Bir k›fl masal› - Boydak Holding

Transkript

Bir k›fl masal› - Boydak Holding
kas›m-aral›k 2006
say› 2
Bir k›fl
masal›
Fatih Altayl›:
“K›z›ma ‘‹cat ç›kar’ diyorum”
O daima star
Ali Poyrazo¤lu
Sunufl
Boydak Holding’in 2006
faaliyetlerini düflündü¤ümde,
80 milyon dolar yat›r›m ile üç
üretim tesisimizin aç›l›fl› geliyor
akl›ma. Ülker Grubu ile Türkiye
Finans Kat›l›m Bankas›’n› kurduk.
Mobilya grubumuza “Mondi”yi
ekledik. ‹stikbal “Tüketici Dostu
Ödülü”ne lay›k görülürken,
Holdingimiz ‹SO 500 Listesi’nde
alt› flirketi ile yer ald›
Her yeni güne, sevinçli
haberlerle giriyoruz
Y
eni bafllangݍlar hep zor,
hep sanc›l›d›r ancak bir o
kadar da heyecan tafl›r içinde. Bir y›l› daha geride b›rakmaya haz›rlan›yor ve bir y›l›n daha
muhasebesini tutmaya bafll›yoruz. Bir
tart›ya koyuyoruz günleri; neler bekledik,
neler istedik ve ne kadar›n› gerçeklefltirebildik? Bizler de Boydak Holding ad›na
2006 y›l›na dönüp bir bakt›¤›m›zda, hepinizin deste¤i ile geride b›rakt›¤›m›z baflar›lar› görüyor, bu baflar›lar›n bizlere
getirdi¤i mutlulu¤u yafl›yoruz.
Boydak Holding’in 2006 faaliyetlerini
düflündü¤ümde, y›l›n hemen bafl›nda 80
milyon dolar yat›r›m ile üç üretim tesisimizin aç›l›fl›n› gerçeklefltirmemiz geliyor
akl›ma. Hemen ard›ndan Türkiye’nin en
önemli kurulufllar›ndan biri olan Ülker
Grubu ile bir araya geliyor, Türkiye’de bir
ilke imza at›yor, Anadolu Finans ve Family Finans’›n güçlerini birlefltirme karar› al›yoruz. Türkiye’nin en büyük kat›l›m
bankas› olan Türkiye Finans Kat›l›m Bankas›’n› kuruyoruz. Yine 2006’da mobilya
grubumuza yeni bir marka, “Mondi” ekleniyor. Yeni bir heyecan duyuyoruz.
Türk Patent Enstitüsü Boydak Hol-
ding’in, Türkiye’de en çok patent ve tasar›m tescilinde bulunan ilk üç kurulufl aras›nda yer ald›¤›n› aç›kl›yor. Öncü markam›z ‹stikbal “Tüketici Dostu Ödülü”ne lay›k görülüyor. Tüketicilerimizin oylar›yla
ald›¤›m›z bu ödül ile kaliteli ve dürüst ifl
yapman›n huzuru kapl›yor içimizi. ‹stanbul Sanayi Odas› Türkiye’nin En Büyük
500 Sanayi Kuruluflu Listesi’nde Boydak Holdign’in bu y›l alt› flirketi ile yer ald›¤› haberi geliyor. Befl flirketimizin listede üst basamaklara t›rmand›¤›n›, Form
Sünger ve Yatak Sanayi’nin bu y›l listeye
ilk kez girdi¤ini ö¤reniyoruz. Müjdeli haberlerimize bir yenisi daha ekleniyor.
2006 y›l›nda hizmet alanlar›m›zdan biri
olan pazarlamada da önemli yenilikleri
hayata geçiriyoruz. Adapazar› Adakar ve
Karbel flirketlerimiz yeni infla edilen lojistik tesislerine, ‹stanbul Bepafl Pazarlama flirketimiz ise Esenler’de infla edilen
yeni lojistik tesisine tafl›narak daha modern bir yap›da hizmet vermeye bafll›yorlar. ‹ç Anadolu ‹spafl ve Bimeks Pazarlama flirketlerimiz ise yeni infla edilen
tesislerine tafl›nmaya haz›rlan›yor. Hizmet anlay›fl›nda ç›tay› sürekli yükseltmeyi ilke edinen grubumuzun yeniliklerini
h›z kesmeden sürdürüyoruz.
2006 y›l›nda kurumumuz ad›na önemli
bir projeye daha imza at›yoruz. Boydak
Holding olarak Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yuvalar›ndaki çocuklar›n hayat koflullar›n›n iyilefltirilmesine yönelik kurumsal sosyal sorumluluk
projesini bafllat›yoruz. En önemli gelene¤imiz olan toplumsal sorumlulu¤umuzu
geçti¤imiz y›llarda oldu¤u gibi bu y›l da
eksiksiz yerine getirmeye çal›fl›yoruz. Yönetim Kurulu Baflkan›m›z Hac› Boydak,
2006 y›l›nda Türkiye Büyük Millet Meclisi taraf›ndan Üstün Hizmet Madalyas›
ile ödüllendiriliyor ve tüm Boydak Holding ailesi olarak bu ödülün hakl› gururunu paylafl›yoruz.
Tüm bu sayd›klar›m›z sadece bu sat›rlara s›¤d›rabildiklerimiz. Boydak Holding
çat›s› alt›nda her yeni günü, yukar›da
sayd›¤›m gibi onlarca sevinçli haberler
ile karfl›l›yoruz. Önümüzdeki dönemde
de sizlerin bizlere katt›¤› güçle yeni baflar›lar›, yeni güzellikleri hep birlikte yaflayaca¤›m›za olan inanc›m›z sonsuzdur.
Sevgi ve sayg›lar›mla...
Bekir Boydak
3
kas›m-aral›k
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler
içindekiler içindekiler
kas›m-aral›k 2006
10
GÜNDEM
Sanayi üssü Kayseri
V‹ZYON
MOSDER Yönetim Kurulu
Baflkan› Memduh Boydak
ANAL‹Z
Fatih Altayl›
Sedef Kabafl
Ege Cansen
F‹K‹RDEN ÜRÜNE
Bellona Vision Kanepe
PERAKENDEC‹L‹K
Suat Soysal
SINIR ÖTES‹
Almanya
Alfa Mobel
B‹Z‹ GÜLDÜRENLER
Ali Poyrazo¤lu
DEKORASYON
‹stikbal Vision
SANAT
‹smail Acar
NEREYE G‹DEL‹M?
Bursa
BAY‹
Bellona Bayii Salih fiekerci
SPOR
Fenerbahçe Kaptan› Ümit Özat
SA⁄LIK
A¤›z ve difl sa¤l›¤›
BOYDAK’TAN HABERLER
6
10
18
22
26
30
32
34
36
44
40
44
46
46
48
54
58
60
62
22
Bulmacan›n çözümü
14
‹mtiyaz Bahibi
Boydak Holding ad›na
Bekir Boydak
Yaz›iflleri Müdürü
Murtaza Durmufl
Editör
Meral Gündo¤du
Görsel Yönetmen
Nihal Atatepe
Düzelti
Ercan Yafla
4
kas›m-aral›k
26
Yay›n Kurulu
Bilal Uyan›k
Mustafa Büyükkat›rc›
Bülent Al›c›
Muzaffer Çetinkaya
Ekrem Bakt›r
Hasan Ünal
Ar›n Saydam
Ülkü Karaosmano¤lu
Ayflin Kaymaz
Reklam
Ebru Balc› Çal›flkan
Yap›mc›
Kesiflim Yay›nc›l›k ve Tasar›m
Hizmetleri
Kasap Sok. Hilmi Hak Han, 22/6
34394 Esentepe fiiflli/‹stanbul
Tel: (212) 337 51 99
Faks: (0212) 288 62 36
www.kesisim.com.tr
Yönetim Yeri
Organize Sanayi Bölgesi,
6. Cadde No: 35 Kayseri
e-posta: [email protected]
[email protected]
Bask› Elma Bas›m
‹kitelli Organize Sanayi Bölgesi
Keresteciler Sit. Blok: 14 No: 1
‹kitelli/‹stanbul
Yay›n Türü Yerel Süreli Yay›n
Editörün notu
Yenilikçili¤i ilke edinen ‹stikbal,
bir sürprize haz›rlan›yor. Ev
tekstiline ressam eli de¤ecek.
‹smail Acar’›n ‹stikbal için özel
olarak tasarlad›¤› desenler
yak›nda evlerdeki yerini alacak.
‹smail Acar, resimlerini “daha
büyük kitlelerle” paylaflmak
isteyen bir ressam olarak bu
projenin kendisi için çok
önemli oldu¤unu söylüyor
6
40
Kayseri’nin
gurur gecesi
Y
epyeni bir mevsime giriyoruz. So¤uk ama bir o kadar da güzel.
Beyaz›n safl›¤› ve temizli¤inde, insan ruhuna nefle veren o enerjiyle dolacak yine kimilerimiz. Size, o so¤uk günlerde, çay›n›za efllik edecek bir “Biz Bize” sunuyoruz. Hem iflimizin, hem hayat›n,
hem de fikirlerin etraf›nda tatl› bir desen gibi dolafl›yoruz dergimizle.
Bu say›m›z›, Kayseri’nin gurur gecesiyle aç›yoruz. Kayseri Sanayi Odas› (KAYSO) taraf›ndan düzenlenen “Sanayi Gecesi”, Kayserili sanayicileri bir araya
getirdi. Bu güzel geceye Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan›m›z Abdullah Gül’ün, Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun’un, Kayserili milletvekillerinin
kat›lmas› tüm Kayseri’yi onurland›rd›. Hemflerimiz TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu da o gün aram›zdayd›. Holdingimizin Yönetim Kurulu Üyesi ve KAYSO Baflkan› Mustafa Boydak’›n her konukla tek tek ilgilenmesi, gece boyunca titiz bir ev sahibi olarak davranmas› dikkate de¤erdi.
Boydak Yönetim Kurulu Üyesi Memduh Boydak dergimize Mobilya Sanayicileri Derne¤i (MOSDER) Baflkanl›¤› s›fat›yla konuk oluyor.
Sabah Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Fatih Altayl›’n›n söylediklerini de ilgiyle okuyaca¤›n›zdan eminim. Türk insan›n›n giriflken, yenilikçi ve keflifçi olmas› gerekti¤ini belirten Altayl›, geleneksel “‹cat ç›karma” söyleminin tersine,
kendi çocu¤una “‹cat ç›kar” dedi¤ini bize aktar›yor.
Ekran›n baflar›l› programc› ve spikerlerinden Sedef Kabafl, çok önemli bir
noktaya iflaret ediyor: Do¤ru ve etkili aktar›lmayan bilgi, tek bafl›na bir anlam
tafl›m›yor. Çünkü bilgi, paylafl›ld›kça ve onu kullanacak kiflilerce do¤ru anlafl›ld›kça de¤erleniyor. Hürriyet Gazetesi Yazar›-Ekonomist Ege Cansen de ekomideki geliflmeleri de¤erlendirdi “Biz Bize” için. Dünyan›n en yüksek faizini
ödeyen ülke oldu¤umuza dikkat çeken Cansen, kur politikas›n›n sanayiciye
yard›mc› olmas› gerekti¤ini söyledi. Dergimizin bir di¤er konu¤u y›llar›n usta
sanatç›s› Ali Poyrazo¤lu. Onun da hiç bilinmeyen bir yönünü ö¤reneceksiniz.
‹stikbal markam›z, çok yak›nda ressam ‹smail Acar’la Türkiye’de ilk kez gerçekleflecek çok önemli bir proje bafllat›yor. Ev tekstiline ressam eli de¤ecek.
Size dopdolu bir dergi haz›rlamak için çal›flt›k. Memnuniyetiniz, mutlulu¤umuzdur.
18
34
Murtaza Durmufl
Yaz›iflleri Müdürü
5
kas›m-aral›k
Gündem
Sanayi üssü
Kayseri
Kayseri Sanayi Odas›’n›n (KAYSO) 40. y›l›, “Sanayi Gecesi” ile kutland›. Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül,
Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun, TOBB Baflkan› Rifat
Hisarc›kl›o€lu ve Kayserili milletvekillerinin de kat›ld›¤› gecede
konuflan KAYSO Baflkan› Mustafa Boydak, sanayicilerin finansman
s›k›nt›s›na dikkat çekti
Yaz›:
Meral Gündo¤du
Foto¤raflar:
Mehmet ‹lhan
Metin Do¤an
6
kas›m-aral›k
ayseri Sanayi Odas› (KAYSO) kuruluflunun 40. y›l›n›,
ülke çap›nda baflar› kazanm›fl Kayserili sanayici ve
ifladamlar›na ödüllerin verildi¤i “Sanayi
Gecesi”yle kutlad›. 3 Kas›m’da Kayseri
Hilton Otel’de gerçekleflen organizasyona, Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül, Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun, TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu ve Kayserili milletvekilleri de
kat›ld›. Gecede, baflar›l› ifladamlar›na
ödülleri Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflle-
K
ri Bakan› Abdullah Gül, Sanayi ve Ticaret
Bakan› Ali Coflkun, TOBB Baflkan› R›fat
Hisarc›kl›o¤lu ve Kayserili milletvekilleri
taraf›ndan verilirken, KAYSO Yönetim
Kurulu Baflkan› Mustafa Boydak da konuklara KAYSO’nun plaketini sundu.
“Sanayi Gecesi” gurur
gecesine dönüfltü
‹stiklal Marfl›’n›n okunmas›yla bafllayan
geceye ayr›ca ‹stanbul Milletvekili ‹rfan
Gündüz, Kayseri milletvekilleri Niyazi Özcan, Adem Bafltürk, Muharrem Eskiya-
pan, Bekir Y›ld›z, Mustafa Duru, Mustafa Elitafl, Sad›k Yakut, Taner Y›ld›z, Ni¤de
Milletvekili Erdo¤an Özegen, Kayseri Valisi Osman Günefl, Kayseri Büyükflehir
Belediye Baflkan› Mehmet Özhaseki ve
Kayserili sanayiciler kat›ld›. Kayseri Sanayi Odas›’na kay›tl› olmamakla birlikte
Türkiye çap›nda yat›r›mlar yapan Kayserili aileler de Kayseri’nin bu çok özel gurur gecesinde yer ald›lar.
Bedirhan Gökçe’nin fliirlerinden örnekler sunarak renk katt›¤› gecede konuflan KAYSO Baflkan› Mustafa Boydak,
RAKAMLARLA KAYSER‹
100
5
1
%90
600
300
7
1000
300
150
bini aflan istihdam
milyar dolar üretim
milyar dolar ihracat
okuryazar oran›
akademik kadro
bin ö¤renci
milyon metrekare OSB
’i aflk›n fabrika
’ü aflk›n ürün
ülkeye ihracat
“Boydak, Kayseri’ye
ayr› bir güç katt›”
Kayseri’nin son y›llarda büyük at›l›m göstermekle birlikte sanayi hamlesini çok
daha önce bafllatt›¤›n› belirtti. Mustafa
Boydak “Çok de¤erli büyü¤ümüz, Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürk’ümüzün
ve sonras›nda ‹smet ‹nönü’nün döneminde Kayseri’de sanayileflmenin ilk
hamleleri yap›lm›flt›r. 1960’lardan itibaren, Kayseri Sanayi Odas›’n›n kurulmas›yla çok önemli çal›flmalar gerçekleflmifltir” dedi. Boydak sözlerine flöyle devam etti: “Odam›z öncülü¤ünde, biri Türkiye’nin en büyük organize sanayi bölgesi olmak üzere üç tane organize sanayi
bölgesi kurulmufltur. Mimar Sinan Organize Sanayi Bölgemiz tamamlanm›flt›r. 1966 y›l›nda ihracat› olmayan Kayseri’de bugün 1 milyar dolarl›k ihracat
rakam›na yaklafl›ld›. Kentimiz, 1 milyar
dolar›n üzerinde ithalat yap›yor. Türkiye
üç y›ld›r ekonomisini büyütüyor. GSY‹H
400 milyar dolara ulaflt›. Bu rakam›n 1
trilyon dolara ulaflmas› iflten bile de¤il.
Kayserili sanayiciler olarak bu büyümeye katk› sa¤layaca¤›m›za yürekten inan›yorum. Türkiye’nin bir Avrupa ülkesi olaca¤›ndan en ufak bir endiflemiz yok. Türkiye Avrupa’n›n en h›zl› büyüyen ülkesi
haline geldi. Bu f›rsatlar› Kayseri olarak
kaç›rmamam›z gerekti¤ini ve bu yolculukta önümüzün aç›k oldu¤unu düflünüyoruz. Türkiye’nin, e¤itilmifl insan say›s›n›
1 milyon daha art›r›rsa çok önemli s›çramalar yapaca¤›na inan›yorum”.
Finansman sorunu kay›t d›fl›
piyasay› güçlendiriyor
Üyelerinin yüzde 85’ini küçük ve orta
boy iflletmelerin oluflturdu¤unu belirten
Mustafa Boydak, bu iflletmelerin finansman sorunu yaflad›¤›n› ifade etti. Mustafa Boydak “Sadece Halk Bankas›’n›n
çok küçük kaynaklarla küçük ve orta boy
iflletmelerimize destek verme gayreti
içinde oldu¤unu görmekteyiz. Ama bu
çok yetersizdir. Finansman meselesinin
önündeki engellerin aç›lmas› çok önem
arz etmektedir. Yoksa bizim bu güzelim
tesislerimiz, çok tehlikeli bir piyasan›n,
hatta kay›t d›fl› piyasan›n de¤iflik yüzleriyle karfl›laflmak durumunda kalacaklard›r. Anadolu ya da KOB‹ yaklafl›m› denilen finansal yeniden yap›land›rma program›yla bu iflletmelere ikinci bir flans verilmesi, ekonominin gelece¤i bak›m›ndan da çok önemlidir” dedi.
Yabanc› yat›r›mc›lar› da memnun etmek
amac›nda olduklar›n› belirten Mustafa
Baflbakan Yard›mc›s› ve D›fliflleri Bakan› Abdullah Gül ve TOBB Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu yaln›zca temsil ettikleri makamlar dolay›s›yla de¤il, “hemflerilik” s›fat›yla da “Sanayi Gecesi”nde
yer ald›lar. “Kayseri’den hiçbir zaman
kopmad›m. Tahsil ve çal›flma hayat›
sebebiyle ayr› oldum ama daima Kayseri ile irtibat›m oldu” diyen Gül, anne ve babas›n›n hâlâ Kayseri’de yaflad›¤›n› da söyledi. “‹nsan›n hemflerileriyle gurur duymas› çok güzeldir” diyen Gül, “Bugün burada gördü¤ümüz
manzaralar çok heyecan verici. Kayseri’de Boydak Grubu’nun gerek ifl hayat›ndaki baflar›lar›yla gerek sosyal
yard›mlaflmaya katk›lar›yla büyük gurur duyuyoruz. Boydak Grubu Kayseri’ye ayr› bir güç katt›. Ünü Kayseri’yi
çoktan aflt›. Pek çok kuruma örnek oldular. Tüm bunlar› yaparken de Boydak Ailesi olarak Kayseri’nin kendi
kültüründen, sade hayat tarz›ndan hiç
kopmad›lar. Bunlar gerçekten takdir
edilecek meselelerdir” dedi. TOBB
Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu ile de aile
dostu olduklar›n› belirten Gül, “Üstelik
onlar›n ‘ba¤’› da var” derken Rifat Bey
de her yaz ailesiyle söz konusu “ba¤”
da vakit geçirdi¤ini ifade etti.
7
kas›m-aral›k
Gündem
Orta Anadolu A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan› Fatih Karamanc›:
Çok muhteflem bir ödül ve çok
güzel bir gece. fiimdiye kadar ismini duyup tan›flma f›rsat›
bulamad›¤›m kiflilerle tan›flt›m. Bu
ödülü hiç bir zaman bireysel olarak düflünemem. Kayseri iflgücünün bu baflar›da pay› çok fazla.
Kayseri’ye olan borcumu 20 derslikli bir okul yaparak bir nebze de
olsa ödemeye çal›fl›yorum.
Kibar Holding Yönetim Kurulu
Üyesi Ahmet Kibar: KAYSO Baflkan› Mustafa Boydak her fleyi
çok güzel organize etmifl. Böyle
güzide bir toplulu¤un içinde olmaktan onur duyduk. Biz Kayserili bir aile oldu¤umuz halde flu anda Kayseri’de yerleflik de¤iliz.
Kayseri’de hay›r ifllerimiz var. Gönül ba¤›m›z sürüyor.
Mimatafl Yönetim Kurulu Baflkan› ‹brahim Katartafl: Bu gecenin ad›n›n “Sanayi Gecesi” olmas›
Kayseri’nin ne kadar geliflti¤inin
bir göstergesi. Bu güzel günde
Baflbakan Yard›mc›m›z Abdullah
Gül’ün, Sanayi ve Ticaret Bakan›m›z Ali Coflkun’un burada olmas›
bizlere daha da büyük bir onur
veriyor. ‹lerki y›llarda Avrupa’yla
iç içe bir sanayiye sahip bir Türkiye ve Kayseri düflünüyorum.
Enerjisa Kurumsal ‹letiflim
Müdürü Ali Aç›kgöz: Sanayinin
geliflmesindeki en büyük faktörlerden biri enerji. Bu gerçek Sabanc› grubu olarak bizim de bu
konuyu gündemimize almam›z›
sa¤lad›. fiirketimiz EnerjiSA’n›n
ilerleyen dönemlerde Türkiye’ye
çok büyük katk›lar› olaca¤›n› ve
bununla beraber sanayinin geliflece¤ini düflünüyorum.
8
kas›m-aral›k
Boydak, KAYSO’nun ulaflt›rma firmas› Arkas’la anlaflma yaparak gümrüklü ve
gümrüksüz mallar›n yer alaca¤›, kentin
antrepo ve lojistik merkezi ihtiyac›n› gidermek üzere çal›flmalara bafllad›klar›n›n bilgisini verdi. Mustafa Boydak ayr›ca 400
yatakl› bir otel yapmak üzere çal›flmalar›n
sürdü¤ünü de belirtti. “Kentimizin, giriflimci ruhuyla herhangi bir teflvik almadan neler yapabildi¤ini gördünüz. Devletimizin
imkânlar›n› da biliyoruz ama önümüzdeki
engellerin afl›lmas› ve bizim rekabet gücümüzün korunmas› gerçekten çok önem
arz etmektedir” diyen Mustafa Boydak
sözlerini flöyle sürdürdü: “KAYSO 1.5 y›lda üye say›s›n› 700’den bine ç›kard›. Küçük iflletmelerimiz yavafl yavafl organize
sanayi bölgelerimize tafl›nmaya bafll›yor.
‘Küçük olsun, benim olsun’ anlay›fl›ndan
uzak durarak birlikte ifl yapmak suretiyle
arkadafllar›m›z›n sanayicilik nosyonlar›n›
gelifltirece¤imize ve firmalar›m›z›n say›s›n›
art›raca¤›m›za yürekten inan›yoruz.”
Birlik ve beraberlik ruhu
Daha sonra söz alan Türkiye Odalar ve
Borsalar Birli¤i Baflkan› Rifat Hisarc›kl›o¤lu da Türkiye’nin Anadolu’da ortaya ç›kan
müteflebbis s›n›fla büyük bir de¤iflim yaflad›¤›n› ifade etti. Hisarc›kl›o¤lu “80 y›lda bu
topraklarda ne yapt›n›z diye soranlara,
petrolümüz, do¤al kayna¤›m›z, baflka ülkeler gibi sömürge kaynaklar›m›z olmadan
bir tek kendi gücümüze güvenerek meydana getirdi¤imiz bu üretim kapasitesini
gösterebiliriz” dedi. Kayseri’nin baflar›s›n›n
KAYSER‹ SANAY‹ ODASI’NIN fiAMP‹YONLARI
‹HRACAT
KURUMLAR VERG‹S‹
GEL‹R VERG‹S‹
1. Orta Anadolu
2. Boydak D›fl Ticaret
3. HES Hac›lar Elektrik
4. Mimatafl
5. Birlik Mensucat
6. Kumtel
7. Has Çelik
8. Ceha Büro
9. Erbosan
10. Çevikler Mermer
11. Çetinkaya
12. Boyteks
13. Gürkan Büro
14. His Tekstil
15. Mega Metal
1. Kayseri fieker
2. Orta Anadolu
3. Merkez Çelik
4. ‹stikbal
5. Özkoyuncu
6. Boydak D›fl Ticaret
7. Kayseri ve Civ. Elk.
8. Form Sünger
9. Is›san
10. Kayseri Metal
11. Boydak Holding
12. Yatafl
13. Somyürekler
14. Aspilsan
15. Kays. Kard. Mer.
1. Hüseyin Conger
2. Ali R›za Özderici
3. ‹smi aç›klanmad›
4. ‹smi aç›klanmad›
5. Nazmi ‹mamo¤lu
6. ‹hsan Hasflerbetçi
7. Memduh Boydak
8. ‹lhan Hasflerbetçi
9. Hakan Hasflerbetçi
10. Ahmet Koyuncu
11. Mustafa Boydak
12. Cahit Yalç›n
13. Bekir Boydak
14. Ramazan Anadol
15. Ali Baflyaz›c›o¤lu
ard›nda birlik ruhu oldu¤unu kaydeden
Hisarc›kl›o¤lu “E¤er bir flehirde vali, belediye baflkanlar›, milletvekilleri, sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleri bir araya gelmiflse, o flehir rahmetini bu birlikten al›r” fleklinde konufltu. Hisarc›kl›o¤lu
sözlerine flöyle devam etti: “Kayseri gibi
Türkiye’de 10 tane model flehir var. Kayseri’nin sihirli formülünü di¤er flehirlerimiz de inflallah kullan›rlar ve hep beraber ülkemizi kalk›nd›rm›fl oluruz. Türk giriflimcilerinin tüm dünyada baflarma ve
ilerleme azmini, müteflebbis ruhunu
temsil eden ve Türkiye’nin en büyük sanayi flehirlerinden biri olmay› baflaran
Kayseri sanayicileriyle bir arada olmaktan büyük onur duyuyorum.”
Kayseri Valisi Osman Günefl de gecede
yapt›¤› konuflmada, mesleki e¤itim konusuna de¤inerek, KAYSO ile mesleki e¤itim alan›ndaki iflbirli¤inin devam edece¤ini belirtti.
“41 kere maflallah”
Sanayi ve Ticaret Bakan› Ali Coflkun Kayseri Sanayi Odas›’n›n kuruluflunun 40. y›l›nda “41 kere maflallah” dedi¤ini belirterek hükümet olarak sanayicinin sorunlar›n› bizzat sektör temsilcileriyle bir araya
geldikleri Ekonomik Sorunlar› De¤erlendirme Kurulu arac›l›¤›yla yak›ndan izlediklerini belirtti. Coflkun “Türkiye’nin itibar›n›
geri kazamas›nda özel sektörün çok büyük pay› vard›r, bu sadece hükümetin baflar›s› de¤ildir. Siz organize sanayi bölge-
sinin altyap›s›n› çok k›sa bir zamanda ve
devletten bir kurufl destek almadan kendi imkânlar›n›zla gerçeklefltirdiniz. Aran›zdan gelmifl bir Sanayi ve Ticaret Bakan› olarak sizinle gurur duyuyor, Türkiye’ye örnek olmas›n› diliyorum” dedi.
D›fliflleri Bakan› ve Baflbakan Yard›mc›s›
Abdullah Gül ise bir ülkenin en büyük
zenginli¤inin o ülkenin giriflimcileri oldu¤unu belirtti. Gül, gecede yapt›¤› konuflmada “fiu anda bu salondaki ifladamlar›
sadece Kayseri’de 100 bin insan› istihdam ediyor. 100 bin kifli aileleriyle birlikte büyük bir nüfus eder. Sizler yat›r›m
yap›p vergi ödüyorsunuz, maafl verdi¤iniz insanlar da vergi ödüyor; biz o vergilerle halka hizmet götürüyoruz. Sizler
üretiyor, içerde ve d›flarda sat›yor, döviz
getiriyorsunuz. Bunlar› düflündü¤ümüzde sizleri ne kadar övsek azd›r” dedi.
‹fladamlar› ile beraber çal›flan bir hükümet olmay› hedeflediklerini belirten Gül
flunlar› söyledi: “Birçok karar› sizlerle
yapt›¤›m›z toplant›lar›n neticesinde ald›k.
Önünüzdeki engelleri aflmak muhakkak
ki sizlere daha çok ifl yapma imkan› verecektir. Bunun için u¤rafl›yoruz. Bürokrasiyi azaltmak için elimizden geleni yap›yoruz. Kurumlar vergisinde, gelir vergisinde indirimlere gidiyoruz. Elbette üreticinin üzerinden yük kalkm›fl de¤il ama
yap›sal reformlarla bütün bunlar mümkün olacakt›r. Kayseri, Türkiye’de ekonomik kalk›nmada öncü illerden biri olmaya bafllad›. ‹ki sene önce Baflbakan›m›zla beraber Organize Sanayi Bölgesi’nde
bafllatt›¤›m›z hareket bir k›v›lc›m oldu. O
zaman 40 tane fabrikan›n temelini att›k.
