Politik Gerçekçilik - Fovea Oberaza
Transkript
Politik Gerçekçilik - Fovea Oberaza
S Bilişim Danışmanlık Politik Gerçekçilik Politik Gerçekçilik, Kuvvet Politikası, Karşılıklı Etkileşimler |S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Siyasi İstikrar İndeksi (Sİİ) Referans No: 130365 Politik Gerçekçilik Politik Gerçekçilik, Kuvvet Politikası, Karşılıklı Etkileşimler 2|S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 İçindekiler Özet …… ............................................................................................................................................... 04 Giriş-Konumlandırma ........................................................................................................................... 04 Erdoğan’ın Politik İdealizmle Politik Gerçekçiliğini Birarada İşletmesi............................................... 07 Politik Gerçekçilikten Kuvvet Politikasına (Macht Politik) .................................................................. 11 Ak Parti-Erdoğan ve İçeride-Dışarıda Kuvvet Politikası ....................................................................... 12 Kuvvet Politikası ve Dönüşümler .......................................................................................................... 16 Kuvvet Politikasının Dönüştüremedikleri ............................................................................................. 20 Kuvvet Politikasının Yapısallaşması ..................................................................................................... 25 Kuvvet Politikasından Çıkışta İlk Onarımlar ......................................................................................... 27 Ek Bahis: Başbakan’ın (Erdoğan) Karar Üretim ve Mutabakat Geliştirmede Akıl Yürütme Tarzı ...... 32 3|S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Politik Gerçekçilik, Kuvvet Politikası, Karşılıklı Etkileşimler Özet: Will Democracy, Kill Democracy başlıklı ara raporlamamızda tezimiz şuydu; “… Demokrasi çıtasını gereksiz ölçüde yükseğe koyup erişemediğinizde, maruz kalınacaklar baştan bellidir. Demokrasi sadece yüksek siyasi ideallerin erişilebilir olma gereğini ikazla yetinmez. Demokrasi ayrıca, sıkıca belirlenmiş egemenlik prensiplerinin, yüksek yönetimin, sevk ve idare türlü biçimlerinin de mütevazı ölçülerde tayinini dikte eder…” Bu çalışmada önceki tezimizi sürdürecek, politik gerçekçiliğin devrede tutulma gereklerini kabullenecek, buna rağmen, politik gerçekçilikte işletme düzgün mimarisini irdeleyeceğiz. Önceki dönem (2003-2015) politik gerçekçilik uygulamasının işletilişini sergileyecek, yol açtığı tahribatı hatırlatacak, politik gerçekçiliğin uygun ve karşılıklı bileşimini netleştireceğiz. Giriş-Konumlandırma Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın politik aklını merkeze alacak, onun etrafında, siyasi sistemdeki politik akıl bazı etkileşimlerini ve tarz hale gelişleri konsolide edeceğiz. Askerî, diplomatik, maliyeci, sair bürokratik aklı gözardı edeceğiz. Hep öne çıkartılan devlet aklını yahut başka ifade biçimlerinde devlet hafızasına yerleşip etkinleşeni devre dışı kabul edeceğiz. Erdoğan’ın politik aklı bahsini iki fasılda işleyeceğiz. Daha önce “Hükümet Kurulum ve İşleyiş” ara raporlamalarımızda, “Başbakan” Erdoğan’ın siyasi akıl yürütme tarzlarını irdelemiştik. Burada tekrarlanmayacak, aşağıda ek fasılda aynen naklettik. Aynen nakledilenler, ilgili dönem gelişmelerinin ürünüdür. Elinizdeki çalışmada asıl hedeflenen, Erdoğan’ın “yönetime dair” olandan çok politik aklını, temel bileşimini ve varsa değişimini 4|S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 sergilemektir. Günlük sevk ve idareye, yönetime, egemenliğe dair olan siyasi kararlaştırmalar, biri birine geçişli olup tümünü politik akıl altında işleyeceğiz. Politik akıl yürütme, birey ya da grupların sıradan akıl yürütmesinden farklı, nitelikli, kabullenilmesi güçlük barındıran kalıptandır. Alelade akıl yürütme, hayatta karşılaşılan değişik problemler karşısında nasıl çözümleneceklerine dair zihnî aşamasıralamaları ifade eder. Akıl yürütmenin aşamalarını tüketmeden üretilen kararlar, makuliyet ya da akılcılık bakımından daha risklidir. Birey ya da gruplar, kendi iyi hayat anlayışlarına göre ürettikleri kararlarla hayatını sürdürür. Politik evrende hem şahsi politik kapasitenin geliştirilmesi hem de başkalarının yararı için kararlar üretilir. Bireysel kararlarda hata yapılırsa bunu devretmek-yaymaktransfer etmek-sigortalamak-türlü yolla elimine etmek mümkündür. Politik kararların sorumluluğunu bu tür yer değiştirtmek, zordur. Bireysel kararlar kendinin adaletini ve yararını, akılcılığını, politik kararlar herkesin adalet ve yararını, akılcılığını ilgilendiren ve barındırması gereken kararlardır. İktidar halindeyse, üretilen kararların sorumluluğu en yüksektir. Politik kararların herkesin adaletini-iyisiniakılcılığını barındırma gerekleri, herkesin iyisine dair anlayışın tekleştirilmesinin reddini gerektirir. Bu yüzden, politik kararların üretimi sıkı biçimde denetlenir, alenileştirilir, müzakerelere dayalı hale getirilip rafine edilir. Çalışma bakımından kritik detay ileride önümüze çıkacaktır: Politik kararların sorumluluğunda aritmetik hatırlatılmalıdır; politik kararların üretimine katılanların sayısı arttıkça, karar sorumluluğu da artar. Ne zamanki herhangi politik kararı üretmek zorunlu hale getirilmiş ve bunun kararlaştırılması kollejyal mekanizmalardan arındırılıp tekleştirilmiştir, o politik kararın sorumluluğu kaldırılır. 5|S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Devlet başkanlarının tek başına ürettikleri çoğu zorunlu nihai kararlaştırmaların sorumluluğunun kaldırılması bundandır. Politik idealizmini politik gerçekçiliği içinde ikili-kısmi yapıda işletenlerin, politik gerçekçilikten kaynaklanan sorumluluklarını transfer niyetli olanlarının nihai politik hedeflemesi, sorumsuz politik karar makamında mevzilenmektir. Politik akıl, eğer, devlet aklının türeviyse, sadece bürokratik etkinlik devlet aklı altında politik kararlar üretmekteyse bu, pür politik sürece dayalı olmadığından, politik akıl olarak kabul edilemez. Yürürlükte olan politik akıl, eğer, İslamcı yahut diğer herhangi ideolojinin beslediği hatta belirlediği politik idealizmden ve politik gerçekçilikten dolayı ikili hale gelmişse, işte bu halde gerçek ve gerektiğinde çatışmacı politik süreçler söz konusu demektir. Bu yönüyle Erdoğan, gerçek politik süreçlerin önemli kilometre taşıdır. Erdoğan devleti yeniden kurmamış, yeniden formatlamamış, pür politik aklı devreye almıştır. Erdoğan, bu yönüyle, gerçek politikacıdır. Hedefi, devlet adamı olmak olmayan ancak öyle görünmeyi çok benimseyen politikacıdır. Politik lider Erdoğan, Allah, Kur’an, insan, değer, kutsal, şiir, ilh., tümünü kitle-lider etkileşiminde ya da kamuoyu önünde sıklıkla ifade ederek politika yürütebilirdi. Erdoğan devleti yönetirken saymakla bitmeyecek resmî etkileşiminde “bunların” hiçbirine yaslanamazdı. Kitle ve kamuoyu önünde lider manevi Erdoğan, devlet yönetirken maddi Başbakan’dı. İktidar elde etmek için politik destek üretimiyle devleti yönetmek için karar üretiminin dinamikleri biri birini destekleyici ve besleyici ancak biri birinden ayrıdır. Devletin liderce, liderin devletçe vasıta kılınmışlıkları politikanın doğal halidir. 6|S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Erdoğan, ürettiği politik güçlü destekle birlikte politik karar üretiminde devlet aklını devre dışı bırakmış, onu, dikte edici olmaktan uzaklaştırıp ihtimal haline dönüştürmüştür. Erdoğan’ın devlet aklını devre dışı bırakmasını, onun devleti bütünüyle ele geçirmesi görmemek gerekir. Devlet, devlet aklının çok öte ve üstünde büyüklük ve gerçekliktir. Erdoğan’ın Politik İdealizmle Politik Gerçekçiliğini Birarada İşletmesi Politik ideoloji olarak Erdoğan İslamcıdır. İslamcı Erdoğan’ın politik ideolojisi, bütünüyle hayata geçirilemeyecek yapıdadır. Erdoğan, iktidarını ne kadar büyütürse büyütsün, ne kadar tekleştirirse tekleştirsin, devleti aşamayacağının kesin bilincindedir. TC devleti, Erdoğan için, aşılamazdır. Erdoğan bunu, politik yaşamının en başında kabullenmiştir. Şeklen ve stratejik olarak devletin aşılamaz oluşunu kabul, Erdoğan’ın politik kariyerinin hareket eşiğidir. Erdoğan, politik idealizminin bütünlüğünü muhafaza gereğinin farkında olsa da idealizmini, kısmi ve ikili halde işletmek, hayata böyle geçirmek zorundadır. Erdoğan’ın kalbi yüksekte, aklı yeryüzünde; ikisi arasında mesafe sıfırlanamaz, tutarsızlık, katlanılması zorunlu ve fakat pratikte esneklik temin eden kalıptadır. Erdoğan’ın 2003 iktidara geçiş şartları politik akıl zemininde budur. Erdoğan’ın politik ideolojisi ve pratik hareket eşiklerini tanımlarken uyarlama-revize etme problemleri, merkeze alınmalıdır. İslam bir bütün halinde TC üstünden tam devreye alınamayacağına göre devleti yönetirken İslam, belli kısmı-yönüyle ancak etkin kılınabilirdi. Bu yüzden TC devleti ve Türk demokrasisi, bütünüyle askıya alınıp ortadan kaldırılması gereken araçlar değil, uyarlama-uzlaşma gereklerini yerine getiren araçlardı. 