Bildiri PDF
Transkript
Bildiri PDF
241 Tarımsal Mekanizasyon 23. Ulusal Kongresi, 6-8 Eylül 2006, Çanakkale Helikopterlerin Tarımda Kullanımı (1) Ali Musa Bozdoğan(1) Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Makinaları Bölümü 01330-Adana ÖZET Havadan pestisit uygulamalarında amaç; zararlı, yabancı ot ve hastalık kontrolü sağlamaktır. Bu uygulamaların, maksimum biyolojik etkinlik, minimum maliyet ve çevreye minimum riskle yapılması gerekmektedir. Ayrıca uygulamalarda uçuş güvenliği için uygun hava aracı ve ekipman seçimi gibi faktörler de gözönünde bulundurulmalıdır. Tarımda hava aracı olarak uçak, helikopter ve otojirolar kullanılmaktadır. Bazı ülkelerde helikopterler ilaçlama, gübreleme, tohum ekimi gibi tarımsal amaçlarla kullanılmaktadır. Bu çalışmada, helikopterlerin püskürtme, toz ve granül uygulama sistemleri, uygulamaların yarar ve sakıncaları, helikopterler tarafından oluşturulan hava akımları ve dağılıma etkileri incelenmiştir. Anahtar Kelimeler: Helikopter, püskürtme sistemleri, hava akımı The Use of Helicopters in Agriculture ABSTRACT The objective of aerial pesticide applications is to control of pests in agricultural areas. Maximum biological effectiveness, minimum economic expense, minimum risk for environment have to be ensured by aerial applications. So, it is important to select optimum aerial vehicle for these purposes. Morever, flight security have to be considered for these applications. There are three types aerial vehicles for agriculture. These are aircraft (fixed-wing), helicopter (rotary-wing) and autogyro. In some countries, helicopters are used for spraying, fertilizing, seeding, etc. in agriculture. In this study, it were examined that helicopters spraying, dusting and granule systems, its airflow characteristics advantages and disadvantages of using helicopters for spraying. Keywords: Helicopter, spraying system, airflow, GİRİŞ Havadan pestisit uygulamalarının maksimum biyolojik etkinlik, minimum maliyet ve çevreye minimum riskle yapılması gerekmektedir. Ayrıca uygulamalarda, uçuş güvenliği için uygun hava aracı ve ekipman seçimi gibi faktörler de gözönünde bulundurulmalıdır. Tarımda kullanılan hava araçları başlıca üç grup altında toplanmaktadır. Bunlar; sabit kanatlı hava aracı (uçak), döner kanatlı hava aracı (helikopter) ve otojirolardır (Deligönül,2000). Döner kanatlı hava aracı, helikopter olarak adlandırılmaktadır. Küçük bir kuyruk rotoru ile dengede tutulan ve itici gücü ana rotorla sağlayan helikopter, VTOL (Vertical Take-off and Landing) avantajına sahiptir. Helikopterlerin, düşük uçuş hızları, keskin dönüş yapma ve küçük tarlalara güvenli iniş-kalkış kabiliyeti 1939 yılında Potts tarafından dikkate alınmıştır. Araştırıcı büyük ve geniş alanlar için daha hızlı ve daha fazla yük taşıma kapasitesine sahip helikopterin gelişim göstereceği kanısına varmıştır (Johnstone,1978). Tarımsal işlemlerde kullanılan helikopterler; sıvı veya katı materyal uygulamaları için depo, sıvı veya katı materyal karışım regülatörü ve memelerden oluşmaktadır. Bu sistem için ilk kez 1944 yılında W.E.Ripper tarafından patent alınmıştır (Johnstone,1978). Tarımda helikopter kullanımı ilk kez 1946 yılında gerçekleştirilmiştir.(Schleicher,2001). Helikopterlerin yapısal ve aerodinamik karakteristikleri ilk yıllarından itibaren sürekli olarak gelişmiştir. Yük taşıma kapasitesindeki sınırlamaların üstesinden gelinmiş ve aerodinamik depoya sahip, 15 dakika kadar kısa süre içerisinde takılıp-sökülebilen, sağ-merkez-sol olmak üzere istenilen bölgeye uygulama yapabilen püskürtme sistemleri gelişme göstermiştir (Anonim, 2000). Helikopterler, 1950’li yıllardan itibaren havadan yapılan uygulamalarda yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. ABD’de yaklaşık olarak 900 helikopter bulunduğu ve havadan yapılan