Bu tüm flehirlere örnek oldu ve tüm flehirler hamle yapmaya bafllad›.”
Abdullah Gül, Kayseri’de son alt› y›lda
hay›r ifllerine ayr›lan kayna¤›n 300 milyon dolar oldu¤unu da belirterek bunun
da Kayserilinin büyük bir gururu oldu¤unu ifade etti. Konuflmas›nda yap›lan demokratik reformlara da dikkat çeken
Gül, Türkiye’nin bir hukuk devleti haline
geldi¤ini ifade etti. Avrupa Birli¤i ile iliflkilere de de¤inen Gül, “Al›ngan davranmamal›, reformlar› yapmaya devam etmeliyiz. Türkiye, artan gücüyle bir müddet
sonra t›pk› 60’l› y›llardaki gibi AB’ye davet edilir hale gelecektir” dedi.
Gece, KAYSO’nun 40. y›l› için haz›rlanan
pastan›n kesilmesiyle sona erdi.
‹SO 500’DE YER ALAN
KAYSO ÜYELER‹
‹SO 500 SIRALAMASI
87
91
99
101
132
207
325
329
337
349
368
373
408
445
454
468
486
F‹RMA
MERKEZ ÇEL‹K
HES HACILAR ELEKTR‹K
KAYSER‹ fiEKER FAB.
BOYTAfi MOB‹LYA
ORTA ANADOLU T‹C.
‹ST‹KBAL MOB‹LYA
B‹RL‹K MENSUCAT
YATAfi
HAS ÇEL‹K
SARAY HALI
ERBOSAN
ÇET‹NKAYA
BOYTEKS
KESK‹NKILIÇ GIDA
KARSU TEKST‹L
KUMTEL
FORM SÜNGER
‹SO ‹K‹NC‹ 500’DE YER ALAN
KAYSO ÜYELER‹
70
87
123
236
277
283
322
351
489
K‹L‹M MOB‹LYA
‹PEK KANEPE
ÖZKOYUNCU DEM‹R
CEHA BÜRO
ATLAS HALICILIK
GÜRKAN BÜRO
SELENTEKS
ULUTAfi
H‹S TEKST‹L
9
kas›m-aral›k
Vizyon
MOSDER
“Türk mobilyas›”
vizyonu için çal›fl›yor
Mobilya
Sanayicileri
Derne¤i
(MOSDER)
Baflkan›
Memduh
Boydak, Türk
mobilya
sektörünün
850 milyon
dolar ihracat
yapt›¤›n›
belirterek bu
rakam›n 2010
y›l›na kadar
2 milyar dolara
yükselebilece¤ini
ifade ediyor
MOSDER'in yap›s›ndan ve önümüzdeki dönemdeki hedeflerinden söz eder
misiniz?
MOSDER, Türkiye’de mobilya markalar›n›n ve ürünlerinin olgunlaflmas›n› ve dünyaya aç›lmas›n› sa¤lamak amac›yla
2003 y›l›nda Türkiye’nin önde gelen mobilya sanayicileri taraf›ndan kuruldu.
MOSDER’in üye kurulufllar›n›, Türkiye’de
mobilya üretiminin ve ihracat›n›n oldukça
büyük bir bölümünü gerçeklefltiren flirketler oluflturuyor. MOSDER olarak sektörümüzün sorunlar›n› kamuoyunun gündemine tafl›may› ve çözümler üretilmesinde etkin rol oynamay› hedefliyoruz.
Yaln›zca kendi üyelerimize yönelik çal›flmalarla s›n›rl› kalmamay› amaçl›yoruz.
Bu anlamda, küçük, orta ve büyük ölçekli
tüm mobilya sanayicileriyle bir araya gelmek, sektöre iliflkin görüfl al›flveriflinde
bulunmak, pazar›n yönü, yeni kat›lan
oyuncular ve sektörün gelece¤ini paylaflmak için bir zemin sunmak üzere “MOSDER Sektör Buluflmalar›” toplant›lar›n›
tasarlad›k. Geçti¤imiz günlerde ilk ad›m›n› mobilya sanayisinin ciddi merkezlerinden biri olarak kabul edilen ‹negöl’de att›¤›m›z bu toplant›lar›, gelecek aylarda da
farkl› illerimizde sürdürece¤iz.
MOSDER'in Türk mobilyas›n› dünyaya
tan›tmak anlam›nda nas›l bir misyonu
var?
Derne¤in temel misyonu olarak, yurtd›fl›nda, dünya standartlar›na uygun, yeterli kalitede, farkl› ve özgün tasar›mlar› ile,
rekabetçi fiyatlar› olan bir "Türk mobilyas›" vizyonu oluflturmaktan söz edebiliriz.
MOSDER’in yönetimi olarak yo¤unlukla
üzerinde duraca¤›m›z konulardan bir tanesi de bu konu olacak. Mobilya perakendecisi ve tüketicisini bilinçlendirerek tale-
10
kas›m-aral›k
bi, sektörün markal› mobilya arz›na yönlendirmeyi hedefliyoruz.
Öte yandan sektörün ticari heyetleriyle ifl
görüflmeleri, sektör tan›t›m toplant›lar›,
paneller ve uluslararas› fuarlara birlikte
kat›l›p ilgili dernek ve kamu kurumlar›yla
iflbirli¤i içinde olarak sektörün geliflmesine katk›da bulunmay› amaçl›yoruz. Ayr›ca
Türkiye mobilya sektörünün rekabetçi bir
yap›ya kavuflabilmesi için yurtd›fl› tan›t›mlar ile markalaflma çal›flmalar›na da öncelik vermeyi planl›yoruz.
Türk mobilya pazar›, büyüklü¤ü ve rekabet yap›s› anlam›nda nas›l bir görüntü veriyor?
Dünya mobilya üretim hacmi 2005 y›l›nda yaklafl›k 220 milyar euro düzeyine
ulaflt›. Bunun büyük k›sm›n› Avrupa’n›n
üretimi oluflturuyor. Mobilya sektörü halen geliflimini sürdürüyor. Türkiye dünya
mobilya ihracat›nda dünya s›ralamas›nda
21. s›rada yer al›rken, ihracat konusunda önde gelen ülkeler s›ras›yla Çin, ‹talya,
Almanya, Kanada ve Polonya vb.
Türkiye’de pazar›n büyüklü¤üne bakt›¤›m›zda flu rakamlar göze çarp›yor: Perakende fiyatlar› ile tüketim rakam› 5.5 milyar dolar, toptan fiyatlar› ile tüketim rakam› 3.5 milyar dolar düzeylerinde. Sektörün yo¤unlaflt›¤› iller ‹stanbul, Ankara, ‹zmir, Bursa ve Kayseri olarak öne ç›karken, sektörün toplamda yaklafl›k 266
binden fazla kifliye ifl olana¤› yaratt›¤›n›
söylemek mümkün. Ancak istatistiklerin
güvenilirli¤i ile ilgili bir miktar yan›lma pay›
da olabilir.
Türkiye’nin dünyayla d›fl pazarlarda rekabette bafll›ca avantajlar›n›, dinamik iç pazar yap›s›, ucuz iflgücü, sürekli geliflim ve
d›fl pazarlara yak›nl›k olarak s›ralayabiliriz. Bunun yan›nda Türkiye’yi aranan
marka olamama, pazarlama sorunu, insan kayna¤› yetersizli¤i, iç ve d›fl pazarlardaki müflteri beklentilerini alg›layamama, uluslararas› tan›t›m sorunu ve ölçek
büyüklü¤ü sorunu gibi etkenlerin oluflturaca¤› baz› riskler de bekliyor.
Türkiye mobilyac›l›¤›n›n geliflmesi için
neler yap›lmas› gerekir?
Mobilya sanayiinin geliflmesi ve sektör
haline gelmesi için, mobilya üreticileri,
yan sanayicisi, ithalatç›s› ve perakendecileri ile, tüm taraflar›n yarar›na olacak iflbirli¤inin sa¤lanmas› gerekti¤ini düflünüyorum. Ayn› zamanda sektör tan›t›m toplant›lar›, paneller ve uluslararas› fuarlar
düzenleyip sektörün önde gelen dernekleri ile sektör gereksinimlerini ve çözümlerini ilgili mercilerle paylaflarak sa¤l›kl›
kararlar al›nmas›n›n ve uygulanmas›n›n
teflvik edilebilece¤ine inan›yorum. Ayr›ca
Türkiye mobilya sektörünün rekabetçi bir
yap›ya kavuflabilmesi için yurtd›fl› tan›t›mlar ile markalaflma çal›flmalar›na da öncelik verilmesi gerekti¤ini düflünüyorum.
Mobilya sektörünün istihdam art›r›mlar›n›n sa¤lanmas› ve tasar›m çal›flmalar›nda Türkiye pazar›nda farkl›l›k oluflturacak
çal›flmalar›n dikkate al›nmas›yla Türk
mobilya kimli¤i gelifltirilebilir.
‹stikbal olarak üretiminizdeki kalite
kadar pazarlama ve sat›fl organizasyonunu da sa¤layabildi¤iniz ölçüde baflar›l› oldunuz. Türk mobilyac›l›¤›n› bu
bak›mdan de¤erlendirecek olursan›z
neler söyleyebilirsiniz?
1970 ve 1985 aras›nda sektörü yaflayanlar çok iyi bilirler ki o ilgili dönemlerde
pazarlamadan ziyade bir mal ve hizmetin
üretilebilirli¤i ve dolay›s›yla temin edilebilirli¤i önemli idi. Oysaki 1985’ten sonra
d›fl dünyaya aç›lma, rekabet sa¤lama yolunda olan Türkiye’de, üretimden ziyade
pazarlama en önemli kavram haline gelmifltir. Pazarlamas› olmayan veya yetersiz olan flirketlerin uzun süre yaflama
flanslar› yoktur. Türkiye’de mobilya sektöründe son dönemlerdeki geliflmeleri takdir etmekle beraber, firmalar›m›z›n hem
iç hem de d›fl pazarda, pazarlama ve sat›fl organizasyonundaki geliflimi üretim
büyüklüklerinin gerisinde kalmaktad›r. Bu
konuda geliflim sa¤land›¤›, ekip yetifltirildi¤i ve ekip organizasyonuna önem verildi¤i takdirde sektörün hem yurt içinde
hem de özellikle dünya pazarlar›nda flans›n›n çok yüksek oldu¤unu düflünüyoruz.
Türk mobilyas› dünyada nas›l tan›n›yor? En çok hangi ülkelere ihracat
yap›l›yor?
2000–2005 y›llar› aras›ndaki ihracat
11
kas›m-aral›k
Vizyon
rakamlar›na bakarsak; 2000 y›l›nda
173 milyon dolar olan Türkiye mobilya
ihracat›, her y›l biraz daha artarak
2005 y›l›nda yaklafl›k 850 milyon dolara yükseldi. Sektördeki sorunlar›n çözülmesi halinde, halen 850 milyon dolar
olan mobilya ihracat›, k›sa sürede
1.5–2 milyar dolara yükselebilir. Türk
mobilyas› dünyada bu anlamda çok yayg›n olarak aran›l›r konumda de¤il; fakat
çabalar sürüyor.
Dünya genelinde sürekli geliflmekte
olan, sürekli hacmi büyümekte olan bir
mobilya sektörü söz konusu. Bu pastadan biz de daha çok pay alabiliriz. Kendimizi yaln›zca bir ülke ya da bölgeyle k›s›tlamamal›y›z. Ancak farkl› ülkelerdeki
yaflam tarzlar›n›, renklerine, kullan›l›fl
amaçlar›na göre farkl›l›k gösteren be¤enileri iyice kavramal› ve buna göre ürünler sunmal›y›z. Yaln›zca kendi be¤enimize hitap eden bir grup oluflturup farkl›
ülkelerde, farkl› yaflam tarzlar› süren insanlara bu konuda dayatma yapmamal›y›z. Tüketici gereksinimlerini ne kadar
iyi anlay›p ne kadar buna uygun yan›t verebilirsek, o kadar daha pazarda baflar›yla yer alabilece¤imizden flüphem yok.
Türkiye’nin ihracat›n›n yo¤un olarak gerçeklefltirildi¤i ülkelerin bafl›nda ise, Almanya, Hollanda, Yunanistan, Amerika,
‹ngiltere, Danimarka, Fransa, ‹srail, ‹ran
ve Irak geliyor.
MOSDER Ulusal Tasar›m Yar›flmas›’n›n ikincisini gerçeklefltirdiniz. Bu
yar›flmayla amac›n›z nedir?
Rekabet giderek artarken yenilik ve
farkl›l›k üretebilen tasar›mlar da önem
kazan›yor. Bizim için bu ayn› zamanda
sektörel bir çal›flma olman›n yan›nda bir
sosyal sorumluluk çal›flmas›d›r. Tasar›mc› gençlerimizi desteklemeyi ve
mobilya sektörüne yönlendirmeyi istiyoruz. Mobilya sanayiinin giriflimcili¤i ile
akademik çevrenin entelektüel gücünün
birleflmesi çok önemli. Küreselleflme ile
birlikte rekabetin yo¤unlaflt›¤›, s›n›rlar›n
kalkt›¤› günümüzde markalaflmak çok
önemli. Markalaflma sadece reklam ve
tan›t›m yat›r›m›yla de¤il, farkl›l›k ile mümkün. Tasar›m farkl›laflman›n çok önemli
bir unsuru. Bu yar›flmay› geleneksel hale getirmek ve kat›lan proje say›s›n› art›rmak istiyoruz.
12
kas›m-aral›k
MOSDER Tasar›m
Yar›flmas›’n›n hedefi 500 proje
MOSDER II. Ulusal Tasar›m Yar›flmas›’na 147
proje kat›ld›. Toplam 25 ödül sahiplerini buldu
Mobilya Sanayicileri Derne¤i (MOSDER) taraf›ndan düzenlenen II. Ulusal
Tasar›m Yar›flmas›’n›n ödül töreni 8
Kas›m’da ‹stanbul Cevahir Otel’de gerçeklefltirildi. Türkiye mobilya sektöründe tasar›m ve markalaflma odakl› bir
vizyon oluflmas›n› desteklemek ve
genç tasar›mc› adaylar›n› teflvik etmek
amac›yla düzenlenen II. Ulusal Tasar›m
Yar›flmas›’nda befl kategoride verilen
25 ödül sahiplerini buldu.
Ödül töreninin aç›l›fl konuflmas›n› yapan MOSDER Yönetim Kurulu Baflkan›
Memduh Boydak, tasar›m›n marka
kimli¤ine kazand›rd›¤› katma de¤erin
alt›n› çizdi. Boydak, gelecek y›l yar›flmaya 500 projenin kat›lmas›n› amaçlad›klar›n› belirtti. Tasar›mc›l›¤›n gelece¤i
parlak bir meslek oldu¤unu ifade eden
Boydak “Aksiyonun mayas› aflkt›r. Sevgiyle yap›lan ifllerin daha baflar›l› olaca¤›na inan›yorum” dedi.
Yarat›c› tasar›mlar
Yar›flman›n jüri baflkan› Prof. Dr. Nigan Bayaz›t, yar›flman›n tasar›mc›lar
için teflvik edici oldu¤unu ve sanayicilerin de büyük bir ihtiyac›na yan›t verdi¤ini belirtti. Tasar›mc› Aziz Sar›yer de
yapt›¤› konuflmada Çin ve Hindistan’›n
düflük maliyetleriyle dünya genelinde
elde etti¤i avantajlara de¤indi.
Üniversitelerin Endüstri Ürünleri Tasar›m›, ‹ç Mimarl›k ve Çevre Tasar›m› bölümlerinden gelen projelerin hafiflik, tafl›nabilirlik, kolay sökülüp tak›labilirlik,
yaflam tarz› ve koflullar›na uygunluk gibi ilkeler çerçevesinde de¤erlendirildi¤i
yar›flman›n kategori birincileri flöyle s›raland›:
Kanepe: Ayr›labilir sehpa, puf ve kolçaklar›yla tek bir kanepede birçok ifllev sunan tasar›m›yla ‹stanbul Teknik Üniversitesi ö¤rencisi Mehmet K›nd›.
Yatak odas›: Duvara gömülebilen yatak
ve dolap tasar›m›yla Mimar Sinan Üniversitesi ö¤rencisi Kadir Peker.
Genç odas›: Ö¤rencilerin çal›flma ve
dinlenme alanlar›n› bir platform üzerinde toplayan tasar›m›yla Marmara Üniversitesi ö¤rencisi Muammed K›ran
Yemek odas› tak›m›: Geleneksel yer sofras›n› modernize eden tasar›m›yla Lütfi Büyüktopbafl.
Oturma grubu: Lale motifinin her bir
yapra¤›n› koltuk olarak iflleyen tasar›m›yla Mimar Sinan Üniversitesi ö¤rencisi Kadir Peker.
Tören sonras›nda ödüllü 25 projenin
sahipler ve MOSDER üyesi flirketlerin
yöneticileri projelerin uygulanmas› ve
istihdam f›rsatlar› üzerine görüfltüler.
Cumhuriyet'in 83.
yılında gurur doluyuz
Cumhuriyet'in
kuruluflunun 83. yılı
tüm yurtta törenlerle
kutlandı. Kutlamalar
çerçevesinde bu yıl
ilk kez ‹stanbul
Bo¤azı'nda ıflık
gösterileri düzenlendi.
10 Kas›m’da ise Ata’y›
bir kez daha and›k
ürkiye Cumhuriyeti’nin kuruluflunun 83. yıldönümü olan 29
Ekim, tüm yurtta çeflitli törenlerle kutlandı. Ankara’da ilk tören Anıtkabir'de düzenlendi. Cumhurbaflkanı Ahmet Necdet Sezer baflkanlı¤ındaki devlet erkânı, Anıtkabir'i ziyaret ederek, Cumhuriyetimizin kurucusu ulu önder Atatürk'ün kabrine çelenk
koydu ve saygı duruflunda bulundu.
Daha sonra Hipodrom’da bir geçit
töreni düzenlendi. ‹stanbul'da, Taksim
Meydanı ve Ba¤dat Caddesi'nde binlerce kifli fener alayına ve düzenlenen konserlere katıldı. Bo¤aziçi Köprüsü'nden
yapılan havai fiflek gösterisi de izleyenleri büyüledi.
T
Türk siyasetinin saygın ismi
Bülent Ecevit'i u¤urladık
Eski baflbakanlarımızdan Bülent Ecevit
5 Kasım'da ebediyete intikal etti. 28
Mayıs 1925'te ‹stanbul'da do¤an Bülent Ecevit, ömrünün son yıllarına dek
aktif olarak politikanın içinde yer ald›.
18 Nisan 1999 seçimlerinde DSP'yi birinci parti haline getirdi; MHP ve ANAP
ile kurulan koalisyon hükümetinde son
kez baflbakanl›k yaptı. Sanskritçe ve
Bengalce bilen Ecevit, Hintli flair Ta-
gor'dan çeviriler yapmıfltı. Kendisini bu
bilge flairin bir fliiriyle u¤urluyoruz:
“Bir ülke ki insanları dimdik,
Dünya duvarlarla bölünmemifl
Kelimeler gönlün derinliklerinden fıflkırır
Emek kemale uzatır kollarını
Aklın ırma¤ı, alıflkanlıkların karanlık çölünde kuruyup gitmemifl
Ne olurdu Tanrım! benim yurdum da
böyle bir ülke olsa!”
KIfi
BÜYÜSÜ
‹nsan bu; so¤ukta s›ca¤›, s›cakta
so¤u¤u arar. Yarat›c›l›k da bundan
do¤ar. K›fl›n so¤uk günlerinde,
bir battaniyenin huzur ve
konforunda, bizi do¤an›n sert
koflullar›na ra¤men ayakta tutan
yarat›c›l›¤›m›z saklan›r
imine göre karamsar ve
tekdüze bir mevsimdir k›fl.
So¤uktur, ac›mas›zd›r. Hayata karfl› titreyerek durdu¤umuz, kurfluni gökyüzünde çaresizce
günefli arad›¤›m›z günleri akla getirir.
Yaz›n coflkusu, sonbahar›n hüznü derken ans›z›n kap›ya dayanan, beklenmedik ve davetsiz bir misafir gibidir. Adeta
gitmek bilmez.
Oysa k›fl, büyülü bir mevsimdir. Mucizelere olan inanc›m›z› tazeleyen, do¤an›n
bizi kucaklad›¤›, insan olman›n ne demek oldu¤unu tekrar hat›rlamam›za
yard›mc› olan eflsiz bir zaman dilimidir.
Kar denilen büyülü beyaz battaniyenin
ortaya ç›karak bizi gerçeküstü bir dünyaya ad›m att›rd›¤› and›r. Kar›n yerini
doldurabilecek herhangi bir fley düflünebiliyor musunuz?
K
K›sa ömürlü kar tanesi
Yaz›: Ece Ar›burun
Lapa lapa ya¤an kar› seyretmek, insan›
hipnotize eder. Sonsuz gibi görünen bir
devinim içerisinde gökyüzünde uçuflan
kar taneleri, bulutlar›n bizimle temas›-
d›r adeta. Uzun uçak yolculuklar›nda,
uça¤›n ufak penceresinden görüp dokunmak istedi¤imiz pamuk flekeri misali bulutlar›n bizimle oynamaya geldi¤inin
habercisidir kar taneleri. “Siz yukar› ç›kam›yorsunuz, bari biz afla¤›ya inelim”
dercesine coflkuyla, birbiri ard›na ya¤arlar. Bize düflen, eldivenlerimizi tak›p
kartopu ve kardan adam yapmak üzere
oyuna bafllamak olur. Elinize konan bir
kar tanesini k›sac›k ömrü bitmeden, eriyip suya dönüflmeden inceleme f›rsat›n›z oldu mu hiç? Aç›n elinizi gökyüzüne,
avucunuza konan yeni arkadafl›n›za bir
göz at›n: Alt› köfleli y›ld›z gibi. Ah! Eridi…
Bir tane daha kondu: Merkezinden oklar ç›km›fl gibi. Bir tane daha: Yuvarlak
hatl› galiba? Emin olamadan, kar tanesi
olarak hayat› sona erdi, suya dönüfltü.
Evet, inan›lmas› güç de olsa kar tanelerinin her biri di¤erinden farkl›d›r. Gökyüzünde uçuflan, uzaktan bak›nca hepsi
birbiriyle ayn› görünen “melek tozlar›”
bütünün içindeki her bir parçan›n ne kadar özel oldu¤unun göstergesidir. Yaz
boyunca kendi aram›zda sosyalleflme-
Gündem
Bellona Softy
battaniyelerle
s›cac›k bir k›fl...
mize imrenen gökyüzü aleminin, bizimle kaynaflmak üzere aram›za kar›flma iste¤i apaç›k ortada de¤il midir? Her birinin özgünlü¤ü, bize insanlar› an›msat›r. Birbirimize benzeriz, ama bizi
di¤erinden ay›ran farkl› özelliklerimiz vard›r. Bir
araya geldi¤imizde anlaml› bir bütün olufltururuz: aile gibi, millet gibi… Kar taneleri de, t›pk› bizim gibi, bir araya geldiklerinde, o eflsiz bütünleyici görüntüyü olufltururlar. Bembeyaz, tertemiz bir örtü flehrin üzerini kaplar. Çarp›k kent
yap›laflmas›, a¤açlar›n kuru dallar› anlam kazan›r birden. Do¤an›n derin ve etkileyici ça¤r›s› sesini duyurur yine: “Biz, biriz!”. Hatalar›m›z›n,
unutmak istediklerimizin üstünü örten bu beyaz
tabaka, hayat›m›za her k›fl düzenli olarak açt›¤›m›z yepyeni ve tertemiz bir sayfad›r. Her fleyin
en saf, en sade halini görmemizi sa¤layacak kadar güçlü, geçicili¤ini an›msatacak kadar da k›sa ömürlüdür. Tam görüntüye gözünüzü (ve
gönlünüzü) al›flt›r›rs›n›z ki, kar taneleri art›k gitme vakitlerinin geldi¤ini söyler ve erirler. Size
kalan, yeni bafllang›çlar›n›zd›r.
K›fl müzi¤i
K›fl, yarat›c› insanlar›n zaman›d›r. Do¤an›n ›srarla vurgulad›¤› yeni bafllang›çlar›n fark›na var›p, verim almay› baflarabilenler k›fl›n büyüsünü
tadarlar. Beyaz örtünün sundu¤u sade ve yal›n
görüntüler zihnimiz için net bir fon oluflturur.
Yaz aylar›ndaki d›fla dönüklü¤ün tersine, içe dönüfl ve sorgulama bafllar. Zihin, tüm uyar›c›lardan uzak olarak odaklanmay› yaflar. Hayat›m›z16
kas›m-aral›k
la ilgili kararlar› tartma ve de¤erlendirme vaktidir. Konsantre olabilirsek –ki do¤a bunun olmas› için seferber olmufltur– nice yarat›c› düflüncelere kap›lar› açm›fl olmam›z iflten
bile de¤ildir. Nitekim sanatta, edebiyatta ve müzikte k›fl üzerine etkileyici yap›tlar bulunur. Ünlü ressam Claude Monet’nin 1869 tarihli ya¤l›boya tablosu “The Magpie”, yeni
ya¤m›fl kar›n huzurlu renk tonlamalar›yla, bizi hayal dünyam›zda yolculu¤a ç›karacak kadar güçlüdür. Claude Monet,
Pierre Auguste Renoir, Paul Gauguin gibi empresyonist ressamlar›n tablolar›nda k›fl yaln›zl›kla özdefllefltirilir, beyaz karlar›n üzerinde tek bafl›na bir ev, a¤aç gibi görüntülerle betimlenir. Ancak, yaln›zl›k ve içe dönüfl, zihnin odaklanmas›
için gerekli oldu¤undan, yarat›c› düflünceye zemin haz›rlar.
Müzikte de durum ayn›d›r: Tchaikovsky’nin “Winter Dreams” (K›fl Düflleri) sonat› bizi mutlulukla sarar. Vivaldi,
Haydn, Schubert gibi klasik müzi¤in ustalar›, müzi¤in iniflli ç›k›fll› ritmiyle k›fl duygular›n› bize aktar›r: Yo¤un, kiflisel, her
dönemeçte keflfetti¤iniz yeni bir “siz” yaflat›r.
Eve dönüfl mevsimi
Duygu ve düflünce dünyam›za seslenmesiyle, do¤an›n bize
sundu¤u bir lükstür k›fl aylar›. Eve dönüfltür, öze dönüfltür.
Kendimize ve de¤er verdiklerimize vakit ay›rma lüksüdür. S›cac›k ortamlar›n, birlikte geçirilen zamanlar›n müjdecisidir.
Kanepede k›vr›l›p, rengârenk desenli battaniyenin alt›nda
sevdiklerinizle beraber s›cak bir çay içerken kar tanelerinin
ya¤›fl›na tan›k olup, do¤an›n bu mucizesinden etkilenmektir.
S›cak sohbetlere, keyifli ev içi aktivitelere, yenilenmeye olanak sa¤lar. K›fl›n büyüsü, bütün ile bir oldu¤umuzu anlad›¤›m›z an bizi de coflkuyla sarar, içine al›r. Gelin, hep beraber
bu k›fl kendimizi bu büyüye kapt›ral›m: Evimize dönelim, sevdiklerimizi etraf›m›za alal›m. Hayat›m›z›n yeni aç›lan sayfas›n-
Deco battaniyeler, yaz
renklerini k›fla tafl›yor.
da neyi daha iyi yapabilece¤imize, nelerden kurtulmam›z gerekti¤ine karar verelim. Zihnimizi temizleyerek pozitif bafllang›çlara haz›r hale getirelim. Nas›l m› yapaca¤›z? Yumuflak kanepenize oturun, al›n s›cak içece¤inizi elinize. Ya¤an
kar›n görüntüsünün tad›n› ç›kar›n perdenin aral›¤›ndan. Kar
tanelerinin erdemini düflünürken, elinize Daniel Douglas
Wissmann’›n “Bir K›fl Büyüsü” (Can Yay›nlar›) kitab›n› al›n.
Roman›n kahraman› Roberto’nun y›ld›zl› bir k›fl gecesi bafllayan serüvenini paylaflt›kça, kendi içinizdeki kahraman›n da
ortaya ç›kmaya bafllad›¤›n› göreceksiniz!
17
kas›m-aral›k
Analiz
“K›z›ma ‘‹cat
ç›kar’ diyorum”
Sabah Gazetesi Genel Yay›n Yönetmeni Fatih
Altayl›, Türkiye’nin fikir üreten bir ülke konumuna
gelirse zenginleflebilece¤ini belirtiyor. Altayl›,
“Çocuklar›m›z› ‘‹cat ç›karma’ diyerek büyütüyoruz.
Oysa Türkiye’nin bulufl yapmas› gerek. Ben o
yüzden k›z›ma icat ç›karmas›n› söylüyorum” diyor
zun y›llard›r medya sektöründesiniz. Televizyon, radyo, yazarl›k, yöneticilik gibi pek çok
alanda çal›flt›n›z. Nas›l görüyorsunuz sektörünüzü; hem çal›flanlar, hem yönetim aç›s›ndan?
