I¤d›r - Serhat Kültür Dergisi

Transkript

I¤d›r - Serhat Kültür Dergisi
‹Ç‹NDEK‹LER
tarih - kültür - haber dergisi
™ Yay›n Sahibi,
Yaz› ‹flleri Müdürü:
M. Caner Aras
Okul ve Çocuk Enfeksiyonu
I¤d›r’da Nevruz Bayram› Kutlamalar›
Ziya Zakir ACAR
2’de
Uzm. Dr. Ercan TUTAK
31’de
™ Genel Yay›n Yönetmeni:
M. Caner Aras
Bahtiyar Vahapzade Rahmet-i Rahman’a
‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve
Yolcu Edildi Dr. Yaflflaar KALAFAT
7’de
Dayan›flma Derne¤i Aç›ld›
32’de
™ Kültür Sanat Yönetmeni:
Türkan Narin
Nevruz Bayram› Neflflee DOSTER
8’de
Ardahan’da Ar›c›l›k Kaz›m ARICI
34’de
™ Tarih:
Yard. Doç. Dr.
Gürsoy Solmaz
™ Yay›n Kurulu:
Prof . Dr. Oktay Belli
Prof. Dr. Esin Derinsu
Day›
Yrd. Doç. Dr. Ali Murat
Aktemur
Sait Küçük
Dr. Yaflar Kalafat
‹hsan Özköseli
Sezai Yaz›c›
Nevzat Erda¤
Ziya Zakir Acar
™ Hukuk Dan›flmanlar›:
Av. fiengül KARSLI
Av. Özgür K‹P
™ Dizgi- Sayfa Tasar›m:
Ömer Güzel
0 536 580 36 00
™ Bask›
Ege Bas›m Sanatlar› Ltd. fiti.
Esatpafla Mah.
Ziyapafla Cad. No: 8
34704 Çaml›ca/Üsküdar/‹ST.
Tel: (0216) 472 84 01
™ ‹dare ve Yaz›flma Adresi:
fiirinevler Mh. Maraflal
Çakmak Cd. Meriç Sk. Halis
Ahmet ‹fl Mrk. No: 6 Kat: 8-34
Bahçelievler- ‹stanbul
Tlf. 0212 653 16 86
0212 653 16 05
Gsm. 0535 258 56 33
Faxs. 0212 653 16 98
™ web. www.serhatkultur.com
e-mail. [email protected]
[email protected]
Yerel Süreli Yay›n
Kars’›n Dünüyle Bu Gününü Mukayese
Etti¤im Görüflüme Kat›l›r m›s›n›z Acaba?
Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür
‹hsan ÖZKÖSEL‹
Derne¤i
10’da
Sevgili Nefle Kardeflim
36’da
Kars Arpaçay Tomarl› Köyü Yard›mlaflma ve
‹hsan ÖZKÖSEL‹
12’de
Dayan›flma Derne¤i 3. Geleneksel Kaz
Gecesi Yap›ld›
38’de
S›k›nt›lar, Daha Neler – Öneriler
Av. Halis ÖZDEM‹R
13’de
Sar›kam›fl fiehitleri Törenle An›ld›
14’de
Ardahan Alagöz Köyü Kültür ve Dayan›flma
Derne¤i
39’da
"Gerçek Bir Olay›n Hikâyesi" Ahmet’in
Kalp hastalar›na müjde! Yumurta art›k yasak de¤il
Prof. Dr. Bingür SÖNMEZ
MART
Öyküsü Av. Akay BEfifiM
40’da
16’da
Ifl›l Kofl Sar› Kab› Getir!!! Iflfl››l GÜRSOY
En Büyük Proje ‹nsan E¤itimi
UYAR
Fevzi APAYDIN
17’de
Hocal› Katliam›n›n 17. Y›ldönümü
18’de
41’de
Dost.. Dostluk… Dostlar…..
Ama Yaln›z›m
Tamer VARLI
42’de
8 Mart Dünya Kad›nlar Günü
Ömer Ekinci M‹C‹NG‹RT
21’de
Mürsel ADIGÜZEL
Trafik E¤itiminde Kitle ‹letiflim Araçlar›n›n Rolü
Yeni Komflumuz Ve Gelece¤imiz
fifieener DANYILDIZ
22’de
Bahri BAKAÇ
De¤erlerimiz Cafer AKYOL
24’de
Üretim Ekonomisi
Gönül Penceresinden Bir Nefes
26’da
Yaral› Güvercin Ali Erhan EREN
27’de
----------------------------------------------
TANINMAYAN B‹R HAK AfiI⁄I; AHMET
✓ Yay›nlanmayan yaz›lar iade edilmez.
✓ Yaz›lar›n hukuki sorumlulu¤u yazar›na
aittir.
✓ Dergiden yaz›l› izin al›nmadan iktibas
yap›lamaz.
✓ Reklamlar›n sorumlulu¤u firmalara aittir.
SARAÇO⁄LU Dr. Yaflflaar KALAFAT
2009 • Serhat Kültür
Ünalan Mahallesi, Kars-Ardahan- I¤d›r ‹lleri
43’de
44’de
Olcay KARSLIO⁄LU
45’de
Okuyucu fiiirleri
46’da
De¤ifltirin Hakan ADIGÜZEL
48’de
28’de
Dergi Tashih: Begüm AKYOL
www.serhatkultur.com
2
Ziya Zakir ACAR
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
I¤d›r’da Nevruz Bayram›
Kutlamalar›
[email protected] - [email protected]
ziyazakiracar.com
⁄DIR halk›n›n çok büyük bir seIkutlad›¤›
vinç ve sab›rs›zl›kla bekledi¤i ve
bayramlardan biri de
Nevruz Bayram›d›r. Nevruzda her
fleyin yeniden do¤du¤una inan›l›r.
Nevruz tabiat›n uyan›fl› ve ‹lkbahar›n geliflinin habercisidir. Kar çiçe¤i bu haberi ilk olarak halka müjdeler.
Nevruz kutlamalar›n›n bafllang›c› 21
Mart gece ile gündüzün eflit oldu¤u
ve zaman hesaplamas›nda bir bafllang›ç oldu¤u gündür.
Nevruz bayram› y›llarca aileler aras›nda coflkulu bir flekilde kutlan›rken,
1995 y›l›ndan itibaren I¤d›r’da uluslar
aras› olarak resmi tören niteli¤inde
kutlanmaya baflland›.
Ahir Çarflfla
amba:
21 Marttan önceki sal›y› çarflambaya
em ba¤layan geceye ah›r “Ahir Çerflfle
be” y›l›n ahir tek günü denilir. Bu gecede evlerin bahçelerinde köy ve
mahalle meydanlar›nda öbek öbek
atefller yak›l›r. Bahçelerin temizli¤i
için toplanan çöp ve kuru otlar yak›l›p atefle verilir.
* Ahir Çarflamba günü günefl do¤madan su üstünden atlan›r.
* Atefller yak›l›r.
* Korkak insanlar›n üzerlerine su dökülür.
* Gelinlerin bafllar›na ve süt veren
ineklerin boynuzlar›na k›rm›z› bez
ba¤lan›r.
* Evden o gün para verilmez.
* Bu günün gecesi erken yat›lmaz
* Aile üyelerinin say›s› kadar mum
yak›l›r.
SU ÇARfi
fiA
AMBASI TÖREN‹
Ah›r Çarflamba günü yap›lan e¤lencedir. Gün do¤madan bir akarsu kenar›na gidilir. Suyun üzerinden atlanarak çeflitli na¤meler söylenilir. Daha sonra birbirlerinin üzerine su atarlar. Islanan insanlar e¤lenmelerinin
yan›nda günahlar›ndan da ar›nacaklar›na inan›rlar. Bir daha günah ifllememek üzere hep bir a¤›zdan yemin
ederler.
Sel çapar, su çapar,
Bir günah iflledim,
Gel onu tut apar.
Sel coflar, su coflar,
Gel apar, gel apar.
Ah›r Çarflamba gecesi yap›lan Yeddilö¤ün/Yeddilevin denilen sofra haz›rlan›r. Bu sofrada en az yedi çeflit
çerez bulunur. Bunun yan› s›ra ço¤u
zaman
Sirke (tat ve zevki simgeler)
Sar›msak (sa¤laml›k)
Sebze (ümit)
Sumak (bereket)
Sikke (varl›k)
Saat (uzun ömür)
Su (ayd›nl›k) gibi her birinden ayr› bir
anlam olan “S” harfi ile bafllayan
malzemelerin yer ald›¤› “Yedi Sin)
sofras› da haz›rlan›r. Bu haz›rlanan
sofran›n ortas›na ise süslene yeflermifl bu¤day konulur.
Yeddi Levin:
Yeddi-Levin yeddi çeflit demektir.
Nevruz Bayram›n›n en önemli etkinliklerinden biridir. Yeddi-Levin en az
yedi çeflit meyve veya çerezi bir araya getirip kar›flt›rmakt›r. Aile reisi
maddi durumu ölçüsünde çerez ve
meyveleri al›r. Akflam yemekten sonra büyükçe bir sofraya konulur, kar›flt›r›l›r ve pay edilir. Çerezlerin içinde
ceviz, f›nd›k, f›st›k, kuru üzüm, incir,
akide flekerler ve lokum çeflitleri muhakkak bulunur. Aile fertleri aras›nda
paylar ayr›l›rken ailenin gurbette ve
askerlikte olanlar› için hatta hamile
olanlar›n bebekleri için de ayr›l›r. Ailenin bireyleri bayram dolay›s› ile anne-baba evinde toplan›r ve paylar›n›
al›rlar. Ancak, uzakta olanlar›n paylar› saklan›r. Ne zaman gelirlerse o zaman kendilerine sunulur.
Kulak Asmak/Gap› Pusmak/Niyet
Tutmak:
Yeddi Levin gecesi ayn› zamanda
kap›lar›n dinlendi¤i gecedir. Buna
halk aras›nda “gap› pusmak” veya
“kulak asmak” denilir. Bu ifl yap›l›rken bir niyet tutulur ve yak›n komflular›n evi gizlice dinlenilir. Evde konu-
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
3
flulanlar e¤er olumlu sözler ise tuttuklar› niyetlerinin yerine gelece¤ine
inan›l›r. Yeddi-Levin yap›ld›¤› akflamlar özellikle çok olumlu sözler ve güzel konuflmalar yap›lamas›na dikkat
edilir.
Subaflfl›› Etkinlikleri:
1-Suya ‹¤ne Salmak: Genellikle ayn›
yaflta olan genç k›zlar bir araya gelerek solu dolu bir le¤enin içine deliklerine pamuk geçirilmifl iki dikifl i¤nesi b›rak›l›r, su kar›flt›r›larak dalgaland›r›l›r. Ayr› köflelere b›rak›lm›fl i¤neler
birbirlerine yanafl›rsa tutulan niyette
evlilik olacakt›r anlam›na gelir. Bu durum oraya toplanan bütün k›zlar için
ayr› ayr› niyet tutularak yap›l›r.
2-Suya Yüzük Salmak: Su dolu olan
kap içine kime ait olduklar› belli olan
yüzükler at›l›r. Bu yüzükler görevlendirilen biri taraf›ndan sudan ç›kar›l›rken bir taraftan da maniler okunur.
Her maninin kendisine özgü bir manas› mevcuttur. Sudan ç›kar›lan yüzük sahibini temsil eder. O anda okunan mani de o kifliye ait s›rlar› ele verece¤inden yap›lan etkinlik daha çekici, zevkli ve e¤lenceli bir ortam
meydana getirir.
Bacadan fi
fia
al Sallamak/Kap›ya Men dil Atmak:
Eskiden köy evlerinin üzerlerinde bir
baca bulunurdu. Bu baca evin havalanmas›na yard›mc› olmak için yap›l›rd›. Fakat bu bacan›n gelenekte ayr› bir yeri ve görevi flal sark›t›lan yer
olmas›d›r. Çarflamba gecesinden
sonra komflulardan baz›lar› gizlice
evin dam›na ç›kar ve görünmeden
renkli flal›n› bacadan içeriye sark›t›rd›. Bunun anlam› bayraml›¤›m› istiyorumdur. Ev sahibinin flal›n kime ait oldu¤una bakmazs›z›n içine bayraml›k
koyar ve flal› ba¤lay›p sahibine iade
ederdi. Yak›n komflular bazen flallar›n kime ait olduklar›n› bildikleri için
verilecek bayraml›klara daha çok
özen gösterilirdi. fial›n ucuna ba¤lanan hediyeler yeddi-Levin yan›nda
önceden evin genç k›zlar› taraf›ndan
haz›rlanan güllü çoraplar, kenar› ifllenmifl ipek mendiller ve k›rm›z› yumurtalard›r. Bu gelenek flimdi flu flekilde sürdürülür. Kaplar›n önüne
mendil at›l›p kap› vurulur veya zile
bas›l›r. Ancak kap› aç›ld›¤›nda sadece kap›n›n önünde mendil gözükür.
Çünkü mendili b›rakan gizlenmektedir.
Baca Baca:
Bu akflam her yerde atefl yak›l›r ve
yak›lan ateflin üzerinden yafll›, çolukçocuk herkes atlar. Yak›lan ateflin
alevleri aras›ndan gençler atlarken
de maharetlerini sergilerler. Alevlerin
aras›ndan atlan›rken yine niyetler tutulur. Bu atlamayla hastal›klar›n kaybolaca¤›na, dertten beladan temizlenece¤ine inan›l›r. Atefl üzerinden atlan›rken flu mani söylenilir.
A¤r›m u¤rum tökülsün,
Oda tüflüp kül olsun,
Yans›n alev saç›ls›n,
Menim baht›m aç›ls›n.
Semeni Yetiflflttirmek:
Semeni al meni
Her yazda sen yada
Sal meni...
‹lde göyerderem seni,
Semeni, sazana gelmiflem,
Uzana uzana gelmiflem.
Yöre halk›n›n geçmiflten gelen bir
gelene¤i de semeni yetifltirmektir.
A¤pirçeylerin1[2] dediklerine göre
yaz arzusu, bereket niflanesi yetifltirilen semenidir. “Çölün flahta, boran›na”, “topra¤›n k›fl uykusuna”, “insan›n yaz arzusuna” karfl›l›k olarak sinilerde semeni göyertilir2[3]. Nevruza
üç hafta kala semeni haz›rlan›r. Semeni yeflil yeflil gö¤erdikçe insanlar›n da niyet ve arzular› gerçekleflir.
Semeni yetifltikten sonra k›zlar bir
araya gelerek suyunu ç›kar›r, ezer ve
helvas› piflirilir. Bu ifli e¤lence ortam›nda yaparlar, söyleyip oynarlar.
Semeni ocakta piflerken k›zlarda
kendi aralar›nda e¤lenirler.
K›zlar kendi aralar›nda birbirileri ile
flakalafl›rlar. Birisi di¤erine:
-A Gülüsüm, de görek ne deyirsen?
Arvatlanma?
Gülüsüm de k›zlara bir tapmaca
(bulmaca) sorur.
-Bah›n g›zlar tapana bir nemer verecem.
Bir gün bir bölük gaz uçup gedirmifl.
Yaral› gaz 盤›r›p deyir, ey yüz gaz
mene de “kömek eyleyin”3[4]. Gazlardan birisi gay›d›p4[5] yaral› gazdan soruflur.
-Sen hardan bilirsen ki biz yüz gaz›g.
Bir biz, bir bizim yar›m›z, bir de sen
goflulsan olar›g yüz gaz.
-He g›zlar deyin görüm uçup giden
gazlar neçedir?
K›zlar›n her birinden bir cevap gelir.
Birbirlerine kar›fl›rlar. Gülüflüp e¤len-
meye bafllarlar. “Peri Nene” duruma
el atar.
-A g›zlar, a bafl›n›za dönüm, yahfl›
budur gulah as›n, size a¤›lnan behtin
na¤›l›n› dan›fl›m. Araya sukut girer.
Herkes bafllar dinlemeye. Na¤›llar
anlat›l›r. Horuz bannamaya kadar sürüp gider.
Gece flenlik devam eder.
SEMEN‹ HELVASI:
Nevruz bayram›nda sembolik olarak
kaplarda yeflertilen bu¤daylar›n yeflilli¤i, sar›mt›rak bir renk ald›¤›nda
ezilir ve suyuna un eklenerek kar›flt›r›l›r. Daha sonra ya¤lanm›fl tavaya
konularak a¤›r ateflte arada bir ya¤
katmak suretiyle kar›flt›ra kar›flt›ra
dört saat süreyle piflirilir. Un pembeleflince ceviz ezmesi, cire, tarç›n, istiot razyana gibi baharatlarla beraber biraz da pekmez konularak aral›ks›z kar›flt›r›l›r. Haz›rlana helva iri
lokmalar halinde yap›larak servise
sunulur.
SEMEN‹ HONÇASI
Nevruz ve Ah›r Çarflamba akflam›
mutlu insanlar, mutsuz ve üzgün insanlar› ziyaret ederek “Semeni Honçaso” ad› verilen hediye tepsisi götürürler Götürülen tepside, yeflertilmifl
semeni, ve kurutulmufl bir sümbül
olur. “Sümbül Honças› denilen tepside çeflitli tatl›, meyve ve flekerler bulunur. Tepsiyi götüren ise boyunlar›na
ast›klar› torbalarda bulunan flekerleri, cevizleri ve boyanm›fl yumurtalar›
gördükleri çocuklara da¤›t›rlar. Ayn›
zamanda flu na¤meyi okurlar.
Men sihirli sümbülem
Men hay›rl› sümbülem
Tarlalar oyla¤›md›r,
Yamaçlar yayla¤›md›r
‹nsanlara gereyem
Bereketem, çöreyem
Yolcular yoldafl›yam
O¤uz’un gardafl›yam
A¤ günler yayanam men
‹nsana hayanam men
Men dünyay› gezerem
Men dünyay› bezere
Men hay›rl› sümbülem
Men sihirli sünbülem
Kabirüstü Ziyaretleri:
Yörede 21 Nevruz Bayram› haftas›nda köylerde Tek (Sal›) günü, flehir
merkezinde Cüme Akflam› (Perflembe) günü kabir üstüne ç›k›l›r. Kabir ziyaretlerine topluca gidilir. Mezarlar
onar›l›r. Kuran-› Kerim’den ayetler
4
okutulur. Çeflitli ihsanlar verilir.
Nevruz Nevruz al nevruz,
Nevruz nevruz gül nevruz,
Nevruz nevruz hofl geldin,
Dolu geldin hofl geldin,
Kuru geldin, yafl geldin
Nevruz nevruz hofl geldin.
I¤d›r Yöresinde k›fl, üç döneme ayr›l›r. Bunlar Büyük Çile, Küçük Çile ve
Nevruz olarak adlan›l›r.
a) Büyük Çile: Gecenin en uzun oldu¤u 21 Aral›ktan sonra gelen 40
güne “Büyük Çile” denir. Takvim bilgisi bak›m›ndan 21 Aral›k-30 Ocak
günleri “Erbain” olarak adland›r›l›r.
Böyük çile,
Boyu ir bele,
Geldi ele,
Güle güle
Getdi güle güle.
A¤ gülkünü de
Gösterdi,
Al dilini de,
Gösterdi.
Ne nenemi da¤latd›,
Ne de bir ufla¤› a¤latd›,
Tay goydum karvan›na,
Tayl› olsun,
Pay goydum hurcununa,
Payl› olsun.
Ne a¤r› verdi ele,
Ne ac› söz ald› dile,
Ötdü bele-bele,
Getdi güle güle.
b) Küçük Çile: Büyük Çilenin bitiminden sonra gelen 20 güne “Küçük Çile” denir. Genelde 30 Ocaktan bahar›n bafllang›c› 22 Marta kadar olan
süre “Hamsin” olarak bilinir.
Küçük çile,
Boyu bir bele,
Hikkesi ir bele.
Gelifli oldu,
Hay›nan,
Gedifli oldu,
Vay›nan.
Elinde g›rmanç,
Eli-günü yand›rd›.
Nece günahs›z
Gara ba¤lad›.
c) Nevruz Ay›: Küçük Çilenin bitimi
itibar›yla Nevruz Ay› bafllar. Küçük
Çilenin son günü “H›d›r Nebi”dir.
Honçal› nevruz gelir,
Gonçal› nevruz gelir,
Sürme çekin gafl›na,
No¤ul5[6] sepin bafl›na,
Tongalar›6[7] odlay›n,
Tüfenkleri hodlay›n7[8],
Honçal› nevruz gelir,
Gonçal› nevruz gelir.
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Gül olsun, bülbül olsun,
Bal olmas›n, ya¤ olsun,
Evdekiler sa¤ olsun,
Han›m dursun aya¤a,
Kosaya pay versin,
Kosaya pay versin a¤a.
Kar Çiçe¤i:
Bahar›n geldi¤ini ilk olarak kar çiçe¤i
haber verir. Kar çiçe¤ini önce çobanlar görür. K›fltan “bezara gelmifl”8[9] çoban yamaçta kar çiçe¤ini
görünce bahar›n geldi¤ini anlar ve
sevinerek çoma¤›n› tafllara vurur. Kar
çiçe¤i bahar›n etkisiz güneflini görünce erimeye yüz tutmufl karlar›n
aras›ndan güney k›s›mlarda yeflerir.
K›sa bir yaflam› olan kar çiçe¤inin
birkaç günlük ömrü vard›r.
Açd› çiçek,
Geldi yaz,
Eyledi da¤lar avaz.
Gar üzeri
Sem oldu,
Her taraf
Sem sem oldu diyen yöre halk› bahar›n geliflini haber veren bu ilkyaz gülünü tasavvurlar›nda “dertler derman›” olarak aç›klar.
KOSA KOSA
Nevruz bayram›nda yap›lan en güzel
oyunlardan biridir. Gençler ve özellikle çocuklar taraf›ndan çok sevilir.
Kosa oyununda kosa olacak kifliye
ceketi ters giydirilir veya varsa bir
kürk ters giydirilir. Bafl›na deriden bir
papak geçirilir. Yüzü-gözü unlan›r.
Boynuna zingorov (çan) tak›l›r. Göbekli olsun diye karn›na elbisesinin
at›ndan yast›k ba¤lan›r. Eline bir
çömçe9[10] verilir. Kap› kap› gezdirilir, çoluk-çocuklar› e¤lendirir ve pay
toplarlar. Kosan› gezdirenler maniler
söylerler.
Ay kosa-kosa gelsene,
Gelip selam versene,
Çömçeni doldursan,
Kosan› yola salsana.
Ay uyru¤u uyru¤u,
Saggal› it guyru¤u,
Kosam bir oyun eyler,
Guzunu goyun eyler,
Y›¤ar bayram honças›,
Her yerde düyün eyler.
Nevruz nevruz bahara,
Güller güller nubara,
Bahçam›zda gül olsun,
Mani bitince “kosa öldü” deyip yere
y›k›l›r. Kosaya yine sorular sorulur.
-Kosa hardan gelirsen?
-‹ydir’den.
-Ne getiripsen?
-Alma.
-Alman› neyledin?
-Satd›m.
-Paras›n› neyledin?
-Arvad ald›m.
-Arvad› neyledin?
-Vurdum öldü.
Etraf›ndakiler yine mani okurlar.
Bafl›n sa¤ olsun Kosa,
Erflin uzun, bez k›sa,
Kefensiz ölmez Kosa.
Bu olaylardan sonra kosa pay›n› almak için maniler okunur.
Bazarda hesir ay ev sahab›,
Göyde yel esir ay ev sahab›,
Kosam telesir10[11] ay ev sahab›
11[1] Nevruz ve Renkler Prof. Dr. S. TuralElmas K›l›ç
NEVRUZ BAYRAMI
VE I⁄DIR
Türk soylu topluluklar, Türk köküne
ba¤l› halklar O¤uz ve K›pçak olarak
iki ana kolda geliflip yay›lm›fllar.
O¤uz grubu yirmi dört boy olup,
Kaflgarl› Mahmud’dan bafllayarak bu
konuda, epeyce milli kaynak bulunmaktad›r. Di¤er taraftan Asya’n›n kuzeydo¤usundan kuzeybat›s›na, Do¤u Avrupa’ya hatta Bat› Avrupa’ya,
Kafkaslara yerleflmifl olan K›pçaklar
da yirmi dört ayr› damga/takma/tamga sahibi olarak bilinmektedir.
Türklü¤ün Anadolu sahas›ndaki sosyo-ekonomik hayat› içinde, inanmalara ba¤l› merasimler önemli bir yer
tutar. Sosyal-kültürel hayat alan›ndaki inanmalara ba¤l› merasimlerin büyük bir k›sm›, Ata Yurt’tan, “Eski
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
5
Yurt’tan” getirdiklerimizdir. Anadolu
Türklü¤ü’nün bin y›ldan fazla bir zamand›r buraya göçen soydafllar›m›zdan olufluyor. Pek az k›sm› 1070 öncesinde, yüzde yetmifllik bölümü
1070’den sonraki 225 y›l içinde, geri
kalan k›sm› ise 1300’den sonra Anadolu’ya gelen Türk soylu haklar, hem
geldikleri “Atayurt” bak›m›ndan hem
izledikleri göç yolu aç›s›ndan farkl›l›klar tafl›maktad›r12[1].
Nevruz, Gök-Tanr› (fiamanl›ki Kaml›k) dini çerçevesinde tabiat, Tanr›,
inan münasebetlerinin iflaretlerini
toplayan en eski Türk törenidir. Tabiat zaman unsuruna göre, insana yiyecek, giyecek, hayat sunan bir ortamd›r. Zaman, önce mevsimlere,
sonra günlere, aylara ve y›llara göre
de¤iflen, de¤iflmelere ba¤l› olarak
canl›lar› ve cans›zlar› da farkl›laflt›ran
bir oluflumdur.
disini millet yapan kültür de¤erlerine
sahip ç›kacak; dilinden, tarihinden,
kültürel de¤erlerinden kopmadan,
ça¤dafl medeniyetin bütün gereklerini bilen, anlayan; bilimi, tekni¤i, teknolojiyi kavrayan, ça¤›n medeni de¤erlerine göre yaflayabilen bir millet
olacakt›.
Büyük Önder Atatürk; 10. Y›l Nutku’nda ifade etti¤i gibi, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin temeline bir milli
harç olarak “Yüksek Türk Kültürü”nü
koyarken de, ayn› konuflmas›nda,
“milli kültürümüzü muas›r medeniyet
seviyesinin üstüne ç›karaca¤›z” derken de, vurgulayarak üzerinde durdu¤u iki temel konu vard›. “Milli Kültür” ve “Ça¤dafl Medeniyet”. Çünkü
Atatürk, ortak kültürün, millet olma
aç›s›ndan ne kadar hayati bir unsur
oldu¤unu çok erken idrak etmifl nadir ‹nsanlardand›.
lar›m›z bir, ananelerimiz, göreneklerimiz bir” diyen, “efsanelerimiz bir” diyen 250 milyon insan meydana ç›km›flt›r.
Her milletin kendine özgü bir kültürü,
milli bir ruhu ve bunlar›n ba¤land›¤›
biz öz kökü vard›r.
Azerbaycanl› flair rahmetli Bahtiyar
Vahapzade bunu çok güzel aç›kl›yor.
“A¤açlar
Kök üstünde boy at›r
Ucal›r.
A¤açlar,
Kökünden güç al›r.
Dünyada her fleyin kökü var.
Kökü var,
Topra¤›n, dafl›n da...
Adam’sa kökünü
Gezdirir bafl›nda.
‹nsan, tabiattan ve zamandan, çal›flt›¤› ölçüde hakk›n› ve hissesini alan,
Tanr›’s›na teflekkür eden, baflka insanlarla bir düzen kuran, düflünen
ve inanan bir canl›d›r.
Nevruz/Yenigün Bayram›, Türklerin
tabiat›n diriliflini, zaman de¤iflimimin
bafllang›c› sayd›¤› de¤iflmeler için
Tanr›ya flükrünü ifade etti¤i özel bir
törendir.
Bu felsefenin ay›r›c› özelli¤i, varl›ktaki uyuma, birli¤e ve kaynaflmaya atfetti¤i önemdir. Bunun toplum hayat›ndaki tezahürü ise farkl›l›klardan ziyade benzerliklere, ortak unsurlar
üzerinde güçlü bir beraberli¤e imkan
sa¤lamas›d›r. Nevruz’un sadece
Türk topluluklar› aras›nda de¤il, Orta
Asya Kafkasya, ve Orta Do¤u’da da
çok geliflmifl olmas›, bu beraberli¤in
tarih içerisinde gerçekleflmifl oldu¤unun bir kan›t›d›r. Bu ayn› zamanda
kültürün evrenselleflmesinin en güzel örneklerinden biridir. Milletimizin
böyle bir zenginli¤e vesile oluflturan
bir felsefeyi benimsemifl ve yayg›nlaflmas›n› sa¤lam›fl olmas› gurur duyulacak bir baflar›d›r.
Cumhuriyetimizin kurucusu büyük
önder Mustafa Kemal Atatürk’ün gerçeklefltirdi¤i Türk ink›lâb›n› iki cümle
ile özetlemek gerekirse bunu, yine
O’nun iki güzel vecizesi ile yapmak
mümkündür. Bildi¤iniz gibi O, bir taraftan “bilelim ki milli benli¤ini bulamayan milletler baflflkka milletlerin avd›r” derken, Di¤er taraftan da “medeniyet öyle bir ateflflttir ki, ona bigane
kalanlar› yakar, mahveder” diyordu.
Yani, Türk halk› kendi benli¤ine, ken-
Art›k, Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar uzanan genifl bir alanda Türk dilini konuflan, Türk soyundan gelen,
say›lar› 250 milyonun üstünde büyük
bir Türk Dünyas›n›n varl›¤› inkâr edilemeyecek bir vak›ad›r. Bu varl›k,
“Divan-ü lügat-it Türk’e göre 21 boydan ibarettir. Ancak, bu 21 boyun
hepsi, bu büyük, ulu ç›nar›n birer dal›d›r. Bunlar›n hepsi ayn› kökten, ayn›
a¤açtan güç ve kudret almaktad›r.
Ve böylece 11 milyon kilometre kare,
Avrupa’n›n iki misli co¤rafyada, kimsenin zorlamas›yla de¤il, tarihin koydu¤u flartlarla “biz ayn› kökten geliyoruz” diyen, “biz dildaflfl››z” diyen,
“biz dindaflfl››z” diyen, “biz soydaflfl››z”
diyen, bizim ninnilerimiz bir, destan-
Nevruz, Türkler taraf›ndan di¤er
fonksiyonlar›n›n yan›nda bir kurtulufl
günü olarak alg›lan›r yani; Ergenekon’dan ç›k›fl günü olarak idrak edilir
ve Ergenekon Efsaneleriyle ba¤lant›l› olarak de¤erlendirilir.
‹flte Ergenekon’dan ayr›l›fl tarihi, yeni
y›l›n da bafllang›ç tarihi olarak kabul
edilerek, daha sonraki Göktürk Hakanlar› her y›l bu tarihte k›zd›rd›klar›
demiri örs ve çekiçle döverek, o günü
simgelefltirirler. Bu tarih Türkler için
bir kurtulufl günü olarak kabul edilir
ve do¤adaki diriliflle özdefllefltirilir.
Bugün gece ile gündüzün eflit oldu¤u Miladi 22 Mart, Rumi 9 Mart gününe rastlamaktad›r.
6
Nevruz, bir baflka söyleyiflle Yenigün
tabiat›n k›fltan kurtuluflunun bolluk ve
berekete kavuflman›n simgesi olma
yan›nda, toplumlar›n yaflamlar›ndaki
hareketliliklerin, bafllang›çlar›n ve
dönüm noktalar›n›n da ifade edildi¤i
bir gün olarak kabul edilir.
Kosa oyununun ana temas› fludur:
Kosa, k›fl mevsimini temsil etmektedir Keçi ise bahar mevsimini.
Kosa’n›n ölmesiyle k›fl mevsimi sona ermekte, keçinin galibiyetiyle
de bahar›n gelifli müjdelenmektedir.
