2012 KPMG Küresel Otomotiv Sektör Raporu
Transkript
2012 KPMG Küresel Otomotiv Sektör Raporu
KPMG International KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Bilinmeyen yollarda seyrederken büyümeyi yönetmek kpmg.com.tr II | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Teşekkür Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması, KPMG International’ın küresel otomotiv endüstrisinin mevcut durumu ve geleceğe dair beklentilerine ilişkin yıllık değerlendirmesidir. Bu yılki araştırma için, sektördeki otomobil üreticileri, tedarikçileri, bayiileri, finansman sağlayıcıları ve ilk kez mobilite (hareketlilik) servis sağlayıcılarını içeren dünyanın lider otomotiv şirketlerinden 200 üst düzey yönetici ile görüşüldü. Tüm üst düzey yöneticilere yanıtlarıyla etkileyici bir rapor ortaya çıkardıkları ve değerli zamanlarını ayırdıkları için teşekkür ederiz. Ayrıca ayrıntılı röportajlarımıza katılarak araştırmamız için daha fazla bilgi edinmemizi sağlayan aşağıdaki üst düzey yöneticilere teşekkürü borç biliriz. (Kuruluş adına göre alfabetik olarak listelenmiştir.) Dr. André Stoffels Strateji Başkanı Audi Steven Bridgeland Kıdemli Ürün Müdürü, Windows Embedded Microsoft Ayrıca Moritz Pawelke, Meghan Bested ve Martha Collyer’e gösterdikleri çaba için teşekkür ederiz. Önsöz Şehirde, muhtemelen Pekin, Sao Paulo, New York, Londra veya Mumbai gibi megakentlerden birinde yaşayan birini düşünün. Şehirli kahramanımız dairesinden çıkar, akıllı telefonu onu en yakındaki ortaklaşa kullanılan elektrikli arabaya yönlendirir, kapıyı açar, kontağı çevirir. Arabaya binince trafik durumu ve tren kalkış zamanları hakkında en son raporları, e-postasındaki sesli mesajları alır ve favori müzik grubunun yeni albümünden bir parça dinler. Arabayı istasyona doğru sürer, havaalanına giden bir trenin ardından havaalanında uçağına biner; bütün bunların hepsi sanki yolculuğunun her aşaması tek bir “mobilite sağlayıcısı” aracılığıyla rezerve edilmiş ve ödenmiş olduğu için sorunsuz olup biter. Uçaktan indikten sonra yine ortaklaşa kullanılan bir arabaya biner ve yolculuğu böylece devam eder. Otomotiv sektöründeki üst düzey yöneticilerin yeni ortaya çıkan şehir manzaralarında yol alırken üzerinde düşünmeleri gereken birçok konudan biri de şirketlerinin böyle bir yolculukta nasıl bir rol oynayacağıdır. Sektördeki ana oyuncular; yakıt pilli veya bataryalı elektrikli araçlar için elektronik aksamlar, şehirli araba konseptleri için hafif gövde malzemeleri, sürekli bağlantıda olan bir kuşağa hitap edecek araç içi katma değerli hizmetler için yazılımlar gibi, kendilerini geleceğe taşıyacak rotaları çizecek teknolojileri geliştirmek için en elverişli yöntemleri bulmak durumundandır. KPMG’nin on üçüncü yıllık Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması’nda, otomotiv sektörünün gelişmekte olan ülkelerin gitgide artan gücü ve dünyadaki süregelen kapasite fazlası gibi konuları nasıl ele aldığı hususunda önemli ipuçları sunmaktayız. Bu yılki araştırma için, OEM (Orijinal Ekipman İmalatçıları), tedarikçiler, bayiler ve mobilite sektörü geleneksel paydaşlarının yanı sıra mobilite servis sağlayıcıları, BT (bilgi teknolojisi) ve bağlantı firmaları gibi pastadan pay almaya çalışan yeni oyunculara da yer verilerek dünyanın önde gelen otomotiv şirketlerinin yöneticileriyle görüşüldü. Sorularımıza verdikleri yanıtlarla otomotiv endüstrisinin geleceğine ilişkin çok değerli katkılarda bulundular. Son olarak, KPMG’nin yeni Küresel Otomotiv Başkanı olarak selefim Dieter Becker’e teşekkürlerimi sunuyorum; onsuz bu rapor mümkün olmazdı. Dieter’in sektöre dair derin önsezileri, öngörüleri ve tutkusu KPMG’nin otomotiv sektörüne ilişkin uygulamalarını şekillendirdi. Kendisine KPMG Danışmanlık bünyesindeki önemli yeni görevinde başarılar dilerim. Mathieu Meyer Küresel Otomotiv Başkanı IV | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 İçindekiler Yönetici özeti 02 Büyük tablo: pazar eğilimleri Mobilitenin değişen doğası 04 Yeni teknoloji Elektromobilite yollar hariç her yerde 12 Kentsel mobilite konseptleri Şehir içi motorlu araç kullanımının değişen yüzü 19 Bağlantılı araç çözümleri Bilgi otoyolunu inşa etmek: Sürekli bağlantıda olan bir dünyada erişim noktası olarak otomobil 25 Perakende eğilimleri Gözler hizmet odaklılık ve yeni teknoloji finansmanı konularının üzerinde 29 İşbirliği ve ittifaklar Geleceği birlikte karşılamak 32 Gelişen pazarlar BRIC ülkeleri yeni güç merkezleri olmaya devam ederken Çin’in ihracatı da ivme kazanıyor 37 Kapasite Fazlası Kapasite ve üretim fazlasının hayaleti sektöre korku salacak 45 Sonuçlar Yeni mobil görüntüde başarılı olmak için ne yapılmalı? 52 Araştırma hakkında56 2 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Yönetici Özeti Elektromobilite zorlayıcı olmaya devam ediyor • Yanıt verenlerin yüzde 50’si hibridleri en iyi orta vadeli çözüm olarak görüyor • Yüzde 20’si 2025’te tüketici talebinin yakıt pilleri için bataryalı elektrikli araçlara (yüzde 16) göre daha yüksek olacağına inanıyor • TRIAD ve BRIC pazarlarında 2026’ya kadar 9-14 milyon yeni elektrikli araç ruhsat almış olacak Yenilikçi kentsel mobilite konseptleri yaygınlaşıyor • Yanıt verenlerin yüzde 50’si şehir planlamasının araç kullanım ve tasarımını etkilediğini düşünüyor; özellikle de gelişen pazarlardaki megakentlerde • Önümüzdeki 15 yılda BRIC ülkelerinde mobilite hizmetleri için potansiyel şehirli müşteri tabanı 100-190 milyon arasında Bilinmeye seyred büyümeyi OEM’ler yeniden düzenlenen değer zincirinde başı çekiyor • Yüzde 54’ü e-aksam tedarikçilerinin değer zincirinde önem kazanmasını bekliyor • OEM’ler, yeni teknolojiler (e-güç aktarma organları ve bağlanabilirlik) ve mobilite hizmetlerinde bile değer zincirine öncülük edecek Kapasite ve üretim fazlası hâlâ çözülmemiş sorunlar • Gerçeği yansıtmasa da, yanıt verenlerin yüzde 42’si ABD’yi, en çok üretim fazlası olan olgun pazar olarak görüyor; arkasından da Almanya ve Japonya geliyor • Yüzde 51’i 2016’da Çin’in, arkasında Brezilya’nın, en çok üretim fazlası olan BRIC pazarı olacağını düşünüyor Not: Yüzdeler yuvarlanmış olabilir. 1 TIME = Telekomünikasyon, Bilgi Teknolojisi, Medya ve Eğlence Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 • Küresel otomotiv pazarı 2016’da yüzde 20-30 oranında üretim fazlası veriyor olacak KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 3 Her zaman ve her yerde bağlanabilirlik müşteri davranışını değiştiriyor • Yanıt verenlerin yüzde 63’ü TIME1 ve otomotiv endüstrisi arasında bir yakınsama beklentisi içinde • Gelecek kuşak müşteriler araç ve BT çözümleri arasında simbiyotik bir ilişki talep ediyor • Modülleştirme teknolojilerin farklı yaşam döngülerine sunulabilecek en iyi yanıt Perakende: Hizmet odaklılık ve e-aksamların finansmanı en sularda derken yönetmek • Yanıt verenlerin çoğunluğu (yüzde 74) hizmet kalitesini satın alma kararlarındaki en önemli etken olarak görüyor • E-aksamların finansmanı giderek önem kazanıyor (yüzde 35) Gelişen pazarların artan gücü Ortak girişimler ve ittifaklar zorlukları aşmak için en iyi çözüm • Yanıt verenlerin yüzde 75’i olgun ve gelişen pazarlar arasında 2025 itibariyle bir yakınsama bekliyor • Yanıt verenlerin yüzde 38’i büyüme sağlamak için ana strateji olarak yeni ürün/teknoloji geliştirmeyi düşünüyor • BRIC ülkelerinde beklenen satış: 2016’da 29-39 milyon araç • Yüzde 34’ü ortak girişimleri & ittifakları yeni ürün/teknolojilere erişim için tercih edilen strateji olarak görüyor • Yüzde 32’si 2014’e kadar Çin’in 1 milyon veya daha fazla araç ihraç edeceğini düşünüyor 4 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Büyük tablo: pazar eğilimleri Mobilitenin değişen doğası KPMG 2012 Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması, otomotiv endüstrisinin hâlâ çevre sorunları, artan şehirleşme oranı ve değişen müşteri davranışlarının tehdidi altında olduğunu; dolayısıyla gelecekteki mobilitenin nasıl gelişeceği konusunda yeni radikal yaklaşımlar oluşturulması gerektiğini ortaya koymuştur. Araştırmaya katılanların dörtte üçünün (yüzde75’i) 2025 itibariyle gelişen ve olgun pazarlar arasında bir yakınsama bekliyor olması da bu konuları evrenselleştiriyor. Yakıt verimliliğini artırma konusunda artan baskıları göz önünde bulundurduğumuzda, araştırmaya katılanların çoğunun otomotiv endüstrisinde en çok baskı oluşturan eğilim olarak, birinci sırada bataryadan güç alan araçlar, ikinci sırada da az bir farkla yakıt pilleri olmak üzere, elektromobiliteyi görmeleri hiç de şaşırtıcı değil. Şehirlerde yaşayanlar artan şehirleşme oranı karşısında otomobillerinin içinde bulundukları ortamlara uyum sağlamasına ihtiyaç duymaktadır. Bu da, kenti odak noktasına alan bir tasarım anlayışının otomotiv endüstrisinin geleceği için neden üçüncü en önemli eğilim olarak görüldüğünü açıklamaktadır. Bunun da ötesinde, şehirlerde kirliliği ve izdihamı azaltma politikaları yaygınlaştıkça, otomobil sahibi olmak gitgide herkesin ulaşamayacağı kısıtlı bir ayrıcalık halini alacak. Bu varsayımı daha da ileriye götürebiliriz: Otomobil tasarımları şehre özgü alışkanlıklara adapte edilse bile, artık herkes kendi otomobilinin sahibi olmak istemeyecek. Bu bakımdan, sözgelimi araba paylaşmak gibi akıllı mobilite hizmetlerini göz ardı etmemek gerekir. Elektromobilite her zaman ve her yerde bulunabilir olduğu halde, araştırmaya katılanlar bu tür yaklaşımları sektörde önümüzdeki 10-15 yıl için en önemli dördüncü eğilim olarak görmektedir. Önemi artan diğer bir alan da, özellikle de finansman ve kiralama hizmetlerinin büyüyen orta sınıf tarafından hemen hemen hiç kullanılmadığı gelişen pazarlarda, farklı finansman ve kiralama seçenekleridir. Günümüzde gitgide daha fazla araç, etrafındaki gerçek ve sanal dünyayla kesintisiz olarak etkileşime geçmektedir. Dolayısıyla “bağlantılı otomobil” konseptleri de otomobil üreticilerinin gündeminde yer almaktadır. Bu eğilim kendisine kitle pazarı düzeyinde varlık bulacak kadar hız kazanmaya başlamıştır; bunun tek nedeni de araç emniyetini artırması değildir. Çevre sorunları, artan şehirleşme oranı ve değişen müşteri davranışları küresel otomotiv endüstrisini etkileyen temel konulardır. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 5 Gelecek 15 yıl için endüstrideki en önemli eğilimler ARAŞTIRMAYA KATILANLARIN SIRALAMASI ANA KONULAR ANA EĞİLİMLER ÇEVRE SORUNLARI ICE’LERİN KÜÇÜLMESİ N1 ELEKTROMOBİLİTE N2 “Yakıt verimliliği ve çevreyle dost teknoloji en önemli ürün özellikleri olarak görülüyor.” HAFİF MALZEMELER ŞEHİRLEŞME “Trafik sıkışıklığı ve park yeri sıkıntısının megakentlerde temel sorunlar olması bekleniyor.” o Bataryalı elektrikli mobilite o Yakıt pilli elektrikli mobilite o N3 YENİLİKÇİ ŞEHİR İÇİ ARAÇ TASARIM KONSEPTLERİ o N4 DEĞİŞEN TÜKETİCİ DAVRANIŞI “Dünya, araç sahipliği modelinden araç kullanıcılığı modeline geçiyor.” “Müşteriler evde, işte veya akıllı telefonlarında aldıkları hizmetlerin aynısını arabadayken de almak istiyor.” Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Yenilikçi şehir içi araç tasarım konseptleri OEM’E BAĞLI FİNANSMAN VE KİRALAMA MOBİLİTE HİZMETLERİ o N5 BAĞLANTILI ARAÇ KONSEPTLERİ Mobilite hizmetleri o N6 OEM’e bağlı finansman ve leasing Bağlantılı araç konseptleri 6 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Pazarlar tahmin edilenden daha hızlı biçimde birbirine yakınsıyor İki bloklu küresel endüstri konsepti gitgide anlamını yitiriyor. Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu 2025 itibariyle kalite, emniyet, güvenilirlik gibi konularda müşteri talepleri ve düşük maliyetli ve birinci sınıf araç segment payları açısından gelişen ve olgun pazarlar arasında bir yakınsama beklemektedir. Böylesi bir yakınsamanın gelişmiş ülkelerde bulunan OEM’ler için etkisi büyük olacaktır. Bir taraftan OEM’ler için elektrikli araçlardan mobilite hizmetlerine kadar çok farklı yelpazede pazar fırsatları ortaya çıkarken; diğer taraftan da geleneksel ve yeni teknoloji alanlarında kendi iç pazarlarında BRIC ülkelerinden kaynaklanan zorlu bir rekabetle karşılaşabilirler. SAIC, Geely, BYD gibi Çinli otomobil üreticileri, rekabet gücünü teknolojik olarak git gide artıran araçlarla küresel otomotiv pazarındaki yerlerini alıyorlar. Çin Avrupa Uluslararası İşletme Okulu Rektörü Pedro Nueno, bu şirketlerin birkaç yıl içerisinde özellikle elektrikli araç modelleriyle Batı pazarlarında yerlerini sağlamlaştıracaklarını öngörmektedir. 2025 itibariyle olgun pazarlar ve gelişen pazarlar arasında bir yakınsama olacak %5,5 %9 %19,5 %17 %20,5 %83 %75 %70,5 Araştırmaya Katılanların Hepsi TRIAD Pazarlarından Katılanlar Evet Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Hayır BRIC Pazarlarından Katılanlar Bilmiyorum Araştırmaya katılanların yüzde 75’i 2025 itibariyle gelişen pazarların, gelişmiş ülkelerin karşılaştığı aynı fırsat ve sorunlarla karşılaşacağına inanıyor. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 7 Daha hızlı, daha yüksek, daha ileride değil; ama daha güzel, daha emniyetli ve daha yeşil! Her ne kadar 2009 yılına göre %20 oranında bir düşüş gösterse de, bir önceki KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması’nda olduğu gibi, yine yakıt verimliliği araç alırken tüketici kararını etkileyen en önemli faktör (%76) olma özelliğini korumaktadır. 