7|S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Neticeten yerine getirme ve araç olma hali sabit, böyle yaklaşımın, Kant ahlakı ve modern demokrasiyi dışladığı açıktır. Erdoğan’ın politik ajandası budur. Erdoğan ve içinden çıktığı politik klik, büyük-teorik temeller ve hacimli politik hedeflemeler peşinde, bunun fikrî ve network alt yapısına sahip değildi. Erdoğan ve içinden çıktığı politik kliğin büyük potansiyelleri bulunan networklarla bağı, kastedilen Nakşiliktir, düşük ve kesintilidir. Bu yüzden, Sİİ kapsamında Erdoğan’ı laiklik karşıtı aktör olarak değil, kötü politik gerçekçilik mengenesinde uyum adına tavizkâr İslamcının, devletin laiklik anlayışını farklı yorumlaması olarak set ettik. Erdoğan, bizatihi ve bilinçli kısıtlı siyasi aktördü. Erdoğan ideolojik devleti bir başka ideolojiyle yeniden tanımlayıcı değil, onu, politik akılla hatta akıllarla uzlaştırıcı-uyarlamacıydı. Erdoğan için 2003’ten 2015’e somut devlet ve sivil toplum, İslam’ı eğreti biçimde taşıyan karmaşık işleyişteydi. Bu karmaşık işleyişin iktidar ilişkileri bakımından görünümü, tam çözümü ve hükmedilmesi mümkün olmayandı. Erdoğan mümkün olmayanı kolaydan zora sıralamasıyla kısmen çözmeye gayret etmiştir. Erdoğan’ın iktidar elde etmek için politik gerçekçi aklı, tepkime ve kendini sürekli yeniden üretme şeklinde, akış halindedir. Erdoğan’ın yakın çevresi bunu, geceye dek derin biçimde sarsılmış, yıkılma sınırındayken sabahleyin canlı-enerjik dönüşüyle karşımızda yer alırdı şeklinde ifade etmektedir. Sabite halinde bir politik evren, bu sabitede her daim geçerli kalıplar, Erdoğan için söz konusu değildir. Sabit değerler karşısında dinamik politik evren, Erdoğan’ın ve Davutoğlu’nun ısrarla kullandığı retorik olmakla birlikte Ak Parti ve liderliğinin değerler seti, kolâjdır. Politik evren değişken, bu değişkenlikte gecikmeli biçimde teşkil ettirilen tepkimelerle hareket etmek esastır. İlk hareket daima karşıdan beklenmelidir. Hareket arttıkça muhatap olunan aktörün vasıfları belirginleştirilebilirdir. 8|S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Muhatap olunan aktörün tarihi-geçmişi, ilk evrede değersizdir. Erdoğan’a karşı hareketlilik, aktörün geçmişini değerlendirmede kıstas haline getirilir. Bu hareket tarzına göre Erdoğan için hiçbir aktör, baştan-peşinen dost ya da düşman değildir. Erdoğan için politik evrende her bir aktör, yeri-zamanı gelince duruma göre temas edilip ittifaka girilebilecek potansiyeldedir. Siyasi sitem/devletin önceden dost ya da düşman tanımlamaları, Erdoğan için geçersizdir. Değişik her yön ve zeminde muhatap olunan her bir aktörün networkunu bilmek, test etmek, olumlu ya da olumsuz potansiyelini kestirmek, ön şarttır. Erdoğan, muhatap olduğu her bir aktörü katiyen tek başına değil, etrafıyla birlikte değerlendirmektedir. Etrafı, o aktörün yükü ya da gücü kabul edilmektedir. Erdoğan için politik evren, somut testlerle bizzat kendisinin yeniden kurup işlettiği tanışıklıklar serisidir. Erdoğan’ın iktidarını sürdürmek için politik gerçekçi aklı, bu aklın resmî devlet düzeniyle etkileşimi, 2012’den itibaren farklılaşmıştır. 2003’te İktidarı elde etme şartları politik akıl zemininde Erdoğan’ın politik idealizmini sınırlarken, 2012’den itibaren öne çıkan politik akıl, Erdoğan’ın idealizmini tekrar devreye almıştır. Erdoğan’ın politik idealizmi-İslamcılık, bütünüyle devreye alınamayacağı TC aşılamayacağı için Erdoğan, politik idealizmini resmî devlet düzeni dışında, şahsi networku içinde etkinleştirmek zorunda kalmıştır. Erdoğan’ın resmî devlet düzeninde kısmi, şahsî networkları içinde belirgin rakibi Gülen cemaatiydi. Erdoğan resmî devlet düzeninde ve networkunda Gülen cemaatini ortadan kaldırmaya yöneldi. Erdoğan için Gülen cemaati, politik idealizmini devreye alacağı zeminin tıkayıcısıydı. Şahsi networkunda uzlaşabileceği- ortaklaşabileceği işleyişte olmayan topluluktu. Devlet, zaten, tam olarak ele geçirilemeyecek hacim ve kuvvette yapıdandı. Devlet ancak, dışarıda güçlü-kalıcı networklarla kısmen yönlendirilebilecek 9|S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 mekanizmadandı. Bunu, İslamcı yapılanmaların, iyi niyetli ya da değil, TC devletinin rıza üretim gücü karşısında tarihî-kalıcı kırılmaları/yenilgileri olarak görmek yanıltıcı olmaz. Gülen cemaati Erdoğan için, devlet dışında konuşlandırılması gereken mekanizmanın tasfiye edilmesi gereken rakip yöneticisiydi. Erdoğan politik idealizmini, İslamcılığın hayata geçirilmesini resmî devlet düzeninde gerçekleştiremeyecekti ancak politik yaşamını hasılatsız sonlandıramazdı. İktidar üretmek/ele geçirmek/korumak için Ak Parti dışında maddi-manevi güçlü sivil yapılanmanın devlet imkânlarıyla tesis edilmesi gerekmekteydi. Bu yapının iktisadî devamlılığı, bürokratik ürün/hizmet arz etmesi ve bunun gelirlerinden yararlanması, finans-banka sisteminde kalıcı mevziler edinmesi, özel kesim ve kamuda, üretim-hizmetler sektöründe kalıcı ve sağlam anlaşmalarla sahipliği tesis edilmeliydi. Devlet dışında konuşlanarak devleti yönlendirecek mekanizmaya iktidar bazı imkânlarının acil ve hacimli biçimde transfer edilmeleri gerekmekteydi. Yurt dışında Yunus Emre okulları yurt içinde TÜRGEV, ilk çekişme konusuydu. Müteahhitlik sektörünün imar rantları dışında kalıcı kamu hizmet üretim-hâsılat paylaşım sözleşmeleri genişletildi/berkitildi. Bunun için kamu banka imkânlarına adeta saldırıldı. Yetmedi; Erdoğan, devlet resmî düzeni dışında teşkil ettirdiği network mensuplarıyla tüm etrafının kendisine şahsen biat etmesini istedi. Erdoğan, Cumhurbaşkanlığını nispî korunaklı mevzii, politik idealizmini gerçekleştirme yeri olarak gördü. “Beştepe”; özgüven ve mütevazılığın değil hacim ve sürekli-güçlü eklemlenme şeklinde politik endişelerin ürünüdür. Politik idealizmin iktisaden işletileceği yer ise resmî devlet düzeni dışında, gölge kamu içindeydi. 10 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Politik Gerçekçilikten Kuvvet Politikasına (Macht Politik) N. Makyavelli, politikanın idealist yönünü arkaya itip gerçekçiliği öne çıkarttığı için kınanır. Makyavelist olmak, yeri gelir tahkir için kullanılır. L. Strauss Makyavel’i, politikanın çıtasını aşağı indirdiği için ebedi düşkün olarak görür. Politik gerçekçilik, politik idealizme nazaran yürütülmesi daha fazla zorluk barındıran politik tarzdandır. İçinde asgari ölçüde idealizm barındırmayan herhangi politik tarz ve buna dayalı aksiyon serisi, er ya da geç tıkanır. İdealizm politikayı aşırı hale gelebilen birçok eğilimden sakınır ve daha rafine hale getirir. Türkiye, Ak Parti-Erdoğan cihetinden, politik gerçekçiliğin zirvesine taşınmıştır. Yukarıda nakledildiği üzere zaten ikili-kısmi yapıda olan Erdoğan politik idealizmi, resmî devlet düzenine taşınamazdı. Resmî devlet düzenine taşınamayacak Erdoğan politik idealizminin yerleştirilmesi-mekân sahibi kılınması, Erdoğan’ın şahsi networkunda test edildi. Erdoğan’ın politik idealizminin konumlandırılması, hızlı ve kontrolsüz yürütüldü. Erdoğan, resmî devlet düzeni dışında teşkil ettireceği yapıya zerk ettireceği politik idealizmini; tek taraflı ya da dar kapsamlı çevre üstünden, kirli, maddiyatçı, kibirli, İslam idealleri bakımından son derece düşük profil yürüttü. Devlet imkânlarının Erdoğan networkuna transferi hızlı ve aşırı kirliydi. Öyle ki; resmî devlet düzeninde iktidar üretmek için kullanılmayan yöntemler, hukukun ve yargının komple askıya alınmaları, askerleri hapse atmaya ideolojik nedenden direnen hâkimlere zamanında uygulanmayanlar, bu kez, devreye alınmıştır. Erdoğan, politik idealizmini tahakkuk ettirmek için, devlet iktidarını elde etmek için göze alamadıklarını, bu kez, resmî devlet düzeni dışında şahsi networkunu tesis için tereddütsüz almıştır. 