işlemlerin %10’unda kullanıldığı belirtilmektedir. Ayrıca, Rusya’da 1974 yılı verilerine göre helikopterler havacılık uygulamalarının %15’inde kullanılmıştır (Anonim,1984). Japonya’da ise tarım alanlarının %90’ınında helikopter kullanıldığı bildirilmektedir. Genel olarak, helikopterler, dünya ülkelerinin ellerinde bulunan toplam hava aracının %10’unu oluşturmaktadır (Southwell,1973). Deligönül (2000) bildirdiğine göre; dünyada 9 ülkede 16 yapımcı kuruluş tarafından 24 değişik marka ve modelde tarım helikopteri imalatı yapılmaktadır. Dünyada yaygın olarak kullanılan tarım helikopterlerine ait bazı teknik özellikler Çizelge 1’de verilmiştir. 242 Tarımsal Mekanizasyon 23. Ulusal Kongresi, 6-8 Eylül 2006, Çanakkale Çizelge 1. Yaygın Olarak Kullanılan Tarım Helikopterlerine Ait Bazı Teknik Özellikler (Deligönül,2000) Üretici Firma ve Ülke Tipi Bell (ABD) Aerospatiale (FRA) Hughes (ABD) Kamov (RUSYA) 47G-2B1 Aloutte II 300 Ka-26 Motor gücü (BG) İlaç yükü (kg) Uçuş tavanı (m) 270 360 180 2*330 360 600 270 620 5245 3300 3960 3000 İş Genişliği (m) LV LV Herbisit İnsektisit Fungusit 16 20 15 18 14 18 18 25 ULV İnsektisit 25 22 22 30 HELİKOPTERDE HAVA AKIMLARI Helikopter hareketi; dikine tırmanma, havada asılı kalma ve ileri hareket olmak üzere üç düzlemde gerçekleşmektedir. Havada asılı kalma pozisyonunda rotor helikopter ağırlığını taşımaktadır. Bu sırada rotor aşağı doğru hava akımı oluşturmaktadır. Aşağı doğru oluşan havanın hızı 1 No’lu bağıntı ile hesaplanmaktadır (Quantick,1985). U = 2⋅D ρ = 2 ⋅W ρ⋅A (1) Burada; U = Havada asılı durumda iken aşağı doğru oluşan hava hızı (m/s), W = Helikopter ağırlığı (kg), ρ = Hava yoğunluğu (kg/m3), A = Rotor alanı (m2) ve D = Rotor yüklenmesi (kg/m2) Helikopter ileri doğru hareket ettiğinde aşağı doğru oluşan hava hızı 2 No’lu bağıntı ile hesaplanmaktadır (Quantick,1985). U= W D = A ⋅ ρ ⋅V ρ ⋅V (2) Burada; V = Helikopterin ileri doğru hareketi (m/s)’ dir. 2 No’lu bağıntıyı kullanarak değişik uygulama hızlarında meydana gelen aşağı doğru hava hızı hesaplanabilmektedir. Normal çalışma koşulları altında, tarımda yaygın olarak kullanılan Bell 47 ve Aerospatiale Lama helikopterlerinde aşağı doğru oluşan hava hızı değerleri Şekil 1’de karşılaştırılmıştır. Toplam uçuş ağırlıkları Bell 47 helikopterlerinde 1205 kg ve Lama helikopterlerinde 1907 kg’dir. Rotor yüklenmesi sırasıyla 12 kg/m2 ve 20 kg/m2 dir. Şekil 1. Genel hava izi parametreleri (Parkin,1979; Quantick,1985) Şekil 1’de görüldüğü gibi helikopterin asılı durumdan ileri hareket konumuna geçtiği anda aşağı doğru oluşan hava hızı aniden azalmaktadır. Daha ağır helikopterler, aşağı doğru daha büyük hava hızı oluşturmaktadırlar. Örneğin; 10 m/s aşağı doğru hava hızı; Bell 47 helikopterlerinde 42 km/h ve Lama helikopterlerinde 63 km/h uçuş hızlarında elde edilmektedir. Buradan da açıkça görüldüğü gibi aşağı doğru hava hızının artması istendiğinde düşük hızlarda uygulama yapılmalıdır. Böylece, uçuş hızının artışına bağlı olarak bileşke izinin yatayla yaptığı açı azalmaktadır. Özellikle 40 km/h’in üzerindeki uçuş hızlarında elde edilen bileşke hızın yatayla yaptığı açı yaklaşık 20° ‘ye kadar düşmektedir. Dolayısıyla rotor tarafından oluşturulan izin yönü aşağıdan çok geriye doğru oluşmaktadır (Parkin,1979). Johnstone (1978) ve Parkin (1979)’in bildirdiğine göre; Johnstone (1961) patates ekilişlerinde helikopterle 150-300 μm VMD damla çapı ile yapılan ilaçlama uçuşlarında bitkinin yaprak altı kalıntılarını incelemiştir. Denemelerinde Sikorsky S51 Dragonfly helikopterini kullanmış, 30 km/h uygulama hızında ve 5 m yükseklikte yaprak altı kalıntılarını önemli derecede yüksek bulmuştur. Ayrıca bitkinin alt yapraklarındaki kalıntıları üst yapraklardakinden fazla olduğunu saptamıştır. Ancak uygulama hızının 55 km/h ve yüksekliğinin 10 m olduğu denemelerde