirerek yıktığı tarihi Ferhadiye Camii 7 Mayıs'ta düzenlenecek törenle yeniden ibadete açacak. Ferhadiye Camii'nin yarım kalan restorasyon çalışmalarının Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) katkılarıyla tamamlanabildiğini aktaran Banja Luka Müftüsü Osman Kozlic, açılışın "kusursuz" olması için Türkiye ile Bosna Hersek'ten yetkililerin görev aldığı organizasyon kurulu oluşturulduğunu söyledi. 3’te ÇANAKKALE RUHUNA KARI ÇUKUR SYASET Rifat SAT Sayfa 3’te STKLAL MARIMIZ… Ergün DUR Sayfa 5’te Makedonya'da haç heykeline kar Müslümanlar ayakta MAKEDONYA'da inşa edilmek istenen Haç heykelini protesto eden Müslüman Arnavutların eylemine Makedonlardan karşı eylem geldi. İktidar ortağı Arnavut partisi Demokratik Bütünleşme Birliği (BDİ) Butel semtinde geçen hafta inşa edilmesi planlanan 55 metrelik haçın temelinin atıldığı yerde protesto düzenledi. BDİ’nin organizasyonunda Arnavutlar tarafından Haç’ın inşaatına karşı başlatılan protestolara, Makedon kesimden karşı gösteri geldi. Muhalefet, iktidar koalisyonunu, seçim öncesi etnik bir gerginlik meydana getirmekle, iktidar partisi ise muhalefetten gelen geçici İçişleri bakanını kamu düzenini koruyamamakla suçluyor. 5’te Rusya Balkanlar’da da atele oynuyor RUSYA Başkanı Vladimir Putin, Kosova’yı da kendine katmak teşebbüsleri dâhil, Sırbistan’ın toprak bütünlüğünü desteklemeyi sürdüreceğini vaat etti. Sırbistan Başkanı Tomislav Nikoliç ile Moskova’da gerçekleştirdiği görüşmede Rusya Başkanı Vladimir Putin, “Sırbistan, özellikle Kosova olmak üzere, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini koruduğu her yerde Rusya’nın desteğini hesaba katabilir.” dedi. Sırp siyasileri arasında en Rus yanlısı olan Sırbistan Başkanı Nikoliç, çoğu kez Sırbistan’ın NATO ve Avrupa Birliği ile sıkı ilişkilerine karşı koymakla tanınan bir siyasetçi. 4’te ÜSKÜP'te düzenlenen "Balkanlar'da Türk Müziği Esintisi" programında, konuklar Türk müziği ve halk oyunlarıyla keyifli bir akşam geçirme imkanı buldu. Türk müziğinin geleneksel ezgilerini ve halk oyunlarını Üsküplülere tanıtmayı amaçlayan programa, Makedonya'daki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı. Daha önce Saraybosna'da da düzenlenen program, Üsküp’ten sonra Kosova'nın Prizren şehrinde de gerçekleştirildi. 10’da AP, Sırbistan’ın Kosova’yı tanımasını istiyor AVRUPA PARLAMENTOSU (AP) Başkan Yardımcısı ve AP Kosova Raportörü Ulrike Lunacek Sırbistan’ın Kosova’yı tanıması gereğini dile getirip Avrupa Birliği’nin, Kıbrıs vakası hariç, artık sınırları tanımlanmamış hiçbir ülkeyi kabul etmeyeceği bilincinde olduğunu ifade etti. Ulrike Lunacek Belgrat’ın ‘Kurir’ gazetesine verdiği demecinde Kosovalılar için vizeler muafiyetinden de söz ederken Batı Balkanlar’da vizeler muafiyetinden mahrum kalan tek ülke Kosova’nın da vize muafiyetine en kısa zamanda sahip olması gereğini savundu. 5’te SAYFA 02 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 2 Araştırma 14 Mart 2016 Pazartesi Balkanlardaki dini ve kültürel gelimeler ve TÜRKYE 2 Balkanların Osmanlılarla birlikteliği XIV. asırdan itibaren devam etmektedir. Aslında bundan önce de Anadolu'da İslam anlayışını yayan ve yeni kurulacak devletin doktrinel mayasını oluşturan sufiler Balkanlara gelmiş ve birçok sıkıntı ile karşı karşıya kalmış halkların yaralarına merhem olmaya çalışmıştır. Bu dönemin insancıl ve dini anlayışının tecrübesi, iki asıra yakın bir süre boyunca, Balkanlarda Sarı Saltık ismiyle özdeşleşmiştir O smanlının çekilişinden sonra Türkiye Cumhuriyeti'nin Balkanlarla ilişkilerinde bir kopukluk yaşandığı bir gerçektir. 1992 yılında Metin ZET Bosna-Hersek Savaşı'nın başlamasına kadar, Balkanlardan Türkiye'ye okumak için giden öğrenciler yok denecek kadar azdı. İşte bu tarihten sonra eğitim ve öğretim alanında ilişkiler başlamış ve Balkanlardan giden öğrenciler Türkiye'ye kabul edilmiştir. İlahiyat eğitiminde de durum aynıdır: yani Balkan öğrenciler Türkiye'deki ilahiyat fakültelerine ancak bu tarihten sonra gitmeye başlamıştır. Ancak esas olarak bu kopukluğun ortadan kalkması ve Balkanlar ile Türkiye arasında kültür, sanat ve ilahiyat alanlarında ilişkiler kurulması, Türkiye'de AK Parti’nin iktidara gelmesi ile başlamıştır. Bu yıllardan itibaren Türkiye Balkanlarda yaşayan Müslümanlarla ve İslami mirası teşkil eden kültürel yapılarla ciddi olarak ilgilenmeye başlamış ve resmi kurumlar vasıtasıyla, Balkanların Türkiye ile ortak kültürünü temsil eden sözel ve yapısal kültür yeniden kazandırılmaya başlanmıştır. Tabii ki bu miras sadece Türkiye'ye ait değildir, çünkü zamanda Balkan halklarının da öz kültürünü temsil etmektedir. Yeniden geliştirilen ilişkiler sadece kültürel alanla sınırlı kalmamış, aynı zamanda eğitim, sağlık ve sosyal hayatın diğer tüm alanlarında Balkanlarda yaşayan halklara yardım edilmeye çalışılmıştır. İNSANCIL TOHUMLAR Dünyanın ve özellikle Balkanların çok sıkıntılı olduğu bu dönemlerde, daha doğrusu sert ve kaba İslam anlayışını savunan grupların türediği ve Müslümanların terörizm ile suç- landıkları bir dönemde, Türkiye Cumhuriyeti ve bölgede ona bağlı olarak faaliyet gösteren merkezler, her zaman demokrasiye, insan haklarına, ifrat ve tefritten uzak durmaya, sanatlı, edebiyatlı ve kültürlü bir din ve toplum anlayışına ve evrensel prensiplere uygun hareket etmiş ve Balkan toplumuna bu insancıl tohumları ekmeye çalışmıştır. Son dönemde Türkiye Cumhuriyeti yetkilileri, gelenek ve modernite arasındaki mesafeyi ortadan kaldırabilecek bir değerler sistemi ortaya koymakta ve bunları toplumsal alanda cesaretle tatbik etmeye çalışmaktadır. Fakat buna mukabil karşı taraftan, hür düşünen hiçbir insanın anlayamayacağı, akıl almaz bir baskı görmektedir. Batılı belli çevrelerden empoze edilen Avrupa merkezli düşünce sistemi kendi içinde başarılı olamamış ve son yüzyılda birkaç defa insanlığın huzurunu bozmuştur. Türkiye Cumhuriyeti, dünyada İslamı ve Müslümanları lekeleyen, aşağılık kompleksini besleyen ve diğer taraftan teröre başvurarak Müslümanların imajını zedeleyen yapılara da karşı koymuştur. Türkiye Cumhuriyeti, son dönemde, sadece Müslüman toplumların deformasyonlarına değil, aynı zamanda Müslümanlara yöneltilen İslamofobi ve “ontolojik üstünlük” düşüncelerine de şiddetle karşı çıkmıştır. Yani Balkanların kozmopolit yapısını da göz önünde tutan Türkiye, her zaman teröre, sert ve kaba din anlayışına, kültürsüzlüğe karşı faaliyetler yürütmüş ve devamlı özünü bilen, ibadeti sadece görünüşte değil içinde de hisseden, diğerlerine saygılı bir din ve kültür anlayışını sergilemiştir. Balkan halklarının Osmanlı döneminden aşina oldukları din ve kültür anlayışı da zaten budur. Bundan dolayı hem yerli halkların hem de dışardan meseleyi yorumlamaya çalışanların, Türkiye Cumhuriyetinin çoketnisiteli, çok-mezhepli ve çok-kültürlü bir eksene sahip bu samimiyetini görmesi gerekmektedir. Bu gerçeği görüp tespit etmek, özellikle bölge insanı için ehemmiyet arz etmektedir. Bunun en önemli nedenleri ise şöyle sıralanabilir: - Türkiye Cumhuriyeti, Balkan halklarının öz ve ortak kültürünün ürünü olan unsurları yaşatmakla, Osmanlı döneminden bu yana bölgede devam edegelen ve günümüzde de en çok ihtiyacımız olan hoşgörü, sevgi, saygı konseptlerinin yeni bir canlılık kazanmasına yardımcı olmaktadır. - Türkiye Cumhuriyeti ve bölgede faaliyet gösteren kültür ve yardım merkezleri, insan ve toplum konularında baskıdan uzak ve insancıl bir yaklaşım sergilemektedir. Maalesef böyle bir yaklaşımı biz Balkan halkları uzun zamandır unutmuştuk. Çünkü son yüzyılda her kim geldiyse sadece bölmüş, parçalamış ve kanımızın dökülmesine sebep olmuştur. - Türkiye Cumhuriyeti bölgede asla ve hiçbir zaman, zorlayıcı ve baskıcı bir dini faaliyette bulunmamıştır. Tam tersine, cumhurbaşkanından son memuruna kadar, şiddete başvuran ve Müslümanları ciddi sıkıntılara sokan anlayış ve gruplara karşı olduklarını her zaman söylemiş ve onların etkilerinin geniş kitlelere yayılmaması için elden gelen gayretini göstermiştir. - Türkiye Cumhuriyeti bölgedeki devletleri yöneten yetkililerle, toplumsal hayatın tüm alanlarına yansıyacak iyi ilişkiler içerisinde olmayı esas alan bir siyaset yapmaktadır. Bunun örneğini sadece Arnavutluk, Kosova ve Bosna-Hersek gibi çoğunluğu Müslüman olan ülkelerde değil, Makedonya, Sırbistan, Karadağ, Bulgaristan, Yunanistan gibi çoğunluğu Hıristiyan olan ülkelerle ilişkilerinde de açık olarak görmekteyiz. - Türkiye'nin bölgede mevcut olması, buralarda yaşayan halkların öz kültürlerini yaşamalarına ve hoşgörünün artmasına sebep teş- kil edecektir. Zaten son dönemlerde yapılan faaliyetlerin de bu doğrultuda olduğunu açıkça görmekteyiz. - Aynı zamanda Türkiye'nin bölgede mevcut olmasının, dini aşırılıkların ve şiddetin önüne geçilmesinde en önemli etken olacağından asla şüphe duyulmamaktadır. - Türkiye'nin dini anlayışı, kültürlü, sanatlı ve insanı yaşatmayı hedef seçmiş bir anlayıştır ki Balkanlarda yaşayan bizlerin en çok ihtiyacı olan da bu anlayış olsa gerektir. Hiç şüphesiz sıralanan gerçekler daha da çoğaltılabilir. Fakat en önemlisi, olayları gerçekçi bir gözle değerlendirip çifte standartlardan uzak durmaktır. Gerçekçi olmayan ve komplo teorilerine dayanan tespitlerden en çok zarar görecek olan yine biz, Balkanlarda yaşayan halklar oluruz. Anadolu Ajansı’ndan alınmıtır… BTT... SAYFA 03 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Balkan Haberleri 3 14 Mart 2016 Pazartesi 95 yl sonra zmir’de M bir Yunan Babakan Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun konuğu olarak İzmir’deydi. Tsipras, 95 yıl sonra İzmir’e gelen ilk Yunan Başbakanı oldu. H.MERKEZ BALKAN GÜNLÜÜ K ritik Brüksel zirvesi sonrasında Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras 4. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı kapsamında yaptıkları ikili görüşmelerin ardından İzmir'de basın toplantısı düzenledi. www.haberler.com’a göre; İzmir'den Atina ile Ankara arasında havayolu ulaşımının başlayacağının müjdesini veren Davutoğlu, " Avrupa Birliği zirvesinden buraya geldik. Son gelişmelerle birlikte Suriye krizini de ele aldık. Öncelikle eş başkanlığını yaptığımız konsey toplantısında dostluk ilişkisinden memnuniyetimizi ifade ediyorum. İki ülke arasında çok önemli iş imkânları var. Ama en önemli unsur dostluk ilişkileridir. Bakanlarımız bundan sonra dostluk köprülerini kuracaklar. Ulaştırma anlamında Ege’nin iki yakasına yatırımlar yapılacak. Selanik ile İstanbul arasında hızlı tren önemli geliştirmek istiyoruz. İki başkent arasında doğrudan havayolu iletişimi olmadığını fark ettik. Türk Hava Yolları ile temas kurduk. Ankara ile Atina arasında ulaşım en kısa sürede başlayacak. Turizm bağlamında ortak turlar dahil kapsamlı iş bir- liği ile geniş bir potansiyel var" dedi. İki ülke arasındaki 6 milyarlık ticaret hacminin 10 milyar dolara çıkması için imkânları değerlendireceklerini belirten Davutoğlu, "Ticaretimizde 6 milyar dolara yakın olan hacmin 10 milyar dolara çıkmasını istiyoruz. Özellikle karşı yatırımlar bağlamında Yunanlı yatırımcıları ağırlamaktan mutluluk duyuyoruz. Türkiye ile Yunanistan arasında çok geniş iş imkânları var. İşbirliği alanlarını kültür ve eğitim alanlarında ortak bir tarih yazma konusunda çalışmalar yürütüyoruz" dedi. GÖÇMEN SORUNLARI ELE ALINDI Brüksel'de önemli bir zirveye katıldıklarını belirten Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Göçmen sorununu ele aldık. Yunanistan'a teşekkür ediyorum. Türkiye ile Yunanistan göçmen krizinde aynı perspektifi yaşıyoruz. Suriye'de barbar rejimden kaçan Suriyeli masumlara Türkiye kapılarını açtı. Bu göçten Yunanistan'da doğrudan etkileniyor. Türkiye ve Yunanistan zirvede ortak bir perspektif ile cevap veriyor. Alınan kararlar gereği Yunanistan ile Türkiye işbirliği büyük bir önem taşıyor. Önümüzdeki süreçte Ege'nin masumların hayatlarını kaybettiği bir dram denizi değil aksine Türkiye ile Yunanistan arasında mutluluğun paylaştığı bir deniz olarak görmek istiyoruz. Azınlıkların hakları konusunda açık yüreklilikle paylaştık. Gerek Ege sorunları gerek Kıbrıs sorunlarında çözüme çok yakınız. Doğu Akdeniz ve Ege'yi çekim merkezi haline getireceğiz” dedi. TSİPRAS İZMİR’DE OLMAKTAN MUTLUYDU İzmir'e 95 yıl aradan sonra gelen ilk Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Başbakan Ahmet Davutoğlu'na misafirperverliği için teşekkür ederek, İzmir'de ağırlanmaktan çok mutlu olduğunu söyledi. İzmir'in tarihi bir şehir olduğunu ifade eden Çipras, "Bugün burada İzmir'de, Ege Denizi'ni gören bir balkonda tarihi sorumluluk hissetmekteyim. Bu şehir kültür kavşağını oluşturmakta, tarihi bir şehir. İzmir aynı zamanda kozmopolit tarihi bir şehir, halkların barış içinde yaşadıkları bir şehir. Biz bunun için bu konsey toplantısını burada gerçekleştirdik. Bunun anlamı biz bu şehrin hafızalarda olumsuz anılarla anılmasını istemiyoruz. Halklarımız için daha iyi gelecek hazırlamak istiyoruz" dedi. İkili görüşmeler çerçevesinde ortak birçok işbirliği kararı aldıklarını kaydeden Tsipras, turizm, enerji, doğalgaz boru hatları, demiryolu ve deniz yolu alanında önemli işbirliği anlaşmalarına imza attıklarını vurguladı. İkili görüşmelerinde göçmen krizine de değindiklerini anlatan Tsipras, Ege Denizi ve Yunan Adaları'nın hem Avrupa'nın hem uluslararası toplumun yoğunlaştığı bir bölge olduğunu ifade etti. Tsipras, "Bir insanlık dramı yaşanmakta, evlerini terk etmek zorunda kalan insanlar başka şehirlerde iyi yaşa bulmak için yola çıkıyorlar. Maalesef organizatörlerin de kurbanları oluyorlar. Biz burada iki hükümet olarak