Bir k›fl masal› - Boydak Holding
Transkript
Bir k›fl masal› - Boydak Holding
kas›m-aral›k 2006 say› 2 Bir k›fl masal› Fatih Altayl›: “K›z›ma ‘‹cat ç›kar’ diyorum” O daima star Ali Poyrazo¤lu Sunufl Boydak Holding’in 2006 faaliyetlerini düflündü¤ümde, 80 milyon dolar yat›r›m ile üç üretim tesisimizin aç›l›fl› geliyor akl›ma. Ülker Grubu ile Türkiye Finans Kat›l›m Bankas›’n› kurduk. Mobilya grubumuza “Mondi”yi ekledik. ‹stikbal “Tüketici Dostu Ödülü”ne lay›k görülürken, Holdingimiz ‹SO 500 Listesi’nde alt› flirketi ile yer ald› Her yeni güne, sevinçli haberlerle giriyoruz Y eni bafllang›çlar hep zor, hep sanc›l›d›r ancak bir o kadar da heyecan tafl›r içinde. Bir y›l› daha geride b›rakmaya haz›rlan›yor ve bir y›l›n daha muhasebesini tutmaya bafll›yoruz. Bir tart›ya koyuyoruz günleri; neler bekledik, neler istedik ve ne kadar›n› gerçeklefltirebildik? Bizler de Boydak Holding ad›na 2006 y›l›na dönüp bir bakt›¤›m›zda, hepinizin deste¤i ile geride b›rakt›¤›m›z baflar›lar› görüyor, bu baflar›lar›n bizlere getirdi¤i mutlulu¤u yafl›yoruz. Boydak Holding’in 2006 faaliyetlerini düflündü¤ümde, y›l›n hemen bafl›nda 80 milyon dolar yat›r›m ile üç üretim tesisimizin aç›l›fl›n› gerçeklefltirmemiz geliyor akl›ma. Hemen ard›ndan Türkiye’nin en önemli kurulufllar›ndan biri olan Ülker Grubu ile bir araya geliyor, Türkiye’de bir ilke imza at›yor, Anadolu Finans ve Family Finans’›n güçlerini birlefltirme karar› al›yoruz. Türkiye’nin en büyük kat›l›m bankas› olan Türkiye Finans Kat›l›m Bankas›’n› kuruyoruz. Yine 2006’da mobilya grubumuza yeni bir marka, “Mondi” ekleniyor. Yeni bir heyecan duyuyoruz. Türk Patent Enstitüsü Boydak Hol- ding’in, Türkiye’de en çok patent ve tasar›m tescilinde bulunan ilk üç kurulufl aras›nda yer ald›¤›n› aç›kl›yor. Öncü markam›z ‹stikbal “Tüketici Dostu Ödülü”ne lay›k görülüyor. Tüketicilerimizin oylar›yla ald›¤›m›z bu ödül ile kaliteli ve dürüst ifl yapman›n huzuru kapl›yor içimizi. ‹stanbul Sanayi Odas› Türkiye’nin En Büyük 500 Sanayi Kuruluflu Listesi’nde Boydak Holdign’in bu y›l alt› flirketi ile yer ald›¤› haberi geliyor. Befl flirketimizin listede üst basamaklara t›rmand›¤›n›, Form Sünger ve Yatak Sanayi’nin bu y›l listeye ilk kez girdi¤ini ö¤reniyoruz. Müjdeli haberlerimize bir yenisi daha ekleniyor. 2006 y›l›nda hizmet alanlar›m›zdan biri olan pazarlamada da önemli yenilikleri hayata geçiriyoruz. Adapazar› Adakar ve Karbel flirketlerimiz yeni infla edilen lojistik tesislerine, ‹stanbul Bepafl Pazarlama flirketimiz ise Esenler’de infla edilen yeni lojistik tesisine tafl›narak daha modern bir yap›da hizmet vermeye bafll›yorlar. ‹ç Anadolu ‹spafl ve Bimeks Pazarlama flirketlerimiz ise yeni infla edilen tesislerine tafl›nmaya haz›rlan›yor. Hizmet anlay›fl›nda ç›tay› sürekli yükseltmeyi ilke edinen grubumuzun yeniliklerini h›z kesmeden sürdürüyoruz. 2006 y›l›nda kurumumuz ad›na önemli bir projeye daha imza at›yoruz. Boydak Holding olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yuvalar›ndaki çocuklar›n hayat koflullar›n›n iyilefltirilmesine yönelik kurumsal sosyal sorumluluk projesini bafllat›yoruz. En önemli gelene¤imiz olan toplumsal sorumlulu¤umuzu geçti¤imiz y›llarda oldu¤u gibi bu y›l da eksiksiz yerine getirmeye çal›fl›yoruz. Yönetim Kurulu Baflkan›m›z Hac› Boydak, 2006 y›l›nda Türkiye Büyük Millet Meclisi taraf›ndan Üstün Hizmet Madalyas› ile ödüllendiriliyor ve tüm Boydak Holding ailesi olarak bu ödülün hakl› gururunu paylafl›yoruz. Tüm bu sayd›klar›m›z sadece bu sat›rlara s›¤d›rabildiklerimiz. Boydak Holding çat›s› alt›nda her yeni günü, yukar›da sayd›¤›m gibi onlarca sevinçli haberler ile karfl›l›yoruz. Önümüzdeki dönemde de sizlerin bizlere katt›¤› güçle yeni baflar›lar›, yeni güzellikleri hep birlikte yaflayaca¤›m›za olan inanc›m›z sonsuzdur. Sevgi ve sayg›lar›mla... Bekir Boydak 3 kas›m-aral›k içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler içindekiler kas›m-aral›k 2006 10 GÜNDEM Sanayi üssü Kayseri V‹ZYON MOSDER Yönetim Kurulu Baflkan› Memduh Boydak ANAL‹Z Fatih Altayl› Sedef Kabafl Ege Cansen F‹K‹RDEN ÜRÜNE Bellona Vision Kanepe PERAKENDEC‹L‹K Suat Soysal SINIR ÖTES‹ Almanya Alfa Mobel B‹Z‹ GÜLDÜRENLER Ali Poyrazo¤lu DEKORASYON ‹stikbal Vision SANAT ‹smail Acar NEREYE G‹DEL‹M? Bursa BAY‹ Bellona Bayii Salih fiekerci SPOR Fenerbahçe Kaptan› Ümit Özat SA⁄LIK A¤›z ve difl sa¤l›¤› BOYDAK’TAN HABERLER 6 10 18 22 26 30 32 34 36 44 40 44 46 46 48 54 58 60 62 22 Bulmacan›n çözümü 14 ‹mtiyaz Bahibi Boydak Holding ad›na Bekir Boydak Yaz›iflleri Müdürü Murtaza Durmufl Editör Meral Gündo¤du Görsel Yönetmen Nihal Atatepe Düzelti Ercan Yafla 4 kas›m-aral›k 26 Yay›n Kurulu Bilal Uyan›k Mustafa Büyükkat›rc› Bülent Al›c› Muzaffer Çetinkaya Ekrem Bakt›r Hasan Ünal Ar›n Saydam Ülkü Karaosmano¤lu Ayflin Kaymaz Reklam Ebru Balc› Çal›flkan Yap›mc› Kesiflim Yay›nc›l›k ve Tasar›m Hizmetleri Kasap Sok. Hilmi Hak Han, 22/6 34394 Esentepe fiiflli/‹stanbul Tel: (212) 337 51 99 Faks: (0212) 288 62 36 www.kesisim.com.tr Yönetim Yeri Organize Sanayi Bölgesi, 6. Cadde No: 35 Kayseri e-posta: [email protected] [email protected] Bask› Elma Bas›m ‹kitelli Organize Sanayi Bölgesi Keresteciler Sit. Blok: 14 No: 1 ‹kitelli/‹stanbul Yay›n Türü Yerel Süreli Yay›n Editörün notu Yenilikçili¤i ilke edinen ‹stikbal, bir sürprize haz›rlan›yor. Ev tekstiline ressam eli de¤ecek. ‹smail Acar’›n ‹stikbal için özel olarak tasarlad›¤› desenler yak›nda evlerdeki yerini alacak. ‹smail Acar, resimlerini “daha büyük kitlelerle” paylaflmak isteyen bir ressam olarak bu projenin kendisi için çok önemli oldu¤unu söylüyor 6 40 Kayseri’nin gurur gecesi Y epyeni bir mevsime giriyoruz. So¤uk ama bir o kadar da güzel. Beyaz›n safl›¤› ve temizli¤inde, insan ruhuna nefle veren o enerjiyle dolacak yine kimilerimiz. Size, o so¤uk günlerde, çay›n›za efllik edecek bir “Biz Bize” sunuyoruz. Hem iflimizin, hem hayat›n, hem de fikirlerin etraf›nda tatl› bir desen gibi dolafl›yoruz dergimizle. Bu say›m›z›, Kayseri’nin gurur gecesiyle aç›yoruz. Kayseri Sanayi Odas› (KAYSO) taraf›ndan düzenlenen “Sanayi Gecesi”, Kayserili sanayicileri bir araya getirdi. Bu güzel geceye Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan›m›z Abdullah Gül’ün, Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun’un, Kayserili milletvekillerinin kat›lmas› tüm Kayseri’yi onurland›rd›. Hemflerimiz TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu da o gün aram›zdayd›. Holdingimizin Yönetim Kurulu Üyesi ve KAYSO Baflkan› Mustafa Boydak’›n her konukla tek tek ilgilenmesi, gece boyunca titiz bir ev sahibi olarak davranmas› dikkate de¤erdi. Boydak Yönetim Kurulu Üyesi Memduh Boydak dergimize Mobilya Sanayicileri Derne¤i (MOSDER) Baflkanl›¤› s›fat›yla konuk oluyor. Sabah Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Fatih Altayl›’n›n söylediklerini de ilgiyle okuyaca¤›n›zdan eminim. Türk insan›n›n giriflken, yenilikçi ve keflifçi olmas› gerekti¤ini belirten Altayl›, geleneksel “‹cat ç›karma” söyleminin tersine, kendi çocu¤una “‹cat ç›kar” dedi¤ini bize aktar›yor. Ekran›n baflar›l› programc› ve spikerlerinden Sedef Kabafl, çok önemli bir noktaya iflaret ediyor: Do¤ru ve etkili aktar›lmayan bilgi, tek bafl›na bir anlam tafl›m›yor. Çünkü bilgi, paylafl›ld›kça ve onu kullanacak kiflilerce do¤ru anlafl›ld›kça de¤erleniyor. Hürriyet Gazetesi Yazar›-Ekonomist Ege Cansen de ekomideki geliflmeleri de¤erlendirdi “Biz Bize” için. Dünyan›n en yüksek faizini ödeyen ülke oldu¤umuza dikkat çeken Cansen, kur politikas›n›n sanayiciye yard›mc› olmas› gerekti¤ini söyledi. Dergimizin bir di¤er konu¤u y›llar›n usta sanatç›s› Ali Poyrazo¤lu. Onun da hiç bilinmeyen bir yönünü ö¤reneceksiniz. ‹stikbal markam›z, çok yak›nda ressam ‹smail Acar’la Türkiye’de ilk kez gerçekleflecek çok önemli bir proje bafllat›yor. Ev tekstiline ressam eli de¤ecek. Size dopdolu bir dergi haz›rlamak için çal›flt›k. Memnuniyetiniz, mutlulu¤umuzdur. 18 34 Murtaza Durmufl Yaz›iflleri Müdürü 5 kas›m-aral›k Gündem Sanayi üssü Kayseri Kayseri Sanayi Odas›’n›n (KAYSO) 40. y›l›, “Sanayi Gecesi” ile kutland›. Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun, TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o€lu ve Kayserili milletvekillerinin de kat›ld›¤› gecede konuflan KAYSO Baflkan› Mustafa Boydak, sanayicilerin finansman s›k›nt›s›na dikkat çekti Yaz›: Meral Gündo¤du Foto¤raflar: Mehmet ‹lhan Metin Do¤an 6 kas›m-aral›k ayseri Sanayi Odas› (KAYSO) kuruluflunun 40. y›l›n›, ülke çap›nda baflar› kazanm›fl Kayserili sanayici ve ifladamlar›na ödüllerin verildi¤i “Sanayi Gecesi”yle kutlad›. 3 Kas›m’da Kayseri Hilton Otel’de gerçekleflen organizasyona, Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun, TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu ve Kayserili milletvekilleri de kat›ld›. Gecede, baflar›l› ifladamlar›na ödülleri Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflle- K ri Bakan› Abdullah Gül, Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun, TOBB Baflkan› R›fat Hisarc›kl›o¤lu ve Kayserili milletvekilleri taraf›ndan verilirken, KAYSO Yönetim Kurulu Baflkan› Mustafa Boydak da konuklara KAYSO’nun plaketini sundu. “Sanayi Gecesi” gurur gecesine dönüfltü ‹stiklal Marfl›’n›n okunmas›yla bafllayan geceye ayr›ca ‹stanbul Milletvekili ‹rfan Gündüz, Kayseri milletvekilleri Niyazi Özcan, Adem Bafltürk, Muharrem Eskiya- pan, Bekir Y›ld›z, Mustafa Duru, Mustafa Elitafl, Sad›k Yakut, Taner Y›ld›z, Ni¤de Milletvekili Erdo¤an Özegen, Kayseri Valisi Osman Günefl, Kayseri Büyükflehir Belediye Baflkan› Mehmet Özhaseki ve Kayserili sanayiciler kat›ld›. Kayseri Sanayi Odas›’na kay›tl› olmamakla birlikte Türkiye çap›nda yat›r›mlar yapan Kayserili aileler de Kayseri’nin bu çok özel gurur gecesinde yer ald›lar. Bedirhan Gökçe’nin fliirlerinden örnekler sunarak renk katt›¤› gecede konuflan KAYSO Baflkan› Mustafa Boydak, RAKAMLARLA KAYSER‹ 100 5 1 %90 600 300 7 1000 300 150 bini aflan istihdam milyar dolar üretim milyar dolar ihracat okuryazar oran› akademik kadro bin ö¤renci milyon metrekare OSB ’i aflk›n fabrika ’ü aflk›n ürün ülkeye ihracat “Boydak, Kayseri’ye ayr› bir güç katt›” Kayseri’nin son y›llarda büyük at›l›m göstermekle birlikte sanayi hamlesini çok daha önce bafllatt›¤›n› belirtti. Mustafa Boydak “Çok de¤erli büyü¤ümüz, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ümüzün ve sonras›nda ‹smet ‹nönü’nün döneminde Kayseri’de sanayileflmenin ilk hamleleri yap›lm›flt›r. 1960’lardan itibaren, Kayseri Sanayi Odas›’n›n kurulmas›yla çok önemli çal›flmalar gerçekleflmifltir” dedi. Boydak sözlerine flöyle devam etti: “Odam›z öncülü¤ünde, biri Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesi olmak üzere üç tane organize sanayi bölgesi kurulmufltur. Mimar Sinan Organize Sanayi Bölgemiz tamamlanm›flt›r. 1966 y›l›nda ihracat› olmayan Kayseri’de bugün 1 milyar dolarl›k ihracat rakam›na yaklafl›ld›. Kentimiz, 1 milyar dolar›n üzerinde ithalat yap›yor. Türkiye üç y›ld›r ekonomisini büyütüyor. GSY‹H 400 milyar dolara ulaflt›. Bu rakam›n 1 trilyon dolara ulaflmas› iflten bile de¤il. Kayserili sanayiciler olarak bu büyümeye katk› sa¤layaca¤›m›za yürekten inan›yorum. Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olaca¤›ndan en ufak bir endiflemiz yok. Türkiye Avrupa’n›n en h›zl› büyüyen ülkesi haline geldi. Bu f›rsatlar› Kayseri olarak kaç›rmamam›z gerekti¤ini ve bu yolculukta önümüzün aç›k oldu¤unu düflünüyoruz. Türkiye’nin, e¤itilmifl insan say›s›n› 1 milyon daha art›r›rsa çok önemli s›çramalar yapaca¤›na inan›yorum”. Finansman sorunu kay›t d›fl› piyasay› güçlendiriyor Üyelerinin yüzde 85’ini küçük ve orta boy iflletmelerin oluflturdu¤unu belirten Mustafa Boydak, bu iflletmelerin finansman sorunu yaflad›¤›n› ifade etti. Mustafa Boydak “Sadece Halk Bankas›’n›n çok küçük kaynaklarla küçük ve orta boy iflletmelerimize destek verme gayreti içinde oldu¤unu görmekteyiz. Ama bu çok yetersizdir. Finansman meselesinin önündeki engellerin aç›lmas› çok önem arz etmektedir. Yoksa bizim bu güzelim tesislerimiz, çok tehlikeli bir piyasan›n, hatta kay›t d›fl› piyasan›n de¤iflik yüzleriyle karfl›laflmak durumunda kalacaklard›r. Anadolu ya da KOB‹ yaklafl›m› denilen finansal yeniden yap›land›rma program›yla bu iflletmelere ikinci bir flans verilmesi, ekonominin gelece¤i bak›m›ndan da çok önemlidir” dedi. Yabanc› yat›r›mc›lar› da memnun etmek amac›nda olduklar›n› belirten Mustafa Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül ve TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu yaln›zca temsil ettikleri makamlar dolay›s›yla de¤il, “hemflerilik” s›fat›yla da “Sanayi Gecesi”nde yer ald›lar. “Kayseri’den hiçbir zaman kopmad›m. Tahsil ve çal›flma hayat› sebebiyle ayr› oldum ama daima Kayseri ile irtibat›m oldu” diyen Gül, anne ve babas›n›n hâlâ Kayseri’de yaflad›¤›n› da söyledi. “‹nsan›n hemflerileriyle gurur duymas› çok güzeldir” diyen Gül, “Bugün burada gördü¤ümüz manzaralar çok heyecan verici. Kayseri’de Boydak Grubu’nun gerek ifl hayat›ndaki baflar›lar›yla gerek sosyal yard›mlaflmaya katk›lar›yla büyük gurur duyuyoruz. Boydak Grubu Kayseri’ye ayr› bir güç katt›. Ünü Kayseri’yi çoktan aflt›. Pek çok kuruma örnek oldular. Tüm bunlar› yaparken de Boydak Ailesi olarak Kayseri’nin kendi kültüründen, sade hayat tarz›ndan hiç kopmad›lar. Bunlar gerçekten takdir edilecek meselelerdir” dedi. TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu ile de aile dostu olduklar›n› belirten Gül, “Üstelik onlar›n ‘ba¤’› da var” derken Rifat Bey de her yaz ailesiyle söz konusu “ba¤” da vakit geçirdi¤ini ifade etti. 7 kas›m-aral›k Gündem Orta Anadolu A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Fatih Karamanc›: Çok muhteflem bir ödül ve çok güzel bir gece. fiimdiye kadar ismini duyup tan›flma f›rsat› bulamad›¤›m kiflilerle tan›flt›m. Bu ödülü hiç bir zaman bireysel olarak düflünemem. Kayseri iflgücünün bu baflar›da pay› çok fazla. Kayseri’ye olan borcumu 20 derslikli bir okul yaparak bir nebze de olsa ödemeye çal›fl›yorum. Kibar Holding Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Kibar: KAYSO Baflkan› Mustafa Boydak her fleyi çok güzel organize etmifl. Böyle güzide bir toplulu¤un içinde olmaktan onur duyduk. Biz Kayserili bir aile oldu¤umuz halde flu anda Kayseri’de yerleflik de¤iliz. Kayseri’de hay›r ifllerimiz var. Gönül ba¤›m›z sürüyor. Mimatafl Yönetim Kurulu Baflkan› ‹brahim Katartafl: Bu gecenin ad›n›n “Sanayi Gecesi” olmas› Kayseri’nin ne kadar geliflti¤inin bir göstergesi. Bu güzel günde Baflbakan Yard›mc›m›z Abdullah Gül’ün, Sanayi ve Ticaret Bakan›m›z Ali Coflkun’un burada olmas› bizlere daha da büyük bir onur veriyor. ‹lerki y›llarda Avrupa’yla iç içe bir sanayiye sahip bir Türkiye ve Kayseri düflünüyorum. Enerjisa Kurumsal ‹letiflim Müdürü Ali Aç›kgöz: Sanayinin geliflmesindeki en büyük faktörlerden biri enerji. Bu gerçek Sabanc› grubu olarak bizim de bu konuyu gündemimize almam›z› sa¤lad›. fiirketimiz EnerjiSA’n›n ilerleyen dönemlerde Türkiye’ye çok büyük katk›lar› olaca¤›n› ve bununla beraber sanayinin geliflece¤ini düflünüyorum. 8 kas›m-aral›k Boydak, KAYSO’nun ulaflt›rma firmas› Arkas’la anlaflma yaparak gümrüklü ve gümrüksüz mallar›n yer alaca¤›, kentin antrepo ve lojistik merkezi ihtiyac›n› gidermek üzere çal›flmalara bafllad›klar›n›n bilgisini verdi. Mustafa Boydak ayr›ca 400 yatakl› bir otel yapmak üzere çal›flmalar›n sürdü¤ünü de belirtti. “Kentimizin, giriflimci ruhuyla herhangi bir teflvik almadan neler yapabildi¤ini gördünüz. Devletimizin imkânlar›n› da biliyoruz ama önümüzdeki engellerin afl›lmas› ve bizim rekabet gücümüzün korunmas› gerçekten çok önem arz etmektedir” diyen Mustafa Boydak sözlerini flöyle sürdürdü: “KAYSO 1.5 y›lda üye say›s›n› 700’den bine ç›kard›. Küçük iflletmelerimiz yavafl yavafl organize sanayi bölgelerimize tafl›nmaya bafll›yor. ‘Küçük olsun, benim olsun’ anlay›fl›ndan uzak durarak birlikte ifl yapmak suretiyle arkadafllar›m›z›n sanayicilik nosyonlar›n› gelifltirece¤imize ve firmalar›m›z›n say›s›n› art›raca¤›m›za yürekten inan›yoruz.” Birlik ve beraberlik ruhu Daha sonra söz alan Türkiye Odalar ve Borsalar Birli¤i Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu da Türkiye’nin Anadolu’da ortaya ç›kan müteflebbis s›n›fla büyük bir de¤iflim yaflad›¤›n› ifade etti. Hisarc›kl›o¤lu “80 y›lda bu topraklarda ne yapt›n›z diye soranlara, petrolümüz, do¤al kayna¤›m›z, baflka ülkeler gibi sömürge kaynaklar›m›z olmadan bir tek kendi gücümüze güvenerek meydana getirdi¤imiz bu üretim kapasitesini gösterebiliriz” dedi. Kayseri’nin baflar›s›n›n KAYSER‹ SANAY‹ ODASI’NIN fiAMP‹YONLARI ‹HRACAT KURUMLAR VERG‹S‹ GEL‹R VERG‹S‹ 1. Orta Anadolu 2. Boydak D›fl Ticaret 3. HES Hac›lar Elektrik 4. Mimatafl 5. Birlik Mensucat 6. Kumtel 7. Has Çelik 8. Ceha Büro 9. Erbosan 10. Çevikler Mermer 11. Çetinkaya 12. Boyteks 13. Gürkan Büro 14. His Tekstil 15. Mega Metal 1. Kayseri fieker 2. Orta Anadolu 3. Merkez Çelik 4. ‹stikbal 5. Özkoyuncu 6. Boydak D›fl Ticaret 7. Kayseri ve Civ. Elk. 8. Form Sünger 9. Is›san 10. Kayseri Metal 11. Boydak Holding 12. Yatafl 13. Somyürekler 14. Aspilsan 15. Kays. Kard. Mer. 1. Hüseyin Conger 2. Ali R›za Özderici 3. ‹smi aç›klanmad› 4. ‹smi aç›klanmad› 5. Nazmi ‹mamo¤lu 6. ‹hsan Hasflerbetçi 7. Memduh Boydak 8. ‹lhan Hasflerbetçi 9. Hakan Hasflerbetçi 10. Ahmet Koyuncu 11. Mustafa Boydak 12. Cahit Yalç›n 13. Bekir Boydak 14. Ramazan Anadol 15. Ali Baflyaz›c›o¤lu ard›nda birlik ruhu oldu¤unu kaydeden Hisarc›kl›o¤lu “E¤er bir flehirde vali, belediye baflkanlar›, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleri bir araya gelmiflse, o flehir rahmetini bu birlikten al›r” fleklinde konufltu. Hisarc›kl›o¤lu sözlerine flöyle devam etti: “Kayseri gibi Türkiye’de 10 tane model flehir var. Kayseri’nin sihirli formülünü di¤er flehirlerimiz de inflallah kullan›rlar ve hep beraber ülkemizi kalk›nd›rm›fl oluruz. Türk giriflimcilerinin tüm dünyada baflarma ve ilerleme azmini, müteflebbis ruhunu temsil eden ve Türkiye’nin en büyük sanayi flehirlerinden biri olmay› baflaran Kayseri sanayicileriyle bir arada olmaktan büyük onur duyuyorum.” Kayseri Valisi Osman Günefl de gecede yapt›¤› konuflmada, mesleki e¤itim konusuna de¤inerek, KAYSO ile mesleki e¤itim alan›ndaki iflbirli¤inin devam edece¤ini belirtti. “41 kere maflallah” Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun Kayseri Sanayi Odas›’n›n kuruluflunun 40. y›l›nda “41 kere maflallah” dedi¤ini belirterek hükümet olarak sanayicinin sorunlar›n› bizzat sektör temsilcileriyle bir araya geldikleri Ekonomik Sorunlar› De¤erlendirme Kurulu arac›l›¤›yla yak›ndan izlediklerini belirtti. Coflkun “Türkiye’nin itibar›n› geri kazamas›nda özel sektörün çok büyük pay› vard›r, bu sadece hükümetin baflar›s› de¤ildir. Siz organize sanayi bölge- sinin altyap›s›n› çok k›sa bir zamanda ve devletten bir kurufl destek almadan kendi imkânlar›n›zla gerçeklefltirdiniz. Aran›zdan gelmifl bir Sanayi ve Ticaret Bakan› olarak sizinle gurur duyuyor, Türkiye’ye örnek olmas›n› diliyorum” dedi. D›fliflleri Bakan› ve Baflbakan Yard›mc›s› Abdullah Gül ise bir ülkenin en büyük zenginli¤inin o ülkenin giriflimcileri oldu¤unu belirtti. Gül, gecede yapt›¤› konuflmada “fiu anda bu salondaki ifladamlar› sadece Kayseri’de 100 bin insan› istihdam ediyor. 