Geçen gün ‹nsan Kaynaklar› Kongresi’nde bir örnek verdim. Art›k bir “modüler çal›flan” dönemi bafllad›. Art›k çal›flt›¤› kurumda ihtiyaca göre çeflitli fonksiyonlar üstlenebilecek çal›flanlar laz›m.
Bugün gazetenin yaz›s›ndan bas›lmas›na
kadar bütün sürecini bildi¤imi söyleyebilirim. Medya, bu seneki cirosu 2 milyar
dolar civar›nda olan ciddi bir sektör. Türkiye’de çok say›da gazete var. Gere¤inden çok televizyon var. Ama bakt›¤›n›z
zaman dört büyük televizyon, iki tane de
büyük gazete var. Bu, dünyada da üç
afla¤› befl yukar› böyledir. Hürriyet ve Sabah gazeteleri ile di¤erleri aras›ndaki etkinlik ve tiraj fark› çok büyük.
U
Posta ve Zaman da iyi sat›yor.
Posta 600 bin sat›yor, Zaman 500 bin
da¤›t›l›yor. Hürriyet ve Sabah da 500 bin
civar›nda sat›l›yor. Hürriyet flimdi biraz
bizden önde ama biz bunu aç›kças› çok
zorlam›yoruz. Ben prensip edindim; Sabah gazetesi geldi¤im günden bugüne
de¤in hiç promosyon yapmad›. Biz kupon vermiyoruz ve buna ra¤men rakibimizle aram›zdaki tiraj fark›n› koruyoruz.
Dayanabildi¤imiz ölçüde böyle gidece¤iz.
18
kas›m-aral›k
Gazete, haber verme hizmeti sunuyor ama sonuçta bir ürün; sat›lan bir
fley. Okur ayn› zamanda müflterisi gazetenin. Ama okur ve müflteri tam da
ayn› kavramlar de¤il. Siz bu dengeyi
nas›l kuruyorsunuz?
Bellona ve ‹stikbal’le bir gazete aras›nda
uçurum yok. ‹nsanlara, üzerinde rahatl›kla yataca¤›, kendini iyi hissedece¤i, beklentilerini karfl›layacak bir ürün vermezseniz sizi almazlar ya da baflka bir yatak
al›rlar. Bizim için de ayn› durum geçerli.
Her gazete okuru da bir müflteridir ve
onun da bir beklentisi vard›r. Müflterinizin kimli¤ini de asl›nda biraz siz oluflturuyorsunuz. Siz bir gazetecilik anlay›fl› koyuyorsunuz ortaya, bu be¤enilirse sizin
bir müflteriniz olufluyor. Bu müflterinin
varl›¤› sizin o anlay›fl› sürdürmenize ba¤l›.
Siz o anlay›fl› güçlendirerek, derinlefltirerek sürdürürseniz o müflteri de devam
ediyor. Anlay›fl›n›zdan vazgeçerseniz o
müflteri gidiyor, belki baflka müflteri geliyor. Kendi prensiplerinizle oluflturdu¤unuz müflteri portföyünü koruman›z laz›m.
Sabah gazetesi yenilikçidir ve statükocu
de¤ildir; liberaldir; AB süreci ve serbest
ekonomi yanl›s›d›r; devletçi de¤ildir. Sabah gazetesi bu prensiplerle yola ç›km›fl
ve bunlarla belli bir okur kitlesine sahip.
Süreç içinde bu prensiplerinden çeflitli
nedenle taviz vermek zorunda kalm›fl.
Gazeteyi yeniden kendi oluflturdu¤unuz
okuru tatmin edecek flekle getirirseniz,
okuyucu geri dönüyor. Bizim yapt›¤›m›z
da tam anlam›yla bu. Geçti¤imiz dört
aya bakt›¤›m›zda Sabah’›n günlük tiraj›
s›f›r promosyonla 481 bin. Bu, Sabah
gazetesinin 21 senelik tarihinde promosyon yapmadan ulaflt›¤› en yüksek
rakam. Benim flu anda üzerinde durdu¤um konu Sabah’›n a¤›rl›¤›n› ve etkinli¤ini daha da art›rmak; Türkiye’nin en etkin
gazetesi hatta etkin tek gazetesi yapmak -ama o biraz zor olacak-, reklam
pastas›ndan ald›¤› pay› art›rmak ve kendine yak›fl›r ilanlarla ç›kmas›n› sa¤lamak
Son dönemde haber a¤›rl›kl› foto¤raflar›n oldu¤u bir kampanya yürütüyorsunuz. Bununla amac›n›z nedir?
Bütün gazeteler “Biz do¤rular› söyleriz”
diyor. Benim gerçek görüflüm flu: Siz
do¤rular› veremezsiniz; çünkü herkesin
do¤rular› farkl›d›r. “Do¤rular› veriyorum”
diyen gazete kendi do¤rular›n› toplumun
do¤rular› olarak görme ve gösterme
e¤ilimindeki gazetedir. Bu bence gazetecilik ve bas›n aç›s›ndan çok do¤ru bir
yaklafl›m de¤il. Biz gerçekleri veriyoruz.
Siz o gerçek içinden kendi do¤runuzu
bulursunuz. Herkesin do¤rusu bambaflkad›r. Bu kampanyan›n özü o.
Bas›na karfl› bir güvensizlik var. “Bunlar
çarp›t›rlar, gerçe¤i göstermezler” gibi.
Biz Sabah olarak gerçek nas›lsa öyle görüyoruz. Bu kampanya ile “Biz size ürkmeden, çekinmeden, saklama gere¤i
duymadan gerçe¤i gösterece¤iz” vaadini sunuyoruz. Vaadi maksimum yerine
getirmek için de çaba gösterece¤iz. Yan›lmak var m›? Var. Biz de yan›labiliriz,
yanl›fll›k yapabiliriz ama bunlar›n hiçbiri
bilerek yap›lm›fl fleyler olmayacak.
19
kas›m-aral›k
Analiz
“Bizim niyetimiz
gazete üzerinden
güç simsarl›¤›
yapmak de¤il,
bizim niyetimiz
haber satmak.
Gazetenin bize
getirdi¤i güçten
baflka yerde
yararlanmak,
bunu sa¤lamak
için haberleri ve
toplumu manipüle
etmek de¤il
amac›m›z. Biz
topluma sadece
gerçekleri
sunaca¤›z,
toplum kendi
karar›n› kendi
verecek
Bizim niyetimiz gazete üzerinden güç
simsarl›¤› yapmak de¤il, bizim niyetimiz
haber satmak. Gazetenin bize getirdi¤i
güçten baflka yerde yararlanmak, bunu
sa¤lamak için haberleri ve toplumu manipüle etmek de¤il. Toplum kendi gidece¤i yere gider zaten. Biz topluma sadece
gerçekleri sunaca¤›z, toplum kendi karar›n› kendi verecek. Baflkas› ad›na karar vermek yetkisine sahip de¤iliz; toplum her fleyi herkesten daha iyi anlar.
Ombudsmanl›k kurumunun etkisine
inan›yor musunuz?
E¤er iflleseydi olurdu. Ama bütün gazeteleri al›n bak›n, pazartesi günü köfleleri
var; Sabah d›fl›nda gerçek anlamda ombudsman göremezsiniz. Bunu söylemekten çok hofllanm›yorum ama söylemek zorunday›m: Dünya Ombudsmanlar Örgütü’nde Sabah gazetesi birinci ligde, di¤er gazetelerin ombudsmanlar›
ikinci ligde. Yavuz Baydar, Sabah gazetesinde benim çal›flan›m olmayan yegâne
kiflidir. Kendisinin bile zaman zaman
hayret etti¤i bir özgürlük içinde çal›fl›yor.
20
kas›m-aral›k
Gazetelerin sadece reklam ve sat›fl
geliriyle yaflamas› mümkün mü?
Bugün Hürriyet ve Sabah gazeteleri Türkiye’de, kendi ayaklar› üzerinde durabilen
ve sene sonunda kâr edebilen iki gazetedir. Hiçbir gazetenin reklam geliri olmadan sadece sat›fl geliriyle kâr etmesi, yaflamas› mümkün de¤il. Biz bu sene yaklafl›k yüzde 30 daha büyüyece¤iz. Rakibimiz Hürriyet’in yüzde 15 civar›nda büyüyece¤ini öngörüyoruz. Geçmifl y›llarda
yüzde 100’ler oran›nda büyümeler olmufltu. Bu sene Türkiye’deki en az iki televizyon ve iki gazete kâr eder. Bu sistem
bizim patronumuz Turgay Ciner’e de para kazand›r›r. TMSF, Star TV ve Star gazetesine el koydu¤unda, bir grup arkadafl almay› düflündük. Kafam›zda da bir
rakam oluflturmufltuk ve hem borcunu
ödeyip hem de yay›ndan para kazanmak
mümkündü. Sonra “Ne iflimiz var, ifladam› m› olaca¤›z?” diye düflünüp vazgeçtik.
Bir gazete ve bir televizyon kendi ayaklar› üzerinde çok rahat durur, e¤er iyi ve
ak›ll› iflletirseniz...
Son yaz›lar›n›zdan birinde “‹rtica
tehlikesi yok” dediniz ve Baflbakan’›n
“‹rticay› önce tan›mlayal›m” yaklafl›-
m›n› da desteklediniz. E¤er böyle bir
tehlike yoksa neden varm›fl gibi düflünülüyor?
‹rtica tehdidi yok ama baz› cemaatlerin yaratt›¤› soru iflaretleri var. Kendi
yaflam tarz›nda yaflamak isteyen
birtak›m marjinal gruplar, her ülkede
var. Bunlar›n devleti ele geçirmek, düzeni y›kmak gibi düflüncelere sahip
olanlar› belki vard›r ama böyle bir güçleri yok. Ben onlar›n bu yüzden Türkiye için bir tehdit oldu¤unu düflünmüyorum. Anadolu Müslümanl›¤› diye bir
kavram ve ayr›ca bu ülkede 15 milyon
Alevi var. Ben, böyle bir ülkede irtica
olabilece¤i kanaatinde de¤ilim. Ama
sorumlu yerlerde oturanlar›, benim gibi sorumlu gözlemcileri ilgilendiren bir
baflka durum var. O da, baz› gruplar›n
devlet içerisinde fazla etkin olma çabalar›d›r. Birilerinin devletin gücünü
ele geçirmeye çal›flmas›, din amaçl›
ya da ekonomik amaçl›, her durumda
bir ülke aç›s›ndan tehlikelidir. Orada
da tehlike, dinden kaynaklanan bir
tehlike de¤ildir, bu yap›dan kaynaklan›r. Türkiye’deki inançl› insanlar›, rejime tehdit gibi görmek do¤ru bir fley
de¤il.
l›. Girip girmemek ikincil bir tart›flmad›r.”
Türkiye Gümrük Birli¤i ile zaten ekonomik olarak AB’nin içinde. Ama AB hukuk
sisteminin içinde olman›n getirece¤i istikrar, yabanc›lar›n Türkiye’ye yat›r›m
yapmas›n› biraz art›rabilir. Ama en
önemli konu, AB üyeli¤inin bizim sosyal
düzenimize getirece¤i de¤iflikliklerdir.
Demokrasi, insan haklar› düflüncesi, yasa önünde eflitlik düflüncesi, hukukun
üstünlü¤ü; bunlar insan›n yaflam standard›n› belirleyen önemli konulard›r.
AB ile iliflkilerimizde yak›nlaflma iste¤i ile kendi kimli¤imizi kaybedece¤imiz endiflesini birlikte tafl›yoruz. Bunu nas›l aflabiliriz?
Bu tart›flmay› sadece Türkiye yapm›yor.
Bu tart›flmay› Avrupa’da, Türkiye’dekine
paralel düzeyde yapan bir ülke de Fransa’d›r. Avrupa’da pek çok ülke egemenlik haklar›n›n devrini tart›fl›yor. Kimse de
asl›nda tamamen devretmiyor. Türkiye’nin tart›flmas›nda flöyle bir anlams›z
nokta görüyorum; AB’ye karfl› olanlarla,
“irtica tehdidi var” diyenlerin birbirlerine
çok yak›n olmas›. E¤er irtica tehdidi varsa, AB’ye girmek bu tehdidi ortadan kald›racak bir unsurdur diye düflünüyorum
ben. Onlar da diyor ki “AB’ye girince, Türkiye’deki özgürlük ortam›ndan irtica
hortlayacak”. Bunu söyleyenler de ak›ll›
insanlar ama ben bunu uzak bir tehdit
olarak görüyorum. Bizim AB’ye bak›fl›m›z gerek benim görüflüm, gerekse gazetenin yaklafl›m› olarak flöyle: Türkiye,
Avrupa Birli¤i’nin bir parças› olmal›d›r.
Biz 200 sene önce Tanzimat’la beraber
bu yola ç›km›fl›z. Türkler, hiçbir zaman
do¤uya do¤ru gitmemifller. Biz gazete
olarak bu süreci desteklerken diyoruz ki
“Türkiye’nin hedefi bu standartlar olma-
Bir yaz›n›zda pirelerin ö¤renilmifl z›plama yükseklikleri üzerine bir öykü
anlatt›n›z ve “cam tavan sendromu”ndan söz ettiniz. Pireler, bir süre
sonra, tepelerinde fleffaf bir cam
bariyer olmasa bile daha yükse¤e
z›plam›yor. Sizce Türkiye böyle bir
sendrom mu yafl›yor?
Türk insan›, çok uzun y›llard›r belli k›s›tlamalar içinde yafl›yor. Çocuklar›m›za “‹cat
ç›karma” diyoruz. Bütün dünya icattan
para kazan›yor kardeflim, çocuklar›m›za
bizim “‹cat ç›kar” dememiz laz›m. Burada Türk insan›n›n düflünce gelifltirmesine, fikir üretmesine konulmufl bir engel
var. Bu bariyer Türkiye’de çok etkin.
Kendi kafam›zda, yapabileceklerimizle ilgili engellemeler var. Mesela annem beni hep arar, “Yine bunlar› m› yazd›n, sana m› kald›?” diye. Mesela bir da¤c› çocuk bir ma¤ara araflt›r›rken ölmüfltü.
Ben babas›na dedim ki “Sevin, bir çocuk
böyle ölmeli; araflt›r›rken”. Türkler böyle
ölmez, Türkler trafik kazas›nda ölür,
depremde çürük ev alt›nda kal›r. Bir
Türk’ün bir ma¤aray› araflt›rma tutkusuyla, ma¤aran›n içinde ölmesini çok
sayg›de¤er bir durum olarak karfl›l›yorum. Babas›na da böyle bir yaz› yazd›m.
Türkler uzaya gitmeyi düflünmez, roket
atmay› düflünmez. fiimdi bu iletiflim kanallar›n›n genifllemesiyle bunlar yavafl
yavafl k›r›lmaya bafllad›. Yine de yavafl
ilerliyor. Türkiye’de aileler çocuklar›na,
ortada durmay›, çok dikkat çekmemeyi
ö¤retirler ve Türk insan› öyle yaflar.
Mahkemeye flahitlik etmeye gitmez.
Elbette, bu “cam tavan sendromu”nun
kurban› olmayan insanlar var. Ama orada bile sorun var çünkü rekabet yok. S›n›r› biraz geçmek yeterli geliyor. Biz araba üretiyoruz ama yenilik katam›yoruz.
Türkiye’nin üretti¤i mallar›n kilosu çok
ucuz. ‹rlanda’n›n ürettiklerinin ise çok
pahal›. Bir disketin içine bir fley koyuyor
ve a¤›rl›¤› yok. Düflünce üretiyor ve kilosunu sonsuz bir fiyattan sat›yor. Geliflmekte olan ülkeler aras›nda en az IT
üretimi yüzde 4’le Türkiye’de. Garajda
kurulmufl bir tane Microsoft, bugün Türkiye’nin gayri safi milli has›las› kadar sat›fl yap›yor. Türkiye’nin yeni alanlara yönelmesi, düflünce üretimi ile para kazanmay› hedeflemesi gerekiyor. Türkiye’nin icat ç›karmas› gerekiyor. Düzenli
olarak bu konuyla ilgili faaliyet göstermesi gerekiyor. Edison’un torunlar› hâlâ
ampulden para kazan›yor. O yüzden ben
k›z›ma “‹cat ç›kar” diyorum.
FAT‹H ALTAYLI
Gazetecilik mesle¤inde 23 y›l› geride b›rakan
Fatih Altayl›’n›n ad›, 1993 y›l›nda yapt›¤› radyo program› ile bir anda çok genifl kesimlerin gündemine girdi. Sabah program›nda gazete haberlerini okuyan ve sözünü sak›nmadan yorumlar yapan kifliyi herkes merak etti.
Ama o çok uzun y›llard›r medyan›n mutfa¤›nda çal›flan ve askerlik dönüflü radyoculu¤u deneyen bir gazeteciydi. Bafllang›çta dezavantaj olarak gördü¤ü h›zl› konuflmas›, onun avantaj› haline geldi. Aslen Vanl› olan Fatih Altayl›, Galatasaray Lisesi’nden mezun olduktan sonra Bo¤aziçi
Üniversitesi ve ‹.Ü. Bas›n Yay›n Yüksek Okulu’na devam etti. Bir sene kadar
da gazetecilik okumak üzere Amerika’ya gitti. fiu anda Sabah gazetesinin genel
yay›n yönetmenli¤ini yap›yor. Efli Hande Altayl›’n›n reklam sektöründe çal›flt›¤› y›llarda Bellona’n›n, ‹stikbal’in sabahlara kadar üzerinde çal›fl›lan reklam
kampanyalar›n›n flahidi oldu¤unu söyleyen Altayl› “Ben de Hürriyet’te çal›flt›¤›m s›rada Boydak Holding’in fabrikas›na gittim, yöneticileriyle de tan›flt›m” diyor.
21
kas›m-aral›k
Analiz
“Bilginizin gücü,
aktarabildi¤iniz
kadard›r”
Ça¤›m›zda, h›zl› sonuç alabilmek için bilginin de h›zl›
paylafl›m› gerekiyor. Bilgi, ancak karfl›dakilere etkili
bir biçimde aktar›labildi¤i oranda anlaml›. Televizyon
yap›mc› ve sunucusu Sedef Kabafl, topluluk önünde
etkili konuflma e¤itimlerinde bilgiyi etkili bir biçimde
iletmenin tekniklerini anlat›yor
opluluk önünde etkili konuflma derslerine neden ihtiyaç duyuluyor?
Topluluk önünde etkili konuflma, özellikle ifl yaflam›nda art›k bir gereklilik. Akademisyenler, siyasetçiler, orta ve
üst düzey yöneticiler bildiklerini aktarmak
durumunda kal›yorlar. Zira art›k günümüzde sadece bilmek yetmiyor, bilgiyi aktarabilmek de çok önemli. Topluluk önünde kendini rahat flekilde ifade etmenin
önemi giderek art›yor. Bilenle bilmeyen
aras›ndaki fark kadar, bilenler aras›ndaki
rekabet de bilenin kendisini nas›l ifade etti¤ine ba¤l›. Bu noktada etkili iletiflime ihtiyac›n›z var. Art›k iletiflime ihtiyaç duyulmayan herhangi bir alan söz konusu de¤il. Orhan Pamuk örne¤ini ele alal›m. Bir
yazar, kitab›n› yazar ve bunu okuyucuyla
buluflturmay› arzular. Son derece bireysel bir u¤rafl gibi görünse bile nihayetinde okuyucuyla olan diyalo¤u ve kitaplar›n›n okuyucuya ulaflt›r›lma sürecinde bile
iletiflime ihtiyac› vard›r. E¤er Orhan Pamuk, ismini do¤ru flekilde yönetebilseydi,
bugün Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan bir
T
22
kas›m-aral›k
yazar olmas›na ra¤men, kamuoyuyla böyle bir iletiflim problemi yaflamazd›. Bu kamuoyu önüne ç›kan her profesyonel için
bir ihtiyaç.
Etkili iletiflim kavram› nas›l ortaya
ç›kt›?
1930’lu y›llarda bu iflin ilk temelleri at›l›yor. 1950’li y›llardan sonra iletiflim fakülteleri, halkla iliflkiler ve gazetecilik alan›ndaki geliflmelere paralel olarak sunum
teknikleri, topluluk önünde konuflma becerilerinin de çok h›zla artt›¤›n›, bu yönde
pek çok kayna¤›n ve kitab›n yay›nland›¤›n›
görüyoruz. Amerikan toplumunda iletiflim son derece önemlidir ve ö¤rencisinden siyasetçisine, yöneticisinden ifl kad›n›na insanlar›n kendilerini iyi ifade edebilmek için bir u¤rafl verdi¤ini, görece de
baflar›l› oldu¤unu tespit edebiliriz.
Ço¤umuz, Amerikan filmlerinde avukatlar›n jüri karfl›s›ndaki konuflmalar›n› hayranl›kla izler ve ço¤u kez “Keflke biz de
böyle konuflabilsek ve hakl› olan›n hakl›l›¤›n› ortaya ç›karacak beceriye sahip olsak” deriz.
Siyasette de bu konunun önemi ilk olarak ABD baflkanlar› Kennedy ve Nixon
aras›ndaki yar›flta ortaya ç›kt›. Nixon
çok deneyimli, tecrübeli bir siyasetçiydi.
Kadrosu deneyimli insanlardan olufluyordu. Özellikle d›fl politikada çok ciddi
bir birikimi vard›. Ama Kennedy ile karfl›
karfl›ya geldi¤i televizyon program›nda,
Kennedy’nin çok daha genç görünmesi,
çok daha dinamik olmas›, kendini ifade
anlam›nda çok daha baflar›l› olmas›, sorular› çok daha kendinden emin bir tav›rla yan›tlamas›, kamuoyunun çok
önemli bir bölümünün Kennedy’ye sempati duymas›na yol açt›. Kennedy’nin o
seçimleri kazanmas›nda bunun etkili rol
oynad›¤›na inan›l›r. Daha sonra da Amerika’da bu bir gelenek haline gelmifltir.
Amerika’daki her seçim öncesinde
Cumhuriyetçi ve Demokratik partilerin
baflkan adaylar›, bir televizyon program›nda karfl› karfl›ya gelirler. O kadar
önemseniyor ki bu televizyon programlar›, son seçimler öncesinde Bush ve
Carry televizyonda üç kez karfl› karfl›
geldi.
Türkiye’de insanlar size “Ben bu konuda ders almak istiyorum” diye mi
geliyorlar?
Son y›llarda Türkiye’de bu yönde bir bilincin olufltu¤unu görüyoruz. Yine son
dönemde bu ifle önem veren kurulufllar›n e¤itim seminerleri organize etti¤ini
görüyoruz. Ben belli baz› flirketlere bu
anlamda e¤itim veriyorum. Çünkü bu ihtiyaç tezahür etti.
Ders verdi¤im ö¤rencilerin dahi kendilerini ifade etme konusunda hem sözel
hem yaz›l› anlamda çok büyük s›k›nt›lar
çekti¤ini görüyorum. Ezbere dayal›, çoktan seçmeli bir teste endekslenmifl bir
e¤itim sonras›nda, çocuklar, iki üç cümleyi bir araya getirip kendilerini anlatmakta yetersiz kal›yorlar.
23
kas›m-aral›k
Analiz
Arkas›ndan da bu yetersizli¤i gidermek için bir aray›fl m› bafll›yor?
Bu aray›fl noktas›na biz profesyonellerle
ba¤lant›ya geçiliyor. ‹letiflim dan›flmanl›¤›
alarak, workshop’lara, derslere kat›larak
bilgi sahibi oluyorlar. Bizim iflimiz sadece
bilgiyi aktarmak de¤il, o bilginin uygulanmas›n› da mümkün k›lmak. O noktada
ben ders alanlar› sürece dahil ediyorum.
Prati¤e dönük uygulamalar yap›yorum;
yazd›r›yorum, konuflturuyorum, okutuyorum, sunum yapt›r›yorum. Kendilerini
kamerada izlemelerini sa¤l›yorum. Kendi seslerini dinliyorlar, nas›l sunum yapt›klar›n› tetkik ediyorlar. Öncesi ve sonras› aras›ndaki fark› görebiliyorlar.
SEDEF KABAfi
Londra’da do¤an Sedef Kabafl,
1992 y›l›nda Bo¤aziçi Üniversitesi Uluslararas› ‹liflkiler bölümünden mezun oldu. Boston Üniversitesi'nde “Televizyon Gazetecili¤i” üzerine master yapt›. 199597 y›llar› aras›nda, Atlanta'da,
CNN International'›n haber merkezinde yap›mc› olarak görev
ald›. NTV ad›na CNN kanal› için
haz›rlad›¤›, “Almanya'da Türk
Döneri” haberi ile 1998 CNN
World Report/“En ‹yi Ekonomi
Haberi” ödülünü kazand›. NTV
ve Olay TV'de yay›nlanan “Portreler” program›yla 1999 D‹YALOG/“En Baflar›l› Sunucu” ödülüne lay›k bulundu. ATV'de,
“Dönence” ad›n› verdi¤i gece
bülteninin editörlü¤ünü ve sunuculu¤unu üstlendi. TV8'de
“Sesli Düflünenler” program›n›
haz›rlay›p sundu. Bu program›yla 2003 Türkiye Yazarlar Birli¤i/“En ‹yi Kültür Program›” ödülüne lay›k bulundu. Sedef Kabafl'›n, röportajlar›n›n bir bölümünü içeren, Do¤an Kitap taraf›ndan bas›lan “Sesli Düflünenler” ve “Zaman› Dize Getirenler”
ad›nda iki de kitab› bulunuyor.
Kabafl, halen SKYTürk’te hafta içi her akflam ana haber bültenini ve ayn› zamanda her cuma
akflam› “Haber Ötesi” ad›ndaki
haber program›n› haz›rlay›p sunuyor.
24
kas›m-aral›k
Müflteriyle, birbirinizle, kamuoyuyla olan
iliflkinizde iletiflim çok önemli. Bir televizyon program›na ç›k›yorsunuz ve flirketiniz ad›na bir fleyler söylüyorsunuz; bir röportaj veriyorsunuz. Ayn› flekilde son derece k›zg›n, öfkeli ve flikâyetçi müflteriyi
yönetmeyi, hangi ifadelerle hangi sözcüklerle onun negatif ruh halini de¤iflterebilece¤inizi bilmeniz laz›m. Bir kurum
kimli¤i oluflturabilmek ad›na en üst kademeden en alt kademeye kadar insanlar›n birbiriyle do¤ru bir iletiflim kurmalar› ve kendilerini en aç›k flekilde ifade etmeleri gerekiyor.
Etkili iletiflimin belli formülleri var m›?
Hay›r, haz›r bir reçete yok ama flu var:
Her baflar›n›n ard›nda bilinç, e¤itim ve
emek yatar. Dolay›s›yla etkili iletiflimle ilgili olarak önce belli bir bilince varmak laz›m. Bunu da hem ifl dünyam›zda hem
özel dünyam›zda “Ne eksik?”, “Nerede
yanl›fl yap›yorum?” diye sorgulamaya
bafllad›¤›m›z zaman, bu konuda bilinç
oluflturmaya da bafll›yorsunuz. Hayatta
en rahat› hiçbir fley bilmemektir. Ben
flöyle diyorum: Bilinçsiz yetersizlik. Bu en
mutlu oldu¤umuz safha. Yetersizsiniz
ama buna dair bilinciniz olmad›¤› için çok
mutlusunuz. Örne¤in ifl hayat›nda belli
bir yere geldiniz ama daha ileri gidemiyorsunuz. Çünkü yönetici olabilirsiniz
ama etkili iletiflim kuram›yorsan›z lider
olamazs›n›z. Çok birikimli olabilirsiniz
ama seçim kazanamazs›n›z. Eksikliklerinizi fark edince, art›k bilinçli yetersizlik
düzeyine terfi ediyorsunuz.
‹letiflimin önemli bir ö¤esi de dinlemek, de¤il mi?
Asl›nda bizim iletiflim kurdu¤umuz araçlar çok basit; hepimiz konuflabiliyoruz, dinleyebiliyoruz, okuma yazma biliyoruz. Sorun da bunlar› kan›ksamaktan kaynaklan›yor. Öyle uygulamalar yap›yorum ki o güne kadar konufltu¤unu düflünen insanlar,
asl›nda konuflamad›¤›n› fark ediyor; asl›nda karfl›s›ndakini dinlemedi¤ini fark ediyor. “Anlatt›m” diyor ama karfl› taraf›n
farkl› anlad›¤›n› uygulamada görüyor ve
yanl›fl›n› o zaman anl›yor. Ben bin kere
“Havada dolaflan cümleler kullanmay›n,
her cümlenin bir yönü olmas› laz›m, ayaklar› yere basmal› cümlelerin” desem de
bir de¤ifliklik olmayacakt›r. Ama ben, benden etkili iletiflim dersi alanlara ödev veriyorum. Konuflmalar›n› kaydediyorum,
sonra evde bunu deflifre etmelerini istiyorum. O zaman görüyor ki elli sözcükten
oluflan cümleler kurmufl. Bunu tespit ettikten sonra baflar› sa¤l›yor.
