İnternet haberciliği: Yeni etik sorunlar mı?

Transkript

İnternet haberciliği: Yeni etik sorunlar mı?
İnternet haberciliği:
Yeni etik sorunlar mı?
Hubb Evers
İnternet gazeteciliği yeni etik sorunlar üretir mi? Ya da bu yeni tür, gazeteciliğin
meslek etiğine ilişkin mevcut soruları elektronik olarak yeniden paketleyerek
mi gündeme getirecektir?
Olumlu yönler
İnternet çoğunlukla yeni etik sorunların kaynağı olarak görülür, oysa gazetecilikteki etik bakış açısından değerlendirildiğinde birçok olumlu yön de karşımıza
çıkmaktadır, örneğin etkileşimin, halkın gazeteciliğe erişimini artırması gibi.
Bunun sonucunda okurlar, gazete içeriğine çok daha hızlı ve kolay bir şekilde tepki gösterebilmektedir. Elbette hataları düzeltmek, daha fazla bilgi
sağlamak ve yorum yapmak geleneksel gazetecilikte de mümkündür, ancak
bunların internette yapılma biçimi, gazeteciyle okurları arasında farklı bir ilişkinin ve dolayısıyla gazetecilik için yeni sorunların ortaya çıkmasına neden
olmaktadır. İnternetin çoklu içerik taşımaya uygun yapısı (hypertextuality),
haber metninin yardımcı unsurlarını da online olarak erişime açık hale getirmektedir. Bu sayede gazetecinin, yazısı için kullandığı arkaplan bilgisine ve
belgelere -en azından ilkesel düzeyde- sınırsız erişim mümkündür. Bu bir
kamu hizmetidir çünkü söz konusu malzemeden herkes kendine göre sonuç
çıkararak gazeteciyi denetleyebilir. Diğer yandan gazeteci, düzenlenmemiş,
anlamlandırılması olanaksız durumdaki çok sayıda malzemeyle okurlarını
322 > Televizyon haberciliğinde etik
yanlış da yönlendirebilir. Okur internette, gazetecinin seçtiği ve özellikle yazısını desteklemek için konulmuş belgelerden başkasına erişememe riskiyle
karşı karşıya kalabilir.
Okurlarına kullandıkları kaynaklara ve belgelere erişim olanağı sağlayan gazeteciler daha saydam bir gazetecilik yapmış olur. Çünkü okurlar bu sayede, haber
üretim süreci ve haberde kullanılmamış malzeme hakkında bilgi sahibi olabilir. Böylece gazeteciler, çok değerli olan yazı alanının sınırlıklarını aşmaktan
çekinmeden, hem haberin kendisini hem de tartışma ve değerlendirmeleri
aktarabilir. Örneğin, okurlara fikir vermesi açısından, haberi yaparken nasıl
bir düşünce sürecinden geçtiklerini ve haberin nasıl oluşturduğunu gösteren yan bağlantılar ekleyebilirler. Bunlara ek olarak online gazetecilik, yaygın
medya tarafından değerlendirilmeyen diğer bütün görüşlere yer verme avantajına da sahiptir.
Etik meseleler
Birçok kişi için en büyük ahlaki mesele haber ile ticari enformasyon arasındaki
sınırların belirsizleşmesidir. Birçok internet sitesinde “sponsorlu içerik”ler
karşımıza çıkmaktadır. Reklamlar sayfanın her yerinde, bazen haber metninin ortasında bile karşımıza çıkabilir. Sayfadaki bağlantılar, ziyaretçileri ilgili
bir yazıya yönlendirebileceği gibi ticari sitelere de yönlendirebilir. Bir kitap
eleştirisinde, okuyucuyu kitabı satan yayınevinin sayfasına yönlendiren bir
bağlantı bir kamu hizmeti olarak düşünülebilir. Ancak eğer okurlar, haber
sitesinin satılan her kitap başına belli bir pay aldığını bilmiyorsa o sitenin
güvenilirliğinden söz etmek ne ölçüde mümkündür?
Geleneksel gazetecilik bağımsızlığı çok ciddiye alır: gazetenin editoryal sorumluluğu genel yayın müdürünün sorumluluğundadır. Habercilik ve ticaret birbirinden açıkça ayrılmış alanlardır. Ancak bu durum online gazetecilik için her
zaman geçerli değildir.
