Untitled - Öz Anadolu Kuyumculuk

Transkript

Untitled - Öz Anadolu Kuyumculuk
25
Bu kitabın tüm telif hakları yazarı ve çizeri Bahattin ATAK’a aittir.
Türk Patent Enstitüsü Marka Tescil Belgesi, Marka No: 2008 55483-Hizmet numarası ile patenti alınmıştır.
Hiç bir şekilde alıntı ve kopya yapılamaz.
2012
üçüncü baskı
Kitabın oluşumundaki katkılarından dolayı Safranbolu Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ne teşekkür ederiz.
25
Sevgili Çocuklar,
Bizler dünyanın en güzel ülkesinde ve bu ülkenin
güzel coğrafyasında yaşıyoruz. Birazdan okuyacağınız bu kitapta 1994 yılında UNESCO (Birleşmiş
Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü) tarafından
Dünya Miras Listesi’ne alınan ve dünyanın en iyi
korunan 20 kentinden biri olan Safranbolu’yu; tüm
güzelliği ile göreceksiniz. Tarihi evlerinde, sokaklarında adeta geçmişe yolculuk yapacak, Dsadece
taİR
İN
Ç
İ
rihini değil, doğasını ve içinde yaşayarak
bir kentin
Sİ
İTE
S
İ
nasıl gelişip kendini koruyabildiğini
de göreceksiniz.
ES
Dİ Y
E
L
Büyüklerimizden aldığımız
bu değerli mirası eliBE
LU
O
mizden geldiğince
NB korumaya çalışıyor ve yarınımızın
RA
F
mirası sizSAçocuklarımıza bırakmak için elimizden geleni yapıyoruz.
Bu güzel kent Safranbolu’yu siz değerli evlatlarımıza ulaştırmamıza güzel kalemi ile yardımcı olan
Bahattin ATAK beye teşekkür ediyor, sizlere de
Safranbolu’yu görüp öğrenir iken keyifli vakitler geçirmenizi diliyorum.
25
SAFRANBOLU
BELEDİYE BAŞKANLIĞI
Safranbolu-KARABÜK
Tel: +90 0 370 712 41 14
Fax: +90 0 370 712 36 42
www.safranbolu.bel.tr
25
Küçük Gezginimiz Ömer, bazen babasıyla, bazen
dedesiyle pek çok il, ilçe ve köy gezdi. Gezdiği, gördüğü yerleri de kendisi gibi ülkemizin güzelliklerini görmek
isteyen arkadaşları için yazdı. Babası ve diğer büyüklerinin yardımlarıyla çok sayıda “Küçük Gezgin” kitabı
oldu.
Beşinci sınıfa gidiyordu. Birkaç yıl
önce öğretmeni “Çevremizi Tanıyalım”
ünitesi içinde bazı yerleri gezdirmişti,
ama farklı bir gözlemle yeniden gezmek ve öğrenmek istiyordu.
O gün okuldan döndüğünde günlük
ev ödevlerini yaptıktan sonra televizyonun karşısına kuruldu.
“Gezelim Görelim” isimli bir programda SAFRANBOLU konu edilmiş,
bu tarihi ilçe tüm güzellikleri ile ekranda yansıtılıyordu.
Küçük Gezginin, birden gezginlik
hevesi tutmuştu. Babası işten döndüğünde “Safranbolu’ya hiç gittin mi
baba?” diye sordu.
Tahsin Bey, oğlunun bunu niçin sorduğunu hemen anlamıştı. Ama yine de
anlamamazlıktan gelerek ona soruyla
cevap verdi:
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
3
— Geçtiğimiz yıllarda bir
defa gitmiştim. Niye sordun
Ömer?
—Şey! Bugün televizyonda
Safranbolu belgeseli yayınlandı. Ne harika bir yermiş.
— Yani, bir de yakından
görsem, gezsem diyorsun.
Öyle mi?
— Valla ne diyeyim sana
baba. Senin adını dedem Arif
koymalıymış. Hah! Hah! Hah!
Ömer’in niyeti bir anda su üstüne çıkmıştı. Tahsin
Bey, bu zamana kadar Ömer’in bir dediğini iki etmemişti. “O zaman bu hafta sonu bize Safranbolu yolu
göründü desene?” dediğinde Küçük Gezginimiz neredeyse sevinçten havaya uçacaktı.
Cumartesi günü olduğunda gezginlerimiz çoktan
yola koyulmuşlardı. Annesi Nilgün, onları dualarla yolcu
etti.
Eskişehir’den hareket ettikten sonra Ankara, Karabük üzerinden Safranbolu’ya dört saatlik bir yolculuktan sonra ulaştılar. Kentin girişindeki “Dünya Mirası
SAFRANBOLU” yazısı onlara sanki “Hoş geldiniz!” diyordu.
Az daha ileri gittiklerinde orta refüjde Safranbolu
evlerini temsil eden büyükçe bir makete rastladılar.
4 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Safranbolu havası yavaştan gezginlerimizin
ciğerlerine dolmaya başlamıştı bile.
Şehir merkezinin girişine geldiklerinde Tahsin
Bey, Safranbolu’nun üç güzelinden bahsetti.
— Safranbolu’nun dünyaca meşhur üç güzeli
birincisi, Safran Çiçeği’dir. İlçeye adını veren bu
bitki sarı boyanın ana maddesidir. Kendi ağırlığının yüz bin katı sıvıyı sarıya boyar. Gıda ilaç,
kozmetik sanayide kullanılmaktadır.
— Peki, diğer iki güzeli nedir?
— Safranbolu Lokumu, Hindistan cevizli
fındıklı, safranlı, çifte kavrulmuş fıstıklı, güllü,
lokum en çok tüketilen lokum çeşitleridir. Safranbolu lokumunu diğer lokumlardan ayıran en
büyük özelliği ise hafif olması ve boğazı yakmamasıdır.
Safranbolu Çavuş Üzümü ise; Safranbolu’nun ayrı bir lezzetidir. Safranbolu Yazıköy de
yetiştiriciliğine devam edilen ve genellikle sofralık olarak kullanılan Çavuş Üzümü’nün her yıl
eylül ayında Bağbozumu Şenlikleri ile hasadı yapılmaktadır.
Her ikisi de; turizm ile beraber yöresel olmaktan çıkıp, ünleri Türkiye’ye ve dünyaya yayılan, hediye olarak da tercih edilen mükemmel
bir ağız tatlarıdırlar.
Safranbolu, Batı Karadeniz Bölgesi’nde denizden 65 km içeride Karabük iline bağlı bir
ilçedir. Karabük il merkezinden yalnızca 8 km
uzaklıktadır. Coğrafi bakımdan ilçe engebeli bir
bölgeye yerleşmiştir. İlçenin yüz ölçümü 1013
km² olup, büyük bölümü ormanlıktır.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
5
Baba oğul, Sadri Artuç Caddesi’ne
döndüklerinde
sol
tarafta Safranbolu
Belediye Hizmet Binası’nı gördüler.
Ömer’in soruları
hiç biter mi?
— Babacığım,
Başkan Bey’i tanıyor musun?
Evet. Bir seminerde tanışmıştık.
O zamanlar İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nde görevli idi.
— Seni hatırlar mı?
— Umarım unutmamıştır.
— Kendisini ziyaret edecek miyiz?
— Elbette!
— O zaman elimiz boş gitmeyelim. Ona bir buket sunmak isterim.
Ömer, babası ile bir çiçekçiden hazırlattıkları rengârenk çiçeklerle bezenmiş buketle belediye hizmet binasına gittiler.
Belediye binasına girdiklerinde hiç bekletilmeden başkanlık makamına alındılar.
Belediye Başkanı Necdet
Aksoy Bey, Tahsin Bey’i hemen
tanımıştı.
Küçük Gezginimiz de kendini
tanıtarak elindeki gül buketini
Necdet Bey’e takdim etti.
Başkan Bey, bu ziyaretten
fazlasıyla memnun olmuştu.
Misafirlerine ikramda bulunmak istedi. Safran Çayı ve kahveler içildi. Aynı anda derinden
bir Safranbolu sohbeti başlamıştı bile.
6 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Küçük Gezgin, bir ara fırsatını bulup başkan amcasına ilk
sorusunu yöneltti. Amacı Safranbolu’yu daha iyi tanımaktı;
— Başkan Amca, sizce yerli ya da yabancı turistlerin Safranbolu’ya gelmelerinin sebebi neler olabilir?
— Aferin Ömer! Çok yerinde bir soru sordun. Aslında cevabı sorunun içinde ama, ben yine de kısaca değineyim.
Kültürel ve doğal miras, bir ülkenin sahip olduğu paha
biçilemeyen ve yeri doldurulması mümkün olmayan en önemli
varlıklardır. Günümüzde tüm dünya ülkeleri kültürel, doğal
mirası, insanlığın ortak malı olarak kabul etmektedirler.
Türk - Osmanlı Mimarisi’nin eşsiz örneği Safranbolu,
dünyanın hayranlıkla izlediği bir yerdir. Türkiye’de UNESCO
listesinde yer alan ve on yerden biridir. Kent ölçeği göze
alındığında bu listeye alınan tek yerleşim yeri özelliğini de
taşımaktadır.
Safranbolu, sahip olduğu zengin kültürel değerleri ve
zaman içinde korumada ki başarısı nedeniyle 1994 yılında
UNESCO tarafından “Dünya Miras Listesi”ne alınmış ardından Dünya Miras Şehirleri Organizasyonuna (OWHC) dâhil
edilmiştir.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
7
Hıdırlık Tepesi’nden, Mezarlık Başı’ndan ve
eski Hükümet Konağı’nın bulunduğu Kale’den
doyulmaz güzellikleri seyretmek için Safranbolu’ya gelmeli; başka kentlerden farklı olarak
bir kaç adet değil, mahalleler halinde, sokaklar
boyunca sıralanmış 2000 dolayında, koruma
altındaki tescilli evlerden oluşması nedeniyle,
Türkiye’de benzeri bulunmayan bir kent olduğu
için Safranbolu görülmelidir.