‹letiflimde bir baflka önemli konu da göz
temas›d›r. ‹nsanlar sözlerden ziyade gözlerle iletiflim kurarlar. ‹nan›n, afl›lmas› en
zor duvarlar gözlerle ördü¤ümüz duvarlard›r. Kürsüye ç›kan biri sahne korkusu
ve tedirginli¤inden dolay› göz temas› kurup kurmad›¤›n›n bile fark›nda de¤il; tavana bak›yor. Ne zaman ki bunu kameraya
çekeriz ve kasedi izleriz; benim söylediklerimle kendisinin gördü¤ü sahne örtüflür;
“tamam” der. Sonra her sahneye ç›kt›¤›nda tavan› seyreden gözleri akl›na gelir ve
onu yapmamaya çal›fl›r. Bu tür e¤itimlerde anlatmak yeterli de¤ildir. Muhakkak
karfl›dakini sürece dahil etmeniz ve uygulama yapman›z gerekir.
Analiz
“Dünyan›n
en yüksek faizini
ödeyen ülkeyiz”
Ekonomist ve yazar Ege Cansen, yüksek faiz-düflük
kur politikas›n›n bir süre daha devam edece¤i görüflünü
dile getiriyor. Düflük kurun sanayicinin s›rt›nda yük
olarak durdu¤unu ifade eden Cansen “Bence bir yerde
bir türbülansa yakalanaca¤›z”diyor
006’y› bitiriyoruz. Ekonomide gördü¤ümüz istikrar
tablosunu yeni dönemde
de görebilecek miyiz?
Bu soruyu yan›tlayabilmek için önce flu
soruyu sormam›z laz›m: Türkiye ekonomisinin nereye gitti¤ine neler karar veriyor? Birincisi d›fl dinamikler; dünya ekonomisindeki geliflmeler. Türkiye üzerine
ya¤an ya¤mur nas›l olufluyor? Sibirya’dan gelen yüksek bas›nçla Basra üzerinden gelen alçak bas›nç Türkiye üzerinde cephe oluflturuyor ve o zaman
Türkiye’ye ya¤mur düflüyor. Yani, Amerika’dan gelen dolarlarla Çin’den gelen
ucuz mallar, Türkiye üzerinde cephe sistemi oluflturuyor; Türkiye’nin üzerine bereketli ya¤murlar ya¤›yor. Yine d›fl dinamiklere ba¤l› ikinci unsur ise para sahiplerinin portföy yapma ihtiyac›ndan dolay›
Türkiye’ye gelmesi. Sadece bu sene,
dünyada 430 milyar dolar bir yerlere yat›r›lacak para var. Bu paran›n gitti¤i yerler de bizim gibi “yükselen ekonomiler”
tabir edilen ülkeler. Böylece y›lda 10-15
milyar dolar para geliyor. Türkiye’nin bir
iktisat formülü vard›r: Para içeri, ekono-
2
26
kas›m-aral›k
mi yukar›. Para girdi¤ine göre Türk ekonomisi geliflecek.
Üçüncü dinamik ise bizim iç dinami¤imiz. Bir parça AKP ile ilgili, bir miktar siyasi sistemimizle ilgili, bir miktar da AB
tart›flmalar›yla ilgili. Öncelikle, AB Türkiye
için daha fazla demokratikleflme öngörüyor. Demokratikleflme uzun vadede istikrar getirir. ‹stikrar da iç büyümenin en
büyük motorudur. Türkiye demokratiklefltikçe istikrara kavufluyor, istikrara kavufltukça bu ülkenin vatandafllar›n›n da
bu ülkeye güveni art›yor. Bu da ifllerin
daha iyi gitmesine yol aç›yor.
Bir baflka nokta da flu: AKP iktidar› bu
toplumun imtiyazs›z kesimlerini temsil
eden bir iktidar. Çevre insan›, periferi insan›, merkez insan›ndan daha dinamiktir. Amerika, her y›l 1 milyon göçmen al›yor. Projeksiyonlar› daha çok göçmen almak üzerine kurulu. Ayr›ca 11 milyon da
gayri meflru göçmen var. Asr›n bafl›ndan beri bu böyle devam ediyor. Göçmen iyi bir fley mi, kötü bir fley mi? “Geliyorlar, iflimizi elimizden al›yorlar” ya da
“kültürel sorun yarat›yorlar” gibi fleyler
söyleniyor. Ama Amerikal› bilim adamla-
r› diyor ki “Amerika’y› Amerika yapan bu
göçmenlerdir”.
Demokrat Parti’den bu yana bizde de
buna benzer bir süreç var. Adalet Partisi’nde de, bir parça Özal’›n ç›k›fl›nda da
bu etkiliydi. Ama o kadar geriden almayal›m, zaman› bir anlayal›m önce. AKP
ile çevre, iktidara daha çok yaklaflt›. Bu
kitlenin bir özelli¤i var; bu kitle ‹slamist
bir kitle ve Cumhuriyet’in kuruluflundaki
laik düflünceyle çeliflik bir taraf› var. Dolay›s›yla onlar›n yönetimden d›fllanmas›
paradigmas› Türkiye’de hakimdi.
Ancak AKP merkeze do¤ru yürürken, bu sizin iflaret etti¤iniz arkadaki kitlenin sadece politik bir tart›flmas› de¤il, ekonomik bir gücü ve etkin olma ihtiyac› da vard›...
Elbette. Her iktidar himayecidir. Buna
“patronaj” deniyor. Elbette sizi destekleyenleri, sizin taraftarlar›n›z› himaye edeceksiniz. ‹ktidar, sarf etme gücünü elinde tutmak demektir. Para güçtür, güç
parad›r. Birisi gücü eline geçirdi¤i vakit
paray› kontrol alt›na al›r. Siyasi oluflum
romantik, melankolik de¤ildir; tamamen
Hürriyet gazetesinde
“Oyunun Kural›” köflesinde
de¤erlendirmeleri ilgiyle
takip edilen Ege Cansen,
toplumun dinamik
kesimlerinin iktidara
yaklaflt›¤›n›, bunun da
büyümeyi olumlu
etkiledi¤ini düflünüyor
Analiz
çok daha ciddi bir problemdi. Bugün o
kadar ciddi bir problem de¤il, çünkü döviz fazlas› var dünyada; biraz faizi verdin
mi geliyorlar buraya. 2007’de de bu
oyun devam eder.
iktisadi bir hadisedir. Siyasetin gerisinde
iktisat vard›r. Milli gelirden daha fazla
pay alma kavgas› vard›r.
Peki, flimdiye kadar iktidardan d›fllanm›fl olanlar›n iktidara gelmesi, geçici de olsa bir toplumsal bar›fl m›
sa¤lad›?
‹ktidara gelen kesim, t›pk› Amerika’n›n
göçmenleri gibi bu toplumun daha dinamik kesimleri. Çok fazla burjuva tüketim
al›flkanl›klar› geliflmifl de¤il. Daha çal›flkan insanlar, okumufl ya da okumam›fl
daha y›rt›c› insanlar, tasarruf temayülleri daha yüksek. Tasarruf da ekonomiyi
h›zland›ran bir unsur. ‹nsan önce gelir
sahibi olur, sonra gelirini servete dönüfltürür. Aileden servet yoksa, serveti yaratmak bu nesle düfler. Bu insanlar›n
dededen babadan kalm›fl servetleri az.
‹ktisadi kalk›nma da sermaye birikimi demektir. Bu insanlar sermaye biriktiriyorlar. Bütün bunlar dolay›s›yla Türkiye’nin
siyasi iç dinami¤i de daha h›zl› kalk›nmay› getiriyor. Türkiye’nin Avrupa Birli¤i’ne
üye olma azmi de bu süreci besliyor.
Çünkü AB “Demokrasiyi yaflat” diyor. Bu
nedenle asl›nda yaflama tarz› Avrupa’ya
hiç uygun olmayanlar, AB sürecini en
çok destekleyen kesim durumunda.
Y›l sonu yaklaflt›kça, cari ifllemler
a盤› endiflesi de kendini gösteriyor.
Cari aç›k tehlike yarat›r m›?
Eskiden cari aç›k vermek, az geliflmifl ülkelerin bir belas›yd›. fiimdi cari a盤›
ABD, ‹ngiltere, Avrupa ülkeleri, Yeni Zelanda, Avustralya veriyor. Paras› döviz
olan ülkeler cari aç›k veriyorlar. Dünya
para piyasalar›na döviz arz› var. Brezilya,
Arjantin cari ifllem fazlas› veriyor; Amerika’n›n, ‹ngiltere’nin cari a盤› var, çünkü
döviz bol ve ucuzluyor. Döviz s›k›nt›s› yok.
Türk ekonomisi döviz bulamamaktan tökezlerdi. Cari ifllem a盤›n›, paras› döviz
olmayan ülke verirse, o ülke para piyasalar›na ç›k›p döviz talep ediyordu. Halbuki
bugün cari ifllem a盤›n› paras› döviz
olan ülkeler veriyor.
Dedi¤im gibi bizim dövizsizlikten bafl›m›z
belaya girerdi ama flimdi bol döviz var.
Dolay›s›yla ekonominin çarklar› dönüyor.
Türkiye’nin cari ifllem a盤› diye bir problemi var. Ama bunu eskisi gibi alg›lam›yor. Eskiden bu problem, bugünkünden
28
kas›m-aral›k
“Boydak
Holding’in cirosu
milyar
dolar›n üzerine
ç›kt›, 200 milyon
dolar›n üzerinde
ihracatlar› var.
Üstelik zor
mallarla yap›yorlar
bu ihracat›.
Bu sektörde 200
milyon dolar
ihracat büyük
baflar›d›r.
Rakamlar› beni
son derece
heyecanland›rd›;
gurur duydum”
May›s ay›nda bir sars›nt› yaflad›k ve
sizin de sözünü etti¤iniz istikrar ve
güven duygusu da buna ba¤l› olarak
biraz sars›ld›. Niye yaflad›k bu sars›nt›y› ve ufukta yine benzer bir tehlike görüyor musunuz?
Bütün dünyada yükselen pazarlarda bir
sallanma oldu. Piyasay› manipüle edenler paray› zikzaktan kazan›rlar. Onlar sallant› olmasa bile sallarlar. May›s’ta salland›k ama nas›l toparland›k sonra?
Ama bir de flu var, mademki ifller iyi gidiyordu niye salland›k? Bir de üçüncü bir
sual var: Mademki Türkiye sallanacak
kadar kötüydü, nas›l toparland› sonra?
fiöyle oldu: Türkiye faizleri yüzde 13.5’e
kadar indirdi. Enflasyon da afla¤› yukar›
yüzde 10’lardayd›. Türk Liras›’n›n reel
faizi yüzde 3.5’e düfltü. Bat›l›lar dediler ki
“bu böyle olmaz”. Bu baflka ülkelerde de
oldu; “Biz size bir numara çekeriz, faizleri yükseltirsiniz”. Çünkü bizden faiz almak
istiyorlard›. Bizim de tahammül edemedi¤imiz fley döviz fiyatlar›n›n artmas›.
Çünkü bütün istikrar› döviz fiyatlar›n›n
ucuzlamas› üzerine kurduk. Sihir orada.
Döviz fiyatlar› artmaya bafllay›nca elbette ciddi bir telafl oldu. Hat›rlay›n o günleri; Baflbakan konufluyor, Babacan konufluyor, Maliye Bakan› konufluyor, Merkez
Bankas› gecelik faizlere yüzde 4 zam yap›yor, TMSF dolar sat›yor, böyle bir telafl. Çünkü hayvan kafesten kaçacak, döviz fiyatlar› f›rl›yor. Bu flekilde, döviz denilen azg›n hayvan tekrar kafesin içine
kondu. Biz halen dünyan›n en yüksek faizini ödeyen ülkeyiz. Bu cendereden de
ç›kam›yoruz.
Oyun flimdilik böyle devam ediyor. Merkez Bankas› bu faizi ödedikçe bu ifl gidecek. Nereye kadar gider? 2007 de böyle geçti diyelim, 2008 ne olacak? Bence
bir yerde bir türbülansa yakalanaca¤›z.
Türk paras› afl›r› de¤erli deniyor ama
benim görüflüme göre Türk Liras› yüzde
15 civar›nda de¤erli. Hesaplar yüzde 50
gösteriyor ama o kadar de¤il. Ama dolar bugün 1700 civar›nda olsa Türkiye’nin gelece¤ine daha güvenli bakar-
d›m. Devrilip y›k›lmaktan bahsetmiyorum
ama birtak›m türbülanslara yakalanma
ihtimali daha az olurdu. Çünkü cari ifllem
a盤› bu kadar büyük olmazd›.
Reel sektöre bakarsak, Türk sanayisini nas›l görüyorsunuz?
Bu bahsetti¤im oluflum reel sektörü
zorluyor, sanayi zorlan›yor. Türkiye’de
hizmet ve gayrimenkul sektöründe bir
canl›l›k yaflan›yor. Ama az önce konufltu¤umuz finansal parametreler, hayat› reel sektör için zorlaflt›r›yor. Peki reel sektör nas›l yafl›yor bunun içinde? Onlar da
yar› ithalatç› olarak yafl›yorlar. Bugün bütün üretici flirketlerimizin karakteri de¤iflmifltir. Hepsi yar› üretici, yar› ithalatç›
haline gelmifltir. Yan sanayinin ucuz
komponentleri ile ithal edilen ucuz komponentleri birlefltirerek, kurtaracak maliyete mal yap›l›yor. Bugün reel sektörün
yaflam modeli bu. Benim 16 sene içinde
çal›flt›¤›m ve toplam 25 sene iliflkim
olan Arçelik, bugün üretici oldu¤u kadar
ithalatç›. B›rak›n komponent ithal etmeyi, komple mal da ithal ediyor. Bunun için
Arçelik’i ya da sanayii suçlayamay›z. Her
canl› yaflam›n› sürdürmek isteyecektir.
Türk sanayii son y›llarda tasar›m ve
buluflçulu¤a yöneldi. Bu e¤ilimi nas›l
yorumluyorsunuz?
Çok güzel bir noktaya geldik. Makro ekonomilerin sa¤l›¤› iki unsura dayan›r. ‹novasyon ve verimlilik. ‹novasyon, icatlar›n
ticarilefltirilmesi demektir. Bizim sanayimizin rekabet gücü olabilmesi için bu iki
at taraf›ndan çekilmesi laz›m. Verimlili¤i
art›rma olay›n›n bugün en önemli komponenti de biliflim teknolojisidir. Bütün
yönetim sistemlerinin IT esasl› olmas›
gerekir ki, kaynak kullan›m› verimlili¤i de
arts›n. ‹kincisi de icatlar›n ticarilefltirilmesi laz›m. Tüketiciye katma de¤eri daha yüksek mallar› sunun ki ald›¤›n›z pay
arts›n. Yoksa hamall›k yapm›fl olursunuz. Ama bunlar›n yap›lmas›, ucuz döviz
meselesinin yaratt›¤› problemleri tamamen ortadan kald›rmaz. Kur politikas›n›n da sanayiciye yard›mc› olmas› laz›m.
‹hracat yapabilmek için kurun yard›mc›
olmas› gerekir. ‹novasyonu sa¤lad›k,
IT’ye dayal› verimlilik art›fl›n› yapt›k. Ama
kur hâlâ s›rt›m›zda bir yük gibi duruyorsa, dünya çap›nda üretici olarak büyü-
memize engel teflkil eder. O zaman yat›r›mlar baflka yere kayar, o da bu ülkede
istihdam› daralt›r.
Boydak Holding’i izliyor musunuz?
‹ki sene önce, Bellona’n›n bayi toplant›s›nda bir konuflma yapm›flt›m. ‹kincisi
Kültür Üniversitesi’nin düzenledi¤i “Aile
fiirketlerinin Gelece¤i” kongresinde, benim yönetti¤im panelin konuflmac›lar›ndan biri Hac› Boydak’t›. Ben Hac› Boydak’› orada dinledim. Hatta söyledikleri
üzerine yorumlar da yapt›m. Böyle bir
ahbapl›¤›m›z, tan›fl›kl›¤›m›z oldu. Hac›
Bey çok heyecanl›yd›; ben seyircilere
döndüm dedim ki “‹flte Boydak’› götüren enerjinin kayna¤›n› gördünüz mü?
Jeneratör burada”. Müthifl dinamik,
müthifl enerji dolu, d›fla do¤ru elektrik
ak›m› veren bir kiflili¤i vard›. Yaklafl›m›
da çok olumluydu. ‹flin gerektirdi¤i bilimsel at›l›mlar› yapma konusunda, daha dünya çap›nda, modern bir kurum
olma konusunda da kararl›yd›. Zaten
epeyce mesafe kat ettiler, bunu sürdürme azimlerini de görmüfl ve memnun olmufltum. Bana da bir borcu var,
Kayseri’ye gidece¤im ve past›rma ile
mant› ikram edecek.
Daha önce de “Ekodiyalog” program›n›
yaparken Kayseri’ye gitmifltim. Cirolar›
milyar dolar›n üzerine ç›kt›, 200 milyon
dolar›n üzerinde ihracatlar› var. Üstelik
zor mallarla yap›yorlar bu ihracat›. Bu
sektörde 200 milyon dolar ihracat büyük baflar›d›r. Çok derinlemesine incelemifl de¤ilim ama rakamlar› beni son derece heyecanland›rd›; gurur duydum.
29
kas›m-aral›k
Fikirden Ürüne
Tasar›m önce bize
Özellikle mobilya sektöründe, ürün ve hizmetlerin
farkl›laflabilmesi yeni fikirlerle mümkün oluyor. Dünyadaki
yeni trendlerle beslenen ‹stikbal tasar›mc›lar›, birikimlerini,
bilgilerini, enerjilerini ve yarat›c›l›klar›n› yeni tasar›mlara
dönüfltürmek için çal›fl›yorlar. ‹flte, bu uzun soluklu sürecin
en son ürünlerinden biri de, yeni Design Your Life serisi
içinde yer alan Vision kanepe.
Vision...
Rahatl›k ve fonksiyonelli¤in
de, önce
r verildi¤in
a
r
a
k
te
p
dü¤ümüz
cak konse
ay› düflün
m
la
r
r›
Haz›rlana
a
s
ta
n detayla
çizgilerle,
epte uygu
s
n
o
K
karakalem
.
ik
dird
r› flekillen
mobilyala
.
tart›flt›k
günlerce
nd›r›ld›¤›
rine yap›la
e
z
ü
k
lli
e
nksiyon
detay›, bu
hatl›k ve fo
kadar her
e
in
s
Vision, ra
e
m
ifl
klar›n de¤
lad›k.
rak tasar
için, kolça
ta
tu
e
d
n
öz önü
gerçe¤i g
1
ine sinen
erkesin iç
h
›,
s
a
r
n
o
üretimi s
ildi.
Deneme
mine geç
enin üreti
p
e
n
a
k
n
Visio
3
30
kas›m-aral›k
mutluluk vermeli
Design Your Life'›n ana fikri, “evinizin tasar›m›n› siz yap›n”.
Elbette Vision da, bu ana konseptin çerçevesinde ele al›nd›
ve tasarland›. Vision'da rahatl›k ve fonksiyonelli¤in modern
çizgileri hemen fark ediliyor.
modern çizgisi
Hayalimiz
de hissett
i¤imiz kan
döktükten
epeyi kâ¤
sonra ifl,
›da
üretime g
teknik de
eçmeden
tayland›rm
önce
a oldu. Bilg
ayr›nt› üz
isayarda
erinde gü
h
er
n
lerce çal›fl
tasar›mla
t›k. Üç bo
r› olufltur
yu
tlu
duk.
2
Ve sonuç
: Fonksiyo
nelli¤in ku
Vision, ev
sursuz ta
lerde yerin
n›mland›¤
i almaya
›
göre fark
b
afllad›. M
l› seçenek
ekânlara
le
r
d
e
ile evlerde
kullan›lab
ilen akses
yeni kons
uarlar›
eptler olu
dekorasyo
flturan Vis
nda de¤ifl
io
n
,
im
yaratmak
vazgeçilm
isteyenler
ezi olmaya
in
aday...
4
31
kas›m-aral›k
Perakendecilik
“Tüketici,
tüm dekorasyon ürünlerini
ayn› ma¤azada
bulmak istiyor”
Dünyan›n önemli trend analizcilerinden Marian
Salzman ve Benetton için yapt›¤› reklamlarla bir
efsaneye dönüflen Oliviero Toscani, bu y›l
Perakende Günleri’nin konu¤u olacak.
29-30 Kas›m tarihlerinde gerçekleflecek
organizasyonun düzenleyicisi Suat Soysal,
mobilya perakendecili¤inde Boydak Holding’in
öncü rolüne dikkat çekiyor
erakende Günleri ile perakende sektörünü bir
araya getiriyor ve önemli oturumlara ev sahipli¤i
yap›yorsunuz. Bu y›lki programdan
söz edebilir misiniz?
Dolu dolu bir Perakende Günleri var bu
y›l da. Dünyan›n en önemli trend analizcilerinden Marian Salzman konuflmac›lar›m›z aras›nda yer al›yor. Asl›nda yaflam›n yak›n gelecekte nas›l de¤iflece¤i
ile ilgili bilgiler verirken, kat›l›mc›lara ifllerini gelifltirecekleri yönlere dair ipuçlar›
sunacak.
Dahi iletiflimci Oliviero Toscani kaç›r›lmamas› gereken “farkl›” bir sunumla
sahnede olacak. Bu iki konuflmac›m›z›n
yan› s›ra yarat›c›l›k ve yenilikçilikten marka olmaya, dünya perakendesinin gelifliminden ülkemiz perakendesinin baflar›
öykülerine dek farkl› konularda, çok say›da konuflmac› kendi ufuklar›n› Pera-
P
32
kas›m-aral›k
kende Günleri kat›l›mc›lar›na açacak.
Rakamlar›n konufluldu¤u bilgi paylafl›m›
oturumlar›, sektör derneklerinin baflkanlar›n›n yer alaca¤› interaktif söylefli,
promosyonlar, bas›na yans›malar›yla
perakendede “s›n›f› geçen ve s›n›fta kalanlar”, görsel ma¤azac›l›kta önümüzdeki y›l›n uygulamalar›n› ele alan oturumlar›yla konferans, izleyicilere çok genifl bir
yelpazeden sektöre bakma olana¤› sunacak.
Perakende Fuar›’nda bir Çin stand› kuruluyor. Çinli yetkililer, iki gün boyunca
Türkiye perakendecilerinin “Çin’de ifl
yapmak” konusundaki sorular›n› yan›tlayacak. Büyük bir yenilik ve dünyan›n en
h›zl› geliflen pazar›na girmeyi düflünen
Türkiye’nin giriflimcileri için önemli bir
f›rsat. Perakende Günleri, bilgi ve tart›flma platformlar›yla sektörün gücüne
güç katacak, tan›flma ve yeni iflbirlikleri
için ortam haz›rlayacak.
Türkiye'de perakende sektörünün
ekonomi içinde nas›l bir yeri var?
Perakende sektörü Türkiye’nin en dinamik sektörleri aras›nda, hatta belki birinci s›rada. Geliflmenin boyutlar›n› görmek
için son 20 y›la bakmam›z yeterli. Yabanc› markalar›n büyük bir bölümü ülkemizde var, uluslararas› perakendenin
varl›¤›n› hissediyoruz. Bizim markalar›m›z 84 ayr› ülkede müflteri ile bulufluyor. 1990’larda tan›flt›¤›m›z al›flverifl
merkezleri, bugün hayat›m›z›n vazgeçilmez bir parças›. Say›lar› yüzü aflt›, bir o
kadar›n›n yap›m› sürüyor. Tahmini ifl
hacmi 70 milyar dolar olarak aç›klanan
bir sektörden söz ediyoruz. Emek yo¤un
bir sektör ve ülkemiz için çok önemli bir
istihdam yarat›yor. Örne¤in her aç›lan
al›flverifl merkezi binin üzerinde kifliye ifl
olana¤› sa¤l›yor. Perakendenin sa¤l›kl›
büyümesi bu nedenle ekonomimiz aç›s›ndan çok büyük önem tafl›yor.
Mobilya perakendecili¤ini bir bütün olarak düflünürsek, firmalar›m›z›n çal›flmalar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Türkiye’de mobilya perakendecili¤inin
son y›llarda tüm dünyan›n ilgisini çeker
bir flekilde büyüdü¤ünü görüyoruz. Ayr›ca bu büyümeye paralel olarak dikkat
çekici bir flekilde organize oldu¤unu görmek de memnuniyetimizi art›r›yor. Üretim konusunda kendini kan›tlam›fl bir
sektörün perakendecili¤e geçifl sürecindeki bu büyümeyi ayn› zamanda geleneksel yap›dan daha da öteye tafl›mas›,
dünyadaki örnekleriyle yar›flabilen modern konseptlerle rekabet eder bir düzeye getirmesi ülkemiz için bir gurur
kayna¤›.
Bu ifli baflarmalar›n›n en önemli sebebi
tüketici ihtiyaçlar›n› ve e¤ilimlerini çok iyi
gözlemleyip bu do¤rultuda üretimi yönlendirmeleridir. Tüketici art›k vakitsizlik,
büyük flehirlerin karmaflas› ve bunun gibi de¤iflik sebeplerle evini döflerken veya
yenilerken tüm alternatifleri görebilece¤i, seçenekleri ayn› anda de¤erlendirebilece¤i ve dekorasyona yönelik her detay› bulabilece¤i büyük konseptteki ma¤azalar› tercih ediyor. Son y›llarda mobilya
perakendecili¤i bu talebi göz önünde bulundurarak yeni ma¤azalar›n› bu ihtiyaca
cevap verecek flekilde oluflturuyor. Müflteri ma¤azaya geldi¤i zaman art›k büyük
“Büyük yat›r›mlarla
oluflturulan
marka imaj›n›
reklamlarla ve tüm
ma¤azalar›ndaki
gerek görsel
unsurlar gerekse
müflteriye verilen
hizmetle
sa¤lamlaflt›rmak
da çok önemli.
‹stikbal ve Bellona
için baflar›n›n
anahtar› burada”
eflyas›ndan aksesuarlar›na kadar yaflam tarz›na yönelik tüm ihtiyaçlar› buluyor ve modern yaflamda herkesin en
önemli eksi¤i olan “zaman”› verimli kullanman›n keyfini yafl›yor.
Boydak Holding'in mobilya alan›ndaki
sat›fl, pazarlama ve ma¤azalaflma çal›flmalar›n› nas›l de¤erlendiriyorsunuz?
Boydak 2004 y›l›nda, perakende sektörünün prestijli ödülü olan Perakende Günefli Ödülü’nü “Perakendeye Katk›“ alan›nda ald›. Gerekçesi, da¤›n›k mobilya
ma¤azalar›n›n bulundu¤u ülkemizde
ça¤dafl ma¤azac›l›¤a geçifl konusundaki
öncü rolü idi. Boydak Holding y›llard›r elde etti¤i deneyimleriyle dünya çap›nda
üretim yapan bir firma. Biliyoruz ki mobilya üretimindeki baflar›s›n›n en önemli
nedenlerinden biri kaliteyi sürekli k›lmak
ad›na mobilyada kullan›lan kumafl, sün-
ger gibi birçok önemli materyali de kendisinin üretmesidir. Ülkemizdeki mobilya
perakendecili¤ine bakt›¤›m›zda ise bulundu¤u pazarda farkl› konseptlerde
oluflturdu¤u ‹stikbal ve Bellona markalar›n›n giderek büyüdü¤ünü, kendi sektöründe lider konumunda oldu¤unu görüyoruz. Tüketicinin nabz›n› tutabilmek, ihtiyaçlar› do¤ru tespit edip buna yönelik
ürün kategorileri oluflturmak ve kaliteyi
hiçbir zaman göz ard› etmeden üretimi
bu flekilde yönlendirmek gerekiyor. Ayr›ca sat›fl›n baflar›s›n› tamamlay›c› unsur,
sat›fl sonras› hizmetlerdir. Sat›fl sonras›
verilen hizmetin müflteri memnuniyetini
oluflturmadaki etkisini kullanmalar› da
bu alandaki baflar›lar›n› güçlendiren en
önemli etkenlerden bir di¤eri.
Büyük yat›r›mlarla oluflturulan marka
imaj›n› reklamlarla ve tüm ma¤azalar›ndaki gerek görsel unsurlar gerekse
müflteriye verilen hizmetle sa¤lamlaflt›rmak da çok önemli. ‹stikbal ve Bellona
için baflar›n›n anahtar› burada. Markay›
müflteri gözünde her zaman ön planda
tutmak, sadece ürünün kalitesiyle mümkün olmuyor. ‹nsan unsuru da çok
önemli. Markaya yap›lan yat›r›m›, her
noktada ayn› kalitede hizmeti sa¤lamak
için insana, onlar›n e¤itimine de yaparak
kuvvetlendirmifl oluyorlar. Geçti¤imiz y›l
boyunca yurt çap›ndaki ‹stikbal ve Bellona ma¤azalar›n›n bölge müdürlerinden
bayi sahiplerine, sat›fl kadrosundan
montörlerine kadar bölge bölge yapt›¤›m›z e¤itimler bunun en önemli göstergesi. Bu e¤itimlerle, tüm noktalardaki
ma¤azalar›n çal›flanlar›n›n markan›n
flemsiyesi alt›nda bütünleflmeleri, ma¤aza görselli¤inden müflteri odakl› sat›fla
kadar hizmetin tüm aflamalar›nda güçlenmelerinin sa¤land›¤›na inan›yoruz.