bütün bu olayların kültürel açıdan utanç verici olduğunu belirtmek zorundayız. Biz bu sorunu çözmek için bulunuyoruz. Bize hiç kimse neyi nasıl çözeceğimizi dikte edemez. Biz bu nu gayet iyi biliyoruz ve çözmeye kararlıyız" diye konuştu. TürkiyeYunanistan arasındaki geri kabul protokolünü güncellediklerini de aktaran Tsipras şunları söyledi: "Sayın Ahmet dostuma teşekkür ediyorum. Kendisi ortak sorunlarımızın çözümü açısından kararlı tutum sergiliyor. Ben açık olmak istiyorum. Yunanistan ve Türkiye bu sorunun kaynağı, sebebi değil. On binlerce göçmenin Avrupa'ya akın etmesi Yunanistan ve Türkiye'nin sorun değil. Aslında biz onları misafir ediyoruz, on binlercesini misafir ediyoruz. Bizim ülkemizde zorlu koşullar olmasına rağmen medeni yaklaşım sergiliyoruz.” HAVA SAHASI İHLALLERİ Tsipras görüşmeler çerçevesinde iki ülkeyi yıllardır birleştiren ve ayıran konulara da değindikleri anlatarak, Kıbrıs konusunun BM ve AB çerçevesinde kalıcı şekilde çözümlenmesi konusunda hemfikir olduklarını ifade etti. Ege Denizi'nde Yunan hava sahasının ihlal edildiği konusunu da ele aldıklarını belirten Tsipras, sözlerini şöyle sürdürdü: "Durumu da ele aldık. Ben kendisine Yunanistan hava sahasının ihlali ile ilgili kaygılarımızı ilettim. Son bir yılda artış olmasından kaygılı olduğumu söyledim. Sayın Davutoğlu'na bu durumun iki ülke arasında olumlu ortama katkı yapmadığını söyledim ve kendisi de ilgileneceğini söyledi. Avrupa’da ‘3’üncü Balkan Savaı’ İZMİR MEKTUBU art ay bizde ÇANAKKALE Çanakkale RUHUNA KARI Zaferi dolay s yla ayr bir de ere ÇUKUR SYASET sahiptir. Bizim [email protected] ze de il ama stiklal 24.Dönem İzmir milletvekili airimiz Mehmet Balkan Stratejik Araştırmalar Rifat SAT Akif'in ifadesiyle Merkezi (BASAM) Başkanı "Bedrin Aslanlar ancak bu kadar anl idi" dedim za acil ifalar diliyoruz. i Çanakkale ehitlerimizi Türk milletinin asker ve sivil bir kez daha rahmet ve minvatanda lar yla top yekűn netle an yoruz. Bir yanda Çanakkale ruhu içinde bu ngiliz'e, Frans z'a ve yine çukurlara kar cihad Akif'in deyimiyle kimi yamAllah' n izniyle zaferle yam kimi bilmem ne bela sonuçlanacakt r. Çünkü dedi i onlar n sömürgelerine Cenab Allah asla sözünden kar anl ve kahramanca dönmez. O Allah ki; inan cihatlar . Dile kolay 250 bin yorsan z üstün gelecek sizsiaslan paresi yi it ehidimizin niz, müjdesini veriyor. Bir vatan ve slam u runa verkaç gün sonra 18 Mart'ta dikleri canlar . te bu Çanakkale zaferini yad edeÇanakkale ruhudur. Ben ce iz. Bu defa biraz daha una samimiyetle inan yoburu uz. Ancak bu bizleri rum. O Çanakkale ruhu ki; kamç l yor. Belki de son bugün dahi mevzuubahis günlerde bozulmak istenen vatan ve slam oldu unda birlik ve beraberli imizi caneksilmeksizin ayn heybetiyland r yor. Yüce Allah' n Ali le canlan r ve bütün samimi mran suresindeki ayetlerini vatan evlatlar nda makes hat rl yoruz: "Allah' n ipine bulur. Nitekim son günlerde hepiniz s ms k yap n. kaybetti imiz ci erparesi Da l p ayr lmay n. Ve ehitlerimiz bunlara namzetAllah' n sizin üzerinizdeki tir. Hepsine yüce Allah'tan nimetini hat rlay n. Hani siz rahmet diliyorum. Onlara bu dü manlar idiniz. O, kalpleVatan'a sahip ç kt klar için rinizin aras n uzla t r p s nte ekkür ediyorum, te ekkür d rd ve siz Onun nimetiyle ediyorum, te ekkür ediyokarde ler olarak sabahlad rum.... n z. Yine siz, tam ate çukurunun k y s ndayken, oradan ALLAH ONLARI sizi kurtard . Umulur ki hidaKAHREYLES N! yete erersiniz diye, Allah, size ayetlerini i te böyle Ba kentimiz Ankara'da aç klar." lginç bir tevafuktur alçakça diyece im ama üstat ki; ayette de çukur kelimesi Necip Faz l' n alçakl n bir geçiyor. Yüzy l önce s n r var, bunlar alçak bile Çanakkale'de Türk, Kürt, de il, çukur dedi i sözleri Arnavut, Bo nak, Roman, akl ma geliyor da, Çukur Laz, Dada , Yi ido, gibi seviyesiz kubur fareleriGakko ... bu milletin tüm nin korkakça ve haince pattemel unsurlar vatan ve latt klar bombalar yüzünden slam için bir araya geldiler masum ve sivil vatanda lar ve ehit oldular. O zaman m z n (Ki in allah ehit kar lar nda normal dü man olduklar na inan yor ve öyle dua ediyoruz) canlar na vard . imdi ise çukurlar. musallat oldular. Allah onlaÇanakkale ruhu bize mesaj r kahreylesin. Canlar n kay- veriyor: beden vatanda lar m za ASIL MD B RL K Allah'tan rahmet, yaral lar ZAMANIDIR! Bosna Savaı’nda bombalanan cami ibadete açılıyor BANJA LUKA BALKAN GÜNLÜÜ zmir-Selanik Feribot Hatt H.MERKEZ BALKAN GÜNLÜÜ ATNA BALKAN GÜNLÜÜ A vrupa’da sığınmacı krizi yeni bir kamplaşmaya yol açtı. Brüksel’deki zirvenin ardından “Schengen sisteminin” devamı yönünde karar alan AB üyeleri, sığınmacıların Balkan ülkelerinden geçişlerinin önlenmesi yönünde prensipte anlaşmıştı. Ancak bu kararın hemen ertesinde Slovenya, Sırbistan ve Makedonya’nın sınırlarını geçişlere kapatması büyük tartışma yarattı. www.haber7.com’a göre; Avusturya İçişleri Bakanı Johanna Mikl-Leitner Balkan rotasının kalacağını ve bu durumun kalıcı olduğunu açıklarken, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk bölge ülkelerini kararlarından ötürü kutladı. Almanya ve Yunanistan ise bölge ülkelerinin “tek taraflı ve aceleci” karar aldığını ileri sürüyor. TWITTER'DA KAVGA Avrupa’daki ‘Balkan çatlağı’, Twitter mesajlarında su yüzüne çıktı. Tusk, resmi hesabında 2 mesaj yayınlayıp 3 Balkan ülkesinin kararlarını övdü. Bu mesajlara sinirlenen Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras, Twitter üzerinden bir dizi mesaj yayınlayıp Tusk’ı sert biçimde eleştirdi. Tsipras, “Batı Balkan ülkelerinin sınırlarını kapatmaları tek taraflı bir harekettir. Böyle giderse AB’nin bir geleceği yoktur. Donald Tusk’tan ortak kararların uygulanmasına odaklanmasını beklerdik, bu kararları göz ardı edenleri teşvik etmesini değil” ifadesini kullandı. Donald Tusk ise Tsipras’a cevap olarak “Balkanlar üzerinden yasadışı göçmen akınları sona erdi. Tek taraflı eylemler söz konusu değil, burada mesele AB’nin ortak kararı” yanıtını verdi. B aşbakan Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras'ın İzmir'deki görüşmelerinin ardından, İzmir- Selanik arasında yapılacağı açıklanan feribot seferlerinin başlaması için, Türk ve Yunan heyetlerin teknik detaylara yönelik görüşmeleri sürüyor. www.haberler.com’a göre: İzmir'de Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras ile her iki ülkenin 11'er bakanının yaptığı görüşmelerin ardından, İzmirSelanik arasında feribot seferlerinin yapılması kararının da alındığı açıklandı. Bu karar doğrultusunda, görüşmeler sırasında, feribot seferleri için iyi niyet anlaşmasına imza atan Selanik Liman Müdürü Dimitros Markis ve beraberindeki heyet, İzmir'de kaldı. İzmir Liman İşletmesi Müdürü İsmet Canbaz, seferlerin yapılabilmesi için maliyet hesaplamalarının ve diğer görüşmelerin sürdüğünü söyledi. Selanik Liman Müdürü Dimitros Markis ile iyi niyet sözleşmesine imza atan İsmet Canbaz, feribot seferleri sayesinde, Avrupa'ya geçmek isteyen Türklerin ve lojistik firmalarının, Selanik üzerinden kısa bir yol ile istedikleri bölgeye ulaşabileceklerini belirtti. Canbaz, sefer yapacak Ro-pax türü feribotun, 80 TIR, 200 otomobil ve 300'e yakın yolcu taşıyabileceğini belirtti. AVRUPA'YA YENİ KAPI Anlaşmanın İzmir için önemine dikkat çeken İzmir Liman İşletmesi Müdürü İsmet Canbaz, "Bu yolla İzmir'in Avrupa'ya açılması yönünde bir aşama daha katedilecek. Bu iyi niyet sözleşmesi, iki ülkenin ticaretine, dostluk ve barışına önemli katkı sağlayacak. Ege ve ülke turizmine, lojistik sektörüne önemli katkılar sunacak" dedi. B osna Hersek'in Banja Luka şehrinde, savaşın sürdüğü 1993 yılında Sırpların temeline dinamit yerleştirerek yıktığı tarihi Ferhadiye Camii, yıkılışının yıl dönümü olan 7 Mayıs'ta düzenlenecek törenle yeniden ibadete açılacak. Banja Luka Müftüsü Osman Kozlic, ülkenin sembollerinden biri olan Ferhadiye Camisi'nin yeniden açılmasının sadece Bosna Hersek için değil, tüm bölge için önemli bir gelişme olduğunu vurguladı. www.dunyabülteni.net’e göre: Ferhadiye Camii'nin yarım kalan restorasyon çalışmalarının Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) katkılarıyla tamamlanabildiğini aktaran Kozlic, açılışın "kusursuz" olması için Türkiye ile Bosna Hersek'ten yetkililerin görev aldığı organizasyon kurulu oluşturulduğunu söyledi. Açılış organizasyonuna en az 20 bin kişinin katılmasını bekle- diklerini ve hazırlıklarını buna göre yaptıklarını söyleyen Kozlic, bu kapsamda şehirde güvenliğin sağlanması için gerek entite gerekse devlet düzeyindeki emniyet birimleriyle işbirliği yapacaklarını ifade etti. Kozlic, Banja Luka'da yaşayan birçok Müslüman’ın caminin bir daha hiçbir zaman eski haline dönemeyeceğine inanarak öldüğünü aktararak, caminin yeniden eski görkemine kavuştuğunu görme imkanı bulacak vatandaşları "şanslı" olarak nitelendirdi. Ferhadiye Camii'nin açılışının sadece ülkedeki Müslümanlar için değil, diğer dinlere mensup vatandaşlar için de önemli olduğuna işaret ederek, "Banja Luka'da sohbet etme imkanı bulduğum birçok Ortodoks, bu caminin onların da geçmişinin bir parçası olduğunu söyledi. Bu hissi korumalı ve ortak kültürümüzü geliştirmeliyiz. Nasıl ki Mostar şehri, köprüsü olmadan eksik ise Banja Luka şehri de Ferhadiye olmadan eksik sayılır" diye konuştu. SAYFA 04 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 4 Kosova Haberleri taraf nda petrol istasyonunun yer KIBRIS TÜRKÜ’NÜN ald kav akta da ya anmakta. Özellikle Kemal Aksay Caddesini BUNCA YIL Dr. Faz l Küçük Bulvar ’na ba laYAPAMADIKLARI yan kav akta iyile tirmek yapmak [email protected] zeminin ve çevrenin uygun olmas nedeni ile çok kolay. Kemal Prof.Dr. Ata ATUN Aksay Caddesinden kuzey yönünde, Dr. Faz l Küçük Bulvar na ürkiye Cumhuriyeti Lefko a do ru ilerleyen bir arac n, yolun darl Büyükelçili i K br s Türk halk nedeni ile kuzeye ve bat ya do ru n n kullan m na yönelik her ak lgitmek için trafik klar n bekleyen c projeye mali destek veriyor. araçlar n aras nda s ra beklemesi Türkiye Cumhuriyeti Lefko a gerekmekte. Kav a n sadece 1.5 Büyükelçili i bu mali deste i her sene metre veya tercihen 2.5 metre do uya artan bir ekilde kendi bütçesi içine do ru kayd r lmas n n, oradaki trafik koyuyor ama proje üretemeyen büroyo unlu unu asgari olarak üçte bir kratlar m z nedeniyle de her y l miloran nda azaltaca kesin. Yolun kenyonlarca TL kullan lmad için geri disinin de il, sadece bordürlerin kaygidiyor. Oysa ihtiyaçlar öylesine çok d r laca bu iyile tirme için projesi de ki… Tam 23 y ld r KKTC’nin en yap labilir, kaynak da yarat labilir. büyük üniversitesi olan Yak n Do u Üniversitesi’nde görev yap yorum. Gönyeli çemberi ise tam bir zaman Y llard r her sabah arac mla kaybetme, bo una yak t harcama tuzaMa usa’dan ve Girne’den Lefko a’ya . Sabahlar ve ak am üzerleri bu gittim. Sabah’ n trafik ke meke i 23 tuza a ister istemez dü erseniz zaman y l boyunca her y l daha da artan kayb n z en az ndan toplam 20 ile 30 boyutlarda geli ti. Bu konuda yaz lar dakika aras , yak t kayb n z da asgari 2 yazd m, öneriler yapt m ama dikkate Litre. Gönyeli çemberinin çözümü, alan hiç olmad . Halen Girne’de ikadi erlerine k yasla çok daha zor. met etmekteyim. Yak n Do u ÜniverYoncal alt geçit yapmaktan ba ka sitesi’nin ö renci say s 25 binleri çare yok gibi gözüküyor. Bir de beni geçti ama Lefko a Atatürk Kültür her gün üzen, Lefko a-Bo az bölgesi Park Fuar’ n n yer ald kav ak hala aras nda in a edilmi olan KKTC ilk gün yap ld hali ile duruyor. boyutlar na göre bir kasabadan daha Mevcut trafi i kald rmas neredeyse da büyük boyutlardaki Bulut olanaks z olmas na ra men ne bir el Apartmanlar nda (tam ad n bilmiyouzatan oldu, ne de iyile tirme yoluna rum) ya ayan insanlar n çekti i trafik gidildi. 