2003’te Rodos’ta yapılan Dünya Miras
Kentleri Sempozyumunda, 220 kent içinde,
dünyada en iyi korunan 20 kentten biri olduğu için Safranbolu’ya gelmeli; özetle, bir “Açık
Hava Müzesi” biçiminde sergilenen, benzersiz
güzellikleri tanımak için Safranbolu mutlaka
görülmelidir.
— Safranbolu ismi nereden gelmektedir?
— Ömer’ciğim, Safranbolu’nun ismi tarih
içinde çok değişik haller almıştır.
Belgelere dayanan bilinen ilk tarihi, Bizans
Dönemi’nde başlamaktadır. Bizans Dönemi’nde
Safranbolu Dadybra, Müslüman Arap akınları
karşısında bir müstahkem kale olarak kurulmuş ve önem kazanmıştır.
1196 tarihinde Selçuklular zamanında kentin adı Zalifre olmuştur. Beylikler Dönemi’nde
ve Osmanlıların ilk zamanlarında kentin adı
Borglu ve Borlu şeklini almıştır.
Osmanlı tapu ve tahrir defterlerinden izlenebileceği gibi Borlu,yöreye yerleşen Taraklı
Aşireti’nden dolayı Taraklıborlu olmuştur.
8 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Hitit
Arması
Osmanlı
Arması
Persler
Taraklıborlu adından sonra Safranbolu için Osmanlı
Dönemi’nde kullanılan diğer adlar,, 18. yüzyıl ortalarında
Zağfiran-ı Borlu, 19. yüzyıl yarısında kısa bir süre için
Zağfıran-ı Benderli, 19. yüzyılın son çeyreğinden itibaren
Zağrifanbolu, son olarakta Zafranbolu ve Safranbolu biçimine dönüşmüştür.
— Sizi daha fazla yormak istemem ama; Safranbolu’nun tarihi hakkında da kısaca bahseder misiniz?
— Yorulmak ne kelime Ömer? Seve seve
anlatabilirim.
“ Safranbolu; Anadolu’nun kuzey batı kesiminde, Antik Devir’de tarihçi Homeros’un İlyada Destanı’nda Paplagonya olarak geçmektedir. Yörede sırası ile Hititler, Frigler, dolaylı
yoldan Lidyalılar, Persler, Helenistik Krallıklar
(Pondlar), Romalılar, Selçuklular, Çobanoğulları, Candaroğulları ve Osmanlılar egemenlik kurmuşlar.
Safranbolu, 1196 tarihinde Selçuklu Sultanı
II.Kılıç Arslan’ın oğlu Muhiddin Mesut Şah zamanında Türklerin eline geçmiş.
Tarihi süreç içerisinde ise 12131280 tarihleri arasında Çobanoğulları’nın, 1326-1354 tarihleri arasında
Candaroğlulları’nın, 1354-1402 ve
1423 yılından itibaren de Osmanlılar’ın egemenliğine girmiş.”
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
9
10 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
Sohbetin bu kısmında Tahsin Bey söze
girdi;
— Necdet Beyciğim, gerçi kendinizden bahsetmeyi sevmezsiniz biliyorum.
Ama Küçük Gezginimizin bilgilenmesi için
biraz da belediye çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?
— Detaylara girerek başınızı ağrıtmak istemem. Ama son projelerimizden
bir kaç örnek verebilirim;
* Safranbolu Belediyesi olarak öncelikle birlik ve beraberlik duygusunu geliştirerek koordinasyonlu ve uyumlu çalışmayı gerçekleştirdik.
* Sokak Hayvanları Barınma ve Rehabilitasyon Merkezi’ni hizmete açarak sahipsiz hayvanlarımıza sahip çıktık. Onları
huzurlu bir yaşama kavuşturduk. Caddeleri, sokakları beraber paylaştığımız,
kendisine bir yuva edinememiş olan sokak hayvanlarının tedavi, rehabilitasyon
ve barınmasını sağlayan merkezi yapmayı ilk geldiğimiz gün planlamıştık.
Belediyeler doğaya, hayata hizmet
ettiği kadar, hayatı beraber paylaştıkları
canlılara da hizmet üretmek zorundalar.
Medeniyetin düzeyi insana hizmetteki
kalite kadar, diğer canlılara yapılan hizmetteki kaliteyle de ölçülmektedir. Merkezimiz 60 hayvan kapasiteli olup burada
sokakta yaşayan hayvanların öncelikle
tedavileri, rehabilitasyonu, insanların evlerinde barındırdığı hayvanların tedavileri, kısırlaştırılmaları bu merkezde yapılacak.
* Safranbolu’muzun hava kirliliğinden
kurtulması ve temiz hava soluması için
doğalgaz çalışmalarımızı başlattık. Şu
anda 7500 abonemize doğalgaz ile tanıştırdık. Safranbolu’nun nüfusun %70’i doğalgaz ile ısıtabilecek hale dönüşüyoruz.
Safranbolu halkına doğalgaza göstermiş
oldukları bu teveccühten dolayı çok teşekkür ediyorum. Şehrimiz bundan sonra yaz aylarındaki güzelliği kadar kış aylarında da havasının temizliği ile anılacak.
25 Bunu Safranbolular gerçekleştiriyor.
* Aşağı Tokatlı Mahallesi’nde Safranbolu Kültür Eğitim Merkezi’ni (Sakem) açarak hanımlara
yönelik yöresel el sanatları üretme imkânı sağladık.
Hanımlara yönelik el sanatları, yöresel ürünlerin üretimi ve pazarlamanın yanında alt birim
olan Safranbolu Aile Merkezi SAM’da çeşitli faaliyetler yürütüyor.
SAKEM 4 alt gruptan oluşuyor ve bunlardan
biri olan SAM, ailelerin yaşamsal sorunları ile ilgileniyor. SAKEM’in düzenlediği projeler ile Safranbolu’da bulunan yaşlılar, engelliler ve yetimlere manevi destek ile hayata sımsıkı tutunmaları
sağlanıyor. İhtiyaç duyulan alanlara yönlendirmeler yapılıyor.
Bu kapsamda SAKEM huzur evindeki yaşlıları
ziyaret ederek onların hayır dualarını aldılar.
SAKEM heyeti huzurevindeki yaşlılarımızla
birebir ilgilenerek ihtiyaçlarını karşılama noktasında çalışma başlattılar.
Merkezde, sanatsal mozaik kursu, evde çocuk
bakımı, örtü altı sebze yetiştiricliği, aşcı yardımcılığı, tezhip, dikiş, tel kırma, takı tasarımı, keçe
ve deri tasarımı, ahşap boya, ebru sanatı, bilgisayar, web tasarımı, yağlı boya resim, yan fülüt, piyano,gitar, İngilizce, Osmanlıca ve Arapça
kursları yer almaktadır.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 11
* 12. Uluslararası Altın Safran Belgesel Film Festivali’ni Safranbolu’ya yakışır bir şekilde çoşku ve başarıyla kutladık.
Festival bünyesinde çocuklarımız da bu kültür
festivaline katılarak ustaları önderliğinde belgesel film çekmeyi, bir diğer festivalde ise fotoğraf çekmeyi öğrenerek 1000’lerce
insana sergilediler. Ayrıca kardeş şehirlerimizden gelen
çocuk misafirlerimizin gösterimini yaptıkları yöresel dans gösterileri festivalimize ayrı bir renk kattı.
Festivalimizde “Su Kültürü” konusunu işledik. Bu kapsamda Safranbolu’daki tarihi su yollarını ve çeşmelerini restore ederek Safranbolu’muza
kazandırdık. Yine bu yıl Eylül ayında 13.sünü gerçekleştireceğimiz festivalin
yan konusunu “Ahşap İşciliği ve Ahşap Kültürü” olarak belirledik.
12 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
* Safranbolu Belediyesi olarak gençlerimizi bilgisayar ve internet bağımlılığından uzaklaştırarak spor sahalarına ve oyun alanlarının yer aldığı parklarımıza yöneltmek istiyoruz. Onların dostluk ve arkadaşlıklarını sanal dünya
da değil de birbirlerinin nefeslerini hissederek, şakalaşarak hatta iddialı spor
oyunlarını yaşayarak geliştirmelerini sağlamak dileğindeyiz. Bu düşüncemizi
projelendirip şehir stadyumunun yanına da suni çim saha yaparak ücretsiz
olarak onların hizmetlerine sunduk.
Bu stadın açılışına bizi kırmayarak gelen eski milli takım oyuncularından
Tanju Çolak ve Semih Yuvakuran’a da teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
Spor deyip geçmemek gerekir, spora yapılan yatırım bana göre en önemli
tanıtım araçlarından bir tanesidir.
Bakın bizim çocuklarımız Avrupa’da da başarılı oluyorlar. Avrupa’nın çeşitli takımlarında futbol oynayan Türk çocukları şimdi dünyanın
en önemli futbol kulüplerinde top
koşturuyorlar.
Bir tanesi ki milli takımımızın da
oyuncusu Nuri Şahin, Real Madrid’e
transfer oldu. Orada Mesut Özil ile
birlikte aynı takımda oynayacak. Bu
Türkiye’nin tanıtımı için, Türk futbolunun tanıtımı için çok önemli bir
fırsattır. Demek ki, bizim çocuklarımız imkân bulduğunda dünyanın en
başarılı sporcuları olabiliyorlar.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
13
* Safranbolu’da su kültürünün yaşaması için su kanallarımızı ve kanyonlarımızı temizledik.