2011 yılında yapılan bir önceki araştırmada verilen yanıtlarla kıyasladığımızda, sadece “aracın daha uzun ömürlü olması” faktörünün daha fazla oy aldığını, diğer bütün faktörlerin oylarının düştüğünü görüyoruz ki bu da araçlar söz konusu olduğunda tüketicilerin zevk ve tavırları konusunda daha az emin olduklarını göstermektedir. Gereken önemin verilmediği bir konu ise araç içi internet bağlantısı. Özellikle daha genç kuşaklar evdeyken, ofisteyken veya akıllı telefonlarında aldıkları müzik, telekomünikasyon, internet erişimi gibi hizmetlerin yanı sıra, yolculuklarını mümkün olduğunca kolaylaştırmak için trafik kontrol sistemleriyle entegre olmalarını sağlayan navigasyon gibi hizmetlerin hepsini araçlarında da almak istiyorlar. Otomotiv şirketlerinin bağlantı hizmetleri ve yazılım çözümlerinin sunduğu, henüz yeterince faydalanılmamış büyük gelir potansiyelini göz ardı etmesi gerekiyor. Tüketiciler araç satın alırken nelere dikkat ettikleri konusunda gittikçe daha da kararsızlaşıyorlar. Tüketici satın alma kararlarını etkileyen ürünlerle ilgili faktörler %96 %94 %91 %82 %81 %76 %74 %65 %76 %75 %71 %72 %64 %70 %69 %64 %61 %70 %61 %56 %53 %57 %55 %56 %49 %49 %43 %40 × Yakıt verimliliği Çevre dostu olma Güvenlik inovasyonu Not: Konuları önem sırasına göre belirten katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Araç tasarımı Ergonomi ve konfor × × × %42 × Alternatif yakıt Araç içi internet Daha uzun teknolojilerinin bağlantısı ve araç ömrü kullanımı araç içi teknolojiler 2012 2011 2010 %43 × Telematik / kişiye özel yardım hizmetleri 2009 × Veri mevcut değil 8 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Elektrik aksam tedarikçileri merkezi bir konuma geliyor Otomotiv değer zinciri bir değişimden geçiyor ve kontrolü kimin ele geçireceği konusundaki mücadele kızışıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 54’ü gelecek on beş yıl içerisinde elektrik aksam tedarikçilerinin daha önemli bir rol oynayacağına inanıyor. Bu da İYM1 araçlarda ve yeni elektrikli araç konseptlerinde elektrik aksamların daha da fazla kullanılmaya başladığını gösteriyor. Verimliliğe ve güvenliğe büyük öncelik verildiğini göz önünde bulundurursak karbon fiber gibi dayanıklı, hafif malzeme tedarikçileri daha etkili olmaya başlayacaktır. Faz ‘0.5’ tedarikçileri2 mevcut uygulamaya tezat oluşturacak biçimde OEM’lerin üstünlüğüne bir tehdit olarak görülmüyor. Bazı tedarikçiler, sözgelimi Johnson Controls: 3 modeli gibi tamamıyla yeni otomobil konseptleriyle piyasaya çıkmak için halihazırda bütün sistemleri zaten üretir durumda oldukları gibi araştırma ve geliştirme faaliyetlerine de yatırım yapmaktadır. Araştırmada şaşırtıcı olan bir diğer nokta ise, birçok şehirde ve ülkede faaliyetlerini başarılı biçimde sürdüren Better Place veya Zipcar gibi bağımsız mobilite hizmeti sağlayıcılarına pek de önem verilmemesi. Daimler, BMW, VW ve Peugeot gibi şirketlerin OEM’e bağlı yaklaşımların pilot aşamaya geldiklerini göz önünde bulundurduğumuzda bu durum daha da şaşırtıcı bir hal alıyor. Son olarak, internetin evrensel olarak kullanımına rağmen, web 2.0 broker ve aracıları mevcut bayi ağlarına karşı bir tehdit olarak algılanmıyor. Araştırmaya katılanların yüzde 54’ü elektrik aksam tedarikçilerinin 2025 itibariyle daha önemli bir rol oynayacağına inanıyor; ancak yeni yeni ortaya çıkan konseptleri ve iş modellerini göz ardı ediyorlar. KPMG Yorumları Tedarik zincirini sıkılaştırmak OEM’lerin tedarik zincirlerini konsolide etme girişimleri sınırlı bir alanda başarılı oldu. Süreçte sadece teknoloji sektöründen daha fazla yeni tedarikçiyle karşı karşıya bulunmak durumunda kalmadılar; aynı zamanda yurtdışına açılan üreticiler tedarikçilerini de peşlerinden sürükledi. Bu arada yeşil yasal düzenlemelerin gelişmesiyle de araç ağırlığını hafifletmek ve yakıt verimliliğini artırmak için büyük talep gören alüminyum gibi emtiaların da maliyetleri arttı. Japonya ve Tayland’da 2011’de yaşanan çevre felaketleri de, felaketten etkilenen tek bir faz 3 veya 1 2 İçten yanmalı motor Üretim de dahil araba tasarımı ve geliştirme konusunda tam yetkin olan tedarikçiler 4 tedarikçisine bağımlı olan çeşitli otomobil üreticileriyle OEM’lerin tedarik zincirleri konusunda bilgilerinin ne kadar sınırlı olduğunu ortaya koydu. Otomobil üreticileri tedarik zincirlerindeki şeffaflığı artırarak ve işleri her bir faz seviyesinde birden çok tedarikçi ile yürüterek doğal felaketlere ve finansal krizlere karşı dayanma güçlerini artırabilir. Otomotiv ve elektronik endüstrileri kıyaslandığında yaşam döngülerinin farklılık gösterdiğini görüyoruz; dolayısıyla, araç üreticileri doğru aksamları, doğru zamanda ve doğru miktarda üretebilmek için teknoloji tedarikçileri ile daha yakın bir işbirliği içerisine girmeliler. Kimberly Rodriguez Yönetici, KPMG KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 9 Otomotiv değer zincirinde 2025’e kadar yeni oyuncuların gittikçe artan önemi FİNANSAL HİZMET SAĞLAYICILARI GELENEKSEL BAYİİ OTOMOTİV DEĞER ZİNCİRİ ORİJİNAL EKİPMAN İMALATÇILARI TEDARİKÇİ ARABA VE FİLO KİRALAMA YENİ AKSAM TEDARİKÇİSİ GELENEKSEL OYUNCULAR %54 elektrik aksam tedarikçileri YENİ OYUNCULAR VE İŞ MODELLERİ İNTERNET HİZMETLERİ VE BAĞLANABİLİRLİK Faz 1 Tedarikçileri • Araç / motor modül / sistem üretimi Faz 2 Tedarikçileri • Otomotiv parçaları üretimi (süspansiyon, direksiyon, tahrik sistemi) Faz 3 Tedarikçileri • Otomotiv parçaları üretimi ve materyal işleme Elektrik aksamları ve hafif malzemeler • Bataryalar, e-motorlar, güç elektroniği, semikondüktörler • Karbon fiber şase ve otomobil parçaları Bilgi Sistemleri ve Bağlanabilirlik Şirketleri • Telematik, kablosuz iletişim, bilgi-eğlence, mobil ödeme Tedarik tarafı %17 Hafif malzemeler tedarikçileri %11 BT/Bağlanabilirlik şirketleri FAZ.0,5’ Orijinal Ekipman Üreticileri • Araç ve motor tasarımı, üretimi, montajı • Marka yönetimi • Çeşitli OEM’ler batarya üretiminden e-motor üretimine kadar e-otomobil değer zinciri adımlarını yatay olarak entegre ediyor. • OEM’e bağlı finansal hizmetler kolu aracılığıyla tedarikçi, bayii ve tüketici finansmanı Pazara Yeni Giren Orijinal Ekipman Üreticileri • Olgunlaşmamış e-teknolojiler ve sektörün nispeten daha az karmaşık olması piyasada yerleşik oyuncularla rekabete olanak veriyor. Faz 0.5‘ Tedarikçileri • Faz 1 tedarikçileri sözleşmeli üreticilerle çalışmaya başlayacaktır. • Araç üretimi de dahil bütün araç tasarımı ve geliştirme yetenekleri Üretim tarafı %8 Pazara yeni giren OEM’ler Not: Bir oyuncunun önem kazanacağını düşünen katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 SEKTÖRE YENİ GİREN OEM’LER MOBİLİTE HİZMET SAĞLAYICILARI WEB 2,0 BROKERI Bağlı/bağımsız bayilik • Showroom’a bağımlı araç pazarlama ve satışı • Araç bakım hizmetleri Oto kiralama ve şirket dışı finansal hizmet şirketleri • Uzun, kısa vadeli otomobil kiralama hizmetleri • Kiralama, finansman ve filo yönetimi Mobilite Hizmet Sağlayıcıları • Şehir içi otomobil paylaşma/otomobil kulübü şemaları veya çok modlu mobilite hizmetleri • Hizmet sağlayıcıları arasında OEM’ler, otomobil kiralama, hizmet ve altyapı sağlayıcıları, toplu ulaşım şirketleri veya piyasaya yeni giren şirketler sayılabilir. %3,5 OEM’e bağlı mobilite hizmet sağlayıcıları %0,5 Bağlı olmayan mobilite hizmet sağlayıcıları Web 2.0 Brokerları / Aracıları • Çevrimiçi dağıtım kanallarıyla araç brokerlığı Müşteri arayüzü %6 Faz 0,5‘ tedarikçileri %0 Web 2,0 brokerları / aracıları 10 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Temel yetkinliklerin yeniden tanımlanması zorunluluğu OEM’ler içten yanmalı motorların aktarma organları ve tahrik sistemlerinde en önemli faktör olmaya devam edecek. Faz 1 tedarikçilerinin kontrolü elinde tutacak grup olarak görülmemeleri, alternatif olarak ortak yaklaşımların önerilmesi dikkate değer bir gelişme. Daha da ilginç olan ise mevcut durumda OEM’lerin e-aksam konusunda yetkinlik düzeyinin çok düşük olduğu bilinse de, araştırmaya katılanların yüzde 39,5’inin hâlâ OEM’lerin e-aksamları geliştirme ve üretimlerini kontrol edeceklerini öngörmeleridir. Hafif malzemelerin üretimi söz konusu olduğunda ise OEM’lerin rolü azımsanmaktadır. BMW, VW ve Daimler gibi şirketler halihazırda karbon ve benzeri madde üreticileriyle yakın işbirliğine büyük yatırım yapmış durumdadır. Ancak anketimize yanıt verenlere göre, bu tür materyallerin AR-GE ve üretim faaliyetlerini Faz 1 tedarikçilerinin kontrol etmesi beklenmektedir. OEM’ler geleneksel olarak marka yönetimi ve bütün montaj faaliyetlerini kendileri yürütür; ancak araştırmaya katılanlara göre OEM’ler aktarma organları ve e-aksamlar konusunda değer zincirinde başı çeker konuma gelecek; hatta hafif malzemeler konusunda da dümenin başına geçecek. OEM’lerin elektrik teknolojilerinde ve geleneksel tahrik sistemlerinde egemen güç olması bekleniyor. Teknoloji alanında ana yapı taşlarını oluşturan oyuncular %25,5 Hafif malzemeler (örneğin karbon fiber) %29 %39,5 %30,5 E-aksamlar (bataryalar, güç elektroniği, e-motorlar, vs.) %32,5 %23 %46,5 %15 %26,5 İçten yanmalı motor aktarma organları/tahrik sistemleri teknolojisi %21 %5 %6 OEM’ler Not: İlgili pazar oyuncusunu önemli gören katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Farklı oyuncular arasında geliştirilen ortak yaklaşımlar Faz 1 tedarikçileri Birbiri ile çakışan sektörlerde ortaya çıkan yeni aksam tedarikçileri KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 11 Farklı e-aksamların farklılaşma alanında potansiyel yaratıp yaratmayacağı, hangi aksamın başı çekeceği konusunda bariz bir belirsizlik söz konusu; hatta araştırmaya katılanların beşte biri hiçbir aksamda böyle bir potansiyel görmüyor. Bütün seçenekler arasında batarya yönetimi en umut vaat eden alan olarak görülüyor. Batarya hücresi, kutusu veya kimyasal geliştirme ve üretim faaliyetlerinin rekabet avantajı yaratması beklenmiyor. Dolayısıyla bu alanlarda fason üretimden faydalanmak veya AR-GE maliyetlerini paylaşmak için ortak girişimlerle bu aksamları geliştirmek bir seçenek olarak ortaya çıkıyor. En fazla farklılaşma potansiyeli olan e-aksamlar %23 %20 %19 Batarya yönetimi Hiçbiri Batarya kimyası %14 %12,5 Batarya hücreleri ve kutuları E-motorlar Güç elektroniği Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 %11,5 Yeni teknolojilerin hiçbiri farklılaşma potansiyeli taşımıyor; yine de batarya yönetimi en çok farklılaşma potansiyeli olan alan olarak görülüyor. KPMG Yorumları Teknolojinin kölesi değil, efendisi olun bulunduğu şartlara göre alacağı, karmaşık süreçlere dayalı bir karardır. OEM’ler aktarma organlarının verimliliğini geliştirmek konusunda kanun koyuculardan ve müşterilerden büyük baskı görüyor. Ancak büyük maliyetlerle geliştirilen yeni teknolojilerin bazıları (içten yanmalı motorlar, yakıt pili, hibrid, tam elektrikli, hafif malzemeler) yaklaşık on yıl için kârlı bir yatırım olmayabilir; hatta ticari olarak hayata geçirilebilecek ölçekte yeterli bir talep asla oluşmayabilir. Kârları baş aşağı eden yeni mobilite konseptleriyle beraber, değer gitgide daha çok araba kullanımından elde edilecektir; bu nedenle, OEM’ler değer zincirinin bu ucunda gelir yaratmak için akıllı araç içi telematik sistemlere önem vermek zorundadır. Otomobil üreticileri yeni teknolojileri benimserken mevcut egemenliklerini kaybetmeyi göze alamazlar; dolayısıyla, stratejik ortaklıklar ve diğer işbirliği biçimleri kaçınılmaz hale gelecektir. Farklılaşma konusunda e-araçlar için hangi bileşenlerin en büyük fırsatı yaratacağı sorusuna da net bir yanıt bulunabilmiş değil. Bu nedenle OEM’ler her yeni teknolojide liderliğe oynamak yerine daha seçici olmalı, temel yetkinliklerini korumalı ve geliştirmeli, rekabet avantajı konusunda potansiyeli olmayan alanlarda fason üretime yönelmelidir ki bu da her bir işletmenin kendi içinde Üretime ara vermeden düşük maliyetlerle ölçek ve yüksek kullanım oranları yaratmak için OEM’lerin standardizasyon ile esneklik arasında bir denge kurması gerekir. Çeşitli alternatif aktarma organı teknolojilerini bünyesine katabilen esnek araç platformları mevcut durumda hüküm süren karmaşıklığı idare edebilmek için yardımcı bir güç niteliğinde olabilir. Mathieu Meyer Küresel Otomotiv Başkanı 12 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Yeni teknoloji Elektromobilite yollar hariç her yerde Elektrikli araçlar 2025 yılından önce tescil edilen yıllık küresel araç sayısının yüzde15’ini geçmeyecek. Yakın gelecekte ise hibrid otomobiller sadece bataryadan güç alan araçlardan daha popüler olmaya devam edecek. Zaman içinde, özellikle BRIC ülkelerinde, yakıt pilli araçlar, bataryalı elektrikli araçlardan daha çok gelecek vaat eden bir seçenek olarak görülüyor. Çeşitli elektrikli teknolojiler arasında net bir kazanan olmasa da, gelecek 13 yıl içerisinde sadece bataryadan güç alan araçlarla kıyaslandığında hibrid araçların katbekat daha fazla satması bekleniyor. Araştırmaya göre, tam ve fişli hibrid araçlar ile yakıt pilli araçlar en büyük talebi görecek gibi görünüyor. Menzil uzatıcısı olan bataryalı elektrikli araçlar ise (Opel Ampera/Chevrolet Volt veya A1 E-Tron gibi) rekabette sadece elektrikli araçların önünde yer alacak. Araştırmaya katılanlar arasında BRIC ülkelerinden olanlar ise, Çin hariç, yakıt pili ile çalışan araçların tüketicilerden en yüksek talebi alacağını beklemektedirler. Çin ise sadece bataryadan güç alan araçların listenin başında yer alacağını beklemektedir. Yakıt pili ile çalışan arabalarla uzun mesafe yol yapılabileceği göz önünde bulundurulduğunda, araştırmaya yanıt veren Amerikalı yatırımcıların hiçbirinin, yakıt pillerinin 2025’ten önce tüketiciler için bir seçenek olacağını belirtmemiş olması ise şaşırtıcı. 