2014 y l n n May s ay nda üniçilesi. Her kim ise hangi daire ise versiteyi ana yola ba layan yollar su hangi bakanl k ise burada ya ayan borular dö emek için kaz ld ve darinsan toplulu unu yok farzetmi ve mada n edildi. Aylarca sürülmü tarana yola ç k lar n da yasaklam . laya dönmü yollarda araç kullanmak zinler al nm , orada koskoca bir zorunda b rak ld Yak n Do u Üniverkasaba in a edilmi ama ilgili sitesinde çal anlar ve ö renciler. Bakanl k, bu bölgenin ula m sorunuNeredeyse bir buçuk y l bulan bu nu çözece ine yasak getirerek, hal n n zaman dilimi içinde herhalde milyonalt na süpürmeyi tercih etmi . Her larca TL yedek parça ve lastik al m na sabah üniversiteye giderken, son dereharcand ama karayollar bu f rsat ce tehlikeli bir ekilde bariyerlerin yolda ve trafik düzeninde iyile tirmeüzerinden atlayarak ana yolun içinde ler yapabilmek için de erlendiremedi. toplu ta ma arac bekleyen onlarca Hâlbuki orada do u yönünden bat ö renci görüyorum. Bu kasaba büyükyönüne giden araçlar n Fuar alan kavlü ündeki yerle im yerinde ya ayanlaa ndan kuzeye, yani üniversiteye r n kullan m na yönelik, toplu ta ma dönü ünü t kanma olmadan sa layaarac bekleyebilmeleri için bir tane cak alt geçit sistemi bu dönem içinde bile olsun üzerinde dura olan bir cep yap labilirdi. Aylarca söz konusu kavdahi yap lmam . Bu soruna çare bulak kaz nedeni ile kullan lamaz mak yerine nas l bir yasaklama zihnidurumdayd . Projesi yap lsayd , T.C. yetidir, nas l bir cezaland rma mant Yard m Heyeti buna kaynak yaratabid r anlam de ilim. Devletin görevi lirdi. sosyal amaçl konularda yasak getirAyn sorun Gönyeli Kav a ile mek de il, çözüm bulmakt r. lgili Kemal Aksay Caddesini Dr. Faz l bürokratlar m z bu konuda acil olarak Küçük Bulvar ’na ba layan, kuzey göreve ça r yorum. T 14 Mart 2016 Pazartesi RUSYA’DAN Kosova konusunda Srbistan’a destek Rusya Başkanı Vladimir Putin, Kosova’yı da kendine katmak teşebbüsleri dâhil, Sırbistan’ın toprak bütünlüğünü desteklemeyi sürdüreceğini vaat etti BELGRAD - BALKAN GÜNLÜÜ R usya Başkanı Vladimir Putin, Kosova’yı da kendine katmak teşebbüsleri dahil, Sırbistan’ın toprak bütünlüğünü desteklemeyi sürdüreceğini vaat etti. Sırbistan Başkanı Tomislav Nikoliç ile Moskova’da gerçekleştirdiği görüşmede Rusya Başkanı Vladimir Putin, “Sırbistan, özellikle Kosova olmak üzere, toprak bütünlüğünü ve egemenliğini koruduğu her yerde Rusya’nın desteğini hesaba katabilir.” dedi. Rusya ile uzun ve çok yakın dostluk ve kardeş ilişkilerine sahip Sırbistan, Kosova’nın birleşmiş Milletler Örgütü’ne üyeliğinin engellenmesi alanında da Rusya’dan büyük diplomatik destek görmektedir. www.kosovahaber.net’e göre; Sırp siyasileri arasında en Rus yanlısı olan Sırbistan Başkanı Nikoliç, çoğu kez Sırbistan’ın NATO ve Avrupa Birliği ile sıkı ilişkilerine karşı koymakla tanınan bir siyasetçi. Kosova Yashari ve UÇK kahramanlarn unutmad PR T NE - BALKAN GÜNLÜÜ K osova Kurtuluş Ordusu'nun (UÇK) kurucularından Adem Yashari'nin de aralarında bulunduğu 54 kişinin Sırp polisi tarafından öldürüldüğü Prekaz Katliamı’nın 18'inci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen ve üç gün süren UÇK Destanı isimli anma etkinliği gerçekleştirdi. www.haberler.com’a göre; Priştine'deki Kosova Güvenlik Kuvvetleri'nin (FSK) Adem Yaşari kışlasında merkezi tören düzelendi. Törene Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga, yeni seçilen Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi, Meclis Başkanı Kadri Veseli, Başbakan İsa Mustafa, Kosova Güvenlik Kuvvetleri Bakanı Haki Demolli, FSK Komutanı general Rrahman Rama ve aralarında Türkiye Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç'ın da bulunduğu çok sayıda diplomat, NATO temsilcileri ve üst düzey yetkili katıldı. KDTP’den ‘Toplumda Kadn’ paneli PR ZREN BALKAN GÜNLÜÜ K osova Demokratik Türk Partisi (KDTP) Prizren Şubesi Kadın Kolları, Prizren’de “Toplumda Kadın” konulu panelini düzenledi. Kadınların “Toplumda Kadın” konulu panele ilgisi yoğundu. www.kosovahaber.net’e göre; KDTP Prizren Şubesi Kadın Kolları Fidan Brina Jılta, kısa çizgilerde uluslararası kadınlar günü tarihçesinden ve geçmişten günümüze kadar kadınların toplumdaki konumundan konuştu. Türkiye Cumhuriyeti Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç insanların elde ettiklerinin ne kadar kıymetli olduklarını fark ettiklerini ve sorunların çözülmesi için neler yapılması gereği üzerinde durduklarını belirtti. Ülkelerin gelişmişlik göstergelerinden birinin kadınlara verilen önem olduğunu söyleyen Büyükelçi Kılıç, güçlü toplumların güçlü kadınlarla mümkün olduğunu vurguladı. Türkiye’nin kadınlara verdiği önemden örnekler veren Büyükelçi Kılıç, Kosova’da da bu yönde yapılanlarla yakından ilgilendiğini ve Türkiye’nin bu yönde de desteklerinin devam edeceğini bildirdi. Kosova Kamu Yönetimi Bakanı ve KDTP Genel Başkanı Mahir Yağcılar da, kadınların başarılı olması toplumu güçlendirdiğini ve birlik-beraberlik içerisinde olmaya sürüklediğini belirtti. Kadının Türk Toplumunda ayrı bir yeri ve önemi olduğuna işaret eden Yağcılar, bu alanda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün çalışmalarının örnek olduğunu söyledi. Türkiye'den Kosova'ya gümrük destei PR ZREN BALKAN GÜNLÜÜ T ürkiye Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşcı, Priştine'de Kosova Gümrük Müdürü Lulzim Rafuna ile bir araya geldi. Aşçı, beraberindeki heyet ile gerçekleştirdiği temaslarda, iki ülke gümrükleri arasındaki işbirliğin daha ileriye taşınması imkanlarını ele aldı. Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Cenap Aşcı, temaslarda Kosova'nın, Dünya Gümrük Örgütü'ne (DGÖ) üyeliğine destek olacaklarını belirtti. www.haberler.com’a göre; Görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Müsteşar Aşcı, Kosova'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, iki ülke arasında gümrük alanında muhteşem bir işbirliği bulunduğunu, görüşmede bu işbirliğini gelecekte daha da geliştirmek adına atılacak adımları değerlendirdiklerini söyledi. Türkiye'nin Kosova'nın bağımsızlığını tanıyan ilk ülkeler- den biri olduğunu anımsatan Aşcı, Kosova'daki olumlu gelişmelerin kendilerini de mutlu ettiğini aktardı. Aşcı, iki ülkeyi tarihsel ve kültürel açıdan kardeş ülkeler şeklinde tanımlayarak, başta Dünya Gümrük Örgütü olmak üzere Kosova'nın uluslararası örgütlere üyeliği için destek vereceklerini bil- dirdi. Kosova Gümrük Müdürü Lulzim Rafuna da iki ülkenin gümrük kurumları arasında iyi işbirliği olduğuna işaret ederek, Kurumlar arasında ortak teknik gruplar kurulması konusunda anlaştık. Bu şekilde, vergi kaçırmalara karşı mücadele gibi durumlarda bilgi alışverişi sağlanabilecek dedi. SAYFA 05 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 5 Balkan Haberleri STKLAL MARIMIZ… www.ergundur.com Ergün DUR Hepsi Hikaye... stiklal Mar9AmAz, yurdumuzun dü9man i9galine u3radA3A felaket günlerinde hazArlandA. HaksAz yere ülkemize saldAran dü9mana kar9A Anadolu'da tutu9an heyecanA koruyacak; vatan sevgisini ve inancA CanlA tutacak bir mar9An hazArlanmasA dü9üncesi, Genel Kurmay Ba9kanA &smet (&nönü) Pa9a’dan geldi. &smet &nönü böyle bir mar9An FransAz ordusunda mevcut oldu3unu ve bizim ordumuz için de faydalA olaca3AnA Milli E3itim BakanlA3Ana iletti. Milli E3itim BakanlA3A da bu dü9ünceyi benimseyip bir yarA9ma düzenledi. Be3enilen güfte için 500 lira ödül verilecekti. YarA9ma için 734 9iir gönderildi. Bir kurulca bunlar titizlikle incelenip 6 tanesi ayrAldA. Ama hiçbiri be3enilmedi; mar9 olacak de3erde bulunmadA. O zaman Burdur Milletvekili olan Mehmet Akif'in para ödülünden rahatsAzlAk duydu3u için yarA9maya katAlmadA3A ö3renildi. Dönemin Milli E3itim BakanA Hamdullah Suphi 9airin Meclis'teki sAra arkada9A BalAkesir Milletvekili Hasan Basri Bey'in yardAmAnA istedi. Hasan Basri Bey bundan sonrasAnA 9öyle anlatAyor: Akif Bey'in yanAmda oldu3u bir zaman, elime bir ka3At parçasA alarak, onun dikkatini çekecek bir tarzda yazmaya ba9ladAm. -Ne yazAyorsun? -Mar9... &stiklal Mar9A yazAyorum. -Yahu sen ne adamsAn? Seçilecek 9iire para ödülü verilece3ini bilmiyor musun? içinde para olan bir i9e nasAl katAlAyorsun? -YarA9ma kaldArAldA? Seçilecek 9iire ne para verilecek, ne de her hangi bir ödül. Milli E3itim BakanA bana güvence verdi. -Ya, o halde yazalAm. &9te böylece yazAlmaya ba9lanan ve 48 saatte bitirilen &stiklal Mar9A, imzasAz olarak Milli E3itim BakanlA3A’nAn seçici kuruluna sunuldu. Milli E3itim BakanA Hamdullah Suphi, daha önce seçilen 6 9iirle birlikte yeni 9iiri Ordu KomutanlarAna gönderdi. Onlardan, 9iirlerin askerlere okunmasAnA, be3enilenleri sAralamalarAnA istedi. Komutanlar, kAsa sürede sonucu bildirdiler: Hepsi de Mehmet Akif'in 9iirini birinci sAraya almA9tA. Bundan sonraki i9, &stiklal Mar9A'nAn T.B.M.M’ ne getirip kabul ettirmekti. Mar9, ilkin Meclis'in 1 Mart 1921 günü yaptA3A ikinci oturumunda ele alAndA. Ba9kan Mustafa Kemal'in söz vermesi üzerine Hamdullah Suphi kürsüye gelerek, sAk sAk alkA9larla kesilen 9iiri okudu ve son seçimin Meclis'e ait oldu3unu söyledi. O Gün oylama yapAlmadA. iirle ilgili konu9malar ve oylama, Meclis'in 12 Mart 1921 günü ö3leden sonraki oturumunda yapAldA. BazA milletvekilleri, bir komisyon kurularak 9iirin yeniden incelenmesini, bazAlarA da hemen görülüp karara ba3lanmasAnA istediler. Uzunca tartA9malardan sonra, 9iirin kabulü için verilen 6 önerge benimsendi ve &stiklal Mar9A ço3unlukla kabul edildi. iirin bestelenmesi için açAlan ikinci yarA9maya 24 besteci katAldA. 1924 yAlAnda Ankara'da toplanan seçici kurul, Ali RAfat Ça3atay'An bestesini kabul etti. Bu beste 1930 yAlAna kadar çalAndAysa da 1930 da de3i9tirilerek Cumhurba9kanlA3A orkestrasA 9efi Osman Zeki Üngör'ün 1922 de hazArladA3A bugünkü beste yürürlü3e kondu. Mar9An armonilenmesini Edgar Manas, bando düzenlemesini &hsan Servet Künçer yaptA. Allah bir daha bu millete &stiklal Mar9A yazdArmasAn. (Amin) & 14 Mart 2016 Pazartesi Makedonyal Müslümanlar haç heykelini istemiyor Makedonya'da ina edilmek istenen Haç heykelini protesto eden Müslüman Arnavutlarn eylemine Makedonlardan kar eylem geldi ÜSKÜP - BALKAN GÜNLÜÜ İ ktidar ortağı Arnavut partisi Demokratik Bütünleşme Birliği (BDİ) Butel semtinde geçen hafta inşa edilmesi planlanan 55 metrelik haçın temelinin atıldığı yerde protesto düzenledi. BDİ’nin organizasyonunda Arnavutlar tarafından Haç’ın inşaatına karşı başlatılan protestolara, Makedon kesimden karşı gösteri geldi. Muhalefet, iktidar koalisyonunu, seçim öncesi etnik bir gerginlik meydana getirmekle, iktidar partisi ise muhalefetten gelen geçici İçişleri bakanını kamu düzenini koruyamamakla suçluyor. www.dunyabulteni.net’e göre; Makedonya'da Butel kasabasında, Makedonların 55 metrelik haç dikme girişimine itiraz eden Arnavutlar, haçın temelinin bulunduğu yere kamp kurdu, Makedonlar da o bölgeye yürümek isteyince polis engeliyle karşılaştı. Haçın temelinin atıldığı yerde Arnavutların protesto amaçlı çadır kurması, bu sefer Haç'ın inşa edilmesinden yana olan Makedonlar tarafından protesto ediliyor. Yaklaşık 100 kişilik grup Butel’deki polis istasyonunda toplanıp, Haç’ın temelinin bulunduğu istikamet doğrultusunda yürümeye başladı. Fakat polisin aldığı yoğun güvenlik önlemleri nedeni ile geçişlerine izin verilmedi. AP'den 'Srp Belediyeler Birlii' çars BELGRAD BALKAN GÜNLÜ⁄Ü A vrupa Parlamentosu (AP) Başkan Yardımcısı ve AP Kosova Raportörü Ulrike Lunacek Sırbistan’ın Kosova’yı tanıması gereğini dile getirip Avrupa Birliği’nin, Kıbrıs vakası hariç, artık sınırları tanımlanmamış hiçbir ülkeyi kabul etmeyeceği bilincinde olduğunu ifade etti. www.dunyabulteni.net’e göre; Ulrike Lunacek Belgrad’ın ‘Kurir’ gazetesine verdiği demecinde Kosovalılar için vizeler muafiyetinden de söz ederken Batı Bulgaristan'da ulusal bayramda provokasyon GOTZE DELÇEV BALKAN GÜNLÜ⁄Ü B ulgaristan'da milliyetçiler tarafından ülkenin güneybatısındaki Gotze Delçev şehrindeki tarihi Karaca Paşa Camii'nin minaresine Bulgaristan bayrağının asıldığı bildirildi. www.dunyabulteni.net’e göre; Osmanlı'dan bağımsızlığını alan Bulgaristan'da kutlanan Ulusal Bayram’da, kültür anıtı olduğu gerekçesiyle ibadete kapalı tutulan ve onarımı bile yapılamayan Karaca Paşa Camii'nin yarım kalan minaresine tırmanan "Aktif Vicdan" adlı yerel derneğin lideri Andon Baltaciev, minareye Bulgaristan bayrağını astı. Baltaciev'in önceden duyurması ve merkezi Gotze Delçev'de bulunan Blagoevgrad Bölge Müftülüğünün polisi uyarmasına rağmen eylemin engellenemediği öğrenil- di. Baltaciev, yerel medyaya yaptığı açıklamada, "Bu eylemle, bu bayramın dini inançları ne olursa olsun tüm Bulgarların ulusal bayramı olduğunu göstermek istedim" ifadesini kullandı. Blagoevgrad Bölge Müftüsü Aydın Muhammed, yaptığı açıklamada, farklı bir boyutu olduğunu belirttiği olayı, "kışkırtma" olarak nitelendirdi. Ülkede hiçbir kilisenin tepesinde ulusal bayrağının asıldığını görmediğini söyleyen Mohammed, "Gotze Delçev'de aslında etnik ve dini temelli provokasyon girişimleri yeni bir şey değil. Bu gerçekler toplumumuzun, dolaylı olarak toplumun elitinin düzeyini gösterir. Askerlik yaparken öpüp yemin ettiğimiz bayrak benim de bayrağımdır. Ancak onu toplumda bunalım çıkartılarak kışkırtmak için kullanılması cezasız kalmamalı. Türlü sembolleri ile vatanseverlik dini bunalımlar da yaratabiliyor"dedi. Haradinaj’dan Jahjaga’ya KARADA TEPKS PRTNE BALKAN GÜNLÜ⁄Ü K osova Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga, meclis’te muhalefet tarafından protesto ve biber gazı süreciyle ihtilaflaştırılan Kosova ile Karadağ arasında sınırın belirlenmesinin tekrar gözden geçirilmesine dair bir “ad-hoc” komisyonun kurulmasıyla ilgili bir ay önce açıkladığı fikri nihai hale getiriyor. www.dunyabulteni.net’e göre; Cumhurbaşkanı Jahjaga sınırın belirlenmesine dair tüm malzemeleri gözden geçirecek üç yabancı uzmanın “ad-hoc” komisyonun atanmasını imzalayacak. Görevinin son günlerinde Jahjaga’nın bu komisyonu kurmasını yeni seçilen Cumhurbaşkanı Hashim Thaçi de desteklemektedir. Thaçi de dün ‘Top Channel’-e verdiği demecinde Karadağ ile sınır çizginin belirlenmesi çalışmaları destekleyeceğini teyit etti. MUHALEFETTEN SINIR EKİBİNE TEPKİ Kosova Geleceği İçin İttifak(AAK) Başkanı Ramush Haradinaj, işbaşındaki Hükümet’in gözetiminde çalış- ması halinde, Karadağ ile sınırın belirlenmesi üzerinde çalışacak komisyonun kurulmamasını istedi. AAK lideri Ramush Haradinaj’ın bu tepkisi Cumhurbaşkanı Atifete Jahjaga’nın Karadağ ile sınırın belirlenmesine dair bir komisyonun kurulması için başlattığı girişimine karşı koymak gibi algılanıyor. Balkanlar’da vizeler muafiyetinden mahrum kalan tek ülke Kosova’nın da vize muafiyetine en kısa zamanda sahip olması gereğini savundu. Sırp Belediyeler Birliği’ne de değinen Lunacek, bunun Brüksel’de Priştine ve Belgrat arasında varılan anlaşma gibi uygulanması ve Kosova’nın Anayasası esasınca kurulması gerektiğini söyledi. Kosova ile Sırbistan arasında iyi komşuluk ilişkilerinin sürdürülmesini talep eden AP Başkan Yardımcısu Ulrike Lunacek, geçen yıl Kosova’nın UNESCO üyeliğinin reddedilmesinin Sırbistan’ın uluslararası örgütlerde Kosova’ya yönelik sürekli ablukasının bir göstergesi olduğunu değerlendirdi. SAYFA 06 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 6 Aratrma 14 Mart 2016 Pazartesi ARNAVUTLUK VE ATATÜRK 1 Dış Yayınlar Dairesi Arnavutça Masası’na gelen Dinleyici mektuplarından birinde: ”… Atatürk ile ilgili programlarınızı ilgiyle dinlemekteyiz… Acaba, Atatürk hakkında Arnavutça yayınlanan kitap ve yazılardan ve de Arnavutlukta faal bulunan ”Atatürk’ün Dostları Derneği’nden söz edemez misiniz?