IZ 7 SAYI.qxd
Transkript
IZ 7 SAYI.qxd
Merhaba Dergimizin 7. say›s›nda, ilgi ile okuyaca¤›n›z› umdu¤um konularla yine yeniden sizinleyiz. Üniversitemiz, 2008-2009 Akademik y›l›na Kayahan Konseri ile Merhaba dedi. Düzenlenen çok say›da di¤er etkinliklerin detaylar›n› dergimizin sayfalar› aras›nda bulacaks›n›z.. ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ DERG‹S‹ At›l›m Üniversitesi Ad›na Sahibi Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu Genel Yay›n Yönetmeni Prof. Dr. ‹smail Bircan Editör Özgür Kal›n Yaz› ‹flleri Müdürü Gülflen Orbey Yay›n Koordinatörü Meral Çoban fiahin Yay›n Kurulu Yrd. Doç. Dr. Hayal Zülfikar • Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan Yrd. Doç. Dr. Cenk Güray•Yrd. Doç. Dr. Kutluk Bilge Ar›kan Uluç Gürkan • Gülflen Orbey • Özgür Kal›n• Ayla Gö¤kufl Asl›han Ersan Karaca • Adem Güdük Dan›flma Kurulu ‹ktisat Bölümümüz taraf›ndan tüm dünyay› sarsan “Küresel Mali Kriz” ile ilgili ö¤renci ve ö¤retim üyelerimizin kat›l›m› ile kolokyum düzenlendi. Kriz hakk›nda ‹ktisat Bölümü ö¤retim üyelerimizin düflüncelerini dergimizde okuyabileceksiniz. Ayr›ca Uluslararas› ‹liflkiler Bölümümüz Ankara'daki devlet ve vak›f üniversitelerinden konuk ö¤retim üyelerinin de kat›l›m› ile çok yönlü analizi içeren “ABD Yeni Baflkan› Barack Obama ve Türk-Amerikan ‹liflkileri” konulu bir konferans düzenledi. Bu konunun da bir özetini ‹z'de okuyacaks›n›z. Üniversitemiz Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Ofisi “Yaz Bilim Park› 2008” Projesi hakk›nda bilgiler ‹z'in sayfalar› aras›nda yer al›yor. Mezunlarla ‹letiflim ve Kariyer Planlama ile Avrupa Birli¤i-Uluslararas› ‹liflkiler ofislerimizin y›l boyu sürdürdükleri çal›flmalar› yine dergimizin sayfalar› aras›nda bulacaks›n›z. Prof. Dr. ‹smail Bircan Prof. Dr. Nami Ça¤an Prof. Dr. Oya Batum Mentefle Prof. Dr. ‹brahim Akman Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker Geleneksel Bahar fienli¤i etkinliklerini, Mezuniyet Törenimizden enstanteleri, Mekatronik Mühendisli¤i Günü'nü, Sollar Speed'in baflar›s›n› ve daha pek çok etkinli¤e ve projelere dergimizde yer verdik. ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ YERLEfiKES‹ 2008-2009 akademik y›l aç›l›fl töreninin detaylar› ve Prof. Dr. Füsun Arsava'n›n verdi¤i akademik y›l ilk dersi yine ‹z'in sayfalar› aras›nda yeral›yor. K›z›lcaflar Mahallesi ‹ncek 06836 ANKARA Tel: 0312 586 80 00 • Faks: 0312 586 80 90-91 www.atilim.edu.tr • [email protected] Tasar›m REMARK, Kuleli Sokak, No: 57/4 G.O.P.-ANKARA Tel: 0312 436 27 28 • Faks: 0312 436 27 00 www.remarkreklam.com • [email protected] Bask›: Desen Ofset A.fi. Birlik Mah. 7. Cad. 67. Sok. No: 2 Çankaya-Ankara Kas›m, 2008 6 ayda bir yay›mlan›r. Dergide yay›mlanan yaz›lar kaynak gösterilerek kullan›labilir. ‹mzal› yaz›lardaki görüfller yazarlar›na aittir. Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker, Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan, Dr. Poyraz Gürson ve Ö¤rt. Gör. Serdar H›z›r ilginizi çekecek konular› içeren makaleleri ile dergimize zenginlik katt›lar, bu makaleleri de ilgi ile okuyabileceksiniz. Geçen say›m›zda bafllatt›¤›m›z ve keyifle okudu¤unuza inand›¤›m›z “E¤lenceli Bilim Köflesi ile Bilim ve Felsefe” adlar›n› tafl›yan sayfalar›m›z bu say›m›zda da oldukça ilginç konular› içeriyor. Üniversitelerde yap›lan projeler ayn› zamanda onlar›n bu konudaki potansiyellerinin de bir göstergesidirler. Üniversitemizde hayata geçirilen Projeleri içereren yepyeni “Proje” köflemizin de ayn› ilgiyi görece¤ine inan›yoruz. Bu say›m›zda At›l›m Üniversitesi Kimya Gurubu taraf›ndan yap›lan çal›flman›n detaylar›n› sizlerle paylafl›yoruz. Ö¤renci yaz›lar›, ö¤renci kulüp ve topluluklar›n›n etkinlikleri, kültür sanat sayfam›zda yer alan di¤er yaz›lar aras›nda bulunmakta. Gelecek say›lar›m›zda da yine birlikte olmak ümidi ile her fleyin gönlünüzce olmas› dilerim. Prof.Dr ‹smail B‹RCAN Rektör Yard›mc›s› Formula G Yar›fllar› 32 Kayahan ile 34 2008’e Merhaba KAMPÜSTEN KISA KISA 3 Alternatif Turizm Konferans› 4 Yaz Bilim Park› 2008 Mezuniyet Töreni RÖPORTAJ 35 Kayahan 34-35 7 Server Tanilli ile Dünya, Türkiye ve Gençli¤imiz 8 MAKALE Küreselleflme ve Yüksekö¤retim Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker 10 RÖPORTAJ EKONOM‹K KR‹Z 36 DE⁄ERLEND‹RMES‹ 36-38 Mezunlar›m›z›n Kariyer Öyküleri PROJE 39 Antitümör Etkinli¤i Olan Yeni Bir ‹laç 12 Mezuniyet Töreni 13 Hayat Boyu Ö¤renme Program›: Erasmus Akademik Y›l Aç›l›fl Töreni 42 16 MAKALE AKADEM‹K YIL ‹LK DERS‹ 43 20 GEZ‹ B‹L‹M VE FELSEFE 46 Bilim Felsefe Atölyesi’nin Ard›ndan Nokta-i Nazar Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› ile Öngörülen De¤ifliklik ve Yeniliklere Genel Bir Bak›fl-1 Ö¤r. Gör. Serdar H›z›r Küre Da¤lar›’nda Ekoturist Olmak 20-21 2. Mekatronik Mühendisli¤i Günü 49 E⁄LENCEL‹ B‹L‹M 50 22 MAKALE MAKALE 54 Biliflim Projelerinde S›kça Yap›lan Hatalar ve Endüstri - ‹flletme Mühendislerinin Önemi Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan Marka Kavram›: Marka ‹maj›, Marka Kiflili¤inden Marka Kimli¤ine Dr. A. Poyraz Gürson 24 At›l›m Üniversitesi RÖPORTAJ 60 ‹lham Süheyl Akgül Üç Yeni Program› Hayata Geçirdi 27 Haz›rl›k Okulu Hizmet Öncesi E¤itim 28 Yaz Bilim Park› 2008 30 8. Bahar fienli¤i At›l›m Üniversitesi’nde Uzaktan E¤itim 62 30-31 Kitap Kampanyas› 64 KÜLTÜR SANAT 65 Faz›l Hüsnü Da¤larca 72 KAMPÜSTEN KISA KISA Terörle Mücadelede Türkiye’nin ‹zledi¤i Yollar At›l›m Üniversitesi Uluslararas› Medya ve Araflt›rma Toplulu¤u taraf›ndan düzenlenen Em. Tümg. Osman Pamuko¤lu'nun konuflmac› oldu¤u “Terörle Mücadelede Türkiye'nin ‹zledi¤i Yollar” konulu konferans 13 May›s 2008 tarihinde yap›ld›. Seyhan Cengiz Turhan Konferans salonunda gerçeklefltirilen program Kan Uykusu Belgesel Film gösterimi ile bafllad›. Ard›ndan kürsüye gelen Pamuko¤lu, PKK ile yap›lan silahl› mücadelenin tarihi hakk›nda bilgi vererek görevde oldu¤u dönemde tan›k oldu¤u olaylar› anlatt›. Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda yap›lan konferansta Prof. Dr. Yüksel, geleneksel ve ça¤dafl tiyatro aras›ndaki farkl›l›klar› s›ralayarak, Türk Tiyatrosunun geliflim aflamalar›n› anlatt›. Tiyatroyu oluflturan nedenlerin dünyan›n her yerinde ayn› insani e¤ilimler oldu¤unu söyleyerek konuflmas›na bafllayan Yüksel, ülkelere göre yaln›zca kültürel farkl›l›klar›n ortaya ç›kt›¤›n› ifade etti. Tarihte Anadoluya ait tiyatro gelene¤inin olmad›¤›n›, buna ait yaz›l› bir tutana¤›n bulunmad›¤›na dikkat çeken Yüksel, Türk Tiyatrosu'nun düflündürmek için de¤il güldürmek için ortaya ç›kt›¤›na de¤inerek, nükteli söz oyunlar› yap›lmas› yoluyla tiyatro sanat›n›n yap›ld›¤›n› söyledi. Konuflmas›nda bir ülkenin sanat›ndan söz ederken o sanat› üretenlerden de söz edilmesi gerekti¤ini vurgulayan Yüksel, yabanc› bir eserin Türkçeye çevrilip sahnelenmesi ile Türk Tiyatrosu'nun oluflmas›n›n sa¤lanamayaca¤›n› belirterek “Bir ülkenin kendi yazarlar› olmas› gerekir” dedi. Kürt Devleti kurma ideallerinin 1830'larda bafllad›¤›n› ileri süren Pamuko¤lu, Atatürk'ün silahl› hareketin ne demek oldu¤unu bildi¤ini ve Cumhuriyet Döneminde ald›¤› önlemlerle bu tehlikeyi bir kaç ayda bitirdi¤ini söyledi. Bir devlete karfl› yap›lan tecavüzün boyutlar› ne olursa olsun ayn› derecede karfl›l›k görmesi gerekti¤ini belirten konuflmac›, silahl› sald›r›lara karfl›l›k olarak demokratik haklardan söz edilemeyece¤ini ifade etti. Alternatif Turizm Konferans› PKK'n›n kökünün kaz›nmas› için güçlü siyasi irade gerekti¤ini vurgulayan Pamuko¤lu, “Bugüne kadar 7 bin asker 13 bin sivil olmak üzere 20 bin insan›m›z› bu sald›r›lar sonucu kaybettik” dedi. Program ö¤rencilerin sorular›n›n yan›tlanmas›n›n ard›ndan son buldu. At›l›m Üniversitesi ‹flletme Fakültesi Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü taraf›ndan düzenlenen, Raytur Seyahat Acentesi Yetkilisi Mehmet Havufl'un konuflmac› oldu¤u “Karadeniz, Do¤u, Güneydo¤u Anadolu Bölgelerinde Alternatif Turizm” konulu konferans 30 Nisan 2008 tarihinde Seyhan Cengiz Konferans Salonunda gerçeklefltirildi. Ça¤dafl Türk Tiyatrosu Konulu Konferans Konuflmas›nda bölgelerde de¤erlendirilebilecek ve ekonomik gelir sa¤layabilecek alternatif turizm olanaklar› hakk›nda örnekler veren Havufl, Türkiye'de kufllar›n göç yollar› üzerinde olmas› nedeniyle kufl gözlem turizminin ve Çoruh Nehri'nin potansiyeli nedeniyle rafting turizminin canland›r›labilece¤ini söyledi. At›l›m Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi ‹ngiliz Dili ve Edebiyat› Bölümü taraf›ndan düzenlenen Prof. Dr. Ayflegül Yüksel'in konuflmac› oldu¤u “Ça¤dafl Türk Tiyatrosu” konulu konferans 28 Nisan 2008 tarihinde gerçeklefltirildi. 3 Obezitenin ciddi bir rahats›zl›k oldu¤unu belirterek sözlerine bafllayan diyetisyen Odabafl›, al›nan enerjinin harcanan enerjiden fazla olmas›n›n obezitenin temel nedenini oluflturdu¤unu ifade etti. Davran›flsal, çevresel ve biyolojik etkenlerinde fazla kilolar›n nedeni olabilece¤ini belirten Odabafl›, obezitenin ast›m, gut, inme gibi ciddi hastal›klara neden olabilece¤ine dikkat çekerek, beslenme al›flkanl›klar›n›n de¤ifltirilmesi gerekti¤ini vurgulad›. Sunumunda hatal› zay›flama yöntemlerini de s›ralayan konuflmac›, medyatik ve mucize diye adland›r›lan diyetlerden uzak durulmas› gerekti¤ini söyledi. Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü ö¤rencilerine sektör ile ilgili bilgiler veren Havufl, sahip oldu¤umuz de¤erler hakk›nda toplum olarak daha bilinçli olmam›z gerekti¤ini ifade etti. Yaz Bilim Park› 2008 Mezuniyet Töreni TÜB‹TAK'›n destekledi¤i At›l›m Üniversitesi taraf›ndan düzenlenen projenin mezuniyet töreni 7 Temmuz 2008 tarihinde gerçeklefltirildi. Gölbafl› ilçesine ba¤l› ilkö¤retim okullar›ndan noter huzurunda yap›lan çekiliflle belirlenen otuz ö¤rencinin kabul edildi¤i “E¤lenceli Bilim Merkezi Yaz Bilim Park› 2008 Projesi”nin e¤itimi iki hafta sürdü. Velilerinde kat›ld›¤› törende projelerini sergileyen ö¤renciler ard›ndan kendi yapt›klar› enstrümanlarla mini bir konser verdi ve dans gösterilerini sundu. ‹lgiyle izlenen konferans›n ard›ndan bir konuflma yapan oyuncu Mert F›rat kendisinin de fazla kilolar›ndan flikayetçi oldu¤u dönemlerde diyetisten Odabafl›'n›n verdi¤i programlarla ideal kilosuna ulaflt›¤›n› belirtti. At›l›m Üniversitesi Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörü Yrd. Doç. Dr. Hacer Erar'›n proje yürütücülü¤ünü üstlendi¤i “Yaz Bilim Park› 2008”de ö¤renciler kat›l›m belgelerini At›l›m Üniversitesi rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu'ndan ald›lar. Cevdet Kösemen Konferans Salonu Fuayesi'nde gerçeklefltirilen aktivasyonda diyetisyen Sinem Kolbak›r taraf›ndan vucut analizi ve de¤erlendirmesi yap›ld›. Projeye destek verenlere de teflekkür belgelerinin verildi¤i törene Ankara ‹l Milli E¤itim Müdür Yard›mc›s› Zihni Özdemir'de kat›larak destek verdi. Ö¤rencilerin yo¤un ilgi gösterdi¤i program verilen kokteylin ard›ndan son buldu. Program törenin ard›ndan verilen kokteyl ile son buldu. Bahara Merhaba Konseri Sa¤l›kl› Bir Diyet Program›n›n Püf Noktalar› At›l›m Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasar›m ve Mimarl›k Fakültesi taraf›ndan düzenlenen “Bahara Merhaba” Konseri 29 May›s 2008 tarihinde Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda yap›ld› . At›l›m Üniversitesi taraf›ndan 12 May›s 2008 tarihinde düzenlenen diyetisyen Elvan Odabafl›'n›n konuflmac› oldu¤u konferansta “fiiflmanl›k bir hastal›k m›d›r, popüler ve hatal› zay›flama yöntemleri nelerdir ve sa¤l›kl› bir diyet program›n›n püf noktalar› nelerdir ” sorular›n›n yan›tlar› arand›. Prof. Engin Sansa'n›n yönetiminde gerçeklefltirilen At›l›m Üniversitesi Çok Sesli Müzik Toplulu¤u'nun konseri izleyiciler tara- 4 KAMPÜSTEN KISA KISA versitesi Kültür Müdürü Mustafa Kömürcü yönetimindeki koro Ankara yöresi türkülerini seslendirerek dinleyicilere keyifli anlar yaflatt›. Tören sonras› fuaye alan›nda Ankara Kültürünü Yaflatma Derne¤i taraf›ndan gerçeklefltirilen Se¤menler halk oyunlar› gösterisi ile An›l Uluda¤ ve Ece Ery›ld›z taraf›ndan haz›rlanan “Ulus'la Buluflma ve Zafer An›t›'n›n Hayat›nda Birgün” konulu foto¤raf sergisi be¤eniyle izlendi. Meslek Tan›t›m Günleri f›ndan be¤eniyle karfl›lan›rken, koro Amapola, Santa Lucia, O Sole Mio, Funi Cula, Moskova, Katyufla ve Kalinka gibi sevilen klasik müzik parçalar›n› seslendirdi. At›l›m Üniversitesi Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü taraf›ndan düzenlenen orta ö¤retim kurumlar›ndaki rehber ö¤retmenlerle meslek seçimi yapacak ö¤rencileri meslekler konusunda bilgilendirmeyi ve do¤ru karar vermelerini hedefleyen “Meslek Tan›t›m Günleri” 1-2 May›s 2008 tarihlerinde yap›ld›. Devlet Opera ve Balesi Sanatç›lar› Soprano Meral Göko¤lu, Tenor Osman ve Umut Göko¤lu'nunda klasik müzik eserlerini seslendirdikleri konserde, sanatç›lara piyanoda Kaan Yüksel, Johan Botka, flütte Ça¤›l Çokan ve gitarda Taylan Akçayöz efllik etti. Program 11 kurumdan 55 rehber ö¤retmen ve yaklafl›k 1500 ö¤rencinin kat›l›m›yla gerçeklefltirildi. Düzenlenen program kapsam›nda say›sal, eflit a¤›rl›k ve yabanc› dil a¤›rl›kl› e¤itim gören ö¤rencilere alanlar›na yönelik konferanslar verildi. ‹zleyenlere keyifli anlar yaflatan konser verilen kokteylin ard›ndan sona erdi. At›l›m Üniversitesi Rektör Yard›mc›s› Prof. Dr.‹smail Bircan'›n sunumunu yapt›¤› “Dünya'da ve Türkiye'de Geliflmeler, Yeni Meslekler ve ‹stihdam” konulu konferans ve ‹flletme Fakültesi Dekan› Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker'in sunumunu gerçeklefltirdi¤i “Gelece¤in Meslekleri Sosyal Bilimler” konulu konferanslar eflit a¤›rl›k alanlar›nda ö¤renim gören ö¤renciler taraf›ndan ilgiyle izlendi. Ankara’n›n Baflkent Oluflu Ankara'n›n baflkent oluflunun 85. y›ldönümü At›l›m Üniversitesi Cevdet Kösemen Konferans Salonu'nda düzenlenen bir törenle kutland›. 13 Ekim Pazartesi günü düzenlenen törende bir konuflma yapan VEKAM Genel Müdürü Zeynep Önen Ankara'n›n Türkiye için öneminden bahsederek “Cumhuriyetin baflkenti Ankara, Ankara'n›n baflkenti Ulus, Ulus'un baflkenti Zafer An›t›'d›r” dedi. Önen, konuflmas›nda VEKAM'›n gerçeklefltirdi¤i “Ulus'la Buluflma” projesinden de bahsederek Ulus ve çevresinin modernizmin merkezi oldu¤unu belirtti. Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölüm Baflkan› Yrd. Doç. Dr. Nefle Alkan'›n gerçeklefltirdi¤i “Seçece¤im Meslek Kiflili¤ime Uygun mu?” ve “Sorun Çözme Stratejileri” konulu konferanslar, ö¤rencilerin meslek seçimlerini iyi belirlemeleri gerekti¤inin önemine dikkat çekti. Zeynep Önen'in konuflmas›n›n ard›ndan sahne alan At›l›m Üni- Program çerçevesinde say›sal a¤›rl›kl› e¤itim gören ö¤rencilere yönelik olarak gerçeklefltirilen ve Mühendislik Fakültesi Dekan› Prof. Dr. ‹brahim Akman taraf›ndan verilen “Biliflim Sektörü Meslekleri, E¤itimleri ve Gelece¤i” konulu konferans ile Prof. Dr. Abdulkadir Erden taraf›ndan verilen “Gelece¤in Meslekleri Mühendislik” ve Yrd. Doç. Dr. Besim Barano¤lu taraf›ndan sunulan “Modern Mühendislik Uygulamalar›” konulu konferanslarda ise mühendislik alanlar› ve e¤itimlerinde yaflanan geliflmeler ve de¤iflimler anlat›ld›. Ayr›ca dil e¤itimi gören ö¤rencilere iliflkin olarak Fen Edebiyat 5 du¤unun alt›n› çizen Hossaini, bireysel ve kolektif sorumluluklar›m›z› üstlenmek gerekti¤ini söyleyerek, çeflitli düzlemlerde oluflturulacak ve birbiriyle eflgüdüm içinde yürütülecek iflbirli¤i programlar›n›n yoksullukla mücadelede hayati bir önem tafl›d›¤›n› belirtti. Fakültesi Ö¤r. Gör. Bengü Aksu Ataç, Ö¤r. Gör. Özlem fiahinbilek ve Dr. Gökflen Aras'›n konuflmac› olduklar› “Çok Dillilik, Çok Kültürlülük Ba¤lam›nda Yabanc› Dil Ö¤renimi” konulu konferans düzenlendi. Konferans salonlar› fuayelerinde aç›lan standlarda üniversitemiz fakülte ve bölümlerini de tan›ma imkan› bulan ö¤renciler, ö¤renci kulüplerinin sergiledikleri ö¤renci projelerine ise yo¤un ilgi gösterdiler. “Dünü Unutma ki Yar›na Hakk›n Olsun” Konferans› Kurtulufl Savafl› Do¤u Cephesi Komutan› Kaz›m Karabekir Pafla'n›n k›z› Timsal Karabekir At›l›m Üniversitesi ö¤rencileri ile biraraya geldi. Yoksullukla Mücadele Kampanyas› BM taraf›ndan yürütülen “Yoksullu¤a Karfl› Hep Birlikte” kampanyas›n›n bafllang›c› At›l›m Üniversitesi'nde yap›ld›. At›l›m Üniversitesi Hukukçular Toplulu¤u’nun organize etti¤i söyleflide Yerleflke 2023 Dergisi yetkilileri de yer ald›. Dünya genelinde geçti¤imiz y›l yoksullu¤a karfl› duran 44 milyon kiflilik rekorun gelifltirilmesi ve kampanyan›n daha genifl bir alanda etkili olabilmesi için UNICEF Türkiye Temsilcisi Reza Hossaini “Yoksullukla Mücadele” konulu konferans›yla At›l›m Üniversitesi ö¤rencileriyle biraraya geldi. 17 Ekim 2008 Cuma günü Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu'nda yap›lan konferansta ilk olarak söz alan Üniversitemiz ‹flletme Fakültesi Dekan Yard›mc›s› Yrd. Doç. Dr. Salih Ak, daha önce bir çok kez Asya ve Afrika'da bulunmufl ve yoksullukla mücadele, e¤itim, sürdürülebilir çevre gibi konularda önemli görevler yapm›fl olan Say›n Hossaini'yi a¤›rlamaktan mutluluk duydu¤unu ifade etti. 14 Ekim Sal› günü Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda yap›lan söyleflide bir konuflma yapan Yerleflke 2023 Dergisi Genel Yay›n Yönetmeni Suat Turgut olumlu düflünmenin insan yaflam› üzerindeki etkilerinden söz etti. Ö¤rencilere 2023 y›l›nda ülkenin nerede olmas›n› istediklerini soran Turgut, “ba¤›ms›z ve ekonomisi güçlü Türkiye” yan›tlar›n›n verilmesinin ard›ndan sorgulayan bireylerle ayd›nl›k gelece¤e ulafl›labilece¤ini belirtti. Ard›ndan söz alan dergi yetkilisi Osman Arslan konuflmas›nda fark yaratman›n önemine de¤indi. Kurtulufl Savafl›nda önemli görevleri olan insanlar›n tan›nmas› gerekti¤ini vurgulayan Arslan düzenlenen organizasyonun önemine dikkat çekti. Daha sonra söz alan Reza Hossaini yoksullu¤un tan›m›n› yaparak bafllad›¤› konuflmas›nda, kifli bafl›na düflen milli gelir, sa¤l›k ve e¤itim harcamalar› gibi çeflitli ölçülere göre yap›lacak tan›m›n farkl›laflabilece¤ine iflaret etti. Konferans› s›ras›nda dünya yoksulluk haritas›n› sergileyen Hossaini, ülkeler aras›nda karfl›laflt›rma yaparak, Afrika ve Asya ülkeleri ile Avrupa ve Kuzey Amerika aras›ndaki farka dikkat çekti. Yoksullukla mücadelede ilk ad›m›n sorunun bilincine varmak ol- Konuflmalar›n ard›ndan söz alan Timsal Karabekir “Dünü Unutma ki Yar›na Hakk›n Olsun” konulu konuflmas›nda izleyicilere Kaz›m Karabekir Müzesi arflivinden derlenen milli mücadele y›llar›na ait foto¤raflar› izlettirerek o dönemlerdeki an›lar›ndan söz etti. Kaz›m Karabekir'in Osmanl›'n›n son paflas› oldu¤una dikkat çeken Karabekir, ülkenin iflgal döneminde yaflad›¤› zorluklardan bahserek vatana duyulan aflkla genç yaflta çok flehitler 6 KAMPÜSTEN KISA KISA söyledi. Prof. Dr. Y›lmaz Özkan konuflmas›n› baflta ABD Olmak üzere di¤er Avrupa ülkelerinin kaçacak yeri olmad›¤›n›, ekonomik krizin etkilerinin bu ülkelerde daha a¤›r hissedilece¤ini sonuç olarak da bildi¤imiz kapitalizmin niteli¤inin de¤iflece¤ini söyleyerek tamamlad›. verildi¤ini ifade etti. Türk olman›n birçok güçlü¤ü yenmek için tek neden olabilece¤ini belirten Karabekir günümüzde yaflanan geliflmelere dikkat çekerek, ba¤›ms›zl›¤›m›z› kaybetmemek için ülkemize ve de¤erlerimize sahip ç›kmam›z gerekti¤ini söyledi. Server Tanilli ile Dünya, Türkiye ve Gençli¤imiz “Yeni ABD Baflkan› Barack Obama ve Türk-Amerikan ‹liflkileri” Paneli At›l›m Üniversitesi, yaflam›yla ve yap›tlar›yla ayd›nlanma deyince akla gelen ilk isimlerden Prof. Dr. Server Tanilli’yi konuk etti. 27 Ekim Sal› günü Seyhan Cengiz Konferans Salonunda gerçeklefltirilen konferansa Tanilli, At›l›m Üniversitesinde gelece¤i flekillendirecek olan gençlerle birarada olmaktan duydu¤u mutlulu¤u ifade ederek bafllad›. Dünyada büyük de¤iflimler yafland›¤›na dikkat çeken Tanilli, Ekim ay› bafl›ndan bu yana Amerika'dan bafllayan krize dikkati çekerek kapitalizmin bunal›m›n› tarihe geçecek bir olay olarak nitelendirdi. Tanilli, yaflanan krizin faturas›n›n yoksul halklara ç›kaca¤›n› söyledi. ‹flletme Fakültesi Uluslararas› ‹liflkiler Bölümünün düzenlemifl oldu¤u “Yeni ABD Baflkan› Barack Obama ve Türk-Amerikan ‹liflkileri konulu Panel, 25 Kas›m 2008 Sal› günü saat 14.30'da Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonu'nda kalabal›k bir izleyici kitlesinin kat›l›m›yla gerçekleflti. Üniversitemizin Uluslararas› ‹liflkiler Bölüm Baflkan› Yrd. Doç. Dr. Bahar Turhan Hurmi'nin yönetiminde gerçekleflen panelde kat›l›mc›lar; ODTÜ Uluslararas› ‹liflkiler Bölüm Baflkan› Prof. Dr. Meliha Altun›fl›k, Polis Akademisi Uluslararas› ‹liflkiler Ö¤retim Üyesi Doç. Dr. ‹dris Bal ve eski ASAM Türk-Amerikan ‹liflkileri uzman› ve araflt›rmac› Bahad›r Koç s›ras›yla görüfllerini belirttiler. Türkiye'de yaflanan 1923 devriminin etkilerine de de¤inen Tanilli, Cumhuriyet devriminin ça¤dafll›¤› ve laikli¤i hayat›m›za soktu¤unu ve bu ilkelerin yaflant›m›z› oldu¤u kadar ekonomik politikalar›m›z› da büyük ölçüde etkiledi¤ini belirtti. Gençlerin ülke yönetiminde söz sahibi olacak flekilde kendilerini yetifltirmeleri gerekti¤ini ifade eden Tanilli, gençlerin Cumhuriyet ilkelerine sahip ç›kmas› gerekti¤ini söyledi. Soru cevap k›sm›yla devam eden konferans›n ard›ndan Tanilli, kitaplar›n› imzalad›. Obama'n›n ABD D›fl Politikas›'na ne gibi bir “de¤iflim” getirebilece¤inin tart›fl›ld›¤› panelde, Obama'n›n liderlik vas›flar›, bunun d›fl politikaya olas› yans›malar›, ABD'nin d›fl politika önceliklerinden Ortado¤u, Irak, ‹ran ve Afganistan'da izleyece¤i yollar görüflüldü. Ekonomik krizin de üzerinde duruldu¤u panelde, ABD d›fl politikas›nda yerel dinamiklerin belirleyici bir faktör oldu¤una vurgu yap›ld›. Türk-Amerikan ‹liflkileri'nin üzerinde önemle durulurken, özellikle baz› kilit konular olan Ermeni meselesi, K›br›s sorunu, Irak'taki durum dikkatle incelendi. Ayr›ca, ABD'nin bundan sonra d›fl politikada ataca¤› ad›mlar›n Türkiye'ye etkileri de gündeme getirildi. “Kriz” Konferans› ‹flletme Fakültesi ö¤retim üyelerinden Prof. Dr. Y›lmaz Özkan “Kriz” konulu bir konferans sundu. 23 Ekim 2008 tarihinde Seyhan Cengiz Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta Y›lmaz Özkan krizin neden ç›kt›¤›n› ve Amerikal› politika yap›c›lar› taraf›ndan neden farkedilemedi¤ini anlatt›. Krizin, kapitalizmden kaynaklanan ve onun kontrol edemedi¤i, bafl›na buyruk bir kriz oldu¤unu belirten Özkan, eski moda çareler ile krize çözüm bulunamayaca¤›n› Son olarak, dinleyicilerin katk› ve sorular›yla zenginleflen panel, Türk-Amerikan ‹liflkilerinin gelece¤i ve Türk D›fl Politikas›'na yönelik öneri ve tavsiyelerle son buldu. 7 MAKALE KÜRESELLEfiME VE YÜKSEKÖ⁄RET‹M yeni disiplinlerle tan›fl›p, uzak say›lacak yeni ufuklara tafl›nmas›d›r. (Türkiye'de orta ö¤retimin amac› ö¤renciyi hem hayata, hem de yüksekö¤retime haz›rlamakt›r.) Yüksekö¤retim ise daha çok evrensel bilgi ve de¤erlerle (üniversite etimolojilk olarak, üniversal, evrensel demek) uzman bireyler yetifltirmek amac›ndad›r. Prof. Dr. Halil ‹brahim Ülker Ancak yüksekö¤retim son 25 y›ld›r hem sektörel büyüklük, hem de amaç program, yöntem de¤erlendirme, finasman vb. konular itibariyle büyük de¤iflikliklere u¤ram›flt›r. At›l›m Üniversitesi ‹flletme Fakültesi Dekan› Dünya Bankas› verilerine göre dünyada yüksekö¤retim gören 120 milyonu aflk›n ö¤renci mevcuttur. Bunun 5 milyonu kendi ülkesi d›fl›nda e¤itim görmektedir. Dünyadaki yüksekö¤retim sektörünün (piyasas›n›n) finansal hacmi yaklafl›k 5 trilyon dolard›r. Sanal üniversite, ulusal s›n›rlar ötesinde flube (branch campus) açma, tele konferans uygulamalar›, flirket üniversiteleri, Franchised lnstitution ve of shore institution uygulamalar› bu konuda dikkat çekici yeniliklerdir. Yirminci yüzy›l›n sonundaki en önemli geliflme küreselleflmenin ivme kazanmas›d›r. Öyle ki an›lan sürecin sosyal, kültürel, ekonomik, e¤itsel sonuçlar› hemen tüm yaflam›m›z› kapsam›fl durumdad›r. Ancak küreselleflmenin en fazla etkili oldu¤u alan ise e¤itimdir. Çünkü ikisinin ortak paydas›, bilgiyle ilgili çal›flmalar›d›r ve bu iliflkinin irdelenmesi Türkiye aç›s›ndan çok önemlidir. Küreselleflmenin pek çok tan›m› yap›lmakla birlikte yerelleflme karfl›t› olarak kullan›lan bu sözcük, sosyal, kültürel, ekonomik de¤erlerin uluslararas› alanda yay›lmas› ve kabul görmesidir. Geliflen biliflim ve iletiflim teknolojisi ile toplumlararas› etkileflmenin h›z ve kapsam›n›n artmas›d›r. Uzun soluklu gemilerin gerçeklefltirilip, Avrupa ile Uzakdo¤u aras›nda hammadde-mamul madde ticareti bafllad›¤›nda, asl›nda küreselleflme de bafllam›flt›. Bugünkü geliflme küreselleflmenin kapsam ve h›z›n›n de¤iflmesidir. Küreselleflme yönetim, siyaset, ekonomi, e¤itim gibi kurumlardan insanlar›n tüketim kal›plar›na, de¤erlerine, önceliklerine kadar pek çok fleyi etkilemektedir. Bu arada tabiki e¤itim sürecinin, amaç, kapsam, yöntem, de¤erlendirme gibi (e¤itimin tüm) aflamalar›n› da etkilemektedir. Yüksekö¤retimin bu geliflmelerin d›fl›nda kalmas› tabiiki düflünülemez. Di¤er taraftan kabaca Anglo Amerikan sisteminin küresel rekabetle dönüflmesi, diyebilece¤imiz bir model yayg›nlaflmaktad›r. Geleneksel üniversiteden uzaklaflan, pragmatik, piyasalaflt›r›lm›fl, ölçülebilir de¤erler üretmeye yönelik bir yüksekö¤retim anlay›fl›. Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler adl› eserinde flu saptamay› yapar. “Ça¤›m›z›n en büyük özelli¤i, tüm insanlar› göçmen ya da az›nl›k haline getirmesidir. Hepimiz köklerimize hiç benzemeyen bir evrede yaflamaya zorlan›yoruz. Küreselleflme ça¤›nda hepimizin etraf›n› kuflatan süratli, bafldöndürücü bir kimlik kavram› kendini dayat›yor.” (Amin Maalouf, Ölümcül Kimlikler. YKY ‹stanbul 2000, Çeviren Aysel Bora) E¤er yazar›n söylemini kabul edecek olursak e¤itim de (yüksekö¤retim dahil) bu küresel yönelifle ayak uyduracakt›r. Zaten yüksekö¤retimde gerçekleflen dönüflüm de budur. Bu yeni yüksekö¤retim anlay›fl›n› benimseyelim, benimsemeyelim; piyasa yönelimli bu özellikleri ise flunlard›r. fiöyle s›ralanabilir: E¤itim basamaklar› aras›nda flöyle bir iflbölümü vard›r. Temel e¤itim, daha çok ulusal ögelerin çocu¤a aktar›ld›¤› ve ba¤›ms›z kiflili¤in oluflturuldu¤u bir basamakt›r. Orta ö¤retim, ö¤rencinin 8 c- Yüksekö¤retim, ö¤renci merkezli, sorgulay›c›, yarat›c› ve interdisiplin anlay›flta olmal›d›r. d- Yüksekö¤retim, büyük oranda küresel içerik, yöntem ve rekabete uygun olmal›d›r. e- Yüksekö¤retim, yaflam boyu e¤itim, toplumsal sorumluluk, bilgi üretmek, sanayi ile iflbirli¤i yapmak gibi geleneksel olmayan görevlere öncelik vermelidir. f-Yüksekö¤retim, giriflimci ve rekabetçi olabilmek için , tüm girdi ve süreçlerinde kalite, akreditasyon, standardizasyon konular›n› uygulamal›d›r. g-Yüksekö¤retim daha çok akademik özgürlük ve daha çok yenilikçi olmak ve bizzat yenili¤e haz›r durumda bulunmak zorundad›r. a-Yüksekö¤retim yar› kamusal mal niteli¤inde olup, tamamen devletin (kamu) görevlerinden de¤idir. K›saca yüksekö¤retim, art›k bir elit havuzu yetifltirmek çabas› olmaktan ç›km›flt›r. Say› ve nitelik olarak, toplumu yeniden kurgulayacak kitleleri haz›rlayacak yüksekö¤retimin yeni bir vizyonla planlanmas› gerekmektedir. Bu süreç de, büyük ölçüde e¤itimcilerimizin ulusal bir model gelifltirmesine ba¤l› görülmektedir. b- Yüksekö¤retim yönetimi, aç›kl›k, fleffafl›k, hesapverilebilirlik, sosyal sorumluluk ilkelerini kapsay›c› ve kat›l›mc› olmak durumundad›r. ( Governance-Yönetiflim) A¤aç Dikme fiöleni At›l›m Üniversitesi sosyal sorumluluk projeleri çerçevesinde düzenlenen A¤aç Dikim fiöleni 05 May›s 2008 tarihinde gerçeklefltirildi. Gölbafl› Belediyesi, Çankaya Belediyesi, Çayyolu ve Bo¤aziçi Lions Kulüplerinin destekledi¤i törenin aç›l›fl konuflmas› yapan At›l›m Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu A¤aç Dikim fiöleni'nin Üniversitemiz'de geleneksel bir etkinli¤e dönüfltü¤ünü belirterek duyarl›l›klar›ndan ötürü katk› veren herkese teflekkür etti. Haz›rl›k Okulu ad›na konuflma yapan Oktay Aslan bu kampanyaya destek vermekten mutluluk duyduklar›n› belirterek bu konuda herkesin duyarl› olmas› gerekti¤ini söyledi. Oktay Aslan'›n ard›ndan Lionslar ad›na kürsiye gelen 118U Yönetim Çerçevesi Genel Yönetmeni Nedret Y›lmaz, konuflmas›nda küresel ›s›nman›n etkilerine dikkat çekerek a¤açland›rman›n önemine de¤indi. edildi. Kampanyaya destek veren At›l›mc› Hukukçular Toplulu¤u ve Haz›rl›k Okulu ö¤rencilerine de sertifikalar› verildi. Törende Ankara Kültürünü Yaflatma Derne¤i Se¤menler Halk Oyunlar› Ekibi'nin sergiledikleri Ankara Yöresi Oyunlar› ve Eyvan Halk Oyunlar› Ekibi'nin sergiledikleri Bitlis ve Tekirda¤ yöresi oyunlar› konuklar taraf›ndan büyük ilgi görürken Grup FunKey konseri de be¤eniyle izlendi. A¤aç dikimine geçilmesiyle birlikte at kestanesi, akasya, kara çam, sedir ve mefle a¤açlar›ndan oluflan yaklafl›k binbeflyüz a¤aç toprakla buluflmufl oldu. Konuflmalar›n ard›ndan Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu taraf›ndan Gölbafl› Belediye Baflkan› Abdulnas›r Hafllak ad›na ve Çayyolu, Bo¤aziçi Kulüpleri Baflkanlar›'na Plaketleri takdim 9 RÖPORTAJ MEZUNLARIMIZIN KAR‹YER ÖYKÜLER‹ Bir önceki say›m›zdan bafllayarak Kariyer Planlama ve Mezunlarla ‹letiflim Ofisi olarak sayfalarda At›l›m Üniversitesi mezunlar›yla röportajlara yer veriyoruz. Amac›m›z mezunlar›m›z›n sizlere hem At›l›m Üniversitesinde ö¤renci olarak geçirdikleri dönem hakk›nda bilgi vermelerini sa¤lamak, hem de sahip olduklar› iflleri ya da çal›flt›klar› sektörleri tan›tmalar›na imkan vermek. Buna ek olarak ifl dünyas›ndaki mezunlar›m›z›n birbirlerini tan›malar›n› sa¤layarak, birbirlerine desteklerini artt›rmak. Sizlerin ifl ve okul hayat›nda baflar›l› olmaya dair küçük ipuçlar›n› bulabilece¤iniz ve belki hayat›n›zla ilgili karar verirken faydalanabilece¤inizi düflündü¤ümüz bu çal›flmalara kat›lan tüm mezunlar›m›za teflekkürlerimizi sunuyoruz. bizimle ilgilenmeleri bence her ö¤renci için bulunmaz imkan. Neredeyse her dersin uygulamal› laboratuvarlar›n›n olmas› ve sektörden hocalar›m›z›n derslere girerek iflin prati¤ini de aktarmalar› bizi ifl hayat›na haz›rlam›fl, bunlar› hep sonradan fark edebiliyoruz tabi. Ayr›ca yapt›¤›m›z stajlar›nda çok etkisi oluyor ifl hayat›nda. Ö¤rencilerin de profili çok farkl›, ben üniversite y›llar›nda yaflad›¤›m paylafl›m ve dayan›flmay› hiçbir yerde göremedim. Eklemek istedi¤im bir nokta da seçmeli ders alternatifinin çok olmas›, bu da ö¤rencinin vizyonunu geniflletmesi için sunulmufl güzel bir seçenek. Ayfle K›l›ç Ö¤rencilik y›llar›n›zda IESC - Endüstri Mühendisli¤i Ö¤renci Kulübü'nde aktif görevleriniz oldu. Kulüp faaliyetleri e¤itim hayat›n›z› ve kiflisel gelifliminizi ne yönde etkiledi? Aç›k konuflmak gerekirse lisede ö¤retmenim bana s›n›fta soru sordu¤unda utanan, s›k›lan biriydim. Tercihim s›ras›nda Endüstri veya Bilgisayar Mühendisli¤ini istedi¤im için flans eseri geldim At›l›m'a. Ama hep söylemiflimdir iyi ki bu üniversitede ö¤renim gördüm. Büyük denizde küçük bal›k olmaktansa küçük denizde büyük bal›k olabildim bu sayede. Üniversiteden önce toplum içinde konuflurken utan›p s›k›l›rken, yapt›¤›m›z organizasyonlar, ald›¤›m›z e¤itimler sonunda 500 kiflilik bir toplulu¤un önünde rahatça konuflabiliyordum. ‹fl hayat›na bafllad›¤›mda fark ettim ki adaptasyon sorunu gibi bir derdim olmad›, giriflim- Öncelikle yeni göreviniz hay›rl› olsun. Kariyer yolculu¤unuzu bize anlat›r m›s›n›z? 2000 y›l›nda girdi¤im At›l›m Üniversitesi Endüstri Mühendisli¤i bölümünden burslu olarak 2005 y›l›nda mezun olmay› baflard›m. 2006 y›l›nda ODTÜ Endüstri Mühendisli¤i bölümünde yüksek lisans›ma bafllad›m. Ayn› süreçte 8 ay bir e¤itim ve dan›flmanl›k firmas›nda ifl deneyimim oldu. fiu an yüksek lisansta tez aflamas›nday›m. 2008 Eylül ay› itibari ile de At›l›m'da yine kendi bölümümde Araflt›rma Görevlisi oldum. Üniversite hayat›m boyunca Endüstri Mühendisli¤i Kulübü’nün kurulmas›ndan, büyümesine kadar tüm süreçlerde aktif yer ald›¤›m için mezuniyet sonras›nda da bu al›flkanl›klar›mdan vazgeçemedim. fiu an JCI (Junior Chamber International) - Genç Liderler ve Giriflimciler Derne¤i Ankara flubesinde Genel Sekreterlik ve bir yandan da 2006 y›l›nda kuruluflunda yer ald›¤›m At›l›m-MED'de Baflkanl›k görevlerim devam ediyor. At›l›m Üniversitesi'nde ald›¤›n›z e¤itimin size katk›lar› nelerdir? Bence At›l›m e¤itim sistemi olarak kendine özgü farkl› bir tarza sahip. ‹stedi¤imiz zaman hocalar›m›za ulaflabilmemiz, birebir 10 ci bir yap›ya sahip oluverdim üniversitedeki 5 y›l boyunca. Bunlarda hep ald›¤›m e¤itimlerin ve kulübün etkisi oldu¤unu düflünüyorum. Ben At›l›ml› olmaktan hep gurur duydum. mezun oldum. Babam›n bafl›nda bulundu¤u mali müflavirlik bü- At›l›m Üniversitesi Mezunlar Derne¤i Baflkan› ve bir At›l›ml› olarak ö¤rencilerimize tavsiyeleriniz nelerdir? Biz kulüp hayat›m›z boyunca da sonras›nda da her aktivite öncesinde etraf›m›zdakilere flunu vurgulad›k. “Unutmay›n At›l›m ‹smi Bizim Hayat›m›z Boyunca Tafl›yaca¤›m›z Bir Marka”d›r. Dolay›s›yla giriflti¤imiz ifllerde, ald›¤›m›z görevlerde ne kadar baflar›y› yakalarsak bu organizasyonun baflar›s› kendimize oldu¤u kadar üniversiteye de mal edilecektir ki bunun canl› örne¤ini 2005 fiubat ay›nda düzenledi¤imiz TEMÖB organizasyonunda gördük. At›l›m Üniversitesi tüm ulusal bas›nda yer alm›flt›, hala gazeteleri saklar›m. Bizler için o kadar yorucu ama bir o kadar da onur verici günlerdi. Özlüyorum o y›llar›. Ö¤rencilik hayatlar›n›n k›ymetlerini bilmelerini, gerek akademik gerek sosyal yaflamdan geri kalmamalar›n›, bunun hassas bir terazi oldu¤unun bilincinde olmalar›n› ve ona göre kendilerine yat›r›m yapmalar›n› nacizane tavsiye edebilirim. sonra s›nava girdim ve kazand›m. Bunu takiben 2 y›l boyunca Son olarak, Üniversitemizi daha da gelifltirmek yolunda biz mezunlara çok ifller düflüyor asl›nda. Tüm hocalar›m›, ö¤rencileri ve tüm At›l›ml›lar› Mezunlar Derne¤imize sahip ç›kmaya davet ediyorum. At›l›m-MED: www.atilim-med.org.tr Teflekkür ederim. tesadüf oldu. romuz vard›. Ailemin özellikle de babam›n yönlendirmesiyle mali müflavir olmaya karar verdim. Bunun için mezun olduktan kanunen gerekli olan staj›m› tamamlad›m. Ard›ndan Türkiye Serbest Muhasebeci Mali Müflavirler ve Yeminli Mali