portre
Transkript
portre
portre “‹lk etapta ileri düzeydeki mevcut araflt›rma hareketlili¤ini ve araflt›rma merkezlerini daha da art›rmay› hedefliyorum.” Mühendislik Fakültesi'nin yeni dekan› Prof. Dr. Levent Onural ile akademik yaflant›s›, heyecan verici araflt›rma alanlar› ve gelece¤e yönelik planlar›yla ilgili görüfltük. 12 Sizi yak›ndan tan›yabilir miyiz? Ankara Fen Lisesi 1974 mezunlar›ndan›m. Ankara Fen, dönemin tek fen lisesiydi. Orada ald›¤›m e¤itim, kimi bilimsel ilgi alanlar›m›n temellerini atm›flt›r. Ortaokulda ve lisenin bafllar›nda akl›mda makine mühendisli¤i vard›. Lise iki ve üçte arkadafllar›m›n da etkisiyle elektrik ve elektronik mühendisli¤ine ilgim artt›. Orta Do¤u Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Elektrik ve Elektronik Mühendisli¤i Bölümü'nü kazand›m. Geriye dönüp bakt›¤›mda ne kadar do¤ru bir karar vermiflim diyorum. ODTÜ o y›llarda Türkiye'deki siyasi çalkant›lar yüzünden çok hareketliydi. Ekonomik ve politik zorluklar yaflan›yordu; ama e¤itim kalitesi çok yüksekti. Ben s›n›fta anlat›lanlarla yetinmemifl, kütüphanede konular›mla ilgili bütün kitaplar› inceleyerek genifl çapl› bir ö¤renme yöntemi gelifltirmifltim. Y›llar sonra Bilkent'te bir meslektafl›m beni ODTÜ'den bir akademisyenle tan›flt›rd›. O kiflinin "Sizi tan›yorum, isminize kütüphanedeki kitaplar›n arkas›ndaki isimlikte hep rastl›yordum" demesi güzel bir an›md›r. Akademik hayat›n›z nas›l geliflti? Akademisyenlik liseden beri akl›mdayd›. ODTÜ’deki yüksek lisans›mdan sonra 1981'de Fulbright bursuyla ABD'ye, Buffalo’daki New York State Üniversitesi’nde doktora yapmaya gittim. Ne mutlu ki di¤er ülkelerden gelen ö¤renciler aras›nda benim altyap›m hemen göze çarp›yordu. ABD'deki hayat farkl› bir sistem içinde yürür. Kaliteli bir doktora süreci geçirmemin yan›nda o hayata da uyum sa¤lad›m ve yeni bak›fl aç›lar› edindim. 1984'te doktoram› tamamlad›ktan sonra askerli¤imi yapmak üzere 4 ayl›¤›na Türkiye'ye geldim. Ülke bir geçifl sürecindeydi. Bu nedenle profesyonel hayata ABD’de bafllama karar› ald›m. ABD'deki kal›fl sürem ald›¤›m bursun özelli¤i nedeniyle s›n›rl›yd›. Doktora bittikten sonra en fazla 1,5 y›l kalmama izin veriliyordu. ABD'de kal›c› olarak oturmak için Türkiye'ye gidip en az 2 y›l yaflad›ktan sonra dönme flart› vard›. ABD'deki o 1,5 y›ll›k süremde ö¤retim görevlisi olarak çal›flt›m. Türkiye'ye bakt›¤›mda durumun düzelmedi¤ini görünce 1986'da Kanada’da bir üniversiteyle anlaflt›m. Ben Buffalo'daki evi kapat›rken, eflim ve 2 yafl›ndaki o¤lum Türkiye’ye gittiler. Sonra ben de onlara kat›lacakt›m. Tam o s›rada Bilkent Üniversitesi’nin e¤itime bafllayaca¤› haberi geldi. Yöneticileri aras›nda ODTÜ’den tan›d›¤›m Prof. Dr. Özay Oral ve Prof. Dr. Abdullah Atalar vard›. Dr. Atalar benim ODTÜ'de yüksek lisans hocamd›. Onun ilk lisansüstü ö¤rencisiydim. Abdullah Bey ile telefonlaflt›k. Bilkent Üniversitesi'nden resmen teklif ald›m. ‹ddial› bir üniversite kuruluyordu. Konuyu eflimle paylaflt›m. Canan gidip gördü, be¤endi Bilkent'i. Hemen eflyalar›m› paketleyip Türkiye'ye gönderdim. 1 Ocak 1987'den itibaren Bilkent Elektrik-Elektronik’in akademik kadrosundayd›m art›k. Bilkent o zamanlar nas›ld›? Bilkent diye bilinen mahalle bile yoktu 1987'de. Kampüsümüz ç›plak araziydi. Ben geldi¤imde rektörlük ve mühendislik fakültesi binas› vard›. Kütüphanenin yar›s› ve birkaç tane lojman bitmiflti. Merkez spor salonu yeni yap›lm›flt›. Baflka da hiç bir fley yoktu. O dönem Dr. Atalar Elektrik ve Elektronik Mühendisli¤i bölüm baflkan›yd›. Dr. Oral ise Akademik ‹fller Rektör Yard›mc›l›¤› ile Mühendislik ve Fen Bilimleri Fakültesi dekanl›¤› görevini yürütüyordu. Benden baflka 3-4 hocayd›k. Gerçi o dönemde çok hoca olmasa da olurdu; çünkü ö¤rencilerin büyük k›sm› haz›rl›ktayd›. Yine de flunlar› unutmayal›m: Üniversitenin yaz›l› kurallar›, yönetmelikleri vard›r. Hepsi o dönemde yaz›ld›. Ben de vard›m o çal›flmalarda. Hangi dersler verilecek, kaç s›n›f olacak, laboratuvarlara hangi aletler al›nacak... Yoktan var edildi her fley. Gece-gündüz demeden çal›fl›ld›. Baflar›l› bir bafllang›ç yapt›k ve h›zla büyüdü Bilkent. Üniversitemizin dikkat çekici geçmifli iflte bu emeklere dayan›r. Bilkent Üniversitesi'ndeki hayat›n›z nas›l geçiyor? 24 y›ld›r her gün ayn› yoldan yürüyerek, etraf› inceleyerek ofisime gidip gelirim. Kampüsteki a¤açlar büyüdü. ‹nsanlar de¤iflti. Kaybettiklerimiz oldu, arkadafllar›m›z›n çocuklar› do¤du. 24 y›l neredeyse bir hayat demek. Bilkent’teki bu hayattan hep keyif ald›m. Akademik yaflam›m heyecanl›, baflar›l› ve h›zl› geçiyor. Söz baflar›dan aç›lm›flken, 2007'de ald›¤›n›z IEEE Fellow unvan›ndan bahseder misiniz? IEEE geçti¤imiz ay Haraden Pratt Ödülü’nü de size verdi. The Institute of Electrical and Electronical Engineers'›n (IEEE) benim hayat›mda ayr› bir yeri vard›r. IEEE, 150 ülkede yaklafl›k 70.000’i ö¤renci olmak üzere 365.000’i aflk›n üyesiyle mühendislik kuram ve uygulamalar›n›n ilerlemesi için etkinlik gösteren, çok sayg›n bir kurumdur. Teknoloji ve bilimin yay›lmas› ve iyi kullan›lmas›n›, mühendis ve bilim insanlar›n›n kendi ifllerini daha iyi yapabilmelerini sa¤lamay› hedefler. IEEE’nin 1.000 kadar maafll› profesyonel çal›flan› bulunuyor. Bahsetti¤im gibi yüz binlerce üyeye sahip. Üyelerin aras›nda karar ve yönetim mekanizmalar›nda etkin rolü olan yüzlerce bilim insan› var. Bu ikinci grup para almadan, gönüllü olarak çal›fl›yor. Ben de onlardan biriyim. 1989’da IEEE Türkiye flubesini kurdum. 8. Bölge denilen Avrupa Orta Do¤u - Afrika bölgesi ile ilgili çal›flmalar yapt›m. Ard›ndan bütün dünyadaki IEEE ö¤renci ifllerinin bafl›na getirildim. 2 y›l 8. Bölge baflkanl›¤›, 2 y›l da IEEE yönetim kurulu üyeli¤i yapt›m. Sonra IEEE sekreteri 13 seçildim. Baflkandan sonra üçüncü önemli kifliydim. Hemen arkas›ndan IEEE baflkanl›¤›na aday gösterildim, ama kazanamad›m. IEEE baflkanlar› genellikle Kuzey Amerika'dan seçildi¤i ve ben Kuzey Amerika d›fl›ndan ilk aday oldu¤um için önemli bir olayd› adayl›¤›m. Yak›n geçmiflte IEEE’den ald›¤›m Haraden Pratt Ödülü, yapt›¤›m tüm bu ifllerle ilgili bir hizmet ödülüdür. IEEE her y›l çok prestijli bilim teknoloji ödülleri da¤›t›r; bu ödüller bir bak›ma Nobel’in elektrik ve elektronik mühendisli¤indeki eflde¤eridir. Benim ödülüm de bu grupla birlikte verildi. 