100 bin kifli aileleriyle birlikte büyük bir nüfus eder. Sizler yat›r›m yap›p vergi ödüyorsunuz, maafl verdi¤iniz insanlar da vergi ödüyor; biz o vergilerle halka hizmet götürüyoruz. Sizler üretiyor, içerde ve d›flarda sat›yor, döviz getiriyorsunuz. Bunlar› düflündü¤ümüzde sizleri ne kadar övsek azd›r” dedi. ‹fladamlar› ile beraber çal›flan bir hükümet olmay› hedeflediklerini belirten Gül flunlar› söyledi: “Birçok karar› sizlerle yapt›¤›m›z toplant›lar›n neticesinde ald›k. Önünüzdeki engelleri aflmak muhakkak ki sizlere daha çok ifl yapma imkan› verecektir. Bunun için u¤rafl›yoruz. Bürokrasiyi azaltmak için elimizden geleni yap›yoruz. Kurumlar vergisinde, gelir vergisinde indirimlere gidiyoruz. Elbette üreticinin üzerinden yük kalkm›fl de¤il ama yap›sal reformlarla bütün bunlar mümkün olacakt›r. Kayseri, Türkiye’de ekonomik kalk›nmada öncü illerden biri olmaya bafllad›. ‹ki sene önce Baflbakan›m›zla beraber Organize Sanayi Bölgesi’nde bafllatt›¤›m›z hareket bir k›v›lc›m oldu. O zaman 40 tane fabrikan›n temelini att›k. Bu tüm flehirlere örnek oldu ve tüm flehirler hamle yapmaya bafllad›.” Abdullah Gül, Kayseri’de son alt› y›lda hay›r ifllerine ayr›lan kayna¤›n 300 milyon dolar oldu¤unu da belirterek bunun da Kayserilinin büyük bir gururu oldu¤unu ifade etti. Konuflmas›nda yap›lan demokratik reformlara da dikkat çeken Gül, Türkiye’nin bir hukuk devleti haline geldi¤ini ifade etti. Avrupa Birli¤i ile iliflkilere de de¤inen Gül, “Al›ngan davranmamal›, reformlar› yapmaya devam etmeliyiz. Türkiye, artan gücüyle bir müddet sonra t›pk› 60’l› y›llardaki gibi AB’ye davet edilir hale gelecektir” dedi. Gece, KAYSO’nun 40. y›l› için haz›rlanan pastan›n kesilmesiyle sona erdi. ‹SO 500’DE YER ALAN KAYSO ÜYELER‹ ‹SO 500 SIRALAMASI 87 91 99 101 132 207 325 329 337 349 368 373 408 445 454 468 486 F‹RMA MERKEZ ÇEL‹K HES HACILAR ELEKTR‹K KAYSER‹ fiEKER FAB. BOYTAfi MOB‹LYA ORTA ANADOLU T‹C. ‹ST‹KBAL MOB‹LYA B‹RL‹K MENSUCAT YATAfi HAS ÇEL‹K SARAY HALI ERBOSAN ÇET‹NKAYA BOYTEKS KESK‹NKILIÇ GIDA KARSU TEKST‹L KUMTEL FORM SÜNGER ‹SO ‹K‹NC‹ 500’DE YER ALAN KAYSO ÜYELER‹ 70 87 123 236 277 283 322 351 489 K‹L‹M MOB‹LYA ‹PEK KANEPE ÖZKOYUNCU DEM‹R CEHA BÜRO ATLAS HALICILIK GÜRKAN BÜRO SELENTEKS ULUTAfi H‹S TEKST‹L 9 kas›m-aral›k Vizyon MOSDER “Türk mobilyas›” vizyonu için çal›fl›yor Mobilya Sanayicileri Derne¤i (MOSDER) Baflkan› Memduh Boydak, Türk mobilya sektörünün 850 milyon dolar ihracat yapt›¤›n› belirterek bu rakam›n 2010 y›l›na kadar 2 milyar dolara yükselebilece¤ini ifade ediyor MOSDER'in yap›s›ndan ve önümüzdeki dönemdeki hedeflerinden söz eder misiniz? MOSDER, Türkiye’de mobilya markalar›n›n ve ürünlerinin olgunlaflmas›n› ve dünyaya aç›lmas›n› sa¤lamak amac›yla 2003 y›l›nda Türkiye’nin önde gelen mobilya sanayicileri taraf›ndan kuruldu. MOSDER’in üye kurulufllar›n›, Türkiye’de mobilya üretiminin ve ihracat›n›n oldukça büyük bir bölümünü gerçeklefltiren flirketler oluflturuyor. MOSDER olarak sektörümüzün sorunlar›n› kamuoyunun gündemine tafl›may› ve çözümler üretilmesinde etkin rol oynamay› hedefliyoruz. Yaln›zca kendi üyelerimize yönelik çal›flmalarla s›n›rl› kalmamay› amaçl›yoruz. Bu anlamda, küçük, orta ve büyük ölçekli tüm mobilya sanayicileriyle bir araya gelmek, sektöre iliflkin görüfl al›flveriflinde bulunmak, pazar›n yönü, yeni kat›lan oyuncular ve sektörün gelece¤ini paylaflmak için bir zemin sunmak üzere “MOSDER Sektör Buluflmalar›” toplant›lar›n› tasarlad›k. Geçti¤imiz günlerde ilk ad›m›n› mobilya sanayisinin ciddi merkezlerinden biri olarak kabul edilen ‹negöl’de att›¤›m›z bu toplant›lar›, gelecek aylarda da farkl› illerimizde sürdürece¤iz. MOSDER'in Türk mobilyas›n› dünyaya tan›tmak anlam›nda nas›l bir misyonu var? Derne¤in temel misyonu olarak, yurtd›fl›nda, dünya standartlar›na uygun, yeterli kalitede, farkl› ve özgün tasar›mlar› ile, rekabetçi fiyatlar› olan bir "Türk mobilyas›" vizyonu oluflturmaktan söz edebiliriz. MOSDER’in yönetimi olarak yo¤unlukla üzerinde duraca¤›m›z konulardan bir tanesi de bu konu olacak. Mobilya perakendecisi ve tüketicisini bilinçlendirerek tale- 10 kas›m-aral›k bi, sektörün markal› mobilya arz›na yönlendirmeyi hedefliyoruz. Öte yandan sektörün ticari heyetleriyle ifl görüflmeleri, sektör tan›t›m toplant›lar›, paneller ve uluslararas› fuarlara birlikte kat›l›p ilgili dernek ve kamu kurumlar›yla iflbirli¤i içinde olarak sektörün geliflmesine katk›da bulunmay› amaçl›yoruz. Ayr›ca Türkiye mobilya sektörünün rekabetçi bir yap›ya kavuflabilmesi için yurtd›fl› tan›t›mlar ile markalaflma çal›flmalar›na da öncelik vermeyi planl›yoruz. Türk mobilya pazar›, büyüklü¤ü ve rekabet yap›s› anlam›nda nas›l bir görüntü veriyor? Dünya mobilya üretim hacmi 2005 y›l›nda yaklafl›k 220 milyar euro düzeyine ulaflt›. Bunun büyük k›sm›n› Avrupa’n›n üretimi oluflturuyor. Mobilya sektörü halen geliflimini sürdürüyor. Türkiye dünya mobilya ihracat›nda dünya s›ralamas›nda 21. s›rada yer al›rken, ihracat konusunda önde gelen ülkeler s›ras›yla Çin, ‹talya, Almanya, Kanada ve Polonya vb. Türkiye’de pazar›n büyüklü¤üne bakt›¤›m›zda flu rakamlar göze çarp›yor: Perakende fiyatlar› ile tüketim rakam› 5.5 milyar dolar, toptan fiyatlar› ile tüketim rakam› 3.5 milyar dolar düzeylerinde. Sektörün yo¤unlaflt›¤› iller ‹stanbul, Ankara, ‹zmir, Bursa ve Kayseri olarak öne ç›karken, sektörün toplamda yaklafl›k 266 binden fazla kifliye ifl olana¤› yaratt›¤›n› söylemek mümkün. Ancak istatistiklerin güvenilirli¤i ile ilgili bir miktar yan›lma pay› da olabilir. Türkiye’nin dünyayla d›fl pazarlarda rekabette bafll›ca avantajlar›n›, dinamik iç pazar yap›s›, ucuz iflgücü, sürekli geliflim ve d›fl pazarlara yak›nl›k olarak s›ralayabiliriz. Bunun yan›nda Türkiye’yi aranan marka olamama, pazarlama sorunu, insan kayna¤› yetersizli¤i, iç ve d›fl pazarlardaki müflteri beklentilerini alg›layamama, uluslararas› tan›t›m sorunu ve ölçek büyüklü¤ü sorunu gibi etkenlerin oluflturaca¤› baz› riskler de bekliyor. Türkiye mobilyac›l›¤›n›n geliflmesi için neler yap›lmas› gerekir? Mobilya sanayiinin geliflmesi ve sektör haline gelmesi için, mobilya üreticileri, yan sanayicisi, ithalatç›s› ve perakendecileri ile, tüm taraflar›n yarar›na olacak iflbirli¤inin sa¤lanmas› gerekti¤ini düflünüyorum. Ayn› zamanda sektör tan›t›m toplant›lar›, paneller ve uluslararas› fuarlar düzenleyip sektörün önde gelen dernekleri ile sektör gereksinimlerini ve çözümlerini ilgili mercilerle paylaflarak sa¤l›kl› kararlar al›nmas›n›n ve uygulanmas›n›n teflvik edilebilece¤ine inan›yorum. Ayr›ca Türkiye mobilya sektörünün rekabetçi bir yap›ya kavuflabilmesi için yurtd›fl› tan›t›mlar ile markalaflma çal›flmalar›na da öncelik verilmesi gerekti¤ini düflünüyorum. Mobilya sektörünün istihdam art›r›mlar›n›n sa¤lanmas› ve tasar›m çal›flmalar›nda Türkiye pazar›nda farkl›l›k oluflturacak çal›flmalar›n dikkate al›nmas›yla Türk mobilya kimli¤i gelifltirilebilir. ‹stikbal olarak üretiminizdeki kalite kadar pazarlama ve sat›fl organizasyonunu da sa¤layabildi¤iniz ölçüde baflar›l› oldunuz. Türk mobilyac›l›¤›n› bu bak›mdan de¤erlendirecek olursan›z neler söyleyebilirsiniz? 1970 ve 1985 aras›nda sektörü yaflayanlar çok iyi bilirler ki o ilgili dönemlerde pazarlamadan ziyade bir mal ve hizmetin üretilebilirli¤i ve dolay›s›yla temin edilebilirli¤i önemli idi. Oysaki 1985’ten sonra d›fl dünyaya aç›lma, rekabet sa¤lama yolunda olan Türkiye’de, üretimden ziyade pazarlama en önemli kavram haline gelmifltir. Pazarlamas› olmayan veya yetersiz olan flirketlerin uzun süre yaflama flanslar› yoktur. Türkiye’de mobilya sektöründe son dönemlerdeki geliflmeleri takdir etmekle beraber, firmalar›m›z›n hem iç hem de d›fl pazarda, pazarlama ve sat›fl organizasyonundaki geliflimi üretim büyüklüklerinin gerisinde kalmaktad›r. Bu konuda geliflim sa¤land›¤›, ekip yetifltirildi¤i ve ekip organizasyonuna önem verildi¤i takdirde sektörün hem yurt içinde hem de özellikle dünya pazarlar›nda flans›n›n çok yüksek oldu¤unu düflünüyoruz. Türk mobilyas› dünyada nas›l tan›n›yor? En çok hangi ülkelere ihracat yap›l›yor? 2000–2005 y›llar› aras›ndaki ihracat 11 kas›m-aral›k Vizyon rakamlar›na bakarsak; 2000 y›l›nda 173 milyon dolar olan Türkiye mobilya ihracat›, her y›l biraz daha artarak 2005 y›l›nda yaklafl›k 850 milyon dolara yükseldi. Sektördeki sorunlar›n çözülmesi halinde, halen 850 milyon dolar olan mobilya ihracat›, k›sa sürede 1.5–2 milyar dolara yükselebilir. Türk mobilyas› dünyada bu anlamda çok yayg›n olarak aran›l›r konumda de¤il; fakat çabalar sürüyor. Dünya genelinde sürekli geliflmekte olan, sürekli hacmi büyümekte olan bir mobilya sektörü söz konusu. Bu pastadan biz de daha çok pay alabiliriz. Kendimizi yaln›zca bir ülke ya da bölgeyle k›s›tlamamal›y›z. Ancak farkl› ülkelerdeki yaflam tarzlar›n›, renklerine, kullan›l›fl amaçlar›na göre farkl›l›k gösteren be¤enileri iyice kavramal› ve buna göre ürünler sunmal›y›z. Yaln›zca kendi be¤enimize hitap eden bir grup oluflturup farkl› ülkelerde, farkl› yaflam tarzlar› süren insanlara bu konuda dayatma yapmamal›y›z. Tüketici gereksinimlerini ne kadar iyi anlay›p ne kadar buna uygun yan›t verebilirsek, o kadar daha pazarda baflar›yla yer alabilece¤imizden flüphem yok. Türkiye’nin ihracat›n›n yo¤un olarak gerçeklefltirildi¤i ülkelerin bafl›nda ise, Almanya, Hollanda, Yunanistan, Amerika, ‹ngiltere, Danimarka, Fransa, ‹srail, ‹ran ve Irak geliyor. MOSDER Ulusal Tasar›m Yar›flmas›’n›n ikincisini gerçeklefltirdiniz. Bu yar›flmayla amac›n›z nedir? Rekabet giderek artarken yenilik ve farkl›l›k üretebilen tasar›mlar da önem kazan›yor. Bizim için bu ayn› zamanda sektörel bir çal›flma olman›n yan›nda bir sosyal sorumluluk çal›flmas›d›r. Tasar›mc› gençlerimizi desteklemeyi ve mobilya sektörüne yönlendirmeyi istiyoruz. Mobilya sanayiinin giriflimcili¤i ile akademik çevrenin entelektüel gücünün birleflmesi çok önemli. Küreselleflme ile birlikte rekabetin yo¤unlaflt›¤›, s›n›rlar›n kalkt›¤› günümüzde markalaflmak çok önemli. Markalaflma sadece reklam ve tan›t›m yat›r›m›yla de¤il, farkl›l›k ile mümkün. Tasar›m farkl›laflman›n çok önemli bir unsuru. Bu yar›flmay› geleneksel hale getirmek ve kat›lan proje say›s›n› art›rmak istiyoruz. 12 kas›m-aral›k MOSDER Tasar›m Yar›flmas›’n›n hedefi 500 proje MOSDER II. Ulusal Tasar›m Yar›flmas›’na 147 proje kat›ld›. Toplam 25 ödül sahiplerini buldu Mobilya Sanayicileri Derne¤i (MOSDER) taraf›ndan düzenlenen II. Ulusal Tasar›m Yar›flmas›’n›n ödül töreni 8 Kas›m’da ‹stanbul Cevahir Otel’de gerçeklefltirildi. Türkiye mobilya sektöründe tasar›m ve markalaflma odakl› bir vizyon oluflmas›n› desteklemek ve genç tasar›mc› adaylar›n› teflvik etmek amac›yla düzenlenen II. Ulusal Tasar›m Yar›flmas›’nda befl kategoride verilen 25 ödül sahiplerini buldu. Ödül töreninin aç›l›fl konuflmas›n› yapan MOSDER Yönetim Kurulu Baflkan› Memduh Boydak, tasar›m›n marka kimli¤ine kazand›rd›¤› katma de¤erin alt›n› çizdi. Boydak, gelecek y›l yar›flmaya 500 projenin kat›lmas›n› amaçlad›klar›n› belirtti. Tasar›mc›l›¤›n gelece¤i parlak bir meslek oldu¤unu ifade eden Boydak “Aksiyonun mayas› aflkt›r. Sevgiyle yap›lan ifllerin daha baflar›l› olaca¤›na inan›yorum” dedi. Yarat›c› tasar›mlar Yar›flman›n jüri baflkan› Prof. Dr. Nigan Bayaz›t, yar›flman›n tasar›mc›lar için teflvik edici oldu¤unu ve sanayicilerin de büyük bir ihtiyac›na yan›t verdi¤ini belirtti. Tasar›mc› Aziz Sar›yer de yapt›¤› konuflmada Çin ve Hindistan’›n düflük maliyetleriyle dünya genelinde elde etti¤i avantajlara de¤indi. Üniversitelerin Endüstri Ürünleri Tasar›m›, ‹ç Mimarl›k ve Çevre Tasar›m› bölümlerinden gelen projelerin hafiflik, tafl›nabilirlik, kolay sökülüp tak›labilirlik, yaflam tarz› ve koflullar›na uygunluk gibi ilkeler çerçevesinde de¤erlendirildi¤i yar›flman›n kategori birincileri flöyle s›raland›: Kanepe: Ayr›labilir sehpa, puf ve kolçaklar›yla tek bir kanepede birçok ifllev sunan tasar›m›yla ‹stanbul Teknik Üniversitesi ö¤rencisi Mehmet K›nd›. Yatak odas›: Duvara gömülebilen yatak ve dolap tasar›m›yla Mimar Sinan Üniversitesi ö¤rencisi Kadir Peker. Genç odas›: Ö¤rencilerin çal›flma ve dinlenme alanlar›n› bir platform üzerinde toplayan tasar›m›yla Marmara Üniversitesi ö¤rencisi Muammed K›ran Yemek odas› tak›m›: Geleneksel yer sofras›n› modernize eden tasar›m›yla Lütfi Büyüktopbafl. Oturma grubu: Lale motifinin her bir yapra¤›n› koltuk olarak iflleyen tasar›m›yla Mimar Sinan Üniversitesi ö¤rencisi Kadir Peker. Tören sonras›nda ödüllü 25 projenin sahipler ve MOSDER üyesi flirketlerin yöneticileri projelerin uygulanmas› ve istihdam f›rsatlar› üzerine görüfltüler. Cumhuriyet'in 83. yılında gurur doluyuz Cumhuriyet'in kuruluflunun 83. yılı tüm yurtta törenlerle kutlandı. Kutlamalar çerçevesinde bu yıl ilk kez ‹stanbul Bo¤azı'nda ıflık gösterileri düzenlendi. 10 Kas›m’da ise Ata’y› bir kez daha and›k ürkiye Cumhuriyeti’nin kuruluflunun 83. yıldönümü olan 29 Ekim, tüm yurtta çeflitli törenlerle kutlandı. Ankara’da ilk tören Anıtkabir'de düzenlendi. Cumhurbaflkanı Ahmet Necdet Sezer baflkanlı¤ındaki devlet erkânı, Anıtkabir'i ziyaret ederek, Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk'ün kabrine çelenk koydu ve saygı duruflunda bulundu. Daha sonra Hipodrom’da bir geçit töreni düzenlendi. ‹stanbul'da, Taksim Meydanı ve Ba¤dat Caddesi'nde binlerce kifli fener alayına ve düzenlenen konserlere katıldı. Bo¤aziçi Köprüsü'nden yapılan havai fiflek gösterisi de izleyenleri büyüledi. T Türk siyasetinin saygın ismi Bülent Ecevit'i u¤urladık Eski baflbakanlarımızdan Bülent Ecevit 5 Kasım'da ebediyete intikal etti. 28 Mayıs 1925'te ‹stanbul'da do¤an Bülent Ecevit, ömrünün son yıllarına dek aktif olarak politikanın içinde yer ald›. 18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP'yi birinci parti haline getirdi; MHP ve ANAP ile kurulan koalisyon hükümetinde son kez baflbakanl›k yaptı. Sanskritçe ve Bengalce bilen Ecevit, Hintli flair Ta- gor'dan çeviriler yapmıfltı. Kendisini bu bilge flairin bir fliiriyle u¤urluyoruz: “Bir ülke ki insanları dimdik, Dünya duvarlarla bölünmemifl Kelimeler gönlün derinliklerinden fıflkırır Emek kemale uzatır kollarını Aklın ırma¤ı, alıflkanlıkların karanlık çölünde kuruyup gitmemifl Ne olurdu Tanrım! benim yurdum da böyle bir ülke olsa!” KIfi BÜYÜSÜ ‹nsan bu; so¤ukta s›ca¤›, s›cakta so¤u¤u arar. Yarat›c›l›k da bundan do¤ar. K›fl›n so¤uk günlerinde, bir battaniyenin huzur ve konforunda, bizi do¤an›n sert koflullar›na ra¤men ayakta tutan yarat›c›l›¤›m›z saklan›r imine göre karamsar ve tekdüze bir mevsimdir k›fl. So¤uktur, ac›mas›zd›r. Hayata karfl› titreyerek durdu¤umuz, kurfluni gökyüzünde çaresizce günefli arad›¤›m›z günleri akla getirir. Yaz›n coflkusu, sonbahar›n hüznü derken ans›z›n kap›ya dayanan, beklenmedik ve davetsiz bir misafir gibidir. Adeta gitmek bilmez. Oysa k›fl, büyülü bir mevsimdir. Mucizelere olan inanc›m›z› tazeleyen, do¤an›n bizi kucaklad›¤›, insan olman›n ne demek oldu¤unu tekrar hat›rlamam›za yard›mc› olan eflsiz bir zaman dilimidir. Kar denilen büyülü beyaz battaniyenin ortaya ç›karak bizi gerçeküstü bir dünyaya ad›m att›rd›¤› and›r. Kar›n yerini doldurabilecek herhangi bir fley düflünebiliyor musunuz? K K›sa ömürlü kar tanesi Yaz›: Ece Ar›burun Lapa lapa ya¤an kar› seyretmek, insan› hipnotize eder. Sonsuz gibi görünen bir devinim içerisinde gökyüzünde uçuflan kar taneleri, bulutlar›n bizimle temas›- d›r adeta. Uzun uçak yolculuklar›nda, uça¤›n ufak penceresinden görüp dokunmak istedi¤imiz pamuk flekeri misali bulutlar›n bizimle oynamaya geldi¤inin habercisidir kar taneleri. “Siz yukar› ç›kam›yorsunuz, bari biz afla¤›ya inelim” dercesine coflkuyla, birbiri ard›na ya¤arlar. Bize düflen, eldivenlerimizi tak›p kartopu ve kardan adam yapmak üzere oyuna bafllamak olur. Elinize konan bir kar tanesini k›sac›k ömrü bitmeden, eriyip suya dönüflmeden inceleme f›rsat›n›z oldu mu hiç? Aç›n elinizi gökyüzüne, avucunuza konan yeni arkadafl›n›za bir göz at›n: Alt› köfleli y›ld›z gibi. Ah! Eridi… Bir tane daha kondu: Merkezinden oklar ç›km›fl gibi. Bir tane daha: Yuvarlak hatl› galiba? Emin olamadan, kar tanesi olarak hayat› sona erdi, suya dönüfltü. Evet, inan›lmas› güç de olsa kar tanelerinin her biri di¤erinden farkl›d›r. Gökyüzünde uçuflan, uzaktan bak›nca hepsi birbiriyle ayn› görünen “melek tozlar›” bütünün içindeki her bir parçan›n ne kadar özel oldu¤unun göstergesidir. Yaz boyunca kendi aram›zda sosyalleflme- Gündem Bellona Softy battaniyelerle s›cac›k bir k›fl... mize imrenen gökyüzü aleminin, bizimle kaynaflmak üzere aram›za kar›flma iste¤i apaç›k ortada de¤il midir? Her birinin özgünlü¤ü, bize insanlar› an›msat›r. Birbirimize benzeriz, ama bizi di¤erinden ay›ran farkl› özelliklerimiz vard›r. Bir araya geldi¤imizde anlaml› bir bütün olufltururuz: aile gibi, millet gibi… Kar taneleri de, t›pk› bizim gibi, bir araya geldiklerinde, o eflsiz bütünleyici görüntüyü olufltururlar. Bembeyaz, tertemiz bir örtü flehrin üzerini kaplar. Çarp›k kent yap›laflmas›, a¤açlar›n kuru dallar› anlam kazan›r birden. Do¤an›n derin ve etkileyici ça¤r›s› sesini duyurur yine: “Biz, biriz!”. Hatalar›m›z›n, unutmak istediklerimizin üstünü örten bu beyaz tabaka, hayat›m›za her k›fl düzenli olarak açt›¤›m›z yepyeni ve tertemiz bir sayfad›r. Her fleyin en saf, en sade halini görmemizi sa¤layacak kadar güçlü, geçicili¤ini an›msatacak kadar da k›sa ömürlüdür. Tam görüntüye gözünüzü (ve gönlünüzü) al›flt›r›rs›n›z ki, kar taneleri art›k gitme vakitlerinin geldi¤ini söyler ve erirler. Size kalan, yeni bafllang›çlar›n›zd›r. K›fl müzi¤i K›fl, yarat›c› insanlar›n zaman›d›r. Do¤an›n ›srarla vurgulad›¤› yeni bafllang›çlar›n fark›na var›p, verim almay› baflarabilenler k›fl›n büyüsünü tadarlar. Beyaz örtünün sundu¤u sade ve yal›n görüntüler zihnimiz için net bir fon oluflturur. Yaz aylar›ndaki d›fla dönüklü¤ün tersine, içe dönüfl ve sorgulama bafllar. Zihin, tüm uyar›c›lardan uzak olarak odaklanmay› yaflar. Hayat›m›z16 kas›m-aral›k la ilgili kararlar› tartma ve de¤erlendirme vaktidir. Konsantre olabilirsek –ki do¤a bunun olmas› için seferber olmufltur– nice yarat›c› düflüncelere kap›lar› açm›fl olmam›z iflten bile de¤ildir. Nitekim sanatta, edebiyatta ve müzikte k›fl üzerine etkileyici yap›tlar bulunur. Ünlü ressam Claude Monet’nin 1869 tarihli ya¤l›boya tablosu “The Magpie”, yeni ya¤m›fl kar›n huzurlu renk tonlamalar›yla, bizi hayal dünyam›zda yolculu¤a ç›karacak kadar güçlüdür. Claude Monet, Pierre Auguste Renoir, Paul Gauguin gibi empresyonist ressamlar›n tablolar›nda k›fl yaln›zl›kla özdefllefltirilir, beyaz karlar›n üzerinde tek bafl›na bir ev, a¤aç gibi görüntülerle betimlenir. Ancak, yaln›zl›k ve içe dönüfl, zihnin odaklanmas› için gerekli oldu¤undan, yarat›c› düflünceye zemin haz›rlar. Müzikte de durum ayn›d›r: Tchaikovsky’nin “Winter Dreams” (K›fl Düflleri) sonat› bizi mutlulukla sarar. Vivaldi, Haydn, Schubert gibi klasik müzi¤in ustalar›, müzi¤in iniflli ç›k›fll› ritmiyle k›fl duygular›n› bize aktar›r: Yo¤un, kiflisel, her dönemeçte keflfetti¤iniz yeni bir “siz” yaflat›r. Eve dönüfl mevsimi Duygu ve düflünce dünyam›za seslenmesiyle, do¤an›n bize sundu¤u bir lükstür k›fl aylar›. Eve dönüfltür, öze dönüfltür. Kendimize ve de¤er verdiklerimize vakit ay›rma lüksüdür. S›cac›k ortamlar›n, birlikte geçirilen zamanlar›n müjdecisidir. Kanepede k›vr›l›p, rengârenk desenli battaniyenin alt›nda sevdiklerinizle beraber s›cak bir çay içerken kar tanelerinin ya¤›fl›na tan›k olup, do¤an›n bu mucizesinden etkilenmektir. S›cak sohbetlere, keyifli ev içi aktivitelere, yenilenmeye olanak sa¤lar. K›fl›n büyüsü, bütün ile bir oldu¤umuzu anlad›¤›m›z an bizi de coflkuyla sarar, içine al›r. Gelin, hep beraber bu k›fl kendimizi bu büyüye kapt›ral›m: Evimize dönelim, sevdiklerimizi etraf›m›za alal›m. Hayat›m›z›n yeni aç›lan sayfas›n- Deco battaniyeler, yaz renklerini k›fla tafl›yor. da neyi daha iyi yapabilece¤imize, nelerden kurtulmam›z gerekti¤ine karar verelim. Zihnimizi temizleyerek pozitif bafllang›çlara haz›r hale getirelim. Nas›l m› yapaca¤›z? Yumuflak kanepenize oturun, al›n s›cak içece¤inizi elinize. Ya¤an kar›n görüntüsünün tad›n› ç›kar›n perdenin aral›¤›ndan. Kar tanelerinin erdemini düflünürken, elinize Daniel Douglas Wissmann’›n “Bir K›fl Büyüsü” (Can Yay›nlar›) kitab›n› al›n. Roman›n kahraman› Roberto’nun y›ld›zl› bir k›fl gecesi bafllayan serüvenini paylaflt›kça, kendi içinizdeki kahraman›n da ortaya ç›kmaya bafllad›¤›n› göreceksiniz! 