* “Haydi Gençler Havuza” kampanyası başlattık.
Çağımıza uygun olarak düzenlediğimiz yüzme havuzunun
açılışının ardından Safranbolu’da bir ihtiyaç olarak göze çarpan yüzme havuzu eksikliği de ortadan kalkmış oldu. HocalaİR
rımız eşliğinde “Yaz Yüzme Kursları” açtık. Birinci
İND sınıf malÇ
İ
Sİ
zemeden oluşan tesisimizde arıtma sistemi
İ T E de mevcut.
S
Sİ
* Safranbolu’muz, geniş vadilerin
birleştiği
bir alana kuİYE
D
E
L
rulduğundan jeolojik yönden de
BEfarklılıklar göstermektedir.
LU
O
Çarşı merkezinden 8 km uzaklıktaki
İncekaya ve Tokatlı KanNB
A
FR
yonları ve devamı niteliğinde
olan çarşı kesimindeki Gümüş
SA
ve Akçasu Kanyonları, yine Kastamonu yönünde Safranbolu’ya 13 km uzaklıktaki Düzce Köyü’nün girişinde bulunan
Düzce (Kirpe) ve Sakaralan Kanyonları da doğaseverlerin
görmesi gereken doğal güzelliklerdir.
Birbirinden muhteşem manzaralar içeren kanyonlarda,
çevre illerden ve yurt dışından kentimize gelen misafirlerimiz şehir içi gezilerinden sonra muhakkak bu doğal güzelliklere atarlar kendilerini.
14Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Tertemiz doğanın kucağında kuşlar kadar
özgür olarak yürüyüşlerini sürdürürler.
Hatta Trekking ( doğa yürüyüşü) tutkunları kafileler halinde kentimize gelerek bu doğa
sporunun keyfini doyasıya çıkarırlar.
Bu arada Tahsin Bey söze girdi;
— Necdet Bey’ciğim! Bu güzel anlatımlarınız için çok teşekkür ederiz. Biz şimdi oğlum Küçük Gezgin ile Safranbolu’yu gezmeye
devam etmek istiyoruz. Müsade ederseniz
biz ayrılalım.
— Tek bir şartla... Akşam misafirimsiniz.
Size Safranbolu’nun yöresel yemeklerinden
ikram etmek istiyorum.
— Sizi rahatsız etmedikten sonra hay
hay! Bizim için onurdur.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 15
Gezi başlıyor
Gezginlerimiz, Belediye Hizmet Binası’ndan çıktıktan sonra Sadri Artuç
Caddesi’nin devamındaki Misak-ı Milli
Meydanı’na vardılar.
Burada heybetli bir Atatürk Anıtı
ile karşılaştılar.
Bu tür anıtlar kentlerin medeniyet
göstergesi ve simgeleridirler.
Küçük Gezginimiz çoktan anıtın yanına gitmiş, bir çırpıda etrafını dört
dönerek sorularını peş peşe babasına
yöneltmeye başlamıştı:
— Baba! Anıtın üzerinde birçok figür
yer almakta. Muhakkak ki bir anlamları
vardır. Nedir biliyor musun?
— 2007 yılında ünlü heykeltraş Tankut Öktem tarafından yapılmış olan Misak-ı Milli Anıtı, Türk toplumunu temsil etmektedir. Gördüğümüz gibi ön ve
arkasında bütün meslek gruplarından
örneklere yer verilmiş...
Gezgin SAFRANBOLU’da
16
16 Küçük
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
... Bu da Türk halkının ne kadar
çalışkan ve becerikli olduğunu simgelemektedir.
Milli Mücadeleden yeni çıkmış ve
özgürlüğüne kavuşarak vatan sahibi olmuş halkın, geleceğe dört bir
koldan hazırlanışını da anlatmaktadır.
Anıtın arka kısmındaki
Merkez Park‘a geçtiler.
Kıranköy merkezinin
çehresini değiştiren Merkez Park projesi görkemli
bir açılış töreni ile halkımızın hizmetine sunulmuş.
Safranbolu’da oturup
dinlenme imkânını şelalelerin şırıltısıyla yakalama
imkânı bulan vatandaşlar özellikle hafta sonları
parka yoğun ilgi gösteriyormuş.
Her yaştan insanımızın kendine uygun
bir şeyler bulabileceği, yaşlılarımız için
etrafında yürüyüş bandının, spor jimnastik aletlerinin olduğu, küçük yaş grubundaki çocuklarımız için oyun gurupları,
gençlerimiz için de voleybol, basketbol
oynayabilecekleri bunun gibi parkların
sayısı gün geçtikçe Safranbolu’da çoğalıyormuş.
Hatta bu parklardan birine de Van
depreminde depremzedeler için yardıma
gelerek hayatını kaybeden Japon Dr. Miyazaki’nin adını vermişler.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 17
Safranbolu’da üç yerde yaşam
Baba oğul, şehir merkezinde gezilerine devam
ederken Tahsin Bey’de oğluna Safranbolu ile ilgili bilgiler anlatıyordu:
— Safranbolu üç bölgeden oluşmuş.
Yazlık olarak kullanılan Bağlar, yerleşim yerininin
yoğun olduğu Kıranköy ve daha çok tarihi yerleşim ve
ticaret esnafının yer aldığı Çarşı bölgeleridir. Bu üç
bölge arasında iklim farklılıkları vardır.
Çarşı kesimi (Eski Çarşı), daha ılık, rüzgârlardan
korunmalı kışlık, daha yüksekte bulunan Bağlar kesimi ise hava akımlarına açık, yaz aylarında serin, kış
aylarında karlı olması nedeniyle şehrin yazlık yerleşim
bölgesidir.
18 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Ulu Cami
Gezginlerimizin bu kez yolu, eskiden kilise iken şimdilerde cami
olan tarihi bir esere düştü.
Ulu Cami...
Rumlardan kalan ve 1872 yılında yapılmış eski kilisedir. Çevresindeki Skalion Binası (Rum Mektebi)
(1863) ile Papazın Konağı ilginç bir
külliye oluşturur.
Küçük Gezgin ve Tahsin Bey burayı
da gezip inceledikten sonra Safranbolu’nun simgesi durumunda olan Hıdırlık Tepesi’ne geçtiler.
Tepeye, girişin hemen solunda yer alan dar, yokuş
bir yoldan yürüyerek ulaştılar.
Kısa bir soluklanmadan sonra etrafa bir göz attılar.
Safranbolu’nun dillere destan tarihi evlerinin güzelliği, adeta bir ressamın
fırçasından çıkmış tablo gibi, mağrur bir eda ile gözlerinin önüne serilmişti.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 19
Seyir terasının yanı başında yine
Safranbolu’ya hâkim bir anıt mezar
gördüler. Üzerinde “Şeyh-ül Etıbba
Dr. Ali Yaver Ataman 1868–1955”
ibaresi yazılıydı. Ömer merakla babasına sordu:
— Baba Dr. Ali Yaver Ataman
kimdir biliyor musun?
— Evet Ömer. Kafkasyalı Mücahit Şeyh Şamil’in baba soyundan
(kız kardeşinin oğlu) olduğunu biliyorum. Müzikolog, folklor uzmanı,
eğitimci ve sanatçı olan Sadi Yaver Ataman’ın babasıdır.
Bu anıt, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı sırasında Safranbolu’da
Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti kurucularından Dr. Ali Yaver Ataman için
makam mezarı olarak düzenlenmiştir. Kabri cennet olsun.
Tarihin ayak izleri
Komşu mezarın taşında “Burada Osmanlı Bey’i Orhan Gazi döneminde yaşamış olan şehzade Gazi Süleyman Paşa’nın kumandanalarından HIDIR BEY’in
makamı bulunmaktadır. Ruhuna Fatiha” yazıyordu.
Gezginlerimiz, Kurtuluş Savaşı kahramanı Dr. Ali Yaver Ataman ve Kumandan Hıdır
Bey’in ruhlarına Fatiha okuduktan sonra
Hıdırlık’taki gezintilerine devam ettiler.
Biraz ileride yer
alan Hasan Paşa
Türbesi’ne geçtiler.
Türbenin
kitabesinde “Her şey
fanidir. Ancak celal
ve ikram sahibi ola
Allah baki mübarektir.” yazıyordu.
20 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Hasan Paşa Türbesi
Türbenin giriş
kapısı kapalı olduğu
için uzun ve dar olan
aydınlatma penceresinden
içerisini
görebildiler.
Hasan Paşa’nın
ruhuna da dualarda
bulundular.
Ömer, bu kez babasına sormak yerine, yan duvarda yer
alan plâketteki yazıları okudu:
“Hasan Paşa Köstentil Sancağı Kaymakamı iken
geçirdiği bir soruşturma sonunda (1843) görevinden
alındığında Safranbolu’ya yerleşmiş ömrünün sonuna kadar da burada yaşamış. Vefat ettikten sonra
kendisine de bu türbe yapılmıştır.”
Safranbolu’muzu temiz tutalım
Küçük Gezgin Ömer’in hemen hemen her köşe başında Safranbolu Belediyesi logolu yine Safranbolu
evini andıran çöp kutuları dikkatini çekti.
Tahsin Bey, Safranbolu Belediyesi’nin kent temizliğindeki hassaslığına vurgu yaptı.
— Haklısın babacığım. Yaşadığımız mekânları temiz bulmak istiyorsak, hiç bir zaman elimizdeki çer
çöpü yerlere atmamalıyız. Kent medeniyeti çevre temizliğinden geçer. Öyle değil mi?