…” deniliyordu İ zin verirseniz bu konuyu 10 KASIM için ”Kemalist Ülkü”ye işlemek istiyorum. Bilindiği gibi, Balkan yarımadasının batı kesiminde: Prevezeden Tivar-Bari’ye kadar uzanan deniz kıyılarıyla oradan Yeni Pazar, Niş, Morina, ve Vardar ırmaklarıyla Selanik körfezine varan çizgilerin arasında kalan yani eski İşkodra, Kosova, Üsküp, Manastır ve Yanya illerinde yaşayan Arnavutlar, Balkan yarımadasının en eski ve yerli sakinlerdir. Soy itibariyle İllerinden inerler, dil bakımından Trokoilir karışımı bir dil konuşurlar. Elenler ve Slavlar sonradan gelmişlerdir bu yarımadaya… ve çeşitli ırklarla karışarak orjinal özelliklerini yitirmişlerdir. Balkan yarımadasındaki tarihi, coğrafi, toponomik ve onomastik isimler ancak Arnavutça ile çözülebilmektedir. NİÇİN ”ARNAVUDİSTAN”DEĞİL DE, ”ARNAVUTLUK”? Dikkat olunursa, görülür ki: XIV. yy’ın ortalarında Balkanlara çıkan Osmanlı Türkleri; Yunanlılar, Bulgarlar, Sırplar… vs tarafından sert karşılandılar; İslam dininiPomaklar, Giritliler, Torbeşler, Goranlar… dışında benimsemediler. İslamlaşmış bir Elen, Sırp, Bulgar unsuru mevcut değildir. Boşnaklar ise Sırp değil, ortaçağda, Bosna-Hersek’e yerleşmiş olan Türk asıllı Kıpçak, Kuman, Peçenek, Tatar… vs. kökenlidir ve dil yönünden Slavlaşmış Orta Asyalı kavimlerdendir. Bu yüzden Osmanlılar da, Elenlerin ülkesine ”Yunanlılık”; Bulgar yöresine ”Bulgarlık” değil, ”Bulgaristan”; Servis’ten yani Uşaklık, Hizmetten türemiş olan Sırp-Slav ülkesine de ”Sırplık” değil, ”Sırbistan” … diye ad vermişlerdi. Ulusal örf ve adetleri olmayan Yunanlılar(Elenler), Sırplar, Bulgarlar, Hırvatlar, Slovenler arasında Hıristiyanlık çok çabuk yayılmıştı. Bu ülkelerde kurulan kiliseler, kendilerine özgü güçlü örf ve adetleri olan Arnavutlara çok katı davranmışlardır. Ortaasya’dan katıldıkları örf ve adetleri Şamanizm’i terketmiş olan Osmanlı Türkleri, Rumeli’ye çıktıkları zaman; Türkistanlı Hacı Bektaş Veli’nin (1210-1270) kurduğu hoşgörülü ve geniş görüşlü Bektaşiliği benimsemişler ve Balkanlara yaymışlardı. Bu yumuşak İslami inanış, mezhep; BESA’ya sahip sahip Arnavutlar tarafından olumlu karşılandı, benimsendi ve kolay yayıldı. Bektaşilik, Arnavutları Elen ve Sırp papazlarının baskılarından ve eziyetlerinden kur- tarmıştı. Bu nedenle, Arnavutlar Osmanlı Türkleriyle çabuk anlaştılar ve Osmanlılar, o sıralarda ”Arberia” tesmiya okunan Arnavut ülkesine ”Arnavudistan” değil, ”Arnavutluk” adını verdiler. ELİNE BELİNE DİLİNE ”Eline-Beline-Diline” ve ”EşineAşına-İşine” ilkelerine bağlı olan Osmanlı Türkleri ile Besa’lı Arnavutlar sadece dost değil, fakat ”özkardeş” oldular. Bu töresel ve ahlaksal yaklaşımlardan dolayı, Arnavutlar Osmanlı camiasında ”reaya” sayılmadılar, Türklerle birlikte ”imtiyazlı” (ayrıcalıklı) ulus düzeyinde Osmanlı Yönetiminin askerlik, yönetim, hukuk, maarif, kültür, sanat, mimarlık… vs. alanlarında hizmetler gördüler. Tanınmış tarih- çi Tevfik: Arnavutlar Batı yörelerinde (Rumeli’de) ve Türklerde Doğuda (Anadolu’da) Osmanlı devletini 500 yıl süresince zaferlerden zaferlere ulaştırarak iki kol ve kanat oluşturdular… ” diyordu. Arnavutları yakından tanıyanlar bilirler ki: Arnavutlar, bugün de Türklerin ve Türkiye’nin en yakın ve sadık dostlarındandır. TÜRKLERDEN DAHA TÜRK, ARNAVUT AYDINLARI Batı uygarlığına yakın ve yatkın olan Arnavut aydınları, Tanzimat’tan sonra başlayan Türklük hareketlerinde büyük hizmetler ettiler. Sözgelimi: 1879 yılında Latin esaslı Arnavut alfabesini ve 1887 de Arnavutça’nın dilbilgisini (gramerini) oluşturan ve yazan Şemsettin Sami Frasheri, aslen Arnavut olduğu halde, Türkçülüğe ve Türkçeciliğe büyük yayarlıklarda bulunmuştur. 54 yıllık yaşamında 54 değerli yapıt veren Ş.Sami (1850-1904), kimsenin ”Türk” ve “Türkçü” demeğe cesaret edemediği Sultan II. Abdülhamit döneminde ”Kamus-u Türki”yi (Türçe Sözlüğü) yayınlamaya muvaffak oldu. O dönemde nice Türk aydınları, “Türk” adını ve sıfatını kullanamıyordu, örneğin: Lugat-ı Osmani… vb. diyorlarlardı. Oysa Şemsettin Sami, katı Abdülhamit’i ikna ederek ”Kamus-u Türk” (Türkçe Sözlük) adlı şaheseri basabildi. Ş.Sami: ”Osmanlı kavim, millet adı değil, kabile-aile -sülale adıdır… Biz ise Türküz, Türk milletindeyiz. ”Osmanlı” ancak Sultan sülalesi için kullanabilir…”diyordu. Buna karşın, 1911 yılında iktidarda bulunan sözde Turancı ve Türkçü geçinen İttihat ve Terakki Hükümeti’nin bir Maarif Nazırı (Eğitim Bakanlığı) ”Elifba-i Osmani” adlı bir Alfabenin arka kapağında, yayımlattığı bir tamimimde (genelgesinde): ” … Kim ki, badehu Lisan-ı Osmani… vs. demeyip ”Lisanı Türki”… dediği taktirde, şöyle böyle tecziye olunacağı diye biliyordu. Şemsettin Sami’nin kardeşi şair Maarif Nezareti Talim ve Tercüme Dairesi üyelerinden Naim Frasheri, Vatan Şairi Namık Kemal, İttihat ve Terakki’nin (1) Numaralı kurucusu Dr. İbrahim Temo, İstiklal Marşı Şairimiz Mehmet Akif Ersoy, İstanbul Üniversitesi’nin ilk Rektörü Hoca Hasan Tahsin… vs. Arnavut kökenli oldukları halde, Türk kültürüne hizmet etmişlerdir. İttihat ve Terakki Hükümeti’nin macerası ve basiretsiz politikası yüzünden 1912-13 Balkan Harbinde yitirilen Rumeli’de, bağımsızlığını ilan etmek zorunda kalan Arnavutlar, yine de Türk dostluğuna sadık kaldılar.28-31 Ocak 1920 Lushnja Ulusal Kurultayı ile kurulan parlamenter ve demokratik Arnavutluk, 23 Nisan 1920 de kurulan Ankara devletini ve hükümetini tanıyan devletlerin en başında yer alır. İleri görüşlü Mustafa Kemal Atatürk, 1920 de Tiran’la askeri, iktisadi ve kültürel anlaşma yaparak, o sıralarda Yunanlılarla savaş halinde olan Arnavutluk’a Ordu kurmak üzere Prizrenli Kurmay Albay Selahattin Saip Şkoza idaresinde 25 kişilik bir askeri heyet gönderdi. Çift vatandaşlık uyruğuna giren Selahattin Saip Bey, seçimlere girerek, milletvekili oldu ve İlyas Vrioni Hükümeti’nde iki yıl süreyle Arnavutluk Milli Savunma Bakanlığı’nı yürüttü, modern bir Arnavut Ordusu kurdu ve Anadolu’ya çıkmış bulunan barbar Yunanlıların Yanya’da Arnavutluğa karşı askeri kuvvet bulundurmasını sağladı. Bu strateji Başkomutan Mustafa Kemal Paşa’nın eseri idi. Böylece Yunanlılar Anadolu’da daha kolay bir dayak yediler… Demokratik Arnavutluk’la Yeni Türkiye arasında 15 Aralık 1923 tarihinde Ankara’da ”Ebedi TürkArnavut Dostluğu” imzalandı. Dağlık kuzey Arnavutlukla aşiret reislerinden feodal Ahmet Zogu (1895-1962), Büyük aydın Fan S. Noli yönetimindeki Demokratik Hükümeti 24 Aralık 1924 de devirmekle birlikte, Türk-Arnavut Kardeşliği, Arnavut halkınca ve aydınlarca devam olundu. Kral Ahmet Zogu, Faşist Roma’ya yaklaştıkça Türk-Arnavut Kardeşliği daha çok perçinleşti. www.arnavut.com sitesinden alınmıtır… DEVAM EDECEK... SAYFA 07 Yerel Yönetimler 7 14 Mart 2016 Pazartesi ehzadeler Donji Vakuf ile KARDE OLDU Bosna Hersek ile İlişkileri Geliştirme Merkezi Vakfı’nın (BİGMEV) Bosna Hersek ile Türkiye arasında yürüttüğü ‘Kardeş Belediyeler’ projesi kapsamında bir araya gelen; Şehzadeler Belediyesi ile Donji Vakuf Belediyesi kardeşlik sürecini resmi olarak başlattı MAN SA - BALKAN GÜNLÜÜ B osna Hersek ile İlişkileri Geliştirme Merkezi Vakfı’nın (BİGMEV) iki ülke belediyeleri arasında yürüttüğü çalışmalar neticesinde imza aşamasına gelen belediyeler arası kardeşlik süreci, Bosna Hersek’in iş potansiyeli olarak en güçlü belediyelerinden biri olan Donji Vakuf Belediyesi’yle Manisa’nın Şehzadeler Belediyesi’nde atılan imza ile resmiyet kazandı. Belediyeler arası kardeşlik sürecini başlatmak üzere BİGMEV’in çağrısı ile Türkiye’ye gelen; Donji Vakuf Belediye Başkanı Huso Sušić ve Uluslararası İşbirliği Koordinatörü Sead Cerić, Meclis Üyesi Azrudin Đulović ve şehrin önde gelen iş adamlarından Mehmed Kulašin’i, Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik makamında ağırladı. Susiç Donji Vakuf Belediyesi olarak, Şehzadeler Belediyesinin ilk kardeş Belediyesi olmaktan büyük bir mutluluk duyduğunu ifade etti. Donji Vakuf heyetini misafir etmekten büyük bir memnuniyet duyduğunu ifade eden Şehzadeler Belediye Başkanı Ömer Faruk Çelik “Sizleri Bosna Fatih’i, Fatih Sultan Mehmed’in şehrinde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Çok değerli başkanıma ve heyetine Fatih’in şehrine, Bosna Fatihi, Fatih’in şehrine hoş geldiniz diyorum. Bosna Hersek bizim için çok önemli, biz Bosna’yı, Bosna halkını çok seviyoruz. Türkiye’de yaşayan her bir vatandaşımızın gönlünde Bosna denildiğinde bir sevgi oluşur, muhabbet oluşur. Bizim gönül coğrafyamızın en önemli köşelerinden birisidir. Bu bağlamda da yeni kurulmuş bir belediye olarak da ilk yurt dışında ki kardeş şehrimizin Bosna Hersek’ten Donji Vakuf gibi çok kültürel değerleri olan, Ayvaz Dede’ye ev sahipliği yapan bir şehrin olması bizi ziyadesi ile mutlu etmiştir. Geçen yıl buradan meclis üyelerimiz ve bir heyetle, Donji Vakuf’taki Ayvaz Dede etkinliklerine katılmıştık. Bu ziyarete katılan bütün arkadaşlarımız çok mutlu oldular, çok memnun oldular. Oradaki ev sahipliğiniz için hepinize tekrar teşekkür ediyorum. Gerçekten de oraya giden arkadaşlarımız ile biz, orada gördüğümüz manzara karşısında sizlerin ilgisi, Bosnalıların Türkiye’ye olan sevgisi karşısında çok duygulandık. İnşallah bundan sonraki süreçte de hem biz geleceğiz, hem de sizleri daha fazla misafir edeceğiz. Mevcut olan gönül köprümüzün üzerine yeni ilişkiler inşa etmenin çaba ve gayreti içerisinde olacağız. İş adamlarımız da inşallah orada yatırım yaparlar ve ticari olarak da Donji Vakuf ve Şehzadeler arasındaki iş birliği artar” dedi. Tutinli Bonaklar ibirlii için zmir’e geldi H.MERKEZ BALKAN GÜNLÜÜ S ırbistan Cumhuriyeti sınırları içinde yer alan ve nüfusunun büyük çoğunluğunu Boşnakların oluşturduğu Tutin kentinin belediye başkanı Şemsudin Kuçeviç, İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni ziyaret ederek Başkan Aziz Kocaoğlu ile bir araya geldi. İzmir ile Tutin arasındaki kültürel ve ekonomik işbirliğini geliştirmek amacıyla gerçekleşen ziyarette konuk belediye başkanına İzmir Bosnak-Sancak Kültür ve Yardımlaşma Derneği Başkanı Abdullah Gül de eşlik etti. Tutin kentinin özellikle mobilya sektörü ve organik tarımda öne çıktığını ifade eden Şemsudin Kuçeviç, sektör temsilcileriyle birlikte İzmir'de ikili görüşmeler yaparak işbirliği olanakları arayacaklarını söyledi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ise Tutin’e gereken her türlü desteği vereceklerini belirterek, "İzmir Boşnaklar için yabancı bir kent değil. İşbirliği adına doğru adrestesiniz. Bundan sonra Tutin şehri ile ilişkilerimizi daha da yoğunlaştıracağız" dedi. Eridere Belediyesi kadınları unutmadı ER DERE BALKAN GÜNLÜÜ B ulgaristan’da Türklerin yoğun olarak yaşadığı belediyelerden biri olan Eğridere Belediye Başkanı Resmi Murat ile Yerel Meclis Başkanı Sezgin Bayram, Meclis salonunda düzenledikleri 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Resepsiyonu’na Belediye, muhtarlıklar, okullar ve anaokullarında görevde bulunan tüm bayanları davet ettiler. Resmi Murat, şahsı ve tüm belediye yönetimi adına bayanların gününü kutlayarak, sağlık, daima güler yüzlü ve azimli olmalarını diledi. www.kircaalihaber.com sitesine göre; Resmi Murat, kutlama konuşmasında, “Hep birlikte güzel bir gelenek yarattık. Yüzlerinizden sevinç ve neşe eksik olmasın, kalbiniz daima büyük bir sevgi dolu ve genç kalsın, sevin ve sevilin!” diye diledi. Resepsiyona katılan her bayana birer karanfil hediye eden Belediye Başkanı onlara beyaz ve kırmızı şarap ısmarladı. Resmi Murat, resepsiyonda bulunan tüm SIYAH MAVI KIRMIZI SARI bayanlara Belediye yönetiminin Kırcaali Tiyatro ve Müzik Merkezi’nin bünyesindeki Kadriye Latifova Müzikal Tiyatrosu’nun “Bennu Kuşu” isimli müzik ve dans oyununa giriş bileti hediye ettiğini duyurdu. Müzik ve dans oyunu 11 Mart’ta Ardino’daki Rodopska İskra Halk Toplum Merkezi salonunda sunulacak. “Bennu Kuşu” isimli müzik ve dans oyununda ünlü pop-folk sanatçısı Orhan Murat da yer alıyor. Resepsiyona katılan tüm bayanlar adına Toplumsal Destek Merkezi Müdürü Svetla Semercieva, Belediye yönetimine jest için teşekkür ederek, “Bugün bizler genelde daha çok ilgi görüyoruz, kendimizi daha özel hissediyoruz. Bizim ihtiyaç duyduğumuz şu anda gördüğümüz destek bizi daha güçlü, özverili ve başarılı kılıyor. Bu destek özel hayatında sevdiği kişiler tarafından sevilen ve iş hayatında saygı gören mutlu bir kadın tablosunu tamamlıyor” dedi. Bonak Dernei’nden Lapseki’ye ziyaret ÇANAKKALE - BALKAN GÜNLÜÜ B osna Hersek’in Zenica şehrinde faaliyet gösteren Türk Boşnak Dostluk Köprüleri Derneği Başkanı Jasmin İmamovic ve beraberindeki heyet, Çanakkale’nin Lapseki ilçesinde Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz’ı ziyaret etti. Başkan Yılmaz’a derneğin faaliyetleri hakkında bilgi veren İmamovic “Tarihten bu yana dost olan iki kardeş ülke Türkiye ve Bosna Hersek arasındaki kardeşlik ve işbirliğini arttırmak istiyoruz. Ülkemizde her geçen yıl daha fazla Türk dostlarımızı görmek istiyoruz. Bosnalılar Çanakkale’de 100 yıl önce yaşanan savaşa dair çok fazla bilgi sahibi değiller. Temaslarımızla bu konuda hassasiyetin gelişeceğine inanıyorum” dedi. Lapseki Belediye Başkanı Eyüp Yılmaz ise sabah kahvaltısında buluştuğu Boşnak misafirlerine Lapseki Şehitliği’ni gezdirdi, belediyenin çalışmalarıyla ilgili bilgiler verdi. Yılmaz, Lapseki’nin Bosna Hersek’in Jablanica şehriyle kardeş şehir protokolü imzaladığını kaydederken önümüzdeki günlerde temasların