Nasıl her gitar çalan Jamie Page olamıyorsa, her

Transkript

Nasıl her gitar çalan Jamie Page olamıyorsa, her
NobleandRoyal Ben; Okan...
Küresel ısınmadan geriye doğru giderek
bu söylediğin maddelerin her biri kendi
içerisinde tartışılabilir. İnsanlar parlak alternatifler üretmeye çalışıyorlar. Ben ise
yavaşlatılmış bir şehir yerine başka şeyler
hayal ediyorum. Mesela, Maslak ve Levent
gibi trafiği mahveden bazı iş merkezlerini İstanbul’da düşlemiyorum. Çalışanlara
büyük eziyet olan, sabahları evlerinden
alınıp iki saatte işe getirilen, geceleri Metropolis filmindeki gibi toplu halde evlerine bırakılan, yorgun argın evlerine dönen,
karısını ve çocuğunu sevecek hâli kalmayan, kendisinden zaten çoktan vazgeçmiş
adamların hepsini Eskişehir, Konya ya da
Antalya’ya taşımak istiyorum. Şimdilik
Call Center’ların bir kısmı taşınıyor ama
hepsi değil. Zaten bu gibi işlerde çalışan
insanların derdi, arabayı ve evi bir üst
seviyeye taşımak oluyor. Dolayısıyla çok
“Nasıl her gitar çalan Jamie Page olamıyorsa,
her fotoğraf çeken de tanıdığımız ve sevdiğimiz
fotoğraf sanatçılarından olmayacaktır.”
daha fazla maaş alıp bu paranın çok daha
azını harcayarak, üstelik çocuklarını da
oralarda açılacak iyi okullarda büyütebilir
ve en azından hafta sonlarında dahi olsa
bisikletle doşabilirler.
Dijital fotoğrafın yaygınlaşmasıyla
milyarlarca fotoğraf internette
sanat adına dolaşıyor. Birçok insan
da fotoğrafçı ve sanatçı kimliğini
benimsiyor. Sizce fotoğraftaki
popülarite nedeniyle bir sanatsal
bunalım yaşanıyor mu? Sanat alıcısına
tam anlamıyla ulaşılıyor mu yoksa
yüksek çözünürlüklü bir imaj mı
insanları tatmin ediyor?
Dijital fotoğrafın yaygınlaşması; dijital
müzik, sinema ve dijital olan her şey gibi
geliyor bana. Kimseye “Fotoğraf çekme!”
diyemeyiz, kimseye gidip “Gitar çalma.”
demediğimiz gibi. Herkesin gitar ya da piyano çalmasından hoşlanıyoruz da neden
herkesin fotoğraf çekmesinden hoşlanmıyoruz?
Audio, dijital devrimini görsele göre çok
daha erken gerçekleştirdiği için artık orada taşlar yerine oturdu. Ses ile uğraşan
insanlar, ne kadar analog ne kadar dijital kullanacağını iyi biliyor. Görüntü ile
uğraşan insanlar da bunu fark ediyorlar.
Bu açıdan ben, analog makinelerimi hâlâ
sevgi ile kullanıyorum. Düşünsenize, gazlı kalem çıktığında tuvalleri attık mı ya da
bilgisayar ile resim yapılabildiği anda fırçaları imha ettik mi? Hayır. İşte bunun sonucunda ben de herkesin fotoğraf çekmesinden ve bunu internette paylaşmasından
bir endişe duymuyorum. Nasıl her gitar
çalan Jamie Page olamıyorsa, her fotoğraf
çeken de tanıdığımız ve sevdiğimiz fotoğraf sanatçılarından olmayacaktır. Olsalar çok iyi olur tabii, ben bundan tarafım.
Benim bu konu ile ilgili olarak kızgınlığım
sadece şu olur; özellikle dijital çocuklar
fazla ukalalık ettiğinde “Hadi canım.” falan derim, o kadar.
Ben, çalışmanın kaçınılmaz olduğunu ve
bu konuda yapılabilecek bir şeyler olmadığını düşünüyorum. Bu nüfusla ilgili bir
durum. Şu anda içinde yaşadığımız çağ
çalışmamızı gerektiriyor. Benim de arada
nefes alışlarım oluyor. Sistemin tam merkezindeyken, bir sene ayrılıp işin dışında
kalıyorum. Sistemin dışında olduğumda
ise bu sefer sistemi sorgulamaya başlıyorum. Sonrada anlıyorum ki, bu ruh sağlığıma iyi gelmiyor. Saçlamaya başladığımı Fransa’da aldığınız eğitim duruşunuzu
fark edip tekrar sisteme dönüyorum.
nasıl etkiledi?