— Aferin Ömer. Safranbolulu çocuklarının da en
az senin gibi düşündüğüne eminim.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
21
Namazgâh
Hasan Paşa Türbesi’nin yanı başında ise namazgâh bulunmaktaydı.
Hıdırlık, Türklerin Safranbolu’ya geldiklerinde ilk konuşlandığı yerdir ve açık namazgâh şeklindedir. Yağmur duası ve Hıdırellez kutlamaları burada yapılırmış.
Hıdırlık Tepesi’ne gelen misafirlerin gezi esnasında dinlenebilecekleri, bir yorgunluk çayı içebilecekleri otantik görünümde bir kafeterya da inşa edilmiş.
Ömer ve babası da bir şeyler içip dinlenmek için kafeteryaya girdiler.
Onları güler yüzlü Safranbolulu bir genç kız “Hoş geldiniz!” diyerek karşıladı. Bu
yörenin meşhur Safran Çayı’ndan içmelerini önerdi. Peşi sıra da özelliğini anlattı:
— Safranbolu’ da yetişen safran çiçeği, dünyanın en pahalı baharatı olma ünvanını taşıyan endemik (o bölgeye has) bir bitkidir. Safran bitkisinin ürün olarak kullanılan
kısmı yalnızca ortasındaki lifler olduğundan yetiştirilmesi ve bakımı çok emek isteyen
bir bitkidir. Bu yüzden altın kadar değerlidir, 1 kilogram kuru safran elde etmek için
ortalama 150 bin safran çiçeği gerekmektedir. Kendi ağırlığının yüz bin katı kadar
sıvıyı sarıya boyayabilme özelliği bulunan safran; ilaç, gıda, kozmetik sanayinde kullanılmaktadır.
Baba oğul da Safran Çayı’ndan içerek bir nebze olsun
yorgunluklarını giderdiler.
22 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Hıdırlık Tepesi’nden ayrıldıktan sonra Safranbolu gezintilerine devam ettiler. Safranbolu Belediyesi Asri Mezarlığı’nın
önünden geçerken içeride yer
alan kule şeklindeki anıtı farkettiler. Yakından görmek için
mezarlığa girdiler.
Kaidenin üzerindeki levhada, “Terörle mücadelede vatan
için çarpıştılar, şehit oldular!”
yazısını okuduklarında tüyleri
diken diken olmuştu.
— Babacığım iyi ki geçip
gitmemişiz. Kendimi asla affetmezdim. Onlar ki bizim özgürlüğümüz ve bu aziz vatan
topraklarında rahatça yaşayabilmemiz için canlarını feda
ettiler.
Ruhlarına bir duada bulunmamak vefasızlık olurdu.
Fatiha okuduktan sonra
Ömer kaidedeki başka bir yazıyı da okudu:
— “Birinci Dünya Savaşı’nda Safranbolu ve yöresinden 4000 civarındaki asker 1914 yılında cepheye
katılmıştır.
Şehrimizden ve Anadolu’nun birçok yerinden gelen
vatan evlatları ile Çanakkale Geçilmez! diyerek destan yazmışlardır. Sadece Safranbolu’dan 203 askerimiz şehit olmuştur.
Bu şehitlik Safranbolu Kaymakamlığı, Safranbolu
Belediyesi, 125. Jandarma Eğitim Alay Komutanlığı’nın ve Safranbolu halkının desteği ile aziz şehitlerimizi sonsuza kadar yaşatmak amacıyla yaptırılmıştır.
Aziz Şehitlerimiz;
Sizler, vatanımız için hayatınızı seve seve feda ettiniz. Ruhlarınız şâd mekânınız cennet olsun. Sizleri
rahmetle anıyoruz.”
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
23
Safranbolu Uçağı
Şehitlikten duygu yüklü olarak
ayrılan gezginlerimiz, bu kez de
Safranbolu Uçağı’nın olduğu yere
gittiler.
Safranbolu’ya hâkim bir noktaya yerleştirilen uçak, açık hava
müzesi niteliğindeydi.
Ömer, yine tüm dikkatiyle uçağın dört bir yanını inceledi. Sonra da uçak hakkında
bilgi sahibi olmak için hemen ön tarafındaki levhadaki yazıları babasına yüksek sesle
okumaya başladı;
“Kurtuluş Savaşı sonrası Hilâl Ahmer (Kızılay) ve Türk Tayyare Cemiyeti’nin ülke
genelinde başlatmış olduğu 250 civarında tayyare (uçak) üretilmiş veya satın alınmıştır. Bu kapsamda 1928–1930 yılları arasında Safranbolu halkından toplanan yardımlarla Breguet XIX A–2 keşif uçağı alınmış.
Safranbolu’da iniş ve kalkış yapabileceği uygun bir alan bulunmaması nedeniyle 30
Ağustos 1931 tarihinde Kastamonu da yapılan bir törenle uçağa “Zafranbolu” adı
verilerek Hava Kuvvetlerimize armağan edilmiştir.”
Küçük Gezginimiz, aynı levhanın orta yerindeki Ata’mızın “İstikbal Göklerdedir!”
sözünü okumayı da ihmal etmedi.
24Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Gezginlerimizin yolu bu kez Kaçak Cami’ye
düştü.
Akçasu Mahallesi’nde, Muslubeyoğlu Hacı
Hüseyin tarafından Akçasu Deresi üzerinde
yapılmış, altından dere sularının geçmekte olduğu “Lûtfiye (Kaçak) Cami” ilginç yapısıyla her
görenin dikkatini çeken özellikler taşımaktaydı.
Hiç kuşkusuz altından derenin akıp gitmesi, tek
başına ilgi odağı olmakta. Dere üzerine yapılmış
olması, bahçe ve yeşil alanların korunması amacına yönelik. Kaçak Cami ile bitişiğindeki kahvehane ve onun üst katındaki okul bölümü ile bir
bütünlük arzetmiş.
Tarihte yolculuk başlıyor
Baba oğul, bu tarihi camide gezdikten sonra
buram buram tarih kokan Kaymakamlar Evi’ne
geçtiler.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Kaymakamlar Evi’nin, Safranbolu’nun diğer tarihi evlerinin
karakteristik özelliklerini de bünyesinde barındırdığına şahit oldular.
Çarşı içinden ya da Hıdırlık Tepesi’nden aşağıya doğru dik
ve kestirme bir yoldan yürüyerek ulaşılabilecek “Kaymakamlar
Evi”, sonradan restore edilerek müze haline getirilmiş ve ziyarete açılmış.
19. yüzyılın başlarında yapıldığı sanılmaktadır. Sahibi Safranbolu kışlası kumandanı Hacı Mehmet Efendi’dir. Hacı Mehmet
Efendi’ye, Yarbay rütbesi karşılığı olan “Kaim Makam” denilmesi nedeniyle ailesi, dolayısıyla da evleri halk arasında bu isimle
söylenir olmuş.
Gezgin SAFRANBOLU’da
26
26 Küçük
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
Ev 3 kattan oluşuyor. Ana kapı çift kanatlı ve oldukça büyük. Ahşaptan yapılan bu
kapı iri başlı çivilerle tutturulmuş. Kapının
dış yüzeyinde, bugünkü kapı zili vazifesini
gören bir tokmak (yerel adıyla şakşak) bulunmakta. Eskiden irice bir çivi başına tokmağın vurulmasıyla kapı çalınır, ev sahibi ise
evin içinden kapının kilidine kadar uzanan bir
ipi çekerek kapıyı açarmış. Şu anda modern
kapı zilleri bu sisteme eşlik etmekte.
Gezginlerimiz, kapıdan içeri adım attıklarında “Hayat” denilen, evin zemin bölümüne
girdiler.
Tekrar yukarı, üst katlara yöneldiklerinde
bir görevli galoş giymeden içeri giremeyeceklerini hatırlattı, teşekkür edip galoşları
giydiler ve parmaklıklı merdivenden doğruca
üst katlara yöneldiler.
İlk katta onları “Selâmlık” denilen geniş
sofaya açılan ve birbirleri ile simetrik olan 4
oda kapısı karşıladı. Merdivenlerin sağ tarafındaki ilk iki oda kapısı arasında yer alan,
pencere önünde oturmak için kullanılan bir
bölüm vardı.
25
Odaların iki veya üç tarafı
oturmak için çepeçevre sedirle
çevrilmiş. Genelde kırmızı tonları
da eski Türk motifleri ile süslenmiş
halılarla kaplı bu sedirler pencerelerin önünde yer alıyor. Yaslanmak
için kullanılan halı yastıkların üzerleri beyaz dantel ya da beyaz elişi
örtülerle kaplanmış.
Pencereleri ise, yine beyaz el
işi perdeler süslemekte. Pencerelerin dışında yer alan kahverengi
kepenkler, evi güneşten, yağmurdan koruma görevi görüyor ayrıca
dışarıdan bakıldığında da “İşte klâsik bir Safranbolu Evi” dedirtiyor.
Tavanlar, ayrı bir el işçiliğinin ve
oymacılığının en güzel örnekleri ile
süslenmiş.
Diğer odaları ise, genelde aynı
özellikleri taşıyorlar. Odaların yerleşimi ve döşemeleri birbirine paralellik gösteriyor. Tek farkı orta
kattaki odalar oturma ve misafir
ağırlama amacı ile kullanılırken,
üst kattaki odaların ağırlıklı yatak
odası olarak kullanılıyor olması.
Bebek beşikleri, yer yatakları,
yöresel giysiler içindeki mankenlerle bazı odalarda eski yaşamlar
temsili olarak canlandırılmış.
Burada çok ilginç olan ise, odaların her birinin, bir ailenin, uyumanın yanı sıra yemek yapıp yiyebileceği, banyo yapabileceği, hatta
konuklarını ağırlayabileceği şekilde
tasarlanmış olması.
