Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri.cdr

Transkript

Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri.cdr
Amerikan Stratejik Yazımından...
DR. ARIEL COHEN
Karadeniz Bölgesinde
Amerikan Stratejileri
Dr. Ariel Cohen
(*)
Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana Karadeniz'deki Amerikan çıkarları uyuşturucu, silah ve insan trafiğinden enerji güvenliğine uzanan bir
alana yayılmıştır. Birleşik devletler Amerikan çıkarlarını korumak ve güvenliğe etki edebilmek için kapsamlı bir bölge politikasına ihtiyaç duymaktadır.
* Karadeniz bölgesi pek çok yönde çakışan medeniyetlerden ve nüfuz
sahalarından oluşmaktadır.
* NATO üyesi olan Romanya ve Bulgaristan, AB'nin gelecekteki
üyeleridir.
* Ukrayna batı dünyası ile Rusya arasında sıkışmıştır.
* Gürcistan batıya dönük olmakla birlikte egemenliğini ve Abhazya ile
Güney Osetya gibi ayrılık yanlısı bölgelerde toprak bütünlüğünü
tehlikeye sokan ağır bir Rus baskısı altındadır.
* Tarihin, dinin, milli menfaatlerin ve milli onurun farklı yönlere çektiği
Türkiye ve Rusya, doğu ile batı arasında tereddüt etmektedir.
* Karadeniz'in altı kıyı devleti (Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya,
Gürcistan ve Türkiye) dış güçler çevrelerinde zemin elde etmeye
çalıştıkça deneysel nitelikte, geleceği belirsiz bir bölge kimliği inşa
etmeye başlamışlardır.
* Kültürlerin, uluslararası ticaretin, fikirlerin ve nüfuz mücadelelerinin
bağlantı noktası niteliğinde olan bölgenin jeopolitik anlamda mutlak
bir önemi söz konusudur.
Orta Asya ve Ortadoğu petrolleri ile doğalgazı Karadeniz ticaret yolları
ve boru hatları boyunca Avrupa'ya ve batıdaki diğer noktalara taşınmaktadır. Aynı nakil hatları uyuşturucu, insan (teröristleri de içeren), konvansiyonel silahlar ve kitle imha silahı bileşenlerinin trafiğinde de kullanılmaktadır.
(*)
Öğretim Üyesi. Heritage Vakfı'na bağlı Kathryn and Heritage Uluslar arası Araştırmalar
Enstitüsü'nün bir bölümü olan Douglas and Sarah Allison Uluslararası Politika Araştırmaları
Merkezi'nde Uluslarası Enerji Güvenliği ile Rusya ve Avrasya bölgeleri ile ilgili stratejik
araştırmalar yapmaktadır.
[189]
Dr. Ariel Cohen
Karadeniz bölgesi Afganistan ve Irak'ta devam eden yeniden yapılandırma
ve istikrarı sağlama operasyonları ile muhtemel bir İran harekâtının yanı sıra
Hazar bölgesinden batı piyasalarına uzanan enerji nakil hatlarının korunması için de önemli bir üs konumundadır. Bölge ayrıca Avrupa'nın yeni güneydoğu sınırıdır. Bu yüzden hem AB hem de ABD ürünlerinin akışının denetlenmesinde ve Karadeniz bölgesindeki varlıklarının devam ettirmede önemli çıkarlara sahiptir.
Bölgedeki Amerikan varlığı halihazırda Romanya ve Bulgaristan'ın desteğini almakla birlikte, ABD'nin Rusya, Türkiye ve Ukrayna ile olan ilişkileri
kaygan bir zeminde ilerlemektedir. Irak'taki operasyonlarında gerek Türkiye
gerekse de Rusya'dan destek görmeyen ABD'nin bu iki ülkeyle olan ilişkileri
o dönemden bu yana sıkıntılıdır. Başbakan Viktor Yanukovich'in göreve
gelmesinden itibaren Ukrayna Rus yanlısı bir duruş sergilemektedir. Ekonomik ve politik olarak ağır bir Rus baskısı altında kalan ve iç çatışmalarla meşgul olan Gürcistan güçlü bir Amerikan müttefiki gibi hareket etme gücünden yoksundur. Bu karmaşık çıkarlar ve ittifaklar ağı ile Rusya ve Türkiye'nin
anti-Amerikan yaklaşımlar içeren son yaklaşımları, bölgedeki ABD faaliyetlerini engelleyebilecek niteliktedir.
Bu koşullar altında Bush yönetimi, Karadeniz havzasında güvenliği ve
istikrarı pekiştirmek için dikkatli dengeli ve gerçekçi bir stratejiyi takip
etmelidir. ABD özellikle:
* Karadeniz'e yönelik politikalarında ayrıntılı bir yaklaşım belirlemeli ve
[190]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
Amerikan dış politikası ile AB'nin koordinasyonunu genişletmelidir.
ABD ve AB, bölgede barışın korunması, demokrasinin, ekonomik reformların teşvik edilmesi ve bölgede hâkimiyet oluşturabilecek bir
bölge devletinin ortaya çıkmasının engellenmesi noktasında ortak çıkarlara sahiptir. ABD, NATO dışında kalan ülkelerle işbirliğini BİO
(Barış İçin Ortaklık) vasıtasıyla, güvenlik alanlarında eğitim desteğini
ve teknik desteği kapsayacak şekilde genişletmelidir. Birleşik devletler bunun yanı sıra, Ukrayna ile olan ikili askeri bağlarını güçlendirmelidir.
* Romanya ve Bulgaristan'daki Amerikan varlığının Karadeniz'de kendi
hakim pozisyonuna yönelik tehdit içerdiği endişesine sahip Türkiye'nin kaygılarının azaltılması amacıyla, Türkiye'yi Bulgaristan ve Romanya ile üçlü askeri değişimlere ve konsültasyonlara teşvik etmelidir.
* Bölgesel güvenliğin ve istikrarın arttırılmasını amaçlayan Karadeniz
Ekonomik İşbirliği Örgütü gibi çok yönlü organizasyonlarda ve inisiyatiflerde, özellikle Bulgaristan ve Romanya gibi kıyı devletlerini önderlik konusunda cesaretlendirmelidir. Uygun gördüğünde, ABD bu
organizasyonlarda üyelik ya da gözlemci statüsü talep etmelidir.
* Karadeniz Deniz İşbirliği Grubu(BLACKSEAFOR) ve Karadeniz
Uyumu (Blacksea Harmony) gibi mevcut bölgesel güvenlik yapılarına
katılımcı veya gözlemci olarak destek vermelidir. Birlikte çalışabilirliği
geliştirmek için bu yapılar NATO askeri tatbikatları ile afete hazırlık
tatbikatları çerçevesinde ele alınabilir.
* Rusya'yı, Gürcistan'a uyguladığı yaptırımları sonlandırması konusunda sıkıştırmalı ve Gürcistan'ın dondurulmuş çatışmalarının Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Örgütü ve Birleşmiş Milletlet Gürcistan Dostluk Grubu (U. N. Secretary General's friends of Georgia group) aracılığıyla çözümü için yenilenmiş, çok taraflı görüşmelerle daha belirgin
hale gelecektir. ABD ayrıca, Abhazya ve Güney Osetya'daki Rusya/Bağımsız Devletler Topluluğu'nun barışı koruma kuvvetlerini Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı ya da AB kalkanı altında olacak bir
uluslararası güçle değiştirmeye çabalamalıdır.