Müflavirler Odalar› Birli¤i’nin yapt›¤› s›nava girerek Mali Müflavir olmaya hak kazand›m. At›l›m Üniversitesinden mezun olmak size neler kazand›rd›, ald›¤›n›z e¤itim size neler katt›? Asl›nda ben ingilizce iflletme okudum ama Türkiye’de muhasebe sistemi Türkçe. Bu yüzden bu mesle¤i seçecek arkadafllar›n Türkçe ‹flletme Bölümü’nde okumalar›n›n daha faydal› olaca¤›n› düflünüyorum. Bizim dönemimizde derslerimize ço¤unlukla profesörler ve doçentler girdi. Hepsi de gerçekten iyi hocalard›. Bunun d›fl›nda eflim de At›l›m Üniversitesi mezunu. Üniversite y›llar›nda tan›flm›yorduk kendisiyle mezun olduktan sonra tan›flt›k ama ikimizin de At›l›mdan mezun olmas› hofl bir fiu an üniversitede okuyan arkadafllar›n›za neler tavsiye edersiniz? Mezuniyetle birlikte teorik bilgilerle pratik aras›nda farkl›l›klar daha çok ortaya ç›k›yor. Bu yüzden okulda ö¤renilen bil- Özlem Tokgöz K›ratl› gilerin prati¤e dönüfltürülmesi çok önemli. Bu yüzden arkadafllar›ma çal›flmay› düflündükleri sektörlerde mutlaka staj yapmalar›n› öneririm. Bu kendilerini ifl hayat›na haz›rlamakta en önemli olgulardan biri. Yaz tatillerinde bu f›rsat› kaç›rmas›nlar. Buna ek olarak yeni mezun olacak ö¤renci arkadafllar›m›n At›l›m Üniversitesi Mezunlar Derne¤ine üye olmalar›n› ve destek vermelerini özellikle bekliyorum. fiu an Mezunlar Derne¤inde aktif olarak görev yapan biri olarak sivil toplum kurulufllar›n›n giderek önem kazand›¤› bu süreçte onlar›nda bu faaliyetlere kat›lmalar›n›n kendilerini ve çevreleri- Özlem Han›m ilk olarak Kariyer yolculu¤unuzdan bahsederek bafllayal›m. ni gelifltirmek aç›s›ndan önemli oldu¤unu düflünüyorum. At›l›m Üniversitesi ‹ngilizce ‹flletme Bölümünden 2003 y›l›nda Yöntem ÖZK‹PER Kariyer Planlama ve Mezunlarla ‹letiflim Ofisi 11 At›l›m Üniversitesi 2007-2008 MEZUN‹YET TÖREN‹ At›l›m Üniversitesi 2007-2008 akademik y›l› mezuniyet töreni 27 Haziran 2008 tarihinde Üniversitemiz kampüsünde gerçeklefltirildi. Hayata ve mesle¤e at›lan ad›mlar›n bafllang›c› say›lan mezuniyet törenleri her ö¤renci ve ailesinin sevinç ve k›vançla bekledi¤i anlardan biri olmufltur. ba¤l› kalarak ülkemizi ça¤dafl uygarl›¤›n üstüne ç›karmak gibi bir göreviniz oldu¤unu unutmay›n”dedi Törende Mezunlar Derne¤i Baflkan› Ayfle Y›lmaz'›n konuflmas›n›n ard›ndan mezun ö¤renciler ad›na konuflma yapan üniversite birincileri ‹mge Ifl›klar ve Güliz Özbakay geleneksel olarak yafl kütü¤üne isimlerinin yaz›l› oldu¤u plakalar› çakt›lar. Üniversiteyi kazanma telafl›n›n ard›ndan bafllayan zorlu e¤itim süreci sona ermekte, yeni telafllar›n pefline düflülmektedir. Art›k sorumluluk sahibi yetiflkinler olarak yerlerini alacakt›r toplum hayat›nda. Kimi iflini kuracak kimi ifl arayacak kimi bir aile kuracak ve daha ne planlar ve hayaller… Dörtyüz ondört lisans ve elli dokuz yükseklisans ö¤rencisinin mezun oldu¤u törende befl y›ll›k e¤itimleri süresince üstün baflar› göstererek üniversitede dereceye giren ö¤rencilerin ödülleri ve mezuniyet belgeleri Rektör Prof. Dr Abdurrahim Özgeno¤lu taraf›ndan verilirken, fakülte ve bölümlerinde dereceye giren ö¤rencilerin ödülleri de fakülte dekanlar› ve bölüm hocalar› taraf›ndan verildi. Üniversitemizin ö¤rencileri de bu zorlu süreci tamamlayarak mezun olman›n gururunu yaflad›lar 27 Haziran Cuma günü. Güneflli bir haziran gününü geçirmenin en güzel flekli idi pek ço¤u için. Cübbe ve kepleri ile ailelerinin eflli¤inde sabah saatlerinde doldurmaya bafllad›lar tören alan›n›. Sadece onlar de¤ildi heyecanl› olanlar, pek çok ö¤renciyi mezun etmenin hakl› gururunu yaflayan hocalar› da tören alan›ndayd›lar. Üniversitemizin 7. dönem mezuniyet töreni yine böyle bir heyecan ve telaflla bafllad›. Tören esnas›nda Elektrik Mühendisleri ve Makine Mühendisleri Odas› Ankara fiube Baflkanlar› taraf›ndan gelece¤in mühendisleri olarak elektrik-elektronik, endüstri ve mekatronik mühendisli¤i Bölümlerinden mezun olan ö¤rencilerimize rozetlerini takarak haz›rlam›fl olduklar› hediyeleri takdim ettiler. Sayg› duruflunun ard›ndan ‹stiklal Marfl›n›n okunmas› ile aç›l›fl konuflmas›n› yapmak üzere kürsüye gelen Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu, konuflmas›nda Üniversitemizin her geçen y›l e¤itim anlay›fl›n›, fiziki alt yap›s›n›, bölüm say›s›n›, akademik kadro ve ö¤renci say›s›n› h›zla gelifltirerek artt›rd›¤›n› belirtti. Üniversitemizin, mezunlar›n›n dünyan›n her yerinde ifl bulabilecek bir anlay›fl ile yetifltirme amac›n› güttü¤ünü, bunu sa¤lamak için yabanc› dilde kaliteli e¤itim vermeyi öncelikli amaç olarak belirledi¤ini ve Üniversitenin geliflimi için gerekli olan müfredat, akademik kadro ve fiziki-teknik alt yap›ya önem verdi¤ini söyledi. Mezunlar› bundan sonra daha fazla sorumluluklar bekledi¤ini ifade eden Özgeno¤lu, “Diplomalar›n›z› alarak yaflam›n›z›n yeni bir dönemine bafll›yorsunuz. Atatürk ilkelerine Ödül töreninin ard›ndan di¤er tüm bölümlerdeki mezun ö¤rencilerin belgeleri da¤›t›ld›. Onlar› bu mutlu günlerinde yaln›z b›rakmayan velileri de mezuniyet coflkusunu paylaflt›lar. Tören sonunda keplerin at›lma an› ise her zamanki gibi mezuniyet töreninin en heyecanla beklenen, en coflkulu an› oldu. Konfetiler eflli¤inde keplerin havaya f›rlat›lmas› ile tüm mezunlar›n 10. y›l marfl›n› hep bir a¤›zdan söylemeleri törenin sona erdi¤inin de habercisi oldu. Mezuniyet töreninin ard›ndan havuz bafl›nda verilen kokteyle kat›lan davetli ve ö¤renciler canl› müzik eflli¤inde bu mutlu günün tad›na doyas›ya vard›lar. 12 HAYAT BOYU Ö⁄RENME PROGRAMI: ERASMUS Erasmus Program›, öğrencilerin farkl› kültürleri ve eğitim modellerini tan›malar› aç›s›ndan önemli bir f›rsat olmaktad›r. Dergimizin bu bölümünü Erasmus Program›’ndan faydalanarak farkl› ülkelerde bulunma f›rsat› yakalayan öğrencilerimizin deneyim ve görüşlerine ay›rd›k. Bu deneyimlerin Erasmus’tan faydalanacak diğer öğrencilerimize fikir vereceğine inan›yoruz. tan spor al›flkanl›klar›yla evinden çok uzaklarda olan yabanc› bir ö¤renciyi kucaklam›fl ve rahat ettirmifl Finlandiya. Öyle ise bir de¤iflim ö¤rencisi için bu ailesinden uzakta okurken ev yap›m› çörek bulmak demek de¤il midir aç kal›nca? Hasta olunca anne eli de¤mifl çorba içmek de¤il midir? Ülkenden uzakta gururla ve mutlulukla anavatan›n› özleyebilmek misafirperverli¤in bir sonucu de¤il midir? Ça¤lar Cengizler At›l›m Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i Bölümü Bir üniversite ö¤rencisi için Finlandiya'da bulunmak ne demektir? Üniversite hayat›n›n dörtte birini Finlandiya da geçirmifl flansl› bir ö¤renci olarak, flimdi oralar› yeniden hat›rlamam gerekti¤inde, güzel edinimlerle dolu sayfalar›n aras›ndan, ne sonsuz uzunlukta gün bat›mlar›n› ne de el de¤memifl ormanlar›n› veya tertemiz göllerini seçemiyorum. Ne içimden bize gözlerinin içi gülerek bahar gelince neden bayram yapt›klar›n› anlatan Finlandiyal› arkadafllar›m› bir kenara ay›rmak geliyor ne de geceler boyu hiç yorulmadan dans eden, flark›lar söyleyen yafll› amcalar›, teyzeleri anlatmadan geçebilirim. Benden önce gidenler ve benden sonra gidip görecekler ile beraber ortak bir bak›fl aç›s›n›n parças›y›m art›k. Bu öyle bir bak›fl aç›s› ki, yetmifl millete sayg› duymam›za neden olur. Kültürleri önyarg›dan uzak görmemize neden olur ve bizi bütün Avrupa ile kardefl k›lacak olgudur. Diz boyu kar alt›nda yafll› bir teyzenin ikram›ndan tüter bu bak›fl aç›s›, aylar sonra günefl en sonunda uzun süre batmamak üzere yükseldi¤inde nefle ile sokaklarda hep beraber kofltururken dökülür a¤›zlardan ve çekilen her foto¤rafta el ele, kol kola arkadafllar resmedildikçe yerleflir yerine ve sonsuza kadar uzan›r. Hoflçakal›n demenin asl›nda merhaba demek oldu¤u topraklarda bu bak›fl aç›s› bir de¤iflim ö¤rencisinin sevgili güncesinin en güzel motifidir ve öyle kalacakt›r. Öyle hissediyorum ki, e¤er el yap›m› çikolatalar›n› bize tatt›ran nefleli sat›c›dan veya hiç usanmadan bizi bir sene boyunca gezdiren ve ö¤reten rehber arkadafllar›m›zdan bahsetmezsem hep eksik kalaca¤›m. fiimdi fark ediyorum ki bir ö¤renci olarak Finlandiya'da bulunmak demek yüzlerce eflsiz motif ile süslenmifl, ilmek ilmek ifllenmifl büyük bir mutlu güncenin parças› olmak demek. Zira ne tek bir uyumsuzluk ile kirlenmifl ne de tek bir ay›p ile lekelenmifl, unutulacak tek bir gün dahi içermeyen bölünmez bir günce bu. Mert Durukan At›l›m Üniversitesi, Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i Bölümü Üzerini kaplayan bulutlardan bir türlü kurtulamayan, göz alabildi¤ine yeflillik ve gölleriyle dünyada sahip oldu¤u do¤aya emanet olarak bakabilen son ülke Finlandiya. Çok sevdikleri ülkelerini “Suomi” diye adland›r›r Finliler. ‹nsanlar› da ülkenin kendisi gibi do¤al ve sadedir. Y›llarca flehirleflememenin ve az nüfusun etkisiyle kendi sade ve gösteriflsiz kültürleri de harmanlan›nca ortaya sessiz, sakin ve gerekmedikçe konuflmayan bir toplum fiimdi yeni bir k›fla kendi ülkemde bafllarken fark ediyorum ki Finlandiya özel bir evren yaratm›fl çevremde. Orada bulundu¤um süre boyunca zafer ve nefle dolu halk flark›lar› ile, karanl›ktan do¤up ayd›nl›¤a giden sanat yarat›lar›yla ve hep zinde tu- 13 ç›km›fl. ‹lk ad›m›m›z› att›¤›m›zda bizi karfl›layan ve en de¤er verdi¤imiz insanlar haline gelen tutorlar›m›z da bizimle hemfikirdi bu konuda. Neden fazla konuflmuyorsunuz sorusuna “çok önemli söyleyecek bir fleyim yoksa niye kelimelerimi bofla harcayay›m ki?” diye flakayla kar›fl›k cevap vermiflti Fin arkadafl›m. flekilde yapmay› iyi bilir. Ö¤rencilerin tamamen kendi istedikleri gibi donatt›klar› ve flahsen kendi evimden daha rahat buldu¤um kulüp odalar› ise üniversite hayat›n›n en can al›c› k›sm›n› ö¤rencilere sonuna kadar yaflat›r. Kendini e¤lence insan› olarak görmeyen ö¤renciler içinse, yine son teknolojiyle donat›lm›fl, üzerinde yay›larak kitap okuyabilece¤iniz koltuklar›yla size sonsuz bilgiyi sunan kütüphaneler gün boyu hizmet verir. Gitmeden önce hakk›nda çok az fley bildi¤imiz kültürleri, bir süre sonra bizimde kültürümüz haline gelmifl ve kendi e¤lenceli, konuflkan ve s›cakkanl› kültürümüzle harmanlay›p ortaya yeni bir yaflam tarz› ç›karm›flt›k. Topluluk halinde gezmedi¤imiz ve birlikte harcamad›¤›m›z bir dakikam›z bile olmam›flt› di¤er Erasmus ö¤rencileriyle. Herkes yeni arkadafll›klar kurmak için can atarken, yepyeni kültürler diller ve insanlar tan›mak için adeta yar›fl›yordu. Neyse ki bunu sa¤lamak için yeterince imkan verilmiflti bize. Neredeyse haftan›n her günü düzenlenen partiler, yemekler, sinema ve spor aktiviteleri sayesinde beyninizin alamayaca¤› kadar insanla tan›fl›p onlarla yabanc› bir ülkede olman›n yaln›zl›¤›n› paylaflt›k. Her milletin bir di¤erine dedi¤i gibi hepsi birbirine benzemeye bafllar bir süre sonra, benzedi¤ini san›p yolda gördü¤ünüz birine dün tan›flt›¤›n›z baflka birinin ismiyle hitap edip rezil olman›z iflten bile de¤ildir. Sonuç olarak mükemmel arkadafll›klar ve sonsuza kadar unutulmayacak an›larla dolu bir dönem bafllam›flt›r ve bitmek üzeredir bile siz fark›na varmadan. ‹lginç ve sade kültürleriyle bile dikkat çekebilen Finliler, yaz k›fl sandalet içine giydikleri beyaz çoraplar› ve karfl›s›ndaki insan›n bir seri katil olmas› olas›l›¤›n› bile düflünmeden kendisiyle tart›flan biriyle sinir bozucu derecede sakin ve yavafl konuflmalar› ile insan› kendilerine hayran b›rak›r. Haftada en az bir kere saunaya girmeyi ihtiyaç olarak gören Finliler, k›fl›n saunadan ç›k›p donmufl gölde yüzmenin verdi¤i sa¤l›kl› bir vücutla hafta sonlar› ç›lg›nlar gibi e¤lenip alkolün haddini bilmeden kendilerini sokaklara atarlar. Ç›lg›n e¤lence anlay›fllar›n›n yan›nda çal›flma disiplinleri ile de kendine hayran b›rakm›flt›r beni Finliler. Otobüslerin duraklara programda yazan dakikada gelmesi fakat otobüsün kalkmas› gereken dakikadan bir saniye bile geç geldiyseniz sizi kesinlikle almamas›, ki buna otobüsün arkas›ndan koflmak dahil insanlar›n ö¤le yeme¤ine kadar ç›lg›nlar gibi çal›fl›p yemekten sonra kahve molas›, floorball maç›, sohbet aras› ve benzeri dinlenme vakitleriyle bütün günü öldürmesi, marketlerin tam olarak kap›da yazan saatte kapanmas› ve açl›ktan ölüyor olsan›z bile sizi içeri almay›fllar› veya bir Finliyle buluflurken buluflma saatinden bir dakika bile sonra gelseniz sizi ekip gitmeleri buna çok iyi örnektir. Finlandiya, tarihi boyunca baflka milletlerin egemenli¤i alt›nda yaflam›fl ama azim ve s›k› çal›flmayla ba¤›ms›zl›¤›n› kazanm›fl bir ülke olarak, iflin s›rr›n›n iyi e¤itim sistemi ve dengeli e¤lence oldu¤unu savunur y›llarca. Son teknolojiyle donat›lan ve ö¤renciler için her türlü ayr›nt›n›n düflünüldü¤ü okul binalar› insana ister istemez kendini evinde hissettirir. Her ne kadar so¤uk ve fazla konuflmayan bir millet olsa da Finliler birlikte vakit geçirmeyi ve bunu en kaliteli Bütün hayatlar› zaten devlet taraf›ndan güvence alt›na al›nm›fl Fin vatandafllar›n›n hayattaki tek kayg›s› ‹spanyolca ö¤renmek veya ‹spanya'ya gitmek olsa da afl›r› yüksek hayat 14 ERASMUS standartlar›na ra¤men depresyon, intihar, boflanma s›kça görülmektedir. Nüfuslar›n›n az olmas› sebebi ile çocuk yapmak devlet taraf›ndan teflvik edilmektedir. Avrupa Birli¤i ülkeleri aras›nda en yüksek gelir düzeyi ve yüksek hayat standartlar›na sahip olan Finlandiya oldukça pahal› bir ülke olarak adland›r›labilir fakat ö¤renci iseniz her fley neredeyse yar› fiyat›nad›r ve ö¤renciler kesinlikle sayg› gören ve el üstünde tutulan insanlard›r. Hocalar›n ö¤rencilerle ayn› yerlerde yemek yiyip kahve içmesi, okul d›fl›nda ö¤rencilerle parti ve etkinliklere kat›lmas› ise son derece s›radan fleylerdir. Ö¤rencilik hayat›n› bir iflkence ve eziklikten kurtaran yaflam tarzlar› ile Finliler ve Finlandiya kesinlikle herkesin tatmas› gereken bir deneyim dersem yalan olmaz san›r›m. Eflsiz ‹skandinav kültürüyle herkese bütün iyi niyetiyle ve misafirperverli¤iyle harika bir dönem geçirmeyi garantileyen Finlandiya, binlerce ö¤renciyi memnun bir flekilde u¤urlad› topraklar›ndan ve ard›nda pek çok kendine afl›k yürek b›rakt›. Ve o yüreklerden biride benimki. mus ö¤rencileri aras›nda Frans›z, Ukraynal› ve Alman arkadafllar›m›z oldu. Ülkelerimiz hakk›nda birbirlerimizden farkl› kültürler ve deneyimler kazand›k. Böylece etkili iletiflim yapabilen, kiflisel becerilere sahip, sosyal sorumluluk bilinci ile sürekli geliflme hedefi içerisinde olabilecektik. Aysel Siyer Erasmus Program› benim için çok büyük bir tecrübeydi. ‹lk de- At›l›m Üniversitesi, ‹flletme Bölümü Ö¤rencisi fa yurt d›fl›na ç›kma f›rsat›m olmufltu. Dolay›s›yla bu f›rsat› iyi de¤erlendirdi¤imi düflünüyorum. Yeni kültürleri, farkl› yaflama Sözlerime her ö¤rencinin mutlaka Erasmus Program›’na kat›lmas› gerekti¤ini vurgulayarak bafllamak istiyorum. tarzlar›n› tan›ma f›rsat› buldum. Bu program›n güzel meyvelerini ilerde toplayaca¤›ma inan›yorum. Erasmus grubumuza Po- Erasmus Program›n›n bizlere sa¤lad›¤› faydalar, güzellikler hayat›m›za bir ad›m önden bafllamam›z› sa¤lamaktad›r. Günümüzün rekabetçi koflullar›n› göz önüne ald›¤›m›zda gerek ulusal gerekse uluslararas› piyasalarda yabanc› dilin özellikle ‹ngilizce dilinin gereklili¤i tart›fl›lmayacak bir gerçektir. Bu sebeple yabanc› bir ülkede hem e¤lenmek hem e¤itim yönünden kendini gelifltirmek olana¤›na sahip olmaktay›z. lonya’y› tan›tmak için bir gezi düzenlediler. Tuz madenine giderek tarihi aç›dan inceleme f›rsat› bulduk. Daha sonra hep birlikte güzel bir lokanta da yemek yedik. Di¤er günlerde ise bizim için özel tan›flma partisi ile birkaç farkl› parti organizasyonu yap›ld›. Bu partilerde çok e¤lendik ve bir de buz patenini unutmamak laz›m ki bizlere farkl› gösteriler düzenlediler. Hep birlikte el ele buz pateninin düfle kalka tad›n› ç›kard›k Sizlere kendi Erasmus maceramdan biraz bahsetmek istiyorum; Polonya'n›n eski baflkenti ve turistik flehri olan Krakow flehrine yak›n Nowy Sacz flehrinde e¤itim hayat›m›n bir dönemini geçirdim. Polonya'n›n en iyi ifl okulu ve bir çok olanaklar› olan National-Lous Üniversitesinde Erasmus Program›na kat›ld›m. Farkl›l›¤›n heyecan› içerisinde üniversiteye ilk ayak bast›¤›m›zda hofl geldiniz Erasmus ö¤rencileri diye resimlerimizi asm›fllard›. Birkaç dakika sonra uluslararas› boyutta arkadafll›klar›m›z oluflmaya bafllad› ve hala devam etmektedir. Bizim Eras- Okul hayat›nda ise birkaç sunum ve uluslararas› düzeyde ödevlerle kendimizi gelifltirmeye çal›flt›k. Derslerimizin içeri¤inde güzel Türkiyemiz’i tan›t›c› sunumlar ve anlat›mlarda bulunduk. E¤itimimiz aç›s›ndan farkl› ülkeleri tan›ma f›rsat›m›z oldu. Erasmus Program› ile her bir ö¤renci kendi ülkesini tan›tmak ve gelecekteki hayat› için di¤er ülkelerin tarihi ve geliflimi hakk›nda bilgi sahibi olmaktad›r. Bizler için Erasmus Program› de¤erlendirilmesi gereken önemli f›rsatlardan biridir. 15 MAKALE TÜRK T‹CARET KANUNU TASARISI ‹LE ÖNGÖRÜLEN DE⁄‹fi‹KL‹K VE YEN‹L‹KLERE GENEL B‹R BAKIfi-1 saca tespit edilecektir2. Tasar›n›n geriye kalan Kitaplar› ise (Tafl›ma ‹flleri, Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku), bu derginin bir sonraki say›s›nda ve büyük ihtimalle “Tasar›n›n yasalaflm›fl hâli” göz önünde bulundurularak incelenecektir. B. Bafllang›ç Hükümleri ve “Ticarî ‹flletme” Kitab› Tasar›n›n “Bafllang›ç” k›sm›n› teflkil eden 1 ilâ 10. maddeleri bak›m›ndan belirtilmesi gereken ilk önemli nokta, faizin anaparaya eklenerek yeniden faiz iflletilmesi (bileflik faiz - faize faiz yürütülmesi) uygulamas›n›n sona erdirilmifl olmas›d›r. Tasar›n›n önceki hâlinde, mevcut Ticaret Kanunu’na paralel olarak üç aydan afla¤› olmamak üzere cari hesaplarda ve borçlu yönünden ticarî ifl niteli¤indeki ödünç sözleflmelerinde bileflik faiz uygulanmas›na imkân tan›maktayd› (Bkz. Tasar› eski m. 9). Fakat Meclis Adalet Alt Komisyonu’nda bu hüküm tamamen ortadan kald›r›lm›flt›r. Serdar H›z›r At›l›m Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi A. Genel Olarak 01/01/1957 tarihinden bu yana yürürülükte olan 6762 say›l› Türk Ticaret Kanunu, yürürlü¤e girdi¤i dönem itibariyle oldukça modern bir nitelik arz etmifl ve içerdi¤i hükümlerle Türk Ticaret Hukukunun ihtiyaçlar›na en iyi flekilde cevap vermifltir. Hatta hiç tereddütsüzce ifade edilebilir ki an›lan Kanun, üstlendi¤i bu görevi günümüze kadar da genel anlam›yla baflar›l› flekilde yerine getirmifltir. Fakat 20. yüzy›l›n ikinci yar›s›nda ortaya ç›kan baz› geliflmeler an›lan yasan›n yerine yeni bir yasa tasar›s›n›n haz›rlanmas› gereklili¤i do¤urmufltur1. Bu amaçla Prof. Dr. Ünal TEK‹NALP baflkanl›¤›ndaki Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Komisyonunca haz›rlanan ve hali haz›rda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin gündeminde bulunan Tasar›’n›n k›sa süre içinde görüflülmesi ve önümüzdeki aylar içinde de kabul edilerek yürürlü¤e girmesi beklenmektedir. Tasar›n›n “Ticarî ‹flletme” bafll›kl› Kitab› incelendi¤inde ise ilk göze çarpan husus, mevcut Kanun’da tan›m› yap›lmayan “ticarî iflletme”nin tan›mlanm›fl oldu¤udur. Buna göre, düzenlemenin 11. maddesi uyar›nca “Ticarî iflletme, esnaf iflletmesi için öngörülen s›n›r› aflan düzeyde gelir sa¤lamay› hedef tutan faaliyetlerin devaml› ve ba¤›ms›z flekilde yürütüldü¤ü iflletmedir”. Tasar›’n›n bu Kitab›nda yer alan hükümlerin oluflturulmas›nda temel teflkil eden kavram›n “ticarî iflletme” olmas› nedeniyle (modern sistem), yap›lan bu tan›mlama kanaatimizce de yerindedir. Mevcut Kanunda yer alan ticarî iflletmenin mal varl›¤› unsurlar›na, “iflletme de¤eri” (pefltemalîye)3 Tasar› ile eklenmifl (m. 11/3) ve böylece ticarî iflletmenin mal varl›¤› “bir bütün” olarak ifade edilmifltir. Yarg› kararlar›nda ve ö¤retide genel kabul gören bir yaklafl›m da Tasar› ile benimsenmifl ve vak›flar›n (t›pk› dernekler gibi) ticarî iflletme iflletmesine imkân tan›nm›flt›r (m. 16/1). An›lan Tasar› ile mevcut Ticaret Kanunu’nda oldukça köklü de¤iflikliklere gidilmifl ve Türk Ticaret Hukuku büyük oranda bafltan flekillendirilmifltir. Bu anlamda, Tasar›’n›n yap›sal aç›dan da mevcut Kanun’dan farkl›l›k arz etmesi dikkat çekicidir. Örne¤in mevcut Ticaret Kanunu “Bafllang›ç Hükümleri” ve “Son Hükümler” hariç 5 Kitaptan (s›ras›yla Ticarî ‹flletme, Ticaret fiirketleri, K›ymetli Evrak, Deniz Ticareti ve Sigorta Hukuku) oluflmaktad›r. Oysa, bu Kanun’un K›ymetli Evrak Kitab›nda bulunan “Tafl›ma ‹flleri”, Tasar›da Deniz Ticareti ile K›ymetli Evrak Kitaplar› aras›nda ayr› bir Kitap olarak öngörülmüfl ve bu surette Kitap say›s› 6’ya yükseltilmifltir. Yine tacirler aras›nda, di¤er taraf› temerrüde düflürmeye, sözleflmeyi feshetmeye veya sözleflmeden dönmeye iliflkin bildirim veya ihtarlara iliflkin öngörülen flekil flartlar›n›n, geçerlilik de¤il “ispat” flart› niteli¤inde oldu¤u Tasar› ile kabul edilmifltir. Söz konusu bildirimlerin, iadeli taahütlü mektup yerine taahhütlü mektup ile yap›labilece¤i; ayr›ca teknolojik geliflmeler do¤rultusunda güvenli elektronik imzay› içeren bir yaz› ile de bildirimde bulunulabilece¤i hükme ba¤lanm›flt›r (m. 18/3). Bu yaz›da, “Ticaret Kanunu” gibi oldukça temel nitelik arz eden bir düzenlemenin tamamen ortadan kald›r›l›p yerine yeni bir düzenleme öngörülmesinin yerindeli¤i ve Tasar›ya iliflkin olarak ö¤retide yer alan di¤er elefltiriler dikkate al›nmayacak; daha ziyade Tasar›’n›n bafllang›ç hükümleri ile ilk üç kitab›nda öngörülen baz› önemli ve temel noktalar “genel bir bilgilendirme” amac›yla ve k›- Tasar›da, ticaret sicilini tutma görevi Sanayi ve Ticaret Bakanl›¤›nca belirlenecek odalara b›rak›lm›fl ve sicilin tutulmas›ndan do¤an zararlardan ötürü devletin de ilgili oda ile birlikte müteselsilen sorumlu oldu¤u kabul edilmifltir. (m. 24/1). Ayr›ca Türkiye Odalar ve 16 Borsalar Birli¤i nezdinde tescil ve ilana tâbi hususlar›n depoland›¤› bir elektronik bir ortam›n kurulmas› öngörülmüfl; bu sayede ticaret sicilinde yer alan bilgilere sanal ortamdan da ulafl›labilmesine olanak sa¤lanm›flt›r (m. 24/2). tir. Bu aç›dan ilk dikkati çeken husus, ticaret flirketlerinin hak ehliyetini flirketin esas sözleflmesinde yazan faaliyet konusu ile s›n›rl› olmas›; burada yazmayan ifllemlerin ise flirket aç›s›ndan yok hükmünde say›lmas› anlam›na gelen “ultra vires” ilkesinin Tasar›ya al›nmamas›d›r. fiirketler hukukundaki ça¤dafl geliflmelere uygun bu de¤iflikli¤in bir sonucu olarak, faaliyet konusu d›fl›ndaki ifllemler aç›s›ndan da flirket belirli flartlarla hak ve borç elde edebilecektir4. Tasar›n›n Ticarî ‹flletme Kitab›nda kabul edilen bir di¤er önemli yenilik, ticaret unvan› konusundad›r. Buna göre, mevcut Ticaret Kanunu’nda kabul edilen; gerçek kifli tacirlerin ticaret unvan›n tescil edildikleri sicil çevresinde, tüzel kifli tacirlerin ticaret unvan›n›n ise tüm Türkiye genelinde korunmas›na iliflkin ay›r›m ortadan kald›r›lm›flt›r. Böylece Tasar›da yer alan düzenleme uyar›nca, ister gerçek ister tüzel kifli tacire ait olsun, ticaret unvan›n› kullanma hakk› tüm Türkiye genelinde korunacakt›r (m. 45). Ayr›ca Tasar› ile ticaret unvan› tecavüze u¤rayan kifliye daha fazla hak bahfledilmifl ve bu suretle fikrî mülkiyete iliflkin kanun hükmünde kararnamelerle uyum sa¤lanm›flt›r. Tasar›da, Avrupa Birli¤i yönergelerine uygun olarak, ticaret flirketlerinin birleflme (m. 134-157) ve tür de¤ifltirmeleri hususu (m. 180-191) mevcut Ticaret Kanunu’na nazaran daha ayr›nt›l› flekilde düzenlenmifl, ayr›ca bir yenilik olarak flirketlerin “kolay birleflmesine” (m. 155 vd.) ve “bölünmesi”ne iliflkin hükümlere de yer verilmifltir (m. 159- 179)5. Tasar›da dikkat çekici nitelikteki bir di¤er önemli yenilik, “fiirketler Toplulu¤u” hususunun düzenlenmifl olmas›d›r (m. 195- 210). Buna göre, bir sermaye flirketinin bir baflka sermaye flirketinde “hakim” rol üstlenmesi hâlinde, esas flirket ile ortak olan flirket aras›nda belirli flartlarla “ana” - “yavru” flirket iliflkisi kurulmufl ve bu iliflki göz önünde bulundurularak Tasar›’ya hükümler sevkedilmifltir. Tasar›da haks›z rekabete iliflkin hükümlerde tüketici menfaatine yönelik düzenlemeler öngörülmüfl, bu konuda mevcut Kanun’da yer alan “tan›m” hükmü kald›r›lm›fl ve fakat bunun yerine haks›z rekabet hükümlerinin amac›n› ve ilkesini ortaya koyan hükümlere yer verilmifltir (m. 54). Öte yandan Tasar›’da, haks›z rekabet teflkil eden fiillerin say›s›n›n artt›r›ld›¤› da alt› çizilmesi gereken bir husustur. Mevcut Ticaret Kanunundaki ticaret flirketlerine iliflkin hükümler, flirket alacakl›lar›n›n söz konusu alacaklar dolay›s›yla flirket ortaklar›na do¤rudan (1. dereceden) baflvurmas›na engel teflkil etmektedir (bu aç›dan örne¤in kollektif flirket için bkz. TTK m. 179/1). Özellikle anonim ve limited flirketler aç›s›ndan flirket alacakl›lar›n›n ortaklara baflvurma imkân› kural olarak mevcut dahi de¤ildir. (TTK m. 269/2, 503, 532. ‹stisnalar için bkz. TTK m. 336, 339). Zira bu tip flirketlerde (sermaye flirketleri) ortaklar›n tek bir borcu vard›r; flirkete getirmeyi taahhüt ettikleri sermaye pay›n› yine flirkete getirmek. Onlar›n, flirketin alacakl›lar›na karfl› hiç bir borçlar› yoktur. Sermaye flirketlerinde ortaklar›n bu sorumluluk rejimi, flirket alacakl›lar›n›n alacaklar›na kavuflamamalar›na; bir di¤er deyiflle tüzel kiflilik perdesine tak›lmalar›na neden olmaktad›r. ‹flte Tasar› ile ana flirkette hâkim ortak konumundaki flirkete “güvenden do¤an sorumluluk” nedeniyle baflvurulabilmesinin önü aç›lm›fl ve böylece “tüzel kiflilik perdesinin kald›r›lmas›” (lifting the corporate veil) ilkesine yer verilmifltir (m. 209). Tasar›da, yürürlükteki Ticaret Kanunu’nun kollektif ve komandit flirketlere iliflkin hükümleri aç›s›ndan köklü de¤iflikliklere gidilmezken, anonim ve limited flirketler bak›m›ndan ayn› yorumda bulunmak mümkün de¤ildir. Gerçekten Ticarî iflletme Kitab› aç›s›ndan ifade edilebilecek bir di¤er kapsaml› de¤ifliklik, ticarî defterlere iliflkindir (m. 64 vd.). Nitekim Tasar›’da iflletme defterlerinin tutulmas› konusunda mevcut uygulamadan vazgeçilerek Uluslararas› Finansal Raporlama Standartlar› ile uyumlu Türkiye Muhasebe Standartlar›’n›n uygulanmas›na karar verilmifltir. Hangi defterlerin tutulmas› gerekti¤i hususu ise Tasar›’da hükme ba¤lanmam›flt›r. Bu konu Türkiye Muhasebe Standartlar› Kurulu taraf›ndan tespit edilecektir. Ticarî defterlerin, sahibinin lehine veya aleyhine “delil arac› olma” fonksiyonuna son verilmifl ve klâsik anlamdaki ticarî defterlerin yan›nda di¤er baflka defterler de (örne¤in anonim flirketlerde tutulan pay defteri, karar defteri, genel kurul toplant› ve müzakere defteri) ticarî defter olarak kabul edilmifltir. Tasar›da acente ile ilgili olarak da mevcut düzenlemelerden ayr›lan baz› önemli hükümlere yer verilmifltir. Buna göre acentenin üçüncü bir kifli ile yetkisiz temsil sonucunu do¤uran bir iflleme giriflmesi hâlinde, söz konusu ifllem, bu ifllem ile ba¤l› olmay› kabul eden müvekkili (taciri) ba¤layacak; aksi takdirde (örne¤in müvekkil bu iflleme sessiz kal›rsa) ba¤lamayacakt›r (m. 108). Böylece Borçlar Kanunu’nun 38. ve 39. maddelerinde yer alan düzenlemeler ile hüküm birli¤i sa¤lanm›flt›r. Yine acentenin, faaliyetleri boyunca müvekkiline kazand›rd›¤› müflteri çevresi ile ilgili olarak, acentelik sözleflmesi sona erdikten sonra müvekkilden “denklefltirme istemi” ad› alt›nda bir tür tazminat talep edebilece¤i hükme ba¤lanm›flt›r (m. 122). C. “Ticaret fiirketleri” Kitab› Ticaret Kanunu Tasar›s› ile ticaret flirketlerine iliflkin ikinci Kitap’ta oldukça önemli de¤iflikliklere gidilmifl- 17 de Tasar›da, özellikle anonim flirketler hukuku bak›m›ndan “reform” niteli¤i arz eden de¤ifliklik ve yenilikler söz konusudur. Yönetim kurulu toplant›lar›n›n elektronik ortamda yap›labilmesi (m. 1527/1) ve toplant›da al›nan kararlar›n›n iptaline iliflkin ayr›nt›l› hükümlerin öngörülmesi (m. 391), flirketin iflletme konusu d›fl›nda ifl ve ifllemde bulunan yönetim kurulu üye veya üyelerinin kusur oranlar›na göre sorumluluklar›n›n (farkl›laflm›fl teselsül) (m. 553) ve cezaî sorumluluklar›n›n öngörülmesi (m. 562 - 563), anonim flirketlerin yönetim kuruluna iliflkin olarak Tasar› ile getirilen önemli yeniliklerdir. Bu aç›dan anonim flirketlerle ilgili olarak ilk göze çarpan de¤ifliklik, uygulamada hemen hemen hiç tercih edilmeyen, fakat mevcut Ticaret Kanunu’nda ayr›nt›l› olarak düzenlenmifl bulunan “tedricî kurulufl”6 sisteminin Tasar›ya al›nmamas›d›r. Bunun yerine, halka aç›k kurulufla efl özellikli bir ani kurulufl sistemi benimsenmifltir (m. 330-350). Öte yandan flirketin kurulmas› ile tüzel kiflilik kazanmas› an› birbirinden ayr›lm›flt›r (m. 335). Tasar› ile anonim flirketlerde, t›pk› yönetim kurulunda oldu¤u gibi, genel kurula iliflkin olarak da farkl› baz› düzenlemelere yer verilmifltir. Bu aç›dan toplant›lar›n on-line hâlinde yap›lmas› imkân›, genel kurul için de tan›nm›fl (m. 1527/1), genel kurula kat›labilecek temsilcilere ek olarak yeni baz› temsilci tipleri (“organ›n temsilcisi”, “ba¤›ms›z temsilci”, “kurumsal temsilci” ve “tevdî edenin temsilcisi”) kabul edilmifl (m. 427), toplant› ve karar yeter say›lar›nda de¤ifliklikler yap›lm›fl, genel kurulda al›nan kararlar›n yoklukla malul olabilece¤i aç›kça kabul edilmifl ve butlanla sakat oldu¤u hâller say›lm›flt›r (m. 447). Ayr›ca genel kurul toplant›lar›nda oyda imtiyaz tan›nmas› aç›s›ndan bir paya en fazla onbefl oy hakk› verilebilece¤i (m. 479/1) ve birden fazla oya sahip olan kiflilerin oy hakk›n›n s›n›rland›r›labilece¤i hükme ba¤lanm›flt›r. Tasar›’da anonim flirketlerin sermayesine iliflkin olarak öngörülen hükümler de mevcut Ticaret Kanunu’ndan oldukça farkl›d›r. Örne¤in kapal› anonim flirketlerin de kay›tl› sermayeye sahip olabilmesine imkân tan›nm›fl (m. 332)7; sanal ortamlar›n da ayîn sermaye olarak flirkete getirilebilmesi kabul edilmifltir. Ayr›ca hizmet edimlerinin, kiflisel eme¤in, ticarî itibar›n ve vadesi gelmemifl alacaklar›n sermaye olamayaca¤›, anonim fliketler aç›s›ndan da aç›kça hükme ba¤lanm›flt›r (m. 342)8. Öte yandan, Ticaret Kanunu’nda yer almayan iki önemli ilkeye; “pay sahiplerinin eflit flartlarda ve eflit iflleme tâbi tutulmas›” (m. 357) ve “pay sahiplerinin flirkete borçlanmalar› yasa¤›” (m. 358) ilkelerine iliflkin hükümlere yer verilmifltir. Hisse senetleri borsada ifllem gören flirketlerde, “Tehlikelerin Erken Teflhisi Komitesi”nin kurulmas›, kurumsal yönetim ilkelerine uygun olarak Tasar› ile zorunlu hâle getirilmifltir (m. 378). Ülke ekonomisinin gelifliminde arz etti¤i önem nedeniyle Kanun koyucu, bir anonim flirketin kurulmas› için en az befl gerçek veya tüzel kiflinin bir araya gelmesi gerekti¤ini hükme ba¤lam›flt›r (TTK m. 277). Uygulamada bu durum, bir anonim flirket çat›s› alt›nda faaliyette bulunmak isteyen kiflilerin, ortak say›s›n› befle tamamlamak için “saman ortaklar” ile anonim flirket kurmas›n› ve fakat flirketin yönetim ve kâr-zarar unsurlar›n› (sahip olduklar› yüksek pay oranlar› dolay›s›yla) büyük ölçüde ellerinde bulundurmalar›na neden olmufltur. Bu uygulama, flirketin kurulufl aflamas›nda bir tak›m sorunlara yol açt›¤› gibi ayn› zamanda Kanun’un hükmü öngörüfl amac›na da ayk›r› düflmektedir. ‹flte, Ticaret flirketleri kitab›nda Tasar› ile kabul edilen en önemli yeniliklerden biri de tek kiflilik anonim flirkete izin verilmifl olmas›d›r (m. 338/1). Böylece yaln›zca tek bir kifli, anonim flirketin orta¤› olabilecektir. fiirketin kendi hisse senetlerini iktisap edebilmesi imkân›, mevcut Ticaret Kanunu’nun 329. maddesinden farkl› flekilde ve Avrupa Ekonomik Toplulu¤u’nun flirketlere iliflkin 2. yönergesiyle uyum içinde bulunan ayr›nt›l› bir düzenlemeyle hükme ba¤lanm›flt›r (m. 379). Tasar›da anonim flirketlerin denetimi hususu ise, kurumsal yönetim anlay›l›fl› göz önünde bulundurularak adeta bafltan sona yeniden kaleme al›nm›flt›r (m. 397 vd.). Bu aç›dan mevcut Kanun’da anonim flirketin zorunlu organlar›ndan biri olan denetim organ› kald›r›lm›fl, bunun yerine flirketin finansal denetimi için ba¤›ms›z bir d›fl denetim mekanizmas› oluflturulmufltur. Anonim flirketin sermayesinin artt›r›lmas›na iliflkin olarak da baz› önemli hükümler öngörülmüfltür. Örne¤in, taahhüt edilen sermayenin tümü ödenmeden sermaye artt›r›m›ndan bulunulamayaca¤› kural› mevcut Ticaret Kanunu’nda oldu¤u gibi aynen kabul edilmifl, fakat bu kurala, sermayeye oranla önemli say›lmayan tutarlar›n ödenmemifl olmas›n›n sermaye art›r›m›n› engellemeyece¤i hükmü ile istisna getirilmifltir (m. 456). Ayn› flekilde, “flarta ba¤l› sermaye artt›r›m›” uygulamas› (m. 463 vd.) ve sermaye artt›r›m› karar›n›n, karar tarihinden itibaren üç ay içinde tescil edilmedi¤i takdirde geçersiz hâle gelece¤i de (m. 456/3) Tasar› ile kabul edilen di¤er baz› yeniliklerdir. Tasar› ile anonim flirketin yönetiminde fleffafl›k, kamuyu ayd›nlatma ve kurumsal yönetim ilkeleri, modern flirketler hukukuna uygun bir biçimde kabul edilmifltir. Anonim flirketlerde yönetim kurulu, gerek yap›sal gerek de ifllevsel yönden kurumsal yönetim kurallar› da gözetilerek Tasar›’da yeni hükümlerle düzenlenmifltir. Bu aç›dan belirtilebilecek ilk husus, yönetim kurulunun tek kifliden oluflmas›na imkân tan›nmas›d›r (m. 359/1). Öte yandan, flirkette ortak olmayan kiflilerin ve tüzel kiflilerin yönetim kurulu üyesi olabilmesinin önü aç›lm›flt›r (m. 359/2). Ayr›ca yönetim kurulu üyelerinin yüksek ö¤renim görmüfl olmas› kural›n›n getirilmesi (m. 359/3), yönetim yetkisinin yönetim kurulunda olmayan birine devredilebilmesinin kabul edilmesi (m. 367/1) ve yönetim kuruluna üyelikte grup imtiyaz›n›n tan›nmas› da (m. 360) bu konudaki di¤er yenilikler olarak göze çarpmaktad›r. Tasar›da anonim flirket paylar›n›n itibarî de¤erinin en az 1 kurufl olaca¤› aç›kça hükme ba¤lanm›fl (m. 476), pay sahiplerine mevcut düzenlemelerden farkl› baz› haklar bahfledilmifltir (ör. pay sahibinin özel denetim talep edebilme hakk› [m. 438], flartl› sermaye art- 18 MAKALE kullan›lan “keflideci” kavram›n›n yerine “düzenleyen” kavram›n›n kullan›lm›fl olmas›d›r (ör. bkz. m. 671, 780). “Keflideci” kavram›n›n “keflide etmek” fiilinden geldi¤ini; bu aç›dan keflide etmenin anlam olarak, bir iflin yap›lmas›n›n üçüncü kifliye havale edilmesi fiilini bar›nd›rd›¤› kabul edilmektedir. Dolay›s›yla, ikili bir iliflkiyi ifade eden bonoda kullan›lan “düzenleme” kavram›n›n poliçe ve çekte kullan›lmas›n›n yerinde olmad›¤›, kanaatimizce de hakl› olarak ileri sürülmektedir10. t›r›m›nda paylar›n önce, mevcut paylar› oran›nda öncelikle pay sahiplerine önerilmesi [m. 466]). Di¤er yandan pay sahiplerinin flirketten ç›kar›lmas› hususu da Tasar› ile kabul edilen “squeeze out” ilkesi do¤rultusunda yeniden düzenlenmifltir. Buna göre, flirket sermayesine oran› %90 ilâ %95’lere varan bir ço¤unluk, genel kurulda flirketin iradesi olarak kabul edilen bir kararla ve bazen kanunda öngörülen bir sebeple, %5 gibi küçük bir azl›¤› flirketten ç›karabilecektir (m. 141/2, m. 208) 9. Mevcut Ticaret Kanununda çek hukukuna iliflkin ve keflideciyi haks›z zararlardan korumaya yönelik önemli bir müessese, çekte ödeme yasa¤›d›r (bkz. TTK m. 711/III). Buna göre senet elinden r›zas› d›fl›nda ç›kan keflideci, henüz senedin ibraz süresi dolmadan, senet bedelinin hamiline ödenmemesi yönünde bir talimat verebilir. Bu talimat› alan muhatap (banka), senet bedelini ödememekle yükümlüdür. Tasar›’da ise K›ymetli Evrak Kitab›’nda çekte ödeme yasa¤› müessesesine yer verilmemifltir. Bu durum ö¤retide kanaatimizce de hakl› olarak elefltirilmektedir.11 Anonim flirketlerle ilgili olarak dikkati çeken di¤er önemli noktalar ise, flirketin tasfiye aflamas›ndan sonra belirli flartlarla “ek tasfiye”’nin kabul edilmesi (m 547) ve “cezaî sorumlulu¤a” iliflkin ayr›nt›l› düzenlemelere yer verilmifl olmas›d›r (m. 562-563). Ticaret flirketleri Kitab› aç›s›ndan de¤inilmesi gereken di¤er baz› önemli yenilik ve de¤ifliklikler, limited flirket aç›s›ndand›r. Bu do¤rultuda Tasar›’da, t›pk› anonim flirketlerde oldu¤u gibi, limited flirketin de tek ortakl› olarak kurulabilmesine olanak tan›nm›flt›r (m. 573). Ayr›ca, flirketin en çok 50 orta¤›n bulunabilece¤i kural› aynen korunmufl, birden fazla ortakla kurulmakla birlikte sonradan ortak say›s› bire düflen flirketin bu durumunun tescil edilebilece¤i ve bu haliyle faaliyetlerine devam edebilece¤i düzenlenmifltir (m. 574). D‹PNOTLAR 1 Bu aç›dan, özellikle Avrupa Birli¤i müktesebat› ile uyumlulu¤un sa¤lanmas›; 2004 y›l›nda yürürlü¤e giren Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakk›nda Kanun neticesinde yeni TL’nin, sermaye flirketlerinin asgarî sermayelerinin, anonim flirketlerde pay›n itibarî de¤erinin, tafl›ma ve deniz ticareti hukuklar›nda sorumluluk s›n›rlar›n›n ve nihayet para cezalar›n›n yeniden düzenlenmesinin gereklili¤i; 22.11.2001 tarihli ve 4721 say›l› Türk Medeni Kanunu ile 26.09.2004 tarihli ve 5237 say›l› Türk Ceza Kanununun yürürlü¤e girmesi neticesinde, mevcut Ticaret Kanunu ile di¤er Temel Kanunlar aras›ndaki hükümler aras›ndaki ba¤›n tam olarak kurulamamas› ve yine bu dönemde teknolojik geliflmelerin bafl döndürücü bir h›za ulaflmas› nedeniyle Türk Ticaret Kanunu’nun bu geliflmelerin gerisinde kalmas›, söz konusu ihtiyac› do¤uran bafll›ca örnekler olarak gösterilmifltir. 