O¤uz Han’›n 24 torunundan 21’cisi
olan I¤d›r Bey’den ismini alan I¤d›r
ilimizde Nevruz bayram›, yüzy›llardan beri bütün canl›l›¤› ve görkemlili¤iyle aileler aras›nda kutlanmaktad›r. Bayram haz›rl›klar› çok önceden
bafllamakta, tabiat›n canlan›fl› ile manevî dirilifl birlikte an›lmaktad›r.
Nevruz bayram›n›n idrakinden önce
“Kabir üstü” veya “Ölü bayram›” diye
adland›r›lan güzel bir gelenek de
vard›r. Bayramdan bir önceki haftan›n Sal› ve Perflembe günleri, yöre
sakinleri, mezarl›klara giderek, ölülerini fatihalarla yâd ederler. Mezarl›klarda Kur’an okundu¤u gibi, eski tah-
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
pay› ayr›ca muhafaza edilir.
Nevruz bayram› kutlama âdetlerinden birisi de bayramdan bir gün önce “kulak asmak” veya “kap› pusmak”d›r. Komflu veya akrabalar, gerçekleflmesini arzu etti¤i bir niyet tutarak, dinlemek istedi¤i ev sakinlerinin haberi olmadan, gizlice dinlemeye bafllar.
Duyulan ilk kelime veya cümle tutulan niyetin gerçekleflip gerçekleflmeyece¤i için bir ölçü kabul edilir. Bunun içindir ki Nevruz günlerinde kötü
söz söylenmemeye özen gösterilir.
I¤d›r’da Nevruz kutlamalar›n›n birisi
de genç k›zlar bir araya gelerek “suya i¤ne salmak” ve “suya yüzük atma” oyunu oynamalar›d›r.
Ayr›ca bayramdan bir gün önce gerçeklefltirilen “mendil atma, desmal
atma veya flfla
al atma” diye isimlendirilen bir gelenek de vard›r. Kap› kap›
dolaflanlar ellerinde getirdikleri mendilleri ve flallar›n› aç›k kap›dan, pencereden içeri atarlar. Ev sahibi, evin
içine at›lan mendili alarak, içine bir
hediye koyarak iade eder.
I¤d›r’da Nevruz Bayram› etkinlikleri
içerinde:
I¤d›r’da k›fl ay› üç döneme ayr›l›r. Büyük Çile, Küçük Çile ve Nevruz olarak adland›r›l›r.
Büyük Çile, gecenin en uzun oldu¤u
21 Aral›ktan sonra gelen 40 günlük
süredir.
Küçük Çile, Büyük Çilenin bitiminden
sonra gelen 20 günlük süredir.
Küçük Çilenin bitiminden sonra Nevruz ay› bafllar.
I¤d›r’da Mart ay›n›n bafllamas› ve havalar›n ›s›nmas›yla birlikte bayram
haz›rl›klar› da bafllar. Ev ve çevre temizli¤i yap›l›r
Yine bayram haz›rl›klar›na esas olmak üzere yumurta boyama gelene¤inin ayr› bir yeri vard›r. K›rm›z›ya boyanan yumurtalar tokuflturulur.
I¤d›r yöresinde, bahar›n gelifli birtak›m de¤iflik oyunlarla da ifa edilir.
Kosa kosâ” ve keçi
Bunlar›n içinde “K
oyunu dikkate de¤erdir.
rip olan mezarlar tamir ettirilir. Yeni
ölenlere de mezarlar yapt›r›l›r.
Bayram gelenekleri çerçevesinde,
I¤d›r’da, “Baca baca” denilen bahçe ve sokaklarda atefl yak›larak üstünden üç defa atlama gelene¤i de
vard›r. Yak›lan ateflte Özellikle bayramdan önceki son çarflambada,
bu gelenek daha canl› bir flekilde
icra edilir.
Küs olanlar bar›flt›r›l›r, Fakir ve yoksullara yard›m edilir ve giydirilir.
Hasta ziyaretlerine gidilir. Nevruzda
küfürlü konuflmalar yap›lmaz, Nevruzda efle, dosta flefkat gösterilir.
Nevruzda kavga edilmez. Nevruz
günü baflkalar› hakk›nda konuflulmaz. Nevruz günü düflmanl›klar sona erdirilir.
K›sacas› Nevruzda güzellikten yana
ne varsa yap›l›r.
Ziya Zakir ACAR
I¤d›r-Azerbaycan Dil, Tarih ve Kültür
Birli¤ini Yaflfla
atma Ve Destekleme
Derne¤i Baflflkkan›
“A¤›rl›¤›m, u¤urlu¤um odlara” denilerek bu merasimin gere¤i yerine getirilmifl olur.
Atefl yakma gelene¤inde özellikle
bahar temizli¤i yap›ld›¤›nda çevreden toplanan çal›-ç›rp› k›r›nt›lar›n›n
yak›lmas›na özen gösterilir.
Yine yeni y›l›n son çarflambas›nda,
bayram kutlamalar› çerçevesinde
“Yeddi levin” ad› verileri yedi çeflit
meyve ve çerez al›narak aile bireyleri ve akrabalar aras›nda pay edilir. O
anda evde bulunmayan aile bireyinin
1[2] Yafll› kad›nlar›n
2[3] Yeflertilir.
3[4] Yard›m edin
4[5] Geri dönüp
5[6] Akide flekerleme
6[7] Atefl
7[8] atefl edin
8[9] Usanm›fl
9[10] Büyükçe yemek kepçesi
10[11] acale ediyor
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
Dr. Yaflar KALAFAT
7
Bahtiyar Vahapzade
Rahmet-i Rahman’a Yolcu Edildi
E L ‹ M L ‹ gidimli dünya ah›r›nda
G ölümlü
dünya” demifl Dedem Korkut.
S›ras› gelen gidiyor. Emri Hak vaki oldu
Türk fliir dünyas›’n›n parlayan y›ld›zlar›ndan büyük dava adam›, B.Vahapzade
âlem de¤ifltirdi. fiiirleflmifl fikirleri, yön verici aç›klamalar›, O’nun bize b›rakm›fl oldu¤u miras›, Allah indindeki ecri ve Türklük durdukça sürecek olan sadakay› cariyesidir. Cenab› Allah hay›rlar›n› kabul,
mekân›n› cennet etsin. Soyad› “Türk”, aile ad› “Özbek”, “K›rg›z”, “Azeri” ve ilah
olabilen bizlere de O’nun hay›r defterini
izinden giderek kapatt›rmayacak tutum
ve davran›fllar nasip etsin.
Ben hocam›n yak›n›nda çok bulunma imkân›n› yakalam›fl flansl›lardan›m. Kendilerini Azerbaycan’da, Türkiye’de tekrar tekrar dinleme f›rsat›n› buldum. Gün oldu diz
çöküp özel olarak dinleyenlerden birisi
oldum, gün oldu özel meclisinde bulunanlardan biri idim, gün oldu panel, form
sempozyum gibi toplu kültür flölenlerinde
ayn› ortam› paylaflanlardan birisi oldum.
Tesellim odur ki, bunlar›n tümünü hiç kaç›rmadan kaleme al›p paylaflmaya çal›flt›k
Azerbaycan Türk fliirinde olup Anadolu
Türk fliirinde yeterince ön plana ç›kmam›fl
olan bir husus da, sözlü kültür ürünlerini
fliire tafl›mak suretiyle halk kültürü-fliir ba¤›nt›s›n› kurmam›fl olmakt›r.
BAHT‹YAR VAHAPZADE
AZERBAYCAN-TÜRK‹YE
Bir anan›n iki o¤lu,
Bir amal›n iki qolu.
O da ulu, bu da ulu
Azerbaycan-Türkiye .
Dinimiz bir, dilimiz bir,
Ay›m›z bir, ilimiz bir,
Eflqimiz bir, yolumuz bir
Azerbaycan-Türkiye .
Bir milletik, iki dövlet
Eyni arzu, eyni niyyet.
Her ikisi cümhuriyyet
Azerbaycan-Türkiye.
Birdir bizim her hal›m›z
Sevincimiz-melal›m›z.
Bayraqlarda hilal›m›z
Azerbaycan-Türkiye.
Ana yurdda-yuva qurdum,
Ata yurda könül verdim.
Ana yurdum, ata yurdum
Azerbaycan-Türkiye.
20 _ _ _ _ ,1996.
Bahtiyar Vahapzade
TÜRK DÜNYASI’NIN PARLAK
B‹R YILDIZI DAHA KAYDI
Bahtiyar Vahabzade Hakk›n rahmetine
kavufltu.
Türk Dünyas›n›n büyük flairi, fikir adam›,
mücahiti Prof. Dr. Bahtiyar Vahabzade,
13 fiubat 2009 günü afl›¤› oldu¤u Türk
Milletini öksüz b›rakt›. 300 milyonluk Türk
miletinin yaflad›¤› co¤rafyan›n her noktas›nda bilinen, say›lan ve istiklal mücadelesinin çilelerini çekmifl, gerçek bir aksakal olarak her yerde sayg› görmüfl bahtiyar Vahabzade’ye Allah’tan gani gani
rahmet, ailesi ve akrabalar›na ve bütün
Türk milletine baflsa¤l›¤› diliyoruz.
Yeni nesiller onu örnek almak ve eserlerini ö¤renerek gelecek nesillere aktarmak zorundad›r. Son eserlerinden olan
“Özünü Kesen K›l›ç” bu milletin çekti¤i çilelerin sebebini en iyi flekilde ortaya koyan bir tiyatro eseridir.
Tanr›, bütün Türk miletinin gök kubbesinden bizi takip edecek olan Vahabzade’nin ruhunun, milletimiz ad›na duydu¤u ›zd›raplardan kurtulmas› için, milletimizi bir an evvel rahata, huzura, refaha
kavufltursun, soyulmaktan, sömürülmekten, horlanmaktan kurtars›n.
Dünyada istiklaline ve hürriyetine kavuflmam›fl Hiçbir Türk toplulu¤u b›rakmas›n.
TÜRK DÜNYASI ARAfi
fiT
TIRMALARI VAK FI GENEL BAfi
fiK
KANI
BAHT‹YAR VAHABZADE K‹MD‹R?
Bahtiyar Vahabzade, 16 A¤ustos 1925
tarihinde Azerbaycan’›n fieki kentinde
do¤du. 9 yafl›nda ailesiyle beraber Bakü’ye tafl›nan Vahabzade, ilk ve orta ö¤renimini bu flehirde tamamlad›. 1947 y›l›nda Bakü Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü’nden mezun olarak ayn› bölümde
ö¤retim üyesi olarak ders vermeye bafllad›. 1964 y›l›nda tamamlad›¤› Samet Vurgunun Hayat ve Yarat›c›l›¤› isimli monografisi ile filoloji doktoru ünvan›n› ald›. 1980
y›l›nda Azerbaycan ‹limler Akademisi
üyeli¤ine seçilen Vahabzade, 1990 y›l›n-
da emekli olana kadar üniversite de ders
verdi.
Çok say›da ilmi kongrelere kat›lan, seyahatler yapan Vahabzade, Almanya’daki
Türk iflçileri üzerinde araflt›rma ve incelemeler yapt›. Birçok defa Türkiye’ye geldi.
Türkiye’den Bakü’ye giden pek çok ilim
ve sanat heyetiyle görüflüp, görüfl al›flveriflinde bulundu.
Vahabzade, 1960’larda bafllayan özgürlük hareketlerinin öncülerinden biri oldu.
Bu konuda kaleme ald›¤› 1959 tarihli Gülistan isimli fliirinde, ikiye bölünen (‹ran ve
Rusya) Azeri halk›n›n yaflad›¤› felaketleri
anlatt›. Ad› geçen eserinden dolay› 2 y›ll›¤›na üniversitedeki görevinden uzaklaflt›r›ld›. Azeri halk›n›n s›k›nt›lar›n› konu etti¤i
pek çok eserini yurt d›fl›na kaç›rarak yay›nlanmas›n› sa¤lad›.
Eserlerinde Azeri Türkçesi’ni en temiz flekilde kullanmaya özen gösteren ve halk›n›n duygular›na tercüman olan Vahabzade Azerbaycan’da Halk fiairi ad›yla an›l›r.
1995 y›l›nda Azeri özgürlük mücadelesindeki hizmetlerinden dolay› ‹stiklal niflan›
ile ödüllendirilmifltir. Vahabzade 19802000 y›llar› aras›nda da 5 defa milletvekili seçildi.
Vahabzade’nin Türkiye’de bas›lm›fl
Ömürden Sayfalar (2000), Vatan, Millet,
Ana Dili (2000), Soru ‹flareti (2002) gibi
eserleri bulunuyordu. Eserleri 8’den fazla
dile çevrilen ünlü flairin yay›nlanm›fl 40’›
aflk›n fliir kitab›, 11 ilmi eseri, 2 monografisi, çeflitli piyesler ve yüzlerce makalesi
bulunuyor. Vahabzade, eserlerinde genellikle özgürlük, yurt sevgisi, din gibi temalar› ifllemiflti.
Bahtiyar Vahabzadenin eserlerinden ba z›lar› flflu
unlard›r:
fiiiirler ve manzum hikayeler: Menim Dostfi
lar›m, Bahar, Dostlug Na¤mesi, Ebedi
Heykel, Ǜnar, Sade Adamlar, Ceyran,
Ayl› Geceler, fiairin kitaphanas›, Etiraf,
fieb-i Hicran, ‹nsan ve Zaman, Bir Ürekde Dört Fesil, Seçilmifl Eserler, KöklerBu¤daylar, Deniz-Sahil, Bir Bahar›n Garangusu, Dan Yeri, Pay›z Düflünceler, fiehitler, Özümle Sohpet, Mugam.
Tiyatro eserleri: Vicdan, ‹kinci Ses, Ya¤›fltan Sonra, Feryat, Dara¤ac›, Art›k Adam.
Hat›ra-Seyahatname eserleri: Sanatkar
ve Zaman, Sadelikte Büyüklük, Derin Katlara Ifl›k.
8
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Nevruz Bayram›
Nefle DOSTER
[email protected]
E P özledi¤imiz, zaman zaman
H
gitti¤imiz, yer yer uzaktan bak›p
iç geçirdi¤imiz memleketimizin hepimizin özelinde ayr› bir yeri, ayr› bir tad›, ayr› bir rengi var.
Gerilere, olaylara dal›p gitti¤imizde
çocukluk ve gençlik y›llar›m›za ait
unutamad›¤›m›z an›lar›m›z var.
Yaflam›m›zda yeri olan, beyinlerimize,
yüreklerimize kaz›nan, hasretle and›¤›m›z ortak de¤erlerimiz, törelerimiz,
gelenek ve adetlerimiz var.
Bir türlü aflamad›¤›m›z sorular›m›za ve
sorunlar›m›za karfl›l›k; Kars’›, memleketimizi ticari baflar›lar›yla, ekonomik
varl›klar›yla, yenili¤e aç›k kiflilikleriyle,
siyasal ve toplumsal kimlikleriyle ülke
gündemine tafl›yan- yar›nlara tafl›yan
yüzak› hemflerilerimiz var.
Memleketimiz ve ilimiz için görev ve
sorumluluklar›n› yerine getirirken elini
tafl›n alt›na cömertçe sokan, söyleyecek sözü- yapacak ifli olan Kars sevdal›s› dostlar›m›z var.
Ve Kars’tan ç›k›p, ülkemizin her yerine
eliyle, eme¤iyle, yüre¤iyle ulaflan
Kars’l›lar var.
Hepsinin de bafl›m›z›n üstünde yeri
var- önemi var.
Bu arada kentlerle kiflileri buluflturan
de¤erler var.
Dostlar›, hemflerileri bir araya getiren
bayramlar var.
‹çinde yaflarken alg›lanmasa da, çe-
kip gittikten sonra, ah! Dedirten güzellikler var.
De¤erli okuyucular;
Düflünüyorum da;
Biz Kars’l›lar yeyip içme¤i, deyip gülme¤i, gezip tozmay›, çal›p oynamay›
ve mizah› severiz. Bu nedenle de etnik
yap›n›n çeflitlili¤ini, ön yarg›lar›, kör
inançlar› törpülemifl ve güldürüye dönüfltürmüflüz. Ülkemizin hiçbir yerinde
bu gerçe¤i görememek de bizim fark›m›z olsa gerek. ‹çinde yaflarken bir
parças› oldu¤umuz, içinden ç›k›p,
uzaklara gitti¤imizde de içimizde bir
parça olarak, tafl›d›¤›m›z bazan saza,
bazan söze, bazan gözyafl›na, ço¤u
kez de özleme dönüfltürdü¤ümüz bu
fark›m›z de¤il mi?
Bize a¤›tlar yakt›ran, bize türküler söyleten, bize onlarca dernek ve vak›f kurduran, Nevruz’da, 30 Ekim’de bir araya
getiren yazmakla da anlatmakla da bitiremedi¤imiz bu fark›m›z de¤il mi? Gitmesek de görmesek de insan›yla, do¤as›yla, töresiyle bizi sar›p sarmalayan
bu fark›m›z de¤il mi?
Düflünüyorum da; çocuklu¤umuzun,
ö¤rencilik y›llar›m›z›n, gençlik günlerimizin izlerini sürdü¤ümüz bu nevruz
günü ve kutlamas› bizim yörenin ve bizim kufla¤›n çok özel bir bayram›d›r.
Sümerbank’›n pazeni,
Nazilli’nin basmas›,
Beykoz’un kunduras›,
Seka’n›n ka¤›d›,
Turhal’›n flekeriyle büyüyen bizim kuflak, genelde özel günleri, bayramlar›,
örne¤in; H›drellezi, Yerli Mal› Haftas›n›,
hele de Nevruz Bayram›’n› çok önemsemifltir.
Çocuk akl›m›zla yeyip içme- gülüp e¤lenme olarak alg›lad›¤›m›z bu özel
günlerin derin anlam›n›n ay›rd›na y›llar
sonra var›p uyand›¤›m›zda, yerli mal›n›n kalmad›¤›n›, H›drellezinde dileklerimizi gerçeklefltirmedi¤ini gördük.
Ve Nevruz’un tüm görkemiyle önümüzde durdu¤unu, bizim oldu¤unu ve bize
ait oldu¤unu anlad›k.
fiimdi Nevruz’un öyküsüne geçelim...
Meydan Larusse
Ansiklopedi Britanika
Büyük Larusse
‹slam Ansiklopedisi’nin Nevruz maddesi,
Türk Dünyas› Araflt›rmalar› Vakf› yay›nlar› ve Türk Milli Kültüründe Nevruz adl› kitap, Nevruz’un sözcük anlam›n› yeni gün ve bahar›n uyan›fl› olarak aç›klar.
Afl›klar, flairler, saz flairleri söz ve deyifllerinde Nevruz’un hep bu yan›na
vurgu yaparlar. Örn; Afl›k Abbas flöyle
der;
“Yaz geldi, bahar oldu, k›fl›n fliddeti
getdi.
Kar bitti, külek yatd›, soyuh ah›ra yetdi.”
Bir baflka Afl›k Hüseyin Hüsnü flöyle tan›mlar Nevruz’u;
“Bak›n asumana nurlar saç›yor,
Arzdaki çemenzar çiçek aç›yor,
Cümle alem gam› at›p kaç›yor,
Nevruz bayram›n›z mübarek olsun.”
Kaynaklar, Nevruzun bazan milli, bazan dini adlar alt›nda kutland›¤›n› yaz›yor.
*Örne¤in; Nevruz, Türkler’in bahar
bayram›d›r.
*Bektaflilerin büyük bayram›d›r.
*‹ranl›lara göre ve eski ‹ran takvimine
göre y›lbafl›d›r.
*Hz. Ali’nin do¤um günüdür, evlendi¤i
gündür, hilafete ç›kt›¤› gündür.
*Güneflin bal›k burcundan koç burcuna girdi¤i gündür.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
9
*K›fl mevsimi bitip, bahar bafllad›¤› için
Türk’lerin yaylaya göç etti¤i gündür.
*Nuh’un gemisinin karaya oturdu¤u
gündür.
*Darg›nlar›n bar›flma günüdür.
*Türk’lerin Ergenekon’dan ç›kt›klar›
gündür.
* Gece ve gündüzün eflitlendi¤i gündür.
*Ve Nevruz adl› öksüz bir çocu¤un, k›rm›z›ya boyad›¤› bir yumurtay› Hz.
Ali’nin do¤um gününde ona sundu¤u
gündür.
Bu anlat›lanlar Nevruz’un bilimsel tan›m› idi. Gelelim bizim anlad›¤›m›z Nevruz’un tan›m›na; düflünüyorum da o y›llarda vars›l olmayan, ailelerimizin, çok
çocuklu anne ve babalar›m›z›n bizim
çocuksu düfl ve isteklerimize ay›racak
ne zamanlar› ne de sab›rlar› vard›. Ama
o sert, o haflin ve o gülmeyen büyüklerimizin Nevruz bayram›na hep özel bir
sevgi ve ba¤l›l›klar› vard›. Örne¤in;
eflim Dr. Beflir Doster’in babas›, rahmetli kay›npederim Hüseyin Doster, sadece Nevruz demez, hep Sultan Nevruz derdi ve yeri geldi¤inde ilave ederdi “‹slam›n en büyük matemi Kerbela,
en büyük bayram› Sultan Nevruzdur.”
‹yi hat›rl›yorum, “ah›r tek- ah›r Çarflamba” dedi¤imiz ve Nevruzun bir gün öncesine rastlayan o günlerde bir büyük
sini içinde, “yeddi levin” denilen yedi
çeflit kuru- yafl meyva annelerimiz taraf›ndan kar›flt›r›l›r, herkesin pay› ayr›l›r,
evden gelin olup giden k›zlar›n meyva
pay›na bir de hediye koyularak gönderilir, baca baca pay› için kap›ya gelen
çocuklar asla bofl çevrilmezdi.
Bu arada kap› dinlemek, konuflulanlardan kadere özgü yorumlar yapmak,
Nevruz Bayram›n›n özelliklerinden biri
oldu¤u için, evlerde hep iyi, güzel fleyler konuflulmas›na özen gösterilir, böylece, bekar k›z ve erkeklerin gelece¤e
yönelik beklentilerine mutlu son mesajlar› verilirdi...Ve bu kap› dinlemeye de
Kulak fal› denirdi.
O gün evlerde yine üzümlü pilav piflirilir ve özellikle horoz kesilirdi. Nevruz
Bayram›, yaln›zca yedi çeflit meyva ile
s›n›rl› de¤ildi, bugünkü gibi renkli kumafl boyalar› olmad›¤›ndan annelerimiz kuru so¤an›n yapraklar› ya da samanla kaynatt›klar›, yumurtalar› boyar,
onlar› tokuflturarak yeni yumurtalar kazanmak da biz çocuklara b›rak›l›rd›.
Bu arada günler önceden çinko veya
porselen tabaklara mercimek veya
bu¤day ekilir, üzeri temiz bir tülbentle
›slat›l›r ad›na semeni denilen bu küçük
yeflillik, k›rm›z› kurdeleyle ba¤lanarak,
Nevruz sofralar›m›z› süslerdi.
‹zninizle burada kiflisel bir tesbitimi siz-
lerle paylaflmak istiyorum. Yirmi gün
kadar önce bir toplant›da bulunmak
için Brezilya’da idim. Bizi ünlü Marakana Stadyumu’na götürdüler. Hani Pele’lerin, Maradona’lar›n, Platini’lerin top
koflturdu¤u stadyuma.. Orada insanlar
o ünlü futbolcular›n ayak kal›plar›n›n
üzerinde resim çektirirken, benim bir
baflka fley dikkatimi çekti. Küçücük tabaklar içinde, yeflil çimler sat›fla sunulmufltu. Beni y›llar öncesinin semenilerine götüren bu küçük çim kal›plar› stadyumdan kesilen ve taraftarlara parayla
sat›lan hediyelikler aras›ndayd›. Durdum, gerilere uzand›m, Allah’›n Brezilyal›lar› semenilerimi sat›yor diye hem
hay›fland›m, hem de çok duyguland›m.
Elo¤lu nelerden para kazan›yor diye...
Evet! De¤erli Dostlar,
Nevruz Bayram› bir baflka deyiflle Sultan Nevruz, dostlu¤un, sevginin, güzelli¤in, temizli¤in, bar›fl›n bayram›d›r. Y›llar önce ‹ran’da bir Nevruza rastlam›flt›m, büyük haz›rl›klarla bafllayan bu
bayram›n ‹ranl›’lara çok pahal›ya mal
oldu¤unu gözlemifltim. Örne¤in, mobilyalar›n de¤iflmesi, perdelerin yenilenmesi, evin tadilattan geçmesi hep o
döneme denk getiriliyordu. ‹ran’da
Nevruz bayram› 7 gün kutlan›r. 7 çeflit
s harfiyle bafllayan yiyecek konur semeni, süt, sar› kök, sümbül, vb (so¤an
sar›msak olmaz çünkü onlar ac›d›r)
Bayram›n gereklerinden biri de yeni
giysiler almak, komflu ve akrabalar› ziyaret etmektir. Özellikle fiii toplumu
Nevruzu Hz. Ali’nin do¤um günü, evlenme günü ve halife oldu¤u günle özdefllefltirdi¤i için daima iyiliklerin, mutluluklar›n, güzelliklerin y›ldönümü olarak kutlar.
Yeni gün anlam›na gelen, bahar›n ilk
günü say›lan Nevruz, bofl alanlarda
atefl yak›larak, k›zl›- erkekli gruplar›n
bu ateflin üstünden atlayarak, ya da
bar tutup, halay çekerek e¤lendikleri
gündür. Bahçe ve sokaklarda yak›lan
atefl kimilerine göre Zerdüflt’ten kalan
bir adettir. Ateflin üstünden atlayan
kimse; “a¤›rl›¤›m, u¤urlu¤um bu atefl
üzerine” deyip, ateflin üzerinden üç
kez atlar. Ve ateflin üzerinden atlayan
kimse bütün hastal›klar›n›n bu ateflin
üzerine dökülüp yanarak yok oldu¤una
inan›r.
Nevruz Bayram› özünde nefle saçan
bir gelenek olmas›na karfl›n ölenler
unutulmaz, mezarlar ziyaret edilir, kuran okunur, okutturulur.
Kaynaklar, Anadolu’da, Frikya’l›larda,
Lidya’l›larda da bahar›n gelmesinin
coflkuyla karfl›land›¤›n› yazarlar.
Orta Asya’da, Kafkaslar’da, Balkanlar’da ve Türki Devletlerde büyük flölenlerle kutlan›r.
Nevruz Osmanl›’n›n da önemli günlerindendir.
Nevruz nedeniyle padiflaha, sadrazamlara donanm›fl atlar, k›l›çlar, hal›lar
hediye edilmifl ve bunun ad›na da
“Nevruziye Peflkefli” denilmifltir.
Ayr›ca yine Nevruz nedeniyle ozanlar
devlet büyüklerine kasideler yazarak,
ödüller alm›fllard›r.
Do¤ay›, insan›, inanc›, coflkuyu simgeleyen böylesi bir bayram›n fliire- musikiye yans›mas› kaç›n›lmazd›r. Kaynaklarda yirminin üzerinde Nevruzla bafllayan Türk Musikisi makam› vard›r. Nevruz-i bayat›, Nevruz-i hicaz, Nevruz-i
rast gibi
De¤erli okuyucular,
Bir kutlama çerçevesinde, Nevruz Bayram›na iliflkin anlatacaklar›m bu kadar.
Dostlu¤u, vefay›, hemflerilik bilincini ve
ortak de¤erlerimizi paylaflt›¤›m›z hemflerilerimin Nevruz Bayram›’n› sa¤l›k,
mutluluk, huzur, a¤›z tad› dileyerek kutluyor, sevgi ve sayg›lar›m› sunuyorum...
10
Kars’›n Dünüyle Bu Gününü Mukayese
Etti¤im Görüflüme Kat›l›r m›s›n›z Acaba?
bak›nca, derin bir
BahU resme
çekerek eyhad diyesim
geldi. Bu resimde gördü¤ünüz
sayg›n insanlar, 1945-1946 y›llar›nda, benim Kars’da Gazimuhtar Pafla ‹lk Okulu’nda okudu¤um süreçte, benim Baflö¤retmenim, rahmetli Ali Erdem
ve yak›n arkadafllar›d›r. Kucakdaki çocuk ise hocam›n o¤lu
Yücel Erdem’dir. Bu resim 70 y›l
önce Kars’da insanlar›n ça¤dafl yaflant›lar›n›n en güzel örne¤i.
O y›llarda Kars’ta yaflam›n› sürdüren insanlar›n, zarafet, asalet ve
kültür zenginliklerinden gurur duymamak mümkün mü acaba? Ben
o süreçte dals›z, budaks›z, öksüz
bir çocuk olarak ayaklar›m üzerinde durabilme mücadelesi verirken, rahmetli hocam, benim en
güçlü deste¤im ve s›¤›nacak liman›m olmufltur. fiu anda o günleri
hayel edince, hocama olan minnet
borcumu ka¤›t üzerindeki kelimelerle ifadeden aciz durumday›m.
Ancak velinimetim olarak kabullendi¤im, de¤erli Hocam›, yazm›fl
oldu¤um bu dörtlükle anmak istiyorum.
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
‹hsan ÖZKÖSEL‹
Gölgen düfler sanki yollar›ma
Ad›m, ad›m yürür izlerim seni
Bir ç›lg›n özleyifl girer kan›ma
Yudum, yudum içer arar›m seni.
Yani Rahmetli hocam’la ilgili duyarl›l›¤›m› ona olan minnet borcumu, detaylar› ile yazmaya kalksam; bu derginin sayfalar› yetersiz
kalacakt›r.
Kars’›n 70 y›l öncesiyle bugünkü
konumuna da biraz de¤inmek istiyorum. Elefltirmek benim kiflisel
prensiplerimle ba¤daflm›yor. Ancak görünen köy de k›lavuz iste-
Bu Foto¤raf 70 Y›l Öncesi Kars’ta ‹nsanlar›n Ça¤dafl Yaflfla
ant›lar›n›n En Güzel Örne¤idir.
Oturan: Merhum ö¤retmen Ali ERDEM, kucaktaki çocuk o¤lu Yücel ERDEM
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
11
miyor. Do¤up büyüdü¤ümüz,
al›flkanl›klar›m›z›n, an›lar›m›z›n,
gelenek ve göreneklerimizin befli¤i, bar›na¤›, ana kuca¤›m›z,
Türkiye’mizin kültür kokan yöresi,
de¤erli varl›¤›m›z Kars, 70 y›l önce yaflan›lan süreçte bile o sayg›n, sevecen insanlar›m›z›n birlik
beraberlikten, doyumsuz örnekler vererek, toplumsal olarak yaflan›lan o kültürün vazgeçilmezi
olmufltur. Ama ne yaz›k ki çok az
yöreye ve topluma nasip olan,
çok de¤erli, insanc›l hasletlerimizle ilgili beklentilerimiz; bu gün
Kars’l›n›n yaflant›s›nda hayel olmufltur. Her geçen gün; birlik beraberli¤imizde gözle görülür flekilde kopukluklar oluflmufl. Yani
birbirimizi adeta unutmufluzdur.
Bu nedenle ben bu resimde Kars
ve Kars’l› ile ilgili görüfllerimi ifade etme cesaretini buldum. Hep
uygarl›ktan söz ederiz ya. Hani
uygarl›¤› yakalamak ve yaflamak,
görüldü¤ü ve ifade edildi¤i kadar
kolay m› acaba?
Uygarl›k sürekli hamle yapmak,
ça¤dafl aray›fllara girmek ve de
hedefleri yaln›z kendisi için de¤il,
yaflad›¤› toplumun da yarar›na
mutlaka birfleyler üretmek, düflünmek ve baflarmak, baflar›lar›yla ilgili; müsbet de¤erleri, insanlarla
paylaflmak suretiyle, sorumluluk
almakt›r.
Yani gelece¤imizi, özlemini çekti¤imiz ufuklara çevirmek istiyorsak
e¤er, güçlü, azimli ve kararl› ad›mlarla yürümek durumunda olmal›y›z. Zira içerisinde yaflad›¤›m›z
flartlar bunun kaç›n›lmazl›¤›n›n en
bariz gere¤idir.