bitki üst yapraklarındaki kalıntıların fazla olduğunu bildirmiştir. Parkin(1979)’in bildirdiğine göre; Lee ve Bebbington (1968), Hughes 300 helikopteri ile kahve bitkisi ilaçlamalarında 400 μm damla çapı ile 243 Tarımsal Mekanizasyon 23. Ulusal Kongresi, 6-8 Eylül 2006, Çanakkale uygulamaları gerçekleştirmiş ve 55 km/h uçuş hızında yaprak altı kalıntıları saptamamışlardır. Parkin(1979)’in bildirdiğine göre; Ripper ve Tudor (1948), yaprak altı kalıntılarını elde etmek için uygulama hızının 12 km/h’den düşük olması gerektiğini bildirmişlerdir. Bu değerlerin bu kadar düşük olmasının nedenini küçük rotor yüklemeli (10.6 kg/m2) ve sabit örnekleme yüzeylerinin kullanımı ile açıklamışlardır. Helikopterle yapılan uygulamalarda sıvı ilaç dağılımı üzerine etki eden gerçek durum oldukça karmaşıktır. Havada asılı kalma koşullarında bile bir rotor tekdüze bir hız dağılımı oluşturamaz. Rotorun çevresindeki hız merkezdeki hızdan daha fazladır (Şekil 2). Yükseldikçe rotor tarafından aşağı doğru itilen hava hızı, merkeze göre kenarlarda daha fazla oluşmaktadır. Rotor uçlarında tıpkı uçaklardaki kanat ucu girdapları gibi girdaplar meydana gelmektedir. Bu durum kalkışta hız kaybına neden olmakta ve rotor yakın yerlerde girdap merkezi uçlarına oluşturmaktadır. Girdap merkezi tarafından aşağı doğru itilen hava hızı rotor çapının maksimum %85’inde meydana gelmektedir. Şekil 2.Yere yakın havada asılı bir helikopterdeki hız dağılımı (Johnstone,1978) Helikopter havada asılı iken izin oluşturduğu şekil daireseldir. Dairenin merkezinde yavaş hareketli bir hava bölgesi bulunmaktadır. Helikopter ileri doğru hareket ettiğinde uçuş yönü eksen olmak üzere eliptik bir şekil meydana gelmektedir. Uçuş hızı 40 km/h civarında iken elipsin küçük ekseni sıfıra kadar düşer ve tıpkı uçaklardaki gibi hava izi meydana gelmektedir. Helikopterin ileri hareketi ve aşağı doğru oluşan hava akımı ile “nal” şeklinde bir patern elde edilir ve bu patern sıvı ilaç damlalarının bitki yaprakları arasına penetre olmasına yardım eder. Bu yöntemle yapılan en uygun ilaçlama nehir kenarlarında yetişen ağaçlarda çeçe sineğine karşı yürütülmektedir (Lavers,1993). Yere yakın uçan bir helikopter tarafından oluşturulan girdapların ve aşağı doğru oluşan hava izinin genel görünümü Şekil 3’de gösterilmiştir. Şekil 3.Yere yakın hareket eden bir helikopterin oluşturduğu girdap ve hava izi (Parkin,1979) Parkin(1979)’in bildirdiğine göre; Akesson ve Yates (1963) hidrojen doldurulmuş balonlar kullanarak uçak ve helikopter izlerini karşılaştırmışlardır. Helikopterle yapılan denemede değişik hızlarda uçan ve boyalı materyalle püskürtme yapılan bir denemeyi fotoğraflamışlardır. İlaçlama materyali tarafından görüntülenen girdabın boyutu, uçuş hızının artışı ile azalmıştır. Düşük hızlarda uçarken püskürtme sıvısı rotor girdabı içerisine bırakıldığında yüksek hızlara göre daha fazla materyalin yatay ve dikey yönde hareket ettiği saptanmıştır. Bu nedenle, nokta ilaçlamalarda düşük hızlarda daha fazla iş genişliği elde edilmekte buna karşın daha fazla drift meydana gelmektedir. Ayrıca drift oluşumunu engellemek amacıyla rotor çapından daha uzun püskürtme çubuklarıyla uygulama yapılmaması tavsiye edilmektedir. Çünkü, girdabın yukarı doğru hareket eden dilimlerinde daima ilaçlama sıvısının bir kısmı da taşınmaktadır. Son yıllarda, helikopterlerle herbisit uygulamalarında sürüklenmeyi azaltmak için püskürtme sıvısına viskoziteyi artıran maddeler ve diğer drift kontrol sıvılarının eklenmesi etkili olmaktadır. Çevre koşullarından dolayı istenen büyüklükte damla çapı elde etmek amacıyla püskürtme sıvısı materyallerinin gelişimi gözlenmektedir. Bu nedenle, sıvı ilaç damlalarının buharlaşmasını ve bitki yaprakları üzerinden akıp gitmesini önleyen formülasyonlar geliştirilmiştir (Chappell,1972). Ayrıca, insektisit