* Gürcistan, Romanya, Moldova, Türkiye ve Ukrayna ile olan ikili ticari
anlaşmaları, enerji güvenliğine ve Hazar bölgesinden Avrupa'ya gerçekleşen petrol ve doğalgaz naklinin yatırım altyapılarına vurgu yapacak şekilde genişletmelidir. Bunun yanı sıra ABD ile bölge arasında bir
serbest ticaret alanının temelini hazırlamalıdır.
ABD, Karadeniz bölgesinde dizginleri elinde tutamamaktadır ve bu du21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[191]
Dr. Ariel Cohen
rum yakın gelecekte de değişecek gibi görünmemektedir. Bununla birlikte
bölge, mevcut Amerikan dış politika amaçları bakımından kritik bir öneme
sahiptir ve Birleşik Devletler Karadeniz'deki meşru varlığını koruyabilmek
için çaba sarf etmek zorundadır.
Ekonomik istikrarın sağlanması için bir önkoşul olan enerji güvenliği
ABD ve AB ekonomileri için önemli bir önceliktir. Söz konusu ekonomiler,
farklı kaynaklardan ve enerji yollarından elde edilebilecek karşılanabilir
enerji arzlarına ihtiyaç duymaktadır.
Bir petrol ve doğalgaz kaynağı olması itibariyle Hazar bölgesi batı çıkarlarını zedelemiştir. Sovyet dönemi boyunca bütün enerji nakil hatları Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan ve Özbekistan petrol ve doğalgaz alanlarını Rusya Federasyonu'na bağlamıştır. Ayrıca, Rusya Hazar sahalarını potansiyel alıcılara bağlayan yeni yollara ve boru hattı kapasitesinin genişletilmesinde Rusya dışı firmaların girişine karşı
çıkmaktadır.
Rusya'nın petrol ve doğalgaz nakEkonomik istikrarın sağlindeki bu tekelci tavrı AB gibi en iyi müşterilanması için bir önkoşul lerinin güvenini sarsmış ve enerji temini konuolan enerji güvenliği
sunda Rusya'ya daha ihtiyatlı yaklaşmaya sevk
ABD ve AB ekonomileri etmiştir. Bu yüzden AB, diğer tüketici devletiçin önemli bir önceliktir. lerle birlikte Orta Asya ve Kafkasya'dan batıdaki noktalara uzanan ve çeşitlilik gösteren nakil
hatlarına desteğini ifade etmiştir.
Ortadoğu ve Orta Asya petrollerinin Karadeniz kıyısı boyunca Rus limanlarından Türk boğazları yoluyla Akdeniz'e ve Avrupa'ya taşınmasında
Karadeniz bölgesi halen öneme sahiptir. Türkiye enerji arzını sağlayan ülkeler ile tüketici ülkeler arasında enerji nakil hatlarının çeşitlenmesinde
anahtar devlet haline gelmektedir. Son dönemdeki birçok boru hattı projesi,
Türkiye'nin doğudan batıya yönelik enerji arzında bir geçiş noktası olarak
görülmesini düşündürmektedir.
Bunlardan biri olan Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattı 2005 yılında
tamamlanmıştır. BTC, petrolü Bakü'den Hazar yolu ile Tiflis'e(Gürcistan)
ve oradan da Ceyhan'a (Türkiye) taşımaktadır. Diğer önemli projeler BaküTiflis-Ceyhan'a paralel biçimde çalışacak olan Bakü-Tiflis-Erzurum doğalgaz boru hattı projesi ile Türk gaz ağını Romanya, Macaristan ve Avusturya aracılığıyla Avrupa'ya bağlayacak olan Nabucco projesidir.
Gerek Ortadoğu ve Hazar'ın doğalgaz üreticileri, gerekse de Avrupalı
tüketiciler boru hattı çeşitlenmesinden kazanç elde etmek için direnmektedirler. Kazak ve Türkmen petrolü ile doğalgazına daha fazla müşterinin
[192]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
çıkması fiyatlarda rekabete ve bu ülkelerin enerji ihtiyaçlarına yönelik
talepte artışa yol açabilir. Enerji bağımlısı durumundaki Avrupa ekonomilerine enerji arz eden ülkelerin sayısının çoğalması, Rusya'nın taşımadaki
tekelini ve piyasadaki aşırı gücünü kırarak AB enerji güvenliğini arttıracaktır.
Türkiye enerji nakil piyasasında daha geniş bir rol üstlenerek özellikle
geçiş gelirleri gibi çok sayıda fayda elde edebilir. Bununla birlikte, petrol ve
doğalgaz nakli sadece iktisadî değil, aynı zamanda jeopolitik bir meseledir.
Dünyanın en değerli kaynaklarının üretiminde ve dağıtımında kontrolü
elinde tutmak, uluslar arası arenada sahibine büyük bir güç sunmaktadır.
Türkiye, AB enerji zincirinde daha fazla öneme sahip oldukça, AB ile üyelik
görüşmelerindeki gücünü arttıracaktır.
Global ekonomi için derin bir önemi olan Dünyanın en değerli
enerji altyapıları son dönemde terörist saldırıla- kaynaklarının üretiminde
rın hedefi olmuştur. Örneğin 19 Ağustos 2006'da, Türkiye'nin doğusunda terörist bir grup o- ve dağıtımında kontrolü
lan PKK'lı ayrılıkçılar, Ağrı ilinde İran'dan do- elinde tutmak, uluslar
ğalgaz dağıtımı yapan bir boru hattına saldırarak arası arenada sahibine
1
büyük bir patlamaya neden olmuşlardır. Boru büyük bir güç sunmakhattı hızlı bir şekilde onarılıp gaz dağıtımı 23 tadır.
Ağustosta tekrar başlatılırken bu saldırı, Türkiye'nin doğalgaz naklinde bir eksen ülke olarak
ortaya çıkan stratejik rolüne dikkat çekmektedir. Daha da önemlisi, Karadeniz'de enerji altyapılarına yönelik bölgesel istikrarsızlıktan kaynaklanan
tehditleri işaret etmektedir.
Enerji Karadeniz boyunca taşınan en önemli kaynak olsa da, söz konusu trafikte yer alan tek unsur değildir. Yasadışı insan trafiği, Afganistan'ın
haşhaş alanlarından gerçekleşen uyuşturucu ticareti ile konvansiyonel
silahlar ve kitle imha silahı bileşenlerinin trafiği Ortadoğu ve Orta Asya'nın
istikrarsız, yoksul ülkelerinden batıya doğru gerçekleşmektedir.
ABD, AB ve Türkiye'de artan terörist saldırılar, batıya yönelen en büyük
tehdidin Ortadoğu'dan kaynaklandığını gösterirken, istikrarı korumanın ve
Ortadoğu'dan batıya uzanan yollarda güvenliği sıkılaştırmanın öneminin
altını çizmektedir. 2006 boyunca ABD, NATO ve AB Karadeniz'de güvenliğin geliştirilmesi amacıyla NATO tatbikatlarını ve Güneydoğu Avrupa
Afete Hazırlanma Konferansı'nı içeren bir takım inisiyatiflere katılmışlardır.
1
Cihan Haber Ajansı, "PKK Ağrı'daki Doğalgaz Boru Hattı'ndaki Patlamayı Üstlendi" Zaman,
21/08/ 2006, www.zaman.com/?bl=hotnews&alt=&trh=20060821&hn=35840 (0 Ekim 2006)
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[193]
Dr. Ariel Cohen
Bu inisiyatifler enerji ve deniz güvenliğini temel kaygılar olarak tanımlamışlardır.2 Bununla birlikte, bu çabaları batının bölgeye aşırı müdahalesi olarak değerlendiren Rusya ve Türkiye gibi bölge güçlerinin muhalefeti, benzer
inisiyatiflerin ortaya çıkmasını engellemiştir.