Gezginlerimizin yüzünde, tarihten izler görebilmenin huzuru ve
mutluluğu okunuyordu.
25
Küçük
KüçükGezgin
GezginSAFRANBOLU’da
SAFRANBOLU’da27
27
Gezginlerimiz, Kaymakamlar Evi’nden çıktıktan
sonra İzzet Mehmet Paşa
Cami’ne gitmek istediler.
Yol üzerinde kurulan pazar yerinin içinden geçtiler.
Bu pazar, 400 yıldır aynı
yerde, her cumartesi günü
çevre sakinlerine hizmet veriyormuş.
Birbirinden güzel organik
sebze ve meyveler tüketicisi ile buluşuyormuş.
Otantik giysiler içindeki
macuncunun etrafında birikmiş çocukların, “Bana da
bana da” diye cıvıldaşmalarına şahit oldular.
Renkli macunu kapmak
için birbirleri ile yarışıyorlardı. Küçük Gezginimiz de kendi yaşıtlarının arasına daldı.
Oda rengârenk macundan
kapmayı becermişti.
Elindeki macunu keyifle
yerken İzzet Paşa Cami’nin
önüne gelmişlerdi bile.
Kanyonlar Kenti
Sadrazam İzzet Mehmet Paşa’nın 1796 yılında
yaptırdığı cami, zarif minaresi, çinko kaplı kubbesi ve
iç süslemeleri ile küçük bir
Nuriosmaniye Cami’i gibiydi.
Avlusu ile minaresi, altından geçen Akçasu Deresi
üzerindeki kemerler üzerine oturmuş.
Bu manada Safranbolu
kanyon ve dereleri ile önem
arz etmekteydi.
28 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Kütüphane, abdesthane, iki çeşme ve vakıf dükkânları ile küçük bir külliyeyi oluşturan
eğimli araziye uyumlu bir şekilde yerleşen
cami, tamamen kesme taştan yapılmış. Kalem
işleri, bezemeleri minber ve mihrabı çok zengin
olup, mihrabın üzerinde III. Selim’in tuğrası bulunmaktadır. Mezarı Manisa’da bulunan İzzet
Mehmet Paşa’nın makam mezarı da 2005 yılında bu caminin avlusuna yapılmış.
Tahsin Bey’de bilgisini oğluyla paylaştı:
— 1743’te Safranbolu’ da doğan İzzet Mehmet Paşa, 1794–1798 yılları arasında Padişah
III. Selim’e sadrazamlık yapmış, bu görevden
azledilerek Manisa’ ya gönderilmiş ve 1812 yılında Manisa’ da vefat etmiş.
İzzet Mehmet Paşa’nın Manisa Mevlevi Hanesi’nde bulunan kavuklu sadrazam baş taşı ile
ayak taşı, Safranbolu mülki ve yerel yönetimin
gayretleri ile kendi adını taşıyan bu caminin avlusuna getirilmiş.
“Paşasuyu” diye bilinen suyu İncekaya Köprüsü’nü yaptırarak şehrimize getirten, kaledeki Saat Kulesi’nin yapımını sağlayan Paşa’nın
iyiliksever bir kişiliğe sahip olduğu ve hayatta
kimseyi incitmediği tarihi kaynaklarda yer almakta.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 29
Küçük Gezgin ve Tahsin Bey, İzzet Mehmet Paşa Cami’nin
içini de gezdikten sonra Bakırcılar Çarşısı’na girmelerini
sağlayan kemerli kapıdan geçtiler. Eski ve yeni bakır eşyalar
satan dükkânlara uğrayıp, birkaç parça cezve, sahan, ibrik
satın aldılar.
Çarşının her köşesinden sanki Safranbolu’nun en güzel türkülerinin ritmini tutarcasına çekiç sesleri yayılıyordu. Burada genç
yaşlı sanatkârlar bakırdan yapılmış onlarca
İR çeşit ev eşyasına
İND
Ç
İ
şekillerini veriyor ve üzerlerine harikaSİdesenler işliyorlardı.
İ T E hiç istiflerini bozmamalarınÖmer, fotoğraflarını çekerken
dahi
İS
S
E
Dİ Y
dan işlerine verdikleri önemi
mümkündü. Bakırcılığı unutEanlamak
L
E
B
turmamak ve canlandırmak
için yeni tasarım ürünler yapmaya başLU
BO
N
lamışlar. Turistlerin
A isteklerine göre şekil verdikleri bakıra istedikleri
FR
SA
işlemeleri yapıyorlarmış.
En çok hatıra kalması için kendilerine özgü
istekler oluyormuş. Yaşadıkları yere ait bir logo, simge, ya da sevdikleri kişilerin isimleri gibi.
Bakırcılar Çarşısı’nın sonlarına doğru Akçasu Kanyonu’nu üzerinde, İzzet Mehmet Paşa Cami arkasında yer alan Demirciler
Çarşısı’na geçtiklerinde, yaşayan tek lonca çarşısı
olduğunu farkettiler. Sıcak, soğuk demir işçiliği hala
devam etmekte.
30 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Gezginlerimiz, buradan sonra Yemeniciler Arastası (çarşı)’nın girişine gelirken
yolun sağında ve solunda yer alan eski evlerin restore edilerek motel, bar ve restoran haline getirildiğini gördüler. Ayrıca çarşının içine girmeden de alışveriş yapabilecek yemeniciler, yol üzerinde tek tük de olsa bulunuyorlar. Çarşı içerisindeki
alan oldukça kısıtlı olduğu için bu tip dükkânların dışarıya taşmaları çok doğal.
Bunları geçip, sol taraftaki birkaç basamaktan oluşan taş merdivenden indiklerinde karşılarına Yemeniciler Çarşısı çıktı.. Asma yapraklarının oluşturduğu adeta
yeşil bir çadır içinde kurulmuş imajı veren çarşıya girdiklerinde ilk olarak bir kafe
gördüler. Eskiden kahvehane olan bu yerde yiyecek olarak her çeşit gözlemenin
tadına bakmak mümkün.
Yolun iki tarafında küçük ama bir o kadar da şirin yan yana dizilmiş adeta dayanışmayı sembolize eden dükkânlar yer alıyordu. Bu dükkânlarda el emeği, göz nuru
el sanat ürünlerini ve çarşıya da adına veren yemenicilik müzesinde son yemeni
ustası tarafından yapılan yemenileri görebileceğiniz Yemeniciler Arastası; 48 tane
küçük ahşap dükkânın yer aldığı, eskiden yemeni adı verilen el yapımı deri ayakkabıların hayat bulduğu ve Kurtuluş Savaşı’nda ordunun ihtiyacı olan yemenilerin (deri
ayakkabı) büyük bir bölümünün buradan karşılandığı eski bir lonca çarşısıdır.
Her türlü örtüler, perdeler, renk renk nakışlı bluzlar, çantalar, dükkânların ön
tarafında yer alan tezgâhlarda satışa sunulmuş.
Esnaf herkesi sıcak bir ilgi ve sevecenlikle karşılıyor, ürettikleri malların özellikleri soruldukça bir bir sabırla anlatıyorlardı.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
31
Safranbolu evlerinin maketleri yapılmış, gece lâmbası olarak yapılan bu
evlerin bahçesi bile ihmal edilmemişti.
Ömer, hem annesine hem de arkadaşlarına bu el emeği göz nuru hediyeliklerden almayı ihmal etmedi.
Güneş Saati
Çarşıdan çıkıp sağ tarafa doğru yönelince Köprülü
Mehmet Paşa Cami’nin avlusu içinde sol tarafta 19.yy
ortalarında yapıldığı sanılan bir Güneş Saati dikkatlerini
çekti. Saatin üzerinde yatay olarak bir yelpaze şeklinde
kısalı uzunlu çizgiler ve bu çizgilerin başladığı yerde
ise üçgen prizma şeklinde bir parça yer alıyordu.
Saat basit tip yatay güneş saatleri
sınıfına giriyormuş. Taş sütunun üstünde
düz bir mermer üzerine yapılan bu saat,
sabah 06:40 ile akşam 17:20 arasındaki zamanı, metal plâkanın gölgesine göre
gösteriyormuş.
32 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Köprülü Mehmet Paşa, bir dönem
Safranbolu’da yerleşime tabi tutulmuş,
sonrasında bu camiyi yaptırmış, cami
1661 yılında da ibadete açılmış.
Çarşıdan büyük kemerli bir kapıdan
avlusuna girilmekte ve Arasta’ya açılan
bir diğer kapısı mevcut. Caminin ana
mekânı kare plânlı olup, Safranbolu’nun
en büyük camisi imiş.
Camiden ayrıldıktan sonra tarihi Belediye Binası’nın önüne geldiler. Şu anda
Safranbolu Belediyesi’nin Kültür ve
Sosyal İşler Müdürlüğü olarak hizmet
vermekte olduğunu gördüler.
Kültür ve Sosyal İşler Müdüresi ile
tanıştıklarında gezginlerimize burası
hakkında bilgiler anlatırken Safranbolu ile ilgili broşür ve kitaplardan hediye
etti;
— Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’müz belediyemizin atardamarı gibidir. Şehrimize gelen misafirlerimizi
ağırlamak ve Safranbolu’yu gezdirmek,
tanıtmaktan tutun da sosyal belediyecilik gereği hemen hemen her vatandaşımıza ulaşarak onların dertlerine ve sevinçlerine ortak olmaktayız. Festivalimizin, BAKAB’ın ( Batı Karadeniz Kalkınma Birliği)
ve OWHC (Dünya Miras Şehirleri Organizasyonu) Avrasya Bölümü Safranbolu Sekretaryaları’nı yine buradan yürütmekteyiz.