Hemen hemen bütün internet medyası (hâlâ) serbest erişime açıktır. Bu siteler gelirlerini abonelik üzerinden değil reklâmlardan elde ederler. Bir şirketin
elektronik reklam afişi (banner), online bir gazetenin ana sayfasında görülebilir. Buradaki mesele, deneyimli bir kullanıcı için haber ile reklam arasındaki
Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 323
ayırımın ortadan kaybolup kaybolmadığıdır. Sayfanın tasarımında haberleri
ve reklamları açıkça birbirinden ayırmak gerekir mi? Kullanıcı internet gazetesinin reklamlardan pay aldığını bilmeli midir? Bu tür meseleler ne ölçüde
internete özgüdür? Eleştirmenler haber içeriği ile reklâmlar arasındaki bütün
sınırların bulanıklaştığı ve haber tanımının değiştiği konusunda anlaşmaktadır: advertoriallara, infomercial’lara, documercial’lara, televizyondaki haber
programlarına ve talk showlara baktığınızda bunu anlarsınız.
Diğer bir etik sorun da, online içeriğin çok hızlı bir şekilde yayınlanması, başka
bir deyişle “prematüre” olmasıdır. İnternette hızın egemen olduğu ve yayım
yapma baskısının çok yüksek olduğu bir ortamda geleneksel doğruluk ve
eksiksiz haber (completeness) ilkeleri bozulmadan kalabilir mi? Bu koşullar
rahatlıkla, adil, doğru ve önyargısız çalışma anlayışına zarar verebilir. Okurlar eksiksiz bir haberi mi, yoksa basitçe işlenmemiş haber malzemelerini
mi okuduğunu bilemez. Haberlerin bir tuşa tıklanmasıyla dünyaya yollandığı
bir araç elimizde olduğunda bütün olgular doğrulanana kadar yayın yapmak
için beklemek yetenek gerektirir. Eldeki enformasyonu hemen yayına verme
eğilimi çok güçlüdür. Zamana karşı yarışmanın bir sonucu, haber üzerinde etraflıca düşünmek, tekrar gözden geçirmek ya da haberin daha iyi kurulması
için uğraşmaya vakit kalmamasıdır.
İnternetin hıza dayalı bir mecra olmasının kolaylıkla hatalara yol açtığı genellikle
kabul ediliyor olsa da, haberi ilk olarak verme savaşının gazetecilikte yeni
bir durum olmadığının bilincinde olmamız gerekir. Buna rağmen internet haberciliğinin hızının bütün haber medyasına sıçrayacağına dair bir korku mevcuttur; yazılı ve görsel medya şirketlerinde çalışan gazetecilerin, başka bir
kuruluş kendilerinden önce online olarak yayınlayabilir korkusuyla, haberleri
tam olarak gözden geçirmeden yayınlama baskısıyla karşı karşıya kalacakları
düşünülmektedir. Herkesin, kendi internet sayfasında, uygun bulduğunu yayınlama olanağının bulunması, haberin doğruluğunu kontrol etmek için bekleyen yaygın medyanın sahip olduğu etik normlar açısından ne gibi sonuçlar
doğuracaktır?
Peki, enformasyonun doğrulanması hakkında ne söyleyebiliriz? Bir haberin bir
mecrada yayınlanmış olması, haberin doğruluğunu denetlemeden yayınlamayı haklılaştırır mı? Bir hata, gözden geçirilmiş haber metninin yeniden
yayınlanmasıyla basitçe ve hemen düzeltilebilecekken, haber sitesinin ayrıca
324 > Televizyon haberciliğinde etik
düzeltme yayınlamasının gereği nedir? Yine bununla ilişkili olarak, arşivde
yok olup gittiğinde, özgün ve düzeltilmemiş haber metnine ne olur? Online
gazetelerin de yazılı basında olduğu gibi bir “hatalar ve düzeltmeler” bölümüne sahip olmaları gerekir mi?
Online haberler metin, görsel malzeme, ses ve video görüntüleri, diğer internet
sayfalarına bağlantılardan oluşur. Bunlara ek olarak, okurların haberler hakkındaki görüşlerini paylaşabilecekleri bir sohbet odası ya da tartışma bölümlerine de yer verilebilir. Habere temel oluşturan belgelere verilen bağlantılar
iyi tasarlanmış bir haberciliği olanaklı kılabilir. Ancak bu durum, söz konusu
bağlantıların reklamlara, çıkar gruplarının, nefret gruplarının, parasal destek
talebinde bulunan hayır ve yardım kurumlarının sitelerine ya da diğer haber
medyasına verilip verilmeyeceği ya da bunun ne zaman yapılması gerektiği
sorusunu da gündeme getirir. Burada soru, editoryal kadronun ziyaretçilerin
site üzerinden yaptıkları aramalardan ne ölçüde sorumlu olduğudur. Bağlantıların yanıltıcı, hakaret içeren ya da zararlı içeriklere yönlendiriyor olmasının
bir önemi var mıdır?