11 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Buna, ağır baskılanmış öz benliğin, son derece güçlü görünümde inşa edilmiş görünen politik kimlikten taşması olarak bakmak mümkündür. Buna, Erdoğan’ın, öyle ya da böyle, politik idealizmin etkinleşme yerinin resmî devlet düzeni dışında tesisinin şart olduğuna inanmak isteyenler var, talepleri karşılanmalı demiş şeklinde de bakılabilir. Erdoğan’ın en yakınındakilerin liderine bakışı yıkılmış, çözülme başlamış, karizmanın politik ideali değil bizzat kendisi için şahsileşmesi deşifre edilmiştir. Dava gitmiş benlik gelmiştir. Bir kısmı istemsiz, daha önemlisi kontrolsüz gelmiştir. Erdoğan, U. Işılak’ın “dombra” ve “milletin adamı R.T. Erdoğan” şarkılarında fazla bir benli oldu demiştir. Son şarkı, Ak Parti tüm etkinliklerinde Erdoğan ismine nakşedilen dombra ve diğer müziklerin önüne geçmiş, ısrarla çalınmakta daha önemlisi talep edilmekte, başlıca nakaratı sadece Erdoğan, belirtilmelidir. Erdoğan’ın resmî devlet düzeni dışında tesise giriştiği network için önce dinî dâhil etik-geleneksel idealler süratle terk edilmiş, politik gerçekçilik yalın biçimde uygulanmış, yetmemiş, kuvvet politikasına müracaat edilmiştir. Dikkat edilsin; en çetin politik mücadelelerde devreye alınmamış kuvvetli olan haklıdır mottosu, bu kez, fetva dayanaklı biçimde devrededir. Zamanında en sert politik çekişmede, askerle-medya sahipleriyle-gazetecilerle mücadelelerde devreye alınmayan uydurma/zorlama fetvalar, İslamcılıkla birlikte bu kez devrededir. Din ve onun ılımlı halinin demokratikleştirici ve idealleri etkinleştirici potansiyelleri, maalesef, frenlemede dahi üretken olamamıştır. Ak Parti-Erdoğan ve İçeride-Dışarıda Kuvvet Politikası 2013’ten İtibaren Ak Parti ve liderliğince iç ve dış politikada yer ve zamana göre devreye alınan kuvvet politikasıdır. Gezi Parkı’yla başlayan seri, 17-25.Aralık’ta zirve yapmıştır. İçeride hukuk askıya alınmış, yargı devre dışı bırakılmış, hâkim-savcı direnirse hapse 12 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 atılmıştır. Erdoğan, iktidar üretmek ve sürdürmek için askerden bürokrasiye, medya ve iş dünyasından finansal sisteme dek her yönde agresifleşmiştir. Banka sahipleri altı-yedi yıldır temettü alamamış, yüksek toplam kredi ivmesini ve iktidar kirli-işlevsiz iktisadî networklarının büyüyen kredilerini zecren sürdürmüşlerdir. Finans kesimi özerk ekonomik birimlerle birarada faiz-kur fiyatlamasında iktidar kalibrasyonlarına 2015 hariç tam uyum göstermiştir. Gezi Parkı (Haziran.2013) ve 17- 25.Aralık’ta (devamen Ocak.2014’te) bankacılık sistemi ve küresel finans, Erdoğan’ı muazzam destekleyiciydi. Erdoğan’ca dışarıda küresel güçlerle muhatap olunduğunda oynak yapıda ortaklığa, Suriye-Esad, Libya hatta Mısır’da Hükümet güçleri karşısında operatif devlet moduna tereddütsüz kayılmıştır. Erdoğan, kendisine baskı uyguladığında Obama-Merkel’e rest çekmiş, ülkenin uzun sürede güçlükle belirlenmiş dış politik dümenini kırabilmiştir. Erdoğan, içeride-dışarıda kuvvet politikasına yönelirken güçlü politik ortaklığını, içeride ve dışarıda destekleyicisi yüksek politik aklını da yitirmekteydi. Esasen, doğru-haklı-yerinde ya da değil, Ak Parti ve liderliğinin politik harcında politik idealizmi, ideallerle daha yakın/uyumlaştırıcı politik aklı temin eden, Gülen cemaatiydi. Erdoğan’ın politik idealizmini resmî devlet düzenine son derece mütevazı ölçülerde taşımamasında, politik idealizmi “repo” şeklinde depo etmesinde Gülen cemaati, ideal formasyondu. Bu şekilde Erdoğan-Gülen, belli aşamaya dek, politik İslamcılığı, söylemin ve resmî politik süreçlerin içinde/dışında rahatça dolaştırmıştır. Tespite dair yerindelik ve ölçü için kredi talep edilir. Erdoğan’ın politik idealizmini tahakkuk ettireceğim görüntüsü altında karizmasını politik ideali değil bizzat kendisi için şahsileştirmesine, Gülen 13 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 cemaatinin; uyanık, gecikmesiz, sert tepkimesinin dinamiğine kısaca temas edilmelidir. Resmî devlet düzeni içinde askerî ve sivil bürokratik vesayetle mücadele eden Gülen cemaati, sivil toplum ve sivil İslam’ın temsilcisi gördükleri Erdoğan’ı, araç olarak değil, hasbi değerlendirmişlerdi. Gülen cemaati devletin istihbarat-dinleme teknik kapasitesine sahipti. Erdoğan’ın şahsi network teşkil ve bunun resmî devlet düzeninden kopardıklarını gördüklerinde, gölge kamunun güçlü-kalıcı hasarını kestirdiklerinde, tereddüt etmeden üstüne gitmişlerdir. Erdoğan’ın güçlük halinde durumunu vasıta kılmak, Gülen cemaati için çok daha uygun olabilirdi! Paylaşıma girmek, ortaklığa gitmek, son derece kolaydı! Erdoğan ve etrafındakilerinin humus olarak gördüğü paylaşım düzenine iştirak edilmedi. Erdoğan’ın üstüne gitmekte tereddüt edilmemiştir; zira Gülen cemaatinin politik idealizmi devlete bakış açılarıyla tam uyumlu, onun bir ve aynı haliydi. Tereddüt edilseydi cemaat içinde kirliliğe meyledenlerin etkinlik kazanması söz konusu olur muydu? Erdoğan’ın kirliliğine dur demek, cemaati kirlilik bakımından frenlediği gibi politik süreçlerin daha fazla iştirakçisi olmaktan sakınma gereklerini de ortaya çıkartmıştır. İma edilen, cemaat için sağlıksız ve fakat güçlü politik gerçekçilikten sakınım yolu, hiç bulaşmamaktı. Aynı durumda kalan CHP-MHP için farklılıklar aşağıdadır. Gülen cemaati için devlet ve sivil toplum, İslam’ın eğreti taşındığı hatta barındırıldığı (tahkir edici manada) formasyon değil, iyi-yetersizkötünün birarada olduğu Türk-İslam (tarihi) ve yaşayan halk şeklinde somut özneleşmedendi. Gülen cemaati için devlet tümüyle ele geçirilemeyecek kadar büyük ancak tümü ve her yönüyle eşanlı korunacak değerdendi. Hatalı ise MİT TIR’ları durdurulmalı, çözüm sürecini riske ederek sahada bela olacaksa PKK/KCK sınırlanmalıydı, ilh.. 14 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Erdoğan politik idealizminde ikili-kısmi yapıda, tutarsızlaşabilen uzlaşma-uyarlamacılık, Gülen cemaati için tek-bütüncül, tavizsiz değerler düzenindendi. Öyle ki; Gülen cemaati, tek bir politikacıyı tutuklatmadan, en önemlisi, idarî izin düzenini ihlal etmeden ve tek bir memuru yargılatmadan, özel hukuk gerektiren politikacı ofisi-eviarabasına en sağlam deliller için dahi girmeksizin 17-25.Aralık’ı yürüttü. Kirli olduğunu tespit ettikleri politikacıları Parlamentoya tezkere ettiler! Sadece bunu yaptılar. “Ergenekon” ve “Balyoz”’ da hak yolun batıl usulle elde edilemeyeceği öğrenilmişti ki bu öğrenme, devlet gerçekliğinin zeminidir. Bu yönüyle Gülen cemaati, devlet düzeni ve olağan siyasi dizgeye, parlamenter rejime, milli iradeye katiyen hanet etmedi. Gülen cemaatinin İslamcı olarak politik idealizminin politik gerçekçilikle mesafesi, Erdoğan’ın aksine sıfırdır. Gülen cemaati için devlete sahip çıkmak, eşit ve eşanlı olarak sivil topluma, ahlaka, hukuka sahip çıkmaktı. Yükseklere konulan değer çıtaları politik gerçekliği kırar, öyle de olmuştur: Devlete sahip çıkmak için resmî devlet düzeninde emniyet-savcıhâkimlik etkinliği şart ancak yeterli değildir. Politik akıl gerçekçi olacaksa devletin ve iktidarın iktisadî-finansal etkileşimini, ülkenin dış politik ve küresel finansal etkileşimini, bunların yüksek ederini gözetmeliydi. 