Etkinlikler, şenlikler düzenliyor, sosyal yardımlar yapıyor, Safranbolu’muzun tanıtımında şart olan kitap, broşür, kataloglar hazırlayıp şehrimize gelen misafirlerimize takdim ediyoruz. Biz kendimizi hem yurt içine hem de yurt dışına Safranbolu’dan açılan bir pencere gibi görüyoruz.
Dünyanın neresinden olursa olsun bize ulaşmak isteyenler,
+90 370 725 52 65
+90 370 725 52 52
telefonlardan ve
[email protected]
adresinden bize elektronik
olarak da ulaşabilirler.
Gezginlerimiz, Kültür Müdiresinin ikram ettiği çayları
içtikten sonra teşekkür edip
oradan ayrıldılar.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 33
Yolları bu kez de Cinci Han’a düşmüştü.
Üzerinde Cinci Han yazan kocaman bakır bir kapıdan hanın
avlusuna girdiler. Otel ve restaurant olarak restore edilmiş
olduğunu gördüler.
— Neden buraya Cinci Han diyorlar baba?
— Ömer’ciğim, Cinci Han, Safranbolu eşrafından Karabaş
zade Hüseyin Efendi (Cinci Hoca) tarafından 1645 yılında yaptırılmış olduğu için bu ismi almış.
Yüzyıllar boyunca Çin’den Anadolu topraklarına uzanan tarihi İpek Yolu üzerine
kurulmuş irili ufaklı yüzlerce hanlardan biri de Cinci Han imiş.
Mimarı kesin olarak bilinmemekle birlikte dönemin baş mimarlarından Mimar Kasım Ağa tarafından yapıldığı sanılmaktaymış. Cinci Han, 2000’li yılların başlarından
itibaren Safranbolu’ya farklı alanlarda hizmet vermekte...
— Pekâlâ, Cinci Hoca kimdir?
— Cinci Hoca; esas ismiyle Karabaşzade Hüseyin Efendi 17. yüzyılda yaşamış,
akli dengesi bozuk olan Osmanlı padişahı I. İbrahim’i tedavi etmesiyle ün kazanmış.
Karabaşzade Hüseyin Efendi Safranbolu’da doğmuş. 1642 yılında Kösem Sultan
tarafından, Padişah I. İbrahim’i tedavi etmesi için saraya davet edilmiş. Tedavisinin
başarılı olması üzerine sadece büyük bir şöhret ve servet sahibi olmakla kalmamış,
sarayda da devlet işlerinde söz sahibi olmuş. Ayrıca 1640-1648 yıllarında yine
kendi adını taşıyan Cinci Hamamı’nı da yaptırmış. Mimarının
dönemin baş mimarlarından
Mimar Kasım olduğu sanılmaktadır.
Gezginlerimiz, Cinci Han
Hamamı’ndan
çıktıklarında
kendilerini büyükçe bir meydanda buldular.
34 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Buranın Kazdağlıoğlu Meydanı olduğunu öğrendiklerinde aynı ismi taşıyan
Kazdağlıoğlu Cami’ni de gördüler. Cami bütün görkemi ve ihtişamı ile meydandaki yerini almıştı.
Ömer hemen caminin yanına koştu. Meraklı bakışlarla etrafı incelemeye başladı. Sonra da yapı hakkında bilgi sahibi olmak için meraklı gözlerle babasına
döndü;
— Babacığım bu muhteşem eser hakkında neler
biliyorsun?
— Bildiğim kadarıyla cami, 1778 yılında
Kazdağlıoğlu Mehmet Ağa tarafından yaptırılmış. Taş ve tuğladan tek kubbeli
olarak yapılmış olan yapının üstü kiremitle örtülmüş. Minaresi ise
tuğladan inşa edilmiş.
1979–1989
yılları
arasında El Yazmaları Kütüphanesi olmuş, son ra 1989
yılında cami olarak
ibadete açılmış.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
35
Gezginlerimiz, bu kez de Eski Hükümet Binası şimdi
ise Kent Tarihi Müzesi olan tarihi binaya gittiler.
Burada Safranbolu’nun tarihsel akışını ve kültürel dokusunu bir çatı altında görmek
ve izlemek mümkün.
Eski Hükümet Konağı Kastamonu Valisi Enis Paşa ile İlçe
Kaymakamı Ahmet Bey öncülüğünde ilçe halkının maddi destekleriyle iki yıl içinde (1904-1906)
“kale” olarak adlandırılan tepeye
inşa edilmiş.
36 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Tamamen kesme taştan yapılan bina,
800 m² kapalı bir alan ve bir de mahzen
bölümünden ibarettir.
Bina, tarih içinde askeri, mülki ve adli
yönetim merkezi olarak kullanılmış. 19
Ocak 1976 tarihinde çıkan bir yangın sonucu çatısından tutuşarak yanmış.
Her katta başka bir tarih
Müze; zemin, giriş ve 1. kat olmak
üzere 3 kattan oluşmaktadır.
Baba oğul, Safranbolu’nun günümüze
kadar geçirdiği evreleri kronolojik olarak
izleyip, yaşam ve kültürünü görüp eski bir
Safranbolu Çarşısı’nda gezdiler.
Giriş katta;
Safranbolu’nun ve binanın tarihçesi,
haritaları, kültürel yayınları, uydu görüntüleri, sergi salonu ve konferans salonunu gördüler.
İkinci katta;
Cumhuriyet Dönemi’ne ait kıyafetler
ve Safranbolu‘ya özgü eski eşyalar sergilenmiş.
Fotoğraflarla Safranbolu Salonu’nda
ise; Osmanlı Dönemi’nden Cumhuriyet
Dönemi’ne kadar uzanan Safranbolu tarihi ile ilgili bilgiler, görsel detaylar, Roma
Dönemi, Osmanlı Dönemi ve Cumhuriyet
Dönemi madeni paraları ve eski el yazması eserler sergilendiğini gördüler.
Zemin Katta;
Safranbolu’da ticari hayat ve geleneksel el sanatları hakkında fotoğraflı bilgileri okudular.
Aynı zamanda; Esnaf ve Zanaatkârlar Çarşısı’nda Eczanecilik Müzesi, Lokumculuk Müzesi, Yemenici, Baharatçı,
Kundaracı – Sayacı, Semerci, Demirci,
Kalaycı, Bakırcı ve Esnaf Kahvesi gibi
Safranbolu’daki önemli Esnaf Kolları’nın
çalışma ortamlarının özgün canlandırma
tekniği ile ziyaretçilere sunulduğuna şahit oldular.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
37
Müzeden çıktıklarında hemen önlerindeki kürsü şeklinde maketi gördüler. Ömer merakla üzerindeki sayfaları açılmış kitap şeklindeki plâketteki yazıyı babasına okudu.
“Dünya Miras Komitesi “Safranbolu Kentini”
Dünya Miras Listesi’ne dâhil etmiştir. Bu liste
üzerindeki ithaf tüm insanlığın yararı için korumayı gerektiren kültürel veya doğal bir alanın
müstesna ve evrensel değerini teyit eder.
İthaf Tarihi 17 Aralık 1994- UNESCO “
— Yazılanların ne manaya geldiğini sanırım
anlamışsındır Ömer?
— Anlamaz olur muyum baba? Bana boşuna
mı Küçük Gezgin diyorlar. Dünya Mirası sıralamasında yer almak bizler için büyük onur değil
mi?
— Haklısın oğlum! Türkiye’deki 50.000 kadar
korunması gerekli Kültür ve Tabiat Varlığı’nın
yaklaşık 1500’ü Safranbolu’da bulunmaktadır.
Ayrıca Kültür Bakanlığı da 8.10.1976 tarihinde
Safranbolu’yu “kentsel sit alanı” olarak koruma
altına almıştır.
Gezginlerimiz, müzeden çıktıktan
sonra hemen arkasındaki alana gittiler.
Bu alanda, 2000 yılında Kültür
ve Turizm Bakanlığı tarafından Eski
Hükümet Konağı ve çevresindeki
binaların restorasyon çalışmasına
başlanıp, çalışmanın 2006 yılında
ise tamamlandığını öğrendiler.
Alandaki Saat Kulesi ve Cezaevi
binası diğer önemli tarihi yapılardan
sayılmaktadır.
Zamanın durduğu kentte, geçmişin sesini zamana inat duyuran
saat kulesi, “Herkesin evine ve cebine birer saat hediye edeceğim.”
diyen Safranbolulu Sadrazam İzzet
Mehmet Paşa tarafından 1797 yılında Kale olarak adlandırılan alana
yaptırılmıştır.
Kare plânlı, kulenin saati Londra’dan getirtilmiş olup halen çalışır
durumdadır.
38 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Süha Arın Kültür ve Sanat Merkezi
Tahsin Bey, oğlunu bu kez de Süha Arın Kültür ve Sanat Merkezi’ne götürdü.
Süha Arın, 1976 yılında, o sırada Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ne
bağlı Basın ve Yayın Yüksek Okulu’nda (İletişim Fakültesi) öğretim görevlisi iken, diğer
birçok filmi gibi “Safranbolu’da Zaman” belgeselini de, coşku ve heyecan dolu bir grup
öğrencisiyle birlikte gerçekleştirmiş. Türkiye Turing Kurumu’nun yapımını üstlendiği
“Safranbolu’da Zaman”, 1977 Antalya Film Festivalinde “En İyi Belgesel Film” seçilerek Altın Portakal ödülünü kazanmış. Süha Arın 2004 yılında vefat etmiş.
Gezginlerimiz sanatçının filmlerini çektiği kamerasını, çalışma odasını ve özel eşyaları ile ödüllerini görme fırsatı bulmuşlardı.
Gezginlerimizi bu kez İncekaya Su Kemeri bekliyordu.