Etkileşim online gazeteciliğe özgü bir niteliktir. Editörler, sohbet odaları, tartışma
forumları ve ilan panolarını haber sitelerine bağlantı (link) ekleyerek okurları
belli bir konuyla, gazetecilerle ya da birbirleriyle temasa geçirirler. Böylelikle
okurlar yayınlanan yazılara geri besleme vermeye davet edilir. Ancak isimsiz yorumlar ve “nefret söylemleri” hakkında ne yapılabilir? Mesajları seçerek yayınlamak çok sınırlayıcı ve hukuksal açıdan karmaşık olabilir, ancak
bir eleme yapmamak da tartışma ortamına zarar verebilir. Kimilerine göre
online sohbet odaları ve okurların mesaj bırakabilecekleri ilan panoları internet haberciliğinin inandırıcılığının bir senedi gibidir. Burada ortaya şu sorular çıkmaktadır: bir internet sitesi bünyesinde yayınlanan mesajlardan etik
ve hukuksal açıdan ne dereceye kadar sorumludur? Ziyaretçilerin küfürlü
mesajlarla karşılaşması sitenin itibarını nasıl etkiler? Ve sohbet odalarında
görüntülenen bireysel görüşlerin haberlerle karıştırılması riski ne kadardır?
Haber sitelerinin hangi içeriğin sitelerine ait olup olmadığını açıkça belirtmeleri durumunda tartışılması gereken başka bir ahlaki meselenin kalmadığını
düşünenler de vardır. Bu görüştekiler için haber, reklam ve dedikodu arasındaki sınırlar basılı bir gazetede karikatür ve günlük fallar arasındaki ayrımdan
daha bulanık değildir.
Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 325
Öte yandan, “mahremiyet” teriminin anlamı da değişmektedir. İnternette sıradan vatandaşların bilgilerinin toplandığı ve organize edildiği kamuya açık
sayfalar bulunmaktadır. Herkes belli bir ücret karşılığında diğerlerinin dosyalarına erişebilir. Haber odaklı siteler de kâr getiren bu işin içine girmeli
midir? Gazetecilerin toplumsal ağları kullanmasına müsaade edilmeli midir?
Örneğin Amerikan Poynter Enstitüsü toplumsal ağların kullanılması hakkında
bir dizi yönerge hazırlamıştır.1
Buna ek olarak, herkesin Usenet gruplarından birine ne mesaj yollandığını görebileceği web siteleri bulunmaktadır. Pek düşünülmeden herhangi bir konu
üzerine yapılmış her yorum, yıllar sonra bile olmaması gereken yerlerde ortaya çıkabilir. Bir röportajda aceleyle ve düşüncesizce söylenmiş her söz medyanın dijital arşivinde kalır. Eğer bu eski röportaj, bu kişinin adı “Google’da
arandığında” sürekli ortaya çıkarsa, o kişiye zarar verebilir —örneğin iş başvurularında. Hollanda gazetesi De Volkskrant’ın okur temsilcisi 24 Haziran
2006 tarihli köşesinde son derece çarpıcı olan şu örneği verdi: “Bir Amerikan üniversitesinde okuyan bir öğrenci ile üniversite dergisi için bir röportaj
yapılır. Konu silah sahipliğidir. Öğrenci gururla bıçak fetişisti olduğunu, büyük
bir bıçak koleksiyonu bulunduğunu ve yanında düzenli olarak bir ya da iki
tane taşıdığını belirtir. Yıllar sonra artık mezun olmuş olan öğrenci bir şirkette
işe başvurur fakat işe alınmaz. Sebep: “İsmini Google’a yazdığımızda ilk çıkan sayfa bıçak delisi olduğunu öğrendiğimiz röportajdır”. Bazıları medyadan,
kimi röportajları arşivlerinden çıkarmasını ya da isimlerini gizlemesini talep
etmektedir. Bu noktada röportaj yapılan kişinin çıkarları, müdahale edilmemiş bir arşive sahip olmaya dayalı genel çıkarlarla çatışmaktadır.
Haber siteleri ya da bloglardaki enformasyonla ilgili en büyük sorunlardan bir
tanesi güvenilirlik derecesini belirlemekte ortaya çıkmaktadır. Sonuçta herkes kendi adıyla ya da takma adla kendi görüşlerini yayınlayabilir. Bu durum,
kısmen ve tümden uydurulmuş ya da doğrulanmamış söylentilerin yayınlanması eşiğini düşürmektedir. Burada saydamlık çok önemlidir: mesajların
kaynağı ve blog yazarının (ticari ya da politik) bağlantıları ve olası çıkarları hakkında açık olmak gerekmektedir. Bu sayede, belli bir süre zarfındaki yazılarıyla kamu güvenini sarsmadığını kanıtlayan blog yazarı, yavaş yavaş belli bir
güvenilirlik ve inanılırlık seviyesine ulaşılabilir. İnanılırlık aynı zamanda alınan
bütün kararlar ve yapılan seçimler hakkında hesap vermeyle de ilişkilidir.