17 kas›m-aral›k Analiz “K›z›ma ‘‹cat ç›kar’ diyorum” Sabah Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Fatih Altayl›, Türkiye’nin fikir üreten bir ülke konumuna gelirse zenginleflebilece¤ini belirtiyor. Altayl›, “Çocuklar›m›z› ‘‹cat ç›karma’ diyerek büyütüyoruz. Oysa Türkiye’nin bulufl yapmas› gerek. Ben o yüzden k›z›ma icat ç›karmas›n› söylüyorum” diyor zun y›llard›r medya sektöründesiniz. Televizyon, radyo, yazarl›k, yöneticilik gibi pek çok alanda çal›flt›n›z. Nas›l görüyorsunuz sektörünüzü; hem çal›flanlar, hem yönetim aç›s›ndan? Geçen gün ‹nsan Kaynaklar› Kongresi’nde bir örnek verdim. Art›k bir “modüler çal›flan” dönemi bafllad›. Art›k çal›flt›¤› kurumda ihtiyaca göre çeflitli fonksiyonlar üstlenebilecek çal›flanlar laz›m. Bugün gazetenin yaz›s›ndan bas›lmas›na kadar bütün sürecini bildi¤imi söyleyebilirim. Medya, bu seneki cirosu 2 milyar dolar civar›nda olan ciddi bir sektör. Türkiye’de çok say›da gazete var. Gere¤inden çok televizyon var. Ama bakt›¤›n›z zaman dört büyük televizyon, iki tane de büyük gazete var. Bu, dünyada da üç afla¤› befl yukar› böyledir. Hürriyet ve Sabah gazeteleri ile di¤erleri aras›ndaki etkinlik ve tiraj fark› çok büyük. U Posta ve Zaman da iyi sat›yor. Posta 600 bin sat›yor, Zaman 500 bin da¤›t›l›yor. Hürriyet ve Sabah da 500 bin civar›nda sat›l›yor. Hürriyet flimdi biraz bizden önde ama biz bunu aç›kças› çok zorlam›yoruz. Ben prensip edindim; Sabah gazetesi geldi¤im günden bugüne de¤in hiç promosyon yapmad›. Biz kupon vermiyoruz ve buna ra¤men rakibimizle aram›zdaki tiraj fark›n› koruyoruz. Dayanabildi¤imiz ölçüde böyle gidece¤iz. 18 kas›m-aral›k Gazete, haber verme hizmeti sunuyor ama sonuçta bir ürün; sat›lan bir fley. Okur ayn› zamanda müflterisi gazetenin. Ama okur ve müflteri tam da ayn› kavramlar de¤il. Siz bu dengeyi nas›l kuruyorsunuz? Bellona ve ‹stikbal’le bir gazete aras›nda uçurum yok. ‹nsanlara, üzerinde rahatl›kla yataca¤›, kendini iyi hissedece¤i, beklentilerini karfl›layacak bir ürün vermezseniz sizi almazlar ya da baflka bir yatak al›rlar. Bizim için de ayn› durum geçerli. Her gazete okuru da bir müflteridir ve onun da bir beklentisi vard›r. Müflterinizin kimli¤ini de asl›nda biraz siz oluflturuyorsunuz. Siz bir gazetecilik anlay›fl› koyuyorsunuz ortaya, bu be¤enilirse sizin bir müflteriniz olufluyor. Bu müflterinin varl›¤› sizin o anlay›fl› sürdürmenize ba¤l›. Siz o anlay›fl› güçlendirerek, derinlefltirerek sürdürürseniz o müflteri de devam ediyor. Anlay›fl›n›zdan vazgeçerseniz o müflteri gidiyor, belki baflka müflteri geliyor. Kendi prensiplerinizle oluflturdu¤unuz müflteri portföyünü koruman›z laz›m. Sabah gazetesi yenilikçidir ve statükocu de¤ildir; liberaldir; AB süreci ve serbest ekonomi yanl›s›d›r; devletçi de¤ildir. Sabah gazetesi bu prensiplerle yola ç›km›fl ve bunlarla belli bir okur kitlesine sahip. Süreç içinde bu prensiplerinden çeflitli nedenle taviz vermek zorunda kalm›fl. Gazeteyi yeniden kendi oluflturdu¤unuz okuru tatmin edecek flekle getirirseniz, okuyucu geri dönüyor. Bizim yapt›¤›m›z da tam anlam›yla bu. Geçti¤imiz dört aya bakt›¤›m›zda Sabah’›n günlük tiraj› s›f›r promosyonla 481 bin. Bu, Sabah gazetesinin 21 senelik tarihinde promosyon yapmadan ulaflt›¤› en yüksek rakam. Benim flu anda üzerinde durdu¤um konu Sabah’›n a¤›rl›¤›n› ve etkinli¤ini daha da art›rmak; Türkiye’nin en etkin gazetesi hatta etkin tek gazetesi yapmak -ama o biraz zor olacak-, reklam pastas›ndan ald›¤› pay› art›rmak ve kendine yak›fl›r ilanlarla ç›kmas›n› sa¤lamak Son dönemde haber a¤›rl›kl› foto¤raflar›n oldu¤u bir kampanya yürütüyorsunuz. Bununla amac›n›z nedir? Bütün gazeteler “Biz do¤rular› söyleriz” diyor. Benim gerçek görüflüm flu: Siz do¤rular› veremezsiniz; çünkü herkesin do¤rular› farkl›d›r. “Do¤rular› veriyorum” diyen gazete kendi do¤rular›n› toplumun do¤rular› olarak görme ve gösterme e¤ilimindeki gazetedir. Bu bence gazetecilik ve bas›n aç›s›ndan çok do¤ru bir yaklafl›m de¤il. Biz gerçekleri veriyoruz. Siz o gerçek içinden kendi do¤runuzu bulursunuz. Herkesin do¤rusu bambaflkad›r. Bu kampanyan›n özü o. Bas›na karfl› bir güvensizlik var. “Bunlar çarp›t›rlar, gerçe¤i göstermezler” gibi. Biz Sabah olarak gerçek nas›lsa öyle görüyoruz. Bu kampanya ile “Biz size ürkmeden, çekinmeden, saklama gere¤i duymadan gerçe¤i gösterece¤iz” vaadini sunuyoruz. Vaadi maksimum yerine getirmek için de çaba gösterece¤iz. Yan›lmak var m›? Var. Biz de yan›labiliriz, yanl›fll›k yapabiliriz ama bunlar›n hiçbiri bilerek yap›lm›fl fleyler olmayacak. 19 kas›m-aral›k Analiz “Bizim niyetimiz gazete üzerinden güç simsarl›¤› yapmak de¤il, bizim niyetimiz haber satmak. Gazetenin bize getirdi¤i güçten baflka yerde yararlanmak, bunu sa¤lamak için haberleri ve toplumu manipüle etmek de¤il amac›m›z. Biz topluma sadece gerçekleri sunaca¤›z, toplum kendi karar›n› kendi verecek Bizim niyetimiz gazete üzerinden güç simsarl›¤› yapmak de¤il, bizim niyetimiz haber satmak. Gazetenin bize getirdi¤i güçten baflka yerde yararlanmak, bunu sa¤lamak için haberleri ve toplumu manipüle etmek de¤il. Toplum kendi gidece¤i yere gider zaten. Biz topluma sadece gerçekleri sunaca¤›z, toplum kendi karar›n› kendi verecek. Baflkas› ad›na karar vermek yetkisine sahip de¤iliz; toplum her fleyi herkesten daha iyi anlar. Ombudsmanl›k kurumunun etkisine inan›yor musunuz? E¤er iflleseydi olurdu. Ama bütün gazeteleri al›n bak›n, pazartesi günü köfleleri var; Sabah d›fl›nda gerçek anlamda ombudsman göremezsiniz. Bunu söylemekten çok hofllanm›yorum ama söylemek zorunday›m: Dünya Ombudsmanlar Örgütü’nde Sabah gazetesi birinci ligde, di¤er gazetelerin ombudsmanlar› ikinci ligde. Yavuz Baydar, Sabah gazetesinde benim çal›flan›m olmayan yegâne kiflidir. Kendisinin bile zaman zaman hayret etti¤i bir özgürlük içinde çal›fl›yor. 20 kas›m-aral›k Gazetelerin sadece reklam ve sat›fl geliriyle yaflamas› mümkün mü? Bugün Hürriyet ve Sabah gazeteleri Türkiye’de, kendi ayaklar› üzerinde durabilen ve sene sonunda kâr edebilen iki gazetedir. Hiçbir gazetenin reklam geliri olmadan sadece sat›fl geliriyle kâr etmesi, yaflamas› mümkün de¤il. Biz bu sene yaklafl›k yüzde 30 daha büyüyece¤iz. Rakibimiz Hürriyet’in yüzde 15 civar›nda büyüyece¤ini öngörüyoruz. Geçmifl y›llarda yüzde 100’ler oran›nda büyümeler olmufltu. Bu sene Türkiye’deki en az iki televizyon ve iki gazete kâr eder. Bu sistem bizim patronumuz Turgay Ciner’e de para kazand›r›r. TMSF, Star TV ve Star gazetesine el koydu¤unda, bir grup arkadafl almay› düflündük. Kafam›zda da bir rakam oluflturmufltuk ve hem borcunu ödeyip hem de yay›ndan para kazanmak mümkündü. Sonra “Ne iflimiz var, ifladam› m› olaca¤›z?” diye düflünüp vazgeçtik. Bir gazete ve bir televizyon kendi ayaklar› üzerinde çok rahat durur, e¤er iyi ve ak›ll› iflletirseniz... Son yaz›lar›n›zdan birinde “‹rtica tehlikesi yok” dediniz ve Baflbakan’›n “‹rticay› önce tan›mlayal›m” yaklafl›- m›n› da desteklediniz. E¤er böyle bir tehlike yoksa neden varm›fl gibi düflünülüyor? ‹rtica tehdidi yok ama baz› cemaatlerin yaratt›¤› soru iflaretleri var. Kendi yaflam tarz›nda yaflamak isteyen birtak›m marjinal gruplar, her ülkede var. Bunlar›n devleti ele geçirmek, düzeni y›kmak gibi düflüncelere sahip olanlar› belki vard›r ama böyle bir güçleri yok. Ben onlar›n bu yüzden Türkiye için bir tehdit oldu¤unu düflünmüyorum. Anadolu Müslümanl›¤› diye bir kavram ve ayr›ca bu ülkede 15 milyon Alevi var. Ben, böyle bir ülkede irtica olabilece¤i kanaatinde de¤ilim. Ama sorumlu yerlerde oturanlar›, benim gibi sorumlu gözlemcileri ilgilendiren bir baflka durum var. O da, baz› gruplar›n devlet içerisinde fazla etkin olma çabalar›d›r. Birilerinin devletin gücünü ele geçirmeye çal›flmas›, din amaçl› ya da ekonomik amaçl›, her durumda bir ülke aç›s›ndan tehlikelidir. Orada da tehlike, dinden kaynaklanan bir tehlike de¤ildir, bu yap›dan kaynaklan›r. Türkiye’deki inançl› insanlar›, rejime tehdit gibi görmek do¤ru bir fley de¤il. l›. Girip girmemek ikincil bir tart›flmad›r.” Türkiye Gümrük Birli¤i ile zaten ekonomik olarak AB’nin içinde. Ama AB hukuk sisteminin içinde olman›n getirece¤i istikrar, yabanc›lar›n Türkiye’ye yat›r›m yapmas›n› biraz art›rabilir. Ama en önemli konu, AB üyeli¤inin bizim sosyal düzenimize getirece¤i de¤iflikliklerdir. Demokrasi, insan haklar› düflüncesi, yasa önünde eflitlik düflüncesi, hukukun üstünlü¤ü; bunlar insan›n yaflam standard›n› belirleyen önemli konulard›r. AB ile iliflkilerimizde yak›nlaflma iste¤i ile kendi kimli¤imizi kaybedece¤imiz endiflesini birlikte tafl›yoruz. Bunu nas›l aflabiliriz? Bu tart›flmay› sadece Türkiye yapm›yor. Bu tart›flmay› Avrupa’da, Türkiye’dekine paralel düzeyde yapan bir ülke de Fransa’d›r. Avrupa’da pek çok ülke egemenlik haklar›n›n devrini tart›fl›yor. Kimse de asl›nda tamamen devretmiyor. Türkiye’nin tart›flmas›nda flöyle bir anlams›z nokta görüyorum; AB’ye karfl› olanlarla, “irtica tehdidi var” diyenlerin birbirlerine çok yak›n olmas›. E¤er irtica tehdidi varsa, AB’ye girmek bu tehdidi ortadan kald›racak bir unsurdur diye düflünüyorum ben. Onlar da diyor ki “AB’ye girince, Türkiye’deki özgürlük ortam›ndan irtica hortlayacak”. Bunu söyleyenler de ak›ll› insanlar ama ben bunu uzak bir tehdit olarak görüyorum. Bizim AB’ye bak›fl›m›z gerek benim görüflüm, gerekse gazetenin yaklafl›m› olarak flöyle: Türkiye, Avrupa Birli¤i’nin bir parças› olmal›d›r. Biz 200 sene önce Tanzimat’la beraber bu yola ç›km›fl›z. Türkler, hiçbir zaman do¤uya do¤ru gitmemifller. Biz gazete olarak bu süreci desteklerken diyoruz ki “Türkiye’nin hedefi bu standartlar olma- Bir yaz›n›zda pirelerin ö¤renilmifl z›plama yükseklikleri üzerine bir öykü anlatt›n›z ve “cam tavan sendromu”ndan söz ettiniz. Pireler, bir süre sonra, tepelerinde fleffaf bir cam bariyer olmasa bile daha yükse¤e z›plam›yor. Sizce Türkiye böyle bir sendrom mu yafl›yor? Türk insan›, çok uzun y›llard›r belli k›s›tlamalar içinde yafl›yor. Çocuklar›m›za “‹cat ç›karma” diyoruz. Bütün dünya icattan para kazan›yor kardeflim, çocuklar›m›za bizim “‹cat ç›kar” dememiz laz›m. Burada Türk insan›n›n düflünce gelifltirmesine, fikir üretmesine konulmufl bir engel var. Bu bariyer Türkiye’de çok etkin. Kendi kafam›zda, yapabileceklerimizle ilgili engellemeler var. Mesela annem beni hep arar, “Yine bunlar› m› yazd›n, sana m› kald›?” diye. Mesela bir da¤c› çocuk bir ma¤ara araflt›r›rken ölmüfltü. Ben babas›na dedim ki “Sevin, bir çocuk böyle ölmeli; araflt›r›rken”. Türkler böyle ölmez, Türkler trafik kazas›nda ölür, depremde çürük ev alt›nda kal›r. Bir Türk’ün bir ma¤aray› araflt›rma tutkusuyla, ma¤aran›n içinde ölmesini çok sayg›de¤er bir durum olarak karfl›l›yorum. Babas›na da böyle bir yaz› yazd›m. Türkler uzaya gitmeyi düflünmez, roket atmay› düflünmez. fiimdi bu iletiflim kanallar›n›n genifllemesiyle bunlar yavafl yavafl k›r›lmaya bafllad›. Yine de yavafl ilerliyor. Türkiye’de aileler çocuklar›na, ortada durmay›, çok dikkat çekmemeyi ö¤retirler ve Türk insan› öyle yaflar. Mahkemeye flahitlik etmeye gitmez. Elbette, bu “cam tavan sendromu”nun kurban› olmayan insanlar var. Ama orada bile sorun var çünkü rekabet yok. S›n›r› biraz geçmek yeterli geliyor. Biz araba üretiyoruz ama yenilik katam›yoruz. Türkiye’nin üretti¤i mallar›n kilosu çok ucuz. ‹rlanda’n›n ürettiklerinin ise çok pahal›. Bir disketin içine bir fley koyuyor ve a¤›rl›¤› yok. Düflünce üretiyor ve kilosunu sonsuz bir fiyattan sat›yor. Geliflmekte olan ülkeler aras›nda en az IT üretimi yüzde 4’le Türkiye’de. Garajda kurulmufl bir tane Microsoft, bugün Türkiye’nin gayri safi milli has›las› kadar sat›fl yap›yor. Türkiye’nin yeni alanlara yönelmesi, düflünce üretimi ile para kazanmay› hedeflemesi gerekiyor. Türkiye’nin icat ç›karmas› gerekiyor. Düzenli olarak bu konuyla ilgili faaliyet göstermesi gerekiyor. Edison’un torunlar› hâlâ ampulden para kazan›yor. O yüzden ben k›z›ma “‹cat ç›kar” diyorum. FAT‹H ALTAYLI Gazetecilik mesle¤inde 23 y›l› geride b›rakan Fatih Altayl›’n›n ad›, 1993 y›l›nda yapt›¤› radyo program› ile bir anda çok genifl kesimlerin gündemine girdi. Sabah program›nda gazete haberlerini okuyan ve sözünü sak›nmadan yorumlar yapan kifliyi herkes merak etti. Ama o çok uzun y›llard›r medyan›n mutfa¤›nda çal›flan ve askerlik dönüflü radyoculu¤u deneyen bir gazeteciydi. Bafllang›çta dezavantaj olarak gördü¤ü h›zl› konuflmas›, onun avantaj› haline geldi. Aslen Vanl› olan Fatih Altayl›, Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra Bo¤aziçi Üniversitesi ve ‹.Ü. Bas›n Yay›n Yüksek Okulu’na devam etti. Bir sene kadar da gazetecilik okumak üzere Amerika’ya gitti. fiu anda Sabah gazetesinin genel yay›n yönetmenli¤ini yap›yor. Efli Hande Altayl›’n›n reklam sektöründe çal›flt›¤› y›llarda Bellona’n›n, ‹stikbal’in sabahlara kadar üzerinde çal›fl›lan reklam kampanyalar›n›n flahidi oldu¤unu söyleyen Altayl› “Ben de Hürriyet’te çal›flt›¤›m s›rada Boydak Holding’in fabrikas›na gittim, yöneticileriyle de tan›flt›m” diyor. 21 kas›m-aral›k Analiz “Bilginizin gücü, aktarabildi¤iniz kadard›r” Ça¤›m›zda, h›zl› sonuç alabilmek için bilginin de h›zl› paylafl›m› gerekiyor. Bilgi, ancak karfl›dakilere etkili bir biçimde aktar›labildi¤i oranda anlaml›. Televizyon yap›mc› ve sunucusu Sedef Kabafl, topluluk önünde etkili konuflma e¤itimlerinde bilgiyi etkili bir biçimde iletmenin tekniklerini anlat›yor opluluk önünde etkili konuflma derslerine neden ihtiyaç duyuluyor? Topluluk önünde etkili konuflma, özellikle ifl yaflam›nda art›k bir gereklilik. Akademisyenler, siyasetçiler, orta ve üst düzey yöneticiler bildiklerini aktarmak durumunda kal›yorlar. Zira art›k günümüzde sadece bilmek yetmiyor, bilgiyi aktarabilmek de çok önemli. Topluluk önünde kendini rahat flekilde ifade etmenin önemi giderek art›yor. Bilenle bilmeyen aras›ndaki fark kadar, bilenler aras›ndaki rekabet de bilenin kendisini nas›l ifade etti¤ine ba¤l›. Bu noktada etkili iletiflime ihtiyac›n›z var. Art›k iletiflime ihtiyaç duyulmayan herhangi bir alan söz konusu de¤il. Orhan Pamuk örne¤ini ele alal›m. Bir yazar, kitab›n› yazar ve bunu okuyucuyla buluflturmay› arzular. Son derece bireysel bir u¤rafl gibi görünse bile nihayetinde okuyucuyla olan diyalo¤u ve kitaplar›n›n okuyucuya ulaflt›r›lma sürecinde bile iletiflime ihtiyac› vard›r. E¤er Orhan Pamuk, ismini do¤ru flekilde yönetebilseydi, bugün Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan bir T 22 kas›m-aral›k yazar olmas›na ra¤men, kamuoyuyla böyle bir iletiflim problemi yaflamazd›. Bu kamuoyu önüne ç›kan her profesyonel için bir ihtiyaç. Etkili iletiflim kavram› nas›l ortaya ç›kt›? 1930’lu y›llarda bu iflin ilk temelleri at›l›yor. 1950’li y›llardan sonra iletiflim fakülteleri, halkla iliflkiler ve gazetecilik alan›ndaki geliflmelere paralel olarak sunum teknikleri, topluluk önünde konuflma becerilerinin de çok h›zla artt›¤›n›, bu yönde pek çok kayna¤›n ve kitab›n yay›nland›¤›n› görüyoruz. Amerikan toplumunda iletiflim son derece önemlidir ve ö¤rencisinden siyasetçisine, yöneticisinden ifl kad›n›na insanlar›n kendilerini iyi ifade edebilmek için bir u¤rafl verdi¤ini, görece de baflar›l› oldu¤unu tespit edebiliriz. Ço¤umuz, Amerikan filmlerinde avukatlar›n jüri karfl›s›ndaki konuflmalar›n› hayranl›kla izler ve ço¤u kez “Keflke biz de böyle konuflabilsek ve hakl› olan›n hakl›l›¤›n› ortaya ç›karacak beceriye sahip olsak” deriz. Siyasette de bu konunun önemi ilk olarak ABD baflkanlar› Kennedy ve Nixon aras›ndaki yar›flta ortaya ç›kt›. Nixon çok deneyimli, tecrübeli bir siyasetçiydi. Kadrosu deneyimli insanlardan olufluyordu. Özellikle d›fl politikada çok ciddi bir birikimi vard›. Ama Kennedy ile karfl› karfl›ya geldi¤i televizyon program›nda, Kennedy’nin çok daha genç görünmesi, çok daha dinamik olmas›, kendini ifade anlam›nda çok daha baflar›l› olmas›, sorular› çok daha kendinden emin bir tav›rla yan›tlamas›, kamuoyunun çok önemli bir bölümünün Kennedy’ye sempati duymas›na yol açt›. Kennedy’nin o seçimleri kazanmas›nda bunun etkili rol oynad›¤›na inan›l›r. Daha sonra da Amerika’da bu bir gelenek haline gelmifltir. Amerika’daki her seçim öncesinde Cumhuriyetçi ve Demokratik partilerin baflkan adaylar›, bir televizyon program›nda karfl› karfl›ya gelirler. O kadar önemseniyor ki bu televizyon programlar›, son seçimler öncesinde Bush ve Carry televizyonda üç kez karfl› karfl› geldi. Türkiye’de insanlar size “Ben bu konuda ders almak istiyorum” diye mi geliyorlar? Son y›llarda Türkiye’de bu yönde bir bilincin olufltu¤unu görüyoruz. Yine son dönemde bu ifle önem veren kurulufllar›n e¤itim seminerleri organize etti¤ini görüyoruz. Ben belli baz› flirketlere bu anlamda e¤itim veriyorum. Çünkü bu ihtiyaç tezahür etti. Ders verdi¤im ö¤rencilerin dahi kendilerini ifade etme konusunda hem sözel hem yaz›l› anlamda çok büyük s›k›nt›lar çekti¤ini görüyorum. Ezbere dayal›, çoktan seçmeli bir teste endekslenmifl bir e¤itim sonras›nda, çocuklar, iki üç cümleyi bir araya getirip kendilerini anlatmakta yetersiz kal›yorlar. 23 kas›m-aral›k Analiz Arkas›ndan da bu yetersizli¤i gidermek için bir aray›fl m› bafll›yor? Bu aray›fl noktas›na biz profesyonellerle ba¤lant›ya geçiliyor. ‹letiflim dan›flmanl›¤› alarak, workshop’lara, derslere kat›larak bilgi sahibi oluyorlar. Bizim iflimiz sadece bilgiyi aktarmak de¤il, o bilginin uygulanmas›n› da mümkün k›lmak. O noktada ben ders alanlar› sürece dahil ediyorum. Prati¤e dönük uygulamalar yap›yorum; yazd›r›yorum, konuflturuyorum, okutuyorum, sunum yapt›r›yorum. Kendilerini kamerada izlemelerini sa¤l›yorum. Kendi seslerini dinliyorlar, nas›l sunum yapt›klar›n› tetkik ediyorlar. Öncesi ve sonras› aras›ndaki fark› görebiliyorlar. SEDEF KABAfi Londra’da do¤an Sedef Kabafl, 1992 y›l›nda Bo¤aziçi Üniversitesi Uluslararas› ‹liflkiler bölümünden mezun oldu. Boston Üniversitesi'nde “Televizyon Gazetecili¤i” üzerine master yapt›. 199597 y›llar› aras›nda, Atlanta'da, CNN International'›n haber merkezinde yap›mc› olarak görev ald›. NTV ad›na CNN kanal› için haz›rlad›¤›, “Almanya'da Türk Döneri” haberi ile 1998 CNN World Report/“En ‹yi Ekonomi Haberi” ödülünü kazand›. NTV ve Olay TV'de yay›nlanan “Portreler” program›yla 1999 D‹YALOG/“En Baflar›l› Sunucu” ödülüne lay›k bulundu. ATV'de, “Dönence” ad›n› verdi¤i gece bülteninin editörlü¤ünü ve sunuculu¤unu üstlendi. TV8'de “Sesli Düflünenler” program›n› haz›rlay›p sundu. Bu program›yla 2003 Türkiye Yazarlar Birli¤i/“En ‹yi Kültür Program›” ödülüne lay›k bulundu. Sedef Kabafl'›n, röportajlar›n›n bir bölümünü içeren, Do¤an Kitap taraf›ndan bas›lan “Sesli Düflünenler” ve “Zaman› Dize Getirenler” ad›nda iki de kitab› bulunuyor. Kabafl, halen SKYTürk’te hafta içi her akflam ana haber bültenini ve ayn› zamanda her cuma akflam› “Haber Ötesi” ad›ndaki haber program›n› haz›rlay›p sunuyor. 