Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık `10

Transkript

Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık `10
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 23 | Eylül '10
Kapak
İçindekiler
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Giriş Yazısı
Pardus 2011 Beta2 İncelemesi
Pardus 2011'de Paket Yöneticisi
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak
Makale: Minik Bilgisayarlar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca
Makale: Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux
Makale: Özgür Yazılım Dünyası ve Patent Kabusu
Makale: GNU Projesi
Makale: Nereye Gidiyoruz?
Fadike'nin Not Defteri
Kapanış Yazısı
2
3
4
7
10
31
43
46
50
52
54
69
73
79
Giriş Yazısı
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Giriş
Yazısı
Erdem Artan ([email protected])
Merhaba Özgür Yazılım Yoldaşları...
2010 yılının son sayısı ile karşınızdayız.
Geriye, geçtiğimiz 12 aya şöyle bir bakınca, son birkaç ayda Özgür Yazılım dünyasında yaşananlar ne de çok değil mi? Şöyle
özetleyeyim: Mandriva'nın geleceğinin belirsiz olması düşüncesiyle Mageia adlı bir dağıtımın doğması, Oracle'ın SUN'ı satın
alması sonrası OpenOffice.org'un geleceğindeki kaygılar nedeniyle LibreOffice'in doğması ve birçok dağıtımın destek
vermesi, Novell'in satılması ve elindeki birçok patentin M$ ile bağlantılı ortamlara kayması, Ubuntu'nun artık Unity ve
Wayland ile yola devam edeceğinin açıklanması ve Fedora'nın da Unity konusuna yatkın olması, R.M. Stallman'ın Türkiye'ye
geleceği bilgisinin verilmesi... Yeter bence bu kadarı...
Bu ay sizlerin beğenisine sunmak üzere makalesi bol, yazılım tanıtımı ile atölye gibi kısımların çok az olduğu bir sayı
hazırladık. Hatırlıyorum da aylar öncesinde, makale yazarı ve oyun tanıtımcısı konusunda sıkıntı çekiyorduk ve sadece
yazılım tanıtımları ile atölyelere girişiyorduk. Şimdi ise durum tam tersi nedense:) Bence bu duruma sizin sayenizde dur
diyebiliriz. Bekliyoruz.
Dergimizin bu sayısında makale bol demiştim. Makale bol ve hepsi çok güzel. Hepsini okuyunuz. Her zaman yaptığım gibi
tüm içeriği sizlere tanıtmayacağım bu sefer ancak bir iki yazıya değinmeden de edemeyeceğim: Mehmet Pekmezci
tarafından "Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux" başlıklı yazı (ve özellikle son cümlesi), Özgür Ilgın çevirisi ile Stallman
tarafından yazılan "GNU Projesi" başlıklı yazı... Mutlaka okuyunuz.
Dergimizin bir sonraki sayısı yılbaşından sonra çıkacak büyük ihtimal. Bu nedenle şimdiden yeni yılınızı kutlar, özgürlüğün
her alanda olduğu bir yaşama sahip olmanızı dilerim.
Sevgi ve saygılarımla..
3
Pardus 2011
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
mümkün olduğunca objektif bir şekilde
sizlere sunulmaya çalışılmakta. DergiErdem Artan ([email protected]) mizin bu sayısında da yine aynı davrasergilemeye çalışacağız ve sürüm
Pardus 2011 Beta2 İncelemesi nışı
takviminde yapılan değişiklikten sonra,
20 Ocak 2011 tarihinde duyurulması
planlanan Pardus 2011'in, 2 Aralık
2010 tarihinde Gökçen Eraslan tarafından duyurulan ikinci beta sürümü olan
Pardus 2011 Beta2 ile Aralık '10 sayımızda karşınızdayız.
Pardus 2011'in duyurulan deneme sürümleri, dergimizin son birkaç ayında
siz okuyucularımız için incelenmekte ve
4
Pardus 2011 Beta2 İncelemesi
Bu incelemede, diğer incelemelerin aksine Pardus 2011 Beta2'ye herhangi bir
güncelleme olmaksızın yer verilecektir.
İndirme bağlantılarına ve doğrulama
kodlarına Pardus-Linux.Org ana sayfasından erişebileceğiniz, yaklaşık 1 GB
yer kaplayan Pardus 2011 Beta2 kurulum kalıbı, 51'yeni ve 177'si güncellenmiş olan 971 farklı paket içeriyor. Pardus 2011 Beta2 kurulum kalıbında, Beta1 sürümüne göre 34 farklı hata kapa-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
tılmış durumda.
Ayrıca, bir süredir çalışmayan USB bellekten kurulum özelliği, bu sürüm ile
birlikte tekrardan Pardus 2011'e kazandırılmış durumda. Tekrar hatırlatacak
olursak, USB belleklerden kurulabilme
özelliği, Pardus 2009.1'den sonra melez
kalıplar aracılığıyla kazandırılmış bir
özelliktir ve dd uygulaması ile kolayca
kullanılabilmektedir. Bu özelliğin nasıl
kullanılacağı hakkında bilgi ve alıştırma, Pardus-Linux.Org ana sayfasında
bulunmaktadır.
diğimiz Beta1 sürümü ile karşılaştırıldığında, Beta2 sürümü özellikle YALI'da
birtakım değişiklikler barındırıyor. Kısaca anlatmak gerekirse, Türkçe eksiklikleri devam eden yeni YALI'da, kullanıcılar başta tarih/saat, disk bölümlendirme ve önyükleyicinin yükleneceği
yer ayarlamalarını yaptıktan sonra,
YALI doğrudan kuruluma geçiyor. Kul-
Pardus 2011 Beta2 İncelemesi
lanıcı ayarları ise, kurulum sonrası Pardus 2011'in ilk açılışı sırasında kullanıcının karşısına çıkıyor.
Pardus 2011 deposunda şu anda yaklaşık olarak 3400 paket bulunmakta.
Pardus-Linux.Org deposunda ise pek
bir değişiklik yok. Beta2'de Linux çekirdeğinin son kararlı sürümü olan
2.6.36.1 sürümüne geçilmiş. Bunun yanında Beta1 sürümünde olduğu gibi
KDE'nin 4.5.3 sürümü kullanılmakta.
Pardus 2011 Beta2 Linux çekirdeğinin
son kararlı sürümü olan 2.6.36.1 sürümüne geçmiş bulunuyor. Daha çok ve
daha başarımlı donanım desteği anla-
Pardus 2011 Beta2 kurulum kalıbı ile
birlikte gelen yeni paketlerin arasında
fotoğraf yönetim uygulaması olan
DigiKam, sağ tık menüsünden yetkili
kullanıcı eylemlerinin gerçekleştirilmesine yardımcı olan KDE servis menüsü
kde-servicemenu-rootactions, IRC ağlarına bağlanmayı sağlayan Konversation
paketleri de bulunuyor.
Dergimizin Kasım '10 sayısında incele-
5
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
mına gelen bu geçiş ile birlikte, tüm
donanım sürücüleri, varsa güncel sürümleri ile birlikte, yeni çekirdek ile
derlenmişler. Beta1'de de olduğu gibi,
Beta2 sürümünde de KDE SC'nin 4.5.3
sürümüne yer verilmiş.
Pardus 2011 Beta2'deki İnternet tarayıcılarına bakılacak olunursa, garip bir
şekilde Firefox (4.0b8pre), ChromiumBrowser (8.0.552.210), Rekonq (0.6.1)
ve Konqueror (4.5.3) tam takım halinde
kurulum sonrası hazır bulunuyorlar.
Bunun yanında RSS okuyucusu, e-posta
istemcisi, günlük ve mikro günlük istemcileri, torrent uygulaması ile Pardus
2011 Beta2, kısaca İnternet ile işi olan
kullanıcıya ihtiyacı olan çoğu şeyi sunmaya hazır olduğunu belirtiyor.
Pardus 2011 Beta2'de Kaptan çok önemli olmayan bir yenilik ile geliyor:
Masaüstü renk düzeni ile simge seti
seçimi artık bir arada. Böylece, 2009.x
döneminde birçok kullanıcının beğenmediğini ifade ettiği Milky simge seti
yerine, kullanıcılar başlangıçta KDE'nin Ayrıca, çokluortam bölümünde müzik
öntanımlı simge setini seçme şansına çalar Amarok, video oynatıcısı Mplayer,
sahip oluyorlar.
Kaffeine, GNOME Mplayer ve SMPlayer, disk yazma uygulaması K3B'nin
Pardus 2011 Beta2 İncelemesi
yanında video düzenleme uygulaması
Kdenlive uygulaması da yerini almış
bulunuyor. Ofis yazılımları ise her zamanki gibi tam kadro. Pardus 2011 Beta2'de LibreOffice ailesi yerini almış.
Fakat en son duyurulan sürüm adayına
geçilmemiş.
Pardus 2011 Beta2'de, Türkçe dil desteği durumu Beta1'e göre daha iyi bir
hal almış gibi görünüyor. Ancak özellikle YALI ve Kaptan'daki eksiklikler
oldukça göze batıyor. Bunun yanında
YALI'nın disk bölümlendirme aşamasında kimi zaman hatalar boy gösterebiliyorken, kullanıcı girişi sırasında kimi zaman kullanıcı adı ve şifreyi iki kez
girmek gerekebiliyor.
İncelemede bulunduğumuz bu sürümün
bir deneme sürümü olduğunu ve çeşitli
hatalar barındırabileceğini hatırlatırız.
Yine de “ ben kullanırım, bana birşey olmaz” ve “ hataları bulayım da geri bildirim yaparım ” diyenler için Pardus
2011 Beta2'nin kullanılmasını tavsiye
edebiliriz.
6
Pardus 2011'de Paket Yöneticisi
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Pardus 2011
Erdem Artan ([email protected])
Pardus 2011'de
Paket Yöneticisi
cellemeleri Göster" sekmelerine ek ola- kurulu olmayan paketlerin seçilmesi
rak " Tüm Paketler" adında bir sekmeye engelleniyor ve yapılacak işlem otoma-
Pardus 2011 ile gelecek olan Paket Yöneticisi arayüzü, önceki Pardus sürümlerinde bulunanlara göre birtakım görsel ve işlevsel yenilikler ve yeteneklere
sahip.
sahip. Bu yeni sekme, adından da anlaşılacağı gibi, sistemde kurulu olsun ya
da olmasın, ekli bulunan depolarda bulunan tüm paketlerin bir listesine sahip.
Tabii ki listelerken paketin kurulu olup
olmadığı hakkında bilgi de sunuyor.
tik olarak seçilen paketlerin kaldırılmasına yönelik iken, Pardus'taki bu listede, kurulu olsun ya da olmasın tüm paketler seçilebilmekte. Yapılacak işlem
ise, pencerenin sağ alt tarafında bulunan " İşlemiş Seçin " düğmesi ile belirlenmekte.
Listelenen paketlerin kurulması ya da
Bu yazımızda, Pardus 2011 Beta2 ile kaldırılması gibi işlemler de bu listeden
birlikte gelen Paket Yöneticisi arayüzü yapılabilmekte.
3.0.0_beta2'yi inceleyeceğiz.
Kullananlar bilirler, Fedora'da ( diğer
Yeni Paket Yöneticisi, Pardus'un 2009.2 dağıtımlarda da olabilir) da böyle bir Burada akla şöyle bir soru gelebilir:
sürümünde bulunan sürümü olan 2.2.4' listeleme mevcut. Fedora'daki listele- " Seçili olan paket zaten kurulu ise ne
te bulunan " Kurulabilir Paketleri Gös- mede, kurulu olan bir paket işlem yapıl- olacak?" Bu tür bir durumda, Paket Yöter", " Kurulu Paketleri Göster" ve " Gün- mak üzere seçildiğinde ( tik atıldığında ), neticisi kullanıcıyı, seçilen paketlerin
7
Pardus 2011'de Paket Yöneticisi
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
( veya bir kısmının ) zaten kurulu olduğu
konusunda uyaracak ve devam edilmesi
halinde paketlerin yeniden kurulacağı
konusunda bilgilendirecektir.
Tüm bunların dışında, Paket Yöneticisi
gerek paket yükleme ve kaldırma işlemlerinde, gerekse PiSi katalogunun günYeni Paket Yöneticisi, "Tüm Paketler" cellenmesi ve paket bilgileri işlemlerinsekmesinin yanı sıra, paketlerin de, görselliği daha çok ön plana çıkarderecelendirilmesi
ve
paketlerin mış gibi görünüyor. Görsellik derken,
içinden çıkan dosyalar gibi özellikleri
de sunuyor.
8
ek bir pencerenin yerine bir pencere
aracı olarak açılan işlem kutucukları,
bu kutucukların şeffaflığı ile açılış ve
kapanış sırasında görüş alanına kayark
girmesi ve görüş alanından kayarak
çıkmasından bahsediliyor.
Pardus 2011'de Paket Yöneticisi
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Yeni Paket Yöneticisinin, anlatılan özelliklerden başka
çok önemli bir değişikliği
yok eskisi ile karşılaştırıldığında. Ancak yine de neyin
nasıl yapıldığını ve ne işe
yaradığını hatırlatmakta fayda var.
mesi ya da güncellenmesi işlemini gerçekleştirecekse,
yüklenecek paketin depolardaki sürümüne bakmadan, ilk
olarak hangi depoda pakete
rastladıysa, o depodan kurulumu gerçekleştirir.
Örnek olarak bir depo eklenecek olunursa, depo adı olarak herhangi bir isim (P2011
gibi), adres olarak ise
http://adres/pisi-index.xml.xz
gibi bir girdi yapılmalıdır.
Yeni Paket Yöneticisinin sağ
üst tarafında bulunan ayarları bölümüne girildiğinde,
"Paket Yöneticisi Ayarları"
başlığına sahip olan ve dört
sekmeden oluşan pencere,
Paket Yöneticisi ile ilgili temel işlemlerin yapılmasında
yardımcı olur.
" Genel Ayarlar" sekmesinde
bulunan seçenekler sayesinde, sadece
masaüstünde görülebilecek uygulamaların listelenmesi ile birlikte paketlerin
yanında paketin hangi bişleşene ait olduğuna dair bilginin de verilmesi ayarlanabilir. Bunun yanında Paket Yöneticisinin sistem çekmecesine yerleşip
yerleşmeyeceği, güncellemelerin ne
sıklıkla denetleneceği ile güncellemelerin otomatik kurulup kurulmayacağı buradan ayarlanabilirken, bir paket indirilirken kullanılabilecek azami bant genişliği de ayarlanabilmekte.
" Vekil Sunucu " sekmesi ise,
Paket Yöneticisi bir paket indirmek indirmek veya PiSi
katalogunu güncellemek istediğinde, İnternet'e doğrudan mı yoksa vekil sunucu (proxy) hizmeti sağlayan başka bir bilgisayar üzerinden mi bağlanacağını ayarlamak için
kullanılır.
" Önbellek " sekmesinden ise paketler
kurulurken, indirilen paketlerin bir önbellek dizininde tutulup tutulmayacağı,
tutulacaksa dizinin sahip olabileceği
azami boyut ve dizinin temizliği yönetilebilir.
Paket Yöneticisi 3.0.0 henüz beta
düzeyinde. Bu nedenle kararlı sürüm
çıkana kadar birtakım değişikliklere
" Depolar" kısmı, paket depolarının sı- maruz kalabilir. Kısacası değişikliklere
rasının değiştirilmesinde, yeni depola- hazır olun:)
rın eklenmesinde ve eski depoların kaldırılmasında kullanılır. Depoların sıralanmasındaki öneme değinmek gerekirse, PiSi herhangi bir paketin yüklen9
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Yazılım İnceleme
MIT tarafından başlatılan çalışmalar sayesinde bu kavram, 1969 tarihinde
Hamit Giray Nart ([email protected]) ARPAnet'in ortaya çıkıp da bazı üniversite bilgisayarlarında çalışmaya başlaTarayıcı Savaşları masıyla sivil hale gelmiş oldu. Bizler,
ARPAnet'i, Telnet adıyla biliriz. 1969'
dan sonra bilgisayarlar arası iletişimi
kullanabilmek için yazılmış bir konsol
arabirimidir. Bilgisayarlar arası ağ, zaman içerisinde gelişmesine devam etti.
İnternet tarayıcıları, web tarayıcıları,
ağ gözatıcıları, ağ tarayıcıları... İngilizce “ Web Browser” olarak anılan ve temel olarak HTML'den başlayarak daha
gelişmiş betiklerle yazılmış olan kodları, “ web sitesi ” olarak tabir ettiğimiz
biçimde görmemizi ve farklı ağ protokollerini (http, ftp... gibi) kullanmamızı
sağlayan uygulamalara verdiğimiz adlar bunlar.
İnternet'in temelini, 1960'lı yıllarda
ABD ordusunca araştırılıp geliştirilen
“ bilgisayarlar arası iletişim ” kavramı oluşturmaktadır. Ancak, 1962 yıllarında
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
1997 sonrasında, Internet Explorer 4.0
sürümünün, Windows 98 ile beraber
işletim sistemi önyüklü tarayıcısı olarak
gelmesi ( elbette Windows işletim sistemindeki MediaPlayer gibi yazılımlarla
da entegre çalışabilmesi ) ile işler de-
ğişti. Microsoft, bu hareketiyle, öylesine hızlı bir yükselişe geçti ki; ABD
mahkemeleri, rekabeti korumak adına,
bazı tedbirlere başvurmak zorunda kaldılar. Çünkü bu haliyle Microsoft firması piyasada, haksız rekabet yaparak diğer firmaların ürünlerinin tüketicilerce
kullanılmasını; kendi ürününü ön tanımlı olarak vermesi yüzünden; bariz
bir şekilde engellemiş oldu.
Biz konumuza, yani İnternet tarayıcılarımıza dönecek olursak; ilk “ tarayıcı ”
kavramı, 1991 yılında, bugün “ world
wide web (www) ” olarak tanımladığımız, o zamanki adı “ Cern ” olan ve
hipertextlere dayalı protokolün ortaya
çıkmasıyla birlikte, Nexus adıyla belir- Her yeni sürüm ile sil baştan başlayan,
miş oldu.
galibini ve sonunu kimsenin ön göremediği, pazar ekonomisine ve teknolojiNexus'tan 2 sene sonra, devrim niteli- ye dayanan, geliştikçe yeni tarayıcıların
ğinde bir yenilik olan, ilk grafik arabiri- katıldığı, farklı platformlara sıçrayan ve
me sahip tarayıcı, “ Mosaic”, daha sonra hala tüm şiddetiyle devam eden taraNetscape firmasına katılacak olan, yıcı savaşları, işte böyle başlamış oldu.
Mare Andreessen ve ekibi tarafından
oluşturuldu. Sonrasında ise ekip, tah- Savaş da neymiş yahu? Hepsi aynı şeyi
min ettiğiniz gibi, 1994 senesinde yapmıyorlar mı bunların?
“ Navigator” tarayıcısını çıkardı.
Netscape'e ilk cevap, 1995 senesinde Aslında, zaten savaşın temelinde yatan
Microsoft'tan geldi.
Microsoft problem de bu. Hepsinin aynı işi yap“ Internet Explorer” adını verdiği tarayı- ması. Birbirlerinin alanlarında oldukları
cısının 1.0 sürümünü çıkardı. Mosaic için, ister istemez çatışıyorlar, birbirletabanlı olan ilk sürüm, Netscape'e ra- rinin önüne geçmeye çalışıyorlar.
kip olabilecek seviyede değildi. Ancak
10
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Ben de, bu yazımda, bu savaşın bazı ta- Beta sürümler yerine, en son kararlı sürayıcıları ile ilgili yaptığım denemeleri rümleri kullandım. Yani Firefox 4 Beta,
sizlerle paylaşmak istedim.
3.X sürümlerinden daha hızlı da olsa,
teste girmedi. Aynı şey Flock için de geTest Ortamı:
çerli. Yine Beta sürümler, tüm fonksiyonlar aktif olmadığından, genelde, ka* Intel Core2Duo E7500 2.93 GHz işlemci
rarlı sürümlerden daha hızlı çalışırlar.
* GeForce 9500GT 1GB Ram nVidia ekran kartı
* xorg-nvidia-current 256.44
* 2 GB 1333 DDR3 RAM
* Pardus GNU/Linux 2009.2
* KDE SC 4.4.5
* Qt 4.6
* xorg-server 1.6.5
* 8 Mbps ADSL / Ethernet, kablolu arabirim
* JRE 1.6.2
* Flash Plugin 10.1
Yine, bu test için bazı noktaları da açıklamakta fayda görüyorum:
1- Buradaki değerler, hepsine eşit uygulamaya çalıştığım kriterler sonucunda,
benim elde ettiğim değerlerdir. Sizler
de farklı olabilir. Ancak tarayıcıların,
aynı şartlar altındaki performansları açısından ipuçları vereceklerdir.
2- İşlemci değerleri ve bellek kullanımı,
süreç içinde bulunan tarayıcının ulaştığı en yüksek değerlerdir. Ortalama
değerler daha düşüktür.
3- Test için, geliştirme aşamasında olan
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
İnternet Tarayıcıları
1- Mozilla Firefox 3.6.10
Mozilla Vakfı tarafından geliştirilen açık kaynaklı İnternet tarayıcısıdır. 2002
yılında “ Phoenix” ismiyle çıkan tarayıcı,
sonra “ Firebird”, en son ise “ Firefox”
4- Hemen hemen 3. maddedeki sebep- ismini almıştır. 3.6.10 kararlı sürümü,
ten ötürü, Chromium yerine kapalı kod- Eylül 2010 tarihinde çıkmıştır.
lu ikizi Chrome teste girdi. Chromuim,
açık kaynaklı ve saatler içinde değişik- Mozilla Firefox, Gecko web motorunu
liklerin olduğu bir tarayıcı.
kullanan, XULRunner grafik arabirimine sahip bir GTK tarayıcı. 3.6 sürümün5- Teste giren tarayıcıların çoğunluğu den sonra son web teknolojileri olan
PiSi deposunda olmasa bile, olanlar da CSS ve HTML5 desteğine de sahip olan
depodan kurulmak yerine, son kararlı Firefox, en son Personas özelliği ile kulsürümleri kendi sitelerinden indirilerek lanıcılarına tek tıkla görünüm değiştirderlendi. Yani tüm kullanıcıların ulaşa- me olanağı tanıyor.
bileceği kodları ya da ikili dosyaları indirilerek sisteme kuruldular.
İndirdiğiniz *.tar.bz2 arşiv dosyasını açıp, açtığınız klasördeki “ firefox” dos6- Tüm tarayıcılar, testler için gereken yasını . /firefox komutuyla çalıştırmaFlash ve Java eklentileri dışında, hiçbir nız yeterli.
eklenti kurulmadan ve kişiselleştirme
ayarı yapılmadan kullanıldı ( bu eklen- Eklenti eklemek içinse, açılmış Firefox
tiler, kaynak kodundan derlense bile, klasörünün altındaki “plugins” klasörü
entegre olarak gelenler hariç).
içine, eklentilerin *.so dosyalarını kopyalıyor ( eğer sadece tek bir *.so dosyası olarak açılmışsa ), ya da toplu olarak
kurulan eklentilerde ( örnek JRE) plugin
klasörlerindeki uygun ( genelde 386 ve
64 olarak ayrılıyorlar) *.so dosyasına,
Firefox “ plugin ” klasörü altında bir sa11
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
girdiği zaman haricinde) %2 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %13 – maksimum değer
(test süreci içinde, tarayıcının ulaştığı
maksimum değer) %48
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
durumu dahil) 75 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
110 MB – maksimum değer (test süreci içinde,
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 140 MB
V8 Benchmak Sonucu: 234 puan
Sunspider Benchmark Sonucu: 1848 ms.
Peacekeeper Sonucu: 2353 puan
CSS Yükleme: 42 ms.
Web
Sitesi:
http://www.mozillaeurope.org/tr/firefox/
Türkçe Desteği: Var
Lisans: GNU/GPL-LGPL
nal bağlantı ( ln -s) oluşturmak yetiyor.
Firefox'un en göze çarpan özellikleri,
ileri derecede kişiselleştirilebilir olması
ve muazzam zengin olan eklenti deposu. Firefox, oldukça da geniş bir topluluğa sahip. Bunun bir getirisi olarak da
en hızlı güncellenen ve güvenlik açıkları en çabuk kapatılan İnternet tarayıcılarının başında geliyor.
Bende, Flash animasyonu bol sayfalarda yavaşlamalar gösterirken; eski makinelere sahip kullanıcıların, Firefox'u,
yavaşlatmasından dolayı zor kullandıkları, hatta kullanamadıkları yönünde,
forumlarda ve e-posta listelerinde bildirimleri çok olmuştur.
12
2- Opera 10.63
1994 senesinde Telenor adıyla kurulan,
ancak bir yıl içinde Opera Software
ASA adını alan, Norveç'li bir telekomünikasyon firmasının aynı isimli İnternet
tarayıcısı. Kendisi aslen Avrupalı'dır
yani :-). Aslında bir İnternet uygulama
paketi. Yani Opera'da, tümleşik bir eposta ve sohbet istemcisi mevcut. Plat-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
form bağımsız bir tarayıcı olan Opera,
Opera Software'in “ Presto” web motorunu kullanıyor. 10.60 sürümünden
sonra en son web teknolojileri olan
HTML5 ve WebM video desteğini kazanan Opera, diğerlerinden farklı olarak
“ Opera Unite ” ve “ Opera Link ” isimlerinde, iki kullanışlı gereçle geliyor. Opera Unite, bilgisayarınızdaki çoklu ortam dosyalarınızı İnternet'e yükleme
yapmadan, akış yöntemi ( bit stream )
ile, tarayıcı üzerinden paylaşmanızı
sağlıyor. Opera Link ise, Opera'nın sunduğu bir ayar eş zamanlama hizmeti.
Yani, Opera hesabınıza yer imleri ve
Opera ayarlarınızı yükleyerek, başka
bir bilgisayardaki Opera'ya bu ayarları
uygulayabilirsiniz. Bunun dışında ise
Opera Widgets ile çeşitli eklentiler kurmanız da mümkün.
Opera'nın
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye MB – maksimum değer (test süreci içinde,
girdiği zaman haricinde) %1 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %9 – maksimum değer (test
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
değer) %53
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 168 MB
V8 Benchmak Sonucu: 2201 puan
Sunspider Benchmark Sonucu: 614 ms.
Peacekeeper Sonucu: 3397 puan
CSS Yükleme: 18 ms.
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme Türkçe Desteği: Var
durumu dahil) 105 MB – maksimum (30 sekme Web Sitesi: http://www.opera.com/
ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 136 Lisans: EULA
eklenti
klasörü
ise
/opt/netscape/plugins klasörü. Kurmak
istediğiniz eklentinin *.so dosyasını
buraya kopyalıyorsunuz. Eğer eklenti
kurulan tarzda bir eklenti ise, uygun
*.so dosyasına yine bu klasör altında
sanal bir bağ oluşturuyorsunuz.
Firefox'un ağırlığından kaçanların sığındığı Opera, FF'e göre daha hafif bir
alternatif. Ancak Opera, ağırlığını, mobil platformlarda daha belirgin hissettiren bir tarayıcı.
13
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
3- Netscape 9.0.0.6
Aaahhh... İşte “dede”. Bunu da mı teste
aldın yani? Atlamaya içim el vermedi.
Firefox, Opera ve Chrome (ya da Chromium) kullanıcıları; forumlarda ve eposta listelerinde “ benim tarayıcım,
senin tarayıcını döver. ” kavgası yaparken, en azından iki paragraf yazı ile
Dede'yi hatırlayın diye yazdım. 1993
senesinde Mosaic'i yapan takımın,
Netscape Communication Company çatısı altında çıkardıkları İnternet tarayıcısının halk arasındaki adı Netscape'ti
1998'de ise AOL'un, Netscape'i almasıyla, tarayıcı AOL desteğinde gelişti.
Sürümlerinde Netscape, Netscape
Communicator, Netscape Browser gibi
adlar alan tarayıcı, 9.0 sürümünden
sonraysa Netscape Navigator ismini
aldı. Sonrasında ise, 1 Mart 2008 tarihinde 9.0.0.6 sürümü ile 15 senelik yolculuğuna son verdi. Platform bağımsız,
açık kaynaklı ve GPL'ye benzeyen
Netscape Public License ile lisanslı.
Mosaic ile başlayan Netscape, 2000 yılında 6.0 sürümünden sonra Mozilla tabanlı hale geldi. Yani NN, 9.0.0.6 sürümünde XulRunner ve Gecko web motorunu kullanıyor.
vigator” dosyasını çalıştırmanız yeterli. dili İngilizce olan Netscape'in Tools →
Eklenti eklemek içinse, açılmış “ naviga- Add-Ons kısmından yüklediğiniz eklentor” klasörünün altındaki “ plugins” kla- tileri göremiyorsunuz. Ancak çalışıyor-
sörü içine, eklentilerin *.so dosyalarını
kopyalıyor ( eğer sadece tek bir *.so
dosyası olarak açılmışsa ), ya da toplu
olarak kurulan eklentilerde ( örnek JRE)
plugin klasörlerindeki uygun ( genelde
386 ve 64 olarak ayrılıyorlar) *.so dosNetscape'i kullanmak için, sitesinden yasına, Navigator “ plugins” klasörü alindirdiğiniz ( boyutu sadece 9 MB) tında bir sanal bağlantı ( ln ) oluşturmak
*.tar.gz dosyasını açarak, içindeki “ na- yetiyor. Firefox gibi. Ama farklı olarak,
14
lar. Flash animasyonu olan siteleri gayet iyi açıyor. Üstelik de oldukça hızlı.