2007'deki IEEE Fellow unvan›m ise alan›na üstün bilimsel ve teknolojik katk›lar sa¤lam›fl üyelerin lay›k görüldü¤ü, IEEE’nin en prestijli payesidir. Fellow unvan› bana optik, k›r›n›m ve holografiye iliflkin sinyal iflleme konular›ndaki katk›lar›mdan dolay› verilmiflti. Her y›l üye say›s›n›n en çok binde birine verilir. Bölümümüzde bu çok de¤erli payeye de¤er görülmüfl di¤er ö¤retim üyesi arkadafllar›m s›ras›yla Prof. Dr. Özay Oral, Prof. Dr. Abdullah Atalar, Prof. Dr. Levent Gürel ve Prof. Dr. Enis Çetin’dir. Dünyada elektrik ve elektronik mühendisli¤i bölümlerinin de¤erlendirmesinde en önemli ölçütlerden birisi, ö¤retim kadrolar›ndaki IEEE Fellow say›s›d›r. Bilkent ElektrikElektronik bu ba¤lamda önemli bir konumdad›r. Söyleflimize araflt›rma alanlar›n›zla devam edebilir miyiz? Araflt›rmalar›m sinyal iflleme, video iflleme, holografi ve holografik üç boyutlu televizyona iliflkindir. Holografi daha lisedeyken ilgimi çekmiflti. Kütüphanelerde holografiye dair ne varsa al›p okumufltum. Hatta basit bir hologram yaratmaya giriflmifltik arkadafllarla. O dönemin k›s›tl› koflullar›yla ne kadar zor bir ifle kalk›flt›¤›m›z› flimdi daha iyi anlayabiliyorum. Ben ilk hologram› 1973'te ‹zmir Fuar›'ndaki SSCB stand›nda gördüm. Müthifl bir üç boyutlu portre hologram›yd›. Çok etkilenmifltim. Adam› dondurup çerçevenin içine koymufllar diye konufluluyordu. Üniversite y›llar›nda ilgilenemedi¤im holografi, doktorama bafllarken bir anda karfl›ma ç›kt›. Benim çal›flaca¤›m profesörler grubundaki bir akademisyen, havadaki partiküllerle ilgili ölçümler gerçeklefltirebilmek için holografi kullanacakt›. Bunun için sinyal iflleme çal›flmalar› yapacak bir doktora ö¤rencisine ihtiyac› vard›. Kendimi bu grubun içinde buldum. Doktoram› holografik sinyallerin görüntü iflleme yöntemleriyle çözülmesi üzerine yapt›m. Çok keyifliydi. Muhteflem bir laboratuvarda iki fleyi birlefltirmifltik: biri sinyal ifllemenin çok keyifli bir dal› olan görüntü iflleme, di¤eri ise holografi ve optik. Bilkent’e geldikten sonra da sinyal, görüntü ve video iflleme ile ilgilenmeye devam ettim. Say›sal bilgi ve video s›k›flt›rma, flimdi çok kullan›lan mpeg 1-2-4, video konferans, görüntülü telefon gibi konularda çal›flt›m ve makaleler yazd›m. Yine de holografiyi pek göz ard› etmedim. 90'l› y›llar›n bafl›nda doktora ö¤rencilerimle beraber holografiyle ilgili araflt›rmalar yapm›flt›k; fakat çal›flmalar›m›z bilgisayar simülasyonu düzeyindeydi. 2002'de güzel bir geliflme oldu. Türkiye’nin, Avrupa Birli¤i taraf›ndan üye ve aday ülkelerde yürütülen bilimsel araflt›rma etkinliklerini desteklemek ve ülkeler aras›ndaki bilimsel iflbirli¤ini gelifltirmek amac›yla bafllatt›¤› Çerçeve Programlar›'na kat›laca¤›n› ö¤rendik. Üç boyutlu televizyon (3DTV) konusunda büyük çapl› bir proje oluflturabilece¤imi hissettim. 200 araflt›rmac›, 19 kurum ve 7 ülkeyi kapsayan 4 y›ll›k bir çal›flmay› planlad›k, bafllatt›k ve bitirdik. Bu projenin baflar›yla sonuçlanmas› Avrupa Birli¤i'ni yeni aray›fllara do¤ru yönlendirdi. 3DTV projemiz asl›nda bir altyap› projesiydi. ‹nsanlar› bir araya getirip 3DTV alan›nda yap›lan çal›flmalar› tek bir çat› alt›nda toplamak içindi. Piyasadaki üç boyutlu televizyonlar›n geliflimine önemli katk›lar sa¤lam›fl bu proje kapsam›nda Bilkent’te bir holografik 3DTV laboratuvar› da kurduk. Laboratuvarda holografik TV üzerine araflt›rmalar›m›z sürüyor ve yine AB taraf›ndan destekleniyor. Sonuçlar›m›z› zaman zaman kamuoyuyla da paylafl›yoruz. ve veri al›flverifli yap›yoruz. ‹ki eflbaflkan›ndan biri oldu¤um 3D Media Cluster’daki görevim 2010 sonunda bitiyor. Eflbaflkanl›¤›n› yapt›¤›n›z 3D Media Cluster nas›l ortaya ç›kt›? Türkiye'ye ilk e-posta mesaj›n› atan kiflisiniz. Dedi¤im gibi, 3DTV bir altyap› projesiydi. Önemi, bitiminde araflt›rma-gelifltirmeye yönelik pek çok yeni proje ortaya ç›karabilecek olmas›yd›. Beklenen oldu ve 10 yeni proje do¤du. Daha do¤rusu AB ilgili konulardaki bu 10 yeni projeyi de desteklemeye karar verdi. 3D Media Cluster, söz konusu 10 projenin kurdu¤u bir ortak platform. Buna son aylarda 7 proje daha eklendi. Y›lda birkaç kez toplan›p düflünce E-posta kullanmaya ABD'de bulundu¤um 80'li y›llarda bafllam›flt›m. ABD'deki üye üniversiteler aras›nda kurulan a¤ üzerinden de¤iflik flehirlerdeki arkadafllar›mla görüflebiliyordum. Daha o zaman günlük hayat›m›z›n bir parças› olmufltu e-posta. Kullan›lan a¤ çok h›zl› bir flekilde ABD'deki e¤itim kurumlar›na yay›lm›flt›; ancak henüz Türkiye ile bir ba¤lant› yoktu. Ülkeye dönmeye karar verdi¤im 1986 y›l›n›n 14 Hangi dersleri veriyorsunuz? Ço¤unlukla sinyal iflleme dersleri veriyorum. Ö¤rencilerin ders anlat›fl tarz›m› sevdiklerini düflünürüm. Her zaman olmasa da arada projelerimden söz ederim. Anlatt›¤›m›z fleylerin neye yarad›¤›n›, gerçek yaflamda nas›l kullan›ld›¤›n› görmeleri laz›m. Mühendislik yo¤un matematik kullan›lan bir dal. Soyut olarak b›rak›lmamal›, matemati¤e can ve kan kat›lmal›. Bu can ve kan mühendisli¤in esas›d›r. Derin ve sa¤lam bir matemati¤in yan›nda bunun nas›l hayata geçirildi¤ini somut olarak ve hemen yans›tmak gerekir. Projelerimden örnekleri bu yüzden paylafl›r›m, soyut gibi görünen konular› daha anlaml› k›labilmek için. Levent Onural Kimdir? sonlar›nda a¤a yeni ba¤lananlar birkaç Türk üniversitesinin ismini gördüm. Heyecanla birer deneme mesaj› gönderdim; fakat cevap alamad›m. Muhtemelen ba¤lant› bilgileri henüz yay›lamad›¤›ndan mesajlar›m gitmemifl ve geri dönmüfltü. Aral›k 86’da, Türkiye'ye dönüflümden 15 gün önce, Ege Üniversitesi operatörüne yazm›fl oldu¤um mesaj›ma cevap geldi. Mesaj aynen flöyleydi: “Yurtd›fl›ndan ilk e-posta sizden geldi. Çok heyecanl› ve sevinçliyiz.” Böylelikle Türkiye'ye yurtd›fl›ndan ilk e-postay› ben göndermifl oldum. E-postan›n toplumda bu kadar yayg›n kullan›r duruma gelece¤ini o gün düflünmek bile zordu. Bilimsel konulardan hobilerinize geçifl yapabilir miyiz? 15 y›l yüzdüm, halen uzun mesafe yüzebiliyorum. Düzenli spor yapmaya gayret ederim. Genellikle akflamlar› kampüste bir saat yürürüm her gün. Dostluklara ve sosyal iliflkilere de¤er veririm. ‹lkokuldan sonra yat›l› bir ö¤rencilik dönemi yaflam›flt›m; ortaokul ve lise arkadafllar›mla halen görüflürüz. Lojman›m›n arka bahçesinde çal›flmay› ve evde ailemle vakit geçirmeyi çok severim. Ayr›ca kedilerle aram çok iyidir. Evde bir kedimiz var. harcamak istiyorum. Baz›lar› hemen gerçekleflebilecek, baz›lar› zaman içinde flekillenecek fikir ve projelerim var. Hem dekan yard›mc›lar›m hem idari yard›mc›lar›mla gayet uyumlu bir ekibiz. Araflt›rma etkinlikleri üniversitelerde çok h›zl› gelifliyor. Üniversitemizin gelirinin önemli bir k›sm› d›fl destekli araflt›rma projelerinden. Dekan ve enstitü müdürü olarak ilk etapta ileri düzeydeki bu araflt›rma hareketlili¤ini ve araflt›rma merkezlerini daha da art›rmay› hedefliyorum. ABD'de ve dünyada önde gelen üniversitelerin yüksek lisans ve doktora ö¤rencisi say›s› her geçen gün art›yor. Ben de lisansüstü ö¤rencilerimizin say›s›n›, araflt›rma projelerinin say›s› ve niteli¤i paralelinde, art›rmay› amaçl›yorum. Lisans ö¤rencisi say›m›z ve profilimiz zaten oturmufl durumda. Türkiye’nin en iyi ö¤rencilerini hep çektik, bundan sonra da çekmeye devam edece¤iz. ‹dareci olarak hedefleriniz nelerdir? Gelece¤e nas›l bak›yorsunuz? Vaktimin ço¤unu mühendislik fakültesini ilgilendiren stratejik kararlar almak için 15 Bilkent Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekan› ve Mühendislik ve Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Levent Onural, Elektrik ve Elektronik Mühendisli¤i Bölümü ö¤retim üyesidir. Buffalo’daki New York State Üniversitesi’nden 1985’te doktoras›n› alm›fl, ayn› üniversitede görüntü iflleme ile ilgili araflt›rmalar yapm›flt›r. Bafll›ca çal›flma alanlar› sinyal iflleme, görüntü iflleme, video kodlama ve holografidir. IEEE Transactions on Circuits and Systems in Video Technology adl› derginin editörler kurulunda yer alan Dr. Onural, video s›k›flt›rma, üç boyutlu holografik görüntüleme, üç boyutlu hareket ve derinlik bilgisinin kestirimi alanlar›nda yazd›¤› makalelerle tan›nmaktad›r. TÜB‹TAK Teflvik Ödülü sahibidir. 