neler yapılır.

Transkript

neler yapılır.
BODRUM FERİBOT DATÇA SEFERLERİ- TIMETABLE
BODRUM-DATÇA-BODRUM
Kalkış
Depart
Hareket Günleri
Days of Departures
BODRUM - DATÇA
09:30
13.00
17.30
Hergün
Everyday
DATÇA- BODRUM
09:30
13.00
17.30
Hergün
Everyday
13:00 ek seferi 01 Temmuz ile 31Ağustos
tarihleri arasında geçerlidir.
Service of ferryboat at 13:00 o'clock is valid
between 01st of July and 31st of August
13:00 ek seferi 01 Temmuz ile 31Ağustos
tarihleri arasında geçerlidir.
Service of ferryboat at 13:00 o'clock is valid
between 01st of July and 31st of August
FİYAT LİSTESİ - PRICE LIST
1 Kişi Tek Yön
1 Kişi Gidiş - Geliş
1 Küçük Oto Tek Yön
1 Büyük Oto Tek Yön
1 Jeep Tek Yön
1 Küçük Minibus Tek Yön
1 Büyük Minibüs Tek Yön
1 Karavan Tek Yön
1 Büyük Motorsiklet (101-600 CC)
1 Küçük Motorsiklet (0-100CC)
1 Person OneWay
1 Person Return
1 Small Car One Way
1 Big Car One Way
1 Jeep One Way
1 Minibus One Way
1 Big Minibus One Way
1 Caravan One Way
1 Big Motorcycle
1 Small Motorcycle
* 0-6yaş grubu ücretsiz,
* 7-12 yaş grubu%50 indirimlidir.
* Araç sürücüleri araç fiyatlarına dahildir.
* Araç içerisindeki yolculardan ekstra 15,00TL alınır.
(Araç içi yolcular, şoför dahil 5 kişi ile sınırlıdır.)
Motor sürücüsü haricindeki yolcular normal ücret
öderler.
*Araç ücretlerinin belirlenmesi, şirketimiz tarafından, araç markalarına göre gerçekleştirilir.
Ruhsatta yazan araç cinsleri gözetilmez.
* Lütfen Araç rezervasyonları için Bodrum Feribot
firmasıyla iletişime geçiniz.
30.00 TL
50.00 TL
90.00 TL
100.00 TL
110.00 TL
130.00 TL
160.00 TL
220.00 TL
60.00 TL
45.00 TL
* 0-6 ages are free
* Between 7-12 ages children: % 50 discount
* Drivers ticket fee included the prices
* Price for Passengers in the vehicle 15 TL.
There can be maximum 5 persons in the vehicle.
No discount for the motorbike passenger.
* When the types of vehicles determining a license
shall not be considered.
Vehicles are classified and priced according to size
* Please call Bodrum Ferryboat for Vehicle booking.
BODRUM FERİBOT FİLOSU- OUR FLEET
Fahri Kaptan 2
Kemal Reis 3
Sunny Express
Datça’da bir günde
neler yapılır.
Datça hakkında kısa ve
gerekli bilgiler
Burada kıyıya paralel olarak açılmış birçok restoranda
öğlen yemeği yiyebilirsiniz...
Yol Tabelaları - Road Signs
Datça girintili çıkıntılı, karayolu seyahati için biraz karmaşık
ama yine de zevkli bir coğrafyaya sahip, karşınıza sürprizlerin çıktığı bir yerleşim bölgesi Datça Yarımadası... Neyi
meşhur derseniz iki şey hemen akla gelir... Biri Knidos, tarihi kazı alanı ikincisi Datça Bademi, Baharda yeşili sonrada kıtır kıtır kırılıp yenilen hep gözde ve aranır olmuş
Datça Bademi...
Datça Yarımadası büyük yarımadadır. Bencik limanından,
yarımadanın en dar yerinden başlar ve Knidos’a kadar uzanır. Datça’nın en canlı noktası yat limanının çevresidir. Hergün çok sayıda tekne uğrar bu limana. Teknelere de servis
veren her türlü alışveriş yeri dağılmıştır liman çevresine.
Hem liman çevresinde, hem de şehir merkezine açılan
cadde ve sokaklarda kaliteli lokantalar, renkli barlar vardır.