24 kas›m-aral›k Müflteriyle, birbirinizle, kamuoyuyla olan iliflkinizde iletiflim çok önemli. Bir televizyon program›na ç›k›yorsunuz ve flirketiniz ad›na bir fleyler söylüyorsunuz; bir röportaj veriyorsunuz. Ayn› flekilde son derece k›zg›n, öfkeli ve flikâyetçi müflteriyi yönetmeyi, hangi ifadelerle hangi sözcüklerle onun negatif ruh halini de¤iflterebilece¤inizi bilmeniz laz›m. Bir kurum kimli¤i oluflturabilmek ad›na en üst kademeden en alt kademeye kadar insanlar›n birbiriyle do¤ru bir iletiflim kurmalar› ve kendilerini en aç›k flekilde ifade etmeleri gerekiyor. Etkili iletiflimin belli formülleri var m›? Hay›r, haz›r bir reçete yok ama flu var: Her baflar›n›n ard›nda bilinç, e¤itim ve emek yatar. Dolay›s›yla etkili iletiflimle ilgili olarak önce belli bir bilince varmak laz›m. Bunu da hem ifl dünyam›zda hem özel dünyam›zda “Ne eksik?”, “Nerede yanl›fl yap›yorum?” diye sorgulamaya bafllad›¤›m›z zaman, bu konuda bilinç oluflturmaya da bafll›yorsunuz. Hayatta en rahat› hiçbir fley bilmemektir. Ben flöyle diyorum: Bilinçsiz yetersizlik. Bu en mutlu oldu¤umuz safha. Yetersizsiniz ama buna dair bilinciniz olmad›¤› için çok mutlusunuz. Örne¤in ifl hayat›nda belli bir yere geldiniz ama daha ileri gidemiyorsunuz. Çünkü yönetici olabilirsiniz ama etkili iletiflim kuram›yorsan›z lider olamazs›n›z. Çok birikimli olabilirsiniz ama seçim kazanamazs›n›z. Eksikliklerinizi fark edince, art›k bilinçli yetersizlik düzeyine terfi ediyorsunuz. ‹letiflimin önemli bir ö¤esi de dinlemek, de¤il mi? Asl›nda bizim iletiflim kurdu¤umuz araçlar çok basit; hepimiz konuflabiliyoruz, dinleyebiliyoruz, okuma yazma biliyoruz. Sorun da bunlar› kan›ksamaktan kaynaklan›yor. Öyle uygulamalar yap›yorum ki o güne kadar konufltu¤unu düflünen insanlar, asl›nda konuflamad›¤›n› fark ediyor; asl›nda karfl›s›ndakini dinlemedi¤ini fark ediyor. “Anlatt›m” diyor ama karfl› taraf›n farkl› anlad›¤›n› uygulamada görüyor ve yanl›fl›n› o zaman anl›yor. Ben bin kere “Havada dolaflan cümleler kullanmay›n, her cümlenin bir yönü olmas› laz›m, ayaklar› yere basmal› cümlelerin” desem de bir de¤ifliklik olmayacakt›r. Ama ben, benden etkili iletiflim dersi alanlara ödev veriyorum. Konuflmalar›n› kaydediyorum, sonra evde bunu deflifre etmelerini istiyorum. O zaman görüyor ki elli sözcükten oluflan cümleler kurmufl. Bunu tespit ettikten sonra baflar› sa¤l›yor. ‹letiflimde bir baflka önemli konu da göz temas›d›r. ‹nsanlar sözlerden ziyade gözlerle iletiflim kurarlar. ‹nan›n, afl›lmas› en zor duvarlar gözlerle ördü¤ümüz duvarlard›r. Kürsüye ç›kan biri sahne korkusu ve tedirginli¤inden dolay› göz temas› kurup kurmad›¤›n›n bile fark›nda de¤il; tavana bak›yor. Ne zaman ki bunu kameraya çekeriz ve kasedi izleriz; benim söylediklerimle kendisinin gördü¤ü sahne örtüflür; “tamam” der. Sonra her sahneye ç›kt›¤›nda tavan› seyreden gözleri akl›na gelir ve onu yapmamaya çal›fl›r. Bu tür e¤itimlerde anlatmak yeterli de¤ildir. Muhakkak karfl›dakini sürece dahil etmeniz ve uygulama yapman›z gerekir. Analiz “Dünyan›n en yüksek faizini ödeyen ülkeyiz” Ekonomist ve yazar Ege Cansen, yüksek faiz-düflük kur politikas›n›n bir süre daha devam edece¤i görüflünü dile getiriyor. Düflük kurun sanayicinin s›rt›nda yük olarak durdu¤unu ifade eden Cansen “Bence bir yerde bir türbülansa yakalanaca¤›z”diyor 006’y› bitiriyoruz. Ekonomide gördü¤ümüz istikrar tablosunu yeni dönemde de görebilecek miyiz? Bu soruyu yan›tlayabilmek için önce flu soruyu sormam›z laz›m: Türkiye ekonomisinin nereye gitti¤ine neler karar veriyor? Birincisi d›fl dinamikler; dünya ekonomisindeki geliflmeler. Türkiye üzerine ya¤an ya¤mur nas›l olufluyor? Sibirya’dan gelen yüksek bas›nçla Basra üzerinden gelen alçak bas›nç Türkiye üzerinde cephe oluflturuyor ve o zaman Türkiye’ye ya¤mur düflüyor. Yani, Amerika’dan gelen dolarlarla Çin’den gelen ucuz mallar, Türkiye üzerinde cephe sistemi oluflturuyor; Türkiye’nin üzerine bereketli ya¤murlar ya¤›yor. Yine d›fl dinamiklere ba¤l› ikinci unsur ise para sahiplerinin portföy yapma ihtiyac›ndan dolay› Türkiye’ye gelmesi. Sadece bu sene, dünyada 430 milyar dolar bir yerlere yat›r›lacak para var. Bu paran›n gitti¤i yerler de bizim gibi “yükselen ekonomiler” tabir edilen ülkeler. Böylece y›lda 10-15 milyar dolar para geliyor. Türkiye’nin bir iktisat formülü vard›r: Para içeri, ekono- 2 26 kas›m-aral›k mi yukar›. Para girdi¤ine göre Türk ekonomisi geliflecek. Üçüncü dinamik ise bizim iç dinami¤imiz. Bir parça AKP ile ilgili, bir miktar siyasi sistemimizle ilgili, bir miktar da AB tart›flmalar›yla ilgili. Öncelikle, AB Türkiye için daha fazla demokratikleflme öngörüyor. Demokratikleflme uzun vadede istikrar getirir. ‹stikrar da iç büyümenin en büyük motorudur. Türkiye demokratiklefltikçe istikrara kavufluyor, istikrara kavufltukça bu ülkenin vatandafllar›n›n da bu ülkeye güveni art›yor. Bu da ifllerin daha iyi gitmesine yol aç›yor. Bir baflka nokta da flu: AKP iktidar› bu toplumun imtiyazs›z kesimlerini temsil eden bir iktidar. Çevre insan›, periferi insan›, merkez insan›ndan daha dinamiktir. Amerika, her y›l 1 milyon göçmen al›yor. Projeksiyonlar› daha çok göçmen almak üzerine kurulu. Ayr›ca 11 milyon da gayri meflru göçmen var. Asr›n bafl›ndan beri bu böyle devam ediyor. Göçmen iyi bir fley mi, kötü bir fley mi? “Geliyorlar, iflimizi elimizden al›yorlar” ya da “kültürel sorun yarat›yorlar” gibi fleyler söyleniyor. Ama Amerikal› bilim adamla- r› diyor ki “Amerika’y› Amerika yapan bu göçmenlerdir”. Demokrat Parti’den bu yana bizde de buna benzer bir süreç var. Adalet Partisi’nde de, bir parça Özal’›n ç›k›fl›nda da bu etkiliydi. Ama o kadar geriden almayal›m, zaman› bir anlayal›m önce. AKP ile çevre, iktidara daha çok yaklaflt›. Bu kitlenin bir özelli¤i var; bu kitle ‹slamist bir kitle ve Cumhuriyet’in kuruluflundaki laik düflünceyle çeliflik bir taraf› var. Dolay›s›yla onlar›n yönetimden d›fllanmas› paradigmas› Türkiye’de hakimdi. Ancak AKP merkeze do¤ru yürürken, bu sizin iflaret etti¤iniz arkadaki kitlenin sadece politik bir tart›flmas› de¤il, ekonomik bir gücü ve etkin olma ihtiyac› da vard›... Elbette. Her iktidar himayecidir. Buna “patronaj” deniyor. Elbette sizi destekleyenleri, sizin taraftarlar›n›z› himaye edeceksiniz. ‹ktidar, sarf etme gücünü elinde tutmak demektir. Para güçtür, güç parad›r. Birisi gücü eline geçirdi¤i vakit paray› kontrol alt›na al›r. Siyasi oluflum romantik, melankolik de¤ildir; tamamen Hürriyet gazetesinde “Oyunun Kural›” köflesinde de¤erlendirmeleri ilgiyle takip edilen Ege Cansen, toplumun dinamik kesimlerinin iktidara yaklaflt›¤›n›, bunun da büyümeyi olumlu etkiledi¤ini düflünüyor Analiz çok daha ciddi bir problemdi. Bugün o kadar ciddi bir problem de¤il, çünkü döviz fazlas› var dünyada; biraz faizi verdin mi geliyorlar buraya. 2007’de de bu oyun devam eder. iktisadi bir hadisedir. Siyasetin gerisinde iktisat vard›r. Milli gelirden daha fazla pay alma kavgas› vard›r. Peki, flimdiye kadar iktidardan d›fllanm›fl olanlar›n iktidara gelmesi, geçici de olsa bir toplumsal bar›fl m› sa¤lad›? ‹ktidara gelen kesim, t›pk› Amerika’n›n göçmenleri gibi bu toplumun daha dinamik kesimleri. Çok fazla burjuva tüketim al›flkanl›klar› geliflmifl de¤il. Daha çal›flkan insanlar, okumufl ya da okumam›fl daha y›rt›c› insanlar, tasarruf temayülleri daha yüksek. Tasarruf da ekonomiyi h›zland›ran bir unsur. ‹nsan önce gelir sahibi olur, sonra gelirini servete dönüfltürür. Aileden servet yoksa, serveti yaratmak bu nesle düfler. Bu insanlar›n dededen babadan kalm›fl servetleri az. ‹ktisadi kalk›nma da sermaye birikimi demektir. Bu insanlar sermaye biriktiriyorlar. Bütün bunlar dolay›s›yla Türkiye’nin siyasi iç dinami¤i de daha h›zl› kalk›nmay› getiriyor. Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne üye olma azmi de bu süreci besliyor. Çünkü AB “Demokrasiyi yaflat” diyor. Bu nedenle asl›nda yaflama tarz› Avrupa’ya hiç uygun olmayanlar, AB sürecini en çok destekleyen kesim durumunda. Y›l sonu yaklaflt›kça, cari ifllemler a盤› endiflesi de kendini gösteriyor. Cari aç›k tehlike yarat›r m›? Eskiden cari aç›k vermek, az geliflmifl ülkelerin bir belas›yd›. fiimdi cari a盤› ABD, ‹ngiltere, Avrupa ülkeleri, Yeni Zelanda, Avustralya veriyor. Paras› döviz olan ülkeler cari aç›k veriyorlar. Dünya para piyasalar›na döviz arz› var. Brezilya, Arjantin cari ifllem fazlas› veriyor; Amerika’n›n, ‹ngiltere’nin cari a盤› var, çünkü döviz bol ve ucuzluyor. Döviz s›k›nt›s› yok. Türk ekonomisi döviz bulamamaktan tökezlerdi. Cari ifllem a盤›n›, paras› döviz olmayan ülke verirse, o ülke para piyasalar›na ç›k›p döviz talep ediyordu. Halbuki bugün cari ifllem a盤›n› paras› döviz olan ülkeler veriyor. Dedi¤im gibi bizim dövizsizlikten bafl›m›z belaya girerdi ama flimdi bol döviz var. Dolay›s›yla ekonominin çarklar› dönüyor. Türkiye’nin cari ifllem a盤› diye bir problemi var. Ama bunu eskisi gibi alg›lam›yor. Eskiden bu problem, bugünkünden 28 kas›m-aral›k “Boydak Holding’in cirosu milyar dolar›n üzerine ç›kt›, 200 milyon dolar›n üzerinde ihracatlar› var. Üstelik zor mallarla yap›yorlar bu ihracat›. Bu sektörde 200 milyon dolar ihracat büyük baflar›d›r. Rakamlar› beni son derece heyecanland›rd›; gurur duydum” May›s ay›nda bir sars›nt› yaflad›k ve sizin de sözünü etti¤iniz istikrar ve güven duygusu da buna ba¤l› olarak biraz sars›ld›. Niye yaflad›k bu sars›nt›y› ve ufukta yine benzer bir tehlike görüyor musunuz? Bütün dünyada yükselen pazarlarda bir sallanma oldu. Piyasay› manipüle edenler paray› zikzaktan kazan›rlar. Onlar sallant› olmasa bile sallarlar. May›s’ta salland›k ama nas›l toparland›k sonra? Ama bir de flu var, mademki ifller iyi gidiyordu niye salland›k? Bir de üçüncü bir sual var: Mademki Türkiye sallanacak kadar kötüydü, nas›l toparland› sonra? fiöyle oldu: Türkiye faizleri yüzde 13.5’e kadar indirdi. Enflasyon da afla¤› yukar› yüzde 10’lardayd›. Türk Liras›’n›n reel faizi yüzde 3.5’e düfltü. Bat›l›lar dediler ki “bu böyle olmaz”. Bu baflka ülkelerde de oldu; “Biz size bir numara çekeriz, faizleri yükseltirsiniz”. Çünkü bizden faiz almak istiyorlard›. Bizim de tahammül edemedi¤imiz fley döviz fiyatlar›n›n artmas›. Çünkü bütün istikrar› döviz fiyatlar›n›n ucuzlamas› üzerine kurduk. Sihir orada. Döviz fiyatlar› artmaya bafllay›nca elbette ciddi bir telafl oldu. Hat›rlay›n o günleri; Baflbakan konufluyor, Babacan konufluyor, Maliye Bakan› konufluyor, Merkez Bankas› gecelik faizlere yüzde 4 zam yap›yor, TMSF dolar sat›yor, böyle bir telafl. Çünkü hayvan kafesten kaçacak, döviz fiyatlar› f›rl›yor. Bu flekilde, döviz denilen azg›n hayvan tekrar kafesin içine kondu. Biz halen dünyan›n en yüksek faizini ödeyen ülkeyiz. Bu cendereden de ç›kam›yoruz. Oyun flimdilik böyle devam ediyor. Merkez Bankas› bu faizi ödedikçe bu ifl gidecek. Nereye kadar gider? 2007 de böyle geçti diyelim, 2008 ne olacak? Bence bir yerde bir türbülansa yakalanaca¤›z. Türk paras› afl›r› de¤erli deniyor ama benim görüflüme göre Türk Liras› yüzde 15 civar›nda de¤erli. Hesaplar yüzde 50 gösteriyor ama o kadar de¤il. Ama dolar bugün 1700 civar›nda olsa Türkiye’nin gelece¤ine daha güvenli bakar- d›m. Devrilip y›k›lmaktan bahsetmiyorum ama birtak›m türbülanslara yakalanma ihtimali daha az olurdu. Çünkü cari ifllem a盤› bu kadar büyük olmazd›. Reel sektöre bakarsak, Türk sanayisini nas›l görüyorsunuz? Bu bahsetti¤im oluflum reel sektörü zorluyor, sanayi zorlan›yor. Türkiye’de hizmet ve gayrimenkul sektöründe bir canl›l›k yaflan›yor. Ama az önce konufltu¤umuz finansal parametreler, hayat› reel sektör için zorlaflt›r›yor. Peki reel sektör nas›l yafl›yor bunun içinde? Onlar da yar› ithalatç› olarak yafl›yorlar. Bugün bütün üretici flirketlerimizin karakteri de¤iflmifltir. Hepsi yar› üretici, yar› ithalatç› haline gelmifltir. Yan sanayinin ucuz komponentleri ile ithal edilen ucuz komponentleri birlefltirerek, kurtaracak maliyete mal yap›l›yor. Bugün reel sektörün yaflam modeli bu. Benim 16 sene içinde çal›flt›¤›m ve toplam 25 sene iliflkim olan Arçelik, bugün üretici oldu¤u kadar ithalatç›. B›rak›n komponent ithal etmeyi, komple mal da ithal ediyor. Bunun için Arçelik’i ya da sanayii suçlayamay›z. Her canl› yaflam›n› sürdürmek isteyecektir. Türk sanayii son y›llarda tasar›m ve buluflçulu¤a yöneldi. Bu e¤ilimi nas›l yorumluyorsunuz? Çok güzel bir noktaya geldik. Makro ekonomilerin sa¤l›¤› iki unsura dayan›r. ‹novasyon ve verimlilik. ‹novasyon, icatlar›n ticarilefltirilmesi demektir. Bizim sanayimizin rekabet gücü olabilmesi için bu iki at taraf›ndan çekilmesi laz›m. Verimlili¤i art›rma olay›n›n bugün en önemli komponenti de biliflim teknolojisidir. Bütün yönetim sistemlerinin IT esasl› olmas› gerekir ki, kaynak kullan›m› verimlili¤i de arts›n. ‹kincisi de icatlar›n ticarilefltirilmesi laz›m. Tüketiciye katma de¤eri daha yüksek mallar› sunun ki ald›¤›n›z pay arts›n. Yoksa hamall›k yapm›fl olursunuz. Ama bunlar›n yap›lmas›, ucuz döviz meselesinin yaratt›¤› problemleri tamamen ortadan kald›rmaz. Kur politikas›n›n da sanayiciye yard›mc› olmas› laz›m. ‹hracat yapabilmek için kurun yard›mc› olmas› gerekir. ‹novasyonu sa¤lad›k, IT’ye dayal› verimlilik art›fl›n› yapt›k. Ama kur hâlâ s›rt›m›zda bir yük gibi duruyorsa, dünya çap›nda üretici olarak büyü- memize engel teflkil eder. O zaman yat›r›mlar baflka yere kayar, o da bu ülkede istihdam› daralt›r. Boydak Holding’i izliyor musunuz? ‹ki sene önce, Bellona’n›n bayi toplant›s›nda bir konuflma yapm›flt›m. ‹kincisi Kültür Üniversitesi’nin düzenledi¤i “Aile fiirketlerinin Gelece¤i” kongresinde, benim yönetti¤im panelin konuflmac›lar›ndan biri Hac› Boydak’t›. Ben Hac› Boydak’› orada dinledim. Hatta söyledikleri üzerine yorumlar da yapt›m. Böyle bir ahbapl›¤›m›z, tan›fl›kl›¤›m›z oldu. Hac› Bey çok heyecanl›yd›; ben seyircilere döndüm dedim ki “‹flte Boydak’› götüren enerjinin kayna¤›n› gördünüz mü? Jeneratör burada”. Müthifl dinamik, müthifl enerji dolu, d›fla do¤ru elektrik ak›m› veren bir kiflili¤i vard›. Yaklafl›m› da çok olumluydu. ‹flin gerektirdi¤i bilimsel at›l›mlar› yapma konusunda, daha dünya çap›nda, modern bir kurum olma konusunda da kararl›yd›. Zaten epeyce mesafe kat ettiler, bunu sürdürme azimlerini de görmüfl ve memnun olmufltum. Bana da bir borcu var, Kayseri’ye gidece¤im ve past›rma ile mant› ikram edecek. Daha önce de “Ekodiyalog” program›n› yaparken Kayseri’ye gitmifltim. Cirolar› milyar dolar›n üzerine ç›kt›, 200 milyon dolar›n üzerinde ihracatlar› var. Üstelik zor mallarla yap›yorlar bu ihracat›. Bu sektörde 200 milyon dolar ihracat büyük baflar›d›r. Çok derinlemesine incelemifl de¤ilim ama rakamlar› beni son derece heyecanland›rd›; gurur duydum. 29 kas›m-aral›k Fikirden Ürüne Tasar›m önce bize Özellikle mobilya sektöründe, ürün ve hizmetlerin farkl›laflabilmesi yeni fikirlerle mümkün oluyor. Dünyadaki yeni trendlerle beslenen ‹stikbal tasar›mc›lar›, birikimlerini, bilgilerini, enerjilerini ve yarat›c›l›klar›n› yeni tasar›mlara dönüfltürmek için çal›fl›yorlar. ‹flte, bu uzun soluklu sürecin en son ürünlerinden biri de, yeni Design Your Life serisi içinde yer alan Vision kanepe. Vision... Rahatl›k ve fonksiyonelli¤in de, önce r verildi¤in a r a k te p dü¤ümüz cak konse ay› düflün m la r r› Haz›rlana a s ta n detayla çizgilerle, epte uygu s n o K karakalem . ik dird r› flekillen mobilyala . tart›flt›k günlerce nd›r›ld›¤› rine yap›la e z ü k lli e nksiyon detay›, bu hatl›k ve fo kadar her e in s Vision, ra e m ifl klar›n de¤ lad›k. rak tasar için, kolça ta tu e d n öz önü gerçe¤i g 1 ine sinen erkesin iç h ›, s a r n o üretimi s ildi. Deneme mine geç enin üreti p e n a k n Visio 3 30 kas›m-aral›k mutluluk vermeli Design Your Life'›n ana fikri, “evinizin tasar›m›n› siz yap›n”. Elbette Vision da, bu ana konseptin çerçevesinde ele al›nd› ve tasarland›. Vision'da rahatl›k ve fonksiyonelli¤in modern çizgileri hemen fark ediliyor. modern çizgisi Hayalimiz de hissett i¤imiz kan döktükten epeyi k⤠sonra ifl, ›da üretime g teknik de eçmeden tayland›rm önce a oldu. Bilg ayr›nt› üz isayarda erinde gü h er n lerce çal›fl tasar›mla t›k. Üç bo r› olufltur yu tlu duk. 2 Ve sonuç : Fonksiyo nelli¤in ku Vision, ev sursuz ta lerde yerin n›mland›¤ i almaya › göre fark b afllad›. M l› seçenek ekânlara le r d e ile evlerde kullan›lab ilen akses yeni kons uarlar› eptler olu dekorasyo flturan Vis nda de¤ifl io n , im yaratmak vazgeçilm isteyenler ezi olmaya in aday... 4 31 kas›m-aral›k Perakendecilik “Tüketici, tüm dekorasyon ürünlerini ayn› ma¤azada bulmak istiyor” Dünyan›n önemli trend analizcilerinden Marian Salzman ve Benetton için yapt›¤› reklamlarla bir efsaneye dönüflen Oliviero Toscani, bu y›l Perakende Günleri’nin konu¤u olacak. 29-30 Kas›m tarihlerinde gerçekleflecek organizasyonun düzenleyicisi Suat Soysal, mobilya perakendecili¤inde Boydak Holding’in öncü rolüne dikkat çekiyor erakende Günleri ile perakende sektörünü bir araya getiriyor ve önemli oturumlara ev sahipli¤i yap›yorsunuz. Bu y›lki programdan söz edebilir misiniz? Dolu dolu bir Perakende Günleri var bu y›l da. Dünyan›n en önemli trend analizcilerinden Marian Salzman konuflmac›lar›m›z aras›nda yer al›yor. Asl›nda yaflam›n yak›n gelecekte nas›l de¤iflece¤i ile ilgili bilgiler verirken, kat›l›mc›lara ifllerini gelifltirecekleri yönlere dair ipuçlar› sunacak. Dahi iletiflimci Oliviero Toscani kaç›r›lmamas› gereken “farkl›” bir sunumla sahnede olacak. Bu iki konuflmac›m›z›n yan› s›ra yarat›c›l›k ve yenilikçilikten marka olmaya, dünya perakendesinin gelifliminden ülkemiz perakendesinin baflar› öykülerine dek farkl› konularda, çok say›da konuflmac› kendi ufuklar›n› Pera- P 32 kas›m-aral›k kende Günleri kat›l›mc›lar›na açacak. Rakamlar›n konufluldu¤u bilgi paylafl›m› oturumlar›, sektör derneklerinin baflkanlar›n›n yer alaca¤› interaktif söylefli, promosyonlar, bas›na yans›malar›yla perakendede “s›n›f› geçen ve s›n›fta kalanlar”, görsel ma¤azac›l›kta önümüzdeki y›l›n uygulamalar›n› ele alan oturumlar›yla konferans, izleyicilere çok genifl bir yelpazeden sektöre bakma olana¤› sunacak. Perakende Fuar›’nda bir Çin stand› kuruluyor. Çinli yetkililer, iki gün boyunca Türkiye perakendecilerinin “Çin’de ifl yapmak” konusundaki sorular›n› yan›tlayacak. Büyük bir yenilik ve dünyan›n en h›zl› geliflen pazar›na girmeyi düflünen Türkiye’nin giriflimcileri için önemli bir f›rsat. Perakende Günleri, bilgi ve tart›flma platformlar›yla sektörün gücüne güç katacak, tan›flma ve yeni iflbirlikleri için ortam haz›rlayacak. Türkiye'de perakende sektörünün ekonomi içinde nas›l bir yeri var? Perakende sektörü Türkiye’nin en dinamik sektörleri aras›nda, hatta belki birinci s›rada. Geliflmenin boyutlar›n› görmek için son 20 y›la bakmam›z yeterli. Yabanc› markalar›n büyük bir bölümü ülkemizde var, uluslararas› perakendenin varl›¤›n› hissediyoruz. Bizim markalar›m›z 84 ayr› ülkede müflteri ile bulufluyor. 1990’larda tan›flt›¤›m›z al›flverifl merkezleri, bugün hayat›m›z›n vazgeçilmez bir parças›. Say›lar› yüzü aflt›, bir o kadar›n›n yap›m› sürüyor. Tahmini ifl hacmi 70 milyar dolar olarak aç›klanan bir sektörden söz ediyoruz. Emek yo¤un bir sektör ve ülkemiz için çok önemli bir istihdam yarat›yor. Örne¤in her aç›lan al›flverifl merkezi binin üzerinde kifliye ifl olana¤› sa¤l›yor. Perakendenin sa¤l›kl› büyümesi bu nedenle ekonomimiz aç›s›ndan çok büyük önem tafl›yor. Mobilya perakendecili¤ini bir bütün olarak düflünürsek, firmalar›m›z›n çal›flmalar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Türkiye’de mobilya perakendecili¤inin son y›llarda tüm dünyan›n ilgisini çeker bir flekilde büyüdü¤ünü görüyoruz. Ayr›ca bu büyümeye paralel olarak dikkat çekici bir flekilde organize oldu¤unu görmek de memnuniyetimizi art›r›yor. Üretim konusunda kendini kan›tlam›fl bir sektörün perakendecili¤e geçifl sürecindeki bu büyümeyi ayn› zamanda geleneksel yap›dan daha da öteye tafl›mas›, dünyadaki örnekleriyle yar›flabilen modern konseptlerle rekabet eder bir düzeye getirmesi ülkemiz için bir gurur kayna¤›. Bu ifli baflarmalar›n›n en önemli sebebi tüketici ihtiyaçlar›n› ve e¤ilimlerini çok iyi gözlemleyip bu do¤rultuda üretimi yönlendirmeleridir. Tüketici art›k vakitsizlik, büyük flehirlerin karmaflas› ve bunun gibi de¤iflik sebeplerle evini döflerken veya yenilerken tüm alternatifleri görebilece¤i, seçenekleri ayn› anda de¤erlendirebilece¤i ve dekorasyona yönelik her detay› bulabilece¤i büyük konseptteki ma¤azalar› tercih ediyor. Son y›llarda mobilya perakendecili¤i bu talebi göz önünde bulundurarak yeni ma¤azalar›n› bu ihtiyaca cevap verecek flekilde oluflturuyor. Müflteri ma¤azaya geldi¤i zaman art›k büyük “Büyük yat›r›mlarla oluflturulan marka imaj›n› reklamlarla ve tüm ma¤azalar›ndaki gerek görsel unsurlar gerekse müflteriye verilen hizmetle sa¤lamlaflt›rmak da çok önemli. ‹stikbal ve Bellona için baflar›n›n anahtar› burada” eflyas›ndan aksesuarlar›na kadar yaflam tarz›na yönelik tüm ihtiyaçlar› buluyor ve modern yaflamda herkesin en önemli eksi¤i olan “zaman”› verimli kullanman›n keyfini yafl›yor. Boydak Holding'in mobilya alan›ndaki sat›fl, pazarlama ve ma¤azalaflma çal›flmalar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Boydak 2004 y›l›nda, perakende sektörünün prestijli ödülü olan Perakende Günefli Ödülü’nü “Perakendeye Katk›“ alan›nda ald›. Gerekçesi, da¤›n›k mobilya ma¤azalar›n›n bulundu¤u ülkemizde ça¤dafl ma¤azac›l›¤a geçifl konusundaki öncü rolü idi. Boydak Holding y›llard›r elde etti¤i deneyimleriyle dünya çap›nda üretim yapan bir firma. Biliyoruz ki mobilya üretimindeki baflar›s›n›n en önemli nedenlerinden biri kaliteyi sürekli k›lmak ad›na mobilyada kullan›lan kumafl, sün- ger gibi birçok önemli materyali de kendisinin üretmesidir. Ülkemizdeki mobilya perakendecili¤ine bakt›¤›m›zda ise bulundu¤u pazarda farkl› konseptlerde oluflturdu¤u ‹stikbal ve Bellona markalar›n›n giderek büyüdü¤ünü, kendi sektöründe lider konumunda oldu¤unu görüyoruz. Tüketicinin nabz›n› tutabilmek, ihtiyaçlar› do¤ru tespit edip buna yönelik ürün kategorileri oluflturmak ve kaliteyi hiçbir zaman göz ard› etmeden üretimi bu flekilde yönlendirmek gerekiyor. Ayr›ca sat›fl›n baflar›s›n› tamamlay›c› unsur, sat›fl sonras› hizmetlerdir. Sat›fl sonras› verilen hizmetin müflteri memnuniyetini oluflturmadaki etkisini kullanmalar› da bu alandaki baflar›lar›n› güçlendiren en önemli etkenlerden bir di¤eri. Büyük yat›r›mlarla oluflturulan marka imaj›n› reklamlarla ve tüm ma¤azalar›ndaki gerek görsel unsurlar gerekse müflteriye verilen hizmetle sa¤lamlaflt›rmak da çok önemli. ‹stikbal ve Bellona için baflar›n›n anahtar› burada. Markay› müflteri gözünde her zaman ön planda tutmak, sadece ürünün kalitesiyle mümkün olmuyor. ‹nsan unsuru da çok önemli. Markaya yap›lan yat›r›m›, her noktada ayn› kalitede hizmeti sa¤lamak için insana, onlar›n e¤itimine de yaparak kuvvetlendirmifl oluyorlar. Geçti¤imiz y›l boyunca yurt çap›ndaki ‹stikbal ve Bellona ma¤azalar›n›n bölge müdürlerinden bayi sahiplerine, sat›fl kadrosundan montörlerine kadar bölge bölge yapt›¤›m›z e¤itimler bunun en önemli göstergesi. Bu e¤itimlerle, tüm noktalardaki ma¤azalar›n çal›flanlar›n›n markan›n flemsiyesi alt›nda bütünleflmeleri, ma¤aza görselli¤inden müflteri odakl› sat›fla kadar hizmetin tüm aflamalar›nda güçlenmelerinin sa¤land›¤›na inan›yoruz. 