1989’dan bu yana The Institute of Electrical and Electronical Engineers (IEEE) bünyesinde önemli görevlerde bulunmufltur. Kurucular›ndan biri oldu¤u IEEE Türkiye flubesinin ilk baflkan›d›r. IEEE Avrupa, Orta Do¤u ve Afrika bölgesi baflkanl›¤›n› yürütmüfltür. Üç y›l boyunca IEEE yönetim kurulunda yer alm›flt›r. Avrupa Birli¤i taraf›ndan desteklenen üç boyutlu televizyon (3DTV) projesinin koordinatörlü¤ünü yapm›flt›r (2004-2008). 2008’de üç boyutlu video konusuyla ilgili tüm projelerin ortaklafla oluflturduklar› üç boyutlu medya (3D Media Cluster) projeler y›¤›n›n›n eflbaflkanl›¤›na seçilmifltir. Dr. Onural’a IEEE taraf›ndan Fellow unvan› ve Haraden Pratt Ödülü verilmifltir. Dr. Onural evli ve iki çocuk babas›d›r. “Kurumsal kaynak planlamas›, ifl süreçlerinin daha etkin yönetilebilmesini ve ölçülebilir olmas›n› sa¤lar.” ‹fl yaflant›s›n› FNSS’te kurumsal kaynak planlamas› uzman› olarak sürdüren Cem Erkan (Endüstri Mühendisli¤i Bölümü 2004), bize ERP çal›flmalar›na iliflkin bilgiler aktard›. 16 Çal›flma hayat›na ne zaman ad›m att›n›z? Endüstri Mühendisli¤i’ni bitirdikten sonra yine Bilkent'te MBA yapt›m. Mühendislik altyap›m›n yan›nda pazarlama ve finans perspektiflerim olmas›n›, flirketlere daha genifl bir aç›yla bakabilmeyi istiyordum. MBA sonras› askere gittim. Dördüncü s›n›fta Prof. Dr. Selim Aktürk’ten ald›¤›m derste kurumsal kaynak planlamas›na (Enterprise Resource Planning-ERP) ilgi duymaya bafllam›flt›m. K›fllada, çok olmasa da vakit buldukça, ERP kitaplar› okuyarak ilgimi pekifltirdim. Askerlik bitince Pi Makine’de ERP proje yöneticisi olarak ifle bafllad›m. Pi’deki ERP geçifli tamamland›ktan sonra FNSS’in kadrosuna kat›ld›m. Baflta Türk Silahl› Kuvvetleri olmak üzere dünya ordular›na hafif z›rhl› araç çözümleri üreten bu flirkette yaklafl›k iki y›ld›r ERP uzman›y›m. Kurumsal kaynak planlamas› hakk›nda bilgi verebilir misiniz? ERP flirketlerin hangi ihtiyaçlar› için kullan›l›yor? ERP, flirketin tüm ifllevlerini (pazarlama, lojistik, imalat, kalite, planlama, sat›n alma...) bir veri taban›nda toplayan bir sistemdir. Her çal›flan, departman›yla ilgili bilgileri veri taban›ndan al›r, ifllerini oraya girer. Böylece bir fleffafl›k ve iflleyifl standard› sa¤lan›r. fiirketi bilgisayar gibi düflünün, ERP bir bak›ma onun iflletim sistemidir. Yar›n istifa edersem, benden sonra gelecek kifli belli bir ifl ak›fl›n› takip ederek görevi sürdürebilir. ‹fl süreçlerinin daha etkin yönetilebilmesini ve ölçülebilir olmas›n› sa¤lar ERP. Örne¤in, bir parçaya gerek oldu¤unda sat›n almac› ilgili herkese bu ihtiyac› tek bir bilgi girifliyle hemen geçebilir. Böylelikle her ad›m› belirli parametrelere göre izleyip performans de¤erlendirmeleri yap›labilir. Geçen y›l bir projede, parçalar›n üretim süresi ve maliyetlerini takip etmek istemifltik. Atölyenin içine ERP paketini çal›flt›ran endüstriyel bilgisayarlar koyduk. Teknisyen arkadafllar çal›flt›klar› iflleri bu dokunmatik ekranlar yard›m›yla raporlad›lar. Biz buradan ald›¤›m›z veriyi iflleyerek finans bölümüne, hangi projemiz için kaç saat iflçilik harcand›¤› detay›yla verdik. Kaç saat kaynak, kaç saat montaj, kaç saat talafll› imalat yap›ld›, ne kadar para harcand›, tezgah ve iflçilik ne kadar genel üretim gideri oluflturdu... Finansç›lar›n tüm bu bilgilere yaklafl›k 5 saniyede eriflmelerini sa¤lad›k ki bu daha önce 15 gün al›rd›. O iki haftay›, bir raporu bilgisayardan çal›flt›rma süresine indirdik. Performans düzeyimizi ayr›nt›s›yla gördük. Gelecekteki ihalelerde verece¤imiz teklifleri süre ve bütçe anlam›nda gelifltirdik. ‹ki örnek daha vereyim. Kalite bölümümüz gelen her parça için kay›t tutar. Biz kay›tlar›n hepsini ERP'ye yükledik. Parçalar›n takip dosyalar›n› sisteme aktard›k. Böylece kalite personelimiz veri girifli için ka¤›t doldurmay› b›rakt›. Art›k tüm vakitlerini sadece parça bakmak için kullan›yorlar. ‹nceledikleri parça say›s› ERP ile yüzde yüz artt›. ‹nsan kaynaklar› departman›m›z ise ERP ile çal›flanlar›n seneler içindeki geliflimlerini saniyeler içinde görüntüleyebilecekleri bir sisteme kavufltu. 17 ERP’nin kazand›rd›¤› h›z, kimi departmanlarda eleman ihtiyac›n› azalt›yor mu? ‹nsangücünün yerini teknoloji mi al›yor? ‹nsanlar›n ifli azalm›yor, aksine ayn› zaman diliminde daha fazla ifl yapabiliyorlar. Bu da ifl yüküne de¤il, daha verimli bir performansa iflaret ediyor. Dolay›s›yla ifli ERP yapar, eleman k›s›tlamas›na gidelim diye bir fley söz konusu de¤il. Hangi ölçekteki firmalar ERP kullanabilir? ERP paketleri modüler özelli¤e sahip oldu¤u için büyük holdinglerden KOB‹’lere kadar her firma taraf›ndan kullan›labilir. Firman›z›n fonksiyon çeflitlili¤ine göre kulland›¤›n›z modül say›s› de¤iflir. Sadece sat›fl modülünü kullanan da olabilir. Savunma endüstrisinde ERP paketi kullanmayan flirket yok gibi. Biz geçifl aflamam›zda planlama, sat›n alma ve üretim modülleriyle bafllam›flt›k. Daha sonra kalite, bak›m, lojistik ve insan kaynaklar› modüllerini kurduk. Bize bu geçifl sürecinden bahsedebilir misiniz? ERP görev yapt›¤›n›z kuruma ne gibi faydalar sa¤lad›? Geçifller zordur. Baflar›s›z projeler yüzünden geçifli tamamlayamayan birçok flirket gördük. Çal›flan bir flirketin tüm verilerini program›n alabilece¤i flekilde ERP’ye aktarman›z, yapm›fl oldu¤unuz iflleri, sipariflleri, üretim sürecinizi sistemle uyumlu hale getirmeniz gerekir. Sürecin esas zorlu¤u, insanlar›n yerleflmifl ifl yap›fl flekillerine yenilikler önermek. Sipariflleri bir Excel dosyas›nda tutmaya al›flm›flken, o bilgileri ERP’ye girmeye bafllamak, yani al›flkanl›klardan vazgeçmek kolay de¤ildir. ERP’de flirketin bütün fonksiyonlar› bir arada çal›fl›r. Böylelikle herkes, iflinin bir di¤erininkini etkilemeye bafllad›¤›n› görür, faydalar› bire bir yaflamaya bafllar. Bu fark›ndal›k da uyum dönemini k›salt›r. flekillerindeki iyilefltirmeleri gerçeklefltiriyorum. Sürekli gözlem gerektiren bir nevi dan›flmanl›k: kifli daha h›zl› ve daha verimli çal›flabilmek için hangi verilere, hangi raporlara ulaflmal›, bunlar için programdan nas›l destek almal›... Tabii ki sadece insanlar›n ifl yap›fl fleklini de¤il, onlar›n çal›flma yöntemlerine göre program› da de¤ifltirdi¤imiz oluyor. Benim iflim bu noktalarda en iyi sentezi yakalayabilmek. FNSS, ERP öncesinde 15 y›ll›k üretim kaynaklar› planlamas› (MRP II) kültürüne sahip oldu¤u için süreci nispeten rahat geçirdi. Kurulum aflamas›nda program› üreten flirketin dan›flmanlar›ndan destek ald›k, almaya devam ediyoruz. Kendi ERP paketini yazan flirketler de var; fakat dünya çap›ndaki ERP paketi üreticileri kadar baflar› gösteremeyebilirler. Güncel çal›flmalar›n›zdan bahsedebilir misiniz? fiu s›ralar sat›n almac›lar›n ifllerini kolaylaflt›rmak için bir çal›flma yap›yoruz. Bir sat›n almac›n›n teklif al›p o tekliften bir siparifl açmaya kadar geçirdi¤i süreci nas›l h›zland›rabiliriz diye incelemelerde bulunduk. Sonunda bir internet sitesi tasarlad›k. Teklifleri ERP sistemimizde oluflturup sitemizde yay›nl›yoruz. Geribildirimleri al›p tekrar sistem içine gömüyoruz. Böylece sat›n alma ekibi firmalardan gelen teklifleri tek seferde analiz edebiliyor. May›s 2011’de ERP paketimizi, yönetici ve mühendis kadrosu Türk olan Suudi Arabistan'daki orta¤›m›za kuraca¤›z. Oraya gidip personele e¤itim verece¤im. ‹htiyaçlar›n› tespit edip programda de¤ifliklikler yapaca¤›m. ‹fl yap›fllar›n› nas›l daha iyi hale getirebilece¤ime bakaca¤›m. Çal›flanlar ERP’yle ilgili neler