Geliflen ça¤›m›zda, zekalar›n yaratt›¤› uygarl›kla, gün geçtikçe geliflen insanlar yepyeni yenilmez
güçlerle donanacakt›r. Ne yaz›k ki
hiç dikkatimizi çekmiyor. Bizler birbirimize giderek daha az dokunuyor; hatta ço¤u kez aram›za ciddi
mesafeler koyuyoruz.
Böylesine fiziksel temel zaaf›, insanlar›m›z aras›nda, duygusal ayr›l›¤a sebep oluyor. Örne¤in ub ‹stanbul; sözüm ona tafl›, topra¤› al-
t›n flehir, sanki insanlar›m›za, duygusal bir z›rh giydirmifl gibi.
Baflar›l› ve güçlü ellerimize, demirden eldiven, sevecen gönlümüze,
hüsran› ve nemelaz›mc›l›k anlay›fl›n› yerlefltirmifltir.
Sayg› de¤er okurlar, benim can
dostlar›m. Bu ifadelerim, benim kiflisel görüflümdür. O bak›mdan
yanl›fl› ve do¤rusu beni ba¤lar. Zira ben her görüfle sayg›l›y›m. Yaln›z yaflam›m boyu iki görüflü benimseyemedim. Siyaset ve flövenlik. Bu görüfllerle ilgili hiçbir kimseyle tart›flmam da olmad›. Bu bak›mdan insanlarla sürekli bar›fl›k
kald›m; kat›lmad›¤›m konularla ilgili her görüfle sayg›l› oldu¤um
için hiç birkimseyle yaflam›m boyu
ters düflmedim.
Bugün yap›lan istatistiklere göre
‹stanbul’da bir milyon Kars’l› yaflam›n› sürdürmekte oldu¤undan
söz edilmektedir.
Do¤ald›r ki bir toplum insanlar›yla
sayg›nd›r. Toplumlar›n inkiflaf› ancak o toplumda yaflamlar›n› sürdüren insanlar›n baflar›lar›yla
mümkündür. Yani hasta bir insan›n; vaktinde k›ymetini bilmedi¤i
sa¤l›¤›n›n aray›fl› tarz›nda bir düflünceyle amaca ulaflmak hayel
olur.
Bir toplum kendi içinde, yaflam›n›
sürdüren kendi dal›nda baflar›l› ve
sayg›n kiflileri tan›maya gerek
duymuyorsa, e¤er o toplum, özlemini çekti¤imiz beklentilerle ilgili
güzellikleri nas›l yakalayabilir?
Zira en güzel kontrol mekanizmas›
insan›n kendisini kontrol etmesidir.
Bir toplumda bu anlay›fltan yoksun, her bireyin kendisini bafl olmay› hedefledi¤i konumundan, ›srarl› bir tav›rla ödün vermemesi o
toplumun olumlu ve amaca dönük
beklentilerinin sa¤l›kl› geliflmesi,
asla mümkün de¤ildir.
‹nsan yaflam›n›n yaln›z sabah› de¤il, ö¤leden sonras›n›n da mutlaka
bir önemiolmal›d›r. Bu dönem yaln›z insan yaflam›n›n ac›nacak bir
dram› ve devam› olarak sürdürülmemelidir diyorum.
Yaz›m›n konusu Kars’›n dünü, bugünü ile ilgili olunca; rahmetli hocam Ali Erdem ve Yücel’den de
söz etmek benim aç›mdan kaç›n›lmaz bir görev oldu.
Yücel’in rahmetli babas›, benim
de¤erli hocama duydu¤um özlemi, minnet ve flükran borcumu
hep Yücel’le paylaflmaya çal›flt›m.
Kendisi ile ne denli mesafeli olursak olal›m; Hocama olan duyarl›l›¤›m› ve hayranl›¤›m› hep Yücel’de
arad›m. O bunun fark›nda olmasa
bile ben onu takdirle anmaya hep
devam ettim.
Yani ne denli gözlerden ›rak, nazarlardan ve haf›zalardan silinmifl
olursam olay›m, ben onun üstün
zekas›, hoflgörüsü ve insanc›l
davran›fl› ve toplumdaki sayg›n kiflili¤iyle hep gurur duydum.
Çünkü Yücel benim de¤erli hocam ve velinimetimin en de¤erli
hat›ras›d›r bana. Ayr›ca Yücel benim; orta okuldan s›n›f arkadafl›md›r. O üstün zekal› zehir zenberek
bir talebeydi. Talebelik yaflam›ndaki baflar›s› geliflen ça¤›m›zda;
görev yaflant›s›na da yans›d›.
Yücel üstlendi¤i çok önemli görevlerde kendisinden stayiflle söz ettirmeyi ve üstün baflar›lara imza
atmay› çok iyi baflarm›flt›r.
Örne¤in Karayollar› Bölge Müdürlü¤ü Karayollar› Genel Müdür Yard›mc›l›¤› Enka’n›n Genel Müdürü
olarak sürdürdü¤ü görevlerde
adeta simge olmufltur. fiu anda
kendi flirketinin yönetim kurulu
baflkan› olarak ifl yaflam›n› baflar›yla sürdürmektedir.
Kendisini gönülden kutluyorum,
bundan sonraki yaflam›nda da
sa¤l›k, baflar› ve esenlikler diliyorum.
Sonuç olarak do¤up büyüdü¤ümüz ac› ve tatl› hat›ralarla yaflam›m›z›n en de¤erli süresini, kaderde, tasada ve k›vançta paylaflt›¤›m›z o müstesna adet, anane ve sayg›n kültürümüzün daha
da geliflerek devam›n› gönülden
diliyorum.
12
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Sevgili Nefle Kardeflim
‹hsan ÖZKÖSEL‹
Emekli Bankac›
‹ Z ‹ N Serhat Kars›m›z ile ilgili
S
görüflleriniz; Cumhuriyet Türkiye’sinin ça¤dafl ve sayg›n bir Türk
kad›n›na yarafl›r ve yak›fl›r tarzdaki yaz›lar›n›z› bir kes de¤il birkaç
kez zevkle okuyorum. Bana göre
Kars hakk›ndaki görüleriniz ve fikirleriniz her Karsl›y› müspet yönde etkilemektedir. Bu görüflümle
ilgili ifadelerim sizin duyarl› ve
sayg›n kiflili¤inize dönük bir metiye de¤ildir. Alt›n çizerek söylüyorum. Kars’ta onuru ile yaflam›fl asil
bir ailenin devam› ve toplum için
bir gönül dostunuz siz. Bir insan
ancak do¤up büyüdü¤ü yörenin
bu denli sevdal›s› olabilir. Bu halisane görüfllerinize kat›lmamak
mümkün mü acaba? Kaleminize,
gönlünüze, bilginize ve
de ilginize sa¤l›k. Bir
Karsl› olarak sizinle gururlan›yoruz. Zira bu gurura lay›k oldu¤unuza
gönülden inanmaktay›z.
vefa aç›s›ndan duyarl› onun gibi
düflünen yazan insan›m›z›n say›s›
çok olsayd›. Ancak bugünün
Kars’›nda sözünü etti¤imiz paha
biçilmez güzellikleri flu anda Karsl›n›n yaflant›s›nda görmek mümkün mü acaba?
‹nsan düflünen canl›d›r. Sürekli fikren ve bedenen geliflme konumundad›r. Yani yap›s›nda tekâmül vard›r. Bugünümüz ile yar›n›m›z mutlaka farkl› konumdad›r. Her insan yaflamak için geldi¤i bu fani dünyada
iaflesini temin için de¤iflik ifl ve ifllevlerle meflguldür. Yani her insan
sabahleyin görevine yönelir. Ve akflam olunca ikametgâh›na döner.
Sabahlar› yata¤›ndan kalkt›¤› anla,
akflam yata¤›na yatt›¤› zaman içe-
Sayg›de¤er kardeflim.
Toplumsal yaflamda insan›n kültür seviyesi çok
önemlidir. fiimdi yar›m
as›r önce ile flu anki Kars
toplumunu
mukayese
edersek; o süreçte Karsl›
kad›n›yla erke¤iyle Türkiye genelinde örnek bir ildi. Yani ‹stanbul beyefendisini ve sosyetesini aratmayacak boyutta Kars’ta
güzellikler yaflanmakta
idi. Dü¤ünlerimiz, derneklerimiz, e¤lencelerimiz, yaz ve k›fl sporlar›ndan örnekler, giyim kuflam kültürü ile cidden
Kars Türkiye genelinde
örnek bir ildi.
Sizin karla ilgili yazd›klar›n›za görüfllerinize gönülden kat›l›yorum. Ve
keflke diyorum do¤du¤u
büyüdü¤ü yöreye afl›k
nefle gibi sevdal› ahde
Neflfle
e DOSTER
risinde yanl›fllar› vard›r do¤rular›
vard›r.
Uyuyana kadar yapm›fl oldu¤u
yanl›fl ve do¤rular bir flerit gibi gözünün önünden geçer ve öyle uyur.
‹kinci güne bafllarken, do¤rular
sermaye edilir. Ve o yanl›fllara bir
daha düflmemeye özen gösterilir.
‹flte bu nedenle her yeni gün insan›n sa¤l›kl› geliflmense vesile olur
hatta zaman zaman otuz k›rk y›l önce yap›lan bir tak›m yanl›fllar gündeme geldi¤inde eyvah keflke bugünkü akl›m o zaman olsayd›. Böyle hatalar› asla yaflamazd›m diye
yak›n›r›z.
fiimdi bu yorumu objektif görüflle
de¤erlendirelim. Nerede benim yar›m as›r önceki Kars›m ve
o süreçte yaflayan ça¤dafl insanlar›m›z? Yani bir
toplum insan›yla de¤erlendirilmektedir. Ama her
fleye ra¤men oras› bizim
do¤up büyüdü¤ümüz, bir
ömür boyu ac›s›yla tatl›s›yla yaflamaya çal›flt›¤›m›z topra¤›m›z ana kuca¤›m›z ve vatan›m›z. Do¤ald›r ki bireydeki geliflme
topluma yans›r. O halde
yar›m as›r önce Kars’ta
yaflayan toplumla bugünkü Kars’› mukayese edebilir miyiz acaba? Toplumlar neden özlemini çekti¤imiz tayyül etti¤imiz tarzda
geliflmiyor? Yani yaflam›n
ö¤leden sonras› da mutlaka önemli olmal›d›r. Tüm
bu güzelliklerle yaflanan o
süreç yaln›zca sabah›n
arzulanacak beklenecek
an›lar› olarak kalmal› idi.
Sonuç olarak o günlerle ilgili kars›n doyumsuz yaflant›s›n›n özlemi içerisindeki görüfllerinize kat›l›yorum. Baflar›lar›n›z›n sürekli olmas› dileklerimle sayg›lar sunuyorum.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
13
S›k›nt›lar,
Daha Neler – Öneriler
Av. Halis ÖZDEM‹R
‹stanbul Barosu
Y›ld›z aray›p gökde turfa müneccim
Gaflet ile görmez kuyuyu rehgüzerinde
Onlar ki verir laf ile dünyaya nizamat
Bin türlü teseyyüb bulunur hanelerinde
Z‹YA PAfiA
A K ‹ T geldi, iki ayda bir ç›kan
V dergiye
yaz› verece¤im. Bu k›fl
günü, can s›k›nt›lar› çok. Hele bir de
ifli olmayanlar ne yaps›nlar? Evde
dururlarsa, emekli iseler, nerelere
gitsinler? En iyisi evde oturup, akflama kadar dert küpü han›mlar› ile
kavga etsinler; do¤rusu da budur.
Akflam› getirecek camiler de dolu;
kahvelere gitseler, çekilir taraf› yok.
Bir de terleyip d›flar› ç›ksalar al sana
burun çekmeler; benim o s›k›nt›m
yok; büroma gidip ifl de olmasa
mevcut kitaplar›m› kar›flt›r›rsam akflam oluyor.
Bunun daha iyisi bofl durmay›p dergiye birkaç sat›r yazaca¤›m. Hadi
bakal›m, ne yazay›m? Eve gidince
akflam ne yapacaks›n? ‹lk akla gelen televizyonu aç›p, iraden varsa
izliyeceksin, izle bakal›m. Doçentler,
profesörler, siyasiler ç›kar, veya ç›kar›l›rlar. ‹yi konufluyorlar. Amma
bunlar›n beyanlar›, laflar› çare olmuyor. Çark da hergün böyle dönüyor.
Reklama niyetim yok, ihtiyac›m da
yok. Altm›fl y›ll›k avukat›m halen de
çal›fl›yorum. Yafl da ilerledi, çal›flmasam da Günleri kolayca geçirebiliyorum. Geçen y›llar›m dolu dolu
geçti. Güçlü arflivim var. Can s›k›nt›m olursa bugüne kadar biriktirdi¤im duruflma defterlerini, masa takvimlerini,kar›flt›r›yorum. Duruflmalar,
duruflmalar ve bunlar›n gözönüme
getirdikleri an›lar, bana yetiyor da
art›yor bile.
Mesleki yaflant›m›n otuz y›l› memleketim Kars Ardahan ve çevresinde
geçti Altm›fll› y›llar›n birinde kulland›¤›m bir duruflma defterini aç›yorum. A¤›r Cezan›n birisinde bir günde Yirmi taneA¤›r ceza davas›na girip ç›km›fl›m. Benim gibi daha baflka
arkadafllar›mda var. Nedendir bilinemez, bunlar›n hiçbirisi Televizyona ç›kar›lmaz. ‹lla da Doç. Prof. olacak. Hadi olsun bakal›m. Duvar› yapanlar› de¤il, duvar nas›l yap›l›r diye
yazanlar› bulurlar.
Bugünkü büyük s›k›nt›lar›n, üzülmelerin ikisi üzerinde, duraca¤›m. Birincisi Yarg›’ya politikan›n etkisi, ikincisi de siyasi partilerce seçimler için
gösterdikleri adaylar hakk›ndaki dedikodular. Evet, bugün ikisi de, biraz
ilgi duyanlar için can s›k›nt›s›.
Asl›nda bunlar›n ikisi de kolay; benim için kolay. Otuz y›l›m da do¤uda, Kars’ da politikan›n içinde geçti.
27 May›s müdahalasinden sonra kurucular taraf›ndan yap›lan ANAYASA
Dünya’ n›n en güzel Anayasas› idi.
Baflka müdahaleler bu Anayasay›
yel gibi ald› götürdü, Yeller eser flimdi yerinde. Bu anayasalar halk›n refah›, geliflmesi, özgürlükleri, daha
birçok ihtiyaçlar› için de¤il de politikac›lar›n ç›karlar› için yaplm›fl, yap›lmaktad›r da . Ben bunlar› yaflad›m.
Yarg›’y› huzur içinde, rahat m› b›rakmak istiyorsunuz ....? Adalet bunu
ister. Müslümanl›¤›n temel felsefesinde Allah’ ›n kul hakk›n› ba¤›fllamayaca¤›n› görürsünüz. Y›llar›m›
adalet içinde geçirdim; say›n yarg›çlar›, savc›lar› yak›ndan tan›r›m;
kendi hallerine b›rak›ld›klar› zaman
kendilerine hiçbir kusur atfedemezsiniz., do¤rusu da budur. Zamanla
çocuk sahibi olmufllard›r, büyük
merkezlere veya oralara yak›n yerlere atan›rlar. Huzur isterler, rahat isterler. Kararlar›ndan dolay› bir de
politikac›n›n rüzgâr› dokundum mu
gör sen dünya’y›?
Bugünkü Yüksek Hakimler ve Savc›-
lar Kurulu buna müsaittir. Zira bu kurulun içinde iktidar partisinin Adalet
Bakan›, onun Müsteflar› vard›r. Hofla
gitmeyen kararlar›ndan ötürü de¤ifltirilebilirler. Altm›fl müdahalesiden
sonra, baflka müdahalelere kadar,
bu kurulun üyeleri Yarg›tay, Dan›fltay, ve Say›fltay Yarg›çlardan oluflan
yüksek yarg›çlar› taraf›ndan seçiliyorlard›. O y›llar›.
Hukuku doya doya yaflad›k. Bunun
çetin taraf› var m›?
Bugün bunu iktidar mensuplar› yapm›yorlar. Muhalefet de üzerine pek
düflmez gibi geliyor bana. Çünkü,
onlar da yar›n iktidar olurlarsa bu
kez onlara da bugünkü düzen gerek.
‹kinci huzursuzluk ise siyasi partilerin aday adaylar›n› tesbit etmelerinden kaynaklan›yor. Milletvekilleri,
vekilleri olduklar› millete sormuyorlar. Partilerin Genel Baflkanlar› ile
bunlar›n yak›nlar› taraf›ndan, sen
gel, sen gel deniyor. Nerede bunun
Milli iradesi? Hadi bunlar› da kabul
ettik, ya Genel Baflkanlar› kim seçiyor? Onlar hakimi mutlak; Tanr› iredesi ile mi?
Bunun için de çeflitli sak›ncalar›na
karfl›n, genifl tabanl› ÖNSEÇ‹M yap›lmal›, yarg›ç huzurunda yap›lmal›.
O durumda partilerin Genel Baflkanlar›n›n korku ve dehfletinden korkulmaz, birazc›k olsun iradeleri ifllesin.
1951 den beri politikan›n içinde,
1979’ a kadar faal olarak bulundum.
Bana ilçeden bir ad›m ileri att›rmad›lar. Çünkü hiçbir zaman ya¤c›lar› olmad›m, olamad›m. 1980 tarihine kadar politikan›n içinde kurultaylarda
bulundum. Çok de¤erli kiflilerle tan›flt›m. Hiç unutamad›¤›m Trabzon
Milletvekili Faik Ahmet Barutçu vard›. Kabinede bakand›. Bir gün tart›flmal› bir Kurultay oturumunda kürsüde flöyle demiflti. ‘’ Arkadafllar, politikac›n›n en ak›ll›s›, sabahleyin kahvalt› sofras›nda BEYN‹N‹ YER, sonras›nda soka¤a ç›kar.’’
14
Sar›kam›fl fiehitleri
Törenle An›ld›
1914 Sar›kam›fl Harekat›nda flehit olan kahramanlar›m›z› anma
program› 18 Ocak’ta Kad›köy
Halk E¤itim Merkezi salonunda
çok kalabal›k halk kat›l›m› ve sanatç›larla yap›ld›.
Sanatc›lar; Musa Ero¤lu, Adnan
fie
fi
enses Recep Ergül, Özhan
Eren, Kuflflh
ha Do¤an Özden söyfia
ar›kam›fl fi
fie
eledikleri a¤›tlarla fi
hitleri’ni and›lar.
Aç›l›flta bir konuflma yapan; Sar›kam›fl Dayan›flma Grubu Baflkan› Prof. Dr. Bingür Sönmez ayn› zamanda audiovisuel sunum
ile 1914 Sar›kam›fl Harekât›n›
tüm yönleriyle sundu.
Anma program›yla ilgili duygular›n› Sar›kam›fl Dayan›flma Grubu
Baflkan› Prof. Dr. Bingür Sönmez
Hocam›za sorduk. Hocam›z
özetle flöyle dedi:
3 y›l önce Askeri Müzede so¤u¤u iflledik. Gösterinin ad› “Donu yorum ben ana” idi. Misafirlerimize k›fll›k elbiseleriniz ile gelin
salon so¤uk olacak demifltik,
yetmedi salona kar ya¤d›rd›k.
O günden ber‹ sevgili Ahmet
Günay ile hayalimiz bir de açl›¤›
ifllemekti. 18 Ocak ta Kad›köy
Halke¤itim merkezinde yapt›¤›m›z gösteride misafirlerimize
“Akflam yeme¤i yemeden gelin
size 3. Ordunun az›klar›ndan verece¤iz” dedik ve onlara bir adet
kuru (tafl gibi) peksimet ve bir
avuç kavurga verdik. Evinize gidince baflka birfley yemeyiniz
onlar›n ruhlar› flad olacakt›r dedik. 500 adet peksimeti de¤erli
Sar›kam›fl fiehitleri gönüllüsü Av.
Tuncay Atakan Siirt’te bir f›r›na
yapt›rd›. Üzerinde 3. ordunun
az›¤›d›r yazan 1000 adet torbay›
fie
enyurt
Bard›z Derne¤i baflkan› fi
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
SERHAT KÜLTÜR HABER
Topal yapt›rtt›. Kavurgay› Ahmet
Günay’›n yengesi evinde haz›rlad›. Eme¤i geçen herkese teflekkür ediyorum.
“fi
fiE
EH‹TLERE H‹ZMET
‹BADETT‹R”
Serhat Kültür Dergisi olarak; Bu
kocaman yürekleri; Sar›kam›fl Dayan›flma Grubu Baflkan› Prof. Dr.
Bingür Sönmez Hocam›z›, Ahmet
Günay’› ve bu etkinlikte eme¤i
geçenlere minnet ve flükranlar›m›z› sunar, fiehit Dedelerimizin
ruhlar›n› flad etmek için yapm›fl
olduklar› bu ola¤anüstü çal›flmalar›ndan dolay› yürekten kutlar
baflar›lar›n›n devam›n› dileriz.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
15
16
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
KIRK YILLIK TABU BOZULDU
Prof. Dr. Bingür SÖNMEZ
Kalp hastalar›na müjde! Yumurta art›k yasak de¤il
Memorial Hastanesi Kalp ve Damar
Cerrahisi Bölüm Baflkan›
M
Yumurtan›n gerçekten kolesterol
aç›s›ndan zarar› yok mu?
Memorial Hastanesi Kalp ve Damar Cerrahisi Bölüm Baflkan›
Prof. Dr. Bingür Sönmez, y›llarca
pastan›n üzerine sürülen yumurtay› hastalar›na yasaklarken, Koroner kalp hastas› olanlar›n bile (koroner bypass ameliyat› olanlar dahil) art›k haftada 3-4 yumurta yiyebileceklerini söyledi.
Y›llarca hastalar›m›za hekimler
olarak pastan›n üzerine sürülen
yumurta sar›s›n› bile yasaklad›k.
Bu durum insanlarda kolesterolomania yaratt›. Hatta bu nedenle,
histerik bir flekilde “Acaba gö¤üs
a¤r›lar›m›n nedeni son yedi¤im bir
parça pastan›n üzerindeki yumurta m›?” diye soran hastalar›m›z bile oldu. Ancak yumurtadaki kolesterolden korkmaya gerek yok.
Çünkü yap›lan son araflt›rmalar,
yumurtan›n insan›n kan›ndaki ko-
EMOR‹AL Hastanesi Kalp ve
Damar Cerrahisi Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Bingür Sönmez, “Yumurta insanlarda kan kolesterol
seviyesinde önemli bir art›fl
fla
a yol
açm›yor” dedi.
lesterol seviyesinde önemli bir art›fla neden olmad›¤›n› art›k bilimsel olarak ispatland›.
Yumurtadaki kolesterolün sa¤l›k
için bir yarar› var m›?
Kolesterolsüz bir yaflam olamaz.
Normal bir insan›n Günde, 300500 mg kolesterol almas›na izin
verilmektedir. Kolesterol bir yap›
tafl›d›r ve mücrelerin yenilenmesi, hormonlar›n yap›lmas›, çocuklukta büyümek, yafll›l›kta da
nörolojik sistemin korunmas› için
çok gereklidir. Doktor olarak bir
insana neyi yasakl›yorsak, bunun kar ve zarar hesab›n› iyi
yapmam›z laz›md›r. Y›llarca hastalar›m›za “yumurta yemeyin”
uyar›s›nda bulunduk. fiimdi “yiyebilirsiniz” diyoruz. Çünkü son
araflt›rmalara göre bir yumurtan›n, kan kolesterol seviyesini 3 4 mg art›rd›¤› kesinleflmifltir. Bunun yan›nda yumurta, iyi huylu
HDL kolesterolü içindeki Omega - 3 vas›tas›yla yükseltiyor.
Eriflkinler haftada 3 - 4 yumurta
(gün afl›r› bir yumurta), çocuk ve
yafll›lar günde bir yumurta yiyebilirler.
Anneler çocuklar›na fast food yedireceklerine günde bir yumurta
yedirsinler.
Omega - 3’ü yüksek yumurta üre tilmeli
Bal›k yiyerek Omega 3 miktar›n›
elde etmek zordur. 40 yafl›ndan
sonra herkes günde bir gram
Omega - 3 (bal›k ya¤›) almal›d›r.
Bilim adamlar›n›n yapmas› gereken Omega - 3 yönünden zengin
yumurta üretebilmektir.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
17
En Büyük Proje
‹nsan E¤itimi
Fevzi APAYDIN
TfiOF Baflkan›
Ülkemizde, insan faktörünü yol ve trafik güvenli¤i
konusunda e¤itme hususunda uzun y›llar boyunca hiçbir
faaliyet gösterilmemiflfl,, esasen trafik e¤itimini verecek
kurum ve kuruluflflllarda belirlenmemifl
flttir. Örnek niteli¤ini
geçmeyen baz› kurs, seminer ve konferans türü etkinlikler
d›flfl››nda trafik e¤itimi yap›lmam›flfltt›r.
R A F ‹ K ortam›, insan faktörünün
T hakim
ve etkin oldu¤u bir ortam-
d›r. fioför, sürücü, yaya ve yolcu olarak insan faktörü aktif flekilde trafik
ortam›na kat›lmakta, yoldan ve
araçlardan yararlanmaktad›r.
Bu nedenledir ki, trafik kazalar›n›n
oluflunda insan faktörü birinci derecede sorumlu görülmektedir. Baflka
bir de¤iflle trafik ortam›n›n düzenli
ve güvenli olmas›, insan faktörünün
yol ve trafik güvenli¤i konusunda iyi
bir flekilde e¤itilmesine, bilinçlendirilmesine, kurallara uyma al›flkanl›¤›
kazand›r›lmas›na, fark›ndal›k e¤itimi almas›na, karayolunu paylaflma
ve baflkalar›n›n hakk›na sayg› gösterme erdemini kazanmas›na k›sacas› trafik olgusunu bir yaflama biçimine ve kültürüne dönüfltürmesine ba¤l›d›r.
Trafik kazalar›n› kabul edilebilir seviyeye düflürmüfl ülkeler, bu baflar›lar›n› ilk ve orta ö¤retim ça¤›ndaki çocuklara trafik bilincini ve kültürünü
vermekle, yayg›n e¤itim yoluyla da
bütün vatandafllar›n› e¤itmekle sa¤lam›fllard›r.
Ülkemizde, insan faktörünü yol ve
trafik güvenli¤i konusunda e¤itme
hususunda uzun y›llar boyunca hiçbir faaliyet gösterilmemifl, esasen
trafik e¤itimini verecek kurum ve kurulufllarda belirlenmemifltir. Örnek
niteli¤ini geçmeyen baz› kurs, seminer ve konferans türü etkinlikler d›fl›nda trafik e¤itimi yap›lmam›flt›r. Bu
nedenledir ki insanlar›m›z yol ve trafik güvenli¤i konusunda bilinmesi ve
uyulmas› gereken kurallar›, teknikleri, taktikleri, tecrübeleri ve yöntemleri yeterince ö¤renmeden yoldan ve
araçlardan yararlanma hakk›n› elde
etmifllerdir. Bu eksiklikler ve yetersizlikler sonuçta trafik kazalar›na yol
açm›fl, önlenmesi mümkün olan çok
say›da olay kaza olarak karfl›m›za
ç›km›flt›r.
1985 y›l›nda yürürlü¤e giren 2918
say›l› Karayollar› Trafik Kanunu, trafik e¤itiminin yap›lmas› konusunda
kapsaml› ve emredici hükümler getirmifl bu e¤itimi hangi kurum ve kurulufllar›n verece¤ini belirlemifltir.
1987 y›l›ndan itibaren Milli E¤itim
Bakanl›¤›ndan izin al›narak aç›lan
sürücü kurslar›, ‹lkö¤retim okullar›n›n programlar›na zorunlu trafik
dersleri konulmas›, radyo ve televizyonlarda trafik e¤itimine yer verilmesi gibi e¤itim faaliyetleri bafllat›lm›flt›r. Ne var ki, altyap›lar› yeterince haz›rlanmadan bafllat›lm›fl bu e¤itimlerden istenilen sonucun tam olarak
al›nd›¤› söylenemez. Trafik e¤itimini
verecek uzman eleman yetifltirmeden, e¤itimde yararlan›lacak araç
gereç temin edilmeden, uygulamal›
e¤itim olana¤› sa¤lanmadan verilen
e¤itimler yetersiz kalmaktad›r.
Bir baflka önemli hususta, trafi¤i
yöneten, denetleyen ve düzenleyen kiflilerin e¤itimidir. Trafik polisi,
Trafik Jandarmas›, Trafik Mühendisi
ve Teknik Elemanlar› ve trafikte görev alan di¤er elemanlar yoldan yararlanan floför, sürücü, yaya ve yolculara iyi örnek olmak, iliflkilerini
gelifltirmek, ceza uygulamalar›nda
e¤itici ve adil davranmak zorundad›rlar.
Türkiye fioförler ve Otomobilciler
Federasyonu olarak floför ve nakliyeci esnaf›m›z›n çok önemli bir kamu hizmeti ifa etti¤ini ve bu hizmetin
vatandafl›n can ve mal güvenli¤ini
do¤rudan etkiledi¤ini göz önünde
tutarak, kuruldu¤u 1953 y›l›ndan günümüze kadar gerek meslek e¤itimi
ve gerekse halk›m›z›n yol ve trafik
güvenli¤ini konusunda e¤itimi için
yurt genelinde yayg›n ve etkili e¤itim programlar› uygulanm›flt›r. Televizyonlar için Spot Filmler yapt›r›lm›fl, ve bütün tv kanallar›na ücretsiz
olarak ulaflt›r›lm›flt›r. Radyolar için
trafik e¤itim kasetleri yapt›r›lm›fl ve
ayn› flekilde bütün radyolara ulaflt›r›lm›flt›r. Her y›l de¤ifltirilen trafik cezalar›n› kapsayan Trafik Ceza Rehberi bas›lmakta ve yurt genelinde
da¤›t›lmaktad›r. ‹çiflleri Bakanl›¤›,
TRT Genel Müdürlü¤ü, Karayollar›
Genel Müdürlü¤ü ve ilgili di¤er kurum ve kurulufllarla iflbirli¤i yap›larak kongrelere, kampanyalara ve
benzeri etkinliklere kat›l›nm›fl ve
destek verilmifltir.
Son olarak bir hususu belirtmeliyim.
Karayollar›m›zdaki yap›m hatalar›
düzeltilmedikçe, fiziki bozukluklar
giderilmedikçe, yatay ve düfley iflaretlemeler gere¤i gibi uygulanmad›kça a¤›rl›k kontrolleri yurt çap›nda
ve etkili flekilde yap›lmad›kça, trafik
polisi ve jandarma taraf›ndan yap›lan denetleme ve düzenleme hizmetleri çok daha yayg›n ve etkili hale getirilmedikçe, sadece insan faktörünü e¤itmekle trafik kazalar› istenilen oranda azalt›lamaz.
Bütün vatandafllar›ma kazas›z günler dilerim.
18
Hocal› Katliam›n›n
17. Y›ldönümü
‹AzSKeTürAlbtüNaryBcUvaeLn ADCnauaymdahonul›uflflmrmiYyeaatki aD‹sse›traAnnezb¤euri,li
‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür
ve Dayan›flflm
ma Derne¤i Baflflkkan› Erol
GÖLLÜ duygular›n› flflö
öyle anlatt›:
Bafl
flk
konsolosu Doç. Dr Sayyad
ARAN’›n ifl
flb
birli¤i ile Hocal› Katli am›n›n 17. y›ldönümü 25 fi
fiu
ubat
2009’da Maltepe Kültür Merke zi’nde akademik bir toplulukla
an›ld›.
“17 y›l önce bu gün Azerbaycan için
stratejik öneme sahip hocal› flehri
Ruslar›nda yard›m› ile Ermeniler taraf›ndan 3 koldan kuflat›lm›fl, Azerbaycanl› kardefllerimize çoluk çocuk
yafll› demeden, dünyada efline zor
et ve hunharca
rastlan›r flekilde vahflfle
katliam yap›lm›flt›r.