ve herbisit uygulamalarında bitkisel yağ kullanılarak daha iyi kalıntının ve penetrasyonun elde edildiği saptanmıştır (Thorne,1983). Marrs ve Frost (1996)’un bildirdiğine göre; İngiltere’de helikopterle selektif herbisit uygulaması Sly ve Neale (1983) tarafından 1981 yılında 828 ha iken bu değer Thomas ve King (1993) 1990 yılında 5778 ha yükseldiği kaydedilmiştir. Ayrıca, İngiltere’de 1990 yılı boyunca havadan uygulanan toplam herbisit miktarının %98’den fazlasının selektif herbisit olduğu bildirilmiştir. Helikopterin bir tarafındaki palin ileri gidişinde helikopter uçuş yönünde hareket etmeye başlar. Buna karşın diğer taraftaki pal uçuşun karşı yönünde hareket etmektedir. Bu durum hava akışlarında yanal bir farklılık doğurur. İleri doğru hareket eden pal, 244 Tarımsal Mekanizasyon 23. Ulusal Kongresi, 6-8 Eylül 2006, Çanakkale helikopteri artı yönde hareket ettirmekte buna karşın uçuşun tersi yönünde hareket eden pal, uçuş hızına eksi yönde etki etmektedir. Bu asimetriliği telafi etmek için, rotor pallerine hareket yönüne göre açı verilir (flaplandırılır). Flaplama, pallerin dikey eksen üzerinde hareket ettirilmesiyle elde edilir. Maksimum flaplama hızları 90° (yukarı) ve 270° (aşağı) de meydana gelmektedir. Helikopter uçuşunda rotor tarafından oluşturulan hava akımı Şekil 4’de görülmektedir. Şekil 4. Helikopterde rotor tarafından oluşan hava akımları (Kuhlman ve Cress,1981) Yukarıda açıklanan etkilerinden dolayı helikopterin tersi yönündeki girdap aynı yönündekinden daha güçlüdür. Bunun sonucunda da aynı yöndekinden ters yöndekine doğru hava akışı gerçekleşir. Uçuş hızı arttığında ters akışın artmasından dolayı asimetrilik de artmaktadır. İzin yapmış olduğu asimetrililik derecesi ileri hareketle veya rotor ucu hız oranı ile karakterize edilebilir. Bu nedenle, simetrik olarak düzenlenmiş bir püskürtme çubuğuyla yapılan uygulamalarda, asimetrik kalıntı elde edilmektedir. Bu etki Bell 47G-3B1 helikopteri kullanılarak denenmiştir (Şekil 5). Püskürtme sistemi uzunluğu 9.75 m’dir ve kokpitin ilerisine monte edilmiştir. Memeler simetrik olarak düzenlenmiştir. Yatay olarak konumlandırılan toplayıcılar üzerine boyalı su püskürtülmüştür. Her bir denemede aynı kartlar üzerinden altı kez geçiş yapılmış ve kolorimetri yöntemiyle hacimsel analiz yapılmıştır. Uygulamalar helikopterle rüzgara karşı üç değişik hava hızında gerçekleştirilmiştir. 28 ve 74 km/h hızlardaki materyal dağılımı aslında simetriktir. Bununla birlikte, 111 km/h ‘deki patern, iz asimetriliğinden dolayı asimetrik olarak elde edilmiştir. En yüksek kalıntı rotor merkezinin soluna yakın yarıdaki üç metrede saptanmıştır. Parkin (1979)’in bildirdiğine göre; Matthews (1964), 97 km/h uçuş hızında uygulama yapan Hiller U12E helikopteri ile uygulamalar gerçekleştirmiştir. Denemeler sonucunda simetrik dağılım elde etmek için sol tarafa 10 adet, merkeze 15 adet ve sağ tarafa da 25 adet meme yerleşiminin uygun olduğuna karar vermiştir. Şekil 5.Uçuş hızına bağlı olarak değişen kalıntı paternleri (Quantick,1985) İlaçlama ekipmanlarının rotor izine göre konumlandırılması damla dağılımını etkiler ve damla çapı oluşumuna da etki eder. Helikopterlerdeki püskürtme sistemleri uçaklardakine göre daha esnek yapıda olmalıdır. Drift ilaçlamaları için ULV atomizörlerin yerleşim problemi azdır veya yoktur. Çünkü iz etkisinden çok rüzgar dağılımına dayanmaktadır. Atomizörler genellikle konvansiyonel yapı üzerine konumlandırılır. Püskürtme çubukları, Şekil 6’da gösterilen bölgelerden birisine konumlandırılmaktadır. Şekil 6.Püskürtme sisteminin konumlandırılması (Parkin,1979) Çoğu uygulama uçuşlarında geriye veya ortaya konumlu püskürtme çubukları kullanılarak direk olarak rotor izine daha fazla sıvı püskürtülmektedir. Kokpit ilerisine konumlu püskürtme çubuğunda uygulama yüksekliği 3 m’den az ise