AÖF GİRİŞİM FİNANSMANI ders notu için tıklayınız!

Transkript

AÖF GİRİŞİM FİNANSMANI ders notu için tıklayınız!
DİKKATİNİZE:
BURADA SADECE ÖZETİN İLK ÜNİTESİ SİZE ÖRNEK
OLARAK GÖSTERİLMİŞTİR.
ÖZETİN TAMAMININ KAÇ SAYFA OLDUĞUNU ÜNİTELERİ İÇİNDEKİLER BÖLÜMÜNDEN GÖREBİLİRSİNİZ.
-FİN203UGİRİŞİM
FİNANSMANI
KISA ÖZET
1
İÇİNDEKİLER
Ünite 1:Temel Finansal Kavramlar ……………………………………………………………………………………………..3
ÜNİTE 2: Finansal Analiz ve Planlama ……………………………………………………………………………….……….10
ÜNİTE 3 .Yatırım ve Çalışma Sermayesi ……………………………………….………………….…………………….….17
ÜNİTE 4: Fizibilite Etüdleri – Yatırım Kararının Alınması……………………………………………….………….…20
ÜNİTE 5 :Girişimcilikte Finansal Destekler………………………………………………………………………………...22
ÜNİTE 6: Alternatif Finansal Kaynaklar ve Halka Açılma…………………………………………………………….26
ÜNİTE 7:Melek Yatırımcılar ve Risk Sermayesi…………………………………………….…………………………….27
ÜNİTE 8: Ekonomik Krizler ve Finansal Yönetim……………………………………….……………………………….32
2
Ünite 1:Temel Finansal Kavramlar
FİNANS TEORİSİNİN TEMEL KONULARI
Finans teorisinin temel konuları on temel başlık altında sınıflandırılabilir.
1.
Risk ve Getiri İlişkisi: 1952 yılında Harry Markowitz tarafından portföy kuramınıngeliştirilmesi ve Treynor’un 1961,
William Sharpe’ın 1964 ve John Lintner’in 1965 yılındakimakalelerinde geliştirilen finansal varlıkların fiyalandırması kuramı
ile risk getiri ilişkileri artıkölçülebilir hale gelmiştir.
2.
Paranın Zaman Değeri: Paranın zaman değerinden anlatılmak istenen paranın bugünkü değeridir.
3.
Nakit: Finansal yönetimin amacının kar maksimizasyonundan değer maksimizasyonuna
yönelmesininnedeni nakit kavramıdır.
İlave Nakit Akımları: Herhangi bir yatırımın ya da projenin finansal açıdan değeri, ürettiği nakit akımlarının belli bir iskonto oranıyla bugüne indirgenmiş değeridir.
Piyasalar: Piyasalar varlıkların alınıp satıldığı, arz ve talebin kesişerek fiyatın oluştuğu yerlerdir. Piyasa yapısı ise firmaların davranışlarını etkileyen bütün özellikleri anlatmaktadır.
Piyasa Etkinliği: Yeni bir bilginin hisse senedi fiyatına yansıma hızıyla ölçülür. Örneğin bir ekonomi kurumunun ekonomiyle ilgili veri açıklaması, Ekonomi Bakanının herhangi bir sektörle ilgili demeç vermesi ya
da bir şirketin bilanço yayınlaması sonucu elde edilen bir bilgi hisse senedi fiyatlarına ne kadar çabuk yansıyorsa piyasa o kadar etkindir.
Temsil (Acenta) Problemi: İşletmeyi yöneten profosyonel yöneticiler ile işletmeye sermaye ilave eden ortaklar arasındaki menfaat çatışmasından ortaya çıkmaktadır.
Vergiler: Bir finans yöneticisi hangi alanda karar alırsa alsın, vergi faktörünü dikkate almak zorundadır.
Risk Farklığı: Finansman yöneticisi mevcut risk düzeyinde daha yüksek getirili ya da mevcut getiri düzeyinde daha düşük riskli yatırımları tercih etmelidir. Genel anlamda risk sistematik ve sistematik olmayan
riskler olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Sistematik riskler enflasyon, faiz, döviz kuru gibi faktörlerden
meydana gelen, bütün işletmeleri belirli ölçülerde etkileyen risklerdir. Sistematik olmayan riskler ise firmanın kendisinden kaynaklanan yönetim hataları, iflas riski gibi riskler olup sadece firmanın kendisini etkiler.
Etik: Davranışlar finansal yönetim açısından oldukça önemlidir. Örneğin bir firma çalışanı, şirket içinden
bir bilgiyi gizlice dışarıya sızdırıp haksız bir şekilde kazanç elde ederse hem “insidertrading” suçu işlemiş
olur hem de etik dışı bir davranışta bulunmuş olur.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
FİNANSMANDA TEMEL KAVRAMALARA GİRİŞ
Finans: Finans, genel olarak, ödeme aracı sağlama şeklinde tanımlanır. Finans aynı zamanda para, mal ve mali işler
anlamına da gelmektedir.
Finansman: Özel ya da tüzel kişilerin yatırım, üretim ve satış faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi ve bu faaliyetlerin
istenilen düzeyde sürdürülmesi için gerekli parasal değerlerin sağlanması, saklanması ve ödenmesi ve bunlarla ilgili
maliyetleri de içeren, para bulma ve kullanma etkinliğidir.
Finansal Yönetim: Finansal yönetim, işletme için gerekli olan fonların sağlanması, korunması ve etkin olarak
kullanılması anlamına gelir.
Finansal Yönetici: Finansal yöneticinin temel amacı işletme ortaklarının refahının en yüksek düzeyde gerçekleştirilmesidir.
Finansal Yönetimin Temel Amacı: İşletmelerde finansal yönetimin temel amacı, ortaklarının refah düzeyini
yükseltmektir. Finansal yönetim bu temel ve nihai amaca ulaşabilmek için birbirine bağlı üç amacı gerçekleştirmek
zorundadır:
a. Karın en yükseğe çıkarılması,
b. Hisse başına karın en yükseğe çıkarılması,
c. İşletmenin piyasa değerinin en yükseğe çıkarılması.