düflünüyor? ERP sayesinde do¤ru bilgiye an›nda ulafl›rs›n›z. ‹nsanlar sadece ayn› arayüzü görmüyor, oradan besleniyor. Bu nedenle yaklafl›mlar olumlu. Son projelerimizden Seyyar Yüzücü Hücum Köprüsü’nün (SYHK) planlama sorumlusu flöyle demiflti: “ERP’ye geçmemifl olsayd›k projeyi nas›l yürütebilirdik, bilmiyorum.” Savunma endüstrisinde müflterinin iste¤ine göre çok de¤iflik konfigürasyonlarda parçalar üretilebiliyor. Çeflit artt›kça, parçalar revizyon gördükçe onlar› takip etmek, yurtd›fl› lisans koflullar›n› kontrol etmek zorlafl›yor. Bunlar› ayr› ayr› izleyebilmek için program›n esnekli¤i çok önemli. Yayg›n paketler genelde seri üretime yöneliktir. Biz proje odakl› çal›flt›¤›m›z için kendi de¤iflikliklerimizi yapabilece¤imiz esnek bir program ald›k; çünkü sektörde düflük hacimli/çok çeflitli (low volume/high mix) bir üretim sistemi mevcut. fiirketteki sorumluluklar›n›z neler? FNSS'e ERP’ye geçifl aflamas›nda girmifltim. Bir buçuk senedir program›n gelifltirmelerini ve denetlemesini yürütüyorum. Kullan›c› e¤itimleri veriyorum. Yeni modüllerin kurulmas›yla, raporlamalarla ilgileniyorum. Programlar› birlefltirerek otomasyon uygulamalar› deniyorum. Atölye, ambar, kalite ve bak›m bölümlerini ve çal›flanlar›n› takip ederek ifl yapma 18 ERP’de hangi disiplinlerden gelenler görev al›yor? Bu alana genelde endüstri mühendisleri yöneliyor. Endüstri mühendisli¤i ERP için sa¤lam bir temel verir. Bu nedenle baflka disiplinlerden gelenler kendilerini çok iyi yetifltirmeli. Tabii ki üniversitede kazan›lan bilgileri uygulama tecrübesiyle güçlendirmek gerek. Ne kadar çok proje tamamlarsan›z, ne kadar çok modül görürseniz deneyiminiz ve vizyonunuz o kadar genifller. Teknoloji ilerledikçe ERP’nin yeni versiyonlar› ç›kacak m›? Sanm›yorum, çünkü ERP modüler bir yap›. Uygulanabilir her modül paket üzerine eklenerek gidiyor. Son zamanlarda müflteri iliflkileri yönetimi modülü eklendi mesela. O modül iflime yarar diyorsan›z hemen sat›n al›p kurabiliyorsunuz. Askeri bir sektörde görev yapmak nas›l bir duygu? Bir Türk savunma endüstrisi flirketinin üretti¤i özgün tasar›mlar›n kendi ordusu d›fl›nda baflka ülkelerden de talep görmesi bana gurur veriyor. SYHK, Kara Kuvvetleri Komutanl›¤› envanterine girecek olan, dünyada efli bulunmayan bir araç. 6x6 ve 8x8 tekerlekli yeni nesil z›rhl› muharebe arac›m›z Pars da öyle. Böyle büyük projelerin içinde olmak beni heyecanland›r›yor. Üniversite hayat›n›z nas›ld›? Mimar olan babam›n iflleri dolay›s›yla çocuklu¤umu Suudi Arabistan ve Malezya'da geçirmifltim. ‹lkokulla beraber Türkiye’de okumaya bafllad›m. Tercih döneminde birçok üniversite gezmifltim. Bilkent’i ö¤rencilerine sundu¤u olanaklar ve kampüs ortam›n› be¤endi¤im için seçtim. Kuzenim de endüstri mühendisi oldu¤u için Bilkent Endüstri’de karar k›ld›m. Ö¤renim hayat›m›n belki de en unutulmaz tecrübesi, bölümümüzün son s›n›ftaki Üniversite-Endüstri ‹flbirli¤i Program›’d›r. Profesyonel bir ifl yaflam› haz›rl›¤›yd›: bir firma için proje gelifltirmek, problemler için çözüm yöntemleri üretmek, iflleri yönetime sunmak... Ne zaman, nas›l giyinece¤imizi ö¤renmek bile bir kazançt›. Proje kapsam›nda kat›ld›¤›m›z yar›flmada dereceye girmifltik. Hatta flimdiki müdürüm o zaman jürideydi. Düflünün bir ö¤rencinin daha okurken ifl yaflam›yla ne kadar iç içe oldu¤unu. Bunlar›n de¤erini bildi¤im için FNSS’te üniversite ö¤rencileriyle yapt›¤›m›z uzun süreli staj ve bitirme projesi uygulamalar›na farkl› bir gözle bak›yorum. Bilkentli arkadafllar›n gösterdikleri performans beni çok memnun ediyor. Bölümdeyken Yöneylem Araflt›rmalar› Kulübü’nün mezun-ö¤renci buluflmalar›na kat›l›rd›m. ‹fl dünyas›ndan Bilkentliler ile düflüncelerimizi paylafl›rd›k. Basketbol tak›m›ndayd›m. Keyifli y›llard›. Dostlar›mla ve üniversitemle ba¤›m kopmad›. FNSS’te 6 Bilkentli olmak ayr›ca güzel. Kampüse u¤ramaya devam ediyorum. fienliklere ve Mezunlar Eve Hofl Geldiniz panay›r›na geliyorum. Basketbol oynamaya devam ediyor musunuz? FNSS’te de bir basketbol tak›m›m›z var. Sporu çok seviyorum. Bu aralar foto¤raf çekmeye bafllad›m. fiimdilik denemeler yap›yorum. Sonra bir kursa yaz›labilirim. fiirkette foto¤rafç›l›k dersleri veren, imalat mühendisi bir arkadafl›m›z var; ona dan›flarak ilerlemeyi düflünüyorum. Hobilerimizi birbirimize aktar›p beraber uygulayabilece¤imiz bir kurum kültüründe çal›flmak çok güzel. Bir di¤er hobim ise Bilkent ‹ktisat Mezunu eflimle birlikte farkl› ülkelere yolculuklar yapmak. 19 “Yatç›lar, denizin verdi¤i özgürlük ile yaflamlar›na renk katar.” Marina yöneticili¤i kariyerine Türkiye’den sonra H›rvatistan’da devam eden Artun Ertem (Arkeoloji 1996) ile sektörü hakk›nda söylefltik. 20 Güncel görevinizden ve önceki ifl tecrübelerinizden söz edebilir misiniz? olanaklar›n›n mevcut oldu¤u yat limanlar›na verilen uluslararas› bir isimdir. Bunlar hem motoryat hem yelkenli olarak karfl›m›za ç›kabilir. Mezuniyet sonras›nda profesyonel turist rehberli¤i, kruvaziyer gemi tur menajerli¤i ve k›sa bir süre tüplü dal›fl e¤itmenli¤i yapt›m. Ard›ndan marinac›l›k sektörüne yöneldim. Göcek Club Marina’da 4 y›l, Çelebi Marina Antalya’da 2,5 y›l marina yöneticili¤inde bulundum. Aral›k 2009’da Do¤ufl Holding’e transfer oldum. Holdingin D-Marin Marinalar Grubu bünyesinde etkinlik gösteren, H›rvatistan’›n Sibenik kentinde iflletmecili¤ini üstlendi¤imiz Mandalina Marina’n›n yöneticisiyim. Yatç›lar›n marinalardan talepleri ne yöndedir? Yat tipleri talepleri etkiler mi? Bir yat sahibi marinalarda ne gibi formalitelerle karfl›lafl›r? Yatç›l›k bir yaflam biçimidir. Yatç›lar, denizcilik ruhunun verdi¤i özgürlük ve güven duygusu ile yaflamlar›na renk katar. Tüm dünya yatç›lar›n›n ortak paydas› denizdir, denizde olmakt›r. Dolay›s›yla temel talepleri birbirine yak›nd›r: iyi ve h›zl› teknik servis, temiz dufl ve tuvalet, uygun fiyatl› ve güzel restoranlar... Formaliteler genelde ülkelere girifl-ç›k›fl esnas›nda karfl›lafl›lan bir konu. Her ülke yat› ve yatç›y› kay›t alt›na alarak takip etmeyi tercih eder. Bunun güvenlik ve istatistik aç›s›ndan önem tafl›d›¤›n› söyleyebiliriz. Uygulamalar benzerlik gösterse de ülkelere göre baz› küçük farkl›l›klar gözlenebilir. Farklar genelde gümrük mevzuatlar›ndad›r. Tüm yatç›lar gidecekleri yerlerin formalitelerini önceden ö¤renerek tedbir almal›d›r. Marina teriminin k›sa bir tan›m›n› yapabilir misiniz? Marina, yatlar›n ve yatç›lar›n kötü hava koflullar›ndan korunmak için denizde veya karada konaklad›¤›, gerekli teknik deste¤i temin edebildikleri, e¤lence ve dinlence Yatç›lar›n beklentileri tercih ettikleri tekne türüne göre ayr›flt›r›labilir. Örne¤in motoryat kullan›c›s› ile yelkenli kullan›c›lar›n›n beklentileri farkl›l›k gösterebilir. Motoryat müflterisi konforu ve rahatl›¤› tercih ederken, yelkenli tekne müflterisi daha çok adrenalin, rüzgâr ve hareket beklentisi içerisindedir. Bir de süper lüks ve pahal› mega yatlar var. 21 Türkiye’de marinac›l›k yat›r›mlar› ne zaman bafllad›? Ülkemizdeki ilk marinac›l›k faaliyetleri 1970’li y›llar›n sonlar›na do¤ru devlet taraf›ndan iflletilen Turban (Turizm Bankas›) ad› alt›nda bafllam›flt›r. Özel sektör giriflimcileri ise 1980’lerin ikinci yar›s›nda marina iflletmecili¤ine ad›m att›lar. Tarihsel gelifliminden de görülece¤i üzere marinac›l›k sektörü Türkiye’de yeni