2 [Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Genel Gerekçesi, B, I]. 3 Türk Ticaret Kanunu Tasar›s›na iliflkin ö¤retide yer alan bafll›ca de¤erlendirmeler ve ayr›nt›l› bilgi için bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Konferans›- Bildiriler-Tart›flmalar, Banka ve Ticaret Hukuku Araflt›rma Enstitüsü Yay›n›, Ankara 13- 14 May›s 2005; Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Toplant›lar› (I-II-III), Türkiye Barolar Birli¤i Yay›n›, Ankara 2008; Moro¤lu, Erdo¤an: Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› ile Yürürlük ve Uygulama Kanunu Tasar›s› Tasla¤› (De¤erlendirme ve Öneriler), B. 5, Ankara 2007. 4 ‹flletme de¤eri, iflletmeye ba¤l› müflteri çevresini de kapsayan ve iflletmenin, teker teker malvarl›¤› unsurlar›n›n de¤erleri toplam›n› aflan de¤eri fleklinde anlafl›lan iflletme de¤eridir. (Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Madde Gerekçeleri, No: 11/3). 5 Öte yandan Tasar›’da ultra vires ilkesinin devam etti¤i izlenimini veren hükümlere de rastlamak mümkündür (Bkz. m. 371/2). 6 Tasar›’da, ticaret flirketlerinin birleflme, bölünme ve tür de¤ifltirmesine iliflkin ortak hükümler de mevcuttur (Bkz. m. 192-210). 7 Mevcut Ticaret Kanunu, anonim flirketler aç›s›ndan 2 tür kurulufl sistemi öngörmüfltür. Bunlar 1) Ani Kurulufl 2) Tedrîcî Kurulufl’tur (TTK m. 276). Ticaret Kanunu’na tâbi anonim flirketler, bu sistemlerden birini kabul ederek kurulabilirler. Kanun, tedricî kurulufl sistemine iliflkin ayr›nt›l› hükümler öngörmüfltür (TTK m. 281-302); fakat bu kurulufl sistemi, ani kurulufla göre daha uzun bir prosedürü gerektirdi¤i için uygulamada hemen hemen hiç tercih edilmemektedir. 8 Tasar›’da kay›tl› sermaye sistemini benimseyen kapal› anonim flirketlerin bafllang›ç sermayelerinin en az 100.000 YTL olmas› gerekti¤i de hükme ba¤lanm›flt›r (m. 332/1). 9 Mevcut Türk Ticaret Kanunu’nda orta¤›n flahsî eme¤ini veya ticarî itibar›n› sermaye olarak getiremeyece¤i, komandit flirketlerde komanditer ortak aç›s›ndan öngörülmekte idiyken (TTK m. 246/2) anonim flirketler aç›s›ndan bu yönde aç›k bir hüküm mevcut de¤ildir. Tasar› ile bu ilke, biraz daha ayr›nt›l› olarak anonim flirketler için de aç›kça hükme ba¤lanm›fl olmaktad›r. 10 Bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Genel Gerekçe No: 75. 11 Ayr›ca bkz. Türk Ticaret Kanunu Tasar›s› Toplant›lar› (I-II-III), Türkiye Barolar Birli¤i Yay›n›, Ankara 2008, s. 85. 12 Söz konusu elefltiriler için bkz. Kendigelen, Abuzer: Çek Hukuku, B. 3, ‹stabul 2006, s. 252-253. Limited flirket esas sermayesi, mevcut asgarî sermaye miktar›ndan daha yüksek bir düzeyde kabul edilmifl ve en az 25.000 Türk Liras› olaca¤› hükme ba¤lanm›flt›r (m. 580). Ayr›ca Tasar›’da, t›pk› anonim flirkette oldu¤u gibi, flirketin kurulmas› ile tüzel kiflilik kazanmas› an› birbirinden ayr›lm›flt›r. (m. 585) Yine limited flirketler aç›s›ndan belirtilmesi gereken di¤er önemli yenilikler, flirketin yönetimine iliflkindir. Bu aç›dan, limited flirket müdürlerinin de anonim flirket yönetim kurulu üyeleri gibi gerçek veya tüzel kiflilerden oluflabilece¤i kabul edilmifl (m. 623/2), flirket müdürlerinden en az birinin yerleflim yerinin Türkiye’de bulunmas› ve bu müdürün flirketi tek bafl›na temsile yetkili olmas› gerekti¤i düzenlenmifltir (m. 628). Anonim flirket genel kurul kararlar›n›n hükümsüzlü¤ü ile iptaline, ayr›ca anonim flirketlerin denetlenmesine ve Türkiye Muhasebe Standartlar› vesilesiyle kabul edilen uluslararas› muhasebe standartlar›na iliflkin düzenlemeler, Tasar› hükümleriyle yap›lan at›flar dolay›s›yla (m. 622, 635) k›yasen limited flirketlerde de uygulama alan› bulacakt›r. D. “K›ymetli Evrak” Kitab› Ticaret Kanunu Tasar›s›’n›n üçüncü Kitab›, mevcut Kanun’da oldu¤u gibi “K›ymetli Evrak”a iliflkin hükümlere ayr›lm›flt›r. Tasar›’n›n genel gerekçesinde de belirtildi¤i üzere, Ticaret Kanunu’nun bu Kitab›’nda esas itibariyle “reform” niteli¤inde de¤iflikliklere gidilmemifl, daha ziyade mevcut Kanun’daki düzenlemelerin ifadeleri daha anlafl›l›r ve sade bir hâle getirilmifltir. Bununla birlikte söz konusu Kitapta kabul edilen baz› önemli de¤iflikliklerin alt›n›n çizilmesinde fayda vard›r. Bu aç›dan belirtilebilecek ilk husus, Tasar›’da poliçe ve çeklerde 19 GEZ‹ KÜRE DA⁄LARI’NDA EKOTUR‹ST OLMAK 1999 y›l›nda Dünya Koruma ‹zleme Merkezi (WCMC), Uluslara- Alanda biyolojik çeflitlili¤in korunmas› ve do¤al kaynaklar›n sür- ras› Do¤ay› Koruma Vakf› (WWF-International) ve çok say›da uz- dürülebilir kullan›m›n› sa¤layacak etkin, bütüncül ve kat›l›mc›l›- man, ço¤unlu¤u Avrupa ve çevresindeki ekolojik bölgeler için- ¤a dayal› bir yönetim modelinin oluflturulmas›; ayn› zamanda, de yer alan ve acil olarak korunmas› gereken 100'ü aflk›n or- ziyaretçi beklentilerinin en iyi flekilde karfl›lanmas› ve do¤a ko- man alan› belirledi. “Avrupa Ormanlar›n›n S›cak Noktalar›” ola- ruma ile turizm aras›nda sa¤lam bir denge kurulmas› amaçlan- rak adland›r›lan bu alanlardan 9'u Türkiye'de bulunuyor ve Kü- maktad›r. Buna göre; “do¤al alanlara, koruma ve yerel halk›n re Da¤lar›’da bunlardan birisi. Tehlike alt›ndaki “Karadeniz refah›n› sa¤lama amac›yla yap›lan sorumlu bir ziyaret” olarak Nemli Karstik Orman” ekosistemlerinin en iyi örneklerine sahip tan›mlanan ekoturizm, yerel halk için alternatif bir geçim kay- Küre Da¤lar›, çok say›da hayvan türü için sundu¤u yaflam or- na¤› olarak ele al›nmakta. Küre Da¤lar› Ekoturizm Derne¤i'nin tamlar› ile de biyolojik aç›dan oldukça önemli bir alan. Bu ne- yürüttü¤ü “Zümrüt Köyü Ekoturizm Uygulama Projesi” ile bu denlerle, Türkiye'nin “Önemli Bitki Alanlar›” ve “Önemli Kufl konuda pilot bir çal›flma gerçeklefltirilmektedir. Alanlar›” aras›nda yer almaktad›r. Bizler de Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü ö¤rencileri olarak, bahar Temmuz 2000'de 37 bin hektar› milli park ilan edilen Küre Da¤- yar›y›l›nda alm›fl oldu¤umuz “Alternatif Turizm” dersi kapsam›n- lar›, ayn› zamanda, korunan alanlarda sürdürülebilir turizmin da, Yrd.Doç.Dr. Gül Günefl hocam›z öncülü¤ünde 9-11 May›s gelifltirilmesini sa¤layan ve Avrupa'da yer alan milli parklar için 2008 tarihleri aras›nda Bart›n-Kastamonu Küre Da¤lar› Milli hem do¤al de¤erler hem sürdürülebilir turizm aç›s›ndan seçkin- Park› ve çevresinde yer alan do¤al, tarihi ve kültürel de¤erleri li¤in iflareti olan PAN (Protected Area Network) Parks sertifika- yerinde görmeye ve ekoturizm çal›flmalar›n› gözlemlemeye yö- s› almas› için çal›flmalar yürütülen bir alan. nelik bir arazi çal›flmas› gerçeklefltirdik. Foto¤raflar: Tolga Kara K›sa olsa da önemli kazan›mlar edindi¤imiz gezimizde s›ras›yla Kastamonu flehir merkezinde bulunan Tarihi Nasrullah Meydan› ile Münire Medresesi'nin yan› s›ra Azdavay ilçe s›n›rlar› içinde yer alan Çatak ve Vala Kanyonlar›'n› ve Zümrüt Köyü'nü, son olarak da P›narbafl› Il›ca Köyü s›n›rlar› içindeki Il›ca fielalesi’ni görme imkan› bulduk. Ayr›ca, Azdavay Belediye Baflkan› Say›n Osman Nuri Civelek’i ziyaret ettik ve yörede Birleflmifl Milletler GEF Küçük Destek Program›ndan al›nan fon ile gerçeklefltirilen “Sürdürülebilir Do¤al Kaynak Yönetimi ve Alternatif Geçim Kaynaklar›” konulu projeler hakk›nda bilgi ald›k. lerden yap›lm›fl olan yemekler, giydikleri folklorik k›yafetler ve el iflçili¤i kullan›larak yap›lm›fl eflyalar akl›m›zda kalan önemli noktalard›. Gezimizin son dura¤› Il›ca fielalesi oldu. 15 metre yükseklikten afla¤›ya akan flelalenin oluflturdu¤u gölet ve çevresi gür bitki örtüsü ile kaplanm›fl etkileyici görüntüsü bizleri hayran b›rakt›. Geceyi, geleneksel mimariye sahip, 2001 y›l›nda onar›larak “P›narbafl› Ekoturizm Merkezi” ad›yla yeniden kullan›ma aç›lan 150 y›ll›k tarihi konakta geçirdik. Özellikle Azdavay ilçesinin önemli turizm de¤erlerinden biri olan, dünyan›n önemli büyük kanyonlar› aras›nda yer alan Çatak Kanyonu cazibesi, vahflili¤i ve gizemli görünüflüyle bizleri son derece etkiledi. Kanyon gezisinin ard›ndan Küre Da¤lar›’n›n eflsiz do¤as› içinde gizlenmifl olan Zümrüt Köyü'ne gittik. Köydeki ziyaretçi merkezini gezerken köylülerden gördü¤ümüz s›cak ilgi, bize ikram ettikleri tamamen yöreye özgü do¤al ürünAlternatif turizm dersi kapsam›nda gerçeklefltirmifl oldu¤umuz bu uygulamal› arazi gezisi sayesinde, ülkemizin sahip oldu¤u eflsiz de¤erleri tan›maktan ve yerinde görmekten dolay› çok mutlu olduk. Gerek dünyada gerek ülkemizde turizmin gelece¤i bak›m›ndan önemli olan ekoturizm konusunda önemli deneyimler kazand›k. Mesle¤imizin öneminin ve turizm alan›nda yap›lacak çok önemli çal›flmalar oldu¤unun fark›na vard›k. Yüksel fiavak - Tolga Kara At›l›m Üniversitesi-Turizm ‹flletmecili¤i Bölümü Ö¤rencileri 21 MAKALE MARKA KAVRAMI: MARKA ‹MAJI, MARKA K‹fi‹L‹⁄‹NDEN MARKA K‹ML‹⁄‹NE lenmesi gereken kavramlar marka imaj›, marka kiflili¤i ve marka kimli¤idir. Marka ‹maj› Marka imaj›; tüketicilerin markaya yönelik rasyonel ya da duygusal yorumlar› taraf›ndan flekillenen sübjektif ve alg›sal bir olgu olarak tan›mlanmaktad›r. Tüketicinin markaya yönelik tutumu ve markan›n kalitesine olan güveni marka imaj›n› oluflturmaktad›r. Dr. A. Poyraz Gürson At›l›m Üniversitesi ‹flletme Fakültesi Halkla ‹liflkiler ve Reklamc›l›k Bölümü Ö¤retim Üyesi Bir marka hakk›nda geliflen olumlu bir imaj, eklenen de¤eri art›rarak iflletmenin pazarlama çabalar› sonucu elde etti¤i verimi art›rmas›na neden olmaktad›r. Bu nedenle bir yandan markan›n rakiplerden farkl›l›¤› üzerinde önemle durulurken, di¤er yandan da olumlu bir imaj yaratma çabas›n›n, pazarlanan üründen sa¤lanan getiri üzerindeki etkisi göz ard› edilmemelidir. Olumlu bir marka imaj›, marka sadakati üzerinde de etkilidir ve tüketicilerin ya da kullan›c›lar›n süreklili¤ini sa¤lamak bak›m›ndan önem tafl›maktad›r. Üreticilerin giderek güçlenmesiyle birlikte, ürünleri birbirinden farkl›laflt›rman›n bir arac› olarak marka olgusu ortaya ç›km›flt›r. Hukuksal bir çerçevede korunan ve ürünleri tan›mlayan isim ya da görsel sembollerin kullan›lmas›, üreticiyi taklit ürünlerden korumufltur. Bu noktada, marka kavram›n› tan›mlamak gerekirse, ürünü di¤erlerinden ay›ran bir karakter olarak markan›n, söz konusu ürünü tan›mlayan bir isim, terim, sembol ya da tüm bunlar›n bir bileflimi oldu¤u söylenebilir. Marka imaj›n›n oluflturulmas›nda görsel sunumun etkisi oldukça önemlidir. Bu yolla markaya ait özgün semboller tüketiciye ulaflt›r›larak bunlar›n hat›rlanmas› sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r. Böylelikle tüketici zihninde oluflan marka imaj›, marka ismi ve ürün ile iliflkilendirilmektedir. Marka, bir ürüne ait fonksiyonel ve duygusal özelliklerin tüketiciler taraf›ndan hat›rlanmas›n› sa¤lar ve böylelikle çok say›da rakip ürünün bulundu¤u rekabetçi bir piyasada söz konusu ürün için bir fikir oluflmas›n› sa¤layarak tüketicinin seçimi üzerinde etkili olur. K›saca flöyle ifade etmek de mümkündür; marka, duygusal vaatlerin gerçekleflmesine yönelik olarak tüketici ile kurulan bir kontratt›r. Böyle bir olgunun sonuçlar›ndan birisi zaman bask›s› alt›ndaki tüketiciler üzerindeki gerilimin düflürülmesi, di¤eri ise markan›n istikrarl› bir kalite garantisi sunmas› durumunda tüketicinin riskini azaltmas›d›r. Artan rekabet koflullar›, markan›n iflletme ve tüketici aras›nda bir anlaflma haline gelmesine neden olmufltur. Marka Kiflili¤i Marka kiflili¤i, markalara kiflilik özellikleri yüklemek ile aç›klanabilir. Markalar›n insanlar gibi kiflilik özelliklerine ve duygulara sahip oldu¤u varsay›m›ndan hareketle yafl, cinsiyet, sosyal ve ekonomik s›n›f ile ça¤dafl, dinamik, entelektüel, sempatik, duyarl›, ilgili gibi kiflilik özellikleri ile iliflkilendirilir. Bu iliflkilendirme ile tüketicinin kendi özelliklerine yak›n ürünü tercih etmesi ve markan›n rakiplerinden farkl›laflt›r›lmas› sa¤lanmaya çal›fl›lmaktad›r. Marka ile kiflilik özelliklerinin bu flekilde iliflkilendirilmesi ürünün niteli¤i, marka ad›, kategorisi, sembolü, reklamc›l›k tarz›, fiyat ve da¤›t›m kanallar› gibi pazarlama iletiflimi uygulamalar› ile biçimlendirilmektedir. Bir ürün, hizmet, kifli, kurum ya da fikrin pazarlanmas›nda gerek üretici, gerekse tüketici aç›s›ndan markan›n bu denli önemli olmas›, markan›n daha derinlemesine incelenmesini, markaya iliflkin kavramlar›n anlafl›lmas›n› ve uygulanacak politikalar›n dikkatle oluflturulmas›n› gerektirmektedir. Bu ba¤lamda ince- 22 Tüketicilerin karfl›lar›na ç›kan çeflitli alternatifler aras›nda seçim yaparken, marka kiflili¤i ile kendi kiflilikleri aras›nda bir uyumu dikkate ald›klar› çeflitli araflt›rmac›lar taraf›ndan ileri sürülmektedir. ‹flletmeler, pazarlama iletiflim çabalar› ile marka kiflili¤ini olufltururken, potansiyel tüketicilerin marka kiflili¤ini alg›lama biçimi ise marka imaj›n› oluflturmaktad›r. denetlenmektedir. Bu anlamda marka kimli¤i, marka kiflili¤i gibi “gönderici”nin bir fonksiyonu olmakta iken marka imaj› ise “al›c›”da oluflan alg› olarak ifade edilebilir ve tüketicinin denetimindedir. Amaç, tüketicinin alg›s›n› etkilemek, marka imaj›n›n tüketici aç›s›ndan olumlu bir flekilde oluflmas›n› sa¤lamakt›r. Marka imaj›n› etkilemeye çal›flan ve iflletmenin politikalar› sonucunda oluflan marka kiflili¤i ile marka kimli¤i kavramlar› birDolay›s›yla iflletmelerin marka ile ilgili olarak tüketicilere iletebirlerine yak›n görünmektedir. Ancak marka kimli¤i, marka kice¤i marka kiflili¤inin hedef kitle ile uyumlu olmas›, iletilmek isflili¤i kavram›n› kapsayan daha genifl çerçeveli bir kavram olatenilen mesaj›n etkili bir flekilde iletilip tüketiciler taraf›ndan rak alg›lanmal›d›r. Marka kimli¤inin bu do¤ru alg›lanmas›, iflletmenin oluflmas›n› özelli¤i yan›nda, markan›n ruhunu, vizhedefledi¤i marka imaj›n›n tüketici zihninOlumlu bir marka imaj›, yonunu ve amaçlar›n› da içerdi¤i söylede oluflmas›na yard›mc› olacak, bu da marnebilir. Marka imaj› ile marka kimli¤i marka sadakati üzerinde de kan›n rakiplerinden farkl›l›¤›n› ön plana ç›kavramlar›n›n karfl›l›kl› etkileflim ve dekararak marka konumland›rma stratejisietkilidir ve tüketicilerin ya da netleyicileri birbirinden farkl›d›r. Bunun nin baflar›s› üzerinde etkili olacakt›r. yan› s›ra, marka imaj› geçmifle yönelik kullan›c›lar›n süreklili¤ini Marka kiflili¤inin tüketici tutum ve tercihleve edilgen olarak tan›mlanabilir iken, sa¤lamak bak›m›ndan ri üzerindeki etkisinin ürün kategorilerine marka kimli¤i gelece¤e yönelik ve etgöre de¤iflkenlik gösterdi¤i gözlemlenmekkindir. Marka kimli¤i süreklilik ve dayaönem tafl›maktad›r. tedir. Otomobil, giyim eflyas›, aksesuar gibi n›kl›l›k özelliklerine sahip, k›sa vadeli sosyal bir ortamda kullan›lan ve tüketicinin sosyo-ekonomik de¤iflen e¤ilimlerden ve rakiplerin f›rsatç›l›klar›ndan etkilenmekonumu ile yak›ndan iliflkili ürünlerde marka kiflili¤i kavram›n›n yen, stratejik bir kavramd›r. tüketici tercihleri üzerinde daha etkili oldu¤u gözlemlenmekteMarka kiflili¤inden, marka kimli¤ine giden yolculuk öncelikle, dir. Kiflilerin tükettikleri ürünlerle sosyo-ekonomik durumu ile marka kimli¤ine ait stratejik planlaman›n marka imaj›na yükletoplum içinde kendileri ile ilgili mesaj vermesi, söz konusu ürünilebilmesi ile sa¤lanabilir. Marka kimli¤i yanl›fl tesis edilmifl nün marka kiflili¤i ile tüketici aras›nda paralellik yaratmas›n› bir baflka deyiflle stratejisi do¤ru belirlenmemifl- bir ürünün sa¤lamaktad›r. marka yolculu¤u, hangi duygusal vaatle yola ç›k›lm›fl olursa olMarka Kimli¤i sun baflar›l› olamayacakt›r. Bu çerçevede, tüketici ile tesis edilMarka kimli¤i, markan›n tüm yönlerini kapsayan marka ça¤r›meye çal›fl›lan kontrat iliflkisi kurulamayacak ve nihayet ürünfl›mlar› kümesi olarak tan›mlanmaktad›r. Söz konusu ça¤r›fl›mmarka e¤risi olumlu sonuçlar veremeyecektir. lar marka eksenini, inançlar› ya da kaliteyi temsil ederek iflletDipnotlar menin tüketicilere karfl› vaatlerini içermektedir. Bu yönleri ile 1 John Murhpy (1987) “What is Bigunding” (Ed: John Murhpy), Branding (A Key marka kimli¤i, marka ile tüketiciler aras›ndaki iliflkinin kurulmaMarketing Tool), Hong Kong, Mc Millan, s.1. s›n› sa¤layan çok önemli bir unsurdur. 2 “ ” Aktaran, Jean Noel Kapferer. Stratejic Brand Mangment. New York, The Free Press, 1992. 3 Dobni ve Zinkhan, 1990 Aktaran Anna Kirmani ve Valarie Zeithaml. “Advertising, Perceived Quality and Brand ‹mage”. Ed: Aaker, David ve Alexander L. Biel. Brand Equaliy and Advertising, (New Jersey: Lawrence Erlbaum Assc. Publishers, ss.143. 4 Chernatony Leslie De ve Franceska Dall'Olmo Riley, “Defining A Brand: Beyon The Literature With Experts Interpretations” Journal of Marketing Management, Vol:14, 1998, s.421. 5 Bkz. Russel W. Belk, “Extended Self”. Journal of Consumer Research Vol: 15, September, 1988. 6 Kapferer. op.cit., s.32-33. 7 Ibid., s.42. 8 Ibid., s.42. 9 Chernatony ve Riley, op.cit., s.423. Güçlü bir marka oluflturmak için marka yönetiminde do¤ru ve etkin bir marka kimli¤i tasar›m›n›n önemi büyüktür. Bu nedenle “dayan›kl›l›k, bütünlük ve gerçeklik” marka kimli¤inin gücünün de¤erlendirilmesi aç›s›ndan ele al›nmas› gereken üç temel unsurdur. Marka kimli¤i, iflletme taraf›ndan stratejik planlama arac› olarak marka imaj›n›n oluflturulmas›nda kullan›lan önemli bir unsurdur. Dolay›s› ile marka kimli¤i, iflletmenin tüketicilerin zihninde oluflturulmas› istenen imaj›n alg›lanmas› için kullan›lan stratejik bir planlama arac›d›r ve pazarlama iletiflimi taraf›ndan 23 ATILIM’DAN ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹ ÜÇ YEN‹ PROGRAMI HAYATA GEÇ‹RD‹ At›l›m Üniversitesi güçlü akademik kadrosu ile kaliteli e¤itim vermeye devam ediyor. Bu anlay›fl ile Üniversitemiz Türkçe ‹ktisat ve Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümü’nü ‹flletme Fakültesi bünyesinde açt›. Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesinde aç›lan ve disiplinler aras› nitelik tafl›yan Politik Ekonomi Doktora Program› ile e¤itim anlay›fl›n› genifl alanlara yayarak ilerliyor. Yeni Doktora Program›m›z: Politik Ekonomi Çal›flmalar›na 2007/2008 Güz Döneminde bafllan›lm›fl bulunan 'Politik Ekonomi Doktora Program›' için yap›lan baflvuru, Yüksekö¤retim Kurulu taraf›ndan kabul edildi. k›ndan etkileyen siyasi ve iktisadi geliflmeleri yorumlarken ve bu çerçevede yaflanan sorunlara çözüm ararken baflvurulabilecek yaklafl›mlar gelifltirmeye katk› sa¤lar. Politik Ekonomi Doktora Program›nda yer alan temalar oldukça çeflitlidir. Zira siyasetin ekonomik süreçler üstündeki etkisini ve iktisadi koflullar›n siyaset üstündeki etkisini, yani iktisadi ve siyasi süreçlerin karfl›l›kl› etkileflimini, uluslararas› politik ekonomi; siyasi ve iktisadi kurumlar; kurumsal reformlar ve dönüflümler; çevresel kaynak politikalar›; sosyal politika gibi bir dizi farkl› çerçevede incelemek mümkündür. Politik ekonomi alan›ndaki çözümlemeler, düzenleme; paylafl›m politikas›; seçimler; siyasi kat›l›m ve kolektif eylem; ç›kar örgütleri; bürokrasi; karfl›laflt›rmal› kurumlar; iktisat politikas›; uluslararas› iktisadi ve mali iliflkiler; siyasi ve iktisadi ba¤›ml›l›k; hukuk ve ekonomi etkileflimi; çal›flanlar›n korunmas›; ifl dünyas› ve devlet gibi konular› da kapsayan genifl bir yelpaze içinde yer al›r. Bu nedenle, 'Politik Ekonomi Doktora Program›'nda seçmeli dersler olabildi¤ince çeflitlendirilmifl, ö¤rencinin, ilgi alan›na göre donan›m›n› art›rmas›n›n ve araflt›rma yapmas›n›n önü aç›lmaya çal›fl›lm›flt›r. Seçmeli derslerin çeflitlendirilmesi politikas›n› benimseyen Politik Ekonomi Doktora Programlar› aras›nda, Harvard University At›l›m Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü ‹ktisat Anabilim Dal› bünyesinde aç›lan program, disiplinler aras› bir nitelik tafl›yor. 'Politik ekonomi' kavram›na yüklenen anlamlar zaman içinde ve tan›mlayana göre farkl›l›klar gösteriyor ise de politik ekonomiyi, siyasi ve iktisadi süreçlerin karfl›l›kl› iliflkisini ekonomi, siyaset bilimi ve sosyolojiden al›nan yöntemlerle inceleyen sosyal bilim dal› olarak tan›mlamak mümkün. Akademik birim ve bölümler belli bir alanda uzmanlaflmay› ve uzmanlafl›lan alanda derin çözümleme yapmay› özendirmek aç›s›ndan avantajlar sa¤lasa da, tam da bu uzmanlaflmadan kaynaklanan bir dizi dezavantaj› da beraberinde getirmifltir. Bilimsel çal›flmalar›n, özellikle de kuramsal katk›lar›n teflvik edilmesi için, bilhassa lisans sonras› akademik programlarda, olabildi¤ince farkl› akademik birimleri biraraya getiren disiplinler aras› çal›flmalar›n yayg›nlaflmas› gereklidir. Politik ekonomi alan›ndaki araflt›rmalar da, ekonomi, siyaset bilimi, ve sosyoloji gibi farkl› disiplinler aras›nda iflbirli¤ini gerektirir. Yaflamlar›m›z› ya- 24 'Political Economy and Government'; Stanford University 'Political Economy'; Princeton University 'Political Economy'; University of Texas at Dallas 'Public Policy and Political Economy' Programlar› da vard›r. dürülebilir Kalk›nma; AB ve ABD'nin Ortado¤u Politikalar›n›n Karfl›laflt›rmal› Analizi; Petrolün Ekonomi Politi¤i; Yüksek Ö¤renimin Ekonomi Politi¤i; Yönetim Ekonomisi ve Oyun Teorisi ise serbest seçmeli dersler aras›ndad›r. Politik Ekonomi Doktora Program›, esas olarak, salt ekonomi veya salt siyaset bilimi doktora programlar›n›n akademik yönden tatmin etmeyece¤i; ekonomi ve siyaset bilimi disiplinlerini harmanlayarak bilimsel çal›flmalar›n› yürütmeyi amaçlayan adaylar için uygundur. Sosyal bilimler ve hukuk alan›ndaki fakültelerden lisans ve/veya lisans üstü derecesi olan adaylar›n Politik Ekonomi Doktora Program›na baflvuru haklar› vard›r. ‹ktisat ve/veya siyaset bilimi altyap›s› yetersiz görülen adaylar ise Politik Ekonomi Doktora Program›'na bafllayabilmek için, bilimsel haz›rl›k program›n› baflar›yla tamamlam›fl olmal›d›r. Politik Ekonomi Doktora Program›, iki akademik y›l boyunca süren derslerin, yeterlilik s›nav›n›n, tez önerisinin, ve tez çal›flmas›n›n oluflturdu¤u k›s›mlardan oluflmufltur. Kuramsal ve ampirik teknikler aç›s›ndan ö¤rencilerin kendilerini gelifltirmelerini sa¤layarak; ba¤›ms›z araflt›rma yürütme, derinlikli analiz yapma ve yeni sentezlere ulaflma becerilerini gelifltirme hedefi program›n amaçlar› aras›ndad›r. Ülkemizde, araflt›rma ve yüksek ö¤retim görevleri için nitelikli insan kayna¤› s›k›nt›s› söz konusu oldu¤undan, 'Politik Ekonomi Doktora Program›, bu s›k›nt›n›n giderilmesine de katk›da bulunacakt›r. At›l›m Üniversitesi bünyesindeki bilimsel çal›flmalar, toplumumuza ve insanl›¤a fayda sa¤lamay› hedeflemeyi sürdürecektir. Politik Ekonomi Doktora Program›n›n iki y›l boyunca sürecek ders aflamas›nda, doktora ö¤rencisinin, asgari 3 zorunlu 7 seçmeli ders alarak (asgari 10 ders alarak) baflar›yla tamamlamas› lâz›md›r. Doktora ö¤rencisinin alaca¤› seçmeli derslerin en az 5 tanesi Politik Ekonomi Doktora Program›'nda aç›lan POEC kodlu derslerden olmal›, bu derslerin en az 3 tanesi çekirdek seçmeli dersler aras›nda yer almal›d›r. Yani ö¤rencinin, POEC kodlu asgari 8 dersi baflar›yla tamamlam›fl olmas› gereklidir. Ö¤rencinin, 'Politik Ekonomi Doktora Program›' çerçevesinde, en fazla 2 tane yüksek lisans dersine kaydolarak kredili ders olarak sayd›rma hakk› vard›r. Ö¤rencinin, kaydolabilece¤i yüksek lisans derslerini, ö¤rencinin, daha önce devam etmifl oldu¤u lisans üstü program(lar)da baflar›yla tamamlamam›fl olmas› lâz›md›r. Doktora aday›na, bilimsel haz›rl›k program›nda en fazla 3 ders verilmektedir. ‹flletme Fakültesinde Yeni Bir Bölüm: Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Haz›rl›klar›na 2007 y›l› içinde bafllanan Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümü ‹flletme Fakültesi bünyesinde kurulmufl bulunmaktad›r. Program›n amaçlar› aras›nda, • Özel sektörde uluslararas› ticarete yönelik ulusal ve uluslararas› alanda çal›flabilecek, uygulamaya dönük insan gücünü yetifltirmek, • Ö¤rencileri son derece dinamik ve karmafl›k olan uluslararas› ifl ortamlar›nda baflar›l› bir flekilde faaliyet gösterebilecek ve gelece¤in profesyonelleri olarak ifl dünyas›na haz›rlamak, Politik Ekonomi Doktora Program›n›n çekirdek zorunlu dersleri, Sosyal Bilim Felsefesi; Karfl›laflt›rmal› Ekonomik Sistemler; Politik Ekonomi Kuramlar›d›r. Çekirdek seçmeli dersler aras›nda Küresel ‹ktisat Politikas›; Kamusal Seçim; Kalk›nman›n Ekonomi Politi¤i; Politik Makroiktisat; ‹deoloji ve Söylem; Devlet Kuramlar›; Karfl›laflt›rmal› Siyasal Analiz vard›r. Teknolojinin Ekonomi Politi¤i; Uluslararas› ‹flgücü Piyasalar›; Enformel Sektörün Ekonomi Politi¤i; Küreselleflen Dünyada Toplumsal Hareketler; Üçüncü Dünyada Devlet, Toplum ve Demokrasi; Dünya Siyasetinde Çokuluslu ve Ulusötesi fiirketler; Korunan Alanlarda Sür- • En az iki yabanc› dili çok iyi düzeyde bilen ulusal ve uluslararas› 25 alanda rahatl›kla çal›flabilecek yönetici adaylar›n› yetifltirmek, yer almaktad›r. Anadal olana¤› bu bölümdeki ö¤rencilerimize de tan›nm›flt›r. Türkiye genelinde yeni bir program olan Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümü’nün baflar›l› olaca¤›na ve zaman içinde meydana gelecek de¤iflmelere ayak uydurarak geliflece¤ine kuflku yoktur. Bölümden mezun olan ö¤renciler “Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k ‹flletmecisi” unvan› alacaklard›r. Türkiye'nin d›fl ticaret hedeflerini gerçeklefltirebilmesi için Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k alan›nda yetiflmifl insan gücüne fliddetle gereksinim duyaca¤› aç›kt›r. Bu nedenle 4 y›ll›k lisans e¤itimleri boyunca çok disiplinli bir yaklafl›mla Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k ö¤retimi alm›fl mezun ö¤rencilerin genifl istihdam olanaklar›yla karfl›laflacaklar› beklenmektedir. ‹flletme Fakültesinde Türkçe ‹ktisat Bölümü Aç›ld› Haz›rl›klar›na 2007 y›l› içinde bafllanan bir baflka program da Türkçe ‹ktisat Bölümü Program›d›r. Bölüme 2008-2009 e¤itim-ö¤retim y›l›nda toplam 27 ö¤renci kaydolmufltur. Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümü’nde ö¤retim dili ingilizce olacak, dolay›s›yla ö¤renciler, yabanc› dilde ö¤retim yapan di¤er bölümlerimizde oldu¤u gibi, zorunlu ingilizce haz›rl›k e¤itiminden geçecektir. Türkçe ‹ktisat Bölümünün ders program› ‹ngilizce ‹ktisat Bölümü program›yla bire bir örtüflmektedir. E¤itim dili Türkçe olmakla beraber ö¤renciler yo¤un bir ingilizce program›yla desteklenmekte ve en az bir yabanc› dili ö¤renmeleri hedeflenmektedir. Ayr›ca seçmeli derslerle birden fazla yabanc› dili ö¤renme olana¤› da sunulmaktad›r. Program›n ilk iki yar›y›l›nda Türk Dili ve Devrim Tarihine ek olarak temel altyap›y› oluflturacak ‹ktisada Girifl, Matemati¤e Girifl, Bilgisayar Teknolojileri ve Uygulamalar›, Sosyolojiye Girifl ve ‹ngilizce gibi dersler verilmektedir. ‹zleyen yar›y›llarda aflamal› olarak uzmanl›k derslerine geçilmektedir. Programda ayr›ca çok zengin bir seçimlik ders olana¤› sunulmaktad›r. Do¤al olarak ö¤renciler di¤er bölüm ve fakültelerden de ders seçebilmektedir. Di¤er bölümlerdeki ö¤rencilerimize tan›nan Yan Dal ve Çift Anadal olana¤› bu bölümdeki ö¤rencilerimize de tan›nm›flt›r. Bölüme 2008-2009 e¤itim-ö¤retim y›l›nda 30 ö¤renci kaydolmufltur. Uluslararas› Lojistik ve Tafl›mac›l›k Bölümünün ilk iki yar›y›l›nda Türk Dili ve Devrim Tarihine ek olarak temel altyap›y› oluflturacak ‹ktisat, Matematik, Bilgisayar ve ‹ngilizce gibi dersler verilmektedir. ‹zleyen yar›y›llarda aflamal› olarak uzmanl›k derslerine geçilmektedir. Programda ayr›ca zengin bir seçmeli ders olana¤› sunulmaktad›r. Ö¤renciler, di¤er bölüm ve fakültelerden de ders alabilmektedir. Bölümden mezun olabilmek için sekiz yar›y›l boyunca toplam 134 kredilik dersin al›nmas› gereklidir. Ayr›ca alt›nc› ve sekizinci yar›y›l sonlar›nda 40+40 gün uygulamaya dönük stajlar›n yap›lmas› ve tamamlanmas› flartt›r. Türkçe ‹ktisat Bölümünün genel olarak Üniversitemize, özel olarak da Fakültemize yeni bir ivme kazand›raca¤›na kuflku yoktur. Di¤er bölümlerdeki ö¤rencilerimize tan›nan Yan Dal ve Çift 26 ETK‹NL‹K 2008-2009 AKADEM‹K YILI HAZIRLIK OKULU H‹ZMET ÖNCES‹ E⁄‹T‹M At›l›m Üniversitesi Haz›rl›k Okulu, her y›l, kadrosunda hizmet verecek olan yeni ö¤retim elemanlar›na, ö¤retim y›l› bafllamadan önce “Hizmet Öncesi E¤itimi” vermektedir. Haz›rl›k Okulu Müdürü ve Ö¤retmen E¤itimi Birimi taraf›ndan titiz bir çal›flma ile haz›rlanan bu program Haz›rl›k okulundaki e¤itim sistemini, teflkilat›, Haz›rl›k Okulu kurallar›n›, çal›flanlar›n görev ve sorumluluklar›n›n tan›t›m›n› ve ingilizce dil ö¤retimindeki en yeni teori ve teknikleri ve bunlar›n s›n›f içindeki uygulamalar›n› kapsar. Yaklafl›k 30 saatlik bu program›n bafll›ca amac› ise; ö¤retim elemanlar›n›n mesleki bilgi ve becerilerini gelifltirmek, zenginlefltirmek ve kullan›lan eski teknikleri yeni yöntemler ›fl›¤›nda gelifltirmektir. Bu y›l aram›za kat›lan 21 ö¤retim eleman›na günde 5 saat olmak üzere uygulanan bu program 3 Eylül- 12 Eylül 2008 tarihleri aras›nda baflar›yla gerçeklefltirildi. pics and Grammar) konular›nda herbiri 50’fler dakika olan sunumlar yapt›. Di¤er Ö¤retmen E¤iticimiz Tuba Aktafl ise; - “Ö¤retmen Geliflimi ve Motivasyonu” (Teacher Development ve Motivation) - “Okuma Parçalar›n› Aktivitelerle Ö¤retmek” (Teaching Reading With Activities) - “Dinleme Nas›l Ö¤retilir” (How to Teach Listening) - “Ö¤retmen ‹fl Bafl›nda” (Teacher At Work) - “Grup Dinamizmi” (Group Dynamics) - “S›n›f Yönetimi için Genel ‹p Uçlar›” ( General Tips For Classroom Management) - “Neyi, Nas›l ve ne Zaman Düzeltmeliyiz” (What How and When To Correct) konular›n üzerinde durdu. Haz›rl›k Okulu Müdürü Aytuna Kocab›y›ko¤lu’nun aç›l›fl konuflmas›n›n ard›ndan, Haz›rl›k Okulu’nda uygulanan kur sistemi ve ö¤renci baflar› de¤erlendirmeleri ile ilgili bilgi verildi. Müdür Yard›mc›s› Yalç›n Gülbafl idari konularda, Akademik Koordinatör Sevim Güngör Akademik konularda aç›klamalarda bulundu. Daha sonra küçük bir kokteyl verildi. Müfredat Programc›s› Özge ‹mre; “S›n›fta Otantik Materyal Kullan›m›” konusunda bilgi verdi. - “Münazaralar” konusunda Ian A›rey; “Proje Çal›flmalar› Nas›l Yap›l›r” konusunda Eno Wilson yeni okutmanlar› bilgilendirdi. Daha sonra Haz›rl›k Okulu Birim Baflkanlar› ünitelerinin fonksiyonlar›n› tan›tt›lar. Ö¤retmen E¤iticimiz Aysel Sütcü; - “Ö¤renmeyi Keflfetmek ve ‹çsellefltirmek” (Exploring Teaching Awareness) - “Ö¤renmeyi ve Ö¤retmeyi Gözlemlerle Keflfetmek” (Exploring Teaching Through Observations) - “Yapt›¤›m›z fiey ‹nand›¤›m›z ve Hedefledi¤imiz fieydir” (Is What We Do What We Believe We Do) - “Okuma için Stratejiler Keflfetmek” (Exploring Strategies For Reading) - “Dilbilgisi Nas›l Ö¤retilir” (How To Teach Grammar) - “Kelime Bilgisi Nas›l Ö¤retilir” (How Teach Vocabulary) - “Yaz› Nas›l Ö¤retilir” (How To Teach writing) - “Dilbilgisini, Konular›, Nosyonlar› ve Foksiyonlar›n› Nas›l Entegre Ederiz” - Ö¤renci Geliflim ve Dan›flma Merkezi Psikolojik Dan›flman› Yrd.Doç.Dr. Dilek Karaduman ise, - “At›l›m Üniversitesi Ö¤renci Profili” - “Dinleme ve Empati” - “Ö¤retmen ve Ö¤renci iliflkileri ” konular›nda konufltu. - Çat›flma ve Çözümleme Becerileri (Conflict and Conflict Resolution Skills) ile ilgili ise Ö¤renci Geliflim ve Dan›flma Merkezi eleman› uzman Gaye Aksoy bilgi verdi. Program yeni kat›lan ö¤retim elemanlar›m›z›n ö¤rendikleri teori ve teknikler ›fl›¤›nda model dersler sunmalar›yla sona erdi. Hizmet Öncesi E¤itimin, Hizmet ‹çi E¤itim ad› alt›nda tüm y›l devam etmesi planlanmaktad›r. (How to Integrate Functions To- 27 S‹V‹L G‹R‹fi‹M Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörlü¤ü YAZ B‹L‹M PARKI 2008 TÜB‹TAK'›n destekledi¤i ve At›l›m Üniversitesinde düzenlenen Yaz Bilim Park›'na Gölbafl› ‹lçesi ‹lkö¤retim okullar›n›n 5. s›n›f›n› bitiren 30 ö¤renci kat›ld›. Ö¤renciler noter huzurunda yap›lan çekilifl ile belirlendi (15 k›z, 15 erkek). Projenin aç›l›fl›, 16 Nisan 2008 çarflamba günü proje dan›flman› ODTÜ Fen Bilgisi Ö¤retmenli¤i Bölümü ö¤retim üyesi Doç.Dr.Jale Çak›ro¤lu'nun verdi¤i “E¤itimde Yeni Yaklafl›mlar” konulu konferans ve devam›nda yap›lan kokteyl ile gerçeklefltirildi. 