33
kas›m-aral›k
S›n›r Ötesi
“Hoflgörü ülkesi”
ALMANYA
Almanya, göçmen politikas›yla küllerinden yeniden
do¤arak dünyan›n en güçlü ekonomilerinden biri
olmay› baflard›. Dünya Kupas› s›ras›nda, tarihinden
gelen olumsuz alg›y› de¤ifltirmeye çal›flt› ve
“hoflgörü ülkesi” oldu¤u mesaj›n› verdi
Yaz›: Bilal Turhal
ALMANYA
Baflkent: Berlin
Nüfus: 83.029.536
Nüfus art›fl h›z›: Yüzde 0.27
Bebek ölüm oran›:
Binde 4.71
Ortalama ömür: 77.61 y›l
Okuryazarl›k oran›: Yüzde 99
GSMH: 1.936 trilyon dolar
Kifli bafl›na düflen milli gelir:
23 bin 400 dolar
Büyüme h›z›: Yüzde 3
Enflasyon oran›: Yüzde 2
Para birimi: Avro (Euro)
S
on elli y›l içinde gerçekleflen
teknoloji devrimine imza
atan Almanlar, Mercedes,
Audi, BMW gibi otomobil
markalar›n›n yan› s›ra ülkemizde de s›kça kullan›lan Bosch, Telefunken, Siemens gibi elektronik ürünlerine var›ncaya kadar dünyaca ünlü markalar›yla
ma¤rur bir durufl kazand›lar.
Berlin Duvar› sembol oldu
‹kinci Dünya Savafl› sonras›nda Hitler’in
diktatörlü¤ünün yerine modern, insan
haklar›na sayg›l›, demokratik ve sosyal
güvenlik sistemi ile her bir vatandafl›n›
flemsiyesi alt›na alan, güçlü bir devlet kuruldu. Berlin Duvar›’n›n y›k›lmas› özgürlüklerin önündeki son engeli de kald›rm›fl
oldu. Eski Do¤u Bloku ülkelerine bu tarihten sonra özgürlük ve demokrasi dalgas›n›n yay›lmas› Berlin Duvar›’n› bir sembol haline getirdi.
Baflbakan: Angela Merkel
‹flsizlik: Yüzde 9.9
Özgürlük bafl tac› yap›ld›
Birleflmeden sonra ilk kez Dünya Kupas›’na ev sahipli¤i yapan Almanya bu f›rsat› çok iyi de¤erlendirdi. Özgürlük bafl tac›
yap›larak yeni bir imaj için çal›flmalara
baflland›. Amaç Almanya’yla özdeflleflen
Hitler ve onun ›rkç› uygulamalar›n›n art›k
bu ülkede bir daha geri gelmemek üzere reddedildi¤inin gösterilmesi idi. Yeni
bir imaj yaratmaya çal›flan Almanya ade-
34
kas›m-aral›k
ta bu kupa için seferberlik ilan etti. ‹ki y›l
öncesinden bafllayan haz›rl›klarda ana
amaç, her konu¤un bu organizasyondan
memnun ayr›lmas›n› sa¤layarak art›k Almanya’n›n geçmifliyle de¤il yeni imaj›yla
an›lmas›n› sa¤lamakt›. Hitler sonras› milliyetçi söylemlere uzak duran Almanlar,
ilk kez bu dünya kupas›nda bayraklar›yla
bar›flt›lar. Ülkede Alman bayra¤› sat›fl›
artt›. Kazan›lan maçlardan sonra onlar
da di¤er milletler gibi zafer turlar› atmaya bafllad›lar.
Dünya, dostlar›n›
ziyaret ediyor
Dünyan›n dört yan›ndan dört milyona
yak›n turisti a¤›rlayan Almanya, “Dünya,
dostlar›n› ziyaret ediyor” slogan›yla
dostluk vurgusu yapt›. Gelen konuklara
“Almanya’y› Sevmeniz ‹çin 250 Neden”
adl› bir kitapç›k da¤›t›ld›. Bu nedenler
aras›nda bafl› çekenler flunlard›: 13.
yüzy›ldan bu yana tam 1500 çeflidi
keflfedilen sosisler, Alsatian ve Dachshund cinsi köpekler, 'her derde deva
Aspirin, Persil çamafl›r deterjan›, Artur
Fischer'in 1948 tarihli icad› olan ilk
plastik dübel. Almanya'y› sevdiren ünlü
flahsiyetler listesinde ise “Panzerlerin
‹mparatoru” Franz Beckenbauer ile
podyumun unutulmaz güzelleri Claudia
Schiffer ve Heidi Klum yer al›yordu. Alman flirketleri Dünya Kupas› organizas-
Art›k sahiplerinin istemedi¤i eflek,
köpek, kedi ve horoz bir araya
gelerek Bremen M›z›kac›lar›’n›
oluflturmufllar. Bu masal›
simgeleyen küçük bir heykel
Bremen flehir merkezinde yer
al›yor.
Dünya Kupas› organizasyonunu, büyük bir
baflar›yla “yeni Almanya”y› dünyaya anlatman›n
platformu haline getiren Almanlar, kupa
s›ras›nda ulusal kimlikleri üzerine de
tart›flmalar yapt›lar.
Parlamento binas›
12. yüzy›la uzanan bir tarihe sahip olan
Hamburg, 18. yüzy›l ortalar›ndan itibaren
önemli bir liman flehri haline geldi.
yonlar›ndan 10 milyar Euro’ya yak›n para kazand›.
“So¤uk Alman” alg›s›na
karfl› hoflgörü vurgusu
Dünya Kupas›'nda Alman halkla iliflkiler
flirketlerinin belirledi¤i sloganlardan biri
de “Arkadafl Edinme Zaman›'' oldu. Böylece Almanya, Dünya Kupas›’n› ak›llara
kaz›nm›fl klifle kimliklerinden ar›nmak
için kulland›. Almanlar›n genel olarak disiplinli, dakik ve esprisiz tan›mlanmalar›na inat, daha yumuflak, hoflgörülü ve yarat›c› kimlikleri ulusal nitelikler olarak
öne ç›kar›ld›. Pek çok halkla iliflkiler flirketi ayn› anda bir ulusu yeniden markaland›rmaya u¤raflt›. Nürnberg’de “Alman
Nedir?'' sorusuna yan›t arayan ve hasret, anavatan, kader temalar› çevresinde dönen sergiler aç›ld›. Bunun ötesinde
Almanya’da turist olman›n asl›nda son
derece e¤lenceli olabilece¤ini göster-
1989 y›l›nda y›k›lan
Berlin Duvar›’n›n kal›nt›lar›
üzerine yap›lan resimler,
sürekli güncellenen bir
aç›k hava müzesi yarat›yor.
mek için halka aç›k gösteriler düzenlendi. Tüm bu çabalar›n dünyan›n Almanlara bak›fl›n› de¤ifltirip de¤ifltirmedi¤i ise
henüz tart›fl›l›yor.
‹fl, afl, refah ve sosyal
adaletle ün yapt›
Almanya, ekonomi ve evrensel insan haklar› alan›nda kaydetti¤i ilerlemeleri Avrupa Birli¤i projesini gelifltirerek tüm Avrupa’ya yaymay› hedefledi. AB’nin kurucu ülkelerinden biri olan Almanya bu u¤urda
çok gururland›¤› para birimi Mark’› bir daha ç›karmamak üzere mezara gömdü. Almanya’n›n ad› uzun y›llar akla ifl, afl, refah,
sosyal adalet, huzur, güven, hoflgörü, istikbal vaat eden Bat› Almanya ile an›ld›.
Ancak Almanya için terslikler, Do¤u Almanya ile birleflme ve AB’nin genifllemesiyle birbiri ard›na gelmeye bafllad›. Ülkedeki iflsizlerin say›s› rekor seviyeye ç›kt›.
Alman ekonomisi durgunlu¤a girdi.
Napolyon,
Brandenburg Kap›s›
üzerindeki Quadriga’y›
(yan yana koflulmufl
dört at›n çekti¤i antik
ça¤ arabas›) 1806'da söküp Paris'e götürmüfl.
1814'teki Ba¤›ms›zl›k
Savafllar›'yla ise heykel
eski yerine yeniden
gelmifl. fiehrin simgesi
Brandenburg Kap›s›,
eski Do¤u Almanya ile
Bat› Almanya’y› ay›ran
s›n›rda yer al›yordu.
fiu anda ise Berlin’in
iki yakas›n› birlefltiren
bir meydan.
Dört milyon Türk için
ikinci vatan
Günümüzde say›lar› dört milyona ulaflan Türkler, 1960’lardan itibaren bu
süper devletin kurulmas›nda görev almak üzere Almanya’ya gitmeye bafllad›. Önceleri “ac› vatan” dendi. Birçoklar› para kazand›ktan sonra Türkiye’ye
dönecekti. Ancak ilk gidenlerin çocuklar› ve çocuklar›n›n çocuklar› yani ikinci
ve üçüncü kuflak Türkler, Almanya’y›
“ikinci vatan” yapt›.
Hoflgörü ülkesi onlara da ba¤r›n› açt›.
Almanya’daki “gurbetçi Türkler” tabiri
yerini Türk kökenli Alman vatandafllar›na b›rakt›. Böylece entegrasyon gerçekleflti. Almanya, Türkiye için tarihteki iliflkilerin yan› s›ra orda yaflayan
Türkler sayesinde çok özel bir yere
oturdu. Avrupa Birli¤i müzakere sürecinin bafllamas›yla Almanya’n›n Türkiye için önemi daha da artt›.
35
kas›m-aral›k
S›n›r Ötesi
Alfa Möbel ve Almanya
mobilya sektörü
Alfa Möbel, 2002 y›l›nda sat›n al›nan Bochum’daki
yeni yerinde baflta Almanya olmak üzere Hollanda,
Avusturya ve Lüksemburg’la ticaret yap›yor.
fiirketin Genel Müdürü Metin Aytulun, “Biz
Bize”ye Alfa Möbel’i yazd›
1997 Uluslararas› Köln
Mobilya Fuar› (IMM) sonras›, Boydak Holding yönetimi Almanya’da bir partnerle çal›flmak yerine kendi firmas›n›
kurma karar› ald›. 1997’de flirketin genel müdürlü¤üne getirildi¤imde hayalim
‹stikbal’in alt markas› olan Bellona koleksiyonunu kullanmak ve flu anda Alfa
Möbel Vertriebs GmbH olan flirketi de
Bellona Koleksiyon olarak adland›rmakt›. fiirketin yöneticileri bana Alfa, Beta,
Gamma seçeneklerini sundular. Böylece Alfa Möbel, 1997’de Kuzey Ren
Westfalya eyaletinin 600 bin nüfuslu ve
mobilya sektörünün konufllanm›fl oldu¤u Dortmund’da kuruldu.
Hayalimiz hep dolaflt›¤›m›z ma¤azalarda kendi mamullerimizi görmekti. Say›n
Mustafa Boydak Amca’n›n “Makineler›
almak için d›flar›ya para veriyoruz. fiimdi bu makinelerde ürettiklerimizi d›flar›ya sat›p o paralar› bu ülkeye geri getireceksiniz” sözünü hiç unutmadan, umutla yola ç›kt›k. Koleksiyonlar›m›z› ma¤azalara yerlefltirdik.
Ticaretimiz bafllang›çta az ma¤azal› zincirlere ve kanepe a¤›rl›kl› idi. Alfa, müflteri portföyüne yenilerini katarak her
geçen gün cirosunu art›rmaya bafllad›.
Kanepe koleksiyonuna oturma gruplar›n› da ekleyerek Almanya’da ekose olarak adland›r›lan kumafllar› moda oldu.
Ma¤azalara girildi¤inde mamuller, di¤er firmalar›n mamullerinden ayr›fl›yor
ve dikkat çekiyordu. Müflterilerin, ürünlere ilgisi ticaretimizi gelifltiyordu ve ülkeye döviz girdisi sa¤lamaya bafllad›k.
A
36
kas›m-aral›k
Dortmund’da bafllayan bu öykü 2000’li
y›llarda Türkiye’de oluflan ekonomik
krize ra¤men büyük ivme kazand›. fiirketimiz kriz nedeniyle depolama yapma
zorunda kald› ve Lojistik destek kamyonla sa¤lanamad›¤› için konteyner tafl›mac›l›¤›na yöneldik. 2001 y›l›nda Türkiye’deki krize ra¤men, üst yönetim 24
bin metrekare üzerine yap›lm›fl 6 bin
800 metrekare net alan› olan, 13 metre yüksekli¤inde ve dar alan forklifti ile
çal›flan depo sat›n alm›fl ve 2001’den
itibaren o bölgenin müflterilerine servis
vermeye bafllam›fl ve büyümesine ivme
kazand›rm›flt›r.
Özellikle koleksiyonunda etnik kökenli
kalmay›p tüm ülke ve bölge insan›na hitap etmeyi sa¤layarak Avusturya, ‹sviçre ve Hollanda’ya sat›fllar yapmaktad›r.
Alfa, Boydak D›fl Ticaret firmas›n›n oluflumuna öncü olmufl, kazand›¤› tecrübe ile hem imalat› hem de d›fl ticareti
yönlendirmifltir. Kayseri ç›k›fll› ihracat›n
geliflmesine destek olmufltur. Alfa, bölgesel fuarlar arac›l›¤›yla uluslararas› ticaretlerini gerçeklefltirmektedir. Yurtd›fl› çal›flmalarda tasar›mda evrensellik
ilkelerini de göz önünde bulundurmufl,
ayr›ca bölge için özel imalatlar da yapm›flt›r. Müflteri, ‹stikbal’i tan›r ve arar
hale gelmifltir.
fiyat ve üretim gerilemektedir. Ayr›ca
yüksek ithalat (fiyat endeksli al›mlar) da
üretimde gerilemeye neden olmaktad›r.
Almanya, yumuflak mobilya ithalat›n›n
yar›s›n› Polonya’dan gerçeklefltiriyor. Y›l›n birinci döneminde Polonya’dan ithal
edilen mobilya miktar›, 15 y›ld›r birinci
s›rada olan ‹talya’y› geride s›rakt›. ‹ç pazardaki daralmadan dolay› Alman yumuflak mobilya üreticileri, üretimlerinin
büyük bölümünü ihraç etmek üzere
aray›fla girdi. Almanya a¤›rl›kl› olarak
komflu ülkelere ihracat yapmaktad›r.
Almanya’da mobilya sektörü bir de¤iflim içindedir. Yeni çizgiler, yeni düflünceler tüketici tutumlar›n› etkilemektedir. Mamul sergilemenin daha etkili ve
Almanya’da mobilya sektörü
Almanya’n›n mobilya sektöründe mutfaktan sonra ciro olarak ikinci s›rada
gelen, oturma grubu (yumuflak mobilya) üretimidir. ‹ç pazardaki daralma nedeniyle Almanya’da yumuflak mobilyada
Alfa Möbel Genel Müdürü
Metin Aytulun (ortada)
uyumlu hale getirilmesi, hem mamul ve
hem de pazarlama aç›s›ndan önem arz
etmektedir. De¤iflik büyüklüklerdeki mega trend ma¤azalar›n, perakende mobilya pazar›nda etkili hale gelmesi, klasik
pobilya pazarlamas›n›n pazar pay› kaybetti¤ini göstermektedir. De¤iflimden
en çok pay›n› alan yumuflak mobilya,
genç mobilya, servissiz mobilya ticareti
yapan firmalar yeni trendlerden yararlanmaktad›r.
Almanya mobilya pazar› 2005 y›l›nda
0.5’lik bir gerileme kaydetti. 29.5 milyar
euro’luk mobilya pazar›nda, konsept mobilyac›lar›n büyüme kaydetti¤i gözlenmektedir. Kooperasyon halinde çal›flan
mobilyac›lar (konsept mobilyac›lar) yüzde 1.5 büyüme yaflam›fllard›r. Pozitif olarak geliflen kooperasyon yapan flirketlerin (al›m birlikleri) mobilya ve mutfak ticaretinin yükselmesi, al›m birli¤ine üye olmayan ba¤›ms›z firmalar›n yüzde 6’l›k ciro kaybetmesine yol açm›flt›r.
D›fl ticaret, mobilyada büyüme motoru
görevi yapmaktad›r. Mobilya üreten
1159 sanayi flirketinde tahminen 123
bin 600 kifliye istihdam sa¤lanmaktad›r.
Bu pozitif say›lar, iç pazardaki gerilemeye karfl›n d›fl ticaret nedeniyle oluflmaktad›r. Almanya Mobilya Birli¤i (VDM) geçen y›l›n ilk dokuz ay›nda mobilya üretim
cirosunda yüzde 1.8’lik bir büyüme oldu¤unu aç›klam›flt›r. Bu da 2005’in, son
yedi y›l›n en iyi rakamlar›yla kapanmas›n›
sa¤lam›flt›r. Almanya’da üretilen her üç
mobilyadan biri ülke d›fl›na sat›lmaktad›r. Almanya, mobilya üretiminin yüzde
32.5’ini yurtd›fl›na satmaktad›r. ‹hracatta yüzde 6.7 ile yumuflak mobilya birinci
s›radad›r. Ayr›ca yüzde 5’lik bir art›fl gerçeklefltirmifltir. Modüler mobilyada ise
yüzde 2.2’lik bir gerileme görülmektedir.
Tüm mobilya ticaretinin yüzde 63.6’l›k
k›sm› Avrupa Toplulu¤u ülkelerinedir.
Do¤u Avrupa ile ticaretler toplam ticaretin yüzde 12’si, Asya ile yüzde 4.9’u
Kuzey Amerika’yla ise yüzde 4.7’si civar›ndad›r.
Mobilya ma¤azalar› 2005 y›l›nda yüzde
4.3’lük bir büyüme ile toplam 4 milyor
553 bin 500 metrekarelik bir sergi ve
sat›fl alan›na yükselmifltir. Almanya’da
ev konsept fleklinde çal›flan büyük ma¤aza say›s› 135’e ç›km›flt›r ve en az sat›fl
alan› 25 bin metrekaredir.
‹stikbal
High Point’te
Sunset,
ABD’deki High
Point fuar›nda
‹stikbal ve
Bellona
ürünlerini
sergiledi.
Boydak Holding
yetkilileri de
fuarda
incelemelerde
bulundu.
Sunset International Inc., Bellona ve
‹stikbal markalarıyla High Point'e
katıldı. Fuarda yeni ürünler, Amerikan
mobilya perakendecileriyle paylafl›ld›.
15- 21 Ekim tarihleri arasında gerçekleflen High Point Sonbahar
2006'yı, Boydak Holding Yönetim Kurulu üyeleri Memduh Boydak ve Bekir
Boydak, ‹stikbal, Bellona ve Mondi
Pazarlama Koordinatörü Bilal Uyanık,
ayrıca üretim müdürleri ile Boydak
Dıfl Ticaret Pazarlama Müdür Vekili
‹lyas Boydak da ziyaret etti. Ziyaretin
amac› High Point fuarını ve Boydak
ürünlerinin A.B.D. piyasas›na uygun
olup olmadı¤ını de¤erlendirmekti.
High Point, Türkiye'deki ‹negöl bölgesi gibi, bir üretim bölgesindeki mobilya showroom'larından oluflan bir ka-
saba. Yıllık olarak kiralanabilen showroom'larda ürünler yıl boyunca sergileniyor. Fuar yılda iki defa yapıl›yor ve
Amerika'daki en önemli mobilya etkinli¤i konumunda. 188 binadan oluflan fuar, yaklaflık 1.2 milyon metrekare kapalı alana sahip. 2500
katılımcının yer aldı¤ı fuar 70 bin kifli
tarafından ziyaret ediliyor. Ziyaretçilerin yüzde 10'u ABD dıflındaki ülkelerden geliyor.
Uzakdo¤u malları a¤ırlıklı fuarda, mobilya haricindeki aksesuarlar da sergileniyor. Fuarın gezildi¤i kısa süre
zarfında, Sunset'in standının bulundu¤u Plaza Suites ve IHFC'deki katlar
(ana bina), ardından Amerika'daki en
büyük panel mobilya üreticisi olan
Sauder'in standı gezildi.
37
kas›m-aral›k
S›n›r Ötesi
Çin teknolojisi Kayseri
vizyonuyla birleflti
Kayserili iki oyuncak firmas›, Çinli
üreticilere siparifl edilen “Yaylalar”
türküsünü söyleyen asker bebekler
ve dua eden bebekleriyle büyük ilgi görüyor
eçti¤imiz Eylül ay›nda New
York’ta düzenlenen World
Business Forum”a kat›lan
Prof. Dr. Acar Baltafl, forumda bir konuflma yapan Japon düflünür
Kenichi Ohmae’nin Çin konusundaki çarp›c› düflüncelerini flöyle özetliyor: “Dünya
Çin’i içsellefltirdi.”
Peki bu içsellefltirme nas›l oldu? Düflük
maliyetle üretim, tüm dünyada üretimin
Çin’e kayd›r›lmas›na yol açt›. Geçti¤imiz
y›llarda Konya’da Çin yap›m› Mevlana
heykelciklerinin turistler taraf›ndan daha
çok tercih edildi¤i gazete haberlerine konu olmufltu. Çinliler buna benzer pek çok
alanda kendilerine iletilen sipariflleri hem
düzgün, hem de çok ucuza imal ediyorlar.
Böyle olunca, imalatç› firmalar, ithalatç›
olunca daha kârl› olabileceklerini fark ediyorlar. Kayserili iki oyuncak firmas›n›n
Çin’le olan iliflkisi, dünyan›n Çin’i içsellefltirme biçiminin bir prototipini sunuyor.
G
Dua eden bebekler
“Allah›m annemi, babam› ve tüm ailemizi
birbirimize ba¤›flla. Sa¤l›kl›, huzurlu, mutlu ve uzun ömürler ver. Yurdumda ve
dünyada tüm insanlar sevgi ve bar›fl içinde yaflas›n. Amin.” Bu sözleri söyleyen
oyuncak bebek Çin’de üretildi. Daha önce
üretilen asker bebekler ise “Yaylalar” türküsünü söylüyordu. Kayseri zekâs› Çin
oyuncak sektörü ile birleflince ortaya
hem bu yarat›c› ve sevimli bebekler, hem
de kârl› bir sektör ç›kt›.
Oyuncak bebeklerin ithalat›n› yapan Kayserili Özayd›n ‹thalat firmas›n›n sahiplerinden Mustafa Özayd›n, daha önce ima38
kas›m-aral›k
latç› olarak çal›flt›klar›n› ama Çin’in ucuzlu¤u ile rekabet etmenin mümkün olmad›¤›n› söylüyor. Ancak, bir marka yaratarak rekabet avantaj› elde edebileceklerini
belirten Özayd›n, Kukla Toyz ad›yla ma¤azalaflmaya bafllad›klar›n› belirtiyor ve flu
anda iki olan ma¤aza say›lar›n›, Nevflehir,
Ni¤de, Sivas gibi flehirlerde flube açarak
art›rmay› amaçlad›klar›n› söylüyor. Bu
arada, Uzakdo¤u’dan edinilen tecrübeyle
yeniden imalatç›l›¤a bafllamak üzere bir
oyuncak fabrikas› kurmay› da hedefliyorlar. Özayd›n ‹thalat, 3500 adet dua eden
bebek satm›fl. Avrupa’daki fuarlarda ‹ngilizce dua eden bebekler gördüklerini söyleyen Özayd›n, “Biz de Müslüman bir ülke
olarak böyle bir ürünü yapabilece¤imizi
düflündük ve çok güzel oldu” diyor. Daha
önce arabalarda gördü¤ümüz “kafa sallayan köpek” oyuncaklar›n› da Türkiye’ye
getiren firma, okul öncesi e¤itim gereçleri de yap›yor.
Bir di¤er Kayseri firmas› olan Ankaral›o¤lu oyuncak da Çin ve Uzakdo¤u’dan ithal
edilen oyuncaklar›n Kayseri’de da¤›t›m›n›
yap›yor. fiirketin Yönetim Kurulu Baflkan›
Naci Ankaral› “Ramazan ay› içinde bir
hayli dua eden bebek sat›fl› gerçeklefltirdik. fiu anda ise en popüler oyunca¤›m›z
‘Yaylalar’ türküsünü söyleyen asker bebekler” diyor.
“Uyuyan dev” Çin uyan›yor
12-13 Eylül tarihlerinde New York’taki World Business Forum’a kat›lan Acar Baltafl, Japon düflünür Kenichi Ohmae’nin Çin’le ilgili önemli de¤erlendirmelerini flöyle aktar›yor:
• Çin dünyay› temel kaynak olarak kuflatt›.
• Çin, 2000’de en çok ihraç eden ülke s›ralamas›nda yedinci iken 2004 y›l›nda üçücü s›raya yükseldi. 2000 y›l›nda en çok ithalat yapan ülke s›ralamas›nda sekizinci olan Çin,
2004’te üçüncü s›rada. Global ekonominin anahtar özelli¤i “karfl›l›kl› ba¤›ml›l›k” ilkesine
uygun bir tablo ortaya koyuyor.
• Dünya, GSMH s›ralamas›nda 1990 y›l›nda 0.4 trilyon dolar ile onuncu s›rada olan Çin,
2005 y›l›nda 2.3 dolarla 4. s›rada.
• Çin’in baflar›s› Hindistan, Brezilya, Vietnam, Türkiye gibi “uyuyan devler”i de tetikledi.
Kaynak: Akflam Brunch eki, 8 Ekim Pazar 2006
Bizi Güldürenler
Y›llar geçiyor,
nesiller,
al›flkanl›klar
de¤ifliyor; ama
o hep star.
Üstelik de star
olman›n ve
kalman›n
çok zor oldu¤u
tiyatro
sahnesinin
star›. Bunda,
kendisini çok
özel bir
marka gibi
sürekli
yenilemesinin
pay› çok büyük
Ali Poyrazo¤lu
O HEP STAR
40
kas›m-aral›k
inema, televizyon, tiyatro çal›flmalar›, kitaplar›, köfle yaz›lar› ile hayat›m›za girmifl sanatç› Ali Poyrazo¤lu, bu sene
tiyatrosunun kuruluflunun 35. y›l›n› kutlamaya haz›rlan›yor. Son oyunu “Ben Eskiden Küçüktüm”de tiyatro ve sahne an›lar›n›, palyaçolar›n, akrobatlar›n süsledi¤i
tatl› bir hayal dünyas›n›n içinden anlatan
Ali Poyrazo¤lu, tiyatroya befl yafl›nda
iken “masa alt› sahnesi” ile bafllam›fl.
Oyunda da anlatt›¤› bire bir gerçek: Kü-
S
çük Ali Poyrazo¤lu, Fatsa’da ev ev geziyor; masalara bir k›rm›z› örtüyü perde niyetine yerlefltiriyor; masan›n alt›nda kukla oynatarak ilk gösterilerini yap›yor. O
günlerden bugüne sahne ve insan sevgisi hiç tükenmeyen Ali Poyrazo¤lu, babas›n›n eczanesinde ç›rak olarak da çal›flt›¤› bu y›llarda oyunculu¤a tutulmufl. Daha
sonraki y›llarda kukla tiyatrosu üzerine
çok önemli çal›flmalar yapmas›nda, o çocukluk an›lar›nda onunla sahnesini paylaflan ilk kuklas›n›n muhakkak çok büyük
etkisi var. Konservatuar›n tiyatro bölümünü bitirdikten sonra, ‹ngiltere ve
Fransa’da da tiyatro e¤itimi alan Poyrazo¤lu, 1998 y›l›nda Broadway’de sergilenen “Pera Palas” adl› yap›mda da baflrollerden birini oynad›.
1972 y›l›nda kendi tiyatrosunu kuran Ali
Poyrazo¤lu, “masa alt› tiyatrosu”nu hat›rlatarak “Asl›nda befl yafl›nda patron olarak bafllad›m tiyatroya” diyor. Tiyatro
dünyam›z› yapt›¤› oyun çevirileriyle de
zenginlefltiren Ali Poyrazo¤lu’nun “Ödünç
41
kas›m-aral›k
Bizi Güldürenler
Yaflamlar” adl› bir kitab› bulunuyor. Bask›ya haz›rlanan an›lar› da yak›nda okuyucuyla buluflacak.
Kendisiyle yapt›¤›m›z söyleflide, onun çok
bilinmeyen bir yan›n› öne ç›kard›k. Ali
Poyrazo¤lu, tiyatro sanat›n›n sundu¤u insan› tan›ma, rahat ve do¤ru iletiflim kurma özelliklerini, çok uzun y›llard›r pek çok
kurumun çal›flanlar›yla paylafl›yor. Zaman zaman küçük birer gösteri halini
alan bu sohbetlerde, yetene¤ini insanlar›n ifline yarayacak her alanda kullanmaya çal›flarak yaflam› estetize eden bir sanatç›n›n gönlünün geniflli¤ini de görmek
mümkün.