Karadeniz'de bölgesel güvenliği daha da karmaşık hale getiren bölgenin
dondurulmuş çatışmalarıdır: Gürcistan'da Güney Osetya ve Abhazya ile
Moldova'da Transdinyeper. Bu çatışmalar başlıca iki kaygıyı arttırmaktadır.
Birincisi söz konusu hadiseler uluslar arası arenada tanınmış devletlerin
toprak bütünlüğünü tehdit etmektedir. Ayrılıkçı bölgelerin yerel hükümetleri Moldova ve Gürcistan'ın merkezi hükümetlerinin belirlediği yasaların dışında, kendi iç yasalarına bağlı olarak çalışmaktadır ve bu durum idarede ve suçların önlenmesinde yetersizliğe yol açmaktadır. İkinci olarak ise
bu kontrolsüz yerleşim alanları, uluslararası kaçakçılık ve diğer yasa dışı faaliyetler için bir üreme sahası haline gelmiştir. Çatışmalar çözümlenene
kadar, bu devletçiklerdeki yönetici elitler, daha geniş bir coğrafyada istikrarın, güvenliğin ve ekonomik büyümenin ön koşulu olan kalıcı barış çabalarını boşa çıkaracaklardır.
ABD, Karadeniz bölgesinde dizginleri elinde tutamadığından, bölgedeki ülkelerin deniz güvenliğinde, terörle mücadelede, afete hazırlanmada ve
kıyı şeritleri ile su yollarının güvenliğinin sağlanmasıyla ilgili diğer konularda
bölge içi yeteneklerini geliştirmeleri elzemdir. Bununla birlikte, Karadeniz
kıyı devletlerinin her biri ayrı bir ajandaya sahiptir ve bu gündem doğrultusunda hareket etmektedir. Dolayısıyla ortak güvenlik amaçlarının nasıl başarılacağı konusunda bir fikir birliği yoktur. Bölgedeki durumdan kaynaklanan
gerilimler, çatışan ittifaklar ve istikrarı nelerin teşkil edeceğine dair farklılaşan algılamalar, bu devletleri ortak problemlerle mücadeleye yönelik karşılıklı olarak benimsenmiş yolların bulunmasından alıkoymaktadır.
TÜRKİYE
Türkiye bölgede istikrarı arzulamasına rağmen, Ankara'daki ılımlı İslamcı AK parti hükümeti istikrarın nasıl sağlanacağı hususunda batılı ortaklarıyla aynı fikirde değildir. Örneğin, Türkiye'nin şu anki üst düzey güvenlik
2
U.S. Department of State, Bureau of International Information Programs, "U.S. Promotes
Disaster Planning Cooperation in Southeast Europe" March 22, 2006, at
www.usinfo.state.gov/xarchives/display.html?p=washfileenglish&y=2006&m=March&x=20060322135136MVyelwarC0.265423 (September 20, 2006),
and "Thousands Participate in NATO Black Sea Exercise" Stars and Stripes, June 27,
2006, at www.estripes.com/article.asp?section=104&article=37343 (September 20, 2006)
[194]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
önceliğini, 1980'den bu yana 30 bin insanın ölümünden, gerek sivillere ve
gerekse altyapı sistemlerine yapılan bir dizi saldırıdan sorumlu tutulan Kürdistan İşçi Partisi (PKK) sorununu çözmek oluşturmaktadır. Türkiye, komşularındaki demokratik açılımların, istikrarsızlık yaratacak olan ayrılıkçı
Kürt hareketini alevlendireceğinden korkmaktadır.
Bu korkular Türkiye'nin, Birleşik Devletler algısını derinden etkilemektedir. Uzun süredir kendine Batı'da ve AB'de yer arayan Türkiye, son zamanlarda ABD ve NATO ile ilişkilerini daha mesafeli yürütmektedir. 2003'te Türk meclisinin, ABD askerlerine Irak topraklarına Türkiye üzerinden
girme yetkisi veren tezkereyi reddetmesi, Türk-Amerikan ittifakında çatlak3
lara sebep olmuştur. Tezkerenin reddinin altında yatan gerçek sebep,
Irak'taki istikrarsızlığın bir sivil savaşa ve Irak'ın kuzeyinde Kürt milliyetçilerinin muhtemel hakimiyetine yol açabileceği korkusudur. Irak'ın kuzeyindeki muhtemel bir Kürt bağımsızlığı, Türkiye'nin güneyindeki Kürt azın4
lıkta huzursuzluğa ve provokasyona sebep olabilirdi. Birçok Türk ABD'nin
Irak'taki çıkarlarını Türkiye'deki istikrar ve ABD-Türkiye ilişkileri pahasına
takip ettiği inancındadır.
3
CBS News, "OK of US Troops in Turkey Nullified" March 1, 2003, at
www.cbsnews.com/stories/2003/03/02/iraq/main542467.shtml (September 25, 2006).
4
Phillip Gordon and Omer Taspinar, "Turkey on the Brink" The Washington Quarterly, Vol.
29, No. 3 (Summer 2006), p. 57, at www.twq.com/06summer/docs/06summer_gordon.pdf
(November 9, 2006).
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[195]
Dr. Ariel Cohen
Üstelik hatırı sayılır Kürt nüfusuyla İran da Türkiye'nin, ABD'nin Irak'ta bulunması hususundaki kaygılarını paylaşmakta ve diğer birçok konuda
da ABD ile ters düşmektedir. Ortak çıkarlar ve ortak hasımlar iki komşu arasında yeni güvenlik bağları oluşturmaktadır.
AB liderlerinin, Türkiye'nin üyeliğini destekleme konusundaki isteksizlikleri temelde, Türkiye'nin Batı'ya karşı ters tutumuna ve Türkiye'nin içinde
bulunduğu bölgesel sorunlara dayanmaktadır. Onların bu tereddüdü, AB
üyeliği yoluna zaten sayısız ve genellikle ekonomik açıdan sıkıntılı düzenlemeler yapan Türkler arasında küskünlük doğurmaktadır. AB konusundaki
bu belirsizlik, Batı'nın “kendi kulüplerine” Müslümanları almayacağına iyice
inandırılan Türklerin, Rusya gibi diğer ülkelerle bağlarını güçlendiriyor.
ABD ve AB ilişkilerinde sıkıntı yaşayan
Hatırı sayılır Kürt nüfu- Türkiye, kendisine, herhangi bir müdahale olmaksızın isteklerine ulaşabileceği daha güçlü bir
suyla İran da Türkiye'pozisyon aramaktadır. Hükümetin son Milli
nin, ABD'nin Irak'ta
Güvenlik Siyaset Belgesi, ülkeyi Rusya, Ortabulunması hususundaki doğu ve Orta Asya'daki enerji kaynaklarıyla Batı
kaygılarını paylaşmakta piyasası arasında bir köprü ve bir enerji merkezi
ve diğer birçok konuda haline getirmek için Türkiye'nin jeopolitik koönemi üzerinde
da ABD ile ters düşmek- numunun kullanılmasının
5
durmaktadır. Eğer, Türkiye kendisini bu enerji
tedir.
akışının merkezine koyma konusunda başarılı
olursa, jeopolitik konumunun önemini arttırmış, AB üyeliği için çok güçlü bir koz elde etmiş, bölgesel üstünlük sağlamış
ve Karadeniz'deki etkisini arttırmış olacaktır. Türkiye'nin bu istekleri, batıyı
geleneksel etki alanından uzak tutmak için güçlü bir Türkiye ile ittifak arayan
Rusya'yla Türkiye'nin son dönemdeki uzlaşmasını kısmen açıklamaktadır.