2025 itibariyle en çok müşteri talebini çekecek olan elektrikli araç teknolojisi %5 %4 %15,5 %16 %18 %9 %15 %18 %15 %20 %17 %21 %21 %20 %21,5 %24 Araştırmaya Katılanların Hepsi TRIAD Pazarlarından Katılanlar Tam Hibridler Fişli Hibridler Yakıt Pilli Elektrikli Araçlar Not: En fazla müşteri talebi öngören katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 %23 %17 BRIC Pazarlarından Katılanlar Menzil uzatıcısı olan elektrikli araçlar Bataryalı elektrikli araçlar Hafif/mikro hibridler Ankete yanıt veren Çinli katılımcılar, bataryalı elektrikli araçların 2025 itibariyle tüketiciler arasındaki en popüler yeni teknoloji olmasını bekliyor. Çeşitli elektrikli teknolojiler arasında net bir kazanan yok. Şaşırtıcı biçimde 2025 yılında bataryalı elektrikli araçların rekabet yarışında yakıt pilli elektrikli araçların gerisinde kalması bekleniyor. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 13 Kazananları seçmek Yeni teknolojilerin otomotiv değer zincirinde oynadıkları rol arttıkça, OEM’ler karmaşık ve zor kararlar almak zorunda kalıyor Çin gibi pazarların büyümesi de başka bir zorluk olarak görülüyor, çünkü telematik ve bağlanabilirlik hizmeti sağlarken ülkenin kendisine özgü kültürel ve dil ile ilgili ihtiyaçlarına cevap verebilmek için yerel bir ortaklık (muhtemelen Çinli bir ortakla) oluşturulması gerekiyor. Otomobil üreticileri rekabette yukarılara tırmanmaya çalıştıkça, AR-GE bütçelerinin büyük bir kısmını daha verimli aktarma organları ve hafif gövde malzemeleri kullanmak suretiyle enerji tüketimini ve emisyonları azaltmaya harcıyorlar. AR-GE kaynaklarının büyük kısmı hibridlere, yakıt pili geliştirme faaliyetlerine, geri kalanı ise içten yanmalı motorları geliştirme faaliyetlerine ayrılıyor. OEM’lerin özellikle batarya teknolojisi gibi henüz ortak standartların oluşmadığı bir alanda faaliyet göstermeyi tercih ederek doğru bir seçim yapıp yapmadıklarını zaman gösterecek. Sözgelimi, stratejik olarak önemli olan Çin pazarında ne tür bataryaların hükümet tarafından destekleneceği gibi konularda hâlâ belirsizlik hâkim. En büyük üreticiler geliştirme faaliyetlerini şirket içinde mi, yoksa sözgelimi daha küçük üç silindirli motor üretmek amacıyla Daimler ve Renault/Nissan arasında kurulan küresel ittifak gibi ortak girişimler aracılığıyla mı sürdüreceklerine karar verebilmek için sürekli kendi yetkinliklerini teste tabi tutuyorlar. Birçok üretici, telematik ve eğlence hizmetlerine erişebilmek için dijital toplum ile ağlar oluşturarak, sadece araç içi bağlantı hizmeti alanında uzman olarak kalma niyetinde. Bazı üreticilerin Hindistan’dan düşük maliyetli simülasyon uzmanlığı alma kararı ise küresel olarak yaygınlaşan bir başka anlayışın göstergesi. Yakıt pillerinin sunacağı potansiyel konusunda kayda değer bir güven söz konusu, çünkü yakıt pillerinin sağladığı uzun yol yapma özelliği sayesinde otomobil üreticilerinin 2025 itibariyle önemli bir satış potansiyeli yakalaması bekleniyor. Yakıt pillerinin bir diğer avantajı ise bataryalarla kıyaslandığında çekirdek materyallerin, platin hariç, nispeten düşük maliyetli olması. Ancak her iki teknolojide de emniyetli hidrojen ikmal tesislerinin kurulabilmesi ve kolayca erişilebilen şarj noktalarının yaygınlaştırılması için büyük altyapı yatırımı yapılması gerekiyor. 14 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Farklı teknolojilere ilişkin başarı beklentileri bu teknolojilere yapılacak yatırımın seviyesine ilişkin de bir fikir vermektedir. Bu açıdan bakıldığında hibrid araçlar hem saf bataryalı hem de yakıt pilli araçlara kıyasla yatırımların büyük bölümünü çekmektedir. Ancak BRIC ülkelerinde yakıt pilinden güç alan araçlara olası talep beklentileriyle yapılan yatırımın seviyesi dengede değildir. Bu ülkelerin bu hususa dikkat etmesi gerekir. Çin’de bu konudaki dengesizliğin sebebi daha çok bataryalı elektrikli mobiliteyi sübvanse eden 12. Beş Yıllık Plan’dır. E-teknolojiler için beklenen yatırım ve talep karşılaştırması %67 %64 %52 %51 %21 %19 %17 %16 %14 %15 %19 %21 %15 BRIC ülkelerinde yakıt pili ile çalışan araçlara olacak tüketici talebi beklentileri ile yapılan yatırımın seviyesi dengede değildir. %9 X En çok talep X En çok yatırım En çok talep TRIAD pazarları En çok yatırım BRIC pazarları Yakıt pilli elektrikli araçlar Bataryalı elektrikli araçlar Hibrid yakıt sistemleri Diğerleri (örn. LPG/LNG, etanol) Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 × Veri mevcut değil KPMG Yorumları Çin yüzünü daha temiz yollara çeviriyor Çin’in 12. Beş Yıllık Planı’nda yedi stratejik sektörden biri olarak görülen temiz enerjili araçların, 2015 yılı itibariyle bir milyon temiz enerjili aracı yola çıkarmak üzere ihaleyle 15 milyar dolarlık bir yatırıma sahip olması kararlaştırılmıştır. Dünyanın en büyük otomobil pazarı olan Çin, bataryaların ve motorların kontrol sistemlerinin verimliliğini artırmak ve daha küçük e-araçlar geliştirmek suretiyle teknoloji lideri olmayı hedefliyor. Çin merkezileşmiş ekonomisi sayesinde 70 pilot şehirde 2.000 şarj istasyonu ve 400.000 şarj ünitesini hayata geçirme planının altyapısını hızlı biçimde kurabilir. E-araç üretiminde tam endüstrileşme şiarına uygun olarak aksamlar da Çin Halk Cumhuriyeti’nin gündeminin ilk sıralarında yer alıyor. Her ne kadar sektör sürekli olarak hükümet sübvansiyonuna ve vergi muafiyetlerine bağımlı olsa da, yabancı otomobil üreticileri sertifikalandırılmış Çin e-mobilite standartlarını sabırsızlıkla beklerken, ortak girişimler konusunda fırsatlar olacağı gibi uzmanlaşmış becerilere olan talebin de artması beklenebilir. Andrew Thomson Otomotiv Eş Başkanı, KPMG Çin KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 15 KPMG Yorumları Bir OEM, geliştirme faaliyetleriyle ilgili gelecekteki ihtiyaçlarının hepsini nasıl finanse edebilir? Otomobil OEM’lerinin çoğu, tamamıyla yeni tasarlanmış ürünleri pazara daha hızlı sürmeye ve değişen tüketici ihtiyaçlarına daha düşük maliyetlerle yanıt vermeye çalışıyor. Eğilimler bütün araç sınıflarında alternatif tahrik sistemlerine (motorlar ve tahrik sistemleri) kaydıkça, küçük ve daha verimli otomobil üretimi yapmak bütün OEM’lerin odaklandığı temel nokta haline geliyor. OEM’ler, bu yeni teknolojilerin gelişimini desteklemek için oto platformlarının ve tahrik sistemlerinin sayılarını basitleştirme yoluna gidiyor. Elektromobilitenin anahtarını Doğu elinde tutuyor Araştırma sonuçlarının da gösterdiği gibi içten yanmalı motorların yerine tam bir alternatif olabilmesi için elektromobilitenin daha gidecek çok yolu var. Araştırmaya katılan yöneticilerin neredeyse üçte ikisi, gelecek 15 yıl içerisinde e-araçların küresel yıllık araç satışının yüzde15’ini geçmeyeceğini öngörüyor. Rakamlar ülkeden ülkeye ve bölgeden bölgeye farklılık gösteriyor. Yanıt verenler arasında Japonlar en iyimser olanlar. Japonya’dan yanıt verenlerin yarısına yakın bir kısmı toplam 1,4 milyon Toplam araç modeli sayısının azaltılması ve platformlar boyunca tahrik sistemlerinin (gaz, hibrid ve elektrik) standartlaştırılması, yeni ürün geliştirme maliyetlerini kontrol etmeye yardımcı oluyor. Ayrıca pazara erken girmek ve geliştirme faaliyetleri ile ilgili riskleri paylaşmak için OEM’ler, Faz 1 ve 2 tedarikçilerini tasarımın erken aşamalarında yer almaları için teşvik ediyor. Bu yaklaşım ayrıca bütün ürün geliştirme maliyetlerini kontrol etmeye de yardımcı oluyor. Son olarak, birçok OEM maliyetleri kontrol etmek ve ürün geliştirme döngüsünü hızlandırmak yoluyla düşük maliyetli ürün tasarımını başarıyla gerçekleştiriyor. olması beklenen yurtiçi e-araç tescilleri içerisinde e-araçların payının 2026 yılında yüzde 25’i bulacağına inanıyor. Çin’in de e-mobiliteye ilişkin beklentileri nispeten yüksek. Büyük çoğunluk e-araç satışlarının toplam satış içerisinde yüzde 11-15’i bulmasını bekliyor ki bu beklenti yüzdesi ABD’den, Batı Avrupa’dan ve diğer BRIC ülkelerinden daha yüksek. Yüzde olarak baktığımızda bu oranlar çok küçük görünse de, toplam araç sayısı göz önünde bulundurulduğunda büyük bir fırsat anlamına geliyor. Çin pazarında 2026 yılına kadar yıllık 37,5 milyon araç satışının gerçekleşmesi bekleniyor. Bu da ABD’de beklenen 1,5 milyon e-araç satışıyla kıyaslandığında 4 - 6 milyon arasında bir araç satışı anlamına geliyor. Doug Gates Başkan, Danışmanlık, KPMG ABD 2026 yılında TRIAD ve BRIC pazarlarında 9-14 milyon yeni elektrikli araç tescil ettirilmiş olacak. 16 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 2026 itibariyle yeni e-araç tescillerinin payı ABD Batı Avrupa 1,1 milyon Japonya 1,2 milyon 1,9 milyon %6 1,9 milyon %6 %10 %10 Toplam Satışlar 18,7 milyon Batı Avrupa’dan yanıt verenlerin %33’ü e-araç tescillerinin payının %6-10 olacağına inanıyor. Hindistan 4,1milyon %11 %15 5,6 milyon Toplam Satışlar 37,5 milyon Çin’den yanıt verenlerin %33’ü e-araç tescillerinin payının %11-15 olacağına inanıyor. Rusya 0,4 milyon 2,3 milyon %6 0,2 milyon %5 %10 Toplam Satışlar 22,7 milyon Hindistan’dan yanıt verenlerin %67’si e-araç tescillerinin payının %6-10 olacağına inanıyor. 0,7 milyon %6 %10 Toplam Satışlar 7,2 milyon Brezilya’dan yanıt verenlerin %42’si e-araç tescillerinin payının %6-10 olacağına inanıyor. Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012, LMC Automotive Hesaplama Şekli Öngörüler, LMC1 Automotive’in 2026 için satış tahminlerine ve ilgili ülkelerden araştırmaya yanıt verenlerin yıllık e-araç tescillerine dair beklentilerine dayanmaktadır. 1 Japonya’dan yanıt verenlerin %46’sı e-araç tescillerinin payının %25’ten yüksek olacağına inanıyor. Brezilya 1,4 milyon 1,4 milyon Toplam Satışlar 5,8 milyon Toplam Satışlar 19,3 milyon ABD’den yanıt verenlerin %47’si e-araç tescillerinin payının %6-10 olacağına inanıyor. Çin %25 LMC Automotive Kasım 2011 itibarıyla küresel otomotiv tahmin departmanını J.D. Power and Associates’ten satın aldı. Toplam Satışlar 4,9 milyon Rusya’dan yanıt verenlerin %38’i e-araç tescillerinin payının %1-5 olacağına inanıyor. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 17 Elektrikli araçlarla ilgili tüketicilerin temel endişesinin yüksek batarya maliyetleri ve kısa sürüş mesafesi olması hiç de şaşırtıcı değil. Ancak 2011 yılında yapılan aynı KPMG araştırmasıyla kıyaslandığında, araştırmaya katılanların bu iki konuyla ilgili olarak kendilerini daha tatmin olmuş hissettiklerini görüyoruz. Bu da teknolojinin istikrarlı biçimde ilerlediğini gösteriyor. Potansiyel olarak daha uzun sürüş mesafesiyle yakıt pilinden güç alan araçlar, bataryalı elektrikli araçlarla kıyaslanınca ticari olarak daha uygulanabilir bir alternatif olarak görünüyor; ancak yakıt ikmali altyapısı eksikliği her iki model için de dezavantaj olmaya devam ediyor. Sektör, uzun vadede yakıt pilli araçlara mı yoksa bataryalı araçlara mı bel bağlayacağı (ve kaynaklarını yatıracağı) konusunda zor bir kararla karşı karşıya. Net olan bir şey var: tüketiciler elektrikli araç satın alırken hiç taviz vermek istemiyor. E-araç ürünleri ile ilgili önemli konular %93 %90 %80 %79 %79 %70 %68 %66 %59 × Sürüş mesafesi (örn. şarj etmeden önce) Yakıt masrafları (bataryalar, vs.) %62 %65 %68 × Şarj etme Araç kumanda Ürün yaşam kolaylığı ünitesi (örn. batarya ömrü (örn. (örn. şarj durumu, sürüş batarya etmek için mesafesi gibi yaşam ömrü) gerekli süre) konularda bilgi veriyor mu?) Not: Konuları önem sırasına gore listeleyen katılımcıların yüzde olarak oranı Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 %65 %56 %54 %63 %48 × Teknolojinin Güvenlik yaşa ömrü (örn. inovasyonları teknolojinin (örn. batarya tedavülden kutusu güvenliği) kalkması) Çevre dostu batarya geri dönüşümü Konvansiyonel araçlarla kıyaslandığında iç hacim/konfor/ yolcu kapasitesi konusunda taviz vermeme 2012 2011 Araç tasarımı × Veri mevcut değil 18 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Bütün bu endişeler göz önünde bulundurulduğunda, içten yanmalı motor teknolojisinin otomotiv endüstrisinin geleceğinde hâlâ oynayacak önemli bir rolü olduğunu anlamak zor değil. Araştırmaya katılan yöneticilerin yüzde atmış biri içten yanmalı motor teknolojisini geliştirmenin, enerji kullanımı ve CO2 emisyonları alanlarında verimliliği artıracağı konusunda hemfikir durumda. Yüzde 61 hâlâ içten yanmalı motorların optimizasyonunu uygun bir çözüm olarak görüyor. İçten yanmalı motor teknolojisinin elektrikli araç teknolojileri karşısında üstünlüğü Katılıyorum Katılmıyorum Bilmiyorum %61 %30 Ne kadar süre boyunca? %42 %28 %18 1-5 yıl 5-10 yıl 10-20 yıl %7 %6 20-40 yıl 40 yıldan fazla Not: Yuvarlamadan oluşan fark nedeniyle rakamların toplamı yüzde 100'ü bulmayabilir. Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 %10 KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 19 Yeni kentsel mobilite konseptleri: Şehir içi motorlu araç kullanımının değişen yüzü Araştırmaya katılanların yarısı (yüzde 50’si) araç tasarımı ve kullanımının şehir planlamasından etkileneceğine inanıyor. Büyük çoğunluk da yeni mobilite hizmetlerinin sadece olgun piyasalara değil, geleceğin şehirli nüfusunu çekmek hedefiyle, gelişen pazarlara da hitap ettiğini düşünüyor. 