Ali Bey, hep star kalmay› nas›l baflar›yorsunuz?
Star olmak, tatl› bir fley. Edepli, onurlu
bir flekilde çal›flarak, kendini yenileyerek
starl›¤›n› sürdürebiliyorsa insan niye
star kalmak istemesin ki... Her insan ya
da her marka uzun süre zirvede olmak
ister. Onun için u¤rafl›r. Onun için kendini yeniler, farkl› bak›fllara sahip olmak ister. Farkl› iliflkiler kurmak ister ve dünyay› yeni bafltan yorumlamak insan›
genç tutar, heyecan içinde tutar. Ben
de hep anlamaya çal›flt›¤›m için, okudu¤um için, çal›flt›¤›m, ayd›nland›¤›m için,
kendimi farkl› dallarda s›nad›¤›m için
hep yerimi korudum. O kadar birbirinden farkl› alanlarda çal›fl›yorum ki... Gazetede köfle yazarl›¤› yap›yorum 15 y›ld›r. Hürriyet’e seyahat yaz›lar› yazd›m
daha önce, 10 y›ld›r da Sabah gazetesinde yaz›yorum. Çeviriler yap›yorum, kitap yaz›yorum, ders veriyorum. Tiyatro
as›l iflim ama onun d›fl›nda da pek çok
konuyla ilgiliyim.
Siz, kurumlarla e¤itim çal›flmalar› da
yap›yorsunuz. Bunlar hakk›nda biraz
bilgi verir misiniz?
Geçen y›l 17 üniversitede Turkcell için
“bilgi yönetimi” üzerine seminer yapt›m.
Birçok büyük flirketi e¤itiyorum. Ben biliyorsunuz, ecza sektöründen geliyorum. Babam eczac›yd› ve bizim ilaç ifllerimiz vard›. ‹fladam›yd›m da ayn› zamanda. Onun getirdi¤i bir bilgi ve yak›nl›kla birçok ilaç flirketiyle çal›fl›yorum.
Pek çok kurumla e¤itim ortakl›¤› iliflkilerim var. ‹nsan kaynaklar›, marka derinli¤i yaratma, müflteri iliflkileri; tüm bu
42
kas›m-aral›k
konularda da çal›flmalar yap›yorum.
Müflteri memnuniyetinin ça¤›m›zda de¤iflen yeni flekilleri üzerine, kurumsal
kültürün yenilenmesi üzerine düflünüyor, çal›fl›yor ve bunlar› kurum çal›flanlar›na anlat›yorum. Bunlar› benden dinlemelerinin daha özümseyici bir etkisi
oluyor. E¤lenerek, sürece kat›larak bir
ö¤renme gerçekleflmifl oluyor.
Ben bu e¤itimleri, ciddi biçimde çal›fl›lm›fl stand-up’lar fleklinde yap›yorum. E¤lendirici bir biçimde anlat›yorum. Farkl›
yöntemler kullan›yorum her çal›flmamda. Nas›l ki her oyunda farkl› bir biçim
aray›fl›na girip seyirciyle iliflkimizi taze
tutmaya çal›fl›yorsak, bu flirketlerle çal›flmalar›mda her seferinde farkl› bir
sunum yap›yorum. Ben bu konular üzerine çok düflündü¤üm, bir tiyatro sahibi
olarak her zaman seyirci ile iliflki içinde
oldu¤um için de flirketlere anlatt›¤›m konular hakk›nda deneyimliyim. Ben hep
farkl›l›k arad›¤›m, seyircinin ilgisini hep
taze tutacak aray›fllar içinde oldu¤um
için seyirci s›k›nt›s› çekmeyen bir tiyatro
olduk biz. Son y›llarda oynad›¤›m›z “Eski
Çamlar Bardak Oldu” çok ayr› bir tarzd›,
“Kobay” bambaflkayd›, “Havada Bulut”
çok de¤iflik bir oyundu; son oynad›¤›m›z
“Ben Eskiden Küçüktüm” baflbaflka bir
oyun, yeni bir dil aray›fl›. Ama tüm bunlara karfl›n benim ana iflim tiyatrodur.
Her iflten vazgeçerim, tiyatrodan vazgeçmem.
Mizah›m›zda neler de¤ifliyor sizce?
Hiçbir fley ayn› kalmaz. Dünyada de¤iflmeyen tek fley de¤iflimdir. Hepimiz ve
her olgu her gün de¤ifliyor. Mizah da
de¤iflerek ileriye do¤ru gidiyor. Farkl›
aray›fllarla, yeni elefltiri, yeni derine göz
atma biçimleriyle gelifliyor. Sonuçta tabii o ipin üzerinde bir dengede durmak
gerekir. Bir ip cambaz› gibi afla¤›ya düflmeden dengeyi tutturmak gerekir. Mizah çok tehlikeli bir ifltir. Bir ip cambazl›¤› iflidir. Hep dengede durmal›s›n. Güldürürken e¤itmek, ak›l ve kahkaha, göz
yafl› ve hüzünle sevinç; tüm bunlar› bu
sopan›n ucundaki a¤›rl›klar olarak düflünürsek, bazan bir taraf a¤›r basar, bazen di¤eri. Mizah tehlikeli, ciddi bir ip
cambazl›¤›d›r. Dengeyi tutturamazsan
afla¤›ya düflersin, kafan gözün yar›l›r, rezil olursun.
Tiyatroyla yetinmemeniz, deneyimlerinizi olabildi¤ince farkl› alanlara da
aktarmak istemeniz, hayat› estetize
etme iste¤inizin bir sonucu olarak
görülebilir mi?
Çok güzel ve anlaml› bir soru. Çok teflekkür ederim. Elbette öyle... Sanat›n, estetik
de¤erlerin, felsefenin, ayd›nl›k, ça¤dafl
dünya görüflünün, davran›fl biçimlerinin
farkl› alanlarda da bana yol gösterici olabilece¤ini, önümü ayd›nlat›c› olabilece¤ini
düflündü¤üm için bu kadar çok alanda
çal›fl›yorum. Radyoculuk yap›yorum, televizyonda bir yar›flma program› yap›yorum “Ali Poyrazo¤lu ile Ne Haber?” diye.
Oyunlar›m› oynuyorum, e¤itimler veriyor,
orada yeni insanlar tan›yorum. fiimdi yeni bir oyun haz›rl›yorum. Biz 35 y›l önce
tiyatroyu Aziz Nesin’in benim için özel
yazd›¤› “Hakk›m› Ver Hakk›” adl› bir mizah
flaheseri ile açm›flt›k. fiimdi 35. y›lda,
Aziz Nesin ustan›n kitaplar›ndan derledi¤im “Deliler Bofland›” bafll›¤›yla flark›l›
dansl› yeni bir oyun haz›rl›yorum.
Mizah da hayat› güzellefltiren bir
fley mi?
Mizahla ayd›nl›k bir bak›fl elde ediyoruz.
Mizah›n çok farkl› tonlar› var tabii ki;
pembesi, siyah›, mavisi, karas›.. Ama
sonunda düflünmek, gülmek, gülerek
dünyadaki kötülüklere, aptall›¤a, s›radanl›¤a ve ölüme meydan okumak insan›n içini çok zenginlefltirir. Bütün yapt›-
¤›m ifllerde ben s›radanl›¤a, s›radanl›¤›n çürütücülü¤üne, zevksizli¤ine, estetik d›fl›l›¤›na meydan okumaya çal›fl›yorum. Yapt›¤›m her ifl s›radanl›¤a bir
baflkald›r› olsun isterim.
“Ben Eskiden Küçüktüm”de sadece
gerçek an›lara m› dayan›yorsunuz,
yoksa biraz kurgu da var m›?
Bu tip çal›flmalara “oto fiction” deniyor.
‹çinde hem yazar›n hayal gücü var,
hem gerçek an›lar› var. Kendi an›lar›ndan ve yaflad›klar›ndan yola ç›karak
oyunlar yapmak, gerçek malzemeyle
kurgusal malzemeyi iç içe geçirmek...
Oyunda anlatt›¤›m bir sürü fley bire bir
do¤rudur. Zeki Müren’in Yeflil Kabare’de herkes gittikten sonra sahneye
ç›k›p sabaha kadar flark› söyledi¤i gece
gerçekte ne ise o flekilde anlat›l›yor
oyunda da. Onu bir an› belgeleme kayg›s›yla bire bir anlat›yorum.
Dekorunuz da gerçeklere dayan›yor.
Seyirci koltuklar›n›z Ulvi Uraz Tiyatrosu’ndan, atl›kar›ncan›z Aksaray
Lunapark›’ndanm›fl...
Tüm dekor ve aksesuarlar›m›z bu biçimde topland›. Y›k›lan tiyatrolar›n koltuklar›
sat›l›r zaman zaman. Ben onlar› al›r›m,
büyük bir depom var, orada bir araya
getiririm. Onlar› depodan getirdik. Aksaray’daki lunaparktan da atl›kar›ncalar›
sat›n ald›m.
Genel olarak eflyalar ve dekorasyonla aran›z nas›l? ‹stikbal’in mobilyalar›n› nas›l buluyorsunuz?
‹stikbal bize çok s›cak davranm›flt›r. “Aile Ba¤lar›” adl› 55 bölüm süren ve bir
k›sm› TRT’de bir k›sm› ATV’de oynayan
bir dizi yapt›k. Benim kaptan oynad›¤›m
dizi, hat›rlars›n›z. Oradaki Ali Kaptan’›n
evi ve öbür evlerin tamam› ‹stikbal Mobilya’n›n eflyalar›yla döflendi. ‹stikbal’in
mobilyalar› tam Türk evi eflyalar›, bir
daha yaparsak yine kullan›r›z. Biz de orta halli ve orta hallinin biraz üstündeki
vatandafl›n evlerinde geçen öyküler oynad›¤›m›z için bize çok uydu. Ben kendim de ev döfleme ifline çok merakl›y›md›r. Benim evim modernle klasi¤in
kar›fl›m› fleklinde düzenlenmifltir. Yaflayan bir ev; bir süs evi de¤il. Marka parçalar da var, ama daha kolay yaflanabilecek bir düzen olsun istiyorum. Süsten
çok yaflam biçiminin içinde rahat kullanabilece¤im eflyalar isterim. Süs olarak biblolar al›rs›n, resimler al›rs›n, etrafa da¤›t›rs›n ama rahat yaflama eflyalar›yla süsü dengelemek laz›m. Çok
be¤endi¤im parçalar› var ‹stikbal’in.
Uzanma-okuma koltu¤undan ald›m, kütüphaneme koydum. Diziye de koymufltum ondan bir tane. Ali Kaptan’›n koltu¤uydu. Ben böyle biraz Osmanl›, biraz
sert bir baba oynad›¤›m için çocuklar
ona oturam›yordu. O Ali Kaptan’›n taht› gibiydi evde.
43
kas›m-aral›k
Dekorasyon
Yeni bir ev
yeni bir hayat
‹stikbal Vision koltuk tak›m›n›, kullanaca¤›n›z
aksesuarlarla sadece size özel hale getirebilirsiniz
44
kas›m-aral›k
S
HALI: Deco Hal›/Lawn Biege
KIRLENT: Deco K›rlent
VAZO VE SEHPA ÜSTÜ
AKSESUARLAR:
Deco Aksesuar/312 GW-S,
312 GW-M, 2402-G
LAMBADERLER:
Deco Lambader
W57DY0TYA (büyük)
W57CY0YYA (küçük)
SAKLAMA KUTULARI:
Deco Saklama Kutusu 06 LTR-02
SEHPALAR:
3000 Kare Sehpa
3000 Zigon Sehpa
iz, yeni y›lda yaflam›n›zda yapaca¤›n›z de¤iflikliklere önceden bafllamaya karar verdiniz. Yeni bir ev dekorasyonu yaflam›n›zdaki monotonluktan kurtulman›n en kolay ve en zevkli yolu. Haz›r, ‹stikbal Vision koltuk tak›m› da ald›¤›n›za göre, ifl sadece salonunuzu bu
çok severek ald›¤›n›z kanepe ve koltuklara uygun bir flekilde tasarlamaya kal›yor. Eh zaten iflin en zevkli k›sm› da bu
de¤il mi?
Önce bofl salonunuzun bir foto¤raf›n›
çekin, ki aksesuar al›rken bu foto¤raf
size yard›m etsin. Bombofl bir salon;
sadece koltuklar ve kanepe: Çok so¤uk!
Hemen çekin foto¤raf› ve ‹stakbal bayiine at›n kendinizi.
Kanepenin üstüne yay›lmak, puf puf
yast›klar olunca güzel. Hem fl›k, hem
dekoratif, hem de rahat... O zaman ilk
durak k›rlentler bölümü. Hem bir iki tanesini yerde de kullanabilirsiniz. Renk
konusunda tereddüt etmeyin! Bej ve siyah kar›fl›m› kanepenize fuflya, yeflil, turuncu, mavi renkle çeflitli boyutlarda
k›rlentler (Deco K›rlent) hem mistik bir
hava verecek, hem de salonu ferahlatacakt›r. Bofl foto¤rafa bak›n; k›rlentlerle
kanapenin ne kadar de¤iflece¤ini hayal
edebilirsiniz.
S›ra orta masas› ve zigonda... Arkadafllarla otururken kolayca çay, kahve servisini yapabilece¤iniz, keki, pastay› üstüne koyaca¤›n›z fonksiyonel bir orta masas› olmal›. Böylece herkes kendi servisini yapabilir, siz de konuklar›n›zla daha
çok vakit geçirirsiniz. Bunlar› düflünürken, tam da bu tak›ma uygun orta ma-
sas›n› (3000 kare sehpa) ve zigonlar›
(3000 zigon sehpa) görüyorsunuz.
Hatta zigonlar›n yeri bile belli. Koltu¤un
sa¤ taraf› zigona ait. Üstüne de küçük
bir lambader iyi gider (Deco Lambader
W57CY0YYA). Koltu¤un di¤er yan›na
da büyük bir lambader konulursa, salona çok yak›flacak (Deco Lambader
W57DY0TYA).
Foto¤raf yavafl yavafl tamamlanmaya
bafll›yor. Eh, zigonun üstü tamam da
orta masas› için de birkaç aksesuar almal›. Vazgeçilmez aksesuarlar›n›z dergiler için orta sehpas› çok elveriflli. Çeflitli boylardaki dekoratif aksesuarlar da
ortama hareket katacakt›r; ve tabii
cam bir vazo (Deco Aksesuar).
Foto¤raf karesinde zemin üstünde de
baz› “renkler” görmek istiyor gözünüz.
Bu sefer bir de¤ifliklik yaparak yatak
odan›zda kullanmaya al›fl›k oldu¤unuz
saklama kutular›na ne dersiniz? Hem
CD, DVD’leri saklamak için de bire bir
(Deco Saklama Kutusu 06LTR-02).
Art›k kare tamamlan›yor. Ama iflin en
zor taraf› hal›da karar k›lmak. K›rlentler
desenli ve renkli oldu¤u için desenli bir
hal› düflünmüyorsunuz. Bu salona en iyi
bej rengi gider. Hem kanepeyle hem de
orta masas›yla uyum sa¤lar (Deco hal›Lawn Biege).
Hayaliniz gerçekleflti. Çok da memnunsunuz, ama birden foto¤rafta bofl kalan
duvara tak›l›yor gözünüz. Eh oraya da
modern, aksesuarlarla uyumlu, ama
ayn› zamanda fl›k bir tablo asmal›. Hatta çerçevesi ahflap olmal›. Ah unutmadan, hal›n›n üstüne iki de yast›k at›nca
yeni salonunuz haz›r....
45
kas›m-aral›k
Sanat
Ressam
‹smail
Acar
‹stikbal
için çizdi
‹stikbal Mobilya,
ressam ‹smail Acar’la
yapt›¤› iflbirli¤i ile sanat ve
endüstrinin buluflmas›n›
sa¤l›yor. ‹smail Acar
çizdi¤i desenlerin,
insanlar›n günlük hayat›na
girmesinden mutluluk
duydu¤unu söylüyor
“
46
kas›m-aral›k
esim insanlara gitmiyorsa,
benim onlara ulaflmam laz›m.” Ressam ‹smail Acar,
bir ressam›n her y›l bir sanat galerisinde açaca¤› bir sergiye en
fazla 500 kiflinin gelece¤ini söylüyor.
Her sanatç›n›n eserlerini olabildi¤ince
çok kifliye ulaflt›rmak istedi¤ini belirten
‹smail Acar, “‹nsanlar her gün ekmek al›yor, iki ayda bir çarflaf ya da yatak örtüsü al›yor. On y›lda bir kere bir resim al›yor ya da hiç alm›yorlar. Sanat eserinden yola ç›karak oluflturulmufl bir form
R
insanlar›n günlük hayat›na sokulabilirdi.
‹stikbal’le böyle bir karfl›laflmam›z oldu”
diyor.
‹stikbal, ‹smail Acar’›n hal›, yatak örtüsü
ve çarflaflarda kullan›lmak üzere çizdi¤i
desenlerle özel bir koleksiyon haz›rlayacak. Ressam ‹smail Acar, bu projenin
kendisine daha büyük kitlelere ulaflma
flans› verdi¤ini belirtirken, Boydak Holding’in de bu projeyle sanatç› desteklemek anlam›nda önemli bir sorumluluk
üstlendi¤ini ekliyor: “Genç bir Türk sanatç›s›n›n tasar›mlar›n› tüketiciyle bulufl-
turuyor ve böylece sanata da bir katk›
sa¤lam›fl oluyor. Ayr›ca kullan›c›ya da
kendi kültüründen ve kendi formundan
tasar›mlar sunuyor. Hem sanatç›, hem
Boydak, hem de bunu al›p kullanacak kifli aç›s›ndan çok anlaml› bir proje. Bence
bu proje ilerde farkl› birçok projeye de ilham verecek.”
Ülke tasar›m›na destek
‹smail Acar, bir Türk firmas›n›n Türk tasar›mc›larla çal›flmas›n›n sektörü de gelifltirece¤i görüflünde. Türk tasar›mc›la-
meni köyüydü. Kilise ile cami yan yanayd›. Anadolu’da nereyi kazarsan›z bir fleyler bulursunuz. Biz bu süreci 1071’den
sonra devrald›k. Böyle bir gelene¤in parças› olmak, beraberinde geleneksel olan
her fleye bir ilgi do¤uruyor” diyerek sanata yaklafl›m›n›n köklerini anlat›yor.
Türkiye’deki
tasar›mc›lar, kendi
ülkelerinin firmalar›na
tasar›m yapam›yorlar
çünkü bu flans
verilmiyor”
Do¤ulu ve Müslüman bir toplumun ve
on binlerce y›ll›k bir co¤rafyan›n bireyi
olarak üniversitedeki e¤itimin kendisi
için yeterli olmad›¤›n› düflünen ‹smail
Acar “Örne¤in Mimar Sinan, geleneksel
Türk sanat› dersi içinde okutuluyor. Yani
lokal bulunuyor Mimar Sinan, evrensel
bulunmuyor. Oysa bu co¤rafyan›n de¤erlerinin üzerinden hareket etmek gerekiyor” diyor.
Avrupa Birli¤i sürecinin, kültür popülasyonumuzu kendi içinde eritece¤ini düflünen Acar’a göre “Bu toplumun karakterini analiz edersek toplumun alaca¤› mesafeyi de tayin edebiliriz.”
Ait oldu¤u co¤rafyan›n genlerini tan›mlamaya çal›flt›¤›n› belirten Acar. “Bunlar›
tan›mlayabilirsek ilerde ortaya ç›kabilecek hastal›klar› öngörebiliriz. Ben sanata
da bu flekilde yaklafl›yorum” diyor.
“Cumhuriyet
bir zenginleflmedir”
r›n tercih edilmedi¤ini belirten Acar “‹stikbal, ülke tasar›mc›lar›na bu süreci
sundu. E¤er siz, Türk bir tasar›mc› ya da
sanatç›ya yat›r›m yaparsan›z, birkaç zaman sonra sektörünüz daha da ilerlemifl olur ve siz de sektörde pay sahibi
olursunuz. Sadece Bat›l› tasar›mc›larla
çal›flt›¤›n›z zaman, uzun vadede kendi
imaj›n›z ve ülkenizin kültürüne de ters
düflmüfl oluyorsunuz. Türkiye’de sektörde önemli bir pay sahibi olan ‹stikbal, bu
anlamda da öncü olmufl oldu. Türkiye’deki tasar›mc›lar, kendi ülkelerinin fir-
malar›na tasar›m yapam›yorlar çünkü
bu flans verilmiyor” diyor.
Anadolu’nun katmanlar›
Dört tane tekstil, üç tane de hal› için olmak üzere toplam yedi deseniyle insanlar›n evlerine girecek olan ‹smail Acar,
sanatç› olarak kendisinin üzerinde en
çok durdu¤u ve araflt›rd›¤› malzemenin
Anadolu oldu¤unu söylüyor.
“Biz çocuklu¤umuzda yeri kazar, Selçuklu paralar›, Bizans paralar› bulurduk. Do¤up büyüdü¤ümüz köyler Rum köyü, Er-
Türk tarihinden motifler içeren resimleriyle büyük ilgi gören Acar, Türk tarihini
titizlikle araflt›r›yor. “Tanzimat’tan bu yana Avrupa’ya yöneliyoruz ama Do¤u toplumunun kendine dönüp bakmas› ve
kendini tan›mas› laz›m. Bu arada kendi
içindeki zenginliklere de sahip ç›kmas› laz›m. Mesela Cumhuriyet, ‹slam’a yeni bir
boyut getirmifltir. ‹ran modeli ya da Arap
Yar›madas› modeli bizim toplumumuza
uymazd›. Bu anlamda bir zenginleflmedir Cumhuriyet.”
Hep yoksulluklar›m›zdan beslendi¤imizi
belirten Acar, Do¤u’nun zenginli¤ini fark
etmesi gerekti¤i görüflünde.
47
kas›m-aral›k
Kozahan, 1492 y›l›ndan
bu yana ipek ticaretinin
merkezi konumunda.
700 y›l önce
Osman Gazi’nin
dolaflt›¤› sokaklarda...
BURSA
Her flehrin bir hikâyesi ve bu hikâyeden do¤an bir
kimli¤i vard›r. Sokaklar›nda gezerken, bu öyküyü ve
kimli¤i, flehrin geçmiflten günümüze tafl›d›klar›n›
hissedersiniz. Osmanl› Devleti’nin baflkentli¤ini yapm›fl
Bursa, tarihi ve bu tarihin miras b›rakt›¤› eserleriyle
misafirlerini “padiflah flehri” kimli¤iye karfl›l›yor
B
Yaz›: Zeynep Kasapo¤lu
Foto¤raflar: Aykut Karadere
ursa s›rt›n› Uluda¤’a yaslam›fl gibi durur uzaktan. Da¤›n eteklerine kurulmufl olan bu flehir, sanki Uluda¤’›n korumas› alt›ndad›r.
Osmanl›lar, Bursa'y› ald›klar›nda kent sadece hisar içinden ibaretken, Orhan Gazi flehri
hisar›n d›fl›na ç›kararak ilk olarak Orhan Gazi Külliyesi’ni kurmufl. Surlar d›fl›nda mevcut
yerleflmeye yak›n noktalara cami, hamam,
imarethane, darüflflifa, medrese gibi kamu
yap›lar› infla ettirmifl; bu sayede flehirde yaflam alanlar› oluflmufl.
O tarihten sonra Bursa, Osmanl›’n›n baflkenti oldu. Ta ki I. Murad Hüdavendigar’›n, baflkenti Edirne'ye tafl›mas›na kadar. Bursa bu
de¤iflimi nas›l karfl›lad› bilinmez ama e¤er
flehirlerin gerçek ruhlar› olsayd›, Fatih Sultan Mehmed'in ‹stanbul'u fethetti¤i zaman,
derin bir üzüntü duyaca¤›n› söyleyebiliriz.
U¤runa karadan gemiler yürütülerek al›nan
yeni bir flehir, Bursa’n›n uzun y›llar süren
gözdeli¤ini elinden alm›flt›r. Bursa biraz k›rg›nd›r ama tarih sahnesinde ‹stanbul’a karfl›
her zaman güçlü silahlara sahip oldu¤unu
da bilir; Osmanl› Devleti’nin kurucusu Osman
Gazi ve o¤lu Orhan Gazi’nin türbeleri Bursa’dad›r. Baflkent nereye giderse gitsin, Os-
man Gazi’nin her torunu Bursa’ya bu sebeple önem vermeye devam etmifltir. Di¤er taraftan Türk dünyas›ndaki en büyük, ‹slam
dünyas›nda da beflinci mertebede kabul edilen Ulu Cami de Bursa içindedir. Her ne kadar daha sonra yap›lan Sultanahmet ve Süleymaniye camileri aç›k alan ölçüleriyle Ulu
Cami’yi geçseler de, kapal› alan olarak bak›ld›¤›nda Ulu Cami’nin büyüklü¤üne eriflememifllerdir. Bu yüzden olsa gerek Bursa tarihine sahip ç›km›fl ve tarihiyle yaflayan bir flehir olmufltur.
Bursa’da zaman
Eski evleri ile tarihi yaflatan sokaklar›nda gezerken kendinizi çoktan geçip gitmifl zamanlarda hissediyorsunuz. Sanki evlerin demir
parmakl›klarla çevrelenmifl, beyaz dantelden
perdeli camlar›ndan içeri baksan›z, eski bir
Osmanl› ailesi göreceksiniz. Elbette bu evlere Bursa’n›n her yerinde rastlamak mümkün de¤il. Bursa’da yeni ile eski iç içe geçmifl
durumda. Eskinin dokusuna dokunulmam›fl
ama yan›na yenilerin eklenmesinden de geri
kal›nmam›fl. Bu yüzden, büyük caddelerden
geçen lüks otomobillerin ard›ndan gördü¤ünüz tarihi bir bina, modern apartmanlar›n
49
kas›m-aral›k
Nereye Gidelim
yan›nda sessizce bekleyen bir hamam, ilk
bak›flta zihninizde bir kargafla yarat›yor.
‹stiyorsunuz ki flehir, zamandan geriye
kalanlar›yla aç›k bir müze gibi yaflas›n. Oysa Bursa gerek nüfusu gerekse ekonomik gücü bak›m›ndan Türkiye’nin en
önemli flehirlerinden biri. Modernleflmesinin ve büyümesinin önüne geçmek imkâns›z. Yine de ne kadar modernleflirse
modernleflsin bu flehrin sokaklar› hâlâ tarih kokuyor. Ulu Cami ile Orhan Camii aras›ndaki genifl alana yay›lan ve 1492 y›l›nda II. Bayezid taraf›ndan yapt›r›lan iki katl›
Kozahan böyle hissetmemizin bir baflka
nedeni. Tarihi ‹pek Yolu’nun Bursa’daki dura¤› olan bu hana girdi¤inizde, büyük flehrin tüm karmaflas› arkan›zda kal›yor. Kendinizi handaki dükkânlar›n vitrinlerinde ve
kap›lar›nda gördü¤ünüz ipek eflarplardaki
renk cümbüflünün içine b›rak›yorsunuz.
Kozahan’daki bu gökkufla¤›, avlusundaki
çayc›n›n kahve fincanlar›nda bile devam
ediyor. Avluya at›lan masalarda, her kesimden insanla karfl›laflman›z mümkün.
Özellikle de Uluda¤ Üniversitesi’nin genç
ö¤rencileriyle. Türkçe “Mevlid” kasidesinin
Eski Belediye Binas›,
Bursa’n›n merkezinde
zamana ald›r›fl etmeden
dimdik ayakta duruyor.
Bursa’n›n göz nuru Ulu Cami
Osmanl›’dan kalma en
seçkin yap›lardan biri
(altta, solda).
yazar› Süleyman Çelebi’nin mezar› da Bursa’da. Ulu Cami’nin güneyindeki avluda bulunan mezar, hemen yan›ndaki caddenin
geniflletilmesi sonucu Çekirge Caddesi’ndeki yeni yerine nakledilmifl.
Osman Gazi ve
Orhan Gazi’nin türbeleri
Osman Gazi, yüzy›llar içinde h›zla geniflleyerek büyük bir co¤rafyada hüküm sürecek Osmanl› Devleti’ne kendi ad›n› verdi.
Bu sayede bedenen ölse bile ad›n›n uzun
y›llar yaflayaca¤›n› ümit etmifl olabilir. O
y›llarda kurdu¤u bu devletin, torunu Kanuni Sultan Süleyman döneminde imparatorluk seviyesine eriflece¤ini ve topraklar›yla birlikte nam›n›n bu kadar büyüyece¤ini tahmin etmifl miydi bilinmez ama ölmeden önce unutulmamak ad›na o¤lu Orhan
Gazi’ye gömülece¤i yeri vasiyet etmiflti.