Gelir Tablosu: Gelir tablosu işletmenin belli bir dönemdeki gelirlerini, giderlerini ve net karını gösteren finansal
tablodur. Gelir tablosu içerdiği bilgilerle aslında işletmenin bir hesap dönemlik başarı ya da başarısızlık öyküsüdür.
Bilanço: Belli bir zamanda firmanın varlıklarının ve yükümlülüklerinin değerini gösteren finansal tablodur. Bilançoda yer alan varlıklar likidite derecelerine göre sıraya dizilirler.
3
Başabaş Analizi: Başabaş analizi işletmenin satışlarının maliyetine eşit olduğu, ne kar ettiği ne de zarar ettiği noktayı gösteren analizdir.
Sermaye Yapısı: Her işletme borç ve özsermayenin belirli bir bileşimini kullanır. Bu bileşene sermaye yapısı adı
verilmektedir. Örneğin, bir işletme finansman ihtiyacının % 20’sini borç ile % 80’ini özsermaye ile karşılamış olabilir.
Sermaye Maliyeti: Sermaye maliyeti, kullanılan veya kullanılması planlanan her çeşit finansman kaynağının maliyetlerinin ağırlıklı ortalamasının alınması yolu ile ulaşılan orandır.
Sermaye Bütçelemesi: Sermaye bütçelemesi, yapılacak yatırımları harcama ve bu yatırımlardan sağlanacak gelirleri
parasal olarak gösteren bir yatırım planıdır.
Yatırım Fonu: Bir yatırım fonu yatırım şirketleri olarak bilinen tasarruf araçlarının dışında bir yatırım aracıdır.
Yatırım fonları hisse senetlerine, tahvil ve bonolara ve kısa dönem para piyasası araçlarına yatırım yaparlar.
Yatırım Ortaklığı: Çeşitli küçük tasarruf sahibi kişilerin parasını bir araya getirerek, bir anonim şirket aracılığı ile
bu paranın çeşitli kuruluşların hisse senetlerine yatırılması yoluyla bir portföyoluşturulmasıdır.
Risk Sermayesi: Risk sermayesi, yüksek gelişme potansiyeline sahip ve rekabet üstünlüğü olan veya olabilecek
işletmelere uzun vadeli yatırımlarda bulunarak ve gerektiğinde aktif yönetsel destek ve diğeruzmanlık hizmetleri
sağlayarak ekonomik değer artışı temin etmek yoluyla portföylerindeki menkul kıymetlerin değerlerini artırmak ve
bu menkul kıymetleri elden çıkarmak suretiyle yüksek getiri sağlamayı amaçlayan bir finansman işlemidir.
Teknik Analiz: Hisse senedi fiyatlarını öngörmede kullanılan popüler bir yöntem olan teknik analiz, hisse senetlerinin geçmiş fiyat hareketlerini ve bu hareketlerdeki trendler, grafikler ya da formasyonlar gibi bir takım oluşumları
inceleyerek hisse senetlerinin gelecekteki fiyat hareketlerini öngörmeye çalışır.
Temel Analiz: Temel analizde önemli olan alım veya satıma konu olan hisse senedinin olması gereken fiyatı (değeri) ile piyasa fiyatı arasındaki farka göre rasyonel alım – satım kararlarını oluşturmaktır.
Döviz: Uluslararası ödemelerde geçerli olan; yabancı paralar, para işlevi gören her türlü bono, çek, poliçe, kredi
mektubu, havale ve benzeri varlıklara verilen addır.
Repo: Repo, hazine bonosu ya da tahvil gibi menkul kıymetlerin, belirli bir süre sonra önceden belirlenen fiyattan
geri alınması taahhüdü ile satılması işlemidir.
Ters Repo: Ters repo menkul kıymetlerin geri satma vaadiyle satın alınmasıdır.
Barter: Terim olarak barter “takas” anlamına gelir. Ancak barter ticaret sistemi bilinen birebir karşılıklı takas işlemlerinden farklı gelişmiş bir sistemdir. Satın alınan mal ve hizmetin bedelinin üretilen mal ve hizmet ile ödendiği bir
finans ve ticaret sistemidir. Barter, bir firmanın satın aldığı mal ve hizmetin bedelini kendi ürettiği mal veya hizmetle geri ödemesidir.
Franchising: Bir ürün ya da hizmet üzerinde imtiyaz hakkı olan özel ya da tüzel kişinin, bir başka üretici ya da
tacire bu ürün ya da hizmeti belirli bir bölge ve süre ile sınırlı olmak üzere üretmek ya da satmak hakkını, bir bedel
karşılığında vermesi işlemidir.
Factoring: Factoring, işletmelerin genellikle kısa vadeli satışlarından doğan alacak haklarının, factorkuruluşa satılmasıyla, işletmelere fon sağlama olanağı veren bir finansman yöntemidir.
Forfaiting: Forfaiting, mal ve hizmet ihracatından doğan ve gelecekte tahsil edilecek bir alacağın, vadeden önce
satılarak tahsil edilmesidir.
VDMK: Varlığa Dayalı Menkul Kıymet (VDMK), menkul kıymetleştirme yoluyla oluşturulan borçlanma araçlarına
verilen isimdir. Menkul kıymetleştirme, gelecekteki nakit girişi doğuracak alacaklar, bireysel krediler ve benzeri
borçlanma araçlarının bir araya getirilerek havuz oluşturulması, bu havuzlara dayalı olarak menkul kıymet türetilmesi ve havuzların kredibilitelerinin zenginleştirilerek ve derecelendirilerek yatırımcılara statılması işlemidir.
Kıyı Bankacılığı: Genellikle serbest bölgelerde faaliyette bulunan, müdahale ve denetim ile vergilemenin asgari
düzeyde tutulduğu koşullarda kovertibl paralar üzerine işlem yaparak çok ulusluşirketlere ve uluslararası kuruluşlara
hizmet veren bir bankacılık türüdür.