Son yıllarda Datça yeniden keşfediliyor. Kalabalıktan, gürültüden, kirlilikten kaçanlar Datça’yı ömürlerinin sonuna kadar
kalacakları bir mekan olarak belliyorlar. Siz de Datça’yı günübirlik bir uğrak yeri gibi düşünmeyin. Yarımadanın etrafında tamı tamına 52 koy bulacaksınız. Kimisine sadece
denizden ulaşılabilen bu koylardan biri gün boyu sadece
size ait olabilecek. Kalabalık ve plaj arayanlar toplam 13 km
uzunluktaki plajlardan birine atabilirler kendilerini. Kumluk
Plajı, Hastane Altı Plajı ve Taşlık Plajı gibi hemen merkezde
yürüyerek gideceğiniz plajlar, Ilıca Gölü görmeniz gereken
güzel yerler. Datça plaj ve koylarındaki denizin güzelliğini,
akvaryum duruluğundaki sularını unutamayacaksınız bulabilecek, tekneyle Marina ve çevresi tam bir yürüyüş parkurudur. Burada Datça’yı yürüyerek hissederken sağınızda yeni
yapılmış anfitiyatroyu görebilirsiniz.
Ancak arabanız ile geldiyseniz marina çevresinde yürüyüş yaptıktan sonra, soluğu Eski Datça’da almanızı öneririz... Eski Datça’da köy usulu yiyecekler bulmanız, ağaç
altındaki kahvelerde birşeyler içmeniz ve dinlenmeniz
mümkün... Eski Datça hayli rağbet gören yerlerden biri...
İyi korunmuş ve restore edilmiş taş evler, belli ki zevk
sahibi insanların yeni yeni yerleşip eski evleri pansiyon,
kafe veya hediyelik eşya dükkanı şekline çevirdikleri
dönemlerden geçmekte Eski Datça...
Datçalılar sanat ve edebiyat’a değer veren bir kültüre
sahip... Bertold Brecht, Can Yucel, Federico García
Lorca, Louis Aragon, N azım Hikmet, Pablo Neruda, Vladimir Mayakovski, William Shakespeare, Yannis Ritsos, Aşık Veysel gibi pek çok yazar, şair ve sanatçı ismi
Datça sokaklarını süsler...
Gece ve gündüz Datça farklı manzaralar sunar bizlere... Geceleri sahil boyunca kıyıda birçok restoran, kafeterya size hizmet
vermek için hazır,... Datça deyince balık yemeden olmaz... Balık restoranlarının her keseye uygun olanları mevcut...
Önceden fiyat sormanızda yarar var... Datçalılar misafirperver ve gerek yerli gerekse yabancı turistin kıymetini biliyorlar...
Yat Limanı ve çevresi aynı zamanda hediyelik eşyalar almak için de iyi bir güzergah...
Işıl ışıl bir Datça gecesinin harika manzarası ve (aşağıda) Datça’nın havadan genel görünümü...
Mesudiye Köyü
Henüz az keşfedilmiş yani herkesin içinden “Ne kadar güzel
bir alan gelip buraya mı yerleşsek” deyip iç geçirdiği dönemler... Sokaklarında göreceğiniz yaşlı bir hanım yazarın
“Ne kadar güzel burada sakin sakin kafa dinleyip yazıları
yazıyorum” dediği dönemler... Henüz istila edilmemiş vaziyette burası...
Knidos ise 45 dakika süren zorlu bir yol... Özel aracınızla
gidilebilirsiniz ama etrafınızdan doğa ve tarih fışkıran bir güzergah Datça Yarımadasının bu bölümü... Knidos’a kadar
Mesudiye ki muhteşem iki koy, hemen ardından Palamutbükü ve Knidos sizi bekleyecek... Knidos başlıbaşına
zaman ayrılması gereken bir tarihi alan... Eğer günübirlik
keşfedeyim derseniz belki bir fotoğraf çekimi süreniz olabilir
çünkü kalıntıları gezmek onları doyarak özümsemek hayli
zaman alır...
O yüzden Mesudiye veya Palamutbükü gibi iki koy kısa ziyaretler için ilgi çekici gelebilir. Bu iki koya uğrayıp sonra birisinde karar kılıp şöyle terinizi atacak kadar denize girip,
kıyılara serpiştirilmiş otantik veya neo-otantik denizkıyısı restoran yada kafelerinde birşeyler atıştırabilir veya içebilirsiniz..