RUSYA
Rusya da Türkiye gibi Batı'dan hızla uzaklaşıp, bölgesel üstünlüğünü
sürdürmeye odaklanmaktadır. Kremlin, dış politikadaki amaçlarına ulaşmak için yükselen petrol fiyatları ve doğalgaza olan şimdiye dek görülmemiş
taleple elde ettiği ekonomik gücü kullanmaktadır. Rusya'nın dış politikadaki
amaçlarından biri de dünyanın temel enerji sağlayıcısı konumuna gelmektir.
Bu amacı gerçekleştirmek, eski Sovyetler Birliği'nin satın aldığı ve dağıttığı
5
Vasily Zubkov, "RussianTurkish Energy Cooperation Worries U.S.," Turkish Daily News, May
10, 2006, at www.turkishdailynews.com.tr/article.php?enewsid=43005
[196]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
petrol ve gaz kaynaklarını elinde bulundurmayı gerektirmektedir.
Rusya, Orta Asya'nın ucuz petrol ve gaz kaynakları ile Batının enerjiye
aç piyasası arasında aracılık yaparak çok fazla kâr etmiştir. Rusya Orta Asya'nın gaz ve petrolünü dış piyasaya yüksek fiyattan satarak, hem beklenmedik bir kazanç elde etmiş, hem de kapasitesinin çok üzerinde ürün gerektiren AB üyesi ve Çin gibi ülkelere enerji sağlama sorumluluğunu üzerine
almıştır. Rusya, petrol ve gaz piyasasında ve Orta Asya'dan Batı'ya ihracatlarda daha büyük rol istedikçe, Batı farklı kaynaklar ve satıcılar istemektedir.
ABD ve AB'nin Türkiye üzerinden yeni enerji rotaları plânları yapması, küresel enerji piyasalarında şimdiden gerginliğe sebep olmuştur. Rusya, Türkiye'nin doğalgaz ihti- Rusya, Orta Asya'nın
6
yacının %70'den fazlasını , AB'nin ise yaklaşık
%40'ını karşılıyor ki eğer Türkiye'den geçecek ucuz petrol ve gaz kayve Rus kaynakları dışında bir arz sunacak olan nakları ile Batının enerjiboru hatları inşa edilirse, bu durum tehlikeye ye aç piyasası arasında
girebilir.
aracılık yaparak çok fazla
Rusya başlangıçta kendisinin Orta Asya ile kâr etmiştir.
Avrupa arasındaki aracılık rolünü durduracağı
gerekçesiyle Nabucco'nun inşasına karşı çıkmıştır. Fa-kat analistler, projeyi durduramayacağını anlayan Kremlin'in Türkiye ve Rusya arasında Karadeniz'den geçen ve Macaristan'ın petrol ve gaz
şirketi MOL'e büyük kar sağlayan Mavi Akım boru hattını genişletmeye ni7
yetlendiğini belirtmektedir. Rusya bu yolla, Nabucco'nun üzerindeki kontrolünü devam ettirirken getirilerinden de faydalanacaktır.
RUSYA'NIN BÖLGESEL GÜÇ POLİTİKALARI
Rusya'nın eski Sovyetler Birliği'ndeki petrol ve gaz kaynaklarına ek olarak, Kremlin etki alanını güneye doğru genişletmeye çalışmaktadır. Bir yandan Gürcistan gibi Batı eğilimli ülkelere olağanüstü politik baskılar uygularken, diğer yandan Ermenistan gibi Rusya'ya sadık kalan ülkeleri ödüllendirmektedir. Ukrayna bu iki kategoriye birden girmektedir. 2005'teki Turuncu
6
Fiona Hill and Omer Taspinar, "Turkey and Russia: Axis of the Excluded?" Survival, Vol.
48, No. 1 (Spring 2006), at www.brookings.edu/views/articles/fhill/2006_survival.pdf
(September 19, 2006).
7
Roman Kupchinsky, "Russia: Putin Pushes Energy Expansion into Central Europe"
Radio Free Europe/Radio Liberty, March 6, 2006, at
www.rferl.org/featuresarticle/2006/03/b68d450e-041c-473b-b54e-9c64252e5a5e.html (September 20,
2006). (November 9, 2006).
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[197]
Dr. Ariel Cohen
Devrim Batı yanlısı demokratik bir hükümete yol açarken son seçimler
Kremlin yanlısı bir başbakan ve Verkhonda Roda'da (parlemento) Turuncu
koalisyon yerine Kremlin yanlısı bir çoğunluk getirmiştir.
Rusya'nın, komşularında istikrarı arzuluyor gibi görünmesine rağmen,
bazı hareketleri özellikle Moskova'ya sadık olmayan ülkelerde istikrarsızlık
oluşması için tasarlanmış gibi görünmektedir.
UKRAYNA
2005'teki Turuncu Devrim'de seçmenler, Kremlin yanlısı Viktor Yanukoviç yerine Batı yanlısı Viktor Yuşçenko'yu seçmişlerdir. Bu seçim Rusya'da şok etkisi yaratmıştır çünkü Ukrayna tarihten beri Batı ile arasında
tampon görevi gören bir “küçük kardeş” olarak görülmektedir. Bozulan
Ukrayna-Rusya ilişkileri Ocak 2006 gaz krizi ile doruğa ulamıştır. Kış ortasında fiyatları ikiye katlayan Rusya, Ukrayna'nın yeni tarifeyi kabul etmemesi
üzerine, tüm Avrupa'da kıtlığa yol açan bir gaz kesintisine gitmiştir. Gaz
akışının kısa bir süre sonra yeniden başlamasına rağmen, yüksek gaz fiyatları
8
Ukrayna ekonomisini ve Yuşçenko hükümetini oldukça zayıflatmıştır.
8
For a detailed discussion of the RussianUkrainian 2006 gas crisis, see Ariel Cohen, Ph.D.,
"The North European Gas Pipeline Threatens Europe's Energy Security" Heritage
Foundation Backgrounder No. 1980, October 26, 2006, at
www.heritage.org/Research/Europe/upload/bg_1980.pdf.
[198]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
Yuşçenko hükümeti hüsranından dönüş, 2006 Mart seçimlerinde Ukrayna parlementosunda Yanukoviç'in partisi Bölgeler Partisi'nin (Party of
Regions) çoğunluğuyla sonuçlanmıştır. Yeni kabine ve meclis daha çok Rus
yanlısı ve Batı'nın desteğini aramak konusunda daha isteksizdir. 2006 Haziranında Rus yanlısı partiler tarafından kışkırtılan Ukrayna'daki Batı karşıtı
protestolar, NATO'nun Crimea'daki “Sea Breeze” ve “Tight Knot” tatbikat
9
planlarının iptaline sebep olmuştur . Bu zafer, zaten %60'ı NATO üyeliğine
karşı olan Ukrayna halkı arasında NATO karşıtı fikirleri daha da arttırmış ve
Ukrayna'nın ABD ve NATO ile ilişkilerine büyük hasar vermiştir. 14 Eylül
2006'da Başbakan Yanukoviç, yoğun kamu muhalefeti ve Rusya ile iyi ilişkileri sürdürme arzusu nedeniyle, Ukrayna'nın
NATO üyeliği için çaba sarf etmeyeceğini, Gelişen Ukrayna-Rusya
NATO Genel Sekreteri Jaap de Hoop Scheffer ilişkileri NATO ve
10
ve diğer NATO büyükelçilerine bildirmiştir .