yoğunlaşmasını temenni etti. ayatta yüzde 100 ba"ar2 olmad22 gibi, BO MUSUN tekamülde de s2n2r DOLU MUSUN? yoktur. Dolay2s2yla ba"ar2s2zl22n2zdan endi"elenip umutsuzlua gerek olmad2Eyüphan KAYA 2 gibi, iyinin daha iyisini yapmak için de bir çal2"ma dersiniz? Böyle hallerde manve çaba içinde olmam2z laz2m. evi aç2dan etkilenmeyen ki"iPeki durumuzu nas2l örenenin durumunda bir s2k2nt2 biliriz? Ehli manan2n görü"üolduunun ifadesidir. Bo" ne göre "u üç konuda kendimuyuz? Dolu muyuz? mizi kontrol edersek az çok Kendimize soral2m art2k. halimizle ilgiyi bir yarg2ya Adam ders diyor, çay sohbeti varabiliriz denilmektedir. diyor, vaaz nasihat diyor, her *Kura’n2 Kerimi okunurken f2rsatta bir "eyler dillendiriyor etkilenmemek s2k2nt2l2 bir halama bu hallerden pek etkilend2r, malum Yüce Mevla dii yoksa durumunu gözden Kura’n üzerlerinde okunurken geçirmesinde fayda var. Yani ehli iman2n kalpleri korkar hayat, ayn2 tas ayn2 hamam veya imanlar2 artar demektegitmiyor, gitmemeli. Resul-i dir. Eksileriyle birlikte bir kimsenin yan2nda Kitabi Ekrem ne diyor? “iki günü bir Mübin okunup aç2kland22 olan zarardad2r” yani maddi halde umurunda deilse ki"imanevi eer 24 saatimiz nin manevi durumunda bir donuk bir hayat gibi geçiyors2k2nt2n2n varl22na i"arettir. sa, kendimizi yoklamam2z *Mütteki bir alim vazederken laz2m. Peki ne yapmam2z etkilenmek manen tehlikeli bir laz2m derseniz ben bir "eyler halin ifadesidir, hani baz2 hat2rlatabilirim. kimseler var onlar2 görür gör*K2lm2yorsan2z "u andan tez mez, lisani halleriyle slam’2 yok hemen namaz2n2za ba"lahat2rlat2r, yüce Allah’2n yer y2n, yüce Mevla ne buyuruyor yüzündeki halifeleri olduklar2 “secde edin Allah’a yaklai"ret ederler. Ya"ad2klar2n2n n” doruluuna "ahadet edercesine ya"arlar, o ya"amdan ald2k- *Namaz2n2z2 k2l2yorsan2z daha düzgün k2l2n, tesbihat2n2z2 lar2 halaveti, manevi lezzeti yap2n, namaz2n2z2n sünnetleriçevresiyle de payla"2rlar. Bu ni k2l2n, kimselerin sohbetinden etki*Sabah namaz2n2z2 az daha lenmemek gönül ehli olan erken k2labilirsiniz. Sabah kimselere yak2"2r m2? sünneti ile farz2 aras2nda 5-10 *Gece ya da gündüz hülvet dakika zikir edebilirsiniz. halinde kendini muhasebeden *Sabah evden ç2karken komgeçirmemek ruh hal2m2z2n durumu için bir ölçüdür, teec"ular2n2za, i"e giderken i" cüd namaz2 olarak bilinen, kom"ular2n2za selam verebilir gece namazlar2n2n ne kadar bir tebessümle onlara güven hay2rl2 bir nafile olduunu verebilirsiniz, hepimiz duymu"uzdur. Malum *Yak2n akrabalar2n2z2 bir Peygamber üzerinde farz program çerçevesinde ziyaret düzeyinde bir ibadetti. Bize edebilirsiniz, sünnet olarak tavsiye dene *Anne-baban2za selam verebiPeygamberimiz lir, r2zas2n2 kazanmak için Hz.Muhammed’e salat ve gayret sarf edebilirsiniz, selam olsun, bu nafile ibadeti *Gücünüz yetiyorsa bir örenyerine getirmek, gecenin o ciye burs verebilirsiniz, tenha halinden yararlanarak *Aile efrad2n2z2n halini sorup, nefsini muhasebeye çekmek, onlarla hemhal olabilirsiniz. Rabb2yla münacatta bulunmak Eminin bir an dü"ünüp, vicdane kadar içtenlik, samimiyet n2n2za sorsan2z size birçok içeren, aranan bir hald2r. Bu hay2rl2 adresleri gösterecek, gece ibadetini yerine getiryeter ki siz isteyin. mekte gev"ek davran2yorsak, bari gündüzün bir caminin, bir Birbirimize güzel "eyler telkin etmek vazifemizdir, bununla dergah2n, hatta evimizin bir birlikte yüce Allah bizi mükâkö"esinde hal2m2z2 Mevla’m2za arz edelim ne fatland2r2yor daha ne olsun. H SAYFA 08 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 8 Balkan Haberleri 6102 SAYILI TTK’YA GÖRE LMTED RKETTEN AHIS LETMESNE DÖNÜ Nazlı Gaye ALPASLAN 102 say l Yeni TTK 01.07.2012 tarihinde yürürlü e girmi bulunmaktad r. Bu kanun ile ilgili 30 Haziran 2012 Resmi Gazetede yay mlanan 6335 say l yasa ile TTK’nun 100’ün üzerinde maddesinde de iiklik yap lm t r. Bu çal mam zda yeni TTK’nun hükümlerine göre sermaye irketi olarak faaliyette bulunan iki ortakl önceden kurulmu olan örne in bir limited irketin yeni TTK hükümlerine göre (Yeni TTK md.194) ticari i letmeye dönü türülmesi konusu ele al narak konu tart maya aç lacakt r. Öncelikle belirtelim, 6102 say l yeni TTK konumuzla ilgili 194. maddesinin 3. bent hükmü tart ma konusu olay m za temas etmektedir. A a da madde 194 ile ilgili: “VI-Ticari i letme ile ilgili birle me ve tür de i tirme” 6 “Madde 194: (1) Bir ticari i letme, bir ticaret irketiyle, onun taraf ndan devral nmak suretiyle birle ebilir. Bu hâlde devralan ticaret irketinin türüne göre 138 ilâ 140, 142 ilâ 158 ve ortak hükümlere ili kin 191 ilâ 193 üncü madde hükümleri k yas yoluyla uygulan r. (2) Bir ticari i letmenin bir ticaret irketine dönü mesi hâlinde 182 ilâ 193 üncü maddeler k yas yoluyla uygulanabilir. (3) Bir ticaret irketinin bir ticari i letmeye dönü türülebilmesi için, söz konusu ticaret irketinin paylar n n tümü, ticari i letmeyi i letecek ki i veya ki iler taraf ndan devral nmal ve ticari i letme bu ki i veya ki iler ad na ticaret siciline tescil ve ilan edilmelidir. Bu hâlde, ticari i letmeye dönü türülen ticaret irketi, bir kollektif veya komandit irket ise mezkűr ticaret irketinin borçlar ndan, ticari i letmeyi i letecek ki i ve ki iler ile ticaret irketinin eski ortaklar da 264 üncü maddedeki zamana m süresince s fatlar na göre müteselsilen sorumlu olurlar. Dönü türmeye bu Kanunun 264 ilâ 266 nc maddeleri de uygulan r. (4) 182 nci maddenin üçüncü f kras hükmü sakl d r.” 194/3’ÜN HÜKMÜNE GÖRE 6102 say l Yeni TTK’nun 194/3 md hükmüne göre; Bir ticaret irketinin bir ticari i letmeye dönü türülebilmesi için, söz konusu ticaret irketinin paylar n n tümü, ticari i letmeyi i letecek ki i veya ki iler taraf ndan devral nmal ve ticari i letme bu ki i veya ki iler ad na ticaret siciline tescil ve ilan edilmelidir. Bu hâlde, ticari i letmeye dönü türülen ticaret irketi, bir kollektif veya komandit irket ise mezkűr ticaret irketinin borçlar ndan, ticari i letmeyi i letecek ki i ve ki iler ile ticaret irketinin eski ortaklar da 264 üncü maddedeki zamana m süresince s fatlar na göre müteselsilen sorumlu olurlar. Dönü türmeye bu Kanunun 264 ilâ 266. maddeleri de uygulanmaktad r. Bu durumda, bir ticaret irketinin örne in bir limited irketin eski TTK hükümlerine göre kuruldu unu varsayal m. Bu irket, bugünkü ko ullarda ah s i letmesine dönmek istemesi halinde a a daki ekilde i lemlerini yürütmesi gerekecektir. 1) Mevcut limited irketin karar defterine bu do rultuda ( ah s i letmesine dönü ile ilgili) karar al nmas 2) Bu irade beyan n n ticaret siciline tescil ve ilan 3) Limited irketten ah s i letmesine dönü ile ilgili kesin hesap ç kar lmas (kapan bilançosu, gelir tablosu ve ara mizan, borç yüklenim taahhütnamesi) 4) irketin önceki ortaklar n n yeni ah s i letmesinde bulunmalar 5) irketin eski ortaklar n n aynen yeni ah s i letmesinde devam etmeleri ve bu durumun ticaret siciline tescili 6) Ticari i letmeye dönü türülecek olan irket irketi bir kolektif veya komandit irket ise söz konusu ticaret irketinin borçlar ndan ticari i letmeyi i letecek ki i ve ki iler ile ticaret irketinin eski ortaklar da yeni TTK md.264 hükümlerine göre zamana m süresince s fatlar na göre müteselsilen sorumlu olacaklard r. 7) Di er yandan, yine bir sermaye irketi türü olan sermayesi paylara bölünmü komandit irketlerde eski TTK’da oldu u gibi en az 5 ki i taraf ndan kurulabilecektir. 8) Dönü türme s ras nda yeni TTK md.264 zamana m ve 266. md hükümlerinin dikkate al nmas gerekir. Sonuç olarak, yeni TTK’da anonim veya limited irketten ah s i letmesine dönü ile ilgili yeterli aç klama bulunmamaktad r. Ancak, ya anan ekonomik konjonktür gere i pek çok limited irket otomatik olarak kolay biçimde tasfiye edilece i anla lmaktad r. Say lar yakla k 247.558 civar nda olan irket otomatik tasfiye edilecektir. Türkiye’de faal 65.409, gayrifaal 332.782 olmak üzere toplam 98.191 anonim irket ve 568.567 faal, 175.434 gayrfaal olmak üzere toplam 744.1 limited irket bulunmaktad r. Sonuç olarak, gayrifaal irketlerin ticaret sicili taraf ndan belirli ko ullarda otomatik masrafs z tasfiye edilece i hüküm alt na al nm t r. (Bkz. 30 Haziran 2012 gün ve 28339 RG’de yay nlanan 6335 say l yasa md.38 ve ayr ca 6102 say l yasaya eklenen geçici md.7) . Böylece, önceden çe itli nedenlerle vergiden kaç nmaya yönelik kurulan limited irketler bugünkü haliyle gayrifaal ise bunlar n tasfiyesi ticaret sicili taraf ndan resen yap lacakt r. Bu irketlerin birço u bugün itibariyle vergi daireleri taraf ndan gayrifaal olmas nedeniyle resen sicil kay tlar silinmi tir. Öte yandan, aktif halde olan anonim veya limited irketlerden ah s i letmelerine dönü aruzunda olan ve küçülmeyi planlayan birçok sermaye irketi ortaklar ; ah s i letmelerine dönü ile ilgili gerekli çal malar yap larak yeni TTK’nun 194. maddesine göre ah s i letmesine dönü olanaklar ara t r lmal d r. 14 Mart 2016 Pazartesi zmitli Bat Trakyallar Kadnlar Günü’nü kutlad Türkiye’deki Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği (BTTDD) İzmit Şubesi Kadın Kolları Dünya Kadınlar Günü nedeniyle bir gece düzenledi. Etkinliğe çok sayıda Batı Trakyalı katıldı ZMT BALKAN GÜNLÜÜ G eceye BTTDD Genel Başkanı Necmettin Hüseyin, Başkan Yardımcısı H. Vedat Meşeli, BTTDD İzmit Şubesi Başkanı Lütfü Bodur ve çok sayıda Batı Trakyalı katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını BTTDD İzmit Kadın Kolları Başkanı Aslı Devrim yaptı. Kısa bir dönem önce Kadın Kolları olarak bir araya geldiklerini söyleyen Devrim, bu dönemde birçok faaliyete imza attıklarını belirterek etkinliğe katılan herkese teşekkür etti. www.gundemga- zetesi.com sitesinin haberine göre; Şube Başkanı Lütfü Bodur da konuşmasında, geceyi düzenleyen Kadın Kolları Başkan ve yöneticilerini tebrik ederek kendilerine teşekkür etti. Dr. Sadık Ahmet'in eşi Işık Sadık Ahmet de bu gecede hemşerileriyle birlikte olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, kadınlar gününün bir gün değil her gün olması gerektiğini söyledi. BTTDD Genel Başkanı Necmettin Hüseyin “Yılın 365 gününü bizler için feda eden siz değerli kadınlarımız, aslında her gün sizin gününüz. 8 Mart sadece bunun kutlandığı gündür. Sevgili şube başkanım bugün burada bu tabloyu gördükten sonra bir sonraki dönemde İzmit'te Kadın Şube Başkanı görürsek hiç şaşırmam, hatta tüm yönetimi kadınlara emanet edersek derneğin sırtı yere gelmez” dedi. Başkan Hüseyin şöyle konuştu: “Batı Trakya camiası 13 şube, 4 temsilcilik, 2 vakıf ve 2 spor kulübü ile bütünleşmiş durumdadır. Ben bu dönem sadece bu büyük camianın dönem sözcülüğünü yapıyorum ve bundan büyük gurur duyuyorum. Bir kez daha ifade edeyim ki bugün burada bu tabloyu gördükten sonra bu derneğin sırtı yere gelmez.” Avrupalı Batı Trakyalılar Troisdorf’da bulutu TROSDORF BALKAN GÜNLÜÜ A vrupa Batı Trakya Türk Federasyonu (ABTTF) üyesi Troisdorf Batı Trakya Türkleri Dayanışma ve Yardımlaşma Derneği’nin yöneticileri ve üyeleri bilgilendirme toplantısında buluştu. Toplantıya ABTTF’yi temsilen Başkan Yardımcısı ve derneğin başkanı Mustafa Kasap iştirak etti. İki saate yakın süren toplantıda Kasap, ABTTF’nin Brüksel merkezli Temsil Edilmeyen Uluslar ve Halklar Örgütü (UNPO) ile birlikte Avrupa Parlamentosu’nda (AP) düzenlediği ve AP Milletvekili Csaba Sógor’un ev sahipliği yaptığı “Yunanistan’da Örgütlenme Özgürlüğü: Avrupa Azınlık Hakları Standartlarında Bir Boşluk” başlıklı konferans hakkında dernek üyelerine bilgilendirmede bulunarak konferans başlamadan hemen önce neo-Nazi Altın Şafak Partisi üyesi AP milletvekilleri ve asistanlarının konferansın yapıldığı salona gelerek sözlü saldırı ve tehditlerde bulunduğunu söyledi. Dostluk Eşitlik Barış (DEB) Partisi’nin başlatmış olduğu Batı Trakya Türk Azınlığı’nın on yıllardır maruz kaldığı hak ihlallerini dile getiren ve Yunan devleti tarafından gasp edilmiş haklarını talep eden imza kampanyasına ilişkin de bilgi veren Kasap, ABTTF’nin de tüm üye dernekleri ile birlikte imza kampanyasına destek verdiğini dile getirdi. "mtiyaz Sahibi $lhan akirolu Yunanistan’da turizm krizi giderek derinleiyor ATNA - BALKAN GÜNLÜÜ B ugünlerde Yunanistan, batılı medyanın dilinde yemekleri, kumsalları ve doğal güzellikleri yerine, ülkeyi doğudaki adalardan başlayıp boydan boya Makedonya sınırına kadar yay yürüyen Suriyeli mültecilerin haber ve resimleriyle anılıyor. Oysa ülkede en kötümser tahminlere göre bile en fazla 25-30 bin mülteci bulunuyor. Ancak haber bültenlerinde sanki Yunanistan mülteciler tarafından adeta ‘işgal edilmiş’ gibi görüntüler izleniyor. İşte bu görüntüler batılı turistlerin gözü önünden bir türlü gitmiyor ve olumsuz çağrışımlara neden oluyor. Bugünlerde rezervasyonlarda ciddi bir düşüş yaşanmaya başlandı. www.tourexpi.com’a göre; Makedonya’nın Yunanistan sınırını tek taraflı kapatması sonucu söz konusu mülteciler Yunanistan’da sıkıştı gibi görüntülere sebep oluyor. Özellikle Ege denizindeki turistik Yunan adalarına yönelik rezervasyonlar bıçak gibi kesildi. Atina merkezli ‘Kathimerini’ gazetesi turizmdeki durumu ‘vahim’ olarak niteliyor. Gazeteye göre yapılmış rezervasyonlarda da iptal bildirimleri peş peşe geliyor. AB ve ABD kaynak pazarlarında yüzde 40’ları aşan düşüşler kaydediliyor. Lesbos adası gibi mülteci sorunlarıyla daha yoğun boğuşan turizm merkezlerinde rezervasyonlardaki gerileme geçen yıla göre yüzde 90’ları buldu. Oysa bu adaların başlıca geçim kaynağı turizm. Gazeteye göre mülteci sorunu Türkiye ile yapılan pazarlıklar sonucu çözünmüş gibi görünse de, turistlerin ülkeye dönmesi sonbaharı bulur. Yani 2016 yaz sezonu şimdiden kayıp