1. pilot çal›flma 3 May›s 2008 cumartesi günü saat 9.30-1.6.00 aras›nda Atatürk Çocuk Yuvas›nda yaflayan 5. s›n›f ö¤rencisi 22 çocuk ile yap›ld›. 2. pilot çal›flma 24 May›s 2008 cumartesi günü saat 9.30-1.6.00 aras›nda Erken Baflar› Koleji 5. s›n›f ö¤rencisi 25 ö¤renci yap›ld›. 3. pilot çal›flma 1 Haziran 2008 pazar günü saat 9.30-1.6.00 aras›nda Erken Baflar› Koleji 5.s›n›f ö¤rencisi 25 ö¤renci yap›ld›. Kat›l›mc› ö¤rencilerin kesin kay›t ifllemleri, “Ne Biliyoruz” ön testinin uygulanmas›, tan›flma-›s›nma çal›fltay› ve hofl geldiniz kokteyli 20 Haziran 2008 cuma günü ö¤leden sonra gerçeklefltirildi. Etkinlik haftas› 23 Haziran 2008 pazartesi günü bafllad›, 4 Temmuz cuma günü sona erdi. Çocuklar sabah 9.30'da yerleflkemize geldi, 9.30-10.00 aras›nda belgesel film izledi. Saat 10 ile 12 aras›nda Elektronik ve Fizik Atölyeleri paralel olarak yürütüldü. Çocuklar ö¤leden sonra fotogram masallar ve dans aktivitelerine kat›ld›. Saat 17.00'de ise yerleflkemizden ayr›ld›lar. 25 Haziran 2008 çarflamba günü Anadolu Medeniyetleri Müzesinde, müze atölyesi çal›flmas›na kat›ld›lar. Çevre ve Do¤a E¤itimi için 2 Temmuz 2008 çarflamba günü Beypazar› ‹nözü Vadisine gezi yap›ld›. 7 Temmuz 2008 pazartesi günü ö¤leden sonra, velilerin de kat›ld›¤› Mezuniyet Töreni’nde ö¤renciler projelerini sergileyerek, kendi yapt›klar› enstrümanlar ile konser verdiler ve dans gösterisi yapt›lar. Veli Görüflleri Aysel Yüksek (Murat Can Yüksek'in annesi) Çocu¤umun her gün farkl› fleyler ö¤renmesi ve bana gelerek; biz bu gün bunlar› ö¤rendik, bak söyleydi, böyleydi demesi ve benimde onunla beraber farkl› fleyler, hiç duymad›¤›m, görmedi¤im ya da gördü¤üm fakat nas›l yap›ld›¤›n› bilmedi¤im fleyleri ö¤renmemiz güzeldi. Beni en çok etkileyen küçük yafllar›na ra¤men yapt›klar› fleyleri sergilemeleri ve sergilerken de yap›l›fl detaylar›n› anlatarak aç›kl›k getirmeleriydi. Eme¤i geçen herkese sonsuz teflekkür eder ve bu tür bilimsel ve sosyal aktiviteli pro¤ramlar›n›n devam›n› dilerim. Fatih Erdo¤an (Kürflat Erdo¤an'›n babas›) Çocuklar›m›za verdi¤iniz bu imkandan dolay› çok teflekkür ederiz. Biz de bu sayede çocuklar›m›z›n olanak sa¤land›¤› zaman neler yapabilece¤ini ö¤rendik. Sizin sayenizde çocuklar›m›za elimizden geldi¤i kadar imkanlar›m›z› sonuna kadar kullanarak e¤itimlerini en iyi flekilde yapmalar›na olanak tan›yaca¤›z. Böyle organizasyonlar›n çocuklar›n ileriki dönemlerinde de yap›lmas›n› temenni ediyoruz. Böyle bir organizasyona öncülük etti¤iniz ve bilime katk›da bulundu¤unuz için sizi kutlar›z. Bir öneri olarak da Ankara’da onlarca üniversite var. Hepsi sizin gibi duyarl› davransa birçok ö¤renci bu imkanlardan yararlan›r. Y.Doç.Dr. Hacer Erar Han›mefendiye flükranlar›m›z› sunar, teflekkürlerimizi iletiriz. Proje Ekibinin Görüflleri Ozan EREN (Fizik Atöyesi E¤itmeni) Tübitak'›n destekledi¤i ve At›l›m Üniversitesi’nin de¤erli katk›lar› ile gerçeklefltirilen Yaz Bilim Park› 2008 etkinli¤i 20 Haziran günü bafllam›fl ve 7 Temmuz günü mezuniyet töreni ile son bulmufltur. Bu proje kapsam›nda e¤itmen olarak görev alma f›rsat›n› elde etmifl oldu¤um için kendimi gerçekten çok flansl› hissediyorum. Bu projenin kiflisel geliflimimin için ne kadar önemli oldu¤unu aç›klamak için yeterli kelimeler bulam›yorum. ‹lk haz›rl›k aflamas›ndan projenin sunumuna ve projenin gerçeklefltirilmesine kadar her an›nda bir çok önemli fley ö¤rendim. Projenin en olumlu taraflar›ndan birisi çok iyi bir flekilde organize edilmifl olmas›d›r. Her bir atölyesi, her dakikas›na kadar, her an ne yap›laca¤› belliydi. Bu da ifllerin aksamadan yap›lmas›na imkan verdi. Çal›flan di¤er arkadafllar›n özveriyle çal›flmalar› projeye çok önemli bir katk›da bulundu. Herkes üzerine düflen görevi çok iyi bir flekilde lar›ndan bilgi edinme olana¤› sundu. Ev veya okul ortam›nda çok kolay yapamayaca¤› deneyleri veya projeleri bilim kamp›nda yapabilme imkan› oldu. Gezilerin de çok iyi organize edilmifl oldu¤unu özellikle belirtmek isterim. O¤lum için çok daha ö¤retici oldu. Son olarak dönem sonunda çocuklar›n projelerini ziyaretçilere sergilemesi ve heyecanla yapt›klar›n› ve ö¤rendiklerini anlatmalar› çocuklar›n özgüvenini gelifltiren ve aileleri gururland›ran çok güzel bir etkinlikti. ‹ki hafta içinde yap›labilecek herfleyin bu bilim park›nda kapsanm›fl oldu¤unu gördüm. Böyle bir projenin devam etmesinin, e¤er imkan› varsa de¤iflik co¤rafi bölgelere veya farkl› illerdeki müze ya da tarihi bölgelere gezileri de kapsayacak flekilde geniflletilmesinin, mümkünse ifl dünyas›ndan sponsorlarla da sürekli k›l›nmas›n›n çok faydal› olaca¤›n› düflünüyorum. Eme¤i geçenlere tekrar çok teflekkür ediyorum. yapt›. Daha önceden yüzyüze görüfltü¤ümüz bir kaç ufak problem haricinde ciddi, projeyi aksatacak hehangi bir sorun olmad›. Bu projenin önümüzdeki günlerde daha fazla ö¤renciye ulaflmas›, atölye çal›flmalar›n›n artarak devam etmesi Türkiye'de bilimin ilerlemesini ve geliflmesini sa¤layacak olanlar›n önünü açabilir. Olabildi¤ince çok ö¤renciye ulaflmam›z bu anlamda çok önemli. Projenin yürütücüsü Hacer Erar olmak üzere eme¤i geçen tüm arkadafllara çok teflekkür ediyorum. Bu projenin devam›nda sizlerle çal›flmak isterim. Herkese sonsuz teflekkürler. Asuman Alpagut (Müze Atölyesi E¤itmeni) Bir etkinli¤i baflar›yla tamamlaman›n gururunu yafl›yor olman›za çok sevindik. Art›k okullar›n, sivil toplum kurulufllar› ve di¤er kurumlar›n bir çok konu ile oluflturduklar› bu tür yaz okullar› ile ilgili disiplinleri çocuklarla tan›flt›rmas› aç›s›ndan baflar›l› bir organizasyon. Özellikle tüm etkinliklerin yaflayarak ö¤renilmesi (en az›ndan biz kendi atölye çal›flmam›zdan ç›kard›¤›m›z sonuç, çünkü di¤er çal›flmalar› yak›ndan takip edemedik) baflar›n›n yüksek oldu¤unu göstermekte. Özellikle sizin grup liderli¤iniz için ayr›ca teflekkür ederiz. Çal›flman›n aksayan ya da eksik yönü konusunda bir fley söylemem için tüm çal›flmalara kat›lmam gerekti¤ini belirtmeliyim. Bu nedenle gerek organizasyon gerekse de koordinasyon aç›s›ndan bir eksik göremedim. Tekrar birlikte çal›flmak üzere. Tüm arkadafllar ad›na teflekkürler. Mine Bellikli (Mehmet Erim Bellikli'nin annesi), At›l›m Üniversitesi DELSU Koordinatör Yard›mc›s› At›l›m Üniversitesinde düzenlenmifl olan “Yaz Bilim Park› 2008'e” katk›da bulunan baflta proje yürütücüsü Dr. Hacer Erar olmak üzere tüm kurum-kurulufl ve bireylere ayr› ayr› teflekkür etmek istiyorum. 11 yafl›ndaki o¤lum için çok zevkli ve mutlu geçen iki haftal›k “Yaz Bilim Park› 2008”, velisi olarak benim gün be gün o¤lumun tutum, davran›fl, hareket ve ilgi alanlar›ndaki k›sa süredeki de¤iflikli¤i hayret, mutluluk ve gurur içerisinde izleme sürecim olmufltur. Okul döneminde fen bilgisi dersinde “ders” olarak gördü¤ü ve zaman zaman s›k›ld›¤› veya anlamakta zorluk çekti¤i birçok konunun “Yaz Bilim Park› 2008” sayesinde onun hayat›n›n merkezine oturmas›, bunlardan çok büyük bir keyif almas›, günlük hayat›nda bunlar› nas›l kullanaca¤›n› ve önemini kavramas› ayr›ca bu konularda bilim park›nda atefllenen k›v›lc›m›n o¤lumda alevlere dönüflmesi, konuyu enine boyuna araflt›rmaya kalkmas›, çevresindeki herkese ö¤rendi¤i konular› daha iyi nas›l aktarabilirim telafl› içerisine girmesinin tüm aile bireyleri olarak elde etti¤imiz en büyük kazanç oldu¤una inan›yorum. Yaz›m›n bafl›ndaki teflekkürlerimi bir kez daha yenileyerek “Küçük Bilim Adamlar›” yetifltirmek ad›na at›lan bu ad›m›n daha çok çocu¤un yararlanabilece¤i, daha de¤iflik konular›n da ele al›nd›¤› daha büyük ve sürekli bir e¤itime dönüflmesini temenni ediyorum. En k›sa zamanda baflka projelerde birlikte olmak ümidi ile. Personel Yak›n› Çocuklar›n› ‹hmal Etmedik At›l›m Üniversitesi'nde düzenlenen TÜB‹TAK destekli Yaz Bilim Park› 2008 projesi personelimizin çok ilgisini çekti. Kat›l›mc›lar kurra sonucu belirlendi¤inden onlar›n çocuklar› kat›lamam›flt›. Okul yönetiminin deste¤i ile personel yak›n› çocuklar için 1-5 Eylül 2008 tarihleri aras›nda program›n bir bölümünü tekrarlad›k. Afla¤›da verilen veli görüfllerine bak›l›rsa, herkes çok memnun kalm›fl. Her sene tekrarlamay› düflünüyoruz. Veli Görüflleri Ruflen Öktem (Umut Can Öktem'in annesi), At›l›m Üniversitesi Elektrik Elektronik Mühendisli¤i Ö¤retim Üyesi Yaz Bilim Park› 2008 program›n› çok iyi haz›rlanm›fl ve organize edilmifl olarak buldum. O¤luma, yafl›tlar›yla birlikte hem çok yönlü, hem de e¤lenceli ve ayr›ca görsel imkanlar›n oldukça iyi kullan›ld›¤› bir ortamda kendini gelifltirme, ilgilendi¤i konularda iflin uzman- 29 Bu Y›l da Muhteflemdi. Üniversitemizin gelenekselleflen ve her y›l büyük bir baflar› ile organize etti¤i bahar flenli¤i etkinli¤i pek çok konu¤a ev sahipli¤i yapt›. 21 - 22 May›s tarihlerinde gerçeklefltirilen ve önceki y›llarda oldu¤u gibi üç sahnede ve konferans salonlar›nda düzenlenen etkinlikler kat›l›mc›lar›n gönüllerince e¤lenmesine olanak sa¤lad›. fienlik program› kapsam›nda profesyonel sanatç›lar›n konserleri, söylefliler, ö¤renci kulüpleri etkinlikleri yer ald›. Gün boyu çeflitli amatör müzik gruplar›n›n gerçeklefltirdikleri performaslarda kat›lanlara e¤lenceli saatler yaflat›ld›. Sektörlerinin öncü firmalar›n sponsorluk destekleri ve stand kat›l›m›yla yap›lan flenli¤in ö¤rencilerimiz, idari ve akademik personelin yan› s›ra halka aç›k olmas› nedeniyle Üniversitemize gelen pek çok Ankaral›ya gönüllerince e¤lenme imkan› sundu. fienli¤in ilk günü Üniversitemiz rektörü Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu'nun aç›l›fl konuflmas›yla bafllad›, halk danslar› gösterisi ve eflli danslar›n ard›ndan Do¤a Sporlar› Kulübü'nün gösterisiyle devam etti. Etkinlik çerçevesinde Alem FM in gün boyu kampüsten gerçeklefltirdi¤i canl› yay›n›n›n yan› s›ra Grup Neverstand, Gurup Yobaz ve Grup Küp'ün konserleri kat›l›mc›lara hofl anlar yaflatt›. Odtü Gitar toplulu¤unun Üniversitemiz Seyhan Cengiz Turhan Konferans Salonunda gerçeklefltirdi¤i konser büyük be¤eniyle karfl›land›. fienlik alan›nda yer alan Salata / Satsuma Platformu’nda ise DJ performanslar akflam konserleri öncesine kadar devam etti. Günün ilerleyen saatlerinde havan›n kararmaya bafllamas› ile flenlik alan› gittikçe kalabal›klaflmaya bafllad›. Akflam saatlerinde Nur Yoldafl ve Kent Orkestras› sahne ald›. Nur Yoldafl ve Kent orkestras› izleyicilerinde hepbir a¤›zdan efllik etti¤i nostaljik flark›lardan oluflan harika bir müzik dinletisi gerçeklefltirdi. Saat 21:00 de Mashar Fuat Özkan'›n sahneye ç›kmas›yla flenlik daha çoflkulu bir hale dönüfltü. Ankara'n›n dörtbir köflesinden kampüse gelen seyirciler saatler öncesinde sahne önünde y›¤›nlar oluflturdular. Sevilen flark›lar›n› dev bir koro ile birlikte söyleyen Mashar Fuat Özkan üçlüsü akademisyenlerimize, ö¤rencilerimize ve misafirlerimize unutulmaz bir akflam yaflatt›. Havaii fiflek gösterisinin ard›ndan gece unutulmaz an›lar ile sona erdi. Bahar flenli¤inin ikinci gününde de kampüsümüz erken saatlerde misafirlerini ve ö¤rencilerini a¤›rlamaya bafllad›. fienli¤in gündüz etkinlikleri Ankara'n›n ve Üniversitemizin gruplar›ndan Grup Art›, Grup Prison, Grup Fun-Key in sahne almas› ile bafllad›. Ard›ndan sahne alan Grup Stresle coflan gençler, e¤lenceye doydu. Kampus alan›nda gerçeklefltirilen DJ'lerin sergiledikleri performans ile flenli¤in yeflil alan›nda oturan gençlerin e¤lencesine kesintisiz renk katt›. Akflam Nil Karaibrahimgil'in konserinden önce heyecan doruktayd›. Binlerce kifli sahne önünde çoktan yerlerini alm›flt›. Saat 21:00'i gösterdi¤inde ise muhteflem görüntüsü ve büyüleyici sesi ile Nil sahnedeydi. Binlerce seyircinin efllik etti¤i sevilen flark›lar›n› seslendiren Nil, dinleyicilere harika bir gece yaflatt›. Eflsiz görüntülere sahne olan 8. Bahar fienli¤i gecenin sonunda gerçeklefltirilen muhteflem havai fiflek gösterisiyle sona erdi. FORMULA G 25-31 A¤ustos 2008 2005 y›l›nda bafllayarak her y›l düzenlenen Formula G yar›fllar›n›n olmazsa olmaz›, vazgeçilmez ekibi At›l›m Üniversitesi, 2008 yar›fllar›na iki araçla kat›larak bu yar›fllara verdi¤i önemi bir kez daha vurgulad›. d›. Yeni aynalar monte edildi. Ayr›ca power tracker ve driver ayarlar› yap›lmaya baflland›. Çarflamba günü Sollar’a takt›¤›m›z yeni direksiyon sisteminin uygun sonuç vermedi¤i görünce eski sistem (Ackerman), yeni sistemin rot bafllar› kullanarak monte ettik. Eski sistem monte edilirken enlem rot kollar›n›n kaynak ifllemini Marmara Üniversitesi’nin portatif kaynak makinesini kullanarak yapt›rtt›k. Arac› denedik ve sistemin uygun çal›flt›¤›n› gördük. Tübitak’›n düzenledi¤i Formula G yar›fllar› 2008 y›l›nda ‹zmir P›narbafl› yar›fl pistinde yap›ld›. Günefl arabalar› tak›m›m›z iki araçla kat›ld›¤› yar›fl› 24 araç aras›ndan bir yedincilik bir onunculuk alarak baflar›l› bir flekilde tamamlad›. Yar›fl öncesi ve yar›fl esnas›nda tak›m elemanlar› e¤lenceli, endifleli hatta üzücü pek çok olay yaflad›. Hasat arac›nda ön tekerlek göbeklerinde gevflemeler vard›, bu gevfleme nedeniyle tekerlek üst rotillere sürtme yap›yordu. Tekerlekleri söktük ve emniyet pulunu kullanmadan difllere Locktide sürerek göbek somunlar›n› s›kt›k. Yar›fl heyecan› ve telafl› 24 A¤ustos 2008 Pazar günü her iki arac›n ve malzemelerin gece yar›s› t›ra yüklenerek ekip elemanlar›n›n da servis ile ‹zmir’e do¤ru yola ç›kmas› ile bafllad›. Bu arada her iki arac›n eksikleri tespit edilerek, teknik kontroller için haz›rlanmaya baflland›. Bu kontrollerde acil durdurma butonunun yerine daha basit sistemler istenmesi üzerine bu butonlar temin edilerek monte edildi. Sollar’›n rollbar›nda ki kaynak eksiklikleri tamamland› (bu kayna¤› Servis floförümüz Ümit eski kaynak tecrübesini kullanarak yapt›) ‹zmir’e ertesi gün 11.30 s›ralar›nda ulaflarak EGE Üniversitesi Konukevine yerlefltik. TIR 14.00 da yar›fl pistine geldi. TIR daki araç ve malzemeleri boflaltt›k. Baz› eksik malzemelerimizi temin ederek araçlar›n “Regenerative Braking-Frenleme ile enerji elde etme” yapmas›na izin verecek imkanlar› yaratmaya bafllad›k. Güç izleyici (Power tracker) ve sürücü (driver) ayarlar›na devam edildi. Ayr›ca gaz ve fren için podlar araçlara monte edildi. Araçlara h›z göstergeleri tak›ld›. Sal› günü yar›fl alan›na giderken tak›m arkadafllar›m›zdan Ziya Co¤en’in bir kaza sonras›nda baca¤› k›r›ld›. Arkadafl›m›z›n tedavisi için ameliyat›n gerekli olmas› nedeniyle doktorlar memleketi Konya’ya biran önce uçak ile götürülmesini istedi. Bunu üzerine iki gruba ayr›ld›k ve bir grup Ziya’n›n ifllerini organize ederken di¤er grup piste giderek çal›flmalara devam etti. Araçlara stop lambalar› tak›l- Hasat Yar›fla bafllamadan önce 32 Çarflamba günü Karabük Üniversitesi arac›n›nda akülerinde yang›n ç›kt›. Tak›mdaki arkadafllar›m›z bu yang›n› söndürmek ve yang›n sonras›nda gerekli ihtiyaçlar› tespit etmek üzere epey çaba gösterdi. Bu olayda bizi etkileyen en önemli durum Kara- p›ld›. Rektörümüz Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu’nu hava alan›n da karfl›lay›p piste getirdik. bük Üniversitesi akülerinin Li-Po akü olmas›yd› (Sollar’ ›n aküleri de Li-Po idi). Geçen sene ‹TÜ tak›m›nda ayn› çeflit aküde yang›n ç›km›flt›. Bu nedenle arkadafllar›n›n tedirginli¤i artt›. Ancak Karabük tak›m›n›n yanl›fl bir ifllem nedeniyle yang›na neden oldu¤u ö¤renilince biraz rahatlad›k. Sollar’›n teknik kontrolü onayland›¤›nda saat 18.30 idi. Yar›fl 12.30 da bafllad›. Araçlar s›ralamaya göre yerlerini ald›lar ve tak›mlar tek tek tan›t›ld›. Araçlar›m›z Hasat ve Melih Turgut (Sollar’›n bu yar›fltaki ad›) adlar› ile yar›fllara kat›ld›. Hasat’›n kap› nosu 20, Sollar’ ›n kap› nosu 2 idi. 28 A¤ustos 2008 Perflembe günü Gerçek yar›fl›n bafllamas› bir saatten normal olarak s›ralama turlar› yap›lafazla sürdü. Hasat, arkas›ndan gelen SOLLAR yar›fl esnas›nda cakt›. Fakat havan›n kapal› ve ya¤›fll› sese ra¤men (muhtemelen arka aks olmas› nedeniyle s›ralama turlar› yap›lamad› ve Tübitak taraf›nmili) temposunu bozmayarak 10. luk s›ras›n› korudu. Zaman zadan yar›fl program›nda de¤ifliklik yap›laca¤› bildirildi. Perflembe man yar›flta durarak flarj etmeyi bekledi. akflam› saat 19.30 da bildirilen yeni yar›fl program›na göre; Sollar ise uzun süre 5. ve 4. s›rada yar›flt›. Ancak sol ön rotil 29 A¤ustos 2008 Cuma günü 14.00 -16.00 aras›nda s›ralama tespit c›vatas›n›n düflmesi sonras›nda pistte ve tamirat esnaturlar› yap›lacak, s›nda kaybetti¤i zaman nedeniyle 12. s›raya kadar düfltü. Daha sonra toparlayarak yar›fl› 7. olarak bitirdi. Yar›fl 1 saat 29 da30 A¤ustos 2008 Cumartesi günü 12.30-14.30 aras›nda antkika sürdü. renman yap›lacakt›. Netice olarak yar› finaller yap›lmayacak idi. Perflembe günü Sollar’ ›n ön ve arka tekerlek sal›ncak kollar›na Delrin takviye malzemeler yerlefltirildi. Gaz ve fren podlar› tekrar kontrol edildi. Netice olarak, ald›¤›m›z sonuç, hedefledi¤imiz sonuçlara oldukça yak›nd›. E¤er Sollar bu ar›zay› yaflamam›fl olsayd› çok rahat 5. olabilecek, 4.lü¤ü ve 3.lü¤ü zorlayacakt›k. Bu yar›flmadan da kupas›z dönmedik. Tak›m içindeki ahenk ve di¤er gruplara yard›mda öncülük nedeniyle “Kurul Özel Ödülü” kupas›n› ald›k. 29 A¤ustos 2008 Cuma günü s›ralama turlar›na haz›rl›k bafllad›, aküler flarj edildi. Hasat’›n panellerinin flarj miktar› oldukça düflük olmas› nedeniyle Sollar›n panellerinden de takviye yap›ld›. Bu gün aram›za eski üyelerimizden Ethem Ersöz’de kat›ld› ve Sollar’a pilot oldu. Hasata’da Mert Babacano¤lu pilotluk yapt›. Cuma günü yap›lan s›ralama turlar›nda Hasat 10. s›rada Sollar 14. s›rada yer ald›. Bu y›l yar›flmalara iki araç ile kat›ld›k. ‹ki araç ile kat›lan baflka üniversitelerde mevcut idi. Ancak genelde di¤er üniversitelerde 2 araç 2 tak›m vard›. Bizde ise 2 araç tek tak›m mevcuttu. Her iki araç ta da yap›lacak ifllerin olmas› ve zaman›n k›sa olmas› nedeniyle tak›m elemanlar›na çok ifl düfltü ve Sabah saat 9.00’dan gece 21.00’a kadar çal›fl›ld›. Baz› günler bu süre gece yar›s›n› buldu. Bu nedenle Günefl arabalar› tak›m›n›n baflar›s› al›nan sonucunda üzerindendir. Tak›m arkadafllar›ma çok teflekkür ediyor ve hepsini tekrar kutluyorum. 30 A¤ustos 2008 Cumartesi günü yap›lan antrenmanlarda Sollar yaklafl›k 22 tur yapt›. Hasat ise bir ar›za yaflad› ve motor aks sa¤ taraftaki mili k›r›ld›. Bunu üzerine sanayiye gidip yeni mil yapt›rd›k ve Hasat’ a monte edip saat 20.00 da tekrar yürür hale getirdik. 31 A¤ustos 2008 Pazar günü araçlar›m›z› yar›fla haz›rlamak üzere saat 7.30 da bir grup arkadafl›m›z piste gitti ve reklam panolar›n› araçlara yap›flt›rd›lar. Araçlar›n son kontrolleri ya- Günefl Arabas› tak›m› 2008 y›l›nda kazand›klar› “Kurul Özel ödülü” Kupas› ile Gelecek y›l çal›flmalara daha erken bafllar, aksakl›klara zaman›nda müdahale edebilirsek yapaca¤›m›z yeni arac›n ilk 3 araç içerinde olaca¤›na inan›yoruz. H. Orhan Y›ld›r›m Günefl Arabas› Tak›m›, Akademik Dan›flman› 33 KAYAHAN ile Akademik Y›la Merhaba Konseri Üniversitemizin 2008-2009 akademik y›l aç›l›fl› yine renkli görüntülere sahne oldu. Geçti¤imiz y›l Erol Evgin'in konseri ile yap›lan aç›l›fl, bu y›l Türk Pop Müzi¤i’nin önemli sanatç›lar›ndan söz yazar›, besteci ve yorumcu Kayahan konseri ile yap›ld›. At›l›m Garden'da gerçeklefltirilen konsere akademisyenlerin yan›s›ra ifl dünyas›, yerel yönetici ve bas›n mensuplar›ndan oluflan dörtyüz seçkin konuk kat›ld›. Gece Grup Trio'nun müzik dinletisi ile bafllad›. Osmanl› Mutfa¤›ndan örneklerin ikram edildi¤i yeme¤in ard›ndan Kayahan sahne ald›. ‹skender Paydafl, As›m Ekren ve Ufuk Y›ld›r›m gibi Türkiye'nin önemli müzisyenlerinden oluflan orkestra ile sahne alan Kayahan “Allah›m Neydi Günah›m, Geceler” gibi söz ve bestesi kendisine ait olan unutulmaz flark›lar›n› dinleyiciler ile birlikte seslendirdi. Efli ‹pek Açar'›nda kendisine efllik etti¤i konser s›ras›nda ünlü sanatç› Kayahan zaman zaman konuklar›n aras›na kar›flarak çeflitli yar›flmalar ve esprileri ile bol kahkahal› eflsiz bir gece yaflatt›. Kayahan, sahnede uzun y›llar yaflad›¤› Ankara'da ve At›l›m Üniversitesi'nde olmaktan çok mutlu oldu¤unu dile getirerek yak›n zamanda tekrar gelmek istedi¤ini belirtti. Konser, havai fiflek gösterileri ile sona erdi. 34 RÖPORTAJ n a h a y a K “Yolu sevgiden geçen herkesle birgün bir yerde bulufluruz” cümleniz -slogan olarak- y›llar boyu her kesimden insana ulaflt›. Pekçok insan, bu cümleyi hayat›n›n bir kesiminde mutlaka kullanm›flt›r ya da baflkas›ndan duymufltur. Ülkemizde son zamanlarda artarak devam eden ve gerek içinde bulundu¤u co¤rafya, gerek sosyo-kültürel nedenlere ba¤lanan birçok sorun yaflanmaktad›r. “Sevgi” kelimesini bu kadar çok kullanan bir ülkede, bu kadar çeliflkinin birarada yaflanmas›n› neye ba¤l›yorsunuz? fiimdi sevgimizi daha çok söylemek laz›m. Ne eksikse onu söylemek. Sevgiler, bizim dönemimizde azd›, flimdi daha az. O yüzden; sevgiden bahsederken yüksek sesli olunmal›. Ça¤›n getirdi¤i hastal›klardan ve süratinden en fazla müzik sektörü etkileniyor. ‹nsanlar, art›k bir yanl›fl›n içindedirler. Bunu gözden geçirmek laz›m. “Baflar› = Para gibi görünüyor. Halbuki asla böyle de¤ildir. Çok para kazanarak, çok baflar›l› olmufl say›lmazs›n›z. Sadece çok para kazanm›fl olursunuz ama baflar›l› olup para kazanamayabilirsiniz de. Bu da orant›l› bir ifl de¤ildir. Bu yüzden; herkes kendi iflini severek yaparsa hizmet olacakt›r. Üniversitemiz 2008-2009 akademik y›l› aç›l›fl› sebebi ile Türk Pop Müzi¤inin kilometre tafllar›ndan Kayahan’› konuk etti. Gönüllere kaz›nm›fl flark›lar›n› dinleyici ile paylaflarak muhteflem bir konser veren Kayahan ile konser sonunda röportaj yapabilme imkan› bulduk. Ankara’y› özlüyor musunuz? Hayat›n›z›n bir döneminde Ankara’da yaflad›¤›n›z› biliyoruz. Çocuklu¤unuzdaki Ankara ile bugünkü Ankara aras›nda ne fark görüyorsunuz? Hoflunuza gitmeyen fleyler nelerdir? Ben Ankara’dan gideli 28 y›l oldu. Herfleyi Ankara’da ö¤rendim. Ankaral› dinleyici her yerden farkl›d›r. Bu çok net. Öncelikle dinliyorlar. Burada flark› söylemek güzel; çünkü dinleyen insanlar –Ankaral›lar- çok farkl›d›rlar. Kayahan’›n flimdiki müzik dünyas›na bak›fl›n› k›saca anlatt›¤› bu röportaj›, keyifle okuyaca¤›n›za inan›yoruz. Türk Pop Müzi¤i’nin eskimeyen ve her albümüyle bir önceki albümden daha büyük baflar› elde eden sanatç›lar›m›zdan birisiniz. Baflar›n›zdaki süreklili¤in nedenini neye ba¤l›yorsunuz? Çal›flmaktan baflka bir nedenim yok. Sadece çal›flmak. Son 15-20 y›ld›r; bir kaç gün içinde flöhret olup unutulan flark›c›larla s›kça karfl›laflt›k. Sizin dinledi¤iniz yeni sesler oluyor mu? Ya da “bu ses güzel” dedi¤iniz sanatç›lar var m›? Sizce baflar›s›n› sürekli k›labilen isimler oldu mu? Kendi mesle¤im icab› çok fazla fley dinlemem. Çok eskiden beri bu böyledir . Eskiden; Beatles, Zeki Müren gibi dinledi¤im favori sanatç›lar›m vard›. Bu ifli do¤ru yapm›fl insanlara karfl› sayg›l›y›m. Ama öykünmemek -etkisinde kalmamak- için çok fazla dinlememeye çal›fl›rd›m. Onun d›fl›nda; zaman buldukça yeni arkadafllar› da dinlemeye çal›fl›yorum. Türk Pop Müzi¤i’nin birçok aflamas›na flahitlik etmifl usta bir sanatç› olarak, Türk Pop Müzi¤i’nin bugünkü durumunu de¤erlendirebilir misiniz? Her topra¤›n ayr› çiçe¤i oldu¤u gibi, her ça¤›n ayr› müzi¤i ve fliiri vard›r. Dolay›s›yla; biz bize ait olan bir fley yapt›k. Bu zamana kadar geldi¤ine göre do¤ru birfley yapm›fl›z. Di¤er arkadafllar›n da flark›lar› e¤er yaflar ve bugüne kadar gelirlerse; onlar da flark›lar›n›n do¤ru oldu¤unu düflünür. Bir de Amerikal›lar›n “bubble gum” dedikleri -çiklet gibi- tüketilen ve at›lan müzikler vard›r. O da bir tarzd›r. Ben, öyle birfley yapmad›m. Bugün öyle fleyler daha çok yap›l›yor. Son olarak; At›l›m Üniversitesi’nde gerçeklefltirdi¤iniz konserle ilgili söylemek istedikleriniz nelerdir? At›l›m’daki konserimiz ilkti ve güzeldi. Öncelikle; ilk olarak sahneye ç›kt›¤›mda atmosferi alg›lamaya çal›flt›m çünkü, her konser farkl› cereyan eder. Bizim buradaki önemli iflimiz; insanlar› mutlu etmek, onlara do¤ru flark›lar çalarak hizmet vermekti. Amac›m›z seyirciyi s›kmamakt›. Bazen çok ciddi olduk, bazen ifli flakaya vurduk. Devaml› sörf yapar gibi bir programd›. Böylelikle de tempoyu düflürmemeye çal›flt›k. Kayahan Açar olman›n sorumlulu¤u nedir? Bu asl›nda baflar›yla yak›ndan alakal› bir durumdur. Bir iflte baflar›l› oldu¤unuzda veya bir ödül ald›¤›n›zda ona lay›k olmak için çal›fl›yorsunuz. Bir flekilde baflar›n›n devam› geliyor. Bu süreklili¤i sa¤l›yor ve baflar›lara çal›flman›n sayesinde ulafl›labiliyor. 35 EKONOM‹K KR‹Z DE⁄ERLEND‹RMES‹ ‹flletme Fakültesi ‹ktisat Bölümü ö¤retim elemanlar›n›n kat›l›m› ile küresel ekonomik kriz ve Türkiye'nin ekonomik ve sosyal yap›s› üzerinde ki yans›malar›n›n konu edildi¤i bir Kolokyum -atölye çal›flmas›- gerçeklefltirildi. çekinmeleridir. Borç vermek isteyen fazla tasarruf sahipleri ile yat›r›mc›y› bir araya getiren bankac›l›k görevleri art›k yavafl yavafl k›r›lmaya bafllad› bu da Türkiye'nin ileri dönemlerde büyümesini olumsuz bir flekilde etkileyecektir. Ama as›l büyük sorun reel sektörde yaflanacakt›r dedi. Krizin etkilerinin ve yans›malar›n› de¤erlendirildi¤i, yüksek sesle düflünerek salondaki dinleyicilerin de kat›l›m› ile karfl›l›kl› görüfl al›flveriflinin yap›ld›¤› Kolokyum’da küresel mali krizle ilgili sorunlar ortaya konularak; bu mali krizin bir yol kazas› m› yani bir tak›m hatalardan m› kaynakland›¤n›n yoksa sistemik bir kriz mi oldu¤u sorular›n›n yan›tlar› aranarak Türkiye'ye yans›malar› tart›fl›ld›. Ard›ndan söz alan Yrd. Doç. Dr. Mustafa ‹smihan, küresel krizin etkilerine bakacak olursak Türkiye’yi ilk vurdu¤u kanal›n güven bunal›m› ve belirsizlikler oldu¤unu, Türkiye'nin krizden etkilenip etkilenmeyece¤i konuflulurken bu gün üçüncü çeyrekte s›f›r ya da negatif büyümeye gidilmesinin konufluldu¤una dikkati çekti. Mustafa ‹smihan, kredi s›k›flmas› ile bafllayan krizin Türkiye'ye iki türlü yans›mas› oldu¤unu borç konusunda miktar k›s›t› yafland›¤›n› ve daha yüksek faizlere borçlan›laca¤›n› söyleyerek “d›fl dünya yavafllad›, en büyük ihracat pazar›m›z olan Euro bölgesi üçüncü çeyrekte resesyona girdi. 2009 da ise büyüme s›f›ra yak›n olacak. Bizim güvendi¤imiz kalemleri ihracaat ve turizmdi, yabanc›n›n geliri azal›nca d›fl talebimiz etkilenecektir”dedi. Krizin etkilerine bak›lacak olursa, üretim için d›fl dünyaya ciddi bir flekilde ba¤l› olunmas›, Türkiye'de büyüme olmas›na ra¤men istihdam yarat›lamamas› ve iflsizli¤in %10 larda kalmas› s›k›nt›lar›n› krizin daha da yükseltebilece¤i ihtimalleri üzerinde duran Mustafa ‹smihan, borsada yabanc› firmalar›n etkisinin %80 civar›nda oldu¤unu, bankalar›m›z›n yar›dan fazlas›n›n yabanc›lar›n oldu¤unu göz önüne alacak olursak krizin bizi etkilememesinin mümkün olmayaca¤›n› bildirdi. ‹lk olarak söz alan ö¤retim görevlisi Seyit Mümin Cilasun, krizin sadece ekonomiyi ve ekonomistleri ilgilendiren bir durum olmad›¤›n› toplumun bütünlü¤ünü ve Türkiye’yi ilgilendiren ve üzerinde durulmas› gerken bir konu oldu¤unun alt›n› çizdi. Krizin niye ç›kt›¤› konusunda tespitlerde bulunan Cilasun, son befl alt› y›ll›k dönemde yarat›lan olumlu büyüme, ülkelerin ekonomilerinin çok geliflmesi ve son dönemde petrol fiyatlar›n›n fazla yükselmesinin dünyada dolaflan sermaye miktar›n›n artmas›na neden oldu¤unu, bu sermayenin kendine gidecek yer ararken Amerikan yat›r›m bankalar›n›n emlak piyasas›n› kullanarak, emlak kredileri ile türev ka¤›tlar› ç›kart›p piyasadaki fazla paray› kendilerine çekmeye çal›flt›klar›n› ve Mortgage piyasas›nda yaflanan sorunlar ile krizin gelmeye bafllad›¤›n› belirtti. Türkiye aç›s›ndan yaflanan kriz finansal piyasalar› ilgilendirmesi nedeniyle kötü bir senaryo yok gibi göründü¤ünü, Tükiye'nin bu krizin mikro ölçekli bir benzerini 2001 de yaflayarak tecrübeli oldu¤unu, bunun yan› s›ra Amerika da batan bankalar›n ç›kartm›fl oldu¤u türev ka¤›tlar› Türkiye'deki finsans sistemine girmemifl olmas›n›n büyük bir flans oldu¤unun alt›n› çizen Seyit Münin Cilasun, “Ancak en sa¤lam finansal piyasalar bile bu krizden etkileniyorlar. Bunun ilk sinyalleri bankalar›n gelecek dönemlerde flirket iflaslar› beklemesi sebebi ile kredi vermekten Prof. Dr. Sinan Sönmez konuflmas›nda krizin sistemik bir kriz oldu¤unu vurgulayarak “kapitalist sistem içinde finansal serbestleflme bir zorunluluk haline gelmifltir. Buna karfl› ç›k›fl›n iki yolu vard› birincisi yurtiçi talebinin geniflletilmesi ve sermaye 36 birikimine ivme kazand›r›lmas›, böyle bir yöntem iflgücünün gelir pay›n›n artmas› anlam›na geliyor ve gündeme al›nm›yor. ‹kinci seçenek ise sermayenin h›zla finansal alana kayd›r›lmas›” dedi. Sönmez, neo liberal politikalar›n bir sonucu olarak finansal sektör serbestleflmeye ve kurals›zlaflma sürecine girdi¤i zaman tüm o finansal araçlar türev piyasalar bir anda ortaya ç›kar ve zenginleflmeye bafllar diyerek sürdürdü¤ü konuflmas›n› “Reel piyasadaki firmalar finansal sektörde kar etmeye bafll›yor bu flekilde de reel sektörün kar haddinde t›rmanma oluyor. Bu mekanizma çok riskli. Sonuç olarak da bu saadet zincirinin bir yerde koptu¤unu ama bu sistem ile bunun kaç›n›lmaz bir kriz” oldu¤unu söyleyerek noktalad›. raf›ndan sert önlemlerle bast›r›laca¤›n›, tüm dünyay› oldukça sanc›l› bir dönemin beklendi¤ini söyleyerek, konuflmas›n› “Devletlerin ve büyük sermaye gruplar›n›n kendi içlerinde ki çat›flmalar›n ve çekiflmelerin h›z kazanaca¤› bir dönem bekliyoruz. Önümüzdeki dönem refahta gerileme nedeniyle kolluk kuvvetleri ile talepler aras›nda ki mücadeleleri izleyece¤iz” diyerek bitirdi. Yrd. Doç. Dr. Nil Demet Güngör küresel bir kriz yaflad›¤›m›z› ABD'de yaflanan krizin çevre ekonomilerine de h›zla yay›ld›¤›n›, dolar›n piyasalara hakimiyetinin tüm ticari faliyetleri etkileyece¤ini söyleyerek “Türkiye bu dönemde ithalata dayal› d›fla ba¤›ml› bir büyüme süreci izlemifltir. Düflük kur sebebi ile ihracat›m›z›n artmas›na sevindik ancak Türkiye ara mallar konusunda d›fla ba¤›ml›, iflsizli¤e çözüm bulamam›fl bir ülkedir. Devletin özellefltirmeler ile küçülmesi iflsizli¤i daha da artt›rm›flt›r” dedi. Prof. Dr. Sinan Sönmez’in ard›ndan söz alan Prof. Dr. Y›lmaz Özkan, krizin, kapitalizmden kaynaklanm›fl olsayd› bir kaç y›l içinde çözülebilece¤ini ancak böyle bir fleyle ilk kez karfl›lafl›ld›¤›n›, flu anda sistemin yapabilece¤i hiçbir fley olmad›¤›n› vurgulad›. Yrd. Doç. Dr. Salih Ak kriz hakk›nda tespitte bulunabilmek için bir tipoloji ç›kartmak gerekti¤ini söyleyerek bafllad›¤› konuflmas›n› “Tipik olarak mevcut krizin hangisi oldu¤u yönünde bir de¤erlendirme yapmak çok zor tüm kriz tiplerini birarada görüyoruz. Krizin Türkiye’ye etkilerine bakacak olursak resmi a¤›zlardan bu krizin f›rsata döndürülebilece¤i yönünde söylemler var. Bence f›rsata de¤il f›rsatç›l›¤a dönüfltü. Özellikle do¤al gaz zamm› tipik bir f›rsatç›l›k örne¤idir. Bunu takip eden elektirik zamm› da öyledir. ‹flsizlik konusu önemlidir. Gerçekte %16 civar›nda bir iflsizlik sözkonusudur. Üniversite mezunlar› için ise bu oran %30 civar›ndad›r” diyerek sürdürdü. Prof. Dr. Özkan, di¤er bir hususun da bu krizin kapitalizmin en h›zl› iflledi¤i yerde bafllamas› ve onu çaresiz hale getirmesi oldu¤unu söyleyerek “Kapitalizmin üretim sistemi olarak olgunlu¤a ulaflt›¤› art›k zaman›n›n geldi¤i anlam›nda yorumlanabilir mi? Böyle ise ortaya ç›kacak yeni oluflumun ip uçlar›n› aramak gerekmez mi? ABD de yaflanan seçim bir devrimin iflaretidir. Kapitalizmin tarihinde ilk kez yaflan›lan bir fleydir yeni bir dönemin iflaretidir. Bunun Türkiye’ye nas›l yans›yaca¤›n› tart›flmak istiyorsak ya kapitalizmin krizlerinden biridir Türkiye'nin burada oynayaca¤› rol bellidir, ya kapitalizmin kendi içinden kaynaklanan normal krizlerden biri de¤ilse sadece Türkiyeye de¤il tüm dünyaya yans›malar›n›n çok farkl› bir flekilde ortaya ç›kaca¤›n› düflünmek zorunda de¤il miyiz? Bu nedenle krizin nedenini do¤ru tespit etmeden bafl›m›za gelecekleri tahmin etmek mümkün de¤il” diyerek sözlerini tamamlad›. Ö¤retim Görevlisi Esra fiengör, konuflmas›na dünyan›n yaflam›fl oldu¤u di¤er krizlerden farkl› bir kriz yafland›¤›n› önceki krizlerin bölgesel kald›¤›n› ancak flimdi temelinde Amerikan Mortgage Sistemi’nde kredilerin geri ödenememesinden dolay› faiz oran›ndaki de¤iflimlerden kaynaklanan bir kriz oldu¤unu belirterek bafllad›. Türkiye bu krize yakaland›¤›ndan büyük bir cari a盤a sahipti bu nedenlede Türkiye’nin 2008 için düflünülen planlar›nda bir de¤ifliklik gerekecek enflasyon iki haneli rakamlara ulaflacak, iflsizlik art›fl› kaç›n›lmaz tüm bunlar›n sonucu olarak ta gayri safi milli has›la rakamlar› beklenenlerin alt›nda olacak tüm bunlara bakt›¤›m›zda bu krizin yap›s›n› sisteme ba¤layabiliriz ama flimdiye kadar yaflanan krizlerden de farkl› bir yap›s› var. Belki baz› de¤iflimlere neden olabilecek ya da kapitalizmin sonu olabilecek bir kriz diyerek sözlerini noktalad›. Ö¤retim Görevlisi Gürsan fienalp krizin kapitalizmden farkl› veya d›fl›nda bir fley olmad›¤›n› belirterek bafllad›¤› konuflmas›na kapitalizmin ulaflmad›¤› hiç bir yer olmamas› nedeniyle d›flar›dan onu tehdit edebilecek bir durum olamayaca¤›na dikkati çekti. Bunun bir yönetiflim krizi olmad›¤›n›, çok iyi tan›d›¤›m›z sistemden kaynaklanan krizlerden bir tanesi oldu¤unu, bundan sonra ne olaca¤›na bak›lacak olursa muazzam bir finansallaflman›n beklendi¤ini, toplumsal taleplerin zirve yapaca¤› bir döneme girilece¤ini ve buna karfl›l›k devletler ve zirve gruplar› ta- 37 EKONOM‹K KR‹Z At›l›m Üniversitesi ‹ktisat Bölümü taraf›ndan 5 Kas›m 2008 tarihinde düzenlenen “Küresel Mali Kriz ve Türkiye Üzerindeki Etkileri” kolokyumunun bas›n bildirisi: Temel dayana¤› kâr olan kapitalizm, reel sektörde kârl›l›¤›n düflme e¤ilimine girmesi nedeniyle finansal piyasalara yönelmifltir. Nitekim son y›llarda küresel sermayenin petrol, emlak ve hisse senedi piyasalar›na afl›r› kâr amac›yla giderek daha yo¤un ve artan h›zla girdi¤i ve bu piyasalardaki fiyatlar›n fliflmesine yol açt›¤› gözlenmektedir. Bu piyasalarda bilinçli yarat›lan fliflkinlikler küresel krizin esas nedeni olmufltur. Kriz bir yönüyle kaydedilen geliflmelerin sonucu, di¤er yönüyle oluflturulan afl›r› fliflkinlikleri budaman›n arac› olmaktad›r. Krizin görüntüsel nedeni ise ABD'deki ipotekli tafl›nmaz piyasalar›nda (mortgage) yaflanan olumsuz geliflmeler olmufltur. Mevduat bankalar›n›n riski yüksek gruplara verdi¤i düflük vas›fl› krediler (subprime) karfl›l›¤›nda yat›r›m bankalar›n›n ç›kard›klar› türev ka¤›tlar›ndan almalar› ve yat›r›m bankalar›n›n da gelen paralarla k›sa vadeli ve yüksek kar peflinde koflan spekülatif fonlar› (hedge fonlar) oluflturmalar› fleklinde kurulan zincir, artan faiz oranlar› ve düflük vas›fl› kredilerde yaflanan geri ödeme güçlükleri nedeniyle k›r›lm›flt›r. Özetle finansal spekülasyona dayal› saadet zincirinin kaç›n›lmaz olarak kopmas› söz konusudur. Krizin do¤rudan etkiledi¤i yat›r›m bankalar› ve bunlar›n ka¤›tlar›na sahip mevduat bankalar›, ABD ve Avrupa'da batm›fl ya da ba¤l› bulunduklar› devletler taraf›ndan kurtar›lmaya çal›fl›lm›flt›r. ABD ve Avrupa'da aç›klanan ekonomik önlem paketleri krizin etkisini ortadan kald›rmakta yetersiz kalm›flt›r. Gelinen süreçte hem geliflmifl hem de geliflmekte olan ülkelerin finansal piyasalar›nda belirsizlik ve oynakl›k halen devam etmekte, reel sektörde ise durgunluk beklentileri giderek artmaktad›r. Son y›llarda küresel ekonomiyle hem ticari hem de finansal aç›dan yüksek düzeyde bütünleflik olan Türk ekonomisinin küresel krizden çok az etkilenece¤i ya da hiç etkilenmeyece¤i beklentisine girilmesi ve “krizin f›rsata dönüfltürülmesi” söylemine siyasal otoritelerin prim vermesi kayg› vericidir. Türkiye ekonomisi yüksek cari aç›k ve reel kesimin a¤›r d›fl borcu nedeniyle önemli miktarda d›fl finansmana ihtiyaç duymaktad›r. 2008 y›l›n›n ikinci üç ayl›k döneminde h›z kesen büyüme ve giderek artan iflsizlik dikkate al›n›rsa, gerekli önlemlerin zaman›nda ve etkin bir flekilde al›nmamas› durumunda küresel krizin Türkiye üzerindeki olumsuz etkilerinin artmas› beklenmelidir. Geliflmifl ülkelerde yaflanan finansal krizin Türk ekonomisi üzerine olumsuz etkilerini azaltmak üzere baz› önlemlerin acilen -ve kamuoyu deste¤i al›narak- uygulanmas› gerekmektedir: (i) Firma ve tüketicilerin kredi s›k›flmas›ndan olumsuz etkilenmesinin önlenmesi amac›yla gerekli önlemler al›nmal›d›r. Örne¤in bu amaçla hükümet tarafindan özel bir fon oluflturulabilir. (ii) Kriz nedeniyle iç ve d›fl talepte (özellikle özel sektör yat›r›mlar›nda) yaflanan olumsuz geliflmeler ve durgunluk beklentilerini hafifletmeyi amaçlayan maliye politikas›n›n uygulanmas› gerekmektedir. Bu amaç do¤rultusunda seçici davran›lmal› ve e¤itim, sa¤l›k, altyap› gibi kamu harcamalar› tercih edilerek, hem iç talepteki daralman›n hafifletilmesi hem de orta ve uzun dönemde Türk ekonomisinin üretim kapasitesinin art›r›lmas› hedeflenmelidir. (iii) Enerji fiyat art›fllar› gibi üretim maliyetlerini art›ran kamu zamlar›n›n zamans›z ve gereksiz yere uygulanmas›ndan kaç›n›lmal›d›r. (iv) Finansal krizin etkisiyle kaç›n›lmaz gözüken reel sektördeki daralma, son y›llarda çözülemeyen yüksek iflsizlik sorununun daha da katmerleflmesine yol açacakt›r. Bu ba¤lamda iflsizlik sigortas› fonu olanaklar›ndan yararlanma koflullar›n›n geniflletilmesi ve bu fondan sadece iflsizlerin yararlanmas› sa¤lanmal›d›r. ABD'den bafllayarak tüm dünyay› etkisi alt›na alan küresel mali kriz, özellikle 1980'li y›llardan bu yana h›zlanan küreselleflme sürecinin yaratt›¤› afl›r› kâra dayal› kontrolsüz piyasa yap›lar›n›n sa¤l›kl› ifllemedi¤ini ortaya ç›karm›flt›r. Günümüzde piyasalarda denetim mekanizmalar›n›n etkin bir flekilde çal›flt›r›laca¤›, devletin rolünün artaca¤›, neoliberal tasar›mdan sosyal refah düzenlemesine geçiflin gündeme gelebilece¤i bir ortam oluflmaktad›r. Türkiye'deki siyasal güçlerin bu yal›n gerçe¤i dikkate almas› ve sosyal yap›lardaki tahribat› giderici kalk›nmac› politikalar üretmesi ve uygulanmas› gerekli görülmektedir. 