Ancak elbette, güvenlik ve yeni ağ teknolojileri desteklenmiyor.
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
girdiği zaman haricinde) %1 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %10 - maksimum değer (test
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
V8 Benchmak Sonucu: 69.2 puan
Sunspider Benchmark Sonucu: 13430.8 ms.
Peacekeeper Sonucu: 286 puan
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme CSS Yükleme: 102 ms.
durumu dahil) 48 MB – standart kullanım (30 Web Sitesi: http://browser.netscape.com/
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) Türkçe Desteği: Yok
66 MB – maksimum değer (test süreci içinde, Lisans: Netscape Public License
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
değer) %48
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 179 MB
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
4- Google Chrome 7.0
“Dede”nin ardından , gelelim “bebe”ye.
:-)
Tarayıcı savaşlarına en son katılan ve
gelir gelmez de dengeleri değiştiren
tarayıcı olan Chrome / Chromium,
Google Inc. Firmasına ait. Eh, daha
bebe sayılır yani.
Öncelikle “Chrome” ve “Chromium”
kavramlarını açıklayalım. Google
Chrome, Google Inc.'in kapalı kaynaklı
İnternet tarayıcısıdır. EULA ile lisanslıdır. Yani Chrome'a bir “ürün” diyebiliriz. Chromium ise, bunun ardında yatan açık kaynaklı projenin adıdır. GPL,
BSD, LGPL gibi çeşitli lisanslara sahiptir. Chromium kaynak kodlarını, indirip
derleyebilirsiniz. Ancak Chrome, kapalı
kodludur. Chrome, GNU/Linux, MacOS
ve Windows platformları için vardır.
Chromium ise bunların yanında bir de
BSD işletim sisteminde çalışabilir. İlk
baktığınızda gözünüze çarpacak olan
fark ise logoları. Çok renkli olan
Chrome logosuna karşın; Chromium
logosu mavi tonlarındadır.
Chrome, lisansı sebebiyle Pardus deposunda mevcut değil. Ancak açık kaynaklı ikizi Chromium'u depoda bulabilirsiniz.
15
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Peki, ben neden teste Chrome'u aldım?
Öncelikle Chromium, sürekli güncellenen ve değişkenlik gösteren bir proje.
Gecelik sürümleri çıkıyor. Chrome ise
daha sabit.
2008 Eylül tarihinde ilk olarak
Windows platformu için çıktı. Mayıs
2010'da ise her üç işletim sistemi için
olan kararlı sürüm çıktı. C++ ve
Assembly kullanılarak yazılan Chrome,
WebKit web motorunu kullanıyor.
Chrome'u, Pardus 2009'a kurmak için
sitesinde bulunan rpm paketini alıp,
tar.gz'ye çevirip, elle ayarlamak gerekiyor. Kapalı kodlu olduğundan, kaynağı indirip derlemek gibi bir şansınız
yok. Paketler ise, *.deb ve *.rpm olarak
mevcut. Ben şu şekilde kurdum:
İlk olarak sitesinden mevcut sürümün
*.rpm paketini indiriyoruz. Chrome'un
bazı bağımlılıkları var. Depolarda bulunan bu paketleri, PiSi'den kontrol ederek, kurulu olmayanları kurmamız gerekecek. Bu paketler: rpm2targz (bu,
bağıl paketten ziyade, rpm dosyasını,
tar.gz'ye çevireceğimiz uygulama), nss,
nspr, gtk2, gconf ve pango. Bunların
hepsini sisteme kurduktan sonra, indirdiğimiz *.rpm dosyasının bulunduğu
klasör altına giderek rpm2targz
chrome_dosyasının_adı. rpm komutunu veriyoruz. Komut, aynı dizin altında, aynı
isimde bir *.tar.gz dosyası oluşturacak.
Bu *.tar.gz dosyasını Ark ile açıyoruz.
Açılan dizin içinde, kök dizin klasörlerini göreceksiniz. Bu klasörlerin altlarındaki dosyaları elle, aynı klasörlerin
altına atmamız gerekecek. Örnek, açtığınız dizin altındaki /etc/chron.daily altındaki “ google-chrome ” dosyasını, kök
dizinindeki /etc altına atacağız. Bunun
için öncelikle /etc altına bakarak, gidebileceğimiz en alt seviyeye ineceğiz.
Mesela kök dizinindeki /etc klasörü altında, /chron.daily klasörü varsa, sadece açtığımız dizindeki aynı klasörün altındaki “ google-chrome ” dosyasını; yoksa “ /chron.daily” klasörü ile birlikte altındaki dosya/dosyaları da taşıyoruz.
Bunu elbette “ root” olarak yapabiliyoruz. Konsolu kullanabileceğini gibi, root
olduktan sonra dolphin komutu ile dosya yöneticisini açarak da yapabiliriz.
Sonrasında ise, google-chrome komutu
ile Chrome'u başlatmaya çalışacağız.
Ancak, kayıp kütüphane uyarıları alacaksınız ve Chrome başlamayacak. Aslında bu kütüphanelerin hepsi Pardus
2009'da mevcut. Ancak isimleri farklı.
Chrome'un istediği kütüphane dosyalarını, /lib ve /usr/lib dizinleri altında bulabilirsiniz. Ancak sonlarında, Chrome'
un ikazına göre, ya 1 d ya da 0d oluyor.
Mesela Pardus'ta bulunan “ libnss3.so”
dosyasını Chrome, “ libnss3.so.1 d” ismiyle arıyor. Bu dosyaları Chrome'a
16
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
göstermenin yolu, bu dosyalara /lib dizini altında, Chrome'un istediği isimlerde birer sanal bağ oluşturmak. Bunu da
konsoldan ln - s /so_dosyasının/konumu
/lib/Chrome' un_aradığı_isim şeklinde yapıyoruz. Mesela Chrome'un eksik olarak gösterdiği “ libnss3.so.1 d” dosyası,
Pardus 2009.2'de /usr/lib/nss altında,
“ libnss3.so” adıyla bulunuyor. Bu dosya
için komutumuz şöyle:
ln
-s
/usr/lib/nss/libnss3. so
/lib/libnss3. so. 1d
Bu bağları her oluşturduğumuzda,
Chrome'u yeniden çalıştırmayı deniyoruz. Bende 6 eksik dosya uyarısı verdi.
Eksik dediği her dosya için, sanal bağ
oluşturma işlemini tekrarlayacağız. En
sonunda ise, libzz2.so dosyasının sürümü ile ilgili bir ayarlama hatası verecek
( bu dosya da önce eksik olarak belirtilecek. Sanal bağ oluşturduktan sonra
ise bu hatayı verecek ). Bunun için de
/opt/google/chrome dizini altında chmod
komutu veriyoruz.
Bu işlemlerin hepsini root kullanıcısı
olarak yapıyoruz. Sonrasında ise
google- chrome komutu ile Chrome'u çalıştırıyoruz.
4755
chrome- sandbox
Chrome 7.0 ilk açıldığında size, içinde
Bing'in de bulunduğu arama motorlarından hangisini varsayılan olarak ata-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
yacağınızı soruyor. Ben Google'ı seçtim. da, KDE 2 sürümü ile geldi. Amacı, sadece bir tarayıcı olmak değildi. Konqu:-)
eror, KDE'nin aynı zamanda dosya yöChrome sistemi oldukça fazla kullanı- netim aracı idi. KDE SC (4.X) sürümü
yor. Enteresan olarak, açılan her sekme ile dosya yöneticiliği görevini Dolphin'e
devretmiş olsa da hâlâ, İnternet tarayıiçin, ayrı ayrı süreçler başlatıyor.
cısı olarak yerini korumaktadır.
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
girdiği zaman haricinde) %2 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %19 - maksimum değer (test
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
değer) %59
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
lardan gelen özelliklerini muhafaza ediyor. Yan yana ( ya da alt alta ) bölünmüş
ekran modunda iki ayrı web sayfasını
aynı anda görüntüleme, SAMBA ağı
görüntüleme, ISO içeriği ve belge görüntüleme Konqueror'un, dosya yöneticisi olarak miras aldığı özellikleri.
CSS1 ve HTML4 destekleyen KonquGPL 2.0 ile lisanslı olan Konqueror, eror, tümleşik Flash ve Real eklentileKHTML motoru kullanıyor. C++ ve Qt rine sahip.
ile yazılmış olan Konqueror, Windows,
MacOs ve GNU/Linux için mevcut.
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
Konqueror, artık dosya yöneticisi olma- girdiği zaman haricinde) %1 – standart
sa da, dosya yöneticisi olduğu zaman- kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
durumu dahil) 41 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
88 MB – maksimum değer (test süreci içinde,
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 249 MB
V8 Benchmak Sonucu: 4017 puan
Sunspider Benchmark Sonucu: 452.5 ms.
Peacekeeper Sonucu: 5032 puan
CSS Yükleme: 10 ms.
Web Sitesi: http://www.google.com/chrome
Türkçe Desteği: Var
Lisans: Google Chrome Hizmet Sözleşmesi,
BSD
5- Konqueror 4.4.5
KDE'nin taban uygulamalarından birisidir Konqueror. Konqueror 2000 yılın17
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
siteler açılmışken) %10 - maksimum değer (test
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
değer) %49
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
durumu dahil) 64 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
118 MB – maksimum değer (test süreci içinde,
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 287 MB
V8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı.
(Splay testi başarısız oldu)
Sunspider Benchmark Sonucu: 6855.3 ms.
Peacekeeper Sonucu: 845 puan
CSS Yükleme: 24 ms.
Web Sitesi: http://konqueror.kde.org/
Türkçe Desteği: Var
Lisans: GNU/GPL v2.0
6- SeaMonkey 2.0.10
SeaMonkey, sadece bir İnternet tarayıcısı değil; açık kaynaklı, platform bağımsız bir İnternet uygulama paketi.
Yani SeaMonkey içinde, bir tarayıcı, bir
e-posta istemcisi, basit bir HTML düzenleyicisi, bir adres defteri ve IRC istemcisi mevcut. Uygulama paketi olmasının güzelliği ise, tek pencere içinde
tüm bu uygulamaların birinden öbürüne geçiş yapabilmek.
SeaMonkey, ilk olarak 2005 tarihinde
duyurulmuştu. Mozilla, tek başlarına
olan Firefox ve Thunderbird uygulamalarına alternatif olarak, hepsini bir araya toplayarak “ Mozilla Application
Suite ” adıyla duyurmuştu. Ancak Mozilla, 1.7 sürümünden sonra uygulamanın
toplulukça geliştirilmesine karar verdi.
SeaMonkey olarak adlandırılan proje,
SeaMonkey Council tarafından geliştirilmeye başlandı. 2005'te Alpha sürümü
çıkan SeaMonkey, 2006 başında ilk kararlı sürümünü duyurdu.
18
SeaMonkey, Firefox tabanlı bir tarayıcı
olduğu için, onun özelliklerine sahip.
Yani C++ ile yazılmış SeaMonkey,
XulRunner ve Gecko web motorunu
kullanıyor. Windows, GNU/Linux ve
MacOS sürümleri olan SeaMonkey'in,
Solaris ve BSD uyarlamaları da mevcut.
Kurulumu aynen Firefox gibi. Sitesinden indirdiğimiz, *.tar.bz2 dosyasını açıyoruz ve açtığımız dizin altındaki
“ seamonkey” dosyasını . /seamonkey komutu ile çalıştırıyoruz. Eklenti kurmak
için ise, FF gibi, açılmış “ seamonkey”
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
klasörünün altındaki “ plugins” klasörü sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) 7- Dooble 1.14
içine, eklentilerin *.so dosyalarını kop- 82 MB – maksimum değer (test süreci içinde,
Platform bağımsız ve güvenliği ön planyalamak ya da bir sanal bağlantı ( ln ) tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 126 MB
da tutan, hafif bir tarayıcı Dooble. Anoluşturmak yetiyor.
cak Dooble, sadece bir İnternet tarayıV8
Benchmak
Sonucu:
159
puan
cısı değil. Bir dosya yöneticisi ve -kenİşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
Sunspider
Benchmark
Sonucu:
2353.4
ms.
dine has bir tarzda - bir masaüstü yönegirdiği zaman haricinde) %1 – standart
ticisi. Basit fonksiyonlara sahip de olsa,
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı Peacekeeper Sonucu: 979 puan
bir terminal ve dosya yöneticisi ile bir
siteler açılmışken) %16 - maksimum değer (test CSS Yükleme: 57 ms.
Web
Sitesi:
http://www.seamonkey-project.org/
masaüstüne sahip. Buraya ulaşmak
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
Türkçe
Desteği:
Var
(Deneysel
aşamada
olan
için, Tabs → Dooble Desktop yolunu izdeğer) %50
destek, siteden dil paketi indirilerek sağlanıyor) lemeniz yeterli.
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme Lisans: Mozilla Public License, GNU/GPL v2.0,
durumu dahil) 18 MB – standart kullanım (30
LGPL
2009 sonunda çıkan Dooble, C++ ile
yazılmış bir tarayıcı. Windows, GNU/
Linux, BSD, Unix-Like ve MacOS uyumlu Dooble, Qt arabirimi ve WebKit web
motorunu kullanıyor. Dosya yöneticisi
özelliğinden gelen FTP istemcisi özelliği de mevcut. Ayrıca Flash desteği ile
entegre geliyor.
Sitesine giren Pardus 2009 kullanıcıları, doğrudan indirebilecekleri bir Pisi
paketi bulacaklar. Paketi indirip, indirdikleri dizin altında sudo pisi it dooble1. 14- 10- 9. pisi komutu vererek kurulabilir. Diğer dağıtımlar ise, “ dooble-d”
isimli *.tar.gz dosyasını indirerek açıyorlar. Açtıkları dizin altında,
qmake - o Makefile dooble. pro
make
19
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
komutları ile Dooble'ı derleyebilirler.
Sonrasında ise, dizin altındaki “ dooble ”
çalıştırılabilir
dosyasını
-dikkat
“dooble.sh” dosyası değil - çalıştırarak,
Dooble'ı başlatabilirler.
başarısız bir tarayıcı. Ne yazık ki, temel
HTML yerleşiminde bile sorunlar çıkarıyor ve güncel kullanılan sitelerin neredeyse hiçbirini doğru gösteremiyor.
CSS ve Flash desteği yok. Uygulamada,
HTML4 ve CSS2 desteği, geliştirilme
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye aşamasında takılmış.
girdiği zaman haricinde) %1 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %18 - maksimum değer (test
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
değer) %49
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
durumu dahil) 69 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
112 MB – maksimum değer (test süreci içinde,
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 181 MB
Uygulama, -sitesinde yazdığı kadarıyla Tkhtml3 web motorunu kullanıyor. Kendisi iseTcl ile yazılmış. Uygulamanın
Windows ve GNU/Linux sürümleri var.
Sitesinde Puppy GNU/Linux için bir de
*.pet paketi mevcut. Sitesinden indirdiğiniz *.gz dosyasını açarak, içinden çıkan dosyayı, “ çalıştırılabilir” olarak işaretledikten sonra, dosyayı çalıştırarak,
V8 Benchmak Sonucu: 1378 puan
Sunspider Benchmark Sonucu: 823 ms.
Peacekeeper Sonucu: 1741 puan
CSS Yükleme: 13 ms.
Web Sitesi: http://dooble.sourceforge.net
Türkçe Desteği: Yok (Sitesinde olduğu yazıyor.
Ayarlardan Türkçe dil seçeneğini de seçtim
ancak, bir türlü Türkçe olmadı).
Lisans: GNU/GPL
8- hv3 (Html Viewer) 08-0203
Bir başka dizin yöneticisi / İnternet tarayıcısı melezi daha hv3. Ancak oldukça
20
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
hv3'ü başlatıyoruz. Sürüm, en son 2008
Şubat ayında güncellenmiş. Sanırım artık ölmüş. Kullanım için uygun olmamakla beraber, bir tarayıcı geliştirmek
ya da Tcl kullanmayı amaçlayan geliştiriciler için bir deneme uygulaması olabilir. Testten çıkaracaktım, ama yazmaya başlamış bulundum işte. :-)
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
girdiği zaman haricinde) %0 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %3
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
durumu dahil) 11 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
44 MB
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
V8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı (Test
başlamadı)
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
9- Arora 0.11
Arora, henüz geliştirilme aşamasının
Tamamlanamadı (Test başlamadı)
başlarında da olsa, hafif siklet ve platPeacekeeper Sonucu: Tamamlanamadı (Test form bağımsız çalışan, hızlı bir İnternet
başlamadı)
tarayıcısı. Proje, Google Code üzerinde,
CSS Yükleme: Tamamlanamadı (CSS yükleme Benjamin Meyer tarafından geliştiriliyapılamadı)
yor. Ancak GNU/GPL2.0 ile lisanslı AroWeb Sitesi: http://tkhtml.tcl.tk
ra, açık kaynak kodlu. Yani O'na katılaTürkçe Desteği: Yok
bilirsiniz. :-)
Sunspider
Lisans: Yok
Benchmark
Sonucu:
Bir GNU/Linux tarayıcısı olarak başla-
yan Arora'nın, Windows, MacOS, BSD
sürümleri de var. Aslında Arora, Qt destekleyen tüm işletim sistemlerinde çalıştırılabilir. C++ ile yazılmış tarayıcı,
Qt kullandığından WebKit web motorunun tüm avantajlarını kullanabiliyor. Uzunca bir süre geliştirilmesine ara verilen proje, 2010 yılı başında yeniden geliştirilmeye başlandı. Flash eklentisi entegre olarak geliyor. Kurulum için, sitesinden indirdiğiniz, *.tar.gz dosyasını
açıyoruz. Açtığımız dizine giderek;
qmake
make
komutları ile derleme yapıyoruz. Sonrasında ise, dizin altında oluşan “ arora ”
çalıştırılabilir dosyasını çalıştırarak,
Arora'yı başlatabiliyoruz.
Ben, Arora'nın son sürümünü, kaynak
kodundan indirerek derledim. Ancak,
Arora'nın sitesinde 0.10 sürümünün,
Pardus 2009 için, PiSi paketi de mevcut.
Arora, benzerlerinden farklı olarak, gelişmiş bir arama motoru ayarlaması ve
sitelere kendini bir başka tarayıcı olarak gösteren “ User Agent” aracı ile geliyor.
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
21
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
girdiği zaman haricinde) %1 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %8 - maksimum değer (test
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
değer) %50
CSS Yükleme: 15 ms.
Web Sitesi: http://code.google.com/p/arora/
Türkçe Desteği: Var
Lisans: GNU/GPL 2.0
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
10- Dillo 2.2
durumu dahil) 71 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
135 MB - maksimum değer (test süreci içinde,
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 237 MB
V8 Benchmak Sonucu: 1545 puan
Sunspider Benchmark Sonucu: 848.9 ms.
Peacekeeper Sonucu: 2158 puan
lanmaya olanak sağlamak. Dillo projesi
devam etmesine rağmen, son kullanıcının popüler sitelerini ( YouTube, Facebook gibi ) görüntülemekte başarılı olamıyor. Tarayıcıda Java ve Flash desteği
mevcut değil. C ve C++ dilleri ile yazılmış olan Dillo, son kullanıcıdan ziyade, grafik birim kullanmayan geliştiricilere hitap eden bir tarayıcı gibi görünüyor. GTK+ tarayıcısı olan Dillo,
FLTK2 kullanıyor. Bu sebeple, Dillo'
nun ayarlarının çoğu, daha FLTK2'yi
derlerken kullanılan parametrelerle yapılıyor. Bu parametreler ile ilgili dokümantasyon, FLTK sitesinde mevcut.
Dillo'nun kendisinde ise CSS ve resim
yüklemeyi açıp kapama dışında bir ayar
yok. Pardus 2009'da Dillo kurulumu
için, önce FLTK2 kütüphanelerini kurmak gerekiyor. Bunun için FLTK'nın sitesinden indirilen kaynak kodu, açılarak, açılan dizinde sırasıyla;
. /configure
make
make install
komutlarını veriyoruz. FLTK2'nin arDillo, 1999 sonunda Gzilla projesinin dından Dillo kurulumuna geçiyoruz. O
son bulmasından hemen sonra, Gzilla' da FLTK2 gibi indirdiğiniz kaynak kodan çatallanarak yoluna devam etmiş dunu;
bir İnternet tarayıcısıdır. Sadece CSS
desteğine sahip Dillo'nun amacı, temel . /configure
HTML sitelerini görüntülerken, kulla- make
nıcıya, donanımını diğer işleri için kul- make install
22
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
komutları ile derliyoruz. Derleme sonrasında /dillo-2.2/src altındaki “ dillo”
çalıştırılabilir dosyasını çalıştırarak
Dillo'yu başlatıyoruz. Son 2.2 sürümü,
Şubat 2010 tarihinde çıkmış. Bize hitap
eden bir tarayıcı olmasa da, Dillo, girilen sitelerdeki uyumsuzluk ve hataları
ayrıntılı biçimde listeleyen “ Bug Meter”
eklentisi ile hafife alınmayacak bir geliştirici yardımcısı. Ayrıca Dillo, CerfPod gibi cihazlarda ve bazı İntranet
üzerinde çalışan yönetim yazılımlarının
web arabirimi olarak, ticari uygulamalarda da kendine yer bulmuş.
11- SwiftFox 3.6.12
Mozilla'nın Firefox'unu zaten biliyoruz.
Swfitfox ise, Firefox'un farklı işlemci
mimarilerine göre optimize edilmiş ikili
dosyalardan oluşturulmuş bir tarayıcı
olarak tanımlayabiliriz. Swiftfox, Jason
Halme tarafından oluşturulmuştur.
AMD ve Intel işlemciler için ayrı ayrı
derlenmiş Swiftfox sürümleri var. Ayrıca bu işlemeciler için olan sürümler de
x64 ve 686 olarak ikiye ayrılıyor.
Test gereği, kaynak kodunu indirdim.
İşlemcinizle uyumlu olan kodu indirip,
gelen *.tar.bz2 dosyasını açıyoruz. Açılan dizin altındaki “ swiftfox” kabuk
betiğini çalıştırarak, Swiftfox'u başlatıyoruz. Firefox ile tamamen uyumlu olan
Swfitfox, aynen Firefox özelliklerine sahip. Yani GTK tarayıcısı olan Swiftfox,
Xulrunner ve Gecko web motoru kullanıyor. Ancak derlenmiş olan Swfitfox,
Sitesinden Debian paketi, kaynak kodu dengi Firefox'tan daha güncel derle-
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
girdiği zaman haricinde) %0 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %2
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
durumu dahil) 1 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
17 MB
V8 Benchmak Sonucu: Tamamlanamadı (Test
başlamadı)
Sunspider
Benchmark
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
ve bir “ yükleyici ” yardımı ile indirebiliyorsunuz.
Sonucu:
Tamamlanamadı (Test başlamadı)
Peacekeeper Sonucu: Tamamlanamadı (Test
başlamadı)
CSS Yükleme: 9 ms.
Web Sitesi: http://www.dillo.org/ FLTK Sitesi:
http://www.fltk.org/index.php
Türkçe Desteği: Yok
Lisans: GNU/GPL 3
23
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
yicilerle derleniyor. Firefox'un tüm eklentilerini ve “ Persona ” dediğimiz görünüm kişiselleştirmelerini kullanabiliyor.
Bunların hepsi MPL ile lisanslı. Ancak
farklı olan ikili (binary) dosyalar ise,
Jason Halme'ye ait. Sitesinde, bu dosyaların dağıtım paketi ya da başka bir
şekilde dağıtımının, kendisinin izni olmadan, yapılamayacağı net olarak ifade
edilmiş.
Swiftfox, sisteminizde Firefox kurulu
ise, FF'in eklenti ve ayarlarını algılayarak, kendisine, otomatik olarak aktarıyor. Ancak kendisi bir eklenti ile gelmiyor.
Eklenti eklemek, aynı Firefox gibi, klasörün altındaki “ plugins” klasörü içine,
eklentilerin *.so dosyalarını kopyalıyor
ya da sanal bağlantı (ln) oluşturmak
yetiyor. Ancak JRE için, FF'den farklı
olarak /jre/plugin/i386/ns7/libjavaplugin_oji.so
dosyası yerine; /jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasına bağlantı oluşturuyoruz.
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye
girdiği zaman haricinde) %1 – standart
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı
siteler açılmışken) %17 - maksimum değer (test
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
değer) %51
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
durumu dahil) 56 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
75 MB – maksimum değer (test süreci içinde,
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 143 MB
V8 Benchmak Sonucu: 257 puan
Sunspider Benchmark Sonucu: 1646.6 ms.
Peacekeeper Sonucu: 1474 puan
CSS Yükleme: 39 ms.
Web Sitesi: http://www.getswiftfox.com/
Türkçe Desteği: Var (Firefox'un Türkçe dil
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
GNU/IceCat, Firefox ile tamamen aynı
özelliklere sahip. Xulrunner ve Gecko
kullanıyor. Fark olaraksa, eklentilerinde
dahi, özgür olmayan unsurlar barındırmıyor. Hatta GNU/IceCat isim ve logosu bile GPL ile lisanslı.
Proje Ağusots 2005'te, Firefox 1.5'in
özgür olmayan unsurlar çıkartılarak,
IceWeasel ismiyle çıkmıştı. Firefox 2.0
sürümüne geçince, Nisan 2008'de proje
paketi indirilerek, Swiftfox'a ekleniyor ve GNU/IceCat adını aldı. Devamında ise,
ayarlardan etkinleştiriliyor)
Mozilla kaynak kodu ile eş zamanlı olaLisans: Mozilla Public License, GNU/GPL v2.0, rak güncellendi. GNU/IceCat, sadece
LGPL (Firefox bölümleri) – Copyright (Swiftfox MacOS ve GNU/Linux ile uyumlu. Winikili dosyaları)
dows sürümü yok.
Sitesinden indirdiğimiz kaynak kodunu
açarak, açtığımız dizindeki “ icecat” kabuk betiğini çalıştırarak, GNU/IceCat'i
GNU/IceCat tek tanımlamayla, GNU' başlatıyoruz.
nun Firefox'u. GNUzilla, GNU projesi
kapsamında, “ Mozilla Suit” uygulamasından türemiş bir uygulamadır. Bu uy- Eklenti eklemek, aynı Firefox gibi, klasgulamanın web tarayıcısı ise GNU/ örün altındaki “ plugins” klasörü içine,
IceCat. Ya da Debian projesi altındaki eklentilerin *.so dosyalarını kopyalaadıyla IceWeasel.
mak ya da sanal bağlantı (ln) oluşturmak yetiyor. Ancak JRE için, FF'den
GNU projesi, GNU/IceCat'in Firefox ile farklı
olarak
/jre/plugin/i386/ns7/
eş zamanlı olarak güncellemesini sağ- libjavaplugin_oji.so
dosyası
yerine;
larken, “ trademark ” denilen ve şahsa /jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasına bağlantı
ait unsurların dışarıda kalmasını sağ- oluşturuyoruz.
lıyor.
12- GNU/IceCat 3.6
24
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
13- Flock 2.6.1
Teste girenler arasında en ilginç bulduğum tarayıcı, Flock oldu. Sosyal ağ
için yapılandırılmış bir tarayıcı. Flock;
MySpace, Facebook, YouTube, Twitter,
Gmail, Yahoo gibi sosyal ağ çalışmalarını kullanacak şekilde yapılandırılmış.
Yani bu hizmetlerden herhangi birine
bağlandığınızda, Flock, bağlandığınız
sosyal platform üzerindeki arkadaşlarınızdan gelen güncellemeleri, mesajları,
yüklenmiş ortamları, e-postalarınızı ve
daha fazlasını izleyebiliyor. Bunu da ortam, RSS besleme, e-posta gibi görev
çubukları vasıtasıyla gerçekleştiriyor.
Ayrıca “ Facebook Chat” ile de entegre
geliyor.
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye V8 Benchmak Sonucu: 239 puan
girdiği zaman haricinde) %1 – standart Sunspider Benchmark Sonucu: 1710.4 ms.
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı Peacekeeper Sonucu: 1730 puan
siteler açılmışken) %8 - maksimum değer (test CSS Yükleme: 37 ms.
Sitesi:
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum Web
değer) %55
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
durumu dahil) 61 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
80 MB – maksimum değer (test süreci içinde,
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 152 MB
http://www.gnu.org/software/gnuzilla/
Türkçe Desteği: Var (Firefox'un Türkçe dil
paketi indirilerek, GNU/IceCat'e ekleniyor ve
ayarlardan etkinleştiriliyor)
Lisans: Mozilla Public License, GNU/GPL,
LGPL
25
Flock, 2.6 sürümü, Firefox tabanlı. Yani, C++ ile yazılmış olan Flock, Xulrunner ve Gecko web motoru kullanıyor.
Şu an kararlı sürümü olmayan Flock 3
serisi ise, Google'ın Chromium tabanına sahip olarak çıkması planlanıyor.
Flock, sitesinden indirdiğimiz, *.tar.bz2
dosyasını açarak oluşturduğumuz dizin
altındaki “ flock-browser” kabuk betiği
dosyasının çalıştırılması ile açılabiliyor.
Eklenti eklemek içinse, aynı Firefox gibi, klasörün altındaki “ plugins” klasörü
içine, eklentilerin *.so dosyalarını kopyalamak ya da sanal bağlantı (ln) oluşturmak yetiyor. Ancak JRE için, FF'den
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
olarak
/jre/plugin/i386/ns7/
libjavaplugin_oji.so
dosyası
yerine;
/jre/lib/386/libnpjp2.so dosyasına bağlantı
farklı
siteler açılmışken) %18 - maksimum değer (test
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum
değer) %45
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 162 MB
V8 Benchmak Sonucu: 113 puan
Sunspider Benchmark Sonucu: 5721.5 ms.
oluşturuyoruz.