33 kas›m-aral›k S›n›r Ötesi “Hoflgörü ülkesi” ALMANYA Almanya, göçmen politikas›yla küllerinden yeniden do¤arak dünyan›n en güçlü ekonomilerinden biri olmay› baflard›. Dünya Kupas› s›ras›nda, tarihinden gelen olumsuz alg›y› de¤ifltirmeye çal›flt› ve “hoflgörü ülkesi” oldu¤u mesaj›n› verdi Yaz›: Bilal Turhal ALMANYA Baflkent: Berlin Nüfus: 83.029.536 Nüfus art›fl h›z›: Yüzde 0.27 Bebek ölüm oran›: Binde 4.71 Ortalama ömür: 77.61 y›l Okuryazarl›k oran›: Yüzde 99 GSMH: 1.936 trilyon dolar Kifli bafl›na düflen milli gelir: 23 bin 400 dolar Büyüme h›z›: Yüzde 3 Enflasyon oran›: Yüzde 2 Para birimi: Avro (Euro) S on elli y›l içinde gerçekleflen teknoloji devrimine imza atan Almanlar, Mercedes, Audi, BMW gibi otomobil markalar›n›n yan› s›ra ülkemizde de s›kça kullan›lan Bosch, Telefunken, Siemens gibi elektronik ürünlerine var›ncaya kadar dünyaca ünlü markalar›yla ma¤rur bir durufl kazand›lar. Berlin Duvar› sembol oldu ‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda Hitler’in diktatörlü¤ünün yerine modern, insan haklar›na sayg›l›, demokratik ve sosyal güvenlik sistemi ile her bir vatandafl›n› flemsiyesi alt›na alan, güçlü bir devlet kuruldu. Berlin Duvar›’n›n y›k›lmas› özgürlüklerin önündeki son engeli de kald›rm›fl oldu. Eski Do¤u Bloku ülkelerine bu tarihten sonra özgürlük ve demokrasi dalgas›n›n yay›lmas› Berlin Duvar›’n› bir sembol haline getirdi. Baflbakan: Angela Merkel ‹flsizlik: Yüzde 9.9 Özgürlük bafl tac› yap›ld› Birleflmeden sonra ilk kez Dünya Kupas›’na ev sahipli¤i yapan Almanya bu f›rsat› çok iyi de¤erlendirdi. Özgürlük bafl tac› yap›larak yeni bir imaj için çal›flmalara baflland›. Amaç Almanya’yla özdeflleflen Hitler ve onun ›rkç› uygulamalar›n›n art›k bu ülkede bir daha geri gelmemek üzere reddedildi¤inin gösterilmesi idi. Yeni bir imaj yaratmaya çal›flan Almanya ade- 34 kas›m-aral›k ta bu kupa için seferberlik ilan etti. ‹ki y›l öncesinden bafllayan haz›rl›klarda ana amaç, her konu¤un bu organizasyondan memnun ayr›lmas›n› sa¤layarak art›k Almanya’n›n geçmifliyle de¤il yeni imaj›yla an›lmas›n› sa¤lamakt›. Hitler sonras› milliyetçi söylemlere uzak duran Almanlar, ilk kez bu dünya kupas›nda bayraklar›yla bar›flt›lar. Ülkede Alman bayra¤› sat›fl› artt›. Kazan›lan maçlardan sonra onlar da di¤er milletler gibi zafer turlar› atmaya bafllad›lar. Dünya, dostlar›n› ziyaret ediyor Dünyan›n dört yan›ndan dört milyona yak›n turisti a¤›rlayan Almanya, “Dünya, dostlar›n› ziyaret ediyor” slogan›yla dostluk vurgusu yapt›. Gelen konuklara “Almanya’y› Sevmeniz ‹çin 250 Neden” adl› bir kitapç›k da¤›t›ld›. Bu nedenler aras›nda bafl› çekenler flunlard›: 13. yüzy›ldan bu yana tam 1500 çeflidi keflfedilen sosisler, Alsatian ve Dachshund cinsi köpekler, 'her derde deva Aspirin, Persil çamafl›r deterjan›, Artur Fischer'in 1948 tarihli icad› olan ilk plastik dübel. Almanya'y› sevdiren ünlü flahsiyetler listesinde ise “Panzerlerin ‹mparatoru” Franz Beckenbauer ile podyumun unutulmaz güzelleri Claudia Schiffer ve Heidi Klum yer al›yordu. Alman flirketleri Dünya Kupas› organizas- Art›k sahiplerinin istemedi¤i eflek, köpek, kedi ve horoz bir araya gelerek Bremen M›z›kac›lar›’n› oluflturmufllar. Bu masal› simgeleyen küçük bir heykel Bremen flehir merkezinde yer al›yor. Dünya Kupas› organizasyonunu, büyük bir baflar›yla “yeni Almanya”y› dünyaya anlatman›n platformu haline getiren Almanlar, kupa s›ras›nda ulusal kimlikleri üzerine de tart›flmalar yapt›lar. Parlamento binas› 12. yüzy›la uzanan bir tarihe sahip olan Hamburg, 18. yüzy›l ortalar›ndan itibaren önemli bir liman flehri haline geldi. yonlar›ndan 10 milyar Euro’ya yak›n para kazand›. “So¤uk Alman” alg›s›na karfl› hoflgörü vurgusu Dünya Kupas›'nda Alman halkla iliflkiler flirketlerinin belirledi¤i sloganlardan biri de “Arkadafl Edinme Zaman›'' oldu. Böylece Almanya, Dünya Kupas›’n› ak›llara kaz›nm›fl klifle kimliklerinden ar›nmak için kulland›. Almanlar›n genel olarak disiplinli, dakik ve esprisiz tan›mlanmalar›na inat, daha yumuflak, hoflgörülü ve yarat›c› kimlikleri ulusal nitelikler olarak öne ç›kar›ld›. Pek çok halkla iliflkiler flirketi ayn› anda bir ulusu yeniden markaland›rmaya u¤raflt›. Nürnberg’de “Alman Nedir?'' sorusuna yan›t arayan ve hasret, anavatan, kader temalar› çevresinde dönen sergiler aç›ld›. Bunun ötesinde Almanya’da turist olman›n asl›nda son derece e¤lenceli olabilece¤ini göster- 1989 y›l›nda y›k›lan Berlin Duvar›’n›n kal›nt›lar› üzerine yap›lan resimler, sürekli güncellenen bir aç›k hava müzesi yarat›yor. mek için halka aç›k gösteriler düzenlendi. Tüm bu çabalar›n dünyan›n Almanlara bak›fl›n› de¤ifltirip de¤ifltirmedi¤i ise henüz tart›fl›l›yor. ‹fl, afl, refah ve sosyal adaletle ün yapt› Almanya, ekonomi ve evrensel insan haklar› alan›nda kaydetti¤i ilerlemeleri Avrupa Birli¤i projesini gelifltirerek tüm Avrupa’ya yaymay› hedefledi. AB’nin kurucu ülkelerinden biri olan Almanya bu u¤urda çok gururland›¤› para birimi Mark’› bir daha ç›karmamak üzere mezara gömdü. Almanya’n›n ad› uzun y›llar akla ifl, afl, refah, sosyal adalet, huzur, güven, hoflgörü, istikbal vaat eden Bat› Almanya ile an›ld›. Ancak Almanya için terslikler, Do¤u Almanya ile birleflme ve AB’nin genifllemesiyle birbiri ard›na gelmeye bafllad›. Ülkedeki iflsizlerin say›s› rekor seviyeye ç›kt›. Alman ekonomisi durgunlu¤a girdi. Napolyon, Brandenburg Kap›s› üzerindeki Quadriga’y› (yan yana koflulmufl dört at›n çekti¤i antik ça¤ arabas›) 1806'da söküp Paris'e götürmüfl. 1814'teki Ba¤›ms›zl›k Savafllar›'yla ise heykel eski yerine yeniden gelmifl. fiehrin simgesi Brandenburg Kap›s›, eski Do¤u Almanya ile Bat› Almanya’y› ay›ran s›n›rda yer al›yordu. fiu anda ise Berlin’in iki yakas›n› birlefltiren bir meydan. Dört milyon Türk için ikinci vatan Günümüzde say›lar› dört milyona ulaflan Türkler, 1960’lardan itibaren bu süper devletin kurulmas›nda görev almak üzere Almanya’ya gitmeye bafllad›. Önceleri “ac› vatan” dendi. Birçoklar› para kazand›ktan sonra Türkiye’ye dönecekti. Ancak ilk gidenlerin çocuklar› ve çocuklar›n›n çocuklar› yani ikinci ve üçüncü kuflak Türkler, Almanya’y› “ikinci vatan” yapt›. Hoflgörü ülkesi onlara da ba¤r›n› açt›. Almanya’daki “gurbetçi Türkler” tabiri yerini Türk kökenli Alman vatandafllar›na b›rakt›. Böylece entegrasyon gerçekleflti. Almanya, Türkiye için tarihteki iliflkilerin yan› s›ra orda yaflayan Türkler sayesinde çok özel bir yere oturdu. Avrupa Birli¤i müzakere sürecinin bafllamas›yla Almanya’n›n Türkiye için önemi daha da artt›. 35 kas›m-aral›k S›n›r Ötesi Alfa Möbel ve Almanya mobilya sektörü Alfa Möbel, 2002 y›l›nda sat›n al›nan Bochum’daki yeni yerinde baflta Almanya olmak üzere Hollanda, Avusturya ve Lüksemburg’la ticaret yap›yor. fiirketin Genel Müdürü Metin Aytulun, “Biz Bize”ye Alfa Möbel’i yazd› 1997 Uluslararas› Köln Mobilya Fuar› (IMM) sonras›, Boydak Holding yönetimi Almanya’da bir partnerle çal›flmak yerine kendi firmas›n› kurma karar› ald›. 1997’de flirketin genel müdürlü¤üne getirildi¤imde hayalim ‹stikbal’in alt markas› olan Bellona koleksiyonunu kullanmak ve flu anda Alfa Möbel Vertriebs GmbH olan flirketi de Bellona Koleksiyon olarak adland›rmakt›. fiirketin yöneticileri bana Alfa, Beta, Gamma seçeneklerini sundular. Böylece Alfa Möbel, 1997’de Kuzey Ren Westfalya eyaletinin 600 bin nüfuslu ve mobilya sektörünün konufllanm›fl oldu¤u Dortmund’da kuruldu. Hayalimiz hep dolaflt›¤›m›z ma¤azalarda kendi mamullerimizi görmekti. Say›n Mustafa Boydak Amca’n›n “Makineler› almak için d›flar›ya para veriyoruz. fiimdi bu makinelerde ürettiklerimizi d›flar›ya sat›p o paralar› bu ülkeye geri getireceksiniz” sözünü hiç unutmadan, umutla yola ç›kt›k. Koleksiyonlar›m›z› ma¤azalara yerlefltirdik. Ticaretimiz bafllang›çta az ma¤azal› zincirlere ve kanepe a¤›rl›kl› idi. Alfa, müflteri portföyüne yenilerini katarak her geçen gün cirosunu art›rmaya bafllad›. Kanepe koleksiyonuna oturma gruplar›n› da ekleyerek Almanya’da ekose olarak adland›r›lan kumafllar› moda oldu. Ma¤azalara girildi¤inde mamuller, di¤er firmalar›n mamullerinden ayr›fl›yor ve dikkat çekiyordu. Müflterilerin, ürünlere ilgisi ticaretimizi gelifltiyordu ve ülkeye döviz girdisi sa¤lamaya bafllad›k. A 36 kas›m-aral›k Dortmund’da bafllayan bu öykü 2000’li y›llarda Türkiye’de oluflan ekonomik krize ra¤men büyük ivme kazand›. fiirketimiz kriz nedeniyle depolama yapma zorunda kald› ve Lojistik destek kamyonla sa¤lanamad›¤› için konteyner tafl›mac›l›¤›na yöneldik. 2001 y›l›nda Türkiye’deki krize ra¤men, üst yönetim 24 bin metrekare üzerine yap›lm›fl 6 bin 800 metrekare net alan› olan, 13 metre yüksekli¤inde ve dar alan forklifti ile çal›flan depo sat›n alm›fl ve 2001’den itibaren o bölgenin müflterilerine servis vermeye bafllam›fl ve büyümesine ivme kazand›rm›flt›r. Özellikle koleksiyonunda etnik kökenli kalmay›p tüm ülke ve bölge insan›na hitap etmeyi sa¤layarak Avusturya, ‹sviçre ve Hollanda’ya sat›fllar yapmaktad›r. Alfa, Boydak D›fl Ticaret firmas›n›n oluflumuna öncü olmufl, kazand›¤› tecrübe ile hem imalat› hem de d›fl ticareti yönlendirmifltir. Kayseri ç›k›fll› ihracat›n geliflmesine destek olmufltur. Alfa, bölgesel fuarlar arac›l›¤›yla uluslararas› ticaretlerini gerçeklefltirmektedir. Yurtd›fl› çal›flmalarda tasar›mda evrensellik ilkelerini de göz önünde bulundurmufl, ayr›ca bölge için özel imalatlar da yapm›flt›r. Müflteri, ‹stikbal’i tan›r ve arar hale gelmifltir. fiyat ve üretim gerilemektedir. Ayr›ca yüksek ithalat (fiyat endeksli al›mlar) da üretimde gerilemeye neden olmaktad›r. Almanya, yumuflak mobilya ithalat›n›n yar›s›n› Polonya’dan gerçeklefltiriyor. Y›l›n birinci döneminde Polonya’dan ithal edilen mobilya miktar›, 15 y›ld›r birinci s›rada olan ‹talya’y› geride s›rakt›. ‹ç pazardaki daralmadan dolay› Alman yumuflak mobilya üreticileri, üretimlerinin büyük bölümünü ihraç etmek üzere aray›fla girdi. Almanya a¤›rl›kl› olarak komflu ülkelere ihracat yapmaktad›r. Almanya’da mobilya sektörü bir de¤iflim içindedir. Yeni çizgiler, yeni düflünceler tüketici tutumlar›n› etkilemektedir. Mamul sergilemenin daha etkili ve Almanya’da mobilya sektörü Almanya’n›n mobilya sektöründe mutfaktan sonra ciro olarak ikinci s›rada gelen, oturma grubu (yumuflak mobilya) üretimidir. ‹ç pazardaki daralma nedeniyle Almanya’da yumuflak mobilyada Alfa Möbel Genel Müdürü Metin Aytulun (ortada) uyumlu hale getirilmesi, hem mamul ve hem de pazarlama aç›s›ndan önem arz etmektedir. De¤iflik büyüklüklerdeki mega trend ma¤azalar›n, perakende mobilya pazar›nda etkili hale gelmesi, klasik pobilya pazarlamas›n›n pazar pay› kaybetti¤ini göstermektedir. De¤iflimden en çok pay›n› alan yumuflak mobilya, genç mobilya, servissiz mobilya ticareti yapan firmalar yeni trendlerden yararlanmaktad›r. Almanya mobilya pazar› 2005 y›l›nda 0.5’lik bir gerileme kaydetti. 29.5 milyar euro’luk mobilya pazar›nda, konsept mobilyac›lar›n büyüme kaydetti¤i gözlenmektedir. Kooperasyon halinde çal›flan mobilyac›lar (konsept mobilyac›lar) yüzde 1.5 büyüme yaflam›fllard›r. Pozitif olarak geliflen kooperasyon yapan flirketlerin (al›m birlikleri) mobilya ve mutfak ticaretinin yükselmesi, al›m birli¤ine üye olmayan ba¤›ms›z firmalar›n yüzde 6’l›k ciro kaybetmesine yol açm›flt›r. D›fl ticaret, mobilyada büyüme motoru görevi yapmaktad›r. Mobilya üreten 1159 sanayi flirketinde tahminen 123 bin 600 kifliye istihdam sa¤lanmaktad›r. Bu pozitif say›lar, iç pazardaki gerilemeye karfl›n d›fl ticaret nedeniyle oluflmaktad›r. Almanya Mobilya Birli¤i (VDM) geçen y›l›n ilk dokuz ay›nda mobilya üretim cirosunda yüzde 1.8’lik bir büyüme oldu¤unu aç›klam›flt›r. Bu da 2005’in, son yedi y›l›n en iyi rakamlar›yla kapanmas›n› sa¤lam›flt›r. Almanya’da üretilen her üç mobilyadan biri ülke d›fl›na sat›lmaktad›r. Almanya, mobilya üretiminin yüzde 32.5’ini yurtd›fl›na satmaktad›r. ‹hracatta yüzde 6.7 ile yumuflak mobilya birinci s›radad›r. Ayr›ca yüzde 5’lik bir art›fl gerçeklefltirmifltir. Modüler mobilyada ise yüzde 2.2’lik bir gerileme görülmektedir. Tüm mobilya ticaretinin yüzde 63.6’l›k k›sm› Avrupa Toplulu¤u ülkelerinedir. Do¤u Avrupa ile ticaretler toplam ticaretin yüzde 12’si, Asya ile yüzde 4.9’u Kuzey Amerika’yla ise yüzde 4.7’si civar›ndad›r. Mobilya ma¤azalar› 2005 y›l›nda yüzde 4.3’lük bir büyüme ile toplam 4 milyor 553 bin 500 metrekarelik bir sergi ve sat›fl alan›na yükselmifltir. Almanya’da ev konsept fleklinde çal›flan büyük ma¤aza say›s› 135’e ç›km›flt›r ve en az sat›fl alan› 25 bin metrekaredir. ‹stikbal High Point’te Sunset, ABD’deki High Point fuar›nda ‹stikbal ve Bellona ürünlerini sergiledi. Boydak Holding yetkilileri de fuarda incelemelerde bulundu. Sunset International Inc., Bellona ve ‹stikbal markalarıyla High Point'e katıldı. Fuarda yeni ürünler, Amerikan mobilya perakendecileriyle paylafl›ld›. 15- 21 Ekim tarihleri arasında gerçekleflen High Point Sonbahar 2006'yı, Boydak Holding Yönetim Kurulu üyeleri Memduh Boydak ve Bekir Boydak, ‹stikbal, Bellona ve Mondi Pazarlama Koordinatörü Bilal Uyanık, ayrıca üretim müdürleri ile Boydak Dıfl Ticaret Pazarlama Müdür Vekili ‹lyas Boydak da ziyaret etti. Ziyaretin amac› High Point fuarını ve Boydak ürünlerinin A.B.D. piyasas›na uygun olup olmadı¤ını de¤erlendirmekti. High Point, Türkiye'deki ‹negöl bölgesi gibi, bir üretim bölgesindeki mobilya showroom'larından oluflan bir ka- saba. Yıllık olarak kiralanabilen showroom'larda ürünler yıl boyunca sergileniyor. Fuar yılda iki defa yapıl›yor ve Amerika'daki en önemli mobilya etkinli¤i konumunda. 188 binadan oluflan fuar, yaklaflık 1.2 milyon metrekare kapalı alana sahip. 2500 katılımcının yer aldı¤ı fuar 70 bin kifli tarafından ziyaret ediliyor. Ziyaretçilerin yüzde 10'u ABD dıflındaki ülkelerden geliyor. Uzakdo¤u malları a¤ırlıklı fuarda, mobilya haricindeki aksesuarlar da sergileniyor. Fuarın gezildi¤i kısa süre zarfında, Sunset'in standının bulundu¤u Plaza Suites ve IHFC'deki katlar (ana bina), ardından Amerika'daki en büyük panel mobilya üreticisi olan Sauder'in standı gezildi. 37 kas›m-aral›k S›n›r Ötesi Çin teknolojisi Kayseri vizyonuyla birleflti Kayserili iki oyuncak firmas›, Çinli üreticilere siparifl edilen “Yaylalar” türküsünü söyleyen asker bebekler ve dua eden bebekleriyle büyük ilgi görüyor eçti¤imiz Eylül ay›nda New York’ta düzenlenen World Business Forum”a kat›lan Prof. Dr. Acar Baltafl, forumda bir konuflma yapan Japon düflünür Kenichi Ohmae’nin Çin konusundaki çarp›c› düflüncelerini flöyle özetliyor: “Dünya Çin’i içsellefltirdi.” Peki bu içsellefltirme nas›l oldu? Düflük maliyetle üretim, tüm dünyada üretimin Çin’e kayd›r›lmas›na yol açt›. Geçti¤imiz y›llarda Konya’da Çin yap›m› Mevlana heykelciklerinin turistler taraf›ndan daha çok tercih edildi¤i gazete haberlerine konu olmufltu. Çinliler buna benzer pek çok alanda kendilerine iletilen sipariflleri hem düzgün, hem de çok ucuza imal ediyorlar. Böyle olunca, imalatç› firmalar, ithalatç› olunca daha kârl› olabileceklerini fark ediyorlar. Kayserili iki oyuncak firmas›n›n Çin’le olan iliflkisi, dünyan›n Çin’i içsellefltirme biçiminin bir prototipini sunuyor. G Dua eden bebekler “Allah›m annemi, babam› ve tüm ailemizi birbirimize ba¤›flla. Sa¤l›kl›, huzurlu, mutlu ve uzun ömürler ver. Yurdumda ve dünyada tüm insanlar sevgi ve bar›fl içinde yaflas›n. Amin.” Bu sözleri söyleyen oyuncak bebek Çin’de üretildi. Daha önce üretilen asker bebekler ise “Yaylalar” türküsünü söylüyordu. Kayseri zekâs› Çin oyuncak sektörü ile birleflince ortaya hem bu yarat›c› ve sevimli bebekler, hem de kârl› bir sektör ç›kt›. Oyuncak bebeklerin ithalat›n› yapan Kayserili Özayd›n ‹thalat firmas›n›n sahiplerinden Mustafa Özayd›n, daha önce ima38 kas›m-aral›k latç› olarak çal›flt›klar›n› ama Çin’in ucuzlu¤u ile rekabet etmenin mümkün olmad›¤›n› söylüyor. Ancak, bir marka yaratarak rekabet avantaj› elde edebileceklerini belirten Özayd›n, Kukla Toyz ad›yla ma¤azalaflmaya bafllad›klar›n› belirtiyor ve flu anda iki olan ma¤aza say›lar›n›, Nevflehir, Ni¤de, Sivas gibi flehirlerde flube açarak art›rmay› amaçlad›klar›n› söylüyor. Bu arada, Uzakdo¤u’dan edinilen tecrübeyle yeniden imalatç›l›¤a bafllamak üzere bir oyuncak fabrikas› kurmay› da hedefliyorlar. Özayd›n ‹thalat, 3500 adet dua eden bebek satm›fl. Avrupa’daki fuarlarda ‹ngilizce dua eden bebekler gördüklerini söyleyen Özayd›n, “Biz de Müslüman bir ülke olarak böyle bir ürünü yapabilece¤imizi düflündük ve çok güzel oldu” diyor. Daha önce arabalarda gördü¤ümüz “kafa sallayan köpek” oyuncaklar›n› da Türkiye’ye getiren firma, okul öncesi e¤itim gereçleri de yap›yor. Bir di¤er Kayseri firmas› olan Ankaral›o¤lu oyuncak da Çin ve Uzakdo¤u’dan ithal edilen oyuncaklar›n Kayseri’de da¤›t›m›n› yap›yor. fiirketin Yönetim Kurulu Baflkan› Naci Ankaral› “Ramazan ay› içinde bir hayli dua eden bebek sat›fl› gerçeklefltirdik. fiu anda ise en popüler oyunca¤›m›z ‘Yaylalar’ türküsünü söyleyen asker bebekler” diyor. “Uyuyan dev” Çin uyan›yor 12-13 Eylül tarihlerinde New York’taki World Business Forum’a kat›lan Acar Baltafl, Japon düflünür Kenichi Ohmae’nin Çin’le ilgili önemli de¤erlendirmelerini flöyle aktar›yor: • Çin dünyay› temel kaynak olarak kuflatt›. • Çin, 2000’de en çok ihraç eden ülke s›ralamas›nda yedinci iken 2004 y›l›nda üçücü s›raya yükseldi. 2000 y›l›nda en çok ithalat yapan ülke s›ralamas›nda sekizinci olan Çin, 2004’te üçüncü s›rada. Global ekonominin anahtar özelli¤i “karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k” ilkesine uygun bir tablo ortaya koyuyor. • Dünya, GSMH s›ralamas›nda 1990 y›l›nda 0.4 trilyon dolar ile onuncu s›rada olan Çin, 2005 y›l›nda 2.3 dolarla 4. s›rada. • Çin’in baflar›s› Hindistan, Brezilya, Vietnam, Türkiye gibi “uyuyan devler”i de tetikledi. Kaynak: Akflam Brunch eki, 8 Ekim Pazar 2006 Bizi Güldürenler Y›llar geçiyor, nesiller, al›flkanl›klar de¤ifliyor; ama o hep star. Üstelik de star olman›n ve kalman›n çok zor oldu¤u tiyatro sahnesinin star›. Bunda, kendisini çok özel bir marka gibi sürekli yenilemesinin pay› çok büyük Ali Poyrazo¤lu O HEP STAR 40 kas›m-aral›k inema, televizyon, tiyatro çal›flmalar›, kitaplar›, köfle yaz›lar› ile hayat›m›za girmifl sanatç› Ali Poyrazo¤lu, bu sene tiyatrosunun kuruluflunun 35. y›l›n› kutlamaya haz›rlan›yor. Son oyunu “Ben Eskiden Küçüktüm”de tiyatro ve sahne an›lar›n›, palyaçolar›n, akrobatlar›n süsledi¤i tatl› bir hayal dünyas›n›n içinden anlatan Ali Poyrazo¤lu, tiyatroya befl yafl›nda iken “masa alt› sahnesi” ile bafllam›fl. Oyunda da anlatt›¤› bire bir gerçek: Kü- S çük Ali Poyrazo¤lu, Fatsa’da ev ev geziyor; masalara bir k›rm›z› örtüyü perde niyetine yerlefltiriyor; masan›n alt›nda kukla oynatarak ilk gösterilerini yap›yor. O günlerden bugüne sahne ve insan sevgisi hiç tükenmeyen Ali Poyrazo¤lu, babas›n›n eczanesinde ç›rak olarak da çal›flt›¤› bu y›llarda oyunculu¤a tutulmufl. Daha sonraki y›llarda kukla tiyatrosu üzerine çok önemli çal›flmalar yapmas›nda, o çocukluk an›lar›nda onunla sahnesini paylaflan ilk kuklas›n›n muhakkak çok büyük etkisi var. Konservatuar›n tiyatro bölümünü bitirdikten sonra, ‹ngiltere ve Fransa’da da tiyatro e¤itimi alan Poyrazo¤lu, 1998 y›l›nda Broadway’de sergilenen “Pera Palas” adl› yap›mda da baflrollerden birini oynad›. 