bir yıl olarak ilan edilebilir. TEMS$LC$L$KLER Bonak misafirlerden Rektör Acer’e proje önerisi ÇANAKKALE BALKAN GÜNLÜÜ T ürk Boşnak Dostluk Köprüleri Derneği Başkanı Jasmin İmamovic ve beraberindeki heyet, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Rektörü Prof. Dr. Yücel Acer'i makamında ziyaret etti. Bosna Hersek'in Zenica şehrinden gelen heyet, Türkiye Bosna Hersek arasındaki dostluk ve işbirliğini güçlendirmek adına gerçekleştirmek istedikleri projeleri Rektör Prof. Dr. Yücel Acer ile paylaştılar. Ziyarette Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Metehan Uzun, TÖMER Müdürü Doç. Dr. Abdullah Şahin, Çataltepeliler Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nevzat Arslan ve Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Sani Demiri de hazır bulundular. ANKARA Ahmet ÇOLAK SAMSUN Akn ÜNER BURSA Hüseyin TOY MULA Mehmet TOKGÖZ MAN$SA Ersin AKBA ANTALYA Kenan KURTE $STANBUL Faruk AZEM DEN$ZL$ Fahrettin KOYUNCU DI TEMS$LC$L$KLER ARNAVUTLUK Sokol BRAHAJ BULGARİSTAN İsmet TOPALOĞLU SOFYA DR. Sunay YILMAZ KOSOVA Orhan EMİNCİK ROMANYA Erkan ERUYSAL YUNANİSTAN Varol HALİLOĞLU BOSNA-HERSEK Murat ÖZKAYA KKTC Mehmet ALDEMİR YAYIN KURULU KORAY BAfiOL İSMET TOPALOĞLU NAZ‹F MANDACI SOKOL BRAHAJ BALKAN DEVLEN AYŞE KARADAN ŞARIK CİBO ATA ATUN İLBER ŞİYAK MAL$ $LER KUTLU KARAN" B$LG$ $LEM KEMAL B"ÇER YAYINTÜRÜ: ULUSLARARASI HAFTALIK SÜRELİ YAYIN YÖNETİM YERİ: Rafetpaşa Mah. 5179 / 1 sokak. No: 7 / 4 Bornova/İZMİR TEL: 0 535 776 01 61 BASKI TARİHİ: 14 Mart 2016 BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.fi. ADRES: Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Betontaş Tesisleri İçi GAZİEMİR/İZMİR TEL: 0 232 251 76 32 [email protected] Köşe yazılarının sorumluluğu yazarına aittir. Yıllık abone bedeli 500 TL olup ulusal ve uluslararas› aboneler için posta ücreti ilave olunur. SAYFA 09 Aratrma 9 14 Mart 2016 Pazartesi BTTF olarak Brüksel merkezli bir sivil toplum kurulu(u ile birlikte Avrupa Parlamentosu’nda Romanya’daki Macar az5nl5*5na mensup AP milletvekili Csaba Sogor’un evsahipli*inde ülkemizdeki örgütlenme özgürlü*ü alan5nda ya(anan sorunlar hakk5nda bir konferans düzenledik. Geçmi( y5llarda Avrupa Parlamentosu’nda farkl5 konularda etkinlikler de düzenlemi(tik. Bu kez dernek kurma özgürlü*ü konusunda bizimle ayn5 kaderi payla(an Yunanistan’daki Makedon az5nl5*5 ile birlikte isminde “Makedon” ya da “Türk” kelimesi geçen derneklerimize izin verilmeyi(ini, üstelik bu konudaki Avrupa nsan Haklar5 Mahkemesi kararlar5na ra*men ülkemizin bu konuda geçit vermeyi(ini gündeme getirdik. Bu toplant5da Yunan Helsinki Gözlem Evi’nden uzun y5llard5r tan5d5*5m5z Panayote Dimitras da Makedon az5nl5*5 ve Bat5 Trakya Türk Az5nl5*5’n5n dernek kurma haklar5n5n ihlali konusunda uluslararas5 kurulu(lar5n tavsiyelerini dile getirdi. Avrupa Parlamentosu Geleneksel Az5nl5klar ntergrubu E(ba(kan5 Finlandiya’daki sveç az5nl5*5na mensup AP milletvekili Nils Torvalds de bize destek verdi, konferansta yapt5*5 konu(mas5nda Finlandiya’n5n kendi az5nl5klar5 ile nas5l bar5(t5*5n5 anlatt5. Brüksel’de geni( bir ileti(im a*5na sahip Temsil Edilmeyen Halklar ve Uluslar(UNPO) ile gerçekle(tirdi*imiz bu panel ile Yunanistan’daki az5nl5klar5 olarak sesimizi AP’de duyurduk. A AP’DEK YUNAN MLLETVEKLLER Yunanistan’daki iki az5nl5*5n, Makedon ve Bat5 Trakya Türk Az5nl5*5’n5n tan5nma ve dernek kurma özgürlü*ü alan5nda ya(ad5*5 sorunlar5n benzer olmas5 ve sorunu çözecek mercinin ülkemiz Yunanistan olmas5 dolay5s5yla Yunanistan Brüksel Daimi Temsilcili*i’ni ve Yunanistan’5n Avrupa Parlamentosu’ndaki tüm milletvekillerini konferansa davet ettik. Amac5m5z y5llard5r ekonomik kriz ve son dönemde mülteci krizi ile gündemde olan ülkemizde gündem d5(5 kalan az5nl5klar konusunu, özellikle de az5nl5klar5n örgütlenme özgürlü*ü konusunu gündeme ta(5makt5. Ancak nedense Avrupa Parlamentosu’ndaki Yunan milletvekilleri b5rak5n toplant5ya kat5larak yorumlar5n5 dile getirmeyi sald5rgan bir tav5r içerisinde yaz5l5 olarak konferans5n düzenlenmesine tepki göstererek etkinli*in iptal edilmesini istediler. Özellikle Alt5n afak Partisi’nin iki milletvekili bir anlamda toplant5y5 basarak ABTTF’nin afi( panosunu indirdiler, panoyu tekrar aç5nca sözlü sald5r5lara ve suçlamalara maruz kald5k. “Yunanistan’da Türk yok, MEVCUT SORUNLAR ÇÖZÜLMEZ Bu noktada sorunlardan kaçarak, onlar5 yok sayarak, görmemek için gözleri kapayarak mevcut sorunlar ortadan kalkm5( olmuyor, olamaz da! Ülkemizi içeride ve d5(ar5da temsil edenlere sesleniyorum! Demokrasi bu de*il! Demokratik anlay5( ve ilkeler ile ba*da(mayan bu tutumunuz hiçbir yere varamaz! Lütfen bizleri ça*5r5n, sorunlar5m5z5 bizden dinleyin! Sorunlar5 çözmek için samimi bir çaba gösterin, gelin e(itlikçi ve ho(görülü bir ortamda sorunlar5m5za gerçek çözümler üretelim. Maalesef ç5kmaz bir sokakta oldu*unuzun fark5nda de*ilsiniz! Gitti*iniz yol gerçekten çok yanl5(, demokrasi anlay5(5n5z tümden kusurlu! Böyle giderse ya duvara çarpacaks5n5z ya da uçurumdan a(a*5 dü(üp kendi kendinizi yok edeceksiniz! KATLİAMIN ADI HOCALI… Dile kolay tam 22 yıl önce bugün, yani medeniyetin konuşulduğu, insan haklarının konuşulduğu bu yüzyılda bir katliam oldu. Hem de ne katliam… çoğunun yakılmış olduğu, gözlerinin oyulduğu tespit edildi. Hamile kadınlar ve çocukların da Ergun DUR bu vahşete maruz kaldığı belirlendi. Hocalı’ya yakın bölgede Ermeni askeri birliklerine komutanlık yapmış olan Monte Melkonyan katliamdan bir gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde şöyle tasvir etmiş: Bir gece önce akşam 11 civarında, 2.000 Ermeni savaşçısı, Hocalı’nın üç tarafındaki yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudaki açılışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağ’ın doğu yüksekliklerine ulaşmış ve aşağıdaki Azeri kenti olan Ağdam’a doğru inmeye başlamışlar. Buradaki tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takip eden Dağlık Karabağ askerleri onlara ulaşmışlar. Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütü’ne verdiği açıklamada “Onlar sürekli ateş ediyorlardı” diye konuşmuştu. Arabo’nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkararak bıçaklamaya başlamışlar. Şu anda yalnız kuru çimenden esen rüzgarın sesi ıslık çalıyordu ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgar henüz erkendi. Monte üzerinde kadınların ve çocukların kırılmış kuklalar gibi saçıldığı çimene eğilerek “Disiplin yok” diye fısıldadı. O bu günün önemini anlıyordu: bu gün Sumgayıt Pogromu’nun dördüncü yıldönümüne yaklaşıyordu. Hocalı stratejik bir amaç olmasından başka aynı zamanda bir öç alma eylemiydi. www.ergundur.com Müslüman var” diyerek ba*5rd5lar, ev sahibi milletvekiline “Türkiye’den ve Makedonya’dan para al5yorsun” diyerek suçlamada bulundular. Ba*5r5( ça*r5(5n ard5ndan ev sahibi milletvekilinin müdahalesi milletvekilleri ve asistanlar5 salonu terk etmek zorunda kald5lar. a(5rt5c5 olan da tüm bunlar5n hepsi tam da Avrupa Parlamentosu’nun içinde gerçekle(ti! Yapanlar ise vatanda(lar5n direkt oylar5 ile AP’ye seçilen milletvekilleri! Neo-Nazi Alt5n afak’tan ba(ka bir (ey beklenemezdi, do*rusu benzer bir tepkinin gelece*ini tahmin ediyorduk. Peki PASOK, Yeni Demokrasi ve Komünist Parti mensubu AP milletvekillerinin tepkilerine ne demeli? Demokratik bir ortamda, demokratik de*erler ile uyum içerisinde toplanma özgürlü*ü çerçevesinde gerçekle(tirdi*imiz bir konferansa böylesi anti-demokratik bir müdahaleyi anlamak mümkün de*il! Yunanistan’da ya(ayan Türkler ve Makedonlar olarak maalesef ülkemizin bizleri yok sayd5*5 bir ortam kar(5s5nda u*rad5*5m5z ayr5mc5l5*5 AB ailesinin evinde, Avrupa Parlamentosu’nda dile getirmemizden daha do*al ne olabilir? Olmaz tabii ki! Üstelik konferansta di*er AB ülkelerinden, Finlandiya’daki sveç az5nl5*5ndan, Romanya’daki Macar az5nl5*5ndan da örneklerin tart5(5l5rken ülkemizin milletvekilleri Yunanistan’daki durumu kendi ülkelerinin iç meselesi olarak görerek ev sahibi milletvekilini ve kat5l5mc5lara ak5l almaz suçlamalarda bulunuyorlar. Üstelik konferans5 konusunu olu(turan dernek kurma özgürlü*ü sorunu Avrupa nsan Haklar5 Mahkemesi’ne ta(5nm5( bir mesele, Mahkeme de hem Makedon hem de Bat5 Trakya Türk Az5nl5*5 ile ilgili davalarda ülkemizi suçlu buldu. Bu konuya ili(kin BM’nin ve Avrupa Konseyi’nin de pekçok kez dile getirdi*i ve ilgili az5nl5klar5 hakl5 bulan tavsiyeleri var. Pekçok insan haklar5 uzman5 da Yunanistan’daki soruna dikkat çekerek ülkemizde bu alanda ciddi bir problem ya(and5*5n5 do*ruluyor. DEMOKRAS’NN BE YUNANSTAN’DA KUSURLU DEMOKRAS Halit HABPO LU SIYAH MAVI KIRMIZI SARI karar alarak Ermenistan’a bağlandığını ilan etti. Bu gelişme üzerine Azerbaycan, Dağlık Karabağ bölgesinin özerk statüsünü kaldırdığını ve kendine bağladığı yönünde bir karar aldı. Karabağ özerk yönetiminin buna cevabı ise bağımsızlık referandumu oldu. Bölgede yaşayan Azerilerin katılmadığı referandumdan çıkan bağımsızlık kararının ardından 6 Ocak 1992’de Dağlık Karabağ Cumhuriyeti resmen ilan edildi. SAVAŞI BAŞLATAN SEBEP A zerbaycan’ın Dağlık Karabağ Bölgesi’ndeki Hocalı Kasabası’nda Ermeni kuvvetleri 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dâhil 613 Azeri mazlumu katletti. Birçok cesedi yaktılar, birçoğunun gözlerini oydular. Zulmen öldürülen o mazlumlara yüce Yaradan’dan rahmet diliyorum. Birliğimizi bozup güçsüz düştüğümüzde düşmanlarımızın göz kırpmadan bize yapacağı budur. Tarihimizi hatırlayıp yüksek değerlerimiz etrafında birbirimize kenetleneceğimiz zamandayız. Dedik ya bundan 24 yıl önce Azerbaycan’ın Dağlık Karabağ bölgesindeki Hocalı Kasabası’nda Ermeni kuvvetleri yüzlerce Türkü katletti. Ö. Aymalı güzel özetliyor durumu… 336.Sovyet Mekanize Alayı’nın da desteği ile Hocalı Kasabası’na giren Ermeniler kadın çocuk erkek ayrımı yapmadan işkenceye varan yöntemlerle eşine az rastlanır bir katliam gerçekleştirdiler. 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren SSCB’nin dağılma sürecine girmesi Azerbaycan ile Ermenistan arasında gerilimli bir süreci başlattı. Ermenistan Sosyalist Cumhuriyeti Azerbaycan’a ait olan Karabağ bölgesinin dağlık kısmında Ermeni nüfusunun fazla olduğunu belirterek bölgenin kendisine ait olması gerektiğini iddia edecekti. 1989 yılında yapılan nüfus sayımına göre Dağlık Karabağ bölgesinin nüfusunun yüzde 75’i Ermenilerden, yüzde 25’i Azerilerden oluşmaktaydı. Ancak bölgede Ermeni nüfusunun fazla olmasının sebebi Sovyetler Birliği’nin yıllar süren politikalarıydı. Bölge uluslararası örgütlerin de kabul ettiği gibi tarihi ve hukuki olarak Azerbaycan’a ait topraklardı. DAĞLIK KARABAĞ MECLİSİ’NİN ALDIĞI KARAR Bölgedeki gerilim 1988 yılında Dağlık Karabağ bölgesindeki Ermenilerin Azerbaycan’dan ayrılarak Ermenistan’a katılmak istemeleri ile arttı. Dağlık Karabağ Meclisi Dağlık Karabağ bölgesinde yaşanan bu gelişmeler Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki savaşı başlatan sebep oldu. 1991 yılının sonlarında başlayan savaş Ermenilerin lehine gelişti. Rus desteğini alan Ermeniler Dağlık Karabağ bölgesine girerek bölgeyi işgale ettiler. Hocalı kasabasında yaşananlarsa bu savaşın henüz başlarında yaşanan bir katliamdı. Dağlık Karabağ’ın en önemli tepelerinden ve dolayısıyla hakim konumu itibariyle önemli bir mevki olan Hocalı kasabası Ermeni kuvvetleri için önemli bir askeri hedefti. Kasaba aylarca top ateşine tutuldu ve Ermeni kuvvetlerince abluka altına alındı. Etrafıyla bağlantısı kesildi. Katliamın gerçekleştiği tarihlerde 10 bin nüfuslu Hocalı’da 3 bin civarı Azeri bulunmaktaydı. Ermeni kuvvetleri 25 Şubat’ı 26 Şubat’a bağlayan gecede bölgedeki Sovyetler’in 366. Mekanize Alayı’nın da desteği ile Hocalı kasabasında, 83 çocuk, 106 kadın ve 70’den fazla yaşlı dahil olmak üzere toplam 613 kişiyi katletti. Yaşanan sadece insanların katledilmesi değildi. Cesetler üzerinde yapılan incelemelerde bir- BM VE BATILI DEVLETLERİN DUYARSIZLIĞI Hocalı’da yaşanan bu katliama Birleşmiş Milletler ve Batılı devletler ciddi bir tepki göstermediler. Batılı ülkelerin bu tutumu ve Rus desteğiyle Ermeni kuvvetleri kısa bir süre içerisinde Dağlık Karabağ bölgesini ve bir kısım Azerbaycan topraklarını işgal etti. Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki bu savaş 1994 yılına kadar devam etti. 1994 yılında iki taraf arasında ateşkes sağlandı. Ancak ateşkesin ardından başlayan barış görüşmelerinde herhangi bir sonuca ulaşılamadı. SAYFA 10 Balkan Haberleri 10 14 Mart 2016 Pazartesi Türk Müzii Esintisi Üsküp’te AMER KA'DAN DOST, DOMUZDAN POST!!! (2) Mehmet ALDEM R ir önceki yaz m zda, 5 Haziran 1964 tarihli me hur ABD Ba kan Jonhson'un mektubunun özetini yay nlam t k. Jonhson mektubunda küstahça ifadeler kullanarak, Türkiye’nin K br s'a Amerikan men eli silah ve araçlar kullanarak askeri müdahale yapamayaca n , böyle bir durumda Sovyetlerle bir çat maya girebilece i, ihtimalinden söz ediyor. Ayr ca, Türkiye NATO'ya ve müttefiklerine dan madan ''onlar n r za ve onay n '' almadan böyle bir harekete giri meden önce dü ünmeli diyor... Neticede Türkiye her eye ra men, Erenköy'deki be yüzün üzerindeki K br sl üniversite ö rencisine, hava bombard manlar ile müthi bir askeri destekte (adeta onlar n imdad na yeti ti) bulundu. anl Erenköy müdafaas nda, be yüz K br sl üniversite ö rencisine kar , General Grivas yönetiminde be bin ki ilik tam teçhizatl Rum-Yunan ordusu sald rm lard . Türk Hava Kuvvetlerinin bombard manlar ile püskürtülüp, tarihe anl Erenköy destan olarak geçmi tir. B ABD’NN YAPTII Amerika daha sonraki y llarda NATO çerçevesinde, Türkiye'ye de il yard m etmek, askeri ambargo uygulamaya ba lad !!!. Türkiye'ye en basit askeri parçalar , ödemek kayd yla bile vermedi. Paras önceden ödenmi sava gemileri ve sava uçaklar n n teslimat n ambargo süresince yapmad . Bütün bunlara ra men, Türkiye Sovyetler ve Var ova pakt na kar NATO ve Avrupa'n n bekçili ini yapm t r. Bu süreç içerisinde Türkiye çok zor dönemler geçirmi tir. Ancak bu olaylar Türkiye'ye çok eyler de kazand rm t r. Türkiye Gölcük tersanelerinde, yüzlerce ç karma ve öteki sava gemilerinden yapmaya ba layaraktan, k sacas harp sanayinin temelleri ''Amerikan ambargosu'' sayesinde olu tu. O s ralarda yap lan ç karma gemilerinin K br s Bar Harekât ndaki ba ar paylar büyüktür. O zaman at lan sava sanayi temellerine daha sonra ASELSAN ve öteki, tank, top, silah tesisleri eklenmi tir. Bugün Türk Silahl Kuvvetleri’nin ihtiyaçlar n n yüzde altm n n üzerini kendi üretimimizle kar lanmaktad r. Bugün az da olsa ihracat da yap lmaktad r. So uk sava döneminde, Bulgaristan'daki Türk Halk na kar , Rus u a Todor Jivkof idaresince yap lan ''SOYKIRIM'A'' kar da, ne Amerika'dan ne de NATO'dan hiçbir etkili ses bile ç kmam t . Geriye bakt m zda, imdi öyle görülüyor ki, so uk sava döneminde NATO bünyesinde o kadar büyük ordu beslemesi bo una imi ! Türkiye tek ba na NATO'nun güneydo u kanad n , o günün bat Avrupas ’n ki, bugün bize k ç n dönüp, bizlerle AB oyunu oynayaraktan alay edenleri, nükleer ba l kl Rus füzelerine kar bo u bo una y llarca hedef olmu uz, ordumuzu bunlar u runa heba etmi iz. Yine ayni Amerika, 1 Mart tezkeresinin TBMM taraf ndan reddedilmesinin intikam n , 4 Temmuz 2003'de Irak Süleymaniye'deki irtibat bürosunda görevli 11 Türk askerinin ba na çuval geçirterek alm t r. Türkiye ise 1950'de, s rf Amerikan dostlu u u runa 1000 küsur vatan evlad ne için ve nerede hangi co rafyada olduklar n bilemeden ehit olmu lard r. Yine ayn Amerika (sözde STRATEJ KORTAK ve müttefik) Suriye’deki, Türkiye kar t YPD, PYD içerdeki PKK terör örgütleri ile hatta eytanla nas l i birli i yapabiliyor? ''Tarih tekerrürden ibarettir'' sözü çok do ru imi . Merhum smet nönü 1964'de, Amerika'ya kar ''Yeni bir dünya kuruluyor, Türkiye de orada yerini al r'' demi ti. Ama BM Güvenlik Konseyi ve onun 5 daimi üyesi oldu u müddet, o özlenen ve beklenen dünya asla olamayacak... Üsküp'te düzenlenen "Balkanlar'da Türk Müziği Esintisi" programında, konuklar Türk müziği ve halk oyunlarıyla keyifli bir akşam geçirme imkanı buldu ÜSKÜP BALKAN GÜNLÜÜ M akedonya'nın başkenti Üsküp'te, "Balkanlar'da Türk Müziği Esintisi" programı düzenlendi. Yunus Emre Enstitüsü, Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) ve İpekyolu Kalkınma Ajansınca ordu evinde düzenlenen programda, Üsküplüler Türk müziği ve halk oyunlarıyla keyifli bir akşam geçirme imkanı buldu. Türk müziğinin geleneksel ezgilerini ve halk oyunlarını Üsküplülere tanıtmayı amaçlayan programa, Makedonya'daki Türk kurum ve kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı. GAÜN Türk Musikisi Devlet Konservatuarı Müdürü Dr. Hakan Tatyüz, burada yaptığı açıklamada, bin yıllık Türk kültüründen, türkülerinden ve halk oyunlarından oluşturdukları karışımı Balkan ülkelerinde yaşayan vatandaşlara tanıt- tıklarını belirtti. www.haberler.com’a göre; üniversitenin Genel Sekreteri Ercan Eroğlu da Yunus Emre Enstitüsünün daveti üzerine geldikleri Üsküp'te Türk kültürünü, halk oyunlarını ve Türk müziğini konservatuarları aracılığıyla Makedonya'da ve bölgede- ki diğer ülkelerde tanıtmak istediklerini söyledi. Enstitü’nün Üsküp Türk Kültür Merkezi Müdürü Yrd. Doç. Dr. Mehmet Samsakçı ise kurum olarak bir kez daha güzel bir organizasyona ev sahipliği yapmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. TKA'dan Kosova'ya eitim destei PRZREN BALKAN GÜNLÜÜ K osova'da görev yapan Türk öğretmenlerin mesleki becerilerini geliştirmeyi amaçlayan proje, ülkenin güneybatısındaki Prizren şehrinde uygulanmaya başlandı. www.haberler.com’a göre; Kosova'daki Türk Öğretmenler Derneği Başkanı Orhan Volkan, burada yaptığı konuşmada, Kosova'da görevli Türk öğretmenlerin çeşitli zorluklarla karşı- laştığını, bu kapsamda Gaziantep Üniversitesi ile iletişime geçtiklerini ve TİKA'nın da maddi desteğiyle 150 öğretmenin farklı alanlarda mesleki eğitim alacağını söyledi. Priştine Büyükelçisi Kılıç da projenin gerçekleşmesine katkıda bulunanlara teşekkür ederek, Kosova'da Türk dilinin burada bulunan öğretmenlerin verdiği katkı sayesinde korunduğunu kaydetti. Kılıç, projenin Kosova'daki Türk öğretmenlerin seviyesini daha da yükselteceğini belirterek, böylece yeni nesillere daha kaliteli eğitim verilebileceğini ifade etti.Kosova'daki Türk Öğretmenler Derneğinin düzenlediği, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansının (TİKA) maddi desteği ve Gaziantep Üniversitesi ile Prizren'deki Ukshin Hoti Üniversitesinin yardımlarıyla hayata geçirilen projenin açılışına Kosova Kamu Yönetimi Bakanı Mahir Yağcılar, Türkiye'nin Priştine Büyükelçisi Kıvılcım Kılıç, Prizren Başkonsolosu Selen Evcit ve ülkedeki Türk kurumlarının temsilcileri katıldı. B UHKB’den Bosna’ya HRACAT ATAI eçen yılı yaklaşık 500 milyon dolarlık ihracatla kapatan Uludağ Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği, (UHKİB) bir yandan alternatif pazarlara yönelirken diğer taraftan da mevcut pazarlardaki ağırlığını artırmayı amaçlıyor. Bu bağlamda üyelerinin uluslararası arenadaki rekabet edebilirlik seviyelerini yükseltmeyi ilke edinen UHKİB, bu doğrultuda düzenlediği eğitim seminerlerinin yanı sıra alım heyetlerini de üyeleriyle buluşturuyor. Hali [email protected] Ahmet GÖKSAN “Art(k bu nas(l, ne biçim bir demokrasidir diye insan(n kendi kendine sormas(na imkan var m(d(r? Ayn( yerde oturanlardan birine görülmedik iitilmedik haklar, imtiyazlar bahedilirken dierine imtiyaz deil en ilkel haklar bile çok görülüyor esirgeniyor. te bizim Evkaf(m(z bu durumdad(r. Rum halk( kilise mallar(n( Hükümetin en ufak kontrolünü kabul etmeden idare eder ve Hükümet buna ses ç(karmaya cesaret göstermezken, bizimle Türk leri Komisyonu’nun raporunda belirttii en güzel salam bir idareye bir türlü yaklamak istemiyor.” 1953 t Dr. Faz(l KÜÇÜK B’nin yaramaz çocu u rolünü oynayan ngiltere son yap lan Brüksel toplant s ndan istedi i baz ödünleri alm görünüyor. Bu güne de in kendi konumu di er üye ülkelerden ayr gördü ü biliniyor. Birlik içindeki tart malarda konumunu korumay bir kez daha imdilik kayd ile ba arm görünüyor. ngiltere’nin özel konumunu kuvvetlendiren anla ma karar n n al nmas nda AB istihbarat ve güvenlik servisi Europol’un uyar s n n etkili oldu unu kaydetmek durumunday z. Uyar da birlik ülkelerine da lan s nmac lar n birlik içinde büyük bir tehlike olu turmad belirtiliyordu. Ad geçen grubun sorunlusu Bay Rob Wainwright, Birlik üyesi ülke yurtta lar n n Irak ve Suriye’deki terörist yeti tiren kamplardan ayr larak bölgeye da ld n söylerken terörist say s n n 3 ila 5 bin civar nda olduunu belirtiyordu. Gerçek tehdidin kendi yurtta lar oldu unun alt n çiziyordu. AVRUPA’DA TERÖR TEHLKES H.MERKEZ BALKAN GÜNLÜÜ BURSA BALKAN GÜNLÜÜ GÖLGEN N FAZLASI A Ege karde lik denizi olacak G SIYAH MAVI KIRMIZI SARI hazırda Bosna Hersek’le 542 milyon dolar gibi bir Ticaret hacmi olan Türkiye’nin ülkeye olan yaklaşık 292 milyon dolarlık ihracatını artırmak amacıyla alım heyeti organizasyonları düzenleyen UHKİB, Bosna Hersek’in birçok sektörde faaliyet gösteren firmalarından Bingo’nun üst düzey yöneticilerini ağırladı. Bursa’dan tekstil, hazır giyim, bebe-çocuk konfeksiyonu ve ev tekstili sektörlerinde hizmet veren 30 üyesi ile Bingo firması yetkililerine ikili iş görüşmeleri organizasyonu yapan UHKİB, Türkiye ile Bosna Hersek arasında yeni işbirliklerinin doğmasına da olanak sağladı. aşbakan Ahmet Davutoğlu ile Yunanistan Başbakanı Aleksis Tsipras’ın İzmir’de gerçekleştirdiği zirvede yapılan anlaşmalar, denizcilerde büyük heyecan yarattı. İzmir Başbakanlık Ofisi’nde yapılan ve yaklaşık 7 saat süren TürkiyeYunanistan 4. Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Toplantısı’nda alınan kararları memnuniyetle karşıladıklarını belirten İMEAK Deniz Ticaret Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, toplantıda imzalanan Selanik Limanı ile İzmir Alsancak Limanı arasındaki kardeş liman anlaşmasının, iki ülkenin dostluğunu geleceğe taşıyacak çok büyük bir adım olduğunu söyledi. Öztürk, “Birbirinin ikizi olan, aralarında güçlü tarihi bağlar bulunan iki şehrin, liman ve denizcilikte işbirliği yapma kararı alması çok önemli. Liman kenti İzmir, artık Ege ve Akdeniz’in limanlarına kopmaz ağlarla bağlanacaktır. Yine Selanik ile Yusuf Öztürk İzmir arasında planlanan ve iki ülke vatandaşlarının rahatça seyahat edebileceği Ropax (araç ve yolcu taşıyan gemi) seferleri için çalışmalar hızlandı. Turizm alanında imzalanan işbirliği anlaşması da Ege kıyıları ile Yunan adaları arasındaki turizm ve ticareti canlandıracaktır. 28 Mart’ta Yunanistan İzmir Başkonsolosluğu ile İzmir’de düzenleyeceğimiz Türkiye-Yunanistan Deniz Turizmi Çalıştayı ile iki ülkenin turizm hamlesine güçlü bir katkı koyacağız. İki liderin İzmir’de gerçekleştirdiği zirve, iki şehri yakınlaştıracağı gibi Ege’nin iki yakasını da bir araya getirecektir. İki ülkenin işbirliği sayesinde Ege Denizi, ölümlerin ve dramın değil barışın ve kardeşliğin denizi olacaktır” diye konuştu. Say sal olarak belirtilen rakamlara kar n yap lan uyar da “Avrupa’da terör tehlikesi son on y l n en üst düzeyindedir. Dini terör gruplar n n Avrupa’da bir yerde sivil nüfusta büyük kayba yol açacak sald r lar planlamas n bekliyoruz” aç klamas ndan sonra Suriye’den gelen s nmac lar n AB için tehlike olu turmad na vurgu yap l yor. Güvenlik birimleri s nmac lar n tehlike olu turmad n kabul etti ine göre daha fazla s nmac y ülkelerine neden kabul etmediklerine de aç kl k getirmeleri gerekiyor. Bu k s tlamay AB gemisinin su almaya ba lad n n bir göstergesi olarak de erlendirmek gerekiyor. Anadolu’da böyle durumlar “ölmü te a layan yok” diye tan ml yorlar. Ekonomik açmazla bo u an Yunanistan’ kurtar yoruz savlar ile teslim almaya çal t klar ortal k yerlere ç km t r. Di er sorunlar n n yan s ra ngiltere 23 Haziran’da yap lacak halk oylamas na haz rlan yor. Gidi ten rahats zl k duyan baz ülkeler de birli in cenazesini kald rman n haz rl klar n yapt klar n söylemek olas d r. Brüksel zirvesinde ngiltere’nin elde etti i kazan mlar görü ayr l klar n önlemeye yetmeyece ini belirtmek istiyoruz. Birli in kendi içinde bir birlerine daha yak nla aca beklentisinin de bo a ç kaca ya ananlardan sonra ortal k yerlere ç km t r. Ya ananlardan sonra AB’nin da laca veya da lmaya haz r noktaya ko ar ad m gitti i izlenmektedir. Brüksel’de son olarak al nan ve ngiltere’yi rahatlatan karar n AB’nin cenazesinin kald r laca tabuta son bir çivi çakmak olup olmad na yak nda tan k olaca z. Bu güne de in BM Genel Yazman ad na gelerek adada görev yapm olan temsilcilerin genel içerisinde dü dünyas nda gezindiklerini söylemek istiyoruz. u anda görev yapmakta olan Bay Espen Barth Eide ise bunlar n imdilik sonuncusu oluyor. Yapt baz aç klamalar nedeniyle zaman zaman kar tarafça topun a z na konuluyor. Kar taraf n be enmedi i aç klamas sonras nda Türk yanl s olmakla suçlan yor. Kar taraf bu tutumunu olay n ba lad günlerden itibaren s kl kla uyguluyor. Ocak 2016 da yapt aç klamas nda “Din ve Dil ayr l n n olmas na kar n K br sl l k kavram n n halen son derece güçlü oldu unu” belirtiyordu. Bu durumda gere ini yap yor veya yapmaya çal yor olsa bile bir gerçe in alt n çiziyor. K br s Türklerinin çözüm istedi ine vurgu yapt ktan sonra çözümün yak nda oldu unun havas n yaratmak istenmedi ini söylüyor ve “Referandum bu y l olabilir” diye ekliyordu. AB ile bo u maktan f rsat buldu u anla lan ngiltere’nin D i leri Bakan Bay Philip Hammond’da adada “çözüm için elden geleni yapaca z. ki toplum ngiltere’nin rolünün bulunmayaca bir sistem üzerinde anla rlarsa bundan mutlu oluruz” diyordu. Adada bulunan ülkesine ait iki adet askeri üs konusunda da net olarak konu mad için bu konu mas n kahvehane konu mas olarak tan mlamak olas d r. K br s Türklerinin çözümden yana olan yakla mlar kabul edildi ine göre fazladan gölge etmemeleri gerekiyor mu ne? SAYFA 11 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI Balkan Haberleri 11 14 Mart 2016 Pazartesi Makedonya’dan Türkiye’ye göç eden nüfus Anadolu, özellikle on sekizinci yüzyılın sonundan itibaren belirli aralıklarla yoğunluk kazanarak süregelen dış göç hareketleri ile karşı karşıya kalmıştır. İmparatorluğun zayıflaması ile birlikte Türk ve Müslüman olan halkların bulundukları yerlerden çıkarılması asırlar önceki göçü tersine çevirmiştir O smanlı İmparat orluğu’nun kuruluşu ile başlayan ve devletin genişlemesi ve büyümesine yönelik politika olarak teşvik edilen göçler sonucu Fatih DEMİRCİOĞLU Anadolu toprakları dışındaki alanlarda önemli sayıda Türkçe konuşan topluluklar iskan edilmiştir. İmparatorluğun zayıflaması ile birlikte Türk ve Müslüman olan halkların bulundukları yerlerden çıkarılması asırlar önceki göçü tersine çevirmiştir. Makedonya’dan Türkiye’ye yapılan kitlesel göçler söz konusu göçlerin en önemlilerinden birisidir. Makedonya’da yaşayan Türklerin, Türkiye Cumhuriyeti’ne ilk göç akını 1924 yılında gerçekleşmiştir. Bunu, 1936 yılındaki ikinci göç dalgası izlemiştir. Tüm bu göç dalgalarında, bu topraklardaki yönetimlerin izlemiş oldukları politikalar ve Türklere uygulanan baskılar etken olmuştur. Tito’nun Türkiye’yi ziyaret ettiği 1953 yılında imzalanan “Serbest Göç Anlaşması” ile birlikte, Makedonya’dan Türkiye’ye üçüncü göç furyası başlamıştır. 