ABD'nin Ukrayna'daki
Gelişen Ukrayna-Rusya ilişkileri NATO ve çıkarlarının tehlikeye giABD'nin Ukrayna'daki çıkarlarının tehlikeye gireceğini göstermektedir.
receğini göstermektedir.
GÜRCİSTAN
Rusya, Gürcistan'a da önemli ölçüde politik baskı uygulamış, fakat aynı
başarıyı elde edememiştir. Gürcistan Hükümeti, Batı ile işbirliği ve Karadeniz'de istikrar ve güvenliğin arttırılmasına önem vermeyi sürdürmüştür.
Fakat, birçoğu Rusya tarafından yaratılan veya alevlendirilen şartlar, Gürcistan'ın Avrupa-Atlantik yapılanmayla kaynaşma çabalarını boşa çıkarmıştır.
2004'teki Gürcistan Gül Devrimi, Batı yanlısı Mikail Saakaşvili hükümetini doğurdu. Rusya, Gürcistan'ın Batı odaklı politikalarını, büyük ekonomik ve yönetimsel reformlarını ve birliğe üyelik konusunda NATO ile
yoğunlaşan görüşmelerini, kendisi için bir tehdit olarak algılamaktadır.
Gürcistan, NATO ile “Barış İçin Ortaklık”tan mümkün olan son raddeye
kadar faydalanmakta ve birlikle ilişkilerini üyelik noktasına taşımak istemektedir. Tüm bunlara cevap olarak Rusya, Gürcistan'ın özgürlük plânları ya9
Vladimir Socor, "Protests in Crimea, Incitement from Moscow, Paralysis in Kyiv
Thwart Military Exercises" Eurasia Daily Monitor, June 14, 2006, at
www.jamestown.org/edm/article.php?article_id=2371180 (November 9, 2006).
10
CNN, "Ukraine 'Shelves Bid to Join NATO" September 14, 2006, at
www.edition.cnn.com/2006/WORLD/europe/09/14/ukraine.nato.reut/index.html
(September 20, 2006; unavailable November 9, 2006)
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[199]
Dr. Ariel Cohen
pan ayrılıkçı bölgeleri Güney Osetya ve Abhazya'ya politik, ekonomik ve
kesin olmamakla birlikte- askeri destek vererek Gürcistan'ı cezalandırmaktadır. Güney Osetya, 12 Kasım'da başkanlık seçimini ve bağımsızlık isteğiyle sonuçlanan bir referandumu gerçekleştirmiştir. Rusya bölgenin bağımsızlığını tanımayı seçerken, ABD bunu yapmayı reddetti11.
Gürcistan'ın temel kaygısı bu iki bölge ile olan ihtilâfını çözmektir. Gürcistan dışişleri bakanı dondurulmuş gibi görünen bu çatışmaların aslında
öyle olmadığını, aksine hızla kötüleştiğini ifade ederken bu açıklamalarıyla
da geniş çaplı bir askeri çatışma ihtimalini arttırmıştır.
Gürcü liderler Rusya'yı bu toprakları kontrol altına almak istemekle suçlarken, Rusya'nın hareketleri bu iddialara çanak tutar niteliktedir. Rusya'nın
Abhazya ve Güney Osetya'daki barışı koruma kuvvetleri uluslar arası gücün
yönetiminde değildir ve ayrılıkçı teröristleri siRusya, Gürcistan'ın öz- lahlandırdığından, baskın ve kaçakçılık olaylarında rol aldığından şüphelenilmektedir. Gürgürlük plânları yapan ay- cistan Hükümeti barışı koruma kuvvetlerinin urılıkçı bölgeleri Güney
luslar arası bir güçle değişmesi için çağrı yapmış12
Osetya ve Abhazya'ya
tır . Rusya Güney Osetya'lıların çabalarını överek açık politik destek vermiştir. Güney Osetya
politik, ekonomik ve
kesin olmamakla birlikte- başkanı Eduard Kokity Güney Osetya'nın 2007
Kasımında bölgenin bağımsızlığıyla ilgili bir reaskeri destek vererek
feranduma gideceğini söylediği zaman, Rus
Gürcisatn'ı
Duma Meclisi Başkanı Boris Gryzlov, bu kararı
onların bir hakkı olarak nitelemiştir13.
cezalandırmaktadır.
2006 Eylül'ünde Gürcü yetkililer 4 Rus
askeri görevlisini casusluk yaptıkları gerekçesiyle tutuklamışlardır. Birkaç
gün sonra serbest bırakılıp ülkelerine geri dönmüşlerdir. Rusya buna Rusya
ile Gürcistan arasındaki bütün bağları -kara, hava ve yazışmalar- keserek ve
11
Vince Crawley, "U.S. Rejects Independence Referendum in Georgia's South Ossetia"
U.S. Department of State, November 9, 2006, at
www.usinfo.state.gov/xarchives/display.html?p=washfile=english&y=2006&m=Novem­ber&x=2006110
9165249MVyelwarC0.5890009 (November 22, 2006).
12
Jean-Christophe Peuch, "Georgia: Parliament Votes Russian Peacekeepers out of South
Ossetia" Radio Free Europe/Radio Liberty, February 15, 2006, at
www.globalsecurity.org/military/library/news/2006/02/mil-060215-rferl08.htm (September 25, 2006).
13
Robert Parsons, "Georgia: South Ossetia Throws Down Gauntlet with Referendum on
Independence" Radio Free Europe/ Radio Liberty, September 14, 2006, at
www.rferl.org/featuresarticle/2006/09/511365e2-bca3-43ac-aade-046dc187a603.html (November 9,
2006)
[200]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
Rusya'da yaşayan Gücülerin, yasalara uygun olarak yaşayanlar dahil, sınır
14
dışı edilmesi emrini vererek cevap vermiştir. Bu yaptırımlar, 5'te 1'i Rusya'da yaşayan ve çalışan akrabalarının ve arkadaşlarının gönderdiği paraya
bağlı olan Gürcü ekonomisini sekteye uğratmıştır. Rusya'nın tepkisi zalimce
nitelenmiş, fakat gerilimi yatıştırmak için hiçbir somut önlem alınmamıştır.
MOLDOVA
Moldova'nın güneyindeki Transdinyeper bölgesinin de Rusya tarafından desteklenen ayrılıkçı istekleri bulunmaktadır. Bölge eski komünistler
tarafından yönetilmektedir ve bir suç cenneti haline getirilmiştir. Son referandumda, büyük çoğunluğunu Rus ve Ukraynalıların oluşturduğu %97'lik bir seçmen kitlesi tam bağımsızlığı ve nihayetinde Rusya ile birleşmeyi
seçmiştir.
Ne Moldova Hükümeti ne de uluslar arası Rusya Avrupa'nın güneytoplum bu referandumu meşru olarak kabul et- doğusundaki ve Kafkasmiştir, fakat Rusya Dışişleri Bakanlığı, Trans- lardaki ayrılıkçı isteklere
dinyeper halkının tercih ettiği bölgesel istikrar
yardım ederek ve onları
modelini “doğrudan demokrasi” yoluyla açıkladığını ve bu referandumun Moldova Hükümeti cesaretlendirerek, Karaile görüşmelerin başlamasıyla neticeleneceğini deniz'deki güvenlik ve is16
umduğunu belirtmiştir. Bu ifade birçok analis- tikrar arttırmaya yönelik
tin belirttiği gibi Kremlin'in Transdinyeper'deki çabaları belirgin ölçüde
ayrılıkçı eğilimleri, Abhazya ve Güney Osetya'da yaptığından daha fazla desteklediğini doğ- güçleştirmektedir.
rulamıştır.