Knidos’ta görecek çok şey var:
Yukarı tiyatro : Bu Hellenistik tiyatro MÖ. IV. Yüzyıla tarihlenir. 20 bin kişiliktir. İyi korunmamıştır. Doğu tarafı tamamen yıkıktır.
Aşağı Tiyatro : 35 oturma sıralı, 5 bin seyirci kapasitelidir.
Hellenistik Tiyatro özelliklerini gösterir. Orkestra, ve cavea
yarım daireden fazladır. Paradosların üstü örtülü değildir.
Hellenistik Devre tarihlenen Vomitorimların cavea çıkışları,
tonozlu üst yapıya sahip olmaları ilginçtir. Kemer kullanımının Romadan önce de var olduğunun ispatıdır. Aynı
tekniği IV.yy.a tarihlenen kanalizasyon sistemlerinde de
kullanmışlardır. Oturma sıraları beyaz mermerden yapılıdır. Arka sıralarda ise kireç taşı kullanılmıştır. Üç kapılı
sahne binası, nişler içindeki, heykellerle süslenmişti. Bunlardan bazıları ele geçmiştir.
Propylon : Aşınmış eşiği in situ durumda görülebilir.
Gymnasium : Araştırmalarını yabancı arkeologlar yapıyor
Korint Tapınağı: Tamamı beyaz mermerden Korint düzeninde inşa edilmiştir. İnce bir zevkin ürünüdür. Ölçüler
15x9,20 m. dir. Yüksek podyum üzerine Prostylos plânlı-
dır. Pronaosta 4, Opisthodomosda 2 sütun bulunur.
İç duvarlar Plastrlarla süslüdür. Ön alınlıkta, kabartma
kalkan figürü bulunur. MS. 2.yüzyıla tarihlenir. Mimari Stratos'dur. Hangi tanrıya adandığı bilinmemekle beraber,
kazı başkanı Prof. Ramazan Özgan, Aphrodite Tapınağının
bu olduğuna dair tahminler ileri sürmektedir
Bouleauterion : Günümüze oturma sıralarının temelleri
gelebilmiştir.
Dor Stoası : 114x14 m. ölçülerinde, beyaz mermerden
inşa edilmiştir. Hellenistik Döneme tarihlenir. Bu sütunlu
hol, henüz yeterince araştırılmamıştır.
Güneş Saati: Blok mermerden yapılmıştır. MÖ. IV. yüzyıla
tarihlenir.
Dionysos Tapınağı: Hemen tüm parçaları sonradan üzerine yapılan kilisede kullanılmış.
Apollon Tapınağı : 19x11 m. ölçülerindedir. Sonraki zamanlarda üzerine yapılar inşa edilmiştir.Tapınağın Sunağı
daha iyi korunmuştur. MÖ. 2. yüzyıla tarihlenir. Üç tarafı
beyaz mermerden kabartmalı frizlerle çevrili olan tapınakta
İki friz bloğu sunağın üzerinde durmaktaydı. Figürlü olanlar
Marmaris Müzesi’nde sergileniyor. Ele geçen Apollon Karneios yazıtlı bloklarından Karneios şenliklerinin 9 gün sürdüğünü ve sonunda festival çadırlarında şenlik yemeği
verilirdiğini öğreniyoruz. Sunağın kuzeyinde bir mağara ve
su kaynağı bulunur.
Dor Tapınağı, Pembe Tapınak: Dor düzeninde inşa edilmiş, sonraları kiliseye çevrilmiştir.
Helenistik Stoa : Stoa, Liman Caddesi ile Tiyatro Caddesi
arasında yer alır. 130 m. uzunluktadır. Halen 27 odası ortaya çıkarılmış. Stoa, Hellenistik Döneme tarihleniyor. Kazılarda Stoa'nın bir odası mermer kaplı ve içinde yazıtlı
heykel kaideleri ile vatanseverliğiyle anılan Aristokleidas'ın
mermer heykeli bulunmuştur. Stoa’nın Knidos'lu ünlü mimar
Sostratos'un eseri olduğu tahmin ediliyor.
Nekrepol : Antik dünyanın en büyük Nekropol alanın burada bulunuyor. 6 Km.lik geniş bir alana yayılmıştır. Oda
mezarlar, büyük tip çok odalı aile mezarları, kubbeli mezarlar, kaya mezarları, toprağa kazılmış mezarlar gibi çok
farklı tipte mezar yapıları görülür.