Anma töreninde; Dernek Bafl
flk
kan›
Erol GÖLLÜ, Bafl
flkkonsolosu Doç.Dr
Sayyad ARAN, Maltepe ‹lçesi Kaymakam› Ahmet OKUR, emekli banka müdürü ‹hsan ÖZKÖSEL‹, E¤i timci Yener KAZAK, yönetim kurulu
üyesi Süleyman KARADA⁄ birer
konuflflm
ma yaparak Hocal› Katliam›
Azerbaycan Türkleri’ne karfl
fl›› Ermeniler taraf›ndan yap›lm›fl en ac›ma s›z soyk›r›mdan biri oldu¤unu, ifl
flg
gal
edilen Azerbaycan topraklar›n›n ifl
fl-galciler taraf›ndan bofl
fla
alt›lmas› ve
savafl suçlular›n›n yarg›lanmas› gerekti¤ini tüm yönleriyle anlatt›lar.
Türk dünyas› bu vahfletin ac›s›n› içinde hissederek, gerekli tepkiyi göstermifl ancak sözde insan haklar› savunucusu Avrupa, Amerika ve birleflete seyirci kala mifl milletler bu vahflfle
rak adeta çanak tutmuflflllar, Ermeniler
bu durumdan ald›klar› cesaretle daha da ileri giderek Azerbaycan›n
%20’lik topra¤›n› daha iflgal etmifllerdir.
Dile¤imiz bu vahfletin bu facian›n
dünyada hiçbir milletin hiçbir toplulu¤un ve hatta Ermenilerin dahi bafl›na
gelmemesidir.
Arzu ediyoruz ki, Ermenistan iflgal
etmifl oldu¤u Azerbaycan topraklar›ndan çekilir, Türkiye ve Azerbaycan
ile iyi komfluluk iliflkilerine girer, Ermenistan için en ak›lc› ve en karl› olan› seçer.
De¤erli kat›l›mc›lar birazdan baflta
baflkonsolosumuz say›n Seyyad bey
ve çok de¤erli konuflmac›lar bu olay
ile ilgli görüfllerini sunacaklar ancak
biz Azeri Kültür Evi olarak Hocal› katliam›n› ve yap›lan iflflg
galleri unutmaya ca¤›m›z›, unutturmayaca¤›m›z› ve takipçisi olaca¤›m›z› taahhüt ediyoruz.
De¤erli kat›l›mlar›n›zdan ve olaya
göstermifl oldu¤unuz duyarl›l›ktan
dolay› hepinize ayr› ayr› teflekür
eder. fiükranlar›m› sunar›m.”
Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul
Baflflk
konsolosu Doç.Dr Sayyad ARAN
ise katliam› tüm yönleriyle flflö
öyle an latt›:
‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve
Dayan›flflm
ma Derne¤i Baflflkkan› Erol GÖLLÜ
“1992 y›l›n›n 25 fiubat›n› 26’s›na ba¤layan gece Sovyetler Birli¤i döne-
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
SERHAT KÜLTÜR HABER
Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul
Baflflkkonsolosu Doç.Dr. Sayyad ARAN
minde Azerbaycan’›n Yukar› Karaba¤ bölgesinin Hankendi flehrine
yerlefltirdi¤i 366.Alay› ile iflbirli¤ine
girerek 20.yüzy›l›n en büyük facias›n›
Hocal› soyk›r›m›n› gerçeklefltirdiler.
Yap›lan askeri tecavüz sonucu 83’ü
çocuk 106’s› kad›n 70’i yafll› olmak
üzere 613 kifliyi amans›zca katlettiler.1275 kifli esir olarak al›nd›,8 aile
tamamen yok edildi.56 kifli ise vahflice iflkence ile öldürüldü. Azerbaycan halk›na karfl› yap›lan bu katliam
dünyan›n gözü önünde gerçekleflti.
Hocal› katliam› Azerbaycan halk›n›n
kalbinde kanayan bir yara, Azerbaycan Türklerine karfl› Ermeniler taraf›ndan yap›lm›fl en ac›mas›z katliamlardan birdir. O gece Hocal› dan göklere yükselen ve yürek burkan feryat
sesleri hiçbir zaman Azerbaycan
halk›n›n haf›zas›ndan silinmeyecek.
Hiçbir fleyden habersiz günün yorgunlu¤uyla uykuya dalm›fl büyük bir
flehrin masum sivil halk›na gece yar›s› haincesine tank ve di¤er z›rhl›
araçlarla sald›ran gözü dönmüfl Ermeni vardalar› karfl›lar›ndaki silahs›z
ve yar› uykulu insanlar› katletmekten
adeta zevk ald›lar. Analar bedenlerini siper ettiler çocuklar›n› korumak
için o çocuklar ki yar›n oynayacaklar› oyunlar›n hayaliyle uyumufltular.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
19
Genetik olarak bilinçaltlar›nda Türk
düflmanl›¤› yatan Ermeni katillerinin
hocal› da yapt›klar›ndan sonra geriye
bafl› kesilmifl insanlar süngüye geçirilmifl bebekler ve her türlü hakarete
u¤ram›fl cesetler kald›. Ermeni zulmünden korunmak için so¤uk k›fl gecesinde can havliyle yal›n ayak koflan ve donarak ölen insanlar›n yüzündeki korku ifadesi burada yaflanan Ermeni vahfletini anlatmak için
söze gerek b›rakm›yor zaten. Sivil ve
masum Azerbaycan Türklerine karfl›
orant›s›z güç kullanarak katliam yapan ermeni teröristlerinin iflini kolaylaflt›ran bu insanlar›n hiç birinde kendilerini korumak için silah - sursat›n
olamamas› idi.
En çok ac› veren ve Azerbaycan halk›n› üzen olaya ise bu katliam›n dünyada insan haklar›n› korumay› kendine görev edinmifl ve demokrasinin
befli¤i say›lan büyük devletlerin gözleri karfl›s›nda bafl vermesiydi. Uluslar aras› adaletin berk arar olmas›n›
kendilerine misyon edilmifl ve buradan yola ç›karak baz› sözde soyk›r›m
iddialar›na karfl› anlafl›lmas› zor hassasiyet göstererek parlamentolar›na
tafl›yan bu devletler dünyan›n gözü
önünde bafl veren ve yüzlerce canl›
flahidi, video kay›tlar› olan hocal› katliam›n› görmezden geldiler. Ama
Azerbaycan halk› bir gün suçlular›n
cezaland›r›lacaklar›na bu katliam›
yapan cellâtlar›n uluslar aras› yasalar
gere¤ince san›k kürsüsüne oturacaklar›na emindir.
Hocal› da yaln›z insanlara karfl› katliam yap›lmad›. Ermeni terörcüleri ayn› zamanda flehrin çok say›da tarihi
abidelerini, camilerini yerle bir ettiler.
Hocal›n›n dünyaca ünlü tarihi müzesi
de ermeni Vandalizmlinden öz nasi-
bini ald›. K›ymetli sanat eserleri medeniyet düflmanlar› taraf›ndan talan
edilerek de¤er de¤mezine sat›ld›.
Amaç Azerbaycan Türklerinin bu
topraklar›n›n asil sahiplerinin olduklar›n› ispat eden kan›tlar›n yok edilmesiydi.
Hocal› katliam› bütün Türk dünyas›na
karfl› yap›lm›fl kanl› cinayettir. O ac›n›n Azerbaycan la beraber bütün
tolar›ndan bekliyoruz. Ve diyoruz ki
küresel terörizmde mücadele eden
dünya ermeni terörüne karfl›da sessiz kalmamal› ve ermeni terörünü daha büyük boyutlara ulaflmas›n›n karfl›s›n› almak için biran önce hocal›
soyk›r›m›n› tan›yarak bu soyk›r›m› yapanlar› insanl›k suçu iflledikleri için
yarg›lamal›d›r.” diyerek sözlerine son
verdi.
Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman KA RADA⁄ katliamla ilgili konuflmas›n›
yaparken duygulu anlar yaflatt›. Konuflmas›nda özetle flöyle dedi:
‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve Dayan›flflm
ma
Derne¤i Yönetim Kurulu Üyesi Süleyman KARADA⁄
Türk dili halklar, bütün Türk cumhuriyetleri ortak paylaflmal›lard›r. Böyle
olaylar›n bir daha olmamas› için birlik
ve beraberli¤imizi daha da güçlendirmeliyiz. Azerbaycan parlamentosunda resmen soyk›r›m olarak ilan
edilen hocal› facias› Türk cumhuriyetlerinin parlamentolar›nda soyk›r›m
akdi olarak tan›nmal›d›r. Biz ilk önce
bu ad›m› Türkiye parlamentosundan,
ard›ndan ise bütün dünya parlamen-
“25-26 fiubat 1992 Tarihi Azerbaycan halk› için ac› bir gün oldu¤u gibi
insanl›k tarihinde kara bir gün olarak
geçecektir. O gün orada Ermenilerin
yapm›fl oldu¤u o katliam dünyan›n
gözü önünde yap›lm›flt›r. Daha önce
dünyan›n çeflitli yerlerinde yap›lan
katliamlardan daha vahflicesi yap›lm›fl ve bu duruma insan haklar› savunucusu medeni Avrupa birleflmifl
milletler gereken tepkiyi göstermemifl seyirci kalm›flt›r. Ayn› vahfletin
baflka ülkelerde yaflanmas› halinde
acaba Avrupa n›n tavr› böyle mi olacakt›?
‹flgal edilen Azerbaycan topraklar›n›n iflgalciler taraf›ndan boflalt›lmas›
gerekmektedir. Evlerinden yurtlar›ndan edilen insanlar›n evlerine, topraklar›na dönmeleri sa¤lanmaktad›r.
Ermenilerin yapm›fl olduklar› dünyada efli benzeri görülmemifl bu katliam›n bir daha dünyan›n hiçbir yerinde yaflanmamas› için bütün insanlar›n bu vahfleti k›namas› gerekir.
Ermenilerin bu iflgali sona ermedikçe Azerbaycan topraklar› geri verilmedikçe iki milletin bar›fl içinde ya-
20
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
‹stanbul Azerbaycan’la Dayan›flflm
ma ve Kültür Derne¤i
Baflflkkan› ve Azerbaycan Dernekleri Federasyonu
Genel Baflflkkan Yard›mc›s› Yener KAZAK
flamalar› imkâns›z olacakt›r. Dünyan›n egemen güçlerinin dünyan›n yeniden flekillendirmek istedikleri gibi
s›n›rlar› da yeniden belirtmek istediklerini biliyoruz. Ve bu durumu da k›n›yoruz. Bilinmelidir ki dünyan›n neresinde olursa olsun iflgallere ve katliamlara seyirci kalmak onu onaylamak anlam›na gelir. Ve bunu yapanlara cesaret verir.
yad Aran Hocaali katliam›n› etrafl›ca
anlatt›lar. Bu konuda sadece flunu
söylemek istiyorum. Bu vahflet Azerbaycan halk›n›n yeniden uyan›fl›n›n,
diriliflinin, kendine geliflin de bafllang›c› olmufltur. Bugün Azerbaycan
çok güçlü bir orduya, dünyada örnek
gösterilen bir ekonomik geliflmeye
kavuflmuflsa u¤rad›klar› bu vahfletten ders ald›klar› içindir.
Güçlünün zay›f› ezdi¤i katliamlar›n
ve iflgallerin yafland›¤› çocuklar›n öldü¤ü milletlerin birbirlerine düflman
edildi¤i bir dünyada insanl›¤›n mutlu
olmas› mümkün de¤ildir. Tarih bu
katliamlar› sayfas›na yazacakt›r. Bu
katliamlar› ve iflgalleri yapanlar tarih
önünde hesap verecektir ve insanl›k
utanacakt›r.
Ben, burada as›l kendi içimize bakmak gerekti¤ini düflünüyorum. Daha
geçenlerde ayd›n geçinen bir tak›m
insanlar Ermenilerin büyük felaket
olarak ifade ettikleri sözde soyk›r›m
için özür dileyecek kadar gaflet ve
Azerbaycan’da yaflanan iflgaller ve
katliamlarla birlikte Irakta Filistin’de
yaflanan iflgalleri ve katliamlar› da k›n›yoruz. Temennimiz topraklar› iflgalden kurtulmufl komflular›yla bar›fl
içinde yaflayan Azerbaycan Cumhuriyeti” diyerek sözlerine son verdi.
Toplant›n›n son konufl
flm
mas›n› yapan
‹stanbul Azerbaycan’la Dayan›flflm
ma
ve Kültür Derne¤i Bafl
flk
kan› ve Azerbaycan Dernekleri Federasyonu genel baflflk
kan yard›mc›s› Yener Kazak
konufl
flm
mas›nda özetle flflu
unlar› söyledi:
“Öncelikle bu toplant›y› düzenleyen
‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür
ve Dayan›flma Derne¤i’ne çok teflekkür ederim. Benden önceki konuflmac›lar özellikle baflkonsolos Say-
delalet içinde olmufllard›r. Bu ayd›nlar›m›z konuyla ilgili Ermeni ve Ermeni yanl›s› kaynaklar d›fl›nda hiçbir bilgiye sahip de¤ildirler. Bunlardan
Kezban Hatemi Anadolu’da yaflayan
Ermenilerin hesab›n› sorarken bundan yüzy›l önce Erivan’da yaflayan
Türklerin say›s›n›n Ermenilerden çok
oldu¤unu ve bugün neden tek bir
Türk’ün bile Erivan’da yaflamad›¤›n›
bilmiyordu ve ne ac›d›r ki bunlar› ilk
kez duyuyordu.
‹flte bizim ayd›nlar›m›z›n hali pür melali böyleydi.
Beni dinledi¤iniz için teflekkür ederim.” diyerek konuflmas›n› son verdi.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
21
Ama Yaln›z›m
Ömer Ekinci M‹C‹NG‹RT
fiair-Yazar
http://www.omerekincimicingirt.com
e-mail: [email protected]
ALABALIKLARIN
nas›l
yans›zlaflt›¤›n› hiç ac› ac› yudumluyor musunuz? Toplumdaki
as›k yüzlerin çoklu¤unu fark ettiniz mi? Ard› arkas› kesilmeyen
ölüm gasp trafik kazas› hapis çete... Peki, bu yaln›z kalabal›kta
ömrün nas›l ›fl›k h›z›nda tükendi¤in fark›nda m›s›n›z? Ben unutuyorum bazen kendimi ve savruluyorum adeta bir lodosa kap›lan
teneke parças› gibi gürültü ç›kara
ç›kara. Fark›nda bile de¤ilim
muhteflem senfoni ve ihtiflaml› orkestran›n verdi¤i na¤meden. Sadece hüzünleniyorum dörtlüklere
gizlenerek.
K
Sar beni s›k›ca sar sad›k dostum,
Çileli davam›n derman› hüzün...
Dövündüm y›llarca yafl döktüm sustum,
‹hlâss›z duam›n güman› hüzün...
Dökülüyorum yaprak yaprak düflündükçe kavruluyorum. Ne bir
tafl olabiliyorum bir sokak çocu¤unun s›¤›naca¤› yuvan›n temeline, nede bir damla yafl olabiliyorum merhametin kuca¤›nda. Dökülüyorum sessizce kavruluyorum.
Sessiz y›¤›nlar›n yaln›zl›¤›n›, kuru
kalabal›klar›n ars›zl›¤›n›, kalemflorlar›n tutars›zl›¤›n› ve Anadolu kokan mert yüreklerin sahipsizli¤ini
hiç fark ettiniz mi? Bir fliirimle sayg›lar sunuyorum..
Ama Yaln›z›m
Çürüdüm kavruldum sessiz derinden,
Söküldü ci¤erim koptu yerinden,
Sonsuzluk bestesi eser serinden,
Bu garip avam›n âmân› hüzün.
fiaka¤›mda husumet kaç›yorum
kendimden. Nereye ve ne zamana dek sürecek? ‹ki yüzlü
bir koflturmaca
ki hedefi belirsiz
sanki.... Muhterem has hemflerilerim ya siz, siz
neler düflündünüz flu anda?
Ben bu anlatt›klar›n›zda yokum
tuzum kuru diyorsan›z eyvallah.
O günü beklerim o gün nevbahar,
Sultanl›k o günde o gün var bahar,
Kupkuru sapsar› çehrem sonbahar
Ve eflsiz davam›n zaman› hüzün...
Yaln›zl›k taht kurmufl ufkum kapkara,
Ümitsiz de¤ilim ama yaln›z›m.
Dertlerim depreflti yazd›m da¤lara,
Poyrazla katm›fl›m kuma yaln›z›m.
Kaybettik dostlu¤u yetim de¤erler,
Kadir k›ymet ne ki kasvet yayarlar,
Makama rütbeye boyun e¤erler,
Ç›ld›rm›fl ç›km›fl›m dama yaln›z›m.
Kalabal›k külden yaban ›ss›z›m,
Dostluklar mevt olmufl bense sessizim,
Karak›fl sokakta yavrular bizim,
Ac›kl› bak›flt›k ama yaln›z›m.
Çöplükler aç dolu toplum çok rahat,
Ben suçlu ben güçlü benim kabahat,
Ecel kervan›mda say›yor saat,
Kimi aç kimi tok deme yaln›z›m.
Ömer her halimiz gösterifl tüter,
Namaz k›lar ceset namazs›z yatar,
Hücreler isyanda, yeter be yeter!
Kendime sitemim kime yaln›z›m.
22
fiener DANYILDIZ
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Trafik E¤itiminde Kitle
‹letiflim Araçlar›n›n Rolü
TRT Ankara Televizyonu Drama Programlar›
Müdürlü¤ü “K›rm›z› Ifl›k” dizi filmi yap›mc›s›
[email protected]
[email protected]
ÜNÜMÜZ modern toplumunda
G kitle
iletiflim araçlar›n›n önemi
az›msanamayacak derecede artm›flt›r. Ülke ve dünya gündemini
topluma aktaran, yönetici ve yöneten aras›nda köprü vazifesi kuran,
toplumun e¤lence ihtiyac›n› karfl›layan, zaman zaman da olsa e¤itici
ifllevini yerine getiren ve tüm bu say›lanlar› bünyesinde bar›nd›rabilme
özelli¤ine sahip tek yol kitle iletiflim
araçlar›ndan geçmektedir. Di¤er
yandan, elinde bulundurdu¤u güçle
toplumu yönlendirebilen, kamuoyu
oluflturan, hükümetler kuran-deviren, gündem oluflturabilen, gündemi de¤ifltiren, sosyal sorumluluk
projelerine önderlik ederek bir gecede trilyonlar toplayabilen bu güç,
maalesef toplumu e¤itme ifllevini yeterince- yerine getirmemektedir.
E¤itime duyulan ihtiyac›n artmas›
sonucunda bu sistem içerisinde
e¤itici bir anlay›fl›n yayg›nlaflmas›n›n zaman› çoktan gelmifltir.
Ülkemizin sosyal yap›s› içinde, toplumun büyük bir bölümünün e¤itime
muhtaç oldu¤u, çok çeflitli alanlarda
meydana gelen aksakl›klar›n, eksiklerin, yanl›fllar›n giderilebilmesi
amac›yla kitle iletiflim araçlar› yoluyla e¤itimin yayg›nlaflt›r›lmas› önemli
bir ad›m olacakt›r.
Bugün toplumsal hayat›n düzene
girmesi için önem arz eden birçok
sorunla savaflmak gerekmektedir.
Bu çal›flmam›zda, sosyal bir yara
halini alan ve ülke olarak bizlere
maddi manevi kay›plar verdiren trafik sorununun, e¤itim yoluyla ortadan kald›r›labilece¤i üzerinde duraca¤›z. Mevcut durumda kay›plar›n
yüz binlerle ifade edilmesi, e¤itimin
büyük kitlelere hitap etmesi gereklili¤ini ortaya ç›karmaktad›r. Bu yolda
kullan›lacak araçlar ise hiç flüphesiz
ki kitle iletiflim araçlar› olacakt›r.
1. K‹TLE ‹LET‹fi
fi‹‹M ARAÇLARININ
TOPLUM ÜZER‹NDEK‹ ETK‹S‹
‹nsanlar›n gerek yak›n, gerekse
uzak çevrelerinde olup bitenler hakk›nda bilgi almalar›n› sa¤layan ve
teknolojik gücün bir göstergesi olarak genifl halk kitlelerini haberleflme
a¤›yla birbirlerine ba¤layan araçlara, kitle iletiflim araçlar› denilmektedir. Bunlar, haber verme, e¤itim, e¤lence, çeflitli mal ve hizmetlerin reklâmlar arac›l›¤›yla tan›t›lmas› ve propaganda gibi önemli fonksiyonlar
üstlenmifllerdir.(1)
Yaz›l› ve elektronik bas›n›n (Kitap,
dergi, sinema, tiyatro, radyo ve televizyon) oluflturdu¤u medya, insanlar›, ulaflt›¤› güçlü nokta itibariyle,
okul döneminden daha da fazla ve
köklü bir flekilde, hayatlar› boyunca
ve ço¤u zamanda fark›nda olmadan
yo¤un olarak etkileyen önemli bir
kitle iletiflim arac›d›r.
Comstock’un, televizyonun bireysel
davran›fl üzerindeki sonuçlar›n› ele
alan psikolojik modelinde, üstünde
durulan planlanmam›fl ve istenmeyen sonuçlar (özellikle sald›rganl›k
ve suç) olsa da, model ayn› zamanda toplum için faydal› etkilere, bilgi
almaya veya TV’de gösterilen herhangi bir davran›fl›n taklit edilmesine de uygulanabilir. Bireysel ö¤renme ve davran›fl› baz alan modelin
temel varsay›m›; televizyon izlemenin birey için sonuçlar do¤urabilecek baflka kiflisel deneyim veya
gözlemlerin ‘iflflllevsel alternatifi’ olarak ele al›nmas› gereklili¤idir. Bu
yüzden model, yaln›zca TV’nin davran›fl “ö¤retti¤i” durumlar› de¤il, ayr›ca TV’nin baflka kaynaklardan ö¤renileni harekete geçirmede “itici bir
güç” oluflturdu¤u durumlar› da kapsar. Bunun sonucunda, televizyonda belirli bir eylemi izleyen izleyici,
büyük olas›l›kla o eylemi ö¤renecektir. Eylem, birey için ne kadar “dikkat
çekici” olursa, o kadar daha çok
“uyand›rma” olur ve eylem o derece
“önem” kazan›r.(2) Yani televizyonda
izlenilen eylem dikkat çekti¤i ve
uyand›rma sa¤lad›¤› ölçüde baflar›l›
olabilir.
Medyay› araflt›rmak için, genifl
medyan›n genel olarak toplumla iliflkisi aç›s›ndan nas›l iflledi¤ini aç›klamayabilmek için “Toplumsal Sorumluluk Kuram›na” baflvurmak gerekebilir. Toplumsal sorumluluk kuram›,
medyan›n tarafs›zl›k idealine göre
çal›flt›¤›n› ve bir bütün olarak topluma karfl› ödevleri oldu¤u düflüncesine göre hareket etti¤ini söyler. Bunun yan›nda Sovyet Medya Kuram›
ise medyay› toplumsallaflt›rma, kamuoyu oluflturma ve e¤itim arac›
olarak niteler.(3)
Bu kuramlar›n izinde, iletiflimin her
gün gerçekleflen büyük bir bölümü
planl› iletiflim bafll›¤› alt›nda de¤erlendirilir. Bunlar; iletiflimin bilinçli
olarak afla¤› yukar› spesifik amaçlara ulaflmak üzere kullan›ld›¤› durumlard›r. ‹ki kifli aras›nda amaca yönelik iletiflimden, milyonlarca insana
yönelen, çok say›da mesaj ile birkaç
kanal›n söz konusu oldu¤u büyük
ölçekli “trafik kampanyas›na” kadar
de¤iflebilir. Genellikle kitle iletiflim
araçlar› karfl›s›nda alternatifsiz kalan büyük ço¤unluk, yo¤un yönlendirmelerle karfl› karfl›ya kalmaktad›r.
Büyük çapl› kampanyalara kat›lan
kanallar›n bilgi bombalar›, kitle iletiflim kullan›c›lar›n› h›zla etkilemekte
ve bu bilgilere uygun davran›fl sergilemeye itmektedir. Televizyon terörü, toplumu yönlendirmede, büyük
halk kitlelerini harekete geçirmede
kullan›lmaktad›r. Bunun yan›nda televizyonun, kamu yarar› da unutulmamal›d›r. Mesaj›, ses ve görüntü
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
23
Ü l k e m i z i n sosyal yap›s› içinde, toplumun büyük bir
bölümünün e¤itime muhtaç oldu¤u, çok çeflfliitli alanlarda
meydana gelen aksakl›klar›n, eksiklerin, yanl›flflllar›n
giderilebilmesi amac›yla kitle iletiflfliim araçlar› yoluyla
e¤itimin yayg›nlaflfltt›r›lmas› önemli bir ad›m olacakt›r.
olarak an›nda en uzak yerlere kadar
iletebilme özelli¤inin olmas›, tüm ülkeler ve kurumlar için önemli bir
araç oldu¤unu göstermektedir. Kitle
iletiflim araçlar›n›n etkisi konusunda,
bir kuflaktan daha fazlad›r devam
eden etkin araflt›rmalarda, etki sürecine iliflkin düflüncede kaç›n›lmaz
olarak önemli geliflmeler olmufltur.
Kitle iletiflim araçlar›, sadece bireyler üzerinde do¤rudan etkide bulunmaz. Ayn› zamanda kültürü, bilgi birikimini, bir toplumun norm ve de¤er
yarg›lar›n› da etkiler.
befl Ramazan Bayram›’nda 26 günlük tatil yap›ld›¤›n› ve bu tatillerde 6
bin 439 trafik kazas›n›n meydana
geldi¤ini ve kazalarda 13 bin 470 kiflinin yaraland›¤›n›, 484 kiflinin ise
hayat›n› kaybetti¤i unutulmamal›d›r.
Dolay›s›yla, bu veriler trafik kazalar›n›n önlenmesine yönelik acil çözüm
gerektirdi¤ini ortaya koymaktad›r.
Önlem alma noktas›nda ve toplumu
bilinçlendirme yönünde bu uygulamalar›n bafllamas›nda televizyonun
etkili dünyas›ndan faydalanmak gerekmektedir.
Televizyon kanallar› haftada yaklafl›k
550 saat yay›n yap›yor (uydudan
yap›lan yay›nlar hariç), ya da y›lda
toplam 27 bin saat. 1990 y›l›nda bir
ülke s›n›rlar› içinde 20 televizyon kanal›n›n (uydudan yay›n yapanlar dahil) toplam 2100 saat yay›n yapmas›
öngörüldü. Kendisine anket uygulanan insanlar›n yüzde doksan› haberleri televizyondan edindiklerini
ve büyük bir bölümüne inand›klar›n›
söylüyor. ‹statistiklere göre her gün
ortalama iki saatimizi sadece televizyon izleyerek geçiriyoruz. Ülkemizde de, kitle iletiflim araçlar›ndan
en çok televizyonun etkisi görülmektedir. Çünkü hemen hemen televizyonun olmad›¤› aile yok gibidir. ‹nsan›m›z›n tamam›, ortalama günde
5–6 saat televizyon seyretmektedir.
Genç bir insan›n, 18 yafl›na kadar
yaklafl›k 20 bin saat televizyon seyretti¤i hesaplanmaktad›r. Bundan
da anlafl›l›yor ki, etkilenmeye en müsait genç nüfus için televizyon
önemli bir olayd›r. Bu sebeple televizyon kanallar›na düflen en önemli
görev flüphesiz ki toplumu derinden
sarsan konularda öncü giriflimlerle
bilinçlenmeyi sa¤lamal›d›r. Toplumun bilinçlendirilmesi gereken konular›n bafl›nda da flüphesiz ki; zaman›m›z›n en önemli sosyal ve ekonomik sorunlar›n›n bafl›nda trafik kazalar› gelmektedir. Trafik kazalar›yla
ilgili istatistiksel verilere göre; son
2. TRAF‹K SORUNU, TELEV‹ZYON
VE SOSYAL SORUMLULUK
Modern hayatla tan›flm›fl her toplum
gibi bizde de trafik kazalar›, acil çözüm gerektiren ciddi bir sorun olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Ülkemizde meydana gelen trafik kazalar›nda her y›l binlerce vatandafl›m›z hayat›n› kaybetmekte, on binlercesi
yaralanmakta veya sakat kalmaktad›r. Bu kazalardaki kay›plar›m›z bizleri, savafllar›n, terörün ve tabii afetlerin b›rakt›¤› tahribat ve olumsuzluklardan daha fazla etkilemeye devam etmektedir. Bu yüzden çeflitli
nedenlerin sebep oldu¤u kazalar
konusunda bireysel ve toplumsal
duyarl›l›k ve trafik bilinci oluflturulmas› gerekmektedir.
Vatandafllar›n›n huzurlu mutlu ve
güvenli yaflamalar›ndan sorumlu
olan her devlet, bunun için çaba
sarf ederek sa¤lam bir altyap›yla ve
teknolojik getirilerle hareket etmelidir. Kaza istatistiklerinde gerilere gidebilmek için, ilkö¤retim s›ralar›ndan bafllayan e¤itim ilerleyen y›llarda da devam etmelidir. Sürücü kurslar›nda iki haftayla s›n›rl› olan sürüfl
e¤itimi ve az miktarda teorik e¤itimle kazalar konusunda bilinçlenmek
mümkün de¤ildir. Devletin ç›kan yasalar› uygulayacak güçlerinin var olmas› yahut cezalar›n artt›r›lmas›
flimdiye kadar kaza oranlar›nda cid-
di azalmalar göstermemifltir. Peki,
yap›lmas› gereken nedir? Cezai müeyyidelerin çare olamad›¤› trafikte,
e¤itim altyap›s›n›n infla edilmesi için
çal›flmalara bafllamak gerekmektedir. ‹lkokul ça¤›ndan itibaren bilinçli
nesiller yetiflirken, genç nüfusun ço¤unlukta oldu¤u ülkemizde, kitle iletiflim arac›l›¤›yla toplumun duyular›na hitap etmeyi seçmek gerekmektedir. Bu yolda televizyonun araç olmas›, bilginin k›sa sürede topluma
yay›laca¤›n› ve toplumu etkileyece¤ini, kitle iletiflimi alan›nda yap›lan
araflt›rmalar göstermektedir.
Halbuki, bahsetti¤imiz birkaç örnek
d›fl›nda bugüne kadar trafik alan›nda büyük çapl› kampanyalar›n, TV
programlar›n›n, sinema ya da dizi
projelerinin oluflturulmad›¤› görülmektedir. Hala ne beklendi¤i sorusu, toplum olarak sürekli sordu¤umuz sorulardan...
Kitle iletiflim araçlar› aras›nda en
çok talep gören araç televizyondur.
Televizyonun ülkemiz nüfusunun
büyük ço¤unlu¤unca kullan›ld›¤›n›
varsayarsak etki alan›n›n geniflli¤i
de tart›fl›lmazd›r. Dolay›s›yla e¤itim
yoluyla en fazla insana hitap edebilmeyi amaçlayan projelerde kullan›lmas› gereken yegane araç televizyondur. Trafik e¤itimi konusunda
genç nüfusa ulaflabilmek için televizyon arac›l›¤›yla sosyal sorumluluk projeleri haz›rlanmal›d›r. Televizyon dizileri, sinema filmleri, reklam
ve halkla iliflkiler projeleri genifl
halk katmanlar›na ulaflt›r›larak toplumsal düzene büyük bir katk› sa¤lanacakt›r.
D‹PNOTLAR:
1- Suat Karaküçük; Fatih Yenel, “Türk Sporunun
Gelifltirilmesi ve Topluma Yayg›nlaflt›r›lmas› Bak›m›ndan Bas›n›n Etkinli¤i”, Gazi Ü, Spor Bilimleri Dergisi, C. 1, S. 2, Nisan, Ankara 1997.
2- Denis Mcquail; Sven Windahl, Kitle ‹letiflim
Modelleri, ‹mge Kitabevi, Ankara 1997, s.82.
3- Graeme Burton, Görünenden Fazlas›, Alan
Yay›nc›l›k, ‹stanbul 1995, s.44–45.