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme Peacekeeper Sonucu: 525 puan
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye durumu dahil) 68 MB – standart kullanım (30 CSS Yükleme: 99 ms.
girdiği zaman haricinde) %3 – standart sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken) Web Sitesi: http://flock.com/
kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı 110 MB – maksimum değer (test süreci içinde, Türkçe Desteği: Yok
Lisans: Copyright (Flock Inc.), GNU/GPL
14- Rekonq 0.5.0
İsminden de anlaşılacağı üzere, KDE'ye
yazılmış, Qt kullanan bir alternatif tarayıcı. Bunları ismin neresinden mi çıkardım? İsmi, KDE'nin tarayıcısı olan
Konqueror'a atıfta bulunuyor çünkü.
“ Re-Konqueror” yani kısaca; Rekonq.
Teste Rekonq'un son sürümü olan 0.6.1
yerine 0.5.0 girdi. Sebep ise, 0.6 serisi
ile Rekonq Qt 4.7 ve KDE SC 4.5 tabanlı oldu. Yani Pardus 2009.2'de derlenmiyor. 2009 deposunda da Rekonq
0.5.0 mevcut, ancak biz test icabı kaynak kodu indirip derledik. Ancak sanırım, dokümantasyon kısmında da eksiklik var. 0.5.8 ve 0.6.0 sürümlerinin kurulum talimatlarında KDE 4.4 ve Qt 4.6
yazmasına karşın, derleme işlemi Qt'
nin eski olduğunu ve en az 4.7 gerekti26
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
ğini belirterek durdu. 0.6.1 kurulum talimatlarında ise KDE 4.5 ve Qt 4.7 olarak belirtiliyor. Ama iki alt sürümü de
bunları istiyor. Rekonq'un son sürümü
ise Pardus 2011 depolarındaki yerini
almış.
Rekonq, C++ ve Qt ile yazılmış ve
-Konqueror'dan farklı olarak- WebKit
web motorunu kullanan bir tarayıcı.
KDE tarayıcısı olduğundan KGet ve
Konqueror ile uyumlu çalışıyor. Açık
kaynaklı Rekonq, Andrea Diamantini ve
KDE geliştiricilerince geliştiriliyor. Hafif siklet bir alternatif olan Rekonq'ta,
Flash ve Java eklentileri entegre geliyor. Bunun dışında bir eklenti desteğine
rastlayamadım.
Sitesinden indirdiğimiz *.tar.bz2 dosyasını açarak, açılmış dizin içinde bir kullanım (30 sekme ve her sekmede farklı CSS Yükleme: 13 ms.
“ build” dizini oluşturuyoruz. Oluşturdu- siteler açılmışken) %12 - maksimum değer (test Web Sitesi: http://rekonq.sourceforge.net/
ğumuz dizin altına giderek sırasıyla:
süreci içinde, tarayıcının ulaştığı maksimum Türkçe Desteği: Yok
cmake . . /
make
sudo make install
komutlarını veriyoruz. Kurulum bitince
de rekonq komutu ile tarayıcıyı başlatabiliyoruz.
Lisans: GNU/GPL
değer) %50
Ana Bellek Kullanımı: Minimum (bekleme
durumu dahil) 103 MB – standart kullanım (30
sekme ve her sekmede farklı siteler açılmışken)
112 MB – maksimum değer (test süreci içinde,
tarayıcının ulaştığı maksimum değer) 173 MB
V8 Benchmak Sonucu: 1512 puan
İşlemci Kullanımı: Minimum (beklemeye Sunspider Benchmark Sonucu: 810 ms.
girdiği zaman haricinde) %3 – standart Peacekeeper Sonucu: 1658 puan
27
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
28
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Sonsöz
İlk olarak belirteyim ki bu test, tarayıcı
performansları ile ilgili ipucu ve referans noktası sağlamak için yapılmış bir
denemenin paylaşılmasıdır. Liste aslında daha uzundu. Ancak bazı tarayıcıları
çalıştıramadım. GNOME tabanlı Epiphany ve Galeon, -Burak Çalışkan'ın
Pardus GNOME Projesi ve hariçten derlenen Gecko motoru sayesinde KDE altında güç bela derlenebilmiş olsalar bile - düzgün çalışmadılar. Testlerde ver-
dikleri sonuçların, doğru olduğundan
şüphelendiğimden onları listeden çıkar-
dım. Aslında KDE tarayıcıları ile kıyas-layabilmek güzel olurdu. Ancak Pardus
2009'un sınırlı GNOME desteği, bu tarayıcılar için yeterli olmadı. Wine ile çalışan IE ve Safari de listeden çıkarıldı.
Bir Qt tarayıcısı olan ve sanal tüneller
oluşturarak ağa bağlanan Ozirion da
yerel sunucu ayarları içerdiğinden ve
özellikle de ( üzerinden bir sene de geçmiş olsa ) hâlâ Alpha sürümü olduğundan liste dışı kaldı. Geriye 14 tarayıcı
kalmış oldu.
teriyor. Bu puanlar, sistemden sisteme
değişiklikler gösterecektir.
Yine de toparlarsak; Firefox 3.6, testlerde nal topladı. Bol Flashlı sitelerde
yavaşlama gözle görülür biçimde var.
Ancak standart kullanım içinde bende
herhangi bir sorun yaşatmadı. Bitstream, sosyal sayfalarda ve forumlarda bir sorun çıkarmadı. Sistemi de oldukça optimum kullanıyor. İlk anda, oldukça fazla ana bellek kullanıyor. Ancak sekme sayısını arttırdıkça, ana belBu test, çıplak tarayıcıların, genel test lek kullanımı, diğer tarayıcılar kadar
platformlarındaki aldığı puanları gös- artmadı. Ancak kişiselleştirilmesi ve
29
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
eklentileri en güçlü olan tarayıcı. Yine
de Flash kullanımında sorun var gibi.
Opera, hızlı ve sistem kaynaklarını iyi
kullanan bir tarayıcı. Ancak, -benim
fikrime göre - sadece bir alternatif; kişiselleştirilmesi yüksek değil. Yine
-benim tarzım olmamakla birlikte GNU/Linux kullanıcıları, EULA gerekçesiyle Opera'yı tercih etmeyebilirler.
Chrome, her testte en üst seviyelere
çıktı. Yine sayfa yüklemede oldukça süratli. Eh; sistem kaynaklarını bu kadar
kullandıktan sonra birşeyler yapsın artık. Ama işin enteresan yanı, Chrome,
açılan her sekme için ayrı bir süreç
başlatıyor. Değerlendirmek beni aşsa
da, diğer tarayıcılardan farklı bir sistem kaynağı kullanımı olduğunu söyleyebilirim. Bende, hem Chrome, hem de
açık kaynaklı ikizi Chromium, site aç-
mada zaman zaman sorun çıkarttılar.
Site sunucusu ya da bağlantı ile alakalı
olmaksızın, bazen sitelerden yanıt alamıyordu. Bağlantıya tekrar tıkladığım-daysa, site hemen açılıyordu. Önemli
bir sorun gibi görünmese de, bir form
ya da şifre doğrulama esnasına denk
gelince, oldukça can sıkıcı oluyor. Nedenini anlayamadığım gibi, bilmiyorum,
benden başka böyle bir sorunla karşılaşan oldu mu?
IE dışında, başa güreşen tarayıcılar
belli. Firefox, Chrome ve Opera. Bunların dışında diğer tarayıcılarda öne
çıkan ufak tefek ayrıntılar olsa da, bu
tarayıcılara alternatif olmaktan daha
ileride değiller. Mesela SeaMonkey'in
İnternet uygulama paketi olması, Arora'
nın “ User Agent” eklentisi gibi. Flock
30
Yazılım İnceleme: Tarayıcı Savaşları
görünümü ve yapısı itibariyle biraz öne
çıkıyor. Sosyal ağ için, özel olarak tasarlanmış bir tarayıcı. Sistemi iyi kullanmakla beraber, biraz yavaş bir tarayıcı. Ancak yavaşlığı da sanırım, entegre olarak gelen sosyal ağ kullanım eklentilerinden kaynaklanıyor. Rekonq
ise, alternatif bir tarayıcı için, oldukça
süratli ve sistem kaynaklarını iyi kullanıyor. KDE ekibi boş durmamış yani.
Testlerde ve denemelerimde tüm ibreler Chrome/Chromium'u gösterse de
ben, Firefox 4.0 Beta sürümünü kullanıyorum. Benim sistemimde kasıntı
yapmıyor. Yüksek kişiselleştirilebilirliği,
güvenlik kontrolü ve zengin eklentilerinden dolayı FF tercih ediyorum.
Oyun
Tanıtımı
Hamit Giray Nart ([email protected])
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Giriş
İnsanoğlunun var olduğundan beri peşinde koştuğu şeydir güç. Tarih, yazının
başlangıcı ile değil; insanın, diğerinin
sahip olduğunu almak için, elindeki odun parçasını onun kafasına vurmayı
akıl etmesiyle başlamıştır. Zaman geçtikçe, aktörler değişmiş, sahne değişmiş, dekor değişmiş ama senaryo hep
aynı kalmıştır. İşte Nexuiz'in logosundaki Çince karakter “Li”, insanlığın pe-
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
şinde koştuğu şeyi simgeliyor: Güç! rıntılı ayarlarından kapatılıp, açılabiliGerçi, buradaki anlamı fiziksel güç. Ol- yor.
sun, güç güçtür. :-)
Nexuiz'in son sürümü, Eylül 2009 tariNexuiz, Alientrap Software tarafından hinde çıkan 2.5.2 sürümü. Nexuiz ismi,
geliştirilen, açık kaynaklı ve GPL ile li- Mart 2010'da Illfonic tarafından alındı
sanslanmış, çok oyunculu bir FPS oyu- ve Xbox360 ve PS3 sürümü çalışmaları
başlandı. Temmuz 2010'da ise,
nudur.
CryEngine3 motoru, Illfonic Nexuiz için
Nexuiz takımının belirttiğine göre, lisanslandı. Bu da, Nexuiz'in konsol süDarkPlaces
yerine
2002 yazında, bir Quake modifikasyonu rümlerinin,
olarak geliştirilmeye başlayan projenin CryEngine3 motorunu kullanması anlaamacı; platform bağımsız, özgür ve ka- mına geliyor. Illfonic'in bu hareketinliteli bir birinci şahıs nişancılık oyunu den rahatsız olan topluluk üyeleri ise,
oluşturmaktır. Nexuiz'in grafiklerinin Nexuiz'in çatallaştırılmasıyla yeni bir
arkasında, John Carmack'ın en iyi ça- proje başlattılar: Xonotic. Illfronic,
lışmalarından birisi var: Quake1 moto- CryEngine3 motoru ve kapalı kodun
ru . Elbette oldukça eski olan bu motor, sadece konsol sürümü için olacağını,
seneler önce kodları açılarak topluluğa bilgisayar platformunda bir değişikliğe
sunulmuştu. Pekçok geliştirici, motor gidilmeyeceğini belirtti. Halihazırda
üzerinde geliştirme ve uyarlamaya gitti. GPL lisansına sahip Nexuiz hakkında,
Bu geliştiricilerden birisi de, daha son- bu durumdan doğabilecek, potansiyel
ra Nexuiz'e katılacak olan, Forest Hale yasal çatışmalar hâlâ meçhul. Xonotic'
idi. Hale, Qukae1 motoru açıldığı za- in ise çıkmış bir sürümü ve bir takvimi
man, motoru geliştirerek, DarkPlaces yok.
motorunu oluşturdu. Nexuiz de,
Quake1 tabanlı DarkPlaces motorunu
kullanıyor. Bu da Nexuiz'in ışık hüzme Kurulum
efekti, eşzamanlı mekan ve dinamik
ışıklandırma, gölgeleme, OpenGL 2.0 Nexuiz'in son sürümü olan 2.5.2, Pardesteği, MD3 model desteği ve dinamik dus 2009 resmi deposunda mevcut. Yigeniş alan ışıklandırma oluşturma gibi ne ayrıca, topluluk tarafından hazırlanözelliklere sahip olduğu anlamına geli- mış bir harita paketi de depoda mevyor. Bu özelliklerin hepsi, Nexuiz'in ay- cut. Nexuiz'i ve harita paketini PiSi'nin
31
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
grafik arabiriminden kurabileceğiniz
gibi, konsoldan sudo pisi it nexuiz komutu ile oyunu; sudo pisi it nexuizmappack komutu ile de harita paketini
kurabilirsiniz. Ancak harita paketinden
önce, oyunu kurmanız gerekiyor.
Nexuiz, Windows ve MacOS platformları için de mevcut. GNU/Linux için sistem gereksinimleri:
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
den biraz bihaber. Ancak böylesi, oyuna leyi duyacaksınız. :-)
biraz gerçekçilik katıyor. Her ne kadar
Oyun, şimdiye kadar gördüğüm en ildiğer unsurlar gerçekçi olmasa da. :-)
ginç ana menüye sahip. Ana menü teması, seçeneklerden değiştirilebiliyor.
Seçenekler, en son kaldığınız yerde, eş
Oynanış
zamanlı olarak ön izleme olanağı sunu“ Wellcome to Nexuiz”. Oyunu başlattı- yor. Seçeneklere de altlarındaki ön izğınız anda, operalık bir sesten, bu cüm- leme karelerine tıklayarak girebili-
AMD Athlon ya da P4 1.5 Ghz işlemci
512 MB ana bellek
1 GB disk alanı (harita paketi hariç)
OpenGL desteği aktif Radeon 9600 ya da
GeForce 5700fx ekran kartı
OSS veya ALSA uyumlu ses kartı
Linux kernel 2.2 ve glibc
Oyunu, menüden Uygulamalar → Oyunlar → Nexuiz OpenGL yolundan başlatabilirsiniz. Aynı menü altında bir de SDL
kısayolu göreceksiniz. Aslında ikisi arasında temel olarak bir fark yok.
OpenGL kısayolu, glx kullanırken; SDL,
ise libSDL kullanıyor. SDL nispeten daha süratli ( gözle görülür bir sürat değil,
FPS değerini açtığınız zaman görebiliyorsunuz sadece ), ancak donanımınız,
yukarıdaki listeden daha iyi durumdaysa, hangisini açtığınız pek fark etmiyor.
Benim her iki modda oynarken tek fark
edebildiğim, ses oldu. SDL ile oynarken
ses, ince duvarlardan duyulabiliyor. Sanırım SDL'de ses, harita geometrisin32
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
yoruz. İsimlerine tıklamak bir işe yara- şansınız yok. Bot sayısı, seviyesi, harita seçerek, “ Join! ” tuşu ile oyuna dahil omıyor. Yani “ Quit” yazısına değil de; al- gibi unsurların hepsi önceden belirlen- luyorsunuz.
miş.
tındaki kırmızı kutucuğa tıklıyoruz. :-)
“ Create ” sekmesi ise bir sunucu oluşSingleplayer: Nexuiz, çok oyunculu ve * Havoc Mod: Oyunun gerek tek oyun- turmamızı sağlıyor. Buradan bir sunucu
herkesi vur (death match) tabanlı bir culu, gerekse çok oyunculu bölümlerine oluşturduğumuz zaman, oyuna biz ve
oyun. Elbette farklı modları da var. An- girdiğinizde, sol alt kısımda “ Switch to koymuşsak botlar dahil olmak üzere 32
cak, oynama tarzı herkesi vur tarzına Havoc Mode ” yazılı bir düğme görürsü- oyuncu oynayabiliyoruz. Oyuncular, IP
uygun olacak şekilde hızlı. Singleplayer nüz. Havoc kelimesi, DarkPlaces moto- adresini + Nexuiz iletişim portunu
( tek oyuncu ) seçeneğine girdiğiniz za- runu tasarlayan geliştirici Forest Hale' ( 26000'dür. Buradan başlattığınız
man, ilk olarak bir eğitim bölümü ile nin rumuzu olan LordHavoc'tan geliyor. sunucuda, bu portu değiştiremezsiniz.)
başlayarak, sonrasında ise haritalarda Havoc mod, oyunun görsel efektleri ve yazarak, sunucunuza bağlanabiliyorlar.
hareket, silah kullanma gibi alıştırmala- eğlence ( yerçekimi, silah tepmesi, roket Örnek: 88.1 25.62.1 2:26000 gibi. Burarın olduğu, bir dizi uyarlanmış senaryo- zıplaması gibi ) özelliklerini kısarak, ya girdiğiniz zaman, en üstte, Nexuiz'in
dan oluşmuş bir seferberlik oynuyorsu- LordHavoc'un kendine göre tasarladığı zengin oyun tiplerinden birini seçiyonuz. Bu kısım, asıl oyuna başlamadan motor ayarların çalıştırıyor. Havoc mod, ruz. Bunlar:
önce, iyi bir pratik yapmanızı sağlaya- oyunun görselliğini düşürerek, üst secaktır. Senaryolara başlamadan önce, viye oyunculara yönelik bir motor ayarı DM (Death Match): Nexuiz'in temeli
senaryo amacını okuyun derim. Çünkü sunuyor. Üst seviye bir oyuncu iseniz ve olan tür. Herkes tek. Sunucunun isteharita ve oyun tipi, sizi oyunda kullana- puan almaya yönelik bir oyun oynaya- ğine göre, belirli sürede en çok oyuncu
cağınız belli başlı hareketlere ve silah caksanız veya maç yapacaksanız, Havoc öldürebilen ya da belirlenmiş olan sayıya ilk ulaşan oyunu kazanır.
kullanma şekillerine ısındırmaya yöne- moda geçebilirsiniz.
lik olacaktır. Bir senaryoyu bitirmek için, sizin veya botlardan birinin, en baş- Multiplayer: Oyunun asıl bölümü olan TDM (Team Death Match): DM moduta belirtilen puana ulaşması gerekir. çok oyunculu bölümü. Burası çok oyun- nun, takım için olanı. Bu tip oyunda maAncak bu puana ulaşan taraf siz olmaz- culu modlara girebileceğimiz sekmeler- vi ve kırmızı olarak iki takımdan birini
seçerek, takımınızın puan kazanmasını
sanız, senaryoyu tekrar oynamak duru- den oluşuyor.
sağlıyorsunuz.
mundasınız. Tek kişilik mod senaryoları, çeşitli oyun tiplerini arka arkaya oy- İlk sekmemiz olan “ Servers”, İnternet
natırken, oyunu gitgide zorlaştırarak üzerindeki çok oyunculu sunuculara LMS (Last Man Standing): Bir çeşit DM
ve kalabalıklaştırarak, pratik yapmanızı bağlanıp, buradaki oyunlar girmemizi modu. Bu modda yine herkes tek. Ansağlıyor. Yalnız hemen belirteyim ki, tek sağlıyor. Sunucu listesi, master sunucu cak oyuncular, hiçbir nesne olmayan
kişilik mod ile botlarla oynamak farklı. olan dpmaster.deathmsk.net sunucu- haritada, tüm silahlar ve birkaç hak ile
Tek kişilik modda, oyuna müdahale sundan alınıyor. Buradan sunucunuzu başlarlar. Vurulduğunuzda bir hakkınız
33
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
dan birer kişi savaşıyor. Diğerleri sırasını bekliyorlar ve ölen kişinin yerini,
sıradaki takım arkadaşı alıyor. Takımlardan tükenen, oyunu kaybeder.
Domination: Takım modudur. Takımlar,
haritadaki belli noktaları ele geçirip,
oyun süresi boyunca korumaya çalışırlar. Bu noktalara değen bir oyuncu, burayı kendi takımına bağlamış olur. Takımlar, mümkün olduğunca fazla nokta
ele geçirip, bunları korumaya çalışırlar.
Süre dolduğunda, elinde fazla nokta olan takım kazanır.
Runematch: Bir çeşit DM modu. Harita-
gider. Tüm haklarını kaybeden oyuncu tirerek puan alırsınız. Ancak sadece bu
ölür ve sonraki ele kadar dirilemez. En değil. Puanlama sistemi, normal puan
alma ve bayrak taşıyıcısını vurmak gibi
sona kalan, oyunu kazanır.
unsurları da barındırıyor.
CTF (Capture The Flag): Tipik, bayrağı
yakala modu. Her iki takımın birer üssü Arena: Güzel bir mod. Oyuncular yine
ve bayrağı vardır. Düşman bayrağını a- iki takıma ayrılıyorlar. Ancak bir arena
lıp, kendi bayrağınızın olduğu üsse ge- haritasında, aynı silahlarla, her takım34
daki standart nesnelerin yanında, 5 adet logo bulunuyor. Eğer sayı kazanmak istiyorsanız, bu logolardan birini
taşımak zorundasınız. Ancak logonuz
olursa sayı alabiliyorsunuz. Ayrıca logo
taşıyan bir oyuncu, bir diğer logo taşıyıcısını vurursa, fazladan puan alıyor.
Ama logo taşıyıcıları, haritada işaretleniyorlar. Yani logo taşımak, sizi hedef
durumuna düşürüyor.
Key Hunt: Bu da bir takım modu. Puan
almak için, oyundaki 3 anahtarın bir
araya getirilmesi gerekiyor. Anahtarların ve anahtar taşıyan oyuncuların, haritada erleri işaretleniyor. Takımlar bir
yandan, diğer anahtarları ele geçirmeye çalışırken, öbür yandan anahtar taşı-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
yan oyuncularını korumaya çalışıyorlar.
Anahtarların tümü, bir takımın oyuncularında olduğu zaman, haritanın belli
bir noktasında bir araya gelmeleri, takıma puan kazandırıyor. Her üç anahtarı da o noktaya tek oyuncu getirirse, takım fazladan puan alıyor.
Race: Bence gereksiz bir mod. Belli bir
parkuru, en kısa sürede tamamlayan oyuncu, oyunu kazanıyor. Oyuncular, bir
yandan da birbirlerini vurmaya çalışıyorlar elbette. Parkurlarda, kontrol
noktaları var. Ölürseniz, en son geçtiğiniz kontrol noktasında diriliyorsunuz.
Roket zıplama ( rocket jump) ve tavşan
( bunny) gibi hareket hilelerini iyi kullanmak gerekiyor.
Assault: Bu da bir takım modu. Oyunda-
ki iki takımdan biri, haritada verilmiş
görevleri yapmaya çalışırken, diğer takım onu durdurmaya çalışıyor. Ancak
bir noktaya ulaşmak, bir logoyu almak
gibi görevler sırayla yapılmalı. Ölürseniz, el sonuna kadar dirilemiyorsunuz.
Sonraki elde ise, takımların rolleri değişiyor.
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
gerekiyor. Bunu da bir noktadan komşu oyun uyarlama unsurları ( mutators) da
noktaya giderek yapabiliyorsunuz. Yani
rastgele noktalara gidemiyorsunuz.
Tüm noktaları ele geçirdikten sonra,
düşmanın jeneratörünü yok edebiliyorsunuz.
Bunlardan birini seçtikten sonra, en
soldaki listeden haritayı seçebiliyorsunuz. Sağ taraftaki seçenekler ise, harita
azami puanını ya da süreyi belirtmek ya
da bunları harita varsayılanları olarak
bırakmak; oyuna dahil olacak azami oyuncu sayısını ve ( koyacaksak ) bot sayısını belirtiyoruz. Oyunda 9 tane bot
slotumuz var. Yani en fazla 9 bot alabiliyoruz. Botlar ve siz, belirttiğiniz azami
oyuncu sayısına dahil oluyorsunuz. Ancak oyuncu sayısı botlarla birlikte azami sayıya ulaşmışsa, yeni oyuncu girişinde, bir bot, otomatikman oyundan
çıkıyor. Güzel bir özellik. Ancak sunucu
bilgisine bakmadan, sadece rakama bakarsanız,sunucuyu dolu görüp girmekten vazgeçebilirsiniz. Yani botlar, sayıyı
şişiriyorlar. Bu da özelliğin güzelliğini
alıyor. :-)
Harita oylamasında ise, oylamada kaç
Onslaught: Benim hoşuma giden bir ta- adet harita seçeneği olacağını belirtikım modu. Her takımın bir güç jenera- yorsunuz. Normal oylama, harita bittiği
törü var. Amaç karşı takımınkini yok et- zaman ekrana geliyor.
mek. Ama bunu yapabilmek için, haritadaki inşa noktalarını ele geçirmeniz Harita için, sunucunun kullanabileceği
35
mevcut. Bunlar:
Grappling Hook: Bir çeşit ipli zıpkın ya
da yakalama kancası. Sunucu olarak
bunu açarsanız, oyuncular, “e” tuşu ile
fırlatabilecekleri bir ipli kancaya sahip
olular. Bu kanca, “e” tuşuna basılı tuttukça fırlar ve tavana ya da duvarlara
saplanarak, oyuncunun oraya tırmanmasını sağlar. Hızlanmak, yüksek yerlere çıkmak ya da Tarzan gibi sallanmak için kullanabilirsiniz.
Jet Pack: Oyunculara havada uçabile-
cekleri sırt jetleri verir. “e” tuşu ile
yükselirken, bıraktığınızda alçalmaya
başlarsınız. Jet Pack, Grappling Hook
ile aynı anda açılamaz.
Laser Guided Rocket: Roketatara bir
nokta lazer ekler. Oyuncular attıkları
roketi, istedikleri yöne döndürebilirler.
Vampire: Oyuncuların düşmandan ek-
silttikleri sağlık kadar, kendi sağlıkları
artar.
NixNex: Haritadaki normal silahları
kaldırarak, her oyuncuya aynı silahı verir. Ancak silahlar belli süre sora değişirler.
Pinata: Ölen oyuncu tüm silahlarını
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
kaybeder. Dirildiğinde silahsız başlar, komutunu server.cfg ile birlikte çalıştıracak “ server.sh ” bir betik oluşturmayerden bulmak zorundadır
lıyız. Bu aslında zorunlu değil. Betiğin
Footsteps: Ayak seslerini açar. Eh, uçuk yapacaklarını, konsoldan elle yapmanız
bir oyuna, gerçekçilik namına birşeyler da mümkün. Betik sadece, sizi yazma
zahmetinden kurtaracaktır.
katmış olursunuz.
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
dizini altına girerek
. /server. sh ile sunucumuzu başlatıyoruz. Sunucuyu başlattığımız uçbirim ekranı, artık sunucu konsolumuz olarak
görev yapıyor. Dalgınlıkla kapatırsanız,
sunucuyu da kapatmış olursunuz.
nexuiz/data
Weapon Arena: Sunucunun, arena hari- ~/.nexuiz/nexuiz/data dizini altına gide- “ Demos” sekmemizde ise, oyun esnatalarında hangi silahın kullanılacağını rek, “ server.sh ” adıyla boş bir dosya o- sında kaydettiğimiz oyun kayıtlarına
seçmesini sağlar. Bu bölümde bir silah luşturun. İçeriğine aşağıdaki satırları ulaşarak, bunları izleyebiliriz. Yine oyunun kendisinde de birkaç kayıt geliyor.
belirtilmişse, tüm oyuncular bu silahı kopyalayın ve kaydedip kapatın:
Bunları da buradan seçip, izleyebiliyokullanırlar.
#! /bin/sh
ruz.
Most Weapons: İşte eğlence! Oyuncu- /usr/bin/nexuiz- dedicated " ${ @} " +exec
lar, tüm silahlara ve sınırsız cephaneye /home/kullanıcı_adınız/. nexuiz/nexuiz/da “ Player Setup” kısmı ise, oyuncu karakta/server. cfg
terimizin ve oyun ekranın görünümü ile
sahip olurlar.
ilgili ayarlara ulaşabileceğimiz bölüm.
Buradan, 19 karakter modelinden birini
Tüm bu ayarları yaptıktan sonra “ Start
Multiplayer” ile sunucumuzu başlatıyo- İkinci olaraksa, Alientrap Nexuiz depo- seçebilirsiniz. Bu seçimin, oyuna bir etsundan
http://dev.alientrap.org/projects/ kisi yok. Ancak ince ve görülmesi zor
ruz.
nexuiz/repository/raw/server/server.cfg
bir karakter seçmeniz, vurulma olasılı“ server.cfg” dosyasını indirip, ~/.nexuiz/ ğınızı azaltacaktır. :-)
nexuiz/data dizini altına atmamız gereKonsoldan Sunucu Oluşturmak
kiyor. “ server.cfg” dosyasında, sunucu Yine nişangâh, radar ve HUD görünüBir genel sunucu içinse, konsolu kullan- ayarlarınız var. Sunucu değişkenlerinin mü ile ayarları da buradan yapabilirmak durumundayız. Konsolda -genel başlarındaki “ //” işaretini kaldırarak su- siniz.
olarak- nexuiz- dedicated komutu ile ge- nucu değişkenlerini aktif hale getirebinel bir sunucu oluşturabiliyoruz. Ancak lirsiniz. Bu değişkenlerin, neler yaptıkonsoldan oluşturduğunuz sunucuda, ğına dair açıklamalar yanlarında yazı- Settings
oyuna sunucu bilgisayardan dahil ola- yor. Bu açıklamalara göre istediğinizi
mıyorsunuz. GNU/Linux altında, bu su- açıp, istediğiniz şekilde değiştirebilir- Oyunun oldukça ayrıntılı olan sistem
ayarlarını, buradan yapabiliyoruz.
nucuyu oluşturabilmek için atacağımız siniz.