Forward: Forward sözleşme, satıcının belli bir ürünü ileri bir tarihte, baştan anlaşılan bir fiyat üzerinden alıcıya
teslim etmesini öngören sözleşmelerdir. Sözleşmenin şartları (fiyat, miktar, kalite, zaman ve yer) alıcı ile satıcı tarafından karşılıklı belirlenmektedir.
Futures: Belirli nitelikteki ve miktardaki bir malın veya bir mali enstrümanın, bugünden gelecekteki bir tarihte
belirlenmiş bir fiyat üzerinden teslimini veya teslim alınmasını hükme bağlayan yasal sözleşmelere futures sözleşmeler denilmektedir.
Swap: Swap iki taraf arasında önceden belirlenen bir sistem içinde belirli bir finansal varlıktan kaynaklanan gelecekteki nakit akışlarının değiştirilmesi konusunda yapılan bir sözleşmedir.
Opsiyon: Opsiyonlar, değeri başka bir varlığın değerine bağımlı olarak değişen türev ürünlerdir. Opsiyonlar, belli
bir vadeye kadar (veya belirli bir vadede), opsiyona dayanak varlık oluşturan belli miktardaki bir malı, finansal ürünü, sermaye piyasası aracını veya ekonomik göstergeyi belli bir fiyattan (kullanım fiyatı) alma ya da satma hakkını,
belli bir prim karşılığında opsiyonu satın alan kişiye (lehdara) veren ancak zorunlu tutmayan, buna karşın opsiyonun satıcısını (keşidecisini) lehdar tarafından talepedilmesi halinde satmaya zorunlu tutan sözleşmelerdir.
RİSK-GETİRİ İLİŞKİSİ
4
Risk: Finansal açıdan risk, beklenen getirinin gerçekleşen getiriden sapma olasılığıdır. Yatırımcının yapmış olduğu
yatırımdan sağlayacağı verimin, beklenen verimin altına düşme veya üstüne çıkma olasılığı söz konusudur.
Getiri: Bir yatırımdan belirli bir dönem içinde yapılan yatırıma karşılık elde edilen gelirdir. Getiri çoğunlukla başlangıçtaki menkul değerin pazar fiyatının yüzde oranı olarak tanımlanmaktadır.
Beklenen Getiri: Beklenen getiri, belli bir dönem getirileri ile bu getirilerin gerçekleşme olasılıklarının çarpımının
toplamıdır. Başka bir deyişle, beklenen getiri, risk veya belirsizlik ortamında beklenen değer sonuçlarının ortalama
değerini ölçmeye yarayan bir ölçüttür.
İstenen Getiri Oranı: Bir yatırımcıyı yatırım yapmaya razı eden en az getiri oranıdır.
Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli: Sermaye Varlıklarını Fiyatlama Modeli (CAPM) risk ile getiri arasındaki
ilişkiyi açıklayan kuramdır; buna göre herhangi bir menkul kıymetin beklenen risk primi, menkul kıymetin betası ile
piyasa risk priminin çarpımına eşittir.
Riskten Kaçınma: Tüm koşullar eşitken, yatırımcıların riskli varlıklar arasında en az riske sahip olanı seçeceği
yönündeki varsayımdır.
Volatilite: Bir menkul kıymetin riskinin bir ölçüsüdür. Bir varlığın çok volatil olması ya da yüksek volatiliteye sahip
olması, bu varlığın fiyatlarının çok fazla dalgalandığı anlamına gelmektedir.
Çeşitlendirme: “Tüm yumurtaları aynı sepete koymayın” ifadesi ile aynı anlama gelmektedir. Eğer tüm paranızı
bir varlığa yatırırsanız, geleceğiniz sadece bu varlığın performansına bağlı olacaktır. Bu varlığın değeri yükseldiğinde
zengin olur; değeri düştüğünde fakirleşirsiniz.
Açığa Satış: Sahip olunmayan bir menkul kıymetin satılması işlemidir. Açığa satış işlemi bir menkul kıymetin fiyatının gelecekte düşeceği yönünde beklentiler varsa yapılmaktadır.
Hedging: Beklenmeyen fiyat değişimlerinin karlar üzerindeki olumsuz etkisini elimine etmeyi amaçlayan bir finansal işlemdir.
Portföy: Menkul kıymet sepetidir. Örneğin, paranızın 5000 $’ını devlet tahvillerine, 4000 $’ını hisse senetlerine,
6000 $’ını hazine bonolarına yatırabilirsiniz. Bu menkul kıymetlerdeki toplam yatırımınız portföy olarak adlandırılır.
Kovaryans: Kovaryans iki değişkenin zaman içindeki değişmelerinin birlikteliğinin ölçüsüdür. Kovaryans pozitifse
iki yatırımın getirileri aynı yönde hareket ediyor demektir.
Korelasyon Katsayısı: İki değişken arasındaki zaman içindeki değişmelerin birlikteliğinin sayısal bir ölçütüdür.
Korelasyon katsayısı - 1 ile + 1 arasında değerler almaktadır. + 1’e yakın bir korelasyonkatsayısı iki değişken arasında güçlü bir pozitif ilişkiyi gösterirken, - 1’e yakın bir korelasyon katsayısıgüçlü bir negatif ilişkiyi göstermektedir.
Yatırım Danışmanlığı: Yatırım danışmanlığı karşılığında bir maddi yarar sağlamak amacıyla, müşterilerine (yatırımcılara) sermaye piyasası araçları ile bunları ihraç eden ortaklık veya kuruluşlar hakkında ve benzeri konularda
yönlendirici nitelikte yazılı veya sözlü yorum ve yatırım önerilerinde bulunma faaliyetidir
Piyasa Kapitalizasyonu: Borsaya kayıtlı şirketlerin hisse senetlerinin piyasa değerinin dolaşımdaki hisse senetleri
sayısı ile çarpılarak bulunan şirket piyasa değerlerinin toplamıdır.