say›labilir. Yat›r›mlar son 7-8 y›lda h›z kazanm›fl olmas›na ra¤men marinalar›m›z›n ço¤u bugün dünyadaki örnekleriyle yar›flabilecek ve onlara üstünlük kurabilecek özelliktedir. Ülkemizde kaç marina var? Kapasite, talebi ne oranda karfl›layabiliyor? Türkiye’de T.C. Kültür ve Turizm Bakanl›¤›’ndan iflletme belgeli 30 civar›nda marina mevcut. Toplam yat ba¤lama kapasitesi 14.000 kadar. Fransa’n›n güney sahillerinde rakam›n 400.000’lerde oldu¤u dikkate al›nd›¤›nda kapasitemizin durumu anlafl›lacakt›r; fakat var olan marinalar›m›z›n kalitesi, az önce dedi¤im gibi, dünya ölçe¤indedir. Do¤ufl Holding, Koç Holding, Do¤an Holding, Çelebi Holding ve di¤er baz› özel teflebbüsler belli bafll› sektör oyuncular›d›r. Baflta Karadeniz k›y›lar›m›z olmak üzere daha fazla say›da marina iflletmesine ihtiyaç var. Öncelikli hedef kapasitenin 50.000’e ç›kart›lmas› olmal›. Bölgedeki en büyük marinac›l›k rakibimiz olarak hangi ülke göze çarp›yor? Yak›n komflumuz Yunanistan, co¤rafi konumu ve deniz turizmi aç›s›ndan ülkemizin rakibi say›labilir. H›rvatistan da bu anlamda rakip kabul edilebilir. Ancak günümüzün iktisadi koflullar›nda rekabetten ziyade iflbirli¤inin ön planda tutulmas› daha mant›kl›. Türkiye’nin marinac›l›k gelece¤ini nas›l görüyorsunuz? Ülkeme yurtd›fl›ndan bakmak, baz› gerçekleri çok daha net görebilmeme olanak tan›yor. Ulaflt›rma sektörümüz çok ilerledi. Hava, kara ve deniz tafl›mac›l›¤›n›n paralel geliflimleri devam eder ise önümüzdeki 5 y›l içinde çok aflama kaydedilece¤ine inanc›m tam. Yine de alt›n› bir kez daha çizmek isterim ki yak›n gelecekte Karadeniz sahillerimize marinalar infla edip iflletmeye bafllamazsak Ruslar ve Karadeniz’e k›y›s› olan ülkeler pazar› ele geçirebilir. 22 Dünyan›n marinac›l›k liderleri kimler? ABD, ‹ngiltere, Fransa, ‹talya ve ‹spanya’y› sayabiliriz. Denizcilik bu ülkelerde bir hayat anlay›fl› ve kültürlerinin önemli bir parças›. Kariyerinizi yurtd›fl›na tafl›ma karar›n›z›n altyap›s›nda neler yat›yor? Aç›kças› benim için sürprizdi. Bir pazar günü, çok de¤er verdi¤im deneyimli meslektafl›m, D-Marin Marinalar Koordinatörü Ali Erkan Bezirgan’dan bir telefon ald›m. H›rvatistan’da yapt›klar› yat›r›ma Türkiye’den bir yönetici arad›klar›n› iletti, Do¤ufl Grubu’nda görev üstlenmeyi düflünüp düflünmedi¤imi sordu. Aç›kças› o¤lumun ilkokul ça¤›na gelmifl olmas› ve H›rvatistan hakk›nda pek bilgi sahibi olmamam sebebiyle ilk baflta pek s›cak yaklaflmad›m. Düflünmek için süre istedim. Biraz daha derinlemesine bak›nca bu f›rsat›n kariyer geliflimimde ve çocu¤umun yabanc› dilde e¤itiminde büyük katk› sa¤layabilece¤ine inanarak teklifi kabul ettim. Karar›mda Ali Bey’e duydu¤um güven ve Do¤ufl Grubu’nun profesyonel yap›s›n›n pay› büyüktür. Mandalina Marina’n›n kapasitesi nedir? Tekne kapasitemiz denizde 350, karada 50’dir. fiimdi büyüme dönemindeyiz. Marinada 80 mega yatl›k ek yer için 20 milyon avroluk bir yat›r›m›m›z var. ‹lave r›ht›m, iskele ve altyap› çal›flmalar›n› sürdürüyoruz. Marinada bir gününüz nas›l geçiyor? Hem sahada hem masa bafl›nda olurum. Marinay› günde en az üç kez dolafl›r›m. Düzenlemeleri ve kontrolleri gerçeklefltirir, olas› riskleri öngörüp tedbir al›r›m. Bir yat girifli olacak diyelim. Hava koflullar› kötü, rüzgâr çok sert. Yat›n manevras› tehlike arz edebilece¤i için çal›flanlara gerekli uyar›lar› yapar›m, mesela ikinci botunuz mutlaka haz›r olsun derim, süreci denetim alt›na al›r›m. Ofiste ise yaz›flmalar› ve ba¤lant›lar› takip eder, yeni projeler için fikir üretmeye çal›fl›r›m. H›rvatistan’a uyum süreciniz nas›l geçiyor? Sibenik güzel bir k›y› kenti. H›rvatlar s›cakkanl› ve yard›msever bir halk. Uyum sürecim aileminkiyle do¤ru orant›l› geçiyor. Gelir gelmez o¤lumuzu bir anaokuluna yazd›rd›k. fiafl›rt›c› bir h›zla H›rvatça ö¤rendi ve ilkokula bafllayabilecek düzeyde konuflmaya bafllad›. Eflim de burada bulunmaktan memnun oldu¤unu her f›rsatta ifade ediyor. Ben de iflime yo¤unlaflabiliyor, huzurla çal›flabiliyorum. Gündelik ihtiyaçlar›m› karfl›layabilecek kadar H›rvatça ö¤renmeyi sürdürüyorum. ‹flten kalan zamanlar›n›z› nas›l de¤erlendiriyorsunuz? Marina yöneticili¤i 7 gün 24 saat haz›r olmay› gerektiren bir meslek. Her an müdahale gerektiren bir durum ortaya ç›kabilir. Yani pek bofl vaktim yok. Geriye kalan zamanlarda çocu¤umla ilgilenmek, ona arkadafll›k etmek en büyük zevkim. Türkiye’den en çok neleri özlediniz? Yurtd›fl›nda oldu¤unuzda en çok iki fleyi özlüyorsunuz: birincisi aileniz ve arkadafllar›n›z, ikincisi Türk mutfa¤›. Neyse ki ifl seyahatlerim sebebiyle özlem giderebiliyorum. Bilkent Üniversitesi kariyer planlar›n›z› nas›l etkiledi? Bilkent ve bölümüm beni araflt›rmac›l›¤a yönlendirdi, referans kaynaklar›n› do¤ru ve etkin kullanarak çal›flma yapabilme becerisini kazand›rd›, ‹ngilizce dil bilgimi h›zla gelifltirdi. Dönemin bölüm baflkan› Doç. Dr. ‹lknur Özgen’e, onun bize verdi¤i emeklere ayr›ca bir paragraf açmak, bu vesileyle kendisine bir kez daha teflekkürlerimi iletmek isterim. Kendisi ö¤rencilerine hep do¤ru yolu göstermek için çaba sarf etmifltir. Bizlere hem bir hoca, 23 hem bir meslektafl, hem de bir arkadafl gibi davranarak arkeolojinin inceliklerini afl›lamaya çal›flm›flt›r. ‹kinci s›n›ftayken o dönem Bodrum Sualt› Arkeoloji Müzesi’nin müdürlü¤ünü yürüten O¤uz Alpözen’in kampüsümüzdeki seminerine gitmifltim. Seminerin ard›ndan Bodrum Müzesi’nde staj yapmay› kafama koydum. Bodrum Kaymakaml›¤›’n›n verdi¤i olumlu yan›tla 1994 yaz›nda müzede çal›flmaya bafllad›m. Deniz arkeolojisi ve tüplü dal›flla tan›flmam o günlere rastlar. Hayat›m›n dönüm noktas› diyebiliriz. Zamanla genifl bir çevre edindim, farkl› bak›fl aç›lar› gelifltirdim. Müzeden 4 arkeolog arkadafl›mla birlikte profesyonel turist rehberli¤i s›navlar›na kat›lmaya karar verdik ve kokartl› rehber olmaya hak kazand›k. 8 y›ll›k rehberlik sürecinde yurtiçi ve yurtd›fl›ndaki çevrem iyice geniflledi, yabanc› dilim daha da ilerledi. Sonras›n› biliyorsunuz. Sadece e¤itim altyap›n›z de¤il, giriflkenli¤iniz de çal›flmalar›n›za yön vermifl. ‹nsano¤lu kendi flans›n› kendisi yarat›r. Giriflkenseniz önünüze birçok f›rsat ç›kar. F›rsatlar› cesaretle de¤erlendirmek, amatör ruhu kaybetmeksizin özveriyle çal›flmak gerekiyor. Bilgi, kararl›l›k ve cesaret bir araya geldi¤inde baflar›ya giden yol hep aç›k. “Küçük otellerin s›rr› misafirlerle bire bir ilgilenmektir.” Esin Öçal (‹flletme 2001) yurtd›fl› ve Türkiye tecrübelerinden sonra Antalya’ya yerleflti, Ç›ral›’da bir küçük otel iflletmeye bafllad›. 24 Üniversite sonras›nda neler yapt›n›z? Yurtd›fl›nda bir petrol flirketinde çal›flt›ktan sonra ayn› sektöre ‹stanbul’da devam ettim. Birkaç y›l böyle geçti. Eflim Sinan’la ç›kt›¤›m›z bir tatilde Ç›ral›’ya u¤ram›flt›k. fiehir hayat›ndan uzaklafl›p bir köye yerleflme düflüncemiz hep vard›. Biz bunu orta yafl plan› olarak haz›rlam›flt›k; ama Ç›ral›’y› görünce fikrimiz de¤iflti. Çantam›z› toplad›k, flimdi iflletiyor oldu¤umuz oteli ald›k, ad›n› Villa Monte koyduk. 