Son olarak 20 Eylül 2006'da Rusya dışişleri bakanlığı, Kosova'nın politik
durumunun hallolunmasının özellikle Güney Osetya, Abhazya ve Transdinyeper gibi ayrılıkçı bölgelere emsal teşkil edebileceği yönündeki açıklamalarını onaylayarak17, Kosova'ya nasıl bağımsızlık verildiyse bu bölgelere
14
Associated Press, "Russia Refuses to Drop Sanctions Against Georgia" International
Herald Tribune Europe, October 3, 2006, at www.iht.com/articles/ap/2006/10/03/europe/EU_GEN
_Georgia_Russia.php (October 18, 2006).
15
ITAR-TASS, "Moldova Does Not Recognize Election Referendum" September 18,
2006, at www.tass.ru/eng/level2.html?NewsID=10801983&PageNum=0 (September 20,
2006; unavailable November 9, 2006).
16
"Russian MFA: Transnistria Residents Used Direct Democracy Institution" Yerkir,
September 20, 2006, at www.yerkir.am/eng/index.php?sub=news_arm&id=26403 (November 9, 2006).
17
Simon Saradzhyan, "Russia Says Kosovo Will Set a Precedent" The Moscow Times,
September 21, 2006, at www.themoscowtimes.com/stories/2006/09/21/011.html (November 9, 2006).
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[201]
Dr. Ariel Cohen
de bağımsızlık verilmesi gerektiğini ifade etmiştir. Rusya Avrupa'nın güneydoğusundaki ve Kafkaslardaki ayrılıkçı isteklere yardım ederek ve onları cesaretlendirerek, Karadeniz'deki güvenlik ve istikrar arttırmaya yönelik çabaları belirgin ölçüde güçleştirmektedir.
TÜRK-RUS ORTAKLIĞI
Çelişkili gibi görünse de Batı'nın bölgedeki “istikrarsızlaştırma” etkisine karşı Türkiye ve Rusya aynı safta yer tutmuşlardır. İslamcı AKP iktidarının göreve gelmesinden itibaren -savaşın ve soğukluğun yoğun olduğu bir
geçmişe rağmen- Türkiye ve Rusya esas ortak çıkarlarından çok Batı karşıtlığı çerçevesinde şekillenecek gelişmiş bir ilişkinin sinyallerini vermektedirler.
Karadeniz'in bu iki büyük ülkesi kendi bölgesel etkinliklerinin geleceği açısından ABD, AB, NATO etkisini asgari düzeye çekmenin yollarını aramaktadırlar. Fiona Hill ve Ömer Taşpınar günümüzÇelişkili gibi görünse de deki Türk-Rus uzlaşmasını şöyle açıklamaktadır:
Batı'nın bölgedeki
(Türkiye veRusya) yeni Bush yönetiminin
“istikrarsızlaştırma”
dünyaya özgürlük ve demokrasi yayma iddiasınetkisine karşı Türkiye ve daki
politikalarını Suriye, İran,Irak gibi bölgeRusya aynı safta yer
lerde var olan tiranlığa ve köktenciliğe karşı olan
tutmuşlardır.
bir mücadele olarak görmemektedir. Fakat bu
iddiayı kendi çıkarlarına daha fazla zarar verecek
18
yayılmacı bir siyaset olarak algılamaktadır .
Ayrıca Türkiye ve Rusya Karadeniz'e kıyısı olan diğer ülkelerin bölgesel
düzeyde öncülüğü ele almaya çalışmalarından rahatsız olmaktadır. 2006 Haziranında, Romanya'nın ev sahipliğinde uyuşturucu kaçakçılığıyla mücadelede ortak hareket, insan ticareti, kirlilik, sınırlar arası suçlar konularını görüşmek üzere toplanan “Diyalog ve Ortaklık için Karadeniz Forumu” Karadeniz ülkelerinin temsilcilerini bir araya getirme amacı gütmüştür. Bu
toplantı ayrıca müşterek enerji projeleri, bölgesel altyapının geliştirilmesi ve
genel bölgesel işbirliği üzerine fikir yürütmek ve bu konuları müzakere
19
etmek için bir araç olmuştur .
Romanya'nın girişimi Karadeniz'de etkisi bulunan AB gibi çok uluslu
18
19
Hill and Taspinar, "Turkey and Russia" p. 87.
Andreea Pocotila, "Black Sea Summit Boosts Cooperation in the Region" Bucharest Daily
News, June 5, 2006, at www.daily-news.ro/article_detail.php?idarticle=27158 (September 18, 2006).
[202]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
oluşumlar ve Karadeniz ülkeleri için20bölgesel kimliğin ve görüş alışverişinin geliştirilmesi amacını taşımaktadır. Hatta zirvenin sonuç bildirisinde
“bölgesel meselelerde daha etkin rol alma” şeklinde AB'ye yöneltilen çağrı
bu durumun göstergesidir21
Karadeniz forumunun Batı dünyasına Karadeniz'in bölgesel meselelerine müdahil olmasını önermesinin neden olduğu çekince Türkiye ve Rusya'nın toplantının önemini dikkatli bir şekilde azımsamaya çalışmasına neden olmuştur. Romanya, Ukrayna, Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan,
Moldova, Türkiye ve Yunanistan'ın devlet başkanlığı ve bakanlık düzeyinde
temsil ettiği toplantıya Rusya protesto amacıyla Bükreş büyükelçisini göndermiştir.22
Rusya KEİ örgütü ve BALCKSEAFOR'un (Karadenize kıyısı olan altı
ülkenin oluşturduğu müşterek deniz görev gücü) ekonomik ve deniz güvenliği konusunda gerekli işbirliğini sağlaması hususunda ısrar etmektedir. Ana20
Vladimir Socor, "Black Sea Forum Seeking Its Rationale" Eurasia Daily Monitor, Vol. 3, No.
111 (June 8, 2006), at www.jamestown.org/edm/article.php?article_id=2371162 (September 18, 2006).
21
Necdet Celik and Ozgur Guralp, "Russian Clouds over Black Sea Forum" June 6, 2006, at
www.zaman.com/?bl=international&alt=&hn=33765 (September 18, 2006).
22
Vladimir Socor, "Moscow, Ankara Reluctant to Welcome New Black Sea Forum" Eurasia
Daily Monitor, June 9, 2006, at www.jamestown.org/edm/article.php?article_id=2371171
(November 9, 2006).
23
Celik and Guralp, "Russian Clouds over Black Sea Forum"
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[203]
Dr. Ariel Cohen
listler Rusya'nın, bölgesel hiçbir girişimin Rusya olmadan başarıya ulaşamayacağını ve Romanya, Bulgaristan gibi diğer küçük ülkelerin Moskova'nın rızası olmadan girişimde bulunmaktan çekinmesi gerektiği mesajını iletmek istediğini öne sürmektedirler. Türk devlet bakanı Beşir Atalay “Romanya'nın bu girişiminin bölgenin sorunlarının çözümünü sağlayan ve esas
platform olarak varlığını sürdüren KEİ örgütünün önemini sulandırmayacaktır23”demiştir.
Türkiye ve Rusya'nın uyum içinde çalıştığı bir diğer konu ise ABD'nin
bölgesel oluşumlara müdahalesini engelleme konusunda ortaya çıkmaktadır. 2005 yılında ABD'nin KEİ örgütüne gözlemci olarak katılmak istemesi, Rusya'nın itirazıyla karşılaşmıştır. ABD'nin görünürdeki müttefiki
Türkiye ise herhangi bir yardım önermemiştir. Romanya ve Bulgaristan gibi
ülkelerin yer aldığı batı yanlısı Karadeniz kıyı devletlerinin olumlu yaklaşımı
ise ABD'nin isteğinin onayının güvenliği anlamına gelmiştir.