İmtiyazlı Hisse Senedi: Kar payları bakımından adi hisse senedine göre önceliği olan hisse senetleridir.
Devlet Tahvili: Devlet tahvili yatırımcısına sabit gelir sağlayan, uzun vadeli ve devlet tarafından uzun vadeli finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla ihraç edilen bir menkul kıymet türüdür.
Hazine Bonosu: Üzerinde faiz kuponu taşımayan ve bir yıldan kısa vadeli devlet borçlanma senetleridir. Burada
unutulmaması gereken durum hazine bonolarının iskonto esasına göre satıldığıdır.
Halka Arz: Bir anonim şirketinin ilk kez hisse ihracına birincil halka arz adı verilir. Birincil halka arz mevcut hissedarların kendi hisselerini devretme şeklinde olabileceği gibi, sermaye artırımı amacıyla yeni hisse satışı şeklinde de
olabilir.
Sermaye Arttırımı: Sermaye artırımı iki şekilde yapılır. Birincisi, sermaye artırımı gereksinimi ortaya çıktığında,
sermaye artırımı şirketin özkaynakları kullanılarak yapılır.
Takasbank: Takasbank, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nda (İMKB) gerçekleştirilen alım/satım işlemlerinin
menkul kıymet ve nakit takasının yerine getirilmesinden sorumlu merkezi takas kurumudur. Menkul kıymet
alım/satım işlemlerinin takası, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nın (İMKB) faaliyete geçtiği tarihlerde üyelerin
kendi aralarında gerçekleştirilirken, 1988 yılından itibaren Borsa bünyesinde kurulan bir müdürlük tarafından yerine
getirilmeye başlanmıştır.
İMKB – 100 endeksi: İMKB Hisse Senetleri Piyasası için temel endeks olarak kullanılmaktadır. 1986 yılında 40
şirketin hisse senedi ile başlayan ve zamanla sayısı 100 şirketin hisse senedi ile sınırlanan Bileşik Endeks’in devamı
niteliğindedir.
VOB: Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası A.Ş., Türkiye'nin ilk özel borsa kuruluşudur. 4 Şubat 2005 tarihinde İzmir'de işleme açılmıştır. Bu borsada Vadeli İşlem Sözleşmeleri risk yönetimi, yatırım, spekülasyon ve arbitraj amaçlı
olarak yatırımcılar tarafından kullanılır.
5
Dayanak Varlık: Türev ürünlerinin fiyatını belirleyen ve spot piyasada alınıp satılabilen varlıklara dayanak varlık
denir. Teorik olarak üzerinde alım satım işlemlerinin yapılabildiği her nesne bir türev ürüne dayanak olabilmektedir.
İyi bir dayanak varlığın en belirgin özelliği mübadele edilebilir ve likitolmasıdır.
Spekülasyon: Bilgiye dayalı olarak yatırım varlıklarının fiyat hareketlerinden kazaç elde etmeye çalışma işlemidir.
Spekülasyon “risk üstlenme” ile de eşanlamlı olarak kullanılmaktadır
Arbitraj: Arbitraj piyasalar arasındaki fiyat dengesizliklerinden yararlanarak risksiz kar elde edilmesi sürecidir. Örneğin bir malın coğrafi olarak farklı iki mekânda farklı iki fiyattan işlem gördüğünü düşünelim. Bu durumda arbitrajcı malı ucuz olan yerden alır, pahalı olan yerde satar ve risksiz kar elde eder.
Dikkat:Arbitraj işlemini yapan arbitrajcı risk üstlenmemektedir.
Dealar: Dearlarlar hem kendi adlarına hem de başkalarının adlarına işlem yapma yetkisine sahiptir. Burada hatırlatmak gerekir ki brokerler sadece başkaları adına işlem yapabilirken, kendi adlarına işlem yapamamaktadırlar.
Spekülator: Spekülasyon yapan kişilere spekülatör denir. Spekülatörler ileride fiyat değişikliğine uğraması beklenen
para, menkul kıymet, mal vb. varlıkları, aradaki fiyat farkından yararlanarak kar etmek amacıyla, önceden satın almakta ve beklenen fiyat değişikliği gerçekleştiğinde satmaktadır.
Dikkat:Spekülatörler fiyatın gelecekteki yönünü tahmin ederek pozisyon alan yatırımcılardır. Bu kapsamda “spekülatör” kavramı genel algının aksine piyasada pozisyon alması arzulanmayan yatırımcı değildir. Spekülatörler piyasanın işlem hacmini ve likiditesini yükselttikleri için piyasada yer alması istenen
yatırımcılardır.
Hedger: Üstlendiği riski elimine edecek karşıt bir işlem yapan yatırımcıdır.
Hedging: Hedging finans literatüründe üstlenilen riski elimine edecek karşıt bir işlem yapma faaliyeti olarak tanımlanmaktadır
Sigorta: Sigorta, belirli bir prim karşılığında bir kimsenin para ile ölçülebilir, yasa ile korumaya değer bir sigortalanabilir menfaatine zarar veren bir rizikonun gerçekleşmesi halinde bu zararı karşılayacak tutarda sigortalının tazminata hak kazanmasını sağlayan çift taraflı bir sözleşmedir.
Aktüer ve Aktüerya: Aktüer finansal riskleri değerlendirebilen, çözümler öneren, ve her çözümün uzun dönemdeki sonuçlarını irdeleyebilen bir profesyoneldir.
PARANIN ZAMAN DEĞERİ;
Iskonto Oranı: Gelecekteki nakit akışlarının bugünkü değerini hesaplamakta kullanılan faiz oranıdır.