“ Input” kısmından oyunun kullanıcı abazı adımlar var. İlk olarak, ~/.nexuiz/
nexui/data dizini altında nexuiz- dedicated Son olaraksa, konsol ile, ~/.nexuiz/ rabirimi ayarlarını yapıyoruz. Yani tuş
36
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
kombinasyonu, fare, klavye ve joypad
ayarlarını yapıyoruz. Varsayılan kombinasyon, zaten tipik çevrimiçi birinci şahıs nişancılık kombinasyonu. Hareket
WASD kombinasyonu, sol tuş ateş, sağ
tuş ikincil ateş, boşluk zıplama, numaralar da silahlar. Başka tuşa da ihtiyacınız yok zaten. :-)
dan ise, yavaş bağlantılar için paket hızı ve veri paketi boyutlarını ayarlamak
mümkün. “ Misc” kısmından ise, oyunun
menü temasını değiştirebileceğimiz gibi, oyunun test göstergelerini ( hız, saniye /kare sayısı gibi ) açıp kapatmak
mümkün. Yine buradan, oyunun konsolunu kullanarak değiştirebileceğimiz
değişkenlerin ( cvar) değerlerini görüp,
değiştirebiliyoruz.
“ Video” ayarlarından ekran çözünürlüğü, ekran modu, OpenGL2.0 desteği
buradan yapılıyor. “ Effects” kısmında
ise DarkPlaces motorunun sunduğu
tüm ışıklandırma, partikül ve gölgeleme
efektlerini açıp kapatabilirsiniz. “Audio”
sekmesi ise, ses efektlerinin şiddetini
ayarlamanızı sağlar. “ Network ” kısmın37
Oyunun genel ekranı bu şekilde. Elbette, ayarların “ Misc” kısmından göstergeleri açarsanız, onlar da ekrandaki
yerlerini alacaklardır. Sol üst köşede
oyundan magazin haberleri yer alıyor.
Önemli kısım ise alttaki barımız. Öncelikle takım oyunlarında, bağlı olduğumuz takımın renginde olur ( sarı, kırmızı ya da mavi ). Yeşil renkte ise herhangi bir takıma bağlı olmadığımız ve
DM tarzı bir oyun içerisinde olduğumuzu ifade eder. Alttaki barın solunda
cephane sayımızı görüyoruz. Silahların
kullandığı 4 tip cephane çeşidi var:
Kurşun, fişek, enerji ve roket. Bunlardan seçili olan, o an elimizde olan silahın kullandığı cephane türünü gösterir.
Rifle dışındaki silahların şarjör değiştirme gibi bir olayı yok. Kullandığı tip
cephane sıfırlanana kadar, durmaksızın
ateş edebilirsiniz. Cephaneleri ise, haritada toplayabilirsiniz. Ortada ise, sağlığımız ve zırhımız yer alıyor.
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Haritadaki sağlık ve zırh nesnelerini alarak, bunları arttırabiliriz. Ancak zırh
ve sağık yavaş yavaş kendisini 100 puana getirir. Sağlık ,eğer 100'ün altında
ise, yavaş yavaş yükselmeye başlar ( elbette isabet almadığınız müddetçe ).
Zırh ise, düşükse, değişmez. Sağlık ve
zırh nesneleri ile 100'ün üzerine çıkabilirsiniz. Ancak bu sefer de azalamaya
başlayacaklardır. En sağda ise, puanımız yanında ise lidersek hemen arkamızdaki, değilsek hemen önümüzdeki
oyuncu ile olan puan farkımız yazar.
Zırh ve sağlık seviyemizin hemen üstündeki rakamlar ise, dolu silah slotlarımızı göstermektedir. Oyunda kullanabileceğimiz birbirinden absürt 13 adet
silahımız var. Bunlar:
1 - Lazer: Shotgun ile birlikte, standart
başlama silahıdır. Oldukça zayıf bir silahtır. Ancak, cephanesi sınırsızdır ve
oyuncular Lazer'i silah olarak kullanmaktan çok, hareket hileleri için kullanırlar. Zıplayıp yere doğru ateş ederseniz, itme şiddeti sizi, normalde zıplayamayacağınız yüksekliklere çıkartır.
Lazer zıplamayı koşarken yaparsanız,
bir mancınıktan fırlamış gibi, süratle
ileri fırlarsınız. Bu silah cephane kullanmıyor.
yunlardaki gibi, saçma atan bu silah,
yakın mesafede tam bir katil. Ancak uzak mesafede de bir o kadar etkisiz.
Normal atışta tek atan Shotgun, ikincil
atış modunda üçlü otomatik atım yapıyor. Fişek tipi cephane kullanıyor. Bu
2- Shotgun (Pompalı): Bu tip oyunların cephane tipini bir tek Shotgun kullanıolmazsa olmazı Shotgun. Aynı diğer o- yor.
38
3- Machine Gun (Makineli Tüfek): Be-
nim en çok kullandığım silahlardan birisi. Yüksek hasar gücüne sahip bu silah, orta menzilde etkili. Oldukça seri
ve isabet oranı yüksek bir silah. İkincil
ateş modu ise, uzak mesafe için etkili
ama daha yavaş ateş etmeyi sağlıyor. İş
bitirici olan silah, kurşun tipi cephane
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
kullanıyor.
4- Heavy Laser Assault Cannon
(HLAC) : Makineli tüfeği ve pompalıyı
birleştirip, cephanesini de enerji yaparsanız, HLAC ortaya çıkar. Birincil atış
modunda, hafif patlama hasarı da veren
lazer partikülleri atar. Aynen makineli
tüfek gibi, ancak daha güçlüsü. İkincil
atış modunda ise, bu sefer pompalı gibi
ateş eder. Yakın mesafede, aynı anda
birden fazla lazer partikülü atar. Enerji
tipi cephane kullanan HLAC, cephaneyi
su gibi içiyor. Çok yakındaki bir düşmana ateş ederseniz, lazer partiküllerinin
patlamasından nasibinizi alırsınız.
küçük bir plasma bombası atıyor. Duvarlardan seken plasma bombası, bir
süre sonra patlıyor. Bu plasma bombasını vurarak da patlatabilirsiniz. Böylece etkisi daha güçlü olur. Electro, tahmin edebileceğiniz gibi, enerji tipi cephane kullanıyor.
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
otomatik olarak dolduruluyor. Oyun içinde, biz dolduramıyoruz. Birincil modu, oldukça yavaş bir şekilde tek mermi
atıyor. İkincil atış modu ise, şarjörü, oldukça seri bir şekilde düşmanın üzerine boşaltıyor. Mermi tipi cephane kullanıyor.
7- Crylink: Pompalının plasma versiyo- 1 1 - Hagar: Bu silahı da çok severim.
nu. Ancak daha uzun menzilli ve daha
güçlü olanı. Birincil atış modunda, duvarlardan sekerek gidebilen plasma
topları atan silah; ikincil atış modunda,
yatay sırada, sekmeyen, ancak daha etkili plasma topları atar. Enerji tipi cephane kullanır.
Makineli tüfeğin, mermi yerine, küçük
patlayıcı reketler atan tipi. İkinci atış
modunda ise, attığınız seri roketçikler,
duvarlardan sekiyor. Makineliden çok
daha güçlü olan Hagar, roket tipi cephane kullanıyor.
1 2- Rocket Launcher (Roketatar): Tipik
5- Mortar (Havan): Bombaatar. Birincil 8- Nex: Favori silahım. Plasma ışını a- roketatar. Orta serilikte roket fırlatan
atış modunda attığınız bomba, düşmana
ya da bir duvara çarptığı zaman patlar.
İkincil atış modunda ise, attığınız bomba duvarlardan seker, bir düşmana çarpınca patlar. Eğer düşmana çarpmazsa,
durduktan 3 saniye sonra patlar. Roket
tipi cephane kullanır. Nişan alması biraz zor bir silah. Ayrıca yakındaki düşmana bomba atarsanız, aynı anda sizi
de vurur.
6- Electro: Tek bir plasma ışını atan si-
lah, oldukça güçlü ancak bir o kadar da
yavaş. Ayrıca plasma ışını, bir roket gibi patlayarak çevredeki düşmanlara da
hasar veriyor. İkincil atış modunda ise,
bu silahın hasar gücü, oldukça yüksek.
Düşmanı direkt vurmak zorunda değilsiniz. Roketin yanında patlaması da oldukça ağır hasar verecektir. Birincil atış modunda roketi fırlatıyor. Eğer ateş
tuşunu bırakmazsanız, roketi yönlendi9- MinstaNex: Oyunun en güçlü silahı. rebiliyorsunuz. İkincil atış tuşu ise, haNex gibi, ancak çok daha güçlü. Tek i- vada uçan tüm roketleri patlatır. Haliysabet, zırh ve sağlık farketmeksizin, le, roket tipi cephane kullanıyor.
düşmanı öldürüyor. İkincil atış modu
ise, Lazer'in birincil atış modu. Enerji 1 3- Fireball: Bu silah, aslında oyunun
haritalarında mevcut değil. “ Weapon
tipi cephane kullanıyor.
Arena ” uyarlayıcısı sunucu tarafından
1 0- Rifle (Tüfek): Tipik keskin nişancı açılmış ve bu silah seçilmişse bu silahı
tüfeği. Diğer silahlardan farklı olarak, kullanabilirsiniz. Fireball da Lazer gibi
bu silahın bir şarjörü var. Bittiği zaman cephanesi sınırsız bir silahtır. Birincil
tan keskin nişancı tüfeği. Uzun menzilli
ve oldukça güçlü. Ancak oldukça yavaş
ve nişan alması oldukça zor. İkincil atış
modu, hedefi yakınlaştırıyor. Silah, enerji tipi cephane kullanıyor.
39
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
atış modunda, duvarlardan sekerek giden ve düştüğü yerde yanan bir ateş
topu atar. Ateş topuna vurulur ya da
düştüğü yerde değerseniz alev alıp yanmaya başlarsınız ve sönene kadar sağlık kaybedersiniz. İkincil atış modu ise,
kısa bir şarjdan sonra, oldukça güçlü
bir ateş topu atar. Bu top, çarptığı zaman muazzam bir patlama ile etrafa hasar verir. Patlamadan sağ kurtulabilen
olursa da, yanmaya başlar.
rudan vuruşlu silahları kullanmaktan
hem daha kolay, hem daha zor olabilir.
Bu silahları kullanırken, nişangâhınızı
doğrudan düşmanın üzerine getirmek,
pek bir işe yaramayacaktır. Çevre hasarı veren silahlarda, kendi ateşinizle vurulmak istemiyorsanız, düşmanınızdan
belli bir mesafede olmanız şart. Yine
atışınızı, düşmanın hareketine göre ta-
Nexuiz, “ death match ” temalı ve oldukça süratli bir oyun. Önce silahların kullanımından biraz bahsedelim. Shotgun,
Machine Gun, Nex ve Rifle doğrudan
vuruş yapan silahlardır. Yani nişangâhınızı düşmanın üzerine getirir ve ateş
edersiniz. Elbette söylemek, yapmaktan
kolay. Hele de düşmanınız hoplayıp zıplayıp duruyorsa. Bu silahlarla, düşmanınızın yakınına ateş etmeniz, bir işe yaramayacaktır. Bu silahları kullanırken,
tavsiyem, fare yerine klavyeyi kullanarak nişan almanız. Mesela, yukarı aşağı
nişan için fareyi kullanarak, sağ sol nişan için hareket tuşlarını kullanın. Düşman sizi görmüş ve çarpışmaya girmişseniz, silahın etki menzili önemlidir.
Mortar, Electro, Hagar ve Rocket
Launcher, çevre hasarı veren ve sekmeli silahlardır (RL hariç). Bu silahlarla,
düşmanınızı, doğrudan vurmak zorunda
değilsiniz. Bu silahları kullanmak, doğ40
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
sarlamanız gerek. Attığınız bomba ya
da mermi, gittiği yere varana kadar,
düşman da hareket etmeye devam edecektir. Roketler, ince duvarların arkasından da düşmanı vurabiliyorlar.
Oyunda, saldırmak ve sağ kalmak esas.
Bunun için silahlarınızı, cephaneleri,
sağlık ve zırh puanlarını haritadan
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
topluyorsunuz. Bunları buldukça alın.
Sağlık ve zırh puanınız, tam olarak 100'
dür. Ancak sağlık ve zırh kazandırıcılar,
sağlığınızı ve zırhınızı 100'ün çok çok
üzerine yükseltirler. 100'ün üzerindeki
sağlık ve zırh puanı, yavaş yavaş düşmeye başlar ve 100'de sabitlenir. Sağlık, 100'ün altına düşerse, yine kendi
kendine yükselmeye başlar. Ama ne yazık ki zırh puanının böyle bir özelliği
yok. Ancak arttırıcıları alırsanız, hem
sağlık puanınız artar, hem de düşmanın
bunları almasını önlersiniz. Herhangi
bir cephaneyi, en fazla 999'a kadar alabilirsiniz. Haritadaki herhangi bir nesne, alındıktan 30 saniye sonra yeniden
belirir. Ancak dikkatli olun, bu nesnelerin yakınlarında, pusuya yatmış oyuncular olabilir.
yacaktır. Bunu ileri giderken arka arkaya yapacak olursanız, giderek hızlandığınızı fark edeceksiniz. Bu, UrT'de bahsettiğimiz “ bunny (tavşan) ” hareketinden farklı. Tavşanda, sağ - sol yön tuşlarını ve fareyi kullanıyorduk. Bunda
ise, fareyi ve yön tuşlarını kullanmayın.
Doğrudan zıplayın. FPS oyuncularının
karşısına ilk olarak Quake ile çıkan
meşhur roket zıplaması ( rocket jump)
hareketimizi, Nexuiz'de de bol bol kullanacağız. Roket zıplaması yapabileceğiniz silahlar; Lazer, Mortar ve Rocket
Launcher. Bu silahlardan birini alıp, yere nişanlayın. Zıplayıp, yere doğru ateş
edin. Patlama, sizi, muazzam bir yüksekliğe zıplatacaktır. Aynı zıplamayı
ilerlerken yaparsanız, aynı muazzamlıkta bir atlayış yapmış olursunuz. Ancak bu zıplatma karşılığı, sağlığınızdan
Harita üzerinde, sizi havaya fırlatan, biraz yitirirsiniz.
zıplatıcı platformlarla karşılaşacaksınız.
Bu platformlar, sizi yüksek yerlere fırla- Yüksekten düşmek diye bir korkunuz da
tırken; aynı şeyi, bomba ve roketlerini- olmasın. Oyun haritası içinde kalmak
ze de yapmaktadırlar. Bir zıplatıcının kaydıyla, istediğiniz kadar yüksekten
üzerine bomba ya da roket atarsanız, düşebilirsiniz. Sağlığınız azalmayacakzıplatma istikametine doğru uçtuğunu tır.
göreceksiniz.
Oyunda momentum unsuru denilen şey
fazlasıyla var. Yani, bir yere daha hızlı
varmak için, sürekli zıplayın. Zıplayıp,
havada iken tekrar zıplarsanız, karakteriniz daha yere inmeden yeniden zıpla-
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
olmuş. Oyunu grafikleri ve efektleri son
derece başarılı. DarkPlaces güzel iş çıkarıyor. Ancak, efektleri abartmanız durumunda, parlama efektleri, oyuncuyu
rahatsız edecek derecelere çıkıyor. Parlama efekti yüzünden, savaş alanını göremez duruma geliyorsunuz. O yüzden,
sisteminiz güçlü bile olsa, efektleri sonuna kadar açmayın derim. 32 oyuncuya kadar destek veren Nexuiz, harita
kalabalıksa büyük alanlarda kasmaya
sebep oluyor. Bu da oyunun kendisinden kaynaklanıyor. Grafik ayarlarını ne
kadar da düşürsem, bazı yerlerde -özellikle geniş düzlüklere sahip haritalarda aynı kasmalarla karşılaştım. OpenGL
modunda, ses bazen sorun çıkartıyor ve
çalışmıyor. Bu olursa, oyunu SDL ile
başlatın. Sesler de ortanın üzerinde diyebilirim. Ancak her haritanın kendine
has müziğinin olması çok güzel. Hele
DasTower diye bir haritanın müziğinde,
bir başka açık kaynaklı FRP oyunu olan
Adonthell'in “ Waste's Edge ” müziği kullanılmış ki, bu yazıyı yazarken o müziği
dinliyorum. :-) Yine de çoğu oyuncu,
çevreden gelen sesleri duymak için,
müziği kapatır. Haritada, yerden herhangi bir nesneyi aldığınızda bir ses
Sonsöz
çıkar. Yakınlardaki oyuncular, bu sesi
duyup, varlığınızdan haberdar olabilirNexuiz, amacına ulaşmış bir oyun. Ger- ler. Ancak sesler gerçekçi değil. Nasıl
çekten kaliteli bir platform bağımsız, olsun ki zaten? Oyunun ses teması;
çevrimiçi birinci şahıs nişancılık oyunu ciyyuuvvvv, ciyuuuvvvv, bbbbooo41
Oyun Tanıtımı: Nexuiz
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
aarrgghhhh...
Oldukça başarılı olan Nexuiz'in sunucu- olana dek ciyyuuvvvv, ciyuuuvvvv,
ları ise, nedendir bilinmez, oldukça ten- bbbboooaarrgghhhh... :-)
Oynanışa ise diyecek yok. Hız ve hare- ha.
ket hiç eksik olmuyor. Durağan kalırsanız, hemen ölürsünüz. Sürekli koşup FPS kılavuzumuzun sonraki bölümünzıplayın. Çünkü mutlaka birilerinin ni- de, yine Quake temalı ancak daha da
şangâhı, bir yerlerden size dönmeye uçuk olan World of Padman (WoP) ile
çalışıyordur.
birlikte olacağız. WoP'da tekrar birlikte
42
Makale
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Özgür Ilgın ([email protected])
Oyunları GNU/Linux Masaüstüne
Taşımak
GNU/Linux, işletim sistemi olarak dört
başı mamur bir platform. Ofis yazılımları, grafik programları, sistem araçları,
internet yazılımları ve çoklu ortam açısından da hatırı sayılır bir yazılım havuzuna sahip. Hâl böyleyken bile, GNU/
Linux'a gönül vermiş pek çok insan,
Windows'u tamamen bırakıp da GNU/
Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak
Linux'a taşınamıyor. Bunun başlıca se- Bu Kadar Oyun da Neyin Nesi?
bepleri şunlar:
Bilgisayarların adının oyunlarla birlikte
1) Windows'ta çalışan donanımların ya- anılır olması, Commodore 64 ve Amiga'
nında “ sürücü ” diye sunulan yazılımla- lar sayesinde oldu. Yüz milyonlarca kirın bir kısmının, sürücüden ziyade, do- şinin evine konuk olan bu kişisel bilginanım benzetimi yapan programlar ol- sayarlar, bilgisayar kurdu olmayan kulması ve bunların bazılarının GNU/ lanıcılar için renkli grafikleri ve üstün
Linux'a taşınmaması / taşınamaması.
ses imkanları ile müthiş bir oyun ortamı sunuyordu. Bizim gibi az gelişmiş
2) Windows veya Mac altında kullanı- ülkelerde, piyasa bedellerinin çok allan belli programların, GNU/Linux sü- tında bedellerle korsan olarak dağıtılan
rümlerinin bulunmaması ve GNU/Linux bu oyunlar, bilgisayarın işlevini oyuna
dünyasında, bu programlara alternatif indirgerken; insanlarda da oyun oburoluşturabilecek yazılımların yazılmamış luğu yarattı. Microsoft / Intel tekelinin,
bulunması. ( Örneğin Autocad)
bilgisayarları, görsel kullanıcı arabirimi
ile daha cazip hale getirmesi ve oyunun
3) GNU/Linux dünyasının, Windows o- yanında çoklu ortam işlevine de vurgu
yun dünyasının lüzumsuz koşusunun hı- yapması, kullanıcıların, bilgisayarın işzına yetişememesi, seçeneklerin kısıtlı levi konusundaki algılamasını genişletolması ve yapımcıların ( bir kaç istisna ti. Bilgisayarlar artık oyunun yanı sıra
dışında ), güncel oyunların GNU/Linux müzik dinlememize ve film seyretmesürümlerini yayınlanmakta isteksiz dav- mize yarayan şeylerdi. 90'lı yılların orranması.
tasında gerçekleşen internet devrimi
ile bu işlevlere iletişim de eklendi. Bu
Bu yazıda incelemek istediğim konu, bakış açısına uyum sağlayamayan Amiyeni kullanıcıların GNU/Linux kullan- ga firması battı. Pentium devriminden
masının önündeki en önemli engeller- sonra rakipsiz kalan Microsoft / Intel
den biri olan “ oyun ” sorunu. Şuna ina- tekeli, her 3-4 yılda bir başımıza yaklanıyorum ki; oyuncu kitlelerini GNU/ şık 500 dolar donanım terfisi masrafı aLinux'a çekemediğimiz, bunu da Özgür çan yeni işletim sistemleriyle donanım
Oyunlar ile yapamadığımız sürece, gereksinimi çıtasını, hızlı bir biçimde
GNU/Linux yaygınlaşamayacak.
yükseltmeye başladı. Oyunlar da bundan nasiplerini aldılar. Oyunlar, daha
43
Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
hızlı ve ayrıntılı grafiklerle, göz kamaş- elbette. Herkesin bu alışkanlıkları kır- kullandığımız donanımlar, çok fazla sistırıcı efektlerle doldu taştı. Oyunlar a- mak için izleyeceği yol farklı olabilir.
tem kaynağı gerektiren uygulamalar
deta hayatın kendisi oldu.
kullanmıyorsak, oyun oynamadığımız
zamanlarda gerçekten gereksiz. Böyle
Oyun oynamayı seven birisi olarak ken- 1. Sadece Açık Kaynak Kodlu Oyun- bir oyun bilgisayarını ofiste kullanmak,
dime hep şu soruları sordum: Bu kadar ları Oynamak:
tankla şehir içi trafiğine çıkmak gibi bir
çok oyuna ihtiyacım var mı? Oyunlar,
şey.
hayata bu kadar benzerse oyunluktan Kabul ediyorum: Seçeneklerimiz kısıtlı.
çıkmaz mı? Ve bu sorulara verdiğim ce- Elimizdeki çoğu şey de kaynak kodu avaplar, zaman içinde oyun alışkanlıkla- çılmış eski sahipli oyunlardan oluşuyor. 3. Emülatör (Öykünücü) Yazılımlar
rımın değişmesine yol açtı. Bu kadar o- Ama açık kaynak kodlu oyun dünyası, ile Oyun Oynamak
yuna ihtiyacım yoktu. İkincisi, oyunlar herşeye rağmen geniş bir dünya.
çocuklar için hayata hazırlık, büyükler Warzone 2100, Nexuiz, Sauerbraten, GNU/Linux, çeşitli işlemci ve oyun koniçin de hayatın karmaşasından bir neb- Assault Cube, Battle For Wesnoth, sollarının emülasyonu için çok elverişli
ze uzaklaşmak için bir araçtı. Ama on- Neverball, Torcs, FreeCol, Glest, bir ortam. DOSBox ( DOS ve 486 işlemWolfenstein:
Enemy cileri için öykünücü ), UAE ( Amiga Sisları hayatın kopyası haline getirdiğimiz- OpenArena,
de, hayatı yutan kara deliklere dönüş- Territory, Urban Terror, Warsaw, temleri için Öykünücü ), CCS64,
türmüş oluyorduk. Bu yüzden de güncel GNUBackgammon gibi birbirinden gü- FRODO ( Commodore 64 Öykünücüsü ),
oyunları takip etmek benim için anlam- zel oyunlar, GNU/Linux dağıtımlarının XMAME ( Oyun Salonu Makineleri için
sız bir hale geldi. Tabi ki bu bana uygun depolarında bizi bekliyor. Böyle bir çö- Öykünücü ), Stella ( Atari 2600 VCS Oybir çözüm. Herkese uygun olmayacağı züm de özgür yazılımın ruhuna uygun un Sistemi Öykünücüsü ) bunlara örnek
olan tek çözüm herhalde.
kesin.
olarak gösterilebilir. Bu öykünücüler
sayesinde oynayabileceğiniz oyunlar
eski olsalar da bunun benim gibi “ kıGNU/Linux Dünyasında Oyun Seçe- 2. Oyun ve Bilgisayarı Ayırmak: O- demli ” oyuncular için sorun olacağını
yun Konsolu Kullanmak
neklerini Çeşitlendirmek
sanmam. :)
Bilgisayarları oyun aracı olarak gören
kullanıcı algılaması değişmediği sürece,
insanları GNU/Linux işletim sistemine
çekmek zor olacak; bu kesin. Bilincin
değişmesi de oldukça uzun zaman alabilir. Ama mevcut seçenekleri değiştirmek için yapabileceğimiz bir şeyler var
Sahipli yazılımlara olan bağımlılığınızı
kırmasa da, PS2, PS3, Wii gibi oyun
konsollarını kullanarak hem bilgisayarınızı gerçek işlevine geri döndürmeniz;
hem güncel oyunları takip etmeniz,
hem de pahalı donanım terfilerinden
kurtulmanız mümkün. Zira oyun için
44
http://www.dosbox.com/
http://www.amigaemulator.org/
http://www.ccs64.com/
http://frodo.cebix.net/
http://www.parallelrealities.co.uk/projects/xma
megui.php
http://stella.sourceforge.net/
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
4. Windows Oyunlarını Wine, Software Quake2, Quake3, Doom3,
PlayOnLinux ve Cedega ile Çalıştır- Quake4, QuakeWars:ET, Epic Games
mak
Firması Unreal Tournament 2004'ün ,
WINE Windows uyumluluk ortamını
kullanarak, Windows'ta çalışan bazı uygulamaları GNU/Linux'ta da çalıştırmak
mümkün. PlayOnLinux ve CEDEGA,
WINE’ın geliştirilmiş türevleri. Bu ortamlar, henüz Windows'ta çalışan tüm
uygulamaları GNU/Linux altında çalıştıramıyor ama çalıştırabildiği uygulamaların sayısı da hatırı sayılır düzeyde.
Hemen akla gelenler Starcraft (1-2),
Command&Conquer3(Kane
Edition,
Kane's Wrath), F.E.A.R(1-2), Age Of
Empires(2-3), Civilization(3-4), Colin
Mcrae Rally 2005, Diablo2, Red Alert 3,
Half Life 2, Neverwinter Nights, Fallout
3, Left 4 Dead(1-2), Sensible Soccer
2006, SimCity 4... Ayrıntı için şu adreslere göz atabilirsiniz:
http://www.winehq.org/
http://www.cedega.com/
http://www.playonlinux.com/en/
Human Head Studios Prey'in, Frictional
Games Penumbra serisinin ve Amnesia:
Dark Descent oyunlarının GNU/Linux
sürümlerini yayınladı. Linux Games
Publishing (LGP) firması Cold War,
Disciples, Knights And Merchants, X2,
X3, Majesty ve Postal 2 gibi oyunları
GNU/Linux ortamına kazandırdı. Bağımsız oyun firmaları ise World Of Goo,
Quantz, Osmos ve Machinarium gibi
çok başarılı ve orijinal oyunları GNU/
Linux için yayınladı.
Bu çözümlerin bir veya bir kaçı, GNU/
Linux dünyasına geçişinizi kolaylaştırabilir. Ama şunu aklınızdan çıkarmayın
ki kendi kendine yetebilen bir Özgür
Yazılım dünyası oluşmadıkça, ilk çözüm
dışındaki çözümler, sizi sürekli sahipli
yazılımlara bağımlı kılacak ve günü
kurtarma çabasından başka bir anlam
ifade etmeyecektir.
5. Ticari Oyunların GNU/Linux Sürümlerini Kullanmak
Ticari kapalı kaynak kodlu oyunlar yayınlayan bazı firmalar, oyunların GNU/
Linux versiyonlarını yayınlıyor. Id
45
Makale: Oyunları GNU/Linux Masaüstüne Taşımak
Makale
Aydın Bez ([email protected])
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Minik Bilgisayarlar Üzerinde
Sıradışı Bir Koşuşturmaca
Giriş
Pazar ve piyasa analizi
Makale: Minik Bilgisayarlar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca
Günümüz modası ise tablet, cep telefonu ve minik bilgisayarlar(1) ki, üçünün
ortak noktası kişiyi her an her yerde erişilebilir kılması, çevirimiçi yapması.
Özellikle de cep telefonları gittikçe akıllanırken, sahip oldukları işletim sistemi piyasası da bir hayli kızıştı, renklendi. Üstelik masaüstü bilgisayarlarda
işletim sistemi pazarının tek hakimi
Microsoft firması, bu alanda da hakimiyetini sürdüreceğini sananlardandı ki,
önce Symbian, sonra cep telefonu üretici firmalarının kendi yazılım ve çabaları, Apple'ın iOS atağı ve son olarak da
gittikçe aktif ve verimli bir şekilde büyüyen Google Android... Karşısına çıkan
zorlu ve dişli rakipler karşısında Microsoft geri çekildi; ama bu demek değildi
ki, iş yapmayacak bu pazarda? Şu anda
Windows Mobile 7 ile bu pazarda yer
etmeye çalışıyor. Ancak boynuz kulağı
geçti. Gün geçmiyor ki, bir araştırma
yayınlanmasın: “ Kuzey Amerika akıllı
telefon pazarında Google Android, bilÖzgür Yazılım, üretilen teknolojik cihaz- mem kaç yüzde ile pazarın ikinci hakilara uyum sağlama yeteneğine sahip ve mi ve yükselişi, büyümesi ivme kazanbunu inanılmaz bir biçimde yapıyor. Ar- dı! ”
tık günümüzde bilgisayar denildiği zaman, yalnızca masaüstü sistemler gel- Microsoft, diğer bir pazar olarak da mimiyor akla: dizüstü, minik, cep telefo- nik bilgisayarlar (netbook) üzerinde,
donanım kısıtlamasına rağmen, yer etnu, tabletler...
me çabasında. Ancak üç aşağı beş yu46
karı aynı özelliklere sahip farklı markaların modellerindeki tek ortak nokta,
donanımın bu ebatta sınırlı olması: anakart ve belli işlemci ile tümleşik ekran
kartı (INTEL Atom, INTEL VGA), kablolu ve kablosuz ağ bağdaştırıcıları (Realtek, Atheros, Boardcom, Ralink...), ses
kartı, kamera, belirli çözünürlük ve boyuttaki ekran ve pil. Hepsi de boyutu
belli olan minik bilgisayarlar için, fazla
güç kaynağı tüketmeyecek ölçü, ağırlık
ve verimlilikte olmak zorunda. Haliyle
işletim sisteminin de bu donanıma uygun olması gerekmekte.