Genelev Kalıntıları : Liman kentlerinde rastlanılan genelev
burada da ortaya çıktı.
Limanlar: Ticaret Limanı (Soldaki büyük olan) Her iki yanında dalgakıranlarla korunuyordu. Kalıntıları halen görülür.
Askeri Liman (Sağdaki küçük olan) Strabon, "Çift limanlı
Knidos'un, biri açık diğeri içine 20 trireme (üç kürekli savaş
gemisi) alabilecek ve ağzı zincirle kapatılabilen iki limanı
vardır." der. En dar yerinde karşılıklı iki kontrol kulesi bulunur. Yarımada tarafındaki oldukça korunmuştur.
Liman Caddesi, Küçük Limanın yanında başlayıp, Doğubatı caddesiyle kesiştiği Propyleion’da biitiyor. Propyleion’da görülen merdivenler, Liman caddesinin sonudur.
Cadde, büyük taş bloklarla kaplı olup 5-6 m. genişliğindedir. Sağlı sollu heykel kaidelerinden, caddenin heykellerle
süslü olduğu anlaşılır. Heykel kaidelerindeki yazıtlardan, ait
olduğu kişiyi öğreniyoruz.
Cadde ve Nypheion, MÖ. IV. yüzyıla tarihleniyor.Nympheion iç duvarlarında ele geçen kalın sıva tabakası, su ile ilgili
olduğunu gösteriyor. Bu sıva su geçirmezlik sağlıyordu.
Anıtsal Çeşmenin yazıtları ele geçmiştir. Anıtsal Çeşme,
konik bir çatıya sahipdi
Kap Krio (DEVE BOYNU) : Kuzey ve kuzeybatısında kulelerle güçlendirilmiş ve adanın üçte ikisini çevreleyen sur
duvarlar ıvardır. Adanın teraslanmış bölümlerinde 3. ve 2.
yüzyıla tarihlenen yapılar ve kanalizasyon sistemi bulunur.
MÖ. IV. - MS. 5. yüzyıl arası yerleşim izlerine rastlanmış.
Burada yerleşimin bir yangınla sona erdiği anlaşılmıştır.
Demeter Kutsal Alanı: Dik bir yarın dibinde yer alır.
Oturan Demeter heykelini burada bulunmuştur.
Musalar Kutsal Alanı: Tiyatronun doğusunda yukarı terasların birinde yer alır. Newton tarafından kısmen kazıldığı
dönemde, Musalara adak bir yazıt bulduğu için bu isim verildi. Newton burada çok sayıda yarı çıplak (Nymphe) heykeli buldu
Surlar ve Kuleler : 40 kuleyle desteklenen, 4 Km. uzunluğa sahip surun büyük bölümü günümüze ulaşmıştır.
Akrapol: 290 m. yüksektedir. Sur duvarları ve yapı kalıntıları görülür.
Aslanlı Mezar : Knidos'a gelmeden 4 Km. önce, deniz kıyısında bir tepede yer alır. (Knidos'tan bakılınca görülen ilk
burun) Ulaşabilmek özel gayret ister. Tapınak formlu bir
mezar anıtıdır. Erken Hellenistik döneme tarihlenir. Yekpare
mermerden yapılmış 3 m. boyunda, 1,5 tonluk aslan heykeli, Newton tarafından 1858 yılında British Museum’a götürülmüştür. İngiltere’ye götürülmesi için özel yol yapıldığı,
sahile 100 işçi ile 3 günde indirildiği, bindirildiği saldan gemiye yüklenmesinin ise bir ay sürdüğü söylenir.
Explore
Datça in a day
Tips and Hints about Datça
The Datça peninsula, located on the southeast of
the Turkey’s Mugla city and between the Gökova
gulf and Hisarönu gulf, is famous for its heavenly
nature, peerlessly blue sea, exceptionally clean air
and delicious local tastes.
In Datça the sun shines almost every day of the year.
The environment is perfect for sight-seeing, hiking,
windsurfing, diving, sailing, fishing, and photo shooting. Bays and evergreen villages are like paradise.
The Cnidus antique city, where Aphrodite used to swim,
connects the Mediterranean Sea to the Aegean Sea.