24
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
De¤erlerimiz
Cafer AKYOL
E¤itimci-Yazar
[email protected]
[email protected]
[email protected]
N C E L ‹ K L E Türk Dünyas›’nda
Ö
önemli bir yeri olan, Sevginin,
bar›fl›n, kardeflli¤in ve güzellikten yana her fleyin yafland›¤› Nevruz Bayra m›’n› Kutlar Milletimizin birlik ve beraberli¤inin ilelebet sürmesini dilerim.
Cumhuriyetimizin Kurucusu Büyük
Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ün
çok önemli sözü “Yurtta Bar›fl Dün ya’da Bar›fl
fl””›n, Nevruz Bayram› ile
birlikte tüm Dünya’da hayat bulmas›n› diler, Dünya Kad›nlar›n›n “8 Mart
Dünya Kad›nlar Günü”nü de en içten
duygular›mla kutlar sa¤l›k ve mutluluklar dilerim.
De¤er verdi¤imiz de¤erlerimiz. Bu say›m›zda Cumhuriyetimizin, Devletimizin, güvenli¤imizin teminat› Türk Polis
Teflkilat› Kurumunda görevini baflar›yla sürdüren Sevgi dolu yüre¤iyle hoflgörülü ‹çimizden biri Kad›köy Emniyet
Müdürümüz Veysel T‹P‹O⁄LU’nu siz
de¤erli okuyucularla buluflturman›n
mutlulu¤unu yaflad›m.
De¤erli Hemflerimiz Kad›köy Emniyet
Müdürü Veysel T‹P‹O⁄LU’na güvenli¤imize hayata ve yaflama dayal› sorular sordum:
Akyol: Say›n Veysel Tipio¤lu kimdir?
K›saca kendinizi tan›t›r m›s›n›z?
Tipio¤lu: 1966 y›l›nda Kars ‹linde
do¤dum. ‹lk orta ve Lise Tahsilimi
Kars’ta tamamlad›ktan sonra 1989 y›l›nda Ankara Polis Akademisini bitirdikten sonra Komiser Yard›mc›s› olarak Bolu ‹l Emniyet Müdürlü¤ü kadrosuna tayin oldum. 1993-2003 y›llar›
aras›nda Erzurum ‹l Emniyet Müdürlü¤ü Terörle Mücadele fiube Müdürlü¤ünde çeflitli rütbelerde görev yaparken Anti Terörizm konusunda
Amerika Birleflik Devletlerinde ve ‹ngiltere de çeflitli kurslar ald›m. 2003
y›l›nda ‹stanbul ‹l Emniyet Müdürlü¤ü
kadrosuna atand›m ve s›ras› ile Tuzla,
Ümraniye ‹lçe Emniyet Müdürü olarak
görev yapt›ktan sonra Temmuz 2006
y›l›nda Kad›köy ‹lçe Emniyet Müdürlü¤üne atand›m ve halen görevimi ifa
etmekteyim. Beykent Üniversitesi Yö-
netim Organizasyon Bölümünde Yüksek Lisans›m› tamamlad›ktan sonra
Marmara Üniversitesi Türkiyat Enstitüsünde Genel Türk Tarihi Üzerine
Doktora yapmaktay›m. Evli ve iki çocuk babas›y›m.
Akyol: Güvenli¤imizin ve Cumhuriyeti mizin teminat› olan bu kutsal ve önem li göreve Genç yaflfl››n›zda geldiniz. Nas›l bir duygu bu anlat›r m›s›n›z?
Tipio¤lu: Her fleyden önce mesle¤imi
çok seviyorum. ‹flime olan bu sevgim,
özverili çal›flmalar›m beni buralara getirdi. Polislik mesle¤i bir tak›m ruhunu
gerektirdi¤i inanc› ile mesle¤imize
inanmam›z ve vatandafla hizmet noktas›nda hiçbir görevden ve fedakârl›ktan kaç›nmamam›z gerekir. Bu duygu
ile hareket etti¤imiz zaman baflar›l›
hizmetler verebiliriz.
Akyol: ‹stanbul’da büyük bir ilçenin
Emniyet Müdürlü¤ünü yap›yorsunuz
bu mesle¤in zorluklar› nelerdir?
Tipio¤lu: Kad›köy’ün kozmopolit yap›s›, konumu, ulafl›m kolayl›klar›, sosyokültürel yap›s› ve önemli birçok al›flverifl merkezlerinin de Kad›köy’de olmas› nedeniyle suç ve suçlu ile mücadele de Kad›köy halk›n›n huzur ve güvenli¤i için sürekli olarak kendimizden, ailemizden ve sosyal hayat›m›zdan ödün vermek zorunday›z.
Akyol: Kad›köy’de ki asayifl hakk›nda
bilgi verir misiniz?
Tipio¤lu: ‹nsanlar bir arada yaflamaya
bafllad›klar› günden itibaren, aralar›ndaki iliflkiyi düzenleyecek adalet ve
güvenlik içerisinde yaflamlar›n› temin
edecek bir organizasyon güce ihtiyaç
duymufllard›r. Devlet olarak örgütlenmifl toplumlarda, toplum düzeninin ve
güveninin sa¤lanmas› devletin en
baflta gelen görevidir. Dünyada suçun
olmad›¤› hiçbir sistem ya da yer yoktur. Kad›köy ‹lçesinin de daha huzurlu
bir ‹lçe olmas› için gece gündüz demeden çal›flmaktay›z. Ekonomik ve
sosyal yaflam yönünden nüfusu yo¤un olan Kad›köy’ün suç haritas›nda
da h›rs›zl›k, gasp, doland›r›c›l›k ve
kapkaç gibi mala karfl› ifllenen suçlarda yo¤unluk görülmektedir. Yap›lan istatistiksel araflt›rmalara göre geçmifl
y›llar ile yap›lan mukayesede flahsa
ve mala karfl› ifllenen suç oranlar›nda
%50’ye yak›n bir azalma görülmektedir. “Yani k›sacas› Kad›köy’de Asayifl
Berkemal” diyebiliriz.
Akyol: Dünyaya bir daha gelsem yine
bu mesle¤i yapar›m diyor musunuz?
Tipio¤lu: Bir daha dünyaya gelseydim
kesinlikle yine Polis olurdum. Çünkü
mesle¤imi çok seviyorum. Manevi tatmin noktas›nda, tatmin olaca¤›n›z birçok fleyi bu meslekte yaflayabiliyorsunuz. Ama tabii bir de flu var; Belki de
bu ülkedeki en zor mesleklerden bir
tanesi, fedakârl›¤›n en üst seviyede
yafland›¤›, ailenize, kendinize zaman
ay›ramad›¤›n›z yegâne mesleklerden
bir tanesi çünkü hayat devam etti¤i
sürece, hayat›n ak›fl› içerisinde her zaman görevdesiniz. ‹flinizle yat›p iflinizle kalkmak durumundas›n›z. Ama sevgi ile yap›lan her ifl beraberinde baflar›y› getirir.
Kad›köy Emniyet Müdürü Veyse
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
25
Akyol: H›rs›zl›k olaylar›n›n önlemesi
için özel projeleriniz ve geliflflttirdi¤iniz
yöntemleriniz nelerdir?
Tipio¤lu: Türk Polis Teflkilat›n› bir aile
olarak de¤erlendirdi¤imizde Suç ve
suçlu ile mücadelede teknolojiden de
en üst seviyede faydalan›lmaktad›r. ‹l
Emniyet Müdürümüz Say›n Celalettin
CERRAH önderli¤inde alt yap›s› ve
kurulumu ‹stanbul Emniyet Müdürlü¤üne ait olan ve ilk defa ‹stanbul’da
uygulamaya geçirilen MOBESE Sistemi ile meydana gelen olaylar›n ayd›nlat›lmas› ve suçun meydana gelmeden önlenmesi sa¤lanmaktad›r. Zaten
‹stanbul genelinde de suç oranlar›nda
bir azalma oldu¤u görülmektedir. MOBESE Sistemi ‹lçemizde de yayg›n flekilde kullan›lmakta olup flu an itibari ile
toplam 262 kamera ile Kad›köy izlenmekte ve say›lar›n›n art›r›lmas› için de¤erli Kad›köy halk›n›n destek ve yard›mlar› ile çal›flmalar›m›zda devam etmektedir. Ayr›ca h›rs›zl›k olaylar›n›n
önlenmesi için ‹lçe Emniyet Müdürlü¤ümüzde oluflturdu¤umuz Güven Timi ile Polisimiz simitçi, boyac›, temizlikçi, seyyar sat›c› kisveleri içerisinde
soka¤a ç›kmaktad›r. Bunun yan›nda
yaya ve motorize devriye hizmetlerine
de a¤›rl›k verilerek özellikle halk›n yo¤un oldu¤u yer ve saatlerde tedbirlerimiz en üst seviyede al›nmaktad›r. Ayr›ca Sosyal Polis ve Okullar›m›zda daha güvenli bir e¤itim ö¤retim verilebilmesi ve aileleri taraf›ndan suça itilen
yafl› küçük çocuklar›n tekrardan toplumumuza kazand›r›lmas›na yönelik çal›flmalar›m›z da devam etmektedir.
Veysel T‹P‹O⁄LU-Cafer AKYOL
Akyol: Suçlularda mücadele yöneti minizi aç›klar m›s›n›z? Kad›köy halk›na
güvenlik konusunda neler söyleye ceksiniz?
Tipio¤lu: Elde etti¤imiz baflar›l› çal›flmalar›m›z›n en büyük nedenleri aras›nda suç ve suçlu ile mücadele de teknolojiden de yararlan›larak, sokak Polisli¤ine a¤›rl›k vermek suretiyle de¤erli
Kad›köy halk› ile Toplum Polisli¤i anlay›fl› içerisinde ortak hareket etmemiz
gelmektedir. Bu konuda de¤erli halk›m›z›n destek ve gücünü her zaman yan›m›zda hissetmekteyiz. Suçun oluflmadan önüne geçilmesi ve cayd›r›c›
önlemlere yönelik olarak yaya ve motorize devriye say›lar›n› art›rarak Polislerimizi soka¤a ç›karmaktay›z. 2008 y›l›
içerisinde ‹lçemizde 2,5 Milyon kiflinin
GBT Sorgulamalar› neticesinde toplam
6497 kiflinin çeflitli suçlardan aranan
flah›slardan oldu¤u tespit edilmifl ve
Yüce Türk Adaletine teslim edilmifltir.
Kad›köy halk›n›n huzur ve refah› için
gece gündüz demeden görev bafl›nda oldu¤umuzu belirterek, suçla mücadelemizde halk›m›za bir telefon kadar yak›n oldu¤umuzu ve her türlü flikâyetlerini, flüphe duyduklar› konu ve
kiflileri bize ‹hbar etmelerinin ayn› zamanda bir vatandafll›k görevi oldu¤unu hat›rlatmak istiyorum.
Akyol: Kimsesiz veya aileleri taraf›ndan soka¤a terk edilmifl çocuklar›n
topluma ve sosyal çevreye kazand›r›lmas› için bir çal›flflm
man›z var m›?
Tipio¤lu: Bu konu ile ilgili ‹lçe Emniyet
Müdürlü¤ü bünyemizde oluflturdu¤umuz Sosyal Polisimiz, Toplum Destekli
Polisimiz ve Çocuk Büro Amirli¤i di¤er
kurumlar›m›zla ortaklafla olarak çal›flmalar›n› canla baflla sürdürmektedir.
Akyol: Emniyet Müdürü Veysel Tipio¤ lu’nun bir günü nas›l geçiyor?
Tipio¤lu: Çok yo¤un bir o kadar da
zevkli. Sabah erken saatlerde bir önceki günün yorgunlu¤u ve telafl› tamam›yla unutmufl bir flekilde kadere inanan her insan gibi yeni günü yaflama
sevinci içerisinde mutlu ve güler yüzle
karfl›lar›m. Gün içerisinde meydana
gelen olaylarla ilgili birim amirleri ile
koordineli olarak gerekli de¤erlendirme ve çal›flmalar yap›larak ‹lçemizin
yo¤un gündemi içerisinde gece geç
saatlere kadar Polisin ayr›lmaz argümanlar› telsiz, telefon ve tabi ki silah›m›zla vatandafl›n can mal ve namus
emniyetini sa¤lamak için tüm personelimizle birlikte büyük bir mücadele
sarf etmekteyiz.
Akyol: Türk Dünyas›nda çok önemli
bir yeri olan; Bar›flfl››n, kardeflfllli¤in, da-
yan›flflm
man›n birlik ve beraberli¤in sem bolü olan Nevruz Bayram› hakk›nda
görüflfllleriniz nelerdir.
Tipio¤lu: Nevruz, Türk dünyas›nda, ortak kültürel de¤er olmas› yönüyle
önemli bir yere sahip olup, Türklük
dünyas›nda ve Anadolu’da ortak inanmalarla, ortak heyecanlarla yüzy›llard›r Türk kültürüne özgü özelliklerle
kutlan›lmaktad›r. Milletleri meydana
getiren temel ö¤elerden en önemlisi
kültür dedi¤imiz maddi, manevi de¤erlerdir. Nevruz’un dayand›¤› kaynaklar›n ve bu kaynaklara ba¤l› olarak
oluflan pratiklerin de¤erlendirilmesi
gerekmektedir. Nevruz; bahar ve bereketi, yeni y›l ve y›l›n bafllang›c›n›
ça¤r›flt›r›r. Nevruz, Türk kültüründe
bahar›, yaflama sevincini, yenilenmeyi, uyanan do¤a ile birlikte bolluk-bereketi simgeleyen anlam ve ö¤elerle
yüklüdür. Bu vesile ile tüm halk›m›z›n
nevruzunu kutluyorum.
Akyol: Gelece¤imizin teminat› gençlerimize tavsiyeleriniz neler olacakt›r?
Tipio¤lu: Gelece¤in teminat› olan
gençlerimiz Atatürk ‹lke ve ‹nk›lâplar›n› korumak ve gelecek nesillere emanet etmek için çok ama çok çal›flmalar› gerekmektedir. Gençlerimizin, almakta oldu¤u terbiye ve kültür ile, insanl›k de¤erinin, vatan sevgisinin en
de¤erli örne¤i olacaklar›ndan hiç flüphem yoktur. Bize Ulu Önder Atatürk’ten emanet olan Türk ‹stiklal ve
Cumhuriyeti, mevcudiyetimizin esas›
olarak, e¤ilmez bafllar›n, yenilmez
Türk evlatlar›n›n elinde ilelebet yaflayacak ve nesilden nesile devredilecektir. Karfl›n›za ç›kacak her türlü engel ve güçlükleri yenmek azim ve gayreti içinde, tüm de¤erlerimize, ülkemize ve milletimize hizmet etmekte s›n›r
tan›mamalar›n› tüm gençlerimize tavsiye ediyor. Türk genci olarak her türlü zorluklar›n üstesinden gelebileceklerini bunun içinde muhtaç olduklar›
tek fleyin Ulu Önder Atatürk’ün de dedi¤i gibi “Muhtaç oldu¤un kudret damarlar›ndaki asil kanda mevcuttur.”
Sözü ile cesaretimizi güçlendiren ve
sürdüren sizlersiniz diyorum.
Akyol: Çok de¤erli zaman›n›z› bize
ay›rd›¤›n›z için çok tefle
flekkür ederim
de¤erli müdürüm.
Tipio¤lu: Benim içinde keyifli olan bu
röportaj› okuyan herkese yasalara
sayg›l› olmalar›n›, vatan›n› ve milletini
seven Polisine Güven duyan ve devletini her zaman arkas›nda hisseden bütün güzelliklerin bu güzel ülkede yaflayan herkesle olmas›n› en içtenliklerimle istiyor ve teflekkür ediyorum.
26
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
“ fi i i r y a z m a k , n e f e s a l m a k t › r ”
Cafer AKYOL
“ G ö n ü l P e n c e re s i n d e n B i r N e f e s ”
ACIYORUM
Ac›yorum
Sensiz yaflad›¤›m zaman dilimine
Zaman›da vermedi¤im soldurdu¤um
Gülüme çiçeklerime tomurcu¤uma
Ac›yorum
Anlatmak isteyipte
Anlatamad›klar›ma
Ac›yorum
Sevinç ve hüzünlerimi
Paylaflamad›¤›m anlara
Ac›yorum
Bundan sonraki yaflayaca¤›m›z
K›sac›k zaman dilimimize
Ac›yorum
Birlikte çarpan yüreklerin
Çaresiz at›fllar›na
Ac›yorum
Sana ve bana
Ac›yorum
Sevgimize
ACIYORUM
YOK ARTIK UMUT ‹LE
ÖRTÜfiEN O GÜZELL‹KLER
Günefl farkl› do¤uyor sesini duymayal›
Sevinemiyorum sensiz uyand›¤›m sabaha
Daral›yor gö¤üs kafesim ç›ld›r›yor yüre¤im
Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler
Tad› yok art›k ne yeme¤in ne tuzun ne bal›n
Hepsi sözleflmiflçesine terk ettiler beni
Yaflama sevincim bir celsede tutukland›
Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler
Yüre¤im yal›n ayak yollarda kald›
Seni zirvede buldum uçurumlarday›m
Bülbül gibi flak›yan yok oldu dilim
Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler
Kulaklar›mda sesin yüre¤imde sevgin
Hayaline sar›lm›fl bu yaral› gönlüm
Bir daha gelmez o özel o güzel günler
Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler
Sol yan›m a¤r›yor gözlerim a¤la
Bu deli sevday› bir daha sorma
Umudum mahflere sak›n unutma
Yok, art›k umut ile örtüflen o güzellikler
CAMDA O
GÜZEL YÜZÜN
YAfiAMAK ‹STERD‹M
SEN‹NLE
Elimde çiçeklerim
Gözlerimde gözlerin
Camda o güzel yüzün
Akl›mdan ç›kmaz flimdi
Sensiz yaflant›m›n
Tad› tuzu olmaz ki
Sen bensiz yaflars›n ama
Ben sensiz
Yaflamak isterdim
Zor günleri birlikte
Omuz omuza aflmay›
Yaflamak isterdim
Sensiz yaflayamad›¤›m
Yüre¤imi s›zlatan
Ömrümden say›lmayan
Yaflamad›¤›m günleri
Yaflamak isterdim
Sevilen bir müzikte
Ellerin ellerimde
Yüre¤in yüre¤imde
Donup kalmay›
Yaflamak isterdim
‹yi ve kötü günde
Gözyafllar›m›
Gözyafllar›na katmay›
Güne seninle bafllay›p
Uyand›¤›mda
Seni yan›mda görmeyi
Yaflamak isterdim
Senin dünyandaki
Benim dünyam›
Yaflamak misterdim
Bize ait olan
Özgür dünyay›
YAfiAMIMA NOKTAYI
B‹R KOYAB‹LSEM
YÜRE⁄‹MDE SÜSLED‹⁄‹M ADAK
A⁄ACIM
Seni unutmak
Haf›zam› silmek gibi
Sensizli¤i yaflamak
Ölümü seçmek gibi
Duydum kadife sesini
A¤r›lar›m› unuttum
Nefesimi t›kay›p
Git yafla diyorsun
Sen ne dedi¤ini
Düflündün mü hiç
Gözlerini ç›kar
Nefes alma diyorsun
‹çime kök salm›fl
Bedenimi tutsak etmifl
Ey deli sevdam
Çöllerde kald›m
Bir unutabilsem
Söküp yüre¤imden bir
ç›karabilsem
Bir unutabilsem
Yaflad›¤›m› var sayd›¤›n
Seninle sensiz
Dolu dolu zamanlar›
Hiç yaflamam›fl saysam
Yeniden do¤sam
Deli sevdamdan
Bir kurtulabilsem
Gözlerini bir unutabilsem
Gözlerimi kapat›p yaflam›ma
Noktay› bir koyabilsem
Bu gün ilklerle dolu bir gündü
Zaman kufl misali uçup ta gitti
Yüre¤im k›fl günü bahar› gördü
Duygu selinleyim ne güzel fleysin
E¤er uyuyabilirsem bu gece biraz
Rüyama girmeni isterim inan
Hayalimdeki umut olmak istersem
Yüre¤indeki görüntünçok bile bana
Terledi avuçlar›m yükseldi nabz›m
Duygusal haz›m yürek tercihim
Gözlerimde uyku akl›mda sen
Yüre¤imdeki ödevimi bir yapabilsem
Üzülme gözlerim görmen gerekmez
Yürek gördü gördü¤ünü gönlüm ne ister
Bu gün kutsal bir gün üstelik bayram
Dayan gözlerim dayan günefl do¤acak
Lavanta gül papatya zambak
Çocukça fliirler binilen sal›ncak
Gün do¤umum özlemim al›flkanl›¤›m
Yüre¤imde süsledi¤im adak a¤ac›m
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
27
Ali Erhan EREN
[email protected]
Yaral› Güvercin
U G Ü N ofisimde çal›fl›rken
B ö¤leden
sonra pencere ke-
nar›nda ölü oldu¤unu düflündü¤üm bir güvercin gördüm. Daha
sonra pencereyi aç›p dikkatlice
bakt›m ve nefes ald›¤›n› farkettim. Fakat güvercin çok kötü görünüyordu; tüylerinin yar›s› dökülmüfl ve görmüyordu. Ne yapabilirim diye düflünürken karfl›
odadan bir çay taba¤› al›p içine
su doldurdum ve güvercine
do¤ru uzatt›m. Güvercini birkaç
arkadafl›ma gösterdim. Onlar
suyun fayda etmeyece¤ini ve 12 saat içinde ölece¤ini söylediler. Benim yine de içimde bir
umut vard›. Sonra iflime döndüm. Yar›m saat kadar sonra
pencereye tekrar bakt›m. Gördü¤üm manzara inan›lmazd›.
Ölecek dedikleri güvercin aya¤a kalkm›flt›. Henüz tam olarak
uçmaya haz›r de¤ildi ama daha
diri gözüküyordu. Suyun hepsini
içmiflti. Daha sonra çay taba¤›n› al›p daha büyük bir kaba su
doldurdum ve onun önüne koydum. Bu arada arkadafllar›m›
ça¤›rd›m, onlar da flafl›rm›fllard›.
Arkadafllar›m da ›slak ekmek
getirdiler. Bunlar›n hepsi belki
de ömrünü biraz daha uzatmak
içindi.
Çünkü görmeyen bir güvercin
daha ne kadar yaflayabilirdi? Bu
arada mesai saati bitmek üzereydi. Pencereyi kapatacakt›m
ama güvercin de içeri girmek istiyordu. ‹çeri alsam olmayacakt›.
fiimdi yar›n› bekliyorum. Bakal›m
sabah geldi¤imde hangi manzarayla karfl›laflaca¤›m? Sözlerimi
Cafer Akyol’un flu fliiriyle bitirmek istiyorum :))
GÜVERC‹N
Bahçeme bir güvercin kondu
Rüzgar›n› yüzüme savurdu
Yüre¤imde f›rt›na koptu
F›rt›na azd› azacak
Güvercin uçtu uçacak
Bahçeme bir güvercin kondu
Yüre¤im güvercini ister
Güvercin uçmak ister
Yüre¤im koptu kopacak
Güvercin uçtu uçacak
Bahçeme bir güvercin kondu
‹çimde bir deprem oldu
Güvercine bir hal oldu
Ellerim dokundu dokunacak
Güvercin uçtu uçacak
Bahçeme bir güvercin kondu
Ruhum bedenimden koptu
Akl›m gitti gidecek
Güvercin uçtu uçacak
Bahçeme bir güvercin kondu
28
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
TANINMAYAN B‹R HAK AfiI⁄I;
Dr. Yaflar KALAFAT
Halk Bilimci-Araflt›rmac›s› Yazar
[email protected]
[email protected]
‹ Z bu bildirimizde, halk edebiyaB t›n›n
hece vezniyle, dörtlük halinde fliirler yazan Ahmet Saraço¤lu’nu
k›sa hayat hikâyesi, edebi sanat› ve
Hak badesi içifli ile tan›tmaya çal›flaca¤›z. Saraço¤ullar›, Gürcistan’›n
Türk bölgesi olan ‘Borçal› Âfl›k Mahal›’ sanatç›lar›d›rlar. Ahmet Saraço¤lu’nun ailesi 1906 y›l›nda eski Revan
Türk Hanl›¤›’n›n merkezi olan o zamanki ismi ile Revan ve bugünkü ismi ile Erivan’dan ailenin babas› Baba
Haflim liderli¤inde Türkiye’ye gelmifl
ve A¤r› ilimizin Yoncal› köyüne yerleflmifllerdir. Halen ayn› köyde ve o
tarihlerde Kafkasya’dan yöreye gelip
yerleflen di¤er Türk ailelerle birlikte
Saraço¤lu ailesinin bir bölümü yaflamaktad›r.
Saraço¤lu sülalesi, geçmiflte ve halen, Gürcistan’da, Azerbaycan’da ve
Türkiye’de çok say›da araflt›rmac›,
yazar, gazeteci ve edebiyat sanatç›s› yetifltirmifltir.
Bildirimizin konusu olan Ahmet Saraço¤lu, 1938 y›l›nda A¤r›’da dünyaya
geldikten sonra, lise tahsili A¤r›’da,
Üniversite Ö¤renimini Erzurum Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nde
yapm›fl, 1962 y›l›nda Ekonomist olarak mezun olduktan sonra Türkiye
fieker fiirketi’nin çeflitli kademelerinde çal›fl›p, 1996 y›l›nda bu kurumdan, Ziraat Bölge Müdürü olarak
emekli olmufltur. Halen Ankara’da
yaflamakta olan Ahmet Saraço¤lu’nu
birisi k›z iki çocu¤u vard›r
Biz bu bildirimizde 200 kadar fliiri
olan Ahmet Saraço¤lu’nun elimizdeki 100 civar›ndaki fliiri üzerinde baz›
örneklemelerle durmaya çal›flaca¤›z.
Esasen halk inançlar› çal›flan bir kimse olarak bu bizim için pek kolay olmayacakt›r. Ne var ki, halk tasavvufi
ve Hak afl›¤› bir flairin iflledi¤i temalar pek de birbirlerine uzak de¤illerdi
ve birisi anlamadan di¤erini anlamak
kolay olmad›¤› gibi araflt›rmac› aç›-
AHMET SARAÇO⁄LU
s›ndan da eksik oluyordu. Buradan
hareketle halk inançlar› çal›flmalar›m›z›, sözlü kültürün di¤er alanlar› ve
Hak flairlerinin fliirleri ile destekleme
fikrini benimsemifl ve o alana da bir
süreden beri yönelmifl idik. Saraço¤lu da bu alanda ciddi ürünler verince
45 y›ll›k dostlu¤umuz bizi harekete
geçirdi. Yak›nda Borçal›’da yap›lmas›
beklenilen halk kültürü sempozyumuna baflka boyutlar› ile bu gönül
erini götürüp, hemflerisi olan Karapapah Türkleri ile tan›flt›rmay› da düflünüyoruz.
Saraço¤lu’nun yazd›¤› fliirlerinde, örneklemelerde de görülece¤i üzere;
hasret, s›la duygusu, vatan sevgisi,
aileye ba¤l›l›k, milli hamasi konular ifllenilmifltir. fiimdiye kadar baz› dergilerde yer alan ve televizyon. Programlar› gibi ortamlarda okunan Saraço¤lu’nun fliirlerinin ilk defa akademik bir
ortamda tan›t›mlar› yap›lmaktad›r.
Ahmet Saraço¤u için Hak Afl›¤› tabirini kullanmam›za yazm›fl oldu¤u tasavvufi fliirlerindeki derinlik sebep
olmufltur. Daha sonra bade içiflini
anlat›rken de; ailemden uzun süre
Ankara’da uzak kald›¤›m s›k›nt›l› y›llar›mda bir rüya gördüm Rüyamda
beyaz bir kaz›n üzerinde uçuyordum. Kaz›n gagas› kilometrelerce
uzunlukta idi adeta Ankara’n› flehir
alan›ndan daha büyüktü. Ciddi bir
biçimde korkmufltum. Bir ses bana
korkmamam› söyleyip cesaret verdi.
O rüyay› gördükten sonra fliir yazmaya bafllad›m. Daha evvel fliirle ilgilenmez ve fliir falan da yazmazd›m, bir yetene¤im de yoktu, demektedir.
Saraço¤lu’nun fliirlerinde cumhuriyet
dönemi Türk tarihi bütün canl›l›¤› ile
yaflamaktad›r. Samimi bir Atatürk ve
cumhuriyet hayran›d›r. O’nun “Gazi
Pafla” fliirinde ailesinden seferli¤i bütün canl›l›¤› ile dinleyerek yaflad›¤›n›
görüsünüz.
Seferberlik düfltü bafla
Emir verdi Gazi Pafla
Ka¤n›larla Kurtulufl’a
Selam sevgi Atatürk’e
Düflmandan kurtuldu ülke
Dünya flaflt› koca Türk’e
Cumhuriyet ça¤dafl ilke
Selam sevgi Atatürk’e
Baflkomutan Büyük Asker
Dünyaya ders veren bir er
Madalyas› bütün zafer
Selam sevgi Atatürk’e
Düflman›n› getirdi dize
Sonunda döktü denize
‹lkeler arma¤an bize
Selam sayg› Atatürk’e
Baflka izm neyimizin
Ayd›nl›¤› dünyam›z›n
Sonsuza dek Kemalizm
Selam sayg› Atatürk’e
“29 Ekim’de An›tkabir’de yazm›fl oldu¤u “Yavruma” isimli fliirinde ise
baflka bir güzellik vard›r.
Atatürk bir kere gelmifl
Dönece¤i yoktur yavrum
O gönüllere yerleflmifl
Ölece¤i yoktu yavrum
Medeniyet Hedef Demifl
Karanl›¤› öyle yenmifl
Günefl gibi ziya imifl
Sönece¤i yoktur yavrum
O zaferlerle adlan›r
Dünya O’nu emsal al›r
Bayrak gibi dalgalan›r
‹nece¤i yoktur Yavrum
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
29
Birkaç örnek de ailesine olan düflkünlü¤ünü gösteren fliirlerinden verelim. “Tu¤çe” isimli k›z› yerine koydu¤u birine yazm›fl oldu¤u fliiri bu
türdendir.
Bu güzellik sana neden
Uzun boylu ince beden
Ruhum yan›yor sevgiden
Yeflil gözlü güzel Tu¤çem
Gözlerin bir bahar gibi
Alalanm›fl rengârenkten
S›rma saçl›m uzun telden
Yeflil gözlü güzel Tu¤çem
Ebediyen sönmez aflk›n
Sel gibidir akar taflk›n
Sevdan etmifl deli flaflk›n
Yeflil gözlü güzel Tu¤çem
Seninle hayat sürecem
Hayat boyunca gülecem
Allah’›ma flükredecem
Yeflil gözlü güzel Tu¤çem
Aflk›n kalbime kan verir
Ruhun can›ma can verir
Gönlüm gözüm seni görür
Yeflil gözlü güzel Tu¤çem
Pervanenim dönece¤im
Ömür boyu sevece¤im
Sönmez aflk›nla ölece¤im
Yeflil gözlü güzel Tu¤çem
Oldum benim sevgilim
Uzun saçl›, s›rma tellim
Aflk›n ile doldu gönlüm
Yeflil gözlü güzel Tu¤çem
Yaradan övmüfl yaratm›fl
Benim kaderime yazm›fl
A¤ao¤lu afl›k olmufl
Yeflil gözlü güzel Tu¤çem
A¤an›n O¤lu, A¤ano¤lu gibi isimle
de kullanan Saraço¤lu bu fliiri ile
adeta yaflayan Karacao¤lan’d›r. Saraço¤lu “Ak›bet” fliirinde ise sanki
Bayburtlu Zihni’dir.