17-25.Aralık’ta bankacılık sisteminin toplam batığının (28,5 milyar TL) üstünde tedbir kararı (31,5 milyar TL) isteyen savcılık, bunun uzağındadır. Gülen cemaati, politik idealizmine hizmet eden politik gerçekçiliği devletin savcı-emniyet düzenine indirgeyecek kadar vizyonsuzdu. Gülen cemaatini sarsan, pratikte başarısız gösteren, idealizmleri ya da kötü politik gerçekçilikleriydi. Tercih okuyucunundur. Konsolide edildiğine karşımıza çıkan, çalışmada tekrar tekrar karşımıza çıkan, kötü yürütülen politik gerçekçiliktir. Gülen cemaati kuvvet politikasının sınırında, kötü politik gerçekçiliğin yakın 15 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 merkezindeydi; bankacılığı hafife almış ve fakat onların gölge kamu “ayırt etme” dehşetinin tetiklenmesini sağlamıştı. Malum; kapitalist sistemin tahammül edemeyeceği, bankacılıktan eksiltmekti! Erdoğan ve iktidarını objektivite-işlevsellikle sınırlamakta, işletmesinde, politik kuvvet gerçekçiliğini politikasına yönelmemesinde Anayasal-kurumsal mimarinin yetersizliği ortadadır. Seçim barajı, siyasi parti kapatma rejimi, Yüksek Yargı, ceza yargılamaları, askerden diplomasiye maliyeden eğitime hatta dindar aktörlüğü sınırlamada diyanete, bürokrasi bütünü kuvvet politikasını sınırlayamamıştır. Anayasa girişindeki öykünmeci (preamble) yapı, millet-tarih ki içinde gelenek ve dinî kalıpları da barındırır, kuvvet politikasını sınırlayamamıştır. Sivil toplum, sendikalar, ekonomi, banka-finans, muazzam baskısına rağmen Obama-Merkel, kuvvet politikasını sınırlayamamıştır. Kuvvet Politikası ve Dönüşümler Kuvvet politikasına yönelen Erdoğan, parti ve seçmen tabanını da dönüştürmüştür. Ak Parti, Ankara ve taşrada ayrı işletilen ekonomik network haline gelmiş, 2015 genel seçimlerinde parti toplam aktivite büyük yüzdesi, para ile çalıştırılan profesyonellerce yürütülmüştür. Ak Parti ve tabanının Davutoğlu’nun koalisyon görüşmelerinden beklentisi belli değildir; sürdürme, zaman kazandırma, eğme-bükme, samimi uzlaşmacılık, kuvvet politikasını terk, bunlar halen net değildir. Sadece, politik düzeltmeye açıklık kazanılmıştır. Ekonomik kriz ya da siyasi şiddet halinde parti ve tabanın hangi politik düzlemde konuşlanacağı, belli değildir. Ak Partide lider-kitle etkileşimi bu derece güçlü, göze alabildikleri bu derece sınırsızken, politik aksiyonların izleme-değerlendirme modaliteleri, adil hüküm bir yana ihtiyatlı teşkil ettirilmelidir. 16 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Erdoğan’ın kirli ve işlevsiz iktisadi networklarının büyüklüğü, kamu ile iç içe geçişli halde işletilişi, makroekonomik büyüklüklerde de öne çıkmış haldedir. Erdoğan ve kirli-işlevsiz iktisadî networklarının sadece kamucu kaynakları kendine aktaran konar-göçer yapıda olmadıkları, ekonominin politik etkileşimini yapısal ölçüde tahrip ettikleri gözetilmelidir. Bu sahada onarımı süratli-topluca yürütmek mümkün görünmemektedir. Erdoğan ve kirli-işlevsiz iktisadî networklarının özerk ekonomik birimleri işlevsizleştirdikleri (MB, BDDK, SPK, EPDK, sair), kamu hizmet üretimini blokaja tabi tuttukları (elektrik dağıtımı tarım sübvansiyonlarının transferine bağlı, hastane ücretleri kamu-özel ortaklık finansman maliyetine bağlı, ilh), kamu bankacılığı yanında özel dâhil tüm bankacılık sistemini tahrip edip ülkenin küresel finansal etkileşimini bozdukları hatırlatılmalıdır. Köylü dahi dönüşmüş, Yeni Köy çalışmamızda kırsalda kayıt ve etik dışı üretime yönelimle vahim durum nakledilmiştir. 2008’de AYM, Ak Parti kapatma davasında suçlu ama kapatılmamalı derken dindar kitleleri sokağa çağırmama-mobilize etmeme kriterine başvurmuştu. 2013’ten İtibaren Ak Parti ve liderliği, kitleleri defalarca mobilize etmiş, %50’yi evde zor tutuyorum demiştir. Ak Gençlik ve türlü adlarla şubeleşmeler ortadadır. Polisin barışçıl gösterici gençleri öldürdüğü, düzgün yargılanmadıkları, Erdoğan’ın bunun arkasında durduğu açıktır. İma edilen, siyasi gerçekçilik adına göze alınabilecekleri / potansiyelleri sergilemek değildir. Doğrudan kastedilen, AYM 2008 kararının boşa düştüğüdür. Ak Parti tabanı sadece siyasi saiktan çağrı geldiğinde pazu gösteren naif kitleden değildir. Ak Parti tabanında konsolide işleyişte siyasi bilinç yarılmışlığı, MİT-Öcalan çözüm sürecinde barış hedeflemeli görünümde bürokratik sahteciliğin farkındalığı, önceki 17 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 raporlamalarda grafiklerle nakledilmişti. Ak Parti tabanı öyle olmadığını bildikleri halde çözüm sürecinin sahici olarak sunumuna iştirak etmiştir. İkna yahut kandırmadan değil, sosyal yardım devletinden yararlanmaktan değil, yalana bilinçli iştirakten söz etmekteyiz. Halen yaşanan, parti tabanında siyasi bilinç yarılmışlığının geri dönüp parti üst yönetimini vurmasıdır. 17-25.Aralık’ta kirlilik-yolsuzluğun Ak Parti tabanında reddine, paralel ve darbe söylemlerine safça inan olarak bakılmamalıdır. 17-25.Aralık’ta açık-maddi delillere, yeterli bilgilendirmeye sırtını dönme halini lidere bağlılık-milli iradeye sadakat görmek, aksak düşüncedendir. Karşımızda apaçık duran lider-kitle etkileşimli ve hacimli biçimde işletilen kuvvet politikasına, kalabalıkların karşılıklı konumlanmasından korkma görüntüsü altında göz yummaktır. Erdoğan’ın 07.Haziran seçimleri öncesi Ak Parti için oy kaybettirdiğini bile bile kitlelerle miting yapmasını, güncel okumak, zayıf düşüncedendir. ABD-Kongre, bu zayıf düşünceye karşı durmakta ısrarcıdır. Bu mitinglerin ileri dönüklüğü, fondadır. Parti üst yönetim bir kısmı yaklaşık yüzde yirmi oy yitiminin çözüm sürecinden kaynaklandığını, diğer kısmı sürecin tamamlanmaması nedeniyle böyle olduğunu söylemektedir. Faslın siyasi ederi, ileri dönük, HDP ya da MHP ile koalisyon çatılmasının partiyi bölme riskidir. Çözüm süreci oy kaybettirdiyse MHP ile, aksi cari ise HDP ile koalisyona açıklık kazandırılmak hedeflendiğinden, partinin konuşlanacağı politik zemin, çekişme konusudur. Erdoğan, parti teşkilatlarını ve tabanını dönüştürür, makroekonomik ortamı ve en kritik bileşenlerini (özerk ekonomik birimler, bankacılık, küresel finansal etkileşim) bozar ve onu salt ekopolitik saiktan işlevsizleştirir, dış politik konsolide etkileşimi hasmane 18 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 hale getirirken, beklenmedik biçimde, muhalefet partilerini de dönüştürme sınırındadır. Halen bu süreci test etmekteyiz. Son dönemlerde Erdoğan’ın makamı Cumhurbaşkanlığı’nın kapasitelerini kullanarak politik kararlarının sorumluluğunu devretmeyayma-gayreti barizdir. Cumhurbaşkanlığı karar mimarisi sorumsuzluk esaslı olup, zamanında Gülen cemaatinin üstlendiği politik idealizm, artık gereksizleşmiştir. Erdoğan için şimdi elzem olan, politik gerçekçiliğinin sorumluluğunu transfer etmektir ki, CumhurbaşkanlığıHükümet etkileşimi bunun için biçilmiş kaftandır. Hükümette koalisyon halinde bu transfer, daha da kolaylaşacaktır. Erdoğan’ın ikili-kısmi politik idealizmi, dönmüş, politik gerçekçiliğini de yarmıştır. Erdoğan’ın siyasi bilincinin tutarsız hale gelmesinin ardında yatan, yarık politik gerçekçiliğidir. Erdoğan’ın kuvvet politikasına gösterilen dirençlerin formları farklıdır; Suriye’de S. Şah Türbe nakli, Erdoğan’ın IŞİD saldırısını vesile ederek Suriye’ye müdahale seçeneğini ciddi sınırlamıştır. Kullanılan “değer”, türbeye saygıdır. Erdoğan’ın Türk akımı için Rusya-Putin’e verdiği kanunlaşma sözü, en geç 30.Haziran’daydı, Parlamentoda gerçekleştirilememiştir. Erdoğan’ın siyasi takvimi ve yakın çevredeki aktörlerin hatt-ı hareketini okuyamaz haldedir. İma edilen, Erdoğan karşısında politik gerçekçiliğin işletilme formlarının ancak ve dolaylı oluşlarıdır. Son dönüşüm ülkenin dış politik etkileşimindedir. Mümkün İmkân İmran ara raporlamamızda şunu ortaya koymaya çalıştık: “…ABD’ce yürütülen sert siyasi hamleler, Türkiye üstünde Rusya-Suud jeo-politik baskısının formasyon değişikliğiyle vülgarize edilmesine yol açmaktaydı…” Kastedilen, Erdoğan’ın değişen siyasi ortam ve güç parametreleri nedeniyle kirli-işlevsiz iktisadi networklarını tehcir edebilecek kıvama getirildiğiydi. 19 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Erdoğan’ca uygulanan kuvvet politikası öylesine güçlüydü ki, ABD bundan çıkışı, Suud üstünden al-vere iştirak şeklinde ödüllü çıkış kapısıyla aralamaktaydı. Ülke dış politik etkileşiminde çıkar, öylesine merkeze oturmuştu ki, bundan çıkış, yine çıkarla, ancak sağlanabilecekti. Ülkenin dış politik etkileşimine iç politik dinamik desteğiyle sinmiş olumsuzluk, bir başka olumsuzlukla giderilmekteydi. Kuvvet Politikasının Dönüştüremedikleri Muhalefet partileri, Ak Parti ve liderliği karşısında iktidarı ele geçirmek adına kuvvet politikasına sürüklenmemiştir. CHP ve MHP, asker ya da yargıyı yanına alarak hele hele kitleleri sokağa çağırarak politik çürümeye yönelmemiş, zor şartlarda ısrarla çağrıldıkları politik gerçekçilikten uzak durabilmiştir. MHP’de liderlik süreç zarfında aynı, CHP’de liderlik değişmiş, Baykal’dan Kılıçdaroğlu’na geçmiş, detay kritiktir. HDP istisnadır, Ak Parti’ce dönüştürülemezdi, zaten kuvvet politika uygulayıcısıydı. HDP, silahlı eylemlilik dâhil siyasi şiddetin en ağırıyla birarada bulunmaktan çekinmemiş, kitleleri en ağır eylemleri yürütmesi için sokağa çağırmakta tereddüt etmemiştir. HDP, değil politik idealizm, değil politik gerçekçilik, kuvvet politika tam temsilcisidir. HDP, kuvvet politikasının en sert araçlarına en kötü bileşimde sahiptir; ülke içinde ve dışında