1972 y›l›nda kendi tiyatrosunu kuran Ali Poyrazo¤lu, “masa alt› tiyatrosu”nu hat›rlatarak “Asl›nda befl yafl›nda patron olarak bafllad›m tiyatroya” diyor. Tiyatro dünyam›z› yapt›¤› oyun çevirileriyle de zenginlefltiren Ali Poyrazo¤lu’nun “Ödünç 41 kas›m-aral›k Bizi Güldürenler Yaflamlar” adl› bir kitab› bulunuyor. Bask›ya haz›rlanan an›lar› da yak›nda okuyucuyla buluflacak. Kendisiyle yapt›¤›m›z söyleflide, onun çok bilinmeyen bir yan›n› öne ç›kard›k. Ali Poyrazo¤lu, tiyatro sanat›n›n sundu¤u insan› tan›ma, rahat ve do¤ru iletiflim kurma özelliklerini, çok uzun y›llard›r pek çok kurumun çal›flanlar›yla paylafl›yor. Zaman zaman küçük birer gösteri halini alan bu sohbetlerde, yetene¤ini insanlar›n ifline yarayacak her alanda kullanmaya çal›flarak yaflam› estetize eden bir sanatç›n›n gönlünün geniflli¤ini de görmek mümkün. Ali Bey, hep star kalmay› nas›l baflar›yorsunuz? Star olmak, tatl› bir fley. Edepli, onurlu bir flekilde çal›flarak, kendini yenileyerek starl›¤›n› sürdürebiliyorsa insan niye star kalmak istemesin ki... Her insan ya da her marka uzun süre zirvede olmak ister. Onun için u¤rafl›r. Onun için kendini yeniler, farkl› bak›fllara sahip olmak ister. Farkl› iliflkiler kurmak ister ve dünyay› yeni bafltan yorumlamak insan› genç tutar, heyecan içinde tutar. Ben de hep anlamaya çal›flt›¤›m için, okudu¤um için, çal›flt›¤›m, ayd›nland›¤›m için, kendimi farkl› dallarda s›nad›¤›m için hep yerimi korudum. O kadar birbirinden farkl› alanlarda çal›fl›yorum ki... Gazetede köfle yazarl›¤› yap›yorum 15 y›ld›r. Hürriyet’e seyahat yaz›lar› yazd›m daha önce, 10 y›ld›r da Sabah gazetesinde yaz›yorum. Çeviriler yap›yorum, kitap yaz›yorum, ders veriyorum. Tiyatro as›l iflim ama onun d›fl›nda da pek çok konuyla ilgiliyim. Siz, kurumlarla e¤itim çal›flmalar› da yap›yorsunuz. Bunlar hakk›nda biraz bilgi verir misiniz? Geçen y›l 17 üniversitede Turkcell için “bilgi yönetimi” üzerine seminer yapt›m. Birçok büyük flirketi e¤itiyorum. Ben biliyorsunuz, ecza sektöründen geliyorum. Babam eczac›yd› ve bizim ilaç ifllerimiz vard›. ‹fladam›yd›m da ayn› zamanda. Onun getirdi¤i bir bilgi ve yak›nl›kla birçok ilaç flirketiyle çal›fl›yorum. Pek çok kurumla e¤itim ortakl›¤› iliflkilerim var. ‹nsan kaynaklar›, marka derinli¤i yaratma, müflteri iliflkileri; tüm bu 42 kas›m-aral›k konularda da çal›flmalar yap›yorum. Müflteri memnuniyetinin ça¤›m›zda de¤iflen yeni flekilleri üzerine, kurumsal kültürün yenilenmesi üzerine düflünüyor, çal›fl›yor ve bunlar› kurum çal›flanlar›na anlat›yorum. Bunlar› benden dinlemelerinin daha özümseyici bir etkisi oluyor. E¤lenerek, sürece kat›larak bir ö¤renme gerçekleflmifl oluyor. Ben bu e¤itimleri, ciddi biçimde çal›fl›lm›fl stand-up’lar fleklinde yap›yorum. E¤lendirici bir biçimde anlat›yorum. Farkl› yöntemler kullan›yorum her çal›flmamda. Nas›l ki her oyunda farkl› bir biçim aray›fl›na girip seyirciyle iliflkimizi taze tutmaya çal›fl›yorsak, bu flirketlerle çal›flmalar›mda her seferinde farkl› bir sunum yap›yorum. Ben bu konular üzerine çok düflündü¤üm, bir tiyatro sahibi olarak her zaman seyirci ile iliflki içinde oldu¤um için de flirketlere anlatt›¤›m konular hakk›nda deneyimliyim. Ben hep farkl›l›k arad›¤›m, seyircinin ilgisini hep taze tutacak aray›fllar içinde oldu¤um için seyirci s›k›nt›s› çekmeyen bir tiyatro olduk biz. Son y›llarda oynad›¤›m›z “Eski Çamlar Bardak Oldu” çok ayr› bir tarzd›, “Kobay” bambaflkayd›, “Havada Bulut” çok de¤iflik bir oyundu; son oynad›¤›m›z “Ben Eskiden Küçüktüm” baflbaflka bir oyun, yeni bir dil aray›fl›. Ama tüm bunlara karfl›n benim ana iflim tiyatrodur. Her iflten vazgeçerim, tiyatrodan vazgeçmem. Mizah›m›zda neler de¤ifliyor sizce? Hiçbir fley ayn› kalmaz. Dünyada de¤iflmeyen tek fley de¤iflimdir. Hepimiz ve her olgu her gün de¤ifliyor. Mizah da de¤iflerek ileriye do¤ru gidiyor. Farkl› aray›fllarla, yeni elefltiri, yeni derine göz atma biçimleriyle gelifliyor. Sonuçta tabii o ipin üzerinde bir dengede durmak gerekir. Bir ip cambaz› gibi afla¤›ya düflmeden dengeyi tutturmak gerekir. Mizah çok tehlikeli bir ifltir. Bir ip cambazl›¤› iflidir. Hep dengede durmal›s›n. Güldürürken e¤itmek, ak›l ve kahkaha, göz yafl› ve hüzünle sevinç; tüm bunlar› bu sopan›n ucundaki a¤›rl›klar olarak düflünürsek, bazan bir taraf a¤›r basar, bazen di¤eri. Mizah tehlikeli, ciddi bir ip cambazl›¤›d›r. Dengeyi tutturamazsan afla¤›ya düflersin, kafan gözün yar›l›r, rezil olursun. Tiyatroyla yetinmemeniz, deneyimlerinizi olabildi¤ince farkl› alanlara da aktarmak istemeniz, hayat› estetize etme iste¤inizin bir sonucu olarak görülebilir mi? Çok güzel ve anlaml› bir soru. Çok teflekkür ederim. Elbette öyle... Sanat›n, estetik de¤erlerin, felsefenin, ayd›nl›k, ça¤dafl dünya görüflünün, davran›fl biçimlerinin farkl› alanlarda da bana yol gösterici olabilece¤ini, önümü ayd›nlat›c› olabilece¤ini düflündü¤üm için bu kadar çok alanda çal›fl›yorum. Radyoculuk yap›yorum, televizyonda bir yar›flma program› yap›yorum “Ali Poyrazo¤lu ile Ne Haber?” diye. Oyunlar›m› oynuyorum, e¤itimler veriyor, orada yeni insanlar tan›yorum. fiimdi yeni bir oyun haz›rl›yorum. Biz 35 y›l önce tiyatroyu Aziz Nesin’in benim için özel yazd›¤› “Hakk›m› Ver Hakk›” adl› bir mizah flaheseri ile açm›flt›k. fiimdi 35. y›lda, Aziz Nesin ustan›n kitaplar›ndan derledi¤im “Deliler Bofland›” bafll›¤›yla flark›l› dansl› yeni bir oyun haz›rl›yorum. Mizah da hayat› güzellefltiren bir fley mi? Mizahla ayd›nl›k bir bak›fl elde ediyoruz. Mizah›n çok farkl› tonlar› var tabii ki; pembesi, siyah›, mavisi, karas›.. Ama sonunda düflünmek, gülmek, gülerek dünyadaki kötülüklere, aptall›¤a, s›radanl›¤a ve ölüme meydan okumak insan›n içini çok zenginlefltirir. Bütün yapt›- ¤›m ifllerde ben s›radanl›¤a, s›radanl›¤›n çürütücülü¤üne, zevksizli¤ine, estetik d›fl›l›¤›na meydan okumaya çal›fl›yorum. Yapt›¤›m her ifl s›radanl›¤a bir baflkald›r› olsun isterim. “Ben Eskiden Küçüktüm”de sadece gerçek an›lara m› dayan›yorsunuz, yoksa biraz kurgu da var m›? Bu tip çal›flmalara “oto fiction” deniyor. ‹çinde hem yazar›n hayal gücü var, hem gerçek an›lar› var. Kendi an›lar›ndan ve yaflad›klar›ndan yola ç›karak oyunlar yapmak, gerçek malzemeyle kurgusal malzemeyi iç içe geçirmek... Oyunda anlatt›¤›m bir sürü fley bire bir do¤rudur. Zeki Müren’in Yeflil Kabare’de herkes gittikten sonra sahneye ç›k›p sabaha kadar flark› söyledi¤i gece gerçekte ne ise o flekilde anlat›l›yor oyunda da. Onu bir an› belgeleme kayg›s›yla bire bir anlat›yorum. Dekorunuz da gerçeklere dayan›yor. Seyirci koltuklar›n›z Ulvi Uraz Tiyatrosu’ndan, atl›kar›ncan›z Aksaray Lunapark›’ndanm›fl... Tüm dekor ve aksesuarlar›m›z bu biçimde topland›. Y›k›lan tiyatrolar›n koltuklar› sat›l›r zaman zaman. Ben onlar› al›r›m, büyük bir depom var, orada bir araya getiririm. Onlar› depodan getirdik. Aksaray’daki lunaparktan da atl›kar›ncalar› sat›n ald›m. Genel olarak eflyalar ve dekorasyonla aran›z nas›l? ‹stikbal’in mobilyalar›n› nas›l buluyorsunuz? ‹stikbal bize çok s›cak davranm›flt›r. “Aile Ba¤lar›” adl› 55 bölüm süren ve bir k›sm› TRT’de bir k›sm› ATV’de oynayan bir dizi yapt›k. Benim kaptan oynad›¤›m dizi, hat›rlars›n›z. Oradaki Ali Kaptan’›n evi ve öbür evlerin tamam› ‹stikbal Mobilya’n›n eflyalar›yla döflendi. ‹stikbal’in mobilyalar› tam Türk evi eflyalar›, bir daha yaparsak yine kullan›r›z. Biz de orta halli ve orta hallinin biraz üstündeki vatandafl›n evlerinde geçen öyküler oynad›¤›m›z için bize çok uydu. Ben kendim de ev döfleme ifline çok merakl›y›md›r. Benim evim modernle klasi¤in kar›fl›m› fleklinde düzenlenmifltir. Yaflayan bir ev; bir süs evi de¤il. Marka parçalar da var, ama daha kolay yaflanabilecek bir düzen olsun istiyorum. Süsten çok yaflam biçiminin içinde rahat kullanabilece¤im eflyalar isterim. Süs olarak biblolar al›rs›n, resimler al›rs›n, etrafa da¤›t›rs›n ama rahat yaflama eflyalar›yla süsü dengelemek laz›m. Çok be¤endi¤im parçalar› var ‹stikbal’in. Uzanma-okuma koltu¤undan ald›m, kütüphaneme koydum. Diziye de koymufltum ondan bir tane. Ali Kaptan’›n koltu¤uydu. Ben böyle biraz Osmanl›, biraz sert bir baba oynad›¤›m için çocuklar ona oturam›yordu. O Ali Kaptan’›n taht› gibiydi evde. 43 kas›m-aral›k Dekorasyon Yeni bir ev yeni bir hayat ‹stikbal Vision koltuk tak›m›n›, kullanaca¤›n›z aksesuarlarla sadece size özel hale getirebilirsiniz 44 kas›m-aral›k S HALI: Deco Hal›/Lawn Biege KIRLENT: Deco K›rlent VAZO VE SEHPA ÜSTÜ AKSESUARLAR: Deco Aksesuar/312 GW-S, 312 GW-M, 2402-G LAMBADERLER: Deco Lambader W57DY0TYA (büyük) W57CY0YYA (küçük) SAKLAMA KUTULARI: Deco Saklama Kutusu 06 LTR-02 SEHPALAR: 3000 Kare Sehpa 3000 Zigon Sehpa iz, yeni y›lda yaflam›n›zda yapaca¤›n›z de¤iflikliklere önceden bafllamaya karar verdiniz. Yeni bir ev dekorasyonu yaflam›n›zdaki monotonluktan kurtulman›n en kolay ve en zevkli yolu. Haz›r, ‹stikbal Vision koltuk tak›m› da ald›¤›n›za göre, ifl sadece salonunuzu bu çok severek ald›¤›n›z kanepe ve koltuklara uygun bir flekilde tasarlamaya kal›yor. Eh zaten iflin en zevkli k›sm› da bu de¤il mi? Önce bofl salonunuzun bir foto¤raf›n› çekin, ki aksesuar al›rken bu foto¤raf size yard›m etsin. Bombofl bir salon; sadece koltuklar ve kanepe: Çok so¤uk! Hemen çekin foto¤raf› ve ‹stakbal bayiine at›n kendinizi. Kanepenin üstüne yay›lmak, puf puf yast›klar olunca güzel. Hem fl›k, hem dekoratif, hem de rahat... O zaman ilk durak k›rlentler bölümü. Hem bir iki tanesini yerde de kullanabilirsiniz. Renk konusunda tereddüt etmeyin! Bej ve siyah kar›fl›m› kanepenize fuflya, yeflil, turuncu, mavi renkle çeflitli boyutlarda k›rlentler (Deco K›rlent) hem mistik bir hava verecek, hem de salonu ferahlatacakt›r. Bofl foto¤rafa bak›n; k›rlentlerle kanapenin ne kadar de¤iflece¤ini hayal edebilirsiniz. S›ra orta masas› ve zigonda... Arkadafllarla otururken kolayca çay, kahve servisini yapabilece¤iniz, keki, pastay› üstüne koyaca¤›n›z fonksiyonel bir orta masas› olmal›. Böylece herkes kendi servisini yapabilir, siz de konuklar›n›zla daha çok vakit geçirirsiniz. Bunlar› düflünürken, tam da bu tak›ma uygun orta ma- sas›n› (3000 kare sehpa) ve zigonlar› (3000 zigon sehpa) görüyorsunuz. Hatta zigonlar›n yeri bile belli. Koltu¤un sa¤ taraf› zigona ait. Üstüne de küçük bir lambader iyi gider (Deco Lambader W57CY0YYA). Koltu¤un di¤er yan›na da büyük bir lambader konulursa, salona çok yak›flacak (Deco Lambader W57DY0TYA). Foto¤raf yavafl yavafl tamamlanmaya bafll›yor. Eh, zigonun üstü tamam da orta masas› için de birkaç aksesuar almal›. Vazgeçilmez aksesuarlar›n›z dergiler için orta sehpas› çok elveriflli. Çeflitli boylardaki dekoratif aksesuarlar da ortama hareket katacakt›r; ve tabii cam bir vazo (Deco Aksesuar). Foto¤raf karesinde zemin üstünde de baz› “renkler” görmek istiyor gözünüz. Bu sefer bir de¤ifliklik yaparak yatak odan›zda kullanmaya al›fl›k oldu¤unuz saklama kutular›na ne dersiniz? Hem CD, DVD’leri saklamak için de bire bir (Deco Saklama Kutusu 06LTR-02). Art›k kare tamamlan›yor. Ama iflin en zor taraf› hal›da karar k›lmak. K›rlentler desenli ve renkli oldu¤u için desenli bir hal› düflünmüyorsunuz. Bu salona en iyi bej rengi gider. Hem kanepeyle hem de orta masas›yla uyum sa¤lar (Deco hal›Lawn Biege). Hayaliniz gerçekleflti. Çok da memnunsunuz, ama birden foto¤rafta bofl kalan duvara tak›l›yor gözünüz. Eh oraya da modern, aksesuarlarla uyumlu, ama ayn› zamanda fl›k bir tablo asmal›. Hatta çerçevesi ahflap olmal›. Ah unutmadan, hal›n›n üstüne iki de yast›k at›nca yeni salonunuz haz›r.... 45 kas›m-aral›k Sanat Ressam ‹smail Acar ‹stikbal için çizdi ‹stikbal Mobilya, ressam ‹smail Acar’la yapt›¤› iflbirli¤i ile sanat ve endüstrinin buluflmas›n› sa¤l›yor. ‹smail Acar çizdi¤i desenlerin, insanlar›n günlük hayat›na girmesinden mutluluk duydu¤unu söylüyor “ 46 kas›m-aral›k esim insanlara gitmiyorsa, benim onlara ulaflmam laz›m.” Ressam ‹smail Acar, bir ressam›n her y›l bir sanat galerisinde açaca¤› bir sergiye en fazla 500 kiflinin gelece¤ini söylüyor. Her sanatç›n›n eserlerini olabildi¤ince çok kifliye ulaflt›rmak istedi¤ini belirten ‹smail Acar, “‹nsanlar her gün ekmek al›yor, iki ayda bir çarflaf ya da yatak örtüsü al›yor. On y›lda bir kere bir resim al›yor ya da hiç alm›yorlar. Sanat eserinden yola ç›karak oluflturulmufl bir form R insanlar›n günlük hayat›na sokulabilirdi. ‹stikbal’le böyle bir karfl›laflmam›z oldu” diyor. ‹stikbal, ‹smail Acar’›n hal›, yatak örtüsü ve çarflaflarda kullan›lmak üzere çizdi¤i desenlerle özel bir koleksiyon haz›rlayacak. Ressam ‹smail Acar, bu projenin kendisine daha büyük kitlelere ulaflma flans› verdi¤ini belirtirken, Boydak Holding’in de bu projeyle sanatç› desteklemek anlam›nda önemli bir sorumluluk üstlendi¤ini ekliyor: “Genç bir Türk sanatç›s›n›n tasar›mlar›n› tüketiciyle bulufl- turuyor ve böylece sanata da bir katk› sa¤lam›fl oluyor. Ayr›ca kullan›c›ya da kendi kültüründen ve kendi formundan tasar›mlar sunuyor. Hem sanatç›, hem Boydak, hem de bunu al›p kullanacak kifli aç›s›ndan çok anlaml› bir proje. Bence bu proje ilerde farkl› birçok projeye de ilham verecek.” Ülke tasar›m›na destek ‹smail Acar, bir Türk firmas›n›n Türk tasar›mc›larla çal›flmas›n›n sektörü de gelifltirece¤i görüflünde. Türk tasar›mc›la- meni köyüydü. Kilise ile cami yan yanayd›. Anadolu’da nereyi kazarsan›z bir fleyler bulursunuz. Biz bu süreci 1071’den sonra devrald›k. Böyle bir gelene¤in parças› olmak, beraberinde geleneksel olan her fleye bir ilgi do¤uruyor” diyerek sanata yaklafl›m›n›n köklerini anlat›yor. Türkiye’deki tasar›mc›lar, kendi ülkelerinin firmalar›na tasar›m yapam›yorlar çünkü bu flans verilmiyor” Do¤ulu ve Müslüman bir toplumun ve on binlerce y›ll›k bir co¤rafyan›n bireyi olarak üniversitedeki e¤itimin kendisi için yeterli olmad›¤›n› düflünen ‹smail Acar “Örne¤in Mimar Sinan, geleneksel Türk sanat› dersi içinde okutuluyor. Yani lokal bulunuyor Mimar Sinan, evrensel bulunmuyor. Oysa bu co¤rafyan›n de¤erlerinin üzerinden hareket etmek gerekiyor” diyor. Avrupa Birli¤i sürecinin, kültür popülasyonumuzu kendi içinde eritece¤ini düflünen Acar’a göre “Bu toplumun karakterini analiz edersek toplumun alaca¤› mesafeyi de tayin edebiliriz.” Ait oldu¤u co¤rafyan›n genlerini tan›mlamaya çal›flt›¤›n› belirten Acar. “Bunlar› tan›mlayabilirsek ilerde ortaya ç›kabilecek hastal›klar› öngörebiliriz. Ben sanata da bu flekilde yaklafl›yorum” diyor. “Cumhuriyet bir zenginleflmedir” r›n tercih edilmedi¤ini belirten Acar “‹stikbal, ülke tasar›mc›lar›na bu süreci sundu. E¤er siz, Türk bir tasar›mc› ya da sanatç›ya yat›r›m yaparsan›z, birkaç zaman sonra sektörünüz daha da ilerlemifl olur ve siz de sektörde pay sahibi olursunuz. Sadece Bat›l› tasar›mc›larla çal›flt›¤›n›z zaman, uzun vadede kendi imaj›n›z ve ülkenizin kültürüne de ters düflmüfl oluyorsunuz. Türkiye’de sektörde önemli bir pay sahibi olan ‹stikbal, bu anlamda da öncü olmufl oldu. Türkiye’deki tasar›mc›lar, kendi ülkelerinin fir- malar›na tasar›m yapam›yorlar çünkü bu flans verilmiyor” diyor. Anadolu’nun katmanlar› Dört tane tekstil, üç tane de hal› için olmak üzere toplam yedi deseniyle insanlar›n evlerine girecek olan ‹smail Acar, sanatç› olarak kendisinin üzerinde en çok durdu¤u ve araflt›rd›¤› malzemenin Anadolu oldu¤unu söylüyor. “Biz çocuklu¤umuzda yeri kazar, Selçuklu paralar›, Bizans paralar› bulurduk. Do¤up büyüdü¤ümüz köyler Rum köyü, Er- Türk tarihinden motifler içeren resimleriyle büyük ilgi gören Acar, Türk tarihini titizlikle araflt›r›yor. “Tanzimat’tan bu yana Avrupa’ya yöneliyoruz ama Do¤u toplumunun kendine dönüp bakmas› ve kendini tan›mas› laz›m. Bu arada kendi içindeki zenginliklere de sahip ç›kmas› laz›m. Mesela Cumhuriyet, ‹slam’a yeni bir boyut getirmifltir. ‹ran modeli ya da Arap Yar›madas› modeli bizim toplumumuza uymazd›. Bu anlamda bir zenginleflmedir Cumhuriyet.” Hep yoksulluklar›m›zdan beslendi¤imizi belirten Acar, Do¤u’nun zenginli¤ini fark etmesi gerekti¤i görüflünde. 47 kas›m-aral›k Kozahan, 1492 y›l›ndan bu yana ipek ticaretinin merkezi konumunda. 700 y›l önce Osman Gazi’nin dolaflt›¤› sokaklarda... BURSA Her flehrin bir hikâyesi ve bu hikâyeden do¤an bir kimli¤i vard›r. Sokaklar›nda gezerken, bu öyküyü ve kimli¤i, flehrin geçmiflten günümüze tafl›d›klar›n› hissedersiniz. Osmanl› Devleti’nin baflkentli¤ini yapm›fl Bursa, tarihi ve bu tarihin miras b›rakt›¤› eserleriyle misafirlerini “padiflah flehri” kimli¤iye karfl›l›yor B Yaz›: Zeynep Kasapo¤lu Foto¤raflar: Aykut Karadere ursa s›rt›n› Uluda¤’a yaslam›fl gibi durur uzaktan. Da¤›n eteklerine kurulmufl olan bu flehir, sanki Uluda¤’›n korumas› alt›ndad›r. Osmanl›lar, Bursa'y› ald›klar›nda kent sadece hisar içinden ibaretken, Orhan Gazi flehri hisar›n d›fl›na ç›kararak ilk olarak Orhan Gazi Külliyesi’ni kurmufl. Surlar d›fl›nda mevcut yerleflmeye yak›n noktalara cami, hamam, imarethane, darüflflifa, medrese gibi kamu yap›lar› infla ettirmifl; bu sayede flehirde yaflam alanlar› oluflmufl. O tarihten sonra Bursa, Osmanl›’n›n baflkenti oldu. Ta ki I. Murad Hüdavendigar’›n, baflkenti Edirne'ye tafl›mas›na kadar. Bursa bu de¤iflimi nas›l karfl›lad› bilinmez ama e¤er flehirlerin gerçek ruhlar› olsayd›, Fatih Sultan Mehmed'in ‹stanbul'u fethetti¤i zaman, derin bir üzüntü duyaca¤›n› söyleyebiliriz. U¤runa karadan gemiler yürütülerek al›nan yeni bir flehir, Bursa’n›n uzun y›llar süren gözdeli¤ini elinden alm›flt›r. Bursa biraz k›rg›nd›r ama tarih sahnesinde ‹stanbul’a karfl› her zaman güçlü silahlara sahip oldu¤unu da bilir; Osmanl› Devleti’nin kurucusu Osman Gazi ve o¤lu Orhan Gazi’nin türbeleri Bursa’dad›r. Baflkent nereye giderse gitsin, Os- man Gazi’nin her torunu Bursa’ya bu sebeple önem vermeye devam etmifltir. Di¤er taraftan Türk dünyas›ndaki en büyük, ‹slam dünyas›nda da beflinci mertebede kabul edilen Ulu Cami de Bursa içindedir. Her ne kadar daha sonra yap›lan Sultanahmet ve Süleymaniye camileri aç›k alan ölçüleriyle Ulu Cami’yi geçseler de, kapal› alan olarak bak›ld›¤›nda Ulu Cami’nin büyüklü¤üne eriflememifllerdir. Bu yüzden olsa gerek Bursa tarihine sahip ç›km›fl ve tarihiyle yaflayan bir flehir olmufltur. Bursa’da zaman Eski evleri ile tarihi yaflatan sokaklar›nda gezerken kendinizi çoktan geçip gitmifl zamanlarda hissediyorsunuz. Sanki evlerin demir parmakl›klarla çevrelenmifl, beyaz dantelden perdeli camlar›ndan içeri baksan›z, eski bir Osmanl› ailesi göreceksiniz. Elbette bu evlere Bursa’n›n her yerinde rastlamak mümkün de¤il. Bursa’da yeni ile eski iç içe geçmifl durumda. Eskinin dokusuna dokunulmam›fl ama yan›na yenilerin eklenmesinden de geri kal›nmam›fl. Bu yüzden, büyük caddelerden geçen lüks otomobillerin ard›ndan gördü¤ünüz tarihi bir bina, modern apartmanlar›n 49 kas›m-aral›k Nereye Gidelim yan›nda sessizce bekleyen bir hamam, ilk bak›flta zihninizde bir kargafla yarat›yor. ‹stiyorsunuz ki flehir, zamandan geriye kalanlar›yla aç›k bir müze gibi yaflas›n. Oysa Bursa gerek nüfusu gerekse ekonomik gücü bak›m›ndan Türkiye’nin en önemli flehirlerinden biri. Modernleflmesinin ve büyümesinin önüne geçmek imkâns›z. Yine de ne kadar modernleflirse modernleflsin bu flehrin sokaklar› hâlâ tarih kokuyor. Ulu Cami ile Orhan Camii aras›ndaki genifl alana yay›lan ve 1492 y›l›nda II. Bayezid taraf›ndan yapt›r›lan iki katl› Kozahan böyle hissetmemizin bir baflka nedeni. Tarihi ‹pek Yolu’nun Bursa’daki dura¤› olan bu hana girdi¤inizde, büyük flehrin tüm karmaflas› arkan›zda kal›yor. Kendinizi handaki dükkânlar›n vitrinlerinde ve kap›lar›nda gördü¤ünüz ipek eflarplardaki renk cümbüflünün içine b›rak›yorsunuz. Kozahan’daki bu gökkufla¤›, avlusundaki çayc›n›n kahve fincanlar›nda bile devam ediyor. Avluya at›lan masalarda, her kesimden insanla karfl›laflman›z mümkün. Özellikle de Uluda¤ Üniversitesi’nin genç ö¤rencileriyle. Türkçe “Mevlid” kasidesinin Eski Belediye Binas›, Bursa’n›n merkezinde zamana ald›r›fl etmeden dimdik ayakta duruyor. Bursa’n›n göz nuru Ulu Cami Osmanl›’dan kalma en seçkin yap›lardan biri (altta, solda). yazar› Süleyman Çelebi’nin mezar› da Bursa’da. Ulu Cami’nin güneyindeki avluda bulunan mezar, hemen yan›ndaki caddenin geniflletilmesi sonucu Çekirge Caddesi’ndeki yeni yerine nakledilmifl. Osman Gazi ve Orhan Gazi’nin türbeleri Osman Gazi, yüzy›llar içinde h›zla geniflleyerek büyük bir co¤rafyada hüküm sürecek Osmanl› Devleti’ne kendi ad›n› verdi. Bu sayede bedenen ölse bile ad›n›n uzun y›llar yaflayaca¤›n› ümit etmifl olabilir. O y›llarda kurdu¤u bu devletin, torunu Kanuni Sultan Süleyman döneminde imparatorluk seviyesine eriflece¤ini ve topraklar›yla birlikte nam›n›n bu kadar büyüyece¤ini tahmin etmifl miydi bilinmez ama ölmeden önce unutulmamak ad›na o¤lu Orhan Gazi’ye gömülece¤i yeri vasiyet etmiflti. Bursa kuflatmas› henüz bitmemiflken, o¤luna gümüfl kubbeli yap›n›n alt›na gömülmek istedi¤ini söylemiflti Osman Gazi. Gümüfl kubbeli yap› o zamanlar Saint Elias (Elia-‹lyas) Manast›r›'na ait flapellerden biriyken, daha sonra mescide çevrildi ve Osman Gazi bu mescide gömüldü. Bursa’ya gelip de görülmeden asla gidilmeyecek yerlerin bafl›nda geliyor Osman Gazi Türbesi. Görülmeye de¤er olmas›n›n sebebi mescidin muazzam ve gösteriflli bir yap›ya sahip olmas› de¤il. Tam tersine bu kadar büyük bir devletin kurucusu için oldukça küçük ve gösteriflten uzak, sade bir yap› bu türbe. Ortadaki sedef kakmal› ahflap sanduka Osman Gazi’ye ait. Solunda o¤lu Alaaddin Bey, sa¤›nda o¤lu Savc› Bey, Aspurça Hatun'un o¤lu ibrahim Bey ile adlar› bilinmeyen on iki sanduka var. Osman Gazi Türbesi’ne girdi¤inizde sizi sandukan›n bafl›nda bütün azametiyle duran büyük Osmanl› sar›¤›ndan çok, nas›l bu kadar h›zl› ak›p gitmifl oldu¤una flafl›rd›¤›n›z zaman kavram› çarp›yor. Buraya ziyarete gelen insanlar›n bak›fllar›nda, yüzy›llar boyunca dünyan›n büyük devletlerinden biri say›lm›fl, son dönemlerine kadar ad› baflar›, güç ve adalet ile birlikte an›lm›fl Bursa, tarihi ve kültürel de¤erinin yan› s›ra Türkiye’nin önemli sanayi flehirlerinden biri olma niteli¤iyle de öne ç›k›yor. Bir zamanlar ‹pek Yolu’nun Bursa’daki dura¤› olan Kozahan bugün de renk renk ipekleri, oyal› ve boncuk ifllemeli eflarplar› ile canl› kalmaya devam ediyor(altta). Nereye Gidelim BURSA LEZZETLER‹ ‹SKENDER KEBAP bir devletin kurucusuna duyulan sayg›y› görüyorsunuz. “Neredeydiler?”, “Neredeyim?”, “Ne zamand›?” ve “Hangi zamanday›m?” sorular› zihninizi kurcalayarak ç›k›yorsunuz türbeden. Osman Gazi Türbesi’nin hemen yan›nda bir türbe daha var. Bu, babas›n› kubbesi gümüfl ile kapl› yap›ya gömen o¤lu Orhan Gazi’nin türbesi. Orhan Gazi’nin sandukas›n›n kuzeyinde Cem Sultan'›n o¤lu Abdullah, sa¤›nda fiehzade Korkud ve çok sevdi¤i söylenen han›m› Nilüfer Hatun ile o¤lu Kas›m, k›z› Fatma ve Y›ld›r›m Bayezid'in o¤lu Musa Çelebi ile kime ait olduklar› tespit edilemeyen on dört sanduka daha var. Ulu bir da¤›n ete¤ine kurulu Bursa’da Osmanl›’n›n en eski iki atas›n›n ruhlar›n›n, etraflar›nda çocuklar› ile birlikte derin bir sessizli¤in içinde huzurla bulufltu¤unu san›yoruz. Çünkü bu türbelerin her ikisi de içine girildi¤inde derin bir huzur veriyor insana. Karagöz Evi Eski ve anlatmas› zevkli bir hikâyeye “Do¤rulu¤u kesin de¤ildir, çok çeflitli rivayetler vard›r” diye bafllamak, o hikâyeden 52 kas›m-aral›k ‹skender kebap ya da k›saca iskender, Bursa’n›n meflhur yemeklerinden biri. Döner gibi flifle geçirilmifl etlerin dikey olarak ateflte piflirilmesi ve ustas› taraf›ndan kesilmesi ile yap›l›yor. ‹skenderin dönerden fark›; etin üzerine dökülen tereya¤›, domates sosu, dönerin alt›na yerlefltirilen pide parçalar› ve hafiflik vermesi için taba¤›n kenar›na konulan yo¤urdu. Bu malzemeler eklendi¤inde tad›na doyum olmayan bir lezzet ç›k›yor ortaya. Bugün Türkiye’nin her yerinde yiyebilece¤iniz iskenderin anavatan› ise Bursa. 