Basit Faiz: Basit faiz hesaplamasında, yatırılmış olan anaparanın belli bir dönem sonunda getireceği faiz tutarı,
geçerli faiz oranı üzerinden hesaplanmakta ve yatırılan anapara dönem sonunda değişmemektedir. Başka bir deyişle, belirli dönemlerde kazanılan faiz tutarını hesaplamak için her zaman aynı anapara tutarı dikkate alınmaktadır
Bileşik Faiz: Bileşik faiz, belirli bir döneme ait faiz tutarının anaparaya eklenmesi ile bulunan, toplam üzerinden
hesaplanan faizdir. Bileşik faiz hesaplamasına basit bir örnek verilebilir.
Bugünkü Değer: Gelecekte elde edilecek nakit akışlarının, belli bir faiz veya iskonto oranına göre başlangıç yılına
indirgenmesidir. Bu nedenle, bugünkü değer, genellikle gelecekteki ödemelerin iskonto edilmiş değerleri toplamı
olarak bilinir.
Efektif faiz oranı: Faiz oranları genelde yıllık oranlar olarak ifade edilirler. Bu, yıllık nominal faiz oranıdır.
İç Karlılık Oranı: Bir yatırımdan elde edilen zımni getiridir.
Yatırım:Yatırım kavramının halk arasındaki tanımı, gelecekte gelir elde etmek amacıyla, mevcut sermayenin (fonların) belirli alanlara aktarılması ya da kısaca ekonomik değerlerin kar amacı ile bir işe tahsisidir.
Yatırım Projesi: Bir plan dahilinde başlama ve bitiş zamanı açıkça belirlenmiş, sınırlı
kaynaklarlagerçekleştirilebilecek mal ve hizmet üretimine ilişkin faaliyetler kümesine yatırım projesi adı verilmektedir.
6
Girişimci: Kar elde etmek amacı ile riski üstüne alarak, başkalarının ihtiyacını karşılamak üzere mal ve hizmet
ortaya çıkarmak için üretim faktörlerinin tedarik ve birleştirilmesi olanağını sağlayan kişidir.
Risksiz Faiz Oranı: Hazine bonosu faizi gibi geri ödenmeme riski olmayan faiz oranıdır.
Enflasyon Pirimi: Finansal piyasaların, beklenen enflasyon oranı nedeni ile riski olmayan reel faiz oranına eklediği
primdir.
Nominal Faiz: Nominal faiz oranı, reel faiz oranı ile beklenen enflasyonun toplamıdır. Ne reel faiz oranı ne de
beklenen enflasyon doğrudan gözlenemediği için, nominal faiz oranının doğru bileşenibilenmemektedir.
Reel Faiz: Nominal faiz oranının enflasyon oranı ile deflate edilmesi ile ortaya çıkan orandır. Örneğin, enflasyon
oranının % 100 olduğu bir ortamda, verilen faiz oranı % 110 ise reel faiz oranı verginin olmadığı bir durumda %10
olacaktır.
LIBOR: Londra bankaları arasında günlük olarak belirlenen, dolar mevduatı faiz teklif oranıdır. Genellikle, üç –
altı ay vadeli krediler için geçerli olan bu faiz oranı, uluslararası kredi işlemlerinde referans olarak kabul edilir.
NAKİT VE İLAVE NAKİT AKIMLARI
Kar: Dördüncü üretim faktörü olarak kabul edilen “teşebbüs” unsurunun üretimden almış olduğu paya verilen
isimdir.
Brüt Kar: Bir şirket müşterisine satmış olduğu her bir birim üründe brüt kar yaratmaktadır. Eğer bu bir ürün ise
brüt kar, ürünün satıldığı fiyat ile bu ürünü üretmek için katlanılan birim işçilik ve malzeme maliyetleri arasındaki
farktır.
Kar Payı: Adi hisse senedi yatırımlarından elde edilen gelirdir. Nasıl ki tahvili elde tutmanın getirisi faiz kazancı ise,
hisse senetlerini elde tutmanın getirisi de karpayıdır. Karpayı hisse senedini aldığınız firma tarafından ödenir.
Nakit: Kâğıt veya madeni para şeklinde, ödeme aracı olarak elde hazır bulundurulan değerdir.
Nakit Akışı: Bir şirkete, organizasyona, hane halkına ya da herhangi bir finansal kuruma giren ya da çıkan fiili
nakit miktarıdır.
Serbest Nakit Akışı: Serbest nakit akışı, firmanın bir yıl içindeki toplam nakit girişlerinden, faaliyetlerin, tüm yatırımların ve vergilerin sebep olduğu nakit çıkışları düşüldükten sonra kalan vefirmaya fon sağlayan kişilere (alacaklılar, öncelikli ve adi hisse senedi sahipleri) ödenebilecek nakit tutar demektir. Firmanın pazar değerini serbest nakit
akışının büyüklüğü ve riski belirler.
Nakit Akım Tablosu: Belli bir zaman diliminde firmanın nakit girişlerini ve nakit çıkışlarını gösteren finansal
tablodur.
Likit Varlıklar: Bir işletmenin bir değer kaybına uğramadan kısa sürede nakte dönüştürebileceği varlıklarıdır. Likidite, nakte yakınlık derecesini ifade eden bir kavramdır.
Çalışma (İşletme) Sermayesi: Bir işletmenin dönen varlıkları (nakit, menkul değerler, alacaklar ve stoklar) işletme sermayesi ya da çalışma sermayesi olarak anılır. Bu varlıkların özelliği, işletme faaliyetleri sırasında bir türden
başka bir türe dönüşmeleridir.
Net İşletme Sermayesi: İşletme sermayesi ile kısa süreli borçlar arasındaki farka net işletme sermayesi adı verilmektedir. Net işletme sermayesi pozitif ya da negatif değer alabilir.
Likidite: Bir varlığın hızlı bir şekilde ve değerinden kaybetmeksizin paraya çevrilebilme gücüdür.
REKABETÇİ PİYASALAR
Piyasa: Satın almak istedikleri mal, hizmet veya menkul kıymetler için gereken satın alma gücüne sahip alıcılar ile
alıcıların talep ettikleri mal, hizmet veya menkul kıymetlere sahip olup da bunları satmak isteyen satıcıların amaçlarını gerçekleştirecek şekilde buluşmalarını sağlayacak her türlü ortamdır. Piyasaların oluşması için belli mekânın
oluşma zorunluluğu yoktur.