8 km sonra oradaydılar. Heybetli su kemerine bakarken dalıp gitmişlerdi. Tahsin
Bey bildiklerini oğluna anlattı:
— Sadrazam İzzet Mehmet Paşa’nın kente kazandırdığı eserlerden biri de bu
su kemeridir. Mimari değer taşıyan eserin 1798 de yapıldığı bilinmektedir. Buradan
kapalı arklar ve su kanalları ile kente getirilen su, Beybağı mevkiindeki Havuzlu Asmazlar Konağı’nın bahçesinde bulunan su terazisinden geçirilerek çarşıdaki
çeşmelere dağıtılmış. Su, İzzet Paşa tarafından getirildiği için “Paşasuyu”
ismini almış.
İncekaya Su Kemeri
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 39
Gezginlerimiz, su kemerinde biraz daha kaldıktan oraya çok yakın mesafede olan Safranbolu’nun küçük bir maketi niteliğindeki tarihi Yörük Köyü’ne gittiler.
Safranbolu’dan Kastamonu yönüne doğru
11 km gidildiğinde bu köye ulaşmak mümkün.
Osmanlının başlangıcı olan Kayı Boyu’nun
Karakeçili Aşireti’nden üç kardeşin en büyüğü
olan Hüseyin tarafından kurulan köy, gerçek bir
Türk - Türkmen köyü oluşu nedeniyle Kültür ve
Turizm Bakanlığı tarafından 1997 yılında koruma altına alınmış.
131 adet tarihi eserin koruma altına alındığı
müze köyde evler; Anadolu köylerinde görülen
ev kümelenmesi yerine ana cadde boyunca sıralanmıştır.
Köyün camisi, çamaşırhanesi ve müzeye dönüştürülmüş evleri Safranbolu turizmine önemli
bir hareket ve çeşitlilik getirmekteymiş.
40 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Bulak Mağarası
Safranbolu civarında vakit akşama dönmüş, bir saate
kalmaz güneş batabilirdi. Tahsin Bey, bu kalan zaman da
da Ömer’i gezinin son durağı olan Bulak Mağarası’na götürmek istiyordu.
Yeraltı dünyası harikası olan Bulak Mağarası, Safranbolu’ya 8 km. uzaklıktaydı.
Mağaranın toplam uzunluğu 6042 metre olup, birbirine bağlı 3 kattan oluşmuş. Ana galerinin içinde bir
yeraltı nehri bulunmaktadır. Sarkıt, dikit, sütun ve duvar
damlataş oluşumları oldukça zengin olan Bulak Mağarası
12. yüzyılda korunma amaçlı kullanılmış.
Mağaranın yalnız 400 metresi ziyarete açıktır.
Manzara derseniz büyüleyici. Doğa insanoğluna hayal
edecek fazla bir şey bırakmamış. Mağaranın ilerisinde bir
şelale ve iki ayrı göl var. Mağaranın içinde akan nehir,
yeraltına karışarak, kayaların arasından yeryüzüne çıkıyormuş.
Ömer ve babası gezerken hayranlıklarını gizleyemediler. Mağaranın girişine çıkan merdivende 160 basamak
olduğunu Küçük Gezginimiz sizin adınıza tespit etmiş
oldu.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
41
Gezginlerimiz, Safranbolu Belediye Başkanı
Necdet Aksoy Bey’in akşam yemeğine katılmak
üzere şehir merkezine doğru yöneldiler.
Yol boyunca Safranbolu çevresinin doğal güzelliklerini içlerine sindire sindire yol aldılar.
— Babacığım, görüyor musun doğa buralara
nasıl da cömert davranmış?
— Haklısın Ömerciğim. Safranbolu’nun yaylaları, akarsuları, şelâleleri, arkeolojik özellikleri
en az tarihi güzellikleri kadar önem arzeder.
İlçenin turizmini çeşitlendiren doğal güzelliklerdir. Uluyayla ilçe merkezine 50 km, Sarıçiçek Yaylası 8 km’dir. Öte yandan Kirkille Çamlığı, Gürleyik Orman İçi Dinlenme Alanı ilçenin
önemli piknik yerleridir.
Safranbolu’ya 13 km uzaklıktaki Düzce Köyü’nün biri girişinde diğeri Kazcağız Mahallesi’ndeki kanyonlar, foto safari ve yaban hayatı
koruma alanı olarak düzenlenmiş bir turizm alanıdır.
Arkeolojik alanları ise; Hacılarobası, Çavuşlar, Üçbölük, Akören ve Aşağı Güney Köyleri’nde
çok sayıda kaya mezarı olduğu gibi, ilçe merkezi
ile çevresinde tümülüsler bulunmaktadır.
42 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Baba oğul, sohbet ederken yolun nasıl bittiğini fark
edemediler. Doğruca belediye hizmet binasına gittiler.
Başkan Bey, gezginlerimizi Safranbolu’nun leziz yemeklerinden ikram etmek için Cinci Han’a götürdü.
Bir kuş sütünün eksik olduğu yemek masasında neler yoktu neler?
Su Böreği, Baklava, Safranlı Zerde, Cevizli Yayım,
Tereyağlı Uzun Pakla, Körüklü Etli Bamya, Bütün Et
“Yahni”, Haluşka, Safranbolu Bükmesi, Perohi, Kuyu
Kebabı.
Gezginlerimiz, gün boyunca aparatiflerin dışında
bir şey yemedikleri için kurt gibi acıkmışlardı. Leziz yemekler yenmeye başlamıştı. Bir an sessizlikten sonra
Başkan Bey Ömer’e sordu:
— Ömer’ciğim Safaranbolu’yu beğendin mi?
— Beğenmez miyim? Keşke daha çok zamanımız olsaydı da uzun süre kalabilseydik.
— Ne zaman isterseniz başımın üstünde yeriniz
var.
— Şeey!... Eğer sizi yormayacaksak belediyedeki o güzel anlatımınıza devam edebilir misiniz başkan
amca?
Tahsin Bey, “Başkan Bey’i sıkmayalım.”dercesine
araya girmek istedi ise de; Necdet Bey, “Tahsin’ciğim,
Küçük Gezginimiz ta buralara kadar gelmiş, onu hiç
kırmak olur mu?”diye yavaş yavaş anlatmaya başladı.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
43
* Safranbolu Belediyesi olarak geleceğin mimarı olacak çocuklarımıza ayrı
bir önem veriyoruz. Onlarla hep iç içe olmak istiyoruz. İlköğretim okulu öğrencilerimizi geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da izcilik kampına göndererek hayatları
boyunca istifade edecekleri bilgiler edinmelerini sağlıyoruz.
Günümüz modern teknolojisi bireylere pek çok kolaylık sağlarken, zihinsel
ve bedensel aktiveleri oldukça sınırlamaktadır. Bu amaçla, fiziksel, psikolojik,
zihinsel ve sosyal yönden çocuklarımızın gelişimine katkıda bulunmak; öğrencilerimizi milli ve manevi değerlerine saygılı, vatanını ve milletini seven, Türk
büyüklerini kendine örnek alan; doğru, temiz, düzenli, öz güveni gelişmiş, disiplinli, özgür zamanlarını yararlı ve zevkli çalışmalarla değerlendirebilen birer vatandaş olarak yetiştirmek; okulda, okul dışında, evde ve iş hayatında her türlü
şiddetin önüne geçilmesi için; birçok eğitimin verildiği; yaparak ve yaşayarak
öğrenme modeline dayalı üniformalı açık hava eğitimi faaliyetidir.
Kamptaki eğitim alanları ise; Temel ve İleri Seviye İzcilik, Okçuluk, Kişisel
Gelişim, Hafıza Teknikleri, Arama – Kurtarma, Telsiz ve Haberleşme, İlk Yardım,
Trafik, Çevre ve Orman, itfaiye – Yangın, Resim, Müzik, Tiyatro, Yüzme, Bisiklet, Binicilik, Pentatlon, Badminton, Tırmanma duvarı, Balıkçılık, Kano ve Kürek,
Hayvan Bakımı, Ebru, Model Uçak Yapımı, Eskrim, Paintball’dan oluşuyor.
44 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Safranbolu’muzun Aslanlar mevkinde
SAKEM bünyesinde Bilgi Evi açtık. Bu
proje ile fırsat eşitliğini yakalamak istedik. Dezavantajlı gruplar dediğimiz eğitimde fırsat eşitliğine gölge düşüren,
dershaneye gidemeyen öğrencilerin ilave
eğitimleri orada yapılmaya başlandı. Şu
anda 270 öğrenci hafta içi ve hafta sonunda 8 ayrı sınıfta eğitim görmeye devam ediyorlar.
Ayrıca Safranbolu’da bir ilke imza attık.
Asfalt üretim tesisi kurarak şehrimizde asfalt çalışmalarını hızlandırdık.
Yollar, özürlü vatandaşlarımızın günlük
yaşamı gözönüne alınarak onların kullanımına uygun şekilde dizayn edildi.
Asfaltlanan caddelerimiz sayesinde
vatandaşlar kış-yaz rahat sürüş keyfini
yaşama imkânına kavuştular.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da 45
* Dünyada son yıllarda belediyeler arasında ekonomik, kültürel ve
sosyal işbirliğine dayalı olarak giderek önemi artan kardeş şehir anlaşmalarıyla uzaklar yakın oldu. Kardeş şehir uygulamalarının özellikle son
20 yılda önem kazandığı görülmektedir. Safranbolu Belediyesi olarak Alabuga (Tataristan) 2007, Skydra (Yunanistan), en sonuncusu olan Makedonya’nın Ohri kenti ile 2011’de kardeş şehir olduk.