1860 y›l›nda Bursal› Mehmeto¤lu ‹skender Efendi taraf›ndan Bursa Kayhan Çarfl›s›’nda icat edilen iskender, Türk mutfa¤›n›n vazgeçilmez lezzetleri aras›nda. Öyle ki yurtd›fl›ndan Türkiye’ye gelen turistler iskender yemeden ülkelerine geri dönmüyorlar art›k. Ünü Bursa’y› aflan iskender, baz› markalar›n çal›flmalar›yla marketlere bile girdi. Önceden piflirilmifl döner parçalar›n› evde ›s›tarak, gerekli malzemeyi ekleyip evinizde de bu kebab› yiyebilirsiniz. Elbette bu Bursa’da yiyece¤inizin yerini asla tutmayacakt›r. O yüzden bizim tavsiyemiz, Bursa’ya yolunuz düflerse, tad› tama¤›n›zda kalacak iskenderi anavatan›nda yemeden geri dönmemeniz. KESTANEfiEKER‹ Bursa dendi¤inde akla gelen lezzetlerden biri de kestane flekeri. Hatta “Bursa’n›n kestanesi/Okka çeker befl tanesi” diye türküsü bile var. Kestaneflekeri asl›nda Akdeniz ve Avrupa kültürüne özgü bir tat. Bursa’ya bu tad› getiren ise Ali fiakir Tatveren. 1930 y›l›nda Bursa’da ilk dükkân›n› açan Tatveren, bugün Kafkas fiekerleri olarak bilinen markan›n ilk temsilcisi. Zamanla kestaneflekerlerinin yap›l›fl›nda da de¤ifliklikler oldu. Sade flekerlerin yan›nda, çikolata kapl› olanlar›, f›nd›kl›, f›st›kl› kestaneflekerleri, kestane ezmesi, kestane pastas› gibi birçok halini tatmak mümkün. Kafkas fiekerleme’nin birçok ilde flubesi var. Ama Bursa dönüflü sevdiklerinize Bursa’dan alaca¤›n›z bir kutu kestaneflekerinin tad› bir tek Bursa’da var. bir fleyler al›r götürür daha bafllamadan. Hele herkes farkl› fleyler duymuflsa, kendi anlatt›¤›n›z› be¤endirmek çok daha zordur. Karagöz ve Hacivat da iflte böyle bir hikâyenin Bursa’da yaflam›fl iki kahraman›. Haklar›nda çok fazla rivayet var. Geçti¤imiz y›l “Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?” isimli bir film de gösterime girdi sinemalarda. Okuduklar›m›z ve dinlediklerimiz içinden en çok karfl›laflt›¤›m›z› anlatabiliriz: Orhan Bey Bursa’y› fethettikten sonra flehre kendi ad›n› tafl›yan bir cami yapt›rmak ister. Yurdun dört bir yan›na haber sal›n›r ve caminin inflaat›nda çal›flacak usta ve kalfalar aranmaya bafllar. Caminin inflaat›nda çal›flmak için demirci ustas› Karagöz ve yap› kalfas› Hac› ‹vad (Hacivat) Bursa’ya gelirler. Cami yap›l›rken bunlar karfl›l›kl› nükte ve flakalarla hiç durmadan birbirine satafl›rlar. Bir süre sonra inflaattaki di¤er iflçiler etraflar›nda toplan›p onlar› seyretmeye bafllar. Caminin bir türlü bitmeyifline k›zan Orhan Bey’e sebep olarak bu iki iflçi gösterilir. Bunun ne kadar do¤ru oldu¤u tart›fl›l›r elbet. Bir rivayete göre sebep gerçekten komik konuflmalar› nedeniyle iflçileri de iflinden eden Hacivat’la Karagöz’dür. Bir baflkas›na göre ise kendi kabahatini bu iki masum iflçinin üstüne atan Mimarbafl› ya da di¤er kötü niyetli kimselerdir. Ama sebep ne olursa olsun, ölmeyi hak etmeyen Karagöz ve Hacivat idam edilir. Orhan Gazi ise bir süre sonra bu idamdan piflmanl›k duyar. Yine bir rivayete göre Hacivat ve Karagöz Orhan Gazi’nin rüyas›na girmifltir. Bursa’n›n ünlü bilginlerinden fieyh Mehmet Küflteri padiflah›n bu üzüntüsünü gidermek için Karagöz ve Hacivat’›n deriden figürlerini yapar. Bunlar› bir perdeye yans›tarak onlar gibi konuflturur. Orhan Bey de bu oyunun yaflat›lmas› için emir verir. Bursa’n›n kültürel miras› olan Karagöz oyunu bugün de yaflat›lmaya çal›fl›l›yor. Karagöz ve Hacivat an›t›n›n hemen karfl›s›nda bulunan Karagöz Evi’nde haftan›n belirli günleri gölge oyunu gösterisi düzenleniyor. Uluda¤’›n ete¤inde bir Ulu Cami Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri’nin hemen arkas›nda bulunun saat kulesi Tophane’den adeta flehri seyrediyor. “Ulu”, Eski Türkçe’de bir kelime ve “büyük” demek. Sisli havalarda bak›ld›¤›nda zirvesi dumandan görünmeyen Uluda¤’›n ismi bu anlamdan geliyor. Ulu Cami de ismine yak›fl›r derecede büyük, hatta geçmiflten günümüze Türklerin yapm›fl oldu¤u en büyük cami. Y›ld›r›m Bayezid taraf›ndan yapt›r›lan bu camide, yirmi adet kubbe ve iki tane minare var. Minber bütünüyle kainat› sembolize ediyor. Minberin girifl kap›s›n›n üzerindeki kitabede alt›n yald›zla Osmanl›ca olarak Y›ld›r›m Bayezid Han taraf›ndan yapt›r›ld›¤› yaz›yor. Minberin do¤u cephesinde, biri dar dikdörtgen, di¤eri genifl üçgen biçiminde, bir di¤eri en altta flerit halinde uzanan tafl›y›c› dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitiflik üç kompozisyon alan› bulunuyor. Üçgen ve dikdörtgen yüzde Günefl Sistemi'nin kabartma formlarla ifllendi¤i bir alan var. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte, küresel kabartma motifler halinde, Günefl'e olan uzakl›k ve aralar›ndaki büyüklük karfl›laflt›rmalar› da verilerek olmas› gereken yerlerde duruyor. Ulu Cami’nin bir özelli¤i de ‹slam dünyas›ndaki en yüksek mertebeli beflinci ibadethane olmas›. En yüksek mertebe Mekke’deki Mescid-i Haram, ikincisi Medine’deki Mescid-i Nebevi, üçüncüsü Kudüs’teki Mescid-i Aksa ve dördüncüsü de fiam’daki Emeviye Camii. Beflinci olarak kabul edilen Bursa Ulu Cami’nin yan›nda ayn› mertebeyi paylaflan Diyarbak›r’daki Ulu Cami ise Anadolu’da yap›lan ilk cami olma özelli¤ini tafl›yor. 53 kas›m-aral›k Bayi “Bellona tüketicinin güvenini kazanm›fl bir marka” fiekerciler A.fi., Bursa’da 1998 y›l›ndan beri Bellona bayii olarak faaliyet gösteriyor. 2004 y›l›nda açt›klar› yeni ma¤aza, Türkiye’nin en yüksek ciroyu yapan Bellona ma¤azas›. fiekerciler A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Salih fiekerci, bu baflar›lar›n›n ard›ndaki s›rr› “Biz Bize”ye anlatt› lk mesle¤i fen bilgisi ö¤retmenli¤i olan Salih fiekerci, tayinle geldi¤i Bursa’y› çok severek bu flehirde kalmaya karar verdikten sonra, eflinin iflletti¤i bir tuhafiye dükkân› açm›fl. Bir süre sonra ticarete yatk›nl›¤›n›n ve yetene¤inin etkisiyle Salih Bey, ö¤retmenlik mesle¤ini b›rak›p ticarete at›lm›fl. 1998 y›l›nda ald›¤› Bellona bayili¤i ile büyük bir at›l›m yapan Salih Bey, flimdilerde Bursa’daki üçüncü Bellona ma¤azas›n› açmaya haz›rlan›yor. ‹ Bellona bayii olma sürecinizi bizimle paylafl›r m›s›n›z? Bellona bayili¤ine 1988 y›l›nda geçtik. Daha önce bir hal› ma¤azam›z vard›. Gelen müflterilerin talepleri do¤rultusunda ma¤azaya koltuk, masa gibi mobilyalar getirmeye bafllad›k. Daha sonra bu ifle girmeye karar verdik. O y›llarda Bellona yeni ç›km›fl, oldukça popüler ve y›ld›z› parlamaya bafllam›fl bir markayd›. Biz de bu yüzden tercihimizi Bellona’dan yana yapt›k ve Bursa Y›ld›r›m’da ilk Bellona ma¤azam›z› açt›k. 2004 y›l›nda da ‹zmir yolu üzerindeki bu ma¤a54 kas›m-aral›k fiekerciler A. fi. Genel Müdürü Salih fiekerci, müflteri memnuniyetine büyük önem verdi¤ini söylüyor. zam›z›n aç›l›fl›n› gerçeklefltirdik. ‹zmir yolunda Fakülte Kavfla¤›’nda inflaat› süren yeni bir ma¤azam›z daha var. Yak›n bir tarihte onun aç›l›fl›n› da gerçeklefltirmeyi planl›yoruz. Yaklafl›k sekiz y›ld›r Bellona bayiisiniz. Aradan geçen bu zaman zarf›nda neler de¤iflti? Ma¤azam›z› açt›¤›m›z ilk günlerden bugüne üretti¤imiz koltuk tak›mlar› ve kanepelerin modellerinden kullan›lan malzemeye kadar birçok fley çeflitlilik arz etti. Eskiden sadece mobilya satarken bugün hal› ve ev tekstili ürünlerini de sat›yoruz. Müflterilerimiz hâlâ bize mobilya sat›n almak için gelseler de ev tekstili ürünlerini ve hal›lar› gördüklerinde bu ürünlerden de sat›n al›yorlar. Koltuk tak›m›n› de¤ifltiren bir müflteri, yeni tak›m›na uygun hal›y› da bizden al›yor art›k. Bu de¤iflimi biraz da bayiler olarak biz tetikledik. Hal› grubunun Bellona’ya kat›lmas›n› en çok isteyenlerden biri de bendim. Bellona gibi bir markan›n bayii olman›n avantajlar› nelerdir? E¤er bir markan›n bayii iseniz her fleyden önce o markan›n tan›n›rl›¤›ndan yararlan›rs›n›z. Fiyat politikas›n›, Ar-Ge’yi ana üretici firma üstlenir. Bu sayede bir fiyat istikrar› sa¤lan›r. Bu da beraberinde tüketicinin size güvenmesini ve daha rahat al›flverifl yapabilmesini getirir. Tüketiciler mobilya al›rken en çok nelere dikkat ediyorlar? ‹lk bakt›klar›; ürünlerin be¤endikleri, hayal ettikleri modele uyup uymad›¤›. Daha sonra kalitesi geliyor. Bir koltu¤a d›flardan bakarak kaliteli olup olmad›¤›n› anlamak çok da mümkün de¤il. Yine de kumafl›na ve a¤›rl›¤›na bakarak kalitesine dair bir fikre sahip oluyorlar. Bu noktada markaya olan güvenleri de etkili oluyor. Elbette fiyata da önem veriyorlar. Bütün bu sayd›klar›m klasik kriterler, oysa müflteri art›k daha fazlas›n› istiyor. Müflteriyi karfl›laman›z, müflteri ile ikili iliflkileriniz, mal teslimindeki hal ve hareketleriniz de çok önemli. Siz bunun için neler yap›yorsunuz peki? Son iki y›l›n en yüksek ciroyu yapan Bellona bayii olmay› nas›l baflard›n›z? Her fleyden önce bizim bir insan kay- naklar› politikam›z var. Do¤ru insan› do¤ru ifl için seçiyor, yetenekleri do¤rultusunda görevler veriyoruz. Gerekli olan bütün departmanlar› oluflturduk. Altyap›s› olan elamanlar› almaya özen gösteriyoruz. E¤itim eksi¤i olan varsa bu eksikli¤ini gidermesine yard›mc› oluyoruz. Sat›fl esnas›nda müflterinin beklentilerinin tamam›n› karfl›lamaya çal›fl›yoruz. Sat›fl sonras›nda çok önemli bir nokta olan teslimat konusu var. Müflterilerimize belirtilen gün ve saatte mobilyalar›n› teslim etmeye çal›fl›yoruz. Bu sayede müflteri memnuniyeti sa¤lam›fl oluyoruz. Böyle olunca da o müflteri bir dahaki sefere de bize geliyor. Cirodaki baflar›m›z›n en büyük nedeni bu. Di¤er taraftan fabrikan›n yapt›¤› reklamlar d›fl›nda yöresel olarak bizim de reklam çal›flmalar›m›z oluyor. Gazete, radyo ve dergilere reklam veriyoruz. fiekerciler olarak Bursa’da tan›nan ve güvenilen bir iflletmeyiz. Bütün bunlar bir araya geldi¤inde baflar›l› bir sonuç ortaya ç›kt›. 55 kas›m-aral›k Kamera Arkas› Design Your Life’la ‹stikbal Design Your Life koleksiyonu için gün boyunca çekilen reklam filminin setine konuk olduk. Zengin modüler seçenekleriyle, tüketiciye koleksiyonun içinde istedi¤i düzenlemeleri yapma olana¤› sunan Desing Your Life’›n reklam filmini K›vanç Baruönü yönetti tlantis ‹letiflim Hizmetleri’nin ekibi, üç gün boyunca Maslak’taki Film Soka¤› platosuna kamp kurdu. Ekip, ‹stikbal Design Your Life koleksiyonunun reklam filminin çekimleri için gece gündüz çal›flt›. Reklam yazar› ve art direktörlerin ürünü tan›malar›yla bafllayan çal›flmalar, reklam filmi izleyiciye ulaflana dek pek çok aflamadan geçiyor. Reklam yazar› Öncü Özsu ve sanat yönetmeni Melike Aç›lm›fl, dört kiflilik bir ekiple çal›flt›klar›n› belirtiyorlar: “‹ki reklam yazar› ve iki art direktör ortak bir çal›flma yapt›k. Önce ürünü tan›d›k ve ürün bize, onu nas›l anlatabilece¤imiz konusunda birtak›m aç›l›mlar getirdi. Design Your Life serisi, hem dar hem de genifl mekânlara farkl› çözümler sunuyor. Üniteler ekleyip ç›kartabili- A 56 kas›m-aral›k iç mimar sizsiniz yoruz. Bu da senaryoyu flekillendirdi. ‘Hayat›n›z› kendiniz tasarlay›n’ mesaj›na uygun olarak oturma grubu üzerine çekilmifl filmde, dar mekândan genifl mekâna geçifli ve burada üniteler ekleyerek seçeneklerin art›r›labildi¤ini görüyoruz” lar› ile paylafl›l›yor ve oluflan fikri en uygun biçimde hayata geçirecek yönetmen aray›fl›na giriliyor. Biz yönetmen olarak katabileceklerimizi dile getiriyoruz” diyor. Dekor, müzik, oyuncu üzerine araflt›rmalar›n yap›lmas›yla birlikte çekim süreci bafll›yor. Genifl bir koleksiyon Desing Your Life oturma odas›, yemek odas›, genç odas›, yatak odas›, ofis mobilyas› da içeren çok genifl bir koleksiyon. Ürün toplam üç reklam filmiyle tan›t›lacak. On befler saniyelik genç odas›, yatak odas› ve oturma grubuyla yemek odas›n› birlikte anlatan filmler bunlar. Çekim aflamas›na geçilmeden önce iki ay süren bir haz›rl›k süreci var. Senaryo haz›rland›ktan sonra, prodüksiyon flirketleri ile ba¤lant›ya geçiliyor ve yönetmen aray›fl› bafll›yor. Reklam filminin yönetmeni K›vanç Baruönü, “Çekimler öncesinde ajansla müflteri, ürünün lansman›n›n nas›l yap›laca¤›, hangi özelliklerinin öne ç›kar›laca¤›, filmin senaryosu, filmin dili hakk›nda uzun toplant›lar sonras›nda bir fikre var›yorlar. Ortaya ç›kan senaryo daha sonra prodüksiyon firma- Modern çizgiler Daha önce Unic serisinin de reklam filmini çekmifl olan K›vanç Baruönü, Design Your Life serisinin de modern çizgiler içerdi¤ini söylüyor ve reklam filminin tüm atmosferi de buna uygun flekillenmifl. “Mimari olarak kentli, modern bir çizgimiz var. Oyuncumuzun bu senaryo içinde küçük bir oyunu var” diyen Baruönü bize reklam filmini flöyle anlat›yor: “Bombofl bir ev görüyoruz. Oyuncumuz kameraya do¤ru bakarak biraz muzipçe seyirciyle küçük bir oyun oynuyor. ‘Evinizin mobilyas›n› de¤ifltirmek istiyorsunuz. Ama biz size o belli imkânlarla s›n›rl› kalmak yerine baflka bir dünya sunuyoruz; evinizde de¤ifliklikler yapabilir, mobilyalarla oynayabilirsiniz. Acaba kaç farkl› flekilde bir evi dekore edebilirsiniz, hiç düflündünüz mü?’ diyor. Sonras›nda, bizim post prodüksiyon aflamas›nda bilgisayar ortam›nda gelifltirece¤imiz yöntemlerle, birden evde büyülü bir flekilde eflyalar›n yer de¤ifltirdi¤ini ve ayn› odan›n, belki insanlar›n hiç akl›na gelmeyecek flekilde küçük oynamalarla baflkalaflabilece¤ini görüyoruz. Filmin sonunda, dört duvar içinde birbirinden farkl› onlarca seçenek sunabiliyoruz ve oyuncumuz ‘Sayabildiniz mi bakal›m?’ diyor ve bitiyor filmimiz.” Oyuncu seçimi de çok önemli. K›vanç Baruönü “Oyuncumuzun da bu senaryoya uygun olarak biraz sevimli, muzip, bize bu hissi verebilecek biri olmas›n› istedik. Tek bir cümledeki mimi¤i, duruflu bile çok önemli film için” diyor. “Reyting Hamdi” program›yla izleyicilerin tan›d›¤› Melda Gür uygun bulunmufl bu rol için. Çekimler tamamland›ktan sonra müzik, grafikler gibi her türlü unsurun bir araya geldi¤i 15 günlük bir post prodüksiyon süreci olacak. Böylece 15 saniyelik reklam filmi senaryo aflamas›ndan itibaren üç aya dek uzayan bir süreçte izleyiciye sunuluyor. 57 kas›m-aral›k Spor “Futbol ve ailem benim bütün hayat›m” Fenerbahçe’nin kaptan› Ümit Özat’la, kulübün Samand›ra Tesisleri’nde, antrenman sonras›nda görüfltük. Ankaragücü ile oynanacak maç için haz›rl›k yapan tak›m›n kaptan›yla yapt›¤›m›z söyleflide, kendisini daha yak›ndan tan›maya çal›flt›k enerbahçe’nin kaptan› Ümit Özat, 30 Ocak 1976, Ankara ‹ncesu do¤umlu. ‹ki çocuk babas› olan Ümit Özat “K›z›m Dilara yedi yafl›nda, bu sene ilkokula bafllad›. O¤lum Ali Ümit dört yafl›nda. Babam›n ve benim ismimi birlefltirerek bu ismi koyduk kendisine” diyor. Hayat›ndaki en önemli iki konunun ailesi ve futbol oldu¤unu belirten Ümit Özat, gelecekteki hedefinin futbolun içinde teknik adam olarak yer almak oldu¤unu söylüyor. F Futbola nas›l bafllad›n›z? Futbola, Gençlerbirli¤i’nde bafllad›m. Altyap› ve profesyonel olmak üzere 2000 sezonuna kadar toplam 14 y›l Gençlerbirli¤i’nde oynad›m. 1999-2000 sezonu ortas›nda Bursaspor’a kiral›k gittim. 2000-2001 sezonunda Fenerbahçe’ye geldim. Bu sene Fenerbahçe’de alt›nc› senem. Her çocuk gibi ben de sokak aras›nda oynayarak bafllad›m. fiimdiki gibi kentleflme yoktu, mahalle aralar›ndaki bofl arazilerde futbol oynard›k. Ben hep kendimden büyüklerle oynard›m. Aileniz sizi bu konuda yönlendirdi mi? Bu konuda babam ve annem çok teflvik ediciydi. Ailecek sporla çok alakal› bir yap›m›z var. En küçük erkek kardeflim flu anda C klasman›nda hakem. Bir di¤er kardeflim ‹kinci Lig’de sekiz sene oynad›. Üç erkek bir k›z olmak üzere toplam dört kardefliz. Annemle babam kadar kardefllerimin de bana her türlü manevi deste¤i oldu. Gerek maçlardan önce, gerek maçlardan sonra yapm›fl oldu¤umuz konuflmalar, de¤erlendirmeler beni her zaman 58 kas›m-aral›k motive etti. Eflim keza ayn› flekilde beni hep destekledi. Ailem benim için çok önemlidir. Ailem ve futbol benim hayat›m› kaplayan en önemli iki unsurdur. Her insan›n hayat›nda girdi¤i mücadelede bir üst noktaya ulaflt›¤›n› hissetti¤i anlar vard›r. Siz, futbol kari- yeriniz için bu tip dönüm noktalar› olarak neleri sayabilirsiniz? Do¤ru, herkesin hayat›nda dönüm noktalar›, k›r›lma noktalar› vard›r. Ben flöyle bir fley anlatmak isterim size: Gençlerbirli¤i Genç Tak›m›’nda oynamaya bafllad›¤›m s›rada, liberolu sistem yeni ç›km›flt›. O zaman bölgesel lig vard›; yafl grup- lar›na göre oynan›yordu ve örne¤in 1972 do¤umlular›n içinde benim yani 1976 do¤umlular›n oynamas› çok zordu. Bu dönemde, bir gün Genç Tak›m olarak A Tak›m›’yla maç yap›yoruz; Fenerbahçe’ye transfer olan Tar›k vard›, o maçta son 10 dakikada sakatland›. Kenarda da bir tek oturan ben vard›m. Belki oyuna girmem bile söz konusu de¤ildi. Tar›k ç›k›nca ben de libero olarak oyuna girdim. O günkü oynay›fl›m demek ki hocan›n akl›nda kald›. O hafta sonu bir A Tak›m maç›; Zonguldakspor’un PAF tak›m›yla maç›m›z vard›. Befl tane 1972 do¤umlu oyuncu oynuyordu. Tar›k Abi de A Tak›m›’nda kadroya girememiflti. Giremeyince gelip bu maçta oynamak istedi¤ini söylemiflti. Yafl› da bizim oynayaca¤›m›z grubu tutuyordu. Ama hoca onu ç›kartt›, yerine beni koydu. O maçtan iki hafta sonra A Tak›m›’n›n antrenmanlar›na ç›kmaya bafllad›m. Bir sene sonra da Keçiörengücü’ne kiral›k gittim. Orada dolu dolu bir sene yaflad›m. Sonra tekrar geldim Gençlerbirli¤i tak›m›na ve o s›rada benim için önemli bir dönüm noktas› daha oldu. O s›ra Erzurumspor’dan teklif gelmiflti. Benim Gençlerbirli¤i’nden bir lira bile alaca¤›m yoktu. Erzurumspor ise 1997 senesinde 7 milyar para vermiflti, hiç unutmuyorum; bugünkü flartlarda lüks bir daire paras›yd›. Zaten gecekonduda oturuyorduk. Gerçi bu da ay›p bir fley de¤il, gurur duyuyorum ve her zaman da giderim oraya. Ama o flartlarda bir daire sahibi olmak da önemli bir fleydi. Fakat benim bir lira bile alaca¤›m yokken ben Gençlerbirli¤i’nde kalaca¤›m› söyledim. Yerime adam da al›nm›fl olmas›na ra¤men kalmak istedi¤imi, paray› zamanla kazanaca¤›m› ama gitmek istemedi¤imi söyledim. Büyük u¤rafllar sonucunda kald›m orada. O sene sonunda Ümit Milli Tak›m’a seçildim. Erzurumspor ‹kinci Lig tak›m› oldu¤u için mi gitmek istemediniz? Evet, ‹kinci Lig’de kalacakt›m. Belki daha iyi, belki daha kötü olurdu gitseydim; bunu bilemezsiniz. Kendime güvendi¤im için bir riske girdim. Pes etmedim, yerime yabanc› futbolcu al›nsa da çal›flt›m. Nitekim oynamaya bafllad›m. Alt›nca haftada Ümit Milli Tak›m’a seçildim. Bir sene sonra da 21 yafl›nda tak›m kaptanl›¤›na getirildim. Ondan sonra ç›k›fl›m›z bu flekilde sürdü. Kaptan olman›n yükledi¤i sorumluluklar neler? Fenerbahçe’ye geldikten bir buçuk ay sonra bu göreve lay›k gördüler. Biz de elimizden geldi¤i kadar bu göreve lay›k olmak için u¤rafl›yoruz. Ben 21 yafl›ndan bu yana bu görevi yap›yorum. Bu görevler al›nmaz, mutlaka verilir. Gidip de bunu isteyemezsin, buna lay›k görülürsün ancak. Ama flu bir gerçek ki ben Gençlerbirli¤i’nde de, Bursaspor’da da, Fenerbahçe’de de geldi¤im ilk günden bu yana tafl›n alt›na elimi sokmaya çal›flan bir insan oldum. Sorumluluk almaktan kaç›nmayan bir yap›m oldu¤unu düflünüyorum. Tak›m›n menfaatleri do¤rultusunda hareket etmeye çal›fl›yorum. Ekme¤ini yedi¤im yeri hiçbir zaman iki saatlik antrenman diliminin geçirildi¤i yer olarak görmüyorum. “Antrenmandan yar›m saat önce geleyim de üstümü giyeyim; antrenman bitince evime gideyim” diye hiçbir zaman düflünmedim. ‹dman saatinden üç-dört saat önce gelirim, istirahat ederim, “cafebreak”imi yapar›m. Bu tesisi bir iflyeri olarak görmüyorum, hiçbir Fenerbahçelinin de öyle görmemesi laz›m. Her futbolcunun kendi kulübüne ba¤l› olmas› laz›m. Gelecekle ilgili hedefleriniz neler? Benim hedefim öncelikle futbolun içinde teknik adam olarak yer alabilmek. ‹lk düflüncem bu. Bunun için antrenörlük diplomas› da ald›m. Ama diplomayla antrenör olunmuyor tabii. Antrenörlük çok kapsaml› bir fley. Futbolcuyken sadece kendinizden sorumlusunuz ama antrenör olmak 22 futbolcudan sorumlu olmak demek. Zor bir ifl, ama zorluklarla u¤raflmay› seviyorum. U¤raflaca¤›m, yapaca¤›m bu ifli ben. Allah’tan bir mani gelmezse, baflaraca¤›m. Bu y›l, Fenerbahçe’nin 100. y›l›. Taraftar›n sizden flampiyonluk beklentisi çok yüksek. 