Vard›m ki köyüme baksam ne kalm›fl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Sevdiklerim Kabristana tafl›nm›fl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Topra¤›n ninnisi hofluna gitmifl
Sesine aldanm›fl varm›fl uyumufl
Kabir dünyas›nda huzuru bulmufl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Mezarl›k herkese türbedar olmufl
Analar bac›lar saç›n› yolmufl
Tan›d›klar ölmüfl nesil deyiflmifl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Kimi k›fl ay›nda sonbahar›nda
Kimi yaprak dökmüfl ilkbahar›nda
Kimi ba¤ bozulmufl meyve ça¤›nda
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Ana gitmifl baba gitmifl dost gitmifl
Ecel gelmifl yi¤itleri götürmüfl
Giden kervan tekrar geri dönmemifl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Duvarlar çatlam›fl s›valar akm›fl
Yar›k duvarlara kufl yuva yapm›fl
Eskimifl binalar sahipsiz kalm›fl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran kalm›fl
Kap›lar kilitli kilit paslanm›fl
Etraf›nda örümcekler a¤ tutmufl
Belli ki açacak kimse kalmam›fl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Kimi bacalarda duman tütmüyor.
Ateflleri sönmüfl küller bekliyor.
Manzara sonucu belli ediyor.
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Üzerinde yaban otlar yükselmifl
Dikenler yok olmufl güller de solmufl
Bafl tafl›na ne fliirler yaz›lm›fl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Tanr› iste¤ine kul boyun bükmüfl
Kader lokman olmufl reçete yazm›fl
Ölümün derman› yine ölümmüfl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Rengini kay›p etmifl saman samanl›k
‹flsiz sessiz kalm›fl damlar karanl›k
Sahibi görünmez alm›fl helâl›k
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Çeflmeler kurumufl akm›yor sular
Bafl›nda gülüflmez gelinler k›zlar
Etrafta k›r›lm›fl birçok testi var
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Herkese aç›lm›fl ölümün yolu
Göçenlerin sonu gam keder dolu
Tan›d›k kalmam›fl bir insano¤lu
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Kimi gelin imifl kimi yi¤itmifl
Aflina yüzlerin hepsi de gitmifl
Vakitli-vakitsiz yolculuk bitmifl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Kimi çocuk iken kimi genç iken
Yol yar› olmadan çabuk yorulmufl
Her yaflta görülen ak›bet buymufl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Ecel kancas›n› canlara takm›fl
Gören gözler görmez topra¤a akm›fl
Anlad›m ki dünya boflmufl yalanm›fl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
A¤ao¤lu bu dünyada kim gülmüfl
Kahkaha atanlar sonunda susmufl
Kara toprak alm›fl hepsini götürmüfl
Mezarl›k flenlenmifl köy viran olmufl
Yunus Emre gibi bir havas› da olan
Saraço¤lu’nun bu fliirindeki ; “topra¤›n ninnisi”, “kabir dünyas›”, “yasta
saç yolunmas›” “ölümün yaprak dökümü olarak alg›lanmas›” “ölüm kervan› ile gidenin geri dönmedi¤i” “kap›s› kilitli kalmak”, “örümce¤i a¤ yapmas›”, “bacalar› tütememesi”,” yabani otun basm›fl olmas›”, “Bafl tafl›/hece tafl›na fliir yaz›lmas›” “kaderin
önüne geçilemeyece¤i”, “ölümün
derman›n›n yine ölüm oluflu” “helal›k
al›nmas›” “testi k›r›klar› ile mesaj vermek”, “dünyaya güvenilmeyece¤i”,
“kara toprak”, “vakitsiz ölüm”,”dünyan›n bofl oldu¤u” gibi temalar halk
sofizminin de ilgi alan›na girmektedirler. Saraço¤lu’nun bizim ilgi alan›m›za giren fliirleri flüphesiz, halk tasavvufu içerikli olanlard›r. O’nun bu
cephesini ayr› bir çal›flma ile ele al-
30
may› düflünüyoruz. fiimdilik “fiükreyledim” fliiri ile yetinelim,
Hayat buldum nefeslendim,
‹nsan olarak süslendim,
Ad›n› and›m seslendim,
Yaratana flükreyledim
Nimet verdi nasiplendim
Tüm r›zk›ma kefil bildim
Gezdim tozdum neflelendim
Yaratana flükreyledim.
Ondan oldu her benli¤im,
Ana, baba, kardefl dedim,
Konuflturdu açt› dilim,
Yaratana flükreyledim
Can, ruh verdi dengelendim,
Akl›m ile bilgilendim,
Yokta var da hep denendim,
Yaratana flükreyledim.
Var oldum dünyaya geldim
Hem a¤lad›m ham de güldüm,
Her varl›kta O’nu gördüm,
Yaratana flükreyledim.
Ana rahminde beslendim,
Et kemik ile bezendim,
Hayat› sevdim özendim,
Yaratana flükreyledim.
Saraço¤lu kul Ahmet’im
Bu cümleyi hep söyledim,
Dilimden hiç düflürmedim,
Yaratana flükreyledim.
Nice dilekler diledim
Zakir oldum zikr eyledim
Varl›¤›m› hikmet bildim
Yaratana flükreyledim
Saraço¤lu bu fliirinde nefeslenme,
nasiplenme, benli¤ini bulma, konuflabilme, a¤lay›p gülebilme, ana rahminde beslenme, vücutlanma ile
flükretti¤i yaratan›n› her varl›kta gördü¤ü gerçe¤ini dile getirmektedir.
Bu tarz fliirlerinden birisi olan “Seher
Yeli” isimli fliiri ile bildirimizi bitirelim.
Seher yeli dert çekerim
Sen estikçe ben inlerim,
Esintin gam›m, kederim
Sen estikçe ben inlerim
Seherde sana gelirim
Güzel sesini dinlerim
Yardan haberin beklerim
Sen estikçe ben inlerim
Tutuflup yanmak isterim
Al götür yâre küllerim
Sar›l›r belki dertlerim
Sen estikçe ben inlerim
Elemli geçer günlerim
Seher vaktini özlerim
S›rr›m› sana söylerim
Sen estikçe ben inlerim
Sende kald› ümitlerim
Anlat yâre öykülerim
Soldu döküldü güllerim
Sen estikçe ben inlerim.
Tabiatta cans›z olarak bilinenlerin de
kendince canlar› vard›r. Gönül erleri
veya Hak âfl›klar› bunlarla konuflurlar. Bunlardan yol iz sorarlar. Bunlar›
flahit gösterirler, bunlarla helâlafl›rlar.
Turnalarla oldu¤u gibi yellerle de
sevgiliye mesaj gönderilip onunla
mesajlafl›l›r. Bu fliirinde yeli dert orta¤› olarak alan Saraço¤lu’nun sanat
di¤er fliirlerinde de görülebilmektedir.
Onun bu neviden bir fliiri de “Ey Bulutlar” isimli oland›r.
Ummanlar›n ötesine
Götür beni ey bulutlar
Edal›m var sevdal›m var
Götür beni ey bulutlar
Uçsuz bucaks›z ummanlar
Dalgas› beni yaralar
Bakmazla bitmez ufuklar
Götür beni ey bulutlar
fiu fele¤in cilvesi ne?
Bak derdimin çaresine
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Uzaklarda yârim bekler
Götür beni ey bulutlar
Çok U¤raflt›m binemedim
Nuh gemisin bulamad›m
Yaflamda bitmez umutlar
Götür beni ey bulutlar
Kara Sazak eser rüzgâr
Kar tipili geçti bahar
A¤ustosta ayaz›m var
Götür beni ey bulutlar
Tasavvuf flairlerinin fliirleri adeta
ayetlerin hadislerin flairin ana dili ile
fliire dönüfltürülerek terennümüdür.
Milli fliir yanlar ise, ayn› ustal›¤› milli
hamasi konular›n ifllenilmesinde gösterir adeta milli projeleri fliirle dile getiriler. A.Saraço¤lu’nun fliirlerinde rahatl›kla iki özelli¤i bir ara görebilirsiniz. O’nun “Selamlay›n” fliiri bu türdendir.
Türk’ü, Kürt’ü, Laz’› Çerkez’i
Bu ülkenin o¤lu k›z›
Bayraktaki ay y›ld›z›
Ay›ramaz kimse bizi
Kardefllerimi selamlay›n
Kurtuluflta hep flahland›k
Cihan flümul devlet kurduk
‹lkeleri esas ald›k
Cumhuriyeti selamlay›n
Düflmanlar›n› lanetleyin
A¤ao¤lu budur sözüm
Ayr›lmaz hiç gönlüm gözüm
Kürt, Laz, Çerkez hepsi bizim
Türklü¤ünüzü selamlay›n
Bölücüyü lanetleyin
Böylece bildirimizde, Güney
Kafkasya’n›n Borçal› Türk bölgesinden Anadolu’ya gelip yerleflmifl bir
Hak afl›¤›n›n fliirleri ile Anadolu Kafkasya halk edebiyat› köprüsü kurmaya çal›flt›k. Ozan›n di¤er fliirleri de
yaz›l› kültürümüze kazand›r›ld›¤› ve
her iki bölgenin di¤er sanatç›lar›
eserleri ile birlikte tan›t›ld›¤›nda bu
köprünün güçlenece¤ine inan›yoruz.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
31
Okul ve Çocuk
Enfeksiyonu
Uzm. Dr. Ercan TUTAK
Çocuk Doktoru
OCUKLAR krefle veya okula
Çbafllayana
dek ev ortam›nda
çok s›k hastalanmazken okul ve
krefllerin aç›lmas› ile birlikte hastal›klar hem onlar›n hem ailelerin yaflam›n›n bir parças› halini al›yor.
Sonbahar ve yaklaflan k›fl ay› ile
birlikte toplu yaflanan yerlerde
damlac›k yolu ile yay›lan ve solunum yollar›na yerleflen virüslerin
yol açt›¤› enfeksiyonlar›n ortaya
ç›kmas›nda art›fl görülmektedir. Bu
enfeksiyonlar›n bafl›nda so¤uk alg›nl›¤›na neden olan gripal enfeksiyonlar gelir.
Grip, özellikle eylül ile mart aylar›
aras›nda sonbahar-k›fl dönemini
kapsayan mevsimsel özellik arz
eden bir hastal›kt›r. Atefl, bafl a¤r›s›
halsizlik, k›rg›nl›k ile bafllar. Öksürük, burun ak›nt›s› veya t›kan›kl›¤› ard›ndan akci¤er enfeksiyonu, sinüzit
ve orta kulak enfeksiyonu gibi hastal›klarla komplike olabilir. K›fl aylar›nda 2 yafl›n alt›ndaki çocuklarda
gözlenen solunum yolu enfeksiyonlar›n›n % 80’inin nedeni virüslard›r.
Aileler ço¤u kez atefl, öksürük, burun ak›nt›s› ve öksürük flikayeti olan
çocuklar›na gereksiz yere antibiyotik ve öksürük flurubu vermektedirler. Oysa yap›lan çal›flmalar virus
enfeksiyonlar›nda bu ilaçlar›n etkili
olmad›¤›n› ortaya koymaktad›r. Atefl
düflürücülerin ise gereksiz yere kullan›m› çocuklar›n do¤al ba¤›fl›kl›k
sisteminin güçlenmesine engel olmaktad›r. Bakteriler arac›l›¤› ile oluflan bademcik enfeksiyonu ile virüslerin neden oldu¤u solunum yolu
enfeksiyonunu birbirinden ay›rt etmek tedavi seçiminde çok önemlidir.
Bademcik enfeksiyonunda öksürük,
burun ak›nt›s› genellikle olmaz, atefl,
yutkunmada güçlük, ifltahs›zl›k ve
kar›n a¤r›s› ön planda iken virüslerin
neden oldu¤u gripal enfeksiyonlarda öksürük, burun ak›nt›s›, halsizlik,
yayg›n kas a¤r›lar› daha belirgin fli-
Bademcik enfeksiyonunda öksürük, burun ak›nt›s› genellikle olmaz, ateflfl,, yutkunmada güçlük, iflflttahs›zl›k ve kar›n a¤r›s› ön planda iken virüslerin neden oldu¤u gripal
enfeksiyonlarda öksürük, burun ak›nt›s›, halsizlik, yayg›n
kas a¤r›lar› daha belirgin flfliikayet olarak gözlenmektedir.
kayet olarak gözlenmektedir. Solunum yolu enfeksiyonlar›nda gözlenen öksürük flikayeti asl›nda oluflan
salg›lar›n solunum yollar›ndan temizlenmesi için vücudun bir savunma mekanizmas› olarak ifllev görür.
Öksürük kesici özellik arz eden ilaçlar›n kullan›m› vücudun bu do¤al savunmas›n› bloke etti¤i için bu tür
ilaçlar›n kullan›lmas› önerilmez. Bazen bademcik enfeksiyonu ile gripal
enfeksiyon ay›r›m› muayene sonucunda da yap›lamaz. Bu durumda
bo¤az kültürünün al›nmas›, baz› kan
testlerinin yap›lmas› ve sadece atefl
düflürücü verilerek hastan›n gözlenmesi gerekir.
Özellikle alerjik bünyesi olan çocuklarda ast›m ata¤›n› bafllatmas› veya
küçük bronfllar›n salg›larla t›kanmas› neticesinde Bronfliolit’e neden
olabilmesi aç›s›ndan gripal enfeksiyonlara karfl› tedbir almak bu aylarda özellikle önemlidir. Bazen solunum s›k›nt›s› nedeni ile hastaneye
yat›r›larak tedavi gerektirecek kadar
a¤›r solunum sistemi enfeksiyonuna
yol açabilen gripal enfeksiyonlar›
önlemenin en önemli yolu afl›lanmad›r.
Dünya Sa¤l›k Örgütü her sene yeni
tip grip virüsüne karfl› haz›rlanan
grip afl›lar›n›n özellikle fleker hastal›¤›, alerjik bronflit, ba¤›fl›kl›k yetersizli¤i, do¤umsal kalp hastal›¤› gibi rahats›zl›klar› olan çocuklara uygulanmas›n› önermektedir. Ancak gripal
enfeksiyonun yol açt›¤› ifl ve gücünden olma, çocuklar›n derslerinden
geri kalmas› ve hastaneye yat›r›larak
tedavi edilme gereklili¤i gibi maliyet-yararl›l›k analizlerinin sonucunda Amerikan Pediatri Akademisi bu
riskli gruplar›n yan›nda 6 aydan büyük her çocu¤a eylül ile ocak aylar›
aras›nda grip afl›s›n›n yap›lmas›n›
önermektedir.
Afl›n›n d›fl›nda gripal enfeksiyonlardan korunmak için yap›labilecek di¤er s›n›rl› önlemler bafll›ca: enfeksiyonu geçirmekte olan kiflilerin toplum içine girmemesi veya maske
kullanmas› ve el hijyenine önem
gösterilmesidir. Nezle hali grip ile
çok s›k kar›flt›r›lan bir durumdur. Ancak nezlede genel durum daha iyidir. Atefl yüksek olmaz. Daha ziyade
hapfl›r›k ve burun ak›nt›s› ve ard›ndan burun t›kan›kl›¤› ile kendisini
gösterir.
Nezle ve grip gibi hastal›klar›n uzun
sürmesi hastal›¤›n sinüzit ve orta kulak enfeksiyonu ile komplike olmas›na yol açabilir. Bu nedenle sinüslerin ve östaki kanal›n›n a¤z›n›n aç›lmas›n› sa¤layacak steril tuzlu su
içeren burun damlalar›n›n kullan›m›
yarar sa¤layacakt›r.
E¤er bir çocukta y›lda 5 defadan
fazla tekrarlayan ve sinüzit, orta kulak enfeksiyonu, akci¤er enfeksiyonu ile komplike olan solunum yolu
enfeksiyonu geçirme flikayeti varsa
mutlaka ayr›nt›l› bir kulak burun bo¤az muayenesi ve ba¤›fl›kl›k, alerjik
hastal›klar aç›s›ndan incelenmesi
için çocuk hastal›klar› uzman›na muayene ettirilmesi gerekir.
32
‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri
Kültür ve Dayan›flma Derne¤i Aç›ld›
S T A N B U L Anadolu Yakas› Azeri
‹ Kültür
ve Dayan›flma Derne¤i’nin
aç›l›fl› Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul Baflkonsolosu Doç.Dr Sayyad ARAN, ‹stanbul -Kad›köy ‹lçe
Emniyet Müdürü Veysel T‹P‹O⁄LU
ve birbirinden de¤erli hemflerilerimizin kat›l›m›yla yap›ld›.
Azeri Kültür Evi olarak gayemiz Azerbaycan’›n edebiyat ve folklorik zenginli¤ini derleyerek panel ve etkinlikler
fleklinde halk›m›z›n hizmetin sunmakt›r.
Bu amaçla da bölgemizde y›l içinde
en az dört kez etkinlikler düzenleyerek
hemflerilerimiz ve halk›m›z›n zengin
kültürümüz ile ilgilenmesi, bilgilenmesi
ve e¤lenmesi sa¤lanacakt›r. Ayr›ca
kültür evimizde kurulan kütüphane ve
web kaynakl› hizmetlerle kültürel projemiz desteklenecektir. Azerbaycan
Kültür Evi olarak hedeflerimiz ise; Bölgemizde çekim merkezi oluflturarak
referans noktas› olmak güvenilir bir sivil toplum örgütü olarak kurumsallaflmak ve halk›m›za hizmetler sunmakt›r.
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
SERHAT KÜLTÜR HABER
aç›l›flta bir konuflma yaparak duygular›n› özetle flöyle anlatt›:
“Eziz dostlar gardafllar. Azeri Kültür
Evi’nin aç›l›fl› münasebetiyle ham›n›z›
yürekten tebrik ederim. ‹nan›ram ki bu
kültür evi ‹stanbul’da yaflayan Azerbaycanl›lara ayn› zamanda Azerbaycan kökenli yüz y›ldan beri Türkiye s›n›rlar› içinde yaflayan insanlar›n en
Bu gaye ve amaçla kat›l›mlar›n›zdan
dolay› tüm konuklar›m›za teflekkür ediyor flükranlar›m› sunuyorum.
Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul
Baflflkkonsolosu Doç. Dr. Seyyad ARAN
‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür ve
Dayan›flma Derne¤i
Yönetim Kurulu Baflkan› Erol GÖLLÜ
Kad›köy ‹lçe Emniyet Müdürü
Veysel T‹P‹O⁄LU
flk
kan›
Aç›l›fl konuflmas› Dernek Bafl
Erol GÖLLÜ taraf›ndan yap›ld›. Erol
Göllü konuflmas›nda flunlar› söyledi:
Azeri Kültür evi neden kuruldu
amaçlar› ve hedefleri ile ilgili sizlere
bilgi vermek istiyorum. Globalleflen
dünyadan kültür dayatmalar›ndan
dolay› kad›nlar›m›z gençlerimiz ve
çocuklar›m›z zengin kültürümüzden
gelenek ve göreneklerimizden uzaklaflmakta, yabanc›laflmakta hatta
reddetmektedir.
eziz en ›st› ocaklar›ndan biri olacak.‹nsanlar buraya dertlerini bölüflmeye
gelecek. Azerbaycan ve Türkiye’de
ö¤retilen yükselmifl bir istikamete yönelmifl u¤runa fikir birli¤ini bölüflecekler. Ayn› zamanda bura her bir insan›n
kesin do¤ma evi do¤ma meskeni olacakt›r. Erol Göllü bey beni davet edende çok sevindim söz verdim mutlaka
ifltirak edecem.. Söylemifltim olabile
biraz geç gelecem. Tahminen bir saat
ola ‹zmir’den tayyare ile geldim.Eve
Azerbaycan Cumhuriyeti ‹stanbul
Baflkonsolosu Doç.Dr. Seyyad ARAN
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
33
gitmeden konsoloslu¤a gidip oradan
da buraya geldim. Ben demek istiyirem ki bu derne¤in aç›l›fl› benim için
çok önen tafl›y›r. Mühim bir hadisedir.
Erol Bey sizi ve bütün ekibinizi bütün
bu ifle eme¤i olan insanlar› yürekten
tebrik eder baflar›lar dilerim.Sizin bu
eseriniz bu faaliyetiniz daim Allah arkan›zda olsun. As›rlar boyu yaflas›n,”
dedi.
Kad›köy ‹lçe Emniyet Müdürü Veysel
T‹P‹O⁄LU ise duygular›n› flöyle anlatt›:
Öncelikle Kad›köy’de böyle bir oluflumun haz›rl›klar› için bu ifle emek
harcad›klar› için yönetim kurulunu
huzurlar›n›zda tebrik ediyorum. Biz
biliyoruz ki büyük Türk Milletinin birlik
ve beraberli¤inin tesisi noktas›nda
önemli bir aksiyon icra edecek Azeri
Kültür Evi buraya gelecek gençlerimize Türk kültürünü Türk medeniyetini Türk ananesini ö¤retmek suretiyle,
milli birlik ve beraberli¤imize önemli
katk›da bulunacakt›r. Azeriler Türklerle ayn› soydan, ayn› boydan gelen
milletin evlatlar›d›r. Türkiye Cumhuriyeti Devleti kuvvetli ve güçlü olmak
zorundad›r ki bütün etraf›nda bulunan Türk Cumhuriyetlerine Türk soylu cumhuriyetlerine Türk insan›na
yard›m edebilsin. Ne zaman Türk
Devleti tarihte zay›flam›fl o zaman
bütün etraf›nda bulunan mazlum
Müslüman Türk soylu devletlerin tarih üzerinde s›k›nt›lara düfler oldu¤unu görmekteyiz.
Bunun için hep birlikte bu millete, bu
devlete en iyi flekilde hizmet edip Ulu
Önder Atatürk’ün dedi¤i gibi: “Türkiye
Cumhuriyeti Devleti’ni muas›r medeniyetler seviyesine ç›karmak durumunday›z.”
Bu vesile ile aran›zda bulunmaktan
dolay› duydu¤um memnuniyeti tekrar ifade ediyor ve böyle bir organizasyonu yapan, böyle bir fleye emek
harcayan baflta dernek baflkan› olmak üzere bütün yönetim kurulu
üyelerini yürekten tebrik ediyorum,
dedi.
Bizler de Serhat Kültür Dergisi olarak
‹stanbul Anadolu Yakas› Azeri Kültür
ve Dayan›flma Derne¤i’nin kurulmas›nda eme¤i geçen yönetim kurulunu
kutlar kültüre, dostlu¤a ve bar›fla dayal› nice güzel etkinliklerle baflar›lar›n›n daim olmas›n› dileriz.
34
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Ardahan’da Ar›c›l›k
Kaz›m ARICI
Emekli Ö¤retmen
U N U T U L M U fi olan bu
bölgemizin varl›klar›ndan
birisi olan Ardahan’a özgü Kafkas ar› ›rk› ve onun çok de¤erli
bal›n› de¤erli okurlar›m›za bu
köfleden azda olsa sunabilirsem mutlu olaca¤›m. Evvela
flunu belirtmeliyim ki Ar›c›l›¤›n
belli ölçüler içerisinde baflar›ya
ulaflabilmesi için bölge flartlar›
ve co¤rafi yap›s›n›n iyi bilinmesi gerekir.
U
Ardahan denizden 1850 metre
yüksek bir seviyede olup engebeleri ile iklim flartlar› bitki
örtüsü flora zenginli¤i ile bir
harikalar diyar›d›r. Düflünün ki
tüm dünyada 1200 çiçek tü-
ründen sadece Ardahan da
900 türü mevcut tur. Bu durum
ar›c›l›k için ola¤anüstü bir zenginliktir. Ar›n›n dinozorlar döneminde dahi mevcudiyeti
tespit edilmifltir. Ar› kanatl› olmas›na ra¤men bir sinek de¤ildir. Tüm varl›klardan ola¤anüstü bir özellik tafl›r. Tüm bitkilerin ço¤almas›na tozlaflma
sureti ile yard›mc› olmaktad›r.
Bak›n›z büyük bilgin Anteing
bu konuda ( ar› nesli biter, dört
y›l sonra insanl›k biter ) sözü
meflhurdur. Bu gerçekler ›fl›¤›nda tüm dünya insanlar› olarak ar›y› yaflatabilmek için elden geldi¤ince ne gerekiyorsa
yaflam ad›na korunmal› ve yap›lmal›d›r.
Ar›c› desteklenmeli hatta ve
hatta ar›c›l›k bakanl›¤› kurulmal›d›r. Tüm dünyada çok çeflitli
ar› ›rklar› mevcuttur. Bu ›rklar›n
en de¤erlisi dili uzun, uysal,
çal›flkan, so¤uk iklime dayan›kl› olmas› ile Ardahan’a özgü
Kafkas ar› ›rk›d›r. Bu kültür ›rk›m›z›n yaflat›lmas›, korunmas›
ve gelifltirilmesi ülkemizin bir
kazan›m› olacakt›r.
Ülkemizin hiçbir yerinde yaflama flans› olmayan bir bak›ma da¤ aras› da dedi¤imiz bu
›rk›n ana vatan› Ardahan’d›r.
1950 ve 1970 y›llar›nda tüm Ardahan bölgesinde ilkel flartlarda ar› say›s› 500 ü geçmez
iken bu gün itibar› ile kovan say›s› 40.000 i geçmifltir. Ne yaz›k ki Ardahan ar›c›s› göçer ar›c›lar yüzünden fevkalade rahats›z ve tedirgindir. Her y›l
Anadolu’nun çeflitli yerlerinden
sahil boyunu kullanarak ikinci
mahsul için Temmuz ay› bafllar›nda Ardahan’a adeta hücum
etmektedirler. Ardahan Devlet
‹daresi’nin, bunu önleme bak›m›ndan ne kadar u¤rafl vermekte ise de bir türlü önü al›namam›flt›r. Bu bak›mdan köklü ve kal›c› yasaklar uygulayarak Ardahan Kafkas ar›s›n›n
hastal›klardan ›rk bozulma tehlikelerinden ar›nd›rmak için ve
ayr›ca Ardahan ar›c›s›n›n ma¤duriyetini korumak için köklü
tedbirlere ihtiyaç var›d›r. Bunun yolu da sahile götürüp getirmeyi yabanc› göçer ar›c›lar›
sokmamak için Ardahan civar›
yasak bölge kapsam›na al›nmal›d›r.
1980 y›l›na kadar kovan bafl›
ortalama 30 ile 40 kilo hasat elde edilirken, bu gün bu say›
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
35
kovan bafl› 10 kilograma düflmüfltür. Bu say› Ardahan ar›c›s›n›n ma¤duriyeti say›lmal›d›r.
Ayr›ca çeflitli hastal›klar›n bölgeye yay›lmas› da önlenmifl
olur.
BAL NED‹R?
Bal, ar›n›n çiçek nektarlar›ndan
hortumu sayesinde kursa¤›na
çekmifl oldu¤u tatl› bir sudur.
Bu su ar›n›n kursa¤›nda bala
dönüfltürülerek petek gözeneklerine aktar›l›r. Bir müddet bekletildikten, suyu uçurulduktan
sonra olgunluk dönemine erdi¤inde ar› taraf›ndan üzeri kapat›l›r. ‹flte bal budur.
çimi bal severler taraf›ndan
yap›l›r. Ne yaz›k ki bütün bunlara ra¤men bala ülkemizde
hileler kar›flt›r›larak veya özel
olarak baz› maddelerden bal
diye yap›l›p halk›m›za sunulmaktad›r. Bu da çok ac› ve düflündürücüdür. Katk›s›z ve do¤al çiçek ballar› tercih edilmelidir. Do¤al ballar›n donma
özelli¤i mevcuttur. Bu bak›mdan do¤al ballar›n tercihi en
salim yoldur.
Çok çeflitli ar› ›rklar› oldu¤u gibi çok çeflitli de ballar mevcuttur. Örme¤in çam, narenciye,
ayçiçe¤i, a¤aç usarelerinden
derlenen ballar ayr›ca do¤al
yer çiçeklerinden toplanan
ballar mevcuttur. Bunlar›n se-
Bal, yedi dakikada kana geçerek enerji sa¤lar. Mide rahats›zl›klar› barsak rahats›zl›klar› bilhassa karaci¤er beslenmesinde, geliflmekte olan çocuklar›n
zekâ gelifliminde, spor yapanlarda tüketilmesi gereklidir. Her
N‹Ç‹N FAYDALIDIR?
evde bal›n bulunmas› do¤al bir
eczane gibidir. Ardahan da
400 - 500 ton bal üretilmektedir. Bu ballar Kafkas ar› ›rk›n›n
do¤al yer çiçeklerinden üretilen ballard›r. Bu ballar›n de¤erleri bilindi¤i için Ardahan Kars
bölgelerinden bat›ya göç eden
insanlar›m›z taraf›ndan tüketilmektedir.
Ardahan da mevcut Ar›c›lar
Birli¤imizin ve Ar›c›l›k Üretme
ve Islah Müdürlü¤ümüzün çabalar› ile sahte balc›l›¤›n önüne
geçebilmek için markalaflma
cihetine gidilmektedir ben bu
vesile ile okuyucular›ma bar›fl
dolu ball› y›llar diler sayg›lar
sunar›m.
36
Ünalan Mahallesi, Kars-ArdahanI¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma
Dayan›flma ve Kültür Derne¤i
NALAN Mahallesi, Kars-Ardahan- I¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür
Derne¤i geleneksel sosyal etkinlilerinden biri olan yöresel kaz yeme¤ini genifl kalabal›k bir hemfleri toplulu¤uyla coflkulu bir flekilde
yapt›.
Sosyal etkinliklerle insanlar›n bir
araya gelerek özlemlerini gidermesi adet ve geleneklerinden yaral›
olanlar› devam ettirmesi, yöresel etkinliklerini yenilemeleri insanlar›
mutlu k›lmaktad›r.
Dernek çal›flmalar›n› yürütmek yönetim ve üyeler aras›nda özveri erdem ve anlay›flla daha rand›manl›
ve hofl olur derneklerin en büyük
flans›zl›¤› ilgili yerlerden yeterli deste¤i almamakt›r. Yinede azimli istekli ve kararl› olmak en önemli un-
SERHAT KÜLTÜR HABER
rulmufl olup çeflitli çal›flmalarla bu
faaliyetlere devam etmektedirler.
Bu tür dernek faaliyetleri kültürel ve
sosyal etkinliklerle birlikte geçmiflten günümüze gelerek adet ve ananelerin yaflat›lmas›nda bir anlamda
tarihi ile yöre insan› aras›nda bunlar›n yaflat›lmas› ad›na da çok önemli bir misyon üstlenmektedir.
Ü
Dernek baflkan› emekli ö¤retmen
Naim ERDA⁄ konuflmas›nda flöyle
dedi: Ünalan Mahallesi, Kars-Ardahan, I¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma
Dayan›flma ve Kültür Derne¤i olarak bu güzel günümüzde bizleri
yaln›z b›rakmayarak onurland›rd›¤›n›z için hepinize yönetim kurulumuz
ad›na hofl geldiniz diyor ve teflekkür ediyorum. De¤erli konuklar, dayan›flma yard›mlaflma birlik ve beraberli¤in en güzel örnekleri metropol kentlerde hemfleri destekleri taraf›ndan verilmektedir.
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Dernek Baflflkkan› Emekli Ö¤retmen
Naim Erda¤-Kaz›m Alagöz
surlard›r. Bizler görüfllerimiz ve düflüncelerimiz ne olursa olsun biriz
ve beraberiz. Sosyal etkinli¤imizde
eksiklerimiz ve hatalar›m›z olursa
siz de¤erli konuklar›m›zdan hoflgörü ile karfl›layaca¤›n›z› umuyor hepsinize iyi e¤lenceler diliyor sevgi ve
sayg›lar›m› sunuyorum, dedi.
Mevcut bu derneklerden birisi de
Üsküdar ‹lçesi, Ünalan Mahallesi’nde faaliyet gösteren Kars-Ardahan- I¤d›r ‹lleri Sosyal Yard›mlaflma
Dayan›flma ve Kültür Derne¤i Çaml›ca düzenledi¤i geleneksel Kaz
fiöleni ile kat›l›m›n iyi oldu¤u flairi,
ozan› ve sanatç›s› ile davetlilerin
hoflça vakit geçirdi¤i bir yemek oldu. Böyle güzel birlikteliklerin ,da-
Çeflitli etkinliklerde Güzel diksiyonu
ve içten sunumuyla bugünün sunuculu¤unu yapan de¤erli hemflerimiz, Kaz›m Alagöz, KAI Vakf› ve
Kars-Ardahan-I¤d›r Dernekleriyle
ilgili görüfllerini flöyle anlatt›:
‹stanbul’da mevcut KAI Vakf› faaliyetlerine devam etmekle birlikte ayr›ca a¤›rl›kla ‹stanbul’da olmak üzere di¤er birçok il ve ilçelerde de
Kars-Ardahan-I¤d›r Dernekleri ku-
Aflfl››k Mürsel Sinan
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
37
Mustafa Kara konuflmas›nda flöyle
dedi:
Ünalan KAI Dernek yönetimi, baflka ilçelerden gelen dernek baflkanlar› de¤erli hemflerilerimiz bu so¤uk günde Serhat Kars’›n s›cakl›¤›n› güzelli¤ini yaflatt›¤›n›z için hepinize teflekkür ediyor sayg›lar sunuyorum.