6 y›ld›r buraday›z. Küçük oteller s›n›f›na giren, 7 odal›, bizim d›fl›m›zda 3 personele sahip bir iflletmeyiz. Küçük otellerin özellikleri nelerdir? Genelde kalabal›ktan uzakt›rlar. Standartlar› ortalaman›n alt›na düflmez. Oda say›lar› çok de¤ildir. Öznel eklemelerle tatland›r›l›rlar. Örne¤in, biz küçük çay setleri koyduk odalara: siyah, meyveli, bitkisel... Kahvalt› saatimiz yok, ö¤leden sonraya kadar servise devam ederiz. Küçük otellerin esas s›rr› herhalde bire bir ilgilenebilmektir misafirlerle. Bizim en fazla 15-20 aras› konu¤umuz olur. ‹htiyaçlar›na göre hizmet vermeye çal›fl›r›z. Hepsinin isimlerini, çocuklar›n›n yafllar›n›, sevdikleri yemekleri, hatta alerjilerini bile biliriz. Tecrübeyle oturan bir fley bu. Uzaktan bakarken bile hissetmeye bafll›yorsunuz kimin ne isteyece¤ini. De¤indi¤iniz özellikler butik bir anlay›fl da yarat›r m›? Sadece küçük oteller ziyaretçilere yo¤un ilgi gösterir diye bir çizgi çekemeyiz. Bunu büyük oteller de yapacakt›r. Zaten herkes, her fleye butik demeye bafllad›. Rengarenk bahçeli bir pansiyon da kendine butik diyor, eski bir yal›y› milyon dolarl›k yat›r›m sonras› otele dönüfltüren de. Bana kal›rsa otelin kültürel dokusu da bir butik özellik. Mesela bizim bir kütüphanemiz var. Kitaplar›m›z Türkçe, ‹ngilizce, Almanca, ‹talyanca ve Rusça. Kitaplar bireysel bir ilgi alan› yan›nda sosyal bir aç› da getiriyor. Geçenlerde Tom Robbins seven misafirlerimiz kütüphane sayesinde birbirleriyle tan›flt›lar, yazar›n yap›tlar›n› tart›flarak keyifli anlar geçirdiler ve fark yaratan bir hat›raya sahip oldular. Fark yaratan etkenlerden biri de otellerin bulunduklar› co¤rafyalar de¤il mi? Evet, biz bu konuda çok flansl›y›z. Ç›ral› müthifl bir yer, özel bir co¤rafya. Antalya il s›n›rlar› içinde, Kemer’e 35 km mesafedeki Ulup›nar köyüne ba¤l› bir mahalle. K›fl›n 300, yaz›n 2.500 nüfuslu, k›rsal nitelikli bir k›y› yerleflimi. Beyda¤lar› (Olimpos) Milli Park› içinde yer al›yor. Küçük ölçekli turizm ve tar›m ön planda. Bitki örtüsü, hayvan türleri, jeolojik oluflumlar ve arkeolojik kal›nt›lar bak›m›ndan baya¤› zengin. 25 Ç›ral›’n›n güneyde Olimpos harabeleri ile birleflti¤i alan 1. ve 2. derece arkeolojik sit, k›y› bölgesi ve kumsal 1. derece do¤al sit, iç taraflar ise 3. derece do¤al sit alanlar› olarak koruma statüsünde. Kumsal 3 kilometre uzunlu¤unda ve iribafl deniz kaplumba¤alar›n›n (caretta caretta) üreme bölgesi. Yak›n geçmiflteki çal›flmalarda yaklafl›k 80 caretta caretta yuvas› tespit edildi. ‹l Çevre ve Orman Müdürlü¤ü ve WWF Türkiye - Do¤al Hayat› Koruma Vakf› iflbirli¤iyle kumsal›n tamam› kontrol ediliyor, yuvalara tel kafesler yerlefltiriliyor. Ulup›nar Çevre Koruma, Gelifltirme ve ‹flletme Kooperatifi de halk› bilinçlendirme etkinliklerine katk› sa¤l›yor. Gece kumsal› ziyaret edecek kifliler, yuvalara ve üreme alanlar›na zarar vermemeleri için bilgilendiriliyor. Genelde tatiller s›cak aylara denk getirilmeye çal›fl›l›r. Siz bu konuda ne düflünüyorsunuz? Bina içine de tafl seçtik. Böylece yaz›n serin oluyor. Olabildi¤ince ahflap istedik, yeflil istedik, tabiatla bütünlefltik. Biraz tercihe ba¤l›. Bu yörede tipik Akdeniz iklimi var. K›fl›n s›cakl›k s›f›r›n alt›na düflmez. ‹lkbahar uzundur. Onu çok s›cak bir yaz izler. Sonbahar ise ›l›mand›r ve deniz suyu halen s›cakt›r. Kalabal›k, havalar serinledikçe azal›r ya da ya¤›fllar artt›kça; ama ya¤murda gezmek, kitap okumak da kimileri için bir tatil seçene¤idir. Yemekler bu atmosferin neresinde? Küçük otellerin say›s› her geçen gün art›yor. Bu rekabette müflteriler hangi ölçütlerle seçim yap›yor? Söz aç›lm›flken, Olimpos sanki Ç›ral›’ya oranla daha çok tan›n›yor. Ziyaretçilerin tercihlerine nas›l yans›yor bu durum? Olimpos genelde genç nüfusça tercih edilir. Özellikle yaz aylar›nda çok hareketlidir, e¤lence hayat› öndedir. Olimpos antik kentinin içinden geçen derenin denize ulaflt›¤› yer, sahili Olimpos ve Ç›ral› olarak ikiye ay›r›r. Ç›ral› kumsal›ndan yar›m saatte yürürsünüz Olimpos’a. Bizim konuklar›m›z oralar› geziyor, Olimpos’a gelenler Ç›ral›’ya u¤ruyor. Birbirine katk›s› var iki bölgenin de. Hakl›s›n›z, küçük otellerin bilinirli¤i artt›. Ufac›k Ç›ral›’da bile 100’den fazla otel ve pansiyon var. Yabanc› misafirler Türkiye’yi çok detayl› araflt›rd›klar› için internette onlar›n gezebilece¤i sitelerde olabilmek, önlerine ç›kabilmek çok önemli. Çok planl›lar, aylar öncesinden rezervasyon talebinde bulunuyorlar. Biz de ona göre plan›m›z› yap›yoruz. Her saniyeden keyif almay› amaçl›yorlar. Memnun kal›p bizleri yaflad›klar› ülkelere davet edenler bile var. Zamanla müdavimlerimiz olufltu. ‹liflkiler üzerine seneleri kat›nca daha da güzellefliyor. Bunu Türk misafirlerimizle de yafl›yoruz. Onlar bize daha kolay ulaflabiliyorlar; kendi ülkemizde oldu¤umuz için neyin, kimin nerede oldu¤unu biraz daha rahat tahmin edebiliyorlar. Mimari tasar›m›n rekabetteki yeri nedir? ‹nsanlar rahat hissedecekleri, rahat yaflayacaklar› yap›lar görmek istiyor. Biz de bu nedenle otele s›cak bir görünüm vermek istedik. Tafl kaplama kulland›k ki beton içine gömülmeyelim, manzaram›zdaki kayal›klarla uyumlu olal›m. Bahçeye, çiçeklere, bitkilere özen gösterdik. Portakal a¤açlar› diktik. Kitap okumak, dinlenmek, uzanmak isteyenler için çardaklar yapt›k. Demek ki yak›n çevreler de turizmi ve turistleri etkiliyor. Tabii ki. Koruma statüsü sayesinde flehrin baz› kesimlerindeki turizm kalabal›¤› ve yayg›n yap›laflmadan uzak bir çevreye sahibiz. Ulup›nar deresi, Fethiye’den Antalya’ya uzanan tarihi Likya yolu, atefl ç›kan kayalarla dolu Yanartafl, Olimpos antik kenti, sedir ormanlar›... Ç›ral›’y› genelde kimler tercih ediyor? Ç›ral› genelde aileler taraf›ndan tercih edilir. May›s-haziran ‹ngiliz, temmuz-a¤ustos Türk, eylül-ekim Alman a¤›rl›kl›d›r. Ruslar da yavafl yavafl buray› keflfetmeye bafllad›. Yine de milletler konusunda kesin konuflmamak laz›m. Bir gün Hindistan’dan, bir gün Slovenya’dan talep gelebiliyor. Düflük sezonlarda ise acente ba¤lant›lar› avantaj sa¤l›yor. 26 Konuklar›m›z› evlerindeymiflçesine a¤›rlamaya önem veriyoruz. Zaman zaman menüleri konufluyor, fikirlerini al›yoruz. Genelde yerel lezzetlere yöneliyoruz. Dün levrek ›zgaram›z vard›, bugün ise mangalda tavuk kelebek haz›rl›yoruz. Türk yemeklerine, bize özel baharatlara, dal›ndan kopmufl sebze-meyvelere bay›l›yorlar. Kahvalt›lar›m›zda mutlaka meyvemiz olur. Akdeniz’in vazgeçilmezi narenciyeden biz de vazgeçemiyoruz. Portakallar›m›z çok lezzetlidir, limonlar da öyle. Portakallar› mart bafl›na kadar toplamay›n, öyle yumuflar ve tatlan›rlar ki sanki içersiniz yerken. Nar zaten yörede en sevilen meyve, tanesiyle olsun, suyuyla olsun. Reçelleri kendimiz yap›yoruz. Bal› amcam üretiyor. Kasab›m›z 100 km uzakt›r, ama de¤er. Bal›¤›m›z taptaze aya¤›m›za gelir. Peynircimiz çok güzel çeflitler getirir. Ev yap›m› yiyecekleri, bahçe ürünlerini tercih ediyoruz. Her ihtiyac›n›z için o kadar mesafe katetmek zor olmuyor mu? Burada banka yok, bankamatik yok, postane yok, eczane yok. Gazete sabah erkenden kap›n›za b›rak›lmaz. Az önce bir su borusu sorunu oldu, tesisatç› 40 kilometreden gelecek. K›saca günlük hayat›n de¤iflkenlerine yak›n de¤iliz. Belki de bu do¤all›k, korunmuflluk çekiyor insanlar›. Plaj muhteflem. Yüzerken ard›n›zda a¤açlar... Oteller kumsala yak›n de¤il, caretta caretta’lar farkl› ›fl›k kaynaklar›yla yollar›n› flafl›rmas›n diye. Yürüyerek veya bisiklet kiralay›p etraf› kolayca gezebilirsiniz. ‹ster uzun, ister k›sa trekking parkurlar› seçer, tabiatla bafl bafla kal›rs›n›z. Küçük teknelerle tura, teleferikle Tahtal› Da¤›’na ç›kabilirsiniz. Ya da her fleyi b›rak›p tabiat›n