ve 400 μm’den daha büyük çaplı damlalar ile uygulama yapılıyorsa damlalar rotor izine kapılmadan bitkiye veya yere ulaşmaktadır. Bu durum özellikle herbisit uygulamaları için çok önemlidir. Damlalar 400 μm’den küçük olduğunda ise bitkiye ulaşmadan rotor izine kapılmakta ve rotor izi içerisinde hareket etmektedir. Kokpit gerisine konumlandırılan bir püskürtme çubuğundan püskürtülen sıvı ilaç kuyruk bölümünde ilaç kalıntılarına neden olmaktadır. Johnstone (1978) materyalin hava hareketi sayesinde dağılması dikkate alınarak püskürtme çubuğunun yerleştirilmesi gerektiğini bildirmiştir. Helikopter üzerindeki dayanıklı noktaların uygunluğu gibi pratik kabullenmeler, uygun bir birleşim yeri seçiminde önemlidir. Ve pratikte kokpitin ilerisine veya iniş takımının gerisine takılması gibi değişik yerleşimler tatmin edici bulunmuştur. Uygulama hızı 40 km/h’in üzerinde olan bir helikopter, uçakla karşılaştırıldığında aşağı doğru hava akımı fazla olmasına rağmen bitki aralarına penetrasyon ve yaprak altı kaplamaları önemli derecede farklı değildir. Uygulama hızı 100 km/h’e yaklaştığında eşit dağılımı veren asimetrik püskürtme çubuğu kullanılsa bile rotor izinde asimetrik patern oluşmaktadır. Drifti önlemek için püskürtme çubuğu uzunluğu sınırlandırılmalı ve rotor çapını aşmamalıdır (Parkin,1979). 245 Tarımsal Mekanizasyon 23. Ulusal Kongresi, 6-8 Eylül 2006, Çanakkale Şekil 8.Tarım helikopterlerinde sıvı püskürtme sistemi (Deligönül,2000) (a)Düşük uçuş hızı, kısa püskürtme çubuğu (b) Yüksek uçuş hızı, uzun püskürtme çubuğu Şekil 7.Püskürtme çubuğu uzunluğunun dağılıma etkisi (Quantick,1985) HELİKOPTERLERDE PÜSKÜRTME SİSTEMLERİ Sıvı İlaç Ekipmanları Helikopter etrafındaki hava akımları hızlı ve kararlı değildir. Bu nedenle, sıvı ilaç pompası, karıştırıcı ve yedirici düzen; ya hidrolik veya ayrı bir motorla tahrik edilmektedir. İlaçlama işlemine başlamadan önce sıvı ilaç karışımının sağlanması gerekmektedir. Çoğu helikopter, kokpitin her iki yanında bulunan depo ile donatılırlar. Uygulama uçuşları sırasında helikopter dengesinin bozulmaması için her iki depodan da eşit miktarda sıvı ilaç atılmalıdır (Lavers,1993). Sıvı ilaç uygulamaları için konvansiyonel püskürtme sistemi mevcuttur (Şekil 8). İlk zamanlarda, sürüklenme kontrolü ve iyi bir penetrasyon sağlamak için püskürtme çubuğu uzunluğu rotor çapından daha küçüktü. Sonraki yıllarda, rotor çapından daha uzun püskürtme çubuğu kullanılarak uygun meteorolojik koşullar altında su esaslı uygulamalarda 15 m’lik bir püskürtme çubuğundan 30-40 m iş genişliği ve buharlaşmayan taşıyıcı sıvılar ve küçük damlalarla 50-60 m iş genişliği elde edildiği bildirilmiştir (Chappell,1972). Sürüklenme istenmeyen ve dar bir iş genişliği gerektiren herbisit uygulamaları gibi özel uygulamaların gerektiği yerlerde yüksek verdili endüstriyel yıkama memeleri kullanılmaktadır. Aynı şekilde invert (ters) emülsiyon sıvı ilaçları üreten özel ekipmanlar aynı amaç için geliştirilmiştir. Rüzgar tahrikli Micronair döner atomizörler, helikopterlerde kullanılacaksa uçaklarda kullanılan modellerine göre daha büyük pervaneye sahip olması gerektiği bildirilmiştir (Johnstone,1978). Micron Sprayers; motor milinden direk, kayışkasnak sisteminden indirek veya elektrik motorundan hareketli küçük döner atomizörler geliştirmiştir. Daha büyük Micronair donanımı ile karşılaştırıldığında bu sistemin ULV uygulamaları ve çok küçük damla çapı elde etmek için uygun olduğu bildirilmiştir (Chappell,1972). Toz ve Granül Ekipmanları Helikopterler için döner dağıtıcılarla ilgili olarak 1960’lı yılların başında testlere başlanmıştır. Toz materyaller için taşıyıcı olarak motor etrafından soğuyarak akan havadan yararlanılarak dağıtım ekipmanları geliştirilmiştir. Bu hava, püskürtme sistemi girişine gelmekte ve toz materyal ölçme düzlemi ve aralıktan