Bu kardeşlik anlaşması sadece kâğıt üzerinde kalmıyor, her yıl düzenli
olarak yaptığımız etkinliklerle bir araya gelerek dostluğumuzu pekiştiriyoruz. Makedonya’dan Ohri kenti Kültür Müdürü ve Belediye meclis üyesini
ağırlayıp, yine yakın zamanda gerçekleştirdiğimiz Altın Safran Belgesel
Film Festivalinde bu 3 kardeş şehrimizi misafir ettik.
Şimdilerde Bulgaristan’dan Nesabar’la kardeş şehir anlaşması yapmak üzere görüşmelerimiz devam etmektedir.
Yine Almanya ve Hollanda’da şehirlerle kardeş şehir görüşmelerimiz sürüyor. Bu süreçte yine Asya ülkelerinden,
Arap yarımadasından kardeş şehir teklifleri var.
* Safranbolu Belediyesi olarak 2011 yılında ilk kez Ramazan etkinliklerimizi 30 günü kapsayacak şekilde düzenledik.
46 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
Vatandaşların her akşam iftar sonrası akın ettiği Misak-ı Milli Meydanı
bir ay boyunca doldu taştı. Vatandaşlarımız düzenlediğimiz etkinliklerde
ülkemizin sevilen önemli sanatçılarını izleme imkânı bulup, onlarla eğlenip
coştular.
Etkinlikler her gece saat 24’e kadar devam etti. Vatandaşlar gecenin
ilerleyen saatlerine kadar meydandan ayrılmak istemediler.
Meydanda rengârenk kapalı standlar açtık. Değişik meslek ve gruptan
esnaflarımız ürünlerini sunma imkânı buldular.,
Bu stantlarda; Lokma Tatlıcısı, Osmanlı Macunu, Pamuk Şekeri, Patlamış Mısır, Dondurma, Çay, Kitap Sergisi, SAKEM’in hazırladığı ürünler,
Safran Lokumu ve Kolonyası, Gül Suyu ürünleri, bijuteri gibi
birbirinden farklı ürünler yer alıyordu.
* Safranbolu’da yine bir ilk daha yaşadık.
Türkiye’nin ilk uluslararası sirki olan Avrasya Sirki, Belediyemiz Kültür Etkinlikleri kapsamındaki gösterilerini Mayıs 2011’de
üç gün süre ile vatandaşlarımızın beğenisine sundular.
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
47
Avrasya Sirkinde ip canbazları, trapezciler, akrobatlar, ateş gösterileri, yüksek
hava gösterileri, palyaçolar, sihirbazlar, dev piton yılanları ve dünyaca ünlü sirk
sanatçılarının sundukları muhteşem gösteriler dakikalarca izleyenler tarafından
İR
alkışlandı.
İND
Ç
İ
İ
Karabük il merkezi ve Safranbolu ilçe merkezindeki
tüm engellilerimizin, şehit
ES
Sİ T
İ
ailelerimizin, gazilerimizin, çocuk esirgeme
ES kurumunda kalan tüm çocuklarımızın ve
Dİ Y
E
huzurevi sakinlerinin Avrasya Sirki’nde
ağırlanmasını, bu grupların ücretsiz olarak
L
BE
U
L
gösterileri izlemelerini sağladık.
BO
AN
R
* Safranbolulu çocuklarımıza
ilk defa çocuk tiyatrosu sunma imkânı bulduk.
F
SA
Dünya Tiyatro Günü etkinliği çerçevesinde, sosyal aktivitelerden uzak kalan
mahallelerimizde okuyan çocuklarımıza özel, profesyonel tiyatro gösterimi organize
ettik. Tiyatro gösterimi ilköğretim birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine yönelikti. Minik
öğrenciler Eti Çocuk Tiyatrosu’nun “Pinokyo” konulu tiyatro gösterisini ilgi ve beğeni ile izlediler. Bizden
böyle etkinliklerin devamını da talep ettiler.
Tabii ki bu isteklerine duyarsız kalamazdık.
Her fırsatta çocuklarımız için etkinlikler düzenlemeye devam ediyoruz.
Hazırladığımız
çocuk kitaplarını her
sene güncelleyerek çocuklarımızın beğenilerine sunuyoruz.
25
48 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
Her yıl Karabük genelindeki İlköğretim okulları öğrencilerimiz, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’ndeki rehber arkadaşlarımız önderliğinde gün boyunca
gezdirilir.
Gezimiz;
Hıdırlık’ta Safranbolu’muzu tanıtan Küçük Gezgin
Safranbolu’da kitabı dağıtıldıktan sonra yöresel olan
Tarihi Safranbolu Simiti ve Bağlar Gazozu ikramıyla
başlar. Küçük Gezgin’in kitabında anlattığı tarihi mekânlar ve yerler sırası ile gezilir ve rehberler tarafından bilgilenirler.
Sonrasında da Safranbolu Belediye Başkanımız
Dr. Necdet Aksoy Bey’i ziyaret ederler. Buradaki
meşrubat ve çay ikramından sonra gün boyu yaşadıkları güzel anılarla kentimizden uğurlanırlar.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
49
50 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
— Başkan Amca, belediyedeki sohbetimizde Safranbolu’daki kanyonlardan bahsetmiştiniz. O konuyu biraz daha açabilir
misiniz?
— Aferin Ömer! Anlattıklarımı hemen aklına yazmışsın.
Kanyonlar, bizim için Safranbolu’nun diğer kültür değerleri
gibi aynı derecede önem arz ediyor. Özellikle İncekaya ve Tokatlı Kanyonu’nda özel bir çalışma başlattık. Şehrimize 8 km
uzaklıktaki bu doğa cennetinde yürüyüş parkuru açtık.
Bu parkurda yürüyüş yapacak olan misafirlerimizin, yaklaşık 2 km uzunluğundaki yürüyüş yolunu rahatlıkla aşabilmeleri
için özel düzenlemeler yaptık.
İncekaya Su Kemeri’nin altındaki alandan kanyona inilen
özel ahşap merdiven inşa ettik. Parkur boyunca küçük şelâleler, köprüler ve göletler oluşturduk.
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
51
* İnsanoğlunun doğasında kuşlar gibi gökyüzünde özgürce uçmak hevesi
vardır. Bu hevesimizi, çoğu zaman uçak yolculuklarında cam kenarına oturup
o anda kuş olup uçtuğumuzu hayal ederek gideririz. ÇİNDİR
İİ
İşte içimizdeki Hazarfen Çelebi misali uçmaİTtutkusunu
giderebileceğimiz
ES
İ S ilgi odağı mikrolayt (çok hafif
S
bir fırsat önümüze çıktı. Bu uçuş severlerin
yeni
E
Dİ Y bulduk. Mikrolayt uçuşları yapan
uçaklarla yapılan uçuşlar) ile tanışma Eimkânı
LE
B
LU
özel bir firmaya belediye olarak Osağladığımız
destekle yaz aylarında uçuşlar
B
N
A
düzenledik.
FR
SA
Yerli ve yabancı turistlerin
büyük ilgisini çeken uçuşların bir gösterisine
biz de katıldık. Bu zamana kadar yeryüzünde gezip görüp aşık olduğumuz Safranbolu’muzu bir de gökyüzünden görme ve seyretmenin hazzını yaşadık.
52 Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
25
* Yıl içerisinde belediye olarak birçok fuara katıldık.
en son şubat ayında EMITT Fuarı’na katıldık.
Her ilin kendi tanıtımını yaptığı stantların yer aldığı
EMITT Fuarı’na ( Uluslararası Doğu Akdeniz Turizm ve
Seyahat Fuarı) her yıl olduğu gibi bu yılda BAKAB olarak kentimizi tanıtmak amacıyla stand açtık.
Fuar boyunca standımız yoğun ilgi gördü. Safranbolu Kültür Eğitim Merkezi (SAKEM) kendi üretimlerini
sergilerken, Safranbolu’nun yöresel ürünlerini tanıttı.
Yemenici ustamız yemeni yapımını uygulamalı olarak
gösterirken, diğer bir esnafımız ise yaptığı çoraptan
bebekleri ile dikkatleri üzerine çekti. Safranbolu yöresel kıyafetleri ile Osmanlı kültürüne ait Osmanlı macunu fuar alanına taşıyarak fuarın ilgi odağı olduk.
Başta TRT olmak üzere çok sayıda ulusal televizyon kanallarına canlı bağlantılar yaparak detaylı bilgiler
verdik.
Gezginlerimiz, Necdet Bey’i daha fazla yormak istemediler. Anlatımları ve konukseverliği için çok teşekkür
ederek başarılarının devamını dilediler.
O gece de Safranbolu’da konakladılar.
bitti
25
Küçük Gezgin SAFRANBOLU’da
53
Dünyanın ve ülkemizin gözbebeği
“Müze Kent SAFRANBOLU”
Tablo: Rıza KORKMAZ
25
* Hıdırlık Tepesi’ni
* Yörük Köyü’nü
* Müze evleri’ni
* Yemeniciler Arastası’nı,
* Demirciler ve Bakırcılar Çarşısı’nı,
* Kent Tarihi Müzesi’ni,(Eski Hükümet Konağı)
* İncekaya su Kemeri’ni,
* Bulak (Mencilis) Mağarası’nı gezdirmeden,
* Tarihi evlerde konaklamadan,
* Safranlı Zerde Tatlısı, Safranbolu Bükmesi,
Safranbolu Baklavası, Perohi ve tabii ki Safranbolu Lokumu’nu yedirmeden,
* Asmazlar Havuzlu Konağı’nda kahve ikram etmeden,
SAKIN HA SAKIN,
MİSAFİRLERİNİZİ YOLCU ETMEYİNİZ!
25
Küçük Gezgin Safranbolu’da
25

Benzer belgeler