The Old Datça town dates back to the Early Hellenistic
Age with its stone houses surrounded by flowers.
Datça’s citizens are noted for their hospitality. Hotels,
pensions, restaurants and pubs are aimed at making
the guest at home. Almonds, honey, sage, figs and
olive oil are among
Datça’s well-known local tastes which add flavor and
health to your vacation.
In Datça, streets are named after renowned poets such
as Bertolt Brecht, Can Yucel, Federico García Lorca, Louis
Aragon, Nazım Hikmet, Pablo Neruda, Vladimir Mayakovski, William Shakespeare and Yannis Ritsos, building a bridge of art between continents.
“God sends its most beloved people to Knidos (Datça) to
have long lives.”
Strabon
When you think that words are not enough and how
hard and unexplainable it is while talking
about an event, a phenomenon to a person who does
not experience this, we say
“can’t be told but only experienced” with a cliché expression known by everybody.
Datça has shimmery, deep blue, 52 big and small
coves which have the quality of an aquarium on the
coastline of 235 km which connects Mediterranean
and Aegean Sea.
In Datça Peninsula, which does not have big residence
centers and industry facilities, has an extraordinary
clean sea as well as its air. Although our country has
beaches with blue flags, it is also possible to have a
sea delight at other points with peace of mind.
Datça is exactly like an aquarium heaven with all neat
beaches and coves that it has at the county centre and
surrounding areas. It is another kind pleasure to have
sea delight with its neat waters and blue flag coves.
If you pass by Datça you should absolutely see the Old
Datça. Do not pay too much attention to the fact that its
name is Old Datça. Here is the most organized one
among the districts of Datça and also a place which
has all the favorite places of recent years. Being old, being
the first settlement area and having a majority of the old ruined buildings. Now those ruined buildings are raised one
by one. Old Datça houses which have two floors at most
has given a visual richness with stone dressing which is a
product of art and also with its narrow streets ornamented
with begonvilles.
Knidos is carried to Tekir Cape in 4th century B.C. for commercial reasons. The city which has been established against Hippodamus plan has temples, holy areas, theaters and
magnificent buildings which are all more beautiful than one
another. Lots of scientists and artists have grown up here.
Second largest and most important medical school of the
history is opened in Knidos. Beauty of the Statue of Aphrodite, who is considered to be the Goddess of love and beauty, which has been made by Sculptor Praxiteles as a
naked woman becomes legendary. People come from lands
far away to visit Knidos just to see this statue.
Richness of Datça in terms of plants is known since the ancient ages. It is very clear that this quality has played an important role for Knidos to be an important medical center.
Climate qualities are the major reason of Flora richness.
When you say Datça flora almond comes to mind first. It
does not matter if you think of green almond of the spring
or of the almond kernel after the spring. Datça almond has
an important existence in both terms.
Yeldeğirmenleri - Kızlan Mevkii
Datça Bademi
Windmills by the side of Marmaris highway which we have
seen while we were passing through Kızlan area, which
seem to have lost their hopes, which looks a little tired and
angry and the arms of which we have cut thus stealing their
wind. One of these windmills has been restored by Association of Datça District Governorship for taking services to
the villages and has been presented to the service of tourism.
Knidos
Solemnity of the olive oil, the fact that it is the most noble
of all the trees must be resulting from the fact that it is a
tree which comes from times the age of which cannot
even be estimated. Olive oil which is the juice of olive fruit
gains different tastes in every region where it gets its
water and wind. there is nothing to say about the taste of
golden fluid of Datça which turns to green from yellow.
In Turkish literature, Datça is associated with the poet and
the accomplished translator (notably of Shakespeare) Can
Yücel who spent the last decades of his life in Datça and
Can Yücel
Akdeniz
MediterrAn
neo
Datça Plani
DATÇA CITY PLAN
Eski Datça’dan Görüntüler Wievs from Old Datça
Knidos veya
Palamutbükü tarafına
giderseniz yolunuz
üzerindeki Sındı
köyüne uğrarsanız
buradaki Tarımsal
Kalkınma Kooperatifinde Datça’nın ünlü
balları, (çam balı,
çiçek balı, bulabilirseniz kekik ve keçiboynuzu balı -bu yörede
harıp balı deniliyor-) satılmakta. Datça merkezinden 20 km uzaklıkta, yoldan 500 m içeride...