2012 Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması’na göre araçların kullanılacağı şehirler araçların boyutlarını, şekillerini ve teknolojilerini etkileyecektir. Bu görüş Batı Avrupa’ya kıyasla özellikle Kuzey ve Güney Amerika ile Asya Pasifik bölgesinde geçerli. Bu durum Batı Avrupa’daki fazla nüfus yoğunluğu göz önünde bulundurulduğunda oldukça şaşırtıcı görünüyor. Japonya’dan araştırmaya katılanların yüzde 69’u ile ABD’den katılanların yüzde 60’ı şehir planlamasının araç tasarımını etkileyeceğini öngörüyorken, bu oranın Almanya’dan katılanlar arasında yüzde 38’de kalması Alman tüketicilerin satın alma davranışlarını değiştirmesinin zaman alacağını gösteriyor. Şehir planlamasının araç tasarımını ve kullanımını ciddi anlamda etkilediği gerçeği, şehirlerin henüz tam olarak şekillenmediği, hatta bazı ülkelerde sıfırdan inşa edildiği daha az olgun pazarlarda önemli fırsatlar olduğuna işaret eder. Örneğin, Çin’deki yeni yerleşim bölgelerinde belli sayılarda elektrikli araç şarj istasyonlarının yapılması zorunludur. OEM’ler şehir planlamacıları ile işbirliği yaparak ve araçları şehrin kendine özgü ihtiyaçlarına göre tasarlayarak yeni gelişen bu sektörde kendilerine yer bulabilir. Şehir planlaması otomobil kullanımı ve tasarımını etkiler mi? Araştırmaya katılanların hepsi %50 Asya Pasifik %63 Kuzey ve Güney Amerika Avrupa, Ortadoğu ve Afrika Not: İlgili bölgeden katılımcılardan muhtemel şeklinde yanıt verenlerin yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 %53 %47 Asya Pasifik pazarında faaliyet gösteren otomotiv yöneticileri, şehir planlamasının önemini en fazla anlayacak gruptur. 20 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Mobilite hizmetleri gelişen pazarlarda bile yaygınlaşıyor 2009’da dünyadaki şehirli nüfus oranı kırsal nüfus oranını aşmıştır. Birleşmiş Milletler 2050 yılına kadar dünya nüfusunun neredeyse %70’inin şehirleşmiş bölgelerde yaşıyor olacağını tahmin ediyor. Her ne kadar on yıllar boyunca Kuzey Amerika ve Batı Avrupa şehirleşme eğiliminde başı çekmiş olsa da, yüzyılın ortasında Asya nüfusunun yüzde 65’i şehirlerde yaşıyor olacak. Mobilite hizmetleri, artan şehirleşme oranıyla birlikte ortaya çıkan mekânsal ve toplumsal sorunlar ile çevre sorunlarına bir çare olarak görülüyor. Anlaşılır biçimde, mobilite hizmetlerinin trafik sıkışıklığının, kirliliğin ve kısıtlı park alanlarının büyük sorun arz ettiği şehirleşmiş bölgelerde yoğunlaşması bekleniyor. Sadece küçük bir azınlık geleceğin megakentlerinde hiç bireysel trafiğin olmayacağını öngörüyor. Katılımcıların yüzde 59’u ise ortak alanların yayalara, çok modlu bireysel trafiğe ayrılacağını düşünüyor. İlginç bir şekilde, mobilite hizmetleri sadece yerleşik piyasalar için bir çözüm olarak görülmüyor. Araştırmaya yanıt verenlerin yüzde 68’i Çin’in başı çektiği gelişen pazarlarda bulunan megakentlerde çok büyük bir potansiyel olduğunu görüyor. 2050’ye kadar dünya nüfusunun yüzde 70’i kentleşmiş bölgelerde yaşıyor olacak. Kaynak: Dünya Şehirleşme Beklentileri, Birleşmiş Milletler KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 21 Gelişen pazarlardaki megakentler için gelecek vaat eden bir konsept olarak mobilite çözümleri Evet Hayır Bilmiyorum %68 %17 %15 Mobilite hizmetlerini en çok kullanma ihtimali olan ülke hangisidir? %78 %13 Çin Hindistan %6 %3 Brezilya Rusya Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Her ne kadar yöneticiler mobilite hizmetlerinin şehirleşmenin getirdiği sorunlar için iyi bir çözüm olacağını düşünse de, sürücüler kendi otomobillerinden vazgeçmek konusunda gönülsüz olacaktır. Yine de nüfusun %15’inin araç sahibi olmaktansa, talep edildiğinde sunulan hizmetleri tercih edeceği öngörülüyor. Her ne kadar gelişmekte olan ülkelerde kişi başına düşen araç sayısı gelişmiş ülkelere kıyasla düşük olsa da, gelişmekte olan ekonomiler geleneksel otomobil sahibi olma anlayışına alternatif oluşturma çabası içerisinde. Dört BRIC ülkesinden araştırmaya katılanların üçte ikisinden fazlası, ülkelerinde, özellikle Brezilya’da bulunan büyük ve gelişen megakentler için mobilite hizmetlerinin uygun bir çözüm olacağını kabul ediyor. Brezilyalı katılımcıların yüzde 50’si iç kesimlerde yer alan şehirlerde yayalar, çok modlu ve bireysel trafik için ortak alanların bulunacağına inanıyor. Yüzde 42’si ise 2026 yılında mobilite hizmetlerinin pazardan yüzde 25’ten fazla pay alacağını bekliyor. Brezilya’nın ilk araba paylaşma şirketi Zazcar ülkede bulunan megakentlerin bu yeni konseptleri nasıl benimsediğinin bir simgesi niteliğindedir. Akıllı telefonunun, tablet ya da dizüstü bilgisayarının veya diğer şahsi eşyalarının markasını daha çok önemseyen genç şehirli nüfus için arabanın statü sembolü olmaktan çıktığı artık bilinen bir gerçek. Gelecekte A noktasından B noktasına, mutlaka bir otomobil sahibi olmak zorunda kalınmadan, bireysel olarak ulaşabilme imkanının varlığı önemli olacak. Ayrıca ulaşım bir emtia olarak görülecek; dolayısıyla, OEM’lerin otomobil paylaşma, taksi veya toplu taşıma gibi mobilite hizmetlerinin bir parçası haline gelmesi gerekmektedir. Bu eğilimin sadece şehirlerle sınırlı kalması gerekmez. Çeşitli ulaşım biçimlerini (uçak, tren, otobüs ve otomobil) birbirine bağlayan mobilite hizmetleri beli başlı kentler dışında yaşayanlara da hitap edebilir. Mobilite hizmet müşterilerinin oranının hâlâ düşük olmasına karşın, Sao Paulo, Pekin, Mumbai ve Moskova gibi kentlerin boyutlarına bile bakınca, bu şehirlerin mobilite hizmetleri için önemli ve büyüyen bir pazar niteliğinde olduğu açıktır. Çin’de, her biri 750,000’den fazla nüfusu barındıran 150 şehir 2026’da 100 milyona yaklaşan nüfuslarıyla mobilite hizmetleri için potansiyel bir hedef pazar haline gelecek. Sonuç olarak, otomotiv yöneticilerinin büyük çoğunluğu bu ülkeyi mobilite hizmetleri için bir numaralı hedef pazar olarak görüyor. Dünyada otomobil sahibi olma anlayışından otomobil kullanıcısı olma anlayışına doğru bir geçiş var. 22 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 2026’da potansiyel mobilite hizmetleri müşterileri Batı Avrupa ABD 2,1 milyon %1 Japonya 7 milyon 10,5 milyon %5 %6 %6 17,6 milyon %15 Şehirli Nüfus 211 milyon 3,8milyon %15 Şehirli Nüfus 117 milyon 9,4milyon Şehirli Nüfus 63 milyon ABD’den araştırmaya katılanların %47’si şehirli nüfusun %1 ila %5’inin 2026’da mobilite hizmetlerini kullanıyor olacağına inanıyor. Batı Avrupa’dan araştırmaya katılanların %48’i şehirli nüfusun %6 ila %15’inin 2026’da mobilite hizmetlerini kullanıyor olacağına inanıyor. Japonya’dan araştırmaya katılanların %46’sı şehirli nüfusun %6 ila %15’inin 2026’da mobilite hizmetlerini kullanıyor olacağına inanıyor 2026’da otomobil sahibi olmayan şehirli nüfusu: 4,2 milyon 2026’da otomobil sahibi olmayan şehirli nüfusu: 37,5 milyon 2026’da otomobil sahibi olmayan şehirli nüfusu: 24,4 milyon Çin Hindistan Breazilya 37,5 milyon Rusya 21,1 milyon %6 4,7 milyon %6 %15 Şehirli Nüfus 626 milyon %6 %15 93,8 milyon Şehirli Nüfus 352 milyon %15 %25 52,7 milyon Şehirli Nüfus 141 milyon 35,1 milyon Şehirli Nüfus 78 milyon 11,6 milyon Çin’den araştırmaya katılanların %47’si şehirli nüfusun %6 ila %15’inin 2026’da mobilite hizmetlerini kullanıyor olacağına inanıyor. Hindistan’dan araştırmaya katılanların %42’si şehirli nüfusun %6 ila %15’inin 2026’da mobilite hizmetlerini kullanıyor olacağına inanıyor. Brezilya’den araştırmaya katılanların %42’si şehirli nüfusun %25’inden fazlasının 2026’da mobilite hizmetlerini kullanıyor olacağına inanıyor. Rusya’dan araştırmaya katılanların %50’si şehirli nüfusun %6 ila %15’inin 2026’da mobilite hizmetlerini kullanıyor olacağına inanıyor. 2026’da otomobil sahibi olmayan şehirli nüfusu: 513 milyon 2026’da otomobil sahibi olmayan şehirli nüfusu: 306 milyon 2026’da otomobil sahibi olmayan şehirli nüfusu: 115 milyon 2026’da otomobil sahibi olmayan şehirli nüfusu: 36,5 milyon Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması, LMC Automotive, Birleşmiş Milletler Dünyada Şehirleşmeye İlişkin Beklentiler Hesaplama Şekli Sonuçlar Birleşmiş Milletler Dünyadaki Şehirleşmeye İlişkin Beklentiler raporuyla, 2026 yılında mobilite hizmetlerini kullanan kent sakinleri konusunda araştırmaya katılanların beklentilerine dayanmaktadır. Şehirli nüfus = 20 ile 80 yaş arasındaki nüfus Araba sahibi olmayan şehirli nüfus = Şehirli nüfus x (1-öngörülen araç yoğunluğu) KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 23 Yeni nesil şehirli sürücüleri hedeflemek Audi’nin Strateji Başkanı Dr. André Stoffels birinci sınıf markaların neden ayakta kalacağını ve geleceğin şehirlerinde hüküm sürmeye devam edeceğini açıklıyor. Otomobil sahibi olmanın getirdiği sıkıntılardan uzak durmak için giderek daha fazla genç şehirli ve zengin profesyonel, otomobil sahibi olmamayı tercih ediyor. Ancak çok temel modelleri sunan ve zaman kaybettiren bir yönetim anlayışıyla idare edilen mevcut otomobil paylaşma seçeneklerinin birçoğu bu genç profesyonellere istedikleri hizmeti sunamıyor. Sonuç olarak ailelerin yarıdan fazlasının otomobil sahibi olmadığı Berlin, Münih veya New York gibi şehirlerde lüks şehir otomobillerinin verdiği keyfi keşfetmeyi bekleyen büyük potansiyel var. Audi Şehirli Gelecek İnisiyatifi birinci sınıf bir marka deneyiminin bir parçası olarak otomobil paylaşma, otomobil kulüpleri veya “kullandığın kadar öde,” gibi hizmet seçenekleriyle müşterilerin yüksek kaliteli araçlara kolayca ve anında ulaşmasını sağlayarak uzun vadede otomobillerin küresel bir kentsel ağa sorunsuz biçimde entegre edilmesini amaçlıyor. Audi bu amaçla üçüncü taraf işletmelere yatırım yapmaya ve gerekli hizmetleri sağlamak için iş ortaklarından oluşan bir ağ oluşturmaya devam ediyor. Birinci sınıf bir otomobil üreticisi olarak markamız en güçlü varlığımızdır; dolayısıyla müşterilerimizin yolculuklarının her aşamasında “Audi ile eşdeğer” seviyede bir hizmet alması hayati derecede önemlidir. Coğrafyadan bağımsız olarak, mobilite mevcut otomobil kullanıcılarını otomobillerinden vazgeçirmekten ziyade Audi markasına yeni müşteriler kazandırmayı hedeflemektedir. Mobiliteyi taksilere ve toplu taşıma araçlarına şık ve uygun bir alternatif olarak istenildiğinde sunulan bir hizmet olarak sağlayan Audi, ürünlerini ve hizmetlerini kent sakinleri için cazip bir seçenek olarak sunmaktadır. “Değişen şehir ortamında Audi yerel mobilite ağlarına sorunsuz biçimde entegre olan heyecan verici ürünler sunmaya devam edecektir.” 24 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Mobilite hizmetleri pazarını net biçimde kontrol eden bir hizmet sağlayıcısı yok Katılımcıların yüzde 29’u mobilite hizmetlerinin sektördeki çeşitli oyuncuların ortak yaklaşımlarının sonucu olduğunu görüyor olsa da, OEM’lerin halen tek en büyük sağlayıcı grup olması bekleniyor. Kiralama şirketleri ve toplu ulaşım araçları işletmecileri temel faktörler olsa da katılımcıların sadece küçük bir kısmı yeni başlayan işlerin pazara öncülük edeceğine inanıyor. Katılımcıların çoğu BMW ve Daimler ile Sixt ve Europcar kiralama şirketleri arasındaki ilişkiye benzer biçimde pazardaki ana oyuncular arasında ortaklıklar kurulacağını öngörüyor. Yanıtlar bölgeden bölgeye ve ülkeden ülkeye değişiklik gösteriyor. Almanya’dan katılanların büyük çoğunluğu (yüzde 62) OEM’lerin mobilite hizmetlerini kontrol edeceğinden emin; Çin ve Hindistan’dan da benzer ancak daha az vurgulu yanıtlar geliyor. Bu sırada Japonya için de ilerlemenin yolu ortaklıktan geçiyor. En ilginç yanıtlar ise ABD’den geliyor. Katılımcıların yüzde 47’si toplu ulaşım araçları işletmecilerinin liderlik yarışında başı çekeceğine inanırken, çok azı OEM’leri bu rolde görüyor. ABD’deki ülke çapında kısıtlı ve pek de kabul görmeyen toplu taşıma ağı göz önünde bulundurulduğunda, OEM’ler otomobil paylaşma hizmetlerini yaygın hale getirerek güçlü bir marka imajı oluşturma fırsatı bulabilir. Daimler’in Austin ve San Diego’da lansmanını yaptığı Car2go konseptinin dışında, bugüne kadar Amerika’daki OEM’ler bu tür hizmet alanlarına henüz yatırım yapmadı. Bu durum elbette değişebilir. GM’in Avrupalı yan kuruluşu Opel bugünlerde otomobil paylaşma hizmetleri sunma konusunda planlar yapıyor. Eğer bu girişim başarılı olursa, aynı hizmetler ABD’de de başlatılabilir. Bütün dünyada konsept henüz emekleme aşamasındayken, piyasaya ilk girme avantajını elinde tutan şirketler, müşterileri de elde edecektir. Nispeten daha az kişinin otomobil sahibi olması anlayışını yaygınlaştırmak ve birden çok ulaşım biçimini entegre etmek için gelişen pazarlardaki büyük sayıdaki şehirli nüfus, büyük bir fırsat anlamına geliyor. Hizmet sağlayıcıların yatırım getirisi elde etmesi için olmazsa olmaz koşul olan müşteri kitlelerini bu ülkeler sağlayabilir. Mobilite hizmetlerinde başı çeken oyuncu Hizmetler farklı oyuncuların oluşturacakları ortak yaklaşımlarca sunulacaktır %29 OEM’ler %26 Oto kiralama şirketleri %16,5 %15,5 Toplu taşıma şirketleri Yeni şirketler Enerji sağlayıcıları TIME şirketleri %6,5 %3,5 %3 Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Araştırmaya katılanların yüzde 29’u mobilite hizmetlerini sağlamak için ortak yaklaşımların başarılı bir strateji olduğuna inanıyor. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 25 Bağlantılı araç çözümleri Bilgi otoyolunu inşa etmek: Sürekli bağlantıda olan bir dünyada erişim noktası olarak otomobil Otomobil üreticileri ve BT şirketleri internete bağlanmak için otomobilin sunduğu potansiyellerin farkına varmaya başladı. Ancak bağlantıda olmak sadece eğlence olarak nitelendirilemez. Yeni teknoloji, araçların dış dünyayla iletişim içerisinde olmasını sağlayarak güvenliği artırıyor. Araştırmaya katılanlar araç içi “bilgi-eğlence” hizmetleri ve bağlantı çözümlerinin yaratacağı büyük çaplı gelir kaynağına kimin sahip olacağından emin değiller. Evde ve ofiste anında internet bağlantısına alışmış olan insanlar hareket halindeyken de aynı bağlanabilirliği akıllı telefonları, tablet bilgisayarları, mp3 çalarları ve uydu navigasyonları için de bekliyor. İnternete bağlanabilme özelliği gelecekte sadece “hoş bir detay” olmaktan çıkıp her aracın ayrılmaz bir parçası haline gelecek. Dış dünyada diğer araçlarla, trafik sistemleriyle ve servis istasyonlarıyla iletişim kurmak gittikçe daha önemli hale gelecek. Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğu (yüzde 63) otomotiv ve TIME1 sektörü arasında bir yakınsama bekliyor . Otomotiv ve TIME endüstrisi arasında yakınsama ihtimali %3 %34 Çok muhtemel Nötr %63 Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Muhtemel değil İnsanlar evde ve ofiste eriştikleri bağlanabilirliğin aynısına hareket halindeyken de erişmek istiyor. 26 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Mevcut araç içi sistemlerin büyük çoğunluğu entegre cihazlar ve patentli yazılımlar aracılığıyla OEM’ler tarafından sağlanmaktadır. Kontrolü elde tutmak için otomobil endüstrisi TIME1 endüstrisinin sunduğu yeni teknolojilere entegre olmak ve akıllı fişli çözümler ve arayüzler sağlamak zorundadır. Farklılaşan ürün geliştirme döngüleri büyük bir zorluk teşkil ediyor. Otomotiv ürünlerinin piyasaya sürülmesi yıllar alırken, yeni yazılım ve teknolojiler aylar içerisinde üretilebiliyor. Yeni ürünlerin ve hizmetlerin mevcut araçlara sorunsuz biçimde entegrasyonuna olanak veren yenilikçi modüler bir yaklaşımla bu sorunu aşmak için çözüm yolu bulan üreticilerden birisi de Audi’dir. Katılımcılar OEM’lerin gelecekte araç içi bağlantı sektörüne liderlik edeceğine inanıyor; ancak henüz kazanan kim olacağı net olarak ortaya çıkmış değil. Yeni gelişmelerin arkasındaki itici gücün BT şirketleri olduğunu, fişli çözümlerin sektördeki egemenliğini artırdığını göz önünde bulundurursak bu durumun sürdürülemeyeceği ve üreticilerin değerli gelir kaynaklarını kaybedecekleri aşikârdır. 2025 yılı itibariyle araç içi bağlanabilirlikten elde edilecek gelirin kontrolü OEM’ler %31,5 Bilgi teknolojileri ve bağlanabilirlik şirketleri %24,5 Faz 1 tedarikçileri %17 TIME sektöründen yaşam tarzı şirketleri %15,5 Birbirine yaklaşan sektörlerden yeni tedarikçiler Kaynak: KPMG Küresel Otomdtiv Yönetici Araştırması 2012 %11,5 Araştırmaya yanıt verenlerin büyük çoğunluğu OEM’lerin araç içi bağlantı sektöründen elde edilecek geliri kontrol etmesini bekliyor. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 27 Bağlantıda olan sürücü için sonsuz olanaklar Microsoft Windows Embedded Business Kıdemli Ürün Müdürü Steven Bridgeland her zaman ve her yerde bağlanabilirlik olanağının otomobil deneyimini nasıl zenginleştireceğini açıklıyor Akıllı sistemler, bütünleşik piyasanın bir evrimi niteliğindedir. Ağ bağlanabilirliği kombinasyonu – işlenebilir veriye her zaman ve her yerde ulaşma özelliği ile birlikte – bütünleşik cihaz sistemlerini “akıllı sistemlere” dönüştürerek işletmeler için elle tutulur, gerçek zamanlı faydayla sonuçlandı. Akıllı sistemler multimilyar dolarlarla ifade edilen bir sektör haline gelirken otomobil üreticilerinin bu eğilimden faydalanmak istemesi ve müşterilerin birbirleriyle ve bulundukları ortamlarla iletişim kurmalarını kolaylaştırmak için yeni ve daha iyi yollar bulmaya çalışması hiç de şaşırtıcı değil. Microsoft destekli Fiat Blue&Me™, Ford Sync with MYFORD TOUCH™ ve Kia UVO modellerinin hepsi Microsoft teknolojisinden faydalanmaktadır. Yakın zamanda duyurduğumuz Toyota ile olan ortaklığımız sayesinde, bulut bilişimin gücünü kullanarak bağlantı hizmetini bambaşka boyutlara taşımayı planlıyoruz. Bulut bilişim otomobilde toplanan çok büyük miktardaki verileri kolaylıkla erişebilen bir yerde saklamamızı sağlar. Gelecekte dünyanın dört bir yanındaki Toyota müşterileri ileri düzeyde ve her bütçeye uygun yeni nesil bulut tabanlı telematikten yararlanacaktır. Akıllı otomotiv sistemlerindeki ilerlemeler sayesinde yüksek emniyet düzeyleri (otomobilden otomobile), geliştirilmiş trafik yönetimi (otomobilden altyapıya), hatta sürücüye otomobilde herhangi bir arıza meydana gelmeden önce servis ihtiyacı konusunda uyarı vermek suretiyle bütün model gamında mekanik sorunların analiz edilmesi (otomobilden OEM’e) gibi olanaklar sağlanacaktır. Bağlanabilirlik özelliği sayesinde her gün yaşanan sürüş deneyimi iyileştirilecek; araç içerisindekilere çalışmak, diğer insanlarla iletişim kurmak veya sadece eğlenmek isteklerine göre, ses ile aktive edilen telefon, e-posta gibi sistemler de dahil olmak üzere sınırsız olanaklar, en başta güvenliğe öncelik verilerek sağlanacak ve bu şekilde araç içerisindekilerin verimliliği artırılacaktır. Son 15 yıl boyunca Microsoft olarak bu gelişen pazarın içerisinde yer alıyor ve sürücülerin en sevdikleri otomobil markalarıyla kurdukları yakın, simbiyotik ilişkiden etkileniyoruz. Bu nedenle, OEM’lerin araç içerisinde bulunan müşteri arayüzüne tamamen hâkim olduğunu görüyor ve hızla büyüyen akıllı sistemler piyasasına yenilikçi ürünlerle katkıda bulunarak OEM’lerle yakın ortaklığımızı sürdürüyoruz. 28 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Sürücülerin bağlantıda kalmasını sağlamak Gelecek nesiller araçları ve BT çözümleri arasında simbiyotik bir ilişki kurulmasını talep ettiği sürece, içerisinde bağlantı hizmeti olan araçlar yollardaki sıradan görüntülerden birisi haline gelecek. Otomobilden otomobile: Araçların birbirleriyle iletişim halinde olması ve kaygan yollar gibi tehlikeli durumlardan birbirlerini haberdar edebilmeleri sürüş güvenliği artacaktır. Otomobilden OEM’e/servise: Teknik sorunlar uzaktan teşhis edilebilir; hatta uzaktan tamir bile edilebilir (örn. yazılım güncellemeleri) Otomobilden işletmelere: Mevcut ve gelecekte otomotiv pazarına girecek olan benzin istasyonları, otopark işletmecileri ve yeni web hizmetleri de dahil bütün oyunculara yeni iş fırsatları sağlayabilir. İnternet İnternet Erişimi Eve Bağlan Cep Telefonu Trafik N E W S Otomobilden X’e bağlantı: İnternete erişebilen bütün cihazlarla bağlantı kurulabilir. Dizüstü Bilgisayar Navigasyon Sistemi Otomobilden altyapıya: Trafik sıkışıklığına veya kırmızı ışığa varmadan sürücü uyarılır. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 29 Perakende eğilimleri Gözler hizmet odaklılık ve yeni teknolojinin finansmanı konularının üzerinde E-aksamların (örn. bataryaların) finansmanı tüketicilerin satın alma kararlarını gittikçe daha fazla etkilemeye başlıyor. Yine de hâlâ yüksek kaliteli, kişiye özgü hizmetin yerini tutan başka bir şey yok. Bir araç satın alırken bayilerin fark yaratabileceği en önemli faktör olarak müşteri hizmetleri öne çıkıyor. Bayiler sosyal medya gibi yeni satış kanallarına yöneldikçe teknolojiye de kucak açıyor. Araştırma sonuçları yurtiçi ve yurtdışı genişlemelerde ve kazançlarda son üç yılda istikrarlı bir artış ile piyasanın güçlendiğini gösteriyor. Dünyanın birçok yerinde, bayi ağları bölünmüş, daha çok küçük aile şirketlerinden oluşuyor. Özellikle OEM’ler bugün artık bayilik modellerini ulusal düzeylerde, bazı durumlarda da franchising yöntemini kullanarak uluslararası düzeylerde yaygınlaştırmaya çalışıyor. Katılımcıların yüzde 81’i bayilerin internetten pazarlama ve reklam faaliyetlerine daha fazla yatırım yapmasını bekliyor. Yüzde 72’si ise BT sistemlerine ve e-ticaret satış platformlarına olan yatırımların artacağını öngörüyor. KPMG yorumları Katma değerli hizmetler arasında en üst sırada yer alan iki hizmet, garanti ve servis hizmetleri, müşteri elde etmek ve elde tutmak için satış sonrası hizmetlerin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Servis hizmetleri perakendecinin kârlılığında en önemli faktörlerden biri olsa da, servis hizmetlerinde gerçekten fark yaratmak çok zor bir süreçtir. Değişen endüstri eğilimleri perakendecilere rekabet güçlerinin artırabilecekleri fırsatlar sunuyor. İlk olarak, bağlantıda olan araçlardan elde edilen veriler OEM’lere ve perakendecilere araçların servis ihtiyaçlarını tespit etme ve aktif biçimde servis zamanlarını ayarlama olanağı veriyor. Bu da müşterilerin hayatlarını kolaylaştıran kişiye özgü bir hizmet vermelerini sağlayarak müşteri sadakatini artırıyor. İkincisi, mobilite hizmetleri yaygınlaştıkça perakendecinin filo yönetimi şirketlerine “business class” hizmet sunma yeteneği, iş hacmini; dolayısıyla kârı artıracaktır. Gary Silberg Otomotiv Sektör lideri Kuzey - Güney Amerika KPMG, ABD 30 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 2011 yılındaki araştırma sonuçlarıyla kıyaslayınca e-aksamların finansmanının önem derecesinin büyük oranda artmış olması dikkate değer. Elektrikli araçların fiyatlarının nispeten daha yüksek olduğunu göz önünde bulundurduğumuzda, bu hizmet e-mobiliteyi kitle pazarında satın alınabilir bir hizmet haline getiriyor. Finansman ve kiralama çözümlerinin yaygınlaşmadığı Çin’de bile e-aksamların finansmanı üst sıralarda yer alıyor. Katılımcıların yarıya yakını (yüzde 47’si) böyle bir seçeneğin satın alma kararlarını geleneksel finansman seçeneklerinden daha çok etkileyeceğini belirtiyor. Batarya finansmanı üreticilerin kârlı finansman ve kiralama pazarında kendi markalarını oluşturmaları için bir fırsat olabilir. Bazı Avrupalı OEM’ler elektrikli araçların ilk satın alma maliyetlerini düşürmek için müşterilerine bataryaları münferit olarak kiralama olanağı sunuyor (Örneğin, Smart elektrikli araç veya Renault Twizzy). Bu da, bu tedarikçilerin e-araç tekliflerini rekabette daha avantajlı ve daha cazip hale getiriyor. Araç satın alma kararında katma değerli hizmetlerin etkisi %80 %74 %69 %68 %68 %68 %70 %60 %65 %58 %35 %26 Satın alma işlemi sırasındaki hizmet kalitesi Rekabetçi finansman seçenekleri Garanti seçenekleri Not: Konuları önem sırasına göre listeleyen katılımcıların yüzde olarak oranı Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Aracın ömrü boyunca servis hizmeti seçenekleri 2012 Ürün geri çağırmaları söz konusu olduğunda hızlı ve dürüst davranma E-aksamların finansmanı (örn. bataryalar) 2011 KPMG yorumları Geleceğin aracı modüller halinde piyasaya sürülecek mi? TIME sektörleri ve otomotiv endüstrisinde ürün geliştirme döngülerini kıyasladığımızda, altı aydan yıllara uzanan farklılıkların mevcut olduğunu görürüz. Dolayısıyla araçları son teknoloji ile donatmak için, modüler bir yaklaşım benimsenerek, bağlanabilirlik alanındaki yeni gelişmelerin sürekli olarak mevcut araç şasileri ile entegre edilmesi sağlanabilir. Yeni aktarma organı teknolojilerinde de ürün geliştirme döngülerindekine benzer bir eşitsizlik mevcut. BMW’nin geliştirdiği “LifeDrive” mimarisi bataryaların ve diğer aksamların ömrünün aracın ömründen daha kısa olduğunu, araç ömrü boyunca en az bir kez değiştirilmeleri gerektiği gerçeğini ortaya koyuyor. Bu konsepti bir adım daha ileriye götürerek, müşterilerin farklı modüller arasından seçim yaparak hatta farklı üreticilerden farklı farklı araba parçaları seçerek kendi kişiselleştirilmiş araçlarını oluşturduklarını hayal edebiliriz. Böylesi bir değişikliğin bütün değer zincirini etkileyeceğini göz önünde bulundurursak, araştırmaya katılanların e-aksamların finansmanına özel bir önem atfetmeleri ve modülerleşmeyi de ön planda tutmaları hiç de şaşırtıcı değil. Dieter Becker Ortak, Danışmanlık KPMG Almanya KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 31 Araştırmaya katılanların büyük çoğunluğunun da belirttiği gibi finansal hizmet kolu otomotiv sektöründeki bir OEM’in perakende sektöründeki başarısına büyük katkı sağlayacaktır. Satış ve markaya bağlılık oranlarındaki artış en önemli iki katkıdır. Şirket bünyesindeki sigorta şirketi tedarikçilere ve/veya bayilere daha anlamlı bir destek sağlayacaktır. Bu tarz bir sigorta şirketi Kuzey, Güney Amerika ve Asya Pasifik ülkelerinden katılımcılar tarafından önemli bulunmuştur. Mevcut ekonomik iklimde, sermaye piyasalarındaki istikrarsızlıkları göz önünde bulundurduğumuzda şirket bünyesinde sigorta şirketi ve finansal hizmetler kolu yeniden finansman için değerli bir kaynak niteliğinde olabilir. Aslına bakılırsa, ABD’li katılımcılar yeniden finansman olanağını şirket bünyesinde sigorta şirketi barındırmanın en önemli faydası olarak görmüştür. Bu tespit, genel düzeyde araştırmanın bulgularıyla tezatlık oluşturmaktadır. Bağlı finansal hizmetlerin OEM’lerin gelecekteki başarısına katkısı Evet Hayır Bilmiyorum %64 %26,5 %9,5 Bağlı bir finansal hizmetler kolu çalıştırmanın en önemli faydası? %65 Araç satışlarında artış %64 Artan marka sadakati %60 İlgili tedarikçilere/ bayilere finansman seçenekleri sunma Not: En büyük faydayı bekleyen katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 %56 %55 Araç cirolarında artış Yeniden finansman aracı %55 %51 İş döngülerinden Yeni gelir bağımsız olmak kaynaklarından faydalanmak için portföy çeşitlendirmek 32 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 İşbirliği ve ittifaklar Geleceği birlikte karşılamak Sürdürülebilir büyümeye giden yolu inovasyonlar açacak. İnovasyonlara da en iyi diğer sektörlerle kurulan işbirlikleri sayesinde ulaşılabilir. Otomotiv şirketleri elektromobilite kentsel mobilite konseptleri ile her zaman ve her yerde bağlanabilirliği benimsedikçe ve yeni pazarlara açıldıkça, daha fazla büyümek için ortaklık kurmak temel strateji olarak görülüyor. Bölgesel olarak bakıldığında ise böylesi ortaklık faaliyetlerinin Çin, Rusya, Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde yoğunlaşacağını görüyoruz. Rekabetin son derece zorlu olduğu bir pazaryerinde, tüketici davranışları değişiklik gösterirken, otomotiv işletmeleri yeni ürünleri ve/veya teknolojileri büyümeye giden ana yol olarak görüyor. Ayrıca diğer sektörlerden çözümleri de kendi süreçlerine entegre ediyorlar. Bu durumu sektörler arası işbirliğinde yaşanan artışa bakarak da görebiliriz. Büyümeyi sağlamak için ana taktik %44 %38 %16 %14 %9 %13 %8 %8 %5 %8 %6 %5 × Yeni ürünler ve/veya teknolojiler geliştirmek Çözümleri diğer Toplam sektörlerle/yeni maliyetleri iş modelleriyle karşılama entegre etmek gücünü artırmak %6 %6 %4 × Marka yönetimini geliştirmek Fiyat ve satış teşvikleri sağlamak 2012 Not: Büyümeyi sağlayacak stratejiyi seçen yanıt verenlerin yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 %5 Yeni pazarlara girmek Ürün Şirket Şirket içi sigorta portföyünü satın alma(ları) şirketi ve çeşitlendirmek yoluyla büyüme finansal hizmet faaliyetlerini artırmak 2011 × Veri mevcut değil KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 33 Teknoloji daha kısa yaşam ömrü ile daha da karmaşık bir hal alırken, birçok şirket teknolojiye ayak uydurmak için gerekli olan temel yetkinliklerden veya finansal kaynaklardan yoksun durumda. Sonuç olarak araştırmaya katılanlar batarya üreticileri, elektrik aksam tedarikçileri, telekomünikasyon, hatta BT şirketleri gibi diğer sektörlerden şirketlerle ittifak kurma ve birlikte ürün geliştirme faaliyetlerinin gerekliliğine dikkat çekiyor. Otomobil üreticileri belirli temel yetkinlikleri ortaklarına bırakırken, son yılın sonuçlarına göre daha fazla önem kazanan etkili marka yönetimi alanında kendilerinin geliştirmek durumunda. Araştırmaya katılan otomotiv yöneticilerine göre ittifakları, şirket birleşmeleri ve şirket satın almaları otomobil üreticilerinin yeni teknolojilere erişmelerine olanak vermenin dışında onların yeni pazarlara girmesini sağlayacaktır. Bu durum, özellikle BRIC ülkelerindeki fırsatları yansıtmaktadır. Önceki üç küresel otomotiv araştırmasına katılanlar (2009-2011) ortak girişimleri ve ittifakları, borçları ve iflas riskini azaltmak için bir yol olarak görüyorlardı. Ancak 2012 araştırmasında bu konuya neredeyse hiç değinilmiyor olması resesyonun en kötü zamanlarından sonra sektörün istikrara kavuştuğunu, artık sadece hayatta kalmak yerine büyümeye odaklandığını gösteriyor. Borç ve iflas riskine karşı kendini garantiye almak artık eskisi kadar önemli değil. Ortak girişim ve ittifaklara yol açan etkenler %34,5 %23 %13,5 %8,5 %6,5 %3,5 %10,5 Yeni teknoloji & ürünlere erişim Yeni teknoloji & ürünlere erişim için tercih edilen strateji Yeni pazar & müşterilere erişim Ölçek ekonomilerine & sinerjiye erişim Yeni iş modelleri & gelir akışlarına erişim Ürünleri daha modern/sofistike hale getirme sürecini finanse etmek için işbirliğinden faydalanmak %34 %35 2012 %33 2011 Diğer %27 %15,5 %11,5 %14,5 %12,5 %8,5 %8 %0,5 %0 Teknoloji Tedarikçilerle ortaklarıyla stratejik ittifaklar/ortak birlikte girişimler ürün geliştirme Borç & iflas riski Teknoloji Ar-Ge için uygun Şirket içinde ortaklarıyla satıcılar Ar-Ge uzmanı birleşmeler yoluyla çalıştırmak ve şirket dış kaynak satın almaları kullanımı Not: Bir stratejiyi en önemli strateji olarak puanlayan katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Diğer 34 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 KPMG yorumları Mantık evliliğinden daha fazlası Yirmi yıllık ortaklıkları boyunca Renault ve Nissan, bu girişimlerine şüphe ile yaklaşanları şaşkına çevirerek 2010 yılında dünyada en fazla satış gerçekleştiren üçüncü en büyük üretici olmuştur. Bu başarı, “evlilik” olarak tabir edilen bu işbirliğinde her iki şirketin de ortağının şirket kültürlerine saygı duyması temeline dayanmaktadır. Ortaklar birbirlerine karşı açık, güvenilir ve saygılı bir biçimde yatırım yapmaktadır. Böylesi bir yaklaşım, tek ve ortak bir yaklaşım geliştirmek yerine her iki tarafın da kendi bağımsızlıklarını ve marka kimliklerini korumalarına olanak sağlamaktadır. Bu yapı ayrıca şirketlerin kendi genel stratejilerini belirlemelerine ve neyi ittifaka dahil edeceklerine, neyi kendi bünyelerinde tutacaklarına ve hatta ek hacimler, beceriler ve teknolojileri sürece dahil etmek için Daimler/AvtoVaz gibi üçüncü taraflarla çalışmak gibi konularda karar verme hususunda yüksek oranda esnekliğe de olanak sağlamaktadır. Üst düzey kararların birlikte alınmasıyla kişisel hırsların yerine ortak çıkarların gözetilmesini sağlayan çapraz hissedarlıklar ortakların her birinin, diğerinin kazancından finansal getiri elde etmesine olanak verir. İşbirliği; satınalma, AR-GE, üretim, üretim planlaması ve İK da dahil olmak üzere iş hayatının birçok alanına aşama aşama yayılmıştır. İşbirliği aşağıdaki ilkeleri temel alır: • Ortak ölçüler ve değerler belirleyerek bunları ortak bir performans kültürüyle desteklemek Megumu Komikado Ortak, İş Danışmanı, KPMG Japonya • Ortak süreçler ve teknoloji modülleri geliştirerek maliyetleri düşürmek • Yatırımları paylaşmak, yeni teknoloji veya pazarlara erişmek için gereken maliyetleri düşürerek iş fırsatlarını artırmak. Bu durum teknoloji geliştirme, üretimde karşılıklı olarak fayda sağlayan işbirliği, bayii yönetimi ve diğer operasyonlar (özellikle Brezilya gibi gelişen pazarlarda) ve uygun durumlarda ilgili markalar arasında pazar segmentasyonu alanlarında sinerji ortaya çıkmasını sağlamıştır. Süreçlerindeki benzerlik ve paralelliğe rağmen her iki firma da piyasada bağımsız bir yer tutmayı başarmıştır. Laurent Des Places Ortak, Denetim, KPMG Fransa KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 35 Tercih ettikleri genel ticari strateji sorulduğunda, katılımcılar ortaklığa doğru bir eğilimleri olduğunu ortaya koymuşlardır. Katılımcıların büyük bir çoğunluğu (yüzde 68) OEM’ler için ilerleme yolu olarak geçen birkaç on yıldaki şirket satınalma yoluyla büyüme eğiliminin aksine, ortak teşebbüsler ve stratejik ittifaklar kurmayı görmektedir. Buna karşın, Faz 1 tedarikçilerin şirket birleşmelerini ve şirket alımları tercih etme olasılıkları daha fazladır. Tedarikçilik sektöründe rakiplerle işbirliği yapmak hâlâ nadir görülen bir uygulamadır. Ancak Nissan/Renault ortaklığı gibi başarılı örnekler sadece OEM’ler için değil başka sektörler için de standart uygulama haline gelebilir. Ortaklıklar ve ittifaklar en azından OEM’ler için birleşme ve şirket alımlarından çok daha popüler bir seçenektir. Tercih edilen yatırım ve ticaret stratejileri %68 %40 %35 %25 %16 Birleşme ve şirket alımı %16 Ortak girişimler ve stratejik ittifaklar gibi kurumsal ortaklıklar OEM’ler Not: Bir stratejinin en başarılı olacağına inanan OEM’lerin ve Faz 1 tedarikçilerinin yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Faz 1 Tedarikçiler (Temel olmayan) faaliyetlerin tedarikçilere/sözleşmeli üreticilere taşere edilmesi 36 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Çin’e yakından bakış Katılımcıların yüzde 70’inin dünyanın bu bölgesindeki aktivitelerde artış beklediği düşünülürse Çin’in ittifakları ya da birleşme ve şirket satışları için ana hedef olması pek de şaşırtıcı bir durum değildir. Rusya’daki yurtiçi büyümeyi doyuran ve Batı Avrupa’ya erişim için düşük maliyetli bir üs oluşturan Doğu Avrupa ve Rusya ise popülerlik açısından Çin’i takip etmektedir. Batı Avrupa da mevcut AR-GE ve araştırma kaynaklarını birleştirebilmenin cazibesi açısından ilgi çeken bir bölge olma özelliğine sahiptir. Ancak Ortadoğu ve Afrika’ya çok fazla ilgi gösterilmemektedir. Afrika’nın belki de dünyada gerçekten az gelişmiş pazarları barındıran son yer olduğu göz önünde bulundurulursa, buradaki potansiyelin, çoğu kişinin fark ettiğinden daha fazla olması mümkündür. Araştırmaya Hindistan’dan katılanların iki kıta arasındaki altyapı benzerlikleri nedeniyle Afrika ve Ortadoğu ile daha fazla ortaklık fırsatı görmektedir. Ortadoğu ve Afrika ortak girişimler/ ittifaklar ya da satınalma ve birleşmeler için daha az çekici olasılıklar olarak görülmektedir. Bölge/ülke bazında ortak girişimlerin/ittifakların/birleşme ve satın alma faaliyetlerinin gelişimi %70 Çin %–2 %59 Doğu Avrupa ve Rusya %–8 %54 Asya-Pasifik (Japonya, Çin hariç) Batı Avrupa Kuzey Amerika (ABD ve Kanada) %–9 %52 %–11 %45 %–10 %43 Orta ve Güney Amerika (Meksika dâhil) %–8 %42 Japonya %–8 %24 Ortadoğu ve Afrika %-14 Azalma Artış Not: Ortak girişimler ile birleşme ve satın almaların aynı kalacağını düşünen katılımcıların oranı belirtilmemiştir. Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 37 Gelişen pazarlar BRIC ülkeleri yeni güç merkezleri olmaya devam ederken Çin’in ihracatı da ivme kazanıyor Çin dünyanın en geniş yurtiçi pazarı olma özelliğini korusa da daha olgun pazarlara açılmak için uygun merkezler arayan BRIC ülkelerinin ihracat hamlesi de hızlanmaktadır. Beklendiği üzere, katılımcıların yüzde 80’i, 2016 yılında satış ve üretim açısından Çin’in bir numara olmasını beklemektedir. ABD’nin ise açık ara ikinci olacağı otomotiv piyasasında Hindistan ile Brezilya’nın da üçüncülük için yarışacağını öngörmektedir. 38 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 İkinci en büyük En büyük 2016’da satış ve üretim açısından liste başında bulunan şirketler %80 Çin %81 %42 Amerika Birleşik Devletleri %44 Üçüncü en büyük %19 Brezilya %16 %13 Hindistan %11 Üretim Satışlar Not: Ankette belirtilen ülkeler arasında ülkeleri birinci, ikinci ve üçüncü olarak belirten katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Önde gelen bir küresel araştırma şirketi olan LMC Automotive (LMCA), dört BRIC ülkesinin 2016’da dünya genelinde toplam pazar payının yüzde 43’üne sahip olacağını tahmin etmektedir. Bu rakam yüzde 24’lük 2008 yılı payıyla kıyaslandığında sıra dışı bir yükselişi işaret etmektedir (2011’de söz konusu ülkelerin pazar payı yüzde 36 olarak gerçekleşmiştir). Bu tahmin KPMG’nin, katılımcıların çoğunluğunun yüzde 40’tan fazla bir pay beklediğini gösteren 2012 araştırma sonuçlarıyla kabaca eşleşmektedir. BRIC ülkelerinden olan katılımcıların tahminleri TRIAD ülkelerinden olan katılımcılara göre daha yüksektir. BRIC ülkelerinin dünya pazarında beklenen payı %7 %45 %6 %60’tan fazla %51-60 %41-50 %31-40 %60 %48 %32 TRIAD pazarlarından araştırmaya katılanlar Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 BRIC pazarlarından araştırmaya katılanlar %2 Dört BRIC ülkesinin dünya pazarlarındaki payının 2016’ya kadar yüzde 40’ın üzerine çıkması beklenmektedir. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 39 Çoğunluk Çin’in 2016’daki satış miktarının 20-24 milyon arasında olacağına inanmaktadır. Çoğu kişi Hindistan’ın satış sayısının ise 3-5 milyon araç olacağını düşünmektedir. LMCA’nın 2026 satış tahminlerine kıyasla araştırmaya katılanlar Çin ve Hindistan için daha az iyimserdir. Brezilya ve Rusya’ya ilişkin tahminler resmi LCMA rakamlarına yakın olsa da bu rakamlardan daha düşüktür. 2016’da yıllık satış hacmi beklentisi 25 %24 22-24 milyon 20 %36 milyon otomobil 20-22 milyon 15 10 %24 %36 %30 5-6 milyon 4-5 milyon 3-4 milyon 5 %53 %42 3-4 milyon %53 4-5 milyon 2-3 milyon 0 Çin Hindistan Brezilya Rusya Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Çevre ile ilgili sorunlar öncelik kazanmaktadır ‘Yeşil’ meseleler sadece gelişmiş pazarların ilgilenme lüksüne sahip olduğu konular değildir; katılımcıların çoğu tüm BRIC ülkelerinde çevresel kısıtlamaların önemli oranda artacağına inanmaktadır. Yerel içerik kurallarının da daha da sertleşmesi beklenmektedir. Özellikle de artan üretim kapasitesi ve yükselen yerel üretim derecesi ile sadece gümrüğe tabî olmayan bileşenlerin kullanımına izin veren 166 nolu hükmün yürürlükte olduğu Rusya için bu geçerlidir. Hükümet müdahalesine ilişkin en büyük endişelerin Çin ve Rusya’ya yönelik olması ve özellikle Rusya’nın piyasaya giriş açısından en büyük engellerin mevcut olduğu ülke olarak görülmesi de büyümeyi engelleyebilir. Çevresel kısıtlamaların bütün BRIC ülkelerinde artması beklenmektedir. 40 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 BRIC ülkelerinde pazar koşullarının ve engellerin gelişimi Artış %51 %39 Düşüş %39 %32 %24 %2 %13 %14 %21 %23 Çevresel kısıtlamalar Yerel içerik kuralları Genel olarak hükümetlerin müdahaleleri Pazara giriş engelleri veya kısıtlamaları %65 İhracat/İthalat vergileri Artış Düşüş %31 %27 %23 %19 %2 %13 Çevresel kısıtlamalar Yerel içerik kuralları %14 Genel olarak hükümetlerin müdahaleleri %20 Pazara giriş engelleri veya kısıtlamaları %21 İhracat/İthalat vergileri Not: Kuralların ve kısıtlamaların aynı kalacağını bekleyen katılımcıların oranı gösterilmemiştir. Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Aaraştırması 2012 KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 41 %65 Artış Düşüş %34 %34 %29 %27 %3 %13 %21 %22 Çevresel kısıtlamalar Yerel içerik kuralları Genel olarak hükümetlerin müdahaleleri Pazara giriş engelleri veya kısıtlamaları %27 İhracat/İthalat vergileri Artış %57 Düşüş %36 %23 %21 %18 %4 %17 %16 %27 Çevresel kısıtlamalar Yerel içerik kuralları Genel olarak hükümetlerin müdahaleleri Pazara giriş engelleri veya kısıtlamaları %29 İhracat/İthalat vergileri 42 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 KPMG yorumları Rus otomotiv pazarı dışarı açılacak mı? Küresel ekonomik krizin ardından Rus hükümeti zor durumdaki otomotiv endüstrisine yardımcı olmak adına ithalatı azaltıp yerel üretimi artırmak için bazı ek kısıtlamaları da içeren çeşitli adımlar attı. Özellikle, önemli oranda artan yerel parça üretimi ile bağlantılı olarak yeni bir endüstriyel montaj rejimi ortaya çıktı. Yeni endüstriyel montaj rejiminin temel kurallarına göre, yüksek vergiler ödemekten kaçınmak için yılda en az 300.000 otomobil üretilmesi ve yüzde 60 oranına kadar yerelleştirme yapılmasının yanı sıra araç parçalarının preslenmesi ile ilgili özel gereklilikler ve AR-GE çalışmalarının Rusya’da yürütülmesi gerekmektedir. Böyle önemli üretim ve yerelleştirme gereksinimleri mevcut iken, yakın dönemde Rus otomotiv endüstrisine yapılması planlanan yatırımlarda, özellikle de yurtdışındaki otomobil üreticileri ve ilgili tedarikçilerin ilgisinde bir artış gözlemlenmiştir. Yaklaşık 200 şirket, Rus otomotiv sektörünün çehresini önemli oranda değiştirdiğine inanılan bu yeni endüstriyel montaj rejimi için başvurmuş ve bunun sonucu olarak da birçok yeni ortaklık ve işbirliği doğmuştur. Rusya’nın yakın zamanda gerçekleşecek olan Dünya Ticaret Örgütü’ne (WTO) katılımı hükümetin konuya müdahalesini azaltabilecek olsa da otomotiv sektörüne tanınan 7 yıllık geçiş süreci, kısa vadede gerçekleşebilecek ithalat vergisi indirimlerini minimum düzeyde tutacaktır. WTO kurallarıyla uyum için bazı hareketler gerekli olsa da bu konunun tam olarak ne şekilde etki göstereceği net değildir. Örneğin firmaların her biri şu anda düşük vergi tarifelerinden faydalanmaktadır. Ulrik Andersen Ortak, Denetim KPMG Rusya KPMG yorumları Çinli otomobil üreticileri kanatlarını açacak 2010’da bir dönüm noktası olan Geely’nin Volvo’yu satın alışının ardından yapılması beklenen büyük anlaşmalardan hiçbiri henüz hayata geçmedi. Belki de Çinli şirketler otomotiv endüstrisinde geçmişte yaşanan ve değer yaratmaktan çok değer kaybettiren işlemlerle tekrar karşılaşmaktan çekiniyor olabilir. Yine de birleşme ve satın alma, Çinli oyuncular için uygulanabilir bir strateji olma özelliğini koruyor. Azalan varlık fiyatlarının ve finansal belirsizliğin, özellikle de Euro Bölgesi’nde, birleşme ve satış aktivitelerinde artışı tetiklemesi de olasıdır. Başka bir önemli yabancı markanın satın alınması olasılığı tamamen göz ardı edilemese de Çinli şirketlerin kısa dönemde odaklanacağı konu, büyük ihtimalle tutarı 200 milyon ABD dolarının altında olan ve bileşen sektörüne özellikle de güç aktarım mekanizması teknolojileri, gelişmiş elektronik, güvenlik sistemleri, “yeni enerji” inovasyonları ve temel malzemeler gibi alanlarda yapılacak anlaşmalar olacaktır. Anahtar teknolojilerin satın alınması için ABD ve Avrupa güçlü markalar ve kalite sunarken Güneydoğu Asya, Güney Amerika, Doğu Avrupa, Rusya ve Ortadoğu ise Çin malı otomotiv ürünleri için pazar olma potansiyeline sahiptir. Bu tür açılımların sıfırdan yatırım ile mi yoksa birleşme ve şirket satın alımları ile mi yapılacağı Çinli firmaların stratejilerine ya da kapasitelerine, bölgedeki hükümetlerin tepkilerine, Çin hükümetinin en iyi yaklaşım konusundaki görüşüne göre değişecektir. Andrew Thomson Otomotiv Eş Başkanı KPMG Çin KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 43 Çinliler geliyor! ihraç edildiği düşünülürse oldukça ihtiyatlı bir tahmindir. Çin OEM’lerinin yurtdışına açılma hızı birincil öncelikleri olan büyüyen iç pazarın taleplerini karşılayabilme hızlarına bağlı olacaktır. Çin firmalarının uzun dönemli hedefi ise Koreli Hyundai ve Japon Toyota’nın izlediği yolu takip ederek kaliteli markalar haline gelmektir. Çin hükümeti TRIAD teknoloji firmalarının yerel firmalarla işbirliği yapması konusunda ısrar ederek otomotiv endüstrisinin teknik knowhow alanında dev adımlar atarak keskin bir öğrenme eğrisine tırmanmasına yardımcı olmaktadır. Gelişen pazarları sadece gizli yerel potansiyelleri açısından ele almak bu pazarların gelişen otomotiv sektörleri hızla diğer bölgelere de açıldığı için artık pek de mümkün değildir. Yalnızca 10 yıl önce, BRIC ülkelerindeki üreticiler, sadece iç pazarı hedefleyen basit, düşük maliyetli araçlar üretmekteydi. Şimdi ise gelişmiş pazarlardaki güçlü oyuncularla kıran kırana rekabet edebilecek taşıtlar ihraç etmeye başladılar. Çin hükümeti 2016’ya kadar en az bir OEM şirketinin sektöründe dünyadaki en iyi on şirket arasına girmesini beklemektedir. KPGM’nin küresel araştırması ise Çin’in en geç 2017’ye kadar bir milyon adet ya da daha fazla araç ihraç edeceğini göstermektedir. Bu tahmin sadece 2011’de çoğunluğu ticari araç olan 800.000 birim araç Çin’in en geç 2017’de yılda 1 milyondan fazla taşıt ihraç etmesi beklenmektedir. Yabancı pazarlara odaklanan sadece Çin değildir. Katılımcılar, Hindistan ve Brezilya’nın da 2017 ve 2022 arasında bir milyon ya da daha fazla taşıt ihraç edeceğini tahmin etmektedir. Diğer yandan Rusya’nın böyle bir rakama erişmek için oldukça uzun bir süre beklemesi gerekecektir. Gelişmekte olan piyasalarda otomobil ihracatına ilişkin beklentiler Çin Hindistan %32 Çin’in >1 milyon araç ihraç edeceğine inanıyor 2014 2015 Rusya %29 Hindistan’ın en erken 2017’de >1 milyon araç ihraç edeceğine inanıyor 2016 2017 Çin %41 Çin’in en geç 2017’de >1 milyon araç ihraç edeceğine inanıyor. Kaynak: KPMG Küresel Oto Yönetici Araştırması 2012 2018 Brezilya 2019 %35 Brezilya’nın en geç 2017’de >1 milyon araç ihraç edeceğine inanıyor %34 Rusya’nın 2022’den önce >1 milyon ihraç edemeyeceğine inanıyor 2020 2021 Hindistan %43 Hindistan’ın en geç 2022’de >1 milyon araç ihraç edeceğine inanıyor 2022 44 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 BRIC ülkeleri daha yerleşik otomotiv pazarlarına girmeye çalışırken, maliyetlerin düşük olduğu ülkelerde üretim merkezleri arayışına girmektedir. Araştırmaya göre, Batı Avrupa’ya erişim için en çok tercih edilen ülke Türkiye’dir. Türkiye’de yılda üretilen 1,1 milyon taşıtın yüzde 80’i başka ülkelere gönderilmektedir. Asyalı otomobil üreticileri için, özellikle Hindistan ve Çin üreticileri için, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile arasında mevcut olan gümrük birliği ve nakliye açısından Orta Avrupa’ya bağlı oluşu ülkeyi cazip kılmaktadır. Toyota ve Hyundai halihazırda Türkiye’de üretim yapmakta ve kapasitelerini de artırmaktadır. Çin firmaları olan Chery, Dongfeng Motors ve FAW Haima ile Hintli Tata Motors ülkede fabrika kurmayı planlamaktadır. Brezilya ise hareketli Kuzey Amerika pazarına erişim için tercih edilen bir bölgedir. Özellikle Çinli OEM’lerin yüzde 80’i bu ülkeyi mükemmel bir merkez olarak görmektedir. Gelişmiş pazarlara girmek için BRIC oyuncuları için en iyi merkezler Batı Avrupa’ya girmek için: Kuzey Amerika’ya girmek için: %81 %61,5 %30 %11 %8,5 %4 Türkiye Mısır İran %2 %2 Fas Diğerleri Not: Araştırmada listelenen ülkeleri en iyi merkez olarak görenlerin yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Brezilya Meksika Arjantin %0 %0 Ekvator Diğerleri KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 45 Kapasite fazlası Kapasite ve üretim fazlasının hayaleti sektöre korku salacak Gelecek beş yıl içerisinde küresel üretim kapasitesinin önemli oranda artması bekleniyor. Katılımcıların büyük çoğunluğu Asya Pasifik’in başı çekeceğini ve Çin’in de bu grup içinde lider olacağını düşünüyor. Kapasite oluşturmak ve üretim hacmini dengelemek, bir yandan sabit giderleri düşürerek sağlıklı kâr marjları elde ederken diğer yandan da küresel ayak izlerini genişletmek isteyen OEM’ler için çok büyük önem taşıyacaktır. Küresel üretim artışına neden olan temel katalizör, gelişen pazarların talebi hızla artırmasıdır. Araştırmaya katılanların yüzde 68,5’i 2016’ya kadar en fazla büyümeyi Çin’in göstereceğini düşünmektedir. Çin ve Japonya hariç olmak üzere Asya’nın geri kalanının ise Çin’den sonra en hızlı büyüyen bölge olması beklenmektedir. 2016’ya kadar üretim kapasitesini en fazla artıracak olan bölge/ülke %3,5 %68,5 %11,5 %6 %2,5 %5 %3 Çin Asya (Japonya, Çin hariç) Kuzey Amerika (ABD ve Kanada) Japonya Batı Avrupa Orta ve Güney Amerika (Meksika dahil) Diğerleri Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 2016’ya kadar küresel üretim hacmi 100 milyon taşıtı aşacaktır. Kaynak: LMC Automotive 46 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 satışlar yurtiçi üretim düzeylerinin çok üzerinde gerçekleşmiştir ve 2011 yılında yurtiçi araç talebi, aynı dönemde ABD sınırları içerisinde üretilen araç sayısının yaklaşık dört milyon üzerinde olmuştur. Araştırmaya katılanların yüzde 41,5’i ABD’yi halen en çok üretim fazlası olan pazarlar arasında birinci olarak görmektedir. Ancak, geçtiğimiz yıllardaki makulleştirme çabaları sayesinde, bu ülke şimdiden çoğu kişinin fark ettiğinden çok daha iyi bir duruma gelmiştir. Gerçekten de 2008 ile 2010 arası ABD’li üreticiler, üretim kapasitelerini bir milyon taşıttan daha fazla sayıda azaltmayı başarmıştır. Katılımcılar hem Alman hem de Japon otomotiv pazarlarının yüzde 11 ile 20 arasında kapasite fazlası olduğunu düşünmektedir. LMCA’nın tarihsel verilerine göre, Almanya’nın büyüme fazlası gerçekte bu orandan düşüktür. Japonya ise çok daha kötü durumdadır ve ülkede pazar son yıllarda yüzde 30 ile 40 oranında üretim fazlası vermiştir. İlginç olan ise ABD’nin önemli oranda ithalata dayanan tek olgun otomotiv pazarı olmasıdır. Geçtiğimiz yıllarda, ABD’nin en çok üretim fazlası olan pazar olduğu görüşü artık demodedir çünkü 2008’den beri üretim kapasitesini 1 milyon taşıttan daha fazla azaltmıştır. Olgun pazarlarda kapasite fazlası sorunu Ne kadar? Ne kadar? Birleşik Devletler %46 2012 %26 %6 %1-10 %11-20 %21-30 %2 %31-40 2011 %29 %17 %13 %5 > %40 2012 %38 %27 %25 %28 %17 %18 Almanya %43 2011 %15 %9 %9 %4 %13 %5 %0 %0 DK %1-10 %11-20 %21-30 %31-40 %4 > %40 DK %2,5 %2,5 2012 %41,5 %16,5 2011 %12,5 %64 %10 %14 %6,5 %5 %10 %4 %2 Birleşik Devletler Japonya Almanya Kanada Fransa İtalya İspanya İngiltere %3 %3 %1 %2 Diğerleri Ne kadar? Japonya %42 %27 %21 2012 2011 %27 %19 %21 %14 %12 %4 %1-10 %11-20 %21-30 %31-40 %6 %6 %0 > %40 DK Not: Yuvarlamadan oluşan fark nedeniyle rakamların toplamı yüzde 100'ü bulmayabilir. Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 47 Küresel olarak üretim kapasitesinin engellenemez artışı sürerken kapasite kullanımını yönetmesi gereken sadece gelişmiş marketler değildir. BRIC üreticileri de TRIAD pazarlarındaki meslektaşlarıyla benzer zorluklarla yüzleşmektedir. Katılımcıların yarıdan fazlası 2016’da Çin’in otomotiv pazarının BRIC pazarları içinde en gelişmiş pazar olacağına inanmaktadır. LMCA’e göre Çin’in halihazırda kullanılmayan 6 milyon araçlık bir kapasitesi mevcuttur ve bu sayı 2016’da 9 milyondan fazlaya çıkacaktır. Tüm bu delillere rağmen, katılımcıların beşte biri kapasite fazlasının BRIC ülkeleri için bir sorun teşkil ettiğini düşünmemektedir. Bu sonuç, geçen yılın sonuçlarıyla örtüşmektedir. Endişe verici olan ise otomobil sektöründeki yöneticilerin çoğunun, kapasite ve üretim fazlasını, rekabeti sürdürebilmek için katlanılması gereken kaçınılmaz bir durum olarak görmesidir. Son yıllarda gerçekleşen hızlı büyüme nihayet yavaşlarken kapasite fazlası sorununa eğilmemiş olan üreticiler bazı zor kararlar vermek zorunda kalabilirler. 2011 yılında Çin’in kullanılmamış 6 milyon birim kapasitesi olduğu tahmin edilmektedir. Bu rakam Alman otomobil pazarının iki katına eşittir. Kaynak: LMC Automotive Gelişmekte olan ülkeler içerisinde 2016’da en çok üretim fazlası verecek ülkeler %50,5 %50 2012 2011 %19 %15 %11 Çin Hiçbiri %10,5 Brezilya Not: Ülkeleri en çok gereğinden fazla gelişmiş olarak sıralayan katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 %14 %10 %10 Hindistan %10 Rusya 48 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 2016 için üretim kapasitesi, üretim ve satış beklentileri Kuzey Amerika 2011 +973 18,762 3,085 2,270 16,492 19,577 2011 2011 +829 -2,587 Üretim Kullanılmayan Gerçekleşen Fazla/Eksik Gerçekleşen Kapasitesi kapasite üretim üretim satış 2011 17,789 4,857 12,932 2,256 15,188 Güney Amerika 2011 2011 +1,025 7,019 877 2011 -673 +898 1,804 7,946 6,142 Üretim Kullanılmayan Gerçekleşen Fazla/Eksik Gerçekleşen Kapasitesi kapasite üretim üretim satış 2011 5,994 1,550 4,444 906 5,349 Bölgelere göre tanım: Üretim Kapasitesi: Tamamen kullanılan mevcut üretim birimlerinin toplamı Kullanılmayan Kapasite: Yüzde olarak kullanılmayan kapasite Gerçek Üretim: Gerçekte üretilen birim sayısı Fazla/eksik Üretim: Yurtiçinde üretilen ve satılan araç sayısı arasındaki fark Gerçek Satış: Yeni araç satışları Not: Gri renkli ülkeler, bölgesel kırılımlara dahil edilmemiştir. 