kuvvet politikası uygulama ve bunu örtme ihtiyacı duymama şeklinde işleyiştedir. Ak Parti ve liderliği HDP’ye dönük kuvvet politikasından çıkartma hedeflemesindeydi, başaramamıştır. Ara tespit yapalım: Türk siyaset kurumunda kuvvet politikası uygulamacısı olarak askerî bürokrasinin sahip olduğu imkânkabiliyetleri unutmuş görünelim. Ak Parti ve HDP, 08.Haziran’dan bu yana şimdilik unutulan, halen artlarında tuttukları, tüm bileşenleriyle 20 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 acımasızca kuvvet politikası yürütebilen aktörlerdir. Erdoğan’ın İçişleri-Valilikler bakımından yüksek belirleyiciliği, eklenmelidir. Siyasi partiler düzeninde dört aktörün ikisi, Ak Parti ve HDP, devlet ya da PKK şeklinde gerektiğinde kuvvet politikası uygulama tereddütsüz modundadır. Esas olan, bu iki partinin kuvvet politika uygulayıcısı olduklarının bilinmesi, artlarına mobilize halde kitleleri alabildiklerinin farkında olunması, böylelikle kabul görmeleridir. Siyasi sistemi meşru-demokratik olmaktan alıkoyan, bu kabullenme, rızadır. Böyle bakıldığı/konsolide edildiğinde benzetmeyle Türk siyaseti; pahalı ve kaliteli, centilmenlikleriyle ünlü futbolcularıyla yumuşak futbol oynanan İspanyol ligi değildir. Türk siyaseti Katanaçyo ağırlıklı İtalyan ligidir. Katanaçyo büyük takımların kalıcı futbolu olamaz, idealden uzaktır. Sadece küçük ve fırsatçı takımları geçici başarıya ulaştırır, ulusal liglere taşır. İtalyan ligi birçok yönüyle değer tüketicidir. İspanyol ligi maddi-ekonomik ve kültürel değer yaratır, bununla yetinmez, futbol dışına taşan değerler üretir. Politik gerçekçiliğin katı biçimde uygulandığı yetmeyip kuvvet politikasına kayıldığı siyaset ortamında, Türkiye’de bu durumun sekiz yıla (HDP 2007/08, Ak Parti 2012/13) yaklaştığı hatırlatılırsa, muhalefet partileri, elitler, dış politik etkileşime giren aktörler, yılabilirdi. İran ve Rusya’da yaşananlar hatırlatılmalıdır. Yılma hatta Heideggerize olma hali, İran’da yaşanan buydu. İran’da politik elit, değiştiremeyeceği sertlikte kuvvet politika ortamına kayıtsızlaşmış, kendini, varlık ve zaman tartışmalarına vurmuştur! Geniş kitleler gıda ve nakdi yardımla ayakta, bürokrasi ve siyasi elit kuvvet politikasının iştirakçisi haline gelmiştir. Misal Rusya’da kitleler yılmış, iş dünyası kısa sürede fırsatçılıkla elde ettikleri kapitalist kazanımlarını kalıcılaştıramamış, Putin karşısında 21 | S pes etmiştir. Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Sahipliği yabancı olanlar dâhil muhalif medya, Putin’in destekleyicisi haline gelmiştir. Türkiye başardı mı? Henüz belli değil, iyimser olmak için zemin güçlü, neden çoktur. Rusya ve İran’ın dış etkileşimi Türkiye kadar güçlü-bağlayıcı değildi. Dış etkileşimin Rusya ve İran’a giriş ve kalış süreleri Türkiye kadar güçlü ve uzun olmadığı gibi Rusya’da ileri teknoloji-silah üretimi ya da her iki ülkede petrol-gaz ihracı şeklinde maddi dayanak, Türkiye’de yoktur. Dış etkileşim yanında içeride de liste tarihi, sair yönden genişletilebilir. Rusya ve İran’a nazaran Türkiye’de demokratik devinim ayakta kaldı. İki parti, CHP ve MHP, demokratik açıdan, Ak Parti ve liderliğinin, kuvvet politikalarının iştirakçisi olmadı. CHP- Kılıçdaroğlu elinde imkân, üstünde çok yüksek baskıya rağmen Gezi Parkı’nda Taksim meydanına çıkmadı. Kendisini bekleyen muazzam kalabalığı avucunun içine alıp bir siyasi mevziden başkasına taşımadı. MHP-Bahçeli, ısrarla, parti teşkilatlarıyla Ülkücü gençliği kuvvet politikasına, etnik siyasi şiddete, etnik tansiyonu yüksek illerde çatışmalara bulaştırmadı. Ak Parti bulaştı/bulaştırdı. CHP-MHP, bu iki partimizin demokrasi mücadelelerinin parametreleri düzgün biçimde ortaya konulmalıdır. Aksi halde sadece koalisyon sürecinde değil, ileri dönük muhtemel politik gelişmelerde de yanılmış oluruz. Lider değişimi, Baykal yerine Kılıçdaroğlu, CHP’nin demokratik devinimini kurtarmıştır. Baykal, Erdoğan’a nazaran, politik gerçekçiliğin başarısız versiyonuydu. Uzun uzun Baykal analizi üretmeksizin, meselenin merkezi nakledilecektir. Baykal, 2002 seçimlerinde iki partili sisteme geçildiği ve bunun kalıcılaştığı tezini çok çabuk ve saçmalıkta sürrealist biçimde kabullenmişti. 1992-1995 Baykal için hazırlık yıllarıydı; 1995 seçimini barajı güçlükle geçerek atlatmış, 1999’da barajı dahi geçememişti. Baykal, 22 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 2002 seçim neticesine bakarak, ülke seçmen toplamının %53,67’sinin (Ak Parti %34,28, CHP %19,39) siyasi sistemi komple üstlenip konsolide edeceğini, Türk milliyetçiliği ve Kürtçü seçmen tabanının değersizleşeceğini, MHP-Bahçeli ve Öcalan/PKK’nın devreye tekrar giremeyeceğini öngörmüştü. Baykal 2002’de politik piyangoya sıkıca sarıldı. Diğerlerini değil ancak Baykal’ı formatlayan ana saik, politik gerçekçilikti. 2002 Seçimlerini politik gerçekçi olarak başka türlü okumak zordu ama problem, yukarıda nakledildiği üzere kötü yürütülme biçimiyle bizzat politik gerçekçiliktir. Baykal, Kılıçdaroğlu’nun ilk seçiminde (2011) partisinin oyunu yükselttiği (%21’den 26’ya) milletvekili sayısını artırdığı halde derhal istifasını isteyebilmiştir. Baykal politik gerçekçiliği kuvvet politikasına dönüştürme bakımından Erdoğan’dan farksızdır; 28.Şubat sürecine ve 27.Nisan muhtırasına tam destek vermiş, Parlamento siyasi aritmetiğini gözetmeden “367” için yüksek gayret sarf ederek referandumu tetiklemiş, Anayasal mimari yıkımının yolunu açmıştır. Baykal, Ak Parti kapatma davasında tereddüt etmeden kapatmayı savunmuştur. Baykal; 411 Oyla kabul edilmiş Anayasa değişiklik düzenlemesini (5735 sayılı kanunla türban serbestisi) AYM’ye götürüp iptal ettirmiş, Kılıçdaroğlu’ysa Anayasal kriz yaşatmaksızın değil üniversite Parlamentoda türban serbestisini hasarsız çözmüştür. Baykal; “Ergenekon”da avukat, “Balyoz”da hareketsiz ve verimsiz aktivitedeydi. Baykal, gelişmeler art arda dizildiğinde, politik gerçekçiliğin beceriksiz uygulayıcısıdır. Ak Parti ve Erdoğan için Baykal’ın politik gerçekçi okumaları tam geçerli hatta elverişli dahi değildi. Ak Parti ve Erdoğan kalabalıkların aklını, hissiyatını, bunların zamanlamasını bilen ve gözeten işleyişteydi. Halkın sesi hakkın sesidir, Ak Parti ve liderliğinin politik aklında güçlü ve bağlayıcıdır. Ak Parti ve Erdoğan, 2008’e dek, 23 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 AB Süreci ve Batı âlemiyle pozitif etkileşimden çıkmamış, bankafinans sistemiyle verimli ortaklıktan uzaklaşmamıştı. Erdoğan’ın kötü politik gerçekçiliği, 2007-08’den sonra geçerlidir. 2008’e dek politik gerçekçiliğin Erdoğan’a faydası olamazdı. Baykal için elzem olan, Erdoğan için politik evreni lüzumsuz kirleticiydi. 2007’de MHP’nin Parlamentoya kendiliğinden girdiği hatırdadır. Artan PKK şiddeti yanıltıcıdır. Erdoğan, MHP yanında HDP’den (adlandırma hatası bilerektir) gelen baskının farkında, 2011’de hukuku dolanarak bağımsız vekilliklerle HDP Parlamentoya sokulmuştur. Erdoğan, 2007-2011 arasında siyaset kurumunun iktidar üstünde toplam baskısını azaltmak için Parlamento-Hükümet görev sürelerini beşten dört yıla indirmiş, baskıyı aritmetik olarak azaltmıştır. Erdoğan, seçim dönemini kısaltarak dönem içi baskıyı aritmetik olarak azalttığı gibi siyasi ve ekonomik istikrar algısını Ak Parti ve liderliğinde temerküz ettirdi. Seçimler, istikrar gereğinin yerine getirilme ritüeline dönüştürülürken CHP-MHP, bunun vasıtası kılındı. Zayıf kurumsal kapasiteleriyle yönetim vaadi teşkil ettiremeyen CHPMHP, Ak Parti yönetim tezlerinin teyidi, seçimler, güçlü hatırlatıcısıydı. Bu yönüyle 2015 seçimlerinde CHP-MHP elverişli şartlara rağmen kazanan değil, Ak Parti’nin hafif kaybetmesinden Parlamento çoğunluğu ve Hükümet ortaklığı üreten fırsat sahiplikleridir. Erdoğan’ın politik aklı politik idealizm ve meşruiyetten beslenemedikçe CHP-MHP, gerçekçi politik akıl ve politik öngörü sahibi görünmüş, aldatıcıdır. CHP-MHP’yi politik sınırlı etkinliklerinde esas taşıyan, politik idealizme yaslanmışlıklarıdır. Şimdi bunun bilinçliliği, partilerinin politik evrendeki esas taşıyıcısının ne olduğu bilgisinin sahipliği, Baykal karşısında elzemdir. Çalışmanın en önemli hedeflerinden biri budur. 