Mal Piyasası: Mal bir gelir sağlamak amacıyla ticareti yapılan ticari bir varlıktır. Hizmetlerde bu kapsamda değerlendirilmektedir. Mal piyasaları mal ve hizmetler ile bu mal ve hizmetlerin üretiminde kullanılan üretim faktörlerinin ticaretinin yapıldığı piyasalardır.
Finansal Piyasa: Bu piyasalara finansal varlık piyasaları da denilmektedir. İşletmelerinin veya fon gereksinimi olan
kuruluşların fon talepleri ile fon arz edenlerin fon arzının karşılaştığı piyasalardır.
7
Sermaye Piyasası: İşletmelerin, özellikle halka açık anonim ortaklıkların orta ve uzun vadeli fon gereksinimlerini
karşıladıkları bir faktör piyasasıdır. Bir başka ifade ile sermaye piyasaları, uzun vadeli fon arz ve talebinin karşılaştığı
piyasalardır.
Birinci El Piyasa: Finansaman gereksinimlerinin karşılanmak amacıyla ihraçları planlanan menkul kıymetlerin ilk
satışının gerçekleştirildiği piyasalardır.
İkinci El Piyasa: Menkul kıymetlerin birici el piyasada satıldıktan sonra, yatırımcıların almış oldukları menkul
kıytmetleri satmaları veya bir başka yatırımcıdan menkul kıymet almaları şeklinde işlemlerin gerçekleştirildiği piyasalara ikinci el piyasa denilmektedir.
Piyasa Derinliği: Piyasada gerçekleşen işlem miktarı veya tutarını ifade etmektedir.
Piyasa Genişliği: Piyasada işlem gören menkul kıymet veya finansal araç çeşitliliğini ifade etmektedir.
Para Piyasası: Kısa vadeli fon arz ve talebinin karşılandığı piyasalara para piyasası denilmektedir.
Spot Piyasa ve Vadeli Piyasa: Vadeli işlemler piyasasında işlem gören forward sözleşmeler, gelecek sözleşmeleri,
opsiyonlar gibi türev enstrümanlar hisse senedi, tahviller vb. gibi spot piyasa enstrümanlarına dayanak olarak çıkarıldıklarından spot ve vadeli işlem piyasaları arasında yakın bir ilişki vardır. Her malın bir spot fiyatı vardır.
Tezgahüstü Piyasa: Finansal araçların alım-satım işlemlerinin belli kurallara bağlanmadığı ve bu
işlemlerin herhangi bir fiziksel mekâna bağlı kalmadan yapıldığı piyasalar tezgahüstü piyasalardır.
Tahtakale piyasası ülkemizde tezgahüstü piyasalara örnek gösterilebilir.
Derecelendirme: Derecelendirme bir varlığın taşıdığı bazı özelliklerin kalite düzeyinin belirlenmesini ifade etmektedir. Finansal piyasalar açısından derecelendirme farklı anlamda kullanılmaktadır.
Tam Rekabet Piyasası: Bir mal için tek bir fiyatın geçerli olduğu ve bu fiyatın da sadece arz ve talep tarafından
belirlendiği piyasa türüdür. Tam rekabet piyasasının dört özelliğinden bahsedilebilir:
Piyasada Çok Sayıda Alıcı ve Satıcının Olması Gerekir: Bu koşulun bir sonucu olarak, hiçbir alıcı ya
da satıcı fiyatları etkileyememeli ve firmalar birbirinden bağımsız olarak hareket edebilmelidir.
Piyasadaki Firmalar Tarafından Satılan Ürünler Homojen Olmalıdır: Bu piyasadaki her firma tarafından
satılan ürün, başka bir firma tarafından satılan ürünün tam ikamesi olmalıdır.
Piyasadaki Taraflar Fiyat, Kalite vb. gibi Konular Hakkında Tam Bilgiye Sahip Olmalıdır: Açıklık ya da
tam bilgi koşulu olarak da adlandırılan bu özellik çerçevesinde, tüketiciler seçeneklerin tümüne ait bilgilere sahip
olmalıdır.
Firmalar Herhangi Bir Ciddi Engel Olmaksızın Piyasaya Serbestçe Girebilmeli ve Çıkabilmelidir: Örneğin kaynaklar, kaynak akışkanlığını engelleyen kamusal düzenlemeler olmaksızın piyasanın içine veya dışına hareket
edebilmelidir.
ETKİN SERMAYE PİYASALARI
Tesadüfî Yürüyüş: Menkul kıymet fiyatlarının tesadüfi olarak hareket ettiği ve öngörülemez olduğu durumdur.
Diyelim ki yatırımcı Gamze Hanım hisse senedi fiyatlarının öngörülebilir olduğunu gözlemledi.
Etkin Sermaye Piyasaları: Etkin sermaye piyasaları, menkul kıymet fiyatlarının piyasaya yeni gelen bilgiye anında
tepki verdiği ve menkul kıymet fiyatlarının menkul kıymete ilişkin tüm bilgileri yansıttığı piyasalar olarak tanımlanmaktadır.
Etkin Piyasalar Hipotezi: Etkin piyasalar hipotezine göre, menkul kıymet fiyatları pazara ulaşan tüm bilgileri
yansıtmaktadır. Rekabet koşullarının geçerli olduğu piyasalarda bir mal veya hizmetin fiyatı, o mal veya hizmetin
arz ve talebinin eşitlenmesi ile ortaya çıkar.
Zayıf Formda Etkin Piyasa: Hipotezin en düşük derecesidir. Zayıf formda etkinlikte, yatırımcının geçmiş fiyat hareketlerini kullanarak normalin üstünde getiri elde edemeyeceği varsayılır. Buna göre teknik analiz, zaman serileri ve
benzer analizlerin hiçbir yararı yoktur.