içinde kitab›n›z› okur, yeme¤inizi yersiniz. Akflamlar› sakindir, gece hayat› neredeyse yoktur. ‹çinizdeki huzur, katetti¤iniz her mesafeye de¤er. Küresel ekonomik kriz sektörünüzü nas›l etkiledi? ‹nsanlar›n harcama al›flkanl›klar› de¤iflti. Özellikle yabanc›lar alkol tüketimlerini azaltt›lar. Türkiye’de alkollü içkilerin çok pahal› oldu¤unu söylüyorlar. ‹flinizde Bilkentliler ile karfl›lafl›yor musunuz? Bilkent günlerim güzeldi. Mezun olduktan sonra farkl› sektörlere da¤›ld›k ki iflletme okuman›n bir avantaj› da budur san›r›m. Bilkentliler ile ba¤›m sürüyor. Bizi ziyaret eden mezunlar, hocalar oldu. HIP & Butik Oteller Rehberi’nin yazarlar›ndan ‹zim Bozada (A¤›rlama Hizmetleri 1998) ile güzel bir dayan›flmam›z var. Kendimizi teknolojik olsun, bas›l› olsun, belirli kaynaklarda göstermemiz avantaj. ‹zim’in internet sitesi ve her y›l yeniledi¤i rehberleri, kitaplar› tan›t›m için verimli mecralar. Onun arac›l›¤›yla dünya üzerinde 650.000 acentenin üye oldu¤u GlobRes sistemine de girilebiliyor. Bundan irili ufakl› birçok iflletme faydalanabiliyor. Sizin sektörünüzü hedefleyen mezunlara neler tavsiye edersiniz? ‹lk birkaç y›l zordur. Sistemi oturtmak, ikramlar› ayarlamak, çal›flanlardan verim almak... Giderler yüksek kal›r, gelirler düfler; fakat ray›na oturunca çok keyiflidir. ‹flin mutlaka bafl›nda olmal›s›n›z. ‹nsanlar san›yor ki uzak bir yere yerlefltik, bir mekan açt›k, 365 gün tatil yap›yoruz. Oysa 24 saat akl›m›z burada. Eflimle vardiyal› çal›fl›yoruz. Kahvalt›y› ben veriyorsam, akflam yeme¤ini o veriyor. Yeri gelir yemek yapar, servise yard›m ederiz. Cumartesimiz, pazar›m›z olmaz. Hafta sonu tatillerimizi özlüyoruz. Sizin tatil seçimlerinizi neler yönlendiriyor? Her y›l bir ülke seçiyoruz. Seçti¤imiz ülkenin sadece popüler rotalar›n› de¤il, ulaflabildi¤imiz her yerini gezmeye çal›fl›yoruz. Hindistan, ‹spanya, ‹talya, Tayland derken flimdi Vietnam ve Çin var akl›m›zda. Gitti¤imiz yerlerde küçük otelleri tercih ederiz. Güzel fleyler bulursak otele aktar›yoruz, mesela bafllarda sözünü etti¤im o çay setleri. Yorgun arg›n odaya gelip akflam yeme¤ine haz›rlan›rken ne büyük keyifmifl o çaylar› içmek dedik ve kendimize transfer ettik. Televizyon vaktin ço¤unu 27 yiyor. O yüzden gitti¤imiz yerlerde televizyonsuz oda al›r›z. Villa Monte’ye de televizyon koymad›k zaten. Sessizlikten, do¤ayla iç içe olmaktan hofllan›yoruz. Türkiye’de nereleri gezmeyi seviyorsunuz? Ç›ral›’ya benzeyen yerleri sevdi¤imizi fark ettik, mesela Datça’n›n Ovabükü. The Guardian’›n Türkiye’deki en iyi 10 plaj listesinde Ç›ral› ile birlikte girmifl. Deniziyle, kumsal›yla, yefliliyle, mimarisiyle, küçük restoran ve pansiyonlar›yla bize çok benziyor. Zaten o co¤rafya bize yak›n gelir, Selimiye, Bozburun, Gökova, Bördübet... Yine de akl›mda hep Do¤u ve Güneydo¤u Anadolu var. Van’›, Mardin’i görmek istiyorum. Eflimle en güncel tatil plan›m›z, otelimizin kapal› olaca¤› k›fl döneminde Antakya üzerinden Suriye’ye gitmek. bilkent’ten sonra... Kimya Bölümü 1997 mezunlar›ndan Serhan Öztemiz, kariyerine ABD’de devam ediyor. Serhan Öztemiz Kimya 1997 Serhan Öztemiz, ThreeBond International, Inc.’de araflt›rma-gelifltirme müdürü. fiirketini, sorumluluk alanlar›n› ve Bilkent’i flu çerçevede birlefltiriyor: “ThreeBond, endüstriyel yap›flt›r›c›lar konusunda otomotiv ve elektronik sektörlerine hizmet veriyor. Müflterilerin talepleri do¤rultusunda yeni ürünler gelifltirilmesi, teknik servis hizmetlerinin yürütülmesi, sat›fl elemanlar›n›n e¤itimi gibi konulardan sorumluyum. Madeni ya¤ bulunan ve s›zd›rmazl›k gerektiren motor blo¤u, ya¤ karteri, vites kutusu gibi araba parçalar›nda kullan›lmak üzere silikon yap›flt›r›c›lar gelifltiriyoruz. Teknolojinin ilerlemesiyle daha uzun ömürlü ya¤lar kullan›l›yor. Üretti¤imiz silikonlar›n, katk› maddesi oran› fazla olan bu yeni ya¤lara daha dayan›kl› olmas› gerekir. Elektronik dünyas› da çok hareketli. LCD televizyonlarda, cep telefonlar›nda, bilgisayarlar›n sabit disklerinde, anakartlarda ve yak›t pillerinde kullan›lacak düflük halojenli ve yanmaz yap›flt›r›c›lar yapt›k. Bilkent’te ald›¤›m temel kimya e¤itimi ve araflt›rma ruhu bugünkü konumumun en büyük mimar›d›r. Üniversitedeki projelerde inisiyatif almaya yönlendirilmemizin ve küçük s›n›flarda ö¤retimin etkisi inkar edilemez.” Öztemiz, yüksek lisans›n› Orta Do¤u Teknik Üniversitesi’nde kimya, doktoras›n› ise Cincinnati Üniversitesi’nde malzeme bilimi ve mühendisli¤i programlar›nda tamamlam›fl. Bilkent’teki ilk y›l›nda Fen Fakültesi’nden Ö¤renci Konseyi temsilcisi seçilen Öztemiz, Mizah Kulübü’nün kurulmas›nda pay sahibi olmufl ve Cincinnati’de de benzer görevler alm›fl. Cincinnati Türk-Amerikan ve Radiation Technology (yeni pazarlar alt komitesi) derneklerinin yönetim kurullar›nda. American Chemical Society, Society of Plastics Engineers ve Society of Automotive Engineers derneklerine üye olan Öztemiz’in kiflisel ilgi alanlar› futbol, golf, tenis ve sinema. 28 Güzel Sanatlar Bölümü’nden 2009’da diploma alan ‹rem Öztürk, çal›flma hayat›na Ankara’da bafllad›. ‹rem Öztürk, Tepe Home’un genel müdürlü¤ünde görsel tasar›m uzman› olarak çal›fl›yor. Bulundu¤u departman, aksesuar ürün yönetimi. Ma¤azalar›n görsel düzenlemeleri ile ilgili tasar›m ve uygulamalar gerçeklefltiriyor, vitrin ve reyonlar›n görsel sunumlar›n› düzenliyor, sektördeki e¤ilimleri takip ederek belirli dönemler ve özel günler için düzenlemeler yap›yor. ‹rem Öztürk Güzel Sanatlar 2009 Öztürk, kariyerine aç›lan yolu flöyle özetliyor: “Üniversitede renklerle u¤raflmak, çizim yapmak benim için her fleyden önemliydi. Özellikle 3. s›n›fta ald›¤›m dersler kariyerimde belirleyici oldu. Yaz staj›m› da flu an çal›flt›¤›m departmanda yapm›flt›m. fiimdi bu alanda yap›lan e¤itimlere ve konferanslara kat›larak, perakende sektöründeki geliflmeleri yak›ndan takip ederek kendimi gelifltiriyorum. Tamamlad›¤›m her ifl benim için yeni bir tecrübe. Ö¤renim hayat›m boyunca edindi¤im bilgiler, mesle¤imde daha h›zl› ve pratik çözümler yaratmama yard›mc› oluyor. Üniversitede yapm›fl oldu¤um sunum ve araflt›rma ödevlerinin bana katt›¤› özgüveni de göz ard› edemem. Derslerden kalan zamanlar›mda rehber ö¤renci olarak görev ald›m, kampüste ve çevremdeki toplumsal projelere kat›ld›m. Bir y›l ö¤renci temsilcil¤i yapt›m. Farkl› alanlardaki deneyimlerim bana iletiflim becerisi olarak geri döndü.” Öztürk, sosyal dayan›flma prati¤ini çocuklar› sanata yak›nlaflt›rmay› amaçlayan Türkiye E¤itim Gönüllüleri Vakf› Düfller Atölyesi’nde sürdürüyor. ‹flten kalan zamanlar›n› arkadafllar›na, sanat çal›flmalar›na ve sergilere ay›r›yor. Bankac›l›k ve Finans Bölümü’nü 2004’te bitiren Pertev Mert Tunçelli, Samsung’da görev yap›yor. Kariyerine sat›n alma alan›nda Metro Cash & Carry’de bafllayan Tunçelli, Electronic Partner’a kategori müdürü unvan›yla transfer olmufl. Elektronik perakendecilik deneyimine Darty’de devam etmifl, sonras›nda Samsung Electronics Türkiye’ye TV/AV ürünlerine sat›fl müdürü olarak geçmifl. Sorumluluk çerçevesini sektördeki müflterileri için ürün temini, kampanyalar düzenleme ve flirket hedefleri do¤rultusunda sat›fl gerçeklefltirmek biçiminde aç›kl›yor. Çokuluslu bir flirkette yer alma amac›na Samsung ile ulaflt›¤›n›, gelecekteki hedefinin ise uluslararas› düzeyde baflar›l› bir yönetici konumuna yükselmek oldu¤unu vurguluyor. Tunçelli, son paragraf›n› Bilkent için aç›yor: “Üniversitemin bana kazand›rd›¤› en önemli özellikler analitik düflünebilme ve farkl› kültürlerden bireylerle ortak projelerde görev alma yetileridir. Derslerde verilen proje ve ödevlerin benzerlerini ifl hayat›mda da tecrübe ediyor, bir bak›ma maça 1-0 önde bafll›yorum. Bilkent, her fleyden önce kiflinin toplum içinde sayg›n bir yer edinmesini ve özel hissetmesini sa¤layan bir ortam. Bunu ifl ve sosyal hayat›mda aç›kça gördüm. Bir dönem Kariyer Merkezi’nde çal›flm›fl, Amerikan futbolu tak›m›m›z Bilkent Judges’da bir y›l spor yapm›flt›m. Tak›m arkadafllar›mla hâlen görüflüyorum. B‹LMED’in toplant›lar›n› da elimden geldi¤ince takip ediyorum.” 