Aslında Datça'da bir zamanlar ipek dokumacılığı
yaygınmış, biraz araştırırsanız Hızırşah köyünde
eski okulda yapılan çalışmalardan satın almanız
bile mümkün...
Unutmadan tekrar edelim Datça dendiğinde akla
ilk önce iki şey gelir: Birisi Knidos diğeri de Datça
bademidir. Datça bademi artık ülkemizde Knidos
Afroditi gibi bir marka. Bu yüzden bazı yerlerde
Datça ürünü olmadığı halde badem satarken
Datça bademi diye yazdıklarını görüyoruz.
Datça Bademinin bir çok çeşitleri var. En meşhuru
Nurlu Badem, iri ve pahalı. Ak Badem sıralamada
ikinci. Diş bademi ise adı üstünde dişinizle kırmak
için.... Datça'nın yerli bademi ise Sıra Badem...
Eski Datça
Şair Can Yücel'in yaşadığı
ve renklendirerek ünlendirdiği Eski Datça, özelliklerini korumuş eski taş evleri,
begonvillerle kaplanmış taş
kaplama sokakları, Can
Yücel Müzesi ve Muhtar
Orhan'ın kahvesi ile müthiş
bir ilgi odağı... Bazı evler
dışarıdan gelenler tarafından satın alınıp aslına
uygun kalmak şartıyla restore edilmiş ve bunlar,
Bar, Hediyelik eşya dükkanı ve tabii ev olarak kullanılıyor... Sokaklarda Badem satan çocuklar,
Can Yücel’in şiirlerinden okuyarak tüm şirinliklerini gösterirler..
Badem almazsanız olmaz. Muhtar 'ın kahvesi mimari yapısıyla da ilgi çekici, rüzgara karşı bizde
şimdilerde pek moda olan! plastik çadırımsı paravanların yerine burada güzel pencereli duvar ilginizi çekecek. Can Yücel ile ilgili pek çok şey
görebilirsiniz bu kahvede. Fotoğrafları, yazıları,
duvarda ege mavisiyle imzası duruyor. Canevi
yani Can Yücel’in Evi zaman zaman ziyaret edilebiliyor. Denk gelirseniz ne mutlu size. Ailesinin
izni ile ziyarete açık. “Açık Hava Tımarhanesi”
dediği Datça’da yaşam üzerine yazdığı dizeler
bazılarına ters geldiği için mezarını bile kırmışlar
geçtiğimiz yıllarda... Şehir içindeki mezarlıkta akdeniz’e bakarak uyuyor “Can Baba”...
lerinden birinde karşınıza çıkıverir. Ama kendi başınıza aramaya kalkmayın, hem bulma şansınız az,
hem de çevrede ayı, domuz gibi tehlikeli olabilecek
yabani hayvanlara rastlama riski var.
Kızlan Köyü
Yarımadanın tipik yeldeğirmenlerini görmek istiyorsanız Datça’ya 8 km. uzaklıktaki Kızlan Köyü’ne gitmelisiniz. Yarımadanın en çok rüzgar alan bölgesi
de burasıdır.
Gebekum
Datça’ya 4 km. kala, (Yeldeğirmenlerine gelmeden
önce) Perili Köşk tabelasını gördüğünüzde sola, 1
km’lik toprak yola sapıyorsunuz. Yol sizi kumsala
ulaştırıyor. Uzunluğu 7 km’yi bulan kumsalı olan Gebekum denize girmek için çok uygun. Kumsal, rüzgarın da etkisiyle kendisini çoğaltıyor ve yayılıyor.
Karşısındaki adaya denizden yürüyerek ulaşmayı
sağlayan bir de sığlık oluşmuş, kumul hareketleriyle.
Datçanın Çevresi
Datça’da tatil geçiriyorsanız çevreyi gezmeyi ihmal
etmeyin. Deniz, kum ve güneşin alâsı var, ama
daha fazlası da var. Datça şehir merkezinden çevre
koylara ve Knidos’a dolmuşlar çalışıyor. Hem karadan, hem de denizden. Kendi aracınız yoksa ,
denizden günübirlik tekne turlarına katılmanızı
öneririz.