52
Nisan 2012
Fransa’da bir eğitim aldığımı söyleyemeyeceğim. Orada sokaklarda, kendi kendimi eğittim demek çok daha doğru olur.
Ben, İstanbul’da tiyatro okuyarak bir formasyon kazandığımı düşünüyorum.
rir. Ama bahsettiğiniz gibi bir gelişim yok.
Yani sosyal paylaşım siteleri sosyal paylaşım siteleridir. İnternet üzerinden internet
teknolojisi kullanana yayınlar vardır. Zaten işin mahiyeti kendi yapılma biçiminden teknolojisinden etkilenerek tabii ki
İstanbul’da birçok farklı kültürün
biraz değişir ama mesleki prensipleri çok
barınması sizi nasıl etkiliyor, bakış
değişmez. Ama sosyal paylaşım siteleri
açınıza yön veren etkenler oluyor mu?
yayın organları değildir. Orada demokratik
Kızım İstanbul için gelen Fransız dadılar bir paylaşım vardır, kimsenin kral olmadıbenim bu soru için referans seçeceğim ki- ğı o paylaşım güzeldir.
şiler olabilir. Çünkü onlar 20’li yaşlarında
Fransa’dan İstanbul’a gelip bu cehenne- Gençlik kanalı ile ilgili konuşursak, bu
me aşık oluyorlar. Burada kendileri için gerçek bir proje mi yoksa bir söylenti
çok iyi bir gelecek olduğunu düşünerek, mi? Bununla ilgili gelişmeler ne yönde?
bu ormanda kendilerine tutanaİki gün önce reji odası yapıldı.
cak bir dal bulabileceklerini ümit
Şu anda uyduya sinyal gönderi“Nostalji de
ediyorlar. Ben de düşünüyorum
yoruz. Uyduda oturanlar bunu
yine
bu
şehrin
ki, bir Fransız bile buraya geleseyredebilir. Yani demek ki derek böyle düşünüyorsa, ben ne- hüzzam
vamı gelecek, böyle bir şey var.
den bu ülkenin keyfini çıkarmı- havasına
Bu artık fikir değil, netleşmiş
yorum. Elalem öyle bakınca daha
uygun olarak bir durumdur. Ben, televizyodeğerli oldu durumu değil. Bir
nun ödevinin, evde başköşede
size
zevk
şehirde doğduğunuzdan itibaren
duran, herkese kendine bakbu şehri izleyerek, içinde yaşaya- vermeye
tıran bir mobilya değil, fiziksel
rak, yorumladığınızda hep geç- başlar.”
olarak yakından ve de kişisel
mişten söz etmek zorunda kalırolarak izlenen bir yayına dösınız. “Şurada bir iki katlı ev vardı, şurada nüştüğünü düşünüyorum. Dolayısıyla inbir lokanta vardı, şurada bir bakkal vardı, sana arkadaşlık eden bir iş yapmaya çalışurada bir sokak vardı.” vs.. gibi bunları şıyorum. Bu sezon Tv8’de yaptığım şey de
aramaya başlarsınız. Nostalji de yine bu bunun benzeri. “Haftada beş gece yalnız
şehrin hüzzam havasına uygun olarak size kalmayacaksın!” mottosu bir amaca hizzevk vermeye başlar.
met etmek için oluşturulmuştur. Amaç
da şunu dedirtmekti ki bunu da başardıMedyanın geleneksel kitle iletişim
ğım için çok mutluyum; “Peki geriye kaaraçlarının bir süre sonra sosyal
lan iki gün ne yapacağız?”. Şimdi bu yalnız
medyaya çevrilmesi ve artık klasik
kalmayacaksın durumu ile bir evde yalnız
basının yerini blog’ların, facebook’un
oturan insandan bahsetmiyorum. Bir evde
ve twitter’ın alması sizi korkutuyor mu? 4- 5 kişi yaşayan insanlar da monitörleriGelecek ile ilgili basının, televizyonun
nin karşısında yalnızlar. Laptopu ile teleayağının kayacağını düşünüyor
vizyon izleyen baba, mutfakta yemek yamusunuz?
parken televizyon izleyen anne gibi… Bu
Şimdi bu durum beni korkutmaz, sevindi- başbaşa kaldığımız monitörün bize daha
Nisan 2012
53