geçerek hava akımı içerisine ölçülü olarak bırakılmaktadır. Elektrik motorundan hareket alan bir karıştırıcı da serbest akışı sağlamaktadır. Ayrıca, sıvı ve katı materyal uygulamalarında, helikopter altına ayrı bir yük gibi takılabilen ve ayrılabilen dağıtım ekipmanları yapılmıştır (Şekil....). Bu sistem, “helikopter altına takılan ilaçlama sistemi (HUSS)” olarak adlandırılmaktadır. HUSS ünitesinin boş ağırlığı 48 kg ve depo kapasitesi 320 l’dir. Sistem, 4.5 BG’nde hava soğutmalı iki zamanlı bir motordan hareket almakta ve 30-40 psi basınç geliştirmektedir. Sistemde sıvı ilaçlamalar için klasik boom-nozzle püskürtme sistemi kullanılmaktadır. Bu sistemle 10-200 l/ha arasındaki hacimsel normlarda uygulama yapılabilmektedir. İş genişliği 3-30 m arasında değişmektedir (Anonim,1968). İki veya daha fazla ünite kullanılarak biri boşaldığında diğerinin dolmasına müsaade edilmekte ve boşu çıkararak dolu olanı takmak suretiyle sortiler arası zaman gecikmesi azaltılmaktadır (Quantick,1985). 246 Tarımsal Mekanizasyon 23. Ulusal Kongresi, 6-8 Eylül 2006, Çanakkale Şekil 9.Helikopter altına takılan püskürtme sistemi (Anonim,1968) Şekil 10.Helikopter altına takılan püskürtme sisteminin değiştirilmesi (Quantick,1985) GÜBRELEME VE TOHUM EKİMİ Ulaşımın güçlükle sağlandığı engebeli mera alanları gübrelemek için helikopter kullanımı pratik ve ekonomik bir yoldur. Engebeli arazilerde gübrenin maksimum yararını elde etmek için 15-30 m iş genişliği ile tekdüze bir şekilde uygulama yapılabilir. Ekim ve gübreleme uygulamalarında helikopter kullanımının etkin ve efektif olduğu belirtilmektedir. Helikopter kullanımı sayesinde ekim ve gübreleme işlemleri kolaylıkla ve büyük bir hızla tamamlanmaktadır. Bu sorun, özellikle yer araçlarının giremeyeceği kadar ıslak alanlarda önemlidir. Helikopter uygulamalarında, gelecekle ilgili olasılıklar, minimum toprak işleme uygulamaları ile çim veya küçük taneli tohumların ön veya sonraki ekimlerini içermektedir. Bu amaçla yapılan uygulamalarda en önemli faktör hava koşullarıdır. DİĞER UYGULAMALAR Drenaj kanallarında su içinde yetişen yabancı otlara karşı helikopterle herbisit uygulaması yapılabilmektedir. Ayrıca, hendek kenarlarındaki erozyonu engelleyen çimleri baskı altında tutmakta olan yabancı otlar ve çalılar helikopterle ilaçlanmaktadır. Helikopterler, ormanlarda zararlı, yabancı ot ve gübre uygulamalarında kullanılmaktadır. Peletlenmiş çam tohumları veya diğer orman türlerinin dağıtılması, helikopterler için diğer uygulama alanlarıdır. Çam ağaçlarına zarar vermeksizin istenmeyen sert tahtalı ağaçlar (gürgen, meşe, karaağaç gibi) helikopterle ilaçlanabilmektedir. Özellikle halk sağlığı ile ilgili sivrisinek, karasinek, çeçe sineği gibi insan ve hayvan hastalıklarını taşıyan vektörlerin kontrollerinde ve uçakla uygulamaların güvenli olmadığı yerlerde helikopterlerden yararlanılmaktadır (Clayton ve Sander, 2002; Dawson,2003). Beerwinkle ve ark. (1989), havadaki eklembacaklıların (arthropods) örneklenmesi amacıyla helikoptere asılan bir ağ kullanmışlardır. Helikopterle 64 km/h uygulama hızında uçulmuştur. Literatürlerdeki benzer sistemlerle karşılaştırıldığında bu örnekleme oranının 4 kat daha iyi olduğu sonucuna varmışlardır. UYGULAMALARDA HELİKOPTERİN AVANTAJ ve DEZAVANTAJI Helikopterler, pist gereksinimine ihtiyaç duymazlar. Gerektiğinde tarla kenarına veya büyük kamyon üzerindeki bir platforma inebilmektedir. Lee ve ark. (1989), helikopterlerin pist gereksiniminin olmayışını en büyük avantaj olarak nitelemişlerdir. Araştırıcılar, Malezya’da eğimli arazilerdeki çay ekilişlerinde granül gübrelerin ve palmiyelerde sıvı yaprak gübrelerinin helikopterle uygulandığını belirtmişlerdir. Yüksek manevra yeteneğinden dolayı dar alanlarda kısa dönüşlerde bulunabilmekte ve tarla şerit sonlarındaki ağaçların ve engellerin