Rekabet halinde olan diğer bir kesim
de üreticiler ki, vurguladığımız gibi, kısıtlı donanımda kullanışlılık, tuş takımı
rahatlığı, pil ömrünün uzun olması ve
kısa sürede şarj, ekran parlaklığı, renk,
tasarım, yan ürünler gibi alanlarda değişiklik yapabilmekteler. Haliyle de öne
geçebilecekleri alan fiyat aralığı olacak
ki, bu da şartlar ortadayken zor. Bir de
işletim sistemine özel bazı arabirimler
yapanlar var; ama bu sadece Microsoft
ürünlerine yönelik oluyor. Linpus dağıtımı ile satılan kimi ürünler oldu; fakat
ülkemizde durum, kapsamlı anlaşmalarla Microsoft ürünlerinden yana. Ayrıca üreticiler, ürünlerini ülkemizde işletim sistemsiz satma riskine girmeyeceklerdir; çünkü yerleşmiş olan kanı,
bilgisayarın sadece Windows ile çalışa-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
cağıdır. Bunun yanı sıra üreticiler, minik bilgisayarları herhangi bir GNU/
Linux dağıtımıyla satsalar da, ürünün
fiyatını düşüreceklerini ( en azından perakendeciler yapar mı şüpheli ) sanmam.
Makale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca
larda çalıştırıldığını görmedim; çalıştı- linde dağıtıldığından, herhangi bir darılsa da ne kadar verimli olur, tahminini ğıtımda terminal uygulamasından dd
size bırakıyorum.
komutu ile taşınabilir belleğe (USB)
yazdırdığınız dağıtımı sisteminize kurabilirsiniz:
Özgür Yazılım “ can ”dır
$ cd /media/depo0/GNU\ Linux/Other/
Minik bilgisayarlar, tamamı ile verimli $ ls
Rekabetin galibi?
çalışırlarsa, kişiyi çevirimiçi yapar ve
istediklerini yaptırır; yoksa donanım ile archlinux- 2010. 05- core- i686. iso
Bu kısıtlı ortamda pazarda yer almak bütünleşemeyen bir işletim sistemi, ki- linuxmint- debian- 201009- gnome- dvdiçin, Microsoft bile, artık yaşlanmış ve şiyi sadece uğraştırır ve bilgiye erişi- i386. iso
üzerinden iki ürün (Vista ve Se7en) min gerekliliğinde yolunu kaybettirir.
geçmiş Windows XP işletim sistemini
meego- netbook- ia32- 1. 0. 0. 20100524. 1. img
kırparak, bu donanıma uygun hale geti- Bir minik bilgisayarın verimli çalışması
rip ürünlerde ön yüklemeli olarak satı- için, Özgür Yazılım ve en güzel meyvesi, meego- netbook- ia32- chrome- 1. 1. img
şa sundu; tıpkı Se7en üründe yaptığı GNU/Linux dağıtımları yeterlidir. Hatta
gibi. Bir masaüstü sistemde dahi verim- GNU/Linux zaman çizgisinde, öyle üze- $ sudo dd if=meego- netbook- ia32- chromeli çalışması için çeşitli işlemler yapılma- rinden iki tane işletim sistemi geçmiş, 1. 1. img of=/dev/sdd
sı gereken Windows XP'nin, ( öyle olma- fosil sistemler bulamazsınız. Hepsi taze
saydı bilgisayar bilişim dergileri her ay ve canlıdırlar; üstelik an be an büyürler
sayılarında sayfalar dolusu şöyle yapın de.
Seçeneklerimiz neler?
böyle edin de sistemi hızlandırın, uçurun, kanatlandırın türünden yazılar Bugün minik bilgisayarlar için tasarla- Akla gelen birkaç GNU/Linux dağıtım
yazmazdı ) böylesine kısıtlı donanımlar- nan birçok GNU/Linux dağıtımı olması- ismi söylersek: MeeGo, Ubuntu Net-
da mucizeler yaratmasını beklemek, sanırım saçmalık olacaktır. Kaldı ki Microsoft’un bu kısıtlanmış Windows XP ve
Se7en işletim sistemlerinde, değil sistemin hayati kararlarına müdahale etmeyi, sistemin temasını, duvar kağıdını bile değiştirememektesiniz.
na karşın, normal bir dağıtım da, gerekli işlemlere dahi gerek kalmaksızın kolayca taşınabilir bellekler yardımıyla
kurulabilmekte. Anımsatmak gerek: CD
okuyucusu olmayan minik bilgisayarlarda Microsoft işletim sistemi ürünlerini
kurmak, deveye hendek atlatmaktan
daha zor. Oysa birçok GNU/Linux dağıApple ürünlerinin de minik bilgisayar- tımı, melez olarak paketlenip kalıp ha47
book, Kubuntu Netbook, Lubuntu, Arch
Linux, PepperMint Os, Linpus sayılabilir. Meraklı bir kullanıcı, zaten arama
motorlarında, Türkçe sitelerden uzak
durarak, gerekli anahtar sözcükleri aratarak istediği bilgiye ulaşacaktır.
Türkçe sitelerden uzak durulmasından
kastım ise, birkaç Özgür Yazılım ya da
GNU/Linux dağıtımı forumunda yer a-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
lan bilginin anında diğer kopyacı sitelerde de sağlıksızca yer almasından ötürü; unutmayın ki, bilginin tekrarı bizi
bilgilendirmez.
Bu saydığımız dağıtımlar arasında yer
alan Ubuntu türevi dağıtımlar arasında
Ubuntu Netbook 10.10 sürümünde, radikal değişikliğe giderek, GNOME masaüstü yöneticisinin üzerine inşa edilen
pek bir kullanışlı eski kabuğu kullanmayı bırakıp, Untiy kabuğunu ve Mutter
arayüzünü kullanmaya başladı. Kubuntu Netbook sürümü ise bildiğiniz Kubuntu dağıtımından başkası değil; tek
bir farkla: Kubuntu masaüstü tek bi
pencerede iri simgelerle daha erişilebilir ama bir o kadar da karışık kullanılıyor. Lubuntu ise tercih sebebi olabilir
ki, gerçekten de Lxde masaüstü ortamı,
gerek düşük donanımlı gerekse minik
bilgisayarlarda harikalar yaratıyor; adeta sisteme ikinci baharını yaşatıyor:
çok hızlı!
Ubuntu ve X, K, L türevlerinin artısı
güncel uygulamalar, hızlı çözümler, topluluk desteğinin gelişmişliği ve Linux
çekirdeğine daha fazla donanım desteği
sağlaması ki, minik bilgisayarların da
donanımlarının neredeyse tek bir düzene sahip olması, bu son desteği olmazsa olmaz kılıyor ve Ubuntu bu desteği güzelce sağlıyor. Unutmadan söy-
Makale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca
lemek isterim ki, şimdilik Ubuntu tabanlı bir dağıtım olan Linux Mint de aynı desteği sağlayacaktır; yeniliği ise
görsellik, hazır kod çözücüler ve kendine özgü uygulamalarıdır.
Peppermint OS ise, tamamı ile çevrimiçi olma teması üzerine kurulmuş bir
sistem. Bu dağıtımda kurulabilir nitelikte ne e-posta istemcisi, ne belge oluşturma ve yönetme uygulamaları ne de
anlık iletişim araçları var. Olan ise
Cloud Computing denilen bulut iletişimi. Yani belge mi oluşturacaksın? Ön
tanımlı olarak Google Docs var. E-postalarına mı bakacaksın Gmail uygulaması var... Kısaca bulut iletişim ve çevirim için olabilmek için gerekli ne varsa bu dağıtmda toplanmış. Tabii internet tarayıcısı da mevcut. Bana bir nevi
Chrom(e)ium OS gibi geldi.
gür Yazılım dünyasına kattıkları olsun.
Yoksa sisteminize bir haftada onlarca
dağıtım göç yapar hale gelir ve siz, asıl
amacınız olan verimlilik ve çevirimiçi
olmaktan uzaklaşırsınız.
Tercihlerim
Debian, MeeGo, Pardus ve ArchLinux’
un da minik bilgisayarlarda güzelce çalıştığını belirtmekte yarar var. Özellikle
de bu dördü, sizi verimlilik açısından
tatmin edecek yapıdalar. Gerçi ben Debian’ı tek geçiyorum; ama diğerlerini
de seviyorum.
Zaten bu kare as, bu beş serilik yazı dizisinin konukları olacak. İlk ele alacağımız Debian GNU/Linux dağıtımını ise
gelecek sayıda kurulumu ve yapılandırması dahil elimden geldiğince anlatacaDiğer dağıtımları da (Fedora, SuSE, ğım.
Mandriva, zilyon tane Ubuntu tabanlı
tema değişikliği yapan dağıtımları, Neden mi bu 4 dağıtım?
SimplyMepis, Sidux, Sabayon ve DistroWatch sitesinde görüp merak ettiğiniz * Debian, GNU/Linux zaman çizgisi ionlarcası...) deneyebilirsiniz. Bunlara, çindeki bu zamana dek gelen köklü ve
yazı dizisinde yer vermeyeceğim; dile- anaç bir dağıtım; üstelik de yenilikçi ve
yen meraklı okurun inisiyatifi kendisin- kararlı bir yapıda.
de saklı olsun. Ancak dikkat etmeniz
gereken öncelik, denediğiniz ya da kul- * MeeGo, henüz bebek olmasına karşın
lanmakta karar verdiğiniz dağıtımın minik bilgisayarların piyasasına özgün
desteği, kökeni, araç gereçleri ve Öz- bir girişim olmasından dolayı,
48
Makale: Minik Bilgisayar Üzerinde Sıradışı Bir Koşuşturmaca
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
* ArchLinux, sade, hafif, kararlı ve kul- Sonuç
lanıcının emrinde ve de tam yönetiminSonuç olarak, anlık yaşarım ve ulaşılade bir dağıtım olduğundan,
bilir olmalıyım, taşıyacak 3 kilo ağırlık
* Pardus ise tamamı ile KDE tabanlı ol- istemem, masa başına da saplanıp kaduğundan ve de bu derginin; artık kıs- lamam, amacım basit: internet, müzik,
men de olsa varlık sebebi olmasından, eğlence, belgelendirme, iletişim... diKDE’yi gayet güzel kullanıp bütünleş- yorsanız minik bilgisayarlar tam idealiniz; tabii ki, Özgür Yazılım ve GNU/
mesinden,
Linux dağıtımları da! Özellikle de yapmak istediklerimiz, bizi özgür kılmaktan ziyade alıkoyan bir işletim sistemi
ile kafa kafaya çatışıyorsa ve hâlâ da
verimli davranamıyorsak, yolumuzu
49
başka yollara uğratmamız gerek ki, internetin bu denli erişilebilir olduğu günümüzde ( tekel konumundaki servis
sağlayıcının durumu ayrı bir yazı konusu ) bize yol göstericidir: Özgür Yazılım ( anahtar sözcük on üç tuş vuruşu
kadar yakın! )
(1 )Bu terim ile netbookları tanımlıyorum.
Gelecek sayıda: Evrenseli yakalayan bir
dağıtım: Debian GNU/Linux
Makale: Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux
nılmıyorsam 2008 yılında, -ki oğlum bünyesinde geliştirildiğini söyledi. “ Ha2004 yılında doğdu - yemeğe davet et- di ya?” dedim. “ Kuralım mı?” dedi. “ KuMehmet Pekmezci ([email protected]) miştik. Böylesine kısa (!) bir sürede bu ralım ” dedim. Böylelikle bu yolda ilk a-
Makale
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux
GNU/Linux ile tanışmam, oğlum sayesinde olmuştu. Şu an altı yaşında. Bir
terslik var gibi görünse de durum bu.
Oğlumun doğduğu hastanede çalışan
komşumuzu, yaptığı yardımlardan ve
doğum süresince eşime gösterdiği ilgiden kaynaklanan bir mahcubiyetle, ya-
daveti gerçekleştirdiğimiz için mutlu ve
gururlu bir biçimde yemeğimizi yedikten sonra, bir şekilde söz bilgisayara
geldi. Konunun, yemek masasının sağında duran bilgisayara gelmemesi pek
de mümkün değildi aslında. Komşumuz
GNU/Linux’tan bahsetti. Aval aval suratına baktığımı hatırlıyorum. Zira o güne
kadar benim için bilgisayar demek, içindeki işletim sistemi demekti. Bilgisayarımda XP kuruluydu. Doğal olarak
başka bir işletim sisteminin varoluşu
meraklandırdı beni, konuya ilgi gösterdim. O da büyük bir heyecanla bir koşu
eve gidip, bir kaç CD ile çıkageldi. Çalışan CD imiş bunlar. O ne demekse artık! Bir tanesi yemyeşil bir şeydi. İsmini
hatırlamıyorum dağıtımın. Orada gördüğüm ilk program Pidgin’di. MSN yerine bunu kullanabilirsin demişti ve çalıştırmıştı. Sanırım vurulduğum an, o
andı. Sanki MSN'nin çalışması çok matah bir şeymiş gibi... Ama kendimi suçlamıyorum. Çünkü o zamanlar bilgisayarda yaptığım şey, MSN’de arkadaşlarla konuşmak ve amatör balıkçılıkla
ilgili forumları takip etmekti. Hoş, MSN
kısmı hariç şu an için değişen bir şey
olduğunu söyleyemem. Dağıtımların
çalışan CD'lerini denerken, sıra Pardus
2008'e geldi, bu Türkçeydi. TÜBİTAK
50
dımımı attım.
Bilseydim atar mıydım? Ah! Atar mıydım? Eşek kafam. Oysa gül gibi geçinip
gidiyorduk. Arkadaş program kuruyor,
ben kullanıyordum. Program lazım olursa, internetten indirip kuruyor, crack
buluyor, onu uyguluyor, güle oynaya
kullanıyordum bilgisayarı. Ne bileyim
ben Pardus'ta öyle internetten programı indirip kolay kolay kurulamayacağını!.. Ne bileyim ben Özgür Yazılım denen bir şeyin var olduğunu ve programın kodlarının açık olduğunu!..
İşin kötüsü, Pardus 2008'i kurduktan
sonra komşumuzun oğlunu yakalamak
ne mümkün. Ben ne halt edeceğim şimdi? Kalakaldım ortada. Başladım internetten araştırmaya, program nasıl kurulur, güncelleme nasıl yapılır. IRC kanalını keşfettim. Orada bulunanlar ve
çok iyi niyetle yardımcı olmaya çalışanların, sorularım-sorunlarım karşısında
başa çıkamayıp kullanıcı adlarını değiştirdiklerini fark ettim. Bir komutu defalarca verip, ben başaramayınca “ Yanlış
yazıyorsun, udo değil sudo olacak ” diye
bir çırpıda sorunu keşfeden kahramanlarım da oldu; Firefox'taki bir sorunu
anlatırken “ Opera kullan ” deyip beni
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
çıldırtanlar da. Ardından Compiz diye
bir şey duydum. Güzel görünüyordu.
Onu kurma, “ vay canına bu ne kadar
güzel bir şey” söylemleri. Kaldırma,
tekrar kurma... Konsol... Acayip bir şey.
Ancak bir programı derlerken make komutundan sonra konsol ekranında gördüğüm hareket, yazıların sembollerin
uçuşması... “ Yahu benim bilgisayarım
bu kadar hızlı mıydı?” Güncellemeleri,
program kurmaları konsol ile yapma...
Sıra gelmişti Pardus 2009'a. Ben kuracağım. Yalnızım... İlk disk bölümlendirmemi hatırlıyorum. Elim nasıl da titriyordu. Pardus 2009 kurulduktan sonra-
Makale: Bir Aceminin Gözünden GNU/Linux
ki sevincime ne demeli? Büyük iş başar- Kazara dinleyen olursa anlatıyorum da
anlatıyorum. Hele hele virüsten bahdım canım...
sedenlere bıyık altından öyle bir sırıtıEh artık bunu yaymalı değil mi? Bütün yorum ki...
arkadaşlara GNU/Linux'tan bahsediyorum. Söz birliği yapmışlar gibi genel Maceram hâlâ devam ediyor... Etmeye
kanı gereksiz olduğu yönünde. Düşünü- de devam edecek. Sonlandırmayı asla
yorum, taşınıyorum olmuyor... Akıl sır düşünmüyorum. Çünkü ben, bu özgür
erdiremiyorum. Ben ve onlar gibi sıra- topluluğa inanıyorum. Hâlâ GNU/Linux’
dan bilgisayar kullanıcıları için biçilmiş u bilmiyorum. Ama bu kimse için bir
kaftan iken neden kullanmıyorlar? Niye sorun değil. Zira o kadar güzel ki, bilhâlâ kodları kapalı tarayıcıyı kullanıyor mediğin halde kullanabiliyorsun. Sanıve niye kodları kapalı, arka planda ne rım işin özü bu...
halt yediğini bilmediği bir işletim sisteminde ısrar ediyorlar? Yine de her fırsatta GNU/Linux diye söze başlıyorum.
http://www.pinoytux.com/linux/
linux-comics-of-the-day
-N'apıyorsun?
--Linux işletim sistemini yeniden yazıyorum.
--Daha çok Windows'a benzetmeye çalışıyorum. Bu masaüstü
kullanıcılarının özgür yazılıma geçmeleri için büyük bir engel.
--Annemin tarayıcısını bağlayınca ne olduğunu izle...
-Vayy! Bu harika!
--Çökme ekranı istediğim gibi mavi değil fakat yaklaşıyorum.
51
Makale
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Stallman, Copyright-Copyleft ikilemini,
haklı bir biçimde tam da zamanında
Kemal Karataş ([email protected]) devreye soktu. İnsanların emeklerini
lisans sistemini, geliştiricilerin
Özgür Yazılım Dünyası ve sömüren
bir hale getirdi. GPL lisansı ile
Patent Kabusu yararına
duyurulan programların, bir daha özel
mülk yazılım hale getirilmesini engelledi. Bu taktik, ilk başta eleştiri toplasa
da, onun yaptığından daha iyi bir fikir
sunan olmadı. Microsoft'un yıllarca
yaptığı taktiklere bu lisans ile dayanılabildi. 'Kurumsallaşma' adı altında, lisanslarının kaderini, satın alabileceklerin insafına bırakan şirketler de hâlâ piyasa, açık kaynak adı altında kendi durumlarını haklı göstermeye çalıştılar.
Ancak bu mantığın yanlış olduğunu ortaya çıkaran gelişmeler, herkese kimin
haklı olduğunu gösterdi.
Patent, yaratıcı insanların haklarının Sun ve Novell firmaları, birçok patent
korunması için, yaşama geçirilmiş bir haklarını kendilerinde toplamışlardı.
önlem. Çokluortam ürünler, kitaplar ya Bu, Microsoft gibi bir kuruluş için soda yazılım ürünlerinde, üreten insanla- run olabilir. Sun firması, Oracle tarafınrın desteklenmesi gerekir. Ama son uy- dan satın alındı ve birçok önemli projegulamalar tam tersini göstermekte... A- nin geleceği, endişe kaynağı oldu; Omerika kökenli kartel şirketler, patent penOffice.org projesi yerine, Libredavalarıyla Özgür Yazılım dünyasının Office gibi yeni projelere geçilmek zogelişmesine engel olmaya çalışıyorlar. runda kalındı. Diğer projelerin ne olaBu da yetmezse, paralarına kıyıp, pa- cağı hâlâ merak konusu... Novell ise,
tente sahip şirketi satın alıyorlar. En Microsoft'a satılmadı gibi görünüyor.
son Sun ve Novell satın alınma olayları- Ama kontrol, neredeyse tamamıyla onı ele alarak, durumu değerlendirelim. nun eline geçiyor.
52
Makale: Özgür Yazılım Dünyası ve Patent Kabusu
En son, 2.2 milyar dolar karşılığında
gerçekleştirilen eylemde, patent sorunu çıkması şimdilik olası değil. Unix tabanlı patentler, halen Novell'ın GPLv2
lisansı ile dağıtıma devam ediyor. Ama
bundan önceki 450 milyon dolarlık satış için aynısını söylemek hayalperestlik
olur. Bu satışta, 822 tane patent yine
Microsoft destekli bir konsorsiyuma satıldı. Bu kez, bu patentlerin geleceği,
tamamıyla yeni şirketin kaderine terk
edildi. Bu kodlar ve yazılımlar eğer
GPL lisansı ile dağıtılıyorsa sorun yok.
Ama Novell gibi şirketler, genelde GPL
dışındaki lisanslarla ürünlerini dağıtıyor. Eğer böyle patent hakları Microsoft'a geçtiyse, kabus dolu günler bize
bekliyor olabilir.
Daha önce, haklı olmasa bile Microsoft'
un açtığı patent davaları, yazılara konu
olmuştu. Ama sonuçsuz kalan davalardan sonra, Özgür Yazılım dostu fikri
vermeye çalışmışlardı. Bu tavır pek inanılır olmasa da, denendi. Sonunda, gerçek olan tepki ortaya çıkmaya başladı.
Gelecekte açılabilecek patent davaları
eskiye göre daha riskli demektir bu.
Microsoft, taktik değiştiriyor...
Microsoft, düşen kar payı ve fiyaskoya
dönen yeni ürün denemeleri dolu
Makale: Özgür Yazılım Dünyası ve Patent Kabusu
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
birkaç yıl geçirdi. Microsoft Windows
işletim sisteminin yamalı bohça gibi duran sistemini düzeltemedi. Windows 7
için yapılan o kadar reklam, o kadar iş
gücü, umulduğu gibi bir sonuç getirmedi şirkete. Bu durumda, paraya kıyıp,
özgür yazılım dünyası için önemli olan
patentleri ve sahip olan şirketleri satın
almak daha kolay gelebilir.
Red Hat ve Novell, bu olaylardan önce
Microsoft ile ortak bir stratejide olacaklarını açıklamışlardı. Novell, artık yalnızca ismi aynı olan, lisans ve yönetim
konusunda Microsoft'la aynı durumda.
Asıl merak konusu, Red Hat şirketinin
ne yapacağı...
Sonuç Olarak
Özgür Yazılım dünyası, şimdiye kadar
birçok aşağılama ve yok sayma taktiğine rağmen ayakta kaldı. Projeler zarar
gördü ya da adları değişti. Ama emin
adımlarla gelişmeye devam etti. Küresel krizden sonraki dönemde, birçok
önemli proje ve şirket benzer saldırılara uğramaya devam edecek. Burada önemli olan, proje yöneticilerinin tavrının ne olacağı ve geliştiricilerin bu saldırıya karşı olası tepkileri...
53
Makale
R. M. Stallman
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Makale: GNU Projesi
rihçesi kadar eski idi. Ama biz bundan anlamında kullanmaya devam edecefazlasını yaptık.
ğiz.(1)
Çeviri: Özgür Ilgın ([email protected]) Yapay Zeka (AI) Laboratuvarı, laboratuçalışanlarının, o devrin en büyük
GNU Projesi var
bilgisayarlarından biri olan PDP-10 için
tasarlayıp Assambler dili ile yazdıkları
Uyumsuz Zaman Paylaşım Sistemi (ITS)
adı verilen zaman paylaşım programını
kullanıyordu. Bu topluluğun bir üyesi,
bir AI Laboratuvarı çalışanı ve sistem
hackerı olarak benim işim; bu sistemi
geliştirmekti.
İlk Yazılım Paylaşımı Topluluğu
1971 yılında, MIT Yapay Zeka laboratuvarında çalışmaya başladığımda, yıllardır varlığını sürdüren bir yazılım paylaşımı topluluğunun parçası oldum. Yazılım paylaşımı, bizim özel topluluğumuzla sınırlı değildi; yemek tariflerinin paylaşımı, aşçılığın tarihi kadar eski ise,
yazılım paylaşımı da bilgisayarların ta-
Topluluğun Dağılması
1980′lilerin başında, AI Laboratuvarı
hacker topluluğunun dağılmasını müteakip, PDP-10 bilgisayarlarının kullanımdan kaldırılması ile tablo hızlı bir biçimde değişti. 1981 yılında bir yan şirket olan Symbolics’in, AI Laboratuvarındaki neredeyse tüm hackerları işe
almasıyla mevcudu azalan topluluk,
Yazılımımıza “ Özgür Yazılım ” adını koy- kendini devam ettiremez hale geldi.
madık, çünkü o zamanlar bu terim he- ( Steven Levy‘nin yazdığı “Hackers” adlı
nüz yoktu. Ama yazılımımız, tam anlamı kitap, topluluğun genel tablosunu ilk
ile buydu. Başka üniversitelerden veya ağızdan anlatmanın yanı sıra, bu olayı
şirketlerden gelenler bir yazılımı uyar- da tasvir eder. ) AI Laboratuvarına 1982
lamak ve kullanmak istediğinde, buna yılında yeni bir PDP-10 alındığında, bu
memnuniyetle müsaade ettik. Size ya- bilgisayarın yöneticileri, yeni makinede
bancı gelen ilginç bir program kullanan ITS yerine, Digital’in özgür olmayan zabirisini gördüğünüzde okumak, değiş- man paylaşımı sistemini kullanmaya katirmek ve parçalayıp yeni bir program rar verdiler.
yapabilmek için, programın kaynak kodunu görmeyi isteyebilirdiniz.
Çok geçmeden Digital, PDP-10 serisi
bilgisayarların üretimini durdurdu. MiHacker kelimesinin “ güvenlik ihlâlcisi ” marisi 1960′lı yıllarda güçlü ve şık olan
olarak kullanılması, kitle iletişim araç- bu makine, doğal olarak 1980′lilerde
larının bir kısmı tarafından yapılan bir kullanımı artan geniş adres yeri ihtiyahatadır. Biz hackerlar, bu türlü bir kul- cına karşılık veremedi. Bu da ITS’yi
lanımı tanımıyoruz ve bu sözcüğü meydana getiren tüm programların,
“ program yazmayı seven ve bu konuda modasının geçmesi anlamına geliyordu.
zekasını sergilemekten hoşlanan kişi ” Bu olay, ITS’nin tabutuna son çiviyi
54
Makale: GNU Projesi
çak-tı; 15 yıllık emek buharlaştı gitti.
Yazılım yayıncılarının, “ haklarını güç- işi yapmak için gereken programlara )
lendirmek ” veya “ korsanlığı durdur- asla sahip olamayacağımızdır. Bu varO devrin VAX ve 68020 gibi modern bil- mak ”tan bahsettiklerinde söyledikleri sayım, özgür yazılım hareketinin, yazıPardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
gisayarlarının kendi işletim sistemleri
vardı ve bunların hiç biri özgür değildi;
çalıştırılabilir bir kopyasını alabilmek
için, bir beyan imzalamanız gerekiyordu.
şey başkadır. Bu ifadelerin verdiği gerçek mesaj, sorgulamadan kabul edilen
varsayımlardır; toplum bunları eleştirmeden kabul etmelidir. Öyleyse buna
bir göz atalım.
Bu da demek oluyordu ki bilgisayar kullanmanın ilk adımı, komşunuza yardım
etmeyeceğinize dair söz vermekti. Topluluğun kendi arasında yardımlaşması
yasaktı. Sahipli yazılımcıların koyduğu
kural şu idi: “ Komşunla paylaşırsan,
Bu varsayımlardan biri, yazılım şirketlerinin, yazılımlarına sahip olmak gibi
sorgulanamayan doğal bir hakka sahip
olduğu ve bu yüzden kullanıcılar üstünde güçleri bulunduğudur ( bu doğru ol-
Sahipli yazılım toplumsal sisteminin,
-yazılımları paylaşmanıza ve değiştirmenize izin vermeyen sistem- toplum
karşıtı, gayrı ahlaki ve kısaca yanlış olduğu fikri bazı okuyucuları şaşırtabilir.
Ama toplumu bölüp de kullanıcılarını
çaresiz bırakan bir sisteme, başka ne
denebilir ki? Bu fikri şaşırtıcı bulan okurlar, belki sahipli yazılım toplumsal
sistemini doğal olarak kabul etmekteler; belki de yargılarına, sahipli yazılım
endüstrisinin önerdiği terimlerle varmaktadırlar. Yazılım yayıncıları, toplumu meseleye tek bir bakış açısı ile bakılabilineceğine ikna etmek için, uzun
süre sıkı çalışmışlardır.
bu bakış açısını reddeder. Telif hakkı
bir doğal hak değil, kullanıcının doğal Kesin Ahlaki Bir Seçim
hakkı olan kopyalama hakkını kısıtlayan, suni ve devlet tarafından dayatılan Topluluğum olmayınca eskisi gibi devam etmek imkansızdı. Bu yüzden kebir tekeldir.
sin ahlaki bir seçim ile yüz yüze geldim.