38 PROJE ATILIM’DAN KANSER HASTALARINA UMUT VEREN PROJE Potansiyel antitümör ilac› olarak kullan›labilecek, aminotiyofenol ligandlar› içeren platin mavisi bilefliklerinin sentezlenmesini öngören Proje, Üniversitemizin Mühendislik Fakültesi Kimya Grubu taraf›ndan hayata geçirildi. 1 Temmuz 2006 tarihinde BAP'a sunularak kabul edilen proje, Yrd. Doç. Dr. fieniz Özalp Yaman'›n baflkanl›¤›nda, yard›mc› araflt›rmac› olarak, Prof. Dr. Hüseyin ‹flçi, Yrd. Doç. Dr. Belgin ‹flgör, Arfl. Gör. ‹smail Erilhan'›n çal›flmalar› ile Haziran 2008 tarihinde tamamland›. Günümüzde kanser, Avrupa’da 2. s›radaki ölüm sebebi. Hastal›¤›n etkili tedavisi bu nedenle çok önemli. Bugün kemoterapinin gelifltirilmesi, hem iyilefltirilebilen tümör spektrumunun geniflletilmesi hem de tedavi alt›ndaki hastalar›n yaflam kalitelerinin artt›r›labilmesi için oldukça gerekli. At›l›m Üniversitesi Kimya Grubu’nun gelecekte tüm kanser hastalar›na umut verebilecek yeni ilaç tasar›mlar› ve bu ilaçlar›n DNA ile etkileflimleri üzerinde çal›flmalar› devam etmektedir. Ülkemizde platin içeren antitümör ilaçlar›n›n tasar›m› ve sentezi üzerine çal›flma bulunmamaktad›r. Ülkemizin bilimsel alanda söz sahibi olabilmesi, tüm insanl›¤› ilgilendiren genel problemlerin çözümlerine yönelik çal›flmalar›n artmas›yla mümkün olacakt›r. Tedavisi henüz bulunamam›fl hastal›klar için gelifltirilen ilaç tasar›mlar› dünya gündeminin önemli konular›ndan bir tanesidir. Bu çal›flma platin, grubu geçifl elementleri içeren yeni ilaç tasar›mlar›n›n gerçeklefltirilmesi ve antitümor etkisinin çal›fl›lmas› aç›s›ndan alan›nda tek örnek araflt›rma olmas› nedeniyle ülkemiz için önemli olup bu alanda yap›lan çal›flmalara da katk›da bulunaca¤›ndan katma de¤ere sahiptir. Ayr›ca, proje kapsam›nda yap›lacak yay›nlar At›l›m Üniversitesi'nin bilimsel alanda yapm›fl oldu¤u h›zl› ilerlemeye de katk›da bulunacakt›r. Antitümör Etkinli¤i Olan Yeni Bir ‹laç: Kükürtten Ba¤lanan Ligand ‹çeren Platin Mavisi Kompleksi sistematik bir tedaviye ihtiyaç vard›r. Birçok kanser türü için kemoterapi, yüksek bir metaztazik yay›lma özellili¤ine ra¤men yüksek bir iyilefltirici özelli¤e sahiptir4-5. Fakat kemoterapi, hastal›¤› ilerlemifl hastalarda uzun süre iyilefltirici özelli¤e sahip de¤ildir. Bu gün var olan kemoterapinin gelifltirilmesi, hem iyilefltirilebilen tümör spektrumunun geniflletilmesi hem de tedavi alt›ndaki hastalar›n yaflam kalitelerinin artt›r›labilmesi için çok önemlidir. Sa¤l›kl› türlerin dokular› yaflamlar› boyunca, hücrelerinin ölümüne dek sürekli olarak hücre bölünmesiyle yenilenilenmektedir. Yaflam›n sürdürülebilmesi için hücre ölümü ve hücre bölünmesi aras›ndaki dengenin sabit tutulmas› gereklidir. Genetik materiyallerin zarar görmesi bu dengenin bozulmas›na ve anormal hücre büyümelerine neden olmakatad›r1. Zarar görmüfl DNA içeren bir doku oluflumunun genel olarak tedavisi mümkün de¤ildir. Birçok durumda, bu tür dokular tümör veya kanser oluflumunu gelifltirmektedir2. Günümüzde Kanser Avrupa'da 2. s›radaki ölüm sebebidir. Hastal›¤›n etkili tedeavisi de bu nedenle çok önemlidir. Ne yaz› ki kanser çok heterojen ve kompleks bir hastal›kt›r. Ameliyat ve radyoterapi kanser hastal›¤›n›n % 40'n› iyilefltirirken, hastalar›n kalan %60'› hala metaztaz nedeniyle yaflamlar›n› yitirmektedirler3. Bu süreçte, hastal›¤›n sistematak do¤as› gere¤i örne¤in kemoterapi gibi yine Platin içeren antitümör ilaçlar›na karfl› olan ilgi 1960'l› y›llarda Rosenberg'in Platin komplekslerinin DNA bölünmesini durdurdu¤unu gösteren tesadüfi deneyi ile bafllam›flt›r6,7. Cisplatin (cis-diamindikloroplatin(II)) (1), 1845 y›l›ndan beri bilinmekle birlikte, Amerikan G›da ve ‹laç Kurumunca 1978 y›l›nda antitümör ilac› olarak onaylanm›flt›r8. Öte yandan ayn› kompleksin trans izomeri (2) antitümör aktivitesi göstermemektedir9. 39 1 Cisplatin Cisplatin'in yan etkilerini giderme çabas›n›n en büyük yarar› benzer yap›lar› gelifltirme süreci olmufltur. Tüm bu sebeplerden dolay› günümüzde daha etkili, hastalar›n yaflam standartlar›n› yükseltecek, mümkün oldu¤unca az yan etkiye sahip, cisplatin'e karfl› olan direnci azaltabilecek ve a¤›zdan al›nabilen yeni ilaç dizaynlar› üzerindeki çal›flmalar büyük bir h›zla devam etmektedir. Yap›lan araflt›r- fiekil 1. Cisplatin etkileflimi ile DNA malar sonucunda karbop- sarmal›n›n yap›s›n›n bozulmas› latin(3), nedaplatin (4) ve oksaliplatin'in (5) cisplatin'den daha az yan etkiye sahip oldu¤unu göstermifltir27. Bütün dünyada onaylanmasa da karboplatin, nedaplatin ve oksaliplatin Fransa ve Japonya gibi baz› ülkelerde antitümör ilac› olarak kullan›lmaktad›r. 2 Transplatin Cisplatin'in özellikle testis ve yumurtal›k kanserinde çok etkin oldu¤u görülmüfltür. Erken teflhis yap›ld›¤› taktirde testis kanserinde %90'› aflan iyilefltirici etkileri vard›r10,11. Cisplatin, hastaya genellikle damar içi enjeksiyon ile 3-4 haftal›k periyotlarla, her defas›nda 100 mg/m2 kürler halinde tatbik edilmektedir12. Cisplatin, baflar›l› kemoterapik etkilerine nazaran birçok önemli yan etkilere de sahiptir. Bulant›, kusma, böbrek rahats›zl›klar›, sinir sisteminde meydana gelen deformasyonlar ve omurilikte meydana gelen rahats›zl›klar bu yan etkiler aras›nda say›labilir13,14. Cisplatin'in baflar›s›z olma sebeplerinden biri de tümörün ilaca karfl› direncidir. Direnç zaten var olabilece¤i gibi sonradan da kazan›lm›fl olabilir ve bu nedenle Cisplatin'in uygulanma alan›n› daha az tümör çeflidi ile s›n›rland›r›r. Cisplatin'in hücre içi hedefi DNA'd›r. Cisplatinin sitotoksik etki- 3 4 5 Son y›llarda Platin Mavisi olarak adland›r›lan çok de¤erlikli platin iyonlar› içeren koyu renkli platin komplekslerinin yüksek antitümör aktivitesine sahip oldu¤unun keflfedilmesi ile bu alandaki araflt›rmalar h›z kazanm›flt›r. sinin DNA ile etkilefliminden kaynakland›¤› kabul edilmektedir. Öte yandan, sitoplazmada ve çekirdekte RNA, sülfür içeren proteinler ve aminoasitler gibi cisplatinle tepkimeye girebilecek gruplar da mevcuttur. Cisplatinin bu ikincil hedeflere ba¤lanmas› ve antitümör aktivitesi aç›s›ndan kritik olan Pt-DNA lez- PtCl2(CH3CN)2 ile AgNO3 aras›ndaki reaksiyon sonucu oluflan yonlar›n› s›n›rlamas› yan etkiler içerisinde say›labilir. koyu mavi platin bilefli¤inin (ilk baflta “platinblau” olarak adland›r›lm›flt›r) sentezlenmesinden sonra “platinum blues” alan›nda büyük geliflmeler elde edilmifltir28. DNA'›n platin komplekslerine ba¤lanmas› sonucunda sitotoksik etkinin olufltu¤u düflünülmektedir. Pt-DNA yak›nlaflmas› ile Öncelikle cisplatine karfl› olan direnci azaltabilecek ve nanogram seviyesinde daha etkin yeni bir platin kompleksi haz›rlayarak DNA üzerindeki etkilerini incelemek ve enzimatik aktivetelerini belirlemek amac›yla bafllad›¤›m›z projemizde, K2PtCl4'in DNA'da çift sarmal yap›n›n kararl›l›¤›n› azaltan bozuklukluklar meydana gelmektedir. Bu yap›sal de¤iflimler, NMR spektroskopisi15-19, X-›fl›n› kristolografisi20-22 ve jel elektroforez23 yöntemleri ile çal›fl›lm›flt›r. Jel elektroforez deneyleri 1,3-sarmal içi yak›nlaflmas›n›n DNA sarmal›n› 23-35o kadar bozdu¤unu göstermifl- 2-aminotiyofenol (H2-atp) ile bazik sulu çözeltideki tepkimesi sonucunda Pt4(2-atp)8(OH)(H2O)] formülüyle gösterebilece¤i- tir24-26 (fiekil 1). miz yeni bir “Platin Mavisi” (6) sentezlenmifltir. 40 terapi s›ras›nda yard›mc› bir ilaç olarak kullan›labilece¤ini göstermifltir. Grubumuzda, gelecekte tüm kanser hastalar›na umut verebilecek yeni ilaç tasar›mlar› ve bu ilaçlar›n DNA ile etkileflimleri üzerine çal›flmalar büyük bir h›zla devam etmektedir. (6) Kaynaklar 1. M.P. Scott, Nature, 425 (2003) 780. 2. J.Folkman, R. Kalluri, Nature, 427 (2004) 787. 3. J. Verwij, M. J.A. de Jonge, Eur. J. Cancer, 36 (2000) 1479. 4. M. Galanski, V.B. Arion, M.A. Jakupec, B.K. Keppler, Curr. Pharm. Design, 9 (2003) 2078. 5. P.J. Loehrer, L.H. Einhorn, Ann. Inter. Med., 100 (1984) 704. 6. B.Rosenberg, L. van Camp, and T. Krigas, Nature, 1965, 205, 698. 7. B.Rosenberg, L. van Camp, J. E. Trosko, and V. H. Mansour, Nature, 1969, 222, 385. 8. M. Peyrone, Ann. Chem. Pharm., 1845, 51, 1. 9. M. J. Cleare and J. D. Hoeschele, Bioinorg. Chem., 1973, 2, 187. 10. P. J. Loehrer and L. H. Einhorn. Ann. Intern. Med., 1984, 100, 704. 11. T. Murata, M. Haisa, F. Uetsuka, T. Nobuhisa, T. Ookawa, Y. Tabuchi, Y. Shirakawa, T. Yamatsuji, J. Matsuoka, M. Nishiyama, N. Tanaka, and Y. Naomoto, Int. J. Mol. Med., 2004, 13, 865. 12. J. Reedijk, Chem. Comm., 1996, 801. 13. E. Cvitkovic, J. Spaulding, V. Bethune, J. Martin, and W. F. Whitmore, Cancer, 1997, 39, 1357. 14. D. D. Vonhoff, R. Schilsky, C. M. Reichert, R. L. Reddick, M. Rozencweig, R. C. Young, and F. M. Muggia, Cancer Treat. Rep., 1979, 63, 1527. 15. M.Iwamoto, S. Mukudan, and L.G: Marzilli, J. Am.Chem.Soc., 116 (1994) 6238. 16. D.Z. Young, S.S.G.E. van Boom, J. Reedijk, J.H. van Boon and A.H.J. Wang, Biochemistry, 34 (1995) 12912. 17. M.H. Fouchet, E. Guittet, J.A:H. Cognet, J. Kozelka, C. Gauthier, M. LeBret, K. Zimmermann and J.C. Chottard, J. Biol. Inorg.Chem., 2 (1997) 83. 18. A. Gelasko, S.J. Lippard, Biochemistry, 37 (1998) 9230. 19. J.M. Teuben, C. Bauer. A.H.J. Wang, and J. Reedijk, Biochemistry, 38 (1999) 12305. 20. P.M. Takahara, A.C. Rosenzweig, C.A. Frederick, and S.J. Lippard, Nature, 377 (1995) 649. 21. P.M. Takahara, C.A. Frederick, and S.J. Lippard, J.Am.Chem.Soc, 118 (1996) 12309. 22. F.Coste, J.M. Malinge, L.Serre, W. Shepard, M.Roth, M. Leng and C. Zelwer, Nucl. Acids Res., 27 (1999)1837. 23. S.F. Bellon, J.H. Coleman, and S.J. Lippard, Biochemistry, 30 (1991) 8026. 24. L. Marrot and M Leng, Biochemistry, 28 (1989) 1454. 25. M.F. Anin and M. Leng, Nucl. Acids Res., 18 (1990) 4395. 26. S.F. Bellon, and S.J. Lippard, Biophys. Chem, 35 (1990) 179. 27. Jamieson, E.R.; Lippard, S.J., Chem.Rev., 1999, 99, 2467. 28. Hofmann, K. A.,; Bugge, G. Ber, 1908, 41, 312. Literatürde rapor edilen neredeyse tüm platin mavisi bileflikler azot ve oksijen atomu içermektedir. Bu çal›flmada sentezlenen platin mavisi azot ve kükürt atomu içeren ilk platin mavisi örne¤idir. Bir baflka ilgi çekici nokta da, literatürde yer alan tüm örneklerin ligand koordinasyonu ile 5 üyeli ligand köprü zinciri oluflturduklar›d›r. Ancak bizim örne¤imizde köprü ligand› 6-üyeli zincir oluflturmaktad›r. Elektronik so¤urma spektrumu, kompleksin DNA'ya ba¤lanma fleklini göstermek için kullan›lm›flt›r. So¤urma spektrumundaki %17.5 oran›ndaki art›fl ile birlikte gözlenen spektral kayma mavi kompleksin DNA'ya elektrostatik etkileflim ile ba¤land›¤› sonucunu vermifltir. Ba¤lanma sabiti 5x10-4 olup, etkileflim oldukça zay›ft›r. Bununla birlikte, mavi kompleks DNA'n›n 2 baz çiftini kaplayacak bir alanda etkileflim göstermektedir. Yap›lan jel elektroforez çal›flmalar› mavi kompleksin zay›f etkilefliminden dolay› DNA'y› k›ramad›¤›n› da göstermifltir. ‹nsan vücudu gün içinde deterjanlar, endüstriyel at›klar, çeflitli ilaçlar ve mantarlar gibi bir çok yabanc› maddeyle karfl›karfl›ya kalmaktad›r. Vücudun direnç mekanizmas›n›n en önemli görevi ayn› zamanda bu zararl› kimyasallar› ya da yabanc› maddeleri ortamdan uzaklaflt›rmakt›r. Bu kimyasal direncin yaflamsal fonksiyonuna detoksifikasyon ad› verilmektedir. Detoksifikasyon genel olarak karaci¤erde bulunan enzimler arac›l›¤›yla yap›lmaktad›r. Bu tür enzimlerden bir tanesi de Gulutatayon-Stransferazd›r (GST). Gulutatayonun enzim aktiviteleri d›fl›nda him, biluribin, hormonlar ve ilaçlar gibi hidrofobik birçok yap›ya ba¤lanma özelli¤i de vard›r. Dolay›s›yla GST seviyesi kemoterapide önemli bir rol oynamaktad›r. Mavi kompleksin enzimatik aktivitesi koyun karaci¤erindeki GST enzim aktivitesinin spektroskopik olarak izlenmesi ile belirlenmifltir. Mavi kompleks GST enzim aktivitesini 45-200 µM deriflimleri aras›nda azaltm›flt›r. GST enzimleri detoks fonksiyonlar› d›fl›nda, ilaca karfl› direnci de artt›rd›¤› için mavi kompleksin GST enzim aktivitesini azaltmas›, bu kompleksin kemo- Doç.Dr. fieniz ÖZALP YAMAN-Mühendisik Fakültesi Kimya Grubu 41 ATILIM’DAN At›l›m Üniversitesi Akademik Y›l› Aç›l›fl Töreni Üniversitemizin 20082009 Akademik Y›l› Aç›l›fl Töreni Mühendislik Fakültesi Cevdet Kösemen Konferans Salonu’nda gerçeklefltirildi. Bilimsel yay›nlar› ile bu baflar›ya katk› sa¤layan akademisyenlerimiz; Prof.Dr.Vimal Singh Prof. Dr. Erman Tekkaya Prof.Dr.‹brahim Akman Prof.Dr.Huseyin fiirin Huseyin Prof.Dr. Sofia Ostrovska Prof. Dr. Anar Dosiyev Prof.Dr.Selçuk Soyupak Doç. Dr. Atef Feyaz Qasrawi Doç Dr. Alok M›shra Yrd.Doç.Dr. Atilla Cihaner Yrd. Doç. Dr. Saleh Atik Yrd. Doç. Dr. Ruflen Öktem Doç. Dr. Ahmet Yaflar Özban Yrd. Doç. Dr. Ümit Aksoy Yrd. Doç. Dr. Dursun Sar› Üniversitemizin tüm akademisyenlerinin kat›l›m› ile 23 Eylül 2008 Sal› günü gerçeklefltirilen tören, sayg› duruflunun ard›ndan ‹stiklal Marfl›'n›n okunmas› ile bafllad› ve Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvar› Oda Müzi¤i Toplulu¤unun sundu¤u dinleti ile devam etti. Törenin aç›l›fl konuflmas›n› yapan, Rektör Prof. Dr. Abdurrahim Özgeno¤lu At›l›m Üniversitesi'nin on y›ll›k süreçte geldi¤i noktalara ve hedeflerine de¤indi. “Kosova, Güney Osetya, Abhazya ve Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti Örneklerinde Kendi Kaderini Tayin Etme Hakk›n›n De¤erlendirilmesi” konulu akademik y›l ilk ders ise Hukuk Fakültesi ö¤retim üyesi Prof. Dr. Füsun Arsava taraf›ndan verildi. Yrd. Doç. Dr. Depthi Mishra Yrd. Doç. Dr. Abdullah Özbekler Yrd.Doç.Dr. Nilda Baflak Ceylan Ö¤r. Gör. Burcu Gülmez Temur Yrd. Doç. Dr. fieniz Özalp Yaman Yrd. Doç. Dr Tolga Ak›fl Yrd. Doç.Dr. Belgin ‹flgör Yrd.Doç.Dr. Nergis Ça¤›ltay Yrd. Doç.Dr. Hürevren K›l›ç Yrd. Doç. Dr. Cumhur Ayd›n Yrd. Doç. Dr. Mehmet Cantürk Yrd. Doç. Dr. Elif Ayd›n Ö¤r. Gör. Seha Tirkefl Dr. fiaziye Balku 2008-2009 Akademik y›l› aç›l›fl töreni, bilimsel yay›nlar› ile At›l›m Üniversitesi'ni bilimsel yay›n s›ralamas›nda üst s›ralara yerlefltiren akademisyenlere ödüllerinin verilmesinin ard›ndan düzenlenen kokteyl ile sona erdi. Üniversiteler aras› yo¤un bir rekabetin yafland›¤› günümüz flartlar›nda At›l›m Üniversitesi akademisyen kadrosu, üretkenli¤ini ve dinamizmini ortaya koyarak akademisyen bafl›na düflen bilimsel yay›n s›ralamas›nda vak›f üniversitesi aras›nda 9. s›rada yer ald›. 42 AKADEM‹K YIL ‹LK DERS Kosova, Güney Osetya, Abhazya ve Kuzey K›br›s Türk Cumhuriyeti Örneklerinde Kendi Kaderini Tayin Etme Hakk›n›n De¤erlendirilmesi ce ilkesi olan devletlerin toprak bütünlü¤ü ilkesi ile BM anlaflmas›nda yer alan bir ilke olarak SDR’in ba¤daflt›r›lmas› yöntemi 1970 tarihli devletler aras›nda dostça iliflkiler ve iflbirli¤i bafll›¤›n› tafl›yan BM genel kurulu karar›nda öngörülmüfltür. Bu karara göre SDR’nin toprak bütünlü¤ü korunarak “iç SDR” olarak etnik gruplara genel iradeye kat›lma ve yine her etnik grubun kendi dini, etnik, kültürel özelliklerinin korunmas›na yönelik yetkiler verilerek (olana¤› verilerek) kullan›lmas› mümkündür. Bu olanaklar›n sa¤lanmamas› özellikle ayr›mc›l›k, insan haklar› ihlâlleri, söz konusu etnik grubun varl›¤›n›n tehlikeye girmesi, adil olmayan yönetim durumlar›nda nihai çare olarak (ultima ratio) “iç SDR”nin “d›fl SDR”ye dönüflmesi söz konusu olmaktad›r. Bu durumlarda farkl› etnik gruplar›n bir arada yaflama (koexistenz) flans›n›n kalmad›¤›, devletin ifllevini kaybetti¤i varsay›larak ba¤›ms›zl›k, baflka bir devletle birleflme veya baflka bir devlete kat›larak SDR’i kullanabilmesi söz konusu olabilmektedir. Prof. Dr. A. Füsun Arsava At›l›m Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ö¤retim Üyesi SDR uluslararas› hukukta dinamitlerle yüklü bir kavram olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Gerçekten SDR birinci dünya savafl›na neden olan milliyetçilik prensibinin dayana¤› olmufl, savafl ertesinde de Avrupa siyasi co¤rafyas›n› de¤ifltirmifltir. SDR’nin uluslararas› belgelere ilk kez BM fiart’› ile girdi¤i görülmektedir. BM fiart›’n›n de¤iflik maddelerinde yer alan (1,55,73,76) SDR, BM bünyesinde yap›lan ikiz anlaflmalar olarak isimlendirdi¤imiz Medeni ve Siyasi Haklar Sözleflmesi’nin, Ekonomik, Sosyal, Kültürel Haklar Sözleflmesi’nin 1.maddelerinde, BM Genel Kurulunun 1960 tarihli sömürge yönetimindeki toplumlara ba¤›ms›zl›k verilmesi hakk›ndaki deklarasyonda, 1970 tarihli devletler aras›nda dostça iliflkiler ve iflbirli¤i deklarasyonunda, Uluslararas› Adalet Divan›n›n 1971 ve 1975 tarihli istiflari mütalâalar›nda, uluslararas› iliflkileri yönlendiren prensip olarak AG‹T belgelerinde ve nice baflka örne¤in iki Almanya’n›n birleflmesine esas olan 2+4 anlaflmas›nda karfl›m›za ç›kmaktad›r. Tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilân› mevcut devletin r›zas› d›fl›nda gerçekleflen bir durum olmas› nedeniyle uluslararas› hukukta tart›flmal› ve devletlerin tan›nmas› konusunu gündeme getiren bir konudur. BM Güvenlik Konseyi toprak bütünlü¤ü ilkesi ›fl›¤›nda tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilânlar›n› uluslararas› hukuka uygun görmemektedir. BM Güvenlik Konseyi buna uygun olarak SDR’in etnik gruplar taraf›ndan ayr› ayr›, ba¤›ms›z olarak kullan›lma iddias›n›n gündeme gelece¤i örneklerde toprak bütünlü¤ü ilkesini vurgulamaktad›r. K›br›s bu çerçevede gündeme gelen örneklerden birini oluflturmaktad›r. K›br›s 1960’da K›br›s Cumhuriyeti olarak uluslararas› camiada bir devlet olarak yerini alm›flt›r. 1960 K›br›s Cumhuriyeti SDR’›n birlikte kullan›lmas›n›n somut örneklerinden birini oluflturmufltur. ‹ki halk›n ayr› ayr› SDR kullanarak adan›n bölünmesi yerine, ayn› devletin çat›s› alt›nda iki halk›n genel iradeye kat›lmas› ve yine kendi etnik, dini, kültürel konular› bak›m›ndan muhtar yetkiler kullanmas› kabul edilmifltir. SDR’nin birlikte kullan›lmas›n› öngören bu model bir “ortakl›k” devleti olarak isimlendirilmifltir. SDR prensibinin uygulanmas›nda en önemli sorun kimlerin halk olarak kabul edilece¤i, SDR istinat ederek kendi kaderini tayin etme hakk›n› iddia edebilece¤i konusudur. 1960 tarihli sömürge toplumlar›na ba¤›ms›zl›k verilmesi hakk›ndaki BM Genel Kurul karar›, yabanc› bir yönetime tâbi olan toplumlar›n SDR’e istinat edebilmesini kabul etmifltir. Gerçekten de 1960 sonras› sömürgeler tasfiye olmaya bafllam›flt›r. Sömürge toplumlar› söz konusu bu deklarasyona istinat ederek uluslararas› camiaya ba¤›ms›z birer devlet olarak kat›lm›fllard›r. Yabanc› yönetime tâbi toplumlar›n yan› s›ra günümüzde SDR a¤›rl›kl› olarak ülke s›n›rlar› içinde yaflayan farkl› etnik gruplar taraf›ndan iddia edilmektedir. BM anlaflmas›n›n en yü- Adadaki nüfusun a¤›rl›¤›n› oluflturan Rumlar›n, say›sal anlamda az›nl›k oluflturan Türklerin genel iradede söz sahibi olmas›n› kabullenmemesi sonucu bu ortakl›k devleti üç y›l içinde ifllevini kaybetmifltir. Bundan sonraki insan haklar› ihlâlleriyle dolu, koexistenz’in 43 art›k devam etmesinin mümkün olmad›¤› geliflmeler 1960 devletinin ifllevini kaybetmesi sonucunu do¤urmufl ve K›br›s Cumhuriyetinden d›fllanan K›br›s Türklerinin 1983’te kendi ba¤›ms›z devletlerini ilân etmesine yol açm›flt›r. Bu tablo iç SDR’nin d›fl SDR’e dönüflmesinin hangi koflullarla ortaya ç›kt›¤›n› gösteren somut bir örnektir. KKTC’nin ilân›n›n hemen ertesinde BM Güvenlik Konseyi 1983’te 541 ve 1984’te 550 say›l› karar›n› alarak, 1960 K›br›s Cumhuriyetinin toprak bütünlü¤ünün alt›n› çizerek, uluslararas› camiaya KKTC taraf›ndan ilân edilen ba¤›ms›zl›¤›n tan›nmamas› ça¤r›s›n› yapm›flt›r. S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ünün alt›n› çizerek (ayn› K›br›s’la ilgili 541 ve 550 say›l› kararlarda oldu¤u gibi), Kosova’da Kosova özerk yönetiminin yetkilerinin ihyas›n› da temin edecek geçici bir BM yönetimi oluflturulmas›n› ve yine NATO yönetiminde uluslararas› askeri bir gücün Kosova’n›n iç ve d›fl savunmas›ndan sorumlu olmas›n› karara ba¤lam›flt›r. 1999’dan 17 fiubat 2008’e kadar geçen sürede Rusya, ABD ve AB’den oluflan Kosova Troika’s›n›n çal›flmalar› Kosova sorununun çözümüne katk› yapamam›flt›r. BM Genel Sekreteri 2005’te Kosova’n›n nihai statüsünde BM’in inisiyatif kullanmas›n› teminen Ahtisari’yi özel temsilci olarak görevlendirilmifltir. Ahtisari haz›rlad›¤› Kosova plân›n› 2007’de sunmufltur. Uluslararas› bar›fl ve güvenli¤in Kosova’n›n koflullu ve gözetime tâbi flekilde ba¤›ms›zl›¤›n› gerektirdi¤ini öngören Ahtisari plân› Rusya Federasyonu taraf›ndan BM Güvenlik Konseyinde S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ünün alt›n› çizen 1244 say›l› Güvenlik Konseyi karar› ›fl›¤›nda reddedilmifltir. KKTC’ni flimdiye dek sadece Türkiye Cumhuriyeti tan›m›flt›r. Uluslararas› Hukukta tan›nmaya devleti oluflturan bir unsur karakteri verilmemektedir. Tan›nma Uluslararas› Hukukta saptay›c› bir iflleve sahip olarak kabul edilmektedir. Uluslararas› hukuk uluslararas› camiada yer alan mevcut devletlere devlet oldu¤unu iddia eden bir entitenin ortaya ç›kt›¤› durumlarda de¤erlendirme yapmalar›n› mümkün k›lan takdir haklar›n› kullanma olana¤› vermektedir. Uluslararas› camiada yer alan mevcut devletler ünlü hukukçu Georg Jellinek’in ortaya att›¤› ve bugün halâ geçerlili¤ini koruyan üç element teorisi ›fl›¤›nda (üç element teorisi 1933 tarihli Montevideo deklarasyonunda, Milletler Cemiyeti döneminde Mandalar Komisyonu taraf›ndan ve son olarak 1991 tarihli Badinter Komisyonu taraf›ndan teyit edilmifltir) devleti oluflturan üç unsurun, yani insan toplulu¤u, ülke ve egemenlik kriterlerinin yerine gelip gelmedi¤ine, etkin bir otoritenin mevcut olup olmad›¤›na ve etkin otoritenin kamu düzenini kurmak ve devam ettirme ehliyetinin olup olmad›¤›na bakarak bir de¤erlendirme yaparak, takdiren ortaya ç›kan entiteyi tan›ma veya tan›mama hakk›n› kullanma imkân›na sahiptir. Tüm kriterleri tamamlad›¤› halde tan›nmayan devletler oldu¤u halde, kriterleri tamamlamad›¤› halde tan›nan devletler de bulunmaktad›r. Kriterlerin tamamlanmamas›na ra¤men erken tan›ma durumlar›nda iç ifllere müdahale sorununun gündeme geldi¤inin de göz ard› edilmemesi gerekmektedir. Bu durum hukuki sonuçlar› olan tek tarafl› siyasi bir irade beyan› olarak tan›mlanan tan›ma iflleminin Uluslararas› Hukukta siyasi bir araç olarak kullan›ld›¤›n› ortaya koymaktad›r. Bundan sonraki geliflmeler oldukça h›zl› olmufl ve Kosova tek tarafl› olarak 1244 say›l› karar› ve Ahtisari plan›n› kabul etti¤ini dile getirdi¤i bu deklarasyonla tek tarafl› olarak 17 fiubat 2008’de ba¤›ms›zl›¤›n› ilân etmifltir. Ba¤›ms›zl›k ilân› derhal ABD, arkas›ndan Türkiye ve günümüzde 40’› aflk›n devlet taraf›ndan tan›nm›flt›r. Kosova konusunda ortaya ç›kan en önemli sorun 1244 say›l› Güvenlik Konseyi karar›nda alt› çizilen S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ü ilkesine ra¤men Kosova’n›n S›rbistan’dan ayr›larak, SDR’›n ba¤›ms›zl›k modeli fleklinde kullan›lmas›d›r. BM anlaflmas› uluslararas› bar›fl ve güvenli¤in korunmas› sorumlulu¤unu Güvenlik Konseyi’ne vererek, Güvenlik Konseyi’nin BM anlaflmas›n›n VII. bölümü muvacehesinde ba¤lay›c› kararlar almas›n› kabul etmifltir. Güvenlik Konseyi’nin VII. bölümüne göre ald›¤› kararlar befl büyüklerin veto yetkisine sahip oldu¤u konulara iliflkindir. Rusya Federasyonu Ahtisari plan›n› kabul etmeyerek 1244 say›l› karar›n devam›n› teminat alt›na alm›flt›r. 1244 say›l› karar, karar metninin de özellikle vurgulad›¤› üzere Güvenlik Konseyi baflka türlü karar al›ncaya kadar geçerlili¤ini sürdürecektir. Bu çerçevede 1244 say›l› güvenlik Konseyi karar›na ra¤men Kosova’n›n tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilân›na destek olmak üzere Uluslararas› Hukuk doktrininde çözüm aray›fllar›na giriflildi¤i görülmektedir. Üzerinde durulan hususlardan bir tanesi Güvenlik Konseyi’nin uluslararas› camiada yer alan devletlerin tan›ma tasarruflar›n› engelleme yetkisinin bulunmamas›d›r. Uluslararas› Hukuk tan›ma yetkisini uluslararas› camiada yer alan devletlerin takdirine b›rakm›flt›r. Devletler “etkinlik” kriteri ›fl›¤›nda etkin olan tan›n›r prensibine istinaden tan›ma tasarruflar›n› siyasi bir araç olarak kullanmaktad›r. Kosova gerçekten etkin bir otorite midir? Bu etkinli¤in ne 1999 Güvenlik Konseyi karar› sonras›, ne de 17 fiubat 2008 sonras› Uluslararas› Hukukun kriterleri ›fl›¤›nda söz konusu olmad›¤› aç›kt›r. Etkinlik kriterinin yerine ge- Buradan Kosova örne¤ine geçti¤imizde Kosova’n›n 17 fiubat 2008’de ba¤›ms›zl›¤›n› tek tarafl› olarak ilân etti¤ini görüyoruz. Kosova 17 fiubat 2008’e kadar Uluslararas› Hukuk ve S›rbistan anayasas› ›fl›¤›nda S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ü içinde yer alan muhtar bir bölgeydi. Kosova’ya 1974’te verilen muhtariyetin 1989’da geri al›nmas› Arnavutlar ve S›rp’lar aras›nda sürtüflmeyi bafllatm›fl ve bu sürtüflme yo¤unlaflarak insan haklar› ihlâlleri ve etnik temizli¤e kadar varm›flt›r. 1999’da Kosova’ya NATO müdahalesi cereyan etmifl ve bunun ertesinde de 1999’da BM Güvenlik Konseyi toplanarak 1244 say›l› karar› alm›flt›r. 1244 say›l› karar 44 AKADEM‹K YIL ‹LK DERS tirilmemesine ra¤men Kosova’n›n tan›nmas›, Sezession (ayr›lma) durumlar›nda tan›ma tasarrufunun inflai bir sonuç do¤urarak tan›nan entiteyi uluslararas› sisteme entegre etmek yoluyla toprak bütünlü¤ü iddialar›na son verme amac› güttü¤ü aç›kt›r. Güvenlik Konseyi kararlar›n›n Kosova örne¤inde görüldü¤ü gibi tan›may› engelleyici bir ifllevi olmad›¤› kabul edilmektedir. Güvenlik Konseyi’nin ayr›ca bir yarg› organ› gibi de¤erlendirme yaparak kimi devletleri meflru, kimi devletleri de gayri-meflru ilân etmesi de Uluslararas› Hukuka uygun de¤ildir. Uluslararas› Hukukun gözünde devletlerin oluflumu tarihi, siyasi, sosyolojik bir olgu olarak aç›klanmaktad›r. Uluslararas› hukuk ortaya ç›kan etkin otoritenin ne flekilde ortaya ç›kt›¤›yla ilgilenmemektedir. Güvenlik Konseyi’nin uluslararas› camiaya yeni kat›lan kimi devletleri gayri-meflru ilân etmesi yetki afl›m›d›r. Bütün bu tezlerin ötesinde üzerinde durulan en önemli hususun ise, Güvenlik Konseyi kararlar›n›n da di¤er tüm Uluslararas› Hukuk normlar› gibi dinamik yorum tekni¤ine göre yorumlanmas› gereklili¤idir. Uluslararas› Hukuk, uluslararas› iliflkileri düzenleyen bir hukuk olarak, uluslararas› iliflkilerdeki dinamizmi takip etmek zorundad›r. 1244 say›l› karar›n al›nd›¤› 1999 ile ba¤›ms›zl›¤›n ilân edildi¤i 2008 aras›nda çok fley de¤iflmifltir. Yap›lan çözüm giriflimleri sonuç vermemifltir. 1244 say›l› karar›n S›rbistan’›n toprak bütünlü¤ünü vurgulayan düzenlemesinde ›srar etmek befl büyüklerin Güvenlik Konseyi’nde kararlar› bloke etmesine göz yumulmas›, dolay›s›yla Kosova sorununun çözümünün engellemesine yol açmak anlam›n› tafl›r. Güvenlik Konseyi kararlar›n›n ba¤lay›c›l›¤› kabul edilmekle beraber, t›kan›klar›n dinamik yorumla afl›lmas› gerekmektedir. Bütün bu üretilen tezlerin KKTC’nin tan›nmas› giriflimleri çerçevesinde kullan›lmas› mümkünken gündeme gelmemesi nedenlerini özellikle uluslararas› camian›n Kosova’n›n ba¤›ms›zl›¤›na verdi¤i destekte ve Kosova’l›lar›n ba¤›ms›zl›k konusundaki kararl›klar›nda aramak gerekmektedir. rasyonu devlet baflkan› Medvedev 1999’da NATO hangi misyonla Kosova’ya girmiflse, kendilerinin de ayn› misyonla, yani insani müdahale amac› ile Güney Osetya ve Abhazya’ya girdiklerini ifade ederek, nas›l ki Kosova’l›lar›n Miloseviç’in yapt›klar›ndan sonra S›rplarla bir arada yaflamas› mümkün olmam›flsa, Osetlerin ve Abhazya’l›lar›n da fiakasvilli’nin yapt›klar›ndan sonra Gürcülerle bir arada yaflamas›n›n mümkün olmad›¤›n›n alt›n› çizmifltir. Savafl esnas›nda 1500 Oset ölmüfl, 38.000 kifli göçmen durumuna gelmifltir. Sarkozy’nin giriflimleriyle yap›lan ateflkes anlaflmas›n› takip eden günlerde, 25 A¤ustos 2008’de Rusya Federasyonu Güney Osetya ve Abhazya’n›n tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilân›n› tan›m›flt›r. ABD’nin ve AB’nin Rusya Federasyonunu tan›ma ifllemini geri almas›na yönelik giriflimleri fayda etmemifltir. Bu arada Gürcistan BDT’den ayr›ld›¤›n› ilân etmifl, NATO Gürcistan’›n üyeli¤i çal›flmalar›na h›z vermifltir. ‹ki süper güç olarak ABD ve Rusya Federasyonu aras›nda ortaya ç›kan so¤uk savafl rüzgârlar›na neden olan etki alanlar›n› koruma mücadelelerinde toprak bütünlü¤ü ve SDR ilkelerinin bir araç olarak kulland›¤› görülmektedir. Kosova’da SDR’a sahip ç›kan ABD’nin Güney Osetya ve Abhazya’da SDR’› reddederek Gürcistan’›n toprak bütünlü¤üne destek vermesi, Rusya Federasyonu’nun buna karfl›l›k Kosova sorununda S›rbistan’›n toprak bütünlü¤üne sahip ç›kmas›na karfl›l›k, Güney Osetya ve Abhazya savafl›nda SDR’a destek vermesi süper güçlerin kendi ç›karlar›na göre bu ilkeleri kulland›¤›n›n aç›k kan›tlar›d›r. Uluslararas› camian›n bu tutars›z davran›fl› KKTC örne¤inde daha da aç›kt›r. 1244 say›l› karar›n Kosova’n›n ba¤›ms›zl›¤›n› engellemedi¤ini kabul eden uluslararas› camia, 1983 tarihli 541 ve 1984 tarihli 550 say›l› Güvenlik Konseyi kararlar›n›n (25 y›l önceki kararlar›) K›br›s Cumhuriyeti’nin toprak bütünlü¤ünün alt›n› çizmesi nedeniyle KKTC’nin tan›nmas›n› engelledi¤ini söyleyebilmektedir. E¤er Güvenlik Konseyi kararlar› dinamik yorum tekni¤ine göre yorumlan›yorsa ve befl büyüklerin Güvenlik Konseyi’ndeki engellemeleri yorum yoluyla afl›lmak durumundaysa, ayn› engel KKTC için neden afl›lmamakta ve halâ 8 Temmuz 2006 Gambari süresi olarak isimlendirilen prosedür çerçevesinde K›br›s’ta birleflik devlet modeli üzerinden “tek egemenlik, tek uluslararas› sujelik ve tek vatandafll›k” slogan›yla birbirinden etnik, dil, din ve kültür bak›m›ndan farkl› iki ayr› halk›n sanki tek bir halkm›fl (K›br›sl›l›k) gibi mütalâa edilerek, bir yapay çözüm bulunmas› istenmektedir. Buradan Güney Osetya ve Abhazya’n›n tek tarafl› ba¤›ms›zl›k ilanlar› konusuna geçersek dikkate al›nmas› gereken en önemli husus olarak, bu bölgelerin de Kosova gibi muhtar bölgeler oldu¤unu hat›rlamak gerekmektedir. Güney Osetya’n›n ve Abhazya’n›n muhtar bölgeler olarak 1991’de ba¤›ms›zl›klar›n› ilân etmesi üzerine 1993’te Gürcistan ordusu bu bölgelere girmifl ve iç savafl bafllam›flt›r. Rusya Federasyonu Ba¤›ms›z Devletler Toplulu¤u (BDT) misyonu ile 1993’ten itibaren bu bölgelerde asker bulundurmaktad›r. BDT misyonu yan› s›ra, Güney Osetya’da ve Abhazya’da AG‹T misyonu ile Rus, Gürcü ve Oset askerlerinden oluflan bir askeri güç ve BM gözlemcisi de görev yapmaktad›r.. Bu çerçevedeki en önemli sorumluluk kendi kaderini baflkalar›n›n tayin etmesine izin vermemesi gereken K›br›s Türküne düflmektedir. K›br›s Türkünün kendi ba¤›ms›z, etkin olmas›na ra¤men tan›nmayan devletlerine sahip ç›karak ba¤›ms›z devletlerini koruma kararl›l›klar›n› göstermesi gerekmektedir. 