Bursa kuflatmas› henüz bitmemiflken, o¤luna gümüfl kubbeli yap›n›n alt›na gömülmek istedi¤ini söylemiflti Osman Gazi. Gümüfl kubbeli yap› o zamanlar Saint Elias
(Elia-‹lyas) Manast›r›'na ait flapellerden biriyken, daha sonra mescide çevrildi ve
Osman Gazi bu mescide gömüldü. Bursa’ya gelip de görülmeden asla gidilmeyecek yerlerin bafl›nda geliyor Osman Gazi
Türbesi. Görülmeye de¤er olmas›n›n sebebi mescidin muazzam ve gösteriflli bir
yap›ya sahip olmas› de¤il. Tam tersine bu
kadar büyük bir devletin kurucusu için oldukça küçük ve gösteriflten uzak, sade bir
yap› bu türbe. Ortadaki sedef kakmal› ahflap sanduka Osman Gazi’ye ait. Solunda
o¤lu Alaaddin Bey, sa¤›nda o¤lu Savc›
Bey, Aspurça Hatun'un o¤lu ibrahim Bey
ile adlar› bilinmeyen on iki sanduka var.
Osman Gazi Türbesi’ne girdi¤inizde sizi
sandukan›n bafl›nda bütün azametiyle duran büyük Osmanl› sar›¤›ndan çok, nas›l
bu kadar h›zl› ak›p gitmifl oldu¤una flafl›rd›¤›n›z zaman kavram› çarp›yor. Buraya ziyarete gelen insanlar›n bak›fllar›nda, yüzy›llar boyunca dünyan›n büyük devletlerinden biri say›lm›fl, son dönemlerine kadar
ad› baflar›, güç ve adalet ile birlikte an›lm›fl
Bursa, tarihi ve kültürel
de¤erinin yan› s›ra Türkiye’nin
önemli sanayi flehirlerinden biri
olma niteli¤iyle de öne ç›k›yor.
Bir zamanlar ‹pek Yolu’nun
Bursa’daki dura¤› olan Kozahan
bugün de renk renk ipekleri,
oyal› ve boncuk ifllemeli
eflarplar› ile canl› kalmaya
devam ediyor(altta).
Nereye Gidelim
BURSA LEZZETLER‹
‹SKENDER KEBAP
bir devletin kurucusuna duyulan sayg›y›
görüyorsunuz. “Neredeydiler?”, “Neredeyim?”, “Ne zamand›?” ve “Hangi zamanday›m?” sorular› zihninizi kurcalayarak ç›k›yorsunuz türbeden.
Osman Gazi Türbesi’nin hemen yan›nda
bir türbe daha var. Bu, babas›n› kubbesi
gümüfl ile kapl› yap›ya gömen o¤lu Orhan
Gazi’nin türbesi. Orhan Gazi’nin sandukas›n›n kuzeyinde Cem Sultan'›n o¤lu Abdullah, sa¤›nda fiehzade Korkud ve çok
sevdi¤i söylenen han›m› Nilüfer Hatun ile
o¤lu Kas›m, k›z› Fatma ve Y›ld›r›m Bayezid'in o¤lu Musa Çelebi ile kime ait olduklar› tespit edilemeyen on dört sanduka
daha var. Ulu bir da¤›n ete¤ine kurulu
Bursa’da Osmanl›’n›n en eski iki atas›n›n
ruhlar›n›n, etraflar›nda çocuklar› ile birlikte derin bir sessizli¤in içinde huzurla bulufltu¤unu san›yoruz. Çünkü bu türbelerin her ikisi de içine girildi¤inde derin bir
huzur veriyor insana.
Karagöz Evi
Eski ve anlatmas› zevkli bir hikâyeye
“Do¤rulu¤u kesin de¤ildir, çok çeflitli rivayetler vard›r” diye bafllamak, o hikâyeden
52
kas›m-aral›k
‹skender kebap ya da k›saca iskender,
Bursa’n›n meflhur yemeklerinden biri. Döner gibi flifle geçirilmifl etlerin dikey olarak
ateflte piflirilmesi ve ustas› taraf›ndan kesilmesi ile yap›l›yor. ‹skenderin dönerden
fark›; etin üzerine dökülen tereya¤›, domates sosu, dönerin alt›na yerlefltirilen pide
parçalar› ve hafiflik vermesi için taba¤›n
kenar›na konulan yo¤urdu. Bu malzemeler
eklendi¤inde tad›na doyum olmayan bir
lezzet ç›k›yor ortaya. Bugün Türkiye’nin
her yerinde yiyebilece¤iniz iskenderin anavatan› ise Bursa. 1860 y›l›nda Bursal› Mehmeto¤lu ‹skender Efendi taraf›ndan Bursa Kayhan Çarfl›s›’nda icat edilen iskender, Türk mutfa¤›n›n vazgeçilmez lezzetleri aras›nda. Öyle ki yurtd›fl›ndan Türkiye’ye gelen turistler iskender yemeden ülkelerine geri dönmüyorlar art›k. Ünü
Bursa’y› aflan iskender, baz› markalar›n çal›flmalar›yla marketlere bile
girdi. Önceden piflirilmifl döner parçalar›n› evde ›s›tarak, gerekli malzemeyi ekleyip evinizde de bu kebab› yiyebilirsiniz. Elbette bu Bursa’da
yiyece¤inizin yerini asla tutmayacakt›r. O yüzden bizim tavsiyemiz,
Bursa’ya yolunuz düflerse, tad› tama¤›n›zda kalacak iskenderi anavatan›nda yemeden geri dönmemeniz.
KESTANEfiEKER‹
Bursa dendi¤inde akla gelen lezzetlerden biri de kestane flekeri. Hatta
“Bursa’n›n kestanesi/Okka çeker befl tanesi” diye türküsü bile var. Kestaneflekeri asl›nda Akdeniz ve Avrupa kültürüne özgü bir tat. Bursa’ya
bu tad› getiren ise Ali fiakir Tatveren. 1930 y›l›nda Bursa’da ilk dükkân›n› açan Tatveren, bugün Kafkas fiekerleri olarak bilinen markan›n ilk
temsilcisi. Zamanla kestaneflekerlerinin yap›l›fl›nda da de¤ifliklikler
oldu. Sade flekerlerin yan›nda, çikolata kapl› olanlar›,
f›nd›kl›, f›st›kl› kestaneflekerleri, kestane ezmesi, kestane
pastas› gibi birçok halini tatmak mümkün. Kafkas fiekerleme’nin birçok ilde flubesi
var. Ama Bursa dönüflü sevdiklerinize Bursa’dan alaca¤›n›z bir kutu kestaneflekerinin tad› bir tek Bursa’da var.
bir fleyler al›r götürür daha bafllamadan. Hele herkes farkl› fleyler duymuflsa, kendi anlatt›¤›n›z› be¤endirmek çok
daha zordur. Karagöz ve Hacivat da iflte böyle bir hikâyenin Bursa’da yaflam›fl
iki kahraman›. Haklar›nda çok fazla rivayet var. Geçti¤imiz y›l “Hacivat Karagöz
Neden Öldürüldü?” isimli bir film de
gösterime girdi sinemalarda. Okuduklar›m›z ve dinlediklerimiz içinden en çok
karfl›laflt›¤›m›z› anlatabiliriz: Orhan Bey
Bursa’y› fethettikten sonra flehre kendi
ad›n› tafl›yan bir cami yapt›rmak ister.
Yurdun dört bir yan›na haber sal›n›r ve
caminin inflaat›nda çal›flacak usta ve
kalfalar aranmaya bafllar. Caminin inflaat›nda çal›flmak için demirci ustas› Karagöz ve yap› kalfas› Hac› ‹vad (Hacivat)
Bursa’ya gelirler. Cami yap›l›rken bunlar
karfl›l›kl› nükte ve flakalarla hiç durmadan birbirine satafl›rlar. Bir süre sonra
inflaattaki di¤er iflçiler etraflar›nda toplan›p onlar› seyretmeye bafllar. Caminin
bir türlü bitmeyifline k›zan Orhan Bey’e
sebep olarak bu iki iflçi gösterilir. Bunun
ne kadar do¤ru oldu¤u tart›fl›l›r elbet.
Bir rivayete göre sebep gerçekten komik konuflmalar› nedeniyle iflçileri de
iflinden eden Hacivat’la Karagöz’dür.
Bir baflkas›na göre ise kendi kabahatini
bu iki masum iflçinin üstüne atan Mimarbafl› ya da di¤er kötü niyetli kimselerdir. Ama sebep ne olursa olsun, ölmeyi hak etmeyen Karagöz ve Hacivat
idam edilir.
Orhan Gazi ise bir süre sonra bu idamdan piflmanl›k duyar. Yine bir rivayete
göre Hacivat ve Karagöz Orhan Gazi’nin
rüyas›na girmifltir. Bursa’n›n ünlü bilginlerinden fieyh Mehmet Küflteri padiflah›n bu üzüntüsünü gidermek için Karagöz ve Hacivat’›n deriden figürlerini yapar. Bunlar› bir perdeye yans›tarak onlar gibi konuflturur. Orhan Bey de bu
oyunun yaflat›lmas› için emir verir.
Bursa’n›n kültürel miras› olan Karagöz
oyunu bugün de yaflat›lmaya çal›fl›l›yor.
Karagöz ve Hacivat an›t›n›n hemen karfl›s›nda bulunan Karagöz Evi’nde haftan›n belirli günleri gölge oyunu gösterisi
düzenleniyor.
Uluda¤’›n ete¤inde bir
Ulu Cami
Osman Gazi ve Orhan Gazi
Türbeleri’nin hemen
arkas›nda bulunun saat kulesi
Tophane’den adeta flehri
seyrediyor.
“Ulu”, Eski Türkçe’de bir kelime ve “büyük” demek. Sisli havalarda bak›ld›¤›nda
zirvesi dumandan görünmeyen Uluda¤’›n
ismi bu anlamdan geliyor. Ulu Cami de ismine yak›fl›r derecede büyük, hatta geçmiflten günümüze Türklerin yapm›fl oldu¤u en büyük cami. Y›ld›r›m Bayezid taraf›ndan yapt›r›lan bu camide, yirmi adet
kubbe ve iki tane minare var. Minber bütünüyle kainat› sembolize ediyor. Minberin girifl kap›s›n›n üzerindeki kitabede alt›n yald›zla Osmanl›ca olarak Y›ld›r›m Bayezid Han taraf›ndan yapt›r›ld›¤› yaz›yor.
Minberin do¤u cephesinde, biri dar dikdörtgen, di¤eri genifl üçgen biçiminde,
bir di¤eri en altta flerit halinde uzanan tafl›y›c› dolap serisi banko olmak üzere birbirine bitiflik üç kompozisyon alan› bulunuyor. Üçgen ve dikdörtgen yüzde Günefl
Sistemi'nin kabartma formlarla ifllendi¤i
bir alan var. Gezegenlerin her biri yörünge hareketleriyle birlikte, küresel kabartma motifler halinde, Günefl'e olan uzakl›k
ve aralar›ndaki büyüklük karfl›laflt›rmalar›
da verilerek olmas› gereken yerlerde duruyor. Ulu Cami’nin bir özelli¤i de ‹slam
dünyas›ndaki en yüksek mertebeli beflinci ibadethane olmas›. En yüksek mertebe
Mekke’deki Mescid-i Haram, ikincisi Medine’deki Mescid-i Nebevi, üçüncüsü Kudüs’teki Mescid-i Aksa ve dördüncüsü de
fiam’daki Emeviye Camii. Beflinci olarak
kabul edilen Bursa Ulu Cami’nin yan›nda
ayn› mertebeyi paylaflan Diyarbak›r’daki
Ulu Cami ise Anadolu’da yap›lan ilk cami
olma özelli¤ini tafl›yor.
53
kas›m-aral›k
Bayi
“Bellona tüketicinin
güvenini kazanm›fl
bir marka”
fiekerciler A.fi., Bursa’da 1998 y›l›ndan beri
Bellona bayii olarak faaliyet gösteriyor.
2004 y›l›nda açt›klar› yeni ma¤aza, Türkiye’nin
en yüksek ciroyu yapan Bellona ma¤azas›.
fiekerciler A.fi. Yönetim Kurulu Baflkan›
Salih fiekerci, bu baflar›lar›n›n ard›ndaki s›rr›
“Biz Bize”ye anlatt›
lk mesle¤i fen bilgisi ö¤retmenli¤i
olan Salih fiekerci, tayinle geldi¤i
Bursa’y› çok severek bu flehirde
kalmaya karar verdikten sonra,
eflinin iflletti¤i bir tuhafiye dükkân› açm›fl. Bir süre sonra ticarete yatk›nl›¤›n›n ve yetene¤inin etkisiyle Salih Bey,
ö¤retmenlik mesle¤ini b›rak›p ticarete
at›lm›fl. 1998 y›l›nda ald›¤› Bellona bayili¤i ile büyük bir at›l›m yapan Salih Bey,
flimdilerde Bursa’daki üçüncü Bellona
ma¤azas›n› açmaya haz›rlan›yor.
‹
Bellona bayii olma sürecinizi bizimle
paylafl›r m›s›n›z?
Bellona bayili¤ine 1988 y›l›nda geçtik.
Daha önce bir hal› ma¤azam›z vard›.
Gelen müflterilerin talepleri do¤rultusunda ma¤azaya koltuk, masa gibi mobilyalar getirmeye bafllad›k. Daha sonra
bu ifle girmeye karar verdik. O y›llarda
Bellona yeni ç›km›fl, oldukça popüler ve
y›ld›z› parlamaya bafllam›fl bir markayd›.
Biz de bu yüzden tercihimizi Bellona’dan yana yapt›k ve Bursa Y›ld›r›m’da
ilk Bellona ma¤azam›z› açt›k. 2004 y›l›nda da ‹zmir yolu üzerindeki bu ma¤a54
kas›m-aral›k
fiekerciler A. fi. Genel Müdürü
Salih fiekerci, müflteri
memnuniyetine büyük önem
verdi¤ini söylüyor.
zam›z›n aç›l›fl›n› gerçeklefltirdik. ‹zmir
yolunda Fakülte Kavfla¤›’nda inflaat› süren yeni bir ma¤azam›z daha var. Yak›n
bir tarihte onun aç›l›fl›n› da gerçeklefltirmeyi planl›yoruz.
Yaklafl›k sekiz y›ld›r Bellona bayiisiniz. Aradan geçen bu zaman zarf›nda neler de¤iflti?
Ma¤azam›z› açt›¤›m›z ilk günlerden
bugüne üretti¤imiz koltuk tak›mlar› ve
kanepelerin modellerinden kullan›lan
malzemeye kadar birçok fley çeflitlilik
arz etti. Eskiden sadece mobilya satarken bugün hal› ve ev tekstili ürünlerini
de sat›yoruz. Müflterilerimiz hâlâ bize
mobilya sat›n almak için gelseler de ev
tekstili ürünlerini ve hal›lar› gördüklerinde bu ürünlerden de sat›n al›yorlar. Koltuk tak›m›n› de¤ifltiren bir müflteri, yeni
tak›m›na uygun hal›y› da bizden al›yor
art›k. Bu de¤iflimi biraz da bayiler olarak biz tetikledik. Hal› grubunun Bellona’ya kat›lmas›n› en çok isteyenlerden
biri de bendim.
Bellona gibi bir markan›n bayii olman›n avantajlar› nelerdir?
E¤er bir markan›n bayii iseniz her fleyden önce o markan›n tan›n›rl›¤›ndan yararlan›rs›n›z. Fiyat politikas›n›, Ar-Ge’yi
ana üretici firma üstlenir. Bu sayede bir
fiyat istikrar› sa¤lan›r. Bu da beraberinde tüketicinin size güvenmesini ve daha
rahat al›flverifl yapabilmesini getirir.
Tüketiciler mobilya al›rken en çok
nelere dikkat ediyorlar?
‹lk bakt›klar›; ürünlerin be¤endikleri, hayal ettikleri modele uyup uymad›¤›. Daha sonra kalitesi geliyor. Bir koltu¤a d›flardan bakarak kaliteli olup olmad›¤›n›
anlamak çok da mümkün de¤il. Yine de
kumafl›na ve a¤›rl›¤›na bakarak kalitesine dair bir fikre sahip oluyorlar. Bu noktada markaya olan güvenleri de etkili
oluyor. Elbette fiyata da önem veriyorlar. Bütün bu sayd›klar›m klasik kriterler, oysa müflteri art›k daha fazlas›n› istiyor. Müflteriyi karfl›laman›z, müflteri
ile ikili iliflkileriniz, mal teslimindeki hal
ve hareketleriniz de çok önemli.
Siz bunun için neler yap›yorsunuz
peki? Son iki y›l›n en yüksek ciroyu
yapan Bellona bayii olmay› nas›l baflard›n›z?
Her fleyden önce bizim bir insan kay-
naklar› politikam›z var. Do¤ru insan›
do¤ru ifl için seçiyor, yetenekleri do¤rultusunda görevler veriyoruz. Gerekli
olan bütün departmanlar› oluflturduk.
Altyap›s› olan elamanlar› almaya özen
gösteriyoruz. E¤itim eksi¤i olan varsa
bu eksikli¤ini gidermesine yard›mc›
oluyoruz. Sat›fl esnas›nda müflterinin
beklentilerinin tamam›n› karfl›lamaya
çal›fl›yoruz. Sat›fl sonras›nda çok
önemli bir nokta olan teslimat konusu
var. Müflterilerimize belirtilen gün ve
saatte mobilyalar›n› teslim etmeye çal›fl›yoruz.
Bu sayede müflteri memnuniyeti sa¤lam›fl oluyoruz. Böyle olunca da o
müflteri bir dahaki sefere de bize geliyor. Cirodaki baflar›m›z›n en büyük nedeni bu. Di¤er taraftan fabrikan›n yapt›¤› reklamlar d›fl›nda yöresel olarak
bizim de reklam çal›flmalar›m›z oluyor.
Gazete, radyo ve dergilere reklam veriyoruz. fiekerciler olarak Bursa’da tan›nan ve güvenilen bir iflletmeyiz. Bütün bunlar bir araya geldi¤inde baflar›l›
bir sonuç ortaya ç›kt›.
55
kas›m-aral›k
Kamera Arkas›
Design Your Life’la
‹stikbal Design Your Life koleksiyonu için gün
boyunca çekilen reklam filminin setine konuk olduk.
Zengin modüler seçenekleriyle, tüketiciye
koleksiyonun içinde istedi¤i düzenlemeleri yapma
olana¤› sunan Desing Your Life’›n reklam filmini
K›vanç Baruönü yönetti
tlantis ‹letiflim Hizmetleri’nin ekibi, üç
gün boyunca Maslak’taki Film Soka¤›
platosuna kamp kurdu. Ekip, ‹stikbal
Design Your Life koleksiyonunun reklam filminin çekimleri için gece gündüz çal›flt›. Reklam yazar› ve art direktörlerin ürünü tan›malar›yla
bafllayan çal›flmalar, reklam filmi izleyiciye ulaflana
dek pek çok aflamadan geçiyor. Reklam yazar› Öncü Özsu ve sanat yönetmeni Melike Aç›lm›fl, dört kiflilik bir ekiple çal›flt›klar›n› belirtiyorlar: “‹ki reklam yazar› ve iki art direktör ortak bir çal›flma yapt›k. Önce
ürünü tan›d›k ve ürün bize, onu nas›l anlatabilece¤imiz konusunda birtak›m aç›l›mlar getirdi. Design Your Life serisi, hem dar hem de genifl mekânlara
farkl› çözümler sunuyor. Üniteler ekleyip ç›kartabili-
A
56
kas›m-aral›k
iç mimar sizsiniz
yoruz. Bu da senaryoyu flekillendirdi.
‘Hayat›n›z› kendiniz tasarlay›n’ mesaj›na
uygun olarak oturma grubu üzerine çekilmifl filmde, dar mekândan genifl mekâna geçifli ve burada üniteler ekleyerek
seçeneklerin art›r›labildi¤ini görüyoruz”
lar› ile paylafl›l›yor ve oluflan fikri en uygun biçimde hayata geçirecek yönetmen aray›fl›na giriliyor. Biz yönetmen
olarak katabileceklerimizi dile getiriyoruz” diyor. Dekor, müzik, oyuncu üzerine
araflt›rmalar›n yap›lmas›yla birlikte çekim süreci bafll›yor.
Genifl bir koleksiyon
Desing Your Life oturma odas›, yemek
odas›, genç odas›, yatak odas›, ofis mobilyas› da içeren çok genifl bir koleksiyon. Ürün toplam üç reklam filmiyle tan›t›lacak. On befler saniyelik genç odas›,
yatak odas› ve oturma grubuyla yemek
odas›n› birlikte anlatan filmler bunlar.
Çekim aflamas›na geçilmeden önce iki
ay süren bir haz›rl›k süreci var. Senaryo
haz›rland›ktan sonra, prodüksiyon flirketleri ile ba¤lant›ya geçiliyor ve yönetmen aray›fl› bafll›yor. Reklam filminin yönetmeni K›vanç Baruönü, “Çekimler öncesinde ajansla müflteri, ürünün lansman›n›n nas›l yap›laca¤›, hangi özelliklerinin öne ç›kar›laca¤›, filmin senaryosu, filmin dili hakk›nda uzun toplant›lar sonras›nda bir fikre var›yorlar. Ortaya ç›kan
senaryo daha sonra prodüksiyon firma-
Modern çizgiler
Daha önce Unic serisinin de reklam filmini çekmifl olan K›vanç Baruönü, Design Your Life serisinin de modern çizgiler içerdi¤ini söylüyor ve reklam filminin tüm atmosferi de buna uygun flekillenmifl. “Mimari olarak kentli, modern
bir çizgimiz var. Oyuncumuzun bu senaryo içinde küçük bir oyunu var” diyen
Baruönü bize reklam filmini flöyle anlat›yor: “Bombofl bir ev görüyoruz. Oyuncumuz kameraya do¤ru bakarak biraz
muzipçe seyirciyle küçük bir oyun oynuyor. ‘Evinizin mobilyas›n› de¤ifltirmek istiyorsunuz. Ama biz size o belli imkânlarla s›n›rl› kalmak yerine baflka bir dünya sunuyoruz; evinizde de¤ifliklikler yapabilir, mobilyalarla oynayabilirsiniz.
Acaba kaç farkl› flekilde bir evi dekore
edebilirsiniz, hiç düflündünüz mü?’ diyor. Sonras›nda, bizim post prodüksiyon aflamas›nda bilgisayar ortam›nda
gelifltirece¤imiz yöntemlerle, birden evde büyülü bir flekilde eflyalar›n yer de¤ifltirdi¤ini ve ayn› odan›n, belki insanlar›n hiç akl›na gelmeyecek flekilde küçük
oynamalarla baflkalaflabilece¤ini görüyoruz. Filmin sonunda, dört duvar içinde
birbirinden farkl› onlarca seçenek sunabiliyoruz ve oyuncumuz ‘Sayabildiniz mi
bakal›m?’ diyor ve bitiyor filmimiz.”
Oyuncu seçimi de çok önemli. K›vanç
Baruönü “Oyuncumuzun da bu senaryoya uygun olarak biraz sevimli, muzip, bize bu hissi verebilecek biri olmas›n› istedik. Tek bir cümledeki mimi¤i, duruflu bile çok önemli film için” diyor. “Reyting
Hamdi” program›yla izleyicilerin tan›d›¤›
Melda Gür uygun bulunmufl bu rol için.
Çekimler tamamland›ktan sonra müzik,
grafikler gibi her türlü unsurun bir araya geldi¤i 15 günlük bir post prodüksiyon süreci olacak. Böylece 15 saniyelik
reklam filmi senaryo aflamas›ndan itibaren üç aya dek uzayan bir süreçte izleyiciye sunuluyor.
57
kas›m-aral›k
Spor
“Futbol ve ailem
benim bütün hayat›m”
Fenerbahçe’nin kaptan› Ümit Özat’la, kulübün
Samand›ra Tesisleri’nde, antrenman sonras›nda
görüfltük. Ankaragücü ile oynanacak maç için
haz›rl›k yapan tak›m›n kaptan›yla yapt›¤›m›z
söyleflide, kendisini daha yak›ndan tan›maya çal›flt›k
enerbahçe’nin kaptan› Ümit
Özat, 30 Ocak 1976, Ankara
‹ncesu do¤umlu. ‹ki çocuk babas› olan Ümit Özat “K›z›m Dilara yedi yafl›nda, bu sene ilkokula bafllad›. O¤lum Ali Ümit dört yafl›nda. Babam›n ve benim ismimi birlefltirerek bu ismi koyduk kendisine” diyor. Hayat›ndaki
en önemli iki konunun ailesi ve futbol oldu¤unu belirten Ümit Özat, gelecekteki
hedefinin futbolun içinde teknik adam
olarak yer almak oldu¤unu söylüyor.
F
Futbola nas›l bafllad›n›z?
Futbola, Gençlerbirli¤i’nde bafllad›m. Altyap› ve profesyonel olmak üzere 2000
sezonuna kadar toplam 14 y›l Gençlerbirli¤i’nde oynad›m. 1999-2000 sezonu
ortas›nda Bursaspor’a kiral›k gittim.
2000-2001 sezonunda Fenerbahçe’ye
geldim. Bu sene Fenerbahçe’de alt›nc›
senem. Her çocuk gibi ben de sokak
aras›nda oynayarak bafllad›m. fiimdiki gibi kentleflme yoktu, mahalle aralar›ndaki
bofl arazilerde futbol oynard›k. Ben hep
kendimden büyüklerle oynard›m.
Aileniz sizi bu konuda yönlendirdi mi?
Bu konuda babam ve annem çok teflvik
ediciydi. Ailecek sporla çok alakal› bir yap›m›z var. En küçük erkek kardeflim flu
anda C klasman›nda hakem. Bir di¤er
kardeflim ‹kinci Lig’de sekiz sene oynad›.
Üç erkek bir k›z olmak üzere toplam dört
kardefliz. Annemle babam kadar kardefllerimin de bana her türlü manevi deste¤i
oldu. Gerek maçlardan önce, gerek maçlardan sonra yapm›fl oldu¤umuz konuflmalar, de¤erlendirmeler beni her zaman
58
kas›m-aral›k
motive etti. Eflim keza ayn› flekilde beni
hep destekledi. Ailem benim için çok
önemlidir. Ailem ve futbol benim hayat›m›
kaplayan en önemli iki unsurdur.
Her insan›n hayat›nda girdi¤i mücadelede bir üst noktaya ulaflt›¤›n› hissetti¤i anlar vard›r. Siz, futbol kari-
yeriniz için bu tip dönüm noktalar›
olarak neleri sayabilirsiniz?
Do¤ru, herkesin hayat›nda dönüm noktalar›, k›r›lma noktalar› vard›r. Ben flöyle
bir fley anlatmak isterim size: Gençlerbirli¤i Genç Tak›m›’nda oynamaya bafllad›¤›m s›rada, liberolu sistem yeni ç›km›flt›. O zaman bölgesel lig vard›; yafl grup-
lar›na göre oynan›yordu ve örne¤in
1972 do¤umlular›n içinde benim yani
1976 do¤umlular›n oynamas› çok zordu. Bu dönemde, bir gün Genç Tak›m
olarak A Tak›m›’yla maç yap›yoruz; Fenerbahçe’ye transfer olan Tar›k vard›, o
maçta son 10 dakikada sakatland›. Kenarda da bir tek oturan ben vard›m.
Belki oyuna girmem bile söz konusu de¤ildi. Tar›k ç›k›nca ben de libero olarak
oyuna girdim. O günkü oynay›fl›m demek
ki hocan›n akl›nda kald›. O hafta sonu bir
A Tak›m maç›; Zonguldakspor’un PAF
tak›m›yla maç›m›z vard›. Befl tane 1972
do¤umlu oyuncu oynuyordu. Tar›k Abi
de A Tak›m›’nda kadroya girememiflti.
Giremeyince gelip bu maçta oynamak
istedi¤ini söylemiflti. Yafl› da bizim oynayaca¤›m›z grubu tutuyordu. Ama hoca
onu ç›kartt›, yerine beni koydu. O maçtan iki hafta sonra A Tak›m›’n›n antrenmanlar›na ç›kmaya bafllad›m. Bir
sene sonra da Keçiörengücü’ne kiral›k
gittim. Orada dolu dolu bir sene yaflad›m. Sonra tekrar geldim Gençlerbirli¤i
tak›m›na ve o s›rada benim için önemli
bir dönüm noktas› daha oldu. O s›ra Erzurumspor’dan teklif gelmiflti. Benim
Gençlerbirli¤i’nden bir lira bile alaca¤›m
yoktu. Erzurumspor ise 1997 senesinde 7 milyar para vermiflti, hiç unutmuyorum; bugünkü flartlarda lüks bir daire
paras›yd›. Zaten gecekonduda oturuyorduk. Gerçi bu da ay›p bir fley de¤il, gurur
duyuyorum ve her zaman da giderim
oraya. Ama o flartlarda bir daire sahibi
olmak da önemli bir fleydi. Fakat benim
bir lira bile alaca¤›m yokken ben Gençlerbirli¤i’nde kalaca¤›m› söyledim. Yerime adam da al›nm›fl olmas›na ra¤men
kalmak istedi¤imi, paray› zamanla kazanaca¤›m› ama gitmek istemedi¤imi söyledim. Büyük u¤rafllar sonucunda kald›m orada. O sene sonunda Ümit Milli
Tak›m’a seçildim.