Mustafa KARA
yan›flman›n önemi büyüktür. Bu anlamda ben bu tür derneklerin çok
yaral› olaca¤› inanc›nday›m. Bu tür
faaliyetlerde görev alan hemflerilerimi yürekten kutluyorum. Ünalan
Mahallesi’ndeki bu derneklerin düzenledi¤i yemekte görev alan hemflerilerimi ve dernek baflkan› ile tüm
yönetim kurulu üyelerini kutluyorum. “Gün dayan›flma günüdür” diyerek sözlerine son verdi.
Serhat Kültür Dergisi olarak; Ünalan Mahallesi, Kars-Ardahan, I¤d›r
‹lleri Sosyal Yard›mlaflma Dayan›flma ve Kültür Derne¤i’nin düzenlemifl oldu¤u bu güzel etkinlik içi yönetim kurulunu kutlar, nice böyle
birlik ve beraberlik ad›na yap›lacak
hemfleriler aras›ndaki dayan›flmay›
güçlendirecek etkinliklerin devam›n› dileriz
Bizler Serhat Karsl› olarak, mezalimin ne oldu¤unu, soyk›r›m›n ne oldu¤unu,93 harbinin ne oldu¤unu
dedelerimizin bize anlatt›¤›yla yani
hepimizin bildi¤i gibi Ermeni katliam›n› yaflam›fl iliz biz. Ben kendi
flahs›m olarak dedem ve dedemin
kardeflleri; 7 dede diye ifade ederler, Ermeni katliam›nda flehit olmufllard›r. Ben buradan yola ç›karak bu
gün Filistin ve Gazze’de yaflananlar› yüre¤imizin derinliklerinde hissediyoruz. Bu mezalimden bu soyk›r›mdan etkilenmifl bir ailenin çocu¤u olarak bütün olanlar› dünyan›n
gözü önünde gerçekleflen katliam›
k›n›yorum diyerek sözlerine flöyle
devan etti:
Hayat›n içersinde her fley beraber
gerçeklefliyor. Bir yandan katliamlar gerçeklefliyor bir yandan da
dostluk ve güzellikler . Bu anlamda
bu tür derneklerimiz birlik ve beraberli¤in en iyi ifadesidir. Kültürümüze ve derneklerimize sahip ç›kmal›y›z. Ben bu güzel günü çok uzatmadan yaln›z sadece bir anekdotla ayr›laca¤›m. Geçen y›l Ataköy
Ahmet Cömert Spor Salonu’nda
çok güzel bir gece, daha do¤rusu
gün gerçekleflti. Erzincan’›n kurtu-
Aflfl››k Orhan Üstünda¤
luflu ben o geceye Ahmet Cömert’e gittim. Salon t›kl›m t›kl›md›.
Erzincan’la da çok büyük gurur
duydum. Muhteflem bir kalabal›k
muhteflem bir program sonras›nda
düflündüm. Bir Karsl› olarak ne kadar gurur duydum ne kadar onurland›m anlatamam. Düflündüm de
e¤er biz serhat s›n›r›m›z› koruyamasayd›k Erzincan Kurtulufl Günü’nü kutlayamazd›. Hepimizin
do¤du¤u kent ‹stanbul ve ‹stanbul’un içinde Üsküdar’day›z. Çaml›ca’day›z. Çaml›ca’n›n içinde Ünalan’day›z. Ben bu anlamda kesinlikle ve sayg›de¤er baflkan›m›z›n
da az önce ifade etti¤i gibi kardeflli¤in, dayan›flman›n, birlikteli¤in
her fleyden önce geldi¤ini söylüyorum. Hepinize sayg›lar sunuyor teflekkür ediyorum.
38
Kars Arpaçay Tomarl› Köyü
Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
SERHAT KÜLTÜR HABER
3. Geleneksel Kaz Gecesi Yap›ld›
ARS Arpaçay Tomarl› Köyü Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i’nin 3. Geleneksel Kaz Gecesi 30.01.2009
tarihinde ‹stanbul Arnavutköy’de gerçekleflti. Geceye
Aflfl››k Mürsel Sinano¤lu, Aflfl››k
Poyrazo¤lu ve Aflfl››k Turgay
Mutlu sazlar› ve birbirinden
güzel türküleriyle efllik ettiler.
K
Gecede dernegin kurucu
üyelerine dernek yönetimi taraf›ndanteflekkür plaketi verildi. Baflflkkan Nurettin Kazak bütün dernek üyelerine teflekkürlerini bildirdi. Geceye kat›lanlar aras›nda birçok siyasi
eri Birli¤i
parti ve KAI Hemflfle
ve Zeytinburnu KAI Hemflfle
eri
Konseyi de bulunmaktayd›.
Önceki dönem baflkanlar›ndan Recayi Oruç’un Keyifli
sunumu ve afl›klar›n bir birin-
den güzel türküleri eflli¤inde
kazlar yenildi ve afl›k Turgay
Mutlu’nun coflkulu halaylar›yla gece son buldu. Ayr›ca Gecede Tomarl› Köyü Derne¤i
yönetimi dernek ad›na al›nm›fl
olan bir arsan›n da müjdesini
köylüleriyle paylaflt›. Gecenin
görüntüleri ekin tv taraf›ndan
yay›nland›.
Serhat Kültür Dergisi olarak
kültürümüzü gelenek ve ananelerimizi yaflatacak olan sivil
toplun örgütü derneklerimizi
kutlar, Kars Arpaçay Tomarl›
Köyü Yard›mlaflma ve Dayan›flma Derne¤i’ne dostluk ve
bar›fltan yana nice böyle güzel etkinlikler dileriz.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
SERHAT KÜLTÜR HABER
39
Ardahan Alagöz Köyü Kültür
ve Dayan›flma Derne¤i
R D A H A N Alagöz Köyü Kültür ve
A Dayan›flma
Derne¤i düzenlemifl
oldu¤u kaz gecesi kalabal›k hemfleri
kat›l›m›yla yap›ld›. Afl›klar ve yöresel
sanatç›lar›n güzel türküleri eflli¤inde
yöremiz insanlar› dostluk içinde el ele
halaylar çekerek, birlik ve beraberli¤in güzelli¤ini yaflad›lar.
Gecede bir konuflma yapan dernek
baflkan› Orhan Çerkez özetle flöyle
dedi:
Bizler Alagöz köylüleri olarak y›llard›r
ülkemizin çeflitli yerlerinde ikamet etmekteyiz. Çeflitli yerlerde elde etti¤imiz olanaklarla yaflam mücadelemizi
sürdürüyoruz. Bu mücadele bizleri birbirimizden uzaklaflt›rd›. D›flar›da görd¤üm halde yabanc› zannedip ona göre hitap etti¤imiz köylülerimiz ve hatta
akrabalar›m›z›n oldu¤unu gördük. Bu
ac› bir gerçektir. ‹flte bu gerçe¤i gören
de¤erli arkadafllar›m›zla bir araya gelerek Alagöz Köyü Kültür ve Dayan›flma Derne¤i’ni kurmay› baflard›k.
Geçti¤imiz günlerde birinci ola¤an
kongresini yapan derne¤imiz yönetim
kurulunu oluflturmufl ve bugün de sizleri burada buluflturmufltur. Resmi ve
tüzel kiflili¤e kavuflan Alagöz Köyü
Derne¤i’mizin kuruluflunu kutlamak
köylülerimizi bir araya getirmek sureti
ile kaynaflma, dayan›flma, birlik ve
beraberli¤imizi pekifltirmek ad›na
dernek yönetimi olarak sizleri buraya
davet etmifl bulunuyoruz. Bu tan›flma
ve buluflmay› yöremize ait olan kaz
gelene¤i ile pekifltirmek istedik. Bugün en büyük ihtiyaç duydu¤umuz olgu birlik ve beraberlik içinde oldu¤umuz süre içinde baflaramayaca¤›m›z
hiç bir konu yoktur. Alagözlüler olarak
“ben” de¤il “biz” felsefesini ön planda
tutup çal›flmalar›m›z› olna göre yürütece¤iz. Maddi ve manevi birlikteli¤i
her yerde ve her zmaan hemflerilerimizin beraber oldu¤unu bu gece vas›tas›yla sizlere hissettirebiliyorsak ne
mutlu bizlere. Bu dernek bu güne kadar oldu¤u gibi yönetimde bulunan
fedakâr köylülerimizin derne¤i de¤il
hepimizin derne¤idir.
Serhat Kültür Dergisi olarak; Ardahan
Alagöz Köyü Kültür ve Dayan›flma
Derne¤i’nin düzenlemifl oldu¤u bu
güzel etkinlik için yönetim kurulunu
kutlar, nice böyle birlik ve beraberlik
ad›na yap›lacak hemfleriler aras›ndaki dayan›flmay› güçlendirecek organizasyonlar›n devam›n› dileriz.
40
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
"Gerçek Bir Olay›n Hikâyesi"
Av. Akay BEfiMART
E N Ü Z on yedi yafllar›nda genç bir deH
likanl› idi Ahmet. Jandarma görevlisi
eflli¤inde sorgulanmak üzere savc›l›k odas›na girdi¤inde eski gömle¤inin geriye kaç›k yakas›n›n ortaya koydu¤u boynundaki
atardamar›n inifl kalk›fl› yan›nda titreyen
bacaklar› üzerinde zorlukla duruyor, olay›
anlat›rken bo¤ulurcas›na k›s›k ve derinden
gelen sesler ç›kar›yordu.
Yasalara göre suçlu idi. Kendi yafllar›ndaki
sevgilisini kaç›rman›n suçlulu¤u...
Kahvehanelerde, lokantalarda çal›fl›rken yörenin hafta pazar›nda görmüfl tan›flm›flt› Keriman’›. Köyden her geliflinde buluflur Keriman’la gelece¤in hesab›n› yaparlard› uzun
uzun. Keriman da tutkundu ona delicesine.
Buluflmalar› sürüp gittikçe aflklar› da alevini
art›r›r, beraberliklerini yo¤unlaflt›r›rd›.
Ahmet haz›rl›k içinde idi. Babas›n›n anas›n›n iki gözlü ev içinde kendisine ay›rd›klar›
odas›n› eline geçirdi¤i ücretinden art›rd›¤›
ile taksitle ald›¤› eflyalar›n› zevkle döfler,
Keriman’›na haz›rl›k yapard› durmaks›z›n.
Art›k Keriman’› babas›ndan istemenin zaman› geldi¤ine inan›yor konuyu anas›na
babas›na aç›yordu. Gere¤i yap›l›p Keriman
istenecekti ama nas›l? Keriman varl›kl› bir
çiftçinin k›z›, Ahmet ise fakir bir kasaba delikanl›s› idi.
Babas› durumun bilincide oldu¤undan Ahmet’i cayd›rmak için gerçekleri bir bir ortaya koyuyor, uyand›rmak istiyordu o¤lunu.
Ahmed’in gözü kör, kula¤› sa¤›r olmufltu.
Odas›nda o dar ve kasvetli odas› Keriman›n› hayal ettikçe ona cennet gibi geliyor, dal›p gidiyordu.
Keriman da Ahmet kadar kararl› idi. Ya Ahmet’e varacak ya kimseye. Güzeldi masmavi c›v›l c›v›l gözleri beyaz yanaklar› üzerine dökülen kumral saçlar› vard›...
Haber gelmiflti babas›ndan Keriman’›n;
“Hem fakir hem çingene, k›z m› verilirmifl
ona.” Hemen niflan tak›lm›flt› Keriman’a yak›n köyden Mehmet Efendi’nin o¤luna.
Sevmedi¤ine gitmezmifl Keriman, Ahmet’i
istermifl dinleyen kim. K›z› kendi haline b›rak›rsan ya davulcuya gidermifl ya zurnac›ya. Çingene imifl Ahmet’in annesi olsun.
Çingene insan de¤il mi? Fakirmifl bana ne?
Haber sald› Ahmet’ine, kaçacak yok olacaklard› birlikte.... Kaçt›lar.
Nereye gidebilirlerdi yokluk ve darl›k içinde. Kim arka ç›kard› onlara? ‹ki gün geçmiflti... ‹ki günlük beraberlikten sonra art›k
Keriman’› vermeli idiler Ahmet’e. Öyle düflünüyorlard›. Döndüler beraberce gidip
teslim oldular jandarma komutan›na.
Keriman’› dinledi sonra da Savc›... “Ahmet’i
isterim” derdi baflka bir fley demezdi. Suçlu idi Ahmet, reflit olmayan k›z› kaç›r›p al›komadan suçlu idi.
Ahmet’in Öyküsü
Serbest b›rakt› Ahmet’i Savc›. Tutuksuz
yarg›lanacakt› öyle takdir etmiflti olay›. Keriman yafl› küçük oldu¤undan yasa gere¤i
velisine teslimi gerekiyordu. Savc›l›k kap›s›nda bekleyen Keriman’›n babas› ve a¤abeyleri hoflnut olmad›lar Ahmet’in serbest
b›rak›lmas›ndan. Tutuklanmas›n› istiyorlard›
onlar için bu flartt›...
Keriman babas›na teslim edildi¤ini ö¤renince att› yerlere kendini 盤l›k 盤l›¤a ba¤›r›yor
gitmek istemiyor Ahmet’ini istiyordu. Serbest
b›rak›lan Ahmet Keriman’›n 盤l›klar› üzerine
koridorun bir köflesine sinmifl, bir fleyler yapamaman›n ›zd›rab› içinde Keriman’›n zorla
götürülüflünü gözünden dökülen iki damla
yafl› fluursuzca silerek izliyordu.
Günler birbirini izliyor Ahmet Keriman ile
bulufltuklar› yerlerde saatlerce bekliyor, ondan bir türlü haber alam›yordu. ‹kinci perflembe pazar› gelmiflti Keriman’› hâlâ ortalarda yoktu. Sabr› taflm›fl gönlü kabarm›flt›.
Unutmuflmuydu acaba Keriman kendisini.
Araflt›rd› bir köylüsünü buldu sordu soruflturdu. Y›k›ld› ald›¤› habere karoldu. O akflam Keriman’›n Park Dü¤ün Salonu’nda
dü¤ünü vard›. Dü¤ün salonuna çok yak›nd› evleri. Odas›na çekilmiflti erkenden. Kah
içeri girdi kah d›flar› ç›kt›. Anas› sezmiflti
Ahmet’in bunal›m›n›, yalvard› yakard›, afl
yapt› yemke getirdi...
Hava kararm›fl gelinin dü¤ün salonuna gelme saati yaklaflm›flt›. Dü¤ün salonunun girifl kap›s›na yak›n bir köfleye sakland›. Son
bir kez görmek istiyordu Keriman’›n›... Davetliler gelior guruplar halinde dolduruyordu. Otobüslerle köyden gelen genç k›zlar,
delikanl›lar, analar, babalar bu mutlu¤un
pay›ndan koparmak için yar›fl›rcas›na yerlefliyorlard› salona...
Nihayet o an gelmiflti. Salon kap›s›na yanaflan krapon ka¤›tlar ile süslenmifl oto yak›n›ndan geçti, yandan görmüfltü Keriman’›
gelinli¤ içinde, baflan› yere e¤di sars›ld›,
toparland› tekrar bakt› otonun arka cam›nda Krapon ka¤›d› ile iki harf gördü K.M. Keriman’la evlendi¤i gencin isimlerinin bafl
harfi. K harfine tak›l› kald› gözü.
✰ ✰ ✰
Dü¤ün salonundan caz sesi on tonluk yük
gibi çarp›yordu Ahmet’e, sendeleyerek
uzaklaflt›. Kah kofluyor kah yuvarlan›yordu
sanki. Hafiften ya¤an ya¤murun ›slatt›¤›
saçlar›n› fluursuzca eli ile çekiyor yolmak
koparmak istiyordu. Arada bir kendine gelmek için do¤ruluyor beceremiyordu...
✰ ✰ ✰
Odas›na girip içerden kap›s›n› sürgüledi.
Anas› kap›da açmas› için yalvar›yordu ama
o hiç duymuyordu sanki. Keriman ile birlikte olaca¤› anlar›n hayali ile yaflad›¤› odas›
ona zindan gibi geliyor. Zaten karanl›k olan
odada gittikçe dünyas› karar›yordu. Dü¤ün
salonundan Trakya’n›n tulum havas› çalmaya bafllam›flt›. Satonun oynak havas›na
uyan sarhofl davetlilerin nefleli naralar› ile
balyoz gibi iniyordu tepesine ac›mas›zca...
Uzand›¤› karyolas›ndan kalk›p masaya
do¤ru yürüdü. Cebinden ç›kard›¤› tükenmez kalemle masa üstündeki yar›s› y›rt›k
ka¤›da bir fleyler çizikledi, alt›na imza att›
kalemi f›rlatt›... Sonra e¤ilip yerden kalemi
kald›rd› yazd›¤› ka¤›d›n ortas›na saplarcas›na vurdu. Kalem k›r›lm›fl parçalanm›flt›...
‹dam hükmü veren bir yarg›ç gibi idi.
Tekrar yata¤a uzand› s›rt üstü... Gözleri tavanda bir fleyler arar gibi idi. Bir müddet
tavandaki bir deli¤e tak›ld› kald›. Ani bir kararla sa¤ elini yast›¤›n alt›na soktu... Anas›
komflular›n da biriktidi¤i kap›da yalvar›yor
kap›y› açmas›n› istiyordu... Ahmet sanki hiç
bir fley duymuyordu.
‹çerden bir el silah sesi gelmiflti.. Tek bir el,
anas› 盤l›klar atarak komflular› ile birlikte
k›rm›fl içeri girmifllerdi... Ama çok geç. Ahmet Hükmü infaz etmiflti.
✰ ✰ ✰
K›z kaç›rmadan san›k Ahmet’in Adli muayenesi ve keflif için gelen C. Savc›s› Sa¤
flaka¤›ndan giren kurflunun beyni parçalayarak sol flaka¤›ndan ç›k›fl›n›n, ac› görünümünü tüm al›flkanl›klar›na karfl›n bakam›yor
gözünü devaml› kaç›r›yordu. Tan›m›flt› Ahmedi... Kendi kendine hay›flan›yor... “Ben
de suçluyum... Ben de suçluyum olayda,
keflke tutaklansayd› Ahmet bu ç›lg›nl›¤›
yapmayabilirdi zaman geçseydi” diye yorumluyordu.
✰ ✰ ✰
Daha evvel aç›lm›flt› dava Ahmet hakk›nda.
Asliye ceza mahkemesi mubafliri ba¤›r›yor.
“K›z kaç›rma al›koymadan yarg›lanmak
üzere ça¤›r›yordu Ahmet’i. Savc›n›n gözleri dolu dolu oldu oturdu¤u iskemlede iki kat
olup yarg›ca dönerek.. “Onun yarg›lanmas›
yap›ld›... ‹dama mahkum oldu. Kendisi infaz etti hükmü...” diyebildi bo¤ulurcas›na.
Yarg›ç karar› yazd›r›yordu umursamazca:
Gere¤i düflünüldü: San›¤›n intihar ederek
öldü¤ü kay›tlardan anlafl›lmakla T.C. Yasas›n›n ........ Maddesi gere¤i davan›n düflürülmesine....
“Bu davalar böyle kapanmaz.” dedi savc›
kendi kendine tekrar edip duruyordu bu cümleyi... “Fakirmifl, Çingeneymifl sevmeye hakk›
yok mu bunlar›.” As›l yarg›lanmas› gerekenler
getirilmeli adalet önüne adaletsiz yasalarla
birlikte yarg›lanmal›” diyordu savc›..
✰ ✰ ✰
Bir kaç gün sonra ikinci infaz haberi iletilmiflti Savc›ya. ‹ple kendini asm›flt› Keriman
odas›n›n tavan›ndan... Gülüyordu Ahmet’ine eriflmenin mutlulu¤u içinde idi sanki...
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
41
Ifl›l Kofl Sar› Kab› Getir!!!
Ifl›l GÜRSOY UYAR
N U N ad› Sar› Kap idi. Sar› Kap
O dendi¤inde
Hayat’taki tüm tey-
zeler-anneler ve çocuklar neyin istendi¤ini anlard›.
Yuvarlak bir avluya aç›lan evler birbirine bitifliktir. Hayat denilir bu avluya.
Kocaman bir kap›dan girilir Hayat’a.
Bir de sürekli aç›k olan küçük kap›dan. Büyük kap› o kadar büyüktür ki
çocuklar onu isteseler de açamaz.
Büyük demir halkaya geçirilen kanca, tafl›nmalarda, kömür boflaltmalarda, yani içeriye araba girece¤i zaman aç›l›rd›. Komflular›m›zla, Hayat’›n içinde, hayat›m›za dair çok fleyi birlikte yaflard›k. Ekim kas›m aylar›, kar kap›lara kadar birikmeye bafllar. Her komflu kendi kap›s›n›n önünü
kürekle açar, Hayat›n ortas›nda bir
kar tümse¤i oluflur, may›s ay› gelmeden de erimez. Bayram sabah› her
komflu -elbette anneler veya k›z çocuklar- kendi kap›s›n› sular, süpürür,
evlerin içi gibi d›fl› da konuklara haz›rlanm›flt›r.
Okullar aç›l›r, her evden bir, bazan
birkaç kara önlük - beyaz yakal› çocuk f›rlar, Hayat›n ortas›nda bir telafl,
okula gidilir.
Yaz günleri de bir baflka. K›fl için kavurma, sucuk, turflu yap›l›r. Bir de
çeflit çeflit reçel... Asl›nda pek de
çok çeflit olamazd› galiba. Her reçellik meyvay› bulamazd›n›z Kars’ta o
y›llarda. Annemin, “Arka Bahçe”mizden reçellik gül toplad›¤›n› hat›rl›yorum (pembe k›rm›z› ebrulidir, ne de
güzel kokarlar.) Kay›s› reçeli de yaparlard›. Kay›s›dan hem reçel yaparlar hem de kuruturlard›. Çat›ya serilip kurumaya b›rak›lan kay›s›lar›
kontrol etme ifli daha çok çocuklara
aitti.
Çat›ya ç›kmay› çok severdik. Uzaklara bakard›k. Arada bir uçaklar›n inip
kalkt›¤› Kars Havaalan›n› görebilirdik
oradan. Yükseklere ç›kmaktan inmekten hiç korkmazd›k, bafl›m›z dönmezdi, annelerimiz de tedirgin olmazlard›. Ya da onlar tedirgin olmad›¤› için biz korkmazd›k, bafl›m›z dönmezdi. Ben “Aman çocu¤um düfler-
Y az günleri de bir baflflkka. K›fl için kavurma, sucuk, turflflu
u yap›l›r.
Bir de çeflfliit çeflfliit reçel... Asl›nda pek de çok çeflfliit olamazd›
galiba. Her reçellik meyvay› bulamazd›n›z Kars’ta o y›llarda.
Annemin, “Arka Bahçe”mizden reçellik gül toplad›¤›n› hat›rl›yorum
(pembe k›rm›z› ebrulidir, ne de güzel kokarlar.)
sin” uyar›s›n hemen hiç hat›rlam›orum
çocuklu¤umdan.
“Sara Teyze Sar› Derin Kap sizde mi?
Annem istiyor.”
Gülden, kay›s›dan baflka bir de viflne
reçeli... Viflne reçeli yap›l›rken her
aflamas› beni çok ilgilendirirdi.
“Hay›r k›z›m geçen hafta Zehralar reçel yapt› onlara sor.”
Evin küçük k›z› iseniz, size hep s›radan getir-götür ifllerini yapt›r›rlar. Anneniz viflneleri y›kay›p saplar›n› kopard›ktan sonra ince ifllere s›ra gelir.
Viflneler fazla h›rpalanmamal›, kaptan
kaba aktar›lmamal›. Bir elinizde viflne, bir elinizde çengelli i¤ne, meyveyi h›rpalamadan, s›kmadan nazik hareketlerle çekirde¤i ç›karacaks›n›z.
Viflneler Sar› Derin Kapta, çekirdekler
bir baflka kapta toplan›r.
Çekirde¤i ç›kar›lm›fl viflnenin üstüne
tepeleme toz fleker dökülür, bir gün
bekletilir. Ertesi sabah fleker hafif erimeye bafllam›fl, viflneler iyice tatlanm›flt›r. Dünkü hafif mayhofl viflne, flekeri içine çekince ne güzeldir tanr›m.
Hep flafl›rd›m büyüklere, neden bu
haliyle yemezler viflneyi.
Tabii siz de çekirdek ç›karma operasyonuna kat›lmak istersiniz, k›rm›z› k›rm›z› meyvay› kar›flt›rmak isterseniz,
suyu bileklerinizden aks›n istersiniz
ama çocuklara böyle zevkli iflleri yapt›rmazlar. Hem, annenize yard›m etmekte olan en az bir komflu vard›r zaten. Sizin yapaca¤›n›z en önemli ifl,
Sar› Reçel Kaynatma Kab›’n› bulmakt›r. Bu kab›n gerçek sahibini ben y›llar
sonra ö¤rendim. Çünkü hangi komflu
reçel yapacaksa kap ondad›r. Evin
küçük k›z› olarak size s›ras›yla Zehra
Teyzelerin, Hakk› Bey Amcalar›n, Sara Teyzelerin ve ad›n› hat›rlayamad›¤›m baflka teyzelerin kap›s›n› çalmak
düfler.
Sara teyze bunu öyle bir ifadeyle söyler ki, kab›n kendilerine ait oldu¤unu
asla anl›yamazs›n›z. Çünkü kap, ricas›z mihnetsiz, kimse laz›msa onda
olur, o kullan›r. Sonunda kap bir komfludan bulunur. Boynunuzun yar›s›
kadard›r.
Büyükler size çekirdek ay›klatmazlar,
ama ertesi sabah e¤lence daha devam edecek. Akflamdan bu yana flekerde bekliyen viflne dolu Sar› Kap,
içinde kok kömürü yanan malt›z›n üstüne koyulur. Heyecanla kaynamas›n›
beklersiniz. Viflneler fokur fokur kaynad›kça kab›n etraf›nda pembe köpükler birikir, biriken köpükler tahta
kafl›kla dikkatlice toplan›p, bir baflka
taba¤a aktar›l›r.
Reçelde köpük olmamal›. Anneniz kimi zaman, pembe pamukçuklar›, köpükleri parma¤›n›za dolay›p yalamaya
izin verir. Reçelin en lezzetli hali köpük
halidir.. Köpükler çocuklar içindir...
O y›llarda, komflular›m›z›n, bizim günlük yaflam›m›zda önemli bir yeri olan
o kap art›k benim evimde. Reçel mi
yap›yorum onda? Elbette hay›r. Hiç
denemedim bile. O kadar çok reçeli
hangi kalabal›k aile ile tüketece¤iz.
Hem malum art›k çay› bile flekersiz
içmeye çal›fl›yoruz, reçel yemek nerede?. Üstelik, eminim yapmay› denesem pembe köpükler o kadar lezzetli olmayacaklar.
Arada bir limonla siler parlat›r›m. Çok
güzeldir. ‹çine birfley koymam. Orada
öyle durur.
42
Tamer VARLI
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Dost.. Dostluk…
Dostlar…..
Sendikac›
[email protected]
E kadar güzel bir kelimeler zinciri
N
de¤imli ? Sevilen, güvenilen, yak›n
arkadafll›¤› anlatan, gönüldafl, iyi görüflülen kimseleri getirir akl›m›za. Bu üç
kelimenin en güzel taraf› da bence;
içinde düflman›n karfl›t› olan bir ifadeyi
bize anlat›yor olmas›.
Dost, her zaman insana çok gerekli olan
bir arkadaflt›r. Hele hele güvenilir bir
dostsa, bir ömür her zaman yan›n›zda
olur. Hem iyi günlerimizde, hem de kötü
günlerimizde. E¤er bu arkadafl›m›z güvenilen biriyse, hiçbir zaman bize kötülükte etmez bizim düflman›m›zda olamaz. Dost derken, hiçbir zaman kimsenin tasvip etmedi¤i, erkek veya kad›n›n
evlilik d›fl› kurdu¤u bir iliflki olarak adland›rmak istemeyiz.
Nedense ‘uzakta olan dostlar›m›za karfl›
kalbimiz baflka bir özlem ve muhabbetle doludur’ diye. Belki de bizim yan›m›zda olmad›klar›ndand›r, bu dostluk özlemi. Yan›m›zdaki dostlar›da özleriz ama
uzakta olanlar›, bir baflka sevgi ve s›cakl›kla bekler dururuz.
Genellikle dostluk kurdu¤umuz zaman,
birbirine insanlar dostça davran›fllar
gösterir. ‹ki kifli aras›nda bir s›k› dostluk
kurulmufl ise, biri ötekine özveri ile davranmas› gerekmez. Çünkü, onlar yak›nl›k kuran arkadafl ve dostturlar. Birbirlerine dost gibi candan davran›rlar. Dostluklar erkekler ve han›mlar aras›nda da
bence ayn›d›r. Herkes her derdini bir
çok insanla paylaflmak istemez. Bir derdi varsa, gerçek dostu ile paylaflmak ister. O sadece ve sadece dost bildi¤i,
dostluk kurdu¤u kifliye gider derdini anlat›r ve düflüncelerini paylafl›r. Bir deyim
bunu çok güzel anlat›r bize; DOST KA RA GÜNDE BELL‹ OLUR, gerçek dostlar ancak üzüntülü, s›k›nt›l› günlerde insan› yaln›z b›rakmamakla belli olur. Bazen arkadafltan, akrabadan bile ileridir
dostluklar. Bizlerin hayat›nda da böyle
dostluklar çoktur. O dostlar›m›zla akrabalar›m›zdan bile daha fazla görüflür ve
hasret gideririz. Bazen ben bile kendi
kendime sorar›m; niye böyle oluyor diye? Ama bir türlü cevab›n› bulamam.
Geçenlerde bir yerde yaz›yordu. Sevdiklerimizden ne kadar uzakta yafl›yorsak o kadar mutsuz oluyormufluz. Sevdi¤imiz dostlar ayn› flehirde ise bir birim
mutluysak ayn› mahallede oldu¤u zaman iki birim mutlu oluyormufluz. Onun
için dostlar›m›zdan fazla uzak olmayal›m ki, bizlerde çok mutlu olal›m.
Birde biz insanlar›n gizli dostlar› vard›r.
Sadece biz onlara derdimizi, s›rlar›m›z›
anlat›r›z. Onlar bizim dostlar gibi s›rdafl›m›zd›r. Bizleri sadece dinlerler fakat
cevap veremezler. Bunlar neler midir;
kitaplard›r, hayvanlard›r (evcil olanlar).
Kitap insan›n dostudur. ‹nsan kitap okudu¤u zaman huzur bulur, içindeki tüm
kötü duygular kaybolur gider. Kitap okuyan insanlar iyi fleyler düflünür. ‹nsan›
dost olmaya davet eder, ben ve benim
gibi bir çok insan böyle düflünüyordur
herhalde. Çiçekler de biz insanlar›n
dostudur. Onlar› ekerken, büyütürken ve
çiçek açarken hem konuflur, hem de
bazen dertlefliriz. Onlarda bizleri s›k› bir
dost gibi dinlerler. Hele su verirken daha da bir coflkuyla dinlerler.
Hayvanlar içinde de s›k› dostlar vard›r.