8 A¤ustos 2008’de Gürcistan ordusunun Güney Osetya ve Abhazya’ya girmesi üzerine 12 A¤ustos 2008’de Rusya Federasyonu bölgeye müdahale etmifl, bunun sonucu olarak Gürcü ordusu ile Rusya Federasyonu ordusu çat›flma içine girmifltir. Rusya Fede- 45 B‹L‹M VE FELSEFE • Bilim, sistemli, örgün ve örgütlenmifl bir bilgi birikimi, bir araflt›rma yöntemidir. • Bilim, test edilmifl olaylar› ve bu olaylar aras›ndaki iliflkileri aç›klamak için gelifltirilen teorileri ve kanunlar› kapsar. • Bilim, mevcut ancak apaç›k olmayan bir sistemi ve iliflkileri araflt›rmakt›r. • Bilim, gerçe¤i bulmaya yönelik bir araflt›rmad›r. • Bilim, insan deneyim ve yaflant›s›n› betimleme, yaratma ve anlama yöntemidir. • Bilim, üzerinde herkesin birleflebilece¤i yarg›lar› konu alan bir çal›flmad›r. • Bilim, denetimli gözlem ve gözlem sonuçlar›na dayal› mant›ksal düflünme yolundan giderek olgular› aç›klama gücü tafl›yan hipotezler bulma ve bunlar› do¤rulama yöntemidir. Bilim Bu say›da bilim tan›m› üzerinde duraca¤›z. Böylelikle daha sonra iflleyece¤imiz bilimsel metoda girifl yapm›fl olaca¤›z. Bilim nedir? Bilim adam› kimdir? Bilim ne için yap›l›r? gibi basit sorulara yan›t bularak, ülkemizde bu kisveyle köflebafllar›n› tutan Kanamal› Kongo Gribi’ne sebep olan kenelerin as›l yapmalar› gerekti¤i ifl tan›mlar›n› ortaya koymufl olaca¤›z. Etimolojik bir flekilde bafllayacak olursak: Türkçe de bilgi ve bilim “bilmek” fiiliyle ilintilidir. Bilmek, alg›lar›m›z kanal›yla tüm bilme yetilerimizi aç›klar. Bu bilgiler, niteliklerine göre adland›r›l›r ve s›n›fland›r›l›r; gündelik bilgi, felsefi bilgi, sanatsal bilgi, ezoterik bilgi, teknik bilgi vb. Bilme çabas› sonucu elde edilen bilgilerden baz›lar› da bilimsel bilgi olarak aç›klan›r. Bilimin dayandi¤› bilgiler, sistemlefltirilmifl, s›n›fland›r›lm›fl ve aralar›nda ba¤lant›lar kurulmufl verilerden oluflur. Bu nedenle bilim, her türlü bilgiyi de¤il, düzenli ve sistemlefltirilmifl bilgilerin birikimlerini içeren etkinliklerin ifadesidir. Sistemlefltirilmifl her türlü bilgi kümesini de bilim olarak nitelemek mümkün olmayabilir. Ülkemizdeki magazin bilgisi bazen baz› gerçeklerin ortaya ç›kmas›n› sa¤lamaktad›r. Depremle birlikte fark›na var›lan yer bilimcilerden bir ö¤retim üyesi “bu ifl uzmanl›k alan›d›r lütfen magazin haberine dönüfltürmeyin” derken mezun etti¤i ö¤renciler; finans, servis, üretim gibi sektörlerde çal›fl›p uzmanl›k alanlar› d›fl›nda ifl yapmakta ve o alanlar› hocalar›n›n dedi¤i gibi magazinsel bir flekilde yönetmektedirler. Bilim adaml›¤›: toplumdaki genel kan› üniversitelerdeki ö¤retim üyelerinin bilim adam› olduklar›d›r. Bu yanl›fl kan› zamanla bilimsel meslekle u¤raflanlar›n da kendilerini bilim adam› zannetmelerine yol açmaktad›r. Devam› kiflilik bozuklu¤una yol açacak davran›fllara kadar gidebilir. Ne teknik ne de t›p bilim kendisi de¤il bilimlerin ortaya koyduklar› ürünlerdir. Bu nedenle mühendis ya da doktor bu s›fatland›rmayla bilim adam› de¤il, bilimsel yönü olan meslek adamlar›d›r. Bilimin Amac›: bilim de dahil, insana ba¤l› etkinliklerle oluflturulan olgular›n ve üretilen verilerin hiç biri kendili¤inden bir amaç ortaya koyamazlar. Olgular›n amac› konusunda ifade edilen söylemler, esas›nda insan›n kendi var etti¤i, insan bilincinin üretti¤i soyutlamalard›r. Bu nedenle bilim, kendinden nüksetmifl bir amaç oluflturamaz, bilime toplum taraf›ndan roller yüklenir. O roller, bilimden ne amaçland›¤›n›n göstergesidir. K›sacas›, insan›n zihinsel olarak üretti¤i bir olgu olan bilimin kendisinin tespit edece¤i bir amac› olamaz. Geçmiflteki ve günümüzdeki toplumlar›n kendi koflullar› içinde bilime yükledikleri çeflitli rol ve ifllevler vard›r. Toplumsal de¤iflimlere ve anlay›fllara ba¤l› olarak alg›lanan bilim çeflitlenmesi yan› s›ra bu çeflitlenmelerin bütünlü¤ünü ifade eden bilimin kendisi de dura¤an de¤il dinamik, devingen ve soyut bir yap›ya sahiptir. Bu nedenle de farkl›laflan tan›mlar ortaya ç›kabilmektedir. Ayn› dönemin bilim adamlar› bile, u¤rafl alanlar› farkl›l›klar› nedeniyle de¤iflik tan›mlar ortaya koymufllard›r. Örne¤in, pozitivist Russel “Gözlem ve gözleme dayal› ak›l yürütme yoluyla dünyaya iliflkin olgular› birbirine ba¤layan yasalar› bulma çabas›d›r”. Fizikçi ve görecelik kuram›n›n mimar› Einstein “Her türlü düzenden yoksun duyu verileri ile düzenli düflünceler aras›nda uygunluk sa¤lama çabas›d›r” Bilimi insan de¤er yarg›lar› ve sanat olgusuyla karfl›laflt›rarak ele alan Bronowski “ Bilim, tümüyle gizli benzerlikler birli¤inin bir araflt›rmas›d›r. Deneyimlerimizde düzen ve anlam budur” demektedir. Gelecek say›da bilimin özellikleri ile devam edece¤iz. Umar›m bu say›daki bilim girifliyle bilimin tan›m›, amac› ve bilim adam›n›n kim oldu¤u yönünde biraz bilgimiz olmufltur. Yoksa d›flar›dan salt gözlemle bak›ld›¤›nda bilim adam› tan›m› flöyle oluflabilir: bir kiflinin verece¤i dersi 4 kifliye yayma yetmezmifl gibi 4 de asistan kullanmak, üstüne üstlük her dönem ayn› ifli yap›p yaz›n 3 ay ortalarda görünmemek ve tüm bunlar› örgün bir ö¤retime ba¤l› diploma veren bir bölümde de yapmamak. Ne bunlar›n yapt›¤› bilimdir ne de yapt›klar› bilim adaml›¤›. San›r›m bu örnekler ayr› bir kitap konusu olacakt›r. Ama yaz›dan da hat›rlayaca¤›n›z üzere toplum üniversitelere önemli bir rol biçmifltir ve bu rolde oynayabilecek de¤ere sahip olmak en önemli amaç olmal›d›r. Bilim için yap›lan tan›mlamalarda bir baflka sorun bilimlerin kendi çeflitlili¤inden (merkezi bilimler, do¤a bilimleri, sosyal bilimler) kaynaklanmaktad›r. Baz› tan›mlamalarda bilim, do¤a bilimleri niteli¤ine göre, baz›lar›nda ise toplumsal olaylar›n niteli¤ine göre yap›lm›fllard›r. Bilim, öncelikle çeflitli bilimsel disiplinlerin; bu bilimsel disiplinlerin kendi içindeki farkl› görüfl, ak›m ve ö¤retilerine uygun olarak tan›mlanmaya çal›fl›lm›flt›r. Kavramsal olarak bilim, bilimlerin tümünü kapsayan bir soyutlamad›r. Bu nedenle bilim için yap›lacak bir tan›m›n, hiçbir bilimsel disiplini d›flar›da b›rakmayacak flekilde olmas› beklenir. KAYNAKÇA Bertrand Russell, Din ve Bilim, Bilgi Yay›nevi ‹stanbul 1972 Cemal Y›ld›r›m, Bilim Felsefesi, Remzi Yay›nlar›, ‹stanbul 1979 J. Bronowski, Bilim ve ‹nsan De¤er Yarg›lar›, Varl›k Yay›nlar›, ‹stanbul Nusret H›z›r, Felsefe Yaz›lar›, Ça¤dafl Yay›nlar›, ‹stanbul 1987. Tahir Erdo¤an fiahin, Bilim, Bilimler ve Bilgi Alanlar›, Dikey Yay›nlar›, Ankara 2006. Bu ba¤lamda, bilim üzerine yap›lan tan›m ve yarg›lardan baz›lar› afla¤›daki gibidir. Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan 46 lé, L. Lavelle, J.P. Sartre, K. Polin, G. Marcel, E. Gilson, V. Brochard, E. Boutroux, Spinoza, Malebranche, H. Bergson, F. Rauh, M. Scheller, A. Darbon, R. Von Jhering, P.J.B. Buchez, G. Davy, A. Camus, M. Hauriou, R. McKeon, C. Dunan, S. Fauconnet, J-M. Guyau, Aristoteles, P.J. Proudhon, Bossuet, Bourdaloue, G.W. Leibniz, V. Cousin, H. Michel, C. Renouvier, L. Bourgeois, M. Pradines, T. Aquinas, H. Höffding, S. Gillet, M. Stirner, F.H. Bradley, J. Jaurés, R. Tsanoff, L. Meynard, Montaigne, F. Mauriac, F. de Coulanges, G. Davy, M. Bresard, G. Duplessis-Le Guélinel, A. Smith, A. De V. Bargemont, H. Lacordaire, K. Marx, C. Gide, M. Lazard, St. Ambroise, St. Thomas, F. Le Play, Saint Simoncu Doktrin, G. Friedman, Alain, H. Laski, D. Parodi, J. Sommerville, J. Maritain, E. Renan, M. Mauss, R. Maunier, A. Toynbee, J. Fourastié, T. Ruysssen. Tart›flmalarda, a¤›rl›kl› olarak Frans›z yazarlar›n yer almas›n›n nedeni, takip etti¤imiz kitab›n derleyicisi Armand Cuvillier'in seçiminin bu yönde olmas› idi. Belli temalar çerçevesinde biraraya getirilmifl özgün metinlerin Türkçe derlemesi niteli¤indeki felsefe kitaplar›n›n azl›¤› ise Cuvillier'in kitab›n› seçmemizin ard›ndaki en önemli etkendi. Felsefe Atölyesinin Ard›ndan 2007-2008 akademik y›l›n›n bahar döneminde yaflam› anlamaya dair içten bir merak ve paylafl›m iste¤iyle bir araya geldik. Felsefe atölyemizin ilkini, bitmeyen aray›fl›m›z ve sorular›m›z eflli¤inde tamamlad›k. Gündelik hayattaki kararlar›m›zdan ifl yaflam›m›za, siyasi önermelerden iktisat politikalar›na kadar bir dizi etkinli¤in, ahlaki nokta-i nazarlar›m›z›n ürünü oldu¤unu düflündük. Bu nedenle ilk felsefe atölyemizin temas›n› 'Ahlak, Sorumluluk ve Yapt›r›mlar' olarak belirledik. Atölyenin bafl›nda bir seçim yapmam›z gerekiyordu. Felsefe alan›ndaki bilgimiz hayli s›n›rl›yd›. Yine de belli bir konudaki farkl› nokta-i nazarlar› ikinci a¤›zdan dinlemektense kendi kalemlerinden dinleyelim istedik. Takip etmek üzere Armand Cuvillier'in 'Felsefe Yazarlar›ndan Seçme Metinler' adl› derleme kitab›n› seçtik. Kâh Türkçe çevirideki aksakl›klar› çözmeye, kâh yard›mc› kaynaklara baflvurarak yazar›n meram›n› anlamaya çal›flt›k. Y›lmad›k. Varoluflu anlama, yaflam› yorumlama, duruflumuzun dayanaklar›n› keflfetme iste¤i bizi her seferinde yeni bir beyin f›rt›nas›na sürükledi. Ö¤renme aflk›m›z ve felsefe sohbetlerinin nicesinin parças› olma arzumuz baki kald›. Çabam›z, hayli uzun bir liste oluflturan bu yazarlar›n k›sa metinlerini çözümlemeye ve metinler aras›ndaki benzerlikleri, farkl›l›klar› saptamaya çal›flmak; güncel baz› meselelerin farkl› yorumlar›n›n hangi durufl noktalar›na tekabül etti¤ini anlamaya gayret etmek yönünde oldu. Ço¤u kez tart›flmalar, dönüp dolafl›p flu soruya dayand›: ‹nsan eylemi (belirlenmifl ise) ne düzeyde hangi unsurlar taraf›ndan belirlenmifltir ve insan (hangi koflullarda) eyleminden ne derecede sorumludur. Tart›flmalar›n odakland›¤› bir di¤er konu ise 'iyi' ve 'kötü'nün de¤iflmezlik ve de¤iflirlik yelpazesinde nereye oturdu¤u, evrensel de¤erlerin var olup olmad›¤›, varsa ne flekilde saptanabilece¤i ve ne(ler) oldu¤uydu. Di¤er bir çabam›z, günümüzde evrenselmifl gibi kabul gören baz› de¤erlerin hangi ahlaki geleneklerden geldi¤inin izini sürmek yönündeydi. Bu ahlaki gelenekleri, ç›kt›klar› toplumsal koflullar ba¤lam›nda ele almaya çal›flt›k. Atölye çal›flmam›zda s›ras›yla flu alt bafll›klar üzerinden okumalar ve tart›flmalar yürüttük: 'Gelenekler ve Bilinç', 'Ahlak›n Yöntemleri', 'De¤er, Ödev ve ‹yilik', 'Ahlaksal Doktrinler', 'Ahlaksal Deney', 'Hukuk', 'Sorumluluk ve Yapt›r›mlar', 'Adalet, ‹yilikseverlik, Dayan›flma, Topluluk', 'Ahlak›n Temeli', 'Kiflisel Ahlak', 'Aile', 'Çal›flma ve Mülkiyet', 'Devlet, Ulus, Vatan', 'Uygarl›k ve Geliflme'. Toplant›lara, farkl› nokta-i nazarlar›n ürünlerinden k›sa metinler okuyarak geldik, aram›zdan gönüllü bir yönlendiricinin sunumu eflli¤inde tart›flt›k, düflüncelerimizi paylaflt›k. Okudu¤umuz metinlerin yazarlar› aras›nda flu isimler yer ald›: M. Blondel, E. Durkheim, W.F. Ogburn ve M.F. Nimkoff, R. Le Senne, L. Brunschvicg, R. Descartes, J. Nabert, W. Wundt, I. Kant, J.S. Mill, Lévy-Bruhl, A. Lalande, C. Boug- 26 fiubat - 24 Haziran 2008 tarihleri aras›nda düzenlenen 'Ahlak, Sorumluluk ve Yapt›r›mlar' konulu Felsefe Atölyemizin kat›l›mc›lar› aras›nda Üniversitemiz mimar› fienol fiahin, Mühendislik Fakültesi ö¤retim üyesi Yrd.Doç.Dr. Turan Erman Erkan, ‹flletme Fakültesi ö¤retim üyeleri Prof.Dr. Halil ‹brahim Ülker, Yrd.Doç.Dr. Salih Ak ve Yrd.Doç.Dr. Fatma Ülkü Selçuk vard›. Atölye çal›flmas›n› takiben, kat›l›mc›lara, At›l›m Üniversitesi Rektörlü¤ü taraf›ndan düzenlenen bir kat›l›m belgesi verildi. Dönem biterken atölye kat›l›mc›lar›, tart›flmak, paylaflmak istedikleri daha nice konu oldu¤unun ay›rd›na vard›. Anlama ve yorumlama sevgisi ile yeni bir felsefe atölyesinde buluflmay› temenni etti. Nice felsefe atölyesinde buluflmak dile¤iyle... Yrd. Doç. Dr. Fatma Ülkü Selçuk 47 B‹L‹M VE FELSEFE Evreni, varl›¤›, düzeni, düzensizli¤i aç›klama u¤rafl›n›n yan› s›ra, insan do¤as› da filozoflar› meflgul eden konulardan olmufltur. Savafls›z bir yaflama duyulan özlem, nice filozofun seyir atefli haline gelmifltir. Hobbes (1588-1679) oldukça karamsar bir tablo çizmifltir insan do¤as›na iliflkin. Jonathan Wolff'un An Introduction to Political Philosophy kitab›n›n ilk bölümünde de yazd›¤› gibi, Thomas Hobbes'a göre, insan do¤as›n› anlamak için, genel fizik ilkelerinin yan›nda 'ben'in bilgisine de sahip olmak gereklidir. ‹nsan dedi¤in hem saadet hem de güç aray›fl›ndad›r. Zalim de¤ilse de bencildir. Korku, kazanma iste¤i, güvenlik ihtiyac› ve flan flöhret aray›fl› savafllara yol açm›flt›r. Hobbes'un tersine John Locke (1632-1704) ise insan›n iflbirli¤ine yatk›n yönünü vurgulam›fl, ahlaki sorumluluk konusuna e¤ilmifltir. ‹lk savafl›n ard›nda, topra¤›n k›tlaflmas›, paran›n bulunuflu ve insan›n açgözlülü¤ü gibi etkenlerin bulundu¤unu ileri sürmüfltür. Jean-Jacques Rousseau'nun (1712-1778) ise insan do¤as›na iliflkin iki çarp›c› saptamas› vard›r: Birincisi, ilk insanlarda kendini-koruma itkisi ve merhamet duygusu oldu¤u; ikincisi ise yaban›l insanlar›n, günümüz uygar insan›na göre birçok aç›dan tercih edilir oldu¤udur. Rousseau'ya göre medeniyetin geliflimi hem ilerlemeyi beraberinde getiren, hem de insan› savafllara iten bir durumdur. Koyun Kurt ‹le Gezerdi ‹nsan dedi¤in karmafl›k, karmakar›fl›k bir varl›k. Hayranl›k, bir o kadar da dehflet uyand›ran cinsten. Gerek canl› gerekse de cans›z karfl›s›nda duyulan hayret, oldum olas› meraka, bilime, felsefeye itmifl insan›. Salt güven ihtiyac›ndan, olanlar› anlama ve olacaklar› kestirme güdüsünden de¤il ama. Kimi zaman varl›¤›n› tehlikeye atacak bir bilme aflk›yla yo¤rularak da. Kimi zamansa bar›fl›n özlemiyle tutuflarak. “Düzensizlik mi var tüm bu düzenin içinde, yoksa bir düzen mi var karars›zl›¤›n ard›nda” muammas› zihinlerin ezeli ebedi dü¤ümü olagelmifl. Zerreci¤in hareketinin ard›ndaki mekanizma; canl›y› cans›zdan ay›rt eden güç; canl›n›n her bir cinsinin mucizevî iflleyifli, yönelimi ve daha nice soru, bitmek bilmeyen bir aray›fla kök salm›fl as›rlard›r. Jean-Paul Dumont'un Antik Felsefe kitab›n›n ilk bölümünde, öz ama çarp›c› bir seyir içinde bizi halen u¤raflt›ran problemlerle binlerce y›l önce dahi nas›l da meflgul olundu¤unu görmek mümkündür: Antik ça¤da dünyay› aç›klama ve do¤ay› anlama kayg›s›yla meflgul olan ilk fizikçilere 'fizyolog' denirmifl. Kökleri, 'büyüyen, de¤iflen ve geliflen do¤a' anlam›na gelen physis ve 'nesnelerle ilgili bilim veya söylem' anlam›na gelen logos bu kelimenin. ‹lk unsur, ilke aray›fl›nda olan bu filozof fizyologlar, att›klar› temellerin üstüne infla ettikleri seyirlerinde (teorilerinde), izleri bugünlere uzanan neler ileri sürmemifltir ki... ‹lk unsurun su oldu¤unu düflünen Thales (M.Ö. 624-546), eski kozmolojinin söylencesel yorumlar›n›n yerine geçecek fiziki bir aç›klama getirme çabas›na girmifl; çoktanr›c›l›¤› reddetmifl; dünyaya akl›n can verdi¤ini ileri sürmüfltür. Felsefeye arkhe, ilke terimini kazand›ran ve sonsuz ile sonlu olan› mütalaa eden Anaksimandros'a (M.Ö. 610-546) göre ise do¤mak, bitmifl olmak demektir; ölmek ise her fleyin ilkesine geri dönüfltür. Varl›klar gibi s›n›rlar› olan fiziki unsurlar›n ç›kt›¤› ortak tek bir ilke vard›r. ‹lk unsur apeirondur: s›n›rs›z madde. Töz, sonlu ve belirliyken; apeiron, do¤mufl de¤ildir; sonsuzdur, hareketsizdir. Anaksagoras'a (M.Ö. 500420) göre ise cisimlerin sonsuz çeflitlili¤i, homeomeries ad› verilen benzer parçalardan oluflmufltur. Maddeyi harekete geçiren ilk unsur noustur (ak›l, zihin, idraktir). Ayn› ›rmakta iki kez y›kanman›n mümkün olmad›¤›n› söyleyen Herakleitos (M.Ö. 535?-475) ise kal›c› olan› araman›n beyhudeli¤ini vurgulam›fl ve her fleyin bir ak›fl oldu¤unu ileri sürmüfltür. Hareket, de¤irmidir, sürekli bir do¤um ve ölüm olgusudur; itici gücü ise z›tl›klar›n karfl›tl›¤›d›r. Phythagoras (M.Ö. 580500) nesnelerin özünün say› oldu¤unu düflünürken, Parmenides (M.Ö. 6. yy.) ise varl›k sorunuyla meflgul olmufltur. Parmenides'e göre varl›k mutlak olarak birdir, ezeli ve ebedidir, yarat›lm›fl de¤ildir, yok edilemez, hareketsiz ve eksiksizdir. De¤iflen ile de¤iflmeyen, san› ile gerçek olan, varl›k ile varl›¤›n oluflumu, zihinleri bin y›llard›r meflgul eden sorular aras›nda yer alm›flt›r. NOKTA-‹ NAZAR Gerçekten de günümüz beflerinin y›k›c›l›¤› büyük talihsizliktir. Ard›nda yatan temel etkense açgözlülüktür. Kan›mca, eziyetin olmad›¤› bir dünyan›n ipuçlar›n› keflif yolunda insan›n fiziksel ve duygusal yönleri hakk›nda daha fazla araflt›rma yapmal›, akademinin farkl› bölümlerinin üretiminden yararlanmal›y›z. ‹nsan dedi¤imiz, hem yap›s› gere¤i biyolojik itkilere sahip, hem de bu itkilerin kimisine duygular›yla meydan okuyabilen bir varl›kt›r. Cans›z›n ve basit canl› türlerinin mekanizmas›n› tam olarak kavramak için bile dü¤üm üstüne dü¤üm çözmek gereklidir. Karmakar›fl›k yap›l› insan›n do¤as›n› ve yönelimlerini çözmeye çal›flarak bar›fl ve uyum içinde yaflaman›n yollar›n› aramak ise zar zor nefes al›nan bir kördü¤ümün içinden ç›kmaya çabalamaya benzemektedir. Ama de¤il midir ki insan dedi¤in merhametten nasibini alm›flt›r? De¤il midir ki gün olmufl kedi ve köpek bile yan yana yaflam›flt›r didiflmeden? O halde umut bitmemifl, tükenmemifltir henüz. Kurdun koyuna iliflmeden yan yana yürüdü¤ü bir dünya olanakl› m›d›r yap›sal tüm ayr›l›klara ra¤men? Kurdun kurt olmad›¤›, dönüfltü¤ü bir dünya? ‹nsan›n insana kulluk etmedi¤i, zulmetmedi¤i, k›ymad›¤› bir dünya? Nice dü¤üm bilimden, felsefeden yard›m umar çözülmeyi bekleyerek, bugün bile, hâlâ... Ne mutlu ki okuryazarl›¤›m›z var bizim. Dü¤ümleri çözmekten gayr› hangi neden daha güzel olabilirdi ki okuyup yazmaya devam etmek için? Öyle ya, Afl›k Veysel'in de dedi¤i gibi; “Kim okurdu kim yazard› / Bu dü¤ümü kim çözerdi / Koyun kurt ile gezerdi / Fikir baflka baflk'olmasa”. Yrd. Doç. Dr. Fatma Ülkü Selçuk 48 ETK‹NL‹K 2. MEKATRON‹K MÜHEND‹SL‹⁄‹ GÜNÜ Geleneksel hale getirdi¤imiz, ö¤rencilerimizin y›l boyunca yapt›¤› çal›flmalar› aileleri, di¤er s›n›f ve bölümlerdeki okul arkadafllar›yla paylaflt›¤› 2. Mekatronik Mühendisli¤i Günü 18 Haziran Çarflamba günü Mühendislik Fakültesinde gerçeklefltirildi. 1. s›n›flardan yüksek lisans ö¤rencilerine kadar herkes çal›flmalar›n› sergileyebilmek ve konuklara tan›tabilmek için büyük gayret gösterdi. Mühendislik ve Mekatronik Mühendisli¤i yaklafl›m›n› yeni tan›yan Mekatronik Mühendisli¤i Bölümü 1. s›n›f ö¤rencileri tersine mühendisli¤i uygulamaya çal›flt›klar› evlerinde bulunan bozuk/çal›flmayan cihazlar› sökerek hem kendileri cihaz içindeki parçalar› ö¤rendiler, hem de Mekatronik Mühendisli¤i Günü'nde fiekil 1. 1.s›n›f tersine mühendislik konuklara bu cihaz›n çal›flma prenuygulamalar› sibini anlatt›lar (fiekil 1). fiekil 3 Ifl›¤› takip edebilen servo sistemler ve projeyi tamamlayan Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i ö¤rencileri 2007-2008 ders y›l›nda At›l›m Üniversitesi, Mekatronik Mühendisli¤i Bölümü olarak Union College, (Newyork, USA) Üniversitesi, Makina Mühendisli¤i Bölümü ile ortak yeni bir tasar›m projesine imza at›lm›flt›r. Önümüzdeki y›llarda da sürdürülmesi beklenen bu projede 2007-2008 döneminde 4.s›n›f tasar›m dersini alan ve mezuniyet durumunda bulunan 5 ö¤rencimiz Union College Üniversitesinden 5 ö¤renci ile efllefltirilerek 2 grup oluflturulmufltur. Bu ö¤rencilerimiz dönem içerisinde Amerika'ya giderek orada grup arkadafllar›yla birlikte sunduklar› t›rt›l robotlar›n›, 2. Mekatronik Mühendisli¤i Günü'nde yine Amerikal› grup arkadafllar›yla birlikte tan›tm›fllard›r. Üzerinde birçok alg›lay›c›s› olan, t›rt›llar›n do¤rusal hareket kabiliyetini tafl›yan ve biyolojik yap›dan esinlenen iki robot tüm ö¤renciler ve konuklar taraf›ndan bölümümüzün e¤itim baflar›s› olarak de¤erlendirilmifltir (fiekil 4). Mühendislik tasar›m› prensibi ve statik, mukavemet ve dinamik derslerini alan 2. s›n›f ö¤rencilerimiz hem bu dersleri analiz edebilmek hem de teorik bilgiler ile pratik uygulamay› bütünlefltirebilmek için birçok projede görevlendirilmifltir. Mühendislik tasar›m prensibinin tan›t›ld›¤› 2. s›n›f tasar›m dersinde her sene farkl› uygulama alan›na sahip projeler verilmektedir. Ö¤rencilere do¤ru tasar›m yetene¤inin kazand›r›lmas› amaçlanan bu derste önceden planlanan tasar›m basamaklar› ö¤rencilerin hayal gücü ile birlefltirilmektedir. Bu sene verilen projenin son tasar›m basama¤› olan labirent içerisinden zamanlay›c›l› devresi yard›m› ile ç›kabilen araba projesi 2. Mekatronik Mühendisli¤i gününde sergilenmifl ve konuklara sunum yap›lm›flt›r (fiekil 2.a). Dinamik dersinde yine konu iflleyifline göre kademeli olarak ö¤rencilere yapt›r›lan nefleli projeler ise konuklara hofl anlar yaflatm›flt›r (fiekil 2.b). a fiekil 4 a. Amerikal› ve Türk ö¤rencilerimiz b. T›rt›ldan esinlenerek tasarlanan ve üretilen robot Tüm bu sunumlar›n yap›ld›¤› s›rada konuklar›m›z› takip eden ve üzerindeki alg›lay›c›lar sayesinde kimseye çarpmadan ortalarda gezinen “Metinç” robotumuz özellikle günümüze kat›lan çocuklar taraf›ndan ilgiyle izlenmifltir (fiekil 5). Her sene oldu¤u gibi bu sene de bölümümüz bünyesinde bulunan birçok baflar›ya sahip “Robot Toplulu¤u” ve “Günefl Arabas› Toplulu¤u” da baflar›l› çal›flmalar›n› sergilemifllerdir (fiekil 6). b fiekil 2 a. Mühendislik Tasar›m Prensibi dersi 2007-2008 projesi sunumu ve örnek bir araba, b. Dinamik dersi “zihni-sinir” projesi örnekleri Bu sene ilk defa bölümümüzce Elektrik-Elektronik Mühendisli¤i Bölümü’ne servis dersi olarak verilen kontrol sistemlerini içeren ders projesi bünyesinde kardefl bölümüzün ö¤rencileri ›fl›¤› çeflitli alg›lay›c›lar yard›m› ile takip edebilen servo sistemler üretmifltir (fiekil 3). fiekil 5 Metinç fiekil 6 Günefl Arabas› Ekibi ve Tübitak Günefl Arabalar› Yar›flmas› Türkiye 2.lik ödülü Arafl. Gör. Aylin Konez Ero¤lu 49 Tuhaf Bu ‹nsanlar Elektri¤in Dahisi Nikola TESLA Elektrikle istedi¤i herfleyi yapabilen bu mucidin 700'ün üzerinde patentli icad› vard›r. Tesla, New York'daki laboratuvar›nda yapt›¤› deneylerde bir kaç kilometreden hissedilen bir deprem yaratabilmifl s›rad›fl› bir muciddir. Y›llar önce kablosuz iletiflimde, sadece sesin ya da yaz›n›n de¤il her türden görüntünün aktar›lmas›n›n mümkün oldu¤unu düflünebilen bir kiflidir. Dünyan›n bütün iletiflimini ve en önemlisi de enerji ihtiyac›n› kablosuz olarak atmosferden ve yerküreden yararlanarak sa¤layabilece¤ini iddia etmifltir. Uzaktan kumanda teknolojisini icad etmifl ve çok büyük kalabal›klar önünde, müzesinde de görebilece¤iniz ilk uzaktan kumadal› gemi maketini yüzdürmeyi baflarm›flt›r. Üzerinde çal›flt›¤› ve sürekli olarak Hertz dalgalar›ndan çok farkl› ve çok çeflitli iletiflimlere imkan sa¤layan de¤iflik dalga türleri üzerine çal›flm›flt›r. Milyonlarca voltluk elektrik ak›mlar›n›n her tarafa s›çrad›¤› bir odada sakince kitab›n› okuyabilecek kadar egemendir elektri¤e. Tesla'n›n Garip Huylar› ve Fobileri Vard› Tesla, yaklafl›k 2 metrelik boyuyla kendi dönemine göre oldukça uzundu. Narin yap›l›, beyaz tenli, mavi gözlü ve dalgal› kahverengi saçl›yd›. Her zaman resmi giyinirdi. Tesla saplant›l› biriydi, garip huylar› ve fobileri vard›. ‹fllerini üçerli gruplar halinde yapard› ve numaras› üçe tam bölünebilen bir otel oda- 50 s›nda kalmak konusunda ›srarc›yd›. Tesla mücevherden, özellikle inci küpelerden i¤renirdi. Temizlik ve hijyen konusunda çok titizdi. Yuvarlak nesnelere ve kendisininkinin d›fl›nda insan saç›na dokunmaktan hofllanmazd›. Tesla güvercinlere özel bir ilgi duyard›. Parkta besledi¤i güvercinler için özel yemler siparifl eder ve güvercinlerin baz›lar›n› otel odas›na getirirdi. Hayvanlar› severdi. Resmi yemekler d›fl›nda her zaman yaln›z bafl›na yemek yerdi ve hiçbir koflul alt›nda bir bayanla tek bafl›na yemek yemezdi. Tesla hiç evlenmedi. Bekar ve aseksüel olmas›n›n bilimsel yeteneklerine yard›mc› oldu¤unu düflünüyordu. Tesla muhteflem flovmenlik yetene¤iyle tan›n›rd›. Bulufllar›n› ve deneylerini t›pk› bir sihirbaz gibi sanatsal bir flekilde tan›t›rd›. Tesla'n›n ad› Pensivenya eyaletindeki elektrik vadisindeki sokaklardan birine verilmifltir. Manyetik ak›fl›n metrik birimi Tesla (T)'d›r. Belgrad'da ad›na bir müze kurulmufltur. Ayr›ca Westinghouse müzesinde de kendi ad›na bir bölüm bulunmaktad›r. Niagara fielalelerindeki su türbinlerinin orada da bir heykeli vard›r. Zaman›n Ötesindeki Bilim ‹nsan› Tesla'y› anlatabilmek için söylenmesi gereken en önemli fley onun kendi zaman›n›n çok ötesinde oldu¤udur. Tesla, zamanla unutturulmufl ve teknolojileri üzerine karanl›k projeler üretilmeye bafllam›fl oldu¤u iddialar› dünyay› kaplam›flt›r. So¤uk savafl y›llar›nda her iki taraf›n da bu teknolojiyi kulland›¤› ileri sürülmüfl bütün bir nükleer savunma ve sald›r› amac›n› güden “Y›ld›z Savafllar›” projesinde bu teknolojiden yararlan›lm›flt›r. “Ölüm ›fl›nlar›, ultra düflük dalgalar, çok yüksek frekanslar, atmosferdeki elektrik enerjisinin de¤erlendirilmesi, atmosfere elektrik dalgalar› yayarak bunun dünyan›n her yerinden kullan›lmas›n›n sa¤lanmas›, radyo frekanslar›yla uzaktan kumanda edilebilen bugün kullan›lan füzeler, yüzlerce mil etkili bir elektrik kalkan›n›n oluflturularak girmeye cesaret eden düflman›n an›nda yok edilebilmesi, v.b. bize bugün bile hayali gelebilecek bir çok projenin ard›nda Nikola Tesla'n›n flarm›fl ve flirketinin hisseleri borsada kap›fl kap›fl sat›lmaya bafllam›flt›r. Tesla'n›n flirketi gözden düflmüfltür. Tesla ise Marconi'nin yapt›¤›n›n kendisinin halihaz›rda yapabildi¤i ve Marconi'nin zaten kendisine ait patentleri kullanarak bunu yapt›¤›n›, önemsiz ve basit bir ifl oldu¤unu söylemifl ve kendi amac›n›n gerçekte ne oldu¤unu aç›klama gafletinde bulunmufltur. Bu tarihden itibaren birçok kimse taraf›ndan bir deli olarak an›lmaya bafllanacakt›r. 1904 y›l›nda Colorado Springs'deki elektrik flirketi Tesla'y› u¤ratt›¤› zarardan dolay› mahkemeye vermifl ve 180 dolarl›k mahkeme paras›n›n ödenebilmesi için oradaki laboratuvar› sat›lm›flt›r. 1906 y›l›nda yapt›¤› icatlarla zengin etti¤i George Westinghouse, Tesla'n›n kablosuz enerji iletimi önerisini geri çevirmifltir. Amerikan yüksek mahkemesinin karar›: Radyo'nun gerçek mucidi Teslad›r. Amerikan adaletinin en yüksek karar mercii olan “supreme court” 1943 y›l›nda daha önceden Marconi karfl›s›nda kaybetti¤i ve kendi buluflu olan Radyo'nun o güne de¤in hatal› bir biçimde Marconi'nin ismiyle an›lmas›n› durduracak karar› vermifl ve Radyo'yunun icad›n›n gerçek sahibinin Tesla oldu¤unu söylemifltir. teknolojisinin genifl izlerine rastlanmaktad›r. 1930'larda Tesla, sözkonusu ölüm ›fl›n›n› ve kimsenin geçemeyece¤i Tesla kalkan›n›n yapalebilece¤ini aç›klam›flt›r. ‹nsanl›¤a bedava enerji sa¤lama idealiyle yola ç›km›fl büyük bir mucidin projelerine destek bulabilmek amac›yla zaman içinde savafl teknolojileri üzerine çal›flmaya bafllamas› trajiktir. 1. ve 2. Dünya Savafllar›n› yaflam›fl olan Tesla asl›nda bir savafl karfl›t› oldu¤unu söylemifltir. Topraktan Çarp›lan ‹nsanlar ve ‹nsan Yap›m› fiimflek Tesla, dev büyüklü¤e sahip bobinini kullanarak dünyadan bir iletken olarak yaraland›¤› ilk deneylerini Colarado'da gerçeklefltirir. En önemli icad› denilebilecek “sabit karasal dalgalar› (terrestrial stationary waves)” burada kullanmaya bafllar. Deneyleri s›ras›nda yerküreye elektrik verdi¤inden, laboratuvar› çevresinde dolaflan insanlar›n ayaklar› aras›nda elektrik s›çramalar› meydana geldi¤i ve etraftaki çiftliklerde ayaklar›ndaki demir nallar yüzünden atlar›n ç›lg›na döndü¤ü anlat›lmaktad›r. Bu flehirdeki sonunu belki delice denilebilecek flekilde kendisi haz›rlam›fl, flehrin ana jenaratörünün yanmas›na sebep olmufltur. Bir gün deneyi s›ras›nda muazzam s›çramalar elde etmeyi baflarm›flt›r, fakat bu s›çramalar bir süre sonra bir flimflekten çok daha korkutucu olmaya ve ç›kan sesler bütün bir flehirden duyulur hale gelmifltir. En sonunda ise flehrin ana jenaratörü yanm›fl ve bütün bir flehir karanl›kda kalm›flt›r. Tesla, rezonans sayesinde kademe kademe yükseltmeyi amaçlad›¤› s›çramalar› baflard›¤›n› anlasa da deneyi durdurmam›fl ve en son nereye kadar gidebilir diye laboratuvar›n›n d›flar›s›nda bu büyük “canavar”›n› seyre dalm›flt›r. Sonuç: Bir daha kimse Tesla'ya ücretsiz enerji önermek gibi bir “hata”ya düflmemifltir. Nikola Tesla, Leonardo da Vinci'den Beri Yaflam›fl En Büyük Dehad›r. Bugünkü dünyam›z›n yarat›c›lar›ndan belki de en önemlisi ve o oranda da en unut(tur)ulmufl olan›d›r. Uzak görüfllülü¤ü toplumsal sistemin s›n›rlar›n›n d›fl›na ç›km›fl ve kaç›n›lmaz olarak bast›r›lm›flt›r. Yine de ad›n›n literatürden tamamen silinmesi olanaks›zd›r. Çünkü bize bugün bu kifliyi hat›rlatacak çok fley vard›r. Hakk›nda bir araflt›rmac› flöyle demektedir: “ Bilgisayar›n›zda çal›fl›rken Tesla'y› hat›rlay›n. Onun “Tesla Coil”i yüksek voltajl› resim tüpünüzün çal›flmas›n› sa¤lamaktad›r. Evinizde kulland›¤›n›z elektrik Tesla'n›n alternatif ak›m (AC) jenaratöründen gelmekte, Tesla transformatöründen geçmekte ve evinize 3 fazl› Tesla enerjisini getirmektedir... Tesla'n›n icatlar› bugün heryerdedir...” Wardenclyffe Projesi, Bedava Enerji ve Tesla'n›n Yenilgisi 1900 y›l›nda New York'a dönen Tesla, J.Pierpont Morgan ad›nda bir finansörün 150 bin dolarl›k deste¤iyle, Long Island'da kablosuz iletiflim amac›na yönelik dev kulesinin inflaas›na bafllar. Bu verici istasyonu, piramid fleklinde sekizgen ve 54 metre yüksekli¤inde yap›l›r. Wardenclyffe'in bu kule sayesinde dünyan›n merkezi olaca¤› san›l›r. Tesla'n›n bu deste¤i alabilmesini sa¤layan, onun bu kule vas›tas›yla cok uzaklara resim, mesaj, ses ve her türden veriyi gönderebilece¤i iddias›d›r. Halbuki Tesla'n›n daha büyük bir amac› daha vard›r. Sürekli olarak afla¤› gördü¤ü hertziyan dalgalarla u¤raflmamakta ve kendi “teta4-dalgalar›” olarak an›lacak olan elektrik dalgalar›yla kablosuz enerji aktar›m› sa¤lamaya çabalamaktad›r. Amaç yine ayn›d›r: Tüm insanl›¤a bedava enerji sa¤lamak! Tesla, bu sefer çok ileri gitmifltir. Bedava enerji, petrol gibi çok önemli bir ekonomik kayna¤› yarars›z hale getirebilecek ve tüm endüstrinin dönüflümünü sa¤layabilecek bir tehlikedir. 1903'deki bu aç›klamas›ndan sonra arkas›ndaki bütün destekler çekilmifl ve yavafl yavafl ismi kitaplardan silinmeye bafllam›flt›r. Bunda o günkü ekonomik durumunda etkisi vard›r. Marconi 150 bin dolardan daha ucuza Atlantik'i aflan ilk mesaj› yollamay› ba- Tesla Hala Anlafl›lamam›fl Bir Dahidir Bugünün bilim adamlar› hala onun notlar›n› inceliyor. En baflar›l› uzmanlar›m›z onun dünyaya yay›lm›fl teorilerini flimdi anl›yor. Örne¤in, tasarlad›¤› döner alanl› türbin motorun, modern araçlarla birlefltirildi¤inde, bugüne dek üretilmifl en yetkin motorlardan biri oldu¤u anlafl›l›yor. Kriyojenik (derin so¤utma ) s›v›lar ve elektrikle yapt›¤› deneyler, modern süper iletkenlerin temelini sa¤lam›flt›r. Bir elektronun düflük yüklü parçalar›na iflaret eden deneylerden bahsetmifltir; yani, bilim adamlar›n›n 1977 y›l›nda nihayet keflfettikleri, kuarklar! ‹nan›l›r gibi de¤il! Belki tarihin, gerçek bir dehayla karfl›laflt›¤›nda bunu anlayabilece¤i günler de gelecektir. Kaynaklar Tesla-Anlafl›lamam›fl Dahi (Tesla-Man Out of Time), Margaret Cheney, Biyografi Dizisi-7, Ayk›r› yay›nc›l›k, ‹stanbul 2002. www.tesla-museum.org/ 51 E⁄LENCEL‹ B‹L‹M Ev Tozu Akarlar› (Mite) Ev tozu akarlar›yla (mite) elektrik süpürgesi ile bafla ç›kmak mümkün de¤ildir. Evin her yerinde bulunabilir, fakat en çok bulunduklar› yer nemin ve besinlerin oldu¤u yerlerdir. Yatak odalar› ve özellikle tüm yatak tak›mlar› ev toz akarlar›n›n üreyip ço¤almas› için en uygun ortam› yarat›rlar. Yatakta geçirdi¤imiz sekiz saat içerisinde, ortalama 1 litre vücut nemi kaybederiz ve deri dökeriz. Bu yüzden insanlar›n deri döküntüleri ve havadaki nem ile beslenen ev toz akarlar› bizlerle beraber yatmaktan çok hofllan›rlar. Teknoloji Tarihinden Süpürge, G›rg›r Süpürge önce mekanik sonra elektrikli teknoloji ile görev alan›n› daraltt›. 1699'da Londra sokaklar›n› temizlemek için bir makinenin patenti verilmiflse de, evde kullan›lan g›rg›r›n üreticileri, toza karfl› allerjileri olan Anna ve Melville Bissell'dir. 1876'da üretilen makine 1890'larda ‹ngilizce'de hal› bisellemek diye fiil haline gelecek kadar yayg›nlaflm›flt›. Mekanik süpürme arac›n›n ad› olarak Türkçeye yerleflen g›rg›r sözcü¤ü de üretici firman›n ad›ndan kaynaklan›yor. G›rg›r reklam›nda ayn› evi paylaflan gelin ile kaynana temizlik için kavga ederlerken hediye paketi ile adam gelir, pakette g›rg›r süpürgesi. Evde herkes çok mutlu olur, sonra hepsi sar›l›r güle oynaya ''g›rg›r giren eve d›rd›r girmez'' diyerek flark› söylerler. Ev tozu akarlar›n›n kendilerinden çok onlar›n mikro tozlara dönüflen ufak d›flk› toplar› as›l problemdir. Her toz akar› günde ortalama yirmi d›flk› topu üretir. Bir çift kiflilik yatakta ortalama olarak 23 milyon ev toz akar› oldu¤unu düflünürseniz, problem çok büyüktür. Bu mikro tozlar› solunum yoluyla ald›¤›m›zda alerjik rahats›zl›klar oluflur. Günlük Ev Aletlerinin Tarihi Elektrik süpürgesi, bulafl›k makinesi, Zippo çakmak, makas, t›rafl b›ça¤›, hesap makinesi, bilgisayar: Hepsi birer tasar›m harikas› ve zeka ürünü. Ev ifllerinde hizmetçi kullanma, 1920'li y›llarda Avrupa'da yayg›n bir e¤ilimdi. Ama, ABD'de durum farkl›yd›. Bat›n›n s›n›rlar›n› geniflletmek, yo¤un çal›flma temposu ve uzun saatler demekti. Yüksek maafllar ve iflçi azl›¤›, yenilikçi bir üretim anlay›fl›n› beraberinde getirmiflti. Elektrik Süpürgesi 1898 y›l›nda Londra'da bir sanayi sergisine kat›lan H.Cecil Booth, burada sergilenen ve hal›lara hava üfleyerek tozu ve kiri uçurup üstündeki metal kutuda toplamay› amaçlayan toz-kald›rma makinesini görünce, böyle bir makine üzerine çal›flmaya bafllad›. Tozu emme ve filtre etme esas› üstüne kurdu¤u makinesinin patentini 1901 y›l›nda ald›. ‹lk ticari elektrikli süpürge bugünün buzdolab› büyüklü¤ündeydi ve iki kifli taraf›ndan kullan›l›yordu. ‹flyerleri de¤il evler için yap›lan daha küçük modelleri bile önceleri tek bafl›na kullanmak mümkün de¤ildi. ABD'de çok say›da üretilen ve günlük hayat› kolaylaflt›ran cihazlara talep yeni bir pazar do¤urmufltu. Birinci Dünya Savafl› sonras›nda ekonominin gerilemesi, Avrupa'daki günlük yaflant›y› kökten de¤ifltirdi. Kad›nlar da art›k ekonomik mücadele içinde boy gösteriyordu. Sahip olunan cihazlarda, önceki y›llarda belirleyici olan "zenginlik" kavram› yerini pratikli¤e b›rakt›. Kol saatleri, foto¤raf makineleri, deyim yerindeyse demokratikleflmiflti... Avrupa, ‹kinci Dünya Savafl›'ndan büyük hasarlarla ç›karken, ABD görece olarak yara almadan kurtulmufltu. James Murray Spangler'in 1908 y›l›nda patentini ald›¤› elektrikli pervane ve torbal› makinenin yayg›nlaflmas› üretim hakk›n› deri eflya ve otomobil aksesuar› üreticisi William Hoover'in ayn› y›l sat›n almas›yla bafllad›. Hoover müflterilerine on günlük deneme süresi tan›yan genifl bir kampanya bafllatt›. Sonuç olarak da, Amerikan kültürü tüm dünyada egemenlik kurma f›rsat› yakalad›. Ma¤lup devletler Almanya, ‹talya ve Japonya, büyük çabalarla ekonomilerini düzlü¤e ç›kard›lar ve zamanlar›n›n büyük bölümünü fikir üretmekle geçirdiler. ‹skandinavya ülkeleri de öyle... O günlerden günümüze, teknolojik geliflmelerle birlikte çehresi de¤iflen ürünlerde, tüketici beklentileri hep ön plandayd›. 