1 http://www.poynter.org/column.asp?id=67&aid=156905.
326 > Televizyon haberciliğinde etik
Genel anlamda haberin olabildiğince güvenilir kılmanın üç yolu bulunmaktadır:
• İlk olarak öznelerarası bir değerlendirme yapılır: kullanıcılar birbirlerini denetler ve birinin yaptığı hata diğeri tarafından düzeltildiğinde hakikat er ya
da geç ortaya çıkar. Örnek olarak Wikipedia’yı düşünün.
• Bunun dışında “kullanıcı tarafından oluşturulan içerik” editoryal kadro ya
da olguların geçerliğini doğrulayan ve olayın iki tarafını da dinleyen profesyonel bir gazeteci tarafından güvenilirlik testine tabi tutulabilir. Bu yol,
haber sitesi Ohmynews.com’da uygulanmaktadır.
• Ek olarak bir puanlama sistemi oluşturulabilir: kullanıcılar haberlere puan
verirler. En yüksek puanı alan haberler sitede en belirgin konuma yerleştirilir.
Birçok blog yazarı kendisini, geleneksel gazeteciliğe kıyasla toplumu bilgilendirmeye daha muktedir “yurttaş gazeteci”ler olarak tanımlamaktadır. Çünkü
kendilerini bir taraftan demokratik gözcülük işlevi atfedilen yaygın medyanın
da denetçisi olarak görmektedirler. Yeni tür medya eleştirisi burada emsalsiz
bir şekilde karşımızdadır.
Güvenilirlik ve inanılırlık meselesi yurttaş gazeteciliği söz konusu olduğunda
daha da önem kazanır: bir muhabirin profesyonel damgasının bulunmadığı
bir ortamda, okurlar ya da editörler aktarılan olayların doğruluğundan ya da
aktaranının güvenilirliğinden nasıl emin olabilir?
Yurttaş gazeteciliğine ilişkin iki etik mesele vardır: Öncelikli mesele, enformasyonun güvenilirliği ve fotoğrafların sahiciliğinin gerektiğince değerlendirmeye tabi tutulamamasıdır. İkincisi, etrafta dolaşarak atlatma bir haber ya da
kamuya mal olmuş kişilerin özel pozlarını yakalamaya çalışan fotoğrafçıların
(paparazzi) gazetecilik norrmlarını ihlal etmelerinden duyulan endişedir. Ayrıca, örneğin bombalı bir saldırıda özel fotoğraf yakalamayı, muhtaç insanlara
yardım etmeye yeğ tutabilecek amatör fotoğrafçılarla ilgili bir korku da söz
konusudur.
Yurttaş gazeteciliği ile ilgili sorular bunlarla sınırlı değildir. Gazeteciliğin sınırlarına
ilişkin temel sorular da ortaya çıkmaktadır: yurttaş gazeteciliği gerçek bir
gazetecilik midir? Blog yazarları gazeteci midir? Herkes gazeteci olabilir mi?
Televizyon haberciliğinde etik sorunlar < 327
Meslek ilkelerine ne olacak? İnternet için geçerli olan ilkeler geleneksel gazeteler için de geçerli sayılabilir mi? Ya da tersinden, bildiğimiz haliyle basın
etiği aynı şekilde gazetelerin ya da televizyon kuruluşlarının web sitelerine
uygulanabilir mi?
Eleştirmenler genel olarak internet ve özelde online gazetecilik için işler bir
öz-denetim sisteminin geliştirilmesi konusuna şüpheyle yaklaşmaktadır. O
kadar fazla sayıda ve çeşitlilikte haber sitesi vardır ki, profesyonel pratik ve
değerler konusunda bir ortaklık sağlamak olanaksız görünmektedir. Ayrıca
gazetecilik, özellikle online gazetecilik, sınırları çizilmiş ve açıkça belirlenmiş
bir meslek değildir. Bununla birlikte öz-denetim gerçekleştirilmesi ne kadar
güç olursa olsun online gazetecilik standartlarının belirlenmesi ve ilkelere
uygun davranılabilmesi için tek yoldur. Online medya, etik ilkeler oluşturmalı
ve bunları duyurmalıdır. Bu şekilde, gelişerek profesyonelleşecek ve kendine uygun bir “online etiği” uygulamaya koyabilecektir.
328 > Televizyon haberciliğinde etik

Benzer belgeler