2006'da Rusya ve Türkiye ortak olarak
Türkiye ve Rusya'nın,
ABD'nin NATO “Aktif Girişim'ini” Karadeözellikle petrol ve doğal- niz'e doğru genişletme önerisini veto etmiştir.
Aktif Girişim, 2001 yılında Akdeniz'deki terögaz konusunda, yakın
ticarî bağları sürdürmesi rist girişimlerle ve diğer suç hareketleriyle mücadele amacıyla oluşturulmuştur. Türkiye ve Rusde üzerinde durulması
ya'nın bu girişime taraf olması ise bu girişimin
gereken önemli bir
Karadeniz'e doğru genişlemesini reddetmesine
engel oluşturmamıştır. Rusya ABD'nin etkin
durumdur.
müdahalesinin bölgeyi istikrarsızlaştıracağından çekinmektedir. Türkiye NATO'nun Karadeniz'deki faaliyetlerinin;
Türkiye'nin boğazlar üzerindeki tam hâkimiyetini kabul eden 1936 Montrö
anlaşmasını tehdit edebileceğini iddia etmiştir. Ayrıca, Türkiye tarafından
“Aktif Girişim'in” 2004'te Güney Karadeniz'i denetlemek amacıyla oluşturulmuş ”Karadeniz uyumu” ve BLACKSEAFOR için gereksiz görülmüştür.
Türkiye ve Rusya'nın, özellikle petrol ve doğalgaz konusunda, yakın ticarî bağları sürdürmesi de üzerinde durulması gereken önemli bir durumdur. Rus yetkililer Rus petrol ve doğalgazının Türkiye üzerinden İtalya, İsrail
ve Lübnan'a ulaştırılmasını teklif etmişlerdir. Rusya ve Türkiye Mavi Akım
Boru Hattının Samsun ucundan Ceyhan'a kadar ortak bir doğalgaz boru
hattı oluşturma girişiminin fizibilite çalışmasını hazırlamaktadır. Bunu yanı
23
Celik and Guralp, "Russian Clouds over Black Sea Forum"
[204]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
sıra Gazprom Türkiye'de inşa edilebilecek doğalgaz depolarına mali destekte bulunabileceğini açıkladı. Rus petrol şirketi Lukoil ise Türkiye'de kurulacak bir petrol rafinerisinin ve bu rafineriyi Marmara Denizi'ne bağlayacak
boru hattının fizibilitesi üzerine çalışmaktadır. Bu öneriler Türkiye ve Rusya
arasında uzun erimli, muhtemelen bol kazançlı bir ekonomik işbirliğinin
olabileceğinin göstergesidir. Bu iki ülkenin ekonomi ve güvenlik konusundaki ortak çıkarları, daha da önemlisi Amerikan ve Batı karşıtlığı konusundaki ortak duyarlılığı ileriki dönemde bu ülkelerin Batı'ya karşı mesafeli
yaklaşımlarına neden olabilir.
Bulgaristan ve Romanya
Karadeniz'de ABD'nin
varlığını desteklemektedir. Ancak Türkiye ve
Rusya'nın bölgenin öncelikli aktörleri olmasından dolayı ABD konusundaki tutumlarının
etkisi sınırlı kalmaktadır.
BULGARİSTAN VE ROMANYA
2004'den beri NATO üyesi olan Romanya
ve Bulgaristan kesinlikle Batı yanlısı bir tutum
içerisindedir. İki ülke de karşılıklı çıkarlar üzerine oturtulmuş antlaşmalarla ABD'nin Afganistan ve Irak'a yönelik operasyonlarda kullanması
için personel konuşlandırmasına, depolama tesisleri inşa etmesine ve lojistik destek sağlamasına izin vermiştir.
İki ülke de gerekli reformları gerçekleştirme
hususunda ciddî sıkıntılarla karşı karşıya olsa da büyük ihtimalle 2007 yılında AB'ye üye yapılacaklardır. Ek olarak Romanya'nın ABD'nin Mikhail
Kogalniceanu'yu Köstence'deki gizli CIA hapishanesinde tutması konusunda işbirliği içerisinde olup olmamasının da Bulgaristan ve Romanya'nın
AB'ye üyeliğinde olumsuz bir etki-sinin olması beklenmemekte ve bu iki ülkenin Karadeniz'in istikrarına katkıda bulunması kararlılığına tek başına
şüphe düşürmemektedir. Bulgaristan bu bağlamda Türkiye'nin AB'ye girişinin bölgedeki istikrar ortamını ve güvenliği geliştireceğini iddia etmiş, üyelik
sürecinin tamamlanmasını arzu ettiğini belirtmiştir.
Bulgaristan ve Romanya Karadeniz'de ABD'nin varlığını desteklemektedir. Ancak Türkiye ve Rusya'nın bölgenin öncelikli aktörleri olmasından
dolayı ABD konusundaki tutumlarının etkisi sınırlı kalmaktadır. ABD'nin
Türkiye ve Rusya ile olan ilişkileri çözülünceye kadar bölgedeki politikalarında azamî dikkat göstermek zorundadır. Rusya ve Türkiye'nin Karadeniz
forumuna tepkisinden hareketle Romanya ve Bulgaristan tarafından başlatılan daha başka bölgesel girişimlere ABD'nin temkinli yaklaşması gerektiği
söylenebilir. AB üyesi olduktan sonra ise batının bir parçası olarak görülebi21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[205]
Dr. Ariel Cohen
lecek Romanya ve Bulgaristan'ın bölgesel öneme haiz ekonomik ve güvenlik meselelerinde daha fazla etkiye sahip olması muhtemeldir.
ABD NE YAPMALI?
ABD ve diğer Batı devletleri Karadeniz'de iyi ilişkilerini ve etkilerini korumak için müttefikleriyle (Romanya, Bulgaristan, Gürcistan) ilişkilerini geliştirmeli ve Türkiye, Rusya ve Ukrayna'daki batı karşıtlığını hafifletmeye çalışmalıdır. Bu durum diğer yöntemlerle birlikte bu ülkelerde açık diplomasi
çabalarının geliştirilmesiyle mümkün olabilir. Rusya ve Gürcistan arasındaki
anlaşmazlıkta olduğu gibi bir tarafı kızdırmadan bu politikaların yürütülmesi ise ABD için kimi durumlarda oldukça zor olmaktadır. Rusya'nın
önemli bir enerji ortağı olmasından dolayı Rusya'nın Gürcistan üzerindeki
poltikalarının kınanması meselesi AB'de fikir ayrılıklarına neden olmuştur.
AB ülkelerinden bazıları, özellikle Fransa Moskova'ya yöneltilen eleştirilerin
hafifletilmesi gerektiğini belirtmiştir. AB gibi,
Bush yönetimi, ABD'nin ABD de Rusya'nın işbirliği olmadan yürütmekulusal güvenliğini doğru- te zorlanacağı yaptırım politikalarının (İran ve
Kuzey Kore) geleceği konusundaki endişelerindan etkileyeceğinden
den dolayı Gürcistan'la ilişkilerinin niteliğine
dolayı Karadeniz'deki
rağmen Rusya'yı ağır biçimde eleştirmekte isistikrar ve istikrarsızlık
teksiz davranmaktadır.
konusundaki gelişmelerle
Hem AB hem de ABD Rusya'yı kışkırtmak
ya-kından ilgilenmelidir. istemediğinden dolayı Rusya-Gürcistan meselesinde hassas bir yol izlemek zorundadır. Gürcistan ve Kuzey Kafkasya'da istikrar Batı'nın jeopolitik hedefiyken Rusya'da
enerji sektörünün ve BM Güvenlik Konseyi'nde İran ve Kuzey Kore'ye
karşı yürütülen nükleer silahsızlanma politikalarının önemli bir parçasıdır.