bulunduğu yerlerde bile ilaçlamaları gerçekleştirebilmektedir. Bu nedenle iş verimi artmaktadır. Ayrıca, bu kabiliyeti nedeniyle yerleşim yerleri, göl, nehir ve diğer hassas bölgelerin yakınlarında uygulama yapılabilmektedir. Uçuş hızlarının 0’dan uygulama hızına kadar değişiklik göstermesi helikopterlerin farklı amaçlar için kullanılabileceğinin bir göstergesidir. Örneğin; düşük hızlarda uygulamalar yaparak penetrasyon artırılmakta veya havada asılı kalarak nokta ilaçlamalar gerçekleştirilmektedir. Düşük hız kabiliyeti nedeniyle, özel uygulama ekipmanları veya özel formülasyonlarla herbisit uygulamaları oldukça güvenlidir. Ayrıca, istendiğinde özellikle meyve bahçelerinin geceleri dondan korunmasında etkilidir. Helikopterin oluşturduğu hava akımı sayesinde yukarılarda bulunan nisbeten sıcak hava aşağı doğru karıştırılmakta ve dondan koruma gerçekleştirilmektedir. Kullanılan püskürtme sistemleri söküldüğünde helikopterler ilaçlama sezonu harici zamanlarda değişik amaçlar için de kullanılabilmektedir. Helikopterler, sıvı ilacı hedef üzerine uygulayarak pestisitlerin toprağa ulaşma ihtimallerini ve sonuçta su kaynaklarına karışmasını büyük oranda azaltılabilir. 247 Tarımsal Mekanizasyon 23. Ulusal Kongresi, 6-8 Eylül 2006, Çanakkale Yol kenarlarındaki çalı kontrollerinde helikopterle kullanılan sıvı ilaç hacmi yer ilaçlamasına göre yaklaşık 10 kat daha düşüktür (Chappell,1972). Bu düşük hacmin büyük bir oranı yere ulaşmamaktadır. Çalının gövde ve yapraklarında kalıntı bırakmaktadır. Aynı zamanda el ilaçlamaları ile karşılaştırıldığında daha düşük hacimli ilaçlama kullanımıyla birim alan başına maliyet yarıya inmektedir. DEZAVANTAJLARI Satınalma bedelleri yüksektir. Ana rotor, kuyruk rotoru, kontrol sistemleri, dümenleme gibi çok sayıdaki hareketli parçalarından dolayı yoğun bakıma ihtiyaç duymaktadır. Ağırlık merkezi sınırlarının küçük olması nedeniyle ilaçlamalarda dikkatli olunması gerekmektedir. Helikopterler, sıcaklık ve nemdeki değişikliklerden büyük oranda etkilenmektedirler (Quantick,1985; Lavers,1993). SONUÇLAR Helikopterler, fungusit uygulamaları için 200 – 400 μm ve insektisit uygulamaları için 100 – 200 μm damla çapı üreten meme, depo ve püskürtme çubukları ile donatılmaktadır. Yabancı otları kontrol etmek amacıyla yapılacak olan herbisit uygulamalarında en az 500 μm damla çapı üreten yağmur (raindrop) memesi veya 1000 μm damla çapı üreten Microfoil memeler kullanılmaktadır(Chappell,1972; Schleicher,2001). Helikopterlerle yapılan uygulamalarda yapılan işe bağlı olarak yaklaşık 1000 μm damla çapları ile uygulama yapılabilmektedir. Değişik memelerle ve değişik hızlarda 5 l/ha kadar küçük ve 500 l/ha kadar büyük hacimsel normlarda uygulama gerçekleştirilmektedir. Aşırı ekipman değişimi olmaksızın iş genişliği 30 m veya daha fazla olabilmektedir. İstenirse drift kontrolü hedef alanın bir kaç metre içerisinde korunabilmektedir veya hedef alanın ihtiyaçlarına göre sis şeklinde uygulama yapılabilmektedir (Johnstone,1978). Helikopterler mısır, pamuk ve tahıl ekilişlerinde yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. Günümüzde, ABD’de küçük alanlarda, yüksek değere sahip meyve ve sebze ürünlerinin kimyasal uygulamalarında helikopterler kullanılmaktadır. Helikopterler, eğimli arazilerde yetişen ürünler ve bahçe bitkileri uygulamaları için idealdir (Schleicher,2001). Bazı bölgelerdeki turunçgil ve bazı meyve üreticileri pestisitlerin hepsini helikopterle uygulamaktadırlar. Elmada sıvı ilaç programlarındaki araştırmalarda, helikopterle yapılan bir çok denemede zararlı kontrolünün iyi olduğu saptanmıştır. Meyveler üzerinde helikopterin en önemli avantajı; yapılan işteki çabukluktur. Bu durum, özellikle eşit bir şekilde kontrolle çabucak uygulama gerektiren birçok hastalık ve zararlı kontrolünde oldukça önemlidir (Schleicher,2001). Helikopter uygulamaları küçük bir ekip gerektirir ve uygun bir planlama yapıldığında şirkette çalışan işçilerin çok az zamanını almaktadır. Helikopterlerin uygulama masrafları uçağa göre oldukça yüksektir. Bu yüzden helikopterler özellikle uçakların uygulama yapamayacağı alanlarda kullanılmaktadır. Örneğin; ABD-Santa Marina’da 510 da gibi küçük alanlarda yetiştirilen brokoli, karnıbahar, marul, lahana gibi sebzelerin ilaçlanmasında ve gübrelenmesinde helikopterlerin kullanıldığı bildirilmiştir (Parfit,2000). Elektrik hattı konstrüksiyonu, beton dökümü ve hava koşulunu değiştirme gibi ağır işlerde büyük helikopterler kullanılmaktadır. KAYNAKLAR Akesson,N.B.,Yates,W.E., 1974. The Use of Aircraft in Agriculture. Rome, 217 p. Anonim, 1968. A New Helicopter Under-Slung Spray System (HUSS). Agricultural Aviation, International Agricultural Aviation Centre, The Hague, Vol.10,No.1:16-17. Anonim, 1984. Manual on Aerial Work. International Civil Aviation Organization, Doc 9408AN/922, Canada. Anonim, 2000. New Generation Spray System Now STC Certified for Bell 407. AgPilot Magazine, May 2000. 2 p. Anonim, 2001a. Micronair AU6539 Electric Atomiser & Speed Controller Operator’s Handbook and Parts Catalogue. Micron Sprayers Ltd. U.K., 31 p. Anonim, 2001b. Micronair AU7000 Atomiser Operator’s Handbook and Parts Catalogue. Micron Sprayers Ltd. U.K., 40 p. Beerwınkle,K.R., Lopez,J.D., Bouse,L.F., Brusse,J.C., 1989. Large Helicopter-Towed Net for Sampling Airborne Arthropods. Transactions of the ASAE, Vol.32 (6): 1847-1852. Chappell,W.E., 1972. The Helicopter Comes of Age. Farm Chemicals and Crop Life, March, pp:4650. Clayton,J.S., Sander,T.P.Y., 2002. Aerial Application for control of Public Health Pests. Aspects of Applied Biology 66-8 p. Dawson,N., 2003. Florida’s Mosquito Busters. Heliops Magazine 19: 42-49. Deligönül,F., 1984. Pamuk Ekilişlerinde Uçakla Sulandırılmış İlaçlamaya İlişkin Optimum Uygulama Koşullarının Saptanması Üzerine Araştırma. Zir. Müc. Ve Zir.Kar. Genel Md. Yayınları, Ankara. Deligönül,F., 2000. Tarımsal Havacılık. Ç.Ü.Ziraat Fakültesi Genel Yayın No:233 Ders Kitapları Yayın No:A-75, Adana, 295 s. 248 Tarımsal Mekanizasyon 23. Ulusal Kongresi, 6-8 Eylül 2006, Çanakkale Johnstone,D.R., 1978. The Use of Rotary-Wing Aircraft in the Application of Pesticides. Agricultural Aviation, Vol:19, No:1, 12 p. Kuhlman,D.K.; Cress, D.C., 1981. Aerial Application Handbook for Applicators. Kansas State University, Cooperative Extension Service, Manhattan, Kansas, MF-622, 73 p. Lavers,A., 1993. Aerial Application to Ground Crops. Application Technology for Crop Protection (Editors: G.A.Matthews and E.C.Hislop) CAB International pp:215-239. Lee,N.M., Suan,L.S., Chiew,L.K., Weng,C.K., 1989. The Use of Helicopter in Plantations-Guthrie’s Experience. The Planter Vol:65, No:763 pp:456-462. Marrs,R.H.,Frost,A.J., 1996. Techniques to Reduce the Impact of Asulam Drift from Helicopter Sprayers on Native Vegetation. Journ. of Environmental Management 46:373-393 Parfit,M., 2000. The corn was two feet below the wheels. Smithsonian pp:55-66. Parkin,C.S., 1979. Rotor Induced air movements and their effects on droplet dispersal. Aeronautical Journal, May, pp:183-187. Quantick,H.R., 1985. Aviation in Crop Protection, Pollution and Insect Control. Collins, London,428 p. Schleicher,J., 2001. Helicopter Spraying Takes Off. Agricultural Aviation, Sındır,K.O., Gabir,I. 1997. Tarımda Helikopter ve Potansiyel Kullanımı. Tarımsal Mekanizasyon 17. Ulusal Kongresi 17-19 Eylül 1997, Tokat., ss:555-565. Southwell,P.H., 1973. Progress in the Technology of Chemical Applications by Aircraft. Transactions of the ASAE, pp:1051-1053,1059. Thorne,A., 1983. Vegetable Oil in Chemical Applications. World Farming Agrimanagement, November / December,1983. pp:8-9,30.