29 Pertev Mert Tunçelli Bankac›l›k ve Finans 2004 Uluslararas› ‹liflkiler Bölümü 1997 mezunlar›ndan Aytekin A¤›r, Avrupa Birli¤i (AB) ‹fl Gelifltirme Merkezi’nin kadrosunda. Aytekin A¤›r Uluslararas› ‹liflkiler 1997 ‹lk ifl tecrübesini Baflbakanl›k’ta yaflayan Aytekin A¤›r, üç y›ll›k kamu hizmeti sonras›nda Naturel G›da, Çilek Mobilya ve GASPAfi’›n kadrolar›nda d›fl ticarete yönelik görevler alm›fl. 2005 y›l›ndan bu yana Avrupa Birli¤i ve Birleflmifl Milletler Kalk›nma Program›’n›n çeflitli projelerinde dan›flman ve e¤itmen olarak çal›fl›yor. ‹ngiltere merkezli Institute of Leadership and Management’dan akreditasyon sahibi. fiu an Adana’da, AB ‹fl Gelifltirme Merkezi’nde ifl gelifltirme müdürü. KOB‹’lerle ilgili projelerde giriflimcilik, fizibilite, ifl plan›, pazar araflt›rmas›, örgütsel-yönetsel planlama, üretim planlama, mali planlama, insan kaynaklar› yönetimi ve d›fl ticaret konular›nda bilgilendirme ve dan›flmanl›k hizmetlerinde bulunuyor. AB hibe programlar›n›n yürütülmesi ve projelendirilmesinde genifl bir tecrübe edindi¤i kan›s›nda. KOB‹’lerin rekabet güçlerinin art›r›lmas›na yönelik organik tar›m, tekstil ve tar›m makineleri kümelenme çal›flmalar›na da ifltirak etmifl. E¤itim verdi¤i alanlar ise giriflimcilik, sat›fl-pazarlama yönetimi, ihracat pazar araflt›rmalar›, müflteri iliflkileri yönetimi, etkin iletiflim ve müzakere. A¤›r, sözlerini üniversite günleriyle bitiriyor: “Kendime güvenen, araflt›rmac›, giriflimci ve dinamik bir birey olmamda Bilkent’in büyük pay› var. 1996’da ‹ktisadi, ‹dari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde ö¤renci yönetim kurulu baflkan› seçildim. Çeflitli kulüplerin faaliyetlerinde yer ald›m. Düflüncelerimi rahatl›kla ifade edebilecek özgür bir ortamda yetiflti¤im için gurur duyuyorum.” S›rma Oya Tekvar, Mütercim-Tercümanl›k Bölümü’nü 2000’de bitirdi. ‹fl yaflant›s›n› baflkent Ankara’da sürdürüyor. S›rma Oya Tekvar, halkla iliflkiler uzman› olarak görev yapt›¤› Netvizyon MediaPark’ta proje direktörlü¤ü, e¤itim içerikleri gelifltirme, halkla iliflkiler, organizasyon, sat›fl ve pazarlamayla ilgileniyor. Lisans diplomas›ndan sonra ‹ngilizce okutmanl›¤›yla kariyerine bafllayan Tekvar, 2005’ten bu yana halkla iliflkiler ve organizasyon üzerinde yo¤unlaflm›fl. Yüksek lisans derecesini ald›¤› Ankara Üniversitesi Halkla ‹liflkiler ve Tan›t›m Anabilim Dal›’nda doktora tezini yaz›yor. Tekvar, Bilkent’i ve hayat›n› flu paydalarda bir araya getiriyor: “Konumum gere¤i iletiflim aç›s›ndan de¤erlendirmem gereken yabanc› kaynaklar› bir mütercim-tercüman gözüyle de ele al›p çevirilerini yapabiliyorum. Bilkent’te dansa da bafllam›flt›m. Kendimi gelifltirip bir süre dans e¤itimenli¤i yapt›m ve genifl bir sosyal çevreye kat›ld›m. Ayr›ca B‹LMED üyesiyim.” Hayvan Haklar› Federasyonu Ankara temsilcisi ve Bar›nak Gönüllüleri Derne¤i üyesi olan Tekvar, akademik ve profesyonel çerçevedeki halkla iliflkiler, kad›n çal›flmalar›, yeni medya gibi ilgi alanlar›n› sivil toplum kurulufllar›ndaki faaliyetleriyle eflgüdümlü yürütüyor. Bu flekilde yeniliklere aç›k, esnek ve yarat›c› ifl modellerine imza atmay› hedefliyor. Tekvar, müzik ve güzel sanatlara da ilgi duyuyor. 30 S›rma Oya Tekvar Mütercim-Tercümanl›k 2000 Elektrik ve Elektronik Mühendisli¤i Bölümü 2006 mezunu Alper K›vrak, Brüksel’de yafl›yor. Alper K›vrak, 2008’de RWTH Aachen Üniversitesi’nin telekomünikasyon mühendisli¤i yüksek lisans program›n› bitirmifl. Ayn› y›l Almanya’dan Belçika’ya geçip Hewlett-Packard’da çal›flmaya bafllam›fl. Sonras›n› kendisi anlat›yor: “Procter&Gamble’›n (P&G) bilgi teknolojileri bölümünü HP olarak biz devrald›k. P&G’nin SAP tabanl› küresel ürün veritaban› uygulamas›nda ürün müdürüyüm. Dünyan›n birçok yerindeki müflterilere hitap eden bu uygulama için Filipinler’deki teknik ekibimle müflteri gereksinimleri do¤rultusunda araflt›rma ve gelifltirmeler gerçeklefltiriyoruz. Yurtd›fl›nda yöneticilik yapmak, kariyer amaçlar›mdan biriydi. Bir sonraki hedefe HP’nin ABD’deki merkezinde görev almay› koydum. Sonra ülkeme dönece¤im.” Lisansüstü çal›flmalar›n› Vrjie Universiteit Brussel’de sürdüren K›vrak, sözlerine Bilkent ile devam ediyor: “Bilkentliler olarak çok yönlü e¤itim geçmiflimiz, özgüvenimiz ve genifl bak›fl aç›m›z sayesinde sektörel ve akademik alanlarda rahatl›kla yer buluyoruz. Bilkent ailesi dünyan›n dört bir yan›nda buluflabiliyor. Arkadafllar›m›n baflar›lar›yla gurur duyuyorum.” K›vrak, kampüsteyken toplumsal duyarl›l›k projelerine kat›lm›fl. fiimdi Türkiye E¤itim Gönüllüleri Vakf› üyesi. Seyahat etmeye, futbol oynamaya ve izlemeye merakl›. Model uçak ve helikopterler yap›yor. Havac›l›¤a olan ilgisini gelecekte amatör pilot lisans› alarak taçland›rmak istiyor. Alper K›vrak Elektrik ve Elektronik Mühendisli¤i 2006 Tülay Uyar (Müzik 2001, flan-opera) notalarla nefes al›yor, açt›¤› sanat okullar›nda ö¤renciler yetifltiriyor. Bilkent sonras›nda Viyana Müzik ve Gösteri Sanatlar› Üniversitesi Opera Bölümü’nde sertifika e¤itimini tamamlayan Tülay Uyar, 2003’te MSGSÜ Devlet Konservatuvar› Sahne Sanatlar› Bölümü Opera Anasanat Dal›’ndan yüksek lisans diplomas› alm›fl. 2003 - 2008 y›llar› aras›nda ‹stanbul Devlet Opera ve Balesi’nde solistlik ve bir y›l boyunca halkla iliflkilerden sorumlu müdür yard›mc›l›¤› yapm›fl. ‹stanbul’da çocuklara ve yetiflkinlere müzik, dans ve tiyatro e¤itimi veren iki sanat okulu var. Bilkent y›llar›ndan bu yana 35 ülkede konserler vermifl. Bambi, Cinderella, Pocahontas, Uyuyan Güzel gibi çizgi film karakterleri onun Türkçe seslendirmeleriyle hayat bulmufl. Son bir buçuk y›l› flan tekni¤ini ilerletmek için ‹ngiltere’de geçiren Uyar, Royal Opera House’da Elisabeth Connell ve Richard Hetherington gibi önemli sanatç›larla çal›flm›fl ve sahneye ç›km›fl. Londra Royal Academy of Music’den Mary Hammond’› Türkiye’ye davet ederek ö¤rencilerine müzikal tiyatro dersi verdirmifl. Uyar, 2011’de ‹stanbul Devlet Opera ve Balesi’nin yeni bir operas›nda görev alacak. Tülay Uyar Müzik 2001 Tatillerini yurtd›fl›ndaki ustal›k s›n›flar›nda de¤erlendiren Uyar, Almanya, Avusturya ve ‹talya’da Edda Moser, Kurt Widmer, Gerd Uecker ve Renate Holm’un ustal›k s›n›flar›na kat›lm›fl. F›rsat buldukça caz dersleri al›yor, Arjantin tango yap›yor. Bilkent Üniversitesi gibi uluslararas› bir e¤itim kurumundan diploma alman›n fark›n› yurtd›fl›ndaki e¤itim ve konserlerinde hep hissetti¤ini vurgulayan Uyar, Devlet Sanatç›s› Suna Korad’›n (1935-2003) yetifltirdi¤i ö¤rencilerden biri oldu¤u için gurur duydu¤unu ayr›ca dile getiriyor. 31