Yarı Formda Etkin Piyasa: Hipotezin ikinci derecesi olan yarı güçlü formda bir piyasada yatırımcının geçmiş fiyatlara
ek olarak, kamuya açıklanmış bilgileri kullanarak normalin üstünde getiri sağlayamayacağı varsayılır.
Güçlü Formda Etkin Piyasa: Hipotezin en yüksek derecesi olan güçlü form etkin bir piyasada ise yatırımcının, kamuya açıklanmamış özel bilgilerle normalin üstünde getiri sağlayamayacağı varsayılmaktadır.
Anomali:. Hipotez ile bağdaşmayan bu bulgulara normalden sapma anlamına gelen “anomali” denmektedir.
TEMSİL (ACENTA PROBLEMİ) PROBLEMİ
Temsilcilik Sorunu (Agency Problem): Halka açık anonim şirket olarak isimlendirilen şirketlerde, sermaye hisseleri patronun kim olduğunun belli olmayacağı şekilde dağılmış olabilir. Bu durumda, ellerine önemli bir güç geçmiş olan şirket yöneticileri, kendi kişisel kazançlarını ön plana çekerek, hissedarların servetinin
8
maksimizasyonuhedefinden sapma gösterebilirler. İş güvenliği, yaşam biçimi, şoförlü lüks arabalar, pahalı klüp
üyelikleri, işadamı sınıfında seyahatler, 5 yıldızlı otellerde konaklamalar, aşırı lüks biçimde döşenmiş ofisler vs.’ nin
tümü, aslında hissedarlardan yöneticilere servet transferi anlamını taşır ve bu sorun finans literatüründetemsilcilik
sorunu olarak bilinmektedir.
Kurumsal Yönetim: Kurumsal yönetim, yöneticilerin sorumluluğunu ortakların sorumluluğundan daha geniş bir
kapsamda tanımlayan bir yönetim anlayışıdır.
Entelektüel Sermaye: Bu güne kadar bu konu üzerinde çalışanların hem fikir oldukları bir entelektüel sermaye
tanımı bulunmamaktadır. Çeşitli yazarlar entelektüel sermayeyi farklı biçimlerde tanımlamışlardır. HughMc Donald
entelektüel sermayeyi bir kuruluşun içinde bulunan ve ilave avantajyaratmada kullanabileceği bilgi olarak tanımlamaktadır.
Thomas A. Steward ise entelektüel sermayeyi zenginlik yaratmak üzere kullanıma sokulabilecek entelektüel malzeme, yani; bilgi, enformasyon, entelektüel mülkiyet ve deneyimolarak ifade etmiştir.
VERGİLER
 Vergi: Kamu giderlerini karşılamak üzere, devletin, vergileme yetkisine dayanarak ve tek taraflı olarak, kişilerin gelir ve servetlerinden, cebren aldığı ekonomik değerdir.
 Vergi Oranı: Vergi matrahına uygulanarak alınacak verginin niceliğini saptayan sayıdır. Vergi oranları 3
biçimdir: Matrah ne olursa olsun vergi oranı değişmezse düz oranlı (sabit vergi), matrahın büyümesiyle
vergi oranıda büyürse artan oranlı, matrah büyüdükçe vergi oranı küçülürse azalan oranlı vergi adını alır
 Vergi Matrahı: Ticari kara vergi kanunlarının uygulanarak, vergiye esas karın belirlenmesi, üzerinden vergi
hesaplanacak parasal tutardır.
 Kurumlar Vergisi: Kurumlar Vergisi, kurum kazançları üzerinden alınan bir vergi türüdür. Aşağıda yazılı
kurumların kazançları Kurumlar Vergisi'ne tabidir.
 Gelir Vergisi: Gerçek kişilerin gelirleri gelir vergisine tabidir. Gelir bir gerçek kişinin bir takvim yılı içinde
elde ettiği kazanç ve iratların safi tutarıdır.
 Vergi Kalkanı (Vergi Tasarrufu): Verginin işletmenin sermaye yapısı üzerindeki etkisi, temel olarak kaynak (sermaye) maliyeti belirlenirken ortaya çıkar. Vergi, kullanılan finansman kaynağının niteliğine göre;
maliyeti arttırır, maliyeti azaltır veya maliyeti etkilemez. Genel olarak, yabancı kaynakların sağlanması sırasında ödenen faiz ve yapılan benzeri ödemeler, vergi matrahının belirlenmesinde gider olarak indirim konusu yapılmaktadır. Bunlardan dolayı işletmenin kullandığı yabancı kaynağın (borcun) gerçek maliyeti, vergi oranına bağlı olarak değişmekle birlikte ödenilen faizden daha düşüktür. İşletmeler borç/özkaynaklarını,
borçlarının arttırılması yoluyla arttırarak, bir başka ifadeyle finansman kaldıracını yükselterek kaynak maliyetlerini azaltma olanağına sahiptirler. Bu olanak vergi kalkanı olarak bilinmektedir.
 Vergi Tasarrufu Etkisi: Borçlananarak elde edilen fonlar için ödenen faiz giderlerinin vergi matrahını
azaltması ödenecek verginin daha az bir tutar üzerinden hesaplanmasına yol açmakta bu da şirketin daha
az vergi ödemesine neden olmaktadır. Bu duruma vergi tasarrufu etkisi denir.
 Vergi Tercihleri Kuramı: Sermaye kazançlarının, firmanın dağıttığı kar paylarından daha düşük oranlarda
vergilendirildiği durumlarda; ortakların daha az vergi ödemek düşüncesiyle sermaye kazançlarını kar paylarına tercih etiğini vurgulayan kuramdır.
 Vergiden Kaçınma: Vergi kanunlarının firmaları korumak için izin verdiği bazı avantajlardan yararlanma
durumudur.
 Vergi Kaçırma: Vergi kanunlarına aykırı olarak karların vergi matrahına ilave edilmemesi.