2016’da ek potansiyel satış hacmi yaklaşık 3 milyon araçtır. Kaynak: LMC Automotive KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 49 Batı Avrupa 2011 -53 19,841 4,949 2011 14,893 -969 1,066 15,959 2011 +700 Doğu Avrupa Üretim Kullanılmayan Gerçekleşen Fazla/Eksik Gerçekleşen Kapasitesi kapasite üretim üretim satış 2011 19,894 5,918 13,976 366 2011 14,342 +1,626 11,189 1,955 9,235 2,378 2011 2011 -1,159 6,875 +611 Üretim Kullanılmayan Gerçekleşen Fazla/Eksik Gerçekleşen Kapasitesi kapasite üretim üretim satış 2011 9,563 3,114 6,450 1,767 Asya Pasifik 2011 +22,897 76,394 20,743 2011 55,651 7,983 2011 +3,709 47,668 +1,827 Üretim Kullanılmayan Gerçekleşen Fazla/Eksik Gerçekleşen Kapasitesi kapasite üretim üretim satış 2011 53,497 17,034 36,462 6,156 30,307 4,683 50 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Beklenen küresel üretim kapasitesi ve planlanan üretim ve satış rakamlarına ilişkin ayrıntılı bir analiz, küresel otomotiv pazarının hararetinin artacağına işaret ediyor. LMCA’nın araştırması 2011 yılında tüm dünyada kapasite fazlasının 30 milyon otomobili aştığını göstermektedir. Tayland, Meksika ve Türkiye gibi “Gelecek 11” ülkeleri halihazırda ihraç edilmek üzere önemli sayıda otomobil üretmektedir. Çoğu yönetici bu durumun farkındadır ve arz-talep dengesini yeniden kurmak için en iyi yöntem olarak üretim kapasitesini düşürmeyi görmektedir. Sektörel birleşmeleri veya işbirliklerini ise en etkili ikinci çözüm olarak kabul etmektedirler. Gelişmekte olan birçok ülkede yeni üretim yerlerinin açılması planlandığından gerçekleşebilecek kesintilerin daha gelişmiş pazarlarda hayata geçirilmesi muhtemeldir. Yakın dönemde açılması planlanan üretim yerlerinden bazıları Audi ve Honda’nın Meksika’da, Chery, Fiat ve Nissan’ın Brezilya’da ve FAW-VW’nın ve Toyota’nın Çin’de açacağı fabrikalardır. Kapasite fazlası sorunu için en etkili çözüm %26 Otomobil üreticilerinin üretim kapasitesinde kesintiye gitmesi %21 Otomobil üreticileri arasında sektörel birleşmeler/ortak girişimler/ittifaklar %24 %32 Satışları artırmak için otomobil üreticilerinin yapacağı girişimler Pazar payını artırmak için marka profilini güçlendirmek %14 %8 %13 %5 Mevcut ve/veya yeni pazarlara ihracatı artırmak %12 %25 %12 Diğer %9 2012 Not: Stratejiler arasında en etkili stratejileri seçen katılımcıların yüzdesi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Kapasiteyi azaltmak, gelişmiş pazarlarda katı iş kanunları ve güçlü sendikalar nedeniyle şüphesiz çok daha zordur, ancak ABD’li üreticilerin ekonomik 2011 kriz sırasında kapasiteyi küçültme konusunda gösterdikleri başarı önemli. Bu konuya nasıl yaklaşılması gerektiği konusunda bize bazı dersler verebilir. Küresel otomotiv pazarı 2016’ya kadar yüzde 20 ile 30 oranında üretim fazlası verecektir. Kaynak: LMC Automotive KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 51 Yeni teknolojilerin ortaya çıkması endüstrinin kapasitesini etkiliyor Elektrikle çalışan otomobillere ait bir kitle pazarının oluşabilme olasılığı gittikçe artarken, sahneye yeni tür bir motor türü üreten oyuncular çıkacak ve mevcut kapasite fazlası ürünlerle ilgili bir çözüm bulma konusunda konvansiyonel içten yanmalı motor üreticileri üzerinde var olan baskı daha da artacaktır. Mevcut içten yanmalı motor üretim hatlarını elektrikli motor üretim hattına çevirmek hem maliyetlidir hem de karmaşık bir işlemdir, dolayısıyla atıl kapasitenin ya başka şekillerde kullanılması ya da tamamen ıskartaya çıkarılması gerekecektir. Otomotiv üreticilerinin müşteri arayüzünün tamamı üzerinde tasarruf sahibi olmak istemesine karşın, izlenmesi beklenen yolun fason üretim olduğu telekomünikasyon ve elektronik donanım konusunun yanı sıra, karbon fiber gibi yeni malzemeler konusunda da OEM’ler benzer bir ikilemle karşı karşıya kalmaktadır. 52 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Sonuçlar Bu yeni mobil görüntüde başarılı olmak için ne yapmak gerekiyor? KPMG’nin 2012 araştırmasına katılanlar, gelecek beş yıl içerisinde pazar paylarını artırma olasılığı en yüksek olan OEM’lerin Avrupa ve Asya’da yer alan OEM’ler olduğuna ve şu anda tartışmasız lider olan Volkswagen’in hızlı büyüme oranını koruyacağına inanmaktadır. Yükselişini sürdürmekte olan Kore devi Hyundai/Kia ve birinci sınıf otomobil üreticisi Alman BMW ise Volkswagen’i yakından takip etmektedir. Büyük ihtimalle Japonya’yı 2011’de vuran ekolojik felaketler nedeniyle, katılımcıların yarısından azı Volkswagen’in en güçlü rakibi olan Toyota’nın pazar payını artıracağını düşünmektedir. En hızlı büyüyen on üreticiden yedisi Asya’dandır ve bu yedi üreticinin arasında dördü Çin’de ve biri Hindistan’da (Tata Motors) olmak üzere gelişen beş pazarın temsilcileri de yer almaktadır. Listede ABD OEM’leri arasında en üst sırada yer alan Ford sekizinci sırada yer almaktadır ve General Motors’un mütevazı bir büyüme göstermesi beklenmektedir. Ancak 2011 ve hatta 2010 araştırma sonuçlarıyla kıyaslandığında Amerikalı üreticilerin daha iyimser olmak için dayanakları olduğu görülmektedir. KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 53 Küresel pazar payının 2016 itibariyle artmasını/azalmasını bekleyen katılımcılar Azalma %70 YoY %-8 Volkswagen Group %–4 YoY %78 %63 YoY %-10 Hyundai/Kia %–10 YoY %72 %63 YoY %-13 BMW %–4 YoY %49 %60 Tata (incl. JLR) %–6 %58 BAIC %–7 %55 SAIC %–4 %51 Chery %–13 %47 YoY %-27 Ford %–17 YoY %43 %47 Nissan %–15 %44 Geely %–11 %44 YoY %-25 Toyota %–19 YoY %40 %41 YoY %-21 Honda %–16 YoY %44 %40 FAW %–8 %39 Fiat Group (incl. Chryler) %–26 %38 YoY %-36 General Motors %–27 YoY %40 %38 Changan %–12 %36 Dongfeng %–8 %36 Avtovaz %–12 %34 Brilliance-Jinbei %–10 %34 BYD %–12 %33 Renault %–22 %32 YoY %-28 PSA %–17 YoY %22 %31 YoY %-15 Daimler %–20 YoY %39 %27 Mazda %–25 %25 Suzuki Mitsubishi Artma %–26 %20 YoY %-33 %–34 Subaru/Fuji Heavy YoY %20 %18 YoY %-29 %–31 Not: Pazar payının aynı kalacağını düşünen katılımcıların yüzdesi verilmemiştir. Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 YoY %17 Bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla (YOY): 2011 yılına ait değerler 54 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 KPMG Yorumu Hyundai-Kia küresel bir güç haline gelmektedir Hyundai-Kia’nın şaşırtıcı başarısı yıldırım hızında Ar-Ge döngülerine ve parça sağlayıcıları ile koordinasyon içinde, agresif bir yurtdışına açılma politikası uygulanmasına dayanmaktadır ve grubu dünyanın en hızlı gelişen otomotiv şirketi haline getirmiştir. Küresel krize rağmen, kalite ve tasarıma yatırım yapan Koreli otomotiv üreticisi yeni bir dizi otomobil ve teknoloji geliştirerek geçmişteki düşük kaliteli, düşük fiyatlı otomotiv imajını değiştirmektedir. Sadece 24-36 ay süren yeni ürün geliştirme döngüsü ve yakıt tasarrufu sağlayan küçük ve orta boyuttaki otomobilleri ile Hyndai-Kia zorlayıcı ekonomik koşullar ve yüksek yakıt fiyatlarına rağmen rekabet gücünü artırmıştır. Kuzey Amerika, Avrupa, Çin ve Hindistan’da bulunan yeni üretim merkezleri şirketin müşteri zevklerindeki farklılıklara hitap edebilmesinin yanı sıra bölgesel sorunlara ve döviz kurundaki ani dalgalanmalara karşı bir tampon görevi görür. Ayrıca önemli yedek parça tedarikçilerinin yurtdışındaki yeni tesisleri desteklemelerini isteyerek grup, bölgesel Ar-Ge ve tasarım, üretim ve kalite yönetimi ve maliyet hedefleme alanlarındaki sinerjiyi en üst düzeye çıkarmış, böylece değişen otomotiv sektörü ortamına ayak uydurmuştur. Chang Soo Lee Otomotiv Sektörü Asya Pasifik Lideri KPMG Kore KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 55 Bu yılki araştırmadan elde edilen bulgulara göre gelecekteki başarı bir dizi anahtar itici güce dayanmaktadır: OEM’lerin AŞAĞIDAKİ KONULARLA İLGİLENMELERİ... Yeni teknoloji: Elektromobilite Elektromobilite gelecekte hem gelişmiş hem de gelişen pazarlarda aktarma organı tasarımının merkezinde yer alacak ve BRIC ülkeleri ve özellikle de Çin’de büyük bir potansiyele sahip olacaktır. Bu konudaki en büyük zorluk ise en ümit vadeden teknolojinin hangisi olduğunu belirlemek olacaktır. Daimler, Hyndai/Kia, Toyota ve GM bu alanda çok aktif olsalar da, araştırmaya göre, yakıt pili teknolojisi henüz tam potansiyeline ulaşmamıştır. Yenilikçi kentsel mobilite konseptleri Sektörün taşıt odaklılıktan uzaklaşıp insan odaklı kentsel tasarıma ve mobilite konseptlerine yönelmesi gerekmektedir. Otomobil paylaşma konsepti Quicar ile Volkswagen ve Şehirli Gelecek İnisiyatifi ile Audi, önde gelen OEM’ler arasında yer almaktadır. BMW de araba paylaşımı ve kentsel tasarımı DriveNow ve yan markası BMWi ile birleştirmektedir. Bağlantılı araç çözümleri Sürücüyü, arabayı ve çevreyi birleştirerek otomobil kullanmayı daha rahat ve daha güvenli hale getirmek gitgide daha fazla önem kazanmaktadır. Daha etkili olması için bu teknolojinin yaygınlaşması gerekmektedir ve yakında birçok yeni araçta bulunması muhtemeldir. Ford (Sync ile) ve BMW (ConnectedDrive ile) hâlihazırda kitle pazarına sürülmüş ürünlerin iki örneğini teşkil etmektedir. Hizmet odaklı & e-finansman çözümleri Ayrıca, daha fazla hizmet odaklılığın yanı sıra özellikle e-aksamlar için yenilikçi finansal tekliflerde bir artış olması muhtemeldir, bu da gelişmekte olan ülkelerde büyük bir potansiyel doğuracaktır. Pazarda Renault ve Smart’a ait tanınmış ürünler mevcuttur. …VE ŞUNLARA ODAKLANMALARI… İşbirliği ve ittifaklar Üreticiler her şeyi tek başlarına yapamaz. Teknoloji ve hizmetlerdeki gelişmelerin çoğu başka endüstrilerden gelmiştir. Örneğin, mobilite hizmetleri kavramı geleneksel OEM modelinden çok farklıdır. İşbirliği böylesi değişiklikleri yönetmek için en bariz yöntemdir ve ortak Ar-Ge harcamaları, yeni teknolojilere ve ürünlere, yeni iş modellerine erişim ve risk ve yatırımları bir havuzda birleştirme gibi bir dizi ek faydayı da beraberinde getirir. ...VE ŞUNLARIN FARKINDA OLMALARI GEREKİR… Gelişen pazarların gücü Çin, BAIC, SAIC, Chery ve Geely ile en hızlı büyüyen on otomotiv şirketinden dördüne sahiptir. Bu da ülkenin büyük önemini gözler önüne sermektedir. Çinli otomobil üreticileri, kendi ülkeleri dışında da büyümeye başlamış durumdadır. Bu da mevcut pazarlarda rekabeti artıracaktır. BAIC’in küresel genişleme stratejisi, gelişmekte olan ülkenin otomotiv endüstrilerinin sürdürülebilir ihracat hamlesinin yalnızca başlangıcıdır. Üretim ve kapasite fazlasının gölgesi Küresel üretim kapasitesi arttıkça, otomobil üreticileri, üretim fazlası sorununa ciddi biçimde eğilmek durumunda kalacaktır. BRIC pazarları hâlihazırda ciddi oranda bir kapasite fazlasına sahiptir ve diğer pazarlarda artan üretim hacimleri nedeniyle üretim fazlasıyla karşı karşıya kalma yönünde ilerlemektedir. Üreticiler, talepteki artış ve azalmalarla baş edebilmek için doğru kapasite düzeyini bulmak zorundadır. 56 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Araştırma hakkında Araştırmaya otomotiv sektöründe yönetici olarak görev yapan 200’den fazla kişi katılmıştır. Katılımcıların yarıdan fazlası iş birimi yöneticisi ya da daha üst düzeydedir. Katılımcılar, taşıt üreticileri, Faz 1, 2 ve 3 tedarikçiler, bayiler, finansal hizmet sağlayıcıları ve ilk defa mobilite hizmet sağlayıcıları da dahil olmak üzere otomotiv değer zincirinin tüm farklı bölümlerinden gelmektedir. Yöneticilerin yüzde 47,5’i Avrupa, Orta Doğu ve Afrika’da, yüzde 31’i Asya- Pasifik bölgesinde ve yüzde 21,5’i ise Amerika kıtasında görev yapmaktadır. Katılımcıların yüzde 97,5’i yıllık gelirleri 100 milyon Amerikan dolarından fazla olan şirketleri temsil etmektedir ve beşte birden fazlası ise 10 milyar Amerikan dolarından fazla yıllık geliri olan firmalar için çalışmaktadır. Katılımcılar ile telefon aracılığıyla gerçekleştirilen mülakatlar 2011’in Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında gerçekleştirilmiştir. Araştırmaya yanıt verenlerin coğrafi dağılımı %21,5 Kuzey ve Güney Amerika Asya Pasifik %47,5 Avrupa Orta Doğu Asya %31 Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Araştırmaya yanıt verenlerin iş unvanları %8 %19,5 Murahhas Aza (CEO)/Başkan/Yönetim Kurulu Başkanı %16,5 C-seviye Yönetici İş Birimi Yöneticisi/İşlevsel Yönetici Departman/Liderlik Ekibi Müdürü %24,5 İş Birimi İşlevsel Yönetici %31,5 Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 57 Şirket kategorisi %2,5 %1,5 %0,5 %2 Araç üreticisi Faz 1 Tedarikçisi %8 Faz 2/3 Tedarikçisi %40 %17 Bağımsız Bayi Şirkete Bağlı Finansal Hizmetler Şirketi Bağlı Bayi Mobilite Hizmetleri Sağlayıcısı %28,5 Şirket Dışı Finansal Hizmetler Şirketi Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Şirketlerin yıllık cirosu %2,5 %20,5 10 milyar USD üzerinde %30 >1 milyar USD <10 milyar USD >500 milyon USD <1 milyar USD >100 milyon USD <500 milyon USD %28 100 milyon USD altında %19 Kaynak: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 KISALTMALAR ICE Internal Combustion Engine (İçten Yanmalı Motor) TIMETelecommunication, Information Technology, Media&Entertainment (Telekomünikasyon, Bilgi Teknolojisi, Medya ve Eğlence) OEMOriginal Equipment Manufacturer (Orijinal Ekipman İmalatçıları) BRIC Brazil, Russia, India, China (Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin) TRIAD USA, Europe, Japan (ABD, Avrupa, Japonya) 58 | KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 Notlar KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 | 59 Notlar kpmg.com.tr İletişim Bilgilerimiz Küresel Otomotiv İlgili Kişiler Mathieu Meyer Küresel Otomotiv Başkanı T: +49 711 9060 41730 E: [email protected] Simone Beutel Küresel Otomotiv yöneticisi KPMG İsviçre T: +41 44 249 31 80 E: [email protected] Bölgesel Otomotiv İlgili Kişiler Asya Pasifik Chang Soo Lee Samjong KPMG Kore T: +82 2 2112 0600 E: [email protected] Kuzey Güney Amerika Gary Silberg KPMG ABD T: +1 312 665 1916 E: [email protected] Avrupa Mathieu Meyer KPMG Almanya T: +49 711 9060 41730 E: [email protected] Türkiye Ergün Kış Denetim Bölümü Şirket Ortağı Otomotiv Sektörü Lideri KPMG Türkiye T: +90 216 681 90 17 E: [email protected] Bu kitapçıkta dile getirilen görüşler ve düşünceler görüşme yapılan kişilere aittir ve KPMG International’ın veya KPMG üye firmalarının görüşlerini ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Bu belgede kullanılan ticari marka veya hizmet markaları bunların tescil sahibi olan kuruluşlara aittir. Bu kitapçıkta yer alan bilgiler genel nitelikte olup, herhangi bir gerçek veya tüzel kişi durumuna hitap etmemektedir. Doğru ve zamanında bilgi sağlamak için çalışmamıza rağmen, bilginin alındığı tarihte doğru olduğu veya gelecekte olmaya devam edeceği garantisi yoktur. Uygun uzman tavsiyesi olmadan ve belirgin bir durum tam olarak değerlendirilmeden bu bilgilere dayanılarak hareket edilmemelidir. © 2012 KPMG International Cooperative (“KPMG International”) bir İsviçre kuruluşudur. KPMG ağının bağımsız firmalardan oluşan üye firmaları KPMG International’ın bağlı şirketleridir. KPMG International hiçbir müşteri hizmeti sağlamaz. Hiçbir üye firmanın KPMG International’ı veya herhangi bir diğer üye firmayı üçüncü taraflar nezdinde yükümlü veya bağlayıcı kılma yetkisi olmadığı gibi, KPMG International’ın da herhangi bir üye firmayı yükümlü veya bağlayıcı kılma yetkisi yoktur. Tüm haklar saklıdır. KPMG ve KPMG logosu ile “cutting through complexity” KPMG International’ın tescilli ticari markaları veya markalarıdır. Tasarım: Evalueserve Yayın Adı: KPMG Küresel Otomotiv Yönetici Araştırması 2012 (Küresel versiyon) Yayın No: 111218 Yayın Tarihi: Ocak 2012