24 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Baykal’ın politik gerçekçiliği hem dar görüşlü hem de politik idealizme sırtını dönme ötesinde kirliydi. Baykal; politik gerçekçiliği yürütecek vizyondan olduğu gibi şahsi-network olarak araçlardan da yoksundu. Baykal, 2011’de MHP’nin devreye girmişliğini, HDP’nin Erdoğan’ca desteklenerek önce bağımsız vekillikler sonra parti şeklinde Meclise gireceğini görememişti. Baykal partisini, yüksek ve alelade yargının, emniyetin yapabileceklerini kestirmeksizin, tahmin bile etmeksizin yönetmekteydi. Politik gerçekçiliğin maddi şartları, Baykal için na-mevcuttu. Baykal, eşini, evli parti sekreteriyle aldatır, sekreterini milletvekili yaparken, parti ve teşkilatlarından, tabanından güçlü herhangi tepki çekmemişti. Sekreteri milletvekili olurken Baykal, işten ayrılma sebebiyle partiden ödeme yapmayı eksik etmemişti! AYM, Parti’nin mali denetiminde yakaladığı detayı, nazikâne iade ettirmiştir. RG’de yayımlanan detayın ederi, hatırlatılmalıdır. Ankara’da herkesin detaylı bildiğini kamuoyu, yayımlanan videolarla gecikmeli görmüştü. Baykal’ın CHP bütünüyle etkileşiminde kuvvet politikasını uygulamasından kaynaklanan zayıf dirençlilik, parti liderliğini ancak dışarıdan müdahaleyle değiştirtmişti. Baykal, politik olarak katileşen istifası için dahi günlerce düşündü. Baykal, devlet protokolünde beşinci sıradan zorla kovuldu. Ak Parti-Erdoğan için yukarıda naklettiğimiz kuvvet politikasının CHP-Baykal’da işletilişi, tam benzerdir. CHP için Baykal kuvvet politikasından çıkış, “bir başka-dış” kuvvet politika tekniğiyle kotarılmıştır! Kuvvet Politikasının Yapısallaşması Baykal 2011’de beşinci sıradan kovulduğu devlet protokolüne şimdi ikinci sıradan dönme gayretindedir. CHP’den, kamuoyundan, 63. Hükümet kurma baskısı altında kalmış muhalif dâhil medyadan Baykal’ın zamanında istifa nedenine dair tek kare hatırlatılmamaktadır. Neden? Bunu, ileride kotarılacak koalisyonun 25 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 hasmı olmama pozisyon erken ayarlaması olarak göremeyiz. İma ettiğimiz ve çalışmanın hedeflediği kilit vurgu budur; kuvvet politikası, sadece Ak Parti liderliğiyle parti teşkilat-tabanında, banka-finansta, medyada, hatta ülke dış politik etkileşiminde değil, “Baykal kliği üstünden” muhalefette de yapısal haldedir. Kuvvet politika ve araçları, siyasi sistemin aşması gereken problemler büyüdüğünde, Hükümet kurma-koalisyon teşkili ya da Parlamento-Hükümet etkileşimini kolaylaştırma gibi, gerektiği anda tereddütsüz devreye girebilmektedir. Askerî darbe yaşandığında siyasi sistemde ortaya çıkan dirençsizlik, benzer biçimde, kuvvet politikası karşısında üretilmektedir. Bize göre bunlar, biri birini besleyicidir. Politik idealizme, tüm taraflar, kısa sürede sırtını dönebilmektedir. L. Strauss Makyavel’i, politikanın çıtasını aşağı indirdiği için ebedi düşkün görür demiştik. Türk sivil toplumunu ve Türk siyaset kurumunu acaba nasıl görürdü? Akışı bozma pahasına fasla beş unsur ekleyeceğiz; ilki, Posse Comitatus ara raporlamamızda naklettiğimiz 2013’te 211 sayılı İç Hizmet Kanunu’nda madde 35’te değişiklikle Kara Kuvvetleri’nin iç tehditler karşısında görevden el çektirilmesiydi. Aynı iktidar, 06- 11.Ekim.2014 KCK Kobani eylemlerinde 7. ve 8. Kolordu içinden kara kuvvet mensubu jandarma kıyafetli on binlerce asker, otuz yıl sonra Diyarbakır’da sokağa çıkma yasağı uygulamıştı. En iddialı görünümde reformdan, kısa sürede ani kararlaştırmayla tereddütsüz çıkılmıştı. İkincisi daha önce, 2013’te Gezi Parkı eylemlerinde 11 adet jandarma komando Güney Marmara’dan İstanbul’a nakledilmişti. Dört tabur hâlâ yerindedir. Üçüncüsü bugünden; Cumhurbaşkanlığı sekreterliği, bürokrasinin tamamına doğrudan hitap ederek, makamla irtibat memuriyet tesisini dikte etmiştir. Dördüncüsü; İçişleri Bakanlık teşkilatı ve valilikler, muhtarların taleplerini giderim görünümlü ve fakat çok daha kapsamlı biçimde Beştepe’nin emrindedir. Ak Parti seçim propagandasında koalisyon dönemlerinin yokluk günlerini 26 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 anımsattı; on üç yıldır iktidardayken bunların tamamını geri dönüşsüz giderdik demedi. Yokluk-kıtlık korkusunun kuvvet politikasını güçlü biçimde çağırdığı malumdur. Liste uzatılabilir. Kuvvet politikası; dinî ve etnik çatışma riskleri artmış, ülke dış politik etkileşimi ağır bozulup kalitesizleşmişken, ülke sınırları yangın yeriyken, ekonomik ortam siyasi saik ve siyasi pozisyon üretim güçlükleri nedeniyle çıkarcı biçimde eksen kazanmışken, yapısal düzeyde devrededir. Politik evren, zehirli halde işleyiştedir. Hukukun askıya alınmışlığı, ağır kirlilik tespit eden hâkimlerin uluslararası hukuka aykırılık gören savcı-askerlerin içeride tutuldukları, gazetecilerin içeride oldukları fondadır. Yukarıdaki anlatım, kuvvet politikasından çıkışın, politik gerçekçiliğin düzgün biçimde devrede tutulma gereğinin, politik idealizmdense bilinçli biçimde mahrum bırakılmamanın gereklerini hatırlatmaktadır. Kuvvet Politikasından Çıkışta İlk Onarımlar İlk giren ilk çıkar: Siyasi sistemlerin en temel girdi ve taşıyıcılarından biri, dindir. Türk devleti, Complexio Oppositorum şeklinde önceden özetlediğimiz kutsal devlet anlayışına sahiptir. Siyasi sistemin dindar geniş kitlelerle barışma ve bütünleşmesinde Ak Parti’nin işlev ve payı rededilemez. Ak Parti ve liderliği söz konusu işlevde düzeltmelere tabi tutulmalıdır. Sadece siyasi sistemde bozulma, kuvvet politikasına savrulma-sürüklenme değil dindarlıkta da tahribat varittir. Onarılmalıdır. Siyasi sistemler, çevrelerinin merkezleriyle bütünleşmelerini, bunun sağlıklı yürütülmesini yönetmelidir. Çevre merkezle hangi şartlarda, ne tür tahribatla bütünleşmektedir? Bu problem, dindar geniş kitlelerin merkezle bütünleşmesinde beklenmedik hasara yol açmıştır. Devlet yönünden beklenmedik, dindarlar yönünden hiç umulmadık. Çevrenin merkeze taşıyıcısı, kirlilik-yolsuzluk üretmiş, bunu, politik idealizmine dair değil, bizzat şahsı için yürütmüştür. 27 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Taşıyıcı, misyonu için yönelmediği kuvvet politikasına şahsı için tereddütsüz yönelmiştir. Taşıyıcı, dindar kitlelerin merkeze yerleşmek için gücünü, hasbiliğini, bir-iri-diri oluşunu başka maksatlar için araçsallaştırmıştır. Devlette olduğu gibi dindar kitlede de hüsran varittir. “Miri”den olduğu gibi “piri“den de çalınmıştır. Erdoğan, resmînin öldürücüsü sivilin katledicisidir. Şimdi, dindar kitlelerden sonra Kürt sivil kitlelerin merkezle bütünleşmesi söz konusudur: Politik idealizmin politik gerçekçilikle bu kez dengelenmesi, biraradalıklarının korunması gerekmektedir. Kuvvet politikasının sterilize edilmişliğinin şart oluşu izahtan varestedir. Erdoğan’ın elinde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı olduğu halde gücü yetmemişti. Ya bunların elinde olmadığı aktör, onu kim neyle tatmin edecektir? Ortalığı ne politik idealizmle ne de politik gerçekçilikle, hele ki, kötü olanıyla doldurtmamalıyız. Politik evrende şans iki kez gülmez! Esas olan, kuvvet politikasından çıkışla birlikte politik gerçekçiliğin düzgün biçimde devreye girişidir. Kuvvet politikasından politik idealizme savrulmama, ilk ikazımızdı; yüksek-iyi demokrasi beklentisiyle mevcut demokrasiyi öldürmemeli, yöneten ve yönetilebilen süreçleri dikkate almalıydık. Özeti Will Democracy, Kill Democracy idi. Halen işletilen kuvvet politikasından çıkış mimarisi nedir? İlki, müşkül gideren, Propontis bir Hükümet kurgulanmaktadır. Koalisyon hükümeti istikrarsızlık değildir söylemi etkinleştirilmektedir. İkincisi; banka-finans sektörünün konsolide tutumudur. Banka-finans sektörü kredi akışını makroekonomik ve politik ortamı muazzam destekleyici biçimde kullanmaktadır. Tek gecede 14,5 milyar TL kredi, durumu özetlemektedir. MB likidite yönetiminin döviz kurlarını baskılaması devrededir. Kamu bankalarının döviz satarak, başlıca ithalatçı şirketlerin akışlarını ötelemesiyle altın ihracına ses 28 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 çıkartılmamasıyla ekonomik ortam sarsıntısız hale getirilmektedir. Yabancı yatırımcının yüz milyarlarca dolar yatırımının heder ettirilmemesi, bu şekilde ileride kesintiye zemin teşkil ettirilmemesi sağlanmaktadır. Döviz-faiz fiyatlamaları, tek parti iktidar yitim gününün altındadır. Kısaca, kuvvet politikasına maruz kalındığında Erdoğan’ın banka-finans kesimine uygulattığı tüm teknikler, şimdi, kuvvet politikasından pürüzsüz çıkış için makroekonomik ortamı belli kıvamda tutma adına devreye alınmıştır. Bunun Erdoğan’a dönüklüğü net değildir. Banka-finans, ekonomideki