Kufllar, kediler, köpekler, atlar v.s. Köpek biz insanlar›n çok sad›k bir dostudur. Bu hayvan sahibine karfl› müthifl
sad›kt›r. Hatta baz› özürlü vatandafllara
çok yoldafl oldu¤unu hep görürüz. Kediler de öyledir, köpekler kadar olmasa
da. Genelde evcil olanlar› ise bir baflka
yak›n dosttur, odan›n bir köflesinde öylece sizi dinler. Bir aile dostumuzun
bembeyaz kedisi Sütlaç’tan bahsetmeden edemeyece¤im. Bu süt beyaz› kedici¤in kulaklar› duymamas›na ra¤men
her söyleneni anlamas› da baflka bir sevecenlik kat›yor. ‹flte böyle bir dost buda.
Birde tepe, bay›r koflan atlar vard›r. Sizi
al›r oradan oraya dolaflt›r›r, yorulur ama
öyle bir an gelir ki, bir bakm›fls›n›z o Güzelim at sizin çok yak›n bir s›rdafl›n›z ve
dostunuz oluvermifl.
Evinizin içinde, bir kafeste hapsedilmifl
bir kufl bile, yaln›z olan bir insan›n evin
içindeki tek dertleflecek dostu oluverir
kimi zaman. Bir köflede de olsa sizi öylece dinler.
Dostlar›, dostluklar› yazmaya ve anlatmaya sayfalar ve de günler ay›rsak yetmez. Gerçek dostluklar y›llar geçsede
unutulmaz. Hatta ebediyete intikal
eden, dostlar›m›z› da hem özleriz, hem
de onlar› yad ederiz. Hani bazen k›z›nca flöyle deriz; “Dostun att›¤› tafl bafl
yarmaz”, dostumuzun ac› sözlerinden
veya sert davran›fllar›ndan, biz insanlara kötülük gelmez. O bize bu hareketi
yaparken, bizim hep iyili¤imizi ister ve
bizi uyar›r. Dost, dostluk ve dostlar her
zaman biz insanlara gerekli olan güzel
iliflkilerdir. Dostsuz, dostu olmayan kiflilerden ve yaln›z kalan insanlardan olmayal›m. Allah bizi can dostlar›m›zdan
ay›rmas›n.
“Üzüntüler dostlarla paylaflt›kça azal›r,
sevinçler dostlarla paylaflt›kça ço¤al›r”.
Çünkü, dostluklar kolay kurulam›yor ve
öyle fl›p diye bulunmuyor. Zaman ve çaba gerektiriyor. Elimizdeki dostluklar›n
k›ymetini bilelim, sonradan üzülmeyelim. Dostlar›m›z› s›k s›k arayal›m, onlar›
küstürmeyelim. Bir araflt›rsak dost kelimesinin, Türkülere, fiark›lara, Manzumelere ve A¤›tlara ne kadar s›cakl›k katt›¤›n› görürüz.
Bütün insanlar, bütün dünya ve koca koca devletler dost olsun savafllar olmas›n, hep bar›fl, huzur ve sevgi dolu dostluklara kucak açs›n. Ne demifl koca
AfiIK VEYSEL; “DOSTLAR BEN‹ HATIRLASIN.”
Bizler de bir kez daha dostlar›m›z›n her
daim hat›rlanmas› gerekti¤ini unutmayal›m. Serhat Kültür Dergisinin dostlar›
bir sonraki say›ya kadar Dostça ve esen
kal›n...
Dostlar için yazm›fl oldu¤um bu fliirimi
de sizlerle afla¤›da paylaflmak istedim.
‘Arkadafllar sadece misafir gibi gelip
sadece evin salonunda oturur, dostlar
ise mutfa¤a gider buzdolab›ndan istedi¤ini al›r yer’...
DOST ARADIM GÖNLÜMCE
Dost arad›m gönlümce,
Tepe, bay›r dolaflt›m günlerce,
Irak bir köye vard›m yorulunca,
Bir evin kap›s›n› çald›m, sessizce,
Misafir ettiler beni, dostça,
Söylefltik oradan, buradan arkadaflça,
Dost arad›m gönlümce...
Adem ile Havva’dan geldik, insanca,
Neden davran›r›z birbirimize düflmanca,
Bir selam bile yeter, gerçek dosta,
Dostumu de¤iflmem asla dünya mal›na,
Ne olursan ol, yine gel demifl Mevlana,
Dost arad›m gönlümce...
‘SEVG‹DE GÜNEfi G‹B‹OL,
DOSTLUK VE KARDEfiL‹KTE
AKARSU G‹B‹ OL.’
Hz. MEVLANA
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
43
B A K I fi
8 Mart Dünya
Kad›nlar Günü
Mürsel ADIGÜZEL
‹l Genel Meclisi Üyesi
[email protected] • msn: [email protected]
E V G ‹ L ‹ okurlar›m bu makalemle
S
sizlere, dünyada ve ülkemizde
kad›na bak›fl› anlatmaya çal›flaca¤›m. Ayn› zamanda “8 Mart Dünya
Kad›nlar Günü’nün” anlam ve önemine de¤inece¤im. Kad›nlar›m›z kendilerine reva görülen haks›zl›¤a karfl›
birlik ve beraberlik içinde var olup,
gerekli dayan›flmay› göstererek bir
araya gelmektedirler. 8 Mart günü,
flm
mifl Milletler Ör1975 y›l›nda “Birlefl
gütü” taraf›ndan “Dünya Kad›nlar
Günü” olarak kabul edilmesi sonucunda, o tarihten bu yana Birleflmifl
Milletlerin üyesi olan ülkelerde kutlanmaktad›r.
Bugün, dünya nüfusunun yar›s›n›
oluflturan kad›nlar›n sorunlar›n›, bir
siyasi rejim arac› olarak görmeyi b›rak›p, daha gerçekçi olarak alg›lamak ve anlaml› çözümler üretmek
zorunda oldu¤umuzu kabul etmeliyiz.
Kad›nlar›n baflta gelen sorunlar› iflsizlik, emek, ideoloji, cinsel sömürü,
inanç, çocuk bak›m›, mutfak, töre ve
erkek egemenli¤iyle s›n›rl› de¤ildir.
Kad›n sorunlar› genel olarak insanl›k
sorunlar›n›n bir parças›d›r.
Öte yandan Birleflmifl Milletler taraf›ndan kabul edilen “8 Mart Dünya
Kad›nlar Gününün “‹nsan Haklar›,
çocuk haklar›, hayvan haklar›, dünya
çevre günü, anneler günü, iflflç
çi bayram›, dünya bar›fl günü”nden; ya da
“babalar günü”nden pek farkl› bir anlam› yoktur.
Yukar›daki özet bilgilerin ›fl›¤›nda bak›ld›¤›nda, son y›llarda baz› kifli ve
gruplar›n “Dünya Kad›nlar Günü”
olan resmi bir ad›, emekçi kad›nlar
diye yorumlamakta ve bu hususta ›srarl› olmalar› ayr› ve özel bir anlam
tafl›maktad›r.
Dünyada ve ülkemizde, emekçi olmayan kad›n zaten binde birdir. Ayr›ca; emekçi kad›nlar›n sorunlar› da
genel kad›n ve genel insan sorunlar›ndan ayr› de¤ildir. Bu durum, bütünün içinde bir parçad›r. Bütünde
özür varsa, parçalar›n tümünde de
özür var demektir.
Kad›nlar, 8 Mart gününü birlikte mücadele etme ve dayan›flma gösterme günü olarak de¤erlendirilmeleri
gerekmektedir. Erkek-kad›n eflitli¤i
konusunda sorun yaflayan kad›nlar›m›z, kendi günlerini kutlamalarda
öne ç›kmalar› bence çok önemli bir
geliflmedir. Ne yaz›k ki bu kutlamalar›, kimileri istismar ederek çeflitli ve
farkl› mecralara do¤ru yönlendirmektedirler. Hele hele son y›llarda, ülkemizdeki 8 Mart günü kutlamalar›, tamamen k›l›f de¤ifltirmifltir. Bunun ötesinde, kad›nlar›m›z› özel bir amaca
hizmet ettirilmek istenmektedir. Hatta
çeflitli y›k›c› eylemlikler içine sokulduklar› görülmektedir.
Bu kimseler her kimse, kendi amaçlar›n› gerçeklefltirmek için kad›nlar›m›z› soka¤a sürmektedirler. Bunun
belirgin iflareti olarak, on y›ldan beri
kad›nlar›m›z›n att›klar› sloganlara
bakmak yeterli olacakt›r. Ne yaz›k ki
baz› kad›nlar›m›z, kendi günlerini
kutlama amac›n›n d›fl›na ç›karak,
olaylar›n bafl aktörleri olmaktad›rlar.
Bu fiilin içinde yer alan kad›nlar›m›z,
bir gerçe¤i çok iyi bilmelidirler. O da,
toplant› ve gösterilerin kendi günleriyle ilgisi olmayan durumlar›n d›fl›nda olamayaca¤›d›r. Böyle bir hal ve
hareketlerden kesinlikle kaç›nmal›d›rlar. Ne yaz›k ki ülkemizde on y›ld›r
kad›nlar günü bir sokak hareketine
dönüfltürüldü. Bu dayatmay› yapanlar›n siyasi e¤ilimleri bellidir. Bu nedenle, 8 Mart gününün gün olmaktan
öte hiçbir anlam› kalmayaca¤› kanaatini tafl›maktay›m.
Yurttafllar yasas› gere¤ince, kad›nlar›m›za ça¤dafl haklar›n verdi¤ini,
seçme ve seçilme hakk›n› elde ettiklerini ve bunun ötesinde, kad›nlar›n
kulluktan yurttafl olmas›n›n tarihini de
an›msamak isterim. Bunu küçümseyenlerin, her 8 Mart tarihinde y›k›c›
ve bölücülükte ittifak etmeleri pek de
hofl bir durum de¤ildir.
Ülkemiz kad›nlar›, kad›n erkek eflitli-
¤inde Kemalist Devrimin kendilerine
sundu¤u olanaklarla yasalar karfl›s›nda tam olarak eflittirler. Fakat baz›
kad›nlar›m›z, kendilerine ait olan haklar›n› neden kullanamad›klar›n›n baflkaca nedenleri vard›r kuflkusunu
duymaktay›m.
Yüzde doksan› ‹slam olan ülkemizde, kad›n› tam anlam›yla eflit yurttafl
durumuna yükselten Kemalist Devriminin geriletilmesi, ayd›nlanman›n
karart›lmas› her fleyden daha çok kad›nlar›m›z için zararl› olmaktad›r. Bunu yapan bu siyasi zihniyet, bir seçim daha kazan›rsa gericilik iyice
yerleflecek ve Türkiye ›l›ml› ‹slâmi yaflayacakt›r.
Mustafa kemal Atatürk’ün 1920’li ve
1930’lu y›llarda kad›nlar›m›za tan›d›¤›
haklar, dünyan›n birçok Bat› ülkesinin
kad›nlar›ndan daha iyi konum ve
flartlardad›r. Ne yaz›k ki baz› kad›nlar›m›z bu haklar›n›n de¤erini bilmemektedirler. Sahip olduklar› de¤erleri
ne yaz›k ki koruyam›yorlar. 1975’te
Birleflmifl Milletlerin benimsedi¤i ve
flu anda da dünyan›n büyük ço¤unlu¤unda olmayan kad›n haklar›, ülkemizde 1920’lerde verilmiflti.
Kad›nlar›m›z bu haklar› tam olarak
kullanabilmeleri ve statülerini yükseltmeleri ad›na, Ayd›nlanma Devrimi yolunda ilerlemekle ve ekonomik
özgürlükleri elde etmekle efl de¤erdir.
8 Mart gününü kad›nlar günü olarak
anmaya devam edecek olan kad›nlar›m›z, kendilerine yak›flan› yapmalar›
gerekmektedir.
Ayr›ca kad›nlar›m›z bunu bilmeliler
ki, Atatürk devrimlerinin en önemli
olanlar›ndan birisi de, kad›n haklar›n›n tan›nmas› devrimidir. Bu itibarla,
kad›nlar›m›z elde ettikleri haklar›n›
daha anlaml› ve yararl› hale getirmeyi unutmadan, 8 Mart gününü kendi
anlam›na uygun kutlamal›d›rlar. Bu
itibarla “8 Mart Dünya Kad›nlar Günü”nü kutluluyor, sayg›lar›m› sunuyorum.
44
Bahri BAKAÇ
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
Yeni Komflumuz
Ve Gelece¤imiz
[email protected]
“Adalet, bir Kutup Y›ld›z› gibi yerinde durur, geri kalan her flfle
ey onun etraf›nda döner.”
Konfiçyüs
A N L I Devleti topraklaO r›S Miçerisinde
yer alan ve üç
kentten oluflan (Basra, Ba¤dat,
Musul) Irak topraklar› bugün
Ortado¤u’nun en önemli ülkesi,
kaynaklar› oldukça fazla olan
zengin bir ülke fakat halk› s›k›nt› içinde ve sefalet içinde yafl›yor. Yaklafl›k 25 y›ld›r savafl, zulüm ve iflkence yafl›yor.
merikan hükumeti, sözde
A
kitle imha silahlar› edinmek
isteyen teröristlere yard›m ettik-
Bugün Irak Amerika’n›n
mal varl›¤›na dahil olan ve
resmiyet kazand›r›lmaya
çal›flfl››lan bir ülke yeni ad›
Amerikan Eyaleti Irak ve
kap› komflflu
umuz, peki flfliimdi
ne olacak ve bundan sonra
neler bizleri bekliyor,
ülkemizin yeni iliflflkkileri nas›l
olacak do¤rusu ihtisas
konusu bir durum, Irak’›n
yeniden infl
fla
a edilmesi,
Ortado¤u ile Avrupa
ülkelerinin ticari ifl iliflflkkileri,
Türkiye Ortado¤u’nun en
güçlü ülkesi ve patronu idi.
leri ve bu nedenle de dünya
bar›fl›n› tehlikeye att›klar› gerekçesiyle Irak, ‹ran ve Kuzey
Kore devletlerini, dünyan›n bafl›na bela devletler olarak ilan
etti. Dünyan›n bu belalardan
korunmas› içinde kendi ülkesinin, dünyan›n en tehlikeli rejimlerine dünyan›n en y›k›c› silahlar›yla herkesi tehdit etmelerine
izin vermeyece¤ini ileri sürerek
Irak’›n devrik lideri Saddam
Hüseyin ve devletini terörist
ilan etti böylece iflgalini resmi
hale getirme yetkisini tek tarafl›
olarak ald› ve hareket plan›n›
uygulamaya koydu. Irak yönetimini kuvvet kullanmak suretiyle
iflgal etmek yerine, diplomatik
kanallar› kullanarak ikna etme
yolunu tercih etmedi. Burada
as›l amaç Ortado¤uya’ ya yerleflflm
mek ve zengin kaynaklar›n
sahibi olmak, Çin, Rusya, Hin -
distan gibi ülkelerle, Avrupa ül kelerinin bu bölgede hükümranl›¤›na son vermek, bu böl genin kaynaklar›n› ele geçire bilme risklerini ortadan kald›r mak ve ortado¤unun tek sahibi
ve tek hakimi olmakt›.
Bugün Irak Amerika’n›n mal
varl›¤›na dahil olan ve resmiyet
kazand›r›lmaya çal›fl›lan bir ülke yeni ad› Amerikan Eyaleti
Irak ve kap› komflumuz, peki
flimdi ne olacak ve bundan
sonra neler bizleri bekliyor, ülkemizin yeni iliflkileri nas›l olacak do¤rusu ihtisas konusu bir
durum, Irak’›n yeniden infla
edilmesi, Ortado¤u ile Avrupa
ülkelerinin ticari ifl iliflkileri, Türkiye Ortado¤u’nun en güçlü ülkesi ve patronu idi. Ortado¤u
üzerinde mevcut haklar› ve ticari ifl ilikileri var idi. Fakat bugün Amerikan›n Türkiye’nin
elinden ald›¤› patronluk ve yeni patronun ülkemizden gelecek dönemlerdeki beklentisi,
Türkiye’nin tüm ekonomik, siyasi, sosyal geliflim ve iflletim
sisteminden alabilece¤i pay
ne olacak do¤rusu kay›plar›m›z› nas›l alabilece¤iz, bütün
bunlar›n yan› s›ra Amerika ticaretini Türkiye üzerinden mi Avrupa’ya yapacak yada Suriye
ile ‹ran’› kendi saf›na kat›p, ‹srail’i de yan›na alarak Akdeniz
üzerinden mi gerçeklefltirecek,
hükümetimiz bu olufluma haz›rl›kl› m› do¤rusu bu durum
çok gündemi meflgul edece¤e
benziyor.
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
45
Üretim Ekonomisi
Olcay KARSLIO⁄LU
[email protected]
ON zamanlarda A.B.D.’de yaflanan finans kaynakl› krizin
kendisini göstermeye bafllamas›
ile birlikte bütün dünyaya sirayet
ederek, ülkelerin ekonomisini etkileyerek üretim ve istihdamlar›n›n küçülmesi sonucunda ekonomilerinin krize sürüklendi¤i bir
sürece girmifl bulunuyoruz.
S
Böyle zamanlarda, iste¤imiz d›fl›nda geliflen bu olumsuz durumdan en az etkilenmek veya indirgemek için tar›m ve sanayi yat›r›mlar›n›, özellikle yerli kaynaklarla-aras›ndaki dengeyi bozmadan-çeflitli teflviklerle istihdam›n›
sa¤layarak; üretim ve ticareti
canl› tutarak, katma de¤er ürün
oluflturmal› ve yeni d›fl pazarlara
aç›larak devaml›l›¤›n› desteklemek gereklidir. Burada tar›mda
yap›lacak yat›r›m ve teflviklerden
bahsetmeden geçemeyece¤im.
Tar›m; bir ülkenin, hayatiyetini
sürdürebilmesi, siyasi arenada
söz sahibi olmas› ve ekonomik
belli bir güce ulaflmas›nda olmazsa olmaz tek kofluldur. fiöyle
ki; hayat›m›z› kolaylaflt›ran teknolojik ürünler ve imkânlar olmadan
da yaflam›m›z› sürdürebiliriz. Fakat; g›da ve su olmadan varl›¤›m›z› sürdüremeyece¤imiz herkesçe bilinen gerçektir. Bir yolculu¤a ç›kt›n›z ve ulaflmak istedi¤iniz yere herhangi bir sebeple devam etmeniz mümkün olmad›,
çok susad›n›z, tabiat›yla birkaç
litre su, sizin için o an her fleyden
önemli olur de¤il mi? O s›rada bir
kifliye rast geldiniz ve onun da sizi hayatta kalman›z› sa¤layacak
kadar suyu var. Bu su için -e¤er
durumunuz müsait ise-milyonlarca lira verirsiniz de¤il mi?
Ekolojik dengenin bozulmas› ve
miras yolu ile gittikçe küçülen,
de¤eri her geçen gün artan, adeta hazine hükmünde olan ekilebilen tar›m arazilerini; çiftçilerin,
üretilen ürünlerinin karfl›l›¤›n›n,
hammadde di¤er girdi maliyet ve
hizmetlerinin yüksekli¤i nedeni ile
yetersiz olmas› ve bununla birlikte ithal edilen tar›m ürünlerinin fiyatlar› ile rekabet edecek seviye-
de olmamas›ndan dolay›, üretimden zamanla üretimden vazgeçe
bilecekler,o durumda arazilerinin
karl› yat›r›m gibi görünen sanayi
ve konut’a tahsis ederek, imar ve
iskana aç›lmas›na vesile olabileceklerdir. Bir düflünelim; bunda
50 y›l sonra tar›m› ihmal ederek
ve yat›r›m ve teflviklerinizi sanayiye a¤›rl›k vererek trilyonlarca lira
ihracat rakam›na ulaflt›n›z, nüfusunuz da 150 milyon ama yaflam›n›z› sürdürebilmek, su ve g›da
gereksizimizi karfl›lamak için ulafl›lan bu trilyonlarca lira, talep etti¤iniz ülkenin insaf›na ve fiyat›n›
da o belirlemesi ile belki de yeterli olamayabilecektir.
Bilinçli toplumlardan oluflan uluslar, varl›klar›n› maliki ve söz sahibi bulundu¤u yeralt› ve yerüstü
kaynaklar› ile sanayi ve özellikle
tar›m ürünlerinin oluflturdu¤u katma de¤er ürünleriyle dünya muvazenesinde stratejik konumda
olacak, bununla birlikte bar›fl›n
süreklili¤i ve teminat›, ayn› zamanda husumetlerin bertaraf
edilmesinde böylece aktif rol oynamas›n› da temin edecektir.
46
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
K A V U fifiM
MAK OLMASSA
Niyet ettim gelem sana
Bir tutam gül verem sana
Bir gün kavuflmak olmassa
Yüzüm gözüm sürem sana
Varl›¤›na kurban olam
Ömür boyu kölen olam
Birgün kavuflmak olmassa
Aya¤›n›n tozu olam
Varm› senden güzel bir yar
Kalbim doldu ateflle har
Birgün kavuflmak olmassa
Dünya olar bana hep dar
‹fadeye s›¤mazki yar
Kalbim ruhum onu arar
Birgün kavuflmak olmassa
Benim halim nice olar
Ben kendime hep a¤lar›m
Kalbim dolar hep ça¤lar›m
Birgün kavuflmak olmassa
Ba¤r›m bafl›n hep da¤lar›m
Biz Geldik
Dinmez içimizin feryad› bu hal ile
Kalk›p küflü oklar› k›rmaya geldik.
Nereye ey deli gönül bu gam yükünle?
Çaresiz bu flehre konmaya geldik
Kemirir oldu içimizi, bitmez türlü dertler
Ayr›lmasa da ard›m›zdan asalak fertler
Aflk ile flahlan›p y›km›fl›z ki nice bentler
Ahzedip o alemi görmeye geldik
Belli ki kalmam›fl ne yol, ne yoldafl
Çürür olmufl bir bir dost ve arkadafl
Nerede o, eme¤i kutsiyen vatandafl
Aray›p sorup onlar› bulmaya geldik.
Kamber Bal
Sefer Karakoyunlu
Yar›na ç›kmaya....
Sanmaki yaflanacak y›llar çok,
Yar›na ç›kmaya garantimiz yok.
Küs degilsen aynaya bak.
Saçlar›ndaki beyazlar duvak teli,
Ezizim
Ezizim bir gula¤ as,men déyim sende dinle
Ezizim anla meni,gat vér mene dilinle
Tamam bir gufla¤ oldu aleme göz açd›¤›m
Heledir a¤lay›ram sil gözümü elinle
Gap›m kilitli gald›, xeste düfltüm yata¤a
Ezizim çalmad›n ki gap›m saba yélinle
Ezizim goyup géttin meni min eytiflamla
Bir umman olmufl idim, gurudum gald›m damla
‹tirdikçe özümü, sél basd›xça közümü
Ezizim zebaniler da¤lay›plar gözümü
Görmeyen gözlerimle bofl bax›ram âleme
Yüzündeki k›r›fllar makyaj degil.
Gözyafllar›n olmadan piflmanl›k seli,
Uzat kollar›n› boynuma sar.
Kalp saray›mda sevdan var.
Aç›k kap›m sormadan gir.
‹shak Özlü
Gayesiz bir su kimi men ax›ram âleme
Besdir o ki var yand›m, g›z›l gana boyand›m
lem mene da¤ vurup, géc vaxtda oyand›m
Ezizim derdim çoxdur, dan›flma¤a dil dönmür
‹çimdeki atafla derya ba¤lansa sönmür
Bir elim él axdar›r, bir elim gün içinde
Üreyim gan a¤lay›r, galm›flam gan içinde
Gözler ferin itirmifl, görmek istemir özüm
Dilim lâl olmufl kimi dinmir, dan›flm›r sözüm
O ki cefama dözen, sennen galan güman›m
Gelemle dile gelmifl intizar›m, elemim
Ezizim gel Hikmet'in yétir son nefesine
Aya¤a galx, gulax vér Azerbaycan sesine
Hikmet Elp
Mart - Nisan 2009 • Serhat Kültür
47
SEVMEK!
Kalbimden kalbine, mesaj yollad›m
Hissetti mi beni? seven o kalbin
Gözlerini hayal ettim, kendimde
Seni buldum, Leyla gibi kalbimde
SOR DA SÖYLES‹N
Bülbülü güllere flark›y› dillere
Sevgiyi sor hele seven gönüle
Çekmeyen ne bilir derdi çileyi
Sen bir çilekefle sor da söylesin
Aflk› afl›¤a sevday› sevdal›ya
Hasreti özlemi sor ayr›l›¤a
Sevmeyen bilmez ki aflk ak›fl›n›
Leyla’ya Mecnun’a sor da söylesin
A¤ac› ormana kufllar› yuvaya
Günefli do¤aya sor denizi mehtaba
Ya¤muru buluta sorma dökülür
Sen onu çöllere sor da söylesin
Kitab› yazana yaz›y› okuyana
Kalemi silgiyi sor bir k⤛da
Derin bir yarad›r hasret kalmak okula
Sen onu Ayfle’ye sor da söylesin
Ayfle SERHAT
SONBAHAR
Sonbahar geldi
Kap›m›z› çald› içeri girdi
Çay kahve içinden kahveyi terci etti
Yapraklar› döktü gitti.
K›fl geldi
Birden havalar düflüverdi.
Buzlu bir su istedi
Hararet yapm›fl adamca¤›z
‹lkbahar geldi
‹yilik yapt›, hediye getirdi
Bir fley içmedi
Hediyesini gösterdi, yapraklar› yeflillendirdi
Yaz geldi
S›cak bir merhaba dedi
S›cak bir çay içti
Okullar› tatil etti gitti
Ya¤›z Efe Tükenmez
03 Aral›k 2008
Mecnun gibi, susam›fl›m aflk›n’a
Sevdan beni, döndürüyor flaflk›n’a
Dünya de¤er, O güzel bak›fl›na
Seni buldum, Leyla gibi kalbimde
Gönülden gönül’e, sevda yolu var
Aflk›n etti bana, bu dünyay› dar
Sevdam büyük, ben ederim ahuzar
Aflk› buldum, derya gibi kalbimde
Aflk›n denizinde, bana rehber ol!
Beraber gidelim, bitmesin bu yol
Seven kalbe, ömür boyu oldum kul
Sevgi buldum, seven güzel kalbinde
Hasan der ! severim can› gönülden,
Sevmek güzel,gündür geçer ömürden
Unutma ! SEV beni, güzel kalbinden
Seni buldum, seven güzel kalbimde
HASAN SUS
12.02.2009
ANADOLUM
Bir çoban gördüm çeflme bafl›nda
Yüre¤i sevda kokuyordu
Dikilmifl sürüsünün karfl›s›nda
Topra¤›n› soluyordu
Bir ana gördüm tarla bafl›nda
Yüre¤i evlat kokuyordu
Dikilmifl ekinlerinin yan›nda
Topra¤›n› soluyordu
Bir flehit gördüm ilk kez
Üzerinde bayrak kokusu
Bir ana sar›lm›fl tabuta
Ci¤erinde evlat ac›s›
Çoban görünce sevdal› olas›
Evlat görünce ana olas›
Ana görünce er olas›
Bayrak görünce flehit olas› geliyor
Çeflit çeflit yeflil yeflil kokular
Her kar›fl sevgi kokuyor
Dünyada bulunmaz bir kokudur bu
Her yer ANADOLUM kokuyor
Havva ARSLAN
48
Serhat Kültür • Mart - Nisan 2009
De¤ifltirin
Hakan ADIGÜZEL
“Yaflam Tarz› Koçu”
[email protected]
“‹lac›n›z g›dan›z olmas›n,
g›dan›z ilac›n›z olsun.”
Lokman
VET her fleyinizi de¤ifltirin.
EÖncelikle
hepinizi selaml›yo-
rum, umar›m sizlere yaz›lar›m›zla
yard›mc› oluyorumdur. Amac›m
gerçekten sa¤l›¤›na önem veren
siz de¤erli okuyucular›ma bilinçli bir beslenme al›flkanl›¤› kazand›rarak, sa¤l›¤›n›zla ilgili ufak tefek sorunlar yaflamadan hayat›n
tad›n› ç›kararak yaflaman›z.
Unutmay›n yanl›zca insanlar›n
en ak›ll›lar› hayat›n keyfini ç›kartarak yaflar...
Peki, neler yapmal›y›z dedi¤inizi
duyar gibiyim; Asl›nda bu ayki yaz›m›z›n bafll›¤›ndan da anlafl›ld›¤›
gibi, de¤ifltirmeliyiz.
‹sterseniz bunu birlikte nas›l yapaca¤›m›za karar verelim. Çünkü önce kararl› olmak gerekir.
Özellikle birtak›m rahats›zl›klar›
olan ve sürekli sa¤l›¤› ile ilgili
problem yaflayan insanlar› ele alal›m...
>Uyku problemi yafl›yor musun?
>Kahvalt› al›flkanl›¤›n var m›?
>Kronik yorgunluk problemin mi
var?
>Stresini yönetebiliyor musun
>Vücudundaki de¤iflimleri takip
ediyor musun?
>Kaç ö¤ün yemek yiyorsun?
>Kilo problemin var m›?
>Spor yapma al›flkanl›¤›n var m›?
fiiimdiye kadar
fi
dünyada 4000’den fazla
diyet metodu
uygulanm›flfl.. Belki de
bunlar›n herhangi birisini
siz de denediniz... Yani
iflfle
e yaramad›¤›n› siz de
test ettiniz. Çünkü
yarasayd› insanlar ça¤›n
sorunu obezite ve kilo
problemi ile u¤raflflm
mazd›.
>sosyal aktivitelerin var m›?
>Doktora gitme s›kl›¤›n nedir?
>Kiflisel bak›m›na özen gösteriyor
musun?
>‹nsanlara yeterince önem veriyor
musun?
Ve kendi sa¤l›¤›na ne kadar önem
veriyorsun?
Bu sorular› samimiyetle cevapland›r›rsak, kendimizle alakal› objektif
sonuç ç›kartabiliriz. Peki, ne ifle
yarayacak ki...
Baz› fleyleri geç kalmadan DE⁄‹fiT‹Rebiliriz. Tabi bunlar› yapmaya gücünüz varsa yani gerçeklerle yüzleflmek bazen zor gelebi-
lir ve mazeretlere s›¤›nabiliriz. Asl›nda ne istedi¤imize çok çabuk
karar verip biran önce harekete
geçmeli¤iz. Çünkü keyif alarak yaflayaca¤›m›z k›sa bir hayat var
önümüzde. Ben bir yaflam koçu
olarak, özellikle toplumuzun yaflad›¤› obezite, kilo problemi ve bunlara ba¤l› olarak artan beslenme
kaynakl› hastal›klara karfl› savafl
açmay› hep birlikte yapal›m diyorum. Var m›s›n›z? Bunu baflarabilece¤imizi biliyorum, tek yapmam›z gereken bu sorunlar›n›z› bana
yazman›z ve kararl› olman›z. Sizlere önerece¤im bilimsel yöntemlerle yaflam›n›z›n nas›l de¤iflti¤ini
hem kendiniz hem de sevdikleriniz flaflk›nl›k ve mutluluk içinde kalacaks›n›z.
fiimdiye kadar dünyada 4000’den
fazla diyet metodu uygulanm›fl.
Belki de bunlar›n herhangi birisini
siz de denediniz... Yani ifle yaramad›¤›n› siz de test ettiniz. Çünkü
yarasayd› insanlar ça¤›n sorunu
obezite ve kilo problemi ile u¤raflmazd›. Bu sorunun nas›l olufltu¤unu daha önceki yaz›lar›m›zda bahsetmifltik biliyorsunuz. Önemli
olan sa¤l›k bozulmadan korumas›n› bilmek ve uygulamak, yinede
bozulan› normale döndürdükten
sonra kararl› bir biçimde korumaya çal›flmak. Benim Siz de¤erli ‹nsanlara önerece¤im beslenme
metotlar› kifliye özel olaca¤› için
siz neyi istiyorsan›z o sorununuzdan rahatl›kla kurtulabileceksiniz.
Yard›mc› oldu¤um birçok insan
fluan yaflamlar›n› çok sa¤l›kl› bir
biçimde sürdürüyorlar. Sa¤l›¤›n›z
sizin için ne ifade ediyor bilmiyorum ama bildi¤im bir fley var, ben
hepinizi önemsiyorum ve seviyorum. Bu benim yaflam tarz›m...
Sa¤l›cakla kal›n.

Benzer belgeler