21. yüzy›lda, en son model cihazlara merakl› tüketiciler dünyas›nda, 20. yüzy›l›n çarp›c› keflifleri oyuncak gibi duruyor. Ama hepsi birer tasar›m harikas› ve zekâ ürünü... Ak›ll› Robot Süpürgesi Türkiye pazar›na da giren ilk otomatik vakum temizlik robotu (Roomba) ile hayat›m›z oldukça kolaylaflaca¤a benziyor. Siz evde veya d›flar›da iken, sizin yerinize evinizi mükemmel olarak temizledi¤i, yerleri tek bafl›na vakumlad›¤› söyleniyor. Bu cihaz, farkl› zemin yüzeylerinde kendi kendine otomatik olarak ayarl›yormufl. 52 E⁄LENCEL‹ B‹L‹M K›rkaya¤›n Kaç Aya¤› Vard›r? K›rk de¤il yüz de de¤il. Baz›lar›n›n daha fazla, baz›lar›n›n daha az aya¤› vard›r. Yüze en yak›n ayak say›s›na sahip olan› 1999'da keflfedilmifltir. K›rkayak kelimesi, Latince “yüz ayak” anlam›na gelen centipeda kelimesinden gelmektedir. K›rkayaklar yüz y›l› aflk›n bir süredir kapsaml› bir biçimde incelenmelerine karfl›n tam olarak yüz aya¤a sahip bir örne¤ine rastlanmam›flt›r. Aktivite Önerisi Cahillikler Kitab› Bilmediklerimiz ve Yanl›fl Bildiklerimiz Yazarlar›: John Lloyd/ John Mitchinson NTV YAYINLARI Bu say›da size bir kitap önerimiz olacak; Bafllay›nca bitirmek zorunda oldu¤unuz kitaplardan de¤il. Uzun bir yolculuk s›ras›nda yan›n›za alabilece¤iniz ya da baflucunuza koyabilece¤iniz kitaplardan. Bölüm bölüm okuyacak ve çok flafl›racaks›n›z. Kitab›n ad›n›n (Cahillikler Kitab›) hemen alt›nda ”Bilmediklerimiz ve Yanl›fl Bildiklerimiz” alt bafll›¤› var. Kitab›n yazarlar›ndan John Lloyd girifl yaz›s›nda “Bu kitap, çok fazla fley bilmediklerini bilen insanlar içindir.” diyor. Lloyd girifl yaz›s›n› “Biyologlar birincil dürtülerimizin yemek, cinsellik ve bar›nma oldu¤unu (bu haliyle hayvanlar›nkinden bir fark› yoktur) söylerler. Biz de, bizi eflsiz bir biçimde insan yapan bir dördüncü dürtü oldu¤unu söylüyoruz. Merak. Oklu kirpiler varoluflun anlam› hakk›nda endifle duymaz. Pervaneler ve kar›ncayiyenler geceleyin gökyüzüne bak›p par›ldayan fleylerin ne oldu¤unu merak etmez. Ama insanlar merak eder. ‹nsan beyni kandi bafl›na evrendeki en karmafl›k nesnedir. Görünür evrendeki pozitif yüklü parçac›klar›n kurdu¤undan daha fazla ba¤lant› kurabilir. Hiçkimse insan beyninin neden bu kadar karmafl›k oldu¤unu ya da bu flafl›rt›c› bilgisayarvari güçle ne yapmam›z gerekti¤ini bilmiyor. Biz cevab› biliyoruz: Daha fazla soru sorun.” diyerek tamaml›yor. Yeryüzünde ‹nsan Eliyle Yap›lm›fl En Büyük Yap› Nedir? Yanl›fl cevaplar aras›nda Büyük Piramit, Çin Seddi ve Kuveyt'teki Mübarek el-Kebir Kulesi say›labilir. Do¤ru cevap 1948'de aç›lan Fresh Kills çöp depolama alan› çok geçmeden insanl›k tarihindeki en büyük projelerden biri haline geldi ve sonunda Çin Seddi'ni geride b›rakarak dünyada insan eliyle yap›lm›fl en büyük yap› oldu. Dünya’n›n Etraf›n› Dolaflan ‹lk ‹nsan Kimdir? Zenci Henry. Hemen hemen herkese yabanc› bir isim olan Enrique de Malaca, Macellan'›n kölesi ve çevirmendi. Ferdinand Macellan dünyan›n etraf›ndaki turunu asla tamamlayamad›. 1521'de Filipinler'de henüz turun yar›s›ndayken öldürüldü. 1519'da ç›k›lan dünya turu giriflimi de dahil olmak üzere tüm yolculuklarda Zenci Henry, Macellan'›n yan›nda gitti. 1521 y›l›nda Uzakdo¤u'ya vard›klar›nda Zenci Henry dünyan›n etraf›n› dolaflm›fl ilk insan oldu. Siz hâlâ befl duyumuz oldu¤unu, suyun renksiz oldu¤unu, Amerika'n›n ad›n›n Amerigo Vespucci'den geldi¤ini ya da 36 Osmanl› padiflah› oldu¤unu düflünüyorsan›z John Lloyd ve John Mitchinson imzal› Cahillikler Kitab›'n› mutlaka okumal›s›n›z. Paradoks Do¤ru Bildi¤iniz Yanl›fllar›n Kapsaml› Bir Listesi Telefonu Kim ‹cat Etti? Antonio Meucci. Floransal› mucit Meucci ABD'de 1860'ta, teletrofono ad›n› verdi¤i bir elektrikli ayg›t›n çal›flma modelini gözler önüne serdi. Meucci, Alexander Graham Bell'in telefon patentinden befl y›l önce, 1871'de bir tür geçici patent baflvurusunda bulundu. Bell'in patenti 1876'da tescillendi¤inde Meucci dava açt›. Ola¤anüstü bir tesadüf eseri Meucci'nin modelleri kayboldu. Fakat 2002 y›l›nda ABD Temsilciler Meclisi, “Meucci'nin telefonu icat etti¤inin kabul edilmesi” karar›n› verdi. Paradoks, görünüflte do¤ru olan bir ifade veya ifadeler toplulu¤unun bir çeliflki yaratmas› veya sezgiye karfl› bir sonuç yaratmas›d›r. Ço¤unlukla, çeliflkili gözüken sonuç veya sonuçlar›n asl›nda çeliflkili taraflar› vard›r. Paradoks teriminin karfl›l›¤› olarak Türkçe'de yan›ltmaç ve çat›flk› sözcükleri de kullan›lmaktad›r. Avukat Paradoksu Yunanl› ünlü avukat Protogras, verdi¤i özel dersin ücreti ile ilgili olarak ö¤rencisiyle bir anlaflma yapar. Bu antlaflmaya göre ö¤rencisi ald›¤› ilk davay› kazan›rsa bu ücreti avukata ödeyecek, kazanamazsa ödemeyecektir. Dersin bitiminden hemen sonra herhangi bir dava almayan ö¤renciden ses seda ç›kmaz. Sabr›n› yitiren avukat, bir dava açarak bu ücreti ö¤rencisinden talep eder. Yeni avukat olan ö¤renci ilk davas›nda kendini savunmay› üstlenir. Davay› ö¤renci kazan›rsa ilk davas›n› kazanm›fl olaca¤› için davay› kaybeden hocas›na paray› ödemek zorunda kalacakt›r. Tersine davay› kaybederse bu kez de davay› kaybetti¤i için hocas›na yine ödeme yapmak zorunda kalacakt›r. Dünya m› Ay’›n Etraf›nda Döner, Ay m› Dünya’n›n Etraf›nda? ‹kisi de birbirinin etraf›nda döner. Bu iki kütle, Dünya'n›n yüzeyinin yaklafl›k 1600 km alt›ndaki ortak bir a¤›rl›k merkezinin yörüngesinde döner. Böylece Dünya üç farkl› dönüfl gerçeklefltirir: Kendi ekseni etraf›ndaki, Günefl'in etraf›ndaki ve bu a¤›rl›k merkezinin etraf›ndaki dönüflü. Yrd. Doç. Dr. Hacer Erar • [email protected] 53 MAKALE B‹L‹fi‹M PROJELER‹NDE SIKÇA YAPILAN HATALAR VE ENDÜSTR‹ - ‹fiLETME MÜHEND‹SLER‹N‹N ÖNEM‹ gi, Sharma and Godla 1999). Bu memnuniyet ne yaz›k ki, çal›flanlar›n bir ço¤u için uzun sürmedi. Sürekli masraf merkezi haline dönen projeler, ifllerin kolaylaflmas› yerine zorlaflmas› hatta durmas›, beceriksiz proje yöneticileri tiplemesini de beraberinde getirdi. Proje yönetim bilgi ve tecrübe eksikli¤i uzayan daha kötüsü bitmeyen projelere sebep olur (Karakanian 1999),. Bu çal›flmada biliflim projelerinde yaflanan metodolojik hatalar daha do¤rusu metodolojisiz çal›flman›n önemi ve sonuçlar› ulusal ve uluslararas› projeler karfl›laflt›r›larak belirtilmeye çal›fl›lacakt›r. Bu karfl›laflt›rmalar yazar›n geçmifl 10 sene içindeki yurtiçi yurtd›fl› biliflim projelerindeki kiflisel gözlemleridir. Yrd. Doç. Dr. Erman Erkan At›l›m Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Ö¤retim Üyesi 1. G‹R‹fi 1990’l› y›llar›n sonlar›na do¤ru ülkemizde de dünyaya paralel olarak biliflim (bilgi ve iletiflim) teknolojileri ile ilgili büyük yat›r›mlar yap›lmaya bafllanm›flt›r. Bu yat›r›mlarla birlikte ifl hayat›nda birçok görev tan›m› ve yeni pozisyonlar türemifltir. Biliflim projeri kapsam› olarak; ERP (Kurumsal Kaynak Planlamas›, CRM (Müflteri ‹liflkileri Yönetimi), SCM (Tedarik Zincir Yönetimi), eticaret vb proler al›nm›flt›r. Ülkemizdeki biliflim projelerinde, bu yeni görev tan›mlar› yeni ekonominin do¤du¤u amerikan metodolojilerinden al›nm›fltir. Ancak ço¤u zaman yanl›fl görevlendirme ve eksik kaynaklardan dolay› hatalarla son bulmufltur. Günümüz ifl dünyas›nda her fley süreç odakl›d›r, hatta dinamik paralel süreçler olmazsa olmazlard›r. Bu tip ifl uygulamalar›n› elektronik hayata geçirmek, teknolojik projeler de¤ildir. Bunlar kesinlikle de¤iflim projeleridir ve bir stratejik plan dahilinde gerçekleflmezse baflar› flans› düflüktür. Kötü ve eksik süreçler otomatiklefltirilirse, otomatikleflmifl kötü süreçlere sahip olunur, bu sonuçlar genelde teknik (sadece yaz›l›m veya donan›mc›) proje yöneticilerinden kaynaklan›r. 2. PROJE YÖNET‹M‹ Proje insan ve insan d›fl› kaynaklar›n bir amac› gerçeklefltirmek için belirli zaman k›s›tlamas› içinde bir organizasyon dahilinde bir araya getirildikleri ,bu belirli projenin sonunda ise baflka yerlere tahsis edildikleri bir süreçtir. Proje yönetimi ile ilgili en etkili ve yetkili kurulufl PMI’dir (Project Management Institute, www.pmi.org) Özellikle 80’lerin ikinci yar›s›ndan itibaren biliflim sektörünün geliflmesiyle PMI’›n y›ll›k büyüme h›z› %20-%30 aras›nda olmufltur. PMI, 2005 y›l› Bugün dünya çap›nda 250 flubesi (PMI Chapter) ve 200.000 üyesi bulunan bir enstitüdür. PMI, PMP(Project Management Professional) sertifikalar› vermektedir. Proje yönetini konusunda tüm dünyada tan›nan bu sertifika, PMI’in y›llar›n tecrübesi ve birikimiyle oluflturdu¤u bir metodolojiye dayanmaktad›r. PMI projeleri 6 temel bafll›k alt›na almakta ve afla¤›daki gibi a¤›rl›kland›rmaktad›r. • Proje Bafllatma - %8.5 • Proje Planlama- %23.5 • Proje Uygulama - %23.5 • Proje Kontrol - %23 • Proje Kapatma- %7 • Profesyonel Sorumluluklar- %14.5 2000’lere do¤ru h›zl› bir flekilde ifl hayat›nda digitalleflme bafllad›. Bir moda gibi h›zla biliflim projeleri birbirlerini takip etti. Bu projelerden en çok memnun olan kimlerdi? Firmalar, müflteriler?. Teorik olarak oyle olmas› gerekirdi ancak bu projelerden en çok proje çal›flanlar› memnun oldular.ayn› anda trend gere¤i bafllayan projeler ama s›n›rl› iflgücü, sonuçta artan ücretler ve primler (Bin- Görüldü¤ü üzere, planlama, uygulama ve kontrol en fazla paya sahip olan ad›mlard›r. 54 PMI’in bafll›klar›n›n alt bafll›klar› ise afla¤›daki gibidir. Bu alt bafll›klarda proje detayland›r›lmaktad›r. Çok fazla finansman gerektiren biliflim projelerinde, uygulama ve konrol en önemli ad›mlard›r. Profesyonel Sorumluluklar- %14.5 1. Güvenilirlik - Do¤ruluk 2. Bilgi birikimine katk›da bulunmak 3. Profesyonel hayata karfl› sorumluluklar 4. Paydafllar›n ihtiyaçlar›n› dengelemek 5. Farkl›l›klara sayg› duyma Proje Bafllatma- %8.5 1. Proje hedeflerinin tan›mlanmas› 2. Teslimatlar›n tan›mlanmas› 3. Süreç ç›kt›lar› 4. K›s›tlar›n Dökümantasyonu 5. Varsay›mlar›n Dökümantasyonu 6. Stratejinin tan›mlanma›s 7. Performans kriterlerinin tan›mlanmas› 8. Kaynak gereksinimlerinin tan›mlanmas› 9. Bütçenin tan›mlanmas› 10. Resmi Dökümantasyon Süreci Bu kadar detayl› bir biçimde projeyi bafllatmak, uygulamak ve kapatmak son derece zor bir ifltir. Görüldü¤ü üzere IT (enformasyon teknolojisi) tak›m›n›n bu projelere sadece yetki ve kapsam dahilinde kat›l›mlar› olabilir. Disiplinleraras› çal›flabilmek için süreçlere hakim olmak gerekir, aksi takdirde baflar›s›zl›k kaç›n›lmazd›r. Ülkemizdeki biliflim projelerinde tamamen IT tak›m›ndan kurulan proje ekiplerinin bitiremedi¤i proje say›s› bilinememektedir. Proje yönetimi ciddi ve nitelikli bir ifltir ve IT tak›m›na b›rak›lmamal›d›r, bu iflin e¤itimini alan endüstri mühendisleri kontrolünde gerçekleflmesi gereken ifllemlerdir. Proje Planlama- %23.5 1. Proje isterlerinin belirlenmesi 2. WBS (Work Breakdown Structure ), ‹fl ayr›fl›m yap›lar› oluflturma 3. Kaynak Yönetim Plan› Gelifltirme 4. Zaman ve Maliyet tahminleri gelifltirme 5. Proje kontrol sisteminin kurulmas› 6. Proje plan› gelifltirme 7. Plan onay›n›n al›nmas› 3. B‹L‹fi‹M PROJELER‹NDE SIKÇA YAPILAN HATALAR 2. Bölüm genel proje yönetim yap›s› tan›t›ld›. Türkiye’deki projelerde kabaca bir genelleme ile bu tür bir proje yönetim metodolojisin bafltan sona eksiksiz uyguland›¤i gözlenmemifltir. Ancak, çok uluslu flirketlerde ve yabanc›lardan kurulu proje yürütme kurullar›nda bu metodolojiye yaklafl›lm›flt›r. Proje Uygulamas›- %23.5 1. Kaynaklar› görevlendirme 2. Uygulamalar 3. Süreçlerin yönetilmesi 4. ‹letiflim 5. Kalite güvence prosedürlerinin uygulanmas› Hatalar gruplanacak olunursa • Stratejik plan eksikli¤i • Proje planlamas› - Projeye elemanlar›n›n seçimi - Proje uygulamas› • Proje kontrolü Proje Kontrolü - %23 1. Performans Ölçümü 2. Kontrol limitlerinin belirlenmesi 3. Düzeltici faaliyetler 4. Düzeltici faaliyetlerin etkinli¤inin incelenmesi 5. Plan›n do¤rulu¤undan emin olma 6. Kontrol planlar›n›n yeniden de¤erlendirilmesi 7. Risklere karfl› yan›t olflturma 8. Proje faaliyetlerini takip etme ‹lk kusur firma yönetimden kaynaklanmaktad›r, firman›n elinde bir stratejik plan› bulunmamaktad›r, biliflim projesine ihtiyaçlardan çok trendi yakalamak için girerler. Stratejik planlar› olmad›¤›ndan zamana karfli firman›n yol haritas›nda olmas› gereken paftay› takip edemezler. Stratejik plan olmay›nca firma taktiksel seviye ile yönetilmeye çal›fl›l›r ancak operasyondaki eksikler yüzünden taktik hareketlerde günlük operasyonlar› kontrol etmeye çal›flmaktan öteye gidemez. Proje Kapatma- %7 1. Teslimatlar›n Kabulü 2. Ö¤renilen Derslerin dökümante edilmesi 3. Kapama ifllemleri 4. Ürün bilgilerinin kaydedilmesi 5. Kaynaklar›n da¤›t›lmas› Operasyonlar sorun yuma¤›d›r, süreç haritas› belli olmayan firma karadüzen çal›flmaktad›r. Bu aflamadan sonra dan›flman firma ve firma içi proje yöneticisi atan›r. Bu proje yöneticisi IT kökenli ise proje süreç yap›land›rma, maliyet düflürme ve karl›l›¤› artt›rmaktan öte tamamen teknolojik 55 3.1 Biliflim Projelerinde Do¤ru Eleman Seçimi Biliflim projelerin 3 temel bilefleni vard›r, goldenberg üçlüsü de denen insan-süreç-teknoloji üçgenidir. Bu üçlüden en kolay sa¤lanan› teknolojidir, ancak insan ve süreç bir firman›n maddi olmayan aktifleridir ve kalitesini artt›rmak zaman almaktad›r. Biliflim projelerinde konvansiyonel proje yönetimine ek olarak asl›nda ekstra bir fley yapmaya gerek bulunmamaktad›r. En önemli etmen do¤ru proje yöneticisidir. Biliflim projelerindeki baflar› tamamen kapsam belirlenmesine ba¤l›d›r, olay› teknolojik flova döndürüp süreç ve de¤iflim yönetimi atlan›rsa sonuç baflar›s›z bir biliflim projesi olur. bir hal almaktad›r. Amaç teknolojiyi uygulamakt›r, proje yönetiminin performan ölçümü kriterleri bir yana at›l›p tamamne teknolojik entegrasyon ön plana ç›kmaktad›r. Firman›n as›l fokusu kaym›fl as›l u¤rafl alan› bu projeyi hayata geçirmek olmufltur. Böyle bir baflar›s›zl›¤›n mali yükü bazen firman›n kapanmas›na sebep olabilir. K›saca yap›lan hatalar özetlenecek olunursa, proje yönetimi eksikli¤i temel konudur. Onun içinde göze batanlar, yaz›l›m donan›m seçimi, eleman seçimi, yanl›fl görevlendirme, maliyetleri takip edememe, teknolojiye gömülme vb sebeplerdir. Daha detayl› analizler projeler baz›nda (ERP;CRM vb) incelenebilir. Proje yöneticisi ve anahtar proje elemanlar› disiplinleraras› çal›flabilecek düzeyde olmal›d›rlar. Günümüzde bu role en çok uyanlar endüstri ve iflletme mühendisleridir. Olaya bir bütün olarak bak›p paralel süreçleri kesintisizce ilintiliyebilmelidirler (Cardoso 2005). 3.2 Endüstri Mühendisi Nedir? Endüstri mühendisli¤i, insan, bilgi, malzeme, ekipman ve süreçlerin kullan›lmas›, gelifltirilmesi ve yönetimi ile ilgili mühendislik dal›. Endüstri mühendisleri; zaman, para, malzeme, enerji gibi kaynaklar›n verimli kullan›m›na ve mühendislik hizmetlerinin kalitesini art›rmaya yönelik çal›flmalarda bulunur. Tablo1: Projelerde baflar›s›zl›¤›n Nedenleri Kaynak: IDC 2005 Endüstri mühendisli¤i di¤er mühendislik dallar›ndan farkl› bir yap›ya ve düflünce sistemine sahiptir. En önemli fark endüstri mühendisli¤inin parçay› de¤il bütünü gözönüne alarak çal›flmas›, sistemin bütünüyle ilgilenmesidir. ‹kinci önemli fark ise her türlü uygulamada insan faktörünü dikkate almas›d›r. Bu sebeplerden dolay› temel do¤a bilimleriyle olan iliflkisinin yan›nda sosyal bilimlerle de iç içedir. Tablo 1’den de gördü¤ümüz üzere baflar›s›zl›¤›n ana faktörü proje yönetimi yetersizli¤idir. Bifliflim projelerine has durumlar› maddeliyecek olursak (www.canias.com.tr) • Kurumun sorunlar›n›n ve gelecekle ilgili beklentilerinin yetersiz analizi • Entegrasyonu sa¤layan firman›n ve ürünün do¤ru seçilmemesi • Entegrasyonu sa¤layan firman›n çözümle ilgi destek, araç ve yöntemlerinin yetersizli¤i • Uygulanacak ERP uygulamas›n›n gereklili¤i ve pozitif propagandas›n›n yeterli olarak yap›lmamas› • ERP projesinin analiz, kurulum ve uygulama süreçlerinde do¤ru görevlendirmelerin yap›lmamas› • Kurum ve personelin eski ifl yapma yöntemlerinden vazgeçmekte direnmesi • Personelin isteksizli¤i veya e¤itim düzeyinin düflüklü¤ü, Sisteme veri girifllerinin yetersiz, hatal›, düzensiz olmas› ve sürekli olmamas› Endüstri Mühendisleri bu görev ve sorumluluklar› yerine getirirlerken sosyal bilimler, bilgisayar bilimleri, temel bilimler, yönetim bilimleri, ça¤dafl iletiflim becerileri ile birlikte fiziksel, davran›flsal matematik, istatistik/olas›l›ktan yararlan›rlar. Endüstri Mühendisli¤ini di¤er mühendislerden farkl› k›lan en önemli nitelikler, insan odakl› olmas› ve bütünsel bak›fl aç›s›yla olaylara yaklaflmas›d›r. Sistemin merkezindeki en önemli faktörün insan faktörü oldu¤unun bilincinde olma ve sistemin tüm bileflenlerini etkileflimli sonuçlar bütünü içerisinde ele almakt›r.Endüstri Mühendisleri, kuruluflun kaynaklar›n›n dengeli da¤›t›m›ndan, etkin kullan›m›ndan ve uzmanlar aras›ndaki iflbirli¤inin kurulmas›nda da sorumludur. Bir örgütün kendi özgün u¤rafllar› yan›nda, farkl› alanlardaki uzmanlarla yönetim aras›nda bir köprü gibi iletiflim görevi de yapar. 56 MAKALE Endüstri Mühendisli¤i, her düzeydeki yöneticinin karar verme aflamas›nda ihtiyaç duydu¤u bilgi deste¤ini, bilimsel yöntemler kullanarak veren kiflidir. Bu nedenle bir Endüstri Mühendisi kamu, ticaret, hizmet, tasar›m, sanayi ve hatta askeri alanda faaliyet gösteren bütün örgütlerde çal›flabilir. Ürün Bilgisi 3.3 Biliflim Projelerinden Örnekler Bu alt bölümde ERP (kurumsal kaynak planlama) ve CRM (müflteri iliflkileri yönetimi) projelerindeki proje yönetimi ve dan›flmanlarda olmas› gerekn özellikler incelenecek. Dünyan›n en büyük Pazar pay›na sahip SAP (www.sap.com) kendi gelifltirdi¤i proje uygulama metoduna göre proje rollerinde olmas› gereken nitelikleri yerli ve uluslararas› projelerle karfl›laflt›rarak sunulacak. Teknik Bilgi • Ürün Genel Bilgi Düzeyi • Ürün Bileflenleri • Metod • Teknik Bilgi • Veri Taban› • A¤ Teknolojisi • Programlama Dilleri • ‹flletim Sistemi • Arayüzler • Test Bilgisi • ‹nternet Teknolojileri ‹lk olarak proje yöneticisi ele al›nacak. fiekil 1 de görüldü¤ü üzere radar grafik kullan›lm›fl ve proje niteliklerinden 16 tanesinden hangilerinin hangi düzeyde olmas› gerekti¤i iflaretlenmifltir. Bu üç genelin alt›ndaki alt özellikler de s›ras›yla • Hiç • Temel • Uzman • ‹leri Derece Uzman olarak notlan›r ve projenin baflar›s› için radar grafikteki nitelikler do¤rultusunda personel atan›r. Uluslararas› uygulamalarda sektör, de¤iflim yönetimi, kalite yönetimi, ifl dan›flmanl›¤› önem kazan›rken (Olson 2004), ülkemizde ilk y›llarda ne yaz›k ki proje yöneticleri teknik uzamanlardan seçildi. Neyi neden yapt›¤›n› bilmeyen bu proje yöneticileri projeleri yönetemedikleri gibi, sonuca da ulaflamay›p zaman, iflgücü ve donan›m› yanl›fl yerlerde kullanarak heba ettiler (Macvitte 2001). fiekil 1: Proje Yöneticisi Nitelikleri Kaynak: SAP Önce radar grafik incelenecek olunursa; üç genel özelli¤in alt›na di¤er alt özellikler s›ralanmakta ve derecelendirilmektedir. • Genel Bilgi • Ürün Bilgisi • Teknik Bilgi Bunlar›n alt öellikleri ise aia¤›daki gibidir. Genel Bilgi • Kalite Kontrol Tecrübesi • De¤iflim Yönetimi Tecrübesi • E¤itim Verme Tecrübesi • Sektör Tecrübesi • ‹fl Dan›flmanl›¤› Bilgisi • Proje Yönetimi Tecrübesi fiekil 2 : Teknik Dan›flman Kaynak: SAP 57 fiekil 2’den de aç›kça görülece¤i üzere, teknik bilgisi ileri seviyede uzman seviyesindedir, ürün fonksiyonalitesini de iyi bilen, proje metodolojisine hakim, sektör bilgisi ve e¤itim verme yetene¤i üst düzeyde olan bir proje kat›l›mc›s›d›r. Ülkemizde malasef teknik uzman eksikli¤i kendini burada da belli etmifl ve bilgisayar teknisyenlerine teknik dan›flmanl›k payesi verilmifl iflin kötüsü bir süre sonra adam yoklu¤undan eksik yabanc› dilleri yetersiz teknik bilgileri ile projelerin korkulu rüyalar› olmufllard›r fiekil 4: Fonksiyonel Dan›flman Kaynak: SAP Ülkemizde yeni mezunlar bu dan›flmanl›k tipinde çokça görülmektedir, genel ifl idaresi ve sector bilgileri yetersiz oldu¤undan tek dertleri ürünü çal›fl›r flekilde teslim etmektir. Ifl süreçleri, teknik uyum, yap›lmas› gereken testler onlar için bir fley ifade etmez. Bu yüzden de bitmeyen projeler s›kça görülür. Daha kötüsü, proje kapanma flartlar› bile netleflmedi¤inden dan›flmana gore bitmifl, teknik dan›flmana gore bafllam›fl süreçlere rastlamak mümkündür. fiekil 3: De¤iflim Yönetimi Uzman› Kaynak: SAP Projenin proje yöneticisinden sonraki hatta en önemli bireyidir. Genel ifl idaresi bilgisi ve sektör bilgisi üst düzeyde olan bu dan›flmanlar, ürün bilgisi ile mevcut durum analizinden sonra firman›n de¤iflim patikas›n› çizerler. Firman›n stratejik plan gere¤i secilen ürün ile harmanizasyonunu sa¤larlar. Sektör tecrübelerinden dolay› k›yaslama (benchmarking) analizleri gere¤i firma posizyonlamas› kusursuz yap›l›r (Piturro 1999). Ülkemizdeki projelerde bu proje eleman› özel atanm›fl biri olarak taraf›mdan gözlenmemifltir. Bu proje temsilcisi ürünü kusursuz olarak firmaya kurulumunda en büyük rolü oynar. Sector bilgisi gere¤i, firman›n neye ihtiyac› var ise ona gore süreçleri senaryoland›r›r.teknik bilgisi gere¤i de teknik dan›flmanla uyum içerisinde çal›flarak proje uygulama süresini en aza indirir (Ross and Vitale 2000). fiekil 5: Uygulamalararas› Uzman Dan›flman Kaynak: SAP 58 MAKALE Ayn› anda birden fazla uygulama kuruluyorsa örne¤in ERP ve CRM , bunlar›n kesinlikle gerçek zamanl› entegre olmas› gerekmektedir (Elvira 2006).. Bu yüzden teknik ve uygulama dan›flmanl›¤› nitelikleri yüksek ve ayn› zmanda genel bilgi yetenekleri de uzman seviyesinde birine ihtiyaç vard›r. Firman›n bütün ifl süreçlerine hakim, ürün ve ürün teknik bilgisi üst düzeyde bir dan›flman tipidir. Genellikle uygulama dan›flmanlar›n›n teknik e¤itim almalar› sonucunda edinilen bir niteliktir, küçük projelerde de proje yöneticili¤i yapm›fl olmak gerekir. REFERANSLAR Ülkemizde sözde olsa da özde say›lar› çok azd›r. Yetiflmeleri de fonksiyonel dan›flmanken, teknik taraf ile anlaflmazl›¤a düflüp teknik yeteneklerini art›rm›fllardan oluflur. Asl›nda yetersiz teknik dan›flmanlar fark›nda olmadan böyle bir katk› sa¤lam›fllard›r. Genel ifl idaresi ile birleflince genelde firmalar›n teknik birim baflkan› olurlar. - Davenport, T. H. (1998). Putting the Enterprise Into The Enterprise System,.Harvard Business Review, July/ August, 121-131 - Bingi, P., M.K. Sharma and J.K. Godla (1999), “Critical Issues Affecting an ERP Implementation,” Information Systems Management, C.16. S.3. s.7 - Bylinsky, G. (1999), “Challengers Are Moving in on ERP,” Fortune, C.140. S.11.s 250 - Cardoso J.(2005) Workflow Handbook 2005, chapter How to Measure the Control-flow Complexity of Web Processes and Workflows, pages 192–212. - Düzak›n E. ve S. Sevinç (2002) “Kurum Kaynak Planlamas›”Uluda¤ Üniversitesi ‹ktisadi ve ‹dari Bilimler Fakültesi Dergisi Cilt XXI, Say› 1, 2002, s. 189-218 - Elvira, R.(2006). Evaluation measures for business process model. In Proceedings of the Symposium of Applied Computing, Dijon-France,. 4. SONUÇ Bu çal›flmada biliflim projelerinde yap›lan hatalarda daha çok insan faktörü üzerinde durulmufltur. Teknoloji seçimi ve süreç yönetimi baflka çal›flmalar›n konusudur. Seçilmifl 5 rol incelenmifl ve gözlem yap›labildi¤i kadar›yla yurtd›fl› ve ulusal proje uygulamlar›yla karfl›laflt›r›lm›flt›r. Yurtd›fl›ndaki projelerde teknik taraflar dahil iflletme endüstri mühendislerine s›kça rastlan›rken ülkemizde uygulama (fonksiyonel) dan›flman tiplemesi d›fl›nda endüstri mühendisleri yeni yeni oranlar›n› artt›rmaya bafllam›fllard›r. Proje yönetimi displinleraras› çal›flma becerisi gerektiren ça¤›m›z›n en önemli ifl tan›mlar›ndan bir tanesidir. Projelerde baflar›y› metriklerle ölçebilmek önem kazanm›flt›r (Elvira, Ruiz, Garcia and Piattini, 2006). Ülkemizde biliflim projelerine teknik projeler olarak bak›lm›fl ve IT tak›m› taraf›ndan yönetilmeye çal›fl›lm›flt›r. Sonuç baflar›s›z projeler neticesinde, maliyet yükleri ve verimsizlik olarak ulusal ekonomisi zarar görmüfltür. Ülkemizde iflletme ve endüstri mühendislerine üniversite lisans programlar›na dahil edilecek proje yönetimi dersleri ve bunlarin uygulamalar›yla sözü edilen kay›p azalt›labilir. Vizyon sahibi olmayan kurumlar bu tür projeleri ille de IT tak›m› ile yapacaklarsa zorunlu proje yönetimi sertifikasyonu, baflar›s›zl›klar›n›n boyutunu azaltabilir. Ayr›ca, Türkiye’ye has proje yönetim metodolojisi gelifltirilmeli ve meslek odalar› kanal› ile yurt çap›nda yayg›nlaflt›r›lmal›d›r. Unutulmamal›d›r ki, biliflim projeleri ana ifle destek anlam›nda yap›l›r, bu yüzden bu projeler her zaman ana iflin içinde kifliler taraf›nda yönetilmeli ve sonland›r›lmal›d›r. - Elvira, R., F. Ruiz, F. Garcia, and M. Piattini, 2006 Applying software metrics to evaluate business process models. CLEI electronic journal, 9.. - Karakanian, M. (1999), “Choosing an ERP Implementation Strategy,” Year 2000 Practitioner, C.2. S.7. s.1 - Kumar, K., and Hillegersberg, J. (2000)..ERP Experience and Evolution Communications of the ACM, 43(4), 23-26. - Macvitte, L. (2001), “Buckle Up:Implementing an ERP Takes Time and Patience,”Network Computing, C.12. S.6. s.97 - Olson, D. L., (2004) Managerial Issues of Enterprise Resource Planning Systems, McGraw Hill, NY. - Piturro, M. (1999), “How Midsize Companies Are Buying ERP,” Journal of Accountancy, C.188. S.3. s.41 - Ross, J. (1999, July-August). Surprising Facts about Implementing ERP. IT Professional, 65 – 68 - Ross, J. W., and Vitale, M. R. (2000). The ERP Revolution, Surviving vs Thriving. Information Systems Frontiers; special issue of on The Future of Enterprise Resource Planning Systems, 2(2), 233-241. - Tatsiopoulos,I. P. N. A. Panayiotou, K. Kirytopoulos, and K. Tsitsiriggos. (2003) Risk management as a strategic issue for the implementation of erp systems: a case study from the oil industry. International Journal of Risk Assessment and Management, 4,. - www20.uludag.edu.tr/~endustri/belgeler/end_muh_nedir.pdf - www.microsoft.com/turkiye/dynamics/erp/erp_secimi.mspx 59 RÖPORTAJ Türkkariyer’in Yönetim Kurulu Baflkan› ‹lham Süheyl Aygül ile Bankac›l›k, Finans Sektörü, ‹fl Baflvurusu ve ‹fle Al›m Teknikleri At›l›m Üniversitesi Kiflisel Geliflim Toplulu¤u olarak 2008-2009 e¤itim ö¤retim y›l›n›n ilk etkinli¤i olarak Türkkariyer'in Yönetim Kurulu Baflkan› ‹lham Süheyl Aygül ile “Bankac›l›k ve Finans Sektörü ve ‹fl Baflvurusu, ‹fle Al›m Teknikleri” ile ilgili keyifli bir röportaj yapt›k. ‹lham Bey'in bo¤aza naz›r ve ince bir zevkle dekore edilmifl olan ofisinde yapt›¤›m›z röportajdan At›l›m Üniversitesi ö¤rencilerinin de oldukça faydalanacaklar›n› düflünüyoruz. Merhabalar ‹lham Bey öncelikle bize biraz kendinizden yonel köprü diyebiliriz. Do¤ru dan›flman flirketin ve sizi do¤ru bahseder misiniz? anlayaca¤›na inanaca¤›n›z yetkin dan›flman›n seçimi ve aran›z- Merhaba, 2007 y›l›nda TURKKAR‹YER'i kurmadan önce 17 y›l da güçlü bir iletiflimin kurulmas› do¤ru kariyer geliflimi için en Bankac›l›k sektöründe üst düzey yöneticilik görevlerinde bulun- önemli ad›md›r. TURKKAR‹YER referans›yla yap›lan yönlendir- dum. Müfettifllikle bafllayan yurt d›fl› ve yurt içinde yüzlerce tef- melerde Aday-Arac›-‹flveren üçgenindeki dengeler en h›zl› ve tiflle süren kariyerime, çal›flt›¤›m piramitin farkl› kademelerinde en rasyonel flekilde kurulmakta ve sonuç al›nmaktad›r. Tabiki “ bu süreçlerimizde en temel kural 'Gizlilik'tir. Marketing-Sat›fl a¤›rl›kl› olarak devam ettim. Sentezlerimi ve deneyimlerimi paylaflmak ad›na iki de¤erli orta¤›mla TURKKAR‹YER'in temellerini att›k. Cari konumda, ‹nsan Kaynaklar› alan›nda MBA program›na devam ediyor, Mesleki Mentorluk ve Yönetici Koçlu¤u yap›yorum. Çeflitli üniversitelerde panellere konuflmac› olarak kat›lmakta ve 2009 ilk çeyre¤inde yay›nlamay› planlad›¤›m kitab›m› haz›rlamaktay›m. Türkkariyer için iflverenle adaylar aras›nda bir katalizör (arac› veya yard›mc› faktör) diyebilir miyiz? ‹flle, ifl arayan aras›nda önemli bir profes- Genç arkadafllara tavsiyem mülakata gittiklerinde kurum ve pozisyon hakk›nda araflt›rma yapmalar›, kendi güçlü yönleri ve yetkinlikleri aras›nda pozisyon aras›nda korelasyon kurarak sevebilece¤i ifli yapmalar› konusunda kendileriyle ilgili objektif bir görüfle sahip olmalar›n›n çok önemli oldu¤unu düflünüyorum. 60 ” Türkkariyer hangi banka ve finans flirketleriyle çal›fl›yor? Yabanc› sermayeli bankalar a¤›rl›kl› olmak üzere 10 adet büyük banka, 15 adet finansal kurulufl ve reel sektörden finansman, pazarlama-sat›fl, d›fl ifllemler ve bilgi ifllemleri alan›nda TURKKAR‹YER'e baflvuran çok uluslu firmalara dan›flmanl›k hizmeti veriyoruz. 