1923-1960 döneminde Makedonya’dan göç edenlerin toplam sayısı 269 bin 101 kişi olurken, bu rakamın 175 bin 392’si 1953 yılında başlayan üçüncü göç dalgasıyla gerçekleşmiştir. Bu noktada ifade etmek gerekir ki; belirtilen rakamlara Balkanlar’dan Anadolu’ya yönelik aynı gerekçelerle gerçekleşen “gizli göçler” dâhil değildir. Bu gizli göçlerde en yaygın geliş biçimi, turist vizesi ile Türkiye gelip, vize süresi bittiğinde ülkesine geri dönmemek olmaktadır. Bu yazımızda Makedonya’dan Türkiye’ye göç eden nüfusun genel özellikleri ele alınacak ve günümüze kadar gelen süreçte öznesi oldukları ekonomik, siyasal ve kültürel meseleler eleştirel bakış açısıyla incelenecektir. Türkiye’deki Balkan göçmenleri Türk Devleti’ne karşı yurttaşlık görevlerini tam ve eksiksiz yerine getirme eğiliminde olan, devletine ve milletine karşı “sorun yaratan” değil; “sorumluluk” bilinci içinde hareket eden bir nüfus kitlesidir. Bu kapsamda, vatanseverlik duygularının son derece yüksek, millî ve dinî hassasiyetlerinin makro düzeyde oldukları gözlemlenmektedir. Ülke meselelerine duyarlılık gösteren Balkan göçmenleri, kendilerini Türkiye’de sığıntı olarak değil, ülkenin gerçek sahipleri ve asli unsurları olarak görmektedirler. Zira bu grup, Türk milletinin en doğal uzantısı ve Türk-İslam sentezinin ta kendisidir. Balkan göçmenlerinin önemli genel özelliklerinden bir diğeri de bireysel suç oranlarında az yer almaları ve örgütlü suç eylemlerine yabancı olmalarıdır. Türkiye’ye gelen göçmenlerin yaş, cinsiyet, öğrenim, meslek, anadil, medeni durumu vb. niteliklerini gösteren istatistik bilgiler yetersiz olup, belli yıl ve gruplara ait bazı bilgiler toplanabilmektedir. Örneğin, 1950-51 yıllarında gelen göçmenlerin büyük çoğunluğunun anadili Türkçe’dir. Göçmenler, o yıllardaki Türkiye nüfusu ortalamasından daha yüksek oranda okur-yazar nüfusa sahiptirler. Özellikle kadınlar arasında okuryazarlık oranı daha yaygındır. Göçmen nüfusun yüzde 70’i 45 yaşın altındaki genç nüfustur. Bu nüfusta, yüksek öğrenim ve mesleki teknik öğrenim gören nüfusun oranı çok düşüktür, gelenlerin yüzde 85’inin mesleği çiftçiliktir. Ekonomik, Siyasal ve Kültürel Değerlendirme Yugoslavya’dan yapılan göçün Yunanistan ve Bulgaristan’dan olduğu gibi politik zorlamalardan kaynaklanmadığı, göçün sosyo-ekonomik nedenlere dayandığı kabul edilmektedir. Mallarını geride bırakarak Anadolu’ya gelen göçmenlerin doğal olarak uzunca bir süre öncelikli motivasyonları “ekonomik kalkınma hamlesi yapmak” isteğiyle şekillenmiştir. 1923-1960’lı yıllara kadar Türkiye’ye gelen göçmenlere, devlet tarafından uygulanan politikalar doğrultusunda barınma ve iş olanakları sağlanmıştır. Gelenlerin büyük çoğunluğunun çiftçi olması, kırsal alana yapılacak yerleşime uyum sağlamaları açısından, iklimin ve geldikleri yerlerdeki üretim tarzlarının önemini artırmıştır. Ayrıca göçmenlerin büyük çoğunluğunun il, ilçe ve köylere serpiştirilmek suretiyle yerleştirilmelerinin, onların sosyal bakımdan çevreye ve topluma uyması, kaynaşması yönünden daha az sakıncalı olacağı düşünülmüştür. Göçmenlere iş imkanlarının sağlanması ve çalışma şartlarının iyileştirilmesi amacıyla ayni ve nakdi yardım yapılmış, bu çerçevede çiftçi ailelere toprak, tohumluk, çevirme ve donatım kredisi, zanaatkar göçmen ailelerine de konutun yanısıra döner sermaye kredisi verilmiştir. Bu bağlamda göçmenler “üreten kesim” olarak hızlı bir ekonomik kalkınma sürecine girmişlerdir. Günümüzde ise göçmenlerin ekonomik kalkınmışlık düzeyinde ilk zamanlardaki yoksunluktan eser kalmamıştır denilebilir. Ekonomik refaha ulaşma arzusu kültürel zayıflamayı beraberinde getirmiş ve maddiyat ön plana çıkmıştır. İKİ TİP İNSAN Bu durum iki tip insan oluşmasına sebebiyet vermiştir. Birincisi ekonomik refahını sağladıktan sonra hızlı bir şekilde tekrar maneviyata yönelen ve kültürel olarak özüne dönen insan tipi, ki ideali özünden hiç kopmamak olsa da bu da arzu edilen bir durumdur, ikincisi ise maddiyattan sıyrılamayan ve kültürel değerlerinden kopmuş insan tipidir. İkinci durum ise çok tehlikelidir ve insanın yaradılış amacına terstir. Balkan göçmenlerinin siyasi profillerini incelediğimizde ise, radikallikten uzak bir görüntü ortaya çıkmaktadır. Bu noktada merkez sağ, merkez sol ve muhafazakar çizgi ekseninde politik tercihlerini yaparlar. Bölgesel kimlik üzerinden siyaset yapılmasına sıcak bakmadıkları gibi, hemşericiliğe de karşı bir duruş sergilemektedirler. Balkan göçmenlerinin siyasi anlamda önemli bir özelliği de Türkiye’ye göç ettikleri esnada “kendilerini Türkiye’ye kavuşturan” hangi siyasi lider veya parti olmuşsa, siyasi tercihlerini genellikle o parti lehinde yapmaları olmuştur. Trakya bölgesindeki göçmen nüfusunun Türkiye’de seçimlerdeki politik tercihlerine bakıl- Makedonya Göçmenlerinin Genel Özellikleri Makedonya’dan Türkiye’ye gelen göçmenlerin en önemli özelliği tümünün müslüman oluşudur. Gelenlerin büyük bölümü şive farklılığına rağmen Türkçe konuşmaktadırlar, diğer bölümü de Türk Dili’nin akrabası olan dilleri konuşan topluluklara mensupturlar. Balkan Türkleri, 14. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti’nin İskân Politikası’yla Balkanlar’ı Türkleştiren; İmparatorluğun dağılmasıyla yaşanan geri göçlerde ise, Anadolu’daki milli kimliğin güçlenmesini sağlayan önemli bir vektör olmuştur. Göçmenlerin her kesiminin üzerinde fikir birliğine vardığı bir takım genel geçer vatandaşlık özellikleri bulunmaktadır. canlanması ve Balkanlar’daki kültürel havanın yakalanması için göçmenlerin siyasi meselelerde dar bir çerçevede kalmamaları gereklidir. Siyaseten at gözlüklerini kenara atmak, göçmenlerin siyasi olarak nüfuzlarını arttıracağı gibi, toplumdaki kültürel canlanmaya entegre olmalarını da kolaylaştıracaktır. Balkan Türkleri’nin kültürel alt yapıları asırlar boyunca Rumeli’de Türk-İslam çerçevesi ekseninde özellikle Tekke kültürü ile yoğurularak şekillenmiştir. Eski Yugoslavya’da komünizm kaynaklı birçok menfi unsura ve baskılara rağmen Tekkelerin serbest oluşu, bu kültürel alt yapının Türkiye’ye göçe kadar varlığını sürdürebilmesini sağlamıştır. Türkiye’ye göç ile birlikte Tekke ve Zaviyeler Kanunu’nun gereklerine istinaden Balkanlardaki Tekkeler resmen var olmaya devam edememişler, faaliyetlerini fiilen sürdürmüşlerdir. İslamiyet’in en zarif hali olan tasavvufu yaşayan ve yaşatan Tekke’ler tüm Osmanlı coğrafyasında olduğu gibi Rumeli’de de kültürel altyapının en önemli mimarı konumunda olmuşlardır. Göçten sonra ise bu sosyal kurumların resmen var olmayışı ve ekonomik-siyasal diğer sebepler göç eden halkta büyük bir kültürel erozyona sebep olmuştur. Toplumun kültürel yapısındaki değişimi benimsemek ve zaten özünde var olanı yeniden keşfetmek ve yaşamaya başlamak göçmenlerin manevi ve kültürel anlamda bir atılım gerçekleştirmelerini sağlayacaktır. GÖÇ AKINLARI SONA YAKLAŞTI dığında ulusalcı-milliyetçi çizgide siyaset yapan partilere daha yakın oldukları görülmüştür. Ege bölgesindeki Balkan göçmenlerinden oluşan seçmenin de davranışları ve politik eğilimleri ulusalcı-milliyetçi çizgide olmuştur. Balkan göçmenlerinin yoğun olarak yaşadığı yerlerden biri olarak Marmara bölgesinde ise, seçim sonuçları göçmen nüfusun yaşadığı diğer illere tezat bir görüntü çizmektedir. Örneğin Bursa’da demografik anlamda çoğunluğa sahip olan Balkan göçmenlerinin, politik davranışları genel anlamda Trakya ve Ege’deki göçmenlerin tercihlerine paralel bir görüntü çizmemektedir. Son dönem, ülkemizde birçok siyasal kalıbın terkedildiği ve insanların siyasi anlamda tabularını yıkmayı başardıkları bir dönem olmuştur. Göçmenlerin siyasi tercihlerindeki takındıkları katı tutum, kültürel altyapılarını hiçe saymayı ve inanç değerlerine karşı duyarsızlığı beraberinde getiren olumsuz bir tavırdır. Bu sebeple “Evlad-ı Fatihân” ruhunun Son 150 yıllık dönemde yaşanan müthiş göç akınları, artık sona yaklaşmış görünmektedir. Bundan sonraki süreçte toplumsal devinim, bu göçlerin sindirilmesi şeklinde olacaktır. Göç etmek, tüm canlılarda olduğu gibi, insanlığın da olmazsa olmaz özelliklerinden biridir. Ancak, bundan sonra artık toplu büyük göç akınlarının olması, yüz binlerin bir arada harekete geçmesi fazla bir olasılık dahilinde görülmemektedir. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde, Anadolu’ya ya da Anadolu’dan göçler nedeniyle, ülkemizin etnik ve kültürel yapısında büyük bir değişiklik beklememek lazımdır. Bu, nüfus açısından devinimin yavaşladığı anlamına gelmektedir. Ancak, toplumun kültürel yapısındaki değişim rüzgarı maneviyata ve tasavvufa ilginin artmasıyla hızlanarak devam edecektir. Bu değişimdeki en önemli etken, göçle ülkemize gelen bu kişilerin dışa açılma süreci içine girmiş olmaları, ekonomik refaha ulaşmış, siyasal tabularını yıkmış ve değişime entegre olurken Türk-İslam tasavvufunu Balkanlar’daki ruhu yakalayarak yaşamaları olacaktır. SAYFA 12 SIYAH MAVI KIRMIZI SARI 600 YILLIK TARHN AZZ HATIRASINA FUTBOLDA ÇN, TAH AÇIYOR! [email protected] Suzan ERNOYAN in önceleri futbolun sonbahar;na gelmi2 futbolculara el at;yordu. imdiler de ise kariyerinin ortas;ndaki y;ld;z futbolculara da el atmaya ba2lad;. Bir anlamda para ya-d;rmaya ba2lay;nca UEFA k;skac;ndaki tak;mlar da nefes ald; tabi… Çin’in futbol de-erinin 2imdiler de,120 milyar dolar gibi müthi2 bir rakama ula2t;-; konu2uluyor. Tabi bu da kulüpler ve futbolcular;n i2tah;n; aç;yor. Dünya futbolundaki Adidas ile Nike sava2;n;n, 2imdi de Çin piyasas;na ta2;nd;-;n; görüyoruz. Örne-in bu gün Nike d;2;nda ba2ka bir ayakkab; giymek isteyen futbolcu, yüklü bir ceza ödemek zorundad;r. Hal böyle olunca Çin kulüpleri futbol piyasas;n; alt üst etmeye devam edecek. Çünkü futbolculara ve kulüplere öylesine astronomik ücretler veriyorlar ki, hay;r demek için deli olmak laz;m. Ancak herkesin akl;na tak;lan bir soru var. Ne oluyor bu kulüpler neyin nesidir? Yani de-irmenin suyu nereden geliyor gibi… Çin Süper Lig’i ba2lad;-;nda 12 tak;m iken 2imdiler de 16 tak;ma ç;kt;-;na göre Türkiye’den birçok futbolcunun Çin’in yolunu tutaca-;na eminim. Ersan Gülüm’den sonra, Burak Y;lmaz’;n, ara transferde eski Be2ikta2 teknik direktörü Slaven Biliç’in tak;m; West Ham’l; olaca-; iddia edilmi2ti. Ancak sürpriz bir 2ekilde Çin’in Beijing Guoan tak;m;na transfer oluverdi. Tabi Burak Y;lmaz’da, para ve huzur için… Çin’in yolunu tuttu. 31 ya2;nda futbol hayat;n;n sonuna gelmi2 Burak Y;lmaz’;n, Galatasaray taraftarlar;yla aralar;nda ya2anan sorun nedeniyle oynayamad;-; gibi kafa olarak bitmi2ti zaten. Çin Ligi’ne 8 milyon Euro’ya transfer olmas; taraftarlar; aya-a kald;rd;. Sanal âlemde caps’ler ve espriler de patlamaya ba2lad; tabi. Giderayak bir iyililik yapmas;n; isteyen taraftarlar, Umut Bulut, Sabri Sar;o-lu ve Semih Kaya’y; da götürmesini istiyorlar. Ç 14 Mart 2016 Pazartesi www.balkangunlugu.com kupi’nin parlayan Türk yldz: ENES AKGÜN HEM ALARIM HEM GDERM ÜSKÜP BALKAN GÜNLÜÜ M akedonya Birinci Futbol Liginin ikinci yarısında adından en fazla söz ettirecek futbolculardan biri, Şkupi’nin yeni transferi Enes Akgün olarak gösteriliyor. Şubat ayında, Şkupi futbol kulübünün başkanı Eyüp Ademi’nin girişimleriyle takıma kazandırılan Enes Akgün, kendisine gösterilen güveni boşa çıkartmıyor. www.yeni- balkan.com sitesine açıklamalarda bulunan Akgün, Üsküp’ü çok beğendiğini, kulüp yöneticileri, teknik heyet ve takım arkadaşlarının da kendisini çok iyi bir şekilde karşılayıp yardımcı olduklarını söyledi. Akgün, “Şehri ve arkadaşlarımı çok sevdim. Herhangi bir sıkıntı yaşamadım bana çok yardımcı oldular” dedi. Makedonya’daki futbolun Fransa’dan çok farklı olduğunun altını çizen Akgün, “Fransa’da daha çok fiziğe dayalı futbol var. Burada ise daha teknik bir oyun oynanıyor. Burada fiziksel kalitemi daha iyi ortaya koyabiliyorum” diye konuştu. Makedonya’da başarılı bir performans sergileyip şampiyon olmak istediğini kaydeden Akgün, “Benim hedefim İspanya birinci ligi. Küçüklüğümden bu yana Real Madrid’i tutuyorum ve bu yüzden benim için İspanya’da oynamak en büyük hedefim” ifadelerini kullandı. Futsal’da Kosova’nın zaferi PRTNE - BALKAN GÜNLÜÜ F utsal Türk Milli Takımı, Kosova'da katıldığı dörtlü turnuvada oynadığı ikinci maçta Kosova B Takımı'nı 7-5 yendi. Futsal Milli Takımı, Kosova'da katıldığı dörtlü turnuvada oynadığı ikinci maçta Kosova B Takımı'nı 7-5 yendi. www.haberler.com’un haberine göre; Priştina'da Youth Hall'de oynanan, normal süresi 5-5 biten maçta ay-yıldızlı ekip, uzatma dakikalarında 7-5'lik üstünlük sağladı. Kosova halk kahramanı Adem Jashari adına düzenlenen turnuvadaki ilk maçında Kosova A Takımı'na 6-4 mağlup olan milli takım, turnuva üçüncüsü oldu. Arnavutluk'u 6-2 yenen Kosova A Takımı ise turnuvayı birinci olarak tamamladı. Burak Y;lmaz’;n ani geli2en transferine istifa edip giden Mustafa Denizli onay vermedi-i halde, “Hayat;m;n transferini yapaca-;m. Burada taraftar beni istemiyor, bu 2artlar alt;nda art;k bu kulübe faydal; olamam, ne yapsam yaranam;yorum” ifadelerini kullanmas; i2in rengini de-i2tiriverdi. Netice de Çin’e yollad;-;m;z Burak Y;lmaz, bir de bakt;k ki daha bir maç bile oynamadan haz;rl;k maç;nda sakatlanarak stanbul’a dönüvermi2 bir ayl;-;na. Valla bu gidi2le oralar da fazla bar;namayacak gibi. Hele bir de ikinci bebek yolda oldu-una göre… Zaten dilini bilmedi-i, damak zevkini bilmedi-i uzak bir ülke de tüm sevdiklerinden uzakta ne kadar mutlu olaca-; 2üpheli. Hele bir de çocuk ruhlu ve oldukça duygusal futbolcular için…