Datça Hurmasını bulmak bir günlük
tatilinizde mümkün değil
Datça’lı bir rehberiniz varsa vadileri, yamaçları
aşarak yapılacak zorlu bir yolculuk sonunda Datça
Hurması’nı görebilirsiniz. Bu ağaç tam 65 milyon yıl
geçmişten gelen bir tür. Yarımadanın en ücra köşe-
Günübirlik Tekne Turları
Datça limanından sabah kalkan tekneler yarım ya
da tam günlük geziler düzenliyor çevredeki koy ve
büklere. Yarım günlük turlarda merkezden Mesudiye
köyü koylarına kadar gidilip dönülüyor. Tam günlük
turların hedef noktası ise Knidos. Gidiş ve dönüşte
koylarda yüzme ve yemek molası veriliyor. Uğranılan önemli koy ve bükler arasında Kargı koyu, Hayıt
ve Kızılbük, Palamutbükü yer alıyor.
Bük ve Koylar
Yarımada üzerinde 52 koy ve bük yer alıyor. Kuzeyde, Ege denizi bölümünde Gökçeler Bükü,
Küçük Çatı, Çatı, Kızılağaç, Alavara, Çakal, Damlacık, Mersincik, Murdala, İskandil koyları sayılabilir. Hemen hepsi Gökova’da mavi yolculuğa
çıkanların önemli uğrak yerleri arasındadır.
Akdeniz tarafında ise Knidos iç limanının yanı sıra,
sırasıyla Palamut Bükü, Akvaryum, Hayıt Bükü,
Kızıl Bükü, Domuz bükü, Kargı, Datça limanı, Karaincir, Sarı liman, Kara bük, Çiftlik, Kuruca bük,
Günlücek ve Lindos koyları sayılabilir. Hisarönü
körfezinin önemli limanı Bencik’in bir yanı Datça’ya
öte yanı Marmaris’e aittir.
Bir günlük gezinizde görebileceğiniz
bazı koylar
Kargı
Şehir merkezine 3 km uzaklıkta. Ulaşım belediye otobüsleriyle de sağlanıyor. Şehir merkezine çok yakın olmasına rağmen ne aşırı bir
kalabalık ne de yoğun bir yapılaşma var. Koyda
lokantalar ve bir kaç küçük pansiyon bulacaksınız. Denizin duru, yüzmeye çok uygun, plajın da
iyi olduğunu söyleyelim.
Kızıl ve Hayıt Bükleri
Mesudiye köyünün koylarıdır. Datça-Knidos yolundan sola sapınca çamlar arasında ilerleyen 3
km’lik toprak yolla ulaşılan Mesudiye Köyü ve oradan da 2 km sonra Kızılbük Koyu (Datça’dan 20
km.). Yaz aylarında balıkçı lokantaları ile güzel bir
kumsal, temiz bir deniz bulacaksınız.
Palamut Bükü
Tekne turuna katılanlar ya da yatlarıyla gelenlerin
durmadan ve balık lokantalarına uğramadan geçemediği güzel koydur. Çıplak tepelerin yumuşak
bir eğimle denize kavuştuğu, upuzun bir kumsal
oluşturduğu, kumsal boyunca ağaçlıklar içinde
köy evlerinin, küçük pansiyon ve yazlık evlerin sıralandığı, limanında balıkçı tekneleriyle birlikte
yatların demirlediği bir güzel büktür Palamut.
Datça merkeze 25 km. uzaklıktadır. 2 km uzunluğundaki kum ve çakıl karışımı kumsalında denize
girebilirsiniz. Deniz çok temiz 25 m netliğe sahip
suda zıpkınla balık avcılığına çok uygun. Koyun
açığında bir de küçük ada ve küçük bir tekne barınağı bulunuyor.
Knidos Demeter’i ve Knidos Aslan’ı günümüzde
Londra’da British Museum’da sergileniyor.
Knidos Aslanı’nı devasa müzeye girer girmez
girişte karşınızda görüyorsunuz.
Arkeolog Charles Newton 1850 li yıllarda Knidos ve
Halikarnas(Bodrum) da yaptığı kazılarda bulduğu birçok
heykeli ve duvar freskini İngiltere’ye götürmüş ve
kendisine bu hizmetlerinden ötürü “Sir” ünvanı verilmiş..
M.Ö.IV. yüzyılda ünlü heykeltıraş Proziteles tarafından
yapılan Knidos Demeteri heykelinin bir replikası da
“Ilıca Gölü” nün yanındaki parkta sergilenmektedir