10 milyon Euro'nun alt›nda cirosu olan flirketlerle prensip olarak çal›flm›yoruz. Özellikle biz üniversite ö¤rencilerinin merak etti¤i bir soruyu yönelt- mek istiyorum. Kimin hangi mevki Denetim, IT, D›fl ‹fllemler, Sat›fl, Pazarlama için uygun olup olmad›¤›n› nas›l anl›- gibi her sektörde temel alanlar› bar›nd›r›- yorsunuz yani elemeyi özellikle han- yor olmas›) yurt içi ve yurt d›fl› imkanlar› , gi kriterle dikkat ederek yap›yorsu- e¤itim ve kiflisel geliflim olanaklar› ile kari- nuz? yerine bafllang›ç yapacak arkadafllara flid- Arad›¤›m›z adaylar› yetkinlik kriterlerine detle tavsiye ederim. Genç arkadafllar fi- göre uygunlamam›z sistem taraf›ndan ya- nans sektöründe bafllang›ç yapmalar› ha- p›lan mekanik bir ifl olup sadece birkaç linde, her aflamada ve her kademede re- saniye almaktad›r. Ancak do¤ru kiflinin el sektörden sürekli bir nitelikli ifl gücü ta- do¤ru iflte konumland›r›lmas› ise ayr› bir lebi ile transfer teklifi almalar› mümkün- sanat, tecrübe ve birikim gerektirmekte- dür. Ancak, reel sektörden ilk bafllang›c› dir. Piramitlerde uzun y›llar çal›flman›n yapmalar› halinde ilerideki dönemde ban- getirdi¤i hangi aday›n piramitin hangi ba- kac›l›k sektörüne geçifl son derece k›s›tl› sama¤›nda baflar›l› olaca¤› konusunda te- olmakta, bu ba¤lamda profesyonel ma- mel sahip olmas› gereken özellikleri, ma- nevra kabiliyetlerini bir hayli daraltmakta- san›n di¤er taraf›nda da bulundu¤unuz için çok net tan›mlaya- d›rlar. Öncelikli olarak her alan› kucaklamas› anlam›nda ilk tav- biliyorsunuz. Bir çok dan›flmanl›k firmas› ve bizim de bu konu siyem Bankac›l›k ve Finans Sektörü’nde kariyerlerine bafllama- da zaman zaman kulland›¤›m›z psikometrik testleri çok yararl› lar›d›r. bulmad›¤›m›z için adaylara asgari 40 dakika ay›rarak bu seans Genç arkadafllar›n mülakata gittiklerinde kurum ve pozisyon sürecinde Koçluk ve NLP tecrübelerimizi kullanarak yöneltti¤i- hakk›nda araflt›rma yapmalar›, kendi güçlü yönleri ve yetkinlik- miz sorularla karar alma, analitik düflünme, inisiyatif kullanma, leri aras›nda pozisyon aras›nda korelasyon kurarak sevebilece- his dereceleri ve liderlik özelliklerini, kariyer hedefleri, planlar› ¤i ifli yapmalar› konusunda kendileriyle ilgili objektif bir görüfle ve paradigmas›n› analiz ederek kariyerleri için en do¤ru iflaret sahip olmalar›n›n çok önemli oldu¤unu düflünüyorum. levhas› koymam›z mümkün olabiliyor. Mülakatlarda ‹K'c›lar için aday›n tak›s›n- Bankac›l›k ve finans sektörüyle ilgi- dan kokusuna kadar her fley bir sinyal ola- lenmek isteyen arkadafllar›ma ne gi- rak addedildi¤i için genç arkadafllara mü- bi tavsiyelerde bulunursunuz? Müla- lakatlarda özenli olmalar›n› öneririm. Genç kat ve eleme s›navlar›nda dikkat et- arkadafllar›m›z›n ne istedikleri konusunda memiz gerekenler neler? kendilerini keflfetmeleri ve mülakat esna- Bankac›l›k ve Finans Sektörü ülkemizde s›nda kararl›, ne istediklerini bilen, özgü- kurumsallaflman›n zemininin en sa¤lam venleri ve enerjileri yüksek bir profil çiz- ve sa¤l›kl› olarak oturdu¤u platform ola- meleri halinde hiç bir mülakat da zorlan- rak öne ç›kmaktad›r. Bu ba¤lamda, söz mayacaklar›n› düflünüyorum. konusu sektör yabanc› sermayenin de en Hem At›l›m Üniversitesi olarak hem gözde sektörü konumundad›r ve yat›r›m- de Kiflisel Geliflim Toplulu¤u olarak ‹l- lar› en çok çeken sektör özelli¤ini koru- ham Bey’e bu keyifli sohbet için te- maktad›r. Söz konusu sektörün alan ve flekkür ediyoruz. ürün gam›n›n çok genifl olmas› (Finans, Gülsüm Beste SUÇSUZ Kiflisel Geliflim Toplulu¤u Baflkan› 61 ATILIM’DAN UZAKTAN E⁄‹T‹M S‹STEM‹N‹N TEMEL KURALLARI VE ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹’NDE UZAKTAN E⁄‹T‹M UZAKTAN E⁄‹T‹M ‹LKE ve KURALLARI Dünyada artan nüfus ve e¤itime olan yüksek talep neticesinde klasik örgün e¤itim sistemi mekan ve zaman boyutlar›n›n yüksek maliyeti ve di¤er k›s›tlardan ötürü ihtiyaçlar› yeteri kadar karfl›layamad›¤› görülmektedir. Bu nedenle ça¤›m›zda h›zla geliflen yüksek iletiflim teknolojilerinden yararlan›larak e¤itim ve ö¤retimde elektronik ortamda reformist sistemler gelifltirilmifltir. Bunlar›n bafl›nda online e¤itim sistemi gelmektedir. Uzaktan e¤itim sistemi ile hoca ve ö¤renci her zaman karfl› karfl›ya getirilerek yak›n bir iliflki sa¤lamakta, ayr›ca canl› ders saatleri ve di¤er e¤itim enstrümanlar› da kullan›lmaktad›r. Sistem bütün kural ve ilkeleriyle uyguland›¤› takdirde bir nevi sanal örgün e¤itim niteli¤i kazanmaktad›r. Ayr›ca bir tak›m avantajlara da sahiptir. UZAKTAN E⁄‹T‹M S‹STEM‹NDE ÖRGÜTSEL YAPI Uzaktan e¤itim sistemini örgün e¤itimin içinde ve bir parças› gibi görmek sistemin özelli¤ine ayk›r›d›r. Elektronik bir ortamda e¤itim hizmeti verilmektedir. H›zl› karar ve uygulamalara gidilmesi gerekir. Nitekim bunu gözönüne almayan kurulufllar zaman içinde dar bo¤az ve s›k›nt›larla karfl›laflm›fllard›r. Ö¤renci flikayet ve yak›nmalar›na sebep olmufllard›r. Bu e¤itimin baflar›l› sonuçlar verebilmesi için sistemin bütün ifllevlerini uygulayacak bir örgüt yap›s›na ihtiyaç vard›. Bu amaçla At›l›m Üniversitesi uzaktan e¤itim sisteminin örgüt flemas› örnek olarak afla¤›da verilmifltir: ‹fade etmek isterim ki; örgün e¤itimde y›llarca hizmetim ve uzaktan e¤itimdeki yedi y›ll›k deneyimimde gözlemledi¤im ö¤rencilerimizin sosyal ve psikolojik özelliklerinin uzaktan e¤itim sistemine cok uygun oldu¤udur. Ancak ülkemizde belirli üniversite ve kurumlarda yap›lan uzaktan e¤itim programlar›, sistemin bilimsel kural ve ilkelerinin gere¤i gibi uygulanmad›¤› görülmekte, basit pratik yaklafl›mlarla sistem amaç ve özelliklerinden uzaklaflt›r›lmaktad›r. Bu da ö¤rencilerde yanl›fl alg›lara neden olmaktad›r. Bu amaçla uzaktan e¤itim sisteminin örgüt yap›s›n›, e¤itim kural ve enstrümanlar›n›, elektronik ortamda beklenilmesi gereken boyutlar›n› özetle sunmak istiyorum; Yürütme Kurulu Rektör Yard›mc›s› Akademik De¤erlendirme Kurulu Genel Koordinatör Teknik Koordinatör Uzaktan e¤itim sisteminin bir bilgisayar projesi teknolojisi olmad›¤›n›, e¤itim ve ö¤retim projesi oldu¤unu burada ifade etmek isterim. Çünkü sistemin amac› iyi bir ö¤retim üyesi kadrosu, standartlara uygun anime edilmifl ders kitaplar› ve elektronik ortamda bunun ö¤renciye sunulmas›d›r. Uygulamada, baz› kurulufllar›n sistemi bilgisayar firmalar›n› ve bilgisayar teknolojisine domine ettikleri görülmektedir. Oysa ki firmalar bu hizmeti sadece destekleyici ve teknik bir hizmet olarak sunmal›d›r. Sistemde bu konunun ciddi bir biçimde gözönüne al›nmas› ve de¤erlendirilmesi gerekir. Akademik Koordinatör Genel Sekreter Ö⁄RET‹M VE E⁄‹T‹M MODEL‹ Uzaktan E¤itim sisteminde ö¤rencilere baflar›l› bir e¤itim modelini sunabilmek için bafll›ca befl fonksiyonun gelifltirilmesi ve uygulanmas› zorunludur: 1. Ö¤retim Üyesi Kadrosu 2. Ders Kitaplar›n›n Haz›rlanmas› 3. Elektronik Ortamda Ders Kitaplar›n›n Animasyonu 4. Ö¤retim Yönetim Sisteminin Kurulmas› 5. E¤itim Enstrümanlar› 62 1. Ö¤retim Üyesi Kadrosu: Sistemde ö¤retim üyesi kadrosunun deneyimli ve birikimi olan ö¤retim üyelerinden oluflmas› önem kazanmaktad›r. Uzaktan e¤itimde s›n›f s›cakl›¤› olmad›¤›ndan canl› sohbet saatlerinde deneyimli ö¤retim üyelerinin ö¤renciyle olan diyaloglar› yol gösterici bir nitelik tafl›maktad›r. E¤itim konusundaki tecrübeleri sistemin en etkileyici ana konular›ndan birisidir. Kadrolar›n, Ders kitaplar›na sahip veya bu dersleri fiilen veren ö¤retim üyelerinden oluflmas› düflünülmelidir. d- Renk Animasyonu; animasyonda renklerin kullan›lmas› abart›l› olamayacag› gibi sönükte olamayacakt›r. Ö¤renciye estetik bir sunum yap›lmal› ve ö¤renmeyi kolaylaflt›rmal›d›r. 4. Ö¤retim Yönetim Sisteminin Kurulmas›: Uzaktan E¤itim Sisteminde hoca ve ö¤renciyi karfl› karfl›ya getirecek, rahatl›kla buluflturacak, e¤itim ve bilgi iliflkisi sa¤layacak bir sistemdir. Üzülerek belirtirim ki, ülkemizde d›flar›dan getirtilen kopya edilmifl LMS' lerin (Ö¤retim Yönetim Sistemi) s›k›nt› yaratt›¤› görülmektedir. LMS' den beklenen ders hocas› ve ö¤rencinin, basit ve kolay sisteme girmesi, rahatl›kla ulaflmak istedi¤i bilgilere ulaflabilmesidir. LMS üniversitelerimizin geleneksel üslup ve ifadesine göre haz›rlanmal› ve bilgi kaynaklar›na sistemde girift yollara baflvurmadan en k›sa sürede ulafl›lmal›d›r. Uzaktan E¤itim Sisteminin en büyük avantajlar›ndan biriside yurt içinde ve yurt d›fl›nda çeflitli üniversitelerde istenilen ö¤retim üyelerinin görevlendirme imkan›n›n bulunmas›d›r. Bu esnekli¤i de göz önüne alarak ö¤retim üyesi seçimi s›k›nt›s›z ve daha rahat yap›labilir. 5. E¤itim Enstrümanlar›: Uzaktan E¤itim Sisteminde, örgün e¤itimden farkl› enstrümanlar kullan›lmaktad›r. Ve bu enstrümanlar 24 saat devreye sokulabilir. Sistemin zenginli¤i bafll›ca befl e¤itim enstrüman›n› kullanabilmesidir. a- Duyuru, b- Mesaj, c- Canl› Sohbet, d- Tart›flma Konular›, e- Ödevler 2. Ders Kitaplar›n›n Haz›rlanmas›: Uzaktan e¤itim sisteminde ders kitaplar›n›n haz›rlanmas› konusu iyi bir araflt›rmay› gerektirmektedir. Bu konuda daha önceden eser yazm›fl ö¤retim üyelerinin tercih edilmesi gerekmektedir. Web taban›na verilecek ders kitaplar›n›n haz›rlanmas›nda hacim ve içerik yönünden sisteme uygun biçimde standartlar›n gelifltirilmesine dikkat edilmelidir. Üslup, hacim ve ifade tarz› aç›k ve net olmal›d›r. ATILIM ÜN‹VERS‹TES‹'NDE UZAKTAN E⁄‹T‹M S‹STEM‹N‹N YAPISAL ÖZELL‹KLER‹ At›l›m Üniversitesi yukar›da ifade edilen kural ve ilkelere uygun olarak örgütlenme karar› vererek sistemin tüm özelliklerini tafl›yan bir yap›lanmaya gitmifltir. Uzaktan E¤itim Koordinatörlü¤ü taraf›ndan, bir y›ll›k araflt›rma ile YÖK' ün talepler›ne cevap verecek flekilde çal›flmalar yap›lm›flt›r. Bu ba¤lamda örgüt yap›s› kurulmus, e¤itim modelleri teker teker ele al›narak standartlar› gelifltirilmifl ve bu araflt›rmalar›n bilgisi ›fl›¤›nda e¤itime geçilmektedir. Ayr›ca sistemin bütün özelliklerini, birim ve e¤itim modellerini kavrayan bir yönerge ha›z›rlanarak uygulamaya konulmus ve bu yönerge YÖK baflkanl›¤›na sunulmufltur. 3. Elektronik Ortamda Ders Kitaplar›n›n Animasyonu: Uzaktan e¤itim sisteminin en önemli teknik konusu web taban›na verilen ders kitaplar›n›n animasyonudur. Ö¤renci aç›s›ndan ciddi bir animasyon yaklafl›m› büyük oranda verimli olmakta ve ö¤renciyi e¤itimde tatmin etmektedir. Ülkemizde animasyon yaklafl›m›nda, standartlara uygun nitelikte bir uygulaman›n olmad›¤› görülmektedir. Animasyon felsefesi örgün e¤itimdeki s›cak s›n›f ortam›n› yaratmak hedefini tafl›r. Animasyon, ö¤rencinin canl› e¤itimde t›pk› ders hocas› gibi dikkatini çeker, hareketli flekiller sunar ve böylece s›n›f s›cakl›¤›n›n yoklu¤unu gidermeye çal›fl›r. Bu amaçla baflar›l› bir animasyon için afla¤›daki dört ifllemin gelifltirilmesi ve uygulanmas› gerekir: Bu çal›flmalar neticesinde 2008-2009 Akademik y›l›nda, At›l›m Üniversitesi Uzaktan E¤itim Koordinatörlü¤ü; uzman kadrosu ile iki ön lisans (Bilgisayar Teknolojisi ve Programlama ve Turizm Konaklama ‹flletmecili¤i) ve bir yüksek lisans (e- MBA) program›yla e¤itime geçmifltir. Üniversitemizin, bu e¤itim sisteminde yukar›da yeralan kural ve ilkeleri, örgüt yap›s›n› önerdi¤imiz bütün bilimsel modelleri uygulamay› hedef alm›fl ve uygulamaktad›r. Amac›m›z; ö¤rencilerimize bilimsel ve mesleki bir e¤itim verme, bilgi kaynaklar›na ulaflabilme ve neticede yönetim birimleriyle rahatl›kla diyalog kurarak isteklerini yans›tabilme imkanlar›n› yaratmakt›r. a- Sayfa Animasyonu; sayfan›n belirli bir renk animasyonuna dönüfltürülmesi, b- Yaz› Animasyonu; web taban›na verilen ders kitaplar›n›n bölümleri dahil olmak üzere yaz›lar›n anime edilmesi, c- fiekil ve Resim Animasyonu; grafikler, flemalar, formüller dikkat çekici renklerle anime edilmeli ve bir k›sm›n›n hareketli olmas›, Prof. Dr. Tevfik TATAR Uzaktan E¤itim Genel Koordinatörü 63 KAMPANYA KÜTÜPHANES‹Z OKUL KALMASIN KAMPANYASI - 2 Bizim bir hayalimiz vard›, peki neydi o hayal? alma imkan›m›z vard›r, bunun için bizlere telefon numaralar›m›zdan ulaflabilirsiniz. Bu kampanya da eme¤i geçenler; • At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u • At›l›m Üniversitesi Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörlü¤ü • ALES-351 Dersi Ö¤rencileri • At›l›m Üniversitesi Halkla ‹liflkiler Müdürlü¤ü • Yerleflke2023 Üniversite Kulüpleri ve Gençlik Dergisi Ülkemizin son y›llarda ki durumu malum, bir yanda dünyay› ele alan ekonomik kriz ortam›, bir yanda ard› arkas› kesilmeyen terör sald›r›lar›, bir yanda ise siyasi menfaat çat›flmalar›. Bizler ülkenin bu ac› haline direkt olarak bir katk›da bulunam›yoruz belki ama 'KÜTÜPHANES‹Z OKUL KALMASIN' diyerek yar›nlara umut vermek için ve bu ülkenin ayd›nl›k gelece¤i için çaba gösteriyoruz. Bizim en büyük hayalimiz bu ülkede kitaps›z-kalemsiz bir tek çocu¤un bile kalmamas›. Bize göre, baz› olaylar›n üstesinden silahla de¤il kalemle gelmek belki de hepimizin gelece¤i aç›s›ndan çok daha güzel sonuçlar verecektir. ‹flte bu ve bunun gibi birçok nedenden dolay› At›l›mc› Hukukçular Toplulu¤u olarak her sene ülkemizin bir köflesinde ki muhtaç bir okula kütüphane kurmay› hedefledik, ve geçen sene Rize de bir köy okuluna 5000 kitapl› güzel bir arfliv oluflturduk. Bu sene ki hedefimiz ise Çorum'un Bo¤azkale ilçesinde muhtaç bir okula kütüphane oluflturabilmek. Hedef 6000 kitap. Her sene ç›tay› yükselterek daha büyük hedeflerle bu kampanyay› bafllatmaktay›z. Öncelikli amac›m›z belirlenen okulumuza kütüphane kurmak, fakat bunun yan›nda aç›l›fl töreni esnas›nda okulun muhtaç ö¤rencilerine k›rtasiye yard›m› da yapabilmek. Bu ba¤lamda bizlere kitap ba¤›fl› yan›nda k›rtasiye malzemesi ba¤›fl› da yapabilirsiniz. Tüm yard›mlar üniversitemizin Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörlü¤ü bünyesinde toplan›p aç›l›fl haftas› gönüllü ö¤renciler taraf›ndan kolilere yerlefltirilecek ve ard›ndan yard›m yapaca¤›m›z okula gönderilecetir. KÜTÜPHANE KURACA⁄IMIZ OKUL Evci ‹lkö¤retim Okulu, Evci Beldesi, Bo¤azkale/ ÇORUM ‹LET‹fi‹M ADRESLER‹ www.yerleske2023.com [email protected] [email protected] [email protected] Kampanya Sorumlular› • Hacer Erar- At›l›m Üniversitesi Sivil Giriflim ve Gönüllü Çal›flmalar Koordinatörü • Meltem Banko- At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Baflkan› (0535 648 60 71) • Hakan ‹pek- At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Baflkan Yard›mc›s› (0505 881 87 75) • Görkem Alyanak-At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Baflkan Yard›mc›s› (0505 517 69 98) • Metin Soylu- Yerleflke2023 Dergisi Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü (0532 647 05 80) • Cem ‹yigün- At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Denetim Sorumlusu (0506 583 13 26) • Zeynep Ça¤la Karada¤-At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Org. Sorumlusu (0554 793 58 28) • Özge Aksu- At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Haz›rl›k Temsilcisi (0537 706 08 79) • Ales-351 Dersi Ö¤rencileri Kampanyam›z 29 Ekim 2008 tarihinde bafllay›p 10 fiubat 2008 tarihinde sona erecektir. Bizlere vermifl oldu¤umuz iletiflim adreslerimizden ulaflabiliriniz. Fazla say›da olan ba¤›fllar› eve gelerek bizzat sizden teslim Meltem Banko - At›l›mc› Hukukcular Toplulu¤u Baflkan› 64 KÜLTÜR SANAT Bir Dinleyicinin Notlar› Geçti¤imiz say›da, yine ayn› bafll›k alt›nda, müzi¤in hayat›n tam merkezinde, ana ekseninde oldu¤unu, kendi yorumumuzla, akl›m›z erdi¤ince, kalemimiz yetti¤ince anlatmaya çal›flm›flt›k. Bu yaz› da yine müzikle ilgili al›nm›fl baz› notlar›n, çeflitli fikirlerin ve yorumlar›n, tamamen amatör bir yaklafl›mla sizlerle paylafl›las›ndan ibarettir; duyrulur. Yaz›ya, zaman zaman duyulan bir kayg›n›n dile getirilmesi ile bafllad›k. ‹nsan›n, akl›ndakiler ile bunlar›n insanlara, karfl›s›ndakilere aktar›lm›fl halleri, alg›lanm›fl biçimleri aras›nda yüzde yüz denklik olmuyor, olam›yor maalesef. (Madem bir üniversitenin ç›kard›¤› dergide yer al›yor bu yaz›; tat katmas› maksad›ysa, bir miktar matematiksel ve teknik bilgiyi sos niyetine kullanmakta sak›nca görmemekteyim, bu sebeple yaz›n›n ilerleyen bölümleri tad›ndan okunamayabilir, sab›rla sonuna kadar gitmenizi rica edece¤im!) Düflünceler ile sözler ya da yaz› aras›nda bir aktar›m ifllevi (transfer function) mevcut ve bu da -ço¤u zaman- bire eflit olmamakta. Benzer bir aktar›m ifllevi de sizden ç›kan söz ya da yaz› ile bunlar› aktarmaya çal›flt›¤›n›z, anlamas›n› istedi¤iniz ya da muhatap ald›¤›n›z kiflinin beyni, akl› aras›nda da mevcut ve yine bire eflit de¤il. Uzun laf›n k›sas›; düflüncelerinizi sözlü ya da yaz›l› anlatmak ve bunlar›n tam olarak do¤ru flekilde, kastetti¤iniz anlamda alg›lanmas›, sindirilmesi, yorumlanmas› her zaman çok basit ya da sade bir ifllem de¤il. Herhalde bu sebepten ötürü, baz› uzmanlar “sizin ne anlatt›¤›n›zdan ziyade karfl›n›zdakinin ne anlad›¤› önemli” demifller. Asl›nda, bu biraz da karfl›n›zdakinin sizi ne kadar tan›d›¤›na da ba¤l›. ‹fade etme- ye çal›flt›klar›n›z›n, niyetinizin, içinizdeki düflüncelerin bir baflkas› taraf›nda anlafl›lmas› süreci, durum de¤iflkeni kestirimi (state variable estimation) yap›s› ile modellenebilir kanaatini tafl›maktay›m. Düflündüklerinizin, iç de¤iflkenler (inner variables) oldu¤unu varsayarsak, karfl›n›zdaki asl›nda bu de¤iflkenleri kestirim (estimation) yaparak sizi anlamaya, yorumlamaya çal›fl›yor, bence :. Belki bu kestirim yap›s› ve modellenmesi ile ilgili daha sonra birfleyler yazmaya devam edebiliriz. Do¤ru kestirimlere ulaflmak için gerekli flartlar neler olabilir, bu kestirimleri yapacak kiflinin sizi tan›ma süreci nas›l modellenebilir gibi pek çok ilginç konu ve durum karfl›m›za ç›k›yor. Yukar›da düflüncelerin anlat›lmas› ve anlafl›lmas› kulvar›nda yol ald›k genelde. Bir baflka kulvarda da duygular›n aktar›lmas› var elbette. Oras› daha karmafl›k. Müzik de duygular›n iletilmesi için kullan›labilecek en güzel yöntemlerden biri. Burada biraz “kim nas›l isterse, kendine uygun olan ne ise öyle alg›las›n” durumu var gibi geliyor bana! Müzik daha farkl› yani. ‹flin bir baflka boyutu da; biz niye müzik dinliyoruz sorusu ve muhtemel cevaplar› ile hayat buluyor bence. En basit cevap; “hofluma gidiyor ondan dinliyorum”dur. Ama neden hofluna gidiyor? Kimileri de ”Uyand›¤›mda, Sabah fiekeri Candy'i dinleyerek kendime geliyorum” der. Ama neden o müzik seni kendine getiriyor? Bir baflkas› da, “Sabaha dek Cengiz Abi'yi dinledim, benim hayat›m da roman olur, ahh o gözler!” diye seslenir. ‹yi güzel de o gözleri kalbimde, ruhunda neden o parçalar ile hissediyorsun? ‹nsan psikolojisini, ruh halini bir sistem olarak düflünürsek, belir- parçalar›na özellikler dikkat etmenizi dilerim. Ud ile do¤açlamalar›, etkileyici parçalar içinde bulman›z mümkün olacak. Barbaros Erköse gibi bir ustan›n da bu albümde yer ald›¤›n› tekrar hat›rlatay›m. Anouar Brahem'i, Erik Truffaz ile Mantis albümünde, Nina Valeria parças›nda dinlemenizi de isterim. Trompet ve ud gerçekten birbirlerine çok yak›flm›fllar. Ud demiflken, Kamil Erdem Quartet'in 2008 y›l›nda ç›kard›¤› Odd Tango albümü geldi akl›ma. Bu albümde, Alan “Gunga” Purves (perküsyon), Fatih Ah›skal› (ud), Kamil Erdem (bas), Mark Alban Lotz (flüt, bansuri) yer alm›fllar. Ol Bosperus ve Sufi Walk parçalar›nda çok özel ud t›n›lar›n› bulabilirsiniz, dinlemenizi dilerim. Flüt ise bu parçalara çok farkl› bir renk getirmifl, yazmadan geçmeyelim. li özellikteki müzikler o sistemin belirli modlar›n› (mode) tahrik edebiliyor. Bu modlar›n canland›r›lmas› da insan›n hofluna gidiyor, ruhunu okfluyor, nefle kat›yor, melankolinin derinliklerine itiyor... BBC taraf›ndan haz›rlanan belgesellerin birinde, tek yumurta ikizlerinin üzerinde yap›lan bir deney anlat›l›yordu. Bu iki han›m›n ruh hallerini de¤ifltirebilmek için, sabah birini hüzünlü bir müzik eflli¤inde, di¤erini de hareketli dans parçalar› ile uyand›r›yorlard›. Yani farkl› modlar›n› tetikliyorlard›. Burada kastetti¤im “mod”u baflka bir sistem üzerinde örneklendireyim. Hani dolmuflta giderken, yolda durursunuz, vites bofltad›r, hemen yan›n›zdaki cam deli gibi titremeye bafllar ama bakars›n›z sadece camlarda ç›lg›nca bir hareket vard›r. Derken yeflil yanar hareket edersiniz -pardon hareket etmek için sar› yeterli oluyordu! Bu sefer de yukar›dan bir yerlerden tiz bir ses gelir, plastik bir parçan›n titrerken ç›kard›¤› ses... Motorun boflta çal›fl›rken kayna¤› oldu¤u hareket camlar›n afl›r› titredi¤i bir modu canland›rm›flt›r, vitesteyken ve h›zlanm›flken motor bu sefer de plastiklerin titredi¤i bir modu tahrik etmifltir. Psikolojik sistem yorumum ve bu örnek, psikoloji bölümünüzdeki hocalar›m›z taraf›ndan cevap haklar›n› kullanmay› gerektirecek bir yaklafl›m olarak görülmez umar›m. Tam burada, küçük bir 'playlist' haz›rlamak iyi olur düflüncesindeyim; Anouar Brahem'den Parfume de Gitane ile bafllayal›m, ard›ndan Nina Valeria ile devam edelim, üçüncü s›raya Ol Bosperus'u ekleyelim ve devam›na Yurdal Tokcan'›n sade ve etkileyici ud t›n›lar›yla flekillenmifl Passion albümünden Moonlight isimli parças›n› yerlefltirelim. Son s›ray› ise, Mutlu Torun'un Buluflmalar albümünden Huzur isimli parças›na ay›ral›m. Bu ud bazl›, yüksek dozda caz ve makam müzi¤i katk›l› listenin ard›ndan san›r›m merhamet, sevgi ve melankoli modlar›m›z -e¤er varsa!- canlanm›flt›r. Kim niye müzik dinler, neyi dinler daha fazla kurcalamadan, bir baflka konuya geçmekte fayda var. Geçen yaz›m›zda çeflitli albümlerde yer alan baz› parçalardan da bahsetmifltik. Ayn› uygulamaya, Anouar Brahem'in 2000 y›l›nda ç›kard›¤› Astrakan Café albümünü hat›rlatarak devam edelim. Bu albümde, Anouar Brahem (ud), Barbaros Erköse (klarnet) ve Lassad Hosni (bendir, darbuka) yer alm›fllar. Tunus do¤umlu sanatç›, kendi etnik müzi¤ini caz tepsisinde çok güzel sunmaktad›r. Bu albümünde yer alan, Blue Jewels ve Parfum de Gitane Müzik ile bafllad›k, insan iliflkileri ve psikoloji gibi konulardaki matematiksel yaklafl›mlara kendi yorumlar›m›z› ve düflüncelerimizi ekledik, çok sevdi¤im ud t›n›lar›n› ve na¤melerini içeren güzel albümlerden ve parçalardan söz ettik, göz karar› k›sa ama doyurucu bir liste verdik ve nihayetinde yaz›n›n sonuna geldik. Iyi dinlemeler : Sevgi ve sayg›lar›mla. Yrd. Doç. Dr. Kutluk Bilge Ar›kan 67 KÜLTÜR SANAT Müzik ‹le Buluflmalar... “Parma: Correggio’nun Renklerinden Verdi’nin Say›klamalar›na” Eren'in binebilmiflti. Ancak onlar›n bindi¤i otobüsün yolda tekerle¤inin patlamas› ve bir sonraki otobüse binmeme ra¤men onlardan önce havaalan›na varmam günün sürprizleri ile ilgili bize bir ön fikir vermekteydi asl›nda. Neyse ki uça¤a binip sa¤ salim ‹stanbul'a gelebildik. Yan›m›zda organizasyonun idari sorumlular› olarak Ankara Caz Derne¤i'nin de¤erli yetkilileri Ela Önem ve Onur Aymergen bulunmaktayd›. ‹stanbul'dan aram›z kat›lan Erdem fiimflek ile birlikte Roma'ya do¤ru saat 14.05'de yola ç›kt›k. Do¤u Roma'n›n eski baflkenti olan Yeni Roma'dan yani ‹stanbul'dan, Bat› Roma'n›n kadim baflkenti Roma'ya do¤ru ç›k›lan bu do¤u-bat› eksenli yolculuk, saat fark› da göz önüne al›n›nca oldukça erken bir zamanda bizi davetkâr Roma'n›n kollar›na b›rakm›flt›. ‹talyan havayollar› Alitalia'n›n bize bildirdi¤i veya bizim anlayabildi¤imiz kadar›yla Parma uçuflumuza kadar 5 saat vakit ve yan›bafl›m›zda kocaman bir Roma vard›. Cesaret ve kendinde güven konusundaki üstün yetenek ve becerilerini defalarca ispatlayan ekibimin genel karar› ile bu 5 saatlik zaman için Roma merkezine inmeye karar verildi. Bir saat sonra Kolezyum'un bahçesinde gladyatörler ile resim çektirirken bulduk kendimizi. Lezzetli pizzalar›n çekici- Esas›nda ekip üyelerimizin nevi flah›slar›na münhas›r rahatl›klar› ve maceraperestliklileri düflünüldü¤ünde bir haftal›k gezimizin epeyce ilginç olaca¤› rahatl›kla tahmin edilebilirdi ama böylesi bir yolculu¤u herhalde kimse beklemiyordu… AB‹S Toplulu¤u ile ‹talya'n›n önde gelen modern müzik ve caz festivallerinden olan Parma Jazz Frontiere'nin aç›l›fl konserini ‹talyan Musica Reservata grubu ile gerçeklefltirmek üzere, 28 Ekim 2008, Sal› sabah› Ankara'dan yola ç›kt›k. Esas›nda ekip üyelerimizden Sarp Maden 25 Ekim gününden Parma Konservatuar›'nda gerçeklefltirece¤i gitar atölyesi çal›flmalar›na bafllamak üzere yola ç›km›flt› bile. Bu etkinlik Avrupa Birli¤i deste¤i ile Ankara Caz Derne¤i taraf›ndan yürütülen ve Avrupa'n›n kültürel ortakl›klar›n› caz miras› ile yans›tmay› hedefleyen “European Jazz Mix Culture” adl› projenin ikinci aya¤› olarak gerçekleflmekteydi. Güne kendi ad›ma saat 9.00'daki Havafl otobüsünü kaç›rarak bafllad›m. Oysa yetiflmeyi planlad›¤›m ancak kaç›rd›¤›m otobüse Ankara'dan beraber hareket etti¤imiz Ayfle Erdal, Miase Bayramo¤lu ve Ömür 68 li¤i de duruma eklenince saatler h›zla geçti. Saat 20.00 sular›nda Parma Caz Festivali'nin yöneticisi, de¤erli dostumuz Roberto Bonati'nin telefonu ile kendimize geldik. Roberto bizim tahmin etti¤imiz kalk›fl saati olan 21.55'de herhangi bir sefer görünmedi¤ini, tek seferin 21.15'de göründü¤ünü bize bildirdi. Bu durum bizim muazzam rahatl›¤›m›z› az da olsa bir heyecana çevirse de; bu heyecan ile acilen havaalan›na do¤ru yola ç›kmam›z, bizi beklenen sondan kurtaramam›flt›. Uça¤›m›z biz havaalan›na geldi¤imiz anda zaten kalkm›flt›. Yetkililer bu anlafl›lmas› güç durumu anlay›flla karfl›lay›p biletlerimizi bir sonraki uça¤a aktard›lar ama ne ac› ki o uçak bir sonraki sabah 08.55'teydi ve bu durum o pek çok sevdi¤imiz Roma'n›n havaalan›nda geçirilecek bir geceyi bize müjdeliyordu. Ekibimiz ilk floku atlatt›ktan sonra duruma uyum sa¤lamaya bafllad›, “o kadar da kötü olamazd› can›m, bir gece nas›l olsa geçerdi….”. Bir köflede oturup çalg›lar›m›z› ç›kar›p müzik icra etmeye bafllad›k, bizimle ayn› kaderi paylaflan yolcular için çekici bir e¤lence seçene¤i yaratt›¤›m›z aflikard›. Ancak Parma'dakiler o kadar da rahat de¤ildi, Bonati, Sarp ve di¤er tüm organizasyon yetkilileri tüm program› bir sonraki sabah saat 10.00'dan itibaren bafllayacak provalara göre ayarlam›fllard› ve bizim tüm geceyi uykusuz bir halde geçirerek periflan flekilde Parma'ya varmam›z›n konserin istikbali için çok da iyi olmayaca¤› görüflündeydiler. Müthifl bir telefon diplomasisiyle ve Parma'daki dostlar›m›z›n katk›s›yla havaalan› yak›nlar›nda bir otel ayarlay›p, geceyi orada geçirmeye karar verdik. Hatta bu arada alandaki yaklafl›k 3 km'lik taksi s›ras›n› otelden gönderilen bir araç ile de aflmay› bildik. fiirin otelimizde gece, Ömür'ün saatini geri almay› unutup sabah›n 5.30'unda “uça¤› kaç›r›yoruz !” diye bizi aya¤› dikmesi d›fl›nda sakin geçti. Sabah uça¤›m›z› bu defa yakalayabilip solu¤u Parma'da ald›k. Parma'ya geldi¤imiz ilk andan itibaren bu ortaça¤ kentinin büyülü atmosferi benliklerimizi ele geçirmeye bafllad› ve bu his ayr›ld›ktan sonra bile peflimizi b›rakmad›. Parma, tarihi Roma dönemine hatta daha gerilere uzansa da esas önemine Ortaça¤ ve Rönesans'da kavuflmufl bir kent. Halen 170,000 civar› nüfusa sahip küçük bir yerleflim olmas›na ra¤men Parma, özellikle Rönesans döneminden itibaren Bat› sanat›n›n kimli¤ini bulmas›nda ciddi bir flekilde k›lavuzluk yapm›fl, çekim merkezi olmufl derin bir kültürü yans›tmakta. Parma'da yetiflen ressam Correggio, besteci Verdi gibi üslup sahibi sanatç›lar, Bat› kültürünün görsel ve iflitsel miras›n›n flekillenmesi ve aktar›lmas›nda pay sahibi olmufl, bu katk›lar›yla Parma'n›n bir sanat kenti olarak flöhretini artt›rm›fl kifliler. Yine Parma Üniversitesi'nin dünyan›n en eski üniversitelerinden biri olmas› da Avrupa'daki bilimsel ayd›nlanmada Parma'n›n rolünü aç›kça ortaya koymakta. 28-30 Ekim tarihleri aras›nda Musica Reservata'n›n sanat yönetmeni Roberto Bonati'nin titiz çal›flma disiplinine uyum gösterebilmek için neredeyse hiç ayr›lmad›¤›m›z, bütünleflti¤imiz prova odam›z da klasik bat› müzi¤inin flekillenmesindeki önemli merkezlerden olup, ‹talyan operas›n›n gururu Verdi'yi yetifltiren okul olarak bilinen Parma A. Boito Konservatuar›'nda yer almaktayd›. Eski bir manast›r yap›s›n›n içine infla edilmifl bu bina, bat› sanat›n›n oldu¤u kadar ve Katolik H›ristiyan kültürünün de iflitsel ve görsel simgelerini bugüne tafl›yan bir yap› olarak Parma'n›n iç dünyas›n› keflfetmemiz için bizlere ciddi bir imkân yaratt›. Buran›n belki de ilk defa flahit oldu¤u ba¤lama, kanun, kemençe ve ney sesleri ve haf›zalar›m›zdaki koca bir Anadolunun müzik miras›n›n, bu barok düfllerle birleflti¤i anlar belki konserin de seyrini belirlemekteydi. Bizans'tan Roma'ya; ‹slam'dan H›ristiyanl›¤a, Anadolu'dan Orta Avrupa'ya; iki kadim kültür miras›na dair hat›ralar birbirine kar›fl›p, adeta ortak düfllerin uykular›n› oluflturmaya bafllam›flt›. Esas rüya ise konserde ortaya ç›kacakt›. Di¤er say›da devam edecektir... Yrd. Doç. Dr. Cenk Güray - Endüstri Mühendisli¤i Bölümü 69 Nuri Bilge Ceylan S‹NEMADA iz b›rakanlar ÜÇ MAYMUN Ça¤an Irmak ISSIZ ADAM Daha önce yine bir Ça¤an Irmak filmi olan Ulak' tan ve bir televizyon dizisi olan Asi' den tan›nm›fl olan Cemal Hünal ve yine Ulak' tan ve Köprü, Çapk›n gibi dizilerden tan›d›¤›m›z Melis Birkan' ›n baflrollerde oynad›¤› Iss›z Adam filmi 7 Kas›m' da gösterime girdi. Filmde Cemal Hünal, Alper isimli bir aflç›y› canland›r›yor. Alper, özgürlü¤üne düflkün, hayat›n› kendi do¤rultusunda yaflamay› seven bir karakterdir. Ada (Melis Birkan) ise s›radan bir hayata sahip, kendi ayaklar› üzerinde durmaya çal›flan genç bir kad›nd›r. ‹kilinin yollar› Beyo¤lu'nda eski bir kitapç›da kesiflir. Alper, Ada'n›n arad›¤› kitab› bulup ona vererek ilk ad›m› atar; asl›nda bu tan›flma ikisinin de hayat›nda çok büyük de¤iflikliklere yol açacakt›r. Alper zamanla Ada' ya olan ilgisinin özgürlü¤ünü k›s›tlad›¤›n› fark eder ve bir ikilem içerisine düfler; aflk› m› yoksa özgürlü¤ü mü daha a¤›r basacakt›r? Büyük flehirlerde kendi yaflam serüvenine kap›l›p, hayat›n kargaflas›nda kendine bir yer arayan insanlar›, kalabal›klardaki yaln›zl›klar› ve yaflanmam›fllar›n piflmanl›klar›n› anlatm›fl Ça¤an Irmak. 2008 Cannes Film Festivali'nde En ‹yi Yönetmen ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan filmi hakk›nda flunlar› söylüyor ; ''Küçük zaaflar›n büyük yalanlara dönüflerek parçalad›¤› bir ailenin gerçe¤i örtbas ederek her fleye ra¤men bir arada kalma çabas›. Ceylan bu yap›t›n›, alt›ndan kalkamayaca¤› ac›lara ya da sorumluluklara maruz kalmamak ad›na gerçe¤i bilmek istememek, onu görmemek, duymamak, hakk›nda konuflmamak ya da günümüz tabiriyle “Üç Maymun”u oynamak, onun varoldu¤u gerçe¤ini ortadan kald›r›r m›? sorusu üzerine kurmufl. Film, seçimlerde aday olan bir ifl adam›n›n kaza sonucu birini öldürüp kendi yerine floförünü hapse girmeye ikna edip, daha sonra da hapisteki floförünün efli ile iliflkiye girmesi ve sonunda floförün o¤lu taraf›ndan öldürülmesi üzerine tamamen drama dönüflen olaylar zincirini iflliyor. Senaryosunu Ebru Ceylan, Ercan Kesal ve Nuri Bilge Ceylan' ›n yazd›¤› Türk, Frans›z, ‹talyan ortak yap›m› olan ve Yavuz Bingöl, Hatice Aslan, Ercan Kesal gibi oyuncular›n yer ald›¤› film flimdi de Akademi Ödülleri'nde ülkemizi temsil etmek için bekliyor. 70 EDEB‹YATTA iz b›rakanlar... Ahmet Hamdi Tanp›nar SAATLER‹ AYARLAMA ENST‹TÜSÜ Okuyan›n sayfalar›nda kendini, yaflad›¤› toplumu, hayat›n tüm yönlerini buldu¤u eserleri anlatmas› ne kadar zor. Bir de anlat›lan eser edebiyat›m›z›n en güzel romanlar›ndan biri kabul edilen Saatleri Ayarlama Enstitüsü ve yazar› Türk Edebiyat›n›n usta kalemlerinden Ahmet Hamdi Tanp›nar olursa... Ahmet Ümit AfiK KÖPEKL‹KT‹R Aflk, imkans›z› ümit etmektir. Aflk Köpekliktir' de bu gerçe¤i Roman›n mükemmel kurgusu ölümle yaflam›, yaln›zl›kla kalabal›¤›, sab›rla tahammülsüzlü¤ü, mutlulukla hüznü, karamsarl›kla umudu birbirini kovalayan sat›rlarda garipsenmeyecek bir bütünlükle sunuyor. ele al›yor Ahmet Ümit. On ayr› öyküden oluflan bu eserde, her konu, farkl› bir aflk öyküsünü ele almaktad›r ve bu eser aflk›n Peyami Safa'n›n “Yaln›z›z” adl› roman›ndaki hayali dünyas› “Simeranya” gibi, Ahmet Hamdi Tanp›nar da asl›nda hiç varolmam›fl bir enstitü yaratarak sisteme karfl› elefltirilerini dile getirmifl. Saatleri Ayarlama Enstitüsü kendi gereklili¤ini ve meflruiyetini ortaya koyan bir bürokrasi anlay›fl›n›, do¤u ile bat› aras›ndaki alg› farkl›l›klar›n› “zaman” kavram› üzerinden anlat›yor. on ayr› yüzünü göstermektedir. Kiminde aflk› bir mucize olarak görüp ''Aflk bir mucizedir'' diye iddial› bir bafll›k atar Ahmet Ümit. Kiminde '' Aflk çözümsüz bir problemdir'' diyerek aflk›n karmafl›kl›¤›ndan bahseder yazar›m›z ve '' Aflk bir cinayettir'' diyecek kadar ileri gider. Yazar, kahramanlar›ndan Halit Ayarc›'ya: “‹nsanla u¤raflmak güçtür ve zaman ister. Mesele vaziyeti iyi haz›rlamaktad›r. ‹nsanlar onu kendiliklerinden yaflarlar. Bütün mesele insao¤luna yarat›c›l›¤›n› vermektedir. Ben tiyatroyu sevmem. Ben kendili¤inden olan fleylerin adam›y›m” dedirtirken bir yandan da zaman, mekan, insanlar, bürokrasi gibi birbirinin içinde yer alan herfleyin menfaatler çerçevesinde nas›l bir tiyatro oyununa dönüfltürülebilece¤ini gösteren mükemmel bir hiciv örne¤i sergiliyor. Duygular›, düflünceleri, yetenekleri ve ihtiraslar› aras›ndaki kaosta yuvarlan›p dünyan›n keflmekeflinde denge ararken “an”› pervas›zca harcayan zamaneler için “Ayar saniyenin peflinde koflmakt›r” gibi eflsiz cümlelerle bezeli eser “fiimdiye kadar neden okumad›m ki?” dedirten evrensel bir baflucu kitab›... En sonunda '' Aflk Köpekliktir'' diyerek aflka bilinenden farkl› bir boyut kazand›r›r yazar›m›z. Kitap dili klasik Ahmet Ümit betimlemeleriyle süslü ve oldukça ak›c›. Her konuya kendini öyle kapt›r›yor ki insan, kitab›n bitmesini hiç istemiyor t›pk› di¤er Ahmet Ümit kitaplar›nda oldu¤u gibi. Kitap okunduktan sonra anlafl›l›yor ki, kitab›n bafll›¤› olan öykü, gerçekten bu öyküler aras›nda en güzelidir. E¤er siz de aflk› içeren fakat yüzeysel anlatmayan, bir kitap okumak isterseniz, gidece¤iniz en güzel adres bu kitap olacakt›r. ‹yi aflklar... 71 Türk fiiirinin Ses Bayra¤› Faz›l Hüsnü Da¤larca’n›n Ard›ndan Türk edebiyat›nda fliirleriyle “s›rada¤lar” kurmufl Faz›l Hüsnü Da¤larca'y›, 15 Ekim 2008'de kaybettik. karanl›k, belki de en ayd›nl›k eseri olan Âsû "insan›n günümüzden (yani, flairin sezgisinden) eski ça¤lara do¤ru tek kesit içinde incelendi¤i" eserdir. Âsû. Da¤larca, 1959'da on dergide yay›mlad›¤› “Türkçe Kat›nda Yaflamak” bildirisinden sonra fliirini “ses bayra¤›m” dedi¤i Türkçenin olanaklar› içinde kurdu. Bu bildiriyle birlikte sadece Öztürkçe sözcükler kullanmaya bafllad› ve kendine özgü bir fliir dili kurdu. fiiirlerinde, Öztürkçenin olanaklar›yla fliirsel bir dil yarat›labilece¤ini gösterdi. Da¤larca için görünen, her fleyden önce insand›r, önce, çocuk'ta bafllayan, anada, kardeflte arkadaflta, sevgilide somutlaflan, önce kendi ulusunda, sonra dünya uluslar›nda, bir kelimeyle, insanl›kta oluflan insan. Da¤larca'n›n, insan bilmecesinin çekirde¤i çocuk'la bafllayan "görünenle olmak" serüveni, Çak›r›n Destan› (1943) ile insan›n d›fl dünya karfl›s›ndaki davran›fl›na ve ruh yap›s›na, oradan da Anadolu köylüsünün kaderine (Toprak Ana, 1950; Aç Yaz›, 1951), Türk ulusunun fetihlerle yüce, Kurtulufl Savafl›'yla kutsal yaflant›s›na kadar uzan›r. Bu aflama destanlar aflamas›d›r. Üç fiehitler Destan› (1945) ile bafllayan, ‹stiklâl Savafl›-Samsun'dan Ankara'ya (1951), ‹stiklâl Savafl›-‹nönüler (1951), Yeni Mehmetler (1964), Çanakkale Destan› (1965) ile sürüp giden bir sürü destanda flairin yüre¤i yurdu için çarpar. Bütün bu destanlar›n yan› s›ra, Çak›r›n Destan› ayr› bir önem tafl›r. Bu eserde flair, yüzy›llard›r horlanm›fl, ezilmifl bir ulusun çocu¤u olan Çak›r'›n a¤z›ndan "bir cihan türküsü" özlemi içinde antenlerini gerip "uzak milletlerin gençlerini" yar›n› dinlemeye ça¤›r›r. Bununla da kalmaz, Sivasl› Kar›ncay› (1951) yollara sal›p, ilk kez dünyaya aç›larak, insan›n ortak kaderi üstünde durur Asya'yla Avrupa'y› k›yaslayarak. fiair art›k yaln›z kendi ulusunun de¤il, bütün uluslar›n, özellikle ezilmifl, horlanm›fl, uyanmam›fl, uyanmas› engellenmifl uluslar›n sözcüsü olur, hatta daha da ileri giderek, Vietnam halk›n›n bir sömürgen devlete karfl› kahramanca sürdürdü¤ü (t›pk› bizim Kurtulufl Savafl›m›z gibi) kurtulufl çabas›n› benimseyerek Vietnam Savafl›m›z (1966) ad› alt›nda bir destan yazar, Kubilay Destan› (1968) do¤rultusunda bir coflkuyla. “Da¤larca'n›n fliiri ya cinnete, ya da dehaya varmak üzeredir” demiflti Orhan Burian, daha 1939 da. Da¤larca, say›s› otuz üçü bulan, her biri ötekinden güzel ve ilginç kitaplar›yla Türk Edebiyat›nda, gerek kapsam›, ön sezifl yetene¤i, hayal gücü hiçbir fliir gelene¤ine ba¤l› olmayan eserleri, gerek fliir dilinin özgünlü¤ü, hepsinin üstünde sözcüklere yükledi¤i düflünce ve duygu zenginli¤iyle eriflilemez bir doruktur. Da¤larca, Cumhuriyet döneminin, özellikle ikinci kuflak flairlerinin en özgünü, nicelik ve nitelik bak›m›ndan en verimlisidir. Gerek dili, sözcükleri, gerek temalar›, fliir kal›plar› ile kendinden önceki flairlere benzemedi¤i gibi, ça¤dafllar›na da benzemez. Da¤larca, antenleri gözle görülür dünyaya oldu¤u kadar, gözle görünmeyen, insan akl›n› aflan sezgiler dünyas›na pencereler açan tükenmez, tükenecek sand›¤›m›z bir anda, yeni yeni sezgileriyle insan› flafl›rtan, kayna¤› kurumaz bir flairdir: 6 Kas›m 1967'de ABD'nin Pittsburg kentindeki International Poetry Forum (Uluslararas› fiiir Forumu) taraf›ndan “yaflayan en büyük Türk ozan›” seçilir. Da¤larca, fliire daha 19'unda, askeri okul s›ralar›nda bafllar. ‹lk fliiri (Yavafllayan Ömür), 1933'te ‹stanbul dergisinde ç›kar. "Sanat eseri hem bir saat gibi içinde bulundu¤umuz zaman›, hem de bir pusula gibi gidilmesi gereken yönü iflaret etmelidir." sözü ile sanat anlay›fl›n› özetleyen Da¤larca'n›n Toplumculu¤unun temelinde insana ve insan hayat›na sayg› yatar. B›rakt›¤› eserler ile bunu en iyi baflaran flairlerimiz aras›nda yer alan Faz›l Hüsnü Da¤larca çok sesli fliiri ile Türk edebiyat›ndaki özgün yerini çoktan alm›flt›r. Da¤larca'n›n ilk fliir kitab› 1935'te yay›nlan›r: Havaya Çizilen Dünya. Ama flair, as›l kiflili¤ini bütün yönleriyle yans›tan eserinde, Çocuk ve Allah'ta, bulur. ‹nsanl›¤›n kaderi üzerine çocuk'tan, insanl›¤›nkine Tafl Devri'nden (1945) bafllayarak Tanr›'ya, Evrene, oradan da Evren ötesine {Âsû, 1955) kadar uzan›r ilgisi. Bu düzeyde flairin son vard›¤› aflama Âsû'dur. Da¤larca'n›n belki en 72