 Transfer Fiyatlandırması: Transfer fiyatlandırması ilişkili şirketlerin kendi aralarındaki mal veya hizmet
transferlerinde bu ürün veya hizmetler için belirledikleri fiyatlandırmadır.
RİSK FARKLIĞI
 Sistematik Risk: Genel ekonomik, politik ve sosyal çevredeki değişmelerden kaynaklanan ve karakteri itibariyle tüm menkul kıymetlerin getirilerindeki değişmeyi sistematik olarak aynı anda etkileyen (etkinin derecesi farklı olabilir fakat; yönü genellikle aynıdır) risktir.
 Sistematik Olmayan (Çeşitlendirilebilir) Risk: Menkul kıymeti ihraç eden firmadaki ya da belli bir endüstri kolundaki değişmelere bağlı olan risktir. Bu risk ise ortadan kaldırılabilir ya da minimize edilebilir.
 Standart Sapma: Bir istatistiksel serinin terimlerinin ortalama değerden ne kadar sapma gösterdiklerini
ölçmeye yarayan istatistiksel bir ölçüdür.
 Beta Katsayısı;Beta, bir menkul kıymetin getirisinin piyasa dinamiklerine duyarlılığının bir ölçüsüdür. Sistematik riski düşük olan menkul kıymetin beta değeri 1’den küçükken, sistematik riski yüksek olan menkul
kıymetin beta değeri 1’den büyüktür. Betası 2.4 olan bir hisse senedinin durumunda, piyasa % 1 arttığında
(düştüğünde) hisse senedinin fiyatı % 2.4 artmaktadır (düşmektedir). Beta 0.5 ise bu durumda piyasa % 1
arttığında(düştüğünde) hisse senedinin fiyatı % 0.5 artmaktadır (düşmektedir).
9
 Varyasyon Katsayısı: Yatırımları değerlendirirken, daha yüksek getiri beklerken, daha düşük risk aranmaktadır. Ancak iki yatırım projesine karşılaştırırken hangi projenin risk ve getiri ölçütlerini bir arada kullanarak tercih edilebileceğini söyleyebilmek için bir başka ölçüte daha bakmak gerekir.
ETİK
Etik bir insanın doğru ile yanlışı ayırt ederken dikkate aldığı kişisel kriterler olarak tanımlanabilir. Meslek etiği ise
mesleki davranışla ilgili olarak neyin doğru neyin yanlış, neyin haklı ya da haksız olduğu hakkında inançlara dayalı
ilkeler ve kurallar bütünüdür. Nitekim Uluslar arası Muhasebeciler Federasyonu (International Federation of
Accountants–IFAC) tarafından hazırlanan ve 2005 yılından itibaren geçerli kabul edilen, dünyanın IFAC üyesi olan
tüm muhasebe örgütleri tarafından uygulanması gerekli olan muhasebeci eğitimi standartlarında, muhasebe eğitim
programlarında yer alan etik değerler ve davranışlar kapsamının aşağıdaki unsurları içermesi gerekmektedir:
 Toplum çıkarları ve sosyal sorumluluk duyarlılığı,
 Sürekli gelişim ve yaşam boyu öğrenme,
 Güvenilirlik, sorumluluk, zamanlılık, saygı,
 Yasalar ve düzenlemeler.
Muhasebe mesleğinde etik dışı davranışlara yol açan nedenlerse aşağıdaki gibi sıralanabilir:Kişisel nedenlere bağılı
olarak;
 Etik ölçüleri farklı yorumları
 Kişinin bencil davranması
 Etik ikilemler
 Mesleki bilgi yetersizliği
Dışarıdan kaynaklanan nedenlere bağlı olarak;
 İşletme yönetiminin etik davranışları algılama farkı
 Rekabet
 Meslek ücretleri
 Karşılıklı güvensizlik
 Sahte ve yanıltıcı belge
 Etik davranışların esnetilmesi
Finansal piyasalarda en sık gözlemlenen etik dışı davranışlar ise içerden öğrenenlerin ticareti ve manipülasyondur.
İçeriden Öğrenenler Ticareti: Sermaye piyasası araçlarının değerini etkileyebilecek, henüz kamuya açıklanmamış
bilgileri kendisine veya üçüncü kişilere menfaat sağlamak amacıyla kullanarak, sermaye piyasasında işlem yapanlar
arasındaki fırsat eşitliğini bozacak şekilde yarar sağlamak veya bir zararı bertaraf etmek, içeriden öğrenenler ticaretidir.
Manipülasyon: Manipülasyon, insanları kandırarak bir menkul kıymeti almaya veya satmaya sevk etmeye veya
menkul kıymetin fiyatını yapay bir seviyede tutmaya yönelik davranışlardır. Manipülasyonla ilgili, menkul kıymet
piyasalarında arz ve talebin serbest bir şekilde karşı karşıya gelerek fiyatları belirlemesine yönelik sürecin kasıtlı
olarak engellenmesi şeklinde yapılan tanımlar da mevcuttur.
Spekülasyon ve Manipülasyon kavramlarının aynı anlama gelmediğine dikkat ediniz.
ÜNİTE 2: Finansal Analiz ve Planlama
FİNANSAL ANALİZ
İşletmenin, üretim planlamasının başlamasından, ürünün nihai kullanıcıya ulaştırılmasına kadar geçensüreci kapsayan, üretimin her aşamasında alacağı kararlarda temel hareket noktası maliyetminimizasyonudur.
Finansal Analiz Kavramı ve Kapsamı
Finansal Analiz, işletmenin içinde bulunduğu dönemdeki finansal yapısının durumunu ve finansalyapısındaki gelişmeleri belirleme
ve değerlendirme, işletmenin finansal durumunu aynı sektördefaaliyette bulunan diğer işletmelerle karşılaştırma ve işletmenin finansal
planlarını yönlendirmek amacıyla geleceğe yönelik tahminlerde bulunma işlemlerinin bütününü ifade etmektedir.
10

Benzer belgeler