Bir diğer sorgusuz sualsiz varsayım, yazılım hakkındaki tek önemli şeyin, bize Seçeneklerden kolay olanı, hacker
hangi işleri yapmamızı sağladığıdır. Ya- dostlarıma yardım etmeyeceğime dair
ni biz bilgisayar kullanıcılarının, ne tür beyanı imzalayarak sahipli yazılım dünbir toplumumuz olmasına müsaade e- yasına katılmaktı. Muhtemelen, bu bedildiğine önem vermememiz gerektiği- yan anlaşmaları ile dağıtılan ve insanların dostlarına ihanet etmesi için yadir.
ratılan baskıyı artıran yazılımlar da
Üçüncü varsayım ise, şirketlerin kulla- geliştirecektim.
nıcı üzerinde uyguladıkları güç olmasa,
adam gibi yazılımlara ( veya şu veya bu Bu yolla iyi para kazanabilirdim ve
saydı, topluma ne kadar zarar verirlerkorsansın. Değişiklik yapmak istiyorsan se versinler, itiraz edemezdik ). Ameriyapmamız için bize yalvarırsın ”.
kan Anayasası ve hukuki gelenekleri,
55
lımlara zincir vurmadan da bir sürü
faydalı yazılıma sahip olabileceğimizi
göstermesinden önce olsaydı, inandırıcı
olabilirdi.
Bu varsayımları kabul etmeyi reddediyorsak ve kullanıcıları ilk sıraya koyarak bu konuyu sıradan kamuoyu ahlakı
ile yargılıyorsak, çok değişik yerlere
varırız. Bilgisayar kullanıcıları, programları kendi ihtiyaçlarına uydurmakta
özgür olmalıdır; çünkü diğer insanlara
yardım etmek toplumun temelidir.
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
program yazarak kendimi de eğlendirebilirdim. Ama şundan emindim ki; kariyerimin sonuna geldiğimde, insanları
birbirinden ayıran duvarlar örmekle geçirdiğim yıllara bakıp dünyayı daha kötü bir yer haline getirdiğimi hissedecektim.
Birileri bana ve MIT AI Laboratuvarına
yazıcı denetleme programının kaynak
kodunu vermeyi reddedince bu anlaşmanın bitmekte olduğunu anladım
( programdaki bazı özelliklerin eksiklik-
liği, yazıcının kullanımını oldukça sinir
bozucu bir hale sokuyordu ). Kendimi,
beyan anlaşmalarının masumiyetine inandıramazdım. Bu kişi kaynak kodunu
bizimle paylaşmak istemediğinde çok
öfkelenmiştim ve tükürdüğümü yalayıp
aynı şeyi başkalarına yapamazdım.
Kestirme ama nahoş olan diğer seçenek
ise bilgisayar alanını bırakmaktı. Bu şekilde yeteneklerim kötüye kullanılmazdı
ama boşa giderdi. Kullanıcıları böldüğüm ve kısıtladığım konusunda beni
kimse suçlayamaz ise de, bunların yapılmasına da engel olamayacaktım.
Böylece bir programcının iyi olan için
bir şey yapabileceği bir yol aramaya koyuldum. Kendi kendime, bir yazılım topluluğunu yeniden hayata döndürebilmek için yazabileceğim programlar o-
Makale: GNU Projesi
ta programları vs. vardı. ITS’de, Multics’de, VMS’de, Unix’te bunların hepsi
Cevap açıktı: İlk başta lazım olan olan vardı. GNU işletim sisteminde de olaşey, bir işletim sistemi idi. Bu, bilgisa- caktı.
yar kullanmaya başlamak için elzem olan yazılımdı. Bir işletim sistemi ile bir Daha sonra Hillel’den alıntı olan şu sözsürü şey yapabilirdiniz ama onsuz hiç leri duydum:
bir şey yapamazdınız. Bir işletim sistemimiz olursa, iş birliği içinde olan bir “ Kendimden yana değilsem, kim benhackerlar topluluğumuz olabilirdi ve den yana olur? Sadece kendimden yaherkesi katılmaya davet edebilirdik. Ar- naysam ben kimim? Şimdi değilse ne
kadaşlarını haklarından mahrum etmek zaman?”
için tuzak kurmadan bilgisayar kullanGNU projesine başlama kararı, aynı
mak niyetinde olan herkesi.
ruhtan kaynaklanıyordu.
Bir işletim sistemi geliştiricisi olarak bu
iş için biçilmiş kaftandım. Başarılı olma Bir ateist olarak, dini liderlerin takipgarantim yoksa da, bu işi yapmak için çisi olmasam da bazen söyledikleri şeyseçildiğimi anladım. Uyarlaması ve di- lere hayranlık duyardım.
ğer Unix kullanıcılarının geçişi kolay
olsun diye Unix’e uyumlu bir sistem
yapmayı seçtim. GNU ismi, hacker ge- Özgürlükte olduğu gibi “Özgür”
leneğine uyularak “ GNU Unix Değildir”
( GNU is Not Unix) öz yinelemeli cüm- Özgür yazılım terimi bazen yanlış anlalesinin baş harflerinin kısaltılmışı ola- şılır. Bunun fiyat ile alakası yoktur. Özgürlük ile alakası vardır. Özgür yazılırak seçildi.
mın tanımı şudur: Bir kullanıcı için herİşletim sistemi, kendi başına diğer hangi bir program ancak aşağıda aşaprogramları çalıştırmaya yeten kernel ğıdaki şartları taşıdığı zaman özgür ya( çekirdek ) demek değildir. 1970′li yıl- zılım olur:
larda isminin hakkını veren her işletim
sisteminde komut işlemcileri, assemb- * Programı her hangi bir amaç için
lerlar, derleyiciler, yorumlayıcılar, hata çalıştırma özgürlüğüne sahipseniz
ayıklayıcılar, metin düzenleyicileri, poslup olmadığını sordum.
56
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Makale: GNU Projesi
* Programı ihtiyaçlarınıza göre değiş- gun bir alternatif bulamadı. İngilizce,
tirme özgürlüne sahipseniz. ( Bu özgür- bir sürü sözcüğe sahip olduğu halde,
lüğün fiiliyatta etkin hale gelebilmesi “ free ” sözcüğünün anlamını verecek
için, kaynak koduna erişebilmeniz gere- çift anlamlı olmayan bir sözcükten yokkir. Aksi halde, kaynak kodunu görme- sundur. “ Unfettered” ( serbest) sözcüğü,
den, program üzerinde değişiklik yap- buna en yakın anlama sahiptir. “ özgürmak oldukça zordur. )
leşmiş”, “ özgürlük ” ve “ açık ” gibi sözcükler ya yanlış anlama ya da başka de* Programın kopyalarını bedavaya veya zavantajlara sahiptir.
belli bir ücret karşılığında dağıtma özgürlüğüne sahipseniz
Projeye Başlarken
* Topluluğun, sizin yaptığınız katkılardan faydalanabilmesi için, programın
değiştirilmiş kopyalarını dağıtma öz- GNU Yazılımı ve GNU Sistemi
gürlüğüne sahipseniz
Eksiksiz bir sistem geliştirmek, oldukça
Özgür sözcüğü, fiyata değil özgürlüğe büyük bir projedir. Buna ulaşabilmek
karşılık geldiğine göre programın kop- için, mümkün olan tüm özgür yazılım
yalarını satmanın özgür yazılım ile ters parçalarını kullanmaya ve onları uyardüşen tarafı yoktur. Aksine, kopyaları lamaya karar verdim. İşin en başlarınsatma özgürlüğü elzemdir. CD ROM’lar- da, temel metin biçimleyicisi olarak
da satılan özgür yazılım derlemeleri TeX’i kullanmaya karar verdim. Birkaç
toplum için önemlidir ve bunları sat- yıl sonra, GNU için yeni bir pencere
mak, özgür yazılım geliştirmek için har- sistemi yazmaktansa, X pencere sistecanan bütçeyi artırmanın önemli bir yo- mini kullanmaya karar verdim.
ludur. Öyleyse insanların bu derlemeler
içinde yer veremediği programlar öz- Bu karardan ötürü GNU sistemi, bir
gür yazılım değildir.
GNU yazılımları derlemesinden farklıdır. GNU sistemi, GNU yazılımı olma“ Free ” kelimesinin iki anlamlı olması yan ve diğer kişi ve projeler tarafından
yüzünden, ( “bedava” ve “özgür”-Ç.N. ) kendi amaçları için geliştirilmiş proginsanlar uzun süre başka alternatifler ramlar içerir ama bunları özgür yazılım
bulmak için uğraştıysa da, hiç biri uy- oldukları için kullanabiliriz.
bir yazılım paylaşımı topluluğu kurma
amacından - sapmasını izlemeye hiç
57
1984 haziranında MIT’deki işimi bırakıp GNU yazılımını yazmaya başladım.
GNU’yu özgür yazılım olarak dağıtmama engel olmasınlar diye MIT’ten ayrılmam gerekliydi. Orada çalışmaya devam etseydim MIT, çalışmamı sahiplenmeye çalışacak, kendi dağıtım şartlarını dayatacak ve hatta onu sahipli bir
yazılıma dönüştürecekti. Oldukça büyük bir çalışmanın, amaçlarından -yeni
niyetim yoktu.
Ama Prof. Winston, MIT AI Laboratuvarının yöneticisi, nazik bir biçimde laboratuvar tesislerini kullanmaya devam
etmemi istedi.
İlk Adımlar
GNU projesine başlamadan hemen önce, VUCK olarak tanınan, ( Felemenkçe
“özgür” kelimesine karşılık gelen sözcük; “V” ile yazılır) Özgür Üniversite
Derleyici Takımı’ndan bahsedildiğini
duydum. Bu derleyici, C dahil pek çok
dil üzerinde çalışmak için çoklu bilgisayarlar hedeflenerek tasarlanmıştı.
Programın geliştiricisine GNU’nun bu
programı kullanıp kullanamayacağını
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
sordum.
Verdiği cevap; “ Üniversite özgürdür
ama derleyici değil ” şeklinde evlere
şenlik bir cevaptı. Böylece GNU projesinde yazmam gereken ilk programın,
çok dilli ve çok platformlu bir derleyici
olması gerektiğine karar verdim.
Makale: GNU Projesi
Pastel derleyicisinin hiçbir parçası kul- “ İnternete bağlı olan bir arkadaş bulun,
lanılmadı. Ama kendi yazmış olduğum o size bir kopyasını indirsin ” diyebilir-
C ön-ucunu uyarlamayı başarmıştım. dim. Veya orijinal PDP-10 Emacs progAma bu, birkaç yıl sonra olacaktı; önce ramı için yaptığım şeyi yapıp, “ Bana bir
GNU Emacs üzerinde çalıştım.
teyp bandı gönderin bende üzerine
Emacs’ı kaydedip size geri postalayayım ” diyebilirdim. Ama işsizdim ve öz-
GNU Emacs
gür yazılımdan para kazanmanın yollarını arıyordum. Daha sonra, 150$ karşılığında isteyen herkese Emacs yüklü
teyp bandı göndereceğimi duyurdum.
Bu şekilde, bugün tüm Linux tabanlı
GNU sistemlerinin dağıtımını yapan
şirketlere öncülük ettim.
Tüm bir derleyiciyi kendi başıma yazmaktan kurtulacağımı umarken, Lawrence Livermore Laboratuvarında geliştirilen çok platformlu Pastel derleyicisinin kaynak kodunu buldum. Pascal’
ın geliştirilmiş versiyonuyla yazılan ve
bu dili destekleyen derleyici, bir sistem
programlama dili olmak üzere tasarlanmıştı. Buna bir C ön-ucu ekledim ve
Motorola 68000 bilgisayarına uyarlamaya başladım. Ama bunun için megabaytlarca belleğe ihtiyacım olduğunu ve
68000 Unix bilgisayarının, sadece 64k
belleği olduğunu fark ettiğimde vazgeçmek zorunda kaldım.
1984 Eylül ayında, GNU Emacs üzerinde çalışmaya başladım ve 1985′in başlarında Emacs kullanılabilir hale gelmeye başladı. Bu sayede, düzenleme için
Unix sistemlerini kullanmaya başladım,
o vakte kadar düzenlemelerimi vi ve ed
yazılımlarını öğrenmeye ilgi duymaksızın başka tip makineler üzerinde yap- Bir Program Her Kullanıcı İçin
mıştım.
Özgür müdür?
Sonra Pastel derleyicisinin, girdi dosyasını sentaks ağacına ayrıştırdığını, tüm
sentaks ağacını bir talimatlar zincirine
dönüştürdüğünü ve çıktı dosyasını oluşturduğunu ve tüm bunları yaparken,
bellek yeri boşaltmadan işlem yaptığını
anladım. Bu noktada, derleyiciyi sıfırdan yazmam gerektiği sonucuna vardım. GCC olarak bilinen bu derleyicide,
adlı bilgisayar böylece ana GNU ftp dağıtım sitesi oldu. Birkaç yıl sonra bu
bilgisayar devreden çıkarılınca aynı adı
yeni ftp sunucumuza taşıdık. ) Ama bu
Bu noktada, insanların GNU Emacs yazılımını kullanmak istemesi, bu yazılımı
nasıl dağıtacağım konusunun gündeme
gelmesine sebep oldu. Tabi ki MIT’de
kullandığım bilgisayarın anonim ftp sunucusuna koymuştum. ( prep.ai.mit.edu
Bir programın yaratıcısının elinden çıktığı zaman özgür yazılım olması, bir
kopyasına sahip olan tüm kullanıcılar
için de özgür olacağı anlamına gelmez.
Mesela kamuya açık olan yazılımlar
( telif hakkı olmayan yazılımlar) özgür
yazılımlardır: Ama birileri bunları değiştirip sahipli yazılım haline getirebilir. Aynı şekilde çoğu özgür programın
telif hakkı vardır; ama sahipli program
haline gelmelerine izin veren basit lisanslarla dağıtılırlar.
sıralarda çoğu kullanıcı internete bağlı
değildi ve ftp yolu ile bir kopya edinemezdi. Mesele şuydu: Onlara ne cevap
verecektim?
Bu sorunun en çarpıcı örneği X Pencere
Sistemi’dir. MIT’de geliştirilen ve basit
58
Makale: GNU Projesi
izin lisansı altında dağıtılan bu yazılım, Copyleft ve GNU GPL
duğunda işverenlerinin onlara “ yaptıçok geçmeden pek çok bilgisayar şirkeğın bu değişiklikleri paylaşamazsın
ti tarafından sahiplenildi. Şirketler, X GNU’nun amacı, kullanıcılara özgürlük çünkü biz bunu programın sahipli verPencere Sistemi’ni sahipli Unix sistem- vermektir; popüler olmak değil. Öyley- siyonunda kullanacağız” demesini enPardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
lerine kaynak kodsuz bir biçimde dahil
ettiler ve beyan anlaşması kapsamına
soktular. X’in bu kopyaları, Unix’in kendisinden daha “ özgür” bir yazılım değillerdi artık.
X Pencere Sistemi’nin geliştiricileri, bunu sorun olarak görmediler. Zaten bunun olmasını umuyorlardı ve bunu amaçlamışlardı. Onların amacı özgürlük
değil, “ daha çok kullanıcıya sahip olma ” şeklinde tanımlanan “ başarı ” idi.
Kullanıcıların özgür olmasını değil, onların sayılarının çok olmasını önemsediler.
Bu da, “ Bu program özgür mü?” sorusuna, özgürlüğün miktarının ölçülmesi
için, iki farklı yöntemin farklı cevaplar
verdiği çelişkili bir durum oluşturuyordu. MIT’nin dağıtım şartlarının sağladığı özgürlüğü göz önüne alarak değerlendirdiğinizde, X’in özgür bir yazılım
olduğunu söyleyebilirdiniz. Ama ortalama kullanıcının özgürlüğünü değerlendirdiğiniz zaman, onun sahipli bir
yazılım olduğunu söylemeniz gerekirdi.
Çoğu X kullanıcısı, özgür versiyonu değil, Unix sistemleriyle gelen sahipli versiyonu kullanıyordu.
se GNU yazılımlarının sahipli yazılımla- gelleyen Copyleft’tir.
ra dönüşmesini önleyecek dağıtım şartlarına ihtiyacımız vardı. Kullandığımız Programın tüm kullanıcılarının özgürlüyönteme, “ Copyleft” diyoruz.
ğünü güvence altına almak istiyorsak,
programda değişiklik yapmanın özgür
Copyleft, telif hakları yasasını kullanır olması elzemdir. X Pencere Sistemi’ni
ama onu ters çevirerek alışılmış amacı- özelleştiren şirketler, programı kendi
nın tersine kullanır. Yazılımları özelleş- sistem ve donanımlarına uyarlamak
tirmenin aracı olmak yerine onu, yazı- için çoğu kez bazı değişiklikler yapmışlımları özgür olarak muhafaza etmenin lardır. Bu değişiklikler, X Pencere Sisyöntemi haline getirir.
temi’nin büyük boyutu ile karşılaştırıldığında küçük olsa da, önemsiz değilCopyleft’in ana fikri şudur: Herkese dirler. Eğer programda yapılan değişikprogramları çalıştırma, kopyalama, de- likler kullanıcının özgürlüğünü inkar
ğiştirme ve değiştirilmiş versiyonları etmemin bahanesi olsaydı, bu bahanedağıtma izni veririz, ama kendi kısıtla- den doğan avantajı kullanmak herhangi
malarını eklemelerine izin vermeyiz. birisi için kolay olurdu.
Böylece programın bir kopyasına sahip
olan herkese özgür yazılımı tanımlayan Benzer bir mesele de, özgür programı
olmazsa olmaz özgürlükler garanti e- özgür olmayan bir program ile birleştidilmiş olur; bunlar devredilmez haklar rerek kullanma ile ilgilidir. Böyle bir
haline gelirler.
birleşimden doğan şey, tartışma götürmez biçimde özgür olmayan bir şeydir:
Etkin bir copyleft için, değiştirilmiş ver- Bileşimin özgür olmayan parçasında eksiyonların da özgür olması gerekir. Bu, sik olan şey, tamamında da eksik deçalışmalarımızı temel alan çalışmaların mektir. Böyle bileşimlere izin verilerek
da yayınlandığında, topluluğumuza açık açılacak delik gemiyi batırmaya yeter.
olmasını güvence altına alır. Piyasada Öyleyse Copyleft’in yapması gereken
programcı olarak çalışan kişiler, GNU şey bu deliği tıkamaktır: Copyleftli bir
yazılımlarını geliştirmeye gönüllü ol- yazılıma eklenen veya onunla birleşti59
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
rilen yazılım da sonuçta oluşan birliğin Emacs teyp bandı dağıtım işini de üstCopyleftli olmasını sağlayacak biçimde lendi; daha sonra bunlara diğer özgür
olmalıdır.
yazılımları da ekleyerek ( GNU olsun olmasın ) ve özgür el kitaplarını satarak
Pek çok GNU yazılımı için kullandığımız bu işi genişletti.
Copyleft biçimi, GNU GPL olarak kısaltılan GNU Genel Kamu Lisansı’dır FSF bağış kabul etmekteyse de geliri( General Public License ). Belli şartlar- nin çoğu, özgür yazılım satışlarından ve
da kullanılan başka çeşit Copyleft’leri- bunlarla ilgili hizmetlerden gelir. Bumiz de vardır. GNU el kitapları da gün, kaynak kodu CD’leri, çalıştırılabiCopyleft’lidir, ama daha basit lisanslar lir yazılım içeren CD’ler ( değiştirme ve
kullanırlar. Çünkü GNU GPL’in karma- yeniden dağıtma özgürlüğüne sahip),
şıklığı el kitapları için lüzumsuzdur.
güzel basımlı el kitapları ( tercih ettiğiniz platforma göre inşa ettiğimiz) ve
1984 veya 1985 yılında Don Hopkins, lüks dağıtımlar satmaktadır.
( hayal gücü kuvvetli bir dost) bana bir
mektup gönderdi. Zarfın üstüne Özgür Yazılım Vakfı çalışanları, pek çok
“ Copyleft-Her hakkı saklıdır” gibi ko- GNU yazılım paketi yazıp, bunlara desmik sözler yazmıştı. “ Copyleft” sözcü- tek hizmeti vermektedirler. Bunların en
ğünü, o zamanlar geliştirmekte oldu- göze batan iki örneği, C kütüphanesi ve
ğum dağıtım anlayışına isim olarak seç- kabuğudur. GNU C kütüphanesi, GNU/
tim.
Linux sisteminde kullanılan her programın Linux ile haberleşmesini sağlayan şeydir. Özgür Yazılım Vakfı çalışanÖzgür Yazılım Vakfı
larından Roland McGrath tarafından
geliştirilmiştir. Pek çok GNU/Linux yaEmacs kullanımına olan ilgi artarken, zılımının kullandığı kabuk olan BASH
başkaları da GNU projesine dahil oldu ( Bourne-Again Shell), FSF çalışanı
ve yeniden kaynak arayışına başlama- Brian Fox tarafından geliştirilmiştir.
nın zamanı geldiğine karar verdik. Böylece, 1985 yılında, yazılım geliştirmeye Bu programlara kaynak sağlamamızın
katkı sağlayan, vergiden muaf bir hayır nedeni, GNU projesinin sadece araçlar
kurumu olan Özgür Yazılım Vakfı’nı veya geliştirme ortamından ibaret olkurduk. Özgür Yazılım Vakfı ( FSF), maması idi. Amacımız eksiksiz bir işle60
Makale: GNU Projesi
tim sistemi idi ve bu programlar amacımıza ulaşmak için gerekliydi.
“ Bourne-Again Shell” programının adı,
Unix sistemlerinin klasik kabuk programı olan “ Bourne Shell” programına
atıfta bulunan bir şakadır.
Özgür Yazılım Desteği
Özgür yazılım felsefesi, geniş çaplı ticaret pratiğini reddetse de ticarete karşı değildir. İş dünyası kullanıcıların özgürlüğüne saygı gösterdiği sürece, başarılarının devamını dileriz.
Emacs’ın kopyalarını satmak, bir çeşit
özgür yazılım ticaretidir. FSF bu işi
üstlenince ekmeğimi kazanmak için
başka bir yol bulmam gerekti. Geliştirdiğim özgür yazılımlarla ilgili hizmetler
verecektim. Bu, GNU Emacs ile nasıl
programlama yapılacağını, GCC’nin
nasıl yapılandırılacağını ve çoğunlukla
GCC’nin yeni platformlara uyarlanmasını öğretmeyi içeriyordu.
Bugün bu çeşit özgür yazılım işlerini
bir çok şirket yapmaktadır. Kimileri
CD-ROM üzerinde yüklü özgür yazılım
derlemeleri satmakta, diğerleri sorulara cevap vermekten, yazılım hatalarını
düzeltmeye ve yazılımlara büyük çaplı
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
yeni özellikler ekleme gibi geniş yelpa- sunda endişe etmeden girdi dosyasının
zeye yayılan hizmetler vermektedirler. içeriğini tarama konusunda teşvik ettik.
Hatta yeni özgür yazılım ürünlerini piyasaya süren şirketleri bile görüyoruz. Bu kararlar, çoğu GNU programlarının
Unix sistemindeki eş değer programlarını aşmasını sağladılar.
Teknik Amaçlar
GNU’nun temel amacı özgür yazılımdı.
GNU’nun Unix’e teknik bir üstünlüğü
olmasa da kullanıcıların iş birliği yapmasına izin vermek gibi toplumsal bir
üstünlüğü ve kullanıcıların özgürlüğüne
saygılı olmak gibi ahlaki bir üstünlüğü
vardı.
Bilgisayar Bağışları
GNU projesinin itibarı arttıkça insanlar,
projeye Unix çalıştıran makineler bağışlamaya başladılar. Bunlar oldukça faydalıydı; çünkü GNU’nun bileşenlerini
geliştirmenin en kolay yolu, bunu Unix
sistemi üzerinde yapmak ve sistemin
Ama bilinen iyi standartları işimize uy- bileşenlerini birer birer değiştirmekti.
gulamamız oldukça doğaldı. Örneğin; Ama buradan ahlaki bir sorun doğdu:
veri yapılarının dinamik olarak keyfi Unix’in kopyasına sahip olmak bizim
sabit limitlere göre atanması ve gerek- için doğru muydu acaba?
tiğinde 8-bitlik kodların elden geçirilUnix sahipli bir yazılımdı ( hâlâ öyle ) ve
mesi gibi.
GNU projesinin felsefesine göre, sahipli
Ayrıca 16-bitlik makinelere destek ver- yazılım kullanmamalıydık. Ama nefsi
memeye karar vererek ( o zamanlar, müdafaa sırasında kullanılan şiddetin
GNU sistemi bittiğinde 32-bitlik maki- meşru olmasındaki akıl yürütmeyi bunelerin standart hale geleceği bariz rada da kullanarak, başkalarının sahipli
idi ), Unix’in düşük hafızaya odaklanma- yazılım kullanmayı bırakmasını sağlasını reddettik ve 1 megabaytı geçme- yacak bir program yazmak için sahipli
diği sürece, hafıza kullanımını azalta- yazılım kullanmanın meşru olduğu socak hiç bir şey yapmayacaktık. Çok bü- nucuna vardım.
yük boyutlu dosyaların işlenmediği
programlarda, programcıları, tüm girdi Ama bu masum bir kötülük olsa da, sodosyasını çekirdeğe yazıp, I/O konu- nuçta kötülüktü. Bugün elimizde hiç
61
Makale: GNU Projesi
Unix kopyası yok. Çünkü onların yerine
özgür işletim sistemlerini getirdik. Makinelerin işletim sistemini değiştiremeseydik, onun yerine makineyi değiştirirdik.
GNU Görev Listesi
GNU projesi ilerledikçe, gittikçe artan
sayıda sistem bileşeni bulundukça veya
geliştirildikçe eksikliklerimizi listelemek faydalı hale geldi. Bunu, eksik kalan parçaları yazacak programcıları işe
almak için kullanacaktık. Bu liste, GNU
Görev Listesi diye bilinmeye başladı.
Unix sistem bileşenlerinin yanı sıra, eksiksiz bir işletim sisteminin sahip olması gereken çeşitli yazılımları da listeledik.
Bugün GNU görev listesinde pek az
Unix bileşeni kalmıştır. Çok elzem olmayan bazı bileşenler dışında bütün
işler tamamlanmıştır. Ama liste, “ uygulamalar” dediğimiz projelerle doludur.
Dar bir kullanıcı grubundan fazlasının
ilgisini çeken programları işletim sistemine dahil etmek, her zaman faydalıdır.
Listede oyunlar bile vardı ve bu en başından beri böyleydi. Unix’te oyunlar
vardı ve doğal olarak GNU’da da olma-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Bu duruma istisna teşkil eden tek bir
sistem vardır; GNU sisteminde ( ve
GNU/Linux’ta ) GNU C kütüphanesi, tek
C kütüphanesidir. GNU C kütüphanesinin dağıtım şartları, GNU sistemi için
sahipli bir yazılım derlemenin mümkün
olup olmadığını belirler. GNU sistemi
üzerinde sahipli yazılımların bulunmasına izin vermenin ahlaki bir sebebi yokGNU Kütüphane GPL(LGPL)
tur, ama buna izin vermemek, stratejik
GNU C kütüphanesi, GNU Kütüphane olarak özgür yazılımların geliştirilmeGenel Kamu Lisansı adı verilen ve kü- sini teşvik etmekten çok GNU sistemitüphanenin sahipli yazılımlar ile bağıntı nin kullanımı için caydırıcı olur.
kurmasına izin veren özel bir Copyleft
biçimi kullanır. Bu istisnanın nedeni Bu yüzden C kütüphanesi için, Kütüphane GPL’i kullanmak iyi bir stratejidir.
nedir?
Diğer kütüphaneler için stratejik kararBu bir prensip meselesi değildir. Bizim lar, her durum için ayrı ayrı gözden gekodlarımızı içeren sahipli programların, çirilmelidir. Bir kütüphane, program yabizim adımızı da taşıması gerektiğini zımına yardımcı olacak özel bir işleve
söyleyen bir prensip yoktur ( bizimle sahipse, GPL lisansı altında yayımlapaylaşılmayacağı belli olan bir projeye mak, kullanımını sadece özgür progneden katkıda bulunalım?). C kütüpha- ramlarla sınırlamak, onlara sahipli yazınesi veya başka herhangi bir kütüpha- lımlar karşısında avantaj sağlayarak özne için LGPL kullanmak bir strateji me- gür yazılım geliştiricilerine yardım etmenin bir yoludur.
selesidir.
lıydı. Ama oyunlar için, uyumluluğun
sorun teşkil etmemesi nedeni ile Unix’
te var olan oyunların listesini takip etmedik. Bunun yerine, kullanıcıların sevebilecekleri geniş bir oyun yelpazesini
listemize dahil ettik.
C kütüphanesi kapsamlı bir iş yapar;
her sahipli sistem veya derleyici C kütüphanesi ile gelir. Öyleyse C kütüphanemizi sadece özgür yazılımın hizmetine vermek özgür yazılıma bir avantaj
sağlamaz, sadece kütüphanemizin kullanımı için caydırıcı olur.
Makale: GNU Projesi
sayılmaz. Ayrıca Readline’ı kullanabilmek için özgür hale getirilmiş bir uygulama, topluluğumuz için gerçek bir kazanç sayılır.
Sahipli yazılım geliştiricileri, paranın
getirdiği avantajlara sahiptir. Özgür yazılım geliştiricilerinin birbirlerine avantaj sağlamaya ihtiyacı vardır. Umarım
birgün, yeni yazılımların yapı taşlarını
oluşturacak faydalı modüller sunan ve
daha çok özgür yazılımın geliştirilmesine olanak sağlayan doğrultusu sahipli
yazılım ile aynı olamayan , GPL kapsamı altında bulunan geniş bir kütüphane
koleksiyonuna sahip oluruz.