200. y›l› hiçbirimiz göremeyece¤iz. O yüzden bu yüzy›l› iyi de¤erlendirmek laz›m. Bu herkese nasip olacak bir fley de- ¤il. 100. y›lda taraftar›n ve camian›n beklentilerini karfl›lamak için elimizden geleni yapaca¤›z. Futbol hayat›n›zda unutamad›¤›n›z anlar ve goller hangileri? ‹yi hat›ralar›m›z da var, kötü hat›ralam›z da... Futbolun içinde ac› tatl› her fley var. 6-0 gibi tarih boyunca unutulmayacak bir galibiyet var. Bunu yaflamak çok güzel. Ama hayat›m boyunca unutamayaca¤›m maç Dinamo Kiev maç›d›r. Biliyorsunuz ben orada birtak›m tepkilerle karfl›laflt›m oyun içinde. Ama hiçbir zaman tepki vermedim. Tepkilere sadece ve sadece oyunumla cevap vermenin onurlu bir durufl oldu¤unu düflünüyorum. Glasgow Rangers maç›nda çizgiden son dakikada bir top ç›karm›flt›m; fiampiyonlar Ligi’ne girmifltik. Antepspor’a üç gol atm›flt›m. Trabzonspor maç›nda Piyer’le yapm›fl oldu¤um pozisyon ve att›¤›m gol güzeldi. Futbolun meyvesi golse tüm goller güzeldir. 59 kas›m-aral›k Sa¤l›k SA⁄LIKLI ve MUTLU GÜLÜfiLER Türkiye’de 98 y›l önce bafllanan bilimsel difl hekimli¤i e¤itiminin y›ldönümü olan 22 Kas›m dolay›s›yla düzenlenen “A¤›z ve Difl Sa¤l›¤› Haftas›”, 19-25 Kas›m tarihleri aras›nda gerçeklefliyor. Difl, a¤›z ve çene hastal›klar› ve cerrahisi uzman› Dr. Ferhat Dizen, bu hafta dolay›s›yla, a¤›z ve difl sa¤l›¤› problemlerini ve koruyucu önlemleri “Biz Bize” okurlar› için kaleme ald› ifl ve difleti hastal›klar›, ülkemizde ve dünyada en s›k görülen sa¤l›k sorunlar› aras›nda yer al›yor. Ancak hayat› do¤rudan tehdit etmedi¤i için gereken önem verilmiyor. E¤itici ve koruyucu tedbirlerle önlenebilen difl ve difleti hastal›klar› önemli bir halk sa¤l›¤› sorunudur ve romatizma, kemik erimesi, fleker hastal›¤›, erken do¤um ve düflükleri beraberinde getirir. ‹nsan vücudunda enfeksiyon oda¤› oluflturmas› nedeniyle di¤er doku ve organlar› da olumsuz etkiler. A¤›z ve difl sa¤l›¤› konusunda çok az bilinçlendirilmifl bir toplumuz. Oysa a¤z›m›z› vücudumuzun kap›s› olarak düflünecek olursak, ne kadar fazla önem vermemiz gerekti¤ini anlar›z. D 60 kas›m-aral›k Fonksiyon, fonasyon ve estetik yönden çok gerekli olan difllerimiz, maalesef ancak kaybedilince k›ymeti anlafl›lan organlar›m›zdand›r. Dünya Sa¤l›k Örgütü (WHO), difl ve difleti hastal›klar›n›, yayg›nl›¤› ve tekrarlanma oranlar› bak›m›ndan insanlar›n karfl›last›¤› en büyük sa¤l›k sorunlar›ndan biri olarak kabul etmektedir. Araflt›rma sonuçlar›na göre, çocuklar›n yüzde 60'›nda difl ve difleti enfeksiyonu var ve bu durum büyüme yetersizli¤ine zemin haz›rl›yor. A¤›r derecede difl ve difleti rahats›zl›¤› olan anne adaylar›nda ise düflük yapma riski sekiz kat daha fazla olabiliyor. yak›n yumuflak damak alanlar›, dudaklar ve difletleridir. A¤›z kanserleri erken dönemde teflhis edilerek tedavi sa¤lanmazsa yay›larak sürekli a¤r›, fonksiyon kayb›, tedavi sonras› düzeltilmesi mümkün olmayan yüz ve a¤›z deformiteleri, hatta ölümlere neden olabilir. Difl hekimine düzenli aral›klarla gidilmesi a¤›z kanserlerinin erken dönemde yakalanmas› aç›s›ndan da önemlidir. A¤›z kanseri riskinin azalt›lmas› için sigara, sigar, pipo gibi tütün ürünlerinin kullan›lmamas›, tütün çi¤nenmemesi, alkol kullan›l›yorsa, afl›r›ya kaç›lmamas› gerekir. Hem alkol hem de tütün ürünlerini kullanan kiflilerde a¤›z kanseri riski alkol ve tütün ürünlerini kullanmayan kiflilere göre 15 kat fazlad›r. Meyve ve sebze a¤›rl›kl› beslenmek ise a¤›z kanseri riskini azaltmaktad›r. A¤›z ve difl sa¤l›¤› ile ilgili bafll›ca rahats›zl›klar difl ve difleti hastal›klar›, a¤›z kokusu, difl çürükleri, a¤›z kanserleri, difl kay›plar› ve çeflitli sebeplerden kaynaklanan difl geliflim bozukluklar›d›r. Difller düzgün temizlenmedi¤inde, üzerlerinde ve aralar›nda biriken yiyecek art›klar› bakteri üretir. Bakteri pla¤› dedi¤imiz bu püremsi birikintiler, difl çürüklerinin ve difleti iltihaplar›n›n bafl sorumlusu olup zamanla difl tafllar›n› olufltururlar. Bakteri pla¤›n›n içinde üreyen mikroorganizmalar, flekerli g›dalar› parçalayarak asit üretirler ve bu asit, difli küçük bir bölgeden bafllay›p giderek büyüyen bir flekilde çürütür. Sa¤l›kl› difleti aç›k pembedir Difleti iltihab›n›n ilk belirtisi difletindeki kanamalard›r. Difl etlerinde renk, flekil bozukluklar› ve a¤›z kokusu ile kendini daha da belli eder. Difleti iltihab›n›n neden oldu¤u difl kay›plar›, çürüklerin neden oldu¤u difl kay›plar›ndan çok daha fazlad›r. Öncelikle flunu belirtmek gerekir ki sa¤l›kl› difleti aç›k pembe renktedir. Difle ve kemi¤e s›k›ca yap›flm›fl olup, portakal kabu¤una benzer parlak, pütürlü bir görünümü vard›r. Difleti hastal›klar› a¤›z hijyeni ile yak›ndan iliflkilidir; bafllang›ç döneminden itibaren difletleri kolay kanar. Difleti kanamalar›nda difl hekimi muayenesi zorunludur. Difletleri, difl yuvalar› ve a¤›z taban›ndaki iltihaplanmalar genel olarak difleti hastal›¤› olarak bilinmektedir. Difl üzerindeki plaklar bunun en önemli nedenidir. Tedavi edilmeyen difleti iltihaplar› çene kemi¤inin de iltihaplanmas›na ve zarar görmesine yol açabilir. Ülkemizde sigara ve tütün kullan›m›, yanl›fl beslenme al›flkanl›klar›, bak›m ve düzenli difl hekimi kontrolüne yeterince önem verilmemesi nedeniyle difl ve difleti hastal›klar› önemli bir halk sa¤l›¤› sorunu olarak varl›¤›n› sürdürmektedir. Sigara ve alkol kullan›m› ayr›ca a¤›z kanserleri için çok uygun bir zemin haz›rlamaktad›r. A¤›z kanserine dikkat A¤›z kanserlerinin ço¤unlu¤u 45 yafl›n üzerinde ortaya ç›kar ve erkeklerde oluflma olas›l›¤› kad›nlara oranla iki kat fazlad›r. A¤›z kanserlerinin olufltu¤u bölgeler, s›kl›kla dil, a¤›z taban›, dil köküne Afl›nan difllerin yerine protez En etkili koruma yolu düzenli difl f›rçalama • Difl f›rçalaman›n ilk ad›m› do¤ru f›rça seçimidir. En uygun f›rça naylon ve orta sertlikteki f›rçalard›r. A¤›z içinde kolay hareket ettirilmesi ve arka difllere rahat ulaflabilme aç›s›ndan f›rçan›n kafas›n›n fazla büyük olmamas› tercih edilir. Uygun f›rça seçildikten sonra difller en az günde iki kere düzenli olarak f›rçalan›r. • Difl parlatma tozlar› difl hekimi önerisi olmad›kça kullan›lmamal›d›r. Afl›r› kullan›mlar difl sa¤l›¤› aç›s›ndan zararl›d›r. • Difleti hastal›klar›n›n önlenmesinde de difl f›rçalama ve düzenli difl hekimi kontrolleri önemlidir. • Difl hastal›klar› ve difl sa¤l›¤›n›n korunmas› aç›s›ndan erken tan› çok önemlidir. Bu nedenle y›lda en az iki kez difl hekimine muayene olunmas› önerilir. Y›llar boyunca insanlar›n yemek yeme, çi¤neme, yutkunma ve geceleri baz› nedenlerle difl g›c›rdatmalar› sonucunda, difller farkl› oranlarda afl›n›rlar. Ayr›ca çürükler ve kaza sonucunda difllerin baz› bölümlerinde k›r›lmalar oluflur. Bu gibi durumlarda, kron ad› verilen protezler ile difllerin kaybolan yap›lar›, tekrar yerine konur. Bu kronlar porselen, akril ya da difl hekimli¤i için özel olarak üretilmifl olan metal alafl›mlar kullan›larak yap›l›r. Difl hekimli¤inde son dönemdeki geliflmeler, bu yap›lar›n son derece do¤al görünmesini sa¤layabilmektedir. Protezde, hastan›n kaybolan fonksiyonlar› tekrar kazand›r›lmaya çal›fl›l›rken, ayn› zamanda bozulan konuflmas›n›n düzeltilmesi ve estetik görünümün de daha iyi olmas› amaçlan›r. Böylelikle büyük oranda kaybedilen a¤›z sa¤l›¤› düzeltilirken toplum içinde eksik ya da harap olmufl difllerle yaflamak zorunda kalan bireylerin psikolojik aç›dan da desteklenmesi sa¤lan›r. Çünkü bu flekilde yaflamlar›n› (bir süre de olsa) sürdürmek zorunda kalan bireyler, öncelikle gülmeyi unuturlar. Bu da fonksiyonel bozukluklar›n yan› s›ra, insanlarda kendine güven duygusunun zedelenmesine neden olur. Bu tip hastalara yap›lan çeflitli protezlerle insanlar›n yaflam kalitesinin yükseltilmesi amaçlan›r. 61 kas›m-aral›k Boydak’tan Haberler Ev yaflam›nda uyumu özleyenlere Bellona Life Bellona’n›n son gözdesi Life Serisi, mükemmel uyumu yakalamak isteyenler için modern tasar›mlar› ve fl›kl›¤› ile ev dekorasyonuna farkl› bir soluk getirmeye haz›rlan›yor v dekorasyonunda çarp›c› modelleri ve sürekli yeniledi¤i ürün gruplar› ile farkl›l›k oluflturan ev modas›n›n öncüsü Bellona, modern çizgiden ödün vermeden ev yaflam›nda bütünlük ve her odada uyumu yakalamak isteyenlere en yeni tasar›m› olan Life Ürün Grubu’nu müjdeliyor. Life Koltuk Tak›m›, Life Yemek & Yatak Odas›, Life Portmanto ve Life Plazma TV ünitesi gibi birbirinden fl›k birçok ürünü ile göz kamaflt›ran Bellona Life Serisi, dekorasyonda bütünlü¤ü arayanlar›n ilk tercihi olmaya haz›rlan›yor. Birbirinden farkl› ve göz al›c› renkleri çarp›c› E 62 kas›m-aral›k desenlerle buluflturan Life Koltuk Tak›m›, so¤uk k›fl günlerinde evlerde bahar havas› estirecek kadar iddial›. Fonksiyonelli¤i ile de dikkat çeken Life Koltuk Tak›m›, koltuk seçeneklerinde yatak olabilme özelli¤inin yan›nda, sand›k olarak kullan›labilen özelli¤i ile kullan›m kolayl›¤› sa¤l›yor. Odalar aras›nda yumuflak geçifli ile bütünlük oluflturan Life Koltuk Tak›m›, Life Plazma TV ünitesi ile de oturma odalar›n› ve salonlar› fl›kl›kla tamaml›yor. Life Yemek ve Yatak Odalar› ise konforu ve zevki bir arada sunuyor. Life Yemek Odalar›, vitrin ve gümüfllü¤ün içten ay- d›nlatma sistemi ile fl›kl›¤›n, kitabeli masas› ile de fonksiyonelli¤in en güzel örne¤i. Life Yatak Odas› ise minimalist yaklafl›m› ile her tür mekâna uyum sa¤layacak kadar kullan›fll› ve modern. Yeni sezona yine yenilikleriyle yön veren Bellona, evde kusursuz uyumu yaflatmak ve özgün modellerle farkl›l›k yakalamak isteyenlere oturma odas›ndan salona, yemek odas›ndan yatak odas›na kadar birbirinin tamamlay›c›s› birçok üründen oluflan Life Ürün Serisi’ni, Türkiye çap›nda 800’e yak›n Bellona sat›n alma noktalar›nda tüketicisinin be¤enisine sunuyor. Türkiye Finans hizmet a¤ını geniflletiyor Bölgesel ihtiyaç ve talepleri de¤erlendirerek yaygın hizmet a¤ını Türkiye geneline yaymayı amaçlayan Türkiye Finans Katılım Bankası, altı yeni flubesini daha hizmete sokmaya hazırlanıyor. Türkiye Finans, Kasım ve Aralık aylarında Kırflehir, Afyon, Kütahya, Siirt, Alanya ve ‹stanbul'da açaca¤ı flubeler ile 2006 yılı için hedefledi¤i 125 flube sayısına ulaflacak. Ayrıca bu açılıflların ardından finans dünyası için merkez kabul edilen ‹stanbul'da Türkiye Finans flube sayısı da 50'ye ulaflmıfl olacak. Mevcut aktifleri ile katılım bankaları arasında sektör lideri, özel bankalar arasında ise onuncu sırada yer alan Türkiye Finans'ın Genel Müdürü Yunus Nacar, yeni flubeler aracılı¤ı ile özellikle üretim sektörüne destek sa¤lamayı amaçladıklarını belirtti. Nacar, “‹stiyoruz ki bu flubelerimiz aracılı¤ı ile bireysel müflterilerimizin yanı sıra ülke ekonomisinin dinamosunu oluflturan, üreten ve katma de¤er sa¤layan KOB‹'lerimize finansal anlamda destek olalım. Bu nedenle flubeleflme çalıflmalarımızda üretim odaklı iflletmelerin yo¤un olarak bulundu¤u flehirler öncelikli tercih olmufltur. KOB‹'ler aracılı¤ı ile bu flehirlerin kalkınmasına destek olabilmek en önemli hedeflerimiz arasındadır” dedi. Türkiye Finans, bu açılıfllar ile 2006 yılı sonunda 125'e çıkaraca¤ı flube sayısını, 2007 yılında 150'ye, 2010'da 225'e çıkararak ülke co¤rafyasının tamamına ulaflmayı hedefliyor. HES Kablo’nun yeni Genel Müdürü Bekir Irak Boydak Holding'e ba¤lı olarak kablo üretimi alanında faaliyet gösteren ve 32 yıldır sektörün en önemli kurulufllarından biri olan HES Kablo'ya yeni Genel Müdür olarak Bekir Irak atandı. HES Kablo'da daha önce Genel Müdürlük görevini üstlenen Adem Özcan Gündo¤du ise Boydak Holding Dıfl ‹liflkiler Koordinatörlü¤ü'ne getirildi. Bekir Irak'tan boflalan Genel Müdür Teknik Yardımcılı¤ı görevine ise Aydın Murat Yakıcı atandı. HES Kablo Genel Müdürü Bekir Irak, firmanın bulundu¤umuz co¤rafyadaki en büyük entegre üretim tesisi oldu¤unu belirterek, yeni dönemdeki ilk hedeflerinin bakır tesislerinin geniflletilmesi ve modernize edilmesi oldu¤unu ifade etti. Bekir Irak flu bilgileri verdi: “Bakır tesislerimizi Mimar Sinan Organize Sanayi Bölgesi'ne taflıyaca¤ız ve 2008'in ortalarına do¤ru yeni tesisimiz üretime geçecek. Yapılacak ilave yatırımlarla birlikte bu tesislerin yılda 80 bin ton civarında bakır üretimi kapasitesi olacak. Bu yatırımla tüm bakır üretimimizi kendimiz gerçeklefltirmifl olaca¤ız. Önümüzdeki dönemde Avrupa Birli¤i sürecinde “dumansız ve yanmaz kablolar›n (halogen fre- e and flame retardant) tüketiminin artaca¤ını varsayarak bu kablolarla ilgili granül (izolasyon malzemesi) üretimi yatırımı yaptık. Yine “dumansız ve yanmaz kablolar”la ilgili kapasite artıflı için imalat hatları yatırımlarımız devam ediyor. 2006'da 60 milyon dolar olmasını bekledi¤imiz ihracatımızı, önümüzdeki yıl 70 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Teknolojiye yatırım yaparak kalitemizi daha üst seviyelere çıkarmayı, fireyi en aza indirerek üretim maliyetlerini düflürmeyi ve piyasada daha rekabetçi olmayı hedefliyoruz” dedi. Yeni atamalar 1 Kasım 2006 tarihinden geçerli olmak üzere Boydak Holding flirketlerinden Beltafl A.fi. ve Orpafl A.fi. flirketlerinde Yönetim Kurulu kararı ile görev de¤ifliklikleri yapıldı. Trakya Bölgemizde Pazarlama Müdürü olan Murat Gülseren, Boypafl-‹kitelli Pazarlama Müdürlü¤ü'ne atandı. 26 Ekim 2006 tarihi itibariyle Boypafl-‹kitelli bölgesinde göreve bafllayan Orpafl A.fi. Pazarlama Müdürü Murat Gülseren'in yerine ise Beltafl A.fi. Pazarlama Müdürü olarak görev yapan Orhan Baflar atandı. Orhan Baflar ‹stikbal, Regina Mutfak ve Mondi markalarımızın Pazarlama Müdürlü¤ü’nü yürütecek. Orhan Baflar'dan boflalan Bellona Pazarlama Müdürlü¤ü’ne ise Orpafl A.fi. Pazarlama Bölge Sorumlusu olarak görev yapan Özgür Kaya getirildi. 63 kas›m-aral›k Boydak’tan Haberler ‹stikbal kalitesinin s›rr›: Boydak’tan 2007’de Ar-Ge ve tasar›ma 10 milyon dolar Boydak Holding Yönetim Kurulu üyeli¤inin yan› s›ra Bellona A.fi. Genel Müdürlü¤ü görevini de sürdüren Nazif Türko¤lu, 2007 y›l›nda tasar›m ve Ar-Ge çal›flmalar›na holding olarak 10 milyon dolar kaynak ay›rd›klar›n› belirtti. Türko¤lu, Türkiye’nin en çok patent ve tescil baflvurusunda bulunan ilk üç kuruluflu aras›nda bulunduklar›n› belirterek “Bünyemizde faaliyet gösteren ‹stikbal, Bellona, HES Kablo gibi sektörün öncü kurulufllar› olan firmalar›m›z›n yeni ürün gelifltirmesine çok önem veriyoruz” dedi. 200 kiflilik tasar›m ve Ar-Ge ekibiyle dünyadaki geliflmeleri yak›ndan takip ettiklerini belirten Nazifo¤lu “Madrid Anlaflmas› çerçevesinde ‹stikbal ve Bellona markalar›n›n 55 ülkede, HES Kablo’nun ise 18 ülkede marka tescili bulunuyor. Boydak Holding olarak fikri haklara büyük önem veriyoruz” dedi. 5E1K1F1O Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve MOSDER Baflkan› Memduh Boydak, dünya pazarlar›nda söz sahibi olmak için markalaflma ve reklam çal›flmalar›n›n bir noktadan sonra yetersiz kald›¤›n› belirterek “Baflar›m›z›n sekiz maddelik s›rr›, ‹talyanlar›n sektörde büyümesini sa¤lad›. Bu maddeleri biz de uygulay›p dünya pazar›nda Türk mobilyas› efsanesini yaratabiliriz” dedi. Boydak Holding’in baflar›s›n› ise flöyle aç›klad›: “Firmam›z›n baflar› s›rr› sekiz madde içeren 5E1K1F1O formülünde gizlidir. 5E’nin aç›l›m› estetik, etik, ergonomik, evrensel ve ekonomiktir. 5E’den sonraki maddemiz 1K ise konforu simgelemektedir. Ürünleriniz insana rahatl›k ve konfor veriyorsa tercih edilir. 1F ise fonksiyondur. Ürününüz muhakkak fonksiyonel olmal›d›r. Sonuncu maddemiz ise 10’dur. Yani ürünlerimizdeki opsiyondur. Ürünlerimizde müflteri için tercih flanslar› oluflturmal›y›z”. Boydak’›n baflar› formülü 5E1K1F1O’nun aç›l›m› 5E: Estetik, Etik, Ergonomik, Evrensel, Ekonomik 1K: Konfor, 1F: Fonksiyonel, 1O: Opsiyonel Boydak Ailesi’nin kederli günü Boydak Holding'in kurucular›ndan Hac› Mustafa Boydak'›n efli Sefure Boydak hayat›n› kaybetti. Merhumenin naafl›, Kayseri'deki Camii Kebir'de k›l›nan cenaze namaz›n›n ard›ndan flehir mezarl›¤›ndaki aile kabristan›na defnedildi. Cenaze törenine yak›nlar›n›n yan› s›ra Boydak Holding çal›flanlar› ve çok say›da vatandafl kat›ld›. 64 kas›m-aral›k ‹stikbal'in yeni ma¤azacılık anlayıflı yaygınlaflıyor ‹stikbal, Kırflehir ve Tokat'ta iki yeni “ev consept” ma¤azasını daha hizmete açtı. “Ev consept” ma¤azalarının açılıfl törenlerine Boydak Holding Yönetim Kurulu Baflkanı Hacı Boydak, Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi fiükrü Boydak, Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve ‹stikbal A.fi. Genel Müdürü Memduh Boydak'ın yanı sıra çok sayıda davetli katıldı. ‹stikbal, “ev consept” ma¤azaları ile tüketici beklentilerine uygun olarak yüzlerce ürünü aynı çatı altında buluflturmayı amaçlıyor. “‹stikbal Ev Consept” ma¤azalarının yaygınlaflması ile ilgili bir de¤erlendirme yapan Memduh Boydak, “Amacımız hızla de¤iflen yaflam tarzlarına paralel tüketici beklentilerini eksiksiz karflılamak. Bu nedenle 2005'ten bu yana gelifltirdi¤imiz yeni ‘ev consept’ ma¤azalarımızın sayısını artırmayı ve 2007 K›rflehir Tokat yılında yatırımlarımız ile desteklemeyi planlıyoruz” dedi. Hedef, 30 yeni “‹stikbal Ev Consept” ma¤azası Türkiye'de “ev consept” ma¤azacılık anlayıflının öncüsü ‹stikbal, yeni açılan Tokat ve Kırflehir ma¤azaların›n yan›nda 2005 yılından bu yana Samsun, Rize, Erzurum, Elazı¤, Bursa, Ankara, Trabzon ve Diyarbakır gibi Türkiye’nin çeflitli illerinde dev “ev consept” ma¤azalarını tüketicilerle buluflturdu. Önümüzdeki dönemde ortalama 8 bin metrakarelik, 30 yeni “ev consept” ma¤azasının aç›lmas› planlan›yor. Tekirda¤ Mondi bayimiz aç›ld› Korkmaz Ticaret, ikinci Bellona ma¤azas›n› açt› Aytaç Atun taraf›ndan aç›lan 500 metrekarelik Mondi bayimiz Çorlu’da hizmete girdi. 2004 y›l›ndan itibaren Esenyurt Bellona Bayii olarak hizmet veren Korkmaz Ticaret, Esenyurt’a öz sermayesiyle 1000 metrekarelik ikinci bir Bellona bayii daha açt›. 4 Kas›m Cumartesi günü Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Bepafl A.fi. Genel Müdürü Bekir Boydak’›n aç›l›fl›n› yapt›¤› ma¤azan›n ortaklar›ndan Y›ld›r›m Korkmaz, hedeflerinin daha genifl bir kitleye hitap etmek, ma¤aza say›s›n› art›rmak ve Bellona markas› ile beraber büyümek oldu¤unu söyledi. Atun Mobilya Turizm ‹nflaat San. ve Tic. Ltd. fiti. Yetkili: Aytaç Atun Metraj: 500 m2 Adres: Muhittin Mah. Ç›nar Sok. Gözayd›n Apt. No: 17 Çorlu/Tekirda¤ Tel: 0282 661 24 80 Fax: 0282 661 24 02 Firma sahipleri: Ali Korkmaz, Y›lmaz Korkmaz, Y›ld›r›m Korkmaz Metraj: 1000 metrekare, Esenyurt 65 kas›m-aral›k Bulmaca Bulmacam›z›n çözümü 4. sayfadad›r. 66 kas›m-aral›k