İşte bu bölgesel anlaşmazlık Batılı güçlerin Karadeniz'de karşı karşıya bulunduğu zorlukları örneklemektedir. Ülkelerin apayrı çıkarları bölgeye yönelik genel bir yaklaşımı imkânsız kılmaktadır. Her ülkenin özel çıkarlarına
hitap edilmesi gerekliliğinden dolayı ABD bölge ülkeleriyle ikili ilişkiler
oluşturma hususuna daha büyük bir önem atfetmelidir.
Bush yönetimi, ABD'nin ulusal güvenliğini doğrudan etkileyeceğinden
dolayı Karadeniz'deki istikrar ve istikrarsızlık konusundaki gelişmelerle yakından ilgilenmelidir. Ayrıca Bush Yönetimi Karadeniz ülkeleriyle olan
ilişkilerini hesaplamalı ve hangi ülkelerle olan ittifakının desteklenebilir ve
gerekli olduğunu analiz etmeli, hangi ülkelerle kısa vadede ilişkilerin geliş[206]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
Karadeniz Bölgesinde Amerikan Stratejileri
tirilmesini zor olduğunu saptamalı ve belki de bu ülkelere yönelik olarak
pragmatist bir yaklaşım sergilemelidir.
Özel olarak belirtmek gerekirse ABD:
*AB'nin bölgeye yönelik politikalarıyla, özellikle Avrupa Komşuluk Politikası bağlamında, kendi politikalarını eşgüdümlemeli, NATO üyesi
olmayan ülkelerle NATO çerçevesinde “Barış İçin Ortaklık” oluşumuna dayanarak güvenlik alanında, teknik ve eğitim konusunda yardım önermeli ve Ukrayna ile ikili askeri bağları güçlendirmelidir.
*Romanya, Bulgaristan ve Türkiye ile üçlü Karadeniz'e kıyısı olan
askeri teatisini geliştirmeli ve Türkiye'nin
ABD'nin Karadeniz Havzasında askeri üs ülkeleri, özellikle Bulgaelde etmesi nedeniyle artacak nüfuzun- ristan ve Romanya, böldan kaynaklanan endişeleri gidermek için gede güvenliği ve istikTürkiye'yi Romanya ve Bulgaristan'a yö- rarı sağlamayı amaçlayan
nelik danışma girişimleri konusunda desKEİ örgütü gibi çok tateklemelidir.
*Karadeniz'e kıyısı olan ülkeleri, özellikle raflı bölgesel organizasBulgaristan ve Romanya, bölgede güven- yon ve girişimleri desliği ve istikrarı sağlamayı amaçlayan KEİ teklemelidir
örgütü gibi çok taraflı bölgesel organizasyon ve girişimleri desteklemelidir ve uygun olduğu noktada bu oluşumlara üye veya gözlemci statüsünde katılmayı talep etmelidir.
*Var olan bölgesel güvenlik örgütlerine (BALCKSEAFOR ve Karadeniz Uyumu) katılımcı veya gözlemci olarak katılmalıdır. Bu katkının
önemli haber alma tekniklerini, hava ulaştırmayı ve diğer uzmanlık
alanlarını içermesi gerekmektedir. Ayrıca bu oluşumların NATO'nun
acil askeri ve afet durumları için gerçekleştirdikleri hazırlık çalışmaları
tarafından kapsanmasının karşılıklı işbirliği açısından önem arz ettiği
gözden kaçırılmamalıdır.
*Bulgaristan ve Romanya ile ittifakını genişletmeli ve âcil askeri durumlara hazırlık konusunda ve bölgede kendi varlığıyla alâkalı misyonlar
için Bulgar ve Romen güçlerine teknolojik yardım sağlamada yükümlülükler üstlenmelidir.
*Rusya'ya, Gürcistan'a yönelik yaptırımları kaldırması hususunda ısrar
etmeli ve OSCE(AGİT)'yi BM'nin “Gürcistan Dostları Grubu'nu”
kullanarak “dondurulmuş çatışma” olan Gürcistan meselesinin çözümü için çok taraflı müzakerelerin yeniden başlamasına çaba sarf et21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007
[207]
Dr. Ariel Cohen
melidir. Görüşmelerin ve/veya forumların Washington'da yapılmasıyla bu müzakerelerin devamlılığının takip edilmesi de sağlanabilir.
Bunun dışında Abhazya ve Güney Osetya bölgelerine Rusya/BDT'den oluşan barış gücü yerine uluslar arası bir gücün barış gücü olarak
konuşlandırılması üzerinde çalışmalıdır.
SONUÇ:
Irak, Afganistan, İran ve Kuzey Kore gibi
dış politik meselelerin önemine rağmen diğer
konuları dışlayarak bu meselelerin üzerinde
durulması ABD'nin akılcı bir hareket tarzı olmayacaktır. ABD'nin Büyük Ortadoğu gibi esas
hareket sahasının sınırındaki stratejik bölgelerde ittifaklarını desteklemesi ve genişletmesi; gelecekteki jeopolitik düzenlemeler, stratejik istikrarın kontrolü ve askeri saldırıların ve desteğin
teminat altına alınması açısından son derece
önemli bir husustur.
ABD'nin Rusya ve Türkiye ile ilişkileri konusunda daha önce belirtilen durumdan ötürü,
ABD'nin bölgede kendine yer bulamasının tek
yolu karşılıklı kaygıları giderecek ve ortak çıkarları tatmin edecek geniş bir alanda işbirliğini
geliştirmelidir. ABD, bu yüzden, bölgede yumuşak bir üslûp kullanmalı ve
uygun durumda destek önermeli, ancak gerektiği zamanda geri çekilmeyi
bilmelidir.
Bu denge durumu ulaşılması imkânsız bir hedef değildir. Başarılı olunursa Orta Asya gibi diğer stratejik bölgelerde ABD'nin varlığını sağlamlaştırması için model olarak kullanılabilir. Sonuç olarak İran'ın yükselişi, kitle
imha silahlarının yaygınlaşması, terörle küresel mücadele konusunda işbirliği ve enerji güvenliği gibi son yılların en yoğun meselelerinde destek kazanmak için ABD'nin Karadeniz'de eşgüdümleyici, uzlaştırıcı politikalar üretmesinin tam zamanıdır.
ABD'nin Büyük Ortadoğu gibi esas hareket sahasının sınırındaki stratejik bölgelerde ittifaklarını desteklemesi ve
genişletmesi; gelecekteki
jeopolitik düzenlemeler,
stratejik istikrarın kontrolü ve askeri saldırıların
ve desteğin teminat
altına alınması açısından
son derece önemli bir
husustur.
[208]
21. YÜZYIL Ocak / Şubat / Mart 2007

Benzer belgeler

009-018 Heiko Schuss

009-018 Heiko Schuss Ortadoğu ve Orta Asya petrollerinin Karadeniz kıyısı boyunca Rus limanlarından Türk boğazları yoluyla Akdeniz'e ve Avrupa'ya taşınmasında Karadeniz bölgesi halen öneme sahiptir. Türkiye enerji arzı...

Detaylı