yapısal tahribatın ve ağır risklerin üstünü kuvvet politikasından çıkış için örtmekte görünmektedir. Aynı banka-finans, 2002’de Ak Parti’ye 58. Hükümeti teslim ettirirken tam aksini yapmıştı. Yük-problem teşkil ettirecek makroekonomik her unsur, 57. Hükümet hanesinde bırakılmıştı. Şimdi, 63. Hükümetin pasifi muazzam doldurulmaktadır. Durumu, pimi çekilmiş ekonomik bombanın devri olarak görmek mümkündür. Söylemde ve ekonomi-finansta politik gerçekçiliğin bu türden ve farklılaştırılmış yolla (57’den 58. Hükümete çok iyi makroekonomik ortam devri, 62.’den 63. Hükümete kötü gelişmeleri transfer ettirerek) teşkil ettirilmesi, son derece kritiktir. Ayrıca ağır olumsuzdur. Banka-finans ve yanlarından küresel finansal etkileşim, bu siyasi mimariyi sürekli kılarsa, koalisyondan çıkışta tek partiye destek, tek partiden uzaklaşmada koalisyona köstek, durumun ederi belirlenmelidir. Banka-finans, yanına küresel finansı alarak yerli üretim-ihracata şans tanımazsa, inşaat sektörünü kayıran işleyişi sürdürürse, medyamüteahhitlik-banka sektör ortak kirli-işlevsiz etkileşimini tolore ederse, gölge kamunun ve iktidar kirli-işlevsiz iktisadi networklarının etkileşimini desteklerse, oynanan ekonomik kumar, milletin siyasi kaderini riske edicidir. Küresel Likidite Örtüsü ve Siyasi Performans ara raporlamamızda sürdürülebilirlik açısından durumu açıklığa kavuşturduk. 29 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Banka ve finansın politik gerçekçiliği ne için, hangi açık hedeflemede yürüttüğü, belirsizdir. Kuvvet politikasından çıkışta ekonomik hasarı sınırlama, oynaklığı azaltma, yabancı yatırımı kesintisizleştirme, görüntüdedir. Kötü ekonomik yapılanmanın bankafinans lehine sürdürülmesi, üretimden güçlerle dengelenmenin önlenmesi, arka plandadır. Endüstri bayrağı, ticaret fiyat dalgalanmalarını takip eder. S. Huntington halen Türkiye’de etkin kılınan bu tür yapılanmanın uzun vadede ederini, içeride ticaret-endüstri arasında dengeli işleyişin önemini ABD bakımından özlü biçimde nakletmiştir. Endüstrinin ülke toplam ekonomik gücünü temsil etmesi, üretim ilişkilerine dayalı oluşu, ekonomik ve sosyal yönden topluca uzlaşmacı / teknik / rasyonalist süreçleri destekleyici vasıfları, kuvvet politikasını katiyen dışladığı, politik idealizmle gerçekçiliği dengelediği, siyaset sosyolojisinin bulgularındandır. Liberal düşünürler, nesil aşan adalet problemlerini milli devletin çözümde en ciddi önceliklerinden görür. Denk bütçe, nesil aşan adalet problemlerinin mali merkezindedir. Halen Türkiye’de gölge kamunun düşük gösterdiği kamu borçlanmaları ve dolaylı-ithalata dayalı vergiler, banka kredilendirmesinin (borçlanmanın) artan ağırlığı ve vergilendirilebilir doğrudan kazanç potansiyelinin düşüşü, çözümü öncelikli denklemdendir. Maliye’nin dolaylı vergilere kaydırılmışlığı, bankacılık sistem büyümesinin türevidir. Bütçe denkliğinin gücünü ve siyasi ederini yitirmesi, bankacılık sistemi denk bütçeli devleti ikame ettikçe ivme kazanmaktadır. Banka ağırlık kazanıp endüstriyel büyümeyi desteklemedikçe, olağan siyasi dizge bozucudur. Politik gerçekçiliğin kapsamı genişletilmeli, banka-devlet ve finans-siyaset kurumu şeklinde en kritik etkileşimler düzgün yapılandırmalıdır. Bank-finans kanalıyla politik çürüme, politik gerçekçiliğin içine siner ancak görünürlüğü düşüktür. Politik çürümenin 30 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 zamana yayılı yavaş işletilen halleri, politikacıdan işadamına çekici yönleriyle kolay hissedilmez. Evet, demokratik ölçütlerle teşkil ettirilmiş halk iradesinin ürettiği kararların saygınlığı, kaynakların etkinliğiyle dengelenmelidir. Siyasetle ekonominin temas ettireni finans, etkileşimin yegâne belirleyicisi bankacılık olamaz. Demokratik kararların saygınlığıyla kaynakların etkinliğini telif etmenin yolu, tek biçimli ve kısa süreli değildir. Siyasetle ekonominin düzgün etkileşiminin yolu, fiyat dalgalanmalarına hassas ticaretin dar bakış açısıyla krizlere ya da kriz korkutmasına mevzilenmiş sathi politik gerçekçi yapılandırmalar değildir. Ticaret ve bankacılığın kriz sosuna batırılmış politik yapılandırması, şaşa kalmışlıkta üretilen uçucu politik akıldır. Toplam ekonomi ve endüstrinin, üretim ilişkileriyle üretim güçlerinin içinde olmadığı politik akıl, ne tecrübî ne de teknik akıldır. Politik gerçekçiliğin zemini, sonuncusudur. Projelendirememe, makrolaştıramama, bütünleştirememe şeklinde naklettiğimiz ve Ak Parti ve liderliğinde giderilemeyen sıkıntıların kaynağında, bunlar yatmaktadır. 07.Haziran seçimlerinde üretilmesi hedeflenen siyasi neticeyi, “… Seçimler, demokrasinin ve onun aynı zamanda bir yönetim biçimi şeklinde mütevazı halinin hatırlatılma siyasi neticesini üretmiştir…” şeklinde özetlemiştik. Politik gerçekçiliğin şaşa kalmışlıkta üretilen uçucu akıldan uzaklaşıp tecrübî ve teknik akla yaklaştırılması, %60’ın beklentisi yanında siyasi istikrarın olması gerekenidir. 31 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Ek Bahis: Başbakan’ın (Erdoğan) Karar Üretim ve Mutabakat Geliştirmede Akıl Yürütme Tarzı (Raporlama dönemi 01.10.2012-10.08.2013’tür) İktidarımızca bilgece ve düzgün tanımlanamayan vakıalar, İktidarımızı tanımlarlar (B. Obama). “ Başbakan’ın karar üretiminde mutabakat geliştirme ve temel siyasi akıl yürütme tarzının ne/nasıl olduğu konusunda teknik düzey öne çıkartılmadan durum ve işleyişler değerlendirilmelidir. Başka ifadeyle; 59., 60., 61. Hükümetlerin Anayasal-kurumsal mimari gereği kollejyal yapısının tekçi-monokratik işleyişle, Başbakan Erdoğan’ın şahsi tutum ve tercihlerinin baskınlığı bakımından ayrıca irdelenmesi gerekir. Gerçekten de, üç Kabine’de de Kabine içi işleyişlerde Başbakan Erdoğan’ın şahsi tutum ve tercihlerinin baskınlığı dikkat çekicidir. Erdoğan, MGK’da Başbakan dört yardımcısıyla Başbakan- Cumhurbaşkanı-Kabine-Yüksek Askeri Bürokrasi dengesini kendi lehine çevirmiştir (alt sektör grafikte 2009-Nisan Kabine revizyonunun pozitif etkisi nakledilmiştir). Eklemlenmiş merkezi imar yetenekleriyle birlikte Özelleştirme Yüksek Kurulu’nda Başbakan, hemen tek belirleyicidir. Parlamento ile ilişkilerde “tecrübeli” C. Çiçek tercihini etkinleştirmesi, hacimli siyasi beklenti deposu parlamento şeklinde netice ötesinde Erdoğan’ın bu sahaya hâkimiyetini pekiştirmiştir. Erdoğan’ın; teknik bahislerde askerî bürokrasice, gerginlik halinde kitlevi temaslarda emniyet bürokrasisince, makroekonomik planlama gereklerince sınırlandığı, açık ya da örtük tutumlarca cemaatçi yapılanmalarca kısmen dengelendiği belirtilmelidir. Fasıl en geniş krediyle okunmalıdır. Teknik-bürokratik işlevlerce (adaletdiplomasi-hazine-maliye-imar-kentleşme-alt yapı 32 | S sair) aşırı Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 sınırlandığını hissettiğinde Erdoğan, tüm teknik-bürokratik yapılanmayı pass edecek düzenlemeyi devreye alabilmiştir: Sayılan sahalarda binlerce adetlik uzman-uzman yardımcı kadrosu ihdas ettirmiş, ancak ciddi hacimde kullanmamıştır. Emniyet’ten gelen dirençleri tayin-atamalarla pass edemediğinde Erdoğan, Emniyet’in tüm terfi-sicil-değerlendirme mekanizmasını Başbakanlık Müsteşarı’nın karar uhdesine transfer etmiştir. Erdoğan, bürokratik mekanizmalarca sınırlandığı-dengelendiğinde doğrudan ıskata değil, kademeli biçimde, önce yetki kalibrasyonlarını bizzat ele alarak baskılamaya yönelmektedir. Keza, ABD-Obama (Cenevre II’ye kabul) Rusya-Putin (Karadeniz Güney geçişi) gibi karşı ağırlıkların belli-kritik bahislerde dengeleyici olduğu eklenmelidir. Sadece Yüksek Yargı bakımından Erdoğan’ın şahsi tutum-tercih hatta açık iradesinin tam etkinleşemediği, az sayıda olsa da kritik kararlaştırmalarda konsolide hatta ıskat edildiği belirtilmelidir. Erdoğan’ın; Cumhurbaşkanı’nın görev süresine dair söylem-planlama ve kanunlaştırması, AYM’ce iptal edilmiştir. Bu yolla Erdoğan’ın şahsi siyasi kariyer planlaması alt üst olmuş, 2013 siyasi gündemini etkilemiş kritik gelişmedendir. Çok önem verdiği ve yüksek hacimde imtiyaz-muafiyetlere yol açtığı sağlıkta, kamu-özel işbirliği kanunlaştırması yüksek yargı tarafından frenlenmiştir. Erdoğan’ın; düalist, kısmen düalist şeklinde Cumhurbaşkanı’yla saha-konu-ritim-derece paylaşımına yönelmediği, buna izin vermediği genellikle paylaşılan husustandır. Neticeten, kabine içi işleyişte şahsi tutum ve tercihlerinin baskınlığı öne çıksa da Erdoğan, hükümeti, kollejyal ya da kollejyal benzeri mekanizmalarca sınırlanmış zaman zaman dengelenmiş mutabakat üretim tarzıyla işletmektedir. Kabine karar havuzunun hiçbir sınırlamaya tabi olmaması alınacak kararların hedef-şümullerinin ancak Kabinece belirlenmesi, mutabakat üretiminde Erdoğan dengelenmesinin teknik zeminidir. 