Erzurumspor ‹kinci Lig tak›m› oldu¤u için mi gitmek istemediniz?
Evet, ‹kinci Lig’de kalacakt›m. Belki daha
iyi, belki daha kötü olurdu gitseydim; bunu bilemezsiniz. Kendime güvendi¤im
için bir riske girdim. Pes etmedim, yerime yabanc› futbolcu al›nsa da çal›flt›m.
Nitekim oynamaya bafllad›m. Alt›nca
haftada Ümit Milli Tak›m’a seçildim. Bir
sene sonra da 21 yafl›nda tak›m kaptanl›¤›na getirildim. Ondan sonra ç›k›fl›m›z bu flekilde sürdü.
Kaptan olman›n yükledi¤i sorumluluklar neler?
Fenerbahçe’ye geldikten bir buçuk ay
sonra bu göreve lay›k gördüler. Biz de
elimizden geldi¤i kadar bu göreve lay›k
olmak için u¤rafl›yoruz. Ben 21 yafl›ndan bu yana bu görevi yap›yorum. Bu
görevler al›nmaz, mutlaka verilir. Gidip
de bunu isteyemezsin, buna lay›k görülürsün ancak. Ama flu bir gerçek ki ben
Gençlerbirli¤i’nde de, Bursaspor’da da,
Fenerbahçe’de de geldi¤im ilk günden
bu yana tafl›n alt›na elimi sokmaya çal›flan bir insan oldum. Sorumluluk almaktan kaç›nmayan bir yap›m oldu¤unu düflünüyorum. Tak›m›n menfaatleri do¤rultusunda hareket etmeye çal›fl›yorum. Ekme¤ini yedi¤im yeri hiçbir zaman iki saatlik antrenman diliminin geçirildi¤i yer olarak görmüyorum. “Antrenmandan yar›m saat önce geleyim
de üstümü giyeyim; antrenman bitince
evime gideyim” diye hiçbir zaman düflünmedim. ‹dman saatinden üç-dört
saat önce gelirim, istirahat ederim,
“cafebreak”imi yapar›m. Bu tesisi bir iflyeri olarak görmüyorum, hiçbir Fenerbahçelinin de öyle görmemesi laz›m.
Her futbolcunun kendi kulübüne ba¤l›
olmas› laz›m.
Gelecekle ilgili hedefleriniz neler?
Benim hedefim öncelikle futbolun içinde
teknik adam olarak yer alabilmek. ‹lk düflüncem bu. Bunun için antrenörlük diplomas› da ald›m. Ama diplomayla antrenör olunmuyor tabii. Antrenörlük çok
kapsaml› bir fley. Futbolcuyken sadece
kendinizden sorumlusunuz ama antrenör olmak 22 futbolcudan sorumlu olmak demek. Zor bir ifl, ama zorluklarla
u¤raflmay› seviyorum. U¤raflaca¤›m,
yapaca¤›m bu ifli ben. Allah’tan bir mani gelmezse, baflaraca¤›m.
Bu y›l, Fenerbahçe’nin 100. y›l›. Taraftar›n sizden flampiyonluk beklentisi çok yüksek.
200. y›l› hiçbirimiz göremeyece¤iz. O
yüzden bu yüzy›l› iyi de¤erlendirmek laz›m. Bu herkese nasip olacak bir fley de-
¤il. 100. y›lda taraftar›n ve camian›n
beklentilerini karfl›lamak için elimizden
geleni yapaca¤›z.
Futbol hayat›n›zda unutamad›¤›n›z
anlar ve goller hangileri?
‹yi hat›ralar›m›z da var, kötü hat›ralam›z
da... Futbolun içinde ac› tatl› her fley var.
6-0 gibi tarih boyunca unutulmayacak
bir galibiyet var. Bunu yaflamak çok güzel. Ama hayat›m boyunca unutamayaca¤›m maç Dinamo Kiev maç›d›r. Biliyorsunuz ben orada birtak›m tepkilerle
karfl›laflt›m oyun içinde. Ama hiçbir zaman tepki vermedim. Tepkilere sadece
ve sadece oyunumla cevap vermenin
onurlu bir durufl oldu¤unu düflünüyorum. Glasgow Rangers maç›nda çizgiden son dakikada bir top ç›karm›flt›m;
fiampiyonlar Ligi’ne girmifltik. Antepspor’a üç gol atm›flt›m. Trabzonspor
maç›nda Piyer’le yapm›fl oldu¤um pozisyon ve att›¤›m gol güzeldi. Futbolun
meyvesi golse tüm goller güzeldir.
59
kas›m-aral›k
Sa¤l›k
SA⁄LIKLI ve
MUTLU GÜLÜfiLER
Türkiye’de 98 y›l önce bafllanan bilimsel
difl hekimli¤i e¤itiminin y›ldönümü olan
22 Kas›m dolay›s›yla düzenlenen “A¤›z
ve Difl Sa¤l›¤› Haftas›”, 19-25 Kas›m
tarihleri aras›nda gerçeklefliyor. Difl, a¤›z
ve çene hastal›klar› ve cerrahisi uzman›
Dr. Ferhat Dizen, bu hafta dolay›s›yla,
a¤›z ve difl sa¤l›¤›
problemlerini ve koruyucu önlemleri
“Biz Bize” okurlar› için kaleme ald›
ifl ve difleti hastal›klar›, ülkemizde ve dünyada en s›k
görülen sa¤l›k sorunlar› aras›nda yer al›yor. Ancak
hayat› do¤rudan tehdit etmedi¤i için gereken
önem verilmiyor. E¤itici ve koruyucu tedbirlerle önlenebilen difl ve difleti hastal›klar› önemli bir halk sa¤l›¤› sorunudur ve romatizma, kemik erimesi, fleker hastal›¤›, erken do¤um
ve düflükleri beraberinde getirir. ‹nsan vücudunda enfeksiyon
oda¤› oluflturmas› nedeniyle di¤er doku ve organlar› da olumsuz
etkiler. A¤›z ve difl sa¤l›¤› konusunda çok az bilinçlendirilmifl bir
toplumuz. Oysa a¤z›m›z› vücudumuzun kap›s› olarak düflünecek
olursak, ne kadar fazla önem vermemiz gerekti¤ini anlar›z.
D
60
kas›m-aral›k
Fonksiyon, fonasyon ve estetik yönden çok gerekli olan difllerimiz, maalesef ancak kaybedilince k›ymeti anlafl›lan organlar›m›zdand›r.
Dünya Sa¤l›k Örgütü (WHO), difl ve difleti hastal›klar›n›, yayg›nl›¤› ve tekrarlanma oranlar› bak›m›ndan insanlar›n karfl›last›¤›
en büyük sa¤l›k sorunlar›ndan biri olarak kabul etmektedir.
Araflt›rma sonuçlar›na göre, çocuklar›n yüzde 60'›nda difl ve
difleti enfeksiyonu var ve bu durum büyüme yetersizli¤ine zemin haz›rl›yor. A¤›r derecede difl ve difleti rahats›zl›¤› olan anne adaylar›nda ise düflük yapma riski sekiz kat daha fazla olabiliyor.
yak›n yumuflak damak alanlar›, dudaklar
ve difletleridir. A¤›z kanserleri erken dönemde teflhis edilerek tedavi sa¤lanmazsa yay›larak sürekli a¤r›, fonksiyon
kayb›, tedavi sonras› düzeltilmesi mümkün olmayan yüz ve a¤›z deformiteleri,
hatta ölümlere neden olabilir. Difl hekimine düzenli aral›klarla gidilmesi a¤›z
kanserlerinin erken dönemde yakalanmas› aç›s›ndan da önemlidir.
A¤›z kanseri riskinin azalt›lmas› için sigara, sigar, pipo gibi tütün ürünlerinin kullan›lmamas›, tütün çi¤nenmemesi, alkol
kullan›l›yorsa, afl›r›ya kaç›lmamas› gerekir. Hem alkol hem de tütün ürünlerini
kullanan kiflilerde a¤›z kanseri riski alkol
ve tütün ürünlerini kullanmayan kiflilere
göre 15 kat fazlad›r. Meyve ve sebze
a¤›rl›kl› beslenmek ise a¤›z kanseri riskini azaltmaktad›r.
A¤›z ve difl sa¤l›¤› ile ilgili bafll›ca rahats›zl›klar difl ve difleti hastal›klar›, a¤›z kokusu, difl çürükleri, a¤›z kanserleri, difl
kay›plar› ve çeflitli sebeplerden kaynaklanan difl geliflim bozukluklar›d›r.
Difller düzgün temizlenmedi¤inde, üzerlerinde ve aralar›nda biriken yiyecek art›klar› bakteri üretir. Bakteri pla¤› dedi¤imiz bu püremsi birikintiler, difl çürüklerinin ve difleti iltihaplar›n›n bafl sorumlusu
olup zamanla difl tafllar›n› olufltururlar.
Bakteri pla¤›n›n içinde üreyen mikroorganizmalar, flekerli g›dalar› parçalayarak asit üretirler ve bu asit, difli küçük
bir bölgeden bafllay›p giderek büyüyen
bir flekilde çürütür.
Sa¤l›kl› difleti aç›k pembedir
Difleti iltihab›n›n ilk belirtisi difletindeki
kanamalard›r. Difl etlerinde renk, flekil
bozukluklar› ve a¤›z kokusu ile kendini
daha da belli eder. Difleti iltihab›n›n neden oldu¤u difl kay›plar›, çürüklerin neden oldu¤u difl kay›plar›ndan çok daha
fazlad›r. Öncelikle flunu belirtmek gerekir ki sa¤l›kl› difleti aç›k pembe renktedir.
Difle ve kemi¤e s›k›ca yap›flm›fl olup,
portakal kabu¤una benzer parlak, pütürlü bir görünümü vard›r.
Difleti hastal›klar› a¤›z hijyeni ile yak›ndan
iliflkilidir; bafllang›ç döneminden itibaren
difletleri kolay kanar. Difleti kanamalar›nda difl hekimi muayenesi zorunludur.
Difletleri, difl yuvalar› ve a¤›z taban›ndaki
iltihaplanmalar genel olarak difleti hastal›¤› olarak bilinmektedir. Difl üzerindeki
plaklar bunun en önemli nedenidir. Tedavi edilmeyen difleti iltihaplar› çene kemi¤inin de iltihaplanmas›na ve zarar
görmesine yol açabilir. Ülkemizde sigara
ve tütün kullan›m›, yanl›fl beslenme al›flkanl›klar›, bak›m ve düzenli difl hekimi
kontrolüne yeterince önem verilmemesi
nedeniyle difl ve difleti hastal›klar› önemli bir halk sa¤l›¤› sorunu olarak varl›¤›n›
sürdürmektedir. Sigara ve alkol kullan›m› ayr›ca a¤›z kanserleri için çok uygun
bir zemin haz›rlamaktad›r.
A¤›z kanserine dikkat
A¤›z kanserlerinin ço¤unlu¤u 45 yafl›n
üzerinde ortaya ç›kar ve erkeklerde
oluflma olas›l›¤› kad›nlara oranla iki kat
fazlad›r. A¤›z kanserlerinin olufltu¤u bölgeler, s›kl›kla dil, a¤›z taban›, dil köküne
Afl›nan difllerin yerine protez
En etkili koruma
yolu düzenli difl
f›rçalama
• Difl f›rçalaman›n ilk ad›m› do¤ru f›rça seçimidir. En uygun f›rça
naylon ve orta sertlikteki f›rçalard›r. A¤›z içinde kolay hareket ettirilmesi ve arka difllere rahat ulaflabilme aç›s›ndan f›rçan›n kafas›n›n fazla büyük olmamas› tercih
edilir. Uygun f›rça seçildikten
sonra difller en az günde iki kere düzenli olarak f›rçalan›r.
• Difl parlatma tozlar› difl hekimi
önerisi olmad›kça kullan›lmamal›d›r. Afl›r› kullan›mlar difl sa¤l›¤›
aç›s›ndan zararl›d›r.
• Difleti hastal›klar›n›n önlenmesinde de difl f›rçalama ve düzenli difl hekimi kontrolleri önemlidir.
• Difl hastal›klar› ve difl sa¤l›¤›n›n korunmas› aç›s›ndan erken
tan› çok önemlidir. Bu nedenle
y›lda en az iki kez difl hekimine
muayene olunmas› önerilir.
Y›llar boyunca insanlar›n yemek yeme,
çi¤neme, yutkunma ve geceleri baz› nedenlerle difl g›c›rdatmalar› sonucunda,
difller farkl› oranlarda afl›n›rlar. Ayr›ca
çürükler ve kaza sonucunda difllerin
baz› bölümlerinde k›r›lmalar oluflur. Bu
gibi durumlarda, kron ad› verilen protezler ile difllerin kaybolan yap›lar›, tekrar yerine konur. Bu kronlar porselen,
akril ya da difl hekimli¤i için özel olarak
üretilmifl olan metal alafl›mlar kullan›larak yap›l›r. Difl hekimli¤inde son dönemdeki geliflmeler, bu yap›lar›n son
derece do¤al görünmesini sa¤layabilmektedir.
Protezde, hastan›n kaybolan fonksiyonlar› tekrar kazand›r›lmaya çal›fl›l›rken, ayn› zamanda bozulan konuflmas›n›n düzeltilmesi ve estetik görünümün de daha iyi olmas› amaçlan›r. Böylelikle büyük
oranda kaybedilen a¤›z sa¤l›¤› düzeltilirken toplum içinde eksik ya da harap olmufl difllerle yaflamak zorunda kalan bireylerin psikolojik aç›dan da desteklenmesi sa¤lan›r. Çünkü bu flekilde yaflamlar›n› (bir süre de olsa) sürdürmek zorunda kalan bireyler, öncelikle gülmeyi
unuturlar. Bu da fonksiyonel bozukluklar›n yan› s›ra, insanlarda kendine güven
duygusunun zedelenmesine neden olur.
Bu tip hastalara yap›lan çeflitli protezlerle insanlar›n yaflam kalitesinin yükseltilmesi amaçlan›r.
61
kas›m-aral›k
Boydak’tan Haberler
Ev yaflam›nda
uyumu özleyenlere
Bellona Life
Bellona’n›n son gözdesi Life Serisi, mükemmel
uyumu yakalamak isteyenler için modern
tasar›mlar› ve fl›kl›¤› ile ev dekorasyonuna
farkl› bir soluk getirmeye haz›rlan›yor
v dekorasyonunda çarp›c› modelleri ve sürekli yeniledi¤i
ürün gruplar› ile farkl›l›k oluflturan ev modas›n›n öncüsü
Bellona, modern çizgiden ödün vermeden ev yaflam›nda bütünlük ve her odada uyumu yakalamak isteyenlere en yeni tasar›m› olan Life Ürün Grubu’nu müjdeliyor. Life Koltuk Tak›m›, Life Yemek &
Yatak Odas›, Life Portmanto ve Life Plazma TV ünitesi gibi birbirinden fl›k birçok
ürünü ile göz kamaflt›ran Bellona Life
Serisi, dekorasyonda bütünlü¤ü arayanlar›n ilk tercihi olmaya haz›rlan›yor. Birbirinden farkl› ve göz al›c› renkleri çarp›c›
E
62
kas›m-aral›k
desenlerle buluflturan Life Koltuk Tak›m›, so¤uk k›fl günlerinde evlerde bahar
havas› estirecek kadar iddial›. Fonksiyonelli¤i ile de dikkat çeken Life Koltuk Tak›m›, koltuk seçeneklerinde yatak olabilme özelli¤inin yan›nda, sand›k olarak kullan›labilen özelli¤i ile kullan›m kolayl›¤›
sa¤l›yor. Odalar aras›nda yumuflak geçifli ile bütünlük oluflturan Life Koltuk Tak›m›, Life Plazma TV ünitesi ile de oturma
odalar›n› ve salonlar› fl›kl›kla tamaml›yor.
Life Yemek ve Yatak Odalar› ise konforu
ve zevki bir arada sunuyor. Life Yemek
Odalar›, vitrin ve gümüfllü¤ün içten ay-
d›nlatma sistemi ile fl›kl›¤›n, kitabeli masas› ile de fonksiyonelli¤in en güzel örne¤i. Life Yatak Odas› ise minimalist yaklafl›m› ile her tür mekâna uyum sa¤layacak kadar kullan›fll› ve modern.
Yeni sezona yine yenilikleriyle yön veren
Bellona, evde kusursuz uyumu yaflatmak ve özgün modellerle farkl›l›k yakalamak isteyenlere oturma odas›ndan salona, yemek odas›ndan yatak odas›na
kadar birbirinin tamamlay›c›s› birçok
üründen oluflan Life Ürün Serisi’ni, Türkiye çap›nda 800’e yak›n Bellona sat›n
alma noktalar›nda tüketicisinin be¤enisine sunuyor.
Türkiye Finans hizmet a¤ını geniflletiyor
Bölgesel ihtiyaç ve talepleri
de¤erlendirerek yaygın hizmet a¤ını Türkiye geneline
yaymayı amaçlayan Türkiye
Finans Katılım Bankası, altı
yeni flubesini daha hizmete
sokmaya hazırlanıyor. Türkiye
Finans, Kasım ve Aralık aylarında Kırflehir, Afyon, Kütahya, Siirt, Alanya ve ‹stanbul'da açaca¤ı flubeler ile
2006 yılı için hedefledi¤i 125
flube sayısına ulaflacak.
Ayrıca bu açılıflların ardından finans
dünyası için merkez kabul edilen ‹stanbul'da Türkiye Finans flube sayısı da
50'ye ulaflmıfl olacak.
Mevcut aktifleri ile katılım bankaları
arasında sektör lideri, özel bankalar
arasında ise onuncu sırada yer alan
Türkiye Finans'ın Genel Müdürü Yunus
Nacar, yeni flubeler aracılı¤ı ile özellikle
üretim sektörüne destek sa¤lamayı
amaçladıklarını belirtti. Nacar, “‹stiyoruz
ki bu flubelerimiz aracılı¤ı ile bireysel
müflterilerimizin yanı sıra ülke ekonomisinin dinamosunu
oluflturan, üreten ve katma
de¤er sa¤layan KOB‹'lerimize
finansal anlamda destek
olalım. Bu nedenle flubeleflme çalıflmalarımızda üretim odaklı iflletmelerin yo¤un
olarak bulundu¤u flehirler
öncelikli tercih olmufltur.
KOB‹'ler aracılı¤ı ile bu flehirlerin kalkınmasına destek
olabilmek en önemli hedeflerimiz arasındadır” dedi.
Türkiye Finans, bu açılıfllar ile 2006 yılı
sonunda 125'e çıkaraca¤ı flube
sayısını, 2007 yılında 150'ye, 2010'da
225'e çıkararak ülke co¤rafyasının tamamına ulaflmayı hedefliyor.
HES Kablo’nun yeni Genel
Müdürü Bekir Irak
Boydak Holding'e ba¤lı olarak
kablo üretimi alanında faaliyet
gösteren ve 32 yıldır sektörün
en önemli kurulufllarından biri
olan HES Kablo'ya yeni Genel Müdür olarak Bekir Irak atandı. HES Kablo'da
daha önce Genel Müdürlük görevini üstlenen Adem Özcan Gündo¤du ise Boydak
Holding Dıfl ‹liflkiler Koordinatörlü¤ü'ne getirildi. Bekir Irak'tan boflalan Genel Müdür
Teknik Yardımcılı¤ı görevine ise Aydın Murat Yakıcı atandı.
HES Kablo Genel Müdürü Bekir Irak, firmanın bulundu¤umuz co¤rafyadaki en büyük entegre üretim tesisi oldu¤unu belirterek, yeni dönemdeki ilk hedeflerinin
bakır tesislerinin geniflletilmesi ve modernize edilmesi oldu¤unu ifade etti. Bekir
Irak flu bilgileri verdi:
“Bakır tesislerimizi Mimar Sinan Organize
Sanayi Bölgesi'ne taflıyaca¤ız ve 2008'in
ortalarına do¤ru yeni tesisimiz üretime
geçecek. Yapılacak ilave yatırımlarla birlikte bu tesislerin yılda 80 bin ton civarında
bakır üretimi kapasitesi olacak. Bu
yatırımla tüm bakır üretimimizi kendimiz
gerçeklefltirmifl olaca¤ız. Önümüzdeki dönemde Avrupa Birli¤i sürecinde “dumansız ve yanmaz kablolar›n (halogen fre-
e and flame retardant) tüketiminin
artaca¤ını varsayarak bu kablolarla
ilgili granül (izolasyon malzemesi)
üretimi yatırımı yaptık. Yine “dumansız ve yanmaz kablolar”la ilgili kapasite artıflı için imalat hatları yatırımlarımız
devam ediyor. 2006'da 60 milyon dolar
olmasını bekledi¤imiz ihracatımızı, önümüzdeki yıl 70 milyon dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Teknolojiye yatırım yaparak kalitemizi daha üst seviyelere çıkarmayı, fireyi
en aza indirerek üretim maliyetlerini düflürmeyi ve piyasada daha rekabetçi olmayı hedefliyoruz” dedi.
Yeni atamalar
1 Kasım 2006 tarihinden geçerli olmak üzere Boydak Holding flirketlerinden
Beltafl A.fi. ve Orpafl A.fi. flirketlerinde Yönetim Kurulu kararı ile görev
de¤ifliklikleri yapıldı. Trakya Bölgemizde Pazarlama Müdürü olan Murat
Gülseren, Boypafl-‹kitelli Pazarlama Müdürlü¤ü'ne atandı. 26 Ekim 2006 tarihi itibariyle Boypafl-‹kitelli bölgesinde göreve bafllayan Orpafl A.fi. Pazarlama
Müdürü Murat Gülseren'in yerine ise Beltafl A.fi. Pazarlama Müdürü olarak
görev yapan Orhan Baflar atandı. Orhan Baflar ‹stikbal, Regina Mutfak ve
Mondi markalarımızın Pazarlama Müdürlü¤ü’nü yürütecek. Orhan Baflar'dan
boflalan Bellona Pazarlama Müdürlü¤ü’ne ise Orpafl A.fi. Pazarlama Bölge
Sorumlusu olarak görev yapan Özgür Kaya getirildi.
63
kas›m-aral›k
Boydak’tan Haberler
‹stikbal kalitesinin s›rr›:
Boydak’tan
2007’de Ar-Ge
ve tasar›ma
10 milyon dolar
Boydak Holding Yönetim Kurulu üyeli¤inin yan› s›ra Bellona
A.fi. Genel Müdürlü¤ü görevini
de sürdüren Nazif Türko¤lu,
2007 y›l›nda tasar›m ve Ar-Ge
çal›flmalar›na holding olarak
10 milyon dolar kaynak ay›rd›klar›n› belirtti. Türko¤lu, Türkiye’nin en çok patent ve tescil
baflvurusunda bulunan ilk üç
kuruluflu aras›nda bulunduklar›n› belirterek “Bünyemizde faaliyet gösteren ‹stikbal, Bellona, HES Kablo gibi sektörün
öncü kurulufllar› olan firmalar›m›z›n yeni ürün gelifltirmesine çok önem veriyoruz” dedi. 200 kiflilik tasar›m ve Ar-Ge ekibiyle dünyadaki geliflmeleri yak›ndan takip ettiklerini belirten Nazifo¤lu “Madrid Anlaflmas› çerçevesinde ‹stikbal ve Bellona markalar›n›n 55
ülkede, HES Kablo’nun ise 18 ülkede marka
tescili bulunuyor. Boydak Holding olarak fikri
haklara büyük önem veriyoruz” dedi.
5E1K1F1O
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve MOSDER Baflkan›
Memduh Boydak, dünya pazarlar›nda söz sahibi olmak
için markalaflma ve reklam çal›flmalar›n›n bir noktadan sonra yetersiz kald›¤›n› belirterek
“Baflar›m›z›n sekiz maddelik
s›rr›, ‹talyanlar›n sektörde büyümesini sa¤lad›. Bu maddeleri biz de uygulay›p dünya pazar›nda Türk mobilyas› efsanesini yaratabiliriz” dedi.
Boydak Holding’in baflar›s›n›
ise flöyle aç›klad›: “Firmam›z›n baflar› s›rr› sekiz madde içeren
5E1K1F1O formülünde gizlidir. 5E’nin aç›l›m› estetik, etik, ergonomik,
evrensel ve ekonomiktir. 5E’den sonraki maddemiz 1K ise konforu
simgelemektedir. Ürünleriniz insana rahatl›k ve konfor veriyorsa tercih
edilir. 1F ise fonksiyondur. Ürününüz muhakkak fonksiyonel olmal›d›r.
Sonuncu maddemiz ise 10’dur. Yani ürünlerimizdeki opsiyondur. Ürünlerimizde müflteri için tercih flanslar› oluflturmal›y›z”.
Boydak’›n baflar› formülü 5E1K1F1O’nun aç›l›m›
5E: Estetik, Etik, Ergonomik, Evrensel, Ekonomik
1K: Konfor, 1F: Fonksiyonel, 1O: Opsiyonel
Boydak Ailesi’nin kederli günü
Boydak Holding'in kurucular›ndan Hac›
Mustafa Boydak'›n efli Sefure Boydak
hayat›n› kaybetti. Merhumenin naafl›,
Kayseri'deki Camii Kebir'de k›l›nan
cenaze namaz›n›n ard›ndan flehir
mezarl›¤›ndaki aile kabristan›na
defnedildi. Cenaze törenine yak›nlar›n›n
yan› s›ra Boydak Holding çal›flanlar› ve
çok say›da vatandafl kat›ld›.
64
kas›m-aral›k
‹stikbal'in yeni ma¤azacılık
anlayıflı yaygınlaflıyor
‹stikbal, Kırflehir ve Tokat'ta iki yeni “ev
consept” ma¤azasını daha hizmete açtı.
“Ev consept” ma¤azalarının açılıfl törenlerine Boydak Holding Yönetim Kurulu
Baflkanı Hacı Boydak, Boydak Holding
Yönetim Kurulu Üyesi fiükrü Boydak,
Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve
‹stikbal A.fi. Genel Müdürü Memduh
Boydak'ın yanı sıra çok sayıda davetli
katıldı. ‹stikbal, “ev consept” ma¤azaları
ile tüketici beklentilerine uygun olarak
yüzlerce ürünü aynı çatı altında buluflturmayı amaçlıyor. “‹stikbal Ev Consept”
ma¤azalarının yaygınlaflması ile ilgili bir
de¤erlendirme yapan Memduh Boydak,
“Amacımız hızla de¤iflen yaflam tarzlarına paralel tüketici beklentilerini eksiksiz karflılamak. Bu nedenle 2005'ten bu
yana gelifltirdi¤imiz yeni ‘ev consept’ ma¤azalarımızın sayısını artırmayı ve 2007
K›rflehir
Tokat
yılında yatırımlarımız ile desteklemeyi
planlıyoruz” dedi.
Hedef, 30 yeni “‹stikbal
Ev Consept” ma¤azası
Türkiye'de “ev consept” ma¤azacılık anlayıflının öncüsü ‹stikbal, yeni açılan Tokat ve Kırflehir ma¤azaların›n yan›nda
2005 yılından bu yana Samsun, Rize, Erzurum, Elazı¤, Bursa, Ankara, Trabzon
ve Diyarbakır gibi Türkiye’nin çeflitli illerinde dev “ev consept” ma¤azalarını tüketicilerle buluflturdu. Önümüzdeki dönemde ortalama 8 bin metrakarelik, 30
yeni “ev consept” ma¤azasının aç›lmas›
planlan›yor.
Tekirda¤ Mondi
bayimiz aç›ld›
Korkmaz Ticaret, ikinci
Bellona ma¤azas›n› açt›
Aytaç Atun taraf›ndan aç›lan 500 metrekarelik Mondi
bayimiz Çorlu’da hizmete girdi.
2004 y›l›ndan itibaren Esenyurt Bellona Bayii olarak hizmet
veren Korkmaz Ticaret, Esenyurt’a öz sermayesiyle 1000
metrekarelik ikinci bir Bellona bayii daha açt›. 4 Kas›m Cumartesi günü Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi ve Bepafl A.fi. Genel Müdürü Bekir Boydak’›n aç›l›fl›n› yapt›¤› ma¤azan›n ortaklar›ndan Y›ld›r›m Korkmaz, hedeflerinin daha genifl bir kitleye hitap etmek, ma¤aza say›s›n› art›rmak ve Bellona markas› ile beraber büyümek oldu¤unu söyledi.
Atun Mobilya Turizm ‹nflaat San. ve Tic. Ltd. fiti.
Yetkili: Aytaç Atun
Metraj: 500 m2
Adres: Muhittin Mah. Ç›nar Sok. Gözayd›n Apt.
No: 17 Çorlu/Tekirda¤
Tel: 0282 661 24 80
Fax: 0282 661 24 02
Firma sahipleri: Ali Korkmaz, Y›lmaz Korkmaz,
Y›ld›r›m Korkmaz
Metraj: 1000 metrekare, Esenyurt
65
kas›m-aral›k
Bulmaca
Bulmacam›z›n çözümü 4. sayfadad›r.
66
kas›m-aral›k

Benzer belgeler