Kaşınan Yeri Kaşımak mı?
Eric Raymond der ki: “ Her güzel yazılım, yazılım geliştiricinin şahsi bir kaşıntısını kaşımasıyla başlar”. Belki ba-
zen böyle olur ama GNU sisteminin çoğu temel parçası eksiksiz bir işletim
sistemine sahip olmak için geliştirilmiştir. Bir plan ve bir vizyon dahilinde geBASH için komut satırı düzenlemesi liştirilmiştir, bir güdü dahilinde değil.
için geliştirilmiş bir kütüphane olan
GNU Readline’ı (2) göz önüne alalım. Mesela Unix türü sistemler, C kütüphaReadline, kütüphane GPL’i ile değil sıra- nesine ihtiyaç duyduğu için GNU C küdan GNU GPL ile yayınlanmıştır. Bu tüphanesini geliştirdik; Unix türü sismuhtemelen Readine’ın kullanımını bir temler, kabuğa ihtiyaç duyduğu için
miktar azaltmış olsa da bizim için kayıp BASH’i geliştirdik; Unix türü sistemler,
62
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
tar programına ihtiyaç duyduğu için
GNU tar'ı geliştirdik. Kendi geliştirdiğim programlar için de bu böyle oldu;
GNU C Derleyicisi, GNU Emacs, GDB
ve GNU make.
Bazı GNU programları, özgürlüğümüze
yönelen belli tehditleri bertaraf etmek
için geliştirildi. LZW(3) patentleri yüzünden topluluğumuzun kaybettiği
Compress programının yerini alması
için gzip programını geliştirdik. LessTif’i geliştirmek üzere insanlar bulduk,
yakın zamanda GNOME ve belli sahipli
kütüphanelerden kaynaklanan sorunları
belirlemek üzere Harmony projeleri
başladı. Şu anda populer sahipli şifreleme yazılımlarının yerini alması için
GNU Privacy Guard ( GNU Mahremiyet
Koruyucusu ) programını geliştiriyoruz.
Çünkü kullanıcılar, özgürlükle mahremiyet arasında seçim yapmaya zorlanmamalıdırlar.
Makale: GNU Projesi
sistemini tamamlayıp bir bütün olarak daha sonra Utah Üniversitesinde gelişyayınlayacağımızı hayal etmiştim. Böyle tirilen bir mikro-çekirdekti. GNU Hurd,
olmadı.
Mach üzerinde çalışan bir dizi sunucu
işlemi ( veya “gnu sürüsü” ) idi ve Unix
Sistemin her bileşeni, Unix sistemi üze- çekirdeğinin yaptığı pek çok işi yapırinde geliştirildiğinden, GNU sistemi- yordu. Çekirdeği geliştirme çalışmalanin tamamlanmasından çok önce her rına başlamamız, Mach’in söz verildiği
parça Unix sistemi üzerinde ayrı ayrı gibi özgür yazılım haline gelmesini bekçalışabiliyordu. Bu programlardan ba- lememizden dolayı gecikti.
zıları popüler oldu ve kullanıcılar bunları geliştirerek, Unix’in uyumsuz versi- Bu tasarımı seçmemizin sebeplerinden
yonlarına ve bazen de diğer işletim sis- biri, işin en zor tarafı gibi görünen,
temlerine uyarlamaya başladılar.
kaynak seviyeli bir hata ayıklayıcı olmadan çekirdek programlarının hata ayıkBu süreç, programları daha güçlendirdi lamasını yapmaktan kaçınmaktı. İşin bu
ve kaynak sağlayıcıların da katkı veren- kısmını Mach’te yaptık ve Hurd sunulerin de ilgisini GNU projesine çekti. cularının kullanıcı programları olarak
Ama GNU geliştiricilerinin, eksik bile- hata ayıklamasını GDB ile yapmayı uşenleri tek tek yazmak yerine mevcut muyorduk. Ama bunu başarmak oldukbileşenleri uyarlamak ve bunlara yeni ça zamanımızı aldı ve birbirine mesaj
özellikler eklemek için harcadıkları za- gönderen çok işlem-kodlu sunucular,
man, asgari düzeyde çalışabilecek bir hata ayıklamasını daha zor hale getirisistemin tamamlanmasını birkaç yıl yordu. Hurd’ün düzgün bir biçimde çageciktirdi.
lışmasını sağlamak yıllar aldı.
Tabi ki bu programları yazan kişiler, bu
işe ilgi duydular ve kendi ilgi ve ihtiyaçları uğruna pek çok yeni özelliği bu GNU Hurd
programlara eklediler. Ama bu, prog1990 yılına gelindiğinde GNU sistemi
ramların varoluş sebebi değildir.
tamamlanmak üzereydi. Eksik olan tek
temel bileşen, çekirdek ( kernel) idi. Çekirdeğimizi, Mach üzerinde çalışan suBeklenmeyen Gelişmeler
nucu işlemleri şeklinde geliştirmeye kaGNU projesinin başlangıcında, GNU rar verdik. Mach, Carnegie Melon ve
63
Alix
En başta GNU çekirdeğinin ismi Hurd
olarak düşünülmemişti. Orijinal ismi
Alix -o zamanlar sevgilim olan kadının
adı - idi.O, bir Unix Sistem yöneticisi idi
ve isminin Unix isimlendirme tarzına
ne kadar uyumlu olduğunu belirtti ve
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
arkadaşlarına şakadan “ birisi ismimi
çekirdeğe vermeli ” dedi. Bir şey demedim; ama Alix ismini bir çekirdeğe vererek, ona sürpriz yapmak istedim.
civarında, Linux’u, daha tam olarak bitmemiş GNU sistemi ile birleştirince,
tamamen özgür olan bir işletim sistemi
meydana geldi ( tabi bu ikisini birleştirmek, oldukça esaslı bir işti ). Bugün,
Bu böyle devam etmedi. Çekirdeğin ana Linux sayesinde GNU sisteminin bir
geliştiricisi olan Michael Bushnell, versiyonunu çalıştırabilmekteyiz.
( şimdi Thomas) Hurd ismini tercih etti
ve Alix’i çekirdeğin belli bir kısmına Biz bu sistem bileşimine, GNU sistemi
karşılık gelecek biçimde yeniden tanım- ve Linux çekirdeğinin bileşimini vurguladı. Bu kısım, sistem çağrılarını tutup lamak için GNU/Linux diyoruz.
Hurd sunucularına mesaj göndererek
onları yerine getirecekti.
Sonunda Alix ile ayrıldık ve o ismini değiştirdi; bundan bağımsız olarak Hurd
tasarımı, C Kütüphanesinin sunuculara
doğrudan mesaj gönderebileceği şekilde değiştirildi ve Alix bileşeni tasarımdan çıkarak yok oldu.
Gelecekteki Zorluklar
Geniş bir yelpazeye yayılan özgür yazılımları oluşturmadaki yeteneğimizi kanıtladık. Bu, yenilmez ve durdurulmaz
olduğumuz anlamına gelmez. Pek çok
zorluk, özgür yazılımın geleceğini belirsizleştirmektedir. Bunlarla başa çıkAma bu gelişmeler olmadan önce, bir mak, belki de yıllarca sürecek azimli bir
arkadaşı Hurd’ün kaynak kodu içinde uğraş ve sabır gerektirecektir. İnsanlaAlix ismine rastlamış ve bundan ona söz rın özgürlüklerine değer verdiklerinde
etmişti. İsim işe yaramıştı.
ve onu kimsenin almasına izin vermedikleri zaman gösterdikleri bir çeşit kararlılık lazım olacaktır.
Linux ve GNU Linux
GNU Hurd, üretimde kullanmak için
hazır değildi. Neyse ki 1991 yılında
başka bir çekirdek mevcuttu. Linus Torvalds, Unix uyumlu başka bir çekirdek
geliştirip, “ Linux” ismini vermişti. 1992
Gizli Donanımlar
Makale: GNU Projesi
Donanım üreticileri, donanım ayrıntılarını gizlemeye gitgide daha çok meyletmektedirler. Bu da Linux ve XFree86’
nın (4) yeni donanımları destekleyebilmesi için sürücülerin yazılmasını zorlaştırmaktadır. Şimdi tamamen özgür
sistemlerimiz var; ama geleceğin bilgisayarlarını destekleyemediğimiz taktirde onları elimizde tutamayacağız.
Bu sorun ile başa çıkmanın iki yolu vardır. Programcılar, donanımları nasıl
destekleyeceklerini bulmak için tersmühendislik yapabilir. Geriye kalanlarımız ise özgür yazılımlar tarafından desteklenen donanımları tercih edebilir.
Sayımız arttıkça, donanımların gizliliği,
kendi kendini mağlup eden bir politika
haline gelecektir.
Ters mühendislik zor bir iştir; bu işin
üstesinden gelmeye yetecek kadar kararlı programcılarımız olacak mı? Özgür yazılımın bir prensip meselesi olduğu ve özgür olmayan sürücülere hoşgörü gösterilemeyeceği konusunda güçlü
bir kamuoyu yaratabilirsek, buna cevaBundan sonraki dört kesimde bu zor- bımız “ evet” olacaktır. Büyük kısmımız
luklar tartışılacaktır.
özgür sürücüleri kullanabilmek için fazladan para ve zaman harcayacak mıdır?
Özgürlüğe kavuşma kararlığımız yaygınlaşırsa, buna cevabımız “ evet” olacaktır.
64
Makale: GNU Projesi
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
masaüstü adlı önemli bir özgür yazılım Uyumlanabilir bir kütüphane olan Harderlemesinde Qt adı verilen, özgür ol- mony, KDE yazılımlarını Qt’yi kullanmaÖzgür bir işletim sistemi üzerinde çalı- mayan Grafik Kullanıcı Arabirimi ( GUI) dan çalıştırmak üzere tasarlanmıştı.
şan özgür olmayan bir kütüphane, öz- araç takımı kütüphanesi kullanıldı.
1998 Kasım’ında Qt geliştiricileri, Qt’yi
gür yazılım geliştiricileri için bir tuzak
işlevi görür. Kütüphanenin çekici özel- Özgür GNU/Linux sistemleri, KDE’yi özgür yazılım yapacak bir lisans değilikleri yemdir; kütüphaneyi kullanırsa- kullanamıyordu; çünkü kütüphaneyi şikliğine gittiklerini duyurdular. Tabi ki
nız tuzağa düşersiniz; çünkü yazılımı- kullanamıyorduk. Ama özgür yazılıma bunun tam nedenini bilmenin imkanı
nız, özgür bir işletim sisteminin parçası sadık kalmak konusunda kararsız olan yok; ama sanırım bu, topluluğun Qt’nin
olamaz ( açık konuşacak olursak, prog- bazı ticari GNU/Linux dağıtıcıları, yete- özgür yazılım olmamasından kaynaklaramınızı sisteme dahil edebiliriz ama o nekleri yüksek fakat özgürlüğü az olan nan soruna kesin tepki vermesi sayekütüphane olmadan çalışmaz). Daha da bir sistem sistem yaratarak KDE’yi sis- sinde olmuştu (yeni lisans sakıncalı ve
kötüsü, sahipli bir kütüphane kullanan temlerine eklediler. KDE grubu, insan- insafsız olduğundan dolayı hâlâ Qt kulbir program popüler olursa, diğer ma- ların Qt kullanmasını etkin bir biçimde lanmaktan kaçınmakta fayda vardır (6).
sum programcıları da tuzağa çekebilir. teşvik ediyordu ve milyonlarca yeni Bir sonraki cazibeli ama özgür olmayan
Bu sorunun ilk örneği, 1980′li yıllardaki Linux kullanıcısının aklına bunun sorun kütüphaneye tepkimiz ne olacak? Tüm
Motif (5) araç takımı ( toolkit-Ç.N) idi. olabileceği gelmedi. Durum vahim gibi toplum tuzaktan uzak durmanın gereğini anlayacak mı? Ya da bir çoğumuz
Henüz ortalıkta özgür işletim sistemi gözüküyordu.
konfor uğruna özgürlükten vazgeçip
yoksa da, sonradan onlar için yaratabiÖzgür
yazılım
topluğu
bu
soruna
iki
şeciddi bir problem mi yaratacak? Geleleceği sorun barizdi. GNU projesi buna
iki şekilde tepki verdi: Özgür yazılım kilde tepki verdi: GNOME ve Harmony ceğimiz felsefemize bağlıdır.
projelerine, Motif’e destek oldukları
kadar, özgür X araç takımı programcık- GNOME ( Gnu Ağ Nesne Modeli Çevre
larına da destek olmalarını söyleyerek Ortamı ) GNU’nun masaüstü projesi idi. Yazılım Patentleri
ve programcılara, Motif’in yerini alabi- 1997 yılında Miguel Icaza tarafından
lecek bir program yazmalarını söyleye- başlatılan ve Red Hat Software’in des- Karşılaştığımız en kötü tehdit; algoritrek. Bu işin tamamlanması yıllar aldı; teği ile geliştirilen GNOME, benzer bir ma ve özelliklerin kullanımını 20 yıla
Hungry Programmers adlı programcı masaüstü imkanlarını, yalnızca özgür kadar erteleyebilecek olan yazılım pagrubu tarafından geliştirilen LessTif’in, yazılımları kullanarak sağlamak üzere tentlerinden gelmektedir. LZW sıkıştırçoğu Motif uygulamalarını destekleye- yola koyulmuştu. C++ dışında, pek çok ma algoritmaları, 1983 yılında uygulancek kadar güçlü hale gelebilmesi ancak programlama dilini desteklemek gibi maya başlandı ve biz halen düzgün sıteknik avantajları da vardı. Ama ana a- kıştırılmış GIF dosyaları oluşturabile1997 yılında mümkün oldu.
macı özgürlüktü: Özgür olmayan hiçbir cek özgür yazılımlar üretemiyoruz.
1998 yılında MP3 yapımına yarayan
1996 ve 1998 yılları arasında KDE yazılımı kullanmamak.
Özgür Olmayan Kütüphaneler
65
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
özgür bir program, patent davası yü- Eksiklik, sistemlerimizin içerebileceği
zünden dağıtımdan kaldırıldı .
iyi özgür yazılım el kitaplarının olmamasıdır. Belgelendirme, herhangi bir
Patentlerle başa çıkmanın yolları var- yazılım paketinin en temel kısmıdır;
dır: patentin geçersiz olduğuna dair ka- önemli bir özgür yazılım, iyi bir özgür
nıtlar ve o işi yapmak için alternatif el kitabı ile gelmiyorsa bu büyük bir
yollar arayabiliriz. Ama iki yöntem de eksiktir. Bugün bir sürü eksiğimiz var.
bazen işe yarar; ikisi de işe yaramadı- Özgür belgelendirme, tıpkı özgür yazığında patent, tüm özgür yazılımları kul- lım gibi, fiyatla değil özgürlük ile alakalanıcıların kullanmak istediği bir özel- lıdır. Özgür bir el kitabında aranacak
likten mahrum kalmaya zorlayabilir. ölçütler, özgür yazılımda aranacakların
Böyle olursa ne yaparız?
hemen hemen aynısıdır: Bütün kullanıcılara kesin bir özgürlük sağlama meseİçimizden özgürlük aşkına özgür yazılı- lesi. Programın her kopyasında el kitama değer verenler, her halûkarda özgür bının bulunabilmesi için, kağıt üzerinde
yazılımın yanında yer alacaktır. Patentli veya çevrimiçi dağıtıma ( ticari satış daözellikler olmadan işimizi yapmayı ba- hil) müsaade edilmelidir.
şaracağız. Ama özgür yazılımın teknik
olarak üstün olmasını bekleyenler, pa- Değiştirme izni de çok önemlidir. İnsantentlerin bir özelliğin kullanılmasını en- ların her tür makale ve kitabı değiştirgellemesi durumunda buna “ başarısız- me iznine sahip olması gerektiğini sanlık ” diyeceklerdir. Bu yüzden, “ kated- mıyorum. Örneğin; sizlerin ve benim
ral ”(7) modeli yazılım geliştirmenin eylem ve görüşlerimizi belirten bu ve
pratik etkinliğinden ve bazı özgür yazı- bunun gibi makalelerin değiştirilmesine
lımların güvenilirliğinden ve gücünden izin vermek zorunda olduğumuzu sanbahsetmek faydalı olsa da burada dur- mıyorum.
malıyız. Özgürlükten ve prensiplerden
bahsetmeliyiz.
Fakat değiştirme özgürlüğünün, özgür
yazılımın belgelendirmesi için bu kadar
önemli olmasının özel bir nedeni vardır.
Özgür Belgelendirme
İnsanlar, yazılımı değiştirme haklarını
kullanıp o yazılımın özelliklerinden baÖzgür işletim sistemlerimizdeki en bü- zılarını çıkardıklarda veya bazı özellikyük eksiklik yazılımdan kaynaklanmaz. leri eklediklerinde, özenli iseler, el kita66
Makale: GNU Projesi
bını da değiştireceklerdir. Böylece değiştirilmiş program ile ilgili doğru ve
kullanılabilir bilgi sunabilirler. El kitabı, programcıların özenli olmasını sağlamaz ve işi bitirmek toplumumuzun
ihtiyaçlarını karşılamaz.
Değişikliklerin nasıl yapılacağı ile ilgili
bazı sınırlar koymak, çok büyük sorun
yaratmaz. Örneğin; asıl yazarın telif
hakkı uyarısının, dağıtım şartlarının,
yazarların listesinin muhafaza edilmesi
sorun yaratmaz. Değiştirilmiş versiyonların değiştirildiğine dair not eklenmesi, hatta teknik içerikli olmadıkları sürece değiştirilemeyecek veya silinemeyecek bölümlerin olması da sorun değildir. Bu türlü kısıtlamalar, sorun yaratmaz; çünkü el kitabını, değiştirilmiş
programa uygun hale getirmekten özenli bir programcıyı alıkoymazlar. Başka bir deyişle özgür yazılım topluluğunun el kitabından tam olarak yararlanmasını engellemezler.
Ama, el kitabının “ teknik ” içeriğinin değiştirilmesi, daha sonra bilinen tüm ortam ve kanallardan dağıtılabilmesi
mümkün olmalıdır. Aksi taktirde kısıtlamalar topluma mani olur, el kitabı özgür olmaz ve başka bir el kitabına ihtiyaç duyarız.
Özgür yazılım geliştiricileri, geniş kap-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
samlı el kitapları hazırlayacak bilince
ve kararlılığa sahip olacak mıdır? Geleceğimiz, bir kere daha, felsefemize
bağlıdır.
Özgürlükten Bahsetmeliyiz
Tahminlere göre bugün, Debian GNU/
Linux ve Red Hat GNU/Linux gibi GNU/
Linux sistemlerinin on milyon kullanıcısı vardır. Özgür yazılım öylesine pratik avantajlar geliştirmiştir ki kullanıcılar sadece pratik nedenlerden dolayı akın etmektedir.
Bunun iyi sonuçları barizdir: özgür yazılım geliştirmek konusuna artan ilgi,
özgür yazılım iş dünyası için daha fazla
müşteri ve şirketleri sahipli yazılım ürünleri üretmek yerine özgür yazılım
üretmeye teşvik etmek için daha fazla
güç.
Ama yazılıma olan ilgi, temelinde yatan
felsefe hakkındaki bilinçten daha hızlı
büyümektedir ve bu sorun yaratır. Yukarıda saydığımız zorluklara ve tehditlere karşı koyma yetimiz, özgürlükten
taviz vermeme azmimize bağlıdır. Toplumun bu azme sahip olduğundan emin
olabilmek için, topluluğumuza yeni katılan kullanıcılara bu fikirleri yaymalıyız.
Ama bunu yapmayı beceremiyoruz: Yeni kullanıcıları topluluğumuza çekmek
için gösterdiğimiz çabalar, onlara topluluğumuzun üyesi olmanın kurallarını
öğretmek için harcadığımız çabaları kat
kat aşıyor. İkisini de yapmaya ve iki
çabayı dengelemeye muhtacız.
Makale: GNU Projesi
lımların reklâmları ile doludurlar. Yeni
Motif’ler ve Qt’ler ortaya çıktığında, bu
dergiler, kullanıcılara bunlardan kaçınmalarını mı söyleyecektir; yoksa bunların reklamlarını mı yayımlayacaktır?
İş dünyasının desteği, topluma çeşitli
yönlerden katkı sağlayabilir, aynı zamanda faydalıdır. Özgürlük ve ilkeler“Açık Kaynak”
den daha az söz ederek onların desteğini kazanmak korkunçtur; yoksullarla
1998 yılında topluluğumuzun bir kısmı, kentliler arasındaki eğitim uçurumunu
“ özgür yazılım ” kelimesini kullanmayı daha da derinleştirir.
bırakıp bunun yerine “açık kaynak” demeye başlayınca, yeni kullanıcılara öz- “ Özgür Yazılım ” ve “Açık Kaynak ”, üç
gürlükle ilgili şeyler öğretmek zorlaştı. aşağı beş yukarı aynı yazılım kategoriBu kelimeyi tercih edenlerin bazısının sini tanımlar, ama yazılım ve değerler
“ free ”( özgür) ve “ gratis”( bedava ) keli- ile ilgili farklı şeyler söylerler. GNU
meleri arasındaki anlam kargaşasından Projesi, sadece teknolojinin değil de
kaçınmak gibi geçerli nedenleri vardı. özgürlüğün de önemli olduğunu ifade
Diğerleri ise özgür yazılım hareketi ve etmek için, “ özgür yazılım ” terimini
GNU projesini harekete geçiren ilkenin kullanmaya devam etmektedir.
ruhundan kendilerini ayırmak ve bunun
yerine yetkililerin ve ticari kullanıcıların ilgisini çekmeyi amaçlamıştı. Ço- Dene!
ğunluğu kârı özgürlüğün, toplumun ve
ilkelerin üstünde gören bir ideolojiye Yoda’nın felsefesi (“ Deneme yoktur”)
sahipti. Bu yüzden “açık kaynak” ın dili kulağa hoş gelse bile bana göre değil.
yüksek kaliteli, güçlü yazılım yapmaya İşimin büyük kısmını, işi yapabilecek
odaklanmıştır ama özgürlük, toplum ve miyim diye endişelenerek, yaptığımda
ilke gibi fikirlerden kaçınır.
amacıma ulaşmama yetip yetmeyeceğinden emin olmadan yaptım. Ama yine
“ Linux” dergileri bunun açık örneğidir. de denedim, çünkü şehrim ile düşmaGNU/Linux’ta çalışan sahipli yazı- nım arasında benden başka kimse yok67
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
tu. Bazen, kendimi bile şaşırtarak başarılı oldum.
Bazen başaramadım ve şehirlerimden
bazıları düştü. Hemen tehdit altında olan başka bir şehir buldum ve savaşa
hazırlandım. Zaman içerisinde tehditleri bulup, diğer hackerlara bana katılmaları için çağrı yaparak, kendimi şehrime siper etmeyi öğrendim.
Bu günlerde yalnız değilim. Saf tutmaya uğraşan bir hacker birliği gördüğümde, bu şehrin şimdilik ayakta kalacağını anlıyorum, ferahlık ve haz duyuyorum. Ama tehlikeler yıldan yıla büyüyor ve şimdi de Microsoft, topluluğumuzu açıktan açığa hedef alıyor. Özgürlüğümüzün geleceği garanti altında değil. Garanti altında olduğuna inanmayın! Özgürlüğünüzü korumak istiyorsanız onu savunmak için hazırlıklı olmalısınız.
*Aslı, Açık Kaynaklar: Açık Kaynak Devriminden Sesler;(O’Reilly, 1 999)’de yayınlanmıştır
Bu makale “Özgür Yazılım Özgür Toplum :
Richard M. Stallman’dan Seçme Makaleler”
kitabında yer alır.(Boston:GNU Press, 2004)
ISBN 1 -821 1 4-99-X, www.gnupress.org
Bu uyarının konulması kaydıyla makalenin
herhangi bir ortamda eksiksiz ve tam olarak
kopyalanması ve dağıtımı serbesttir.
(1 )Hack gibi çeşitlilik arz eden bir kavram hakkında bir tanım yapmak zor olsa da bence bu
eylemlerin ortak noktası şakacılık, zekilik ve
keşiftir. Öyleyse «hack etmek» demek; mümkün
olanın sınırlarını şakacı bir zeka ile keşfetmektir. Şakacı zekayı sergileyen eylemlerin «hack
değeri» vardır. Yanlış anlaşılmayı düzeltmek
için hack etme ile güvenlik ihlali arasına bir
ayrım koyarak-güvenlik ihlali için «crack etme»
(kırma-Ç.N.) terimini kullanarak bize yardımcı
olabilirsiniz. Bunu yapan kişiler «cracker»lardır. Bazıları aynı zamanda hacker olabilir, tıpkı
satranç oyuncusu veya golfçü olabilecekleri
gibi. Ama çoğunluğunun hackerlık ile alakası
yoktur.(“Hack Üzerine”RMS;2002)
(2)GNU Readline kütüphanesi, kullanıcıların
yazılan komut satırlarını düzenlemesini sağlayan programların kullanması için bir dizi işlev
sunar.
(3)Lempel-Ziv-Welch algoritması verilerin sıkıştırılması için kullanılır.
(4)Xfree86, ekran donanımınıza(fare, klavye,
vs.) arayüz oluşturan bir masaüstü ortamı sağlar. Değişik platformlar üzerinde çalışabilir.
(5)Motif, X pencereleri üzerinde çalışan bir
arayüz ve pencere yöneticisi idi.
(6)2000 yılı Ekim ayında Qt’nin GNU GPL
68
Makale: GNU Projesi
lisansı altında yayınlanması sorunu kökten çözdü.
(7)Muhtemelen “ ‘pazar’ modeli yazılım geliştirmenin” demek istemiştim, alternatif olmasına rağmen o zamanlar yeni ve tartışmalıydı.
Makale
Özgür Ilgın ([email protected])
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Nereye Gidiyoruz?
oldukça hızlı bir trafik! Bu akıntı Özgür
Yazılımı nereye götürecek, tabi ki bunu
şimdiden bilmek zor ama bir kaç öngörüde bulunmak müneccimlik olmaz herhalde. Buyrun göz atalım:
1. Standartlaşma Kapıda
GNU/Linux’un yaygınlaşamamasının en
önemli sebeplerinden biri de farklı masaüstü yöneticileri yüzünden uygulamalar arasında bir birlik sağlanamaması.
GNOME ve KDE‘nin temelinde bulunan
GTK ve Qt gibi uygulamalara sıkı sıkıya
bağlı olan uygulamalarla ortak yazılım
havuzu oluşturmak oldukça zor. Tabii
ki, buna ille de olumsuz bir anlam yüklemek niyetinde değilim çünkü özgürlük ve standart (ölçün) birbirinin alanıkısıtlayan şeyler ve ben her zaman
Yalnızca 5 yıldır GNU/Linux ile uğraş- nı
kantarın
topuzunu birazcık özgürlük
mama rağmen şunu söylemek hiç de tarafına kaçırmaktan
yanayım.
yanlış olmayacak: Kısa GNU/Linux hayatım boyunca geçtiğimiz 2 aya benzer İşte bunu çok iyi analiz eden Canonical
yoğunlukta bir 2 ay daha geçirmedim. iki önemli adım attı. Birincisi Ubuntu
Abartmayayım ama Özgür Yazılım dün- üzerinde öntanımlı olarak gelen
yasında ilk defa böyle bir hareketlilik GNOME kabuğunu bırakıp GNOME ügörüyorum. Gündem öyle hızlı değişip zerinde çalışan bir başka kabuk olan
gelişiyor ki internetten bir kaç gün u- Unity’ye geçmeye karar verdi. Unity,
zak kaldığımda bir veya bir kaç önemli Ubuntu’nun Netbook sürümü için kulgelişmeyi kaçırdığım oluyor. GNU/Li- landığı masaüstü kabuğu ve bundan
nux’tan önce gelişmeleri aylık PC-Win- sonra hem Netbook hem de masaüstü
dows dergilerinden takip eden biri için sürümlerinde tek masaüstü kabuğu o69
Makale: Nereye Gidiyoruz?
larak kullanılacak. İkinci adım ise gerçekten şaşırtıcı ve daha köktenci oldu:
Ubuntu emektar X Görüntü sunucusunu (X.org) bırakıp onun 2008 yılında
geliştirilmeye başlanan Wayland Görüntü Yöneticisini kullanmaya karar verdi.
Canonical bunu başarabilirse seksenli
yılların ortasından beri tüm Unix benzeri sistemler için standart haline gelen
X’in yerini, OpenGL tabanlı daha hızlı
bir kullanıcı deneyimi sağlayacak olan
Wayland alacak. Her iki adımın başarılı
olabilmesi için aşılması gereken çok
ciddi engeller var. Ama Canonical ve
Mark Shuttleworth kafasındakileri gerçekleştirebilirse masaüstü ortamı önümüzdeki 5 yıl içinde belli bir standartlaşmaya doğru yol almaya başlayacak.
Zira, Red Hat’in topluluk dağıtımı olan
Fedora Wayland’e geçme niyetini daha
şimdiden kamuoyuna duyurdu.