33 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Erdoğan’ın temel siyasi akıl yürütme tarzı: Türk siyasi sisteminde siyasi kararlaştırma yapı-mimari ve işlev-işleyişlerine dair literatür son derece sınırlıdır. Türk siyasi sisteminde karar analizi üretmek, salt hukuki yaklaşımlar bir yana akademik bakımdan büyük ölçüde zeminsizdir. Siyasi karar analizi üretimiyle birlikte kararlar altında yatan siyasi akıl yürütme tarz/tekniklerini irdelemek, büyük ölçüde mümkün değildir. Buna rağmen çalışmadaki pay ve önemine binaen özet ifadelerle siyasi akıl yürütme tarzlarına dair fasıl işlenecektir…. Tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütme; kısaca, tecrübeyle elde edilen ve zamanla hacmi genişleyip biriken, çoğu kendiliğindenlik barındıran yapıdadır. Tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütmede makulakılcı-makbul olanı belirleyen kıstas, kısaca, bir norm-meşruiyet bloğu olarak önceki hacimli birikimdir. Kimin hacimli birikimi? Siyasi sistemin bütününün mü? Partinin ya da bir siyasi geleneğin mi? Dinin veya mensubu olunan din tarihinin beslediği ve belirlediği hacimli birikimler mi? Hacimli birikim, kuşkusuz, bire bir tekrara dayalı değil, refleksivdir. Hacimli birikim, karşılaştığı vakıa serileri karşısında kıstas olarak bir mukayese üretir, vakıa serisini hacimli birikim karşısında sınar. Vakıayı, hacimli birikim içinde öngörülebilir ya da değil şeklinde tanımlar. Rasyonalizm ağırlıklı siyasi akıl yürütme, sadece, kurum-partigrup-klik ya da bireylerin devreye alıp basitçe etkinleştirebileceği tarzdan değildir. Siyasi sistem tüm kurum ve usullerinin büyük ölçüde, tüm iştirakçilerinin belli ölçüde kurumlaşma-prosedürleşmelerde akılcı tutum geliştirme bakımından belirlenmiş hatta formatlanmış olması şarttır. Bir norm ve meşruiyet bloğu olarak rasyonalist siyasi akıl yürütme, toplum -asgari ölçüde de olsa- tüm siyasi kesimler aklının devrede ve etkinleştiği, sıkı müzakere biçimlerinin tüketilme ve her aşamasının tekrar tekrar denetime tabi kılınmasına dayalıdır. Rasyonalist akıl yürütme, her tür karar ve her aşamasını tekrarlar 34 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 halinde denetleme-sorgulama ve düzeltmeye dayalı olduğundan, üstelik bunu siyaset kurumunun içinden ve dışından ürettiği ve bu iç-dış hallerini asli şart addettiğinden, gelişkin kurumlaşmaları gerektirir. Türk siyasi sistemi “Hükümet Kurulum ve İşleyiş” alt sektör özelinde rasyonalist kabaca; akıl belirlenmişlik-sınırlanmışlıklar yürütmeleri şartlandırdığı bakımından gibi esneklikler bakımından tecrübî olanı barındırmaktadır. “Hükümet Kurulum ve İşleyiş”te Erdoğan, rasyonalizm ağırlıklı akıl yürütme şartlandırmalarına karşı dirençli-dışlayıcı, tecrübî ağırlıklı akıl yürütmeyeyse meyyaldir. Erdoğan, kabine içi işleyişte aşağıda değinilen dağılımda bir karar mimarisi teşkil ettirmiş, siyasi sistem mimarisini retlerle birlikte neticeten dengeli biçimde etkinleştirmiştir. Erdoğan’ca devreye alınıp etkinleştirilen akıl yürütme tarzlarının farklı işlev-bahis ve dönemlere göre değişebildiği, derecelerinin değişebilirliği, kaydırma-geçişliliklerin varlığı, yekpare değerlendirme lüzumsuzluğu açıktır. Erdoğan’ın kabine içi işleyişte şahsi karar mimarisinde, çekirdek nitelikte işlev ve bakanlıklar (Adalet, Savunma, Hazine-Maliye, Dışişleri, İçişleri) bakımından tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütmeyi öne çıkarttığı gözlemlenmiş, değerlendirme ihtiyaridir. Güvenlik ve istihbaratta uzmanlık ve tecrübe kategorilerinin etkinleşmeleri belirgindir. Çekirdek ve tali kamucu hizmet/kararlaştırmalar ayrımı bakımından; ortada-mix nitelikli işlev ve bakanlıklar (Ulaştırma, İmar, Kentleşme) bakımından her iki akıl yürütme biçimi dengeli işleyişte etkin ve devrededir. Başta havacılık iletişim ve ulaştırmada, odaklaştırma-kümeleştirmeler şeklinde işletilen bilhassa vali koordinasyonlu alt yapı yatırımlarında, rasyonalist akıl yürütme tarzının bağlayıcılıkları ortadadır. 35 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 İmar-kentleşmede aşırı biçimde merkezileşmiş imar yetkileri, bu yetkilerin bizzat Başbakan uhdesinde yığılması eklenmelidir. Başbakan uhdesinde yığılmayla merkezileşmiş imara özelleştirmelerin eklemlenmeleri, alt yapı yatırımlarıyla gelir yaratma amaçlı ticari projelerin merkezileşmiş imarla işletilmeleri, ülke çapında bozukgerçeklerden kopuk, sivil toplumcu etkinliği sert ölçüde dışlayan siyasi netice üretmiştir. Tali nitelikte ve fakat kitlevi ölçekte hizmetler üreten bakanlıklar (Eğitim, Sağlık) bakımından rasyonalizm ağırlıklı akıl yürütmeye geniş yer verildiği, ölçme-değerlendirme tekniklerine ve uzmanlaşmış kurul tipte kararlaştırmalara şans tanıma ötesinde saygı gösterildiği eklenmelidir. Ölçme-değerlendirmelerle Kabine siyasetine aykırı yönde de olsa 4+4+4’de güncellemeler, Kabine programlamasına uymasa da en çok okul açığı olan ile (Ş. Urfa) okul inşasında öncelik tanıma, sağlıkta performans ve ücretlendirme (hizmet sunana ve kullanan her iki tarafa) ölçümlerini Kabine söylemleri aksine düzeltme örnektendir. Bunların zorunlu uzanımı şeklinde merkezileşmeler (satın alma, direktiflerde bağlayıcı içerik üretimi) yürütüldüğü belirtilmelidir. Son nitelikte bakanlık yapılanmalarında yöneten ve hizmeti bizzat üstlenen yerine 2009-2010 döneminde ivme kazanan regülatör bakanlık tarzının eklenmesi gerekir. Bu tarz, yukarıda “Konsolide Edilmiş Performanslar” grafiklerinde de nakledildiği değinilen bakanlıkların görev sahalarına hâkimiyeti ve işlevselliğini desteklemiştir. Erdoğan’ın şahsi karar mimarisinde, hacimli birikim şeklinde tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütmeye meyyalliği güçlü ve fakat bunun salt din ya da dinden beslenen yapıda işletildiği söylenemez. 36 | S Bilişim Danışmanlık 30.Haziran.2015 Çekirdek bakanlıklarda tecrübî ağırlıklı siyasi akıl yürütmelerin, mix nitelikte olanlarda biraradalık ve geçişliliklerin, tali nitelikte bakanlıklarda rasyonalizm ağırlıklı siyasi akıl yürütmelerin kazandığı pay ve işlevsellik ortadadır. Ek husus; Kabinece izlenen misalen Kürt sorununda mevcut çözüm mimarisinde siyasi ritim gereği ana dilde eğitim hakkı pazarlık ya da kamuoyunu ikna için gündeme geldiğinde, MEB-N. Avcı, bunun için Kabine-bakanlık ya da partide çalışma olmadığını, Anayasal değişiklik gerektiğini hatırlatmak zorunda kalabilmektedir. Bu hallerde Başbakan-Kabine genel siyaseti ve bunun alt sahada yürütülmesinde yol açılan tıkanıklık, Erdoğan’ın en ciddi problemindendir. Erdoğan, bu hallerde, yürüttüğü genel siyasetin gereği akıl yürütmelerinin, kitlevi hizmet üretimcisi bakanlıklar nezdinde kurumsal zeminini düzgün teşkil ettirememektedir...” Saygılarımızla, S Bilişim Danışmanlık “Bu raporun barındırdığı ya da dayandığı bilgiler yazarlarının doğru ve güvenilir olduğuna inandığı kaynaklardan alınmış ve akademik denetime tabi tutulmuştur. Bununla birlikte üçüncü şahıslardan alınan hiçbir bilginin doğruluğu ve tamlığı bağımsız olarak onaylanmamış buna dair bir garanti verilmemiştir. Rapordaki ifadeler geleceğe dair güncel beklentiler temin edebilir ve doğrudan güncel veya tarihi bir gerçeğe ilişkin olmayan herhangi bir beyan içerebilir. İşbu ifadeler bilinen / bilinmeyen riskler, tereddüt ve kapsamlı olarak belirtilmemiş başka faktörler içerebilir. Bu rapora katkıda bulunanlar sürekli değişen bir çevrede faaliyet gösterdiğinden devamlı yeni risklerin ortaya çıkması doğaldır. Okuyucu bu ifadelere aşırı bir güven sergileyerek yatırım ya da ticari bir işlem yapmamaları için uyarılmaktadır. Raporun hazırlanmasına katkıda bulunanlar yeni bir bilginin doğuracağı sonucu müteakiben hiçbir ifade üzerinde halka açık bir güncelleme yapma zorunluluğu taşımaz. Raporu yazanlar bu bilgilerin kullanımına bağlı doğacak hiçbir zarar yahut kayıptan hiçbir şekilde sorumlu tutulamazlar.” Tüm hakları saklıdır. Bu raporun hiçbir parçası fotokopi, kayıt, bilgi depolama ve yeniden kullanımı mümkün kılacak araç / sistem dâhil olmak üzere alıntı yapılamaz, yeniden yayınlanamaz. 37 | S Bilişim Danışmanlık