2. Stallman’ın Uyarıları: “ Kehanet
değil, deneyim ”
Geçtiğimiz ayların iki önemli gelişmesinden biri Oracle’ın The Document
Foundation (TDF) üyelerini OpenOffice.org(OOo) kurulundan ayrılmaya
davet etmesi idi. Davet büyük tepki yarattı ve bir grup geliştiricinin OOo’dan
ayrılıp LibreOffice (LO) saflarına geçmesine neden oldu. Pardus, Fedora,
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
OpenSUSE ve Ubuntu ise gelecek sürümlerinde LO’yu ön tanımlı ofis uygulaması olarak sunmaya karar verdi;
ArchLinux depolarında ise şu anda
LibreOffice beta haliyle kurulabilir durumda. İlginç olan şu ki Oracle karşıtı
cephe OSI’nin “Açık Kaynak ” kavramını
savunanlar ile FSF’nin “ Özgür Yazılım ”
taraftarlarını, yani “ düşman kardeşleri ”
bir araya getirmişti. Her ne kadar bazıları bu olayı “ Google, GNU/Linux cami-
açtığı bitmez tükenmez davalar ile aksini iddia etse de UNIX’in patenti halen
Novell’ın elinde ve Novell’ın Unix’ten
Linux’a aktardığı bazı kodlar Microsoft
destekli bir konsorsiyumun malı olunca
Özgür Yazılım dünyasının köşeye sıkışma olasılığı gündeme geliyor. Tartışmalara rağmen ısrarla GNOME’a dahil edilmeye çalışılan Mono platformunun
durumu ise muallakta. GNOME, Mono’
nun lisansının Attachmate’e geçeceğini
asını düşmanı Oracle’ın üstüne saldır- iddia etse de bu platformun sahip oldutıyor” gibi acul ve sığ analizlerle açıkla- ğu çift patent baş ağrıtma potansiyeline
maya çalışsa da gerçek şuydu: Özgür sahip bir başka ayrıntı.
ve Açık Kaynak Kodlu Yazılım camiası,
kendine yönelen tehdit karşısında yek- Yani sözün özü şu: Sakallı, aksi ve ihtivücut oldu. Özgürlük tehlikeye düşünce yar hackerın biri bizi uyarmak için teverimlilik, esneklik ve kalite gibi kav- pinirken biz sözde “ özgür” yazılımlarıramların hiçbir anlamının kalmadığı gö- mıza tartışmalı lisanslara sahip uygularüldü.
maları dahil ederek “ Kaliteli Yazılım ”
peşinde koşuyorduk. Koca koca şirketBir diğer önemli gelişme ise daha yakın lerin Özgür Yazılımı kara kaşı kara gözü
bir tarihte gerçekleşti. Novell firması için daha da iyiye götüreceğine inanı2.2 milyar Dolar’a Attachmate adlı fir- yorduk. Stallman bize demez mi ki “ Bümaya satıldı. Usta yazar Steven j. Vaug- tün yaz şarkı söyledin şimdi de oyna ”
han-Nichols’a göre Attachmate’in 2.2 diye?. Bütün bunların ders olmasını ummilyar Dolar gibi ciddi bir parayı bul- maktan başka bir şey gelmiyor elimizması imkansız ve bu işin perde arka- den.
sında Microsoft var. Daha da ilginci,
Novell’ın elinde bulundurduğu patentlerin 450 milyon Dolar’a CPTN Hol- 3. İyi Google ve İyi Canonical “ Kötü
dings LLC adlı konsorsiyuma satılması. kedi Apple olur mu?”
Konsorsiyumun üyelerinden biri; sıkı
durun; Microsoft! Her ne kadar SCO Google bir zamanlar, bilenin bildiği hızlı
70
Makale: Nereye Gidiyoruz?
bir arama motoru idi. Öyle bir gelişme
stratejisi izledi ki kendi adını internet
ile özdeş hale getirmeyi başardı. Bunu
da ücretsiz hizmetlerle, reklam yapmadan memnun kullanıcıların fısıltı gazetesi sayesinde yaptı. Pahalı dev sunucular kurmak yerine kullanılmış bilgisayarlardan oluşmuş kümeler kurarak
altyapısını oluşturdu. GNU/Linux kullanmaktan çekinmedi. Özgür ve Açık
Kaynak Kodlu Yazılım camiasına yakın
olmaya çalıştı ve bildiğim kadarı ile
*.flv dosya biçimi hakkında Richard
Stallman ile girilen polemik dışında camiayı incitmemeye çalıştı. Üniversite
kütüphanelerindeki kitapları, gazeteleri
elektronik ortama aktarmak gibi daha
birçok sosyal projelere de el attı. Şu
anda ciddi bir ekonomik güç haline gelen Google faaliyetlerini taşınabilir elektronik cihazlar konusunda yoğunlaştırıyor. Cep telefonu ve taşınabilir internet cihazlarında ( kısacası akıllı aletler)
kullanılan Android’in yanı sıra Netbooklar için Chrome ağ tarayıcısı tabanlı GNU/Linux işletim sistemi
ChromeOS’u piyasaya sürmek üzereler. Şimdilerde, Özgür Yazılım dünyasına züccaciye dükkanına dalan fil gibi
giriş yapan Oracle’ın açtığı Android
davası ile uğraşıyorlar.
Canonical ise bir başka başarı hikayesi.
Tabii ki bu daha sınırlı bir başarıyı ifa-
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
de etse de Özgür Yazılım ve GNU/
Linux dünyasında meydana getirdiği
değişiklikler oldukça kayda değer.; hatta akan ırmağın yatağını değiştirdi bile
diyebiliriz. 2004 yılında Debian tabanlı
GNU/Linux dağıtımı olan Ubuntu ile
görücüye çıkan şirket, grafik kullanıcı
arayüzü ve kullanım kolaylığı konusunda yaptığı yeniliklerle ismini GNU/
Linux ile eşdeğer hale getirmeyi başardı. Öyle ki, GNU/Linux kullanım oranlarını sürekli takip eden birisi olarak
Ubuntu’nun yeni sürümlerinin çıktığı
aylarda kullanım oranlarının arttığına
şahit oldum. Mark Shuttleworth, bir
bilgisayar kurdundan ziyade vizyonu
olan, ne yapacağını bilen, hırslı ve kitleleri peşinden sürükleyecek karizmaya
sahip başarılı bir lider portresi çiziyor.
Daha 2008 ylında “ Biz 2001 model
Windows XP’yi taklit etmeyeceğiz. Bizim masaüstündeki rakibimiz Apple’
dır” diyerek hedefini ortaya koydu. Gör-
sel anlamdaki yeniliklerin yanı sıra Ubuntu One ile çevrimiçi depolama ve
hatta alışveriş özellikleri Ubuntu’ya eklendi. Bugünlerde ise 1. maddede bahsettiğimiz gelişmelerle Ubuntu’nun
GNU/Linux dünyasında standartlaşmaya doğru gittiği ve bu girişimin de
GNU/Linux camiasında önemli bir destek bulacağı görülüyor. GNOME kabuğunu ve X’i bırakmayı planlayan Ubuntu önümüzdeki günlerde ne gibi yeni-
liklere imza atacak, merak içindeyim
doğrusu. Mesela Debian tabanı mı terk
edilecek, yoksa APT paket yöneticisi mi
bırakılacak bilmiyorum. Ayrıca Canonical’ın dokunmatik ekranlı ARM işlemcili
internet tabletleri üzerinde çalıştığı ve
yakında bu pazara gireceği de sır değil.
Yani Ubuntu sürekli değişiklik peşinde.
Değişime uymak değil değişimi kendi
yaratmak istiyor ve şurası açık ki onlar
değiştikçe pazar da onlarla birlikte değişiyor.
Makale: Nereye Gidiyoruz?
kaybeder, hızla tırmandıkları basamakları gerisin geriye inmeye başlar.
4. Gündemden Düşen Microsoft
Bir açık kaynaklı Özgür Yazılım destekçisi olarak hiç bir zaman çiğ Microsoft
düşmanlığı yapmaya çalışmadım. Steve
Ballmer gibi palyaçolar da “ Linux kanserdir” gibi şaklabanlıklara girişmediği
sürece tepki vermekten yana olmadım.
Akrep ve kurbağa hikayesindeki manHikayeler böyle. Peki, bu iki başarılı ör- tığa hep inanırım. Akrep akreptir: seni
nek bir gün gelir de Özgür Yazılım dün- sokmasını istemiyorsan sırtına bindirip
yasına zarar verebilir mi? Şimdiye ka- dereden karşıya geçirmeyeceksin . Ondar birlikte yürüdükleri kişilere sırtını ların işi sahipli yazılım üretmek. Bizim
dönüp birer Apple, Microsoft veya O- işimiz Özgür Yazılım üretmek ve/veya
racle olur mu? Bilemiyoruz. İkisinin de kullanmak, bilginin özgürlüğünden yafelsefesi “ Özgür Yazılım Dünyası ile iyi na olmak. Bu yüzden amacı ve yöntemgeçin, ücretsiz hizmet ver” Örneğin leri belli olan bir şirkete karşı milyonGoogle günün birinde Özgür Yazılım larca defa söylenmiş sözleri söyleme adünyasını hedef almaya başlarsa beda- culluğuna düşmekten hep kaçındım.
va hizmetlerden faydalanan ve Özgür Bahsetmek istediğim şey başka. MicroYazılım ile alakası olmayan milyarlarca soft’un durumunu kapitalist piyasanın
insanın umurunda olur mu, orası şüp- bakış açısını kullanarak analiz etmeye
heli. Aynı şey Ubuntu için de geçerli. çalışacağım. Şu günlerde bilişim dünNetice itibarı ile bedava hizmet ile öz- yasında Microsoft’un adının ne kadar
gürlük farklı şeyler. Bu iki şirket günün az anıldığına ve anıldığında hep başabirinde Özgür Yazılım camiasını hedef rısızlıklarla beraber anıldığına dikkat
almaya başlayabilir, böyle bir ihtimal ettiniz mi? Anti-tröst davasını kaybether zaman söz konusu olabilir ama o tikten sonra Sun ve Novell gibi şirketzaman Google da Canonical da şimdi lerle arayı iyi tutmaya bakan, kullanıbulundukları konum ve güçten çok şey cılara yönelik tavrında hiç bir değişiklik
71
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
yapmayı düşünmeyen Microsoft, “ uygun ” fiyat politikaları ile Windows’u
dünyanın en yaygın korsan yazılımı haline getirmeyi başardı. Bazı araştırmalara göre dünya üzerinde kullanılan
Windows’ların yaklaşık %70’i lisanssız.
XP’den sonra çıkan ve masaüstünde
devrim yapacağı söylenen Vista kısa
sürede kullanıcılara “ illallah ” derdirtti
ve Microsoft, Vista’nın hatalarını düzeltmek için Windows 7’yi çıkarmak zorunda kaldı. Pazar payı araştırmalarına
göre kullanıcıların %60’ı hala XP kullanmaya devam ederken Windows 7’nin
kullanım oranı Vista’yı daha yeni geçmiş durumda. Ağ tarayıcısı Internet
Explorer, Chrome ve Firefox karşısında
kan kaybetmeye devam ederken kulla-
nım oranı bazı kaynaklara göre %60’ın
bazılarına göre de %50’nin altına düştü. Arama motoru Bing, Google’ın küsüratı etmeyecek kullanım oranına sahip. Bu haliyle Microsoft, içini kurtların
oyup bitirdiği dev ama kof bir ağaca
benziyor ve üstünlüğünü yalnızca insanların tembelliği ve alışkanlığı sayesinde sürdürmeye çalışıyor. Artık bilişim dünyasına heyecan verici yeni teknolojiler sunamıyor. “ GNU/Linux pek
yakın bir zamanda masaüstünde lider
olacak ” falan gibi desteksiz bir iddia or-
taya atmayacağım ama şunu iddia ediyorum ki birisi cesaret edip Microsoft
ağacına balta salladığında bu ağacın içinin boş olduğunu anlayacak ve Microsoft o andan itibaren üstünlüğünü hızla
72
Makale: Nereye Gidiyoruz?
kaybedecek. Jönler ile yardımcı oyuncular yer değiştirecek.
5. Bundan sonra ne olacak?
Burada başlayan yolculuk nereye varır,
bundan sonra neler olur kimse bilemez.
Ama roller değişip yeni oyuncular yerlerini alana kadar gelişmelerin oldukça
hızlı bir biçimde süreceğini söylemek
yanlış olmaz. Özgür Yazılım ve GNU/
Linux’un başrolü alması küçük bir ihtimal ama değişimlerin GNU/Linux’un
elini güçlendireceği de kesin. Adımlarımızı sağlam atma, tuzaklara karşı uyanık olma ve fırsatları çok iyi analiz edip
onlardan faydalanma zamanıdır.
Fadike'nin Not Defteri
85. Windows'un standardı, "*.exe" dosyaları ve virüsleri; Sanırım beyin ve sinir sinyallerimizle nesnelere, olaylara
GNU/Linux dağıtımlarının standardı, evrensel olmaları ve hükmedeceğimiz zaman!
virüssüz yaşam alanı sunmaları.
88. GNU/Linux dağıtımlarındaki tek evrensellik, özgür olmaları. Bir uygulama anında tüm dağıtımlarda gerek res86. Günümüz çevirimiçi olma günü;
men, gerekse kullanıcılarca anında paketleniyor ve kullahatta bir gün belirleyelim, (kim binıma sunuluyor. Bunun kapalı kaynak kodlu işletim sislir belki de vardır) “ dünya çevrimiçi
temleri ve yazılımlarda firmanın insafına kaldığını bilmeolma günü ” ilan edelim. Yaşça büyenimiz yok gibi.
yükler değil de, zamane gençleri
için sosyal ağın her türlüsü vazge89. Özgür Yazılım kullanıcılarının sosçilmez bir unsur. Filmini dahi yaptılar, daha ne olsun? Anyal ağı Tuxweet ( ah, keşke ismindeki
cak unutulmaması gereken gerçek şu ki; insanın dar güharflerin tümü Türkçe olsaydı! ) ortaya
nünde yanında olacak olan, sosyal ağlardaki sanal yaşamçıkalı ne çok kendi dağıtımını hazırlalar değil, gerçekliktir.
maya, kendi projelerini geliştirmeye çalışan cesur arka87. Bir efsane daha zamanın ruhuna yenildi: Sony, artık daşların olduğunun farkına vardık. Hepsine destek olmalı.
Walkman üretimini durdurduğunu açıkladı. 30 yıllık yaşamı boyunca 220 milyon adet satan Sony Walkman'in yaşa- 90. Kapitalist sistemde bir kural olan serbest rekabet, yalmının bitmesinde, artık müzik dinleme alışkanlığının taşı- nızca kitaplarda yazılıdır. Aslında tüm firmalar, alanında
nabilir sayısal müzik çalarlarca değiştirilmiş olması önem- tekelleşmek ve piyasayı tek dağıtıcı, tek üretici, tek hizli etken. Bakalım, ufukta DVD oynatıcılar var gibi görünü- met sunucu konumuna getirmek isterler. Asla görülmez
yor. Soru: Bilgisayarlara ne zaman sıra gelecek? Yanıt: denilen monopol, oligopol, düopol gibi piyasalar vardır;
73
Fadike'nin Not Defteri
ama gizli ajandalarda. Örnek mi? Yıldızı,
zeki ataklar ve girişimlerle yükselen bir
firmanın önü, gücü olan bir başka firmaca
ne yapılırsa yapılsın kesilemiyorsa, yapılacak bir şey kalır: satın almak! Sadece bu
biçimde satın alınan firmanın hem fikirlerine, hem nitelikli iş gücüne, hem ürün ve
hizmetlerine, yarattığı katma değer ve yeniliklere sahip olunur. Örneğin; savaşlarda yazılı olmayan
bir kural da, sanayi kentlerinin, tarihi eserlerin, fabrikaların bombalanmaması, yakılıp, yıkılıp, yok edilmemesidir.
Çünkü kazanan taraf, buralarla savaş zararını çıkartacaktır; ganimete zarar verilmez! Bu yüzden satın almak, diğer firmayı yok etmekten her zaman iyidir.
incelenebilir; ama elde, yöneticilerin karar mekanizmalarını gösterir veri henüz yok. Belki de sunulan paraya tav
oldular; kim bilir?
92. Ubuntu'nun bu denli gelişmesi, kullanıcılar arasında
yaygınlaşması, yönlendirici davranması, umarım, Sun
Microsystems gibi kötü bir sonla bitmez: satın alınmak!
93. Şimdilik hepimizin yüre-
ğinin, LibreOffice'den yana
atması
gerek
değil,
şart!
Çünkü ORACLE firmasının OpenOffice.org geleceği ve
diğer Sun Microsystems ürünlerinin üzerine çökerttiği
kara bulutlar ortada. Gelecek, şimdilik belirsiz olan, kâr
oranlarının durumuna göre şekillenecek. Ancak Libre91. Neden mi bu denli uzun bir analiz? ORACLE ve Sun Office'in geleceği, insanlığa hizmet ve bilginin güvenilirMicrosystems dememiz yeterlidir sanırım. ORACLE baktı liği doğrultusunda ( bu konuda bir de manifestoları var,
ki, Sun Microsystems ile baş edemeyecek, satın alma yo- okuyunuz) parlak ve aydınlık.
luna gitti. Peki, Sun Microsystems bunca bilinirlik, marka
değeri, fikir, ürün ve hizmet elinde mevcut iken, neden 94. Dağıtımların beta sürümlerini denemek, gelişim sürekendisini sattı? Bu, ayrı bir stratejik yönetim kararı olarak cine önemli bir katkı sağlayacaktır. Özellikle de kararlı dağıtım ilan edildikten sonra ilk kurulumlarda forumları su
74
Fadike'nin Not Defteri
istilası gibi basan " şu çalışmıyor, bu hatayı aldım, paketi hayli ele veriyor: Facebook, Twitter, güncelerimiz,
kurdum ama yazıcımı tanımadı, Firefox'u açıyorum ama Tuxweet, e-posta listeleri, forumlar ve hepsindeki imzalaaçılır gibi yapıyor açılmıyor, şu, bu,o. " başlıkları, biliniz ki rımız... Kısacası sosyal ağlar: birincisi işletmelerin satış ve
beta ve RC sürümlerinin sıkı denenmesi, hata bildirimle- pazarlama yapmaları için tüm kişisel bilgileri içeriyor, irinin yapılmasıyla çözülecek şeylerdir. Çünkü bu sorun, kincisi ise istihbarat ajanları için hazır bilgiler içeriyor!
yalnızca bildirim yapan kişiye ait olabilir ve hata takip Hatta Google aramalarımız bile dizinlenmekte! Yoksa sossistemi ile bildirimi yapılmış olsaydı geliştiriyal ağlarda gezinirken gözaltında mıyız? Güzel bir yazı
cilerce çözülebilirdi. Dolayısıyla yalnızca hazıokumak isterseniz eğer, bu konu hakkında Cumhuriyet
ra konmak olmaz; kullanıcı dağıtımın gelişme
Gazetesi’nin Bilim Teknoloji ekinin 29 Ekim 2010 tarihli
aşamasından, sürüm duyurusuna dek her alasayısına bakınız.
nında bulunulmalı.
98. Ubuntu 10.10 Maverick Merkaat sürümünde iki şey
95. Hata takibi, çeviri, belgelendirme, paketleme, duyuru, dikkatimi çekti: Birincisi yazı tipi güzel ve beklenilenin
inceleme, tanıtım ve propaganda, yerelleştirme, örgütlen- cevaplanması olmuş. İkincisi ise pek olumlu değil: eğer
me, geri bildirim, eleştiri, sahiplenme. Özgür Yazılım’ın Ubuntu One servisini kullanıyorsanız ve açık ise eşitlenyaşayabilmesi için gerekli olan öğeler. Hepimiz, bu saydık- mesini istediğiniz dizinleri; Ubuntu One bir kez yetki aldı
larımız arasında bir biçimde yer almalıyız.
mı; hesabınıza depolamaya başlıyor. Eğer ki, GNU/Linux
dağıtımlarının test sürüşlerini yapmak için kalıp indirdiy96. En son kimden " serial key" istediniz? Özgür Yazılım, seniz ve varsayılan kayıt yeriniz de İndirilenler dizini ise
sizi kötü alışkanlıklardan uzak tutar.
geçmiş olsun derim: 2 GB boyutundaki ücretsiz alanınız
doldu bile! İnternetinizin gözle görülür oranda yavaşlama97. Sosyal ağlarda olan yaşantımız, gerçeklerimizi de bir sına neden olan bu işlevi kapatmak için, kullandığınız ma75
Fadike'nin Not Defteri
saüstü yöneticisinin görev yöneticisini kullanmanız yeter- için geçerli olsa da bu takvimin GNOME’un güncellenme
li.
takvimine göre hazırlandığını biliyoruz. Altı ayda bir
duyurulan
Ubuntu’nun
kendisi
olurken
ve
99. KDE’de sevdiğim iki özellikten birincisi yeni tema, du- vitrine de yeni elbisesi ile çıkarken, Kubuntu
var kağıdı, simge, renk şemaları, açılış teması gibi birçok tarafında hiç de öyle olmuyor ve çoğu Ubuntu
kişiselleştirilebilir öğe için değişiklik yapılan panelde mut- kullanıcısı ve KDE sever, Kubuntu’ya hiç iyi
laka “ yeni öğeler al... ” düğmesinin olması. Hani derler ya geri bildirim yapmıyor. Aynı şey Xubuntu
“ yalnızca bir tık ötede ” diye, işte bunun vücuda gelmesi içinde geçerli. Ye-nilenen sadece paketler oluyor ki, bu
böyle bir şey! İkincisi ise GNOME’a nazaran sağ tık menü- işlem basit bir gün-celleme ile de pekala mümkün.
sü ile en yukarıda bulunan “ yeni oluştur” komutu. Bu komut ile alışageldiğimiz işlevleri yapabiliyoruz: belge oluş- 102. İnternet tarayıcısında çok seslilik başturmak, şablon yaratmak, aygıta bağlanmak gibi. Birde ladı: Firefox, Chromium, Rekonq, Midori,
istediğimiz dizinde F4 ile konsol açmak var; bununla üç Konqueror, Epiphany... Gerçi en gözde şu
etti.
aralar Firefox ve Chromium; ancak yine de
diğer seçenekleri gözardı etmemek gerekmekte. Benim
100. Dolphin açılırken çok uzun süre bekliyor; açılınca da tercihim, eklentilerin efendisi Firefox’tan yana olurken
çalışmamazlık ediyor. Sanırım iş yavaşlatma eyleminde, ana sistemimde, Netbook’ta ise 10.1” ekranda dana geniş
genel greve çıkması yakındır.
görme alanı sunan Chromium ve Rekonq’tan yana.
101. Yine Canonical Vakfının bir ürünü: üvey evlat 103. Bir USB belleğimde PortableApps.com sitesinin sunKubuntu! Çünkü, altı aylık güncelleme takvimi kağıt üze- duğu uygulamalar kurulu: Firefox, Abiword, Pidgin,
rinde tüm Ubuntu türevleri ( K, X, L, Studio ve diğerleri ) Thunderbird, Peazip ve Sumatra, VLC Player yetiyor ba76
Fadike'nin Not Defteri
na. Neden mi? Alışkanlıklarını kıramamış dostlarıma misafirliğe gittiğimde şaşmaz bir şekilde bilgisayarlarında
kaynak kodu kapalı işletim sistemi üreticisi Microsoft
firmasının ürünlerinden biri kurulu oluyor; internete gireceksem bu şekilde girmesi rahat oluyor. Ekleyeyim ki, onları Özgür Yazılım dünyasına göç ettirecek isek, her türlü
avantajımızı kullanmamız gerek değil mi?
kurmuşken... Oysa dergi işleri için, diğer görevli arkadaşlarla, Pidgin’de ne güzel oda oluşturup beyin fırtınası yapıyoruz...
105. Kişisel mi genel mi? Şu ana dek kütüphanelerde et-
kin görev yapmış biri olarak soruyorum: Ne kadar okuyoruz ve okuduğumuzu anlayabiliyor muyuz? Anlıyorsak
eğer, bunca istiflenmiş veriyi işleyerek bilgiye dönüştüre104. Kopete Anlık İleti uygulamasında, Jabber hesapları biliyor, verimli bir cevher yaratabiliyor muyuz? Hangimiz
için oda oluşturma seçeneği yokmuş; belki de ben bula- kaç kitap okuduk, hangimizde kaç kitap var, dahası bir
madım. Tam da Debian SID üzerinde kendime göre KDE kütüphanemiz, kişisel bir kitaplığımız var mı?
77
Fadike'nin Beyin Haritası
78
Kapanış Yazısı
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 26 | Aralık '10
Kapanış
Yazısı
Aydın Bez ([email protected])
Siz şu anda 26. sayıyı okuyup bitirirken ya da kim bilir, ilk olrak bu yazıyı okurken, biz çoktan 27. sayı hazırlıklarına
başlamış olacağız. Hatta kendini tutamayıp, 28. sayı için yazı dahi yazanlar bile var aramızda daha bu sayı bitmeden. Kısaca
hummalı bir çalışma söz konusu arkadaşlar ve sizden açıkça her konuda destek bekliyor, yürürken omuz vermenizi istiyoruz!
Gelecek sayı için hazırlıklar tamam; ama bilirsiniz ki yaratıcılık olur olmadık yerlerde meyve veriyor adem oğluna; gelecek
sayı için ne yazacağım diye düşünen ya da yazacağını tamamlayan yazar arkadaşımız, güzel bir konu ile gelebiliyor ve
kazanan yine siz okurlarımız oluyorsunuz. Bu son derece güzel bir şey.
Bu sayıda da birçok şey öğrendiğinizi umuyoruz. Hem nasıl olmasın ki? Bir aceminin GNU/Linux sularında attığı kulaçlardan
tutun, Fadike’nin aklına takılan soru çengellerine; bu GNU/Linux da oyun da oynanabiliyormuş deyip, bu denli çok internet
tarayıcısı var mıydı diye şaşırmadınız mı? Kısaca çok çalıştı arkadaşlarımız ki, hepsi birer övgüyü hak ediyorlar.
Sağımıza solumuza bakınca, Özgür Yazılım’ın kök salması ve bilinirliğinin artması için arkadaşlarımızın çabaladığını, ürünler
çıkartmaya çalıştığını görüyoruz. Gerçekçi olup imkânsızı istemek, zaten yapılacak olana atılacak ilk adımdır ki, sonuca
ulaşamayınca umudunuzu bir kenara bırakıp, istek ve yaratıcılığınızı köreltmeyin. Sadece o an bir soluklanın ve sakin
düşünün; etrafınıza bakın. Göreceksiniz ki yanınızda destek olacak birileri var. Desteğin tadını çıkartın ve daha önemlisi
keşfini yapın!
Özgür Yazılım, bizlerin emekleriyle, bilinçli olarak örgütlenmesiyle ülkemizde yer edecek ve kök salacak. Çünkü biz, bu
andan itibaren; Özgür Yazılım kullanarak; yerleşik olan kaynak kodu kapalı ve yazılımların özgürlüğüne düşman üretim
tarzını yerle bir edeceğiz.
Sadece inanın ve kullanın! Aklınızın hafiflediğinin, ufkunuzun da genişlediğinin farkına varacaksınız. Çünkü zincirsiz
yürümek en güzeli...
Gelecek sayıya dek görüşmek üzere.
Esen kalınız.!
79
Arka Kapak
Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 23 | Eylül '10
Pardus-Linux.Org eDergi, bir Pardus Kullanıcıları Derneği hizmeti
olan Pardus-Linux.Org Ailesi tarafından hazırlanmaktadır.
Tasarımında sadece özgür yazılımlar kullanılan elektronik
dergimizde geçen eserler, yazar tarafından aksi belirtilmedikçe
Creative Commons 3.0 by-sa ile dağıtılmaktadır.
Alıntıların kendi lisansları geçerlidir.
Bu Sayıda Emeği Geçenler
Aydın Bez
Erdem Artan
Hamit Giray Nart
Hasan Görmüş
Kemal Karataş
Melike İlteralp
Mehmet Pekmezci
Özgür Ilgın
Uğur Çaylık
Siz de Pardus-Linux.Org eDergi'nin bir parçası olmak ister misiniz?
Pardus-Linux.Org eDergi için her zaman daha iyisini yapabilmek için,
yazar, tasarımcı, imla denetçisi olarak bizimle bu gemide kürek çekebilir, aklınıza gelen herhangi bir konuda yardımcı olabilir ve bu heyecana bizimle ortak olabilirsiniz.
Farklı, orijinal ve okunabilir bir dergi için bize katılmak ve tamamen
gönüllülük esası ile aldığımız haza ortak olmak isterseniz tek yapmanız gereken, http://www.pardus-edergi.org adresindeki "Katkıda Bulunun" bölümünü okumak.
Bekliyoruz.

Benzer belgeler

Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 25 | Kasım `10

Pardus-Linux.Org eDergi | Sayı 25 | Kasım `10 yer alan röportaja göre 3.4 sürümün- çılan pencere ile paket bileşenlerinin beklemek, bizce elbette ki biraz manden itibaren değişiklikler göstereceği tıksız olacaktır. Gönül belirtiliyor. isterdi ...

Detaylı

Kendi Çoklu Ortam Sunucunuzu Kurun: Gnump3d

Kendi Çoklu Ortam Sunucunuzu Kurun: Gnump3d Pardus 2011 Beta2'de, Türkçe dil desteği durumu Beta1'e göre daha iyi bir hal almış gibi görünüyor. Ancak özellikle YALI ve Kaptan'daki eksiklikler oldukça göze batıyor. Bunun yanında YALI'nın disk...

Detaylı

Hydrogen - Tilkinin Dilinden

Hydrogen - Tilkinin Dilinden Renk ayarlarını kendiniz uğraşarak yapabileceğiniz gibi bir çok hazır ayar da var. Eğer kendiniz yapmak istiyorsanız sağ tarafta her bir bölgenin rengini ayrı ayrı

Detaylı